hz. muhammed. evrensel mesajı

advertisement
1l-G. l L/L
HZ. MUHAMMED.
VE
EVRENSEL MESAJI
SEMP02YUMU'
20-'22 NİSAN 2007
)'ayına Hazırlayari
Doç. Dr. Mahfuz Söylemez
·ruı' ·ı~e t11Vatıet
vmm
hılüm AN\~mm!\lim Maı·k@:ııi
Küt!.i!'lhi!Mfll
Tas. No:
2-C)J. . 5 2_
\,..-\ A :t_ . 'tl\
· İslami İlimler Dergisi Yayınlan
Aralık
2007
.
İsliimi İlimler Dergisi Yayınlan: 2
İslfuni İlimler Dergisi Yayınlan
Dizgi Kapak: İslfuni İlimler Dergisi
Baskı, kapak baskı, cilt: Özkan Matbaacılık
Birinci Basım: Aralık 2007
ISBN: 978-975-98073-3-7
İsliimi illm.ıer Dergisi Yayınlan
Yeniyol Mahallesi l.Gazi Sok. No:9/2 ÇORUM
Web: islamillimlerdergisi.com
Tif: o 364 224 81 18
'
e-posta: islami_ilimlerdergisi®yahoo.com
Her yazının dil ve bilimsel sorumluluğu yazarına aittir.
HZ. PEYGAMBER'DE İNSAN SEVGisi
Ferhat KOCA"
I. GİRİŞ YERİNE: İNSAN NEDiR?
İnsan, akıl ve şuur sahibi, en üstün canlı varlık yani eşref-i mahlükat
demektir. İnsan felsefi antropolojide, "bilen, yapıp eden, öngören, tavır takı­
nan, değerlendiren, kendisini bir şeye verebilen, çalışan, eğiten, eğitilebilen,
inanan, seven, konuşan, sanat icra eden, devlet kuran ... h ür bir varlık" olarak
tanımlanmıştır.
İnsan, Arapça, "ins" kökünden türemiş bir kelime olup, bu türün erkek
ve dişi bütün fertlerine insi/enesi veya insan adı verilir. Bazı dilbilimciler,
insan kelimesinin Arapçada "alışmak, uyum sağlamak" manasma gelen "üns"
kökünden türediğini ve ona, hemcinsleriyle birlikte uyum içerisinde yaşama'­
sı sebebiyle "insan" adının verildiğini ileri sürmüşlerdir. Bu görüş, insanın
yaratılış bakımından sosyal bir varlık olduğu gerçeğine uygun düşen bir yaklaşrmdır. Bazı dilbilimciler ise, insan kelimesinin, Arapçada "unutmak" manasma gelen "nesy" kökünden, "insiyan" şeklinde türediğini savunınuşlardır. Bu
iddiayı ileri sürenlere göre, "unutmak" ile "insan" kelimesi arasındalci ilişlci,
insanoğlunun, yaratılışı sırasında Cenabı Hakk'a verdiği söz ve ahdi dünyada
unutarak sorumsuz bir biçimde yaşamış olmasıdır. 1
İnsan kelimesi yerine bazen "beşer" kelimesi de kullarıılmaktadır. Beşer
sözlükte, "dış dert, derinin dış kısmı, çıplak yüzü" manalarma gelir. İnsanoğ­
lu, hayvanlar gibi tüylü olmayıp çıplak bir cilde sahip bulunduğu için ona
"beşer" adı verilmiştir. 2
Kuran-ı
Kerim'de insan ve beşer kavramlan bazen birbiri yerine kullaolmalda birlilcte, özellikle insan kavramının beşer kavramından daha
geniş bir anlam örgüsüne sahip olduğu görülmektedir. Kuran, ilahi mesajın
muhatabı olarak insanı görmüş ve ona hitap etmiş, beşer kavramını ise daha
ziyade insanın biyolojik veya hayvani yönlert hakkında !rullanmıştır.
nılmış
Kuran-ı
Kerim'de 65 yerde insan, ıs yerde ins, ı yerde insi, ı yerde enasi,
230 yerde nas (insanlar), 37 yerde ise "beşer" kelimesi geçmektedir.
Sevgi ise, insanı bir şeye veya bir kimseye karşı yakın ilgi ve bağlılık göstermeye yöneiten duygu, aşk ve muhabbettir. Soyut bir kavram olan "sevgi",
2
Prof. Dr. Ferhat Koca. Hitit Ünv. İlah!yat Fakültesi. e-mail: ferhatkoca@yahoo.com
İbn Manzür, Usiinü'l·Arab, Beyrut 1410/1990, Daru Siidır, vı. 10-ıı: ·ens" md.; Riigıb el-İs­
fehiini. el-Müfredat. İstanbul 1986, Kahraman Yayınlan. s. 34. "!ns" md.
Riigıb el-İsfehiini, age... s. 62. "bşr" md.
'
48
Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı
"sevme duygusu" olarak ortaya çıkar. Sevgi, insanlar
bir vasıtadır.
arasında
Sempozyıımu
huzur ve mut-
luluğu sağlayan birleştirici
Sevgi dolu bir ilişkinin temelinde dürüstlük, karşılık beklememek ve farldı­
gibi birtakım ahlaki ilkeler yatar. Böyle bir ilişkide
bütün iletişim kanalları açılrtır. İyi söz ve düşünceler en yüksek sayıya, kötü
sÖz ve zanlar ise en aza iner.
Iıkları anlayışla karşılamak
II. İSLAM'DA İNSAN VE DEÖERİ
İslam'da
insan, ruh ve beden bütünlüğü içerisinde ele alınmıştır. O ne yalnızca beden, ne yalnızca ruh, ne de yalnızca akıldan ibarettir; insan, bütün bu
unsurların bileşkesinden meydana gelmiştir.
Kuran-ı Kerim'de insanın en mükemmel bir şekilde yaratıldığı (et-Tin,
95/4) ve onun diğer bütün carılılardan üstün tutulduğu belirtilmiştir (el-İsnl,
ı 7 /70). Allah insana kendi ruhundan üflemiş (el-Hicr, 15/29; Sad, 38/72) ve
ona eşyanın isimlerini öğreterek (el-Bakara, 2/31) varlık şemasını kavratmış
ve halifesi olarale yeryüzüne göndermiştir (el-Bakara, 2/30).
İnsanın
bütün bu üstün nitelikleri yanında cahillik, acelecilik, zalimlik,
dayanamamak, narılcörlük, gözü doymazlık, cimrilik, şımarıklık,
bozgunculuk, geçici haziara düşkünlük, umutsuzluk, unutkanlık, böbürlenme, gerçeğe karşı direnme ve inkarcılık gibi birtalum zaaflan da bulunmalctadır. Ancak insan, ahlaki gelişim süreci içerisinde bütün bu zaaflanrıı yenıneyi başarabilir. Bunu başaramadığı takdirde ise o aşağılann en aşağısına
sıluntıya
düşecektir.
İslam'ın bütün mesajları insana yöneliktir. Bu sebeple İslam düşüncesinin
temel disiplinlerinden olan Kelam ilmi insanı, Allah-kul ilişkisi açısından ele
alınış ve bu ilişkiyi kulların fiilleri, kader ve özgürlüğü yönünden açıklamaya
çalışmıştır. Fıluh ilmi insanı, Allah ile, diğer insanlarla ve tabiat ile olan ilişki­
sindeki yetki. görev ve soruınlululdarı balamından ele almıştır. İslam felsefesi
ınsanın metafizik boyutunu, biyopsişik yapısını, bir akıl ve irade varlığı olarak
ınsanın mahiyetini incelemiştir. Tasavvuf ise insan-ı kamil kavramı üzerinde
yoğunlaşmıştır. Tasavvuf doktrinine göre kamil insan, hem ilahi tecellinin en
yetltin mazharı hem evrensel insan idesi hem de illemin var edilişindelti asıl
gayedir.:'
İnsan
alemin özüdür ve bu alemde ne varsa. insanda onun bir benzeri varGündüzün aydınlığı, gecenin karanlığı, havamn inceliği, suyun berraklığı,
ateşin yalucılığı, toprağın veriınliliği, taşın sertliği, gülün nazenirıliği, aslanın
cesareti, tilltinin kumazlığı ... Hasılı insanoğlu bütün bu niteliklere sahip bulunmalctadır ve bu nitelikler sayesinde o melelderden daha üstün bir derecedır.
3
İlhan Kutluer. ·iı:ısan·, DİA. XXII. 3~3.
Kur'an'a Göre Hz. Muhammed
bir derekeye de düşebilir. "Beşeri
burada yatmaktadır. Evrende her varlık ne
ise odur; varlığın özel bir dÜzeyirıe yerleştirilmiştir. Yalnız insan, insan olmaya
son verebilir. O, varlığın (vücud) bütün derecelerinin üstüne çıkabileceği gibi,
en aşağılık yaratıkların düzeyiriden daha da aşağıya düşebilir. "4
ye
çıkabileceği
49
gibi,
şeytandan ğaha aşağı
mevkiirı· ciddiyet ve büyüklüğü işte
İslam insana üç yönden değer vermiştir:
Birincisi: Her şeyden önce insan, insan olması sebebiyle tabii bir değere
sahiptir·. Bu konuda Kuran-ı Kerim'de, "And olsun Id biz, insanoğullarını şe­
refli laldıle, onların lcarada ve denizde gezmesini sağladıle; temiz şeylerle onlan nzılclandırdıle; yarattılelarımızın pele çoğundan onlan üstün laldıle" (el-İsra,
17 /70) denilmiştir. Temel insan haklarını ve dokunulmazlıklanm ifade eden
bu değer, üstünlüklerin en genel ve en sürekli olamdır. İnsan bu üstünlüğe
ana rahmine düşmesinden itibaren sahip olur ve onun için herhangi bir karşılık ödemez. Bu değeri sebebiyle bütün insanlar herhangi bir dil, din, ırk,
renk, coğrafya farklılığına bakılmaksızın kanlan alatılınaktan, ırzlan tecavüze
uğramaktan, vicdanlan baskı altına alınmaktan ve mallan gasp edilmekten
korunın uştur.
İkincisi: İnsan, inancı
te üstün
olmasım sağlar.
sebebiyle değerlidir. Bu değer onun izzet ve şeref­
"Allah içinizden
inanmış
olanlan ve kendilerine ilim
verilenleri dereceler/e yükseltir (el-Mücadele. 58/1 I). "Asıl üstünlük Allah'm,
peygamberinin ve inananlanndıf' (el-Müiüifikün, 63/8), "İnanan bir lcöle, hoşunuza gitmiş
olsa da puta tapan bir ericeleten daha iyidir'' (el-Bal>:ara, 2/221)
ayetleri, inanç sebebiyle insanların elde edebilecekleri üstünlüğü göstermektedir. Ne güneşe ne aya, ne bir toteme ne bir beşere, ne bir hacere ne bir şece­
re tapmayan ve aleınlerin gerçek sahibi ve yaratıcısına yönelen bir insan, bu
inancı sayesinde Allah katında en yüksek şerefe kavuşacal>:tır.
Üçüncüsü: İnsan, kendi çalışma ve gayreti sebebiyle değerlidir. Şu ayet ve
hadisler, çalışmayla elde edilebilecek bu değer ve üstünlüğe işaret etmektedir: "Herlcesin, yaptıidan işlere göre dereceleri vardrr' (el-En'fun, 6/ 132); "Kim
(Allah'ın huzunma) iyililcle gelirse. ona getirdiğinin on lcatı vardır. Kim de lcötülülcle gelirse, o sadece getirdiğinin dengiy/e cezalandırılır' (el-En'am, 6/160);
"Mallarını Allah yolunda
üzere yedi başale
siz Allah sizin dış
sarf edenlerin durumu, her başağında yüz tane olmale
veren tanenin dıırumu gibidir'' (el-Bakara, 2/261); "Şüphe­
görünüşüniize ve mallarınıza balcmaz. falcat lcalplerinize ve
amellerinize balcar'' (Müslirn. "Birr", 34).
m. HZ. PEYGAMBER'DE İNSAN SEVGisi
Tabii varlığı, inancı ve çalışması sebebiyle çeşitli üstünlük derecelerine sahip
olan insan, kendisini ancal>: bir toplum içerisinde gerçeldeştirebilir. Bu sebep4
Seyyid Hüseyin Nasr. İslam; İdealler ve Gerçekler. tre. Ahmet Özel. İstanbul 1996. s. 31.
Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı Sempozyumu
50
le de insan, toplumsal bir varlık olarak nitelenrniştir. Bir toplumda huzurun,
mutluluğun olabilmesi ve hayatın güzelleşebilmesi için ise, öncelikle insanlar
arasında karşılıklı sevgi. saygı, iyi niyet ve samirniyetın hakim olması gerekir.
Kuran-ı Kerim'de insanların aynı kökten ve bir ana ve babadan meydana
geldikleri belirtilerek, insanlar arası ilişkide karşılıklı sevgi ve saygının esas
alınması öğütlenmiş, "Doğrusu biz sizi bir ericele ile bir dişiden yarattılc' (el-Hucurat, 49/13), "Müminler aneale lcardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını
düzeltin" (el-Hucurat, 49/ 10) denilmiştir. Aynı şekilde, ailenin temelini oluş­
turan anne ve babaya karşı sevgi ve saygı, insarıuı en önemli görevlerinden
biri olarak sayılmış ve "Biz, insana, ana-babasına iyi davranmasını tavsiye
etmişizdir'' buyrulmuştur (el-Ankebüt, 29/8).
Kuran'da bir insanı öldüren bütün insanlan öldürmüş, bir insarıuı hayatı­
m kurtaran da bütün insanların hayatım kurtiırmış gibi değerlendirilmiş (elMiiide, 51 32), iman edip de insanlar için yararlı iş yapanların Allah tarafından
diğer insanlara sevdirileceği haber verilmiştir (Meryem, 19/96).
Kuran sevgi ile iman arasındaki ilişkiye dikkat çekerek, sevgi ve dostluğun ·
aneale Allah için ve yine onun nzası doğrultusunda olması gerektiğini belirtmiştir (bk.el-Mücadele, 58/22; el-Mümtehine, 60/1).
Kuran-ı Kerim'de, ·insanlarda mevcut bulunan sevgi ve muhabbet duygusu, bizzat Cenabı Halck'ın varlığının bir delili olarak kabul edilmiştir:
"İçinizden, Ice ndileriyle luızura lcavuşacağmız eşler yaratıp; aranızda sevgi ve rahmet .
var etmesi, O'nun
vardır'
varlığinm
belgelerindendir. Bunlarda,
düşünen
millet
içirı
dersler
(er-Rüm, 30/21).
"Ve (Allah} onlann kalplerini birleştirmiş tir. Sen yeryüzünde bulunan her şeyi verseydin, yine onlanrı gönüllerini birleştiremezdin, falcat Allah onlann aralannı bulup (sevgi
ile} lcaynaştırdL Çünkü o, mutlak galiptir, hikmet sahibidir" (el-Enfal, 8/63).
Kuran-ı
yapılarak,
Kerim'de sevginin olumlu ve olumsuz bazı tezahürlertne atıflar
müminlerin en önemli vasıflarından birinin insanlan sevmek ve
saymak olduğu
belirtilmiştir:
"O ta/cva sahipleri /ci, bollu/eta da darlı/eta da AUah içirı harcarlar; öjlcelerini yutar-
lar ve insanları a.ffederler. Allah da güzel davranış ta bulunanları sever' (Al-i İmnlıı,
3/134).
Yüce Allall'ın ve alerolerin sevgilisi olan Hz. Peygamber Efendimiz de ortaya koyduğu model davranışlanyla insan varlığına en büyük saygı ve değeri
göstermiştir. Hatta onun peygamber olarak gönderilişindeki temel amaçlard~ biri, insanlık için bir rallmet ve sevgi vesilesi olmaktır. Nitekinı Kuran-ı.
Kerim'de bu konuyla ilgili pek çok ayet bulunmaktadır:
"Biz seni bütün insanlara ancak müjdeleyici ve uyarıcı olarale gönderdi/c; falcai ınsanIann çoğu bunu bflmezleı" (Sebe;, 34/28),
• ··
.... ,_c!r·
.........,....,._,...-.
u
Kur'an'a Göre Hz. Muhammed
51
"(Resulüm!) biz seni aneale dlemlere rahmet olarale gönderdi/C' (el-Enbiya, 21 /107),
"And olsun size lcendinizder.ı bir peygamber gelmiştir lci. sizin sılcuıtıya uğramanız ona
çolc ağır gelir. O size çolc düşkün; müminlere çolc şejlcatlidir, merhametlidir' (et-Tevbe,
9/128),
•Nite/cim Icendi içinizden size ayetlerimizi o/cuyan. sizi lcötülülclerden
Kitab'ı
ve hilcmeti talim edip bilmedilclertnizi size
öğreten
anndıran.
size
bir Resul gönderdi/c" (el-Ba-
kara, 2/151),
"Ey tnsanlar! Size Rabbinizden bir öğüt. gönüllerde/etne bir şifa, mürninler için bir hidayet ve rahmet gelmiştir'
(Yunus, 10/57).
Hz. Peygamber'in insanlarla ilişkisinde, sevgi ve merhamet daima temel
prensip olmuştur. Nitekim bu durum bizzat Cenabı Hak tarafindan da takdir
edilerek şöyle denmiştir:
"O valdt Allah'tan bir rahmet ile onlara
yürelcli
olsaydın,
ğışlanmalan
hiç
şüphesiz
için dua et;
iş
yumuşalc
davran.dm.
etrajindan dağılıp giderlerdi
halelanda onlara
Şu
Şayet
halde
danı.ş. Kararını verdiğin
sen kaba,
orılan
/catı
affet; ba-
zaman da
artıle
Allah'a dayanıp güveTL Çün/cüAllah, Icendisine dayanıp güvenenleri sever" (Al-i İm­
ran, 3/159) .
. Hz. Peygamber insanlara ve insani değerlere zarar verebilecek hususlan son derece etkin bir üslüpla yasaklayarak insanlara karşı saygı ve sevgi
içerisinde yaklaşınayı tavsiye etmiş ve bu konuda kendisi numune-i imtisal
olmuştur. Onun bu konudaki bazı sözleri şöyledir:
"İman etmedilcçe
cennete giremezsiniz. Birbirtnizi sevmedilcçe ise lcdmil mürnin ola-
mazsınız. "5
"Yüce Allah /ayamet gününde
şöyle
der: "Benim azamelim ve itaatim için birbirlertni
sevenler nerede? Onlan gölgemden başica gölge bulunmayan bir gürıde Icendi gölgemde gölgelendireceğim ""
"İşlertn en güzeli, Allah için sevme/c ve Allah için /anama/ctır. " 7
"Müminler, birbtrtni sevmelcte, birbirtne merhamet etme/ete ve her lconuda
maleta bir vücut gibidir. Vücudun herhangi bir organı hastalanınca
diğer
yardımlaş­
organlan da
uylcusuzlu/c ve acıyla bundan rahatsız olup et/dlenirler. "8
"Mümin mürnin için birbtrtni tutan bir yapı gibidir.""
"Sizden biri, kendisi için
istediğini kardeşi
(yahut da
komşusu)
için de istemedilcçe,
gerçe/c mürnin olamaz. " 10
"Müslüman. elinden ve dilinden Müslümaniann emin olduğu ldmsedir."ll
5 · Müslim. "İman", 93.
6 Müslim. "B!rr", 37.
7 Ebü Davüd, "Sünne", 3.
8 Müsllm. "Bir", 66.
9 Müslim_. "Bir", 65; Tlnnlzi. "B!rr", 18.
10 Buhii.ri, "İman", 6; Müslfm. "İman·, 71. 72.
ll Buhii.ri, "İman", 4; Müsllm. "İman·. 65: Ebü Davüd. "Cihad", 2.
Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı Sempozywnu
52
·Komşusu şe ninden
emin olmayan ldmse cennete giremez. " 12
Hz. Peygamber Efendimiz üç defa "Vallahi iman etmiş olmaz" dedi. Ona. "Kim ya
ResuıaUah7' denildi. O da, "Komşusunun şerrtnden emin olmadığı ldşi" cevabım verdi.'3
•Küçüklerimize ·merhamet. büyü/clerimize de saygı göstermeyen bizden değildir. " 14
"Merhamet etmeyene merhamet olunmaz. " 15
"İnsanıara merhamet etmeyene Allah merhamet etmez. •Hi
. "R!flctan (yumuşalclılc) mahrwn oları,
hayırdan
(iyUileten) mahrum olur. "17
"Bir hurmanın yarısı ile de olsa ateşten lcorununuz. Bunu bulamazsanız,
güzel bir söz ile (cehennem ateşinden korunmaya
tatlı
bir dil ve
çalışınız)." 18
"MüSlüman MüSlüman'ın kardeşidir. Ona zulmetmez, zulme de teslim etmez. Kim kardeşinin ihtiyacım
giderirse, Allah da
onwı ilıtiyaçlarmı
giderir. Kim bir
MüSlüman'ın
üzüntüSünü giderirse, Allah da onun kıyamet günü üzüntülerinden birini giderir. Kim
bir MüSlüman'ın ayıbını örterse, Allah da kıyamet gününde onun ayıbını örter. " 19
"Zandan salcmınız. Çünkü zan. söziln en yalruı olaıııdır. (Haber aşırtma/c için) kulale
lcabartmayınız ve tecessilste bulunmayınız. Haset etmeyiniz ve arkadan konuşmayı­
nız. Buğz etmeyiniz. Allah'ın lcuUan, kardeş o1unuz. "20
"Kolaylaştınnız, \zorlaştırmayınız. Müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz. "21
"Allah beni
zorlaştıncı
ve
şaşırtıcı
olarale
değil,
muaUim ve
kolaylaştıncı
olarale gön-
dermiştir. "22
"Ben ıanetçi olarale gönderilmedim Ben aneale rahmet olarale gönderildim " 23
Hz. Peygamber Veda Hutbesi'nde
"Ey insanlar! Bu günleriniz
şehriniz
(Meklce)
nasıl
şöyle demiştir:
nasıl mıılcaddes
ise, bu aylaımız
mübarek bir şehir ise; canıannız,
mukaddes tir; her türlü taarruzdan
nasıl mıılcaddes
mallannız
ve
ırzlarmız
ise, bu
da öyle
nıasundur. "24
Ebu Cehil'in oğlu İkrtme Müslüman olduğu zaman, Hz. Peygamber, "Ebu
Cehl'in oğlu İlerime size muhacir bir milmin olarale gelmektedir. Onun babasını
lcöta sözle anmayınız (lcüftetmeyiniz). Çünkü ölü haleleında lcöta söz söyleme/c,
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
Müslim, "İman·, 73.
Buhfui, "Edeb", 29.
Tirmizi, "B!rr", 15.
Buhfui, "Edeb", 18.
Tinnizl. "Birr". 16.
Beyhaki. es-Sünenü'[·Jcübrd. Beyrut 1414/1994, Daru'l-Kütübfl-İlıniyye, X. 325. hadis m. 20785.
Müslim. "Zekat", 68.
Ebü Davüd, "Edeb", 46.
Buhfui, "Edeb", 57. Farklı lafızlat!a bk. Buhfui, "Edeb", 58; "Vesaya", 8; "Ntkdh", 45;."Feraiz", 2;
Müslim, "B!rr", 28; Tirmizi. "B!rr", 65; Muvatta, "Hüsnü'l-huluk", 15.
Buhfui, "İlim", ll; "Edeb", 80; "Cihad", 164; Müslim, "Cihad", 5; Ebü Davüd, "Edeb", 17.
Müslim, "Taldk", 29.
Müslim, "B!rr", 87.
Zebldi, Tecri&i sarih Tercemesi ve Şer/ıL (tre. Kamil Miras), Ankara 1988, Diyanet İşleri Başkan­
lığı Yayınliın, X. 397.
Kur'an'a Göre Hz. Muhammed
53
diriye eziyet verir" demiştir. 25 İlerime'nin bulunduğu bir mecliste, ashab-ı Idramdan baiıl.arı Ebu Cehil aleyhinde birta/am sözler söyleyince, Hz. Peygamber şu
uyarıda bulunmuştur: "Ölüler sebebiyle dirilere eziyet etmeyiniz. "26
Hz. Peygamber, bir cenaze geçerken ona saygı göstermek amacıyla ayağa
ve kendisine geçen cenazenin bir Yahudi'ye ait olduğu söylenince,
kalkmış
"Ama o bir insan (nejis)
değil
mi?'
cevabını vermiştir. 27
IV. SONUÇ
Yukarıda
nakledilen bazı ayet ve hadislerde tavsiye edilen sevgi ve sayinsanlar arası ilişkilere hakim olduğu takdirde, bu ilişkileri zehirleyen ve
tahrip eden çeşitli zaafla.:İınıizla mücadelemiz çok daha kolay hale gelecektir.
Sağlıklı bir ilişkinin en büyük düşmanları olan bu zaafların kaynağı ise gurur,
kibir, bencillik, menfaatperestlik ve iki yüzlülüktür. Bu tür huylarasahip olan
insanların başkalarını gerçekten sevrneleri veya başkalanmn onları gerçekten
sevmesi hemen hemen imkansız gibi zor bir durumdur.
gı,
İnsanın seviyorsa "saf'; mutluysa "basit", bağışlayıcı ise "zayıf', başkala­
nna güveniyorsa "aptal" ve ahlaki ilkelere bağlı ise "sahte" sayıldığı bir çağ­
da yaşıyoruz. Yine günümüzde, uzaya giden uzay rnekikieri ve astronotlarla
iletişim kurabilmek için birtalum sistemler geliştirildiği halde; anne ile kızın,
baba ile oğlun, işçi ile işverenin, zenci ile beyazın ve hasılı çeşitli sosyal zümre
ve katmanların birbirleriyle iletişimi haklunda yeterli çalışmaların yapıldığını
söylemek zordur. Dolayısıyla, insanların gittikçe birbirlerinden uzaklaştığı ve
kalabalıklar içerisinde yalııızlaştığı, insanlar arasıiletişiminen düşük seviyelere indiği günümüz toplum hayatında birbirimizi tammaya, dinlemeye, anlamaya ve sevmeye ne kadar da muhtacız!
Sözlerime merhum şair Arif Nihat Asya'mn "Dua"
son vermek istiyorum:
Bizi sen sevgisiz, susuz,
adlı şürinden
bir dize ile
havasız;
Ve vatansız bıralrma Allah'ım!
Müslümariıılda yoğrulan yurdu,
MüslümansiZ bıralrma Allah'ım!
25 el-Hakim en-Nisiiburi, el-Mfıstedrelc. Beyrut 1411/1990, Diiru'l-Kütübl'l-İlmiyye, III. 269.
26 Ali el-Mütteki el-Hindi, Kenzıi'l-UmmdL Beyrut 1413/1993. Müessesetü'r-Risiile. XIII. 541.
27 Nesiii. "Ceniiiz". 46.
Download