HEDEFLER Panelde Umman-Osmanlı ilişkilerine dair fikir ve görüşlerin şu temalar üzerinden gündeme getirilmesi hedeflenmektedir: 17 ve 20. yüzyıllar arası Osmanlı-Umman ilişkilerinde coğrafi faktörlerin rolü İki ülke arasındaki ilişkilerde şehir medeniyetinin tanıtılmasının rolü Umman-Osmanlı ilişkilerinin tarihi ve medeniyetle ilgili yönlerinin araştırılması ve iki ülke ilişkilerinin geliştirilmesi Umman sultanları ve imamları ile Osmanlı sultanları arasındaki işbirliklerinin gündeme getirilmesi Osmanlı-Umman irtibatını ortaya koyan belgeler ile Arap dünyası ve Türkiye’deki kütüphanelerin zenginleştirilmesi Osmanlı-Umman topraklarındaki yazar, düşünür ve ediplerin eserlerinin tanıtılması Umman belgelerinin öneminin bölgede ve dış dünyada anlaşılmasının sağlanması ve Umman Sultanlığı Milli Arşiv Başkanlığı ile diğer kurumlar arasında işbirliklerinin artırılması NOT: Gelecekte istifade edilmesi için panel açılış konuşmaları ve sunulan tebliğler ile dile getirilen mülahaza ve tartışmalar kaydedilecektir. 1 İSLÂM TARİH, SANAT VE KÜLTÜR ARAŞTIRMA MERKEZİ (IRCICA) İslâm İşbirliği Teşkilâtı’na bağlı İslâm Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi (IRCICA), 57 üye ülkesi bulunan hükûmetler arası bir kuruluştur. Merkez, kurulduğu 1980 yılından bu yana Müslüman milletlerin tarihi, bilim tarihi, arkeoloji, mimarlık ve şehirleşme, güzel sanatlar, elsanatları, kültür mirasının korunması ve kültürel kalkınma konuları dahil olmak üzere İslâm kültür ve medeniyetiyle ilgili her alanda araştırma, yayın, belge ve bilgi yönetimi çalışmalarını yürütmektedir. IRCICA, bu alanlardaki ilim ve sanat çalışmalarının gelişmesini sağlamak amacıyla kültür kurumları, üniversiteler ve tüm ilgililer arasında işbirliğinin gelişmesi için gayret göstermektedir. Ayrıca “İslâm” imajının ve Müslüman toplumların kültürlerinin dünya kamuoyunda doğru bir biçimde yansıtılması ve tanıtılması ve İİT Üye Devletleriyle diğer ülkeler arasında kültürel işbirliği yoluyla yakınlıkların güçlendirilmesi amacıyla uluslararası projeler yönetmekte, bu sayede Müslüman toplumların kendi aralarında ve bunlarla Doğudaki ve Batıdaki diğer toplumlar arasında uyumlu ilişkiler kurulmasına katkı sağlamaktadır. IRCICA bu alandaki çalışmalarını araştırmalar yaparak yayınlamak, kongreler, sergiler, mimarlık ve sanat yarışmaları düzenlemek ve İslâm dünyası üzerine uzmanlaşmış kütüphane ve arşiv hizmetleri sağlamak gibi çeşitli yol ve yöntemlerle gerçekleştirmektedir. 2 Umman Sultanlığı Milli Arşiv Başkanlığı NRAA (Umman Sultanlığı Milli Arşiv Başkanlığı) birçok milli arşiv ve dokümantasyon kurumu ile işbirliği de kurmak suretiyle çalışmalarını sürdürmektedir. Bugüne kadar pek çok kurumla işbirliği anlaşmaları imzalayan NRAA'nın kanunlarla belirlenen görevi ulusal ve uluslararası planda Umman’la ilgili tüm evrak ve arşiv materyallerini derlemek ve muhafaza etmektedir. Bu sebeple NRAA tüm dünyada evrak ve arşiv derleme alanında önemli çalışmalar yürütmüş, İngiltere, Hollanda, Portekiz, Fransa, Mısır, Türkiye, Hindistan, Doğu Afrika ülkeleri, İspanya ve ABD ile tarihî belge paylaşımı anlaşmaları imzalanmıştır. NRAA’nın uluslararası kayıtlara erişim sağlama çalışmaları ve Umman Sultanlığı arşiv belve ve kaynaklarına erişim çalışmaları devam etmektedir. “Osmanlı Belgelerinde Umman” başlığıyla düzenlenen bu uluslararası panel NRAA’nın İslâm İşbirliği Teşkilatı, İslâm Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi (IRCICA) ile işbirliği kapsamında gerçekleştireceği ilk akademik faaliyettir. Bu panel, NRAA’nın farklı kültür ve araştırma merkezleri ile uzun dönemde yapmayı planladığı ikili akademik işbirliklerinin ilki olma özelliği taşımaktadır. NRAA gelecek yıl Tanzanya'da milli kurumlarla da işbirliğine giderek “Doğu Afrika’da İslâm Medeniyeti” konulu bir sempozyumu IRCICA ile müştereken gerçekleştirmek üzere çalışmalarını sürdürmektedir. 3 program 6 Ekim 2012 Cumartesi 10:00~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~ Kayıt 10:30 - 12:00~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~ Açılış Töreni Sayın Dr. Halit Eren IRCICA Genel Direktörü Sayın Dr. Hamed b. Muhammed ed-Davyani Umman Sultanlığı Milli Arşiv Başkanı Sayın Erşat Hürmüzlü Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Sayın Bekir Bozdağ Türkiye Cumhuriyeti Başbakan Yardımcısı 11:30~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~ Belgesel Gösterimi “Hayatın Tanığı Olarak Belgeler” 12.00 - 14.00~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~ Öğle Yemeği 14:00 - 16:00~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~Birinci Oturum Oturum Başkanı: Dr. Halit Eren Şeyh Muhenna b. Halfan el-Harusi Tarihte Osmanlı-Umman İlişkileri Prof. Dr. İdris Bostan Osmanlı-Portekiz Mücadelesinde Dönüm Noktası: Umman Denizi’nde Hürmüz ve Maskat Savaşları (1552-1554) Dr. Said b. Muhammed el-Haşimi Maskat’ta Osmanlılar (1551-1581): Osmanlı-Umman İlişkilerinden Örnekler Prof. Dr. Mehmet İpşirli Ahmed b. Said’in Sultanlığı Döneminde Osmanlı Umman İlişkileri (1744-1783) 4 7 Ekim 2012 Pazar 10:00 - 11:45~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~ İkinci Oturum Oturum Başkanı: Dr. Hamed b. Muhammed ed-Davyani Doç. Dr. Mehmed Gümüşkılıç Osmanlı’nın İlk Kadısı Tursun Fakih’in Gazavat-ı Bahr-ı Umman ve Sanduk Adlı Eserinde Umman Dr. Nahid Abdülkerim 1749-1856 Yılları Arasında Osmanlı-Umman İlişkilerinin Stratejik Ehemmiyeti Doç.Dr. Mustafa Bilge 19. Yüzyılda Osmanlı-Umman İlişkileri 11:45 - 12:15~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~ Çay/Kahve Molası 12:15 - 13:45~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~ Üçüncü Oturum Oturum Başkanı: Prof. Dr. Fazıl Bayat Dr. İsa Muhammed es-Süleymani Osmanlı ve Umman Sultanlarının Yazışmaları Üzerine Bir İnceleme Dr. Önder Bayır Arşiv Belgeleri Işığında Osmanlı-Umman İlişkileri Prof. Dr. Türkiyye Hamed el-Farisiyye Umman Arşiv Belgelerinin Osmanlı-Umman İlişkilerini Aydınlatmadaki Rolü Dr. Fuad Abdülvehhab eş-Şami Osmanlı Belgelerinde Umman: Analitik Bir Çalışma 5 ÖZETLER 1749-1856 Yılları Arasında Osmanlı-Umman İlişkilerinin Stratejik Ehemmiyeti Dr. Nahid Abdülkerim Osmanlı Devleti ve Umman arasındaki güç farklılığı bir asır önce iki ülke arasında özel bir ilişki kurulmasını sağlamış ve farklılıklar bu iki ülkenin yakınlaşmasını hızlandırmıştır. Umman bu dönemde gücünün zirvesinde iken Osmanlı Devleti içeriden ve dışarıdan yıkım operasyonları ile karşı karşıyaydı. Osmanlılar, Batı’daki topraklarını korumaya çalışırken Arap Körfezi civarında zaafiyet görüntüleri belirmiş, bölgede el-Busaid Devleti’nin yükselişi, artan baskıları göğüsleyebilmek amacıyla desteklenmiştir. Osmanlı-Umman stratejik ilişkilerinin siyasi, askerî, ekonomik ve dinî olmak üzere pek çok yönü vardır. Askerî açıdan Arap Körfezi’ndeki donanma dağıtıldıktan sonra Osmanlı'nın bölgedeki gücü zayıflarken Umman donanması bölgedeki en güçlü donanma haline gelmiştir. Osmanlı Devleti Arap Yarımadası’nda, özellikle Hicaz bölgesinde ihtiyaç duyulan silahları ticaret merkezi de olan Umman üzerinden temin etmiştir. Siyasi açıdan Arap Körfezi’ndeki çatışma biçimleri, bu stratejik ilişkinin niteliğini belirlerken hem Umman hem Osmanlı dünya güç dengesinden etkilenmiştir. Umman, Arap Körfezi’ne doğu yönünden girişi kontrol ederken Osmanlı Devleti Körfez’deki en önemli şehir ve Arap Bölgesi ile Anadolu’daki topraklarının anahtarı olan Basra’yı kontrol etmiş ve bu iki devlet İranlılar, Vehhabiler ve Arap kabilelerine karşı işbirliği yapmıştır. Birçok çalışma Umman’ın en fazla ticareti Osmanlı’nın Irak vilayetleri ile yaptığını gösterir; Umman Hac mevsiminde Mekke ve Medine civarında artan sebze ve tahıl ihtiyacını karşılamıştır. Umman kahvesi de o dönemde meşhurdur. İki ülke arasındaki mezhep farklılıklarına rağmen stratejik öncelikler yakınlaşmayı beslemiştir. İbazi mezhebine mensup Umman’ın Osmanlı’ya tâbi Kuzey Afrika Arap vilayetlerindeki etkisi Osmanlılar için emniyet unsuru olurken mezhebî açıdan İran’da Şiiler ve Arabistan’da Sünniler’le yüzleşen Ummanlılar için Osmanlı Devleti’nin İslam dünyasındaki liderliği güven kaynağı olmuştur. Bu çalışmada Osmanlı-Umman ilişkilerinin farklı yönleri ile Arap Körfezi’nde bir güç dengesi oluşturma açısından önemi ve Umman’ın araştırmaya konu dönemdeki stratejik önemi kaynaklara başvurularak aydınlatılmaya çalışılacaktır. 6 19. Yüzyılda Osmanlı-Umman İlişkileri Doç.Dr. Mustafa Bilge Maskat şehri, Fars Körfezi’nin (Arap Körfezi ya da Türkçe’deki ifadesiyle Basra Körfezi’nin) tam girişinde yer alır. Stratejik olarak önemli bir konumda bulunması dolayısıyla Maskat bu saha ile ilgilenen hemen tüm güçlü devletlerin ilgisini çekmiştir. Osmanlılar, Portekizliler, İspanyollar, İngilizler ve Fransızlar bu körfezin girişini kontrolleri altına almak istemişlerdir. Osmanlılar, Suriye ve Mısır’ın Yavuz Sultan Selim tarafından fethedilmesinden sonra kendilerini Arap Yarımadası’ndaki Hicaz Bölgesi’nin ve Haccın nihai mekanı olan Mekke’nin güvenliğinden sorumlu görmüşlerdir. Kanuni Sultan Süleyman, Hac yollarının güvenliği konusunda babasının başladığı işleri sürdürmüştür. Onun zamanında Bağdat ve Basra’yı fetheden Osmanlılar Körfez’de söz sahibi olmuşlardır. Nihayet denizaşırı bu toprakları ve Hac yolları üzerindeki kontrollleri sayesinde Osmanlılar Doğu ve Batı arasındaki ticaret yollarını denetim altına almışlardır. “Müslümanların Halifesi” ünvanı da alındıktan sonra Mekke’ye ulaşan Hac yollarının güvenliği, Osmanlılar için her zaman stratejik bir öncelik olmuştur. Bu çalışmada, Umman Sultanları’nın Osmanlılar ile ilişkilerinden söz edeceğiz. Yüzyıllar boyunca bu iki devlet arasında farklı alanlarda işbirlikleri yapılmıştır, ancak bu çalışmada 19. yüzyılda yapılan önemli yazışmalar ele alınacaktır. Umman Sultanı Seyyid Said b. Sultan (1804-1856) yakınları ile Mekke’yi ziyaret ettiğinde Mekke Emiri, Şerif ve Cidde Valisi Seyyid Mehmed Hasib Paşa tarafından karşılanmıştır. Karşılama heyetine İstanbul idaresi tarafından Umman heyetinin rahat ettirilmesi ve 1849 (H 1265) yılı Haccında, Hac farizalarını yerine getirmelerinin sağlanması için tedbirler alınması talimatı verilmiştir. Dönüşünde Umman Sultanı Said b. Sultan, Cidde Valisi Mehmed Hasib Paşa’ya bir mektup yazarak Mekke’de kaldıkları süre boyunca gösterilen misafirperverlik için şükranlarını sunmuştur. Mektup ve Umman’dan bazı değerli hediyeler Sultan’ın özel temsilcisi tarafından Cidde’ye ulaştırılmıştır. Seyyid Said b. Sultan’ın mektubu 7 Cemaziyelahir 1266/21 Nisan 1850 tarihlidir. Seyyid Said b. Sultan’ın Arapça mektubunun aslı ve Vali Mehmed Hasib Paşa’nın 10 Safer 1267/16 Aralık 1851 tarihli cevapları aynı dosyada muhafaza edilmiştir. Bu karşılık üzerine Sultan Seyyid Said b. Sultan ilk mektubundan bir yıl sonra yeni bir mektup yazmıştır, bu mektup ise 29 Recep 1267/10 Mayıs 1851 tarihlidir. Bütün bu mektuplar orijinal halleri ile İstanbul’daki Osmanlı Arşivi’nde mevcuttur. 7 Osmanlı-Portekiz Mücadelesinde Dönüm Noktası: Umman’da Hürmüz ve Maskat Savaşları (1552-1554) Prof. Dr. İdris Bostan Hind Okyanusu’nda yaşanan Osmanlı-Portekiz mücadelesinin Hadım Süleyman Paşa’dan sonraki en etkili iki amirali Piri Reis ile Seydi Ali Reis’tir. Hürmüz ve Maskat Savaşları, farklı deniz teknolojilerine sahip iki imparatorluğun uzun süreli çatışmaları sonucu Portekiz’e bir üstünlük getirmiş olsa da Osmanlılar için Kızıldeniz ve Basra Körfezi deniz yolları güvenliğini sağlamış olma bakımından önem taşımaktadır. Bununla beraber bu savaşlar bazı asılsız suçlamalar sebebiyle ünlü denizci, haritacı ve deniz coğrafyacısı Piri Reis’in hayatına mal olmuş, Seydi Ali Reis’in ise Portekiz donanması karşısında yakalandığı fırtına yüzünden Hindistan’a sürüklenmesine ve donanmasını orada bırakarak maceralarla dolu bir kara yolculuğuyla İstanbul’a dönmesine sebebiyet vermiştir. Bu bildiri, Osmanlı belgeleri ışığında konuyu değerlendirmeyi amaçlamaktadır. 8 Umman Arşiv Belgelerinin Osmanlı-Umman İlişkilerini Aydınlatmadaki Rolü Prof. Dr. Türkiyye Hamed el-Farisiyye Bu çalışma, modern Umman tarihini aydınlatmada arşiv belgelerinin önemini ortaya koymayı amaçlamaktadır. Bu önem belgelerin, Umman belgeleriyle ortaya çıkan ve bazı tarihçiler tarafından vurgulanan hususları etkileyecek olmasından kaynaklanmaktadır. Bu belgeler aynı zamanda bölgelerinde tehditlerle karşılaşan Osmanlı Devleti ve Umman arasında çoğu zaman dostane bazen tartışmalı olan siyasi, askerî ve ticari ilişkilerin niteliğini ortaya koymuştur. Bu çalışmada Bahreyn’deki Tarihî Belgeler Merkezi, Abu Dabi’deki Araştırma ve Dokümantasyon Merkezi ve İstanbul’daki Osmanlı Arşivleri'nde bulunan henüz yayınlanmamış Umman evrakından örnekler sunulacaktır. Umman imamları ve sultanları ile Osmanlı sultanları arasındaki yazışmalardan seçilen bu belgeler 18 ile 19. yüzyıllarda iki ülke arasındaki siyasi, ekonomik ve askerî ilişkilerin önemini ortaya koymaktadır. 9 Osmanlı’nın İlk Kadısı Tursun Fakih’in Gazavat-ı Bahr-ı Umman ve Sanduk Adlı Eserinde Umman Mehmet Gümüşkılıç Osmanlılar’ın önde gelen ruhani liderlerinden Şeyh Edebalı’nın damadı, Osman Gazi’nin ise kayınbiraderi ve yakın arkadaşı olan Tursun Fakih eğitimli ve dindar bir kişiydi. Osmanlı Devleti adına ilk bağımsızlık vaazı veren Tursun Fakih, kendisine duyulan saygıdan dolayı başkadı tayin edilmiştir. Kaleme aldığı dört Türkçe eserden biri olan Gazavat-ı Bahr-ı Umman ve Sanduk, isminden de anlaşılacağı gibi Umman ve Umman adaları ile ilgilidir. Bu eser üzerine bir inceleme tarafımızdan 2007 yılında yapılmıştır. Türk edebiyatında dinî kahramanlık eserlerinden biri sayılan bu eser, ilk İslami fetihleri konu alır: Umman’a seyahat eden Abdullah isimli bir zatın orada gördüğü sıkıntıları Peygamber Efendimiz’e anlatışını dile getiren eserde Peygamber Efendimiz’in Sa’d b. Ebi Vakkas, Halid b. Velid ve Ubeydullah b. Avvam ile Hz. Ali, Hz. Hasan ve Hz . Hüseyin’i Umman Sultanı’nı İslam'a davet etmek için oraya göndermesi sonrasında yaşanan olağanüstü hadiseler nakledilir. Savaş zamanlarında askerlere imamlık eden Tursun Fakih, 1300’lü yıllarda yani Osmanlı Devleti’nin ilk fetihlerini gerçekleştirdiği yıllarda kaleme aldığı bu eserde, fetih aşkını canlı tutmak için askerlere ilk sahabelerden örnekler verir ve İla-yı Kelimetullah fikrini vurgular. Eserin merkezinde olan Umman ve Umman adalarının Osmanlı topraklarından uzak olmalarına rağmen burada anılmış olmaları, uzak denizlere açılma fikrinin erken dönemlerde de bulunduğunu göstermektedir. Bu çalışmada Osmanlı’nın ilk yıllarında yaşayan önemli kişilerin gayretleri vurgulanacak ve Umman ile ilgili kıssa ve hikayelerden örnekler verilecektir. 10 Maskat’ta Osmanlı-Portekiz Mücadelesi (1551-1581) Dr. Said b. Muhammed el-Haşimi Bu çalışmada 16. yüzyılın ikinci yarısında Umman sahillerinde OsmanlıPortekiz mücadelesine ve Umman ile Osmanlı arasındaki işbirliğine değinilecektir. Portekizliler Umman sahillerini 16. yüzyıl başlarında ele geçirmiş ve 140 yıl boyunca kontrol etmişlerdir. Bu dönemde sahil kentleri Hürmüz Krallığı’na, içerideki kentler ise Nizva İmamı’na sadakat göstermiştir. Osmanlı donanması Suriye, Mısır, Irak ve Yemen fethedildikten sonra Arap Denizi’ne girmiş, Bahreyn ve el-Ahsa’nın sultanları da 1534 yılında Osmanlı Devleti’ne sadakatlerini bildirmişlerdir. Hindistan’daki Gücerat’a yönelen ilk Osmanlı donanması Eylül 1538’de Bab el-Mendeb'e girmiş ancak Portekizliler ile karşılaşmadan aynı yılın Kasım ayında Mısır’a dönmüştür. Piri Reis’in Süveyş’ten Basra’ya 1552’de ulaşan seferi dışında Bab el-Mendeb’i aşma girişimleri akim kalmıştır. Osmanlı Donanması 1552 yılında Umman sahillerine ulaşıp Maskat’a varmış, Portekizliler’i mağlup ve esir etmiştir. Ardından Hürmüz’e doğru yola çıkan donanma kaleye ulaşamadan Keşm adasına çekilerek Basra’ya doğru devam etmiştir. Ardından Mısır’a dönen donanmanın komutanı ölüm cezasına çarptırılmıştır. 1581’de Ali Bey halkın da yardımıyla Maskat’ı fethetmiştir. Fetihten sonra Ali Bey, Aden ve Doğu Afrika’ya dönmüştür. Bu iki fetih denemesi arasında Umman, Osmanlı ile Portekiz arasında hakimiyet mücadelesine şahit olmuştur. Bu çalışmada Osmanlılar’ın Umman sularındaki rolü analitik biçimde incelenecektir. İki bölümden oluşan bu çalışmanın ilk bölümünde Umman ve çevresinde 16. yüzyılın ikinci yarısındaki siyasi şartlar incelenecek, ikinci bölümde Osmanlı seferlerinin başarısı ve Umman şeyhleri ile Osmanlı sultanları arasındaki doğrudan ve dolaylı işbirliği ele alınacaktır. Bu çalışma, döneme ait belgelere ve olayların analizine dayanmaktadır. Araştırmacı o dönemde Umman’daki siyasi şartlar ve Osmanlılar’ın Arap sahillerine ve Doğu denizlerine ulaşma azmi ve bunların sonuçlarını irdeleyecektir. 11 Ahmed b. Said’in Sultanlığı Döneminde Umman-Osmanlı İlişkileri (1744-1783) Prof. Dr. Mehmet İpşirli el-Said Hanedanı’nın kurucu sultanı Ahmed b. Said, Umman’ı kırk yıl boyunca yönetmiş (1744-1783) ve Osmanlılar ile dostane ilişkiler kurulmasına büyük önem vermiştir. Bu dönemdeki diplomatik ve siyasi ilişkiler ile yazışmalar temel olarak Hürmüz Boğazı problemleri ile Basra ve Bağdat vilayetlerindeki duruma odaklanmıştır. İran’daki Zend Hanedanı’nın kurucusu Kerim Han ve oğullarının siyasi faaliyetleri Umman ve İstanbul’da büyük rahatsızlığa sebep olmuş, aradaki ilişkiler, Babıali tarafından büyük diplomatik ve idari otorite verilen Bağdat Valileri aracılığıyla yürütülmüştür. Bu görüşmelerde Umman’dan yola çıkıp Yemen üzerinden Mekke’ye ulaşan hacıların durumu önemli bir husus olarak ortaya çıkmış, vergi muafiyeti sağlanması ve kendilerine İranlı hacılardan daha fazla saygı gösterilmesi gibi konular gündeme gelmiş, Sultan Ahmed b. Said, bu durumu anlatan mektupları İstanbul’a göndermiştir. Babıali ise ilişkilerin seyrine ve konuya bağlı olarak kimi zaman Name-i Hümayun adı verilen Sultan fermanı, kimi zaman ise Mektub-ı sâmî adı verilen Sadrazam mesajları ile bu mektuplara cevap vermiştir. Bu çalışmada, Osmanlı-Umman ilişkilerini Arap Yarımadası’nın güneydoğu bölgesinde İngiliz ve İran ilgisi bağlamında ele alıp tartışacağız. 12 Osmanlı ve Umman Sultanlarının Yazışmaları Üzerine Bir İnceleme Dr. İsa Muhammed es-Süleymani Seyyid Said b. Sultan el-Busaidi zamanında Umman stratejik olarak Ortadoğu’nun dünya çapında ayrıcalıklı gücü haline gelmiştir. Bu stratejik rol, Umman'ın siyasi, tarihî ve medeniyet birikimi ile ilgilidir. Umman ile Osmanlılar arasındaki iletişim dili, bölgedeki diğer ülkelerin iletişim dillerinden çok farklıydı. Giriş, iki bölüm ve sonuçtan oluşan bu çalışmada Osmanlı Devleti ve Umman arasındaki resmî iletişim belgeler ışığında incelemeye tâbi tutulacaktır. Girişte Umman ve Osmanlı arasındaki iletişim, gönderici, alıcı ve mesaj odaklı olarak incelenecek, ilk bölümde mektupların yapısı incelenerek iletişim tipleri zaman – mekan bağlamında değerlendirilecektir. İkinci bölümde metinlerin linguistik stil yapısı, retorik özellikleri ile gramatik ve entelektüel boyutlarıyla semantik yapısı ele alınacaktır. 13 Osmanlı Belgelerinde Umman: Analitik Bir Çalışma Dr. Fuad Abdülvehhab eş-Şami Osmanlı Devleti 16. yüzyıl başında doğu seferlerine başlamıştır. 1516 yılında Yavuz Sultan Selim, Memlükleri Şam girişindeki Mercidabık Savaşı’nda mağlup etmiştir. Bu savaş, Osmanlılar’ın Mısır, Suriye, Irak ve —Umman dışında— Arap Yarımadası’ndaki yayılımının başlangıcı sayılmaktadır. Osmanlı orduları 1516 yılında Kızıldeniz ve Arap Körfezi’ni Portekizliler’den kurtarmak için yapılan sefer dışında Umman’a ulaşmamışlardır. Osmanlı ve Umman yönetimleri arasındaki ilişkiler genelde dostane olmuştur. Ancak bölgede zaman zaman anlaşmazlıklar da ortaya çıkmıştır. Osmanlı Devleti, Umman üzerinden 19. yüzyıl öncesinde Avrupalı güçlerin bölgedeki planlarını boşa çıkarmaya çalışmıştır. 19. yüzyılda ise Avrupalı güçler bölge ile ilişkilerini geliştirmişler ve Umman ile anlaşmalar yapmışlardır. Umman ile ilgili Osmanlı belgeleri, iki taraf arasındaki ilişkilerin olumlu ve olumsuz yanlarını ortaya koymaktadır. Yakın zamanda Umman Sultanlığı Milli Arşiv Başkanlığı bu belgeler üzerinde çalışma başlatmıştır ve halen belgelerin Arapça özetlerinin hazırlanmasına devam edilmektedir. Umman doğrudan Osmanlı yönetimine girmediği için bu belgeler, idari konular ya da günlük olaylarla değil, iki tarafı ilgilendiren genel konularla alakalıdır. Buradaki kayıtlar doğrudan ve dolaylı kayıtlar olarak ikiye ayrılabilir. Doğrudan kayıtlar iki tarafın sultanları, vezirleri, valileri ve diğer görevlileri arasındaki yazışmaları içermektedir. Dolaylı kayıtlar ise Umman yöneticilerini ilgilendiren ya da bölge ile ilgili Zanzibar kayıtları, Körfez güvenliği, uluslararası çatışmalar ve ticari ilişkiler, köle ticareti, silah kaçakçılığı ve yerel güçler arasındaki ilişkileri içermektedir. Bu çalışmada Umman ile ilgili Osmanlı arşiv belgeleri, konuları ve içeriklerine göre sınıflandırılacak, Umman Sultanlığı Milli Arşiv Başkanlığı’nın Osmanlı arşiv belgeleri ile ilgili çalışmaları ortaya konacaktır. 14 Arşiv Belgeleri Işığında Osmanlı-Umman İlişkileri Dr. Önder Bayır Basra ve çevresi, Osmanlı toprakları arasına 1546 yılında girmiştir. Bölge 1668 yılına kadar ocaklık veya mülkiyet şeklinde idare edilmiş, bu tarihten sonra eyalet haline getirilmiştir. Basra ve çevresinin ele geçirilmesinden sonra Katif, Bahreyn ve Lahsa bölgelerindeki emirler kendiliğinden Osmanlı’ya bağlanmışlardır. Osmanlı kuvvetlerinin Basra ve çevresine ulaşmasının ardından Maskat bölgesi de 1552 yılında Osmanlı egemenliğine girmişti. Ancak kısa bir süre sonra Kızıldeniz ve Hint Okyanusu’nda faaliyetlerde bulunan Portekizliler, Maskat’ı da işgal ettiler. XVI ve XVII. yüzyıllarda Osmanlılar'ın bölgeye yönelik temel politikası, Portekizliler'in Arabistan kıyılarından uzak tutulması olduğu için Umman’daki yerel güçler Portekizlilere karşı daima desteklendi. Nihayet o dönemde Umman’a egemen olan Yarubiler, 1630 yılında Suhar ve Maskat’ı geri alarak Portekizliler'i bölgeden tamamen çıkardılar. Bu dönemde Umman’daki yönetim bağımsız olarak hareket etmekte ve bu bağımsızlık Osmanlı tarafından tanınmaktaydı. Osmanlı Arşiv belgelerinde Osmanlı’nın bölge ile ilgisi ve Umman münasebetleri hakkında bilgiler bulunabilmektedir. Osmanlı Arşivi’nde Umman’a ilişkin en eski tarihli belge 1 Zilhicce 963/6 Ekim 1556 tarihli olup, Halep Beylerbeyine hitaben yazılmış bir divan kaydıdır. Name-i Hümayun Defterlerinde XVIII. yy son çeyreğinde Umman sultanının dönemin Padişahı Sultan I. Abdülhamid ile mektuplaşmaları bulunmaktadır. Mektuplar Basra Körfezi’nde iki ülke arasındaki işbirliğine ilişkindir. Umman’la ilgili belgelerde genel olarak dikkat çeken hususlar şunlardır: Yemen, Hadramut, Maskat ve Yemen sahillerine ve Bahreyn adalarına musallat olan yabancıların çevirdikleri entrikalar, bölge şeyhlerinin tavırları, Maskat’tan gelecek ticari eşyadan alınacak gümrük resmi, Basra Körfezi'nde ticari hayat ve bölgede İngilizler'in nüfuz kurma faaliyetleridir. 15 Tarihte Osmanlı-Umman İlişkileri Şeyh Muhenna b. Halfan el-Harusi Umman tarih boyunca Arap Körfezi ve dünya tarihinde stratejik önemi haiz bir ülkedir. Umman’ın, aralarında Osmanlı Devleti’nin de bulunduğu birçok Arap, Müslüman ve dünya güçleri ile değişik zamanlarda münasebetleri olmuştur. İstikrar, birlik, ekonomik gelişme ve coğrafi yayılmanın görüldüğü Sultan Ahmed b. Said ve Osmanlı Sultanı III. Mustafa döneminde Umman-Osmanlı ilişkileri belirgin bir gelişme göstermiştir. Bu çalışmada oldukça parlak bir tarihi olan Umman-Osmanlı ilişkilerine aşağıdaki kaynaklardan istifade edilerek örnekler verilecektir. Tarihçilere göre Napolyon’un Seyyid Sultan b. Ahmed’e 1791 yılında gönderdiği mektupta Süveyş Kanalı-Kahire güzergâhının güvenli olduğunu ve artık Ummanlı tüccarların bu yolu kullanabileceklerini bildirmişti. O dönemde Kahire Osmanlı idaresindeydi. Amerikalı seyyah Loker’in gözlemlerine göre de Umman ile Osmanlı Devleti arasında doğrudan ilişkiler mevcuttu. Umman Sultanlığı ile Osmanlı Devleti’ne bağlı olan Hicaz arasında ticari ilişkiler vardı. Osmanlı Devleti Hicaz ve Necid’de bulunan askerleri için Umman’dan hurma sipariş etmişti, bu erzak Kızıldeniz yoluyla Cidde Limanı’na ulaşırdı. Son olarak Umman’ın Osmanlı’ya ihraç ettiği ürünler arasında kahve ve sair Yemen ürünleri de vardı. 16