BURSA iL MÜFTÜLÜGÜ UÜ iLAHiYAT FAKÜLTESi HAYATI, KİŞİLİGİ VE DÜŞÜNCELERİ İLE MUHAMMED HAMIDULLAH SEMPOZYUMU (18-19 Kasım 2005) Bursa Müftülüğü Hayatı, Kişiliği ve Düşünceleri ile Muhammed Hamidul/alı Sempozywmı MUHAMMED HAMİDULLAH'IN TARİHlİSLAM TARİHİ ARAŞTIRMALARINDAKi METODU ve BAZI GÖRÜŞLERİ Casbil AVCI* Sayın Başkan, Muhterem Hocalarım, Değerli Davetliler, Ben tebliğimde Muhammed Hamidullah'ın İslam tarihçiliyönünü ele almaya çalışacağıın. Ancak şunu belirtmek gerekir ki, Hamidullah'ın İsHim tarihi alanında en çok üzerinde durduğu ve uzmanlaştığı dönem Hz. Peygamber dönemi, diğer bir ifadeyle Siyer'dir. Bu sebeple benim tebliğiroJ e Sayın Doç. Dr. AdemApak'ın tebliği arasında birtakım ortak noktaların var olmasının doğal karşı­ lanacağını ümit ederek ve mümkün mertebe tekrarlara düşmeden bir tebliğ çerçevesinde bazı hususları belirtmeye çalışacağım. ği Her şeyden önce .Muhammed Hamidullah'ın çok yönlü bir İs­ lam alimi olduğu vurgulanmalıdır. O, sadece "islam tarihi değil, İs­ lam hukuku, Kur'an, hadis ve tefsir gibi alanlarda uzmanlaşmış ve çok sayıda eser telif etmiş veya neşretmiştir. Esasen özellikle Hz. Peygamber dönemi dikkate alındığında iyi bir İslam tarihçisi olmak için işaret edilen ilimlerde belirli düzeyde bilgi birikimine sahip olmak gerektiği açıktır: Hamidullah '·ın XX. Yüzyılın önde gelen İs Him tarihçisi olarak başarısının temelinde bu bilgi birikiminin yattığını söylemek mümkündür. Bu haliyle o, özellikle Ortaçağ İslam geleneğinde birçok örneğine rastladığımız çok yönlü İsliim alimi tipinin XX. Yüzy ıldaki başlıca temsilcilerinden biri olarak dikkat çekmek• Dr.; TDV Islam Aroşıırmalnrı Merkezi (!SAM) 196 Hayatı, Kişiliği ve Dtlşılıtcelel'i lle Muhammed Hamidııllalt Sempozyumn bir ifadeyle Hamidullah ilk akla gelen anlamıyla bir İsHim tarihçisi değil, geniş anlamda bir İslam kültür ve medeniyet tarihçisidir. Hamidullah' ın İslam tarihine ilgisi bir müslüman olarak şahsi merakı yanında Devletler hukuku veya İslam'da devlet idaresi bağ­ lamında Siyere duyduğu ihtiyaçtan kaynaklanmaktadır. işaret edile.n konuları hakkıyla ortaya çıkarabilmek için Hz. Peygamber dönemini inceleyen Hamidullah, uzun yıllar yaptığı araştırmalar sonucunda hem disiplinlerarası çalışmanın güzel bir örneğini vermiş, hem de İslam tarihi alanında metod, muhteva ve üslfıp açısından muhalled bir çalışma olan İslam Peygamberi adlı şaheserini telif etmiştir. ·· tedir. Diğer H~midullah'ın Hindistan'dan Türki)'e, Mısır ve Avrupa'ya kadar gezdiği birçok ülkede büyük bir dikkat ve sabırla yaptığı kütüphane çalışmaları, bilim adamlarıyla yaptığı görüşmeler, bildiği çok sayıda diller onun sade hayatı tercih eden mütevazi kişiliğiy­ le birleşmiş ve değerli eserlerin ortaya çıkmasına vesile olmuştur. Hamidullah'ın özellikle. tarih çalışmalarında gerekli olan Doğu ve Batı dillerini bilmesi, bilimsel merak sahibi olup doğru sorular sorması, ele aldığı konuyu geniş perspektifle incelemesi ve ihtiyaç duyulan yan disiplinlerden yararlanması gibi özellikleri onun başarılı . bir İslam tarihçisi olmasının zeminini teşkil eder. Muhammed Hamidullah İslam tarih, kültür ve medeniyeti açı­ sından önem taşıyan bazı klasik kaynakları neşretmiş ve aynı zamanda bilimsel eser neşrinin güzel örneklerini ortaya koymuştur. Günümüze kısmen de olsa ulaşabilen en eski si yer kitabı olan İbn İshak'ın (ö .. I 511768) eserini, Belazürl'nin (ö. 279/892-893) Enstibii'I-eşraf adlı eserinin siyer kısmını teşkil eden ilk cildini, Ebu Hanife edDlneverl'nin (ö. 282/895) İslam kültürünün III. (IX.) yüzyıla ait değerli bir botanilc ansiklopedisi olan Kitabü 'n-Nebat' ının günümüze ulaşan kısıqılarından bir bölümünü ve V. Yüzyılda yaşadığı anlaşılan Reşid b. Zübeyr'in Kitôbii 'z-Zehôir ve ~-tuhaf ını neşretmesi burada hatırlanabilir. Ayrıca o, Mecmii 'atii '1-vesôiki 's-siyasiyye'de Hz. Peygamber ve Hulera-yi Raşidln dönemine ait resm! .belgeleri bir araya getirip neşretmek ve zengin kaynaklarını bir arada vermek 197 Hnynlı, Kişiliği ve Dıişfinctilcri ile Mulınnllluul flnmidllllalı Sempozy1111111 suretiyle araştınnacılara bu konuda büyük kolaylıklar sağlamıştır. Onun, eserlerin neşrinde gösterdiği ilmi titizlik ve eseriere yazdığı mukaddimelerin önemine de ayrıca işaret edilmelidir. Bu girişten sonra Hamidullah 'ın İslam taribi alanındaki temel metodu, üzerinde durduğu bazı konular ve görüşlerini şöyle özetlemek mümkündür. Muhammed Hamidullah'ın İslam tarihi çalışmalarında başvur­ duğu kaynaklann çeşitliliği ve zenginliği dikkat çeker. O, ele aldığı konuya dair mümkün olan bütün kaynaklara ulaşma gayretindedir. Mesela Hz. Peygamber'in hayatını ele alırken Kur'an-ı Kerim, Kütüb-i Sitte başta olmak üZere hadis kaynakları, şiirler ve sair edebiyat ürünleri, kitabeler, siyer, ensab ve tabakat kitapları ile umumi tarihler, tefsir ve fıkıh eserleri onun başlıca kaynakları arasındadır. Hamidullah sadece İslam kaynaklan ile yetinmez, bazı konuları mukayeseli ele alabilmek gayesiyle İslam toplumu dışında Çin, Habeşistan, Mısır, Bizans, İran ve Hindistan gibi coğrafyalarda yaşayan millet ve kültürlere ait kaynaklara da başvuru ihtiyacını dile getirir. Mesela, Hz. Peygamber'in Bizans'la diplomatik münasebetleri konusunda çağdaş Bizans kaynaklarından mahrum bulunduğumuzu hatırlatarak döneme en yalan Bizans kaynakları olan Theophanes (ö. 81 8) ve Nikephoros'un (ö. 829) VIII. Yüzyıla ait kronikler.ine ve Zonaras'ın XII. yüzyıla ait eserine müracaat eder. ı Bu haliyle o, Muhammed Hamidullnh'ın hayatı, şahsiycti ve eserleri hakkında şıı eseriere başvuru­ labilir: Muhammed 1-lamidullah, lsliim Peygamberi (çev. Salih Tuğ), Istanbul 1993, I, XV-XX, ll, I 158-1 169; Ramazan Altınay, "Örnek Bir Çağdaş İsliını Bilimleri Arnştır­ macısı: Muhammed Hnmidullah", Yilzüncıi Yıl Oniversilesi llalı~ı•ot Faki/ltesi Dergisi, sayı: 3, yıl: 2000, s. 264-267; Salih Tuğ, "Prof. Dr. Muhammed Hamidullah 1908-2002 (1326-1423 h.)", Morife, Yıl: 2, Sayı: 3, (Konya, Kış 2002), s. 9-12; Mehmet Görmez, "Hnınidullnh Hocamız Üzerine Mehmet Said Hatiboğlu Ilc Söyleşi", lstamiyôt/Kitiibiyôt (Billte,-05), Ekim- Aralık 2002, s. 4-13; Isınail Kara, "Gurüb Etti Gilııcş Dilnya Karardı ...", Dergölı, Ci lt Xlll, sayı: 156, Şubat 2003, s. 1, 14-18; Yusuf Ziya Kavakçı, "Muhammed Hamidullah: Zamanımızın Dilnya Çapındaki Dev Islam Alimi", Yedi Iklim (M. Hamidullah Özel Sayısı) .. Cilt: XVI, Sayı: 157, Nisan 2003, s. 21-28; Orhan 1 Okay; "Alimi~ Ölümil", aynı eser, Cilt: XVI, Sayı: 157; Nisan 2003, s.40-41; Kflmil Yaşaroğlu, "Çok Yönlil Bir Islam Alimi Portrcsi: Muhammed Hnınidullah", aynı eser, Cilt: XVI, Sayı: 157; Nisnn 2003, s. 58-59; aynı yazar, "Muhammed Hamidullnlı", Çoğd(lş Isicim Diişilnilrlari (Hazırlayan: Cağfer Kar:ıdnş), Bursa 2003, s. 87-98; A. 198 Hayatı, Kişiliği vo Dıişıiucc/crl Ilc Mıtlıammcd Hamidul/alı Sampozyımm bizi İslam tarihinin aynı zamanda dünya tarihinin bir parçası olduğu gerçeğine götürür. Hamidullah kaynakların yanısıra üzerinde çalıştığı konu ile ilgili gerek Doğu' da ve gerekse Batı' da yapılan çalışmaları da göz önünde bulundurur. Bu çalışmalardan bazan doğrudan yararlanır, bazan da tenkit ve tashih eder. Hamidullah'ın İsHim tarih yazımında tarihe yardımcı ilimiere yaptığı vurgu önemlidir. Kendisi de ele aldığı konuları incelerken çeşitli yardımcı iliıniere başvurmuştur. Bazı yerlerin tespiti konusunda coğrafyaya, Hz. Peygamber'in doğum tarihi ve çeşitli olayların kronolojik sıralamasının sağlanması açısından takvim bilgisine; dönemin siyasi belgelerinin incelenmesi bakımından diplomatik ilmine müracaat etmesi örnek olarak zikredilebilir. Hamidullah özellikle Hz. Peygamber dönemindeki gazveterin cereyan ettiği meydanlar hakkında bilgi vermek için harita ve kı·oki çizimi konusunda özel dersler almış, Hz. Peygamber'in gazveteri hakkında kaynaklardaki bilgilerden yararlanmak yanında ilgili savaş meydanlarına bizzat giderek gözlemlerde bulunmayı ihmal etmemiştir. Hz. Peygamber 'in Savaşları ve Savaş Meydanlan (tre. Salih Tuğ, İstanbul ı 98 ı) adlı eser böyle bir bilimsel merakın ve sorumluluğun ürünüdür. Haın.i.: dullah bu eserinde ileride, araştırmacılar tarafından Hz. Peygamber döneminde cereyan eden bütün gazve ve seriyyelerin yerlerinin tespiti ümidini dile getirerek birçok defa yaptığı gibi yeni araŞtıriuacı­ lara ilmi hedefler tayin etmek gibi bilimsel sorumluluğu da yerine getirir. İslam tarihi ve özellikle Hz. Peygamber dönemi için gerekli bilimsel ve kendisinin işaret ettiği duygusal donamma sahip olan Hamidullah'ın en büyük başarısı eserlerini kaleme alırken bilginin sunumunda kendisini gösterir. Hamidullah metni kompoze ederken R. Momin, "Profcssor Dr. Muhnmnıod Haınidullnh (1 908-2002), Haindcırclls/amiclls, XXVIII, Kurachi 2003, s. 7-10; Adcnı Apnk, "Muhammed Hamidullah'ın Siycr Ilmine Knıkıl:ırı", Uludağ Oniversilesi ltülıiyal Fukilllesi Dergisi, XIIlll (Bursa 2004), s. 5372. Salih Tuğ-M. Kamil Yaşaroğlu, " Muhammed Hamidullah", TDV lrlöm Allsiklopedisi (DlA). XXX, 534-537. 199 llnynl~ Kişiliği va Dıişünc11/ari ile Mulınmmetl linmitlu/In/ı Sempozym1111 okurucunun, tarihçiiiiete başlıca anahtar rolü oynayan kim, ne, nerede, ne zaman, niçin ve nasıl sorularının cevabını bulabiieceği şe­ kilde ifade etmeye gayret gösterir. O, rivayetleri sıralamaktan uzak olarak anlamlı bir bütünlük içinde verir; konular arasında ilgi kurar; metinde geçen yer ve şahısları yan cümleciklerle tanıtarak kolay an-. Jaşılmasını sağlar. Muhammed Hamidullah Hz. ~eygamber'in hayatını klasik tarih kaynaklarında olduğu gibi kronolojik olarak anlatmak yerine konulara göre guruplandınp sistematik hale getirerek aniatmayı tercih etmiştir. Bununla birlikte tarih yazıınında kaçınılmaz olduğu için konuları kendi içinde kronolojik aniatınayı da ihmal etmemiştir. O, eserlerinde Hz. Peygamber dönemindeki siyasi olayların yanında toplum yapısım ve toplumun değişik kesimleri arasındaki ilişkile­ ri, dönemin çeşitli kuruınlanm, ekonomik ve gündelik hayatı gibi konulara yer vermek suretiyle İslam tarihi anlatımında sosyal tarih yaklaşımının örneklerini vermiştir. ı Hamidullah 'ın İslam kültür ve medeniyet tarihçiliği alanında· perspektif sahibi olduğu göıülür. O yazılarmda ve konferanslannda bizzat ele aldığı veya ihtiyaç halinde değindiği çeşitli konularla günümüz tabiriyle aynı zamanda bir sosyal tarihçi olduğunu göstermiştir. Onun yegane nüsha olarak Afyonkarahisar Kütüphanesinde tespit ettiği Reşid b. Zübeyr'in ez-Zehtiir ve ~-tuhaf adlı eserine ilgisi de bunu göstermektedir. Bu eserin, Bizans, Çin ve Sasani imparatorları ile İslam halife ve sultanlan başta olmak üzere Ortaçağ hükümdarları arasındaki hediyeleşmeler, ziyafetler, bayramlar ve diğer önemli günler, meşhurların mirası, defineler ve savaşlarda ele geçirilen ganimetiere dair olduğunu hatıriayabiliriz. geniş Tarih çalışmalannda kronolojinin önemi açıktır. Özellikle İslam tarihi çalışınalarında hicri tarihler, bazan bu husustaki farklı rivayetler ve bunların miladi çevirileri konusunda sık sık problemler ortaya çıkmaktadır. Muhammed Hamidullah Hz. Peygamber dönemi ile ilgili bazı olaylarm tarihlerini sağlıklı tespit açısından hicri takvim 2 Muhanııned Haınidullnh, lsllim Peygamberi (tre. Salih Tuğ), Istanbul 2001, 1, 346, 348. 200 Hayatı, Kişiliği va Dfişıiucelari Ila Mıılınmmed Hnmidu/lnlı Sampozyumıı. konusunu ele alınış, bu çalışmada kaynaklardaki rivayetler değer­ lendirilirken Araplarda uygulanan nesi konusunun dikkate alınması gerektiğine dikkat çekerek Hz. Peygamber dönemindeki bazı öneın­ li olayların hicrl ve miliidi tarihlerini tespit etmeye çalışmıştır.ı Bu noktada ifade etmek gerekir ki, Hamidullah yaptığı araştırma ve hesaplamalarla nesi'yi de dikkate alarak Hz. Peygamber'in doğum tarihini m: 569 yılı olarak tespit etmiştir. Muhammed Hamidullah, Hz. Peygamber'in Bizans ve Sasanl imparatorları başta olmak üzere dönemin bazı devlet başkanlarına gönderdiği İslam'a davet mektuplarına uzun zaman ayırmıştır. Bu mektUplardan günümüze ulaşanların orijinal olup olmadıklarını tespit bakımından Arap yazısının gelişimini dG dikkate alarak metinleri . kaynaklardaki ifadelerle karşılaştırmış, bazı mektup malze_melerinin laboratuvar tetkiklerine yer vermiştir. Bununla birlikte o, Hz. Peygamber 'in Altı Orijinal Diplomatik Mektubu adlı eserini kendi ilmi hassasiyetini gösteren şu cümteierle bitirmiştir: "Bu vesikaların aslına uygunluğunu tasdik etmeye kadar işi uzatmadan, acizane kanaatimce bunların aslına uygun olma şansları uydurma olmaların­ dan daha fazladır".< İsliim-Bizans ilişkileri . açısından önemli olmakla birlikte her iki sahada çalışan araştırmacıların pek dikkatini çekmeyen Hz. Ebu Bekir'in İmparator Herakleios'a gönderdiği elçilik heyetine dair müstakil bir makale kaleme alan Hamidullah, bu makalesinde tarih çalışmalarındaki merakının dikkat çekici bir örneğini sergilemiştir. İslam kaynaklarındaki rivayetlere göre elçilerden temel dini inançları, ibadet ve adetleri hakkında bilgi alan imparator bir ara onlara sarayda özenle saklanan ipek kumaş üzerine işlenmiş bazı peygamberlere ait resimleri ihtiva eden albümü göstermiştir. İlgili rivayetlerde mübalağa ve efsane unsurlarının yer aldığına işaret etmekle birlikte Hamidullah, Kitab-ı Mukaddes'te peygamber olduğu belirti3 4 Haınidullnh'ın metod ve muhıeva açısından Hz. Peygamber dÖnemini ele alışı konusundn bkz. Adcın Apnk, "Muhammed Hamidullnh'ın Siycr Ilmine Katkıları", Uludağ Oniversitesi 116/ıiyat Fakiiliesi Dergisi, XIIlll (Bursa 2004), s. 53-72. Muhammed Hamidullah, "Hicri Takvim ve Tarihi Arkaplanı" Uludağ Oniversitesi Ilcilıiyat Fakiiiresi Dergisi, IX (2000), 671-685. 201 Hayatı, Kişiliği 110 Diişliııcelori ile Mulıtımmetl flamidııllnlı Sempozyıımu !en Danyal'a ait bu resim koleksiyonu hakkında çeşitli kültürlerdeki rivayetleri merak etmiş, benzeri rivayetlerin Zonaras ve Kedrenos gibi Bizans kaynaklarında yer aldığını, aynı şekilde Rusya, Çin ve İspanya'da da benzeri anlatımların söz konusu olduğunu tespit ederek takdiri okuyucuya bırakmıştır.s Hamidullah, Reşld b. Zübeyr'in ez-Zehair ve ~-tuhaf adlı eserinde Frank kraliçesi BerHi 'nın h. 293 (m. 905-906) yılında Abbasi Haiifesi Muktefı-Billah'a (289-295/902-908) oldukça değerli hediyeler gönderdiğine dair rivayet hakkında müstakil bir makale kaleme almıştır. Berta'nın kimliğini tespit için dönemin Avrupa tarihi hakkında detaylı bir araştırma yaparak onun İtalya 'nın Toskana bölgesi markisi ll. Adalbert'in eşi olduğu sonucuna varmıştır. HamiduJJah, kocası Il. Adalbert ile araları açılan ve kocasının Almanya kralı tarafından tevkif edilip hapse atılması sebebiyle uzun süre ondan ayrı kalan 46 yaşındaki Berta'nın Bağdat'taki genç halifeye ümit bağlamış olabileceğine dair şahsi tecessüsünü de okuyucularıyla paylaşmıştır. • Hamidullah İslam tarihini oldukça geniş bir açıdan ele alır. Ona göre İslam tarihi kainatın yaratılışı ve Hz. Ademle başlar; kıyamete kadar da devam eder. Nasıl ki İslam evrensel birdinseve yaratılışın başlangıcından, Hz. Adem'den kıyamete kadar· uzayıp gitmekte ve bütün alemi kapsamına almakta ise, ayrıca Hz. Musa ve Hz. İsa sadece Yahudilik ve Hıristiyanlığın peygamberi olmayıp aynı zamanda İslam'ın da peygamberi iseler, İslam'ın kesintisiz, devamlı ve şiirnil bir din o lduğu dikkate alındığında tarihi de evrensel ve sonsuz olmalıdır'. Resillullah'ın değil, aynı S 6 7 202 sadece dini tebliğ etmekle görevli bir peygamber zamanda kurumları ve kanunlarıyla bir devlet kurucu- Muhammed Hamidullnh, Hz. Pl!ygamber'in Allı Orijinal Dip/ommik Mektubu (tre. Mehmet Ynzgıın). Istanbul 1990, s. 163. Muluıınınod Hıımidulloh, "Une Arnbassade du Ca life Abü Bakr Auprcs de I'Eınpcreur Heraclius et le Livrc By:zantin de la Prediction des Dcstinces", Folio Oriemalia, 1111-2 (Krakow 1961), s. 29-42. Muhammed Hamidullah, "Kitalı al-zoxoir va'l-111/wfve Abbasiler devrinde Ba&dadRonın ın!lnasebctlcri"lv/ôm Trıtkikfl!ri Eu.vtitflsü Dergisi, 11/1 (1956-57), s. 113-145. Hayat1, Kişiliği ve Diişliucolori i!IJ Mulwımnetl Hamidullah Sempozyumu su olduğunu sqyleyen Hamidullah, Hz. Peygamber'in Medine'de kurduğu ilk İslam devletinin sınırlarının kendisinden sonraki ilk üç halife döneminde "yıldırım hızıyla" genişlerliğine dikkat çeker ve bu yükselişin sebepleri üzerinde durur. Ona göre ilk İslam fetihlerini izah için öne sürülen açlık, kıtlık ve ganimet gibi ekonomik sebepler ikna edici olmanın ötesinde gülünçtür. Hamidullah'a göre ilk dönem İslam fetihlerinin hızla gerçekleşmesinin temel sebebi·, çoğu oryantalistlerce ileri sürülen bu ve benzeri hususlarda değil, İslam'ın gayri ıİıüslimleri de içine alan kuşatıcı adalet ve doğruluk prensipleri ile Hz. Peygamber, luilifeleri ve diğer sahabilerin öme~ yaşayış ve uygulamalarında aranmalıdır. • Hamidullah'ın üzerinde durduğu konMlardan biri hilafet müessesesidir. Hamidullah, "el-e'iminetü min Kurayşin" (Devlet reisieri Kureyş 'tendiı') manasındaki hadisin kıyamete kadar tatbiki gereken bir emir mi, yoksa muayyen bir zaman için tatbiki söz konusu olan bir hadis mi olduğu sorusunu sorarak, bunun ne zaman ve hangi maksatla söylendiğine dair ciddi bir malumatın bulunmadı­ ğını belirtir ve konuyu izah için başka rivayetlere müracaat etmek gerektiğini söyler. Hamidullah'a göre Hz. Peygamber'in savaş vb. sebeplerle Medine'den ayrıldığında yerine bıraktığı sahabilerin hepsi Kureyş 'ten değildi. O naiblerini bazen muhacirlerden bazen da ensardan seçiyordu. Hatta, ama olan İbn Ümmü M~ktüm'u da vekil bıraktığı oluyordu. Mü 'minlerin kardeş olduğunu ve aralarında hiçbir fark bulunmadığını hatırlatan Haınidullah, Hz.. Ebu Bekir'in Beni Saide sakifesinde söylediği "Müslüman) ar Kureyş 'ten başka­ sının halif~ olmasını kabul etmezler" sözünün o zamanın toplumsal şartları ile ilgili olduğunu if~de eder. 9 Hamidullah' ın İslam tarihinde üzerinde durduğu konulardan biri Hz. Osman döneminden itibaren İslam toplumunda ortaya çıkan iç karışıklıklar, diğer bir ifadeyle fitne dönemidir. O bu karışıklık­ ların merkezine Abdullah b. Sebe gibi yahudileri yerleştirir. Daha 8 9 Muhammed Hanıidullah, islam Tarihine Giriş (tre. Ruhi Özcan), istanbul 1994, s. 13. Muhammed H:ımidullah, ilk Islam Devleti (tre. İhsan Silreyya Sırma), Istanbul 1992, s. 42-44. 203 Hayatı, Kişiliğiıte Diişıincrıferi ile !tfulınmmrıd Hamidulin/ı Somjlozyunlll açık bir ifadeyle Hamidullah'a göre Hz. Osman'ın şehid edilişiyle sonuçlanan olaylar ile daha sonra Hz. Ali dönemindeki Cemel ve Sıffın savaşları birer Yahudi oyunundan başka bir şey değildir ve bu komplonun sahipleri kendilerine müslüman diyen Yahudilerdir.'• Bu konuyu araştırmaya uzun zaman ayırdığın ı belirten Hamidullah bü- · tün bu meseleleri hallettiğini iddia etmediğini ancak araştırmalarnun kendisini bu sonuca götürdüğünü de ilave eder. Hamidullah tarih çalışınaları açısından ilg_inç bazı konularda da yazılar kaleme almıştır. Ortaçağda müslümanların petrol (neft) hakkında bilgi sahibi olduklarına dair yazısı" ile Kristof Kolomb'dan önce müslümanların Amerika'yı keşfettiklerine ve orası hakkında bilgi sahibi olduklarına dair ınakalesi 11 buna örnek olarak verilebilir. Son olarak çok sayıda kitap ve makale yazmış, çoğu defa orijinal konulan araştırma konusu yapmış olan Hamidullah'ın eserlerindeki bazı hatalara da işaret etmek gerekir. Hamidullah İslam Peygamberi adlı eserinde (1, 578) Beni Kaymıka gazvesi sırasında bu yahudi kabilesinden 1500 kılıç, 2000 mızrak, 300 zırh ve 500 adet ·kalkan ganimet olarak ele geçirildiğini zikretmektedir. Ancak kaynaklara bakıldığında rivayetin diğer bir yahudi kabilesi olan Beni Kurayza ile ilgili olduğu anlaşılmaktadır." El- Vesiiilat s-siyôsi).ye'de (Beyrut 1405/1985, s. 523) Velid b. Ukbe'nin 17 (638) yılında elCezlre bölgesine gelmesinden sonra Bizans'a iltihak eden ve Halife Hz. Ömer'in Bizans imparatoruna yazdığı tehditkar mektubu sonucu İslam topraklarına dönmeleri sağlanan hıristiyan kabilenin Beni Tağlib olduğunu belirtmekte ise de Bizans'a iltihak edenlerin diğer bir hıristiyan kabilesi olan Beni İyad b: Nizar'a mensup oldukları arılaşılmaktadır. Hz. Ömer'e yaptıkları "cizye yerine sadaka/zekat verme teklifteri başlangıçta kabul edilmeyen Beni Tağlib kabilesinin de Bizans'a iltihak teşebbüsünde bulunmuş olması ve olayın ı o. Hıımitlullnh, Isicim Tarilıinı: Giriş, s. 134-139. ll Hamidullnh, f.flôm Mt'ies.fc.l·e(erine Giri~-. s. ı42. 12 Hnmidullnh, lık lslıim devleti, s. 85-90. ı3 Hnmidullnh, lık Islam devleti, s. 91-106. 204 Hayatı, Kişifiği ve Dıiştiııcelel'i ile Mulumnued Hamidullah Sempozyumu Taberi'de aynı rivayet zinciri içerisinde yer alması •• böyle bir. karı­ Ş1klığa sebebiyet vermiş gözükmektedir. Hamidullah Tabert'deki bir rivayete dayanarak•s Endülüs'ün Hz. Osman zamanında h. 27 (m. 647) yılında müslümanlar tarafından fethedildiğini' 6 kabul etmektedir._ Halbuki bu rivayet Taberi'de zayıf bir ravi olduğu bilinen Seyf b. Ömer'den gelmekte ve diğer kaynaklar tarafından tasdik edilmemektedir. Kaynakların çoğu ve yapılan araştırmalar Endülüs'e geçiş tarihinin h. 92 (m. 711) yılı olduğunu göstennektedir. Ayrıca Belazürl Endülüs 'ün 92 yılında Tarık b. Ziyad tarafından fethedildiğini belirtirken onun Endülüs'e savaşa giden ilk kimse olduğunu ifade eder (ve hüve evvelü men gazdhô)." Taberi'nin kendisi de h. 92 (zr.t. 711) yılı olaylarını anlatırken Endülüs'ün ı;arık b. Ziyad kumandasında bu yıl fethedildiğini açıkça belirtmektedir'". 14 Vakıdi, Kitôbii' 1-Megôzi (nşr. M. Jones); London 1966, Il, 510; İbn Sa'd, et-Tabakatkil '1kiibrô (ıışr. İhsan Abbas), Beyrut 1388/1968, II, 75. 15 Ta beri, Tôrilıu'l-ilmem ve'l-miilıik (nşr. Ebu'I-Fazllbrnhim), Kah i re 1972, IV, 55. 16 Tabcri, Tôrilı, IV, 255. 17 Haınidullah, İlk islam Devleti, s . 43. 18 Bclüziiri, Fiitıilıu'l-hiildôn (tre. Mustafa Fayda), Ankara 2002, s. 330. 205