bilimname X, 2006/1, 191-195 İSLAM TARİHİ ANABİLİM DALI ÖĞRETİM ELEMANLARI TOPLANTISI Muhittin KAPANŞAHİN (Arş. Gör. ) ErciyesÜ. Sos. Bil. Ens. 19 Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Tarihi Anabilim Dalı tarafından organize edilen “İslam Tarihi ve Sanatları Bölümü İslam Tarihi Anabilim Dalı Öğretim Elemanları Toplantısı” 23-24 Şubat 2007 tarihlerinde Samsun’da yapıldı. Toplantı 23 Şubat Cuma günü saat 9:00’da 19 Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Konferans salonunda başladı. Saygı duruşu ve İstiklal marşının ardından 19 Mayıs Üniversitesi rektörü Prof. Dr. Ferit Bernay, yaptığı açılış konuşması ile katılımcıları selaâmladı. Böyle bir toplantının yapılmasından dolayı memnuniyetini belirten Prof. Dr. Ferit Bernay, toplantının verimli geçmesi dileğiyle konuşmasının ardından toplantıdan ayrıldı. Daha sonra ev sahibi ve İlahiyat Fakültesi dekanı Prof. Dr. Osman Zümrüt, toplantının gaye ve hedeflerini özetleyen bir konuşma ile toplantıyı başlattı. Prof. Dr. Osman Zümrüt, bu etkinliğin İslam tarihi üzerine yapılan bilimsel bir toplantı olduğunu belirterek, “Batı dünyası ile İslam dünyası arasında gerginleşen ilişkileri daha insancıl ve daha tutarlı bir zemine oturtmanın bilimsel temellerini aradıklarını” söyledi. Sayın Zümrüt: “Bu toplantının İslam Tarihi, Türk Kültür Tarihi ve Türkiye Cumhuriyeti Tarihi açısından önemi var. Özellikle bize atalarımızdan miras kalan arşiv belgelerinin kamuoyuna sunulmasını amaçlıyoruz.” dedi. Kısa bir çay arasından sonra toplantının birinci oturumuna geçildi. Birinci oturum Prof. Dr. Ahmet Uğur’un başkanlığında başladı. Tebliğ sahibi Prof. Dr. Şefaettin Severcan “Rivayetlerin Bilimselliği (Hz. Peygamber ve Dört Halife Dönemi)” adlı tebliğini sundu. Sayın Severcan, tebliğinin giriş bölümünde “rivayeti esas alan ilim dallarının bilimsellikleri konusunda yeniden bir durum değerlendirmesi yapılması” gerektiğini belirtti. Pozitivist bilim anlayışının, “hem 192 Muhittin Kapanşahin ideolojik ve politik arka plânlı ve hem de aynı şekilde ideolojik ve politik tasarım alanlı olması sebebiyle, bilimsellik kriterlerini belirlemeye liyakat sahibi” olmadığı üzerinde durdu. Daha sonra yapılmış olan değişik bilim tanımlarını veren tebliğci, üzerinde görüş birliği sağlanan bir tanımın bulunmadığını söyledi. “Bilimsellik, bir dünya görüşü, bir uygarlık tarafından ortaya çıkarılmış ve onun temel bir parçası olarak yerini almıştır” diyen tebliğci, sunumuna, tarih içinde bilimsel düşüncenin gelişimini anlatarak devam etti. Batıda, Yeniçağla birlikte, Ortaçağ kilise Hıristiyanlığının ilmî çalışmalar üzerindeki otoritesinin kalkmasına paralel olarak, rivayet bilgisini esas alan bilim anlayışının temel yapısının da tamamen değiştiğini belirten sayın tebliğci, böylece büyük ölçüde kilisenin dinî doğmalarını esas alan ve içini tamamen kilisenin doldurduğu “rivayet bilgisinin” de “bilim” anlayışından dışlandığını anlattı. “Rivayet bilgisinin, İslam dünyasında çok erken dönemde, daha sekizinci yüzyıldan itibaren “doğruluk/sahihlik” sorgulamasıyla, günümüz terminolojisi ile ifade edecek olursak, bilimsellik kaygılarıyla yüz yüze gelmeye başladığını” söyleyen tebliğ sahibi, İslam tarihçilerinden örneklerle, rivayetleri elde etmede kullanılan metotlar hakkında doyurucu bilgiler verdi. İkinci bir başlık altında “Rivayetlerin Temel Sorunlarını” anlatan Sayın Prof. Dr. Şefaettin Severcan burada “haber”in yapısına doğal olarak giren yalan rivayetleri, rivayetleri ideolojik okumayı, abartılı rivayetleri, taraf rivayetleri, hurafe ve mitolojik rivayetleri ve genelleyici rivayetleri” alt başlıklar altında işledi. Sayın Severcan, üçüncü bir başlık altında “Rivayetleri Doğru Anlama Yöntemi (Çözüm Önerileri)”ni ortaya koyarak bunun için; Rivayetin, Kanuniyetlere Uygunluğuna, Aidiyetlerine Uygunluğuna, Güvenilirliğine/Haber Değerine, Rivayetleri Karşılaştırmaya, Tarihsel Psikolojiye ve Filolojik Uyuma bakılması gerektiğini belirterek konuşmasını tamamladı. Oturum başkanı Prof. Dr. Ahmet Uğur, tebliğ sahibi Prof. Dr. Şefaettin Severcan’a teşekkür ederek, sözü müzakeresini sunmak üzere Doç. Dr. Adem Apak ve katılımcılara verdi. Doç Dr. Adem Apak, konuşmasının başında, tebliğ metninin eline çok geç ulaşmasından dolayı yazılı bir müzakere metni hazırlayamadığını belirtti. Daha sonra aldığı notlarla, tebliğ üzerindeki müzakerelerini şöyle ifade etti: Öncelikle tebliğin başlığı hakkında bir değerlendirmem olacak. Bu tebliğin başlığı “Riva- Toplantı Notları 193 yetlerin Bilimselliği” yerine “Rivayetlerin Özellikleri” olsa idi daha iyi olurdu diye düşünüyorum. Yine “haberin yapısına doğal olarak giren yalan rivayetler” başlığında, “yalan” yerine “hatalı” denilmesinin iyi olacağını düşünüyorum vd. şeklinde Sayın Apak müzakerelerine devam etti. Daha sonra tebliğ üzerinde görüşlerini belirtmek üzere Prof. Dr. Adnan Demircan, Dr. Abdurrahman Daş, Doç. Dr. Hanefi Palabıyık, Prof. Dr. Ahmet Önkal ve Doç. Dr. Asım Yediyıldız söz aldılar. İkinci oturum Prof. Dr. Ahmet Uğur’un başkanlığında saat 14:30’da başladı. Bu oturumda Prof. Dr. Ziya Kazıcı, “Türk Tarihinde Kaynak Tenkidi” konulu tebliğini sundu. Sayın Kazıcı konuşmasının başında tarihin önemi üzerinde durarak, “İnsanın, fikrî gelişmesini sağlama bakımından tarihin en önemli ilimlerden biri olduğu bilinmektedir. Tarih ilminin kapsamına girmeyen veya bu ilmin temas etmediği hiçbir ilim ve sanat dalı hemen hemen yok gibidir. Tıp, askeriye, ziraat, ekonomi, ticaret vs. gibi her ilmin kendine göre bir tarihi vardır. Bunların tarihleri iyice bilinmeden o branşların ortaya çıkışları, merhaleleri ve bunlara bağlı olarak bulundukları gelişmişlik düzeyi anlaşılamaz.” dedi. Daha sonra tarih ilminin gelişimini anlatan bildiri sahibi, tarihçinin dikkat etmesi gereken hususlara dikkat çekti. “Tarih yazmak, tarih yapmak kadar mühimdir. Yazan, yapana sadık kalmazsa değişmeyen hakikat, insanlığı şaşırtacak bir mahiyet alır.” denilmiştir. Gerçekten, kaynakların verdiği bilgi ve verileri bir tarafa bırakıp çeşitli sebeplere bağlı olarak indî mütalaasını tarihî hakikatmış gibi ortaya koyan tarihçi, gerçeğe ve milletine olduğu kadar insanlığa da ihanet etmiş olur.” diyen Prof. Dr. Ziya Kazıcı, tarihçinin kaynaklara sadık kalmasının gerekliliğini vurguladı. Daha sonra bir tarihçide bulunması gereken özellikleri sıralayan Prof. Kazıcı, tarihî bir konu hakkında çalışma yapacak olan araştırmacının hangi kaynaklara başvurması gerektiği üzerinde durdu. Bu kaynaklardan bazılarının isimleri şöyledir: Devlet Kayıt ve Yazışmaları (Arşiv belgeleri), Kanunnâmeler, Şer’iyye Sicilleri, Vakfiyeler, Tarihler, Vekayinâmeler, Salnâmeler, Siyâsetnâmeler, Tereke Defterleri, Tahrir Defterleri, Seyahatnâmeler, Tarik Defterleri, Hâtıralar, Kitâbeler, Teşrifatnâmler, Tabakat ve Biyoğrafi Kitapları. Tebliğinin devamında yukarıda sayılan kaynaklar hakkında teferruatlı bilgiler veren mübelliğ, dinleyicilere teşekkür ederek sunumunu bitirdi. Oturum başkanı Prof. Dr. Ahmet Uğur, Osmanlı kaynakları hakkında kısa bir 194 Muhittin Kapanşahin değerlendirmede bulunarak sözü müzakereci Prof. Dr. Mehmet Şeker’e verdi. Prof. Dr. Mehmet Şeker tebliğe genel olarak katılmakla birlikte, bazı kaynakların da ilâve edilmesi gerektiğini söyledi. ……. Daha sonra katılımcılardan da tebliğ ile ilgili görüşleri dinlendi. Genel müzakerelerin ardından Prof. Dr. M. Ali Kapar, İSTEM dergisi ve çalışmaları hakkında bilgiler verdi. Gelecek yayın döneminde yapmayı plânladıkları çalışmalar hakkında katılımcıları bilgilendirdi. İSTEM dergisinin 8. sayısı hazırlıklarını yaptıklarını belirtti. Toplam 700 adet basıldığını ve bunun 150 tanesinin hakemlerle kütüphanelere gönderildiğini geri kalanın satışa sunulduğunu söyledi. Önümüzdeki sayıdan itibaren uluslar arası ve ulusal indekslere girmiş olarak yayınlanacak dedi. Ayrıca İSTEM’in web sayfasında yayınlanmak üzere, İslam Tarihçilerinin bilgilerini, temsilcilikler aracılığıyla ulaştırmasını istedi. Toplantının dilek ve temenniler bölümünde, “İslam Tarihçileri Derneği” adı altında bir dernek kurulmasının iyi olacağı ile ilgili fikirler ortaya kondu. Fakat bu işin nerede ve nasıl olacağı ile ilgili tam bir görüş birliğine varılamadı. Sonuç olarak dernek çalışmasının Prof. Dr. Ziya Kazıcı, Prof. Dr. Ahmet Önkal, Prof. Dr. Mehmet Şeker, Prof. Dr. Şefaettin Severcan ve Prof. Dr. Adnan Demircan’dan oluşan bir komisyon tarafından olgunlaştırma çalışması yapılarak hayata geçirilmesi önerisi kabul edildi. Gelecek yıl yapılacak olan toplantının Urfa’da yapılmasına ve toplantıda sunulacak tebliğin konusunun ve tebliğcisinin İslam Tarihçileri ile görüşerek Prof. Dr. Adnan Demircan tarafından belirlenmesine karar verildi. Toplantının kapanış konuşmasını Prof. Dr. Osman Zümrüt yaparak, tüm katılımcılara ve bu toplantının yapılmasında maddî-manevî katkısı olanlara teşekkür etti. Akşam yemeği için Canik Belediyesi’nin sosyal tesislerine hareket edildi. Çok nezih ve deniz manzaralı bu mekânda, leziz yemeklerin yanında uzunca sohbetler edildi. Daha sonra misafirlerin ağırlandığı ve kampus içinde bulunan OMÜ Konukevine geçildi. Burada da toplantıya katılan hocalarımız arasında çeşitli konularda sohbetler yapıldı. Toplantının ikinci günü olan 24 Şubat 2007 Cumartesi günü saat 08:30 da Sinop’a hareket edildi. Kapalı ve yağmurlu bir günle başlanan yolculuk, ilerleyen Toplantı Notları 195 saatlerde yağışın kara dönüşmesi ile heyecanlı bir hâl aldı. Özellikle Karadeniz’in yüksek kesimlerinde dar ve virajlı yolları olan Dikmen ilçesinden sonraki Kaymakam yokuşu denilen yerde bu heyecan daha da arttı. Çünkü yoğun kardan dolayı yolda kalındı ve geri dönmekle Sinop’a gitmek arasında kısa süreli tereddütler yaşandı. Fakat bu tereddüt karayollarının yolları açması sonunda giderildi. 150 km olan yol dört saat gibi bir sürede alındıktan sonra Sinop’a varıldı. Sinop’ta Prof. Dr. Abdurrahman Dodurgalı’nın sıcak ve samimi misafirperverliği ile güzel bir gezi gerçekleştirildi. Sinop’un tarihî ve turistik yerleri soğuk havaya rağmen gezildi. Özellikle Tarihî Sinop Cezaevi, il kültür müdürünün rehberliğinde etraflıca gezildi. Daha sonra Seyyid Bilal Cami ve türbesi, Alaaddin Cami, Pervane Medresesi ve Hamsilos Koyu gezildi. Öğretmen evinde yenen akşam yemeği ile Sinop gezisi sona erdi. Saat 18:00’de Sinop’tan hareket edilerek 21:00’de Samsun’a gelindi. Toplantıya katılan hocalarımızdan bir kısmı akşam bir kısmı da sabah Samsun’dan ayrıldılar. Toplantıda sunulan tebliğler ve müzakereler İSTEM dergisinin gelecek sayısında yayınlanacaktır.