b‹yoetanol konusunda

advertisement
DOSYA / ENERJ‹ / RÖPORTAJ - RECEP KONUK
Ahmet DO⁄AN
haber@ekovitrin.com
L
O
N
A
T
E
B‹YO
A
D
N
U
S
KONU
TÜRK‹YE’N‹N
HIZLI HAREKET
ETMES‹
GEREK‹YOR
80
EKOV‹TR‹N KASIM 2012
Biyoetanol denilince Brezilya ve
ABD akla gelen ilk iki ülke.
Biyoyak›tlar, fleker kam›fl›, m›s›r,
bu¤day ve flekerpancar›ndan
üretilebiliyor. PANKOB‹RL‹K ve
Konya fieker Yönetim Kurulu
Baflkan› Recep Konuk, biyoetanolün
ABD’ye 53.3 milyar dolar katma
de¤er kazand›rd›¤›n› ifade ederek
Türkiye’nin de bu konuda h›zl›
hareket etmesi gerekti¤ini vurguluyor.
P
ANKOB‹RL‹K ve Konya fieker Yönetim Kurulu
Baflkan› Recep Konuk, biyoetanolün öneminin
herkes taraf›ndan bilinmesi gerekti¤ini ifade ediyor. Baflkan Konuk, fosil yak›tlar›n sonsuz olmad›¤›n› belirterek, biyoyak›tlar›n k›sa vadede petrol
ve do¤algaz›n yerini alaca¤›n› söylemenin hayalcilik olaca¤›n› ama biyoyak›tlar›n petrol ve do¤algaz›n yan›nda önemli bir alternatif enerji kayna¤›
olarak kullan›m›n›n gittikçe artaca¤›n› da söylemek gerekti¤ini belirtiyor. PANKOB‹RL‹K ve
Konya fieker Yönetim Kurulu Baflkan› Recep Konuk biyoyak›t konusunda tüm merak edilenleri
Ekovitrin’e anlatt›.
EKOV‹TR‹N KASIM 2012
81
DOSYA / ENERJ‹ / RÖPORTAJ - RECEP KONUK
nayi verimliliği açısından özel bir yere sahip ve ülkemiz açısından biyoetanol üretimi için en elverişli üründür. Bunu da ben söylemiyorum, sektöre ülkemiz ilk adım attığı dönemde
Tarım Bakanlığı’nın biyoyakıtlar konusunda hazırladığı raporda bu ifadeler yer aldı. Şeker pancarının, sanayi verimliliğinin yüksek olması, ülkemizin tarımsal üretim planlamasında üretim hacmini en çabuk ve en
kolay şekilde artırabileceği tek ürün
olmasından dolayı önemli. Ayrıca diğer tarımsal ürünlere kıyasla daha
çok gelir getiren şeker pancarını üreticinin yetiştirme konusunda tecrübeli ve istekli olması biyoetanol üretiminde şeker pancarını öne çıkarıyor. Bizim biyoetanol tesisimiz doğrudan pancar koyu şerbetinden, B
şuruptan ve melastan biyoetanol üretebilecek şekilde tasarlandı. Biz işletme verimliliği açısından şu anda melastan biyoetanol üretiyoruz, ancak
pazarın göstereceği gelişime göre diğer seçenekleri de değerlendirme imkânına sahibiz.
RECEP KONUK:
‘ATI⁄I PARAYA
ÇEV‹R‹YORUZ’
“Biyoetanol tesisinin kurulmas›, Konya fieker’in entegre üretim
yaklafl›m›n›n ve s›f›r at›kla üretim politikas›n›n bir sonucudur.
Çöpe gidecek veya ekonomik de¤eri olmayan ürünleri katma
de¤eri yüksek bir enerji ürününe dönüfltürüyoruz.”
Biyoetanol nedir, biyoetanol
ile ilgili bilgi verir misiniz?
Biyoetanol, dünyada süratle gelişen ve kullanımı gittikçe yaygınlaşan
biyokütle enerjisi alanında araçlarda
yakıt olarak kullanılan önemli bir
ürün. Araçlarda benzinle harmanlanarak veya hibrit araçlarda doğrudan
kullanılabilen biyoetanol, şeker pancarı, şeker kamışı, mısır, buğday, patates gibi tarımsal ürünlerden üretilebiliyor. Her ülke kendi tarımsal
82
EKOV‹TR‹N KASIM 2012
üretim deseninde hangi ürün avantaj
sağlıyorsa biyoetanol üretiminde onu
tercih ediyor. Mesela Brezilya şeker
kamışı veya kamıştan elde ettiği şekerden biyoetanol üretiyor. ABD’de
hem şeker kamışı, hem şeker pancarı, hem mısır biyoetanol üretiminde
tarımsal hammadde olarak kullanılabiliyor. Ülkemizde ise biz biyoetanolü şeker üretim prosesi sonrası çıkan
yan ürün melastan üretiyoruz. Tarımsal ürünler içinde şeker pancarı, sa-
B‹YOETANOL ÜRET‹M‹NE
2007 YILINDA BAfiLADIK
Konya Şeker olarak biyoetanol
ile ilgili çok önemli çalışmalarınız bulunuyor. Konya Şeker, kaç yıldan beri biyoetanol ile ilgili çalışmalar düzenliyor?
Konya Şeker, mevcut enerji kaynaklarının tükenmeye başlaması nedeniyle, ülkemizdeki enerji çeşitliliğini artırmak, yaygınlaştırmak ve bilinen enerji kaynaklarına büyük oranlarda bağımlı olmamak amacıyla alternatif yakıt, yenilenebilir enerji
kaynağı biyoetanol üretimine 2007
yılında başladı.
Biyoetanol üretimi ile nasıl bir
katma değer gerçekleştiriyorsunuz?
Biyoetanol tesisinin kurulması,
Konya Şeker’in entegre üretim yaklaşımının ve sıfır atıkla üretim politikasının bir sonucudur. Biyoetanol
Fabrikası, şeker üretim prosesinde
girdi olarak kullanılan şeker pancarının bu üretim sonucunda elde edilen
yan ürünlerinden yeni ürünler elde
ederek sıfır atık ile üretim yapma
yaklaşımı çerçevesinde kuruldu. Tesis bu özelliğiyle, atık olarak çöpe gidecek veya ekonomik değeri olmayan ya da cüzi bir ekonomik değere
sahip atık ürünleri katma değeri
yüksek bir enerji ürününe dönüştürerek işletme verimliliğini ve karlılığını artırırken, şeker pancarı üreticisine hiçbir yük getirmeden yeni yatırımlar için Konya Şeker’in sermaye
biriktirmesine de önemli bir kaynak
oluşturuyor. Bu gibi tesislerle atığı
paraya çeviren Konya Şeker, Biyoetanol Tesisi ve bunun gibi diğer tesislerinden elde ettiği gelirlerle yatırımlarını finanse ederken, üreticisine ürettirdiği tarımsal ürünler için
de ülkemizdeki en iyi fiyatı bu sayede verebiliyor. Tesisin ürettiği ürünün yıl boyu nakit akışı sağlamasıyla
Konya Şeker üreticilerini üretimin
her aşamasında avanslarla destekleyebiliyor. Tesis, şimdilik şeker üretim sonrası çıkan atıklardan biyoetanol üretiyor. Ancak, ülkemizde biyoetanol kullanımı kademeli olarak
arttıkça, tesis şeker pancarından
doğrudan biyoetanol üretimini gündemine alacak ve bölge çiftçisine biyoetanol üretimi için şeker pancarı
ektirme seçeneğini de değerlendirecektir.
Şu an ne kadarlık bir kapasite
ile biyoetanol üretim kapasitesine sahipsiniz? Buradaki amaç ne kadarlık
bir kullanım miktarına tekabül ediyor?
Konya Şeker’in Çumra Şeker
Entegre Tesisleri bünyesinde 50 milyon dolarlık yatırımla şeker sonrası
çıkan yan ürünü değerlendirmek
amacıyla kurduğu Biyoetanol Üretim Tesisi Türkiye’nin Kurulu kapasitesinin yüzde 56’sına karşılık gelen
84 milyon litre/yıl üretim kapasitesine sahip.
Biyoetanol türü alternatif
enerji çeşitleri ile ülkemiz nasıl bir
avantaj sağlayabilir?
Dünyada biyoetanol kullanan ülkelerin başında ABD, Brezilya, Avrupa ülkeleri, Çin, Hindistan ve Japonya geliyor. Örnek olarak Ameri-
“Konya fieker’in Çumra fieker Entegre Tesisleri bünyesinde
50 milyon dolarl›k yat›r›mla kurdu¤u Biyoetanol Üretim Tesisi,
Türkiye’nin kurulu kapasitesinin yüzde 56’s›na karfl›l›k gelen
84 milyon litre/y›l üretim kapasitesine sahip.”
ka’da 2000 yılında biyoetanol üretimi
6,2 milyon m3 iken 2010 yılında 8 kat
artışla biyoetanol üretimi 50 milyon
m3 oldu. Dünyada gelişen trend her
yıl en az yüzde 5 artış şeklinde. Biyoetanol kullanımı BM İklim Değişikliği İle Mücadele Sözleşmesi çerçevesinde çevreci kaygılarla desteklenen
ve sözleşmeyi imzalayan ülkeler açısından zorunluluk haline getirilen bir
uygulama. AB mevzuatları çerçevesinde de biyoyakıt kullanımı konusunda üye ülkeler için hedef yıllar itibarıyla alt sınır belirleniyor, ülkeler
bu oranın altına düşmemek şartıyla
zorunluluk oranlarını kendileri belirliyor ve bu oranlar her geçen yıl gittikçe artıyor.
DÜNYA, B‹YOKÜTLE
ENERJ‹S‹NDEN DAHA
ÇOK FAYDALANIYOR
Gelişmiş ülkeler biyokütle
enerjisinden daha çok yararlanıyor
değil mi?
Gelişmiş ülkelerde biyoyakıt kullanımının gittikçe arttığı bir gerçek.
Sadece kullanımı artmıyor, dünya artık biyokütle enerjisinden daha çok
faydalanmayı, ulusal enerji arzlarında biyokütle enerjisinin payını daha
da arttırmayı hedefliyor. Gelişmiş ülkeler artık ikinci üçüncü nesil biyoyakıtlar için hazırlık yapıyor, onları labaratuvar uygulamasından endüstriyel uygulamaya taşımaya hazırlanıyor. Biz birinci nesil biyoyakıtların
kullanımı için henüz adım attık. Ancak sektörde geç kaldığımız da söylenemez. Sektörün üretim konusunda
altyapısı hazır, ürün ticarileştikten
sonra ülkemiz, ikinci üçüncü nesil biyoyakıtlar konusunda dünya ile eş
zamanlı hareket etme imkânına sahip. Bu konuda yetişmiş bilim insanlarımız, uygulama tecrübesine sahip
teknik personelimiz mevcut. Kısa sürede gelişmiş ülkeleri sektörde yakalayıp, onlarla eş zamanlı gelişim trendi sergileyebiliriz.
EKOV‹TR‹N KASIM 2012
83
DOSYA / ENERJ‹ / RÖPORTAJ - RECEP KONUK
VAR‹LERLE PETROL
‹THALATINA SON!
Ülkemizde biyoetanolün benzinle harmanlanarak kullanımını zorunluluk haline getiren EPDK kararı önemli bir karardır ve sektörün
önünü açmış, enerji sektörümüze de
yerli tarım ürünlerinden üretilecek
yenilenebilir, çevreci bir enerji kaynağını kazandırmıştır. Karar, hem
tarım sektörü, hem enerji sektörü,
hem de milli ekonomimiz açısından
önemli ve kıymetlidir. Biyoetanol
Tesisi neticede tarımsal üründen yakıt üreten bir tesistir. Yani üreticilerimizin tabiriyle Biyoetanol Tesisi
pancar benzini üretiyor. Bunun anlamı açık, bu tesisin ürettiği kadar
benzin, dolayısıyla da petrol az tüketilecek. Ülkemiz varillerle petrol ithal etmek yerine kendi tarlalarında
ürettiği ve traktörlerle üretim tesisine getirdiği pancardan benzin üretecek. Benzine harcanan para ülkemizde kalacak ve Türk çiftçisinin cebine girecek. Biyoyakıt sektörü geliştikçe ülkemizde enerji tarımı da gelişecek ve çiftçimizin tarımsal ürününü kullanan alternatif bir sanayi kolu da gün geçtikçe büyüyecek. Bu gelişim ile birlikte tarımsal istihdam ve
üretim hacmi de artacak.
84
EKOV‹TR‹N KASIM 2012
“CA⁄R‹ AÇI⁄A
‹LAÇ G‹B‹ GELECEK”
“Ülkemiz varillerle petrol ithal etmek yerine kendi
tarlalar›nda üretti¤i ve traktörlerle üretim tesisine getirdi¤i
pancardan benzin üretecek. Benzine harcanan para
ülkemizde kalacak ve Türk çiftçisinin cebine girecek.”
Böylelikle ülkemizde petrole
dayalı daha az döviz çıkışı olacak diyebilir miyiz?
Azalan petrol ithalatı sonucu ülkemizden daha az döviz çıkışı olacak
ve dolayısıyla ülke ekonomimiz açısından en büyük sorun olan cari açığın da aşağı çekilmesine sektör katkı
verecek. Petrol fiyatlarının düşmesinin beklenmediği dünyamızda, biyoetanolün kullanımının gittikçe artması ve ülkemizde enerji tarımının
gelişmesi, biyoyakıtlar konusunda
sanayi verimliliğinin de her yıl gittikçe yükselmesi bekleniyor ve bu çerçevede orta vadede zorunlu kullanım oranına göre biyoyakıtların
akaryakıt fiyatlarını nispeten aşağıya
doğru çekmesi de beklenen bir gelişmedir.
Alternatif enerji konusunda
ülkemizde neler yapılmalı? Bu bağlamda kimlerden ne bekliyorsunuz?
EPDK’nın aldığı karar ile piyasaya akaryakıt olarak arz edilen benzin
türlerine, 1 Ocak 2013 tarihinden itibaren en az yüzde 2, 1 Ocak 2014 tarihi itibariyle de en az yüzde 3 oranında yerli tarım ürünlerinden üretilmiş biyoetanol ilave edilmesi zorunlu
kılındı. Kurulun aldığı karar çerçevesinde motorine, yerli tarım ürünlerinden üretilmiş zorunlu biyodizel
harmanlama oranı 1 Ocak 2014 tari-
hi itibarıyla en az yüzde 1, 1 Ocak
2015 tarihi itibariyle en az yüzde 2, 1
Ocak 2016 tarihi itibariyle en az yüzde 3 olacak. Enerji tarımına adım atmamızı sağlayarak, hem tarımsal
üretim hacmimizi hem de tarımsal
istihdam ile tarım sektörünün gelirini artırma ortamını hazırlayacak bu
düzenlemeden, tarım ekonomimizi
hızlı bir şekilde büyüteceği için büyük mutluluk duyduk. Ancak mutluluğumuzun tek kaynağı bir parçası
olduğumuz sektör açısından değildir.
Hem ülkemiz ekonomisi hem de
enerji sektörümüze yeni bir ürün kazandırılmasındandır.
Ülkemizin
dünyada hızlı bir gelişim gösteren biyokütle enerjisi alanında bu kararla
dünyanın gerisinde kalmayacak olmasındandır. Karara imza atan
EPDK’ya, kararın alınmasında irade
sergileyen hükümetimize, ilgili bakanlıklarımıza, kararın alınmasına
destek olan sektör paydaşlarına teşekkür ediyor, tarım sektörü olarak
şükranlarımızı ifade etmek istiyorum. Sektöre destek oldular, sektörün önünü açtılar, enerjimize enerji
kattılar, Türkiye’nin enerjisini artırdılar. Devletimizden beklentimiz çok
kısa zamanda benzine biyoetanol
harmanlama zorunluluğunun gelişmiş ülkelerde uygulandığı gibi en az
yüzde 5 oranına yükseltilmesidir.
Biyoetanol’ün önemi hakkında ne kadar bilinçliyiz? Dünyada
hangi ülkeler biyoetanolü yüzde
kaçlık bir dilimle kullanıyor?
Türkiye, hem Kyoto Protokolü’nü imzaladı, hem BM İklim Değişikliği İle Mücadele Sözleşmesi’nin
taraflarından biri hem de AB’ye
aday ülke. Bu uluslararası kurumlar
ve bu üç uluslararası mevzuat biyoyakıt kullanımı konusunda ülkemize
bazı sorumluluklar yüklüyor. Ülkemiz uluslararası taahhütleri çerçevesinde biyoyakıt kullanımını teşvik etme ve artırma iradesini sergiledi. Bu
çerçevede de ilk adımı geçtiğimiz yıl
attı ve 2013 yılından itibaren biyoyakıt kullanımını kademeli olarak artırmak üzere harekete geçti. Bu işin
ilk aşaması, bundan sonra ülke performansımız önemli, tarım sektörü-
nün sergileyeceği performans önemli. Ülkemiz bu ilk uygulamada başarılı bir performans sergilerse ileriki
yıllarda daha kararlı ve büyük adımlar atacaktır. Bu son söyleyeceklerimi baştan söyledikten sonra, biyoyakıtları ortaya çıkaran sebepleri, neden önemli olduklarını ve dünyadaki gelişimlerini kısaca özetlemek istiyorum. Nereden çıktı bu biyoyakıtlar sorusunu cevaplayarak başlayalım. Mineral yakıtlar olarak da bilinen fosil yakıtlar, hidrokarbon içeren petrol, doğal gaz ve kömür gibi
enerji kaynaklarıdır.
PETROL, DO⁄ALGAZ VE
KÖMÜRDE SONA
YAKLAfiILIYOR!
Dünyada olduğu gibi, ülkemizde
de en temel enerji kaynağı olan petrol ve doğal gaz, günümüzde stratejik önemini daha da artırmış, endüstrinin ve ekonominin vazgeçilmez bir
girdisi ve itici gücü haline gelmiştir.
Global enerji ihtiyacının yaklaşık
yüzde 35’i petrol, yüzde 23’ü doğal
gazdan karşılanmakta, elektrik üretiminin yaklaşık olarak yüzde 40'ı ise
kömürden sağlanmaktadır. Dünyadaki mevcut enerji kaynaklarına, ispatlanmış rezervleri ve yıllık üretim
miktarları açısından bakıldığında, rezerv ömrünün; petrol için 42 yıl, doğal gaz için 60 yıl, kömür için ise 228
yıl olacağı tahmin edilmektedir. Bu
rakamlar çeşitli projeksiyonlarda değişse de bir gerçek değişmemektedir,
bu kaynaklar bir gün tükenecektir.
Bu her ülke için ciddi bir problemdir
ve her ülke enerji kaynaklarını çeşitlendirmek için gayret sarf etmektedir. Bizim ülkemiz gibi enerji arzında
dışarıya bağımlılık oranı yüksek olan
ülkeler için enerji kaynaklarını çeşitlendirmek ve olabildiğince yerli kaynakları devreye sokmak daha da
önemlidir. Çok basit bir örnek vereyim, Türkiye enerji arzında kullandığı petrolün yaklaşık yüzde 92’sini,
doğalgazın yüzde 97’sini, taşkömürünün yüzde 83’ünü ithalatla karşılıyor.
Sadece bu rakamlar bile bizim alternatif enerji kaynaklarına ciddi yatırımlar yapmamız gerektiğine işaret
‘Biyoyak›tlar
do¤al karbon
döngüsüne
sahiptirler’
Biyoyakıtlar çevre açısından
nasıl bir etkiye sahip?
Biyoyakıtlar çevre için sera etkisi
yaratmadığı gibi, doğal karbon döngüsüne de sahiptirler. Örnek olarak
şeker pancarı aynı alana sahip çam
ormanından 3 kat daha fazla oksijen
üretmektedir. Bu nedenle özellikle
AB’de Kyoto Protokolü’nün gereklerinin yerine getirilmesi hususundaki
çalışmalar kapsamında öncelikli olarak ele alınmaktadır. AB ülkeleri için
halen asgari karışım oranı yüzde
5,75’tir. Ancak pek çok AB ülkesi bu
oranın üstünde kullanım zorunluluğunu benimsemiştir. AB’nin biyoyakıt kullanım zorunluluğu ile ilgili
2020 ve 2030 yılı biyoyakıt kullanım
hedefleri ise sırasıyla yüzde 10 ve
yüzde 25’tir. Örneğin Almanya zorunlu biyoyakıt harman oranını 2009
yılında yüzde 6,25 olarak uygulamış,
2015 yılına kadar ise yüzde 8 oranına
ulaşmayı hedeflemiştir. Fransa’da zorunlu katkı oranı 2009 yılında yüzde 7
olarak uygulanmış, 2010 yılında ise
yüzde 10’a yükseltilmiştir. 1930’lu yıllardan bu yana dünyada en çok biyoetanol üreten ve tüketen ülke olan
Brezilya’da ise yüzde 26 biyoetanol
kullanımı yasalarla alt sınır olarak
belirlenmiş olup yüzde 85 biyoetanol
kullanımı yaygındır. 409 adet etanol
tesisi bulunan Brezilya’da ulaştırma
yakıtları tüketiminin yüzde 40’ı tarımsal kökenli etil alkolden karşılanmaktadır. 2000’li yılların başlarında
Brezilya hükümeti sektörü desteklemek için 33 cente mal olan etanolün,
tüketiciye 22 cente satılmasını sağlamıştır. Buna rağmen Brezilya’nın,
benzin yerine biyoetanol kullanması
ile 61 milyar dolar, dış borç faiz ödemeleriyle birlikte 121 milyar dolar
kazanç sağladığı hesaplanmaktadır.
EKOV‹TR‹N KASIM 2012
85
DOSYA / ENERJ‹ / RÖPORTAJ - RECEP KONUK
ediyor. Başka bütün sebepleri bir yana bıraksak bile enerji arzındaki alternatiflerimizi zenginleştirmemiz,
çeşitlendirmemiz bizim için mecburiyettir.
Biyoyakıtlar da enerji zenginliğini sağlama noktasında çok önemlidir diyorsunuz değil mi?
Biyoyakıtlar da enerji kaynaklarımızı zenginleştirecek ve çeşitlendirecek önemli kaynaklardan biridir ve
henüz bu alanda geç kalmış da sayılmayız. Evet gelişmiş ülkeler bu alanda önemli mesafeler aldılar. Mesela,
biyoyakıtlar konusunda Brezilya
başta olmak üzere ABD ve AB ülkelerinde ciddi politikalar oluşturuldu
ve yıllardır kararlılıkla uygulanıyor.
Yine dipnot bilgisi olarak vermemde
fayda var, biyoyakıtlar arasında dünya tüketiminde en büyük pay biyoetanol’dedir. Benzine karıştırılan biyoetanol, benzinin gaz emisyon kalitesini iyileştirdiği gibi yapısında bu-
lunan oksijen, benzinin daha verimli
ve temiz yanmasına yardımcı olmaktadır. Ayrıca, araçlarda kullanıldığında CO2 dahil, bütün emisyonları
Biyoetanol’un
ABD’ye katma de¤eri
53.3 milyar dolar
ABD, dünyadaki en büyük biyoetanol üreticisi konumunda. Peki,
ABD’de durum nasıl?
Dünyadaki en büyük biyoetanol
üreticisi olan Amerika’da 2011 yılı
itibarıyla, biyoetanol tesisi sayısı 204,
kurulu kapasite 51.1 milyar litre’dir.
Son birkaç yıldır iç tüketim karşılanamadığı için Brezilya’dan ithalat
yapılmaktadır. 2017 yılında biyoetanol kullanarak, benzin tüketimini
yüzde 20 azaltmayı hedefleyen Amerika, 2017 yılındaki biyoetanol üretim hedefini 135 milyar litre olarak
belirlemiştir. 2025 yılındaki biyoyakıt
kullanım hedefi ise yüzde 25’tir. Bu
rakamları daha anlamlı hale getirecek veriler ve çarpıcı örnekler de
mevcuttur. ABD’de yayınlanan araş-
86
EKOV‹TR‹N KASIM 2012
tırmalara göre, biyoetanol tesislerinin işletilmesinin, biyoetanolün taşınmasının ve inşa halindeki yeni tesislerin ABD ekonomisi için 53,3
milyar dolar katma değer oluşturduğu hesaplanmaktadır. Biyotanol
üretimiyle 400 bin kişilik ek istihdam yaratılmış, hane halkı gelirlerinde 16 milyar dolarlık artış sağlanmıştır. Biyotanolden 15,9 milyar
dolarlık yeni vergi hasılatı kaydedilmiş, biyoetanolün üretimi ve kullanımı sonucu 2009’da petrol ithalatı
364 milyon varil azalmış, azalan petrol ithalatı ile 21,3 milyar doların ülke içinde kalması sağlanmıştır.
Amerika’da 2009 yılında biyoetanol
kullanımıyla tasarruf edilen karbondioksit miktarı ise 16,5 milyon ton
azalmaktadır. Diğer yandan çoğunlukla biyoyakıt hammaddesi olan tarımsal ürünlerin yetiştirilmesi sırasında da CO2 emilmektedir.
olup bu değer 2 milyon 700 bin aracın trafiğe çıkmamasına eşdeğerdir.
Bunlar sadece biyoetanolün ABD
ekonomisi üzerindeki pozitif etkilerinin bazılarıdır. Bunlar ve bunlar gibi etkileri sebebiyle biyoetanol hem
AB ülkelerinde hem de gelişmiş ülkelerde teşvik edilmekte ve desteklenmektedir. Onların da bir miktar
vergi kaybını göze alarak biyoyakıtları desteklemesinin sebebi, biyoyakıt
kullanımıyla elde edilecek ekonomik, sosyal ve çevresel kazancın bu
kaybı hem telafi edecek hem de
onunla karşılaştırılamayacak kadar
büyük olmasıdır. Biyoetanolün önemini ve niçin hızlı bir gelişim gösterdiğini sanırım bu özet net şekilde ortaya koymaktadır. Sektör açısından
dünyadaki bu gelişmelere bakınca
biyoyakıtların kısa vadede petrol ve
doğalgazın yerini alacağını söylemek
elbette hayalcilik olur, ancak petrol
ve doğalgazın yanında önemli bir alternatif enerji kaynağı olarak kullanımının gittikçe artacağını da söylememiz gerekir. Bu bizim ülkemiz
için de geçerli bir durumdur.
Download