Daha Ne Kadar Sessiz Kalacaksınız? 3 Eylül 2015 tarihinde Roman Hakları Derneği Başkanı Yücel TUTAL ve İzmir Çağdaş Romanlar Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Halit KESER ile birlikte Bayındır ilçesi, Çırpı Köyü roman mahallesini, sorunları yerinde gözlemlemek amacıyla ziyaret ettik. Köye girişimizden itibaren konuştuğumuz bütün roman vatandaşlarımızın tek bir isteği vardı. “insanca yaşamak” Rehberimiz eşliğinde roman mahallesini gezmeye başladığımızda karşımıza- bazılarının klasik sayacağı- önemli sorunlar çıktı. Öncelikle barınma, iş olanaklarına erişim, istihdam, eğitim ve sağlık en öncelikli sorun başlıklarını oluşturmaktadır. Romanların yaşadıkları bütün yerlerdeki ortak sorunlardan birisini ayrımcılık oluşturmaktadır. Romanlar nerede olurlarsa olsunlar ayrımcılığa uğramaktadırlar. Romanların uğradıkları hak ihlalleri, yerleşim yerlerine göre değişiklik gösterse de içerik açısından değerlendirildiğinde çok büyük farklılıklar göstermemektedir. Roman çocuklar, roman olmayan çocukların yararlandıkları eğitim olanaklarından faydalanamamakta, gelişim sorunu yaşayan çocukların gittikleri okullara gidebilmektedirler. Roman aileleri çocuklarını okula göndermemekle suçlanmakta ama diğer yandan roman aileleri çocuklarını okula gönderdiklerinde ayrımcılığa maruz kalacakları kaygısını taşımaktadırlar. Roman vatandaşlarımızın dile getirdikleri bir diğer sorun potansiyeli suçlu olarak görülmeleridir. “Kriminal leke” olarak dile getirebileceğimiz olgu romanların toplumsal hayata katılımı engellemekte, gettolaşma sürecini daha çok hızlandırmaktadır. Resim 1: Roman vatandaşlarının yaşam yeri. 1 Resim 2: Roman vatandaşlarının yaşam yeri. Resim 3: Romanların zorlu yaşam alanları. Eğitim, istihdam, sağlık ve barınma gibi temel ihtiyaçlarını karşılamak konusunda sorun yaşayan romanlar, yaşam standartları açısından dezavantajlı gruplar içinde mağduriyeti en yüksek topluluğu oluşturmaktadır. İzmir’in Bayındır İlçesi Çırpı köyü Necati Uza mahallesinde yaşayan Romanlar, yukarıda belirtilen nedenlerden dolayı sosyal risklerle karşı karşıya kalmaktadırlar. Gezilen bölgede, kadın, genç, çocuk vb. farklı grupların gereksinimleriyle ilgili çalışmalar yapılması, sosyal risklerin etkilerinin azaltılması ve Romanların yaşam standartlarının iyileştirilmesi amacı ile ilgili sosyo-ekonomik ve mekânsal iyileştirme projeleri geliştirilmelidir. Toplumsal hayattan dışlanan ve ayrımcılığa maruz kalan romanlar, derin bir yoksulluk hali ile karşı karşıya bulunmaktadır. Çadırlarda ve gecekondu tarzı yapılarda kendi içlerine kapanık yaşama pratikleri geliştiren 2 romanların yerleşik bulundukları alanların genel olarak alt yapı hizmetlerinden ve yatırımlarından yoksun olması, sağlıksız koşullarda yaşamalarına yol açmaktadır. Resim 4: Roman mahallesi su içme çeşmesi. Resim 5: Asfalt olmayan “çamurlu” sokaklar. Ziyaretimiz sırasında beni en çok etkileyen ise çocukların durumu oldu. Roman çocukları umutsuzluğun içerisinde yaşama mücadelesi veren çiçekler gibi açmayı beklemektedir. Eğitim çağında bulunan roman çocukları, toplumsal ve sosyal, ekonomik şartların getirdiği sorunlar nedeniyle eğitimde fırsat eşitliğine ulaşamamaktadırlar. Özellikle konuştuğumuz aileler ve çocuklar eğitim konusunda dolaylı olarak ayrımcılığın olduğunu vurguladılar. Kendi mahallelerine yakın(800 metre) okula alınmayan roman çocukları, 1,5 km uzaklıktaki okula gönderilmekte ve herhangi bir imkân(servis) sağlanmamaktadır. Çocuklar, kışın dahi okula 3 yürüyerek gitmek zorunda kalmakta ve yemek içinde öğle araları geri evlerine gelmektedir. Yani kısaca bir hesap yaparsak eğitim çağına yeni başlayan bir çocuk günde ortalama 6 km yol yürümektedir. Resim 6: Açmayı bekleyen bir Roman çiçeği. Resim 7: Roman çocukları “fırsat eşitliği” bekliyor. Yapılan görüşmelerde, eğitim sürecinden ayrılma konusunda ayrımcılıkla birlikte yoksulluğun paralel gittiği, yoksulluk tarafından çocukların önüne koyulan engellerin, çocukların okuldan soğuması ve okuldan tamamıyla kopma süreçlerini getirdiği görülmektedir. 4 Resim 8: “Polat” mahallenin delikanlısı. Resim 9: “Yaşama hakkı” en temel insan hakkıdır. 5 Sonuç olarak, roman vatandaşları kendilerine balık verilmesini değil balık tutmayı öğretilmesini ve diğer insanlar “Gacolar” gibi fırsat eşitliğine sahip olmak istiyorlar. Roman vatandaşları için kapsamlı bir sosyal politika oluşturulması gerekmektedir. Saha ziyaretimiz sonucunda bir Roman vatandaşımızın sözüyle çalışmaya son vermek istiyorum: “ Hayat mı bizimkisi, çöp tenekesi! “ Resim 10: Günün en güzel karesi. Süleyman GÖK Avrupa Birliği Uzmanı Bayındır Çırpı Köyü Ziyareti 03.09.2015 6 7