Andımız Yedi çocuklu bir göçmen ailesinin en küçük çocuğu idi. Sırtında tahtadan yapılmış da olsa bir çanta, siyah önlük, kauçuk ayakkabıları ile koşarken okuluna sanki elinde taşıyordu sevinç dolu yüreğini. Hem okuma - yazma öğrenecekti hem de Türkçe’yi Deniz kıyısında elleriyle avuçlayarak tuttuğu başını aşağıya doğru indirdi. Gözleriyle bir kez daha baktı ve okudu ANDIMIZ KALKACAK Andımız sıradan bir şey değildi onun için. Kendisine “Sen göçmensin; Türkçe bilmiyorsun” demeden yüreklerini açan insanların ülkesinin tanımıydı ANDIMIZ Bu ülke insanlarını her türlü olumsuzluklara rağmen vatan-bayrak-dil birlikteliği ile bir arada tutmanın hergün haykırışı idi ANDIMIZ Bizlere ülke sevgisini, insan sevgisini; başkasının kölesi değil yurttaş olmanın yüceliğini anlatan Cumhuriyet Öğretmenleri’nin bize emanetiydi ANDIMIZ Her türlü inancın özgürce yaşandığı, yaratanın yüceliğini, kitabın Kutsallığını, peygamber saygısının ne olduğunu UYDURULAN din gibi değil İNDİRİLEN din gibi öğreten laik Cumhuriyet’in kalkanıydı ANDIMIZ ANDIMIZ TÜRKÜM,DOĞRUYUM,ÇALIŞKANIM. İlkem; küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir. Ülküm; yükselmek, ileri gitmektir. Ey büyük Atatürk! Açtığın yolda gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime AND içerim Varlığım TÜRK varlığına armağan olsun! NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE! Yıldız, hilal, kalpaklarıyla bu topraklar için yere düşen MUSTAFA KEMAL’İN ASKERLERİNE minnet ve saygı ile…