ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ Burak AY DİKARBOKSİLİK ASİT GRUPLARI İÇEREN GEÇİŞ METAL KOMPLEKSLERİNİN HİDROTERMAL SENTEZİ, UV ETKİLEŞİMLERİNİN VE KATALİTİK AKTİVİTELERİNİN İNCELENMESİ KİMYA ANABİLİM DALI ADANA, 2011 ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DİKARBOKSİLİK ASİT GRUPLARI İÇEREN GEÇİŞ METAL KOMPLEKSLERİNİN HİDROTERMAL SENTEZİ, UV ETKİLEŞİMLERİNİN VE KATALİTİK AKTİVİTELERİNİN İNCELENMESİ Burak AY YÜKSEK LİSANS TEZİ KİMYA ANABİLİM DALI Bu tez 14/01/2011 Tarihinde Aşağıdaki Juri Üyeleri Tarafından Oybirliği/ Oyçokluğu İle Kabul Edilmiştir. ...................................... ...................................... .............................................. Yrd.Doç.Dr.Emel YILDIZ Danışman Prof. Dr. Hamit BOZTEPE Üye Prof. Dr. Ramazan ESEN Üye Bu Tez Enstitümüz Kimya Anabilim Dalında hazırlanmıştır. Kod No: Prof.Dr. İlhami YEĞİNGİL Enstitü Müdürü Bu Çalışma Çukurova Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Tarafından Desteklenmiştir. Proje No: FEF2009YL51 Not: Bu tezde kullanılan özgün ve başka kaynaktan yapılan bildirişlerin, çizelge, şekil ve fotoğrafların kaynak gösterilmeden kullanımı, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunundaki hükümlere tabidir. ÖZ YÜKSEK LİSANS TEZİ DİKARBOKSİLİK ASİT GRUPLARI İÇEREN GEÇİŞ METAL KOMPLEKSLERİNİN HİDROTERMAL SENTEZİ, UV ETKİLEŞİMLERİNİN VE KATALİTİK AKTİVİTELERİNİN İNCELENMESİ Burak AY ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ KİMYA ANABİLİM DALI Danışman :Yrd. Doç. Dr. Emel YILDIZ Yıl: 2011, Sayfa: 104 Jüri :Yrd. Doç. Dr. Emel YILDIZ :Prof. Dr. Hamit BOZTEPE :Prof. Dr. Ramazan ESEN Bu çalışmada 2,6-piridindikarboksilik asit, 2,3-piridindikarboksilik asit ve ftalik asit ligandları kullanılarak hidrotermal yöntem ile Cu (II), Co (II) ve Cr (III) metal kompleksleri sentezlenmiştir. Sentezlenen bileşiklerin yapıları FT-IR, TG/DTA, tek kristal X-Ray ve elementel analiz yöntemleri ile aydınlatılmıştır. Sentezlenen metal komplekslerinin UV etkileşimleri ve katalitik aktiviteleri incelenmiştir. Sentezlenen metal kompleksleri UV ışığına maruz kaldığında Cu(II) ve Co(II) komplekslerinin UV absorplayıcı özelliğe sahip olduğu görülmüştür. Katalitik aktivitenin belirlenmesinde HPLC cihazı kullanılmıştır. En yüksek katalitik aktiviteyi Cu (II) kompleksinin gösterdiği belirlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Hidrotermal Sentez, UV Absorplayıcı, Katalitik Aktivite, Timokinon, Tek Kristal X-Ray I ABSTRACT MSc THESIS HYDROTHERMAL SYNTHESIS OF TRANSITION METAL COMPLEXES CONTAINING DICARBOXYLIC ACID GROUPS AND INVESTIGATION OF THEIR UV PROPERTIES AND CATALYTIC ACTIVITIES Burak AY ÇUKUROVA UNIVERSITY DEPARTMENT OF CHEMISTRY INSTITUE OF NATURAL AND APPLIED SCIENCES Adviser Jury : Asst. Prof. Dr. Emel YILDIZ Year : 2011, Pages : 104 : Asst. Prof. Dr. Emel YILDIZ : Prof. Dr. Hamit BOZTEPE : Prof. Dr. Ramazan ESEN In this study Cu (II), Co (II) ve Cr (III) compounds were synthesized with hydrothermal synthesis by using 2,6-pyridinedicarboxylic acid, 2,3pyridinedicarboxylic acid and phthalic acid ligands. The characterizations of all the synthesized compounds were determined by using FT-IR, TG/DTA, single crystal X-Ray and elemental analysis techniques. Their UV interactions and catalytic activities have been investigated. When exposed to UV light of the synthesized metal complexes were found to be have UV-absorbers feature. HPLC was used to determine the catalytic activity. Cu (II) complex showed the highest catalytic activity. Keywords: Hydrothermal Synthesis, UV Absorber, Catalytic activity, Thymoquinone, Single Crystal X-Ray II TEŞEKKÜR Çalışmalarım süresince yardımlarını esirgemeyen yapıcı ve yönlendirici fikirleri ile bana daima yol gösteren değerli danışman hocam Sayın Yrd. Doç. Dr. Emel YILDIZ’a sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Katalizör denemelerim sırasında desteğini gördüğüm değerli arkadaşım Uzman Serkan KARACA’ya çok teşekkür ederim. Araştırma laboratuvarında çalışma imkanı veren ve X-Ray analizlerinin yapılmasına ve yorumlanmasına yardımcı olan Sayın Prof. Dr. Jon ZUBIETA ve Stephanie JONES’a teşekkür ederim. Analiz çalışmalarındaki yardımları ve destekleri için Sayın Prof. Dr. Şermin GÜL, Öğr. Gör. Dr. Arif HESENOV, Dr. Deniz YILDIRIM, Dr. Murat TÜRK, Arş. Gör. Oğuz Yunus SARIBIYIK, İbrahim KARCI, Emrah ÇINAR, Servet MENTEŞ, Selma YILMAZ, Anıl DELİKANLI ve diğer tüm laboratuvar arkadaşlarıma teşekkür ederim. Eğitim hayatım boyunca ilgi, sabır ve manevi desteklerini hiçbir zaman esirgemeyen Babam Mahmut Cahit AY, Annem Süreyya AY, Kardeşlerim Yasemin AY ve Mithat Haktan AY’a teşekkürü bir borç bilirim. III İÇİNDEKİLER SAYFA ÖZ ........................................................................................................................ I ABSTRACT ........................................................................................................II TEŞEKKÜR ...................................................................................................... III İÇİNDEKİLER .................................................................................................. IV ÇİZELGELER DİZİNİ ................................................................................... VIII ŞEKİLLER DİZİNİ ............................................................................................ X SİMGELER VE KISALTMALAR ................................................................. XIV 1. GİRİŞ .............................................................................................................. 1 1.1. Yeşil Kimya Nedir? .................................................................................. 1 1.2. Yeşil Kimyanın On İki Kuralı................................................................... 2 1.3. Hidrotermal Sentezin Tanımlanması ......................................................... 3 1.4. Hidrotermal Tekniğin Tarihi ..................................................................... 4 1.5. Hidrotermal Çözücülerin Özellikleri ......................................................... 6 1.6. Hidrotermal Sentezde Reaksiyon Ortamında Suyun Kullanımı ................. 9 1.7. Hidrotermal Sentezin Avantajları............................................................ 11 1.8. Hidrotermal Yöntemin Endüstriyel Uygulamaları ................................... 13 1.9. Kristal Büyümesi .................................................................................... 14 1.9.1. Katı Büyütme Teknikleri .............................................................. 15 1.9.2. Buhar Faz Büyümesi ...................................................................... 15 1.9.3. Çözelti Büyümesi........................................................................... 16 1.10. Kromizm ............................................................................................... 18 1.10.1. Fotokromizm ............................................................................. 18 1.11. Uygulama Alanları ................................................................................ 20 1.11.1. Genel Uygulamalar.................................................................... 20 1.11.2. Aktinometre .............................................................................. 21 1.11.3. Optik Güç Sınırlayıcı Sübstratlar ............................................... 21 1.12. Katalizörler ........................................................................................... 22 1.12.1. Katalitik Etkimenin Mekanizması .............................................. 23 1.12.2. Katalizörlerin Sınıflandırılması ................................................. 24 1.12.2.1. Homojen Katalizörler .................................................. 24 IV 1.12.2.2. Heterojen Katalizörler.................................................. 24 1.12.2.3. Biyokatalizörler ........................................................... 25 1.12.3. Katalizörlerin Deaktivasyonu ..................................................... 26 1.12.4. Geçiş Metalleri ve Katalitik Aktiviteleri ..................................... 26 1.13. Monoterpenler ....................................................................................... 27 1.13.1. Hidrojen Peroksit ile Katalitik Monoterpen Oksidasyonu ........... 29 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR .............................................................................. 31 3. MATERYAL VE METOD ............................................................................ 43 3.1. Materyal ................................................................................................. 43 3.1.1. Kullanılan Kimyasallar ................................................................ 43 3.1.2. Kullanılan Cihazlar ....................................................................... 44 3.2. Metod .................................................................................................... 44 3.2.1. Teflon Hatlı Parr Acid Reaktör ...................................................... 44 3.2.2. Metal Komplekslerinin Sentezi...................................................... 45 3.2.2.1.Bis(2,6piridindikarboksilato)kuprat(II)pentaakuabakır (II)dihidrat [Cu(C7H3NO4)2][Cu(H2O)5].2H2O (1) Kompleksinin Sentezi…….………………...……………..45 3.2.2.2. Bis(2,6-piridindikarboksilato)kobaltat(II)pentaakuakobalt (II) [Co(C7H3NO4)2][Co(H2O)5] (2) Kompleksinin Sentezi.48 3.2.2.3. µ-dihidroksobis(2,6-piridindikarboksilatoakuakrom(III)) [Cr(H2O)(OH)(C7H3NO4)]2 (3) Kompleksinin Sentezi ........ 52 3.3. Metal Komplekslerinin UV Etkileşimlerinin İncelenmesi ....................... 56 3.4. Metal Komplekslerinin Katalizör Etkilerinin İncelenmesi ....................... 57 3.4.1. HPLC Cihazının Çalışma Programı ............................................... 58 3.4.2. Metal Komplekslerinin 60 °C’deki Oksidasyon Çalışmaları .......... 59 3.4.3. 1 Kompleksinin 25 °C’deki Oksidasyon Çalışmaları ..................... 59 3.4.4. 1 Kompleksinin Tekrar Kullanılabilirliğinin İncelenmesi ............... 59 3.4.5. Katalizörsüz Ortamda Yapılan Oksidasyon Çalışmaları.................. 60 3.4.6. % Timokinon Dönüşümünün Hesaplanması ................................... 60 4. BULGULAR VE TARTIŞMA ...................................................................... 63 4.1. Fiziksel Bulguların Değerlendirilmesi..................................................... 63 4.2. FT-IR Spektrumlarının Değerlendirilmesi............................................... 63 V 4.3. Termal Kararlılıkların (TG/DTA) değerlendirilmesi ............................... 65 4.4. Tek kristal X-Ray Verilerinin Değerlendirilmesi..................................... 66 4.5. Metal Komplekslerinin Morfolojik Analizleri ......................................... 67 4.6. UV Etkileşimlerinin İncelenmesi ........................................................... 69 4.6.1. 1 Bileşiğinin UV Etkileşimi........................................................... 69 4.6.2. 2 Bileşiğinin UV Etkileşimi .......................................................... 70 4.7. Katalizör Sonuçlarının Değerlendirilmesi ............................................... 71 4.7.1. 60 °C’de Yapılan Oksidasyon Çalışmaları..................................... 72 4.7.2. 1 Kompleksinin 25 °C’deki Oksidasyon Çalışmaları .................... 74 4.7.3. Katalizörün Tekrar Kullanılabilirliğinin Ölçülmesi........................ 76 4.7.4. Katalizörsüz Ortamda Yapılan Oksidasyon Çalışmaları ................. 77 5. SONUÇLAR VE ÖNERİLER ....................................................................... 79 KAYNAKLAR .................................................................................................. 81 ÖZGEÇMİŞ....................................................................................................... 89 EKLER .............................................................................................................. 90 VI VII ÇİZELGELER DİZİNİ SAYFA Çizelge 1.1. Hidrotermal sentez ile elde edilmiş maddelerin uygulama alanları ................................................................................................. 14 Çizelge 1.2. Homojen ve heterojen katalizör arasındaki farklar ................................ 26 Çizelge 3.1. [Cu(C7H3NO4)2][Cu(H2O)5].2H2O kompleksine ait kristal verileri .................................................................................................. 48 Çizelge 3.2. [Co(C7H3NO4)2][Co(H2O)5] kompleksine ait kristal verileri.................. 52 Çizelge 3.3. [Cr(H2O)(OH)(C7H3NO4)]2 kompleksine ait kristal verileri ................... 56 Çizelge 3.4. Çözünürlük testinde kullanılan çözücüler .............................................. 57 Çizelge 4.1. Metal komplekslerinin fiziksel özellikleri ............................................. 63 Çizelge 4.2. Sentezlenen bileşiklerin FT-IR spektrum verileri .................................. 65 Çizelge 4.3. Metal komplekslerinin 60 °C’deki % timokinon dönüşümleri … .......... 72 Çizelge 4.4. 1 metal kompleksinin 25 °C’deki % timokinon dönüşümü ................... 75 VIII IX ŞEKİLLER DİZİNİ SAYFA Şekil 1.1. Yıllara göre yayınlanan makale sayısı ..................................................... 6 Şekil 1.2. Suyun faz diyagramı ............................................................................... 8 Şekil 1.3. Sıcaklık ve basınç ile suyun dielektrik sabitinin değişimi ........................ 9 Şekil 1.4. Saf suyun sıcaklık-yoğunluk diyagramı ................................................ 10 Şekil 1.5. Farklı düzeylerdeki dolulukta suyun P-T davranışı ............................... 11 Şekil 1.6. Hidrotermal kristal büyümesi için deneysel otoklav cihazı .................... 17 Şekil 1.7. Parr acid reaktörü ................................................................................. 17 Şekil 1.8. Hidrotermal reaksiyon ortamları ........................................................... 18 Şekil 1.9. Fotokromizm sonucu oluşan iki farklı yapının absorpsiyon spektrumları ......................................................................................... 19 Şekil 1.10. Bir fotonun farklı uyarılma halleri ........................................................ 21 Şekil 1.11. Bitkilerdeki monoterpen biyosentezinde p-simen türevleri .................... 28 Şekil 1.12. Metal kompleksi kullanarak hidrojen peroksit ile timolün oksidasyonu .......................................................................................... 29 Şekil 1.13. Hidrojen peroksit ile olası oksidasyon mekanizması ............................. 30 Şekil 2.1. Sentezlenen Zn (II) ve Co (II) komplekslerinin X-Ray görüntüleri........ 31 Şekil 2.2. Komplekslerin iki faklı yolla sentezlenmesi ......................................... 32 Şekil 2.3. Hidrotermal (a) ve konvansiyonel (b) yolla sentezlenen kompleksler .......................................................................................... 32 Şekil 2.4. Triazol ligandının Zn (II) (a) ve Cd (II) (b) kompleksleri ...................... 33 Şekil 2.5. Sentezlenen Zn (II) kompleksinin emisyon spektrumu .......................... 33 Şekil 2.6. Sentezlenen Zn (II) kompleksinin X-Ray görüntüsü.............................. 34 Şekil 2.7. Sentezlenen Cu (II) kompleksinin X-Ray görüntüsü ............................. 34 Şekil 2.8. Sentezlenen Zn (II) kompleksinin X-Ray görüntüsü.............................. 35 Şekil 2.9. Sentezlenen Co (II) kompleksinin X-Ray görüntüsü ............................. 35 Şekil 2.10. Sentezlenen Zn (II) kompleksinin X-Ray görüntüsü.............................. 36 Şekil 2.11. Sentezlenen Zn-Ln (II) kompleksinin X-Ray görüntüsü ........................ 36 Şekil 2.12. Sentezlenen ferromanyetik Nd(II) kompleksinin X-Ray görüntüsü ....... 37 Şekil 2.13. Sentezlenen La(III) ve Eu(III) komplekslerinin X-Ray görüntüleri ....... 37 Şekil 2.14. Sentezlenen Ce (III) kompleksinin X-Ray görüntüsü ............................ 38 X Şekil 2.15. Ru (III) kompleksinin 200-600 nm’deki UV absorbsiyonu .................... 38 Şekil 2.16. (PMC)3Ni2+ bileşiğinin 254 ve 600 nm’deki UV ışımasına ait absorpsiyon değişimleri ........................................................................ 39 Şekil 2.17. 5,10,15,20-tetra(4-N-benzilpridil)porfrin mangan (III) kompleksi ......... 40 Şekil 2.18. Türevlendirilmiş mangan-porfirin kompleksleri .................................... 40 Şekil 2.19. Timol (a) ve karvakrolun (b) oksidasyonu sonucu oluşan ürünler.......... 41 Şekil 2.20. Biyomimetik reaksiyonlarda kullanılan katalizörlerin ana yapısı ........... 42 Şekil 2.21. Cr (salpn) kompleksinin X-Ray görüntüsü ............................................ 42 Şekil 3.1. Bakır kompleksi kristalleri .................................................................... 45 Şekil 3.2. Bis(2,6-piridindikarboksilato)kuprat(II)pentaakuabakır(II)dihidrat kompleksinin sentezi ............................................................................ 46 Şekil 3.3. 1 nolu kompleksin ORTEP çizimi (% 50 olasılık) ................................. 47 Şekil 3.4. 1 nolu kompleksin kristallerinin diziliminin görünümü ......................... 47 Şekil 3.5. Kobalt kompleksi kristalleri .................................................................. 49 Şekil 3.6. Bis(2,6-piridindikarboksilato)kobaltat(II)pentaakuakobalt(II) kompleksinin sentezi ............................................................................ 50 Şekil 3.7. 2 nolu kompleksin ORTEP çizimi (a) ve kelebek formu çizimi (b) ....... 51 Şekil 3.8. Krom kompleksi kristalleri ................................................................... 53 Şekil 3.9. µ-dihidroksobis(2,6-piridindikarboksilatoakuakrom(III)) kompleksinin sentezi ............................................................................ 54 Şekil 3.10. 3 nolu kompleksin ORTEP çizimi (% 50 olasılık) ................................. 55 Şekil 3.11. Hidrojen peroksit ile olası oksidasyon mekanizması ............................. 58 Şekil 3.12. Timol ve timokinon standart çözeltisi regresyon eğrisi ve regresyon denklemi .............................................................................. 61 Şekil 4.1. 1 nolu kompleksin 50, 350 ve 1000KX’lik SEM görüntüleri ................. 67 Şekil 4.2. 2 nolu kompleksin 50KX ve 100KX’lik SEM görüntüleri ..................... 68 Şekil 4.3. 3 nolu kompleksin 50, 100, 200 ve 500KX’lik SEM görüntüleri ........... 69 Şekil 4.4. 1 bileşiğinin dalga boyu ve absorbans değişimi ..................................... 70 Şekil 4.5. 2 bileşiğinin dalga boyu ve absorbans değişimi ..................................... 71 Şekil 4.6. Timol ve timokinon bileşiklerinin alıkonma süreleri ............................. 72 Şekil 4.7. 2 kompleksinin 60 °C’de 1,3 ve 5 saat reaksiyon sonucunda elde edilen HPLC kromatogramı .................................................................. 73 XI Şekil 4.8. 3 kompleksinin 60 °C’de 1,3 ve 5 saat reaksiyon sonucunda elde edilen HPLC kromatogramı ................................................................ 73 Şekil 4.9. 1 kompleksinin 60 °C’de 1,3 ve 5 saat reaksiyon sonucunda elde edilen HPLC kromatogramı .................................................................. 74 Şekil 4.10. 1 kompleksinin 25°C’de 1,3,5,7,9 ve 20 saat reaksiyon sonucunda elde edilen HPLC kromatogramı........................................................... 75 Şekil 4.11. Katalizörün tekrar kullanılabilirliği ....................................................... 76 Şekil 4.12. 1 kompleksinin 25 °C’de 1saat reaksiyon ve 5 tekrar kullanım sonucunda elde edilen HPLC kromatogramı ......................................... 77 Şekil 4.13. 25 °C’de katalizörsüz ortamda 1, 3 ve 5 saat reaksiyon sonucunda elde edilen HPLC kromatogramı........................................................... 77 XII XIII SİMGELER VE KISALTMALAR atm : Atmosfer °C : Santigrat derece SCF : Süperkritik sıvı H3O+ : Hidronyum İyonu OH- : Hidroksil İyonu nm : Nanometre g : Gram kbar : Kilo bar mmol : Mili mol mL : Mililitre T: : Sıcaklık P : Basınç Na2SO4 : Sodyum sülfat DMF : Dimetil formamit DMSO : Dimetil sülfoksit THF : Tetrahidrofuran DCM : Diklorometan FT-IR : Fourier Transform İnfrared Spektroskopisi TGA : Termal Gravimetrik Analiz DTA : Diferansiyel Termal Analiz DSC : Diferansiyel Taramalı Kalorimetre UV-Vis : Ultraviyole-Görünür Bölge Spekroskopisi HPLC : Yüksek Performanslı Sıvı Kromatografisi SEM : Taramalı Elektron Mikroskobu X-Ray : X-ısınları Difraktometresi 1 : Bis(2,6-piridindikarboksilato)kuprat(II)pentaakuabakır(II)dihidrat 2 : Bis(2,6-piridindikarboksilato)kobaltat(II)pentaakuakobalt(II) 3 : µ-dihidroksobis(2,6-piridindikarboksilatoakuakrom(III)) XIV XV 1. GİRİŞ Burak AY 1. GİRİŞ Küresel iklim değişikliğine duyulan hassasiyetin artması, kimyasal bileşiklerin üretiminden ve kullanımından ortaya çıkan atık ürünlerin zararlarının anlaşılması bu konularda alınan uluslararası önlemleri arttırmıştır. Bunlardan birisi, 1986 yılında kurulan “Zararlı Madde Envanteri (Toxics Release Inventory, TRI)”, endüstri tarafından doğaya salınan kimyasalları sınıflandırarak kayıt altına almıştır (TRI, 1994). 1991 yılında ise EPA, yeni bir alan üzerinde araştırmacıların odaklanmasını sağlayacak bir öneri ile dünyada “Yeşil Kimya” (Green Chemistry) araştırmalarının başlatılmasını sağlamıştır. Yeşil Kimya, sentez sırasında zararlı atıkların ve buna bağlı risklerin azaltılması temeli üzerine kurulmuştur (Steeper ve ark., 1996). Tüm bunlar, sentez ile ilgilenen bilim insanlarını kendi çalışma koşullarını gözden geçirmeye yöneltmiştir. Endüstriyel veya laboratuvar ölçekli sentez işlemlerinde kullanılan gerek metal kompleksi bazlı gerekse zayıf ve güçlü asit-bazların kullanımları sonucu aşırı miktarda doğaya zararlı kimyasal atıklar (asit/baz nötürleşme tuzları, metal tuzları vs.) salınmaktadır. Bunu önlemenin bir yolu tekrar kullanılabilme özelliği kazandırılmış yeni nesil katalizörlerin üretilmesi iken diğer yolu da bu katalizörlerin kullanımını minimuma indirmektir. 1.1. Yeşil Kimya Nedir? Yeşil Kimya, kimyasal ürün ve işlemlerin, insan sağlığına ve çevreye zararlı maddelerin kullanımını ve üretimini azaltmak veya elimine etmek üzere tasarlanması, geliştirilmesi ve uygulanmasıdır (Anastas ve ark., 1998). Kirliliği önlemek için düzenleyici zorunlulukların tersine Yeşil Kimya sürdürülebilirlik hususunda yenilikçi, düzenleyici olmayan ve ekonomik olarak yönlendirilen bir yaklaşımdır. Yeşil Kimya, kimyasal bir işlemin tüm yaşam döngüsünü yenilik tasarlamak hususunda bir fırsat olarak ele alır. Risk ve tehlikeleri kontrol etmek üzere düzenleyici sınırlamalar getirmek yerine girişimcileri madde ve enerjiyi; bir 1 1. GİRİŞ Burak AY yandan insan sağlığı ve çevreyi korurken diğer yandan verimi ve önemi arttırıcı bir yolda tasarlamak ve faydalanmak hususunda cesaretlendirir. Yeşil Kimya felsefesinin temeli dünya üzerinde birlikte çalışmak zorunda olduğumuz şeyin madde ve enerji olduğunu doğrulamasıdır. Toplumumuzun ve ekonomimizin temeli olan yeni nesil maddenin tasarı ve icadı için uğraşmaktadır ki böylece insan sağlığına ve çevreye zararlı sonuçları en aza indirecektir (Manley ve ark., 2008). 1.2. Yeşil Kimyanın On İki Kuralı (Anastas ve ark., 1998) 1. Atık Önleme: Atık oluşumunu önlemek, işlenecek veya temizlenecek atık bırakmamak üzere kimyasal sentezler tasarlamak. 2. Daha Güvenli Kimyasallar ve Ürünler Tasarlamak: Tamamen etkin, çok az veya hiç zehirliliği olmayan kimyasal ürünler tasarlamak. 3. Daha Az Zararlı Kimyasal Sentezler Tasarlamak: İnsan sağlığına ve çevreye az zararlı veya zararsız maddeler kullanarak sentezler tasarlamak. 4. Yenilenebilir Hammaddeler Kullanmak: Tükenebilecek hammadde kaynakları yerine yenilenebilir kaynaklar kullanmak. Yenilenebilir hammaddeler genellikle tarımsal ürünlerden veya diğer işlemlerin atıklarından, tükenebilir hammaddeler fosil yakıtlardan (petrol, doğal gaz veya kömür) veya madenlerden elde edilmektedir. 5. Stokiyometrik Reaktifler Yerine Katalizör Kullanmak: Katalitik tepkimeler kullanarak atıkları en aza indirgemek. Katalizörler küçük miktarlarda kullanılmaktadırlar ve tek bir tepkimede birçok defa kullanılabilirler. Bunlar, aşırı miktarlarda ve sadece bir kez kullanılan stokiyometrik reaktiflere tercih edilirler. 6. Kimyasal Türevlerden Kaçınmak: Eğer mümkünse engelleyici veya koruyucu grupların kullanımından veya geçici düzenlemelerden kaçınmak. Türevler ek reaktifler kullanarak atık üretirler. 7. Atom Ekonomisini En Yüksek Yapmak: Son ürünün başlangıç maddesinin en yüksek oranını içerdiği sentezler tasarlamak. Mümkünse çok az atık olmalıdır. 8. Daha Güvenli Çözücüler ve Tepkime Koşulları Kullanmak: Çözücü, ayırma gereçleri veya diğer yardımcı kimyasalların kullanımından kaçınmak. Eğer bunlar gerekli ise tehlikesiz kimyasallar kullanmak. 2 1. GİRİŞ Burak AY 9. Enerji Etkinliğini Arttırmak: Kimyasal tepkimeleri mümkün olduğunca ortam sıcaklığı ve basıncında gerçekleştirmek. 10. Kullanımından Sonra Yıkıma Uğrayabilecek Kimyasallar ve Ürünler Tasarlamak: Kullanımından sonra daha az zararlı maddelere dönüşebilecek ve böylece çevrede toplanmayacak kimyasal ürünler tasarlamak. 11. Kirliliği Önlemek İçin Gerçek Zamanlı Analiz Etmek: Sentez esnasında yan ürünlerin oluşumunu en aza indirgemek veya ortadan kaldırmak için işlem içinde gerçek zamanlı görüntüleme içermek. 12. Kaza Potansiyelini En Aza İndirgemek: Patlama, yangın ve çevreye yayılma gibi kimyasal kaza potansiyelini en aza indirgemek için kimyasallar ve bunların formlarını (katı, sıvı veya gaz) tasarlamak. Yeni kimyasal işlemlerin her zaman bu on iki kuralı yerine getirmesi beklenmemektedir fakat bu liste bir işlemin diğerine göre daha “yeşil” olup olmadığı konusunda kabaca bir fikir sağlamaktadır (Poliakoff ve Licence, 2007). Yeşil Kimya kapsamında subkritik ve süperkritik ortamlarda yapılan kimyasal reaksiyonlar, mikrodalga reaksiyonları ve hidrotermal sentez gibi çeşitli yöntemler kullanılmaktadır. 1.3. Hidrotermal Sentezin Tanımlanması Hidrotermal yöntem son yıllarda büyük bir ilerleme kaydetmesine rağmen, tanımı hakkında net bir görüş birliği yoktur. Hidrotermal terimi genellikle normal şartlar altında nispeten çözünmeyen maddeleri çözmek ve kristallendirmek için yüksek basınç ve sıcaklık altında sulu çözücüler veya mineralleştiricilerin varlığında yapılan heterojen bir reaksiyon olarak tanımlanır. Literatürlerde hidrotermal sentez için birçok farklı tanım bulunmaktadır. Örneğin; Rabenau hidrotermal sentezi 1 bar basınç ve 100 °C sıcaklık üzerinde sulu ortamda gerçekleştirilen heterojen reaksiyonlar olarak tanımlamıştır (Rabenau, 1985). Laudise’e göre hidrotermal sentez çevre veya çevre koşullarına yakın şartlarda sulu çözeltilerden büyümenin gerçekleştiği reaksiyonlardır (Laudise, 1970). Lobachev yüksek basınçlarda süper 3 1. GİRİŞ ısıtılmış Burak AY çözücülerden kristallendirmenin yapıldığı bir grup metot olarak tanımlamıştır (Lobachev, 1973). Roy hidrotermal sentezi 1 atm’den daha büyük basınçta oda sıcaklığının üzerinde sulu bir ortamda gerçekleştirilen herhangi bir heterojen reaksiyon olarak tanımlamaktadır (Roy, 1994). Yoshimura ise kapalı bir sistemde sulu çözeltilerde yüksek sıcaklık-yüksek basınç (>100 °C, >1atm) şartları altında meydana gelen reaksiyonlar olarak tanımlamaktadır (Yoshimura ve Suda, 1994). Yukarıdaki tüm tanımlar metal komplekslerin sentezi için uygundur. Fakat sıcaklık ve basınç şartları için kesin bir alt limit bulunmamaktadır. Sonuç olarak, hidrotermal teknik adı altında; kristal büyümesi, arıtma, değişim, bozunma, dehidrasyon, ekstraksiyon, reaksiyon sinterleşmesi, çökürme-kristallendirme, elektrokimyasal reaksiyon, mekanik kimyasal reaksiyon ve buna benzer çeşitli teknikler geliştirilmiştir (Somiya ve Roy, 2000). Bugün, bilim insanları hidrotermal reaksiyonu kapalı bir sistemde, 1 atmosferden daha büyük bir basınçta ve oda sıcaklığı üzerinde bir çözücü varlığında (sulu veya susuz) gerçekleşen heterojen bir reaksiyon olarak tanımlamaktadırlar (Byrappa ve Yoshimura, 2001). 1.4. Hidrotermal Tekniğin Tarihi Hidrotermal teknik özellikle son on beş yıldır farklı disiplinlerin bilimcilerinin ve teknologlarının ilgisini çeken popüler bir teknik olmuştur. İlk olarak İngiliz Jeolog Roderick Murchison (1792-1871) tarafından çeşitli kayaç ve minerallerin oluşumuna yol açan yer kabuğu değişikliklerini açıklamak üzere yüksek sıcaklık ve basınçta suyun etkisini incelemek için kullanılmıştır (Murchison, 1989). Yüksek sıcaklık ve basınç şartlarındaki suyun varlığında oluşan minerallerin büyük çoğunluğu hidrotermal kökenlidir. İlk kimyasal hidrotermal reaksiyon 1839 yılında Alman Kimyager Robert Wilhelm Bunsen tarafından, 100 bar basıncın ve 200 °C sıcaklığın üzerinde kalın duvarlı cam tüpler içerisinde sulu çözeltilerle gerçekleştirmiştir. Bu koşullar altında oluşturduğu baryum karbonat ve stronsiyum karbonat kristallerini kullanarak sulu veya diğer çözücü ortamlarında ilk kez elde etmiştir (Bunsen, 1948). Bu çalışmayı 4 1. GİRİŞ Burak AY Senarmont’ın denemeleri takip etmiştir. Basınç ayarlı reaktörler içerisindeki su sızdırmaz cam ampullerde kızgın su ile çeşitli kristal katıların sentezini araştırmıştır (Desenarmont, 1960). Son bir çalışma ile suyun kaynama noktası üzerinde çeşitli yöntemlerle bilinen 80’den fazla mineral hazırlanmıştır. Bunun yanı sıra oksitler, silikatlar, fosfatlar ve sülfitler gibi bilinen birçok çeşitli mineraller hidrotermal şartlar altında elde edilebilmiştir (Tuttle, 1956). 2. Dünya savaşından sonra hidrotermal metot ilginç fiziksel özellikleri ile son derece saf kristallerin elde edilmesi sonucu endüstri için önemli bir hale gelmiştir (Laudise ve Ballman, 1969). Bugün dünya çapında her yıl 500 000 kg’dan fazla ticari α-kuvars üreten düzinelerce fabrika bulunmaktadır. Elektronik endüstrisindeki gelişmeler özellikle tekli kristal olarak yeni materyallere gereksinimi arttırmıştır ve bu ihtiyaç hidrotermal yöntemi önemli hale getirmiştir. Hidrotermal teknolojinin ilk başarılı ticari uygulaması 19. yüzyılda maden çıkarma ya da cevher zenginleştirme ile başlamıştır (Goranson, 1931). İnorganik bileşiklerin sentezinde hidrotermal tekniğin ticari önemi kuvars (Nacken, 1946) ve zeolitlerin (Barrer, 1948) büyük tekli kristallerinin sentezi ile daha da artmıştır. Hidrotermal teknik bilimin farklı dallarından teknoloji uzmanlarının ve bilim adamlarının dikkatini çekmiştir. Bugün son derece disiplinler arası bir konu ve teknik olan hidrotermal yöntemi jeologlar, fizikçiler, kimyacılar, biyologlar, seramikçiler ve mühendisler vb. yaygın bir şekilde kullanmaktadır (Byrappa ve Yoshimura, 2001). Şekil 1.1 yıllara göre hidrotermal araştırma üzerine yapılan yayın sayısını göstermektedir ve bu sayı bilimin diğer branşlarının da katılması ile keskin bir şekilde artış göstermektedir. 19. yüzyılda başlamış olmasına rağmen, materyallerin hidrotermal teknik ile sentezinin savaş sonrası dönemde artmış olması ilginçtir. Bunun öncesinde, hidrotermal şartlar altında sentezlenen bileşiklerin çoğu aslında laboratuvar simülasyonları ile kaya, mineral ve cevher kökenli doğal analoglarıydı. 5 1. GİRİŞ Burak AY Şekil 1.1. Yıllara göre yayınlanan makale sayısı Gelişmiş teçhizat ve kimya bilgi birikimi ile hidrotermal şartlar altında birçok inorganik bileşik hızla artan bir şekilde sentezlenmektedir. Yeni mineralleştiricilerin gelişiyle şimdiye kadar bilinmeyen çeşitli organik ve inorganik bileşikler hidrotermal şartlar altında hazırlanmaktadır. Teknik malzemelerin kristalizasyonu, kristal büyümesi ve işlenmesi için yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. 1.5. Hidrotermal Çözücülerin Özellikleri İnorganik katıların çoğu genellikle yüksek sıcaklıklarda katı-katı, katı-sıvı ve katı-gaz reaksiyonu ile hazırlanır. Birçok katı-katı reaksiyonları aslında katı-sıvı reaksiyonlardır çünkü yüksek reaksiyon sıcaklığında katı bir sıvı faz oluşturmak için eriyebilir. Bu nedenle verilen bir tepkimede fiziksel fazın ne olduğunu belirlemek bazen zordur. Katılar oda sıcaklığında birbirleriyle tepkime vermezler. Uygun reaksiyon hızlarına ulaşmak için yüksek sıcaklıklar gereklidir. Yüksek sıcaklığa çıkılmasının temel nedeni şudur: başlangıç maddesi ve ürün yapısı arasında büyük bir fark varsa, başlangıç maddelerinin tüm bağlarının kırılması ve yeni bağlar oluşmadan önce atomların göç etmesi gerekir. Çok yüksek sıcaklıklar kullanılmadığı takdirde bu difüzyon reaksiyonları inanılmayacak kadar yavaş ilerler. Bir bileşenin erime sıcaklığının üçte ikisine ulaşmak katı hal reaksiyonu sağlamak ve difüzyonu etkinleştirmek için yeterlidir (Schubert ve Hüsing, 2000). Yüksek sıcaklıkta yapılan 6 1. GİRİŞ Burak AY çoğu bileşik termodinamik yönden çok kararlıdır. Yeni maddelerin sentezi yüksek sıcaklıkta zor olur çünkü termodinamik olarak kararlı olan fazlardan kaçınılamaz (Kanatzidis, 1990). Ancak uygun reaksiyon koşulları bulunabilirse yeni, kinetik olarak kararlı ya da yarı kararlı bileşiklerin sentezi mümkün olabilir. Kinetik olarak kararlı bileşiklerin hazırlanması nispeten düşük sıcaklıklar gerektirir çünkü istenen bileşikler termodinamik olarak kararlı değildir. Hidrotermal çözücüler 100 °C sıcaklık ve 1 atm basınç üzerinde özellikle kritik noktada farklı özelliklere sahiptirler. Hidrotermal reaksiyonları anlamak için hidrotermal şartlar altında çözücü özelliklerinin çok iyi bilinmesi gerekir. Şekil 1.2’de kritik noktanın saf ve homojen bir madde için, sıvı-buhar eğrisinin sona erdiği kritik sıcaklık Tc ve kritik basınç Pc, faz diyagramı görülmektedir. Kritik sıcaklık ve basıncında yukarıda bahsedilen şartlarda ise bu sıvı süperkritik olarak tanımlanır. Süperkritik sıvıların (SCFs) özellikleri basınç ve sıcaklığına bağlı olarak değişir ve sıklıkla bu şartlar arasında bir sıvı ve bir gaz olarak tanımlanır. Sıcaklık arttıkça ısıl genleşme nedeniyle sıvı daha az yoğun hale gelir ve aynı zamanda gaz daha yoğunlaşır. Kritik noktada her iki fazın yoğunluğu aynı olur. Kritik nokta üzerinde bileşik ne sıvı ne de gaz haldedir ve süperkritik sıvı haline gelir. Bundan sonra sıvı ve gaz fazları ayırt edilemez ve süperkritik sıvının özellikleri gaz ve sıvı arasında olur. Bir maddenin üzerinde yük depolayabilme yeteneğini ölçmeye yarayan katsayı olarak tanımlanan dielektrik sabiti kritik nokta civarında ideal gaz yasasından tahmin edilenden oldukça daha büyüktür. Bu davranışta şekil 1.3’te gösterildiği gibi yoğunluktaki değişim ile paraleldir. Yoğunluk keskin bir şekilde değişir fakat sıkıştırılabilir bölgedeki basınç ile devamlı değişir. Hidrotermal çözücülerin en önemli avantajlarından biri çözücü kuvvetinin yoğunluk etkisiyle değişmesidir. Yoğunluktaki azalma çözücü yeteneğinde önemli bir değişimle sonuçlanır. 7 1. GİRİŞ Burak AY Şekil 1.2. Suyun faz diyagramı Kütle transferinin oranlarını etkileyen difüzyon ve viskozite taşıyıcı özellikleri sembolize eder. Bu özellikler viskoziteyi bir sıvı çözücüye göre daha azaltır. Süperkritik akışkan içerisindeki türlerin difüzyonunun bir sıvı çözücü içerisinde elde edilenden daha hızlı olacağı anlamına gelir. Buda katıların süperkritik akışkanlar içerisinde çözünebileceğini ve daha hızlı hareket edeceğini gösterir. Yüksek difüzyon, düşük viskozite ve orta düzeyde yoğunluk reaksiyonun hızını arttırır. Süperkritik suyun düşük viskozite ve yüksek hareket kabiliyeti benzersiz yarı kararlı fazların sentezi için mükemmel bir reaksiyon ortamıdır ve analiz için kaliteli tekli kristallerin oluşmasına imkân sağlar. Kızgın su reaktifleri solvate yeteneğine sahiptir ve reaktiflerin birbirine karışması ve daha iyi bir taşıma için iyi bir reaksiyon ortamıdır. 100-150 °C ve 150-375 °C arasındaki şartlar sırasıyla aşırı ısıtılmış ve hidrotermal olarak adlandırılır. Hidrotermal çözeltilerin özellikleri süperkritik şartlardaki çözeltilerin karakteristik özelliklerini taşır. Yukarıda bahsedilen tüm bu özellikler yeni güzel kristaller sentezlemek için bir ortam yaratır. 8 1. GİRİŞ Burak AY Şekil 1.3. Sıcaklık ve basınç ile suyun dielektrik sabitinin değişimi 1.6. Hidrotermal Sentezde Reaksiyon Ortamında Suyun Kullanımı Su doğadaki en önemli çözücülerden biridir ve hidrotermal şartlar altındaki reaksiyon ortamında dikkat çekici özelliklere sahiptir. Su kullanımının en büyük avantajlarından biri çevreye yararlı olması ve diğer çözücülerden daha ucuz olmasıdır. Yanmaz, kanserojen, mutajenik, zehirli değildir ve termodinamik olarak kararlıdır. Ayrıca yüksek basınç ve sıcaklık altında bir katalizör veya mineralleştirici olarak davranabilir. Suyun diğer bir avantajı uçucu olmasıdır, dolayısıyla üründen çok kolay bir şekilde uzaklaştırılabilir. Hidrotermal sentez için gerekli olan sıcaklık ve basınç aralığında su ve sulu çözücülerin fiziksel ve kimyasal özellikleri çok sayıda makalede incelenmiştir. 1000 °C sıcaklık ve 10 kbar üzerinde suyun P-V-T verileri yeteri kadar bilinmektedir (Haman, 1981). Yüksek sıcaklık ve basınçlarda suyun davranışı termodinamik özellikleriyle temsil edilir. Millero 1982 yılında saf suyun yoğunluk, viskozite, difüzyon ve termal iletkenlik gibi termofiziksel özelliklerini incelemiş ve basınç ile suyun sıcaklıkyoğunluk grafiği rapor edilmiştir (Şekil 1.4). Noktalı izobarlar sırasıyla kritik nokta ve üçlü nokta olarak CP ve TP şeklinde belirtilmiştir. Suyun 150-200 kbar ve 1000 9 1. GİRİŞ Burak AY °C sıcaklıkta sahip olduğu 1,7-1,8 g/cm3 yoğunluğunda tamamıyla H3O+ ve OH iyonlarına ayrıştığı kanıtlanmıştır (Rabenau, 1985). Şekil 1.4. Saf suyun sıcaklık-yoğunluk diyagramı (Millero, 1982) Suyun yoğunluğu yeterince yüksek ise apolar bileşiklerle tamamıyla karışabilir çünkü su susuz bir akışkan gibi davranır. Su polar bir çözücüdür ve sıcaklık ve basınç ile polaritesi kontrol edilebilir buda diğer çözücülere göre bir avantajdır. 374 °C den daha yüksek sıcaklıkta ve 221 bardan daha yüksek basınçta ve 0,322 g/cm3’ten daha yüksek yoğunlukta su süperkritik olarak adlandırılır. Bu noktada su hem gaz hem de sıvı halin özelliklerine sahiptir ve çoğu sıvıda ve gazda çözülebilir. Artan sıcaklık veya basınç ile sıvı suyun yoğunluğu ve dielektrik sabiti artar, dolayısıyla, süperkritik koşullarda moleküllerin ve iyonların hareketliliği normal şartlar altındakinden çok daha fazladır çünkü sıcaklık ile birlikte viskozite de artar. Bu yüzden süperkritik suda yüksek sıcaklıkta hem hareketlilik hem de reaktiflik arttırılmıştır ve çözünen türlerin difüzyonu daha hızlıdır. Deneysel hidrotermal sentezde suyun P-T davranışını anlamak için ilk olarak bilinmesi gereken şey çeşitli sıcaklık, basınç ve hacim şartları altında nasıl davranış 10 1. GİRİŞ Burak AY göstereceğidir. Suyun basınç-sıcaklık davranışlarını incelemek üzere Laudise ayrıntılı bir çalışma yapmıştır. Reaktör hacmi başlangıcından % 32 doluysa sıvı seviyesi kritik sıcaklığa kadar kalır (şekil 1.5). Suyun kritik noktasında hem sıvı hem de gaz yoğunluğu 0.32 g/cm3 ’tür. Reaktör % 32’den fazla su ile doldurulduğunda kritik sıcaklıktan önceki sıcaklıklarda kalır. % 32’den az doldurulduğu zaman sıcaklık arttıkça sıvı seviyesi düşer ve gaz kritik sıcaklığın altındaki sıcaklıklarda otoklavı doldurur ve sıvı kaybedilir. Daha yüksek oranlarda doldurulduğunda daha düşük sıcaklıkta otoklav sıvı ile dolar (Laudise, 1987) . Genellikle çoğu rutin hidrotermal deneylerinde çalışma şartları altındaki basınç değeri sıcaklık ve doluluğun derecesine göre belirlenir. Şekil 1.5. Farklı düzeylerdeki dolulukta suyun P-T davranışı 1.7. Hidrotermal Sentezin Avantajları Rabenau (1985) tarafından rapor edilen literatürde, hidrotermal teknik diğer konvansiyonel tekniklerin aksine birçok avantaj sağlamaktadır: i) Hidrotermal metot özellikle sentezlenmesi zor olan ferromanyetik krom (IV) oksit gibi yükseltgenme basamağı yüksek 11 önemli geçiş metal bileşiklerinin 1. GİRİŞ Burak AY hazırlanmasında kullanılabilir (Rabenau, 1985). Ferromanyetik krom (IV) oksit aşırı miktarda CrO3 ve Cr2O3’ün oksidasyonu ile elde edilebilir. ii) Hidrotermal metot ayrıca α-kuvars ve α-berlinit gibi düşük sıcaklık fazları olarak adlandırılan bileşiklerin hazırlanmasında etkili bir yöntemdir. iii) Hidrotermal metot tellürün subiyot (Te2I ve β-TeI gibi) yarı kararlı bileşiklerinin sentezinde faydalı bir yöntemdir ve bu sentezlerde rakipsizdir. Özellikle, hidrotermal teknoloji inorganik materyaller için konvansiyonel ve konvansiyonel olmayan sentez metotlarına göre birçok avantajlar sunar. İnorganik materyallerin tüm formları yani tek kristaller, tozlar, lifler, monolitik seramik cisimler, metalik kaplamalar, polimerler ve seramikler hidrotermal sentez ile hazırlanabilir. Hidrotermal teknoloji düşük sıcaklıktaki işlemlerde enerji tasarrufu sağlaması, atıkların geri dönüşümlü olabilmesi, geri dönüşümü olmayan atıklarda uygun ve güvenilir tasfiyesi olması nedeniyle diğer birçok sentez metotlarından daha çevre dostu bir yöntemdir. Hidrotermal sentez yüksek sıcaklık tekniği olarak kabul edilse de aslında bu sıcaklıklar çoğu konvansiyonel tekniklere göre daha düşük sıcaklıktadır. Düşük sıcaklıkta kristal büyümesinin birçok önemli avantajları vardır. Örneğin, diğer sentetik metotlar ile hazırlaması oldukça zor ve imkânsız olan düşük sıcaklık polimorflarının büyümesine imkân sağlar. Bunun en iyi bilinen örneği α-kuvars’dır. Alfa kuvars elektronik cihazlardaki uygulamaları ve piezoelektrik özellikleri için endüstride hidrotermal olarak en yoğun çalışılan bir malzemedir. Piezoelektrik α- 12 1. GİRİŞ Burak AY kuvars sadece 580 °C altında kararlıdır ve bu sıcaklığın altında elde edilmelidir. Konvansiyonel erime ve kristal büyüme için bu bir problemdir. Diğer bir önemli avantajı konvansiyonel metotlara göre reaksiyonların çok fazla süre gerektirmemesidir. Örneğin, bir katı hal reaksiyonu birkaç hafta içinde yapılırken hidrotermal reaksiyon birkaç gün içinde yapılabilir. Hidrotermal metot sıvı çözücüden bir büyüme tekniğidir fakat sıvının viskozitesi düşüktür. Bir sıvının çözünürlüğü geleneksel metotlar için yüksek olmalıdır. Hidrotermal şartlar altında, ortam sıcaklığındaki viskozitenin aksine düşük viskoziteden dolayı difüzyon problem değildir. Bu yöntemin dezavantajı yüksek basınç gereksinimi ve veri toplama zorluğudur. Hidrotermal şartlar altında hızlı difüzyondan dolayı süper doygunluk olur ve dentiritik büyüme ile sonuçlanır. Ayrıca sıcaklık, basınç ve mineralleştiriciler bu yöntemde istenen fazların oluşmasına, çözelti şartlarının değişmesine ve çözünürlüğün artmasına yardım etmede kullanılır. Mineralleştiriciler çözünür kompleksler oluşturarak başlangıç maddelerinin çözünürlüğünün artmasına neden olan kompleks ajanlarıdır. Bu yol basit olmasının yanı sıra, düşük işlem sıcaklıkları, düşük maliyet, yüksek ürün saflığı ve partikül boyutu kontrolü gibi birçok avantaja sahiptir (Chien, 1998). 1.8. Hidrotermal Yöntemin Endüstriyel Uygulamaları 2.Dünya savaşından sonra hidrotermal sentez için ilk büyük ticari uygulamaya neden olan kuvarsın büyük tek kristalleri oluşturulmuş ve yaklaşık olarak aynı zamanda zeolit A ve X gibi sentetik zeolitik malzemeler hidrotermal olarak sentezlenmiştir (Chien, 1998). Kuvars sentezinin başarılı bir şekilde ticarileştirilmesi çeşitli grupları hidrotermal şartlar altında diğer bileşiklerin elde edilmesini incelemeye teşvik etmiş ve kristallerin bazı başka türleri (AlPO4, KTiOPO4 ve zümrüt) hidrotermal teknik kullanarak ticari olarak sonradan hazırlanmıştır. Geçmişte, bu alandaki araştırmalar yüksek sıcaklık ve basınçta yer kabuğundan oluşan kayaçların ve minerallerin oluşumunu inceleyen jeologlar tarafından yapılmıştır. KTiOPO4 (Bierlein ve Geir, 1976), tungstatlar (Reis, 13 1. GİRİŞ Burak AY Ramanan ve Whittingham, 1990), Tl-süperiletkenler (Chen, Qian ve ark., 1994), katmanlı bileşikler (Sugita, Tsuji ve Abe, 1990), yapay taşlar (Zhao, Roy ve ark., 1997) ve zeolitler (Barrer, 1982) gibi çok çeşitli maddeler hidrotermal metot ile sentezlenmektedir. Hidrotermal sentez kullanımının ileri malzemelerin geniş bir kısmının üretimi için oldukça yumuşak ve faydalı bir yöntem olduğu kanıtlanmıştır. Bunların bazıları ticari olup, diğerleri halen geliştirme aşamasındadır (Rao, 1993). Sentez yapan araştırmacılar hidrotermal senteze büyük bir ilgi göstermektedir ve çalışmalarını etkin bir şekilde sürdürmektedirler. Çizelge 1.1. Hidrotermal sentez ile elde edilmiş maddelerin uygulama alanları Kullanım Alanı Madde Uygulama Piezoelektrik Yarı iletken Kimyasal Pb(Zr, Ti)O3, Sensörler, güç α-SiO2 çeviriciler, aktüatörler BaTiO3, ZnO-Bi2O3, geçiş Termistörler ve metal oksitleri varyastörler ZnO, Fe2O3, ZrO2, TiO2, Kimyasal sensör, zeolitler katalizör, desikant, gaz adsorpsiyon/depolama Otomotiv, ısıtma Yapısal ZrO2(TZP), Al2TiO5 değiştiriciler, metal filtreler, ışık modülatorü Biyolojik Hidroksiapatit Yapay kemik 1.9. Kristal Büyümesi Kristal büyümesi X-ray difraksiyon ölçümleri için uygun tek kristal üretilmesi için önemlidir. Bu genel tutulmuştur çünkü kristal büyümesi bir sanattır ve herhangi bir madde için seçilecek yöntem ve kullanımındaki varyasyonları genellikle 14 1. GİRİŞ Burak AY araştırma deneylerinin başlangıcında karar verilmelidir. Kristalleri büyütmek için ilk girişimler hayal kırıklığı ile sonuçlansa da uygun şartlar bulunduğunda yüksek verimli ve büyük kristallerin elde edilmesi şaşırtıcı olmamalıdır. Hidrotermal metot ile kristal büyümesinin birçok avantajı vardır. Bu daha saf, daha büyük ve dislokasyon içermeyen tekli kristallerin üretiminde teknolojik verimlilik için kritik bir öneme sahiptir. Metot 1960’lardan beri geniş ölçüde kabul edilmiş ve çoğu kompleks oksitler, silikatlar, germanatlar, fosfatlar, karbonatlar ve pratik olarak tüm inorganik türler bu yöntemle elde edilmiştir. Teknik piezoelektrik hazırlama, manyetik, optik, seramik ve tek kristallerin yanı sıra çoklu kristalleri de içine alan geniş bir alanı kapsamaktadır. Genellikle sadece buhar ve sıvı fazlar yeterli büyüklükte kristaller vermelerine rağmen uygulamalarda kristaller katı, sıvı, buhar ve çözelti fazında büyümüş olabilir. Kristal büyüme metotlarının ana kategorileri; katıdan büyüme: katı-katı faz geçişi içeren S-S süreci, eriyikten büyüme: sıvı-katı faz geçişi içeren L-S süreci, buhardan büyüme: buhar-katı faz geçişi içeren V-S süreci ve çözeltiden büyümedir. 1.9.1. Katı Büyütme Teknikleri Bu tür teknikte atomik difüzyon gereklidir. Küçük katyonun oldukça hareketli olduğu süperiyonik malzemelerin dışında ve difüzyon gibi normal sıcaklıklarda genellikle çok yavaştır Tavlama ve sinterleme-sıcak presleme iki önemli katı büyütme tekniğidir. 1.9.2. Buhar Faz Büyümesi Bu yöntem A reaktifi, taşıyıcı ajan B ve gaz ürün AB arasında gerçekleşen denge varlığında gerçekleşir. 15 1. GİRİŞ Burak AY A (s) + B (g) AB (g) 1.9.3. Çözelti Büyümesi Çözelti metodunun başlıca avantajları erime noktası altındaki bir sıcaklıkta kristal büyümesine yardımcı olması ve yavaş büyüme hızı ile izotermal şartlarda düşük konsantrasyonda kaliteli kristaller vermesidir. Bu metodun dezavantajları ise; yavaş büyüme hızı, akış ve kap ile kirlenme olmasıdır. Bu metodun diğer tipleri jel büyümesi, erimiş metal çözeltisinde büyüme, organik çözeltide büyüme, termal dondurma metodu (Bridgman-Stockbarger), bölgesel eritme metodu, alev füzyon yöntemi (Verneuil metot) ve sulu çözeltide büyüme metotlarıdır (hidrotermal). Genellikle hidrotermal proseslerde basınç 22.1 MPa değerine ulaşırken, sıcaklık suyun kaynama noktası ve kritik sıcaklığı olan 374 °C arasında kalır. Hidrotermal kristal büyümesi için çeşitli deneysel cihazlar tasarlanmıştır. Yüksek sıcaklık-yüksek basınç aparatları otoklav veya bomba olarak adlandırılır. Temel tip otoklavlar basınç/sıcaklık aralıklarında ve hacmine göre sınıflandırılabilir. İnorganik katılar ve organik-inorganik hibrit materyallerin kristallenmesi veya sentezlenmesi için kullanılan temel otoklavlar en popüleridir. Şekil 1.6’da bir otoklav içerisinde biraz daha karmaşık olan hidrotermal kristal büyüme tekniği betimlenmiştir. Cihaz bir çelik silindirden oluşmaktadır; koni set kapatma ısıtıcı dışında düşük sıcaklıkta tutulur. Otoklavın sıcak (en alt) ve soğuk bölgeleri (üst kısım) arasındaki sıcaklık farkı besleyici bölgeden kristalizasyon bölgesine materyallerin taşınmasını sağlayarak çözünürlüğün değişmesiyle sonuçlanır. Ters çözünürlük durumunda, giriş maddeleri yavaşça artan düşük sıcaklıkta çözündürülür. Kristal büyüme şartları optimize edildiğinde, kristal tohumları daha büyük otoklavların büyüme bölgesinde kurulabilir. Konumlandırılmış kristalizasyon daha sonra arttırılır. Fakat daha genel kullanımda otoklavlar basitçe sürekli veya programlanabilir sıcaklık fırınlarına yerleştirilir. Reaksiyon veya kristalleşme daha sonra dengeleyici kristal ürünler üretmek için ilerler. Sentezlerde birkaç parametre önemlidir, özellikle 16 1. GİRİŞ Burak AY reaksiyon ortamının pH değeri, reaktiflerin oranı, çözeltide mevcut olan iyonlar ve reaksiyon sıcaklığı (Chirayil, Zavalij&Whittingham,1998). Şekil 1.6. Hidrotermal kristal büyümesi için deneysel otoklav cihazı Parr acid reaktörler çıkarılabilir teflon aparatı ile maksimum 250 °C sıcaklık ve 1800 psi basınca dayanıklıdır. Reaktör başlıca güvenlik diski, korozyon diski, alt ve üst basınç dengeleyici plakalardan oluşmaktadır (Şekil 1.7). Güvenlik diski Alt baskı plakası kkdiski diski Korozyon diski Üst baskı plakası Şekil 1.7. Parr Acid Reaktörü 17 1. GİRİŞ Burak AY Reaktörler basitçe sürekli veya programlanabilir sıcaklık fırınlarına yerleştirilir (şekil 1.8). Fırın istenilen sıcaklığa getirilerek uygun koşulların sağlanması sonucu elde edilecek kristal için gerekli parametrelere ulaşılmaya çalışılır. Özellikle çözeltinin pH değeri, giriş maddelerin sitokiyometrik oranları, sıcaklık ve süre vb. (Whittingham, 1998). Şekil 1.8. Hidrotermal reaksiyon ortamları 1.10. Kromizm Kromizm belirli etkenlerle (sıcaklık, çözücü, pH vb.) renkte oluşan tersinir değişikliktir. İnorganik ve organik bileşikler, iletken polimerler ve farklı mekanizmadan kaynaklanan özellikler içeren birçok madde kromiktir. Fototropizm, heliokromizm, piezokromizm, tribokromizm, iyonokromizm, asidikromizm, kirokromizm ve diastereoseçici fotokromizm (Diastereofotokromizm), halokromizm, solvatokromizm, halosolvatokromizm, termokromizm, elektrokromizm ve fotokromizm gibi literatürlerde birçok kromizm türü vardır. (Laurent, 2001). 1.10.1. Fotokromizm Fotokromizm, bir kimyasal maddenin, en azından bir yöndeki dönüşümünün elektromanyetik ışımalı bir etkileşimle tetiklenmesi sonucunda soğurum izgesinin farklılaşması yoluyla, iki moleküler yapı arasında tersinir değişim göstermesidir 18 1. GİRİŞ Burak AY (Geri tepkime, ısıl ya da ışıl-kimyasal olabilir). Oluşan A ve B yapıları farklı absorpsiyon spektrumlarına sahiptirler (Laurent, 2001). Şekil 1.9. Fotokromizm sonucu oluşan iki farklı yapının absorbsiyon spektrumları Kararlı A formu ışınla uyarılmanın etkisi sonucu B formuna dönüşür. Ters reaksiyon, termal veya fotokimyasal olarak meydana gelir. En yaygın fotokromik moleküller renksiz veya soluk sarı renkli A yapısına ve kırmızı, mavi gibi renkli bir B yapısına sahiptir. Bu olay pozitif fotokromizm olarak adlandırılır. Bu sistemler unimolekülerdir. Bunlar foto halka katılma reaksiyonları içerirler. λmax (A) > λmax (B) olduğunda fotokromizm negatif veya ters yöndedir. Bazı kimyasal özellikler tersinir fotokromik reaksiyonların etkisi altında, değişken optik geçişlerin varlığında oluşur ve tersinir fiziksel bir görünüm içerirler. Örneğin optik hafızalar ve optik değişkenler, değişken elektriksel akım, membranlar arası iyon transferi vb. organik fotokromik bileşikler polimerik yapılar da içerebilirler. İnsanlar güneş ışığı altında koyulaşan ve gözü zararlı ışınlara karşı koruyan, gölgede de (güneş ışığı etkisi kalkınca) normal, renksiz yapıya geri dönen fotokromik camlı gözlükleri günlük hayatlarında kullanmaktadırlar. İlk ticari camlar inorganik tuzlardan (özellikle gümüş) hazırlanmış cam lensler olmuştur. Son yıllarda 19 1. GİRİŞ Burak AY organik fotokromik lensler dünya pazarlarında önemli bir paya sahip olmuştur. Organik sentezler ve fiziksel metotlar (IR, NMR, X-Ray, UV-Vis, Alev Spektroskopisi)’ın gelişmesine paralel olarak Fotokromizm 1960’lı yıllarda gelişmiştir. Fotokromik camlar bu periyotta elde edilmiş ve ileriki araştırmalara ortam hazırlamıştır. Uygulama alanlarından fotokromik mikroimaj (resim) yöntemi (PCMI) oldukça ilgi çekmiştir. Bu yöntemde 1245 sayfalık kısmı azaltarak yaklaşık 6 cm2 ’lik alanda gösterme olanağı sağlıyor. Bu konuyla ilgili önemli bir kitap 1971 yılında yayımlanmıştır. Katı fotokromik spiropiranlar veya çözeltileri (etanol, toluen, eter, keton, esterdeki) renksiz veya çok hafif renklidir. UV ışının etkisi altında renkli yapıya dönerler. Renkli çözeltiler ısıtılarak orijinal renklerine dönerler. Ne olursa olsun UV ışın etkisi kalkınca (görünür ışık altında) eski renklerine dönerler. Birkaç spiropiran molekülü negatif fotokromizm gösterir. Bu moleküller karanlıkta renklidirler ve UV ışığı etkisiyle renkleri kaybolur. Birçok spiropiran molekülü aynı zamanda termokromiktir ve renkli yapılarının spektrumu, fotokimyasal yöntemle oluşanların yapıları ile özdeştir. 1.11. Uygulama Alanları 1.11.1. Genel Uygulamalar Fotokromizmin genel uygulamaları iki kategoriye ayrılabilir. İlk kategoride absorpsiyon ve emisyon spektrumların değişmesiyle yakından ilgilidir. Örneğin değişken geçişli optik materyaller, optik bilgi depolama, simulasyon aletlerinde, kozmetikte kullanım alanları bulurlar. Diğer kategoride diğer fiziksel ve kimyasal özelliklerin değişmesi ile yakından ilgilidir. Örneğin kırılgan göstergeler, dielektrik sabiti, elektrik iletkenliği, faz geçişleri, çözünürlük, viskozite ve arayüzey geçirgenliği gibi. Fotokromizm sergileyen boyarmaddeler, göz lensleri için kullanılan polimer bileşiklerin yapısı, güvenlik sistemleri, kartuş boyası, veri depolama tercihli boya sistemleri, silinebilir kompakt diskler, kamuflaj ve sahte imza belirlenmesinde kullanılan boyaların üretiminde kullanılır ( Irie, 2000). 20 1. GİRİŞ Burak AY 1.11.2. Aktinometre Bir aktinometre, fotonların numarasını bir zaman biriminde belirlemek için kullanılan kimyasal bir sistem veya bir fiziksel alettir (Laurent, 2001). Kimyasal aktinometre çözelti içerisinde fiziksel aktinometreye göre daha avantajlıdır. Fotokromik aktinometreler yeniden kullanım özelliğine sahiptir. 1.11.3. Optik Güç Sınırlayıcı Sübstratlar Optik güç sınırlayıcı sübstratlar insan gözlerini veya optiksel duyarlı sensörleri ışığın yoğun şiddetteki zararlı etkisinden korumak için kullanılır. İdeal bir koruyucu, bir lazer ışığına maruz kaldığında aniden ışık geçirmez bir yapıya döner ve ışık etkisi kesilince tekrar eski saydam yapıya geri döner. Bu özelliği sergileyen bileşikler fullerenler, indantronlar, porprinler, karışık metal alaşımları ve ftalosiyaninlerdir. Bu olağanüstü olay, moleküldeki bir fotonun ışık enerjisini absorplamasıyla temel halden uyarılmış hale geçmesi sonucu oluşur. Absorplanan foton temel hale göre daha kararsızdır. Şekil 1.10. Bir fotonun farklı uyarılma halleri (Laurent, 2001) 21 1. GİRİŞ Burak AY Bu uyarılmış hal T1(a) veya S1(b) halde olabilir. Bu şartlar altında, ∫ε(V)T1 → dv >> ∫ε(V)So→S1 dv (a) veya ∫ε(V)S1→Sn dv >> ∫ε(V)So→S1 dv (b) eşitlikleri geçerlidir. 1.12. Katalizörler Katalizörler bir kimyasal tepkimenin aktivasyon enerjisini düşürerek tepkime hızını arttıran ve tepkime sonrasında yapısında kimyasal veya fiziksel bir değişiklik meydana gelmeyen maddelerdir. Katalizörün tepkime üzerinde yaptığı bu değişikliğe kataliz denir. Katalizör terimi, 1835 yılında İsveçli Kimyacı Jöns Jakob Berzelius tarafından ilk defa kullanılmıştır. Berzelius, katalizörün reaksiyona giren maddelerin bağlarını çözecek şekilde tesir ettiğini ve böylece reaksiyonun daha hızlı bir şekilde meydana gelmesine yardım ettiğini söylemiştir. Bazı katalizörler reaksiyonun hızını yavaşlatır. Bunlara negatif katalizörler denir. Buna rağmen katalizörlerin çoğu reaksiyonun hızını arttırır ve reaksiyon hızını arttıran katalizörlere de pozitif katalizörler denir. Katalizörlerin genellikle küçük miktarları tesirlidir. Bir katalizör kendisinin birkaç bin katı ağırlığındaki maddelerin reaksiyonunu kataliz edebilir. Katalizör, reaksiyonun hızını arttırırken, tersinir (geri dönebilen veya çift yönlü) bir reaksiyonun denge noktasına tesir etmez. Katalizör reaksiyon hızını arttırdığı için reaksiyonun kısa zamanda dengeye gelmesini sağlar. Fakat reaksiyona giren maddelerin denge noktasındaki bağıl konsantrasyonlarını değiştirmez. Yani o reaksiyon katalizör olmadan meydana gelse ve dengeye ulaşsa, denge halinde iken mevcut olan reaksiyona giren madde miktarı, aynı reaksiyonun katalizör ile elde edilmiş denge halindeki miktarına eşittir. 22 1. GİRİŞ Burak AY 1.12.1. Katalitik Etkimenin Mekanizması Katalitik etkimenin gerçek mekanizması tam olarak bilinmemesine rağmen bunun en azından bazı durumlarda reaksiyona giren maddelerin katalizör yüzeyinin küçük bir kısmı üzerinde adsorplandığı bir yüzeysel olay olduğu düşünülmektedir. Böyle bir olay, reaksiyonun başlaması için gerekli olan aktif enerji miktarını herhangi bir şekilde azaltabilir. Böylece ilerlemenin daha hızlı olması sağlanır. Negatif katalizörler, zincirleme reaksiyonlardaki bir basamağa etki ederek bunu takip eden basamakları durdururlar. Örneğin katalizör, reaksiyon ortamındaki maddelerden biriyle birleşerek reaksiyonun devamına engel olur. Aynı zamanda negatif katalizörler, pozitif katalizörlerle birleşerek katalizör etkisini yok edebilir. Pozitif ve negatif katalizörler bazı kirliliklerin etkisine maruz kaldığında katalizör zehirlenir, yani katalizörün etkisi ortadan kalkar. Bu şekildeki zehirler, katalizör yüzeyi üzerindeki aktif bölgeleri etkisiz hale getirebilecek şekilde etki edebilirler. Katalitik işlemler modern sanayide yaygın olarak kullanılır. Örneğin tekstil, çelik, gübre, plastik, boya ve çok çeşitli ürünleriyle petrokimya endüstrisinin önemli bir girdisi olan sülfürik asidin üretim basamaklarından en önemlisi, kükürt dioksit ve oksijen gazlarından kükürt trioksit gazının oluşmasıdır. 2 SO2(g) + O2(g) → 2 SO3(g) Bu reaksiyonun aktivasyon enerjisi çok yüksek olup, yüksek sıcaklıklarda dahi epeyce yavaş ilerler. Bu ise endüstride büyük miktarlarda üretim için oldukça yüksek bir enerji maliyeti getirir ve ekonomik değildir. Oysa çok iyi öğütülmüş platin (Pt), vanadyum (V) ve vanadyum oksit (V2O5) katalizör olarak kullanıldığında bu reaksiyonun hızı büyük ölçüde artmakta ve üretim böylece ekonomik hale gelmektedir. 23 1. GİRİŞ Burak AY 1.12.2. Katalizörlerin Sınıflandırılması Katalizörler katı, sıvı veya gaz halde olabilirler. Endüstriyel katalizörlerin çoğu sıvı veya katı haldedir. Katalizörler üç ana başlıkta incelenirler. 1. Homojen Katalizörler - Asit-baz katalizörleri - Geçiş metal bileşikleri 2. Heterojen Katalizörler - Yığın katalizörleri - Destekli katalizörler - Geçiş metal bileşikleri 3. Biyokatalizörler 1.12.2.1. Homojen Katalizörler Tepkimeye giren maddeler ile katalizör aynı evre (faz) içerisinde bulunabiliyorsa, bu tür katalizörlere homojen katalizörler denir. Bu tanıma göre, homojen bir katalizör, çözelti tepkimelerinde tepkime maddeleri ile karışabilen bir sıvı, gaz tepkimelerinde ise bir gaz olmalıdır. Diazot oksit gazının bozunması üzerine klor gazının yapmış olduğu etki, gaz fazda gerçekleştirilen tipik bir homojen kataliz örneğidir. Diazot oksit, N2O oda sıcaklığında oldukça kararlı olup, 600oC dolayındaki sıcaklıklarda ise aşağıdaki eşitliğe göre bozunur. 1.12.2.2. Heterojen Katalizörler Heterojen katalizde, katalizör ve tepkimeye giren maddeler farklı fazlarda bulunurlar. Bu tür işlemlerde, tepkimeye giren moleküller katalizör yüzeyinde 24 1. GİRİŞ Burak AY adsorplanır ve tepkime yüzeyde gerçekleşir. Adsorpsiyon, bir katı yüzeyinde moleküllerin tutulması işlemidir. Örneğin odun kömürü, zararlı gazlar için gaz maskelerinde adsorpan (adsorplayan madde) olarak kullanılır. Fiziksel ve kimyasal olmak üzere iki tür adsorpsiyon vardır. Olağan fiziksel adsorpsiyonda moleküller yüzeyde London kuvvetleri ile tutulurlar. Kimyasal adsorpsiyonda ise, moleküller yüzeyde kimyasal bileşiklerdeki bağlara benzer kuvvetli bağlar ile tutulmaktadır. Heterojen kataliz, çoğunlukla kimyasal adsorpsiyon ile oluşmaktadır. Yüzeyde bu tür bağlar oluştuğu zaman, kimyasal olarak adsorplanmış moleküllerin elektronlarının düzenlenmesinde değişiklikler olmakta, moleküllerin bazı bağları gerilmekte ya da zayıflamakta ve bazı durumlarda ise koparılmaktadır. Örneğin; hidrojen moleküllerinin platin, palladyum, nikel ve diğer metal yüzeylerinde hidrojen atomları şeklinde adsorplandıkları düşünülmektedir. Bu nedenle yüzey katalizli bir tepkimede atom veya moleküllerin kimyasal olarak adsorplandıkları tabaka bir tepkime ara ürünü olarak görev yapar. 1.12.2.3. Biyokatalizörler Endüstriyel işlemlerin çoğu katalitik işlemlerdir. Bugün özellikle heterojen katalizörlerin geliştirilmesi ve yeni tür katalizörlerin hazırlanması üzerine yoğun bilimsel çalışmalar yapılmaktadır. Ancak enzimler olarak bilinen doğal katalizörler yaşam için çok daha büyük bir öneme sahiptir. Son derece karmaşık yapılara sahip olan enzimler, sindirim, solunum ve hücre sentezi gibi oldukça önemli yaşam proseslerini katalizlerler. Canlı bünyesinde oluşan ve yaşam için gerekli olan çok sayıda karmaşık kimyasal tepkime enzimlerin etkisi ile oldukça düşük vücut sıcaklığında oluşabilmektedir. Bilinen binlerce enzimin her biri kendine özgü bir fonksiyonu yerine getirir. Diğer bir deyişle her karmaşık tepkime spesifik bir enzim tarafından katalizlenmektedir. 25 1. GİRİŞ Burak AY Çizelge 1.2. Homojen ve heterojen katalizör arasındaki farklar (Gürel, 2001) Homojen Katalizör Heterojen Katalizör - Yüksek seçici - Düşük seçici - Zor ayrılır (sıvı-sıvı ekstraksiyon, destilasyon ve iyon değişimi) - Kolay ayrılır (filtrasyon ve santrifürüjleme) - Her bağımsız atom (metal atomları) aktif - Sadece yüzey atomları aktif - Yüksek konsantrasyon - Reaksiyon koşulları ≥ 200 oC - Düşük konsantrasyon - Reaksiyon koşulları; 50-200 oC 1.12.3. Katalizörlerlerin Deaktivasyonu Teoride ideal bir katalizör tükenmemektedir. Fakat pratikte reaksiyonlar sırasında katalizör bazı kimyasal değişimlere maruz kalır ve katalizörün aktivitesinde azalma meydana gelir. Bu nedenle katalizör yenilenmeli veya değiştirilmelidir. Katalizörler sınırlı ömre sahip olduklarından dolayı, bazıları aktivitelerini birkaç dakika içinde bazıları da daha fazla sürede kaybederler. Katalizör aktivitesinin uzun süre korunması endüstride büyük ekonomik öneme sahiptir. Katalizör aktivitesindeki azalma; Katalizör zehirlenmesi Katalizör üzerindeki tortuların aktif merkezleri tıkaması (koklaşma) Isıl prosesler ve katalizörün sinterleşmesi Bileşenlerin buharlaşması ile katalizörün kaybı gibi faktörlere bağlıdır. Düşük derişimlerde bile hızlı bir tepkime sağlayan etkin bir katalizörün çevrim frekansı büyüktür (Atkins, 1999). 1.12.4. Geçiş Metalleri ve Katalitik Aktiviteleri Birden fazla yükseltgenme basamağına sahip geçiş metal iyonları bazı yükseltgenme-indirgenme tepkimelerine katalitik etki yaparlar. Kompleks iyon 26 1. GİRİŞ Burak AY oluşumu da katalizde önemli bir role sahiptir. Kompleks iyon oluşturma, geçiş metali kimyasında ayırt edici bir özellik olarak karşımıza çıkar (Petrucci, 2002). Organo geçiş metal katalitik reaksiyonlarının kimyası metal merkezine bağlı olan organik ligandların reaktivitesi cinsinden açıklanır. Geçiş metallerinin d-orbitali, CO ve alkenler gibi ligandların diğer reaksiyonlara doğru aktifleşmesini sağlayacak şekilde bağlanmalarına izin verir (Gürel, 2001). Kimyasal üretimin yaklaşık % 90’ı katalizörlerle yürütülmektedir ve geçiş metalleri kullanılan katalizörler de ana elementlerdir. Örneğin; Ni yağların hidrojenle doyurulmasında, Pt, Pd ve Rh otomobillerin katalitik konvertörlerinde kullanılır (Petruci, 2002). Katalizörler yardımıyla gerçekleştirilen sentezler konvansiyonel sentezlere oranla daha çevre dostu ve daha ekonomik olmakla birlikte son elli yılda katalizörlerin hızlı gelişimi nedeniyle tercih edilmektedir. Metal katalizörler endüstriyel alanda yeşil kimya / teknolojik üretim kategorisinde kullanılmaktadır. 1.13. Monoterpenler Doğada yaklaşık 1500 civarında ve 40 grupta temsil edilen monoterpenler, farklı kombinasyonlarda iki izopren ünitesinin birleşimi sonucu, 10 karbon atomu (C10HxOy) taşıyan ve biyosentetik olarak mevalonik asit (MVA) yolağından veya non-mevalonat 1-deoksi-D-ksiluloz-5-fosfat (DOXP) yolaklarından oluşmaktadırlar (Rohmer, 1999; Rohdich ve ark., 2001; Arimura ve ark., 2005; Breitmaier, 2006). Monoterpenlerin biyolojik ve farmakolojik aktivitelerinden dolayı tıbbi kullanımları dışında çeşitli özel ve endüstriyel uygulamaları da bulunmaktadır. Örneğin, kimyasal sentezlerde ve kimya sanayinde sentez başlangıç maddesi (Greenhagen ve Chappell, 2001; Serra ve Fuganti, 2002; Monteiro ve Veloso, 2004; Macaev ve Malkov, 2006), aroma ve koku kimyasalı (Swift, 2002; Berger, 2007), gıda katkı maddesi (Slaughter, 1999; Burt, 2004; De Carvalho ve Da Fonseca, 2005; Seifried ve ark., 2007), boya ve çözücü (Li ve ark., 1998; Dewitt ve Bebarta, 2004), insektisidal ve pestisit olarak (Janmaat ve ark., 2001; Sampson ve ark., 2005) yaygın kullanımları mevcuttur. Terpenlerin 27 yinelenebilir hammadde olarak 1. GİRİŞ Burak AY petrokimyasallara alternatif kullanımları da son yıllarda teşvik edilmektedir (Kieslich, 1976; Monteiro ve Veloso, 2004; Berger, 2007). Fenolik yapıdaki timol ve karvakrol, p-simen metabolitlerinden en önemlileridir. Genelde uçucu yağ izolasyonlarında terpinen izomerleriyle birlikte ve değişik oranlarda elde edilirler. p-Simen, bitkilerde terpen biyosentez yolağında karvakrol ve timolün yanında bir çok farklı monoterpenin de başlangıç maddesidir (Şekil 1.11). Bunlar oldukça stabil moleküller olup genelde bitkinin karakteristik özelliklerini ve çeşitli biyolojik aktivitelerini belirlerler. Timokinon, (C10H12O2) 164,201 g/mol molekül ağırlığında, koyu sarı renkli kristallere sahip uçucu bir monoterpen kinondur. Bu bileşik çörekotu, kekik (Nigella sativa L.) ve Monarda fistulosa L. bitkilerinde ana bileşen olarak bulunmaktadır (Buckingham, 2008). Şekil 1.11. Bitkilerdeki monoterpen biyosentezinde p-simen türevleri 28 1. GİRİŞ Burak AY Timokinonun birçok hastalığa karşı kullanilabileceği araştırmalar sonucunda kanıtlanmıştır. Etno Medicine dergisinde; bir araştırmaya göre çörek otu tohumunun bazı kanser hücreleri üzerinde anti-kanserojen etki gösterdiği ve bağışıklık sistemi üzerinde uyarıcı ve aktifleyici etkisi olduğu yayımlanmıştır. Yine aynı dergi bitkinin timokinon bileşiğinin deneysel olarak fankoni ve kanser oluşturulan farelerde terapötik etki gösterdiğini yayımlamıştır. Avrupa da yapılan bir çalışmada bitkinin timokinon bileşiğinin farelerde mide kanserini önleyerek güçlü bir anti-oksidan olduğu, mideyi tahrişlerden koruduğu görülmüştür. Dr. El-Ğamidi’ye göre bitkinin yağının ve özellikle timokinon bileşiğinin romatoid artrit gibi iltihaplı eklem rahatsızlıklarını hafifletmede ve yatıştırmada bir etkisi bulunmaktadır (http://www.coreklen.com/2009/08/corekotunun-nigella-sativa-faydalari.html). timokinon O O Metal kompleksi timol Metal kompleksi Şekil 1.12. Metal kompleksi kullanarak hidrojen peroksit ile timolün oksidasyonu 1.13.1. Hidrojen Peroksit ile Katalitik Monoterpen Oksidasyonu Hidrojen peroksitin aktivasyonu iki kısıma ayrılabilir: Geçiş metal kompleksleri ile katalitik aktivasyon ve direkt aktivasyon (verimsiz), Fenton kimyası 29 1. GİRİŞ Burak AY (Bregeault, 2003). Bu reaksiyonlardan dolayı H2O2’nin bozunması için iki genel mekanizma kabul edilmiştir. Birinci reaksiyon serbest radikal mekanizmalı (homolitik yol), Fenton Reaksiyonu, ikinci reaksiyon ise peroksit kompleks mekanizmasıdır (Salem, 2000). H2O2 ile oksidasyonlar serbest radikal ajanlar aracılığıyla homolitik ve heterolitik yollarla oksijen transfer proseslerini (şekil 1.13) içerebilir (Sheldon, 1998). Aşağıdaki şekilde birçok esansiyel yağın temel monoterpen bileşeni olan timol reaktifi kullanılmıştır. Şekil 1.13. Hidrojen peroksit ile olası oksidasyon mekanizması 30 2.ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Burak AY 2.ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR 2.1. Hidrotermal Sentez İle İlgili Yapılan Çalışmalar Xiang He ve ark., 2004, 1,10-fenantrolin ve 2,2’-bipridin ligandlarının hidrotermal yöntem ile Zn (II) ve Co (II) komplekslerini sentezlemişlerdir. Sentezlemiş oldukları kristalleri tek kristal X-ray ve FT-IR metotları ile karakterize ederek bileşiklerin fotolüminesans özelliklerini incelemişlerdir. Çinko komplekslerinin fotolüminesans özellik gösterdiğini gözlemlemişlerdir. Şekil 2.1. Sentezlenen Zn (II) ve Co (II) komplekslerinin X-Ray görüntüleri Chunlin M., Jikun, L., ve ark., 2005, 2,6-piridindikarboksilik asit ligandının Sn (II) kompleksini hidrotermal ve konvansiyonel yöntemleri ile sentezlemişlerdir. Kristalleri FT-IR, X-ray difraksiyon, 1H, 13 C ve 119 Sn NMR ve elementel analiz ile karakterize etmişlerdir. Aynı reaktifleri kullanmalarına rağmen iki farklı yöntem ile farklı kompleksler elde etmişler ve deneysel şartların molekül düzenlenmesini nasıl etkilediğini göstermişlerdir. 31 2.ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Burak AY Şekil 2.2. Komplekslerin iki faklı yolla sentezlenmesi a) b) Şekil 2.3. Hidrotermal (a) ve konvansiyonel (b) yolla sentezlenen kompleksler Ouellette, W., Hudson, B. S., ve Zubieta, J., 2006, 1,2,4-triazol ligandının Zn (II) ve Cd (II) komplekslerini hidrotermal yöntem ile sentezlemişlerdir. Elde edilen bileşiklerin yapılarını X-ray ve FT-IR metodu ile karakterize etmişlerdir. Sentezlenen komplekslerin optiksel materyallerde ve manyetizma alanlarındaki uygulanabilirliği ve fotolüminesans özelliklerini incelemişlerdir. 32 2.ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Burak AY a) b) Şekil 2.4. Triazol ligandının Zn (II) (a) ve Cd (II) (b) kompleksleri Şekil 2.5. Sentezlenen Zn (II) kompleksinin emisyon spektrumu Gao, H. L., Yi, L., ve ark., 2006, 2,6-piridindikarboksilik asit ligandının Zn (II) kompleksini hidrotermal yolla sentezlemişler ve sentezlenen bileşiği FT-IR, Xray ve TGA kullanarak karakterize etmişlerdir. Sentezlenen kompleksin lüminesans ve manyetik özelliklerini incelemişlerdir. Kompleksin manyetik özellik göstermediği fakat lüminesans özellik sergilediği gözlenmiştir. 33 2.ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Burak AY Şekil 2.6. Sentezlenen Zn (II) kompleksinin X-Ray görüntüsü Yücesan, G., Ouellette, W., ve ark., 2006, 1,2-bis(dimetoksifosforil) benzen ve terpridin ligandlarını kullanarak hidrotermal yöntemle Cu (II) kompleksini sentezlemişlerdir. Sentezlenen bileşiğin yapısını X-ray ve TGA metotları ile karakterize etmişlerdir. Kompleksin kristal yapısını incelemişlerdir. Şekil 2.7. Sentezlenen Cu (II) kompleksinin X-Ray görüntüsü 34 2.ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Burak AY Ma, Y., Han, Z. B., ve Han, G. X., 2008, 2,6-piridindikarboksilik asit ve 1,4,8,9-tetranitrojen-trisfen ligandlarını kullanarak hidrotermal yolla Zn (II) kompleksini sentezlemişlerdir. Sentezlenen kompleksi elementel analiz ve X-ray kullanarak karakterize etmişler ve kristal yapısını incelemişlerdir. Şekil 2.8. Sentezlenen Zn (II) kompleksinin X-Ray görüntüsü Jung, E. J., Lee, U.K., Koo, B. K., 2008, 2,5-piridindikarboksilik asit ligandının Co (II) kompleksini hidrotermal yolla sentezlemişlerdir. Sentezlenen bileşiğin yapısını FT-IR, X-ray, TGA ve elementel analiz kullanarak karakterize etmişlerdir. Şekil 2.9. Sentezlenen Co (II) kompleksinin X-Ray görüntüsü 35 2.ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Burak AY Du, L., Fang, R.B., Zhao, Q.-H., 2008, 2,3-piridin ligandının hidrotermal yöntem ile Zn (II) ve Zn-Ln (II) komplekslerini sentezlemişlerdir. Elde edilen bileşiklerin yapılarını X-ray yöntemi ile karakterize etmişler ve kristal yapılarını incelemişlerdir. Şekil 2.10. Sentezlenen Zn (II) kompleksinin X-Ray görüntüsü Şekil 2.11. Sentezlenen Zn-Ln (II) kompleksinin X-Ray görüntüsü Zhang, D.J., Song, T.Y., ve ark., 2009, 2,5-piridindikarboksilik asit ve nikotinik asitin Nd (II) kompleksini hidrotermal yöntem ile sentezlemişler ve kompleksin yapısını X-ray, FT-IR ve manyetik suseptibilite kullanarak karakterize etmişlerdir. Elde edilen bileşiğin manyetik özelliğini incelendiğinde ferromanyetik özellik gösterdiği belirlenmiştir. 36 2.ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Burak AY Şekil 2.12. Sentezlenen ferromanyetik Nd (II) kompleksinin X-Ray görüntüsü Brouca-Cabarrecq, C., ve Trombe, J. C., 2009, 2,6-piridindikarboksilik asit ligandının La (III), Eu (III) ve Ce (III) komplekslerini hidrotermal yöntemle sentezlemişlerdir. Elde edilen bileşiklerin yapılarını X-ray spektrofotometresi ile karakterize etmişlerdir. Şekil 2.13. Sentezlenen La (III) ve Eu (III) komplekslerinin X-Ray görüntüleri 37 2.ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Burak AY Şekil 2.14. Sentezlenen Ce (III) kompleksinin X-Ray görüntüsü 2.2. Fotokromizm İle İlgili Yapılan Çalışmalar Yıldız ve ark., 2009, Alizarin ve alizarin sülfonikasit sodyum tuzunun Ru (III) metal komplekslerini sentezlenmişlerdir. Bu komplekslerin çözeltilerinin ve 0, 2, 4, ve 6 dk. zaman aralıklarında UV ışığı ile etkileşiminden sonra değişen fotokromik özelliklerini incelemişlerdir. Etil asetat içinde çözeltileri hazırlanan antrakinon türevlerinin UV ışığına duyarlı olduğu bulunmuştur. Sentezlenen kompleksler 2 dakika içinde ligandlarından daha fazla UV ışığı absorblayabilmiş ve fotokromizm hakkında önemli değişim kaydedilememiştir. Şekil 2.15. Ru (III) kompleksinin 200-600 nm’deki UV absorbsiyonu 38 2.ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Burak AY Zhang C., ve ark., 2007, fenantrolin içeren yeni spirooksazinleri sentezlemişler ve fotokromik özelliklerini araştırmışlardır. Spirooksazinin fotoizomerleşmesinin elektron verici gruplar tarafından sağlandığını ve (PMC)3Ni2+ komplekslerinin oda sıcaklığında negatif fotokromizme duyarlı olduğunu rapor etmişlerdir. Şekil 2.16. (PMC)3Ni2+ bileşiğinin 254 ve 600 nm’deki UV ışımasına ait absorbsiyon değişimleri 2.3. Katalitik Aktivite İle İlgili Yapılan Çalışmalar Skrobot F.C., Valente A.A., ve ark., 2003, oda sıcaklığında ve atmosfer basıncı altında H2O2/amonyum asetat kullanarak, zeolite tutturulmuş 5,10,15,20tetra(4-N-benzilpridil)porfrin mangan (III) kompleksinin limonen ve α-pinenin epoksidasyonu ile karvakrol ve timolün oksidasyonu üzerindeki katalitik aktivitelerini incelemişlerdir. Metal katalizörlüğü varlığında karvakrol ve timolün oksidasyonu sonucunda oluşan timokinon bileşiğine 6 saat reaksiyon süresi sonucunda % 100 seçicilik ile sırasıyla % 25 ve % 18 dönüşüm olduğu rapor edilmiştir. 39 2.ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Burak AY Şekil 2.17. 5,10,15,20-tetra(4-N-benzilpridil)porfrin mangan (III) kompleksi Rosalia, R.L.M., ve ark., 1999, farklı şekilde türevlendirilmiş porfirin ligandının mangan komplekslerinin, timol ve karvakrolun hidrojen peroksit ile yükseltgenmesi sonucu oluşan timokinon bileşiği üzerine katalitik aktivitelerini incelemişlerdir. Şekil 2.18. Türevlendirilmiş mangan-porfirin kompleksleri Oda sıcaklığında yapılan denemeler sonucunda [Mn(TF5PP)Cl] katalizörlüğünde % 22.6, [Mn(β-NO2TF5PP)Cl] katalizörlüğünde ise % 27.3 timokinon dönüşümü olduğu belirlenmiştir. 40 2.ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Burak AY Santos I.C.M.S., ve ark., 2003, oda sıcaklığında hidrojen peroksit varlığında bazı monoterpenlerin (geraniol, nerol, timol, karvakrol ve (+)-3-karen) (TBA)4H2[Mn(H2O)BW11O39]·H2O (I), (HDTMA)4H2[Mn(H2O)BW11O39]·10H2O (II) ve (TBA)4H[BW12O40]·7H2O (III) metal komplekslerinin varlığında oksidasyon ve epoksidasyonları sonucunda oluşan ürünler üzerindeki katalitik aktivitelerini incelemişlerdir. a) b) Şekil 2.19. Timol (a) ve karvakrolun (b) oksidasyonu sonucu oluşan ürünler 3 saat reaksiyon sonucunda I ve II metal komplekslerinin katalizörlüğünde % 35-40 dönüşüm olduğu, 9 saat reaksiyon sonucunda III metal kompleksi katalizörlüğünde ise dönüşümün % 20 olduğu rapor edilmiştir. Demirci F., ve ark., 2008, oda sıcaklığında timol ve karvakrolun klorin ve porfirin katalizörlüğünde H2O2 ve KHSO5 ile timokinona oksidasyonu üzerine yaptığı çalışmalarında reaksiyon süreleri 10-15 gün arasında değişen sürelerde çalışmışlardır. Klorin a mangan ve porfirin mangan klorür türevleri kullanılarak biyomimetik katalizle yaklaşık % 32, sitokrom P450 kullanılarak enzimatik kataliz ile ise yaklaşık % 60 verimle hedef ürün timokinonu elde etmişlerdir. 41 2.ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Burak AY Substitüe klorinler Substitüe metalo porfirinler Şekil 2.20. Biyomimetik reaksiyonlarda kullanılan katalizörlerin ana yapısı Güneş, A., 2005, Na-Y zeoliti içerisine enkapsüle edilmiş N.N’-bis (salisiliden)propan-1,3-diaminin (H2salpn) Cr (III), Fe(III), Bi(III), Ni(II) ve Zn(II) komplekslerini hazırlamıştır. Hazırlanan bu katalizörlerin timol ve karvakrolun 60 °C sıcaklık, 5 saat reaksiyon sonucunda timokinona dönüşüm oranlarını incelemiştir. Fe(salpn)-NaY katalizörü % 27.6 ile en yüksek karvakrol dönüşümü gösterirken, bunu % 23.5 karvakrol dönüşümü ile Cr(salpn)-NaY katalizörü izlemiştir. Diğer katalizörlerin, karvakrol dönüşümü ve aktif metallerin sıvı faza geçmesi kavramları bakımından daha düşük performans gösterdiği rapor edilmiştir. Şekil 2.21. Cr (salpn) kompleksinin X-Ray görüntüsü 42 3.MATERYAL VE METOD Burak AY 3. MATERYAL VE METOD 3. 1. Materyal 3.1.1. Kullanılan Kimyasallar Diklorometan (Merck), Dietileter (Merck), DMF (Merck), DMSO (Merck), THF (Merck), Benzen (Merck), Etanol (Merck), Metanol (Merck), Etil asetat (Merck), Aseton (Merck), Asetonitril (Merck), Hekzan (Merck) çözücü olarak kullanılmıştır. HNO3 (Carlo Erba) teflonların temizlenmesinde kullanılmıştır. Saf H2O sentezlerde çözücü olarak kullanılmıştır. 2,6-piridindikarboksilik asit (Aldrich), 2,3-piridindikarboksilik asit (Aldrich), Ftalik asit (Aldrich) ligand olarak kullanılmıştır. NaOH (Carlo Erba) pH ayarlamalarında kullanılmıştır. Metal komplekslerinin sentezinde; CrCl3.6H2O (Fluka), CoCl2.6H2O (Fluka), CuCl2.2H2O (Fluka) tuzları kullanılmıştır. Timol, H2O2 katalitik aktivitenin belirlenmesinde kullanılmıştır. 43 3.MATERYAL VE METOD Burak AY 3.1.2. Kullanılan Cihazlar Elementel Analiz (İnönü Üniversitesi Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Merkezi) FT- IR Spektroskopisi (Perkin-Elmer RX-1, KBr disk; 4000-400cm-1 ) Termogravimetrik/Diferansiyel Termal Analiz; Perkin Elmer Pyris Diamond TG/DTA DSC; Perkin Elmer Pyris 6 Tek Kristal X-ray Difraktometresi; Bruker SMART-CCD Mo KR radiation (ì(Mo KR) ) 0.71073 Å). Taramalı Elektron Mikroskobu (SEM); Jeol JSM-5500 LV UV-Vis Spektrometre; Perkin Elmer Lambda 25 HPLC; Shimadzu LC-10AD GC-MS; Thermo/Finnigan Trace GCMS Erime Noktası Tayin cihazı; Gallenkamp pH metre; pH 211 Hanna Instruments UV lambası, Uvgl 58, Handheld UV Lamp (254-365 nm) Karıştırıcı; Velp Etüv; Elektromag M 420 P Fırın; Protherm Çelik Reaktör; Parr Acid Digestion Bomb; 23 mL Hacimli Teflon Hatlı 3.2. Metod 3.2.1. Teflon Hatlı Parr Acid Reaktör Bu çalışmada hidrotermal yöntem kullanarak 120-180 °C sıcaklıkları arasında, 24-48-72-120 saat sürelerinde, farklı pH (1-7) değerlerinde reaktiflerin molar oranları (M:L ; (1:1), (1:2), (2:1)) değiştirilerek optimum şartlar elde edilmiş ve bunun sonucunda da bakır, kobalt ve krom metallerinin kompleksleri elde edilmiştir. 44 3.MATERYAL VE METOD Burak AY 3.2.2. Metal Komplekslerinin Sentezi 3.2.2.1. Bis(2,6-piridindikarboksilato)kuprat(II)pentaakuabakır(II)dihidrat [Cu(C7H3NO4)2][Cu(H2O)5].2H2O (1) Kompleksinin Sentezi CuCl2.2H2O (0.0853 g, 0.5 mmol), 2,6-piridindikarboksilik asit ( 0.0843 g, 0.5 mmol), ftalik asit (0.0835 g, 0.5 mmol), NaOH (0.0432 g, 1 mmol) ve H2 O (5 mL, 0.278 mmol) karışımı 1: 1: 1: 2: 0.556 molar oranlarında alınarak 23 mL hacimli teflon hatlı çelik Parr Acid reaktöre eklendi. Çözelti 30 dakika karıştırıldı. pH = 3.00 olan çözelti 180 °C’de 48 saat ısıtıldı. Reaksiyon sonunda sistem oda sıcaklığına kadar soğutuldu. Çözelti ve kristaller ayrılarak çözeltinin son pH değeri ölçüldü (pH= 2.11). Oluşan tekli mavi kristaller saf su ile yıkanıp kurutuldu. Şekil 3.1. Bakır kompleksi kristalleri Elementel Analiz: Teorik (%) : C, 30.66; H, 3.120; N, 5.11 Deneysel (%) : C, 31.67; H, 2.686; N, 4.99 IR (KBr pelet, cm-1): 3434.37, 3061.51 cm-1 υ(O-H), 1677.93 cm-1 υ(C=O), 1346.92 cm-1, 594.05.32 cm-1 υ(Cu-N), 435.31 cm-1 υ(Cu-O). 45 3.MATERYAL VE METOD Burak AY O OH O O N OH + OH + CuCl2.2H2O OH O 180 0C 48 saat NaOH, H2O O O C O C Cu N C O O N O C O O H2O OH2 Cu H2O OH2 OH2 Şekil 3.2. Bis(2,6-piridindikarboksilato)kuprat(II)pentaakuabakır(II)dihidrat kompleksinin sentezi 46 3.MATERYAL VE METOD Burak AY Şekil 3.3. 1 nolu kompleksin ORTEP çizimi (% 50 olasılık) Şekil 3.4. 1 nolu kompleksin kristallerinin diziliminin görünümü 47 3.MATERYAL VE METOD Burak AY Çizelge 3.1. [Cu(C7H3NO4)2][Cu(H2O)5].2H2O kompleksine ait kristal verileri Formula Fw Temp (K) Wavelength(A°) Color Crystal system Space group a (A° ) b (A° ) c (A° ) α (deg) β (deg) γ (deg) V (A°3) Z Crystal sizes (mm) GOF on F2 R indices (all data) C14H20Cu2N2O15 583.39 293(2) 0.71073 Blue Monoclinic P2(1)/c 8.3708(17) 27.386(6) 9.6170(19) 90.00 98.14(3) 90.00 2182.4(8) 1 0.456 x 0.378 x 0.305 1.067 R1 = 0.0742; wR2 = 0.2160 3.2.2.2. Bis(2,6-piridindikarboksilato)kobaltat(II)pentaakuakobalt(II) [Co(C7H3NO4)2][Co(H2O)5] (2) Kompleksinin Sentezi CoCl2.6H2O (0.2395 g, 1.0 mmol), 2,6-piridindikarboksilik asit (0.1676 g, 1.0 mmol), 2,3-piridindikarboksilik asit (0.1675 g, 1.0 mmol), NaOH (0.0802 g, 2 mmol) ve H2O (5 mL, 0.278 mmol) karışımı 1: 1: 1: 2: 0.278 molar oranlarında alınarak 23 mL hacimli teflon hatlı çelik Parr Acid reaktöre eklendi. Çözelti 30 dakika karıştırıldı. pH = 2.80 olan çözelti 160 °C’de 120 saat ısıtıldı. Reaksiyon sonunda sistem oda sıcaklığına kadar soğutuldu. Çözelti ve kristaller ayrılarak çözeltinin son pH değeri ölçüldü (pH= 1.00). Oluşan kırmızı kristaller saf su ve aseton ile yıkanıp kurutuldu. 48 3.MATERYAL VE METOD Burak AY Şekil 3.5. Kobalt kompleksi kristalleri Elementel Analiz: Teorik (%) : C, 31.19; H, 3.18; N, 5.20 Deneysel (%) : C, 29.11; H, 3.36; N, 4.54 IR (KBr pelet,cm-1): 3250.37 cm-1 υ(O-H), 1613.70 cm-1 υ(C=O), 1392.83 cm-1, 599.72 cm-1 υ(Co-N), 431.93 cm-1 υ(Co-O). 49 3.MATERYAL VE METOD Burak AY O OH O O N + + OH CoCl2.6H2O N OH OH O 160 0C 120 saat NaOH, H2O O O O C O C Co N C O N O C O O H2O OH2 Co H2O OH2 OH2 Şekil 3.6. Bis(2,6-piridindikarboksilato)kobaltat(II)pentaakuakobalt(II) kompleksinin sentezi 50 3.MATERYAL VE METOD Burak AY Şekil 3.7. 2 nolu kompleksin ORTEP çizimi (a) ve kelebek formu çizimi (b) 51 3.MATERYAL VE METOD Burak AY Çizelge 3.2. [Co(C7H3NO4)2][Co(H2O)5] kompleksine ait kristal verileri Formula Fw Temp (K) Wavelength(A°) Color Crystal system Space group a (A° ) b (A° ) c (A° ) α (deg) β (deg) γ (deg) V (A°3) Z Dc (mg x m-3) Abs coeff (mm-1) F(000) Crystal sizes (mm) θ range for data collection (deg) Index ranges Reflcns collected/unique Data/restraints/params GOF on F2 Final R indices [I >2((I)] R indices (all data) C14H16Co2N2O13 538.94 291(2) 0.71073 Red Monoclinic p-1 9.5455(19) 15.716(3) 8.6138(17) 95.64(3) 98.23(3) 74.16(3) 1228.0(4) 2 1.702 1.430 644 0.20 x 0.20 x 0.18 1.35–27.53 0 < h < 12, -18 < k < 19, -10 < l < 9 4132/4132 (Rint = 0.0000) 4132/0/335 1.087 R = 0.0539; Rw = 0.1512 R1 = 0.0586; wR2 = 0.1548 3.2.2.3. µ-dihidroksobis(2,6-piridindikarboksilatoakuakrom(III)) [Cr(H2O)(OH)(C7H3NO4)]2 (3) Kompleksinin Sentezi CrCl3.6H2O (0.1333 g, 0.5 mmol), 2,6-piridindikarboksilik asit (0.0845 g, 0.5 mmol), 2,3-piridindikarboksilik asit (0.0842 g, 0.5 mmol), NaOH (0.0450 g, 1.1 mmol) ve H2O (5 mL, 0.278 mmol) karışımı 1: 1: 1: 2.2: 0.278 molar oranlarında alınarak 23 mL hacimli teflon hatlı çelik Parr Acid reaktöre eklendi. Çözelti 30 dakika karıştırıldı. pH = 3.40 olan çözelti 160 °C’de 120 saat ısıtıldı. Reaksiyon sonunda sistem oda sıcaklığına kadar soğutuldu. Çözelti ve kristaller ayrılarak çözeltinin son pH değeri ölçüldü (pH= 1.90). Oluşan koyu yeşil kristaller saf su ve aseton ile yıkanıp kurutuldu. 52 3.MATERYAL VE METOD Burak AY Şekil 3.8. Krom kompleksi kristalleri Elementel Analiz: Teorik (%) : C, 33.35; H, 2.400; N, 5.560 Deneysel (%) : C, 33.12; H, 2.443; N, 5.194 IR (KBr pelet,cm-1): 3467.55, 3076.17 cm-1 υ(O-H), 1633.57 cm-1 υ(C=O), 1367.85 cm-1, 560.15 cm-1 υ(Cr-O), 438.35 cm-1 υ(Cr-N). 53 3.MATERYAL VE METOD Burak AY O OH O + O + N CrCl3.6H2O OH N OH OH O 160 0C 120 saat NaOH, H2O O O N OH2 H O O O O Cr Cr O O H2O H N O O Şekil 3.9. µ-dihidroksobis(2,6-piridindikarboksilatoakuakrom(III)) kompleksinin sentezi 54 3.MATERYAL VE METOD Burak AY Şekil 3.10. 3 nolu kompleksin ORTEP çizimi (% 50 olasılık) 55 3.MATERYAL VE METOD Burak AY Çizelge 3.3. [Cr(H2O)(OH)(C7H3NO4)]2 kompleksine ait kristal verileri Identification code Formula Formula weight Temperature (K) Wavelength (Å) Color Crystal system Space group a (Å) b (Å) c (Å) α (deg) β (deg γ (deg) Volume (Å 3) Z Density (calculated) (mg/m-3) Absorption coefficient (mm-1) F(000) Crystal sizes (mm) θ range for data collection Index ranges Reflections collected Independent reflections Completeness to θ Absorption correction multiscan Max. and min. transmission Data / restraints / parameters Goodness-of-fit on F2 Final R indices [I>2sigma(I)] R indices (all data) Largest diff. peak and hole (e. Å -3) p-1 C14H12Cr2N2O12 504.26 90(2) 0.71073 Green Triclinic P-1 7.1299(12) 7.9558(14) 8.8443(15) 81.679(3) 69.763(3) 65.360(3) 427.85(13) 2 1.957 1.346 254 0.18 x 0.12 x 0.06 2.45 to 28.08 -9 ≤ h ≤ 9, -10 ≤ k ≤ 10, -11 ≤ l ≤ 11 4246 2065 [R(int) = 0.0225] 28.08, 98.9 % 0.9236 - 0.7937 2065 / 0 / 160 1.067 R1 = 0.0402, wR2 = 0.1009 R1 = 0.0473, wR2 = 0.1056 0.793 and -0.478 3.3. Metal Komplekslerinin UV Etkileşimlerinin İncelenmesi Sentezlenen metal komplekslerine çözünürlük testi uygulanmıştır. Kullanılan çözücüler çizelge 3.4’de görülmektedir. Yapılan çözünürlük testi sonucunda 1 ve 2 nolu komplekslerin çözündüğü uygun çözücüler bulunmuştur. Fakat 3 nolu krom kompleksinin çözünebildiği uygun bir çözücü veya çözücü karışımı bulunamamıştır. Kompleksin hiçbir çözücüde çözünmemesi yapıda 56 3.MATERYAL VE METOD Burak AY bulunan –OH köprülerinin yapıya ekstra kararlılık kazandırmış olabileceği düşüncesine itmektedir. Sonuç olarak 1 ve 2 numaralı komplekslerin UV etkileşimleri incelenmiştir. Çizelge 3.4. Çözünürlük testinde kullanılan çözücüler Çözücü 1 2 3 Metanol + + Etanol + Aseton DMSO + + Dietileter Kloroform Hekzan DMF DCM THF Etil asetat Benzen Heptan Propanol Asetonitril Bütanol Toluen Kloroform:metanol:su - Sentezlenen 1 ve 2 numaralı komplekslerin DMSO içinde uygun çözeltileri hazırlandı. Çözeltiler, 365 nm’de 0, 2, 4 ve 6 dk. zaman aralıklarında UV ışığına maruz bırakıldı ve UV spektrumları alınarak gözlenen değişiklikler incelendi. 3.4. Metal Komplekslerinin Katalizör Etkilerinin İncelenmesi Sentezlenen bileşiklerin timokinon oluşumu üzerindeki katalitik aktivitesi incelenmiştir. Bu amaçla timol bileşiği hidrojen peroksit ile metal kompleksleri varlığında yükseltgenerek timokinon elde edilmiştir. Katalizör yokluğunda ürün elde edilmemektedir (Güneş, 2005). Timokinon bileşiğinin % dönüşüm miktarı ve karakterizasyon işlemleri HPLC, GC-MS ve FT-IR cihazları ile yapılmıştır. 57 3.MATERYAL VE METOD Burak AY OH Mn + H2O2 - H2O O + Mn+2 O O Şekil 3.11. Hidrojen peroksit ile olası oksidasyon mekanizması (Güneş, 2005) 3.4.1 HPLC Cihazının Çalışma Programı Phenomenex® C18 (250 mm x 4.6 mm; 5μm gözenek çaplı) Kolon : Kolon Sıcaklığı : 25 °C Hareketli Faz : Akış Hızı : 1.0 mL/dakika Dalga Boyu : Metanol:Asetonitril:Su (60:20:20) 254 nm (UV spektrumu alınarak belirlenmiştir) Alıkonma Zamanı : 10 dakika 58 M 3.MATERYAL VE METOD Burak AY 3.4.2. Metal Komplekslerinin 60 °C’deki Oksidasyon Çalışmaları Substrat olarak timol (3 g, 20 mmol), asetonitril (20 mL) ile çözüldü. Oksidant olarak H2O2 (6 mL) eklenerek manyetik karıştırıcı ile geri soğutucu altında karıştırılarak sıcaklık 60 °C’de sabitlendi. Metal kompleksleri (0.1 g) eklenerek belirli sürelerde (1, 3, 5 saat) karıştırıldı. 1, 3 ve 5. saatlerde alınan 1’er mL’lik örnekler ayırma hunisine alındı ve üzerine NaCl (20 mL) çözeltisi eklenerek karıştırıldı. 4 defa DCM (10 mL) ile ekstrakte edildi. Birleştirilmiş ekstraktlar susuz Na2SO4’tan geçirilerek süzüldü. Çözelti içerisindeki DCM evaparatörde uçuruldu. Geriye kalan sarı renkli ürünün metanol içerisinde çözeltileri hazırlandı ve HPLC cihazında analiz edildi. 3.4.3. 1 Kompleksinin 25 °C’deki Oksidasyon Çalışmaları Substrat olarak timol (3 g, 20 mmol), asetonitril (20 mL) ile çözüldü. Oksidant olarak H2O2 (6 mL) ve 1 kompleksi (0.1 g) eklenerek manyetik karıştırıcı ile oda sıcaklığında (25 °C) belirli sürelerde (1, 3, 5, 7, 9, 20 saat) karıştırıldı. Farklı sürelerde alınan 1’er mL’lik örnekler ayırma hunisine alındı ve üzerine NaCl (20 mL) çözeltisi eklenerek karıştırıldı. 4 defa DCM (10 mL) ile ekstrakte edilerek çözelti susuz Na2SO4’tan geçirilerek süzüldü. Çözelti içerisindeki DCM evaparatörde uçuruldu. Geriye kalan sarı renkli ürünün metanol içerisinde çözeltileri hazırlandı ve HPLC cihazında analiz edildi. 3.4.4. 1 Kompleksinin Tekrar Kullanılabilirliğinin İncelenmesi Substrat olarak timol (1.5 g, 10 mmol), asetonitril (10 mL) ile çözüldü. Oksidant olarak H2O2 (3 mL) ve 1 kompleksi (0.09 g) eklenerek manyetik karıştırıcı ile oda sıcaklığında (25 °C) 1 saat karıştırıldı. Metal kompleksi süzülerek alındı. Sarı renkli çözeltiden (1 mL) alınarak ayırma hunisine alındı ve üzerine NaCl (20 mL) çözeltisi eklenerek karıştırıldı. 4 defa DCM (10 mL) ile ekstrakte edilerek çözelti susuz Na2SO4’tan geçirilerek süzüldü. Çözelti 59 3.MATERYAL VE METOD Burak AY içerisindeki DCM evaparatörde uçuruldu. Geriye kalan sarı renkli ürünün metanol içerisinde çözeltileri hazırlandı ve HPLC cihazında analiz edildi. 3.4.5. Katalizörsüz Ortamda Yapılan Oksidasyon Çalışmaları Substrat olarak timol (3 g, 20 mmol), asetonitril (20 mL) ile çözüldü. Oksidant olarak H2O2 (6 mL) eklenerek manyetik karıştırıcı ile geri soğutucu altında karıştırılarak sıcaklık 60 °C’de sabitlendi. 1, 3 ve 5. saatlerde alınan 1’er mL’lik örnekler ayırma hunisine alındı ve üzerine NaCl (20 mL) çözeltisi eklenerek karıştırıldı. 4 defa DCM (10 mL) ile ekstrakte edilerek çözelti susuz Na2SO4’tan geçirilerek süzüldü. Çözelti içerisindeki DCM evaparatörde uçuruldu. Geriye kalan renksiz ürünün metanol içerisinde çözeltileri hazırlandı ve HPLC cihazında analiz edildi. 3.4.6. % Timokinon Dönüşümünün Hesaplanması 50-2000 ppm aralığında hazırlanan standart timol çözeltisi ve 25-600 ppm aralığında hazırlanan standart timokinon çözeltilerinin konsantrasyonlarına karşılık gelen pik alanlarından yararlanılarak timol ve timokinon için kalibrasyon eğrileri çizilmiştir (Şekil 3.12). Örneklere ait kromatogramlardan elde edilen pik alanlarından timol ve timokinon miktarları kalibrasyon eğrileri yardımıyla hesaplanmış ve % timokinon dönüşümleri belirlenmiştir. 60 3.MATERYAL VE METOD Burak AY a) b) Şekil 3.12. Timol (a) ve timokinon (b) standart çözeltisi regresyon eğrisi ve regresyon denklemi 61 3.MATERYAL VE METOD Burak AY 62 4.BULGULAR VE TARTIŞMA Burak AY 4.BULGULAR VE TARTIŞMA Hidrotermal yöntem ile sentezlenmiş olan metal komplekslerinin karakterizasyonu FT-IR, tek kristal X-Ray, SEM ve elementel analiz yöntemleri ile yapılmıştır. Ayrıca bileşiklerin termal kararlılıklarının belirlenmesinde TG/DTA ve DSC kullanılmıştır. 4.1. Fiziksel Bulguların Değerlendirilmesi Sentezlenen metal komplekslerinin DSC analizleri sonucunda metal komplekslerinin erime noktaları gözlenmemiştir. Metal kompleksleri 280- 308 °C sıcaklık aralıklarında bozunma eğrileri vermiştir. Elde edilen farklı renklerdeki kristallerin renkleri, bozunma sıcaklıkları ve % verimleri çizelge 4.1’de verilmiştir. Çizelge 4.1. Metal komplekslerinin fiziksel özellikleri Kompleks Renk % Verim Bozunma Sıcaklığı (°C) 1 (Cu) Mavi 93 307.79 2 (Co) Kırmızı 60 300.00 3 (Cr) Yeşil 61 281.50 4.2. FT-IR Spektrumlarının Değerlendirilmesi Metal komplekslerinin infrared spektrumları incelendiğinde ligandın spektrumundan yola çıkılmıştır. Ligandın spektrumuna (EK 1) bakıldığında 25473068 cm-1 aralığında görülen –OH pikleri Cu2+ metalinin bağlanması ile oluşan 1 nolu kompleksin spektrumunda 3061-3434 cm-1 dalga sayısı aralığında geniş –OH pikleri olarak gözlenmiştir. Ligandın yapısında bulunan –OH grupları üzerinden bağlanan Cu2+ kompleksinin spektrumunda görülen bu piklerin yapıda bağlı bulunan koordine olmuş ve serbest halde bulunan H2O moleküllerinden kaynaklandığı anlaşılmıştır (Gao, 2006). Ligandın spektrumunda 1633 cm-1’de görülen keskin C=O piklerinin oksijen atomunun bağlanması sonucu grup frekans 63 4.BULGULAR VE TARTIŞMA Burak AY bölgesine doğru kayarak 1677 cm-1’de görülmesi diğer karbonil moleküllerinin varlığını gösterir. 1 nolu kompleksin spektrumunda (EK 2) 594 cm-1 ve 435 cm-1 dalga sayılarında görülen keskin pikler sırasıyla Cu-N (Yenikaya, 2009) ve Cu-O (Carballo, 2005, Sharma, 2008) bağılarına ait pikler olduğu görülmüştür. Ligandın spektrumunda bu dalga sayılarında pikler bulunmamaktadır. Benzer şekilde 2 nolu kompleksin spektrumu (EK 3) incelendiğinde 3250 cm-1’de oldukça yayvan bir pik görülmektedir. Ligandın yapısında bulunan –OH grupları üzerinden Co2+ metalinin bağlanması sonucunda kaybolması gereken hidroksil piklerinin metal kompleksinin spektrumunda gözlenmesi yapıda bulunan koordine olmuş H2 O moleküllerinden kaynaklandığını kanıtlamaktadır (Jung, 2008). 1 nolu komplekse benzer şekilde 2 nolu kompleksin spektrumunda 1613 cm-1 ’de görülen pik C=O moleküllerinin varlığının kanıtıdır (Zhang, 2003). Aynı spektrumda 599 cm-1 ve 431 cm-1 dalga sayılarında görülen pikler sırasıyla Co-N (He, 2004) ve Co-O (Yan, 2003) bağlarına ait pikler olup ligandın spektrumunda bu dalga sayılarında pikler bulunmamaktadır. Cr3+ metalinin ligandın hidroksil gruplarından bağlanması ile oluşan 3 nolu kompleksin spektrumu (EK 4) incelendiğinde ligandın spektrumundan farklı olarak 3076 cm-1 ve 3467 cm-1 dalga sayıları aralığında pikler gözlenmiştir ve bu piklerin yapıda bulunan köprü –OH ve koordine olmuş H2O molekülünden kaynaklandığı anlaşılmıştır (Barthelet, 2003). Bu komplekse ait C=O bağına ait pikler ise 1633 cm-1’de gözlenmiştir (Zhang, 2003). 560 cm-1 ve 438 cm-1 dalga sayılarında görülen keskin piklerin sırasıyla Cr-N (Choi, 1992, Choi, 2005) ve Cr-O (Kocaokutgen, 2004) bağlarına ait pikler olduğu ve bu piklerin ligandın spektrumunda görülmediği gözlenmiştir. Metal komplekslerine ait FT-IR piklerini tek kristal X-Ray analizleri doğrulamaktadır. 64 4.BULGULAR VE TARTIŞMA Burak AY Çizelge 4.2. Sentezlenen bileşiklerin FT-IR spektrum verileri Fonksiyonel Gruplar (cm-1) Kompleks ѵ(O-H) ѵ(C=O) ѵ(C=N) ѵ(C-O) ѵ(M-N) ѵ(M-O) 1 (Cu) 3434-3061 1677 1596 1181 594 435 2 (Co) 3250 1613 1574 1286 599 431 3 (Cr) 3467-3076 1633 1433 1275 560 438 4.3. Termal Kararlılıkların (TG/DTA) Değerlendirilmesi Sentezlenen 1-3 metal komplekslerinin termal kararlılıkları 30-800 °C sıcaklık aralığında termogravimetrik analiz ile belirlenmiştir. 1 nolu kompleksin termal analiz verileri incelendiğinde (EK 7) üç basamaklı kütle kaybı gözlenmiştir. İlk kütle kaybı % 10.51 değeri ile 166-192 °C aralığında koordine olmuş üç su molekülüne karşılık gelmektedir (hesaplanan: % 9.87). 228-290 °C sıcaklık aralığında % 37.36’lık ikinci kütle kaybı gözlenmiştir (hesaplanan: % 36.75). Bu kütle kaybı da koordine iki su molekülü ve organik ligandlardan birinin termal bozunmasına karşılık gelmektedir. 312-455 °C sıcaklık aralığında gözlenen % 19.12’lik son kütle kaybı diğer organik ligandın bozunduğunun kanıtıdır (hesaplanan: % 19.57). 2 nolu kompleksin termal bozunma eğrisi incelendiğinde (EK 8) iki basamaklı kütle kaybı gözlenmiştir. İlk kütle kaybı 103153 °C sıcaklık aralığında gözlenmiştir. Koordine beş su molekülüne karşılık gelen % 21.85’lik kütle kaybı teorik değer olan % 20.04 değerine yakındır. 384438 °C aralığında % 51.13’lük kütle kaybı yapıda bulunan organik ligandların termal bozunmasına karşılık gelmektedir (hesaplanan % 50.15). 3 nolu kompleksin bozunma eğrisi incelendiğinde 1 nolu komplekse benzer olarak üç basamaklı kütle kaybı gözlenmiştir. 3 nolu komplekste 278 °C sıcaklığına kadar kütle kaybı olmamıştır (EK 9). Bu sonuçta kompleksin bu sıcaklığa kadar termal olarak kararlı olduğunu gösterir. 278-292 °C sıcaklık aralığında % 3.63’lük kütle kaybı gözlenmiştir. Bu kayıp moleküler yapıda bulunan kompleksteki hidroksil köprülerinden birinin bozunmasına işarettir (hesaplanan: % 3.57). ikinci kayıp % 7.01 ile 353-376 °C sıcaklığı arasında gerçekleşmiştir. Bu sıcaklık aralığındaki kütle kaybı molekülde bulunan koordine olmuş iki su molekülüne karşılık 65 4.BULGULAR VE TARTIŞMA Burak AY gelmektedir (hesaplanan: % 7.14). Son kütle kaybı % 57.57 değeri ile 418-472 °C sıcaklığı aralığında gözlenmiştir. Bu kayıp yapıda bulunan moleküler organik ligandın termal bozunmasına karşılık gelmektedir (hesaplanan: % 56.55). 1-3 nolu metal komplekslerinin termal bozunma eğrilerinde sırasıyla 455 °C, 439 °C ve 472 °C sıcaklıklarından sonra kalan kalıntılar karışık metal oksit karışımlarıdır. 4.4. Tek Kristal X-Ray Verilerinin Değerlendirilmesi 1-3 metal komplekslerine ait kristal verileri çizelge 3.1, 3.2 ve 3.3’te verilmiştir. 1 nolu kompleksin kristal verileri incelendiğinde monoklinik kristal sistemine sahip olduğu görülmektedir. Asimetrik kompleks birimi birbirinden bağımsız iki Cu merkezinden oluşmaktadır (şekil 3.5). Cu1 atomu iki piridin ligandının dört oksijen atomu ve elektron verici iki azot atomu ile koordine olmuştur ve oktahedral geometriye sahiptir. Cu2 atomu ise bir karboksil grubunun oksijen atomu ve terminal beş su molekülü ile oktahedral geometriye sahiptir. 2 nolu kompleksin de benzer şekilde monoklinik kristal sistemine sahip olduğu analiz sonuçlarında görülmüştür. Supramoleküler kompleksin yapısı binükleer nötral birimlerden oluşmaktadır. 2 nolu kompleksin ORTEP çizimi şekil 3.9’da görülmektedir. Oktahedral geometriye sahip olan Co1 atomunun ekvatoryal düzleminde dört su molekülünün oksijen atomları, aksiyel düzleminde ise diğer su molekülünün oksijen atomu ve piridin ligandının karboksil grubunun oksijen atomu bulunmaktadır. Ayrıca Benzer şekilde oktahedral geometriye sahip Co2 atomunun aksiyel pozisyonunda piridin ligandlarının iki karboksil grubunun oksijen atomları bulunurken, ekvatoryal düzleminde iki karboksil grubunun oksijen atomları ve iki azot atomu bulunmaktadır. Sonuç olarak tek kristal X-ray analizleri sonucunda 1 ve 2 nolu komplekslerin benzer yapıda kristallendikleri görülmüştür. 3 nolu komplekse ait ORTEP çizimi şekil 3.12’de verilmiştir. Kompleksin kristal verileri incelendiğinde triklinik kristal sistemine sahip olduğu görülmektedir. Simetrik kompleks birimi birbirinden bağımsız iki Cr atomundan oluşmaktadır ve moleküler yapıya sahiptir. Simetrik Cr1 atomları oktahedral geometriye sahip olup, birbirlerine –OH gruplarının oluşturduğu köprüler ile bağlanmışlardır. Atomların ekvatoryal düzlemlerinde iki köprü hidroksil 66 4.BULGULAR VE TARTIŞMA Burak AY gruplarının oksijen atomu ile piridin ligandının bir karboksil grubunun oksijen atomu ile elektron verici azot atomu bulunurken, aksiyel pozisyonda bir su molekülünün oksijen atomu ve piridin ligandının diğer karboksil grubunun oksijen atomunun bulunduğu görülmüştür. Komplekslere ait bağ uzunlukları, bağ açıları ve diğer kristalografik veriler EK 10, 11 ve 12’de verilmiştir. 4.5. Metal Komplekslerinin Morfolojik Analizleri Sentezlenen metal komplekslerinin belirli koşullar altındaki görüntülerinin (morfoloji) incelenmesinde taramalı elektron mikroskobu (SEM) kullanılmıştır. Yapılan analiz sonucunda farklı büyütme oranları kullanarak kristallerin morfolojileri görüntülenmiştir. Şekil 4.1’de 1 nolu komplekse ait SEM görüntüleri verilmiştir. 1 nolu kompleksin SEM görüntüleri incelendiğinde yapıda gözenekli bölgelerin ve çatlakların bulunmadığı, oldukça düzgün bir kristallenme sonucu oluşan asimetrik yapı görülmektedir. Bu sonuçta kompleksin sert ve kararlı olduğuna kanıttır. Şekil 4.1. 1 nolu kompleksin 50, 350 ve 1000KX’lik SEM görüntüleri 67 4.BULGULAR VE TARTIŞMA Burak AY 2 nolu kompleksin SEM görüntüsü incelendiğinde 1 nolu komplekse benzer yapıda kristallenmiş olmasına rağmen bu komplekste metalin kobalt olması sonucu yapının düzgün olmayan çatlaklar içerdiği alınan farklı büyüklüklerdeki görüntülerinde görülmektedir (Şekil 4.2). Bu sonuçta kobalt kompleksinin bakır kompleksinden daha az kararlı ve dayanıklı olduğunun göstergesidir. Metal komplekslerinin katalitik aktivitesi de bu sonucu doğrular niteliktedir. Şekil 4.2. 2 nolu kompleksin 50KX ve 100KX’lik SEM görüntüleri 3 nolu kompleksin SEM görüntülerinde ise diğer komplekslerin aksine triklinik kristal sisteminde kristallenmesi ve yapıda bulunan köprü hidroksil grupları ile oluşan kararlı yapıda daha net ve düzgün bir görüntü elde edilmiştir (Şekil 4.3). 68 4.BULGULAR VE TARTIŞMA Burak AY Şekil 4.3. 3 nolu kompleksin 50, 100, 200 ve 500KX’lik SEM görüntüleri 4.6. UV Etkileşimlerinin İncelenmesi 4.6.1. 1 Bileşiğinin UV Etkileşimi 1 bileşiği 200-400 nm arasında 2 dakika UV ışığına maruz bırakıldığında dalga boyunda 6 nm azalma (negatif fotokromizm) gözlenirken absorbans şiddeti 0.73’ten 1.77’ye (hiperkromik etki) yükselmiştir. 4 ve 6 dakika UV ışığına maruz bırakıldığında dalga boyunda bir değişim gözlenmezken absorbans değerleri sırasıyla 1.62 ve 0.77’ye düşmüştür (hipokromik etki). 69 4.BULGULAR VE TARTIŞMA Burak AY Şekil 4.4. 1 bileşiğinin dalga boyu ve absorbans değişimi 6.dakika sonunda absorbansın UV ışığına maruz bırakılmadan önceki değerlere yakın olduğu, 250 nm dalga boyundaki bandın ise hipsokromik kayma yaptığı gözlenmiştir. 4.6.2. 2 Bileşiğinin UV Etkileşimi 2 bileşiği 200-400 nm arasında 2 dakika UV ışığına maruz bırakıldığında absorbans ve dalga boyunda önemli bir değişme gözlenmemiştir. 4 ve 6 dakika UV ışığına maruz bırakıldığında dalga boyunda 4 nm azalma (negatif fotokromizm) gözlenirken, başlangıçta 0.87 olan absorbans değerinin 4.dakika 1.39’a yükseldiği (hiperkromik etki) 6.dakikada ise 1.17 (hipokromik etki) değerine düştüğü görülmüştür. Bağ kırılması ile konjugasyon tamamlanmadığı için negatif fotokromizm oluşmuştur. UV ışın kaynağı kaldırıldıktan 5 dakika sonra spektrum alınmış ve 0.dakikaya ait spektrum yeniden elde edilmiştir. 70 4.BULGULAR VE TARTIŞMA Burak AY Şekil 4.5. 2 bileşiğinin dalga boyu ve absorbans değişimi 4.7. Katalizör Sonuçlarının Değerlendirilmesi Sentezlenen metal komplekslerinin katalitik aktivitelerinin belirlenmesi için timolün hidrojen peroksit ile oksidasyonu seçilmiştir. Tepkimeler heterojen ortamda gerçekleştirilmiştir. 1, 2 ve 3 metal komplekslerinin katalitik aktiviteleri için 60 °C’de çalışmalar yapılmıştır. Bu sıcaklıkta en çok etkinlik gösteren 1 kompleksi için oda sıcaklığındaki % dönüşüm ve tekrar kullanılabilirlik parametreleri incelenmiştir. Bileşiklerin HPLC cihazında alıkonma sürelerini belirlemek üzere farklı konsantrasyonlarda standart timol ve timokinon çözeltileri hazırlanmıştır. Analiz sonucunda timol bileşiğinin alıkonma süresinin 6.2 dakika, timokinonun ise 5.7 dakika olduğu belirlenmiştir (şekil 4.6). Karakterizasyon için elde edilen timokinon örneğinin FT-IR spektrumu alındığında 1704 cm-1’de keskin bir pik görülmektedir (EK 6). Bu pik timokinon bileşiğinde bulunan spesifik C=O grubunun varlığına kanıt olup (Pagola, 2003), timol bileşiğinde bu bölgede hiçbir pik bulunmamaktadır (EK 5). GC-MS cihazında yapılan tanımlamada da örneğin timokinon olduğu görülmüştür (EK 18). 71 4.BULGULAR VE TARTIŞMA Burak AY Şekil 4.6. Timol ve timokinon bileşiklerinin alıkonma süreleri 4.7.1. 60 °C’de Yapılan Oksidasyon Çalışmaları Aynı sıcaklıkta 1, 2 ve 3 metal komplekslerinin katalitik aktivitesini belirlemek için yapılan çalışmada üç farklı zaman aralığında (1, 3, 5 saat) analizler yapılmış ve % timokinon dönüşümleri hesaplanmıştır (çizelge 4.3). Çizelge 4.3. Metal komplekslerinin 60 °C’deki % timokinon dönüşümleri 72 4.BULGULAR VE TARTIŞMA Burak AY 2 metal kompleksinin HPLC kromatogramı (şekil 4.7) incelendiğinde reaksiyon süresinin artması ile birlikte timokinon dönüşümünün bu şartlarda oldukça az olduğu görülmüştür. 1 saat 3 saat 5 saat Şekil 4.7. 2 kompleksinin 60 °C’de 1,3 ve 5 saat reaksiyon sonucunda elde edilen HPLC kromatogramı 3 metal kompleksinde de benzer şekilde reaksiyon süresinin artmasıyla beraber timokinon dönüşümlerinin az olduğu gözlenmiştir (Şekil 4.8). Kromatogramlarda da görüldüğü gibi hiç yan ürün oluşumu gözlenmemiştir. 1 saat 3 saat 5 saat Şekil 4.8. 3 kompleksinin 60 °C’de 1,3 ve 5 saat reaksiyon sonucunda elde edilen HPLC kromatogramı 1 metal kompleksinin kromatogramı incelendiğinde (şekil 4.9) en yüksek katalitik aktiviteye ulaşıldığı görülmektedir. 1, 3 ve 5 saat reaksiyon süresi 73 4.BULGULAR VE TARTIŞMA Burak AY sonunda dönüşümlerin sırasıyla % 59,83, % 65,36 ve % 64,13 olduğu hesaplanmıştır. Maksimum dönüşümün gözlendiği 3.saat reaksiyon süresinden sonra dönüşümün azaldığı görülmektedir. 1 kompleksinin 5.saat sonucundaki HPLC kromatogramı incelendiğinde (EK 13) hedef ürünün yanı sıra, az miktarda yan ürün oluşmuş olması % dönüşüm oranını azaltmıştır. 1 saat 3 saat 5 saat Şekil 4.9. 3 kompleksinin 60 °C’de 1,3 ve 5 saat reaksiyon sonucunda elde edilen HPLC kromatogramı Çalışmada kullanılan üç farklı metal kompleksinin etkinlik değerleri kıyaslandığında en yüksek değerin 1 kompleksine ait olduğu görülmüştür. Literatür sonuçlarına bakıldığında benzer şartlarda gerçekleştirilen denemelerde elde edilen dönüşümlerden daha yüksek timokinon elde edildiği görülmüştür (Skrobot, 2003 (% 18), Santos, 2003 (% 35), Güneş, 2005 (% 27)). Bu yüzden bu kompleksin oda sıcaklığındaki etkinliği ve tekrarlanabilirliği incelenmiştir. 4.7.2. 1 Kompleksinin 25 °C’deki Oksidasyon Çalışmaları 1 metal kompleksi için 25 °C’de farklı zaman aralıklarında (1, 3, 5, 7, 9 ve 20 saat) yapılan çalışma sonucunda elde edilen % dönüşüm sonuçları Çizelge 4.4’te verilmiştir. Sabit sıcaklıkta reaksiyon süresinin artması ile dönüşümün arttığı gözlenmiştir. 20.saat sonunda dönüşümün % 31,27 olduğu hesaplanmıştır. Bu sonucun literatürdeki sonuçlarla uyumlu olduğu ve bu şartlar altında 74 4.BULGULAR VE TARTIŞMA Burak AY gerçekleştirilen denemelerin sonucunda elde edilen değerlerden yüksek olduğu görülmüştür. Çizelge 4.4. 1 metal kompleksinin 25 °C’deki % timokinon dönüşümü Süre (saat) % Dönüşüm 1 3 5 7 9 20 0,98 1,51 2,23 4,73 5,80 31,27 Oda sıcaklığında 1 kompleksi için yapılan HPLC analizinde (şekil 4.10) reaksiyon süresinin artmasıyla orantılı olarak timokinon dönüşümünün arttığı ve en fazla dönüşümün 20.saatte olduğu gözlenmiştir. 20.saatten sonra eser miktarlarda yan ürün oluşmaya başladığı görülmüştür. Şekil 4.10. 1 kompleksinin 25 °C’de 1,3,5,7,9 ve 20 saat reaksiyon sonucunda elde edilen HPLC kromatogramı 75 4.BULGULAR VE TARTIŞMA Burak AY 4.7.3. Katalizörün Tekrar Kullanılabilirliğinin Ölçülmesi Elde edilen katalizörlerin suda ve birçok organik çözücüde çözünmemesi tepkime sonunda süzülüp yeniden kullanılabileceklerini göstermiştir. Suda çözünmeyen katalizörün (heterojen katalizör) tekrar kullanılabilirliğini ölçmek için tepkime sonunda karışım süzüldü, katı kurutuldu ve tekrar kullanıldı. Bu çalışmada yine 1 katalizörü seçildi. Tepkime aynı şartlarda 1 saat süresince gerçekleştirildi ve tekrarlanabilirlik için 5 deneme yapıldı. Sonuçlar şekil 4.11’de görülmektedir Şekil 4.11. 1 katalizörünün tekrar kullanılabilirliği Katalizörün tekrar kullanılması halinde etkinliğini koruduğu ve % dönüşümlerin kullanım sayısı arttıkça çok fazla azalmadığı belirlenmiştir (şekil 4.12). Tekrar kullanım sonrasında hiç yan ürün oluşmamış olması da bu katalizörün timokinon oluşumunda % 100 seçicilik gösterdiğini kanıtlamaktadır. Bu sonuç katalizörün birçok alanda kullanılabilirliğini cazip hale getirecektir. 76 4.BULGULAR VE TARTIŞMA Burak AY Şekil 4.12. 1 kompleksinin 25 °C’de 1saat reaksiyon ve 5 tekrar kullanım sonucunda elde edilen HPLC kromatogramı 4.7.4. Katalizörsüz Ortamda Yapılan Oksidasyon Çalışmaları Sentezlenen metal komplekslerinin katalizör etkisini görebilmek için 25 ve 60 °C’de katalizörsüz ortamda timolün oksidasyon çalışmaları yapılmıştır ve reaksiyon süresince çözelti renginde hiçbir değişiklik gözlenmemiştir. 1, 3 ve 5 saat reaksiyon sürelerinde alınan örneklerin HPLC analiz sonuçları (şekil 4.13) incelendiğinde katalizör yokluğunda ürün elde edilememiştir. Yapılan benzer çalışmalarda da katalizörsüz ortamda timokinon oluşumu olmadığı rapor edilmiştir (Güneş, 2005). Şekil 4.13. 25 °C’de katalizörsüz ortamda 1, 3 ve 5 saat reaksiyon sonucunda elde edilen HPLC kromatogramı 77 4.BULGULAR VE TARTIŞMA Burak AY 78 5. SONUÇLAR VE ÖNERİLER Burak Ay 5. SONUÇLAR VE ÖNERİLER 2,6-piridindikarboksilik asit ligandının hidrotermal yöntem ile suda ve çoğu organik çözücüde çözünmeyen saf Cu (II), Co (II) ve Cr (III) metal kompleksleri sentezlenmiştir. Sentezlenen metal kompleksleri FT-IR, tek kristal X-ray, TG/DTA ve elementel analiz cihazları kullanarak karakterize edilmiştir. Morfolojik analizler için SEM ve termal kararlılık için DSC cihazları kullanılmıştır. Elde edilen sonuçlar literatürler ile desteklenmiş olup tüm spektroskopik verilerin birbiriyle uyum içinde olduğu görülmüştür. Elde edilen bileşiklerin UV etkileşimleri ve timolün oksidasyonu üzerindeki katalitik aktiviteleri incelenmiştir. % dönüşüm hesaplamalarında HPLC cihazı kullanılmıştır. Komplekslerin 365 nm dalga boyunda 0, 2, 4 ve 6 dakika UV ışığına maruz bırakılıp, UV spektrumları alındığında 1 ve 2 kompleksinin dalga boyunda bir değişme olmadığı için fotokromik özellik göstermediği fakat absorbans şiddetinde artma (hiperkromik etki) ve azalmalar (hipsokromik etki) olduğu gözlenmiştir. Sonuç olarak bu komplekslerin UV absorplayıcı özellikte oldukları belirlenmiştir. 3 kompleksinin çözünebildiği uygun bir çözücü ya da çözücü karışımı bulunamadığı için UV spektrumu alınamamıştır. Heterojen katalizör denemeleri sonucunda Cu (II) kompleksinin 60 °C sıcaklıkta en yüksek etkinliği göstererek 3 saatlik reaksiyon sonunda % 65,36 dönüşüm olduğu belirlenmiştir. Bu katalizörün oda sıcaklığında (25 °C) 20 saat reaksiyon sonucunda % 31,27 timokinon dönüşümü sağladığı ve 5 kullanımdan sonra etkinliğinde azalma olmadığı görülmüştür. Tepkime koşulları değiştirilerek (sıcaklık, oksidant miktarı, katalizör miktarı vb) Co (II) ve Cr (III) komplekslerinin de katalitik aktivitelerinde artış olabileceği düşünülmektedir. Hidrotermal yöntem ile sentezlenecek metal komplekslerin, heterojen katalizörler olarak kullanımı ile ticari değeri yüksek olan timokinon bileşiğinin timolden çıkılarak daha düşük maliyet ile elde edilmesine imkan sağlanabilecektir. Elde edilen metal komplekslerin verimlerinin yüksek olmasının yanı sıra sentez aşamasında hiç organik çözücü kullanılmaması (yalnızca su), oldukça 79 5. SONUÇLAR VE ÖNERİLER Burak Ay yüksek saflıkta kristallerin elde edilmesi, su içerisinde oluşan kristallerin suda çözünmemesi yöntemin tercih edilmesinde önemli sonuçlar olarak göze çarpmaktadır. 80 KAYNAKLAR ANASTAS, P.T., and WARNER, J.C., 1998. Green Chemistry: Theory and Practice. Oxford University Press, New York. ARIMURA, G., KOST, C., BOLAND, W., 2005. Herbivore-induced, Indirect Plant Defences. Biochim. Biophys. Acta., 1734: 91-111. ATKINS, P.W. and SHRIVER, D.F., 1999. Inorganic Chemistry, 485-508 p. BARTHELET, K., ADİL, K., MILLANGE, F., SERRE, C., RIOU, D., AND FEREY, G., 2003. Synthesis, structure determination and magnetic behaviour of the first porous hybrid oxyfluorinated vanado(III)carboxylate: MIL-71 or VIII 2(OH)2F2{O2C-C6H4CO2}.H2O, J. Mater. Chem., 13: 2208–2212. BREGEAULT, J.M. 2003. “Transition Metal Complexes for Liquid Phase Catalytic Oxidation: Some Aspects of Industrial Reactions and of Emerging Technologies”, Dalton Transition. pp. 3289-3302. BROUCA-CABARRECQ, C., ve TROMBE, J. C., 2009. Synthesis and Crystal Structure of Three New Metal-Organic Frameworks in the Ln(III)/2,6-Pyridinedicarboxylate System, J Chem Crystallogr, 39: 786–798. BARRER, R.M., 1982. Hydrothermal Chemistry of Zeolites, Academic Press, London, 1671s. BERGER, R.G., 2007. Flavours and Fragrances: Chemistry, Bioprocessing and Sustainability, Springer, Berlin. BIERLEIN, J., GEIR, T., 1976. U.S. Patent 3: 949, 323. BARRER, R.M., 1948. Syntheses and Reactions of Mordenite, J. Chem. Soc., 2158-2163. BREITMAIER, E., 2006. Terpenes, Flavors, Fragrances, Pharmaca, Pheromones, Wiley VCH, Weinheim. BUCKINGHAM, J., 2008. Dictionary of Natural Products on DVD, Version 17.1. Chapman and Hall/CRC: Boca Raton, FL, US. BUNSEN, R., 1948. Ann., 65: 1848, 70. BURT, S., 2004. Essential Oils: Their Antibacterial Properties and Potential Applications in Foods--A Review. Int J. Food Microbiol. 94: 223-253. BYRAPPA, K., YOSHIMURA, M., 2001. Handbook of Hydrothermal Technology, A Technology for Crystal Growth and Material Processing, Noyes, New Jersey, 502s. CHIEN, A.T., 1998. Hydrothermal Epitaxy of Peroksite Thin Films, Doctor of Philosophy, University of California. 81 CHEN, Q., QIAN, Y., CHEN, Z., TANG, K., ZHOU, G. and ZHANG, Y., 1994. Preparation of a Tl-based superconductor by a hydrothermal method, Physica C, 224- 228. CHIRAYIL, T., ZAVALIJ, P. Y. and WHITTINGHAM, M. S., 1998. Hydrotermal synthesis of vanadium oxides, Chem. Mater. 10(10): 2629-2640. CHUNLIN, M., JIKUN, L., RUFEN, Z., DAQI, W., 2005. Syntheses and crystal structures of dimethyltin (IV) derivatives with 2,6-pyridinedicarboxylic acid, Inorganica Chimica Acta 358: 4575–4580. CARBALLO, R., COVELO, B., VA´ZQUEZ-LO´PEZ, E.M., GARCI´A-MARTI´NEZ, E., CASTINEIRAS, A., AND JANIAK, C., 2005. Hydrothermal Synthesis, Crystal Structures and Effect of Non Bonding Interactions in Crystal Packing of Two MixedLigand Metal Complexes with Glycolato and 2,2’-Dipiridylamine and with Benzilato and Imidazole, Z. Anorg. Allg. Chem. ,631: 2006-2010. CHOI, J., OH, I., LIM, W., RYOO, K.S., KIM, D.I., and PARK, Y.C., 2005. Crystal Structure and IR Spectroscopy of cis-[Cr(cyclam)(ONO)2]NO2, Journal of the Korean Chemical Society, Vol. 49, No. 2. CHOI, J., 1993. Spectroscopic Properties of cis-(1,4,8,11-Tetraazacyclotetradecane) (1,2propanediamine)chromium(III) Perchlorate, Bull. Korean Chem. Soc., Vol. 14, No. 1. DE CARVALHO, C.C.C.R., DA FONSECA, M.M.R., CARVONE, 2005. Why and How Should One Bother to Produce This Terpene, Food Chemistry, 95, 413-422. DEMİRCİ F., BERBER H., İŞCAN G., 2008. Biyokatalizörler Yardımıyla p-Simen’den Timokinon ve Benzeri Biyoaktif Metabolitlerin Üretimi (Tübitak, Proje No: 106T117) DESENARMONT, H., 1960. Ann.Chem. Phys., 32: 1851, 129. DEWITT, C., BEBARTA, V., 2004. Botanical Solvents, Clin. Occup. Environ. Med., 4: 445554. DU, L., FANG, R.B., ZHAO, Q.-H., 2008. Hydrothermal Synthesis of Two High-dimensional Architectures Based on Bridging Ligand Pyridine-2,3-dicarboxylic Acid, Chinese Journal of Chemistry, 26: 957-961. GAO, H. L., YI, L., ZHAO, B., ZHAO, X., CHENG, P., LIAO, D., and YAN, S., 2006. Synthesis and Characterization of Metal-Organic Frameworks Based on 4Hydroxypyridine-2,6-dicarboxylic Acid and Pyridine-2,6-dicarboxylic Acid Ligands, Inorg. Chem. 45: 5980-5988. GAO, H. L., YI, L., ZHAO, B., ZHAO, X.,Q., CHENG, P., LIAO, D.,Z., and YAN,S.P.,2006. Synthesis and Characterization of Metal-Organic Frameworks Based on 4 Hydroxypyridine-2,6-dicarboxylic Acid and Pyridine-2,6-dicarboxylic Acid Ligands, 82 Inorg. Chem. 45: 5980-5988. GORANSON, R.W., 1931. Solubility of Water in Granite Magmas, Amer. J. Sci., 22, 481502. GREENHAGEN, B., CHAPPELL, J., 2001. Molecular Scaffolds for Chemical Wizardry: Learning Nature's Rules for Terpene Cyclases, PNAS, 98: 13479-13481. GÜNEŞ, A., 2005. The Production of Thymoquinone From Thymol and Carvacrol by Using Zeolite Catalysts, Yüksek Lisans Tezi, İzmir Teknoloji Enstitüsü, İzmir. GÜREL, Z., 2001. Katalizörün Hazırlanması ve Endüstrideki Kullanışları. Yüksek Lisans Tezi, Yıldız Teknik Üniversitesi, İstanbul. HAMAN, S.D., 1981. Properties of electrolyte solutions at high pressures and temperatures, Physics and Chemistry of the Earth, 13/14, 89. HE, X., LU, C., YU, Y., CHEN, S., WU, X., and YAN, Y., 2004. Hydrothermal Synthesis of Three New Transition Metal Complexes with Azido Ligands, Z. Anorg. Allg. Chem., 630: 1131-1135. IRIE, M., 2000. Diarylethenes for Memories and Switches, Chem. Rev., 100: 1685, 1716. JANMAAT, A.F., W. Jan de Kogel, E. J Woltering, 2001. Enhanced Fumigant Toxicity of pCymene Against Frankliniella Occidentalis by Simultaneous Application of Elevated Levels of Carbon Dioxide, Pest. Man. Sci., 58, 2: 167-173. JUNG, E. J., LEE, U. K., KOO, B. K., 2008. Hydrothermal synthesis and crystal structure of [Co(2,5-pydc)(H2O)2]n.nH2O (2,5-pydc = 2,5-pyridinedicarboxylate), Inorganica Chimica Acta 361: 2962–2966. JUNG, E. J., LEE, U.K., KOO, B. K., 2008. Hydrothermal synthesis and crystal structure of [Co(2,5-pydc)(H2O)2]n.nH2O (2,5-pydc=2,5-pyridinedicarboxylate), Inorganica Chimica Acta 361: 2962–2966. KANATZIDIS, M.G., 1990. Molten alkali-metal polychalcogenides as reagents and solvents for the synthesis of new chalcogenide materials, Chem. Mater., 2, 353. KIESLICH, K., Abraham, W.R., Stumpf, B., Thede, B., Washausen, P., 1986. Transformations of Terpenoids, In: Progress in Essential Oil Res., Proceeding Of The International Symposium On Essential Oils, Brunke, E. J., (Ed.), Walter De Gruyter & Co., Berlin, Pp. 367-394. KOCAOKUTGEN, H., OZKINALI, S., 2004. Characterisation and applications of some o,o’-dihydroxyazo dyes containing a 7-hydroxy group and their chromium complexes on nylon and wool, Dyes and Pigments, 63: 83-88. 83 LAURENT, H.B., DURR, H., 2001. Organic Photochromism, Iupac Technical Report, 73, 639-665. LAUDISE, A., 1987. Chem. Eng. News, 30. LAUDISE, R.A., BALLMAN, A.A., 1969. In Kirk-Othmer Encyclopedia of Chemical Technology, 2nd Ed. John Wiley and Sons, New York, 18, 105. LAUDISE, R.A., 1970. The Growth of Single Crystals, (Prentice-Hall, Englewood Cliffs, NJ) 6: 261-265. LI, J., PERDUE, E.M., PAVLOSTATHİS, SG., ARAUJO, R., 1998. Physicochemical Properties of Selected Monoterpenes, Environment International, 24: 353-358. LOBACHEV, A.N., 1973. Crystallization Processes under Hydrothermal Conditions, Consultants Bureau, New York, 255s. MA, Y., HAN, Z. B., and HAN, G. X., 2008. A New 1D Coordination Polymer Constructed by Zn(II) with Pydc and Tapt Ligands (H2Pydc = 2,6-Pyridinedicarboxylic Acid, Tapt = 1,4,8,9-tetranitrogen-trisphene), Russian Journal of Coordination Chemistry, Vol. 34, No. 12, pp. 891–895. MACAEV, F.Z., MALKOV, A.V., 2006. Use of Monoterpenes, 3-Carene and 2-Carene, as Synthons in the Stereoselective Synthesis of 2,2-Dimethyl-1,3-Disubstituted Cyclopropanes, Tetrahedron, 62: 9-29. MANLEY, J.B., ANASTAS, P.T., and CUE, B.W.Jr., 2008. Frontiers in Green Chemistry: meeting the grand challenges for sustainability in R&D and manufacturing. Journal of Cleaner Production, 16: 743-750. MONTEIRO, J.L.F., VELOSO, C.O., 2004. Catalytic Conversion of Terpenes into Fine Chemicals. Top. Catal. 27: 169–180. MURCHISON, R., 1989. Hydrothermal Reactions for Material Science and Engineering: An Overview of Research in Japan (cited by S. Somiya)., Elsevier Applied Science, UK, 1840s. NACKEN, R., 1946. Artificial Quartz Crystals, etc., U.S. Office of Technical Services Report, PB-18-748 and 28-897. OFFICE OF POLLUTION PREVENTION AND TOXICS, 1994, Toxics Release Inventory, Public Data Release, June, EPA-745-R-96-002, p. 34, U.S. Enviromental Protection Agency, Washington, DC. OUELLETTE, W., HUDSON, B. S., and ZUBIETA, J., 2006. Hydrothermal and Structural Chemistry of the Zinc(II)- and Cadmium(II)-1,2,4-Triazolate Systems, Inorg. Chem. 46: 4887-4904. 84 PETRUCCCI, R.H., HARWOOD, W.S. and HERRING, F.G., 2002. Genel Kimya 2. Palme Yayıncılık, 953 p., Ankara. POLIAKOFF, M., and LICENCE, P., 2007. Sustainable Technology: Green Chemistry. Nature, 450: 810-812. RABENAU, A., 1985. The Role Hydrothermal Synthesis in Preparative Chemistry, Angew. Chem., Int. Eng. Ed., 24: 1026-1040. RAO, C.N.R., 1993. Chemical Synthesis of Solid Inorganic Materials, Material Sciences and Engineering, B18, 1-21. REİS, K., RAMANAN, A., WHITTINGHAM, M., 1990. Chem. Mater., 2, 219. ROHDICH, F., KİS, K., BACHER, A., EİSENREİCH, W., 2001. The Non-Mevalonate Pathway of Ġsoprenoids: Genes, Enzymes and Ġntermediates, Curr. Opin. Chem. Biol, 5, 535-540. ROHMER, M, 1999. The Discovery of A Mevalonate Ġndependent Pathway For Ġsoprenoid Biosynthesis Ġn Bacteria, Algae and Higher Plants, Nat. Prod. Rep., 16: 565-574. ROSALIA, R.L.M., MARIA G.P.M.S.N., ARMANDO J.D.S., ARTUR M.S.S., JOSE A.S.C., 1999. Oxidation of aromatic monoterpenes with hydrogen peroxide catalysed by Mn(III)porphyrin complexes, Journal of Molecular Catalysis A: Chemical 137: 41– 47. ROY, R., TUTTLE, O.F., 1956. Investigations under hydrothermal conditions, Physics and Chemistry of the Earth, vol. 1, L.H. Ahrens, K. Rankama, and S. K. Runcorn (Eds.), Pergamon, New York, 456s. ROY, R., 1994. Acceleration the Kinetics of Low-Temperature Inorganic Syntheses, J. Solid State Chem., 111: 11-17. SALEM, I.A., MAAZAWİ, M.E., ZAKİ, A., 2000. Kinetics and Mechanisms of Decomposition Reaction of Hydrogen Peroxide in Presence of Metal Complexes, (John Wiley and Sons, New York), pp. 643-666. SAMPSON B.J., TABANCA, N., KIRIMER, N., DEMİRCİ, B., BAĢER, K. H. C., KHAN, I. A., SPİERS, J. M., WEDGE, D. E., 2005. Insecticidal Activity of 23 Essential oils and their Major Compounds against Adult Lipaphis pseudobrassicae (Davis) (Aphididae: Homoptera), Pest Man. Sci., 61: 1122-1128. SANTOS, I.C.M.S., SIMÕES, M.M.Q., PEREIRA, M.M.M.S., MARTINS, R.R.L., NEVES, M.G.P.M.S., CAVALEIRO, J.A.S., CAVALEIRO A.M.V., 2002. Oxidation of monoterpenes with hydrogen peroxide catalysed by Keggin-type tungstoborates, Journal of Molecular Catalysis A: Chemical 195: 253–262. 85 SCHUBERT, U., HUSING, N., 2000. Synthesis of Inorganic Materials, 5, 181-184. SEIFRIED, H.E., ANDERSON, D.E., FİSHER, E.I., MİLNER, J.A., A 2007. Review of the Interaction Among Dietary Antioxidants and Reactive Oxygen Species. J. Nutr. Biochem.,18: 567-579. SERRA, S., Fuganti, C., 2002. Enzyme-Mediated Preparation of Enantiomerically Pure pMenthan-3,9-diols and Their Use for the Synthesis of Natural p-Menthane Lactones and Ethers, Helv. Chim. Acta, 85: 2489 -2502. SHARMA, S., AND JANSEN, M., 2008. Hydrothermal Synthesis of Brucite Type Copper Hydroxide Squarate [Cu3(OH)2(C4O4)] · 4H2O, Z. Anorg. Allg. Chem,. 634: 19111914. SHELDON, R.A., ARENDS, I.W.C.E., LEMPERS, H.E.B. 1998. “Liquid Phase Oxidation at Metal Ions and Complexes in Constrained Environments”, Catalysis Today. Vol. 41, pp. 387-407. SKROBOT, F.C., VALENTE, A.A., NEVES, G., ROSA, I., ROCHA, J., CAVALEİRO, J.A.S., 2003. Monoterpenes oxidation in the presence of Y zeolite-entrapped manganese(III) tetra(4-N-benzylpyridyl)porphyrin, Journal of Molecular Catalysis A: Chemical 201: 211–222. SLAUGHTER, J.C., 1999. The Naturally Occurring Furanones: Formation and Function from Pheromone to food, Biol. Rev. ,74: 259-276. SOMIYA, S., ROY, R. 2000, Hydrothermal synthesis of fine oxide powders, Bull. Mater. Sci. 23(6): 453-460. STEEPER, R.R.,RICE, S.F., KENNEDY, I.M., AIKEN, J.D., 1996. Kinetics Measurements of Methane Oxidation in Supercritical Water. J. Phys. Chem., 100(1):184-189. SUGITA, M., TSUJI, M., ABE, M., 1990. Bull. Chem. Soc. Jpn., 63, 1978. SWIFT, K.A.D., 2002. Advances in Flavours and Fragrances, From the Sensation to the Synthesis, The Royal Society of Chemistry, Cambridge. PAGOLA, S., BENAVENTE, A., RASCHİ, A., ROMANO, E., MOLİNA, M.A.A., and STEPHENS, P.W., 2003. Crystal Structure Determination of Thymoquinone by HighResolution X-Ray Powder Diffraction, AAPS PharmSciTech, 5 (2) Article 28. WHITTINGHAM, M., CHEN, R., T. and ZAVALIJ, P., 1996. Electrochem Soc Proc., 96, 76. XIANG, H., CAN-ZHONG, L., YA-QIN, Y., SHU-MEI, C., XIAO-YUAN, W., and YING, Y., 2004. Hydrothermal Synthesis of Three New Transition Metal Complexes with Azido Ligands, Z. Anorg. Allg. Chem. 630: 1131-1135. YAN, Y., WU, C., AND LU, C., 2003. Hydrothermal Synthesis of Two New Transition 86 Metal Coordination Polymers with Mixed Ligands, Z. Anorg. Allg. Chem., 629: 19911995. YENİKAYA, C., POYRAZ, M., SARI, M., DEMİRCİ, F., İLKİMEN, H., BÜYÜKGÜNGÖR O., 2009. Synthesis, characterization and biological evaluation of a novel Cu(II) complex with the mixed ligands 2,6-pyridinedicarboxylic acid and 2aminopyridine, Polyhedron 28: 3526–3532. YILDIZ E., BOZKURT G., 2009. Synthesis of Ru(III) and Al(III) Complexes Containing Anthraquinone Moiety and Interactions of the UV Radiations, Asian Journal of Chemistry Vol. 21, No. 5: 4047-4053. YOSHIMURA, M., SUDA, H., 1994. Hydrothermal Processing of Hydroxyapatite: Past, Present, and Future, in: Hydroxyapatite and Related Materials, P. W. Brown and B. Constanz, eds., CRC Press, 45-72. YUCESAN, G., OUELLETTE, W., CHUANG, Y.H., ZUBIETA, J., 2006. Solid state coordination chemistry of organodiphosphonates with copper(II) and auxilliary aromatic nitrogen heterocyclic ligands, Inorganica Chimica Acta 360: 1502–1509. ZHAO, X., ROY, R., CHERIAN, K., BADZIAN, A., 1997. Science, 385, 513. ZHANG, C., ZHANG, Z., FAN, M., YAN, W., 2007. Positive and negative Photochromism of novel spiro[indoline-phenanthrolinoxazines], Dyes and Pigments 76: 832-835. ZHANG, D.J., SONG, T.Y., WANG, L., SHI, J., XU, J.N., WANG, Y., MA, K.R., YIN, W.R., ZHANG , L.R., FAN, Y., 2009. Hydrothermal synthesis, structure and rare ferromagnetic property of a 3-D Nd(III) metal–organic framework based on mixed pyridine-2,5-dicarboxylic acid/nicotinic acid ligands, Inorganica Chimica Acta 362: 299–302. ZHANG, L., XU, J., SHI, Z., ZHAO, X., and WANG, T., 2003. Hydrothermal synthesis, structures and properties of coordination polymers based on µ4-bridging benzene1,2,4,5-tetracarboxylate: [Co(Him)2(µ 4-bta)1/2]n and {[Cu(phen)( µ 4-bta)1/2] .H2O}n (bta=benzene-1,2,4,5-tetracarboxylate, Him=imidazole, phen=1,10phenanthroline), Journal of Solid State Chemistry, 32: 32–39. ZHOU, Y., YUE, L., LIU, J., 2009. Hydrothermal synthesis, crystal structure and spectroscopic properties of a novel 3D chromium(III) complex, Inorganic Chemistry Communications, 12: 1085–1087. 87 88 ÖZGEÇMİŞ 1984 yılında Hatay’ın Antakya merkez ilçesinde doğdu. İlköğrenimini İnönü İlkokulu’nda, orta öğrenimini Atatürk Orta Okulu’nda, lise öğrenimini Antakya Lisesi’nde tamamladı. 2007 yılında Pamukkale Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü’nden mezun oldu. Aynı yıl Çukurova Üniversitesi Kimya Bölümü’nde yüksek lisansa başladı ve bir yıl İngilizce hazırlık okudu. 2008 yılında Araştırma Görevlisi olarak atandı. Yüksek lisans öğrenimi sırasında, FEF2009BAP19 nolu proje kapsamında, Ağustos 2010 döneminde projenin bir kısmını tamamlamak üzere Syracuse Üniversitesi, New York, USA’da bulundu. Halen Ç.Ü. Kimya Bölümü’nde Araştırma Görevlisi olarak çalışmakta. 89 EKLER EK 1 2,6-piridindikarboksilik Asit Ligandının FT-IR Spektrumu 98,3 96 94 514,39 92 648,13 997,04 90 1081,93 1177,37 88 753,23 926,95 1459,69 86 84 1415,54 702,16 1575,21 82 2547,47 80 3068,85 %T 1331,09 78 76 1299,66 74 72 1267,62 70 68 66 1702,34 64 61,0 4400,0 4000 3000 2000 1500 1000 500 400,0 cm-1 EK 2 1 Kompleksinin FT-IR Spektrumu 85,6 80 1900,65 1965,90 75 950,22 468,39 2031,05 70 65 1032,06 856,05 60 551,85 55 821,14 50 1469,54 45 %T 40 1294,45 1269,77 35 916,72 1145,65 30 1181,99 1080,12 25 3061,51 20 435,31 15 1432,26 3434,37 1677,93 10 736,32 774,08 684,78 1664,00 5 0,0 4400,0 594,05 1360,87 4000 3000 2000 1500 cm-1 90 1000 500 400,0 EK 3 2 Kompleksinin FT-IR Spektrumu 100,4 95 2358,61 1036,88 90 429,51 1187,80 1075,98 85 678,04 80 733,82 1285,12 75 764,71 1428,83 3483,04 %T 3182,12 70 65 1385,50 60 1575,56 55 1615,52 50 45,7 4000,0 3600 3200 2800 2400 2000 1800 1600 1400 1200 1000 800 600 400,0 cm-1 EK 4 3 Kompleksinin FT-IR Spektrumu 98,0 95 858,59 90 1148,10 833,05 593,38 85 439,28 80 1275,00 1183,98 75 924,70 778,68 745,56 686,21 70 1433,33 3467,92 540,92 65 559,99 %T 3075,68 60 1087,44 55 1351,76 50 1367,64 45 40 1634,01 35 30 28,0 4000,0 3600 3200 2800 2400 2000 1800 1600 cm-1 91 1400 1200 1000 800 600 400,0 EK 5 Timol Bileşiğinin FT-IR Spektrumu 75,6 70 1876,50 65 1654,47 525,61 492,86 60 55 1005,17 50 45 1108, 20 855,70 1586,58 %T 40 1517,61 1058,55 738,78 588,20 35 1622,41 1380,40 1361,28 1345,28 30 2868,50 25 1091,25 1157, 92 20 943,95 1460,34 15 2958,90 1286,82 3231,73 806,17 1422,17 1244,16 10 8,0 4400,0 4000 3600 3200 2800 2400 2000 1800 cm-1 1600 1400 1200 1000 800 600 400,0 EK 6 Timokinon Bileşiğinin FT-IR Spektrumu 94,9 90 1005, 99 85 739,33 80 539,44 858,81 1061, 59 75 581,96 594,02 1112, 89 70 946,60 1506, 24 1518, 53 65 1089, 63 %T 1585, 37 60 55 1618, 62 1153, 67 809,26 50 45 1290, 87 1363, 53 3399, 42 40 35 2962, 45 1421, 31 1229, 70 1704, 99 30 25,0 4400,0 4000 3600 3200 2800 2400 2000 1800 cm-1 92 1600 1400 1200 1000 800 600 400,0 EK 7 1 Kompleksinin TG/DTA Eğrisi EK 8 2 Kompleksinin TG/DTA Eğrisi 93 EK 9 3 Kompleksinin TG/DTA Eğrisi 94 EK 10 1 Kompleksine Ait X-Ray Verileri Selected bond distances (Å) and angles (°) for Cu Cu1–N1 2.014(4) Cu(2)–O(12) 2.093(4) Cu1–N2 2.021(4) Cu(2)–O(10) 2.096(4) Cu1–O4 2.118(4) Cu(2)–O(13) 2.167(4) Cu1–O2 2.175(4) N2–Cu1–O2 103.96(15) Cu1–O8 2.179(4) O4–Cu1–O2 150.27(15) Cu1–O6 2.217(4) N1–Cu1–O8 111.97(16) Cu2–O11 2.062(4) N2–Cu1–O8 75.80(15) Cu2–O9 2.068(4) O4–Cu1–O8 85.63(17) Cu2–O5 2.088(4) O2–Cu1–O8 94.69(16) 95 EK 11 2 Kompleksine Ait X-Ray Verileri Selected bond lengths (A° ) and angles (°) for Co (II) complex. Co(1)–O(11) 2.058(3) Co(2)–N(2) 2.018(4) Co(1)–O(12) 2.069(3) Co(2)–N(1) 2.022(4) Co(1)–O(13) 2.087(3) Co(2)–O(6) 2.118(3) Co(1)–O(1) 2.105(3) Co(2)–O(3) 2.182(3) Co(1)–O(10) 2.107(3) Co(2)–O(7) 2.195(3) Co(1)–O(9) 2.197(3) Co(2)–O(2) 2.228(3) O(1)–C(8) 1.247(5) O(3)–C(14) 1.271(5) O(2)–C(8) 1.274(5) O(4)–C(14) 1.241(5) O(11)–Co(1)–O(12) 94.61(16) N(2)–Co(2)–N(1) 177.60(15) O(11)–Co(1)–O(13) 169.39(14) N(2)–Co(2)–O(6) 76.74(14) O(12)–Co(1)–O(13) 91.45(15) N(1)–Co(2)–O(6) 105.63(14) O(11)–Co(1)–O(1) 81.20(13) N(2)–Co(2)–O(3) 103.42(14) O(12)–Co(1)–O(1) 87.20(15) N(1)–Co(2)–O(3) 76.53(13) O(13)–Co(1)–O(1) 90.43(13) O(6)–Co(2)–O(3) 87.23(15) O(11)–Co(1)–O(10) 92.72(14) N(2)–Co(2)–O(7) 75.78(14) O(12)–Co(1)–O(10) 89.48(15) N(1)–Co(2)–O(7) 101.82(14) O(13)–Co(1)–O(10) 96.04(14) O(6)–Co(2)–O(7) 152.09(13) O(1)–Co(1)–O(10) 172.81(13) O(3)–Co(2)–O(7) 94.38(15) O(11)–Co(1)–O(9) 86.68(15) N(2)–Co(2)–O(2 104.60(14) O(12)–Co(1)–O(9) 176.63(14) N(1)–Co(2)–O(2) 75.65(13) O(13)–Co(1)–O(9) 87.75(13) O(7)–Co(2)–O(2) 95.32(14) O(1)–Co(1)–O(9) 96.07(13) O(3)–Co(2)–O(2) 96.24(14) O(10)–Co(1)–O(9) 87.35(13) O(6)–Co(2)–O(2) 151.70(12) 96 EK 12 3 Kompleksine Ait X-Ray Verileri Bond lengths (A°) and angles (°) for [Cr(H2O)(OH)(PDCA)]2. Cr(1)-O(6) Cr(1)-O(6) Cr(1)-N(1) Cr(1)-O(5) Cr(1)-O(3) Cr(1)-O(1) O(6)-Cr(1) O(6)-H(4) O(5)-H(6) O(5)-H(5) N(1)-C(6) N(1)-C(2) O(3)-C(7) O(1)-C(1) O(2)-C(1) O(4)-C(7) C(2)-C(3) C(2)-C(1) C(3)-C(4) C(3)-H(3) C(6)-C(5) C(6)-C(7) C(4)-C(5) C(4)-H(2) C(5)-H(1) O(6)-Cr(1)-O(6) O(6)-Cr(1)-N(1) O(6)-Cr(1)-N(1) O(6)-Cr(1)-O(5) O(6)-Cr(1)-O(5) N(1)-Cr(1)-O(5) O(6)-Cr(1)-O(3) O(6)-Cr(1)-O(3) N(1)-Cr(1)-O(3) O(5)-Cr(1)-O(3) O(6)-Cr(1)-O(1) 1.947(2) 1.950(2) 1.978(2) 1.9885(19) 2.0120(18) 2.0290(17) 1.946(2) 0.57(3) 0.69(4) 0.75(4) 1.330(3) 1.335(3) 1.294(3) 1.278(3) 1.247(3) 1.233(3) 1.380(3) 1.508(3) 1.391(4) 0.92(3) 1.382(4) 1.513(3) 1.397(4) 0.88(4) 0.93(3) 78.48(10) 93.59(9) 172.06(8) 174.22(8) 95.74(8) 92.19(8) 93.92(8) 102.18(8) 78.63(8) 87.25(8) 93.09(8) O(6)-Cr(1)-O(1) N(1)-Cr(1)-O(1) O(5)-Cr(1)-O(1) O(3)-Cr(1)-O(1) Cr(1)-O(6)-Cr(1) Cr(1)-O(6)-H(4) Cr(1)-O(6)-H(4) Cr(1)-O(5)-H(6) Cr(1)-O(5)-H(5) H(6)-O(5)-H(5) C(6)-N(1)-C(2) C(6)-N(1)-Cr(1) C(2)-N(1)-Cr(1) C(7)-O(3)-Cr(1) C(1)-O(1)-Cr(1) N(1)-C(2)-C(3) N(1)-C(2)-C(1) C(3)-C(2)-C(1) C(2)-C(3)-C(4) C(2)-C(3)-H(3) C(4)-C(3)-H(3) N(1)-C(6)-C(5) N(1)-C(6)-C(7) C(5)-C(6)-C(7) O(4)-C(7)-O(3) O(4)-C(7)-C(6) O(3)-C(7)-C(6) O(2)-C(1)-O(1) O(2)-C(1)-C(2) O(1)-C(1)-C(2) C(3)-C(4)-C(5) C(3)-C(4)-H(2) C(5)-C(4)-H(2) C(6)-C(5)-C(4) C(6)-C(5)-H(1) C(4)-C(5)-H(1) 101.29(8) 78.46(8) 88.03(8) 156.40(8) 101.52(10) 112(3) 132(3) 114(3) 121(3) 112(4) 122.8(2) 118.51(17) 118.60(17) 117.00(15) 116.44(15) 120.3(2) 110.7(2) 129.0(2) 117.9(2) 122(2) 120(2) 120.6(2) 111.0(2) 128.4(2) 126.2(2) 119.4(2) 114.3(2) 125.7(2) 118.9(2) 115.5(2) 121.0(3) 121(2) 118(2) 117.5(2) 118.1(18) 124.3(18) Symmetry transformations used to generate equivalent atoms: #1 -x+2,-y+2,-z+1. 97 EK 13 1 Kompleksinin 60 °C’deki HPLC Kromatogramları 1 Saat 3 Saat 5 Saat 98 EK 14 2 Kompleksinin 60 °C’deki HPLC Kromatogramları 1 Saat 3 Saat 5 Saat 99 EK 15 3 Kompleksinin 60 °C’deki HPLC Kromatogramları 1 Saat 3 Saat 5 Saat 100 EK 16 1 Kompleksinin 25 °C’deki HPLC Kromatogramları 1 Saat 3 Saat 5 Saat 101 7 Saat 9 Saat 20 Saat 102 EK 17 Katalizörsüz Ortamdaki HPLC KromatogramlarI 1 Saat 3 Saat 5 Saat 103 EK 18 Timokinon Bileşiğinin GC-MS Spektrumu 104