xıx. yüzyıl başlarında asya ve avrupa

advertisement
T.C İnkılap Tarihi Ve
Atatürkçülük
Arif ÖZBEYLİ
www.tariheglencesi.com
Üçüncü Ünite: Ya İstiklal Ya
Ölüm
www.tariheglencesi.com
Birinci Konu: Doğu ve Güney
Cepheleri
www.tariheglencesi.com
Ermenilerle Savaş ve Gümrü Antlaşması
Birinci Dünya Savaşı sürerken 1917 yılında
Rusya’da çıkan ihtilal sonucunda çarlık rejimi
yıkıldı. Yeni kurulan yönetim ise savaştan çekilerek
Doğu Anadolu ve Kafkasya’da işgal etmiş olduğu
yerleri boşalttı. Rus kuvvetlerinin çekilmesi üzerine
de Kafkasya’da Gürcistan, Azerbaycan ve
Ermenistan adıyla üç yeni devlet kuruldu. Bu
devletlerden Ermenistan Cumhuriyeti’nin amacı,
Doğu Anadolu topraklarını içine alacak şekilde
Büyük Ermenistan’ı kurmaktı.
www.tariheglencesi.com
Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra
Ermenileri bu hayallerini
gerçekleştirmeleri için harekete
geçiren devlet ise İngiltere oldu.
İngiltere, Mondros Ateşkes
Antlaşması’nın 24. maddesinde Doğu
Anadolu’nun işgalini amaçlayan bir
hükme yer verdi. Ayrıca Ermenilerin,
Paris Barış Konferansı’na
katılmalarını ve uluslararası alanda
destek bulmalarını sağladı.
www.tariheglencesi.com
www.tariheglencesi.com

Ermeniler başta İngiltere olmak üzere Batılı devletlerden
aldıkları desteğe güvenerek Kars ve çevresinde yaşayan
Türkleri göç etmeye zorladılar. Doğu Anadolu’da bir
Ermeni devleti kurulmasını öngören Sevr Antlaşması’nın
imzalanmasından sonra da Türk topraklarına doğru saldırıya
geçtiler. O günlerde bölgedeki tek düzenli birliğimiz
Erzurum’daki 15. Kolordu idi. Bu orduya Büyük Millet
Meclisi tarafından Doğu Cephesi Komutanlığına atanan
Kâzım Karabekir Paşa komuta ediyordu.
www.tariheglencesi.com
www.tariheglencesi.com
 Millî
Mücadele’nin önemli komutanlarından biri olan Kâzım
Karabekir 1882’de İstanbul’da doğdu. 1905’te Harp
Akademisini bitirerek Manastır’a atandı. Kurtuluş Savaşı’nda
Doğu Cephesi Komutanlığı yaptı. 1924’te Terakkiperver
Cumhuriyeti Fırkasının kurucuları arasında yer aldı. 1946’da
TBMM Başkanlığına seçildi ve vefat ettiği 1948 yılına kadar bu
görevde kaldı.
www.tariheglencesi.com
 Kâzım
Karabekir Paşa, Doğu Anadolu’da görev yaptığı sırada
askerî faaliyetlerinin yanı sıra bölgenin sosyal ve kültürel
kalkınmasını sağlamaya yönelik çalışmalarda da bulundu. Bu
amaçla Birinci Dünya Savaşı sırasında anasız babasız kalan 4 bin
kadar çocuğa sahip çıktı. Karabekir Paşa “Gürbüzler Ordusu”
adını verdiği bu çocuklar için karargâh hâline getirdiği
Sarıkamış’ta okullar açtı. “Çocuk Davam” dediği bu meseleye
dikkat çekmek ve Mustafa Kemal’in de desteğini almak için
Erzurum’dan Ankara’ya giderken bir grup yetim çocuğu da
yanında götürdü. Halide Edip (Adıvar) Ankara’da gördüğü bu
çocuklarla ilgili gözlemini şu sözlerle anlatmaktadır:
www.tariheglencesi.com
Resim 3.2: Kâzım Karabekir Paşa’nın
evlat edindiği çocuklar
mikroskop başında inceleme yapıyor.
 “Kâzım
Karabekir Paşa, ana babaları Erzurum ve Erzincan bölgelerinde
öldürülen iki bin kadar yetim Türk çocuğunu evlat edinmişti. Bunlar, dörtle on
dört yaş arasında çocuklardı. Üzerlerinde asker elbisesi olmasına ve Paşa’nın
seçtiği subayların gözetimi altında olmalarına karşın asker terbiyesi
görmüyorlardı. Kâzım Karabekir Paşa, çocuklarda, çok acıklı günlerinin
anılarını silmek için ne gerekirse yapmaktaydı. Onların eğitiminde en büyük
rolü müzik oynuyordu. Çocukları özellikle birer sanat ve meslek sahibi olacak
şekilde yetiştiriyordu.
www.tariheglencesi.com
 Bunlardan
bazıları gayet iyi marangozluk öğrenmişti. Güzel resim çizmesini,
çocukça fakat sanatkârca oymalar yapmasını biliyorlardı. Kâzım Paşa, ceza
usulünü kaldırmıştı. Bununla birlikte, çocukların kişiliklerinin serbestçe
gelişmesini önlemeyecek bir disiplin kurmuştu. Kötü hareketi görülen çocuğu
karşısına alıp onunla tek başına konuşurdu. “Paşa Baba”nın bir kenara çekip
öğüt verdiği çocuğun bir daha kötü bir şey yaptığı olmazdı. Bu yetimlerin
eğitiminde makine kullanmanın gereği ve yararı üzerinde de duruluyordu.
Makinelerin yararını belirten piyesler oynanmakta, makineyi öven şiirler
okutulmaktaydı. Çocuklarda en çok göze çarpan şey, dürüstlük, doğru sözlülüktü.
Bu özellikleri öğütlerle değil, içinde yaşadıkları çevreden, havadan
almaktaydılar.”*
*
Halide Edip Adıvar, Türk’ün Ateşle İmtihanı, s. 256, 257.
www.tariheglencesi.com
Ermenistan
ile Büyük Millet Meclisi Hükûmeti arasında 2-3
Aralık 1920’de Gümrü Barış Antlaşması imzalandı. Bu antlaşma
ile Kars, Sarıkamış, Kağızman, Kulp ve Iğdır Türkiye’ye
bırakıldı. Ermenistan Hükûmeti silah ve cephanelerini Türk
kuvvetlerine teslim etti. Ayrıca Sevr Antlaşması’nı geçersiz
saydığını ilan ederek Anadolu topraklarına yönelik taleplerinden
vazgeçti. Ermenistan’a karşı kazanılan zafer düzenli
birliklerimizin askerî alandaki ilk başarısıdır. Bu zaferin sonunda
imzalanan Gümrü Antlaşması ise Büyük Millet Meclisinin
uluslararası alanda kazandığı ilk siyasi zaferdir.
www.tariheglencesi.com
“Bu
zafer ile Millî Mücadele’nin ve İstiklal Harbi’nin
bir cephesi kapanmış, Anadolu İhtilali’nin de 1920 yılı
ortalarında geçirdiği tehlikelerden sonra prestiji artmış
oluyordu. Asıl harbi batıda yapacak olan Türk ordusu,
artık arkası emin şekilde döğüşecek ve doğudaki
birliklerden bir kısmı Batı Cephesi’ne nakledilecekti.
Bunlardan başka Rusya’dan gelecek yardımlar için yol
açılmış bulunuyordu.”

Sabahattin Selek, Ulusal Kurtuluş Savaşı, C I, s. 311, 312.
www.tariheglencesi.com
13 ARALIK 2015
www.tariheglencesi.com

CEVAP: B
www.tariheglencesi.com
26 KASIM 2015
www.tariheglencesi.com

CEVAP: C
www.tariheglencesi.com
18 ARALIK 2016
www.tariheglencesi.com

CEVAP: D
www.tariheglencesi.com


Güney Cephesi
İtilaf Devletleri, Mondros Ateşkes Antlaşması’nın
imzalanmasından sonra Güney Anadolu topraklarımızı
işgale başladılar. Bu devletlerden Fransa, 11 Aralık 1918’de
çoğu Ermenilerden oluşan dört yüz kişilik bir kuvvetle
Dörtyol’a girdi. Ardından verimli Çukurova topraklarını
sömürgeleştirmek amacıyla Adana’yı işgal etti. Fransız
işgali Ermeni çetelerinin yardımıyla Kozan, Osmaniye,
Tarsus, Mersin ve Pozantı’yı içine alacak şekilde genişledi.
www.tariheglencesi.com
www.tariheglencesi.com
www.tariheglencesi.com
www.tariheglencesi.com

Adana’da Millî Mücadele

Çukurova bölgesinde Fransızların ve onların silahlandırdığı
Ermenilerin saldırılarına karşı ilk millî teşkilat Karaisalı’da kuruldu.
Silahlı direnişe geçen Adanalılar düşmana karşı kahramanca
çarpıştılar. Bu çarpışmalar sırasında bir Fransız birliği Pozantı’da esir
düşerken Dörtyol ve Osmaniye’deki işgal kuvvetleri de geri çekilmek
zorunda kaldılar. Fransızlar 20 Ekim 1921’de TBMM Hükûmeti ile
imzaladıkları Ankara Antlaşması’yla Adana ve çevresindeki işgallerine
son verdiler. Çukurova’daki millî mücadele sırasında fedakârlıklarıyla
tarihe geçmiş kahramanlarımız vardır. Bunlardan biri de aşağıda
anlatılan Tayyar Rahmiye Hanım’dır.
www.tariheglencesi.com

Tayyar Rahmiye Hanım (1890 – 1920)
Osmaniye’de dünyaya gelen Rahmiye Hanım, Millî Mücadele sırasında
güney illerimizi işgal eden Fransızlara karşı savaşan kadın
kahramanlarımızdan biridir. Fransızların halka yaptığı zulümler üzerine
gönüllülerden kurduğu müfrezesinin başında çarpışmalara katılan
Rahmiye Hanım’a atılganca hareketlerinden dolayı Tayyar (uçan)
unvanı verildi. Tayyar Rahmiye Hanım, Osmaniye’deki Fransız
Karargâhına 1 Temmuz 1920’de müfrezesiyle birlikte giriştiği taarruz
harekatı sırasında düşman ateşiyle şehit düşmüştür. Ancak silah
arkadaşları onun başlattığı taarruzu zaferle sonuçlandırarak karargâhı
ele geçirmişlerdir. Bu fedakâr Türk kadınının mezar taşında şu cümleler
yazılıdır:
“Yarınların sahibi ey gençlik,
İyi tanı, ebedî sükûnetle bu mezarda yatanı.
Hak için, bayrak için canın feda edip
Armağan etti bize bu mukaddes vatanı.”

turkoloji.cu.edu.tr/CUKUROVA/sempozyum/semp_1/onder_2.pdf
www.tariheglencesi.com
(Düzenlenmiştir.)

Maraş, Urfa ve Antep Savunmaları

Mondros Ateşkes Antlaşması’ndan sonra Antep,
Maraş ve Urfa’yı işgal eden İngilizler bir süre sonra
aralarında yaptıkları paylaşım antlaşması gereği bu
şehirleri Fransızlara bıraktılar. Fransızlar bölgeye
girdikleri andan itibaren Ermenilerle iş birliği yaparak
Türklere karşı baskı ve şiddet uygulamaya başladılar.
Türkler de onların bu saldırıları karşısında
Kuvayımilliye birlikleri kurarak savunmaya geçtiler.
www.tariheglencesi.com

Maraşlıların Kahramanlık Destanı
Maraş,
İngilizlerin çekilmesinden sonra 30 Ekim 1919’da
çoğunluğu Ermenilerden oluşan Fransız birlikleri tarafından işgal
edildi. Bu olaydan birkaç gün sonra bazı Fransız askerleri ve
onlarla birlikte hareket eden Ermeniler sokakta evlerine gitmekte
olan bir grup Türk kadınının yolunu kestiler. Onlara “Burası artık
Türklerin değildir, Fransız memleketinde peçe ile gezilmez.”
deyip kadınlardan birinin peçesini yırttılar. Bunun üzerine
çevresinde Sütçü İmam adıyla tanınan vatansever bir Maraşlı
aşağıdaki metinde de okuyacağınız gibi olaya neden olan askeri
öldürdü.
www.tariheglencesi.com

Sütçü İmam (1871 - 1922)
 Maraş’taki
Fransız - Ermeni askerleri 31 Ekim 1919 günü Uzunoluk semtinde
evlerine gitmekte olan üç Türk kadınına “Burası artık Türk memleketi değildir.
Fransız müstemlekesinde peçe ile gezilmez!” diyerek saldırıda bulundular.
Silahsız şekilde olaya müdahale etmek isteyen Çakmakçı Sait’i de şehit ettiler.
Bunun üzerine caddenin karşısındaki dükkânında bulunan Sütçü İmam,
tabancasını alarak hızla olayın olduğu yere geldi ve askerlerden birini öldürdü.
Ardından da yakalanmamak için Nalbant Bekir’den emanet aldığı bir ata binerek
Ağabeyli köyüne gitti. İzini kaybettiren Sütçü İmam işgal güçlerinin bütün
çabalarına rağmen bulunamadı. Bu olaydan sonra Sütçü İmam, gündüzleri köy
köy dolaşarak düşmana karşı direniş çağrısı yaptı. Geceleri ise şehre inerek
düşmana karşı başlatılan direnişe yardım etti. Böylece 22 gün süren Maraş
Harbi’ne katılıp şehrin kurtuluşuna katkıda bulunan Sütçü İmam düşmana ilk
kurşunu atarak Maraş’ın kurtuluş mücadelesini başlatmış oldu.
www.tariheglencesi.com
kahramanmaras.gov.tr/Dosyalar/milli-mucadele.pdf
(Düzenlenmiştir.)
Sütçü
İmam olayının ardından Maraş’ta başlayan
gerilim, Fransızların kaledeki Türk bayrağını indirip
kendi bayraklarını çekmesiyle daha da arttı. Maraş
Ulu Cami İmamı Rıdvan Hoca’nın, cuma namazı için
toplanan halka, kalelerinde hür bayrağı
dalgalanmayan esir bir memlekette cuma namazı
kılınamayacağını söylemesi ise halkın bağımsızlık
duygusunu harekete geçirdi.
www.tariheglencesi.com
Bunun
üzerine Maraşlılar kaledeki Fransız
bayrağını indirip yerine yeniden Türk bayrağını
çektiler. Fransızlar Maraş’ta giderek güçlenen bu
direniş ruhunu kırmak amacıyla şehrin ileri
gelenlerini tutukladılar. Ancak bu kez de kahraman
Maraş halkının silahlı direnişiyle karşılaştılar.
www.tariheglencesi.com
Mustafa
Kemal, Maraşlıların başlattığı kurtuluş
mücadelesine destek olmak için bazı silah arkadaşlarını o
bölgeye gönderdi. Bu arada çevredeki Kuvayımilliye
birlikleri de Maraşlıların yardımına koştu. Böylece giderek
güçlenen Türk direnişi karşısında tutunamayan Fransızlar
ve Ermeniler şehir içinde yaşanan şiddetli çarpışmalarda
büyük kayıplar verdiler. 11 Şubat 1920 gecesi de
karanlıktan faydalanarak şehri gizlice terk ettiler.
www.tariheglencesi.com
Maraş’ın
düşman işgalinden kurtarılması Millî Mücadele’de
kazanılan ilk zafer oldu. Henüz Büyük Millet Meclisinin
açılmadığı ve düzenli ordunun kurulmadığı bir dönemde
kazanılan bu zafer ülke içinde ve dışında büyük yankılar
uyandırdı.
Maraş,
halkının Kurtuluş Savaşı sırasında kazandığı bu
zafer nedeniyle 7 Şubat 1973’te TBMM tarafından
“Kahraman” unvanıyla ödüllendirildi.
www.tariheglencesi.com
Kendi
Kendini Kurtaran Şehir:
Urfa Urfa önce İngilizler daha
sonra da 30 Ekim 1919’da
Fransızlar tarafından işgal edildi.
Fransızlar diğer şehirlerde olduğu
gibi Urfa’da da Ermenilerle iş
birliği yaptılar. Diğer yandan
Urfalıları birbirlerine karşı
kışkırtarak bölmeye çalıştılar.
Ali Saip Bey
www.tariheglencesi.com
Urfa’da
Ermeniler, Fransızlardan aldıkları cesaretle Türk
halkına karşı onur kırıcı ve tahrik edici davranışlarda
bulunmaya başladılar. Urfalılar bağımsızlıklarına, millî
birlik ve beraberliklerine yönelik bu saldırılara karşı Urfa
Müdafaa-i Hukuk Cemiyetini kurdular. Cemiyetin
başkanlığına ise Mustafa Kemal tarafından bölgeye atanan
Yüzbaşı Ali Saip Bey’i getirdiler.
www.tariheglencesi.com

Ali Saip Bey (Ursavaş, 1895-1939)
 1885’te
bugün Irak sınırları içinde kalmış olan Revandiz’de doğdu. Harp
Okulundan mezun oldu. 1919 yılında Urfa Jandarma Komutanlığına getirildi.
Şehrin ileri gelenleri ile bir millî teşkilat oluşturarak Urfa’nın kurtuluşunda önemli
rol oynadı. Bu nedenle Atatürk tarafından kendisine “Ursavaş” soyadı verildi.
1939’da Adana’da vefat etti. Ali Saip Bey, Fransızlarla girdiği bir çarpışmanın
ardından savaş alanını gezerken şu duygulu sözleri söylemiştir:
 “Şimdi
toprağa serilip kalmış bu bahtsız Fransız delikanlıları ne arıyorlardı
burada? Niye geldiler, burada ne işleri vardı? Urfa nere, Paris nere? Neden gelip
yaşamlarını burada bıraktı bu genç insanlar. Türk yurdunu ele geçirmek, Türk
istiklalini yok etmek için buraya gönderilen bu bahtsızları oymakların ve çevre
köylerin savaşçıları öldürmedi. Hayır, onları buraya gönderenler öldürdü. Bu
insanları, Türk inkılabının ve Türk İstiklal Savaşı’nın ayakları altına fırlatmanın
ne anlamı vardı?” ** Abdula Mardanoviç Şamsutdinov, Türkiye Ulusal Kurtuluş
Savaşı Tarihi, s. 141.
www.tariheglencesi.com

Ali Saip Bey, Urfa halkını Fransızlara karşı
mücadeleye çağırarak 3.000 kişilik bir kuvvet
topladı. Ardından da Urfa’daki Fransız
Komutanlığına bir ültimatom vererek şehrin 24 saat
içinde boşaltılmasını istedi. Ancak Fransızlar, Ali
Saip Bey’in uyarısına oyalayıcı cevaplar vererek şehri
terk etmediler. Bunun üzerine Urfa’daki Türk
birlikleri Fransızlara karşı silahlı mücadeleye
başladılar.
www.tariheglencesi.com
Urfalılar
iki ay kadar süren çatışmalar sırasında
dışarıdan yardım alma imkânı bulamadılar. Ancak
özgürlük ve bağımsızlıklarını kaybetmemek için
birlik beraberlik ve dayanışma içinde şanlı bir
direniş sergilediler. 11 Nisan 1920’de de düşmanı
şehirlerinden atmayı başardılar.
www.tariheglencesi.com

Antepli Gazilerin Direnişi
 Maraş
ve Urfa gibi Antep de önce İngilizler daha sonra da 29 Ekim
1919’da Fransızlar tarafından işgal edildi. Fransızlar ve onların
silahlandırdığı Ermenilerin saldırıları Antepliler tarafından tepkiyle
karşılandı. Antep Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti de kentteki işgalcilere
Suriye’deki Fransız Komutanlığından gelen yardımları engelleme kararı
aldı. Bu amaçla Üsteğmen Şahin Bey’i Kilis Kuvayımilliye
Komutanlığına getirerek Fransızların yolunu kesmekle görevlendirdi.
Şahin Bey bu göreve atandıktan sonra Antep’e girmek isteyen Fransız
birliklerini bozguna uğrattı. Kendisinden yolu açmasını isteyen Fransız
Komutanlığına da şu mektubu yazdı:
www.tariheglencesi.com
KARAYILAN
www.tariheglencesi.com
“Kirli
ayaklarınızın bastığı şu toprakların her zerresinde Türk
kanı vardır. Her bucağında bir atanın mezarı vardır. Eski
zamanlardan beri Türkler bu topraklarda yaşamaktadır. Türk
bu topraklara, bu topraklar da Türk’e ısındı, kaynadı. Sadece siz
değil, bütün dünya bir araya gelse bizi bu topraklardan
ayıramaz. Sonra sen, Türk esir yaşamaz, diye duymadın mı?
Namus ve hürriyeti için ölüme atılmak bize, ağustos ayı
sıcağında soğuk su içmekten daha tatlı gelir. Sizler canı kıymetli
insanlarsınız. Bize çatmayınız. Bir gün evvel topraklarımızdan
savuşup gidiniz. Yoksa kıyarız canınıza.”
www.tariheglencesi.com

Şahin Bey (1890 - 1920)
 Asıl
adı Mehmet Sait olan Şahin Bey, Trablusgarp ve
Balkan savaşlarında bulundu. Er olarak katıldığı Birinci
Dünya Savaşı’nda Çanakkale, Yemen ve Sina cephelerinde
savaştı. Gösterdiği başarılardan dolayı subaylığa yükseltildi.
Fransızların Antep’i işgal etmesi üzerine Kilis Kuvayımilliye
Komutanlığına getirildi. Kilis-Antep kara yoluna kurduğu
savunma hattıyla uzun süre Fransızların Antep’teki
kuvvetlerine destek göndermelerini engelledi. Albay
Andreas komutasındaki Fransız alayına karşı Kızılburun ve
Kertil tepelerini iki gün boyunca savundu. Daha sonra
Bostancık yakınlarına çekildi. 28 Mart 1920 günü girdiği
çatışma sırasında düşman ateşiyle şehit düştü. Adına halk
tarafından türküler yakılıp ağıtlar söylendi.
www.tariheglencesi.com
Fransızlar,
Şahin Bey’in tuttuğu Kilis-Antep yolunu
açmak için 26 Mart 1920’de Antep’e doğru ilerleyişe
geçtiler. Şahin Bey onları durdurmak için emrindeki
zayıf kuvvetiyle üç gün boyunca kahramanca
direndiyse de sonunda Fransız süngüleri altında
şehit düştü.
www.tariheglencesi.com

Şahin Bey’in şehit düşmesinden sonra Antep’teki
Kuvayımilliye birliklerinin komutanlığını Mustafa Kemal’in
emriyle Kılıç Ali Bey üstlendi. Kılıç Ali Bey şehri kuşatan ve
top ateşine tutan Fransızların teslim olmaları yönündeki
çağrılarını reddederek mücadeleyi sürdürdü. Kadın, çocuk,
yaşlı demeden tüm Antepliler modern silahlara sahip güçlü
bir orduya karşı taş, sopa, balta, av tüfeği gibi basit silahlar
kullanarak kahramanca savaştılar. Ancak açlık, susuzluk ve
cephanesizlik yüzünden 9 Şubat 1921’de teslim olmak
zorunda kaldılar.
www.tariheglencesi.com
Antepliler
10 ay 9 gün süren kuşatma sırasında
6.317 şehit verdiler. Antep’e TBMM tarafından 6
Şubat 1921’de “Gazi” unvanı verildi.
www.tariheglencesi.com
Güney
Cephesi’nde Fransızlara ve onlarla iş birliği
yapan Ermenilere karşı sürdürülen mücadele
Sakarya Zaferi’nin kazanılmasına kadar devam etti.
Bu zaferin ardından Fransızlar, Güney Anadolu
topraklarında tutunamayacaklarını görerek 20 Ekim
1921’de TBMM Hükûmeti ile Ankara Antlaşması’nı
imzaladılar. Bir süre sonra da işgal altında tuttukları
Adana ve Antep’ten çekildiler.
www.tariheglencesi.com
26 KASIM 2015
www.tariheglencesi.com

CEVAP: C
www.tariheglencesi.com
28 NİSAN 2016
www.tariheglencesi.com

CEVAP: B
www.tariheglencesi.com
15 MAYIS 2016
www.tariheglencesi.com

CEVAP: B
www.tariheglencesi.com
27 NİSAN 2017
www.tariheglencesi.com

CEVAP: C
www.tariheglencesi.com
Download