kenya müslümanları ve siyasal durum - Dunyabulteni

advertisement
> DÜBAM
KENYA MÜSLÜMANLARI VE
SİYASAL DURUM
HASSAN NDZOVU
> 2013 MART
DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI
DÜBAM
KENYA MÜSLÜMANLARI VE SİYASAL DURUM
HASSAN NDZOVU
Genel Yayın Yönetmeni
Akif EMRE
Yayın Koordinatörü
Aynur ERDOĞAN
Çeviren
Emin ARVAS
DÜBAM Yayınları
Küresel İletişim Merkezi
Barbaros Bulvarı, Balmumcu / Beşiktaş
Tel: (0212) 274 80 21 – 274 80 22
www.dunyabulteni.net
> DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI
4
KENYA MÜSLÜMANLARI VE SİYASAL DURUM
<
İÇİNDEKİLER
Özet................................................................................................................................... 7
Giriş..................................................................................................................................9
Bağımsızlık Öncesi Kenya’da Müslümanların Partileri................................................. 11
Bağımsız Kenya’da Müslümanlar ve Parti Politikaları.................................................. 15
Seçimin İslami Mevzuları...............................................................................................21
Sonuç..............................................................................................................................27
5
> 2013 MART
Referanslar......................................................................................................................29
> DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI
6
KENYA MÜSLÜMANLARI VE SİYASAL DURUM
<
Özet
7
> 2013 MART
Bu makale Müslüman toplumun Kenya siyasetinde bir söz sahibi olmak için verdiği
tarihi mücadeleyi ve seçim dönemlerinde zuhur eden İslami meseleleri analiz eder.
Kenya’da azınlık bir grup olarak Müslümanlar, dinden ziyade ırk ve etnisite temelinde
siyasi marjinalleşmeyle karşı karşıya kaldılar. Bağımsızlık öncesi dönemde Arap ve
Asyalılardan oluşan ırk temelli Müslüman örgütlere dair gelişmeler görüldü. Konularını
dini olmaktan ziyade ırki şartlarla gören sömürge rejimi, Arap ve Asyalılara bunların
Afrikalılara uzatmadıkları temsil imtiyazları verdi. Bu durum, Müslümanların bağımsızlık
sonrasındaki siyasi faaliyetlerinin biçimini etkiledi. Başlangıçta etnik-bölgesel dengeden
endişeli olan ilk devlet başkanı Jomo Kenyatta, hükümetlerine Müslüman fertleri aldı
ama bu Müslümanlar, dini mensubiyetlerine vurgu yapmadılar. 1990’larda çok partili
siyasete geçilmesiyle Müslümanlar kendi siyasi partilerini kurmayı denediler (Kenya
İslam Partisi ya da IPK). Ama hükümet, ayrımcı olduğu gerekçesiyle IPK’yi yasakladı ve
ırkçı çizgiler üzerine kendi partisini (Afrika Birleşik Müslümanları) kurarak Müslüman
seçmenleri bölmeye çalıştı. Kenyalı Müslümanlar 1990’dan beri hissedilir derecedeki
marjinalleşme ya da ayrımcılık teşebbüslerine karşı birleşmeyi başardılar. 1981’de
miras hukuku (Müslümanlar bunu İslam’a aykırı olarak değerlendirdiler) ve Moi’nin ek
kimlik taşımaları için Somalili Müslümanları ayırmasına verdikleri tepkide olduğu gibi.
Müslümanlar her iki konuda da imtiyaz kazansa da yazar bunların Müslümanların oyunu
kazanmak için hükümet tarafından yapılan yatıştırma eylemleri olduğunu ileri sürer. O,
IPK döneminden bu yana Müslümanların siyasi birliğinin her zamankinden daha açık
bir şekilde belirtildiği; bununla birlikte, aynı zamanda ırk ve etnisitenin bölücü faktörler
olmaya devam ettiği sonucuna varır.
> DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI
8
KENYA MÜSLÜMANLARI VE SİYASAL DURUM
<
Giriş
Kenya’da Müslüman toplum uzun bir süredir ülke siyasetinin büyük ve aktif bir parçası
oldu ama Müslüman siyaseti hiçbir zaman yekpare bir olgu olmadı. Irki ve etnik husumet,
hemen hemen ırk temelinde farklı Müslüman siyasi kuruluşların ortaya çıkmasına katkıda
bulundu. Bu bölünmeler, Müslüman olsun ya da olmasın Afrikalılara karşı Hintli ve Araplara
yönelik sömürgeci tercihleriyle alevlendirildi. Bu uzaklık, sadece çeşitli Müslüman siyasi
grup ya da kuruluşların vasıflarından değil, bunların ideolojik farklılıklarından da yansır.
Önemli farklılıklara rağmen Müslüman siyasi hareketler, belli temel görüş, hedef ve
ortaya çıkış sebeplerini paylaştı. Bunları birleştiren en büyük etken, adalet ve siyasi
özerklik talebiydi. İç kesim-Hristiyan çoğunluk, hem demokratik hem de demokratik
olmayan konularda Müslümanları siyaseten serbest olarak tanımlama eğilimindedir.
Halbuki bu makalede açıklanacağı gibi, Müslümanlar demokratik ve demokratik
olmayan konularda uzun süredir ülkedeki siyasi sürece katılmışlardır ve Kenya’da sistem
tarafından tanınmışlardır. 1963’teki bağımsızlıktan bu yana ülkede yapılan parlamento
seçimleri sırasında farklı siyasi partilerce temsil edilen aşikar kapasiteleri vardır. Kenyalı
Müslümanların siyasi sorumlulukları da 1990’lardaki siyasi reformların çok partili
demokratik süreç getirmesinden beri değişti, bu da siyasette İslam’ı daha görünür kıldı.
Bu siyasi reformlardan önce Kenya Afrika Milli Birliği (KANU), Müslümanlar da dahil
tüm Kenyalılar için tek siyasi partiydi. Onlar, KANU’nun Müslümanlara özel gelişim
meselelerine yeterli dikkat atfetmediğinden şikayet ederek partiye desteği çektiler ve
akabinde, Müslüman bir partinin Kenya’da Müslümanların karşı karşıya oldukları belirli
gelişme problemlerine öncelik vereceği ümidiyle Kenya İslam Partisi’ni (IPK) kurdular.
9
> 2013 MART
Bu makale, sömürge döneminden başlayarak, Müslümanlar arasında etnik ve ırki
husumetin nasıl ırk temelinde farklı Müslüman siyasi kuruluşlar ortaya çıkmasına katkı
yaptığını araştırır. Benzer şekilde, makale 1990’ların başlarında, IPK’nin kurulmasına yol
açan zeminde aynı ırki ve etnik bölünme dinamiğinin görüldüğünü gösterir. Daha sonra
makale, Kenya’da genelde seçim dönemlerinde ortaya çıkan belli İslami mevzuların
rolünü inceler.
> DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI
10
KENYA MÜSLÜMANLARI VE SİYASAL DURUM
<
Bağımsızlık Öncesi Kenya’da
Müslümanların Partileri
1921’e kadar hükümetteki tek Arap-Müslümanlar Liwali, Kadı ve Mudir’di. Bunların
hepsi, bir parçası oldukları sömürge idaresini sorgulayamayacak devlet memurlarıydı.
Sıkıntılarını dile getirecek bağımsız bir sese ihtiyaç vardı, bu yüzden 1921’de siyasi arenada
Sahil Arap Birliği (CAA) belirdi. Birlik, topluma karşı sorumlu olan Yasama Konseyi’nde
Arap-Müslümanlara yetersiz temsil imkanı verildiğine inanıyordu1. Bundan dolayı o,
Arap-Müslümanların statülerinin yükseltilmesi için seçimli temsil talebinde bulundu.
CAA, Arap-Müslümanlarda toplumun hükümet tarafından atanmışlarca temsiline güven
eksikliği olduğunu ileri sürse de görüşleri hiçbir aşırılık olmaksızın sorumlu ve makuldü2.
CAA, Ocak 1922’de Mombasa’da bir halk toplantısı düzenledi. Toplantıda hükümetten
Arap-Müslümanlara Yürütme’de iki, Yasama Konseyi’nde de dört sandalye verilmesini
istemeye karar verildi3. Toplantıda ayrıca bu sandalyelerin tamamen Arap-Müslümanlara
ayrılması kararlaştırıldı. Bu istekler, Arap-Müslümanların zamanında siyasete hakim olan
toplumsal çıkarlar mücadelesinde geride bırakılmak istemediklerini gösteriyor. İngilizler
topluluğa Yasama Konseyi’nde sadece iki sandalye sunmayı kabul etseler de bunların
baskıları müspet netice verdi.
1
Ahmed I. Salim, A Swahili Speaking Peoples of Kenya’s Coast, 1895-1945. (Nairobi: East
Africa Yayınevi, 1973), sayfa 180.
2
Aynı eser.
3
Bkz. ‘Africa Muslim Representation’, OP/1/497 Kenya Milli Arşivleri (KNA).
4 Salim Swahili Speaking Peoples of Kenya’s Coast, and Hyder Kindy, Life and Politics in
Mombasa, (East African Yayınevi, 1972).
11
> 2013 MART
Bununla beraber, bir Arap-Müslüman’ın Yasama Konseyi’ne seçilmesi 1927’de Araplar
Yasama Konseyi’nde kendileri için rezerve edilen sandalye için Swahili Müslümanlarının
oy kullanmalarına izin vermedikleri zaman ciddi bir bölünmeye yol açtı. Zira Araplar
Swahili Müslümanlarını Afrikalı olarak değerlendirdiler ve bunların Araplara ayrılmış
sandalye için oy kullanmalarının kanunen kabul edilemez olduğuna hükmettiler. Yasama
Konseyi’ndeki sandalye için oy kullanmaya kimin hakkı olduğuna karar verildiği zaman
bu iddia sık sık kullanıldı. Swahili Müslümanlarının hariç tutulması konusundaki suçlama,
hükümetin Müslümanları farklı şekilde muamele edilmesi gereken iki ayrı grup4 olarak
tasnif etmesine sarılan bazı nüfuzlu Arap-Müslümanlara atfedildi. Dolayısıyla, her ne
kadar İslam’ın eşitlikçi ilkeleriyle uyuşmasa da bu, ırki kimliğin paylaşılan İslami kimlikten
daha kuvvetli olduğunu ortaya çıkarıyordu5. Arap-Müslümanların (hem Müslüman hem
de gayrimüslim) Afrikalılara eşitlik vermeye gönülsüzlüğü, Afrikalı Müslümanların Araplar
için geliştiğine dair antipati ve hoşnutsuzluğu açıklıyor. Bu da daha sonraki milliyetçi
siyasetlerde görülüyor.
> DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI
Araplar tarafından reddedilmekle karşı karşıya kalan Swahili Müslümanları, diğer Afrika
topluluklarıyla birlikte kendilerine ait Afro-Asya Birliği’ni (AAA) kurdular. Bu, CAA’yı
AAA’nın karşı olduğu ırkçı bir birlik olarak yaftaladı. AAA’nın kurulması iki rakip Müslüman
kuruluşun mevcut olduğu manasına geliyordu. Arap-Müslümanlar her türlü düzenlemeye
direnmeye devam ederken, AAA üyeleri, özellikle de Tisa ve Thelatha Taifa –bunlar
birlikte Oniki Kabileler olarak bilinir- seçmen kitlelerine ulaşmaya çabaladılar. Özellikle
Oniki Kabileler’in üyeleri, (a) iddia edilen Arap kökenlerinin
Sömürgeci yetkililer, nesebi delillerine istinaden, (b) Zanzibar sultanları tarafından
hem dini hem siyasi kendilerine Arap statüsü verilen çeşitli mektuplar, anlaşmalar
ve duyurular bulundurarak Arap olarak tanınmak için yorulmak
pozisyonlara Arapları bilmez şekilde mücadele ettiler6. Bunların çabaları, Oniki
atama politikalarını de- Kabileler’in statüsüyle ilgili girift meselelerden dolayı olumlu
sonuç vermedi. Arap-Müslümanlar,
Yasama Konseyi’nde
ğiştirmemekte kararlıy- üzerinde tartışılan sandalyelerin ‘Arapların hakkı’ olarak kabul
dılar. Kanun değişme- edildiğinde ısrar ettiler. Konuya tepki olarak sömürge hükümeti,
dikçe iki hizbi bir araya sandalyelerin Araplara tahsis edildiği için, taleplerinin ArapMüslümanların onayına bağlı olduğu hususunda AAA’yı
getirme ümidi yoktu. bilgilendirdi.
Bu karşılık, hükümetin ülkeyi bir Arap devleti olarak görmüş olduğu fikrine dayanıyordu.
Sömürgeci yetkililer, hem dini hem siyasi pozisyonlara Arapları atama politikalarını
değiştirmemekte kararlıydılar. Kanun değişmedikçe iki hizbi bir araya getirme ümidi
yoktu. Müslüman topluluklar arasındaki bölünme sömürgecinin siyasi çıkarlarına hizmet
ettiği için İngilizler kanunu değiştirme eğiliminde değildiler. Bununla beraber, daha sonra
yeni siyasi gelişmelerin bir neticesi olarak Swahili’ye 1952’de Arapların hakları verildi.
Böylece Swahili Müslümanlarının hem 1957 hem de 1961 genel seçimlerinde Arap
olarak kaydedilmeleri mümkün oldu7.
5
August H. Nimtz, Jr, Islam and Politics in East Africa: The Sufi Order in Tanzania. (Minneapolis: University of Minnesota Press, 1980), s.34.
6
Bkz ‘Legislative Council’, PC/COAST/2/3/7 Kenya Milli Arşivleri (KNA).
7
Kindy, Op.Cir. s. Xii
12
KENYA MÜSLÜMANLARI VE SİYASAL DURUM
<
Bu arada Afrikalı Müslümanların sömürge yönetiminin programında göze çarpan bir
rollerinin olmaması onların Arap Müslümanlara tahsis edilen hem idari hem seçimle
ilgili görevlerden hariç tutulmalarıyla neticelendi. 1958’de yakın zamanda kurulan Afrika
Müslüman Derneği (AMS) yetkilileri, Afrikalı Müslümanların Kenya Yasama Konseyi’nde
temsil edilmekten dışlanmalarına karşı Vali Evelvn Baring’e bir dilekçe gönderdiler.
AMS Başkanı A.A. Omar tarafından imzalanan dilekçe, Afrikalı Müslümanlardan başka,
ister kabile ister dini temelde olsun Kenya’daki tüm ırkların Yasama Konseyi’nde
temsil edilmesine saygı belirtir. Ayrıca, dilekçede Yasama Konseyi’ndeki Arap ve
Asyalı Müslümanların, paylaştıkları inancı etkileyen tüm hayati meselelerde Afrikalı
Müslümanların dini menfaatlerine çok iyi hizmet edebilecek olsalar da “tecrübeler,
özellikle kendi acil çıkarları ile çeliştiği zaman bu iki topluluğun hiçbirinin bize yardım
etmeye hazır olmadığını gösterir8” görüşü ileri sürülür.
Buna karşılık, Vali Özel Kalemi F.R. Wilson, Afrikalı Müslümanlar tarafından dile getirilen
gerçek endişeleri önemsiz göstermeye çalıştı. Wilson, Hindistan ve Pakistan’ın oluşumu
sonrasında tek istisna Asyalı Müslümanlar olmak üzere, Yasama Konseyi’nde temsilin
ırki temel üzerine bina edildiğini ve dinin hiç “Yasama Konseyi’nde temsil için uygun
bir temel” olarak tanınmadığını ifadde eder. O, Afrikalı Müslümanların, çoğunluk elde
edebileceklerini düşündükleri her seçim bölgesinde seçim için yarışmaları gerektiğini
ileri sürdü. Wilson’a göre, hükümetin geri planındaki makamlar için yapılacak atamalarda
adayları seçmedeki sömürge politikası «hükümetin, çoğunluğunu mezhebe bağlı
grupların desteğine dayandırmaya teşebbüs etmesinin muhtemelen
Sömürge makadini farklılıkları teşvik edeceği için hep kendisini kişinin dinini
mı, ırki farklılıkları
değerlendirmekten kasıtlı olarak frenlemiştir9.”
vurgulamaya daha
8
9
Bkz ‘Africa Muslim Representation’, OP/1/497 Kenya Milli Arşivleri (KNA)
Bkz ‘Africa Muslim Representation’, OP/7/497 Kenya Milli Arşivleri (KNA).
13
> 2013 MART
Wilson’un mektubundan açık bir şekilde ortaya çıkan husus, sömürge
yönetiminin dini etkenlerin nasıl üstesinden gelineceğine dair net bir hevesliydi ama dini
politikasının olmadığıdır. Sömürge makamı, ırki farklılıkları vurgulamaya kartlar onun bazı
daha hevesliydi ama dini kartlar onun bazı politikalarını dolaylı yoldan
etkiliyordu. Müslüman ve gayrimüslim Asyalıların Yasama Konseyi’nde politikalarını dolaylı
ayrı ayrı temsiline izin vermek, Hindistan ve Pakistan’ın dini temel üzere yoldan etkiliyordu.
kurulmalarının sömürge Kenyası’nda da uygulandığını gösterir. Bu,
Kenya’da bağımsızlık öncesi siyasette hem İslami hem de uluslararası siyasetin dahlini
gösterir. İslami etkenler, Araplar ve Asyalı Müslümanların tanınmasıyla tasdik edilmişken,
> DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI
aynı imtiyazın ırki hiyerarşide en alt seviyede sınıflandırılan Afrikalı Müslümanlara
verilmesi reddedildi. Wilson’ın sömürge makamının, dini mensubiyete dayalı ayrı temsilin
önlenmesi için gücü dahilindeki her şeyi yapmak istediği iddiası, Avrupalı, Asyalı ve Arap
temsilinin belirlenmesinde görülen dinin tesiriyle çelişiyordu. Yasama Konseyi’nde dini
temsilin Afrikalı Müslümanlara uzatılmasının reddi, Kenya bağımsızlığa yaklaşırken büyük
bir endişe mevzuu olarak kalmaya devam etti.
14
KENYA MÜSLÜMANLARI VE SİYASAL DURUM
<
Bağımsız Kenya’da Müslümanlar ve
Parti Politikaları
Bağımsızlık sonrası Kenyası’nda din ve politika arasındaki ilişki değişti. Siyasi liderliğin dini
mensubiyeti derin olsa politika belirlemede dinin tesiri aşikar olurdu. İlk Devlet Başkanı
Jomo Kenyatta hükümranlığında, genç millete yardımcı olmak üzere kalkınma projeleri
başlatma politikalarında din daha kayıtsız bir rol oynadı. Daniel arap Moi’nin Kenyatta’nın
yerine geçmesiyle din, Kenya devletinin kalkınma politikaları ve programlarında tedricen
daha önemli rol oynamaya başladı. Başkan Moi, dini ve mesleki kuruluşlar devlete karşı
hoşnutsuzluk bildirme yolu haline geldiği zaman sivil topluma baskı yaptı. Bu bağlamda
Kenya İslam Partisi’nin yanı sıra Katolik Kilisesi, Kenya Anglikan Kilisesi, Doğu Afrika
Presbiteryen Kilisesi, Moi rejiminin aşırılıklarına karşı muhalefet safına geçti.
10
Bkz Kenya’da Church, State and Society: From Mediation to Opposition, 1963-1993’te
Moi’ye atfedilen ve muhalefetten hoşlanmadığını ve körü körüne itaat beklediğini belirten konuşmanın bir kısmı. (Londra: Frank Cass, 2002), s. 188.
11
D. P. Ahluwalia, Post-Colonialism and Politics of Kenya. (New York: Nova Science Publishers, 1996), s. 182.
15
> 2013 MART
Kenya’da idaresine hiçbir muhalefete müsamaha göstermeyen diktatör tabiatlı bir devlet
başkanı altında tek parti yönetimi niteliğindeki siyasi sistem, bağımsızlıktan bu yana
büyük ölçüde dışlayıcı oldu10. Bu kurumsal durum, 1990’da hükümet karşıtı gösteriler,
isyanlar ve uluslar arası toplumdan gelen baskılar Başkan Aloi’yi ülkede çok partili
seçim getirecek siyasi ve kurumsal reformlar yapmayı kabul etmeye zorladığı zaman
değişti11. En önemli reform, tek siyasi parti olarak KANU’nun tekeline meydan okuyacak
siyasi partiler kurma hakkıydı. Ülkede muazzam arzunun bir neticesi olarak Kenyalılar,
ihtiyaçlarını KANU’dan daha iyi belirtmek ve müdafaa etmek üzere birkaç siyasi parti
kurdular. Kenyalı Müslümanlar, Ocak 1992’de tüm Kenyalıların ama bir azınlık olarak
uzun süredir ayrımcılıktan çektikleri algısıyla özellikle de Müslümanların davalarına
hizmet etmek üzere siyasi parti olarak IPK’yi kurdular. Etnik, ekonomik ve dini endişelerin
güçlü bir karışımı, çok partili dönemde İslam’ı birleştirici bir güç yaptı. Bu dönemde
Müslümanların azınlık statülerinden kaynaklanan hayal kırıklıklarının alevlendirmesiyle
dini milliyetçilik duygusunun da arttığı görüldü12.
IPK demokrasi ve özgürlüğe yönelik milli çağrılara katıldı. O, gayesinin sadece demokrasi,
insan hakları ve her seviyedeki tüm ayrımcılığın kaldırılmasını destekleyen anayasal bir
hükümet getirmek olduğunu ilan etti13. İşte bu yaklaşım, IPK’nin mücadelesini belirten
mevcut sistemi ortadan kaldırmaktan ziyade sistemi daha şeffaf, adil ve dürüst yaptı14.
Bununla birlikte, partiye seçimlere katılma fırsatı verilmedi. Başkan Moi hükümeti,
IPK’nin siyasi parti olarak tescil edilmesi için yapılan başvuruları reddetti. Anayasanın 2(a)
bölümünün kaldırılması muhalefet partileri kurulmasına izin verse de siyasi partilerin
halen Toplum Tescil Memurluğu tarafından onaylanması gerekiyordu. Moi hükümeti, bu
ofisin yardımıyla Yeşil Afrika Partisi, Kenya Milliyetçi Halk Demokratik Partisi ve Kenya
İslam Partisi de dahil bazı partilerin tescilini reddederek muhalefet partilerini veto etti.
Halife Muhammed yönetimi altındaki IPK’nin tescili de partinin ayrımcı olduğu, üyelerinin
belli dini inançlarda olması gerektiği gerekçesiyle reddedildi. Hükümetin, siyasi örgütleri
veto etme uygulaması Kenya’nın politika organize etme özgürlüğünün önünde gerçek bir
engel olarak kaldı.
> DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI
Bu bizi önemli bir soruya götürür: Kenyalı Müslümanlar IPK’nin tescilini talep etmekte
haklılar mıydı? Demokrasi ilkelerinin, dini çizgiler üzerine kurulan bir partinin tesciline
karşı olup olmadığı merak edilebilir. Benim kanaatim, demokratik sürece bağlı olmaları
şartıyla, dini değerlere dayalı olsalar bile siyasi partilere izin verilmesi gerektiğidir.
Bunların politikaları ve bildirileri tüm insanların haklarına saygılı olduğu sürece, bunların
tescilini reddetmek antidemokratik olacaktır. Dini temel üzerine kurulan siyasi partiler
sadece Kenya’ya özgü değildir, Almanya’da da Hristiyan Demokratlar kendi kayıtlı
siyasi partilerine (Christlich Demokratische Union) sahiptirler. İtalya’da (Democrazia
Christiana)15 Rusya’da da Rusya İslam Partisi vardır16.
12
Jeff Haynes, Religion and Politics in Africa. (Nairobi: East African Educational Publishers
Ltd, 1996), s. 165.
13
IPK başkanı Şeyh Halife Muhammed’le 27 Temmuz 2004’te Mombasa’da yapılan mülakatlar; Halid Balala 16 Eylül 2004, Mombasa.
14
IPK başkanı Şeyh Halife Muhammed’le 27 Temmuz 2004’te Mombasa’da yapılan mülakatlar; Halid Balala 16 Eylül 2004, Mombasa.
15
Ali Mazrui, İnsan Hakları İçin Müslümanlar ve Kenya İnsan Hakları Komisyonu himayesinde 18 Temmuz 2005’te Mombasa’da verilen ‘Human Rights, Constitution-Making and Comparative Terrorism: The View from Kenya’, s. 5. Mazrui’ye göre Almanya’da Christlich Demokratische
Union (CDU) Sosyal Demokratik Parti’yle
16
Robert Bruce Ware, ‘The Islamic Party of Russia’. Bu makale 27 Şubat’ta REF/RL’de
yayımlandı, 2003.
16
KENYA MÜSLÜMANLARI VE SİYASAL DURUM
<
Bu yüzden, IPK’nin Moi hükümeti tarafından reddedilmesinin ana sebebinin, birleşik bir
Müslüman topluma yönelik siyasi hırsları bastırmak olduğunu savunmak mümkündür.
Moi’nin lazımlığı KANU, bir zamanlar IPK’nin seçimlerde yarışmasına izin verilen,
çoğunlukla Müslümanların hakimiyetindeki Kuzey Doğu ve Sahil’de
Bu kararnamenin
destek kaybedebileceği tahmininde bulundu17. Hükümet hiçbir
siyasi örgütün dini sembol ve isimler taşıyamayacağında ısrar etti. Bu bir sonucu olarak,
kararnamenin bir sonucu olarak, partinin ismindeki ‘İslam’ kelimesinin partinin ismindeki
İslami siyasi hırsları gösterdiği şeklinde yorumlanabileceği, aynı zamanda
partiyi sadece Müslümanlarla sınırlayabileceği savunuldu. IPK’nin resmi ‘İslam’ kelimesinin
olarak tescilini redde dair bu strateji, Kenya’da Müslümanların siyasi İslami siyasi hırsları
heveslerinin açık bir şekilde bastırılmasıydı ve Kenya’da İslam kökenli
gösterdiği şeklinde
siyaseti şiddetli derecede zayıflatıyordu.
yorumlanabileceği,
Bu noktada ben bir diğer önemli soruyu gündeme getirmek istiyorum:
aynı zamanda parKurucuları niçin partiye ‘Kenya İslam Partisi’ ismini koymaya karar
verdiler? Araştırmalarım, kurucuları arasında da partinin isminde İslam tiyi sadece Müslükelimesinin kullanılıp kullanılmaması hususunda tartışmalar yaşandığını manlarla sınırlayabigösteriyor. Bazı liderler böyle bir ismin, partinin kapsayıcı olmadığı
izlenimi vereceğini savunurken destekleyenler de her ne kadar partinin leceği savunuldu.
gayesi tüm Kenyalıların hakları için mücadele etmek olsa da, İslam’ın
partiyi Müslümanlar için daha cezbedici kılacağını savunarak Müslümanların partinin bir
parçası olmalarını istemişler18. Şeyh Halife Muhammed’e göre IPK laik bir partiydi. O,
IPK tüzüğünün sadece partinin adında İslam’dan bahsettiğini, içinde başka hiçbir yerde
İslam’dan bahsedilmediğini ilave etti19.
17
Bakari, ‘A Place at the Table: The Political Integration of Kenyan Muslims 1992-2003/
Haziran 2004’te Oxford’da St. Anthony’s College’deki uluslar arası konferansta sunulan bir belge,
s. 7.
18
IPK Başkanı Şeyh halife Muhammed’le 27 Temmuz 2004’te Mombasa’da yapılan mülakat.
19
Başkan Şeyh Halife Muhammed ve diğer yetkililerden tüzüğün bir suretini almak için
yaptığım birkaç teşebbüs akim kaldı. Bana bu belge gizli bir şekilde muhafaza ediyor gibi göründü.
17
> 2013 MART
Bununla beraber, IPK şüphe götürmez bir İslami çehreye sahipti, bu durum siyasi
görüşlerini Kenyalılara yayma, destek elde etmek için uyguladığı yöntemler ve partinin
asıl eylemcisi ve dikkat çekecek derecede karizmatik İslami vaizi Halid Balala’nın rolünde
açık bir şekilde görülüyordu. O, vaazlarında Moi hükümetini eleştiriyor, IPK’ye destek
çağrısında bulunuyordu. Keza o, partinin siyasi programının yayılmasında kendisine bağlı
imamların olduğu cami ağını kullandı20. Bu imamlar camilerde polisin adaletsizliği, devlet
okullarında başörtü takılması, göçmenlik ofisinde ayrımcılık gibi Müslümanları etkileyen
konularda tartışmalar çıkmasına imkan sağladılar. Cuma namazları, müminler arasında
en tesirli halk toplantılarının meydana gelmesini temin etti. İnananlar, bu toplantılarda
devleti ve İslam’ın ‘düşmanlarını’ eleştiren bariz şekilde siyasi hitaplar işittiler. IPK yönetimi,
cumaları namaz sonrasında binlerce destekçisini kolayca harekete geçirebileceği bu çok
önemli zamanda gösteriler düzenlediler ve Moi hükümetinin dikkatini çektiler.
> DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI
Bu imamlar camilerde
IPK Müslüman hizipler arasında popüler olmaya başlarken Moi’nin
polisin adaletsizliği, devlet hükümeti de desteğinin çoğunu Afrika kökenli Müslümanlardan
alması ve böylece Müslüman seçmenleri ırki çizgiler üzerinden
okullarında başörtü takıl- bölerek onların siyasi etkilerini azaltma gayesiyle Afrika Birleşik
ması, göçmenlik ofisinde Müslümanları’nı (LIMA) kurdu. Emanuel Karisa Maitha’nın Akiwumi
Komisyonu’na verdiği ifadeye göre, Bay Joshua Kulei (Başkan Moi’nin
ayrımcılık gibi Müslümanşahsi yardımcısı) ve Bay Raşid Seccad (parlamento üyesi), IPK’nin
ları etkileyen konularda Sahil ve Mombasa’daki siyasi faaliyetlerini bastırmak için devlet
21
tartışmalar çıkmasına güvenlik kurumları üzerinden para kanalize etmekten sorumluydu .
Maitha, UMA tarafından desteklenen hükümete liderlik etmek
imkan sağladılar. üzere Ömer Masumbuko’yu işe almaktan sorumluydu. Masumbuko,
Afrikalı Müslümanları IPK’ya karşı toplamak üzere işe alınan Afrika
kökenli bir Müslüman’dır. IPK ise Arap ve Asya kökeninden gelen Müslümanların partisi
olarak görülüyordu. UMA, Afrikalı Müslümanların hayallerini gerçekleştirmek üzere
değil, “hedef alınan bölgelerde molotofkokteylli saldırılar, çatışmalar, Eski Şehir’in
(Mombasa’da bir semt) işgali, Halid Balala ve diğerlerinin kaçırılması da dahil, çeşitli
operasyonlarla’’ IPK’yı sabote etmek üzere kuruldu. Maitha aynı zamanda UMA’nın,
“çoğu gençler ve liderlerine ödemeler yapıldığı ya da bazılarının yaptıkları iyi işlerden
dolayı istihdam edildiği Dışişleri Bakanlığı’ndan gelen talimatlar sonrasında” dağıtıldığını,
1993’te de kendisinden, artık siyasi sabotajlar yapmak için eğitimli olan UMA gençliğini
Sahil Koruma Grubu (CPG) ismi altında yeniden bir araya getirmesinin istendiğini ifade
etti. Maitha, Kulei ve Seccad’ın kendisinin amirleri olduğunu ifade etse de daha sonra bu
20
Bakari, ‘A Place at the Table,” s. 6.
21
İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün Playing with Fire: Weapons Proliferation, Political
Violence, and Human Rights in Kenya (New York: İnsan Hakları İzleme Örgütü, 2000), 37 aktardığına göre Akiwumi Komisyonu Resmi Dökümü, 12 Ekim 1998, sayfa. 4-10, 20, ve 31. 8 Ağustos
1997’de Maitha tarafından söylendiği iddia edilen ve polis tarafından uydurulduğu suçlamasında
bulunduğu ifadenin tamamı, Akiwumi duruşmasında onu kaydeden bir görevli tarafından yüksek
sesle okundu, doğruluğu konusunda şehadette bulundu.
18
KENYA MÜSLÜMANLARI VE SİYASAL DURUM
<
ifadesini geri çekti22.
22
İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün Playing with Fire: Weapons Proliferation, Political
Violence, and Human Rights in Kenya (New York: İnsan Hakları İzleme Örgütü, 2000), 38 aktardığına göre Akiwumi Komisyonu Resmi Dökümü, 12 Ekim 1998, sayfa 6-10. Maitha hiç UMA
ya da Masumbuku ile ilgisi olmadığını söyleyerek ifadeyi ve muhtevasını reddetti. Seccad da
UMA’yı finanse ettiğini reddetti. Keza o, Kulei’nin Maitha’yla irtibatını da reddetti. Buna rağmen,
Masumbuko’nun ifadesi bu inkarları desteklemiyor ve Maitha’nın UMA kampanyasında üst düzey
siyasi müdahale iddiasını destekliyor.
19
> 2013 MART
Bu tahrip edici suçlamalar, önceki inkarların aksine şimdi çok daha güvenilirdir. Özellikle
de UMA’nın IPK’nin Kenya’da tüm Müslümanların gerçek temsilcisi olmadığı ve Siyah
Müslümanlara ayrımcılık yapıldığı, bunların Kenya’da Arap ve Asyalı Müslümanlar
tarafından bir kenara itildiği iddiaları ışığında. Moi hükümeti tarafından desteklensin
ya da desteklenmesin, Başkan Moi’nin iktidara yapışmak için azami fayda sağladığı
Müslümanlar arasındaki eski ırki bölünmenin UMA tarafından yeniden alevlendirildiği
açıktır. Müslümanlar arasında birlik sağlanması Moi’nin siyasi bekasını tehdit edebilirdi,
bu yüzden o, Müslümanları bölmek için başvurulacak vasıtalar aradı. UMA’nın Müslüman
bir Parlamento Üyesi (Raşid Seccad) tarafından finanse edildiği iddiası, bazı Müslüman
siyasetçilerin Moi döneminde edindikleri etki ve güçlerini kaybetmek istemediklerini
gösterir. Görevdeki çoğu Müslüman siyasetçi, IPK coşkusu kontrol altına alınamazsa
devletteki nüfuz ve güçlerini kaybedebileceklerinden korktu –Mvita seçim bölgesinden
Parlamento Üyesi Şerif Nasır’ın IPK’ya kuvvetli muhalefetinde görüldüğü gibi. Seçim
kampanyaları sırasında LIMA ve IPK taraftarları arasında şiddet olayları patlak verirken,
Moi’nin Müslümanları bölme planı başarılı oldu.
> DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI
20
KENYA MÜSLÜMANLARI VE SİYASAL DURUM
<
Seçimin İslami Mevzuları
Müslüman meseleleri, Moi’nin başkanlığı sırasında seçimlerde göze çarptı. Gerçi
bu gelişmenin izleri, müteveffa Devlet Başkanı Jomo Kenyatta’nın, Kenya’da Miras
Hukuku’nu reforme etmek üzere bir komisyon kurduğu 1967 senesine kadar gider.
Komisyon, ölen birinin aile üyeleri arasında eşit ve adil miras tesis etme gayesiyle
Kenya’da miras kanunlarını reforme etmek, İslam Hukuku ve Afrika geleneksel hukukunu
İngiliz Hukuku’yla uyumlu hale getirmekle vazifelendirildi23.
Komisyon’un çalışmalara başladığı andan itibaren Müslümanlar, İlahi İslam Hukuku
olarak düşündükleri şeyi her türlü tahrif etme teşebbüsüne itiraz ettiler. Komisyon, işini
tamamlayınca 1972’de miras hususunda erkeklerle kadınlara eşit haklar tanınan bir
kanun tasarısı hazırlandı. Bu, cinsler arasında eşitlik sağlanması yolunda bir kilometre
taşı olarak karşılandı24.
Bununla birlikte, kanun tasarısı hem Müslümanlar hem de Afrika’daki geleneksel dinlere
mensup kişiler için hassas noktalara dokunduğu için iki grubun koalisyonu, reformlara
karşı lobi yaptı ve farklı dilekçeler üzerinden Kenyatta’nın hayatı sırasında kanun
tasarısının parlamentodan geçmesini önledi. Kenyatta, Müslümanların ve genellikle
Afrika geleneksel kanunlarıyla idare edilen çoğu Afrikalının hassasiyetlerini incitmemenin
akıllılık olacağını düşündü. Başkan Kenyatta ve zamanındaki çoğu parlamenterin çok eşli
olduklarına, kanun tasarısını kabule bu yüzden gönülsüz olduklarına inanılır25.
Yine de, Kenya’nın ikinci devlet başkanı olarak Moi’nin görevi sırasında Temmuz
1981’de, Müslümanların güçlü protestolarına rağmen Miras Hukuku parlamentodan
geçti. Müslümanlar, kendilerinin anayasanın 78. maddesinde belirlenen din ve ibadet
hürriyetlerini tehlikeye soktuğu için kanunun anayasaya aykırı olduğunu iddia ettiler.
Bunlar ayrıca yeni kanunu kendilerine empoze etmenin İslam’dan vazgeçirilmeleriyle
21
> 2013 MART
23
Muhammed Bakari, ‘Muslims and Politics of Change in Kenya’, Muhammed Bakari
ve Saad S. Yahya (editörler), Islam in Kenya. (Nairobi: Signal Press Limited, 1995), s. 240; Janet
Kabeberi Macharia, Women, Lairs, Customs and Practices in East Arica. (Nairobi: WLEA Publications, 1995), 95. Ahmed I. Salim, The Impact of Social, Political and Cultural Changes on Kenya’s
Muslims - With Special Reference to Arab Swahili.’ A paper presented at a conference organized
by the Center for the Study of World Religions, Harvard Üniversitesi Dünya Dinleri Araştırma
Merkezi’nde düzenlenen uluslararası bir konferansta sunulan belge Londra Nisan 1991.
24
Macharia, Op.Cit s. 96.
25
Bakari, ‘Muslims and Politics of Change in Kenya’, s. 241.
eşdeğer olduğunu savundular26. Müslümanlar ortak bir ses üzerinde birleşerek kanunun
Kur’an’da belirlenen miras hukukuyla doğrudan çeliştiğini vurguladılar. Onlar 1990’da,
Müslümanları Miras Hukuku’ndan muaf tutan anayasal düzenleme ilave edilinceye kadar
bunu protesto ettiler.
Bu düzenlemenin siyasi bağlamı ve zamanlaması, gayesinin kanun sebebiyle uzun
süredir mevcut olan problemi halletmek olmadığını akla getiriyor. Moi’nin müdahalesi
ve parlamentoya tartışmalı Miras Hukuku’nu Müslümanların isteklerine uygun şekilde
düzeltme talimatı vermesi, Müslümanların desteğini alma arzusundan kaynaklanıyordu.
Bu, Kenyalıların çok partili demokrasiyi savunduğu bir dönemdi. Siyasi
Somalili Müslümanların iklim değişmişti ve Moi’nin hükümetine sert bir muhalefet vardı. Kenya
pasaport için müracaat siyasi tarihindeki o anda Moi, siyasi desteklerini alma ümidiyle, vicdan
hürriyetlerinin anayasada daima teminat altına alınacağına dair ikna
ettikleri zaman da her
ederek Müslümanların isteklerini kabul etmek istiyordu.
iki kimlik formunu teslim
Moi’nin görev süresi 2002’de sona erinceye kadar hükümet, vatandaş
olduklarını ispatlamaları için ek bir kimlik formu taşımaları gereken
Bu politika Müslümanlar tek grup olarak Somalili Müslümanları ayırmıştı. Onların talep
için hayra alamet değildi. durumunda milli kimlik kartları ve araştırılıp onaylanan ikinci bir kimlik
kartını çıkarmaları gerekiyordu. Somalili Müslümanların pasaport için
Onlar bunu tabiatı icabı müracaat ettikleri zaman da her iki kimlik formunu teslim etmeleri
27
kanunsuz ve ırkçı olarak gerekiyordu . Bu politika Müslümanlar için hayra alamet değildi.
Onlar bunu tabiatı icabı kanunsuz ve ırkçı olarak kabul ettiler28. Alamin
kabul ettiler. M. Mazrui ve İbrahim Nur Şerif, “Ağırlıklı olarak Müslüman Somali’den
gelen mültecilerin mevcudiyeti bazen anayasaya aykırı bu uygulamayı
haklı göstermek için kullanıldı. Aynı muamele Afrika’nın Uganda ve Güney Sudan gibi
ağırlıklı olarak Hristiyan olan bölgelerinden gelen mülteciler sebebiyle ise Hristiyan
Kenyalılara hiç yapılmadı” iddiasında bulunarak bu politikaya karşı çıkarlar.
> DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI
etmeleri gerekiyordu.
26
Patricia K. Mbote, The Law of Succession in Kenya. (Nairobi: WLEA Publications, 1995),
23; Salim, ‘The Impact of Social, Political and Cultural Changes on Kenya’s Muslims.”
27
Bkz ABD Dışişleri Bakanlığı’nda ‘Kenya’, 6 Aralık 2005’te; http://www.state.gov/g/drl/
rls/irf/2004/35363.htm. An Africa Watch Report, Kenya: Taking Liberties. İnsan Hakları İzleme
Örgütü Human Temmuz 1991, sayfa 298-311.
28
Halef Halife’yle mülakat, 29 Eylül 2004, Nairobi; Bkz Halef Halife tarafından 4 Temmuz
2001’de Sahil Eyaleti Geçici Komisyonu’na yazılan protesto mektubu. Bunu ırkçı ve kanunsuz
olarak nitelendirdi.
22
KENYA MÜSLÜMANLARI VE SİYASAL DURUM
<
Mazrui ve Şerif, Kenya hükümetinin göçmenlik politika ve uygulamalarının Hristiyanları
kayırdığını, “onların bahşedilen Kenya vatandaşlığını Kenyalı Müslümanlardan daha geniş
kapsamda kullanabilmelerine imkan verdiğini” iddia ederler29. Ağustos 2002’de Başkan
Moi, hükümetinin etnik Somalililerin araştırılmasını durdurduğunu duyurdu. O, bunun
yerine hükümetin, etnik Somalililerin vatandaşlığının belirlenmesinde mahalli liderlere
bel bağlayacağını açıkladı30. Bu politika değişikliği, o sene genel seçimlerden sadece
dört ay önce geldi. Bu zamanlama, politika değişikliğinin Müslümanları teskin etmek ve
onların desteğini kazanmak üzere Moi’nin bir jesti olduğunu akıllara getiriyordu.
2007 genel seçimlerine hazırlıklar öncesinde Müslümanlar için iki önemli endişe
konusu, Terörle Mücadele Kanun tasarısı (2003) ve kadı mahkemeleri hususundaki sert
tartışmalardı. Kenya Adalet Bakanı, Kenya hükümetinin terörle mücadele çalışmaları
kapsamında 2003’te Terörizmin Bastırılması Kanun Tasarısı’nın parlamentoda
tartışılmasını istedi. Tasarı, görüşülmek üzere daha parlamentoya sunulmadan önce bile
Kenya’da avukatlar, insan hakları eylemcileri, parlamento hukuk komitesi ve Müslüman
liderler dahil, önemli bir kesimden sert eleştiriler aldı. Bunların hepsi, Terörizmin
Bastırılması Kanun Tasarısı’nı gaddar ve baskıcı olarak tanımladılar31. Kenya halkı, ABD
Yurtseverlik Kanunu ile çok sayıdaki benzerliklerden dolayı, tasarının şekillenmesinde ABD
hükümetinin etkisi olduğuna inandı32. Tasarının muhalifleri gösteriler düzenlediler, sesli
olarak ABD hükümetini suçladılar ve diğer şekillerde öfkelerini açığa vurdular. Temmuz
2003’te insan hakları lobileri ve öğrenci örgütleri tarafından düzenlenen gösterilerde,
protestocular Adalet ve Anayasa İşleri Bakanı’na muhtıralarını vermek üzere şeriat Evi’ne
doğru yürürken ABD bayraklarının yakıldığı görüldü33.
Ferdi hürriyetler ve mahremiyeti ihlal etmesinden başka tasarının aynı zamanda
Müslüman karşıtı olduğuna kuvvetle inanan Kenyalı Müslümanlar, hükümeti daha
kanunlaşmadığı halde tasarıdaki maddeleri kendilerine karşı kullanmakla suçladılar.
23
> 2013 MART
29
Alamin M. Mazrui ve İbrahim Nur Şerif, The Swahili Idioms and Identity of an African
People. (New Jersey: Africa World Press, 1994), s. 158.
30
Bkz ABD Dışişleri Bakanlığı’nda ‘Kenya’, 6 Aralık 2005’te http://state.gov/g/drl/rls/
irf/2004/35363.htm; An Africa Watch Report, Kenya: Taking Liberties. İnsan hakları İzleme Örgütü
Temmuz 1991, s. 299.
31
Daily Nation, Cuma, 4 Temmuz 2003; Sunday Nation, 31 Ağustos 2003. Keza bkz, 7
Kasım 2005’te ‘Kenya’s Terror Bill Rejected’ http://news.bbc.co.Uk/2/lii/africa/3069211.stm.
32
Bkz Big Issue of East African Standard, 14 Temmuz 2003 Pazartesi; Daily Nation 18
Kasım 2003 Salı; Bakari, “A Place at the Table,” s. 21.
33
Daily Nation 16 Temmuz 2003.
Kenya İmamlar ve Vaizler Konseyi’nin (CIPK) bir yetkilisi, “30’un üzerinde Müslüman
tutuklandı, diğerleri de terörist oldukları iddialarıyla yargılanmakla karşı karşıyalar” dedi
ve “hükümet Terörizm Tasarısı’nda sadece Müslümanları hedef aldı” diye ilave etti34.
Müslümanların, tasarının Kenya’da tüm toplumlardan ziyade kendilerini hedef aldığına
dair bu düşünceleri, tasarının 12 (1) maddesiyle kuvvet kazanır:
Kamusal alanda bir kişi, ilan edilmiş bir terör örgütünün destekçisi ya da üyesi olduğuna
dair şüphe uyandıracak şekil ya da durumda (a) bir elbise giyer; ya da
Kamusal alanda bir kişi, (b) bir eşya giyer, taşır ya da gösterirse suç işlemiş olacaktır ve altı ayı
ilan edilmiş bir terör ör- geçmeyecek hapis ya da para cezası ya da her ikisine çarptırılmakla
yükümlü olacaktır35.
gütünün destekçisi ya
da üyesi olduğuna dair
> DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI
Müslümanlar polisin kanun tasarısından aldığı gücü keyfi olarak
Müslümanları tutuklamak için kullanabileceğinden ve kendilerini
şüphe uyandıracak şekil
ilan edilmiş belli teröristler ya da terörist gruplarınki gibi giyinmekle
ya da durumda bir elbise suçlayabileceğinden korkarlar. Teröre karşı savaş konusunda
giyer; ya da bir eşya giyer, zaten Müslümanlar arasında endişe vardır. Çok sayıda Müslüman,
polis tarafından taciz edilmiş ve bazıları hiçbir delil olmadan,
taşır ya da gösterirse suç terör faaliyetlerinde bulundukları şüphesiyle tutuklanmıştır36.
işlemiş olacaktır. Gözaltındayken sorulan soruların bazıları kıyafet kanunuyla ilgiliydi.
Sorgucuları, hep niçin bunların cüppe (kanzu) giydiklerini, takke
taktıklarını ve uzun sakal bıraktıklarını bilmek isterler37. Bu arka plan sebebiyle Müslüman
liderler, hükümetin kanun teklifini geri çekmesinde ısrar ettiler ve Müslümanlara
bunu reddetmeleri çağrısında bulundular38. Bu liderler, kanun tasarısı geri çekilmezse
34
The Friday Bulletin, The Muslim News Update, 2 temmuz 2004.). Keza bkz, Abdulgafur
H.S. Elbusaidi, Islam in Kenya’, Islam in the 21st Century: Perspectives and Challenges, Hussein
Solomon,. (Pretoria: Centre for International Political Studies, 2005), s. 34.
35 Bkz The Suppression of Terrorism Bill, 2003. (Nairobi: Government Printers, 2003), s 455.
36 Kenya İmamlar ve Vaizler Konseyi Genel Sekreteri Şeyh Muhammed Dor ile 26 Ocak
2005’te Mombasa’da yapılan mülakata göre, şimdiye kadar terörizm suçlamasıyla 70 civarında
kişi tutuklanmıştı ve ne tesadüf ki hepsi Müslüman’dır. Bunları Kenya’da görülen terörist faaliyetlerle irtibatlandıracak net bir delil yoktur. Also two of the four suspects arrested in connection
with die bombing of Paradise Hotel’in bombalanmasıyla ilgili olarak tutuklanan dört zanlıdan ikisi
beraat etti. İki seneden fazla bir süredir gözaltında olan Aboud Rogo ve Muhammed Kubwa delil
yetersizliğinden mahkemece aklandı. Bkz East African Standard, Salı, 14 Haziran 2005.
37
Şeyh Dor ile mülakat. Keza bkz, ‘Big Issue’ East African Standard, Pazartesi. 14 Temmuz 2003.
38
Bu görüş Kenya İmamlar ve Vaizler Konseyi Genel Sekreteri Şeyh Dor tarafından 26
Ocak 2005’te Mombasa’daki mülakatta da vurgulanır; Keza bkz, Abdulgafur H.S Elbusaidy, ‘Islam
in Kenya’, Hussein Islam in the 21st Century, s.34.
24
KENYA MÜSLÜMANLARI VE SİYASAL DURUM
<
Müslüman toplumu 2007 seçimlerinde hükümeti desteklememeye zorlayacaklarını
ahdettiler.
39
Daily Nation, Pazartesi, 15 Eylül 2003, s. 15.
25
> 2013 MART
Teklif edilen yeni anayasada kadı mahkemelerinin güçlendirilmesi, Kenya’da en çekişmeli
konulardan biri olarak ön plana çıktı ve neredeyse milleti Hristiyan ve Müslüman
kamplar şeklinde kutuplaştırdı. Müslümanlar kadı mahkemelerinin anayasayla sağlama
alınmasında ısrar ederken Hristiyanlar buna karşı çıktılar ve tüm kadı mahkemeleri
kurumlarının anayasadan çıkarılmasını istediler39. Bu muhalefete liderlik eden,
kendilerini “Kenya Kiliseler Federasyonu” ya da kısaca “Kenya Kiliseleri” ismi altında
tanımlayan ve talepleri, Bomas Kanun Tasarısı’nda aşağıdaki şartlarla anayasadan
Müslüman mahkemelerinin kaldırılmasına dayanan Kilise din adamları grubudur. Bu
şartlara göre 1) Din ve devlet işleri ayrılacak; 2) devletin dini olmayacak; ve 3) devlet
tüm dinlere eşit muamele edecek. Kenya Kiliseleri’nin liderleri, İslam kanunlarının dini
kanunlar olduğu göz önüne alındığında, Bomas Anayasa Taslağı’nda kadı mahkemelerinin
yer almasının, Kenya’da İslam Müslümanların şahsi hukukunun kaynağı yapıldığı
gerekçesiyle bu şartların ihlali olduğunu savunurlar. Bunlar ayrıca Bomas Anayasa
Taslağı’nın Müslümanlar için paralel bir hukuk sistemi oluşturduğunu, bunun da bir dini
kayırmaktan farksız olduğunu ve devletin tüm dinlere eşit davranması gerektiği ilkesiyle
çeliştiğini iddia ettiler. Bu tür tartışmalar, Bomas anayasa taslağının tartışıldığı sırada
defalarca tekrarlandı. Bunlardan dolayı, her parti Müslümanların oyunu kazanmak için
bu topluma kadı mahkemelerinin mevcut halinin yeni anayasada kalacağı taahhüdünde
bulunmak zorundadır. Müslümanların kimliklerinin muhafazasında bu kadar önemli
rol oynarken kadı mahkemelerinin seçim kampanyalarında yer alması zorunludur.
> DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI
26
KENYA MÜSLÜMANLARI VE SİYASAL DURUM
<
Sonuç
Bağımsızlıktan önce Kenya’da İngiliz sömürge yönetiminde toplumun elde ettiği
faydalardan memnun olmayan, Müslüman toplumun farklı kesimlerinden üyeleri olan
önemli Müslüman siyasi dernekler vardı. Bu, sömürge hükümetinin sürdürmek için sıkı
bir şekilde çalıştığı geleneksel otoroiteye karşı bir tür isyandı. Kenya bağımsızlığını elde
ettikten sonra ülkedeki siyasi ortam Müslüman parti politikalarının ortaya çıkacağını
gösteriyordu.
40 Şahin Eyubi ve Sakine Muhyiddin, ‘Muslims in Kenya: An Overview’, Journal of Institute
of Muslim Minority Affairs, Sayı 15, No 1, Ocak 1994, s. 154.
41 Bugün Müslümanlar IPK’nin akıbeti hususunda bölünmüşlerdir. Bunun siyasi bir
parti olarak resmen tescil edilmesini bazıları desteklerken bazıları karşı çıkar. Muhalefet Kenya
Müslümanlar Yüksek Konseyi (SUPKEM) başkanı, Mombasa Şubesi, Şeyh Cuma Ngao tarafından
temsil edilir. Ona göre IPK’nin milli bir görüşü ve kuvvetli bir siyasi parti olmaya uygun yapısı
yoktur. O, hükümet tarafından resmi tanıma verilmesi için IPK’nin yeniden organize olması, dini
olmak yerine tüm toplulukları kucaklayacak tarafsız bir isimle isim değişikliğine gitmesi gerektiğini savunur. Ngao’nun bu görüşleri Müslüman kuruluşlar arasında üstünlük yarışı kapsamında
27
> 2013 MART
Başkan Moi’nin Müslümanlarla siyasi etkileşimi çoğu durumda karşılıklı menfaat içindi.
Başkan’ın Müslümanların taleplerini kabulü Müslüman seçmenlerin oyunu kazanma
stratejisi olarak hep seçim dönemlerine denk geliyordu. IPK’nin siyasi parti olarak
resmi tescilini reddetmenin getirdiği engele rağmen Müslümanların siyasi faaliyetleri,
halen Kenya’da önemli bir muhalefet gücüdür. Müslümanlar önümüzdeki yıllarda da
azınlık olarak kalmaya devam edecekler ama Kenyalı Müslümanlar etnik, sınıfsal ve ırki
temeldeki derin ayrılıklardan kaçınamasalar da onların milli seviyede siyasetteki etkileri
gözardı edilemez40. Kenya’da hiçbir parti açık bir şekilde etnik ideoloji geliştirmese
de siyasi partilerin her zaman değilse sık sık etnik çizgiler üzerinden kutuplaştığı
gerçeği ışığında bu durum böyle olmaya da devam edecek. Kenya’da Müslümanlar
diğer topluluklar gibi siyasetin etnikleştirilmesini tecrübe ettiler. Mesela Asya-Arap
Müslümanlarıyla bağdaşmış IPK ile Afrikalı Müslümanlar olarak tanımlanan UMA
arasındaki bölünmede görüldüğü gibi ırki ayrılıklar da ek bir sorun teşkil etmektedir. Bu
etnik kutuplaşma, sadece Müslümanlar için değil tüm Kenyalılar için baş mesele olarak
kalıyor. 2007 sonunda tartışmalı seçimlerin akabinde çıkan beklenmedik şiddet, siyasetin
derinden etnikleştirilmesinin potansiyel felaketini ortaya koyar. Hem Müslüman hem
de gayrimüslim Kenyalılar için her Kenya vatandaşını etkileyen etnik ve ırki bölünmenin
muazzam hasarlarının üstesinden gelmek büyük çaba ve zaman alacaktır41.
> DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI
görülmelidir. İslami bir ismi olan siyasi parti, Müslümanların nezdinde SUPKEM’in popülerliğini
baltalar. Ngao’nun ifadeleri, SUPKEM’in resmi tutumu olmayıp devletten şahsi kazançlar elde
etme gayesine matuf kendi kişisel görüşleri olarak da analiz edilebilir. Çoğu durumda hükümet,
uyumlu olduğu ve iş birliği yapacağı düşünülen Müslüman yetkililerle iş yapmaya heveslidir.
28
KENYA MÜSLÜMANLARI VE SİYASAL DURUM
<
Referanslar
Kitaplar
Ahluwalia, D. Pal. Post-Colonialism and Politics of Kenya. New York: Nova Science
Publishers, 1996.
Ayubi, Shaheen and Mohvuddin, Sakina ‘Muslims in Kenya: An Overview/ Journal of
Institute of Muslim Minority Affairs, 15(1), 1994:144-156.
Bakari, Mohammed, ‘Muslims and Politics of Change in Kenya’, Mohammed Bakari, “A
Place at the Table: The Political Integration of Kenyan Muslims 1992-2003.” Oxford’da St.
Anthony’s kolejinde Haziran 2004’teki uluslar arası konferansta sunulan belge.
Bakari ve Saad S. Yahya (editörler), Islam in Kenya. Nairobi: Signal Press Limited, 1995.
BBC. ‘Kenya’s Terror Bill Rejected’, http://news.bbc.co.Uk/2/hi/africa/3069211.stm, 7
Kasım 2005.
ABD Dışişleri Bakanlığı’nda ‘Kenya’, http://www.state.gov/g/drl/rls/irf/2004/35363.htm
6 Aralık 2005.
Elbusaidy, Abdulghafur H.S. ‘Islam in Kenya’, Solomon, Hussein Islam in the 21st Century:
Perspectives and Challenges. Pretoria: Centre for International Political Studies, 2005.
Havnes, Jeff Religion and Politics in Africa. Nairobi: East African Educational Publishers
Ltd, 1996.
Human Rights Watch. An Africa Watch Report, Kenya: Taking Liberties. New York: Human
Rights Watch. Temmuz 1991.
_______Playing with Fire: Weapons Proliferation, Political violence, and Human Rights
in Kenya. New York: Human Rights Watch. 2000.
Kenya. The Suppression of Terrorism Bill Nairobi: Government Printers, 2003.
29
> 2013 MART
Kindy, Hyder. Life and Politics in Mombasa. Nairobi: East African Publishing House, 1972.
Kenya. ‘Africa Muslim Representation’, OP/1/497 Kenya National Archives (KNA),’ 1958.
_______’Legislative Council’, PC/COAST/2/3/7 Kenya National Archives (KNA), 1928.
Nimtz Jr, August H. Islam and Politics in East Africa: The Sufi Order in Tanzania.
Minneapolis: University of Minnesota Press, 1980.
Macharia, Janet Kabehen. Women, Laws, Customs and Practices in East Africa. Nairobi:
WLEA Publications, 1995.
Mwakimako, Hassan A. ‘The Ulama and Colonial State in the Protectorate of Kenya:
Appointing Shajkh al-Islam Sharif Abdal-Rahaman b. Ahmad Saggaf (1884 1922) ve
Baş Kadı Shajkh Muhammad b. Umar Bakore (c.a. 1932)’, Roman Loimeier ve Rüdiger
Seesemann (editörler), The Global Worlds of the Swahilu Hamburg: LIT YerRag, 2006.
Mazrui, Ali, “Human Rights, Constitution-Making and Comparative Terrorism: The
View from Kenya,” Mombasa’da Muslims for Human Rights ve Kenya Human Rights
Commission himayesinde, 18 Temmuz 2005.
Mazrui, Alamin M. ve Ibrahim Noor Shariff. The Svahili Idioms and Identity of an African
People. New Jersey: Africa World Press, 1994.
Mbote, Patricia Kameri. The Law of Succession in Kenya. Nairobi: WLEA Publications,
1995.
> DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI
Pouwels, Randall Lee. Islam and Islamic Leadership in the Coastal Communities of Eastern
Africa, 1700 to 1914. London: University Microfilms International, 1979.
Sahara, Galia. Churchy State and Society in Keuja: From Mediation to Opposition, 19631993. Londra: Frank Cass. 2002.
Salim, Ahmed Idha. ‘The Impact of Social, Political and Cultural Changes on Kenya’s
Muslims - With Special Reference to Arab-Swahili” Harvard Üniversitesi ve School
of Oriental and African Studies tarafından Dünya Dinleri merkezince Nisan 1991’de
Londra’da organize edilen konferansta sunulan belge.
30
KENYA MÜSLÜMANLARI VE SİYASAL DURUM
<
_______A Swahili Speaking Peoples of Kenya’s Coast 1895-1945. Nairobi: East Africa
Publishing House, 1973.
Ware, Robert Bruce. The Islamic Party of Russia.’ REF/RL, 27 Şubat 2003.
http://www.religioscope.info/article_87.shtml
Gazeteler
Daily Nation, 4 Temmuz 2003, Cuma.
Daily Nation, 16 Temmuz 2003 Çarşamba.
Daily Nation, “The Kenya Church: The Federation of Churches in Kenya,” 15 Eylül 2003
Pazartesi, s. 15.
Daily Nation, 18 Kasım 2003, Salı.
East African Standard, Athman Amran, “Terror Suspects Recount Ordeal at the Hands of
Interrogators,” 14 Haziran 2005 Salı, s 3.
East African Standard, Dauti Kahuri et al “The Big Issue,” 14 Temmuz 2003, Salı sl8.
Sunday Nation, 31 Ağustos 2003.
31
> 2013 MART
The Friday Bulletin, The Muslim News Update, 2 Temmuz 2004.
> DÜBAM DOSYASI
KENYA MÜSLÜMANLARI
VE SİYASAL DURUM
HASSAN NDZOVU
> DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI
> 2013 MART
DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI
32
DÜBAM Yayınları
Küresel İletişim Merkezi
Barbaros Bulvarı, Balmumcu / Beşiktaş
Tel: (0212) 274 80 21 – 274 80 22
www.dunyabulteni.net
Download