Söyle i Dr. Lamia Levent Diyanet leri Uzman Mezhep kavram neden bugün ayr trc bir fenomen olarak ele alnmaya ba land? Mezhep kavramnn tarihte imdiye kadar gerçekle mi hâlinden farkl bir tarzda bugün bir ayr ma konusu olarak ele alnmas tabii ki çok üzüntü verici bir konu olarak önümüze geliyor. Geleneksel Müslüman toplumlar inceledi imiz zaman toplumlarn ya adklar mezhepsel farkllklarn, mezhepsel ayrlklarn bir çat ma ve gerilim konusu olmaktan çok kendi içinde bir zenginlik, kendi içinde tamamlayc bir unsur ve yine kendi içinde bir besleyici durum olarak ortaya çkt gözleniyor. Bugün slam dünyasnn modern ko ullara evrildi inde kar sna çkan en önemli sorun maalesef bir istismar alan olarak mezhep farkllklar oluyor. Aslnda mezhep konusu Müslümanlarn gittikleri yolu, metodolojilerini, herhangi bir nass ya da herhangi bir gelene i nasl yeniden icra ettiklerini anlatmak için kullandklar bir tür yol haritas. Bir mezhebe mensup olmak demek aslnda Kurana, sünnete ve ya ad mz hayata ili kin bak açlarn nasl geli tirece imiz konusunda önümüze bir yöntem, bir güzergâh ortaya koyuyor. Peki, bir parantez açarsak mezhepsizlik gibi bir akm da var. Bunun da mezhepçilik kadar tehlikeli oldu unu söyleyebilir miyiz? 19. yydan itibaren ortaya çkan ve bir anlamda modern slam dü üncesi diyebilece imiz alanda Müslümanlar arasnda mezhepler konusu çok farkl ba lamda ele alnd. Bu çerçevede mezheplerin Müslümanlar arasnda bölücü, ayr trc bir etken olarak ele alnmasna yönelik fikriyat da ksmen ilgi görmeye ba lad. Ancak bu geçici bir e ilimdi. Müslümanlarn genelgeçer ilgileri ve ya am biçimleri kontrol edildi inde ve gözlendi inde bu e ili- min bir ölçüde fantastik bir yönelim olarak kaldn, mezhep konusundaki bu tür tercihlerin Müslüman kamuoyunda çok ciddi bir kar lk bulmadn söyleyebiliriz. Ama o dönemde böyle bir e ilimin de hepten yersiz bir beklentinin ürünü olmad n söylemek zorundayz. Çünkü o dönemlerde de Müslümanlarn Bat kar sndaki geri çekilmi liini, hemen her cephede kolay bir lokma gibi görülmesini nasl açklamak gerekir sorusuna kar llk; o dönemin mütefekkirlerinin çoklukla bunu mezhep dü üncesine, gelene e yönelik ilgiye ba ladklarn biliyoruz. O dönemde gelene in çok acmasz bir ekilde tart ld n, mezhep kavramnn çok acmazsz bir ekilde de erlendirildi ini gözleyebiliyoruz. Ben o dönemde bu tür e ilimleri, öne çkan aktörleri acmasz bir ekilde ele tirmek yerine bu durumu o döneme has bir beklenti olarak tanmlamann daha uygun olaca n dü ünüyorum. Bugün akl ba nda herhangi bir Müslümann gelenek içinde ortaya çkm en önemli kurumlardan birisi olan mezhep kavramn ulu orta ele tirmek, ulu orta reddetmek yerine bu durumun kendi sosyolojik tabiat hakknda kafa yormasnn daha yararl, daha verimli oldu unu dü ünüyorum. Mezheplerin ortaya çk n nasl açklyorsunuz? Ortaya çk nda do al olmayan bir seyir var m? Tabii ki; kendi mecrasnda ilerleyen bir durum. Hz. Peygamberin vefatndan sonra Müslümanlar arasnda birtakm görü ayrlklar oldu unu, ilk görü ayrlklarnn siyasi gerekçelerle ortaya çkt n, siyasi gerekçelerle birbiriyle kar kar ya gelmek durumunda kalm topluluklarn zaman içerisinde kendi teolojilerini, kendi fkhlarn üretmek zorunda kaldklarn hatta biraz acmasz bir analiz yapmak gerekirse farkllklar resmetmek, farkllklar çok net bir ekilde ortaya koymak için zaman zaman kendi durumlarn haklla tracak, temellendirecek bir me ruiyet aray na da ihtiyaç duyuldu unu söyleyebiliriz. Ancak Müslüman dünyada Müslümanlarn ilgi ve yönelimlerinin ii ve Sünni dedi imiz e ilimler eklinde ortaya çkmas sadece siyasi gerekçelerle açklanamayacak kadar kompleks bir yap üretiyor. Ben ahsen bu kompleks yapnn bütün karma kl na ra men yine kendi sosyolojisi içerisinde, kendi teolojisi içerisinde üretildi ini, bunun böyle nevzuhur bir durum olmad- Bugün akl ba nda herhangi bir Müslümann gelenek içinde ortaya çkm en önemli kurumlardan birisi olan mezhep kavramn ulu orta ele tirmek, ulu orta reddetmek yerine bu durumun kendi sosyolojik tabiat hakknda kafa yormasnn daha yararl, daha verimli oldu unu dü ünüyorum. n dü ünüyorum. Bu yap, yüzyla varan bir dönü üm içerisinde gerçekle mi ve bir ekilde Hz. Aliden sonraki o karma k siyasi harita içerisinde çok farkl siyasi mezhepler ortaya çkm tr. Siyasi mezhepler de zaman içerisinde kendi teolojik söylemlerini de in a etmeye mecbur kalm lardr diyebiliriz. Buna ba l olarak belki biraz daha ba msz olarak Kurann Hz. Peygamberin mesajnn ve sahabe uygulamalarnn yeni zamanlarda nasl deerlendirilmesi gerekti i konusunda bütün zamanlar için birtakm ilkelerin, birtakm ölçülerin geli tirilmesi ve korunmas gerekti i noktasnda Müslüman âlimlerin çok ciddi bir çaba içerisine girdiklerini, bir yol haritas üretmeye mecbur kaldklarn dolaysyla slam bilimlerinin hemen her alannda bir usul gelene inin ortaya çkmaya ba lad n görüyoruz. Bu usul geleneklerinin de sonuçta bugün bizim mezhep diye tanmlad mz yaplar ortaya çkard n söyleyebiliriz. Bugün Hanefi mezhebinden olmak ya da afii mezhebinden olmak bir anlamda Hz. Peygamberin sünnetini, Kuran- Kerimin mesajn kendi fiili dünyamza nasl aktarabilece imiz konusunda temel birtakm ölçütleri hatta sabiteleri ortaya koymas açsndan önem arz ediyor. Mezhepler toplumlarn yaps üzerinde elbette etkili olmu lardr. Ancak mezheplerin toplumsal ihtiyaçlar çerçevesinde ekillendi ini de söyleyebiliriz. Bir mezhebe intisap, tarih boyunca nasl bir toplum yaps üretmi tir? Bunlar birbirine ba l birtakm eyler. Mesela, Afganistan Müslümanlarnn toplu hâlde Hanefi mezhebiyle irtibat kurmalar muhtemelen oradaki Hanefi mezhebine ba l âlimlerin ya da Hanefi mez- Gündem hebinin usul ve pratiklerini benimsemi âlimlerin çabalaryla alakal bir ey. Mesela Türk dünyasnn genellikle Hanefi olmas yine ayn ekilde deerlendirilebilir. Kuzey Afrika haritasnda mezhep tercihlerinin farklla masnda Maliki ya da Hanbeli mezhebinin orada ra bet bulmas etkili olmu tur. Belki bn Haldunun tezlerini takip ederek söylemek gerekirse sosyolojiyle alakas var, co rafyayla alakas var, kültürle alakas var. Ama giderek zaman içerisinde insanlar kendi sosyolojik ba lamlar çerçevesinde o dinle kurduklar ili kiyi bir düzene e, bir sistemati e ba lam oluyorlar. Bunun tabii ki gramerle, semantikle, hermenötik tefsirle alakas var. Bütün bunlar inkâr etmemiz mümkün de- Müslüman dünyada Müslümanlarn ilgi ve yönelimlerinin ii ve Sünni dedi imiz e ilimler eklinde ortaya çkmas sadece siyasi gerekçelerle açklanamayacak kadar kompleks bir yap üretiyor. Ben ahsen bu kompleks yapnn bütün karma kl na ra men yine kendi sosyolojisi içerisinde, kendi teolojisi içerisinde üretildi ini, bunun böyle nevzuhur bir durum olmad n dü ünüyorum. il. Ama bulundu unuz ko ullarn da etkili oldu u, mesela Ba datta ya ayan bir Müslümann oradaki hayat tecrübesiyle Msrda ya ayann hayat tecrübesini alglama kapasitesinin ayn olmad anlalyor. Hatta ondan dolaydr ki, dünyann de i ik bölgelerinde ayn mezhepten Müslümanlar bile din konusundaki yorumlarnda birbirlerinden ayr abiliyor. Mesela Türkiye örne inde Hanefi mezhebinin pratikleriyle, Hanefi mezhebinin toplumsal tezahürleriyle veya afii mezhebinin toplumsal tezahürleriyle, faraza Irakta ya da Suriyedeki Müslümanlarn benzer pratikleri arasnda farklla malarn olmas son derece do al. Mezhep bize sa- dece bir ilke, bir usul, bir pratik ortaya koymas açsndan mihmandarlk ediyor. Ve biz da nkl, savruklu u bir ekilde dinin temel ölçütleri konusundaki ilgimizi bir prensibe ba layarak, prensip içerisinde dola arak engelliyoruz. Onu yeniden ihya ederek, güncelleyerek ama ayn usul ve üslup içerisinde korumaya özen göstererek bir anlamda slamn farkl zaman dilimlerinde canlanmasn, ayn dinamizm içerisinde varl n korumasn sa lam oluyoruz. Burada bir kar lkl etkile im olduunu inkâr edemeyiz. Diyanet leri Ba kanl nn mezhepler hakkndaki bak , duru u nedir? Diyanet leri Ba kanl sadece mezhep konusunda de il toplumun gündelik tercihleri konusunda da o tercihlerden herhangi birine somut olarak taraf olmamak gibi bir e ilimi kurumsal olarak korumak zorunda. Yani bu u anlama geliyor: Siyasal anlamda siyasi çeki melere taraf olmamal. Mezhebî anlamda taraf olmamal, kültürel anlamda taraf olmamal. Bu onu mezhepler üstü bir konuma m ta yor yoksa mezhepler aras bir tercih yapmayarak bir anlamda slamn daha temel, en temel ilkelerini referans kabul ederek o ilkeler çerçevesinde toplumdaki farkl dinî, mezhebî e ilimleri koruyan, kollayan, onlar me rula tran bir yerde mi durduruyor? Bunlar iyi anlamak gerekiyor. Benim ki isel kanaatim çok farkl dinî yorumlarn yer ald dinî üslup ve terminolojinin farklla t bir co rafyada ya yoruz. Diyanet leri Ba kanl örne in dine çok farkl perspektiflerle baka gelmi bir gelenek içerisinde, Hanefi bir gelenek içerisinde, afii bir gelenek içerisinde daha de i ik dinî terminolojilerle bulu mu Müslümanlarn içlerinden birine yakn durmas, onlardan birini himaye etmesi, onlardan birinin kurumsal güçlenmesine katkda bulunmas toplumsal bar , toplumsal birlik açsndan son derece skntl sonuçlar do uracaktr. Zira dinin tek bir mezhebe indirgenmesinin, dinin ülke üzerinde tek bir me ruiyet üzerinden yorumlanmasnn da toplumdaki muvazeneyi, dengeyi önemli ölçüde yprataca kanaatindeyim. Kom u ülkelerde ya anan olaylarda, mezhep farklarnn gerilimi artran bir fenomen olarak ele alnmas hakknda neler dü ünüyorsunuz? Etrafmzda, yakn co rafyamzda, slam toplumlarnda, slam ümmetinin çok de i ik bölgelerinde meydana gelen olaylar do rudan mezhep faktörüne indirmek çok zor. Ancak görünen o ki, bugün bu co rafyada ya anan olaylar mezhep üzerinden yorumlama konusunda, mezheplere ba layarak bu sorunlar tanmlama ve de erlendirme konusunda gerek batda gerek do uda ciddi bir ilgi var. Yani oradaki çat ma zeminlerinin mezhepten kaynakland konusunda bir a z birli i olu tu unu görebiliyoruz. Tabii ki biz bunu kabullenmek durumunda de iliz. Ben ahsen slam dünyasnda ortaya çkan bu çeki melerin mezhep farkllklarndan de il mezhepçi e ilimlerden kaynakland n düünüyorum. Kendi ya ad co rafyann sosyolojisine, etnik kimli ine, kültürüne bir ekilde yap m , bir ekilde o co rafyann gerçekli iyle bütünle mi mezhep anlay giderek etnik kültürel kimli in dili olmaya ba lyor. Ve bir bakyorsunuz orada, o co rafyada söz konusu olan taraflardan birini de erlendirdi inizde, o tarafn kültürü, kimlii, dini, mezhebi birdenbire onun yap k karakteri hâline geliyor ve siz onunla bir tart maya girdiinizde kimli iyle, kültürüyle, diniyle, mezhebiyle bir anlamda kar kar ya gelmi oluyorsunuz. Dinin ve mezhebin bizim Müslüman co rafyasnda bu kadar yap k bir karakter arz etmesi belki tarihte bir sorun olarak alglanmyordu. Geli tirici bir objeydi. Ama bugün maalesef bu tür perspektifler ayn zamanda mezhepçi e ilimleri de güçlendiriyor. Mezhepçi e ilimlerin istismar alanlarn ço altyor. Bugün belki de akl ba nda olan her mümine dü en -mezhep konusundaki ilgisini, bilgisini, derinli ini artrmakta istedi i kadar çaba sarf edebilir ama- kendi mezhebinin di er tüm mezhepleri ala a edecek ekilde, di er tüm mezhepleri gözden çkarmay göze alacak ekilde baskn bir karakter olarak öne çkarlmasna engel olmaktr. Âlimlerin, ariflerin, kanaat önderlerinin bu tür mezhepçi yakla mlara kar bir duyarllk üretmeleri gerekiyor. Çok hassas bir dil de gerektiriyor bu. Ama ne yazk ki bu duyarllk, bu dikkat Müslüman dünyann büyük bir bölümünde ihmal edilen bir husus olarak önümüze çkyor. Acaba bu ihmalin sebebi bizatihi bu farkllklarn gün yüzüne çkmas için ortaya konan çabalarn bir sonucu mudur? Belki Daha ileri gidebilirim. Bir yerde Müslümanlar arasnda bu tür tkanklklar, bu tür gev ek sorun alanlar varsa onlarn varl n bir tehdit alan olarak gören üçüncü ahslarn, üçüncü gruplarn, üçüncü ülkelerin tabii ki bu durumdan sonuç çkaracaklarn, oradaki o fitne ate ini k krtmak, ondan kendi çkarlarna birtakm sonuçlar çkarmak için hiç bo durmayacaklarn tahmin edebiliriz. Ama kendi d mzdakilerin bu tür heveslerini, hesaplarn sk sk knamak ve faturay sürekli onlara kesmek yerine, bizim de kendi içimizde nerede yanl yapt mz, nerede hata yapt mz, neden ba kalarnn frsatlarna destek olacak ekilde kendimizi zayf brakt mz da sorgulamamz gerekir.