ALi NUTK[ DEDE lediği ve ölümünden bir ay kadar önce dergahta okunan "Şevkutarab Mevlevi Ayini" ni, talebesi olmasına rağmen İsmail Dede'ye ithaf etmesi, aralarında­ ki samimiyetin bir neticesidir. Ali Nutki Dede'den zamanımıza u la şan tek eser olan bu Mevlevi ayininin Türkiye'de ayrı zamanlarda yapı la n iki nota neşrinde İsmail Dede'nin eserleri arasında gösterilmesinin sebebi anlaşılamamıştır. BİBLİYOGRAFYA : Esrar Dede. Tezkire, Süleymaniye Ktp., Ha· Jet Efendi Mülhakı, nr. ıo9, vr. ıı2b; Şeyh Galib, Şerh·i Cezire·i Mesnevf, Süleymaniye Ktp., Halet Efendi, nr. ı83, vr. 2•; a.mlf.. Divan, Bulak ı252, s. ıı9; Ali Nutkf Dede - Abdülbaki Nasır Dede, Defter-i Dervfşan, Süleymaniye Ktp., Niifiz Paşa, nr. ıı94, vr. ı b, 4b, 7b, ı Ob, 24b, 53", 9ı b; Fatfn, Tezkire, s. 410-411; Ha şim Mustafa b. Yusuf. Varidat, Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud Efendi, nr. 3910/9, vr. 30b; Ali Enver. Semahane-i Edeb, İstanbul 1309, s. 236; Mehmed Ziya. Yen ikapı Mevlevihanesi, İstanbul 1329, s. 144-148; Mehmed Şükrf, Silsilename, Ü~küdar Selim Ağa Ktp., Hüdayi Kitap ları, nr. 1098, vr. 32b; Hüseyin Vassaf, Sefine, V, 206; Rauf Yekta, Esatiz-i E lhan lll: Dede Efend i, İstanbul 1343, s. 127-128, 131; Uzunçarşııı. Kütahya Şehri, İstanbul 1932, s. 259; Türk Mus ikisi Klasiklerinden ilahiler: Mev levi Ayinleri (İstanbul Konservatuarı neş­ riyatı). İstanbul 1937, XIII, 637-648; Ergun. An to loji, ll, 413-415, 429, 435, 438, 513; Ezgi, Türk Musikisi, V, 429; Sadettin Heper. Mev[evi Ayinleri, Konya 1974, s. 235-244; Abdülbaki Gölpınarlı, " Şeyh Galib", iA, XI, 463. liJ NuRi ÖzcAN (bk. KATiBI, Ali b. Ömer). _j ALİ PAŞA, Arahacı (ö. 1104/ 1693) L Osmanlı sadrazamı. _j 1029 ( 1620) yılında Ohri ·de doğdu. Medrese tahsilinden sonra bazı önemli kişilere imamlık, bazı yerlerde de kadı­ lık ve naiblik yaptı. Daha sonra Köprütüzade Mustafa Paşa 'ya intisap ederek önce sa da ret kethüdası, 1690' da yeniçeri ağ ası. ardından vezir ve rik:ib • kaymakamı oldu. Şeyhülislam Ebü Saidzade Feyzullah Efendi ve Kazasker Yahya Efendi'nin himaye ve tavsiyeleriyle 1691'de Mustafa Paşa'nın yerine sadrazamlığa getirildi. O sırada , devam etmekte olan Osman lı -Avusturya savaşın ­ da ordunun başında bulunmak üzere Belgrad'a gitmesi gerekirken birtakım 424 Ali Paşa, ölüme veya sürgüne mahküm edilen kimseleri önce huzuruna getirtir. sonra da sarayda binek taşına çektirdiği bir araba ile gidecekleri yere gönderirdi. Aynı şekilde, düşmanı olan kız­ lar ağası Uzun İsmail Ağa'yı padişahın huzurundan kovarak azli için baskı yapması ve ağayı sürgüne göndermek üzere. teamüle aykırı olarak· saraya bir araba yollaması ll. Ahmed'i çok k.ızdırmış, Ali Paşa'nın kendisi o arabaya bindirilerek Rodos'a sürgüne gönderilmiştir. "Arabacı" sıfatını bu olaydan sonra aldı­ ğ ı ~akledilir. Bahadırzade, Kadı ve Arpa Kulu lakaplarıyla da anılan Ali Paşa, çağ ­ daşlarınca yalancılık, düzenbazlık ve garazkarlık gibi kötü sıfatiarta itharn edilmiştir; BİBLİYOGRAFYA : BA. MD, nr. 101, s. 82; nr. 102, s. 198-ı99; nr. ı 04, s. 43 , 174; BA, Ali Emiri-IL Ahmed, nr. 549, 1794, 2092; Defterdar Mehmed Paşa, ALİ b. ÖMER el-KATİBI L bahanelerle oraya gitmediği gibi. çeşitli sebeplerle muhaliflerini idam ettirmeyi veya sürgüne göndermeyi başardı. Bu sıra d a Belgrad ve dolaylarında ordu perişan bir haldeydi. Ülke dahilindeki işler de çok bozulmuş, devletin siyasi otoritesi sa rsı lmıştı. Sonunda Ali Paşa· nın çevirdiği entrikalar padişah tarafından anlaşılınca 1692 Martı sonlarında aziedilerek önce Gelibolu 'ya, ardından Rodos'a sürüldü. Kısa bir süre sonra tekrar sadrazam olacağı yolunda bazı dedikodular çıkması üzerine orada katiedildi (1693); İstanbul ve Edirne· deki eşya ve emlakine devletçe el kondu. Zübde-i Vekayiat (haz. Abdülkadir Özcan, doktora tezi; 1979). İÜ Ed.Fak. , Tarih Seminer Ki taplığı, nr. 3276, lll, 22, 81, 95-96, 1ı6-11 7; Anonim Osmanlı Tarihi, Berlin Staatsbibliothek, nr. Hs. 2ı6 , vr. 40b·43"; Silahdar, Tarih, ll, 596597 , 602-603, 622-623, 626-634; Raşid, Tarih, ll, ı85-186, 2ı0-211; Dimitri Kantemir, Osmanlı İmparatorluğu'nun Yükse/iş ve Çöküş Tarihi (tre Özdemir Çobanoğlu). Ankara 1980, lll, 209, 222, 223, 228, 441; Hadikatü'l-uüzera, s. 118-119; Şeyhf, Vekayiu'l-fuzala, 1, 10ı-ıo2; Sicill-i Osman i, lll, 520; Aliye Önay, Arabacı Ali Paşa (lisans tezi, 1964). İÜ Ed. Fak., Tarih Seminer Kitaplığı, nr. 700; R Ekrem Koçu, "Ali Paşa, Arabacı", iA, I, 324-325; R Mantran. "'AH Pasha, Arabadji" , El 2 (Fr.), I, 405. liJ ı L ı ALİ PAŞA, Çorlulu (bk. ÇORLULU ALİ PAŞA) . L ı ALİPAŞA,Damad (bk. ŞEHİD ALİ PAŞA). L ı (bk. ATİK ALİ PAŞA). (ö. ve L Güzelce Ali L ALİ PAŞA, Çandarbzade (bk. ÇANDARIJ ALİ PAŞA). 1 _j sadrazamı. _j 989 ( 1581) yılında doğdu. İstanköylü Ahmed Paşa'nın oğludur. Anne tarafın­ dan seyyiddir. Babası, Tunus beylerbeyi iken mehdilik iddiası ile ortaya çıkan Yahya b. Yahya adlı bir şaki ile giriştiği savaşta öldü (ı 590) Bu sırada dokuz yaşla rında bulunan Ali Paşa bir süre sonra babasının adamları ile birleşerek intikamını aldı. Genç yaşta Dimyat sancağ ı beyliğine getirildi ve on beş yıl bu görevde kaldıktan sonra İstanbul'a geldi. 1605'te kendisine önce Yemen eyaleti, sonra Magosa sancağı ver ildiyse de kabul etmedi. Daha sonra iki yıl Tunus va liliğinde. üç yıl Mora sancak beyliğin ­ de ve tekrar Kıbrıs'ta görevlendirildi. Ardından, vezirlik rütbesiyle ikinci defa Tunus beylerbeyiliğine tayin edildi. 17 Ocak 1617'de Halil Paşa' nın yerine kaptan-ı derya oldu. 23 Ağustos 1617' de Akdeniz'de şiddetli bir fırtınaya tutuldu. maiyetindeki on bir kadırga kayboldu. L Mustafa'nın tahta çıkışından sonra bir Paşa'nın Yahya Efendi Dergahı ı 1030/1621) Osmanlı kaptan-ı deryası 1 _j _j ALİ PAŞA, Güzelce ABDÜLKADiR ÖzcAN ALİ PAŞA, Atik _j haziresindeki mezar taş ı Beş i ktaş 1 istanbul ALl PASA. Mehmed Emin ara aziediidiyse de 2 Ocak 1618'de ikinci defa aynı göreve getirildi. Donanma ile Akdeniz'e açıldığı üçüncü seferinde, ele geçirdiği altı kalyon ve ganimet mallarından 200 esirle çok miktarda parayı Sultan ll. Osman'a hediye olarak getirdi; böylece diğer vezirler arasında imtiyazlı bir mevki kazandı. Bu sayede 23 Aralık 1.619'da Öküz Mehmed Paşa'nın yerine sadrazam oldu. Bu görevde iken hazinenin giderlerini karşılamak üzere büyük gayret sarfetti; hatta kendisinden önceki sadrazam da dahil olmak üzere birçok devlet adamının mallarını müsadere ettirdi. ll. Osman'a değerli hediyeler sunarak onun gözüne girmeyi başardı; bu şekilde muhaliflerini kısa zamanda merkezden uzaklaştırdı. Sadrazamlığ ı sırasında ll. Osman ' ı Lehistan seferi için teşvik eden Ali Paşa 15 Rebfülahir 1030'da (7 Mart 1621) vefat etti; Beşiktaş'ta Yahya Efendi Dergahı yakı­ nındaki türbesine defnedildi. Paşa'nın kaptan-ı ·deryave Andre sancakları Kaptanpaşa eyaletine bağlan­ mış , 9 Cemaziyelahir 1027'de (3 Haziran 1618) çıkarılan bir emr-i şerifte {BA, MAD, nr. 174, s. 12; BA, MD, nr. 82, s. 64 / 417) Mora mukiita a• gelirleri derya beylerinin salyane* ve masrafiarına ocaklık tayin edilmiş , tersanede ve gemilerin Güzelce Ali lığı zamanında Sakız. N akşe donanımında bazı değişiklikler yapılmış­ {BA, MAD, nr. 9853. s. 24) Güler yüzlü, ve hasenat sahibi bir kimse olan ve Çelebi lakabı ile de tanınan Güzelce Ali Paşa, Sakız ve Yeniköy'de birer cami inşa ettirmiş, Kasımpaşa ' daki Emir Efendi Zaviyesi'ne de su getirtmiştir. tır hayır BİBLİYOG RAFYA : BA. MAD, nr. 17 4, s. 12; nr. 9853, s. 24 ; BA, MD, nr. 82, s. 64 / 417; Ati'H, Zeyl·i Şakaik, s. 657 ; Muhibbi. fjuliişatü 'l·eşer, III, 140·141; Peçevf. Tarih, Il, 371, 375; Katip Çelebi, Tuh· {etü 'l·kibar {f es{ari"l·bihtir, İstanbul 1141, vr. 65', 70° ; Naima. Tarih, Il, 153, 173, 186·187; Hadfkatü 'l·uüzera, s. 65·66; Ayvansarayf. Ha· dfkatü 'l·ceuami ', ll, 114, 139; Mehmed İzzet. Harfta-i Kapadanan-ı Derya, İstanbul 1285, s. 43·44 ; Solakziide. Tarih, s. 699· 700 ; Reşa d Ekrem Koçu, "Ali Paşa" , İA, 1, 330·331; R. Mantran. "'Ali Pa~a Güzelgje", E/ 2 (İng . ), ı, 395. ~ ~ İnRis BosTAN ı L ı L ALİ PAŞA, Hadım (bk. HADlM ALİ PAŞA ). ALİ PAŞA, Hekimoğlu (bk. HEKİMOGLU ALİ PAŞA). 1 _j 1 _j ALİ PAŞA, Kemankeş L (bk. KEMANKEŞ ALİ PAŞA) . ALİ PAŞA, Kılıç L (bk. KILIÇ ALİ PAŞA) . ALl PAŞA, Mehmed Emin 1 _j 1 _j 1 {1814 · 1871) L Osmanlı sadrazamı. rütbesiyle p aşa oldu { 1848) Reş i d Paşa sadarerten aziedilince Hariciye Nezareti'nden alındı ve Ahkam-ı Adliyye Riyaseti'ne nakledildL Ancak Reşid Paşa' n ın aynı yıl ikinci defa sad razamlığa getirilmesi üzerine yeniden Hariciye nazı rlı­ ğına tayin edildi. A1r Paşa 1852 yılında, henüz otuz sekiz yaşında iken Reşid Paşa ' nın yerine sadrazam oldu. Hariciye Nezareti'ne ise arka d aşı Fuad Efendi'yi tayin ettirerek yeni bir ekip oluşturma­ sı. Reşid Paşa'dan uzaklaşmasının baş­ _j istanbul'da Mercan'da doğdu. Babası Ali Rıza Efendi, Mısır Ça rşısı aktarların­ dan olup aynı zamanda çarşının kapıcı ­ lı ğını da yapmaktaydı. Mahalle rnektebindeki ilk tahsilinden sonra Arapça dersleri almaya başladı , ancak · babası­ nın ölümü üzerine tahsilini terketmek zorunda ka l dı. 1830'da bir aile dostunun aracılığıyla Divan-ı Hümayun Kalemi'ne girdi ve buradaki adete uygun olarak kendisine. boyunun kısalığından veya güzel tavrı ve kabiliyetinden dolayı :·Aır" mahlası verildi. Daha sonra bu . mahlas ile şöhret buldu. 1833'te Tercüme Odası 'n a girdi. 1835'te Avusturya imparatoru ı. Ferdinand'ın tahta çıkışı­ nı tebrik için gönderilen heyette ikinci başkatip olarak Viyana'ya gitti; burada kaldığı bir buçuk yıl içinde Fransızca'sı­ nı ileriettiği gibi diplomasi mesleğinin inceliklerini de öğrendi. 1837'de Petersburg'a gönderildi. Dönüşünde Divan-ı Hümayun tercümanlığına tayin edildi. 1838'de Londra elçisi olan Mustafa Reşid Paşa ile birlikte elçilik müsteşarı sı­ fatıyla Londra'ya gitti. Reşid Paşa ' nın oradan Paris'e geçmesi üzerine maslahatgüzar oldu. ll. Mahmud'un ölümü ve Abdülmecid'in tahta çıkması üzerine Reşid Paşa ile birlikte istanbul'a dönerek t ekrar Divan -ı Hümayun t ercüm anlığına başladı. Reşid Paşa'ya intisap etmesi ve onun takdir ve himayesini kazanması, süratle yükselmesinde en önemli amil oldu. 1840'ta, genç yaşta önce vekaleten getirildiği Hariciye müsteşarlığına kısa bir süre sonra asaleten tayin edildi. 1841' de Londra büyükelçiliğine getirildi, üç yı l kadar burada. kaldı. Geri dönünce Meclis-i Vala azası oldu. Hariciye Nazırı Reşid Paşa'nın Paris'ten dönüşüne kadar ona vekalet etti. Ardından Hariciye müsteşa rlığına tayin edildi. R eşid Paşa'nın 1846'da sadrazam olması üzerine önce Hariciye nazırı. bir süre sonra vezaret langıcını teşkil etti. Aır Paşa'nın. sadarete geçmesi ile ilgili olarak yapı l an merasimden sonra Reşid Paşa'nın Baltalimanı'ndaki yalısına giderek onun eteğini öpmek istemesi, ikisi arasındaki uzaktaşınayı önleyemedi. Aynı yıl sadrazamlıktan aziedilen Aif yeni sadrazam Damad Mehmed Ali Paşa'nın teklifi ile önce İzmir, a rdın­ dan Hüdavendigar valiliğine tayin edildi { 1854) Kısa bir süre sonra da valilik üzerinde kalmak kaydıyla yeni açılan Meclis-i Aif-i Tanzimat reisliğine getirildi. Kı­ rım Savaşı sırasında üçüncü defa Hariciye nazırı oldu ; savaşın sonunda yapı ­ lacak barışın protokolünü tesbit için Viyana'ya gönderildi. M ayıs 1855'te ikinci defa sadrazamlığa getirildi. Kırı m Savaşı sonunda Paris'te toplanan konferansta Osmanlı Devleti'ni temsil etti ve 30 Mart 1856 tarihli Paris Barış Antlaşma­ sı'nı imzalad ı. Gerek bu münasebetle ilan edilen Isiahat Fe rmanı {18 Şubat 1856) sebebiyle, gerekse konferansta_ devletin menfaatlerini yeterince müdafaa edemediği ithamlarıyla, özellikle Reşid Paşa tarafından ağır tenkitlere uğ rad ı ve aziedildi {Kasım 1856) ; yerine Reşid Paşa getirildi. Teklif edilen Hariciye nazır­ lığını reddetti, ancak Ağustos 1857' de Reşid Paşa' n ın azli üzerine bu vazifeyi kabul etti; böylece Reşi d Paşa ile olan kü skün l üğün ü açıkça gözler önüne sermiş oldu. Bununla beraber, Ekim 1857'de yeniden i ş başına getirilen Reşid PaPaşa, Mehmed Em in Ali Paşa 425