İLAHİYAT FAKÜLTESİ İslam Felsefesi Anabilim Dalı VIII. KUTLU DOGUM SEMPOZYUMU (TEBLİGLER) 18 NİSAN 24»05 ISPARTA S.D.Ü. İLAHİYAT FAKÜLTESi İslam Felsefesi Anabilim Dalı Başkanlığı Bilimsel Toplantılar Yayın No: 3 TERTİP HEYETi S.D.Ü. İLAHİY AT FAKÜLTESi İslam Felsefesi Anabilim Dalı Başkanlığı Prof. Dr. İsmail YAKIT (Başkan) Doç. Dr. Kemal SÖZEN Dr. Nejdet DURAK Bilgehan Bengü TORTUK EDİTÖR Prof. Dr. İsmail YAKIT ISBN 975-7929-94-8 Kapak ve İç Düzen Nejdet DURAK BASKI Tuğra Matbaası, (0246) 224 14 68 Yayınlanan tebliğierin dil, Yayınlanan tebliğler üslfip ve ilmi sorumluluğu yazarlaona aittir. kaynak gösterilmek şartıyla iktihas ve atıf şeklinde kullamlabilir; ©SDÜ İlahiyat Fa}..iiltesi İslam Felsefesi Ana Bilim Dalı-2006 iSTEME ADRESi S.D.Ü. ilahiyat Fakültesi ISPARTA Tel: (0246) 211 45 50 • TÜRKiSTAN'DA HZ. MUHAMMED İMAJININ KAYNAKLARI Doç.Dr. Seyfettin ERŞAHiN* Türkistan Türkleri, Hz. Muhamıned'i 7. yüzyılın ortalannda itibaren peygamber olarak tanıyarale Müslümanlıklannı ilan etmişlerdir. O günden günümüze yaklaşık 14 asırlık süreçte Hz. Muharnmed'i her yönüyle tanıma yönünde hatın sayılır çalışmalar yapmışlardır. Müslümanlannın Bu sürecin günümüz Türkistan algılamasına amacımız etkisini söz konusu etmeye bu mütevazı tebliğimizde Hz.Muharnmed çalışacağız. Başka bir ifade ile birkaç sorunun cevabını bulmaktır: 1. Hz.Muhamıned'in Türkistan Türkleri biçimleri ... tarafından 2. Rusya oryantalizmi ve Sovyet ateizmi tarihte algılanma tarafından dayatılan Hz.Muharnmed imajı ... 3. Cedidcilerin Hz.Muhamıned'ten beklentileri ... 4. anlamı ... Bağımsızlık döneminde Hz.Muharnmed'in Türkistan Türkleri için I. Türk-İslam Geleneksel Mirasmda Hz.Muhammed Geleneksel Türk-İslam mirasında, bedenen ve ruben en güzel insan olan Hz.Muharnmed; Türklere Allah'ın davetini ulaştıran peygamber, dini ve dünyevi hayatın önderi, örnek insan ve insanlığı medeniyete taşıyan kişi idi. Türkler, Hz.Muharnmed'i, dini bir veeibe meraklan ve sevgileri sebebiyle, Kuşkusuz algının ifadesi tanımak, kavrarnlardır. • Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi olmanın yanında kişisel anlamak ve algılamak istemişlerdir. Türkler nübüvvetle ilgili olarak bir yandan resul, nebi ve peygamber gibi Arapça, Farsça kavramlan yandan da başçı (önder), kılavuz okucu (davetçi), savçı kullanırken (haberci, aracı), bir tildem (hatip), yalvaç (elçi 1 haberci), yolcu (doğru yolu gösteren), elçi (resul), kam 1 gibi kendi dillerinden kavramlar geliştirmişlerdir. Bular Türklerin nübüvvet ve Hz.Peygamber algısının en önemli işaretlerindendir. Türklerin Hz.Muhammed ile ilgili ilk olduğu sanılan Satuk Buğra algı kırıntılarını, tezkiresi/destanında Han 10. Yüzyıla ait da görmekteyiz. Bu destanda Türkler, hakanlarını Mirac'ta Hz.Peygamber'e yoidaş kılmışlar, dönüşte kırk Türk yiğidi de yanına katıp sahabe ile görüştürmüşler, yaklaşık üç yüzyıl sonra Türk kavminin islama gireceğine dair müjde almışlardır? Burada dikkat çekici hususlardan bir, Türklerin, Hz. Muharnmed'i kendilerini çok seven ve onların islama girişine çok sevinen biri olarak algılamalandır. 3 Türklerde Hz.Muharnmed'e devam etmiştir. yakın hissetılle eğilimi daha sonralan da Mesela, kendisi de bir Türk olan Rabguzi'nin 1309-1310'de tamamladığı Kısas-ı Enbiya'sında Hz.Muharnmed'in tebliğini kabul Türklerin tevhid etıneleri inancını tanımalan ve hususunda önemli bir iddia yer almaktadır. Rabguzi Ebu İshak Nisaburi'nin Kısasu'l-Enbiya'sına dayanarak şunları nakletınektedir: "Hz. Nuh, Müslüman olan üç oğlundan Y afes 'i Türkistan Vilayeti'ne gönderdi, bütün Türkler ondan türediler. Bi.ı sebeple bütün Türkler aziz ve mükerrem oldular." Rabguzi'nin kayıtlarına göre Türkleri 4 İslarniyeti Hz.Muharnmed zamanında kabul etmişlerdir. "Kıssa-i Musa" bölümünd~, kıssadan hisse mahiyetinde şu ifadelere yer verilmektedir: "Haberde Bkz. M. Fuat Köprülü, Türk Edebiyatı Tarihi, Ötüken yay. İstanbul, 1981, 163; Saadet "Türkçe Dini Tabirler", Necati Lugal Armağanı, Ankara, 1968, 195; Ayrıca bu konuda bkz. Osman Yıldız, "Orta Türkçe Metinlerde 'Peygamber' Teriiniyle Anlamdaş (Synonyme) Türkçe Kökenli Terimler", S.D. Üniversitesi İlalıiyat Fakültesi I. Kutlu Doğum Sempozyumu Tebliğleri, 20-21 Nisan, Isparta 1998, ss. 325-336. 2 Osman Turan, Türk Cihan Mefkuresi Tarihi, I, İst. 1969, 158-159; Zekeriya Kitapçı, Saadet Asnnda Türkler, Konya 1993, 214-45. 3 Mirac, Türkleri çok etkileıniş olmalı ki daha sonraki yüzyıllarda bu hususta önemli bir literatür oluşturmuşlardır. Bkz. Metin Akar, Türk Edebiyatında Miracnameler, Kültür Bakanlığı yay. Ankara, 1990; Miracname, haz. İbralıirn Hakkulov, Yazuvcçı neşriyat, Ta.şkent, 1995. (Eserde, Ahmed Yaesvi, Süleyman Bakırgani, Alişir Nevai, Babaralıim Meşreb, Sufi Allahyar, Gıyaseddin gibi şairlerin mirac manzumeleri ile Nadiru'l-Mirac-ı Türki ve Kısas-ı Enbiya-ı Türki'deki mirac bölümleri yayınlanmıştır.) 4 Rabguzi, 27v; Ata, I, 38; Fazılov, I, 45. Ancak Yafes'in Türklerin atası olduğu yönündeki bu rivayet Rabguzi'den önceki kaynaklarda da yer almıştır. Bkz. A. Z. Velidi Togan, Oğuz Destanı: Reşideddin Oğuznamesi, İstanbul 1982, 17. Bu rivayet 14. Yüzyıl Anadolusunda yazılan bir kısas-ı enbiyada da geçmektedir. Ceıniloğlu, 141. Daha sonraki yüzyıllarda Ebu'I-Gazi Bahadır Han da (ö. 1663) Şecere-i Terakime'de bunu tekrarlarnıştır. Türklerin Soy Kütüğü 1 Şecere-i Terakime, haz. M. Ergin, İstanbul ty , 23-24. 1 Çağatay, 132 gelmiştir şekilde, uruğa ki, ata-ana iyi olsa bu iyilik yedi kıssasında Allah'ın kavli bunu bildirmiştir: as'ın rivayet ederler ki Mustafa kabul ettiler ve ona saygı gösterdiler. geçer. Nitekim Musa ve Hızır 'Babaları iyi bir zattı' .,(18/82.) geldiğinde mektubu Türklere Şüphesiz, Kıyamete sahihliği Bir rivayetin kültürel" bakımdan önem gerçekiere ters düşen dini bakımdan Fazılov, tekrarlanmışlardır. önemli taşımaktadır. Sahihliği olduğu oldukça hemen kadar Türklerin eviadı hürmetli ve devletli olurlar." (Rabguzi, 126r; Ata, L 177; Benzeri bir ri vayeti daha sonraları da Türk tarihçileri Aynı gibi kuşkulu bu ifadeler yazar ve muhatap okuyucu kitle II, 15) 5 yaygınlığı da olan ve tarihi açısından bir kaç noktada önem arz etmektedir: Yazar belki de inanarak, Türkleri uzun yüzyıllardır tevhid inancına millete Hz.Muhammed'in mensup bir millet olarak göstermek istemekte; bu hayatında yer vermekte ve ilk Müslüman toplumlar arasına koymaktadır. Geleneksel Türk siyer yazıcılığındaki menkabevi haber, hikaye, deHül- hasrus ve tasavvufi muhteva da Türklerin Hz.Muhammed hakkında hakkındaki algıları genel bir fıkir verebilir. Türkler, Hz.Muhammed'in yönleriyle ilgili, getirmişlerdir. ayrı hayatı, ahlakı, şemaili, medhi gibi birçok birer edebi tür haline gelen pek çok eser meydana başlıca şunlardır: 1. Mevlid, Şerife, 6. Neseb-i Şerife, 7. Mucizat-ı Nebi, 8. Gazavat-ı Nebi (Gazavatname), 9. Delml-i Nübüvvet, 10. Şernail-i Şerife, ll. Hasais.6 Bu tür eserlerin asıl kaynağı siyer Manzum ve mensur eserlerin türleri 2. Miraciye (Miracname), 3. Hicretname, 4. Hilye-i Şerife, 5. Esrna-i kitapları olmuştur. Biz, geleneksel Türk-İslam mirasının örneklerinden bağımsızlık ile birlikte yeniden gün yüzüne çıkan Şernail-i Tirmizi'yi ve Tarih-i Muhammed!' ye biraz daha yakından bakmak istiyoruz. Sözgelişi, Seyfettin Ahsikendi'nin 16. Yüzyıl başlanndaki kayıtianna göre Hz. Peygamber Hz. Ukkaşe ile Harezm'e bir davet mektubu göndermiştir. Mektubu saygıyla okuyan Gızlar şenlik düzenleyip hemen Müslüman olmuşlar, bu arada Ukkaşe, ikinci bir mektubu Türkmenlere göndermiş, bütün Harezm halkı sevinçle islamı kabul etmiş, üçünü mektup Nogay'a gitmiş onlar da iman etmişlerdir. Sonra o mektubun bir kopyası Türkistan'a göndermiş, Türkistan halkı da İslam dairesine girmiştir. Bu sırada Kazaklara da bir mektup gönderilerek onlann Müslüman olmasını sağlamıştır. Seyfeddin Aksikendi, Mecmuatü't-Tevarih, Farsçadan çev. M. M. Dosbolov ve Omor Sooronov, Bişkek 1996, 22-23 6 Ali Yardım, "Hz. Peygamberi Anlatan him Dallan ve Şerurul Nev'i", Diyanet. Dergisi., XXV/4, 216; Bu eserlerden bazılannın tanıturu için bkz. Agah Sırrı Levend, "Dini Edebiyatırnızın Başlıca Ürünleri", Türk Dili Araştırmalan Yıllığı Belleten, 1972, 59-62. 5 133 1. Şem8il-i Tirmizi Hz.Muhammed'in dini yönü yanında beşeri yönünü, yaşama üslfibunu ve özel hayatım bir ilim dalı olarak sistemleştiren Özbekistan-Tirmiz'li İmam Tirmizi'nin (ö.279/892) Kitabü'ş-Şemilil 1 Şemililü'n-Nebeviyye 1 Muhammedi adlı eserini Özbekler, bağımsızlıkla birlikte birkaç defa yayınlamışlardır. Bağımsızlık güzel ahiakın vurgulamışlardır. döneminde mütercimleri ve en güzel anlatan yayıncıları kitaplardan birinin 7 Hz.Peygamber'in Şemilil olduğu Müslümanları Mesela, Orta Asya ve Kazakistan Dini Başkarınası 1 İdaresi reisi müftü Muhammed Sadık Muhammed Yusuf, kurumun resıni yayınları arasında çıkan Şemail'e yazdığı önsözde şunları ifade etınektedir: "İmam Tirmizi mezkur kitapta Resul-i Ekrem (sas)'in halk ve bulklarını (yaratılış ve ahlaklarını) beyan eden 326 hadisi şerifi toplamıştır. paha biçilmez eseri mütalaa eden her Müslüman Resul-i Ekrem (sas)'in Bu sıfatı, şemaili, ahlak ve adabı hakkında inşallah tafsilli malumat alır. İmam Tirmizi'nin eseri siz ve biz Müslümanlara, hususen gençlerimize terbiyevi cihetten mühirndir. Çünkü bu kitabı okuyan kişi Peygamberimiz ahiakım öğrenip onun gibi güzel ahlaklı olmaya yönelme.leri tabii haldir. Hz.Peygamber'1n hayat tarzları, sözleri ve hikmetleri Müslümanlar için hayat düsturdur." 8 2. Tarih-i Muhammedi-Alihantöra Saguni Sovyet döneıni sonrasında Hz.Muhammed hakkında yayınlanan muhtevası geniş ve etkin kitaplardan biri, "20. Asır İmam Buharisi unvamna İmam et-Tirmizi, Şernail-i Muhammediye, çev. Seyyid Mahmud Tırazi, yay. M.Hakimcanov, Taşkent, Mihnet yay, 1991. Tırazi tercümesi Orta Asya ve Kazakistan Müslümanları Dini Başkarması tarafindan da SSCB'nin dağılmasına birkaç ay kala yayınlanmıştır. Taşkent, 1991. Ebu İsa et-Tirmizi, eş-Şeınayil en-Nebeviye, çev. Ubeydulla Uvatov, Çolpan Neşriyat, Taşkent, 1993. İmam et-Tirmizi, Şernail-i Muhammediye, çev. Seyyid Mahmud Tırazi, yay. M.Hakimcanov, Taşkent, Milinet yay, 1991. 8 Mihnet Neşriyat da Takdim yazısında okuyuculam şu notu düşmektedir: "İmam etTirmizi'nin Şernail-i Muhammediye" eserinde Muhammed (sas)'in yaptığı işler, ahlakadapları ve yürüyüş-duruşianna ait hadisler toplanmıştır. Bu hadisler kişileri yaman adetlerden korumaya, hem de özünü en iyi insani faziletleri donatınaya davet etınektedir." Dönemin Din İşleri Komitesi başkan yardımcılığını da yapmış olan Ubeydulla Uvatov'un Çolpan neşriyat tarafindan yapılan çevirisinin takdim yazısında yayın sebebi ve Hz.Muhammed'di anlamaya katkısı konusunda şunlar söylenmektedir: "İmam Tirmizi mezkur kitapta Resul-i Ekrem (sas)'in ahlak ve faziletlerini beyan eden hadisleri cem etınişlerdir. İmam Tirmizi'nin eş-Şeınayil en-Nebeviye (Peygamberin Ahlaki faziletleri) kitabının siz ve biz Müslümanların güzel ahlak sahibi olmamıza yardım etinesini ümid ediyoruz." 7 134 layık görülen cumhurbaşkanı, 9 İslam tarihçisi, sabık Şarki Türkistan İslam Cumhuriyeti mareşal Alihantöra Sagunl"nin Tarih-i Muhammedi adlı eseridir. Eser 1380 1 1959'da Taşkent'te gizlice tamamlanmış, bağırnsızlıkla birlikte torunları tarafından yayınlanmıştır. Müellif gayesini Müslüman, erkek, kadın, şöyle açıklarnaktadır: genç veya ihtiyar olsun, "Bilmek gerek ki, her aşağıdaki dört şeyin tarihini iyi bilmesi lazımdır: Peygamber Muhammed (sas)'in tarihi, Kur'an-ı Kerim tarihi, Din-i İslam tarihi, Kabetullah tarihi. Bunun için ben, sonraki nesillere ve diğer Türkçe konuşan vatandaş, dindaşlarımıza yadigar olsun diye bu dört şeyi Tarih-i Muhammedi adıyla Türki dilde yazdım." Müellif, baştan sona geleneksel usul, üslup ve muhtevada kaleme aldığı eserinin şemrul ve ahlak ile ilgili bölümlerinde Hz.Muharnmed'i bedenen, aklen ve ruben Allah'ın en mükemmel kulu olarak nitelendirmiştir. Hatta ona göre "bütün iyi ahlak sıfatları tüm peygamberlerden daha fazla olarak bizim peygamberimiz Hz.Muhammed (sas)'dedir. Ahlak, fazilet semasında Resuluilah sanki güneş, diğer peygamberler de güneşin etrafında gibidirler. Peygamberimizin sıfatiarını Allah'tan başka hiç kimse tam yıldızlar olarak anlatamaz. Ay, nurunu güneşten aldığı gibi, bütün peygamberler de nurunu Hz.Peygamber' den aldılar. Kısası şu ki, bütün yaratıkların güzeli insandır. İnsanın en yücesi peygamberlerdir. Peygamberlerin yücesi de bizim Peygamberimiz Muhammed Mustafa (sas)'dır." Sagunl'ye göre Hz.Peygamber bedenen herkesten bütün peygamberlerden yakışıklı, vücudu gösterişli, gelişimli ve sağlam, sesi güzel, boyu ortadan biraz uzun, geniş omuzlu ve geniş göğüslü idi. Saçları kısa iken kulak memelerine, uzadığında omuzlarına düşerdi. Ömründe dört defa saç tıraşı olmuş, her defasında saçlarını ·sahabiler teberrüken aralarında paylaşmışlardı. Hoş kokulu şeylerden kullansın veya kullanmasın daima kendisinden güzel koku yayılırdı. Gözlerinin nurunu Allah o kadar kuvvetli kılmıştı ki Mirac gecesi Huda'nın cemalini görmeye dahi takat getirdi. Gece de gündüz de aynı berraklıkta görürdü. Önünü de arkasını da aynı şekilde görürdü. Gözleri uzakları görebildiği kulakları da çok uzaktan işitirdi. Sesi de uzağa giderdi. 9 Taşkent, 1991. Eser, ikicildolup I. Cildi 2 kitap, II. cildi de tek kitap olarak yayınlandı. I. basımında tarih ve yer bulunmamaktadır. Anlaşıldığı kadarıyla yıllannda kaç ak olarak yayınlanmıştır. I.Cild l.kitap I 00 sayfa, 2.kitap Cildin Sovyetlerin son 117 sayfa olup dairdir. II.Cild ise 222 sayfa olu Hz.Peygamber'in mucize ve Hz.Peygamber'in hayatına kerametleri alt başlığını taşımaktadır. 135 • Gölgesi hiç yere düşmemişti. Hacete otursalar, önlerinden ve arkalanndan çıkan şeyleri yeryüzü yutar, hiç kimse onlan görmezdi. İdran ve kanı da mübarek ve şifa kaynağı idi. (TM.199-201) ll. Cedid Mirasında Hz.Muhammed Cedidcilere göre de Hz.Muharnmed, son peygamber ilericiliğin kaynağı önderi, hurafelerin düşmanı, olmanın yanı sıra; kimliğin medeniyetin banisi, milli idi. İslamiyeri cedidcilerin çağın konulannın gereklerine göre yeniden yorumlama taraftan belki de en önemlilerinden biri tarih idi. Bu bağlamda onlar İslam. tarihi kitaplan yazdılar. Hedefleri hem cedid mekteplerine ders kitabı hazırlamak hem de halka yeni yorumla İslam tarihini sunınaktı. Bunlardan Abdullah Eviani (Muhtasar Tarih-i Enbiya ve Tarih-i İslam 1913), Mahmudhoca Behbudi (Muhtasar İslam Tarihi 1914), Abdurrauf Fıtrat (Muhtasar İslam Tarihi 1915) ve Şakir Süleyman'ı (Muhtasar İslam Tarihi 1918) sayabiliriz. Cedidcileri; Hz.Peygamber'i anlama ve aniatma konusunda ikiye ayırabiliriz. - Bir grup geleneksel çizgiye yakın bir tutum sergilerken, - diğer grup sonunda ateizme varan yola kaydı. Btı eğilimiere birer örnek olarak Eviani ve Fıtrat'ı vermek istiyoruz. 1. Abdullah Eviani Geleneksel çizgiye yakın duran Taşkent Cedidcilerinden Eviani (ö.1938); Muhtasar Tarih-i Enbiya ve Tarih-i İslam (1913/ 0 adlı eserinde Hz.Muharnmed'e yaklaşımım ortaya koymuştur. '. Evlani, Hz.Muharnmed'in nesebini Arab-ı müstaribe ve Hz.İbrahim'e dayandırmakta; bi'setinin Tevrat,. İncil ve Zebur tarafından müjdelendiğini belirtmekte; doğumu sırasında bazı olağanüstülükler olduğunu, doğum sancısı görmediğini, sünnetli ve göbeği kesilıniş mesela, halde anasının doğduğunu, Hz.Peygamber ile ilgili başlıklar şunlardır: Zuhur-ı Din-i Mübin-i İslam, Vak'a-yı AshabFil, Neseb-i şerif, Mevlid-i şerif, Terbiye-i Resul-i Ekrem, Neş'et-i Fahr-i Alem (sas), Kuss b. Sadienin hutbesi, Risalet-i Resul-i Ekrem, Hicret-i Fahr-i Alem, Medine Halkının şadlığı, Bedir gazvesi, Uhud gazvesi, Hendek gazvesi, Hudeybiye muahadesi, Hayher gazvesi, Umre-i Fahr-i Alem, Futuhat-ı Fahr-i Alem, Hacc-ı Veda-ı Fahr-i Alem, Vefat-ı Fahr-i Alem, Ahlak-ı Fahr-i Alem, Zevcat-ı Fahr-i Alem, Eviad-ı Resul-i Ekrem.(s. 20-37) 10 ı 136 sırtında mühr-i nübüvvet bunduğunu kaydetmektedir. ilaveten, süt annesinin yanında iken şakku's-sadrın gerçekleştiğini belirtmektedir. Evlani, Hz.Peygamber'i Ahlak-ı Falır-i Alem başlığı altında özetle şöyle betimlemektedir: "Resul-i Ekrem, orta boylu, buğday tenli, açık yüzlü, şehla gözlü, sümbül bıyıklı, seyrek sakallı, muhabbetli, şefkat ve mürüvvet yüzlü, çok düşünen faydalı ve endişeli, halim ve sözler olup, kabahat, sabırlı, gıybet, Sahi ve iUicenab olup hiçbir kulu bir zat idiler. Sözleri dünya ve ahiret için laf, zem gibi sözleri asla söylemez idiler. boş göndermez, sadaka malını almaz, hediye geri çevirmez, bir kişi söze başlasa bırakıp gitmez, birisi ile görüşmesinde evvel ellerini bırakıTI.az, çok yatıp uyumaz, taaccüb işlerinde tebessüm edip kahkaba ile gülmezdi. Gayret ve şecaatte en balıadırlardan daha ve armağanlan bahadır, bela ve kazaya sabır, her kim evine davet etse gider, oturduğu zaman karşısındaki tarafa ayak uzatınaz, yanlarındaki kişileri yormazdı. Ashabının ahvalini sorar, sık sık İstişare yapar, zengin ve fakiri eşit görür, hastalan ziyaret eder, ölenlere dua ederdi .... Özrü kabul eder, münasip olan elbiseyi giyer çoğu zaman fakir ve düşkünler ile sohbet eder, çalışanlara uzaktan bakmaz yardım ederdi. Cemaat önünden geçmeyi kötü görür, helal taamlan yer içer, kabak ve sütü sever, mubalı oyunlara izin verir, kafidere hidayet ile dua eder, ev işleriyle ilgilenirdi." (MTE ve Tİ, 35.) Evlani, görüldüğü gibi, geleneksel anlayışı tamamen dışlamadan Hz. Muharnmed'i olağanüstülüklerin bir kısımndan arındırarak ortaya koymaktadır. O'nun Muhammedi, halk ile yaşayan, örnek alınabilir Muhammed' dir. 2. Abdurruf Fıtrat İkinci eğitime örnek Buhara Cedidcilerinden Fıtrat (ö.l938)'tır. O, 20. Hz.Muhammed imajını oluşturanların başında gelmektedir. Fıtrat; Münazara, Hind Seyyahının Kıssası ve Muhtasar İslam Tarihi adlı eserlerinde oldukça olumlu bir Hz.Peygamber imajı çizerken daha sonra kaleme aldığı çalışmalarında tarihi verilere ters düşen olumsuz betimlemelere yönelmiştir. yüzyıl Türkistan'ında Hind Seyyahının Kıssası'nda (1911) Hz.Muhammed, Allah'ın son peygamberi, Türkistan'a ve hatta dünyaya medeniyeti getiren kişi, "medeniyet ilkelerinin yayıcısı", "dünyayı yaratanın kurtancı olarak gönderilen", 11 şehir ve 11 Abdurrauf Fıtrat, Buhara'da Cedidcilik Eğitim Reformu: Münazara ve Hind Seyyahının haz. Seyfettin Erşahin, Ankara, Kültür Bakanlığı yay. 2000, 105. Fıtrat, bu Kısassı, 137 T temizliğe sokaklara kadar insanlıktan aynm önem veren (HS,l34), illim tahsilini öngören, qim yapmaksızın ilim ve teknik alınmasını çalışmayı öğütleyen isteyen (HS,135), sağlığa önem veren (HS,l35), çalışan (HS,165), ticareti ve kişilik olarak tavsif edilmekteydi. Münazara'da (1912) da Hz.Muhammed'i sanayileşmeyi teşvik (HS,l154-162), refah için eden (HS,l34, 166-171) bir peygamberi olarak kabul etmekte; ilim (M, 60), yenilik (M, 82), 85) ve eğitim peygamberi olarak görmekte ve Müslümanları, kolaylık (M, onun bu ilkelerini göz ardı etmekten dolayı geri kalınakla suçlamaktadır. Aynı şekilde Muhtasar İslam Tarihi'nde (1915) de Hz.Peygamber'i bütün güzelliklerin, erdemierin ve iyiliklerin camii ve naşiri olarak tamtmakta, dönemini "Saadet Devri" olarak adlandırmaktadır. Fıtrat, bu eserinin başında Hz.Peygamber'in mesajının değerini belirginleştirmek için, İslamın zuhuru sırasındaki Rum (Bizans), İran ve Arap Yarımadası'ndaki dini, sosyal ve ekonomik Allah'ın çerçevede, yozlaşmalara değinmektedir. Bu niçin Araplardan ve niçin Hz.Muhammed'i peygamber seçtiğini şöyle belirtmektedir: "Peygamberini Rum ve İran memleketlerinin içinden tayin etmedi; çünkü onlar çok ahlaksız, endişesiz ve gayretsiz yaşıyorlardı. Hicaz Arapları da hiçbir zaman Rum ve İran padişahlarına tabi alınadıkları idiler. Bazı gibi o ülkelerin halkları ile iyi adetleri; ·misafuperverlik, işbirliği yapmadılar; doğru onlardan daha iyi sözlülük, gayret ve şiir zevk idi. Bu sebeple, Allah Taala, o büyük Peygamber' i Arap kavminden tayin kıldı ki, o yüce kişibitim Peygamberimiz Hz.Muhammed (as)'dır." (MİT, 6-7) Fıtrat, geleneksel siyer yazıcılığında önemli bir yer tutan Hz.Peygamber'in doğumu ile ilgili herhangi bir olağanüstülüğe Hz.İbrahim'e kadar uzanan soyuna ve "Nur-ı Muhammedi"ye değinmez. Cihadın farz kılınışına ilginç bir yorum getirmektedir. Ona göre Kılıle'nin Mekke'ye döndürülmesi ile muhacirlerin gönlüne vatan hasreti çalışmışlar orayı almaya Onu şöyle sıfatiara sahipti. hep ve nihayet Hicretin ikinci_yılında cihad farz kılınmıştır. Fıtrat, Hz.Peygamber'in tanımlamaktadır: Rahim ve düşmüş, şefkat, · meşhurdurlar. sıfatları başlığı altında "Hz.Peygamber (sas) en ali ahlak ve rahimli kerem ve sehavet, meded, Kızmazlar, din işlerinden akıl hususlarında dünyada meselelerde cüzi hataları ve ilim başka sıfatiada tavsif ettiği Hz.Muhammed'e Buhara'daki ahlaksızları göstererek "ya bunları terbiye etmenin çaresini bul, ya da Lut kavmi gibi yerin dibinde yer göster! Bu utanmaz, pis rezillerin Kur' an' ın itibar ve şerefine zarar getirmelerine izin verme" diye sesleniyordu. 138 ı : affederlerdi. İnsaf dairesinden bir kadem dışan çıkmazlardı. Herkesin bilgisi .ve imkanına göre iş buyururlardı. Sadaka almazlardı. Kendi hatunlan ve hizmetçilerine daima tevazu ve güler yüz ile muamele ederlerdi." 1919'a kaleme aldığı Ağla İslam (İştirakiyyun, no.89, ll Nisan 1919) adlı duygusal makalesinde de bir dille ifade etmektedir. Fıtrat, Hz.Peygamber'e olan sevgisini Bilindiği heyecanlı üzere 30 Ekim 1918 Mondoros Mütarekesi'nin 16. maddesine göre "Hicaz, Asir, Yemen, Suriye ve Irak'taki güçler en yakın İtilaf Devletleri komutanianna teslim olunacaktı." 12 Medine Türk birliğinin başında bulunan Fahreddin Paşa, "Ben Peygamberimin kabr-i şerifini İngilizlere teslim edemem" diye bir süre direndiyse de gece baskınında apar-topar tutuklanıp şehir dışını! çıkanlmış ve Medine 7 Ocak 1919'da İngilizlerin desteklediği Şerif Hüseyin'in yönetimine verilmiştir. 13 Bolşevik Sovyet yönetimi; bu gelişmeyi, Müslümanlan İngiliz emperyalizmine karşı kışkırtmak ve kendi etrafında toplamak için kullanıldı. Haber, Nisan 1919'da SSCB'de Hz.Muhammed'in türbesi İngilizlerce istila edilip bombalandı şeklinde duyuruldu. Bu duyan Fıtrat, Peygamber sevgisi ile meşhur Ağla İslam makalesini yazdı. Fıtrat, Sovyetlerde din ile mücadelenin edebiyatın öncülüğünü yapmış, bu doğrultuda güçlendiği kaleme .dönemde de ateist aldığı hikayelerinde Hz.Muhammed'i oldukça olumsuz betimlemelerle ortaya koymuştur. 1928'de Özbekistan Militan Hudasızlar Birliği'nin yamn organı Hudasızlar dergisinde yayınlanan Zelıranın İmanı adlı hikayesinde dul, çocuklan yetim, fakir ve çaresiz bırakan biri Onun Hz.Peygamber ile ilgili asıl ve en öneınl! yazısı aynı Hz.Muhammed'i olarak tanı tır. 14 kadınlan dergide yayınlanan Zeyd ve Zeynep adlı hikayedir. Bu hikayede Hz.Zeyneb'in, Hz.Zeyd ile evlenip-boşanmasını ve akabinde Hz.Peygamber ile evliliğini anlatır. Hikayeye Hz.Peygamber'in hanımlan ile yaşadığı İla olayından başlar. Bu olayda Hz.Peygamber'i 50 yaşında iken 9 yaşındaki genç ve güzel Ayşe'i alan bir şehvetperest olarak betimler. Hikayedeki anlatıma göre, Hz.Peygamber, hanımlanndan birinin yanına her gittiğinde bal yerken başta Ayşe olmak üzere Hamza, Eroğlu, Türk İnlıkap Tarihi, İstanbul, 1982, 92. Feridun Kandeınir, Peygamberimizin Gölgesinde Son Türkler, Medine Miidafaası, İstanbul, 1974. 14 Hudasızlar, 1928, 2, s. 45-53. 12 13 139 T diğer hanımlan Hz.Muhammed hanımının bunu çekemezler ve huzursuzluk Tann'sına balı haram kıldınr. çıkannrlar. Bunun üzerine Ancak kendisi gizli gizli yine o Ayşe, evinde bal yemektedir. Durumu fark eden Peygamber'i kendisine hanımlık yapmayacağı tehdidi ile uyarır. İşte bunun üzerine Muhammed yaptığından söylemi uymayan, yalancı vazgeçer. Burada Hz.Peygamber, kurnaz, eylemi birisi olarak tanıtılmaktadır. Hz.Muharnmed, Zeyd ve Zeyneb meselesinde ise oğulluğunun sevgilisi ve eşine göz diken ve sonunda ondan ayırarak kendisi evlenen birisidir. Hz.Peygamber, Zeyd'in evde yaklaşmıştır. Zeyd olmadığı rüyasında bir sırada Hz.Peygamber'i Zeyneb'in evine giderek ona "Kıble tarafından gelen ve Zeyneb'i elinden almaya çalışan bir yılan olarak görmüŞtür. Hikaye şu kıssadan hisse ile biter: yaklaştığında, "Huda'nın en iyi peygamberi, çok genç bir hatunu iyi bir darnattan, ayırarak kendine nikabladı." oğuBuğundan altmışa hile ile 15 Zaten Fıtrat'ın arnacı İslam dininin en önemli kurumlanndan olan nübüvveti ve Sovyet yalan ve gerçeğe Müslümanlannın nebisi 1 önderi Hz.Muharnmed'i iftira, uymayan beyanlarla da olsa gözden düşürmek ve yıkmaktır. 1 Nitekim 1924'te yayınlanan "Şeytanın Tannya İsyanı" adlı tiyatro eserinin son cümlelerinde "Rehberim fen, peygamberim bilim" diyerek nübüvvet kurumunu 1 kabul etmediğini ifade .etmişti. 16 Ancak, kaderin cilvesine bakın ki Stalin rejimi Fıtrat'ı, 1938'de gizli Müslüman yani Hz.Muhammed'in ümmeti olmakla suçlanmış ve idam 1 ettirmiş tir. m. Çarlık Rusya ve Sovyet Mirasında Hz.Mubammed 1 ı. Çarlık Rusya Mirası Çarlık müessisi, Rusya oryantalizrninde esasen Hz.Muhammed; Kur'an'ın Ruslaştırmanın müellifi, gen kalmışlığın batıl bir dinin müsebbibi, misyonerlik ve önündeki en büyük mani olarak betirnlemişlerdir. Yaklaşık 14. yüzyıldan itibaren Müslümanlara komşu olan ve daha sonralan bazen mahkum bazen hakim olarak Müslümanlarla iç içe yaşayan Ruslann, İslam ve Hz.Muhammed hakkındaki bilgileri, bu gelişmelere paralel u 16 Hudasızlar, . 1928, sayı 4, s..28-33; sayı 5, s. 22-26 Kıyamet, Taşkent, yeni baskı, 1967, s. 28 140 olarak değişimler kaydetmiştir. Ruslann 7-13. yüzyıllarda İslam hakkındaki bilgileri Bizans kaynaklan ve gezginlerin kayıtianna dayanıyordu. Bu nedenle İslam ve Hz.Muhammed hakkında eksik ve yanlış bilgiler edindiler. Örneğin, daha öncelerde Hz.Muhammed Ruslar "Bakhmet" adlanyla biliniyordu. arasında daha çok "Bakhmiç" veya ara Altın Bir Müslüman Ordu'nun hakimiyetine giren Ruslann İsiama ve Müslümanlara ilgileri istenmese de arttı. Bu ilgi İstanbul'un Tükler tarafından 1453'te alınmasıyla daha da çoğaldı. Bu aşamadan sonra 15. yüzyılın sonunda İslam hakkında Rusçaya tercümeler yapılmaya başlandı. 17 Ruslar, 15-16. yüzyıllarda Osmanlılar, Safeviler ve Babürlüler ile doğrudan ticari ve diplomatik ilişkiler kurun~a İslam hakkında daha çok bilgi sahibi olma ihtiyacı duydular. Bu arada 1552'de topraklanna katarak Müslümanlan hak:imiyetleri Kazan'ı, 1556'da altına aldılar. Astrahan'ı Bu dönemde Rus tarihlerinde ve gezginlerin eserlerinde, İslam ve özellikle Türkler hakkında daha ayrıntılı bilgiler yer almaya, Hz.Muhammed, Mohamed ve Bahmet adlanyla başladı. 18 zikredilmeye Hz.Muhammed 17. yüzyıldan itibaren hakkındaki kitııplann _yazımı .da Rusyası 'nda HziMrihammed V.Solovyev'in 1896'da kaleme aldığı (Muhammed, O!ı.ıın hay~t!. Ye oryantalistleri arasında tarafsızlığa dini en İslamiyet hızlandırdılar. Hz.Muhammed'i Kur'an'ınmüellifi-olarak:gösterdiler. Çarlık Ruslar ve Bu süreçte 19 hakkında en tarafsız çalışma Magomet, ego jizn'i religioznoe uçanie talimatı) adlı yakın eserdir. 19: yüzyıl Rus bilginlerden kabul edilen s·oioyyev 17 N. A. Smirnov, Oçerki fstorii izuçeniya Islama v SSSR, Moskow, 1954, Bu eser Ann K. S. Lambton tarfından bir önsözle özet halinde Islam and Russia: An Outline of the History of Islarnic Studies in the USSR, adıyla Ingilizeeye tercüme edilmiştir. Oxford, 1956, 28. 18 Sınirnov, 28-29. 19 örneğin, Boğdan Voyvodası Dimitri Kantemir (ö.1723), I.Petro'nun emriyle 17Il'de Kniga sistema ili sostayanie Muhammedanskie religii (Sistem Kitabı yada Muhammed! Dinin Durumu) adıyla bir kitap yazdı. Altı bölümden oluşan bu eserin ilk bölümü "Salıte Peygamber Muhammed Hakkında" adını taşıyorrlu ve İslam ve onun kutsallan hakkında yanlış resmi bir tavn ortaya koyuyordu. 1716'da P.Posnikov tarafından Faransızcadan çevrilen ilk Kur' an tercümesine, Alkoran o Magomete ili zakon Turetsky (Muhammed'in Kur'an'ı veya Türklerin Kanunu) adı verildi. Yine Fransızcadan M.İ.Verovkin (1732-1795) tarafından yapılan ikinci tercüme de Kniga -alkoran arabyanina Mogometa kotoryy (Arabistanlı Muhammed'in Kur'an Kitabı) adını taşıyordu. A.V.Kolmakov, İngilizceden yaptığı tercümeye ise Alkoran Magomedov (Muhammed'in Kur'an'ı) adını verdi. Geniş bilgi için bkz. Seyfettin Erşalıin, "Sovyetler Birliğinde Kur'an'a -Yaklaşımlar", İslami Araştırmalar, IX/1-4, 1996,231-239. 141 Hz. Muhammed'in peygamberliğini inkar etmemiştir. 20 Yine Hz.Muhammed hakkında yazılan kitaplardan birisi M.N.Petrov'un Mogamet, Proiskhozhdenie islama (Muhammed, İslamın Çıkışı)'dır. Bu eser, W.Muir'in The Life of Mohamet (London, 1856-1861) ve A.Sprenger'in Das Leben und die Lehre des Malıarnmed (Berlin, 1861-1869) adlı eserlerin bir özeti niteliğindedir. 2 ı Bu arada A.E.Krymskii İstoçniki dliya İstorii Malıarnmeda i Literature o Nem. (Moskova, 1903) (Muham.med'in Siresinin Kaynaklan ve Muhammed Hakkında Literatür), İstoriya Musulmansıva (İslam Dini Tarihi) ve İstoriya Arabov (Arap Tarihi) adlı yapmıştır. eserlerinde Hz.Huham.med'in hayatı üzerinde incelemeler 22 Rus misyonerler ise islamı genellikle ölürricül bir hastalık olarak nitelendirdiler; Kur'an'ı Hz.Muhammed'in; toplumunun değişen dilli ihtiyaçlarını karşılamak için yalan-yanlış yazdığım iddia ettiler? 3 misyonerlerinin edebiyatında Hz.Muham.med'in kadar uzanan portreleri çizildi. bazılarına Bazı "şarlatan"lıktan Rus "dahi"liğe misyoneriere göre o bir "dilli deha", göre ise bir "dilli deli";·hatta Kitab-ı Mukaddes'te yer alan peygamber niteliklerini ıslahatçı idi. taşımayan Hz.Muhammed, belki Konfiçyus ve Buda gibi bir 24 b. Sovyet Mirası Dini; ekonominin şekillendirdiği bir üstyapı kurumu olar:::.!;: gören Sovyet ateistler, Hz.Muhammed'i (ve İsl~m!) bu :!Ç~~ü yo:ı..::ml~y:ü:::.k onu yeni bir din kurucusu, kabile soylulan kurucusu şeklinde sıfatlandırdılar. sınıfının ideologu ve merkezi Arap devletinin 25 İslam hakkında yeterli bilgiye sahip olamayan Marx, Engels ve Lenin bu konuda özel kitap veya makale kaleme araştırmacılar 7. yüzyıl Araplannın almamışlardı. Ancak Sovyet ateistler 1 ekonomik ve sosyal yapılarını Marksizmin 20 Mark Batunsky, "Russian Clerical Islanıic Studies in the Late19th and Early 20th Centuries", CAS, 13/2, 1994, , 223; Hayıt, ''Temayüller", 341; Smirııov, 32-33; Balyaev, 84. 21 Balyaev, 84. 22 Balyaev, 84-85. 23 Bryan, 37-38. 24 Bryan, 39-40. 25 "Muhammed", Ateistik Ensiklopedik Lügat, ed. M.A.Usmanov, Taşkent, 1988,274. 142 temel ilkeleri ışığında yorumlayarak Hz.Muhammed ve İslam hakkında bazı farldı teoriler geliştirmişlerdir. Bunları dört grupta toplayabiliriz: 26 1.. Muhammed, Mekke- Medine ticaret burjuvazisinin önderi- ideologu,27 2. Muhamrried, bir feodal devrim olan . Islamın ideologu, 28 1 3. Muhammed, köle sahiplerinin sosyal-dini hareketinin ideologu, 29 önderi- 4. Muhammed, Hicaz'ın fakir köylülerinin önderi- ideologu, 30 5. Muhammed efsanevi şahsiyettir, İslam Yahudiliğin bir yan koludur. 31 Rus asıllı ateistlerin komünistlerce de ileri sürüldüğünü alanda Müslümanlar arasında ilk Türk boyları izlemiştir. Tatarlarından bu 32 S. Bekbolat • iddialarımn görüyoruz. adımlar benzerlerinin Türk asıllı Bilebildiğimiz kadarıyla Tatarlar tarafından atılmış, bunu bu diğer Bu konudaki en önemli yazılardan birisi Kazan imzasıyla Kazan'da Fen hem Din dergisinde (Eylül 1928) yayınlanmış, sonra Özbek Türkçesine aktarılarak "İslamnıng Peyda Bolışı ve Onıng Sınfi Fizenomiyesi" (İslamın Ortaya Çıkışı ve Onun Sınıfsal Görümü) adıyla Hudasızlar dergisinde basılmıştır. 33 26 Smirnov, 46-48; Balyaev, 85-86. M.A.Reisner'in "Ideologiya Korana" (Kur'an'ın İdeolojisi) 1926, adlı makalesi ve "Ideolodiya Vostoka" (Doğu'nun İdeolojisi) 1927, adlı eserinde. ortaya attığı bu teoriyi E.A.Balyayev, L.I.Klimoviç, V.T.Dityakin ve N.Bolotnikov benimsemişler ve 27 geliştirınişlerdir. Bu teoriyi, daha çok Müller, Goldziher ve Kramer gibi Avrupalı doğubilimcilerden etkilenen N.A.Rozhkov 1928'de yazdığı "Russkaya istoriya v sravnitel'no isteriçeskom" (Karşılaştırmalı Tarih Işığında Rus Tarihi) adlı eserinde savunmuştur. 29 Bu görüşün sahibi S.P.Tolstov 1932'de yazdığı "Oçerki pervonaçal'nogo islama" (İslamın ilk Dönemi İle İlgili Denemeler) (Sovetskaya Etnografiya, no. 2) adlı makalesindeki iddiaya göre, İslam, Mekke'deki köle sahiplerinin düzenlerinin meşrulaştınlması için ortaya konmuştur. 30 Bu teori M.L.Tomar tarafından "Proiskhohdeniye Islama i yego kalssovoye osnovaniye" (İslamın Kaynağı ve Sımfsal Temeli) (Ateist. no. 58, 1930.) adlı makalede ileri 28 sürülmüştür. 3 ı Bu teorinin destekçisi N.A.Morozov 1930'da yayınlanan "Otkuda çe İslam ?" (İslam Nereden Geldi?) adlı eserinde Hz. Muhammed ve ilk halifeleri efsanevi şahsiyetler olarak nitelendirmekte ve Haçlı Seferlerine kadar İslamın Yahu dilikten ayırt edilemezken daha sonra bağımsızlık kazandığım iddia etmektedir. 32 Nimet Hakim, islamııng Kelip Çıkuvı, Naki Isa Nebet, Islamıng Dünyaga Karaşları, M. Konef, Muhammed "Peygamber" hem Amng Tub Tilegi. Hudasızlar, 1928/46-47. 33 S. Bekbolat, "İslarımıng Peyda Bolışı ve Onıng Sınfi Fizenomiyesi", Hudasızlar, 1929/2. Ancak Hudasızlar dergisi yöneticileri Müslüman asıllı komünistlerin Islamın ortaya çıkışı konusundaki izahlarından tatmin olmadığından Rus bilim adamı Prof. Ditakis'in 143 Bekbolat, Muhammed'in İslam ile ortaya çıkmasında asıl arnilin sosyal ve ekonomik veren yapı olduğunu düşünmektedir. unsurların başında mahalli Hicaz'da ekonomik hayata pazar-panayıdar canlılık yollannın geliyordu. Pazar emniyet altına alınması ticaret kapitalizmine yeni geçmekte olan Kureyş için çok önemliydi. Nüfus sağlayamayınca bakımından yeterli olmayan gelişir. askeri güçle Muharnıned'i ortaya Bir halk veya kavmin mefkuresini elbette onlardaki iktisadi hayat ve içtimai düzen . güvenliği ifadesiyle "Malumdur ki, mefkure iktisat ve içtimai hayat üstünde ortaya çıkıp cıktı" , bu konuyu ideolojik yönden çözmek için çıkardı. Yazarın mefkureleri de Kureyş yukarıdaki belirler. Muharnıned devri Araplarının iktisadi ve içtimai muhite cevap olacak şekilde ortaya 34 Bekbolat; İslamın 6.-7. Yüzyıl Hicaz'ının sosyo-ekonomik şartların bir ürünü olarak feodaller ve ticaret yüzyılda sünnektedir. 6. buıjuvazisi Mekke ve feodalizmin buıjuvazisi tarafından başta geliştiğini, ortaya konduğunu yanmadasında olmak üzere Arap hatta ticaret kapitalizmine ileri ticaret adım atıldığını, İslamın bu oluşumu meşrulaştırmak ve kutsallaştırmak için geliştirilen bir olduğunu ideoloji iddia etınektedir. Şöyle ki, ekonomik çıkarlan için Haşimiler ve Bıneviler birbirlerine karşı uzun süredir Mekke'nin yönetimi ele geçirme mücadelesi veriyorlardı. sernıayedarların Bıneviler temsilcileri idi. Arapları birleştirmekti. Büyük Haşimiler büyük, Haşimilerio önderi buıjuvazinin bir çıkınca, Abbas, Muharnıned'i gruplar arasında. mücadele hızlandı. Abbas'ın esas gayesi bütün kısmının temsilciliğini Mahzum kabilesinden Bbulhakem (Ebucehil) de ortaya ise orta ve küçük aynı yapan gaye ile rakip olarak ileri sürdü. Böylece siyasi-ekonomik Sonunda mücad~leyi hareketini başarılı ve daim kılmak için islamı ortaya koydu. kazanan Muharnıned 35 Bekbolat'a göre her ne kadar İslam ideologları ve alimleri Muharnıned'i Kur'an'la ortaya doğru değildir. çıkmadan önce önemsiz bir Çünkü Ficar Savaşları'na ve şahsiyet olarak gösterseler de bu Hılfu'l-Fudul'a katılması ile Kabe "İslaınnıng Peyda Bolışı ve Onıng Malıiyatı Haklada Marx hem Engels'in Fikirleri", Hud/isızlar, 1929/7-8, adlı makalesini yayınlandı. Bu yazının altına dergi idaresi tarafından bir notta şöyle denmektedir: "Makale araştınna usulüyle yazılmış olup dini, bu cümleden Islamı iyi bilenler için kaleme alınmıştır. Ama bizim okuyuculanmıza ağır gelmesine bakmadan tercüme edip yayınladık.. Sebebi Islam dininin ortaya çıkışı ve onun mahiyeti hakkında Marx ve Engels'in fikirlerini veren ilk makalelerdendir." 34 Bekbolat, 30. · 35 Bekbolat, 33-34. düşülen 144 hakemliği onun daha önce de Mekke'nin ileri gelenlerinden göstermektedir. Bekbolatı'ın Muhammed ve Kur'an'sız olduğunu 36 iddiasına Kur'an'lı göre hayatı Muhammed'in Muhammed olarak ikiye aynlır. O Kur'an'sız kırk yaşına kadar Muhammed olarak ideolojisini ördü. Bu dönemde ideolojisini oluştururken Hanifleri izledi. Kırkından sonra Kur' an ile ortaya çıkıp Hanifliği zenginleştirerek islama dönüştürdü. Kur'an'sız döneminde liberal, yumuşak ve müteva"zı Başka iken Kur'an'lı dönemde mücadelesini keskinleştirili ve acımasızlaştı. bir ifade ile Medine devri Muhammedi, Mekke devri Muhammedinden tamamen başka oldu. Mekke döneminin demokrat Muhammed'i Medine'de diletatör ve aristokrat oldu. Acımasızca mücadeleye girişti, muhalefeti bastırdı. Mekke'nin yumuşak gönüllü vaiz-hatibi, Medine'de devlet başkanı, teşkilatçı, kumandan, diplomat, kanun koyucu idi. O döneminin devlet idaresi duran kişiler için gerekli olan bütün sıfatlan kendinde toplarnıştı. 37 başında Bekbolat olmak üzere Hudasızlar dergisi çevresindeki yazarlar, .. . .. . . Hz. Muhammed'in tarihi bir şahsiyet olduğunu ve Kureyş kabilesinden uzun müddet Mekke'nin yönetimini elinde tııtan bir aileye mensubiyetini kabul ' . . Başta . ~ .,. •. ,. etmektedirler. Bekbolat, Muhammed'in gençlik yıllan ve İslam'dan önceki hayatı hakkında bulunmadığını belirttikten sonra onun daha sonraki hayatı hakkında şu değerlendirmeyi yapmaktadır: "Muhammed hakkındaki zengin materyalleri, ondan önceki büyük dinlerin kuruculan sanılan kişilerin yeterince bilgi ve belge hiç birinde göremiyoruz. Muhammed şüphesiz bir 'tarihi şahıs' idi. Şimdilerde bazılan onun "efsane kişi" olduğunu ağızianna alıyorlar. Bunlar kendilerine hiç bir taraftar kazanamazlar. Muhammed'i hiç bir zaman Musa, İsa, Buda, Zerdüşt ile kıyaslamak mümkün değildir." 38 Aslında Bekbol~t bu fikirleriyle, Hz.Muharnıned'in tarihi varlığını inkar eden Çarlık dönemi Rus misyonerlerinden ve bazı Sovyet doğubilimcilerden aynlmaktadır. Örneğin, N.A.Morozov Khiristos (İsa) adlı eserinde tarihte Muhammed diye bir şahsın yaşarnarlığını iddia etmişti. 39 Bu iddia Bekbolat'tan 36 Bekbolat, 36. Meheınmedov bu konuda şöyle demektedir: "Muhammed'in zuhuru heç de tasadufi bir hadise değil veya "ilahi bir keşif" değil, belki o, bu Mekke tacir ve aristokrasisinin numayendesi olup ve tamamıyla bunlann menfaatlerini kommak için davet edilmişti. Muhammed'in meydana çıkmasının sebebi VI. yüzyılın sonlan ve VII. yüzyılın başlannda yaratılmış olan içtimai şartlar idi." İslam, 19-20. 37 Bekbolat, "İslaınnıng Peyda Bolışı ve Onıng Sınfi Beşeresi", Hudasızlar, 1929/3, 16. 38 Bekbolat, 34-35. 39 Ba!yaev, 86. 145 sonra da sürdürülmüştür. Mesela, Sovyet dönemi doğubilimcilerinin ileri gelenlerden L.İ.Klimoviç "Suşçestvoval li Mokhammed? Kritika istoçnikov", (Muhammed 1930), adlı Yaşadı mı? Kaynağin tenkidi) makalesinde tarihte böyle bir (Voinstvuyuşçiy Ateizm, no. 2-3, şahsın yaşamadığını, daha sonra 40 tarihçiler tarafından uydurulduğunu söylemişti. Yine Sovyet doğubilimcilerden I.N.Vinnikov 1934'de kaleme aldığı "Legenda porizvanii Mukhammeda v svete etnografii" (Etnografya Işığında Muhammed Daveti Efsanesi) adlı eserinde İslam davetİndeki teorik ve arneli unsurlarının Şamanizm başta olmak üzere bütün dinlerde ve büyülerde bulunduğundan Muhammed'in davetinin aslının meşkuk olduğunu ileri sürmüştü. 41 Müslüman asıllı Bolşeviklerin, İslam ile komünizm arasında benzerlikler bulmaya çalışınalarının esas amacının ne olduğunu tam olarak bilemesek de, Sovyet rejiminin temel gayesinin, geçici bir süre için İslam'ı komünizme hizmet ettirmek olduğunu söyleyebiliriz. Bu konuda önemli çaba harcayanlardan biri olan Ahmet Klevleyev42 Türkistan KP'nin 17 Haziran 1918'deki I.Kurultayında İslam ile komünizm arasındaki benzerlik olduğunu ileri sürmüş; Hz.Muhammed ilk komünist ilan etmişti. 43 Sovyet rejiminin başlarında geliştirilen kadar bazı küçük değişiklerle tekrarlanmıştır. bu teori, Sovyetlerin sonlarına 44 40 Balyaev, 86. 41 Smirnov, 48-49. 42 A. Klevleyev Kazan Tatarlanndan olup 1918-1920 yıllan arasında merkezi Rusya hükümeti tarafından Türkistan'da komünizm lehine kamuoyu oluşturmalda görevlendirilmiştir. Baymirza Hayıt, Sovyet Rusya Emperyalizmi ve Türk Dünyası, Ankara, 1975, 143. 43 Hayıt, Sovyet Rusya, 142-143. Baymirza Hayıt, "Sovyetler Birliğinde Islam Araştırma Temayülleri", Uluslararası Birinci Islam Araştırmalan Sempozyıırnu, 16-18 Eylül 1985, İzmir, 345. 44 Sözgelimi, Özbek ateistlerden A.İ.Abdussamedov, Özbekistan SSC Ali ve Orta Mahsus Talim Bakanlığı Ali Okuv Yurtlan öğrencileri için ders kitabı olarak yazdığı ilmi Ateizm (Taşkent, 1987, 67-82) adlı eserinde Hz.Muhammed'i Mekke Kureyş ticaret burjuvazisinin temsilcisi olarak görmekte ve Bekbolat'ınkine benzer fikirler serd etmektedir. Ona göre Mekke ticaret burjuvazisinin (özellikle Haşirnilerin) ideologu olan Muhammed, dönernin sosyal ve ekonomik şartlan gereği tevlıid akidesi ile Arap kabilelerini birleştirmeyi ticaret için gerekli görmüştü. Ancak başlangıçta, her hareket gibi bir sosyal tabana dayanmak gereğini göz önünde tutup; orta sınıf tüccar, fakir ve kölelerin desteğini almak için söylemini onlardan yana geliştirerek zenginleri şiddetle eleştirdi. Bir yandan da bir süredir oldukça fakirleşen uruğıı Haşimileri iktidara taşımaya çalıştı. Bu arzusuna ulaşamayınca yine ticaret burjuvazisine mensup Medine'li Evs ve Hazrec kabilelerinin desteği ile Medine'de faaliyetlerini sürdürdü. Mekke'nin alınmasından sonra Kureyş burjuvazisi ile anlaşıp amacına ulaştı. Benzeri fikirler ve iddialar için bkz. M.A.Usmanov, İslam Akideleri · ve Merasirnleri, Taşkent Özbekistan Neşriyat, 1975, 13-31. 146 Burada şunu kaydetmek gerekir ki, dünya tarihinde peygamberler ve büyük şahsiyetler arasında, Hz.Muhammed hayatı ayrıntılı hakkında yapılan bu olarak bilinen değerlendirmeler, kişilerin başında gelen tarihi gerçeklerden ve bilimsellikten uzak, tamamen ideolojik mülahazalarla ileri sürülmüş iddialardır. Bu yaklaşım Marksist ideolojinin bir yansıması olup, verilen örnekler İslam tarihi kaynaklanndaki bilgilere ters düşmektedir. 45 Kanaatimizce, yaklaşııniarla Sovyet ateistlerin Hz.Muhammed hakkındaki bu elde etmek istedikleri somut kazançlar şunlardı: 1. islamı; 7. Yüzyıl Hicaz'ımn sosyo-ekonomik hayatından çıkan bir ideoloji şeklinde göstererek, İslam dahil dinlerin ilahi kaynağını ve niteliğini inkar etmek, 2. Hz.Muhammed'i; Mekke zenginlerinin 1 ezenlerin önderi ve ideologu olarak göstererek, yoksul köylü ve işçiler 1 ezilenlerin rejimi olarak adlandırdıklan Sovyet rejiminin ve Sovyet insamnın düşmanı ilan etmek, 3. Hz.Muhammed'i; Arap milliyetçisi ve Arap milli devletinin kurucusu şeklinde betimleyerek, millidevletlerüstü bir sistem iddiasındaki SSCB 'nin düşmanı gibi göstermek. Sonuç Yerine Bağımsızlık döneminde Türkistan Müslümanlan için Hz.Muhammed. tekrar imanın şartı, İslamın peygamberi, güzel ahiakın kaynağı, örnek kişilik, kültürün 1 milli kimliğin asıl unsurlanndan biri, evrensele açılmanın yolu olarak görülmüştür. Tarihi süreçte Türkistan'da Hz. Muhammed; beşer, akledilebilir, anlaşılabilir, algılanabilir ve örnek alınabilir Muhammed'den; beşerüstü, akledilemez, anlaşılaı:naz, algılanamaz, ulaşılamaz ancak hisdedilebilir Muhammed'e yükseltildi. Buna karşılık, Cedidciler ve ateistler indirgemeci bir Hz. Muhammed ortaya koymaya çalıştılar. Cedidciler, Hz. Muhammed anlayışı etrafındaki hurafeleri kaldırarak, toplumun önünü açmak, örnek peygamber ile buluşturmak istediler. Ancak bunlann bir kısmı, Bolşeviklerle yaptıklan siyasi ittifakı ideolojik ittihada ve sonunda iltihaka dönüştürünce bizzat Hz. 45 O dönemin İslam kaynaklanna dayalı bir değerlendirmesi için bkz, İbrahim Sançam, Ernevi-Haşimi İlişkileri, Ankara, 1997. 147 Muhammed de, hurafe ve halk düşmam ilan edilerek ortadan kaldınlması gerekenler ıskalasına yerleştirildi. Oysaki, Müslümanları saldınlarından ve siyasi Çarlık rejiminin kültürel, oryantalist ve misyoner baskılarından koruyan unsurların başında Hz. Muhammed ve onun tebliğ etmiş olduğu İslam geliyordu. Hz. Muhammed hakkında birbirine zıt hatta metot ve muhteva bakırnından birbirine muarız bilgi kaynakları ve imajları ile karşı karşıyadırlar. Bir yanda Çarlık Rusya ve Sovyet ateizrninin. Günümüz Türkistan Muhammedi, diğer Muhammed ... 148 Müslürnanları, yanda Cedidci geleneğin Muhammedi ve nihayet geleneksel