Biyolojik Çeşitlilik Biyolojik çeşitlilik, yeryüzünde yaşayan bitki ve hayvan türleri gibi sahip olduğumuz tüm canlı varlıkları kapsar. Biyolojik çeşitlilik; genetik çeşitlilik, tür çeşitliliği ve ekosistem çeşitliliğini içerir. Genetik çeşitlilik, bir tür içindeki çeşitliliği tanımlar. Her türün bireylerinin genetik farklılığı, o türün kendi içinde genetik çeşitliliği demektir. Tür çeşitliliği, genellikle belirli coğrafik sınırlar içindeki türlerin toplam sayısını ifade eder. Tür çeşitliliğinin çok olması genetik çeşitliliğin zenginliğini de beraberinde getirir. Ekosistem çeşitliliği, bir bölgede farklı ekosistemlerin bulunması şeklinde tanımlanabilir. Kimi ekosistemler orman, kimileri bataklık, kimileri de step özelliklerini taşır. Ekosistem çeşitliliği arttıkça biyolojik çeşitlilik de artar. Biyolojik çeşitliliğin bize sunduğu yaşamsal öneme sahip birçok yararı vardır. Örneğin bitkilerin; havayı temizleme, erozyonu önleme, toprağa organik madde kazandırma, diğer canlılara barınma ve beslenme ortamı sağlama gibi birçok yararı bulunur. Türkiye’nin Biyolojik Çeşitliliği Ülkemiz, flora (bitki) ve fauna (hayvan) zenginliği açısından dünyada kıta özelliği gösteren nadir ülkelerden biridir. Türkiye; Asya ve Avrupa kıtaları arasında bir köprü görevi görmesi, çok değişik iklim ve topografik yapıya sahip olması, kuşların göç yolları arasında bulunması, buzul çağlarında çok sayıda hayvana barınak teşkil etmesi gibi sebeplerle oldukça zengin bir biyolojik çeşitlilik göstermektedir. Türkiye’nin Genetik Çeşitliliği Bir tür içinde zengin bir genetik çeşitlilik olursa, bitki ve hayvan genetikçileri değişen ihtiyaçlara cevap veren, yeni koşullara uyabilen ve istenilen özellikleri sergileyen yeni bitki ve hayvan ırklarını üretebilirler. Ülkemizde 95’i buğday, 91’i mısır, 22’si arpa, 19’u pirinç, 16’sı süpürgedarısı, 11’I yulaf ve 2’si de çavdar çeşidi olmak üzere 256 tahıl çeşidinin bulunduğu saptanmıştır. Bu çeşitlilik bahçe bitkileri ve meyve türlerinde de belirgindir. Yerli çiftlik hayvanı türleri açısından da zengin bir genetik çeşitliliğe sahip olan Türkiye’de yerli hayvan ırklarının yabancı ırklarla çiftleşmesi genetik aşınmaya yol açmaktadır. Türkiye’nin Tür Çeşitliliği Türkiye 120 memeli, 400’ü aşkın kuş türü, 130 kadar sürüngen, 400’e varan balık türüyle biyolojik çeşitlilikte tür çeşitliliği açısından çok zengindir. Türkiye’de ayrıca 30000 civarında omurgasız hayvan türü bulunmaktadır. Ülkemiz, alageyik ve sülünün anavatanıdır. Türkiye, soyu tükenmekte olan Akdeniz fokunun yaşam alanlarına sahip ender ülkelerdendir. Sadece belirli bir coğrafi bölge sınırları içerisinde yayılım gösteren ve dünyada herhangi başka bir yerde görülmeyen türlere endemik türler denir. Van ve Ankara kedileri, Ankara keçisi, Hopa engereği, Sivas kangalı, Anadolu parsı, Kapadokya kertenkelesi, Toros kurbağası, Deniz kaplumbağası, Dağ horozu, Büyük toy gibi hayvanlar Türkiye’deki endemik türlerden bazılarıdır. Türkiye, bitki türleri bakımından da oldukça zengindir. Ankara ve Ilgaz çiğdemleri, Konya vaşağı, Eber sarısı, ters lale, sığla ağacı, çoban dikeni, yanardöner çiçeği ve çan çiçeği ülkemizdeki endemik bitki türlerinden bazılarıdır. Türkiye’nin Ekosistem Çeşitliliği Ülkemizin genetik ve tür çeşitliliği ekosistem çeşitliliği ile yakından ilgilidir. Ekosistemlere; orman, step, sulak alan, deniz ve kıyı, dağ gibi örnekler verilebilir. Orman Ekosistemleri: Türkiye’deki ormanlar ekolojik bölgelerine göre Akdeniz, Doğu Karadeniz ve Batı Karadeniz orman ekolojik bölgeleri olarak gruplandırılabilir. Doğu Karadeniz’de yaşlı ormanlarla beraber yüksek dağlar üzerinde yazın yeşil kalan çayır alanları dikkat çeker. Bu bölgede endemik tür sayısı fazladır. Batı Karadeniz bölgesinde odunsu türlerden oluşan yapraklı ormanlar görülür. Dünya’nın en geniş doğal sedir ormanları ise Akdeniz bölgesinde, Toros dağlarında yer alır. Bu ekolojik bölge çok sayıda endemik bitki türü içerir. Türkiye’deki ormanlar hayvan türleri açısından da çok zengindir. Ülkemiz ormanları çok sayıda memeli, sürüngen ve kuş türlerini barındırır. Türkiye ormanlarında yaşayan yaban kedisi (Felis silvestris), esmer akbaba (Aegypius monachus), şah kartal (Aquila heliaca),büyük orman kartalı (Aquila clanga) ve küçük orman kartalı (Aquila pomarina) gibi türler uluslararası sözleşmelerle koruma altına alınmış orman faunası türlerindendir. Step Ekosistemleri: Otsu bitkilerle örtülü alanlar olarak tanımlanan step ve çayır ekosistemleri Türkiye’de çok geniş alanları kapsar. Özellikle iç Anadolu, ege ve Akdeniz bölgelerinin yüksek dağ katları ve doğu Anadolu’nun büyük bir kısmında yayılış gösterir. Barındırdığı doğal bitki ve hayvan türleriyle step ekosistemleri biyolojik çeşitlilik açısından yaşamsal öneme sahiptir. Günümüzde insanlığın önemli bir kısmını besleyen tahılların büyük çoğunluğu yalnızca Türkiye’ye özgü olan yabani türlerden yetiştirilmişlerdir. Step ekosistemleri hayvan türleri açısından da oldukça zengindir. Ülkemizin steplerinde endemik bir alt tür olan Anadolu Miflonu (Ovis orientalis anatolica) ile birlikte huş faresi (Sicista caucasia), gelengi (Citellus citellus), step vaşağı (Felis caracal), köstebek (Talpa europea) gibi türler yaşar. Sulak Alan Ekosistemleri: Sulak alanlar; akarsu, doğal ve yapay göl, bataklık, delta, sazlık ve çamur düzlükleri gibi yerleri kapsar. Ülkemiz sulak alanlar açısından Avrupa ülkelerine göre zengin sayılabilecek bir konuma sahiptir. Türkiye’deki sulak alanlar, su kuşları ve sucul türler için önemli bir yaşam ortamı oluşturmaktadır. Tepeli pelikan, dik kuyruk ördeği, büyük flamingo Türkiye sulak alanlarında yaşayan bazı kuş türleridir. Türkiye sulak alanlarında saz, kamış, hasır otu gibi bitkiler geniş topluluklar oluştururlar. Bu alanlarda ayrıca su yüzeyini kaplayan nilüfer gibi bitkilerin yanı sıra derin olmayan göllerde yetişen ördek otu, su mercimeği gibi su altı bitkilerine de rastlanır. Deniz ve Kıyı Ekosistemleri: Türkiye, her biri farklı ekolojik özelliklere sahip Karadeniz, Akdeniz, Marmara ve Ege denizleri ile çevrili bir ülkedir. Ülkemiz denizlerinde 429’u omurgalı, 2683’ü de omurgasız olmak üzere 3112 hayvan türü tanımlanmıştır. Ege denizi nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan Akdeniz foku için son derece önemlidir. Nesli tehlikede olan Caretta caretta türü kaplumbağalar da Akdeniz kıyılarında yaşamaktadır. Dağ Ekosistemleri: Dağlar, kendi başlarına bir yaşam ortamı teşkil ettikleri gibi orman, step ve sulak alan ekosistemlerini de barındırırlar. Dağ ekosistemleri; kuşlar, bitkiler, ekonomik öneme sahip türler ve yaban hayatı yönünden önemli yaşam ortamlarını içerir. Biyolojik Çeşitliliğin Korunması Biyolojik çeşitliliği tehdit eden unsurların çoğu insan etkisinden kaynaklanmaktadır. Bu tehditlerin en önemlileri; çevre kirliliği, küresel ısınma, hızlı gelişme gösteren sanayileşme ve plansız şehirleşme, hızlı nüfus artışı, çevreyi dikkate almayan turizm yatırımları, tarımda kullanılan kimyasal ilaçlar, tarım alanlarının plansız genişlemesi, orman ağaçlarının kesilmesi ve orman yangınları, aşırı ve bilinçsiz avlanma, erozyon, eğitim yetersizliği şeklinde sıralanabilir. Nesli tehlikedeki türler “Dünya Doğayı Koruma Birliği’nin” (IUCN) iki yılda bir yayınlanan kırmızı listesinde yer alırlar. Ülkemizde de nesli tükenmekte olan bitki ve hayvan türleri vardır. Akdeniz foku, Anadolu parsı, Asya fili, Kafkas öküzü, kelaynak, angıt, toy gibi hayvanların nesli tehlike altındadır. Türkiye’de nesli tükenmekte olan bitkilere örnek olarak kardelen, sıklamen, göl soğanı, kar çiçeği, yanardöner çiçeği, nergis ve şakayık verilebilir. Biyolojik çeşitlilik tüm dünyanın ortak zenginliğidir. Hem bugünün ihtiyaçlarını karşılamak hem de gelecek kuşaklara bu çeşitliliği aktarabilmek için biyolojik çeşitliliğin korunması gerekir. http://www.biyolojidersnotlari.com