petinfo www.petinfodergi.com 84 ŞUBAT 2016 PET SAĞLIĞI DERGİSİ kalp Doğrular ve Doğru Bilinen Yanlışlar BU DERGİ ÇEVRE DOSTU KAĞITTAN ÜRETİLMİŞTİR. 26. klivet, mesleğe katkı sağlamaya devam ediyor. 34. Zoetis 60 yılı aşkın süredir sektörün yanında. 38. Central Animal Veteriner Kliniği ile keyifli bir söyleşi. içindekiler & editör ONALTI Zoetis Hayvan Sağlığı; Veteriner İlk 50 Seminerleri dahilinde gerçekleştirilen ‘eğitim seminerinde yer olarak, 87 meslektaşını ağırladı. 38 otuzsekiz Central Animal Veteriner Kliniği’nde bizi genç ve enerji dolu bir ekip karşıladı. Kliniği beraber gezelim. Veteriner Hekim ENİKÖ KİRALY AVCI Yazı İşleri Sorumlusu onSEKİZ İnterhas Hayvan Sağlığı, 4 gün süren yıl sonu değerlendirme toplantısını Kızılcahamam Termal Çam Otel’de gerçekleştirdi. 22 YİRMİiki NTproBNP ile kalpteki gerilim ve stresi tespit etmenin kolay yolunu MVM Medikal ve IDEXX Laboratuvarları ile keşfedin! YİRMİaltı KLİVET, Bahar Sempozyumu’nun bu yıl da başarılı geçmesi ve katılımcılar açısından da yararlı olması için çalışmaktadır. kırkiki Dr. Ekrem Çağatay Çolakoğlu yazdı; Kedi ve Köpeklerde Yaygın Görülen Kalp Hastalıkları elli Diyet tedavisinin amacı vücut için gerekli besleyici maddeleri sağlarken, kalbin yorulmasını önlemektir. ellialtı OTUZiki Dr. Bayer diyor ki; Bir uzman olarak hayvanlara yapabileceğimiz en büyük iyilik, sahiplerinin eğitimidir. 34 Dr. Gürbüz Ertürk ile kedi ve köpekleri stresten korumanın çeşitli yollarını inceleyelim. otuzDÖRT Zoetis Hayvan Sağlığı’ndan Veteriner Hekim Levent Erdem, ekibimizin firma hakkında merak ettiği soruları cevapladı. otuzaltı Evcil hayvanların sağlık durumunu olumlu yönde etkilemeyi ve onların yaşamlarını uzatmayı hedefleyen Farmina’nın tarihini öğrenelim. 60 altmış Bu ay kalpler bir başka atıyor Şubat ayında kalp ile ilgili konular, süsler ve düşünceler, istisnasız dünyanın her tarafında büyük bir artış gösterir. Sektörümüzün güçlü bir yayın organı olarak biz de çağdaş dünyaya uygun bir sayı hazırlayıp, ana konumuz olarak kalbi ve kalp hastalıklarını seçtik. Desteklerini hiç esirgemeyen hocalarımız ve firmalarımız da bu konunun hazırlanmasına büyük katkı sağladılar; Dr. Ekrem Çağatay Çolakoğlu yaygın görülen kalp hastalıkları ile ilgili bilgi dolu bir metin hazırlarken, BoehringerIngelheim ailesinden M. Uyanış Öcal, Vetmedin®’in veteriner kardiyolojiye verdiği yeniliklerinden bahsetti. MVM Hayvan Sağlığı bu konuya üstün teknoloji ile yaklaşarak, meslektaşlarımıza kalp hastalıklarının tedavisi konusunda yardımcı oldu. Dr. Bayer ise, hayvan sahiplerine sevgi ile yaklaştığımız zaman en ölümcül parazitlere karşı bile koruma sağlayabilmemiz konusunda fikirlerini sundu. İşlerine büyük sevgi ile bağlanan insanlar tarafından kurulan KLİVET’in Bahar Sempozyum’u da yaklaşıyor. Tutkusunu daha kurumsal hale getiren Zoetis Hayvan Sağlığı, misafir ettiği ekibimizin sorularını cevapladı. Geri dönüşümlü materyallerden hazırlanan dergimizle, doğaya ve sizlere bütün sevgilerimizi sunarız. Keyifli okumalar! Klivet Ankara’nın düzenlenyeceği seminerin ana konuşmacısı, Prof. Dr. Mustafa Arıcan, katılımcılar ile birlikte osteoartritisi inceleyecekir. petinfo ŞUBAT Sayı: 84 Pet Sağlığı Dergisi, ayda bir yayımlanır. YAYIN TÜRÜ SÜRELİ YEREL SAHİBİ Mat Medya Tanıtım Hizmetleri Tic. Ltd. Şti. Mehmet Aktop GENEL KOORDİNATÖR Barış Kolgu bariskolgu@matmedya.com YAZI İŞLERİ SORUMLUSU Veteriner Hekim Enikö Kiraly Avcı eniko@matmedya.com EDİTÖRLER Veteriner Hekim Gizem Kutun gizemkutun@matmedya. com, Veteriner Hekim Gökçem Türkan gokcemturkan@matmedya.com KATKIDA BULUNANLAR Dr. Gürbüz Ertürk, Dr. Lora Koenhemsı, Veteriner Hekim Sara Ece Ulutürk ART DİREKTÖR Ebru Dereli ebrudereli@matmedya.com GRAFİK TASARIM emel vural emelvural@matmedya.com DANIŞMA KURULU Prof. Dr. Ahmet Ergün, Prof. Dr. Nilüfer Aytuğ, Prof. Dr. Tamer Dodurka, Yrd. Doç. Dr. Özlem Şengöz Şirin, Dr. Banu Dokuzeylül BASKI Gezegen Basım San. Ve Tic. Ltd. Şti. 100 Yıl Mahallesi Massit Matbaacılar Sitesi 2. Cadde Gezegen Binası No: 202/A Bağcılar/İstanbul Sertifika No: 12002 ADRES Yayıncılar Sokak 10/4 34414 Seyrantepe - İstanbul Tel: 0212 324 50 56 - 324 50 59 REKLAM REZERVASYON Yudum Barutçu yudum@matmedya.com ABONE Banu Sayınç banusayinc@matmedya.com www.matmedya.com Dergimizde yayınlanan röportaj ve ilanların sorumluluğu sahiplerine aittir. Fotoğraflar izinsiz kullanılamaz. Petinfo Dergisi veteriner hekimlere ve ecza depolarına yönelik bilimsel içerikli, mesleki, ücretsiz, sektörel bir yayındır. 4-5 PETİNFO kedi & köpek Veteriner hekim gözüyle Veteriner Hekim Mehmet Akif Ersoy kitabı Veteriner hekim gözüyle Veteriner Hekim Mehmet Akif Ersoy kitabı, geçtiğimiz günlerde Türk Veteriner Hekimler Birliği’nin sitesinde duyuruldu. 2011 yılında Prof. Dr. Ferruh Dinçer Hocamız tarafından hazırlanan ve TVHB tarafından basımı gerçekleştirilen “Veteriner Hekim Gözüyle Veteriner Hekim Mehmet Akif Ersoy Kitabı” digital forma dönüştürülerek hekimlerin huzuruna sunulmuştur. Böylesi önemli bir eseri veteriner hekim camiasına sunan Hakan Boyar’a mesleki katkılarından dolayı teşekkürü bir borç biliriz. BIOGANCE TÜRKİYE YETKİLİ DİSTRİBÜTÖRÜ TEL: 0212 229 18 92 FAKS: 0212 229 18 93 00-00 PETİNFO Bilim adamları Zika virüsün pandemik potansiyeli olduğunu belirtiyor Renklerin ülkesi Hindistan’dan kuduza karşı gelen çözüm BM İnfectious Disease dergisinin haberine göre, bir akıllı telefon uygulamasının, Hindistan’da hem hayvanlara hem de insanlara büyük bir tehdit oluşturan kuduz vakalarını ortadan kaldırmaya yardımcı olacağına dair yeni bir çalışma yapıldı. Hindistan’da veteriner hekimlerin ve yerel sağlık örgütlerinin işbirliğiyle kurulan bir teknoloji ağı ile şehirlerde serbest dolaşan köpeklerin aşılanma durumu izlenecek ve bu şekilde kuduz eradikasyonu sağlanacak. BMC İnfectious Disease bilimsel dergisinde yayımlanan çalışmada, Ranchi kentindeki sokakta yaşayan köpek nüfusunun % 70’inin bu uygulama sayesinde aşılanabileceğinie ve bu şekilde hastalığın insanlara geçme riskinin en aza indirilebileceğine değiniliyor. Araştırmacılar, bu başarılı uygulamanın yaygınlaşarak, dünya çapında kuduzun ortadan kaldırılabileceğini umut ediyor. Sivrisinekler yoluyla bulaşan Zika virüs, ABD’li bilim adamlarını endişelendiriyor. “Patlayıcı” pandemik potensiyeli olduğu belirtilen virüs, ilk olarak geçen yıl Mayıs ayında Brezilya’da görüldü ve Amerika’da 21 eyalete yayıldı. Özellikle yeni doğan ve beyin gelişimi tamamlanmamış bebeklerde risk oluşturan virüs, artan vaka sayıları ile endişe verici boyuta ulaştı. Amerika ve Şili hariç Amerika kıtasının tamamında mevcut olan Aedes sivrisinekleri tarafından iletilen hastalık etkenleri ile ilgili PAHO (Pan Amerika Sağlık Örgütü) bir açıklama yaptı: “Zika virus yayılımına devam edecek ve muhtemelen Aedes sivrisineklerinin bulunduğu tüm ülkeleri ve bölgeleri himayesi altına alacak. Bağışıklığın söz konusu olmayan ülkelerde görülmeye başlaması da hastalığın global bir problem haline gelmesine neden olacak.” kedi & köpek WHO, ketamin sınıflandırmasını değiştirmedi Genetik yatkınlık kadar hayvan sahibi hassasiyeti de önemli 4 yaşındaki Avustralya çoban köpeği Bristol, Ekim ayından beri Amerika’daki Foster Hayvan Hastanesi’nde ivermektin zehirlenmesi tedavisi görüyor. 4 ay önce, ivermektine duyarlı bir ırk olan Bristol’un sahibi, köpeğin geçirdiği nöbetler sebebiyle ivermektin zehirlenmesi şüphesi duyuyor. Mekanik ventilatör de dahil olmak üzere, acil ve agresif bir tedaviye ihtiyaç duyan Bristol, nöbete neden olan diğer durumların ekarte edilmesi için ilk olarak beyin MR’ına alınıyor. Bristol, 10 gün sonra kendi başına nefes almaya başlamış olsa da ilk üç hafta bilinçsiz durumda yaşıyor. Sonunda yürüteç ve bacak ateli yardımıyla yürümeye başlayan şanslı köpek, bir aylık tedavinin sonrasında, eski kişilik özelliklerine kavuşuyor; kendi başına yürümeye ve yemeye başlıyor. Bu durumda biz veteriner hekimler olarak üzerimize düşen bilinçlendirme görevini yerine getirmeli ve bu tür hassasiyetleri olan hayvanların sahiplerini karşılaşacakları semptomlar da dahil olmak üzere ince detaylarla bilgilendirmeliyiz. 00-00 PETİNFO Dünya Sağlık Örgütü (WHO) “İlaç Bağımlılığı Uzman Komitesi” konu ile ilgili en son kritikleri gözden geçirdiği toplantıda; ketamin suistimalinin küresel anlamda halk sağlığı için bir tehdit olmadığı, öte yandan uygulanacak aşırı denetimin ise dünyanın gelişmekte olan bölgeleri için ulaşılabilir tek anestezik olan bu ilaca erişimi sınırlayabileceği sonucuna vardı. Veterinerlerin ketamine ulaşımı ile ilgili bir değişiklik ise yapılmayacak. Dünya İntravenöz Anestezi Derneği, İlaç Bağımlılık Komitesi tarafından ketamin, 2014 yılında dünyada sedasyon amaçlı en yaygın kullanılan ajan olarak bildirilmiştir. Ketaminin tıbbi faydalarının, farklı kullanımına bağlı gelişebilecek olası zararlarından fazla olduğunu ifade eden, WHO Sağlık Sistemleri ve İnovasyon Yardımcı Direktörü Marie-Paule Kieny, uluslararası ketamin kontrolünün, mevcut alternatif ilaçlara ekonomik açıdan ulaşımı mümkün olmayan ülkelerde, temel ve acil cerrahi girişimlerin uygulanması noktasında bir sınırlama getireceğini ifade etmekte. kedi & köpek 3D baskı teknolojisi ile eklemli protez bacak üretildi Altı yaşındaki bir köpek, çim biçme makinesi kazası nedeniyle yaralanması sonrasında, 3D baskı teknolojisi ile üretilmiş eklemli bir protez bacakla tekrar eski aktifliğini kazandı. Meksika Veteriner Hastanesi (Universidad del Valle de Mexico’s Veterinary Hospital-UVM) uzmanları, bacağın doğal hareketlerine benzer hareketler sergileyebilen eklemlerle donatılmış, bacak tasarımı üzerinde altı ay çalıştı. Büyük ırk köpeklerin ortopedik ve protez uzmanı olan hastane yetkilisi Santiago Garcia, bu 3D modellemenin tedavi sürecini kolaylaştırdığını ve hayvanın iyileşme sürecini hızlandırdığını belitti. Mastektomili hayvanların her zaman kısırlaştırılması öneriliyor Köpeklerin malign meme tümörlerinin yaklaşık % 50’sinde hem östrojen hem de progesteron reseptörleri bulunur. Bu hormonlarının varlığı, bu tip tümörlerin büyümesini teşvik ettiği anlamına gelir. Benign tümörler de dişi hormon reseptörlerine sahiptir ve dişi köpeklerin hormonal siklusları ile stimüle edilir. Yapılan bir araştırmada, meme tümörü kaynaklı yapılan mastektomi operasyonu esnasında kısırlaştırılan dişi bir köpeğin, kısırlaştırılmayan köpeklere göre % 45 daha uzun yaşadığı ortaya konulmuştur. 00-00 PETİNFO kedi & köpek Hayvanlar, nakil bekleyen insanlar için umut olacak VETANKA Sektörle Buluşma Sempozyumu Mart’ta başlıyor! Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Öğrenci Topluluğu VetAnka tarafından Türk Veteriner Hekimleri Birliği öncülüğünde ve Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi desteğiyle 9-12 Mart 2016 tarihleri arasında Ankara Satı Baran Konferans Salonu’nda VetAnka Kariyer Günleri ve Sektörle Buluşma Sempozyumu düzenlenecek. Türkiye’nin dört bir yanındaki veteriner fakültelerinden öğrencilerin katılımını bekleyen VetAnka, herkesi faydalanması için bu sempozyuma davet ediyor. 12-13 PETİNFO ABD’nin Maryland eyaletinde yer alan Ulusal Sağlık Enstitüsü ülkedeki bilim insanlarıyla ortak bir çalışmayla, hayvanları kullanarak organ nakli bekleyen insanlara umut olacak yeni bir proje geliştirdi. Araştırmalarla hayvanların içerisinde insan organlarının büyütülmesi hedefleniyor. Proje kapsamında hayvanların DNA’ları insan dokusu üretmek üzere değiştiriliyor. Ardından hayvanların embriyosuna insan kök hücreleri enjekte ediliyor. Uzmanlar, enjekte edilen kök hücreleri organlara dönüştürerek organ nakli bekleyen hastalara umut olmasını hedefliyor. İngiltere merkezli The Times gazetesinde yer alan habere göre, İngiltere hükümetinin hayvan araştırma danışmanları yeni projenin ülkede yasal hale getirilmesi için çalışmalara başladı. Ülkede bu hafta projeyle ilgili bilgilendirici bir yazı yayımlanırken, hayvandan insana olası organ naklinin kuralları paylaşıldı. 85 70 SIFIR 26 notlar Kalp kurdu önlenebilir ve erken tanı ile tedavi edilebilir bir hastalıktır. Etkili tedavisi ve korunma yolları mevcut olduğu halde, hala nasıl tehlike arz etmektedir? PARAZİTİN KALBE ULAŞMA SÜRESİ (GÜN) kedilerde tedavisİ yoktur taşıyıcı sivrisinek türü Türkiye’deki prevalansı 30CM I626 I0 ALTI ilk kalp kurdu vakası görülme yılı dirofilARia yaşam yılı dirofilARia uzunluğu önlem almanın YÜZDELİK ORANI kedi & köpek Bölge Satış Sorumlusu Vet. Hek. Serhat Özgermen ve Ürün Müdürü Vet.Hek. Hale Yetkin D Zoetis’in sponsor olarak yer aldığı seminerde Dr. Lora Kohenhemsi hekimlere bilgi dolu bir gün yaşattı. ZoetIs Hayvan Sağlığı sektöre değer katmaya devam ediyoR Zoetıs Hayvan Sağlığı; Veteriner İlk 50 Seminerleri dahilinde; 24 Ocak 2016 günü gerçekleştirilen ‘’Kedilerde Alt Üriner Sistem Hastalıklarında Başarı Anahtarları’’ konu başlıklı eğitim seminerinde yer olarak, 87 meslektaşını ağırladı. 16-17 PETİNFO r. Lora Koenhemsi tarafından gerçekleştirilen seminerde; kedilerde en sık rastlanan rahatsızlıklardan biri olan ‘’Üriner Sistem Rahatsızlıkları & Tedavide Başarıya Götüren Noktalar’’ meslektaşlarımız ile paylaşılmış, ayrıca üriner sistem rahatsızlıklarında tedavide ‘’Convenia’nın Kullanımı & Etkinliği’’ üzerinde de durulmuştur. Eğitim seminerinin bilimsel içerikli oturumlarının arasında Zoetis standında temel iletişim vurgusu; ‘’Endişeye Mahal Yok Convenia İş Başında’’ sloganı ile yola çıkılan ve üriner sistem rahatsızlıklarında yapılan çalışmalarla etkinliği ortaya konmuş; Convenia® idi. Convenia iş başında Convenia®, sahip olduğu geniş endikasyon alanı ile deri, üriner sistem ve periodontal enfeksiyonlarda meslektaşlarımıza destek olurken, tek enjeksiyon ile yarattığı 14 güne varan etkisi ile hasta – tedavi uyumunu maksimuma çıkarmaktadır. 2016 yılında Zoetis’in en önemli ürünlerinden biri olarak pazardaki yerini koruyacaktır. Etkinlik boyu Zoetis standını ziyaret eden değerli meslektaşlarımız ile süpriz hediyeler paylaşılmıştır. Her yıl gerek kendi düzenlediği eğitim faaliyetleri gerekse de sektöre değer katacak faaliyetlere verdiği desteklerle yoluna devam eden Zoetis Hayvan Sağlığı, seminerde emeği geçen tüm meslektaşlarımıza teşekkür ediyor, nice seminerlerde birlikte olmayı temenni ediyoruz. GMP’li İnterhas pet ürünleri ayrıntılı anlatıldı Kızılcahamam Termal Çam Otel’de verimli bir toplantı geçiren İnterhas Hayvan Sağlığı ailesi, 2016 hedeflerini ve ürün stratejilerini belirterek bölgelerine döndüler. İnterhas çalışanlarının 20. yıl coşkusU 2016’da 20.hizmet yılına ulaşmanın haklı gururunu taşıyan İnterhas Hayvan Sağlığı, 4 gün süren yıl sonu değerlendirme toplantısını Kızılcahamam Termal Çam Otel’de gerçekleştirdi. 18-19 PETİNFO T oplantının ilk bölümünde 2015 yılı performans ve pazar değerlendirmeleri yapılarak, 2016 hedefleri belirlendi. İkinci bölümde ise Pazarlama Müdürü Gürcan Öner’in yönetiminde satış temsilcilerinden oluşturulan workshop gruplarında rekabete karşı güçlü ürün stratejileri geliştirildi. Çalışanlar 2016’ya hazır Workshop sunumlarının ardından İnterhas A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Tamercan Morkoç tarafından hepsi GMP’li İnterhas ürünlerinin genel değerlendirmesi yapıldı. Çalışanlar, toplantı programının yanı sıra, Kızılcahamam Termal Çam Otel’de tabu oynayarak eğlenme ve güzel termal tesiste dinlenerek motive olma imkanı buldu. Caniverm, Ascaridler, Kıl Kurtları ve Cestodlar’a karşı, köpek ve kediler için hazırlanmış iç parazit ilacıdır. Yavrular için yakında pasta formu da çıkıyor. Biocan M Plus, köpek ve kedilerin M. canis kaynaklı mantar aşısıdır. Biofel M Plus, kedilere özel mantar aşısıdır. Biocan DHPPI+L, 6 haftalık ve daha büyük köpeklere uygulanan karma aşıdır. Biocan C, Canine Coronavirus’a karşı köpeklerin aktif bağışıklığını sağlar. Biocan B, köpekleri ve sahiplerini Lyme hastalığına karşı koruyan aşıdır. Biofel PCH, 8 haftalık ve daha büyük yaştaki kedilerde panleucopenia, herpesvirus ve calicivirus enfeksiyonlarına karşı aktif bağışıklık sağlar. Polyglob, Distemper, Parvovirosis, Enfeksiyöz Hepatitis, Enfeksiyöz Laryngotracheitis ve Parainfluensa hastalıklarına karşı tedavi edici ve koruyucu bir immünglobulindir. Top Spot On, köpek ve atlarda ektoparazitlere karşı kesin koruma sağlar. Butomidor, sentetik opioid grubu santral etkili bir analjezik olup, güçlü analjezik etki ve sedasyon sağlar. MVM Medikal Bengal, Himalayan, İran, Maine coon gibi bazı ırklar, kalp hastalıklarına daha yatkındır. Kedilerde kalp hastalıkları teşhisinde yeni bir yaklaşım: IDEXX SNAP proBNP Test Kedilerde kalp hastalıkları fark eDİLDİğinden ÇOK daha yaygındır. NTproBNP ile kalpteki gerilim ve stresi tespit etmenin kolay yolunu keşfedin! I DEXX Referans Laboratuvarlarında kullanılan Cardiopet® proBNP Test’in başarısının üzerine inşa edilen SNAP® Feline proBNP Test, zamanla yarışılan durumlarda kalp hastalığı riski taşıyan kedileri belirlemenin hızlı ve ekonomik yoludur. BNP ve NTproBNP nedir? B-tip veya beyin natriüretik peptid (BNP), atrial miyositlerde prohormon (proBNP) olarak üretilen bir nöroendokrin hormondur. Atriumun normal, fizyolojik gerilimi proBNP peptidinin ayrılmasına ve 22-23 PETİNFO daha küçük iki peptid halinde salınmasına sebep olur: inaktif N-terminal peptid (NTproBNP) ve biyolojik olarak aktif olan c-terminal peptid (C-BNP). Bu hormon, kardiyak hastalığın gelişmesi halinde, miktarı hastalığın şiddeti ile doğru orantılı olarak ventriküler miyositlerden de üretilmeye ve salınmaya başlar. C-BNP fizyolojik özelliği ile, C-BNP’nin miyokardiumdan salınımı tetikleyen gerilimi etkisizleştirir. Hormon, damarlardaki ve böbreklerdeki reseptörleri etkileyerek vazodilatasyon ve diürezisi uyarır. SNAP feline proBNP, atrial ve ventriküler büyüme ve duvar stresinin “belirleyici marker”ı olan NTproBNP’nin dolaşımdaki konsantrasyonunu ölçer. Genellikle, NTproBNP miyokardiumdaki gerilim ve stresin derecesiyle orantılı olarak salınır ve konsantrasyonu hayvanlardaki kardiyak hastalığın ciddiyeti ile doğru orantılıdır. Sağlıklı kedilerde kalp hastalığı teşhisi Kardiyomiyopatisi olan kediler değişen yapısal ve fonksiyonel kalp hastalığı taşımalarına rağmen sağlıklı görünebilirler. Kalp hastalığı teşhis edilirken bütün kedilerin anamnezi alınmalı, fiziksel muayenesi yapılmalıdır. Oskultasyonda, sternal veya parasternal sınırlarda; sistolik murmur, gallop sesi veya aritmi eşliğinde ya da tek başına duyulabilir. Kardiyomiyopatisi olan her kedide murmur olmayabilir, ayrıca sağlıklı ve yaşlı kedilerde masum murmurlar oldukça yaygındır. Oskultasyon ile, murmurun masum veya kalp hastalığına bağlı olup olmadığı ayırt edilemez. Sağlıklı görünen bir kedide altta yatan kalp hastalığını teşhis edebilmenin tek yolu ekokardiyogramdır. SNAP® Feline proBNP sonuçlarını değerlendirme SNAP Feline proBNP test nasıl yardımcı olur? SNAP Feline proBNP Test, Cardiopet proBNP Test ile aynı biyolojik reaktifleri kullanır ve sonuçları 10 dakikada sağlar. Sonuç, referans noktası ile karşılaştırılarak değerlendirilen mavi renkli bir numune noktası olarak görüntülenir. Eğer numune noktası, referans noktasından daha açık renkteyse NTproBNP konsantrasyonu normal; numune noktası referans noktası ile eşit veya daha koyu mavilikteyse NTproBNP konsantrasyonu anormal olarak değerlendirilir (şekil1). SNAP Feline proBNP Test, miyokardiyumda artan stres ve gerilimin varlığını yorumlamanızı sağlayarak kalp sağlığını değerlendirmeniz adına değerli veriler sağlayan bir diagnostik protokoldür. SNAP Feline proBNP Test, risk altında olan asemptomatik kedilerde ekokardiyograma teşvik amacıyla kullanılabilir. Kedilerde masum murmurlar yaygındır. Sağlıklı görünen kedilerin dörtte birinde murmur bulunur ancak ekokardiyogramda bu kedilerin sadece %25’inin kardiyomiyopatisi olduğuna dair bulgu vardır. SNAP Feline proBNP Test, yüksek kalp hastalığı riski taşıyan asemptomatik kedileri belirlemek için kullanılabilir. SNAP Feline proBNP Test’teki anormal sonuç, miyokardiumda artan stres ve gerilimi işaret eder, böyle bir hastada kalp hastalığı olması muhtemeldir. Teşhis ve derecelendirme için ekokardiyografi önerilmektedir. Eğer ekokardiyografi yapılamıyorsa toraks radyografisi alınarak vertebral kalp skoru (VKS) değerlendirilmelidir. Yakın zamanda yapılan bir çalışmada kardiyak risk taşıyan asemptomatik kedilerde ortadan şiddetliye değişen derecelerde kalp hastalığı saptamada SNAP Feline proBNP Test’in sensitivitesinin ve spesifitesinin %85 olduğu tespit edilmiştir. Kalp hastalıkları her an gelişebileceğinden tek bir SNAP Feline proBNP Test hastalığın gelecekteki durumunu yansıtmayacaktır. Amerika’daki kedilerin yaklaşık %15’i kalp hastalığı taşır ancak sadece yaklaşık %30’unda kalp murmuru mevcuttur. SNAP Feline proBNP’yi erişkin veya yaşlı kedilerin profillerine eklediğinizde bu hastalardan elde edilen normal bir sonuç ortadan şiddetliye değişen derecelerdeki kalp rahatsızlıklarını anlamanıza Validasyon Çalışması – SNAP Feline proBNP test klinik içi performansı Çalışma: Beş veteriner kliniğinde toplanan yirmişer kedi numunesi ile SNAP® Feline proBNP çalışıldı. Her bir numune farklı lot numaraları olan iki farklı parti SNAP® Feline proBNP ile test edildi. Aynı numuneler ardından Cardiopet® proBNP testi ile çalışıldı. Sonuçlar: Cardiopet® proBNP Test ile yapılan belirlemelere göre, çalışmalara dahil olan 100 kediden alınan numunelerin 57 tanesinin normal proBNP konsantrasyonuna sahip olduğu görüldü (<100 pmol/L) ve SNAP® Feline proBNP Test ile elde edilen sonuçlar %100 uyumlu idi. 43 numuneden alınan Cardiopet proBNP Test’in sonuçlarına göre, NTproBNP seviyesinde yükselme tespit edildi (>100 pmol/L). NTproBNP seviyesi 270 pmol/ L’dan yüksek olan 23 numune ile çalışılan farklı iki SNAP Feline proBNP Test’inde de anormal sonuçlarla karşılaşıldı. Ortalama olarak Cardiopet proBNP’de 100 – 270 pmol/L seviyeleri arasına denk gelen 20 numunenin üçte biri SNAP Feline proBNP’de anormal olarak addedildi (şekil 2). Kardiyomiyopati, en sık rastlanan kalp rahatsızlıklarındandır. En çok teşhis edilen formu ise hipertrofik kardiyomiyopatidir. ŞEKİL 1. SNAP Feline proBNP Test yorumlaması ve Cardiopet proBNP Test ile korelasyonu Cardiopet proBNP 200 pmol / L SNAP Feline proBNP Normal Anormal Numune noktası referans noktası ile aynı renkte Numune noktası referans noktasından daha açık renkte Numune noktası referans noktasından daha koyu renkte Şekil 2. Validasyon çalışmasının sonuçları. Bilgiler iki bağımsız lot numaralı SNAP Feline proBNP Test ile olan çalışmayı göstermektedir SNAP Feline proBNP Sonuç Cardiopet proBNP Sonuç < 100 pmol/L 100-270 pmol/L >270 pmol/L Normal 57 13 0 Anormal 0 7 23 MVM Medikal ŞEKİL 3a. Asemptomatik kedilerde kalp hastalıklarını belirleme Kalp hastalığı riski taşıyan sağlıklı görünen kediler (murmur, gallop, aritmi veya ırk) SNAP® Feline proBNP Test Normal Bu aşamada kalp hastalığı muhtemel değildir. Anormal • Miyokardiyumda artan stres ve gerilime dair işaret mevcuttur. •Kalp hastalığı ihtimali mevcuttur. Kalp hastalığı her zaman gelişebileceğinden ertesi yıl tekrar test edilmelidir. Kalp hastalığını belirlemek için ekokardiyogram önerilir. Hipertiroidizm, sistemik hipertansiyon ve böbrek hastalıklarını değerlendirin (mümkünse).* Ekokardiyografi yapılamıyorsa: • Torasik radyografi (VKS). yardımcı olur. Anormal sonuçlar miyokardiumda artmış gerilim ve stresi işaret eder ve ilave tetkik gerektirir. NTproBNP konsantrasyonu total T4 , kan basıncı ve renal değerlerle birlikte değerlendirilmelidir. Sistemik hipertansiyon, hipertiroidizm ya da şiddetli azotemi gibi eş zamanlı hastalıklar NTproBNP konsantrasyonunda artışa sebep olabilir. Bu artışların, kardiyovasküler sistem ve NTproBNP atılım mekanizması üzerine etkileri ikincildir. Diğer tetkiklerin sonuçsuz olduğu durumlarda, NTproBNP konsantrasyonu kalp hastalığı ihtimali konusunda gösterge olabilir. Kantitatif NTproBNP konsantrasyonu, kalp hastalığı riski taşıyan hastanın izlenmesi için de kullanılabilir. IDEXX VetConnect PLUS, diğer laboratuvar tetkiklerinde olduğu gibi NTproBNP konsantrasyonu için de gidişat grafiği sağlar. NTproBNP konsantrasyonundaki belirgin artış, ilave tetkik önerisinde bulunmak için gösterge olacaktır. 24-25 PETİNFO Şekil 3b. Erişkin ve yaşlı hedilerde kalp hastalıklarını elimine edin Erişkin veya yaşlı bir kediyi değerlendirirken SNAP Feline proBNP Test’i diagnostik profiline ekleyin (örn:T4 içeren biyokimya paneli) SNAP® Feline proBNP Test Normal Bu aşamada kalp hastalığı muhtemel değildir. Kalp hastalığı her zaman gelişebileceğinden ertesi yıl tekrar test edilmelidir. Anormal • Miyokardiyumda artan stres ve gerilime dair işaret mevcuttur. • Klinik belirtileri netleştirmek için ilave testler yapılması önerilir.* * Kedilerde NTproBNP konsantrasyonları; hipertiroidizm, hipertansiyon veya ileri derecede azotemi ile seyreden azalmış idrar atılımına bağlı olarak ikincil olarak yükselebilir. Kedilerde kalp hastalığı teşhisi ve yönetimi için ekokardiyografi önerilir. Ekokardiyografi, kalp yapısı ve fonksiyonu ile ilgili en doğru bilgiyi sağlar. Torasik radyografi, EKG ve sistolik kan basıncı ölçümü de dikkate alınmalıdır. kedi & köpek Petinfo ofisini ziyaret eden KLİVET üyeleri hafızalarda iz bırakacak bir kongre gerçekleştirmek için çalışmalarını sürdürmektedir. KLİVET, MESLEĞİMİZE KATKI SAĞLAMAYA DEVAM EDİYOR KLİVET Bahar Sempozyumu’nun bu yıl da birlik ve beraberlik ruhuyla, çok başarılı geçmesini ve katılımcılar açısından da yararlı olması için KLİVET yönetim kurulu gece gündüz yoğun çalışmalar sürdürmektedir. RÖPORTAJ: VETERİNER HEKİM EKİKÖ KİRALY AVCI FOTOĞRAF: GARO MİLOŞYAN K linisyen Veteriner Hekimler Derneği (KLİVET) tarafından 19-21 Mayıs 2016 tarihlerinde Antalya Cornelia Diamond Golf Resort & Spa’da düzenlenecek olan “IV. Uluslararası Katılımlı Bahar Sempozyumu KLİVET 2016”’nın konusu “Kedi – Köpeklerde Gastroenterolojiye 26-27 PETİNFO Cerrahi ve Dahili Yeni Yaklaşımlar” olacak. Yönetim kurulu toplantılarını gerçekleştirmek üzere, ofisimizde misafir ettiğimiz dernek üyeleri, faaliyetlerinden ve bizi bekleyen güzel sempozyumdan bahsetti. KLİVET’in kuruluş amacı nedir? Veteriner fakültelerinin sayısı 80’li yıllardan bu yana 30’a aşkın bir rakama yükselmiştir. Fakültelerin sayısı, dolayısıyla öğrencilerin sayısı da arttı. Bu yükseliş sonucu mezun olan meslektaşların mesleki bilgilerinin, özellikle klinisyen hekimlik bakımından tatmin edici olmadığı ortada. Ülkemizde klinisyen veteriner hekimlere yönelik 2012 yılında Klinisyen Veteriner Hekimler Derneği’ni kurduk. Bugüne kadar değişik konularda meslektaşlarımıza bilgi sağlamak amacıyla devamlı eğitimler düzenledik. Bundan sonra da KLİVET olarak, meslektaşlarımızın hem ulusal hem de uluslararası anlamda sosyalleşmesini sağlamayı amaçlıyoruz. Yurtdışında ise Türkiye’nin ve veteriner hekimlerinin tanıtımına katkı sağlıyoruz. Prof. Dr. Suphi Erdem Acar; Meslektaşlarımızın hem ulusal hem de uluslararası anlamda sosyalleşmesini sağlamayı amaçlıyoruz. HEKİMLERİN PRESTİJİ ARTIYOR Geçen sene gerçekleştirdiğimiz Radyoloji Sempozyumundan olumlu geri bildirimler aldık. Bu da gösteriyor ki, verdiğimiz eğitimlerin bilgilerini meslektaşlarımız ilgi ile karşılıyor ve eğitimler sonrası kazandıkları tecrübeleri kliniklerinde de kullanabiliyorlar. Bilgileri ve becerileri arttığı için ise insanların gözünde hekim olarak da prestijleri artar, klinikleri de daha başarılı olur. Veteriner hekimlerin ilgisini nasıl değerlendiriyorsunuz? Derneğimizin kapısı her mesleğine değer veren ve bir şekilde katkı sağlamak isteyen meslektaşımıza açıktır. Klinik sahibi ya da öğrenci olsun, bizimle iletişime geçebilir, toplantılarımıza katılabilir. İlgi büyük ve devamlı artmakta. Sadece İstanbul’da 250 aktif üyemiz mevcut. İki yeni şubemiz de açıldı; KLİVET Ankara ve KLİVET İzmir. Bu şubelerimiz de çok etkili çalışıyor. Yeni şubeler için Türkiye’nin her yerinden haberler geliyor, meslektaşlarımızdan aldığımız bu destek ve ilgi bizi gururlandırıyor. Ancak kalitemizi koruyabilmek adına büyüme sürecimizi biraz yavaşlatmaya, yeni şubelerin açılmasını şimdilik askıya almaya karar verdik. Hedeflerinize ulaştığınızı düşünüyor musunuz? Daha çok yeni bir derneğiz ve elbette gelişmemiz gereken konular var. Yönetim kurulundaki arkadaşlarımızın tümü klinisyen veteriner hekim olduğu için klinisyenlerin ihtiyaçlarının farkındayız ve bir klinisyen hekimin kullanabileceği 1 2 3 4 5 6 bilgiler hakkında eğitimler düzenlemeye çalışıyoruz. Etkinliklerimiz ardından anket çalışmalarımız var, böylece hangi yöne yönelmemiz gerektiğini, nerede iyi olduğumuzu veya gelişmemiz gerektiğini daha çok görme fırsatı buluyoruz. Hekimlerin artık her konuya bilimsel yaklaşma vizyonları oluşmuş durumda. Bundan dolayı arkadaşlarımızın gerçekten özveriyle gerçekleştirdiği çalışmalar ve sponsor firmaların katkıları sonucu, hedeflerimize ulaşacağımıza inandığımızı söyleyebiliriz. Yurt dışında kendinizi tanıtma fırsatı buluyor musunuz? Yurtdışındaki organizasyonlarda da derneğimizi temsil etmeye çalışıyoruz. Amacımız, yurtdışındaki örnekleri buradaki meslektaşlarımıza göstermek ve onlara bir vizyon oluşturmaya yardımcı olmak. Aynı zamanda meslektaşlarımız ile tanışmak, onların çalışmasını görmek de bizim bakış açımızı değiştiriyor. Etkinliklerimize davet ettiğimiz yabancı konuşmacılarla da yurtdışı etkinliklerinde tanıştık. En son Barselona’da gerçekleşen 1. Vet. HekİM Tarık Akan; Klivet herhangi bir sivil toplum örgütünün alternatifi ya da rakibi değildir. 2. Vet. HekİM Ümit Örs; Derneğimizin kapısı mesleğine değer veren tüm meslektaşımıza açıktır. 3. Vet. HekİM Çağlar Kondu Özcan; Ekibimiz bu işe emeğini koyuyor ve en iyisi neyse, ona hep birlikte ulaşmaya çalışıyor. 4. Vet. HekİM Tülay Yılmaz; Derneğimiz olarak katıldığımız yurt dışı etkinliklerinde ilgi gördük. 5. Vet. HekİM N. Gürkan Gülanber; Sempozyuma sadece Türkiye’den 400 katılımcı bekliyoruz. 6. Vet. HekİM Çağıl Çokcoşkun Prestijimiz arttıkça profesyonel organizasyon firmalarıyla beraber çalışmamızın önemi de artıyor. “Başarımızın en büyük anahtarı ekip ruhudur.” FECAVA - SEVC Kongresi’nde kendimizi tanıtma fırsatı bulduk. Burada da çok olumlu yorumlar aldık; hem Türk hem de uluslararası veteriner hekimler standımızı ziyaret edip, ülkemiz, mesleğimiz ve faaliyetlerimiz hakkında sorular sordu. Götürdüğümüz lokumlar ve nazar boncuklarını da herkes büyük bir mutlulukla karşıladı. Bu etkinlikte kendi organizasyonumuzu tanıtıp, yurtdışından da kayıtlar almaya başlamamız bizim açımızdan çok sevindirici bir olay. Dünya artık, Türkiye’de KLİVET isimli bir organizasyon olduğunu biliyor. Bu yeni bakış açısı kongrenize yansıyacak mı? Gördüğümüz, öğrendiğimiz her şey bizim için faydalıdır. Kongrelerimize her sene yeni bir şeyler katmaya çalışıyoruz; her sene daha profesyonel oluyoruz. Meslektaşlarımızdan artık “bu organizasyonu KLİVET yapıyorsa, güzel olacaktır” cümlelerini duymaya başladık. Bu gerçekten çok iyi bir duygu. Organizasyon için hepimiz kliniğimizi bırakıp ekstra emek harcıyoruz. Derneğimiz çok genç bir dernek, yurtdışından alabileceğimiz birçok örnek var. Biz de bu işin püf noktalarını öğrenip adım adım daha organize bir yapı haline geliyoruz. Eksikliklerimiz de var tabi; bu eksiklikleri daha net görmek ve hatalarımızı düzeltmek 28-29 PETİNFO Neden gastroenteroloji Yaptığımız anketlerde meslektaşlarımızın hangi konular hakkında daha fazla bilgi almak islediklerini sorduk ve cevap olarak en çok gastroenteroloji ile ilgili talepler aldık. Bu konu, klinisyen veteriner hekimlerin sıkça karşılaştığı bir konu; neredeyse her gün sindirim sistemi sorunları ile gelen vakalarla karşı karşıya kalıyoruz. Bu nedenle, hekimlerinde gastroenteroloji hakkında daha detaylı bilgi sahibi olmak istemesi anlaşılır. için bu sene profesyonel bir yardım da aldık. Dolayısıyla bu sene kalitemizi daha da arttıracağız. Başarımızın en büyük anahtarının ekip ruhu olduğunu düşünüyoruz. Demokratik bir ekibiz ve her kararı ortak vermeye çalışıyoruz. Herkes bu işe emeğini koyuyor ve en iyisi neyse ona hep birlikte ulaşmaya çalışıyoruz. Kongrenin nerede yapılacağına nasıl karar verdiniz? Araştırmalarımız sonucu bu sene yapılacak organizasyon için en uygun yerin Antalya olacağına karar verdik. Hotellerin sunduğu imkanlar ile meslektaşlarımıza hem bilimsel olarak doyurucu bir program hazırladık; hem de onların dinlenmesi için en uygun yeri seçmeye çalıştık. Bizim amacımız hep aynı; ülkemizde bugüne kadar yapılmış en iyi kongreyi gerçekleştirmek. Mekan olarak yönetim kurulu için İstanbul kolay olurdu, herkes işine yakın olurdu, irtibatı kopmazdı ama Türkiye’deki bütün hekimleri düşünmemiz gerekirse, Antalya’nın hepimiz için daha uygun bir yer olacağını düşündük. Kalite arttıkça maliyette de doğal olarak belli değişiklikler olacak ama sponsor firmalarımız sağ olsun bizi hiç yalnız bırakmıyorlar. Sponsorlar olmadan zaten bu çeşit organizasyonların gerçekleştirilmesine imkan yok. Bir organizasyon ne kadar büyük ve ne kadar iyiyse, katılımcı sayıları da o kadar fazla olur. Bu sene Türkiye’den 400 katılımcı bekliyoruz, geçtiğimiz günlerde İngiltere’den de kayıt aldık. Prestijimiz arttıkça profesyonel firmalarla beraber çalışmamız gün geçtikçe daha da büyük önem kazanıyor. Konuşmacılarınız kim olacak? Konuşmacılarımızı geçen sene yaptığımız Radyoloji Sempozyumu’nda açıkladık. Hafızalarda iz bırakacak bilimsel bir kongre düzenlemek için konuşmacılarımızla 2014’ ten beri yazışıyoruz ve çalışmalar sürdürüyoruz. Bu seneki uzman konuşmacılarımız Theresa Welch Fossum, (D.V.M., M.S., Ph.D – Cerrahi) ve Michael Lappin (D.V.M., Ph.D. – Dahiliye), kedi ve köpeklerde gastroenterolojiye yeni yaklaşımlar hakkında bize bilgi verecekler. Konuşmacılarımız ve sempozyumun programı hakkında daha ayrıntılı bilgi almak isteyen hekimlerimiz http://klivet.org/2016/ internet sayfasından bize ulaşabilir. Erken kayıtlarımız Mart ayına kadar devam edecek. Ayrıca öğrencilere, öğretim üyelerine ve memurlara da imkanlarımıza göre indirim sunmaya çalıştık. Tüm meslektaşlarımızı Mayıs 2016´da aramızda görmek dileğiyle herkese sevgi ve saygılarımızı sunuyoruz. dr. bayer İç parazit taşıyan kedilerin %20’si daha önce hiç sokağa çıkarılmamıştır. GERÇEKTEN Korunmaya ihtiyacım var mı? Bir uzman olarak hayvanlara yapabileceğimiz en büyük iyilik, sahiplerinin eğitimidir. pet sahiplerinin hayvan sağlığı ile ilgili bilgisini arttırmak ve güncel tutmak klinik yönetimi için çok önemlidir. 32-33 PETİNFO H asta sahiplerinin eğitimi, klinisyen veteriner hekimlik mesleğinin önemli bir parçasıdır. Özellikle insanlar tarafından doğru bilinen yanlışlarının tespit edilmesinde ve düzeltilmesinde büyük bir rol oynamaktadır. Örnek olarak kedi sahipleri, hayvanların hiç dışarı çıkmaması ve başka kedilerle aynı ortamda bulunmaması durumunda iç ve dış parazitlere hiç yakalanmadıklarını iddia ediyorlar. Bu bilgi maalesef doğru değildir. Doğru iletişim hayvan sahipleri, Hakkında hiçbir şey bilmediği bir hastalık ve tedavi yöntemi için hayvanını neden veteriner hekime getirsin ki? Bu konu hakkında size birkaç örnek sunmak istedik; HAYVAN SAHİBİ: Evde yaşayan kedimin yıllık parazit kontrolüne neden ihtiyacı olsun ki? Veteriner hekim: Her hayvanın, senede en az bir kere bu kontrollerden geçmesi hem onun sağlığı hem de ailenizin sağlığı için önemlidir. Parazitler, Türkiye’nin her tarafında yaygın olarak bulunmaktadır. Parazit enfeksiyonlarının çoğunlukla klinik semptomları yoktur. Hiçbir belirtisi olmadan hayvanların içinde yaşayan parazitler kedinizin yaşam standardını etkiler. Çoğunlukla hastalığın son döneminde aniden meydana gelen belirtiler ise çok şiddetlidir ve hayvanınızın ölümüne bile sebep olabilir. HAYVAN SAHİBİ: Kedilerin kalp kurdu hastalığına yakalanmadığını duydum. Neden kedim için de kalp kurdu önlemi almalıyım? Veteriner hekim: Aslında bakılırsa, son zamanlarda kalp kurdu hastalığının kedilerde İndoor hayvanlar tehlike altında Yapılan araştırmalara göre, iç parazit taşıyan kedilerin %20’si daha önce hiç sokağa çıkarılmamıştır. Hayvan sahipleri bu tehlikenin farkında olmadıkları için profilaksiyi önemsiz sayarlar. Özellikle büyük şehirlerde mevcut olan sokak hayvanların sayısına bakarsak, evcil hayvanları bekleyen tehlikeleri de kolaylıkla anlayabiliriz. Bildiğimiz gibi, dışarı çıkan her insan sokakta bulunan parazitlerin mikroskobik boyutunda olan yumurtalarını ya da fark etmeden parazitin kendisini de ayakkabısı ve diğer eşyaları ile alıp, taşıyıcı hale gelebilir. Veteriner hekimler için bu küçük ayrıntılar önemsiz görülebilir, ama insanların bu tür bilgilere ihtiyacı vardır. Soğuk mevsimler güvenli mevsimler değildir Dışarıdan hayvan sahipleri tarafından getirilen ya da basit bir rüzgar ile içeri giren ve evin köşesinde saklanan parazitler, yumurtalar ve larvalar kaloriferler ısındıkça canlanır. Parazitlerin çoğu, doğal ortamlarında insanlara geçmez. Bunun sebebi insanların vücut ısısı, pireler için ideal olan hayvanların vücut ısısından daha düşük olmasıdır. Fakat ev ortamında düşündüğümüzden daha yaygın olduğunu öğrendik. Burada dikkat etmemiz gerekenler: İlk olarak, bir kalp kurdu kediler için yıpratıcı olabilir. İkinci olarak, kalp kurtları kedinin sağlığını etkileyecek kadar büyümemelidirler. Üçüncü olarak ise, kalp kurtlarının verdiği hasar, kedilerin yaşam standartlarını etkileyebilir. Kedilerinizin kalp kurduna karşı önleme ihtiyacı vardır. HAYVAN SAHİBİ: Kedim için iç parazit ilacına para harcamam gerektiğine ikna olmadım. Veteriner hekim: Önlem almak, hem ailenizin hem de kedinizin sağlığı için oldukça önemli ve değerli bir yatırımdır. Unutmamalısınız; Çoğunlukla hastalığın son döneminde aniden meydana gelen belirtiler ise çok şiddetlidir ve sunabilceğimiz tedaviler önlemden daha masraflıdır. Tedavi masdafları profilaksinin 15 katı kadar olabilir. bulunan parazitler insanları da ısırıp, zoonoz hastalıkların prevalansını arttırır. Evde yaşayan hayvanların bağışıklık sistemi ise, sokakta yaşayan bireylerinkinden daha düşük olduğu için tek bir parazite karşı bile şiddetli alerjik reaksiyonlar gösterebilirler. Kedilerin çoğu kendisini sürekli temizlediği için ektoparazitlerin bıraktığı “delilleri” tüylerinin üzerinden yok edebilir. Bu şekilde hayvan sahipleri kedilerin parazitlerini zor fark ederler. Küresel ısınmanın etkisiyle sivrisinek gibi birçok vektöre kışın ortasında bile rastlayabiliriz. Dışarıda enfekte bir hayvandan beslenip evin içine giren vektörlerin önemine de dikkat çekmemiz gerekebilir. İndoor kedilerin korunması için neler yapılabilir? > Genel muayenede parazitler de aranmalıdır. > Hayvanlardan alınan dışkı ve kan örnekleri düzenli bir şekilde kontrol edilmeli. > Sonuçlar hayvan sahibiyle birlikte değerlendirilmeli > Hayvan sahiplerine antiparazitik ilaçlarının önemi ayrıntılı anlatılmalıdır. > Hayvanların kayıtları düzenli bir şekilde tutulmalı. > Hayvanların yaşam tarzına göre paraziter mücadele yapılmalı. Vet. Hekim Levent Erdem, ekibimizin Zoetis hakkında merak ettiği soruları ayrıntılı olarak cevapladı. Hedefimiz, lider olmaya devam etmek Sektörden desteklerini hiçbir zaman eksik etmeyen ZoetIs Hayvan Sağlığı, 60 yılı aşkın süredir “meslektaşlarımızı ve işlerini destekliyoruz” sloganı ile yanımızda. RÖPORTAJ: VETERİNER HEKİM EKİKÖ KİRALY AVCI FOTOĞRAF: GARO MİLOŞYAN Z oetis Pet ve At Ürünleri İş Birimi Müdürü Levent Erdem, Berlin Üniversitesi Veteriner Fakültesi’nde eğitimini tamamladıktan sonra Zoetis (eski adı ile Pfizer Hayvan Sağlığı) ailesi bünyesine şirketin İstanbul Ortaköy’deki merkezinde katıldı. Yaklaşık 10 senedir yurtiçi ve yurtdışında farklı görevlerde yer alan Erdem, 2014 Nisan itibari ile Zoetis 34-35 PETİNFO Türkiye bünyesinde Pet ve At Ürünleri İş Birimi Müdürü olarak görevine devam etmektedir. Zoetis olarak pet sektöründeki stratejinizi, yol haritanızı nasıl özetlersiniz? Zoetis Hayvan Sağlığı olarak 60 yılı aşkın süredir ‘’meslektaşlarımızı ve işlerini destekliyoruz’’ sloganı ile yola çıkıyoruz. Bu bağlamda en temel stratejimiz; mesleğimizi, meslektaşlarımızı, sektörümüzü destekleyen, geliştiren her türlü faaliyet için de yer almaktır. Türkiye’de pet sektörü, son yıllarda oldukça hızlı bir gelişim gösteriyor. Bunun başlıca sebeplerini; özellikle büyük şehirlerde gözlemlenen aile yapısındaki değişiklikler, evcil hayvan sahiplerinin evcil hayvanlarını artık evin bir parçası/bireyi gibi görmeleri, bunun yanında mesleğimizde şekillenen olumlu değişiklikler olarak sayabiliriz. Bizler de Zoetis olarak, bu gelişmelere paralel yatırımlarımıza devam ediyoruz. Bu yatırımlarımızdan en güçlüsü kuşkusuz; ürün gamımız. Etkinlikleri klinik çalışmalar ile ortaya konmuş ve tüm dünyada veteriner hekimlerin güvenerek tavsiye ettiği ve kullandığı Vanguard® 5/4L, Felocell CVR®, Leukocell-2 ®, Bronchicine®, Zylexis®, Stronghold®, Rimadyl® gibi kendi alanında marka olmuş ürünlerimiz dışında, Convenia®, Cerenia® ve Mesleğimize ve sektörümüze katkı sağlayacak her türlü faaliyette yer almaya devam edeceğiz. Trocoxil® gibi benzersiz ürünlerimizi de veteriner hekimlerimizin hizmetine sunmaya devam ediyoruz Bundan sonraki dönemlerde de planlamalarımız ve meslektaşlarımızın ihtiyaç ve talepleri doğrultusunda ürün gamımıza katacağımız yeni ürünlerimiz ile bu alanda mevcut yapımızı daha da güçlendirerek yolumuza devam edeceğiz. Ayrıca yine pet sektöründe yer alan ve mesleki gelişimimize büyük katkıları olduğuna canı yürekten inandığımız eğitim seminerleri kongrelerinde de yer almaya devam ediyor olacağız. Bağımsız bir şirket olarak Şubat ayında 3. yıldönümünüzü kutladınız. Bu 3 yıllık süreci nasıl değerlendirirsiniz? Zoetis Hayvan Sağlığı olarak bu geçen 3. yılımızı kutlayacak olmamızdan dolayı çok mutluyuz. 60 yılı aşkın bir süredir Türkiye’de faaliyet gösterdiğimiz halde, daha ilk günkü gibi aynı heyecan ve mutluluk ile hizmet vermeye devam ediyoruz. Hedefimiz, büyüklerimizden devraldığımız bu bayrağı daha da ileriye taşımak, pet sektöründeki liderliğimizi koruyarak, hizmet kalitemizi daha da iyileştirmek. Bağımsız bir hayvan sağlığı şirketi olmanın getirdiği avantajlar ile değerli meslektaşlarımızın istek, talep ve önerilerini çok daha hızlı bir şekilde karşılıyoruz. Zoetis Hayvan Sağlığı olarak adım adım bağımsız bir şirket olurken pek çok değişiklikler gerçekleştirdik. Türkiye’deki pet kliniklerine daha iyi hizmet vermek adına, yeni yatırımlarımıza devam ederek; saha ve merkez kadromuzu güçlendirdik. Bu bağlamda; genişleyen kadromuz ile her geçen gün adım adım hizmet kalitemizi arttırıyor ve daha fazla meslektaşımıza ulaşabiliyoruz. Tabii bundan sonraki süreçte de liderlik ettiğimiz pet sektörüne mevcut ürünlerimiz dışında yeni ürünler getirmeye ve sektöre yaptığımız yatırımlarımıza da devam ediyor olacağız. verebilen, meslektaşlarımız ile birlikte yol alabilen bir çözüm ortağı olabilmek. Bu çözüm ortaklığımızı temelde iki ana başlık altında toplayabiliriz; Evcil hayvanlara yönelik ürün gamınız ve hizmetleriniz ile özellikle hangi alanlara yöneliyorsunuz? Zoetis Hayvan Sağlığı olarak 60 yılı aşkın süredir meslektaşlarımızın her türlü ihtiyaçlarını karşılamaya ve onların bir numaralı iş ortağı olmaya yönelik geniş bir ürün gamına sahibiz. Pet ürün gamımızı kısaca özetle; kedi ve köpek aşılarımız, bağışıklık sistemini destekleyen immunomodülatörümüz, sedatif grubu ürünlerimiz, NSAID grubu ağrı kesicilerimiz, antibiyotiklerimiz, iç ve dış antiparaziter ürünlerimiz, antiemetiğimiz, profilaktik amaçlı ve tedaviye destek olacak yem katkı ürünlerimiz, teşhis ve tedaviyi kolaylaştıran hızlı test kitlerimiz oluştururken;; atlar için ürün gamımızı ise; atlara spesifik üretilmiş aşılarımız, antiparaziter grubumuz, sedatif ve immunomodülatör ürünlerimiz oluşturmaktadır. Bu bağlamda, Türkiye pet sektöründeki en geniş ürün gamına sahip firma olduğumuzu belirtebilirim. Bu ürün gamını oluştururken temel hedefimiz; meslektaşlarımızın her türlü ihtiyacına cevap Kaliteli Ürün Zoetis olarak; etkinliği ve güvenirliği kanıtlanmış, dünyanın neresinde olursa olsun, aynı yüksek kalite ve standartlara sahip ürünlerimizi değerli meslektaşlarımızın hizmetine sunuyoruz. Kaliteli Hizmet Pet iş birimi bünyesinde oluşturduğumuz yedi kişilik uzman satış ve pazarlama kadromuz ile meslektaşlarımızı ihtiyaç duyabilecekleri her mecrada desteklemeyi temel ilkemiz olarak kabul ediyoruz. Bu destek çerçevesinde ürünlerimiz ile ilgili satış öncesi her türlü teknik ve medikal bilgiyi paylaşırken, satış sonrası da gelebilecek her türlü soru/öneri veya şikayetleri, verdiğimiz bire bir ziyaretler ile yerinde cevaplandırmaya ve çözüm ortağı olarak hizmet vermeye çalışıyoruz. Aynı zamanda hızla gelişmekte olan pet sektöründe, yine değerli meslektaşlarımıza destek olabilmek adına; hastalıklar ve korunma yöntemleri üzerine evcil hayvan sahiplerindeki mevcut farkındalığı ve bilinci artırmaya yönelik projelere de imza atıyor olacağız. PROJELERİMİZLE FARKINDALIK YARATIYORUZ Ülkemizde başta Lyme olmak üzere pek çok zoonoz hastalık tartışılmakta. Bu kapsamda Zoetis olarak Lyme ve Leptospirozis gibi tüm dünyada son yıllarda en çok konuşulan iki çok önemli zoonoz hastalık ve korunma yolları hakkında projelerimiz bulunmakta. Bu projelerimiz dahilinde geçen sene Nisan ayında; değerli meslektaşlarımız ile Lyme ve Leptospirosis üzerine hazırlamış olduğumuz, en son güncel bilgileri içeren broşürlerimizi paylaştık. Diğer çok önem verdiğimiz bir konu ise doğa ve çevre konusu. 2015 yılı içerisinde başlattığımız yeni bir uygulama ile gereksiz kağıt israfını azaltmak adına veteriner hekimlerimize sunumlarımızı i-pad’ler üzerinden yapmaya başladık. sektörden 1 1. Farmina’nın Kurucu Ailesi Angelo, Francesco ve Nicola Russo 2. 1965 yılında kurulan ilk tesis Russo Mangimi SPA 3. Şirketin merkezi Nola, İtalya’da bulunan Farmina tesisi 4. Şirketin en büyük üretim tesisi olan Farmina Brezilya 2 Neden Vet Life? 4 3 FARMINA TÜRKİYE Farmina, evcil hayvan sahiplerinin güvenle tercih edebileceği, yüksek kaliteli, üstün lezzete sahip ürünler üreterek evcil hayvanların sağlık durumunu olumlu yönde etkilemeyi ve evcil hayvanların yaşamlarını uzatmayı hedeflemektedir. F armina Pet Foods Türkiye; Mayıs 2015 tarihinde Murat Avcu tarafından İstanbul’da kurulmuştur. Kurumsal evcil hayvan mama pazarında süper premium segmentte yer alan Farmina markasının distribütörlük faaliyetlerini yürüten Farmina Türkiye, merkezi İstanbul’da olmak üzere, Ankara bayiliği aracılığıyla da etkin bir dağıtım ağı üzerinden hizmet vermekte, Farmina markasını profesyonel tavsiye ile veteriner hekim ve petshoplar aracılığıyla ile evcil hayvan sahipleri ile buluşturmaktadır. İtalya, Bre- 36-37 PETİNFO zilya ve Sırbistan’da 3 büyük üretim fabrikası olan Farmina, geniş logistik ağı ile 40’tan fazla ülkeye ulaşmaktadır. Türkiye genelinde de çalıştığı seçkin veteriner klinikleri ve petshoplar aracılığıyla kaliteli hizmet anlayışını sürdürmektedir. Tarihçe Farmina, 1965 yılında İtalya’da, hayvan besleme alanında uzman Francesco Russo tarafından kurulup, Russo Mangimi şirketi ile çalışmalarına başlamıştır. Zamanla şirket büyümüş ve şirketin sahibi Francesco ‘nın oğlu Dr. Angelo Russo, 1999 yılında evcil hayvanlara olan tutkusu ve yeni bakış açısı sayesinde evcil hayvanların refahını, merkezli bilimsel araştırmaları ile birleştirip evcil hayvan gıda kategorisinde faaliyet gösterme kararı almıştır. Dr. Russo’nın başlattığı bu iddialı rota, onu özellikle kedi ve köpek maması formülleri ve araştırmaları yapan bir İngiliz şirketine yönlendirmiştir. Yapılan iş birliği, dünyaca ünlü bir marka kazandırmıştır. Teknoloji Çift vidalı sıkma Ham maddelerin karıştırılmasını ve daha eşit ölçülerde pişirilmesini sağlar, bu da Vet Life, tam ve dengeli içeriği ile kedi ve köpeklerin besinsel ihtiyaçlarını tam anlamıyla karşılayan, sağlık problemi olan evcil hayvanlar için geliştirilmiş geniş bir kategorisi bulunan, hekim tavsiyesi ile satılan ilk doğal reçete skalasıdır. Yavru ve yetişkinlik döneminin besinsel ihtiyaçları farklı olduğundan operasyon sonrası dönem yavru ve yetişkin mamaları olarak ayrılmakta, Hypoallergenic mamalarımızda farklı lezzet alternatifleri bulunmakta, Ultrahpyo, Obesity, Neutered, Hairball, Struvit, Strüvit Management, Ossalati, Renal, Joint, Diabetic ve Gastrointestinal gibi kategoriler yer almaktadır. Cardiac ve Hepatic ürünlerimiz de çok yakında piyasaya çıkacaktır. tek vidalı sıkma teknolojisine nazaran daha yüksek sindirilebilirlik (%25) ve daha lezzetli mamaların üretilmesini sağlar. Vakumlu kaplayıcı Mama taneciklerinin mikro gözeneklerine besin maddelerinin kusursuz bir şekilde eklenmesi için benzersiz bir vakum teknolojisi kullanılmaktadır. Böylece vitaminler soğuk ortamda eklenerek mekanik ve termal stresten korunur, pişirme işleminden sonra eklenir dolayısıyla uzun ömürlü ve dayanıklı vitaminler elde edilir. Metehan Özdemir, Sernur Akgüven, Uzm. Vet. Hek. Çağdaş İncesu, Uzm. Vet. Hek. Doruk Babaç, Vet. Hek.Zeynep Nurselin Kot, Oğuzhan Özdemir (SOLDAN SAĞA) Üstün kaliteli bir hizmet noktası İzmir’in genç ve modern Central Animal Veteriner Kliniği’nde UzmAN VetERİNER Hekim Çağdaş İncesu ve VetERİNER Hekim Hekim Doruk Babaç ile Veteriner Hekim Zeynep Nurselin Kot ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. İ zmir, Üçkuyular Mahallesi’nde ziyaret ettiğimiz 2015 Nisan ayında açılan Central Animal Veteriner Kliniği’nde bizi enerji dolu bir ekip karşıladı; Uzm. Vet. Hekim Doruk Babaç, 2011 yılında Adnan menderes Üniversitesinden mezun olduktan sonra aynı yıl, iç hastalıkları ABD’da uzmanlık eğitimine başladı. Eğitim süresi boyunca kedi köpeklerde gastroenteroloji, dermatoloji, enfeksiyöz hastalıklar ve üriner sistem hastalıkları üzerine araştırmalarda 38-39 PETİNFO bulundu. Eğitimimin 6 aylık sürecini yurt dışında devam ettirip, 2014 yılı şubat ayında uzman programını tamamladı. Uzm. Vet. Hekim Çağdaş İncesu, 2009 yılı Adnan menderes Üniversitesi’nden mezun oldu. Bir yıl sonrasında yine aynı üniversitesin cerrahi anabilim dalında, kedi ve köpeklerde ortopedi kapsamlı uzmanlık eğitimini tamaladı. Veteriner Hekim Zeynep Nurselin Kot, 2015 yılı Haziran ayında Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nden ikincilikle mezun oldu. Mezuniyetinden kısa bir süre sonra Central Animal ailesine katılarak meslek hayatıma başladı. Öğrenciliği sırasında kliniğin kurucuları olan Çağdaş ve Doruk ile tanışıp, projelerine ve hayallerine inandığı Central Animal Veteriner Kliniğine dahil oldu. Açılış hikayeniz nedir? Bize kliniğinizi tanıtır mısınız? Dostluğumuz çok uzun yıllara dayanmakta olup, Central Animal Veteriner Kliniği, üniversite yıllarında, kağıtlara karaladığımız bir hayaldi. Daha sonra bu dostluğun yanında güçlerimizi gelecek uzmanların elinde Doğru tanı ve gerekli tedaviyi gerçekleştirebilmek için bir konu hakkında yeterli düzeyde bilgiye sahip olmanız gerekmektedir. Yeterli olabilmek, zaman ve tecrübe gerektirir. Biz biliyoruz ki, her konuyu bilmeye çalışmak yerine, belirli bir alana yönelerek ihtisas yapmak ve uzmun insanlarla çalışmak başarıyı ve doğru hizmeti beraberinde getirecektir. ve birikimlerimizi aynı amaca hizmet edebilmek adına birleştirmeye karar verdik. 4 yıllık bir alt yapı çalışması sonucunda, bizlerin ve İzmirlilerin hayalini süsleyen Central Animal veteriner kliniğini kurduk. Kliniğimiz toplamda 240 m2, 2 katlı olup 12 birimden meydana gelmektedir. 2 muayene odasında acil müdahale ve klinik hizmetleri verilmektedir. Yoğun bakım ve ameliyathane birimlerimizde asepsi antisepsi şartlarına uygun operasyon ve müdahale yapılmaktadır. Doğru teşhis ve tedavi amacıyla tam donanımlı laboratuvar ve görüntüleme birimlerimiz yanında pet shop, pet kuaför, kedi ve köpek ayrı olmak üzere, 10 köpek kapasiteli ve 10 kedi kapasiteli hospitalizasyon ve pansiyon odalarımız mevcuttur. Kliniğimize gelemeyecek durumda olan hasta ve hasta sahiplerimize yerinde ve vaktinde müdahale edebilmek için pet taksi ve mama servisi araçlarımızla 7/24 hizmet vermekteyiz. En sık gerçekleştirdiğiniz müdahaleler nelerdir? Kliniğimiz açıldığı günden bugüne kadar en sık karşılaştığımız olgulara bakacak olursak, cerrahi alanda travmaya bağlı ekstremite kırıkları ve yaralanmaları, patellar luksasyon , diyafram fıtığı ve korneal perforasyon ile ilgili operasyonlar gerçekleştirdik. İç hastalıkları alanında FLUTD ve böbrek yetmezlikleri, parvoviralenteritis ve herpesvirus gibi viral hastalıklar, kan transfüzyonu gerektiren kan parazitleri, karaciğer hastalıkları, atopik dermatitler ile karşılaştık. Doğum ve jinekoloji alanında ise pyometra, ovaryum kistleri ve güç doğum vakalarında müdahalede bulunduk. Facebook’ta her türlü paylaşımda bulunuyorsunuz. Peki, sosyal medya bir klinik için ne kadar önemli? Günümüz şartlarında önemli gelişmeleri büyük çoğunlukla sosyal medya aracılığı ile takip ediyoruz. Çok güçlü bir iletişim aracı ve kitlelere daha kolay ulaşılabilir olduğundan hizmetlerimizi, klinik özelliklerimizi, en önemlisi yaptığımız faaliyetleri sosyal medya aracılığı ile paylaşmanın önemli olduğunu düşünüyoruz. Sosyal medya aracılığı ile yapılan değerlendirmeler, öneri ve şikayetler bizlerin Hayvan severlerin destekleriyle birlikte sokakta yaşayan canlara askıda mama ve ilaç kampanyamızla destek veriyoruz. Bu uygulamanın da bir öncü olmasını amaçlıyor ve daha geniş alanlara hizmet götürmek istiyoruz. İşimizde takım ruhunun ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. kedi & köpek hasta sahiplerine ve küçük dostlarımıza daha iyi hizmet verebilmek adına yönlendirici olmasının yanında kitlelerin taleplerini ekibimiz ile paylaşıp hizmet kalitemizi bir üst noktaya taşıma açısından da fayda sağlamaktadır. Mesleğe saygı ve rekabet faktörünü göz önünde bulundurursak en sık karşılaşılan sorunlar nedir? Rekabet her sektörde olması gereken hizmet kalitesini arttıracak unsurlardan bir tanesidir. Önemli olan meslek etiği çerçevesinde gerçekleşmesidir. Bu kapsamda en çok gözlemlediğimiz problem yoğun işleyiş içerisinde mesleki dayanışmanın 40-41 PETİNFO unutuluyor olması, hastalar konusunda konsultasyon eksikliği ve son olarak da maalesef ekonomik kaygılar dolayısıyla sokak hayvanlarına yapılacak olan desteklerin esirgenmesidir. Kliniğinize gelen hastalar arasında kalp hastası var mı varsa ne çeşit kalp hastalıkları görülmektedir? Birçok zaman hasta sahipleri petlerinin kalp problemi yaşadığının tahmin edemiyorlar. Kliniğimize başvuran hastalarımızda anemnez bilgilerinde de sıklıkla kalp kaynaklı şikayetlerde değil de çabuk yorulma, halsizlik, hızlı solunum veya abdominal solunum problemleri gözlenmektedir. Bu hastalarımızı değerlendirdiğimizde büyük bir çoğunluğunun küçük ırk ve brachiacephalic köpekler olduğu, bunlarında yine büyük bir çoğunluğunun geriatrik grupta olan hastalar olduğu dikkat çekiyor. Tanıya giden yolda mutlak suretle hemogram, total biyokimya, torasik radyografi ve EKG uygulamalarını kliniğimiz bünyesinde gerçekleştiriyoruz. Kalpte VHS (vertebral heart score) ile kalp kası büyümesi tespit ediyoruz. Yapmış olduğumuz değerlendirmeler sonucunda genelde dilate kardiyomiyopati, kongestive kalp yetmezliği, atrial fibrilasyon gibi olgularla sık olarak karşılaşıyoruz. gerekli hijyen koşullarının ve klinik standartlarının sağlanabiliyor olması, hizmet kalitesinin artmasına yardımcı olur. Kedi ve köpeklerin kalp sağlığı yönünden rutin veteriner hekim kontrolleri de ihmal edilmemeli ve mutlaka yapılmalıdır. 00-00 PETİNFO kalp Doğrular ve Doğru Bilinen Yanlışlar Günümüzdeki tüm teknolojik tanı yöntemlerine rağmen, kalp hastalıklarının değerlendirilmesinde hekimin kardiyolojik bulguları yorumlama becerisi tanı koymada hala önceliğini korumaktadır. Yazar: VETERİNER HEKİM dr. ekrem çağatay çolakoğlu T eknolojik tanı yöntemlerinin giderek gelişmesi ve yaygın kullanımı ile edinsel ve doğmasal kalp hastalıkları artan sıklıkla teşhis edilmekte ve tedavileri gerçekleştirilmektedir. Kalp hastalığı şüpheli kedi ve köpeklerin; öncelikle şikayet nedenleri belirlenmekte, klinik muayeneleri gerçekleştirilmekte, kan analizleri, göğüs röntgenleri, EKG ve ekokardiyografileri yapılmaktadır. Endikasyon bulunan hastalara; uzun dönem Holter kaydı, strain (Gerilim) ve strain rate (gerilim hızı) görüntüleme, speckle tracking ekokardiyografi ya da kardiyak MR gibi çok daha ileri görüntüleme ve tanı teknikleri uygulanabilmektedir. Çoğu zaman birçok tanı ve görüntüleme tekniği kalp hastalıklarının kesin tanısını koymada birlikte değerlendirilmektedir. Yaygın Klinik Belirtiler ve Muayene Bulguları Kalp hastalıklı erişkin köpeklerde en sık karşılaşılan klinik belirtiler; öksürük ve egzersiz kapasitesinde azalmadır. Özellikle gece öksürükleri mitral kapak hastalıklı küçük ırk köpeklerde daha belirgin olmakta ve köpeklerin uyku kalitesini olumsuz etkilemektedir. Hasta sahipleri; köpeklerinin oyun sonrası nefes nefese kaldıklarını, öksürük şikayetlerinin belirginleştiğini ve merdiven çıkma gibi aktiviteleri yapmada zorlandıkları bilgisini hekime vermektedir. Mitral kapak hastalıklı küçük ırk köpek sahiplerinin sıklıkla şikayet ettikleri diğer belirtiler ise daha önceleri gece sakince uyuyan köpeklerinin artık sürekli ev içerisinde dolandığı, yer beğenmede zorlandığı ve aile bireylerini rahatsız ettiği şeklindedir. Dilate Kardiyomyopatili (DCM) büyük ırk erişkin köpek sahipleri ise sıklıkla; güçten düşme, karında gerginleşme ve sarkma (Asites) şikayetleriyle Hekime başvurmaktadır. DCM’li büyük ırk köpeklerde ayrıca; patilerde ödem nedenli şişkinlikler, bayılma ve dilde morarmalar da kalp hastalıklarının belirtileri arasındadır. Büyük ve küçük ırk erişkin köpeklerde görülen bu belirtiler çoğu zaman ortak da olabilmektedir. Pediatrik köpeklerde ise kalp hastalıklarının belirtileri sıklıkla; dilde morarmalar, solunum güçlüğü, gelişim geriliği ve kilo kaybı şeklindedir. Küçük ırk köpeklerin kapak hastalıkları, büyük ırkların ise kalp kası zafiyeti (Kardiyomyopati) gibi kalp hastalıklarına yatkın oldukları akılda tutulmalıdır. Kedilerde ise kalp hastalıkları nedenli klinik belirtiler çoğunlukla sinsi ilerlemekte ve çoğu zaman hasta sahipleri tarafından geç fark edilmektedir. Solunum güçlüğü, ani şekillenen Gece öksürükleri küçük ırk köpeklerde daha belirgin olmakta köpeklerin uyku kalitesini olumsuz etkilemektedir. anoreksi, vücut ısısında düşme, arka ayaklarda ani başlayan paraliz durumu ve ağrı nedenli sürekli inleme sesleri Hipertrofik Kardiyomyopatili (HCM) çoğu kedide hasta sahiplerinin dikkatini çeken ilk bulgular olmakta; bu belirtiler fark edildiğinde ise çoğunlukla geç kalınmış olmaktadır. Bu hastalarda; taban yastıklarının siyanotik hal alması ve femoral nabzın alınamaması da eşlik eden arterial thromboembolizm nedenli bulgulardır. Kedilerin HCM’sinde sıklıkla karşılaşılan bu şikayetler ve kan analizlerinde total CK yükselmeleri tanıda Hekimlere yol gösterici olabilmektedir. HCM’li kedilerde eşlik eden pulmoner thromboembolizm nedenli solunum güçlüğü de şiddetlenebilmektedir. HCM’nin sinsi seyretmesi, özellikle kedilerde rutin kardiyolojik kontrollerin önemini ve ihmal edilmemesi gerektiğini ortaya koymaktadır. Kalp hastalığı şüpheli petlerin kardiyak muayenelerinde; DR. EKREM ÇAĞATAY ÇOLAKOĞLU vücut ısısı ve ağız sağlığına, mukozal yüzeylerdeki renk değişikliklerine, kapillar dolum zamanına, juguler dolgunluğun varlığına, femoral nabız kalitesine, kalp ve solunum sayısı ile üfürüm klasifikasyonuna dikkat edilmelidir. Hastaların muayenesinde Dirofilaria’nın (Kalp kurdu) elemine edilmiş olması önemlidir. Küçük ırk köpeklerde ağız ve diş sağlığı ile kapak hastalıkları arasında ilişki bulunmaktadır. Ağız ve diş sağlığı kötü olan köpeklerde kapak hastalıkları görülme sıklığı da artmaktadır. Doğmasal kalp hastalıklarında mukozal yüzeyler aşırı derecede hiperemik ya da siyanotik olabilirken; edinsel kalp hastalıklarında ise solgun olarak belirlenmektedir. Kalp hastalıklı köpeklerin kapillar dolum zamanları çoğu zaman 2-3 saniyenin üzerinde seyretmektedir. Kalp hastalıklı köpeklerde; juguler damarda dolgunluk şekillenebilmekte, femoral nabız vurumu azalmaktadır. Pimobendan, myokardiyal fonksiyonları geliştirici en önemli inotrop ilaçlardan biridir ve Dilate Kardiyomyopatisi olan köpeklerin rutin tedavisine mutlaka eklenmelidir. 44-45 PETİNFO Kalp hastalarının kalp ve solunum sayılarında değişiklik oluşmakta ve hastalarda üfürüm duyulabilmektedir. Üfürüm varlığı ile kalp hastalıkları arasında her zaman ilişkinin olmayabileceği akılda tutulmalıdır. Mitral Kapak Hastalığı Köpeklerin mitral kapak hastalığı tüm kalp hastalıkları içinde köpeklerde en sık rastlanan kalp problemlerinin başında gelmektedir. Erkek ve 8 yaş üzerindeki köpeklerde daha sık belirlenen hastalığın görülme sıklığı yaş ilerledikçe artış göstermektedir. Hastalık kedilerde nadir olarak tespit edilmektedir. Köpeklerin mitral kapak hastalığının daha sıklıkla; Cavalier, Poodle, Pomeryan, Terrier, Şivava ve Dachshund gibi küçük ırk köpeklerde tespit edildiği unutulmamalıdır! Özellikle Terrier tipi köpeklerde hastalıkla sıklıkla karşılaşılmaktadır. Mitral kapak hastalığı; mitral kapak üzerinde başlayan miksömatöz dejenerasyon nedenli şekillenmekte, kapak üzerinde nodüler oluşumlar ortaya çıkmakta ve kapak fonksiyonu bozularak sol atrium içine doğru regürgitasyon akımı meydana gelmektedir. Mitral regürgitasyonun şiddeti Trabzon doğumlu Dr. Çolakoğlu; İlk, orta ve lise öğrenimini Trabzon’da tamamladıktan sonra 2003’te Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesine başlayarak 2008 yılında Lisans Eğitimini Birincilik Ödülü’nü alarak tamamladı. Aynı yıl A.Ü Veteriner Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı’nda doktora öğrenimine başladı. 2013 yılında “Köpeklerde Kalp Hastalıklarında Aritmilerin Holter Monitorizasyon Tekniği ile Tanısı ve Sınıflandırılması” konulu doktora tezini tamamlayarak Dr. Vet. Hek. ünvanını aldı. İlgi alanı olan; kedi ve köpeklerde veteriner kardiyoloji, kardiyak aritmiler ve kardiyopulmoner resüsitasyon uygulamaları hakkında seminerler vermektedir. Dr. Çolakoğlu; halen A. Ü. Veteriner Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Araştırma Görevlisi olarak görevini sürdürmektedir. kedi & köpek dilate kardiyomiyopati Hastalık idiyopatik ve genetik nedenlerden şekillenebileceği gibi; sekonder nedenlerden dolayı da oluşabilmektedir. Ağır metal zehirlenmeleri, böcek sokmaları, sepsis, doksarubisin gibi lenfoma kemoterapisinde sıklıkla kullanılan ilaçlar, taurin ve l-karniten yetersizlikleri sonucu myokardiyal disfonksiyon ortaya çıkabilmektedir. Myokardiyal disfonksiyon sonucu kalbin atım gücü ve atım hacmi azalmakta ve klinik belirtiler görünür hal almaktadır. Bu hastaların göğüs röntgenlerinde ise mitral kapak hastalıklı köpeklerde olduğu gibi kardiyomegali görüntülenmektedir. Henüz semptom göstermeyen DCM’li köpeklerde erken dönemde EKG’de ventriküler prematüre atımlara (VPC) sıklıkla rastlanmaktadır. 46-47 PETİNFO arttıkça sol atrium boyutları da artış göstermektedir. EKG kayıtları her zaman spesifik bulgular vermemektedir. Çoğu hastanın göğüs röntgenlerinde kardiyomegali ile karşılaşılabilmektedir. Kesin tanı ekokardiyografi ile netleştirilmektedir. Ekokardiyografik muayenede; kalınlaşmış ve pürüzlü görünüm kazanmış kapak yapısı dikkati çekmekte, nodüler kapak oluşumları şekillenebilmektedir. Bu hastalarda sol atrium ölçüleri giderek büyümekte, sol atrium/ aort oranında artış meydana gelmektedir. Bazı hastalarda mitral kapağın sol atrium içine doğru kubbeleşmesi olarak tanımlanan mitral prolapsus görülebilmektedir. Her zaman oluşmamakla birlikte ekokardiyografide sol ventriküler egzentrik hipertrofi ve değişen derecelerde regürgitasyon belirlenmektedir. Tedavi konusunda doğru bilinen yanlışların başında mitral regürgitasyonu olan her hastaya tedavi uygulamasının yapılması gelmektedir. Hafif şiddetli mitral regürgitasyon çoğu hastada tolere edilebilmekte ve semptomsuz seyredebilmektedir. Yapılan birçok çalışmada; köpeklerde asemptomatik seyreden mitral kapak hastalıklarında (hafif mitral regürgitasyonlu) enalapril ve lisinopril gibi ACE inhibitörleri verilmesinin mitral regürgitasyon şiddeti üzerine ve hastanın klinik görünümü üzerine etkisini olmadığı gösterilmiştir. Dolayısıyla ekokardiyografik olarak belirlenmiş hafif mitral regürgitasyonlu ve semptomsuz köpeklerde her zaman tedavi uygulaması gerekmemektedir! Aynı şekilde mitral kapak hastalığı teşhisi konulan ya da toraks röntgenlerinde kardiyomegali belirlenen hastalara pimobendan gibi inotropik ilaçlar verilmeden önce sistolik disfonkskiyon bulguları Çoğu kedide sinsi, sessiz ve derinden ilerleyen HCM, çok ciddi klinik belirtilerle ortaya çıkarabilir. DCM Hastalığında ilk klinik belirtiler ortaya çıkmadan önce yıllar sürebilen uzun Enfeksiyöz ve endokrin nedenler de myokardiyal disfonkiyon yaratan olası sebepler olarak sayılmaktadır. mutlaka değerlendirilmelidir. Pimobendan etki mekanizması gereği kalp kası kasılım gücü üzerine etkisi olan ve myokardial kasılım gücünü arttıran bir ilaçtır. Sistolik disfonksiyon bulunan veya DCM teşhis edilmiş köpeklerde kullanılması daha doğru olmaktadır. Dolayısıyla; mitral kapak hastalıklı köpeklerde pimobendan gibi inotrop ilaçlar reçete edilmeden önce ekokardiyografik olarak sistolik fonksiyonlar mutlaka değerlendirilmedilir. Kaldı ki, pimobendan’ın kardiyak büyüklüğü azaltıcı etkisi de bulunmamaktadır. Sistolik disfonkisyon; kronik mitral kapak hastalığı bulunan ya da mitral regürgitasyonlu köpeklerde hastalığın ileri dönemlerinde şekillenebilmektedir. Ekokardiyografi ile sistolik disfonksiyon belirlenen mitral kapak hastalıklı köpeklerde pimobendan kullanımı kabul edilebilirdir. Kardiyomegali; edinsel ya da doğmasal birçok kalp hastalıklı köpekte ortak radyolojik bulgu olmaktadır. Bu nedenle; kardiyak teşhisi kesinleştirmeden ve sistolik fonksiyonları belirlemeden toraks röntgenlerinde kardiyomegali saptanan tüm hastalara pimobendan reçete edilmesi doğru değildir. Dilate Kardiyomyopati Köpeklerin dilate kardiyomyopatisi (DCM) sıklıkla büyük ırk köpeklerde (Doberman, Boxer, Bulldog, kedi & köpek Golden, Labrador, Kangal ve Akbaş) görülen miyokardial fonksiyon kaybı ile karakterize bir hastalıktır. (DCM)’li köpeklerin tedavisinde pimobendan rutin tedaviye mutlaka eklenmelidir. Çünkü; DCM hastalığı doğası gereği değişen derecelerde sistolik disfonksiyon ile karakterizedir. Pimobendan myokardiyal fonksiyonları geliştirici en önemli inotrop ilaçlardan biridir. DCM’li hastaların tedavisinde doğru bilinen yanlışların başında; perikardiyal efüzyonun eşlik ettiği hastalarda furosemid gibi idrar söktürücülerin yaygın kullanımıdır. Perikardiyal efüzyonun olmadığı DCM’li hastalarda idrar söktürücülerin faydalı etkileri vardır. Fakat, şiddetli perikardiyal efüzyon varlığı kardiyak çıkışı azaltmakta ve dolaşan kan volümünde (ön ve ardyük) azalmaya neden olmaktadır. Bu hastalarda idrar söktürücülerin kullanımı ön ya da ardyük volümünü iyice azaltmakta ve önerilmemektedir. Bu durum plöral efüzyonlu hastalar için de geçerlidir. Hipertrofik Kardiyomyopati Kedilerin en sık görülen kalp hastalığı olan HCM, kediler arasında sanıldığından çok daha yaygın seyretmektedir. Çoğu kedide sinsi, sessiz ve derinden ilerleyen hastalık çok ciddi klinik belirtiler ortaya çıkarabilmekte ve o zaman hasta sahipleri tarafından dikkat çekici olmaktadır. Genetik ya da ailesel temelli olan hastalık klinik olarak normal kedilerin %15-34’ünde mevcuttur. Hastalık İran kedileri, British Shorthair, Ragdol, Maine Coon, Ankara ve Van Kedilerinde yaygın olarak gözlemlenmektedir. Hastalığın ekokardiyografik muayenesinde en belirgin bulgu; sol ventriküler konsantrik hipertrofidir. Sol 48-49 PETİNFO ventriküler duvar kalınlığı artmakta ve lümen genişliği giderek azalmaktadır. Ne yazık ki; çoğu HCM’li kedinin toraks röntgenlerinde kardiyomegali dikkat çekici olmamaktadır. Bu nedenle, HCM’li kedilerin kesin teşhisinde toraks röntgenlerinden ziyade ekokardiyografiye daha çok güvenilmelidir. Arterial thromboembolizmin kedilerin kardiyak acillerinden olduğu artık yaygın olarak bilinmektedir. Arka ayaklarda ani başlayan paraliz, vücut ısısında düşme ve femoral nabız yokluğu gibi klinik görünümü olan hastalığın HCM ile ilişkili olduğu ise gözardı edilmektedir! Çoğu zaman HCM’li kedilerin kardiyak boşluklarında makroskobik olarak thrombüs görüntülenebilmektedir. Embolinin eşlik ettiği HCM hastalarında bilateral paralizi çözmek için heparin tedavisi (220 U/kg iv tek doz, sonrasında 4 saat aralıklarla 200 U/kg sc) rutin tedaviye mutlaka eklenmelidir. Ağrılı seyreden hastalarda ise NSAI ilaçlardan faydalanılabilmektedir. Bu konuda doğru bilinen yanlışların başında ise aspirin kullanımının kediler üzerindeki toksik etkisinin doz bağımlı olduğunun unutulmasıdır! Ağrılı ve oral alımı olan hastalarda aspirin 25mg/kg dozunda haftada iki uygulama şeklinde hem ağrının giderilmesi hem de heparin sonrası embolinin tekrar oluşmasını önlemek adına güvenle kullanılabilir Kedi ve köpeklerde kalp hastalıklarının teşhis edilmeleri ve tedavilerinin gerçekleştirilmesi elbette önelidir. Fakat daha da önemlisi; küçük dostlarımızın kalp sağlığı yönünden rutin veteriner hekim kontrollerinin de ihmal edilmemesi ve mutlaka yapılmasıdır. Küçük dostlarınıza sağlıklı ve mutlu bir yaşam dilerim. Veteriner Kardiyolojide Bir Dönüm Noktası Yaşlanan kedi ve köpeklerde de tıpkı insanlar gibi yaşlılığa bağlı gelişen hastalıklar, hayat kalitelerini önemli ölçüde etkilemekte ve ölümlerin pek çoğu da bu hastalıkların özellikle organ yetmezliklerinin bir sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. Bu noktada “Konjestif Kalp Yetmezliği” progresif yapısı, yaşa bağlı olarak insidensinin ciddi derecede artması ve göz ardı edildiğinde de hayat kalitesini ve yaşam süresini oldukça kısaltması ile önemli bir rahatsızlık olarak kendini göstermektedir. Bu durum, yıllarını köpeği ile geçiren hasta sahibi açısında da oldukça dramatik bir tablo oluşturmaktadır. Vetmedin®, işte tam da bu noktada Konjestif Kalp Yetmezliği’nin yönetiminde hem bir pozitif inotropik hem de bir vazodilatör ajan olarak çok önemli bir rol üstlenmekte ve dünya genelinde 15 yıldan fazla bir zamandır kendi yarattığı sınıfını başarı ile temsil etmektedir. İlgili çalışmaya hekimlerimiz aşağıdaki linkten ulaşabilirler. http://www.ncbi.nlm. nih.gov/pmc/articles/ PMC3546380 Hekimlerin katkılarıyla gelişen Vetmedin® Türkiye’de lanse edildiği 11 Aralık 2012 tarihinden bugüne kadar Vetmedin® adlı ürünümüzü ve kullanım alanlarını hekimlerimize daha iyi tanıtabilmek için lokal ve ulusal etkinliklere verdiğimiz destek ve saha ziyaretlerimiz ile hekimlerimizin bilgilerini güncellemelerine yardım ve yeni gelişmelerden de kendilerini haberdar etmek için azami çaba gösterdik. Geldiğimiz noktada hekimlerimizin olumlu geri dönüşleri bizleri oldukça memnun etmektedir. Vetmedin® ise global çapta başarısını kanıtlamaya ve yeni çalışmalar ile veteriner kardiyolojide çığır açmaya devam etmektedir. Geçtiğimiz aylarda yayınlanan “Protect Study” adlı bağımsız bir çalışmada, pimobendan’ın( Vetmedin®) pre-klinik dilate kardiyomiyopati’de hastalığın oluşumunu ve buna bağlı ölümleri kayda değer bir şekilde geciktirdiği ortaya konuldu. beslenme Kalbe giden yol mideden geçer Sindirim ile kalbin çalışması arasında sıkı bir bağ vardır. Hangi kalp hastalığı söz konusu olursa olsun, diyet tedavisinin amacı vücut için gerekli besleyici maddeleri sağlarken, kalbin yorulmasını önlemektir. 50-51 PETİNFO Beslenme, kalp ve dolaşım sistemi mekanizmasında da etkin rol oynamaktadır. Kalp yetmezliği, spesifik bir hastalık olmasından ziyade bir sendromdur; kalbin ve damarların fonksiyonel ve yapısal anomalileri sonucu meydana gelen bir rahatsızlıktır. Klinik belirtilerini ise düşük kardiyak output (zayıflık, hareket etmekte isteksizlik, bayılma), pulmoner rahatsızlıklar (öksürük, zor nefes alma) ve sistemik sıvı retansiyonu (karaciğer büyümesi, ascites) olarak sıralayabiliriz. Özellikle yaşlı hayvanlarda kronik böbrek yetmezliği ve diğer böbrek hastalıkları kardiyovasküler yetmezliğe eşlik eder. Olası bir kardiyak disfonksiyon hayvanların durumunu daha ciddi hale getirebilir, çünkü kardiyak outputun ya da diğer adıyla kalp debisinin büyük bölümü böbreklerin çalışmasında rol oynar. Kronik böbrek yetmezliği ise hem kullanmak istediğimiz ilaçların dozajını etkiler hem de yüksek tansiyonun meydana gelme riskini arttırır. Dolaşım sistemi, herhangi bir aksaklık durumunda öncelikli olarak beyin, böbrek ve kalp gibi kritik organları beslemeye çalışır. Mevcut bir kalp hastalığında bu kompenzatif etkiyi vücuttaki sodyum ve suyu atmaması ile gerçekleştirir. Bu durum ise ekstraselüler sıvı birikimi ve bu durumun meydana getirdiği klinik semptomları ile sonuçlanır. Yaşamsal fonksiyonların devamlılığı için önemli olan beslenme, vücudun temel mekanizması olan kalp ve dolaşım sistemi mekanizmasında da etkin rol oynamaktadır. Obezite sıklıkla meydana gelir Hayvanların obezitesi, hem tanı koymakta aldatıcı olabilir - aşırı obezite durumunda da zayıflık, isteksizlik ve hızlı nefes alma gibi semptomlar gözlenebilir- hem de kardiyovasküler semptomların meydana gelmesinde de rol oynar. Yani obezite, minimal düzeyde mevcut olan bir kardiyovasküler rahatsızlığın şiddetlenmesinde ve klinik semptomların gelişmesinde önemli rol oynayabilir. Mamaların içeriği önemlidir Kalp rahatsızlıkları sodyum, klor ve suyun geri emilmemesine neden oldukları için, hasta sahibi özellikle bu konular ile ilgili bilgilendirilmeli. Marketlerde bulunabilen ticari mamaların sodyum miktarı çok yüksek ve kalp rahatsızlığı olan hayvanlara hiç tavsiye edilmemelidir. Özellikle yaşlı hayvanlarda böbrek hastalıkları kardiyovasküler yetmezliğe eşlik eder. Kalp hastası hayvanlarda kullanılan diüretikler, su yanı sıra vücuttaki potasyum ve magnezyum boşalmasını da tetikler. Bu minerallerin noksanlığı da göz önünde bulundurulmalıdır. Taurin Kediler için bir esansiyel amino asittir. Kedigillerdeki enzim noksanlıklarından dolayı vücut, sistinden ve metioninden yeterli miktarda esansiyel amino asit sentezleyemez. Bu madde noksanlığında kediler kardiyomiyopatiye daha yatkın olur. Köpeklerden cocker spaniel ve golden retrieverlerde de aynı durum söz konusu olabilir. Kalp rahatsızlığı olan hayvanlar için özellikle geliştirilmiş profesyonel mamalar bol miktarda taurin içermektedir. Karnitin Karnitin, vücuda giren besinlerin enerjiye çevrilmesinde önemli rol oynayan bir besin maddesidir. Çoğunlukla memeli hayvanların kalp ve iskelet kaslarında bulunmaktadır; kas hücrelerinin transport mekanizmasında önemli rol oynamaktadır. Noksanlığında dilatasyonlu kardiyomiyopatinin oluşma riski büyük oranda artar. L-Karnitin kullanımının, bazı uluslararası çalışmalarda yağ kütlesini azaltması, kas kütlesini arttırması, yorgunluğu gidermesi şekilde gösterilmiştir. 52-53 PETİNFO hoşuna gidecek mi? Mamadaki sodyumun, yani tuzun azaltılması durumunda hayvan sahipleri tarafından sorulan en sık soru “kedimin/köpeğimin bu mama hoşuna gidecek mi?” olacaktır. Nasıl olsa tuz, spesifik tat kemoreseptörlerini stimüle edip, hayvanların mamadan daha büyük zevk almalarını sağlar. Profesyonel firmalar tabi bunu da düşünüp, mamalara aynı kemoreseptörleri stimüle eden spesifik amino asitleri ekleyip hayvanların damak tadına gerçekten uygun mamaları üretmeyi başardılar. Bazı hayvanların hafif ısıtılmış mama kokusunu alarak da iştahı açılabilir. Çok seçici petler için ise sahiplere alıştırma süresi içerisinde mamaya tuzsuz çorba, domates sosu ya da az miktarda bal katmaylarını önerebiliriz. HIll’s PrescrIptIon DIet’leri Kontrollü beslenme Kalp rahatsızlıklarının varlığında kullanılacak mamanın önemi, beslenmenin uygulanacak tedavinin seyrini etkileyebilecek olması nedeniyle artmaktadır. Bu durumun bilincinde olan Hill’s köpeklerde kalp hastalıklarının yönetimi için en etkili formülü olan Hill’s Prescription Diet h/d mamayı geliştirmiştir. Hill’s Prescription Diet h/d mama içeriğinde sodyum klorid, potasyum ve magnezyum gibi mineralleri kontrollü ihtiva etmesi sayesinde vücutta sıvı dengesinin korunmasına katkı sağlar, ayrıca idrar söktürücülerin ve ACE inhibitörlerinin etkili bir şekilde kullanılabilmelerine olanak verir. Aynı zamanda kontrollü protein ve fosfor içeriği sayesinde bozulması muhtemel böbrek fonksiyonlarının korunmasına yardımcı olur. Hill’s Prescription Diet l/d ise formülüne eklenmiş taurin ve L-karnitin sayesinde kalp kası enerji metabolizmasının en iyi şekilde sürdürülebilmesine yardımcı olur. Köpeklere benzer şekilde kediler için de kalp rahatsızlıkları durumlarında vücutta sıvı dengesinin sağlanmasına katkı sağlayan Hill’s Prescription Diet k/d mama ve formülündeki taurin sayesinde kalp kası enerji metabolizmasını en iyi şekilde destekleyebilen Hill’s Prescription Diet l/d mama gönül rahatlığı ile kullanılabilecek Hill’s ürünleridir. Hill’s Prescription Diet ürünler ile ilgili www.hillsproducts.com adresini ziyaret edebilirsiniz. beslenme Farmina “Vet Life Cardiac” Evcil hayvanların doğasına uygun beslenme Royal CanIn “CardIac canIne” Tüm beslenme ihtiyaçlarını karşılayan bir mama Medikal tedavide amaç, kalp hastalıkları ile ilişkili semptomların olabildiğince düzeltilmesi ve hastanın rahat bir yaşam sürmesini sağlamaktır. Royal Canin “Cardiac canine” kuru ve yaş veteriner diyetleri bu aşamada tedaviye yardımcı olmak amacıyla can dostlarımızın tüm beslenme ihtiyaçlarını karşılamaktadır. Kalp hastalıklarına sahip köpekler genelde iştah ve kilo kaybı belirtilerini gösterirler. Royal Canin “Cardiac canine” ürününlerinin köpekler için lezzetli tadı ve yüksek protein ve enerji miktarı hayvanların normal vücut ağırlığını korumasını sağlamaktadır. Royal canin “Cardiac canine” ürünleri içerdiği polifenollerle damar genişlemesine ve 54-55 PETİNFO serbest radikallerin nötralize edilmesine katkıda bulunur. Ayrıca, kalp hastalığıyla ilişkili kronik böbrek yetmezliği riskini azaltmak için ölçülü miktarda fosfor içermektedir. Royal Canin “Cardiac canine” azaltılmış sodyum miktarı kalp üzerindeki fazla iş gücünü azaltır. Potasyum ve magnezyum seviyeleri de kalp rahatsızlığı olan köpeklerin alması gereken en uygun seviyeye göre ayarlanmıştır. Mamanın içerdiği Taurine ve L-carnitine, kalp kası fonksiyonu ve kasılması için gerekli maddelerdir. Can dostlarınızın sağlığına katkıda bulunmak amacıyla Royal Canin “Cardiac canine” veteriner diyet ürünümüz Veteriner hekim kliniklerinden temin edilebilmektedir. İştah kaybının önlenmesi, düzenli egzersiz ve diyette tuz kısıtlamasına gidilmesi, kalp yetmezliğinin nedeni ne olursa olsun kedi ve köpeklerin kalplerinin iş yükünün azaltılmasına yardımcı olur. Bazı vakalarda takviye edici maddelerin belli oranda diyete eklenmesi gereklidir. Özellikle protein oranı kısıtlanmış diyetle beslenen kedi ve köpeklerde L-karnitin ve özellikle taurin eksikliğine bağlı dilate kardiomyopatiler gözlenmiştir. Bu nedenle bu maddelerin yeterli miktarlarda mamaya ilavesi gereklidir. Vet Life Cardiac reçete mamamız kedi ve köpeklerde görülen kronik kalp rahatsızlıkları için geliştirilmiştir: Yüksek miktardaki taurin oranı intra ve ekstraselüler iyon değişimini desteklerken, miyokardiyumun kontraktilitesini ayarlar. Dengeli elektrolit seviyesi ve Cl/K/Na oranları, kardiomyopatiye veya farmakolojik tedaviye bağlı oluşan elektrolit dengesizliğini telafi eder. L-Karnitin, lipit metabolizmasını ve enerji kullanılabilirliğini arttırarak yağsız kas kütlesini destekler. Fiziksel egzersizlere karşı toleransı arttırır. Çözünebilir ve çözünemeyen lifler, dolaşımda olan trigliserit ve kolesterol seviyelerini azaltmaya yardımcı olur. Yüksek sindirilebilirlik özelliği ile besinlerden üst düzeyde yararlanım sağlanarak kardiyak kaşeksi önlenir. Omega 3 yağ asitleri, intestinal mukoza için antiinflamatuar ve koruyucudur. Yüksek biyolojik değere sahip kaliteli protein, doğru oranda aminoasit alımını sağlar. Kedi ve köpekler için Vet Life Cardiac mamamız çok yakında veteriner kliniklerinde satışa sunulacaktır. psikoloji S Evcil dostlarımız bizim duygularımızla beslenir, duygularımızı yansıtırlar. Bu nedenle bizler de olabildiğince sakin ve telaşsız olmalıyız. stres Stres, yaşam standardını etkileyen bir durumdur. Dr. Gürbüz Ertürk ile stresin hangi durumlarda meydana geldiğini ve hayvanları stresten korumanın çeşitli yollarını inceleyelim. 56-57 PETİNFO tres; günlük yaşamın normal bir parçası olup, organizmanın rahatsız olduğu koşullara verdiği yanıttır. Bir tür adapte olma durumudur. Uzun süreli ve yoğun stres etkisi zararlıdır. Kentleşme; küçük yaşam alanları ve kalabalık popülasyonlar sonucunu doğurmuştur. Bunun yanı sıra uzun çalışma saatleri evcil dostlarımıza ayırdığımız zamanı sınırlandırmıştır.Yani stres faktörlerini artırmıştır. Örneğin; köpekler serbest doğada hayatta kalabilmek için ailece mücadele ederler; gençlere, yavrulara sosyalleşme ve hiyerarşiyi öğretir, sürekli meşgul olarak yaşam sürerler. Hayata katılımı öğretir. Ancak bizimle yaşayanlar, bütün gün bizi bekler, akşam olunca da televizyon veya bilgisayar karşısındaki bizi izlerler. Böylesine kötü yaşam koşulları, uygun olmayan eğitim yöntemleri, tahmin ve kontrol edilemeyen olaylar stresi tetikler. Bunlara ek olarak çeşitli gürültüler, hareketsizlik, bir yerden başka bir yere nakiller, erken sütten kesme, yavruların erken ayrılması, evde veya kafeste sınırlandırılmış yaşam, klinik ziyaretleri de stresi tetikleyen faktörler arasında sayılabilir. Stresin fizyolojisi Stresin organizmada oluşturduğu yanıt; sempato adreno medullar eksen ve hipotalamik pituiter adrenal eksen aracılığı ile oluşur. Stres anında en önce “kaç ya da savaş” yanıtı oluşur. Bu durumu sempato adreno medullar (SAM) eksen oluşturur. Sempatik sinir sisteminin aktive olması ile Katekolaminler (adrenalin-noradrenalin) salgılanır. Kalp daha hızlı atar, solunum hızlanır, periferal damarlar daralır, kan basıncı artar, midriyasis oluşur. Bu tam bir alarm durumudur. Kan glukoz ve serbest yağ asitleri psikoloji Stres; davranışsal, fizyolojik ve immunolojik değişiklikler oluşturur. köpek AGRESYON MERDİVENİ Isırma Tutma, ısırmaya çalışma Hırlama konsantrasyonu artmıştır. Stres faktörlerinin etkisinde uzun süre kalındığında (kronik stres) hipotalamik pituiter adrenal (HPA) eksen adrenal korteksten glukokortikoidlerin salınmasına neden olur. Glukokortikoidler; protein, glukoz, yağ asitleri metabolizması ve bağışıklık sistemi üzerine etki ederek katabolizmayı arttırırlar. Büyüme, tiroid fonksiyonları ve üreme üzerine etki ederler. Kuşkusuz bu etkiler olumsuz yönde olmaktadır. Meydana gelen değişiklikler Stres; davranışsal, fizyolojik ve immunolojik değişiklikler oluşturur. Davranışsal değişiklikler; havlama, silkelenme, titreme, esneme, burnunu yalama, sık nefes alma, saklanma, kaşınma, anormal tüy dökümü, tuvalet alışkanlıklarında bozulma, eşya parçalama, fazla uyuma, kendini izole etme, iştahta azalma, insan ve/veya diğer hayvanlara saldırma. Fizyolojik olarak kardiyovasküler, renal, endokrin, gastrointestinal ve kan parametrelerinde değişiklik meydana gelirken immunolojik olarak da bağışıklık sistemi baskılanır. Bütün bu davranışsal, fizyolojik ve immunolojik etkilenimler; hayvan refahını_ olumsuz etkileyen faktörlerdir. Hatta sadece refahı etkilemekle 58-59 PETİNFO kalmayıp, sosyal ilişkileri de olumsuz etkilerler. Stres, agresyona kadar varabilen bir seri davranışı tetikler. Kendal Shepherd 2004 yılında köpeklerin stresten etkilenimlerini agresyon merdiveni adı ile ayrıntılı şematize etmiştir. Biz ne yapabiliriz? > Uygun yaşam alanları yaratmalı, hayvanların çevresi zenginleştirilmeli. Korktuklarında, yalnız kalmak istediklerinde veya dinlenmek için güvenle gidebilecekleri alanlar yaratmalıyız. > İyi kaliteli mamalarla beslemeliyiz. Beslenme; sağlığın ve iyi durumda olmanın temelidir. > Yalnız kaldıklarında veya dinlenme anlarında özel aranje edilmiş sakinleştirici müzikler dinletebiliriz. Hatta bu müzikler kliniklerimizde sürekli çalabilir. > Sakinleşmeyi ve gevşemeyi sağlayan “T Touch” masajı yapılabilir. > Köpeklerde DAP (Dog Appeasing Pheromone) kedilerde Feliway kullanılabilir. > Çeşitli anksiyolitik ilaçlardan destek alınabilir. > Sebebi belli olan durumlara karşı desensitizasyon uygulanabilir. > Gürültülere (örnek olarak gök gürültüsü) karşı özel giysiler giydirilebilir. Kızgın, sert bakış Yatıyor, bacak havada Çömelmiş, kuyruk bacak arasında Kulaklar arkaya yatık Uzaklaşma Arkasını dönme, oturma Kafayı yana çevirme Esneme, gözlerini kapama, burnunu yalama Köpeklerin stres ve tehdit durumunda verdiği yanıt Kendal Shepherd - 2004 kedi & köpek Osteoartritis, köpeklerde görülen ortopedik problemlerin en önemlisidir. PROF. DR. MUSTAFA ARICAN Osteoartritiste Güncel Yaklaşımlar Klivet Ankara tarafından 21 Şubat 2016 düzenlenecek olan seminerin ana konuşmacısı, Selçuk Üniversitesi Veteriner Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mustafa Arıcan, katılımcılar ile birlikte osteoartritisin her ayrıntısını inceleyecekir. 60 PETİNFO A BD’de bir yaşının üzerindeki köpeklerin % 20’sinde osteoartritis’in bir formu görülmektedir. 5 yetişkin köpekten 1 tanesinde osteoartritis oluşmakta, etkilenen köpeklerin % 62.5 da ise yürüyüş problemleri görülmektedir. Osteoartritis, köpeklerde görülen en önemli eklem hastalıklarından olup, topallıklarının yaklaşık %37’sinin OA’dan ileri geldiği bildirilmektedir. Osteoartritis, synovial eklemlerin eklem kıkırdağında progresif dejenerasyona ilave olarak, kemik ve yumuşak dokuda değişikliklerle karakterize, heterojen bir hastalık olarak tanımlanır. Kıkırdak kaybı ve osteofit üremesiyle karakterizedir. Etiyolojisi tam Prof. Dr. Mustafa Arıcan, Akseki, Antalyalı olup Konya, Selçuk Üniversitesi Veteriner Fakültesi Klinik Bilimler Bölümü Cerrahi Anabilim Dalı’nda öğretim üyesi olarak 1989 yılından beri görev almaktadır. Uzmanlık alanı içerisinde yaptığı çalışmaları ve araştırmalarını, yurtiçi ve yurtdışı mesleki seminer ve kongrelerde paylaşma fırsatı buldu. Çalışmalarının ardından meslektaşları ile birlikte İspanya Southern European Veterinary Conference (SEVC) Kongresi’nde ödül kazandı. olarak açıklanamamıştır. Yapısal ve çevre faktörleri, genetik duyarlılığı, endokrin ve metabolik durum, mekanik ve travmatik yaralar hastalık nedeni olabilir. Gerçekte eklem kıkırdağı ve subkondral kemiğin yapısal hasarı ya da tekrarlayan anormal uzun süren eklem fonksiyonları OA’yı oluşturur. ağrı ve yangının gidermek için yapılır. Osteoartritisde tedavisinde ağrının giderilmesi amaçlanır. Ağrı kontrolü hastanın hareket etmesini sağlayacaktır. Tedavinin diğer bir amacı eklem hareketinin ve yaşam kalitesinin arttırılması ile beraber hastalık ilerleyişinin durdurulmasıdır. Ağrı kontrolü önemlidir Bu seminerde, osteoartritisn oluşum mekanizması, teşhis yöntemleri, osteoartritisin tedavisinde güncel yaklaşımlar, medikal tedavilerin yanı sıra intraartiküler TZP, kök hücre uygulama sonuçlarından bahsedilecektir. Seminerin ikinci bölümümde güncel cerrahi uygulamalar hakkında bilgi verilecektir. Eklem kıkırdağında oluşan hasarı tamamlayacak herhangi bir tedavi yöntemi şu ana kadar bulunmamaktadır. Sadece kıkırdakta oluşan hasarının genişlemesini önleyen sağaltım yöntemleri vardır. Bunun sebebide OA teşhisinin geç ve geri dönüşümü olmayan dönemde yapılmasına bağlanır. Semptomatik tedavinin amacı Güncel bilgiler