ٰه بِسْمِ ّللا ِ الرَّحْمهنِ الرَّحِيمِ

advertisement
İL
TARİH
: AYDIN
: 24.10.2014
ٰ ‫بِس ِْم ه‬
‫َّح ِيم‬
ِ ‫ّللاِ الرَّحْ مه ِن الر‬
ٰ ‫يل ه‬
‫ّللاِ بِاَ ْم َوالِ ِه ْم َواَ ْنفُ ِس ِه ْۙ ْم اَ ْْعََ ُم‬
ِ ‫اَلَّ ۪ذينَ ها َمنُوا َوهَا َجرُوا َو َجاهَدُوا ۪في َس ۪ب‬
ِۜ ٰ ‫َد َر َجةً ِْع ْن َد ه‬
َ‫ّللاِ َواُ ۬و هلٰٓئِكَ هُ ُم ْال ٰٓفَائِ ُزون‬
:َ‫صلَّىَاللَّ َهَُ َعلَْيهََ َو َسلَّ ََم‬
َ ََ‫قَالَََ َر ُسولََُاللَّه‬
‫اجرُ َم ْن هَ َج َر َما‬
ِ َ‫“ ْال ُم ْسلِ ُم َم ْن َسلِ َم ْال ُم ْسلِ ُمونَ ِم ْن لِ َسانِ ِه َويَ ِد ِه َو ْال ُمه‬
َّ ‫نَهَى‬
”ُ‫ّللاُ َْع ْنه‬
RAHMETE HİCRET
Muhterem Kardeşlerim!
Okuduğum âyet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle
buyurmaktadır: "İman edip hicret edenlerin ve
Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla cihat eden
kimselerin mertebeleri, Allah katında daha
üstündür. İşte onlar, başarıya erenlerin ta
kendileridir."1
Okuduğum hadis-i şerifte ise Sevgili Peygamberimiz
(s.a.s) şöyle buyurmaktadır: “Hakiki müslüman, o
kimsedir ki diğer müslümanlar onun dilinden ve
elinin (şerrinden) emin olurlar. Hakiki muhacir,
Allah'ın yasakladığı şeylerden kaçan, onları terk
eden kimsedir."2
Kardeşlerim!
Allah elçilerinin sonuncusu, âlemlere rahmet olarak
gönderilen Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v)
insanları, şirki, küfrü, vahşet ve zulmü terk edip
sadece Yüce Yaratana ibadete, adalete, merhamete,
insanî erdemlere davet ettiğinde; Mekkeli müşrikler
bütün insanlığa rahmet olarak gönderilen bu yüce
Elçi’ye akla hayale gelmedik işkence ve zulmü reva
gördüler. O’na kucak açma yerine; O’nu dışladılar,
hayatına kastettiler. Bu ağır baskılar altında tebliğ ve
davet görevini yerine getiremeyeceğini anlayan
Kâinatın Efendisi, Miladi 622 yılında Mekke’den
Medine’ye hicret etti. Bu hicret asla bir kaçış olmadığı
gibi; sıradan bir göç de değildi.
Kardeşlerim!
Hicret, Allah’a ve Resulüne bağlılığın, Allah yolunda
fedakârlığın, dünyalıklardan vazgeçmenin, yalnızca
Allah rızasını seçmenin bir göstergesi; iman uğruna
her türlü zorluğu göze almanın destansı bir
ifadesidir. Peygamber Efendimizin (s.a.v) Mekke'den
ayrılırken sarf ettiği sözler, bunun zor bir iş olduğunu
gözler önüne serer."Ey Mekke, vallahi sen Allah
katında yeryüzünün en hayırlı yerisin. Bana da en
sevimli yerisin. Vallahi eğer buradan çıkmaya
mecbur bırakılmasaydım, çıkmazdım."3
Aziz Müminler!
Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.)’in bu hicreti, tarihteki
diğer göçlerden çok farklı bir anlam taşımaktadır.
Çünkü diğer göçlerin, çoğunlukla iklim şartları, geçim
sıkıntısı veya savaş gibi sebeplerden ileri geldiği
görülmektedir. Burada ise, İslam’a karşı duran, onun
nurunu söndürme ve ona gönül verenleri yok etme
çabası içerisinde olanlardan uzaklaşma ve İslâm’ın
emirlerini rahatça yerine getirebilme amacı vardır.
Nitekim
Hicretin
bu
ulvî
manasını
ilk
Müslümanlardan Hz. Cafer’in, Habeş Kralı Necaşi’nin
huzurunda söylediği şu sözler, net bir şekilde ortaya
koymaktadır:
“Ey hükümdar! Biz cehalet içerisinde yaşayan bir
toplum idik. Putlara tapıyor, ölmüş hayvanların
etini yiyorduk. Zina yapıyorduk. Akrabalarımızla
ilgimizi kesiyor, komşularımızla iyi geçinmiyorduk.
Kuvvetli olanlarımız, zayıf olanlarımızı eziyordu.
Biz bu halde iken yüce Allah bize acıdı. Bizden
öncekilerde olduğu gibi bize de içimizden, soylu,
asil, doğru, güvenilir, şeref ve namus ehli olduğunu
bildiğimiz birisini peygamber olarak gönderdi. O
bizi, yalnız Allah’a ibadet etmeye, atalarımızın
taptıkları putları terk etmeye çağırdı. Bize doğru
söylemeyi, emanete riayet etmeyi, komşularımızla
güzel geçinmeyi, haramdan, adam öldürmekten
sakınmayı öğütledi. Bizi, yalandan, yetim malı
yemekten ve namuslu kadınlara iftira etmekten
sakındırdı. Yalnız bir olan Allah’a ibadet edip, O’na
hiçbir şeyi ortak koşmamayı, namaz kılmayı, oruç
tutmayı emretti. Haram dediğini haram bildik, helâl
dediğini helâl bildik. Bundan dolayı halkımızın bir
kesimi bize düşman oldu, bize türlü türlü
işkenceler yapmaya kalktılar. Biz de onlardan
kaçarak ülkenize sığındık.”4
Aziz Kardeşlerim!
Hicreti süsleyen tablolarda çağımız insanı için
alınacak birçok ibret ve dersler vardır. Bencilliğin,
çıkarcılığın, adaletsizliğin tahrip ettiği insanlığın
aydınlığa çıkışı; hicretle başlayan ve yeşeren insanî
değerlerin, fedakârlık ve kardeşlik örneklerinin hayat
bulması ile mümkündür.
Yeni hicri yılın memleketimiz, İslam âlemi ve tüm
insanlık için hayırlara vesile olmasını diliyor;
günahlarla ve isyanlarla kirlenen gönül dünyamızın,
kulluğa, itaate, ibadete yönelmesini niyaz ediyorum.
Hazırlayan:Salih AKCAN
Efeler İlçe Müftüsü
Redaksiyon: İl Hutbe Komisyonu
1
Tevbe, 9/20.
Buhari, Sahih, İman, 4(10) c.1 s. 8-9.
3
İbn Mâce, Menâsik, 103, 3099)
4
İbn Hişam, Sîretü’n-Nebî, I,359.
2
Related documents
Download