BAŞKURDİSTAN SOHBETLERİ Ufa Tukay Camii’nde Yapılan Mülâkat Euzübillâhimineşşeytanirracîm Bismillâhirrahmânirrahîm Esselamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berekatuhu – BST kanalı. Sizin buraya gelişinizin amacını öğrenmeden önce bizim bölge için geleneksel İslam kavramı ne anlama gelir acaba? Onu bilmek isteriz. – Biz zaten bir buçuk sene önce gelmiştik. İhlas var, çok ihlaslı insanlar burada. Yani İslam kalpten geliyor buradaki insanlarda. Çoğu şeyi unutmuşlar tabii, epeyce bir vakit geçmiş aradan. Onun için çoğu şeyi unutmuşlar. Ama o mühim değil. Mühim olan içindeki iman, ihlas çok kuvvetli burada. Bir de ondan dolayı her gördüklerine inanıyorlar ama akıllı insanlar, iyiyi kötüyü ayırt edebilirler. – Burada tarikat kavramını yanlış yorumlarlar ve anlarlar. Şeyh Mehmet Efendi, kısaca tarikatın ne olduğunu anlatabilir misiniz? – Tarikat yeni bir şey değil burada. Asırlarca devam ediyor burada. Yeni olan öteki tarikata bağlı olmayandır. Nakşibendi tarikatı yüzlerce sene devam ediyor. Nakşibendi tarikatıdediğin biraz daha tasavvuf denen şey, sufi. Kırktan fazla tarikat var. Ama Başkurdistan’da en kuvvetli olanı Nakşibendi tarikatıdır. Onun için tarikata niye gerek var demeye gerek yok. O medreseler iyi, güzel nesiller yetiştirdi. Onların dualarıyla, dedelerin dualarıyla bu zamana kadar İslam kaldı burada. Yoksa onlar olmasaydı hiç kalmazdı. Tarikat, edebi öğretiyor; hürmeti öğretiyor. İlk başta kime hürmet edeceksin? Peygamber Efendimiz’e, ondan sonra Allah’ın sevgili kullarına, sahabelere, evliyalara, meşayihlere. Bu bizim halkımıza verilen şeydir. Başkalarında o kadar yok. Yani bu şimdi karışıklık yapmayın ama en çok hiç hürmet olmayan... Araplar o kadar hürmet etmez ne babasına ne annesine ne kardeşine. Onun için Allah’a şükür bu bizim halkımıza verilen şey, güzel bir haslettir. Bizim dünyada yaşamamızın maksadı, ahiret için yaşıyoruz. O da Allah’a şükür bu tarikat kanalıyla daha iyi öğretiliyor. Tarikatın ehemmiyetini sordu. Onun bir kısmını söyledik, ufak bir şey. Daha çok var aslında. Teşekkür ederim. Tukay Camii’ndeki Sohbet EuzübillâhimineşşeytanirracîmBismillâhirrahmânirrahîm Esselamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berekatuhu Tarikatımız sohbetle kaimdir. Hayır cemiyetledir. Şah-ı Nakşibendi Hazretleri sohbetlere başlarken hep böyle dermiş. Sohbet demek, müslüman kardeşlerin isterse birbirine yardım etmesi, isterse buluşup sohbette oturmasıdır. Hayır cemaatledir. Bu güzel cemaat. Birlik olmalı. Ayrı ayrı olmamak lazım. Cemaat bir sürüdür. Onun bir çobanı var. Çoban kurtluk yapmaz. Kurt kimdir? Şeytandır. Nasıl çoban koyunlara kurt yaklaştırmazsa, cemaat olunca şeytan gelemez yanımıza. Şeyh Nazım Hazretleri’nin makamları ali olsun. ...Evliyalar yüzlerce sene burada yaşadı. Her birisi dua etti. Onların duaları makbul olur. Onun için (insanlar) şimdi dışarıdan gelen fitne var, onlara inanmasınlar. Onlar geçici şeylerdir. Sağlam müslüman, sağlam iman buradadır, bu mescitlerdedir. Onlar geçip gider. Onlara da kötülük istemiyoruz, kalsınlar. Onları da Allah ıslah etsin, inşaAllah. Kardeşlerimizdir onlar da. Allah her şeyi kolaylaştırır. Kolaylaştır, zorlaştırma, der. Bizim yolumuz güzel, zorluk yok. Hepinizden Allah razı olsun. Şeyh Efendi’nin devamlı söylediği bir nasihatı vardı. Herkese emriydi. Kim gelirse o faydalansın diye bu vasiyeti söyleyeceğiz. Hiç namaz kılmayan en azından günde iki rekât namaz kılsın. Başlasın namaz kılmaya. O namaz huzur verir insana. Başka yerde hiç o huzuru bulamaz. İşinde bereket olur, işi de rast gider. Namaz kılmayan için dua kabul olmuyor, diyor. Ne kadar büyük evliya olsa, insan namaz kılmasa duası geçmiyor ona. Fatiha. Salavat Yulayev Müzesindeki Sohbet EuzübillâhimineşşeytanirracîmBismillâhirrahmânirrahîm Esselamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berekatuhu Burada olduğumuza çok memnun olduk. Siz buraya Allah için geldiniz. Allah da sizin ne gibi ihtiyaçlarınız, hacetleriniz varsa, muhakkak verecektir. Salavat, Allah’ın aslanıdır. Allah yolunda savaşmış, Allah’ın huzurunda şimdi en yüksek mertebelerdedir. Onun için burada bulunmak, ne kadar, kıyamete kadar ibadet olur; bu memleket müslüman kaldıkça hem bunlara iman olur, hem Salavat rahmetli olur, Allah’tan sevap yazılacaktır. Bu böyledir. Şimdi siz buraya dünya için değil de Allah için geldiniz. Salavat’ın yaptığı şeyler boşa gitmedi demek, Allah’a şükür. Onun için bakıyorum da, maşaAllah hepsi, hanımlar, beyler, kim varsa burada bir şikayetleri yok Allah’ın izniyle. Allah niçin bizi buraya gönderdi? Allah’ın bir lütfudur bu. Bu kısa dönemdir, ondan sonra esas hayat ahirettir. Ne kadar uzun da olsa hayat gene kısadır, çünkü ahiret ebedidir, hiç ölüm yok ondan sonra. Akıllı insan onu bilir, ahireti için çalışır. Malını da Allah yolunda verir, canını da verir Allah yolunda. Şimdi Allah’a şükür savaş yapmaya ihtiyaç kalmadı. Buraya gelmişiz. Bu güzel memlekette yaşıyoruz. Allah da nimetini vermiş. Çok güzel yaşıyoruz. Ama Allah’ın dediklerini yapmalıyız muhakkak. Allah ne diyor? Allah iyiliği emrediyor, kötülükten men ediyor Allah. Kötü şeyi yasaklıyor. Kumarı yasaklıyor, hırsızlığı yasaklıyor. Ne kadar kötü şey varsa hepsini yasaklıyor. İyilik yapın diyor, birbirinizi sevin, birbirinize yardım edin. Ondan sonra bir de Allah’a ibadet var. En azından günde iki rekât (namaz) kılmayan başlasın şimdi kılmaya. O vakit işleriniz daha güzel olur, daha rahat olursunuz. Allah’ın yanında da makbul kul olursunuz, ahirette cennete gidersiniz, inşaAllah. Yapamayan kendi bilir. Allah’ın kimsenin ibadetine ihtiyacı yok. O kendisi için, kendi menfaati için. Allah her şeyi yaratmış, hiç bir şeye ihtiyacı yok. Allah kerem fazl sahibi, cömerttir Allah. Size gelin alın diyor. Bir de namaz kılan adama ahirette Allah’ın verdiği sevap hadsiz hesapsız. Ama kılmayana orada cezası var. Bunlar sizin faydanız için. Dediğimiz gibi dünya kısa. Ama dünyada da var faydası bu ibadetlerin. Olmaz, yapamıyoruz dersiniz. Ama yapmanız lazım, en azından iki rekât. İki rekâttan başlayıp beş vakit kılabilirler ondan sonra. Bir de Allah’ın sevdiği kullarını sevin. Hiç olmazsa onlarla olursunuz. Allah’ın, ilk başta seveceğimiz Peygamber Efendimiz, evliyalar, sahabeler. En azından Salavat’ı sevseniz bile Allah’ın yanında onunla beraber olursunuz, inşaAllah. Çünkü Peygamber Efendimizin hadisine göre, “Al-mar’u ma’a man ahabba” ‘kişi sevdiği ile beraber olur kıyamet günü’. Salavat’a rahmet kılmamıza, ona dua etmemize büyük bir sebeptir. Hiç olmazsa seven insanı cennetlik eder. Allah razı olsun hepinizden. Memnun olduk. Yine görüşürüz, inşaAllah.Fatiha. Dua. Bu toplantımız hayırlı olsun, inşaAllah. Hayırlar olsun, hayır başlangıcı olsun. Bundan sonra daha da imanı kuvvetlensin onların da, bizim de, inşaAllah. Bu mübarek zatın ümmetine, Salavat Yulyev’in, ne gibi güzel maksatlar varsa, Allah için geldiler, hayır maksatları hasıl olsun. Duaları makbul olsun, inşaAllah. Kötülüklerden muhafaza olsunlar. Ne gibi hastalık, bela-kaza, görünür görünmez afetler uzak dursun, inşaAllah. Çocuklar da doğru yolda olsun, İslam’a hadim olsun, Allah’ın, Peygamber’in sevgili kulları olsun, inşaAllah. İnşaAllah, burada olduğumuz gibi ahirette de, cennette de beraber oluruz, inşaAllah. Fatiha. Auştau Sohbeti EuzübillâhimineşşeytanirracîmBismillâhirrahmânirrahîm Esselamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berekatuhu Merhaba, hoş geldiniz. MaşaAllah, biz de ikinci defa buraya, bu mübarek yere müşerref oluyoruz. Allah’a şükür, cemaat daha çok oluyor. Tabii geçen seneden şimdiye kadar (epeyce bir şey oldu) bazı hadiseler oldu. Allah’ın dediği oluyor. Herkes bu dünyada daim değil. Daim olan sırf Allah’tır. Baki olan Allah’tır. Herkes değişiyor. Değişmeyen tek Allah Azze ve Celle. Atalarımız geldi gitti, geldi gitti. En son da geçen sene Şeyh Efendi başımızdaydı. Bu sene hakiki aleme irtihal etti. Şeyh Efendi’nin muhabbeti vardı size. Nerede Başkurt görse ya da Tatar görse, Kazak görse, “ben sizin eniştenizim” derdi hemen. Niçin seviyor? Çünkü Allah’ın sevdiğini Allah’ın sevgili kulları da sever. Allah’ı seveni Allah sever. Allah insanları kardeş olarak yarattı. Tabii her birisi ayrı ayrı oldu. Değişik dinler oldu, değişik tayfalar oldu. Ama hakk din İslam dinidir. Çünkü İslam bütün peygamberleri kabul ediyor. Hazreti İsa’yı da, Hazreti Musa’yı da. Hepsini, hiç birine yok demiyor, her birini kabul ediyor. Başkaları İslam’ı kabul etmeyince o vakit onlara tehlike var. Tabii ki bizden değil, Allah’tan. Çünkü Allah, isteyen iman etsin, isteyen iman etmesin dedi. Onların hesabını Allah verecek, biz değil. Bizim müslümanlar kardeştir. Nasıl kendini seviyorsan, kardeşini de aynı şekilde seveceksin diye çok Hadis-i Şerifler var. Sulh, barış hayırdır diyor Peygamber Efendimiz. Yani biz müslümanız diye başkasıyla kavga edecek diye bir kaide yok. Şimdi bu talimat bizim Nakşibendi tarikatı, bütün tarikatların, bütün ehl-i sünnet vel cemaatin talimatı budur. Barışla yaşayınız, birbirinizi sevin. Birbirinize yardım edin. Kalkıp da şimdi bir köpeği bile öldüremezsin bir zarar vermedikçe. Şimdi bazı tayfalar çıkmış. Kandırıyor milleti. Müslümanı bile kesiyor hiç şey yapmadan. Görüyoruz onu. Bunlar müslümanlığı nasıl anlıyor? Hiç bilmiyoruz. Halbuki, Arabız diyor. Arap belki daha iyi anlaması lazım. Nasıl anlıyorlar onu anlamıyorum. Niçin anlamıyorlar, çünkü (kendi nefislerinin) nefislerine göre hareket ediyorlar. Şeyhi yok, mürşidi yok. Şeyhleri, pirleri yok. Onları kabul etmiyor çünkü. Onlar milleti kandırıyorlar, helak ediyorlar. Hem öldüren cehennemde hem ölen cehennemde diye hadis var. Yani müslüman için savaşmak, müslüman birbirini öldürmek olmaz, müslüman olmayanı da tabii. Senin karşında sana karşı savaşan olmadıktan sonra çoluk çocuğu öldürmek günahtır. İşte bu tarikatın. Çoğu insan, tarikat neye lazım diyor. Tarikat işte, maşaAllah, sizin gibi insanlar yetiştirdi. Atalarımız, dedelerimiz yüz yıllarca bu memlekette ibadet etti, bereket oldu, hayır oldu. İslam’a kuvvet oldu. İslam’ın kalesi oldu burası. Çünkü Allah’ın sevgili kulları, onlar nerede ise bereket yayılır etrafa. Muhafaza olur, Allah’ın koruması olur onların üzerine. Onlar aydınlık verir. İnsanlara dua etseler, duaları kabul olur Allah’ın izniyle. İşte bunun için bizim bazı insanlar kanıyor. Kanmasınlar. Allah’ın evliyalarını kabul etsinler. Onlara dil uzatmasınlar. Çünkü onlar Allah’ın koruması altındadır. Zarar vermek isteyen, söz etmek isteyen insanlara intikam gelir, zarar gelir. Allah ile muharebe etmesinler. Çünkü her şey Allah’ın elindedir. Hiç bir şey yapamazsın. Biz edeple, muhhabbetle, sohbetle devam ederiz, inşaAllah. Din nasihattır. Nasihat da iyi şey söyler, verir. Burada hazır bulunmuşken Şeyh Efendi’nin bir nasihatini de söyleyelim. Namaz dinin direğidir diyor. Şimdi bilmem hepiniz kılıyor, inşaAllah. Kılmayan varsa, hepsini birden şimdi zor olur öğrenmesi, kılması. Yavaş yavaş günde iki rekâttan başlayın. Sonra yavaş yavaş Allah’ın izniyle hepsini kılar. O size bereket olur. Ferah olur, huzurlu olursunuz. Allah’ın rızası da üzerinize olmuş olur. Ahirette büyük bir kazançtır bu. Çünkü bundan sonra yüz sene yaşasak gene burada kalacak değiliz. Esas hayat ahiret hayatıdır. Hayat çabuk geçip gidiyor, geçip gidiyor. Siz, Allah razı olsun, bizim kardeşlerimizsiniz, bacılarımızsınız. Bir kişi, niçin bu kadar geliyorsun, para kazanmak için mi diye sorabilir. Yok para filan istemiyoruz. Ama Allah’ın vereceği mükafat yeter. Allah’ın vereceği mükafatı bekliyoruz biz. Allah bir kişiyi hidayete, doğru yola götürürse; bu, bütün bu dünya içindekinden hayırlıdır kendisine diyor. Biz Allah rızası için geliyoruz. Başka sizden istediğimiz bir şey yok. Sizden dua isteriz tabii. İhlaslı insanlarsınız, muhlis insanlarsınız. Kimin duasını kabul edeceği belli olmaz. Hepiniz dua ediniz. Biz de size dua ederiz inşaAllah. Allah razı olsun. Sizi soğukta beklettik. Fatiha. Başkurt Devlet Üniversitesi’nin Uçalı Şubesindeki Sohbet EuzübillâhimineşşeytanirracîmBismillâhirrahmânirrahîm Esselamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berekatuhu Din öğrenmek, İslam dinini öğrenmek her müslümana farzdır. Öğrenene kadar farzdır. Şimdi siz öğreniyorsunuz, doğrudan ilim talebesisiniz. Onların Allah yanında kıymetleri çok büyüktür. Melekler kanatlarını serer üstünde yürüsün diye talebeler, ilim talebeleri. Tabii ilim öğrenmek farzdır herkese. Bizim cemaatte herkese öğreteceksiniz, ne biliyorsanız onu öğreteceksiniz. Bu işi hem Allah rızası için yapacaksınız, hem Allah size bakacak. Allah, talebenin rızkını ben getiririm der. Yani onun rızık aramasına hiç gerek yok. Allah rızkını gönderiyor onun. Siz hizmetinizi Allah için yapın. Allah sizin her şeyinize kefildir. Yani o her şeyinizi karşılar. İhlasla gelmiş hepsi buraya. Sizin vazife çok büyük. Atalarınızın yolundan gitmeye yardım etmeniz lazım insanlara, çünkü çok değişik şeyler çıkıyor. Yok, yaptığınız yanlıştır, yok şudur budur diyenlere sakın kanmayın. Sizin gittiğiniz yol evliyaların yolu, sahabelerin yolu, peygamberlerin yoludur. İmanı kuvvetlendirmek için buradasınız. Başkasının imanını da kuvvetlendireceksiniz. Şimdi ona inanma, buna inanma denirse, iman kalmıyor o tayfada. Peygamber Efendimiz hakkında, o öldü gitti diyorlar, artık bundan sonra bir faydası olmaz diyorlar. O kadar ileri gidiyor insan. O zaman nerede iman kalır o insanda? Evliyalar, sahabeler hakkında da öyle konuşuyorlar. Onlar insanların saflığını kullanıyorlar. Allah’a şükür, Zeynullah İşan Hazretleri binlerce talebe yetiştirdi. Bu bir kötülük mü oldu müslümanlığa? Kötülük mü yaptı müslümanlığa? Müslüman, Allah için çalıştı, Allah için yaşadı, Allah için öldü. Kötü bir şey yapmadı. Öyle olmamız lazım işte. Sırf burada ilahiyat açıldı ama sırf okumak değil de bir de onun yanında maneviyatı da kuvvetlendirmek lazım. Tasavvuf olarak, tarikat olarak, onlar maneviyatı kuvvetlendiriyor daha fazla. Nakşibendi tarikatı, ilâhiyatın, şeriatın içidir, kalbidir. Onun ruhu yani, ruhsuz bir şey değil. O imanı ateşliyor. Ama Allah’a şükür, siz Allah’ın sevgili kulusunuz ki böyle bir mübareğin yanında ders yapıyorsunuz. İnşaAllah, onun bereketiyle çok faydanız olacak insanlara, millete. Şeytan sizinle çok uğraşır, istemez sizin böyle doğru yolda olmanızı. Onun için dikkat etmemiz lazım. Alimsu var, yani alimsu dediği kötü alim. Onun cezası iki defa. Çünkü biliyor, o kötülük yapıyor, tam tersini yapıyor, o iki defa cezayı çekecek. Ama öteki türlü muhlis alim, o da on misli daha fazla sevap alır insanlardan. Allah hepimizi ihlaslı insanlar eylesin. Muhlis alimler, kullar, müritler eylesin hepimizi, inşaAllah. Allah razı olsun. Sizin bereketinize, inşaAllah, rahmet yağdı buraya talebeler yanına geldik diye. Hepimize rahmet yağdı. Dua. Allah burada olanlara zihin açıklığı versin. Bunların sebebiyle bu memlekete de ne kadar insan varsa hepsine hidayet olsun, inşaAllah. Saadet versin, uzun ömürler versin, inşaAllah. Ne gibi hayır muratları varsa hasıl olsun inşaAllah. Kötü şeyler def olsun, uzak dursun bu memleketten, insanlarımızdan, müslümanlarımızdan. Ne gibi görünür görünmez kaza bela varsa onları Allah uzak durdursun bizden. Şeyhimizin Zeynullah İşan Hazretleri’nin makamları âli olsun, hürmetleri hazır olsun, inşaAllah. Burada olduğumuz gibi cennette de komşu oluruz Peygamber Efendimiz’e, evliyalara komşu oluruz. Dünya saadetli olsun, inşaAllah. El-Fatiha. Zaynullah Rasuli Camii’ndeki Sohbet EuzübillâhimineşşeytanirracîmBismillâhirrahmânirrahîm Esselamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berekatuhu Sizin memleketi dolaştık epeyce. Çok güzel oldu, maşaAllah. Allah insanlara her şeyi vermiş. İnsanlarda kanaat yok. Rıza gösteren insan en büyük hazineyi bulmuştur. Ama maşaAllah, bizim millet hem sabırlı hem kanaatkâr, maşaAllah. Bu güzelliği Allah vermiş size. Bu büyük bir nimettir. Aç gözlü olana dünyayı versen doymaz. Kanaatkâr insan bir lokma ekmekle, bir kuru ekmekle bile, ekmek ve su ile kanaat eder, Allah’a şükür eder, rahat eder. Allah bu milleti becerikli yaratmış. Ufak bir şeyden bile kanaat, kendini meşgul ediyor, kendine rızık buluyor. Allah’a şükür, modaya o kadar fazla önem vermiyorlar. En mühim odur. Moda akılsız insanları sömürüyor. O vakit tabii para yetmez insana. Ben bunu yemem diye kendinden memnun olmaz. Bu şeytanın kandırmasıdır. Sakın kanmayın ona. İnsan her zaman yakışanı giydiği vakit iyi olur. Yani illâ onun dediği gibi olacak diye bir şey yok. Sıhhatine ne iyi gelirse onu giyecek, onu yiyecek, onu içecek. İşte bu İslam’ın talimatı: “Yassiru wa la tu’assiru” ‘kolaylık göster, zorluk gösterme’. Her bakımdan. Her şey kolay olsun. Sen illâ bu şeyi giyeceksin deyince kolaylık mı olur? Yok, kolaylık olmaz, zorluk olur o. Geçen seneki moda bitti, şimdi yenisini giymek lazım diyor. Yok, öyle bir şey yok İslam’da. İslamiyette en mühim şey temizliktir. Temiz olduktan sonra hepsini giyebilirsin. Onun için ona buna bakıp durmayın. Kanaatkâr insan rahat insandır. Allah bu hasleti üzerimizden almasın. Allah hepinize sağlıklı, uzun ömürler versin, bolluk versin, kimseye ihtiyacınız olmasın, inşaAllah. Şeyh Efendi rahmetli, epeyce dolaşırdı da yoruldum derdi kendisine, akşam üzere. Eskidendi bu, hasta değildi o zaman. Allah hastalık yorgunluğu vermesin. Böyle yorgunluk yattın mı geçiyor. İstirahat eden sabahleyin rahat ediyor. Allah razı olsun hepinizden. Gene görüşürüz, inşaAllah. Fatiha. Kaharman Sohbeti EuzübillâhimineşşeytanirracîmBismillâhirrahmânirrahîm Esselamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berekatuhu Allah hepinizden razı olsun. Soğuk demediniz, kar demediniz, maşaAllah, Allah’ın rızası için geldiniz. Ne kadar beklediniz bilmiyorum ama sabırla beklediniz. Allah’ın yolunda biraz zahmet çektiniz ama onu hiç hissetmediniz. Allah rızası için beklediğiniz için hiç umurunuzda değil, maşaAllah. Soğuk olsa da onun hiç farkında değilsiniz. Bu Allah rızası için. Herkese kısmet olmaz. Bu büyük bir nimettir. Bu Allah’ın herkese verdiği şey değil. Bazı insanlara verir. Allah’ın muhabbeti, Allah’ın yolunda olanlara sevgisi, muhabbetidir. Allah’ın verdiği iman nimetidir. Allah çok insanlara verir bu şeyi, herkese vermez. En büyük nimet dünyada, fakir, zengin, iyi, kötü yaşadığı mühim değil ama o içindeki iman mühimdir. Herkes halinden razı oldu mu, Allah ondan da razı olur. Haline razı olmayıp da şikâyet eden olursa o Allah’ın sevmediği bir haslettir. Allah bunu sevmez. Allah der ki, kulum beni şikâyet etti. O da imandan geliyor. İmanı sağlam olan şikâyet etmez Allah Azze ve Celle’yi. Dediğim gibi, dünyada ne kadar yaşarsan yaşa, mühim olan, hayat kısadır geçip gidecek ebedi hayata. Dediğim gibi, Allah’a şükür, Allah size o imanı vermiş. En büyük nimeti vermiş. Ondan sonrası hiçbir şey değil. Allah’a şükür, burası yüzlerce sene atalarımızın İslam’ı savunduğu yerlerdir. İslam’ın kalesidir buralar. Kıyamete kadar kabul olunan duaları var. Allah her şeyi güzel vermiş size. Bereket vermiş. Siz de Allah’a şükür güzel insanlarsınız. Allah sizi muhafaza etsin, imanınızı daha da kuvvetlendirsin. Şeyh Efendi’nin vasiyetini söyleyeceğiz. Her gün namaz kılmayanlar bir vakit, iki rekât namaz kılsınlar. O zaman Allah ona rahmet nazarıyla bakar. İşler de daha iyi olur, hem huzur bulursunuz. Allah hepinizden razı olsun. Bir dua yapalım. Bu toplantımız hayırlı olsun, inşaAllah. Hayır vasıl hâsıl olsun. Size daha uzun ömür, mutluluk, bolluk, bereket versin, inşaAllah. Şerler def olsun, ne gibi şer varsa uzak dursun, inşaAllah. Hastalık, kötü nazar, görünür görünmez kaza, bela, insanı çarpacak şeytan çıkardığı kötülükler (eziyetler) hepsi uzak dursun, inşaAllah. Çocuklar da doğru yolda dursunlar. Hayırlı yolda olsunlar, inşaAllah. Allah hepimize aklı, imanı eksik etmesin, inşaAllah. Peygamber Efendimiz ne istiyorsa ondan istiyoruz. Ne gibi şerler varsa, istemediği şerler varsa biz de onu istemiyoruz. İnşaAllah, dünyada da saadet ehli, ahirette de saadet ehli oluruz. Şimdi buraya iki senede bir geliyoruz. İnşaAllah, ahirette, cennette hep beraber, ebediyen beraber oluruz. Peygamberler’e, Meşayihler’e, Şeyhimiz’e komşu oluruz. Fatiha. Ural Batur Makamı Yanındaki Sohbet EuzübillâhimineşşeytanirracîmBismillâhirrahmânirrahîm Esselamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berekatuhu Allah Azze ve Celle Kur’an-ı Azimuşşan’da diyor ki, her ümmete bir peygamber gönderdik.Size de işte Ural Peygamber var burada.Onu çok eskiden Allah göndermiş.Onu unutturmamış.Onun bereketi bütün Türk halklarına yetişmiş. Onun için bu makamı ziyaret etmek… Allah’ın peygamberi bunlar. Normal bir insanı evliya kabul edersen büyük bir fazileti var, sevabı var. Bu daha, daha da fazla olur. Allah 124 bin peygamber göndermiş. 313’üne kitap indirmiş.En son da Peygamber Efendimiz’e Kur’an gelmiş.Her gelen peygamber isterdi ki Peygamber Efendimiz’in ümmetinden olsun.En hayırlı, en faziletli peygamber son peygamber, Peygamber Efendimiz’dir. 313 Nebi Mürsel dedikleri peygamber ve kitap indirmiş. Ondan kalanlar… Aynı vakitte bir kaç peygamber olabiliyordu eskiden.Kalan peygamberler kime kitap indirilmişse ona tabii oluyorlardı.Ona tabii olurlar, onun emirlerini tasdik edip millete tebliğ ediyorlardı.Bazıları peygamber oluyor, koskoca peygamber.İki sahabesi olan peygamberler de vardı. Peygamberler, Allahın… insanlar arasında en yüksek mertebede olan insanlar. Onlar günahsız, masum. Günah yaptırmaz Allah kendilerinden. En güzel tabiat, huy da onlara verilmiş. Böyle olurken en çok eziyet çeken onlardır. Beni İsrail’e en çok peygamber gönderildi. En çok peygamber onlara gönderildi. Onlar da çok eziyet verdi peygamberlere. Bin tane peygamberi bir arada öldürdükleri olmuş. Öyle eziyet çekmiş peygamberler. Onun için çoğunun nerede olduğunu, nerede kaldığını Allah bilir.Ama bu mübareğin yeri belli olmuş burada.Bu peygamber buraya gönderilmiş ve o burada çok hürmet görmüş.İnsanlar inanmış kendisine.Onların torunları olarak siz de… o bereketi hasıl oldu size. Hem cennette de beraber olursunuz, inşaAllah. Buralara kadar geldiniz Allah rızası için peygamberin ziyaretine. Ne gibi istekleriniz varsa hayır muratlarınız hasıl olsun, inşaAllah. Fatiha. Büryen Sohbeti EuzübillâhimineşşeytanirracîmBismillâhirrahmânirrahîm Esselamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berekatuhu Allah Azze ve Celle, insanlara zenginlik verdi mi, onu hayırlı işlerde kullanmasını buyurdu. Kur’an-ı Kerim’de, “kulû veşrebû ve lâ tusrifû” ‘yiyin, için ama israf etmeyin’, diyor.İnsan hayır yapacağı vakit ilk başta çoluk çocuğa, yani ailesine yapmalı.Ondan sonra akrabalarına, ondan sonra konu komşuya, mahalledekine, ondan sonra memlekettekine.“Al akrabuna al mabul maluk”, yani ilk başta yakınlara hayır hasenatını yapacak. Çünkü akrabalık “sıla-i rahim”, yakın akraba, anne baba, teyze, hala, onlar gibi. Onlara ilk başta hayır yapacaksın, çünkü sıla-i rahim çok büyük bir mesuliyettir.Allah’ın emridir.Kim sıla-i rahime devam ederse Allah onu devam ettirir.Kim onu keserse Allah onu keser. Sizin burada, Allah’a şükür, herkeste var bu. Bizim Salavat Efendi anlatıyor, herkes akrabası nereden geldi, hangi kabileden geldi, hepsini biliyorlar.Akrabalarını, birbirilerini biliyorlar.Bu güzel bir şeydir. Hatta buranın sahibi bizim Mars Efendi, şimdi Mansur Efendi oldu, o da mübarek haslarda yatan mübarek onun 900 sene önceden gelen büyük dedesi diye duyduk. Çok memnun oldum. Bunlar Allah’ın sevdiği hasletlerdir.Atalarınızdan öğrenmişsiniz.Güzel devam ediyorsunuz burada, Allah’a şükür. Şimdi akraba ile ilgili bir mesele var. Meselâ, zekât filan vereceği vakit anne, baba, dedeye verilmez. Oğul, torun, onlara da olmaz zekât. Ama kardeşe, dayıya, amcaya, onlara olur.Her şeyin hikmeti var. Bu konuda hikmet nedir? Kardeş olabilir, onun kendi işi var. Ona mecbur değilsin bakmaya. Ama zekâtını verebilirsin, yardım da edebilirsin. Ama anne babaya mecbursun bakmaya, onun için zekât geçmiyor onlara. Onlar anne babandır, onlara bakacaksın, ihtiyaçlarını karşılayacaksın. Çocuklara da aynı şekilde. Allah verdi mi vereceksin. Korkma Allah keser diye. Vereceğini Allah veriyor. Musa (a.s.) zamanında bir tane abid varmış. Mağarada yaşar. Devamlı ibadet eder. İbadet kılar ama, tabii ibadet etmek mühimdir. Ama Allah’ın sevdiği şeyleri yapmak mühimdir. Güzel huy gerek, güzel işler yapmak gerek.Allah Musa (a.s.)’a söylemiş, “bu benim sevmediğim kuldur”. Musa (a.s.) şaşırdı. Onu gördü. Ona “sen nasıl yaşıyorsun burada?” diye sordu.“Allah bana günde iki nar gönderir. Onları yiyip geçiniyorum”. Allah Azze ve Celle öyle deyince, Musa (a.s.) şaşırdı. “Git, bak demiş, hikmetine.”Gitmiş, mağarasına girmiş.İçeri girmiş bakmış bir taraf nar dolu, çürümüş, erimiş.Demiş “Nedir bu?Niçin böyle yaptın?Niçin bunları yememişsin?Demiş “İki tane geliyordu.Ben bir tane yiyordum, bir tanesini de saklıyordum her ihtimale karşı.Allah bana yarın göndermeyebilir diye”. Ne kendi yedi, ne başkasına verdi. Bu hem cimri hem o kadar ibadet ediyor, ama Allah’a imanı yok. Allah zaten gönderiyor. O kadar göndermeyecekse baştan göndermeyecekti. İki tane gönderiyor.Onun için o, Allah’ın sevmediği kuldur.Cimri insanı sevmez Allah Azze ve Celle. Allah’a şükür, buranın insanları cömerttir. Onun için Allah onları sever. Peygamber sever, evliyalar sever, insanlar sever. Onun için Allah size rızık verdikçe veriyor.Onun için korkmayın bu abidin yaptığı gibi bitecek diye.Bitmez Allah’ın izniyle.Rızkı Allah veriyor.Bereketini de versin.Daim olsun.Daha da çoğalsın, inşaAllah.Doğru yolda da insanlarımız çoğalsın.Çok cami daha yapılsın, inşaAllah.Cami herkese kısmet olmaz. Camiyi ancak Allah’ın istediği kişi yapabilir. Çünkü Peygamber Efendimiz zamanında münafıklar cami yaptılar.Onu Allah istemedi.Kur’an’da da istemedi.Onu yıktırdılar.Onu Peygamber Efendimiz’le sahabesi yıktı.İyi camiler ayaktadır Allah’ın izniyle.Onun için Allah Azze ve Celle mescid yaptırdı mı, muhakkak ihlaslı insandan yaptırıyor.Bu da onlardan birisidir, Allah’a şükür.Daha çoğalsın inşaAllah.Allah razı olsun.Fatiha. Eski Subhangul Sohbeti EuzübillâhimineşşeytanirracîmBismillâhirrahmânirrahîm Esselamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berekatuhu Tarikatımız sohbetle kaimdir. Hayır cemiyetledir. Bir iki söz sohbet olarak söyleyelim inşaAllah. Allah Azze ve Celle Kur’an-ı Kerim’de diyor ki, “Kulinkuntumtuhibbûna(A)llâhefettebi’ûnî yuhbibkumu(A)llâhuveyaġfirlekum żunûbekum” ‘Allah’ı seviyorsanız bana tabii olun. Allah da sizi sever’. Peygamber Efendimiz’i seveceğiz. Çünkü Allah’ın en sevdiği kul Peygamber Efendimiz’dir. Allah kainatı, dünyayı, her şeyi O’nun hürmetine yarattı. O Allah’ın güzel yolunu gösteriyor. Peygamber Efendimiz’i inkâr eden, onun sahabi olmayan imansız gider. Ondan sonra hürmet etmeyince yavaş yavaş o da bizim gibi insandır diye düşünmeye başlıyor ve böylece onun imanı gidiyor. Yeni çıkan bir nesil var. Burada değil tabii. Arabistan tarafında. Aslında onlar yeni değil eskiden de vardı. Peygamber Efendimiz zamanında da vardı öyle insanlar. Peygamber Efendimiz’i sevmeyen münafıklar vardı. Peygamber Efendimiz’in sahabeleri onun abdest suyunu alırlardı ve bereket olsun diye içerlerdi. Peygamber Efendimiz’in o abdest suyundan oluşan kaç defa mucize olmuştur. Kuruyan ağacı yeşertti onlar. Yani kupkuru ağaç abdest suyunu koyunca yeşerdi. Peygamber Efendimiz normal insan gibi gözüküyordu ama o normal insan değil, değişik. İmam Musa Kasım bir kasidesinde diyor ki, “Muhammadun basharun la ka l-bashar. Ba l-Huwa ka l-yaqut bayna l-hajar.” ‘Peygamber Efendimiz insandır, ama o normal insanlar gibi değildir’. Peygamber Efendimiz yakuttur, başka insanlar taş gibidir. Yakut da taştır ama normal taş değil diye bir misal veriyor. Onun için Peygamber Efendimiz’e ne kadar tazim etsek azdır. Yani o her türlü tazime layıktır. Onu ne kadar tazim etsen Allah seni o kadar daha çok sever. Çoluk çocuğa öğretmek lazım Peygamber Efendimiz’i, O’nun sevgisini aşılamak lazım. Onun hürmetiyle dualar kabul olur. Peygamber Efendimiz’i rüyada görmek çoğu insana nasip olmuyor. Onu bir defa olsa görmek saadettir, cennetlik olmuşsundur demek. Peygamber Efendimiz’in Hadis-i Şerifi var. Büyük bir müjde var. Ümmetini çok sevmiş Peygamber Efendimiz. Onların kurtuluşu için devamlı Allah’a yalvarır, şefaat ister. Sahabelerden biri çok fakirdi. Peygamber Efendimiz’e gelmiş, ağlıyor. “Ben şimdi ölürsem, senden ayrılacağım demiş. Ben fakirim, sen Peygamber’sin, sen ayrı yerde olursun cennette, biz ayrı yerde oluruz.” Peygamber Efendimiz demiş ki, “Al-mar’u ma’a man ahabba” ‘kişi sevdiğiyle olur’. Onun için Allah’a şükür, hepimiz bendeyiz, kuluz, Peygamber Efendimiz’i severiz, inşaAllah beraber oluruz. Bu yeni çıkan insanlara, münafıklara inanmayın. Peygamber Efendimiz şefaat edecek, sevdiklerini bırakmaz inşaAllah. Hepsine şefaatçi olur. Beraber oluruz cennette, inşaAllah. Buradaki insanları, bazı gençleri kandırıyorlar. Ama onlar azdır. Allah onlara da hidayet versin. Onlar da doğru yola girsinler. Edepleriyle otursunlar. Peygamberi sevmek edeptir. Allah’ın emridir, farzdır. Allah razı olsun hepinizden. Buraya geldiniz. Gece yarısı oldu artık. Onun için bu sohbetin bereketi çok oldu. Hepinizden Allah razı olsun. Hayırlı olsun gecemiz inşaAllah. Bütün günlerimiz hayırlı olsun inşaAllah. Çoluk çocuğa da bereket olsun. Allah’ın muhafazası altında olalım inşaAllah. Allah kısmet etsin de devamlı görüşelim inşaAllah. Daha büyük yerler olsun, daha büyük camiler olsun, cemiyetimiz daha da çoğalsın. Böyle her mahallede küçük mescitler olunca iyi oluyor. Namaza yetişir insan. Bir ara çok büyük bir cami yapmışlar. Oraya gidene kadar zaten cemaat dağılıyor. Onun için böyle her mahallede cami olsa iyi olur. Allah’a şükür, eskiden imamlar da yoktu. Şimdi genç imamlar, ihlâslı insanlar çok çok yetişiyor burada, Allah’a şükür. Fatiha. Mesim Dağı Yanındaki Sohbet EuzübillâhimineşşeytanirracîmBismillâhirrahmânirrahîm Esselamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berekatuhu Bu dağlar mübarek olsun. Peygamber Efendimiz, peygamber olmadan önce bir ay, iki ay kalırdı dağda. Çoğu peygamberler de dağlarda kalmış. Musa Peygamber’in çıktığı Tur-i Sina da dağdır. Bu mukaddes dağdır. Şam’daki Kasyun dağı da mübarek dağdır. Bu dağlara da Allah Azze ve Celle kudsiyet koymuş, burası da mübarek bir yerdir. Onun için çoğu evliyanın makamı dağlardadır. O dağlar mübarektir. İşaretler de görünüyor o dağa çıkınca. Nereye bakarsan her tarafta vardır. Mukaddes yerlerdir bunlar. Onun için bir Fetih suresini okuyalım. (Şeyh Mehmet EfendiFetih suresini okuyor.) Gabdullah Saidi Makamı Yanındaki Sohbet EuzübillâhimineşşeytanirracîmBismillâhirrahmânirrahîm Esselamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berekatuhu Bugün Cuma. Bu Allah’ın Peygamber Efendimiz’e hediye ettiği gündür, mübarek gündür. Cuma gününde icabet saati vardır. Siz buraya Allah için geldiniz. Hürmet ettiniz. Buradaki evliyaya hürmet ettiniz. Allah da size hürmet etsin. Ne gibi hayır maksatlarınız varsa dua etsinler, kabul olur inşaAllah. Bir de namaz kılmanız lazım. İki rekâttan başlayınız. Bugün fırsat olursa erkekler Cuma namazını kılsınlar. Cuma namazı mühimdir. Mazeretsiz üç Cuma bırakan hiç makbul adam değildir. En azından üç Cuma’dan birisini kılması lazım. Hanımlara gerekmez. Hanımlar evde kılacak. Bu mübarek günü hatırlasınlar. Müslümanların en mübarek bayramıdır bu günler. Hatta bu Cuma arefe günü olunca Haccul Ekber oluyor. O kadar hürmet etmiş Allah Cuma gününü. 70 hacca bedel oluyor. Bugün Cuma günü. Ümitler kesilmez Allah’tan. Onu da isteyeceğiz Allah’tan. Buradaki halk, bu memleketin diğer ilçelerindeki müslümanlar ferah bulsun. Afiyetli olup bereket içinde yaşasınlar. Allah kimseye muhtaç etmesin. Ne gibi kötü şeyler varsa uzak dursun inşaAllah. Allah sizden razı olsun. Fatiha. Baim İşan Makamı Yanındaki Dua-Nasihat EuzübillâhimineşşeytanirracîmBismillâhirrahmânirrahîm Esselamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berekatuhu Bu evliyaların bereketleri üzerimize olsun inşaAllah. İslam’ın kapılarıdır, İslam’ın tapusudur onlar inşaAllah. Kıyamete kadar onların bereketiyle yaşarız inşaAllah. Onlar satmazlar kıyamete kadar. Allah’a şükür. Böyle mezarlıklarda yürümek pek iyi değil, o yüzden böyle yerlerde yürürken “Subbuhun, Kuddusün” diye yürümek lazım. Böyle deyince mevta, benim üstüme de bas diyor. Yani o kadar çok ferahlar onlar. Bu sözleri bilmezseniz Besmele çekip yürüyün. Mucavir Hazret Makamı Yanındaki Sohbet EuzübillâhimineşşeytanirracîmBismillâhirrahmânirrahîm Esselamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berekatuhu Tariqatuna as-sohbah, wal-khayru fi jam'iyyah. Sohbet yapalım, bir de bu cemaatin ne gibi güzel muratları varsa Allah’ın izniyle onlar hasıl olsun.Allah’tan en iyi dilekleri diliyoruz bunlara.Biz sizi Allah için seviyoruz.Siz de Allah için geldiniz buraya. Allah’ın güzel talimatı, Peygamber Efendimiz’e talimatı, meşayihlerin öğrettikleri “Muhabbat-u Allah, muhabbat-u Rasulullah, muhabbet-i meşayih”. Tarikatımızın talimatıdır sevgi, muhabbet. Birbirinizi sevin, birbirinize yardım edin diyor. Biribirinizle kavga etmeyin diyor. Bu Allah’ın, İslam’ın öğrettikleri, bizim atalarımızın yaptıklarıydı bunlar. Onun için İslam ilk başta buralara geldi. Çabuk, hemen kabul ettiler İslam’ı. Öyle olduğu için de İslam var içlerinde, saflık var, temizlik var kalplerinde. Allah’ın evliyaları oldu bunlar. Buradaki insanlar da onlara hizmet etti. Onların dualarını aldı. Kalplerinde İslam’la, sağlam imanla bugünlere kadar geldiler. Allah, kulu sevdiğiyle kıyamet günü haşreder. Onun için dünyada iyi insanları sevin. İyi insan demek Allah’a iman eden, Allah’ın yolunda insanlara hizmet eden. Onları seviniz, onlar Allah’ın sevgili kulları, evliyalarıdır. Onlarla beraber haşr olursunuz. Evliyalar her zaman var. Hiç eksik değil. 124 bin peygamber var, 124 bin evliyaullah var her zaman. Evliya öldüğü zaman onun yerine hemen başka birisi hemen geliyor. Şimdi ahir zaman, yani kıyamet yaklaştı. Onun için evliyalar saklandı. Dünyanın her tarafında var. Buralarda da eskiden ne kadar varsa şimdi de var. Ama saklı, gözükmüyor. Hatta bazı evliyalar var ki kendinin evliya olduğunu da bilmiyor. Allah muhabbetiyle yaşıyor. Odur mühim olan, Allah onu evliya yapmış. Onun duası makbuldur. Ama kendi bilmiyor. O yüzden meşayihlerin güzel sözleri var, “Her gördüğünü Hızır zannet, her geceyi Kadir bil”. Yani her geceye hürmet edeceksin. Kadir gecesinin de hangi gün olduğu belli değil. Yani bütün vakit boşuna geçmesin. Devamlı Allah’ı hatırlayın, Allah’a ibadet edin. Allah’ı zikredin. Her insana hürmet ediniz. O evliya olabilir, böylece onun duasını almış olursunuz. Halkımız Allah’a hürmet eder, insanlara hürmet eder. Hürmet âdetleridir, gelenekleridir. Şimdi bir tayfa çıkmış, vahhabi diyorlar. Onlar hürmet etmiyor. Hürmet yapmayın diyor. Onlar evliyaları kabul etmiyor. Onlar kimseye hürmet etmez. Bırak evliyayı, Peygamber’e bile hürmetleri yok, o öldü gitti diyorlar. Halbuki Peygamber, “Ben hayattayım” diyor. “Her salavat getirene hemen gelip salavatı alırım. Ona sevap olur Allah karşısında”. Ama Allah’a şükür, onlar boşuna uğraşıyor. Buralarda bir şey çıkmaz onlara. Allah yoluna dönsünler, tövbe etsinler. Allah affeder onları. Etmeseler, kıyamet günü Peygamber yüzlerine bakmaz, şefaat etmez onlara. Onun için siz hakikaten yaşayan evliya görmüyorsanız muhabbet edeyim diye bu zatları ziyaret etmeniz de büyük bir fayda. Onlarla beraber haşrolursunuz. Bir de Şeyh Efendi’nin vasiyetini söyleyelim size. Şeyh Efendi sizin halkı çok severdi. Çok muhabbeti vardı size. Dört ay önce Hakk’ın rahmetine yürüdü. O son zamanlara kadar devamlı muhabbetini, sevgisini belli ederdi size. Onun için onun vasiyetini hepimiz tutarız inşaAllah. Sizin faydanız için o. İslam dininin direği namazdır. Şimdi kılanlar çoktur. Kılmayanlar başlayayım, diyor, şeytan engel oluyor kendisine. Şimdi başlarım, yarın başlarım diyerek günler geçiyor, seneler geçiyor. Namaz sünnetlerle beraber günde 30-40 rekâta kadar çıkar. 50 rekâttan fazla da kılabilir isteyen, ama sizin için, ilk başlayanlar için hepsini kıl demiyor Şeyh Efendi. Size günde iki rekât kılmaya ruhsat veriyor. Namaz size bereket olur, huzur olur. Bütün işleriniz güzel gider, rast gider. Bir de dualar da kabul olur. Çocuklarınız da hayırlı evlat olur o vakit. Bugün Cuma. Bugünden başlasınlar. Sabah, akşam, ne zaman olursa farketmez. Ne zaman vakit bulurlarsa. Bugün böyle güzel topluluk oldu. Allah hepinizi namazdan ayırmasın. Namazın güzelliğini, tadını bulan insan başka şeyde bulamaz. Bazıları bugün, yarın, sabah, akşam başlayacağım diyor ama başlayamıyor. Sen her gün yemek yiyorsun, bu da yemek gibidir. Ruhun gıdasıdır. Ötekisi işkembenin, karnın gıdasıdır. Bu ruhun gıdasıdır, ihtiyacıdır. Namaz ona kuvvet verir. Acıktıkça insan nasıl yemek isterse, öyle ruh da namaz ister. Zaman gelince hemen kılacak, kılmayınca rahatsız olur. Bunu yaparsanız, inşaAllah, biz de sizi seviyoruz. Siz de bizi seviyorsunuz. Cennette Peygamber Efendimiz’e komşu oluruz. Allah razı olsun hepinizden. Fatiha. Sibay Sohbeti EuzübillâhimineşşeytanirracîmBismillâhirrahmânirrahîm Esselamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berekatuhu Ey Allah’ın sevgili kulları. Biz hepimiz Peygamber’in aşıklarıyız. Peygamber Efendimiz’in hususi hürmetine Allah kainatı yarattı. O’na hürmet etmek en büyük ibadetlerdendir. Allah Azze ve Celle diyor ki, “Ey Allah’ın melekleri Peygamber’e salavat getiriniz”. Salavat emirdir. Allah’ın emridir. Emir dediği ibadettir. İbadet derken, Allah’ın kimsenin ibadetine ihtiyacı yok. Allah muhtaç değil. Allah bütün dünya, hiçbiri Allah’a ibadet etmezse bile O’nun hiçbir eksikliği olmaz. Bütün dünya ibadet etse, gene hiç faydası yoktur Allah Azze ve Celle için. Allah Azze ve Celle fazlu keremiyle, cömertliğiyle insanlara ihsan ediyor ibadet etmelerini. “Edin” diyor. “Size vereyim”. Tükenmez Allah’ın hazineleri. Her şeyi yaratan, yoktan var eden Allah Azze ve Celle. Onun için hiçbir eksiklik olmaz. Yapın diyor. Bazen insan ne kadar cömert olsa da korkar, az mı verdim, fazla mı verdim diye. Allah’ın sevgili kulu Peygamber (s.a.v.)’de ve evliyalarda Allah’ın bu sıfatların hepsi var. Kerem sıfatı, cömertlik sıfatı. Korkmadan verirler. Malını mülkünü, hatta canını bile veriyor. MaşaAllah sizin buralardan (Beloret, Sibay, Baymak) çok evliya çıktı. Geçen sene, bu sene biz buralarda seyahat ettik. MaşaAllah, Allah cömertçe her şeyi vermiş. Yer üstü, yer altı zenginlikleri. Evliyalar, hayırlı insanlar vermiş. Buradaki insanlar çok ihlaslı insanlar. Kalpleri temiz inşaAllah. Ama Allah’a ibadet etmeleri lazım. İbadet edenler de, maşaAllah, her sene çoğalıyor. Geçen seneye göre cemaat üç misli çoğalmış. Allah Azze ve Celle peygamberlere iki emir vermiş. Bütün peygamberler onu yapmış. Birincisi çobanlık yapmışlar hayvanlara. Hayvanlar temiz, insanlara merhamet göstersin diye ilk başta o hayvanlara bakmış. İkincisi de seyahat. Evliyalar da aynı şekilde. Şeyh Efendi de seksen sene devamlı, durmadan seyahat etti. Seyahat, hem insanlara fayda olur, hem seyahat eden insana. Şimdi konuştuklarımızın çoğunu dinlemiş olabilirler ama şu anda ruhlarımız birbiriyle tanışıyor. Bu çok mühimdir. Allah “hatırlat” diyor. Şimdi konuştuk, iki hafta sonra aynı şeyi söylesek hiç bir manası yok, ama lazım. İnsan unutuyor. Unutmak insanın tabiatıdır. Onun için devamlı hatırlatmak lazım, devamlı arkasından dürtmek lazım ki ibadet etsin. Dünya insanı meşgul ediyor. Dünya işi mühim değil, ahiret mühimdir. Devamlı bunu hatırlatmak lazım. Bu insanların, Allah’a şükür, dediğimiz gibi kalpleri ve ibadetleri güzel. Kalan halklara hicap olacak, inşaAllah. Çünkü bugünden birbiriyle aşklanır, nasıl yabani aşk aşık olursa, bunlar da ötekilerden daha iyi olur, inşaAllah. İyi işler yapsınlar, inşaAllah. Allah’ı, Peygamber’i, evliyaları sevmek iyi iştir, kötü iş değildir. Bazı insanlar var, İslam’ı daha iyi yapıyorum diye daha da yoldan çıkıyor bilmeden. Nasıl çıkıyorlar? Onlar diyor ki Peygamber geldi gitti, o öldü diyorlar. Halbuki Peygamber “Ben canlıyım. Yaşıyorum” diyor. “Kim bana salâtu selam getirirse ben ona hemen cevabını veririm” der. Evliyalar da Allah’ın sevgili kullarıdır. Allah ne kadar peygamber göndermişse o kadar da evliya göndermiş. İnsanlara hizmet etsin diye. Peygamber Efendimiz’in Hadisi var “Onlarla rızıklanırsınız. Onlarla yağmur yağar, onlarla savaşı kazanırsınız.” Peygamber’in sahabesi de 124 bin. Peygamber de 124 bin. Her vakit dünyada 124 bin evliya var. Onların, geçen peygamberlerimizin bereketleri, duaları kabul olur. İşte bunları öğretiyoruz. Yani onlar “biz daha iyi biliyoruz” diye sizi kandırmasınlar. Kur’an varsa çocuklar da, iyice okusun baksın, o zaman doğru yolu bulur. Çünkü buralar İslam’ın hem nur, ışık verdiği memleketler, İslam’a hizmet ettiler, hem korudular hem çoğalttılar. Onlar azdır. Onlar da doğru yola gelir inşaAllah. Onların doğru yolda olmadıklarını ispat eden çok deliller var, ama o mühim değil. Ufak bir şey var. Daha açık gösteriyor millete asıl durumu. Onların halkın arasında söyledikleri bir söz var. Onu yeni duydum buraya gelince. Onlar burada vahhabit, salafit, cihadit. “Dit” dedimi bu şeytanın şeyidir demek. Komünist vs. bunun gibi “it, ist”le biten ne varsa hepsi şeytanın adamıdır. Önce komünisttiler, sonra vahhabit oldular. Ben Şam’da doğdum. İyi biliyoruz onları. Bütün Araplar onlar gibi değil, Arap deyince hemen ona inanıyor. Araplar arasında vahabiler çok azdır. Ama ...oldukları için sesleri çok çıkar. Ben hatırlıyorum küçükken. Filistinlilerin hepsi komünistti. O zamanlar Beyrut’ta oturdum. Hep beraber orada yaşıyorlardı. Ondan sonra bu daire nasıl dönerse onlar da burada komünistti, dönünce vahhabi oldu. Aynı yerde. Ama bizim bazı insanları kandırıyorlar. Diyorlar ki “Peygamber Efendimiz Arap’tır”. Ama çoğu Arap ondan değildir. Peygamber Efendimiz söyledi “Ben sevdiklerimle beraber olurum”. Onlar sevmiyorsa biz seviyoruz Peygamber’i. Biz onunla beraber oluruz inşaAllah. Bu hepimize müjde. Peygamber Efendimiz’in müjdesidir. O çok mühimdir. Vahhabitlere sakın kanmayın. Peygamber’e hürmet edin. Peygamber Efendimiz için Allah Azze ve Celle Kur’an’da çok ayetler, çok sureler yazmış, Allah’a şükür. Bir de bu sene Haccül ekberdir (büyük hac). Bu hacda 70 haclık sevap alır insan. Geçen sene mübarek Recep ayında gelmiştik. Kurban Bayramına kadar 15 gün kaldı. Allah mübarek kılsın. Zilkade ayında oruç tutanlara çok büyük sevap olur. Ama tutamayan 8-9. gün tutsun. Arefe günü, hacıların Arafat’a çıktığı gün, 1 gün tutsa bile çok büyük sevap kazanır. Arefe günü bin tane İhlas okusunlar. Allah niyetlerinize göre verir inşaAllah. Kurban vaciptir. Parası olan için. Parası olan kesmesi lazım. Peygamber Efendimiz’in hürmetine Kıbrıs’taki dergâhta cumadan sonra dua ediyoruz, yağmur duası. Burada da yapalım, inşaAllah, biraz yağmur yağsın. Cuma namazından sonra. Allah bereket versin inşaAllah. Fatiha. Yumaguja Sohbeti EuzübillâhimineşşeytanirracîmBismillâhirrahmânirrahîm Esselamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berekatuhu Allah, Peygamber Efendimiz’e “Oku” (İkra) diye emretmiş. “Oku ve öğret”. Peygamber Efendimiz okuma yazma bilmezdi. Cebrail (a.s.) ilk ayeti indirince ona “Ben okuyamam, okumayı bilmem” demiş. Gene “Oku” dedi kendisine. Gene “Okuma bilmem” dedi. Ondan sonra bu sure indirildi “Iqra biismi Rabbika allathee khalaq” ‘YaratanRabbi’nin ismiile oku’. Bu Peygamber Efendimiz’in Hakk Rasul, Allah’ın sevgili kulu olduğuna en büyük işaret ve delildir. Peygamber Efendimiz okuma yazma bilmez, bir medresede tahsil görmemiştir. Her şey Allah Azze ve Celle’nin elindedir ve okuma yazma bilen birini koyabilirdi peygamber olarak. Ama o vakit mucize olmazdı. Allah bütün Kur’an’ı ona indirdi. Onun öğrettiği üzere yazıldı Kur’an. Bir de yüz binlerce Hadis var. İslam dini bütün dünyadaki insanların doğduğundan ölene kadar yapacağı işleri söylemiştir. O da işte Peygamber Efendimiz’in mübarek ağzından söylenen şeyler. Demek kendi nefsinden söylememiş, Allah’ın emirlerini söyledi. İnsanlara güzel yolu gösterdi. En mükemmel nizamı öğretti. Ama Mekke’deki kâfir Kureyş kabul etmedi. Konuşması çok güzel derlerdi, ama kabul etmezlerdi. Niye kabul etmediler? Kibirlerinden. “Sen fakirsin, sen yetimsin. Senin okuma yazman yok. Biz senden daha üstünüz” diye itiraf ettiler. Onlar ne oldu? Cehenneme gitti hepsi. İnat ettiler. Hakk’a karşı ise inat etmemek lazım. Hakk’ı görünce kabul etmek lazım. İnat küfrün bir işaretidir. Onlar komşularıydı. Kabile de aynı kabileydi. Kureyş kabilesi. Kureyş’in kâfirleri de vardı, müslümanları da. Yani aynı kabileden olduğu halde kabul etmediler. Onlar ne oldu? Cehenneme gitti. Bunun aksine binlerce kilometre uzaklıkta bulunan insanlar Peygamber Efendimiz’i kabul ettiler. Onlar ne oldu? Onlar Allah’ın sevgili kulları oldu. Peygamber Efendimiz’in ahbapları oldu. İşte onlar sizin atalarınız, bizim atalarımız. Onların bereketiyle bugünlere kadar buralar İslam kalesi olarak hayatta kaldı, Allah’a şükür. Bu meseleyi niçin söylüyoruz? Çünkü şimdi çoğu insan Araplara kanıyor. Tabii bütün Araplar da kötü değil. Bir kısmı. Peygamber’i sevmeyen Araplar cehenneme gitti. Peygamber’i sevmeyen müslümanım dese de son nefeste imanı tehlikede olabilir, imansız çıkabilir bu dünyadan. Buradakiler, Allah’a şükür, uzak oldukları halde, onları görmedikleri halde iman ettiler ve cennetin en yüksek mertebelerine yetiştiler. Onun için bu diyarda, bu yerlerde evliya çok. Bu Peygamber Efendimiz’in bereketiyle oluyor. Allah yolu peygamber yolu, ehl-i sünnet vel cemaat yoludur. Onlardan başka kimsede evliya yok. Onlar bütün sahabeleri kabul ediyorlar. Aralarında olan bir şey varsa karışmıyorlar. Kendi hallerine, vazifelerine bakıyorlar. Başkasına bakmaya ihtiyaç yok. Ehl-i sünnet vel cemaat olmayan insanlar iki çeşit var. Bazıları sahabeleresöverler, bazıları da evliyalara söverler. Biz ikisini de seviyoruz. Biz ehl-i sünnet vel cemaatiz, Allah’a şükür. Allahım, bereketleri üzerimize olsun. Daha da çoğalsın inşaAllah. Bunun gibi cami daha 10 tane, 20 tane olur inşaAllah. Bereket olur inşaAllah. Hepiniz sağlıklı, mutlu, Allah’ın muhafazası altında olun. Çoluk çocuklar doğru yolda olsun. En büyük şeyi insanın çocuğudur. Kendi çocuğunu iyi yetiştirirse ilk önce kendine fayda olur, sonra memlekete. Rahmette olur. Ölünce insan üç şey arkasından hayırlı gelebilir. Hayırlı evlat, yaptığı hayırlı işler, bunun gibi cami, bir de sadaka-i cariye, su çeşmesi, yol vs. Amin. Wa min Allahi tawfeeq. Fatiha. Şeyh Gilâzetdin Makamı Yanındaki Dua EuzübillâhimineşşeytanirracîmBismillâhirrahmânirrahîm Esselamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berekatuhu Evliya kıyamet gününde şefaatçi olur inşaAllah. Bu dünyada da himmetleri hazır olsun. Ziyarete gelenler saadete kavuşsunlar. Buraya insanlar Allah için geldi. Onların ne gibi arzuları varsa kabul olsun. Bize de dua etsinler inşaAllah. Allah hepimizin dualarını kabul etsin. Fatiha. Narıstau Sohbeti EuzübillâhimineşşeytanirracîmBismillâhirrahmânirrahîm Esselamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berekatuhu Tarikat sohbetle kaimdir. Hayır cemiyetledir. Şah-ı Nakşibendi hazretleri sohbetlerden önce böyle söylerdi. İyi insanlarla görüşmek iyidir. Bu iyi cemaattir. Hocamızın dediği gibi biz buralara uzaktan geldik, ama Allah bizi mükafatsız bırakmıyor. Bir Hadis-i Şerif’te deniyor ki bir müslüman ikinci bir müslüman kardeşine buluşmak için gidince her adıma bir sevap yazılıyor, günahları affediliyor, bir derece yükseliyor. Biz o kadar yoldan geldik, siz de buralara uzaklardan geldiniz. Size de aynı sevap yazılıyor. Saatlerce beklediniz. Hava güzel, ama güneş altında oturana da biraz zor olur. Allah’a şükür, biz hocamızın dediği gibi ilk defa geldiğimiz vakit anamızın memleketini görelim diye geldik. Ondan sonra daha fazla sizleri de görmek nasip oldu. Bir de bu mübareklerin gibi, onların (sahabelerin) yaptıklarını yapmak da Allah’ın karşısında mükafata layıktır. Sahabeler buraya kadar gelmişler. O kadar yolu meşakkatle gelmişler. Biz ise üç saatte geliyoruz. Sahabeler burada hürmet gördüler. Hürmet ettiler, çünkü Allah buradaki insanlara bu tabiatı vermiş. Hürmet, edep var buradaki insanlarda. O edepten dolayı hemen hepsi kabul etti İslam’ı. İslam dini kolaylık dinidir. Onda zorluk, ağırlık yok. Peygamber Efendimiz “Yassiru wa la tu’assiru” ‘Kolaylık gösterin, zorluk yapmayın’ diyor. Ağırlık nedir? “Sen böyle yaptın, sen günah yaptın, sen dinden çıktın” diye ağırlık yapıyorlar. Arabistan Peygamber Efendimiz’in çıktığı mübarek yer. Hicaz daha doğrusu. Peygamber Efendimiz Arabistan’ın bazı yerlerini karn-i şeytan dedi, yani orada şeytan boynuzları var. Onun için her Arabistan’dan geleni iyi adam bilmeyin. Fitne yapınca onlar iyi değil. Peygamber Efendimiz’in zamanında da böyle insanlar vardı. Onlar gözükmüyordu. Hemen Peygamber Efendimiz’in akabinde çıktılar meydana. Peygamber Efendimiz’in bir Hadis-i Şerifi’nde deniliyor ki, onlar bir namaz kılarlar sahabenin kıldığı namaz bile onlarınki yanında hafif kalır. Öyle oruç tutarlar ki sahabeler de onlar yanında daha az oruç tutarlar. Ama onlar dinden ok yaydan çıkar gibi çıkarlar. Onların bu namaz kılmalarına, İslam’ı uygulamalarına inanmayın. Bizim burası 1400 seneden fazla müslümandır. O vakit onlar var mıydı? Yeni çıktı bunlar, 20 sene falan önce. Dedem anlatırdı ki onlar buradan gittiği vakit burada komünistler vardı. Onlar bütün milleti kandırmışlar. Milletin hepsi öyle kanmıştı ki işçiler, çiftçiler; zenginleri, fabrika sahiplerini öldürüp mallarını almışlar. Ondan sonra 70 sene ezdiler buradaki insanları. Onlar kandırdılar, o bitti. Ama şeytan boş durmaz. Bir zamanlar İstanbul’daki bir Patrik, Şeyh Efendi’yi davet etmiş. O oraya gitmiş. Oturunca Şeyh Efendi’ye “bu şerler ne zaman bitecek? Onlar bitsin diye ne yapalım?” diye sormuş. Bizim Şeyh Efendi şakayı severdi ve o şakayla hikmet söylerdi. Bu sıra da şakayla “Şeytan emekli olunca” diye cevap vermiş. Şeytan daha emekli olmadı. Komünistlik bitti, şimdi vahhabitlik başladı. Onlar şeytan adamları işte. Satanist var, komünist var, bilmem, ateist var. Vahhabit, salafit, cadidist, bunlar hepsi şeytanın adamı. Siz tarikatist diye bir şey duydunuz mu? Yok. Tarikat için tarikat ehli diye söylerler. Bunlar Allah’ın kişileri. Allah’ın sevgili kulları. Bunlar açıkça söylüyor. Ama yine kanıyor bazı insanlar. Kanmayın onlara. Allah şükür, dediğimiz gibi Peygamber Efendimiz “Yassiru wa la tu’assiru” ‘kolaylık gösterin, zorluk yapmayın’ diyor. Zorluk nedir? Sen şunu yaptın dinden çıktın, sen bunu yaptın kâfir oldun. Seni öldürmek lazım, seni kesmek lazım demektir. Öyle kolay değil adam öldürmek, kafana göre yapamazsın. Cihat yapamazsın kendi kafana göre. Çünkü her insanda muhakeme kabiliyeti yok. Herkes kalkıp da “ben cihat yapacağım” diyemez, insan öldüremez. Bunu yapsa terörist olur. İşte az bir insanlar, vahabiler bütün millete zarar verir. Bu dünyada “Ben müslümanım” dedin mi, sana canavar gibi bakıyorlar. Allah’a şükür, siz burada müslüman atalarınızın yerlerinde yaşıyorsunuz. Kimse size bir şey demiyor, etmiyor. Ama biz Avrupa’ya gidiyoruz, her tarafa gidiyoruz. Orada müslümanlar “biz müslümanız” diyemiyor artık. Bunun bir açıklaması yok. Bu sırf şeytan adamlarının işi. Onları nasıl açıklamayı bilemiyorsun, bu adam nedir, neyin nesidir derken ancak şeytan adamı olduklarına inanıyorsun. Müslümanı katleden, müslümana kâfir diyen adam şeytan adamından başka biri olamaz. Peygamber Efendimiz diyor ki “sen kâfirsin diyen adam kendi kâfirdir”. Onun için siz, Allah’a şükür, bu yollardasınız. Daha çoğalırsınız. Onlar azınlıktır. Ama sesleri biraz fazla çıkıyor zannedersem. Bu kadar halk, nereye gittiysek binlerce insan bizimle görüşmeye geldi. Onlar bir şey yapamazlar. Hazreti Ali Efendimiz demiş ki “Ne kadar alim varsa konuşurken onların hiç biri benim üstüme çıkamadı”. Hazreti Ali ilmin kapısı, Peygamber Efendimiz şehridir. Hazreti Ali ilmin kapısıdır. Bir de cahillerle konuşup onlardan hiçbirini yenemedi. Cahille ne konuşacaksın? Hiçbir şey yok. Onun kafası taş gibi. Siz vahhabileri bilmeden daha önce söylerlerdi onlar hakkında, kafaları dört köşe, hiçbir şey yok, yani hiç çalışmaz kafaları onların. Bir de bütün Araplar vahhabi diye zannetmeyin. Vahhabiler çok az. Çok az, ama ellerinde para var. Para ile kandırıyorlar. Başka türlü ne? Petrol olmadan, 50 sene önce onlardan hiç biri yoktu. Petrol çıkınca, paraları olunca dünyada fesat çıktı. Petrol denen şey de yaramaz bir şey. Nerede çıkarsa insanların başına belâdır. Bakın her tarafa, ya gelip petrolü alıyor, ya memleketi alıyor petrolü alalım diye. O parada hayır yok, o parayı petrolden alıyorlar. Burada şeytana hizmet ediyorlar, ahiretlerini satmış oluyorlar. Allah onları ıslah eylesin, ne diyeceğiz artık. Biz buradaki insanlar onlara kanmasın diye her tarafa bu kadar haber veriyoruz, söylüyoruz. Çünkü bu iki kuruşluk dünya değil, ahiret mühimdir. Kendi yaptığın ibadetle cennete girmek kolay değil. Neyle girilir? Peygamber şefaat edecek bir de. Onlar istemiyor. Peygamber şefaati diye bir şey yok diyorlar vahabiler. Onlar bu dünyada fesat yaptılar ama ahirette de ziyandadırlar. Peygamber Efendimiz’in Hadisi’nde denildiği gibi;“kişi sevdiğiyle beraber olur”. Biz Peygamber Efendimiz’i seviyoruz. Sahabeleri seviyoruz, evliyaları seviyoruz, atalarımızı seviyoruz. Kıyamet günü hep onlarla haşrolur cennete gireriz inşaAllah. Onlar kimi seviyor. Abdul Vahhab’ı, Teymiyye’yi seviyor, yani yaramayan adamları seviyor, şeytan adamlarını. Onun için biz dünyada kalkıp da onlarla savaşacak değiliz. Onlar hesaplarını ahirette versinler. Ya bu doğru yola gelirler yahut kendileri bilirler. Daha önce dediğimiz gibi cahille fazla konuşulmaz. Onu bırakacaksın. Allah’a şükür, her gün mescitler çoğalıyor. Geçen seneden bu yana, bir buçuk yıl içinde 50’den fazla mescit yapıldı burada. Devamlı yapılacak inşaAllah. Medreseler de var. Ehl-i sünnet vel cemaat olarak yetiştirilecek inşaAllah insanlar. İlim talebelerinin rızkına Allah kefildir. Gidip de para için ahiretini satma. Ahiret ebedidir, dünya kısa, çok kısadır, çabuk geçer. Çok alimler yetişti bu memlekette. Şimdiye kadar camiler yapıldı, şimdi medreseler de var, Allah’a şükür. Hepsi Allah’ın en güzel yolunu gösterdi. Eskiden hiç duyulmadı müslüman arasında fesat filan. Sen iyi, sen kötü diye öyle bir şey yoktu. Helal malla, helal para ile inşaAllah medreseler devam eder. Onlar geçicidir muhakkak. İnsanlar çok eziyet çekti. Atalarımızın duaları var. Onların eline kalmaz buralar. Bir de bu vahhabiler Suriye’ye, İran’a gidip savaşıyor. Orada yaptıları zulüm işlere benzer ufak bir şey bile hiç bir müslüman kitabında yok. Vahhabi kitabında var o dediğimiz şeyler, yani adamı doğramak, adamı kesmek gibi şeyler. Öyle şeyler ancak şeytanın kitabında yazılıdır. Çünkü bir müslümanı öldüren ebedi cehennemdedir. Müslümanı öldürüp hem kendine ziyan ediyor, hem insanlara. Bir de çoluk çocuk demeden yapıyorlar bu tür şeyleri. Bir misal verelim. Sigara içme, günahtır, haramdır, diyor. Sigara içmeyin, esrar için derler. Esrar için, çünkü Afganistan’daki bizim mücahit kardeşlerimize yardım oluyor diyorlar. Artık düşünün bu esrar içen, eroin içen adamdan ne fayda gelir İslam’a? Allah ıslah etsin, başka bir şey diyemiyoruz. Allah hepimizi muhafaza etsin. Teşekkür ederim. Buraya kadar geldiniz. Ne gibi hayır maksatlarınız varsa hasıl olsun, dualarınız kabul olsun. Allah’ın muhafazası altında olun. Şeytan şerrinden, kişilerin şerrinden uzak tutsun sizi. Görünür görünmez ne gibi hastalıklar varsa şifalar olsun. Evlatlarınız hayırlı evlat olsun inşaAllah. Kimseye muhtaç olmayın. Allah hepinizi akıldan, imandan mahrum etmesin. Peygamber Efendimiz ne gibi hayırlar istediyse onlardan istiyoruz inşaAllah. Ne gibi şerlerden istemediyse biz de istemeyiz. Allah’ın, Peygamber Efendimiz’in sevgili kullarından olalım inşaAllah. Fatiha. Yarıştau Mülâkatı EuzübillâhimineşşeytanirracîmBismillâhirrahmânirrahîm Esselamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berekatuhu – Şeyh Efendi, kim yatıyor burada? Kimin yanına geldik biz? – Sahabe yatıyor burada. Peygamber Efendimiz’in sahabesi. – İkinci defa Rusya’ya geldiniz.Ve bu sefer de Başkurdistan’a geldiniz. Bunun asıl sebebi nedir? – Allah’a şükür, bizim burada bu insanlar, ihvanlar çok. Burada, maşaAllah, insanlar iyi. Onlar bize dua etsinler, biz de, inşaAllah, dua edelim. – Tarikat ile şeriatın birlik olduğunu ispat eden ne gibi deliller vardır? Tarikat şeriatsız mı olmaz, yoksa şeriat tarikatsız mı olmaz. – Tarikatla şariat iç içe. Yani nasıl cevizin içi, kabuğu varsa, tarikatla şeriat da aynı. Hiçbir fark yok. – Geçen sene geldiğinizde de, bu sene de çok insan beyat aldı. Şimdi biz ne yapmalıyız? Bizim asıl vazifelerimiz nelerdir? – Onlar namaz kılsınlar. Tarikata bağlandılar. Beyat yeter o kadar. Ama Şeyhimiz’in emri var, namaz kılsınlar. Hiç kılmayan başlasın yavaş yavaş. Hepsini birden kılamazsa ikişer ikişer başlar yavaş yavaş. Ondan sonra dörde çıkar, sekize. – Bu sene geldiğinizde de vahhabilere karşı sertçe konuştunuz. Şimdi biz de onlara karşı söylemeli miyiz? – Tabii, onların işini söylemek lazım. Şimdi vahabilerin yaptıklarını görüyoruz. Savaş yapıp İslam’da olmayan çok şeyleri yapıyorlar. Adamları parça parça ediyorlar. Sen tarikat ehli isen seni koyun gibi kesiyorlar. Elinde tesbihin olsa onun için kesiyor adamı vahhabi. – Televizyon, radyo sayesinde tarikata davet etmeli miyiz? – Buradaki atalarımızın hepsi Nakşibendi tarikatındaydı. Burada başka tarikat da yoktu. O da zaten şeriatı en sağlam tutan şeydir. Ehl-i sünnet vel cemaat Peygamber Efendimiz’in söylediği tayfadır. Ahir zamanda 73 fırka olacak ümmet. 72’si cehenneme gider dedi Peygamber Efendimiz. Bir tanesi cennete girer. Sordular sahabeler, “O zaman nasıl bilelim?” “Onlar çoğunluk olur” dedi. Allah’a şükür, onlar çoktur. Edepli onlar, sesleri çıkmaz. Ötekiler arsız, edepsiz. Edep olmadığı için bağırırlar, çağırırlar, her pisliği yaparlar. Bizim tarikatımız edebe dayanır. Peygamber Efendimiz demiş “Allah beni edepli yarattı. En güzel edebi bende yaptı”. – Evliyaları ziyaret etmenin ne gibi büyük ehemmiyeti var? – Onlar yaşadıkları vakitten daha kuvvetli oluyor vefat edince. Ama doğrudan onlardan değil, onlar hürmetine Allah’tan diliyoruz. – Mezarlıkları ziyaret ediyoruz demek doğru olmaz. Biz evliyaları ziyaret ediyoruz. Bunu nasıl anlatmalıyız? – Anne babayı her Cuma ziyaret etmek de çok büyük sevaptır. Başka mevtalara gidip okuyunca da sevap olur. – Şimdi Başkurdistan’da gezerken hangi yerler daha çok tesir etti size? – Her tarafta çok güzel oldu. Her yerde hürmet ediyor insanlar. Gelip bekliyorlar caminin önünde. Edeple. Onların kalpleri de çok temiz, güzel. – Bizim eskiden hürmet ettiğimiz Ural kahramanımız var. Şimdi onun peygamber olduğunu öğrendik. O yüzden biz ona karşı nasıl davranmalıyız? Ona peygamber demeli miyiz? Bu haberi halk arasında yaymalı mıyız? – Tabii, tabii. Allah Azze ve Celle her ümmete peygamber göndermiş. Kur’an’da da var. Bu da Türklere gönderilen peygamber. Tabii, çok eskiden gelmiş. 124 bin peygamber var. – Geçen sene geldiğinizde okuduğunuz duanız sayesinde buraya çok bereket geldi. Bu sene de dua okusaydınız. – İnşaAllah, hepinize bereket olsun. Çocuklarınıza, hepinize hidayet olsun, doğru yola gelsin herkes. Buranın insanı hem beden olarak hem manevi olarak çok kuvvetli. Dünyaya yenilmesinler inşaAllah. İnşaAllah, bolluk bereket içinde saadet afiyetle yaşasınlar, Allah muhafaza etsin hepinizi. Fatiha. Şaran Sohbeti EuzübillâhimineşşeytanirracîmBismillâhirrahmânirrahîm Esselamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berekatuhu Buranın sahiplerinin Peygamber’e, Evliyalar’a hürmetleri var. Onlar size edep öğretirler. Herkese hürmetleri var. Herkese Allah hidayet etsin diye dua ederler. Burası Allah’ın evidir, herkes gelebilir. Herkese kapısı açıktır. Allah razı olsun, hayırlı olsun inşaAllah. Lâle Camisindeki Sohbet EuzübillâhimineşşeytanirracîmBismillâhirrahmânirrahîm Esselamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berekatuhu İlk önce Talgat Tacuddin Efendi’ye teşekkür edelim. Teşekkür herkese vaciptir. Allah Azze ve Celle’nin emridir. Talgat Tacuddin Efendi bundan 25 sene önce ilk başta beni bir gazetede görmüştür. Peygamber Efendimiz “insanı yüzüne benzetmeyin” dese de, bu istisna olmuş. Onun tarikata, meşayihlere hürmeti var. Daha sonra tanıştıkça hakikaten doğru düşündüğümüzü ispat etti. Çünkü siyaset bilir. İnsanlarla güzel muamele yapar. Müslüman ve gayri müslümanla nasıl konuşacağını, neler söyleyeceğini bilir, güzel konuşup işleri halleder. Böyle insanlar lazımdır. Bunu herkes yapamaz. Bir hikaye anlatalım. Adamın biri bir insanı davet etmiş. İnsan gelince biraz sonra dayak yiyip kaçarmış. Kim gelse aynı şekilde yapmış. En sonda birisi “ben gidip bakacağım niçin insanları dövüyor acaba?”. Gitmiş bakmış, büyük bir sofra var. Adam demiş, getirmiş birisini, “onu al” demiş. O hiç ses çıkarmamış, ne getirdiyse almış, yemiş. Ve bekliyor ne zaman dayak yiyecek. Ama ona hiç bir şey yapmamış. Demiş “Dayanamam, beni ne zaman döveceksin?” “Niçin döveyim seni? Sen misafirsin. Ne verdiysem kabul ettin yedin, sesini çıkarmadın” demiş adam. Ama hepsi “beni dövdü” diyor. “Onlar ne etti ki?” “Onlar ne getirdiysem itiraz ettiler. Onu getir, bunu getir dediler. Ben onları Allah için yedirdim, ikram ettim. Onlar ise ses çıkardılar. Onun için ben onları kovdum” demiş. Bu zamanki müslümanlar mülayim olsa bir zarar gelmez. Bilakis faydası olur.Verileni yerler, kalanı kalır, yiyenlere bereket olur, geçinip giderler. Bizim millet ikramı seven insandır. Yedi gün dolaştık, millet her yerde sofra kurmuş. Bunlara bir şey demiyoruz, bereket için yiyoruz. Bu çok mühim. Müslümanlar mülayim olur. Peygamber Efendimiz diyor ki ‘o başkasını sever, onu da başkası sever’ yani insanlar ülfetli olur. Bazı insan hakkında katır gibi insan derler. Çok huysuz olur. Arkasından geçemezsen vurur. Arkadan vurur, bir de ısırır. Öyle olmaz insan. Müslüman mülayim olacak, merhametli olacak. Rahmet etmeyen rahmet bulmaz. Allah’a şükür iki yıldır dolaşıyoruz. Az önce bir hanım televizyondan, “Ne gördünüz memlekette?” diye sordu. Allah’a şükür, dedim ki “Güzellik gördük. Çirkinlik filan görmedik inşaAllah”. Sen nasıl görmek istersen öyle görürsün. Güzel görmek istersen güzel görürsün, çirkin görmek istersen çirkin görürsün. Ayıp ararsan ayıp çok insanlarda. Onun ayıbına bakacağına kendi ayıbına bak. Kendi nefsine baksan hakikaten en kötü insan sensin, senin nefsin. Çünkü nefis öyle bir şeydir ki imkan olsa herkes firavun olabilir. Firavunu ayıplamayın. Herkes “ben iyiyim” demeyin sakın. Herkes iyidir. Her şey Allah’a şükürlü. Allah’ın verdiği şeyler bunlar. “La in shakartum la azidannakum” ‘şükredin de ziyade edelim’. Allah’a şükür, geçen seneden bu seneye 100 tane cami artmış. Yüzlerce, binlerce insan namaza başladı, doğru yola geldi. Bu en güzel şeydir. Epeyce eziyet çekildi bu sizin yerlerde. Ama millet sabırlı. Mihnet de Allah’tan geldi. Ona da hamdolsun diyelim. Nasıl demir ateşte vuranda çelik olur millette de öyledir. Ne kadar zahmet olduysa o kadar daha keskin, daha sağlam, daha kuvvetli olur. Boşa hiç bir şey olmaz Allah’ın emriyle. Sabah işte biz Hacı Anne’nin akrabalarına ilk defa gittik. Onlar da anlatıyor işte bizimkiler buradan kaçıp gittikleri vakit babası gitti annenin. Annemin dedesi kızını görmek için arkalarından gitmiş. O zamanlar bir yerden bir yere gitmek kolay değildi. İki üç ay içinde onlar başka yere gitmiş, onları bulamamış. O hasretten hasta oldu, vefat etti. Bütün çocuklarına söylermiş “kızım vardı, gitti. Siz ölürseniz çocuklarınıza anlatınız ki bir gün birisi gelip siz buluşursunuz, anlatırsınız”. Allah’a şükür, bugün gittik, anlattılar bu meseleyi. Hepsi çok ağlamışlar, çok hasret çekmişler. Dedik bu boşa gitmez. Onlar Allah için hicret etti, bunlar da hasretlerini çektiler. İkisi de ahirete gittiler. Orada buluşacaklar inşaAllah. Hicret eden tabii cennette Peygamber Efendimiz’in komşusu olur, hasret çeken de onunla beraber olur. Ben anlattım ama hiç kimsenin ailesinde böyle şeyler olmasın. Hepimiz aynı şekilde. Çektiklerimizin hepsi Allah yazılı. Allah ecrini verecek. Binlerce köy, ev yıkıldı, insanlar öldürüldü. Onlar tabii en büyük mertebelere yetişti, Halet mertebesine yetişti. Onlar kıyamette şefaatçi olurlar size. Hem şefaatçi, hem temelleridir bu memleketin. Bu İslam kalelerinin temelleridir onlar. Kıyamet olana kadar burada müslümanlık ayakta duracak Allah’ın izniyle. İyi yapan da gitti. Onları öldüren de gitti. Onların cezasını Allah verecek, onların yeri ebedi cehennemdedir. Ötekiler cennettedir Allah’ın izniyle. Şehit olan insan ahirete gittiği vakit “gene bana ruh ver Allahım, gene şehit olayım” der. Onlar boşuna gitmedi. Onların dualarıyla buralar sağlam kaldı. Bir de soruyorlar “Evliya var mı bu yerde?” diye. Her yerde vardır. Allah’ın sevgili kulları onlar. Veliyullah demek ne demek? Şimdi yeni tayfa çıkmış. Biz onları da seviyoruz. Onlar bizim kardeşlerimiz. Onları Allah ıslah eylesin diyoruz. Bu vahhabitler, salafitler dediğimiz buradaki insanlar. Ama dışarıdan gelenleri Allah kahretsin. Veliyullah demek ne demek? Veliyullah Allah’ın sevgili kulu demek. Keramet yapsın yapmasın sevildi mi Allah’ın tarafından, Allah’ın velisi olur. Onlar her tarafta var. Bir de dediğimiz gibi Allah’ın kulu olmasa İslam bu saate kadar buraya yetişebilir miydi? Dualarıyla bu zamana kadar geldi. Anne babanın duası çocuklara hep mahsustur. Çocuklarınıza hep hayırlı dua edin. Dua edin, dikkat edin terbiyelerine. Anneler, hanımlar, kim varsa, en büyük vazife sizindir. Siz erkekten daha mühim insanlarsınız. Vazife nedir? Çocuklara bakmak. Bir tane hayırlı insan yetiştirse bin tane fabrika idare etmesinden daha hayırlıdır. Şeyh Efendi sevmezdi çalışan kadınları. “Çalışmayın” derdi. “Evde çocuklara bakın” derdi. Ben cumhurbaşkanı olursam çalışmayan kadınlara maaş verirdim. Hiç çalışmasınlar diye. Burada alışmışlar, kaç seneden beri çalışıyorlar. Gene de çocuklara dikkat edin. Arkadaşlarına dikkat edin. Çocuklar fazla dinlemez gene de boş bırakmayınız. Namaz kıldırın, oruç tutturun. Hacı Annemiz küçükken biz oruç tuttuğumuz vakit her gün için bir akçe verirdi. Bir sene üç gün, ikinci sene yedi gün, böyle alışa alışa çoğaltırdı. Bir de çocuğuna namaz kıldın mı diyeceksin. Bazı insan çocuğuna “namaz kıldın mı?” demeye üşeniyor. Yavaş yavaş yedi yaşında başlarlar. Zorlukla beraber kolaylık olur insana. Allah Azze ve Celle Kur’an’da yemin ediyor: “Fainna ma’a l-‘usri yusra” ‘Ağırlıklardan sonra kolaylıklar gelir’. MaşaAllah, gene Şeyh Efendimiz’in dediği gibi bu insanlar, sizin memleketin insanları, çalışkan insanlar, tembel değil. Bunlar oturursa yorulur diyor. Çalışacaklar, çalışınca rahat ederler. Dünya için de çalışsın, ahiret için de çalışsın. Günde üç tane sekiz saat var. Birisi çalışmak için, ikincisi istirahat için, üçüncüsü ibadet için. Ama sabah namazını kılıp da evden çıkarken “ben Allah için niyet ettim” diye çalışsa da ibadet sayılır. Rızkını, helalini kazanmak da Allah rızası için derse o da ibadet olur. Bizimkilerin çeneleri daha kuvvetli. Bazıları ibadet etmez, “çalışmak da ibadettir” der. Namaz da kılmazlar, oruç da tutmazlar. Bu ibadet olmaz. Sen namaz kılıp da Besmele çekip çocuklarını yedireyim diye çalışırsan o zaman ibadet olur. Bunlar niçin? Faydası kime? İbadet sizin için faydalı. Hem maddi fayda olur, bütün yaptığınız işler bereketli olur hem huzur bulursunuz. Burada talebeler var. Çok güzel. Allah razı olsun. Bunlar ne kadar çoğalırsa o kadar ihtiyaç var gene. 100 talebe varsa bir sene içinde 10 bin tane olup Ehl-i sünnet vel cemaat olarak yetişsinler. Binlerce alim çıktı ehl-i sünnet vel cemaat. İşte bu alimlerin çoğu bu taraftan çıktı. İtikat alimlerimiz, fıkıh alimlerimiz, her türlü alim çıktı buradan. Herbir alim dünyayı tutar, o kadar kuvvetli ilimi vardı. Şimdi bu yeni çıkan tayfaalim değil de alimsu, yani kötü alim. Hadisler’i var Peygamber’in, onlar cehennemdedir. Bu insanlar bizim bu bütün iyi alimleri, Allah’ın sevgili kullarını, evliyalarını bıraktılar. Üç tane, bir tane, onların isimlerini söylemeye gerek yok, meclisin tadı, bereketi kaçmasın. İnsanlar onların sözünü dinliyor, şu alim şöyle dedi, şu alim şöyle. O alim değil, alimsudur. Onlar cevabını verecek artık ehl-i sünnet vel cemaat alimleri, binlerce kitap var onların yanlış olduklarını anlatan. İnşaAllah, gene burada üç bin olsun, otuz bin olsun, yüz bin olsun, binlerce alim çıksın. Ne kadar çoğalırsa o kadar mercingibi çoğalsın. Şimdi bunlar yavaş yavaş taş nasıl işlenirse mücevher nasıl işlenirse, bunlar da medreselerde işleniyor. Güzel cevherler çıkacak bunlardan. Bunlara nasihatımız şimdi. Tembellik etmesinler, epeyce çalışsınlar. Kim geceleri ayakta oturup da kitap okursa, ders yaparsa yüksek derecelere erişir. Ondan daha mühimi, biz bu işe para için değil de Allah için kendimizi verdik. Rızık Allah’ın elindedir. Allah, talebenin rızkına ben kefilim diyor. Bu iki mesele çok mühimdir. Hem Allah rızası için hem çok çalışmak hem bizim alimlere hürmet etmek evliyalara hürmet etmek himmet ister (onlardan himmet istemek lazım). Onların himmetleri kabul olur. Ondan şüphe etmeyin. Öteki insanların demesine kanmayın. Dediğimiz gibi Allah onları ıslah etsin. Onlar da kardeşlerimizdir. Onlar doğru yola gelirse mesuliyeti yok. İşte biz ehl-i sünnet vel cemaatiz, Peygamber Efendimiz’in şefaatini istiyoruz. İslam dini edep dini, güzellik dinidir. Her zaman iyiliği öğretmek lazım. Allah sayılarını arttırsın. İlim talep etmek herkese farzdır, buradaki bütün insanlara. Siz buraya geldiniz ilim öğrendiniz. Evde bir şey okudunuz o da ilim öğrendiniz, yani o da ilim öğrenmek sayılır. Siz de boş durmuyorsunuz. Farz demek onu yapmayan günaha girmiş olur, onun için hepimiz sona kadar öğreniriz. İlmin sonu yoktur. Yani sen ne kadar ben alimim desen senden daha alimler vardır. Allah hepinizden razı olsun. Bunun gibi camiler binlerce olsun. Bereket olsun. Dünyaya nur gelsin. Eski zamanlarda buradan çok alimler çıktı. Onlar Mekke’de, Medine’de, Buhara’da, İstanbul’da, Kahire’de İslam dini için hizmet ettiler. Daha çıkar, inşaAllah. Fatiha.