ATILIMCILAR OCAGI.COM MAHMUT TOPRAKÇIOÐLU CUMHURÝYET VE DEMOKRASÝ SEMPOZYUMU Onaylayan Salý, 27 Mart 2007 ATILIMCILAR DERNEÐÝCUMHURÝYET VE DEMOKRASÝ SEMPOZYUMU 20-21 EKÝM 1998 MAHMUT TOPRAKÇIOÐLU (Gazeteci-Yazar) - Çok teþekkür ederim Sayýn Baþkaným.Sayýn Baþkan, sayýn konuklar; 20 nci Yüzyýl dünya insan ailesini der etkileyen ve sýk deðiþimlerin yaþandýðý bir olaylar dizini olarak tarihteki yerine aldý. Bu yüzyýlda iki büyük cihan harbi yaþandý v dünyanýn siyasi haritasý yeniden çizildi. Ýmparatorluklar yerlerini milli devletlere terk ettiler. Yine bu yüzyýlda dünyanýn gördüðü komünist devlet ve imparatorluk, Sovyetler Birliði kurulup, ömrünü bir asýr dahi sürdüremeden yýkýlýp, gitti. Ýnsanlýk âleminin kadar duraðan sayýlabilecek yaþadýklarýnýn hýzlý bir þekilde deðiþime uðramasýnýn temelinde ne vardý? Bu soruya vereceðim tamamlamak üzere olduðumuz 20 nci Yüzyýlýn, 21 inci Yüzyýla aktardýklarýný ve yansýmalarýný, algýlamamýzý ve olumsuz etk tedbirler almamýzý da kolaylaþtýracaktýr. Kitle iletiþim ve ulaþým araçlarýnýn hýzý ve kapasitelerinin olaðanüstü artýþý, dünyaný yerinde meydana gelen olayý lokal veya yerel olmaktan çýkartmýþ, siyasal ve ekonomik etkileþimiyle tüm dünya ailesini alakadar eder duruma getirmiþtir. 21 inci Yüzyýla aktarýlan önemli bir geliþme de geleneksel savunma mekanizmalarýný devre dýþý býrakan bir olayla karþý karþý olmamýzdýr. Uydulardan yayýn yapan televizyonlarýn milli sýnýrlarý ortadan kaldýrdýðýna þahit olmaktayýz. Ekonomilerini savaþ tehdidiyle besleyen, geçmiþin süper devletleri üzerindeki koruma kalkanlarý kalkmýþ, spekülatörlerin bir cümlesiyle ekonomileri topyekün savaþtan çýkmýþçasýna çöküntüye uðramýþtýr. Bu dönemde yeni çaða ayak uyduramayan, siyasal düzenlerini þok ya karþý düzenleyemeyen ve bunun için yapýsal sistemleri kuramayan devletlerin, siyasal sýnýrlarýný da koruyamadýklarý, Sovyetle Birliði örneðinde olduðu gibi kaçýnýlmaz olacaktýr.Devletleri parçalanmaktan ve belirsizlikten, milletleri huzursuzluktan koruyacak çare nedir? Birey ve toplum için yaþamak, her þeyden önce ve her þeyin üstünde bir sorun çözme sürecidir. Biraz önce söylemiþ tehlikelerden korunmanýn tek çaresi ise, sorun çözmeye uygun, toplumsal yapýnýn geliþtirilmesini saðlamaktýr. Bunun yolu karþ önerilerin engellenmeden ortaya atýlmasýna, bunlarýn eleþtirilmesine, sonra da eleþtirilerin ýþýðýnda bunlarda gerçek deðiþiklikl yapýlmasýna izin veren bir toplum biçimidir. Bu yapýda teþkilatlanmýþ bir toplumun, baþka türlü örgütlenmiþ bir topluma oranla meselelerini çözmekte daha etkili ve dolayýsýyla üyelerinin amaçlarýna eriþmekte daha baþarýlý olacaðýna inanmaktayým. Peki toplum oluþmasý, gerçek demokrasinin kurulmasý için yeterli midir? Tek baþýna böyle bir oluþum, sýnýrsýz hürriyet kullanma ha gerçek hürriyeti yok edeceði paradoksunda olduðu gibi, toplumda arzu edilen istikrarý ve düzeni yok etmez mi? Evet, bu tehlike vardýr. Bu tehlikeyi önlemenin yolu devlet yapýsý içinde özgür ve tarafsýz, kamu adýna denetleyici kurumlarýn oluþmasýný saðla Bu cümlemizi açmak için, buraya kadar anlattýklarýmýn ýþýðý altýnda günümüz Türkiye'sinde yaþadýklarýmýzý yorumlamak istiy yýlýn açýlýþ törenlerinde yapýlan konuþmalarda, Yüksek Mahkeme Baþkanlarýnýn "yurdumuzda yargý üzerinde baský vardýr" s ifadesini bulan serzeniþlerine þahit olmaktayýz. Baskýya maruz kalmadan tarafsýz çalýþma yapmasý gereken bir kurumun, bu pozisyonunu korumasýna sistem müsaade etmiyorsa, bu ülkede demokrasinin varlýðýndan söz etmek mümkün müdür? 19 uncu klasik sosyologlarýndan Parito'un ortaya koymuþ olduðu tanýmlardan biri de, toplumsal harekette yatay mobilitedir. Yatay mobilite þudur: Devleti yöneten elitlerin kendi aralarýndaki görev deðiþikliði, yani sistem ayný kalmak kaydýyla, göreve yeni gelen farklý davranmalarýndan dolayý toplumsal hayatta deðiþim beklentileri. Biz bunlarý Milli Güvenlik Kurulu toplantýlarýnýn ardýnda 30 Aðustos'ta meydana gelen ordu içindeki görev deðiþikliklerinde yaþadýk. Demokrasi demeye dilimizin varmadýðý, mevcut düz içerisinde yapýsal hiçbir deðiþiklik yapýlmadýðý halde, Cumhuriyetimizin kumcusu Ulu Önder Atatürk'ün ulaþmamýz için bize hed oluðu muasýr devletlerin 19 uncu Yüzyýlda baþýndan geçenler, milletimize 21 inci Yüzyýlýn eþiðine geldiðimiz bu yýllarda yaþatý görüldü.Bugün burada Cumhuriyetimizin 75 inci kuruluþ yýldönümünde, demokrasi ve 21 inci Yüzyýlý tartýþýyoruz. Bu konu, bu d sadece burada tartýþýlmýyor, ülkemizin her yerinde aydýnlarýmýz bu konuyu gündeme getiriyor. Atýlýmcýlar Ocaðý Derneðinin B faaliyetlerine katýlan tüm üyelerini, Cumhuriyet ve demokrasi sempozyumu düzenlemekteki hassasiyetlerinden dolayý kutluyorum. Bu sempozyumun konusu ve adý "Cumhuriyetimizin 75 inci yýlýnda Türk sporu" da olabilirdi veya Türk kültürü veya Türk resmi de olabilirdi. Eðer bu sempozyumun adý ve konusu "Cumhuriyetimiz ve Demokrasi" ise, bu seçim tesadüfi bir seçim deðildir. Varolan ve ülkeyi yönetenlerce yok farz edilen bir problemi masaya yatýrma ve neþter vurma ihtiyacýndan kaynaklanmýþtýr. Kim yapacak, demokrasiyi kim kuracak ve nasýl kuracak9 Bu noktada ifade etmek istediðimi tam karþýlayamad kanaatinde olduðum için, bir kelimeyi düzeltmek istiyorum, "kurmak" fiili. Demokrasi kurulmaz, demokrasi planlayarak da gerçekleþmez. Sözlerimin baþýnda bir toplum örgütlenmesinden bahsetmiþtim, bu karþýt önerilerin engellenmeden ortaya atýlma bunlarýn eleþtirilmesine, sonra da eleþtirilerin ýþýðý altýnda bunlarda da gerçek deðiþikliklerin yapýlmasýna izin veren bir toplum Gerçek demokrasiyi özümseyerek, oluþturulacak olan toplum biçiminin de bu olduðu kanaatindeyim. "Kim yapacak" sorusunun muhatabý ise partilerdir, devlet ve millet arasýnda yasal köprü olan partiler. Milletin taleplerini, devlet mekanizmasýný kullanarak yerine getirmesi gereken partiler. Ülkemizdeki demokrasinin yasal çerçevesini belirleyen, Anayasamýzýn oluþmasýnda ve deðiþmesinde partilerimiz ne kadar etkilidir? Maalesef birkaç Anayasa maddesindeki ufak deðiþikliðin dýþýnda partilerimizin baþa ve bu konuda istekli olduklarýný söylemek de güçtürÜlkemizdeki tüm Anayasa deðiþiklikleri,, askeri darbelerin arkasýndan gerçe olup, darbecilerin istek, tavsiye ve sipariþleri üzerine yapýlmýþtýr. Yapýlan her Anayasada, darbe yapma kabiliyeti olanlarýn bu hakký da saklý tutulmuþtur. Kamuoyunca 28 Þubat süreci olarak adlandýrýlan bu dönemin tek olumlu yaný ise, ilk sivil Anayasa taslaðý olarak tarif edilebilecek bir çalýþmanýn kamuoyunda tartýþýlmaya açýlmýþ olmasýdýr. Bu da Doðru Yol Partisi ve onun G Baþkaný Sayýn Tansu Çiller tarafýndan kamuoyuna "ikinci demokrasi programý" adýyla sunulan demokratikleþme paketidir. Kamu politikasýný oluþturmak için kurulmuþ olan partilerin bir kýsmý kendilerini iktidara getiren otoriteye mutlak bir teslimiyet için girmiþ, bu programý görmezlikten gelmeye çalýþmaktalar. Halbuki kendilerine sorulan "bu þartlar altýnda meselelerin çözümü için konulan bu programa karþý önerileriniz nelerdir" sorusuna ise, mahcubiyet dolu koskoca bir sessizlikle cevap vermekteler. Parlamentonun gündeminde olmayan bu konu, aydýnlarýmýz tarafýndan burada olduðu gibi tartýþýlmaya devam edilmektedir.Sa konuklar, demokrasilerin vazgeçilmez, olmazsa olmaz þartý seçimdir. Demokrasinin etkili olmasý isteniyorsa, Hükümetlerin seçim ve iktidardan uzaklaþmayý da göze almalarý gerekir. Bu toplantýnýn yapýldýðý bu saatlerde Meclis çoðunluðuna bile sahip olma Baþbakanýn ve bir parti liderinin kapalý kapýlar ardýnda baþbaþa vererek, "seçim yapýlmasýný nasýl önleriz"e cevap aramalarý http://atilimcilarocagi.com/tr Joomla! ile Güçlendirilmiþtir Oluþturan: 10 October, 2017, 18:34 ATILIMCILAR OCAGI.COM talihsizlikle karþý karþýya olduðumuzun da ispatýdýr. Her þeye raðmen ben mutluyum, ben Türkiye'nin bu badireleri de atlatarak, demokrasiyi oluþturacaðýna caný gönülden inanýyorum. Bu inancýmý besleyen güç, iki gündür burada yaþananlar ve ülkenin ay iþe inanarak tavýr koymalarýdýr.Sözlerime burada son verirken, baþta Atýlýmcýlar Ocaðý Baþkaný Sayýn Cengiz Pirinçci olmak sempozyumun hazýrlanmasýnda emeði geçen tüm üyelere, katýlýmcýlara ve beni dinleme nezaketini gösteren siz konuklara çok teþekkür ediyor, saygýlar sunuyorum. (Alkýþlar) http://atilimcilarocagi.com/tr Joomla! ile Güçlendirilmiþtir Oluþturan: 10 October, 2017, 18:34