SELANİK MEKTUBU (20) BAKİ SARISAKAL SELANİK MEKTUBU (20) Osmanlı kuvvei harbiyesinin tezyid ve bir dereci tekamüle isali hususunda sarf edilmeye başlanılan himmetler Yunalıların telaş ve endişesine mucip oldu. Filhakika pek yüksekten atıp tutan bu herkül afidelerinin son günlerde bakışlarını suya indirmiş oldukları meşhud olur. Hatta Başvekil Mösyö Venizelos Türkiye ile Yunanistan arasında makaranat husulü lazım olduğuna dair beyanatta bulunmaktan bile hali kalmıyor. Yunan efkarı umumiyesine tercüman olan gazeteler artık nasıl bir ahtı hareket edeceklerini bilemiyorlar. Mamafiye sadreşifa olmak üzere Adalar Denizindeki bahriyeyi muhafaza edemeyeceğimizi iddia ve Osmanlıların yeni aldıkları sefain harbiye mürettabat ve zabit bulamayacağını, bunun için kuvvetli olsalar bile Yunan Donanmasına karşı gelmek mümkün olmadığını Sultan Osman Deringodu’nun Eylül’den evvel hazır olamayacağını söylüyorlar. Selanik’te yayınlanan Liberte gazetesi ise ağzına gelen hezeyanları savurmakta ve hala Yunan kahramanlığından dem vurmaktadır. Evvelki gün “ Türk Kabadayılığı “ ser levhasıyla yazmış olduğu bir baş makalede Jön Türklerin beyhude yere çalışmakta olduklarını ve kahraman Yunanlıların Adalar denizindeki bahriyeyi temin edeceklerini buyuruyordu. Nea Ellas, Haranus, Embirus, Keri ve sair gazeteler dahi aynı mealde makaleler neşrediyorlar. 1913 yılında Yunanistan kahramanlarının nail oldukları muvaffakiyeti zikrediyorlar. Yunanlıların en ziyade endişe ve telaşına mucip olan şey, Türkiye’nin “ Sultan Osman “ ıdır. Sultan Osman Savaş Gemisi Bundan başka birkaç sefain daha iştirak etmesi ve Enver Paşa’nın Harbiye Nezareti’ne tayin edilmesidir. Zavallılar Türklerin terakkiye doğru atmakta oldukları adımların o derece meyus olmakladırlar ki hırslarından ve kinlerinden ne hezeyanlar icat edeceklerini bilemiyorlar. Diğer taraftan aynı gazeteler siyasi affın gündem de olmasına rağmen Makedonya hapishanelerinde inim inleyen binlerce Müslüman’ın duçar oldukları işkence ve tezyifatı hiç hatıra getirmeyerek Türkiye’de cereyan eden ehemmiyetsiz hadisatı şiddetle kınamaktan geri kalmıyorlar. Mesela Yunan Donanması için Türkiye’de bilet satanların Osmanlı memleketinden tard edilmeleri, Türkiye’yi Yunanistan zannederek hissiyatı Osmaniye’yi rencide edenlerin vukuatı, Yunanlılarca, Türklerin zulüm ve istibdadına delil addediyorlar. Yunanlıların Türkler hakkında perverde eyledikleri husumeti izah için yine gazetelere göz gezdirmek kifayet eder. Atina’da yayınlanan Embirus gazetesinin Selanik’teki muhabirinden aldığı bir mektupta deniliyor ki:“ Genç Türkler Selanik’te keyfi hareket için her türlü entrikalara tevessül ediyorlar. Hatta maksatlarını kuvveden fiile çıkarmak için Selanik’e propagandacılar getiriyorlar. Osmanlı ordusuna mensup olan bazı zabitler dahi tekrar Selanik’e gelmişlerdir. Hükümetin nazarı dikkatini celbederiz? “ Embirus cenapları bu masalları mırıldandıktan sonra sözü cemaati İslamiye’ye ve İslamlar arasında var olan ihtilafa intikal ettiriyor ve hükümeti İslamlara karşı daha şiddetli hareketle teşvik için bir takım yeni tedbirler zikrediyor. Zerre kadar aslı ve esası olmayan neşriyattan maksadın ne olduğu kolayca anlaşılır. Mamafih şunu da kaydedelim ki İttihat ve Terakki ile buradaki müstakim ve namuslu İslamlar aleyhinde vukua gelen propagandalara en ziyade kendilerine muhalif süsü veren bir takım vicdansızlar vesile ve sebep hazırlıyorlar. Langaza, Demirhisar, Sarıgöl civarındaki İslamlar mal ve mülklerinden mahrum edilmektedirler. Hatta Yunanlılar içinde, Rumlardan gördükleri baskı üzerine Selanik’e hicret için hazırlananlar pek çoktur. Bu baskılardan başka hükümet tarafından talep edilen aşar vergisi meselesi de zavallı İslamları yeis ve endişeye sevk etmektedir. Çünkü gerek birinci ve gerekse ikinci harp esnasında İslamların hemen bilumum emlak ve akaratı mahv ve harap olduğundan ve ziraat ve ticaret tamamıyla durduğundan aşar vergisinin ödenmesi mümkün olamaz. Ahiren pul nizamnamesinin tatbiki ise sırf fazla varidat temini maksadıyla uygulanmaktadır. Yunanlıların yakında Makedonya’dan asker almaya başlayacakları söyleniyor. Museviler bu haberlerden telaş ve endişeye düşmüşlerdir. Selanik Yahudileri Hatta Hahambaşı Yakop Efendi bu askerlik meselesi hakkında teşebbüste bulunmak üzere Atina’ya gitmiştir. Museviler gerek bu meseleden ve gerekse günden güne tatbik edilmekte olan tekalif ve resmiyeden dolayı üzüntülü bir haldedirler. Malum olduğu üzere yeni Yunan memleketinde yüzde on beş gümrük resmi uygulanmaktadır. Bu hal eşya fiyatının şiddetle artmasına ve memlekette sefaletin şiddetle baş göstermesine sebep olmuştur. Komiteciler ise taşralarda faaliyetlerine devam ve Yunan Hükümetini endişeden endişeye duçar ediyorlar. Previ cihetlerinde eşkıya çeteleri müşahede edilmiş ve bunlarla müsademeler vukua geldiği söylenmekte bulunmuştur. Yunan hükümeti hudutların muhafazası için Serez cihetlerine asker sevk eylemektedir. Yılbaşı olması münasebetiyle evvelki gün Kasımıye Camisinde (Şimdi Ayadimitri Kilisesi) bir ayini ruhani icra edilmiştir. Ayini ruhanide umumi validen başka mülki ve askeri rical, rüesai ruhani hazır bulunmuşlardır. İstihbaratıma göre Müftü Ahmet Efendi dahi ayine resmen davet edilmiş ise de davete icabet etmemiştir. Bundan başka aynı gün Rum Mektebi talebesi de sokakları dolaşarak milli şarkılar söylemişler ve Yunan Donanması için yardım toplamışlardır. Selanik civarında bulunan Muhacirin İslamiye’nin memaliki Osmaniyeye nakli için dün Selanik Limanına Millet Vapuru gelmiştir. Hicret edecek olan muhacirinin miktarı ….. yakındır. Maateessüf istihbaratıma göre Yunan hükümeti zavallı muhacirlerin hayvanat ve eşyasından bile ağır gümrük resmi talep etmektedir. Hâlbuki Atina Antlaşmasında hicret etmek isteyenlerin eşyalarından gümrük resmi alınmaması sureti mahsusa da zikredilmişti. Yunanlılar şimdiye kadar hangi hukuk kuralına riayet ettiler ki? Son dakikada aldığım malumata göre Demirhisar civarında Bulgar komitecilerle Yunanlılar arasında şiddetli ve kanlı bir müsademe vuku gelmiş ve birkaç saat devam etmiştir. Okçular cihetinde dahi müsademe vukua geldiği rivayet ediliyor.1 1 Tasvir-i Efkâr 24 Kânunusani 1914