D E R G İ S İ 1. SAYI MART 2017 Birinci Dünya Savaşı’nda Çanakkale Cephesi Osmanlı Devleti’nin Birinci Dünya Savaşı’na Girişi Kara Muharebeleri ve Mustafa Kemal Çanakkale’nin İntikamı Agamemnon’un Sırrı YIL / SAYI GENEL YAYIN YÖNETMENİ YAYIN YÖNETMENİ 2017 / 1 AYLİN GÜRLEK Tarih Bölüm Başkanı SELİN YENİCİ Tarih Öğretmeni YAZI ARAŞTIRMA SELİN YENİCİ ALPER DEMİR SİBEL MUTLU EYLÜL KAŞUT SERKAN GÜRLEK İÇİNDEKİLER GRAFİK TASARIM NİHAN CAN 3 Editör 4 Osmanlı Devleti’nin I. Dünya Savaşı’na Girişi 6 Çanakkale Deniz Muharebeleri 9 Çanakkale Kara Muharebeleri ve Mustafa Kemal Atatürk 15 Çanakkale Savaşı’nda Galatasaray Lisesi 17 İstanbul Erkek Lisesi Renkleri Çanakkale’nin Simgesi 19 Çanakkale’nin İntikamı Agamemnon’un Sırrı 21 Çanakkale Savaşı’nın Sonuçları 22 Savaş ve Propaganda 2 Genel Yayın Yönetmeni Aylin GÜRLEK T arih Zümresi olarak bu sene ilk sayısını çıkaracağımız dergimizin Çanakkale Za- feri'ne ithaf ederek başlamış olmanın haklı gururunu yaşıyoruz. Türklerin kurtuluş ve varoluş mücadelesinin günümüze kadar uzanan kazanımlarının biz tarihçiler, öğretmenler ve tüm Okyanus ailesi olarak geleceğe aktarılmasındaki misyonu taşıyacağız.. Çanakkale Zaferi’nin Türk ve Dünya tarihindeki yeri ve önemi çok büyüktür. Bu zafer, Türk milletinin milli birlik ve beraberlik içersinde ölümü hiçe sayarak, Çanakkale’nin geçilmesine izin vermeyeceğini dünyaya ispat etmiştir. Ve son yüzyıl içinde Türkler’in kazandığı en görkemli zaferlerden birisidir. bütün dünyaya ilan ve ispat etmiştir. Hiç Ve bu zaferi tarihe altın harflerle Mustafa şüphesiz, tarih bu eşsiz zaferi ne kadar ele Kemal Atatürk’ün dahiyane sevk ve idare- alırsa alsın yine de gerçek anlamıyla ifade sinde, şehitlerimiz ve kahraman gazilerimiz etmekte aciz kalacaktır. yazdırmışlardır. İtilaf Devletleri üstün silah ve asker gücüne rağmen boğazı geçememiş Sonuç olarak, 1914’te başlayan Çanakkale ve Osmanlı Devleti’ni savaşta saf dışı bıra- muharebesinde düşman tüm maddi üstün- kamamıştır. Ayrıca Rusya kendi blokundan lüklerine rağmen başarıya ulaşamamıştır. gerekli silah, para ve yiyecek yardımını ala- Çanakkale Zaferi tüm mazlum milletlere de mamış ve bunun sonucunda ise, açmış oldu- özgürlük ve bağımsızlık yolunda örnek ol- ğu cephelerde oldukça bunalmış ve hem de muştur. halk sefil bir duruma düştüğü için, toplumsal Bu emsalsiz Çanakkale zaferimizi hafızala- huzursuzluklar artmıştır. Bu huzursuzlu- rımızda, gönlümüzde daima canlı tutmak ğun sonucunda da, Çarlık Rusya devrilmiş, bizler için kutsal bir görev ve bir borç olduğu Bolşevikler iş başına geçmiştir. Bu savaşta kadar geleceğimiz için de bir iftihar ve ilham düşman büyük bir prestij kaybetmiş, bunun kaynağı olmuştur. Özgürlüğün ve kurtulu- sonucunda da özellikle İngiliz kamuoyun- şun ilk adımı olan bu zaferin hayatımızdaki da ve parlamentosunda huzursuzluklar baş etkisini her zaman bilmek ve gelecek nesil- göstererek hükümet devrilmiştir. lere aktarmak umuduyla... Hiç şüphesiz, Çanakkale muharebelerinde en büyük rolü Mustafa Kemal Atatürk oynamıştır. Bu büyük eşsiz kahraman, Türk milletinin ve tarihin huzurunda sonsuza kadar özgür ve bağımsız yaşayacağını bir kez daha 3 OSMANLI DEVLETİ’NİN I. DÜNYA SAVAŞI'NA GİRİŞİ G İ S İ Tarih Selin YENİCİ A İmparatorluğu devletlerin bilinçaltında oluşmuş; Alman- ile Sırbistan arasında başlayan kriz, kısa ya “Rus Silindiri”ni daha fazla büyümeden sürede Avrupa’yı topyekûn bir savaşa sü- ezmek isterken, Rusya ise Batı sınırlarını Al- rüklemiştir. İmparatorluğunun yaşaması- manya’yı alt etmeden koruyamayacağının nı savaş üzerinden kurgulayan ve Arşidük farkına varmıştır. Fransa, Sedan mağlubi- Ferdinand’ın öldürülmesi ile Sırbistan’a yetinin acısını hiç unutmamış, özellikle halk savaş açmak için yeterli bahaneyi bulan bazında milliyetçilik duyguları savaş öncesi Viyana yönetimi, 28 Temmuz 1914’te saat tavan yapmıştır. Almanya kısa bir savaş bek- 11.00’deki savaş ilanı ile savaşın fitilini ateş- lentisi ile harp stratejisini belirlemiş ve Sch- lemiştir. Sömürge kaynakları yönünden lieffen Planı çerçevesinde bunu gerçekleş- önemli bir potansiyele sahip olan İngiltere tirmek istemiştir. Bu planın en önemli ayağı ve Fransa, statükonun korunması için çaba Fransa’yı kısa sürede savaş dışına itmek sarf ederken; Almanya ve Rusya ise izledik- ve doğuya dönüp Rusya üzerine yürümek leri daha agresif politikalarla savaşa gidiş olarak kurgulanmıştır. 1914 Eylül başında sürecine katkı yapmışlardır. Diğer taraftan Marne hattına kadar gelen Almanların Pa- genel seferberlik emirleri ile Avrupa’da sa- ris yakınlarında Fransızlar tarafından dur- vaş iklimine girilmiş ve genelkurmay baş- durulması, savaşın gidişatını etkileyen en kanlıkları yönetimde inisiyatifi alarak, savaşı önemli olaylardandır. Marne hattında siper durduracak diplomasinin işlemesine daha savaşına sürüklenen Almanların kısa savaş fazla müsaade etmemişlerdir. Yükselen ümitleri ortadan kaybolmuş, bu durum ise milliyetçilik duyguları ve basın yayında yer müttefiklerine olan ihtiyacını ön plana çı- alan ateşli yazılar da kamuoyunu psikolojik karmıştır. Savaş öncesi Osmanlı Devleti ile olarak savaşa hazırlamış ve ortada bir dün- ittifak konusunda ayak direyen Almanya’nın ya savaşına gidecek spesifik sebepler yok- İstanbul büyükelçisi Wangenheim’in rapor- ken, bir hafta içinde Avrupa savaş alanına larından da anlaşılacağı üzere böyle bir itti- dönüşmüştür. Her şeye rağmen savaş fikri, fakı kendileri için yük olarak gören Almanlar, T A R İ H D E R vusturya-Macaristan 4 Marne yenilgisi sonrası Osmanlı Devleti’ne savaşa girmeleri yönünde baskılarını arttırmışlardır. Osmanlı Devleti, savaş başında benimsediği silahlı tarafsızlık ve bekle-gör politikasını ancak Ekim 1914 sonuna kadar devam ettirebilmiştir. Donanmanın Rus Limanlarını bombaladığı “Karadeniz Hadisesi” ile savaşa dâhil olmuştur. Osmanlı Devleti’nin savaşa girmesinde devletin yaşaması- katıldıklarının ilanı, ülkede Almanya lehinde nı temin ve mali problemler etkili olmuştur. bir havanın oluşmasını temin etmiştir. Tüm Savaş öncesi çeşitli devletlerle yürütülen bu gelişmelere ve Almanların baskılarına ittifak girişimlerinden sonuç alınamaması ve rağmen Osmanlı Devleti savaşa katılma- Rus tehdidinin varlığı Osmanlı Deveti’nin İt- mıştır. Almanlardan gelecek 5 milyonluk tifak grubuna yakınlaşmasına sebep olmuş- kredi konusunda sağlanan mutabakat son- tur. Diğer taraftan 1 Ağustos 1914 tarihinde rası Karadeniz Hadisesi’nin gerçekleşmesi, Almanlarla ittifak imzalamamızdan bir gün Osmanlı Devleti’nin savaşa giriş sebepleri önce, İngilizlerin Sultan Osman dretnotuna arasında gösterilen mali durum konusunu ve akabinde Reşadiye zırhlısına el koymala- da açıklamaktadır. Nihayetinde, Osmanlı rı, Osmanlı idarecilerinde ve kamuoyunda Devleti, 2 Ağustos 1914’te savaşı kazanma büyük tepkiye sebep olarak Alman ittifa- ihtimali olan Almanya ile ittifak anlaşması kının imzalanmasını hızlandırmıştır. Ancak imzalamış, ancak Marne sonrası zaferden Almanlarla ittifak görüşmelerinin 24 Tem- ümidi kalmayan Almanya’nın yanında sava- muz’da başladığı dikkate alınırsa, İngilizlerin şa girmiştir. Osmanlı Devleti böylece hem Osmanlı gemilerine el koyarken bunların uluslararası alanda yalnızlığını ortadan çıkacak bir savaşta kendilerine karşı kulla- kaldıracak bir politika belirlemiş hem de nılma ihtimalini göz önüne aldıkları muhak- kaybettiği gücü, siyaseti yeniden kaza- kaktır. Bu olaydan on gün kadar sonra Goben nacağına dair kurguladığı geleceğe dair ve Breslau isimli iki Alman savaş gemisinin önemli bir adım atmıştır. Osmanlı Devleti’ne sığınması ve bunların satın alma yolu ile Osmanlı Donanmasına Çanakkale Cephesinde Nusret Mayın Gemisinin Hms Ocean, Hms Irresistible ve Fransız Bouvet Adlı Üç Arıburnu Cephesi’nde Anzak Taarruzu Çanakkale’den Tüm Askerini Geri Çekti ve Çanakkale 18 Mart 1915 20 Mayıs 1915 09 Ocak 1916 01 Mayıs 1915 Deniz Harekatı Arıburnu Cephesi’nde Türk Taarruzu 5 Conk Bayırı Muharebelerinin Sona Ermesi ÇANAKKALE DENİZ MUHAREBELERİ Tarih Alper DEMİR Ç Şubat'ta tekrar saldırıya geçti. Türk batar- biz değil, bütün dünya biliyor ki Çanakkale yaları top menzilleri alanına giren gemilere Boğazı Türklerin elinde olduğu sürece sa- güçlü bir karşılık verdiler. İki gemiye önemli vaşarak geçilemez. Ama 1915 yılında, yani kayıplar verdirdiler. Ancak bataryalarımızın Çanakkale savaşları başlamadan önce ge- etkileri, bu çok güçlü gemileri ilerleyişlerinden alıkoyacak durumda değildi. İtilaf gemileri yollarına devam ettiler. Yoğun ateş açıyorlardı. 26 Şubat ve daha sonraki günlerde İ pılan bir değerlendirmedir. Bugün sadece nel kanaat böyle değildi. Tam aksi bir anlayış S geri çekilmek zorunda kaldılar. İtilaflar 25 vardı. Çanakkale’nin geçilemeyeceği düşü- İ Çanakkale savaşlarının sonucu bilinerek ya- nülmediği gibi, çok kolayca ve zorlanmadan G isabet aldı. Bunun üzerine İtilaf Devletleri geçileceği Çanakkale’yi saldırı planının ikinci ve üçüncü aşamalarına R bu değerlendirme, 1916 yılından sonra ve geçilmez yapan Türk insanının vatan sev- yani iç bataryaların tahrip edilmesine girişil- E rı da karşı ateşe başladılar. İki düşman gemisi gisi ve onun bağımsız yaşama isteğidir. Bu di. Amaç Dardonos ve Erenköy tabyalarını D dan ateş etmeye başlayınca, Türk bataryala- inanarak ve bunu övünerek söyleriz. Oysa tespiti yapmadan ortaya konulacak her tür- savaş dışı bırakmak için Boğaza girmekti. lü değerlendirme eksik olacaktır. 15 Mart’ta Çanakkale Boğazı’na kesin saldırı H rarak “Çanakkale Geçilmez!” deriz. Buna Çanakkale deniz savaşları 19 Şubat 1915 için karar verildi. 18 Mart’ta Boğaza girile- İ laşarak 7000 metreye yaklaşıp daha yakın- tarihinde İtilaf Devletleri'nin Boğazın giri- cekti. Plan, Boğazın iki kıyısındaki batarya- R olunca, biz Türkler, gururla ve haykı- şini koruyan Kumkale, Orhaniye, Ertuğrul ların susturulması, mayınların, torpillerin A zorunda kaldılar.Ancak zırhlılar kıyılara yak- ve Seddülbahir’deki tabyalarını yok etmek temizlenmesi, bu suretle açılacak yoldan T anakkale muharebeleri söz konusu amacıyla İkisi Fransız, dördü İngiliz olmak filonun Boğaza girmesine imkan sağlanma- üzere altı zırhlı ile saldırmasıyla başlamıştır. sından ibaretti. hesaplanıyordu. Bu gemiler 12.000 ile 10.000 metre mesafeden bataryalar üzerine ateşe başladılar. Menzilleri kısa olan Türk bataryaları susmak 6 18 Mart’ta Boğaza giren İtilaf Devletleri do- Devletleri donanması Boğazın en dar yeri nanması girişteki tabyalarımızı uzak mesa- olan Kilitbahir ile Çanakkale arasına yönel- feden etkili topları ile susturdu. Daha sonra mişti. Gemi bacalarından ve toplardan çıkan birinci grubun saldırısı başladı. Queen Eliza- sis ve dumanlar sayesinde Türk bataryaları beth, ağır toplarıyla uzak mesafeden önce görünmüyordu. Türk savunma komutanlığı Çimenlik tabyasına sonra Çanakkale şehrine düşman zırhlılarının merkez bataryalarına 14 daha sonra da Hamidiye tabyasına ateş edi- kilometre kadar yaklaşması üzerine bu ba- yordu. Çimenlik tabyası iki isabet aldı. Hami- taryalar tarafından da ateş edilmesi emrini diye tabyasında da tahribat meydana geldi. verdi. Türklerin ağır toplarıyla ateşi düşman Zırhlılar bu tabyalardan daha çok, görünme- üzerine şaşırtıcı bir etki yaptı.İsabet alan İnf- yen ve göründüğü anda hızla yer değiştiren lexible gemisi mürettebatına geri dönme sahra bataryalarından zarar görüyorlardı. emri verildi. Bouvet zırhlısında almış olduğu Amiral de Robeck Fransız gemilerinden ku- isabetten dolayı yangın başlamıştı. Geminin rulmuş olan ikinci grup gemilerine kıyılara toplarının yarısı kullanılmaz hale gelmişti. yaklaşarak, yakın mesafeden bombardı- 15 dakikada 14 isabet alan Suffren de sa- manı devam ettirmesi emrini verdi. Bunlar vaş dışı kalmış sayılırdı.Fransız gemilerinin Erenköy hizasında duran İngiliz gemileri yıprandığını gören de Robeck, bu gemilerin arasından geçerek kıyıya 400 metre kadar geri dönmelerini ve üçüncü grup gemiler ile yaklaştılar. Bütün ağır toplarıyla Rumeli yedeklerin onların yerini almalarını emretti. yakasında Kilitbahir ile Mesudiye tabyaları, Öndeki gemilerle yedektekiler yer değiştire- Anadolu yakasında da Dardonos ile Beyaz- cekti. Fakat Boğazdan çıkmak, girmek kadar tepe mevkilerini ateş altına aldılar. İtilaf kolay değildi. 7 NUSRET MAYIN GEMİSİ Tipi: Mayın Gemisi ladı. Ayrıca Rumeli tabyasından kahraman İnşa: Yeri Almanya Seyit Onbaşı’nın attığı top mermisi Ocean’ın Tonajı: 360 Ton. dümenine isabet etti. Atılan mermi geminin Hizmete Girişi: 1912 bacasından içeri girerek gemiye büyük hasar Silahları: 1 adet 7,5/40 Top, 2 Adet 4,7 Top, 2 mk. 5 b. verdi. Mürettebat gemiyi terk etmek zorun- Sürat: 15 Mil da kaldı. Seyit Onbaşı’nın vurduğu Ocean Hizmet Dışı: 16.06.1957 gemisi kontrol edilemiyor ve dönerek kıyıya Mayın Kapasitesi: 40 Adet yaklaşıyordu. Ocean da Bovvet’in batmak- Gemi Komutanı: Yüzbaşı Tophaneli Hakkı Bey ta olduğu yerde bir mayına çarptı. İki yaralı Mayın Grup Komutanı: Yüzbaşı Hâfiz Nazmi Bey gemi Türk topçusunun ateşi altındaydı. Ge- Mürettebat Sayısı: 61 kişi miler boşaltılarak kendi hallerine bırakıldı. Amiral de Robeck donanmanın geri kalan Erenköy’de karanlık limanın güney kısmına, zırhlılarına geri dönüş emrini verdi. Erenköy açıklarından Doğuya doğru Nusret Çanakkale direnişinin ilk bölümü; İngiliz ve radeniz kıyılarına dökülüp Türkler tarafından Fransız donanmalarının yenilgisi ve Türk- toplanmış olan mayınlardan 26 tanesini yer- lerin zaferi ile son buldu. Çanakkale geçile- leştirmişti. Bu mayınlar diğerleri gibi Boğaza memişti. Çanakkale deniz zaferinin dünyada dik olarak değil, paralel olarak yerleştirilmiş- bulunan diğer Müslüman ülkelerde de etkisi ti. Onun için de kıyıda olabilecekleri tahmin görüldü. Sömürge olan halklar, Emperyaliz- edilmiyordu. İşte bu mayınlardan birine çar- me karşı bu üstün direnişi ve emperyal güç- pan Bouvet bir kaç dakikada 640-700 kadar lerin mağlubiyetini kendi kurtuluşları için mevcudu ile sulara gömüldü. Kurtarma işine önemli bir örnek kabul ettiler. Türkler bütün karışan Gaulois zırhlısı da iki ağır top mermi- dünyaya “Çanakkale Geçilmez!” dedirte- si ile yaralanıp su almaya başlayınca diğer ceklerdir. iki Fransız gemisinin yardımı ile savaş yerini Çanakkale cephesindeki deniz muharebe- terk etmek zorunda kaldı. 6 İngiliz zırhlısı ile lerinde gerçekleşen şanlı direniş neticesin- bataryalar arasında tekrar top atışları baş- de İngiliz başbakanı Churchill sadece deniz ladı.Irrsistable zırhlısı Beyaz tepe hizasında muharebesiyle savaşın sona ereceğini dü- bir torpidoya çarparak yan yatmaya başla- şündüğünü itiraf etmiştir. Sonraki süreçte dı. Makineleri su aldı. Hareket edemiyordu. gerçekleşen savaşlar kara savaşları olarak Ocean zırhlısı onun yardımına gitti. Onu ge- devam etmiştir. T A R İ H D E R G İ S İ mayın gemisi 7-8 Mart gecesi, Ruslarca Ka- riye çekmek istiyordu. Fakat akıntı iki gemiyi Anadolu kıyısına doğru sürüklemeye baş8 Tarih Sibel MUTLU ÇANAKKALE KARA MUHAREBELERİ VE MUSTAFA KEMAL ATATÜRK I.Dünya Savaşı’nda en çetin mücadelelerin yaşandığı Çanakkale Cephesi’nde, Müttefik devletler hedeflerine ulaşmak için denizden düzenledikleri saldırılarda başarılı olamayınca; amaçlarına ulaşmak için karadan çıkarma yaparak geniş çapta bir çıkarma harekatına karar verdiler. 18 Mart'ta uğradıkları mağlubiyetten müracaat ederek cephede aktif bir göre- sonra müttefiklerin önünde iki ve getirilmesini istemiş, ancak kendisine seçenek vardı: Ya bu işten vazgeçmek ya da olumsuz cevap verilmiştir. Bunun üzerine daha önemli kuvvetlerle ve başka bir plan- Mustafa Kemal, Aralık 1914’te Sofya’dan la girişimi yenilemek. Birinci şıkkı tercih et- Başkomutan Vekili Enver Paşa’ya bir mektup mek bu savaştan beklenen bütün maddi ve yazarak cephede aktif görev alma isteğini manevi yararların kaybına ek olarak şöhret, yenilemiştir. nüfuz ve itibar kaybı da demekti. Amaçlarına Mustafa Kemal, 20 Ocak 1915’te, Esat Paşa ulaşmak için Çanakkale'ye karadan saldır- komutasındaki, 3. Kolordu’ya bağlı, Tekir- maya karar verdiler. Hazırlık yapmak ama- dağ’da kurulacak 19. Tümen Komutanlığı’na cıyla, Boğaz'ın önündeki kuvvetler Mısır'a ve atanmıştır. uzak adalara götürüldü. Buralara yeni kuv18 Nisan 1915’te, Mustafa Kemal’in komuta- vetler getirilmeye ve yığılmaya başlandı. sındaki 19. Tümen, Çanakkale’ye yeni atanan Osmanlı Devleti tarafından, Çanakkale Bo- Mareşal Liman von Sanders’in komutasın- ğazı'nı savunmak üzere müstakil bir ordu ku- daki 5. Ordu’nun “yedeğine” alınarak Bigalı rularak buna 5. Ordu ismi verildi. 25 Mart'ta köyüne gönderilmiştir. bu ordunun komutanlığına Alman Askeri Heyeti Başkanı olarak Türkiye'de bulunan Liman von Sanders, 26 Mart'ta Gelibolu'ya General Liman Von Sanders (Liman Paşa) gelerek komutayı ele aldı ve ilk iş olarak o getirildi. zamanki Türk savunma tertibatını değiştirdi. Türk savunma tertibatı çıkarma yapılmaya Dünya Savaşı başladığında, Bulgaristan Sof- elverişli sahillerin kuvvetlice tutulması esa- ya’da “ateşemiliter” olan Mustafa Kemal, sına dayanıyordu. Liman Paşa savunulması Kasım 1914’te, Başkomutanlık Vekaleti’ne üstlenilen sahiller 150 km. uzunluğunda ol9 duğu ve düşmanın nereye çıkarma yapacağı Gelibolu’daki 3. Kolordu Komutanlığı’na saat belli olamayacağından, kuvvetlerin dağınık 07:00’da rapor yazmıştır. Bu raporu yaz- bulunması yerine belli merkezlerde topluca dıktan sonra, inisiyatif kullanarak, 07:45’de tutulup sahillerin zayıf gözetleme ve örtme karargahından hareket etmiş ve 57. Alayla birlikleriyle tutulması ve düşman karaya çık- birlikte Kocaçimen’e varmıştır. tıktan sonra üzerine sevk edilecek kuvvet- “Bu güzergahta yol yoktu. Arazi sarp ve derin lerle gece saldırıları ve süngü hücumlarıyla derelerle kesilmişti. Her tarafı yüksek ve çok denize dökülmesi stratejisini benimsedi. sık fundalıklar sarmıştı. Tüm çabalara karşın 25 Nisan çıkarmasından yaklaşık bir ay önce, yaklaşma yürüyüşü biraz gecikti. Saat 09:40 Gelibolu’da bulunan 5. Kolordu komutanlı- sularında Kocaçimen tepesine ulaşıldı. Asker ğına atanan Mareşal Liman von Sanders’in bir hayli yorulmuş ve yürüyüş kolunun de- düşüncesine göre, müttefikler çıkarmayı rinliği de uzamıştı.” Saros Körfezi’ne yapacaklardır. Bu nedenle Mustafa Kemal, Kocaçimen tepesinde yak- de kendisi, birliklerin çoğunu Saros Körfezi laşık 10 dakika 57. Alayı dinlenmeye bırakarak ile Anafartalar bölgesinde; bir tümeni Sed- kendisi atına atlayıp sarp araziden Conkba- İ bulmuştur. yırı’na gitmiştir. Buraya geldiğinde, 27. Alay 2. Taburun “Balıkçı Damlarındaki” savunma İ duyu da, Anadolu yakasında tutmayı uygun S dülbahir bölgesinde ve iki tümenli 15. Kolor- G Yedek Tümen Komutanı Yarbay Mustafa R Kemal, Çanakkale’ye İngiliz çıkarmasının E Anafartalar bölgesinden; Alçıtepe ve Koca- H •Arıburnu Muharebeleri: 25 Nisan 1915’te İ İngiliz, Fransız ve Anzak birlikleri Çanakka- R le’ye sabaha karşı Arıburnu, Seddülbahir ve A meler, Atatürk’ü haklı çıkarmıştır. Kumkale sahillerinden çıkarma yapmaya T D çimen’den yapılacağını belirtmiştir. Geliş- başlamıştır. Seddülbahir’e çıkan düşman, kıyı topçusunun yoğun ateşi ve kuvvetlerimizin karşı taarruzuyla durdurulmuş, Kumkale kıyılarından yapılan çıkarma gelişememiş, Arıburnu’na çıkan düşman ise, Mustafa Kemal komutasındaki birliklerce geri püskürtülmüş ve bozguna uğratılmıştır. Çanakkale’ye 25 Nisan 1915’te, saat 05:30 civarında ayak basan düşman çıkarma bir- müfrezinden arta kalan erlerin, 261 rakımlı likleri, 09:45’te karşılarında Mustafa Kemal’i tepeye doğru geri çekildiklerini görmüştür. ve 57. Alayı bulmuşlardır. 25 Nisan 1915’teki İşte tam o an atından inen Mustafa Kemal, ilk çıkarma başladığında Çanakkale Bigalı düşmandan kaçan Türk erlerinin tam önün- Köyü doğusunda Değirmenlik mevkiindeki de durarak o ünlü “düşmandan kaçılmaz” karargahında bulunan 19. Tümen Komuta- konuşmasını yapmış; kaçan erlere süngü nı Yarbay Mustafa Kemal, çıkarmayı haber taktırıp yere yatırarak, bozguna uğramış bir alıp, (Maltepe’deki 77. Alay ve 9. Tümenden birlikten arta kalanlardan bir savunma hattı aldığı raporlarla), harekete geçmeden önce, kurmuştur. 10 da sonuçsuz kalmıştır. Mustafa Kemal’in ifadesiyle “kazandığımız an bu andır.” Bu suretle ne Liman Paşa'nın ne de Cevat Paşa'nın stratejik önemini kavrayamamış oldukları Yarımada'nın güney kısmının anahtarı olan Conkbayırı ile Sarıbayır düşman eline geçmekten kurtulmuş oldu. İngilizler buralara yerleşmiş olsalardı, Türklerin savunma sistemi çökecek, bu çöküş ile belki de düşman çıkarması ve savaşın sonu da hızlandır57. Alaydan kimse yoktu. Mustafa Kemal za- mış olacaktı. Düşman söz konusu saldırıyı man kazanmak için yüksek sesle süngü tak- takiben denize dökülemedi. Fakat Yarıma- tırıp askerleri yere yatırdı. Teğmen Tulloch, da'nın boşaltılmasına kadar sürecek müddet Türk subayının askerleri ateş etmeye hazır- zarfında savaş gemilerinin korunmasının ya- ladığını sandı. Teğmen Tulloch müfrezesini pılacağı dar bölgeye sıkıştırılmış oldu. yere yatırdı. Mustafa Kemal, 25 Nisan 1915’teki Arıbur- Mustafa Kemal, habercileri aracılığıyla 57. nu taarruzunda gösterdiği başarıdan dolayı Alay komutanına hızla bölgeye intikal etme- “Arıburnu Kuvvetler Komutanlığı”na geti- si emrini vermiştir. Bu emri alan 57. Alay’ın rilmiş ve 25 Nisan 1915’ten 16 Mayıs 1915’e öncüleri saat 10:00 sularında Conkbayırı’na kadar bölgedeki tüm kuvvetleri tek başına varmışlardır. komuta etmiştir. Balıkçı Damlarından kaçan Türk ordusunun 1 Mayıs 1915’te, Atatürk’ün komutasındaki yeniden savaş durumuna geçtiğini gören 19. Tümen, Arıburnu cephesinde düşmana düşman kuvveti neye uğradığının şaşkın- taarruz etmiş, istenen sonuç alınamayınca, lığını yaşarken yetişen 57. Alay ve 8. Tabur Atatürk, 2 Mayıs’ta taarruzu durdurmuş- düşmana saldırmıştır. Atatürk komutanla- tur. 9/10 Mayıs 1915’te Arıburnu cephesinin ra verdiği emirde: “Ben size taarruzu em- sağ yanından taarruza geçen düşman, Ata- retmiyorum, ölmeyi türk’ün 19. Tümeni’ne bağlı birliklerce dur- emrediyorum! Biz durulmuş ve geri püskürtülmüştür. ölünceye kadar geçecek zaman zarfında yerimize başka kuvvetler ve komutanlar 14 Mayıs 1915’te Bombasırtı’nı ele geçirmek geçebilir” demiştir. Karaya çıkan Anzaklar, isteyen İngilizler, gece saat 01:30’da çok şid- sekiz taburdan fazladır. Hemen süngü tak- detli bir şekilde, Bombasırtı-Cesarettepesi tırarak düşmana saldırı emri veren Atatürk kuzeyindeki Türk mevzilerine saldırmışlar- kendisi Conkbayırı’ndan hareketi yönetmiş; dır. Kanlı süngü çatışmalarından galip çıkan sağdaki ve soldaki birliklerle bağlantı kur- Mehmetçik siperlerini korumayı başarmıştır. maya çalışmıştır. Atatürk anılarında Conkba- Atatürk, Çanakkale Savaşlarına ait anılarını yırı’ndaki o mücadeleyi “Herkes öldürmek anlatırken Bombasırtı’na ayrı bir önem ver- ve ölmek için düşmana atılmıştı.” sözleriyle miş, Mehmetçiğin oradaki kahramanlığını anlatmıştır. ve inancını şöyle ifade etmiştir: “Biz kişisel Conkbayırı sırtlarında yaşanan boğaz boğa- kahramanlıklarla za çatışma sonunda 57. Alay’ın neredeyse size, Bombasırtı olayı'nı anlatmadan ge- tamamı şehit olmuş, ama düşman çıkarması çemeyeceğim. Karşılıklı siperler arasındaki 11 uğraşmıyoruz. Yalnız mesafe sekiz, on metre, yani ölüm muhakkak… Birinci siperdekilerin hiçbirisi kurtulamamacasına düşüyor, ikinci siperdekiler onların yerine geliyor, fakat ne kadar imrenilecek bir soğuk kanlılık ve tevekkülle biliyor musunuz?.. Öleni görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini de biliyor ve en ufak bir çekinme bile göstermiyor. Sarsılmak yok… Okuma bilenler Kuran’ı Kerim okuyor ve Cennet’e gitmeye hazırlanıyorlar. Bilmeyenler Kelime-i Şahadet çekerek yürüyorlar. İşte bu Türk askerindeki ruh kuvvetini gösteren hayret ve tebrike değer bir örnektir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale muConkbayırı’ndaki durumun iyice kötüleş- İ S İ E lerin, komutam altına verilmesinden başka Arıburnu cephesinde yaşanan en büyük ça- çare kalmamıştır!” diye cevap verince, şaşı- D G Atatürk, bu soruya: “Bütün mevcut kuvvet- tışma 19 Mayıs Türk taarruzudur. Enver Pa- ran Kurmay Başkanı, “Çok gelmez mi?” diye şa'nın talebi ve Liman von Sanders'in onayı sorunca, Atatürk, “Az gelir!” yanıtını ver- H bağlanmıştır. “Durumu nasıl gördüğünü?” sormuştur. ve planlaması ile gerçekleşen 19 Mayıs ta- miştir. İşte o kritik aşamada Atatürk gece İ rıca 19. Tümen, Kuzey Grubu Komutanlığı’na (İnanç), Atatürk’ü telefon başına çağırarak arruzu Türk ordusunun birkaç saat içinde 3 saat 21:45’te Mareşal Liman von Sanders’in R Komutanlığı’ndaki görevine dönmüştür. Ay- Sanders adına Kurmay Başkanı Albay Kazım bini şehit 10 bin kayıp vermesine sebep ol- emriyle Anafartalar Grubu Komutanlığı’na A leri Komutanlığı’ndan ayrılarak 19. Tümen mesi üzerine, 5. Ordu Komutanı Liman von muştur. Bu kadar ağır zayiata rağmen hiç bir getirilmiştir. T 17 Mayıs 1915’te Atatürk, Arıburnu Kuvvet- R harebesini kazandıran bu yüksek ruhtur.” kazancı da olmamıştır. Savaş alanında yatan 9 Ağustos 1915’te Atatürk’ün komutasındaki binlerce askerin bedeni sıcak tesiriyle çürü- kuvvetler Anafartalar bölgesinde düşmana yüp kokmaya başlayınca Anzakların talebi ile saldırmıştır. 9 Ağustos günü hem Conkbayırı 24 Mayıs günü iki siper hattı arasında kalan, Muharebeleri devam etmiş hem de Birinci hemen hemen hepsi Türk şehitlerinden olu- Anafartalar Muharebesi yapılmıştır. Atatürk, şan ölüleri defnetmek için bir ateşkes yapıldı. 7. ve 12. Tümenlerin sabaha karşı başlayan 6 Ağustos 1915’te Yeni Zelandalıların Saz- taarruzunu, Anafartalar bölgesindeki bir te- lıdere ile Ağıldere arasından Conkbayırı’na peden başından sonuna kadar yönetmiştir. doğru ilerlemeye başladıkları anlaşılmıştır Düşman bozguna uğramıştır. Taarruz son- 8 Ağustos 1915’te, Conkbayırı İngilizlerin rasında Atatürk akşamüzeri Anafartalar’dan eline geçmiştir. Conkbayırı’ndaki durum o ayrılıp Conkbayırı’na hareket etmiştir. kadar kritik bir hal almıştır ki, Fahrettin Altay 10 Ağustos 1915’te, Atatürk, İngilizlerin 8 Paşa, Conkbayırı bölgesine “kudretli” bir Ağustos’ta ele geçirdiği Conkbayırı’na ta- komutanın tayin edilmesi gerektiğini ifade arruz etmiştir. 8. Tümen alaylarınca sadece etmiştir süngü hücumuyla gerçekleşen bu taarruz- 12 da, 4 saat süren kanlı süngü muharebeleri güney ucunda bulunuyordu. General Hamil- sonunda Conkbayırı’nıın tamamı ele geçiril- ton ana çıkarma bölgesi olan Seddülbahir ve miştir. yakın çevresi kıyılarını için, üç piyade Tümeni, bir Hint Piyade Tugayı ayrılmıştı. Buraya çı- “10 Ağustos’ta saat 04:30’daki, Türk tara- karılan birlikler ilk önce Alçıtepe’yi ele geçi- fının yalnızca süngüsünü kullanarak yap- recekler, Sonra Kilitbahir platosunu… tığı kanlı taarruz sonucu Kocaçimentepe-Conkbayırı hattı güven altına alınmış, Seddülbahir cephesinde İngilizlerin hedefi, tüm İngiliz ve Anzak birlikleri taarruz gü- bölgedeki stratejik nokta olan Alçıtepe'yi cünü yitirmiştir.” ilk gün içinde ele geçirmekti. Ancak ilk gün hedefledikleri Alçıtepe'ye hep uzaktan bak- Düşmana çok büyük kayıplar verdirilen bu mışlar. 8,5 ay boyunca tepenin 3 km yakınına savaş sırasında General Boldwin ve Kurmay kadar ilerleyebilmişlerdi. Başkanı’nın öldüğü çarpışmada Atatürk de göğsündeki saate isabet eden bir şarapnel 6-8 Mayıs tarihleri arasında İngiliz-Fransız parçasıyla yaralanmıştır. Atatürk, Conkba- birleşik ordusu Kirte Muharebesi, 4-6 Hazi- yırı’nı geri aldıktan sonra öğleden sonra 8. ran 1915'te Kirte muharebelerinin üçüncüsü gerçekleşti. Oldukça çetin ve kanlı geçen üç günlük muharebede Türk cephe hattı neredeyse yarılacakken, yetişen takviye birlikler sayesinde durum düzeltilebilmişti. Beş manga ile Gözcübaba sırtlarını tutan Yahya Çavuş kuvvetleri ise kendisinden beklenenden fazla bir gayret göstererek sahile çıkan İngilizleri durdurmayı başarmıştı. Temmuz ayı ortalarından itibaren Seddülbahir cephesinde yapılan müttefik taarruzlarından bir netice alınamayınca siper savaşı dönemi başlamış ve savaşın sonuna kadar büyük çapta bir taarruz yaşanmamıştır. Arıburnu ve Anafartalar cephelerini 20 Aralık 1915'te tahliye eden İngilizler başlangıçta, Seddülbahir cephesini elde tutmayı Tümen’e veda ederek Anafartalar Grubu Ka- düşündüyse de bunun kolay olmayacağı rargahı’na dönmüştür. anlaşılınca, 9 Ocak 1916'da Seddülbahir cep- İngiliz Generali Aspinal Oglander, İngilizle- hesini de tahliye etmişlerdir. rin Gelibolu Seferi’nin resmi tarihinde diyor •Anafartalar Zaferi: 5 Ağustos 1915’ten ki: ‘Bir Tümen Komutanı’nın üç ayrı yerde Ağustos sonuna kadar, Müttefikler hem tek başına giriştiği hareketlerle bir sava- Seddülbahir hem de Arıburnu’nda başarılı şın, hatta bir ulusun kaderini değiştirecek olamayınca, Çanakkale Boğazı’nı, geriden yücelikte bir zafer kazandığı tarihte pek sarkarak ele geçirmek amacıyla harekete nadirdir.’ Bu övgünün bir özelliği de Mustafa geçerler. Bu arada General Hamilton, Türk Kemal’in yenilgiye uğrattığı bir ‘düşmandan’ Ordusu’nun gerilerine sarkmak ve çember gelmiş olmasıdır. Seddülbahir Muharebeleri, içine alıp yok etmek için, Büyük ve Küçük Seddülbahir Kemikli Burunları arasında yeralan Suvla köyü ve kalesi, Gelibolu Yarımadası'nın en sahillerine çıkıp, Anafartalar’da üçüncü bir 13 gelen Grup Komutanı Mustafa Kemal, takviyeli 8. Tümeni 10 Ağustos sabahı karanlıkta, sadece süngü kullanarak hücuma geçirir. İngilizlere çok ağır kayıplar verdirilerek harekat başarılı olur. Daha sonra, savunma yapılabilecek ek arazinin ele geçirilmesi üzerine, ulaşılan bu ileri çizgide de destek ve güçlendirmeler yapılarak savunmaya geçilir. Böylece, diğer bölgelerde olduğu gibi Anafartalar Bölgesinde de savaş, boşaltmaya kadar, siper ve mevzi savaşına dönüşmüş olur. Diğer bir deyişle, General Hamilton’un İkinci planı da başarısız olmuş, hedefine ulaş- cephe açmaya karar verir. Hedef, Conkbayı- mamıştır. rı ve Koçaçimentepe blokunu ele geçirerek, buradan ilerleyip, Çanakkale Boğazı’na inerek Çekilme: Çanakkale’den 2 İngiliz tümeni 5 Ara- hakim olmaktır. Bu amaçla da, 9.İngiliz Kolor- lık’ta Selanik’e gönderildi. dusu'nu, 6-7 Ağustos gecesi karanlıktan yaİ General Charlie Monreo durumu incelemek ve rarlanarak bölgeye çıkartır. Amaç, sabah gün S rapor vermek üzere görevlendirildi. Raporda, ağarmadan Liman von Sanders, Saros Grup İ Çanakkale’den çekilme önerilmişti. Kasım ayında İngiliz Harbiye Bakanı cepheyi İngiliz birliklerine 8 Ağustos sabahı erkenden gezdi ve boşaltma gereğine inandı. taarruz edilmesi emrini verir. İngiliz kabinesi, çekilme kararını 7 Kasım 1915’te Liman von Sanders, Kurmay Albay Mustafa Ke- aldı. 134 bin insan 393 top ve 500 hayvanlık H mal’i, 8 Ağustos 1915 günü saat 21.45’de, Ana- kuvvetlerini büyük bir ustalıkla ve zaman içinde gerçekleştirdiler. En başarılı hareketleri çekilme İ fartalar Grup Komutanlığına atar. Anafartalar R Grup Komutanı Kurbay Albay Mustafa Kemal, oldu. A 9 Ağustos sabahı, İngiliz Kolordusu ile Anzak 20 Aralık’ta Arıburnu, 8 Ocak 1916 gecesi Sed- Kolordusunun birleşmesine engel olmak ama- dülbahir boşaltıldı. Çanakkale savaşları 8.5 ay cıyla, Damakçılık Bayırı yönünde saldırıya geçer. sürmüştür. D E R fartalar kesimine gitmesini ve karaya çıkan T G Komutanına 7. ve 12. Tümenlerle süratle Ana- Her iki tümenin saldırıları da başarılı olur. Birinci Anafartalar Muharebeleri olarak adlandırılan Dipnot bu harekat sonunda, durum değerlendirmesi yapan Mustafa Kemal şöyle demiştir: “...Ger- • Erol mültecimler, Fikrimizin Rehberi, İst. çekte, düşmanın bir kolordusunu zayıf bir tü- 2008 menimle Kireçtepe-Azmak arasında yenmiş, • Erol mültecimler, Gelibolu, İst. 2005 Tuzla Gölüne kadar takip ederek orada tesbit etmiştim.” • İsmail Gorgülü, ''On Yıllık Harbin Kadrosu'', Ankara 1993 Diğer taraftan yeni çıkan birliklerle güçlendirilen 9. İngiliz Kolordusu, Anafartalar yönünde iki • Utkan Kocatürk, Doğumundan Ölümüne Ka- kanat harekatı daha denediyse de başarılı ola- dar Atatürk Günlüğü, Ankara 1999 mamıştır. Liman von Sanders, Kuzey Grubun- • http://canakkale.tubitak.gov.tr/ daki 8. Tümeni iki alayla takviye ederek, Anafartalar grup Komutanı Mustafa Kemal’in emrine verir. Tümen karargahına 9-10 Ağustos gecesi 14 ÇANAKKALE SAVAŞI'NDA GALATASARAY LİSESİ T emelleri daha Sultan II. Bayezid döneminde 1482’de atılan “Mekteb-i Sultani”, modern şeklini Sultan Abdülaziz Han zamanında almış ve eğitim hayatına resmi anlamda 1 Eylül 1868’de başlamıştır. Cumhuriyetle birlikte “Galatasaray Lisesi”ne çevrilen Galatasaray Sultanisi’nin Osmanlı Devleti’nin ilk açılan liselerinden olma vasfından daha da orijinal olan özelliği, “Osmanlının batıya açılan penceresi” olmasıydı. Osmanlı Devleti’nin önemli kademelerinde ihtiyaç duyduğu kadro açığını giderme çabalarının kaynağında Mektebi Sultani bulunuyordu. 1912 Balkan Savaşı’ndan 1922 İstiklâl Harbi sonuna kadar okul; öğretmen ve yetişkin öğrencilerin ekseriyeti silah olan tarihçi Vahdettin Engin bu hususta şu altına alındığından ötürü, öğrenci mevcudu değerlendirmeleri yapmaktadır: “Ülkenin ve öğretmen sayısı en aza inmiş bir halde içinde bulunduğu savaş ortamında Mekteb-i hizmet vermek durumunda kalmıştır. Sultani’de eğitime ara verilmemiştir. Ama, Kayıtlara göre, 1912’de 60 mezun veren bazı Galatasaraylı öğrenciler, bu ortamda okuldan 1913’de 34, 1914’te 21, 1915’te 18, vatan için savaşmanın daha kutsal bir görev 1916’da 4, 1917’de 5 öğrenci ancak mezun olacağını düşünerek gönüllü olarak askere olabilmiştir. Mezuniyet sayılarının düşük- yazılmışlardır… lüğünün tek sebebi, art arda patlak veren Mekteb-i Sultani öğrencilerinin tahsillerini savaşlar ve bu savaşlarda öğrencilerin bü- bir kenara bırakıp, ülke müdafaası için cep- yük kısmının şehit düşmesiydi. Vatan uğ- helere koşmaları son derece takdire şayan- runda şehit yada gazi olmak gayet tabiiydi; dır. Çünkü 1911’den 1917’ye kadar olan bir dö- ancak bunların vaziyeti bambaşkaydı. Çün- nemde Trablusgarp ile Balkan Savaşları ve I. kü, hepsi de 1909 ve 1914 “Askeri Mükellef Dünya Savaşı’nın üç yılında Galatasaraylılar Kanunu” gereğince, askerlik vazifesinden ya hiçbir mecburiyetleri olmadığı halde gö- muaf veya tecilli tutulmuş gençlerdi. (1917 nüllü olarak savaşlara katılmışlar ve ülkeleri Ağustosundan itibaren, artan asker ihtiyacı adına fedakarca savaşmışlardır” nedeniyle Mekteb-i Sultani ve bazı idadilerin son sınıf öğrencilerine askerlik mecburiyeti Gönüllü olan bu gençlerin hepsi mükemmel getirilmiştir.) Buna rağmen pek çok öğrenci lisan bildiklerinden karargah hizmetine alın- bu imkanları kullanmamışlar ve gönüllü ola- mışlar ancak zaman içerisinde ısrarla cep- rak vatan savunmasına katılmışlardır. heye talip olmuş ve ön saflarda vatan için savaşmaya başlamışlardır. Galatasaray Lisesi’nin tarihçesi hakkında kaynak eserlerden birini vücuda getirmiş Galatasaray Lisesi’nden Çanakkale’de şehit 15 şöyledir: kale’de şehit düştü. • (278) Mehmet Refik: 1905’de Mekteb-i Sul- • (54) Agop Elmaysan: Galatasaray Sultani- tani’den mezun oldu. 1915’te Çanakkale’de si’nden askeri doktor olarak katıldığı Çanak- şehit düştü. kale Muharebelerinde, bombardıman altın- • (119) Ahmet Refik: 1911’de Mekteb-i Sultani’den mezun oldu. Yedek subay olarak katıldığı Çanakkale’de 1915’te şehit düştü. da yaralıları tedavi ederken, 1918’de şehitler kervanına katıldı. •(794) İbrahim Oran: 1912 mezunu gönüllü T İ • (901) Ömer Seyfettin: 1916 yılında Çanak- R olanların isimleri, numaraları ve künyeleri A H D E R G İ S İ CEPHEDEKİ MEKTEB-İ SULTANİ ÖĞRENCİLERİ olarak hava subayı oldu ve Çanakkale Savaş- • (64) Yusuf Cemil: 1913’de Mekteb-i Sulta- larında iki kez yaralandı. 1916’da Semandirek ni’den mezun oldu. Yedek subay olarak katıl- adası açıklarında, uçağı ile denize düşerek dığı Çanakkale’de 1915’te şehit düştü. Sakız Adasında şehit oldu. Şehit olan ilk Türk • (476) Mehmet Ali: Mektepten gönüllü ola- havacısıdır. rak askere gitti ve 1915’te Çanakkale’de şehit oldu. Dipnot • (252) Aziz Ulvi: Mektepte son sınıfta iken gönüllü olarak askere gitti ve 1915’te Çanak- • Mehmet Arslan, ''I. Dünya Harbinde Ça- kale’de şehit düştü. nakkale Cephesinde Askeri İşlemleri ve Askerlerin Cepheye İntikalleri'', Çanakkale 2015 • (519) Hüsameddin: Gönüllü gittiği Çanak- • Ertan Metin, ''Sözün Bittiği Yer'', Çanakka- kale’de 1915’te şehit oldu. le, Mart 2008 • (670) Mehmet Nüzhet: Çanakkale’de 1916 yılında şehit düştü. 16 İSTANBUL ERKEK LİSESİ RENKLERİ ÇANAKKALE'NİN SİMGESİ İstanbul Erkek Lisesi'nin ve İstanbulspor’un renkleri olan Sarı-Siyah, 1915 Çanakkale Savaşları’nın simgesidir. Çanakkale geçilmez, der bu renkler... İstanbul Erkek Lisesi'nin sarı siyah renklerinin hazin hikayesi... İ stanbul Erkek Lisesi renkleri Sarı-Siyah, 1915 Çanakkale Savaşları’nın ve kahramanca bir fedakarlığın simgesidir. Bu renkler, “Çanakkale geçilmez”, der. man gafil avlanıp yok edilecektir. Bu nedenle saldırı, marş söylenmeyerek ve borazan çalınmayarak sessizce yapılacaktır. Saat 03.30’da hücum emri verildiğinde heyecanlanan ve coşan gençler, marşlarla hücuma geçerler. Halbuki düşman, gündüzden keşif uçaklarıyla böyle bir hazırlığın yapıldığını tespit etmiş, gerekli bilgileri toplamıştı. Böylece koca tümen tuzağa düşer, düşmanın makineli ateşiyle gençlerden binlercesi hücum anında yere yıkılır. Anzaklarla yapılan bu iki saatlik çatışmada binlerce şehit verilir. 2. Tümenin bazı alaylarının yer aldığı cephenin uzunluğu 600 metre olup, her 15 cm’ye bir asker düşmektedir. Düşmanın bu saldırısında her bir Türk askerine 95 mermi isabet eder. 2. Tümenden geriye dönen olmaz. Sarı-Siyah denince Çanakkale’de şehit düşen efsane liseliler akla gelir. İşte İstanbul Erkek Lisesi’nin sarı siyah renklerinin hikayesi: SARI-SİYAH, DAYANIŞMA VE BERABERLİĞİN SİMGESİ! Üniversiteli gençler ve liseli öğrencilerden oluşan bu gönüllüler, Halıcıoğlu’ndaki karargâhta birkaç günlük silah tutma ve ateş etme eğitimine tabi tutulurlar. Sonra 9 bin kişilik İstanbul Alayına katılarak cepheye gönderilirler. Çanakkale’ye varan çoğu bıyığı terlememiş liseli gençler 2. Tümene katılırlar. Kabatepe bölgesinde dar bir tepeye yerleştirilirler. Cephedeki askerler o kadar kalabalıktır ki, siperlerde adeta üst üste yığınak halindedirler. Tümenin başındaki Yarbay Hasan Bey üstlerine, ”Bunlar daha yeni geldiler, biraz cepheyi tanısınlar, sabah çatışmalara girsinler” der, fakat sözünü dinletemez. 18 Mayıs 1915’i 19 Mayıs 1915’e bağlayan gece, cephede heyecan doruk noktasındadır. Yapılan plana göre, düşman mevzilerine ani ve sessizce saldırılacak, düş- Çanakkale Savaşı’nın en kanlı anlarından biri, bu an olur. Bu nedenle bu bölgeye “Kanlısırt” adı verilir. Böylece eğitimli binlerce genç, cepheye gittikten bir gün sonra şehit olurlar. Bu saldırıda şehit düşen binlerce gencin 50’si, çoğu henüz bıyıkları terlememiş olan 16-17 yaşlarındaki İstanbul Erkek Lisesi'nin son sınıf öğrencileridir. General Liman Von Sanders’in yanlış savaş taktiği, sürekli taarruz istemesi, gençlerin erkenden şehit olmalarına sebep olur. 1915’te Tıbbiyeli öğrencilerin hepsi ve lise 17 İ S İ G R E D H İ R A T son sınıf öğrencilerinin çoğu askere gider ve şehit olurlar. Savaş bitinceye kadar Tıbbiye ve öğrencileri savaşa katılan liseler mezun vermez. Büyüklerinin ölüm haberini alan İstanbul Lisesi öğrencileri sarı olan okul binasının kapı ve pencerelerini siyaha boyarlar. Bugünden sonra hayatlarını kaybeden öğrenciler anısına okul renkleri sarı-siyah olarak kabul edilir. 1911’den itibaren devlet savaş içindeydi. Savaş yıllarında İstanbul’un her okulunun bir bölümü hastane olarak ayrılmıştı. Bunun için de bu bölüm, hayatın rengi kabul edilen sarı renge boyanırdı. Bu iki renk, o tarihten bugüne kadar dayanışma ve beraberliğin simgesi olacaktır. Atatürk’ün “Biz Çanakkale’de bir Darülfünun gömdük!” sözü, ülkelerini savunmak uğruna şehit düşen okumuş nesillerin kaybının memleket için ne denli mühim olduğundan ve zaferin ne büyük bir fedakarlık sonucu elde edildiğinin bir kanıtıdır. İstanbul Erkek Lisesi (İstanbul Sultanisi) I. Dünya Savaşının başlaması ile 1914 yılında, Karaköy’de bulunan Saint Benoit Fransız Lisesi binalarına nakledildi. Zira savaş halinde bulunulan Fransa’nın denetiminde bulunan okullar kapatılmış ve buralarda görev yapmakta olan çoğunluğu din görevlisi Fransız öğretmenler yurtdışına çıkarılmışlardı. Kapatılmış olan Fransız okulları da genellikle okul ya da hastane olarak kullanılıyordu. İstanbul Sultanisi’nin de bir bölümü hastane olarak ayrılmış ve sarıya boyanmıştı. Lisenin 50 öğrencisinin şehit olduğu haberi okula ulaşınca, okul yasa büründü ve geride kalan öğrenciler, ağabeylerinin anısına okulun bütün kapı ve pervazlarını matem rengi siyaha boyadılar. Artık o günden itibaren “sarı-siyah” İstanbul Erkek Lisesi’nin simgesi oldu. 4 Ocak 1926 tarihinde de Kemal Halim Gürgen’in girişimleriyle kurulan İstanbulspor da, okulun renklerini kendi rengi olarak benimsedi. 18 Tarih Eylül KAŞUT ÇANAKKALE’NİN İNTİKAMI AGAMEMNON’UN SIRRI 30 Ekim 1918’de, Ege Denizi’nin Limni Adası’ndaki Mondros Limanı’nda Agamemnon adlı savaş zırhlısında Mondros Ateşkes Anlaşması imzalandı. M ütareke görüşmeleri, 27 Ekim 1918'de dilmiş olan Truva antik kentini orduya asker başladı. Osmanlı Heyetine anlaşma toplamak için reklam olarak kullandılar. Bu- taslağı okunduktan sonra 25 maddelik tas- günkü gibi filmler olmadığı için insanlar kitap lakta önemli bir değişiklik yapılmayacağı okuyorlardı ve Truva'nın bulunmasının etki- özellikle vurgulandı. Hüseyin Rauf Bey (Or- siyle dönemin en gözde kitabı Homerus’un bay) önderliğindeki Osmanlı heyeti ağır ko- kaleme aldığı Yunan destanı İlyada olmuştu. şullar içeren bu anlaşmaya 30 Ekim'de imza Truva'nın hikâyesini okumayan, öğrenme- attı. yen kalmamıştı neredeyse... "Orduya Akhilleuslar aranıyor" "Truva’yı fethedecek yeni İşte Mondros Ateşkes Antlaşması’yla ülke- kahraman olun, adınız Akhilleus’la birlikte mizin teslim alındığı o uğursuz gemi... AGA- anılsın" gibi propagandalar yapılarak ordu- MEMNON. Peki, neden bu gemi? Neden bir ya asker toplandı. bina değil de bir gemi? Dünya Savaşı’ndan mağlup ayrılan Osmanlı Anlaşmanın imzalandığı Agamemnon savaş Devleti, neredeyse her cephede yenilmiş- gemisi, 1906 yılında İngiltere Kraliyet Do- tir. Bulgaristan’ın savaştan çekilmesinden nanması için inşa edilmiş, Çanakkale Deniz dolayı Almanya ile olan kara bağlantısını da Savaşları'na katılmıştı. Yunan Kral Agamem- kaybeden Osmanlı Devleti, savaşı bitiren non ismiyle Troya Savaşı'nı anımsatan gemi, bir ateşkes imzalamak zorunda kalmıştır. Bu Çanakkale'de (Truva) amacına ulaşamamıştı. ateşkes antlaşması, Osmanlı Devleti’ne ve Fakat Osmanlı'nın ortadan silindiği Mondros doğal olarak da Türklere bir mesaj vermek Mütarekesi'nde ev sahipliğini üstlenmişti. amacı ile oldukça ilginç bir yerde imzalattıAgamemnon. Peki, nedir bu ismin önemi? rılmıştır. Bunun için seçilen yer Yunanistan’ın Agamemnon antik dönemde Yunan Argos Limni Adası’na demirlemiş olan Agamem- şehrinin kralıdır ve meşhur Truva kuşatma- non zırhlısıdır. Görünürde herhangi bir anla- sını gerçekleştirip, o bölgeyi ele geçirmiştir. mı olmayan bu yerin Avrupa açısından öne- İngilizler ve Fransızlar, o dönem yeni keşfe- 19 mi büyüktür. Seçilen ada Osmanlı’dan kopan görünce tökezlediler. Aylarca süren savaş- ve Osmanlı’ya çok fazla sorun çıkaran Yuna- lar sonunda geri çekilme noktasına gelmek nistan’a ait bir adadır. Birinci mesaj burada üzereydiler fakat çekilemezlerdi, çünkü çok verilmiştir. Limni Adası’na demirli olan İngi- şehit vermişlerdi ve halk zafer bekliyordu... liz zırhlısının adının Agememnon olması da Ama şansları yaver gitti, farklı cephelerde manidardır. Yani mesaj açık… Birinci Dünya savaşan Osmanlı daha fazla dayanamadı, Savaşı tıpkı binlerce yıl önce yapılan Yunan Almanlar yenilince müttefiki olarak yenilgiyi şehir devletleri ile bugünkü Çanakkale olan kabul etmek zorunda kaldı ve antlaşma im- Truva arasındaki savaşa benzetilmiştir. Truva zalanmasına karar verildi. binlerce yıl önce yenilmişti ve Avrupa – Yu- Her savaşın sonunda büyük antlaşmadan nan Medeniyeti, doğuya üstünlük sağlamış- önce ateşkes antlaşması imzalanır. Antlaş- tı. Binlerce yıl sonra da aynısı oldu ve doğu, ma için Çanakkale’ye yakın olan ve Yuna- yani Osmanlı; Avrupa Medeniyeti karşısında nistan himayesinde bulunan Limni Adası’nın diz çöktü ve yenildi, tarih tekerrür etti. İşte Mondros Liman’ı seçildi... Limana getirilen İ antlaşması Agamemnon zırhlısı içerisinde S imzalatılmıştır. Bir diğer önemli mesaj ise İ Çanakkale Savaşı’nda İngiliz donanmasının G aldığı ağır mağlubiyetin intikamını alın- R mak istanmiştir. O savaşta İngilizlerin en E güçlü gemisi Agamemnon zırhlısıdır ve Os- D bu yüzden Osmanlı heyetine, bu ateşkes manlı bu geminin de, tıpkı diğerleri gibi bo- Agamemnon gemisinde Osmanlı Çanakkale’de mağlup olduğunu kabullenmiş oldu. İngilizler "Agamemnon Truva’yı bir kez daha fethetti" diyerek bu zaferlerini halka duyurdular ve savaşa en başta yaptıkları propagandalarla uyuşan, "Hani Akhilleus olacaktık?" sorularına cevap niteliğinde bir nokta koydular. H geçilmez düsturunu tüm dünyaya ezber- Agamemnon, Troya'yı ikinci kez fethedeme- İ letmiştir. Fakat Birinci Dünya Savaşı kaybe- di. İtilaf Devletleri'nin özellikle de İngilte- R dilince aynı gemi içerisinde Osmanlı Devleti re’nin Çanakkale Deniz Savaşlarında aldığı A heyetine, Mondros Ateşkesi imzalatılmıştır. büyük mağlubiyet, moralleri bozmuştu. T ğazı geçmesine izin vermemiş ve Çanakkale Şüphesiz ki bu durum Osmanlı Devleti ve Ancak Agamemnon, belki de Mondros'ta Tüm Türkler için onur kırıcı bir durumdur. bunun öcünü almıştı. Geçmişte yaşanan hiçbir şeyi unutmayan Osmanlının sonunu hazırlayan Birinci Dünya Avrupa, Türklerden intikam alırken sembolik Savaşı, oldukça ağır bir ateşkes antlaşması isimlere olan düşkünlüğünü de gözler önü- ile sona ermiştir. Bir ateşkes antlaşmasına ne sermiştir. Bu antlaşmayı imzalayan he- göre kabul edilemez hükümler içeren bu yetin içerisinde yer alan Rauf Orbay, kaleme sözleşme, Avrupa’nın Türklere aşağılayıcı aldığı anılarında bu gemiden; ”Ağa memnun” mesajlarını içeren bir şekilde dikta ettirilmiş- diye bahsetmektedir. Çünkü bu antlaşma tir. Birinci bu durumun olumlu tarafı ise milli Osmanlı Devleti için bir yok oluş anlamına mücadelenin fitilinin bu antlaşma sayesinde gelmektedir ve o dönemin ağaları olarak ta- ateşlenmesidir. Avrupalıların ve büyük dev- nımlayacağımız Avrupa, antlaşmadan dolayı letlerin, Türklere mesaj verme amacı ile seç- son derece memnundur. tiği isimler, tarihler günümüzde de devam Bu kadar emin tavırlardan sonra İngilizler etmektedir. Birçok acı olay ya da Türkleri daha önce hiç savaşmadıkları ve Araplar gibi rahatsız eden gelişme, sembol değerler ve kolay yeneceklerini düşündükleri Türkleri tarihler üzerinden gerçekleşmiştir. 20 Tarih Sibel MUTLU ÇANAKKALE SAVAŞI'NIN SONUÇLARI Türk tarihinde çok önemli savaşlardan biri Çanakkale’de yapılmıştır. Burada gerçekleşen kara ve deniz muharebelerinde Türk ordusunun kazandığı zafer, sadece Türkiye’nin değil bütün dünyanın geleceğini ve tarihin akışını değiştirmiştir. M üttefiklerin, Boğazlardan Rusya ile mış ve vatan toprağını büyük bir fedakarlıkla irtibat kuramamaları Dünya ve Tür- savunmuştur. kiye tarihinin topyekün değişmesine ne- Kahraman Mehmetçiğin, gözünü kırpmadan den olmuştur. Rusya’yı içinde bulunduğu ölüme atılarak kazandığı Çanakkale Za- sıkıntıların artmasına, ihtilâl hareketlerinin feri’nin Türk ulusuna en büyük armağanı, gelişmesine ve Çarlık yönetiminin çökerek Mustafa Kemal ATATÜRK olmuştur. Mus- bu ülkenin savaştan çekilmesine neden ol- tafa Kemal ATATÜRK Çanakkale muharebe- muştur. lerinde askerî dehasını ve liderlik özelliklerini Çanakkale Savaşı’nda İngiliz ve Fransızların gösterme fırsatı bulmuş ve muharebeler amaçlarından biri de Balkan Devletlerinin sonunda Türk milleti nezdinde tanınmış bir kendi yanlarında savaşa girmelerinin sağ- komutan olarak ortaya çıkmıştır. lanmasıydı. Türk zaferi bu plânı bozduğu için Çanakkale Zaferinin Türk ulusuna en bü- Balkan Devletleri üzerinde yeterince etkili yük armağanı, kuşkusuz Mustafa Kemal olamadılar. Bulgaristan’ın İttifak Devletle- Atatürk’ü ve onun askerî dehasını ortaya ri’nin yanında savaşa girmesi, Yunanistan’ın çıkarmasıdır. o sıralarda güttüğü tarafsızlık politikasını devam ettirebilmesi Çanakkale’deki Türk Çanakkale muharebeleri Emperyalizmin guru- Zaferi’nin bir sonucudur. runun kırıldığı yerdir. Çanakkale’de dünyanın en büyük iki sömürgeci imparatorluğu olan Çanakkale Zaferi bu nedenlerle Birinci Dünya İngiltere ve Fransa’nın başarısız olmaları bü- Savaşı’nın İngiliz ve Fransızlar lehine çok kısa tün emperyalist güçlerin gururunu kırmış ve bir zamanda sonuçlanmasına engel olarak onların sömürgesi durumunda olan ülkeler- savaşın takriben iki yıl uzamasını sağlamıştır. de İngiliz ve Fransızların da mağlup edile- Bu şekilde Türk insanına hem kendine güve- bileceği düşünce ve kanaatinin doğmasına nini kazandırmış hem de ileride başlayacak sebep olmuştur. Milli Mücadele’ye uygun zemin hazırlamıştır. Çanakkale savaşları Türk ordusunun ve Çanakkale’de Mustafa Kemal’in tarih sah- Türk milletinin dirilişinin başlangıcıdır. nesine çıkışı başlar. Türkiye Cumhuriyeti’nin Uzun yıllardan beri önemli askerî mağlubi- kuruluşunu sağlayan millî mücadele ruhu yetler yaşayan Türk ordusu kendisini, bıçağın Çanakkale’den kaynaklanır.) kemiğe dayandığı yerde yani Çanakkale’ de 18 Mart 1915 - 9 Ocak 1916 tarihleri ara- bulmuştur. Türk milleti de uzun yıllardır ya- sında yapılan Çanakkale Muharebeleri, şadığı mağlubiyetlerin ezikliğinden Çanak- Türk askerlerinin yazdığı bir kahramanlık kale savaşlarıyla kurtulmuştur. destanıdır. Türk askeri, denizde ve karada, Tevfik Bıyıkoğlu, Çanakkale Muharebelerine Dair Konferans, Harp Akademileri Basımevi, İst. 1950 kendinden kat kat üstün kuvvetlerle savaş21 Birinci Dünya Savaşı’nda İttifak Cephesinde T A R İ H D E R G İ S İ SAVAŞ VE PRO PA GAN DA KAYNAKÇA Kriegs Postkarte No: 39 Art By: POE Publ. Brüder Kohn Wien No: 259-71 Photochemie, Berlin 22 23 EĞiTiMiN TÜRKiYE MARKASI ANKARA - ERYAMAN 0 312 242 13 23 BURSA - İNEGÖL 224 715 91 91 BURSA - NİLÜFER 224 413 93 95 ANKARA - İNCEK ANTALYA - KONYAALTI 0312 460 18 88 ÇEKMEKÖY 0216 641 30 05 İZMİR - BORNOVA