a-05s-16_Layout 1 15.05.2012 17:02 Page 1 AVRUPAHABER FLAMANLARIN YARISI BAĞIMSIZLIĞI İSTİYOR ∂ Federe yapılı Belçika’da ülke nüfusunun yüzde 60’ının yaşadığı zengin Flaman bölgesinin bağımsızlığını isteyen partilerin oy oranı yüzde 50’yi aştı. Belçika’da Fransızca yayın yapan devlet televizyonu RTBF ve La Libre gazetesinin ortaklaşa yaptırdığı ankete göre, bölgenin en büyük partisi olan ayrılıkçı Yeni Flaman İttifakı’na destek yüzde 39 oy oranı ve aşırı sağ Flaman Menfaati’nin yüzde 12’lik oy oranının toplamı her iki Flaman’dan birinin Belçika’nın bölünmesine destek verdiği görülüyor. 14 Ekim’de düzenlenecek mahalli seçimler, Flaman bölgesinde hükümette yer alan Hristiyan Demokratlar, Sosyalistler ve Liberaller ile Yeni Flaman İttifakı’nın güç mücadelesine sahne olacak. BRÜKSEL AA 16 MAYIS 2012 ÇARŞAMBA Türkiye’siz AB fikri saçmal›kt›r GEOFFREY VAN ORDEN: Cihat Masum Yanık - ‹STANBUL vrupa Parlamentosu (AP) Üyesi, Muhafazakar ve Reformcular Grubu Başkan Yardımcısı Geoffrey van Orden, Türkiye ile AB ilişkilerinde geleceğe dair temkinli bir iyimserlik içerisinde olduğunu söyledi. İktisadi Kalkınma Vakfı’nın düzenlediği “Türkiye-AB İlişkilerinde Yapıcı İyimserlik: Yeni bir İvmeye Doğru” isimli panelde konuşan İngiliz parlamenter Geoffrey van Orden, AB’nin gündemini ekonomik krizin işgal ettiğini belirterek, ekonomik ve parasal birliğin siyasal bir proje olduğunu hatırlattı. Van Orden, birliğin en önemli meselesinin AB’nin kurumsal yapısındaki demokratik açık olduğunu ifade ederken, Yunanistan’daki durumun alarm verdiğini ve Yunanistan’ın Avro alanını bırakmak zorunda kalabileceğini vurguladı. Türkiye’nin AB’ye katılım sürecine de değinen Van Orden, Türkiye’nin bugünkü siyasi ve ekonomik durumu ile AB’nin görmezden gelemeyeceği bir ülke olduğunu ve AB karşısında güçlü bir konumda bulunduğunu dile getirdi. A KÜLTÜREL BENZERLİKLER ÇOK Türkiye’nin AB’ye katılımı önünde Avrupa Parlamentosu’nun etkin isimlerinden Geoffrey van Orden, Hollande’›n Fransa Cumhurbaşkan› olmas›yla birlikte ilişkilerin daha olumlu seyredeceğini belirterek, Türkiye’yi AB d›ş›nda b›rak›lmas› fikrinin “saçma” olduğunu söyledi GÖÇ KORKUSU ABARTILI Geoffrey van Orden bir takım engellerden bulunduğundan söz eden AP Milletvekili, Fransa’da Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin yerini François Hollande’a bırakmasının ilişkilere esneklik getireceğini ve yeni Fransa cumhurbaşkanının Türkiye’nin üyeliği konusunda Sarkozy’e kıyasla daha olumlu olduğunu söyledi. Van Orden, Türkiye’yi AB’nin dışında bırakma- nın saçma olduğunu ifade ederken, Türkiye ile Yunanistan ve Bulgaristan gibi bazı AB üyelerinin arasındaki kültürel benzerliklere dikkat çekti. Ayrıca, bugün AB ülkelerinde yaşayan milyonlarca Müslüman, Hindu, Budist ve Sih olduğuna da değinen Van Orden, Türkiye’nin AB üyeliğine din veya kültürel sebeplerle karşı çıkanlara bu sözlerle cevap verdi. Van Orden, bugünün AB’sinde en fazla endişe ile karşılanan konuların başında göç konusunun geldiğine değinirken, ileri sürülen rakamların abartılı olduğunu ve gerçeği yansıtmadığını ekledi. Van Orden, Bulgaristan’ın AB üyesi olmasından önce, 8 milyon Bulgar’ın AB’ye göç edeceği gibi rakamların ileri sürüldüğünü oysa, Bulgaristan’ın toplam nüfusunun 7 milyon kadar olduğunu ve ülke AB’ye girdikten sonra gerçekleşen göçün sadece 50 bin dolayında kaldığını belirtti. Van Orden, Türkiye’nin üye olduğu takdirde, AB Konseyi’nde Almanya’dan daha fazla oy ağırlığına sahip olacağını ve Avrupa Parlamentosu’na en fazla sayıda vatandaşını temsilci olarak göndereceğini hatırlattı. Türkiye’nin AB sürecinin yavaşlamaya rağmen tamamen durmayacağını savunan Van Orden, ilişkilerin geleceği için “temkinli bir iyimserlik” taşıdığını sözlerine ekledi. Anneler mecliste anıldı Halil Uygun - BRÜKSEL ∂ Anneler Günü münasebetiyle Belçika’da Senato meclisinde Federal Meclisi ve Senato Meclisi Üyeleri’nden oluşan büyük çoğunluğu bayanlardan oluşan vekiller, bir çiçek heykelinin açılışı ile doğum sırasında hayatını kaybeden 350.000 annelerin anısına saygı duruşunda bulunarak andılar. Anma programında Federal Meclis Üyesi Meyrem Almacı ve Fas kökenli senatör Fauzia Talhaoui de hazır bulundular. Sosyalist (Sp.a) Partisi Senato Grup Başkanı ve Psikolog Doktur Marleen Timmerman yaptığı konuşmada, Uluslararası Kadın Hastalıkları ve Doğum Federasyonu’nun kongresinde açıklanan araştırma, dünyada, daha iyi planlar ve politikalar uygulanmadığı takdirde saatte 230 bebeğin doğum sırasında oluşan komplikasyonlar nedeniyle ölmeye devam edeceğini gösterdi. YOKSULLUK ÇOK ETKİLİ Araştırmada, dünyada her yıl 1 milyondan fazla bebeğin ölü doğduğu, 900 bin kadarının da doğumdan hemen sonra yaşamını yitirdiği, her yıl ölen 536 bin annenin yaklaşık yüzde 42’sinin de doğum sırasında hayatını kaybettiği belirtildi. Anne ve bebek ölümlerinin dörtte üçünün, Afrika ve Güney Asya’da meydana geldiği kaydedilen araştırma, Uluslararası Kadın Hastalıkları ve Doğum Federasyonu’nun çıkardığı dergide yayımlandı. Doğumdaki ölümlerin çoğunun, temel bakımda iyileştirmeler ve yerel sağlık çalışanlarının, acil sezaryen ve diğer hayat kurtarıcı teknikler konusunda eğitilmesiyle önlenebileceği belirtilirken, ölümlerin temel nedeninin, yoksulluk olduğu vurgulandı. Araştırmada, ölümlerin çoğunun, çok az sayıda doktor ve hemşirenin bulunduğu kırsal kesimlerde meydana geldiği, her yıl 136 milyon doğumdan 60 milyonunun, sağlık kuruluşlarının dışında yapıldığı ve Afrika’daki hastanelerde doğan her 5 bebekten sadece birine, deneyimli personel tarafından bakıldığı da ifade edildi. Bu nedenle gelişmiş ülkeler arasında olmayan ülkelerde doğum esnasında ölen annelere yardımcı olmak için maddi kaynak aktarmalıyız ve desteklemeliyiz” dedi. Ahıskalılar Vakfı’nın 12. Geleneksel Pikniği’ne katılan gençler, spor yaparak hoşça vakit geçirdi. Ah›skal›lar›n kaynaflt› Cihat Masum Yanık ‹STANBUL ∂ Dünya tarihinin en acı sürgünlerinden birini yaşayan Ahıskalı Türkleri kaynaştırmak ve problemlerini çözmek amacıyla faaliyet gösteren Ahıskalılar Vakfı, 12. Geleneksel Pikniği’ni İstanbul’un güzide sayfiye yerlerinden Şamlar Ormanı’nda gerçekleştirdi. Çocuklar için eğlence aktiviteleri, halk oyunları gösterileri, büyükler için yarışların ve birbirinden renkli diğer etkinliklerin yer aldığı pikniğe İstanbul ve Türkiye’nin dört bir yanından 700’ün üzerinde Ahıskalı katıldı. Pikniğin amacının Ahıskalıların birbirleriyle hasret gidermesi ve geleneklerini yaşatmak olduğunu belirten Vakıf Başkanı Mehmez Oğuz, dünya tarihinde eşi görülmemiş bir sürgünle dünyanın dört bir yanına dağıtılan Ahıskalı Türklerin problemlerinin çözümünün T.C vatandaşlığına kabul edilmelerine bağlı olduğunu söyledi. Vakıf Başkanı Mehmet Oğuz, Ahıskalı Türklerin sıkıntılarının giderilmesini beklediklerini söyledi. Özkan: Politikada kadın sayısı artmalı Federal Meclisi Senatör ve milletvekilleri arasında Meyrem Almacı ve Fauzia Talhaoui de hazır bulundular. Sosyalist (Sp.a) Partisi Senato Grup Başkanı ve Psikolog Doktur Marleen Timmerman (solda). Nebahat UZUN - HANNOVER bir ilk adım olduğunu söyleyen Aşağı ∂ Almanya’nın Aşağı Saksonya Eya- Saksonya Sosyal İşler ve Kadın Baleti Sosyal İşler Bakanlığı, yürüttüğü kanı Aygül Özkan, “Projenin başarısı, “Politika Kadınları Arıyor!” başlıklı kadınların da politikada aktif olmak rehberlik programı çerçevesinde po- istediklerini gösteriyor. Proje başarılı litikaya ilgi duyan kadınların yerel olsa da eyaletimizde kadın nüfusuna politikada aktif olmasına destek sun- oranla, yerel seçime katılan kadınların sayısı henüz yeterli maya devam ediyor. Proje değil” dedi. Proje çerçeveçerçevesinde 2011 yılında, sinde 2011 yılı yerel seçim261 kadından 114’ünün lerinde politikaya ilgi duyan farklı partilerden yerel sekadınlar, politikada tecrüçimlerde aday olduğu ve beli rehberler tarafından sebunlardan 84’ünün seçildiği çimlere hazırlanırken adayaçıklandı. Rehberlik proglar iletişim ağlarını da geramının kadınların politiAygül Özkan liştirme imkanı buldular. kaya atılmasında önemli V‹P 5 Hasan fiEKER SALONU Heidelberger Forum für Politik und Wissenschaft e.V. www.forum-hd.de Hollande ile Merkel uyumlu çalışmaya mecbur 6 Mayıs’ta ikinci turu gerçekleşen Fransa cumhurbaşkanlığı seçimlerinde François Hollande seçildi. Şansölye Merkel, sadık müttefiki Sarkozy’yi yitirmekle beraber kendi siyasetine muhalif ve Avrupa’nın genel çıkarları yerine, seçmenlere yaptığı vaatler yönünde Fransa’nın milli çıkarlarını ön planda tutan bir mevkidaşı ile muhatap olacaktır. François Hollande’ın AB’deki kriz ile mücadele stratejisinde Şansölye Merkel ile görüş farklılığı içerisinde olduğu biliniyor. “Merkozy” olarak da anılan Merkel-Sarkozy ikilisi AB’de ekonomik krizin önüne geçebilmek için öncelikle bütçe harcamalarının ve yeni borçlanmaların kısıtlanması ve bütçe disiplininin sağlanması gerektiği görüsünü savunurken Hollande’ın da dahil olduğu muhalefet bunu eleştirmektedir ve “kemer sıkma” politikasının borçlu ülkelerin ekonomisinin daha fazla küçülmesine yol açtığı görüsündedir. Muhalefete göre daha uzun vadeli, hatta bazı görüşlere göre ABD’nin II. Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa ülkeleri için uyguladığı ve Türkiye’nin de faydalanmış olduğu kalkınma programlarına benzeyen stratejiler talep edilmektedir. SEÇİMDEN SONRA SEÇİMDEN ÖNCEDİR Hollande mali disiplin anlaşmalarını yeniden müzakere edeceğini ve kriz ile mücadelede farklı bir yol izleyeceğini seçim süresince dile getirmiştir. Ama Hollande bunun haricinde seçim programında açıkladığı 35 ayrı maddeden oluşan birçok hedefleriyle Merkel ile ayrı düşüyor. Bilhassa Hollande’ın Eurobond olarak bilinen, devletlere kendi ülkeleri dışında kaynak elde etme imkanı sunacak borçlanma aracını hayata geçirme ve aynı bağlamda Avrupa Merkez Bankası’nın statüsünü değiştirme planları, Berlin ile Paris arasında ipleri hayli gereceğe benziyor. Çünkü bilhassa bu talepler, Hollande’ın seçim vaatlerinin finansmanın bel kemiğini oluşturmaktadır. Gelecek haftaların hem Paris hem de Berlin için sert pazarlıkların yürütüleceği sıcak bir dönem olacağı kesin. Seçimden sonra seçimden öncedir. Hollande seçim vaatlerini gerçekleştirmek ve hedefine ulaşmak için gerekirse Berlin dışında da yeni müttefikler aramaktan kaçınmayacaktır. Bu da AB içinde güç dengelerinin kaymasına ve Almanya’nın izole edilmesine yol açabilir. Deneyimli bir siyasetçi olan Merkel de bunun farkında olmalı ki konuşmalarında birinci tur seçimlerin sonuçlarına kadar özenle ismini bile anmadığı cumhurbaşkanı adayı Hollande’ın bazı seçim vaatlerini bir yandan kürsüden sert dille eleştirmiştir, ama aynı zamanda da Hollande’ın hedefleri yönünde ekonomik teşvik programları konusunda olumlu gö- rüş bildirmiştir. Sarkozy ile beraber uyguladığı sıkı maliye ve kemer sıkma politikası konusunda da yumuşatıcı açıklamalar yapması, Hollande’a zeytin dalını uzatması manasına gelmektedir. ‘MADAME NON’ Merkel ve Hollande, önemli konularda mutabakat sağlayamadıkları durumda ikisi de siyasi açıdan zarar göreceklerinin bilincindedirler. Federal Almanya Şansölyesi olarak üçüncü görev dönemine hazırlanan Merkel, AB içinde muhtemel yeni sorunların 2013’te gerçekleşecek olan Federal Meclis seçimlerinde kendisini zor durumda bırakabileceğinin farkında. Merkel belirli konularda tavizkar davranarak kendisi ve partisi için önemli konularda pek muhtemel olarak sorunların patlak vermesini önlemeye çalışacak. Aynı şekilde Hollande Fransa’nın ilk sosyalist cumhurbaşkanının François Mitterand’ın acı kaderini hatırlayacak ve AB içinde hedeflerini Merkel’in bloke edebileceğini de bilmektedir. Mitterrand, 1981’de büyük ümitlerle Fransız tarihinin ilk sosyalist cumhurbaşkanı seçilmiş ama sadece iki yıl sonra ülkeye ekonomik şartlar yüzünden sosyalizmden ziyade ekonomik gerçeklere dayanan acı tasarruf programları uygulamaya mecbur bırakılmıştı. Fransa’nın içinde bulunduğu kriz malum. Sert tutumundan dolayı Fransa’da “Madame Non” lakabı ile de bilinen Merkel, Eurobond ve Avrupa Merkez Bankası’nın borçlanmalara yönelik statüsünün değişmesinde taviz vermediği takdirde kaynak eksikliğinden dolayı Hollande’ın seçim vaatlerinin önemli kısmını gerçekleştirmesi mümkün değil. Kaldı ki Fransa’da seçim süreci Haziran’da gerçekleşecek olan meclis seçimleri ile tamamlanacaktır. Dolaysıyla Hollande’in ekonomi ve Avrupa politikası ancak meclisteki siyasi şartların belirlenmesinden sonra kesin şekil kazanacaktır. YUNANİSTAN KRİZİ Fransa ile aynı tarihte gerçekleşen Yunanistan seçimlerinde de bilhassa AB karşıtı siyasi partilerin başarısı, AB içinde kaygılara sebep olmuştur. Yunanistan’daki seçim sonuçları AB ve İMF ile kararlaştırılan istikrar programına destek verecek çoğunluğu mümkün kılmadığı için borsalar önemli derecede değer kaybetti. Borsalardaki düşüşler istikrar politikasından vazgeçmenin bedelini göz önüne seriyor. Mali disiplin anlaşmasını yeniden müzakereye açmak isteyen Hollande’ın borsadaki gelişmelere kayıtsız kalmış olması mümkün değil. Atina’daki belirsizlikler sürdüğü takdirde bundan AB ve Avro ortak para birimi de büyük ölçüde zarara uğrayacaktır ve Hollande ve Merkel’in uyum içinde çalışmalarını mecbur kılacaktır. Karşılıklı bağımlılıklar malum. CSU lideri Seehofer’den Röttgen’e SERT TEPK‹ ∂ NRW eyalet seçiminde iktidardaki Alman Hıristiyan Demokrat Parti (CDU) yaşadığı büyük mağlubiyetin ardından birlikçiler içinde gerginlik çıkardı. CDU liste başı Norbert Röttgen’in çok kötü bir seçim kampanyası taktiği izlemesine ve Berlin’deki bakanlık koltuğundan vazgeçmemesine çok sert tepki gösteren iktidarın Horst Seehofer küçük ortağı Alman Hıristiyan Sosyal Birlik Partisi (CSU) Genel Başkanı Horst Seehofer, Röttgen’i ve koalisyon hükümeti ortaklarını topa tuttu. Röttgen’in büyük bir siyasi hata yaptığını belirten Seehofer, “Ben kendisi defalarca uyardım, ancak dinleyen olmadı. Nasılsa Başbakan Angela Merkel arkamda numarasına yattı. Ancak bunu seçmenin affetmeyeceğini baştan beri söyledim. Aynen dediğim gibi oldu. 6 hafta içinde CDU’nun oyu güneş altındaki buz misali eridi” dedi. Koalisyon hükümetinde de işlerin istediği gibi gitmediğini söyleyen Seehofer, haftalardır bakım parası, finans işlemi vergisi gibi konuları enine boyuna tartıştıklarını ve fakat bir türlü adım atılmadığını kaydederek, hükümetin gidişinden memnun olmadığını sözlerine ekledi.