Çİn`dEn öĞREndİKLERİMİZ

advertisement
E T KİNLİK
5
ÇİN’DEN ÖĞRENDİKLERİMİZ
K a yn a K 1 :
(Ponting, Clive, Yeni Bir Bakış Açısıyla Dünya Tarihi, Alfa
Yayıncılık, 2011, s. 345-347)
I
I Ğ
L
A R
Ç
İ
N
Semerkant’ta yaklaşık 650’den beri kâğıt üretiliyordu. Yörenin, özellikle 751’deki Talas Sava-
Avrupa kâğıt kullanımını benimsemekte yavaş
davrandı. Hem 1145’te Sicilya Kralı II. Roger hem
de 1221’de Almanya’da II. Frederick resmi belgelerde kâğıt kullanılmasını yasakladı. Hıristiyan Avrupa’da kâğıt fabrikası 1276’da İtalya’da kuruldu.
Teknoloji İslam dünyasından geldi ve Avrupa’nın
icadın aslında Çinlilere ve 1000 yıldan daha öncesine ait olduğu hakkında hiçbir fikri yoktu. Fransa, İtalya ve Almanya 14. yüzyılda kâğıt yapmaya başladı, ama İngiltere’de 1495’e kadar kâğıt
fabrikası yoktu ve 1586’ya kadar Hollanda’da da
olmadı. Avrupa kâğıdının sorunlarından biri, karışımda kullanılan paçavra oranının daha yüksek
olması nedeniyle kalitesinin çok düşük olmasıydı.
Üretim süreci, giderek artan talep nedeniyle paçavraların yerini odun hamurunun aldığı 19. yüzyıla kadar neredeyse hiç değişmedi ve bu yapıldığında kalite daha da düştü.
Y G
Kâğıt, Çin’de MS 105 dolaylarında Han sarayından bir görevlinin denetimi altında geliştirildi. En
eski tipi, ham elyafın (özellikle dut ağacının kabuğu, defne ve ot) ve paçavraların bir karışımından
oluşuyordu. Elyaf 100 gün suda bekletiliyor, varsa dış kabuklar ayıklanıyor, kâğıt hamuru kireçle
karıştırılıyor, 8 gün kaynatılıyor ve tekrar tekrar
yıkanıyordu. Daha sonra süzülüyor, yumuşak bir
hamur elde edene kadar dövülüyor, ağartılıyor,
yıkanıyor ve kolalanıyordu. Kâğıt yapmak için bir
çerçeve, bu karışımın olduğu tekneye daldırılıyor,
suyu akıtılıyor ve ısıtılmış bir duvarın üzerinde kurutuluyordu. Teknikler zamanla geliştirildi. Çin’de
kâğıt kullanımı 100 yıl içinde yaygın bir hale gelmişti. İpeğin aksine kâğıdın üretim yöntemleri gizli tutulmaya çalışılmadı. Kâğıt hızla Orta Asya’ya
yayıldı. 7. yüzyıla gelindiğinde Kore ve Japonya’ya, bir süre sonra da Hindistan’a ulaştı.
şı’ndan sonra, İslam askerleri tarafından fethedilmesinin sonucu kâğıt teknolojisinin batıya aktarılması oldu. İslam askerleri esir aldıkları Çinli
işçileri Bağdat’a götürdü ve bu işçiler 793’te burada bir kâğıt fabrikası kurdu. Kâğıt, İslam dünyasında hızla parşömenin ve aynı zamanda Mısır’da
yaygın papirüs kullanımının yerini aldı, Kuzey
Afrika’ya yayıldı ve 10. yüzyıla gelindiğinde İslam
İspanya’sına ulaştı. Müslüman kâğıt üreticilerinin
karşılaştığı sorun uygun ağaç kabuklarının yokluğuydu ve bu nedenle daha sonra paçavra oranı
artırıldı. Bu, kâğıt kalitesini düşürdü.
U
Kâğıdın İcadı
Kâğıdın icadından önce toplumlar yazı yazmak için, hepsi de önemli dezavantajlara sahip
az sayıda malzemeyle sınırlandırılmışlardı. Taş
üstüne oymak (taşıması neredeyse olanaksız),
ağaç kabuğu (çok kırılgan), kil tabletler (ağır),
papirüs (kırılgan) ve parşömen ya da vellum. Vellum daha dayanıklı ve kâğıttan daha iyi bir yüzeye
sahip olmakla birlikte, tek bir kitap yazmak için
200’den fazla hayvanın derisi gerekebiliyordu ve
Avrupa’daki manastırlar, uygun hayvan derileri
kalmadığı için çoğu kez kitap yapmayı durdurmak
zorunda kalıyordu.
119
DKIH I-uygarliklar tarihi.indd 119
03.11.2014 12:01:40
ÇALIŞMA SORULARI (1)
1. Yazar kâğıt dışındaki malzemelerin dezavantajlarını sıralamış. Sözü edilen
malzemelerin kullanımının çevreye olan etkisini de düşünerek bu dezavantaj listesini
daha arttırabiliriz. Kâğıdı da bu listeye ekleyerek düşünelim… Peki, bunların hiç mi
avantajları yoktu? Bir de bu açıdan inceleyelim. Aşağıdaki çizelgeyi bu soruları, metindeki
fikirleri de kullanarak tamamlayalım. Kısa notlar halinde yazabilirsiniz.
Yazı Yazma Malzemeleri
Dezavantajları
Avantajları
-
Kil Tablet
-
Ağaç Kabuğu
-
-
Parşömen
-
-
Vellum (kaliteli, ince parşömen)
-
-
Kâğıt
-
-
2. Aşağıdaki boş harita üzerinde kâğıdın Çin’den başlayarak Avrupa’ya doğru yayılmasını, ilgili
tarihleri ve yerleri de belirterek gösteriniz. Bunun için uygun bir fiziki ve siyasi haritadan
yararlanabilirsiniz.
U Y G A R L I K L A R
T A R İ H İ - I
D İ L A R A
K A H Y A O Ğ L U
Taş
120
3. Bizler şu anda yukarıda belirtilen malzemeler dışında ne tür malzemeler kullanıyoruz? Bunların
avantajları ve dezavantajları nedir? Düşünün ve tartışın…
DKIH I-uygarliklar tarihi.indd 120
03.11.2014 12:01:41
Kay n aK 2 :
DKIH I-uygarliklar tarihi.indd 121
I
I Ğ
L
A R
Y G
U
N
Matbaanın Çin’den batıya doğru yayılmasının
izini sürmek, kâğıt kullanımının izini sürmekten
çok daha zordur. Uygurlar Soğdca’dan türetilmiş
alfabelerini kullanarak, Çinlilerin tahta bloklarıyla 9. yüzyılda kitap basıyorlardı; ama başlıklar ve
sayfa numaraları Çinceydi. Matbaanın kullanılması olasılıkla buradan Moğollara ve ancak Moğol
İmparatorluğu zamanında batıya yayıldı. 1294’te
İran’da ve yine aynı yıllarda Almanya’da da kullanılıyordu. 14. yüzyılın başlarına gelindiğinde,
Doğu Avrasya’dan 600 yıl kadar sonra, dini matbuat ve blok baskı kitaplar Avrupa’da hayli yaygın
olarak biliniyordu. Teknikler Çin’de kullanılanlarla tıpatıp aynıydı. Matbaadaki can alıcı gelişme,
hareketli metal harfler takımının kullanılmasıydı.
Bu ilk defa, yönetimin 1403’te Matbuat Dairesi’nde bir Harf Döküm Bürosu kurduğu Kore’de yapıldı. Metal harfleri üretmek için kullanılan teknikler
sikke kesilmesinden uyarlanmıştı ve kitaplara çok
büyük bir talep olduğu için ve baskı adetlerinin giderek artması nedeniyle gerekliydi. Avrasya’daki
teknolojik gelişmenin artan hızı, Avrupalılar tarafından hatalı olarak matbaanın “mucidi” sıfatıyla
övülen Johann Gutenberg’in 1440’ların sonlarında Strasbourg ve Mainz’da, alfabetik yazı sistemleri için çok uygun olan, benzer hareketli harfler
takımlarıyla denemeler yapmakta olmasından
anlaşılır. 1455’te Gutenberg, hareketli harfler takımıyla Avrupa’da basılan ilk kitap olarak, bir İncil
bastı. 16. yüzyıla gelindiğinde matbaanın gelişmesinin Avrupa üzerindeki etkisi, 600 yıl önce Çin’de
olduğu kadar büyük olacaktı.
İ
Tahta blokların oyulması ve hazırlanması
uzun zaman alıyordu, ama etkiliydiler. Matbaacılar her gün yaklaşık 2.000 çift sayfa basabiliyorlardı ve her blok yaklaşık 15.000 baskıdan sonra,
rötuş yapılarak bir 10.000 baskı için daha kullanılabiliyordu. Tahta bloklar Çin yazısı için özellikle
uygundu; depolanabiliyorlardı ve bir defada hayli
küçük tirajların düzenli olarak basılmasına son
derece uygunlardı. Matbaacılar kandil isinden sabit bir mürekkep geliştirmişlerdi. Bu, Avrupa’da
yanlış olarak “Hint mürekkebi” diye biliniyordu.
Çok renkli baskı 12. yüzyıla gelindiğinde alışıldık
bir şeye dönüşmüştü. 1040’larda Pi Sheng, seramikten yapılmış hareketli harfler takımı geliştirdi.
Tahtadan yapılmış hareketli harfler takımı daha
zor yapıldı, ama 1300 dolaylarında sorunların birçoğu Wang Chen tarafından çözülmüştü; harf takımı, yaklaşık 2 metre çapında döner bir tabladaki
bölümlere yerleştiriliyordu. 1322’ye gelindiğinde
Macheng’te, 100.000’in üzerinde hareketli harfler
takımı kullanılmaktaydı. Hareketli harfler takımı
kullanımını belli sınırlar içinde tutan ve böylece
tahta blok baskısını verimli kılan, Çincenin gerektirdiği harflerin muazzam sayısıydı.
Ç
Matbaa
Kâğıdın gelişimi olmasa, baskı yapılması olanaksız olabilirdi. Tahta bloklar kullanılarak yapılan ilk baskı, 700 dolaylarında Çin’e tarihlenir.
Baskının iki çok erken örneği de Kore ve Japonya’dan gelmiştir. İlki, Pulguksa Tapınağı’ndan,
751’e tarihlenen bir Budacı büyüsüdür. 754-770
arasında ise, bir milyondan çok Budist özdeyişi
(dharani) Japonya’da basılmış ve özel tapınaklara
ve stupalara (Budacı tapınak türü) konulmuştu.
Günümüze ulaşan tümüyle baskı ilk kitap 868’e
tarihlenen, Orta Asya’da İpek Yolu’ndaki Tunhuang kaynaklı, Mahayana Budacılığı’nın klasiklerinden biri olan Diamond Sutra’dır. Geniş ölçekli
blok baskının gelişimi 10. yüzyılın sonlarında
Çin’de gerçekleşti. Budacı (9. yüzyılın ortasındaki takibatlara karşın, Tripitaka’daki (Buda’nın
öğretilerinin toplandığı kitaplar) Budacı yasaların altı farklı baskısını yapmışlardı ve her baskı
80.000’den fazla tahta blok gerektirmişti. Hükümetin mali destekte bulunduğu Ulusal Akademi
“Konfüçyüs” klasiklerini, Taocular da tüm kendi
yasalarını bastılar. Çok hızlı bir şekilde basılan kitaplara tarih, coğrafya, tıp, felsefe, şiir ve düzyazı
yapıtları eklendi. Her kentte kitapçı dükkânları
vardı ve kuşkusuz Çin dünya üzerinde, okuryazarlığın çok küçük bir elit dışında da yaygın olduğu
ilk toplumdu. Basılan kitapların sayısındaki artış
dikkat çekici bir kâğıt talebine yol açtı. 1100’lere
gelindiğinde başkente sadece bir eyaletten (Xinan) her yıl gönderilen kâğıt, 7 farklı türden olmak üzere 1,5 milyon tabakadan fazlaydı. Kâğıt
fabrikaların her birinde yaklaşık 1.000 işçi çalışıyordu ve uzunluğu yaklaşık 150 metre olan kâğıt
ruloları üretilebiliyordu.
121
(Ponting, Clive, Dünya Tarihi, Alfa Yayıncılık, 2011, s. 347348)
03.11.2014 12:01:41
ÇALIŞMA SORULARI (2)
1. Metinden, matbaanın icat edilmesinde ve yaygınlaşmasında Budacılığın hayli etkili
olduğu sonucunu çıkarmak mümkün görünüyor. Avrupa’da basılan ilk kitap ise İncil’dir. Bu durumun nedenleri üzerinde düşünerek fikirlerinizi arkadaşlarınızla tartışınız.
2. Yazar, Johann Gutenberg’in Avrupalılar tarafından hatalı olarak matbaanın “mucidi” sayılmasını
eleştiriyor. Sizce haklı mı? Görüşlerinizi argüman kullandığınız bir yazıyla ifade ediniz.
U Y G A R L I K L A R
T A R İ H İ - I
D İ L A R A
K A H Y A O Ğ L U
3. Matbaa Avrupa’ya çok geç gelmiştir. Birikiminizi kullanarak bu durumun nedenleri konusunda
çeşitli tahminler yapınız ve bunları aşağıdaki çizelgeye yazınız. Daha sonra bu konuda araştırma
yapın ve araştırma sonuçlarınızı tahminlerinizle karşılaştırın.
MATBAANIN AVRUPA’YA GEÇ GELMESİNİN NEDENLERİ
A) TAHMİNİ
SONUÇLARIM
B) ARAŞTIRMA
SONUÇLARIM
Doğru
Tahminlerim
Yanlış
Tahminlerim
Yanlış tahminlere
yol açan
nedenler?
122
DKIH I-uygarliklar tarihi.indd 122
03.11.2014 12:01:41
Kay n aK 3 :
Bu gelişmelerin tümü tamamen Çin sınırları
içinde ve Avrasya’nın diğer yerlerine ateşli silahlar hakkında hiçbir bilgi ulaşmadan gerçekleşti.
13. yüzyılın sonlarından başlayarak, büyük olasılıkla Moğollar zamanında barut teknolojisi hızla
batıya doğru yayıldı ve Hıristiyan Avrupa’dan çok
daha önce İslam dünyasına ulaştı. İslam kuvvetlerinin 1291’de Akka kuşatması sırasında ilkel patlayıcı humbaralar kullanmış olmaları olası görünüyor. İlk ilkel top Memlukler tarafından Mısır’da
kullanıldı ve 14. yüzyılın başlarında Kuzey Afrika
ve İspanya’ya ulaştı. Ateşli silahların bilgisi Batı
Avrupa’ya buradan geçti. Kullanılmış olduklarına
dair ilk kayıt, 1346’daki Crécy Savaşı nedeniyle
alınmıştır, fakat etkili silahların gelişmesi İslam
dünyasında Avrupa’dan daha hızlı oldu. 1453’te
Konstantinopolis kuşatmasında Osmanlı kuvvetleri, taşınmaları için 70 öküz ve 1.000’den fazla
insan gerektiren toplar kullanıyorlardı. (Çoğu zaman topları kullanılacakları yerde dökmek onları
nakletmekten daha kolaydı.) Bronzdan yapılmışlardı, çapları neredeyse bir metreydi ve 150 kilodan daha ağır gülleler atıyorlardı. Bu yeni silahların etkisi, birçok devlete bölünmüş olan ve neredeyse sürekli olarak savaş acısı çeken istikrarsız
Avrupa’da çok dramatik olacaktı. Çin’de yaratmış
olduğu etkiler dengeleri daha az değiştirmişti.
Ç
İ
N
U
Y G
A R
L
(Ponting, Clive, Dünya Tarihi, Alfa Yayıncılık, 2011, s. 348349)
I Ğ
I
Barut
Barut ilk ilk olarak, Taocu simyacıların barutun içine konulan maddelerin (kömür, kükürt ve
güherçile denilen potasyum nitrat) karıştırılmasının tehlikelerini ilk defa kaydettikleri 9. yüzyılda,
tahta blok baskıyla aynı zamanda geliştirilmişti.
919’a gelindiğinde huo yao, yani “ateş eczası”, bir
alev makinesinde ateşleyici olarak kullanılıyordu.
Yaklaşık 950’ye gelindiğinde Çinliler, uçarak kaybolup gitmesine izin verilmeyen, roket düzeneğinde taşınabilir bir alev fırlatıcı olan “ateş mızrağı”nı mükemmelleştirmişlerdi. Denemeler karışımdaki güherçile miktarı artırılınca neler olduğunu
gösterince, gerçek patlayıcılar geliştirildi. Yaklaşık 1000’e gelindiğinde gitgide daha kalın kovanlarla ilkel bombalar ve humbaralar yapılıyordu ve
1044’te barutun tam formülü ilk defa yazıldı. (Bu
Avrupa’da 1327’ye kadar bilinmedi.) 12. yüzyılın
sonlarında, hedefin üzerine gelindiğinde otomatik olarak ok yağdıran iki kademeli roketlerle birlikte çoklu roket atıcılar kullanılıyordu. Çok daha
önemli olan, giderek mermilerin atılabileceği dayanıklı (sertleştirilmiş kâğıt, bronz ve sonunda
dökme demir) boruların geliştirilmesiydi. 1120’ye
gelindiğinde namlulu silahlar alev makinesi olarak kullanılıyordu. 1280 dolaylarında, merminin
namlunun içini kapladığı ilk gerçek silah geliştirildi ve Moğollara karşı kullanıldı.
123
DKIH I-uygarliklar tarihi.indd 123
03.11.2014 12:01:41
ÇALIŞMA SORULARI (3)
1. Kaynak 3’teki metinden yararlanarak barutun kullanım alanları ve tekniklerindeki
gelişimini gösteren bir zaman çizelgesi hazırlayınız.
2. Asya veya Avrupa’da top yapma ve kullanma tekniklerinin gelişmesinde rol oynayanlar
kimlerdir? Bu kişiler, hangi nedenlerle, zamanında hayli pahalı olan ve emek isteyen bu işi
gerçekleştirmişlerdir?
D İ L A R A
K A H Y A O Ğ L U
3. Bazı icatlar ve keşifler, dünya tarihinde dönüm noktası niteliğinde gelişmelere neden olmuştur.
Aşağıdaki soruları bu açıdan düşünerek yanıtlayınız.
İCATLAR VE KEŞİFLER
DÖNÜM NOKTASIDIR, ÇÜNKÜ…
Kâğıt ve Matbaa
Barut ve top
Yazı
Tekerlek
Yelken
Saban
Üzengi
U Y G A R L I K L A R
T A R İ H İ - I
Çömlekçi Çarkı
124
Ateş
4. Yukarıdakilerden hangisi icat, hangisi keşiftir? Neden öyle düşündüğünüzü açıklayınız. Peki,
“tarım” icat mıdır, keşif mi? Argüman kullanarak görüşünüzü savununuz.
5. Kâğıdı, matbaayı, barutu öğrendiğimiz binlerce yıllık Çin uygarlığı nasıl oldu da 19. yüzyılda
Avrupalı devletlerin yarı sömürgesi durumuna düştü? Araştırın ve tartışın.
KAYNAKLAR
Le Goff, Jacques, Ortaçağ Batı Uygarlığı, Dokuz Eylül Yayınları, 1999
Davies, Norman, Avrupa Tarihi, İmge Kitabevi, 2011
McNeill, William H., Dünya Tarihi, Kaynak Yayınları, 1985
Roberts, J. M., Dünya Tarihi, İnkılap Kitabevi, 2011
Ponting, Clive, Yeni Bir Bakış Açısıyla Dünya Tarihi, Alfa Yayıncılık, 2011
DKIH I-uygarliklar tarihi.indd 124
03.11.2014 12:01:41
Download