Umut robot resimlerde Siyasilere protesto - ŞEHİR e-arşiv

advertisement
Ecevit'in, Güldal Mumcu'ya suikastla ilgili değerlendirmesi
Mumcu çomak soktu
r m
N ilg ü n C e rra h o ğ lu
Katledilen Uğur Mumcu’nun eşi
anlatıyor: Sayın Ecevit’e gittim. Emir
buyursanız olay bir daha gözden geçiri!
se. Ecevit: “Bana da suikast düzenlendi.
O suikastı sorgularken duvarlarla karşılaştım.
Uğur Bey de arı kovanına.çomak sokmuştu.”
Kışlalı cinayeti için “öyle benzer ki. O anı ye­
BASINDA
GÜVEN
24 Ekim 1999 Pazar 150.000 TL
niden yaşadım” diyen Güldal Mumcu devam ediyor: Tepkiler benzeşiyor. Demirel ve yetkililer
o zaman da, “Palme cinayeti de aydınlatılamadı.
Kennedy bile” demişlerdi. Politikacılarımız
“kimseyi duymamaya” alışmış. Pazar Sohbeti 22'de
Türkiye,
Atatürk
ilkelerinde tek
yumruk oldu.
On binler teröre
isyan etti,
cumhuriyet
andı içti
S’
ICQ
!■
Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlak, 10 saat süren dört
törenden sonra Karşıyaka Mezarlığı’nda toprağa
verildi. Meclis’te ilk kez slogan atıldı: “Türkiye la­
iktir, laik kalacak.” Kültür Bakanlığındaki tören­
de siyah sahne kuruldu. Protestolar yüzünden Ba­
kan Talay konuşmasını güçlükle tamamladı.
Umut robot
resimlerde
Suikastla ilgili biri kadın altı kuşkulunun
eşkali belirlendi. Kışlalı’nın evinin çevre­
sinde dolaşan ve kendisini emlakçi olarak
tanıtan kişinin de aralarında bulunduğu al­
tı kişinin robot resimleri çizildi. Sayfa 16’da
Başyazarımız Güneri Cıvaoğlu
bir seminerde olduğu için bugünkü
yazısını yayınlayamıyoruz
B u ğu n
GÜNERİ CIVAOĞLU
Törene Cumhurbaşkanı Demirel, TBMM Baş­
kam Akbulut, Başbakan Ecevit, Kutan, Yılmaz,
Çiller ve Öymen, Romanya’dan erken dönen Ge­
nelkurmay Başkanı Org. Kıvrıkoğlu, kuvvet ko­
mutanları ve çok sayıda subay-astsubay, ünifor­
malarıyla katıldı. Bitlis’te olan Bahçeli gelmedi.
Acılarını içlerine bastıran ve metanetli gözüken
Kışlalı’nm eşi Nilüfer Kışlalı, kızları Altmay Kış­
lalı ve Dolunay Uluç törenler boyunca birbirinin
elini hiç bırakmadı. Öğretim görevlileri cüppele­
riyle son göreve koştu. Duygulu anlar yaşayan
Kışlalı’nm öğrencileri arasında ağlayanlar oldu.
BEORI
K0Í3WWN
Güvenliği 5 bin polis, 3 bin asker ve 200 kişilik
özel tim sağladı. İki kriz masası kuruldu. Anka­
ra'nın üzerinde helikopter uçuşuna izin verilmedi.
TRT 1 törenin tamamım naklen, diğer TV ’ler
canlı bağlantılarla yayınladı. Beşiktaş-îstanbulspor maçı öncesinde saygı duruşu yapıldı. 14 - 15'te
Siyasilere protesto
Başbakan Ecevit ve siya­
setçiler K ocatepe C am ii’ne
girerken ve çıkarken protes­
to edildi. “Sakın katilleri
bulmayın, nasıl olsa affeder­
siniz” pankartı taşıyan p ro ­
testocular, “Başbuğ Ecevit”,
“Katiller M eclis’te ”, “Ecevit
burada, Fethullah nered e?”,
“Faşizme karşı kol kola” ve
“O rdu millet el ele” slogan­
ları attı. Haberi sayfa 15'te
Tahran Radyosu: Hedef
Müslümanlar
[ 18]
Acı ve demokrasi!
ANKARA
okuz yıl önce Muammer
Aksoy için, Çetin Emeç için yürümüştük Ankara cadde­
lerinde. Sonra, altı yıl önce Uğur Mumcu için yürüdük. Dün
de Ahmet Taner Kışlalı için...
Evet, demokrasi her yerde acı­
ların üstüne kuruldu.
Ama biz de yeterince
acı çekmedik mi?
D
Yazısı sayfa 21'de
DGM'lerdeki dosyaların
yarısı faili meçhul
[19]
« H M M tt
HASAN
CEMAL
u m
2
T
kışla lı'ya veda
Pazar 24 Ekim 1999
İZİNDEYİZ
V
Milliyet
hocam
( » ö z v a ş i An­
kara Üniversi­
tesi İletişim Fa­
kültesi. Öğren­
cileri, arkadaş­
ları, Kışlalı'nm
cenazesini ka­
ranfillerle kar­
şıladı. G ö z­
yaşları sel
gibi ak­
tı. aa
ir? ;
A l k ı ş Son kez okuluna uğrayan, vedalaşan Kışlalı'nın naaşı öğrencilerinin omuzlarında cenaze ara­
basına götürülürken, tarifsiz acıyla yürekleri ya-!
nan dudaklar slogan attı, eller alkış tuttu: "Güle
güle Hocam. Ayakta kalacağız. Seni asla unutm a­
yacak ve asla unutturm ayacağız." Ümit Bektaş
s *
% «srtk
yinesi priLSeıi
■
» t e l
.%
C u m h u r i y e t y â r â y u ş û sıhhıye deki Büyük
Tiyatro'dan sonra*kortej, tören için Kızılay'da bulu­
nan Cumhuriyet gazetesine yürüdü. En önde, Kışlalı'nın Cum huriyetin birer neferi olarak yetişm e­
leri için ömrü boyu emek verdiği öğrencileri, genç4
ler yer aldı. Bir ellerinde karanfil, bir ellerinde K işhlalı'nın posterleri. Gökçer Tahincioğlu
' i
...
J
M İ l l e Ü l l s e s i Ahmet Taner Kışlalı için TBMM'de
düzenlenen törene, vatandaşlar da katıldı. Kadını,
erkeği, binlerce insan yürekten haykırdı. Kışialı'yı
aramızdan koparan bombalı hain saldırıyı slogan­
larla kınadı, aa
• . tk
p a jP
¡1
■r
-
- •' ■ •
Ç o c u k l a r d a v a r d ı Kışialı'yı uğurlayanların arasın­
da 'küçük yürek'ler de vardı. Belki babası, belki ağabe­
yi, amcası; oturmuş omuzuna. Havaya kaldırdığı Ata­
türk resmi, başında 'Atam izindeyiz' yazılı bir bantla.aa
\%
•
’
a ©©©
î î
k$
T ü jjj
Ez
T a / t f f l j .
[’) 253; 255 ÜŞ34-254jg p ? ñib: (Ü253) 255 03 33 j£OJ:
‘İo& A Ş bTAJiSUL (0;2j2;Ş20,5?XJ ’M «!t İ^12}512 17 İZ
i f e . ...j é á á É É M H B É i
I__ I
? © © ©
6 bilen 3 kişi 134 milyar
449 milyon 390 bin, 5 bi­
len 597 milyon 740 bin,
4 bilen 4 milyon 835 bin,
3 bilen ise 545 bin lira
ikramiye kazandı.
MİGROSKOP
Gazetenizle
Türkiye'de hava
Adana 18/25
Afyon
8/20
Ankara 11/16
Antalya 17/26
Balıkesir 10/20
Bursa
12/22
Diyarbakır! 1/23
S
B
PB
PB
PB
PB
S
Erzurum
Istanbul
İzmir
İçel
Samsun
Sivas
Trabzon
Oünya'da hava
A ıA ç ık
0/12 PB
12/17 PB
17/22 B
21/24 S
12/16 PB
7/12 PB
13/16 PB
Amsterdam
Berlin
Londra
Moskova
Bağdat
Paris
Roma
£b
PB:P. bulutlu
Bıltulutlu
t
YtY ağm urlu
ç>
K :K ar
S:Sağna,k
14
17
15
5
29
16
21
Y
Y
Y
PB
PB
Y
S
Takvim Hicri:1420
14 RECEP Rumi:1415
imsak Güne; Öğle ikindi Akşam Yatsı
İstanbul
5.51
Ankara
5.36 7.01 12.40 15.36 18.05 19.25
Izmir
5.58 7.21 13.03 16.01 18.30 19.48
Adana
5.26 6.47 12.30 15.31 17.59 19.16
7.18 12.56 15.50 18.19 19.41
Olaylar ve İnsanlar
parıldı, sorun bu...
H A SAN
P U LU R
★ ★ ★
Savcı, kapıya
gelince...
■■
Ö
Murat Gürgen
masın...
Biz, savcının, gece yarısı ifade
almak için, bir insanın kapısı­
na, polislerle dayanmasına kar­
şıyız.
Velev ki bu insan, ülkenin
Başbakam’mn, Meclis’te kürsü­
ye fırlayıp “Burası devlete mey­
dan okunacak yer değildir, bu
hanıma haddi bildirilmelidir”
dediği, ya da Cumhurbaşka­
nının “Ajan provokatör” diye
itham ettiği Merve Kavakçı ol­
sun, fark etmez.
★ ★ ★
AMA Merve Kavakçı olunca
“hukuk devleti”ni hatırlayanlar,
biraz insaf ve vicdan sahibi ol­
malıdırlar, nice öğretmenin, ya­
zarın, çizerin, siyasetçinin, ro­
mancının, hikayecinin, şairin, özellikle solcunun evleri, gece ya­
rıları sabaha karşı basılıp, ara­
ma yapılırken, o insanlar, ço­
cuklarının, eşlerinin, konu kom­
şunun önünde aşağılanarak gö­
türülürken susanların, bugün
“hukuk devleti” adına son olayı
kınayanlar, herhalde utanmalı­
dırlar.
Sivas’ta 37 insan, inançları ve
görüşleri nedeniyle yakılırken,
bu tepkiyi göstermeyenlerin,
Merve Kavakçı için birden “in­
san hakları savunucusu” kesil­
melerinin ne kadar inandırıcı
olduğunu düşünmelidirler.
★ ★ ★
BİRİ soruyor:
“Savcı ve polisler kapıya yük­
lendikleri zaman, içerideki
Merve Kavakçı ve iki çocuğu­
nun halini düşündünüz mü?”
Tabii, ama bu memlekette,
daha nice üzücü şeyler yaşandı
biliyor musunuz, niye onlara ses
çıkarılmadı, şimdi kıyamet ko­
ir babayı, bir öğretim üye­
sini, bir dava adamını, on
binlerle uğurladılar, insa­
nı seven, Türkiye sevdalısı bir Kemalisti on binler gibi kalplerine
gömdüler. Büyük acıyı içlerine
bastırdılar, gözyaşlarını içlerine akıttılar, metanetli davrandılar. İlk
törenin yapıldığı TBMM Şeref
Holü’nde taziye dileklerini kabul
eden Kışlalı Ailesi, Büyük Tiyat­
ro’da, naaş dakikalarca ayakta al­
kışlanırken sessizce bekledi. Türk
bayraklarının açıldığı, sloganla­
rın atıldığı, posterlerin taşındığı
Sıhhıye’den Cumhuriyet gazete­
sine uzanan yolda, cenaze araba­
sının önünde yürüdüler. Sıtkı Uluç, Nilüfer Kışlalı, Altınay Kış­
lak, Dolunay Uluç ve Mehmet
Ali Kışlalı, tören boyunca sımsı­
kı tuttukları birbirlerinin elleri­
ni bırakmadılar. Son görevin
son durağında, mezarda, daya­ Kışlalı'nın eşi Nilüfer Kıslai.
namayıp ağladılar...
B
KARMEN
SH O KS
"ayağınıza sağlık..."
•146 sk. No:4 Işıkkent/IZMIR Tel: 0.232.436 50 62 (pbx) Fax: 436 48 38
NCE peşin peşin altı­
nı çizelim de kimse­
nin diyecek lafı kal­
BUYRUN bunlar­
dan birini yazar, eleştirmen Fethi Na­
ci’den dinleyin... (x)
Yıl 1963, Anka­
ra’da Talat Aydemir
ve arkadaşları silahlı
isyana girişirler, bas­
tırılır, bu fırsat bili­
nir, isyanı solculara, Türkiye İş­
çi Partisi’ne (TİP) bulaştırmak
isterler.
Sabaha karşı Fethi Naci’nin evine girilir, arama yapılır.
Fethi Naci’nin 9 yaşındaki kızı
Deniz (İleride trafik kazasında
ölecektir) mutfaktadır.
Bundan sonrası Fethi Na­
ci’den:
“Polisler aramayı bitirdikten
sonra kimi mektupları almış­
lar, beraber gideceğiz, demişler­
di. Ayrılmadan öpmek için mut­
fağa gitmiştim. Yaşadıkça unut­
mam olanaksız; lokmaları çiğ­
niyor, yutamıyordu; gözlerin­
den sel gibi yaşlar boşanıyor, ama hiç sesi çıkmıyordu. Nasıl
sarılmıştık birbirimize... Şimdi
Ruhi’nin (Gitme Yemen’e Yemen’e / Yemen sıcak dayana­
mam / Tan borusu çaldığında /
Sen küçüksün uyanaman) diye
söylediği türküyü (ağıdı) her
dinleyişimde kendimi tutama­
yıp ağlarken hep o sahneyi yaşı­
yorum; ne zaman döneceği belli
olmayan babasının ardından
ağlayan, tek sözcük söyleme­
den, gürültü, patırtı etmeden
ağlayan, bütün acısını, korku­
sunu bana sarılışıyla anlatan o
küçücük çocuk... Lokmaları bo­
ğazından gitmeyen, ama anne­
sini ve beni üzmemek için yiyor
gibi görünmeye çabalayan o kü­
çücük çocuk.”
★ ★ ★
YAAA, Türkiye’de böyle şey­
ler de oldu, Merve Kavakçı’nın
kapısına savcı ve polisler daya­
nınca bazı akıllara “hukuk dev­
leti” geliyor, Ahmet Taner Kış­
lalı öldürülünce de “Komplo hi­
kâyeleri” yazılıyor.
(x) Dönüp Baktığımda / syf:
176, 177 / Adam Yayınları
e-posta:h.pulur@milliyet. com.tr
_________________________________
a
^ »"«NU«,
Kampanyada
8^
^i
inda kazan.
kp7an
•, ' Kazı, anında
Kazı, büyUk çekilişe
î
hak kazan.
i
v Adet
I ’i I
1i
N A rİP
*■>t
günden
başlayarak,
62'inci
numaraya
kadar taksit
sertifikası
biriktirerek
ALTUS
ROTUS
setine sahip
olabilirsiniz.
ALTUS ROTUS
Hanımlar hesabınızı iyi
yapın, siz de kolaylığı
Rotus'unuzla yakalayın
ÉÊH
Bugün bayinizden Altus Rotus sertifikanızla,
Milliyet gazetenizi almayı sakın unutmayın
¡eral Şarjlı
:! Süpürgesi
+
33000 ADET
BLOKNOT
BUGÜN
M İLLİY ET
A LA N
H ER KESE
33000 ADET
BİLGİSAYAR KAĞIDI
ç
K IR TA SİYE SETİ
• Defter • 05 kalem • Silgili kurşun kalem
Milliyet
sadece
ISO
bin
lira
YAYSAT (0212) 657 81 53 - 657 81 54 - 657 81 56
danışma hattan 655 76 27 - 656 88 88 - 656 99 99
‘E Danışma hattan «İstanbul (0212) 505 65 65
Bu kampanyaya 18 yaşından küçükler ve MOPAK A.Ş. çalışanları ile l dereceden yakınları katılamazlar. Katılıp kazanmış olsalar da bu ikramiyeleri
verilmeyecektir. Bu kampanya Milli Piyango idaresinin 08.06.1999 tarih ve B.02.1.MPİ. 0.13.00.02/1245-5442 nolu izniyle gerçekleştırilmektedir.
A y r ı n t ı l ı b i l g i ttim Mc M O P A K ' l a r d a ve k ı r t a s i y e l e r d e . . .
“K a ğ ı t t a n Kağıda F a rk Var"
a5
4-*
O
>
-A3
!7v B A Y İ N İ Z D E
■ Ankara (0312) 306 92 73 - 306 92 74
■ İzmir (0232) 464 41 00 - 464 41 01 464 41 02 «Adana (0322) 459 84 84
N
I SRA RLA
İ S TE Yİ N İZ
■~b
kışlalı
Pazar 24 Ekim 1999
Milliyet
Son yolculuğuna on binlerin omuzlarında,
yüreklerinde çıktı Kışlalı. Yağmurlu havada]
10 saat süren tören boyunca sevenleri
gökyüzünü kıskandırdılar. Gözyaşlarıyla
teröre lanet okudular
Kışlalı için dün altı ayrı yerde tören düzenlendi. İlk tören TBMM'de (1) ya­
pıldı. Buradan A.Ü. İletişim Fakültesi'ne (2) götürülen Kışlalı için üçüncü tö­
ren Büyük Tiyatro (3) binasında gerçekleştirildi. Cumhuriyet Gazetesi'nin
Ankara Bürosu'na (4) getirilen cenaze için bir sonraki durak Kocatepe Ca­
misi (5) oldu. Kışlalı Karşıyaka Mezarlığı'nda (6) toprağa verildi.
nkara Çayyolu’ndaki evinin önün­
de otomobiline bırakılan bomba
sonucu 21 Ekim Perşembe günü
yaşamım yitiren Cumhuriyet Gazetesi yazan,
eski Kültür Bakanı Prof. Dr. Ahmet Taner
Kışlalı, yağmur altında toplanan binlerce
yurttaşın sevgi seliyle son yolculuğuna uğur­
landı. Genelkurmay Başkanı, komutanlar,
subay ve astsubaylar, üniformalarıyla katıl­
dıkları cenaze töreninde Kışlalı uğurlanırken
selam durdular. Sadece Devlet Başkanı ve
komutanlar için hazır tutulan “Onur Taburu”
törende görev aldı. Günboyu süren törenler­
de hükümet ve siyasi partilere tepki gösteri­
lirken, Kocatepe’de askerler alkışlandı.
Ankara. Türkiye’yi ayağa kaldıran bomba­
lı suikastta yaşamını yitiren Kışlalımın son
yolculuğunda tarihi bir gün yaşadı. Yaklaşık
A
Kocatepe Camii'nde düzenlenen törene. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu ve diğer komutanlar da katılarak selam durdular. Mustafa İstemi
10 saat süren törenlere, günboyu yağan yağ­
mura karşın on binlerce yurttaş katıldı.
Cenazesi sabah Adli Tıp Kurumu morgun­
dan alman eski Kültür Bakanı ve İzmir Mil­
letvekili Kışlah için ilk tören saat 10.00’de
TBMM’de yapıldı. Kışlalı’nın Türk bayrağı­
na sarılı cenazesi, Meclis’e gelen çok sayıda
yakını ve yurttaşlar eşliğinde ders verdiği
A.Ü. iletişim Fakültesi’ne götürüldü. Kışlalı
için ikinci tören, öğrencilerinin ve üniversite­
den arkadaşların katılımıyla burada yapıldı.
Kışlalımın son yolculuğunda üçüncü durak
Büyük Tiyatro binası oldu. Buradaki törenin
ardından kortej. Kışlalının 1991 yılından be­
ri yazı yazdığı Cumhuriyet Gazetesi’nin An­
kara Bürosu’na doğru yola çıktı.
Törenlerin ardından Kışlalı’nm naaşı bü­
yük bir kortej eşliğinde Kocatepe Camiii’ne
götürüldü. Ankara’da avlusu en büyük cami
olan Kocatepe’ye binlerce yurttaş, askeri ve
sivil erkân katılırken, yağmura karşı açılan
binlerce şemsiyenin altında sloganlar atıldı.
Bazı pankartların indirilmediği cami çevre­
sinde yağmurluk satılması dikkat çekti.
Kıvrıkoğlu yetişti
Kocatepe’deki cenaze törenine, Genelkur­
may Başkanlığının önceki gün yayımladığı
duyurunun ardından komutanlar, subay ve
astsubayların akınına uğradı. Genelkurmay
Başkanı Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu, Ro­
manya’daki resmi gezisinin dönüşünü öne alarak Kocatepe’deki törene yetişti. Başta
Kıvrıkoğlu olmak üzere, törene katılan bü­
tün askerler Kışlalı son yolculuğuna uğurlanırken selam durdular. Askerler, Genelkur-
may duyurusunda verilen talimata uygun olarak, hafta sonu olmasına karşın, törene üniformalarıyla katıldılar.
Onur taburu görev yaptı
Kışlalı’nm cenaze töreni, binlerce yurttaşın
sevgi selinin yanısıra sadece Devlet Başkanı
ve komutanlar için görevlendirilen “Onur
Taburu” İle de tarihe geçti. Kara Kuvvetleri
Komutanlığı Onur Taburu’nun, daha önce
de sadece yine Cumhuriyet Gazetesi yazarı
olan Uğur Mumcu’nun cenaze töreninde gö­
revlendirildiği anımsatıldı.
Kışlalı’nın cenazesi, ikindi namazının ar­
dından kılınan cenaze namazından sonra
yağmur altında yürüyen binlerce yurttaşın
katılımıyla Karşıyaka Mezarlığında toprağa
verildi.
Mumcu’nun ölümünden
sonra Kışlalı’nın yazdığı yazı
Cum huriyet 31 Ocak 1993
Mum’lar Değil,
Nefesler Tükensin!..
Belirli biryaşa geldikten sonra, hep aklımı
duygumun önüne geçirmek için çaba
gösterdim. Bunu çoğunlukla da başardığımı
sanıyorum.
Ama Uğur Mumcu’nun aramızdan ayrıldığı
haberini aldığımdan beri, duygularımın öne
geçmesini önleyememe korkusu gelip yerleşti
içime..'
Kafamda hep Orhan Veli’nin dizeleri, bozuk
bin plak gibi yineleniyordu:
“Ağlasam sesimi duyar mısınız,
Mısralarımda;
Dokunabilir misiniz
Gözyaşlarıma, ellerinizle?
Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu,
Bu derde düşmeden önce...”
Tanıdığınız ya da tanımadığınız insanlar,
günlerdir duygularını birbirlerine sözcüklerle
değil, bakışlarıyla anlatıyorlar. Aynı duyguları
taşımanın verdiği bir kolaylıkla..
★ ★ ★
“Büyük insan” yaptığı işi en iyi yapan insandı.
Uğur Mumcu da bir “büyük insari’dı
kuşkusuz.
Büyüktü, örnekti..
Ama gökyüzünün doyasıya ağladığı,
üniversite gençliğinin tatilde olduğu bir Ankara
gününde yaşadığım o inanılmaz “kitlesel
duyarlılık”. O ’nun aynı zamanda büyük bir
“simge” olduğunu gösterdi.
Kemalizmi, laik cumhuriyeti, demokrasiyi
savunmanın inançlı ve yürekli bir simgesi..
★ ★ ★
Kışlalı için TBMM'de düzenlenen törene Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Meclis Başkanı
Yıldırım Akbulut, Başbakan Bülent Ecevit1 ve siyasi parti temsilcileri katıldı.
Medis'te
SLOGANU
tören:
Tek hedefiniz
aydınlık olsun
Türkiye laiktir
laik kalacak
rof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı için
Meclis’te düzenlenen tören
sırasında TBMM tarihinde ilk kez
slogan atıldı. Törene katılanlar cenazeyi
“Türkiye laiktir, laik kalacak” sloganıyla
uğurladılar.
Kışlalı için dün ilk tören 1980’den önce
üyesi bulunduğu TBMM’de düzenlendi.
Kışlalı’nın Adli Tıp’tan alınan naaşı saat
09.10‘da TBMM’ye getirildi. 1977’de
CHP’den İzmir Milletvekili olarak
parlamentoya giren ve 42. Hükümet’te
Kültür Bakanı olan Kışlalı için Meclis’teki
tören saat 10.00’da başladı. Kışlalımın Türk
Bayrağı'na sarılı naaşı, bir manga polis
tarafından tören alanına getirildi.
Kışlalının özgeçmişi okundu. Saygı
duruşunun ardından, Kışlalı’nın naaşı,
cenaze aracına götürüldü. Demirel,
Akbulut, Ecevit ve diğer siyasetçiler, cenaze
P
Kışlalı'nın naaşı Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi'nden gözyaşı döken kız öğrencileri,
meslektaşları ve sevenlerince omuza alınarak karanfillerle cenaze aracına götürüldü.
aracının ardından Kışlalı’nın ailesiyle
birlikte bir süre yürüdü.
Bu sırada TBMM’de bir ilk gerçekleşti.
Törene katılan vatandaşlar, Kışlalı’nın
öğrencileri ve CHP örgütlerinden gelen
partililer, “Türkiye laiktir, laik kalacak /
Susma, sustukça sıra sana gelecek / Katiller
bulunsun hesap sorulsun / Suskun Meclis
istemiyoruz” sloganları attılar. Bazı
vatandaşlar, ellerindeki Atatürk resimlerini
havaya kaldırdı. Kışlalımın cenazesi,
TBMM’deki törenin ardından ikinci
törenin yapılacağı AÜ iletişim Fakültesi’ne
uğurlandı.
Yoğun güvenlik önleminin alındığı
törene, Kışlalı’mn ailesi ve yakınları,
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel,
TBMM Başkanı Yıldım Akbulut, Başbakan
Bülent Ecevit, ve eşi Rahşan Ecevit’le çok
sayıda bakan ve milletvekili katıldı.
rof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı,
Ankara Üniversitesi İletişim
Fakültesi’nde öğrencilerine, mesai
arkadaşlarına ve sevenlerine son dersini
verdi: “Aydınlık Türkiye”.
TBMM’deki törenin ardından iletişim
Fakültesi’ne getirilen Kışlalı’nm
cenazesi, öğrencileri tarafından
karanfillerle karşılandı. Öğrencilerinin
omuzladığı naaşı, fakülte önünde katafalka
konuldu. Kışlalımın eşi, kızları, yakınları,
rektörler, öğretim üyeleri, öğrenciler ve
sevenlerinin fakülte önünde yer
almasından sonra tören başladı.
Öğrencilerinin gözyaşları arasında Kışlalı,
son dersini verir gibiydi.
Anısına açılan defterin yanma
yerleştirilen naaşının başında üniversite
rektörleri, meslektaşları ve öğencileri saygı
duruşunda bulundu. Bir öğrencisi,
P
tabutuna doğru atılarak, “Ailemi
istiyorum. Hepimiz bir aileyiz” diye
haykırırken, fakülte arkadaşları Ö’nu
anlatıyordu.
Cenaze okuldan çıkarılırken öğrenciler,
ellerinde Kışlalı’nın fotoğrafıyla “Siyasal,
Çatışma ve Uzlaşma” ile “Kemalizm,
Laiklik ve Demokrasi” adlı kitaplarının
kapakları ve “Ölüm nereden ve nasıl
gelirse gelsin, başkaları cenazemize ağıt
yakarlarsa ve kalplerinde yaşatacaklarsa
bize ölüm hoş geldi sefa geldi” yazılı bir
dövizle yürüdü. Fakültede oluşturulan
panoda ise “Kalemimizi kırdılar,
dersimizi yarım bıraktılar ama size bu
ölümü yakıştıranlara hesap soracağız”,
“içimiz acıyor, canımız yanıyor
hocam ama ayakta kalacağız. Seni
unutmayacak ve unutturmayacağız”
yazıları dikkati çekti.
Bedri Baykam’ın sözleri öylesine doğru ki:
- Uğur Mumcu mücadelesiyle bir hedef haline
geldi. Herbirimiz bir hedef haline gelirse, kimse
hedef olmaz!..
Demokrasi kahramanların değil, sıradan
insanların sırtında durur. Demokrasiye yüz
binlerin vereceği omuz, Uğur Mumcuların
değerini ve önemini azaltmaz, ama Mumcuların
kahraman olmasının gereğini ve “hedef
olmasının olasılığını azaltır.
Demokrasilerde kahramanlara gerek
olmaması, kitleleriruduyarlılığı ve etkisi ile doğru
orantılıdır!..
Uğur’un arkasından gazetelere verilen çarşaf
çarşaf ilanlar içinde, bana göre en anlamlı ve
önemlisi küçücük bir ilandı. Üsküdar SHP, DSP
ve C H P ilçe başkanlarının Cumhuriyet’te
yayımlanan “ortak” duyumlarıydı..
Arabasının altına konan bomba Mumcu’yu
yok etmedi, tersine "uyuyan dev”i uyandırdı.
Son yolculuğunda O'na yağmur altında eşlik
eden yüz binler, yürekleriyle yanında olan
milyonlar bir “mesaj” veriyorlardı.
Terörizme en büyük darbeyi mi vurmak
istiyorsunuz?
Atatürk’ün cumhuriyetine inananlar,
birleşiniz!..
Teröristi umutsuzluğa düşürecek olan;
öldürmesinin hiçbir işe yaramadığını, tersine,
Mumcuların çoğaldığını, alçakça eyleminin
“düşmanlarV’nı birleştirdiğini, Atatürkçü değerleri
savunma istencini güçlendirdiğini görmektir!
Sönen her mumun yerine onlarcasını yakın;
mumlar değil; karanlık isteyenlerin nefesleri
tükenecektir!..
HABER: A. REZZAK ORAL, GÜNSELİ ÖNAL, H Ü LYA AYDO ĞAN, ÖNDER YILM AZ, HAKAN ŞANLITÜRK, GÖKÇER TAHİNCİOĞLU, FOTOĞRAFLAR: M USTAFA İSTEMİ, ÜMİT BEKTAŞ.
Milliyet
kışlalı
Pazar 24 Ekim 1999
15
Törende siyasilere protesto
Kışlalı’yı kaybetmenin burukluğunu yaşayan onbinler, öfkelerini sloganlarla dile getirdi
Slogan
K
yağmuru
ocatepe Camii’nde Prof. Dr. Ahmet
Taner Kışlalı için düzenlenen cenaze
törenine onbinlerce kişi katıldı. Cami
avlusuna sığmayan vatandaşlar, cadde ve so­
kaklara taştı. Diyanet işleri Başkanı Mehmet
Nuri Yılmaz’ın kıldırdığı cenaze namazında as­
kerler de saf tuttu.
Camideki tören sivillere tepkinin odağı olur­
ken, başta Genelkurmay Başkanı Orgeneral
Hüseyin Kıvrıkoğlu olmak üzere askerlerin tü­
mü vatandaşlardan büyük alkış aldı. Askerler,
“Ordu millet el ele, Atatürk’ün yolunda”,
“Türkiye sizinle gurur duyuyor” sloganlarıyla
karşılandı. Kocatepe Camii’ne ilk gelen CHP
Genel Başkam Altan Öymen oldu. Öymen,
Kışlalı’nm ailesinin yanma giderken, bir süre
de Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Ilhan Selçuk ile sohbet etti.
Camide, özellikle askeri inzibat ve robokopların oluşturduğu güvenlik çemberi dikkat çe­
kerken, askeri erkân için ayrı bir protokol yeri
bırakıldı. Kuvvet komutanları ve askeri yetkili­
ler, camiye geldikçe alkışlar yoğunlaşırken, si­
villere yönelik ilk tepkiyi ANAP Genel Başka­
nı Mesut Yılmaz ve eşi Berna Yılmaz gördü.
Politikacılara yönelik tepkiye Cumhurbaşka­
nı Süleyman Demirel de hedef oldu. TBMM
Başkam Yıldırım Akbulut, Başbakan Bülent
Ecevit, eşi Rahşan Ecevit ve DYP Genel Baş­
kanı Tansu Çiller de tören alanlarına geldikle­
rinde kalabalıktan yuhalama ve ıslık sesleri
yükseldi.
Katilleri bulmayın affedersiniz
Ecevit camiye girerken “Başbuğ Ecevit” slo­
ganı atılması üzerine bir gruptan da “Halkçı Ecevit” sesleri yükseldi. Bunun üzerine Ecevit ar­
kasını dönerek el işaretiyle kalabalığı susturdu.
Demirel’in gelişinde de, “Katiller bulunsun,
hesap sorulsun” sloganı tekrarlandı. Cenaze na­
mazı boyunca sık sık “Türkiye laiktir, laik kala­
cak”, “Katilleri isteriz”, “Mollalar îran’a”,
“Türkiye, İran olmayacak”, “Bağımsız, demok­
ratik, laik Türkiye”, “Ecevit burada, Fethullah
nerede?” sloganları atıldı. Naaşm başına konan
bir pankarttaki “Sakın katilleri bulmayın, çünkü
siz onları da affedersiniz” sözü dikkat çekti.
Ecevit'e
Kocatepe
Camii'nde
kılınan
cenaze
namazına
askeri ve
mülki erkânın
yanı sıra
binlerce
vatandaş
katıldı.
Sevenlerinin
omuzlarında
camiden
çıkarılan
Kışlalı'nın
naaşı
Karşıyaka
Mezarlığı'nda
toprağa
verildi, aa
Siyasilere
■ “Kırcı’ya af - Cumhuriyet’e
kurşun”
■ “Şeriata karşı sosyalist
Türkiye”
■ “Kışlalı’nın katilleri
çetelerdir”
■ “Katiller bulunsun - hesap
sorulsun”
■ “Bir gider bin geliriz”
■ “Canımız pahasına
Atatürkçülük”
■ “Yüzsüzler dışarı”
■ “Failler ortada, vekiller
nerede”
Askerlere
Eski DEP’liler Sırrı Sakık, Ahmet Türk ve
Feridun Yazar cenaze namazında hazır bulun­
dular. Camide öğretim üyeleri, Yargıtay Cum­
huriyet Başsavcısı Vural Savaş, Ankara DGM
Savcısı Nuh Mete Yüksel, CHP eski Genel Baş­
kanı Deniz Baykal da ilgi gören isimler oldu.
Cami avlusunda İşçi Partisi’nin bayrak ve
pankart; Atatürkçü Düşüce Derneği, Atatürk
Vakfı, Çağdaş Yaşamı Destekleme Demeğimin
ise flamalar açması dikkat çekti. Cenaze nama­
zını kıldıran Yılmaz, “fail veya faillerin bulun­
ması” dileğinde bulundu.
Kışlalımın tabutunu, cenaze arabasına kadar
Vural Savaş, Nuh Mete Yüksel, Altan öymen,
Sabri Ergül, Işın Çelebi, Istamihan Talay, Nami
Çağan, Mehmet Ali Kışlalı taşıdı.
Tabutun arabaya getirilişi sırasında Genel­
kurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu asker se­
lamı verirken, tabutun arabaya yerleştirilmesi­
nin ardından askeri erkân topluca selam dur­
du. Askerin bu tutumu halk tarafından büyük
alkış aldı.
Camideki törene Genelkurmay eski başkanlarından Necip Torumtay da katıldı.
Tiyatroda siyah sahne
Yüreklerde sitem vardı
rof. Dr. A. Taner Kışlalı için 42. Hükümet’te yönettiği Kültür Bakanlığı’nın
karşısındaki Büyük Tiyatro’da da tören
düzenlendi. Kültür Bakanı Istemihan Talay bu­
radaki konuşmasını protestolar arasmda yaptı.
İletişim Fakültesi önündeki törenin ardından
Kışlalı’nın cenazesi, saat 11.25’te Büyük Tiyatro’ya getirilirken, okul önündeki kortej Cumhu­
riyet Gazetesi’ne doğru yürüyüşe geçti. Kışlalı’nın omuzlar üzerindeki cenazesi, alkışlar eşli­
ğinde tiyatronun sahnesine yerleştirilen siyah
örtüyle kaplı masaya konuldu. Siyah perdelerle
kaplanmış tiyatro sahnesinde Kışlalı’nın bir fo­
toğrafı yer aldı.
P
Cenaze sahneye getirildiğinde Kültür Bakan­
lığı personeli ve yurttaşlar, Kışlalı’yı dakikalarca
ayakta alkışlayarak, “Türkiye laiktir, laik kala­
cak”, “Katiller bulunsun, hesap sorulsun” slo­
ganları attılar. Büyük Tiyatro’daki törende sa­
natçılar adına konuşan Rahmi Dilligil, Devlet
Tiyatrolan, Kültür Bakanlığı Opera ve Bale sa­
natçıları olarak misyonlarının farkında oldukla­
rını kaydetti. Dilligil, Kışlalı’ya yapılan suikastı
hep birlikte lanetlediklerini söyledi.
Saldırı Türkiye Cumhuriyeti’nedir
Daha sonra sahneye gelen Kültür Bakanı Ta­
lay, kısa konuşmasını, hükümet aleyhine atılan
sloganlar arasmda yaptı. Talay, Kışlalımın bü­
yük ve öncü bir insan olduğunu ifade ederek,
“Ona yapılan suikast, Türkiye Cumhuriyeti’ne
yapılmış bir saldırıdır” dedi. Kışlalı’nın, Kültür
Bakanlığı’nın kurumsallaşmasında önemli kat­
kılarda bulunduğunu belirten Talay, “Onun aziz
hatırası önünde saygıyla eğiliyoruz” diye konuş­
tu. Kışlalı’nın cenazesi, saygı duruşunun ardın­
dan, alkışlar eşliğinde omuzlarda taşınarak ce­
naze arabasına konuldu.
Kışlalımın cenazesi, buradan Atatürk Bulvarı
üzerinden Cumhuriyet Gazetesi’nin önüne ge­
tirildi. Cenazenin arkasından vatandaşlar, slo­
ganlar ve alkışlarla yürüdü.
Taziye defterinden:
Cumhuriyet Gazetesi çalışanları dokuz yıllık
mesai arkadaşlarının cenazesini karanfillerle
donattılar. Ve
tek bir yürek olarak yaşadıkla­
rı son acı olması
dileğinde
bu­
lundular.
Alışmayacağız
Cumhuriyet'te
büyük öfke:
Kopan son
halkamız mı?
hmet Taner Kışlalımın yaklaşık dokuz
yıl çalıştığı Cumhuriyet Gazetesi An­
kara Bürosu’nun önünde yapılan tören
için gelen yurttaşlar Atatürk Bulvarı’nı öğle saat­
lerinden itibaren hıncahınç doldurdu.
Ellerinde Atatürk, Uğur Mumcu ve Kışlalı’nın
posterlerini taşıyan halkın, Başbakan Ecevit’e
yüklenmesi dikkat çekti. Sloganların, cenazeye
katılım için örgütlerine çağrı yapan CHP’liler ta­
rafından atıldığı tartışmaları yaşandı.
Törene, Cumhuriyet Gazetesi imtiyaz sahibi
Berin Nadi, Yayın Kurulu Başkanı İlhan Selçuk,
da katıldı. Selçuk’un, “Cinayet işleyenlere lanet
olsun. Ama, terör ortamını yaratanlara ve de­
mokratik - laik Cumhuriyet’i savunanları bölen­
lere de lanet olsun” sözlerinin ardından “yuh”
sesleri arasmda “Başbuğ Ecevit” sloganının atıl­
ması dikkat çekti. Selçuk, “Sadece bir kişiye yük­
lenmenin yararı yok. Ben suçu paylaşmamız ge­
rektiğini söylüyorum” diye tepkileri yumuşattı.
“Karşımda duran sevgili insan da bizi dinlemi­
yor sanıyorsanız yanılıyorsunuz, O da bizi dinli­
yor” diyen Selçuk, “Sır yok, neden işlendiğini bi­
liyoruz. Bir cinayetler zincirinin halkasıdır. Ama
acaba son halkası mı olacak? Peki acaba güçleri­
mizi birleştirebilseydik bu cinayet yaşanır mıy­
dı?” diye konuştu.
■ “Başbuğ Ecevit”
■ “Molla Ecevit İran’a”
■ “Ecevit burada Fethullah
nerede?”
■ “Mücahit Ecevit Merve'ye
sahip çık”
■ “Katiller Meclis’te”
■ “Şeriata geçit yok - aydınlık
Türkiye”
■ “Hükümet istifa”
tatürk’ün Cumhu­
riyeti armağan etti­
ği bir gencim. 13
yaşındayım. Üzgünüm, çünkü
yalınayak Sokrates’ler öldürü­
lüyor ve bana Cumhuriyet
Bayramı için marşlar söyleti­
yorlar. Bana Türkçe dersinde
istiklalden bahsediyorlar. Üz­
günüm çünkü düşünenleri öl­
dürüyorlar.”
Bu sözler ortaokul öğrencisi
Ayşe’ye ait. Annesiyle birlikte
Cumhuriyet gazetesinin Cağaloğlu’ndaki binasında Ahmet
Taner Kışlalı için düzenlenen
törene gelmişti. Hava soğuktu,
ama o, törenden sonra taziye
defterine düşündüklerini yaz­
mak için sıraya girdi. Üç saat
bekledi. Ve bu dizeleri yazdı,
gözleri dolarak.
Annesinin heyacandan tit­
rerken yazamadığı yazıyı 12
yaşındaki Emrah Kayar şöyle
kaleme aldı: “Herkes gibi ben
de üzüldüm. Diliyorum ki ba­
şımızda bulunan, göbek büyü­
ten, şerefsiz milletvekilleri
Türkiye’yi karanlığa götürmek
isteyenlere azıcık bir çabayla
A
A
İlk llT M L
lu p ic liv
Ahmet Taner Kışlalı'nın cenaze-
O c t > c t Ş I t l I I si dünkü tören|erin ardından
Karşıyaka Mezarlığı'nda toprağa verildi. Mezarlığa ilk olarak, cenazeden yakla­
şık yarım saat önce Yargıtay Başsavcısı Vural Savaş geldi. Cenazenin toprağa ve­
rilmesinin ardından slogan atan vatandaşlara Kışlalı'nın kuzeni Gazeteci Hıncal
Uluç, "Burası siyaset yeri değil" diye tepki gösterdi. Oökçer Tahincioğlu
engel olurlar. Tabi milletvekillerimizin hepsi de şerefsiz de­
ğil, içlerinde çok nadir olarak
iyi olanlarda vardır, ama çok
nadir...”
Tankçı Binbaşı Mevlüd Şa­
hin ise duygularını şu satırlarla
dile getirdi: “Ahmet, Selam
söyle selam söyle, Muammer,
Uğur. Abdi’ye, Atatürk, Turan,
Bahriye’ye, İnsanlar özgür ve
kardeş olsun diye, And içtik
mücadeleye. Alışamadık alışamayacağız, Sensizliğe”.
Saatlerce beklediler
Sırada onlarca insan vardı,
Kışlalıya söyleyeceklerini gö­
rev bilmiştiler. Onları engelle­
yen yağmura rağmen, kararlı­
lıkla sırada dimdiktiler. Üni­
versite öğrencisi kız, “O gün
rüzgâr her zamankinden daha
hızlı esti, savurdu. O insancıl
gözler sevgiyle bakarken dünya­
ya, sustu. Sonra herkes konuş­
maya başladı. Herkes ' Kınıyor’
belki, ben kınamıyorum, ve suç­
luyu aramıyorum. Ben olayı bu
seviyeye getiren yetkilileri, sa­
dece suçluyorum” diyordu.
■ “Kemalizmin ordusu yobazların korkusu”
■ “En büyük asker bizim
asker”
■ “Türkiye sizinle gurur
duyuyor”
■ “Ordu millet el ele Atatürk'ün izinde”
Org. Kıvrıkoğlu
Bükreş'ten geldi
enelkurmay Başkanı Orge­
neral Hüseyin Kıvrıkoğlu,
resmi bir ziyaret için bulunduğu
Romanya’dan dün dönerek, Kışlalı
için Kocatepe Camii’nde düzenle­
nen cenaze törenine yetişti. Tören­
lere üst düzeyde katılım şöyle oldu:
■ Cumhurbakanı Süleyman De­
mirel: TBMM, Kocatepe Camii.
■ TBMM Başkanı Yıldırım Ak­
bulut: TBMM, Kocatepe Camii.
■ Başbakan Bülent Ecevit:
TBMM, Kocatepe Camii.
■ Genelkurmay Başkanı Org.
Hüseyin Kıvrıkoğlu: Kocatepe Ca­
mii.
■ ANAP Genel Başkanı Mesut
Yılmaz: TBMM, Kocatepe Camii.
■ FP lideri Recai Kutan: TBMM
■ DYP lideri Tansu Çiller: Koca­
tepe Camii.
■ CHP lideri Altan öym en:
TBMM, iletişim Fakültesi, Opera
Binası, Cumhuriyet Gazetesi, Ko­
catepe Camii, Karşıyaka Mezarlığı.
■ Milli Savunma Bakanı (MHP)
Sabahattin Çakmakoğlu: Kocatepe
Camii.
G
Bahçeli Ceviz
Festivali'nde
ışlalı için dün düzenlenen tö­
K
renlere katılmayan tek lider,
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardım­
cısı Devlet Bahçeli oldu.
Adilcevaz ilçesindeki Ceviz Festivali’ne katılmak üzere Bitlis’te bulu­
nan Bahçeli ise cenaze için Anka­
ra’ya dönmedi. Bahçeli burada Ce­
viz Ağası seçilen Murat Doğanay’a
eşlik etti. Bahçeli’ye gezisinde Sağlık
Bakanı Osman Durmuş da eşlik etti.
Kışlalı’nın cenaze törenlerinde
MHP’yi Milli Savunma Bakanı Sa­
bahattin Çakmakoğlu temsil etti. Aralarında Bayındırlık ve İskan Baka­
nı Koray Aydın’ın da aralarında bu­
lunduğu bazı MHP’li bakan ve mil­
letvekilleri ise törenin çeşitli bölüm­
lerine katılarak Kışlalı ailesine baş­
sağlığı dilediler. Kışlalı için sabah
TBMM’de yapılan törene Bahçeli
ve DYP Genel Başkanı Tansu Çiller
dışındaki tüm liderler katıldı. Kışlalı’nın cenazesini gün boyunca yalnız
bırakmayan tek lider ise, CHP Ge­
nel Başkanı Altan Öymen oldu.
16
+
Yön
FİKRET
BİLA
Uğurlar olsun...
U
ğur Mumcu’yu uğurlarken hep
bir ağızdan söylemiştik:
- Uğurlar olsun...
Uğurlar oldu...
Dün de Prof. Dr. Ahmet Taner Kışla­
lıyı uğurladık.
Yine hep bir ağızdan söyledik:
- Uğurlar olsun...
Uğur’lar yine olacak...
★ ★ ★
20. yüzyıl liderlerini ve rejimlerini göm­
dü.
Bunun tek istisnası Atatürk.
Yüzyılı devirirken “zamanın doğruladı­
ğı” tek lider olarak Atatürk’ü görüyoruz.
Zamanın doğruladığını insan yalanlayamaz.
Yalanlaşa da bir işe yaramaz.
Eğer Atatürk doğru olmasa, birçok çağ­
daşı gibi zaman onu da tekzip ederdi.
Zaman tarafsızdır ve doğruyu tekzip et­
mez.
Etmedi...
★ ★ ★
ATATÜRK devrim ve ilkelerini ve “en
büyük eserim” dediği demokratik laik
Cumhuriyeti’ni suikastlarla yönlendirmek
artık mümkün değil.
Akan suda iki defa yıkanmanın müm­
kün olmadığı gibi.
Atatürk'ün başlattığı değişimin getirdiği
gelişme artık durdurulamaz, geriye götürülemez.
Toplumsal çarklar geriye doğru döndü­
rülemez.
Bu çarklar onu ters yönde döndürmeye
çalışanları da öğütecek güçtedir.
Aksi doğru olsaydı, 20. yüzyıl Atatürk’ü
değil karşıtlarını doğrulardı.
★ ★ ★
AHMET Taner Kışlalı, Atatürk’ü doğ­
ru okuyan ve doğru okutan bir bilim ada­
mı, bir yazardı.
Atatürk ilkelerini ve laik Cumhuriyet’i
yıkmak isteyenleri “demokrasi” adına
destekleyen “ters bakışlı” aydınlarımızın
bir daha düşünmeleri gerekiyor.
Demokrasiyi kullanarak bunu yapmaya
çalışanların ilk ortadan kaldıracaklarının
da demokrasi ve aydınlar olduğu hala an­
laşılmıyor mu?
Atatürk’ün yüzyılın başında gördüğünü,
yüzyılın sonunda görmek için hala Uğur'lar mı gerekiyor?
Gerekiyorsa...
Hocam;
Uğur’lar olsun!...
e-posta:fbila®milliyet.com.tr.
Sakız Adası’na
esrarengiz firar
I İzm ir Milha
rof. Dr. Ahmet Taner Kışlalıya düzen­
lenen suikasttan yaklaşık 12 saat sonra,
Yunan Sahil Güvenlik botu tarafından
ateş açılan Türk teknesinin uyruğu belirleneme­
yen bir kişiyi Sakız Adası’na bıraktığı belirlendi.
Bir Türk’ün öldüğü diğerinin ise yaralandığı tek­
nenin, Kışlalı’mn katilini Sakız’a bırakmış olabi­
leceği şüphesi üzerine soruşturma başlatıldı.
Türkiye’nin Rodos Başkonsololuğu Sekreteri
Selçuk Özcan’m verdiği bilgiye göre, Kışlalı ci­
nayetinin işlendiği gün olan 21 Ekim akşamı,
Aydın’ın Söke ilçesi nüfusuna kayıtlı Mustafa
Orhan (29) ve Bartın nüfusuna kayıtlı Refik Gü­
neş (24) İzmir'in ÇeşRişlah ya bom- me ilçesi kıyılarından
P
balı suikast
düzenlendiği
gııımn gecesi.
Sakız Adası ııa
kimliği
belirlenemeyen
bir kİSİ kaçtı
^ at, teknesine
belirlenemeyen bir ki­
şiyi aldı. Söz konusu ki­
şi, saat 21.00 sıraların­
da, Yunanistan’m Sa­
kız Adası’na götürül­
dü. Burada otomobille
bekleyen bir kadın ve
erkek “esrarengiz kaçağı” yanlarına alıp uzaklaştı. Ege kıyılarından Yunan adalarına “pa­
ra karşılığı yasadışı geçiş” organize ettikleri be­
lirlenen Orhan ve Güneş, yocularını Sakız’a bı­
raktıktan sonra Türk kıyılarına doğru yöneldi.
Yunan Sahil Güvenliği, sürat teknesini görerek,
“dur” ihtarında bulundu. Teknedekilerin uyarıyı
dinlememesi üzerine Yunan botundan açılan ateşte Orhan yaralandı. Tekneyi ele geçiren Yu­
nan Sahil Güvenliği iki Türk’ü Sakız Adası’na
götürdü. Orhan, kaldırıldığı hastanede öldü.
Ailesi: Yaş tutmuyor
Mustafa Orhan’ın ağabeyi Hasip Orhan ise,
Yunanistan’m İzmir Konsolosluğumdan aldıkla­
rı bilgiye göre, ölen kişinin 55 yaşlarında olduğu­
nu öğrendiklerini söyledi. Kardeşinin ise 29 ya­
şında olduğunu belirten ağabey Orhan, olayın
aydınlanmasını beklediklerini kaydetti.
Milliyet
kışlalı
Pazar 24 Ekim 1999
Robot resim leri
hazır
suikastıyla ilgili olarak jandarma
biri kadın altı kişinin robot resmini çıkardı.
Robot resimler kamuoyuna
dağıtılacak
J
O
Kışlalı
£ A nkara Milliyet
nkara DGM Savcılığı, polis ve
jandarmanın Prof. Dr. Ahmet
Taner Kışlalı’nın öldürülmesiy­
le ilgili çok yönlü başlattığı soruşturma­
da, jandarma altı ayrı eşkâl için robot re­
sim hazırladı. Suikastla ilgili oldukları
şüphesiyle Esenboğa Havalimanı’nda gö­
zaltına alınan üç Iranlı ise diplomat ol­
dukları gerekçesiyle serbest bırakıldı. Ay­
rıca, İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün,
bir kadının Cumhuriyet Gazetesi Genel
Yayın Yönetmeni Hikmet Çetinkaya’ya
Kışlalı suikastına karıştığını söylemesi üzerine gözaltına alman Mengi, savcılığın
izniyle önceki gece serbest bırakıldı. Yet­
kililer, Mengi’nin sorgusu sonucu, her­
A
hangi bir suç unsuruna rastlanmadığını
söyledi.
İçişleri Bakan Sadettin Tantan başkan­
lığında toplanan soruşturma kurulunun
jandarmanın üç kişinin ifadelerinden yo­
la çıkarak hazırladığı biri kadın altı kişi­
nin robot resimlerinin kamuoyuna açık­
lanması için hazırlık yaptığı belirtildi. Ha­
zırlanan robot resimlerden birinin, Kışlalı’nın evinin çevresinde dolaştığı belirle­
nen ve kendisini emlakçi olarak tanıtan
bir kişiye ait olduğu ifade edildi. Kışlaiı’nın evinin yakınmda görülen yabancı
bir araçla ilgili de inceleme başlatıldı.
Ecevit: G elişm e yok
Başbakan Bülent Ecevit, Kışlalı’ya sui­
kast olayıyla ilgili bir gelişmenin olmadı­
ğını söyledi. Ecevit, Kışlalı’nın cenaze tö-
reni için Kocatepe Camii’ne gitmek üze­
re Başbakanlıksan ayrılırken, gazetecile­
rin sorusu üzerine, “Suikastla ilgili bir ge­
lişme yok” dedi.
Tantan, B a şb a k a n lık la
İçişleri Bakanı Sadettin Tantan da, Dev­
let Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Hüsa­
mettin Özkan ve Adalet Bakanı Hikmet
Sami Türk ile görüştü. Öğle saatlerinde 1çişleri Bakanlığından yürüyerek, Adalet
Bakanlığı’na gelen Tantan, bakan Türk ile
yarım saat görüştü. Tantan daha sonra
Başbakanlık binasına geçerek, Devlet Ba­
kanı ve Başbakan Yardımcısı Hüsamettin
Özkan ile bir araya geldi. Tantan, 40 daki­
ka süren görüşmeden sonra Başbakan­
lıksan ayrılırken, gazetecilerin temaslarına
ilişkin sorularını yanıtsız bıraktı.
Başkentte
İranlı
operasyonu
| A nkara Milliyet
rof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı’nın
öldürülmesinden sonra istihba­
rat birimleri, Ankara’daki Iranlılar’la ilgili araştırma yapmaya başladı.
MİT elemanları, son günlerde ülkeye gi­
riş yapan Iranlılar’ın kayıtlarını incele­
meye aldı. Araştırma sonunda, Tahran’dan gelen üç IranlI’nın İstanbul üze­
rinden bir hafta önce Ankara’ya geldik­
leri belirlendi. MIT’in üç günlük takibi
sonucunda Iranlılar’ın Ankara Kavaklı­
dere’deki İran Büyükelçiği’nde kaldıkla­
rı belirlendi. Eldeki verileri değerlendi­
ren MİT, cinayetin ertesi günü saat 08.30
sıralarında yurtdışına çıkmak isteyen üç
Iranlı’yı gözaltına aldı. Esenboğa Havali­
manında sabah operasyon düzenleyen
MİT elemanları, üç Iranlı’yı Ankara Böl­
ge Başkanlığı’na getirdi. MIT’te 28 saat
sorgulanan üç İranlı, olayla bağlantıları­
nın olmadığının anlaşılması üzerine dün
öğle saatlerinde serbest bırakıldı.
Üç Iranlı’nın gözaltına alınmasının ar­
dından İran Büyükelçiği, Dışişleri Ba­
kanlığı kanalıyla devreye girerek serbest
bırakılmalarını istedi. Iran, teknik perso­
nel olan ve hizmet pasaportu taşıdıkları
öğrenilen vatandaşlarının gözaltına alın­
masını protesto etti.
P
Sabaha kadar saygı nöbeti Vatandaşlar, gece boyunca Kışlalı'mn evinin
önünde mumlar yaktılar, tepkilerini, sloganlarla, türkülerle dile getirdiler, a.a
Bomba tarifi İnternette
| Serhat Ayan
A
hmet Taner Kışla­
lımın ölümüne ne­
den olan patlayıcı
önceki gün adli uzmanlar ta­
rafından incelenmiş ve “melez
bomba” olarak tanımlanmıştı.
Bu bombanın içindekiler, tüm
yapım özellikleri, en ince de­
tayları ve içindeki aktif mad­
delerin formüllerinin internet
ortamında bulunduğu ortaya çıktı.
Adı geçen site, tüm dünyada hükümet
karşıtı olanlara yol göstermeyi amaçlıyor
ve “anarşinin en iyi yönetim” olduğunu sa­
vunuyor. Sitede boru tipi bomba yapmam­
dan TNT üretmeye, göz yaşartıcı
gazlar hazırlamaktan ana
hatlarıyla hidrojen bombası
yapımına kadar birçok bilgi
var. Bunun yanında gençlerle
nasıl konuşulacak, okul ön­
lerinde onlarla nasıl kontakt
kurulabilecek gibi bilgilerin
yamsıra, her tür uyuşturucu­
nu ev şartlarında üretilme
teknikleri de tüm detaylarıy­
la anlatılıyor.
Siyah zemin üstünde kırmızı
bir yıldız ve ortasmda yeşil bir yapra­
ğı kendine bayrak olarak seçen bu grup
kendini Uluslararası Gençlik Partisi “Yippie”ler olarak tanınılıyor. Karmaşa olan
her yerin kendileri için daha güvenli oldu-
ğunu öne süren bu topluluk, düzenin okul­
larında öğretilen ırk ve cinsel farklılıkların
insanları kötü bir yola sürüklediğim, bu­
nun ortadan kaldmlması için de en iyi yo­
lun düzeni bozacak kaos olduğunu öne sü­
rüyor.
Kışlalı’mn ölümüne neden olan bomba­
nın içinde patlayıcı C - 4’ün temeli olan
RDX adı verilen kimyasal madde bulun­
muştu. Bu maddenin hazırlanması için ge­
reken tüm detayların verildiği bu sitede
bunun her eczaneden alınabilecek bir kutu
ilaç, nitrik asit, tuz, buz ve balmumuyla ha­
yata geçirilebileceği söyleniyor. Bu madde
hazırlandıktan sonra bombanm hayata ge­
çirilmesi için verilen tariflerde ise çay kaşı­
ğı ve kahve fincanı gibi herkesin evinde bu­
lunabilecek ölçüler öneriliyor.
Bahriye Üçok
Onat Kutlar
T
I ürkiye, en son kurbanı
gazeteci - yazar Prof.
Ahmet Taner Kışlalı gibi
birçok aydınını da bombalı
suikastlarda kaybetti.
Her seferinde, arabalara, ya da
postayla gelen paketlere konan
bombalar Türkiye'deki çağdaş,
aydın ve kamuoyunun tanıdığı
önemli isimleri hedef aldı.
Failleri bulunamayan bu
cinayetlerin diğer ortak yönü
patlayan bombalardı.
Uğur Mumcu: Otomobiline
yerleştirilen C4 tipi bombanın
patlamasıyla yaşamını yitirdi.
Onat Kutlar: The Marmara
Oteli’nin pastanesinde
otururken sandalyelerin arasına
bırakılan bombanın patlaması
sonucu faili meçhul siyasal
cinayet kurbanları arasına
katıldı.
Bahriye Üçok: Evine bir
kargo şirketi aracılığıyla
gönderilen kitabın arasına
yerleştirilen bombanın patlaması
sonucu hayatını kaybetti.
Hamid Fendoğlu: Malatya
Belediye Başkanı. Ankara
Bahçelievler Postanesi'nden
gönderilen bombalı paketi
açınca yaşamından oldu.
W k z jı
DOĞAN
HEPER
Bu iddia,
büyük iddia
B
u cinayet de faili meçhul kalır.”
Herkesin kanaati bu.
Böyle şey olur mu?
Devlet var, hükümet var, adliye var,
savcı var, polis var, cinayet var ama sanık
yok.
Onun yerine “faili meçhul” var.
Sanığın yerini faili meçhul alırsa, öbür
mercilerin de varlığı tartışmalı demektir.
Bu durumda vatandaşın yaşam güven­
cesinden de söz edilemez.
★ ★ ★
FAİLİ meçhul cinayetler devlet güven­
cesinin noksanlığını gösteriyor.
Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Uğur
Mumcu cinayetlerinin failleri hala meç­
hul...
Oysa 6 yıl önce Uğur Mumcu öldürül­
düğünde devletin başındakiler katillerin
bulunacağına dair şeref sözü vermişlerdi.
O günlerde Başbakan olan Süleyman
Demirel şöyle diyordu:
“Mumcu’ya reva görülen alçalıktır. Bu­
nu yapanlar, mutlaka devletin pençesine
düşecektir. Hedefleri belli: Türkiye’de iç
huzursuzluk yaratmak, istikrarsız diye
küçük düşürmek... Paniğe lüzum yoktur.
Biri, birisini öldürmeyi kafasına koymuş­
sa, bunu önlemek zordur. Suikastı aydın­
latmak, Türkiye Cumhuriyeti’nin her hü­
kümetinin borcu olmaktan öte, görevi­
dir.”
Demirel bugün Cumhurbaşkam’dır ve
Ahmet Taner Kışlalı suikastı için de özet­
le şunları söylemektedir:
“Hadiseyi nefretle kınıyorum. Devleti­
mizin güvenlik kurumlan olayı aydınlat­
mak ve cinayeti işleyenleri bulup adalete
teslim etmek için her türlü gayreti göste­
recektir.
Olay basit bir cinayet olayı olarak gö­
rünmüyor. Olay cinayettir ama arkasında
birtakım niyetlerin, bir planın olduğu ih­
timali mevcuttur.
Faili meçhul cinayetler bir devlet için ayıptır. Devletin işlenen cinayetlerin faille­
rini bulup çıkarması ve adalete teslim et­
mesi varsayılır.”
Türkiye Büyük Millet Meclisi Faili
Meçhul Cinayetleri Araştırma Komisyonu’nun uzun süre başkanlığını yapan Sa­
dık Avundukluoğlu’nun sözleri ise her
türlü demeçten, vaatten, umuttan daha önemli. Ve de acı.
Avundukluoğlu pek çok TV kanalında­
ki konuşmasında şöyle diyor:
“Bu faili meçhul cinayetlerin çözüm­
lenmesi, faillerin bulunması mümkün­
dür, ama ciddi siyaset ve devlet adamları
lazım... Devlette suikaslann üstüne git­
memeyi politika edinmiş güçler, insanlar
var. İsim vermek gerekirse, çok isim vere­
bilirim.”
★ ★ ★
BU sözler sıradan bir insanın sözleri de­
ğil.
Meclis adına, faili meçhuller için araş­
■
tırma yapan en önemli heyetin başkanı «m
m
konuşuyor.
Avundukluoğlu’nun sözleri bizatihi ci­
nayetin kendisi kadar önemli.
“Devlette suikastların üstüne gitmeme­
yi politika edinmiş güçler, insanlar oldu­
ğu” iddiasından daha önemli ne olabilir?
Avundukluoğlu “isim vermek gerekirse
çok isim verebilirim” de diyor.
Peki bu iddianın üzerine gidilmeyecek
mi?
O güçler, o isimler kimler; onlar da mı
meçhul kalacak?
-
e-mail:dheper@milliyet.com.tr. Faks: 0212 505 66 11
Savcı aileyle görüştü
Ahmet Taner Kışlalı’mn öldürülmesi olayını
soruşturmakla görevlendirilen DGM Savcısı
Hamza Keleş, Kışlalı’mn evine gelerek tek tek
aile bireylerinin ifdadelerine başvurdu.
Atatürkçü Düşünce Demeği Çayyolu Şubesi
ve Buketkent Muhtarlığı da Ankara Valiliği’ne
verilmek üzere, “Şeyh Bangu Bangu Dehu
Mucibil Rahman Caddesinin adının “Ahmet
Tüner Kışlalı Caddesi” olarak değiştirilmesi
istemini içeren başlattıkları imza kampanyası
ise sürüyor.
Hep aynı patlama
| Haber M erkezT
Not
Uğur Mumcu
Hamid Fendoğlu
Esenler’de bomba
Esenler’de Fatih Caddesi 42. Sokak üzerindeki
Fetih Kuruyemiş ile Nene Hatun Mahallesi 26.
Sokak’taki bir kahvehaneye önceki gece 01.30
sıralarında bombalı saldırı düzenlendi. El
yapımı ve parça tesirli olduğu bildirilen
bombaların patlaması üzerine iki işyerinde
küçük çapta maddi hasar meydana geldi. Olay
yerinde inceleme yapan uzman ekipler,
üzerinde İBDA - C (Islami Büyük Doğu
Akıncıları - Cephe) yazılı bir bez buldu. Polis,
olaydan sonra kaçan saldırganların
yakalanması için çevrede operasyon başlattı.
• ••v - a • *
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphan
Taha Toros Arşivi
Download