A V R U P A BİRLİĞİ İÇ P A Z A R I ÇERÇEVESİNDE Ö N G Ö R Ü L E N S E R B E S T DOLAŞIM İLKELERİNİN İHLALİ O L A R A K ÖRTÜLÜ A Y R I M C I L I K Dr. Hacı CAN* I. Giriş A v r u p a Topluğunun (AT) k u r u c u andlaşmasını teşkil eden Roma Andlaşmasmda , z o r u n l u haller dışında üye devletler arasındaki e k o n o m i k faaliyetleri zorlaştıran tüm engeller yasaklanmıştır. Topluluğun iç pazarı çerçeve­ sinde öngörülen dört temel serbesti o l a n malların, işgü­ cünün, h i z m e t l e r i n ve sermayenin/ödemelerin serbest dolaşımı konularında çok büyük mesafeler alınmasına rağmen, üye devletler arasında henüz t a m b i r b i r l i k sağ­ lanabilmiş değildir. B i l h a s s a üye devletler tarafından u y ­ g u l a n a n fiziki, t e k n i k ve m a l i n i t e l i k l i engeller, sınır aşan e k o n o m i k faaliyetleri devamlı o l a r a k sınırlamalara m a r u z bırakmaktadırlar. 1 2 İç pazarda serbest dolaşımın korunması s o r u n u , Av­ r u p a Birliği'nde (AB) u z u n z a m a n d a n b e r i yargı ve dokt­ r i n d e tartışılmaktadır. A v r u p a Toplulukları Adalet Divanı (ATAD), geçmişte b u k o n u y a ilişkin o l a r a k çok sayıda k a ­ r a r vermiş olmasına rağmen, T o p l u l u k h u k u k u n u n u y ­ gulanması ve y o r u m u hâla ilkesel bazda ve özellikle de örtülü ayrımcılığın t e s p i t i ve n i t e l e n d i r i l m e s i n d e önemli s o r u n l a r çıkarmaktadır. H a n g i h a l l e r i n ayrımcılık teşkil ettiğini b e l i r l e m e k u y g u l a m a d a kolay olmamaktadır. *) Dokuz Eylül Üniversitesi H u k u k Fakültesi Öğretim Görevlisi. 1) A v r u p a E k o n o m i k Topluluğu'nun Kuruluşu Hakkındaki Roma Andlaşması (BGB1 1957 I I , 766). 23 M a r t 1957 t a r i h i n d e imzalan­ mış olup, 1 Ocak 1958 t a r i h i n d e yürürlüğe girmiştir. 46 Hacı Can (İÜHFM., C. LXII, S. 1-2. 45-79. 2004} mm Özellikle, dolaylı şekilde de olsa pazar katılımcıları ara­ sında farklı etkiler y a r a t a n k u r a l ve t e d b i r l e r i n iç pazar çerçevesinde öngörülen serbest dolaşım açısından b i r ay­ rımcılık o l a r a k mı, yoksa sadece basit b i r sınırlama o l a r a k görülüp görülemeyeceği k o n u s u n d a tartışmalar yoğun­ laşmaktadır. B u çalışma kapsamında, iç pazar çerçevesinde öngö­ rülen serbest dolaşım i l k e l e r i n i n üye devletlerin ayrımcılık y a r a t a n k u r a l ve uygulamaları nedeniyle i h l a l edilmesi araştırma k o n u s u yapılmaktadır. B u çerçevede örtülü ayrımcılık h a l l e r i ve bunların h u k u k i sonuçları ayrıntılı b i r şekilde incelenmesi amaçlanmaktadır. II. Serbest Dolaşım İlkelerinin Sınırlanmasının T e m e l Şekli Olarak "Ayrımcılık" 3 A. K a v r a m "Ayrımcılık" kavramı genel olarak şu şekilde tanımla­ n a b i l i r : B i r şeyin (kişi, nesne veya ola-ym) bazı özellikle­ rinin bulunması veya yokluğu nedeniyle aleyhe o l a r a k farklı b i r işleme tâbi tutulmasıdır . 4 B u n a karşın "sınırlama" kavramında, b i r şeyi t a m a ­ m e n veya kısmen etkileyen b i r engelden b a h s e d i l m e k t e 5 2) Roma Andlaşması. i l k metninde üye devletler arasında o r t a k b i r pazarın kurulmasını öngörmekteydi. O r t a k pazar hedefi 1985 yı­ lında k a b u l edilen ve 1987 yılının T e m m u z ayında yürürlüğe giren A v r u p a Tek Senedi ( B u l l e t i n der EG Beilage Nr. 2/86) ile yapılan sözleşme değişikliğiyle iç pazarın kurulması olarak değiştirilmiştir. O r t a k pazar ve iç pazar kavramlarının içerik olarak aynı manaya gelip gelmediği öğretide tartışmalıdır. B u n u n için bkz. Schubert, Der Gemeinsame M a r k t als Rechtsbegriff. 1999, s. 141 v d . 3) B u a n l a m d a Jarass, EuR 2 0 0 0 , s. 7 0 9 . 4) Epiney, Umgekehrte D i s k r i m i n i e r u n g e n , 1995, s. 3. 5) ATAD. Gebhard kararında, sınırlama kavramını Roma Andlaşmasıyla g a r a n t i edilen serbestilerin engellenmesi veya daha az çekici yapılması şeklinde tanımlamıştır. B u n u n için bkz. ATAD, Gebhard kararı, Rs. C-55/94. Slg. 1995, 1-4165, Rn. 37; ATAD, (örtülü) ayrımcılığı ise sınırlamanın b i r alt dalı olarak n i t e l e n d i r m e k t e d i r . B u n u n için bkz. v a n Binsbergen k a r a n , Rs. 33/74, Slg. 1974. 1299. p ^ AB İç Pazarı Çerçevesinde f Örtülü 47 Aynmcılüc d i r . Sınırlamalar gerçi doğası gereği ayrımcılık içeren unsurları da kapsamaktadır, a m a ayrımcılık o l a r a k nitelendirilemeyecek bazı engeller de sınırlama s o n u c u n u doğurabilmektedir. 6 İç pazar s e r b e s t i l e r i n i n sınırlanmasının temel f o r m u ­ n u teşkil eden ayrımcılık h a l l e r i , kendiliğinden iç pazar çerçevesinde söz k o n u s u olan serbest dolaşımı engelle­ m e k t e d i r . Dolaysıyla, bunların diğer sınırlama şekille­ r i n d e n ve özellikle de aleyhe o l a r a k nitelendirilemeyecek b a s i t farklı m u a m e l e l e r d e n ayrılması gerekir . İç pazar serbestileri açısından ayrımcılığı, smıraşan pazar katı­ lımcılar aleyhine benzer d u r u m l a r d a farklı m u a m e l e ola­ r a k tanımlanabilir . ATAD içtihatlarına göre, h e r h a n g i b i r objektif haklı nedene dayanmaksızın, benzer durumların h u k u k e n farklı veya farklı durumların h u k u k e n eşit t u ­ tulması h a l l e r i n d e ayrımcılık söz k o n u s u d u r . Pazar k a ­ tılımcıların eşitliğine aykırılığın o l u p olmadığı, yurtiçi ve smıraşan pazar katılımcıları arasında b i r karşılaştırma ile b u l u n a b i l i r . B i r kuralın T o p l u l u k h u k u k u n a aykırılığı sadece farklı m u a m e l e n i n zorlaştırıcı b i r t a l e b i n i n b o y u t u ile ilgili değildir, aynı z a m a n d a kuralın uygulanmasındaki eşitsizliğindedir . Y a n i , ayrımcılık h a l l e r i sadece yasalar tarafından değil, aynı z a m a n d a i d a r i uygulamaların so­ n u c u o l a r a k da ortaya çıkabilmektedir . 7 8 9 10 1 1 12 13 14 B. R o m a Andlaşmasında Öngörülen Ayrımcılık Yasakları Ayrımcılık yasağı T o p l u l u k h u k u k u n d a açık b i r şekilde 6) Kingreen, Die S t r u k t u r der G r u n d f r e i h e i t e n 1999. s. 39. 7) Jarass, E u R 1995. s. 2 1 1 ; Ayrımcılık sınırlamanın en a k t i f şekli. A r n d t , Europarecht, 2 0 0 1 , s. 123. 8) Geiger, EUV Kommentar, A r t . 28 EGV. Rn. 12. 9) Ayrım h u k u k a u y g u n l u k nedenleri açısından önem taşımaktadır. B u n u n için bkz. s. 17 v d . 10) D i e t r i c h . Die Freizügigkeit der A r b e i t n e h m e r i n der Europäischen U n i o n , 1995, s. 3 8 6 . 1 1) ATAD, S c h u m a c k e r kararı. Rs. C-27/93. Slg. 1995. 1-225, Rn. 3; krş. Kälin/Caroni. D i s k r i m i n i e r u n g s v e r b o t u n d Familiennach¬ zug, 1998, s. 16. ^ 12) Kingreen, age, s. 3 9 . 13) Kingreen, age. 14) Nicolaysen. E u r o p r e c h t I I , 1996, s. 47. 48 Hacı Can (İÜHFM.. C. LXII S. 1-2. 45-79, 2004) düzenlenmiştir . N i t e k i m Roma Andlasması (RA), iç pazar katılımcıları arasında katı b i r eşitliğin sağlamak amacıyla k e n d i u y g u l a n m a alanında h e r türlü ayrımcılığı yasak­ lamaktadır. Ayrımcılık yasağına ilişkin o l a r a k m . 12 I RA'da düzenlenen genel b i r hükmün yanı sıra çok sayıda özel hükümler öngörülmüştür . Öngörülen b u ayrımcılık yasakları, genel eşitlik i l k e s i n i n u y g u l a n m a biçimleri ola­ r a k karşımıza çıkmaktadırlar . 15 16 17 18 M . 12 I RA'da ayrımcılık yasağının muhattapları h e r ne k a d a r açık b i r şekilde belirtilmemiş olsa da, y a s a k doğası gereği d i r e k t o l a r a k üye devletlere ve T o p l u l u k organlarına yönelmektedir . Aynı şekilde, T o p l u l u k organları d a k e n ­ d i davranışlarında b u yasağa d i k k a t e t m e k zorundadırlar. A T A D içtihatlarına göre, ayrımcılık yasağı b u n u n ötesin­ de, diğer kişiler karşısında o t o n o m k u r a l l a r k o y a b i l e n özel h u k u k kişileri (iş ve h i z m e t l e r alanında t o p l u k u r a l l a r k o y a n sendikalar, m e s l e k i spora ilişkin k u r a l l a r k o y a n Federasyonlar vb.) için de sonuçlar doğurmaktadır . B i ­ r e y l e r i n b u a l a n d a k i h a k l a n diğer kişilerin davranışlarıyla da zarar görebilir. Öğretideki h a k i m görüşe göre , ayrım­ cılık yasağının "yatay e t k i s i " , Roma Andlaşmasınm u y g u 19 20 21 15) Jarass, E u R 2 0 0 0 , s. 7 0 9 . 16) Roma Andlaşmasında düzenlenmeyen a l a n l a r d a söz k o n u s u olan farklı muameleler T o p l u l u k h u k u k u açısın-dan önemsiz k a l ­ maktadır. 17) B u n l a r arasında bkz. örneğin aynmcılıkla mücadale (m. 13), devlet tekelleri (m. 31), tarım politikası (m. 3 4 II) , taşımacılık (m. 72 ve 75), işçilerin serbest dolaşımı (m. 39 II), yerleşme serbestisi (m. 43 I), h i z m e t l e r i n serbest dolaşımı (m. 50), rekabet h u k u k u (m. 80-81), dolaylı vergiler (m. 90) ve kadın ve erkek işçilere eşit ücret (m. 141). 18) ATAD, Hochstraß kararı, Rs. 147/79, Slg. 1980, 3 0 1 9 . 19) Krs. Holoubek, i n : Schwarze (Hrsg.), E U - K o m m e n t a r , A r t . 12 EGV Rn. 2 1 v d . 20) ATAD, Walrave kararı, Rs. 3 6 / 7 4 , Slg. 1974, 1405; B o s m a n k a ­ rarı, Rs. C-415/93, Slg. 1995 1-4912; Geiger, EUV/EGV K o m ­ mentar, A r t . 12 EGV, Rn. 4. 21) Geiger, EUV/EGV Kommentar, A r t . 12 EGV, Rn. 5; v o n Bog­ d a n d y i n : Grabitz/Hilf, K o m m e n t a r z u r Europäischen U n i o n , A r t . 6 Rn. 29. AB Iç Pazarı Çerçevesinde Örtülü Ayrımcılık 49 l a n m a alanında özel h u k u k kişilerinin tümüne karşı k u ­ r a l o l a r a k sınırsız b i r şekilde göstermektedir . 22 M . 12 I RA uyarınca, işbu Andlaşmanm kapsamına g i r e n bütün k o n u l a r d a , andlaşmada öngörülen özel hü­ kümler saklı k a l m a k kaydıyla "vatandaşlık"esasına dayalı h e r türlü ayrımcı u y g u l a m a l a r yasaktır. B u hüküm a n d ­ laşmanm özel hükümleri saklı k a l m a k kaydıyla geçerli olduğu için , b u r a d a düzenlenen genel ayrımcılık yasağı d a sadece andlaşmanın başka ayrımcılık y a s a k l a n öngö­ rülmeyen a l a n l a n n d a (örneğin meslek öğrenimi hakkı v b . ) önem arzeder. 23 24 Genel aynmcılık yasağı, Roma Andlaşmasmın serbest dolaşımı düzenleyen hükümlerinde k o n u alanına göre somutlaştınlmıştır. Serbest dolaşım ilkeleri, merkez n o k t a l a n n d a aynmcılık y a s a k l a n i h t i v a etmektedirler ve b u ­ n u n l a d a genel aynmcılık yasağının u y g u l a n m a alanını daraltmaktadırlar . B u r a d a n şu sonuç çıkmaktadır; eğer b i r üye devletin k u r a l l a n veya u y g u l a m a l a n Roma A n d ­ laşmasmın serbest dolaşımı düzenleyen m a d d e l e r i n i n içerdiği özel aynmcılık y a s a k l a n n a aykın değilse, m . 12 I RA'da öngörülen genel ayrımcılık yasağı d a k u r a l o l a r a k i h l a l edilmiş olmamaktadır. A T A D , s o m u t olayda söz k o n u s u olan b i r i h l a l i n serbestilere dokunmuş olsa da, a n c a k bunların s o m u t u n s u r l a n açısından ilgili olmaması h a l i n d e , m . 12 I RA'da düzenlenen genel ayrımcılık yasa­ ğının b u r a d a u y g u l a m a alanı bulabileceğini k a b u l et­ m e k t e d i r . Herşeyden önce k e n d i amacı içinde b e l i r l i b i r serbestiye karşı yönelmeyen,' b i l a k i s genel ve belirsiz şe­ k i l d e serbestilerin kullanılmasını engelleyebilecek n i t e l i k 25 26 22) Aynmcılık yasağının yatay e t k i s i e t k i s i için bkz. ATAD, \Valrave ve Koch k a r a n , Rs. 3 6 / 7 4 , Slg. 1974, 1405, Rn. 16 (19); Bosman k a r a n , Rs. C-415/93, Slg. 1995 1-4912, Rn. 83 v d . 23) ATAD, K o m i s y o n / Y u n a n i s t a n k a r a n , Rs. 305/87. Slg. 1989, 1 4 6 1 , Rn. 12-13. 24) ATAD, Gravier kararı, Rs. 2 9 3 / 8 3 , Slg. 1985. 593; Geiger. EUV/ EGV Kommentar, A r t . 12 EGV, Rn. 2. 25) ATAD, Cowan/Tresor p u b l i c kararı, Rs. 186/87. Slg. 1989. 195. Rn. 14. 26) ATAD, Phil C o l l i n s / I n t r a t u . a . k a r a n , verb. Rs. C-92/92 u n d C3 2 6 / 9 2 . Slg. 1993, 1-5145. Rn. 2 7 . 50 Hacı Can (İÜHFM., C. LXIL S. 1-2. 45-79, te o l a n u l u s a l hükümler, b u k a p s a m d a mektedir. |;-ş-r'-ı. • < v 2004) değerlendiril­ Ayrıca, genel ayrımcılık yasağında sözkonusu o l a n i l ­ keler özel ayrımcılık yasakların y o r u m u n d a göz önüne alınmaktadır . 27 C. Serbest Dolaşım i l k e l e r i n i n Yapısı Giriş kısmında kısa b i r şekilde değinildiği gibi, iç pazar esas i t i b a r i y l e malların, kişilerin, h i z m e t l e r i n ve sermaye­ n i n serbest dolaşımı üzerine kurulmuştur. Serbest dola­ şım i l k e l e r i n i n temel f o n k s i y o n u iç p a z a r d a k i h u k u k a ay­ kırı kısıtlama ve sınırlamaları e n g e l l e m e k t i r . Bunları düzenleyen hükümler, sınır aşan unsurları içeren ekono­ m i k faaliyetleri g a r a n t i e t m e k t e d i r ve b u çerçevede üye devletleri k e n d i iç h u k u k düzenlerinde v a r olan, o r t a k pazarın düzenli b i r şekilde işlemesini zedeleyen, ekono­ m i k n i t e l i k l i tüm engelleri kaldırmalarını ve hiçbir yeni sınırlama koymamaları k o n u s u n d a yükümlülük altına sokmaktadırlar. 28 29 B u hükümler, m i l l i m a h k e m e l e r ve idare organlarında ileri sürülebilen, y a n i doğrudan etkiye s a h i p sübjektif hakları düzenlemektedirler . B u nedenle, bireyler m i l l i h u k u k düzenine ait b i r h u k u k kuralının serbest dolaşıma aykırı olması h a l i n d e uygulanmamasını talep e d e b i l i r l e r . T o p l u l u k h u k u k u n d a n doğan sübjektif h a k l a r , k a m u s a l n i t e l i k l i o l m a y a n özel h u k u k ilişkilerinde de ileri sürüle­ b i l i r . B u d u r u m l a r d a , üye devletlerin bazı k o r u m a yü­ kümlülükleri vardır. Üye devletler, h e r şeyden önce iç pazar serbestilerine karşı b i r e y l e r d e n k a y n a k l a n a n i h l a l 30 31 32 27) V o n Bogdandy, i n : G r a b i t z / H i l f (Hrsg.). K o m m e n t a r z u r E u ­ ropäischen U n i o n , A r t . 6 Rn. 55; Epiney, i n : Calliess/Ruffert (Hrsg.), K o m m e n t a r zu EU-Vertrag u n d EG-Vertrag, A r t . 12, Rn. 7 (9). 28) A r n d t , Europarecht, 2 0 0 1 , s. 115. 201 Jarass, E u R 1995, s. 2 0 4 . 30) Ehlers, J U R A 2 0 0 1 , s. 27. 31) A r n d t , age., s. 1'12. 32) B u a n l a m d a b k z . ATAD, Walrave k a r a n , Slg. 1974. s. 1405, 1419: B o s m a n k a r a n . Slg 1995, s. 1-4921, 5062 vd. • • f AB iç Pazarı Çerçevesinde Örtülü Ayrımcılık 51 leri önlemek zorundadır. ATAD. Bauernproteste davasın­ d a , üye devletlerin m . 10 R A d a düzenlenen "sözleşmeye s a d a k a t " b o r c u çerçevesinde k e n d i ülkesinde bireyler­ d e n gelecek saldırılara karşı da e t k i n b i r k o r u m a sağla­ m a k z o r u n d a olduklarını belirtmiştir. A k s i halde, ortada iç pazar serbest dolaşım ilkelerine karşı pasif b i r şekilde saldırı olacağını vurgulamıştır. A n c a k , üye devletlerin ülkelerinde bireylerden m e y d a n a gelen saldırılara karşı k o r u m a yükümlülükleri sınırsız değildir. Her şeyden önce b i r e y l e r i n davranışlarının üye devletlere "yüklenebilir ol­ ması" g e r e k l i d i r . B i r e y l e r i n grev hakları kapsamında yapmış oldukları b i r direniş karşısında üye devletin h a ­ reketsiz kalmış olması d u r u m u n d a , hiç şüphesiz T o p l u ­ l u k h u k u k u n a aykırılık söz k o n u s u o l a m a z . 33 34 35 36 Malların serbest dolaşımı (m. 23 - 37 RA) ile sermaye­ n i n ve ödemelerin serbest dolaşımı, (m. 56 - 6 0 RA) i l k p l a n d a haklı o l m a y a n sınırlamalara karşı detaylı b i r ko­ r u m a sağlamaktadır. B u n l a r açısından sınırlama yasağı ön p l a n d a durmaktadır. B u serbestiler, Roma Andlaşmas m d a çok açık b i r biçimde sınırlama yasağı olarak for­ müle edilmişlerdir. B u n a u y g u n şekilde "sınırlamalar" kelimesi Andlaşmanm 2 8 ile 3 0 ve 56 ile 58 maddelerinde çok sık şekilde kullanılmıştır . M . 30 ve 58 I I I RA da malların ve s e r m a y e n i n serbest dolaşımı k o n u s u n d a h u ¬ k u k a u y g u n şekilde yapılan sınırlandırmaların hiçbir za­ m a n üye devletler arasındaki ticarette keyfi b i r ayrımcılık veya örtülü b i r kısıtlama teşkil edemeyeceği belirtilmiştir. Yukarıda kısaca değinildiği gibi sınırlamalar ayrımcı en­ gelleri de içerebil-mektedir . Ayrımcılığa yol açan farklı muameleler, kendiliğinden malların ve sermayenin/¬ ödemelerin serbest dolaşımını engelleyebileceği için , her 37 38 39 33) 34) 35) 36) ATAD, Bauernprosteste k a r a n , Slg. 1997, s. 1-6959. Ahde vefa (pacta s u n d servanda) ilkesi. ATAD. B u v Irish k a r a n . Slg. 1982, 4 0 0 5 v d . Krş. 2 6 7 9 / 9 8 n o l u Konsey Tüzüğünün 2. maddesi (ABİ. 1998. No: L 3 3 7 , s. 10). 37) Heintzen, age. 38) Ehlers. JURA 2 0 0 1 , s. 269; Fischer, Europarecht, 1997. s. 2 3 9 . Rn. 26. 39) Nicolaysen. age., s, 4 5 . 52 Hacı Carı (İÜHFM., C. LXÎI, S. 1-2, 45-79. 2004) ne k a d a r bunları düzenleyen maddeler diğer serbestileri düzenleyen m a d d e l e r d e n kelimesel o l a r a k d a h a az ay­ rımcılık yasağına işaret etmiş olsalar bile, b u serbestilerin de ayrımcılık yasağı şeklinde anlaşılması g e r e k i r . 40 B u n a karşın kişilerin serbest dolaşımını (işçilerin ser­ best dolaşımı, yerleşme serbestisi ve h i z m e t l e r i n serbest dolaşımı) düzenleyen maddeler, andlaşmanın m e t n i n d e açık b i r şekilde ayrımcılık yasağı o l a r a k formüle edilmiş ve d i r e k t o l a r a k "tâbiiyet/uyrukluk" kavramına bağlan­ mıştır. B u n l a r h e r şeyden önce pazar katılımcıları ara­ sında eşitlik hakkını d e m i r l e m e k t e ve b u n u n l a d a m . 12 RA'da düzenlenen genel ayrımcılık yasağını somutlaştır­ maktadır. M . 3 9 II RA gereğince, işçiler arasında i s t i h d a m , ücret ve diğer çalışma koşullan k o n u s u n d a vatandaşlık esasına dayalı h e r türlü ayrımcılık üye devletler tarafın­ d a n kaldırılmak zorundadır. M . 4 3 RA'da düzenlenen yerleşme serbestisi, diğer üye devlet vatandaş ve f i r m a l a ­ rına yerleşilen ülke mevzuatının k e n d i vatandaşları işin belirlediği şartlarda serbest çalışma hakkını v e r m e k t e d i r . H i z m e t l e r i n serbest dolaşımını düzenleyen m . 5 0 RA'da h i z m e t s u n a n diğer ülke vatandaş ve şirketlerin h i z m e t i n verildiği üye ülkenin k e n d i t a b i i y e t i n d e k i kimselere u y ­ guladıkları koşul ve şartlara t a b i olacağı belirtilmiştir. B u r a d a k i tartışmalı o l a n n o k t a , üye devletlerin yabancı ve yurtiçi pazar katılımcıları aynı şekilde etkileyen k u r a l ve t e d b i r l e r i için de b i r y a s a k l a m a getirip getirilmediği k o ­ n u s u d u r . Günümüzde A T A D ve d o k t r i n d e k i h a k i m gö41 40) Streinz, E u r o p a r e c h t , 2 0 0 1 , s. 2 6 9 , Rn. 6 6 7 ; Jarass, E u R 2000, s. 7 0 9 . 41) ATAD ayrımcılık yasağı dışında, Roma Andlaşmasının 39. m a d ­ d e s i n i n 2. fıkrasına ilişkin B o s m a n kararından i t i b a r e n , işçilerin tâbiiyetinden bağımsız b i r sınırlama yasağını da k a b u l etmekte­ dir. Bkz. ATAD, B o s m a n kararı, Rs. C-415/93, Slg. 1995 1-4912; Sotgıu kararı, Rs. 152/73, Slg. 1974, 153; Südmilch kararı, Rs. 15/69, Slg. 1969, 3 6 3 ; yerleşim serbestisi için bkz. Reyners k a ­ r a n , Rs. 2/74, Slg. 1974, 6 3 1 ; Thieffry kararı. Rs. 7 1 / 1 9 7 6 , Slg. 1977, 765; Gebhard kararı, Rs. C-55/94, Slg. 1995, 1-4165; hiz­ met serbestisi için bkz. v a n Binsbergen kararı, Rs. 3 3 / 1 9 7 4 , Slg. 1974, 1299; Schiendler kararı. Rs. C-275/92, Slg. 1992, I 1039. AB Iç Pazarı Çerçevesinde 53 Örtülü Ayrımcılık m rüş , kişilerin serbest dolaşımının ayrımcılık yasağının ötesinde b i r sınırlama yasağını da i h t i v a etmekte olduğu­ n u k a b u l e t m e k t e d i r . ATAD görüşüne dayanak için i k i gerekçe sunmaktadır. B i r i n c i gerekçe olarak, Andlaşmanın 3. m a d d e s i n i n 1. fıkrasının c b e n d i n d e k i düzenlemeyi göstermektedir. Anılan b u hükme göre, üye devletlerin kişilerin, h i z m e t l e r i n ve sermayenin serbest dolaşımına ilişkin engelleri o r t a d a n kaldırılmasına yönelik tedbirleri alacağı düzenlenmiştir. Engeller ayrımcılık y a r a t a n b i r k a r a k t e r d e olabileceği gibi, b u n u n ötesine de geçebilir . İç pazar serbestilerin korunması sınırlama yasağı o l m a k ­ sızın çok zor gözükmektedir. B u serbestiler, sadece ay­ rımcılığa y o l açan k u r a l ve tedbirlerle değil, aynı zamanda h e r k e s i aynı şekilde etkileyen k u r a l ve tedbirlerle de en­ gellenebilir. Sınırlandırılmış serbestiler, Roma Andlaşmasının t e m e l i n i oluşturan iç pazarın r u h u n a aykırıdır. ATAD i k i n c i gerekçe olarak, m . 12. RA'da düzenlenen ge­ nel ayrımcılık yasağını göstermektedir. Kişilerin serbest dolaşımına ilişkin hükümler, b u genel ayrımcılık yasağı bağlamında sadece beyan edici ve somutlaştırıcı ifade teşkil etmektedirler. Serbest dolaşım haklarının b u n u n ötesinde b i r anlamı olması gereklidir. B u nedenle, herkes için aynı etkilere sahip t e d b i r ve kuralların d a sınırlama yasağı altına alınarak, serbest dolaşım haklarının k u l l a ­ nımının haksız şekilde engellenmelerine karşı k o r u m a g e t i r i l m e s i sağlanması g e r e k l i d i r . 42 43 44 45 Sonuç o l a r a k şunlar söylenebilir: Roma Andlaşmasmd a içerik o l a r a k farklı şekilde düzenlenmiş o l a n serbest dolaşım h a k l a n , getirmiş o l d u k l a n güvenceler ve bunların 4 6 42) Genel B i l g i için bkz. Kingreen, age., s. 38 vd.; Dagmar Schiek. Europäisches Arbeitsrecht, 1997, s. 109 vd.; Streinz, age., s. 2 7 0 , Rn. 6 7 1 ; Nicolaysen, age., s, 165. 43) Streinz, age., s. 2 7 0 , Rn. 6 7 1 ; Schweitzer/Hummer, Europarecht, 1996, s. 3 3 0 , Rn. 1075. 44) Bröhmer, i n : Schwarze (Hrsg.), EUV Kommentar, A r t . 43 EGV, Rn. 18. 45) A r n d t , age., s. 116. 46) Hök, Einführung i n das Recht der Europäischen U n i o n . 1998, s. 5. Hacı Can (İUHFM., C. Udi, S. 1-2. 45-79. 2004} sınırlan açısından p a r a l e l l i k göstermektedirler . M a l l a ­ rın, s e r m a y e n i n ve ödemelerin serbest dolaşımını düzen­ leyen hükümlerin öncelikli o l a r a k sınırlama yasağı şek­ linde anlaşılması gerekmekte o l u p , a n c a k b u r a d a söz k o ­ n u s u olan y a s a k l a r doğası gereği aynmcılık yasağını da i h t i v a etmektedirler. Kişilerin serbest dolaşımına ilişkin hükümler ise d a h a ziyade ayrımcılık yasağını çağnştırmaktadırlar . ATAD, b u hükümlerin muhtevasını sınır­ l a m a yasaklarını içine alacak şekilde genişletmiştir . So­ nuç olarak, iç pazar serbestileri s o m u t olayın özelliklerine göre y a pazar katılımcılann eşitliğini, y a d a b u n l a n n ilgili üye devlet karşısındaki özgürlüğünü g a r a n t i e t m e k t e d i r ­ ler. B u i k i temel f o n k s i y o n aynı a n d a u y g u l a m a y a da ge­ lebilirler /' '• ' 7 ^ - 47 48 49 50 v; II. Ayrımcılığın Genel Şartları A. Sınır Aşan E k o n o m i k Faaliyet Aynmcılık y a s a k l a n , sadece Roma Andlaşmasınm u y ­ g u l a n m a a l a n l a n n d a hüküm ve sonuç doğururlar . Andlaşmanm u y g u l a n m a alanı, iç pazar serbest dolaşım 51 47) WeiJ3, EuZW 1999, s. 4 9 6 ; König/Haratsch, E u r o p a r e c h t , 2000, s. 178. 48) Behrens, EuR 1992, s. 150. 49) Malların serbest dolaşımı için bkz. ATAD, Dassonville k a r a n , Rs. 8/74, Slg 1974. 8 3 7 / 8 5 2 , Slg 1979, Rewe kararı, Rs. 120/78, 6 4 9 . 6 6 2 Rn. 8; Hizmetlerin serbest dolaşımı için bkz. v a n B i n s bergen kararı, Rs. 3 3 / 7 4 , Slg 1974, 1291/1310 vd.; İşçilerin serbest dolaşımı için bkz. B o s m a n kararı, Rs. C-415/93, Slg 1995, 1-4921. £u >y->h, 50) Streinz, age., 2 0 0 1 , s. 2 7 1 , Rn. 6 7 2 . 51) ATAD, Roma Andlaşmasınm u y g u l a n m a alanına ilişkin önemli b i r k a r a r vermiştir. B u k a r a r d a , diğer üye devletlerin öğrencile­ r i n i n Belçika'da sanat yüksek o k u l u n d a d a h a yüksek öğrenim harcı ödemelerini sonuca bağlanmıştır. ATAD, b u r a d a Eğitim iş­ l e r i n i n organizasyonu ve politikasının Roma Andlaşnıasında dü­ zenlenen alanlara d a h i l olmadığını, fakat eğitim ve öğrenim ala­ nındaki derslere katılma ve girişlerin T o p l u l u k h u k u k u dışında kalamayacağını hükme bağlamıştır. ATAD, gerekçe olarak m. 127 RA'da düzenlenen mesleki eğitim alanındaki T o p l u l u k poli­ tikasını göstermiştir. Bkz. Gravier kararı, Rs. 2 9 3 / 8 3 . Slg. 1985, 593. AB iç Pazarı Çerçevesinde Örtülü Ayrancılık 55 i l k e l e r i n i de kapsamaktadır. A n c a k Roma Andlaşmasının serbest dolaşımı düzenleyen maddeleri, Topluluğun iç pazarında sınırsız b i r pazar serbestisini ve özgürlüğünü g a r a n t i etmemektedir. M a m a f i h , sadece kişilerin, m a l l a ­ rın, sermayenin/ödemelerin sadece pazar girişlerinin sağlanmasını amaçlamakta ve b u çerçevede üye devletlere tüm engelleri kaldırmaları için yükümlülükler yüklemek­ t e d i r l e r . Serbest dolaşım ilkeleri, s o m u t olarak sınır aşan faaliyetlere yöneldiği için , b u n u n doğal s o n u c u o l a r a k ayrımcılık yasağı da aynı şekilde sınır aşan faali­ yetlerle sınırlanmakta ve b u r a d a öncelikli olarak tâbiiyet ve menşe eşitliğini sağlamayı amaçlamaktadır . 52 53 54 55 Topluluğun iç pazarında k u r a l olarak sadece pazar katılımcıların farklı tâbiiyet ve menşeleri ile bağlantılı ay­ rımcılıklar yasaklanmıştır . Serbest dolaşımı ilgilendiren olaylarda söz k o n u s u olan ayrımcılıklar, h e r şeyden önce diğer b i r üye devlet ile ilgili olması gerekir . Sadece b i r üye devleti i l g i l e n d i r e n olaylar iç pazardaki serbesi dola­ şımın kapsamı dışında kalmaktadırlar. Fakat b u r a d a b i r s o r u n ortaya çıkmaktadır. Z i r a , T o p l u l u k h u k u k u n u n uygulanması bazı d u r u m l a r d a b i r üye devletin diğer ül­ k e l e r i n pazar katılımcıları karşında k e n d i tâbiiyeti veya menşesinde olan pazar katılımcılarının aleyhine sonuçlar da doğurabilmektedir. Böyle b i r aleyhe d u r u m , özellikle yurtiçi pazar katılımcıların iç h u k u k kuralların gereklerini yerine getirmek z o r u n d a oldukları halde yabancı katılım­ cıların (aynı şekilde smıraşan faaliyette b u l u n a n yurtiçi pazar katılımcılar da d a h i l o l m a k üzere) T o p l u l u k h u k u ­ k u n u n sağlamış olduğu h a k l a r nedeniyle b u tür kayıtlar­ d a n m u a f tutulmuş olmaları h a l i n d e ortaya çıkmakta56 57 52) Ehlers, J U R A 2 0 0 1 , s. 2 6 9 . 53) Streinz, age., s. 2 7 6 , Rn. 6 8 3 . 54) S o m u t olayda yurtiçi ve sınır aşan faaliyetlerinin b i r b i r i n d e n ayırmak her zaman kolay olmamaktadır. B u n u n için bkz. Kingreen, age.. s. 140 v d . 55) Ehlers. JURA 2 0 0 1 . s. 2 6 9 . 56) Hintersteiningcr, B i n n e n m a r k t u n d D i s k r i m i n i e r u n g s v e r b o t . 1999. s. 24. 57) age. Hacı Can (İÛHFM., C. LXIl, S. 1-2, 45-79, 56 2004) dır . ATAD, yerleşik içtihatlarında , yurtiçi pazar katı­ lımcıların b u t a r z d a k i aleyhte durumlarının m e z k u r üye devletin b i r iç s o r u n u olduğunu, b u yüzden Roma A n d laşmasında öngörülen ayrımcılık yasaklarının b u d u ­ r u m l a r a uygulanamayacağına k a r a r v e r m e k t e d i r , m e ­ ğerki, u l u s a l pazarda veya T o p l u l u k iç pazarında serbest r e k a b e t i n bozulmamış o l s u n . 58 59 60 61 Ayrımcılık yasağı, eğer R o m a Andlaşmasının u y g u ­ l a n m a kapsamında b i r olay söz k o n u s u ise, i s t i s n a i o l a r a k üye devletlerin k e n d i pazar katılımcılarını d a k a p s a m a k ­ tadır . Aynı şekilde, üçüncü devletlerden gelen pazar katılımcılar ve vatansızlar d a R o m a Andlaşmasının u y g u ­ l a n m a alanında ayrımcılık yasaklarının k o r u m a kapsa­ mına g i r m e k t e d i r l e r . 62 63 B. Sınır Aşan Pazar Katılımcıların Aleyhine Farklı Muamele İç pazar d a h i l i n d e söz k o n u s u o l a n serbest dolaşım i l ­ keleri sadece eşitsizlik y a r a t a n d u r u m l a r a karşı k o r u m a getirmektedirler. Ayrımcılık yasaklarının u y g u l a m a alanı b u l a b i l m e s i için, sınır aşan pazar katılımcıların yurtiçi r a k i p l e r i karşısında aleyhe o l a r a k farklı b i r işleme t a b i 58) ATAD, Reinheitsgebot davasında, Federal Almanya'nın F r a n ­ sa'da k u r a l l a r a u y g u n şekilde üretilmiş likörün k e n d i iç h u k u ­ k u n d a öngörülen koşullara t a b i tutmasını, m . 3 0 RA'da düzen­ lenen eş e t k i l i tedbirler yasağına aykın olduğuna k a r a r vermiştir. B u n u n için b k z . Reinheitsgebot kararı, Rs. 178/84, Slg. 1987, 1227; M o r s o n k a r a n , Rs. 3 5 ve. 3 6 / 8 2 , Slg. 1982, 3723. 59) ATAD, Klopp k a r a n , Rs. 107/83, Slg. 1984, 2 9 7 1 . 60) Ehlers, J U R A 2 0 0 1 , s. 2 6 9 . 61) ATAD, Pistre k a r a n , Rs. C - 3 2 1 , 3 2 2 , 3 2 3 , 3 2 4 / 9 4 , Slg. 1997, I 2343, R n . 4 1 v d . 62) Eğer b i r üye devletin vatandaşının diğer üye devlete m a l ihraç etmesi y a da diğer üye devlette mesleki beceriler kazanması ve b u n u k e n d i devletinde tanınmasını istemesi hallerinde T o p l u l u k h u k u k u n a ilişkin d u r u m l a r m e v c u t t u r . ATAD yargılamasına genel b i r bakış için bkz. Geiger, EUV/EGV Kommentar, A r t . 12 EGV; Rn. 2. 63) Zuleeg, i n : G/T/E (Hrsg.), K o m m e n t a r z u m EU-/EG-Vertrag, A r t . .6 Rn. 16. AB İç Pazarı Çerçevesinde Örtülü Ayrımcılık 57 tutulması g e r e k l i d i r . Ayrımcılığın b o y u t u önemli değil­ dir. Bireyler güvensizliğe düşürebile-ceği için çok küçük ihlallerde yasaklanmıştır. B i r k o n u y u diğer üye devletler­ den farklı şekilde düzenlemiş olan b i r üye devletin, k e n d i iç h u k u k kuralları pazar katılımcıların tâbiiyet ve menşel e r i n i d i k k a t e almaksızın genel b i r e t k i yaratıyorsa ay­ rımcılıktan bahsedilemez . A n c a k b u r a d a üye devletlerin t a k d i r alanı s o n derece sınırlandırılmıştır. Çünkü üye devletler malların serbest dolaşımında "menşe devlet" i l ­ k e s i n i d i k k a t e a l m a k zorundadırlar. M e z k u r devletin k e n d i kuralları geri p l a n d a k a l m a k t a ve diğer b i r üye devletin kurallarına u y g u n şekilde üretilmiş ürünler san­ k i k e n d i h u k u k düzeninde öngörülen koşullar yerine ge­ tirilmiş g i b i b i r işleme t a b i tutulmaktadır . B u d u r u m l a r a t i p i k örnek olarak, menşe devletteki usulüne u y g u n şe­ kilde yapılan incelemeler, ölçümler ve k o n t r o l l e r sayılabi­ lir. A T A D , diğer b i r t a r a f t a n "menşe devlet" i l k e s i n i n sını­ rını çizmektedir. Keck davasında , "menşe devlet" ilkesi­ n i n ürünün sürümüne (dükkan ve iş y e r l e r i n açılış ve kapanış saatleri, sigara ve alkollü içecekler için öngörülen r e k l a m y a s a k l a n vb.) ilişkin m i l l i düzenlemeler için geçerli olmadığını belirtmiştir. B u içtihada göre, eğer ürünün sürümüne ve satışına ilişkin iç h u k u k kuralları pazar katılımcıları arasında h e r h a n g i b i r ayrımcılığa sebebiyet vermiyorsa, serbest dolaşımı düzenleyen T o p l u l u k h u k u ­ k u kurallarına aykırılık teşkil etmeyecektir. 64 65 66 67 III. Örtülü Ayrımcılık 1. K a v r a m s a l Açıklamalar ATAD, ayrımcılık kavramını çok geniş y o r u m l a m a k t a ­ dır. İçtihatlarına göre, serbest dolaşımı düzenleyen hü­ kümler ayrımcılığın bütün şekillerini yasaklamaktadır . 68 64) Zuleeg, age., Rn. 19. 65) Fastenrath/Müller-Gerbes, E u r o p a r e c h t . 2 0 0 0 , s. 66, Rn. 109; Rossi, E u R 2000, s.210. 66) ATAD, Reinheitsgebot k a r a n , Rs. 178/84, Slg. 1987, 1227. 67) ATAD, Keck k a r a n , Rs. C-267 ve 2 6 8 / 9 1 . Slg. 1993. 1-6097, 6131. 68) ATAD. Commerzbank k a r a n . Rs. C - 3 3 0 / 9 1 . Slg. 1993, 1-4017; Hacı Can (İİJHFM.. C. LXII, S. 1-2. 45-79. 58 2004) Öncelikli olarak, açık şekilde b e l l i olan farklı m u a m e l e l e r ayrımcılık yasağı kapsamındadır. Yani, b i r u l u s a l düzen­ l e m e n i n açıkça ilkesel o l a r a k y a s a k l a n a n b i r ayırma k r i ­ t e r i n i k u l l a n a r a k pazar katılımcıları arasında gruplandırm a ve b u n a bağlı o l a r a k b u g r u p l a r arasında farklı m u a ­ mele öngörmesi h a l i n d e açık ve dolaysız b i r ayrımcılık söz k o n u s u olmaktadır. ATAD b u n u n yanında, aynı sonuçları doğuran örtülü, dolaylı o l a r a k adlandırılan ayrımcılıkları da y a s a k kavramına sokmaktadır . Sotgiu kararında , örtülü şekildeki ayrımcılıkların da b u y a s a k kapsamında mütalaa e d i l m e s i n i n T o p l u l u k h u k u k u n u n temel p r e n ­ s i p l e r i n geçerliliğinin korunması için (effet utile) gerekli olduğunu ifade etmiştir . A k s i t a k d i r d e , ayrımcılık yasa­ ğının çok kolay b i r şekilde i h l a l edilme t e h l i k e s i b u l u n ­ maktadır . 69 70 71 72 Ayrımcılığın i k i şekli yargı ve öğretide değişik ifade edilmişlerdir . B u bağlamda şu k a v r a m l a r söz k o n u s u ­ d u r : Açık ve gizli ayrımcılıklar, d i r e k t ve dolaylı ayrımcı­ lıklar, şekli ve m a d d i ayrımcılıklar (vb.) . T e r m i n o l o j i d e k i farklı n i t e l e n d i r m e l e r , işin m a h i y e t i n d e b i r deği-şiklik o l ­ duğu anlamına g e l m e m e l i d i r . Bütün t e r m i n o l o j i eş a n ­ lamlıdır . 73 74 75 76 69) 70) 71) 72) 73) 74) 75) 76) ayrıca krş. İthalattaki Eş E t k i l i T e d b i r l e r i n Kaldırılması Hakkın­ d a k i Komisyon D i r e k t i f i , No: 70/50/EWG, T a r i h : 22 Aralık 1969 (ABİ. 1970 Nr. L 13, 29). İşçilerin serbest dolaşımı için bkz. ATAD, Sotgiu k a r a n , Rs. 152/73, Slg. 1974, 153, Rn. 5; Allue kararı, Rs. 3 3 / 8 8 , Slg. 1989, 1 5 9 1 , Rn. 1 1 ; yerleşim serbestisi için bkz. Thieffry k a r a n , Rs. 7 1 / 7 6 , Slg. 1977, 765; h i z m e t l e r i n serbest dolaşımı için bkz. Seco kararı, Rs. 6 2 / 8 1 , Slg. 1982, 2 2 2 ; M u n d & Fester k a r a n , Rs. C-398/92, Slg. 1994. 1-497. ATAD, Sotgiu k a r a n , R. 152/73, Slg. 1974, 153. Epiney, i n : Callies/Ruffert (Hrsg.), EUV/EGV Kommentar, A r t . 12 EGV, Rn. 15. Lackhoff, Die Niederlassungsfreiheit des EGV, 1999. s. 2 2 6 . D i e t r i c h , age., s. 3 8 9 ; Hintersteininger, age., s. 2 6 . Zuleeg, i n : G/T/E (Hrsg.), K o m m e n t a r z u m EU-/EG-Vertrag, A r t . 6 EGV. Rn. 4. Kingreen, age., s. 3 9 ; v o n Bogdany, i n : G r a b i t z / H i l f (Hrsg.), EUV Kommentar, A r t . 6 EGV, Rn. 12 v d . Schöne, RIW 1989. s. 4 5 0 . AB İç Pazarı Çerçevesinde Örtülü 59 Ayrımcılık Açık ve örtülü ayrımcılıklar arasındaki sınırlama önem arzetmektedir. Çünkü her i k i s i n i n h u k u k a u y g u n l u k ne­ denleri k o n u s u öğretide s o n derece tartışmalıdır . 77 2. Örtülü Ayrımcılığın Tipik Özellikleri Açık ayrımcılığın t e s p i t i büyük b i r s o r u n y a r a t m a ­ maktadır. Çünkü b u şekildeki ayrımcılığın temelinde çok b e l i r g i n o l a r a k pazar katılımcıların tâbiiyet veya menşesi yatmaktadır . Açık ayrımcılık durumlarında farklı m u a ­ mele sınır aşan kişi, m a l , sermaye ve hizmetler aleyhine gerçekleşmektedir . Açık ayrımcılıklar u y g u l a m a d a az görülmektedir . 78 79 80 Açık ayrımcılığın aksine örtülü ayrımcılık u y g u l a m a d a çok zor tespit edilmektedir. Çünkü örtülü ayrımcılık h a l ­ leri başka farklılaştırıcı k r i t e r l e r temelinde ortaya çık­ maktadırlar. B u d u r u m l a r d a , tâbiiyet veya menşe ile bağlantılı o l a n b i r ayrımcılık sonuçta (fiilen) doğmaktadır. B u a n l a m d a , güvenlik firmaların müdür ve genel müdür­ l e r i n yurtiçinde o t u r m a k z o r u n d a olduğunu öngören b i r iç h u k u k kuralı örtülü ayrımcılık teşkil e t m e k t e d i r . ATAD içtihatlarına göre, örtülü ayrımcılığın t i p i k özelliği, farklı m u a m e l e y a r a t a n kuralların görünürde yansız ve herkes için aynı şekilde geçerlidir ; fakat sonuçta açık ayrımcılık h a l l e r i n d e söz k o n u s u o l a n b i r fiili d u r u m u n doğmuş ol­ masıdır . Çünkü yansız talepler, yurtiçi pazar katılımcı81 82 83 77) Randelzhofer/Forsthofif, i n : Grabitz/Hilf. (Hrsg.). K o m m e n t a r z u r Europäischen U n i o n , A r t . 43 Rn 7 4 . A r t . 4 9 / 5 0 Rn 74. 78) ATAD, S c h u m a c k e r kararı. Rs. C-279/93. Slg. 1995. 1-225. Rn. 30: Herdegen, Europarecht, 2 0 0 1 . s. 74, Rn. 97.; Schlag, i n : Schwarze (Hrsg.). E U V K o m m e n t a r , A r t . 43 EGV. Rn. 34. 79) Zacker/Wernicke, age., s. 129; Houbek, i n : Schwarze (Hrsg.). EUV K o m m e n t a r , A r t . 12 Rn 4 1 ; W u n d e r l i c h , i n : Schwarze (Hrsg.), E U V K o m m e n t a r . A r t . 3 9 . Rn 35: Geiger, age., Art. 39 Rn 12; B r e c h m a n n , IN: Calliess/Ruffert (Hrsg.) age.. A r t . 39. Rn 45. 80) Kingreen, age., 1999, s. 3 8 . 81) ATAD. Factortame II kararı. Rs. C-2721/89. Slg. 1 9 9 1 . 1-3905. Rn. 3 2 . 82) Hintersteininger, age., s. 35; Lackhoff. age.. s. 227. 83) ATAD. Boussäc kararı, Rs. 22/80, Slg. 1980 3427: M u n d & Festei /Hatrex kararı. Rs. C-398/92. Slg. 1994. 1-467: Sotgiu k a r a n . 60 Hacı Can (İÜHFM., C. LXÎ1, S. 1-2, 45-79, 2004) l a n tarafından genelde kolay b i r şekilde yerine g e t i r i l i r ­ k e n , sınır aşan pazar katılımcıları açısından esaslı b i r engel o l a r a k karşılarına çıkmaktadırlar . Gerçi b u şekil­ d e k i talepler genel k a r a k t e r d e d i r , a m a p r a t i k o l a r a k (fii­ len) sınır aşan pazar katılımcıların zararına sonuçlar do­ ğurmaktadır . Sınıraşan pazar katılımcıları istenilen özelliği y a hiç y a d a çok zor yerine getirebilmektedirler. Tek taraflı yükümlülük y a r a t a n fiili e t k i b u r a d a "diğer yollardan" çıkarılmaktadır. B u m a n a d a örnek olarak, b i r üye devlet tarafından söz k o n u s u o l a n h a k t a n y a r a r ­ lanmayı o t u r u m hakkının b e l l i b i r şekline bağlı tutulması h a l i n d e , örtülü b i r ayrımcılıktan bahsedebilir. Çünkü yurttaşlar h e r halde k e n d i ülkelerinde oturumları var­ dır . B u d u r u m l a r d a ayrımcılığın o l u p olmadığı şekli açı­ d a n değil, m a d d i açılardan değerlendirilmesi g e r e k i r . Örtülü ayrımcılık b i r hükmün açık m e t n i n d e n y a d a b i r u y g u l a m a d a n tespit edilememektedir. B i l a k i s b i r olayda örtülü ayrımcılığın o l u p olmadığı, alınan t e d b i r l e r i n veya getirilen düzenlemelerin m a d d i e t k i l e r i n i n a n a l i z i n d e n ortaya çıkarılabilmektedir . Örnek o l a r a k b i r h u k u k k u ­ ralı, h e m yurtiçi pazar katılımcılar h e m de sınıraşan pazar katılımcıları için geçerli olabilir, a n c a k onları farklı şekilde e t k i l e y e b i l i r . B i r iç h u k u k kuralının sadece b i r üye dev­ l e t i n y a d a diğer üye devletlerin pazar katılımcıların aley­ h i n e k u r a l l a r içermesi ve h a t t a bazı üye devletlerin pazar katılımcılarına y a r a r l a r sağlanmış olması önemli değil­ d i r . Söz k o n u s u o l a n m u a m e l e farklılığının ve b u farklı84 85 86 87 88 89 90 91 84) 85) 86) 87) 88) 89) 90) 91) Rs. 152/73, Slg. 1974, 164; Komisyon/Lüxemburg k a r a n , Rs. C - l 1 1 / 9 1 , Slg. 1993, 1-840; Pastoors k a r a n , Rs. C-29/95, Slg. 1997, 1-285); Graf kararı, Rs. C-190/98, Slg. 2 0 0 0 , 1-0001, Rn. 14. Hintersteininger, age., s. 3 5 ; Bröhmer, i n : Schwarze (Hrsg.), EUV Kommentar, A r t . 4 3 EGV, Rn. 19. Kingreen, age., s. 3 8 . K i l i a n , Europäisches W i r t s c h a f t s r e c h t , 1996, s. 128, Rn. 3 1 6 . ATAD, Sürül k a r a n , Rs. C-262/96, Rn. 103 ve 105; F a s t e n r a t h / Müller-Gerbes, E u r o p a r e c h t , 2 0 0 0 , s. 6 6 Rn. 108. Kingreen, age., s. 3 9 . Kingreen, age;. D i e t r i c h , age., s. 3 9 3 ; Rossi, E u R 2 0 0 0 , s. 2 1 1 . ATAD, O ' F l y n n kararı, Rs. C-237/94, Slg. 1996, 2 6 1 7 . ATAD, Roviello k a r a n , Rs. 2 0 / 8 5 , Slg 1988, 2 8 0 5 , 2 8 5 2 , Rn 16. AB İç Pazarı Çerçevesinde Örtülü Ayrımcılık 61 lığın h a n g i k r i t e r e göre yapıldığının t e s p i t i b i r mukayese yapılmasını z o r u n l u kılmaktadır. Örtülü ayrımcılık, h e r halükârda açık ayrımcılıkla aynı s o n u c u doğurmak z o r u n d a değildir. B i l a k i s b u r a d a ben­ zer b i r s o n u c u n doğması y e t e r l i d i r . Benzeri e t k i l e r i n ne z a m a n v a r olduğunu tespit etmek için k e s i n b i r k u r a l söz k o n u s u değildir. Sadece h e r s o m u t olayın özellikleri içe­ risinde araştırılması g e r e k m e k t e d i r . Sınır aşan pazar katılımcıların aleyhine koşullar doğurmak amacıyla geti­ rilen m i l l i düzenlemeler, h e r h a n g i b i r zararın doğup doğ­ madığına bakılmaksızın örtülü ayrımcılık teşkil etmekte­ d i r l e r . Eğer o r t a d a b i r zarar söz k o n u s u ise, o zaman üye devletin zarar verme kastı örtülü ayrımcılık için şart değildir* . 92 93 94 5 ATAD içtihatlarına göre, örtülü ayrımcılık için "nicel" b i r u n s u r g e r e k l i d i r . Sınır aşan kişi, m a l , h i z m e t ve ser­ m a y e n i n m i l i düzenlemenin gereklerini genelde, "sık sık olarak", " t i p i k o l a r a k " y a hiç yerine getirememeleri y a da çok zor yerine g e t i r e b i l m e l e r i d i r . ATAD, k u r a l olarak her k r i t e r i esas itabariyle, " i l k sırada", " t i p i k olarak", "genel o l a r a k " sınır aşan pazar katılımcıların zarara uğratma t e h l i k e s i n i sürdürdüğü müddetçe örtülü ayrımcılığın doğması için yeterli görmektedir . 96 97 98 3. Örtülü Ayrımcılık Halleri Malların serbest dolaşım serbestisi açısından, etiket ve paketleme koşulları, örtülü ayrımcılığın t i p i k durumlarını teşkil e t m e k t e d i r l e r . Çünkü F i r m a k e n d i ürünlerini îh99 92) Kr§. m. 3 Abs. 1 V O 1612/68; Lackhoff, age., s. 2 2 7 ff.; Dietrich, age., s. 3 9 5 ; Epiney, age., s. 101 v d . 93) Epiney, age. 94) D i e t r i c h , age., s. 3 9 7 . 95) Gundel, J u r a 2 0 0 1 , s. 79; Kingreen, age., s. 39. 96) Lackhoff, age., s. 2 3 0 . 97) Hintersteininger, age., s. 3 7 . 98) Hintersteininger, age. 99) ATAD, Reinheitsgebot k a r a n , Rs. 178/84, Slg. 1987. 1227; Drei Glocken k a r a n , Rs. 4 0 7 / 8 5 , Slg. 1988, 4233; bkz. A r n d t , age.. 2 0 0 1 , s. 115. Hacı Can (tÜHFM., C. LXÍl. S. 1-2. 45-79. 62 2004) raç edebilmesi için farklı şekilde etiket ve paketleme y a p ­ m a k z o r u n d a kalması nedeniyle ürün m a l i y e t i yüksele­ c e k t i r ve b u n u n s o n u c u o l a r a k da b i r t a r a f t a n firmanın rekabet gücü zayıflayacaktır ve öbür t a r a f t a n da a r z u edilen sınır aşan e k o n o m i k faaliyetler zorlaşacaktır. • İşçilerin serbest dolaşımı açısından, herşeyden önce yerleşme/oturma ve d i l şartları örtülü ayrımcılığa sebep olmaktadır. Çünkü bölge yabancısı genellikle yabancılar­ dır . Aşağıda b e l i r t i l e n d u r u m l a r örtülü avrımcılıkların 102 t i p i k örnekleridir 100 101 — Aile üyelerin tâbiiyeti, - işçinin veya aile üyelerinin o t u r m a ve çalışma yer­ leri. yurtiçinde b e l i r l i süre o t u r m a , öğrenim görülen eğitim k u r u m u n u n merkezi, işin çeşidine veya mesleki tecrübelerin edinilmiş o l ­ duğu ülke, — işçinin k e n d i ülkesinde sosyal güvenlik p r i m l e r i ödemiş olmasına rağmen, çalışmış olduğu ülkede sosyal güvenlik hakkından m a h r u m bırakılması v b . Yerleşme serbestisinde örtülü ayrımcılık genelde fir­ manın merkezi koşulunda oluşmaktadır . Aşağıda örtü­ lü ayrımcılıkların örnekleri sunulmuştur : 103 104 100) ATAD. SotgiU kararı. Rs. 152/73, Slg. 1974, 153 vd., Rn. 1 1 , Spotti k a r a n , Rs. C-272/92, Slg 1993, 5 1 8 5 , Rn. 18; Hoeckx k a r a n , Rs. 2 4 9 / 8 3 , Slg 1985, 9 7 3 ; Masgio k a r a n , Rs. C-10/90, Slg 1 9 9 1 , 1-1119. 101) ATAD. Clean Car Autoservice kararı, Rs. C-350/96, Slg 1998, 1-2547, Rn 2 9 . 102) ATAD k a r a r l a n için bkz. Troberg, i n : G/T/E (Hrsg.), K o m m e n t a r zu EU-/EG-Vertrag, A r t . 52 EGV, Rn. 4 0 vd.; Dietrich, age., s. 393-394. 103) ATAD, Centros kararı, Rs. C-2 12/97. Slg. 1999, 1-1459. 1 4 9 1 . Rn. 20. 104) ATAD içtihatlarına genel b i r bakış için bkz. Holoubek. i n : Schwarze (Hrsg.), EUV K o m m e n t a r , A r t . 49 EGV. Rn. 76 f.: Lackhoff, age., 1999, s. 232 v d . t AB Iç Pazarı Çerçevesinde Onülü Ayrımcılık 63 — Devlet i h a l e r i n sadece devletin kontrolünde olan f i r m a l a r a verilmesi; — vergi iadelerin sadece yurtiçinde merkezi olan fir­ m a l a r a verilmesi; — sadece yurtiçinde merkezleri o l a n firmaların hisse senedi komisyonculuğu yapabilmesi v b . H i z m e t l e r i n serbest dolaşım serbestisinde ise, aşağı­ d a k i d u r u m l a r örtülü ayrımcılık olarak k a - b u l edilmekte­ dir . 1 0 5 — Sigorta komisyonculuğu için yurtiçi i k a m e t koşulu; — İlgilinin i k a m e t i n e göre farklı h u k u k i sonuçların bağlanması, örneğin yabancılar için vergi i n d i r i m l e r i n reddedilmesi; — Bilgisayar h i z m e t l e r i n hisselerin çoğunluğunun devletin elinde b u l u n a n f i r m a l a r tarafından yerine getiril­ mesi vb. 4. Örtülü Ayrımcılığın H u k u k a Uygunluk Nedenleri a. Genel Olarak Roma Andlaşması, malların, kişilerin sermayenin ser¬ best dolaşımını sınırsız o l a r a k korumamaktadır, b i l a k i s b e l i r l i şartlar altında bunların bazı sınırlamalara tâbi t u ­ tulmasına imkân vermektedir. B i r başka deyişle, T o p l u ­ l u k h u k u k u tarafından bazı d u r u m l a r d a ayrımcılığa izin verilmektedir. b. R o m a Andlaşmasında Öngörülen Hukuka Uygunluk Nedenleri Roma Andlaşması, serbest dolaşımın geçerli olmayan alanlar dışında, sınırlamalar için bazı h u k u k a u y g u n 106 105) K l u t h , i n : Schwarze (Hrsg.), EÜV Kommentar. Art. 50 EGY. Rn. 56: Geiger. EUY/EGV Kommentar, A r t . 39. Rn. 15. 106) Roma Andlaşmasında serbest dolaşım i l k e l e r i n i n geçerli olma­ y a n alanları öngörülmüştür. ATAD, Roma Andlaşmasının mal­ ların sürümüne ilişkin olarak üye devletler tarafından k o n u l a n ve pazar katılımcıları arasında herhangi b i r ayrımcılığa yol aç- 64 Hacı Can (İÜHFM., C. LXll S. 1-2, 45-79. 2004) l u k n e d e n l e r i n i düzenlemektedir. M . 3 0 RA gereğince, 2 8 . ve 2 9 . m a d d e l e r i n i n hükümleri genel a h l a k , k a m u düzeni veya k a m u sağlığı, i n s a n veya hayvanların yaşamının ve sağlığının ve b i t k i l e r i n korunması, sanatsal, t a r i h i veya arkeolojik değerlere s a h i p u l u s a l varlıkların korunması veya sınai ve t i c a r i mülkiyetin korunması sebebiyle i t h a ­ lat, i h r a c a t y a d a t r a n s i t yasağı veya b u n l a r a ilişkin kı­ sıtlama konulmasına engel oluşturmaz. A n c a k b u yasak­ l a m a ve kısıtlamalar, üye devletler arasındaki ticarette keyfi b i r ayrımcılık veya örtülü b i r kısıtlama oluştura­ maz . 107 Kişilerin serbest dolaşım hakkı k a m u düzeni, k a m u güvenliği veya k a m u sağlığı nedeniyle yapılan sınırlama­ lara engel değildir, (m. 3 9 I I I , m . 4 6 I ve m . 5 5 R A ) . 108 M . 58 RA, s e r m a y e n i n serbest dolaşımında üye devlet­ lere vergi yükümlülerin i k a m e t y a d a sermaye k o y m a yerlerine göre farklı u y g u l a m a getiren k e n d i vergi h u k u k u kurallarını u y g u l a m a y e t k i s i v e r m e k t e d i r . B u n u n yanın­ da, üye devletler k e n d i iç hukukları ve i d a r i düzenleme­ lerinde ve özellikle vergi h u k u k u ve m a l i kurumların de­ n e t i m i alanında aykırılıkları önlemek için önemsiz sayılam a y a n k u r a l l a r için uygulanamayacağını k a b u l etmektedr. B k z Keck k a r a n , Rs. C-267 ve 2 6 8 / 9 1 , Slg. 1993, 1-6097; m . 39 IV RA göre, işçilerin serbest dolaşımı k a m u idaresi alanındaki gö­ revler için geçerli değildir. Aynı şekilde yerleşim ve hizmet ser­ bestileri sürekli veya kısmen k a m u s a l y e t k i l e r i n kullanılmasiyla ilgili faaliyetlerde u y g u l a n m a alanı b u l m a m a k t a d i r (m. 4 5 ve 55 RA). ATAD malların serbest dolaşımına ilişkin olarak satış koşullannı sınırlama yasağınan kapsamı dışında tutmuştur. Bkz. ATAD, Komisyon/Belçika k a r a n , Rs. 149/79 Slg. 1980, 3 8 8 1 ; Reyners k a r a n , Rs. 2/74, Slg. 1974, 6 3 1 ; Thijsen k a r a n , Rs. C-42/93, Slg. 1993, 1-4047. 107) ATAD, Reinheitsgebot k a r a n , Rs. 178/84, Slg. 1987. 1227; Ko­ misyon/Birleşik Krallık kararı, Rs. 4 0 / 8 2 , Slg. 1984, 283; Henn ve D a r b y k a r a n , Rs. 3 4 / 7 9 , Slg. 1979, 3 7 9 5 ; Merck/Stephar k a r a n , Rs. 187/80, Slg. 1 9 8 1 , 2 0 6 3 ; ayrıntılı açıklamalar için bkz. Müller-Graff, i n : G/T/E (Hrsg.), K o m m e n t a r z u m E U - / EG-Vertrag, A r t . 3 6 EGV, Rn. 4 7 v d . 108) ATAD, v a n D u y n k a r a n , Rs. 4 1 / 1 9 7 4 , Slg. 1974, 1337; R u t u l i kararı, Rs. 3 6 / 1 9 7 5 , Slg. 1975, 1219; K o m i s y o n / Y u n a n i s t a n kararı, Rs. 147/86, Slg. 1988, 1637. AB Iç Pazan Çerçevesinde Örtülü Ayrımcılık 65 m a y a c a k tedbirler a l a b i l i r ve sermayenin serbest do­ laşımı için öngörülen başvuru sürecinde i d a r i ve istatist i k i bilgiler isteyebilir. Uye devletler son olarak da k a m u düzeni ve güvenliğinin gerektirdiği her türlü t e d b i r l e r i alabileceklerdir. A n c a k getirilen y a s a k l a m a ve kısıtlama­ lar keyfi b i r ayrımcılık veya sermaye ve ödeme serbestisi­ n i n örtülü o l a r a k kısıtlanması haline gelemez (m. 58 I I I RA). Öngörülen h u k u k a u y g u n l u k nedenleri h e m ayrımcılı­ ğa y o l açan h e m de ayrımcılığa yol açmayan tüm sınırla­ m a l a r için geçerlidir . B u hükümlerin lâfzından çıkara­ bileceği gibi, e k o n o m i k nedenler h u k u k a u y g u n l u k ne­ d e n l e r i o l a r a k sayılmamıştır . H u k u k a u y g u n l u k ne­ denleri üye devletlerin gerçekte e k o n o m i k amaçlı veya i d a r i faaliyetleri kolaylaştırmak için almış olduğu d u ­ r u m l a r için geçerli değildir . Haklı nedenler sadece üye devletlerin m i l l i çıkarlarına yönelik olduğu için, üçüncü devletlerin veya uluslararası camianın çıkarları b u r a d a d i k k a t e alınamaz. 109 110 111 Roma Andlaşmasında düzenlenen h u k u k a u y g u n l u k nedenleri, üye devletlere sadece T o p l u l u k h u k u k u k u r a l ­ ları tarafından düzenlenmemiş y a d a uyumlaştırma ya­ pılmamış a l a n l a r d a sınırlı şekilde k o r u n m a önlemleri a l m a imkânı tanımıştır . H u k u k a u y g u n l u k nedenlerini düzenleyen hükümler i s t i s n a i n i t e l i k taşıdıkları için d a r yorumlanması g e r e k i r . Üye devletler gerçi h u k u k a u y ­ g u n l u k n e d e n l e r i n i k e n d i kurallarına göre y o r u m l a y a b i ­ l i r l e r ve b u bağlamda başvuracakları k o r u n m a önlemlerin n i t e l i k ve çerçevesini düzenlemekte serbesttirler. Fakat 112 113 114 109) Jarass, EuR 2 0 0 0 , s. 717. 110) ATAD, İrische Souvenirs kararı, Rs. 113/80, Slg. 1 9 8 1 , 1625 vd. 1 1 1) ATAD, K o m i s v o n / l t a l v a kararı, Rs. 9 5 / 8 1 , Slg. 1982, 2 1 8 7 vd.; Komisyon/Birleşik Krallık kararı, Rs. 4 0 / 8 2 . Slg. 1982. 2793 vd.; v a n E i c k / K o m i s v o n kararı. Rs. 57/0, Slg. 1971, 613 vd. 112) ATAD, Hedley L o m a s ' k a r a n . Rs. C-5/94, Slg. 1996. 1-2553 Rn. 18 v d . 113) ATAD, Denkavit I k a r a n , Rs. 5/77. Slg. 1977, 1555. 114) ATAD, irische Souvenirs kararı. Rs. 113/80. Slg. 1 9 8 1 , 1625; Kunstschátze I kararı, Rs. 7/68 , Slg. 1968. 633. 66 Hacı Can (İÜHFM.. C. LXU. S. 1-2. 45-79. 2004) üye devletlerin b u r a d a k e s i n y e t k i s i söz k o n u s u değildir. Çünkü başvurulan k o r u n m a önlemleri hiçbir z a m a n ser­ best dolaşım haklarının v a r o l m a sebeplerini o r t a d a n kaldıramazlar . Ayrıca, R o m a Andlaşmasmda öngörülen h u k u k a u y g u n l u k n e d e n l e r i n i n uygulanması sadece top­ l u m u n temel çıkarlarına d o k u n a n gerçek ağır t e h l i k e d u ­ rumları bulunduğunda söz k o n u s u olmaktadır . Ko­ r u n m a önlemleri m i l l i çıkarların korunması için m u t l a k şekilde gerekli olmalıdır. B u n u n dışında, öngörülen ted­ b i r l e r i n k a b u l edilebilir olmalıdır ve serbest dolaşımın kullanılmasını d a h a az sınırlayan başka b i r efektif aracın mümkün olmaması g e r e k l i d i r . Sonuç o l a r a k şu yargıya varılabilir: Üye devletler Roma Andlaşmasmda açıkça be­ l i r t i l e n h u k u k a u y g u n l u k n e d e n l e r i n i sadece ölçülülük i l k e s i n i n cevaz verdiği d u r u m l a r için k u l l a n a b i l i r l e r . 115 116 117 c. Serbest Dolaşım İlkelerinin ATAD Tarafından Çizilen Sınırları 1) " K a m u Yararının Zorunlu Gerekleri" 118 ATAD, üye devletlerin b e l i r l i koşullar altında bazı y e n i engel ve sınırlamalara başvurabilece-ğini k a b u l ederek, serbest dolaşım i l k e l e r i n i n getirmiş olduğu yasakların u y g u l a n m a alanını daraltmıştır . D i v a n , Roma Andlaş119 115) ATAD, Komisyon/Birleşik Krallık k a r a n , Rs. 4 0 / 8 2 , Slg. 1982. 2826; Fietje kararı, Rs. 2 7 1 / 8 0 , Slg. 1980, 3 8 5 5 . 116) ATAD, Komisyon/İspanya kararı, Rs. C - l 14/97 , Rn. 46; Connegate kararı, Rs. 121/8 , Slg. 1986, 1007 v d . 117) ATAD, K o m i s y o n / Y u n a n i s t a n kararı, Rs. 147/86. Slg. 1988. 1637. Rn. 7; Reyners kararı, Rs. C-2/74, Slg. 1974, 6 3 1 . 118) K a m u yararın z o r u n l u gereklerinin dogmatik olarak n i t e l e n d i ­ r i l m e s i şimdiye k a d a r t a m açıklanamamıştır. ATAD, önceki iç­ tihatlarında z o r u n l u gereklerini serbest dolaşımın sınırlaması yasağının iç sınırı, y a n i doğrudan dolaşım serbestilerini öngö­ ren hükümlerden ortaya çıkan sınırlamalar olarak t e l a k k i et­ miştir. Günümüzde b u içtihadından ayrılarak h u k u k a u y g u n ­ l u k nedenleri olarak k a b u l etmektedir., b k z ATAD, B o s m a n k a ­ rarı. Rs. C-415/93, Slg. 1995, I-4<J2. 1; Jarass, E u R 2000, s. 719. 119) WeiJ3. EuZW 1999. s. 4 9 3 . 498; Streinz, age., Rn 6 9 9 ; G u n d e l . J u r a 2 0 0 1 , s. 79 (83). AB İç Pazarı Çerçevesinde Örtülü 67 Ayrımcılık masında öngörülen h u k u k a u y g u n l u k n e d e n l e r i n i n (m. 30, 39 I I I , 4 6 , 55 ve 58 RA) yanında, Cassis de D i j o n k a ­ rarından i t i b a r e n i s t i s n a i olarak Roma Andlaşmasında yazılı o l m a y a n h u k u k a u y g u n l u k nedenlerini de k a b u l etmektedir. Yazılı o l m a y a n h u k u k a u y g u n l u k nedenleri­ n i n temelinde i k i gerekçe yatmaktadır. Roma Andlaşma­ sında öngörülen h u k u k a u y g u n l u k n e d e n l e r i n i n ATAD tarafından i s t i s n a hükümler olarak n i t e l e n d i r i l m e s i ve bunları d a r b i r y o r u m a t a b i tutulması nedeniyle, b u h u ­ k u k a u y g u n l u k nedenlerin e t k i n b i r şekilde u y g u l a n m a ­ sının önemli derecede sınırlanması yatmaktadır . Eş et­ k i l i t e d b i r l e r i n geniş şekilde yorumlanmasının denkleşti­ r i l m e s i için, Roma Andlaşmasında yazılı olmayan, diğer h u k u k a u y g u n l u k nedenleri gerekli görülmektedir. İkinci gerekçe o l a r a k da, kfşilerin serbest dolaşımı (ve özellikle h i z m e t l e r i n serbest dolaşımı ve yerleşme serbestisi) için öngörülen ayrımcılık yasaklarının sınırlama yasağına ge­ nişletilmiş olmasıdır. 120 121 "Cassis" formülüne göre, " k a m u yarannın z o r u n l u ge­ r e k l e r i " (örneğin, geçerli b i r şekilde vergi kontrolü, t i c a r i 120) ATAD, b u k a r a n n d a , Roma Andlaşmasının 28. maddesinde öngörülen yasağı somutlaştırmıştır. İçtihadında. A l m a n Konyak üretimi kurallarının farklılığı nedeniyle Fransız konyak üretici­ lerin A l m a n y a ' d a k o n y a k satışlarında sorunlar yaşamalarını (konyakların ithalatının engellenmesi ve sürümünün azalması) eş e t k i l i b i r önlem olarak değerlendirmiştir. B u davada A l m a n Konyak Tekeli K a n u n u n d a k i , k o n y a k t a alkol oranının % 3 0 ' u n , likörde % 2 5 ' i n altında olamayacağına ilişkin hükmün, tüketi­ c i n i n korunması ve sağlık mülahazalarıyla ilgili olmadığına ve b u nedenle de m i k t a r kısıtlamaları ve eş etkili tedbirlerin alı­ nabilmesine i m k a n veren Roma Andlaşmasının 30. maddesinde b e l i r t i l e n h u k u k a u y g u n l u k nedenleri arasına giremeyeceğini ve A l m a n Konyak Tekeli K a n u n u n d a öngörülen hükmün Roma Andlaşmasının 28, maddesine aykırı olduğuna karar vermiştir. ATAD ayrıca, eğer b i r üye devletin kurallarına u y g u n şekilde üretilen ürünlerin diğer üye devletlerde de satılabilmesine k a r a r vermiştir. B u yasaklama sadece ilgili üye devletin daha üstün bir k a m u çıkarı söz k o n u s u olduğu d u r u m l a r d a olabilmektedir. Bkz. ATAD, Cassis de Dijon kararı, Rs. 120/78. Slg. 1979, 649 vd. 121) Streinz, age., s. 2 8 2 . Rn. 7 0 1 . Hacı Can (İÜHFM.. C. LXII. 68 S. î-2. 45 79. 2004) ilişkilerde h a k k a n i y e t i n sağlanması , çevrenin ve tü­ keticinin korunması, m e d y a d a çoğulculuğun sağ­ lanması , iş ve sosyal düzenin korunması, kültür po­ litikası vb.) açısından k a b u l edilebilir olması h a l i n d e , m i l l i h u k u k düzenlerin farklı düzenlemeler içermesinden k a y n a k l a n a n ticaret engellerin n o r m a l sayılması gere­ k i r . B u r a d a d i k k a t edilmesi gereken h u s u s , " k a m u ya­ rarının z o r u n l u g e r e k l e r T n i n h u k u k a u y g u n l u k nedeni olarak, Roma Andlaşmasmda öngörülen h u k u k a u y g u n ­ l u k nedenlerinde olduğu gibi, sadece T o p l u l u k politikası öngörülmemiş veya üye devletler tarafından h e r h a n g i b i r uyumlaştırma yapılmamış a l a n l a r d a u y g u l a m a b u l a b i l mesidir . 122 123 1 2 4 1 2 5 126 127 128 1 2 9 130 ATAD, " k a m u yararının z o r u n l u gerekleri" o l a r a k t a ­ nımladığı b u haklı sebepleri u y g u l a - m a d a sürekli o l a r a k genişletmiştir . Haklı sebepler e k o n o m i k gerekleri k a p ­ samamakla beraber, n e l e r i n b u k a p s a m d a değerlendi­ receğine d a i r genel b i r k a t a l o g söz k o n u s u değildir . Her 131 132 133 122) ATAD, 3-Glocken kararı, Rs. 4 0 7 / 8 5 , Slg. 1988, 4 2 3 3 . 123) ATAD, K o m i s y o n / D a n i m a r k a kararı, Rs. 3 0 2 / 1 9 8 6 , Slg. 1988, 4607. 124) ATAD, Reinheitsgebot k a r a n , Rs. 178/1984, Slg. 1987, 1227; Familiapress kararı, Rs. C-368/95, Slg 1997 1-3689, 3 7 1 3 . 125) Krş. m . 153 RA. 126) ATAD, Familiapress kararı, Rs. C-368/95, Slg 1997, 1-3689, 3715, Rn. 18. 127) ATAD, Schindler k a r a n , Rs. C-275/92, Slg. 1994, 1-1039. Rn. 58 v d . 128) ATAD, Cinetheque kararı, Rs. 6 0 ve 6 1 / 8 4 , Slg. 1985, 2 6 0 5 . 129) ATAD, Gebhard kararı, Rs. C-55/94, Slg. 1995, 1-4165, Rn. 37; K r a u s kararı, Rs. C-19/92, Slg. 1993. 1-1663, Rn. 3 2 , B o s m a n k a r a n , Rs. C-415/93, Slg. 1995, 1-4921, Rn. 104. 130) ATAD, Hedley Lomas kararı, Rs. C-5/94 , Slg. 1996, 1-2553, Rn. 18 v d . 131) B u bağlamda k r s . ATAD, Cassis de D i j o n kararı, Rs. 120/78. Slg. 1979, 6 4 9 ff.; Leclerc kararı, Rs. 2 2 9 / 8 3 , Slg. 1985, 1; Cinetheque k a r a n , Rs. 6 0 ve 6 1 / 8 4 , Slg. 1985, 2605; Vereinigte F a m i l i a p r e s s / B a u e r Verlag kararı, Rs. C-368/95 , Slg. 1987, 1-3689; 3 Glocken kararı, Rs. 4 0 7 / 8 5 , Slg. 1988. 4233; Abfal¬ l i m p o r t k a r a n , Rs. C-2/90, Slg. 1992. 1-4431. Rn. 33 v d . 132) ATAD, Decker kararı. Slg. 1998, 1-1831 v d . 133) Bkz. Müller-Graff. i n : Ğ/T/E (Hrsg.), K o m m e n t a r z u m E U - / EG-Vertrag, A r t . 3 0 EGV. Rn. 2 0 3 v d . v AB İç Pazarı Çerçevesinde Örtülü Ayrımcılık 69 s o m u t olayın özelliklerine göre ayrı ayrı değerlendirilmesi g e r e k l i d i r . A n c a k b u r a d a hemen b e l i r t i l m e l i d i r k i , h e r ne k a d a r büyük e k o n o m i k sorunların haklı neden teşkil etmeyeceği tartışma götürmese de, bazı e k o n o m i k s o r u n ­ lar k a m u düzeninin bozulmasına y o l açan b i r etken ola­ r a k ortaya çıkabilmektedirler. B u d u r u m l a r d a serbest dolaşım ilkelerine müdahale yapılıp yapılamayacağı tar­ tışmalıdır . 134 135 A T A D , üye devletlerin haklı sebeplerin içeriğini geniş t u t m a k l a beraber, diğer t a r a f t a n da bazı sınırlar çizmek­ tedir. Üye devletlerin h e r şeyden önce k o n u y a ilişkin m i l l i mevzuatlarının ölçülü ve a d i l olması gerekmektedir. ATAD, i k i n c i sınır o l a r a k da, üye devletlerin b i r i n d e h u ­ k u k a u y g u n şekilde üretilen ve satılan ürünlerin serbest dolaşımının hiçbir şekilde engellenemeyeceğini k a b u l et­ m e k t e d i r . A k s i t a k d i r d e , m . 28 RA'na b i r aykırılığın söz k o n u s u olacağını b e l i r t m e k t e d i r . ATAD, Keck kararın­ d a , ürünün i m a l i n e ilişkin tedbirler ile satış ve sürü­ müne ilişkin tedbirler arasında ayrım yapmıştır ve b u doğrultuda y e n i içtihatlarında, malların satışına ilişkin u l u s a l hükümlerin eğer yerel ve i t h a l edilen m a l l a r ara­ sında h e r h a n g i b i r ayrım y a p m a d a n h u k u k e n ve fiilen eşit uygulanmış ise, m . 28 R A n a aykırılıktan bahsedilemeyeceğini k a b u l etmektedir. 136 137 2) Tartışmalı K o n u "Cassis" yargısı, önceleri iç pazarda malların, kişilerin ve s e r m a y e n i n serbest dolaşımını sınırlayan ve pazar k a ­ tılımcıların h e p s i n i aynı şekilde etkileyen k u r a l , önlem veya u y g u l a m a l a r için geçerli i d i . B i r başka deyişle, herkesi aynı şekilde etkileyen k u r a l , önlem ve u y g u l a m a 1 3 8 134) Müller-Graff. i n : G/T/E (Hrsg.). K o m m e n t a r z u m EU-/EGVertrag, A r t . 3 0 , Rn. 2 0 4 . 135) B u bağlamda bkz. Streinz. age., s. 2 8 3 . Rn. 7 0 3 . 136) Bkz. yukarı s. 9. 137) ATAD. Keck k a r a n . Rs. C-267 ve 2 6 8 / 9 1 . Slg. 1993. 1-6097, 6131. 138) ATAD, Kohl/Ringelhan kararı. Rs. 177/83, Slg. 1984. 3 6 5 1 . Rn. * 15 u n d 19. 1 İ İ U L I Can (İÜHFM., C . 70 LX//. S. i - 2 . 4 5 - 7 9 . 2004) ların h u k u k a uygunluğu açısından yazılı ve yazılı o l m a ­ y a n tüm h u k u k a u y g u n l u k nedenleri d i k k a t e alınırken, ayrımcılık y a r a t a n kuralların ise sadece Roma Andlaşm a s m d a öngörülen yazılı h u k u k a u y g u n l u k nedenleri ile değerlendirilmesi mümkün o l a b i l m e k t e y d i . 139 Örtülü ayrımcılığın nötür k a r e k t e r d e k i m u a m e l e d e n sınırlanması bugüne k a d a r t a m b i r bütünlük içerisinde yapılamamıştır . B u ayrım, yukarıda d a değinildiği gibi, özellikle h u k u k a u y g u n l u k nedenleri açısından önem arzetmektedir. Roma Andlaşmasında yazılı o l m a y a n h u k u ­ k a u y g u n l u k nedenleri ayrımcılık y a r a t a n t e d b i r ve k u ­ r a l l a r için de geçerli o l u p olamayacağı günümüze k a d a r yargı ve d o k t r i n d e tartışılmıştır . B u s o r u n , ATAD'ın Keck kararı ile önem k a z a n m a y a başlamıştır . 140 141 142 3) Görüşler (i) ATAD ATAD, Cassis de Dijon kararında, üye devletlerin " k a m u yararının z o r u n l u gerekleri" kapsamında başvurmuş ol­ duğu önlemlerin haklı görülebilmesi için, pazar katılımcı­ ları arasında herhangi b i r ayrımcılığın meydana gelmemiş olmasını şart koşmuştur. A n c a k s o n r a k i içtihatlarında, Roma Andlaşmasında yazılı olmayan h u k u k a u y g u n l u k nedenlerini örtülü ayrımcılıklara uygulanması y o l u n u k a ­ patmamıştır . Bilhassa çöpler k o n u s u y l a ilgili ATAD k a ­ rarlarında , h u k u k a u y g u n l u k n e d e n l e r i n i n u y g u l a n m a 143 144 139) ATAD, Gebhard kararı, Rs. C-55/94, Slg. 1995, 1-1931; Ciola k a r a n , Rs. C-224/97, Slg. 1999, 1-2517. 140) Jarass, E u R 2000, s. 7 1 0 ; Randelzhofe/Forsthoff, i n : Grabitz/ H i l f (Hrsg.), EUV-Kommentar, A r t . 3 9 EGV, Rn. 145. 141) Bkz. Weiß. E u Z W 1999, s. 4 9 6 . 142) Becker, i n : Schwarze (Hrsg.) E U V K o m m e n t a r , A r t . 3 0 EGV, Rn 41. 143) B u yöndeki ATAD içtihatları için bkz. Weiß, EuZW 1999, s. 4 9 3 vd. 144) ATAD, v a n Binsbergen kararı, Rs. 3 3 / 7 4 , Slg. 1974, 1299; Kohll kararı, Rs. C-158/96, Slg. 1998, 1-1931; Komisyon/Belçika kararı, Rs.C-211/91. Slg. İ 9 9 2 , 1-6757; Komisyon/Belçika k a ­ r a n . C-2/90, Slg. 1992, 1-4431; D i s t r i b u i d o r e s Cinematografi¬ cos k a r a n . Rs. C-17/92, Slg. 1993. 1-2239: Decker k a r a n . Rs. C-120/95. Slg. 1998. 1-1831. AB İç Pazarı Çerçevesinde Örtülü Ayrımcılık 71 sında serbest dolaşımı sınırlayan tedbir ve kuralların ay­ rımcılık yaratıp yaratmadığı incelenmemiştir. Ayrımcılık y a r a t a n m i l l i düzenlemelerin T o p l u l u k h u k u k u n a u y g u n o l u p olmadığını, " k a m u yararının z o r u n l u gerekleri" açı­ sından da b i r değerlendimıeye tâbi tutmuştur . B u n u n s o n u c u olarak da serbest dolaşımın nötür ile ayrımcılık yaratacak şekilde sınırlandırılması arasında h u k u k a u y ­ g u n l u k nedenleri açısından önemi kalmamıştır . 145 146 (ii) Öğreti K a m u yararının z o r u n l u gerekleri"nin üye devletlerin ayrımcılık y a r a t a n iç h u k u k kuralları için h u k u k a u y ­ g u n l u k nedeni o l a r a k uygulanması öğretide son derece tartışmalıdır. B u r a d a , genel a n l a m d a üç görüş temsil edilmektedir. Öğretinin b i r kısmı , ATAD'ın herkes için yansız o l a n ile ayrımcılığa y o l açan k u r a l ve tedbirler arasındaki farklılaştırmayı kaldırmış olduğunu ve Roma Andlaşmasmda yazılı o l m a y a n " k a m u yararının z o r u n l u g e r e k l e r T n i n ayrımcılığa y o l açan k u r a l ve tedbirler için h u k u k a u y g u n l u k nedeni olabileceğini ileri sürmektedir­ l e r . B u görüşün taraftarları genel olarak sınırlama ya­ sağını inceleme ölçüsü o l a r a k görmektedirler ve b u n a bağlı o l a r a k da " k a m u yararının z o r u n l u gerekleri"ni genel h u k u k a u y g u n l u k nedeni o l a r a k değerlendirmektedirler. Böylelikle, b i r t a r a f t a n h u k u k a u y g u n l u k nedenlerin i n ­ celenmesi kolaymış o l m a k t a , diğer b i r taraftan da sınır­ l a m a ve ayrımcılık kavramları arasındaki belirsizlik d u ­ rumları o r t a d a n kalkmış olmaktadır . 147 148 149 145) Jarass, EuR 2000, s. 719. 146) Weiß, EuZW 1999, s. 4 9 7 . 147) Weis. EuZW 1999, s. 4 9 3 ; Epinev, Calliess/Ruffert (Hrsg.), EUV/EGV Kommentar, A r t . 28 EGV. Rn. 38: Hakenberg, i n : Lenz (Hrsg.) EGV-Kommentar, A r t . 4 9 / 5 0 EGV, Rn. 26: Leible, i n : G r a b i t z / H i l f (Hrsg.), EUV/EGV Kommentar. A r t . 28 EGV, Rn. 20; Jarass, E u R 2000. s. 7 1 9 . 148) Bkz. AT AD, Komisyon/Belçika k a r a n , Rs. C-2/90, Slg 1992. 1¬ 4 4 3 1 , Rn 3 4 : Svenson kararı, Rs. C-484/93, Slg 1995, 1-3955. Rn 15 vd.; B o s m a n kararı. Rs. C-415/93. Slg 1995. 1-4921, Rn 129 v d . ; De Agosüni u n d TV-Shop kararı. Rs. C-34-36/95. Slg 1997, 1-3843. 3 8 9 1 Rn 4 5 . 52. 149) Vgl ATAD Genel Savcısı Tesauro, Slg 1998. 1-1834. 1863 Decker u . Kohll. Hacı Can (İÜHFM., C. LXJI. S. 1-2, 45-79. 72 2004) B u n a karşın öğretideki h a k i m görüş, yazılı ve yazılı o l ­ m a y a n h u k u k a u y g u n l u k nedenlerin u y g u l a n m a alanların ayrılmasını esas almaktadırlar. Fakat b u sınırın nerede çi­ zileceği tartışmalıdır. Yazarlardan b i r kısmı , açık veya örtülü şekilde ayrımcılığa y o l açan k u r a l ve tedbirleri b i r bütün olarak görmektedirler. B u görüşün taraftarları, sadec: ayrımcılık y a r a t m a y a n sınırlamalar açısından, Roma Andlaşmasmda b e l i r t i l e n h u k u k a u y g u n l u k nedenleri ya­ nında, " k a m u yararının z o r u n l u gerekleri"ni h u k u k a u y ­ g u n l u k nedeni olabileceğini savunmaktadırlar. B u n u n so­ n u c u olarak d a ayrımcılık y a r a t a n sınırlamaların sadece Roma Andlaşmasmda yazılı olan nedenler dahilinde h u ­ k u k a uygunluğunun incelenmesi gerektiğini ileri sürmek­ tedirler. Görüşlerine dayanak olarak A T A D ' m "Aragone­ sa" kararını örnek göstermektedirler. ATAD, b u kararın­ da, " k a m u yararının z o r u n l u gerekleri"nin h u k u k a u y g u n ­ l u k nedeni olarak uygulanmasının sadece herkes için aynı şekilde geçerli olan sınırlamalar da sözkonusu olabileceğini hükme bağlamıştır. Divan, yabancı ilaçların r e k l a m yasa­ ğına ilişkin "Ortscheit" kararında , r e k l a m yasağını m . 3 0 RA'na göre h u k u k a u y g u n olduğunu tespit etmiştir. Aynı şekilde " v a n Adverteerders" davasında , h i z m e t l e r i n ser­ best dolaşımında farksız e t k i y a r a t m a y a n ve b u nedenle ayrımcı n i t e l i k taşıyan m i l l i düzenlemeleri sadece Roma Andlaşmasmda yazılı olan h u k u k a u y g u n l u k nedenleri açısından incelenebileceğini k a r a r vermiştir. 150 151 152 153 Öğretide temsil edilen b i r başka görüşe göre, örtülü ve açık ayrımcılıkların b i r b i r i n d e n ayrılması gereklidir. Örtülü ayrımcılık, n o r m a l b i r sınırlama gibi aynı şekilde " k a m u 154 150) S c h n e i d e r / W u n d e r l i c h , i n : Schwarze (Hrsg.), EUV-Kommentar, A r t . 3 , Rn. 37; Schweitzer/Hummer, age., 1996, Rn. 1139; H i r s c h . Z E u S 1999. s. 5 1 0 f.; Lackhoff, age.. 1999. s. 2 3 6 . 151) ATAD, Aragonesa kararı, Rs. C - l / 9 0 ve 176/90, Slg 1 9 9 1 , I 4 1 5 1 , 4 1 8 4 , Rn 13. 152) ATAD, Ortscheit k a r a n , Slg 1994, 5 2 4 3 , 5263, Rn 13 v d . 153) ATAD, v a n Adverteerders kararı. Slg 1988. 2085. 2 1 3 4 , Rn. 3 2 . 154) G u n d e l , J U R A 2 0 0 1 , s. 82 vd.; O p e r m a n n , Europarecht, 1999, s. 5 2 2 , Rn. 1299; Schütz, JURA 1998. s. 6 3 6 f f ; B r e c h m a n n , i n : Callies/Ruffert (Hrsg.). EUV/EGV Kommentar, A r t . 3 9 EGV, Rn. 4 7 ; Randelzhofer/-Forsthoff, i n : Eberhard/Hilf. (Hrsg.). K o m m e n t a r z u r Europäischen U n i o n , A r t . 43 Rn 74, Art. 4 9 / 5 0 Rn 74. AtS iç Pazarı Çerçevesinde Örtülü Ayrımcılık 73 yararın z o r u n l u gerekleri" ile meşrulaştınlnıası gerekir. Ayrımcılık yasağı kapsamına örtülü ayrımcılıkların da da­ h i l olması gereksizdir . Müller-Graff , b u görüşü revize ederek amaç ölçütünü getirmiştir. B u ölçüte göre, " k a m u yararının z o r u n l u gerekleri"nin örtülü ayrımcılık-lara uy­ gulanabilmesi için, söz k o n u s u tedbir veya kuralın öngö­ rülmesinde farklı muamele amacı güdülmemiş olunması veya böyle b i r amacın tespit edilememiş olması gerekir. 155 (iii) 56 Değerlendirme A T A D ' m içtihatlarında belirtildiği gibi, serbest dolaşım ilkeleri haklı b i r nedene dayanmadığı müddetçe h e m ay­ rımcılık y a r a t a n , h e m de ayrımcılık y a r a t m a y a n sınırla­ maları yasaklamak-tadır. B u r a d a hukukça k o r u n a n i k i menfaat söz k o n u s u olmaktadır. B i r t a r a f t a n bireylerin hakları, diğer t a r a f t a n üye devletlerin çıkarları. Roma Andlaşması, b i r denge k u r m a k için, h e m yasaklar getir­ miştir, h e m de bazı h u k u k a u y g u n l u k n e d e n l e r i n i öngör­ müştür. Fakat Roma Andlaşmasında düzenlenen h u k u k a u y g u n l u k nedenleri, günümüzde üye devletlerin haklı çı­ karlarını k o r u m a y a yetmemektedir. ATAD b u sebepten dolayı, h u k u k y a r a t m a k suretiyle " k a m u yararının zo­ r u n l u gerekleri" o l a r a k isimlendirdiği bazı h u k u k a u y ­ g u n l u k nedenleri yaratmıştır. ATAD. Roma Andlaşmasın­ da yazılı o l m a y a n h u k u k a u y g u n l u k nedenlerini gerçi i l k z a m a n l a r sadecece serbest dolaşımın pazar katılımcıları arasında ayrımcılık y a r a t m a y a c a k şekilde sınırlandırıl­ ması h a l i n d e uygulamıştır, fakat günümüzde b u k o n u d a açık b i r çizgi izleyememektedir. Kanımızca, ayrımcılık y a r a t a n k u r a l ve tedbirler için farklı b i r h u k u k a u y g u n l u k sistemi y a r a t m a k gerekli değil­ dir. Roma Andlaşmasında yazılı olmayan h u k u k a u y g u n l u k nedenleri, Roma Andlaşmasında yazılı olan h u k u k a uy­ g u n l u k nedenleri gibi, iç pazarda serbest dolaşımı etkileyen bütün sınırlamalar için geçerli olması gerekir. Gerekçe ola­ r a k şunlar söylenebilir: Ayrımcılık (ve özellikle de örtülü ayrımcılık) y a r a t a n h a l l e r i n i n serbest dolaşımın ayrımcılık 155) Krs. Epiney, age., s. 6 3 : Schiek, age., s. 111-112. 156) Müller-Graff. i n : G/T/E (Hrsg.). K o m m e n t a r z u m EU-/EGVertrag, A r t . 3 0 EGV. Rn. 196. 74 Hacı Can (İÜHFM.. C . LXII. S. J-2, 4 5 - 7 9 . 2004} y a r a t m a y a n , n o r m a l şekildeki sınırlamalardan ayırt edil­ mesi u y g u l a m a d a z o r l u k çıkarmaktadır. ATAD, içtihatla­ rında b u yüzden t a m b i r açık çizgi izleyememektedir. D a h a önemli b i r gerekçe olarak d a şu söylenebilir: " K a m u yararın z o r u n l u gerekleri" açısından gerekli olan tedbir ve k u r a l l a ­ rın sadece serbest dolaşım i l k e l e r i n i n smırlandırılmasına değil, aynı zamanda b u alanda pazar katılımcıları arasında ayrımcılığa y o l açan durumları da beraberinde getirmesi b i r z o r u n l u l u k teşkil edebilmesidir. Serbest dolaşım i l k e l e r i n i n h u k u k a u y g u n b i r şekilde sınırlandırılıp smırlandınlmadığı her z a m a n orantılılık ilkesi çerçevesinde çözüme kavuştur u l a b i l i r . Yalnız, b u ilkeyi (açık) ayrımcılık durumlarında d a h a katı b i r şekilde uygulanması gerekir. Ayrımcılık d u ­ rumlarında, ayrıca pazar katılımcıları arasında farklı m u a ­ meleye sebep olan k u r a l ve tedbirlerin " k a m u yararın zo­ r u n l u gerekleri"nin korunması için m a k u l (gerekli ve uygun) olup olmadığı da incelenmelidir. Eğer ayrımcılığa sebep olan k u r a l ve tedbirler gibi aynı amacı yerine getiren daha y u ­ muşak nitelikte araçlar mümkün ise, T o p l u l u k h u k u k u n a aykırılık d u r u m u söz k o n u s u olur. V. Genel Değerlendirme ve Sonuç Roma Andlaşmasında, pazar katılımcıları arasında tâbiiyet ve menşe mülahazalarıyla yapılan zarar verici farklı m u a m e l e l i n i n engellenmesini amaçlayan ayrımcılık yasakları öngörülmüş-tür. Pazar katılımcıların eşitliğini amaçlayan ayrımcılık yasağı temellerini b i r t a r a f t a n Roma Andlaşmasının 12. maddesinde, diğer t a r a f t a n serbest do­ laşım i l k e l e r i n i düzenleyen madde-lerinde bulmaktadır. B u yasakların s o n u c u olarak, T o p l u l u k iç p a z a n n d a h e r h a n g i b i r haklı nedene dayanmaksızın benzer durumların farklı, b i r başka deyişle yabancı/sınıraşan pazar katılımcıların aleyhine olarak b i r işleme t a b i t u t u l a m a z . Aynı şekilde, farklı d u r u m l a r da benzer muameleye t a b i t u t u l a m a z . A T A D , serbest dolaşım i l k e l e r i n i d o g m a t i k açıdan git­ tikçe b i r b i r i n e benzeterek b i r bütün o l a r a k değerlendirme eğilimindedir. İçtihatlarında serbest dolaşım i l k e l e r i n i n h e p s i n i z a m a n l a sınırlama yasağına genişlemiştir. Böyle­ ce, serbest dolaşım ilkeleri k e n d i muhtevalarında h e m AB İç Pazarı Çerçevesinde Örtülü Ayrımcılık 75 ayrımcılıkları, h e m de genel sınırlamaları y a s a k l a m a k t a ­ dır. ATAD, başlangıçta sadece malların serbest dolaşımı için geçerli olan Roma Andlaşmasında yazılı o l m a y a n h u ­ k u k a u y g u n l u k n e d e n l e r i n i ( k a m u yararın z o r u n l u ge­ reklerini) diğer serbestilere de u y g u l a m a y a başlamıştır. Son olarak da, menşe ülke p r e n s i b i n i n uygulanması ger­ çekleştirilmiştir. Serbest dolaşım i l k e l e r i kapsamında öngörülen ayrım­ cılık yasakları, Roma Andlaşmasmın 12. maddesinde dü­ zenlenen genel ayrımcılık yasağında olduğu gibi, ayrımcı­ lığın tüm şekillerini kapsamaktadır. A n c a k serbest dola­ şım i l k e l e r i açısından, farklı m u a m e l e r i n hepsi ayrımcılık yasağının u y g u l a n m a kapsamına girmemektedir. T o p l u ­ l u k h u k u k u n a ay kın n i t e l i k t e k i ayrımcılıklar, kişilerin tâbiiyeti, m a l l a r ve s e r m a y e n i n menşesi t e m e l i n d e k i ay­ rılma noktalarına bağlanmışlardır. Ne v a r k i , üye devletler tarafından yapılan ayrımcılıklar genellikle örtülü şekilde ortaya çıkmaktadırlar. Üye devletlerin u l u s a l kuralları veya uygulamaları gerçi bütün pazar katılımcıları için t a ­ rafsız gözükmekte, a n c a k bunların m a d d i (fiili) e t k i l e r i sı­ nır aşan pazar katılımcıların aleyhine olmaktadır. ATAD içtihatlarına göre, örtülü b i r ayrımcılığın söz k o n u s u ola­ b i l m e s i için, aşağıdaki şartlanıl gerçekleşmesi gerekir: — Pazar katılımcıların tâbiiyet veya menşe temeli dıayırma durumlardaki iurumun örülen te d e n aleyhe o l a r a k d a h a çok etkilenmiş olması. — Farklı muameleye sebep olan ayrımcılık ile yaratılan eşitsizlik arasında nedensel-lik. Örtülü ayrımcılıklar, gerçek a n l a m d a açık ayrımcılıklar ile benzeri sonuçları doğurduğu için k u r a l olarak aynî h u ­ k u k i rejime t a b i tutulması gerekir. Bunları, somut olayda herkes için geçerli olan genel sınırlamalardan ayırt etmek genel olarak kolay olmamaktadır. Çünkü serbest dolaşım ilkelerinin i h l a l i açısından, her i k i s i n i n m a d d i şartlan he- Hacı Can (İÜHFM., C. LXIL 76 S. 1-2, 45-79, 2004) m e n hemen b i r b i r i ile iç içe geçmiş haldedir. B u yüzden, u y g u l a m a d a bunları b i r b i r i n d e n ayırmak h e m e n hemen imkânsız olmaktadır. ATAD, b i r çok kararında, örtülü ay­ rımcılıkların yasaklanması anlaşıla-Lilecek h a l l e r i sınırla­ m a yasağı olarak ifade ederek, örtülü ayrımcılıklan "diğer sınırlamalar" olarak nitelendirmiştir. Ayrımcılığın sınırla­ m a d a n ayrılmasının önemli o l u p olmadığı, her i k i s i n i n aynı h u k u k a u y g u n l u k nedenlerine t a b i t u t u l u p tutulmadığına bağlıdır. Eğer aynı h u k u k a u y g u n l u k nedenleri geçerli ise, b u ayrımın p r a t i k b i r değeri kalmayacaktır. Serbest dolaşım i l k e l e r i n i n basit şekilde sınırlandırılmalarının " k a m u yarannın z o r u n l u g e r e k l e r i n e dayana­ r a k da yapılabileceği k o n u s u n d a , öğreti ve yargıda görüş birliği m e v c u t t u r . A n c a k , orantılılık i l k e s i gereği serbest dolaşımın sınırlanmasına sebep olan k u r a l ve t e d b i r l e r i n " k a m u yararının z o r u n l u gerekleri" açısından m a k u l ol­ malıdır. Başvurulan tedbirler haklı sebeplerin korunması için gerekli ve u y g u n olması gerekir. A n c a k , yargı ve öğ­ retide " k a m u yararın z o r u n l u g e r e k l e r i n i n u y g u l a n m a alanı t a m şekilde açıklığa kavuşturulamamıştır. ATAD, ayrımcılık hallerinde (ve özellikle de açık ayrımcılıklarda) k u r a l o l a r a k " k a m u yararının z o r u n l u gerekleri" ile h u ­ k u k a u y g u n l u k nedeni yaratılmasını k a b u l etmemektedir, fakat y e n i kararlarında örtülü ayrımcılık y a r a t a n k u r a l ve t e d b i r l e r i " k a m u yararının z o r u n l u gerekleri" kapsamında incelemiştir. ATAD'ın b u yöndeki içtihatlarının k a b u l görmesi gereklidir. Çünkü b i r e y l e r i n hakları ile üye dev­ letlerin meşru çıkarları arasında haklı b i r denge ancak b u şekilde k u r u l a b i l i r . olarak şu tespit yapılabilir: İç pazar oru len yasakların değişik kategorileri (sınırlama ve ayrımcılık yasakları) arasında h u k u k a u y g u n l u k nedenleri açısın­ d a n yapılan ayrımın kaldırılması gerekir. " K a m u yararının z o r u n l u g e r e k l e r i n i n Roma Andlaşmasmda bütün y a s a k l a r için o r t a k h u k u k a u y g u n l u k nedenleri olması gerekir. Orantılılık ilkesi çerçevesinde h e r z a m a n adil b i r çözüm b u l u n a b i l i r . I " « Kullanılan K a y n a k l a r - Arndt, Hans-Wolf gang. Europarecht, 5. Aufl., C.F. Müller, Heidelberg 2001. - Behrens, Peter, Europarecht I i - Wirtschaftsrecht der EG, Univer­ sität H a m b u r g , 2 0 0 1 . - Behrens, Peter, "Die Konvergenz der wirtschaftlichen Freiheiten i m Europäischen Gemeinschaftsrecht". EuR 1992, 145 ff. - Callies, Christian/Ruffert, Matthias (Hrgs,). K o m m e n t a r zu E U V e r t r a g u n d EG-Vertrag, 1. Aufl., L u c h t e r h a n d , Neuwied 1999. - Dietrich, Marcel Die Freizügigkeit der A r b e i t n e h m e r i n der E u ­ ropäischen U n i o n u n t e r Berücksichtigung des schweizerischen Ausländerrechts. Zürich 1995. - Ehlers, Dirk, Die G r u n d f r e i h e i t e n des europäischen Gemeinschaft­ srechts (Teil 1), J U R A 2 0 0 1 , 2 6 6 ff. - Epiney, Astrid, 1076 ff. Neuere Rechtsprechung des E u G H , NVwZ 1999, - Epiney, Astrid, Umgekehrte Verl., Köln, 1995. D i s k r i m i n i e r u n g e n , Carl - Fastenrath, Ulrich/Müller-Gerbes, mos Verl., Baden-Baden 2000. - Fischer, 1997 Hans - Geiger, 2000. Rudolf, - Georg, Heymanns Maike, Europarecht. L. Aufl., No¬ Europarecht, 2. Aufl., C.H. Beck, München EUV Kommentar, 3. Aufl., C.H. Beck, München Grabitz. Eberhard/Hilf Meinhard (Hrsg.). Kommentar z u r E u ­ ropäischen U n i o n : Das Recht der Europäischen Union,C.H. Beck, Loseblatt (Stand M a i 2001). - Von der Groeben, Hans/Tl\iesing. Joechen/Ehlermann, Claus-Dieter (Hrsg.), K o m m e n t a r z u m EU-/EG-Vertrag. 5. Aufl., Nomos Verl., Baden-Baden 2 0 0 0 . - Gundel, Jörg, Die Rechtfertigung v o n faktisch d i s k r i m i n i e r e n d e n Eingriffen i n die G r u n d - f r e i h e i t e n des EGV, JURA 2 0 0 1 , 79 ff. - Heintzen, Markus, Europarecht I I , Vorlesung v o m 19.5.1998, Freie Universität B e r l i n . Fachbereich Rechtswissenschaft SS 1998. Haa 78 - Herdegen, Can (iÜHFM., C. LXIl, S. 1-2, 45-79, Matthias, 2004) Europarecht, 2 0 0 1 . C.H. Beck, München 2 0 0 1 . - Hintersteininger. Margit, B i n n e n m a r k t u n d D i s k r i m i n i e r u n g s v e r b o t u n t e r besonderer Be-rücksichtigung der S i t u a t i o n e n n i c h t s t a a t l i c her Handlungseinheiten, D u n c k l e r 6k H u m b l o t , B e r l i n 1999. - Hirsch, Günter, "Die aktuelle Rechtsprechung des E u G H z u r Warenverkehrsfreiheit", Z E u S 1999, 503 ff. - Höh, Götz-Sebastian, Einführung i n das Recht der Europäischen U n i o n u n d die G r u n d f r e i - h e i t e n i n der Europäischen U n i o n , 1998. - Ipsen, 1972. Hans Peter, Europäisches Gemeinschaftsrecht, Tübingen - Jarass, Hans D., Elemente einer D o g m a t i k der G r u n d f r e i h e i t e n I I , E u R 2 0 0 0 , 7 0 5 ff. - Kälmi, Walter/CaronL Martina, Diskriminierungsverbot u n d Familiennachzug, B e r n 1998. - Kingreen, Tfxorsten, Die S t r u k t u r der G r u n d f r e i h e i t e n des E u ropäischen Gemeinschafts-rechts, D u n c k l e r & H u m b l o t , B e r l i n 1999. - Kilian, Wolfgang, Europäisches Wirtschaftsrecht, C.H. Beck, München, 1996 ' • ^ - •ü ( - Lackhojf, Klaus, Die Niederlassungsfreiheit des EGV - n u r ein Gleichheit oder a u c h ein Freiheitsrecht ?, D u n c k l e r & H u m b l o t Verl., B e r l i n 1999. - Lenz, Otto (Hrsg.) EGV-Kommentar, 2. A u f l . , 1999. - Nicolaysen, Gert, E u r o p a r e c h t I I : Das W i r t s c h a f t s r e c h t i m B i n n e n m a r k t , Nomos Verl., Baden-Baden 1996. - Opermann, 1999. Thomas, - Rossi, Matthias, 2 0 0 0 , 197 ff. Europarecht, 2. Aufl., C.H. Beck, München Das D i s k r i m i n i e r u n g s v e r b o t n a c h A r t . 12 EGV. E u R : - Schiek, Dagmar, Europäisches Arbeitsrecht, 1. A u f l . , Nomos Verl., Baden-Baden 1997. - Schön, Wolfgang, Der freie Warenverkehr, die Steuerhoheit der Mitgliedstaaten u n d der Systemgedanke i m europäischen Steuerrecht, E u R 2 0 0 1 , 3 4 1 ff. - Schöne, Franz-Josef Die "umgekehrte D i s k r i m i n i e r u n g " i m EWGV e r t r a g nach der Recht-sprechung des Europäischen Gerichtshofs - Dargestellt a m Beispiel der Dienstleistungsfrei-heit nach A r t . 59 ff. EWG-Vertrag, RIW 1989, 4 5 0 ff. - Schitbert, Thure, Der Gemeinsame M a r k t als Rechtsbegriff - Die allgemeine Wirtschafts-freiheit des EG-Vertrages. C.H. Beck, München 1999. AB ic Pazari - Qercevesinde Örtidil Schütz, Hans-Joachim Cassis de Dijon, 20.2.1979, J U R A 1998, 631 ff. - Streinz, Rudolf, Aynmcilik EuGH 79 - Urteil v o m Europarecht, 5. Aufl., Springer Verl., Berlin 2 0 0 1 . - Schwarze, Jürgen (Hrsg.), EUV Kommentar, 1. Aufl., 2000. Nomos Verl., Baden Baden. - Schweitzer, Michael/Hummer. F r a n k f u r t a m M a i n 1996. Waldemar, Europarecht, 5. Aufl., - Weis, Wolfgang, Nationales Steuerrecht u n d Niederlassungsfreiheit: V o n der Konvergenz der G r u n d f r e i h e i t e n als Beschränkungsverbote z u r Auflösung der Differenzierung zwischen unterschiedslosen u n d u n t e r s c h i e d l i c h e n Maßnahmen, EuZW 1999, 4 9 4 ff.