1l-G. l L/L HZ. MUHAMMED. VE EVRENSEL MESAJI SEMP02YUMU' 20-'22 NİSAN 2007 )'ayına Hazırlayari Doç. Dr. Mahfuz Söylemez ·ruı' ·ı~e t11Vatıet vmm hılüm AN\~mm!\lim Maı·k@:ııi Küt!.i!'lhi!Mfll Tas. No: 2-C)J. . 5 2_ \,..-\ A :t_ . 'tl\ · İslami İlimler Dergisi Yayınlan Aralık 2007 . İsliimi İlimler Dergisi Yayınlan: 2 İslfuni İlimler Dergisi Yayınlan Dizgi Kapak: İslfuni İlimler Dergisi Baskı, kapak baskı, cilt: Özkan Matbaacılık Birinci Basım: Aralık 2007 ISBN: 978-975-98073-3-7 İsliimi illm.ıer Dergisi Yayınlan Yeniyol Mahallesi l.Gazi Sok. No:9/2 ÇORUM Web: islamillimlerdergisi.com Tif: o 364 224 81 18 ' e-posta: islami_ilimlerdergisi®yahoo.com Her yazının dil ve bilimsel sorumluluğu yazarına aittir. HZ. PEYGAMBER'DE İNSAN SEVGisi Ferhat KOCA" I. GİRİŞ YERİNE: İNSAN NEDiR? İnsan, akıl ve şuur sahibi, en üstün canlı varlık yani eşref-i mahlükat demektir. İnsan felsefi antropolojide, "bilen, yapıp eden, öngören, tavır takı­ nan, değerlendiren, kendisini bir şeye verebilen, çalışan, eğiten, eğitilebilen, inanan, seven, konuşan, sanat icra eden, devlet kuran ... h ür bir varlık" olarak tanımlanmıştır. İnsan, Arapça, "ins" kökünden türemiş bir kelime olup, bu türün erkek ve dişi bütün fertlerine insi/enesi veya insan adı verilir. Bazı dilbilimciler, insan kelimesinin Arapçada "alışmak, uyum sağlamak" manasma gelen "üns" kökünden türediğini ve ona, hemcinsleriyle birlikte uyum içerisinde yaşama'­ sı sebebiyle "insan" adının verildiğini ileri sürmüşlerdir. Bu görüş, insanın yaratılış bakımından sosyal bir varlık olduğu gerçeğine uygun düşen bir yaklaşrmdır. Bazı dilbilimciler ise, insan kelimesinin, Arapçada "unutmak" manasma gelen "nesy" kökünden, "insiyan" şeklinde türediğini savunınuşlardır. Bu iddiayı ileri sürenlere göre, "unutmak" ile "insan" kelimesi arasındalci ilişlci, insanoğlunun, yaratılışı sırasında Cenabı Hakk'a verdiği söz ve ahdi dünyada unutarak sorumsuz bir biçimde yaşamış olmasıdır. 1 İnsan kelimesi yerine bazen "beşer" kelimesi de kullarıılmaktadır. Beşer sözlükte, "dış dert, derinin dış kısmı, çıplak yüzü" manalarma gelir. İnsanoğ­ lu, hayvanlar gibi tüylü olmayıp çıplak bir cilde sahip bulunduğu için ona "beşer" adı verilmiştir. 2 Kuran-ı Kerim'de insan ve beşer kavramlan bazen birbiri yerine kullaolmalda birlilcte, özellikle insan kavramının beşer kavramından daha geniş bir anlam örgüsüne sahip olduğu görülmektedir. Kuran, ilahi mesajın muhatabı olarak insanı görmüş ve ona hitap etmiş, beşer kavramını ise daha ziyade insanın biyolojik veya hayvani yönlert hakkında !rullanmıştır. nılmış Kuran-ı Kerim'de 65 yerde insan, ıs yerde ins, ı yerde insi, ı yerde enasi, 230 yerde nas (insanlar), 37 yerde ise "beşer" kelimesi geçmektedir. Sevgi ise, insanı bir şeye veya bir kimseye karşı yakın ilgi ve bağlılık göstermeye yöneiten duygu, aşk ve muhabbettir. Soyut bir kavram olan "sevgi", 2 Prof. Dr. Ferhat Koca. Hitit Ünv. İlah!yat Fakültesi. e-mail: ferhatkoca@yahoo.com İbn Manzür, Usiinü'l·Arab, Beyrut 1410/1990, Daru Siidır, vı. 10-ıı: ·ens" md.; Riigıb el-İs­ fehiini. el-Müfredat. İstanbul 1986, Kahraman Yayınlan. s. 34. "!ns" md. Riigıb el-İsfehiini, age... s. 62. "bşr" md. ' 48 Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı "sevme duygusu" olarak ortaya çıkar. Sevgi, insanlar bir vasıtadır. arasında Sempozyıımu huzur ve mut- luluğu sağlayan birleştirici Sevgi dolu bir ilişkinin temelinde dürüstlük, karşılık beklememek ve farldı­ gibi birtakım ahlaki ilkeler yatar. Böyle bir ilişkide bütün iletişim kanalları açılrtır. İyi söz ve düşünceler en yüksek sayıya, kötü sÖz ve zanlar ise en aza iner. Iıkları anlayışla karşılamak II. İSLAM'DA İNSAN VE DEÖERİ İslam'da insan, ruh ve beden bütünlüğü içerisinde ele alınmıştır. O ne yalnızca beden, ne yalnızca ruh, ne de yalnızca akıldan ibarettir; insan, bütün bu unsurların bileşkesinden meydana gelmiştir. Kuran-ı Kerim'de insanın en mükemmel bir şekilde yaratıldığı (et-Tin, 95/4) ve onun diğer bütün carılılardan üstün tutulduğu belirtilmiştir (el-İsnl, ı 7 /70). Allah insana kendi ruhundan üflemiş (el-Hicr, 15/29; Sad, 38/72) ve ona eşyanın isimlerini öğreterek (el-Bakara, 2/31) varlık şemasını kavratmış ve halifesi olarale yeryüzüne göndermiştir (el-Bakara, 2/30). İnsanın bütün bu üstün nitelikleri yanında cahillik, acelecilik, zalimlik, dayanamamak, narılcörlük, gözü doymazlık, cimrilik, şımarıklık, bozgunculuk, geçici haziara düşkünlük, umutsuzluk, unutkanlık, böbürlenme, gerçeğe karşı direnme ve inkarcılık gibi birtalum zaaflan da bulunmalctadır. Ancak insan, ahlaki gelişim süreci içerisinde bütün bu zaaflanrıı yenıneyi başarabilir. Bunu başaramadığı takdirde ise o aşağılann en aşağısına sıluntıya düşecektir. İslam'ın bütün mesajları insana yöneliktir. Bu sebeple İslam düşüncesinin temel disiplinlerinden olan Kelam ilmi insanı, Allah-kul ilişkisi açısından ele alınış ve bu ilişkiyi kulların fiilleri, kader ve özgürlüğü yönünden açıklamaya çalışmıştır. Fıluh ilmi insanı, Allah ile, diğer insanlarla ve tabiat ile olan ilişki­ sindeki yetki. görev ve soruınlululdarı balamından ele almıştır. İslam felsefesi ınsanın metafizik boyutunu, biyopsişik yapısını, bir akıl ve irade varlığı olarak ınsanın mahiyetini incelemiştir. Tasavvuf ise insan-ı kamil kavramı üzerinde yoğunlaşmıştır. Tasavvuf doktrinine göre kamil insan, hem ilahi tecellinin en yetltin mazharı hem evrensel insan idesi hem de illemin var edilişindelti asıl gayedir.:' İnsan alemin özüdür ve bu alemde ne varsa. insanda onun bir benzeri varGündüzün aydınlığı, gecenin karanlığı, havamn inceliği, suyun berraklığı, ateşin yalucılığı, toprağın veriınliliği, taşın sertliği, gülün nazenirıliği, aslanın cesareti, tilltinin kumazlığı ... Hasılı insanoğlu bütün bu niteliklere sahip bulunmalctadır ve bu nitelikler sayesinde o melelderden daha üstün bir derecedır. 3 İlhan Kutluer. ·iı:ısan·, DİA. XXII. 3~3. Kur'an'a Göre Hz. Muhammed bir derekeye de düşebilir. "Beşeri burada yatmaktadır. Evrende her varlık ne ise odur; varlığın özel bir dÜzeyirıe yerleştirilmiştir. Yalnız insan, insan olmaya son verebilir. O, varlığın (vücud) bütün derecelerinin üstüne çıkabileceği gibi, en aşağılık yaratıkların düzeyiriden daha da aşağıya düşebilir. "4 ye çıkabileceği 49 gibi, şeytandan ğaha aşağı mevkiirı· ciddiyet ve büyüklüğü işte İslam insana üç yönden değer vermiştir: Birincisi: Her şeyden önce insan, insan olması sebebiyle tabii bir değere sahiptir·. Bu konuda Kuran-ı Kerim'de, "And olsun Id biz, insanoğullarını şe­ refli laldıle, onların lcarada ve denizde gezmesini sağladıle; temiz şeylerle onlan nzılclandırdıle; yarattılelarımızın pele çoğundan onlan üstün laldıle" (el-İsra, 17 /70) denilmiştir. Temel insan haklarını ve dokunulmazlıklanm ifade eden bu değer, üstünlüklerin en genel ve en sürekli olamdır. İnsan bu üstünlüğe ana rahmine düşmesinden itibaren sahip olur ve onun için herhangi bir karşılık ödemez. Bu değeri sebebiyle bütün insanlar herhangi bir dil, din, ırk, renk, coğrafya farklılığına bakılmaksızın kanlan alatılınaktan, ırzlan tecavüze uğramaktan, vicdanlan baskı altına alınmaktan ve mallan gasp edilmekten korunın uştur. İkincisi: İnsan, inancı te üstün olmasım sağlar. sebebiyle değerlidir. Bu değer onun izzet ve şeref­ "Allah içinizden inanmış olanlan ve kendilerine ilim verilenleri dereceler/e yükseltir (el-Mücadele. 58/1 I). "Asıl üstünlük Allah'm, peygamberinin ve inananlanndıf' (el-Müiüifikün, 63/8), "İnanan bir lcöle, hoşunuza gitmiş olsa da puta tapan bir ericeleten daha iyidir'' (el-Bal>:ara, 2/221) ayetleri, inanç sebebiyle insanların elde edebilecekleri üstünlüğü göstermektedir. Ne güneşe ne aya, ne bir toteme ne bir beşere, ne bir hacere ne bir şece­ re tapmayan ve aleınlerin gerçek sahibi ve yaratıcısına yönelen bir insan, bu inancı sayesinde Allah katında en yüksek şerefe kavuşacal>:tır. Üçüncüsü: İnsan, kendi çalışma ve gayreti sebebiyle değerlidir. Şu ayet ve hadisler, çalışmayla elde edilebilecek bu değer ve üstünlüğe işaret etmektedir: "Herlcesin, yaptıidan işlere göre dereceleri vardrr' (el-En'fun, 6/ 132); "Kim (Allah'ın huzunma) iyililcle gelirse. ona getirdiğinin on lcatı vardır. Kim de lcötülülcle gelirse, o sadece getirdiğinin dengiy/e cezalandırılır' (el-En'am, 6/160); "Mallarını Allah yolunda üzere yedi başale siz Allah sizin dış sarf edenlerin durumu, her başağında yüz tane olmale veren tanenin dıırumu gibidir'' (el-Bakara, 2/261); "Şüphe­ görünüşüniize ve mallarınıza balcmaz. falcat lcalplerinize ve amellerinize balcar'' (Müslirn. "Birr", 34). m. HZ. PEYGAMBER'DE İNSAN SEVGisi Tabii varlığı, inancı ve çalışması sebebiyle çeşitli üstünlük derecelerine sahip olan insan, kendisini ancal>: bir toplum içerisinde gerçeldeştirebilir. Bu sebep4 Seyyid Hüseyin Nasr. İslam; İdealler ve Gerçekler. tre. Ahmet Özel. İstanbul 1996. s. 31. Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı Sempozyumu 50 le de insan, toplumsal bir varlık olarak nitelenrniştir. Bir toplumda huzurun, mutluluğun olabilmesi ve hayatın güzelleşebilmesi için ise, öncelikle insanlar arasında karşılıklı sevgi. saygı, iyi niyet ve samirniyetın hakim olması gerekir. Kuran-ı Kerim'de insanların aynı kökten ve bir ana ve babadan meydana geldikleri belirtilerek, insanlar arası ilişkide karşılıklı sevgi ve saygının esas alınması öğütlenmiş, "Doğrusu biz sizi bir ericele ile bir dişiden yarattılc' (el-Hucurat, 49/13), "Müminler aneale lcardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin" (el-Hucurat, 49/ 10) denilmiştir. Aynı şekilde, ailenin temelini oluş­ turan anne ve babaya karşı sevgi ve saygı, insarıuı en önemli görevlerinden biri olarak sayılmış ve "Biz, insana, ana-babasına iyi davranmasını tavsiye etmişizdir'' buyrulmuştur (el-Ankebüt, 29/8). Kuran'da bir insanı öldüren bütün insanlan öldürmüş, bir insarıuı hayatı­ m kurtaran da bütün insanların hayatım kurtiırmış gibi değerlendirilmiş (elMiiide, 51 32), iman edip de insanlar için yararlı iş yapanların Allah tarafından diğer insanlara sevdirileceği haber verilmiştir (Meryem, 19/96). Kuran sevgi ile iman arasındaki ilişkiye dikkat çekerek, sevgi ve dostluğun · aneale Allah için ve yine onun nzası doğrultusunda olması gerektiğini belirtmiştir (bk.el-Mücadele, 58/22; el-Mümtehine, 60/1). Kuran-ı Kerim'de, ·insanlarda mevcut bulunan sevgi ve muhabbet duygusu, bizzat Cenabı Halck'ın varlığının bir delili olarak kabul edilmiştir: "İçinizden, Ice ndileriyle luızura lcavuşacağmız eşler yaratıp; aranızda sevgi ve rahmet . var etmesi, O'nun vardır' varlığinm belgelerindendir. Bunlarda, düşünen millet içirı dersler (er-Rüm, 30/21). "Ve (Allah} onlann kalplerini birleştirmiş tir. Sen yeryüzünde bulunan her şeyi verseydin, yine onlanrı gönüllerini birleştiremezdin, falcat Allah onlann aralannı bulup (sevgi ile} lcaynaştırdL Çünkü o, mutlak galiptir, hikmet sahibidir" (el-Enfal, 8/63). Kuran-ı yapılarak, Kerim'de sevginin olumlu ve olumsuz bazı tezahürlertne atıflar müminlerin en önemli vasıflarından birinin insanlan sevmek ve saymak olduğu belirtilmiştir: "O ta/cva sahipleri /ci, bollu/eta da darlı/eta da AUah içirı harcarlar; öjlcelerini yutar- lar ve insanları a.ffederler. Allah da güzel davranış ta bulunanları sever' (Al-i İmnlıı, 3/134). Yüce Allall'ın ve alerolerin sevgilisi olan Hz. Peygamber Efendimiz de ortaya koyduğu model davranışlanyla insan varlığına en büyük saygı ve değeri göstermiştir. Hatta onun peygamber olarak gönderilişindeki temel amaçlard~ biri, insanlık için bir rallmet ve sevgi vesilesi olmaktır. Nitekinı Kuran-ı. Kerim'de bu konuyla ilgili pek çok ayet bulunmaktadır: "Biz seni bütün insanlara ancak müjdeleyici ve uyarıcı olarale gönderdi/c; falcai ınsanIann çoğu bunu bflmezleı" (Sebe;, 34/28), • ·· .... ,_c!r· .........,....,._,...-. u Kur'an'a Göre Hz. Muhammed 51 "(Resulüm!) biz seni aneale dlemlere rahmet olarale gönderdi/C' (el-Enbiya, 21 /107), "And olsun size lcendinizder.ı bir peygamber gelmiştir lci. sizin sılcuıtıya uğramanız ona çolc ağır gelir. O size çolc düşkün; müminlere çolc şejlcatlidir, merhametlidir' (et-Tevbe, 9/128), •Nite/cim Icendi içinizden size ayetlerimizi o/cuyan. sizi lcötülülclerden Kitab'ı ve hilcmeti talim edip bilmedilclertnizi size öğreten anndıran. size bir Resul gönderdi/c" (el-Ba- kara, 2/151), "Ey tnsanlar! Size Rabbinizden bir öğüt. gönüllerde/etne bir şifa, mürninler için bir hidayet ve rahmet gelmiştir' (Yunus, 10/57). Hz. Peygamber'in insanlarla ilişkisinde, sevgi ve merhamet daima temel prensip olmuştur. Nitekim bu durum bizzat Cenabı Hak tarafindan da takdir edilerek şöyle denmiştir: "O valdt Allah'tan bir rahmet ile onlara yürelcli olsaydın, ğışlanmalan hiç şüphesiz için dua et; iş yumuşalc davran.dm. etrajindan dağılıp giderlerdi halelanda onlara Şu Şayet halde danı.ş. Kararını verdiğin sen kaba, orılan /catı affet; ba- zaman da artıle Allah'a dayanıp güveTL Çün/cüAllah, Icendisine dayanıp güvenenleri sever" (Al-i İm­ ran, 3/159) . . Hz. Peygamber insanlara ve insani değerlere zarar verebilecek hususlan son derece etkin bir üslüpla yasaklayarak insanlara karşı saygı ve sevgi içerisinde yaklaşınayı tavsiye etmiş ve bu konuda kendisi numune-i imtisal olmuştur. Onun bu konudaki bazı sözleri şöyledir: "İman etmedilcçe cennete giremezsiniz. Birbirtnizi sevmedilcçe ise lcdmil mürnin ola- mazsınız. "5 "Yüce Allah /ayamet gününde şöyle der: "Benim azamelim ve itaatim için birbirlertni sevenler nerede? Onlan gölgemden başica gölge bulunmayan bir gürıde Icendi gölgemde gölgelendireceğim "" "İşlertn en güzeli, Allah için sevme/c ve Allah için /anama/ctır. " 7 "Müminler, birbtrtni sevmelcte, birbirtne merhamet etme/ete ve her lconuda maleta bir vücut gibidir. Vücudun herhangi bir organı hastalanınca diğer yardımlaş­ organlan da uylcusuzlu/c ve acıyla bundan rahatsız olup et/dlenirler. "8 "Mümin mürnin için birbtrtni tutan bir yapı gibidir."" "Sizden biri, kendisi için istediğini kardeşi (yahut da komşusu) için de istemedilcçe, gerçe/c mürnin olamaz. " 10 "Müslüman. elinden ve dilinden Müslümaniann emin olduğu ldmsedir."ll 5 · Müslim. "İman", 93. 6 Müslim. "B!rr", 37. 7 Ebü Davüd, "Sünne", 3. 8 Müsllm. "Bir", 66. 9 Müslim_. "Bir", 65; Tlnnlzi. "B!rr", 18. 10 Buhii.ri, "İman", 6; Müslfm. "İman·, 71. 72. ll Buhii.ri, "İman", 4; Müsllm. "İman·. 65: Ebü Davüd. "Cihad", 2. Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı Sempozywnu 52 ·Komşusu şe ninden emin olmayan ldmse cennete giremez. " 12 Hz. Peygamber Efendimiz üç defa "Vallahi iman etmiş olmaz" dedi. Ona. "Kim ya ResuıaUah7' denildi. O da, "Komşusunun şerrtnden emin olmadığı ldşi" cevabım verdi.'3 •Küçüklerimize ·merhamet. büyü/clerimize de saygı göstermeyen bizden değildir. " 14 "Merhamet etmeyene merhamet olunmaz. " 15 "İnsanıara merhamet etmeyene Allah merhamet etmez. •Hi . "R!flctan (yumuşalclılc) mahrwn oları, hayırdan (iyUileten) mahrum olur. "17 "Bir hurmanın yarısı ile de olsa ateşten lcorununuz. Bunu bulamazsanız, güzel bir söz ile (cehennem ateşinden korunmaya tatlı bir dil ve çalışınız)." 18 "MüSlüman MüSlüman'ın kardeşidir. Ona zulmetmez, zulme de teslim etmez. Kim kardeşinin ihtiyacım giderirse, Allah da onwı ilıtiyaçlarmı giderir. Kim bir MüSlüman'ın üzüntüSünü giderirse, Allah da onun kıyamet günü üzüntülerinden birini giderir. Kim bir MüSlüman'ın ayıbını örterse, Allah da kıyamet gününde onun ayıbını örter. " 19 "Zandan salcmınız. Çünkü zan. söziln en yalruı olaıııdır. (Haber aşırtma/c için) kulale lcabartmayınız ve tecessilste bulunmayınız. Haset etmeyiniz ve arkadan konuşmayı­ nız. Buğz etmeyiniz. Allah'ın lcuUan, kardeş o1unuz. "20 "Kolaylaştınnız, \zorlaştırmayınız. Müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz. "21 "Allah beni zorlaştıncı ve şaşırtıcı olarale değil, muaUim ve kolaylaştıncı olarale gön- dermiştir. "22 "Ben ıanetçi olarale gönderilmedim Ben aneale rahmet olarale gönderildim " 23 Hz. Peygamber Veda Hutbesi'nde "Ey insanlar! Bu günleriniz şehriniz (Meklce) nasıl şöyle demiştir: nasıl mıılcaddes ise, bu aylaımız mübarek bir şehir ise; canıannız, mukaddes tir; her türlü taarruzdan nasıl mıılcaddes mallannız ve ırzlarmız ise, bu da öyle nıasundur. "24 Ebu Cehil'in oğlu İkrtme Müslüman olduğu zaman, Hz. Peygamber, "Ebu Cehl'in oğlu İlerime size muhacir bir milmin olarale gelmektedir. Onun babasını lcöta sözle anmayınız (lcüftetmeyiniz). Çünkü ölü haleleında lcöta söz söyleme/c, 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 Müslim, "İman·, 73. Buhfui, "Edeb", 29. Tirmizi, "B!rr", 15. Buhfui, "Edeb", 18. Tinnizl. "Birr". 16. Beyhaki. es-Sünenü'[·Jcübrd. Beyrut 1414/1994, Daru'l-Kütübfl-İlıniyye, X. 325. hadis m. 20785. Müslim. "Zekat", 68. Ebü Davüd, "Edeb", 46. Buhfui, "Edeb", 57. Farklı lafızlat!a bk. Buhfui, "Edeb", 58; "Vesaya", 8; "Ntkdh", 45;."Feraiz", 2; Müslim, "B!rr", 28; Tirmizi. "B!rr", 65; Muvatta, "Hüsnü'l-huluk", 15. Buhfui, "İlim", ll; "Edeb", 80; "Cihad", 164; Müslim, "Cihad", 5; Ebü Davüd, "Edeb", 17. Müslim, "Taldk", 29. Müslim, "B!rr", 87. Zebldi, Tecri&i sarih Tercemesi ve Şer/ıL (tre. Kamil Miras), Ankara 1988, Diyanet İşleri Başkan­ lığı Yayınliın, X. 397. Kur'an'a Göre Hz. Muhammed 53 diriye eziyet verir" demiştir. 25 İlerime'nin bulunduğu bir mecliste, ashab-ı Idramdan baiıl.arı Ebu Cehil aleyhinde birta/am sözler söyleyince, Hz. Peygamber şu uyarıda bulunmuştur: "Ölüler sebebiyle dirilere eziyet etmeyiniz. "26 Hz. Peygamber, bir cenaze geçerken ona saygı göstermek amacıyla ayağa ve kendisine geçen cenazenin bir Yahudi'ye ait olduğu söylenince, kalkmış "Ama o bir insan (nejis) değil mi?' cevabını vermiştir. 27 IV. SONUÇ Yukarıda nakledilen bazı ayet ve hadislerde tavsiye edilen sevgi ve sayinsanlar arası ilişkilere hakim olduğu takdirde, bu ilişkileri zehirleyen ve tahrip eden çeşitli zaafla.:İınıizla mücadelemiz çok daha kolay hale gelecektir. Sağlıklı bir ilişkinin en büyük düşmanları olan bu zaafların kaynağı ise gurur, kibir, bencillik, menfaatperestlik ve iki yüzlülüktür. Bu tür huylarasahip olan insanların başkalarını gerçekten sevrneleri veya başkalanmn onları gerçekten sevmesi hemen hemen imkansız gibi zor bir durumdur. gı, İnsanın seviyorsa "saf'; mutluysa "basit", bağışlayıcı ise "zayıf', başkala­ nna güveniyorsa "aptal" ve ahlaki ilkelere bağlı ise "sahte" sayıldığı bir çağ­ da yaşıyoruz. Yine günümüzde, uzaya giden uzay rnekikieri ve astronotlarla iletişim kurabilmek için birtalum sistemler geliştirildiği halde; anne ile kızın, baba ile oğlun, işçi ile işverenin, zenci ile beyazın ve hasılı çeşitli sosyal zümre ve katmanların birbirleriyle iletişimi haklunda yeterli çalışmaların yapıldığını söylemek zordur. Dolayısıyla, insanların gittikçe birbirlerinden uzaklaştığı ve kalabalıklar içerisinde yalııızlaştığı, insanlar arasıiletişiminen düşük seviyelere indiği günümüz toplum hayatında birbirimizi tammaya, dinlemeye, anlamaya ve sevmeye ne kadar da muhtacız! Sözlerime merhum şair Arif Nihat Asya'mn "Dua" son vermek istiyorum: Bizi sen sevgisiz, susuz, adlı şürinden bir dize ile havasız; Ve vatansız bıralrma Allah'ım! Müslümariıılda yoğrulan yurdu, MüslümansiZ bıralrma Allah'ım! 25 el-Hakim en-Nisiiburi, el-Mfıstedrelc. Beyrut 1411/1990, Diiru'l-Kütübl'l-İlmiyye, III. 269. 26 Ali el-Mütteki el-Hindi, Kenzıi'l-UmmdL Beyrut 1413/1993. Müessesetü'r-Risiile. XIII. 541. 27 Nesiii. "Ceniiiz". 46.