haber , haber - hidropolitik akademi

advertisement
H A B E R , H A B E
R
Sayı:3
1 Eylül 2014
1997 BM Sözleşmesi Ne Getirir?
1997 BM Sözleşmesi
ne yenilik getirir?
mıştır.21. Yüzyıldaki
yeni hidrojeopolitik paradigma, bir yandan bu
sözleşme ile yukarı kıyılın yanı sıra yeni bir dündaş ülkeleri daha makul
yaya da adımını attı “
olmaya yöneltirken diğer
şeklinde
taraftan Nil üzerinde
başladığım
80 yıllık Mısır'ın
1997 BM Sözleşmesi 21. yüzyılın yeni jeopoliyazıma bu
dokunulmazlığını
tiği içinde yürürlük kazandı.
kaldırmış ve Etideğişimin
yopya 'nın Nil üzehidropolitik alandaki
litiği
ve
dünya
düzeni
rindeki
Rönesans Barajı
sonuçlarından birini ele
içinde yürürlüğe girebilyükselmesini sağlamıştır.
alarak devam ediyorum .
miştir. Bundan dolayı
Yeni Paradigma ve
sözleşmenin bu yüzyılın
BM 'nin Uluslararası Su
yeni düzenini tam kapsa- Sözleşme
Yollarının Ulaşım Dışı
ması, çok geniş bir uluslaAmaçlarla kullanımı söz1997 sözleşmesinin yürarası kabul görmesi ve
leşmesi 1997 Mayıs ayırürlüğe girmesi ,
uygulama alanı bulması
nın sonunda kabul edilkolay olmayacaktır.Ancak sınıraşan su havzalarında
su kullanımı sorunlarının
mişti. Sözleşme 17 Ağusbu durum sözleşmenin
tos itibariyle uluslararası
yürürlük kazanmış olduğu hızla çözülmesinden daha
çok konunun yeniden
geçerlilik kazandı.
gerçeğini ortadan kaldıruluslararası gündeme
maz.Sözleşme, BM'de
Sözleşmenin kabulünden
kabulünden sonraki 12 yıl taşınmasına yönelik bir
sonra 35 ülke tarafından
içinde 18 ülke tarafından ortam oluşturacaktır.
onaylanması ise 17 yıl
onaylanmıştır. Ancak bu
Devamı 4. sayfada
aldı. Bu konuda ülkelerin
sayıya son beş yılda 17
bir taslak oluşturması ve
ülke daha eklenmiş ve
bunun uygulanacağına
sözleşme yürürlük kazanikna olması için geçen
Bir önceki sayıda “21.
yüzyılın başlamasıyla
İnsanoğlu yeni bir yüzyı-
Bu sayıda:
Su Güvenliği
2
İklim değişikliği
iltica gerekçesi
oldu
2
Kuzey Kutbunda
Hareket Artıyor !
2
Kuzey
Kutbu
uluslararası sisteme dahil oluyor
3
HPA‘dan
Rapor Daha
4
iki
süre ise 44 yıl oldu. Bu
nedenle 20 yüzyılın uluslararası ilişkiler düşünce
sistematiği ile yapılmış
olan bu sözleşme ancak
21. Yüzyılın yeni jeopo-
Sayfa 2
HABER,HABER
İklim değişikliği iltica gerekçesi oldu –Kuzey Kutbunda Hareket
rler
abe
aH
s
ı
K
04 Ağustos. 2014
Su Güvenliği
“Su Güvenliği” ingilizce
olarak "Water Safety" ve
"Water Security" şeklinde iki
ayrı kavram olarak önümüze
çıkar,ve genellikle de
karıştırılır.Bu fark güvenilir su
( Safe Water) ile stratejik
olarak su gü venliğinin
sağlanması (Water Security)
arasındaki farktır.Güvenilir su
daha çok Fiziksel ve Kimyasal
olarak insan sağlığı için
gerekli asgari standartları
sağlayan sudur. Su Güvenliği
ise özetle doğal olarak ve
insan eliyle oluşturulan
afetlerin bü yü k etkiler
yaratmaması için yeterli
miktar ve kalitede suyun
sağlanmasıdır.
Bunun yanısıra su güvenliği
kavramı ,su sorunları ,su
kıtlığı ,suya ulaşabilirlik,
tanımları ile de doğrudan
ilişkilidir.Günümüzde bu
tanımlar değişmektedir
Birçok farklı tanımı olan
Su Güvenliği genel olarak "
bir toplumun yaşamını
sürdürebilmek , sosyo
ekonomik gelişimi
sağlamak ,su kirliliğinden ve
su ile ilgili felaketlerden
korunmak ,ekosistemi
korumak için barış ve
politik istikrar içinde uygun
kalitede ve yeterli miktardaki
suya sürdürülebilir olarak
ulaşması" şeklinde
tanımlanmaktadır.
Yeni Zelanda, dünya
üzerinde iklim değişikliğini iltica gerekçesi
olarak kabul eden ilk
ülke oldu.
Yeni Zelanda, iklim değişikliği gerekçesiyle ülkeye
iltica başvurusu yapan bir
ailenin gerekçesini dikkate
alarak bir ilke imza attı.
Büyük Okyanus'un ortasında bulunan Tuvalu Adası'ndan Sigeo Alesana, eşi ve
üç ile beş yaşlarındaki iki
çocukları ile birlikte Yeni
Zelanda'ya iltica başvurusu
yapmıştı. Ailenin avukatı
Carole Curtis'in verdiği
bilgilere göre, aile Yeni
Zelanda'da oturum hakkı
kazandı.
Göç mahkemesi, çocukların
yaşlarından dolayı iklim
değişikliğinin sonuçlarına
bağlı olarak bir doğal afetle
karşılaşma riskinin büyük
olduğuna dikkat
çektiAyrıca kararda ailenin
yakınlarının da ülkede yaşadığı vurgulandı. 2013 yılında Kiribatili bir ailenin iklim değişikliğini gerekçe
göstererek yaptığı iltica
başvurusu reddedilmişti.
Birleşmiş Milletler Çevre
Programı (UNEP), iklim
değişikliğine bağlı olarak
deniz seviyesinin yükselmesi nedeniye Kiribati,
Maldivler, Marshall Adaları
ve Tuvalu gibi ada devletlerinin varlığının tehlikede
olduğu uyarısında bulunmuştu.
http://www.ntvmsnbc.com/
id/25529677/
Kuzey Kutbunda Hareket Artıyor !
Yakın gelecekte Kuzey
Kutup dairesinin İçindeki
bölge (Arktik), dünyada
petrol ve doğalgaz üretim
merkezine dönüşebilir.Bu
bölge son dönemde özellikle bölgeye kıyısı olan
ülkelerin ilgi alanına daha
çok girdi. Bunun en önemli
nedeni buzulların erimesi
ile erişilmez sayılan kesim-
lerde araştırmaların başlaması olanağının ortaya çıkması.Kuzey Buz denizi buzulları üzerinde artan farklı
bir klimatolojik etki var
ancak bu etki aynı zamanda
petro-dolar bölgesi şeklinde bir sonuç ortaya çıkartıyor. Çünkü bölge petrodolar kazancı açısından
klimatolojik etki altında çok
önemli bir bölge haline
geliyor.
Arktik‟te bu -klimatolojik
petro-dolar etkisi altındaki
hidrokarbon kaynaklarının
önemli kısmı kıta sahanlığında bulunuyor. Arktik ile
ortak sınırı olan Rusya,
ABD, Norveç, Danimarka
ve Kanada 200 deniz mili
uzunluğunda bir ekonomik
bölgeye sahiptir.
Arktik‟te keşfedilmemiş
doğalgaz kaynaklarının %
30‟unun ve keşfedilmemiş
petrol kaynaklarının %
13„nün
önemli
kısmının
zor erişilir
yerlerde
olduğu
biliniyor.
ABD Jeolojik Araştırması‟na göre,
bu bölgede 90 milyar varil
petrol, 47 trilyon metreküp
doğalgaz mevcut.Bu rakamlar, 2013 itibariyle dünyanın kanıtlanmış petrol
rezervlerinin (1,7 trilyon
varil) yaklaşık % 6′sına ve
daha önemlisi, dünyanın
kanıtlanmış doğalgaz rezervlerinin (187 trilyon m3)
Sayfa 3
Kuzey Kutbunda Hareket Artıyor ! Bölge Uluslararası Sisteme Dahil Oluyor !
yor.Kanada'lı yetkililer Fransa'nın da BM'ye Kuzey Batı
Atlantik'teki çok küçük Saint Pierre and Miquelon adası
için başvuru hazırlığı içinde olduğunu ve Fransa ile bu bölge
için anlaşmazlık yaşayabileceklerini belirtiyorlar.
Bu yılın Nisan ayında ABD 'li bakan John Kerry, ABD‟nin
Arktika için bir elçi atayacağını açıkladı ve sınırları Kuzey
Kutup Dairesi ile çizilen bu bölgenin ABD için öneminin
altını çizdi.
dörtte birine karşılık geliyor. Bölgede Rusya en
şanslı ülke .Çünkü bu kıta
sahanlığının 6 milyon 200
kilometre karelik kesimine
sahip. Kuzey Kutup dairesi
içinde yaklaşık 60 zengin
petrol yatağı bulunuyor.Bunların 43‟ü Rusya‟ya
ait. Rusya‟nın sahip olduğu
kıta petrol yatakları, Arktik‟teki kaynakların %80
kadarını oluşturuyor. Bunun için Rusya 2030 yılına
kadar Arktik‟teki kıta sahanlığında sürdürülen jeoloji araştırma programına
20 milyar rubleden fazla
ayrıldı.
Aslında Arktik‟teki araştırmalar 1979 yılında SSCB
zamanında başlamıştı.
1980li yıllarda birçok petrol kuyusu açılmış ve sismoloji incelemeleri gerçekleştirilmişti.. Şimdi Rusya
bu bölge için petrol şirketlerine 113 lisans verdi.
Buzullar Eriyor -Bölge
Uluslararası Sisteme dahil oluyor
Kuzey kutbunda eriyen
buzullar gemiler için yeni
rotalar oluştururken bölgeye ulaşım da kolaylaşıyor.Kuzey Kutbu‟nda bu-
zulların eriyip enerji kaynaklarına giden yolların
açılmasıyla yeni yüzyılın
satranç tahtası bu bölgeye
kurulmuş oldu.
Rezervlerin üzerinde oturan
1,2 milyon km2'lik
Lomonosov Sıradağlarının
kime ait olduğuna dair tartışma sürerken Rusya,
2007‟de deniz yatağına
titanyumdan yapılma bir
Rus bayrağı dikmişti.Kanada da son 10 yıldır,
Doğu ve Kuzeyde uçaklar,buz kırıcı gemiler,ve
deniz altı robotları kullanarak 58 000 km lik buzul
kaplı bir kıyı şeridini inceledi
Yaptığı çalışmalardan elde
ettiği sonuçları bir dosya
halinde 10 ay önce BM'ye
sundu ve hak iddia etti.
Kanada'nın Kuzey Kutbu
Bakanı Leona Aglukkaq ise
bir toplantıda " Kanada'nın
son sınır çizgisini çizmeye
çalışıyoruz. haklarımızı
savunuyoruz" dedi. BM'nin
Kanada'nın başvurusunu
bu yıl içinde ele alması
bekleniyor.
Kanada kara uzantılarının
200 millik kıta sahanlığı
mesafesini aştığını ispat
edebilmek için çalışmalarını sürdürecek gibi görünü-
ABD bu atakları yaparken Rusya'nın Kuzey kutbunda
kıta sahanlığını 1,2 milyon km2 ye çıkartmak için BM'ye
başvuru hazırlığında olduğu yazıldı.Bunun yanı sıra
Rusya bölgedeki askeri varlığını arttırıyor.Kremlin'in
beklentileri buzullardaki hızlı erime ve buzul tabakaları
kalınlıklarının azalması nedeniyle artıyor. Bölgede
deniz yolu ulaşımı ve enerji arama çalışmaları bölgenin
ve deniz yolunun kontrolünü de gündeme taşıyor.
Bölgede hem meteorolojik hem de jeopolitik bir ısınma
dönemine girilmesinden dolayı hareketin önümüzdeki günlerde
daha da artacağı görülüyor.
Hidropolitik Akademi ‘den Haberler
Güfte Sokak
Filiz Apartmanı No: 8 Daire :9
Kavaklıdere ANKARA
YENİ RAPORLARIMIZ !
Telefon: 0 (312)417 00 41
1997 BM
Sözleşmesi Ne
Yeni paradigmaların şekillendireceği 21. yüzyılda ,
sözleşmeyi onaylamayan
ve paylaşılan su havzaların-
BM'nin 1997 çerçeve sözleşmesi sınıraşan sular ko-
da yer alan 110 ülkenin bu
konuda işbirliğini reddetme
nusundaki sorunlara
lüksü olmayacaktır. Hatta
"kapsam ve kavram" olarak dar gelecektir.İnsanlık,
bu ülkeler gelişmeler karşısında konuya bu sözleşme
iklim değişimi ve enerjigıda-su-çevre ilişkisindeki
kapsamından çok daha geniş bir açıdan bakma zo-
artış sonucunda krizlerin
birbirini tetikleyeceği ve
runluluğu duyacaktır.
hızla küreselleşeceği bir
geleceğe hazırlık yapmak
zorundadır. Bu nedenle
Bu nedenle bu sözleşme,
BM'nin 1997 sözleşmesi,
sözleşme maddelerinin belirsizliğine sıkışmadan ve
sözleşmeye taraf olup olmama kısır çekişmesine
düşmeden değerlendirilmelidir.
Bundan dolayı ülkelerin su
işbirliği için bir farkındalık
yaratma aracı olarak ele
alınmalı ve bölgesel su işbirliğini geliştirecek çok
taraflı anlaşmaların altyapısı için çaba gösterilmelidir.21. Yüzyıldaki hızlı
değişimin etki alanlarına
bir sonraki sayıda devam
edeceğim
www.hidropolitikakademi.org
Saygılarımla
D.Y
Bu bülteni elektronik
posta olarak almak
istiyormusunuz ?
Bunun için Hidropolitik Akademi web
sayfamızda Hidro Politik Bülten için
üyelik formunu doldurmanız yeterli
olacaktır.
Yazı İşleri Koordinatörü : Cuma Çakmak
Editör ve Yayına Hazırlayanlar: Prof Dr..Ersoy YILDIRIM
Bu işlemin tamamlanmasında ve
doğrulanmasından sonra Bültenimiz
elektronik posta adresinize düzenli
olarak gönderilecektir.
Yrd Doç Dr. Nuran YILDIZ. Yrd Doç Dr. Doğan YILDIZ .Ediz Ekinci
İletişim: İnfo@hidropolitikakademi.org
Yazılarla ilgili her türlü hukuki ve etik sorumluluk yazara
ait olup Hidropolitik Akademi’yi bağlamaz.
Download