ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ PARÇACIK HIZLANDIRICILARINDA HIZLANDIRICI RF DALGA ÜRETİM, TAŞINIM VE KONTROL SİSTEMLERİNİN TASARIMI Özlem KARSLI FİZİK MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI ANKARA 2012 Her Hakkı Saklıdır TEZ ONAYI Özlem KARSLI tarafından hazırlanan "Parçacık Hızlandırıcılarında Hızlandırıcı RF Dalga Üretim, Taşınım ve Kontrol Sistemlerinin Tasarımı" adlı tez çalışması 18.10.2012 tarihinde aşağıdaki jüri tarafından oy birliği ile Ankara Üniversitesi Fizik Mühendisliği Anabilim Dalı’nda DOKTORA TEZİ olarak kabul edilmiştir. Danışman : Prof. Dr. Ömer YAVAŞ Ankara Üniversitesi Fizik Mühendisliği Anabilim Dalı Jüri Üyeleri : Başkan : Doç. Dr. Şimşek DEMİR Orta Doğu Teknik Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği Anabilim Dalı Üye : Prof. Dr. Mehmet KABAK Ankara Üniversitesi Fizik Mühendisliği Anabilim Dalı Üye : Prof. Dr. Ömer YAVAŞ Ankara Üniversitesi Fizik Mühendisliği Anabilim Dalı Üye : Prof. Dr. Suat ÖZKORUCUKLU Süleyman Demirel Üniversitesi Fizik Anabilim Dalı Üye : Doç. Dr. Hüseyin SARI Ankara Üniversitesi Fizik Mühendisliği Anabilim Dalı versite Adı, Anabilim Dalı) Yukarıdaki sonucu onaylarım. Prof. Dr. Özer KOLSARICI Enstitü Müdürü ÖZET Doktora Tezi PARÇACIK HIZLANDIRICILARINDA HIZLANDIRICI RF DALGA ÜRETİM, TAŞINIM VE KONTROL SİSTEMLERİNİN TASARIMI Özlem KARSLI Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Fizik Mühendisliği Anabilim Dalı Danışman: Prof. Dr. Ömer YAVAŞ Bu çalışmada, Türk Hızlandırıcı Merkezi'nin ilk tesisi olarak kurulumu süren kızılötesi serbest elektron lazeri (Elektron Hızlandırıcı ve Lazer Tesisi, Turkish Accelerator and Radiation Laboratory in Ankara, TARLA) tesisinde kullanılacak olan 1.3 GHz süperiletken RF kavitelerin 20 kW RF dalga üreteci ile beslenebilir olup olmadığının araştırılması, 1.3 GHz ve 20 kW yüksek güç RF dalga üretecinin optimizasyonu ile söz konusu dalga üretecinden elde edilen RF dalgaların süperiletken RF kavitelere taşınabilmesi için gerekli olan iletim hattının tasarımı ve simülasyonları yapılmıştır. Çalışmada öncelikle; süperiletken hızlandırıcı kavitelerin 20 kW RF dalga üreteci ile ısınma problemi oluşturmadan kullanılıp kullanılamayacağı konusunda simülasyonlar yapılmış, daha sonra henüz dünyada mevcut olmayan ve ürettirilmesi planlanan 1.3 GHz ve 20 kW katıhal RF güç üretecinin optimizasyonu yapılarak elde edilen parametreler bu alanda üretim yapan endüstriyel firmalarla tartışılarak ürettirilebilirliği değerlendirilmiştir. Ayrıca TARLA yüksek güç RF sistemi için 16 kW RF giriş gücü kullanılarak iletim hattı tasarımı yapılmıştır. THM TARLA tesisinde kullanılacak yüksek güç RF güç üretecinin ve iletim hattının temin edilmesi, kurulması ve test aşamalarında bu tezde ulaşılan parametrelerin ve tasarımların baz alınması planlanmıştır. Ekim 2012, 121 sayfa Anahtar Kelimeler: Türk Hızlandırıcı Merkezi, TARLA, IR-SEL, RF güç, katıhal yükselteci, dalga kılavuzu, lazer iletim hattı. i ABSTRACT Ph.D. Thesis DESIGN OF PRODUCING, TRANSPORTATION AND CONTROL SYSTEMS OF ACCELERANT RF WAVES IN PARTICLE ACCELERATORS Özlem KARSLI Ankara University Graduate School of Natural and Applied Sciences Department of Physics Engineering Supervisor: Prof. Dr. Ömer YAVAŞ In this study, it is studied on 1.3 GHz and 20 kW solid state RF power amplifier optimization, whether 1.3 GHz superconducting RF cavities which will be used for IRFEL facility (Turkish Accelerator and Radiation Laboratory in Ankara, TARLA) whose construction is in progress as a first facility of Turkish Accelerator Center (TAC) would be possible to feed by 20 kW RF power amplifiers or not, the transmission line designs from solid state RF power amplifiers to the superconducting RF cavities and RF wave propagation along these transmission lines. After the simulation studies on the superconducting RF cavities whether they would be operated with 20 kW RF power amplifiers without heat problems or not, the optimization of 20 kW RF solid state power amplifier working at 1.3 GHz which is currently does not exist is studied and all the optimization parameters are defined, calculated and discussed with the companies that have adequate production capability to learn about their reproducibility. Furthermore, a TARLA high power RF system transmission line is designed for 16 kW net RF power input. It is planned that the results of the parameters and design studies in this thesis will be used at the stages of providing, constructing and testing of high power RF amplifier and transmission line for TAC TARLA facility. October 2012, 121 pages Key Words: Turkish Accelerator Center, TARLA, IR-FEL, RF power, solid state amplifier, waveguide, laser transmission line. ii TEŞEKKÜR Çalışmanın faydalı olması dileğiyle, araştırmalarımın her aşamasında yaptığı önerilerle bilimsel alandaki rehberliğinin yanı sıra insani ilişkilerde de gelişmeme katkıda bulunan danışmanım sayın hocam Prof. Dr. Ömer YAVAŞ’a (Ankara Üniversitesi Fizik Mühendisliği Anabilim Dalı), tezin konusunun belirlenmesindeki yardımlarından dolayı Yrd. Doç. Dr. Avni AKSOY'a (Ankara Üniversitesi Hızlandırıcı Teknolojileri Enstitüsü), çalışmalarımdaki katkılarından dolayı Dr. Hartmut Buttig'e (HZDR-ELBE), modelleme ve çizimlerdeki yardımlarından dolayı Çağlar KAYA ve Korkut DEMİRBAŞ'a, manevi desteğinden dolayı sevgili kardeşim Gizem KARSLI'ya ve sevgili dostum Kemal ÇAKIR'a çok teşekkür ederim. Bu çalışma, bireysel olarak kimseye bağlı olmadan ayakta durabilmem için verdikleri özgüven, doğru bildiğimi korkmadan savunabilmem için verdikleri cesaret ve yararlı bir birey olmam adına verdikleri emeğe teşekkür amacıyla bir minnettarlık sembolü olarak SEVGİLİ AİLEME adanmıştır. Bu tez çalışması, “Türk Hızlandırıcı Merkezi Teknik Tasarımı ve Test Laboratuvarları (DPT2006K–120470)” konulu proje tarafından desteklenmiştir. Özlem KARSLI Ankara, Ekim 2012 iii İÇİNDEKİLER ÖZET................................................................................................................................. i ABSTRACT ..................................................................................................................... ii TEŞEKKÜR ................................................................................................................... iii SİMGELER ve KISALTMALAR DİZİNİ .................................................................. vi ŞEKİLLER DİZİNİ ..................................................................................................... viii ÇİZELGELER DİZİNİ ................................................................................................. xi 1. GİRİŞ.................................................................................................................... 1 2. KURAMSAL TEMELLER ................................................................................ 5 2.1 Süper İletken Kaviteler ....................................................................................... 5 2.1.1 Süperiletkenin seçimi .......................................................................................... 5 2.1.2 Süperiletken kavitelerde kullanılan Nb’nin ısı iletim bağımlılığı ................... 7 2.1.3 Süperiletken kavitelerde kullanılan Nb’nin manyetik bağımlılığı ................. 9 2.2 Hap Kutusu (Pill Box) Kavite .......................................................................... 10 2.2.1 Hap kutusu kavitede harcanan güç ................................................................. 13 2.2.2 Hap kutusu kavitede kalite faktörü ................................................................. 14 2.2.3 Hap kutusu kavitede pik elektrik ve manyetik alan değerleri ...................... 15 2.3 Süper İletken Kavite Geometrisi ..................................................................... 16 2.4 Süper İletken Kavitelerde Frekans Bağımlılığı .............................................. 20 2.5 Süper İletken Kavitelerin Sınırlamaları ......................................................... 21 2.5.1 Süperiletken kavitelerde ısıl kararsızlık ve alan yayınımı ............................ 21 2.5.2 Süperiletken kavitelerde Lorentz kuvvet ayarı ve mikrofonikler ................ 22 2.5.3 Süperiletken kavitelerin manyetik zırhlama gerekliliği ................................ 24 2.6 Süper İletken Kavitenin Helyum Tankı ve Ayar Sistemi .............................. 24 2.7 Süper İletken Kaviteye RF Güç Aktaran Ana Güç Bağlaştırıcı Ünitesi ...... 25 2.7.1 TESLA kavitelerde A tipi giriş bağlaştırıcı .................................................... 26 2.7.2 TESLA kavitelerde B ve C tipi giriş bağlaştırıcılar ....................................... 27 2.7.3 TESLA kavitelerde HOM bağlaştırıcı............................................................. 27 2.8 Güç Kaynakları ................................................................................................. 29 2.8.1 Klaystronlar ....................................................................................................... 29 2.8.2 İndükleyici çıkış tüpleri (IOT) ......................................................................... 30 2.8.3 Katıhal güç kaynakları ..................................................................................... 33 2.9 Hızlandırıcı Fiziği .............................................................................................. 35 2.9.1 Demetsiz kavite .................................................................................................. 40 2.9.2 Demetin hızlandırılması.................................................................................... 42 2.9.3 Kavitenin atmalı çalışma prensibi ................................................................... 45 2.10 Yüksek Güç RF İletim Hattının Seçilmesi ...................................................... 52 3. MATERYAL VE YÖNTEM ............................................................................ 56 3.1 Materyal ............................................................................................................. 56 3.2 Yöntem ............................................................................................................... 56 3.2.1 Yüksek Frekans Yapı Simülatörü (HFSS) ve Özellikleri .............................. 56 3.2.2 Bilgisayar Simülasyon Teknolojisi (CST) ve Özellikleri ............................... 59 3.3 Nümerik Metotlar ............................................................................................. 61 3.3.1 Sonlu Farklar Yöntemi ..................................................................................... 61 3.3.2 Sonlu Elemanlar Metodu (FEM) ..................................................................... 62 iv BULGULAR ...................................................................................................... 67 4. 4.1 Yüksek Güç RF Sistemi .................................................................................... 69 4.2 Yüksek Güç RF Üreteci Optimizasyonu ......................................................... 75 5. TARTIŞMA VE SONUÇ........................................................................................ 107 KAYNAKLAR ............................................................................................................ 111 ÖZGEÇMİŞ ................................................................................................................. 118 v SİMGELER ve KISALTMALAR DİZİNİ Angström Nb Niyobiyum (Niobium) Nb3Sn Niyobiyum Kalay Pb Kurşun CEBAF Sürekli Elektron Demeti Hızlandırma Tesisi (Continuous Electron Beam Accelerator Facility) CERN Avrupa Nükleer Araştırma Organizasyonu (European Organisation for Nuclear Research) CESR Cornell Elektron Depolama Halkası (Cornell Electron Storage Ring) CST Üç Boyutlu Elektromanyetik Alan Simülasyonu Paketi (Bilgisayar Simülasyon Teknolojisi - Computer Simulation Technology) CW Sürekli Dalga (Continuous Wave) DC Doğru Akım (Direct Current) DESY Alman Elektron Sinkrotronu (Deutsches Elektronen-Synchrotron) ELBE Yüksek Parlaklık ve Düşük Yayınımlı Demet Oluşturan Elektron Linak (Electron Linac for beams with high Brilliance and low Emittance) HERA Hadron Elektron Halkası (Hadron-Elektron-Ring-Anlage) HFSS Üç Boyutlu Tam Dalga Elektromanyetik Alan Simülasyonu Paketi (Yüksek Frekans Yapı Simülatörü - High Frequency Structure Simulator) HOM Yüksek Mertebeli Modlar (Higher Order Modes) KEK Japonya Yüksek Enerjili Hızlandırıcı Araştırma Organizasyonu (High Energy Accelerator Research Organization- Japan) LEP Büyük Elektron Pozitron Çarpıştırıcısı (Large Electron–Positron Collider) Linak Doğrusal Hızlandırıcı vi PETRA Pozitron Elektron Tandem Halka Tesisi (Positron-Elektron-TandemRing-Anlage, DESY) RF Radyo Frekans SDALINAC Darmstadt Süper İlekten Elektron Doğrusal (Superconducting-DArmstadt-LINear-ACcelerator) Hızlandırıcısı SEL Serbest Elektron Lazeri SRF Süper İletken RF Kavite TAC Türk Hızlandırıcı Merkezi (Turkish Accelerator Center) TARLA Türk Hızlandırıcı Merkezi Elektron Hızlandırıcı ve Lazer Tesisi (Turkish Accelerator and Radiation Laboratory in Ankara) TESLA TeV Enerjili Süperiletken Hızlandırıcı (TeV Energy Superconducting Linear Accelerator) UHF Ultra Yüksek Frekans (Ultra High Frequency) VHF Vakum Yüksek Frekans (Vacuum High Frequency) YUUP Yaygınlaştırılmış Ulusal ve Uluslararası Proje vii ŞEKİLLER DİZİNİ Şekil 2.1 9 hücreli TESLA kavitenin yüzey direncinin /’ye göre grafiği: 3 nΩ artık direnç için kalite faktörü 0 1011 (Aune vd. 2000).......................... 8 Şekil 2.2 Nb örneklerinde RRR=270 ve RRR=500 iken sıcaklığın bir fonksiyonu olarak ölçülen ısı iletkenliği (Aune vd. 2000).................................................. 9 Şekil 2.3 TM010 hızlandırma modu için hap kutusu kavitedeki elektrik ve manyetik alanların yönelimi (Schmüser 2003) .............................................................. 12 Şekil 2.4 Üst: 9 hücreli TESLA kavitenin elektrik alan çizgileri Alt: TESLA kavitenin komşu hücreler arasındaki destek halkalar, iki adet HOM bağlaştırıcı ve RF güç bağlaştırıcı ve alıcı antenin montajının yapılmasını sağlayan bağlantılarla teknik yerleşimi (Schmüser 2003) ............................. 18 Şekil 2.5 Bir TESLA kavite yarı hücresinin çevresi (Aune vd. 2000) .......................... 19 Şekil 2.6 Destek halka, helyum tank içerisine kaynaklamak için kullanılan konik Nb levha kafası ve hizalama için kullanılan referans profil başlığı (Aune vd. 2000) ........................................................................................................ 26 Şekil 2.7 A tipi giriş bağlaştırıcısinin basitleştirilmiş görüntüsü (Aune vd. 2000) ....... 28 Şekil 2.8 Klaystronun şematik gösterimi (Beard, 2005) ............................................... 29 Şekil 2.9 Düz çizgiler: kovuğa sıfır fazla giren ve hızlanmayan elektronlar, iri noktalardan oluşan çizgisel hatlar: kovuğa negatif gerilimle girip yavaşlatılan elektronlar, küçük noktalardan oluşan çizgisel hatlar: kovuğu elektrik alanın tepe noktasında geçen ve hızlandırılan elektronlar (Beard, 2005) .............................................................................................................. 31 Şekil 2.10 İndükleyici çıkış tüpünün şematik gösterimi (Beard, 2005) .......................... 32 Şekil 2.11 RF kavitenin donanımları ile birlikte eş devre diyagramı: RF üreteç, iletim hattı, dolaştırıcı, giriş bağlaştırıcı, LCR devresi (Schmüser 2003)...... 36 Şekil 2.12 Klaystrondan görülen basitleştirilmiş devre diyagramı (Schmüser 2003) ..... 39 Şekil 2.13 Kaviteden görülen devre diyagramı, dalga kılavuzunun toplam empedansı Rext = N 2 .Z1 ve I g demet akımı .................................................................... 43 Şekil 2.14 Atmalı salınımda çalışan TESLA hızlandırıcı kavite geriliminin zamana bağlı grafiğinin gösterimi (Schmüser 2003 .................................................... 47 Şekil 2.15 RF atması süresince zamanla değişen kavite parametreleri. Düz tepe süresince Lorentz Kuvvet ayarından kaynaklanan artan güç (Ayvazyan 2004) .............................................................................................................. 51 Şekil 4.1 TARLA elektron ve lazer tesisinde hızlandırıcı ve SEL laboratuvarlarının genel yerleşim planı ....................................................................................... 68 Şekil 4.2 TARLA elektron ve lazer tesisi ile Bremsstrahlung laboratuvarı binası kat planı a. Hızlandırıcı laboratuvarı, b. SEL laboratuvarı, c. Bremsstrahlung laboratuvarı d. RF güç ve elektronik odası ................................................... 68 Şekil 4.3 RF sisteminin şematik görünümü .................................................................. 70 Şekil 4.4 RF yüksek güç iletim hattı 1'in Şekil 4.2 (a) TARLA hızlandırıcı laboratuvarından genel görünüşü ................................................................... 71 Şekil 4.5 RF yüksek güç iletim hattı 2'nin Şekil 4.2 (a) TARLA hızlandırıcı laboratuvarından genel görünüşü ................................................................... 73 Şekil 4.6 RF yüksek güç iletim hattı 3'ün Şekil 4.2 (a) TARLA hızlandırıcı laboratuvarından genel görünüşü ................................................................... 74 viii Şekil 4.7 RF yüksek güç iletim hattı 1 için E alan dağılımı .......................................... 80 Şekil 4.8 RF yüksek güç iletim hattı 1 için H alan dağılımı ......................................... 80 Şekil 4.9 RF yüksek güç iletim hattı 2 için E alan dağılımı .......................................... 81 Şekil 4.10 RF yüksek güç iletim hattı 2 için H alan dağılımı ......................................... 81 Şekil 4.11 RF yüksek güç iletim hattı 3 için E alan dağılımı .......................................... 82 Şekil 4.12 RF yüksek güç iletim hattı 3 için H alan dağılımı ......................................... 82 Şekil 4.13 RF yüksek güç iletim hattı 1 için 1.3 GHz frekans değerinde elde edilen S21 parametresi değeri .................................................................................... 83 Şekil 4.14 RF yüksek güç iletim hattı 2 için 1.3 GHz frekans değerinde elde edilen S21 parametresi değeri .................................................................................... 83 Şekil 4.15 RF yüksek güç iletim hattı 3 için 1.3 GHz frekans değerinde elde edilen S21 parametresi değeri..................................................................................... 84 Şekil 4.16 a. Önerilen iki adet paralel bağlı 10 kW ELBE RF güç kaynağı, b. ilk olarak önerilen 20 kW katıhal güç kaynağı.................................................... 84 Şekil 4.17 TARLA için 250W elde edilmesi önerilen GaN HEMT transistörün bağlantı ve devre şeması ................................................................................ 87 Şekil 4.18 Şekil 4.17’de devre şemasında R1 olarak gösterilen ve TARLA için yapılan baskılı devre kartı (PCB) tasarımı (bakış istikametine göre sol taraf) ............................................................................................................... 89 Şekil 4.19 Şekil 4.18'de bulunan devre şemasına bağlanan giriş gücü tasarımı ............. 90 Şekil 4.20 9 hücreli TESLA süperiletken kavitenin bir hücresi için 1.29 GHz frekans değerine ait E alan dağılımı, E alan şiddeti ve Elektrik alan gradyeni .......... 95 Şekil 4.21 9 hücreli TESLA süperiletken kavitenin bir hücresi için 1.29 GHz frekans değerine ait E alan enerji dağılımı ................................................................. 96 Şekil 4.22 9 hücreli TESLA süperiletken kavitenin bir hücresi için 1.29 GHz frekans değerine ait H alan enerji dağılımı .................................................... 96 Şekil 4.23 TESLA süperiletken kaviteye giriş bağlaştırıcı aracılığıyla gönderilen 1.3 GHz 8 kW RF giriş gücü için giriş bağlaştırıcınin elektrik enerji dağılımı ... 97 Şekil 4.24 TESLA süperiletken kaviteye giriş bağlaştırıcı aracılığıyla gönderilen 1.3 GHz 8 kW RF giriş gücü için giriş bağlaştırıcınin manyetik enerji dağılımı 97 Şekil 4.25 1.3 GHz 8 kW RF giriş gücü ile giriş bağlaştırıcı üzerinde oluşan ısı değişiminin genel görünümü Üst: Sayfa 83'de birinci yöntem olarak açıklanan simülasyon sonucu, Alt: Sayfa 83'de ikinci yöntem olarak açıklanan simülasyon sonucu ........................................................................ 98 Şekil 4.26 1.3 GHz 16 kW RF giriş gücü ile giriş bağlaştırıcı üzerinde oluşan ısı değişiminin genel görünümü Üst: Sayfa 83'de birinci yöntem olarak açıklanan simülasyon sonucu, Alt: Sayfa 83'de ikinci yöntem olarak açıklanan simülasyon sonucu ........................................................................ 99 Şekil 4.27 1.3 GHz 8 kW RF giriş gücü ile giriş bağlaştırıcıdaki ısı değişiminden kaynaklanan yüzey kayıpları Üst: Sayfa 83'de birinci yöntem olarak açıklanan simülasyon sonucu, Alt: Sayfa 83'de ikinci yöntem olarak açıklanan simülasyon sonucu ....................................................................... 100 Şekil 4.28 1.3 GHz 16 kW RF giriş gücü ile giriş bağlaştırıcıdaki ısı değişiminden kaynaklanan yüzey kayıpları Üst: Sayfa 83'de birinci yöntem olarak açıklanan simülasyon sonucu, Alt: Sayfa 83'de ikinci yöntem olarak açıklanan simülasyon sonucu ....................................................................... 101 ix Şekil 4.29 TESLA süperiletken kavitenin bir hücresi için giriş bağlaştırıcı ve HOM bağlaştırıcılar kullanılarak 1.29 GHz frekans değerine ait E alan dağılımı ve E alan şiddeti (sol üst ve sol alt), giriş bağlaştırıcı ile HOM bağlaştırıcıların yerleşiminin görünüşü ........................................................ 102 Şekil 4.30 TESLA 1/2 hücre ve HOM bağlaştırıcı üzerinde özdeğer çözücü ile elde edilen elektrik alan dağılımı ve değerleri ..................................................... 103 Şekil 4.31 TESLA 1/2 hücre ve HOM bağlaştırıcı üzerinde 20 MeV ve 1.5 mA simülasyonu için çoklu çarpışma kaynağı olarak belirlenen antenin görüntüsü ...................................................................................................... 103 Şekil 4.32 TESLA 1/2 hücre ve HOM bağlaştırıcı üzerinde 20 MeV ve 1.5 mA simülasyonu için kaynak olarak belirlenen anten ile elde edilen çoklu çarpışma enerjileri ........................................................................................ 104 Şekil 4.33 TESLA 1/2 hücre ve HOM bağlaştırıcı üzerinde 20 MeV ve 1.5 mA simülasyonu için kaynak olarak belirlenen anten bölgesinde çoklu çarpışma bulunmadığının tespiti ................................................................. 104 Şekil 4.34 TESLA 1/2 hücre ve HOM bağlaştırıcı üzerinde 20 MeV ve 1 mA simülasyonu için çoklu çarpışma kaynağı olarak belirlenen flanşın görüntüsü ...................................................................................................... 105 Şekil 4.35 TESLA 1/2 hücre ve HOM bağlaştırıcı üzerinde 20 MeV ve 1 mA simülasyonu için kaynak olarak belirlenen flanş ile elde edilen çoklu çarpışma enerjileri ........................................................................................ 105 Şekil 4.36 TESLA 1/2 hücre ve HOM bağlaştırıcı üzerinde 20 MeV ve 1 mA simülasyonu için kaynak olarak belirlenen anten bölgesinde çoklu çarpışma bulunmadığının tespiti .................................................................. 106 Şekil 4.37 TESLA 1/2 hücre ve HOM bağlaştırıcı üzerinde simülasyon için belirlenen anten ve flanş bölgelerinde 20 MeV ve 1 mA ile 20 MeV ve 1.5 mA için çoklu çarpışma bulunmadığının tespiti .................................... 106 x ÇİZELGELER DİZİNİ Çizelge 2.1 Standart Dalga Kılavuzu Karakteristikleri (Cooper vd. 1992)................. 54 Çizelge 4.1 Üç farklı RF iletim hattı opsiyonu için HFSS 14.0 simülasyon sonuçları 72 Çizelge 4.1 RF yüksek güç iletim hattı 1 için gerekli olan donanım listesi ................. 76 Çizelge 4.2 RF yüksek güç iletim hattı 2 için gerekli olan donanım listesi ................. 77 Çizelge 4.3 RF yüksek güç iletim hattı 3 için gerekli olan donanım listesi ................. 78 Çizelge 4.4 Önerilen katıhal güç yükseltecinin ana parametreleri ............................... 86 Çizelge 4.5 Giriş bağlaştırıcı için CST Çoklu Stüdyo ile yapılan simülasyon sonuçları ......................................................................................................... 92 Çizelge 4.6 HOM Bağlaştırıcı için CST Çoklu Stüdyo ile yapılan simülasyon sonuçları ......................................................................................................... 94 Çizelge 5.1 Giriş ve HOM bağlaştırıcılar için elde edilen sonuçlar ........................... 109 xi 1. GİRİŞ Elektron demetlerinin çok kutuplu salındırıcı (salındırıcı mıknatıs) mıknatıslardan geçirilmesi yoluyla elde edilen Serbest Elektron Lazeri (SEL) 1977’den beri yalnızca Serbest Elektron Lazerlerin fiziği ve elektron/foton etkileşmelerini test etmekle kalmayıp aynı zamanda bilimsel araştırmalarda da kullanılmaktadır. Dünyada halen DC ve RF doğrusal hızlandırıcıları ile depolama halkalarını elektron kaynakları olarak kullanan 30 kadar osilatör SEL milimetreden ultraviyole bölgesine kadar olan spektrum aralığında çalışır durumdadır. Bu kaynakların gelişmesini sağlayan karakteristikler, istenilen ölçüde yüksek pik ve ortalama güç, yüksek mikro atma enerjileri, dalgaboyu ayarlanabilirliği, zamanlama esnekliği ve bilinen lazer kaynaklarında mevcut olmayan dalgaboylarına erişilebilmesidir. Serbest elektron lazerleri temel ve uygulamalı bilimlerde araştırmanın yanı sıra tıp, biyoloji, katıhal araştırmaları, atomik ve moleküler fizik, doğrusal olmayan alan etkileri, yüzey bilimi, polimer bilimi, yarıiletkenler, fotokimya ve daha birçok alanda uygulama alanına sahiptir (Wilson 2001). Kalkınma Bakanlığı (DPT) desteği ile Fizibilite (FR) ve İçerik Tasarım Raporları (İTR) sırasıyla 2001 ve 2005’te tamamlanan Türk Hızlandırıcı Merkezi çalışmalarının (Yavaş vd. 2000, 2001, 2002, 2004, 2005, Yiğit 2004) III. aşaması 2006 yılı başından itibaren Ankara Üniversitesi koordinatörlüğünde 11 üniversiteden (Ankara, Gazi, İstanbul, Boğaziçi, Doğuş, Uludağ, Dumlupınar, Osmangazi, Erciyes, S. Demirel ve Niğde Üniversiteleri) 135 araştırmacının katılımı ile Yaygınlaştırılmış Ulusal ve Uluslararası Proje (YUUP) formatında sürdürülmektedir. Projenin 3. aşaması 2006- 2014 yılları arasını kapsamakta olup iki önemli hedefe yönelik olarak planlanmıştır (Yavaş 2011): a) Türk Hızlandırıcı Merkezinin (THM) teknik tasarımını yapmak ve projelendirmek, b) Test laboratuvarı olarak planlanan ve TARLA (Turkish Accelerator and Radiation Laboratory in Ankara) olarak isimlendirilen IR-SEL (kızıl ötesi serbest elektron lazeri) ve Bremsstrahlung tesisini kurarak elde edilen ışınımların araştırma ve geliştirme (ARGE) amaçlı olarak kullanımını sağlamak. 1 Serbest elektron lazerleri, serbest elektronlardan fotonların üretildiği bir kazanç ortamı yani optik bir sistem içermektedir. Bu optik sistemde kazanç oluşturmak için; değişik tip hızlandırıcılardan elde edilen elektron demetleri kullanılmaktadır. Elektron hızlandırıcıları günümüzde çok küçük yayınım (emittans) değerlerine sahip kaliteli elektron demetleri sağlayabilmektedirler. SEL’in kalitesi elektron demetinin kalitesi ve hızlandırıcı tasarımının detayları ile çok yakından ilişkilidir. Gerçekten, SEL’in ana kalite göstergesi doğrudan hızlandırıcıdan alınan demetin parlaklığına dayanmaktadır. Aynı zamanda SEL çıkışı büyük ölçüde elektron kaynağının geçici karakteristiklerini taşır öyle ki SEL’in ana karakteristikleri hızlandırıcı teknolojisinin seçeneklerini etkilemektedir (Neil 2003). SEL mekanizması genel olarak, istenilen enerji ve güçte elektron demetini elde etmek için bir parçacık hızlandırıcı, undulator mıknatıs, elektromanyetik dalga ve SEL'in iletimini kontrol etmek için kullanılan temel optik elemanlardan oluşur. Elektron demetini elde etmek üzere pek çok parçacık hızlandırıcı türü bulunmaktadır. Elektrostatik linaklar (1-10 MeV), indüksiyon linaklar (1-50 MeV), RF linaklar (0.0125 GeV) ve depolama halkaları (0.1-100 GeV) bunlara örnek verilebilir. Parçacık hızlandırıcılarının teknolojik limitleri elde edilen elektron demetinin enerjisini ve karakteristiğini sınırlandırmaktadır. Depolama halkalarında yüksek enerjilerde kuantum akıları ve saçılmalar yüzünden yayınımın εx<10-10 mrad ve enerji yayınımının σe/E<10-3 değerlerinden küçük elde edilememesi sebebiyle parçacık hızlandrıcısı olarak linakların da kullanılmasını ihtiyaç haline getirmiştir. Linaklarda hızlandırma süreci boyunca εn normalize yayınım korunabilmektedir. εn<10-7olan bir demet enjeksiyonu ile E > 5 GeV mertebelerindeki adiyabatik sönümleme (demetin momentumunun artırılarak yayınımının küçültülmesi) demet yayınımının εx,z ~ 10-11 mrad ve enerji yayınımının ise δE /E~10-4 mertebelerine düşürülmesini sağlayabilmektedir. Linaklarda görülen temel dezavantaj ise atmalı normal iletken linaklarda mevcut olan düşük (10-7A) ortalama akımdır. Bu dezavantaj ise süperiletken linakların kullanılmaya başlaması ile ortadan kalkmıştır. 1990’larda süperiletken kaviteler genellikle 5 MV/m gradyen bölgesinde çalışmıştır. Bu 2 kadar düşük gradyen bölgesi ve soğutma elemanlarının pahalılığı süperiletken kavite seçeneğini normal iletken seçeneğine göre rekabet edemez durumda bırakmıştır. 1994’te kurulan TESLA işbirliği çerçevesinde süperiletken kaviteler için iki amaç öngörülmüştür. Bunlardan birincisi, hızlandırma gradyenini 5 kat artırarak 25 MV/m’ye ulaşmak, ikincisi ise ekonomik kavite üretim seçeneklerini kullanarak birim uzunluk başına maliyeti azaltmak ve oldukça basitleştirilmiş bir soğutma ünitesi (cryostat) tasarımı elde etmekti. İki hususta da önemli ilerlemeler sağlanmış olup, özellikle 25 MV/m elde edilmiştir. Kavite araştırma ve geliştirme programında adım adım ilerleme sağlamak amacıyla araya 15 MV/m hedefi de konulmuştur. Günümüzde Ermenistan, Çin, Finlandiya, Fransa, Almanya, İtalya, Polonya, Rusya ve Amerika’nın da dahil olduğu 30’dan fazla ülke TESLA işbirliğine katkıda bulunmaktadır. TESLA işbirliği çerçevesinde DESY'de (Hamburg, Almanya) 500 MeV bir elektron linak, yüksek paketçik yüklü elektron demetli süperiletken hızlandırma yapıların performansı için test merkezi olarak inşa edilmektedir. 1.3 GHz frekansın uzun zincirli paketçiklerin çok düşük yayınımla hızlanmasına izin vermesi, vakum altında ultraviyole ve x ışını bölgesinde SEL için süperiletken linakları ideal sürücü haline getirmektedir. Bu sebeple TESLA işbirliği çerçevesinde kullanılacak olan linak nanometre dalgaboyunda SEL kullanıcıları için, enerjisini 1GeV’e ulaştırmak üzere planlanmıştır. Ayrıca, 1 altındaki SEL dalgaboyuna ulaşılması TESLA projesinin hedefleri arasındadır. TESLA kaviteler planlama olarak Virjinya’daki (ABD) 5 hücreli 1.5 GHz CEBAF (Continuous Electron Beam Accelerator Facility) elektron hızlandırıcısı ile benzer özellikler göstermektedir. Bu kaviteler 35 MV/m gradyenli olup daha önemli ilerlemeler için bir başlangıç noktasıdır. Yeni kavite bir yandan CEBAF kavite fabrikasyon metotlarına göre adapte edilirken diğer yandan kalınlaşmış yüzey tabakasının kimyasal yöntemlerle kaldırılması, Nb ısı iletkenliğini artırmak için 1400 oC’de titanyum ile tavlama, yüzeydeki kirlenmelerinin kaldırılması için yüksek basınçlı (100 bar) aşırı saf su ile yıkama ve yüksek güç iletimi tekniği ile alan yayıcıların yok edilmesi gibi yeni ve önemli modifikasyonlar yapılmıştır. Bu tekniklerin uygulanması temiz odalarda kaviteler üzerinde oldukça dikkatli 3 çalışılmasını gerektirmekte olup, üretim yöntemi hızlandırma alanlarında belirgin bir artışa sebep olmaktadır (Aune vd. 2000). Bu tez çalışmasında öncelikle 20–40 MeV osilatör modda SEL üretimi için kullanılacak olan süperiletken hızlandırıcı kaviteler ve RF dalga güç üreteçlerinin fiziği tartışılmıştır. TARLA hızlandırıcı laboratuvarı için gelecekte yapılması planlanan güncelleme ve geliştirme planları da düşünülerek, kW mertebesinde güç ile RF dalga üreten uygun maliyetli ve gelişime açık güç yükselteç tipi belirlenmiş, ilgili parametreleri belirlenerek optimizasyonu yapılmış ve elde edilen gücün iletimini sağlayacak üç adet iletim hattı tasarımı ve tasarımların simülasyonu yapılarak sonuçlar tartışılmıştır. Ayrıca, 20 ve 40 MeV enerjili elektron demet enerjisine ulaşabilmek için kullanılacak olan süperiletken hızlandırıcı modüllerin öncelikle 1 mA ortalama akımlı elektron demetini, daha sonra sistemi geliştirmek amacıyla önerilen 1.5 mA ortalama akımlı elektron demetini hızlandırması için kavitelere elektron demeti ile eş zamanlı olarak aktarılacak ve hızlandırmada kullanılacak olan 1.3 GHz ve 20 kW RF dalga üreteci ile çalıştırılması durumunda kavitelerde ve üreteçlerin kavitelere bağlanmasında kullanılan donanımlarda herhangi bir ısınma veya deformasyon olup olmayacağının simülasyonları yapılmış, dünyada henüz mevcut olmayan ve süperiletken kavitelerin beslenmesi amacıyla kullanılması önerilen 1.3 GHz 20 kW RF dalga güç üretecinin optimizasyonu ile bu üreteçlerin hızlandırıcı kavitelere gönderilebilmesi amacıyla yapılan farklı iletim hatlarının simülasyon sonuçları değerlendirilerek en uygun iletim hattının seçimi yapılmıştır. 4 2. 2.1 KURAMSAL TEMELLER Süper İletken Kaviteler 2.1.1 Süperiletkenin seçimi Süperiletken malzemeler, hızlandırıcı teknolojisinde mıknatıslarda ve hızlandırma kavitelerinde kullanılmaktadır. Olabildiğince yüksek kritik sıcaklık ve yüksek kritik akım yoğunluğu (kuvvetli akı girişi) gibi özellikler, niyobidyum ve titanyum gibi elementlerin alaşımı ile kolaylıkla elde edilebilmektedir. Fakat yüksek kritik sıcaklıklı süperiletken malzemelerle kaplanan bakır kaviteler normal bakır kavitelere göre 15 kat daha düşük direnç değerine sahip olmaları sebebiyle indüklenen akımın zamana göre bozunumu oldukça uzun zaman gerektirdiğinden kolaylıkla ısınarak kritik sıcaklığa ulaşıp süperiletken yapısını kaybedebildiklerinden, helyum soğutmalı düşük kritik sıcaklıklı süperiletkenlere başvurulmuştur. Mikrodalga ve RF dalga uygulamalarında, yüksek kritik alan (10-20T) gerektiren mıknatısların aksine, süperiletken mıknatısların bilinen tüm süperiletken malzemeler için geçerli olan ve 0.5T değerinin altında iyi kabul edilen termodinamik ısınma alanı ya da süper ısınma alanı özelliği önemlidir. Ayrıca her akı çizgisi, ξ koherent uzunluk olmak üzere alanı kabaca ξ olan normal iletken bir çekirdek anlamında olup yüzey direncine bağlıdır. Bu sebeple, yumuşak süperiletkenler kullanılmaktadır ve bu bakımdan kiritik sıcaklığı 9.2K olmasına rağmen, 200mT termodinamik kritik alanı ile saf Nb en iyi adaydır. Nb3Sn, 18 K olan daha yüksek kritik sıcaklık değeri ve 400 mT olan daha yüksek süper ısınma alanı ile ilk bakışta daha uygun gibi görünmesine rağmen, Nb3Sn kaplamalı tek hücreli bakır kavitelerle ulaşılan gradyen, muhtemelen Nb3Sn tabakasındaki kusurlar sebebiyle oluşan ısınmalar nedeniyle, 15 MV/m’nin altındadır. Bu sebeple TESLA kavitelerde süperiletken malzeme olarak Nb kullanılmaktadır. Üretimde kavitelerin katı Nb plakalar şeklinde veya bir bakır kavitenin iç yüzeyinin ince bir Nb püskürtme tabakası ile kaplanması şeklinde olmak üzere iki yöntem kullanılmaktadır. Her iki yaklaşım da başarılı bir şekilde uygulanmakta olup birinci yaklaşım Cornell’de (CESR), KEK (TRISTAN), DESY 5 (PETRA, HERA), Darmstadt (SDALINAC), Jefferson Laboratuvarı (CEBAF) ve ikinci yaklaşım ise özellikle CERN’deki elektron pozitron depolama halkası olan LEP’te kullanılmaktadır. Mevcut kavitelerdeki test sonuçlarından katı Nb plaka yaklaşımının daha yüksek hızlandırma gradyeni sağlaması sebebiyle TESLA kaviteler için de bu yaklaşım araştırma projesi içerisine alınmıştır (Aune vd. 2000, Schmüser 2003). Serbest enerji belirli bir termodinamik durumun gerçeklenmesi için yapılan işe eşittir. Bir süperiletkenin sonsuzdan sürekli bir mıknatısın yakınındaki bir r konumuna getirilmesi sırsında yapılan iş –M.dHa üzerinden alınan integrale eşittir ve bu aynı zamanda serbest enerjideki ΔF artışını verir. Bu artış, süperiletken ve normal durum arasındaki serbest enerji farkı olur yani yapılan iş enerji farkına eşittir. Süperiletken malzemeler normal durumda zayıf manyetik olduklarından uygulanan manyetik alandaki manyetizasyonları ihmal edilebilir. Bu nedenle bir manyetik alanın uygulanması malzemenin süperiletken durumdaki serbest enerjisini yükseltmesine rağmen normal durumdaki serbest enerjisini yükseltemez. Süperiletkenlerin serbest enerjisi, mikrodalga alanlarda düşüktür. Bunun sebebi, RF manyetik alanların, yüzeydeki ince tabakaya nüfuz ederek Cooper çiftlerine bağlı olmayan elektronları salındırmasıdır. Bu nedenle, serbest elektron dağılımı sıcaklıkla üstel olarak düşer. Bardeen-Cooper-Schrieffer (BCS) süperiletkenlik teorisine göre, λ L London giricilik derinliği, ω frekans, l çiftlenmemiş elektronların mutlak serbestlik yörüngesi, Τϲ kritik sıcaklık olmak üzere T < Tc / 2 aralığında yüzey direnci RBCS ∝ λ3L ω 2 le ( −1.76Tc / T ) (2.1) ile verilir. Eşitlik 2.1, l çiftlenmemiş elektronların mutlak serbestlik yörüngesinin ξ 0 koherent uzunluğundan daha büyük olduğunu göstermektedir. Nb için bu şart genellikle tam olarak sağlanmamaktadır. Eşitlik 2.1'de λ L London giricilik derinliği yerine Λ etkin giricilik derinliği yazılırsa; 6 Λ = λL 1 + ξ 0 / l (2.2) Eşitlik 2.1 ve 2.2'nin birleştirilmesi, yüzey direncinin minimum değerini, süperiletken olabildiğince safken ( l >>ξ 0 ) değil, l mutlak serbestlik yörüngesi ξ 0 koherentlik uzunluğuna yakın değerlerde iken ( l ≈ ξ 0 ) aldığını göstermektedir. Deneysel sonuçlarla kuramsal sonuçlar birbiri ile uyumlu çıkmıştır. Bu etki aynı zamanda elektron ortalama serbest yörüngesi ξ 0 mertebesinde olan Nb kaplı bakır kavitelerde de görülmektedir. BCS terimine ek olarak, safsızlıklardan, manyetik akının donmasından veya örgü kusurlarından kaynaklanan Rres artık direnci de vardır (Aune vd. 2000). Rsurf = RBCS + Rres (2.3) Rres direnci sıcaklıktan bağımsız ve saf Nb için birkaç nΩ değerinde olup yüzey kirliliği mevcutsa artma eğilimindedir. BCS yüzey direnci 1.3 GHz frekansında 4.2 K’de yaklaşık 800 nΩ olup 2K'de bu değer 15 nΩ ’a düşer (Şekil 2.1). Sıcaklığa üstel bağımlılığın sebebi, 1.8-2 K’de yüksek hızlandırma gradyenine yüksek kalite faktörü ile ulaşılması gerekliliğinden kaynaklanmaktadır. Süper akışkan He, yüksek ısı iletkenliği sebebiyle mükemmel bir soğutucudur. 2.1.2 Süperiletken kavitelerde kullanılan Nb’nin ısı iletim bağımlılığı İç kavite yüzeyinde üretilen ısı, kavite duvarları boyunca süper akışkan helyuma iletilmelidir. 2 - 4K’de safsızlıklar, metallerin ısınmasında kuvvetli bir etkiye sahip olduğundan çok yüksek saflıkta Nb’ye ihtiyaç vardır (kirlilik milyonda bir oranında). Süperiletken kavitelerde ısı akışı, Nb'nin ısı iletkenliği ve Nb-He ara yüzünde Kapitza 7 direncinden (iki yüzey arasında sıcaklık farkı sebebiyle oluşan direnç, birim sıcaklık ve alan başına olan güç iletimi) kaynaklanan sıcaklık düşmesi olmak üzere iki terimle karakterize edilir. Nb için RRRR (residual resistivity ratio: malzemenin saflığının ve ısı iletkenliğinin bir ölçüsü) 500 olup (iyi bir ısıl iletkenlik elde edilmesi için RRRNb ≈ 300 olmalıdır), iç kavite yüzeyinde oluşan bu iki sıcaklık artışı yaklaşık olarak birbirine eşittir. Nb’nin ısı iletkenliği RRRR (RRR=R[300K]/R[10K]) ile ifade edilirse soğutma sıcaklıklarında yaklaşık olarak; λ (4.2K ) = 0.25RRRR [W / mK ] (2.4) ile verilir. Fakat λ sıcaklığa bağlı olup, ısı iletkenliği sıcaklık 4K’den 2K’e düşerken 10 kat azalır (Şekil 2.2). Bu direncin artması, malzemenin düşük sıcaklıkta yüksek elektrik ve ısı iletkenliğine sahip olduğunu gösterir (Aune vd. 2000). Şekil 2.1 9 hücreli TESLA kavitenin yüzey direncinin /’ye göre grafiği: 3 nΩ artık direnç için kalite faktörü 10 (Aune vd. 2000) 8 Şekil 2.2 Nb örneklerinde RRR=270 ve RRR=500 iken sıcaklığın bir fonksiyonu olarak ölçülen ısı iletkenliği (Aune vd. 2000) Nb dokular arasına yerleşen (çoğunlukla hidrojen, karbon, azot, oksijen) elementler ve metalik safsızlıklar (çoğunlukla tantal) ile kirlenir. Toplam RRRR bu katkıların tek tek toplanmasıyla elde edilir (Aune vd. 2000). Düşük frekanslı kaviteler (350–500 MHz), 4.2K’de küçük BCS yüzey direncine sahiptir ve normal sıvı helyumla etkili bir soğutma sağlanabilmektedir. Isı akısı, sıvı ve metal arasında çekirdek boyutunda bir etkileşmeyi engellemek için birkaç kW/m2’nin üzerine çıkmamalıdır. Daha yüksek ısı akıları, kaynama mertebesine ulaşılarak yüzeyin buharlaşma ile bir filmle kaplanmasına sebep olur. BCS direncindeki f 2 frekansın karesi bağımlılığı kavitenin daha yüksek frekanslarda 1.8-2K’deki süper akışkan helyumun daha uygun olduğunu göstermektedir. Metal ve helyum ara yüzünde gözlemlenen sıcaklık atlaması fonon uyumsuzluğundan kaynaklanır (Aune vd. 2000). 2.1.3 Süperiletken kavitelerde kullanılan Nb’nin manyetik bağımlılığı Süperiletkenlik, RF manyetik alanı süperiletkenin kritik alanı, Bc ’yi (2K’de Nb için 200 mT) aştığında bozulur. Kavite eksenindeki hızlandırma alanı yaklaşık 50MV/m’dir. Yüksek frekanslarda süper ısınma alanı Nb için Bc ‘yi (200 mT) %20 aştığında ortaya 9 çıkar. Fakat süperiletken RF kaviteler Bc değerine yakın ve daha alt limitlerde süper akışkan helyum ile soğutulabilmektedir. Nb akı girişi olmayan II. Tip yumuşak bir süperiletkendir. Pratikte, zayıf manyetik dc alanlar soğutma ile uzaklaştırılamaz ve Nb içerisinde tuzaklanır. Akı çizgisinin oluşturduğu normal iletken çekirdeğin ξ 0 koherent uzunluk miktarı Nb içerisinde yaklaşık 40 nm’dir. Kavitede oluşan manyetik dc akı, yüzey direnci (Rmag) olarak sonuçlanır ve Bext uygulanan dış alan, Bc2 üst kritik alan ve Rn normal durum yüzey direnci olmak üzere Rmag = ( Bext / 2 Bc 2 ) Rn (2.5) ile verilir. 1.3 GHz’de kavitede oluşan akıdan kaynaklanan yüzey direnci Nb için, 3.5 nΩ / µT ’dır. Dünyanın manyetik alanından zırhlanmamış kavitelerde Q0 değeri 109’un altındadır. Fakat zayıf miktarda Nb püskürtülerek kaplanmış bakır kaviteler manyetik alanlara gerçekten duyarsız olup zırhlanmaz. Püskürtme ile kaplanmış yüzeyde Bc 2 değeri safsızlıklar ve kusurlardan dolayı Nb kütlesinin değerinden daha büyüktür (Aune vd. 2000). 2.2 Hap Kutusu (Pill Box) Kavite Hızlandırma kavitesinin en basit modeli daha çok hap kutusu olarak adlandırılan kavitedir. Demet hattı kavite içerisindeki alan modelinden ihmal edildiğinde tüm ilgili kavite parametreleri analitik olarak hesaplanabilir (Schmüser 2003). Parçacıkların hızlandırılması için eksen üzerinde boyuna bir elektrik alana ihtiyaç vardır, buna silindirik kavitenin TM (enine manyetik) öz modlarından bakılabilir (Şekil 2.3). 10 z demet yönü (kavite ekseni), r = x 2 + y 2 ve θ azimutal açı olmak üzere silindirik koordinatlar ( r , θ , z ) kullanılır. Silindirik simetride ( θ ’dan bağımsız) bir öz mod ile boyuna elektrik ve azimutal manyetik alanın tespit edilmesi gerekmektedir. Elektrik alan için dalga denklemi (Schmüser 2003), ∂ 2 E z 1 ∂E z 1 ∂ 2 Ez + = r ∂r ∂r 2 c 2 ∂t 2 (2.6) ile verilir. Harmonik zamana bağımlı E z (r ) cos(ωt ) ve yeni değişken u = rω / c için, ∂ 2 E z 1 ∂E z + + E z (u ) = 0 ∂u 2 u ∂u (2.7) elde edilir. Eşitlik 2.7’nin çözümü J 0 (u ) olan sıfırıncı dereceden bir Bessel fonksiyonudur. Elektrik alanın radyal bağımlılığı, E z (r ) = E o J o ( ωr c ) (2.8) ile verilir. Yarıçapı R olan mükemmel iletken bir silindir için boyuna elektrik alan r=R’de kaybolmalıdır, bu sebeple J 0 (ωr / c ) = 0 ’dır. J 0 (u ) ilk olarak u = 2.405 ’de 0 olur. Bu en düşük öz modun frekansını açıklar (temel mod), f0 = 2.405c 2.405c ω0 = 2πR , R (2.9) olacaktır. Silindirik bir kavitede frekans kavitenin uzunluğuna ( Lc ) bağlı değildir. Manyetik alan, 11 Şekil 2.3 TM010 hızlandırma modu için hap kutusu kavitedeki elektrik ve manyetik alanların yönelimi (Schmüser 2003) ∂H θ ∂E z = µ0 ∂t ∂r (2.10) denkleminden hesaplanabilir. Temel TM modu için elektrik ve manyetik alan çözümleri, E z (r , t ) = E0 J 0 ( H θ (r, t ) = − ω0 r c ) cos(ω 0 t ) E0 ωr J 1 ( 0 ) sin(ω0t ) c µ0 c (2.11) (2.12) ile verilir. Elektrik ve manyetik alanlar birbirine 90o diktir. Manyetik alan, eksen üstünde kaybolur ve maksimumu kavite duvarlarındadır. Elektromanyetik alan enerjisi enerji yoğunluğunun (ε 0 / 2) E 2 (t=0 anında) kavite hacmi üzerinden integralinin hesaplanması ile elde edilir. Sonuç (Schmüser 2003), 12 U= ε0 = 2 ε0 2 R 2πLc E 02 ∫ J 02 ( ω0 r c 0 2πLc E ( 2 0 c ω0 )rdr (2.13) 2 0 (2.14) a ) 2 ∫J (u )udu 0 a olarak bulunur. a=2.405, J 0 ’ın 0 olduğu ilk değerdir. ∫J 2 0 (u )udu = 0.5(aJ 1 (a)) 2 0 ilişkisi kullanılarak kavitede depolanan enerji; U= ε0 2 E02 ( J 1 (2.405)) 2 πR 2 Lc (2.15) olarak hesaplanır (Schmüser 2003). 2.2.1 Hap kutusu kavitede harcanan güç Öncelikle bakırdan yapılmış bir kavite üzerinde durulacak olursa açısal manyetik alan kavite duvarlarında üstel azalma ve deri kalınlığında akım indükleme şeklinde nüfuz ederken RF elektrik alanının teğet bileşeni kavite duvarlarında kaybolduğundan, RF elektrik alanı temel olarak kayba neden olmaz. Kavite duvarlarındaki akımlar dirençsel ısı üretiminde artış oluşturur. σ metalin iletkenliği olmak üzere deri kalınlığı (Schmüser 2003), δ= 2 (2.16) µ 0 ωσ ile verilir. Oda sıcaklığında ve 1 GHz frekansında bakır için yaklaşık δ = 2.3µm ’dir. Küçük bir yüzey elemanı düşünülürse Ampere kanunundan, 13 → → ∫ H . ds = I (2.17) deri kalınlığındaki akım yoğunluğu j = H θ / δ eşitliği ile açısal manyetik alanla ilgilidir. Bu durumda birim alan başına harcanan güç (Schmüser 2003), dPdiss 1 1 = H θ2 = Rsurf H θ2 dA 2σδ 2 (2.18) olarak verilir. Yüzey direnci (Schmüser 2003), R surf = 1 (2.19) σδ Güç yoğunluğu silindirik kavitenin tüm iç yüzeyi üzerinden manyetik alanın integrali alınarak hesaplanır. Kavite duvarlarında toplam harcanan güç bu durumda; Pdiss = Rsurf E 02 ( J 1 (2.405)) 2 2πRLc (1 + R / Lc ) 2 2 2µ 0 c (2.20) olarak verilir (Schmüser 2003). 2.2.2 Hap kutusu kavitede kalite faktörü Kalite faktörü kavitenin önemli parametrelerinden birisidir. Depolanan enerjinin harcanması için gereken dönü sayısının 2π katı veya rezonans frekansı f 0 ’ın rezonans tam genişliğinin yarı yükseklik miktarı ∆f ’e oranı olarak açıklanır. Kalite faktörü, 14 Q0 = 2π Uf 0 f = 0 Pdiss ∆f (2.21) ile verilir. Eşitlik 2.15 ve 2.20 kullanılarak geometri sabiti G ’nin yüzey direnci R surf ’e bölündüğü önemli bir eşitlik daha elde edilir (Schmüser 2003). Q0 = 2.405µ 0 c G ile G = Rsurf 2(1 + R / Lc ) (2.22) G sadece kavitenin şekline bağlı olup malzemesine bağlı değildir. Burada vurgulanması gereken husus, Q0 ’ın saf veya yüksüz kavitenin kalite faktörü olduğudur. Şayet kavite bir bağlaştırıcı (coupler) aracılığıyla harici bir yük direncine bağlanırsa bağlaştırıcıdan enerji çıkarılması için diğer bir kalite faktörü olan Qext devreye girer (Schmüser 2003). 2.2.3 Hap kutusu kavitede pik elektrik ve manyetik alan değerleri Göreli bir parçacığın kavite boyunca yol alması için Lc / c kadar zamana ihtiyacı vardır. Bu süre zarfında boyuna elektrik alan değişir. Hızlandırma alanı parçacık tarafından görülen ortalama alan olarak açıklanır (Schmüser 2003), L /2 Eacc 1 c = E0 cos(ω0 z / c)dz , Lc − L∫c / 2 Vacc = E acc Lc (2.23) ile verilir. RF dalgaboyunun yarı uzunluğunda bir hücre uzunluğu seçilirse bir hap kutusu kavite için, Lc = c / 2 f 0 , E acc = 0.64 E 0 15 (2.24) bulunur. Kavite duvarındaki pik elektrik alan H θ (r, t ) = − E0 ’dır. Pik manyetik alan; ωr E0 J 1 ( 0 ) sin(ω0t ) µ0 c c E peak / E acc = 1.57 , B peak / E acc = 2.7 mT /( MV / m) (2.25) (2.26) olarak elde edilir. Kaviteye demet hattı eklendiği taktirde bu rakam %20-30 oranında artar (Schmüser 2003). 2.3 Süper İletken Kavite Geometrisi İlk ticari süperiletken kaviteler 1960’ların sonunda yapılmış olup hap kutusu biçimindeydi. Bunlar, birkaç MV/m seviyelerinde çoklu çarpışma (multipacting) adı verilen etkilerden dolayı performanslarında beklenmeyen sınırlamalar göstermişlerdir. Bu etki kavite duvarından yayınlanan elektronların elektromanyetik alanın ilk yarı periyodunda enerji kazanarak bir sonraki yarı periyotta kendi orijinine dönerken kavite duvarına birkaç 100 eV enerji ile çarpması ve aynı prosedürü tekrarlayarak ikincil elektronlar oluşturmasından kaynaklanır (çoklu çarpışma-multipacting). Bu şekilde RF alanından enerji soğuran bir elektron çığı oluşur ve süperiletkeni ısıtarak süperiletkenliğin bozulmasına sebep olur. Pek çok yıl sonra bu problem kavitelerin şeklinin rotasyonel elips olarak değiştirilmesi ile çözülmüştür. Rotasyonel elips geometrisine sahip kavitelerde elektronlar eliptik kavitenin irisinden yayınlanarak RF alanı ile hızlandırılmasına rağmen sonraki yarı periyotta kendi orijinine dönmektedir. Benzer olaylar, olası diğer nesil elektronlar için de gerçekleşir. Böylece artarak oluşan ikincil elektronlar RF elektrik alanın küçük olduğu ekvator bölgesine doğru hareket ederek çoklu sürecin yok olması sağlanır (Schmüser 2003). Elektron pozitron depolama halkalarında ise büyük oranda tek hücreli kaviteler kullanılmaktadır. Bunlar 1 ampere kadar ulaşan yüksek demet akımları sebebiyle 16 yüksek ışınlıklı B mezon fabrikaları için uygundur. Fakat yüksek enerjilerde büyük sinkrotron ışınım kayıplarını telafi etmek için çok hücreli kaviteler daha verimlidir. Bir doğrusal çarpıştırıcıda uzun çok hücreli kaviteler zorunlu olup, makinenin neredeyse tüm uzunluğu hızlandırıcı yapıdan oluşmalıdır. Fakat kavite başına hücre sayısı olarak ifade edilen N c ’yi sınırlayan birkaç etki söz konusudur. N c ’nin artışı ile kavitenin her hücresini eşit alan genliğine ayarlamak gittikçe zorlaşır. Ayrıca çok uzun hücreli kavitelerde kısa paketçikler tarafından tuzaklanmış modlar da uyarılabilir. Bunlar yüksek frekanslarda iç hücrelere hapsedilen ve demet hattında düşük genliklerle oluşup yüksek mertebeli mod (HOM) bağlaştırıcılar tarafından uzaklaştırılamayan üst üste binen salınımlardır. Tuzaklanmış modların birbirini takip eden paketçikler üzerinde negatif etkisi olup bunlardan kaçınılmalıdır. Bir linak içerisinde, aktif hızlandırma bölümünün artırılmasında çok hücreli bir kavitenin avantajları vardır. Ancak, kavite başına artan hücre sayısı, tuzaklanmış modlara, hücreler içerisinde düzensiz olan alan dağılımlarına ve giriş bağlaştırıcılar (input coupler) için ise çok yüksek güç gerekliliklerine sebep olmaktadır. 4 hücreli ve 5 hücreli kaviteden elde edilen deneyimlerden yararlanılarak 9 hücreli yapılar tasarlanmıştır. TESLA kaviteler için seçilen N c = 9 mantıklı olan en üst hücre sayısı seçimidir. TESLA kavite Şekil 2.4’te gösterilmiştir (Schmüser 2003). Hücre şekli, kavite duvarlarındaki ikincil elektron uyarılmaları ile ısı kaçağı ve alan yayınımını engellemek için geniş irisli yarıçap kullanılarak mevcut geometrisiyle tasarlanmıştır (Schmüser 2003). Temel TM010 modu eksen üzerinde boyuna elektrik alan modu olarak seçilir. N c hücre sayılı kavite içerisinde temel mod N c ’ye bağlı modlara ayrılır. Sıralı hücreler arasındaki 180o faz farklı π modu, parçacığa olası en yüksek enerji transferini sağlar. Hücre uzunluğu Lc olan kavitede göreli parçacığın bir hücreden diğerine geçişinde elektrik alanın zamana bağımlılığı Lc = c /( 2 f 0 ) ifadesi ile belirlenir. 17 Şekil 2.4 Üst: 9 hücreli TESLA kavitenin elektrik alan çizgileri Alt: TESLA kavitenin komşu hücreler arasındaki destek halkalar, iki adet HOM bağlaştırıcı ve RF güç bağlaştırıcı ve alıcı antenin montajının yapılmasını sağlayan bağlantılarla teknik yerleşimi (Schmüser 2003) Göreli olmayan protonlar ve iyonlar için hücre uzunluğu Lc = v /( 2 f 0 ) ’dır. İris yarıçapı, hücreden hücreye, çiftlenim parametresi olan k cell ’yı %1-22 oranında etkiler. Birleşik modların frekansı, fm = f0 1 + 2k cell cos( mπ / N c ) eşitliği ile verilir (Schmüser 2003). 18 , 1 ≤ m ≤ Nc (2.27) Şekil 2.5 Bir TESLA kavite yarı hücresinin çevresi (Aune vd. 2000) Yarı hücre görünümü Şekil 2.5’de gösterilmiştir. Kavitenin yarı hücresi, çembersel bir yay etrafındaki ekvator bölgesi ve iris yakınlarındaki eliptik bir kısımdan oluşur. Alan genliğini 9 hücre boyunca eşit tutabilmek için 9 hücreli kavitenin başındaki ve sonundaki yarı hücrelerin tasarımı diğer hücrelerden çok küçük bir farka sahiptir. Ayrıca, başlangıç ve bitimdeki bu yarı hücreler arasında HOM oluşumunu engelleyen çok ufak bir asimetri vardır. Süperiletken kaviteler duran dalga modunda çalışır. Normal iletken linaklarda (SLAC gibi) hareketli dalga modu seçilebilir. Temelde elektronlar ışık hızı ile hareket eden RF dalganın tepesine bindirilir. Süperiletken bir linakta hareketli dalga modu duvar 19 kayıpları ile azalmaz. Süperiletken tasarımların temel avantajı RF dalga belirli bir uzunluktan sonra bir süperiletken dalga kılavuzu ve giriş bağlaştırıcı (input coupler) aracılığıyla geri beslemeye alınır ve neredeyse hiç RF gücü ziyan edilmez (energy recovery) (Schmüser 2003). 2.4 Süper İletken Kavitelerde Frekans Bağımlılığı Çok hücreli bir RF kavitede R BCS >> Rres için yüzey direnci f 2 ile orantılı iken, alan 1 / f ile orantılı olup R BCS << Rres için f ’den bağımsızdır. BCS terimi 2K’de 3 GHz’nin üzerinde baskındır ve kayıplar frekansla doğrusal olarak artarken 300 MHz’de artık direnç (Rres) baskın olup kayıplar 1 / f ile orantılı olmaktadır. Kavite duvarındaki enerji harcamasını azaltmak için 300 MHz ile 3 GHz arasında bir frekans seçimi yapılmalıdır. 350–500 MHz bölgesindeki kaviteler daha çok elektron pozitron depolama halkalarında kullanılırlar. Bu kavitelerin ebatlarının büyüklüğü dalga alan etkilerinin ve HOM kayıplarının bastırılması için avantajlıdır. Fakat birkaç 10 km uzunluğundaki bir linakta Nb ve soğutma maliyeti aşırı olduğundan daha yüksek frekanslar seçilmelidir. Fakat f = 3GHz bu tür yapılar için en uygun frekans gibi görünmesine rağmen, bu frekansın yarısının seçilmesi için zorlayıcı bir takım nedenler bulunmaktadır. Kısa elektron pakeçikleri tarafından oluşturulan dalga alanlarının, yarıçapa boyuna dalgalar için 1 / r 2 , enine dalgalar için 1 / r 3 oranında bağlı olması ve kavitenin iris yarıçapının öz frekansla ters orantılı olması sebebiyle, dalga alanı kayıp oranı frekansın üçüncü kuvveti ile orantılı olmaktadır. Demet yayınım büyümesi ve bu sebeple de demet indüklü soğutma kayıpları 3 GHz’de çok yüksektir. BCS direncinin f 2 bağımlılığı 3 GHz kovuğu 30 MV/m’nin üzerindeki gradyenlerde ısıl kararsız hale getirdiğinden, TESLA çarpıştırıcı için bu frekansın seçilmesi 35 MV/m gradyene ulaşılmasını engeller (Aune vd. 2000, Schmüser 2003). 20 2.5 Süper İletken Kavitelerin Sınırlamaları Süperiletken kavitelerin temel avantajı, 2K’de 10 nΩ değerindeki oldukça düşük yüzey direncidir. Normal iletken kavitelerde kalite faktörü 104–105 civarında iken süperiletken kavitelerde RF kayıpları 5–6 seviye azaltılarak bu değer 1010’a kadar çıkabilir. Soğutmadaki verimlilik düşük olmasına rağmen, elektrik gücünde düşündürücü miktarda tasarruf edilebilmektedir. Gelen RF gücünün çoğu demete ve yüke aktarılırken sadece ufak bir bölümü kavite duvarları tarafından emilir. Bir süperiletken kavitenin sınırlamaları özetle, süperiletkenin iç yüzeyindeki RF manyetik alanın süperiletkenin süper ısınma alanının altında kalma (Nb için 200–240 mT) gerekliliği, iç yüzeydeki safsızlıkların aşırı ısınması, elektronların alan yayılımı ve çoklu çarpışmalardır (Aune vd. 2000). 2.5.1 Süperiletken kavitelerde ısıl kararsızlık ve alan yayınımı Süperiletken kavitelerin iç yüzeyindeki çok küçük denilebilecek bir kirlenme durumunda bile kalite faktöründe düşüşler ve yerel ısınmalar oluşması sebebiyle, süperiletkenlikte bozulma meydana gelmesi, süperiletken kavitelerin dezavantajıdır. Yüksek gradyenli süperiletken kavitelerde bu tür kirlenmeler belirli noktalarda aşırı ısınmalar oluşturarak kritik sıcaklığın bile üzerine çıkılmasına sebep olabilmektedir. Bu noktalarda kavite normal iletken durumuna geçtiğinden güç harcamasında artışlara neden olur. Yüzey direncinin sıcaklıkla üstel artışı tüm kavitede sönüme neden olmaktadır. Tipik bir gösterge olarak süperiletken bir kavitenin 25 MeV/m gradyende, normal iletken davranışı göstermemesi için 50µm'den daha küçük noktasal kusurlar içermesi gerekmektedir (Aune vd. 2000). Süperiletken kavitelerde noktasal kusurlar yüksek gradyenli elektronlar için alan yayınımları oluşturduğundan kaviteleri gradyen açısından sınırlandırmaktadır. Bunun göstergesi, kalite faktörünün belli bir eşik değerinden üstel olarak düşüşü ile X ışını 21 gözlenmesidir. Alan yayınım akım yoğunluğu, E loc yerel elektrik alan, C bir sabit ve Φ metalin iş fonksiyonu olmak üzere Fowler-Nordheim j FE 2.5 E loc Φ3/ 2 exp( −C ) ∝ Φ E loc (2.28) denklemi ile verilir. Ya da β alan güçlendirme faktörü, ve sabitler olmak üzere 2.5 j FE = c1 Eloc exp(− c2 ) βEloc (2.29) şeklinde ifade edilir. E loc yüzeyin keskin uçlarındaki hızlandırma alanından birkaç 100 kat daha büyük olabilir. Üstel davranış bu noktadaki sıcaklık artışının hızlandırma alanının ters fonksiyonu olarak çizilmesi ile gözlemlenebilir. Kavite yüzeyindeki küçük parçacıkların (toz vs.) alan yayıcılar gibi davranır. Bu sebeple, mükemmel temizlik, örneğin yüksek basınçlı su ile yıkama, alan yayınımını engelleyen çok etkili bir yöntemdir. Bu teknik uygulanarak alan yayınımı için eşik değerin 10 MV/m’den 20 MV/m’ye yükseltilmesi geçmiş birkaç yıl içerisinde mümkün olmuştur (Aune vd. 2000). 2.5.2 Süperiletken kavitelerde Lorentz kuvvet ayarı ve mikrofonikler Elektromanyetik dalga ince bir plakada indüklenen akım üzerine bir Lorentz kuvveti uygular. Kavite duvarına etkiyen basınç µ0 ve ε0 manyetik ve elektriksel geçirgenlik katsayıları olmak üzere 22 p= 1 (µ 0 H 2 − ε 0 E 2 ) 4 (2.30) ile verilir. Lorentz kuvveti (p) hücrelerde µm mertebesinde deformasyona neden olur ve hacimlerinde ∆V kadar bir değişim olur. Slater kuralına göre bunun sonucu bir frekans kaymasıdır (Aune vd. 2000). Bu frekans kayması, ∆f 1 = f 0 4W W= ∫ (ε 0 E 2 − µ 0 H 2 )dV (2.31) ∆V 1 (ε 0 E 2 + µ 0 H 2 )dV 4 V∫ (2.32) ile verilir. Burada, W depolanan enerji ve f 0 kavitenin pertürbe olmayan rezonans frekansıdır. 2.5 mm duvar kalınlıklı 9 hücreli bir 1.3 GHz kavite için 25 MV/m’de, hesaplanan frekans kayması yaklaşık 900 Hz olup, ana güç bağlaştırıcı bulunan bir kavitenin rezonans eğrisi genişledikçe frekans kayması artar. TESLA kavitelerdeki frekans kaymasını yaklaşık iki kat azaltmak için sıralı hücreleri birbirine bağlayan destek halkaları kullanılmaktadır (Şekil 2.4). RF gücü sürekli değil de atmalı uygulandığı zaman kavite ayarında bir zaman bağımlılığı vardır. Kavitedeki mekanik titreşimler (mikrofonikler) kavite öz frekansında rastgele dalgalanmalarla sonuçlanır. TESLA kavitede ölçülen ortalama karekök (rms) frekans yayınımı 10 Hz mertebesindedir ve bu frekans kayması, kavite bant genişliği ≈ 500Hz ve altındaki değerlerde daha uygundur. β = v / c = 0.5 − 0.8 olan kaviteler, β = 1 olan kavitelere göre boyuna salınımlara daha açık olduğundan mekanik titreşimler proton ve iyonlar için çok hücreli kavitelerde kritik bir mesele olarak öngörülmektedir (Aune vd. 2000). 23 2.5.3 Süperiletken kavitelerin manyetik zırhlama gerekliliği Manyetik yüzey direncinin birkaç nΩ seviyesine indirilebilmesi için çevredeki manyetik alandan µT seviyesine kadar zırhlanma gerekmektedir. Bu, kavitelerin bir çelik vakum kap içerisine yerleştirilmesi ve her kavite çevresinde yüksek geçirgenlikli bir silindir kullanılması ile iki aşamalı olarak sağlanmaktadır. Bundan sonra çelik tankın mıknatıslanmasını engellemek için genel teknikler kullanılır. Çevre alandaki zayıflayan mıknatıs etkisi, mıknatıslanma olmayan bir silindirden daha iyi sonuç vermiştir. Bu yöntem, çeliği mıknatıslanma etkisinden tamamen kurtarmayıp çevre manyetik alanın eksensel bileşenini etkisiz hale getiren yeni bir manyetik alan oluşumu ile elde edilmektedir. Eğer silindir 180o döndürülürse çelik silindir içerisinde ölçülen alan ekseni, çevre alanın boyuna alan bileşeninden 2 kat fazla olacaktır (Aune vd. 2000). Kavitenin silindirle zırhlanması, sıvı helyum sıcaklığında soğutulduğunda 10 000’den daha yüksek manyetik geçirgenlikte kalabilen “Cryoperm” adı verilen bir malzeme kullanılarak yapılmaktadır. Yeniden mıknatıslanmış vakum tankı ve “cryoperm” zırhının toplam bileşeni çevre alan düzeyini birkaç µT seviyesine indirmek için yeterlidir. İlk ve son kavitenin uç hücreleri boyuna alanların azaltılmasında etkili değildir. Burada aktif alan Helmholtz bobinleri kullanılarak dengelenip son kavitedeki kenar alan etkisi zararsız bir seviyeye indirilebilir (Aune vd. 2000). 2.6 Süper İletken Kavitenin Helyum Tankı ve Ayar Sistemi Helyum tankı süper akışkan helyum içeren ve soğutma ile aynı zamanda kavitenin mekanik desteğini sağlayan yapıdır. Tank paslanmaz çelik yerine ısısal daralması Nb’ye göre 20 kat küçük olan titanyumdan yapılır. Soğutma, oda sıcaklığında stres olmayan kavite içerisinde 3 MPa değerinde bir stres oluşturur. Ti’nin, elektron demeti kaynağı ile kaviteye (Nb) kaynaklanması için ara bir metal tabaka gerektiren paslanmaz çelik-Nb'ye göre, doğrudan elektron demeti ile kaynaklanma avantajı vardır. 24 Kavitenin ve He tankının montajı, sırasıyla titanyum bir körüğün elektron kaynağı ile kavitenin bir tarafındaki konik Nb kafasına kaynaklanması ve titanyum bir halkanın elektron kaynağı ile kavitenin diğer tarafındaki konik Nb kafasına kaynaklanması şeklinde yapılır (Şekil 2.6). Kavite, tank içerisine yerleştirilerek körük ve titanyum halka tungsten gazla Ti tanka kaynaklanır. Ayar sistemi bir vites kutusu ve iki seviyeli bir kol içeren bir adımlama motoru içerir. Hareketli parçalar 2 K’de vakum ortamında çalışmaktadır. Ayar oranı yaklaşık ±1 mm olup ±300 kHz frekans oranına karşılık gelir. Çözünürlük 1 Hz’dir. Ayar sistemi kavitenin soğutulmasından sonra itme ve çekme sırasındaki kuvvet değişmelerine karşı geri tepmeyi engelleyici bir baskı kuvveti ile çalışır (Aune vd. 2000). 2.7 Süper İletken Kaviteye RF Güç Aktaran Ana Güç Bağlaştırıcı Ünitesi Süperiletken kavitenin kritik bir bileşeni güç girişi bağlaştırıcılarıdır (power input coupler). Seramik pencere ile kaplanan soğuk kısım ve kavitenin kurulumundan sonra hızlandırıcı modül içerisine yerleştirilen sıcak kısım eşeksenel bağlaştırıcı ile temiz odada montajlanmıştır. Sıcak kısım RF güç kaynağına bağlı olan dalga kılavuzundan eşeksenel hatta geçişi sağlar. Eşeksenel hat, hava dolu dalga kılavuzuna karşı ikinci bir seramik pencere ile devam eder. İki pencere, hızlandırıcı modülün kurulumu sırasında kirlenmesini engellemek ve işletim sırasında pencere deformasyonuna karşı korunmasını sağlamak için kullanılır. TESLA kavitelerde bağlaştırıcılar, kavite hızlandırıcı modül içerisinde oda sıcaklığından 2 K sıcaklığa soğutulduğunda tüm modül boyunca boyuna harekete izin verecek şekilde tasarlanmıştır. Bu sebeple eşeksenel hattın iç ve dış iletkenlerinde körüklere (esnek dalga kılavuzları) ihtiyaç vardır. Bağlaştırıcılar, oda sıcaklığındaki dalga kılavuzu ile 2 K sıcaklığındaki kaviteyi birleştirdiğinden, düşük ısı iletkenliği ile yüksek elektrik iletkenliği arasında bir iletişim yolu bulunmalıdır. Bu, birkaç termal kesinti ve RF yüzeyde ince bakır kaplamalı (10-20 µm ) paslanmaz çelik boru veya 25 körük (esnek dalga kılavuzu) kullanılarak yapılır (Aune vd. 2000). Şekil 2.6 Destek halka, helyum tank içerisine kaynaklamak için kullanılan konik Nb levha kafası ve hizalama için kullanılan referans profil başlığı (Aune vd. 2000) 2.7.1 TESLA kavitelerde A tipi giriş bağlaştırıcı A tipi giriş bağlaştırıcı Şekil 2.7’de gösterilmiştir. Bu bağlaştırıcıda, 70 K’de konik bir seramik pencere ve oda sıcaklığında bir düzlem dalga kılavuzu penceresi bulunmaktadır. Konik şekil, soğuk pencerede geniş bant empedans uyumu sağlamak için seçilmiştir. Yansıyan güç %1’in altındadır. Seramik pencere %99.5 saflıkta Al2O3’ten üretilmiştir. Yüksek iletkenlikli oksijensiz bakır halkalar Au/Cu (%35/%65) lehim alaşımı kullanılarak seramiğe lehimlenmiştir. Seramiğin her iki tarafındaki iç iletkenler elektron kaynağı ile dış iletkenler gazaltı (Tungsten Inert Gas-TIG) kaynağı ile lehimlenmiştir. Seramik her iki tarafından da çoklu çarpışmaları azaltmak için 10 nm titanyum azot tabakası ile kaplanmıştır. Dalga kılavuzundan eşeksenel hatta geçiş bir empedans 26 dönüştürücü ve düzlemsel bir dalga kılavuz penceresi gibi bir silindirik topuz kullanılarak yapılır. Pencerenin hava tarafı ile vakumlu bölgede 1.3 GHz'de (TESLA kaviteler için) empedans uyumu gerekmektedir (Aune vd. 2000). 2.7.2 TESLA kavitelerde B ve C tipi giriş bağlaştırıcılar B tipi giriş bağlaştırıcı 70 K’de silindirik seramik bir düzlem dalga kılavuz penceresi kullanır ve dalga kılavuzundan eşeksenel hatta geçiş bir silindirik topuz bağlantısı ile yapılır. Dalga kılavuz pencerelerinin kısıtlı olması sebebiyle dalga kılavuzu ve eşeksenel hat geçişi sağlayan silindirik bir pencere kullanılarak üçüncü bir C tipi giriş bağlaştırıcı geliştirilmiştir. C tipi giriş bağlaştırıcı, çoklu çarpışmaları azaltmaya duyarlı 60 mm çapında eşeksenel bir hattan oluşan ve merkez iletkene DC potansiyel uygulayabilme özelliğine sahip olan bir yapıdır. Çoklu çarpışma etkilerinin bastırılmasında bir DC ön gerilim uygulamanın yararlı olduğu gözlemlenmiştir (Aune vd. 2000). 2.7.3 TESLA kavitelerde HOM bağlaştırıcı Elektron paketçikleri, kavitede çoklu paketçik kararsızlıkları ve demet dağılmalarını aktifleştirdiğinden, yüksek frekanslı temel modları uyarır. Bu durum 9 hücreli kavitenin demet hattına monte edilen HOM bağlaştırıcılar kullanılarak depolanan enerjinin uzaklaştırılması yolu ile engellenmektedir. Diğer bir problem de merkez hücrelerde yoğunlaşan tuzaklanmış salınımlardan ve son hücrelerdeki düşük alan genliğinden ortaya çıkar. Her iki tarafta da HOM bağlaştırıcılar kullanılarak tüm yüksek salınımlar ayrıştırılabilir. Çift kutuplu salınımların iki yönlü kutuplanması, kavitenin her iki tarafına da yerleştirilen iki ortogonal HOM bağlaştırıcı gerektirir. Fakat kavite dizisindeki ortogonal HOM bağlaştırıcı komşu kavitedeki 27 HOM bağlaştırıcı tarafından engellenebilir. HOM bağlaştırıcılar kavitenin her iki uç bölümüne çift kutuplu salınımların her iki kutuplanmasını da sönümlemek amacıyla dik açıya yakın yönelimle monte edilir. HOM bağlaştırıcılar arasındaki açı dört kutuplu salınımların sönümünü de sağlamak amacıyla 115o’dir. Hızlandırma salınımının uyarılmasını engellemek amacıyla HOM yapılara, 1.3 GHz dalgaboyu aralıklı bir çentik süzgeç (notch filter) yerleştirilmiştir. İki çeşit HOM bağlaştırıcı geliştirilip test edilmiştir, bunlardan bir tanesi profil başlık (flanş) üzerine takılırken diğeri kavite üzerine kaynaklanır (Aune vd. 2000). Şekil 2.7 A tipi giriş bağlaştırıcısinin basitleştirilmiş görüntüsü (Aune vd. 2000) 28 2.8 Güç Kaynakları 2.8.1 Klaystronlar 1930’ların sonunda Varian kardeşler tarafından bulunan klaystronlar, tabanca bölümü, RF etkileşme bölümü, ve toplayıcı bölümü olmak üzere üç ayrı bölümden oluşmaktadır (Şekil 2.8). Klaystron termiyonik bir tabanca, birçok RF kavite ve güç harcayan elektronların toplanması için bir toplayıcı içerir (Beard, 2005). Şekil 2.8 Klaystronun şematik gösterimi (Beard, 2005) Tabancadan DC bir elektron demeti yayınlanır, elektronlar RF dalga olmayan bir ortamda sürüklenme tüpü boyunca hareket eder ve toplayıcıda dağılır. Elektron demeti sürüklenme tüpü boyunca uzay yükü artış etkisini azaltmak için manyetik olarak odaklanır (Beard, 2005). Klaystronlar A sınıfı yükselteçler olup demet akımının 360o açı ile giriş döngüsüne girdiği noktadan ön gerilim alır ve tam dolduğunda yükseltecin dışına çıkarılır. Giriş kavitesine RF uygulandığında kavite düzlemleri arasında elektrik alan üretilir. Bu alan kavitenin tasarlandığı frekansta rezonansa uğrar. 29 Giriş kavitesini elektrik alan fazında geçen elektronlar hızlandırılırken, elektrik alanın 180o faz dışında kalanlar gecikir. Alan minimum iken geçen elektronlar alandan etkilenmezler. Bu momentum transferi elektronlarda paketçikleşmeye sebep olur ve bu etki hız modülasyonu olarak adlandırılır. Uzay yük etkileri ihmal edilerek paketçikleşme etkisi Şekil 2.9'da gösterilmiştir (Beard, 2005). Demet her kaviteyi geçişinde paketçikteki akım yoğunluğu artar. Paketçikler kavitelerin sonunda alanın hareket yönünün tersinde bir fazla çıkar. Bu elektron paketçiklerinin, RF gücün çekildiği kavite içerisinde enerji kaybına uğramalarına neden olur. RF sinyal kazancı RF kavitelerin sayısına bağlı olup kavite başına tipik olarak 20 dB’dir (Beard, 2005). 2.8.2 İndükleyici çıkış tüpleri (IOT) İndükleyici çıkış tüpleri kavitelerin kısmen rezonans devre teknolojilerine dayanan aynı zamanda da üç kutuplu ve dört kutuplu elektron tüplerindeki ızgara modülasyon teknikleri kullanan (Şekil 2.10) melez (hybrid) bir tüptür. 1930’ların sonlarında geliştirilmiş, fakat üretimi için gereken teknoloji 1990’larda oluşmuştur (Beard, 2005). Bir indükleyici çıkış tüpü tabancası tüp boyunca elektron akışını kontrol ızgarasından faydalanarak düzenleme prensibine dayanır ve B sınıfı çalışma şekli daha verimlidir. Fakat B sınıfı, atlama kusurları ve demetin tetiklediği harmoniklerden dolayı problemlidir. Üç kutuplu elektron tüpü teknolojisinde olduğu gibi pozitif potansiyeldeki elektronlar katottan anoda hareket ederken bir akım ölçülür. Bir ızgara, katot boyunca potansiyel profilini düzenler ve katot akımı bu şekilde kontrol edilir. RF doğrudan, ızgara ve katot arasındaki RF geriliminı ayarlayan elektron tabancasına uygulanır. Bu bölgedeki gerilim sıfır veya negatif olduğunda elektron yayınlanmaz, gerilim pozitife doğru gittikçe elektron yayınlanır. Bu tip paketçikleşme etkisine yoğunluk modülasyonu adı 30 verilir. Bu, ızgara ön gerilimi kesildiğinde yani giriş sinyali olmadan akım akmayan tipik bir B sınıfı çalışma şeklidir. Akım sadece sinyal mevcutken ve sadece 180o giriş döngüsüyle akar (Beard, 2005). İndükleyici çıkış tüpleri ızgara ön gerilim akımının 180o ve 360o giriş döngüsü arasında akabileceği şekilde ayarlandığı AB sınıfı işletim şeklinde de çalışabilirler. B sınıfı çalışma şeklinden farklı olarak, boş ön gerilim akımındaki bu artış, tüpleri her zaman küçük miktarda ve oldukça yüksek doğrusal olmayan bölgenin dışında tuttuğundan, atlama kusurunda azalma ile sonuçlanır. Boş ön gerilim A sınıfı çalışma şekline benzer olarak ayarlanmazsa, verimlilik B sınıfı çalışma şekli ile benzerdir. İndükleyici çıkış tüpleri demet rezonans kaviteden geçerken RF gücün demetten kaldırılması yöntemi ile çalışır. Demet katotta kontrol ızgarasına uygulanan RF gerilimi ile paketçiklenir. Demet çıkış bölgesinden geçerken rezonans kavite, kavitede bir salınım gerilimi ve akım indükler. Bu durumda RF gücü klaystron çıkış kavitesinde olduğu gibi rezonans kaviteden çekilir (Beard, 2005). Şekil 2.9 Düz çizgiler: kovuğa sıfır fazla giren ve hızlanmayan elektronlar, iri noktalardan oluşan çizgisel hatlar: kovuğa negatif gerilimle girip yavaşlatılan elektronlar, küçük noktalardan oluşan çizgisel hatlar: kovuğu elektrik alanın tepe noktasında geçen ve hızlandırılan elektronlar (Beard, 2005) 31 İndükleyici çıkış tüpleri basit bir rezonans kaviteye sahip olması sebebiyle, klaystrondan daha kısadır. Bu sebeple demet genellikle klaystrondaki demete göre daha geniş olup kaviteyi geçerken alanın en yüksek noktasında kontrol edilebilir. Sonuç olarak kavite ile etkileşme klaystrona göre daha büyük olup verimlilik çok yüksektir. Gözlemler indükleyici çıkış tüplerinin verimliliğini %80 ve daha yüksek olarak kaydetmiştir (Beard, 2005). Verimlilikte düşündürücü avantajları olmasına rağmen indükleyici çıkış tüpleri, sadece bir kaviteye sahip olması sebebiyle yüksek sürücü gücü gerektirdiğinden çok düşük kazanca sahiptir. Şekil 2.10 İndükleyici çıkış tüpünün şematik gösterimi (Beard, 2005) Küçük ve portatif yapısı sebebiyle indükleyici çıkış tüpleri klaystronlara göre daha ucuzdur. Daha da önemlisi parçacık hızlandırıcıları için 1.3 GHz indükleyici çıkış tüpleri pek çok gelişmeye uğramıştır. Daha yüksek frekanslara gidildikçe katot ızgara boşluğu frekansla ters orantılı olduğundan ızgara ve katot boşluğunun eş uzaklıklı olması gerekliliği ve üretim toleransları sebebiyle birkaç GHz’den daha yüksek frekanslarda indükleyici çıkış tüpleri yapılamamaktadır. Aralık büyüklüğü ızgaranın katottan gelen baryum göçü ile bozulmasına sebep olabileceğinden ciddi oranda risktir. Elektron tabancası tasarımı kullanılarak yapılan simülasyonlardan 3 GHz’e kadar yüksek demet akımı elde etmek mümkündür (22 kV’da çalışan (B sınıfı) 1.3 GHz 32 indükleyici çıkış tüpleri için akım ≈ 0.9 < i ( A) < 1.6 ). Modern indükleyici çıkış tüplerinde katot ve ızgara tasarım tipi son yıllarda oldukça gelişmiştir. Birkaç indükleyici çıkış tüpü raporuna göre, ızgara üretimi yeterince güvenilir değildir. Bu sebeple eski teknoloji olan daha ucuz indükleyici çıkış tüplerinin seçimi için destekler artmaktadır. Çalışmalar, ızgara gerilimi ve demet geriliminın faz duyarlılığının klaystrona göre daha doğrusal ve daha küçük olduğunu göstermiştir. L band frekansta çalışan indükleyici çıkış tüpleri enerji geri dönüşümlü linak teknolojisi için anahtar elemanlar olma yolundadır (Beard, 2005). Klaystronlara göre avantajları verimlilik, daha geniş gerilim aralığı, doğrudan katottan olan yoğunluk modülasyonu (daha kısa) ve maliyet iken indükleyici çıkış tüplerini sınırlayan faktörler daha düşük kazanç, katot – ızgara arasındaki mesafenin frekansla ters orantılı olmasının frekans limitini birkaç GHz’de sınırlaması, daha yüksek harmoniklerde indükleyici çıkış tüpleri hesaplamalarında garantili performans gözlemlenememesi ve klaystronlara göre daha düşük güç elde edilmesi sayılabilir (Beard, 2005). 2.8.3 Katıhal güç kaynakları Pek çok hızlandırıcı yüksek güç RF kaynağı kullanır. Bu kaynaklar genellikle yeterli frekans ve faz kararlılığını yakalamak için yükselteçli olmalıdır. Frekanslar 50 MHz’den 10 GHz’e veya daha yüksek değerlere kadardır. Güç gereklilik aralığı 10kW1 MW veya daha yüksek bir değer olup (sürekli kaynaklar için) ve atmalı kaynaklar için 100 MW’a kadardır. Tek bir basit yükselteç ile elde edilemeyen güç için pek çok yükselteç birleştirilerek yeterli güç elde edilebilir. Bazı durumlarda çok sayıda hızlandırma kavitesi için düşük bir kaynaktan ayrı ayrı beslenen güç yükselteçleri ile 33 güç elde edilebilmektedir (Zavadtsev 2009). Son yıllarda katıhal yükselteçlerin gelişimi doğrusal hızlandırıcılarda süperiletken kaviteleri besleyen RF güç dağıtım sistemine başka bir yaklaşım düşünülmesini sağlamıştır. Katıhal yükselteçlerin avantajları kararlılıkları, bakımlarının kolaylığı, sıfır ısınma süresi ve düşük gerilimlerde çalışmasıdır. Tipik olarak 28 V olan besleme gerilimi yüksek teknolojili vakum tüplü yükselteçlere göre daha güvenilirdir. Ancak bunun bedeli yüksek miktarda sağlanması gereken bir DC akımdır. Bu tür akımlar omik kayıplara uygun büyük bakır akım çubukları gerektirmektedir. Günümüzde yüksek güç seviyelerine yüksek performansla ulaşmak için uygulamalarda geniş oranla GaN teknolojisine dayalı yükselteçler kullanılmaya başlamıştır. GaN bazlı yüksek elektron hareketli transistörler (HEMT) yüksek güç üreteçleri için en uygun seçenek olarak görülmektedir. GaN HEMT'lerin düşük güç tüketimleri, daha geniş frekans bandı ve yüksek doğrusallık özellikleri tercih edilirliklerinin artmasına neden olmuştur. GaN HEMT'ler kullanılan elektrik gücünde tasarruf sağlamasının yanısıra operasyonu sırasında daha az ısı kaybı oluşturması sebebiyle, bu teknoloji ile oluşturulan yükselteçlerin diğer yükselteçlere göre boyutlarının daha küçük ve maliyetlerinin daha az olması, 50 V'a kadar güç kaynağı gerilimi seçenekleri ile çalışması sebebiyle de operasyon akımının diğer teknolojilerle üretilen yükselteçlere göre azaltılabilmesi gibi avantajlar sunmaktadır. Genellikle yükselteç tasarımlarında transistör empedansları daha düşük hale geldiğinden sorunlar yaşanmaktadır. GaN HEMT'ler diğer yükselteçlere göre daha yüksek empedanslar göstermektedir. Bu durum yükselteçlerin tercih edilen duruma göre (geniş frekans bandı veya daha yüksek güç ekli verimlilik) performasının artırılmasında GaN HEMT teknolojisinin avantajını ortaya koymaktadır. GaN HEMT transistörler ile üretilen katıhal yükselteçlerin verimliliği operasyon frekansı ve sınıfına göre 34 değişmekle birlikte %60–70 civarındadır. Klaystrondan oluşan yüksek güç RF dağıtım sisteminde, bütün kavitelerde maksimum hızlandırma gradyeni farklıdır. Hesaplar, aynı klaystron ile beslenen bütün kavitelerin aynı giriş gücüne sahip olduğu sonucunu vermesine rağmen, pratikte aynı klaystron ile beslenen kavitelerden en düşük hızlandırma gradyenine sahip olanı işletim gradyeni olarak esas alınmaktadır. Katıhal yüksek güç RF sistemleri her bir kavitede maksimum güçle ve daha yüksek toplam hızlandırma oranı ile çalışır (Zavadtsev 2009). Katıhal güç yükselteçleri ile atmalı ve sürekli dalga elde edilebilmektedir. Bunun için kontrol terminalinin ara yüzünden işletim türünün seçilmesi yeterlidir. Ayrıca klaystronlardaki gibi sınırlı bir yaşam ömrü yoktur. (Zavadtsev 2009). 2.9 Hızlandırıcı Fiziği Parçacık hızlandırıcıları fizik ve teknolojinin bir araya gelmesiyle oluşan yüksek enerjili parçacıkların fizikteki temel araştırma alanlarına yeni ve etkili deneyimler kazandıran yapılardır. Bu yenilikler ve edinilen deneyimlerin kullanılması parçacık hızlandırma alanında büyük gelişmelere sebep olmuştur. Uygulanan değişik teknikler ile parçacık hızlandırıcıları birçok farklı şekilde tasarımlanarak yaygınlaştırılmışlardır. Parçacık hızlandırıcıları, elektrik yükünün statik ve dinamik elektromanyetik alanlarla etkileşimlerinin teknoloji kullanılarak gerçek hayata yansıtılması sonucu oluşan ürünlerdir. Elektromanyetik alanlar, statik elektrik alanlardan betatronların 50-60 Hz frekanslı manyetik alanlarına ve MHz'den GHz'e kadar olan radyo frekanslara kadar çok değişken frekans aralıklarında kullanılmakta olup, yüksek alanlarda parçacık hızlandırmak için lazer demetleri kullanma yönünde çalışmalar mevcuttur. Hızlandırıcılar genel olarak demetin hızlandırıcı yapıya aktarıldığı enjeksiyon sistemi, demete enerjinin uygun aktarılabilmesi için vakum sistemi, hızlandırıcı yapıya güç 35 sağlayan sistemler için elektrik trik ve güç sistemi ile hızlandırıcı yapının duvarlarındaki dirençsel kayıplardan kaynaklanan ısı oluşumunu azaltmak veya engellemek için soğutma sistemi (normal iletken yapılarda su soğutma, süperiletken yapılarda helyum soğutma) olmak üzere dört temel sistemden si oluşmaktadır. Parçacık hızlandırıcıları genel olarak, doğrusal doğrusal ve dairesel olmak üzere ikiye ayrılır. Depolama halkaları da denilen dairesel hızlandırıcılarda hızlandırıcı yapı olarak RF kaviteler kullanılır ve RF kaviteler sürekli dalga modunda çalışır. alışır. Dairesel hızlandırıcılarda yayınlanan maksimum enerji, parçacıkların sürekli dalga ile enine hızlandırılması sonucu sinkrotron ışınımı olarak açığa çıkar. Parçacık başına yayınlanan güç, E toplam parçacık enerjisi, R dairenin yarıçapı, parçacığın ın klasik yarıçapı olmak üzere (Humphries 1999) (W) olup, elektron hızlandırıcılarda güç kaybı iyon hızlandırıcılara göre oranında daha fazladır. Bu sebeple elektronlar için doğrusal hızlandırıcılar dairesel hızlandırıcılara göre daha verimli hızlandırma yöntemidir. İlk parçacık hızlandırıcılar elektrostatik elektrosta hızlandırıcılar olup, demete sabit bir elektrik alandan enerji kazandırırlar. Elektrostatik hızlandırıcılardaki temel sınırlama ulaşılabilen maksimum enerjinin nin q yükü ile uygulanan potansiyel farkından dan daha fazla olmaması ve pratikte bu potansiyel farkının elektrik boşalmaları (kıvılcım oluşumları) ile sınırlı olması ve birkaç milyon voltun volt üzerine çıkmamasıdır. Bu sorun RF doğrusal hızlandırıcılar kullanılarak paketlenmiş demet üzerine (atmalı dalga yapısı) zamanla değişen (harmonik) elektrik alan uygulanıp, uygula paketçikler hızlandırma alanı ile uygun giriş Şekil 2.11 RF kavitenin donanımları ile birlikte eş devre diyagramı: RF üreteç, iletim hattı, dolaştırıcı, giriş bağlaştırıcı, LCR devresi (Schmüser 2003) 36 polaritede olduğu müddetçe hızlandırma işlemine devam edilerek bu sınırlama aşılmıştır. Radyo frekans hızlandırıcılarda, hızlandırma kavitesinin amacı radyo frekans gücünün demete aktarılmasıdır. Doğrusal hızlandırıcılarda bakır kavitenin duvarlarında dirençsel (omik) güç fazla harcandığı için yüksek RF güç gereklidir. Yani, RF donanım ve güç, maliyetleri çok fazla olmadığı müddetçe bakır kaviteler için daha önemlidir. Ayrıca kavite geometrisinin tasarımı ve hızlandırma alanları, uygulanan RF gücün verimliliği ile doğrudan ilintilidir. RF güç maliyetinin azaltılması, yani hızlandırma alanlarının gücünün azaltılması, linaklar için daha fazla maliyet ile sonuçlanır. Yüksek görev döngülü (duty cycle) linaklarda bakır kavitelerin soğutulma zorluğu önemli bir sınırlamadır. Bir elektronun, bir iletken içerisindeki hareketinde ortalama serbest yolu, (mean free path) sıcaklık azaldıkça arttığından bakır kavitelerin krayojenik (dondurucu) sıcaklıklara kadar soğutulması meselenin geliştirilmesinde bir umut olarak görülmüş, RF yüzey direncini belirleyen parametre deri kalınlığı olduğundan, ortalama serbest yol deri kalınlığını aştığında krayojenik sıcaklıklara kadar soğutulmuş bir bakır kavitenin yüzey direncinin oda sıcaklığındaki bakır kavitenin yüzey direncinden 10 kat daha az olduğu görülmüştür. Ancak yüzey direncinin düşürülmesi, krayojenik sıcaklıklara kadar soğutulan bakır kavitelerin bu kadar düşük sıcaklıklarda işletiminin oda sıcaklığındaki bakır kavitelere göre daha fazla güç gerektirmesi sebebiyle, krayojenik sıcaklıklara kadar soğutulan bakır kavitelerin daha fazla yatırım gerektirdiği anlaşılmıştır. Fakat süperiletken Nb kavitelerin kullanımı, oda sıcaklığındaki bakır kavite ile karşılaştırıldığında RF yüzey direncinde 105 kadar azalma sağlarken, süperiletkenin işletim güç tasarrufu 10-102 mertebelerinde olmaktadır. Bu sebeple süperiletkenliğin linaklara yansıtılması daha iyi performans ve daha düşük maliyet olması açısından çok önemli bir gelişme olarak görülmüştür. Normal iletken hızlandırıcılarda bakır kavitelerin ısınmasını engellemek için kavitelere mikro saniyeler mertebesinde RF atmalar gönderilirken süperiletken kavitelerde krayojenik soğutma ile ısınma makul seviyelerde tutulabildiğinden, atma süresi milisaniye mertebesinde yani sürekli modda olabilmektedir (Schmüser 2003). 37 Z Süperiletken kaviteler Şekil 2.11'de olduğu gibi bir devre diyagramı ile temsil edilir. Süperiletken kaviteler için güç kaynakları pratikte klaystronlar, indüktif çıkış tüpleri ve katıhal yükselteçlerinden herhangi birisi olabilmektedir. RF dalga kaviteye bir iletim hattı ile aktarılır (yüksek güç dalga kılavuzları, düşük güç eşeksenel kablolar ile) ve bir giriş bağlaştırıcı ile kavite içerisine sokulur. Bu bir dalga kılavuzu bağlaştırıcı veya eşeksenel bağlaştırıcı olabilir. En basit giriş bağlaştırıcı süperiletken kavitenin test aşamasında kullanılan ve kavitenin demet hattı bölümünde bulunan eşeksenel bir antendir (Şekil 2.11). Seçilen demet hattının yarıçapı (Şekil 2.11 iletim hattı), demet hattının eşik frekansı kavitenin rezonans frekansından daha büyük olacak şekilde seçilmelidir. Bu şekilde kavitedeki hızlandırma amaçlı kullanılan RF dalga demet hattı içerisinde üstel olarak azalarak sönüme uğrar. Bunun anlamı, eşeksenel antenin ucu ile kaviteye gönderilen RF dalganın elektrik alan bileşeninin genliğinin antenin yerine bağlı olması ve anten birkaç cm, boyuna hareket ettirildiğinde elektrik alan büyüklüğünün değiştirilebilmesidir. Giriş bağlaştırıcı, bir elektrik devresinden diğer elektrik devresine enerjiyi elektromanyetik alan aracılığıyla ileten bir transformatör gibi görev yapar (1:N; genellikle N>>1). Süperiletken kavite, şönt empedans (paralel direnç) olarak adlandırılan R0 paralel direncinin çok yüksek olduğu (bu şekilde akım LC devresi üzerinden akar) (T = 2 K ' de > 1012 Ω) bir LCR devresi ile temsil edilir (Şekil 2 2.11 LCR devresi). R / Q = R0 / Q0 = Vacc /( 2ω 0U ) oranı ne kavitenin boyutuna ne de duvar materyaline bağlı olmayıp sadece kavitenin geometrisine bağlı olan bir parametredir. Diğer bir kabul ise, şönt empedansın Ra = 2R0 olduğu durumdur. RF güç kaynağının (Şekil 2.11 RF yükselteç = Pg) devredeki yeri, RF dalganın kaviteye iletim hattı ile yönlendirilmesi sırasında kavite girişinde yansımalar olabilmesi sebebiyle (Şekil 2.11 dolaştırıcı) yansımanın engellenmesi amacıyla dikkat gerektirmektedir. RF dalga, giriş bağlaştırıcıdan geri yansıtılarak RF güç kaynağına geri dönebilir. Klaystron veya kullanılan herhangi bir güç kaynağı, geri yansıyan RF dalgalardan zarar görür. Bu sebeple RF gücün iletildiği iletim hattı üzerinde RF güç kaynağı ile kavite arasına bir dolaştırıcı (circulator) yerleştirilmiştir. Şekil 2.11’e göre dolaştırıcı üzerindeki uç 1’e gelen bir RF dalga dolaştırıcıyı uç 2’den, uç 2’ye gelen RF dalga ise 38 dolaştırıcıyı uç 3’ten terk eder. Dolaştırıcının karakteristik empedansı, Z 1 olan bir yük direnci ile sembolize edilmiştir. Kavite girişinden yansıyan dalga mutlak suretle uç 3’deki yük direncine yönlendirilir ve burada tamamen soğurulur. Güç kaynağında devreye bakıldığında görünen, iletim hattının kaviteye kadar uygun şekilde sonlandırıldığıdır (Şekil 2.12) (Schmüser 2003). Basitleştirilmiş devre diyagramında (Şekil 2.12) iletim hattı elemanları olmamasına rağmen kavite tarafı için olan elemanlar gösterilebilir. İletim hattı ile dolaştırıcının 3 numaralı ucunda (Şekil 2.11) bulunan Z 1 toplam empedansı basitleştirilmiş devrede, paralel bağlı direnç, Rext = N 2 .Z1 'e dönüşür. Kavitenin yüksüz kalite faktörü Q0 , devre elemanlarının birlikteliğinden hareketle ω 0 = Q0 = 1 olmak üzere (Schmüser 2003), LC R0 ω0 L (2.33) ile verilir. Dolaştırıcının 3 numaralı ucunda oluşan harici yük, LC devresindeki (Şekil 2.11) salınımda ekstra bir sönüme sebep olur. İlgili kalite faktörü kavitenin harici kalite faktörü olup Qext = Rext /(ω 0 L ) ’ye eşittir. R0 ve Rext paralel dirençleri Şekil 2.12 Klaystrondan görülen basitleştirilmiş devre diyagramı (Schmüser 2003) 39 Rl = (1 / R0 + 1 / Rext ) −1 olarak ifade edilirse yüklenmiş kalite faktörü (Schmüser 2003), Ql = 1 1 1 Rl = + ve Ql Q0 Qext ω0 L (2.34) olarak ifade edilir. Devreye harmonik bir akım sürüldüğü düşünülürse ve üretici frekansın kavite öz frekansı ile uyumlu olduğu varsayılırsa; Kirchoff kuralına göre, C dV V 1 + + ∫ Vdt = I g cos(ω0 t ) dt R yük L (2.35) Eşitlik 2.35’in zamana göre türevi alınırsa (Schmüser 2003), I gω0 ω dV d 2V + 0 + ω 02V = − sin(ω 0 t ) 2 Q yük dt C dt V (t ) = I g R yük cos(ω 0 t ) (2.36) (2.37) Akım kapatıldığında zaman sabiti; τ= 2Q yük ω0 (2.38) olan sönümlü serbest bir salınım elde edilir (Schmüser 2003). 2.9.1 Demetsiz kavite İdeal durum RF üreteç frekansının kavite öz frekansına eşit olduğu ω g = ω 0 olan ve 40 giriş bağlaştırıcılardan hiç güç yansıması olmadığı durumdur. Bu durum, kavite empedansı dalga kılavuzunun karakteristik empedansına eşit olduğu zaman gerçekleşir. Yani, Z kavite / N 2 = R0 / N 2 = Z 1 (2.39) şartı geçerlidir (Schmüser 2003). Burada N kavitenin hücre sayısıdır. ω g = ω 0 durumunda LCR devresinin empedansı tamamen gerçektir ve Z kavite = R0 ile verilir. Bu şartlar altında Ql = Q0 / 2 ’dir ve RF üreteç kapatıldıktan sonra salınımın zamanla bozunumundan yüksüz kalite faktörü olan Q0 belirlenebilir. Bu durumda, üreteç gücü tamamen kaviteye aktarılarak duvarlarda harcanır, dolayısıyla Pg = Pdiss dır. Bir güç ölçer ile Pg ölçülerek kavitede depolanan enerji olan U = Q0 Pdiss / ω 0 ve hızlandırma alanı hesaplanabilir. N kavitenin hücre sayısı olmak üzere çiftlenim parametresi (Schmüser 2003), βc = R0 N 2 Z1 (2.40) olarak açıklanır. İletim hattının uygun sonlanmasının anlamı β c = 1 ’dir. Çiftlenim parametresi 1 değilse, gelen RF üreteç gücü Pg giriş bağlaştırıcıdan kısmen yansıyacak, kısmen bağlaştırıcı üzerinden geçecek ve kavite duvarlarında harcanacaktır. Harcanan güç (Schmüser 2003), Pref 4β c ( β c − 1) 2 Pg = Pg , Pt = 2 (β c + 1) 2 ( β c + 1) (2.41) ile verilir. β c = 1 durumunda klaystron gücü olan P g tamamen aktarılır ve R0 direnci üzerinde harcanır. Basit devre diyagramında (Şekil 2.14) üreteç akımı sadece kavite 41 paralel direnç (şönt empedansı) R0 üzerinden değil aynı zamanda harici direnç Rext üzerinden de akar. Üreteç akımı I g hayali bir akım olup orijinal klaystron akımından farklıdır. Şekil 2.14’e göre R0 içerisinde harcanan güç I g2 R0 /(2( β c + 1) 2 ) ’dir. Herhangi bir çiftlenim parametresi β c değeri için üreteç akımı, Ig = 2 2 β c Pg R0 = 2 Pg 2 N Z1 ile verilir. Bunun anlamı I g hayali akımı, I klyst N =2 I klyst (2.42) N klaystron akımının 2 katıdır (Schmüser 2003). 2.9.2 Demetin hızlandırılması Bir RF kavite sürekli bir demete enerji transfer edemez çünkü yarı periyodda alan yavaşlamaktadır. Bu sebeple, parçacıklar kaviteyi geçerken istenilen RF fazında RF dalga ile eş fazlı olan kısa paketçikler içerisinde gruplandırılmalıdır. Hızlandırıcı elektrik alanı E z (t ) = E 0 cos(ω g t ) olan bir doğrusal hızlandırıcıdaki göreli demetin fazının φ0 ≈ 0 olması durumunda parçacıklar hızlandırılırlar (Schmüser 2003). 42 maksimum (tepe noktasında) Bir paketçik treni RF periyodunun tam katı bir tekrarlama zamanı Trep olan pek çok eşit aralıklı paketçik içerir, Trep = hT g = h 2π / ω g (h, harmonik sayı). Ortalama kare kök (rms) paketçik uzunluğu küçüktür ( σ b << Tg ). Şekil 2.13’deki birleştirilmiş devre Şekil 2.13 Kaviteden görülen devre diyagramı, dalga empedansı Rext = N 2 .Z1 ve I g demet akımı kılavuzunun toplam diyagramında demet, yönü üreteç akımına zıt olan bir akım ile temsil edilmektedir, çünkü enerjisini kaviteden alır. Üreteç ve demet akımları sırasıyla, ~ ~ I g exp(iω g t ) , I b exp(iω g t ) ~ ~ (2.43) ~ ~ ile verilir (Schmüser 2003). I g ve I b kompleks fazörleri, I g = I g ve I b = 2 I 0 ’dır. Burada üreteç frekansı ile kavite öz frekansının eşit olduğu ω g =ω 0 ve paketçiklerin tepe noktasında hızlandırıldıkları düşünülmüştür. LCR devresinde üreteç indüklü ve demet indüklü gerilimler; ~ ~ Vg = Ig ~ ~ R0 R0 , Vb = Ib βc + 1 βc +1 olur. Hızlandırma gerilimi, 43 (2.44) ~ ~ ~ V hıı = V g + V b (2.45) bu iki gerilimin vektörel toplamına eşittir. Parçacık enerjisini değiştiren bu değerdir. Tepe noktasındaki hızlandırmada üreteç ve demet indüklü gerilimlar zıt noktalara işaret eder ve net hızlandırma gerilimi V acc = V g − V b ’dir. Eşitlik 2.42 kullanılarak Pg üreteç gücünden (klaystron gücü vs.) hayali üreteç akımı I g ve I b = 2 I 0 dc bileşenden ω g ’de demet akımının Fourier bileşeni elde edilebilir. Hızlandırma gerilimi için (Schmüser 2003), Vacc = 2 2β c Pg R0 βc + 1 (1 − K βc ) , K = I0 R0 2 Pg (2.46) olarak bulunur. K boyutsuz parametresi demet yükleme parametresi olarak tanımlanır. Demete transfer edilen güç (Schmüser 2003), Pb = I bVhıı = I 0Vhıı 2 (2.47) ile verilir ve üreteçten demete olan güç transferinin verimliliği, ηg = Pb 4 K β c K = (1 − ) Pg βc + 1 βc (2.48) ile verilir. Son olarak, giriş bağlaştırıcıdan yansıyan güç, Prefn = Pg − Pb − Pdiss = (β c − 1 − 2 K β c ) 2 ( β c + 1) 2 44 Pg (2.49) olarak verilir. Demet olmadan ( I 0 = 0 ve K = 0 ) β c = 1 şartı sağlandığında güç yansıması 0’dır. Fakat demetle 0 yansıma sağlanabilmesi için süperiletken kavitenin çiftlenim parametresi değerinin 1’den çok daha yüksek seçilmesi gerekmektedir. Dairesel bir hızlandırıcıda göreli demetin ( v ≈ c ) fazı boyuna odaklamayı sağlamak için RF dalgasının düşüş eğrisi üzerinde 0 < φ 0 < π / 2 seçilmelidir. Bu durumda üreteç ~ ~ gerilimi V g ve hızlandırma gerilimi V acc arasındaki faz açısı kavitenin giriş bağlaştırıcısi üzerinde yansımalara yol açacaktır. Üreteç frekansı ω g kavite frekansı ω 0 ‘a göre ayarlandığında yansımanın engellendiği gösterilebilir (Schmüser 2003); ω g − ω 0 = ω0 I 0 R0 sin φ0 Q0Vacc (2.50) eşitlik 2.50'de ω g > ω 0 ’dir. Bu eşitlik, sinkrotron salınımlarındaki kararsızlıklardan kaçınma gereği olan Robinson Kriterleri ile uyumludur (Schmüser 2003). 2.9.3 Kavitenin atmalı çalışma prensibi Üreteç gücünün sadece % 0.02–0.03’ü süperiletken kavitenin duvarlarında harcanmasına rağmen duvarlarda oluşan 50W’lık ısı depolanması 1 m uzunluğundaki bir kavite için 40 kW’lik bir elektrik gücü gerektirmektedir. Bu uzun bir linak için çok yüksek bir değerdir. Isı yükünü azaltmak için kaviteler %1’den küçük çalışma faktörü (duty factor) ile atmalı salınımda çalıştırılır. Atmalı salınımda RF gücü t = 0 ’da açılır, 0 ≤ t 0 ≤ t son aralığında sabit kalması sağlanır ve kapatılır. Üreteç indüklü gerilim üstel olarak asimptotik bir değere kadar yükselir (Şekil 2.14) ve V g (t ) = Vasymp (1 − exp( −t / τ )) Vasymp = I g R0 /( β c + 1) , 45 (2.51) ile verilir (Schmüser 2003). Paketçikli demetin enjeksiyonu üreteç indüklü gerilimin Vacc = Vasimp / 2 değerine ulaştığı, t inj = τ ln 2 zamanında başlar. Yükü q 0 olan her paketçik, gerilimi vb = − q 0 / 2C değerine indükleyerek, akım atması gibi davranır. Periyodik bir atma treni için bu paketçikler birbirine eklenerek demet indüklü gerilimi oluşturur. Hızlandırma gerilimi üreteç ve demet indüklü gerilimların vektör toplamı olup t = t inj ’den üreteç gücü ile demetin kapatıldığı t = t end ’e kadar neredeyse sabit kalır. Kavite gerilimi (Schmüser 2003), Vcav (t − t end ) = Vacc exp(−(t − t end ) / τ ) (2.52) eşitliğine göre bozunur. Hızlandırma gerilimi her paketçiğin kavite gerilimi ile karşılaştığında anlık bir düşüş ve üreteç indüklü gerilimla karşılaştığında sonraki paketçik ulaşana kadar yeniden depolanan bir artışın olduğu testere dişli bir yapı gösterir. Demet enerji yayınımı testere dişli yapıdan kaynaklanır ve dalga alanı etkileri %0.1’in altında iken iyidir. Demet enerji yayınımı paketçik yükünün küçültülmesi ve paketçik katarındaki paketçik sayısının artırılması ile azaltılabilir (Schmüser 2003). Qext << Q0 olduğunda τ = 2Qext / ω 0 yaklaşımı ile giriş bağlaştırıcınin çiftlenim kuvveti verilen hızlandırma alanı ve demet akımı ile uygun ayarlanmalıdır. TESLA giriş bağlaştırıcısi eşeksenel tiptir ve demet hattındaki profil başlığı (flanş) üzerine monte edilir. Merkezi anten, çiftlenim kuvvetinin ayarlanmasını sağlamak için hareketlidir (Schmüser 2003). Kısa paketçikler sadece kavitenin temel salınımlarını değil aynı zamanda çok sayıda HOM'u da etkiler. Bunlar hızla söndürülmeli ve sıralı paketçikler üzerindeki zararlı etkileri engellenmelidir. TESLA kavitelerde HOM gücünü kaldıran ve sönümleyici dirençlere kılavuzluk eden iki adet HOM bağlaştırıcı bulunmaktadır. 46 Süperiletkenlerin RF alanlardaki genlik davranışı kritik alanlarla karşılaştırıldığında çok iyi anlaşılamamakla birlikte deneysel sonuçlar uç limitlerin alanın devamlılığının sağlandığı zaman ölçeğine kuvvetle bağlı olduğunu göstermektedir. Sürekli salınımda süperiletkenlik sadece malzemenin temel özelliklerine değil aynı zamanda kavitenin tahmini ve kontrolü zor olan yüzey, safsızlıklar, kusurlar, kimyasal ve fiziksel şartlar vs. özelliklerine de bağlıdır. Bu etkiler maksimum ulaşılabilir alanları limitlerken süperiletken malzemenin özellikleri kavitenin performansına tamamen bağlı olmadığından uygun malzeme seçimini daha karmaşık hale getirir. Örneğin tip I ve tip II süperiletkenler benzer sonuçlar göstermiş, termodinamik ve süper ısınma alanlarının özellikleri performanslarında çok az veya hiçbir fark göstermemiştir. Ulaşılan gradyen değeri yaklaşık 10 MV/m ve çoğu hızlandırıcı uygulamaları için yeterli olup düşük RF kayıpları süperiletkenliğin en cazip tarafını oluşturmaktadır (Schmüser 2003). Şekil 2.14 Atmalı salınımda çalışan TESLA hızlandırıcı kavite geriliminin zamana bağlı grafiğinin gösterimi (Schmüser 2003 Atmalı uygulamalarda durum biraz farklıdır. Süperiletkenlerin yüksek alan özellikleri malzeme seçiminde önemli rol oynamakta ve atmalı operasyonlarda kullanılmaktadır. 47 Her bir malzemenin pik alan özellikleri diğerlerinden kolaylıkla ayırt edilebilmektedir. Alan limitleri atmalı operasyonlar için henüz tamamen belirlenmediyse de ölçümlerden süper ısınmanın Pb’de Nb’ye göre daha yüksek bir değerde olduğu Nb3Sn’de ise süper ısınma gözlenmediği tespit edilmiştir (Ayvazyan 2004). Atmalı salınımda daha düşük kayıplarla daha yüksek gradyenlere ulaşılabildiği değerlendirilmelidir. Örneğin kaviteler için kısa atmalarda fabrika üretim toleransları sürekli salınıma göre çok daha önemli, atmalı şartlarda çiftlenim çok daha yüksek, bant genişliği daha büyük, süperiletkenlerin depolandığı alt taşlar daha ucuz ve üretimi kolay olup akım taşıyıcı yüzeylerin sürekli salınımda olduğu gibi iyi kontrol edilme gerekliliği yoktur (Ayvazyan 2004). Sürekli moddan farklı olarak atmalı mod teknik malzemeler arasında kritik alan özelliklerine göre keskin bir şekilde ayrılır öyle ki maksimum gradyen, kullanılacak malzeme seçimini en önemli özellik haline getirir. RF kavitelerdeki kayıplar, yüksüz kalite faktörü Q0 ve yüksüz zaman sabitlerine bağlı olarak, U depolanan enerji, Pd harcanan güç olmak üzere, T0 = 2U 2Q0 = Pd ω (2.53) eşitliği ile açıklanır. Atmalı salınımda yüksüz zaman sabitini kullanmak, sistemin diğer ilgili karakteristik elemanları (harcanan güç, depolanan enerji, yüksüz kalite faktörü, frekans) ile doğrudan karşılaştırma yapılabildiğinden daha uygundur. Sürekli salınımda kavitelerdeki kayıplardaki azalmalar soğutma sistemindeki ısı yükünü orantılı olarak azalttığından önemli bir etkiye sahiptir ve gradyenin artması ile sonuçlanır. Atmalı durumda yüksüz zaman sabiti sistemin çalışmasını aksi yönde 48 etkilemeden, atma içerisinde bile ortalama soğutma güç gereksinimlerini önemli miktarda artırmayacak şekilde, değişik büyüklüklerdeki mertebelerde düşüş gösterebilir. Düşük iş döngüsü (duty cycle) kavite süperiletken olduğu sürece genellikle kavitede T0'ın 10000 µs’den 100 µs’ye veya bunun gibi değerler arasında değişmesini sağlar. Kavite yüzeyinin bir bölümü normal iletkene dönüşürse soğutma sisteminde limitli yük oluşturan operasyon şartlarının seçilmesi olasılığı hala vardır (Ayvazyan 2004). Kritik alan ve kayıpların rolü ne derece sürekli salınım ve ne derece atmalı salınımda bulunulduğu ile ilgilidir. Sürekli salınımda işletim alanı kayıpların en düşük değerde olduğu kritik değerin altında tutularak atmalı durumda ise maksimum elde edilebilir alana ulaşmadan oldukça düşük bir yüksüz zaman sabitinde işletmekle yapılabilir. Verilen bir giriş gücü için tek hücreli kavitelerde giriş gücünün komşuluğunda ulaşılan alan seviyelerinde anlık bir artış olacağından ve yüksek güç RF sistemlerde mevcut atma uzunluklarında kayıplarda (T0) keskin bir düşüş olduğundan olabilecek en yüksek gradyene ulaşılır. Bunun sebebi süperiletken kavitenin verimliliğinin sadece yüksüz zaman sabitinin atma uzunluğundan daha küçük bir değere düşmesi ile azalmasıdır. Hareketli dalga için (Ayvazyan 2004) ns=kesitin verimliliği= 1 − (T f /T0 ) (T0>>Tf için), s=birim uzunluk başına esneklik (MΩ/µs/m), P0=kesite verilen güç (MW), Tf=kesit dolum zamanı (µs) olmak üzere hızlandırma gradyeni; E a= ns sP0T f L (2.54) olarak verilir. Bu denklem Tf/T0 oranı ayarlanarak verimlilik sabit tutulursa, bu durumda dolum zamanının artışı verimliliğin devamlılığı için kayıplarda bir azalma gerektirir. Süperiletken kavitelerin fiziksel özellikleri artan dolum zamanı ile kayıpların artması yönündedir. Bu sebeple her bir süperiletken için en uygun Tf/T0 oranı verimliliği artırmaya yönelik olmalıdır. Bu orana deneysel olarak karar verilebilir. Herhangi bir durum için dolum zamanını T0’ın altında tutmak, gradyendeki artış sadece aykırı bir durum oluşturacağından, avantajlı değildir. Bu şartlar altında bir süperiletken kesit için 49 hızlandırma alanı T0 ile orantılı olduğundan ilerletme faktörü ile de doğru orantılıdır. Rezonansta ve demet hızlandırmanın maksimum olduğu durumda Qext aktifken kavite duvarlarındaki güç kaybı, Q0 >> Qext olduğundan ihmal edilebilir. Süperiletken kaviteyi ilgili hızlandırma gerilimina ( Vc 0 ) ulaştırmak için gereken RF gücü (Ayvazyan 2004), V 2 c0 1 Pg 0 = inj R −t 4 Qext (1 − e τ ) 2 Q0 ile verilir. R Q0 = linak için normalize şönt empedans (518Ω), τ = (2.55) Qext πf kavitenin zaman sabiti, t inj = demet enjeksiyon zamanı olmak üzere DC demet akımını I b ’ye hızlandırmak için düz tepe bölgesinde (Şekil 2.15) gereken RF gücü (Ayvazyan 2004), 2 Pgb = V c0 (1 + R 4 Qext Q0 Ib R Qext Q0 )2 Vc 0 (2.56) ile verilir. Kavite dolumu veya demeti hızlandırmak için minimum RF gücü farklı şartlar için minimum bir değere sahiptir. Kavite dolumu için gereken şart, t inf πf = 1.256 Q 0 ext Demeti hızlandırmak için gereken şart, 50 (2.57) Şekil 2.15 RF atması süresince zamanla değişen kavite parametreleri. Düz tepe süresince Lorentz Kuvvet ayarından kaynaklanan artan güç (Ayvazyan 2004) b Qext = Vc 0 R Ib Q0 (2.58) ile verilir. Qext tipik olarak bu iki minimum değer arasında seçilir. Mekanik uyarımdan kaynaklanan Lorentz kuvveti sebebiyle süperiletken RF kavitelerin dinamik ayarı, değerinin (büyüklüğünün) kavite bant genişliğine yaklaşması ve alan kontrolü için ilave bir RF gücü gerektirmesi sebebiyle kritik bir konudur (Ayvazyan 2004). P0 , tasarlanan demeti rezonansta yükleyerek uygun şartlarda demeti hızlandırmak için gereken güç, f 12 kavite bant genişliği, ∆f kavite ayarı, K Lorentz kuvveti ayar sabiti ve E acc alan gradyeni olmak üzere (Ayvazyan 2004), P ∆f = 1 + 0 . 25 ( ) 2 P0 f12 ∆f = − KE acc 2 ∆P 4 ≈ K 2 E acc P (2.59) Lorentz kuvveti ayar sabiti genellikle statik ayarda (durgun durum) belirlendiğinden 51 dinamik ayar daha küçük (tek atma) veya daha büyük (rezonans uyarım) olabilir (Ayvazyan 2004). 2.10 Yüksek Güç RF İletim Hattının Seçilmesi İletim hattının seçimi, ne tür bir iletim hattı kullanılacağının belirlenmesi ile başlar. RF frekanslarda elektromanyetik alan her yönde yayıldığından ve enerjinin ışıma yoluyla dağılması sebebiyle alanın üzerinde hapsedildiği eşeksenel hatlar ve dalga kılavuzları kullanılır. Dalga kılavuzunda dikdörtgensel, eliptik veya dairesel tipler seçilebilir. Dalga kılavuzlarının avantajı büyük yüzey alanının Cu (dirençsel) kayıplarını büyük oranda azaltması avantajdır. Daha çok dikdörtgensel olanın üzerinde durulmasının sebebi ebat olarak diğerlerine nazaran yüzey alanının dah büyük olması ve çok sayıda devre cihazlarının bulunması bir seçenek olmasıdır (Cooper vd. 1992). Eşeksenel iletim hatları (yüksek güç iletim için) genellikle 50 Ω ve 75 Ω karakteristik empedansa sahip olup, 50 Ω alan gücünün bozulması ve güç kapasitesinin tutulması arasında bir uzlaşma gösterirken, 75 Ω minimum sönüm sebebiyle seçilmektedir. Büyük eşeksenel iletim hatları (yüksek güç iletimi için olanlar) iç iletken olarak bakır ve dış iletken olarak alüminyum kullanabilir. Dış iletken olarak alüminyum kullanımı dış iletim kayıplarını %10 civarında artırır (Cooper vd. 1992). Eşeksenel iletim hattı bir TEM modu desteklerken bir eşik frekansa sahip değildir yani doğru akıma kadar kullanılabilir. Fakat yüksek mertebe salınımlar örneğin H ve E modları eşeksenel hat içerisinde daha yüksek frekanslarda iletilir ve bu modlardan kaçınılması istenir. TEM’den H ve E modlarına dönüşümler güç kaybına sebep olur. En düşük eşik frekansındaki mod için eşik dalga sayısı, H11 modu olup, a iç iletken yarıçapı, b dış iletken yarıçapı olmak üzere, 1 b−a 2 k c2 (b 2 + a 2 ) ≈ 4[1 + ( ) ] 3 b+a 52 (2.60) ile verilir. fc = c kc 2π (2.61) Bağıntı 2.61 ile, ilgili frekans değeri belirlenerek eşeksenel iletkenin kullanılabilirliği tespit edilmektedir. Yüksek mertebe salınımların dalga kılavuzu modları dikdörtgensel dalga kılavuzu modları için de düşündürücüdür. İlk yüksek mertebe salınım modu H20 modu (TEM20 modu) olup eşik frekansı baskın H10 modu (TEM10 modu)’nun eşik frekansının 2 katıdır. Yaygın deneyim, merkez frekansı dalga kılavuzu eşik frekansının 1.5 katı kadar olan ± %20 bant genişliğinde bir dikdörtgensel dalga kılavuzu kullanmaktır. Kabaca eşik frekansı fc olan ve 1.25 fc ve 1.90 fc aralığında bant genişliğinde çalışan bir dalga kılavuzu için; a dalga kılavuzu genişliği (dolayısıyla 2a eşik dalgaboyu), c ışık hızı olmak üzere, fc = c 2a (2.62) olarak verilir. 200–400 MHz’lik bölgede küçültülmüş boyutu sebebiyle eşeksenel iletim hatları, daha düşük sönümü ve akılda tutulması gereken bir özellik olarak sönümün yanı sıra güç dağıtım kapasitesi sebebiyle dalga kılavuzları tercih edilebilir. γ = α + jβ yayılım sabiti, Ra iç iletkenin Rb dış iletkenin yüzey direnci olmak üzere sönüm sabitleri (Cooper vd. 1992), α coax = R R 1 ( a + b) 2ξ 0 log(b / a) a b 53 (2.63) α wg = 2 Rs [1 + ( f c / f ) 2 ] aξ 0 [1 − ( f c / f ) 2 ]1 / 2 b = a/2 (2.64) ile verilir. Pik elektrik alana göre eşeksenel iletim hattı için taşınacak olan ortalama güç, 2 E a2 ~ Pcoax = 0 π log(b / a ) (2.65) ξ0 dalga kılavuzu için ortalama güç, 2 E ~ Pwg = 0 ab 1 − ( fc / f ) 2 4ξ 0 (2.66) olarak verilir. Burada iç yüzey direnci Ra = (σ inδ in ) −1 Ω / kare (Cu için 5.8X10-3), Rb = (σ outδ out ) −1 Ω / kare (Al için 7.5X10-3)’dür. Güç dağıtım kapasitesi için kuru havada standart basınç ve sıcaklık altında elektrik alan kuvveti E0=30 000 V/cm olarak kabul edilir. Çizelge 2.1 Standart Dalga Kılavuzu Karakteristikleri (Cooper vd. 1992) Dalga Kılavuzu Tasarımı İç Boyutlar (inç) H10 aralığı (MHz) Eşik Frekansı (MHz) Eşik Dalgaboyu (cm) WR2300 WR2100 WR1800 WR1500 WR1150 WR975 WR770 WR650 23.000x11.500 21.000x10.500 18.000x9.000 15.000x7.500 11.500x5.750 9750x4.875 7.700x3.850 6.500x3.250 320-490 350-530 410-625 490-750 640-960 750-1120 960-1450 1200-1700 256 281 328 393 513 605 766 908 116.84 106.68 91.44 76.20 58.42 49.53 39.12 33.02 54 Yüksek mertebe salınımların dalga kılavuzu kayıplarından kaçınmak için daha yüksek sönüm ve daha düşük güç dağıtımı için eşeksenel çapı küçültülmelidir. Ancak, eşeksenel iletim hatlarında kısa mesafeler için yüksek mertebe salınım kayıpları kabul edilebilirdir (Cooper vd. 1992). 55 3. MATERYAL VE YÖNTEM 3.1 Materyal Parçacık Hızlandırıcılarında Hızlandırıcı RF Dalga Üretim, Taşınım ve Kontrol Sistemlerinin Tasarımı konulu tez çalışmasında; süperiletken hızlandırıcılar ve RF güç üreteçleri konulu kaynak kitaplar ve yayınlanmış makaleler ile dünyadaki süperiletken hızlandırıcı teknolojilerini kullanan IR-SEL laboratuvarlarının web sitelerinden faydalanılmıştır. Söz konusu kaynak kitaplar ve makalelerden ulaşılan analitik denklemler incelenmiş, simulayonlarda CST ve HFSS programları kullanılmıştır. 3.2 Yöntem RF katıhal güç üretecinin optimizasyonu, ilgili kazanç, verimlilik vs. hesaplarında kaynak kitap ve makalelerden elde edilen analitik denklemler kullanılmıştır. Önerilen parametreler, kaynak kitaplar ve yayınlanmış makalelerde bulunan benzer RF katıhal güç üreteçlerinin parametreleri ile karşılaştırılmış ve sonuçlar üretici firmalarla tartışılmıştır. Önerilen RF katıhal güç yükseltecinin TESLA süperiletken hızlandırıcı kaviteler için ısınma problemi oluşturup oluşturmayacağı konusunda süperiletken kavite üretiminde kullanılan malzemeler (Nb, Cu, Pb, Nb3Sn vs.) de temel alınarak yüksek frekans yapı simülatörü (HFSS) ve CST programlarında kavite içerisindeki giriş ve yüksek mertebe salınım bağlaştırıcılari ile RF güç kaynağından kaviteye kadar yapılan üç farklı güç iletim hattı tasarımının, dalga kılavuzundan süperiletken kaviteye RF güç girişini sağlayan giriş bağlaştırıcınin ve HOM bağlaştırıcınin simülasyonları yapılmış ve sonuçları tartışılmıştır. 3.2.1 Yüksek Frekans Yapı Simülatörü (HFSS) ve Özellikleri Elektromanyetik yapıların analizini elde edebilmek için tanımlanan tekniklerden pek çoğu kompleks olabilir ve pek çok durumda tam bir sonuç elde edilemeyebilir. Ansoft 56 yüksek frekans yapı simülatörü (HFSS) bir yapının elektromanyetik davranışlarını hesaplamak için kullanılan interaktif bir yazılım paketidir ve S parametrelerini, temel elektromanyetik alan değerlerini ve açık sınır problemlerini, yakın ve uzak alan yayılımlarını, karakteristik giriş empedansı ve propagasyon sabitini, genellenmiş S parametrelerini ve belirli giriş empedansları için normalize edilmiş S parametrelerini, öz modları veya rezonans değerlerini elde etmek için kullanılan yüksek frekans ve yüksek hızlı üç boyutlu elektromanyetik alan simülatörüdür. IC paketlemede, PCB bağlantılarında, antenlerde, RF/mikrodalga elemanlarda ve biyomedikal cihazlarda gerçeğe çok yakın sonuçlar vermesinden dolayı tercih edilmektedir. EM simülatör çok katmanlı yapılarda tam dalga ve yayılım etkilerini karakterize edebilmektedir. HFSS programında yüksek frekans ve yüksek hızla yapıların elektriksel davranışlarını hesaplamak için sonlu elemanlar metodu (FEM) kullanılır. HFSS ile S (saçılma), Y (kısa devre) ve Z (açık devre) parametrelerini, yakın ve uzak alan değerlerini, iletim yolları kayıplarını empedans uyumsuzluğundan dolayı oluşacak yansıma kayıplarını ve radyasyonu gözlemlemek mümkündür. HFSS simülatörü haritalama adı verilen bir işleme tabi tutarak bütün yapıyı sonlu sayıda üçgenlere, dikdörtgenlere veya tetrahedralara böler. Çözümün doğruluğu birim elemanların ebatlarına bağlıdır. Daha detaylı bölünmesi ve daha çok sayıda birim hücreye ayrıştırılması sonucunda çözüm daha doğru olacaktır. Elementlerin ebatları ile hesaplama kaynakları arasında bir ilişki vardır. Büyük bir yapı için daha hassas haritalama daha fazla element demektir. Kaba bir sonuç elde etmek için, haritadaki birim hücre ebadı uygulanan frekans aralığındaki en yüksek frekans durumundaki dalgaboyunun çeyrek değerinden küçük seçilmektedir. Birim hücre ebatlarını optimize edebilmek için, HFSS çözüm frekansındaki en büyük hatanın olduğu alandaki birim hücreleri yeniden yapılandırır. İlk iterasyonda HFSS ilk haritaya göre bir çözüm üretir ve sonucu kullanıcı tanımlı çözüm doğruluğu ile kıyaslar. Eğer hata toleransı karşılanmamış ise kritik bölgelerde haritayı yeniler ve yeni bir sonuç üretir. Hata toleransı kullanıcı tanımlı değere yakınsadığında HFSS haritalandırmayı bitirir ve daha önceden belirlenen sonuçlar elde edilir. Verilen iterasyon sonucunda hata tolerans değerine yakınsanmamışsa çözümden 57 çıkar ve hata mesajı verir. Tüm bu haritalandırmada yenilemeler çözüm frekansına göre yapılmaktadır. Bunun ile ilgili bir diğer alternatif, çözüm araştırılacak frekans aralığındaki en yüksek frekans değeri için sabit yoğunluklu bir birim hücre tanımlamaktır. Bu frekansın seçilme nedeni en küçük dalgaboyuna sahip olacak olması ve daha net sonuçlar üretmesidir. Bu tip bir tercih ile üretilen haritalandırma sonucunda daha düzgün ve doğru sonuçlar elde edilecektir ve ekstra simülasyona gerek kalmadan sabit büyüklükteki birim hücre ile bütün frekans değerleri için sonuç elde edilecektir. Yapının haritalandırılması otomatik veya kullanıcı tanımlı olabileceği gibi daha önceden yapılmış bir haritalandırmanın da adapte edilmesi olasıdır. İletim hattı optimizasyonu için önerilen WR650 dalga kılavuzlarının ebatları 169.16X86.61 mm ve frekans aralığı 1.12-1.70 GHz'dir. Frekans aralığı 1.12-1.70 olarak tanımlanmış 1.3 GHz frekansı ise çözüm frekansı olarak önerilerek haritalandırmanın bu frekans için yapılması sağlanmıştır. Oluşturulacak yapılar programın kütüphanesinde olan malzemelerden seçilebileceği gibi isotropik yada isotropik olmayan şeklinde kullanıcı tarafından da tanıtması mümkündür. Ayrıca B-H eğrisini tanımlamak sureti ile manyetik malzeme oluşturulup elektromanyetik analizlerinin yapılması mümkündür. Analizler esnasında elektrik ve manyetik alan vektörlerinin ortam içerisinde 2D ve 3D yayılması gözlenebilir. Ayrıca radyasyon yüzeyi olarak tanımlanan ortamlardan EM alanların yayılımı ile ilgili olarak her hangi bir yöndeki kazanç değerleri, zayıflama gibi verilerin de elde edilmesi için ayarlar yapılabilir. Tasarlanan yapı içerisindeki her hangi bir büyüklüğe bağlı olarak farklı verilerdeki değişikliklerin gözlenmesi optimizasyon ayarlarının yapılması ile mümkündür. Belirlenecek herhangi bir değer aralığını karşılayacak ebatların belirlenmesi için optimizasyon yapmak ve bu değerler için gerekli olan büyüklükleri elde etmek 58 mümkündür. Anten, dalga kılavuzu, konnektör, frekans seçici yüzeyler (FSS), entegre bir devre tasarımı yapılması ve bu yapıların açısal yayılımları ve değişikliklerinin gözlenebilmesi sağlanabilir. Açısal değişikliklerin kullanıcı tanımlı olarak ayarlanması mümkündür. Ayrıca bu tip yapılar farklı çizim programları (Cadence, Mentor Graphics, Synopsys, Zuken ve CAD ile tasarlanıp DXF, GDSII, Pro/E, Catia, STEP ve IGES uzantısı ile kaydedilebilir) ile tasarlanıp HFSS içerisine aktarılması sağlanabilmektedir. Elde edilen S parametrelerinin farklı devre analiz programlarında (Ansoft Designer®, DesignerSI™, Nexxim® veya diğer SPICE/RF) devre temsilleri elde edilebilir. Nanometre ebatlarında istenilen geometride parçacıklar tasarlanıp terahertz (THz) frekans değerlerine kadar inceleme yapılması mümkündür (Karaaslan 2009). 3.2.2 Bilgisayar Simülasyon Teknolojisi (CST) ve Özellikleri CST mikrodalga ve RF, yüklü parçacık dinamiği, statiği ve düşük frekans simülasyon zorluklarının üstesinden gelmek için geniş bir yelpazede yazılım ürünü sunan bir yazılım paketidir. Paket içerisinde yer alan CST Mikrodalga Stüdyo "CST Microwave Studio" (CST MWS) yüksek frekans bileşenlerinin 3 boyutlu elektromanyetik simülasyonu için bir araçtır. CST MWS, yüksek frekans aralığında analiz ve tasarım yapan bir elektromanyetik tam dalga yazılım paketidir. ACIS çekirdek modellemesine dayanan ve kullanıcı ara yüzünü kontrol eden program bölümünde, güçlü bir katı modelleme sağlayarak modelleme sürecini basitleştirir. Grafik geri bildirimi ile cihazın tanımlanmasını kolaylaştırır. Bileşenler modellendikten sonra simülasyon başlatılmadan önce tam otomatik bir gridleme prosedürü uygulanır. CST MWS'nin önemli bir özelliği probleme göre en iyi gridleme veya simülatorün kullanılmasını sağlayan "Method on Demand" Metot Talebi seçeneği sunmasıdır. Tüm simülatörler Mükemmel Sınır Yaklaşımı (PBA) ile birlikte altı yüzlü gridleri destekler. Bazı çözücüleri ise İnce Sac Tekniği (TST) uzantısı özelliğine de sahiptir. Bu son derece gelişmiş tekniklerin uygulanması, normal geleneksel simülatörlere kıyasla simülasyonların doğruluğunu 59 önemli oranda artırmaktadır. Hiçbir yöntem tüm uygulama alanlarında eşit derecede iyi çalışmadığından, yazılım kendi alanında en iyi çözümü sağlamak amacıyla dört farklı simülasyon tekniği içermektedir. (geçici çözücü - transient solver, frekans alan çözücü frequency domain solver, integral denklem çözücü - integral equation solver, özdeğer çözücü - eigenmode solver). Frekans alan çözücünün etki alanı aynı zamanda filtreler gibi yüksek rezonans yapı analizleri için özel yöntemler içerir. Ayrıca frekans alan çözücü dört ve altı yüzlü grid çeşitleri de içermektedir. CST MWS'nin en esnek aracı geçici çözücü (transient solver) olup diğer simülatorlerdeki frekans adımlama yaklaşımının tersine, simülasyonu yapılan cihazın tek bir hesaplama sırasında tüm geniş bant frekans davranışının elde edilmesini sağlar. Bu çözücü; konvektörler, filtreler, iletim hatları ve antenler gibi pek çok yüksek frekans uygulamasında dikkate değer derecede etkilidir. Geçici çözücü en kısa dalgaboylarından daha küçük elektrikli küçük yapılar için daha az verimlidir. Bu tür durumlarda, bu sorunu çözmek için frekans alan çözücü (frequency domain solver) kullanmak daha avantajlıdır. Frekans alan çözücünün kullanımının filtreler veya dört yüzlü gridler gibi dar bant problemlerin çözümü için tercih edilmesi de avantaj olabilir. Genel amaçlı çözücünün yanı sıra (dört ve altı yüzlü gridleri destekleyen), frekans alan çözücü de kuvvetli rezonans yapılarda S-parametrelerinin hesaplanması için hızlı alternatifler içerir. Yalnız frekans alan çözücü şuan sadece altı yüzlü yapılar için mevcuttur. Çok büyük elektriksel yapılarda, hacimsel ayrıklaştırma yöntemleri çok iyi gridleme gerektirdiğinden genellikle dispersiyondan etkilenir. CST MWS bu sebeple bu tür problemlerin çözümü için iyi bir yöntem olan bir integral denklem çözücüye (integral equation solver) sahiptir. İntegral denklem çözücü üçgen yüzlü gridleme tekniği kullanarak elektriksel büyük yapılar için verimlilik sağlar. MLFMM çözücü teknolojisi çözücü zaman ve bellek gereksinimlerinde artan frekansla iyi bir ölçeklendirme sağlar. 60 Etkin bir filtre tasarımı genellikle S-parametre simülasyonundansa filtredeki çalışma modlarının doğrudan hesaplanmasını gerektirir. Bu tür uygulamalarda CST MWS kapalı elektromanyetik araçlarda sonlu sayıdaki modların etkin bir çözümün sağlayan özdeğer çözücü (eigenmode solver) de sağlar (CST MWS kullanım kılavuzu 2008). 3.3 Nümerik Metotlar 3.3.1 Sonlu Farklar Yöntemi Sonlu-farklar yöntemi, ilk olarak, doğrusal olmayan hidrodinamik eşitlikleri çözmek için “en küçük kareler yöntemi” adı altında 1920'lerde A. Thom tarafından geliştirilmiştir. O zamandan beri, yöntem farklı alan problemlerini çözmede kullanılmıştır. Sayısal yöntemlerin uygulanmasında en çok dikkat edilmesi gereken noktalar, benzetim süresi, bellek (RAM), işlemci (CPU) hızı yeterliliği, modellemede kullanılan üst seviyeli programlama dillerinin ve sonuçları uygun formatta işleyebilecek gelişmiş grafik çizim programlarının seçimi olarak sıralanabilir. Bu nedenle kullanılan sayısal yöntemin ve problemin gerektirdiği tüm sistem ihtiyaçları iyi belirlenmeli ve bir optimizasyon yapılmalıdır. Zaman Ortamında Sonlu-Farklar (Finite Difference Time Domain) yöntemi, elektromanyetik problemlerin çözümünde kullanılan en popüler sayısal yöntemlerden biridir. Sonlu farklar yöntemi 30 yılı askın bir süredir var olmasına rağmen, bilgisayarların hız ve kapasiteleri arttığı sürece yöntemin popülaritesi artmaya devam edecektir. Ayrıca yöntemin geliştirilmesine yönelik yayınların artması da yöntemin çekiciliğini artırmaktadır. Sonlu farklar teknikleri, diferensiyel eşitlikleri fark eşitlikleriyle değiştirmeye izin veren, tahminlere dayanır. Bu sonlu fark tahminleri biçimsel olarak sayısaldır; çözüm bölgesindeki bir noktadaki bağlı değişkenin değerini, bazı komşu noktalardaki değerlerle ilişkilendirirler. Böylece, sonlu fark çözümü temel olarak üç adımı kapsar: 61 1. Çözüm bölgesini, düğümlerden oluşan ızgaralara (grid'lere) bölmek, 2. Verilen diferensiyel denklemi, çözüm bölgesindeki bir noktadaki bağlı değişkeni komşu noktalardaki değerleriyle ilişkilendiren sonlu farklar eşiti ile yaklaşık olarak hesaplamak, 3. Sınır koşulları ve/veya başlangıç koşullarına bağlı olarak fark eşitliklerini çözmek. Üç adımda alınan çözümün nasıl yapılacağı çözülecek problemin doğası, çözüm bölgesi ve sınır koşulları ile belirlenir. Sonlu farklar yöntemi uzun zamandır bilinmesine rağmen zaman bölgesinde Maxwell denklemleri için kullanımı ilk kez 1966 yılında Kano Yee tarafından ortaya atılmıştır. Bunun sonucunda, denklemlerinin elektromanyetik sonlu farklar ile dalga yayılımını yazılması ve modelleyen zamana göre Maxwell türevlerinde sayısallaştırılarak genelleştirilmesi yöntemi Zamanda Sonlu Farklar Yöntemi (FDTD) adıyla özel olarak adlandırılmıştır. Sonlu farklar yöntemi Maxwell denklemlerindeki diferensiyel operatörlerin zamanda ve konumda ayrıklaştırılmasına dayanır (Koçaslan 2008). 3.3.2 Sonlu Elemanlar Metodu (FEM) Sonlu elemanlar metodu (SEM) yapısal analizlerde kullanılmaya başlanmasına rağmen elektromanyetik uygulamaları da son zamanlarda oldukça yaygınlaşmıştır. Dalga kılavuzları, elektrik makineleri, yarı iletken cihazlar, mikro şeritler ve biyolojik nesneler tarafından EM dalgaların emilimi gibi pek çok uygulamada kullanılmaktadır. İsotropik ortamların incelenmesi için kullanıldığı gibi isotropik olmayan yapılarında incelenmesinde sıklıkla başvurulmaktadır. Sonlu farklar metodu ve moment metodu aslında tanımsal olarak daha kolay olmasına 62 ve programa aktarılması daha basit olmasına rağmen özellikle kompleks geometrilerin ve isotropik olmayan ortamların incelenmesinde FEM, daha doğru sonuçlar veren sayısal bir tekniktir. Metodun sistematik genelliğinden dolayı pek çok farklı alanlarda kullanılmak üzere yazılımlar yapılması mümkün olmuştur. Bundan dolayı her hangi bir disiplin için kullanılmak üzere tasarlanan bir FEM yazılımı ufak bir değişiklikle yada hiç bir değişiklik yapılmadan farklı bir disipline aktarılabilmiştir. Herhangi bir problemin sonlu elemanlar metodu kullanılarak analizi için şu adımlar izlenmektedir; i. Çözüm bölgesini sonlu sayıda alt bölgeye ve alt elemanlara ayırmak ii. Tek bir eleman için eşitliklerin elde edilmesi iii. Çözüm bölgesindeki bütün elemanlar için elde edilen denklemlerin birleştirilmesi iv. Eşitlik sisteminin çözülmesi Homojen olmayan skaler Helmholtz denkleminin en genel hali (Karaaslan 2009), ∇ 2φ + k 2φ = g (3.1) şeklinde verilir. Bu eşitliğin çözümü sınır koşullarını sağlayarak, I (φ ) = [ ] 1 2 ∇φ − k 2φ 2 + 2φg da ∫∫ 2 (3.2) fonksiyonunu minimuma indirmektir. Bu eşitlik üç farklı şekilde daha basit hal alacaktır; 63 i. k=0=g Laplace eşitliği ii. k=0 Poisson eşitliği iii. g=0 homojen skaler Helmholtz eşitliği En basit olarak Laplace eşitliğinin çözümünde, ∇ 2φ = 0 (3.3) halini alacaktır. Laplace eşitliğini herhangi 2D ya da 3D bir yapı için çözülmesinde ilk yapılacak işlem yapının uygun geometrili elemanlara bölünmesidir. Genel olarak çözümün kolaylaşabilmesi için kullanılan elemanların aynı geometride seçilmesi tercih edilmektedir. Herhangi bir s elemanı için yaklaşık bir potansiyel değeri aranıp elemanlar arası sınırda bu potansiyeller sürekli olacağından dolayı bütün elemanlar için elde edilen potansiyel eşitlikler ilişkilendirilecektir. Bütün yapı için potansiyel, N V ( x, y ) = ∑ V s ( x , y ) (3.4) s ile verilir. İki boyutlu bir yapı analizi için en genel temsil üçgen ya da dikdörtgen şeklindedir ve bunların polinom olarak temsili, Vs ( x, y ) = a + bx + cy (3.5) şeklindedir. Burada sabitler hesaplanacaktır. Eleman potansiyeli ait olduğu eleman içerisinde sıfırdan farklı, dışında ise sıfır değerinde olacaktır. Potansiyel bulunduktan sonra elektrik alan değeri gradyan işlemi kullanılarak bulunabilir. Üçgen olarak tanımlanan birim elemanların her biri içerisinde ki her hangi bir nokta için potansiyel 64 değeri, köşe noktaların potansiyellerine ve eleman şekil fonksiyonuna (α) bağlı olarak, 3 Vs = ∑ α i ( x, y )Vsi , i =1 αi = [ 1 (x j y k − x k y j ) + (y j − y k )x − (xk − x j )y 2A ] (3.6) şeklinde ifade edilebilir. Burada A birim elemanın alanını temsil etmektedir. Laplace eşitliği birim uzunluk başına düşen enerji ile bağlanılırsa; Ws = [ ] 1 1 3 3 2 ε E da = ∑∑ εVsi ∫ ∇α i ⋅ ∇α j da Vsj s 2∫ 2 i =1 j =1 (3.7) olur. Burada, ∫ ∇α i ⋅ ∇α j da = C ijs (3.8) eleman matris sabiti olarak ifade edilir. Her bir eleman için tanımlı lokal matris sabitleri elde edildikten sonra, bütün yapı için global matris sabitleri, lokal matris sabitlerine bağlı olarak elde edilir. Global matris sabitleri elde edildikten sonra bütün elemanları içeren enerji matrisi, S W = ∑ Ws = s =1 1 ε [V ]t [C ][V ] 2 (3.9) ile verilir. Laplace eşitliğinin toplam enerjinin çözüm bölgesinde minimum olması durumunda geçerli olacağından enerjinin bütün noktalardaki potansiyele göre kısmi türevinin, ∂W ∂W ∂W ∂W ∂W = = = = ......... = =0 ∂V1 ∂V2 ∂V3 ∂V4 ∂V n 65 (3.10) sıfır olması gerekir. Bu eşitlik kullanılarak bütün elemanlardaki bütün noktaların değeri, Vk = 1 C kk n ∑V C i ki (3.11) i =1,i ≠ k olarak elde edilir. Burada bilinen nokta potansiyelleri yerlerine konularak bilinmeyenler elde edilecektir. Bilinmeyen potansiyel değerlerini elde etmek için öncelikle bilinmeyen potansiyel değerlerine sıfır yada ortalama bir değer verilecektir. Bu değerler ve bilinen değerler yerlerine konularak iterasyon şeklinde üst üste elde edilen iki değer birbirine çok yakın çıkana kadar devam ettirilecek ve en son değer sonuç olarak kabul edilecektir (Karaaslan 2009). 66 4. BULGULAR TARLA, kızıl ötesi infrared bölgede 2-250 µm dalgaboylu Serbest Elektron Lazeri (SEL) ve Bremsstrahlung ışını üretmek üzere iki süperiletken hızlandırıcı modülden oluşacaktır (http://thm.ankara.edu.tr 2012, Aksoy vd. 2008). İki süperiletken ELBE modül ile 20-40 MeV elektron demet enerjisine ulaşılması planlanmaktadır. Tesiste kullanılacak olan 300 kV’luk DC termiyonik elektron kaynağı Ankara'da üretilmiş ve halen test çalışmaları TARLA tesisinde devam etmektedir (Aksoy vd. 2007, 2008, 2009, Karslı vd. 2005, 2006, 2011, Mete vd. 2006). TARLA tesisinde IR-SEL demetleri undulatör periyotları sırasıyla 25 mm (U25) ve 90 mm (U90) olan iki undulatör mıknatıs kullanılarak elde edilecektir (Özkorucuklu vd. 2011). TARLA elektron ve lazer tesisi ile Bremsstrahlung laboratuvarı binası kat planı Şekil 4.1'de gösterilmiştir: (a) hızlandırıcı laboratuvarını, (b) SEL laboratuvarını, (c) Bremsstrahlung laboratuvarını (d) RF güç ve elektronik odasını göstermektedir. Şekil 4.2'de Hızlandırıcı ve SEL laboratuvarlarının TARLA binasına genel yerleşim planı görülmektedir. Yakın infrared ve biraz daha kısa dalgaboylarındaki bazı SEL uygulamalarında, yüksek enerji yerine yüksek parlaklık ihtiyacı gerekli olmaktadır. Ayrıca, uygulamanın türüne bağlı olarak yüksek güçlü SEL'ler için özellikle amper mertebesinde yüksek akım tercih edilmektedir. Uygun gradyenle yüksek akım elde edebilmek için sürekli dalga modunda çalışılması gerekmekte olup, bu durum sürekli dalga süperiletken RF kavite zorunluluğunu getirmektedir. Bu sebeple, TARLA'nın elektron paketçiklerini sürekli dalga modunda hızlandırma özelliğine sahip her biri iki TESLA RF kavite içeren iki süperiletken hızlandırıcı modül içermesi planlanmıştır. 1.3 GHz frekanslı 9 hücreden oluşan TESLA kaviteler katı Nb'dan yapılacak ve 2K'de süper akışkanlık özelliğine sahip He ile soğutulacaktır (Aune vd. 2000). TARLA ilk olarak faaliyete geçirildiğinde halen ELBE'de de kullanıldığı gibi 1 mA ortalama elektron demet akımı ile kavite başına 8 kW RF net güç ile çalıştırılacaktır. 67 d c b a Şekil 4.1 TARLA elektron ve lazer laze tesisinde hızlandırıcı ve SEL laboratuvarlarının laboratu genel yerleşim planı Şekil 4.2 TARLA elektron ve lazer tesisi ile Bremsstrahlung laboratuvarı binası kat planı a. Hızlandırıcı laboratuvarı, b. SEL laboratuvarı, c. Bremsstrahlung laboratuvarı d. RF güç ve elektronik odası 68 1 mA'den daha yüksek akım değerlerine ulaşmak için kullanılan diğer bir yöntem ise enerji geri dönüşüm metodudur. Bilimde bu teknolojinin kullanımı, yüksek akımlı süperiletken RF (SRF) kavitelerle yüksek parlaklıklı elektron kaynaklarının birlikteliği ile sağlanmaktadır. Bu çözüm, yüksek kalite faktörü elde edebilmek için yüksek RF güç ve yüksek güç dayanılırlıklığı gerektiren giriş bağlaştırıcı ihtiyaçlarını ortadan kaldırmaktadır. Öte yandan, bu teknoloji 0.1-1 A gibi çok yüksek akım değerleri ve uygulamaya bağlı olarak paketçik yükünde bir ve on'un katları olan normalize ortalama karekök (rms) mikronlar mertebesinde yayınımlı (emittanslı) elektron demetleri ile elde edilebilmektedir (Ben-Zvi vd. 2006). TARLA 1 mA ortalama elektron demet akımı ile çalıştırılıp deneyim kazanıldıktan sonra 1.5 mA ortalama elektron demet akımı ile çalıştırılacaktır. TARLA süperiletken modüllerin alt yapı ve donanımı 1.5 mA elektron demet akımını hızlandırabilmeye yönelik olarak tasarlandıysa da TARLA'nın 1.5 mA ile önerilen elektron demet parametreleri ile tamamen aynı parametre değerleri ile çalışan herhangi bir tesis olmaması sebebiyle işletime geçmeden önce yapılacak testlerden elde edilen sonuçlarla mevcut alt yapı ve donanım üzerine bazı küçük modifikasyonlar yapma ihtiyacı olasılık dâhilindedir. TARLA için planlanan hedef, TESLA kaviteleri 1.0 mA ve 1.5 mA ortalama elektron demet akımı ile 16 kW RF giriş gücü kullanarak çalıştırmaktır. TESLA kaviteler içerisinde birim uzunlukta elektron demetine aktarılan enerjinin (MeV/m) artırılması için 2K'de kavitelerin ısı yükü performansı He soğutma ile uygun seviyede tutularak, 16 kW net RF giriş gücüne sahip TARLA güç kaynaklarının kullanılması planlanmaktadır (Reece vd. 2003). 4.1 Yüksek Güç RF Sistemi Yüksek güç RF sistemi, RF güç yükselteçleri ile dalga kılavuzu dağılım sisteminden oluşur. Dalga kılavuzu dağılım sistemi ise dalga kılavuzları, eşeksenel kılavuzlar ve dalga kılavuzları ile giriş bağlaştırıcılardan oluşmaktadır. RF güç yükselteçleri ile üretilen RF gücü, dalga kılavuzlarından oluşan iletim hatları ile süperiletken hızlandırıcı 69 modüllere taşınır. RF gücü hızlandırıcı modüller içerisine, bir anten ucu bulunan giriş bağlaştırıcılar (sabit veya ayarlanabilir) kullanılarak taşınmaktadır. TESLA kaviteler Stanford/Rosendorf tasarımı olan sabit antenli giriş bağlaştırıcılar kullanılarak tasarlanmıştır. Elektron demeti paketçiklerine enerji transferi sırasında, RF gücü ve elektron demeti paketçikleri kavite içerisine eş zamanlı ve uygun fazda gönderilmelidir. Eş zamanlılık düşük seviyeli RF (LLRF) üniteler kullanılarak kontrol edilmektedir (Karsli vd. 2011, Şekil 4.3). Şekil 4.3 RF sisteminin şematik görünümü TARLA yüksek güç RF sistemi, 2 ELBE hızlandırıcı modülü içerisindeki 4 TESLA RF kaviteyi beslemek amacıyla, 4 RF istasyonundan oluşacaktır. RF güç ve elektronik odasındaki yüksek güçlü RF dalgalar süperiletken RF kavitelere dalga kılavuzları kullanılarak gönderilecektir. RF güç ve elektronik odasında 4 adet tünel bulunmakta olup, bunlardan ikisi kavitelere güç iletimi için faz ve genlik kontrolü sağlanarak eşit miktarda RF gücü gönderilebilmesi amacıyla kullanılacaktır. Diğer 2 tünelin eşeksenel kablolar ve yardımcı elemanlar için kullanılması planlanmaktadır. Yükselteçlerin henüz üretimleri yapılmadığından ve boyutları ile ilgili yer problemi bulunduğundan RF güç 70 yükselteçlerinin ve dalga kılavuzlarının yerleşimi konusunda üç farklı tasarım düşünülmüştür (Şekil 4.4 – 4.6). TARLA yüksek güç RF sistemi için kullanılacak güç üreteçlerinden hızlandırıcı modüllere kadar tasarımı yapılan üç iletim hattı üzerinde Ansys HFSS 14.0 programı ile simülasyon yapılmıştır (Şekil 4.7 – 4.12). HFSS ile sonlu elemanlar metodu kullanarak hesabı yapılan S matrisi, her giriş çıkış noktasında uyarma alanına bağlı olarak ilerleyen ve yansıyan güç miktarlarını tanımlar. S matrisi elemanları ise frekansın yapı ile ilgili bir fonksiyonu olmakla birlikte giriş ve çıkış empedans farkı, iletim hattı yapısı, bağlantı elemanlarının türü gibi pek çok etkene beğlı olan parametrelerden oluşur. TARLA yüksek güç RF sisteminin kurulum aşamasında RF kayıpları ve maliyet düşünülerek en uygun tasarım seçilecektir. Şekil 4.4 RF yüksek güç iletim hattı 1'in Şekil 4.2 (a) TARLA hızlandırıcı laboratuvarından genel görünüşü 71 Simülasyonlarda RF güç üretecinin giriş gücü 16 kW olarak alınmıştır. Yapılan simülasyonlarda elektrik alan ve manyetik alan değişimi sırasıyla ~103 – 104 V/m ve ~10–3 – 102 A/m arasında değişmektedir (Çizelge 4.1). S21 parametresi iletim hattı çıkışındaki (TESLA kavitelere giriş) güç kaybının bir göstergesidir. Üç iletim hattı için yapılan simülasyon sonuçlarına göre 16 kW giriş gücü için en az güç kaybı 73 W değeri ile üçüncü iletim hattı tasarımı için elde edilmiştir (Çizelge 4.1). Şekil 4.13 – 4.15 üç iletim hattı için HFSS programı ile 1.3 GHz frekans değerinde elde edilen S21 grafiklerini göstermektedir. Ayrıca, tasarımı yapılan üç farklı iletim hattı için gerekli olan donanımlar belirlenmiş olup, her bir iletim hattı için gerekli olan donanım listesi, Çizelge 4.2 – 4.4'te gösterilmiştir. Çizelge 4.1 S21 (dB) Güç Kaybı (W) Elektrik Alan (V/m) Manyetik Alam (A/m) Üç farklı RF iletim hattı opsiyonu için HFSS 14.0 simülasyon sonuçları RF İletim Hattı 1 -0.0844 RF İletim Hattı 2 0.0677 RF İletim Hattı 3 -0.0659 114 155 73 3.5265*103 5.6424*104 5.1291*10-3 1.4607*102 3.5265*103 5.6424*104 5.1291*10-3 1.4607*102 3.5265*103 5.6424*104 5.1291*10-3 1.4607*102 Çizelge 4.2 – 4.4'te belirtilen ve her üç RF yüksek güç iletim hattının oluşturulması için de gerekli olan ortak temel elemanlar bulunmaktadır. Bunlar RF yük (RF load), dolaştırıcı (circulator), motorize üçlü ayarlayıcı (motorised 3 stub tuner), doğrusal bağlaştırıcı (directional coupler) ve esnek dalga kılavuzudur (flexible waveguides). Her bir süperiletken RF kavite için ayrı bir RF güç kaynağı kullanılacaktır. 2 süperiletken ELBE hızlandırıcı modül 4 adet RF kavite içerdiğinden kavitelere RF güç, 4 adet 20 kW RF güç kaynağı ve 4 adet iletim hattı tarafından iletilecektir. Bu sebeple, çizelgelerde her bir iletim hattı için tasarlanan elemanın 4 katı alınarak 4 iletim hattı için kullanılacak toplam iletim hattı elemanı sayısı verilmiştir. 72 Şekil 4.5 RF yüksek güç iletim hattı 2'nin Şekil 4.2 (a) TARLA hızlandırıcı laboratuvarından genel görünüşü İletim hattında kullanılması zorunlu olan ve daha önce ifade edilen elemanların görevleri incelendiğinde iletim hattında kullanılmasının nedeni daha anlaşılır olacaktır. RF güç iletilirken, süperiletken RF kavitenin dolumu sırasında büyük miktarda RF gücün geri yansıması beklenmektedir. RF katıhal güç yükseltecini kaviteden yansıyan RF gücünden korumak için dolaştırıcılar (circulator) kullanılır. Dolaştırıcılar yansıyan RF gücü, RF güç kaynağına göndermeden RF yüke (RF load) gönderir. Gücün güç kaynağına gönderilmeden RF yüke iletimi dolaştırıcının geometrisinden kaynaklanmaktadır. Buradan RF yükün geri yansıyan RF gücü kendi üzerinde toplaması amacıyla kullanıldığı açıktır. RF yük elemanı üzerinde toplanan RF güç ısınma ile açığa çıkar. RF yükün ısınması su soğutma ile telafi edilir. Motorize üçlü ayarlayıcılar 73 Şekil 4.6 RF yüksek güç iletim hattı 3'ün Şekil 4.2 (a) TARLA hızlandırıcı laboratuvarından genel görünüşü (motorized 3 stub tuner) kavite ve dolaştırıcı arasına yerleştirilerek, kavitelere gönderilen RF dalganın faz ve genlik ayarını sağlamak için kullanılmaktadır. Bu elemanlar RF dalganın faz ve genlik ayarı dolayısıyla Q kavite parametresi ayarını sağlayarak, kavitelere gönderilen elektronların gönderilen RF dalganın istenilen bölgesinde elektronların hızlandırılmasını sağlar. İletim hattında kullanılan doğrusal bağlaştırıcılar iki temel amaçla kullanılmaktadır. Bunlardan birincisi, RF güç kaynağından gönderilen ve kaviteden geri yansıyan RF dalganın gücünün ölçülmesi; diğeri ise geometrisine bağlı olarak geri yansıyan RF gücün belli bir doğrultuya yönlendirilmesidir. İletim hattında kullanılacak olan esnek dalga kılavuzları mızıka geometrisinde olup, kullanım amacı RF dalganın iletilmesi sırasında iletim hattı üzerinde oluşan ısınma ve soğumalarda esneyip daralarak iletim hattındaki diğer elemanların malzemelerinin üzerinde oluşan stres ve metal yorulmasını yavaşlatıp 74 malzemelerdeki çatlama ve kırılmaları engellemektir. E ve H eğiciler, yerleşim planına göre iletim hattının doğrultusunun değiştirilmesi gerektiği durumlarda kullanılan, RF dalganın elektrik ve manyetik alanlarının yönünü değiştiren elemanlardır. İletim hattında kullanılacak olan tüm dalga kılavuzlarının boyutları iletilecek RF dalganın frekansına göre belirlenmektedir. TARLA'da kullanılacak bütün dalga kılavuzu elemanları WR650 tipi dalga kılavuzudur. Şekil 4.2’de görüldüğü gibi iki süperiletken modül elektron kaynağına olan geri yansımalardan kaynağı ve modülleri korumak amacıyla doğrusal olarak planlanmamıştır. Bu durum 2 iletim hattının diğer 2 iletim hattına göre 200 cm kadar daha uzun olmasına sebep olmuştur. Düz dalga kılavuzlarının uzunluğu; RF güç ve elektronik odasından hızlandırıcı laboratuvarına olan tünellerin mesafeleri, iki laboratuvar arasındaki duvar kalınlıkları, hızlandırıcı modüllerin laboratuvardaki yerleşim planları ve 2 iletim hattı için doğrusal olmayan toplam 400 cm'lik mesafe dikkate alınarak hesaplanmıştır. Hesaplamalarla ilgili mesafeler, Şekil 4.7 – 4.11'de iletim hatları ile ilgili yapılan elektrik alan simülasyonlarındaki dalga kılavuzları üzerinde gösterilmiştir. 4.2 Yüksek Güç RF Üreteci Optimizasyonu TARLA'da kullanılacak olan TESLA süperiletken hızlandırıcı modüllerini enjektörde ulaşılan 1.5 mA ortalama elektron demet akımı ile minimum 10 MeV/m gradyenle çalıştırmak amacıyla, 20 kW RF giriş gücü planlanmıştır. Yüksek demet akımlarında düşük demet kaybı şartı ile RF ile demet arasında daha yüksek etkileşme gerçekleştiğinden sistemin işletimi daha kolay, daha güvenli ve verimli olmaktadır. Fakat, kavitelerdeki hızlandırma alanı BCS direncinin azaltılması ile yüksüz kalite faktörünün (Q0) artırılması ve 2K'nin altında HelyumII ısı iletim özelliklerinden faydalanılarak mantıklı seviyede bir ısı yükü oluşturmak kaydıyla sağlanabilmektedir. Kavitedeki dinamik ısı yükünü 100 W/m'nin altında tutabilmek için hızlandırma gradyeni 15–20 MV/m ile sınırlandırılmalıdır (Petersen 2003). Almanya'daki ELBE gibi 75 halen işletimde olan süperiletken hızlandırıcı sistemler 1.3 GHz'de 15 MeV/m gradyene kadar ulaşmıştır (Lehnert vd. 2002). Ayrıca TARLA için süperiletken kavitelerde yeni teknoloji ile üretim ve daha yüksek güçlü soğutma koşulları uygulanacak olması sebebi ile daha yüksek gradyenlere ulaşılması beklenmektedir. Çizelge 4.1 RF yüksek güç iletim hattı 1 için gerekli olan donanım listesi Elemanlar Eleman Tipi Miktar (Adet) Boyutu RF Yük (Ferrite WHFL5-1) Pik giriş gücü 5 MW, Ortalama güç 100 kW, VSWR<1.05 4 - Dolaştırıcı (WFHI3-4) Pik giriş gücü 0.4 MW, Ortalama güç 8 kW 4 - Motorize üçlü ayarlayıcı Empedans uyum oranı 1/3 ZW…3 ZW Maksimum güç 2 MW 4 - 4 - Doğrusal Bağlaştırıcı E eğici (650WEB-10-10-90) 28 - H eğici (650WHB-12-12-90) - - 14 ~2.1m Esnek dalga kılavuzu Düz dalga kılavuzu Al/Cu/Pirinç ~36 m ELBE'de halen TESLA süperiletken kaviteler, kavite başına 8 kW net RF giriş gücü ile sorunsuz olarak çalışmaktadır. ELBE'de bulunan TESLA süperiletken kavitelerde kullanılan Stanford/Rosendorf giriş bağlaştırıcılar, ELBE RF güç üreteçlerinin sınırlı güç üretimi sebebiyle 8 kW'den daha yüksek güçlerde kullanılmamış (10 kW) olmasına rağmen halka tipli rezonans deney tezgâhı üzerindeki giriş bağlaştırıcılarla yapılan test sonuçlarına göre kaviteler 10 kW'den daha yüksek RF güç üreteçleri ile 76 kullanılabilmektedir. Ölçüm sonuçlarına göre sürekli salınımda giriş bağlaştırıcılar 20 kW, atmalı salınımda ise 30 kW RF gücü iletme kapasitesine sahiptir (Buttig vd. 2010). Çalışmaya göre ayrıca daha iyi vakum ve soğutma koşulları sağlandığı takdirde sürekli salınımda 30 kW RF gücün üzerine çıkılması mümkündür. Çizelge 4.2 RF yüksek güç iletim hattı 2 için gerekli olan donanım listesi Elemanlar Eleman Tipi Miktar (Adet) Boyutu RF Yük (Ferrite WHFL5-1) Pik giriş gücü 5 MW, Ortalama güç 100 kW, VSWR<1.05 4 - Dolaştırıcı (WFHI3-4) Pik giriş gücü 0.4 MW, Ortalama güç 8 kW 4 - Motorize üçlü ayarlayıcı Empedans uyum oranı 1/3 ZW…3 ZW Maksimum güç 2 MW 4 - 4 - Doğrusal Bağlaştırıcı E eğici (650WEB-10-10-90) 24 H eğici (650WHB-12-12-90) 8 Esnek dalga kılavuzu Düz dalga kılavuzu 14 Al/Cu/Pirinç ~2.1m ~36 m ELBE ile benzer TESLA süperiletken hızlandırıcı modüller kullanan ALICE Tesisi (Cockcroft Enstitüsü, İngiltere) modifiye giriş bağlaştırıcılar kullanarak süperiletken modülleri 10 kW'den daha yüksek RF güç kaynakları ile kullanmaktadır (McIntosh 2006, 2007). TARLA süperiletken hızlandırıcı modüllerde, Jefferson Laboratuvarı tasarımında da uygulandığı gibi tek kristal yapıdaki safir ile kaplanan yüksek mertebe salınım 77 besleyiciler kullanılacaktır (Reece 2005). Çizelge 4.3 RF yüksek güç iletim hattı 3 için gerekli olan donanım listesi Elemanlar Eleman Tipi Miktar (Adet) Boyutu RF Yük (Ferrite WHFL5-1) Pik giriş gücü 5 MW, Ortalama güç 100 kW, VSWR<1.05 4 - Dolaştırıcı (WFHI3-4) Pik giriş gücü 0.4 MW, Ortalama güç 8 kW 4 - Motorize üçlü ayarlayıcı Empedans uyum oranı 1/3 ZW…3 ZW Maksimum güç 2 MW 4 - 4 - Doğrusal Bağlaştırıcı E eğici (650WEB-10-10-90) 24 H eğici (650WHB-12-12-90) 8 Esnek dalga kılavuzu Düz dalga kılavuzu 14 Al/Cu/Pirinç ~2.1m ~34 m Süperiletken hızlandırıcı modüllere iletilen RF gücü, elde edilecek SEL gücünü belirler. 16 kW RF gücü kullanılarak elde edilecek SEL TARLA'yı, aynı dalgaboylu SEL üreten diğer tesislerden farklı kılacaktır. Bahsi geçen nedenlerden dolayı TARLA'da 20 kW RF güç üreteci kullanılması planlanmıştır. Dalga kılavuzu dağıtım sisteminde %1, faz ve genlik kontrol sistemleri için ise %20 oranında RF güç kayıpları olacağı düşünülerek TESLA süperiletken RF kavitelerin minimum 16 kW net RF gücü ile çalıştırılması planlanmıştır (Ayvazyan vd. 2004, Katalev vd. 2006). Klaystronlar, indükleyici çıkış tüpleri ve katıhal yükselteçler olmak üzere üç çeşit RF güç üreteci bulunmaktadır. Bunların hepsi 1.3 GHz TESLA kaviteleri beslemek için 78 kullanılabilmesine rağmen, klaystron ve indükleyici çıkış tüpleri bazı önemli noktalarda TARLA'nın hedefleri için yetersiz kalmaktadır. Örneğin klaystronlar maksimum 10 kW RF güç üretmektedir. Öte yandan, indükleyici çıkış tüpleri 1.3 GHz'de 16 kW RF güç üretebilmesine rağmen, atmalı salınımda çalıştırıldıkları takdirde bu seviyedeki RF güçler için kazanç kararsızlıkları göstermektedir. Bahsedilen sebeplerden dolayı TARLA için, katıhal güç yükselteçlerinin kullanılması planlanmıştır. Katıhal RF güç yükselteçlerinin diğer bir avantajı ise diğer güç kaynakları ile benzer kazanç ve verimlilik değerleri ile çalışırken, işletim maliyetini artıran yüksek gerilim modülasyonu ihtiyacı içermemeleridir. LBE tesisi, 1.3 GHz frekanslı iki adet 10 kW katıhal güç kaynağını klaystronların yerine kullanmaya başlamıştır. Bu katıhal güç üreteçlerinde, 1.25 kW RF güç oluşturacak şekilde 8 adet alt yükselteç rafı mevcuttur. Bunlar toplam 10 kW RF güç oluşturacak şekilde paralel bağlanmıştır. ELBE'de uygulanan test sonuçları, kavitelerin 8 kW'den daha yüksek RF gücü ile sistemin çalıştırılabileceğini göstermektedir. Fakat bu sistem, ELBE'de kullanılan teknoloji demetle birlikte 8 kW RF gücü ile kararlı çalışmaktadır. TESLA RF kaviteler, TARLA için kullanılması planlanan 16 kW RF gücü ile test edilmemiştir. TARLA için iki tür 20 kW RF katıhal güç yükselteci planlanmıştır: (a) ELBE'de halen kullanılmakta olan iki adet paralel bağlı 10 kW RF katıhal güç yükseltecinin kullanılması, (b) başarılı test sonuçları elde edilebilirse 20 kW'lık tek bir katıhal güç yükselteci kullanılması. TARLA için önerilen güç kaynakları Şekil 4.16’da gösterilmiştir. Ayrıca, TARLA katıhal güç yükseltecinin ana parametreleri Çizelge 4.4’de verilmiştir. B sınıfı yükselteçler, basitliği ve verimliliği sebebiyle yüksek güç katıhal yükselteçler arasında en çok tercih edilen katıhal RF güç yükselteci türüdür. Geniş bantlı transformatörler kullanıldığında, geniş yelpazeli bir işletim frekansı elde etmek mümkün olabilmektedir. Transistörlerin uyumsuzluğundan birbirine çok yakın değerlere sahip transistörler kullanılması ile kaçınılabilmektedir. Uyumsuzluk, bir transistörün iletimi durdurup 79 diğerinin iletime başlaması sırasında meydana gelmektedir. Bu problem küçük miktarda bir ön gerilim (0.7 V) oluşturan bir gerilim bölücü kullanılarak kolaylıkla aşılabilmektedir. B sınıfı yükselteçler bu şartlarla kullanıldığında AB sınıfı yükselteçler olarak adlandırılmaktadır. AB sınıfı yükselteçler B sınıfı yükselteçlerden daha verimli olup geçiş bozulması sorunu oluşturmamaktadır. Gerçekte, B sınıfı it-çek (push-pull) yükselteçler AB sınıfı it-çek (push-pull) yükselteçler olarak isimlendirilmektedir (Frenzel 2004). Bu sebeple, AB sınıfı it-çek (push-pull) yükselteçler TARLA'da kullanılacak olan yüksek güç RF yükselteçler olarak tercih edilmiştir. 55 cm 400 cm 120 cm 200 cm Şekil 4.7 RF yüksek güç iletim hattı 1 için E alan dağılımı Şekil 4.8 RF yüksek güç iletim hattı 1 için H alan dağılımı 80 50 cm 450 cm 200 cm 110 cm Şekil 4.9 RF yüksek güç iletim hattı 2 için E alan dağılımı Şekil 4.10 RF yüksek güç iletim hattı 2 için H alan dağılımı 81 50 cm 490 cm 200 cm 110 cm Şekil 4.11 RF yüksek güç iletim hattı 3 için E alan dağılımı Şekil 4.12 RF yüksek güç iletim hattı 3 için H alan dağılımı 82 1 mW giriş gücü ile TARLA katıhal RF güç yükselteci için kazanç 72 dB olarak hesaplanmıştır. İlk önerilen RF güç kaynağının ardından, 250W GaN HEMT transistör kullanılarak RF yükselteç elde edilmesi planlanmıştır. Name X Name Y m10.00 1.3000 -21.4317 m2 X m2 Y XY Plot 1 HFSSDesign1 m10.00 1.3000 -21.4317 m2 ANSOFT Curve Info Curve Info 1.3000 -0.0844 dB(S(1,1)) Setup1 : Sw eep dB(S(2,1)) Setup1 : Sw eep dB(S(1,1)) Setup1 : Sw eep 1.3000 -0.0844 -5.00 dB(S(2,1)) Setup1 : Sw eep Y1 -10.00 -15.00 -20.00 m1 -25.00 -30.00 1.10 1.20 1.30 1.40 Freq [GHz] 1.50 1.60 1.70 Şekil 4.13 RF yüksek güç iletim hattı 1 için 1.3 GHz frekans değerinde elde edilen S21 parametresi değeri Name X Name Y m10.00 1.3000 -20.3215 m2 X m2 Y XY Plot 1 HFSSDesign1 Curve Info m10.00 1.3000 -20.3215 1.3000 -0.0984 m2 ANSOFT Curve Info dB(S(WavePort1,WavePort1)) Setup1 : Sw eep1 dB(S(WavePort2,WavePort1)) Setup1 : Sw eep1 dB(S(WavePort1,WavePort1)) Setup1 : Sw eep1 1.3000 -0.0984 -5.00 dB(S(WavePort2,WavePort1)) Setup1 : Sw eep1 Y1 -10.00 -15.00 m1 -20.00 -25.00 1.10 1.20 1.30 1.40 Freq [GHz] 1.50 1.60 1.70 Şekil 4.14 RF yüksek güç iletim hattı 2 için 1.3 GHz frekans değerinde elde edilen S21 parametresi değeri 83 Name X Name Y X m10.00 1.3000 -25.6870 m2 m2 Y XY Plot 1 HFSSDesign1 Curve Info m10.00 1.3000 -25.6870 1.3000 -0.0677 m2 ANSOFT Curve Info dB(S(WavePort1,WavePort1)) Setup1 : Sw eep1 dB(S(WavePort2,WavePort1)) Setup1 : Sw eep1 dB(S(WavePort1,WavePort1)) Setup1 : Sw eep1 1.3000 -0.0677 -5.00 dB(S(WavePort2,WavePort1)) Setup1 : Sw eep1 Y1 -10.00 -15.00 -20.00 -25.00 m1 -30.00 1.10 1.20 1.30 1.40 Freq [GHz] 1.50 1.60 1.70 Şekil 4.15 RF yüksek güç iletim hattı 3 için 1.3 GHz frekans değerinde elde edilen S21 parametresi değeri Şekil 4.16 a. Önerilen iki adet paralel bağlı 10 kW ELBE RF güç kaynağı, b. ilk olarak önerilen 20 kW katıhal güç kaynağı 84 250W GaN HEMT transistörün 1.3 GHz için kazancı 17.8 dB, verimliliği %57.1'dir. 500W GaN HEMT kart tasarım çalışmaları ise halen devam etmektedir. 500W transistörün elde edilmesinin ardından 2 kW ile birlikte 90° hibrid bağlaştırıcı (coupler) tasarım çalışmaları başlatılacaktır. Tasarımı yapılan yükselteçten minimum %70 oranında verimlilik elde edilmesi planlanmaktadır (GaN transistörlerin verimlilik oranının yüksek olması sebebiyle). Yükselteçlerin frekansı ve frekans band genişliği süperiletken TESLA kavitelerle aynı olmalıdır. TARLA RF güç yükselteçlerinin soğutma sıcaklığı ve su soğutma gerekliliğini TESLA RF kavitelerin işletim sıcaklığı ve soğutma gereklilikleri belirlemektedir. Seçilen RF yükselteçlerin seçimlerindeki önemli parametrelerden birisi de RF artış ve düşüş zamanlarıdır. Katıhal güç yükselteçlerinde RF artış ve düşüş zamanları nanosaniye mertebesinde olup, bu değerler ne kadar küçükse TESLA RF kavitede RF dalga ile elektron etkileşmesi o kadar hızlı ve etkili olmaktadır. 1.5 kW yansıyan ve 20 kW ilerleyen RF gücü düşünülerek maksimum gerilim duran dalga oran (VSWR) 1.87 olarak hesaplanmıştır. Bahsedilen parametrelerle RF katıhal güç yükselteçlerinin üretiminin 2014 yılı sonuna kadar bitirilmesi planlanmaktadır. TESLA süperiletken hızlandırıcı modüllerin teslimi de aynı yıl içerisinde yapılacaktır. Endüstriyel firmalara belirlenen parametrelere göre 4 adet katıhal RF güç yükseltecinin ürettirilmesi planlanmasına rağmen, bir adet prototip RF yükseltecin yerli yapım olarak üretilmesi planlanmaktadır. Bu sebeple 2012 yılının ilk yarısında başladığımız çalışmalar halen devam etmektedir. Bu amaçla, SiC (Silisyum Karbon) alttaş üzerine GaN (Galyum Nitrit) katkılanarak üretilen son birkaç yılın dikkat çeken elektronik devre elemanları arasında bulunan kısaltılmış adı HEMT olan ve "Yüksek Elektron Hareketlilikli Transistör" anlamına gelen yarı iletken malzemeler kullanılarak ısı ve gürültü etkenlerinin en az fakat elde edilen gücün olabildiğince yüksek olduğu, dayanıklı, kompakt yapılarla çok katlı bir tasarım yapılması planlanmıştır. GaN yüksek elektron hareketlilikli RF transistörler güç kapasite seviyeleri, kararlılıkları ve gürültü dirençleri sebebiyle 1.3 GHz frekansı için 85 uygun olduğu değerlendirilerek çok katlı olarak tasarlanıp biraraya getirilerek TARLA için bir adet 20 kW RF katıhal güç üreteci prototip olarak imal edilecektir. Çizelge 4.4 Önerilen katıhal güç yükseltecinin ana parametreleri Parametreler Yükselteç Tipi CW çıkış gücü Doğrusal kazanç Giriş/çıkış empedansı Frekans Maksimum frekans bandı Kazanç düzlüğü RF artış zamanı RF düşüş zamanı Çıkış gürültü gücü Maksimum çıkış VSWR RF ve sistem verimliliği Çalışma sıcaklığı Soğutma Koruma Değerler AB Sınıfı it-çek (push-pull) 20 kW min. 72 dB 50Ω 1300 MHz 1300 MHz±5 MHz Max. 0.2 dB (±5 MHz aralığı) <~75 ns <~75 ns -90 dBm @1 Hz 1.87'ye kadar (20 kW) Min.%70 oranında (20 kW) 29ºC (yoğunlaşmayan) Su soğutma (35 l/dak, ∆P=3 bar, Pin=5 bar, Pout=2 bar) Pik gücü, uyumsuzluk, aşırı sıcaklık, VSWR, güç kaynağı gerilimi= (Vccmax+2)V Şekil 4.17’de önerilen 250 W elde edilmesi önerilen GaN HEMT transistörün devre ve bağlantı şeması gösterilmiştir. Devre şemasında R1 olarak gösterilen giriş direncinin bağlanacağı giriş transistörü 250 W güç çıkışı verecek şekilde baskılı devre kartı olarak TARLA için tasarlanmış olup, Şekil 4.18’de gösterilmiştir. Şekil 4.18'de bakış istikametine göre sol tarafta gösterilen transistöre giriş gücü 3-4 W değerinde olup, söz konusu giriş gücünün elde edilmesi için Şekil 4.19’da devre ve bağlantı şeması gösterilen M57762 GaN HEMT RF transistör kullanılması planlanmıştır. M57762 giriş gücü 1W değerinde olup, bu gücün düşük güç RF sistemi (Low Level RF - LLRF) ile sağlanması düşünülmüştür. Diğer bir husus TARLA LLRF tasarımı hızlandırıcı TESLA kavitelerin üretimini yapan firma tarafından dijital olarak tasarlanacaktır. LLRF tasarımının henüz başlangıç aşamasında olması ve ELBE'deki mevcut tasarımın ise 86 Şekil 4.17 TARLA için 250W elde edilmesi transistörün bağlantı ve devre şeması önerilen GaN HEMT analog olması sebebiyle, LLRF ile elde edilecek gücün değeri henüz bilinmemektedir. LLRF ile elde edilen güç 3–4 W değerinde olduğu takdirde Şekil 4.19'daki tasarımın yapılması gerekliliği ortadan kalkacaktır. LLRF tasarımının 2013 yılının ilk çeyreğinde bitirileceği beklenmektedir. LLRF tasarımı tamamlanıncaya kadar geçecek süre içerisinde 500 W'lık bir en küçük ünite tasarımı yapılarak tamamlanacak ve bu ünitelerin 4 adedinin bütünleştirilerek 2kW üniteler oluşturulabilmesi için bir 3 boyutlu 90° hibrid bağlaştırıcı tasarımı yapılacaktır. 2 kW'lık bu ana ünitelerin birleştirilerek 20 kW katıhal RF güç yükselteci elde edilmesi konusu üzerinde henüz çalışmalarımız devam etmektedir. TESLA süperiletken modüllerin her RF kavite için 8 kW RF güç yükselteci ile Stanford (SLAC) / Rosendorf (ELBE) tasarımı giriş bağlaştırıcılar kullanılarak beslenmesinde, ELBE'deki HelyumII soğutma şartları ile herhangi bir ısınma problemi bulunmamaktadır. TARLA için Research Instruments GmbH tarafından üretim çalışmaları başlatılmış olan 87 süperiletken hızlandırıcı modüller ve giriş bağlaştırıcılar ELBE'de kullanılan süperiletken modüller ve giriş bağlaştırıcılarla aynı tasarımdır. 8 kW RF güç yükselteci ELBE'de kullanılan hızlandırıcı modüller ve giriş bağlaştırıcılarda ELBE'nin mevcut HelyumII soğutma koşulları ile ısınma sorunu oluşturmamasına rağmen, TARLA'da aynı tasarımların her RF kavite için 16 kW net RF giriş gücü gibi ELBE'de kullanılan giriş güç değerinin 2 katı ile kullanılmasının planlanması sebebiyle 16 kW net RF gücünün süperiletken modüller ve giriş bağlaştırıcılarda ısınma problemi oluşturulup oluşturamayacağının ve ne ölçüde bir soğutma gücü gerektireceğinin belirlenmesini gerekli kılmıştır. Bu amaçla CST programı kullanılarak süperiletken kavite ve giriş bağlaştırıcıların bahsi geçen RF giriş gücü ile simülasyonları yapılmıştır. Ancak daha önce CST ile TESLA kavite üzerinde 1.3 GHz frekansı ile kavite içerisindeki elektrik alan dağılımı, elektrik ve manyetik alan enerji dağılımlarının incelenmesinin uygun olacağı değerlendirilmiştir. Şekil 4.20’de 9 hücreli süperiletken TESLA kavitenin bir hücresinde 1.29 GHz frekans değerindeki elektrik alan dağılımı ve elektrik alan şiddeti gösterilmiştir. Simülasyonda da görüleceği üzere elektrik alan çizgileri kavite içerisinde maksimum olup kavitenin çevresinde ve demet borularının bağlı olduğu uçlarda sıfır olup, simülasyonu yapılan hücre için verilerden elde edilen ~25.1 MV/m gradyen değeri TESLA RF kavitenin teorik gradyen değeri (25–50 MV/m) ile uyumludur. Şekil 4.21 ve 4.22’de 9 hücreli TESLA RF kavitenin bir hücresinde 1.29 GHz frekans değerindeki elektrik alan ve manyetik alan enerji dağılımları gösterilmişir. TESLA süperiletken kaviteye giriş bağlaştırıcı aracılığıyla gönderilen 1.3 GHz 8 kW RF giriş gücü için elde edilen gradyen ile giriş bağlaştırıcınin elektrik ve manyetik enerji dağılımları Şekil 4.23 – 4.24’de gösterilmiştir. 88 Şekil 4.18 Şekil 4.17’de devre şemasında R1 olarak gösterilen ve TARLA için yapılan baskılı devre kartı (PCB) tasarımı (bakış istikametine göre sol taraf) TESLA süperiletken kaviteye giriş bağlaştırıcı aracılığıyla gönderilen 1.3 GHz 8 kW RF giriş gücü için kaynağa (giriş bağlaştırıcıya) 1 m uzaklık göz önüne alınarak elde edilen maksimum gradyen 25.1 V/m'dir. Ayrıca, yapılan simülasyonla S11 değerinin 11.98 dB olduğu, bu sebeple 8 kW olan RF giriş gücünün ~507 W'ının kaviteden geri yansıdığı söz konusu güç kayıp değerinin 16 kW RF giriş gücü için de aynı olduğu tespit edilmiştir. TESLA kaviteler üzerinde daha önce yapılan test sonuçlarına göre 25 MV/m değerine kadar olan gradyenlerde kavitenin kalite faktörünün ~1010 mertebelerinde iken 31 MV/m civarındaki gradyenlerde kavitenin ısıl kararsızlık durumuna ulaşarak kalite faktörünün düşmeye başladığı tespit edilmiştir (Schmüsser, 2003). 89 Şekil 4.19 Şekil 4.18'de bulunan devre şemasına bağlanan giriş gücü tasarımı 1.3 GHz 8 kW giriş gücü ile yapılan simülasyonlar aynı frekans değerinde 16 kW giriş gücü için de uygulanmıştır. TESLA kavite hücresinin CST ile simülasyonu, giriş bağlaştırıcının anten davranışı özelliği gösterdiği değerlendirilerek CST'nin mikrodalga stüdyo modülünde bulunan geçici çözücü "transient solver" çözüm önerisi içerisinde uzak alan analizleri "farfield analysis" ile test edilmiştir. 16 kW net RF giriş gücü değeri için elde edilen simülasyon sonuçlarının 8 kW giriş gücü değeri ile aynı olduğu tespit edilmiştir. Bu durum aslında beklenen bir sonuçtur. RF giriş gücünün artırılmasındaki sebep, kavite içerisine gönderilecek olan elektron demeti üzerine uygulanan RF gücünün artırılması ve bu şekilde elektron demetine aktarılan enerjinin artırılarak demetin daha kısa mesafede daha yüksek gradyene ulaşmasının sağlanmasıdır. Burada araştırma konusu olan TESLA kavitelerin demetin sahip olduğu gradyeni ne ölçüde destekleyebildiğinin anlaşılmasıdır. TESLA kavitelerin ulaşabildiği maksimum gradyen, kavitenin kalite faktörü (kavitede depolanan enerji ile kavitede harcanan güç oranı) ve kavitedeki yüzey direnci dolayısıyla da Qext ile orantılı olup kullanılan RF giriş gücünden bağımsızdır. ELBE’de 90 kullanılmakta olan iki süperiletken modül ile maksimum 30 MV/m gradyene ulaşılabilmektedir (modül başına 15 MV/m). TESLA kavitelerin gelişen teknoloji ile uygulanan temiz odada montaj, kavite yüzeyinin pürüzsüzleştirilerek yüzey direncinin düşürülmesi gibi işlemlerle, eski teknoloji ile üretime nazaran daha yüksek gradyenlere ulaşılabileceği, TTF işbirliği çerçevesinde test kurulumları üzerinde yapılan çalışmalarda da elde edilmiştir (Aune vd. 2000). TARLA için kavite başına kullanılacak olan RF yükselteçlerin ELBE'de halen kullanılmakta olan RF yükselteçlerden iki kat güçlü olması ile, CST hesapları ile elde ettiğim (25 MV/m) ve günümüz teknolojisi ile üretilen söz konusu kavitelerle daha yüksek gradyenlere ulaşılabileceğinin test sonuçları ile de gösterildiği göz önüne alınırsa, 2014 yılı sonunda üretiminin tamamlanması planlanan 4 TESLA RF kaviteden oluşan iki süperiletken modül ile daha kısa mesafelerde 30 MV/m'den daha yüksek gradyenlere ulaşılabileceği değerlendirilmektedir. Burada düşündürücü olan 16 kW RF gücün giriş bağlaştırıcılar ile gönderilmesi sırasında giriş bağlaştırıcılar üzerinde ısınma problemi oluşup oluşmayacağıdır. Bu sebeple giriş bağlaştırıcı ve bir hücreli TESLA RF kavite kullanılarak CST mikrodalga stüdyo modülündeki geçici çözücü ile simülasyonlar yapılmış, elde edilen sonuçlar CST çoklu fizik stüdyo modülüne (Yöntem1 - Y1) aktarılarak sistemin sıcaklığı incelenmiştir. Ayrıca ikinci bir sıcaklık simülasyon yöntemi olarak çoklu fizik stüdyo modülü CST Tasarım Stüdyo "CST Design Studio" modülü içerisine aktarılarak (Yöntem2 - Y2) da çözüm gerçekleştirilmiş elde edilen sonuçlar arasındaki farklılıklar CST Studio Suite programı için hata oranı olarak kabul edilmiştir. Elde edilen sonuçlar Şekil 4.26 – 4.29’da gösterilerek karşılaştırılmıştır. Şekil 4.26 ve 4.27'de birinci yöntemle elde edilen sıcaklık test sonuçları üstte, ikinci yöntemle elde edilen sıcaklık test sonuçları altta gösterilmiştir. Görüleceği üzere birinci yöntemle yapılan simülasyonlarda 8 kW RF giriş gücü ile giriş bağlaştırıcı üzerinde oluşan ısınma miktarı en çok 294.81 K iken 16 kW RF giriş gücü ile giriş bağlaştırıcı üzerinde oluşan ısınma miktarı en çok 296.52 K'dir. 91 İkinci yöntemle yapılan simülasyonlarda ise 8 kW RF giriş gücü ile giriş bağlaştırıcı üzerinde oluşan ısınma miktarı en çok 293.992 K iken 16 kW RF giriş gücü ile giriş bağlaştırıcı üzerinde oluşan ısınma miktarı en çok 294.88 K'dir. Çizelge 4.5 Giriş bağlaştırıcı için CST Çoklu Stüdyo ile yapılan simülasyon sonuçları Güç (kW) Sıcaklık(K) Güç Kaybı (W/m3) 8 16 Y1 Y2 Y1 Y2 294.81 293.992 296.52 294.88 1.43x105 7.49x104 2.86x105 1.5x105 Her yöntem kendi içerisinde değerlendirildiğinde TARLA'da kullanılacak 20 kW RF güç üreteçleri ile güç bağlaştırıcı ve kavitelerde oluşan 1.71 K ve 0.888 K sıcaklık farklarının soğutulması için kullanılacak olan Helyum Soğutma Sisteminde ilave bir güç ihtiyacı gerektirmediği değerlendirilmiştir. CST ile yapılan sıcaklık simülasyon yöntemleri arasındaki sıcaklık farkı, simülasyon programının hata oranı olarak kabul edilmiştir. Şekil 4.28 ve 4.29’da ısınma ile giriş bağlaştırıcı üzerinde oluşan yüzey kayıpları (birim hacim başına güç kaybı) simüle edilmiştir. Söz konusu simülasyonlar daha önce açıklandığı gibi çoklu fizik stüdyo modülü ile iki farklı yöntem kullanılarak yapılmıştır. Buna göre 8 kW ve 16 kW için giriş bağlaştırıcı üzerinde oluşan yüzey kayıpları birinci yöntemle yapılan simülasyonlarda sırasıyla 1.43x105 W/m3 ve 2.86x105 W/m3 iken ikinci yöntemle yapılan simülasyonlarda 7.49x104 W/m3 ve 1.5x105 W/m3 olarak hesaplanmıştır. İki giriş gücü için giriş bağlaştırıcı üzerinde meydana gelen yüzey kaybı her iki yöntemde de birbirinin yaklaşık iki katı değerindedir. Mevcut farklılığın soğutma ile telafi edilebileceği değerlendirilmektedir. Elde edilen sonuçlar Çizelge 4.5’de gösterilmiştir. İki yöntem ile yapılan simülasyon sonuçları birbiriyle karşılaştırıldığında 8 kW ve 16 kW için giriş bağlaştırıcı üzerinde oluşan yüzey kayıpları 104 ve 105 92 mertebesi ile birbirine yakın değerler olup söz konusu mertebelerin önündeki 6.81 ve 1.36 olan çarpan değerlerindeki farklılık CST simülasyonu için hata oranı olarak kabul edilmiştir. Burada, simülasyonların tek hücre için uygulanma nedeninin açklanmasında fayda olacaktır. CST, hesaplamalarını diğer pek çok simülasyon programında olduğu gibi hücre ağlarına (mesh cell) bölerek yapmaktadır. Burada hesaplamaların zamanının azaltılmasında kullanılacak yöntem ise sınır koşulu (boundary conditions) uygulamalarıdır. Sınır koşulu uygulaması basitçe sistemin simetrik olan bölümlerinin en küçüğü üzerinde işlem yaptırılmasını sağlayarak, zamandan tasarruf etmeyi amaçlamaktadır. Fakat hızlandırıcı kaviteler üzerindeki simülasyonlarda uyarma sinyali olarak dalga kılavuzu sinyal noktaları (portları) kullanılmakta olup sınır koşulu uygulaması yapılması durumunda çoğu zaman sinyal noktaları ele alınan en küçük simetrik bölümün dışında kalmaktadır. Bu da hesaplamaların yanlış sonuçlanmasına, hatta zaman zaman simülasyona başlanamamasına neden olmaktadır. Bu sebeple tez içerisinde yapılan simülasyonlardan giriş bağlaştırıcı kullanılarak yapılanlarda simetri düzlemi bulunmadığından, simülasyonlar tek hücre üzerinden yapılarak zaman tasarrufu sağlanmaya çalışılmıştır. TARLA için kullanılacak olan 20 kW RF güç üreteçleri ile TESLA süperiletken kavitelerdeki HOM bağlaştırıcı simülasyonları üzerinde de ısınma problemleri olup olmadığı yönündeki soru işaretlerini ortadan kaldırmak amacıyla çoklu fizik stüdyo modülü kullanılarak giriş bağlaştırıcılar için yapılan her iki simülasyon yöntemi HOM bağlaştırıcılar için de uygulanmıştır. HOM bağlaştırıcı tasarımı için ELBE tasarımı HOM bağlaştırıcılar hakkında literatürde herhangi bir bilgi bulunmamasına rağmen, Cockroft Institute (İngiltere) tarafından kullanılan HOM bağlaştırıcı tasarımı (Juntong vd. 2011) üzerinde çalışılmıştır. Bunun için öncelikle mikrodalga stüdyo modülü içerisinde bulunan özdeğer çözücü kullanılarak bağlaştırıcı içerisindeki alan dağılımı belirlenmiştir. Analizler zaman tasarrufu amacıyla 1/2 hücre ve HOM bağlaştırıcı kullanılarak yapılmıştır. Elde edilen alan dağılımı kullanılarak "CST Particle StudioPS" içerisinde parçacık izleme yöntemiyle 20 ve 40 MeV parçacık enerjileri ile 1 ve 1.5 93 mA demet akımları üzerinde HOM bağlaştırıcı üzerindeki çoklu çarpışmalar incelenmiştir. Simülasyonlar HOM bağlaştırıcı üzerinde çoklu çarpışmaların olabileceği değerlendirilen iki farklı bölge üzerinde yapılmıştır. Şekil 4.29, TESLA bir hücreli kavite üzerinde giriş bağlaştırıcı ve hücrenin giriş ve çıkış noktalarında birbirine 115° aralıklarla gerçeğine uygun olarak yerleştirilen HOM bağlaştırıcılar üzerinde mikrodalga stüdyo kullanılarak özdeğer çözücü ile yapılan simülasyon sonucunda temel hızlandırma modu için (1.3 GHz) elde edilen elektrik alan çizgilerinin dağılımı ile giriş ve HOM bağlaştırıcıların kaviteye yerleşimi gösterilmiştir. Şekil 4.30’da TESLA 1/2 hücre ve HOM bağlaştırıcı kullanılarak elde edilen elektrik alan dağılımı ve değerleri gösterilmiştir. Aynı geometri kullanılarak HOM bağlaştırıcının anten ve flanş bölgeleri çoklu çarpışma kaynağı olarak belirlenmiş (Şekil 4.31 ve Şekil 4.34) çoklu çarpışma simülasyonu yapılmıştır. Çizelge 4.6 HOM Bağlaştırıcı için CST Çoklu Stüdyo ile yapılan simülasyon sonuçları Enerji (MeV) Akım (mA) 20 1 1.5 Sıcaklık(K) - - İkincil Parçacık Sayısı 110 ~37 İkincil Parçacıkların Sönüm Süresi (s) ~1.406*10-10 ~1.074*10-9 20 MeV - 1.5 mA ve 20 MeV - 1.0 mA için elde edilen sonuçlar (Şekil 4.31 – 4.33 ve Şekil 4.34 – 4.36) HOM bağlaştırıcıda belirtilen enerji ve akım değerlerinde ikincil elektron oluşumlarının gerçekleşmeyeceğini (Çizelge 4.6) bu sebeple birbirine eşit sonuçlar elde edildiğini göstermiştir (Şekil 4.37). Aynı bölgeler için elektron enerjindeki artışın etkisinin araştırılması amacıyla 40 MeV ve 1 mA ile 40 MeV ve 1.5 94 mA değerleri için yapılan simülasyon sonuçları için 40 MeV ve 1 mA ile 20 MeV ve 1 mA sonuçlarının, 40 MeV ve 1.5 mA ile 20 MeV ve 1.5 mA sonuçlarının birbirlerine eşit olduğu gözlenmiş olup sonuçların aynı olması sebebiyle şekil ve grafikleri ayrı şekil ve grafikler olarak gösterilmemiştir. Simülasyonlarda anten ve flanş bölgelerinin parçacık kaynağı olarak alınmasının sebebi, etkileşmelerin diğer bölgelere oranla bu bölgelerde daha yüksek olduğunun değerlendirilmesinden kaynaklanmıştır. Simülasyon sonuçları, elektrona verilen enerji 20 MeV'den 40 MeV'e ulaşmasına rağmen çoklu çarpışma gözlenmeyeceğini, bu sebeple kullanılacak HOM birleşticilerde ısınma problemi oluşturmayacağını göstermektedir. Şekil 4.20 9 hücreli TESLA süperiletken kavitenin bir hücresi için 1.29 GHz frekans değerine ait E alan dağılımı, E alan şiddeti ve Elektrik alan gradyeni 95 Şekil 4.21 9 hücreli TESLA süperiletken kavitenin bir hücresi için 1.29 GHz frekans değerine ait E alan enerji dağılımı Simülasyon sonuçlarına göre, TARLA için kullanılacak 20 kW RF dalga üreteçleri ile elektron demetinde artırılması beklenen gradyenin HOM bağlaştırıcılar üzerinde herhangi bir ısınma problemi oluşturmayacağını göstermektedir. Ancak bu durum kavitede herhangi bir sebeple meydana gelebilecek kirlenme, yüzeyde bozunma gibi durumlarda HOM bağlaştırıcılarda çoklu çarpışma etkileri gözlenmeyeceği anlamına gelmemelidir. Şekil 4.22 9 hücreli TESLA süperiletken kavitenin bir hücresi için 1.29 GHz frekans değerine ait H alan enerji dağılımı 96 Şekil 4.23 TESLA süperiletken kaviteye giriş bağlaştırıcı aracılığıyla gönderilen 1.3 GHz 8 kW RF giriş gücü için giriş bağlaştırıcınin elektrik enerji dağılımı Şekil 4.24 TESLA süperiletken kaviteye giriş bağlaştırıcı aracılığıyla gönderilen 1.3 GHz 8 kW RF giriş gücü için giriş bağlaştırıcınin manyetik enerji dağılımı 97 Şekil 4.25 1.3 GHz 8 kW RF giriş gücü ile giriş bağlaştırıcı üzerinde oluşan ısı değişiminin genel görünümü Üst: Sayfa 83'de birinci yöntem olarak açıklanan simülasyon sonucu, Alt: Sayfa 83'de ikinci yöntem olarak açıklanan simülasyon sonucu 98 Şekil 4.26 1.3 GHz 16 kW RF giriş gücü ile giriş bağlaştırıcı üzerinde oluşan ısı değişiminin genel görünümü Üst: Sayfa 83'de birinci yöntem olarak açıklanan simülasyon sonucu, Alt: Sayfa 83'de ikinci yöntem olarak açıklanan simülasyon sonucu 99 Şekil 4.27 1.3 GHz 8 kW RF giriş gücü ile giriş bağlaştırıcıdaki ısı değişiminden kaynaklanan yüzey kayıpları Üst: Sayfa 83'de birinci yöntem olarak açıklanan simülasyon sonucu, Alt: Sayfa 83'de ikinci yöntem olarak açıklanan simülasyon sonucu 100 Şekil 4.28 1.3 GHz 16 kW RF giriş gücü ile giriş bağlaştırıcıdaki ısı değişiminden kaynaklanan yüzey kayıpları Üst: Sayfa 83'de birinci yöntem olarak açıklanan simülasyon sonucu, Alt: Sayfa 83'de ikinci yöntem olarak açıklanan simülasyon sonucu 101 Şekil 4.29 TESLA süperiletken kavitenin bir hücresi için giriş bağlaştırıcı ve HOM bağlaştırıcılar kullanılarak 1.29 GHz frekans değerine ait E alan dağılımı ve E alan şiddeti (sol üst ve sol alt), giriş bağlaştırıcı ile HOM bağlaştırıcıların yerleşiminin görünüşü 102 Şekil 4.30 Şekil 4.31 TESLA 1/2 hücre ve HOM bağlaştırıcı üzerinde özdeğer çözücü ile elde edilen elektrik alan dağılımı ve değerleri TESLA 1/2 hücre ve HOM bağlaştırıcı üzerinde 20 MeV ve 1.5 mA simülasyonu için çoklu çarpışma kaynağı olarak belirlenen antenin görüntüsü 103 Şekil 4.32 TESLA 1/2 hücre ve HOM bağlaştırıcı üzerinde 20 MeV ve 1.5 mA simülasyonu için kaynak olarak belirlenen anten ile elde edilen çoklu çarpışma enerjileri Şekil 4.33 TESLA 1/2 hücre ve HOM bağlaştırıcı üzerinde 20 MeV ve 1.5 mA simülasyonu için kaynak olarak belirlenen anten bölgesinde çoklu çarpışma bulunmadığının tespiti 104 Şekil 4.34 TESLA 1/2 hücre ve HOM bağlaştırıcı üzerinde 20 MeV ve 1 mA simülasyonu için çoklu çarpışma kaynağı olarak belirlenen flanşın görüntüsü Şekil 4.35 TESLA 1/2 hücre ve HOM bağlaştırıcı üzerinde 20 MeV ve 1 mA simülasyonu için kaynak olarak belirlenen flanş ile elde edilen çoklu çarpışma enerjileri 105 Şekil 4.36 TESLA 1/2 hücre ve HOM bağlaştırıcı üzerinde 20 MeV ve 1 mA simülasyonu için kaynak olarak belirlenen anten bölgesinde çoklu çarpışma bulunmadığının tespiti Şekil 4.37 TESLA 1/2 hücre ve HOM bağlaştırıcı üzerinde simülasyon için belirlenen anten ve flanş bölgelerinde 20 MeV ve 1 mA ile 20 MeV ve 1.5 mA için çoklu çarpışma bulunmadığının tespiti 106 5. TARTIŞMA VE SONUÇ TARLA Hızlandırıcı ve Lazer tesisi Türk Hızlandırıcı Merkezinin ilk tesisi olarak kurulmakta olup, proje kapsamında planlanan diğer hızlandırıcı ve ışınım kaynakları için (SR ve SASE SEL) test laboratuarı niteliğindedir. TARLA tesisi dünyadaki 15 kadar örneği arasında kırmızıaltı bölgede taradığı dalgaboyu aralığı (2-300 mikron) ve dalgaboyu ayarlanabilirliği, yüksek parlaklık ve ortalama lazer gücü gibi özellikleri dikkate alınınca en ön sıralarda yer almaktadr. Ayrıca piko saniye mertebeli atma aralığı ve cw modda çalışması, yapılacak araştırmaların kısa sürede tanımlanabilmesini sağlayacaktır. Bu tesisin kurulumunda ve işletilmesinde kaynak, hızlandırıcı, magnet, güç, vakum, diyagnostik, sinyalizasyon, lazer taşınımı vb alanlarda edinilecek olan deneyim THM projesi kapsamında planlanan diğer hızlandırıcı ve ışınım kaynakları için hayati bir rol oynayacaktır. Bu çalışmanın amacı, süperiletken RF kavitelerin kapasitesinden mümkün olduğunca yararlanarak TARLA ile elde edilecek SEL gücü seçeneğini artırmaktır. Bu amaçla, 20 kW katıhal yükselteç kullanılarak 16 kW net RF gücün süperiletken RF kavitelere iletilmesi planlanmıştır. Kavitelere iletilen RF gücün artırılarak, 1.0 ve 1.5 mA elektron demet akımları için süperiletken modüller içerisinde birim uzunlukta elektron demetine aktarılan enerjinin (MeV/m) artırılması planlanmıştır. Bu amaçla önerilen 1.3 GHz 20 kW katıhal RF güç yükselteci mevcut olmayıp, TARLA için yeni geliştirilmiş bir sistem olacaktır. Hesaplanan ve belirlenen bütün parametreleri ile RF güç üretecinin bir prototipinin üretilebilirliği üzerindeki çalışmalarımız halen devam etmektedir. Bahsedilen RF güç yükselteçleri 10 kW ve 1 mA ile çalıştırılarak TARLA'nın hayata geçirilmesinden sonra sistem 16 kW RF güç ile çalıştırılacaktır. Optimizasyonu yapılan RF yüksek güç üreteci için 250W GaN HEMT transistör kart tasarımı tamamlanmış olup, 500W GaN HEMT transistörün kart tasarımı çalışmaları devam etmektedir. 500W GaN HEMT transistör tasarımının ardından 4X500W=2kW kart tasarımı çalışmaları ile birlikte 90° hibrid bağlaştırıcı (coupler) ile birlikte 20 kW 107 üreteç tasarlanmaya çalışılacaktır. Ancak 2 kW ana ünitelerinin 90° hibrid birleştirici ile biraraya getirilmesi henüz araştırma aşamasındadır. TARLA yüksek güç RF sistemi için üç adet iletim hattı tasarımı yapılarak 16 kW net RF giriş gücü ile simüle edilmiştir. Tasarımı yapılan üç iletim hattından RF iletim hattı 3, % 0.4 olan minimum RF güç kaybı değeri ile en az güç kaybı olan iletim hattı olmuştur. Bu üç iletim hattı için kullanılacak olan iletim hattı elemanı miktarları ve uzunlukları değerlendirildiğinde, RF iletim hattı 3 RF iletim hattı 1'e göre daha maliyetli olmasına rağmen, RF iletim hattı 1 tünel genişliği yönünden iki dalga kılavuzunun yanyana kullanılmasına imkan vermemesi, yanyana olan dalga kılavuzlarının üst üste kullanılarak değerlendirilmesi durumunda da iletim hattı kaybının RF iletim hattı 3'e göre yüksek olması sebebiyle RF iletim hattı 3'ün TARLA için en uygun RF yüksek güç iletim hattı tasarımı olduğuna karar verilmiştir. TESLA kavite hücresi ve giriş bağlaştırıcılar üzerinde iki farklı yöntemle yapılan simülasyonlarda 8 kW ve 16 kW güç iletimi ile yapılan simülasyonlarda giriş bağlaştırıcıların 16 kW RF gücü iletirken 8 kW RF güç iletimine göre 1.71 K ve 0.888 K değerinde bir ısıl artış gösterdiği ancak söz konusu artışların çok yüksek bir değer olmayıp TARLA için planlaması yapılan ve 2014'de tamamlanacak olan Helyum Soğutma Sistemi ile ısınma problemi gözlenmeyeceği tespit edilmiştir (Çizelge 5.1). CST ile yapılan sıcaklık simülasyon yöntemleri arasındaki sıcaklık farkı, programın hata payı olarak kabul edilmiştir. 20 MeV - 1 mA ve 20 MeV - 1.5 mA için HOM bağlaştırıcılar üzerinde yapılan simülasyon sonuçları (Çizelge 5.1), HOM bağlaştırıcıda belirtilen enerji ve akım değerlerinde ikincil elektron oluşumlarının gerçekleşmeyeceğini bu sebeple birbirine eşit sonuçlar elde edildiğini göstermiştir. Aynı bölgeler için elektron enerjindeki artışın etkisinin araştırılması amacıyla 40 MeV ve 1 mA ile 40 MeV ve 1.5 mA değerleri için yapılan simülasyon sonuçları için 40 MeV ve 1 mA ile 20 MeV ve 1 mA sonuçlarının, 40 MeV ve 1.5 mA ile 20 MeV ve 1.5 mA sonuçlarının birbirlerine eşit olduğu gözlenmiş olup elde edilen simülasyon sonuçları enerji ve elektron akımının 108 artırılmasının HOM bağlaştırıcılar üzerinde ısınma problemi oluşturmayacağını göstermiştir. Simülasyonlar ELBE'de kullanılan HOM bağlaştırıcının malzemesine uygun olarak bakır seçilmiştir. Simülasyon sonuçları ısınma problemi göstermemesine rağmen üreticiden, TARLA için üretilecek HOM bağlaştırıcıların bakır üzeri tek kristal yapıdaki safir ile kaplanmış olarak üretilmesi talep edilmiştir. Çizelge 5.1 Giriş ve HOM bağlaştırıcılar için elde edilen sonuçlar Giriş Bağlaştırıcı Simülasyon Sonuçları Güç (kW) 8 Sıcaklık(K) Güç Kaybı (W/m3) 16 Y1 Y2 Y1 Y2 294.81 293.992 296.52 294.88 1.43x105 7.49x104 2.86x105 1.5x105 HOM Bağlaştırıcı Simülasyon Sonuçları (E= 20 MeV elektron demeti ) Enerji (MeV) 20 Akım (mA) 1 1.5 Sıcaklık(K) İkincil Parçacık Sayısı İkincil Parçacıkların Sönüm Süresi (s) - - 110 ~37 ~1.406*10-10 ~1.074*10-9 TARLA geniş dalgaboyu seçeneği ile diğer mevcut SEL tesislerinden farklı olacaktır. Ayrıca planlanan güncellenmiş parametreleri ile elde edilecek SEL gücü seçenekleri potansiyel kullanıcılar için geniş bir kullanım alanı oluşturacaktır. Tesis aynı zamanda Bremsstrahlung ışıması ile temel ve uygulamalı alanlarda araştırma şansı yaratacaktır. Tesisin 2015 yılının başlarında demet testleri ve deneyler için işletmeye alınması planlanmaktadır. TARLA'nın işletmeye alınması ile elde edilen tecrübeler 2015 yılından sonra kurulması planlanan sinkrotron ışınımı ve SASE SEL tesisleri için büyük önem taşımaktadır. THM kapsamında kurulan ve kurulacak tesislerde tasarım aşamasından başlayarak üretim, kurulum, test ve kullanım aşamalarında yerlilik oranının artması dışa bağımlılığı büyük ölçüde azaltacak ve üretilen katma değer hızla yükselecektir. Bu ise ancak bu 109 teknolojilerin altında yatan temel bilgi ve bilim çalışmalarında gereken bilincin ve bilgi birikiminin artması ile mümkündür. Bu çalışmada ortaya konulan bilgiler ve araştırma sonuçları THM projesi ve ülkemiz için özellikle hızlandırıcının bel kemiği niteliğindeki RF alanların üretimi ve taşınması konusunda büyük bir kazanım olmuştur. Benzer güç kaynakların ülkemizde yerli olarak üretilebilmesi bu çalışmaların ve benzer projelerin yoğunlaşması ile mümkün olacaktır. 110 KAYNAKLAR Aksoy, A., Aksakal, H., Arikan, P., Bilen, B., Karsli, O., Ketenoglu, B., Ozkorucuklu, S., Tapan, I., Tural, M., Yavas, O. and Yildiz, H. D. 2009. The TAC IR FEL Oscillator Facility Project, Free Electron Laser Conference (FEL09), Liverpool, England. Aksoy, A., Çiftçi, A. K., Karslı, Ö., Ketenoğlu, B., Yavaş, Ö. and Sultansoy S. 2008. The Status of Turkish Accelerator Complex Project, EPAC08, Genova, Italy. Aksoy, A., Karslı, Ö. and Yavaş, Ö. 2008. The Turkish Accelerator Complex IR-FEL Project, Infrared Physics and Technology 51, 5, 378-381. Aksoy, A., Karsli, O., Mogulkoc, Y. and Yavas, O. 2008. First Step to Turkish Accelerator Center (TAC): An Infrared Free Electron Laser (IR FEL) Facility, The 30th International Free Electron Laser Conference, Hilton Hotel, Gyeongju, Corea. Aksoy, A., Karslı, Ö., Nergiz, Z., Tekin, S. ve Yavaş, Ö. 2007. THM IR SEL İçin Optik Kavite ve SEL’in Ana Parametreleri, III. Ulusal Parçacık Hızlandırıcıları ve Uygulamaları Kongresi (UPHUK-III) Bodrum, Muğla. Anonim. 2012. Ankara Üniversitesi Hızlandırıcı Teknolojileri Enstitüsü Web Sitesi. http://hte.ankara.edu.tr, Erişim Tarihi: 14.07.2012. Anonymous.2012 HFSS High Frequency Structure http://www.ansys.com, Erişim Tarihi: 03.03.2012. 111 Simulator, HFSS13, Anonymous. 2012 Computer Simulation Technologies, http://www.cst.com, Erişim Tarihi: 09.05.2012. Anonymous. 2012 CST Studio Suite Workflow and Solver Overview 2008, http://www.cst.com, Erişim Tarihi: 12.07.2012. Anonim. 2012. Türk Hızlandırıcı Merkezi Websitesi. http://thm.ankara.edu.tr, Erişim Tarihi: 12.07.2012. Aune, B., Bandelmann, R., Bloess, D., Bonin, B., Bosotti, A. Champion, M., Crawford, C., Deppe, G., Dwersteg, B., Edwards, D. A., Edwards, H. T., Ferrario, M., Fouaidy, M., Gall, P.D., Gamp, A., Gössel, A., Graber, J., Hubert, D., Hüning, M. Juillard, M., Junquera, T., Kaiser, H., Kreps, G., Kuchnir, M., Lange, R., Leenen, M., Liepe, Lilje, M.L., Matheisen, A., Möller, W.D., Mosnier, A., Padamsee, H., Pagani, C., Pekeler, M., Peters, H.B., Peters, O., Proch, D., Rehlich, K., Reschke, D., Safa, H., Schilcher, T., Schmüser, P. Sekutowicz, J., Simrock, S., Singer, W., Tigner, M., Trines, D., Twarowski, K., Weichert, G., Weisend, Wojtkiewicz, J., Wolff, S., Zapfe, K. 2000. Superconducting TESLA Cavities. Physical Review Special Topics - Accelerators & Beams, 3, 092001. Ayvazyan, V. and Simrock, S. 2004. Dynamic Detuning Force Studies in TESLA Cavities, Proceedings of EPAC04, 994–996. Beard, C. 2006. Review of Available Power Sources. Nuclear Instruments & Methods in Physics Research A, 557, 276–279. Ben-Zvi, I. 2006. Review of Various Approaches to Address High Currents in SRF Electron Linacs, Physica C 441, 21–30. 112 Buttig, H. and Arnold, A. 2010. Study of The ELBE RF-Couplers With A New 1.3 GHz RF-Coupler Test Bench Driven by A Resonant Ring, Nucl. Instr. and Meth. A 612 427–437. Campisi, I. E. and Farkas, Z. D. 1985. Superconductors for Pulsed RF Accelerators, Proceedings of PAC85, Vancouver, B.C., Canada. Cooper, R. K. and Carter, R. G. 1992. High Power RF Transmission, CAS RF Engineering for Particle Accelerators, 1, 245–250. Frenzel, L.E. Jr. 2004. RF Power for Industrial Applications. Pearson Education, Inc., Upper Saddle River, New Jersey. Humphries, S. Jr. 1999. Principles of Charged Particle Acceleration. Field Precision, Albuquerque, New Mexico. Juntong, N. and Jones, R. M. 2011. HOM and FP Coupler Design for the NLSF High Gradient SC Cavity. Proceedings of IPAC11, 325–327. Karaaslan, M. 2009. Negatif Kırılma İndisli Meta-Malzemelerin Elde Edilmesi, Çukurova Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Fizik Anabilim Dalı Doktora Tezi, Adana. Karslı, Ö., Aksoy, A. and Yavaş, Ö. 2011. The RF Power Source System for TAC IRFEL Facility, Balkan Physics Letters, 19, 191030, 262-268. Karsli, O and Yavas, O. 2006. The Parametrization of IR-FEL Oscillator as TAC Test Facility, 4 th International Student Conference of the Balkan Physical Union (BPU–4), Bodrum, Muğla. 113 Karslı, Ö. ve Yavaş, Ö. 2005. TAC Test Laboratuvarı Olarak Kızıl Ötesi Serbest Elektron Lazeri (IR-SEL), Türk Fizik Derneği Uluslararası Fizik Kongresi (TFD23), Muğla. Katalev, V. and Choroba, S. 2004. Tuning of External Q and Phase for The Cavities of A Superconducting Linear Accelerator. Proceedings of LINAC04, 724–726, Lübeck, Germany. Katalev, V. and Choroba, S. 2006. Waveguide Distribution Systems for The European XFEL, Proceedings of EPAC06 1286–1288. Koçaslan, A. 2008. Sonlu Farklar Yöntemi ile Çok Yüksek Frekanslı Elektromanyetik Dalga Alanı Hesabı, Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Jeofizik Mühendisliği Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, Ankara. Lehnert, U. 2002. The Radiation Source ELBE at the Research Center Rossendorf, Electron-Photon Interaction in Dense Media, NATO Science Series 49 313– 319. McIntosh, P. 2006. Development of a Prototype Superconducting CW Cavity and Cryomodule for Energy Recovery, Proceedings of EPAC06, 436–438. McIntosh, P. 2007. SRF Activities at Daresbury, Cockcroft Science Advisory Committee Meeting, November 26 -27. Mete, Ö., Karslı, Ö. and Yavaş, Ö. 2006. An Optimization Study of an Oscillator FEL as TAC Test Facility European Particle Accelerators Conference, EPAC06, June/26-30/2006, Edinburgh, İngiltere. 114 Neil, G.R. 2003. FEL Oscillators. Proceedings of the Particle Accelerator Conference 181–185. Özkorucuklu, S. and Aksoy, A. (Eds.), 2011. The Technical Design Report of Turkish Accelerator and Radiation Laboratory at Ankara (TARLA), Internal Report. Reece, C.E. 2003. Design and Construction of The Prototype Cryomodule Renascence for The CEBAF 12 GeV Upgrade, SRF2003, Lübeck, Germany. Reece, C.E. 2005. A 100 MV Cryomodule for CW Operation, SRF2005, Cornell University, Ithaca, New York, USA. Scanlana, R.M. 1996. Review of The Status of Superconducting Accelerator and Detector Magnets at Extremely High Fields. Nuclear Instruments and Methods in Physics Research A, Vol.380; PP. 544–554. Schmüser, P. 2002. Superconductivity in High Energy Particle Accelerators, Progress in Particle and Nuclear Physics 49, 155–244. Schmüser, P. 2003. Basic Principles of RF Superconductivity and Superconducting Cavities. CAS-CERN Accelerator School: Intermediate Course on Accelerator Physics, 183–202, Germany. Padamsee, H., Knobloch, J. and Hay, T. 2008. RF Superconductivity for Accelerators. Wiley Series in Beam Physics and Accelerator Technology, p. 515, Ithaca, New York. Petersen, B. 2003. High Gradient CW Modules for FEL/Standard Modules, SRF2003, Lübeck, Germany. 115 Yavaş, Ö. 2001. Turkic Accelerator Center (TAC) Proposal. 1st Helenic-Turkish International Physics Conference, Bodrum-Türkiye, Kos- Greece. Abstracts Book, p. 131. Yavaş, Ö. 2001. 4. Nesil Işınım Kaynakları Olarak Serbest Elektron Lazerleri. I. Ulusal Parçacık Hızlandırıcıları ve Uygulamaları Kongresi (UPHUK I), TAEK, Ankara. Web Sitesi: http://www.taek.gov.tr/uphuk1, Erişim Tarihi: 25.09.2005. Yavaş, Ö. 2002. Serbest Elektron Lazeri Üretiminde Parametre Optimizasyonu. Fırat Üniversitesi, Fen ve Müh. Dergisi 14 (1), 139-144 Yavaş, Ö. 2004. Türk Hızlandırıcı Kompleksi Projesi. II. Ulusal Parçacık Hızlandırıcıları ve Uygulamaları Kongresi (UPHUK II), ATO, Ankara. Web Sitesi: http://www.taek.gov.tr/uphuk2, Erişim Tarihi: 07.10.2005 Yavaş, Ö. 2005. Türk Hızlandırıcı Merkezi Projesi: Geçilen ve Kalan Yolun Haritası. 23. Ulusal Fizik Kongresi (TFD23), Muğla Üniversitesi. Yavaş, Ö. 2011. Turkish Accelerator Center (TAC) Project: The Status and Road Map, 2nd International Conference on Particle Physics (ICPP-II), Doğuş University, Istanbul, TURKEY Yee, K.S. 1966. Numerical Solution of Initial Boundary Value Problems Involving Maxwell’s Equations., IEEE Trans. Antennas and Propagat., AP-14, 3, 302307. 116 Yiğit, Ş. 2004. TAC SASE-SEL Projesi: Parametrizasyon ve Ön Tasarım. II. Ulusal Parçacık Hızlandırıcıları ve Uygulamaları Kongresi (UPHUK II). ATO, Ankara. Web Sitesi: http://www.taek.gov.tr/uphuk2 Erişim Tarihi: 18.11.2005. Wilson, E. 2001. An Introduction to Particle Accelerators. Oxford University Press ISBN 0 19 850829 8, 252, New York. Zavadtsev, A., Zavadtsev, D., Kutsaev, S. and Kravchuk, L. 2009. Solid State High Power RF System for Superconducting Cavities. Proceeding of PAC09, 1042–1044, Vancouver, BC, Canada. Zolfghari, A. MacGibbon, P., and North, B. 2004. Comparison of Klystron & Inductive Output Tubes (Iot) Vacuum-Electron Devices for RF Amplifier Service in Free Electron Laser. Proceedings of EPAC04, 1093–1095. 117 ÖZGEÇMİŞ Adı Soyadı : Özlem KARSLI Doğum Yeri : Kırıkkale Doğum Tarihi : 04.11.1977 Medeni Hali : Bekar Yabancı Dili : İngilizce Eğitim Durumu (Kurum ve Yıl) Lise : Sincan Lisesi, 1994. Lisans : Hacettepe Üniversitesi Fizik Mühendisliği, 1999. Yüksek Lisans: Ankara Üniversitesi Disiplinlerarası Adli Tıp Fizik İncelemeler ve Kriminalistik (2005) Ankara Üniversitesi Fizik Mühendisliği (2006) Çalıştığı Kurum/Kurumlar ve Yıl Jandarma Genel Komutanlığı Kriminal Daire Başkanlığı, 2002 - 2011 Ankara Üniversitesi Hızlandırıcı Teknolojileri Enstitüsü, 2011 - ... 118 Yayınları (SCI ve diğer) Karsli, O., Yavas, O. and Dogan, M. 2012. Design of L Band 20 kW High Power Solid State Amplifier for TARLA / TAC Project, 3rd International Congress on Radiation Physics and Chemistry of Condensed Matter, High Current Electronics and Modification of Materials with Particle Beams and Plasma Flows, Abstract (2012) 203–204, Tomsk-Russia. Karsli, O. and Yavas, O. 2012. A Design Study on High Power RF System for theTARLA Facility of TAC, Nuclear Instruments and Method in Physics Research A, 693, 215–219. Karsli O., Aksoy, A. and Yavas, O. 2011. RF Power Source Systems for TAC IR FEL (TARLA) Facility. Balkan Physics Letters, 19, 191030, 262–268. Karsli, O. and Yavas, O. 2010. RF Power Source Systems For TAC IR FEL Facility, 4. Ulusal Parçacık Hızlandırıcıları ve Uygulamaları Kongresi (UPHUKIV), Bodrum, Muğla. Karsli O. 2010. Machine Printer Examinations on Fingerprint Developed Documents, European Document Experts Business Meeting, Dubrovnik, Hırvatistan. Aksoy, A., Aksakal, H. P. Arikan., Bilen, B., Karsli, O., Ketenoglu, B., Ozkorucuklu, S., Tapan, I., Tural, M., Yavas, O. ve Yildiz, H. D. 2009, The TAC IR FEL Oscillator Facility Project, Free Electron Laser Conference (FEL09), Liverpool, England. Aksoy, A., Karsli, O. and Yavas, O. 2008. The Turkish Accelerator Complex IR-FEL Project, Infrared Physics and Technology 51, 5, 378-381. 119 Aksoy, A., Ciftci, A. K., Karsli, O., Ketenoglu, B., Yavas, O. and Sultansoy, S. 2008. The Status of Turkish Accelerator Complex Project, EPAC08, Genova, Italy. Aksoy, A., Karsli, O., Mogulkoc, Y. and Yavas, O. 2008. First Step to Turkish Accelerator Center (TAC): An Infrared Free Electron Laser (IR FEL) Facility, The 30th International Free Electron Laser Conference, Hilton Hotel, Gyeongju, Corea. Yavas, O., Cenger, Y., Ketenoglu, B., Karsli, O., Tekin, S. and Tural, M. 2008. Turkish Accelerator Center IR FEL and Bremsstrahlung Project, V. Avrasya Konferansı Nükleer Bilimler ve Uygulamaları, TAEK, Ankara. Aksoy, A., Ciftci, A.K., Karsli, O., Kasap, E. and Yavas, O. 2007. A National Infrared Free Electron Laser Facility and Its Research Potential in Nanotechnology, NanoTR- III Konferansı, 11 - 14 Haziran 2007, Bilkent Üniversitesi, Ankara. Karsli, O. and Yavas, O., 2007. The Turkish Accelerator Complex IR FEL Project, WIRMS2007, 4th International Workshop on Infrared Microscopy and Spectroscopy with Accelerator Based Sources, Awaji Island, Hyogo, Japan. Aksoy, A., Karslı, Ö., Nergiz, Z., Tekin, S. and Yavaş, Ö. 2007. THM IR SEL İçin Optik Kavite ve SEL’in Ana Parametreleri, III. Ulusal Parçacık Hızlandırıcıları ve Uygulamaları Kongresi (UPHUK-III) Bodrum, Muğla. Cenger, Y., Karslı, Ö., Kaya, Ç., Tekin, S., Tural, M. and Yavaş, Ö. 2007. Türk Hızlandırıcı Merkezi Kızılötesi Serbest Elektron Lazerinin Uygulama Alanları ve Ar-Ge Potansiyeli, III. Ulusal Parçacık Hızlandırıcıları ve Uygulamaları Kongresi (UPHUK-III), Bodrum, MUĞLA 120 Mete, Ö., Karslı, Ö. and Yavas, O. 2006. An Optimization Study of An Oscillator FEL as TAC Test Facility European Particle Accelerators Conference, EPAC06, June/26-30/ 2006, Edinburgh, İngiltere. Karsli, O. 2006. Analysis of The Blue Ballpoint Inks on The Documents That Are Exposed to The Different Physical Conditions by Spectroscopic Methods and Thin Layer Chromatography, Helsinki, Finlandiya. Karsli, O. and Yavas, O. 2006. The Parametrization of IR-FEL Oscillator as TAC Test Facility, 4 th International Student Conference of the Balkan Physical Union (BPU-4), Bodrum, Muğla. Karslı, Ö. and Yavaş, Ö. 2005. TAC Test Laboratuvarı Olarak Kızıl Ötesi Serbest Elektron Lazeri (IR-SEL), Türk Fizik Derneği Uluslararası Fizik Kongresi (TFD23), Muğla. 121