Sezin Naz Erciyas BU REKLAMI BEŞ SANİYE İÇERİSİNDE… Sosyal edya ve sosyal paylaşım platformları hayatımızın vazgeçilmezleri arasında yerini aldı. Bile isteye onları kullanmasak da, sosyal medya platformları her gün maruz kaldığımız kirli havaya, yanından geçerken nefesimizi tuttuğumu zçöp kovalarına dö üştü. Ta ii u vaz geçile ezliği fırsata ve kazanca çevirmek de insanoğlu için bir zorunluluk haline geldi. Neyden mi bahsediyorum? Reklamlar... Hiç i ter ette otel aradınız mı? , Yoksa o atılmaz, satsan satıl az! diye lerde üke el ayakkabıyı ha la bulamadınız mı? , Atsa isi iz? Okuldan yorgun dönüp, az biraz rahatlamak için açtığınız şarkıları Satılır satılır, xxx ile çok kolay satılır! diye ir ses i ölüyor? O za a siz de iraz Seray Şahi er si iz de ektir. O da artık bıkmış ve ka ıksamış ol alı ki, kendi dergi ve köşe yazılarından derlediği kitabı a Rekla ı Atla is i i ver iş. Şahi er, ize içi de ulu duğumuz çağı genç ve korkusuz bir biçimde anlatıyor ki bu aralar en çok ihtiyacım ola şey de ta olarak u. Etrafıma baktığım her zaman varlığın içinde yokluk, yokluğun içinde varlık görüyorum. Ya da hayatın gerçeklerini tamamen saf dışı bırakmış, yaşası gustolu i sa lar.. Şahi er ise ke ar a a doku aya yılan bin ahalleleri, ezilen ve dövülen kadınları, dışla a ları sıkıca kucaklıyor ve üstelik bunu hiçbir kimsenin baskısı altı da kal ada , herha gi ir siyasal oluşu a yönelmeden pür ve pak bir objektiflikle yapabiliyor. Katılmadığı düşü eleri de çeki farklı bakış açıları su uyor. Ke disi cümleyi ben sabah kurmamış ıydı ede yazıp bize izahşör ol a ın da verdiği sokak bakışıyla adeta kitabı okurke Bu yahu! dedirtiyor insana. Ayrıca kullandığı sokak argosu ve jargonuyla kitabı –bence- çok daha inandırıcı ve samimi hale getiriyor. Sonuçta küfür de, ayıp da hayatın içi de ola şeyler, u ları gizleyip buzlayarak kendimizi kandırmanın alemi yok öyle değil mi? Bunlara ek olarak Şahi er ize ir hafıza dopingi yaparak toplumsal hafızamızı e ü ra köşeleri e si e , unutmamamız gerektiği halde unuttuğu uz her şeyi ir ir sayıp döküyor. 2013-2015 yılları arasında ülkemin aşı a e gel iş diye düşü ürse iz eğer, bu kitap size kanlı canlı olmasa da basbayağı bir rehber olabilir. Özellikle bir "kadın" olarak, bu kitabı okurke Şahi er'le gurur duyduğumu söyleyebilirim. Malu , şu dö e de ülke izde kadınların durumu hiç iç açıcı değil. Bu yüzden, özellikle bu zamanlarda, aile içi şiddete aruz kala , fiziksel veya ruhsal ta ize uğrayan Türk kadınları adına konusmak, en az politika kadar önemli. Çünkü kadın annedir, kadın çekip çevirendir, kadın besleyen, kadın doğurandır. Bu u u ut uş, ke di siyasi kavgasında boğul uş ir ülke hali e gel iş ol ak oldukça üzü ü. Kadını savunan onun adı a ko uşa her ha gi ir ses duyduğumda bu denli mutlu ol a da öyle. Keşke her yazar Şahi er ola ilse, her yazar esur a ko uşa ilse.. Elbette ki bir kitap samimi ve objektif olmalı, kolay okunabilmeli ve en önemlisi okuyucuyu kandırmaya çalış a alı. Şahi er i aktivist kişiliği ve bir kadın olmasının da verdiği destekleme arzusuyla beni kendisine biraz daha yakı laştırıp yaptığı işi fiziksel kısımlarındaki aksaklıkları görmezden gelmemi sağladı. Kitabı bitirdiğimde, tazelenen hafızam ve acılarımla beraber içimde filizlenen bir umut da hissettim. Eğer sonraki baskılarında yenilenir ve editöryel bir gözden geçirilmeye tabi tutulursa bu kitabı aşta oku ayı bile düşü e iliri . Size Seray Şahi er i sözleriyle veda et ek istiyoru : "Ölenlerin üstüne gazete kağıdı örtül esi oşu a değil. Bazı gazeteler ölümlerin üstünü örtmek için basılıyor." (74). Kaynakça: Şahi er, Seray. Rekla ı Atla. İstanbul: Can Yayınları: 2016