İLİ : MUŞ TARİH : 04.07.2014 Ekrem (sav); “İnsanların görüp aldanmaması için o ıslak kısmı ekinin üstüne ٓ ْ ُ ُ ْ ُ َ ِد ُ َن ا ّٰ َ َوا َّ ۪ َ ٰا َ ُ ا ۚ َو َ َ ْ َ ُ َن ا َّ ا çıkarsaydın ya!” karşılığını verdi. Ardından da; “Bizi aldatan, bizden değildir.”3 Buyurdu. Müslüman, bir malı satarken, malının iyi ve kötü her özelliğini karşı tarafa bildirmelidir. Malın ayıbını gizlemek veya söylememek aldatmadır. Aldatma ve hile sadece alış verişte değil, hayatın her alanında olabileceği için, Hz. Peygamber’in, “Bizi aldatan bizden değildir.” ifadesi, son derece anlamlı ve önemlidir. ون ۜ َ ُ ُ ْ َ َ َو ْ َ َ َ َّ َ ْ َ َو، َّ ِ َّ ِ ْ َ َ ،َ ْ َ َ َ َ َ ْ َ ا ِّ َ َح Aziz Müslümanlar! İslamiyet, hiçbir şekilde ve hiçbir alanda hile ve aldatmayı kabul etmez. Ona büyük bir uhrevi ceza takdir etmiştir. İnsanlarla olan sosyal ilişkilerde dürüst olmak İslam’ın şiarıdır. BİZİ ALDATAN BİZDEN DEĞİLDİR. Aziz Kardeşlerim! Yalnız yaşamanın mümkün olmadığı, başkalarıyla sürekli iletişim halinde olmanın kaçınılmaz olduğu bir ortamda yaşıyoruz. Böyle bir ortamda huzur, ancak karşılıklı güvenle temin edilebilir. Bu da “emin”, yani özü ve sözü bir olan insanlarla mümkündür. Böyle insanları Peygamberimiz (sav) şöyle tanımlamıştır: “Müslüman, diğer Müslümanların elinden ve dilinden zarar görmediği kimsedir. Mü’min de, halkın, can ve mallarını kendisine karşı emniyette bildikleri kimsedir.”1 Müslüman, müslümanın kardeşidir. Kardeş, kardeşi aldatmamalı ve kendisi için istediğini, Müslüman kardeşi için de istemelidir. Kur’an-ı Kerim, aldatmayı, münafıklara yakışan çirkin bir davranış olarak ifade eder. Çünkü münafıkların en belirgin özelliği, Allah’a inanmadıkları hâlde, ‘inandık’, diyerek, Allah’ı ve başkalarını kendilerince kandırmaya kalkışmalarıdır. Hâlbuki onlar, aslında kendilerini aldatmaktadırlar. Çünkü Allah, onların hile ve aldatmalarını bilir. Bu konu, Kur’an-ı Kerim’de şöyle ifade edilmiştir: “Onlar (kendi akıllarınca) güya Allah'ı ve müminleri aldatırlar. Hâlbuki onlar, ancak kendilerini aldatırlar ve bunun farkında değillerdir.”4 Aldatılmaktan hoşlanan bir insan tasavvur etmek mümkün değildir. Aldatıldığının farkına varmak, herkesi üzer. Güven toplumu olması gereken İslâm toplumunda üç-beş kuruşluk çıkar uğruna hile ve aldatma yoluna gitmek, her şeyden önce iman ve İslam’ın gerektirdiği dürüstlük ilkesine aykırıdır. Sevgili Peygamberimiz (sav): "Bize silah çeken bizden değildir. Bize hile yapıp aldatan da bizden değildir."2 Buyurmuştur. Mümin, güvenilir kimsedir. Yalanın, hile ve aldatmanın, onun hayatında yer alması mümkün değildir. Dünyanın geçici olduğunu, yaptığı her şeyden ahirette sorguya çekileceğini düşünerek adımlarını atması; hayatını, Allah’ı ve ahireti hesaba katarak sürdürmesi gerektiğini unutmamalıdır. Bir gün Allah’ın Resulü (sav) pazarda bir buğday sergisine uğradı. Elini buğday yığınının içine daldırınca parmakları ıslandı. Bunun üzerine satıcıya; “Bu ıslaklık ne?” diye sordu. Adam; ‘Ey Allah’ın Resulü! Yağmur ıslattı.’ dedi. Resul-i Hazırlayan: Fettah ODABAŞI Muş Merkez Keçidere Köyü C.İ.H. Redaksiyon: İl İrşat Kurulu 1 3 2 4 Tirmizî, İman 12, (2629); Nesâî, İman 8, 104 Müslim, Îmân 164, Fiten 16; Ebû Dâvûd, Büyû 50; Tirmizî, Büyû 72; İbni Mâce, Ticârât 36 Müslim, Îmân 16 Bakara 9