T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ İŞLETME ANABİLİM DALI FİNANSMAN BİLİM DALI ULUSLARARASI FİNANS MERKEZLERİ VE İSTANBUL YÜKSEK LİSANS TEZİ Hazırlayan Gürkan BİRİ Tez Danışmanı Prof. Dr. Metin Kamil ERCAN Ankara 2013 T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ İŞLETME ANABİLİM DALI FİNANSMAN BİLİM DALI ULUSLARARASI FİNANS MERKEZLERİ VE İSTANBUL YÜKSEK LİSANS TEZİ Hazırlayan Gürkan BİRİ Tez Danışmanı Prof. Dr. Metin Kamil ERCAN Ankara 2013 i ÖZET BİRİ, Gürkan. Uluslararası Finans Merkezleri ve İstanbul, Yüksek Lisans Tezi, Ankara,2013 Finans merkezi fon arz ve talebinin karşılaştığı, uluslararası finans merkezi ise uluslar arası fon arz ve talebinin karşılaştığı kenttir. Uluslararası finansal hizmetler pastasından pay alabilmek rekabetçi finans merkezi olmaya bağlıdır. Türkiye’nin 2023 yılında Dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olma planını tamamlayıcı olarak, İstanb ul Uluslararası Finans Merkezi ana planı hazırlanmıştır. Buradaki temel soru, Türkiye’de dünya çapında, değer yaratacak bir finans merkezi kurulabilir mi? İstanbul’un potansiyeli öncelikli olarak bölgesel finans merkezi olabileceği şeklinde değerlendirilmiştir. Bu konumu gelindikten sonra potansiyeli arttırılarak uluslararası finans merkezi olabileceği sonucu ortaya çıkmıştır. Anahtar Sözcükler: 1. Finans merkezi 2. Uluslararası arz 3. Uluslararası talep 4. Rekabet 5. Bölgesel finans merkezi ii ABSTRACT BİRİ, Gürkan. Global Financial Centres and Istanbul, Master Thesis, Ankara 2012 A financial centre is a city in which demand and supply of funds meets. An international financial centre is a city in which international demand and international supply of funds meets. To take advantage of the improvement of international financial services depends on being a competitive financial centre. Integral to Turkey’s plan to make its economy one of the world’s 10 largest by 2023, designed master plan for the Istanbul International Financial Center (IIFC) is now in construction The primary question posed was: “Is it feasible to develop a worldclass, value generative financial centre in Turkey? Istanbul’s potential is evaluated that as a priority it should be a regional financial center. After all, concluded that when it meet the condition of regional financial center, it could reach the position of international financial center by increasing its potential. Key Words: 1. Financial centre 2. International demand, 3. International supply, 4. Competitive 5. Regional financial centre ÖNSÖZ Yaşanan ekonomik krizden sonra finans merkezlerinin önemini kaybedeceği ile ilgili olarak ortaya atılan argümanlar şu an için gerçekleşecek gibi görülmemektedir. Bununla beraber, finans merkezi olma veya bu konumu koruma konusunda yaşanan rekabet üst seviyededir. Son yıllarda finans merkezi olarak konumlana şehirlerin sayısı hızla artmaktadır. Geçmişi 30 yıl öncesine dayanmasına karşın İstanbul’un uluslararası finans merkezi olması sorunu son zamanlarda ülkemizde yoğunluklu olarak tartışılan önemli konulardan biridir. Konunun ülkemizin ekonomik düzeyini, finansal hizmetler sektörünü ve genel olarak finans sistemini doğrudan etkilemesi; ülkemizin milli geliri üzerindeki etkileri ile uluslararası saygınlık ve prestijini artırma potansiyeli de konunun önemini artırmaktadır. Bu tez çalışmasında, İstanbul’un ülkemizin finans merkezi olarak mevcut durumu ve uluslararası finans merkezi olabilmesinin koşulları altında, mevcut finans merkezleri ile rekabet edebilir düzeyde bir finans merkezi olabilirliği incelenmeye çalışılmıştır. Bu çalışma sürecinde, danışmanım Prof. Dr. Metin Kamil ERCAN hocama ve araştırmalarımda yardımlarını esirgemeyen sevgili eşim Özlem Kuzay BİRİ ’ye teşekkürlerimi sunuyorum Gürkan BİRİ Nisan 2013 iv İÇİNDEKİLER ÖZET ........................................................................................................................ i ABSTRACT............................................................................................................ ii ÖNSÖZ................................................................................................................... iii İÇİNDEKİLER ....................................................................................................... iv KISALTMALAR LİSTESİ...................................................................................xii TABLOLAR LİSTESİ.........................................................................................xiv ŞEKİLLER LİSTESİ......................................................................................... xvii GİRİŞ ....................................................................................................................... 1 BİRİNCİ BÖLÜM FİNANS MERKEZİ KAVRAMI, TARİHSEL GELİŞİMİ VE ORTAYA ÇIKMA NEDENLERİ 1.1. FİNANS MERKEZİ KAVRAMI ..................................................................... 5 1.1.1.Uluslararası Finans Merkezi .................................................................. 6 1.1.2.Bölgesel Finans Merkezi ........................................................................ 7 1.1.3.Ulusal Finans Merkezi ............................................................................ 7 1.1.4.Niche (Özellikli) Finans Merkezi/Ürün Odaklı Finans Merkezi ......... 8 1.1.5.Off-Shore Finans Merkezi ...................................................................... 8 1.2.FİNANS MERKEZLERİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ .................................... 9 1.3.FİNANS MERKEZLERİNİN ORTAYA ÇIKIŞ NEDENLERİ ....................15 v 1.3.1.Finansal Sistemin Küreselleşmesi......................................................15 1.3.2.Finansal Merkezlerin Yarattığı Pozitif Dışsallık ................................18 1.3.3.Yetişmiş İnsan Gücünün Etkisi ...........................................................18 1.3.4.Kümelenme Stratejisinin Yatırımcılarca Tercih Edilmesi ................21 1.3.5.Uluslararası Fon Akımlarının Artan Hacmi........................................23 1.3.6.Teknolojik Gelişmeler ...........................................................................24 1.4.FİNANS MERKEZİ OLMA ÖLÇÜTLERİ....................................................25 1.4.1.Ayırt Edici Temel Faktörler ..................................................................26 1.4.1.1. Politik İstikrar.................................................................................26 1.4.1.2.Coğrafi Konum ve Yakınlık ..........................................................26 1.4.1.3.Birincil Düzenlemeler ve Düzenleyici Kurumlar ........................27 1.4.1.4.Mali Ortam ve Sorumluluklar .......................................................27 1.4.1.5.Yasal Ortam ...................................................................................28 1.4.2.Rekabet İçin Göreceli Faktörler ..........................................................29 1.4.2.1.Nitelikli İş Gücü ..............................................................................29 1.4.2.2.Ürüne Özel Düzenleme ve Vergilendirme .................................30 1.4.2.3.Altyapı .............................................................................................30 1.4.2.4 Gelir Yaratma Potansiyeli ............................................................30 1.4.2.5.Profesyonel Hizmetlere Erişim ....................................................31 1.4.2.6.İş Yapma Maliyeti ..........................................................................31 1.4.2.7.İşletme Lehine Tutum ...................................................................32 1.4.3.Fark Yaratan Faktörler .........................................................................33 1.4.3.1.İmaj ..................................................................................................33 1.4.3.2.Yaşam Tarzı ...................................................................................33 vi İKİNCİ BÖLÜM FİNANS MERKEZLERİNİN EKONOMİ İÇİNDEKİ YERİ 2.1.DÜNYADAKİ ULUSLARARASI FİNANS MERKEZLERİ ........................35 2.2.FİNANS MERKEZLERİNDE İŞLEM GÖREN PİYASALAR ...................39 2.2.1.Hisse Senedi Piyasaları .......................................................................43 2.2.2.Emtia Piyasası .......................................................................................45 2.2.3.Döviz Piyasası .......................................................................................46 2.2.4.Tahvil Piyasası.......................................................................................47 2.2.5.Vadeli İşlemler Piyasası .......................................................................48 2.3.FİNANS MERKEZLERİNİN ÜLKE EKONOMİLERİNE KATKILARI .....49 2.3.1.Uluslararası Finans Merkezi Olmanın Etkileri ..................................49 2.3.1.1.Makroekonomik Açıdan Etkileri ...................................................50 2.3.1.2.Milli Gelir Üzerine Etkileri .............................................................51 2.3.1.3.İstihdam Üzerine Etkileri ..............................................................52 2.3.1.4.Finansal Piyasaların Derinliği Üzerine Etkileri ..........................52 2.3.1.5.Verimlilik Artışı Üzerine Etkileri ...................................................53 2.3.1.6.Nitelikli İşgücü ve Eğitim Üzerine Etkileri ..................................53 2.3.1.7.Yabancı Sermaye Hareketleri Üzerine Etkileri .........................54 2.3.1.8.Kurulum Açısından Etkileri...........................................................55 2.3.1.9.Kara Para Aklanma Riski Açısından Etkileri .............................55 2.3.1.10.Mali Sorunların Bulaşıcılığı Üzerine Etkileri ............................56 2.3.1.11.Unvanın Kayganlığı Açısından Etkileri ....................................56 vii ÜÇÜNCÜ BÖLÜM İSTANBUL’UN FİNANS MERKEZİ OLMA POTANSİYELİ 3.1.DÜNYA SAHNESİNDE TÜRKİYE’NİN YERİ ...........................................57 3.1.1.Türkiye’nin Dünya Üzerindeki Yeri ve Önemi ...................................57 3.1.2.Küreselleşmenin Türkiye’ ye Etkileri ..................................................60 3.1.2.1.Küreselleşmenin Olumlu Yanları ................................................62 3.1.2.2.Küreselleşmenin Olumsuz Yanları .............................................62 3.1.3.Türkiye’nin Nüfusu ................................................................................63 3.1.4.Türkiye’nin Yumuşak Gücü..................................................................65 3.1.5.Türkiye Ekonomisi .................................................................................66 3.1.5.1.Türkiye’de Finansal Hizmetler Sektörü ......................................72 3.1.5.2.Türk Ekonomisinin Yıllık Büyüme Oranları................................77 3.1.5.3.Türk Ekonomisinde Yabancı Yatırımların Büyüklüğü ..............78 3.1.6.Türkiye Finansal Yeterlilik Araştırması ..............................................82 3.1.6.1.Finansal Okur-Yazarlık .................................................................83 3.1.6.2.Bütçe Yönetimi ve Borçlanma .....................................................83 3.1.6.3.Finansal Planlama.........................................................................84 3.1.6.4.Finansal Ürün Seçimi....................................................................85 3.1.6.5.Para İdaresiyle İlgili Bilgi Edinme ................................................86 3.2.İSTANBUL’UN TARİHİ, GENEL YAPISI VE EKONOMİSİ.....................88 3.2.1.İstanbul’un Tarihi ...................................................................................88 3.2.2.İstanbul’un Önemi .................................................................................89 3.2.3.İstanbul Nüfusu......................................................................................92 viii 3.2.4.İstanbul’un Ekonomik Verileri ..............................................................93 3.2.4.1.Finans Sektörü İçerisindeki Payı ................................................93 3.2.4.2.Milli Gelir İçerisindeki Payı ...........................................................95 3.2.4.3.İhracat Rakamları Açısından .......................................................99 3.2.4.4.Yabancı Yatırımlar Açısından................................................... 100 3.2.4.5.İstanbul’da Faaliyet Gösteren Borsalar................................... 103 3.2.4.5.1 İMKB ..................................................................................... 103 3.2.4.5.2.VOB ...................................................................................... 104 3.2.4.5.3.Kıymetli Madenler Borsaları.............................................. 105 3.2.4.5.4.Altın Borsası ........................................................................ 106 3.2.4.5.5.Enerji Borsası ...................................................................... 107 3.2.4.5.6.İstanbul Karbon Borsası .................................................... 108 3.2.4.5.7.İstanbul Metal Borsası ....................................................... 110 DÖRDÜNCÜ BÖLÜM İSTANBUL ULUSLARARASI FİNANS MERKEZİ OLABİLİR Mİ? 4.1.İFM STRATEJİ VE EYLEM PLANI ......................................................... 111 4.1.1.İFM Strateji ve Eylem Planındaki Öncelikler.................................. 111 4.1.2.İFM Projesinin Hedefleri .................................................................... 113 4.1.3.Finansal Ürün ve Hizmet Çalışma Grubu....................................... 114 4.1.4.Organizasyon Çalışma Grubu.......................................................... 118 4.1.5.Tanıtım ve İmaj Çalışma Grubu ....................................................... 119 4.1.6.Altyapı Çalışma Grubu ...................................................................... 120 ix 4.1.7.Düzenleyici ve Denetleyici Çerçeve Çalışma Grubu .................... 122 4.1.8.İnsan Kaynakları Çalışma Grubu..................................................... 122 4.1.9.Vergi Çalışma Grubu ......................................................................... 124 4.1.10.Hukuk Çalışma Grubu ..................................................................... 125 4.1.10.1.Tahkim ....................................................................................... 126 4.1.10.2.Arabuluculuk ............................................................................ 127 4.1.11.Altyapı Komitesi ............................................................................ 127 4.1.11.1.Alt Yapı Komitesi Çalışmalarının Hedefleri....................... 128 4.1.11.1.1.Kümelenme .................................................................... 128 4.1.11.1.2.Eğitim .............................................................................. 129 4.1.11.1.3.Sağlık .............................................................................. 129 4.1.11.1.4.Turizm ve Konaklama................................................... 130 4.1.11.1.5.Ofis ve Konut ................................................................. 130 4.1.11.1.6.Ulaşım ............................................................................. 131 4.2.FİNANS MERKEZLERİNİN GENEL STRATEJİLERİ .......................... 133 4.2.1.Vergi Uygulamaları ............................................................................ 135 4.2.2.Finansal Ürünler ................................................................................. 136 4.2.3.Sermaye Hareketleri .......................................................................... 137 4.2.4.Sigortacılık Ve Reasürans Hizmetleri ............................................. 138 4.2.5.Varlık Yönetimi.................................................................................... 139 4.3.İSTANBUL KÜRESEL FİNANS MERKEZİ OLMA YOLUNDA HANGİ NOKTADADIR? ................................................................................................ 140 4.3.1.İstanbul’un Mevcut Durumu.............................................................. 142 4.3.1.1.Yasal Altyapı ............................................................................... 142 x 4.3.1.2.Finans Piyasalarına Yakınlık .................................................... 143 4.3.1.3.Vergi Uygulamaları..................................................................... 144 4.3.1.4.Nitelikli İş Gücü ........................................................................... 145 4.3.1.5.Tasarruf Oranının Düşüklüğü ................................................... 147 4.3.1.6.Vadeli İşlemler ve Borsa ........................................................... 148 4.3.1.7.Sermaye Piyasaları .................................................................... 149 4.3.1.8.Yaşam Tarzı ve İmaj .................................................................. 152 4.3.1.9.İş Ortamı ...................................................................................... 153 4.3.1.10.Ulaşım ve Altyapı ..................................................................... 154 4.4. İSTANBUL’UN ULUSLARARASI KONUMU ........................................ 154 4.4.1.Finansal Gelişmişlik Endeksindeki Yeri .......................................... 155 4.4.2.Ticaret Merkezleri Arasındaki Yeri .................................................. 157 4.4.3.İş Yapma Kolaylığı ............................................................................. 160 4.4.4.Dünya Borsaları Arasındaki Yeri ..................................................... 163 4.4.5.Uluslararası Yatırımlardaki Yeri ....................................................... 168 4.4.6.Uluslararası Finans İndeksindeki Yeri ............................................ 171 4.4.7.Uluslararası Finans Merkezleri Gelişim İndeksi ............................ 173 4.4.8.Uluslararası Finans Merkezleri Arasındaki Yeri ............................ 174 4.5.SEÇİLEN RAKİPLERE KARŞI GENEL BİR KARŞILAŞTIRMA ......... 181 4.5.1.Finans Merkezi Sıralaması Açısından ............................................ 181 4.5.2.İş Gücü Açısından.............................................................................. 182 4.5.3.Marka ve İmaj Açısından .................................................................. 184 4.5.4.Yasal Haklar Açısından ..................................................................... 185 4.5.5.Politik ve Ekonomik İstikrar............................................................... 185 xi 4.5.6.Uluslararası Piyasa Güveni .............................................................. 186 4.5.7.İş Yapma Kolaylığı ............................................................................. 186 4.5.8.Uluslararası Standartlar .................................................................... 187 4.5.9.Ulaşım Altyapısı.................................................................................. 187 4.5.10.Yaşama Maliyeti ............................................................................... 188 4.5.11.İş Yapma Maliyetleri ........................................................................ 188 BEŞİNCİ BÖLÜM İSTANBUL FİNANS MERKEZİ İÇİN YAPILACAKLAR 5.1.İSTANBUL’UN ATMASI GEREKEN ADIMLAR .................................... 192 5.1.1.Hukuki Altyapı ..................................................................................... 196 5.1.2.Mali Sistem.......................................................................................... 199 5.1.3.Bankacılık ve Sigorta ......................................................................... 202 5.1.4.Düzenleyici Yapı................................................................................. 205 5.1.5. İnsan Kaynakları ............................................................................... 207 5.1.6.Eğitim ................................................................................................... 208 5.1.7.Fiziki Altyapı ........................................................................................ 209 5.1.8.İmaj ....................................................................................................... 211 5.1.9. İstikrar Ortamı .................................................................................... 213 5.1.10. İstanbul’un Potansiyeli ................................................................... 214 SONUÇ .............................................................................................................. 217 KAYNAKÇA ...................................................................................................... 220 xii KISALTMALAR LİSTESİ AB : Avrupa Birliği ABD : Amerika Birleşik Devletleri a.g.e. : adı geçen eser a.g.m. : adı geçen makale BAE : Birleşik Arap Emirlikleri BDDK : Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurulu BFM : Bölgesel Finans Merkezi BM : Birleşmiş Milletler BSMV : Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi çev. : Çeviren CHX : Chicago Stock Exchange DPT : Devlet Planlama Teşkilatı ECO : Economic Cooperation Organization EEX : Avrupa Enerji Borsası GaWC : Global and World Cities GFCI : Global Financial Centers Index GSMH : Gayri Safi Milli Hasıla GSYİH : Gayri Safi Yurtiçi Hasıla HIBOR : Hong Kong Interbank Offered Rate IFC : International Financial Centre IMF : International Money Fund ISTIBOR : Istanbul Interbank Offred Rate xiii İAB : İstanbul Altın Borsası İBB : İstanbul Büyükşehir Belediyesi İFM : İstanbul Finans Merkezi İMKB : İstanbul Menkul Kıymetler Borsası İTO : İstanbul Ticaret Odası KDV : Katma Değer Vergisi NAFTA : North American Free Trade Agreement NASDAQ :National Association of Securities Dealers Automated Quotations NATO : North Atlantic Treaty Organization NYSE : New York Stock Exchange s. : Sayfa S. : Sayı SPK : Sermaye Piyasası Kurulu TBB : Türkiye Bankalar Birliği TCMB : Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası TOBB : Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği TSPAKB : Türkiye Sermaye Piyasası ve Aracı Kuruluşlar Birliği UFM : Uluslararası Finans Merkezi WB : The World Bank YPK : Yüksek Planlama Kurulu xiv TABLOLAR LİSTESİ Tablo 1. Uluslararası Finans Merkezlerinin Sınıflandırılması ...........................36 Tablo 2. Para ve Sermaye Piyasaları Özellikleri ................................................40 Tablo 3. Nüfusun Yaş Gruplarına Göre Dağılımı ...............................................64 Tablo 4. Ülkelerin Yumuşak Güç Listesi Sıralaması ..........................................65 Tablo 5. 2009 Yılı İtibariyle Dünya Ekonomileri Sıralaması (Milyar Dolar) ....68 Tablo 6. 2010 Yılı Dünya Ekonomileri Sıralaması..............................................69 Tablo 7. 2011 Yılı Dünya Ekonomileri Sıralaması..............................................70 Tablo 8. Türkiye’nin 10 Yıllık Büyüme Oranları ..................................................72 Tablo 9. 1980-2000 Yılları Arasında Banka ve Şube Sayısı ............................74 Tablo 10. Bankacılık Sektörünün Yapısal Göstergeleri (2004-2010)..............75 Tablo 11. Bankaların Aktif Toplamı (Bin TL) .......................................................76 Tablo 12. Türkiye’nin 10 Yıllık Büyüme Oranları ................................................77 Tablo 13. Büyüme Oranlarına Göre İlk 10 Ülke ..................................................78 Tablo 14. En Fazla Uluslararası Doğrudan Yatırım Çeken Ülkeler(Milyar Dolar) .........................................................................................................................79 Tablo 15. Uluslararası Doğrudan Yatırım Girişleri .............................................80 Tablo 16. En Fazla Uluslararası Doğrudan Yatırım Stoğu Olan Ülkeler ve Türkiye .......................................................................................................................81 Tablo 17. İhracat ve Dış Ticaret Konusunda Türkiye’nin SWOT Analizi ........87 Tablo 18. Yıllara Göre Nüfus Dağılımı .................................................................93 Tablo 20. Banka Mevduatları ve İstanbul’un Payı (Bin TL) ..............................94 xv Tablo 21. Bankaların Şube Sayıları ve İstanbul’un Payı ...................................95 Tablo 22. Gayri Safi Katma Değer Dikey Paylar ................................................96 Tablo 23. İller Bazında SAGP Göre 2011 Yılı GSYİH Payları..........................97 Tablo 24. 2008-2012 Dönemi İller Bazında İhracat Rakamları (Milyar Dolar) ....................................................................................................................................99 Tablo 26. Yabancı Sermayeli Firmaların İllere Göre Dağılımı (Sanayi) ....... 100 Tablo 25. Uluslararası Sermayeli Şirketlerin İllere Göre Dağılımı (2011) ... 101 Tablo 27. 2006-2011 Yılları Arasında UASŞ Yatırım Projelerinin Tutar Olarak Dağıldığı İlk 10 İl (Milyon $) ................................................................................ 102 Tablo 28. Yaşanabilir Şehirler Sıralaması ........................................................ 130 Tablo 29. İş Yapma Maliyetleri ........................................................................... 131 Tablo 30. Seçilmiş Şehirlerin Havaalanı Sayısı ............................................... 132 Tablo 31. Seçilmiş Şehirlerin Toplam Raylı Taşıma Uzunluğu ..................... 132 Tablo 32. Ticaret Merkezleri İndeks Değerleri Karşılaştırması ..................... 158 Tablo 33. Ülkelerin 2012 Yılı İş Yapma Kolaylığı Sıralaması ........................ 161 Tablo 34. Türkiye’nin İş Yapma Performansı ................................................... 162 Tablo 35. Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsaları İşlem Hacimleri (Milyon Adet) ................................................................................................................................. 163 Tablo 36. Borsaların Piyasa Değerleri (2011).................................................. 165 Tablo 37. Borsaya Kote Olan Toplam Şirket Sayısı ....................................... 166 Tablo 38. Borsa İşlem Hacimleri ........................................................................ 167 Tablo 39. Yatırım Fonları 2011........................................................................... 168 Tablo 40. Yatırım Fonlarının Dağılımı ............................................................... 169 Tablo 41. Uluslararası Finans İndeksi Skorlarına Göre Ülkeler(2008) ........ 172 xvi Tablo 42. Uluslararası Finans Merkezleri Gelişim İndeksine Göre FM Sırlaması ................................................................................................................ 174 Tablo 43. 2007-2010 Dönemi Finans Merkezleri Sıralaması ........................ 178 Tablo 44. 2011-2012 Dönemi Finans Merkezleri Sıralaması ........................ 179 Tablo 45. Ortadoğu ve Afrika Ülkeleri Finans Merkezleri Sıralaması .......... 180 Tablo 46. İstanbul’un Seçilen Rakiplerine Göre Finans Merkezi Sıralaması ................................................................................................................................. 181 Tablo 47. Finans Merkezlerinin Profilleri........................................................... 190 xvii ŞEKİLLER LİSTESİ Şekil 1.Dünya Nüfusunun Artışı (M.Ö.500-2025) ...............................................20 Şekil 2. Finans Sektörü Pay Dağılımı...................................................................73 Şekil 3. İstanbul’un Rakiplerine Göre Avantajları ............................................ 142 Şekil 4. Finansal Gelişmişlik Endeksi ................................................................ 156 Şekil 5. İlk 10 Ticaret Merkezi ............................................................................. 157 GİRİŞ Uluslararası finansal piyasalar, 1970′lerin başlarından başlayarak, ekonomik istikrarsızlıklar, belirsizliğin artması, yeni finansal ürünlerin geliştirilmesi, bilgisayar ve iletişim teknolojilerindeki gelişmeler gibi nedenlere bağlı olarak, hızlı bir gelişim içerisine girmiştir. Son yıllarda, finansal aracılar ve kurumları birbirinden ayıran sınırlamaların birçoğunun ortadan kalkmasıyla, bankacılık, sigortacılık ve sermaye piyasası kurumları birbirine oldukça yakınlaşmış, finansal olmayan kurumlar da finansal hizmet sektörüne girmiştir. Finans sektöründe rekabetin artmasıyla, maliyetler azalmış ve yeni ürünler geliştirilmeye başla nmıştır. Ayrıca, finansal piyasaların hızla küreselleşmesi de rekabeti artırmıştır. Bir finansal işlemin iki tarafı da aynı ülkede yerleşik kişi ve kurumlardan oluşuyorsa, bu piyasalara yurt içi veya yerel finansal piyasalar denir. Bilindiği gibi, yerli yatırımcı veya tasarrufçuların, sadece yerli fon talep edenlere fon sağladığı piyasalar, yurt içi piyasalardır. Taraflardan biri, yabancı bir ülkede oturuyorsa veya bunların iş merkezleri başka bir ülkede ise, uluslararası finansal piyasalardan söz edilir. Uluslararası finansal piyasalarda, ulusal fonlar, yabancılar tarafından veya yabanc ı fonlar, yerli kullanıcılar tarafından kullanılmaktadır. Bazı uluslararası finansal piyasalarda ise, yabancılardan yabancılara fon akımı gerçekleşmektedir. Bu tür işlemler, kıyı ötesi veya off-shore işlemler olarak adlandırılmakta ve bu işlemlerin yapıldığı piyasalara da kıyı ötesi finansal merkezler denilmektedir. Uluslararası finansal piyasaların temel fonksiyonu, sınır ötesi fon akımlarına imkan sağlamalarıdır. Uluslararası finansal piyasalar sayesinde, finansman ihtiyacı olanlar, aradıkları fonları, da ha uygun koşullarda kendi ulusal piyasalarının dışındaki piyasalardan sağlamaktadırlar. Benzer şekilde, 2 fonlarını değerlendirmek isteyen yatırımcılar da yurt dışı piyasalardan daha yüksek getiriler elde edebilmektedirler. Genelde uluslararası nitelik taşıyan finansal piyasalarda bile, işlemlerin büyük bir kısmı, yerli fon arz ve talep edenler arasında gerçekleşmektedir. Londra, New York, Tokyo ve Hong Kong dünyanın en büyük finans piyasalarıdır. Uluslararası sermaye hareketleri, özellikle gelişmiş ülkeler arasında tamamen serbest hale gelmiştir. Birçok gelişmiş ve gelişmekte olan ülke de bu trende katılmak için önemli adımlar attığı ha lde, New York, Londra, Tokyo ve Hong Kong en önemli finansal merkezler olma özelliklerini sürdürmektedirler. Bunların dışında. Paris, Frankfurt, Zürih, Singapur ve Chicago gibi bölgesel olarak gelişmiş piyasalar da söz konusudur. Kıyı ötesi merkezlere örnek olarak ta, Lüksemburg, Cayman Adaları, Bahamalar, Bahreyn verilebilir. Yerel yasaların izin verdiği ve yatırımcıları çekebilecek özelliklere sahip her yerde, uluslararası finansal piyasaları gelişebilir. Fakat önemli bir uluslararası finansal piyasa olmanın ve bunu sürdürebilmenin en önemli koşulu, gelişmiş bir ekonomi ile bunu destekleyecek ekonomik ve siyasal istikrardır. Londra’nın uluslararası finans merke zi olmasının nedenleri arasında; sanayileşmeye önderlik eden bir ülkenin başkenti olması ve diğer ülkelere göre finansal piyasalar açısından daha az kısıtlamalara sahip bir durumunun olması gelmektedir. Londra, finansal açıdan çekiciliğini halen sürdürmektedir. Sınır ötesi piyasaların gelişebilmesi için, fonların serbestçe ulusal sınırların dışına çıkarılmasına izin verilmiş olması gerekmektedir. Ayrıca buna ek olarak, yabancı ülke piyasaları, yerel piyasalara göre bir maliyet avantajına da sahip olmalıdırlar. Genellikle, sınır ötesi piyasaların maliyet avantajı, bu piyasalardaki işlem hacminin büyüklüğünden ve yerel piyasalardaki çeşitli yasal sınırlamaların bulunmasından kaynaklanmaktadır. 3 Finansal piyasaların giderek serbestleşmesi, iletişim ve bilgisayar teknolojilerinin gelişmesi ve bu sayede uluslararası finansal piyasalar hakkında bilgi sağlama olanaklarının artması, finansal piyasaların hızlı bir şekilde küreselleşmesine yol açmıştır. Finansal piyasaların küreselleşmesiyle birlikte, işletmeler veya devlet kurumları için fon kaynağı bulma olanağı artmıştır. Başka bir deyişle, fon talep edenler, dünyanın herhangi bir yerindeki uygun fonlardan uygun koşullarda yararlanma imkanına sahip olmuşlardır. Uluslararası finansal piyasalar, vade açısından, uluslararası para piyasaları ve uluslararası sermaye piyasaları olarak ikiye ayrılabilir. Bir yıl veya daha kısa vadeli uluslararası fon arz ve talebinin karşılaştığı piyasalara, uluslararası para piyasaları denilmektedir. Bir yıldan daha uzun vadeli uluslararası fon arz ve talebinin karşılaştığı piyasalar ise, uluslararası sermaye piyasalarıdır. Bununla beraber, uygulamada tanımlarla ilgili ayrımları tam olarak yapmak kolay değildir. Ayrıca, çoğu finansal kurum, hem para piyasası hizmetlerini, hem de sermaye piyasası hizmetlerini sunmaktadır. İstanbul’un uluslararası finans merkezi olması konusu son zamanlarda ülkemizde yoğunluklu olarak tartışılan önemli konulardan biridir. Konunun ülkemizin ekonomik düzeyini, finansal hizmetler sektörünü ve genel olarak finans sistemini doğrudan etkilemesi, büyümenin itici gücü olma potansiyeli taşıması, ülkenin ekonomik, politik, hukuksal ve finansal yapılarında değişim potansiyeli taşıması, istihdam düzeyini ve Gayrisafi Yurtiçi Hasıla’nın artışını tetiklemesi gibi etkileri konunun önemini artıran etkenlerdir. Ülkemizin uluslararası saygınlık ve prestijini artırma potansiyeli de konunun önemini artırmaktadır. Uluslararası finans merkezi olmak basit bazı arsa ve bina yatırımlarının yapılması ile sınırlı değildir. Olayın ekonomik ve politik istikrar, toplumsal yaşamın düzeni, hukuksal düzenlemelerin finans merkezi olan 4 kentte yaşamlarını sürdüren finansçı ve destek hizmetlerde çalışan profesyonellerin mesleki ve yaşamsal gereksinimlerini karşılayabilir düzeyde yeterli olması gerekliliği gibi başka pek çok boyutu da vardır. İstanbul’un uluslararası finans merkezleri ile rekabet edebilir düzeyde bir finans merkezi olabilirliğinin sorgulanması amacıyla yazılan tezimiz 5 bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde, genel olarak finans merkezi kavramını ve tarihsel süreç içerisinde finans merkezlerinin gelişimi ve ortaya çıkış nedenleri, İkinci bölümde; finans merkezlerinin ekonomik yapı içerisindeki yerleri, Üçüncü bölümde, Türkiye’nin ve İstanbul’un genel yapısı, Dördüncü bölümde, İstanbul’un finans merkezi olma konusundaki potansiyeli irdelenmiştir. Son bölümde ise, İstanbul’un bir finans merkezi olması için yapılması gerekenler anlatılmaya çalışılmıştır. BİRİNCİ BÖLÜM FİNANS MERKEZİ KAVRAMI, TARİHSEL GELİŞİMİ VE ORTAYA ÇIKMA NEDENLERİ 1.1. FİNANS MERKEZİ KAVRAMI Merkez kavramının çeşitli alanlarda birbirine benzeyen ve aynı zamanda farklı şeyler de ifade eden pek çok anlamı vardır. Finans merkezi kavramını açıklamada ise merkezin anlamı; bir işin yoğun olarak yapıldığı yer olmaktadır. Ancak bu tanım dar anlamda bir ifadeye sahiptir. Bir yerin finans merkezi olarak kabul edilebilmesi için sadece finansal işlemlerin yoğ un olarak yapıldığı bir yer olması yeterli değildir. Finans merkezi olabilmek için ihtiyaç duyulan; bütün finansal hizmetlerin bir arada ve yoğun olarak yapıldığı, buna ek olarak bu işlemler için gerekli her türlü destek hizmetinin de (hukuki, güvenlik, fi ziksel ortam, yazılım, donanım, denetim, iş gücü gibi) sunulduğu bir ortamın oluşturulması gerekmektedir. Finans merkezi kavramı dar anlamda, bir kentte finans kurumlarının yoğunlaştığı kısım olarak tanımlanabilir. 1 Geniş anlamda finans merkezi ise; finansal kurumların yoğun olarak bulunduğu, ileri derecede ticari ve iletişim altyapısına sahip, önemli miktarda ulusal ve uluslararası menkul değer alımsatım işlemlerinin yürütüldüğü bir kent veya kentin belirli bir bölgesi olarak tanımlanabilir. 2 1 2 www.freed ictionary.co m (Erişim tarih i: 20.03.2012) www.businessdictionary.com (Erişim tarihi: 20.03.2012) 6 1.1.1.Uluslararası Finans Merkezi Yabancı ülkeler arası ticari ve hukuki işlemlerin çok hızlı ve yoğun bir şekilde gerçekleştiği finans merkezleridir. Uluslararası finans merkezi Dünya’nın her yerindeki kurumların Dünya’nın her yerindeki finansal araçları kullanarak işlem yaptığı yerdir. 3 Yukarıda belirtilen tanımların yapılmasına karşın konuyla ilgili yapılan çalışmalarda; uluslararası finans merkezinin çok net ve fikir birliğine varılmış bir tanımı yapılamamaktadır. Kavram açıklanırken daha çok hangi özelliklere sahip bölgelerin uluslararası finans merkezi sayılabileceği yönünde çalışmalar mevcuttur. Aşağıda yer alan özellikler uluslararası finans merkezlerinin ortak özellikleri olarak kabul edilmektedir. 4 Finansal hizmetler piyasasının büyüklüğü Uluslararası nitelikli finans uzmanlarının adedi Uluslararası şirketlerce erişilebilir yerel piyasanın büyüklüğü Yüksek hacimli ve farklı piyasalara hizmet verebilme yeteneğine sahip bir merkez olma imajı/itibarı/profili Uluslararası normlara sahip yasal ortam Politik ve ekonomik istikrar Etkin ve kabul görmüş yasal düzenlemeler Yerel, bölgesel ve küresel ölçekte iş kurma ve yönetme kolaylığı Finansal hizmetler sektöründe iş yapma maliyetlerinin avantajı Rekabetçi mali ortam (kurumsal ve bireysel açıdan) 3 Durmuş Aydoğan, Çerçeve Dergisi, Mart 2009, s.120 Deloitte Dan ışmanlık A.Ş, “ İstanbul’un Uluslararası Finans Merkezi Ol ma Potansiyelinin Değerlendirilmesi”, İstanbul, Mayıs 2009, s.7 4 7 Nitelikli finansal hizmet sektörü çalışanlarını ülkeye çekebilecek nitelikte yaşam tarzının mevcudiyeti Destek hizmetlerine erişilebilirlik, yeterli iletişim ve fiziki altyapı ile ulaşım altyapısı. İstanbul’un durum analizinde de bu özellikler referans alınmakta, stratejik ve operasyonel öneriler için bu unsurlar yol gösterici olarak kabul edilmektedir. 1.1.2.Bölgesel Finans Merkezi Bölgesel finans merkezleri, belirli bir coğrafi bölgede, finans sektörünün büyüklüğü ile öne çıkan ve çevresindeki ülkelerinde ihtiyaçlarına cevap verebilen merkezlerdir. Bu merkezler genel olarak, ekonomileri büyük ülkelerde finansal işlemlerin yoğunlaştığı bölgelerdir. Frankfurt, Paris, Chicago bölgesel finans merkezleri olarak kabul edilmektedir. 5 1.1.3.Ulusal Finans Merkezi Bir ülkenin sınırları içerisinde yer alan finans merkezleridir. Ulusal finans merkezlerinin özellikleri olarak; 6 Ülkelerin kendi içindeki finansal kurumların, piyasaların ve işlemlerinin yoğunlaştığı merkezlerdir. Merkezler yurtiçi finans hizmeti talebine göre şekillenmekte ve düzenlemeler buna göre yapılmaktadır. İşlemlerin önemli bölümü yerel işlemlerdir. 5 TSPA KB, “B ölgesel Finans Merkezi Olarak İstanbul’un Karşılaştırmalı Konumu”, Aralık,2007, s.2. 6 İTO, B ölgesel Finans ve Hizmet Merkezi İstanbul, İstanbul İTO Yay ınları, 2000, s. 43 8 Merkezler aynı zamanda ülkenin sınır ötesi işlemlerinin de yapıldığı merkezler olup, ülkelerin uluslararası piyasalar ile bütünleştiği merkezlerdir. Örneğin: Milano, Barselona, Amsterdam 1.1.4.Niche (Özellikli) Finans Merkezi/Ürün Odaklı Finans Merkezi Sahip olduğu özel nitelikleri ile finans ve cazibe merkezi olan şehirlerdir. Finans piyasalarını ve hukuki yapılarını belirli finansal hizmetlerin sunulmasında avantaj yaratacak şekilde düzenleyen merkezlerdir. Bazı finansal ürün ve hizmetlerin sunumunda yabancı mali kurumlara yönelik vergi ve benzeri avantajlar sunarak uluslararası alanda ihtisaslaşmaya yönelmektedir. Genellikle uluslararası veya bölgesel finans merkezlerine yakın yerlerde kurulup bu merkezlerin belirli finansal hizmetleri için tamamlayıcı konumundadırlar. 7 Örneğin: Lüksemburg yatırım fonu merkezi, Frankfurt bankacılık merkezi Zurih özel bankacılık merkezi, Dublin operasyonel işlemler merkezi olmuştur. 1.1.5.Off-Shore Finans Merkezi Off-Shore finans en basit tanımıyla yurt dışı yerleşiklere bankalar ve diğer finansal ajanlar eliyle finansal hizmetlerin sunulmasıdır. Bu hizmetler yurt dışı yerleşiklerden borç alma ve yurt dışı yerleşiklere borç verme işlemlerini içerir. Off-Shore merkezleri genel olarak; 7 İto, a.g.e., s.44 9 İşlemlerinin çok önemli miktarını yurt dışı yerleşikleri ile gerçekleştiren Sıfır veya düşük vergi oranları, hafif veya orta düzeyde finansal düzenlemeleri olan, bankacılık gizlilikleri ile yatırımcılarına avantaj sağlayan merkezler olarak tanımlanır. 8 Örneğin; Orta Doğuda Bahreyn, Afrika’da Djibouti, Avrupa’da Andora gibi merkezler Off-Shore finans merkezleridir. 1.2.FİNANS MERKEZLERİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ Finans merkezlerinin gelişimi ticaretle paralel olarak ortaya çıkmış ve özellikle Ortaçağ’dan itibaren deniz ticaretine bağlı olarak, büyük liman kentleri ve bunlara sahip ülkeler merkez olmaya başlamıştır. Önceleri ticaret merkezi olan bu yerler zamanla finans merkezlerine doğru evrimleşmiştir. Bu merkezlerin tarihsel gelişimine kısaca bakacak olursak; 9 16.yy sonlarına doğru ticaret Akdeniz’den Atlantik’e doğru kaymaya başlamış ve bu Hollanda’ya büyük bir ticari üstünlük sağlamıştır. Amsterdam önemli bir ticaret ve finans merkezi haline gelmiştir. Hollanda’nın bu üstünlüğü sağlamasındaki temel faktörler; ticaret için gerekli altyapının varlığıydı. Limanları, depoları, antrepoları, taşıma sistemleri gibi liman ticareti için önemli hizmetler etkili şekilde kullanılmaktaydı. Uluslararası ticaretin artması sigortacılık sektörünün gelişmesini sağlamış ve artan ekonomik faaliyetlerle oluşan büyük hacimli mali sektör diğer ülke hükümetlerine kredi sağlayabilecek kadar büyümüştür. 8 9 Offshore Financial Centres , “IMF B ackground Paper”, 23 June 2000, s.19 Youssef, Cassis, A History of Internati onal Financial Centres, 2007, s.12-25 10 18.yy’de dünya ticaretinin ağırlığı yavaş yavaş Hollanda’nın elinden çıkarak İngiltere’nin eline geçmiş ancak 18.yy boyunca Amsterdam bir finans merkezi olarak kabul edilmiştir. 18.yy boyunca İngiltere büyük bir ticaret ve sömürge ülkesi haline gelmiş ve artan ekonomik gücü ile 18.yy üçüncü çeyreğinde Sanayi Devriminin beşiği olmuştur. İngiltere’nin 1700-1780 yılları arasında deniz aşırı ticareti yaklaşık 2 katına çıkmıştır. Tekstil endüstrisinin gelişimine bağlı olarak ülke gelirleri Kıta Avrupa’sının geri kalanına göre 2 kata yakın bir artış göstermiştir. Emtia ticaretinin (şeker, kahve, çay, tütün gibi) artmasına bağlı olarak emtia piyasaları gelişim göstermiştir. Liman sigortacılığına bağlı olarak sigortacılık sektörü gelişmiş ve ticarette faturanın kullanılmaya başlanması ile bankacılık ve özel bankacılık faaliyetleri de gelişmiştir. Bu dönemde artan ticari faaliyetler neticesinde ortaya çıkan finansman ihtiyacı bankalar tarafından sağlanmaya başlanmış, bankalar ana kredi kaynağı haline gelmiştir. İngiltere ilk uluslararası sorununu 1817 yılında yaşamıştır, Napolyon Savaşları’nın yıkıcı etkisi ülke ekonomisine zarar vermiş ve savaşın finansmanı sorunu ile karşı karşıya kalınmıştır. Savaşın ülke ekonomisine ciddi zararları olmasına rağmen Londra en önemli finansal merkez olma unvanını korumuştur. Bu bağlamda 1818 yılında ilk yabancı kredi düzenlenmiş ve 1823 yılında yabancı kredilerin Londra Borsasında işlem görmesine izin verilmiştir. 19.yy ile birlikte Paris iç finansal piyasada ve uluslararası ticarette cazibe merkezi rolü oynamaya başlamıştır. 11 19.yy’da Fransız Frangı uluslararası bir para birimi olarak AngloSakson ülkeleriyle ilişkide, Kıta Avrupası’nın kalanına göre daha dengeli bir düzen içindeydi. Bunun sonucu olarak; Amerika ve İngiltere Avrupa’daki Anglo-Sakson ülkelerle ticari ilişkilerini Paris üzerinden gerçekleştirmeye başlamışlardır. 19.yy ortalarından sonra bazı finansal yenilikler ortaya çıkmaya başlamıştır. Daha büyük anonim bankalar ortaya çıkarılmaya başlanmıştır, özel bankalar daha büyük sermayeler ile daha fazla risk almaya başlamıştır. 1865 yılında Hon Kong ve Şangay’da ilk deniz aşırı bankalar kurulmuştur. Mevduat bankaları bir ağ aracılığıyla ve şubeleri vasıtasıyla mevduat toplamaya başlamıştır. Demiryolu devriminin gerçekleşmesiyle birlikte sermaye piyasaları oluşmaya başlamıştır. Dünya genelinde artan demiryolu yapımının getirdiği finansman ihtiyacını karşılamak için Birincil ve İkincil piyasada menkul kıymet ihraçları yapılmıştır. 19.yy’da çok önemli hale gelen ve global anlamda yaygınlaşan demiryolu şirketleri borsalara kote olmuştur. 1871 yılında Alman Krallıklarını birleşmesi ve merkezi bir yönetim oluşturması (Prusya) ile birlikte yeni bir rakip ortaya çıkmıştır. Almanya’nın hızlı gelişen endüstrisi buna paralel ölçüde güçlü bir finansal merkezin oluşturulması ihtiyacını doğurmuştur. Almanya’nın birliğini sağlaması ile Berlin finansal merkez olarak kendini göstermeye başlamıştır. Bu dönemde Berlin’de büyük bankaların etkisi hissedilmektedir.(Deutsche Bank, The Dresdner Banks, DiscontoGesellschaft Bank ve Darmstädter Bank, The Disconto-Gesellschaft Bank, 12 and The Darmstadter Bank) Berlin Almanya’nın uluslararası ticaretini finanse etmek için Londra gibi deniz aşırı bankalara sahip olmuştur. Ancak Berlin Borsası; Paris ve Londra kadar uluslararası bir boyut kazanamamıştır. 1896 yılında spekülasyonları ve panikleri önlemek amacıyla borsa üzerinde ciddi denetimler ve sınırlar getiren kanunlar yürürlüğe girmiştir. İşlemlerin sınırlandırılması ve sıkı kanun uygulamaları nedeniyle Berlin Borsası’nda yapılan işlemler Londra ve Amsterdam’a yönelmiştir. 1914 yılında 1.Dünya Savaşının başlaması uluslararası finansal bütünleşmenin sonunun habercisi olmuştur. Savaş döneminde geçici bir restorasyon ile altın standardı sona ermiştir. 1.Dünya Savaşı sonucunda sermaye kontrolleri yeniden azaltılmaya başlanmıştır ve bu dönemde finans merkezleri olarak Paris ve önemini kaybetmeye başlasa bile Londra ön planda olmuşlardır. Savaşın en önemli sonucu dünya liderliğinin İngiltere’den Amerika’ya geçmesi olmuştur. Uluslararası sermaye akışının yansıması olarak 1920’lerde yeni finans merkezi olarak New York yükselmeye başlamıştır. Döviz işlemlerinde pound kullanımı giderek zorlaşırken, sterlinin yerini dolar almaya başlamıştır. Amerika’daki tasarruf artışlarıyla birlikte, kredi veren (sermaye ihracı) bir ülke haline gelmeye başlamıştır. Yatırım ortaklıkları ve kamu hizmetleri sunan holding yapıları hızla yayılmaya başlamıştır. Gelişen finansal yapıyla birlikte Londra’da yerleşik yabancı yatırımların yaklaşık % 50’si New York’a taşınmıştır. 13 1920’lerin sonlarına doğru spekülatif çılgınlık piyasaları hareketlendirmiştir ve 1920’lerin ortalarında Amerikan Hisse Senetleri Piyasası New York ile bir finansal merkez oluşturmuştur. 1929 yılında Wall Street’te büyük bir depresyon ve çöküş yaşanmıştır. Uluslararası sermaye piyasalarının çökmesi; durgunluğa, dış ticaretin çökmesine ve korumacılık tedbirlerinin artırılmasına neden olmuştur. Uluslararası sermaye piyasalarındaki erime 2.Dünya Savaşından sonra bile devam etmiştir. İronik olarak uluslararası sermaye piyasalarındaki canlanma Amerika ve Büyük Britanya’nın 1950’lerin sonu ve 1960’lardaki finansal kısıtlamalarıyla gerçekleşmiştir. 1957 yılında kısıtlamalar karşısında finansal işlemlerdeki payını kaybetmek istemeyen bankalar dolar mevduatlarını organize olmayan piyasalarda kredi kaynağı olarak kullanmaya baş lamıştır. Bankacılık kanadındaki deneyimi, İngiliz para otoritesinin sterlin piyasaları ile yabancı yatırımcılar için yabancı para cinsinden işlemlerin yapıldığı düzensiz piyasaları birbirinden ayırması, finansal işlemlerdeki uzmanlık Londra’nın yeniden finans merkezi olarak yükselmesini sağlamıştır. 1979 yılında şehirdeki yabancı banka sayısı 328’e çıkmıştır. Tokyo Borsası 1878 yılında açılmıştır. Hisse senedi piyasasının büyüklüğü savaş öncesi dönemde sağlam bir yapıya sahiptir, 1980’ler hariç Japon Borsasına kote hisse senetlerinin değeri savaş sonrası dönemden daha yüksektir. 1980’lerde bazı tahminler Tokyo’nun New York’tan finans merkezi liderliğini alacağı yönündeydi. Ancak yaşanan bankacılık krizi ve spekülatif finansal balonların patlaması, 1997 Asya Krizi ve 1998-2001 yılları arasındaki 14 deregülasyon süreci sonunda Amerika ve Japonya’nın farklı büyümeleri ile Tokyo ikincil bir finans merkezi olarak kalmıştır. Hong Kong ve Singapur, koloni ve sömürgecilik döneminin 2 önemli antreposu olmuşlardır. Aslında her iki merkezde finansal piyasalara yeni çıkmış değillerdir, 19.yy’da İngiltere’nin deniz aşırı bankacılık faaliyetlerinin mirasçılarıdır. 1980’lerde Güney Doğu Asya’da yeni sanayileşen ülkelerin ortaya çıkması ve otoritelerin sistematik olarak çalışmaları sonucu olarak finansal merkezler olarak ortaya çıkmıştır. 1968 yılında Bank of Amerika yetkilileri yabancı para ile yapılan işlemleri yürütebilmek için Asya para birimi oluşturulması çalışmalarına başlamıştır ve Asya dolar piyasası doğmuştur. Hükümet teşviki ile birlikte bir tahvil piyasası kurulmuştur. (International Monetary Exchange oluşturuldu) 1995 yılında 195 yabancı banka şubesi Singapur’da açılmış bulunmaktadır. 1960’larda Hong Kong’da yabancı mevduat faizleri üzerinden % 15 stopaj kesilmesine karar verilmiştir, bu durum yabancı yatırımların Singapur’a akmasına neden olmuştur. 15 1.3.FİNANS MERKEZLERİNİN ORTAYA ÇIKIŞ NEDENLERİ 1.3.1.Finansal Sistemin Küreselleşmesi 1980’li yıllardan itibaren insanlık tarihinin kritik dönemlerinden birisini yaşamaya başlamıştır. Bu yeni dönemi iki önemli olay karakterize etmektedir. Bunlardan birisi 1900’lü yılların bitmesi ile 2000’li yıllara yaklaşmamız; ikincisi ise soğuk savaşın sona ermesi ile iki kutuplu dünyamızın ABD’nin başını çektiği tek kutuplu dünya haline gelmesidir. Bu dönem farklı düşünürlerce yeni dünya düzeni, büyük dönüm noktası, tarihin sonu, bilgi çağı, küreselleşme gibi kavramlarla da isimlendirilmektedir. Küreselleşme; ekonomik, sosyal, teknolojik, kültürel, politik ve ekolojik denge açılardan global bütünleşmenin, entegrasyon ve dayanışmanın artması anlamına gelmektedir. 10 Küreselleşmeyle ilgili süreç ve eylemler birkaç yüzyıldır devam etmesine rağmen 20.yy’nin son çeyreğinden itibaren üzerinde fazlaca durulmaya başlanmış bir konudur. Küreselleşmenin özelliklerini saydığımız zaman aslında küreselleşme kavramının neyi ifade ettiğini anlamak daha kolay olacaktır. Küreselleşmenin özellikleri; 11 Tüketim alışkanlıklarının değişmesi ve tüketici davranışlarında tüketim hızına yönelik artış 10 Turan, Kamil, Küreselleşen Çağı mız ve Çalışma Hayatı, Kamu -iş Dergisi, Cilt :3, Say ı:3, 1994, s.1. 11 http://www.ekodialog.com/Makaleler/ku reselles me_paradoks_1.html , (23.03.2012) 16 Kaynakların üretiminin, dağıtımının, tüketiminin, pazarlanmasının ülke ölçeği bazından uluslararası ölçeğe dönüşmesi Ticaretin ve ekonominin dijitalleşmesi Bilgi ve iletişim teknolojilerinin gelişmesi Mal ve hizmet üretiminde ileri teknolojinin kullanılması Sovyetler Birliğinin dağılmasından sonra iki kutuplu (Sosyalizm ve Liberalizm) dünyanın çözünmesi ve iktisadi duvarların önemli oranda ortadan kalkması Global değişim Esnek, dinamik, değişken ve tempolu çevrelerin ve piyasaların ortaya çıkması Dijital devrim Artan rekabet Yenilik Artan bilgiye paralel olarak artan bilinmeyenler Araştırma geliştirme faaliyetlerinin artması İnsan kaynakları alanında yaşanan köklü değişiklikler Ekonomik dinamizm ve teknolojik yenilikler Ticaretin liberalizasyonu Küreselleşme kavramıyla ifade edilen sürecin iki bileşeni bulunmaktadır. Bir tanesi sermaye birikimi süreci ile ilgilidir. Burada esas olan sermaye dolaşımının serbestleşmesi, hacminin artması, hızlanması, yaygınlaşması ve yeni yatırım araçlarının devreye girmesidir. Küreselleşme sürecinin ikinci bileşeni ise teknolojik ilerlemelerle ilgilidir. Burada da bilgisayarların yaygınlaşmasından, haberleşme ve bilgi işlem teknolojisinin hızlanmasından ve büyük oranda ucuzlamasından söz edilmektedir. 12 Hayatın hiçbir alanı bu gelişmelerin dışında kalamamıştır. Para, mal ve diğer faktörlerin akışkanlığı kullanımdaki farklı haberleşme teknolojileri ile 12 http://www.genbilim.co m/content/view/1662/ 89/, Küreselleşme Nedir?, ((Erişim tarihi: 01.04.2012) 17 büyük bir hız kazanmıştır. Fiber optik ve uydu teknolojilerinin gelişmeleri, süper bir bilgi otobanı oluşturarak bütün dünyayı eskisinden daha yakın ve daha etkilenebilir hale getirmiştir. Teknolojik gelişme ile ilgili bu ikinci bileşen, sermaye birikimi ile ilgili birinci bileşeni de destekler mahiyettedir. Küreselleşme sürecinde ortaya çıkan serbestleşme ve bunu destekleyici teknolojik gelişmeler altında, yatırım yapma açısından sınırlar ortadan kalkmıştır. Yatırımcılar için dünyanın herhangi bir yerinde herhangi bir zaman diliminde ve kolaylıkla yatırım yapma imkanı doğmuştur. Bunun sonucunda artık piyasalar ulusal boyutun dışına taşarak uluslararası bir yapıya bürünmüştür. Yatırımcılar kolaylıkla fonlarını istedikleri piyasalara yönlendirme imkanı kazanmaktadır. Böylece yatırımcılar kendi ülkelerinde sahip oldukları sınırlı yatırım seçenekleriyle yetinmek yerine global piyasalarda farklı alternatiflere yönelebilmektedirler. Bu noktada yatırımcıları cezp etme yarışı ön plana çıkmıştır. Bankalar, aracı kurumlar gibi şirketler yatırımcıları farklı ürün seçenekleri, hizmet kalitesi gibi faktörlerle kendilerine çekmeye çalışırken daha geniş çaplı olarak bakıldığında ise benzer bir yarışın dünyanın farklı yerlerindeki şehirler arasında da mevcut olduğu görülmektedir. Finansal piyasaların uluslararası bir boyut kazanmaya başlamasıyla şehirler de global bir nite lik kazanmaktadır. 13 Dünya ülkeleri arasında söz edilmesi gereken önemli faktörlerden biri rekabettir. Globalleşme, beraberinde farklılaşmayı da getirirken, bu “farklı” ürünlerin rekabet gücüne yansımalarında fiyat ve kalite ön plandadır. Ülkeler arası bu rekabeti kentler ya da merkezler arası rekabet şeklinde de görmemiz mümkündür. 13 İTO, Uluslararası Finans Merkezi Olarak İstanbul ’un Yapıl anması ve Finans Kümelenmesi , İstanbul, İTO Yayın ları, 2008, s. 23. 18 1.3.2.Finansal Merkezlerin Yarattığı Pozitif Dışsallık Dışsallık; bir faaliyet sonucunda ortaya çıkan ve bu faaliyete katılmayanlar için olumlu veya olumsuz sonuçlar doğuran, onların karar almalarında etkili olan durumdur. Dışsal ekonomiler bir ekonomik birimin diğer ekonomik birim veya birimler üzerinde dolaylı olarak ortaya çıkardığı olumlu ve olumsuz etkileri ifade etmektedir. Eğer ortaya çıkan etki olumlu yani yarar anlamında ise pozitif dışsallık, olumsuz yani zarar/maliyet anlamında ise negatif dışsallık olarak tanımlanır. Tezimizin ikinci bölümünde daha ayrıntılı olarak anlatacağımız ve finans merkezinin bulunduğu bölgeye sağlayacağı her türlü avantajı içeren konular (milli gelire etkisi, istihdama etkisi gibi), finansal merkezlerin yarattığı pozitif dışsallığın örnekleridir. 1.3.3.Yetişmiş İnsan Gücünün Etkisi İktisadi açıdan bir üretim faktörü olan insan gücü en basit anlatımıyla; bir ülkede bulunan ve çalışabilecek durumda olan nüfusu ifade eder. Mal ve hizmet üretiminde kullanılan bedensel ve zihinsel çabaların tümü iş gücü olarak tanımlanır. Yetişmiş iş gücü olarak tanımlanan ise nitelikli iş gücüdür. Yapacağı işlerde daha çok zihinsel faaliyetlerini kullanan, yaptığı işler daha kompleks yapıya sahip olan ve bu işler için yoğun bir bilgi ve birikim sahibi olan, yapacağı iş ile ilgili eğitim almış olan iş gücü olarak tanımlanır. Ülkelerin demografik özellikleri ülkelerin gelişmişliklerinin bir göstergesidir. Eğitimli işgücü ülkeler arasında fark yaratan bir unsurdur. 19 Günümüz bilgi çağı her alanda sürekli değişimi içermektedir. Bu değişimi yakalayabilmek, nitelikli eğitim almış insan gücüne bağlıdır. Dünya ekonomisinde güç dengelerini rekabet gücü avantajları belirler. Rekabet gücü ise işyerlerinde nitelikli işgücü istihdam edebilmekten geçer. İyi eğitim almış işgücü, kalitenin ve verimliliğin artmasını sağlar. Bu nedenle artık işyerleri teknolojik değişikliklere uyum sağlayabilecek, işyerlerinde rekabet avantajı yaratacak, katma değeri yüksek, mesleki ve teknik bilgileri gelişmiş nitelikli işgücüne ihtiyaç duymaktadır. 1970'li yıllardan itibaren işgücünün niteliğinde yapısal değişimin ve gelişimin yaşandığını söylemek mümkündür. Özellikle "mavi yakalı" olarak nitelendirdiğimiz beden gücüne dayalı çalışma kompozisyonuna sahip insan kaynaklarından, daha çok zihni çalışma potansiyelini kullanan "beyaz yakalı" bilgi işçisine doğru bir dönüşüm yaşanmıştır. 1970’li yıllarda sonra işgücü yapısı niceliksel ve niteliksel olarak değişim göstermiştir. Niceliksel artış olarak, ülke nüfuslarının artmasına bağlı olarak işgücü piyasası büyümüştür. Bunda etkili olan pek çok unsur sayılabilir; Savaşlar çağının sona ermesiyle birlikte ülkelerin önemli büyüklükteki insan gücü kaybı yaşamalarının olmaması Artan refah seviyesine bağlı olarak ortalama yaşam süresinin artması, hastalıklar gibi toplu ölümlere yol açan felaketlerle mücadelede sağlanan başarı Yasal düzenlemeler ile çalışanların fiziki güvenliklerinin sağlanması Serbestleşme politikalarının uygulanmasıyla birlikte işgücü açığı olan ülkelere yapılan transferler Aşağıdaki grafikte görüldüğü üzere 20.yy ikinci yarısında dünya nüfusu 2 katına çıkmıştır. Bu sayısal artış ülkelerin iş gücü piyasalarını da 20 etkilemektedir. Niteliksel değişimlerle de desteklenen nüfus artışı pek çok alanda gerekli istihdamı sağlama konusunda gelişim göstermiştir. Şekil 1.Dünya Nüfusunun Artışı (M.Ö.500-2025) Kaynak: BBC Niceliksel değişimin yanında niteliksel değişimlerde görülmüştür. İnsan gücünün rakamsal artışından başka kalite ve beceri anlamında da gelişmesi söz konusu olmuştur. Niteliksel gelişimin temelinde eğitim vardır, işgücü hem akademik hem de mesleki anlamda eğitildikçe verimliliği ve becerileri de artış gösterecektir. Bilgi toplumunun temelini oluşturan küreselleşen ekonominin ve bilgi iletişim teknolojilerinin en önemli kaynağını, bilgi ve onun bir yansıması olan eğitim oluşturmaktadır. 21 Bilgi toplumunun en önemli özelliklerinden birisi olan eğitim, insani yeteneklerin geliştirilerek, etkin şekilde yaşama katılımını sağlayacak bilgi ve becerilerle donatımını amaçlayan e tkinlikler olarak tanımlanmaktadır. 14 1970’lerde sanayileşmiş ülkelerde başlayan endüstri yoğunluğunun azaltılması süreci, bu ülkelerde hizmet sektörünün büyümesine ve uluslararası finans faaliyetlerini artmasına neden olurken, bazı temel üretim faaliyetlerinin ise gelişmekte olan ülkelere kaydırılmasına da yol açmıştır. Ancak tasarım, proje, teknik araştırma ve geliştirme aşamalarında nitelikli ve yüksek ücretli işgücünün gelişmiş ülkelerde istihdamına devam edilmiştir. Üretimin sıradan aşamaları ise az gelişmiş ülkelere transfer edilmiştir ve hala edilmektedir. Bu yapılanma, işgücü piyasasında bölümlenmenin temel nedenini oluşturmaktadır. Belirli bir yerde firmalar tarafından finansal hizmetler için karar vermeleri ile ihtiyaçları doğrultusunda vasıflı işçi havuzunun derinliği arasında bağlantı vardır. Büyük ve yenilenmeye devam eden yetenekli ve eğitimli iş gücü dünya çapında bir finansal merkez olma açısından anahtardır. İş gücündeki uzmanlık finansal hizmetler piyasasındaki gücün ve performansın kaynağıdır. 15 1.3.4.Kümelenme Stratejisinin Yatırımcılarca Tercih Edilmesi Kümelenme; aynı bölgede ve aynı iş kolunda, aynı değer zincirinde faaliyet gösteren, birbiriyle işbirliğinde bulunan ve aynı zamanda birbirine rakip olan, aralarında ticari ilişki buluna n işletmelerin ve onları destekleyici kurumların (üniversiteler, kamu kuruluşları, araştırma kuruluşları, mesleki 14 Orhan, Çoban, “Bilgi Topl umunda Eğiti min Veri mlilik ve İktisadi Büyüme Üzerine Etkileri: Teorik Bir Analiz”, I. Ulusal Bilgi, Ekonomi ve Yönetim Kongresi, Bildiriler, 2002, s.417-418. 15 http://www.ita.doc.gov/td/finance/publications/World_Class_Financial_Center.pdf, ((Erişim tarihi: 05.04.2012) 22 dernekler, teknoloji ve yenilikçilik merkezleri, bankalar, sigorta şirketleri, lojistik firmaları vb) bir araya geldikleri örgütlenme modelleridir. 16 Kümelenmenin bilinen ve ispatlanan faydaları arasında 17, Kümeler; özelleşmiş kaynaklara, hizmetlere, bilgiye, araştırma enstitüleri ile eğitim gibi genel ihtiyaçlara daha etkin erişim sağlaması Kümelenme, yeni firmaların veya yeni iş imkanlarının belirginleşmesini sağlaması Kümelenme; araştırma enstitüleri, tedarikçiler ve deneyimli-yetenekli yöneticilerden oluşan bir havuz meydana getirmekte, böylece bilginin ortaya çıkmasını sağlayarak bilimsel araştırmaya fırsat tanımakta ve yenilikçiliği hızlandırmaktadır. Sürekli olarak artan bir üretim ve istihdam merkezi olma yönünde çok büyük potansiyele sahip olması Kümelenme, gerek küçük gerekse büyük firmalar ve bölgeler düzeyinde rekabetçi yapılar oluşturulmasını sağlayan ve çağdaş kavramları içeren bir yaklaşım olması noktasında yerel yönetimleri, kamu otoritelerini, özel kuruluşları, araştırma kurumlarını, sivil toplum kuruluşlarını ve toplumun diğer ilgili kesimlerinde yer alan oyuncuları bir araya getirmektedir. Küreselleşme rüzgarı ile artan sermaye hareketliliği, serbestleşme politikaları ve bilgi teknolojileri ile desteklenerek; yatırımların ulusal bazdan çıkıp uluslararası bir boyuta kavuşmasını sağladı. Yatırımcılar için çok kısa sürelerde, çok geniş bir yelpazede yatırım yapma imkanı ortaya çıktı. Bu durumda yatırımcıların tercih aşamasında en önemli karar kriterlerinden biriside maliyetler olmaya başlamıştır. İşlemler ne kadar hızlı ve ne kadar ucuza yapılırsa cazibesi de o kadar artmaktadır. Bu nedenle yatırımlardan elde edilecek getirileri azaltacak maliyet unsurlarının ortadan kaldırılması ya da minimize edilmesi gerekmektedir. Kümelenme stratejisinin finansal 16 17 Serfed Derg isi, Nisan-Haziran 2009, No:28, s.72. Ulusal Kümelenme Politikasının Geliştirilmesi Projesi, Basın Bilgi Notu s.1-2. 23 sistemde uygulanması ile oluşan finans merkezleri, yatırımcılara bu fırsatı sunan bir organizasyon oluşturmaktadır. Yatırımcının istediği her türlü yatırım aracı, bu işlemleri yapması için gerekli yardımcı hizmetlerin hepsinin bir arada bulunması maliyetler açısından büyük bir avantaj sağlamaktadır. 1.3.5.Uluslararası Fon Akımlarının Artan Hacmi Ulusal ekonomiler son yıllarda gittikçe daha fazla birbirlerine entegre olmaktadırlar. Bu entegrasyonda sınır aşan yabancı yatırımların payı büyüktür. Son yıllarda yabancı yatırımların istihdam artırma, milli gelire olumlu katkı sağlama ve ileri teknolojiye erişim olanağı sunma gibi olumlu etkilerini dikkate alan çok sayıda ülke yabancı yatırımların önündeki engelleri önemli ölçüde kaldırmaktadır. Son otuz yıldır ülkelerin çoğu kambiyo kontrollerini ortadan kaldırmak suretiyle sınırlarını yabancı sermayeye büyük ölçüde açmışlardır. Ülkelerin kendi aralarında gerçekleştirdikleri ikili yatırım ve çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmaları gibi deregülasyon faaliyetleri de yabancı yatırımların artmasına yol açmıştır. 1970’li yıllardan itibaren uluslararası banka etkinliklerinde büyük değişiklikler gerçekleşmiştir. OPEC ülkelerinin 1973 yılında petrol fiyatlarını arttırmaları ile uluslararası bankalar daha önceki yıllarda görülmeyen oranda büyük bir sermaye akışıyla karşılaşmışlardır. Petrol fiyatlarının artması ile petrol ihraç eden ülkelerde fon fazlaları oluşmuş, petrol ithal eden ülkeler ise banka fonlarına daha bağlı hale gelmişlerdir. Bunun sonucunda 1976-1980 yılları arasında uluslararası bankaların varlıkları %95 oranında büyümüştür. Bu süreçte Off-shore banka sistemi ile Eurodolar piyasaları uluslararası mali sistemin önemli unsurları haline gelmişlerdir. Finansal 24 piyasalardaki bu gelişmeler, para hareketlerine, ilgili ülkelerin kısıtlama ve düzenlemelerine uğramadan kullanabilecekleri büyük bir alan sunmuştur. 18 Dünya genelinde uygulanmaya başlanan finansal serbestleşme politikalarının doğal bir sonucu olarak, sermaye hareketleri üzerindeki kontrollerin kaldırılmasıyla birlikte, bilgi ve iletişim teknolojisindeki gelişmeler sermaye piyasalarının entegrasyonunda önemli rol oynayıp sermaye hareketlerinin küresel ölçekte gerçekleşmesine neden olmuştur. Uluslararası finansal piyasalar arasındaki etkileşim ve bağların bilgi ve iletişim teknolojisindeki gelişmeler sonucunda güçlenmesi ve piyasaların yeni finansal araçlarla derinleşmesi, finansal serbestleştirmeyi hızlandırmış ve gelişmiş ülkelerdeki fonların global ölçekte hareketine imkan sağlamıştır. Ulaşım ve iletişim maliyetlerindeki dramatik düşüşler, bilgisayarların gücünün son derece artması ve internet gibi global iletişim ağlarının daha işlevsel bir hale gelmesi sermaye akımlarının küresel düzeyde artmasına neden olmaktadır. 19 1.3.6.Teknolojik Gelişmeler Teknolojik gelişmelere paralel olarak bilgi teknolojisindeki gelişmeler ve bilgisayar kullanımının yaygınlaşması finans sektöründeki gelişmeleri de olumlu yönde etkilemekte ve yeni finansal ürünlerin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Özellikle 1970'lerden sonra mali piyasalar hızlı bir değişim sürecine girmiştir. Bu dönemde ulusal ve uluslararası mali piyasalar üzerindeki sınırlamalar azaltılırken, piyasalar uluslararası gelişmelerden çok daha fazla etkilenmeye 18 19 başlamışlardır. Bilgi teknolojisindeki gelişmeler UNCTAD, “Worl d Investment Report 2001”, New Yo rk: United Nations, 2001 s.12. Unctad, a.g.m. s.12. finans 25 sektöründeki gelişmeleri de olumlu yönde etkilemekte ve yeni ürünlerin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Teknolojideki gelişmeler finansal yeniliklerin ortaya çıkmasına yol açmakta ve bunların hizmete sunulmasını kolaylaştırmaktadır. Finansal işlemlerin ve hizmetlerin maliyetlerini düşürmekte ve daha fazla kar imkanı yaratmaktadır. Teknolojideki gelişmeler işlem bazında etkinliğin artışında da önemli bir rol oynamaktadır. Maliyet etkinliğinin önemli olduğu finans sektöründe, maliyet avantajı sağlayamayan ürünlerin piyasadan yok olması beklenmektedir. Finansal hizmetler sektöründe, bilgisayar kullanımının yaygınlaşması işlem başına maliyetlerin daha düşük olmasını sağlamıştır. Teknolojik gelişme ile ortaya çıkan finansal yeniliklere şu örnekler verilebilir. Kredi kartları, menkul kıymetleştirme ve finansal piyasaların uluslararasılaşmasıdır. 20 1.4.FİNANS MERKEZİ OLMA ÖLÇÜTLERİ Finans merkezi olabilmek için gerekli olan kriterler; siyasi, hukuki, ekonomik ve sosyal yapıları içine alacak şekilde üç ana başlık altında incelenmiştir. Bunlar; 21 20 Ayırt edici temel faktörler Rekabet için göreceli faktörler Fark yaratan faktörler Caner Kaplan, Finansal Yenilikler ve Pi yasal ar Üzerine Etkileri: Türkiye Örneği, Ankara, İMKB Yayınları,1999, s.7. 21 Deloitte a.g.e., s.4. 26 1.4.1.Ayırt Edici Temel Faktörler Uluslararası bankacılık kurumlarının karar verme süreçlerinde bu bileşenler çoğunlukla ön planda yer almaktadır. Ana coğrafya sosyal, politik ve kurumsal faktörler nedeniyle bu grupta yer alan faktörlerin değiştirilmesi genelde daha zordur. 22 1.4.1.1. Politik İstikrar Uluslararası finans kuruluşlarını cezbetmek için belki de en önemli faktör olan politik istikrar, UFM’nin etkileme alanının dışında kalmaktadır. Bu nedenle, belli bir düzeyde politik istikrar mevcut olduğu sürece, aktif stratejiler diğer faktörlerin üzerine yoğunlaşacaktır. Ayrıca, kredibilitesi olan bir finans merkezinin ortaya çıkması, politik istikrarı olumlu yönde etkileyebilir. Politik istikrarın birçok objektif ölçümü olsa da (Örneğin: En iyiler, Organization For Ekonomic Co-Operation and Development (OECD) Ülke Sınıflandırması, Moody-s Ülke Ratingi), bankacılar ve yatırımcılar da birer insandır ve bölgesel algıları, yetersiz bilgiye karşı kurgulanacak olan iyi bir reklam ve pozisyonlama çalışması ile değiştirilebilmektedir.23 1.4.1.2.Coğrafi Konum ve Yakınlık Bu boyut değiştirilemez. Moskova her zaman Körfez’den uzak olacaktır. Canlı veya gelişmekte olan bir ekonomik bölgenin merkezindeki 22 23 Deloitte, a.g.e., s.5. Deloitte, a.g.e., s.6. 27 ülkeler, öncelikle bölgesel ekonomik gelişmeyi destekleme amacıyla rekabet edebilirler (özellikle bölgede ortak bir dil kullanılıyorsa), daha sonraki aşamada uluslararası veya ikincil piyasaları hedefleyebilirler. Daha izole kalmış merkezler ise tamamıyla uluslararası piyasalara hizmet vermek zorundadırlar. 1.4.1.3.Birincil Düzenlemeler ve Düzenleyici Kurumlar Düzenlemeler piyasa oyuncularının güvenini kazanmalı, adil ve disiplin altına alınmış bir piyasa yoluyla etki bölgesinin politikalarını desteklemelidir. Bunun için gerekenler: 24 Düzenleyicinin bağımsızlığı Onaylama, denetleme ve kararların yürürlüğe konması konulardaki yaklaşımların istikrarlı olması Bağımsız ve etkin bir temyiz sürecinin mevcudiyeti Uluslararası ve bölgesel düzenleyici çevrelerin ilgisi ve baskısı Kanunların ve bunları uygulamakla görevli olan kişilerin kalitesi Uluslararası standartlara uygunluk Piyasa oyuncularına danışma Kanunları yorumlama ve uygulamadaki uzmanlık 1.4.1.4.Mali Ortam ve Sorumluluklar Pratikte, UFM’ler beş genel mali başlık altında rekabet ederler; 25 24 Oranların rekabetçiliği Delo itte, a.g.e., s.6. Delo itte, a.g.e,. s.8. 25 gibi 28 Muamelelerin kesinliği Adalet Uygulama kolaylığı açıklık Uluslararası standartlara uyum. Yabancı ülkelerle bir vergi anlaşmaları ağı oluşturmak, bölgesel ticarete finansal hizmetlerin de katılımını sağlamaya çalışan etki bölgeleri için önemlidir. Anlaşmalara ilişkin pazarlıklar yıllarca sürebilmektedir. O nedenle bu gibi anlaşmalara yönelik stratejik planlamalara erkenden başlanması gerekmektedir. Kurumsal vergi oranı rekabetçi olmalıdır ancak sıfır olmak zorunda da değildir. Daha basit, prensip bazlı vergi kanunu, seküritizasyon ve yatırım ile varlık yönetimi gibi belirli sektörlerin ihtiyaçlarına yönelik düzenlemeler, daha etkin hale getirilmiş mevzuat ve idari prosedürler ile işlemlerin tutarlılığının sağlanması yatırımcılar ve UFM otoriteleri için “kazan kazan” durumu yaratabilmektedir. 26 1.4.1.5.Yasal Ortam Genelde vaka hukukuna dayanan “ortak hukuk”, değişen finansal hizmetler sektörünün ihtiyaçlarına çabuk adapte olabilecek esnekliği gösterebilmesinden dolayı Medeni Hukuka göre daha üstün olarak kabul edilir. Doğaldır ki bu iki hukuki yaklaşımın da başarılı olabileceği farklı yerler vardır. Ancak, Medeni Hukuk da değişiklikler yaparken, piyasa oyuncularına danışılması ve anlaşmazlıklar sırasında hukukun güvenilir yorumlarının bulunması önemlidir. Bu sebepten dolayı ve finansal hizmetler hukukundaki değişikliklerin diğer yerel düzenlemeleri etkilememesini sağlamak için bazı 26 Deloitte, a.g.e., s.9. 29 ülkeler bağımsız bir hukuk sistemine sahip, tamamıyla ayrıştırılmış finansal etki bölgeleri kurmayı tercih etmektedirler (Örneğin: Katar Finans Merkezi). 27 1.4.2.Rekabet İçin Göreceli Faktörler Rekabet için göreceli olarak daha kısa vadede ele alınabilecek ve karar verici pozisyondaki kişiler için en önemli faktörlerdir. 28 1.4.2.1.Nitelikli İş Gücü Bu bileşen genellikle yerel nüfusu kısa bir süre içerisinde eğitmenin mümkün olmaması nedeniyle büyük zorluk yaşanabilen bir konudur. Bu sebeple, tüm alanlarda hizmet vermek isteyen UFM’ler için oluşturulacak stratejilerde yaklaşım uzun vadeli olmalı ve iyi biçimlendirilmelidir. Sıkça uygulanan yöntemlerden biri de yabancıların çalıştırılmasıdır. Bu bir başlangıç noktası olsa da, eğer yerel nüfusun eğitilmesiyle desteklenmezse kaçınılmaz olarak uzun vadeli maliyet dezavantajlarına yol açacaktır. İş gücü piyasasının dar olduğu bölgelerde, uzun vadeli maliyet artışının da hesaba katılması gerekmektedir. En önemli stratejik seçimler, yatırımın, yerel eğitimin hangi alanına kanalize edileceği ile ilgilidir. Yüksek okul ve lisansüstü finans eğitimine mi odaklanılmalıdır yoksa orta ve arka ofis çalışanlarının yetiştirileceği daha genel tabanlı bir eğitime mi? Eğer vizyon düşük maliyetli bir operasyon merkezi veya Off-Shore etki bölgesi ise, ikinci seçenek tercih edilebilir. Ancak, global rekabetin gittikçe bilgi üzerine yoğunlaştığı dikkate alındığında, 27 28 Deloitte, a.g.e., s.9. Deloitte, a.g.e., s.10. 30 uzmanlık eğitimleri yerine geniş kitleleri minimum standartlarda eğitmenin yararı ciddi biçimde sorgulanmaktadır. 29 1.4.2.2.Ürüne Özel Düzenleme ve Vergilendirme Ürün özelindeki düzenlemeler ve vergiler rekabet edilen etki bölgelerine karşı belirli avantajlar yaratmak için kullanılabilir. Örneğin: İlk ihraç için kayıt ve yönetim maliyetini azaltmak; yatırım ortaklıkları, kurumsal sigortalar, menkul kıymet kaydı üzerindeki vergi ve diğer yükleri azaltmak gibi. Bu bir çeşit “düzenleme arbitrajı veya mali arbitraj” olarak görülebilir. Ancak bu tür ürünlerin geliştirilmesinde, gereksiz risk alınmaması ve diğer etki bölgelerinde gerçekleştirilenlerin tekrar edilmemesi için çok dikkatli olunmalıdır. 1.4.2.3.Altyapı Bu konu; temel iletişimi, veri yönetimini, veri güvenliğini, kamu hizmetlerinin mevcudiyeti ve devamlılığının yanı sıra, karayolu, demiryolu ve havayolu erişimini de kapsar. 1.4.2.4 Gelir Yaratma Potansiyeli UFM’nin kalitesinden bağımsız olarak, bütün uluslararası finans kurumları, gerçek gelir yaratma potansiyelinin arayışı içerisindedirler. Yerel ve bölgesel büyüme potansiyelinin mevcudiyeti çok büyük önem teşkil eder. Daha küçük GSYİH’ ye sahip ülkeler, uluslararası alanda hizmet verecek stratejiler geliştirmek durumundadırlar. Bu tür ülkeler , az hizmet 29 Deloitte, a.g.e., s.11. 31 verilen henüz yoğun bir rekabetin yaşanmadığı piyasaları hedef alan düzenlemeler ve mali değişiklikler yapmak suretiyle kendilerine fırsatlar yaratabilirler. Canlı bir ekonomiyi destekleyecek şekilde doğal büyüme potansiyeline sahip olan yerlerde sermaye piyasaları odaklı stratejileri gerçekleştirmek daha kolaydır (Örneğin; yerel ve bölgesel ekonomilerin düşük maliyetli paraya erişimini sağlamak, mülkiyet haklarını genişletmek ve ticaret için gerekli risk azaltıcı ürünleri geliştirmek, gibi). 30 1.4.2.5.Profesyonel Hizmetlere Erişim Danışmanların ve destek hizmetleri sunan profesyonellerin finansal etki bölgesine ve katılımcılara hizmet vermesi gerekmektedir. Söz konusu profesyoneller avukatları, muhasebecileri, vergi müşavirlerini, danışmanları, aktüerleri, tahkim uzmanlarını, bilişim destek ekiplerini ve benzerlerini kapsamaktadır. Örneğin: Londra en iyi 100 hukuk firmasından 72’sine ev sahipliği yapmaktadır. Dubai ise başarılı bir şekilde 16’sını bünyesine çekmiştir. Birçok etki bölgesinin geniş bir avukatlar ve muhasebeciler ekibi olsa da, bunların çoğu uluslararası finansal hizmetler için gerekli standartlarda değildir. Başarılı bir stratejinin bu işgücü havuzunu doğru şekilde teşvik etmesi veya komşu ülkelerin nitelikli işgücü havuzunu kullanması gerekmektedir. 31 1.4.2.6.İş Yapma Maliyeti Yüksek maliyetler genelde işletme lehine tutum sergilenmeyen ortamlarda görülmektedirler. Ancak, en büyük işletme maliyetleri genelde 30 Deloitte, a.g.e.,s.14. Delo itte, a.g.e.s.,14. 31 32 gayrimenkul ve işgücü olmaktadır. Merkezler geliştikçe, bu maliyetler de artar. Bugün başarılı finans merkezlerinde çalışan işgücünün maliyeti, bu bölgelerde iş yapmak isteyen kurumların karşılaşacağı ofis maliyetleri yeni kurulacak merkezlere oranla bir hayli yüksektir. Bu konu, gelişmekte olan UFM’lerin rekabetçi stratejiler geliştirmek için farklı alanlarda şansa sahip olduklarına iyi bir örnek oluşturmaktadır. 1.4.2.7.İşletme Lehine Tutum Bazen “iş yapma kolaylığı” olarak da değinilen bu konu, bütün boyutların bir arada ele alındığı ve işletmelerin kendilerine yerleşmek için finansal etki bölgesi seçerken son derece önem verdikleri bir husustur. Dünya Bankası, Heritage ve Transparency International gibi kuruluşlar bu konuyla ilgili ölçümler yayınlarlar. Bu yayınların içinde yolsuzluk ile ilgili ölçümler de yer alır ve bu ölçümlerin etkisi bazı etki bölgelerini, içlerinde bulundukları gerçek veya algısal “yolsuzluk” ortamından kurtulmak için yaratıcı adımlar atmaya yönlendirebilir. 32 Serbest bir işgücü yönetimi ve düzenlemeleri, iş yaparken harcanan zamanı ve bürokrasiyi azaltmak, nitelikli işgücüne erişimi kolaylaştıracak düzenlemeler yapmak, işletmeler için konulan kuralları daha basit hale getirip bunları istikrarlı bir şekilde uygulamak gibi uygulamalar bu kapsamda değerlendirilebilir. 32 Deloitte, a.g.e.,s.15. 33 1.4.3.Fark Yaratan Faktörler Finans Merkezlerinin dünyada tanınmışlık düzeyini belirleyen ve dünyadaki diğer finans merkezi çalışanlarını çekebilecek yaşam tarzı ile fark yaratan faktörlerdir. 1.4.3.1.İmaj İmaj konusu genelde yeterli ilgiyi alamamaktadır. Bir UFM’nin uluslararası markalaşması, ülke imajı ile ilgili çalışmaların dışında bir finansal proje yönetimi anlamına gelmektedir. Markalaşma ve reklam faaliyetleri, yatırımcıları ikna edebilecek şekilde potansiyelinden fazlasını söz vermeyerek yapılmalıdır. 1.4.3.2.Yaşam Tarzı “İmaj” ile beraber, “Yaşam Tarzı” da somut olmaya n bir rekabet boyutudur. Ancak, yüksek nitelikli insanları ve ailelerini şehre çekmekteki etkisi ile son derece önemli bir konudur. Başarılı bir etki bölgesi, genç çalışan nüfus için kültür, gece hayatı ve şehir enerjisi gibi etmenleri bünyesinde barındırmalıdır. Bu konu hızlı bir şekilde değiştirilebilecek bir şey değildir, ancak duyurulması ve iletişimi daha iyi gerçekleştirilebilir. Birden fazla çekici yaşam tarzı bulunmaktadır; bazı merkezler gerçek anlamda global metropollerdir (Örn: Tokyo, New York, İstanbul), bazıları ise kendilerine has tarzları ile insanları çekerler (Örneğin: Dubai, Hong Kong). Uluslararası Finansal Etki Bölgesi (UFEB) aynı zamanda çocuklar için okullar ve spor tesisleri ile rahat ve güvenli yaşam ortamları sağlamak durumundadırlar . Bu boyutta rekabet edebilmek için öncelikle imaj ve marka yaratma 34 çalışmalarının, metropoliten yatırımlarının odağının yeniden belirlenmesi ve çeşitlendirilmesi gerekmektedir. 33 33 Deloitte, a.g.e.,s.16. İKİNCİ BÖLÜM FİNANS MERKEZLERİNİN EKONOMİ İÇİNDEKİ YERİ 2.1.DÜNYADAKİ ULUSLARARASI FİNANS MERKEZLERİ Londra, New York, Tokyo ve Hong Kong dünyanın en büyük mali merkezleri durumundadır. Paris, Frankfurt, Zürih. Cenevre, Amsterdam, Singapur ve gibi merkezler ise daha çok bölgesel olup, ikinci sırada gelmektedirler. 34 Sermaye piyasaların bu günkü durumuna baktığımızda 2. Dünya Savaşı'ndan beri ABD'nin uluslararası finansın lideri durumunda olduğu görülmektedir. Bunun sebepleri şöyle sıralanabilir: 35 1- ABD Dolarının müdahale, likidite tutma ve uluslararası rezerv para olma özelliklerinden dolayı güçlü olması 2- Amerikan finans kuruluşlarının kaynaklarının, güvenilirliklerinin, etkinliklerinin ve likiditelerinin büyüklüğü 3- Fon arz ve talebinin ABD Doları olarak yapıldığı Eurodolar piyasalarının gelişmesi İngiltere’de Loughborough Üniversitesi bünyesinde Globalization and World Cities Study Group and Network (GaWC) adlı çalışma grubu, şehirler üzerine çeşitli araştırmalar yapmakta ve yayınlamaktadır. GaWC’nin yayınladığı çalışmalardan birinde dünyadaki şehirler dört ana sektördeki 34 35 TSPA KB, Gl obal Finans Merkezleri ve İstanbul, İstanbul, Şubat 2007, s.12. TSPA KB, ag.e. s.12. 36 ağırlıklarına göre puanlandırılmışlardır. Finans sektörü ile ilgili bu sektörler; Bankacılık, Muhasebe, Reklam ve Hukuk Hizmetleridir. Bu çalışmanın sonucunda “dünya şehirleri” tablodaki şekilde tanımlanmıştır. 36 Tablo 1. Uluslararası Finans Merkezlerinin Sınıflandırılması Önem Alfa Beta Gama Derecesi Şehirler Şehirler San 1.Grup Londra Francisco Paris Sydney New York Toronto Chicago Şehirler Amsterdam,Boston,Caracas,Dallas Duesseldorf,Cenova,Houston,Jakarta Johannesburg,Melbourne,Osaka,Prag Santiago,Tapei,Washington Chicago 2.Grup Frankfurt Brüksel Hong Madrid Kong Mexico Bangkok, Bejing,Montreal,Roma, Los City Stokholm,Varşova Angeles Sao Singapore Paola Milano Atlanta,Barselona,Berlin,Buenos 3.Grup - Moscow Seoul Aires,Budapeşte,Kopenhang, İSTANBUL,Miami,Kuala Lumpur,Manila,Minneapolis, Şangay,Münih Kaynak: TSPAKB Alfa Şehirler, dünya ölçeğinde en önemli olarak görülen gruptur. Alfa Şehirlerin kendi içlerinde de aldıkları puanlara göre sınıflandırmalar yapılmaktadır. Bu gruplandırmada temel kriter sermaye yoğunluğudur. Ardından Beta Şehirler kategorisi gelmekte ve b unlar da kendi içlerinde 36 TSPA KB, a.g.e., s.3. 37 sıralanmaktadır. Beta şehirler hem finans sektörü için kritik 4 sektörde yerleşik planlama hem de bu sektörlerin sermaye yoğunlukları baz alınarak sıralanmışlardır. En son kategori ise Gama Şehirler olarak adlandırılmıştır. Gama şehirlerde sermaye yoğunluğu yeter düzeyde değildir aynı zamanda hukuki düzenlemeler ve muhasebe sistemindeki standardizasyon kriteri baz alındığında Beta Şehirlere göre yeterli veriler alınamamıştır. Bu nedenle Gama Şehirler için global değil yerel finans merkezi olma imkanından bahsedilmektedir. Bu tabloda İstanbul, Gama şehirler kategorisinin en alt grubunda yer almaktadır. Bu tablodaki şehirler, aynı zamanda İstanbul’un global bir merkez haline gelmek için rekabet etmesi gereken şehirler olarak da görülebilir. 37 Dünyanın iki önemli uluslararası finans merkezi Londra ve New York’tur. Londra, başlıca uluslararası finans merkezlerden biri olarak, hem gelişmiş yurtiçi ekonomisinden hem de küresel finansal hizmetler sektöründen büyük payı almaktadır. Avrupa’nın en büyük 500 şirketinden 100’ünün merkezi Londra’dadır. Dünyanın en büyük finans şirketlerinin dörtte birinin Avrupa genel merkezleri de Londra’da bulunmaktadır. 550’den fazla uluslararası bankanın ve 170 global menkul kıymetler kuruluşunun Londra’da ofisleri bulunmaktadır. Yabancı bankalar, İngiltere bankacılık varlıklarının % 54’üne karşılık gelmektedir. 38 Londra, dünyanın bankacılık merkezi ve Avrupa’nın ana iş merkezi olarak tanıtılmaktadır. Londra’nın düzenleyici rejimi uluslararası rakiplerine kıyasla avantajlı görülmektedir. Londra, nitelikli iş gücüne erişim açısından da önde gelen bir merkez olarak tanınmaktadır. Londra’nın çok iyi bir ulaşım ve iletişim ağı bulunmaktadır. Gelişmiş hava taşımacılığı sayesinde finansal merkezlere ve bölgesel ekonomilere ulaşımı vardır. Fakat ulaşım altyapısı (özellikle de yeraltı ağı) genişleme ve modernleşmeye ihtiyaç duymaktadır. Dünya Bankası’nın İş Yapma Kolaylığı Raporu’na göre İngiltere, en kolay iş 37 38 TSPA KB, a.g.e., s.4. TSPA KB, a.g.e., s.4. 38 yapılan 6. ülkedir. Londra’da uluslararası hizmetler oldukça gelişmiş olup, uluslararası alanda kabul görmüştür. Londra’nın dezavantajı olarak cazip olmayan vergi rejimi görülmektedir. 39 Yaklaşık 8 milyonluk nüfusu ile Avrupa’nın en kalabalık şehirlerinden olan Londra’da, 2011 yılı itibariyle toplam 2,6 milyon yabancı yaşamaktadır. Şehirde 300’ün üzerinde dil konuşulmaktadır. Londra, yüksek kalitede yaşam biçimi sunan uluslararası bir şehirdir fakat bir o kadar da pahalıdır. Yaşam pahalılığı en yüksek olan şehirler endeksine göre Londra 2008 yılında 3. sırada yer almıştır. Ayrıca şehir, ofis maliyetleri açısından da dünyada üst sıralarda yer almaktadır. 40 Londra ile küresel bir finans merkezi olma konusunda rekabet eden New York, son yapılan çalışmalara göre finansal hizmetler alanında Londra’nın gerisinde kalmaktadır. New York’ta, Londra’daki kadar çok olmasa da, 250 kadar uluslararası bankanın ofisi yer a lmaktadır. Yaklaşık 8,2 milyon nüfusu içinde 3 milyon kadar yabancı yaşamaktadır. Bu sayı Londra’da yaşayan yabancı sayısından biraz fazladır. New York’ta yaklaşık 170 ayrı dil konuşulmaktadır. 41 Dünyanın en büyük emtia ticaret merkezi ve hedge fon merkezi New York olarak kabul edilmektedir. New York karmaşık finans ürünlerine yenilikler getirebilen barındırmaktadır. 39 TSPAKB, a.g.e., s.15. TSPA KB, a.g.e., s.15. 41 TSPA KB, a.g.e., s.16. 40 yüksek finansal uzmanlığa sahip çalışanları 39 2.2.FİNANS MERKEZLERİNDE İŞLEM GÖREN PİYASALAR Para ve sermaye piyasalarının oturmuş olduğu gelişmiş ülkelerde birikimlerini değerlendirmek durumunda olan tasarruf sahipleri, gelişmekte olan ülkelerin finans piyasalarında oluşan karlardan etkilenmektedirler. Üstelik ülkeler arasında uygulanan politikalar sebebiyle bu karlar katlanabilmektedir. Gelişmiş bir ekonomide elde edebileceği kazancın daha fazlasını elde edebilme şansı olan yatırımcılar grubu açısından, gelişmiş ülkelerden gelişmekte olan ekonomilere bir sermaye akımının başlaması kaçınılmaz bir olay olarak karşımıza çıkmaktadır. Uluslararası piyasalarda fon arz ve talep edenler, dört alt piyasaya başvurabilirler. 1- Ulusal Para ve Sermaye Piyasaları 2- Yabancı Para ve Sermaye Piyasaları 3- Euro Piyasalar 4- Yabancı Döviz piyasalarıdır. Uluslararası finansal piyasalar; Sermaye hareketlerinin ödemeler bilançosuna olumlu etkisi ancak, fonların verimli/etkin yatırımlara yönlendirilmesi ve finansal piyasaların etkin çalışması ile mümkündür. Bunun için önce finansal piyasaların tanınması gerekmektedir. Yaygın olarak yapılan bir sınıflandırmaya göre piyasalar ikiye ayrılmaktadır. 40 Tablo 2. Para ve Sermaye Piyasaları Özellikleri PARA PİYASALARI: SERMAYE PİYASALARI: - Vadeleri bir yıla kadar olan fonların ödünç alınıp Bir yıldan uzun vadeli fon verildiği işlemleriyle ilgili piyasalar sermaye piyasalar para piyasalarıdır piyasalarıdır. -Temel fonksiyonları, işletmelerin -Temel fonksiyonu işletmelerin orta kısa vadeli işletme sermayesi ve ihtiyaçlarını karşılamaktır. uzun vadeli yatırım fonu ihtiyaçlarını karşılamaktır. - Para piyasasında temel aracı - Sermaye piyasaları tahvil hisse kurumlar, factoring, bankalar, forfaiting leasing, senedi ve işletmeleri gibi işletmelerdir. gibi devredilebilir menkul sigorta değerlerin alınıp satıldığı yerlerdir. Tahviller uzun vadeli borçlanma aracı, hisse senetleri ise ortaklık aracıdır. Bu piyasadaki işlemler tamamen menkulleşmiştir. - Genelde bankalar ve benzeri - Bu piyasalar para piyasalarına göre aracı kuruluşlartarafından fonlara daha kolay, daha yaygın ve gerçekleştirilirler. daha ucuz biçimde ulaşma imkanı sağlarlar. - Organize olmuş ve olmamış piyasalar olarak ikiye ayrılır. - Genelde borsa ve tezgah üstü piyasalarda işlem görürler. 41 Finansal piyasalar, tasarruf fazlasına sahip kişi ve kuruluşların ellerindeki fonları, tasarruf açığı içinde bulunanların kullanımına sunmalarına aracılık eden piyasalardır. Yani fon talep edenlerle fon arz edenleri buluşturan piyasalardır. Fonlar birtakım kıymetli evraklarla devredilmektedir. Bunlara da finansal araçlar denilmektedir. İki tarafı da aynı ülkede yerleşik olan kişiler ve kuruluşlardan oluşan işlemler ulusal niteliktedir. Taraflardan birisi yabancı ülkede yerleşik veya normal olarak yürütülen işin merkezi yurtdışında bulunuyorsa bu takdirde uluslararası bir finansal işlem söz konusudur. Ulusal fonların yabancılara veya yabancı fonların yerli kullanıcılara aktarılması durumunda uluslararası finansal işlemden bahsedilebilir. Ayrıca iki tarafta ülkede yerleşik olmakla birlikte işleme konu olan para yabancı bir para ise de uluslararası finansal bir işlem yapılmış sayılır. Finansal piyasaların fonksiyonları; 1- Fonların arz edenlerden, fon talep edenlere doğru akışını gerçekleştirmek, 2- Menkul değerlere likidite sağlamak ve menkul değerlerin fiyat ının oluşumunu sağlamak, 3- İşletmelere kaynak tahsisinde bulunarak yatırımları artırmak, 4- Ulusal üretim artışında ve kalkınma hızının yükselmesine yardımcı olmak, 5- Riskin fiyatlandırılması ve riski önleyecek araçları geliştirmek, 42 Son yıllarda uluslararası mali piyasaların uluslararasılaşma derecesi ve işlem hacimleri artmakladır. Bir ulusal finans piyasanın uluslararasılaşması ve bunun sürd ürülebilmesinin temel koşulları; 42 Ulusal ekonominin güçlü ticari ve endüstri) el potansiyelle desteklenmesi (Gelişmiş bir ekonomi), Siyasal ve ekonomik istikrar, Önemli ölçüde dış finansmana imkan tanıyan yeterli tasarruf kaynaklarının varlığı, Yüksek konvertibilitesi olan güçlü bir para, İç finansal piyasanın sağlam olması, Dünyada geniş bir şube ve muhabir şebekesinin bulunması, İç ve uluslararası sermaye hareketleri üzerindeki hükümet müdahalelerinin en düşük düzeyde olması, Finansal işlemleri iç piyasaya göre cazip kılan tercihli bir vergi sisteminin bulunması, İdari ve gümrük formalitelerinin basit olması, Borsada ihraç dilen hisse senetlerinin fiyatlandırılması gibi satış sonrası hizmetlerin bulunması, Ulaşım ve iletişim imkanlarının artırılması, (telekomünikasyon yoluyla) İşlem maliyetlerinin azaltılması, Finansal yenilikleri n sunulması Hükümetlerin ulusal piyasalara müdahaleleri, genelde iç ekonomik durum ve ödemeler bilançosu dengesinin sağlanması için yapılmaktadır. Bu müdahaleler ulusal piyasaların uluslararasılaşmasını da önlemektedir. Genelde uluslararası nitelendirilseler bile tüm finansal piyasaların ulusal niteliği ağır basmakladır. Bu piyasalarda yapılan işlemlerin ancak bir bölümü uluslararası niteliktedir. En büyük uluslararası piyasalarda bile sınır ötesi işlemlerin payı düşüktür. 42 www.ekodiyalog.com, (Erişim tarihi 27/03/2012) 43 Uluslararası piyasalar, borç verenlerin kimliklerini açıklamama (sır saklama), ulusal borsa ve vergi kanunlarında önemli ölçüde etkilenme ve hiçbir devletin uyruğuna bağlanmama özelliklerini korumakladırlar. Uluslararası mali piyasalar birbirleriyle bağlantılı piyasalardır. Bu bağlantıların özellikleri şunlardır: 43 1- Uluslararası sağladıkları için, finansal ülkelerin piyasalar, ulusal para fonları ve uluslararası maliye alanda politikalarından bağımsızdırlar. 2- Uluslararası mali piyasalar, ulusal piyasaların tamamlayıcısı ve rakibi olmak gibi iki role sahiptirler. 3- Uluslararası piyasalarda borç alanlar çeşitli alanlarda fon ararken maksimum hareketliliğe ve esnekliğe sahip kişilerdir. 2.2.1.Hisse Senedi Piyasaları Hisse Senetleri, anonim şirketler, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler, özel kanunla kurulmuş kamu kuruluşları tarafından çıkarılan ve belirli ortaklık sermayesine katılma payını temsil eden; yasa ve sermaye piyasası kural ve şartlarına uygun olarak düzenlenmiş kıymetli evraklardır. Şirket sermayesinin belirli bir kısmına ortaklık hakkı bulunan hisse senedi sahipleri; 43 Şirket karından pay alma hakkı Şirket yönetimine katılma hakkı Oy kullanma hakkı Rüçhan hakkı www.ekodiyalog.com , (Erişim tarih i 27/ 03/ 2012) 44 Tasfiyeden pay alma hakkı Şirket faaliyetleri ile ilgili bilgi edinme hakkı gibi haklara sahiplerdir Finansal serbestleşme ve küreselleşme sayesinde şirketler uluslararası piyasalar aracılığıyla finansman sağlamaya başlamışlardır. Ulusal piyasalardaki düşük işlem hacimleri nden sıyrılan firmalar, uluslararası piyasalara hisse senedi ihraç ederek ulusal piyasalardan sağlayamayacakları büyüklükte fon elde edebilmekte ve hisse senetlerinin likiditesini artırmaktadır. Hisse senedi işlemlerinin uluslararası boyutta gelişmesinde firmaların ek kaynak sağlama isteği yanında tasarruf sahiplerinin de yabancı hisse senetlerinden yüksek getiri beklemeleri ve yatırımlarını çeşitlendirme istekleri etkili olmuştur. Firmalar uluslararası piyasalara hisse senedi ihraçlarını, yeni çıkardıkları hisse senetleriyle yabancı borsalara kaydederek veya çifte kayıt (yerli ve yabancı piyasalara) yöntemiyle yapmaktadırlar. En çok uluslar arası işlem yapılan hisse senedi piyasaları; Nasdaq NYSE Tokyo LSE Likiditesi yüksek bu piyasalarda ihraç edilen hisse senetleri genellikle ihraç yapılan ülkenin para birimiyle yapılmaktadır. Uluslararası hisse senedi piyasalarının gelişiminde önemli diğer bir etken de; uluslararası kurumsal yatırımcıların, yatırım fonlarının ve ülke fonlarının hisse senetlerinin taşıdığı hakların temsil eden depo edilebilir menkul kıymet sertifikalarının (ADR gibi) kullanımıdır. Depo sertifikaları aracılığıyla yabancı yatırımcılara çeşitli kolaylıklar sağlanmış ve piyasaların gelişiminde etkili olmuştur. Depo 45 sertifikaları sayesinde işlem gören hisse senetleri yatırımcılara daha kolay ulaşabilmekte ve likiditesi yüksek olmaktadır. 2.2.2.Emtia Piyasası Emtia; ham petrol, altın, gümüş, bakır, kurşun, platin, buğday, mısır, soya fasulyesi, pamuk, kahve, şeker, kömür gibi kendinden daha değerli bir başka ürünün oluşumunda ham madde veya ara madde olarak yer alan, değeri tüketici tarafından belirlenen, benzersiz ve çok fazla miktarda ve ticarete konu olabilecek maden, mineral, enerji, gıda, tarım, hayvancılık ve emisyon ürünlerine denilmektedir. Sadece emtialara bakarak bile bir ülkenin maddi kaynakları ve durumu hakkında rahatlıkla bilgi sahibi olunabileceği için stratejik öneme sahiptirler. Emtia mallarının ticaretinin gerçekleştiği piyasaya “Emtia Borsası” denilir. Emtia Borsasında çeşitli emtia ürünleri ile yapılan alım satım işlemleri, yani emtia ticareti oldukça karlı ve diğer yatırım enstrümanlarına nazaran daha güvenli bir yatırımdır. Emtia ticareti esnasında bir emtia ürünü için alım yapılması fiziksel olarak tonlarca ürünün satın alınması anlamına gelmemektedir. Sadece emtiaların fiyatlarına ve bu fiyatlarda meydana gelmesi beklenen değişikliklere yatırım yapılmaktadır. Emtialara yatırım yapmak günümüz teknolojisi sayesinde çok kolaydır. Emtia borsasında işlem yapabilmek için bir aracı kuruma ihtiyaç vardır. Borsa aracı kurumları, bankalar veya forex aracı kurumları vasıtasıyla emtia piyasasında işlem yapılabilmektedir. Günümüzde emtia işlemleri daha çok vadeli işlemler seklinde gerçekleştirilmektedir. 46 2.2.3.Döviz Piyasası Yabancı ülkelerin paralarına genel bir terim olarak döviz denilmektedir. Döviz piyasaları da yabancı paraların alınıp satıldığı ya da ulusal paranın başka paraya dönüştürülmesine imkan veren kurumsal yapılardır. Efektif; doğrudan banknot şeklinde olan yabancı paralardır. Döviz; nakde dönüştürülebilir ödeme araçları şeklinde olan yabancı paralardır. (çek, seyahat çekleri, para benzerleri, senet gibi) Yatırım, hedging, spekülasyon amacıyla yapılan hareketlerin gerçekleştiği döviz piyasaları 24 saat açıktır. Açılış Sydney ve Tokyo'da olur, Hong Kong ve Singapur, Bahreyn ile sürer Avrupa piyasalarına geçer. Frankfurt, Zürih, Londra, New York, Chicago piyasalarına; Los Angeles ve San Fransisco'ya devam eder. İşlem hacmi, dünya ticaret hacminin 50 katından fazladır. İşlemlerde ağırlık Amerikan Doları ve EURO, Amerikan Doları ve Yen üzerindedir. Günlük işlem hacmi, milyar dolar temelinde en fazla İngiltere, ABD, Japonya, Singapur'dadır. 44 Döviz piyasasının başlıca özellikleri; 45 Döviz piyasaları alıcı ve satıcıların karşılaştıkları mekanlar değildir. İşlemler genellikle aracılar vasıtasıyla gerçekleştirilmektedir. Döviz piyasaları belirli bir borsa şeklinde örgütlenmiş piyasalar değillerdir. Bina ve örgütsel yapı bu piyasalarda bulunmaz; örgütlenmemiş bir yapısı vardır. 44 http://tr.wikipedia.org/wiki/Uluslararas%C4%B1_d%C3%B6v iz_piyasas%C4%B1, (Erişim tarihi: 07.04.2012) 45 T.C. M EB, Sermaye Piyasası Faaliyetleri, Ankara, 2011, s.50. 47 Döviz piyasaları evrensel nitelikte piyasalardır. Tüm döviz piyasalarındaki kurlar uyum içindedir. Döviz piyasaları dünya üzerinde hiç kapanmayan piyasalardır. Döviz piyasaları tam rekabet piyasasına oldukça yakın piyasalardır Döviz piyasası işlemlerinde efektif ve döviz ayırımı yapılır. Döviz piyasasının fonksiyonları ise; Ticaret ve sermaye akımlarının gerçekleştirilmesi Kaynakların uluslararası el değiştirilmesinin sağlanması Dış ticaret için gerekli olan kredinin sağlanması İthalatçılar ile ihracatçılar arasında ödemenin sağlanması Döviz kuru ile ilgili risklerden korunmak 2.2.4.Tahvil Piyasası Tahvil, devletin ya da özel sektör şirketlerinin borçlanarak orta ve uzun vadeli fon sağlamak üzere çıkarttıkları borç senetleridir. Tahviller halka arz edilerek veya halka arz edilmeksizin satılabilir. Tahviller sahiplerine herhangi bir ortaklık hakkı vermez, sadece ihraççıya karşı alacak hakkı sağlar. Tahviller firmalar için geçici fon ihtiyacını karşılamakta ve hisse senedinde olduğu gibi sermaye artışına neden olmadan kaynak yarattığı için firmalara avantaj sağlarken, riski sevmeyen yatırımcılar için de düzenli bir ödeme sağladığı için tercih edilir. Uluslararası tahvil piyasaları finansal serbestleşme ile birlikte uygulanan esnek politikalar ve vergi avantajları sayesinde işlem hacmini genişletmiştir. Tahvil piyasalarında yabancı ihraççılar ; tahvilini piyasaya çıkarttığı diğer ülke para birimi cinsinden ihraç ettiği yabancı tahvil piyasası 48 ve tahvil ihraççısı ülkenin kendi para birimi dışında bir döviz ile yabancı ülkelerde sunduğu euro tahvil piyasası araçlarını kullanmaktadırlar. 46 Uluslararası tahvil piyasalarında tahvil ihraç eden yani borçlana n kesimler, kendi ulusal sınırları dışında tahvil satışı gerçekleştirdiklerinden ülkedeki yabancı paralardan daha düşük maliyetli ve ihtiyacı olan para biriminden finansman imkanına sahip olmaktadır. Uluslararası tahvil piyasalarında işlem yaparak ekonomik birimler hem yurt dışı piyasalarda tanınma hem de yurt içi piyasalara oranla daha derin ve likit piyasalarda işlem yapma imkanına sahip olurlar. 2.2.5.Vadeli İşlemler Piyasası Değeri başka bir finansal varlığın veya malın değerine doğrudan bağlı olan finansal araçlar türev araç olarak adlandırılmaktadır. Türev araçlar, dayanak varlığın sahipliğinin el değiştirmesine gerek olmaksızın, bu varlıkla ilgili hak ve yükümlülüklerin ticaretine imkan sağlar. Türev araçlar, riskten korunma veya getirisi değişken ( değişken faizli tahvil gibi) olan araçların getirisi sabit olan araçlarla (sabit faizli tahvil gibi) değiştirilmesi amacıyla kullanılabilir. Türev piyasaları kavramı, forward, futures, options ve swap işlemlerinin tamamını içermektedir. Bu tür işlemler vadeli işlemlerdir. Vadeli işlemlerin ortak özelliği, ilerideki bir tarihte teslimatı yapılmak üzere herhangi bir malın veya finanssal aracın, bugünden alım satımının yapılmasıdır. Vadeli işlem piyasasında alım satımı yapılan kıymetler, vadeli işlem sözleşmeleridir. Vadeli işlem sözleşmeleri hisse senedi veya tahvil gibi bir 46 T.C. A B Bakanlığı, Finansal İşlem Vergileri ve AB Uygul amal arı, Ankara, 2012, s.18. 49 şirket veya devletin çıkarmış olduğu kıymetler olmayıp, önceden belirlenen bir vadede belirli miktardaki mal veya kıymetin teslimini içeren türev araçlardır. Vadeli işlemler piyasaları gelişmiş piyasaların en önemli unsurlarından birisidir. Bunun temel nedenleri; 47 Vadeli piyasalar, sözleşmeye konu olan spot piyasalarda gelecekte ortaya çıkabilecek olumsuz fiyat değişimlerine karşı korunma imkanı sağlar. Vadeli piyasalar, alternatif yatırım imkanı demektir. Vadeli piyasalarda alım satım komisyonları spot piyasalara göre genelde daha düşüktür, dolayısıyla yatırımcıların maliyetlerini azaltır. Vadeli piyasalar, genel olarak spot piyasaların daha likit olmasını sağlar. Olumsuz fiyat hareketlerine karşı korunma imkanı olan piyasalarda, spot piyasada işlem gören mal veya kıymetlere olan yatırımcı ilgisi de doğal olarak artar. Küçük miktarda paralarla büyük pozisyonlar alma ve kaldıraç etkisi yardımıyla yüksek kazanç elde etme imkanı verir. Vadeli piyasalar portföy yöneticilerine, portföy çeşitlendirmesi ve dolayısıyla da riskin yayılması açısından değişik seçenekler sunar. Spot piyasadaki fiyat dalgalanmalarının azaltılmasına yardımcı olur. 2.3.FİNANS MERKEZLERİNİN ÜLKE EKONOMİLERİNE KATKILARI 2.3.1.Uluslararası Finans Merkezi Olmanın Etkileri Bir bölgenin finans merkezi olarak kabul edilmesi neticesinde bu konumun hem yerel hem de ulusal anlamda önemli etkileri olmaktadır. Bu 47 www.vob.org.tr/ VOBPo rtalTur/docs/turev_araclar_kılavuz.doc, (Erişim tarihi: 30.04.2012) 50 etkilerin olumlu yanları çoğunlukta olmakla beraber bazı riskleri de bünyesinde barındırmaktadır. 2.3.1.1.Makroekonomik Açıdan Etkileri UFM’nin gelişimi, yabancı hizmet sağlayıcılarını kullanan uluslararası ve yerli müşterilere sağlanan hizmetlerin artması sebebiyle ödemeler dengesinde bütçe fazlasına sebep olabilir. 48 Finans merkezi olmaktan kaynaklanacak faaliyet artışı, enflasyonist baskı yaratabilir. Yüksek maaş alacak çalışanların artışı yerel maaşlar üzerinde artış etkisi yaratacak ve yerel harcamaların artması söz konusu olabilecektir. Destek hizmetlerine ihtiyacın artması hizmet sağlayıcılarının fiyatlarında artış oluşturabilecektir. Ekonomideki genel aktivite artışı havayolu ulaşımı, oteller, diğer mal ve hizmetlere olan ihtiyacın artması ve bununla beraber ekonomideki genel canlılık, fiyatlarda yukarı yönde bir baskı oluşturacaktır. 49 İç ve dış talebin birlikte artması ile birlikte gayrimenkul fiyatlarının da yükselmesi söz konusu olacaktır. Para girişindeki artış, döviz kurlarının kontrolü üzerinde baskı yaratabilecektir. Enflasyondaki artış, döviz kurlarında ki aşağı yönlü seyir ile dengelenebilecektir. 48 49 Deloitte a.g.e., s.49. Deloitte a.g.e., s.49 51 Enflasyondaki artış faiz oranlarını artırıcı bir etki yaratacaktır. Yüksek getiri avantajından faydalanmak isteyen büyük çaplı sermayenin girişi ise bu durumda döviz kuru üzerinde baskı yaratacaktır. 50 Faiz oranları üzerinde çok sayıda baskı unsuru oluşacaktır.. UFM’nin, başlangıç yatırım gereksinimleri sebebiyle ülke bütçesinin durumunu olumsuz etkilemesi beklenmektedir. Öte yandan, genişleyen finansal hizmetler ve destekleyici sektörlerle birlikte artan vergi gelirlerinin, bütçeyi etkilemesi de beklenmektedir. 51 Yerli firmalarının verimliliğini artırmasının ekonomik büyümeye katkıda bulunması beklenilecektir. 2.3.1.2.Milli Gelir Üzerine Etkileri Bir şehir, uluslararası finans merkezi olarak nitelendirilmeye başlandığında, yoğun bir sermaye girişi ile karşılaşmaktadır. Yerli ve yabancı yatırımcılar, finans kurumları, finans kurumlarının yan sektörleri (muhasebe, bilgi işlem vb.) şehirde temsilcilikler açmaktadır. Öte yandan, artan fon akımları ile şirketlerin finansman kaynaklarının çeşitleneceği ve ucuzlayacağı öne sürülmektedir. Düşük maliyetli fon kaynaklarına erişim ile şirketler ve yatırımlar daha kolay finanse edilebilmektedir. Böylece, şehirde olduğu kadar ülkenin genelinde de ekonomik aktivite artmakta ve büyüme hızlanmaktadır. Artan ekonomik faaliyetlere bağlı olarak; yatırım harcamalarında, tüketim harcamalarında artış meydana gelecektir. Milli gelir büyüklüğünü belirlemede kullanılan büyüklüklerden olan yatırım harcamaları ve tüketim harcamalarının artışı doğrudan milli gelir artışını da beraberinde getirecektir. 50 Deloitte, a.g.e., s.51. Delo itte, a.g.e., s.52. 51 52 2.3.1.3.İstihdam Üzerine Etkileri Bir ekonomik kavram olarak istihdam; üretim faktörlerinin gelir sağlamak amacıyla çalışması ya da çalıştırılması olarak tanımlanabilir. Yadsınamaz bir şekilde bir ülkenin ürettiği toplam mal ve hizmet miktarı yani milli geliri ile o ülkenin istihdam sayısı arasında aynı yönlü bir ilişki vardır. Artan ekonomik faaliyetler ve buna bağlı artan bir milli gelir ülkede yeni iş olanakları ve iş sahaları ortaya çıkaracaktır. Finans merkezlerinin en önemli istihdam alanı; finans merkezlerinde işlem görecek yatırım araçları ile ilgili finansal uzmanlıklardır. 52 Finans merkezlerini açıklarken bahsettiğimiz gibi merkezler sadece finansal hizmetlerin sunulduğu yer değil tamamlayıcı hizmetlerinde sunulduğu merkezlerdir ve buna bağlı olarak tamamlayıcı veya destek hizmetleri sektörlerinde de istihdam alanları ortaya çıkacaktır. Finans merkezlerinde ki bu istihdam; nitelikli iş gücüne ihtiyaç duymaktadır. Bu ihtiyaç hem bu alanda hizmet görecek personelin yetiştirilmesini tetikleyecek hem de bu özelliklere sahip iş gücünün şehre veya ülkeye çekilmesini yani iş gücünün mobilitesini sağlayacaktır. 2.3.1.4.Finansal Piyasaların Derinliği Üzerine Etkileri Finansal piyasalar derinleştikçe, aracılık maliyetleri azaltmakta, yatırımın finansmanı ve girişimcilik kolaylaşmakta ve ekonominin rekabet edebilirliği artmaktadır. “Toplam Faktör Verimliliğini” hem doğrudan hem de 52 TSPA KB, a.g.e., s.5. 53 dolaylı olarak etkilen bu unsur sürdürülebilir büyümenin önemli unsurlarından biridir.53 Mali piyasalar derinleşmektedir, derinleşme ise, belli ölçeğe kadar olan sıcak para çıkışlarında ekonomik kırılganlığı azaltmaktadır. 2.3.1.5.Verimlilik Artışı Üzerine Etkileri Ülke uluslararası finans merkezi haline geldiğinde, pek çok yabancı finans kuruluşu yerli kurumlarla rekabete girecektir. Artan rekabet ise yerli finans kurumlarının verimliliğinin artmasına, işlem maliyetlerinin düşmesine, sonuçta da tasarruf sahiplerinin daha kaliteli hizmet almasına yol açacaktır. 2.3.1.6.Nitelikli İşgücü ve Eğitim Üzerine Etkileri Nitelikli iş gücü, istenilen nitelikleri taşıyan, iyi yetişmiş, yüksek düzeyde eğitim ve beceriye sahip, belirli bir konuda uzmanlaşmış ve genellikle yüksek ücretle çalışan beşeri sermaye olarak nitelendirilir. Nitelikli işgücünün varlığı bir şehrin uluslararası finans merkezi haline gelmesinde çok önemli bir etkendir. Nitelikli işgücünün bulunabilirliği, finans kurumlarının daha kolay yatırım kararı vermelerini sağlamaktadır. Finans merkezleri hizmet verdikleri alanlar(finansal yatırım, hukuksal destek, sigorta gibi) gereği nitelikli iş gücüne ihtiyaç duymaktadır. Bir yerin finans merkezi haline gelmesi durumunda hizmet verilecek alanlarda istihdam edilmek üzere iyi yetişmiş insan gücü ihtiyacı artacaktır. Bu artış her zaman iş gücü transferi yoluyla sağlanamayacağından ve finans merkezlerinde çalışmanın sağlayacağı ekonomik getirinin yüksekliği ülkenin kendi nitelikli iş gücünü yetiştirmesi konusunda, eğitim sistemini revize etmesi 53 TÜSİAD Ekono mik ve Mali İşler Ko misyonu Sermaye Piyasaları Çalışma Grubu, “Fi nansal Piyasa Derinliği”, İstanbul, 2009, s.5. 54 sonucunu doğuracaktır. Bunun sonucunda kısa vadede olmasa bile orta vade diyebileceğimiz bir süre içerisinde yetişmiş iş gücü sayısı ve niteliği artışı ile bu iş gücünü yetiştirecek eğitim kurumlarının gelişmesi söz konusu olacaktır. Bunların içinde; 54 Uzmanlığı arttırma hedefine yönelik, finans sektörü ile ilgili lisans ve lisansüstü eğitimlere ek fon aktarılması Orta ve arka ofis için teknik eğitim Hukuk ve profesyonel hizmetler için daha iyi eğitim yer almaktadır. 2.3.1.7.Yabancı Sermaye Hareketleri Üzerine Etkileri Uluslararası nakit akışları yoğun bir şekilde ülke üzerinden geçmeye başladığında, bu akışkanlık ülke ekonomisi üzerinde önemli etkilere sebep olacaktır. Genelde, bir ülkeye yoğun bir sermaye girişi olduğu sürece önemli bir sorun yaşanmamaktadır. Yukarıda da değinildiği üzere, ekonominin büyümesine katkıda bulunmaktadır. Buna ek olarak mali piyasalar derinleşmektedir. Derinleşme ise, belli ölçeğe kadar olan sıcak para çıkışlarında ekonomik kırılganlığı azaltmaktadır. Öte yandan, uluslararası sermaye akımları herhangi bir sebepten dolayı tersine dönerse, ciddi ekonomik durgunluk ve hatta krizler yaşanabilmektedir. Bu konuda Tayland çok açık bir örnektir. Tayland, 1990’ların başından itibaren UFM olma hedefi doğrultusunda pek çok önlemi uygulamaya koymuştur. Çok kısa sürede hedefine ulaşmış, 1993’ten itibaren daha da hızlanan şekilde bir sermaye girişi ve ekonomik büyüme yaşamıştır. 54 Deloitte, a.g.e., s.52 55 Fakat 1997 yılında, uluslararası sermayenin ülkeden çıkması ile beraber, derin bir krize ve uzun süren bir durgunluğa girmiştir. 55 2.3.1.8.Kurulum Açısından Etkileri Ülkeler finans merkezi olmaya karar verdiklerinde ve buna yönelik programlar geliştirdiklerinde, bu planların hayata geçirilmesi ve sonuçlarının alınmaya başlanması üretim sektörlerine kıyasla daha çabuk olmaktadır. Bankalar, sigorta şirketleri, diğer finans kuruluşları vb. kurumlar, ofis, bilgi işlem ve personel gibi altyapı ihtiyaçlarını tamamladıklarında faaliyete geçebilmektedirler. Finans sektörü, görece düşük sabit sermaye yatırımı gerektirmekte ve hızlı bir şekilde faaliyete geçebilmektedir. 56 Bu sayede yapılan yatırımın karşılığı daha kısa sürede alınabilmekte ve hızlı kurulum başarılı bir yatırım olursa hızlı geri dönüş anlamına gelmektedir. 2.3.1.9.Kara Para Aklanma Riski Açısından Etkileri Fon akışları hızlandığında, ülkenin finans sisteminin kara para aklama amacı ile kullanılması riski artmaktadır. Gerekli önlemler, yeterli duyarlılıkla ele alınmazsa, ülke kara para aklama merkezi haline gelerek itibarını yitirebilir. Bu durum, yabancı finans kuruluşlarının ülkeden çıkmalarına ve ülkenin global finans merkezi unvanını kaybetmesine yol açabilir. Kaybedilen itibarın yeniden kazanılması ise çok uzun süreler almakta, çok büyük çaba gerektirmektedir. 55 56 Deloitte, a.g.e., s.54 TSPA KB, a.g.e., s.6. 56 2.3.1.10.Mali Sorunların Bulaşıcılığı Üzerine Etkileri Uluslararası faaliyette bulunan şirketlerin dünya ekonomisindeki ağırlığının artması anlamına gelen küreselleşmenin çift taraflı bir etkisi diğer ülkelerin ve yabancı kurumların risklerinin ülkeye yansımasıdır. Öte yandan, finansal merkez olarak nitelendirilen şehirde veya ülkede önemli bir kriz olduğunda, burada yerleşik kurumlar finansal güçlük içine girdiğinde, bu durum diğer ülkelerdeki finans kurumlarını ve ekonomileri de etkilemektedir . 57 2.3.1.11.Unvanın Kayganlığı Açısından Etkileri Finans merkezi olmanın görece düşük sabit sermaye yatırımı gerektirdiği ve hızlı bir şekilde kurulabildiğine değinilmişti. Böylece bir ülke, bölge veya şehir kısa bir süre içinde uluslararası finans merkezi haline gelebilmektedir. Bunun dezavantajı ise bu unvanın aynı hızla yitirilmesi riskidir. Ülkede beklenmeyen bir risk meydana geldiğinde veya daha iyi bir rakip bölge ortaya çıktığında, yeni bir yer aynı hızla finans merkezi haline gelebilmektedir. Bu alanda çeşitli sebeplerle yaşanabilecek bir başarısızlığın maliyeti çok yüksek olmaktadır. Bu maliyetlerin en önemlisi ise uluslar arası alanda kaybedilecek olan itibar ve güvendir. Kaybedilen itibarın geri kazanılması çok büyük bir çaba gerektirmekte, maliyeti de yüksek olmaktadır. 58 57 58 TSPA KB, a.g.e., s.7. TSPA KB, a.g.e., s.8. ÜÇÜNCÜ BÖLÜM İSTANBUL’UN FİNANS MERKEZİ OLMA POTANSİYELİ 3.1.DÜNYA SAHNESİNDE TÜRKİYE’NİN YERİ Türkiye’nin çeşitli yönlerden Dünya üzerindeki yerinin incelenmesi, özellikle ekonomik değerler açısından yapılacak inceleme ve karşılaştırmalar, İstanbul’un ve dolayısıyla Türkiye’nin uluslararası bir finans merkezi olup olamayacağını ortaya koyması açısından önemlidir. Uluslararası finans merkezlerine bakıldığında ülke ekonomileri ile finans merkezleri arasında göz ardı edilemeyecek pozitif bir ilişki vardır. 3.1.1.Türkiye’nin Dünya Üzerindeki Yeri ve Önemi Bir ülkenin dünya üzerinde bulunduğu yere ve bu yerin, denizlere, ticaret yollarına, önemli yeraltı kaynaklarına ve ülkelere göre durumuna o ülkenin "Coğrafi Konumu" denir. Coğrafi konum, bir ülkenin sosyal, siyasi ve ekonomik yapısına büyük ölçüde etki yapar. Türkiye coğrafi konumu bakımından çok önemli özelliklere sahip bir ülkedir. Bu konumunun özelliklerine ve sonuçlarına bakılacak olunursa; 59 Türkiye eski dünya kıtalarının arasında yer alır. Bu nedenle hem Asya, hem de Avrupa ülkesidir. Tarih boyunca bu iki kıta arasında bir köprü görevi üstlenmiştir. Bugün Balkanlar'da, Kafkaslarda ve Orta Asya'da meydana 59 Ramazan, Özey, Türkiye’ni n Coğrafyası ve Jeopolitiği Neden Önemlidir, Ankara, Ada Yayınları,1999, s.59. 58 gelen gelişmeler sonucu bu görevi daha da önem kazanmıştır. Ayrıca Türkiye Avrupa ülkeleri ile Ortadoğu ülkeleri arasında yer alır. Gelişmiş Avrupa ülkelerinde sanayinin her türlü ürünü, Orta Doğu Bölgesinde ise bol enerji kaynağı vardır. Birbirine muhtaç bu iki ülkeler grubu arasında canlı ticareti sağlayan yolların yurdumuzdan geçmesi önemli ekonomik yararlar sağlayacaktır. Türkiye, gelecekte Hazar ve Orta Asya doğal kaynaklarının batıya ulaşmasında doğal bir köprü rolü üstlenebilecektir. Dünya doğal enerji kaynaklarının %70’i Türkiye’nin etrafında kümelenmiştir. Hazar petrollerinin batıya taşınmasını öngören ve uluslararası camiadan da büyük destek bulan Bakü Ceyhan projesi, petrol nakil güzergahı bakımından en istikrarlı ve güvenli ortamı sunmakta ve çevre korunması bakımından da en az riski taşımaktadır. 60 Türkiye, sosyal, siyasi ve ekonomik yapısıyla Avrupa ve Orta Doğu ülkelerini birbirine yaklaştıran bir model ülke görünümündedir. Siyasi coğrafya açısından; İstanbul ve Çanakkale Boğazları, Karadeniz'i Akdeniz üzerinden Atlas Okyanusu'na ve Hint Okyanusu'na bağlar. Karadeniz’e kıyısı olan ülkeler sıcak denizlere en kısa ve ekonomik yoldan ulaşabilmek için İstanbul ve Çanakkale Boğazları’ndan geçmek zorundadırlar. Özellikle Sovyet Rusya’nın dağılmasından sonra kurulan yeni cumhuriyetler, büyüme ve gelişme umuduyla deniz ticaretine büyük önem vermektedirler. Boğazların sınırlarımız içinde ve kontrolümüzde olması yurdumuza ticari, siyasi ve askeri coğrafya yönünden önemli üstünlükler sağlar. Türkiye, askeri ve siyasi yönden dünyanın en hareketli ve sorunlu ülkelerinin yer aldığı, Balkanlar, Kafkaslar ve Ortadoğu bölgelerinin tam ortasında bulunmaktadır. Stratejik açıdan bakıldığında Türkiye'nin sahip olduğu ekonomik, kültürel ve siyasal olanaklar, akıllıca kullanıldığı takdirde Türkiye'nin "bölgesel güç" olma özelliğini pekiştirici etki yapacaktır. 60 Fatih Çev ik, Uluslararası Finans Merkezleri Ülke Ekonomilerine Etkileri ve İstanbul’un Potansiyeli, İstanbul, İTO Yay ınları, 2009, s.180. 59 Balkanlar’ın, Kafkasların, Ortadoğu’nun ve Körfez ülkelerinin siyasal, askeri ve ekonomik kargaşası, önümüzdeki yıllarda durulacak gibi gözükmemektedir. Bu nedenle, Türkiye'nin "bölgesel bir güç olma" özelliği ve önemi, daha uzun yıllar devam edebilecek bir yapıdadır. Türkiye, jeopolitik ve jeostratejik mevkisi itibariyle; 61 Dünyanın en önemli petrol rezervlerine sahip Orta Doğu ve Hazar Havzası, Önemli deniz ulaştırma yollarının kavşağı durumunda bulunan Akdeniz Havzası, Tarihte her zaman önemini sürdürmüş olan Karadeniz Havzası ve Türk Boğazları, SSCB ve Yugoslavya’nın dağılması sonucu yapısal değişikliklere uğrayan Balkanlar, Etnik çatışmalar yanında, zengin tabii kaynaklara sahip Kafkasya ve bunun daha ötesinde Orta Asya’nın oluşturduğu coğrafyanın merkezinde etkili bir konumda bulunmaktadır. Üç kıtayı birbirine bağlayan ve çok önemli bir jeostratejik konuma sahip olan Türkiye, aynı anda bir Avrupa, Asya, Balkan, Kafkas, Ortadoğu, Akdeniz ve Karadeniz ülkesidir. Kısacası Türkiye bir Avrasya ülkesidir. Türkiye’nin jeostratejik önemini pekiştiren diğer özellikleri ise; Demokratik, laik, sosyal hukuk devletine sahip ve piyasa ekonomisini kabul etmiş bir ülke olarak batı sistemlerini uygulaması ve batının tüm kurumlarıyla bütünleşmeyi benimsemiş olması, Kafkasya ve Orta Asya petrol ve doğal gazının batıya ulaştırılması için belirlenen güzergahlardan birini ve en önemlisini ihtiva etmesi, 61 Mehmet Önal, Türk Silahlı Kuvvetlerinin Bölgesel ve Küresel Barışa Katkıları, Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2010, s.17. Erciyes 60 1990’lı yıllardan itibaren büyük değişmelere sahne olan Balkanlar, Ortadoğu, Kafkasya ve Orta Asya ülkeleriyle tarihten gelen kültür birliğine ve gelişen olumlu ilişkilere sahip olması, BM ve Kuzey Atlantik Paktı (NATO)’nın barışı koruma, bölgesel güvenlik ve istikrara yönelik girişimlerine iştirakleri hatta bazılarında üstlendiği öncü rol ile “Avrupa Güvenlik Mimarisi” üzerinde tartışılmaz bir ağırlığa sahip olması ve nitelik ve nicelik olarak Avrupa’da ve bölgesinde güçlü bir Silahlı Kuvvetlere sahip olmasıdır. Türkiye yer aldığı bölgede gerçek anlamda cumhuriyet ve demokrasi ile idare edilen, tek Müslüman ve laik ülkedir. Genç ve dinamik nüfus potansiyeli, zengin yeraltı ve yerüstü kaynakları, ayrıca her geçen gün gelişmekte olan ekonomik ve teknolojik gücü ile bölgede mevcut politik, askeri ve ekonomik dengeyi bulunduğu tarafa kazandırabilecek milli güce ve coğrafyaya sahip bir bölge devletidir. Türkiye, dünya ekonomileriyle bütünleşme bakımından, bir taraftan küreselleşme hareketleri içinde yer almış, diğer taraftan da ekonomik güç odaklarından Kuzey Amerika Serbest Ticaret Antlaşması (NAFTA) ve Pasifik Bölgesi ile ticari ilişkilerini sürdürmüş ve Avrupa entegrasyonu hareketine tam olarak katılma iradesini açıklamış bulunmaktadır. 62 3.1.2.Küreselleşmenin Türkiye’ ye Etkileri Küreselleşmenin ekonomik yansımalarının Türkiye üzerindeki etkileri açısından yaklaşıldığında; Türkiye teknoloji ve bu teknoloji ile gerçekleştirilecek üretim ile küreselleşme olgusuna ciddi katkıda bulunmayan bir ülkedir. Öte yandan 75 milyonluk nüfusu ile de pazar olma yönünden 62 Adem, Şahin, “Dünya Ek onomisinde Küreselleşme ve B ölgesel Entegrasyonlar”, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakü ltesi Dergisi, s.326. 61 cazip bir ülkedir. Bu durumu ile ilk bakışta küreselleşme olgusunun ikinci ülkeler safındaymış gibi görünmektedir. Fakat coğrafyamızdaki potansiyel zenginlikler iyi değerlendirildiğinde, bölgesinde gelişmiş ülkeler safına ilk geçebilecek ülke konumunda olduğu da bir gerçektir. Ülkemizde küreselleşme ile ilgili en büyük sorun “yasal ve idari” düzenlemelerin bir an evvel yapılması gerekliliğidir.63 Türkiye, üreten batının mal ve hizmet akışının kavşağında olması sebebiyle dünyada dolaşan sermaye ve yatırım hamlelerinin cazibe merkezi olmaktadır. Ekonomik sıkıntılarını aşmış bir Türkiye; üretimi, satışı ve karını ön planda tutmak mecburiyetinde olan Batının, küreselleşme politikalarında vazgeçmesi mümkün olmayan bir ülke olup, yerine ikame edebilecek aynı değerde alternatif ülkelerin bulunmaması nedeniyle de büyük avantaja sahiptir. Burada en kritik nokta batının taleplerini oluşturan durdurulamaz ve hızı kesilemez küreselleşme olgusunun zamanlamasıyla Türkiye’ nin avantajlarını kullanmaya hazır bir hale gelmesi için gerekli sürenin özdeşleşmesi sorunudur. 21. Yüzyılın siyasi, askeri, ekonomik ve ticari güç dengeleri Avrasya coğrafyasında yeniden şekillenecektir. Avrasya coğrafyasında daha dar bir bölge olan Güney Doğu Avrupa (Balkanlar), Karadeniz Bölgesi, Kafkaslar, Orta Asya ve Orta Doğu, Türkiye’nin tam merkezinde yer aldığı bölge, ekonomi, ticaret ve enerji konularında önemli gelişme kaydedecek ve önümüzdeki dönemde küresel pazarlarla daha da bütünleşmiş olacaktır.. Küreselleşmenin yarattığı bazı temel gelişmeleri başlıklar halinde sıralamak gerekirse aşağıdaki sonuçlara ulaşılmaktadır. 64 63 Halim, Çıtır, Küreselleşme ve Türkiye’ye Etkileri, Çağın Po lisi Dergisi, 2009, s.5. Çıtır, a.g.m., s.12. 64 62 3.1.2.1.Küreselleşmenin Olumlu Yanları Dünya çapında yüz binlerce çeşitli yeni iş imkanları yaratılmıştır. Haberleşme ve iletişim imkanları daha geniş kitlelere ulaştırılmıştır. Kredi ve yatırımlarda ciddi artışlar görülmüştür. Teknoloji transferi ve know-how sağlanmıştır. Enerji, haberleşme alt yapıları kurulmuştur. Eğitim verilmek suretiyle beşeri kaynaklar etkinleştirilmiştir. Çalışma koşullarında iyileşmeler sağlanmıştır. Hukuka, mülkiyete, insan haklarına saygılı yönetim tarzları yaygınlaşmıştır. Sivil toplum kuruluşları ve bunlar arasındaki ilişkiler ve dayanışma ruhu gelişmiştir. 3.1.2.2.Küreselleşmenin Olumsuz Yanları Büyük ve uluslararası çalışan şirketler ön plana çıkmıştır. Ucuz emeği kullanan, yerel şartlardan yararlanan, çevreyi tahrip eden bir sömürü düzeni getirilmiştir. Geri kalmış veya gelişmekte olan ve özellikle kalifiye olmayan iş gücü için ücret sınırlamaları getirilerek sosyal dampinglere yol açılmıştır. Küresel zenginleşmeye karşılık gelirler belli kesimlerde toplanmıştır. Serbest sermaye hareketleri Latin Amerika, Uzak Doğu, Rusya ve en son olarak da ülkemizde krizlere neden olmuştur. Ulus devletin varlığı tehdit ve risklerle karşı karşıya kalmıştır. Doğal hayatın dokunulmazlığı zarar görmüş çevre kirliliği tehlikeli boyutlara ulaşmıştır. Geleneksel yapının aşınması toplumsal çöküntülere yol açmıştır. 63 3.1.3.Türkiye’nin Nüfusu Ülke ekonomilerinin büyüklüğü ile finans merkezi olma başarısının arasında göz ardı edilemez bir ilişki vardır, ülke ekonomilerinin büyüklüğünü belirleyen şey ise üretimdir. Üretilecek mal ve hizmetlerin parasal büyüklüğü ülke ekonomisini oluşturur. Üretim işgücü ile yapılacağından ülkelerin nüfus büyüklükleri ile ekonomik gelişmişlikleri arasında da bir ilişki olduğu söylenebilir. Mutlak suretle yoğun işgücünün bulunması ülke ekonomisini güçlendirir tezini ileri sürmek doğru değildir, ancak doğru bir planlama ile yüksek işgücü yüksek üretim anlamına gelebilir. Finans merkezleri için önemli unsurlardan birinin de nitelikli işgücü olduğundan daha önce bahsetmiştik. Nüfus yoğunluğu ve özellikle genç nüfusun fazlalığı bu ihtiyacı karşılayabilecek altyapıyı sağlamaktadır. İyi eğitim verilecek ve alanlarında uzman hale gelebilecek kişi sayısının fazla olması, finans merkezlerinin ihtiyaç duyacağı nitelikli personel havuzunun geniş olmasına ve tercih edilebilirliğinin artırmasına yol açacaktır. İş gücünün FM’ler için önemli bir boyutu da maliyet avantajıdır. FM’ler için gereken iş gücünün ülke içinde bulunması veya yetiştirilecek potansiyelin olması; iş gücü maliyetinde önemli bir avantaj sağlayacaktır. Aksi takdirde gerekli iş gücünün transfer edilmesi suretiyle karşılanması kaçınılmaz olarak maliyetleri artıracak bir unsur olacaktır. Günümüzde finansal hizmetler sektöründe ayırt edici özelliklerin başında maliyet unsurunun da olduğu dikkate alınırsa, yeterli iş gücü varlığı veya potansiyeli önemli bir avantaj olarak karşımıza çıkmaktadır. 2011 yıl ortası nüfus tahminlerine göre dünya nüfusu yaklaşık 6 milyar 974 milyon kişidir. Nüfus büyüklüğüne göre ülke sıralamasının ilk sıralarında Çin Halk Cumhuriyeti (1 milyar 348 milyon kişi), Hindistan (1 milyar 242 64 milyon kişi) ve Amerika Birleşik Devletleri (313 milyon kişi) yer almaktadır. Dünya nüfusunun % 1,1’ini oluşturan Türkiye nüfusu (74 milyon kişi), 187 ülke arasında 18. sırada yer almaktadır. 65 2050 yılı nüfus tahminlerine göre dünya nüfusu 9 milyarı aşacaktır. 2050 yılında Hindistan’ın 1 milyar 692 milyon kişi ile en fazla nüfusa sahip ülke olması beklenmektedir. Nüfus büyüklüğü bakımından Hindistan’ı sırasıyla Çin Halk Cumhuriyeti (1 milyar 295 milyon kişi) ve Amerika Birleşik Devletleri (403 milyon kişi) izleyecektir. Nüfusu 2050 yılında 94 milyon 585 bin kişi olarak tahmin edilen Türkiye’nin 187 ülke arasında 19. sırada yer alması beklenmektedir. 66 Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi'ne göre 2012 yılı itibariyle Türkiye nüfusunun yaş gruplarına göre dağılımı, Tablo 3. Nüfusun Yaş Gruplarına Göre Dağılımı Yaş Aralığı Nüfus Yaş Aralığı Nüfus 0-4 6.198.957 50-54 4.039.198 5-9 6.158.964 55-59 3.478.582 10-14 6.499.258 60-64 2.668.518 15-19 6.405.552 65-69 1.928.386 20-24 6.186.089 70-74 1.500.126 25-29 6.270.678 75-79 1.102.126 30-34 6.544.927 80-84 745.666 35-39 5.731.177 85-90 315.990 40-44 5.064.060 +90 89.709 45-49 4.699.421 Kaynak: TÜİK Raporlarından derlenmiştir. Tablo 3’de görüldüğü gibi Türkiye nüfusunun yaklaşık yarısı 15-45 yaş aralığı grubunda, %80’i ise 50 yaş altındadır. 65 66 Bu durum bahsetmiş http://www.tu ik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=13140 , (Erişim tarihi: 10.01.2012) http://www.tu ik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=13140 , (Erişim tarihi: 10.01.2012) 65 olduğumuz iş gücü potansiyeli açısından ülkemiz adına olumlu bir görüntü ortaya koymaktadır. 3.1.4.Türkiye’nin Yumuşak Gücü Dünyanın en önemli iş ve kültür dergilerinden İngiltere merkezli Monocle, ülkelerin askeri ve ekonomik yön dışında kalan; sosyal bütünlük ve kültürüyle diğer ülkeleri etkileyişini anlatan ‘yumuşak güç’ araştırmasında ülkelerin diplomatik altyapısı, kültür alanında ortaya koydukları ürünler, düşünce kuruluşlarının sayısı, internet kullanıcılarının sayısı, iş dünyasındaki cazibesi, son olimpiyatlarda kazanılan ödüller, eğitim kapasitesi, medyanın gücü gibi alanlar incelenir. 67 Kim hangi sırada? Tablo 4. Ülkelerin Yumuşak Güç Listesi Sıralaması 67 Sıra Ülke Sıra Ülke Sıra Ülke 1 İngiltere 11 G. Kore 21 Yeni Zelanda 2 ABD 12 Norveç 22 Çin 3 Almanya 13 Finlandiya 23 Portekiz 4 Fransa 14 İtalya 24 İrlanda 5 İsveç 15 Hollanda 25 Polonya 6 Japonya 16 İspanya 26 Singapur 7 Danimarka 17 Brezilya 27 Meksika 8 İsviçre 18 Avusturya 28 Rusya 9 Avustralya 19 Belçika 29 İsrail 10 Kanada 20 TÜRKİYE 30 Tayland http://onedio.com/etiket/mitt-ro mney/507fdf4fb815ea384225878b, (Erişim tarihi: 25.09.2012) 66 Türkiye’nin yumuşak gücü yorumu ise; Monocle’ın geçen seneki listesinde 23’üncü olan Türkiye, bu yıl 20’nci sıraya yükselmiştir. Araştırmada Türkiye için yapılan yorum ise “İstikrarlı yükselişine devam eden Türkiye ilk defa listemizde ilk 20’ye girdi. Yeni üsler arayan küresel şirketler artan şekilde İstanbul’a bakıyor, Türk Havayolları daha maceracı rotalar ekliyor ve ülkenin pembe dizileri Avrupa’da yeni izleyiciler kazanıyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul’a yönelik büyük planlarının belki hayata geçirilmesi zor olabilir, ancak hırslı olduğu kesin. Gelecek yıllardaki mücadelesi muhafazakar güçlerin Türkiye’nin etkileyici demokratik gelişimi, ekonomik büyümesi ve sosyal liberalizmini engellememesi olacak. Giderek artan şekilde istikrarsızlaşan komşular da sorun olabilir.” şeklindedir. 68 3.1.5.Türkiye Ekonomisi Finans merkezi olma kriterleri arasında ülke ekonomisinin büyüklüğü ilk sıralarda dile getirilmektedir. Dünya üzerindeki büyük ve istikrarlı merkezler aynı zamanda büyük ekonomilere sahip ülkelerde yer almaktadır. Londra ve New York gibi pek çok incelemeye göre, geri kalan finans merkezlerinden ayrı, global finans merkezleri dışındaki büyük finans merkezlerin de bile yapılan işlemlerin çoğu yerli yatırımcılar tarafından yapılmaktadır. Özellikle yeni kurulan ve yoğun rekabet ortamında ilerlemek isteyen merkezler için canlı ve büyük bir iç pazar; hem büyüme hem de istikrar açısından itici bir güç olacaktır. Türkiye ekonomisi, 2008 yılı üçüncü çeyrek sonrası dört çeyrek boyunca devam eden küçülme döneminden, 2009 dördüncü çeyrek itibariyle çıkmış ve sonrasında güçlü ve kalıcı bir toparlanma süreci yakalamıştır. Küresel finansal krizin Türkiye ekonomisi üzerinde, GSYİH büyümesi açısından, yarattığı tahribat Çin, Arjantin ve Hindistan gibi gelişmekte olan 68 http://onedio.com/etiket/mitt-ro mney/507fdf4fb815ea384225878b, (Erişim tarihi: 25.09.2012) 67 ülkelerden görece daha fazla olmakla beraber, Türkiye ekonomisi toparlanma ve büyüme sürecini bu ekonomilerle aynı süre içerisinde yakalamayı başarmıştır. GSYİH büyüme hızının kriz sonrası dönemde ikinci en yüksek değere ulaştığı, 2011 ilk çeyreğinde ise, Türkiye ekonomisi yıllık büyüme hızı itibarıyla, Çin ve Arjantin'den daha yüksek bir orana ulaşarak büyüme sıralamasında dünya birincisi olmuştur. 69 Küresel finansal krizden diğer sektörlere göre daha olumsuz şekilde etkilenen ve küçülme üzerinde yüksek etkiye sahip olan sanayi sektörü, toplam GSYİH içinde %27’ sine yaklaşan payına rağmen, toparlanma sürecinin de temel belirleyicisi olmuştur. Yıllık hareketli toplamlar bazında potansiyel düzeyden diğer sektörlere göre daha yüksek sapma gösteren sanayi sektöründe, yıllık büyüme hızı, baz etkisi nedeniyle 2010 birinci çeyrekte %19.4 gibi çok yüksek bir orana ulaşmıştır. 70 GSYİH’nin %63’ü civarında ortalama bir paya sahip hizmetler sektöründe de, büyüme benzer bir gelişme göstermiş, sektörün ortalama yıllık büyüme hızı 2011 yılının ilk üç çeyreğinde %10’a yaklaşmıştır. 71 Türkiye ekonomisi için kısa vadede ağırlığını koruyacak temel tehditlerin başında Avrupa borç krizi ve bu küresel nitelikteki sorunun dünya finansal sistemi üzerindeki yansımaları gelmektedir. Söz konusu bu tehdit, Türkiye’ye yönelik sermaye hareketleri, dolayısıyla cari açığın ve dış tasarruflara dayalı büyümenin finansmanı açısından önemli riskler oluşturmaktadır. Ayrıca, Avrupa borç krizinin küresel finansal sistem üzerinde yaratabileceği etkiler, kredi kanalı üzerinden, Türkiye ekonomisinin finansal istikrarı ve özel sektörün kaldıraçlı büyüme süreci üzerinde riskler oluşturmaktadır. Avrupa borç krizinin diğer bir etkisi ise, ticaret kanalı yoluyla dış talep üzerinde oluşacak risklerdir. 69 Füsun Ulengin vd. Türkiye’ni n Küresel Rekabet Düzeyi, İstanbul, Sedefed Yayın ları, Kasım 2012, s.15. 70 Uluengin, a.g.e , s.18. 71 Uluengin, a.g.e , s.20. 68 Türkiye’nin ekonomik büyüklük açısından Dünya’daki yerini inceleyecek olursak; Tablo 5. 2009 Yılı İtibariyle Dünya Ekonomileri Sıralaması (Milyar Dolar) Ülke 2009* 2010 2011 2012 2013 2014 ABD 14,077 14,441 14,256 14,799 15,397 15,468 Çin 4,909 5,364 5,987 6,698 7,504 8,414 Japonya 5,068 5,272 5,377 5,548 5,744 5,972 Almanya 3,352 3,332 3,384 3,464 3,547 3,630 Fransa 2.675 2.668 2.723 2.809 2.902 3.001 İngiltere 2.183 2.222 2.297 2.416 2.553 2.695 İtalya 2.118 2.121 2.159 2.220 2.280 2.341 Brezilya 1.574 1.910 2.035 2.161 2.295 2.439 Kanada 1.336 1.556 1.641 1.728 1.809 1.892 Rusya 1.229 1.507 1.733 1.978 2.282 2.649 İspanya 1.464 1.424 1.432 1.462 1.498 1.542 Hindistan 1.236 1.367 1.496 1.644 1.809 1.991 Avustralya 997,2 1.193 1.234 1.290 1.333 1.37 Meksika 874,9 995,9 1.065 1.151 1.235, 1.318 Kore 832,5 991,1 1.068,8 1.128 1.197 1.288 Hollanda 794,8 797,4 803,7 819,5 838,5 861,1 Türkiye 617,6 710,7 743,4 778,7 801,9 826,7 Kaynak: TC Maliye Bakanlığı SGB Portalından derlenmiştir (*2009 yılı gerçekleşen, diğer yıllar ise tahmin edilen rakamlardır) 69 Tablo 6. 2010 Yılı Dünya Ekonomileri Sıralaması Ranking Economy Us Dollars 1 United States 14,447,100 2 China 5,739,358 3 Japan 5,458,873 4 Germany 3,280,334 5 France 2,559,850 6 United Kingdom 2,253,552 7 Brazil 2,088,966 8 Italy 2,051,290 9 India 1,722,328 10 Canada 1,577,040 11 Russia 1,479,823 12 Spain 1,407,322 13 Australia 1,271,945 14 Mexico 1,032,224 15 South Korea 1,014,369 16 Netherlands 779,310 17 Turkey 734,440 18 Indonesia 707,448 19 Switzerland 527,920 20 Poland 469,393 Kaynak: IMF 70 Tablo 7. 2011 Yılı Dünya Ekonomileri Sıralaması Ranking Economy US Dollars 1 United States 15.097.083 2 China 6.644.327 3 Japan 5.774.376 4 Germany 3.594.303 5 France 2.775.664 6 United Kingdom 2.366.544 7 Italy 2.146.998 8 Brazil 2.107.628 9 India 1.746.481 10 Canada 1.570.886 11 Russian Federation 1.476.08 12 Spain 1.432.813 13 Australia 1.030.268 14 Mexico 1.060.221 15 Korea, Republic 1.038.981 16 Netherlands 830.219 17 Turkey 766.441 18 Indonesia 712.737 19 Switzerland 603.917 20 Belgium 508.092 Kaynak: WorldBank IMF verilerine göreyse; 2011 yılında cari fiyatlarla GSYİH'ye göre ilk 5 büyük ekonomi sıralaması değişmemiştir. ABD 15 trilyon 94 milyar dolarla 71 birinciliğini korurken, bu ülkeyi 7 trilyon 298.1 milyarla Çin, 5 trilyon 869.5 milyar dolarla Japonya, 3 trilyon 577 milyar dolarla Almanya ve 2 trilyon 776.3 milyar dolarlık milli geliriyle Fransa izlemiştir. Önceki yıl 6'ncı sırada bulunan İngiltere ile 7'nci sıradaki Brezilya yer değiştirmiş; İtalya'nın 8'inci sıradaki yeri değişmezken, Rusya iki basamak yükselerek 9'uncu olmuştur, Kanada 10'uncu sıradaki yerini korumuştur. Cari fiyatlarla GSYH'ye göre Hindistan geçen yıla göre 2 basamak düşerek 11'inci, İspanya 12'nci, Avustralya 13'üncü, Meksika 14'cü olmuştur. Güney Kore 15'inci sıradaki yerini korumuştur. Önceki yıl 18'inci sırada bulunan Endonezya, milli gelirini %19,4 artırarak 845,7 milyar dolara çıkardığı 2011 yılında, Hollanda'yı 17'nciliğe, Türkiye'yi 18'inciliğe kaydırarak, 16'ncı sıraya yerleşmiştir. IMF verilerine göre 17'nci ve 18'inci sıralardaki Hollanda ve Türkiye'yi 19'uncu sırada İsviçre izlerken, önceki yıl 20'inci sırada olan Belçika daha aşağılara kayarak bu sırayı Suudi Arabistan'a terk etmiştir. 72 Yukarıdaki açıklamalar ve tablolar göz önüne alındığında Türkiye dünyanın en büyük 20 ekonomisi arasında yer almaktadır ve geleceğe yönelik tahminlerde de ilk 10 ülke arasına girmesi beklenmektedir. Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü kuruluş yılı olacak 2023 yılı hedefi ise GSYİH değerinin 1 Trilyon Dolar seviyesine çıkarılmasıdır. Türkiye, ekonomik güç olarak bölgesinin en büyük ekonomisine sahiptir (Rusya’yı bölge dışı kabul edersek). Bu doğal kaynakları yeterince kullanılmayan, enerji anlamında dışarıya bağlı olan ve bu amaçla büyük tutarlarda döviz çıkışı yaşayan bir ülke için başarılı bir ekonomik yapı oluşturur. Türkiye rakamsal anlamda bakıldığında dünyada orta seviyedeki ekonomik büyüklüğe sahip bir ülke olarak görülmektedir. Ancak burada önemle dikkate alınacak husus büyüme istikrarı ve bu konuda sahip olduğu potansiyeldir. Zengin kaynakları, dinamik iş gücü sahipliği, teknoloji ve Ar-Ge çalışmalarındaki atılımı gibi faktörlerle gelecekte dünya ekonomisinde çok daha etkin rol oynayacağına şüphe yoktur. 72 Okan Eren, “ T.C.MB Ekonomi Notl arı”, Ankara, Şubat 2013, s.13. 72 Tablo 8. Türkiye’nin 10 Yıllık Büyüme Oranları Yıllar (10 Yıl) Yıllık Büyüme Ortalama Büyüme 80’ler 47,82 3,99 90’lar 44,86 3,78 2000’ler 41,56 3,54 Kaynak: TÜİK Bu ekonomik büyüklüğün itici gücünü arkasına alacak bir finans merkezinin şu anki koşullara göre çok daha başarılı olacağı açıktır. Dünyadaki önemli finans merkezlerinden söz ederken, bu merkezlerin tabloda görülen ve Türkiye’den (bugün itibariyle) daha büyük ekonomilere sahip ülkelerin merkezleri olduğu görülmektedir. 3.1.5.1.Türkiye’de Finansal Hizmetler Sektörü Finans merkezinin kurulmasındaki temel etken; finansal işlemlerin tümünün bir arada yapılabileceği bir bina ya da yerleşke oluşturmak değildir. Esas olan, finansal işlemlerin hızlı ve etkin, destekleyici hizmetler dediğimiz faaliyetlerle birlikte yatırımcıya güven verecek şekilde yapılmasını sağlayacak bir sistemin oluşturulmasıdır. Yatırımcıların belirli merkezlere çekilebilmesi için, o merkezin ve merkezin bağlı olduğu ülkenin finans sektörünün daha doğru bir tanımla finansal hizmetler sektörünün gelişmişliği ve derinliği ana etkenlerden birisidir. Türk finansal sistemine baktığımızda ise karşımıza sistemin büyük bir kısmını elinde bulunduran “Bankacılık Sektörü” çıkmaktadır. 73 Bankacılık sektörü, Türk finansal sisteminin en önemli unsuru olmasının yanında tüm ekonomiyi etkileyebilecek kadar büyük bir sektördür. Bankacılık sektörü ekonomide kaynak aktarımına aracılık eden finansal sistemin en önemli parçasını oluşturmaktadır. Türkiye’de finansal sistemin bilanço büyüklüğünün yaklaşık %88,3’ünü bankalar oluşturmaktadır. 2001 yılı sonrasında finansal kesim içinde yer alan diğer kollardaki gelişmelere karşın bankacılık sektörünün sistem içindeki ağırlığı açık ara sürmektedir. 73 Şekil 2. Finans Sektörü Pay Dağılımı Kaynak: TBB Finansal sistem içinde bankacılık sektörünün göreli payı, genellikle, sosyal ve iktisadi gelişmeye paralel olarak azalmaktadır. Türkiye’de de zaman içinde bankacılık sektörünün finansal sistem içindeki payı azalmış olmakla birlikte hala çok yüksek düzeydedir. Şekil 3. Türkiye’de finansal kesimin bilanço büyüklüğünün dağılımı 2009 yılı için verilmiştir. Türkiye’de finansal sistem içinde bankalar dışında Sigorta Şirketleri, Menkul Kıymet 73 Necat, Çoşkun v.d. Türkiye’de Bankacılık Sektörü, Piyasa Yapısı, Firma Davranışları ve Rekabet Analizi, Ankara, TBB Yayın ları, 2012, s.28. 74 Yatırım Fonları, Finansal Kiralama Şirketleri, Emeklilik Fonları, Menkul Kıymet Aracı Kurumları, Tüketici Finans Şirketi, Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı ve Menkul Kıymet Yatırım Ortaklığı yer almaktadır. Şekil …’den de izlenebileceği gibi Türkiye’de finansal sistemin bilanço büyüklüğünün %88,3’ünü bankalar oluşturmaktadır. 2001 yılı sonrasında finansal kesim içinde yer alan diğer kollardaki gelişmelere karşın bankacılık sektörünün sistem içindeki ağırlığı açık ara sürmektedir. 74 Bankacılık sektöründe Ağustos 2012 itibariyle 31 adet mevduat, 13 adet kalkınma ve yatırım, 4 adet katılım bankası olmak üzere toplam 48 banka bulunmaktadır. Türkiye’de bankacılık sektörü ile ilgili verilere bakacak olursak; Tablo 9. 1990-2000 Yılları Arasında Banka ve Şube Sayısı Şube Sayısı Banka Sayısı Yıllar Ulusal Yabancı Toplam 1990 43 23 66 6447 113 6560 1991 44 21 65 6369 108 6477 1992 48 21 69 6097 109 6206 1994 47 20 67 5999 105 6104 1997 54 18 72 6703 116 6819 1999 62 19 81 7570 121 7691 2000 61 18 79 7720 117 7837 Kaynak: TBB 74 Ulusal Yabancı Toplam Coşkun, a.g.e., s.30. 75 Tablo 10. Bankacılık Sektörünün Yapısal Göstergeleri (2004-2010) Yıllar 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 Sayısı Kamu 53 51 50 50 49 49 49 Ser. 3 3 3 3 3 3 3 18 17 14 11 11 11 11 1 1 1 1 1 1 1 13 13 15 18 17 17 17 Yat. Katılım Bank. 13 13 13 13 13 13 13 Bank. Şube 5 4 4 4 4 4 4 Banka Özel Bank. Ser. TMSF Bank. Bün. Yab. Bank Ser. Kalkın ma Sayısı 6.106 6.247 6.849 7.618 8.790 9.027 9.465 127.163 132.258 143.143 158.534 171.598 172.402 178.503 13819 16513 18815 21953 23952 Personel Sayısı ATM Sayısı 14836 26.566 Kaynak: TBB ve BDDK Bu iki tablodan anlaşılmaktadır ki Türkiye’deki bankalarda yabancı payı giderek artmaktadır. 1990-2000 yılları arasında bankaların yaklaşık %25’i yabancı kaynaklı iken, bu rakam 2003-2010 yılları arasında yaklaşık %33 düzeyine çıkmıştır. 76 Tablo 11. Bankaların Aktif Toplamı (Bin TL) Yıl Aktif Toplamı Artış Oranı(% ) 2007 561.171 - 2008 705.871 25,8 2009 798.533 13,1 2010 961.876 20,5 2011 1.160.712 20,7 2012(Eylül Ayı) 1.241.732 7 Kaynak: TBB Raporlarından derlenmiştir. Tablo 11’de görüldüğü üzere 2007-2012 yılları arasında banka aktifleri iki katından daha fazla artmıştır. Bu artış ortalama yıllık yaklaşık %20 düzeyinde gerçekleşmiştir. Bu durum finans sektörü içinde bankacılık sektörünün büyük bir pay sahibi olmasını da açıklamaktadır. Türkiye’nin 10 Yıllık büyüme oranlarını gösteren Tablo…buraya tekrar aldığımızda, 2000’li yıllarda Türkiye’nin ortalama %3,54 oranında büyüdüğünü görmekteyiz. Buna karşın banka aktifleri daha dar bir dönemde (5 Yıllık) yıllık yaklaşık %20 oranında artmaktadır. Türkiye’nin güçlü bir bankacılık sistemi olmasına rağmen bankacılık dışı finans sektörü zayıf durumdadır. Bu durum krizlere karşı daha dayanıklı bir finans sistemi oluşturmasına karşın, bir bütün olarak ele alınması gereken finans merkezi hizmetleri açısından Türkiye ve İstanbul için bir dezavantaj olmaktadır. 77 Tablo 12. Türkiye’nin 10 Yıllık Büyüme Oranları Yıllar (10 Yıl) Yıllık Büyüme Ortalama Büyüme 80’ler 47,82 3,99 90’lar 44,86 3,78 2000’ler 41,56 3,54 Kaynak: TÜİK 3.1.5.2.Türk Ekonomisinin Yıllık Büyüme Oranları Büyüme oranları performansa sahiptir. açısından bakıldığında Türkiye başarılı bir Küreselleşmenin etkilerinin arttığı geçmiş 20 yıllık dönemde ortalama her yıl %4 büyüyen ekonomisi, dünya çapında büyüme hızlarının düşmesi beklenen gelecek yıllarda bu performansının altında kalacak olsa bile istikrarını sürdürecektir. Burada asıl dikkat çeken önümüzdeki 50 yıllık süreçte ekonomik büyüme anlamında gelişmiş ülkelerin adlarının geçmemesidir. Geleceğe yönelik tahminler gelişen ekonomiler denilen ve özellikle G-8 ülkelerine alternatif olarak görülen ülkelerin Dünya ekonomisinde ve dolayısıyla siyasetinde daha fazla söz sahibi olacağını göstermektedir. FM’ler açısından bakıldığında; Dünya ekonomisinde ve siyasetinde etkinliği artacak Türkiye’de oluşturulacak bir veya daha çok FM’nin başarısı beklenen gelişmeler gerçekleştiği takdirde, çok daha büyük olacaktır. 78 Tablo 13. Büyüme Oranlarına Göre İlk 10 Ülke Sıra Ülkeler 1995-2011 (% ) 2011-2060 (% ) 1 Hindistan 7,5 5,1 2 Endonezya 4,4 4,1 3 Çin 10 4 4 Suudi Arabistan 4,4 3,1 5 Güney Afrika 3,4 3 6 Meksika 2,6 3 7 Türkiye 4,2 2,9 8 Şili 3,9 2,8 9 Brezilya 3,3 2,8 10 Arjantin 3,6 2,7 Kaynak: OECD Raporlarından Derlenmiştir. 3.1.5.3.Türk Ekonomisinde Yabancı Yatırımların Büyüklüğü Uluslararası yatırımlar; ülkedeki başta ekonomik ve diğer politikaların başarısını göstermektedir. Yabancı yatırımların ülke ile ilgili görüşlerinin yansımasıdır. Kurulacak FM temel amaçlarından bir tanesi de sınır aşan sermaye hareketlerinin bulunduğu ülkeye yönlendirilmesini sağlamaktır. Ülkemiz açısından İFM kurulmadan önceki yabancı yatırım rakamları, gelecekte oluşturulacak merkezin ölçülmesinde gösterge oluşturacaktır. potansiyeli ve başarı derecesinin 79 Tablo 14. En Fazla Uluslararası Doğrudan Yatırım Çeken Ülkeler(Milyar Dolar) 2008 2009 2010 Sıra Ülke UDY Sıra Ülke UDY Sıra Ülke UDY 1 ABD 306,4 1 ABD 152,9 1 ABD 228,2 2 Belçika 142,0 2 Çin 95,0 2 Çin 105,7 3 Çin 108,3 3 İngiltere 71,1 3 4 İngiltere 91,5 4 52,4 4 Belçika 61,7 5 İspanya 77,0 5 Almanya 37,6 5 Brezilya 48,4 6 Rusya 75,6 6 Rusya 36,5 6 Almanya 46,1 7 Fransa 64,2 7 Hindistan 35,6 7 İngiltere 45,9 8 Hong Kong 59,6 8 Hollanda 35,6 8 Rusya 41,2 9 Kanada 57,2 9 Fransa 34,0 9 Singapur 38,6 10 Avustralya 46,8 10 S.Arabistan 32,1 10 Fransa 33,9 17 Türkiye 19,5 30 Türkiye 8,4 27 Türkiye 9,1 TOPLAM 1.744,1 TOPLAM 1.185,0 TOPLAM 1.243,7 Hong Kong Hong Kong 68,9 Kaynak: TC Ekonomi Bakanlığı Raporlarından derlenmiştir. 2008 yılında dünya genelindeki yabancı yatırımların oranı %1.11’lik kısmı Türkiye’ye gelmiştir. Bu oran 2009 yılında %0,71, 2010 yılında %0,73 olarak gerçekleşmiştir. 2009 yılında hem rakamsal hem de oransal olarak ciddi bir azalışın olduğu görülmektedir, bu azalış küresel boyuttaki krizin Türkiye ekonomisi üzerindeki olumsuz etkisini yansıtmaktadır. Krizin etkilerinin geçmeye başladığı toparlanma sürecinde kriz öncesi döneme yakın rakamlar tekrar yakalanmaya başlanmıştır. 80 Tablo 15. Uluslararası Doğrudan Yatırım Girişleri Doğrudan Yatırım Uluslararası Sermayeli Yıllar Girişleri Şirket Sayısı (Milyar Dolar) 2001 3,4 4.594 2002 1,1 5.002 2003 1,7 5.951 2004 2,8 7.693 2005 10,0 10.082 2006 20,2 12.913 2007 22,0 16.119 2008 19,5 19.152 2009 8,4 21.960 2010 9,1 25.236 2011 16,1 29.592 2012 (Ekim) 10,6 31.154 Kaynak: TC Ekonomi Bakanlığı Raporlarından derlenmiştir. Krizin etkisi bir tarafa bırakılsa bile dünyada 1 yıl içerisinde gerçekleştirilen yabancı yatırımlar içerisinde Türkiye’nin payı ortalama olarak %1 civarındadır. İFM projesinin gerçekleştirilmesi gayesi de bu pastadan ülkemizin almış olduğu payı artırmaktır. Ülkemiz için yabancı yatırımlarda göz önüne alınması gereken en önemli unsur, rakamsal büyüklükten ziyade yatırımın kalitesidir. Niceliksel değil niteliksel olarak yatırımların artması gerekmektedir. Ülke ekonomisine uzun vadede de katkı yapacak, üretken kapasiteyi artıracak yatırım rakamların artırılması gerekmektedir. Kısa vadeli, spekülatif yabancı paranın artması sürdürülebilirlik ve dış ekonomik sorunların ülkeye taşınması anlamında ciddi sıkıntılar yaşatacaktır. 75 75 T.C. Ekono mi Bakanlığı, “ Ul uslararası Doğrudan Yatırım Raporları 2011”, Ankara, Nisan 2012, s.41. 81 Tablo 16. En Fazla Uluslararası Doğrudan Yatırım Stoğu Olan Ülkeler ve Türkiye Yatırım Stoğu Yatırım Stoğu Sıra Ülke (Milyar Dolar) (Milyar Dolar) 2009 2010 ABD 3.120,6 (1) 3.451,4 Hong Kong 912,2 (4) 1.097,6 İngiltere 1.125,1 (3) 1.086,1 Fransa 1.133,0 (2) 1008,4 Almanya 701,6 (6) 674,2 Belçika 830,1 (5) 670,0 İspanya 670,6 (7) 614,5 Hollanda 596,7 (8) 589,8 Çin 912,2 (4) 578,8 Kanada 524,9 (9) 561,1 Türkiye 77,7 (39) 181,9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 23 Kaynak: TSPAKB 2010 yılı itibarıyla dünya toplam yurtiçi uluslararası yatırım stoku 19,1 trilyon dolar seviyesine ulaşmıştır. ABD (3,5 trilyon dolar), Hong Kong (1,1 trilyon dolar) ve İngiltere (1,1trilyon dolar) en fazla yatırım stokuna sahip ülkeler arasında ilk üç sırayı almaktadır. Türkiye ise 181,9 milyar dolar stoku 82 ile 2009 yılına göre dünya genelinde 20 basamak yükselerek 23. sırada yer almıştır. Uluslararası doğrudan yatırım açısından ise ABD, 2010 yılında en büyük yatırımcı ülke olma özelliğini 329 milyar dolar ile dünyada ilk sırada yer alarak gerçekleştirmiştir. Gelişmekte olan ülkelerin içerisinde Hong Kong, Çin ve Rusya Federasyonu yatırımcı ülkeler arasında ilk 10’a girerek önde gelen yatırımcı ülkelerden olmuşlardır. Türkiye ise 1,8 milyar dolar tutarındaki yurt dışında doğrudan yatırımı ile dünya genelinde 44. sırada yer almıştır. Türkiye’nin bu durumu uluslararası incelemelerde de ülkemiz açısından olumsuz bir durum oluşturan, tasarruf yetersizliği ve yatırım konusunda risk alma iştahsızlığının bir sonucu olarak görülmektedir. FM için yerli yatırımcılarında çok önemli olduğu bir durumda yurt içi tasarrufların artırılması ve bunların ekonomik sisteme dahil edilmesi; FM hem kuruluşu hem de başarısının devamı açısından çok önemlidir. Bu durumun gerçekleşmesi ülkede ki yatırım alışkanlıklarının değişmesi gibi sosyolojik bir yapı yanında; ekonomik büyümenin sağlanması, gelir dağılımında adaletin iyileştirilmesi, finans sektöründeki yasal düzenlemelerle yapılacak değişiklikler, piyasa güvenini sağlanması gibi iktisadi düzenlemelerin yapılmasını da gerekli kılmaktadır. Bu durumun gerçekleşmesi için şüphesiz kısa bir sürede değişim yaşanması gerekmektedir. 76 3.1.6.Türkiye Finansal Yeterlilik Araştırması Dünya Bankası ile Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) işbirliği ile hazırlanan “Türkiye Finansal Yeterlilik Araştırması” tamamlanmış ve ön sonuç raporu hazırlanmıştır. 76 T.C. Ekono mi Bakanlığı, a.g.e., s.35. 83 Araştırmada Türk halkının finansal yeterliliği, 77 Finansal okur-yazarlık Bütçe yönetimi ve borçlanma Finansal planlama Finansal ürün seçimi Finansal tutum, davranış ve eğilimler Katılımcıların sosyo-ekonomik durum Finansal bilgi edinimi ve ihtiyacı konuları altında incelenmiş ve şu sonuçlara ulaşılmıştır. 3.1.6.1.Finansal Okur-Yazarlık Görüşülen kişilerin çoğu basit bölme işlemine doğru cevap vermiştir, faiz sorularında bu oran biraz daha azalmaktadır. Birleşik faiz ve enflasyon konusunda ise beklendiği üzere doğru cevap sayısı azalmaktadır. Sorulara doğru cevap verme oranı gelir düzeyi yükseldikçe artmaktadır. 3.1.6.2.Bütçe Yönetimi ve Borçlanma Gıda ve diğer gerekli ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra düzenli tasarruf yapma oranı tahmin edildiği üzere düşük çıkmıştır. Bütçe planı yapmanın ve bu plana bağlı kalmanın; bireysel ya da hane halkı bütçesi yapıyor olmakla, kırsal ve şehirde yaşıyor olmakla ve sosyo ekonomik durumla yakından ilişkili olduğu gözlenmiştir. Hane halkı bütçesi yönetenler beklenen ve beklenmeyen harcamalar için tasarrufta bulunma, 77 http://web.worldbank.org/WBSITE/ EXTERNA L/ COUNTRIES/ECA EXT/TURKEYINTURKISHE XTN/ 0,,contentMDK:23314334~pagePK:141137~p iPK:141127~theSitePK:455688,00.html, (Erişim tarihi: 17.08.2012) 84 bireysel bütçe yönetimi yapanlar zorunlu olmayan harcamalar yapma eğiliminde bulunmaktadır. Aile ve yakın tanıdıklar borç alınan kaynaklar arasında birinci sırada yer almaktadır. Kırsalda yaşayan ve düşük gelir grubundakiler zorunlu ihtiyaçlarını karşılamadan, zorunlu olmayan harcamalara girmekten çekinmekte; şehirde yaşayan ve yüksek gelir grubundakiler ise tam tersi yönde eğilim göstermektedir. Kırsalda tasarruf, şehirlerde ise harcama eğilimi yüksek çıkmış olup; genel olarak öngörülemeyen elde kalan para, en durum ve sağlık yüksek oranla harcamalarını (%15), “acil ve karşılamak üzere” biriktirilmektedir. İhtiyaçların karşılanmasından sonra elde kalan parayla, mal ve varlıklara yatırım yapma oranı ise %4,1 çıkmıştır. Uzun vadeli gelecek planı yapanların oranı genel olarak düşüktür. Hane halkı bütçesi yönetenlerin gelecek için tasarruf yapma oranı, bireysel bütçe yönetenlerden daha yüksek çıkmıştır. Bunun yanında, bireysel bütçe yönetenlerin düzenli tasarruf yapma alışkanlığı daha yüksektir. 3.1.6.3.Finansal Planlama Hane halkı bütçesi yönetenler bütçe planı yapmakta ve bu plana bağlı kalmaktadır. Kendi bütçesini yönetenler ise daha az oranla bütçe planı yapmakta, yaptıklarında ise kabaca ve esnek planlar yapmaktadırlar Katılımcıların büyük çoğunluğu kısa dönemli planlar yapmaktadır. Bireysel bütçe yönetimi yapan ve şehirde yaşayanların düzenli olarak para biriktirme eğilimi, hane halkı yöneticilerine göre daha yüksek ancak gelecek için tasarruf etme oranı daha düşüktür.. 85 Katılımcılar çocuklarının geleceği için, genel olarak, eğitimi yatırım olarak görmektedir. Çocukları için birikim yapma oranı ise şehirde daha yüksek çıkmaktadır. 3.1.6.4.Finansal Ürün Seçimi Mevduat hesapları ve banka kredileri, özellikle bireysel bütçe yönetimi yapan ve orta ve yüksek gelir grubu tarafından en yaygın olarak kullanılan finansal ürünlerdir. Katılımcılar özellikle karmaşık finansal ürünler hakkında, finansal sistem dışındaki ürünlere oranla yüksek oranda bilgi edinme eğilimi göstermektedir. -Katılımcıların çoğunluğu güvenilir, getirisi yüksek, düşük riskli ve bilinen finansal ürünleri tercih etmektedir. Şehirde yaşayan katılımcılar daha çok yüksek getiriye bakarken, kırsaldakiler bu ürünün değer yüksekliğine bakmaktadır. Ekonomik gelir düzeyi yüksek katılımcılarda karlılık, likidite ve düşük riske verilen önem artmakta, ürünün faizsiz olup olmamasına verilen önem ise düşmektedir. Finansal ürün kullanmayanların çoğu neden olarak, ihtiyaçları olmadığını belirtmişlerdir. Bu nedenin arkasında ise, özellikle karmaşık finansal ürünlere nasıl ulaşılacağı ve kullanılacağına dair bilgilerinin olmaması görülmektedir. Bu nedenler yükselen gelirle birlikte düşüş göstermektedir. -Katılımcıların büyük bir oranı yeterli tasarrufa sahip olmaları durumunda altın ve dövize yatırım yapacaklarını belirtmişlerdir. Yeterli tasarrufları olduğu durumda, hem kırsaldan hem de şehirden katılımcılar için, altın ve dövizden sonra tercih edilecek finansal ürünler ise mevduat hesabı ve bireysel emeklilik gibi sigorta ürünleridir 86 3.1.6.5.Para İdaresiyle İlgili Bilgi Edinme Katılımcılar önemli finansal kararlar verecekleri zaman ilk olarak tanıdıkları insanlara, ikinci olarak finans profesyonellerine danışmaktadırlar. En çok tercih edilen bilgi kaynakları arasında, Bankalar, televizyon, internet ve devlet kuruluşları tarafından verilen eğitim seminerleri belirtilmiştir. Bireysel bütçelerini yönetenlerin finansal ürünlere yönelik mevcut bilgilerin, yeterli, güvenilir ve kolay anlaşılabilir olduğunu ifade etme oranı, hane halkı bütçesi yönetenlere göre daha yüksek çıkmıştır. Genel olarak, para idaresinin farklı yönlerine ilişkin daha fazla bilgi sahibi olmak ister miydiniz? Sorusuna katılımcıların %59’u hayır cevabı verirken, bireysel bütçe yönetimi yapanlar arasında finansal bir karar vermeden önce araştırma yapanlar bilgi edinme konusunda daha istekli çıkmışlardır. 87 Tablo 17. İhracat ve Dış Ticaret Konusunda Türkiye’nin SWOT Analizi KUVVETLİ YÖNLER ZAYIF YÖNLER Eğitilebilir Nüfus Jeoekonomik ve Jeopolitik Konum Firma Yapısı Dış Ticaret Stratejisinin Uygulama Zorluğu Eğitim Eksikliği Tek Pazar ve Az Sayıda Sektöre Bağımlılık İhracatın Öneminin Anlaşılması Makroekonomik İstikrarsızlık Gelişmiş Bankacılık Sistemi Kaynak Yetersizliği Müteahhitlik Hizmetleri Teknoloji Üretememe Karayolu Taşımacılığı Karayolu Dışı Taşımacılık Hizmetleri Girdi Maliyeti Yüksekliği Yatırımların Yönlendirilememesi Türk Malı İmajı ve Markalarımızın Eksikliği TEHDİTLER FIRSATLAR Küreselleşme (Yanlış Politikalar) Küreselleşme (Doğru Politikalar) Uluslararası Rekabetin Artması Ticaret ve Ekonomik İşbirliği Anlaşmaları Bölgesel Entegrasyonlar AB’nin Yeniden Yapılanması Bölgesel Siyasi Krizler DTÖ Kuralları ve Liberalizasyon Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı Raporlarından derlenmiştir. 88 3.2.İSTANBUL’UN TARİHİ, GENEL YAPISI VE EKONOMİSİ 3.2.1.İstanbul’un Tarihi İstanbul, yerleşim tarihi üç yüz bin, kentsel tarihi yaklaşık üç bin, başkentlik tarihi bin altı yüz yıla kadar uzanan Avrupa ile Asya kıtalarının kesiştiği noktada bulunan bir dünya kentidir. Şehir çağlar boyunca farklı uygarlık ve kültürlere ev sahipliği yapmış, yüzyıllar boyu çeşitli din, dil ve ırktan insanların bir arada yaşadığı kozmopolit ve metropolit yapısını korumuş ve tarihsel süreçte eşsiz bir mozaik halini almıştır. Uzun zaman dilimleri boyunca her alanda merkez olmayı ve iktidarda kalmayı başaran dünyadaki ender yerleşim yerlerinden biri olan İstanbul geçmişten günümüze bir dünya başkentidir. 78 İstanbul 4. yüzyıldan 20. yüzyıla kadar on altı yüzyıl boyunca dünyanın en büyük ve en önemli metropolleri arasında yer almıştır. Avrupa, Asya ve Afrika kıtalarının kesiştiği geniş bir bölgenin tartışmasız hakimi olmuş ve bu süreçte dünya tarihini önemli derecede etkilemeyi başarmıştır. İstanbul kesintisiz bin altı yüz yıl boyunca, 330'dan 1922'ye kadar olan dönemde; Roma İmparatorluğu (330-395), Bizans İmparatorluğu (395-1204, 1261-1453), Latin İmparatorluğu (1204-1261) ve Osmanlı İmparatorluğu (1453-1922) olmak üzere dört farklı imparatorluğa başkentlik yapmıştır. Bu imparatorluklardan üçü var oldukları dönemde dünyanın en büyük güç ve iktidar sahibi devletleri olarak tarihe geçmiştir. Hepsinin İstanbul'dan yönetildiği düşünüldüğünde şehrin tarihsel önemi ve değeri anlaşılabilir. 79 78 İnci, Taşdemir, Uluslararası Finans Merkezi Olarak İstanbul'un Yapılanması ve Finans Kümelenmesi, İstanbul, İTO Yay ınları, 2008, s.20. 79 Taşdemir, a.g.e., s.22. 89 Medeniyet kenti olarak anılan İstanbul, gerek konumu gerekse görülmeye değer güzellikleri, kültürü, geçiş noktası olma özelliğiyle eşsiz bir kıta parçasıdır. 3.2.2.İstanbul’un Önemi İstanbul, üç imparatorluğa başkentlik etme özelliğinin yanı sıra, her dönemde ekonomik merkez olma özelliğini de koruyan az sayıda kentten biridir. 1923'te kurulan bugünkü yeni Cumhuriyete siyasi anlamda başkenti olmamasına rağmen, ekonomik merkez olma özelliğini her zaman sürdürmüş ve ülkenin kaderini belirleyen konumunu asla ve asla kaybetmemiştir. 1980'lerin sonlarında, sosyalist bloğun çökmesiyle birlikte, Karadeniz, Kafkasya ve Balkanlar'da yaşanan değişimler, İstanbul' un etkileyebileceği alanı genişletmiştir ve yeniden bir dünya kenti olma şansını sunmuştur. Kentin ekonomisine ve iş yaşamına kısaca bakacak olursak: 80 Bugün İstanbul'un Türkiye GSYİH' sindeki payı yaklaşık % 27 düzeyindedir. 1980'li yıllardan itibaren Türkiye sanayindeki önemi nispeten azalmasına rağmen, finans başta olmak üzere inşaat, ticaret, konut ve diğer hizmet sektörlerindeki katkısı büyüyen İstanbul'un, Türkiye milli gelirindeki payı 1960'lardan beri hep % 20 ile % 27 arasında seyretmektedir. 1970'lerden itibaren sanayi sektörünün İstanbul dışında mekanlar bulmaları ve yeni yatırımlarını buralara yapmaları, imalat sanayinin İstanbul'daki büyümesini bir ölçüde durdurmuştur.(Bu durum sanayi alanında, 80 TÜİK, “Seçilmiş Göstergeler ile İstanbul”, 2011, s.62-110 90 yabancı sermayeli şirketlerin sayısında ve yatırım tutarlarında da kendini göstermektedir.) Sanayideki bu duruma karşılık para piyasalarının kalbi artan bir tempoyla hep İstanbul'da atmıştır. Bugün mevduatların % 35'e yakını İstanbul'da toplanmakta kullanılmaktadır. Sigorta ve kredilerin şirketlerinin yaklaşık neredeyse % 33'ü İstanbul'da tamamının merkezi İstanbul'da bulunmaktadır. Serbest Bölge niteliği de taşıyan Menkul Kıymetler Borsası, İstanbul merkezlidir ve hızla dünyanın başarılı borsaları arasında yükselmektedir. Leasing, factoring, özel finans kurumları gibi finans kuruluşlarının merkezleri de İstanbul'da bulunmaktadır ve özellikle liberalleşen para piyasaları ile birlikte İstanbul, bir finans merkezi olma yolunda ilerlemektedir İstanbul'un her yıl devlet bütçesine katkısı yaklaşık % 40 düzeyinde, buna karşılık devlet harcamalarından aldığı pay % 7 -8 dolayındadır. Özel bankaların tamamının genel müdürlükleri ve Türkiye'deki toplam banka şubelerinin yaklaşık % 29'u İsta nbul'da bulunmaktadır. İstanbul hem iç hem de dış ticarette merkezi bir öneme sahiptir. İstanbul'da ticaret sektöründe yaratılan katma değer, il toplam katma değerinin % 26,5’ine ulaşmaktadır. Türkiye genelinde ticaret sektöründe yaratılan katma değerin % 27'si İstanbul'a aittir. İstanbul, aynı zamanda Türkiye'nin en önemli ihracat ve ithalat kapısı konumundadır. İstanbul'un ihracatı Türkiye toplamının % 46'sını ithalatın ise % 40'ını oluşturmaktadır. 91 İstanbul, turizmin merkezi olması açısından ve öze llikle de kongre turizmi açısında büyük bir potansiyele sahip bulunmaktadır. Otel kapasitesinin dörtte biri beş yıldızlı otellere, beşte birine yakını da dört yıldızlı otellere aittir. Gelir dağılımı yönünden ise İstanbul Türkiye'de gelirin eşitsiz dağıldığı bir il durumundadır. Nüfusun en varlıklı kesimini oluşturan % 20, gelirin % 64'ünü, en fakir % 20 ise gelirin % 4'ünü almaktadır. Bu durum Türkiye genelindeki duruma paralel bir durumdur. Tüketime giden Türkiye gelirinde İstanbul'un tek başına payı % 27,5 dolaylarındadır. İstanbul nüfusunun eğitim durumu, Türkiye ortalamasının oldukça üstündedir. Türkiye genelinde 6 yaşın üstündeki nüfusun % 20'sine yakını okuma yazma bilmezken, bu sayı İstanbul'da % 10 dolayındadır. Türkiye genelinde yüksek okul bitirenler nüfusun % 3'ünü oluştururken, İstanbul'da bu oran % 5,5’tir. Türkiye'de hastanelerin % 14'üne yakını İstanbul'dadır. 35 binin üzerinde yatağı bulunan bu hastaneler, toplam Türkiye hastane yataklarının % 23'ünü oluşturuyor. Sayıca az görünmesine karşın, İstanbul'daki devlet hastaneleri kapasite olarak ortalama 487 yataklı büyük hastanelerdir. (Türkiye ortalaması 152 yatak). Toplam özel hastane yatak mevcudunun % 60'ını barındıran İstanbul, özel hastanelerin de merkezidir. İstanbul nüfusunun % 79'u SSK, Emekli Sandığı, Bağ-Kur ve özel sandıklardan oluşan sigorta sisteminden yararlanırken, % 21'inin hiçbir sosyal güvencesi bulunmamaktadır. Sayıları 1,5 milyona yaklaşan bu sosyal güvencesiz nüfusun oranı, % 27 olan Türkiye geneli oranının altındadır. İstanbul, ülke hava taşımacılığının da merkezi durumundadır. Atatürk Havalimanının yanı sıra Anadolu Yakasında da Pendik Sabiha Gökçen havaalanı hizmete vermektedir. 92 Eğitim ve öğretimde de İstanbul önemli bir merkezdir. İstanbul’da 2700 okulda 2,3 milyon öğrenci okumaktadır. Bu durum hem genç nüfusun varlığı hem de nitelikli iş gücü potansiyelinin göstergesidir. Üniversite ve yüksek okullardaki öğrenci sayısı 300 bini aşmaktadır. Üniversitelerdeki yüksek lisans ve doktora öğrencisi sayısı ise yaklaşık 45 bine ulaşmaktadır. Bu özellikleri dikkate aldığımız da kısaca söylenebilecek olan; İstanbul’un Türkiye’nin siyasi anlamda başkenti olmamasına rağmen başta ekonomi olmak üzere pek çok alanda Türkiye’nin merkezi ve lider şehri olduğudur. Bu yapısı ile ülkemizde kurulacak bir FM için tartışmasız olarak ev sahipliği yapacak şehir olduğu açıktır 3.2.3.İstanbul Nüfusu 2006 yılında 11,6 milyon olan İstanbul gözlem nüfusu 2009 yılı sonu itibariyle TÜİK tarafından yapılan sayımlara göre 12,9 milyon olarak açıklanmıştır. 2023 yılı için İstanbul ili toplam nüfusunun, değişik yöntemlerle yapılan projeksiyonlarda, mevcut dinamiklerin ve eğilimlerin devam etmesi durumunda 22-25 milyon arasında olacağı hesaplanmıştır. Ancak sürdürülebilirlik ilkesi çerçevesinde, doğal eşik analizi, nüfusa bağlı çalışma alanı ve konut alanı hesaplamalarının sonucunda, İstanbul’un nüfusu 1/100.000 Çevre Düzeni Planı’nda 16 milyon olarak belirlenmiştir. 2023 yılı için çalışma alanı (İstanbul ve Gebze) toplam nüfusu ise 17.217.056’dir. Çalışma alanı kısa dönem nüfusu 14,6 milyon, orta dönem nüfusu 15,7 milyondur. Çalışma alanı nüfusunun yıllara göre yaka bazlı dağılımı aşağıdaki tabloda gösterilmektedir. 81 81 http://www.tu ik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=8536, (Erişim tarih i:20.08.2012) 93 Tablo 18. Yıllara Göre Nüfus Dağılımı Yakalar 2006 2009 2014 2018 2023 Anadolu 4.422.418 5.052.326 5.358.872 5.818.690 6.585.056 Avrupa 7.586.589 8.341.339 8.799.471 9.486.670 10.632.000 Toplam 12.009.007 13.393.665 14.158.343 15.305.360 17.217.056 Kaynak: TÜİK İstanbul yaklaşık 14 milyonluk nüfusu ile Türkiye’de neredeyse her 5 kişiden birinin yaşadığı bir şehirdir. Bu kalabalık nüfusu ile aralarında Yunanistan, Portekiz, Belçika, Macaristan ve İsveç gibi ülkelerin bulunduğu 118 ülkeden daha fazla nüfusa sahiptir. Nüfus yoğunluğu daha önce de belirttiğimiz nedenlerden dolayı, işgücü potansiyeli açısından avantaj olsa bile bu yoğunluğun getirdiği; alt yapı sorunları, işsizlik, çarpık kentleşme, güvenlik sorunları gibi sosyal, ekonomik ve fiziki olumsuzluklar İstanbul için dezavantaj olmaktadır. 3.2.4.İstanbul’un Ekonomik Verileri 3.2.4.1.Finans Sektörü İçerisindeki Payı Daha öncede belirttiğimiz gibi Türkiye’de finans sektörünün asıl oyuncusu bankalardır. Bankacılık sektörü rakamlarına bakınca da İstanbul’un sektörde ki ağırlığı görülmektedir. 2005-2011 yılları arasında Türkiye’deki ve İstanbul’daki mevduat rakamları incelendiğinde; banka mevduatlarında ciddi bir artışın olduğu görülmektedir. Bu süreçte toplam mevduatlar %191 oranında artış kaydetmiştir. Bu Türkiye’nin mevcut süreçte tasarruflarını neredeyse 3 katına çıkardığını göstermektedir. Bu süreçte İstanbul’un payı yıllar itibariyle çok 94 fazla değişmeden istikrarlı bir şekilde %40’ın üzerinde olmuştur. Türk Finans Sisteminde bankacılığın, bankacılık sektöründe de İstanbul’un payı büyüktür. Tablo 19. Banka Mevduatları ve İstanbul’un Payı (Bin TL) Yıl İstanbul Türkiye Oran(% ) 2005 102.812 253.578 40,5 2006 129.479 311.548 41,5 2007 144.208 356.712 40,4 2008 190.808 453.117 42,1 2009 215.139 507.099 42,4 2010 255.194 614.486 41,5 2011 299.679 698.656 42,9 Mevduat hesaplarındaki ağırlığı itibariyle, banka şubelerinde çoğunluk payının İstanbul’da olması şaşırtıcı bir sonuç değildir. 7 yıllık veriler göz önüne alındığında ülkede açılan her 3 şubeden 1 tanesi İstanbul’da açılmaktadır. İstanbul bu yapısı itibariyle ekonomi alanında hem yönetim merkezi hem de en büyük pazar olma özelliğine sahiptir. Bu nedenle kamu sermayeli bankalar dışında kalan tüm bankaların merkezleri İstanbul’dadır, kamu bankaları merkezlerinin de İstanbul’a taşınması gündemdedir. Bu durum göstermektedir ki İstanbul, Türk Ekonomisinin kalbini oluşturan merkezdir. 95 Tablo 20. Bankaların Şube Sayıları ve İstanbul’un Payı Yıl İstanbul Toplam Oran(% ) 2005 1.823 6.247 29,2 2006 2.031 6.849 29,7 2007 2.264 7.618 29,7 2008 2.574 8.790 29,3 2009 2.631 9.027 29,1 2010 2.746 9.465 29,0 2011 2.833 9.834 28,8 Kaynak: TBB Bankalar dışındaki finans kuruluşlarının payı sektör içinde az olsa bile bu kurumların neredeyse tamamı İstanbul merkezli kuruluşlardır. 3.2.4.2.Milli Gelir İçerisindeki Payı Kişi başı en yüksek bölgesel gayri safi katma değer 2007 yılı için 16. 799 TL, 2008 yılı için 18.689 TL ile İstanbul için hesaplanmıştır. 82 İstanbul, 2008 yılı için 236.293 milyon TL ile en yüksek bölgesel gayri safi katma değere ulaşmıştır. İstanbul’u, 72.785. milyon TL ve %.8,5 pay ile Ankara ve 56.670. milyon TL ve %.6,6 pay ile Bursa, Eskişehir, Bilecik Bölgesi izlemiştir. Bölgesel gayri safi katma değer hesaplarında en düşük payı %.0,6 ile Ağrı, Kars, Iğdır, Ardahan Bölgesi almıştır. 83 82 83 http://www.tu ik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=408, (Erişim tarihi:11.10.2012) http://www.tu ik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=412, (Erişim tarihi:11.10.2012) 96 Tablo 21. Gayri Safi Katma Değer Dikey Paylar Bölge 2004 2005 2006 2007 2008 TÜRKİYE 100 100 100 100 100 İstanbul 27,8 27,4 27,5 27,9 27,7 4,6 4,7 4,6 4,7 4,9 14,1 14,0 14,0 13,8 13,8 12,2 12,4 12,7 12,7 12,8 10,8 10,7 10,8 10,8 10,9 10,4 10,5 10,4 10,5 10,4 3,9 3,9 3,8 3,9 3,9 5,2 5,2 5,1 4,9 4,9 2,5 2,7 2,6 2,6 2,6 1,6 1,6 1,5 1,5 1,5 2,4 2,4 2,3 2,3 2,3 4,5 4,6 4,6 4,5 4,4 Batı Marmara Ege Doğu Marmara Batı Anadolu Akdeniz Orta Anadolu Batı Karadeniz Doğu Karadeniz Kuzeydoğu Anadolu Ortadoğu Anadolu Güneydoğu Anadolu Kaynak: TÜİK İstanbul, Türkiye’nin ekonomik açıdan en büyük kentidir. İstanbul hem uluslararası ilişkileri hem de Türkiye’nin diğer bölgeleri ile ekonomik ve ticari ilişkileri açısından ekonomik gelişmenin belirleyicisi konumundadır. İstanbul 97 2009 yılı GSYİH değeri, Türkiye içindeki ortalama payı % 27 alınarak, yaklaşık 135,8 milyar $ kabul edilmiştir. Dünya Bankası, 1 Temmuz 2011 verilerine göre Türkiye gayri safi yurtiçi hasılası (SAGP): $1.115.994.000.000 olarak hesaplanmıştır. Dünya Bankası’nın hesabına göre Türkiye'de kişi başı yıllık milli gelir (SAGP) $15.340'tır. TÜİK verileri baz alınarak yapılan hesaplamaya göre ise kişi başına düşen milli gelir küçük bir sapmayla $15.137 olarak bulunmuştur. 84 Tablo 22. İller Bazında SAGP Göre 2011 Yılı GSYİH Payları 84 Türkiye'ye Kişi Katkısı (%) Yıllık Gelir $52.451.718.000 4,7 $33.620 227.610 $6.695.964.000 0,6 $29.419 Yalova 203.741 $5.579.970.000 0,5 $27.388 4 Kırklareli 332.791 $8.927.952.000 0,8 $26.828 5 Bilecik 225.381 $5.579.970.000 0,5 $24.758 6 Bolu 271.208 $6.695.964.000 0,6 $24.689 7 Manisa 1.379.484 $30.131.838.000 2,7 $21.843 8 İzmir 394.8848 $84.815.544.000 7,6 $21.479 9 Muğla 817.503 $16.739.910.000 1,5 $20.477 10 Eskişehir 764.584 $15.623.916.000 1,4 $20.435 11 Artvin 164.759 $3.347.982.000 0,3 $20.320 12 Kırıkkale 276.647 $5.579.970.000 0,5 $20.170 13 Denizli 931.823 $17.855.904.000 1,6 $19.162 14 Mersin 1.647.899 $30.131.838.000 2,7 $18.285 15 Çanakkale 490.397 $8.927.952.000 0,8 $18.206 Sıra İl Nüfus Türkiye'ye Katkısı 1 Kocaeli 156.0138 2 Karabük 3 Başı http://tr.wikipedia.org/wiki/T%C3%BCrkiye%27de_iller_baz%C4%B1nda_ki%C5%9Fi_ba%C5% 9F%C4%B1na_d%C3%BC%C5%9Fen_y%C4%B1ll%C4%B1k_ milli_gelir, (Erişim tarih i: 15.10.2012) 98 Sıra İl Nüfus Türkiye'ye Katkısı Türkiye'ye Kişi Başı Katkısı (%) Yıllık Gelir 16 Tekirdağ 798.109 $14.507.922.000 1,3 $18.178 17 Kilis 123.135 $2.231.988.000 0,2 $18.126 18 İstanbul 13.255.685 $239.938.710.000 21,5 $18.101 19 Ankara 4.771.716 $85.931.538.000 7,7 $18.009 20 Bursa 260.5495 $46.871.748.000 4,2 $17.990 21 Edirne 390.428 $6.695.964.000 0,6 $17.150 22 Zonguldak 619.703 $10.043.946.000 0,9 $16.208 23 Nevşehir 282.337 $4.463.976.000 0,4 $15.811 24 Aydın 989.862 $15.623.916.000 1,4 $15.784 25 Adana 2.085.225 $32.363.826.000 2,9 $15.521 26 Antalya 1.978.333 $30.131.838.000 2,7 $15.231 - TÜRKİYE 73.722.988 $1.115.994.000.000 100 $15.137 Kaynak: IMF ve Dünya bankası Raporundan derlenmiştir. İstanbul'un yıllık geliri tüm İsrail’in yıllık geliriyle aynı düzeydedir. Ayrıca Finlandiya’nın yıllık gelirinden yaklaşık 33 milyar dolar daha yüksektir . Sadece İstanbul'un Türkiye ekonomisine kattığı değer 27 ilin toplam ekonomisinden büyüktür. İstanbul listede 18. sırada yer almasına karşın toplam içerisindeki payı (%21,5) itibariyle yine Türkiye’nin en büyük ekonomisine sahip ilidir. İstanbul’un 18. sırada yer almasının nedeni, daha önce de söylediğimiz gibi, olumlu bir potansiyel oluşturmasına karşın beraberinde bazı sorunları da getiren kalabalık nüfusudur. 99 3.2.4.3.İhracat Rakamları Açısından 2012 yılında Türkiye 152,6 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirmiştir. Toplam ihracatın yüzde 50,3'ünü, 76 milyar 672 milyon 937 bin dolar ile İstanbul firmaları yapmıştır. İstanbul dışındaki 79 ilin toplam ihracat hacmi İstanbul'un ihracat hacmini yakalayamamıştır. 85 İstanbul'u 12 milyar 597 milyon 660 bin dolar ile Kocaeli, 11 milyar 125 milyon 193 bin dolar ile Bursa, 8 milyar 663 milyon 535 bin dolar ile İzmir izlemiştir. Tablo 23. 2008-2012 Dönemi İller Bazında İhracat Rakamları (Milyar Dolar) 2012 Şehir 2008 2009 2010 2011 (Kasım Ayı İtibariyle) İstanbul 66,112 45,800 41,8025 59,048 55,986 Kocaeli 5,297 4,508 7,399 12,629 11,995 Bursa 11,585 9,317 9,031 12,538 10,900 İzmir 8,279 6,646 6,012 8,065 7,791 Ankara 8,194. 6,421 3,717 5,959. 5,936 127,498 102,142 113,685 122,429 139.049 TÜRKİYE Kaynak: TİM Raporlarından derlenmiştir. Tablodan da anlaşıldığı üzere yıllar itibari ile İstanbul her yıl yapılan ihracatın yarıya yakınını tek başına gerçekleştirmektedir. 85 www.tuik.gov.tr (Erişim tarihi: 11.02.2013) 100 3.2.4.4.Yabancı Yatırımlar Açısından İstanbul sanayi alanındaki liderliğini diğer şehirlere kaptırdığını daha önce söylemiştik. Bu bağlamda UASŞ’lerin sanayi temel alınarak dağılımında Tablo 26.’da da görüldüğü üzere İstanbul; İzmir, Kocaeli ve Bursa’nın ardından 4’üncü sırada yer almaktadır. Tablo 24. Yabancı Sermayeli Firmaların İllere Göre Dağılımı (Sanayi) İl Kayıtlı Firma İzmir 156 Kocaeli 147 Bursa 108 İstanbul 105 Tekirdağ 74 Ankara 38 Antalya 30 Sakarya 18 Manisa 16 Eskişehir 14 TOPLAM 895 Kaynak : TC Ekonomi Bakanlığı Raporlarından derlenmiştir. 101 Ancak UASŞ’lerin ülkemizdeki tüm sektörler itibariyle dağılımına baktığımızda İstanbul’un bariz ağırlığı hissedilmektedir. Ülkemizde 2011 yılı itibariyle UASŞ %57’si İstanbul’da bulunmaktadır. Bu durum İstanbul’un Türkiye’nin dışa açılan penceresi olduğunun kanıtı niteliğindedir. 86 Tablo 25. Uluslararası Sermayeli Şirketlerin İllere Göre Dağılımı (2011) Sıralaması İl Şirket Sayısı 1 İstanbul 17.750 2 Antalya 3.651 3 Ankara 2.063 4 İzmir 1.772 5 Muğla 1.435 6 Bursa 578 7 Mersin 540 8 Aydın 513 9 Kocaeli 361 10 Adana 234 11 Diğer İller 2.257 TOPLAM 31.154 Kaynak: TC Ekonomi Bakanlığı Raporlarından derlenmiştir. 2011 yılında uluslararası sermayeli şirketlerin yatırım projelerinin iller bazında dağılımı incelendiğinde yatırım tutarı bakımından elektrik üretimi, motorlu kara taşıtları imalatı ve otomobil lastiği üretimine yönelik projelerin önemli yer tuttuğu Kocaeli ve Kalehan Enerji Üretim ve Ticaret A.Ş. 86 T.C. Ekono mi Bakanlığı, a.g.e., s.50. 102 tarafından gerçekleştirilmesi planlanan elektrik üretimi yatırımı ile Elazığ ilk iki sırada gelmektedir. 87 2007-2011 yılları arasındaki yatırımların il bazında dağılımında da tutar açısından Kocaeli’nin yine ilk sırada olduğu gözlemlenmektedir. Kocaeli’ni İstanbul ve Bursa illeri takip etmektedir. Tablo 26. 2006-2011 Yılları Arasında UASŞ Yatırım Projelerinin Tutar Olarak Dağıldığı İlk 10 İl (Milyon $) Sıra 2006 2007 2008 2009 2010 Kocaeli 105 İstanbul 259 Bursa 96 320 Adana 0 Samsun 315 527 2011 TOPLAM 476 1.301 1486 4.210 286 274 164 3.454 118 2.053 252 445 3.284 6 16 1.735 338 11 2.095 0 0 0 1.356 0 14 1.370 Balıkesir 0 3 910 0 44 175 1.132 Sakarya 16 511 35 41 340 58 1.001 Sinop 0 0 884 0 0 0 884 Manisa 121 38 57 109 117 429 811 Denizli 6 7 36 0 762 0 871 1.224 1.247 Kaynak: T.C. Ekonomi Bakanlığı Raporlarından derlenmiştir. 87 T.C. Ekono mi Bakanlığı, a.g.e.,, s.52. 103 3.2.4.5.İstanbul’da Faaliyet Gösteren Borsalar Borsalar, borsada işlem görmesi kabul edilen menkul kıymetlerin ve diğer sermaye piyasası araçlarının, Kanun Hükmünde Kararnamede yazılı esaslar dahilinde, belli kurallara göre güven ve istikrar içinde alım-satımına olanak sağlayan, oluşan fiyatları saptamaya ve açıklamaya yetkili bulunan, tüzel kişiliğe sahip kamu kurumlarıdır. Borsalar, SPK’nın teklifi üzerine Bakanlığın izni ile kurulur. 88 3.2.4.5.1 İMKB İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB), hisse senetleri, hazine bonoları ve devlet tahvilleri, gelir ortaklığı sertifikaları, özel sektör tahvilleri, yabancı menkul kıymetler, gayrimenkul sertifikaları ve uluslararası menkul kıymetlerin alım ve satımının yapılmasını sağlamak amacıyla 26 Aralık 1985 günü kurulmuş olup, 3 Ocak 1986 yılında faaliyete başlamıştır. Türkiye’deki tek menkul kıymetler borsasıdır. 89 İMKB Hisse Senetleri Piyasasında dört sürekli pazar bulunmaktadır. Bunlar; Ulusal Pazar, İkinci Ulusal Pazar, Yeni Ekonomi Pazarı ve Gözaltı Pazarıdır. İMKB Tahvil ve Bono Piyasasında ise Kesin Alım Satım Pazarı, Repo-Ters Repo Pazarı ve Gayrimenkul Sertifikaları Pazarı bulunmaktadır. 90 İMKB, Bölgesel Finans Merkezi (BFM)’nin merkezi borsası olmalı ve tüm bölge borsalarının merkezi platformu olma hedefleri çerçevesinde uluslararası önemli borsalar ile de birleşme ve işbirliği sağlanmalıdır. Böylece, İMKB uluslararası finans merkezleri ile bölgesel borsalar arasındaki 88 http://www.imkb.gov.tr/AboutUs/AboutUsMain.aspx, (Erişim tarih i. 19.11.2012) http://www.imkb.gov.tr/AboutUs/AboutUsMain.aspx, (Erişim tarih i. 19.11.2012) 90 http://www.imkb.gov.tr/Markets.aspx, (Erişim tarihi. 19.11.2012) 89 104 bağlantıyı sağlamış olacaktır. Bu bağlantıların sağlanması ile birlikte bölge ülkeleri önemli ihraçları için İstanbul’u ve İMKB’yi tercih edeceklerdir. 91 Türkiye’de menkul kıymetler borsalarının kuruluş, çalışma, denetlenme ve borsada alım satım esasları ile borsa üyelerinin kuruluş, çalışma ve yükümlülüklerini düzenleyen “Menkul Kıymetler Borsalarının Kuruluş ve Çalışma Esasları Hakkında Yönetmelik” 06.10.1984 tarih ve 18637 sayılı Resmi Gazete ile yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. 3.2.4.5.2.VOB Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası AŞ, Türkiye'nin ilk özel borsa kuruluşudur. Sermaye Piyasası Kurulu'nun 17/8/2001 tarihli ve 9/1101 sayılı kararına dayanılarak, Devlet Bakanlığı'nın 3/9/2001 tarihli ve 2381 sayılı yazısı üzerine 2001/3025 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile kurulmuştur. 9 Temmuz 2002 tarihinde Ticaret Sicili Gazetesi'nde yayımlanacak şekilde, 4 Temmuz 2002 tarihinde Ticaret Sicili'ne tescil edilmiş ve 4 Şubat 2005 tarihinde İzmir'de işleme açılmıştır. 92 Vadeli İşlemler ve Opsiyon Borsası (VOB) bir Türev Araçlar Piyasası’dır. Ülkemizde, vadeli işlem ve opsiyon sözleşmelerinin güven ve istikrar içinde işlem görmesini sağlamak üzere vadeli işlem ve opsiyon borsası kurulmuştur. Ekonomik ve finansal göstergelere, sermaye piyasas ı araçlarına, mala, kıymetli madenlere ve dövize dayalı vadeli işlem ve opsiyon sözleşmeleri ile her türlü türev araçlardan oluşan sermaye piyasası araçlarının işlem göreceği vadeli işlem ve opsiyon borsasıdır. 91 92 TSPA KB, a.g.e.,, s.47. http://www.vob.org.tr/ VOBPortalTur/Ho mePage.aspx, (Erişim tarihi. 21.11.2012) 105 Bu borsada vadeli işlem sözleşmeleri risk yönetimi, yatırım, spekülasyon ve arbitraj amaçlı olarak yatırımcılar tarafından kullanılır. Çeşitli amaçlara sahip bu yatırımcılar spot piyasaya oranla daha düşük bir maliyetle bu piyasalarda işlem yapabileceklerdir. Döviz dalgalanmalarından korunmak amacıyla kurulmuş olmasına rağmen, Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası AŞ günümüzde daha çok spekülasyon amaçlı kullanılmaktadır. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (%25), İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (%18), İzmir Ticaret Borsası(%17), İş Yatırım Menkul Değerler A.Ş (%6), Koçbank A.Ş (%6), Vakıf Yatırım Menkul Değerler A.Ş. (%6), Garanti Bankası T.A.Ş (%6), Akbank T.A.Ş (%6), Türkiye Sermaye Piyasası Aracı Kuruluşlar Birliği (%6), İMKB Takasbank A.Ş (%3) ve Türkiye Sınai ve Kalkınma Bankası A.Ş (%1) kuruluşun hissedarları arasında yer almaktadır. 93 3.2.4.5.3.Kıymetli Madenler Borsaları Borsa içinde oluşturulacak pazarlarda, Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı tarafından tanımlanan ve standartları belirlenen, kıymetli madenlerin açık, düzenli ve serbest rekabet şartları içerisinde alınıp satılmasını sağlayan, fiyatlarının tespit ve ilanı işleriyle yetkili ve Yönetmelik’le verilen diğer işleri yapan tüzel kişiliğe sahip 1993 yılında kurulan ve 1995 yılında faaliyete başlayan kamu kurumlarıdır. 94 93 http://www.vob.org.tr/ VOBPortalTur/detailsPage.aspx?tabid=599 , (Erişim tarih i. 21.11.2012) 03.04.1983 tarihli ve 21541 sayılı Resmi Gazete, “Kı ymetli Madenler Borsalarının Kuruluş ve Çalışma Es asları Hakkında Genel Yönetmelik ” 94 106 3.2.4.5.4.Altın Borsası 1993 yılında Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı Karar'da yapılan değişikliklerle altının fiyatının belirlenmesi ile ithalatı ve ihracı serbestleştirilmiştir. Altının liberalleştirilmesi yönünde alınan kararlarla ithal ve ihraç aşamasında kolaylıklar getirilmiştir. Altın konusundaki bu gelişmeler sonucu sektörde yaşanan hızlı büyüme ekonomik açıdan büyük bir potansiyel taşıyan altın konusunda yeni kararlar alınmasını hızlandırmıştır. İstanbul Altın Borsası ( İAB), altının finansal sisteme kazandırılmasında, altına dayalı yatırım araçlarının geliştirilmesinde ve uluslararası boyut kazanmasında önemli bir aşama olmuştur. İstanbul Altın Borsası ile birlikte altın fiyatları dünya fiyatlarına paralellik kazanmış, ithal edilen altınların genel kabul gören saflık ve standartta olması zorunluluğu getirilmiş ve altının kayıt altına alınmasıyla sistemin şeffaf bir yapı kazanması sağlanmıştır. 95 Borsa'nın resmi olarak faaliyete geçmesi 26 Temmuz 1995 tarihinde olmuştur. Borsa'nın açılmasıyla üye kuruluşlar tarafından yurtdışından ithal edilen altının alım satımının gerçekleştirildiği Altın Piyasası faaliyete geçmiştir. Vadeli İşlemler ve Opsiyon Piyasası Yönetmeliği’nin 18.10.1996 tarih ve 22791 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmasını takiben 15 Ağustos 1997 tarihinde işleme açılan Vadeli İşlemler ve Opsiyon Piyasası ise, 31 Ocak 2006’da kapatılmıştır. 1 Mart 2006 tarihi itibarıyla altın üzerine Vadeli İşlem Sözleşmesi (VOB Altın), Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası A.Ş. (VOB)’de işleme açılarak, Türkiye’deki tüm vadeli işlem sözleşmelerinin Vadeli İşlemler ve Opsiyon Piyasası Yönetmeliği’ne göre kurulan VOB’da işlem görmesi sağlanmıştır. 96 95 http://www.iab.gov.tr/borsa.asp, (Erişim tarihi. 21.11.2012) http://www.iab.gov.tr/krono.asp, (Erişim tarih i. 21.11.2012) 96 107 Türk finans sektöründe genç bir Borsa olarak faaliyet gösteren İstanbul Altın Borsası, ülkemiz reel ekonomisi açısından gittikçe artan bir öneme sahip altın sektörü ile finans sektörü arasında köprü görevini üstlenmiştir. İAB'nin açılışından günümüze kadar gelinen süreç içerisinde, altının dünya piyasalarına paralel şartlarda işlem gördüğü bir piyasa ortamının yaratılmasının yanında altın sektörüyle işbirliği imkanlarının geliştirilmesi, altının yanında diğer kıymetli madenlerin de işlem göreceği piyasaların ve kıymetli madenlere dayalı finansal ürünlerin oluşturulması yönünde önemli mesafeler alınmıştır. 26 Temmuz 1995 tarihinde Borsa'nın açılmasıyla birlikte faaliyete geçen Altın Piyasası, üye kuruluşlar tarafından yurtdışından ithal edilen altının serbest piyasa şartlarında alım satımının yapıldığı organize bir piyasadır. Yapılan yasal düzenlemeler sonucu gümüş ve platinin de 9 Temmuz 1999 tarihinden itibaren Borsa bünyesinde işlem görmeye başlamasıyla, altın piyasası fiili olarak kıymetli madenlerin işlem gördüğü bir piyasa konumuna gelmiştir. 97 3.2.4.5.5.Enerji Borsası Yaklaşık Türkiye’nin yılda 600 milyar dolara etrafından faydalanamamaktadır. akıp Türkiye’nin varan bu ticaret potansi yeli gitmektedir. bu Türkiye ticaretten bu ticaretten faydalanabilmesi için kullanılabilecek önemli bir argüman olarak Enerji Borsasının kuruluşu söylenebilir. Kurulacak Uluslararası Enerji Borsası ile enerji tüketen ülkelerdeki tüketiciler ile enerji üreten ülkelerdeki üreticileri buluşturup, bu ticareti Türkiye’de yapmalarını sağlayarak, sadece ticari işlemlerden dolayı büyük bir kazanç sağlanabilir. 600 milyarlık ticaret hacminin sadece % 20’si dahi kurulacak borsada yapılırsa bu yaklaşık yılda 120 milyar dolarlık mali 97 http://www.iab.gov.tr/krono.asp, (Erişim tarihi. 21.11.2012) 108 boyutu olan bir sektör haline gelecektir. Türkiye bu işlemden yılda sadece %3 dahi kazanacak olsa 3,6 milyar dolarlık bir hizmet sektörü üretilmiş olacaktır. Bundan daha önemli olan ekonomi ve bankacılık sistemine girecek olan 120 milyar dolar ilave finansmanın ülke ekonomisi ve bankacılık sistemine sağlayacağı faydadır. 98 Kurulacak olan Enerji borsası, ekonomik işlev bakımından menkul kıymetler borsalarının yerine getirdiği fonksiyonlarında bir kısmını yüklenecektir. 99 Likidite sağlama, Ekonomiye kaynak yaratma, Sermaye mülkiyetini geniş bir topluma yayma, Ekonominin göstergesi olma, Uzun vadeli yatırımların kısa vadeli tasarruflarla finansmanını sağlama, Piyasa kıymetleriyle ilgili bilgilere kolay ulaşma, Güvence, Sanayide yapısal değişikliği kolaylaştırma gibi işlevlerde ülke ekonomisine ayrıca katkıda bulunacaktır 3.2.4.5.6.İstanbul Karbon Borsası Küresel ısınma, hava kirliliği ve iklim değişikliğinin önüne geçmek adına Türkiye’nin de içinde bulunduğu 169 dünya ülkesi tarafından imzalanan Kyoto Protokolü’nün ilk dönemi olan 2008-2012 süresini tamamlanıyor. Protokolde yer alan sera gazı salınımının azaltılması ve bunun ticarete dönüştürülerek karbon piyasasının oluşturulması konusu üzerinde, 98 99 Çev ik, a.g.e.,, s.239 Çev ik, a.g.e.,, s.239. 109 Sermaye Piyasası Kurumu (SPK) ve İstanbul Altın Borsası (İAB) çalışmaktadır İstanbul Uluslararası Finans Merkezi Projesi kapsamında hayata geçecek olan Karbon Borsası, Türkiye’de şirketlerin zorunlu değil gönüllü olarak yaptığı karbon ticaretinin (Karbon kredisi alım-satım) küresel pazarlar ile entegrasyonu sağlayarak, şirketlerin karbon salınımından daha fazla kazanç elde etmelerini sağlayacaktır. 2012’de başlanacak projenin, 2015 yılına kadar tamamlanması planlanmaktadır. 100 Dünyada en hızlı büyüyen piyasaları arasında gösterilen karbon ticaretinin büyüklüğü 140 milyar doları aşmış durumda. Türkiye’de yeni oluşturulması planlanan projenin ekonomik anlamda ciddi gelir getireceği tahmin edilirken, çevresel faktörlerin de ön plana çıkarılması hedeflenmektedir. 101 Karbon ticaretinde zorunlu ve gönüllü olmak üzere iki piyasa bulunmaktadır. Türkiye ise bu işin gönüllü tarafında yer alıyor. Her ülke ve şirket için belirlenen karbon salınım kotası mevcut. Şirketler bu kotanın aşağısında kalmaları halinde kullanmadıkları miktarı diğer şirketlere ve ülkelere satabiliyor. Bu işi zorunlu yapan ülkelerde bir ton karbonun fiyatı 20 Euro iken, gönüllü yapan ülkelerde bu fiyat 3-4 Euro’ya kadar düşüyor. Ülkemizde gönüllü karbon piyasasına kayıtlı bulunan 109 proje bulunuyor. Bu da 83 milyon dolarlık bir pazar hacmine tekabül ediyor. Türkiye’deki projelerin ağırlıklı kısmı hidroelektrik ve rüzgar gibi yenilenebilir enerji alanlarında gerçekleştiriliyor. 102 Türkiye’nin aralarında bulunduğu Kyoto Protokolü, ülkelerin zamanla bazı çalışmalarda bulunmalarını beklemektedir. Bu çalışmalar; 103 100 http://enerjienstitusu.com/2012/01/30/turkiye-spk-ve-iab-isbirligiyle -karbon-borsasini-ku ruyor, (Erişim tarihi: 12.10.2012) 101 TSPA KB, “ Avrupa’da Enerji ve Karbon B orsaları”, İstanbul, Mart, 2009, s.10. 102 TSPAKB, a.g.e., s.11. 103 TSPA KB, a.g.e., s12. 110 Sera gazı emisyonuna sebep olan kullanım alanlarında mevzuat çalışmaları, Güneş ve alternatif enerji kaynaklarından etkin şekilde faydalanma, Ulaşım ve çöp depolamada çevreciliğin temel ilke olması, Isınma, ulaşım, teknoloji konularında daha az enerji kullanılması, Fosil yakıtlar yerine bio-dizel yakıtların kullanılması, Termik santrallerde daha az karbon çıkartan sistemlerin kullanımı, Sera gazı envanteri çalışmalarının başlatılması, Sürdürülebilir atık yönetiminin yaşama geçirilmesi, Ormanlaştırma çalışmalarının hızlandırılmasıdır. 3.2.4.5.7.İstanbul Metal Borsası Türkiye'de temel metal fiyatları, Londra Metal Borsası'ndan (LME) takip edilmektedir. Baz metal borsasının kurulması halinde, baz metalleri üretimde kullanan sanayici kesim yanında elektronik ortamda fiyat hareketlerinden yararlanmayı amaçlayan yatırımcı kesim ile bu metallerde pozisyon almak isteyecek fonlar için de yeni yatırım enstrümanları yaratılmış olacaktır. 104 İstanbul'un finans merkezi olması konusunda yürütülen çalışmalar da dikkate alındığında, metal borsası, İstanbul'un finans merkezi olması yolunda atılmış önemli bir çalışma olacaktır. UFM kapsamında ülkemizin en önemli eksikliklerinden birisi olan yatırım kalemi çeşitliliği dikkate alındığında, yatırımcıların ilgisini çekebilecek yeni enstrümanların ortaya çıkarılması son derece önemlidir. 104 “Madencilik ve Yer Bilimleri Dergisi”, İstanbul, Haziran 2011, 5.sayı, s.12. DÖRDÜNCÜ BÖLÜM İSTANBUL ULUSLARARASI FİNANS MERKEZİ OLABİLİR Mİ? 4.1.İFM STRATEJİ VE EYLEM PLANI Yüksek Planlama Kurulu'nun İstanbul Uluslararası Finans Me rkezi Stratejisi ve Eylem Planı’ na göre, İstanbul, öncelikle bölgesel (10 yıl içinde), nihai olarak da küresel finans merkezi (30 yıl içinde) olacak tır. 105 Projenin uzun soluklu ve süreklilik arz eden bir proje olduğu görülen planda, projenin başarısının temel belirleyicileri, hukuki altyapının güçlendirilmesi, finansal ürün ve hizmet çeşitliliğinin artırılması, vergilendirme sisteminin basit ama etkin hale getirilmesi, düzenleyici ve denetleyici çerçevenin geliştirilmesi, fiziksel altyapının (özellikle de ulaşım altyapısının) iyileştirilmesi, organizasyon yapısının oluşturulması ve insan kaynaklarının geliştirilmesi olarak özetlenebilir. 4.1.1.İFM Strateji ve Eylem Planındaki Öncelikler YPK kararında; İstanbul Finans Merkezi Eylem Planı’nın önemli konu başlıkları şöyle belirlenmiştir: 106 105 106 DPT, “ İstanbul Uluslararası Finans Merkezi Stratejisi ve Eylem Planı” , Ankara, 2009, s.1. DPT, a.g.e., s.3. 112 İstanbul’un uluslararası finans merkezi olması yolunda uyuşmazlıkların süratli ve etkin bir şekilde çözümüne yönelik yargı sisteminde iyileştirmeler sağlanacaktır. İstanbul’da bağımsız ve özerk yapıya sahip uluslararası alanda rekabet edebilecek düzeyde kurumsal bir tahkim merkezinin oluşturulması ve arabuluculuk sisteminin etkin bir şekilde kullanılması sağlanacaktır. İFM projesinde katkısı bulunacağı öngörülen tasarıların kanunlaşma süreçlerinin hızlandırılması yönünde çalışmalar yapılacaktır. Finansal sektör düzenlemelerinde prensip bazlı anlayış benimsenerek, yasal altyapının, başta AB müktesebatı olmak üzere, uluslararası düzenlemeler ve uygulamalara uyumu sağlanacaktır. Finansal piyasalarda şeffaflık artırılacak ve yatırımcıları bilgilendirme mekanizmaları geliştirilecektir. Türkiye’de mevcut olduğu halde, çeşitli nedenlerle rekabet üstünlüğü yurtdışı piyasalara kaymış olan finansal ürün ve hizmetler belirlenerek, bu durumun düzeltilmesine yönelik tedbirler alınacaktır. Türkiye piyasalarında henüz sunulmayan veya yeterli işlem hacmine ulaşmamış, İstanbul’u cazip bir finans merkezi haline getirebilecek, gelişme potansiyeli yüksek finansal ürün ve hizmetler için gerekli altyapı oluşturulacaktır. Vergi kanunları ve ikincil mevzuat; basit, anlaşılır, öngörülebilir ve sürdürülebilir hale getirilecektir. Vergilendirme alanında yapılacak düzenlemelerle, ülkemizin rekabet gücü artırılarak finansal işlemlerin Türkiye’de yapılması sağlanacaktır. 113 Finansal kurum ve yatırımcılar için belirsizliği giderici, uygulamada uzmanlaşmayı sağlayıcı tedbirler alınacaktır. Fiziksel altyapı, finans merkezi olma yolunda üzerinde en çok çalışılması gereken alan olarak ortaya çıkmaktadır. Türkiye Doğu Avrupa, Ortadoğu ve Orta Asya bölgelerinde ki en büyük ekonomiye sahip ülkedir. Bu coğrafi alanların birinde veya birkaçında bölgesel merkez haline gelebilecek bir potansiyele sahiptir. Doğu Avrupa bölgesinde rakipler arasında Varşova, Bükreş ve Budapeşte yer almakla birlikte, Avrupa Birliği ve özellikle Doğu Avrupa ülkelerinin yaşamakta olduğu ekonomik sıkıntılar dikkate alındığında, İstanbul’un bölgenin en önemli finans ve ticaret merkezlerinden birisi olma konumunda olduğu görülmektedir. 107 4.1.2.İFM Projesinin Hedefleri İstanbul, Türkiye’nin doğal finans merkezi konumundadır. AB üyeliği yolunda ilerleyen Türkiye, bölgesel konumu sayesinde Orta Doğu, Orta Asya, Kuzey Afrika ve Doğu Avrupa bölgeleri için de önemli ekonomik büyüklüğe sahip bir ülke konumundadır. Bölge finansal kaynaklarının toplanması ve yine bu bölgelere yönlendirilmesi konusunda İstanbul’un önemli bir merkez olma potansiyeli bulunmaktadır. Projenin başarısı, siyasi iradenin varlığına ve tüm paydaşların desteği ve takibine bağlıdır. İstanbul’un uluslararası finans merkezi haline getirilmesi konusunda siyasi irade tamdır. Paydaşların desteğini sağlamak amacıyla, İFM Stratejisi ve Eylem Planı çalışmaları kapsamında çalışma grupları kurulmuştur. 80’in üzerinde 107 SERPAM, “İstanbul B ölgesel ve Ul uslararası Finans Merkezi”, İstanbul, 2012, s.5 114 kamu ve özel sektör kurumu ile sivil toplum kuruluşu ve üniversitelerden temsilciler ile çalışma grupları oluşturulmuştur. Bu amaçla yapılan çalışmalar sonucunda ortaya çıkan hedefler; 108 Kısa vade de, İstanbul’un uluslararası finans merkezi haline getirilmesi Orta vade de; Küresel ölçekte rekabet gücüne sahip bir Türkiye, Uzun vade de; Ülke kalkınmışlık seviyesinin yükseltilmesi ve böylece ülke refahının artırılmasıdır. 4.1.3.Finansal Ürün ve Hizmet Çalışma Grubu Finansal Ürün ve Hizmet Çalışma Grubu, İstanbul’un cazip bir finansal merkez amacı doğrultusunda finansal ürün ve hizmet ve çeşitliliğinin artırılmasına yönelik öneriler geliştirmiştir. Çalışma Grubu, tespit ve önerilerini oluştururken; 109 1.Ülkemizde mevcut finansal ürün ve hizmetlerle ilgili aksaklıkların ve bu aksaklıkların giderilmesi için yapılması gerekenlerin belirlenmesi, 2.Ülkemizde mevcut olduğu halde, rekabet üstünlüğü yurtdışı piyasalara kaymış olan finansal ürün ve hizmetlerin belirlenmesi ve bu durumun düzeltilmesine yönelik çözüm önerilerinin geliştirilmesi, 3.Ülkemiz piyasalarında henüz sunulmayan, ancak İstanbul’u cazip bir finansal merkez haline getirebilecek, gelişme potansiyeli yüksek finansal ürün ve hizmetler için gerekli altyapının belirlenmesi konularına odaklanmıştır. 108 109 DPT, a.g.e., s.2. DPT, “ Finansal Ürün Hizmet ve Çalışma Grubu”, Ankara, 2009, s.12. 115 Bununla birlikte, finansal ürün ve hizmetlerin geliştirilmesi hususunun yalnızca ürün ve hizmet odaklı bir konu olarak ele alınamayacağı, düzenleme anlayışı, vergi ve ilgili diğer mevzuat, altyapı hizmetlerinin kalitesi ve nitelikli işgücü gibi pek çok konunun da üzerinde durulması gerektiği çalışmalar sonucunda ortaya çıkmıştır. Yukarıda belirtilen yaklaşım çerçevesinde oluşturulan “Çalışma Grubunun” temel tespit ve önerileri ise; 110 1.Öncelikle, finansal ürün ve hizmetlerin gelişiminin desteklenmesi için, diğer gelişmiş ülkelerdekine benzer şekilde, vergi mevzuatı gibi finans sektörünü ilgilendiren tüm düzenlemelerde prensip bazlı anlayışın benimsenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. 2.Gözetim ve denetim faaliyetlerinde risk bazlı yaklaşımın benimsenmesinin piyasaya duyulan güveni ve denetim etkinliğini artıracağı düşünülmektedir. 3.Şeffaflığın artırılması ve yatırımcı bilgilendirilmesi mekanizmalarının geliştirilmesi yatırımcı güveninin tesisinde temel hususlar olarak öne çıkmaktadır. 4.Bölgesel bir finans merkezi olma hedefi doğrultusunda, yabancı kurum ve kuruluşların ülkemizde finansal ürün ihraç edebilmesine ve borsalarda kote olabilmesine ilişkin düzenleme ve altyapı çalışmala rının yapılması gerekmektedir. 5.Ülkemizde, yerli ve yabancı kurumların döviz cinsinden finansal ürün ihraç etmelerine imkan tanıyacak düzenlemelerin yapılması önem arz etmektedir. 110 DPT, a.g.e., s.13. 116 6.Sermaye piyasasının en temel finansal aracı olan özel sektör borçlanma araçlarına işlerlik kazandırılması ürün zenginliğini hızla artıracaktır. Bu konuda, ihraç maliyetlerinin düşürülmesi ve ihraç süreçlerinin iyileştirilmesi önerilmektedir. 7.Özel sektör borçlanma araçlarına benzer şekilde, yerel yönetim borçlanma araçlarının da ihraç süreçlerinin kısaltılması ve maliyetlerinin düşürülmesi önemlidir. Ayrıca, yerel yönetim borçlanma araçlarına özgü olarak, şeffaflığın artırılmasıyla ilgili düzenlemelerin yapılması, ihraçların garanti ve/veya sigorta edilmesine yönelik meka nizmaların geliştirilmesi gerekmektedir. 8.Türev ürünler konusunda, tek hisse senedine bağlı vadeli işlemler, opsiyonlar ve tezgah üstü türev araçların gerekli altyapının kurulmasının ardından hayata geçirilebileceği öngörülmektedir. 9.Faizsiz finansal ürünlerin ve hizmetlerin geliştirilmesi için gerekli mekanizmaların kurulması halinde özellikle Körfez bölgesinden yabancı sermaye girişinin artması beklenmektedir. 10.Kurumsal yatırımcı tabanının geliştirilmesi hedefi doğrultusunda, kolektif yatırım araçları ile ilgili Avrupa Birliği mevzuatına uyum çalışmalarının sürdürülmesinin yararlı olacağı düşünülmektedir. 11.Menkul kıymetleştirmenin önemli araçlarından olan özel amaçlı şirket kuruluşlarının kolaylaştırılması önerilmektedir. 12.Finansal kiralama ve faktoring şirketlerinin sunabilecekleri hizmet çeşitliliğinin artırılması için Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu tasarısına yapılacak bazı eklemelerle tasarının nihai hale getirilip yürürlüğe girmesi beklenmektedir. 117 13.Sigortacılık sektöründeki ürün çeşitliliğinin artırılabilmesi için sorumluluk sigortaları, kredi sigortaları, tapu sicil sigortaları gibi hizmetlerin altyapısının oluşturulması önemli görülmektedir. 14.Ürün ihtisas borsalarının altyapısının oluşturulmasının ve çeşitli emtianın menkul kıymetleştirilebilmesinin ürün çeşitliliğine önemli katkı yapması beklenmektedir. 15.Enerji ve karbon salınımı borsalarının oluşturulması için gerekli çalışmaların yapılması önerilmektedir. 16.Borsalarda işlem yapmak için gerekli olan teminatlandırma sisteminin merkezileştirilmesinin teminat yönetimini kolaylaştıracağı ve etkinliği artıracağı öngörülmektedir. 17.Piyasa aktörlerine hizmet veren altyapı sağlayıcı kurumların teknolojik altyapılarının uyumlaştırılması ve gerekirse merkezileştirilmesinin, işlem maliyetlerini azaltıcı bir etki yapacağı düşünülmektedir. 18.Vergi sisteminin gözden geçirilmesinin piyasanın etkinliğini artırması açısından faydalı olacağı değerlendirilmektedir. 19.Finansal ürün ve hizmetlerin sunumunda etkinliğin artırılması için yurt çapında yatırımcı eğitimi kampanyasının başlatılması önerilmektedir. 20.Uluslararası finans merkezlerinde aranan ön koşullardan biri olan nitelikli işgücünün yetiştirilmesi amacıyla, yerli/yabancı üniversite ve diğer kurumlarla işbirliği yapılması, finans sektöründe çalışanların bilgi ve becerilerinin artırılması için lisanslama sisteminde gerekli revizyonların yapılması öngörülmektedir. 118 4.1.4.Organizasyon Çalışma Grubu İstanbul Uluslararası Finans Merkezi (İFM) projesi kapsamında yapılan çalışmaların ve İFM strateji belgesinde belirlenecek olan amaç, hedef ve faaliyetlerin gerçekleştirilmesi, izlenmesi ve değerlendirilmesi için gerekli olan organizasyonel yapının önerilmesidir. Bu çerçevede, İngiltere-Londra, Singapur, Hong Kong, İsviçre-Zürih, Japonya-Tokyo, Almanya-Frankfurt, Hollanda, Fransa-Paris, İrlanda-Dublin, İspanya-Madrid, BAE-Dubai, Katar ve Avustralya finans merkezleri incelenmiştir. Bu ülkelerin her birinde farklı yaklaşımların bulunduğu ve kurumsal yapıya ilişkin uluslararası bir standart bulunmadığı gözlemlenmiştir. 111 Bu yapılanmalardan, bu konunun büyük ölçüde özel sektör ve kamu iş birliği içerisinde ve ortak çalışma grupları aracılığı ile yürütüldüğü görülmektedir. Ülke örnekleri ve ülkemizde mevcut yapıların incelenmesi neticesinde İFM organizasyon yapısına ilişkin iki alternatif üzerinde durulmuştur. 112 “Kurul” modeli esas itibari ile ilgili çalışmaların, Hükümet üyeleri, kamu kurum/kuruluşlarının başkan ve üst yöneticileri, özel sektör temsilcileri, meslek örgütleri ve sivil toplum kuruluşlarının yöneticilerinden oluşt urulacak farklı seviyelerdeki konsey, komite ve çalışma grupları ile yürütülmesini öngörmekte iken, “Kurum” yapılanması modeli münhasıran İFM çalışmalarını yürütmek üzere bir kurum/kuruluş oluşturulması esasına dayanmaktadır. Bu kurumun karar alma organı atama ile göreve gelecek ve sonrasında bağımsız karar alacaktır. Proje ile ilgili paydaşların kurum nezdinde temsili doğrudan olmayacaktır. 111 112 DPT, a.g.e., s.17. DPT, a.g.e., s.18. 119 “Kurul” modeli, siyasi sahiplenme sağlaması ile ekonomi ve finansal yönetimle ilgili kuruluşların karar alma mekanizması içinde olmasından dolayı alınan kararların uygulamaya konulmasının daha rahat gerçekleşmesi gibi avantajları nedeniyle Çalışma Grubumuzca daha iyi bir alternatif olarak değerlendirilmiştir. 4.1.5.Tanıtım ve İmaj Çalışma Grubu Tanıtım ve imaj grubunun üzerinde çalıştığı konular; 113 1.Hedef Kitlenin Belirlenmesi 2.Mevcut Durum Analizinin Yapılması: Diğer çalışma gruplarından elde edilecek bilgiler de dikkate alınarak, anket ve araştırma yöntemlerinin uygulanması suretiyle fiili durum ile potansiyel yatırımcının algılarındaki farklılıkların tespit edilmesi gereklidir söz konusu analizin profesyonel kurumlar tarafından yapılması gerektiğinden bütçe ihtiyacı bulunmaktadır. 3.Hedef Kitleye Mesaj Verilmesi: İlk iki maddenin uygulanması sonucunda ortaya çıkan bilginin değerlendirilerek hedef kitleye mesaj oluşturulması gereklidir. 4.Türk Kamuoyunun Bilgilendirilmesi Suretiyle Desteğinin Alınması: İFM’nin hayata geçmesi durumunda yeni iş imkanlarının yaratılması gibi sosyal fayda yaratacak konularda halkın bilgilendirilmesinin önemlidir. 5.Muhtemel ve Mevcut Rakiplerin Analizlerinin Yapılması: GZFT (SWOT) analizi yapılması gerektiği, bu konuda Mevcut Durum Çalışma Grubu’na talep yapılması konusu kararlaştırıldı. GZFT (SWOT) analizinin yapılması suretiyle rakip finans merkezlerinin değerlendirilmelidir. 113 DPT, “ Tanıtı m ve İmaj Çalışma Grubu”, Ankara,2009, s.11. uygulamaları 120 6.Tanıtım ve İmaj Çalışmasının Başlatılması: İlk 5 maddeden elde edilen bulguların uluslararası tecrübeye sahip yerel/yabancı bir yaratıcı reklam ajansına anlatılmasına ve söz konusu ajansın finans merkezlerinin tanıtımında kullanılacak sloganı yaratmasının sağlanmasına, Medya alım ihalesi düzenlenerek hedef kitlesine en etkin şekilde ulaşımın sağlanmasına, Uluslararası tecrübeye sahip bir PR şirketi ile anlaşarak yurtiçi ve yurtdışında yapılacak tanıtım faaliyetlerinin planlanmasına karar verilmiştir. Söz konusu çalışmaların profesyonel kurumlarca yapılması gerektiğinden bütçe ayrılmasının gerekli olduğuna karar verilmiştir. 4.1.6.Altyapı Çalışma Grubu Küresel finans merkezleri örneklerinde finans merkezinin bir “Merkezi İş Alanının bir parçası olarak ya da Merkezi İş Alanından bağımsız bir mekanda yeni bir merkez, yapı/yapı adası” olarak gelişebildiği görülmüştür. 114 Uluslararası literatürde de finans merkezi özelinde standartlar tanımlanmamıştır. Bu durumda İFM içinde farklı alternatif modellerin geliştirilebilmesi söz konusu olduğundan, önerilecek çeşitli alternatifler karar vericiler tarafından değerlendirilecektir. İFM’nin esnek bir yapıya sahip olması açısından İstanbul’un tümünün finans merkezi olarak düşünülmesi gerektiği değerlendirilmektedir. Ancak; İstanbul Finans Merkezi Yönetim Yapısının haberleşme ihtiyaçlarının sağlık lı bir şekilde karşılanmasında İFM Yönetim Yapısının belirli bir yerleşke şeklinde 114 planlanmasının hem söz konusu DPT, “ Altyapı Çalışma Grubu”, Ankara,2009, s.7. hizmetlerin için gereken 121 haberleşme şebekelerinin sağlıklı ve hızlı tesis ve işletilmesi için büyük önem taşıdığının belirtilmesinde fayda görülmektedir. İFM Yönetim Yapısının belirli bir yerleşke şeklinde planlanmasının yanı sıra; 115 Teknolojik altyapısı yeniden kurulmalı, Kesintisiz enerji ve haberleşme/bilişim sistemi ile desteklenmeli, Bilgi güvenliği ve genel güvenliğin sağlanmasına özel önem verilmeli; Finans sektöründeki diğer kurum ve kuruluşlarla uyumlu, son teknolojinin kullanıldığı bir teknik/teknolojik platform oluşturulmalı, Bilgi transferleri güvenli, ucuz şekilde muhafaza edilerek aktörler arası özel paylaşıma açık olmalıdır. Bilgi güvenliğinin sağlanması, son teknolojinin kullanılması, ucuz ve rekabet edebilir bir yapıya kavuşturulması (güvenlik ve ortak bilgi paylaşımı açısından İMKB, SPK, vb. ortak teknolojik altyapı ve veri kaynağı kurmaları) önemli adımlar olacaktır. Ancak İFM’nin yer seçimi ve yapısına ilişkin hangi alternatif model tercih edilirse edilsin İFM ihtiyaçları çerçevesinde tanımlanan aşağıdaki konularda eylem programları oluşturularak hayata geçirilmelidir. 116 İFM Yönetim Yapısı oluşturulurken, deprem ve güve nlik riskleri minimize edilmeli, yapı teknolojileri son teknolojik donanımı ve yazılımı da kapsamalıdır. En az 5 yıllık bir master plan uygulanmalı, yol haritası çıkarılmalıdır. İFM Yönetim Yapısı; teknolojik donanımlı, hızlı erişilebilir, bilişim ve haberleşme hizmetlerinin alınabileceği, haberleşme ve bilişim altyapısının son teknoloji ile kurulduğu; ulaşım, haberleşme, ortak veri tabanı (bilgi 115 DPT, a.g.e., s.15. DPT, a.g.e., s.17. 116 122 havuzu) güvenliği, diğer bir deyişle; bilgi ve bölge güvenliğinin sağlandığı bir yapı olmalıdır. 4.1.7.Düzenleyici ve Denetleyici Çerçeve Çalışma Grubu Yapılan çalışma ile elde edilen bilgilerden finans sektörünün düzenleyici ve denetleyici otoritesinin yapılanmasına ilişkin çeşitli modeller avantaj ve dezavantajlarıyla ele alınmıştır. Aynı şekilde uluslararası finans merkezlerindeki durum da incelenmiştir. Bunlara ilave olarak Türkiye’deki mevcut durum muhtelif kurumlardan elde edilen bilgiler çerçevesinde olabildiğince kapsamlı biçimde değerlendirilmiştir. Ayrıca uluslararası standartlara uyum bakımından da kapsamlı bir değerlendirme yapılmıştır. 117 Tespit edilen önemli bir husus da, ülkemiz finans sektörü düzenleme ve denetim otoritelerinin uluslararası standartlara uyum bakımından çok iyi bir yerde bulunduğu, dolayısıyla İstanbul Uluslararası Finans Merkezi oluşumu bakımından bu durumun bir avantaj olarak ortaya çıktığıdır. 118 4.1.8.İnsan Kaynakları Çalışma Grubu İstanbul Finans Merkezi Projesi İnsan Kaynakları Çalışma Grubu finans alanıyla doğrudan veya dolaylı olarak ilgisi bulunan 27 kamu ve özel sektör kuruluşunu temsilen 32 üyenin katılımıyla oluşmuştur. 119 Bir finans merkezi için ihtiyaç duyulacak insan kaynağı çalışmalarının etkili bir şekilde ortaya konabilmesi için İFM Projesi’nin ana stratejisinin ve belli başlı konularının belirlenmiş olması gerekmektedir. “Bir finans merkezi 117 DPT, “ Düzenleyici ve Denetleyici Çerçeve Çalışma Grubu”, Ankara,2009, s.8. DPT, a.g.e., s.12. 119 DPT, “ İnsan Kaynakları Çalışma Grubu”, Ankara,2009, s.5 118 123 olma ana hedefinin” altında bulunan yardımcı hedeflerin her biri farklı insan kaynakları politikaları gerektirebilecektir. Bu doğrultuda bu çalışmalar genel olarak, insan kaynakları konusunda mevcut durumu ve yapılabilecekleri analiz etmektedir. Finansal ürün ve hizmetlerin hangilerinde bir merkez olmaya çalışılacağı, finansal bir serbest bölgenin mi hedeflendiği yoksa başka modellerin mi benimseneceği gibi somut hedefler belli olduktan sonra bu yönde finans merkezi için “insan kaynağı” çalışmalarında odaklanılması gerekmektedir. 120 İstanbul’un ve ülkemizin insan kaynağının mevcut durumu analiz edilmiştir. Mevcut durumumuz insan kaynakları açısından ele alındığında üç ana konu ön plana çıkmaktadır mevcut kaynağın sayısal yeterliliğinin değerlendirilmesi, bu aşamadan sonra nitelik açısından değerlendirilmesi ve olası rakiplerle karşılaştırılmasıdır. Bu yönde yapılan tespitler doğrultusunda, ülkemizde finans alanında görev yapan veya yapacak donanımlı insan kaynağının temininde genel bir sayısal eksiklik çekilmeyeceği, önemli sayılabilecek genç ve dinamik insan kaynağına sahip ülkemizde ihtiyacın mevcut insan kaynağının donanımının artırılması, sürekli sağlanması, özellikli bazı görev alanlarında yetişmiş gelişiminin insan kaynağı bulunması ve yabancı dil bilgisinin geliştirilmesi olduğu düşünülmektedir. 121 İstanbul, donanımlı işgücünü çekebilme potansiyeli bakımından rakiplerine göre birçok açıdan avantajlı bir konumdadır. Ancak bu avantajların bazı basit gerekçelerle dezavantaja dönüştüğü ve dönüşmekte olduğu gözlenmektedir. İstanbul’un potansiyelinin efektif bir şekilde gerçeğe dönüştürülebilmesi için kamu ve özel sektör alanında atılması gereken birçok adım bulunmaktadır. Ülkemizde finans konusunda ihtiyaç duyulan alanlardan biri de yeterli eğitmendir. Özellikle uluslararası piyasalardaki gelişmeleri yakından takip 120 121 DPT, a.g.e., s.10. DPT, a.g.e., s.10. 124 edilmesine yönelik finans eğitimcilerine ihtiyaç duyulmaktadır. Nitelikli insan kaynağına tek başına sahip olmak yeterli değildir. Uzun vadede finans merkezi stratejilerini gerçekleştirebilmek için mevcut insan kaynağını zamanında ve verimli bir şekilde kullanabilmek için doğru insan kaynağına zamanında ulaşmak büyük önem taşımaktadır. Bu kapsamda bir yetenek havuzu oluşturulması önerilmektedir. 122 4.1.9.Vergi Çalışma Grubu Basitleştirilmiş ve etkin uygulanabilen bir vergi sistemi oluşturulmasına yönelik oluşturulan genel stratejik ilkeler; 123 Vergi kanun ve düzenlemelerinde tam geriye yürümezlik Prensip bazlı vergi kuralları ile gelişmeye açık bir sistem Finans sektörü vergi uygulamalarında karşılaşılan sorunların İdare’nin aktif yaklaşımıyla hızlı, bütünü kapsayan ve farklılık göstermeyen şekilde çözümlenmesi Tam mükellefler açısından vergi adaletinin (yatay ve dikey) sağlanmasını temin edilecek şekilde vergi mevzuatının değiştirilmesi. Finansal kurumların benzer işlemlerine uygulanan farklı vergisel yüklerin eşitlenmesi. Finansal sektöre ilişkin uzun vadeli vergi politikaları oluşturulması Finansal kurumların finansal gelirlerle ilgili stopaj sorumluluklarının daraltılması Vergi idaresi yapısında finansal sektörde uzman birimlerin olması Vergi yargısının finans sektöründe yürütülmesi 122 123 DPT, a.g.e., s.15. DPT, “ Vergi Çalışma Grubu”, Ankara,2009, s.12. uzmanlaşmış kadrolarıyla 125 Temel hedefler; 124 Finansal işlemlerin Türkiye içinde yapılmasının teşviki Makroekonomik koşullara uygun sürdürülebilir ve istikrarlı bir vergi rejimi Finansal kurumların benzer işlemlerine uygulanan farklı vergisel yüklerin eşitlenmesi Hukuki güvenlik sağlamak için idareye geniş yorum yetkisi bırakmayacak kapasitede yasal düzenleme Vergi gelirlerinde dolaylı vergilerin payının daha az olması Finansal sektörün kayıt dışılık nedeniyle haksız rekabete maruz olmaması Etkinleştirilmiş mukteza sistemi Vergi çalışma grubunun temel amacı; İFM Projesi’ni destekleyecek etkin, basit, anlaşılır ve şeffaf bir vergi sistemini oluşturmak için atılacak adımları belirlemektir. 4.1.10.Hukuk Çalışma Grubu İstanbul’un uluslararası finans merkezi olması yolunda uyuşmazlıkların süratli ve etkin bir şekilde çözümüne yönelik yargı sisteminin i yileştirilmesi amacıyla düşünülen düzenlemeler; 125 Uyuşmazlıkların süratli ve etkin bir şekilde çözümünü teminen, mevcut mahkemelerden birinin görevlendirilmesi şeklinde bir yöntemin, ayrı bir ihtisas mahkemesi kurulmasına nazaran daha kolay ve ekonomik olması nedeniyle tercih edilmesi 124 DPT, a.g.e., s.13. DPT, a.g.e., s.18. 125 126 Mahkemelerde görev yapacak hakimlerin eğitim alanlarının artan ihtiyaçlar doğrultusunda genişletilmesi, hizmet içi eğitimlerinin sürekli olarak devam etmesi Savcılık ve kolluk teşkilatında özellikle finansal ve bilişim alanında işlenen suçlara karşı etkin mücadele edebilmek için uzmanlaşmanın sağlanması Mahkemelerde bulunan iş yükünün azaltılması ve hakimlerin esasa yönelik çalışma ve incelemeler yapabilmesi için nitelikli uzman ara kadroların oluşturulması Uyuşmazlıkların mahkeme yoluyla çözümünde, genel usul kurallarından farklı ve daha kolaylaştıran hükümlere yer verilmesi Alternatif uyuşmazlık çözüm yollarının geliştirilmesi amacıyla yapılan çalışmalarda, uyuşmazlıklara ilişkin, mahkeme dışı çözüm yollarının geliştirilmesinin önemli olduğu değerlendirilmiştir ve bu kapsamda; 126 4.1.10.1.Tahkim Tahkime ilişkin tek bir tahkim düzenlemesi yapılması Türkiye'nin bir tahkim merkezi haline getirilmesi amacıyla, özellikle İstanbul'da kurumsal bir tahkim merkezinin kurulması Dünyada en çok tercih edilen tahkim merkezlerinin kuralları incelenerek, maliyet, hız ve kararların kesinleşme süreci gibi konularda uluslararası alanda rekabet edebilecek düzeyde oluşturulması Bu merkezin bağımsız ve özerk bir yapıya sahip olması Taraflara tercih edecekleri hakemleri seçme imka nının tanınması Kurulması planlanan tahkim merkezinin uluslararası platformda yeterince tanınması ve merkez olması için tanıtım çalışmalarının büyük önem arz ettiği 126 DPT, a.g.e., s.18. 127 4.1.10.2.Arabuluculuk Uyuşmazlıkların mahkeme yoluna başvurmadan daha kısa sürede çözülebilmesi için arabuluculuk sisteminin geliştirilmesi, buna ilişkin tanıtım çalışmalarının yapılması ve kurulması planlanan tahkim merkezinde, kurumsal olarak arabuluculuk imkanının da sunulmasını teminen gerekli yasal alt yapının oluşturulması değerlendirilmelerine varılmıştır. Yayınlanan, İstanbul Uluslararası Finans Merkezi Strateji ve Eylem Planı ve plan içerisinde İstanbul’un global bir Finans Merkezi olabilmesi için gerçekleştirilmesi bahsedeceğimiz; gereken iyileştirme çalışmalarının ileride de Global Financial Centres Index (GFCI) değerlendirme metodolojisi ile uyum sağladığı görülmektedir. Bu durum, İFM projesinin global bir bakış açısıyla planlandığının ve İFM’nin yabancı yatırımcılar için alımlı bir hale getirilmeye çalışıldığının göstergesidir. Önemli olan, sağlam temellere dayandırılan İstanbul Uluslararası Finans Merkezi Strateji ve Eylem Planı’nın ne ölçüde takip edileceği ve uygulanacağıdır. 127 4.1.11.Altyapı Komitesi İFM Projesi kapsamında yapılan çalışmalar ve araştırmalar sonucunda en önemli eksiklik olarak altyapı yetersizliği görülmüştür. Bu nedenle İstanbul’un fiziksel ve teknolojik altyapısının güçlendirilmesine yönelik çalışmaları gerçekleştirmek üzere oluşturulan Altyapı Komitesi’nin amacı; kümelenme, konut, ofis, ulaşım, enerji, turizm, eğitim, sağlık, güvenlik ve doğal afetler gibi konularda mevcut durumun analizini yapmak, sorunları belirlemek, çözüm önerilerini ortaya çıkarmak ve yol haritasını çizmektir . 128 127 128 SERPAM, a.g.e., s.7. SERPAM, a.g.e., s.8. 128 4.1.11.1.Alt Yapı Komitesi Çalışmalarının Hedefleri İstanbul’un küresel düzeyde güçlenmesini sağlamak Marmara Bölgesi’ndeki yerel potansiyelleri, bütüncül bir yaklaşımla harekete geçirerek, bölgede sürdürülebilir gelişmenin gerçekleştirilmesine öncülük etmek İstanbul’un mekansal gelişimini, çevresel, ekonomik ve toplumsal sürdürülebilirlik ilkeleri doğrultusunda, işlevsel bütünleşmeyi sağlamak Yaşam kalitesini yükseltmek Sosyal sermayeyi güçlendirmek Sürdürülebilir kent yönetim sisteminin geliştirilmesi için gerekli olan yeniden yapılanmayı sağlamak Altyapı komitesinin İstanbul ile ilgili temel bulguları; 129 4.1.11.1.1.Kümelenme Avrupa Yakası’nda yer alan Şişli-Mecidiyeköy-Büyükdere-LeventMaslak hattı, finans sektörünün ana yoğunlaşma alanıdır. Anadolu Yakası’nda ise Kozyatağı, Altunizade ve Kavacık finans başlıca Büyükdere-Levent-Maslak hattı, sektörünün yoğunlaşma alanlarıdır. Büyükdere-Levent-Maslak hattı ve Ataşehir kısa vadede, Yenibosna Basın hattı ve Kartal orta vadede önemli potansiyele sahip alanlardır 129 SERPAM, a.g.e., s.9-21. 129 İstanbul için kent ile bütünleşen, kademelenmiş çok merkezli bir kümelenme modeli daha uygun olacaktır. 4.1.11.1.2.Eğitim İstanbul’da 42 üniversite bulunmaktadır. Bunların 9’u devlet ve 33’ü Vakıf üniversiteleridir. İstanbul’da toplam olarak 3285 eğitim kurumu bulunmaktadır. Yaklaşık 100 bin öğretmen görev yapmaktadır. 2.5 milyon öğrenci bulunmaktadır. Uluslararası akreditasyona sahip okullar o 11 Yabancı okul o 6 Uluslararası okul o 4 Uluslararası Bakalorya programı uygulayan okul 4.1.11.1.3.Sağlık 217 hastane mevcuttur. 26 bin yatak kapasitesi bulunmaktadır. Yaklaşık 20 bin doktor görev yapmaktadır İki yakada iki şehir hastanesi yapılması planlanmaktadır. Türkiye’de ve dünyada tıp turizminde marka olabilecek bir kapasiteye sahiptir. 2011 yılında 45.000 hasta sağlık turizmi kapsamında yurtdışından tedavi için gelmiştir. Özel Hastanelerin önemli bir kısmı JCI akreditasyonuna sahiptir. 23 Akredite Hastane bulunmaktadır 130 4.1.11.1.4.Turizm ve Konaklama 2010 yılında yaklaşık 7 milyon turist İstanbul’u ziyaret etmiştir. Toplamda 1151 konaklama tesisi mevcuttur. 110.000 yatak kapasitesi bulunmaktadır. Tablo 27. Yaşanabilir Şehirler Sıralaması Sıra Şehir Sıra Şehir 1 İstanbul 6 Roma 2 Londra 7 Rio 3 New York 8 Sydney 4 San Francisco 9 Hong Kong 5 Paris Kaynak: Financial Times Uluslararası Kongre ve Toplantı Derneği tarafından yapılan araştırmada İstanbul, 2010’da Uluslararası toplantılara ev sahipliği yapma sıralamasında dünyada 7. sırada yer almıştır. 4.1.11.1.5.Ofis ve Konut Ofis stoku yaklaşık 3 milyon m²’dir Ofis stokunun yoğunlaştığı alanlar o Levent-Maslak (%30) o Atatürk Havaalanı çevresi (%18) o Ümraniye Bölgesi (%10) o Kozyatağı bölgesi (%10) 131 Tablo 28. İş Yapma Maliyetleri Kullanıcı Sıra Şehir Maliyetleri Kullanıcı Sıra Şehir Yıllık (USD) Maliyetleri Yıllık (USD) 1 Tokyo 22.820 7 New York 18.450 2 Paris 22.300 8 Abu Dhabi 18.190 3 Hong Kong 21.930 9 Madrid 17.150 4 Dubai 21.620 10 Singapur 16.540 5 Londra 21.370 56 İstanbul 7.760 6 Moskova 18.760 62 Varşova 7.190 Kaynak: İFM Altyapı Komitesi İstanbul iş yapma maliyetleri açısından avantaja sahip bir yapıdadır. Bölgesel rakipleri olarak görülen Varşova’dan çok büyük sayılmayacak bir maliyet farkıyla daha üstte yer alsa da Moskova ile kıyaslandığında yatırımcıların fikirlerini etkileyebilecek kadar büyük bir maliyet avantajına sahiptir. 4.1.11.1.6.Ulaşım 2 mevcut havalimanı vardır ve 1 havalimanı yapılması planlanmaktadır. 2004 yılında 16,2 milyon yolcu taşınırken bu rakam 2010 yılında 43,3 milyon yolcu olmuştur. (%170 Artış) 63 milyon mevcut yolcu kapasitesi bulunmaktadır. Yıllık yaklaşık 395.000 uçuş gerçekleştirilmektedir. 132 Tablo 29. Seçilmiş Şehirlerin Havaalanı Sayısı Şehir Havaalanı Sayısı Yolcu Trafiği Londra 5 130.000.000 New York 4 104.000.000 Hong Kong 1 50.900.000 Singapur 1 29.920.000 İstanbul 2 43.333.497 Kaynak: Kaynak: İFM Altyapı Komitesi İstanbul’daki mevcut 2 havaalanı sayısının 5’ e çıkarılması planlanmaktadır. Bu sayede uluslararası erişiminin daha da kolay olması hedeflenmektedir. İstanbul bulunduğu coğrafya itibariyle Avrupa, Ortadoğu, Arap Yarımadası, Kafkaslar gibi bölgelere fiziki olarak kısa zamanda ulaşılmasına imkan vermektedir. Tablo 30. Seçilmiş Şehirlerin Toplam Raylı Taşıma Uzunluğu Kentler Raylı Sistem Uzunluğu (km) Londra Paris New York Singapur İstanbul Kaynak: Kaynak: İFM Altyapı Komitesi 1.633 1.705 971 101 151 133 İstanbul için ortaya konulan vizyon; Çevresel, toplumsal ve ekonomik sürdürülebilirlik ilkeleri doğrultusunda özgün kültürel ve doğal kimliğini koruyarak gelişen, küresel ölçekte rekabet gücüne sahip, yaşam kalitesi yüksek bir İstanbul. 130 4.2.FİNANS MERKEZLERİNİN GENEL STRATEJİLERİ Dünyanın önemli bölgelerinde yer alan 20’den fazla finans merkezi incelendiğinde, pazar payı kapma rekabeti artmaktadır. Bir finans merkezinin uzun dönemdeki başarısı, stratejisini bugün doğru olarak belirlemesine, ulusal varlıklarını ve değerlerini bu strateji doğrultusunda etkin bir şekilde kullanmasına ve yapılması gerekenlerin hızlı bir şekilde hayata geçirilmesini sağlanmasına bağlıdır. 131 Stratejilerde esas nokta değişen taleplere karşı esnek olabilme ve cevap verebilme becerisidir. Hızlı değişen piyasa koşullarında çok hızlı hareket etme yönünde gayret göstermek gerekmektedir. Bunun gibi stratejiler, yeni kurulacak merkezler için gerçek bir çeviklik gerektirir. Başarılı finans merkezleri piyasanın taleplerine cevap vermek, riske karşı koruma sağlamak ve mutlak ihtiyaç olan istikrarı sürdürmek arasındaki dengeyi sağlayabilen merkezlerdir. Stratejik esneklik aşağıdaki dört ana tasarım ilkesinin hayata geçirilmesi ile mümkün olabilecektir: 132 130 SERPAM, a.g.e., s.21. Deloitte, a.g.e., s.16. 132 Delo itte, a.g.e., s.16. 131 134 UFM organları (düzenleyiciler, vergi otoriteleri, hukukçular gibi) ve piyasa oyuncuları (hem yeni hem de potansiyel) arasındaki çok etkin bir çift yönlü iletişimin ve karşılıklı görüş alışverişinin sağlanması Düzenlemelerin ve idari zorunluluklarının basitleştirilmesi ve verim artırıcı iş akış süreçlerinin oluşturulması Vergi sisteminin açıklık ve kesinlik düzeyinin artırılması, iş ve piyasa ihtiyaçlarına hızlı cevap verir hale getirilmesi İş yapabilme kolaylığının artırılması, bürokrasinin yok edilmesinin sağlanması ve gerekli hizmetlerin sunulması Finans kurumlarının iş yapacakları yerleri seçerken dikkate aldıkları tek konu esneklik değildir. Bazı finans merkezleri yeni işlerin kurulması için çekici ve esnek bir ortam sunmalarına rağmen, iş çevreleri hemen gelip bu merkezlerde iş yapmaya başlamamaktadırlar. Bunun en önemli nedeni, mevcut merkezlerin kendilerini her türlü iş alanı için doğal seçim olacak şekilde yapılandırmış ve işin yürütülmesi için gerekli piyasayı, süreçleri ve marka değerini oluşturmayı başarmış olmalarıdır. Mevcut yatırım alışkanlıklarını değiştirmek çok kolay değildir. Yeni kurulacak finans merkezleri, mevcut finans merkezlerinin tecrübelerinden yararlanmak gibi bir avantaja sahip olacaklardır. Ancak mevcut merkezlerin süreç içinde edindikleri uzmanlığı ve konumlandırdıkları imajı kendilerinin elde etmelerindeki zorluk ise en büyük eksiklikleri olacaktır. Yatırımcıları çekebilmek ve elde tutma istikrarına sahip olmak, yatırımcılara yönelik konumlandırmayı doğru ve etkili şekilde yapmayı gerektirir. 135 4.2.1.Vergi Uygulamaları Ülkeler rekabetçi konumlarını güçlendirmek adına vergi rekabetine giderek daha fazla önem vermektedir. Bu durum hem çeşitli fırsatlar (hem de bazı tehditler ortaya çıkarmaktadır. OECD açıklamıştır. vergi oranları esasına dayalı rekabeti kabul ettiğini 133 Vergi politikasında yapılan değişikliklerin doğru ve etkin bir şekilde yönetilmesi büyük önem taşımaktadır. Vergi politikalarında yapılacak değişiklikler, finansal yatırımcıların verecekleri kararlarda ciddi anlamda etkili olacaktır. Vergi oranları şirketlerin fiziki yatırım kararlarında da büyük önem taşımaktadır. Pek çok şirketin vergi dezavantajından kurtulabilmek adına genel merkezlerini vergisel avantajların bulunduğu bölgelere taşımak gibi çözümlere başvurduğu bilinmektedir. Finansal krizlerin nedenlerinden birisinin de “vergi cenneti” olarak kabul edilen ülkelerde gerçekleştirilen aktiviteler olması, vergi bilgi paylaşımına yönelik gerekli yükümlülükleri yerine getirmeyen ülkeleri içeren bir kara liste yayınlanmasına neden olmuştur. Bu liste Singapur, İsviçre ve Lüksemburg gibi önemli finans merkezlerini de içermektedir. 134 133 134 Deloitte, a.g.e., s.21. Deloitte, a.g.e., s.21. 136 4.2.2.Finansal Ürünler Ürünler açısından bazı ürünlerin çeşitli finansal merkezler ve yatırımcılar için daha az getiri sağlayacağı düşünülmektedir. Londra ve New York gibi önemli merkezlerin bulunduğu pazarda, gelişmekte olan bir finans merkezinin başarısı o finans merkezinin piyasa taleplerine duyarlılık seviyesine ve işlem hızına bağlı olacaktır. Gelişmekte olan finans merkezleri için bir diğer alternatif ise yatırımcıların taleplerinin hızla canlanacağı düşünülen ürünlere odaklanmaktır. Finansal işlemlerde, şirketlerin karşılaşabileceği kur, faiz oranı gibi uyumsuzlukları ve bunlardan kaynaklanan riskleri ortadan kaldırmak amacıyla yoğun olarak kullanılan türev ürünlere olan talebin artması karşısında türev araçlara yönelik işlemlere yoğunlaşılması gibi. 135 Finansal hizmetlerin işleyişini doğrudan etkileyecek, uzun vadeli makroekonomik trendlerin anlaşılması önemlidir. Bu sayede gelecekte ortaya çıkacak gelişmelerin ürün grupları üzerindeki etkileri de daha net bir şekilde ortaya koyulabilecek ve bugünden alınacak kararların uzun vadeli finansal piyasa koşullarıyla uyum içinde olması sağlanabilecektir. 136 Finansal hizmetler sektöründeki küreselleşme süreci mutlak şekilde devam edecek, bu doğrultuda sermayeye erişimi ve risk yönetimini kolaylaştıran araçların öneminin giderek artması beklenmektedir. Yaşanan kriz sonrası denetim sisteminin etkinliği daha da artacaktır. Bu nedenle kapsamlı düzenlemelere tabi olan ama aynı zamanda yüksek getiri sağlayabilecek ürünlerin pazar payı giderek artacaktır. 135 136 Deloitte, a.g.e., s.36. Deloitte, a.g.e., s.37. 137 Yenilikçi ürünler ve hizmetler sayesinde İslami ürünler ve çevre odaklı finansal enstrümanlar piyasası da gelişim gösterebilecektir. 4.2.3.Sermaye Hareketleri Sermaye akışından pay alabilmek için gerekli olacak faktörler şu şekilde sıralanabilir. 137 Liberal, pazar odaklı, uyumlu ve küresel bilinirliğe sahip bir finansal sistemin kurulması Sermayenin gelişmekte olan ülkelere girişinin teşvik edilmesi Uluslararası kurumlar ve finansal merkezler arasında risk yönetimi mekanizmalarının oluşturulması Uluslararası ticaret ve döviz işlemlerinde spekülasyon, volatilite ve risk konuları üzerinde daha sıkı kontrollerin oluşturulması Dalgalı kur politikasının sürdürülmesi Doğrudan yabancı yatırımların liberalleştirilmesi ve desteklenmesi Portföy yatırımları göreceli olarak daha az güvenilir olmasına rağmen, hizmet ve altyapı yatırımlarının artıracağı dikkate alındığında desteklenmesi olumlu etki yapacaktır. Tahvil ve bono benzeri uzun vadeli, kur riski taşımayan enstrümanların piyasaya sürülmesine devam edilmelidir. Bu alanda yaşanacak gelişim, ayrıca Türkiye ekonomisinin istikrarlı imajına katkıda bulunacak ve uzun vadeli emeklilik fonları ile farklı sigorta türlerinin gelişimi için de zemin yaratacaktır. Uluslararası mali otoritelerin güveninin kazanılması gerekmektedir. 137 Delo itte, a.g.e., s.38. 138 4.2.4.Sigortacılık Ve Reasürans Hizmetleri Reasürans dünya çapında ilgi çeken ve büyüme kaydeden bir sektördür. Dünya reasürans sektörünün %56’sına Amerika kaynaklık etmektedir. 138 Gelişen bir sigorta sektörünün ülke ekonomisine katkıları, sigortacılık mesleğinde uzmanlığın artması, artan vergi gelirleri, yan sektörlerde istihdam artışı ve de en önemlisi geniş kapsamlı bir finans merkezinin gelişimine destek olarak özetlenebilir. Sigortacılık sektöründe alternatif merkezlere olan ilgi her geçen gün daha da artmaktadır. Geleneksel merkezler üzerindeki yasal düzenlemeler arttıkça sigorta şirketleri yeni arayışlara içerisine girmekte, bu kapsamda etkin düzenlemelere sahip ve vergi avantajı sunabilen ülkelere yatırım yapmaktadırlar. 139 Henüz nüfuz edilmemiş ülkeler ve sektörler bağlı sigorta şirketleri pazarı kapsamında önemli fırsatlar sunmaktadır. Yoğun rekabetin yaşandığı bağlı sigorta şirketleri pazarından pay alabilmenin en önemli koşulu iyi tasarlanmış finans merkezlerinin mevcudiyetidir. 140 138 Deloitte, a.g.e., s.42. Deloitte, a.g.e., s.43. 140 SERPAM, a.g.e., s.27. 139 139 4.2.5.Varlık Yönetimi Finans sektörü şirketleri için geçmişte olduğu gibi gelecekte de maliyetleri düşürmeye yönelik faaliyetler öncelik arz edecektir. Bu bağlamda, birtakım hizmetlerin maliyet avantajı yaratan güvenilir merkezlerde toplanması muhtemeldir. Sektörün gelişimine etki etmesi beklenen öncelikli faktörler: 141 Daha az kısıta sahip yerel düzenlemeler Emeklilik sisteminde yapılacak reformlar ile fona katılımlarda bölgesel tasarrufların sağlanacak artış Varlıkların değer kaybettiği dönemlerde artırılması Risk algısındaki değişimler (kurumsal ve bireysel) Alternatif teknolojilerin ortaya çıkışı Sektöre sermaye girişi Global olarak yeni gelişen İslami finans endüstrisi için büyüme tahminleri yapmak oldukça güçtür. Yine de potansiyel fırsatlar sunacak üç ana etmen; 142 Dünya çapında Müslüman bireylerin finansal hizmetlere yönelik taleplerindeki artış potansiyeli İslami finans sektörünün bu gereksinimleri ne ölçüde karşılayabileceği Gayrimüslim kurumların ve bireylerin İslami Finans ürünleri için yaratabilecekleri ek talep 141 142 Deloitte, a.g.e., s.47. Deloitte, a.g.e., s.47. 140 Bu stratejiler yeni kurulacak finans merkezlerine veya pazarda daha rekabetçi olmak isteyen mevcut merkezlere yol gösterici olarak değerlendirilebilir. Bu konuda İstanbul’un bir FM olarak konumlandırılmasında esas dikkat edilecek nokta örneğin doğru seçilmesidir. İstanbul, bulunduğu coğrafya, ekonomik büyüklüğü, finansal piyasaları, geçmiş tecrübeleri gibi pek çok kriter açısından kendisine uygun olan merkezleri yakından incelemelidir. Londra veya New York gibi hali hazırda kurulu, büyük ve başarılı kabul edilen finans merkezlerinden bile ayrı tutulan örnekleri takip etmek çok doğru bir yaklaşım olmayacaktır. İstanbul’un kendisine örnek ve/veya rakip olarak; Dubai, Moskova, Varşova, Johannesburg gibi merkezleri seçmesi çok daha başarılı sonuçlar verecektir. 4.3.İSTANBUL KÜRESEL FİNANS MERKEZİ OLMA YOLUNDA HANGİ NOKTADADIR? Tarihsel olarak Türkiye’nin en çok tanınan, en büyük kenti ve ulusal düzeyde finans merkezi olan İstanbul’un uluslararası bir finans merkezi olarak yeniden yapılandırılması amaçlanmaktadır. İstanbul 1453’te fethedildikten sonra Fatih Sultan Mehmet’in emri ile kurulan Kapalıçarşı sayesinde dünyanın en önemli ticaret ve finans merkezlerinden birisi haline gelmiştir. 15. yüzyıl ortalarından 18. yüzyıl sonlarına kadar ticaret alanında verdiği hizmetlerin yanı s ıra kıymetli maden takas ve saklama konusunda sunduğu hizmetler ile de bankacılığın henüz olgunlaşmadığı ve yaygınlaşmadığı dönemlerde bir finans merkezi olarak önemli bir rol üstlenmiştir. Emtia ve kıymetli maden ticaretinde önemli bir hacme sahip olan Kapalıçarşı, Venedik ile birlikte yaklaşık 400 yıl boyunca eski dünyanın en önemli ticaret ve finans merkezlerinden biri olarak görev yapmaya devam etmiştir. 141 18. yüzyıl sonlarında gerçekleştirilen sanayi devrimi sırasında Londra, Amsterdam, Paris gibi kentler ticari ve finansal merkez olarak ön plana çıkarken İstanbul dünya ticaretinde gittikçe azalan önemine rağmen bölgesel olarak en önemli merkez olma özelliğini 20. yüzyıl başlarına kadar sürdürebilmiştir. 143 19.yüzyıl ortalarından itibaren bankaların ortaya çıkması ve yaygınlaşması sonucunda finansal merkez olma özelliğini kaybeden İstanbul Osmanlı Devletinin I.Dünya Savaşı’ndan yenilgi ile çıkması, kurtuluş savaşı ve sonrasında yeni bir devlet kurulması sürecinde yaşanan sıkıntılı dönem içinde bölgesel ticari merkez olma unvanını da kaybetmiştir. 144 İstanbul önemli bir finans merkezi olma amacının ötesinde son yıllarda uluslararası bir finansal etki alanı haline gelme yolunda çabalamaktadır. Türkiye’nin sürekli büyüyen ekonomisi ve gelişmiş ülkelerle kıyaslandığında henüz yeterince olgunlaşmamış olan finansal hizmetler sektörü bir araya geldiğinde olağanüstü bir büyüme potansiyeli bulunmaktadır. İstanbul gizli kalmış bir nitelikli işgücü kaynağına ve gelir yaratma potansiyeline sahiptir. Bunlar sayesinde İstanbul, bölgesel rakiplerinin başa çıkamayacağı, gelişmiş bir rekabet gücünü elinde tutmaktadır. İstanbul ayrıca yaşam tarzı ve iş yapma maliyeti alanlarında da rakiplerinden oldukça avantajlı konumdadır. İstanbul, önümüzdeki 10 yıl içerisinde kendi bölgesindeki en önemli finansal merkez olmayı, 30 yıl içerisinde ise gerçek anlamda uluslararası olan 5 finansal etki alanından biri haline gelmeyi hedeflemektedir. 143 Hüseyin, Yılmaz, “ İstanbul’un Ul uslararası Finans Merkezleri ile Rekabet Düzeyinin Saptanmasına Yönelik Bir Çalışma”, s.147 144 Apak, a.g.m, s.13 142 Şekil 3. İstanbul’un Rakiplerine Göre Avantajları Bölgesel Coğrafi Konumu Konum Hızlı Büyüme Siyasi İStikrar Oranı Finansal Hizmet Makro ekonomik Göstergeleri Kalitesi Genç ve Nitelikli İşgücü 4.3.1.İstanbul’un Mevcut Durumu 4.3.1.1.Yasal Altyapı Türkiye’deki yasal sistem, bir finans merkezini yönetmek için gerekli niteliklere henüz sahip değildir. Yasal ortamda karşılaşılan sıkıntılar, İstanbul’un bir finans merkezi haline gelebilmesinin önündeki en önemli engellerden biri olarak ön plana çıkmaktadır Benzer durumlarda verilen kararlardaki tutarsızlıklar, etkin bir tahkim mekanizmasının halen mevcut olmaması ve tüm anlaşmazlıkların halen 143 mahkemelerde çözümlenmeye çalışılması bu eksikliklerin en belirgin olanlarıdır. 145 Finans sektörüne hizmet verecek şekilde ihtisaslaşmış mahkemelerin ve bu mahkemelerde hizmet verecek nitelikli iş gücü konusundaki eksiklikler bulunmaktadır. Bu konuda özellikle ihtisas mahkemelerinin ve tahkim mekanizmaların hızlı bir şekilde oluşturulması, piyasaya uluslararası finans kurumlarının çekilebilmesi ve ülkemizde kayıt altına alınan işlem hacimlerinin ciddi oranda arttırılabilmesi açısından kritik bir önem arz etmektedir . Bu noktada öncelikle, üst kurulların bağımsızlığı öne çıkmaktadır. Bağımsızlık, idari ve mali bağımsızlığı içermektedir. Finans sektörünün hızla değişen dinamik yapısına uyum sağlayabilmek için, üst kurulların da aynı hızda hareket edebilmeleri gerekmektedir. 146 4.3.1.2.Finans Piyasalarına Yakınlık Avantaj olarak, Londra, Frankfurt, Zürih, Lüksemburg gibi merkezlere fiziki yakınlığı ve yakın saat dilimi içinde bulunması gösterilebilir. Bu durum, İstanbul’da şube açmayı planlayan finans kurumları için kolaylık sağlamaktadır. Örneğin, merkezi Londra, Paris, Frankfurt, Zürih’te bulunan bir kurum, İstanbul’da temsilcilik açtığında, genel merkezle olan bağlantı kolaylıkla sağlanabilmektedir. Kolaylık, hem fiziksel ulaşımdan, hem de mesai saatlerinin yakın zaman dilimlerinde olmasından kaynaklanmaktadır. 147 Dezavantaj ise, Türkiye’nin yakın çevresinde hali hazırda büyük finans merkezleri bulunması ve bu yerleşik merkezlerle rekabet etme güçlüğüdür. 145 Deloitte, a.g.e., s.40. TSPA KB, a.g.e., s.34. 147 TSPAKB, a.g.e., s.36. 146 144 Örneğin, yakın saat dilimlerinde bulunan Londra piyasasına karşı sunulabilecek üstünlükler sınırlı kalmaktadır. Benzer şekilde Moskova piyasasının ekonomik büyüklüğü veya Varşova piyasalarının AB desteği İstanbul için dezavantaj durumundadır. 4.3.1.3.Vergi Uygulamaları Ülkemizde kurumlar vergisi oranı % 20 olarak uygulanmakta olup diğer ülke uygulamaları da incelendiğinde bu vergi oranının makul seviyede olduğu görülmektedir. Finans merkezleri incelendiğinde BSMV ve benzeri bir verginin uygulanmadığı, genel olarak finansal işlemlerin KDV’den de istisna tutulduğu görülmektedir. 148 Basitleştirilmiş ve etkin uygulanabilen bir vergi sistemi oluşturulmasına yönelik olarak 149 Vergide öngörülebilirliğin artırılması Vergi oranlarının düşürülmesi Rekabet gücünün artırılması Geniş tabanlı bir vergi sisteminin oluşturulması, İşlemler üzerindeki vergilerin kademeli olarak kaldırılması, Aracılık maliyetleri üzerindeki vergi yüklerinin kademeli olarak düşürülmesi Finansal kurumların benzer işlemlerine uygulanan farklı vergisel yüklerin eşitlenmesi 148 149 SERPAM, a.g.e., s.17. SERPAM, a.g.e., s.17. 145 Uzun vadeli vergi politikalarının oluşturulması ilkeleri esas alınarak aşağıdaki temel hedeflere ulaşılmaya çalışılacaktır. Söz konusu temel hedefler 150 Finansal işlemlerin Türki ye içinde yapılmasının teşviki Makroekonomik koşullara uygun sürdürülebilir ve istikrarlı bir vergi rejimi Hukuki güvenlik sağlamak için idareye geniş yorum yetkisi bırakmayacak kapasitede yasal düzenleme Vergi gelirlerinde dolaylı vergilerin payının daha az olması Finansal sektörün kayıt dışılık nedeniyle haksız rekabete maruz olmaması Etkinleştirilmiş özelge sistemi olarak belirlenmiştir. İstanbul için uygulanacak vergi düzenlemeleri özellikle vergisiz cennet konumundaki Dubai, Katar ve Abu Dhabi ile rekabette önemli bir avantaj sağlayacaktır. Türkiye’nin finansal hizmetler sektörünün GSYİH içindeki payı diğer rakiplerle kıyaslandığında daha düşüktür (Rusya hariç). Finansal hizmetler sektörünün gelişimine verilen destek her geçen yıl artmaktadır. Tüm finansal hizmetler sektörlerinde, Türkiye’nin oldukça önemli bir büyüme potansiyeli bulunmaktadır. Özellikle sigortacılık sektörü sunduğu fırsatlarla gelişime oldukça açıktır. 151 4.3.1.4.Nitelikli İş Gücü Türkiye yüksek sayıda genç ve eğitim düzeyi sürekli artan bir işgücüne sahiptir. 18 yaşın altında 30 milyonunu üzerinde ki genç nüfus yapısı ile 150 “İstanbul Ul uslararası Finans Merkezi Stratejisi ve Eylem Planı” , 02.10.2009 Tarih ve 27364 Sayılı Res mi Gazete 151 TSPA KB. a.g.e., s.39. 146 gelecekteki talepleri karşılayabilecek dinamizme sahiptir. Türkiye artan eğitim kalitesi ve eğitim harcamaları sayesinde her sektörde ihtiyaç duyulan nitelikli personelin yetiştirilmesinde ilerleme kaydetmektedir. Mevcut durumda ön ofiste çalışabilecek yüksek nitelikli ve yabancı dil bilen kalifiye bir iş gücüne sahip olunsa da, mevcut eğitim sistemimiz orta ve arka ofis alanlarına hizmet verecek benzer nitelikli işgücünün yetiştirilmesi konusunda yetersiz kalmaktadır. 152 Nitelikli işgücünü geliştirmenin en önemli ayaklarından birisi de, yerel işgücünün eğitilmesinin yanı sıra bölgeden ve dünyadan nitelikli işgüc ünün de ülkeye çekilmesidir. Ancak bu durum kaçınılmaz şekilde maliyetlere yansıyacaktır. Buna imkan sağlayacak en önemli araçlardan birinin de uluslararası alanda kabul görmüş üniversitelerin ve diğer eğitim kurumlarının İstanbul’da da birer kampüslerinin kurulmasını sağlanması ve bu sayede eğitim amacı ile ülkemize gelen bu işgücünden de gerek finansal piyasalarda, gerekse akademik alanda azami ölçüde fayda sağlanması olabileceği unutulmamalıdır. 153 Türkiye için nüfus hem bir avantaj hem de bir dezavantajd ır. Türkiye büyük bir potansiyele sahip olan ancak mevcut durumda bir FM ihtiyaçlarını karşılayabilecek niteliklere sahip olmayan bir işgücüne sahiptir. Bu konu ancak üzerinde önemle durulacak, uluslararası standartlara uygun bir eğitim programıyla 5-10 yıllık süreçte iyileştirilmeye başlanacak bir durumdur. Analist yeteneklerine sahip orta ofis personeli konusunda eksiklikler yaşanmaktadır. Finans sektöründeki gelişmelere karşın konusunda eğitimli personel yetiştirme hızı arasında uyumsuzluk yaşanmaktadır. Bu nedenle Türkiye’de finans sektöründe (özellikle bankacılık) eğitim alanı finans 152 Apak, a.g.e., s.15. Apak, a.g.e., s.15. 153 147 olmayan personelin çalıştırılması ve iş yapabilecek konuma gelene kadar eğitim verilmesi ciddi anlamda kaynak kullanımına neden olmaktadır. 154 4.3.1.5.Tasarruf Oranının Düşüklüğü İstanbul’un bir finans merkezi olması açısından bir dezavantaj değildir. Tersine önümüzdeki dönemde tasarrufların artırılması için sermaye piyasası önemli bir rol üstlenecektir, bu da İstanbul’un finans merkezi olmasını destekleyecektir. Yüksek gelir yaratma potansiyeli, bölgesel avantaj ve enerji hatlarının getirdiği doğal üstünlük ile İstanbul risk alma iştahı yüksek bir şehirdir. Bu önemli bir özelliktir ve yatırımcıların aradığı fırsatı sunabilecek bir yetenek mevcuttur. AB elektrik/enerji piyasalarının entegrasyonuna ilişkin çalışmalar devam etmektedir. Türk elektrik dağıtım/iletim sistemi de bu sisteme entegre edilmiştir. Türkiye Avrupa ile Kafkaslar-Asya-Orta Doğu-Afrika arasındaki köprü rolü ile enerjide anahtar bir rol üstlenmek tedir ve önemi artarak devam edecektir. Enerji Borsası’nın kurulması, bu potansiyelin hayata geçirilmesinde önemli bir adım olacaktır. 155 İç tasarrufları artırıcı tedbirlerin alınması İFM projesi için oldukça önemlidir. Hükümetin uzun vadeli tasarrufları artırıcı destekler vermesi, merkezin fon ihtiyacını karşılayacak önemli bir kaynak olacaktır; kısa vadeli spekülatif para akışı yerine uzun vadeli, kalıcı fonlar İstanbul için hayati önem taşımaktadır. Yeni uygulamaya konulan BES teşvikleri de bu yönde önem li kabul edilmelidir. 154 155 Apak, a.g.e., s.15. Peker, a.g.m., s.6. 148 Türkiye’de yeni bir teşvik de yabancı yatırım fonlarının kazançları ile yatırım fonu yöneticilerinin gelirlerine ilişkin vergi muafiyetleri getirilmiştir. Bu uygulama fonlar ile fon yöneticilerini İstanbul’a çekme konusunda önemli bi r adımdır. Londra’da gelir vergisi %50’ye artırıldığında (2008) bu durum finans merkezi açısından olumsuzluk olarak değerlendirilmişti. 156 İstanbul’un gelişmekte olan bir piyasası vardır. Bu durum, çokuluslu firmaların İstanbul’a ilgisini arttırmaktadır. Gayrimenkul danışmanlık şirketi Cushman & Wakefield tarafından 2010 yılında yapılan bir araştırmaya göre İstanbul, Avrupa çapında Moskova (47 şirket) ve Varşova’nın (30 şirket) ardından önümüzdeki 5 yıl içerisinde global şirketlerin temsilcilik açmayı planladıkları 3. şehir konumundadır (29 şirket). Bölgesel rakipler arasında Varşova, Bükreş ve Budapeşte yer almakla birlikte, Avrupa Birliği ve özellikle Doğu Avrupa ülkelerinin yaşadığı ekonomik sıkıntılar dikkate alındığında İstanbul’un bölgenin en önemli fi nans ve ticaret merkezlerinden birisi olma konumunda olduğu görülmektedir. 157 4.3.1.6.Vadeli İşlemler ve Borsa İMKB son yıllarda büyüme trendi içinde olsa da hala göreceli olarak küçük bir piyasadır. Türkiye dünyanın en büyük 18. ekonomisi iken, İMKB ancak dünyanın en büyük 26. borsası konumundadır. Son yıllarda yaşanan yüksek oranlı artışlara rağmen Vadeli İşlemler Borsası düşük bir hacme sahiptir. İMKB ve VOB rakip ülke borsalarına göre geri planda kalmaktadır. Londra Metal Borsası’nda Türkiye teslimatlı demir çelik vadeli işlem sözleşmeleri işlem görmektedir. Türkiye demir çelikte Ukrayna ile birlikte Avrupa ve Akdeniz Bölgesi’nde en önemli oyunculardan birisidir. LME’de 156 157 SERPAM, a.g.e., s.8. Peker, a.g.m. s.6. 149 işlem gören bu sözleşmelerin VOB ile İstanbul’a çekilmesi mümkündür ve önemli bir potansiyeldir. Varşova Borsası şirketleşmesi sonrasında Bulgaristan, Macaristan vb. Doğu Avrupa ülkelerinde faaliyet gösteren şirketlerin hisse senedi ve borçlanma aracı ihraçları açısından önemli bir merkez haline gelmiştir. Doğu Avrupa ekonomisinin düşüşte olması ve Türk ekonomisinin potansiyeli dikkate alındığında, İMKB’nin de şirketleşmesi sonrasında bölgede halka arzlar açısından bir merkez olması beklenmelidir. 158 4.3.1.7.Sermaye Piyasaları Diğer gelişmiş piyasalarla kıyaslandığında sermaye piyasalarının piyasa değeri oldukça düşük, gelişmekte olan ülkelerle kıyaslandığında ise paralel seviyededir. Tahvil piyasaları nispeten gelişmiş olup, özel sektör tahvilleri piyasası ise son dönemde yapılan düzenlemeler çerçevesinde gelişime açık duruma gelmiştir. Türkiye finansal hizmetler piyasası, rakipleri ile kıyaslandığında gelişime açıktır. Finansal piyasalardaki aracı kurumların çeşitliliğinin fazla olmasının, fon arz ve talebinin artmasına ve çok daha fazla fon talebinin karşılanabilmesine yol açacağı gibi, finansal araçların da çeşitliliğinin fazla olması aynı şekilde sonuçlanacaktır. Bu nedenle, finansal derinleşmenin bir göstergesi olarak, finansal kurumların çeşitliliği kadar, finansal araçların da çeşitliliği büyük önem arz etmektedir. 159 158 SERPAM, a.g.e. s.12 Suna, Oksay, “Finansal Piyasalarda Yeni Yasal Düzenlemeler İhti yacı ve Türk Finans Sistemi”, İstanbul, 2012, s.5. 159 150 Ülkemiz finansal piyasalarını incelediğimizde ise, gelişmiş ülkelerin finansal piyasalarında işlem gören başlıca finansal araçların bir kısmının ülkemizde de kullanıldığı görülmektedir. Türkiye’de yeterli düzeyde sabit getiri ürünleri bulunmamaktadır. Ülkemizde, finansal piyasalara, diğer gelişmekte olan ülkelerin finansal piyasalarda da olduğu gibi, bankacılık sektörü hakim bulunmaktadır. Bunun temel nedeni de, gelişmekte olan ülkelerin hükümetlerince ekonomi politikalarını kontrol ve denetim altına alabilmek için, gelişmiş ülkelerde yasaklanmış konularda dahi, bankalara tekelci yetkilerin tanınmasıdır. Bankaların bu tekelci konumları ise, sermaye piyasalarının gelişimini olumsuz olarak etkilemiştir. 160 Sermaye piyasasının çekim merkezi haline gelebilmesi bir anlamda İMKB’nin sahip olduğu potansiyeli iyi yansıtmasıyla yakından ilgilidir. Türkiye GSYİH büyüklüğünde 18. sırada iken, İMKB’nin piyasa değeri dünya borsaları sıralamasında 26. sıradadır. İMKB, potansiyelini kullanarak kolaylıkla bölgesel bir çekim merkezi haline gelebilir. Bunun için siyasi iradenin İMKB ile ilgili bazı önemli kararlar vermesi gerekmektedir. İMKB’nin özelleştirilmesi veya şirketleşmesiyle ilgili çalışmalar hali hazırda devam etmektedir. 161 Türkiye finansal ürünler ve hizmetler konusunda pek çok fırsatla karşı karşıyadır. 162 Finansal hizmet sektörlerinin GSYİH içerisindeki payı gelişmiş ülkeler ve seçilen diğer finans merkezleriyle kıyaslandığında oldukça düşük kalmakta, bu durum sektör için orta ve uzun vadede ciddi bir büyüme potansiyeli teşkil etmektedir. 160 Oksay, a.g.m., s.5 Apak, a.g.e., s. 19. 162 Deloitte, a.g.e., s.60 161 151 Türkiye iyi düzenlenmiş, yüksek teknoloji kullanan ve dünya standartlarında saklama hizmetleri sunabilen organize piyasaları bünyesinde barındırmaktadır. Sektörde yüksek sayıda ve iyi d üzeyde eğitim görmüş bireyler çalışmaktadır. Sektörde risk yönetimine olanak sağlayan gelişmiş bir takas sistemi bulunmaktadır. Kredi Garanti Fonu’nun (KGF) KOBİ’lere sağladığı kefalet sayesinde işletmelerin finansman ihtiyaçlarını teminen banka kredisi kullanmaları mümkün hale gelmektedir. Uzun vadeli ve uygun maliyetli kredilerden küçük işletmeler de yararlanmakta ve bu sayede girişimcilik teşvik edilmektedir. Söz konusu uygulamanın Moskova ve İsrail gibi rakip ülkelerde bulunmaması da önemli bir rekabet avantajı yaratmaktadır. Diğer taraftan, Türkiye’deki finansal hizmetler sektörü için tehdit unsuru oluşturan başlıca konular şunlardır; 163 Yurtiçi tasarrufların henüz düşük seviyelerde olması, Özel sektör tahvil piyasasının az gelişmiş olması, Yatırımcıların finansal ürünler ve hizmetler konularındaki bilgi noksanlığı, Çeşitli sebeplerle hisselerine el konulan kuruluşların halka açık hisse senetlerine ilişkin belirsizlik bulunması ve bu durumun küçük yatırımcılar üzerindeki olumsuz yansımaları, Sektörel birliklerin en iyi uygulama (“best practices”) kurallarını geliştirmemiş olmaları. 163 SERPAM, a.g.e. s.10. 152 4.3.1.8.Yaşam Tarzı ve İmaj İstanbul, yaklaşık 13,5 milyonluk nüfusu ile büyük bir metropoldür. Buna rağmen, 2010 yılı itibariyle İstanbul’da yalnızca 106.156 yabancı yaşamaktadır. Bu sayı Londra ve New York’taki yabancı sayısıyla karşılaştırıldığında oldukça düşük kalmaktadır. İstanbul’da 12.278 yabancı şirket faaliyet gösterirken, 17.000’den fazla yabancı ortaklı şirket bulunmaktadır. Türkiye’de 10 adet yabancı banka kurulmuştur. Şube açan yabancı banka sayısı ise 6’dır. Finansal hizmetler sektöründe şehirde 200.000’den fazla kişi istihdam edilmektedir. 164 Şehirde, yabancılar için uluslararası akreditasyona sahip 11 yabancı okul, 6 uluslararası okul ve 14 uluslararası bakalorya uygulayan okul bulunmaktadır. Dünya’nın en iyi bilgi teknolojileri ve iletişim hizmetleri firmaları Türk finans hizmetleri sektörüne hizmet vermektedir. Finans hizmetleri çalışanları dünyanın önde gelen şehirlerinde sahip oldukları hayat standartlarına İstanbul’da daha düşük bir bedelle sahip olabilmektedir. 165 Napolyon’un dediği üzere; “Dünya tek bir ülke olsaydı, başkenti İstanbul olurdu.” İstanbul’un imajıyla ilgili olumsuz olumsuz yönler de bulunmaktadır. Mevcut imajın turizme yönelik olması ve “İstanbul Finans Merkezi” kavramını desteklememesi, Finansal hizmetlere özgü bir markalaşma stratejisinin olmaması ve diğer ülkelerin kapsamlı markalaşma stratejileri ile rekabet edememesi. 166 164 SERPAM, a.g.e., s.8. SERPAM, a.g.e., s.8. 166 Apak, a.g.m., s.15. 165 153 Ağırlıklı olarak Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yürütülmekte olan imaj çalışmalarının, finansal sektörü de içerecek şekilde geliştirilmesi faydalı olacaktır. Dubai’nin bu konuda gösterdiği çaba örnek alınabilecek kadar başarılıdır. 4.3.1.9.İş Ortamı Şehrin iş alanlarının yoğunlaştığı merkezlerde, neredeyse birbirine bitişik duran büyük alışveriş merkezleri ve gökdelenler inşa edilmesi, trafik sorununu daha da karmaşıklaştırmaktadır. Bu nedenle, öncelikle şehrin yapılaşmasına yönelik planlar elden geçirilmeli, şehircilik kuralları taviz vermeden uygulanmalıdır. 167 Türkiye iş yapma kolaylığı sıralamasında 71’inci sırada yer almaktadır. Bu son yıllarda düzelme kaydedilen bir konu olmakla birlikte, üzerinde hala ciddi olarak çalışılması gereken bir eksikliktir. Özellikle finansal kurumlar ve finans sektörünü düzenleyici kurumlarda piyasa yaklaşımı yerine bürokratik düşünce yapısının halen ağır basmakta olması gibi sorunların bir an önce giderilmesi gerekmektedir. İstanbul, hem işgücü hem de gayrimenkul maliyetleri bakımından cazip yaşam imkanları sunmaktadır. Türkiye nitelikli ancak nispeten düşük maliyetli işgücü kaynağı ve son yıllarda yaşanan ciddi orandaki artışlara rağmen halen nispeten düşük ofis ve konut maliyetleri ile iş yapma maliyeti konusunda avantajlı bir ortam sunmaktadır. 168 İstanbul’un finans merkezleri arasında ön plana çıkmasına yard ımcı olacak bu unsurun tüm çalışmalarda göz önüne alınacak şekilde tanıtılması önemlidir. 167 168 TSPA KB , a.g.e., s.42. Apak, a.g.m. s.15. 154 4.3.1.10.Ulaşım ve Altyapı İstanbul, bilgi iletişim teknolojisi altyapısını geliştirmelidir ancak en önemli sorun fiziki alt yapıdadır. İstanbul’un Uluslararası Finans Merkezi olma yolunda en büyük dezavantajları ulaşım ve güvenliktir. Bu konuda; Trafik sıkışıklığı probleminin azaltılması için gerekli altyapı çalışmalarına öncelik verilmesi gerekmektedir. İletişim altyapısının iyileştirilmesi ve veri iletişiminin hızlandırılması için çalışmalar yapılmalıdır. Artan ihtiyaca paralel olarak gerekli ev ve ofis yatırımları yapılmalıdır. Artan nüfusa bağlı olarak yeterli sayıda park, aktivite alanı ve spor merkezleri planlanmalıdır. 4.4. İSTANBUL’UN ULUSLARARASI KONUMU Bu değerlendirmelerin bazılarında İstanbul doğrudan taraf olmakla birlikte bazılarında ise Türkiye değerlendirmeye tabi tutularak dolaylı yoldan İstanbul’un durumu görülmektedir. İstanbul mevcut durumda Türkiye’nin en önemli şehri konumunda olduğundan; Türkiye genelinde ortaya konulacak bir sonucun İstanbul özelinde de kabul edilmesi mantıklıdır. 155 4.4.1.Finansal Gelişmişlik Endeksindeki Yeri Dünya Ekonomik Forumu’nun (World Economic Forum – WEF) her yıl açıkladığı finansal gelişmişlik düzeyi endeksine göre 2011 yılında Türkiye 43’üncü sırada yer almıştır: 169 1. Hong Kong 2. ABD 3. İngiltere 4. Singapur 5. Avustralya 6. Kanada 7. Hollanda 8. Japonya 9. İsviçre 10. Norveç 43.TÜRKİYE Dünya Ekonomik Forumu’nun finansal gelişmişlik düzeyi endeksinde ülkeler, yedi temel kriteri esas alan puanlama sistemine göre 5,16-2,44 arasında değerlendirilmiş olup, bu yelpazede Türkiye’nin gelişmişlik düzeyi 3,14’tür. Bu endekste yer alan kriterler: kurumsal çevre, iş çevresi, finansal istikrar, bankacılık finansal hizmetleri, bankacılık dışı finansal hizmetler, finansal piyasalar ve finansal erişimdir. Bu kriterlere göre Türkiye’nin en güçlü yönü iş çevresi iken, en zayıf yönü bankacılık dışı hizmetlerdir. 170 169 170 SERPAM, a.g.e., s.10. Yılmaz, a.g.m., s.160. 156 Şekil 4. Finansal Gelişmişlik Endeksi Kaynak: İstanbul Üniversitesi Serpam Finansal Gelişmişlik Endeksi 2011 sonuçlarına göre Türkiye bir önceki seneye göre bir puan gerileyerek 43. sırada yer almıştır. Türkiye, kurumsal çevresi (40.sırada) ve iş çevresi (34.sırada), eğitimsiz insan sermayesi fonu (51.sırada) ve zayıf kurumsal yönetimi (55.sırada) dolayısıyla arka sıralarda olmaya devam etmektedir. Türkiye’nin finansal sisteminin istikrarsızlığı (54.sırada), değişken kambiyo sistemi (49.sırada) ve yüksek riskli borç krizleri (45.sırada) ile ilişkilendirilebilir. Türkiye, finansal aracılık kategorisinde bankacılık finansal hizmetleri (34.sırada) ve finansal piyasalardaki gelişmişlik (35. sırada) avantajları ile karmaşık sonuçlar gösterirken; banka dışı finansal hizmetler (49.sırada) ve menkul kıymetleştirme (55.sırada) alanı Türkiye’nin bu zayıf yönünü oluşturmaktadır. Sermayeye perakende erişim (20.sırada), ticari ulaş ıma (35.sırada) göre daha güçlüdür ve finansal erişimdeki (31.sırada) pozisyonu ülkenin güçlü yönlerindendir. 171 171 Yılmaz, a.g.m., s.161. 157 4.4.2.Ticaret Merkezleri Arasındaki Yeri Ticaret merkezleri sıralaması yapılırken; insan kalitesi, iş çevresi, piyasaya erişim, altyapı ve genel rekabetçi yapı ana başlıkları ticaret merkezi adayları için incelenmektedir. Söz konusu ana başlıklar; eğitim harcamaları, işgücü verimliliği, insani gelişmişlik, yaşam kalitesi, yönetim ve düzenleme kalitesi, vergi oranları, siyasi riskler, yolsuzluklar, ekonomik özgürlük, büro maliyetleri ve şehrin rekabet gücünü ölçen unsurlar gibi alt başlıklar üzerinden değerlendirme yapılmaktadır. 172 Şekil 5. İlk 10 Ticaret Merkezi Kaynak: MasterCard WorldWide 2010’dan derlenmiştir. Dünyanın en önemli 10 Ticaret merkezine bakıldığında finans ve ticaretin birbiri ile karşılıklı bağımlılık ilişkisi görülebilir. 172 Yılmaz, a.g.m., s.162. 158 İlk iki uluslararası finans merkezi olan Londra ve New York aynı zamanda ilk iki uluslararası ticaret merkezidir. Dünyanın en önemli 3. finans merkezi olan Hong Kong 6. ticaret merkezi, 4.finans merkezi olan Singapur aynı zamanda da dünyanın en önemli 4.ticaret merkezidir. 7. finans merkezi olan Tokyo 3. ticaret merkezi, 8. finans merkezi olan Chicaco 5.ticaret merkezi ve 13. finans merkezi olan Frankfurt 8. ticaret merkezi olarak belirlenmiştir. Görüldüğü gibi ilk 10 finans merkezinin 6 adedi aynı zamanda ilk 10 ticaret merkezi içinde yer almaktadır. Tablo 6’ da görüldüğü üzere, Zürih FM sıralamasında üst sıralarda yer alırken önemli ticaret merkezlerinden birisi değildir. Paris ve Amsterdam 10 ticaret merkezi içinde oldukları halde ilk 10 finans merkezi içine girememişlerdir. Mastercard’ın 2010 yılında yaptığı “Dünyanın en önemli ticaret merkezleri” araştırmasında İstanbul 75 kent içinde 64. sırada yer almıştır. Puanı 36.14 olarak belirlenmiştir. 173 Tablo 31. Ticaret Merkezleri İndeks Değerleri Karşılaştırması 2008 Sırası Şehir İndeks Değeri 1 2 3 4 5 6 7 1 Londra 79,37 85,17 89,66 79,42 84,70 67,44 62,35 91,00 6 Hong 63,94 82,16 81,85 80,37 39,61 72,25 36,62 82,25 51 Moskova 44,99 45,02 63,52 55,07 47,27 27,71 24,48 54,81 59 Varşova 41,26 67,37 75,84 55,32 19,86 11,75 15,16 76,75 64 İstanbul 36,14 60,17 10,94 58,82 19,60 28,78 16,46 68,69 Kong Kaynak: MasterCard WorldWide’dan derlenmiştir 173 Yılmaz, a.g.m., s.170. 159 Tablo 31’deki indeks puanı hesaplanırken dikkate alınan kriterler; 1: Yasal ve siyasi ortam 2: Ekonomik istikrar 3: Ticaret kolaylığı 4: Finansal akımları 5: İş merkezi 6: Bilgi yaratma ve bilgi akımı 7: Yaşam kalite 4’üncü sütunda yer alan finansal akımlar boyutu İstanbul’un uluslararası finans merkezi olma potansiyelinin saptanması açısından daha ayrıntılı incelenmeye hesaplanmasında değerdir. finans merkezi Finansal olan akımlar kent boyutu düzeyindeki puanının verilerden yararlanılmıştır. Skorun hesaplamasında bankacılık, sigortacılık ve menkul değer ağları, hisse senedi işlemleri, kazanılan işlemler, alım satımı yapılan türev ve emtia kontratları dikkate alınmaktadır. Bu puan finansal düzenlemelerden etkilenmektedir ve finans piyasalarının gelişmesi ile ilişkisi vardır. Finansal akımlar puanına göre ilk 10 merkez sırasıyla Londra, New York, Frankfurt, Seoul, Chicago, Tokyo, Mumbai, Moskova, Shangai ve Madrid olarak hesaplanmıştır. Ancak FM sıralamalarına bakınca Mumbai ve Moskova üst sırlarda yer almamaktadır. Bu özellik finansal akımların yüksek olmasının uluslararası finans merkezi olması açısından gerekli ancak yeterli olmadığını göstermektedir. 174 Türkiye’nin uluslararası finansal hizmetler sektöründeki payı %0.12 olarak belirlenmiştir. Türkiye 41 ülke arasında 35. sırada yer almıştır. IFI 174 Yılmaz, a.g.m., s.170. 160 puanı açısından ülkemizin uluslararası finansal hizmetler sektöründeki payının iyi olmadığı söylenebilir. Yunanistan (0.33), Rusya (0.32), Meksika (0.21) ve Polonya (0.15) gibi bazı ülkeler ülkemizde n iyi durumdadır. Rusya ve Polonya’nın eski doğu bloğu ülkeleri olması dikkate değerdir. Türkiye’nin Uluslararası Finans Konum İndeksi skoru ise 0.14 olarak hesaplanmıştır. Türkiye’nin uluslararası finansa l hizmetlerdeki global payı GSYH’deki global payının %14’ü kadar olmaktadır. Bu puanın yetersiz olduğu söylenebilir. Ancak bir gelişme potansiyelinin olduğu da kabul edilmelidir. 175 4.4.3.İş Yapma Kolaylığı “İş Yapma Kolaylığı Raporu”, ülkeleri on temel gösterge çerçevesinde değerlendirip sıralamaktadır. İşyeri açma, inşaat ruhsatı alma, elektrik hizmeti alma, mülkiyet devri, kredi alma, yatırımcıları koruma, vergi ödeme, sınır ötesi ticaret yapma, sözleşme uygulama ve işyeri kapatma raporda değerlendirilen konu başlıklarıdır. 176 İş yapma kolaylığı raporunun temel amaçları; politika yapıcılar ve özel sektör paydaşları için uluslararası karşılaştırmalar sunmak; reformlar için motivasyon sağlamak ve reform tasarımları için bilgi girdisi sağlamak; özel sektör geliştirme teorisine ve bu konuda uzmanların ve uygulayıcıların anlayışlarına katkıda bulunmak; ve kalkınmanın etkililiği ile ilgili uluslararası girişimleri zenginleştirmektir. 177 175 Yılmaz, a.g.m., s.170. Ses Türkiye Dergisi, “ Global İş Yapma Performansı”, 2011, s.32. 177 http://data.worldbank.org/, (Erişim tarih i:19.12.2012) 176 161 Tablo 32. Ülkelerin 2012 Yılı İş Yapma Kolaylığı Sıralaması Sıra Ülke 1 Singapur 2 Çin 3 Yeni Zelanda 4 ABD 5 Danimarka 6 Norveç 7 İngiltere 8 Kore 9 Gürcistan 10 Avustralya 23 Makedonya 38 İsrail 40 Katar 71 Türkiye 72 Romanya 112 Rusya Kaynak: Doing Business’dan derlenmiştir Türkiye raporun yayınlanmaya başladığı yıldan itibaren sıralamada sürekli yükselmesine karşın eksiklerinin olduğu da göz ardı edilmemelidir. 162 Mevcut durumda raporu dikkate alırsak, Türkiye’den daha rekabetçi bir iş ortamına sahip 70 ülke daha olduğu gerçeğini görürüz. Ülkemizde ticari faaliyetler ve yatırım süreçlerinin ö nünde mevcut engeller bulunmaktadır. Tablo 33. Türkiye’nin İş Yapma Performansı Konu 2010 2011 2012 İş Yapma Kolaylığı 60 73 71 İşe Başlama 56 63 61 İnşaat İzinlerinin Alınması 133 137 155 Elektrik Temini - - 72 Gayrimenkul Tescili 35 33 44 Kredi Alma 69 72 78 Yatırımcının Korunması 57 59 65 Vergi Ödemeleri 73 75 79 Uluslararası Ticaret 72 76 80 Sözleşmelerin Uygulanması 25 26 51 İşin Sonlandırılması 119 115 120 Kaynak: Doing Business’dan derlenmiştir Yatırımcıları koruma, vergi ödeme, sınır ötesi ticaret yapma gibi konu başlıkları; Türkiye’de uluslararası bir finans merkezi kurulması durumunda yatırımcıları doğrudan etkileyecek konulardır. Türkiye’nin bu konudaki performansını artırması kaçınılmazdır. Rekabetin üst düzeyde yaşandığı, finans merkezi olma unvanının kaybetmenin kolay, kazanmanın zor olduğu bir ortamda iş yapma kolaylığı unsurlarında üst sıralarda yer almak önemlidir. Bu nedenle İstanbul’un UFM olması konusunda siyasi iradenin atması gereken adımlar olduğu görülmektedir. 163 4.4.4.Dünya Borsaları Arasındaki Yeri Tablo 34. Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsaları İşlem Hacimleri (Milyon Adet) Sıra Borsa 2010 2011 Değişim Payı 1 Kore 3.749 3.928 %5 %16 2 CME Grup 3.080 3.387 %10 %14 3 Eurex 2.642 2.822 %7 %11 2.155 2.283 %6 %9 4 NYSE Euronext 5 NSE-Hindistan 1.616 2.200 %36 %9 6 BM&FBovespa 1.422 1.500 %6 %6 7 Nasdaq OMX 1.099 1.296 %18 %5 1.124 1.217 %8 %5 1.082 1.196 %11 %5 Chicago 8 Opsiyon Borsası 9 MCXHindistan 10 RTS-Rusya 624 1.083 %73 %4 27 VOB 64 74 %16 %0 Kaynak: TSPAKB Raporlarından derlenmiştir. Enstrümanlara göre bakıldığında, toplam sözleşmelerin %62 gibi önemli bir kısmının hisse senedi ve hisse senedi endekslerine dayandığı 164 görülmektedir. Bu grubu %14 ve %13 payla sırasıyla faiz ve döviz sözleşmeleri takip etmektedir. Tarımsal ürün, enerji ve altın gibi emtiaları dayanak alan kontratların payı ise dünya genelinde %10’dur. Bununla birlikte, emtia grubunda 2010 yılına göre tarımsal ve metal ürün sözleşmelerinin hacmi azalırken, kıymetli madenleri baz alan sözleşmeler iki katına çıkmıştır. 178 Borsalar arası kıyaslamaya göre, bir önceki sene olduğu gibi Kore Borsası 4 milyar kontratla ilk sırada yer almıştır. 2007 yılında Chicago Mercantile Exchange (CME) ve Chicago Board of Trade’in (CBOT) birleşerek oluşturduğu CME Grubu, işlemlerini %10 artırmış ve 2. sıradaki yerini korumuştur. Eurex 2,8 milyar adet sözleşmeyle 3. sırada yer alırken, Liffe, Amerikan Borsası (American Stock Exchange) ve NYSE Arca Options Borsasını içeren NYSE-Euronext grubunun işlem hacmi 2,3 milyar adettir. 179 Bir önceki yıl ilk 10 borsa sıralamasında yer almayan Rus RTS Grubunun türev işlemleri 1 milyar adeti aşmış ve onuncu sırada yer almıştır. İlk 10 borsada dünyadaki toplam vadeli işlem ve opsiyon sözleşmelerinin %84’ü işlem görmüştür. Türkiye’deki Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsasında (VOB) 2011 yılında adet bazında işlem hacmi %16 yükselmesine rağmen, kıyaslamadaki yeri bir önceki seneye göre 1 sıra gerileyerek 27. sıraya düşmüştür. 180 178 TSPA KB, “ Finansal Pi yasal ar Raporu”, İstanbul, 2012, s.31-32. TSPA KB, a.g.e., s.33. 180 TSPA KB, a.g.e., s.35. 179 165 Tablo 35. Borsaların Piyasa Değerleri (2011) Sıra Borsa Ülke Piyasa Değeri Piyasa Değeri PD/GSYİH Payı 1 New York ABD 11.796 %24,9 %78 2 Nasdaq ABD 3.845 %8,1 %26 3 Tokyo Japonya 3.325 %7,0 %57 4 Londra İngiltere 3.266 %6,9 %69 2.447 %5,2 %55 Hollanda 5 Euronext Fransa Belçika Portekiz 6 Shanghai Çin 2.357 %5,0 %34 7 Hong Kong Hong Kong 2.258 %4,8 %914 8 TMX Kanada 1.912 %4,0 %109 9 Bovespa Brezilya 1.229 %2,6 %49 Avustralya 1.198 %2,5 %79 İstanbul 201 %0,4 %26 10 32 Avustralya Borsası İMKB Kaynak: TSPAKB Raporlarından derlenmiştir. Finans merkezi konusundaki bir diğer önemli unsurda da finansal serbestleşmedir. İstanbul Finans Merkezi (İFM) Projesi ile tüm enstrümanlar ilgili makamların denetiminde tutulurken, piyasalara girişlerin ve piyasalardan çıkışların kolaylaştırılması amaçlanmaktadır. İFM projesinin başarısının, beşeri sermayeye bağlı olduğuna dair genel bir fikir birliği vardır. Bu boşluğu doldurmak için, "Wall Street Modeli" örnek alınarak, genç profesyoneller arasında 'finans okuryazarlığ ı' artırılmalıdır. İFM projesi ile ilgili en kritik meselelerden biri de doğru 166 altyapının kurulması. Yatırım fonları ve diğer finans şirketlerini İstanbul'da ofis açmaya ikna etmek için kolay ulaşım imkanları ve teşvikler sağlanmalıdır. 181 Uluslararası finans merkezlerinden olan New York ve Londra, yabancı şirketlerin ilgisini çekmektedir. Kote şirket bakımından ilk sıralarda yer alan bu merkezlerdeki borsalarda yabancı şirketlerin oranı New York Borsasında %23 ve Londra’da %20’dir. 598 şirket ile Londra Borsası Grubu WFE’ye üye borsalar arasında en fazla yabancı şirketin kote olduğu borsa konumundadır. Meksika, Lüksemburg, Bermuda ve Singapur borsaları da yabancı şirket sayılarının oransal olarak yüksek olduğu borsalardandır. Toplam kote şirket sayısında İMKB, 263 adet şirket ile 34. sırada yer almaktadır. Mevcut durumda sadece 1 yabancı şirket İMKB’ye kotedir. 182 Kote şirketler; ulusal pazardaki şirketler, gayrimenkul ve girişim sermayesi yatırım ortaklıklarıdır. Tüm şirketler bazında İMKB’ye kote şirket sayısı 2012 yılı sonu itibariyle 404 adettir. Tablo 36. Borsaya Kote Olan Toplam Şirket Sayısı Sıralama Borsa Şirket Sayısı Payı 1 Bombay Borsası 5.112 %11.1 2 TMX Grubu 3.945 %8.5 3 BME İspanya Borsası 3.276 %7.1 4 Londra Borsası 2.886 %6.2 5 Nasdaq 2.680 %5.8 6 New York Borsası 2.308 %5.0 7 Tokyo Borsası 2.291 %5.0 8 Avustralya Borsası 2.079 %4.5 9 Kore Borsası 1.816 %3.9 34 İMKB 263 %0,6 TOPLAM 46204 %100 181 182 Işık Ökte, “İFM Projesinin Değerlendirilmesi”, Ses Türkiye Dergisi, 2011, 3.sayı, s.35. TSPA KB, a.g.e., s.28. 167 Finans merkezi olmanın ön koşulu olarak yatırım aracı sayısının artırılması gerekmektedir. Türkiye'de yatırım araçlarının derinliği kısıtlıdır, vadeli işlemler piyasasında yapılan işlemlerin % 80'inden fazlası İMKB 30 endeksi hisseleri ya da dövize dayalı araçlar üzerinden gerçekleştirilmektedir. Uygulamaya konulan vadeli emtia sözleşmelerinin, düşük işlem hacmi nedeniyle oldukça spekülatif ve dalgalanmaya açık olması da bir diğer sorunu teşkil etmektedir. 183 Tablo 37. Borsa İşlem Hacimleri İşlem İşlem Hacmi Hacmi Payı NewYork Borsası 18,027 %28.6 %153 2 Nasdaq 12,724 %20.2 %331 3 Tokyo Borsası 3,972 %6.3 %119 4 Shanghai Borsası 3,658 %5.8 %155 5 Şenzhen Borsası 2,838 %4.5 %269 6 Londra Borsası 2,837 %4.5 %87 7 Euronext 2,134 %3.4 %87 8 Kore Borsası 2,029 %3.2 %204 9 Deutsche Börse 1,758 %2.8 %148 10 TMX Grubu 1,542 %2.4 %81 20 İMKB 424 %0.7 %210 Sıra Borsa 1 Hacim/PD Kaynak: TSPAKB Raporlarından derlenmiştir. En yüksek piyasa değerine sahip olan New York Borsası, işlem hacminde de ilk sırada yer almaktadır. 2011 yılında bu borsada 18 trilyon $ hisse senedi işlemi gerçekleşmişken, en yakın takipçisi olan diğer ABD’li borsa Nasdaq’ın işlem hacmi 13 trilyon $’dır. Her ne kadar Nasdaq’a koteşirket sayısı New York Borsasından fazla olsa da, New York’taki şirketler daha yüksek piyasa değerine ve likiditeye sahiptir. İki ABD’li borsada 183 TSPA KB, a.g.e., s.30. 168 dünyadaki toplam hisse senedi işlemlerinin yarısı gerçekleşmiştir. Bununla birlikte bu borsaların toplam işlem hacmindeki payı 2008 yılında %62 iken, devam eden yıllarda gerilemiştir. 184 ABD’li borsaların ardından en yüksek işlemler 4’er trilyon $ ile Uzakdoğulu Tokyo ve Shanghai Borsalarında yapılmıştır. Shanghai ve diğer Çinli borsa olan Senzhen Borsalarında toplam işlemlerin %10’u üretilmiştir. İlk on borsa arasında işlemlerini %26 ile en fazla artıran Kore Borsası 2 trilyon $’lık işlem hacmine ulaşmıştır. Piyasa değeri ve kote şirket sayısı bakımından daha geri sıralarda yer alan İMKB, 2011 yılında 424 milyar $’lık işlem hacmiyle dünya borsaları arasında 20. sırada yer almıştır. 4.4.5.Uluslararası Yatırımlardaki Yeri Tablo 38. Yatırım Fonları 2011 Ülke Fon Büyüklüğü Payı Yatırım Fonu/GSYİH 1-ABD 11,052 %47,8 %73 2-Lüksemburg 2,302 %10.0 %3658 3-Fransa 1,459 %6.3 %52 4-Avustralya 1,363 %5.9 %90 5-İrlanda 1,019 %4.4 %459 6-Brezilya 952 %4.1 %38 7-İngiltere 785 %3.4 %32 8-Japonya 751 %3.2 %13 9-Kanada 713 %3.1 %41 10-Çin 320 %1.4 %5 31Türkiye 16 %0.1 %2 TOPLAM 23,127 %100 %36 Kaynak: TSPAKB Raporlarından derlenmiştir. 184 TSPA KB, a.g.e., s.30. 169 ABD, 11 trilyon $’ı aşan yatırım fonu büyüklüğü ile dünya sıralamasında ilk sırada yer almaktadır. Bu tutar dünya genelindeki toplam yatırım fonu büyüklüğünün yaklaşık yarısını oluşturmaktadır. Lüksemburg, vergi ve operasyonel alanlarda sunduğu olanaklardan dolayı yatırım fonu ve yatırım ortaklığı gibi kolektif yatırım kuruluşlarının merkezi haline gelmiştir. Bu nedenle, Avrupa’da pek çok fon Lüksemburg’da kurulmakta, ancak payları diğer ülkelerdeki yatırımcılara satılmaktadır. 2011 sonu milli geliri 65 milyar $ olan bu ülkedeki fon büyüklüğü 2011itibariyle 2,3 trilyon $’dır. İrlanda da benzer fırsatlar sunarak kolektif yatırım şirketlerinin alternatif merkezi haline gelmeyi hedeflemektedir. 185 31. sırada yer alan Türkiye’deki yatırım fonu portföy büyüklüğü dolar bazında bir önceki döneme göre %22 azalarak 16 milyar $’a inmiştir. Tablo 39. Yatırım Fonlarının Dağılımı Hisse Ülke Tahvil-Bono Senedi Para Piyasası Diğer ABD %44 %25 %24 %7 Lüksemburg %29 %32 %16 %23 Fransa % 26 %17 %34 %23 Avustralya %40 %5 %20 %35 İrlanda %26 %19 %47 %8 Brezilya %9 %56 %4 %31 İngiltere %59 %21 %1 %18 Japonya %82 %15 %4 %0 Kanada %35 %14 %5 %46 Çin %59 %8 %6 %27 TÜRKİYE %3 %7 %76 %13 Kaynak: TSPAKB 185 TSPA KB, a.g.e., s.33. 170 Yatırım fonlarının portföy dağılımına ilişkin istatistiklerine bakıldığında; yatırım fonlarında hisse senedi yatırımlarının en ağırlıkta olduğu ülke Japonya’dır (%82). Dünyadaki toplam yatırım fonlarının yarısının bulunduğu ABD’deki fonlar ise portföylerinin %44’ünü hisse senedinde değerlendirmiştir. Eylül 2011 itibariyle 45 ülkede yönetilen yatırım fonlarının portföylerinde 9 trilyon $’lık hisse senedi yatırımı olduğu görülmektedir. Dünya genelindeki toplam fonlarda hisse senedinin payı %39 iken, bu oran Türkiye’de %3’e inmektedir. Türkiye’deki fon portföylerinin önemli bir kısmını para piyasas ı enstrümanları oluşturmaktadır. 186 İMKB, Kore ve İtalya’dan sonra en yüksek hisse senedi devir hızına sahiptir. Yüksek devir hızı, yatırımların kısa vadeli olduğunu göstermekle beraber, düşük likidite riskine işaret etmektedir İyi gelişmelere rağmen, İMKB’de işlem gören şirket sayısı, 2008 yılından itibaren gerilemeye başlamıştır. Bu nedenle, Sermaye Piyasası Kurulu ve İMKB yönetimi, halka arzları desteklemektedir. İMKB’deki hisse senedi işlemlerinin % 71’ini yerli aracı kurumlar gerçekleştirmiştir. 187 Öte yandan, McKinsey Global Institute 12 tarafından hazırlanan bir çalışmada 2025 yılına kadar İstanbul’un dünya kentleri arasında nüfus büyüklüğü ve 15 yaş altı nüfus büyüklüğü ölçütlerine göre 25 inci ve satın alma gücüne göre yıllık geliri 20.000 doların üzerinde olan hane halkı sayısı açısından da 22 inci sırada olabileceği öngörülmüştür. Bu da İstanbul için orta vade diyeceğimiz 10 yıllık bir süre içerisinde bugüne göre daha iyi bir konuma sahip olacağının bir göstergesidir. Forbes Dergisi 10 dünyanın ekonomik olarak en güçlü kentlerini belirlemiştir. Söz konusu listede İstanbul’a yer verilmemiştir. Yukarıdaki 186 187 a.g.e. s.37. TSPA KB, a.g.e., s.38. 171 tabloları incelediğimizde bu durum sürpriz olmamaktadır. İstanbul şu an için gelişme gösteren, büyük bir potansiyele sahip olan ancak dünyanın en önemli ve büyük 20 merkezi arasına girebilmesi için ekonomik, sosyal, teknolojik, yasal pek çok gelişmeyi ve değişimi yaşaması gereken bir şehirdir. İstanbul’un mevcut potansiyeli de göz ardı edilmemelidir; Singapur’un uluslararası ticaret ve ekonomik ilişkilerini yürüten IE Singapore (International Enterprise Singapore) dünya üzerinde ilk deniz aşırı ofisini Türkiye’de 30 Mayıs 2012’de açmıştır. Londra Finans Merkezinin yönetiminden sorumlu The City of London Corp. Bünyesinde 5 kişilik bir “İstanbul Finans Merkezi” ekibi kurulmuştur. 188 4.4.6.Uluslararası Finans İndeksindeki Yeri Uluslararası Finans İndeksi bir ülkenin uluslararası finansal hizmetler sektöründeki ağırlıklı payını gösterir. İndeksin hesaplanmasında uluslararası finansal hizmetler dört ana gruba ayrılmıştır. Bunlar dışsal banka kredi ve mevduatları, uluslararası tahviller, yurtdışında listelenen hisse senetleri ve tezgah üstü döviz alım satımı ve faiz türevleri dahil döviz alım satımından oluşmaktadır. 189 İndeks puanı sütununda görüldüğü gibi dünya uluslararası finansal hizmetler sektöründe en büyük pay Büyük Britanya’nındır. Bu ülke %30.25 ile dünya uluslararası finansal hizmetler sektörünün yaklaşık 1/3’üne sahiptir. A.B.D ise % 21.30’luk bir paya sahiptir. İlk 10’da yer alan diğer ülkeler ise Almanya (%7.10), Fransa (%4.62), Hollanda (%3.39) gibi AB ülkeleri ve İsviçre (%2.60), Japonya (%2.82), Singapur (%2.19), Hong Kong (%3.59) ve 188 189 Peker, a.g.e., s.10. Z7Yen, “City of London”, 2007, s.50. 172 Cayman adaları (%3.35) gibi finansal liberalizasyon düzeyi gelişmiş ülkelerden oluşmaktadır. Türkiye listeye dahil edilen 41 ülke içerisinde 0,12 puan ile 35 inci sırada yer almaktadır. İFM Projesine rakip olarak görülen Rus ya ve Güney Afrika da düşük puanlara sahip olmakla birlikte Türkiye’nin üzerinde yer almaktadırlar. Tablo 40. Uluslararası Finans İndeksi Skorlarına Göre Ülkeler(2008) Sıralama Ülke İndeks Puanı 1 Büyük Britanya 30,25 2 ABD 21,30 3 Almanya 7,10 4 Fransa 4,62 5 Hong Kong 3,59 6 Hollanda 3,39 7 Cayman Adaları 3,35 8 Japonya 2,80 9 İsviçre 2,60 10 Singapur 2,12 12 İspanya 1,90 13 İrlanda 1,82 15 Avustralya 1,50 24 Güney Afrika 0,37 27 Rusya 0,32 35 Türkiye 0,12 Kaynak: Long Finance 2008 Raporundan derlenmiştir. Ancak bu sıralama 2008 yılı verilerine göre düzenlenmiştir. 2008 yılında yaşanan kriz ve sonrasındaki gelişmeler; İrlanda ve İspanya’nın yaşadığı ekonomik krizler ve İFM Projesi kapsamında yürütülen çalışmalar Türkiye’nin şuanda yapılacak bir sıralamada daha üst sıralarda yer almasını 173 sağlayacaktır. Bu durum Global finans merkezleri sıralamasında da kendini göstermektedir. Genel olarak tablodan çıkarılabilecek sonuç; Türkiye’nin önünde yapması gereken pek çok konu olduğu ve oluşturulacak sağlam temelli bir eylem planına sadakatle bağlı kalınarak ilerlemesinin gerekliliğidir. 4.4.7.Uluslararası Finans Merkezleri Gelişim İndeksi Xinhua-Dow Jones, Uluslararası finans merkezleri gelişim indeksi; Finansal Pazar Büyüme ve gelişme Endüstriyel destek Hizmet sektörü Genel Çevre Alanındaki 5 kıstasa göre yaptığı gelişim indeksinde 45 FM arasında İstanbul’a yer vermemiştir. İndeks hesaplanmasında; bu beş konunun yapılan anketler sonucunda nispi ağırlıkları belirlenerek ilgili merkezlerin durumu göz önüne alınmış ve 45 şehir değerlendirmeye tabi tutulmuştur. Bu değerlendirmede; New York ve Londra yine ilk iki sırayı almışlardır. Değerlendirmeler sonucunda ülkeler 4 gruba ayrılmıştır. En yüksek puana sahip ülkelerin oluşturduğu 1’inci grupta yer alan şekirler. New York Londra Tokyo Hong Kong 174 İstanbul’un FM olma yolunda potansiyel ve mevcut rakiplerinden; Dubai 16’ncı sırada ve 3’üncü grupta yer alırken; Madrid 31, Moskova 35, Dublin 39 ve Johannesburg 45’inci sırada yer alarak, 4’üncü grupta kendilerine yer bulmuşlardır. Tablo 41. Uluslararası Finans Merkezleri Gelişim İndeksine Göre FM Sırlaması Sıralaması Grubu Finans Merkezi İndeks Puanı 1 1 New York 87,69 2 1 Londra 85,96 9 2 Sydney 57,08 12 2 Zürih 54 16 3 Dubai 51,00 24 3 Seoul 41,33 32 4 Madrid 35,75 39 4 Dublin 33,58 45 4 Johannesburg 24,35 Kaynak: Xinhua-Dow Jones IFCDI 2011 Raporundan derlenmiştir. 4.4.8.Uluslararası Finans Merkezleri Arasındaki Yeri Long Finance, her yıl Mayıs ve Eylül aylarında uluslararası finans merkezlerini, 25.000’den fazla değerlendirme anketi ve rekabete yarar sağlayan dışsal göstergelere dayanarak değerlendirmekte olup finans merkezlerine bir GFCI puanı vermektedir. GFCI ilk olarak Eylül 2007’de (GFCI 1) hazırlanmıştır ve o tarihten bugüne kadar 12 kez değerlendirme (GFCI 12) gerçekleştirilmiştir. İstanbul, Global Finans Merkezi olarak ilk kez Eylül 2009’da, listesine 72. sıradan girmiştir. GFCI kapsamında Finansal Merkezler temel olarak ürün 175 kalitesi/çeşitliliği (4 farklı seviye) ve diğer merkezlerle ilişkiler (3 farklı seviye) çerçevesinde 12 farklı sınıfa ayrılmıştır. İstanbul, GFCI 7 (Mart 2010) listesinde 12. sınıfta yani “Gelişen Yerel Merkezler” sınıfında yer almasına rağmen, GFCI 9 (Mart 2011) listesinde Çok Yönlü Yerel Merkezler olarak adlandırılan 10. sınıfa yükselmiş ve tüm merkezler arasında 70. sıraya çıkmıştır. Eylül 2011’de hazırlanan GFCI 10 listesinde ise İstanbul dokuz sıra birden yükselerek 61. sıraya ve Çok Yönlü Uluslararası Merkezler olarak adlandırılan 6. sınıfa yükselmiştir. Son olarak Mart 2012’de yayımlanan GFCI 11’de İstanbul bir sıra daha yükselerek 61. sıraya yükselmekle birlikte 6. sınıftaki yerini korumuştur. 190 GFCI 12’de İstanbul için, daha tüm potansiyeline ulaşamamış ve orta vadede önemi giderek artması beklenen bir finansal merkez tanımı yapılmıştır. İstanbul’un dünyadaki ilk 50 finansal merkez listesine dahil edilmediği Z/Yen’in 2007 yılındaki çalışmasında (GFCI 2), Dubai (21’inci sırada), Bahreyn (37’nci sırada), Bombay (39’uncu sırada) ve Varşova (50’nci sırada) gibi kentlerin finansal merkezler listesinde yer aldığı görülmektedir. Finansal merkez sayısının 62 olarak belirlendiği 2009 yılında yayımlanan ilk çalışmada (GFCI5) ise Katar (46), Atina (61) ve Budapeşte (62) gibi şehirler listede yer almıştır. 191 Finansal merkez sayısının 75 olarak belirlendiği 2009 yılında yayımlanan çalışmada (GFCI 6) ise Jakarta (62), Riyad (68) ve Varşova’nın (69) ardından İstanbul kendine 71’inci sırada yer bulabilmiştir. 2010 yılındaki çalışmada ise İstanbul’un 62 üncü sırada olduğu görülmektedir. 192 190 191 192 Yılmaz, a.g.m., s.172. Yılmaz, a.g.m., s.173. Yılmaz, a.g.m., s.173. 176 Finansal merkezler aşağıdaki temel özelliklerinin olgunluk durumlarına göre değerlendirilmektedir; 193 1. İnsan Eğitim seviyesi Kalkınmışlık derecesi Yaşam kalitesi Turizm cazibesi Can güvenliği, terörizm olayları Afet beklentisi 2. İş Ortamı İş yapma kolaylığı Şeffaflık Operasyonel risk derecesi Bireysel ve kurumlar vergisi oranları Yolsuzluk derecesi Ekonomik özgürlük seviyesi Politik risk/İstikrar 3. Finansal Piyasalara Erişebilirlik Organize piyasaların mevcudiyeti, sayıları, çeşitliliği ve işlem hacimleri Coğrafik konum Piyasalarda işlem yapma serbestliği Sermaye piyasalarının piyasa değerleri Uluslararası finans ve ticaret imkanları ve hacmi Finansal işlem maliyetleri 193 Saruhan, Özel, “Fi nans Merkezi Olmak İçin Yapıl ması Gerekenler”, 2011, s.9 177 4. Altyapı Ofis imkanları ve kira maliyetleri Rakip piyasalarla ve merkezlerle kıyas Gayrimenkul alım satım kolaylığı İnternet erişim kolaylıkları Ulaşım imkanları 5. Genel Rekabet Avantajları İş güvencesi Ekonomik istikrar ve güven Reel sektörün büyüme potansiyeli Yasam maliyeti Finansal merkezin şehirsel özellikleri Global rekabet endeksi sıralaması 6. Hukuki Altyapı Azınlık/çoğunluk sahiplik hakları Korumacılık Hızlı dava süreçleri Uluslararası tahkim Bu indeksin hesaplanmasında dikkate alınan konular; yeterli kalifiye eleman, sermaye girişi, altyapı yeterliliği, regülasyonların cazip olması, vergi oranlarının ve yolsuzluğun az olmasıdır. Ayrıca coğrafi konum ve İngilizcenin yaygın kullanımı da bir finans merkezinde faaliyette bulunma konusunda global finans firmalarını cezp etmektedir. 194. İndeksin hesaplanmasında beş ana grupta 62 faktör araştırılmaktadır. Bunlardan 38 adedi finans merkezinin içinde bulunduğu ülke derecelendirilmesi ile ilgilidir. Araştırılan 5 grup faktör işgücü, ticari ortam, 194 The Economist Print Ed ition, “ Financi al Centres Looks”, 2007, s. 12-15. 178 piyasaya giriş, altyapı ve genel rekabetçilikle ilgilidir. İşgücüne ilişkin faktörler iş gücü verimliliği, yaşam kalitesi, mutluluk skoru, cinayet oranları ve eğitim harcamaları gibi faktörlerdir. Ticari ortam faktörleri vergi ve yolsuzluk oranları, idari ve ekonomik regülasyonla r, finans piyasalarının gelişmişlik düzeyi, ücret düzeyleri ve politik risk ve faaliyet riski gibi faktörlerdir. Piyasaya giriş faktörleri menkul kıymetleştirme, global bankacılık ve hukuk hizmetleri, uluslararası finansal faaliyetler ve kapitalizasyon düzeyleri gibi faktörlerdir. Altyapı faktörleri ofis büyüklükleri ve ofislerde ısıtma-soğutma olanakları, mülkiyet işlemleri ve şeffaflığı, internet bağlantı olanakları gibi faktörlerdir. Genel rekabetçilik faktörleri ise ekonomik duyarlılık göstergeleri, çok büyük şirketlerin sayısı, perakende fiyatlar, iş yolculukları, global güven, ülke ve kent imajı gibi faktörlerdir. 195 Tablo 42. 2007-2010 Dönemi Finans Merkezleri Sıralaması 2007 2008 2009 Şehir Sıralaması Sıralaması Sıralaması 2010 Sıralaması Londra 1 1 1 1 New York 1 2 2 2 Hong Kong 2 3 3 3 Singapur 3 4 4 4 Shanghai 9 6 5 5 Tokyo 4 5 5 6 Chicago 5 7 7 7 Zurich 6 8 8 8 Toronto 10 12 10 10 İstanbul 74 70 71 62 Kaynak: GFCI Raporlarından derlenmiştir. 195 Long Finance, “City of London”, 2008, s.32-49. 179 Tablo 43. 2011-2012 Dönemi Finans Merkezleri Sıralaması Şehir 2011 Sıralaması 2012 Sıralaması Londra 1 1 New York 2 2 Hong Kong 3 3 Singapur 4 4 Zürih 6 5 Seoul 9 6 Tokyo 5 7 Chicago 7 8 Cenova 14 9 Toronto 10 10 İstanbul 61 56 Kaynak: GFCI Raporlarından 2012 yılında Dubai 22’nci sırada yer alırken; Shanghai 2011 yılındaki sıralamasından 11 basamak düşerek 19’uncu, Moskova bir önceki yıla göre 1 180 basamak yükselerek 64’üncü, Varşova 5 basamak gerileyerek 59’uncu, Madrid 1 basamak gerileyerek 50’nci olmuştur. Tablo 44. Ortadoğu ve Afrika Ülkeleri Finans Merkezleri Sıralaması Şehir 2012 Sırası 2011 Sırası Dubai 22 29 Katar 35 38 Abu Dhabi 38 48 Johannesburg 54 55 İstanbul 56 61 Bahreyn 61 57 Riyad 62 70 Kaynak: GFCI 2012 Raporundan derlenmiştir. Dünyanın Önde Gelen Finans Merkezleri: Londra New York Shanghai Tokyo Finans Merkezi Olma Yolunda İlerleyen Şehirler: İstanbul Dubai Moskova Varşova 181 4.5.SEÇİLEN RAKİPLERE KARŞI GENEL BİR KARŞILAŞTIRMA 4.5.1.Finans Merkezi Sıralaması Açısından Tablo 45. İstanbul’un Seçilen Rakiplerine Göre Sıralaması Şehir 2010 Sırası 2011 Sırası Finans Merkezi 2012 Sırası Sydney 15 16 15 Dubai 36 29 22 Katar 30 38 35 Dublin 43 46 49 Madrid 48 49 50 Johannesburg 52 55 54 Varşova 56 54 59 Moskova 61 65 64 İSTANBUL 62 61 56 Kaynak: GFCI 2012 FM sıralamasına bakarak İstanbul’un; Sydney, Dubai, Katar gibi rakiplerine göre şu anda geri planda olduğunu söyleyebiliriz. Johannesburg, Varşova ve Moskova’ya karşı ise her yıl güçlenen bir yapısı vardır. Madrid ve Dublin karşı ise yakın bir performansa sahiptir. Tabloda da görüldüğü üzere FM sıralamalarında ki değişiklikler, çok büyük sıçramalar göstermemektedir. Genel olarak şehirler bulundukları pozisyonları kısa değiştirememektedir, bu da yaşanan rekabetin doğal bir sonucudur . sürede 182 Sydney açısından; hükümetin uyguladığı uzun vadeli emeklilik sisteminin sağladığı fonlar, uzun bir süre Büyük Britanya sömürgesi olması nedeniyle Londra’nın bugün sahip olduğu tecrübeye kısmen de olsa sahip olması, zaman dilimi olarak Avrupa saat dilimi dışında işlem yapmaya müsait olması gibi nedenler üst sıralarda yer alan bir finans merkezi olmasını sağlamaktadır. Dubai ve Katar içinse söylenebilecek en net şey; büyük körfez sermayesinin ve bu sermayenin oluşturduğu fonların desteklediği bir merkez olması yanında; yaşanan kriz sonrası Avrupa ve ABD piyasalarından çekilen fonların değerlendirildiği merkezler olması ve özellik le son yıllarda yaptıkları büyük yatırımlarla oluşturdukları imaj (bu imaj hem finansal açıdan hem de finans dışı sektörler açısından geçerlidir) nedeniyle İstanbul’a göre daha üst sıralarda yer almaktadırlar. Katar’ın güçlü altyapısıyla Dubai’ye meydan okuyabileceği düşünülmektedir. Ancak yine de Körfez Bölgesinin şu an için lider şehri Dubai’dir. Abu Dhabi, GFCI sıralamasına yeni gelen şehirlerdendir ve şu an bölgesinde sadece Bahreyn’in üzerinde yer almaktadır. Dubai ve Katar gibi güçlü konuma sahip iki rakiple karşı karşıyadır. Johannesburg ve İstanbul’un henüz potansiyellerinin UFM olmak için yeterli olmadığı düşünülmekle birlikte; İstanbul’un ancak orta vadede önemli bir merkez adayı haline geleceğine inanılmaktadır. 196 4.5.2.İş Gücü Açısından Türkiye yaklaşık 24 milyonluk iş gücüne sahiptir. İstanbul rakamsal olarak Sydney, Dublin, Madrid, Varşova ve Körfez merkezlerinden yüksek 196 Long Finance, “Report of GFCI 12”, 2012, s.41-42. 183 iken sadece Rusya’dan daha düşüktür. İstanbul’un FM olma yolundaki en büyük avantajlarından birisi nitelikli işgücü potansiyelidir. Eğitim harcamalarına ayrılan pay Türkiye’de GSYİH %4-4,5 arasındadır. Bu oran rakip merkezlerle göre değerlendirildiğinde düşük kabul edilebilir. Dublin ve Madrid için bu oran % 5’in üzerinde iken Moskova ve Varşova’da İstanbul’un altında %4’e yakın seviyelerdedir. Rakiplerine göre en fazla beyin göçü veren şehirde İstanbul’dur. B u beyin göçü hem bir potansiyeli hem de geri döndürülebilir bir işgücü havuzunu oluşturur. 197 Türkiye’de finansal hizmetler sektöründe çalışanların sayısı 200.000 civarındadır. Bu sayı Rusya için 1.044.000, İspanya için 300.000, İrlanda için 220.000 civarındadır. İstanbul ve Türkiye için uygun bir örnek olmayacağını daha önce de belirtmemize karşın; Londra’da bulunan finansal hizmetler sektörü çalışan sayısı 378.000, İngiltere toplamında ise 1 milyondan fazladır. Araştırmalar 20.000 civarında Türk’ün diğer ülkelerde finansal hizmetler sektöründe çalıştığını göstermektedir. Nüfusu ve işgücü potansiyeli açısından rakiplerinden avantajlı durumda olan İstanbul için bu rakam oldukça düşüktür. 198 Diğer gelişmiş piyasalarla kıyaslandığında sermaye piyasalarının piyasa değeri oldukça düşük, gelişmekte olan ülkelerle kıyaslandığında ise paralel seviyededir. Tüm finansal hizmetler sektörlerinde Türkiye’nin oldukça önemli bir büyüme potansiyeli bulunmaktadır. Türkiye’nin finansal hizmetler sektörünün GSYİH içindeki payı diğer rakiplerle kıyaslandığında daha düşüktür (Rusya hariç). 197 198 Deloitte, a.g.e., s.65. Deloitte, a.g.e,. s.65. 184 Rusya’da son yıllarda yurtdışında çalışan nitelikli finansal hizmetler çalışanlarının ülkeye geri dönüş yaptığı gözlenmektedir. 4.5.3.Marka ve İmaj Açısından Ulusal ve Şehir Markalar Endeksine göre; Sydney 6. Madrid 13. Dublin 21. Moskova 35. İstanbul 39. sırada yer almıştır. 199 Avrupa Kıtasında Madrid ve Dublin, Körfez Bölgesinde ise özellikle Dubai olumlu imaja sahip şehirlerdir. Türkiye’nin ulusal imajı, politik ve ekonomik istikrarsızlıktan büyük ölçüde etkilenmektedir. Ancak bu konuda son yıllarda önemli düzelmeler yaşanmaktadır. Türkiye’nin AB üyeliği süreci imajını doğrudan etkilemektedir. Moskova İstanbul’a oranla daha olumlu görülmesine karşın Varşova’nın imajı AB üyeliğine rağmen İstanbul’un gerisindedir. Sydney, Madrid ve Dublin finans hizmetleri açısından son yıllarda güçlü bir imaj oluşturmuşlardır. Körfez sermayesini arkasına alan Dubai ve Katar’da finans sektörü içerisinde İstanbul’dan daha olumlu bir imaja sahiptir. Bölgesel olarak en büyük ekonomiye sahip Rusya’nın kötü imajı ise Moskova ve Doğu Bloğuna dahil olduğu için, hala Rus etkisinin hissedildiği Varşova’nın önündeki engellerdendir. 199 Deloitte, a.g.e., s.67. 185 4.5.4.Yasal Haklar Açısından Türkiye’deki gelişmemiş yasal haklar İstanbul’un UFM olma yolunda önünde engel teşkil edecek en önemli konulardan biridir. Türkiye yasal haklar sıralamasında 91 ülke arasında 56. olabilmiştir. 200 4.5.5.Politik ve Ekonomik İstikrar Yatırımcıların en önem verdiği konuların başında faiz oranları ve sürdürülebilirlik gelir ki bunlar her şeyden önce politik ve ekonomik istikrarın sağlanmasıyla mümkün olabilmektedir. Dünya Bankası politik istikrar endeksi sonuçlarına göre Türkiye 100 puan üzerinden yapılan değerlendirmede, 20 puan ile Varşova’nın önünde yer alırken Rusya, İrlanda, İspanya ve Avustralya’nın gerisinde kalmıştır. Bu alanda Rusya’nın puanı Türkiye’nin çok az üzerindedir. Makroekonomik istikrar açısından; Türkiye ekonomik özgürlük sıralamasında 179 ülke arasında 75. sırada gelmekte ve “kısmen özgür” olarak nitelendirilmektedir. Sydney ve Dublin “en özgür ülkeler”, Madrid “oldukça özgür ülkeler” listesinde yer alırken; Moskova oldukça gerilerde “en az özgür ülkeler” arasında yer almaktadır. 201 200 201 Deloitte, a.g.e., s.68. Deloitte, a.g.e., s.69. 186 4.5.6.Uluslararası Piyasa Güveni Türkiye’deki düzenleyici çerçeveye olan uluslararası piyasa güveni son yıllarda artarak devam etmektedir. Özellikle bankacılık sektöründe yaşanan gelişmeler, bu alandaki yabancı yatırımcı sayısını artırmıştır. Uluslararası standartlara uyum konusunda önemli gelişmeler kaydedilmektedir. Bu alanda makroekonomik istikrara paralel olarak Sydney, Dublin, Madrid yüksek kalitede güven oluşturmuştur. Körfez ülkeleri ise hala kırılgan ve gelişme aşamasında sayılan yapıları nedeniyle tam bir güven ortamı oluşturamamışlardır. Moskova ve Varşova ise bu konuda en az güvene sahip merkezlerdir. 4.5.7.İş Yapma Kolaylığı İş yapma kolaylığı açısından en üst seviyedeki rakiplerle (Sydney, Dublin, Dubai,) İstanbul arasında ciddi bir fark vardır. Türkiye, iş yapma kolaylığı açısından daha öncede belirttiğimiz gibi düşük bir performans sergilemekle birlikte en önemli rakiplerden olan Rusya’dan daha iyi bir pozisyona sahiptir. Rusya özellikle yatırım özgürlüğü ve mülkiyet haklarında zayıftır, bu durum finansal sektör yatırımlarının ülkeye girişinde engel teşkil etmektedir. 187 4.5.8.Uluslararası Standartlar Vergi sisteminin uluslararası kabulü yatırımcıların güvenini korumak için kritik öneme sahiptir. Türkiye geliştirilebilecek sağlam bir temele sahip olup genellikle OECD standartlarına uymaktadır. Ayrıca ithalat/ihracat piyasasının %90’ını kapsayan bir vergi anlaşması ağına sahiptir. 202 Rakiplere bakıldığında ise; günümüzün global dünya düzeninde standart uygulamaların var olduğu birbirinden bariz şekilde ayrılan uygulamaların olmadığı görülmektedir. 4.5.9.Ulaşım Altyapısı İstanbul’un iki modern havaalanı bulunmaktadır. Avrupa finans merkezlerine ve bölgedeki iş merkezlerine iyi bir bağlantı ağına sahiptir; İstanbul’daki iki havaalanı, tüm Türkiye’deki hava taşımacılığı altyapısı ile kıyaslandığında daha iyi bir performans sergilemektedir. İstanbul’un bir diğer avantajı merkezi zaman dilimine ve birçok büyüyen pazara yakın coğrafi konuma sahip olmasıdır. Moskova ve Körfez Ülkelerindeki rakip merkezler diğer pazarlara yakınlık konusunda ciddi sıkıntı yaşamaktadırlar. Bu konuda ki en büyük sıkıntıyı yaşayan merkez adayı Johannesburg’dur. Ancak fiziksel altyapı eksikliklerinin İstanbul’un en büyük dezavantajı olduğu altyapı komitesi çalışmaları ile de belirlenmiştir. 202 Deloitte, a.g.e., s.72. 188 4.5.10.Yaşama Maliyeti İstanbul küresel hayat pahalılığı anketinde 23. olmuştur. Büyük iş potansiyeli ve yarı-kozmopolit yapısına rağmen, İstanbul; Dublin, Dubai ve Varşova’ya göre oldukça ucuzdur, ancak Madrid’den daha pahalıdır. Bu alanda Moskova ise lider durumdadır. 203 Bu konuda üst sıralarda yer alan bir şehir de Londra’dır, bu da yaşam maliyetlerinin FM olma önündeki engellerden öncelikli biri olmadığını göstermektedir. Ancak Londra’nın istisnai durumu göz ardı edilirse yeni kurulacak merkezler açısından İstanbul avantaj sağlamaktadır. 4.5.11.İş Yapma Maliyetleri İş gücü maliyetleri açısından İstanbul tüm rakiplerinden daha avantajlı bir konumdadır. Bunda etkili olan çalışanların %35 inden fazlasının asgari ücretle çalışmasıdır. Ancak İFM kapsamında nitelikli iş gücü ihtiyacı oluşacağından; projenin hayata geçmesiyle maliyetlerin artması kaçınılmazdır. Yine de rakiplerine göre işgücü maliyet avantajı İstanbul’dadır. Gayrimenkul maliyetleri açısından da İstanbul; Dubai, Dublin, Madrid ve Moskova’dan daha avantajlıdır. Özellikle Moskova ve Madrid’de gayrimenkul maliyetleri diğer şehirlerden daha yüksektir. Ancak bir bütün olarak iş süreci maliyetlerine bakınca İstanbul bu avantajını kaybetmektedir. Dublin, Madrid ve hatta Londra seviyelerine kadar çıkmaktadır. Bu durum iş yapma kolaylığı endeksinde gördüğümüz eksikliklerden kaynaklanmaktadır. Bütün olarak iş yapma maliyetlerinde Uzak 203 Deloitte, a.g.e., s.74. 189 Doğu ülkeleri en büyük avantaja sahiptir. Avrupa Kıtasında yer alan merkezlerde ise iş yapma maliyetleri yüksek olsa bile iş yapma kolaylığı üst seviyelerdedir. 204 Londra bu konuma nasıl geldi? 1. Tarihsel avantaj 2. Radikal yapısal reform ve serbestleştirme 3. Yeni piyasalara liderlik 4. Piyasa yanlısı politikalar 5. Yabancı sermayeye açıklık (doğrudan yatırımların desteklenmesi), 6. Sağlam ve yapıcı düzenlemeler (rekabeti ve girişimciliği teşvik eden) 7. İngilizce avantajı 8. Örnek alınan hukuk sistemi (Common Law) 9. Gelişmiş bilgi teknolojisi altyapısı 10. Yüksek hacimli finansal piyasalar Dubai finansal merkez olma yolunda neler yaptı? 1. Temel felsefe ve motivasyon; “Build it and People Will Come” 2. Finansal sisteme yönelik yeni bir yargı düzeni 3. 6 Temel sektöre yoğunlaşma ve niş pazarlar Bankacılık hizmetleri, sermaye piyasaları, varlık ve fon yönetimi, reasürans (niş pazar), İslami finans (niş pazar), arka ofis operasyonları 4. Gelir ve karlarda sıfır vergi, çok sayıda ikili vergi anlaşmaları, 5. Tamamen serbest sermaye hareketleri, dolar bazlı işlem imkanları 6. Şeffaf idare ve yapıcı düzenlemeler, 7. Kara para konusunda sıkı denetim 7. En gelişmiş bilgi teknolojisi altyapısı, 8. Geniş hava yolu ulaşım imkanları 9. Büyük reklam ve promosyon bütçeleri (DFIC için yılda 25 milyon €) 10. Tamamlayıcı kurulumlar 204 Deloitte, a.g.e., s.75. 190 Tablo 46. Finans Merkezlerinin Profilleri Derin ve Kısmen Geniş Kısmen Derin Yükselenler Geniş Global Farklılaştırılmış Uzmanlık Liderler Global Ağırlıklı Rekabetçiler GLOBAL London Amsterdam Bejing Luxembourg New York Dublin Dubai Moscow Tokyo Seoul Geneva Hong Kong Shanghai Frankfurt Chicago Paris Toronto Singapore Uluslararası Uluslararası Olarak Farklılaştırılmış Uzmanlık ULUSLARARASI Kurulmuş Brussels Uluslararası Uluslararası Rekabetçiler Ağırlıklı Boston Copenhagen İstanbul Athens Bahrain Edinburgh British Virgin Islands Madrid Kuala Lumpur Glasgow Cayman Islands Montreal Washington DC Mumbai Gibraltar Munich Qatar Guernsey Sydney Shenzhen Isle of Man Vancouver Jersey Kaynak: GFCI 2012 raporundan derlenmiştir. GFCI 2012 raporunda İstanbul’a; “uluslararası, farklılaştırılmış ve kısmen derin” finans merkezleri arasında yer verilmiştir. Rakip olarak görülen Moskova ise “global, yükselen ve global rekabetçi” merkezlerden birisi olarak 191 anılmıştır. Burada Rusya’nın dünya üzerindeki hem ekonomik hem de siyasi gücünün, Moskova’yı pek çok eksikliğine rağmen ön plana çıkardığı görülmektedir. FM olarak şehrin sahip olduğu potansiyel kadar ülkenin dünya konjonktüründe ki yerinin de ne kadar önemli olduğu buradan görülmektedir. BEŞİNCİ BÖLÜM İSTANBUL FİNANS MERKEZİ İÇİN YAPILACAKLAR 5.1.İSTANBUL’UN ATMASI GEREKEN ADIMLAR İstanbul son birkaç yılda artan bir ilgi ile dünya çapında bir finans merkezine dönüştürülmek isteniyor. Ancak New York, Hong Kong, Dubai ve Londra gibi şehirlerle rekabet edebilecek nitelikte bir finans merkezi kurmak kolay bir iş değildir. İstanbul için UFM olmak konusunda 3 temel nokta vardır; 205 1-Dünya ölçeğinde bir finans merke zi olmak için gerekli koşullar; a. Önemli sermaye birikimi, borç verebilecek yada yatırım yapılabilecek kaynakların olması. b. Hukuki alt yapı ve mevzuat yapısının kapsamlı, hızlı ve yabancılara hitap edebilir standartlarda olması. c. Nitelikli insan kaynağı, yabancı ve yerli sermayeni n aradığı nitelikte yabancı dil bilen ve tecrübeli insanlardan oluşan profesyonellerin varlığı. 2- Hindistan, Çin ve Körfez Bölgesi, kriz öncesi dünyanın para havuzu niteliğinde üç merkeziydi, bu coğrafyanın öne çıkardığı Hong Kong şehrinin ardında sermaye desteği ve kaynağı olan Çin, Dubai şehrinin ardında da 205 Aydoğan, a.g.m., s.122. 193 Körfez Bölgesinin tasarrufları ve Hindistan tasarrufları varken, İstanbul finans merkezinin ardında nasıl bir tasarruf merkezi bulunacak, nasıl bir sermaye desteği olacak ve destek verecek bir ülke olacak mıdır? sermaye 3-Türk piyasasında bulunan yatırım enstrümanlarının sayısının oldukça az oluşu, bu alanda yerli yatırımcı sayısının çok düşük olması diğer bir zaafiyetimizdir. Bu tür yeni enstrümanları geliştirecek girişimci bir yatırım bankacılığı tecrübesi ve mevzuata da kolay işleyen bir sürecin olması gereklidir ki, hızlı bir şekilde yeni yatırım enstrümanları piyasalara sunulabilsin. Uluslararası nitelikte bir finans merkezi olabilmek için önemli miktarda uluslararası finansal hizmet talebi, talebi karşılama isteği ve karşılayabilme yeteneği, hukukun üstünlüğü kuralının benimsenmesi, finansal alt yapı ve kaliteli çevre koşulları gibi özellikler gereklidir. 206 Uluslararası hizmet talebi, talebin karşılanabilme kapasitesine ve bu konuda ülkenin hukuksal ve siyasal koşullarının sektör için tatmin edici düzeyde gelişmiş olmasına bağlıdır. Finansal altyapının olması; finans sektörünün insan kaynakları, teknoloji ve regülasyonlar açısından uluslararası standartlarda olmasını gerektirmektedir. Kaliteli çevre koşulları da yaşam açıklanabilir. kalitesi açısından yeterli altyapının bulunması olarak 207 Daha cazip çalışmalarının bir yatırım ortamı oluşturabilmek dışında, finansal serbestleşme ve için, yatırım altyapı teşvikleri bakımından da atılması gereken adımlar bulunmaktadır. Türkiye'de farklı yatırım araçlarının hayata geçirebilmesi için zamana ihtiyaç olduğu açıktır. Ülkemizde birkaç yıl öncesine kadar vadeli işlemler piyasası bile bulunmamaktaydı. Kısa bir zaman dilimi içinde çok fazla aracı piyasaya 206 Joseph, Yam, “Competiti on and Cooperation Among Global and Regional Financi al Centres”, 2008, s.1 207 Yam, a.g.m., s.2. 194 sürmek, bunları yönetecek mekanizmaları oluşturmak ve serbestleşme sürecinin ilerlemesi zor ve zamana yayılması gereken bir süreçtir. Türk sermaye piyasası da diğer ülkelerdeki benzerlerine kıyasla nispeten daha küçüktür. İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nın (İMKB) günlük ortalama ticaret hacmi 2 milyar dolar civarındadır. Oysa işlem hacimleri Rus Borsası Micex'de 10 milyar doları ve Brezilya Borsası Bovespa'da 4 milyar doları aşmaktadır. Benzer şekilde Türk vadeli işlemler piyasaları da, günlük ortalama 1 milyar dolarlık ticaret hacmiyle yabancı emsallerinin gerisinde kalmaktadır. İstanbul için hedeflenen bir niş coğrafyanın olması gerçekçidir. Bölgesel olarak; Varşova, Moskova, Dubai, Abu Dhabi, Johannesburg ile aynı zaman diliminde olan İstanbul’un Avrupa, Kafkaslar, Asya, Orta ve Doğu Afrika bölgesindeki kilit konumu, Türkiye’ye tartışılmaz bir üstünlük sağlamaktadır. İstanbul ve Türkiye’nin bölgesel bir güç haline gelebilmesi için aşağıda belirtilen alt sektörlerin tamamına ilişkin bir çekim merkezi oluşturulması gerekmektedir. 208 Bankacılık (yatırım, özel ve kurumsal bankacılık) Sermaye piyasası (hisse senedi, borçlanma senetleri, türev ürünler, emtia) Varlık yönetimi (yatırım fonlarının kuruluşu, yönetimi) Sigorta ve reasürans Diğer finans kurumları (faktoring, leasing, tüketici finansmanı) İslami finans ürünleri Alternatif finans ürünler (hedge fonlar, finansal ortaklık fonları) 208 TSPA KB, a.g.e., s.27. 195 Operasyonel destek faaliyetleri İFM Projesi, sadece finansal ve hukuksal iyileştirmelerle değil altyapı ve teknoloji çalışmalarıyla mümkün olabilecektir. Bu yaklaşım GFCI değerlendirme kriterlerinde de açık bir şekilde gözlenmektedir. Finansal ürünlerde, vergilendirme alanlarında düzenlemelerin yapılmasıyla birlikte daha basit, öngörülebilir, makroekonomik koşullara uygun, sürdürülebilir ve istikrarlı bir vergi rejiminin ülkemizin rekabet gücünü artırarak finansal işlemleri İFM’ye çekilebilecektir. 2001 yılında BDDK’nın kurulması ve Türkiye’deki siyasi ve ekonomik istikrarın sağlanmasıyla; Türkiye bankacılık sektörüne yabancı yatırımların arttığı görülmektedir. Düzenleyici kurumların ve siyasi istikrarın yabancı yatırımlar için önemi tartışmasızdır. İFM’nin konumu itibariyle jeopolitik avantajı olduğu açıktır ve bu avantaj yabancı finans kuruluşları için İFM’yi cazip bir merkez haline getirecektir. Fakat bu süreçte birçok reformun gerçekleştirilmesi de gerekmektedir. Bu açıdan kaliteli ve donanımlı çalışanlar yetiştirilmesi önemlidir. İFM’nin rekabet gücü yüksek bir finansal merkez olabilmesi için, oluşturulan eylem planının kararlılıkla takip edilmesi gerekmektedir. Türkiye’de 2001 sonrası bankacılık sistemiyle ilgili kayda değer ilerlemeler yaşanmıştır ve pek çok uzmanında üstünde fikir birliğine vardığı gibi; “güçlü bir bankacılık olmadan bir finans merkezi olmaz”. Türkiye gelişmekte olan ülkeler arasında en güvenilir bankacılık sistemine sahip olan ülkedir. Ancak Türkiye’de güçlenen bankacılık sistemine karşı bankacılık dışı sektör, özellikle de sigortacılık sektörü zayıftır. Günümüz ekonomik ilişkileri ve teknolojik altyapısı düşünüldüğünde, ülkeler arası sınırlar sadece fiziki olarak vardır. Türkiye içinde bulunduğu 196 zaman dilimi içerisinde Uzak Doğu’nun işlem yapabildiği tek batı piyasasıdır. Bu durum İFM Projesi için önemli bir avantajdır. İMKB’nin mevcut performansını artırmak ve İFM Projesinin desteklemesi için, yapısal değişiklikler ve halka arzların teşvik edilmesi son derece önemlidir. Finans sektörü için büyük bir dezavantaj oluşturan aracılık maliyetlerinin de bir an önce benzer finansal merkezlerdeki seviyeye çekilmesi gerekmektedir. İstanbul'un uluslararası finans merkezi olması amacına yönelik olarak sermaye piyasasındaki kurumlar; finansal ürün çeşitliliğinin artırılması, finansal piyasaların geliştirilmesi, finansal derinliğin ve likiditenin artırılmasına yönelik çalışmalar yapmaktadırlar. İFM Projesinde, eylem planındaki noktalarla ilgili olarak önemli ilerlemeler kaydedilmesine rağmen 2015 yılı itibariyle bütün olarak hayata geçirileceğini söylemek gerçekçi değildir. Bu nedenle güçlü bir konuma sahip olacak İstanbul için, bu tarih revize edilerek daha gerçekçi olan 2020-2025 yılları gibi bir süreçte, kararlılıkla plan uygulamaya devam ettirilmelidir. 5.1.1.Hukuki Altyapı UFM’nin kurulabilmesindeki en önemli sorunlardan biri, hukuksal sorunların hızlı çözümü için gerekli olan ihtisas mahkemelerinin olmayışıdır. Mahkemelerin daha etkin çalışmasını ve uyuşmazlıkların hızlı çözümünü sağlayacak şekilde ihtisas mahkemelerinin kurulması ve görev yapacak hakimlerin finans sektörü hakkında bilgi sahibi olması gerekmektedir. 197 Finansal alanda uzman hukukçular yetiştirilmesinin yolunu açacak düzenlemeler yapılmalı ve en temelde üniversite ders müfredatlarına bu konularla ilgili dersler konulmalıdır. İhtisas mahkemelerin kurulması için çalışmalar mevcuttur, ancak bu yeterli değildir. UFM ve Türkiye açısından gerekli olan güçlü hukuk sistemi için, siyasi iradenin ciddi ve hızlı adımlar atması gerekmektedir. İhtisaslaşmış finans mahkemelerinin kuruluşunu düzenleyecek adalet reformunun yapılması şarttır. 209 İhtisas mahkemeleri kurulmalı ve yargıçlara özel imtiyazlar verilmelidir. Finans sektörü ile ilgili problemler adli mahkemelerin hakimleri tarafından görülmektedir ve bu tip mahkemelerin konuyla ilgili bilgi düzeyleri düşüktür, bu bilgi düzeyinin ilk aşamada yükseltilmesi gerekmektedir. 210 Siyasilerin ortak hareket ederek günün şartlarına uygun ve esnek düzenlemeleri zaman kaybettirmeden yürürlüğe sokmaları gerekmektedir. Ülkemizde hukuki düzenlemeler ve vergilendirme diğer ülkelere göre daha karmaşık bir yapıdadır. Yapılan düzeltmelere ek olarak; sistemin basitleştirilmesi de gerekmektedir. Finans işlemleri ile ilgili özellikli durumlar hakkında daha yoğun eğitimler verilmelidir. Kara para aklama, terörün finansı gibi hem FM olma unvanını kaybettirici hem de uluslararası arenada itibar kaybettirici hususlarda özel eğitimler verilmelidir; gerekirse yurt dışına bu eğitimler için hakimler, savcılar ve hatta avukatlar gönderilmelidir. İhtisas mahkemelerine ve finans sektöründe eğitim almış deneyimli hakimlere ihtiyaç olduğu kadar, avukatlara da ihtiyaç duyulmaktadır. İstanbul 209 210 Deloitte, a.g.e., s.56. Deloitte, ag.e., s.56. 198 Barolar Birliği dünyanın ikinci büyük barolar birliği olmasına rağmen; finans sektöründe tecrübeli avukat sayısı yetersizdir. Bunun mutlak suretle artırılması gerekmektedir İflas, hukuk sisteminin yavaşlığı, tutarlılık, ihtisaslaşma ve adli tasfiye kanunları ile ilgili hala problemler mevcuttur. Buna ek olarak; doğru ve gerekli becerilere sahip yeterli sayıda idari mahkememiz de bulunmamaktadır. 211 Yurt içindeki tahkim, tahkime olan güven eksikliğinden ve tahkimin gücünün tam olarak bilinmemesinden dolayı çok uygulanan bir yöntem değildir. Mevcut bilirkişi sistemi de tahkimin gelişimi için engel oluşturmaktadır. UFM olma yolunda bu eksikliklerin acilen giderilmesi gerekmektedir. 212 Periyodik olarak hakim rotasyonu yapılması, hem bilgi ve birikim açısından hem de motivasyon açısından yararlı olabilecektir. Hukuk muhakemeleri usulü kanunu ile ilgili çalışmaların bir an önce yapılması ve yürürlüğe konması gerekmektedir. 213 Türkiye bölgenin tahkim merkezi olabilir. Bunun için potansiyel mevcuttur, ancak bunun gerçekleşmesi Türkiye’nin hem iç hukuk düzeninde tahkime gereken önemi vermesi gerekir hem de bölgedeki diğer ülkeler ile ilişkilerinin iyi olması gerekir. Bölgesine güven veren bir görünümü olmalıdır. 214 211 TSPA KB, a.g.e., s.35. TSPA KB, a.g.e., s.43. 213 TSPA KB, a.g.e., s.43. 214 Apak, a.g.m., s.16. 212 199 Türk avukatları tahkim maddelerini benimsememekte ve bunun sonucu olarak tahkim mekanizmasını kabul etmemektedirler. Tahkim kurumunun önemi ve gereği hukukçulara benimsetilmelidir. Hukuki süreç ülkemizde çok yavaş işlemektedir. Hukuki sürecin hızlandırılması için düzenlemeler yapılması şarttır. Mahkemelerimizde yabancı avukatlara izin verilmemekte, sadece danışman olmalarına izin değiştirilmesi gerekmektedir. verilmektedir. İFM açısından bu durumun Yabancı yatırımcının kendi avukatlarıyla çalışmak istemesi son derece doğaldır. Uluslararası raporlama standartlarını bilen avukat ve hakimlere mutlak suretle ihtiyaç duyulacaktır. Bu konuda hem eğitim kurumlarına hem de meslek örgütlerine iş düşmektedir. Düzenleyici kurumlar tarafından yapılan veya onaylanan işlemlerin sık sık yargıya götürülmesi, yönetim-yargı arasında bir uyumsuzluğa ve sürtüşmeye neden olmaktadır. Bu düzeltilmesi gereken bir sorundur. 5.1.2.Mali Sistem Finansal ortamının oluşturulmasının tek yolu; güven ve istikrarın oluşturulması ve bunun devamıdır. Finansal aracılık maliyetlerini azaltacak tedbirler alınmalıdır. BSMV, stopaj vergisi gibi maliyetler piyasa oyuncularının lehine olacak şekilde iyileştirilmelidir. 215 215 Deloitte, a.g.e., s.57. 200 İstanbul’un UFM olabilmesi için; basit, anlaşılması kolay, tutarlı, uygulanabilir ve ölçülebilir, aynı zamanda da vergi sistemine güveni sağlayacak, uluslararası normlara uygun vergi sistemini oluşturacak bir vergi reformunun yapılması gerekmektedir. Dolaylı-dolaysız vergi dengesini kuracak, kayıt dışılığı azaltacak bir vergi sistemi oluşturulmalıdır. Bu sayede yatırımları destekleyecek vergi indirimleri yapılabilir. Vergi rejimi tutarlı olmalı, sürekli değişen bir yapıdan kurtarılarak; özellikle uzun vadeli yatırımları destekleyecek teşvikler içerecek şekilde düzenlenmelidir. Uluslararası bankaların rahatsızlık duyduğu BSMV, Türkiye bankacılık sisteminin gelişmesi için engel oluşturmaktadır. Türkiye’deki uluslararası bankalar bu tür vergileri ödememek için işlemlerini Türkiye dışından yürütmektedir. Daha etkin bir piyasa yönetimi için; vergi oranları iyileştirilmeli ve Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi ortadan kaldırılmalıdır. İstanbul’un ilerlemesi için çok büyük teşviklere 216 gerek yoktur. Yürürlükteki uygulamalar uluslararası standartlara göre belirlenmiştir. Ancak vergi oranları daha fazla yatırımcıyı ülkeye çekmek için düşürülebilir. Başbakanlığın altında Kanunlar ve Düzenlemeler Müdürlüğü yer alıyor olsa da, bilgi ve tecrübe eksikliğinden dolayı b u kurumun hukuk adına yapılan hataları ortaya koyma seviyesi halen istenen düzeyde değildir. UFM için farklı düzenlemeler ve kanunlar 217 kullanılmamalıdır. Uluslararası düzenlemelerin veya rakiplerin uyguladığı vergi politikalarının dışında yatırımcıya yük olabilecek uygulamalardan kaçınılmalıdır. Vergi 216 217 Apak, a.g.m., s. 18. Deloitte, a.g.e., s.58. 201 konusunda çıkarılan kanunlarla ilgili uzman kişilerin görevlendirilmesi gerekmektedir. En azından Avrupa Birliği’ne girilene kadar, finans merkezi kapsamında vergi kesintisi uygula nmamalıdır. Finans sektöründeki aracı kurum aktiviteleri her bir işlem, döviz ve damga için ağır vergilendirmeye tabidir bu ortadan kaldırılmalıdır. 218 BSMV ve KKDF (Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu) gibi finans kurumların Türkiye’de yatırım yapmalarını engelleyecek tüm işlem vergilerinin kaldırılması gerekmektedir. 219 Vergi sistemimiz içerisinde çalışacak personelin nitelikli olması için gerekli eğitimlerin verilmesi ve liyakate dayalı işe alım kriterlerinin uygulanması gerekmektedir. Gelir İdaresi Başkanlığı’nın kadrosu genişletilmeli ve çalışan hakları daha iyi duruma getirilmelidir. Maliye Bakanlığı’nın altında yer alan, Gelir İdaresi Başkanlığı bağımsız bir kurum olmalıdır. Kurumda farklı disiplinlerden gelen, farklı özgeçmişlere sahip kişiler bulunmalıdır. 220 Vergi vakfı kurulmaktadır. Aynı zamanda özel sektör yardımı ile bu vakıf adı altında bir araştırma merkezi de kurulması istenmektedir. Bu çalışmalar vergi sistemimizi geliştirecektir. 221 Vergi sistemindeki eksiklikler öncelikli sorun olarak ele alınmalıdır. Maliyet yönlü yoğun bir rekabet ortamında, vergi uygulamaları yatırımcılar açısından önceliklidir. 218 Deloitte, a.g.e., s.58. Apak, a.g.m., s. 17. 220 Deloitte, a.g.e., s.59. 221 Deloitte, a.g.e., s.59. 219 202 Mahkemelerde vergi kanunları tutarlı bir şekilde uygulanabilmelidir. Belirsizlik ortamının bertaraf edilebilmesi için, vergi hükümlerinin uygulanma sürecinin iyileştirilmesi gerekmektedir. Vergiyle ilgili uyuşmazlıkların çözümünü sağlayacak, bağımsız bir vergi otoritesi oluşturulmalıdır. Bu otorite Türkiye’deki vergilendirme sistemini etkileyen problemleri tümüyle ortadan kaldıracaktır. 222 Günün şartlarına uymayan geçmişten kalma kanunların değiştirilmesi şarttır. 5.1.3.Bankacılık ve Sigorta Ülkemizde ekonomi ve buna bağlı olarak bankacılık sektörü büyümektedir ancak finans sektörünün büyüklüğü istenilen düzeyde değildir. Ticari bankacılık çok iyi durumdadır. Ancak uygun altyapı ve iş gücü bulunmasına rağmen türev enstrümanlar ve sigorta piyasaları yeterince gelişmiş değildir. Bankacılık dışındaki sektörlerin ve özellikle de sigorta sektörünün gelişmesi şarttır. Bankacılığın bankacılıların uluslararası bankalarını alandaki yabancılara doğal riski satmalarında dışında, ki en Türk önemli nedenlerinden biri olan mevzuat riskimiz de mevcuttur. 223 Bankacılık kanunları çerçevesinde faaliyet göstermemekle birlikte, Türkiye’de banka gibi çalışan temsilciler tarafından yurtdışına sağlanan bilgi transferi tüm piyasa oyuncularını ve hükümeti rahatsız eden, haksız rekabet 222 223 TSPA KB, a.g.e., s.32. Yılmaz, a.g.m., s.165. 203 yaratan önemli sorunlardan biridir. Bu sorun ancak vergileri de kapsayan işlem maliyetlerinin ortadan kaldırılması ile çözülebilir. Bankacılık sektörü toplam aktiflerinin 224 GSYİH’ye oranı dikkate alındığında, Türk bankacılık sektörü mevcut büyüklüğünün 2-3 katına kadar büyüme potansiyeline sahiptir. Türk uzmanların neden Londra ve New York gibi yerlerde çalışıp yaşadıklarının nedenleri araştırılmalıdır. 225 Bankacılık lisansı (mevduat toplama, yatırım bankacılığı) başvuru kriterleri net bir şekilde tanımlanmıştır ve başvuruların değerlendirilmesi aşaması oylama süreci ile yapılmaktadır. Sonuçlar öngörülebilir olmakla birlikte kriterlere uyan tüm başvuruların kabul edileceği garanti edilmemektedir. 226 Son yıllarda uygulanan stratejilerin temel noktası 2001 ekonomik krizi ve etkilerinin giderilmesi olmuştur. Bankacılık sistemi yeniden yapılandırma programı bu stratejilerin sonucudur. Şu an ki stratejiler ise finans sektörünü olabildiğince büyütmek yönündedir. Ancak bu görev yalnızca BDDK’nın görevi olmamalı, diğer organların da bu stratejilere katkıda bulunmaları gerekmektedir. İç pazar açısından Türkiye’nin doğusu önemli bir potansiyele sahiptir. Finans sektörünün bu bölgelere yapacağı yatırımlar teşvik edilmelidir. Potansiyel finans alanları ise mortgage ve sigorta sektörüdür. Bu alanlarda ilerlemek için fiyat istikrarının sağlanması gerekmektedir. Menkul kıymetler pazarı da fiyat istikrarı gerektiren bir gelişen piyasadır. 227 224 Deloitte, a.g.e. s.60. Ökte, a.g.m., s.38. 226 Ökte, a.g.m., s. 38. 227 Deloitte, a.g.e., s.60. 225 204 Yakın komşuların halen finans merkez olma potansiyeli bulunmamaktadır. Türkiye’nin bilgi teknolojileri ve insan kaynakları altyapısı özellikle ticari bankacılıkta çok güçlüdür. Bu da bölgesinde hızlı hareket etmesi durumunda önemli bir avantaj sağlayacaktır. Hem bankacılık hem de sigorta sektöründe yüksek potansiyel ve büyüme oranı mevcuttur. Özellikle sigorta alanında gerekirse zorunlu uygulamalarla sigorta bilinci ve gerekliliği benimsetilmelidir. Sigortacılık sektöründe büyüme önemlidir. Özellikle uzun vadeli, bireysel emeklilik ve mortage fonları desteklenmelidir. Borsaya kote şirketlerin bile sigorta yaptırma zorunluluğu yoktur ve bu yatırımcılar için çok büyük bir risk doğurmaktadır. Bu konuda zorunlu sigorta uygulamaları yürürlüğe konmalıdır. 228 Sigorta fonlarını sadece trafik sigortalarını kapsıyor olmaktan kurtarıp, daha geniş bir yelpazeye kavuşturulması gerekmektedir. Bu da yasal düzenlemeler ile mümkün olabilecektir. İMKB acilen özelleştirilmeli ve bağımsız bir kurum olacak şekilde yeniden yapılandırılmalıdır. Yeniden yapılandırma hem mevzuatsal hem de uygulamasal ihtiyaçları dikkate almalıdır. İMKB’nin insan kaynaklarının kalitesi de gözden geçirilmelidir. 229 Özellikle bilgi teknolojileri açısından ticari bankacılık durumdadır. Bu alandaki tecrübe diğer alanlarda da kullanılmalıdır. 228 229 Deloitte, a.g.e., s.62. Deloiite, a.g.e., s.62. çok iyi 205 Yatırım bankacılığı ile ilgili profesyonel hizmetler oldukça iyi durumdadır. Bu bankalara hizmet verecek uluslararası hukuk firmalarının sayısı arttırılmalıdır. Türkiye sermaye piyasaları, muadili sayılabilecek ülke piyasalarının gerisinde kalmıştır. Mevcutta çok fazla yatırım enstrümanı bulunmamaktadır. Uluslararası Finans Kuruluşu (IFC), menkul kıymete dayalı aktiflerini güçlendirmek istemektedir. Balkan ülkeleri bu yolda da ilerlemek için çalışmaktadırlar. 230 Büyük aile şirketleri ekonominin büyük bir bölümünü kontrol etmektedir. Daha katılımcı bir piyasa yapısı oluşturulmalıdır. Sermayenin tabana yayılımı desteklenmelidir. Sermaye piyasaları ile ilgili çözülmesi gereken bazı sorunlar vardır. Ancak Basel II dönüşümü için problem teşkil etmeyecektir. Denetleyici ve düzenleyici hukuk Basel II çerçevesindeki yeni düzen için hazır durumdadır. Türev enstrümanlar piyasası için de temel adımların atılması gerekmektedir. 231 5.1.4.Düzenleyici Yapı Herhangi bir düzenleme yayınlanmadan önce, UFM tarafından her zaman piyasa oyuncuları ile tartışmaya açılmalıdır. 230 231 Deloitte, a.g.e., s.62. Delo,tte, a.g.e., s.63. 206 Düzenlemeler konusunda BDDK çok önemli adımlar atmıştır, ancak türev enstrümanlarına ve bilanço dışı öğeler için halen bazı iyileştirmelerin yapılması gerekmektedir. 232 Türkiye’nin en önemli problemi düzenleme lerin çoğunun siyasi olarak onaylanmasının gerekliliğidir. Bazen onay sürecinde ciddi değişiklikler yapılmakta ve bu süreç, kanun ve düzenlemelerin uygulama aşamasını etkilemektedir. Bu konuda onay merciinde konuyla ilgili uzmanların olmaması ciddi sorunlar yaratmaktadır. Döviz kredileri ile ilgili katı düzenlemeler paranın dışarı kaçmasına sebep olmaktadır. Merkez Bankası yurt içindeki işlemlerde likidite, cari açık ve döviz kuru kaygılarından dolayı döviz kredilerine izin vermemektedir. Bu bakış açısı düzeltilmelidir.233 Vergi alanında da söylendiği gibi, tüm finans işlemleri ile ilgili tek bir kurumun olması hız, esneklik ve güven konusunda daha etkin olacaktır. Düzenleyici kurumlar için çalışan personelin kalitesi son bir kaç yılda oldukça artmıştır, ancak hala iyileştirmeye ihtiyaç vardır. Piyasada çalışan deneyimli kişiler; maaş oranlarının ve düzenlemelerin rekabetçi yüzünden bu kurumlarda çalışmamaktadırlar. 234 Daha fazla yabancı yatırımcı çekmek için, düzenlemeler daha basit, uygulanabilir ve kolay anlaşılabilir olmalıdır. Güncellenmiş kanun ve düzenlemeler internet aracılığı ile kolaylıkla erişilebilir olmalıdır. 232 Peker, a.g.e., s.9. Peker, a.g.e., s.10. 234 Deloitte, a.g.e., s.64. 233 207 Düzenlemeler gerçek bir problemdir ve eğer önemli iyileştirmeler yapılmazsa UFM’nin Otoritesi’nde görev kurulmasını alacak güçleştirecektir. deneyimli bir kişinin Finansal Hizmetler gözetiminde bütün düzenlemelerin tekrar yazılması gerekebilecektir. 235 Sigortacılık düzenlemeleri; uluslararası standartlarda, yapılmalıdır. Düzenleyiciler güçlendiği zaman piyasanın yükselişi de gerçekleşecektir. Türkiye’de kurulacak UFM için en uygun ve planlanan yer İstanbul’dur. Bu nedenle düzenleyici organlar İstanbul’da yer almalıdır. BDDK’nın piyasaya karşı olan duyarlılığı yeterli düzeydedir. BDDK hızlı, sürdürülebilir kararlar ve inisiyatif alabilecek düzeydedir. BDDK’nın taahhüdü; cari açığın mevcut seviyesi ile önem kazanan Türkiye’de rahatlıkla iş kurulmasının ve çalışma kolaylığının sağlanmasıdır. 236 5.1.5. İnsan Kaynakları Genç ve potansiyel iş gücünün niteliklerini arttıracak bir eğitim reformunun yapılması şarttır. Aksi takdirde nüfus yoğunluğu avantajdan çok dezavantaj oluşturacaktır. Türkiye’nin en önemli avantajlarından biri, özellikle ticari bankac ılık alanında nitelikli iş gücüne sahip olmasıdır. Ancak ticaret ve finans sektöründeki nitelikli ara personel eksikliği gözden kaçırılmamalıdır. Yüksek enflasyon oranı ve yaşanan ekonomik krizler nedeniyle, ucuz, deneyimli ve eğitimli bir iş gücüne sahibiz. Uluslararası alanda, bu konudaki tek rakibimiz Meksika’dır. 237 235 Deloitte, a.g.e., s.65. Deloitte, a.g.e., s.65. 237 SERPAM, a.g.e., s.11. 236 208 New York ve Londra’da finans sektöründe çalışan deneyimli iş gücümüzün Türkiye’ye geri dönüşünü sağlayacak bir yol bulunması gerekmektedir. Sektördeki insan kaynakları profili, diğer sektörler ile karşılaştırıldığında, nitelikli insan gücüne sahip olunduğu görülmektedir. Ancak FM olunması durumunda artacak ihtiyacı karşılamak için önlemler alınmalıdır. Kadın çalışan sayısı düşüktür. Kadınların çalışması teşvik edilmelidir. İstanbul nitelikli iş gücü, gelir yaratma potansiyeli, imaj ve eğitim konularında iyi durumdadır. Yabancı yatırımcılara göre operasyonları yürütecek yerel piyasaları bilen yeteri kadar insan bulunmamaktadır. Özellikle analist olarak çalışacak yeterli çalışan bulunamamaktadır. 238 Uluslararası bağlantısı olan sınırlı sayıdaki avukat, yalnızca tanınmış firmaların taleplerini karşılamaya yetmektedir. 239 5.1.6.Eğitim Avrupa ülkelerinin çoğu ile karşılaştırıldığında, Türkiye’nin üniversite eğitim kalitesi çok daha iyi düzeydedir. Ekonomi alanında eğitim veren okulların sayısı yeterli değildir. Eğitim yeniden yapılandırılmalı ve derslerine ağırlık verilmelidir. 238 SERPAM, a.g.e., s.12. Deloitte, a.g.e., s.66. 239 üniversitelerin müfredatlarında ekonomi 209 Finans merkezinin en büyük katma değeri hukuk, eğitim ve uluslararası bilinirlik alanında olacaktır. 240 Uzun vadede finans bilinirliğini artırmak için ilkokul seviyesinden başlayan aşamalı bir eğitim müfredatı oluşturulmalıdır. UFM’de çalışacak deneyimli yabancıları ülkeye çekmek için, sağlık, eğitim ve yaşam kalitesi arttırılmalıdır. Özellikle uluslararası entegrasyonu olan okul sayısının artırılması gerekmektedir. Özel beceriler için yeterli sayıda eğitim ve okul bulunmamaktadır (teknik ve meslek okulları gibi). Bireyler, akademik olmadığı sürece eğitimlerini sürdürememektedirler. 241 Eğitimler sadece finans sisteminde çalışacak kişilerle sınırlı olmamalıdır. FM olmak aynı zamanda bir imaj meselesi olduğu için, bu projeyle doğrudan ya da dolaylı ilişkili her kesime; ilişkileri çerçevesinde bir eğitim verilmelidir. 5.1.7.Fiziki Altyapı İstanbul en önemli altyapı sorunu trafiktir. Trafik sorununu çözecek ulaşım altyapısının oluşturulması şarttır. Uluslararası karşılaştırmalarda gayrimenkul, ulaşım ve yaşam kalitesi açısından İstanbul alt sıralarda yer almaktadır. Kaliteli işyeri ve konut arzının arttırılması şarttır. Bu konuda son dönemde önemli mesafe kat edilmiştir. 240 241 Deloitte, a.g.e., s.68. Deloitte, a.g.e., s.69. 210 Maslak bölgesi depreme çok dayanıklı bir bölgedir. Şehrin kuzey tarafı diğer bölgeler ile karşılaştırıldığında daha güvenlidir. Deprem için, farklı kombinasyonları değerlendirilmelidir. 242 İstanbul taşımacılık için bölgesel bir dağıtım merkezi olmaya başlamıştır. Taşımacılık faaliyetleri organizasyonel ve fiziksel olarak yeniden yapılandırılmaktadır. Bu birimler ağırlıklı olarak Ambarlı gibi limanlara yakın olacak şekilde planlanmaktadır. 243 20 yıl sonrası için finans merkezi bölgesi olarak Maslak uygun bir yer değildir ve 20 yıl süresince rehabilite edilmesi gerekmektedir. Bu yüzden ilerleyen dönemde şehrin farklı bir bölgesinde finans merkezi kurulması planlanmalıdır. 244 Deniz hatları, ana yollara paralel şekilde işlemeleri sebebiyle uygun değildir ve yapılmakta olan raylı ulaşım sistemleri ile rekabet etmesi gerekecektir. 245. Okulların mevcut düzenlemeleri yabancılar için uygun değildir. Ülkeye gelecek yabancılar için bu önemli bir seçim kriteri oluşturacaktır. Ayrı bir fiziksel alanda yer alma veya bir simge bina inşası, finans merkezi yapısına yardımcı olabilir ancak zorunlu değildir. Önemli olan finansal işlemlerin etkin şekilde yapılacağı sistemi oluşturabilmektir. İstanbul gibi bir şehir için iletişim altyapısı kötü durumdadır. Veri iletişimi sorunludur. Dijital altyapı ve telekomünikasyon iyi durumda değildir. Bir finans merkezi için veri transferi hızı çok yavaştır. 246 242 Deloitte, a.g.e., s.70. TSPA KB,a.g.e., s.32. 244 TSPA KB, a.g.e., s.33. 245 Çev ik, a.g.e., s.321. 246 TSPA KB, a.g.e., s.34. 243 211 Uluslararası takas işlemlerinin yapılabilmesi için ilgili kurumların uluslararası standartlara uygun yapılandırılması gerekmektedir. 5.1.8.İmaj Finans hizmetlerine özgü markalaşma stratejisinin oluşturulması gerekmektedir. İstanbul’un bir kültür ve sanat kenti olması dışında, bir finans kenti olduğu benimsetilmelidir. Türkiye kesinlikle marka ve imaj için yatırım yapmalıdır. Mevcut imajın İFM konseptini destekleyecek şekilde genişletilmesi gerekmektedir. 80’li yıllardan itibaren büyük gelişme gösteren pazarlama ve markalaşma çalışmalarına rağmen, Türkiye tam bir marka olabilmek için uzun bir süre bu konuda ilerlemeye devam etmelidir. 247 Türkiye’nin marka imajı son on yılda çok büyük değişim göstermiştir. Eğer bu gelişmeyi aynı şekilde gelecek on yılda da gösterme şansımız olur ise, markalaşma ile ilgili sorunlarımızın birçoğunu çözmüş olacaktır. Hukuk sistemi, güvenlik teşkilatı ve hükümet imajı en önemli marka imajı unsurlarıdır. Kopenhag ve Maastricht kriterlerini yerine getirilmesi imaj açısından olumlu olacaktır. 248 İFM imajının desteklenmesi için güçlü bir halkla ilişkiler çalışması yapılmalıdır. İstanbul’a yılda 5.500.000 turist gelmektedir. İstanbul kültür turizmi ve aktiviteler konusunda güçlendirilmelidir. 247 248 Deloitte, a.g.e., s.70. Deloitte, a.g.e., s.71. 212 Kongre turizminde İstanbul 25. Türkiye ise 33. sırada bulunmaktadır. Bu sıralamada daha üst seviyelere çıkılması faydalı olacaktır. İspanya’nın pazarlama ve reklam modeli incelenmelidir. İstanbul, Madrid örneğinde olduğu gibi bir marka olmalıdır. 249 Markalaşma için, işin büyüklüğü üzerinde durulmalıdır. Erişim kolaylığı, İstanbul’un % 50’sinin orman oluşu, şehir için yeterli su kaynağının olması, yeni alanların inşa ediliyor olması, şehir dışında bilgi teknolojileri, sanayi, yeni kültürel ve sosyal merkezlerinin kuruluyor olması konularının üzerinde durulmalıdır. 250 Yabancılara karşı davranışların, ülke imajına olumlu katkı yapacak şekilde olması sağlanmalıdır. Ülkemizde çalışacak ve çalışmakta olan yabancıların ve ailelerinin rahatça yaşayabileceği sosyal ortamlar oluşturulmalıdır. Türkiye’ye ve İstanbul’a karşı uluslararası yaklaşım çok hızlı bir şekilde olumlu yönde değişmiştir, ancak iş dünyasının desteğini arkasına alarak planlı bir şekilde sürdürülmelidir. İstanbul Frankfurt ile hayat kalitesi bakımından karşılaştırıldığında daha iyi durumdadır. Kullanılan ikinci dil olarak İngilizcenin yaygınlığı bakımından İstanbul, Paris’e kıyasla daha iyi durumdadır. 251 249 Deloitte, a.g.e., s.71. Deloitte, a.g.e., s. 72. 251 Yılmaz, a.g.m., s.150. 250 213 5.1.9. İstikrar Ortamı UFM fizibilitesi için en önemli iki nokta istikrar ve yönetimdir. Ekonomik istikrar, politik istikrar ile birlikte ilerlemeye devam etmelidir. Yönetimler değişse bile uygulanacak ekonomi politikalarında bir istikrar sağlanmalıdır. Yatırımcının güven duyacağı ve beklenmedik durumlarla karşılaşılmayacağına inandığı bir ortam oluşturulmalıdır. Güven ve gizlilik oluşturulmalı ve bunlar sistem tarafından desteklenmelidir. Mortgage ve sigortacılık piyasaları; fiyat istikrarını oluşturulması gereken gelişmekte olan finans alanlarıdır. Menkul kıymetleştirme de gelişmekte olan ve fiyat istikrarının sağlanması gereken bir piyasadır. 252 Şirket tahvillerinde söz konusu olan bazı vergi uygulamalarını ortadan kaldırılması gerekmektedir. 253 Yabancı yatırımcılar için en etkili unsurlar pazar büyüklüğü, insan gücü ve henüz yeterince gelişmemiş piyasaların kazanç potansiyelidir. Tüm bunları yabancı yatırımcılar pozitif olarak algılasa da, politik ve ekonomik istikrardan emin olamadıkları sürece ikinci planda kalmaktadır. Enflasyon ve faiz oranlarında istikrara odaklanılmalıdır. 252 Hakan, Özy ıld ız, “ Kamu B ankal arını Taşımakla İstanbul Finans Merkezi Olabilir mi?”, s. 8 Yener, Çoşkun, “ Ek onomi, Politik ve Düzenlemenin Gücü İstanbul ’u Fi nans Merkezi Yapabilir mi?”, Mü lkiyeliler Birliği Yayın ları, Ankara, 2011, s. 531 253 214 İstanbul’un finans merkezi olabilmesi için, altyapı, hukuk, iletişim, ulaşım ve eğitim düzeyleri üst seviyelere getirilmeli ve hepsinden önemlisi politik ve ekonomik istikrar sağlanmalıdır. Uygulamaya konulacak yeni düzenlemeler, dışlama etkisi yaratmayacak şekilde piyasa yönlü olmalıdır. Türkiye hala riskli bir ülkedir. Ancak son olaylara rağmen politik açıdan çok riskli görülmemektedir. 254 Uzun vadede sürdürülebilir bir ekonomik büyüme sağlanmalıdır. 5.1.10. İstanbul’un Potansiyeli Türkiye’nin büyük bir potansiyeli vardır. İstanbul kolaylıkla bölgesel merkez olabilir. Türkiye’nin; nitelikli iş gücü, düşük maliyet avantajı, coğrafi konumdan dolayı erişebilirlik gibi çeşitli avantajları vardır. Hangi ülkelerin ve kurumların UFM’nin Türkiye’de kurulmasını desteklediğinin öğrenilmesi ve stratejimizin buna göre yeniden belirlenmesi gerekmektedir. Strateji bu kurumların yaratabileceği katma değerler de göz önünde bulundurularak yürütülmelidir. 255 Türkiye’deki tasarruf oranı düşüktür, bu yüzden de burada ciddi bir potansiyel vardır. Özellikle uzun vadeli tasarrufların artırılmas ı hususunda çalışılmalıdır. Bireysel emeklilik sisteminde yapılan son düzenlemeler ve mortgage kredileri bu konuda atılmış adımlardandır. 254 255 Coşkun, a.g.e., s.533. Coşkun, a.g.e., s.533. 215 Mortgage, sigortacılık, şirket tahvilleri, KOBİ kredileri; potansiyeli olan fon kaynaklarıdır. Şirket tahvillerinin yaygınlaşması hususunda yasal düzenlemeler yapılmaktadır, ancak devlet tahvillerinin yaygınlığı bu alandaki en büyük engeldir. Türkiye’de hem bankacılık hem de sigortacılık sektöründe ciddi bir büyüme potansiyeli vardır ve her iki alanda da ilerlemeler devam etmektedir. Sigortacılık sektöründe Lloyd’s gibi bir yapı oluşturulmalıdır. Lloyd’s sigortacılık birliği, ödediği her 1 pound karşılığında yaklaşık 5 pound’luk bir prim üretmektedir. Uluslararası finans merkezleri için yabancı dil özellikle de İngilizce önemlidir. Genç kuşak içerisinde yabancı dil bilme konusunda Türkiye iyi bir konumdadır. Bunun dışında Arap Coğrafyası ve Türk Cumhuriyetleri ile ilişkilerde de çok önemli bir potansiyele sahiptir. İstanbul tartışmasız olarak Türkiye’nin finans merkezi olduğunu kabul ettirmiştir. Türkiye’ye gelen yabancı yatırımlar, sanayi sektörü dışında büyük bir ağırlıkla İstanbul üzerinden ekonomiye giriş yapmaktadır. Gelen bu yabancı oyuncular Türkiye’deki ve bölgedeki pazarlarını da yaratmaktadırlar. En iyi 10 yatırım bankasından 8’i Türkiye’de yer almaktadır, böylece beş yıl içerisinde nitelikli finansçılara sahip olacağız. 256 Coğrafi konumumuz; Ortadoğu, Akdeniz ve Orta Asya devletlerine kolay erişim sağlamaktadır. Türk bankacılık sistemi gelişmiş bir yapıya sahiptir ve birçok avantaj sunmaktadır. Rakipleri arasında en güçlü ve sağlam bankacılık sektörü 256 Deloitte, a.g.e., s.76. 216 ülkemizdedir. Bu durum hem büyümeyi hem de rekabetle birlikte verimliliği sağlayacaktır. Ekonomik büyüklüğü ve büyüme potansiyeli ile yeni kurulacak bir merkez için gerekli iç talep şu an için sağlanabilecek durumdadır. Ancak hedeflenen amaçlara ulaşmak için ülkemizin dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girmesi gerekmektedir. İstanbul’a rakip olabilecek coğrafyada bulunan; Balkanlar, Doğu Avrupa ve Orta Asya Ülkeleri’nin hiç biri henüz rekabet yaratacak düzeyde değildir. Türkiye planlı bir çalışma ile bölgesel bir güç konumuna gelebilir. Bu gelişmeden belki 20-30 yıl sonra küresel bir merkez olma hedefi, çok daha başarılı olacaktır. Mevcut finansal ürünlerin rekabet avantajı yaratması mümkün görünmemektedir. Şu an ki ürünler, mevcut kurulu merkezlerde işlem görmekte ve bazıları belirli merkezlerde ki başarı sayesinde bu merkezlerle özdeşleşmektedir. Bu nedenle şu an için en bakir alan görünen İslami finans ürünleri hedef olarak seçilebilecek bir konumdadır. Türkiye’de Londra veya New York gibi bir uluslararası veya global bir merkez kurulması bugün için olası görülmemektedir, ancak niş (bölgesel) bir merkez olabilir. Dubai örneği de bunu göstermektedir. Büyük yatırımlara ve sermaye desteğine karşın; bölgesel bir merkez olarak kurulmuştur. İstanbul en azından başlangıç hedefi olarak, bölgesel bir merkez hedefi koymalıdır. SONUÇ İstanbul’un uluslararası finans merkezi olarak konumu her geçen yıl iyileşmekle birlikte bu konuda yapılması gereken çok şey olduğu da açıktır. İstanbul mevcut konumunu gün geçtikçe iyileştirse bile asıl rekabeti yaşayacağı şehirlerle kıyaslandığında hala geri planda kalmaktadır. İstanbul için Varşova veya Atina gibi şehirler rakip alınacaksa bu hedefe ulaşmak kolaydır ve hali hazırda bu şehirlerden daha iyi bir konumdadır. Ancak hedef Madrid, Dublin, Dubai veya Sydney gibi şehirler ise veya Londra, New York, Hong Kong gibi en üst nokta ise yapılması gereken çok şey vardır. Uluslararası alanda önemli ölçüde borcu olan bir kamu ve özel kesime sahip, yakın tarihine kadar siyasi ve ekonomik geçmişi istikrardan uzak, fazlasıyla çalkantılı ve sürekli yeni gelişmelerle karşılaşan bir Türkiye’de uluslararası arenada ve hatta kendi bölgesinde; ekonomik, kültürel ve siyasi olarak mevcut finans merkezlerinin yarattığı etkiyi kısa vadede beklemek içinde bulunduğumuz zaman için iyimserlik olur. İstanbul’un Avrupa, Amerika ve Asya Kıtasındaki finans şehirlerine karşı tarihsel olarak bazı dezavantajları vardır. Bu bölgelerdeki şehirlerin yükseliş dönemi İstanbul için; Osmanlı İmparatorluğunun gerileme ve çöküş dönemindeki, Türkiye Cumhuriyeti’nin ise kuruluş dönemindeki sıkıntılara denk gelmektedir. Bu durum bugün kurulu bulunan finans merkezlerinin elde ettiği tecrübe ve bunun sonucunda oluşan imaj etkisini kazanmak için atılması gereken daha çok adım olması sonucunu doğurmaktad ır. İstanbul hem mevcut merkezlerle hem de yakın zamanda kurulan veya kurulması planlanan merkezlerle de rekabet etmek zorundadır. Bu ancak uluslararası kriterlere uygun bir planlama ve zamana yayılarak yapılabilecek bir iştir. İstanbul’un yadsınamaz bir potansiyeli vardır, ancak bu potansiyel aynı zamanda bazı alanlarda yeterli gelişme olmadığının da göstergesidir. 218 İstanbul’un potansiyeli hem olumlu hem de olumsuz yapıyı bir arada bulundurur. İstanbul’un uluslararası finans merkezi olması çalışmaları mutlaka “ülke” ve “İstanbul” olarak iki boyutu içermelidir. Ülke boyutlu çalışmalarda stratejik yapı çok önemlidir. Ülkenin uluslararası yatırım kamuoyuna güven vermesi çok önemli bir unsurdur. Bunun için de insan haklarından özgürlüklerin geliştirilmesine, hukuksal sistemin etkinliğinden yaşam kalitesinin geliştirilmesine, mutluluk endeksinin yükseltilmesinden fiziksel güvenliğe, refah düzeyinin yükseltilmesinden toplumsal yapının geliştirilmesine, çalışma disiplini kültüründen etik değerlere uzanan geniş kapsamlı çalışmalar yapılması gereklidir. İstanbul düzeyindeki çalışmalar ise çalışma ortamlarının iyileştirilmesinden boş zamanları değerlendirme olanaklarına, içsel ve uluslararası ulaşım sistemlerinin etkinliğine, fiyat istikrarından ofis ve konut kira düzeylerine, vergilerden sosyal güvenlik primlerine, karların ve fonların yurtdışına aktarılmasından teşvik sistemine kadar değişik türde çalışmalar yürütülmelidir. Uluslararası finans merkezi olmak her şeyden önce global toplumun istikrarlı bir üyesi olmaya , global gelişmelerle aynı düzeyde ve doğrultuda gelişme göstermeye, global kamu oyunun güvenine, vatandaşların ve Türkiye’de çalışan, yaşayan, ticari veya turistik nedenlerle Türkiye’de bulunan insanların mutlu olmalarına, Türkiye’de yaşamaktan ve çalışmaktan memnun olmalarına bağlıdır İstanbul’a rakip olacak en yeni şehir Dubai’dir. Dubai Finans Merkezi tarihi bir geçmişi olmadan yeni kurulan bir merkezdir. Bu bakımdan yeni kurulacak merkezler için örnek alınabilir. Ancak Dubai, arkasına aldığı Arap sermayesi desteği, hemen her alanda girişilen ve yüksek maliyeti olan imaj çalışmaları, lüks yaşam standartları için yapılan yatırımlar ve gelişmiş ülke piyasalarında düşen kar marjları nedeniyle , fonların yeni rotalar araması gibi nedenler bir araya gelerek finans merkezi olmuştur. Yatırım araçlarının çeşitlendirilmesi ve niche tarzı (İslami finans ürünleri üzerine) bir finans merkezi olabilmesi için Dubai’nin de zamana ihtiyacı vardır. İstanbul Dubai’ye 219 karşı tarihsel bir avantaj sahibi olsa bile; Arap sermayesi gibi büyük bir kaynağa sahip değildir. İstanbul için yapılacak imaj ve altyapı yatırımları da Dubai örneğindeki kadar büyük olmayacaktır. Bu nedenle İFM Projesinde atılacak adımlar doğru seçilmelidir. Global kriterlere uygun hazırlanan “Strateji ve Eylem Planı” kararlılıkla uygulanmalıdır. Finans merkezi olmanın kolay ancak yatırımcılar tarafından bunun kabul edilmesinin zor olduğu düşünüldüğünde İstanbul’un zamana ihtiyacı olduğu asla unutulmamalıdır. İstanbul’un finans merkezi haline getirilmesi projesi, sadece bir kurumun işi olmamalıdır. İçinde kamu kurum ve kuruluşları ile özel sektör kuruluşlarından, sivil toplum örgütlerinden yani tüm paydaşlardan oluşan ortak bir akıl ile başarı sağlanacaktır. Daha çok konjonktürel nedenler ve son dönemde ki siyasi cazibesi nedeniyle gündeme getirilen, henüz içsel dinamiklerinin zayıf olduğu açık olan İstanbul’un finansal merkez olması projesinin; sadece düzenlemeci bir yaklaşım çerçevesinde hayata geçirilmesinin gerçekçi olmadığı görülmektedir. Global şehirler ve finans merkezlerine kıyasla İstanbul’un mevcut konumunu doğru belirlemek en önemli önceliktir. İFM Projesi çalışmaları uzun vadeli olarak ele alınmalı ve başarı isteniyorsa ulusal bir politika haline getirilerek uygulamaya konulmalıdır. Bugün ve yakın gelecekte de önemli ölçüde değişmesi beklenmeyen koşullar dikkate alındığında İstanbul’un küresel bir finansal merkez olma iddiası şu an için çok gerçekçi değildir. İFM strateji belgesinde de belirtildiği üzere daha gerçekçi olan belki de önce bölgese l merkez olma hedefi ile işe başlanmalıdır. 220 KAYNAKÇA ALP, Ali ve OĞUZ, Fuat; Yeni Finansal Düzen Krizlerin Sonu mu?, İstanbul, Doğan Kitap Yayınları, 2012 APAK, Sudi ve ELVERİCİ, Görkem; İstanbul’un Finans Merkezi Olması Projesinin Değerlendirilmesi, “Muhasebe ve Finansman Dergisi”, Sayı 38, Nisan, 2008, s.9-20. AYDOĞAN, Durmuş; “Çerçeve Dergisi”, Mart 2009, s.120-121. BAYKAL, Esra; İstanbul Bölgesel Finans Merkezi Olma Yolunda, “Makale Bankası”, 2004. BULU, Melih ve ERASLAN, Hakkı; Elmas Modeli ile Ankara Bilişim Kümelenmes: Rekabet Analizi Notları, “İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi”, Yıl:5 Sayı:9 Bahar 2006/1, İstanbul, 2004, s.49-66. CASSIS, Youssef; A History of International Financial Centres, Cambridge University Press, 2006. ÇEVİK, Fatih; Uluslararası Finans Merkezleri, Ülke Ekonomilerine Katkıları ve İstanbul'un Potansiyeli, İstanbul, İTO Yayınları, 2009. ÇITIR, Halim; Küreselleşme ve Türkiye’ye Etkileri, “Çağın Polisi Dergisi”, İstanbul, 2009. ÇOBAN, Orhan; Bilgi Toplumunda Eğitimin Verimlilik ve İktisadi Büyüme Üzerine Etkileri: Teorik Bir Analiz, I. Ulusal Bilgi, Ekonomi ve Yönetim Kongresi Bildiriler Kitabı, Kocaeli, 2002. ÇOŞKUN, Prof. Dr. Necat ve diğerleri; Türkiye’de Bankacılık Sektörü, Piyasa Yapısı, Firma Davranışları ve Rekabet Analizi, İstanbul, TBB Yayınları, 2012. 221 Deloitte Danışmanlık A.Ş.; İstanbul’un Uluslararası Finans Merkezi Olma Potansiyelinin Değerlendirilmesi, İstanbul, TBB, 2009. ÇOŞKUN, Yener, Ekonomi, Politik ve Düzenlemenin Gücü İstanbul’u Finans Merkezi Yapabilir mi?, Mülkiye Yayınları, Ankara, 2011 Deloitte Danışmanlık A.Ş.; Finansal Merkezlerin Değişen Görünümü, İstanbul, Deloitte yayınları, 2008. DPT; Altyapı Çalışma Grubu, Ankara, 2009. DPT; Düzenleyici ve Denetleyici Çerçeve Çalışma Grubu, Ankara, 2009. DPT; Finansal Ürün Hizmet ve Çalışma Grubu, Ankara, 2009. DPT; Hukuk Çalışma Grubu, Ankara, 2009. DPT; İnsan Kaynakları Çalışma Grubu, Ankara, 2009. DPT; İstanbul Uluslararası Finans Merkezi Stratejisi ve Eylem Planı, Ankara, 2009 DPT; Tanıtım ve İmaj Çalışma Grubu, Ankara, 2009. DPT; Vergi Çalışma Grubu, Ankara, 2009. EREN, Okan; TCMB Ekonomi Notları, Ankara, 2013. Financial Times; Istanbul as a financial centre, May, 2010 IMF Paper Background; Offshore Financial Centres, IMF, 2000. İTO; Bölgesel Finans ve Hizmet Merkezi İstanbul, İstanbul, İTO Yayınları, 2000. 222 KAMİL, Turan; Küreselleşen Çağımız ve Çalışma Hayatı, “Kamu-iş Dergisi”, cilt 3, Sayı 3, Ocak, 1994. KAPLAN, Caner; Finansal Yenilikler ve Piyasalar Üzerine Etkileri: Türkiye Örneği, İstanbul, Lale Yayınları, 1999. KARACASULU, Nilüfer; Teknoloji ve Transferi, İzmir: Dokuz Eylül Üniversitesi, 1987. KORUKÇU, Ünal; Uluslararası Bir Finans Merkezi Olarak İstanbul, Bankacılar Dergisi, 1997, s.21-25. Long Finance; City of London, Londra, 2007-2012. İstanbul Üniversitesi, “Madencilik ve Yer Bilimleri Dergisi”, İstanbul, 2011, s.25-27. OKSAY, Suna; Finansal Piyasalarda Yeni Yasal Düzenlemeler İhtiyacı ve Türk Finans Sistemi, 2012, s.1-8. ÖKTE, Işık; İFM Projesinin Değerlendirilmesi, “Ses Türkiye Dergisi”, 2011, s.1-11. ÖNAL, Mehmet; Türk Silahlı Kuvvetlerinin Bölgesel ve Küresel Barışa Katkıları, “Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi”, 2010. ÖZEY, Ramazan; Türkiye’nin Coğrafyası ve Jeopolitiği Neden Önemlidir, İstanbul, Semerkant Yayınları, 1999. ÖZEL, Saruhan; Finans Merkezi Olmak İçin Yapılması Gerekenler, İstanbul, Denizbank Yayınları, 2011. PEKER, İbrahim; İUFM Projesi: Piyasalar ve Enstrümanlar Komitesi, 2012. 223 SERPAM; İstanbul Bölgesel ve Uluslararası Finans Merkezi, İstanbul, , 2012. Global İş Yapma Performansı, “Ses Türkiye Dergisi”, 2011, s.15-17. ŞAHİN, Adem; Dünya Ekonomisinde Küreselleşme ve Bölgesel Entegrasyonlar,İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi, İstanbul, 2008. TAŞDEMİR, İnci; Uluslararası Finans Merkezi Olarak İstanbul'un Yapılanması ve Finans Kümelenmesi, İstanbul, İTO Yayınları, 2008 T.C. AB Bakanlığı; Finansal İşlem Vergileri ve AB Uygulamaları, Ankara, 2012. T.C. Dış Ticaret Müsteşarlığı; Dış Ticaret ve Türkiye, Ankara, 2009. T.C. Ekonomi Bakanlığı; Uluslararası Doğrudan Yatırım Raporları 2011, Ankara, 2012. T.C. MEB; Sermaye Piyasası Faaliyetleri, Ankara, 2011. TSPAKB, “Bölgesel Finans Merkezi Olarak İstanbul’un Karşılaştırmalı Konumu”, İstanbul, Aralık, 2007 TSPAKB; Avrupa’da Enerji ve Karbon Borsaları, İstanbul, 2009. TSPAKB; Global Finans Merkezleri ve İstanbul, İstanbul, 2007. TSPAKB; Finansal Piyasalar Raporu, İstanbul, 2012. TÜSİAD; Sermaye Piyasaları Çalışma Grubu Ekonomik ve Mali İşler Komisyonu: Finansal Piyasa Derinliği, İstanbul, 2009. ULENGİN, Prof. Dr. Füsun, EKİCİ, Doç. Dr. Şule Önsel, KARAATA, Selçuk; Türkiye’nin Küresel Rekabet Düzeyi, İstanbul, Sedefed Yayınları, 2002. 224 Ulusal Kümelenme Politikasının Geliştirilmesi Projesi Basın Bilgi Notu, 2010. UNCTAD; World Investment Report, New York, 2001. YAM, Joseph; Competition and Cooperation Among Global and Regional Financial Centres, 2008. YILMAZ, Hüseyin; İstanbul’un Uluslararası Finans Merkezleri ile Rekabet Düzeyinin Saptanmasına Yönelik Bir Çalışma, 2011. www.ekodialog.com www.freedictionary.com www.businessdictionary.com www.genbilim.com www.ita.doc.gov www.tuik.gov.tr www.onedio.com www.tbb.org.tr www.imkb.gov.tr www.vob.org.tr www.iab.gov.tr