Türklerde Tarih Yazıcılığı Pazartesi, 23 Ocak 2012 19:21 - Son Güncelleme Pazar, 15 Kasım 2015 21:56 a. Osmanlılar Döneminde Tarih Yazıcılığı : Türklerde Tarih Yazıcılığı: Osmanlı Devleti'nde tarih yazıcılığı, devlet politikası doğrultusunda yöneticilerin hayatları, başarıları, siyasi ve askerî olayların anlatılması şeklinde bir gelişme göstermiştir. Osmanlı tarih yazıcılığındaki temel amaç, devletin başarılarının gelecek nesillere aktarılmasıdır. Bununla birlikte devletin uygulamalarına yönelik, sonradan ortaya çıkabilecek iddia ve taleplere karşı bir kanıt oluşturmaktır. Osmanlı Devleti XVIII. yüzyılda, idari, siyasi ve toplumsal alanlarda olduğu gibi tarih felsefesi ve yazıcılığı konusunda da Avrupa'dan etkilenmiştir. Bunun sonucunda Osmanlı tarih yazıcılığının en önemli unsurlarından biri olan vakanüvislik, XVIII. yüzyılın başlarından itibaren ön plana çıkmıştır. Osmanlı merkez teşkilatında devlet tarihçisi olan vakanüvisler, kendilerinden önce yazılan olayları derlemişler ve görevli bulundukları dönemin olaylarını kaydetmişlerdir. Osmanlı Devleti'nde vakanüvislerden önce olayların kaydını "şehnameci" adı verilen görevliler tutmuştur. İlk vakanüvis Halepli Mustafa Naima Efendi'dir. Naima Efendi, tarihin sadece olaylar dizisinden ibaret olmadığını belirterek belgelerin dışında sosyolojik yorumlara yer verilmesini ileri süren bir tarihçilik anlayışını benimsemiştir. Vakanüvislerin eserleri dışında yazılmış Hoca Sadeddin Efendi, Aşık Paşazade, Oruç Bey, Behişti, Peçevî, Selanikî ve önemli bir devlet adamı olan Ahmet Cevdet Paşa'nın da tarihleri vardır. YAVUZ SULTAN SELİM: Dürüst düşünceli, değerli hükümdar Sultan Selim yeryüzüne düzen verme kaygusunu kendisine dert edinmiş bulunuyordu. Padişah hazretlerinin esenlik getirecek buyruklarına uymayı da kendi mutluluğunun temeli saymakta idi. Saltanat törelerine göre davranışlarını düzenlemeyi de âdet edinmişti. Trabzon sancağı haset gönüller gibi daracık, her yanı dağlarla çevrili bir sancaktı. Bundan başka taht kentinden ve padişahın gözünden ırakta bulunmaktaydı. Sultan Selim bunca zaman uc boyu sayılan bu ilde kalmış sesini çıkarmadan yaşayıp gitmişti. Onurlu şehzade, Burak'ı andıran şimşek hızında bir ata, şan ve devletle binerek padişah babasının elini öpmek şerefine, Tanrının desteğini sağlamada aracı ve sonsuz lutuflarının bağı bilip ol Sidre değerindeki otağa doğru göm ve görkemle salınmış, ol kulu makamı ziyarete eteklerini toplayıp yürümüştü. Yaya ve atlı kapu halkı da önünce düzülüp gereken hizmeti görmek üzere eteklerin bellerini bağlamışlardı. Bab-ı hümayuna yaklaşacak Yeniçeri bölüğü iki yanda saf tutarak geçerli 1/2 Türklerde Tarih Yazıcılığı Pazartesi, 23 Ocak 2012 19:21 - Son Güncelleme Pazar, 15 Kasım 2015 21:56 töreleri gereğince, selamlayıp onurlama törenini yerine getirdiler. Yavuz Sultan Selim Hoca Sadettin Efendi, Tacü't-Tevarih-4, s. 10,94 b. Cumhuriyet Döneminde Tarih Yazıcılığı: Cumhuriyet Döneminde yeni tarih anlayışının ortaya çıkmasında Atatürk'ün büyük rolü olmuştur. Atatürk'ün tarihe olan ilgisi okul yıllarına dayanır. Çanakkale Cephesi'nde üstlendiği görevleri içeren "Arıburnu Muharebeleri Raporu" adlı eserinin ilk kelimesi "tarih"tir. O, eserini gelecek kuşaklara doğru bilgi aktarmak için kaleme aldığını belirtmiştir. Atatürk, yaptığı inkılapları halka ve Meclise anlatmak için sık sık tarihin tanıklığına başvurmuş ve bu sayede muhaliflerini ikna etmiştir. Atatürk, Anadolu ve Türk Tarihi ile ilgili gerçeklerin gün ışığına çıkarılmasına yardımcı olmak amacıyla şu sorulara cevap verilmesini istemiştir: Türkiye'nin en eski yerli halkları kimlerdir? Anadolu uygarlıkları nasıl ve kimler tarafından oluşturulmuştur? Türklerin dünya tarihindeki yeri nedir? Türklerin İslam tarihinde rolü ne olmuştur? I.Türk Tarih Kongresinde Türk tarihçileri Atatürk'ün çizdiği ana hatlar üzerinde çalışmalar yapmışlar ve kongrede yukarıdaki sorulara cevap aramışlardır. Bu çalışmalar sonucunda ortaya Türk tarih tezi çıkmıştır. Osmanlı tarih yazıcılığının mirası olan İslam merkezli tarih yorumlarına alternatif olarak 1930'larda ortaya çıkan bu tez, Türklerin dünya uygarlıklarının gelişiminde önemli bir yere sahip olduğunu kanıtlamayı amaçlamıştır. Atatürk'ün 1931'de kurduğu Türk Tarihi Tetkik Cemiyetinin amacı Türk, İslam ve dünya tarihini incelemek ve elde edilen sonuçları her türlü yolla yaymaktır. Kurum bu amaçlarını gerçekleştirmek için anma törenleri, konferanslar, seminerler, kongreler düzenlemekte, kazılar yaptırmakta; Türk ve Türkiye tarihine ait kitaplar yayımlamaktadır. 2/2