– — ˜ ™ - İslam Ansiklopedisi

advertisement
et-TEMHÎD
cildi Muhammed b. Ali b. Ýbrâhim tarafýndan Mekke Ümmülkurâ Üniversitesi’nde doktora tezi olarak neþre hazýrlanmýþ
ve yayýmlanmýþtýr (I-IV, Cidde 1406/1985).
BÝBLÝYOGRAFYA :
Kelvezânî, et-Temhîd (nþr. Müfîd M. Ebû Amþe),
Cidde 1406/1985, I-II, tür.yer.; (nþr. Muhammed b.
Ali b. Ýbrâhim), III-IV, tür.yer.; ayrýca bk. neþredenlerin giriþi, I, 69-70, 77-84, 85-94, 95-107; Cessâs,
el-Fu½ûl fi’l-u½ûl (nþr. M. M. Tâmir), Beyrut 2000,
I, 110, 154-155, 295; Debûsî, Tašvîmü’l-edille (nþr.
Halîl Muhyiddin el-Meys), Beyrut 1421/2001,
s. 75; Ebü’l-Hüseyin el-Basrî, el-Mu£temed (nþr.
Halîl el-Meys), Beyrut 1403/1983, I, 8-9; II, 315322; Ebû Ya‘lâ el-Ferrâ, el-£Udde fî u½ûli’l-fýšh
(nþr. Ahmed b. Ali el-Mübârekî), Riyad 1993, I-IV,
tür.yer.; Þemsüleimme es-Serahsî, el-U½ûl (nþr.
Ebü’l-Vefâ el-Efganî), Beyrut 1393/1973, I, 26, 260;
Ebü’l-Vefâ Ýbn Akýl, el-Vâ²ý¼ fî u½ûli’l-fýšh (nþr.
Abdullah b. Abdülmuhsin et-Türkî), Beyrut 1420/
1999, I-V, tür.yer.; Tûfî, Þer¼u MuÅta½ari’r-Rav²a
(nþr. Abdullah b. Abdülmuhsin et-Türkî), Beyrut
1990, I, 402-410, 490-492; II, 320, 374; III, 185;
Muvaffakuddin Ýbn Kudâme, Rav²atü’n-nâ¾ýr (nþr.
Abdülazîz b. Abdurrahman es-Saîd), Riyad 1987,
s. 84, 165, 173, 199; Zehebî, A£lâmü’n-nübelâß,
XIX, 349; Þemseddin Ýbn Müflih, U½ûlü’l-fýšh (nþr.
Fehd b. Muhammed es-Sedhân), Riyad 1420/
1999, I-IV, tür.yer.; Bedreddin ez-Zerkeþî, el-Ba¼rü’l-mu¼î¹ (nþr. M. M. Tâmir), Beyrut 1421/2000,
I, 6; Ýbn Receb, e×-¬eyl £alâ ªabašåti’l-¥anâbile
(nþr. Abdurrahman b. Süleyman b. Muhammed
el-Useymîn), Riyad 1425/2005, I, 273; Ýbnü’l-Lahhâm, el-MuÅta½ar fî u½ûli’l-fýšh (nþr. M. Hasan
M. Hasan Ýsmâil), Beyrut 2000, tür.yer.; Ali b. Süleyman el-Merdâvî, et-Ta¼bîr þer¼u’t-Ta¼rîr fî u½ûli’l-fýšh (nþr. Abdurrahman b. Abdullah el-Cibrîn
v.dðr.), Riyad 1421/2000, I, 7; II, 492, 587, 715,
765; V, 2211, 2401; VI, 3050; VIII, 3770, 3800;
Ýbnü’l-Mibred, Þer¼u øåyeti’s-sûl ilâ £ilmi’l-u½ûl
(nþr. Ahmed b. Turuký el-Anzî), Beyrut 2000, tür.yer.;
Ýbnü’n-Neccâr el-Fütûhî, Þer¼u’l-Kevkebi’l-münîr
(nþr. Muhammed ez-Zühaylî – Nezîh Hammâd),
Mekke 1413, I-IV, tür.yer.; Brockelmann, GAL
Suppl., I, 687; Hediyyetü’l-£ârifîn, II, 6; Abdülkadir Bedrân, el-MedÅal ilâ me×hebi’l-Ýmâm A¼med b. ¥anbel (nþr. Abdullah b. Abdülmuhsin
et-Türkî), Beyrut 1401/1981, s. 462; Bekr b.
Abdullah Ebû Zeyd, el-MedÅalü’l-mufa½½al ilâ
fýšhi’l-Ýmâm A¼med b. ¥anbel, Riyad 1417/
1997, II, 943, 1070; Abdullah b. Muhammed b.
Ahmed et-Tarîký, Mu£cemü mu½annefâti’l-¥anâbile, Riyad 1422/2001, II, 138.
ÿDavut Ýltaþ
–
˜
TEMÎM (Benî Temîm)
( &= )
Adnânîler’e mensup
bir Arap kabilesi.
—
™
Kabilenin atasý Temîm b. Mürr’ün nesebi Adnân’a kadar uzanýr. Temîm’in Avrâ
bint Dabbe adlý hanýmýndan olan üç oðlu
Zeyd Menât, Amr ve Hâris kabilenin ana
kollarýný oluþturur. Kabilenin diðer belli baþlý alt kollarý þunlardýr. Anber, Mâlik, Han418
zale b. Mâlik, Mâzin, Kâ‘b b. Sa‘d, Rebîa,
Dârim b. Hanzale, Mücâþi‘, Nehþel, Avf,
Sem‘ân. Yemâme çevresindeki Necid, Ýran
körfezi, Basra, Bahreyn ve Kûfe bölgesindeki Uzheyb, Temîmliler’in yerleþim alanlarýydý. Ýslâm’dan önce Hîre bölgesine de
yerleþen kabilenin bir kýsmý Kûfe þehrinin
kurulmasýndan sonra Kûfe’ye, Kuzey Afrika’ya ve Horasan’a gitmiþtir. Göçebe olmalarý sebebiyle kabilenin ekonomik hayatý hayvancýlýða dayanmaktaydý. Arap yarýmadasýnda ticarî hayatýn merkezleri olan
panayýrlardan biri Temîm kabilesinin yerleþim bölgesi Muþakkar’da kuruluyordu.
Büyük çoðunluðunu Mudar kabilelerinin
oluþturduðu Ukâz panayýrý da Temîmliler’in
aktif biçimde görev aldýklarý pazarlardandý. Bu pazarlarda çýkan anlaþmazlýklar Temîm ve kollarýna mensup kiþiler tarafýndan hallediliyordu. Ýslâm’dan önceki dönemde Temîm kabilesiyle Kelb kabilesi arasýnda siyasî ve ticarî bir ittifak söz konusuydu. Kabilenin bir diðer müttefiki Hîre’deki Lahmîler’di. Ancak Lahmîler’le iyi iliþkilerin, zamanla yerini kanlý savaþlara býrakmasý Temîm’i Hîreliler’in ticarî rakipleri
Kureyþ’e yaklaþtýrdý ve onlarla ittifak yapmalarýna sebep oldu. Kureyþ, Temîmliler’in
mallarýný pazarlarda satýyor ve onlara ihtiyaç duyduklarý mallarý temin ediyordu.
Ayrýca evlilik yoluyla bu iki kabile arasýnda
akrabalýk baðý kuruldu.
Ýslâm’dan önce Temîm kabilesinin çoðu
putperestti. Þems adlý bir putun Temîm’in
özel putu olduðu, hac maksadýyla bu putu ziyaret ettikleri kaydedilir. Öte yandan
Arabistan’ýn doðusu ile Bahreyn’in Sâsânî
egemenliðinde bulunmasý Temîmliler arasýnda Mecûsîliðin yayýlmasýna yol açtý; Hîre’ye göç eden Temîmliler ise Hýristiyanlýðýn etkisinde kaldýlar. Temîmliler’in yoðun
biçimde yaþadýklarý Basra, Uman ve Bahreyn, II. Þâpûr zamanýnda Sâsânîler’in nüfuz alanýna girdi. Temîmliler’le Sâsânîler
arasýnda bazý gerginlikler yaþandý. Yemen’den Medâin’e giden Sâsânî ticaret kervanlarýna saldýran Temîm kabilesi Muþakkar’da Ýranlýlar tarafýndan kanlý bir þekilde cezalandýrýldý. Benzer bir olay Hz. Ebû
Bekir’in hilâfetinin ilk yýllarýnda meydana
geldi. Ýran kisrâsý Temîmliler üzerine bir ordu gönderdi. Bu olaylarýn ardýndan Temîm
ile Sâsânîler arasýndaki iliþkiler düzeldi ve
Sâsânîler’in yýkýlýþýna kadar bu þekilde devam etti. Temîmliler, Hîreliler’le de genellikle iyi iliþkiler içinde bulundu. Hîre melikleri yönetime katýlmalarýný saðlayarak
bedevî Temîmliler’i kontrol altýnda tuttu;
bu amaçla Ridâfe adýyla kral nâibliðine benzer bir kurum oluþturuldu.
Eyyâmü’l-Arab’da Temîm ile diðer Arap
kabileleri arasýnda çok kanlý savaþlar cereyan etti. Rebîa, Hâris b. Kâ‘b, Bekir b.
Vâil, Kays ve müttefiklerine karþý yapýlan
savaþlar bunlarýn en önemlileridir. Temîm
ile Kureyþ arasýndaki ticarî iliþkiler siyasî
iliþkileri de etkiledi. Kabilenin atasý Temîm
b. Mürr’ün Kureyþ kabilesinin dayýlarý oluþu (Temîm b. Mürr’ün kýz kardeþi olan Berre bint Mür, Kureyþ’in babasý Nadr b. Kinâne’nin annesidir) bu iliþkilere katkýda bulundu. Ýslâm’dan önce Hz. Muhammed’in
Temîm’den Ýyâz b. Hýmâr gibi arkadaþlarý
vardý. Hz. Hatice’nin Resûl-i Ekrem’le evlenmeden önceki eþi Ebû Hâle Temîm kabilesindendi. Kureyþ kervanlarý Dûmetülcendel’e gitmek istediklerinde Temîm’e ait
Hazn’e uðrardý. Ýran kisrâlarý Bahreyn valilerini Temîm kabilesinin Abdullah b. Zeyd
boyundan seçerdi. Hz. Peygamber zamanýndaki Bahreyn Valisi Münzir b. Sâvâ idi.
Resûlullah, 9 (630) yýlýnda Alâ b. Hadramî’yi Münzir b. Sâvâ’yý ve halkýný Ýslâmiyet’e davet için Bahreyn’e gönderdi. Münzir Ýslâmiyet’i kabul edip valilik görevini
sürdürdü. Onunla birlikte bölgedeki Araplar’la bir kýsým Ýranlýlar da müslüman oldu. Resûl-i Ekrem ile kendisinden kýsa bir
süre sonra ölen Münzir arasýnda bazý yazýþmalardan söz edilmektedir.
Mekke’nin fethi sýrasýnda Ýslâm ordusunda bazý Temîmliler’in de bulunduðu bilinmektedir. Akra‘ b. Hâbis baþkanlýðýndaki Temîmliler, Resûlullah ile birlikte Huneyn ve Tâif seferlerine katýldýlar. Huneyn
Savaþý’nýn ardýndan Temîmliler’in ellerindeki esirleri býrakmak istememeleri Hz.
Peygamber’i üzdü. Kendileriyle bu meseleyi konuþmasýna raðmen esirleri hâlâ ellerinde tuttuklarýndan esirler için fidye belirlendi. Akra‘ b. Hâbis de müellefe-i kulûbdan sayýlarak kendisine 100 deve verildi. 9
(630) yýlýnda Resûl-i Ekrem’in Huzâa kabilesinin yýllýk vergilerini toplamak için gönderdiði memurun ayný yörede hayvan otlatan, henüz müslüman olmamýþ Temîm’in
bir kolu olan Benî Anber’den de vergi istemesi üzerine karýþýklýk çýktý. Hz. Peygamber durumu öðrenince Uyeyne b. Hýsn elFezârî kumandasýnda elli kiþilik bir birliði
Benî Anber üzerine gönderdi. Uyeyne on
bir kadýn, on bir erkek ve otuz kadar çocuðu esir alýp Medine’ye getirdi. Bu olayýn
ardýndan Temîm kabilesi bir heyet göndererek esirlerin iadesini istedi. Resûlullah esirleri serbest býrakýnca heyettekiler Ýslâmiyet’i benimsedi. Temîmliler ayný
yýl yetmiþ seksen kiþilik bir diðer heyeti
Hz. Peygamber’e yolladý. Ýçlerinde Akra‘
b. Hâbis gibi müslümanlar yanýnda Utâ-
TEMÎM ed-DÂRÎ
rid b. Hâcib, Zibrikan b. Bedr, Kays b. Âsým,
Kays b. Hâris, Nuaym b. Sa‘d, Riyâh b. Hâris ve Amr b. Ehtem gibi kimseler vardý.
Öðle vakti Medine’ye ulaþan heyet Resûl-i
Ekrem’in evinin önüne gelince bedevîlere
has kaba bir tavýrla kendisine seslenip yanlarýna çýkmasýný istediler. Resûlullah onlarla görüþtü, kendilerine hediyeler verdi
ve esirleri iade etti. Bunun üzerine heyettekiler müslüman olduklarýný bildirdiler.
Hucurât sûresinin 2-5. âyetleri Temîmliler’in bu saygýsýz davranýþý üzerine nâzil olmuþtur. Temîm’den tek baþýna gelip Ýslâm’ý
kabul edenler oldu. Temîm’in Benî Amr
kolundan Süfyân b. Uzeyl ve Hz. Peygamber’in yakýn arkadaþlarýndan kýlýç imalât
ustasý Habbâb b. Eret bunlar arasýndadýr.
Resûl-i Ekrem birçok Temîmli’yi zekât
âmili olarak kendi kabilelerine gönderdi.
Onun vefatýndan sonra Safvân b. Safvân
ve Zibrikan b. Bedr adlý âmiller topladýklarý zekât mallarýný Hz. Ebû Bekir’e teslim
ederken bir kýsmý irtidad hareketlerinin
sonucunu bekledi. Mâlik b. Nüveyre ile
Vekî‘ b. Mâlik ise kabileleriyle birlikte Temîm’in Yerbû‘ koluna mensup yalancý peygamber Secâh’a katýldý. Mâlik b. Nüveyre
öldürülürken Vekî‘ b. Mâlik Ýslâm’a yeniden baðlýlýðýný bildirdi. Ýrtidad hareketlerini bastýrmak için Bahreyn’e gönderilen
Alâ b. Hadramî bölgedeki Behrîler, Temîm
ve onun bir kolu olan Ribâb’dan destek
gördü. Temîmliler, ridde savaþlarýnýn ardýndan baþlatýlan fetih hareketlerine katýldýlar ve önemli yararlýlýklar gösterdiler.
Ahnef b. Kays, Ka‘ka‘ b. Amr, Akra‘ b. Hâbis ve Âsým b. Amr bu dönemde öne çýkan Temîmli kumandanlardýr. Hz. Ömer
döneminde Sa‘d b. Ebû Vakkas kumandasýnda Sâsânîler’e karþý yapýlan savaþa
Temîmliler 4000 kiþilik bir kuvvetle katýldýlar. Hz. Osman zamanýnda Ahnef b. Kays
yönetiminde Horasan’ýn fethinde önemli
baþarýlar elde ettiler. Temîm kabilesi ve
çeþitli kollarý Basra ve Kûfe þehirleri kurulduktan sonra bu þehirlere iskân edildi,
bir kýsmý fethedilen Ýran topraklarýna yerleþti. Emevîler zamanýnda da Orta Asya
fetihlerinde bulundular.
Ebû Müslim-i Horasânî’nin kumandanlarý arasýnda yer alan Temîmli Aðleb b. Sâlim, 144 (761) yýlýnda Ýfrîkýye’ye gönderilen Muhammed b. Eþ‘as el-Huzâî’nin ordusunda görevlendirildi ve Zap valiliðine
getirildi. Abbâsî Halifesi Mansûr döneminde Ýfrîkýye valiliðine tayin edilen Aðleb bu
görevde iken Kayrevan’daki bir kuþatma
esnasýnda öldürüldü (150/767). Bazý isyanlarý bastýran oðlu Ýbrâhim b. Aðleb 184’te
(800) Hârûnürreþîd tarafýndan Ýfrîkýye va-
liliðine getirildi. Böylece Ýfrîkýye’de Aðlebîler hânedanýnýn temelleri atýldý. 296 (909)
yýlýnda Fâtýmîler’ce ortadan kaldýrýlýncaya
kadar Aðlebîler’in Kayrevan’daki iktidarý
devam etti. Temîmliler Cemel ve Sýffîn savaþlarýnda genellikle Hz. Ali’nin yanýnda
yer aldýlar. Sýffîn Savaþý’ndan sonra hakemlerin kararýný askerler arasýnda okuyan Eþ‘as b. Kays’a, “Hüküm ancak Allah’a
aittir” diyerek Þebes b. Rib‘î kumandasýnda Hz. Ali’nin ordusundan ayrýlan ve Kûfe
yakýnýndaki Harûrâ’ya çekilip ilk Hâricî zümresini oluþturan 12.000 kiþilik grup Temîm’in Rebîa b. Hanzale kolundan ibaretti. Hz. Ali’yi desteklemeleri ve daha sonra Hâricîler’e yaklaþmalarýndan dolayý Temîmliler’in Emevîler’le iliþkileri pek dostça olmamýþtýr. Ezârika reislerinden Katarî b. Fücâe, Sâlih b. Müserrih, Ýbâzî reislerinden Abdullah b. Ýbâz, Sufrî reislerinden Abdullah b. Saffâr, Ebû Bilâl Mirdâs
b. Üdeyye, kardeþi Urve, Müstevrid, Sehm
b. Galib, Hâris b. Hilâl gibi pek çok Hâricî
önderi Temîm kabilesine mensuptur. Bununla birlikte Emevî yönetimiyle iþ birliði
yapan Temîmliler de vardýr.
Temîmli âlimler arasýnda Âmir b. Abdullah, Saîd b. Hýms b. Umâre, Îsâ b. Mugýre, Muâviye b. Ýshak b. Talha, Seyf b.
Ömer, Süfyân es-Sevrî, Þebîb b. Þeybe,
Ebû Amr b. Alâ, Ýbn Semâa, Abdülkerîm
es-Sem‘ânî, Abdürrahîm es-Sem‘ânî, Ebü’lMuzaffer es-Sem‘ânî, Muhammed b. Mansûr es-Sem‘ânî, Muhammed b. Abdülvehhâb anýlabilir. Ayrýca Temîm kabilesine mensup meþhur hakemlerden Eksem b. Sayfî, Hâcib b. Zürâre, Akra‘ b. Hâbis, Rebîa
b. Muhâþir, Damre b. Damre; ünlü hatiplerden Eksem b. Sayfî, Ahnef b. Kays, Hâcib b. Zürâre ve Kays b. Âsým’ý zikretmek
gerekir. Alkame b. Abede, Esved b. Yaðfur b. Abdülesved, Evs b. Hacer, Adî b.
Zeyd, Selâme b. Cendel, Sühaym b. Vesîl
b. Amr gibi Câhiliye dönemi Arap edebiyatýnýn en meþhur þahsiyetleri Temîmlidir. Temîmliler’de bu gelenek Ýslâm’dan
sonra da devam etti. Ýçlerinden Amr b.
Ehtem, Accâc ve oðlu Rü’be, Mâlik b. Nüveyre, Cerîr b. Atýyye, Ferezdak, Baîs, Evs
b. Maðrâ gibi þair ve edebiyatçýlar yetiþti.
BÝBLÝYOGRAFYA :
Vâkýdî, el-Me³åzî, III, 951, 954, 974, 975; Ýbn
Hiþâm, es-Sîre, II, 93; IV, 421, 489, 493, 496,
561; Ýbn Sa‘d, e¹-ªabašåt, I, 142, 143, 330; II,
326; Ýbn Habîb, el-Mu¼abber, s. 181, 245, 265,
316; Ýbn Kuteybe, el-Ma£ârif (Ukkâþe), s. 65, 76,
405, 411, 417, 625, 651; Belâzürî, Fütûh (Fayda), s. 113, 114, 123; Müberred, Nesebü £Adnân
ve Æa¼tân (nþr. Abdülazîz el-Meymenî er-Râckûtî), Kahire 1354/1936, s. 8, 9; Taberî, TârîÅ (Ebü’lFazl), III, 46, 65, 87, 115-120, 268, 269, 273,
275; IV, 300-301; VI, 539; Ýbnü’n-Nedîm, el-Fih-
rist (nþr. Ýbrâhim Ramazan), Beyrut 1998, s. 129;
Ýbn Hazm, Cemhere (nþr. E. Lévi-Provençal), Kahire 1948, s. 201, 204, 207, 209, 211, 215, 216,
219; Bekrî, Mu£cem, I, 207; II, 228, 365, 372,
668; III, 899, 997; IV, 1133, 1152, 1165, 1335;
Sem‘ânî, el-Ensâb (Bârûdî), I, 479; Cevâd Ali, elMufa½½al, IV, 206, 208, 526 vd.; V, 137; Ahmed
Aðýrakça, Hz. Ebû Bekir Devri Ýslâm Tarihi, Ýstanbul 1998, s. 143, 147, 206; Hamîdullah, Ýslâm
Peygamberi (Tuð), I, 374-375, 390; II, 945; a.mlf.,
el-Vesâiku’s-Siyâsiyye: Hz. Peygamber Döneminin Siyasî-Ýdarî Belgeleri (trc. Vecdi Akyüz),
Ýstanbul 1997, s. 160-168; J. Wellhausen, Ýslâmiyet’in Ýlk Devrinde Dinî-Siyasî Muhalefet Partileri (trc. Fikret Iþýltan), Ankara 1996, s. 29, 35,
40, 49, 53, 56; Ahmet Turan Yüksel, Ýslâm’ýn Ýlk
Döneminde Ticarî Hayat, Ýstanbul 1999, s. 19,
26; M. Mahfuz Söylemez, Bedevîlikten Hadarîliðe Kûfe, Ankara 2001, s. 154, 155, 157; Abdülcebbâr el-Ubeydî, “Kabîletü Temîmi’l-.Arabiyye
beyne’l-Câhiliyye ve’l-Ýslâm”, ¥avliyyâtü Külliyeti’l-âdâb, VII, Küveyt 1406/1986, s. 8-101; G.
Levi Della Vida, “Temîm”, ÝA, XII/1, s. 154; M. Lecker, “Tamým b. Murr”, EI 2 (Ýng.), X, 172-175.
ÿÝrfan Aycan
–
TEMÎM ed-DÂRÎ
( ‫) &א
א‬
—
Ebû Rukayye Temîm b. Evs
b. Hârice (Hârise) ed-Dârî
(ö. 40/661)
˜
Sahâbî.
™
Filistin’de doðdu. Kahtânîler’e mensup
Benî Dâr kabilesindendir. Bundan dolayý
Dârî nisbesiyle meþhur olmakla birlikte Ýslâmiyet’i kabulünden evvel ibadet ettiði
manastýra nisbetle Deyrî diye anýldýðý zikredilmiþtir (Nevevî, I, 138). Ticaret yaptýðý
söylenen Temîm, muhtemelen kendisi hakkýnda anlatýlan cinler tarafýndan kaçýrýldýðýna dair halk hikâyelerinden (aþ.bk.) esinlenilerek “Muhtetaf” (Muhtetif) lakabýyla
anýlmýþtýr. Müslümanlýðý benimsemeden
önce ticaret maksadýyla Mekke’ye sýk sýk
gitmiþ, bazan uzun süre orada kalmýþ, hicretten sonra da Medine’ye gidip gelmeye
baþlamýþtýr (Ýbn Asâkir, XI, 82). Temîm’in
Ýslâm’a giriþiyle ilgili çeþitli rivayetler nakledilmektedir. Bunlardan birinde hicretten
evvel altý kiþilik bir heyetle Mekke’ye geldiði, burada Resûl-i Ekrem’e biat ettiði,
ondan Þam bölgesindeki bazý arazilerin
kendilerine verildiðine dair bir belge aldýðý, hicretten sonra tekrar gelip bu belgeyi yenilettiði ve Resûlullah’ýn bunu kendilerine teslim ederken, “Ýnsanlarýn Ýbrâhim’e
en yakýn olaný ona uyanlarla þu peygamber (Muhammed) ve ona iman edenlerdir;
Allah müminlerin dostudur” âyetini (Âl-i
Ýmrân 3/68) okuduðu nakledilmiþtir (Ýbn
Asâkir, XI, 64-65). Ancak bu âyetin mede419
Download