GÜNÜMÜZDE ISLAMİYET`E BAKIŞ AÇISI Mekke`de 610

advertisement
GÜNÜMÜZDE ISLAMİYET’E BAKIŞ AÇISI
Mekke’de 610 yılında gelen ilk vahiyle birlikte Müslümanlığın yayılma süreci
başlamıştır. İlk başta Mekkeliler tarafından büyük zulme uğrayıp boykot edilen
Müslümanlar, Medine’ye göç ettikten sonra asıl yayılma süreci başlamıştır.
Çevre vilayetlere İslam’a davet mektupları, elçiler gönderilmiştir. Kimi kabul
etti, kimisi etmedi, kimi ise kibirlenip elçiyi öldürttü. Bu reddedenler zaman
içinde helâk oldu. Ticaret yapan Müslümanlar, gittikleri yerlerde gösterdikleri
örnek davranışlarla insanları İslam’a yakınlaştırdılar. Fethedilen yerlerde
insanların dinlerini yaşaması serbest bırakıldığı halde çoğu İslam’ı seçmiştir.
Peki neden?
Çünkü İslam kolaylık dinidir, hoşgörü dinidir. İslam kurallarına göre hareket
eden refahı bulur. İslam’ı doğru kaynaklardan inceleyen aklı baliğ bir bireyin
İslam’a yakınlaştığını görmekteyiz, duymaktayız.
Eskiye dönecek olursak, Emeviler İspanya’yı fethederek İslamiyet’in orada
yayılmasını sağladı ki günümüzde de hala bazı eserleri durmaktadır. Abbasiler
devrinde de İslamiyet hızla yayıldı. Ve Osmanlı Devleti dönemine gelecek
olursak, bir İslam devletinin en geniş sınırlarına ulaşmış olduğunu görürüz.
Fethedilen her yer, Osmanlı Ordusu’nu görünce şaşırıyor, kendilerine
anlatılanların yalandan başka bir şey olmadığının farkına varıyorlardı.
Meyve veren ağacı taşlarlar misali, zamanla İslamiyet’in temsilcisi Osmanlı
önce içten çürütülerek sonra da dış darbelerle yıkılma sürecine girdi. Batı’dan
her alanda ileri olan bu devlet, artık geri gitmeye başladı ve en sonunda
‘Batılaşma’ denilen kavram ortaya çıktı. Ama Avrupa’nın teknolojisini öğrenmek
ve öğretmek yerine aynen satın aldık, borç aldık. Ve Avrupalıların içimize
sızdırdığı casuslar bizi içten çürütürken, bir yandan da dünyayı sömürüyorlardı.
Elbet ki savaşlar çıktı ve maalesef zaten içten çürümüş olan Osmanlı Devleti
mağlup oldu. Bunun bedelleri ağır oldu ancak milletimizin yüksek azmi ve
fedakârlığı sayesinde bağımsızlığı kazanarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti
kuruldu.
Peki, daha sonra Osmanlı’nın içindeki diğer milletlere ne oldu? Yabancılara
boyun eğmek zorunda kaldılar ve sömürüldüler ki SSCB’nin dağılmasına kadar
sürdü bu durum.
Yavaş yavaş günümüze doğru gelecek olursak, İslam devletlerinin ekonomik,
askeri, siyasi ve teknoloji açısından büyümemesini kendilerine temel gaye
belirlermiş olan Avrupa ve ABD, bunun için ellerinden ne geldiyse yaptılar.
Kendi halklarına İslam’ı yanlış gösterdiler, misyonerlerini ve faaliyetlerini
dünyanın her köşesine yaydılar ve yaptıkları film ve dizilerle İslamiyet’i her
açıdan kötüleme imajı verdiler. Güya barışı sağlamak için gittikleri Afganistan,
Irak gibi yerlerde masum sivilleri katlettiler. Bazı terör örgütlerini aslında
temellerini kendileri kurarak, zamanı geldiğinde bunları bir koz gibi sahneye
sürdüler ve sonra da onlarla savaşıyormuş imajı vermeye çalıştılar ama el
altından da en büyük desteği verdiler. Ne yazık ki onların planladıkları gibi en
büyük zararı İslam aldı ki çünkü bu terör örgütlerinin sözde misyonu İslam’la
ilgiliydi ama hiçbirinin İslamiyet’le alakası yoktu. En büyük kozlarından birini de
11 Eylül 2001’de oynadılar. İkiz Kuleleri bilirsiniz. ABD sırf İslam’ın üzerinde kötü
bir imaj bırakmak için kendi halkını vurdu.
Emellerine ulaştılar mı? Günümüzde öyle gözüküyor. Avrupa’da veya ABD’de
yaşayan normal bir Hristiyan vatandaşa İslamiyet hakkındaki düşüncelerini
sorduğunuzda muhtemelen şu cevabı alacaksınız:
“Geri kalmış bir din. Birçok terör faaliyetleri var. Sakallı, korkunç ve pis
insanlar.”
Bu düşüncesinin yegâne nedeni onun medyadan, film ve dizilerden duyup
izledikleridir.
Biraz da çuvaldızı kendimize batıracak olursak, biz de dinimizi 100%
savunuyoruz ve koruyoruz diyemeyiz. Kendi filmlerimizde bile hacı hocayı
kötülüyoruz. Öyle bir noktaya gelindi ki, bir konu hakkındaki dini hükmü
söyleyen insan, ‘yobaz, irticai faaliyetçi’ gibi ithamlarla karşı karşıya kalıyor.
Kendi ülkemizde bile sokakta cüppeyi bırakın, takkeyle dolaşana uzaylı görmüş
gibi bakılıyor. Artık insanlar için ‘modernlik’ kavramı, ‘Batı’nın her şeyini aynen
yapmak ve taklit etmek’ anlamına geliyor. Çarşaf, başörtüsü, sarık bize göre
‘geri kafalılık’.
Yeni nesil gençler her gün İslamiyet’ten biraz daha uzaklaşıyor. Ta Osmanlı’dan
beri süregelen ‘içten çürütme’ planının esiri oluyorlar. Kimse bir iş yaparken
İslamiyet’e uygun mu diye değil, en kolay nasıl yaparım, en ucuza nasıl
getiririm, en kazançlı nasıl çıkarım gibi düşünceler içinde. Aslında İslam’a o
kadar zarar veren ABD’nin anayasası bile, İslam kurallarına bizim
anayasamızdan daha yakın. Bu da huzurun ve düzenin İslam’da olduğunu
gösteren binlerce kanıttan bir tanesidir.
Rabbimiz İslam’ı koruyacağını buyuruyor. Dış güçlerin oyunları bir gün
tamamıyla bitecek, asıl güç tekrar İslam olacaktır.
Download