PLAZMA PROTEİNLERİ Plazma Proteinlerinin Fonksiyonları -11. Kanın osmotik ve onkotik basıncının sağlanması. 2. Plazmada bulunan birçok maddeyi ilgili yerlere taşıma. 3. Plazma suyunu damar yatağı içinde tutma (serum albuminin 1 gr’ı 20 gr kadar su tutabilir) 4. Kan vizkozitesi üzerine olan etkileri. Plazma proteinleri yoğunluğunun artması oranında kan vizkozitesinde artma görülür. Plazma Proteinlerinin Fonksiyonları -25. Asit baz dengesinin korunması. Amfoter organik bileşikler olmaları sebebiyle önemli bir tampon vazifesi görürler. 6. Kanın süspansiyon stabilitesinin devam ettirilmesinde görevlidirler. 7. Bütün dokuların protein ihtiyacını temin ederler. 8. Organizmayı çeşitli maddeye karşı yapısındadırlar. enfeksiyonlara korurlar. Yani ve birçok antikorlar zararlı protein Plazma proteinlerinin taşıma işlevleri Plazma Proteinlerinin Metabolizması Plazma proteinlerinin konsantrasyonları üç ana faktör tarafından belirlenir: - sentez hızı, - yıkım hızı, - proteinlerin içinde dağıldığı sıvının hacmi. Sentez; Plazma proteinlerinin çoğu karaciğerde, bazıları da vücudun diğer bölümlerinde sentezlenir. (Örn; immunoglobulinler lenfositlerde, apolipoproteinler barsak hücrelerinde, bir hücre yüzey proteini olan 2mikroglobulin hemen hemen her yerde) Günde yaklaşık 25 gr. plazma proteini depolanmaksızın sentezlenir ve salgılanır. Dağılım; Sağlıklı bir kişide plazma proteinlerinin konsantrasyonu yaklaşık 70 g/L’dir. Proteinlerin içinde bulunduğu havuz kan haricinde ayrıca damar dışı interstisyel sıvıyı da kapsar. Suyun kılcal damarlardan geçişi proteinlere göre çok daha hızlıdır. Bu yüzden damar içindeki proteinlerin konsantrasyonu sıvı dağılımından etkilenir. (örn: oturma ile düşerken, ayağa kalkma ile artar) Kan almak için kullanılan turnike eğer uzun süre bağlı tutulursa venden dışarı sıvı sızar. Bu da plazma protein konsantrasyonunu artırır. Yıkım; Plazma proteinleri vücudun her yerinde yıkılırlar. Albüminin küçük bir miktarı mide-barsak sistemine sızdıktan sonra yıkılır. Fakat çoğu proteinler hücrelere alındıktan sonra yıkılırlar. Yıkımları sonucu aminoasitler oluşur. Oluşan aminoasitler hücre proteinlerinin sentezinde kullanılır. Plazma Proteinlerinin Ölçülmesi Ölçüm için iki tür teknik uygulanır. -Proteinlerin tek tek veya bir grup halinde kantitatif ölçümü -Kanda bulunan farklı proteinlerin oranlarının semikantitatif ölçümü Plazma Proteinlerinin Ölçülmesi Kantitatif ölçüm - Total protein kimyasal bir metodla ölçülür. - Bu metodda peptid bağları kimyasal ayraç ile reaksiyona girer. -Proteinlerin tek tek ölçümü genellikle ya kimyasal yada immunolojik reaksiyonlarla yapılır. Semikantitatif ölçüm - Proteinler taşıdıkları elektrik yüklerine göre elektroforez tekniği ile ayrılırlar. Sağlıklı kişilerde yapılan serum proteinleri elektroforezinde 5 bant elde edilir. - Albümin - 1 - 2 - - Bantların tek tek bileşimi şu şekildedir: 1. a. Prealbümin b. Albümin 4. Beta globulinler Beta lipoprotein (Apolipoprotein B) 2. Alfa1-globulinler Transferrin Alfa1-antitripsin Kompleman proteinleri Alfa1-asit glikoprotein (C3,C4) Alfa1-lipoprotein (Apolipoprotein A) Beta2-mikroglobulin Hemopeksin Alfa1-fetoprotein (AFP) 3. Alfa2-globulin fraksiyonu Alfa2-makroglobulin Haptoglobin Seruloplazmin 5. Gamma globulinler (İmmunoglobulinler) IgA, IgM, IgG, IgD, IgE Patolojik durumlarda bu bantların % miktarları değişir. Bazen de anormal bir bant görülebilir. Bu tip anormal bantlara paraprotein bandı adı verilir. Plazma elektroforezinde yukarıdaki beş banda ilave olarak beta bölgesinde fibrinojen bandı görülür. Patolojik durumlarda plazmada bulunan veya miktarı artan proteinler: 1. C-Reaktif protein (CRP) 2. Amiloid 3. Alfa-fetoprotein (AFP) 4. Karsinoembriyonik antijen (CEA) 5. Kriyoglobulin Patolojik hallerde idrarda bulunan protein; Bence-Jones Proteini 1. Akut Faz Proteinleri Enfeksiyon ve benzeri durumlarda (miyokard infarktüsü, inflamasyon, kanser, travma ve büyük ameliyatlar gibi stres durumları) bazı kan proteinlerinin konsantrasyonu hızla artar. Özellikle enfeksiyonların akut dönemlerinde bu artış daha da belirginleşir. Bu proteinlere akut faz reaktantları veya akut faz proteinleri adı verilir. Bu proteinlerin sentezi vücudun zedelenmeye olan yanıtının bir parçasıdır. 1. Akut Faz Proteinleri Enfeksiyonların akut dönemlerinde değil de daha sonraki dönemlerinde artan proteinlere ise geç akut faz reaktantı adı verilir. örneğin; seruloplazmin böyle bir proteindir. Böyle durumlarda akut faz reaktantının miktarı artarken aksine bazı kan proteinlerinin miktarı azalır. Bu tip proteinlere ise negatif akut faz reaktantları adı verilir. Prealbumin, albumin ve transferrin bu tip proteinlerin başta gelenleridir. 2. Prealbumin Elektroforezde pH: 8.6’da albumin fraksiyonunun önünde mobilite gösteren bir proteindir. Bütün proteinlerin %0.2-0.5 kadarını oluşturur. Albumin gibi bu fraksiyon da karaciğer parankim hücreleri tarafından sentezlenir. Bu yüzden, karaciğer parankim harabiyetlerinde azalma gösterir. Tiroksin hormonunun ve A vitamininin taşınmasında rol alır. 3. Albumin Plazma proteinlerinin başlıca fraksiyonu olup, total proteinlerin %50-60 kadarını oluşturur. Yalnız aminoasitlerden oluşmuş saf bir proteindir. Selüloz asetat elektroforezinde en hızlı hareket eden fraksiyondur ve anoda en yakın olarak bulunur. Elektroforezde pH: 4-9.5 arasında iki serbest alt gruba ayrılır. Karaciğer fonksiyonları için son derece önemlidir. Kan albumin seviyesindeki azalma karaciğer sentez fonksiyonlarının bozulduğunu gösterir. Kalsiyum, bilirubin, yağ asitleri, ilaçlar ve steroidleri taşır. Albumin, normal kan basıncını da sağlar. 4. Alfa1-Globulinler Alfa1- Antitripsin Bir akut faz reaktanıdır. Antiproteaz aktiviteye sahip bir glikoproteindir. Eksikliğinde akciğer ve karaciğer hastalıkları meydana gelir. Kimotripsin, kallikrein, renin, ürokinaz, plazmin ve muhtemelen trombini inhibe eder. Klinik açıdan önemli olan esas etkisi nötrofil elastazı ve ile kollagenazı inhibe etmesidir. 4. Alfa1-Globulinler Alfa1- Asit glikoprotein (Orosomucoid) Molekül ağırlığı oldukça yüksek bir glikoproteindir. Bu proteinin plazma düzeyleri çeşitli akut ve kronik uyarılara yanıt olarak artar. Fonksiyonu bilinmemektedir. Fakat immun sistemde ve progesteron hormonunun inaktivasyonunda rol oynadığı tahmin edilmektedir. 5. Alfa2-Globulinler Haptoglobin Plazmadaki serbest hemoglobini bağlar. Akut faz reaktanıdır. Hemolitik anemilerde serbest hemoglobinin doku içi birikimini engeller. Yanık ve nefrotik sendrom gibi durumlarda kandaki seviyesi artar, hemolitik anemilerde hemoglobine bağlandığından ve karaciğer hastalıklarında sentezlenemediğinden azalır. Özellikle hemolitik anemilerin ve sarılıkların takibinde ve ayırıcı teşhisinde plazma seviyelerinin tayini çok faydalıdır. 5. Alfa2-Globulinler Alfa2- Makroglobulin Molekül ağırlığı oldukça yüksek olan bu glikoproteinin biyolojik fonksiyonu tam olarak bilinmemektedir. Seruloplazmin Plazmanın bakır taşıyıcı proteinidir. Fe+2’nin Fe+3’e oksitlenmesini sağlar. Böylece demirin transferrinin yapısına girmesini sağlar. Enfeksiyon, malignansi ve travmalarda kandaki seviyesi artar. Wilson hastalığının teşhisinde kullanılır. Burada kan düzeyi düşüktür. Geç akut faz reaktanıdır. 6. Beta-Globulinler Transferrin Demir bağlayan bir plazma proteinidir. Demir transportunu sağlar. Serum transferrini demir yetersizliğinde ve gebelikte artma, aşırı demir yüklenmesinde ise azalma gösterir. Beta2-Mikroglobulin Bütün çekirdekli hücrelerin yüzeyinde bulunur ve buradan kana geçer. Özellikle lenfosit ve tümör hücrelerinden kana bolca geçer. Böylece; B-lenfositleri ile ilgili kanserlerin teşhisinde faydalıdır. Böbrek nakli yapılan kişilerde fonksiyon testi olarak kullanılabilir. Hemopeksin Fibrinojen Ligandin 7. Patolojik Durumlarda Görülen Proteinler C-Reaktif Protein (CRP) Bir akut faz reaktanıdır. Hasara uğramış dokulardan kana geçen toksik maddeleri bağlayarak detoksifiye eder veya kandan temizleyerek uzaklaştırır. Birçok hastalığın ve özellikle iltihabi hastalıkların (örn: romatoid artrit) teşhis ve takibinde kullanılır. Amiloid Normal dokularda eser miktarda oluşur. Patolojik hallerde genellikle hücre dışına depo edilmiş saydam görünüşlü, kongo ve kristal viyole ile boyanabilen bir oluşumdur. Dokularda depolanımı amiloidoz adını alır. 7. Patolojik Durumlarda Görülen Proteinler Alfa Fetoprotein (AFP) Fötal karaciğerde sentezlenen bir proteindir. Gebeliğin 30. haftasında maksimum seviyeye ulaşır. Amniyon sıvısında ve gebe anne kanında AFP yükselmesi konjenital hastalıkların teşhisinde yardımcı olur. Ayrıca primer karaciğer kanserlerinde yaklaşık %80, ovaryum ve testis tümörlerinde %50, hepatoblastomalı çocukların ise hepsinde serum AFP seviyesi normalin birkaç katına çıkar. AFP tayini özellikle prognoz ve tedavinin takibinde fayda sağlar. Bazı diğer organ kanserlerinde de AFP seviyesi biraz yükselir. 7. Patolojik Durumlarda Görülen Proteinler Karsinoembriyonik Antijen (CEA) Kolon, akciğer, pankreas, mide ve meme kanserlerinde kandaki seviyesi yükselir. Kanserli dokunun prognozu ve tedavisinin takibinde bilgi sağlar. Tümörün büyüklüğü, ameliyatın iyi yapılıp yapılmadığı, nüks olayları, tedavinin takibinde bilgi sağlar. 7. Patolojik Durumlarda Görülen Proteinler Kriyoglobulin Serum soğuyunca (genelde 4C˚) çökelen proteindir. Kriyoglobulinemiler primer olabildiği gibi, sekonder de olabilir. (multipl myelomada, makroglobulinemide, kronik lenfositer lösemide, kronik enfeksiyonlarda, karaciğer hastalıklarında vb.) Bence-Jones Proteini Myelomalı hastaların serumunda büyük miktarlarda meydana gelen düşük molekül ağırlıklı proteinlerdir. Küçük moleküller oldukları için kolayca idrara geçerler. Başlıca hodgkin hastalığında, lenfomatik sarkomada ve lösemide görülür.