Bir Beyo¤lu Soka¤›n›n Anatomisi: H ani, Beyo¤lu, Bal›kpa- yorgunu tu¤lalar› gözükürdü. zar›’nda, soka¤a taflm›fl Ço¤u, giriflin üstünde iki katl›, masalar›yla ünlü lokan- d›fl› kâgir, içi ahflap olan bu evtalar›n s›raland›¤› Nevi- ler, d›flar›dan da, içeriden de zade Soka¤› var ya, bu sefer iflte kasvetli görünüfllüydüler. ondan söz edece¤im. Nereden mi biliyorum? Lise Bu en çok 100 metö¤rencisiyken, 1950 re uzunlu¤undaki sonüfus say›m›nda beni kak, günümüzden elli, Özlemin Tad› say›m memuru yapaltm›fl y›l öncesinde, m›fllard› da bu sokakBaflkad›r karfl›l›kl› iki s›ra Rum taki tüm evlere hep evlerinin s›raland›¤›, ben girip ç›km›flt›m. sessiz, sakin, biraz da Eskiden, ‹stiklal renksiz bir sokakt›. EvCaddesi’ne, Tokatl›lerin hemen hemen yan Oteli’nin iki yahepsinin cephesinde, n›na aç›lan yan yana d›flar›ya taflan cumbaiki soka¤›n soldakine lar vard›. Cephesinden “Sol Sokak”, sa¤dakiEser Tutel yer yer dökülen s›valane de “Sa¤ Sokak” r›n›n alt›ndan y›llar›n denirmifl. Sonralar› 71 Bir Beyo¤lu Soka¤›n›n Anatomisi: Nevizade Soka¤› Bütün Dünya • Temmuz 2007 Sol Sokak’›n ad› Solakzade Soka¤› olarak de¤ifltirilmifl, sa¤daki de Balo Soka¤› olup ç›km›fl. N için mi “Balo Soka¤›” denmifl? Y›llar önce, san›yorum Sultan Mecid zaman›nda, ilk balo, bu sokaktaki bir binada verilmifl de ondan! Öteki ucundaki Sahne Soka¤› ise, bugün Bal›kpazar› diye bildi¤imiz sokak... Eskiden ad› Tiyatro Sokak’m›fl. Tiyatro denmesinin nedeni de, ‹stiklal Caddesi’ne aç›lan köflesinde, ünlü Naum Tiyatrosu’nun yer almas›... Sultan Mecid, s›k s›k ta Dolmabahçe Saray›’ndan maiyetiyle birlikte atla bu ünlü tiyatroya gelirmifl. Tabii, operalara, konserlere de... Yere k›rm›z› hal›lar serilir, çevre halk› iki s›ra dizilir, padiflaha sayg›da kusur etmezlermifl. Bugün bu ünlü tiyatro binas›n›n yerinde “Cité de Pera” var: Yani ünlü Çiçek Pasaj›... ‹flte, sözünü edece¤im bu Nevizade Soka¤›, Balo Soka¤› ile Sahne Soka¤› aras›nda kalan sokakt›r. Biz y›llarca bu Nevizade Soka¤›’na aç›lan Kameriye Soka¤›’nda oturmufltuk. Befl y›l boyunca ilkokula, hep bu Nevizade Soka¤›’ndan geçerek gitmifltim. Balo Soka¤›’ndan girildi¤i zaman bu Nevizade Soka¤›’n›n sa¤ köflesindeki büyük yap› o y›llarda Beyo¤lu Emniyet Amirli¤i’ydi. Kap›s›nda bir polis memurunun, elinde silah nöbet bekledi¤i bu binan›n ne zaman önünden geçseniz, içeriye girip ç›kan polisler görürdünüz. Sonra buras› ‹mparator Oteli oldu. Bugün ise yetmifliki milletin bayraklar›yla süslü cephesinde kocaman “Hotel Interroyal” diye yazmakta! 72 Birkaç ad›m ilerisinde, Bal›kpazar›’n›n ünlü yumurtac› dükkan› vard›. Rum’du; kendisi de, yan›nda çal›flan uzun boylu, ayd›nl›k yüzlü, t›knaz yard›mc›s› da... Yaln›z yumurta satard›! Kap›s›ndan içeriye daha ilk ad›m›n›z› atar atmaz burnunuza keskin bir tahta ve saman kokusu dolard›. Bilmem ki k›r›lmam›fl yumurtan›n kokusu olur mu? Ama “Tabut” denilen büyük ve uzun yumurta sand›klar›, hep mis gibi çam kokard›. Tabii, k›r›lmas›nlar diye yumurtalar›n aralar›na bolca serpilen samanlar›n da kendine özgü bir baflka hofl kokusu vard›. Balo Soka¤›’ndan girilince sol kolda ise, sokak boyunca birkaç dükkan s›ralanm›flt›: En baflta- ki gömlekçi Niko’nun dükkan›yd›. Vitrininde, dikti¤i tiril tiril gömlekler, yanlar›nda yedek yakalar› ve manfletleri, sol ceplerine sahibinin adlar›n›n bafl harfleri ifllenmifl, sahibi gelip al›ncaya de¤in sergilenirdi. O zamanlar, kravat ba¤lanarak giyilen, yakas›n›n iki ucuna dik dursun diye balenalar geçirilen bu gömleklere bizimkiler “Frenk gömle¤i” derlerdi. Biri “Mintan” demiflti de, Annem, “Mintan, köylülerin giydi¤i gömlektir, buna ‘Frenk gömle¤i’ denir” diye düzeltmiflti. S onra, bir araba tamirhanesi vard›. Çevredeki tek tamirhane... Ço¤u kimse “Garaj” derdi buraya... Asl›nda, ancak tek bir araban›n zorlukla girip s›¤abilece¤i bu küçücük dükkanda her marka otomobil onar›l›rd›. Rum usta, “Ben ‘Ford’çuyum, fiavrole’den anlamam” demez; ister “Dodge”, ister “Oldsmobil”, hangi marka, hangi model araba gelirse gelsin hemen içeriye çektirirdi. O zamanlar tamirciler ar›za ne olursa olsun, önce aksakl›¤› onararak gidermeye çal›fl›rlard›. Ancak zorunlu olursa parça de¤ifltirirler, de¤ifltirdikleri için de araban›n sahibinden bin kez özür dilerlerdi. Art›k ön tak›m m› yap›l›r, delinmifl radyatör mü yaman›r, karbüratör mü temizlenir, meksefe mi de¤ifltirilir, ne yapmak gerekirse o yap›l›rd›. ya da Fenerli marka ayakkab› boyalar›... Cilalar... Sizin anlayaca¤›m›z, kundurac›l›kta kullan›lan her çeflit malzeme bu vitrinde sergilenirdi. Ve, Sahne Soka¤›’na aç›lan köflede de büyük bir manav... O zamanlar ananas gibi, kivi gibi, S abahleyin ben ilkokula giderken garaja b›rak›lan araba, akflamüstü okuldan dönerken bir de bakard›m ki, teslim edilmeye haz›r, sahibini bekliyor! Ama kimi zaman, araban›n her taraf›n›n bafltan sona sökülmüfl oldu¤unu görürdüm. O zaman, tamirhanenin beton zemini çeflit çeflit, biçim biçim kir pas içinde bir sürü parçayla dolard›. Yine de usta ne yapar eder, arabay› akflam olmadan sahibine teslim etmeye çal›fl›rd›. Birkaç bina ileride, kundura malzemesi satan bir dükkan vard›. Kap›s› Önce Beyo¤lu Emniyet Amirli¤i, sonra hep kapal› duran bu lofl ‹mparator, bugün de Interroyal Oteli... dükkan›n vitrininde neler yoktu ki: Frans›z köseleleri... Renk mango, avokado gibi a¤›z tad›m›renk deriler... Ayakkab› kal›plar›... za ayk›r› düflen tropik meyvelerin, Boy boy çekecekler... Siyah ve kah- de¤il kendilerini görmek, adlar›n› verengi ba¤c›klar... Kutu kutu Nuget bile duymufl de¤ildik! 73 Bir Beyo¤lu Soka¤›n›n Anatomisi: Nevizade Soka¤› Bütün Dünya • Temmuz 2007 V arsa, yoksa, elma, armut, k›fllar› portakal, yazlar› salk›m salk›m üzümler... Bu büyük manav›n tezgah›nda, mevsimine göre nefis Ferik elmalar›, Yafa portakallar›, Çavufl üzümleri, Kavak incirleri, Zekeriyaköy kirazlar›, Arnavutköy çilekleri ve de Bursa fleftalileri yer al›rd›. Ama ne kirazlar, ne çilekler, ne fleftaliler, ne incirler! O zamanlar bizim Bal›kpazar›’nda yeterli bofl yer olmad›¤›ndan, genifl kavun-karpuz sergileri kurulamazd›. Kas›mpafla’ya inerken k›rsal bölge bafllar, iflte kavun-karpuz sergileri de ancak oralarda kurulurdu. Yere yatak gibi e¤relti otlar› serilir; kavunlar, karpuzlar, k›rka¤açlar, topatanlar, özenle bir kenara üst üste y›¤›l›rd›. Sergi sahibi kavunlar›n›n karpuzlar›n›n bafl›ndan ayr›lmaz, geceleri orac›kta yatarak sabahlard›. Eee, ne yaps›n ki? “Mal can›n yongas›d›r” demifller! Bizim Bal›kpazar› manavlar›nda ise ancak merakl›s› için bir kenarda birkaç Tekirda¤ karpuzu ile birkaç topatan ya da K›rka¤aç kavunu bulundurulurdu, hepsi o kadar! En güzeli de, alt›ndan geçirilmifl iple tavandan sarkan spiral yaylara as›lm›fl k›fl kavunlar›n›n, flöyle bir elle dokunulunca, kendili¤inden inip inip kalkmalar›n› seyretmekti. Soka¤›n karfl› köflesi ise, Yorgo’nun bal›kç› dükkan›yd›. Yorgo’nun, yaz k›fl, s›rt›ndan kal›n bir yün kazak, bafl›ndan yün kukulata, önünden muflamba önlük, ayaklar›ndan da takur tukur tahta sabolar› eksik olmazd›! K›fl›n kar ya¤d›¤› zaman, s›rt›na bir 74 de kal›n gocuk geçirirdi Yorgo Efendi. Bal›kç› dükkanlar›n›n cepheleri hep aç›k oldu¤u için, insan›n içine iflleyen nemli so¤u¤a gün boyunca dayanmak, öyle herkesin harc› de¤ildi. Yaln›z bal›kç›lar m›? Zerzevatç›lar da, manavlar da hep aç›kta çal›flmak zorundayd›lar. Kald› ki, bal›kç› dükkanlar›n›n tafl zemini her zaman ›slak olurdu. ‹nan›n, hiç de kolay ifl de¤ildi, k›fl›n ayaz›nda çavalyelerdeki bal›klara s›k s›k su serpmek, buz gibi musluk suyunun alt›nda bal›k ayaklamak, onlar› müflterinin iste¤ine göre de¤iflik biçimlerde kesip kesip dilimlemek, sonra da kat kat gazete ka¤›tlar›na sararak müflteriye vermek! Özellikle k›fl aylar›nda, bal›kç› tezgahlar›nda en az›ndan yirmibefl, otuz bal›k çeflidini birden sayabilirdiniz! K›fl aylar›nda, yaln›z Yorgo’nun dükkan›nda de¤il, tüm öteki tezgahlardaki bal›klar›n çeflitlili¤i karfl›s›nda flafl›p kalmamak elde de¤ildi: B ›rak›n lüferleri, palamutlar›, levrekleri, kalkanlar›; k›rm›z›ya boyal› yuvarlak tablalar› ayd›nlatan yüzellifler mumluk ampullerin çi¤ ›fl›¤›nda, dipdiri ispariler, istrongiloslar, eflkinalar, k›rlang›çlar, iskorpitler, çinakoplar, minakoplar, izmaritler, istavritler ›fl›l ›fl›l yanard›. Midyesi, tara¤›, pavuryas›, karidesi, kerevidesi, tekesi de cabas›... Bir baflka kenarda da, kocaman k›skaçl›, nah iki, üç kar›fll›k canl› canl› ›stakozlar k›p›r k›p›r k›p›rdan›rlard›! Nevizade Soka¤›’ndan çan sesi hiç eksik olmazd›. Çünkü soka¤›n hemen gerisinde büyük bir Ermeni kilisesi vard›. B›rak›n ayinlerde, yortularda, Noel’de, Paskalya’da de¤iflik biçimlerde çan çal›nmas›n›, saat bafllar›nda da çan çal›narak günün ilerleyen zaman› bildirilirdi. Zaman zaman üst üste üç kez çan çal›nd›¤›n› duyunca, “Aaa, kilisede cenaze var!” derdi annem. “Allah taksirat›n› affetsin!” n›ndan sonra Crespin adl› bir Yahudi ailesi taraf›ndan yapt›r›lm›flt›. Tramvay Caddesi’nden, yani Meflrutiyet Caddesi’nden bu pasaja girince sola aç›lan darac›k geçit sizi Duduodalar› Soka¤›’na ç›kart›rd›. Yok, e¤er düz giderseniz, kendi- S özünü etti¤im kilise, Gregoryen Ermeni cemaatinin ünlü Üç Horan yani “Kutsal Üçlük” kilisesiydi ve Sultan II. Mahmud döneminin yap›lar›ndand›. As›l ad› “Surp Yerortutyun” olan bu kilise, Nevizade Soka¤›’n›n hemen arkas›ndayd› ve vak›f binalar› ve de akar dükkanlar›yla hayli büyük bir alana yay›lm›flt›. 19’uncu yüzy›lda, hep büyük mimarlar yetifltirmifl olan ünlü Balyan Ailesi’nin fertlerinden Hassa Mimar› Garabet Balyan ile H. Serveryan ve Hamamc›bafl› Minas A¤a taraf›ndan yap›lm›flt›. Nevizade Soka¤›’ndaki lokantalar›n ço¤u, buraya, az ilerideki Krepen Pasaj›’ndan gelmifllerdi. Krepen Pasaj›, Bal›kpazar›’nda, Nevizade Soka¤›’n›n bilemediniz yüz metre kadar ilersinde, bugünkü Asl› Han’›n oldu¤u yerdeydi. 1870’teki büyük Beyo¤lu yang›- Sahne Soka¤› yönünden Nevizade Soka¤›... nizi Bal›kpazar›’nda, yani Sahne Soka¤›’nda bulurdunuz. Bu Krepen Pasaj›, uzun y›llar boyunca, gözlerden uzak, ancak 75 Bütün Dünya • Temmuz 2007 bilenlerin devam etti¤i meyhanelerin bulundu¤u sessiz, sakin bir pasaj olarak kalm›flt›. A sl›nda, önceleri bu geçitte i¤ne, iplik, ibriflim, dü¤me, kopça, astarl›k bez gibi terzi malzemesi satan dükkanlar ço¤unluktaym›fl. Sonra buradaki dükkanlara kundura levaz›matç›lar› gelip yerleflmifl, tüm Beyo¤lu’ndaki kundurac›lar›n malzemelerini sa¤lad›klar› bir merkez durumuna gelmifl. Pasaj›n ad›, Bat› dünyas›nda kundurac›lar›n hamisi ve piri say›lan Aziz Krepen’den (Saint Crépin) geldi¤ini söyleyenler de vard›. 1934’te yer adlar›n›n Türkçelefltirilmesi kampanyas› s›ras›nda ad› Krizantem Geçidi olarak de¤ifltirilmiflse de, bu ad nedense tutmam›fl, hiç kimse bu ad› kullanmam›flt›. Derken, Krepen Pasaj›’nda içkili lokantalar›n aç›lmaya bafllamas›yla bu kez de ayakkab›c›lar (daha önceleri terzi malzemesi satan dükkanlar gibi) birer ikifler baflka yerlere tafl›nmak zorunda kald›lar. Krepen Pasaj›’nda aç›lan meyhanelerin en ünlüleri Yorgo ve ‹spro Kardefller’in ‹mroz, Bayram Ayd›ndo¤an’›n Nefle ile Triandafilo (Gül) adl› olanlard›. Müdavimleri ö¤leye do¤ru birer, ikifler bu pasaja gelirler, her zamanki masalar›na otururlar ve ufaktan ufa¤a demlenmeye bafllarlard›. Masadan masaya sürdürülen sohbetler saatlerce uzay›p gider; araya flakalar, tart›flmalar kar›fl›r, böyle zaman ilerler, art›k neredeyse akflamc›lar›n gelme saati yaklafl›rd›. Derken, ö¤lencilerle akflamc›lar kar›fl›rlar, sohbeti daha da koyulturlard›. Anlad›¤›n›z gibi, ha76 xxxxxxxxxxxx z›r yiyen, daha çok ifli, gücü olmayanlar›n yeriydi. Az ileride Çiçek Pasaj›’ndaki birahanelerin ço¤unlukla gençlerin, esnaf›n, çal›flan kesimin devam etti¤i yerler olmas›na karfl›l›k, Krepen Pasaj›’ndakiler, dedim ya, ço¤unlukla zaman› bol olan iflret erbab›n›n yeriydi. Yan›lm›yorsam, 1970’lerde Nevizade Soka¤›’na gelip yerleflen ilk içkili lokanta, Lefter’in Meyhanesi oldu. Krepen Pasaj› nedense gözden düflmeye bafllay›nca 1981’de mal sahibi taraf›ndan boflalt›larak y›kt›r›ld›. Yerine Asl› Han yap›ld›. Günümüzde Asl› Han’da ço¤unlukla ikinci el kitapç›lar ile “efemera” malzemesi, yani, eski kartpostallar, eski paralar, eski biletler, eski resimler satan esnaf yerleflmifl bulunuyor. Yerlerinden edilen içkili lokantalar da birer ikifler Nevizade Soka¤›’na tafl›nd›lar. N evizade Soka¤›, flu s›ralarda say›lar› yirmiyi aflan lokantalar›yla tarihinin alt›n ça¤›n› yafl›yor. K›fl aylar›nda kapal› salonda demlenenler, yaz gelince içkili sohbetlerini kald›r›m›n üzerine ç›kar›lm›fl masalarda devam ettiriyorlar. S›k s›k turist gruplar›n›n da bu havaya kat›l›yor. Midyecisi, bademcisi, lotaryac›s›, çalg›c›s›, çiçekçisi ve her türden seyyar sat›c›lar› ile Nevizade Soka¤› yaklafl›k onbefl y›l› aflk›n bir zamandan buyana merakl›s›na canla baflla hizmet etmekte... Daha da uzun y›llar hizmet edecek gibi gözüküyor.• EserTutel@butundunya.com.tr xxx