M. Meclisi B : 34 22 . 1 . 1969 O : 1 mizden daha süratle

advertisement
M. Meclisi
B : 34
mizden daha süratle kayacaktı. İyi ki yorulmuş­
lar, iyi ki, heyecan göstermişler.
Bu arada, Kıbrıs meselesi diye bir mesele
yoktur, dendiği tarihte Türkiye Büyük Millet
Meclisi Kürsüsünde, Yunan Hükümeti el altın­
dan Kıbrıs Rumlarını teşvik etmeye devam edi­
yordu.
Nitekim Türk Hariciye Vekilinin bu demecin­
den iki ay geçmeden 16 Şubat 1951 günü Yunan
Başbaka,nı Sofokles Venizelos; Kıbrıs'ın Yuna­
nistan'a ilhak edilmesi gerektiğini resmen ifade
etmiştir, iki ay gibi kısa bir zaman sonra.
Ben kendi siyasi tecrübem içinde küçük Venizelos'un; eski Venizelos değil, Anadolu'da şa­
mar yemiş olan Venizelos değil, ama eski Veni­
zelos'un Girit'te yaptığını Kıbrıs'ta yapmak he­
vesine kapılmış olan ve 1963 te Papaandreo'mm
seçimleri kazanması üzerine Hariciye Vekili olan
bu Venizelos'un, Makarios'a karşı olduğu ve ya­
pılan görüşmelerde Atina Hükümetinin Makarios'u tedibetmeye kararlı olduğu intibaının edinildiğine dair beyanları bu kulaklarımla dinlemişimdir.
Bu Venizelos ki, 1951 de Ada'nın Yunanis­
tan'a ilhakım resmen ilk defa ortaya atmış olan
Hariciye Nazırıdır. O Papaandreo Hükümeti
ki, seçim kampanyası boyunca bütün seçim kam­
panyasını Yunanistan'ın Kıbrıs'ı alması Enosis
dâvası üzerine bina ederek Karamanlis'in par­
tisini yenmiştir. O Papaandreo Hükümeti ki,
çoğunluğu sağlamak için on sandalyesi eksik
kaldığı zaman bir siyasi müzayedeye girişerek,
Kıbrıs dâvasında daha ileri iddialar ortaya ata­
rak, seçimi yenilemeye karar vermiş ve Kıbrıs
dâvasının uyandırdığı heyecandan da istifade
ederek mutlak ekseriyeti birkaç ay sonra yeni­
lettiği seçimlerde sağlamıştır. Kıbrıs dâvasında
mutlaka bir çıban başı ortaya çıkaracağı İsviçre
gazetelerinde yazılmıştır, Fransız gazetelerinde
yazılmıştır, işte bu Hükümetin Hariciye Vekili
olan Venizelos'un Makarios'a karşı hisler besle­
diği ve asla Yunanistan'ın Makarios'u desteklemiyeceği, bir Kıbrıs buhranı yaratmaya taraf­
tar olmadığı, Türk dostluğuna çok önem verdiği
iddialarını dinlemiş ve burada hatırlayan arka­
daşlarım vardır, mukabilinde de gazete kupür­
leri, vesikalar ve kampanyanın, Yunan seçim
kampanyasının dayandığı esasa dair birtakım
belgeler koyarak pek yakında Kıbrıs'ta bir ha­
22 . 1 . 1969
O : 1
reketi endişeyle beklemek gerekir, hazırlık yap­
mak gerekir, iddiasını ortaya atmışızdır.
Değerli arkadaşlarım; çok zaman geçmeden
do Makarios'un muhtırası ve arkasından kanlı
Noel hâdiseleri gelmiştir.
O halde; Kıbrıs meselesi diye bir şey yoktur,
resmen Yunanistan'a ilhala iddiaları iki ay fa­
sıla ile karşılıklı iki meclisin parlâmentolarında
konuşulurken, Hürriyet Gazetesinin Başyazarı
o günün Dışişleri Bakanına hitaben; «Lütfen
Türk - Yunan münasebetlerini ele alınız, lüt­
fen bu hale bir çare bulunuz, ya bu münasebet­
leri tanzim ediniz, yahut da dost kılığmdaki bu
dost olmıyan insanlara hadlerini bildiriniz» tar­
zında ikazlarını yapmaya başlamıştır.
Aradan zaman geçmiş, iktidar değişmiştir bu
arada ve Sof ekleş Venizelos'un Adanın Yuna­
nistan'a ilhakından bahsetmesinden kısa zaman
sonra, bu defa kısa zaman sonra yeni iktidarın
Dışişleri Bakanı, 1950 iktidar değişikliğinden
sonra; «Şarki Akdeniz statüsünde her hangi bir
tebeddülat bahis mevzuu olduğunu veya olabi­
leceğini zannetmiyorum. Dostluğumuzu bozma
gayretleri her iki devletin basında bulunan in­
sanların iyi görüşleri ve niyetleriyle hiçbir tesir
yapamıyacaktır» tarzında çok iyimser bir be­
yanda, Dışişleri Bakanlığı bütçesi vesilesiyle bu­
lunmuştur.
Yine merhum Köprülü'nün 20 Nisan 1951 de
Hürriyete verdiği bir demeç vardır; «Ada'nın
bugünkü statüsünün değişmesi için - yani müs­
temleke statüsünün değişmesi için - hiçbir se­
bep görmemekteyiz, ama bir değişiklik olursa,
coğrafi önemi, soydaşlarımızın bulunması ve
tarihi bağlarımız sebebiyle bu mesele bizi çok
yakından ilgilendirir.» Sene 1951; bu mesele
bizi çok yakından ilgilendirir; güvenliğimiz ba­
kımından, soydaşlarımız bakımından, nihayet ta­
rihi bağlarımız bakımından beyanı Türk harici­
yesinin ağzından resmen sâdır olmaktadır, fakat
1952 de Yunanlılar büyük bir dostluk kampan­
yası gayreti içindedir.
Bir yıl zarfında Yunan Dışişleri Bakanı Ocak
1952 de Ankara'ya, Türk Başbakanı ve Dışiş­
leri Bakanı dört ay sonra Nisan'da Atina'ya gi­
derler. Haziran'da Yunan Kıral ve Kraliçesi
Ankara'ya gelir, Kasım'da Türk Cumhurbaş­
kanı Atina'ya karşılıklı ziyaret yapar ve karşı­
lıklı coşkun dostluk tezahürleri arasında Yunan-
Download