Aralık-1981 MİLLİ VE ANANELERİMİZE BAĞLILIK DİNİ ٌ َلَهُ ُم َع ِّقب ات ِّم ْن بَي ِّْن يَدَ ْي ِّه َو ِّم ْن ُ َخ َْل ِّفه۪ يَ ْحف ِۜ ٰ ظونَهُ ِّم ْن ا َ ْم ِّر ٰ اّللِّ ا َِّّن َاّلل ََل يُغَيِّ ُر َما بِّقَ ْو ٍم َحتٰى يُغَيِّ ُروا َما ً سوءا ٰ َِّبا َ ْنفُ ِّس ِّه ِۜ ْم َواِّ َٓذَا ا َ َراد َُٓ اّللُ ِّبقَ ْو ٍم فَ ََل َم َردَّ لَ ُۚهُ َو َما لَ ُه ْم ِّم ْن دُونِّه۪ ِّم ْن ٍٍ َوال Muhterem Müminler, Bir toplum vatanı, dini, dili, tarihi, kültürü, gelenek ve göreneklerine bağlılığı ile "Millet" olma vasfını elde edebilir. Kendi kültürüne, gelenek ve göreneklerine sahip çıkmayan toplumlar, daima yok olmaya mahkûmdur. Tarih bunun bariz misalleriyle doludur. Bir milleti yıkmak isteyen düşmanlar, o milleti önce içten çökertme planını tatbik etmişlerdir. Dinini, tarihini, gelenek ve göreneklerini millet fertlerinin ve bilhassa gelecek nesillerin ruhundan söküp atmaya, bunların yerine kendi inançlarını yerleştirmeye çalışmışlardır. Bunun tesirinde kalıp yabancıların örf ve adetlerini İslami kıstaslara vurmadan taklit hastalığı, fert ve cemiyeti ile bütün İslam aleminde, derin ahlaki çöküntüler meydana getirmiştir. Kuran'da "Bir kavim özlerindeki (güzel hal ve ahlaki) değiştirip bozmadıkça, şüphesiz ki Allah onların durumlarını değiştirmez" buyurulmaktadır.. "(İnanç ve amelde) bizden başkalarına benzeyenler bizden değildir" hadisiyle Resûli Zişan Efendimiz de taklidin kötü bir hastalık olduğuna işaret buyurmuştur. İslam dini yabancıların ilim ve tekniğinden istifade etmeye değil, onların kötü ahlaklarını benimsemeye karşı çıkmıştır. Muhterem Müslümanlar, Birkaç gün sonra bir miladi takvim yılı başlangıcını idrak edeceğiz. Hıristiyanların bayram havası içerisinde kutladığı yılbaşı gününün, kendi ananelerimizdenmiş gibi toplumumuzda da benimsendiğine şahit oluyoruz. Süslenen vitrinler, devrilmek üzere hazırlanmış çam ağaçları, kesilmek üzere alınan hindiler bunun alametidir. Miladi, Hz. İsa'nın doğuşu demektir. İsa (A.S.) Allanın bir elçisidir. Diğer peygamberler gibi ona da hürmet etmek inancımızın gereğidir. Fakat içki, kumar, fuhuş gibi tüm dinlerde memnu olan hareketlerle bir peygamberin doğum gününü kutlamak hangi mantık ve aklıselime uyar? Bu şekilde bir kutlama milli ve dini ananelerimize ters düştüğü gibi, ekonomik ve iktisadi yapımıza da indirilmiş ağır bir darbedir. Çam ağacı katletme adeti, Hıristiyanlara Baltık kıyılarında yaşayan Totonlardan geçmiştir. Totonlar, Aralık ayının yirmi beşinde ormanlardan çam ağaçlarını keserler ve etrafında toplanıp ayin yaparlardı. İktisat bakımından düşünecek olursak, yılbaşını kutlama gayesiyle her vatandaş bir çam ağacı devirmeye kalkışsa memleketin manzarası ne hale gelir? Ayrıca "Noel Baba" diye anılan şahıs Yunan asıllı bir keşiş olduğu sanılan efsane mahsulü bir kişidir. Muhterem Müslümanlar, Tahrif edilmiş Hıristiyanlığın mensuplarını, kendi örf ve adetleriyle baş başa bırakıp, kendi inançlarımıza sahip çıkalım. Neler kazanıp, neler kaybettiğimizi düşünerek, geçen koca bir yılın muhasebesini yapıp, gelecek yılda daha mükemmel bir hayat yaşayabilmenin yollarını arayalım. Müslüman Türk Toplumuna yaraşan, yabancıları örnek değil, başkalarına örnek olmaktır. *** (1) Ra'd : 11 (2) : 8ünen-i Tirmizi, Hadis No : 2696