YazanTarih @yazantarih 1 yazantarih YazanTarih yazantarih yazantarih.com ———————————————— Bizden Size———————————————–——— TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2016 ANKARA SAVAŞI’NIN ETKİLERİ Ankara savaşı ile ilgili sosyal, iktisadî ve siyasal açıdan uzun yıllar çalışmalar yapıldı. Biz Yazan Tarih ekibi olarak “Tarih Yazıldığı Sürece Var Olur” sloganı ile yola koyulduk. Bunun neticesinde lisans öğrencileri olarak siyasî ideolojiden uzak ve tarihî kaynaklar ışığında tarih yazıcılığı için bir adım attık. Bu ilk sayımızda ise kapak dosyasında “Ankara Savaşı’nı’’ ele aldık. Kapak dosyasında Nursel Abul bizim için “Ankara Savaşı’nı’’ anlatırken, Leyla Özişçi ise savaşın Anadolu ve Osmanlı açısından sonuçlanırını değerlendirdi. Eskiçağ alanında dünya strateji tarihine büyük katkısı olan “Maraton Savaşı’nı’’ bu sayımızda Cihat Yatçı ve Rabia Öntürk ele aldı. Kültür mozaiği alanında ise Ebru Alan ve Sevim Güler “XV. yüzyılda Anadolu’nun sosyal ve iktisadî yapısını’’ kaleme aldı. Tarihî coğrafya alanında yazan Muhammed Oflas “Tarihî Süreç İçerisinde Ankara’yı’’ anlatırken, Sinan Erginoğuz düşünce alanında “Tarih Nedir’’ adlı makalesinde bizlere felsefî düşünce tarzında bu konuya açıklık kazandırdı. Bu sayımızda Yüzüncü Yıl Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Ortaçağ bilim dalında Yrd. Doç. Dr. Abdurrahim Tufantoz ile “Tarih Sohbeti’’ adlı söyleşiyi Rabia Öntürk gerçekleştirdi. Bu ilk sayımızla Yazan Tarih Dergisi elektronik alanda yayın hayatına başlamış bulunuyor. Ekim ayında ikinci sayımızda buluşmak dileğiyle. Esen kalınız. Tarih Yazıldığı Sürece Var Olur Genel Yayın Yönetmeni MAZLUM ŞAHİN DEMİR Yazı İşleri Müdürü MUHAMMED OFLAS Editör NURSEL ABUL Editör Yardımcıları EBRU ALAN SEVİM GÜLER LEYLA ÖZİŞÇİ Sosyal Medya Sorumlusu CİHAT YATÇI Halkla İlişkiler Sorumlusu RABİA ÖNTÜRK Yayın Koordinatörü SİNAN ERGİNOĞUZ Finans Direktörü ÇAĞLAR UZUNKÖPRÜ Reklam ÖZCAN EVRENSEL Projeler Direktörü KUDRET ELYİĞİT Grafik-Tasarım AGİT ŞAHİN Danışma Kurulu ABDURRAHİM TUFANTOZ İletişim MAZLUM ŞAHİN DEMİR GENEL YAYIN YÖNETMENİ iletisim@yazantarih.com / yazantarih.com Dağıtım yazantarih@gmail.com SAYI:1 TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2016 Abonelik Ücretsiz e-dergimize abone olmak için iletişim adreslerimize başvuru yapabilirsiniz. Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 2 ———————————————— İ Ç İ N D E K İ L E R İçindekiler———————————————–——— 23 53 9 46 Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 3 ———————————————— İ Ç İ N D E K İ L E R İçindekiler———————————————–——— 5 63 68 14 74 77 79 MİZAH ACEMİ OCAĞI AYIN SORUSU Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 4 ———————————————— Düşünce———————————————–——— TARİH NEDİR? Geçmişten günümüze süregelen olayların aktarımını yapan bu bilim dalının inceliklerini arıyoruz. Tarihi, toplumsal veya siyasal bir gru- ulaşan, günümüzde ortaya çıkan, tenkitçi ve bun tüm geçmişi olarak tanımlamak müm- yorumcu bir anlayışla incelenen kalıntılardır”, kündür. Türkçede kullandığımız “tarih” keli- demiştir. Aslında burada kaynak konular geç- mesi Arapça “v-r-h” kökünden gelmektedir. mişte meydana gelen olayların bizzat kendisin- İbranice karşılığı “vâreah” olup “ay” anlamı- den ziyade onları gözlemleyen tarihçinin çıka- na gelmektedir. Bu da zaman ve insanla ilgili rımlarıdır. Bu anlamda tarihe geçmişe ve bu- olay ve olguların açıklanmasında kullanılır. güne gözlem de diyebiliriz. Bu tanımlar, farklı Tarih olay ve olgulardan oluştuğundan her tarihçiler tarafından farklı şekillerde söylendi- tarihçi dikkatleri farklı bir yöne çeker. Yani ğinden çeşitlenip yenilenebilir. tarih her halükarda zamanla ilişkilendirilmek- Tarihin belgeler ve gözlemlerle âdeta tedir. En basit ifadeyle tarih, geçmişin bilgisi- yenilenebilir olması onu da diğer bilimlerin dir. Bir zaman dilimi içinde meydana gelen arasına koymaktadır. Örneğin; İstanbul’da olaylara “tarihi olay”, bu olayların uzun bir 1766 yılında büyük bir deprem oldu ve o tarih- zaman içinde kanunlara dönüşmesine ise te depreme şahit olanlar ve duyanlar bu olayı “tarihi olgu” denir. Örneğin; “1453 İstanbul- not alıp kaydettiler. Osmanlı Devleti zâiyatı ’un fethi tarihi bir olgudur, bu olgunun sonra- öğrenmek için yazışmalar yapmış ve o belgeler sında yaşananlar ise tarihi olaydır. Tarihçiler günümüze ulaşmıştır. Etkilenen binaları şu an tarihi farklı anlatımlarla insanlara anlatmak bile gözlemleyebiliriz. Bu olay tekrarlanamaz isterler. ABD’li tarihçi Frederick Jackson ancak edinilen bilgilerle olayın sonuçlarının Turner (1861-1932) tarihi: “Geçmişten bize yazılması tarihtir. Tarih, olay başladıktan son- Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 5 ———————————————— Düşünce———————————————–——— rasını yazabilir, bunun dırmak gerekir, konu en için bir konusunun ol- baştan ması gerekir. Genel ola- Böylece rak tarihin konusu insan oluşturulur, ön tarama ve onun meydana getir- yapılıp karteks oluşturu- diği olay ve olgulardır. lur ve bir taslak plan Tarih üç hususta iyi an- hazırlanıp yol güzergâhı laşılabilir: “İnsanın geç- belirlenir. Tarih öğren- mişte yaptıklarının ge- menin doğrudan kişiyi belirlenmelidir. bir hipotez neli, davranış biçimleri ve onlara yardımcı bir geliştiren, diğer bilim dallarını kavramasına ve laboratuarın olması. Doğa olayları vs. insan entelektüel bir kişilik kazanmasına katkı sağla- olmadan tarihin içine giremezler. Bunlar ken- yan amaçlarından başka: toplumsal bilince kat- di başlarına sadece birer kronolojidir. Kimi kı sağlayacak genel amaçları da olmalıdır. Ta- insanlar tarihin sadece kahramanları konu rih, bugün yaşananın geçmişin bir sonucu ve edindiğini söyler. Aslında tarih bireyleri de- gelecek hakkında neler düşüneceğimizi de bize ğil, onların oluşturduğu her şeyi içine alır. aşılayarak yol gösterir. Çünkü insanlık tarihi- İnsanların faaliyet, siyaset, ticaret vb. konula- nin geçmişinin bir kısmını bilmek, o toplumun rın sağlayacağı başarılar tarihin konusunu çağını ve yaşamını öğrenmeyi sağlar. Bu yüz- belirler. Tarihçi sadece bir toplumdaki olayla- den her toplum yüzeyselde olsa tarihini bilme- rı ele alarak genelleme yapamaz, mukayese lidir. Böylece kişi kendi toplum ve milletinin yaparak benzer ve farklı olayları ele almalı- mukayesesini yapabilir. İnsanda olan merak dır, ancak böyle bir genelleme yapabilir. Ta- duygusu tarih önünü açmaktadır ve bu nedenle bii bu düşüncenin tersini de düşünenler var- de olsa tarih öğrenme içgüdüsü insanda belirir. dır. Ünlü tarihçilerden Hegel; tarihin sadece Bir bilim olarak araştırma yöntemleri olan ta- iktisadî olduğunu söyler. Tarihi var eden ol- rih, belli yöntemlere göre sınıflandırılır.Tarih gular, zamansal boyut ve süreç, yer (mekân), içindeki bu yöntemler tarih anlayışını belli toplum ve bireylerin oluşturduğu işlevlerdir. standartlara kavuşturur. Olayları hiç yorumla- Aynı zamanda tarih; Geçmiş olayların kaydı- madan nı tutmak, not alıp bu notları geleceğe aktar- (rivayetçi) tarih, olaylardan ders alınmasını maktır. Her halükarda bütün bilim adamları, savunana öğretici tarih, sebep-sonuçlarla ilgi- geçmişte insanın fiil ve davranışlarını konu lenen tarihe ise araştırıcı veya neden-nasılcı alan bilim dalına “tarih” demekte uzlaşmış- tarih denir. Tarih bilimi insanlığın uğraştığı lardır. Tarihçi konu seçerken konuyu sınırlan- diğer bilimlerden yardım alarak gelişmiştir. Bu anlatan tarih yazımına hikâyeci Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 6 ———————————————— Düşünce———————————————–——— dallar hem tarihin konuları hem de yardımcı- araştırmayı oluşturur. Ama bu tür çalışmalar ları olmaktadır. Tarihçi olayları anlatırken asla kaynakların yerini tutamazlar. Araştırma yararlandığı diğer bilimleri de açıklamalıdır. tarihçiyi kaynaklara yönlendiren bir rehberdir. Örneğin; her edebi türün bir tarihi gerçeği Araştırma bizden önceki tarihçilerin olaylara vardır; bunlar da tarihin edebiyatla olan iliş- yaklaşımlarını öğrenmemizi sağlar. Ancak ta- kisini açıklamaktadır. Bundan başka psikolo- rihçinin önceliği her zaman kaynaklara inmek ji, din hatta günümüzde bilgisayar teknolojisi olmalıdır. Tarihi olayın kendi devrine ait bir de tarihin yardımcı dalları arasındadır. nesneye veya o devirdeki bir esere ana kaynak/ Tarihin yazımı ancak kaynaklarla birinci el kaynaklar denir. Ana kaynak olduğu mümkündür. Kaynaklar da tarihi bilginin sürece diğerlerine pek bakılmaz. Bu kaynaklar alındığı materyallerdir. Bu anlamda yazılı ve bir olaya fiilen tanık olmuş kişilerin yazdığı sözlü her şey, bir alet, araç, mimari bir eser eserler olabileceği gibi, bu olaylar için dikilen veya geçmiş toplumların hayatından intikal taş veya kitabe de olabilir. Devletlerin arasında eden her şey birer bilgi kaynağıdır. Özellikle yaşanan diplomatik yazışmalarda bu tür kay- yazılı kaynaklarda olaylar, sonuçları ve fikirler de yer alabilir. Ama Tarihin yazımı ancak kaynaklarla mümkündür. naklar arasına girer. Yaşanan olayın tarihine yakın zamanda ve o devrin usul bakımından bilgi veren her şey kaynak kaynaklarından faydalanılarak yazılan eserler olmayabilir. Bu bağlamda tarihçiler kaynak- ikincil kaynakları oluşturur ve bunlar birincil ları iki gurupta ele alırlar; Olaylarla aynı za- kaynakların bulunamaması halinde değer kaza- manda yaşanmış olan kaynaklara birinci el- nırlar. Tarihçinin görevlerinden biri de kaynağı den kaynaklar, o devre yakın ve birinci elden sağlam tahlil süzgecinden geçirmektir. Olayla- kaynaklardan hareketle yazılan kaynaklara rı anlatan eserin o çağı yansıtıp yansıtmadığına ise ikinci elden kaynaklar denir. Kaynakları bakmak gerekir. elimize ulaştığı şekliyle tasnif yaparız. Sözlü, Tarihte dört aktarım vardır; Doğrudan yazılı, görsel vb. Günümüze kaynak çeşitliliği alıntı veya aktarım birebir alıntıdır. Bu tür ak- de artmıştır. Bu yüzden tarih yazıcılığı da bü- tarımlarda sözcüklere hiçbir şekilde dokunul- yük bir hız kazanmıştır. Bu kaynakların ko- maz, yazı olduğu gibi kayda geçirilir. Dolaylı runduğu kütüphaneler, arşivler ve internetin anlatımsa aktarılacak bilgi ve yoruma kişinin tanınıp kullanılması da tarihçiliğin temel gö- kendi sözcüklerini de katarak anlatmasıdır. revleri arasındadır. Bunları yazarken tırnak içinde olan cümleler Tarihi kaynaklara dayanarak yapılan dışındakiler tamamen yazarın düşünceleridir. çalışmalar ve konular (bilimsel makale, kitap) Üçüncüsü ise yorumlanarak anlatımdır ki bu Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 7 ———————————————— Düşünce———————————————–——— da kişinin kendi inisiyatifine kalmış bir anlatı Tüm bunlar tarihin anlaşılması, merak edilip şeklidir. Son olarak da özet aktarımdır. Kay- araştırılmasında önemli etkenlerdir. nakların uzunca bahsettiği olayların fazla gör- Bu düşüncelerin doruğunda bir tarihçi düğü kısımlarını atarak yapılan anlatımdır. gözlem aracılığıyla materyallere ulaşarak ortaya tarihi bir eser çıkarabilir. ——————————————————————————————————————————————- KAYNAKÇA 1 Kurşun, Zekeriya , Tarih Metodu, Eskişehir: Anadolu Üni- 6 Carr, Edward Hallet, Tarih Nedir? , Çev. Misket Gizem versitesi Yayınları, 2011. Gürtürk, İstanbul: İletişim Yayınları, 2009. 2 Arı, Kemal , Tarih yöntemi, İzmir: İleri yayınları, 2011. 7 3 Doğan, Mehmet , Tarih ve Toplum, İstanbul: İz Yayınları, Üniversitesi Yayınları, 2012. 1998. 8 Kyvıg, David E., Yanıbaşımızdaki Tarih, Çev. Nalan Özsoy, 4 Colligwood, R.G. , Tarih Tasarımı, Çev. Kurtuluş Dinçer, İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yayınları, 2000. Ankara: Gündoğan Yayınları, 1996. 9 Özkan, Cengiz İskender, Tarih Felsefesi II, Eskişehir: Anado- 5 Le Bon, Gustave , Tarih Felsefesi, Çev. Hüsrev Akdeniz- lu Üniversitesi Yayınları, 2013. Şenol, Hüseyin Fırat , Tarih Felsefesi, Eskişehir: Anadolu Murat Temelli, İstanbul: Ataç Yayınları, 2004. Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 8 ———————————————— Eskiçağın Anahtarı———————————————–—— MARATON SAVAŞI Dünya savaş stratejisine yön veren savaşlardan biri: Maraton. Savaş öncesi Pers İmparatorluğunun durumunu ele alıp Maraton savaşını değerlendireceğiz. Heredot'a göre, Med Kralı Astyages ise işkenceler içerisinde öldürüleceğini söyle- kızı Mandane'yi Pers soyundan olan Kamb- di. Mithridates, bu sözler karşısında itiraz ede- yses ile evlendirdi. Bu evlilikten bir sene meyerek Kyros’u alıp evine götürdü. Bu sıra- sonra bir rüya gördü. Kızın rahminden bir larda da eşi yeni doğum yapmıştı. Karısı çocu- asma uzanıyor ve bütün Asya' ya yayılıyordu. ğu görünce yalvararak öldürülmemesini istedi. Bu rüyayı falcılara yorumlattı. Falcılar, doğa- Mithridates, Harpagos'un kendilerini kontrol cak çocuğun kendi yerini alabileceğini ve bu edeceğini ve çocuğun öldürülmesi gerektiğini nedenle öldürülmesi gerektiğini söylediler. söyledi. İkisi de Kyros'un yerine kendi çocuk- Bunun üzerine Astyages, torunu doğar doğ- larının ölmesine karar verdiler. maz akrabalarından güvendiği Harpagos'u Kyros artık Mithridates'in yanında bü- yanına çağırarak, çocuğu öldürmesini emretti. yüdü. On yaşına geldiğinde oynadığı kralcılık Bunun üzerine Harpagos Kyros'u alıp evine oyununda Medlerin önde gelen Artembares'in götürdü. Fakat Kyros'un hem akrabası olması oğluna verdiği ceza nedeniyle Astyages'e şika- hem de Astyages'in erkek çocuğunun olma- yet edildi. Kyros'un hem kendi torunu yaşında ması ve ilerde krallık Mandane’ye kalırsa ço- olması hem de konuşmalarından köle çocuğu- cuğunu öldürdüğü için başına dert açacağı na düşüncesinden dolayı çocuğu kendisi öldür- benzememesinden dolayı kuşkulanan Astyages, Mithridates'i yakalattı. İşkenceye mekten vazgeçti. Bunun üzerine Astyages'in uğratılacağını anlayan Mithridates, Kyros'un kölelerinden olan Mithridates'i Kyros'u öldür- kendi çocuğu olmadığını ve Harpagos tarafın- mekle görevlendirdi. Eğer çocuğu öldürmez Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 9 ———————————————— Eskiçağın Anahtarı———————————————–—— dan öldürülmek için onlara verildiğini anlattı. büyük gücü olmasını sağlamıştır. Kyros, Ak- Bu duruma kızan fakat belli etmeyen Astya- deniz ve Ege'deki ticareti kontrol altına almak ges böylesinin iyi olduğunu, kızıyla arasının için tek engel olarak Lydia Krallığını görüyor- bozulmasından dolayı üzüldüğünü ve Ky- du. Bu sebeple Kyros, M.Ö. 546 yılında Lydia ros'un annesinin yanına gönderilmesini em- Kralı Kroisos ile giriştiği savaşı kazanarak, retti. Cezalandırılmayacağı için sevinen Har- başkent Sardes'i ele geçirerek, Lydia Krallığı- pagos, Astyages'in yemek davetine çağrıldı. na son verdi ve Anadolu sahillerindeki Yunan On üç yaşında bir oğlu vardı ve onu hemen şehirlerinin sınırlarına kadar geldiler. Böylece krala yolladı. Astyages, Harpagos'un oğlunu öldürtüp, pişirtti ve etini babasına yedirtti. Buna şaşırmayan ve duygularını belli ettirmemeye çalışan Harpagos, "Kral ne yaptıysa iyi yapmış" demekle yetindi. Harpagos intikam için fırsat kollamaya başlar ve ilk fırsatta Kyros'u isyan etmesi için ikna etmeyi başarır. İsyanında başarılı olan Kyros M.Ö. 554 ve 550 yılları arasında Astyages'i tahtan indirerek Med Krallığına son verdi. Onun yerine İran yaylasından Anadolu'da Kızılırmak'a kadar uzanan büyük Pers krallığını kurdu. Kyros ya da Pers dilinde Kuraş, Pers Krallığı'nın M.Ö. 6. yüzyılda Önasya'nın en Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 10 ———————————————— Eskiçağın Anahtarı———————————————–—— Anadolu 200 yıl kadar sürecek olan Pers dönemin en güçlü devleti haline getirdi. Nite- egemenliğine girmiştir. Kyros, Pers toprakla- kim Dareios zamanında imparatorluğun sınır- rının sınırlarını genişletmek için güneybatıya ları doğuda İndos’dan batıda Ege kıyıları ve doğru ilerleyerek M.Ö. 539/38 yılında Babil Tuna'ya, Küzey Kafkasya'dan Güney Nabu- Krallığı'na da yıkmıştır. Babil krallığının ta- ya'ya kadar uzanıyordu. Anadolu'nun boyun- mamını ele geçiren Kyros, Mısır üzerine sefe- duruk altına alınmasından sonra boğazlardan re hazırlanırken Orta Asya'da meydana gelen gelecek tehlikeyi önlemek için 513 yılında bazı isyanları bastırmak isteyecek, ancak böl- Trakya'dan İskitler üzerine yürüdü ve bu sefer gedeki kavimlerle giriştiği savaşta hayatını sonucunda Trakya'nın tümü ve Makedonya kaybedecektir (M.Ö. 529). Pers egemenliğine girdi. Bu sefer sonunda Karadeniz'in batı kıyılarının Perslerin eline geç- Kyros'un ölümünden sonra yerine oğ- mesi ve İyonların Karadeniz'de bulunan kolo- lu II. Kambyses geçti. Bu dönemde Mısır'a nilerle ticareti arasına set çekilmiş oluyordu. sefer yapıldı. Persler bu sefer ile buradaki Ayrıca İyonya'da bulunan satraplığın, şehirle- bütün halkların yanı sıra Ionia ve Aiolialıları rini çeşitli yönden durumlarını değiştirmesi, boyunduruğu altına almıştır. M.Ö. 522 yılına bağımsızlıklarının elinden alınması ve Persle- kadar Mısır'da bulunan Kambyses bu dönem rin tutumu, vergi yükümlülüğünü arttırması içerisinde çıkan isyan nedeniyle Mısır'dan gibi çeşitli nedenler özetle siyasî, ekonomik ve hareket ederek Suriye'ye geldi ve bu yolculuk ulusal nedenlerin doğurduğu hoşnutsuzluk bir esnasında öldü. II. Kambyses ölümü üzerine isyanın doğmasına sebebiyet vermesine yete- yerine geçen Dareios, Kambyses döneminde cek ve Ionia bölgesinde bu rahatsızlık dışa çıkan isyanları bastırdıktan sonra Pers İmpa- vurmaya başlayacaktı. ratorluğunun sınırlarını hızla genişleterek o Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 11 ———————————————— Eskiçağın Anahatarı———————————————–—— Nitekim Perslerin desteği ile Mile- muştu. Ayrıca M.Ö. 492 yılında Trakya'ya se- tos'un başında olan Histiaios kent dışına çıktı- fer düzenleyerek bu bölgedeki Pers egemenli- ğı bir zaman yerine kendini temsil etmek su- ğini güçlendirmişti. Fakat Yunanistan halen retiyle bıraktığı damadı Aristagoras, Sardeis Pers egemenliğine dahil değildi. Kral Dareios satrapı Artaphernes'i de ikna ederek Naksos hem Ionia Ayaklanması'nın intikamını almak Adası üzerine bir donanma gönderilmesini hem de Yunanistan'ı kendi topraklarına kat- istedi. Naksos Adası'nın zabtı için gönderilen mak için Yunanistan'a karşı sefer hazırlığına donanma mağlup oldu. Bu başarısızlığın ken- başladı. disine patlayacağından korkan Aristagoras M.Ö. 490 yılında Med soyundan olan Miletos'da ayaklandı ve halkı Perslere karşı Datis ve Artaphernes komutasındaki Pers do- kışkırttı. Hızla büyüyen ve Ionia'da bazı şe- nanması Ege Denizi'ni geçerek Yunanistan'a hirlerin hoşnutluğunu ve desteğini kazanan girdi. Perslerin teslim olun çağ- bu isyan aynı yıl içerisinde Pers Satrabı rısına Helenlerin çoğun kabul Artaphernes'in etmesine karşın Eretrialılar bu oturduğu Sardeis'i harap etti çağrıya karşı koydu. (M.Ö. 499). Atina ve Eretria'nında desteğini şehri kısa bir muhasara edildik- alan ten sonra Perslerin eline geçti Aristagoras Persler karşısında ve tahrip edildi. Daha sonra başarısız olacağını anlayınca Trakya'ya kaçtı. M.Ö. 494' de Ionia donanması Persler tarafından yenilgiye Atina'ya yönelen Attika'nın doğu Persler, kıyılarında Evripos koyunda Maraton Ova- uğratıldı. sında bir çıkartma yaptılar. Ati- Miletos halkı cezalandırıldı, nalılar Pers ordusunun Maraton'a çıkarma yap- diğer şehirler düzenli vergi vermek suretiyle tıklarını haber alınca Sparta'ya, Pheidippides'i affedildi. Trakya'ya kaçan Aristagoras burada göndererek yardımda bulunmalarını istediler. olan bir çatışmada öldürüldü. Kyros'un Eretria Spartalılar dini törenlerinden dolayı bu yardı- M.Ö. 546 yılında Lydia mı geç göndermek zorunda kaldılar. Yalnız Krallığına son vermesiyle Pers'ler ve Helen- kalan Atinalılar Eretrian'nın akıbetine uğrama- ler komşu durumuna gelmişti. Daha sonra mak için şehri bırakıp Perslere karşı çıkması Kral Dareios zamanında Pers ordusu İskitlere kararlaştırıldı.Halk meclisi tarafından başko- düzenlediği sefer ile Helenlerin Karadeniz mutan olarak seçilen Miltiades, 10000 kadar kolonilerinden tahıl sevkiyatını tehlikeye sok- olan Yunan ordusu ile Pers kuvvetlerinin buYazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 12 ———————————————— Eskiçağın Anahtarı———————————————–—— lunduğu Maraton Ova'sına doğru ilerlediler. rağmen savaşın kazanılmasında etkin rol oy- Savaşta ilk önce taarruza geçen 20000 olan mamıştır. Pers ordusuna karşı Atinalılar, Sparta'dan Perslerin, Yunanistan üzerindeki ege- beklenilen yardımdan dolayı savaşı geciktir- menlik kurma planları Atinalıların Maraton me çabasına girdiler. Persler, süvarilerini sa- zaferiyle birlikte sekteye uğradı. Bu zafer so- vaşa sokmayıp okçularla savaşı kazanabile- nucunda Atinalılar, Yunanistan'da ün kazana- ceklerini bakımından rak "Helenlerin öncüleri " olarak adlandırıldı- Perslerden üstün olduğu anlaşılan Atina ordu- lar. Komutan Miltiades ve diğer Atinalı komu- sunda Hoplit adı verilen ağır silahlı piyadele- tanlar için anıtlar yapıldı. düşünmeleri, idare ———————————————————————————————————————————————- KAYNAKÇA 4 İplikçioğlu, Bülent, Hellen ve Roma Tarihinin Anahtarları, İstanbul: Arkeoloji ve Sanat Yayınları, 2007. 1 Altaş, Seyithan, Uygarlık Tarihi, İstanbul: Nobel Akademi Yayınları, 2011. 5 Mansel, Arif Müfid, Ege ve Yunan Tarihi, Ankara: TTK Yayınları, 1999. 2 Çıvgın, İzzet – Remzi Yardımcı, İlkçağ Tarihi, Ankara: Maya Akademi Yayınları, 2007. 6 Tekin, Oğuz, Hellen ve Roma Tarihi, Eskiehir: Anadolu Üniversitesi Yayınları, 2011. 3 Herdotos, Tarih, Çev: Furkan Akderin, İstanbul: Alfa Yayınları, 2007. Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 13 ———————————————— Tarihi Coğrafya———————————————–——— TARİHİ SÜREÇ İÇERİSİNDE ANKARA Ankara’nın tarihsel sürecini öğrenmek ister misiniz? Açıklamaya çalışacağız. Ankara’nın bilinen tarihi Paleolitik merkezler ve Ankara çevresindeki aslan ve Çağ’a kadar uzanmaktadır. Bu dönem eserle- sfenks tasvirleri aracılığıyla ulaşıldı. Bilinen rine Gavurkale, Ergazi, Lodumlu ve Malte- Ankara’nın bugünkü şehir sınırları içinde yer- pe’de rastlanmıştır. Eti Yokuşu’nda 1937’de leşim olduğuna dair bir kanıt bulunamamıştır. TTK tarafından yapılan ve Prof. Dr. Şevket Hitit kenti olan Ankara’nın bugünkü Ankara Aziz Kansu tarafından idare edilen kazıların olmadığını söyleyenlerde vardır. Frigler, M.Ö. raporu Eti Yokuşu Hafriyatı raporu adıyla XII. yüzyıl başlarında Boğazlar üzerinden 1937’de basılmıştır. Raporda Ankara’nın en Anadolu’ya giren deniz kavimlerinin istilâsıyla az M.Ö. 3000 yıllarında iskân edildiği belir- Hitit İmparatorluğu’nu ortadan kaldırıp Anka- tilmektedir. Ankara’nın eskiliğiyle ilgili bu- ra ve çevresine hâkim olmuşlardır. luntular Anadolu Medeniyetleri Müzesi Çağ- Friglerin ilk kralı ülkenin başkenti lar Boyu Ankara Galerisi’nde sergilenmekte- Gordion’a adını veren Gordias’tır. Tarihçi Ari- dir. anos’a göre Gordias, Thelmessoslu (Fethiye) Hititler dönemi M.Ö. 2000 Anadolu’- bir kadınla evlenmiş ve Friglerin en meşhur sunda ilk siyasî birliktir. Ankara çevresi ve kralı olan Midas doğmuştur. Ancak yapılan şehir merkezindeki en eski kalıntılar bronz bazı araştırmalara göre Frigler’in bütün kralla- çağında hüküm sürmüş olan Hatti uygarlığına rına Midas adını verdiği söylenmektedir. aittir. Helenistik döneme kadar yazılı belge- Gordion şehri, bugünkü Ankara'ya 76 km lerde Ankara hakkında bir bilgi bulunamadı- uzaklıkta bulunan Polatlı ilçesinin sınırları ğından Hitit dönemi Ankara’sı hakkındaki içinde bulunmaktadır. Ankara'nın kurulmasına Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 14 ———————————————— Tarihi Coğrafya———————————————–——— dair anlatılanlar arasında olan Frigya tradis- Çankırıkapı'da, Augustus Tapınağı'nın ve Türk yonunda, Kral Midas Ankara'nın kurulması- Tarih Kurumu binasının temellerinde bulunan nın önderi kabul edilir. İkinci yüzyılın ortala- kalıntılarla kendini göstermektedir. Anıtkabir rında yaşamış olan Lidyalı gezgin Pausanias, ile Atatürk Orman Çiftliği arasında bulunan Galatlar’ın Anadolu’ya yerleşmeleri hakkında yirmi kadar tümülüs Frig dönemi nekropol- bilgi verirken, Ankara’dan da söz eder. lerindendir. Ankyra kentini Gordios’un oğlu Midas’ın Lidyalılar Dönemi Croesus'un Lidya kurduğunu ve Friglerin bir kenti olduğunu haritası, VI. yüzyıl, M.Ö. Ankara M.Ö. VII. anlatır. Yunanca ve Latince gemi çapası de- yüzyılda Batı Anadolu'da Gediz ve Küçük mek olan kentin ismi için açıklama yapma Menderes vadilerini kapsayan bölgeye egemen gereğini duyan Pausanias, Midas’ın bulduğu olan ve tarihte para basımını ilk kez gerçekleş- gemi çapasının, kendi dönemine kadar Jüpiter tiren kavim olarak bilinen Lidyalıların eline (Zeus) tapınağında saklandığını söyleyerek geçmiştir. Pers İmparatorluğu Dönemi Pers kentin isminin arkasındaki anlamı vermeye İmparatorluğu'nun çalışır. kralı Büyük İskender'e yenilmelerine kadar egemenliği, Makedonya Gene Pausanias, adı geçen metinde, devam etmiştir. Helenistik Süreç içerisinde Midas kaynağı adı ile bilinen ve üzerine öy- Ankara, Büyük İskender tarafından M. Ö. 333 küler yazılan su kaynağının, Ankyra kentinde yılında fethedildi. olduğunu bildirir ve "İşte Galatlar bu Ankyra İskender, Gordion’dan gelmişti ve kısa kentini aldılar", der. Ankara'daki Frigler’in bir süre burada ikamet etti. Babil'de ölümün- varlığı bugünkü şehir sınırları içinde Ankara den sonra (M.Ö. 323) generalleri arasında bö- istasyonu civarında, belediye binası yanında, lüşülen imparatorlukta Ankara'ya Antigonus Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 15 ———————————————— Tarihi Coğrafya———————————————–——— sahip oldu. Antik zamanda şehrin en büyük önemli yerleşkeleri olma durumlarını sürdür- genişlemesini yaşadığı Frigya döneminin dı- düler. Fakat Ankara büyük bir metropol haline şında, bir başka önemli genişleme Ankara'ya geldi. geldi. Şehri Kara Deniz limanları ve Kırım ile Roma İmparatorluğunun iyi zamanla- kuzey, Asur, Kıbrıs ve Lübnan ile güney ve rında Ankara'da iki yüz bin kişi yaşadığı tah- Gürcistan, Ermenistan ve Pers İmparatorluğu min edilmektedir ve bu sayı Roma İmparator- ile doğu arasında mal ticareti için merkez ha- luğunun düşüşünden XII. yüzyılın başlarına line getiren Pontus Yunanlıları zamanında kadar olan zamandan çok daha fazladır. Küçük meydana geldi. O zamana kadar şehir Türkler bir nehir olan Ankara Çayı Roma şehirlerinin tarafından biraz değiştirilerek Ankara olarak içerisine doğru akmaktadır. Şimdi nehir çevril- kullanılmaktadır. miş durumdadır. Fakat Roma, Bizans ve Os- Ankyra, Yunanca da Çapa anlamına manlı dönemlerinde eski kentlerin kuzey sınır- gelmektedir. Türkler tarafından biraz değişti- larını belirlemekteydi. Çankaya, şimdiki şehir rilerek kullanılmaktadır. merkezinin güneyinde görkemli tepelerin ke- Galatyalılar dönemi, Roma İmparatorluğu narında Roma şehirlerinin dışında bulunmak- döneminde Galatlar’ın başkenti Ancyra M.Ö. taydı ve muhtemelen yazlık dinlenme yerleri 278'de Orta Anadolu'nun geri kalan bölümüy- olarak kullanılmaktaydı. XIX. yüzyılda en az le beraber Kelt ırkından Galatyalılar tarafın- bir Roma villası veya köşkünün kalıntıları gü- dan istila edildi. Bunlar Ankara'yı önde gelen nümüzde Çankaya Köşkünün çok fazla uza- kabilelerinden Tectosagelerin merkezi yaptı- ğında olmayan bir yerde bulunmaktaydı. Roma lar. Diğer kabile merkezleri Trocmilerin mer- şehri batıda tren istasyonu ve gençlik parkının kezi Pessinos (Balhisar) ve Ankara'nın doğu- olduğu alana, tepelerin güneyinden doğru da sunda Tolstibogiilerin merkezi Tavium idi. şu anda Hacettepe Üniversitesinin kapladığı Kente o zaman Ankara deniyordu. bölgenin aşağısına doğru uzanmaktaydı. Ankara olarak Kelt unsuru belki de az sayıda, Frig Ankara, tüm ölçütlerde büyüyebilen ve dili konuşan köylüler üzerinde bir savaşçı diğer Roma kentleri olan Gaul veya Britanya'- aristokrasiden ibaretti. Ankara Tectosage diye dan daha geniş bir şehirdi. Gotlar ve Arapların bilinen kabilenin merkeziydi ve Augustus seferleri sonucu Ankara'nın önemi kuzey Ana- onları geliştirerek imparatorluğuna ana bir dolu’daki yolların kuzeyden güneye ve doğu- merkez haline getirdi. İki diğer Galatya’lı ka- dan batıya uzanarak bir kavşak noktası oluştur- bile yakınlarındaki masına dayanmaktadır. Büyük İmparatorluk Tavium ve Batıda Sivrihisar yakınındaki yolları Ankara'dan geçerek doğuya doğru uza- Pessinus (Balhisar) Roma döneminin oldukça nıyordu. İmparatorların ve ordularının başa- merkezleri, Yozgat Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 16 ———————————————— Tarihi Coğrafya———————————————–——— rıları bu yoldan geçmekteydi. Maalesef ki bu kı diğer Anadolu şehirlerinde olduğu gibi as- yollar yalnızca Roma büyük şehirlerini bağla- kerî olarak işgal girişimlerine karşı koyma ve makla kalmamış, aynı zamanda işgalciler için şehrin ayakta durmasını sağlamaya yönelikti. de kullanışlı bir güzergâh olmuşlardır. III. Ankara'nın tarihi, Bronz Çağ'da Hitit yüzyılın ikinci yarısında, Ankara batıdan ge- medeniyetine kadar götürülebilir ve sonra sıra- len Gotların önlenemez başarılarıyla istila sıyla milattan önce ikici milenyumda Hititler, edildi ve daha sonra da Araplar geldi. M.Ö. X. yüzyılda Frigyalılar, daha sonrasın- On yıllık bir dönemde şehir antik dün- daysa Lidya, Persler, Makedonya, Galatya, yanın en görkemli kraliçelerinden birinin batı Romalılar, Bizanslar, Selçuklular ve Osmanlı- ileri karakollarından biri haline gelmişti. Su- ların hâkimiyetine girmiştir. M.S. 280'de bili- riye çöllerinden gelen Palmiralı Arap İmpara- yoruz ki güney Anadolu’dan bir mısır tüccarı toriçesi Zenobia Roma İmparatorluğu içinde- olan Philumenos ve Eustathius yakalanmışlar ki zayıflık ve kargaşadan faydalandığı bir dö- ve Ankara'da şehit edilmişlerdir. Diğer Roma nemde avantajı eline alarak kendine burada şehirlerinde olduğu gibi, Diocletian devri Hı- kısa ömürlü bir devlet kurmuştur. Geç Roma Süreci şehir 272 yılında İmparator Aurelian Roma kontrolündeki İmparatorluğuna ristiyanlar üzerindeki baskı- Büyük İmparatorluk yolları Ankara’dan geçerek doğuya uzanıyordu. tekrar bağlandı. Yardımcısı nın doruk noktasına ulaştığı dönemi göstermektedir. 303 yılında, Ankara İmparator Diocletian ve onun vekili Diocletian (284-305) tarafından çoklu (dörde Galerius'un Hıristiyan karşıtı zulümlere girişti- kadar) yöneticilerin bulunduğu bir sistem ği şehirlerden biriydi. Ankara'daki ilk hedefleri olan tetrarşi yürürlüğe sokuldu ve önemli bir ismi Clement olan kentin 38 yaşındaki pisko- program olan yeniden yapılanma ve Ankara'- posuydu. Clement yaşamında, önce Roma’ya nın batısına Germe ve Dorylaeum (şimdiki getirilmiş sonra oradan geri yollanmıştır ve o, Eskişehir) doğru yol yapım çalışmalarına gi- kardeşi ve birçok yandaşı ölüme yollanmadan rişildi. Altın çağında Roma Ankara’sı büyük önce birçok sorgu ve cefaya katlanmak zorun- bir pazar ve ticaret merkezi olmasının yanın- da bırakılmışlardır. da aynı zamanda büyük yönetim sarayları ve Aziz Clement kilisesinin kalıntıları bu- ofisleri olan şehrin resmî önemli kurallarının gün Ulus Meydanındaki Işıklar Caddesi’nde konduğu Praetoriumları barındıran büyük bir bulunabilir. Büyük ihtimalle Clement’in bura- yönetim merkezi olarak da görev yapmaktay- lara gömüldüğü düşünülmektedir. Dört yıl son- dı. III. yüzyıl boyunca Ankara’da yaşam, tıp- ra şehrin Plato isimli doktoru ve kardeşi Anti- Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 17 ———————————————— Tarihi Coğrafya———————————————–——— ochus Galerius tarafından şehit edilmişlerdir. diğerleri ise evlilik, kilisenin özelliklerine ya- Sonradan Theodotus'a aziz olarak saygı gös- bancılaşma vb. konuları içermekteydi. terilmiştir. Fakat zulümler başarısız olmuştur Clement zamanında Ankara'da Paga- ve 314'te Ankara zulümler sonrası Hıristiyan nizm dinî sendelemeye uğrasa da hala en yay- kilisesinin yeniden yapılanmasında dini hü- gın inanç olma özelliğini sürdürmekteydi. Yir- kümlerin belirlendiği kilisenin önemli bir mi yıl sonra, Hıristiyanlık ve tektanrıcılık onun merkezi olmuştur ve asıl olarak buraya yerini almış oldu. Ankara birdenbire günlük “lapsi” denilen baskı süresince teslim olmuş yaşamı keşişler, papazlar ve din kavgalarının ve paganizmi benimsemiş olan Hıristiyanlar sardığı bir Hıristiyan şehrine dönmüştü. Şehir yerleşmişlerdir. meclisi ve senatosu piskoposlara yerel temsil- IV. yüzyıl boyunca Galatya'nın As- cilik görevi vermişlerdir. IV. yüzyılın ortaları ya’daki resmî başkentinde üç meclis toplan- boyunca Ankara Hıristiyanlığın doğasındaki mıştır. İlki bir Ortodoks genel kilise meclisi karmaşık din kavgaları ve onun bir türü olan 314 yılında toplandı onların yirmi beş disiplin Aryanizm'in doğuşuna bağlı tartışmalarla sarıl- kanunları Pişmanlık Ayinleri yönetiminin o mıştır. 358'de kilise meclisi Ankara Kralının zamandaki en önemli belgelerinden birini yönettiği Yarı-Aryan bir meclisti. Bu meclis meydana getirmiştir. Onlardan dokuz tanesi Aryan Blasfemilerini mahkûm etmişti çünkü lapsilerin barışlarıyla ilgili durumla alakalı, onların kâfir öğretileri İsa kavramı her şeyiyle Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 18 ———————————————— Tarihi Coğrafya———————————————–——— Tanrısal olanlara benzer gibi görünmekte fa- Arap ordularının eline geçse de, XI. yüzyılın kat gerçekte tamamen farklıydılar. 362-363 sonuna kadar Bizans İmparatorluğu'nun önem- yıllarında, İmparator Mürtet Julian; Persler ve li bir kolu olmayı sürdürmüştür. Hıristiyanlara karşı çıktığı talihsiz sefer dönü- Selçuklu ve Osmanlı Süreci 1071 yılın- şünde Ankara'dan geçti ve çeşitli kutsal kişi- da, Selçuklu Sultan'ı Alparslan Malazgirt zafe- lere eziyetlerde bulundu. Ankara Kalesinin riyle Türklere Anadolu’nun kapılarını açmıştır. duvarlarının iç tarafının doğu yönüne hala Daha sonra 1073'te önemli bir askerî geçiş gü- görülebilen, üzerinde Julian'a ithafen “İngiliz zergâhı olan ve doğal kaynaklara sahip olan Okyanusundan barbar kavimlere kadar tüm Ankara'yı ülkesine eklemiştir. Osmanlı İmpa- dünyanın hâkimi” yazılı bir kitabe bulunan ratorluğu'nun ikinci sultanı Orhan Bey, 1356 taştan bir heykel inşa ettirdi. 362 yılında im- yılında şehri fethetti. Diğer bir Türk asıllı ku- paratorun şehri ziyareti onuruna dikilen mandan olan Timur 1402 yılında Ankara Sava- Julian Anıtı bugün hala ayaktadır. 375'de, şı’nda Osmanlıları yenerek şehrin hâkimiyetini Aryan keşişleri Ankara'da toplandı ve arala- ele geçirdi fakat 1403'te Ankara tekrar Osman- rında Aziz Gregory'nin de bulunduğu birçok lı Devleti'nin kontrolü altına girmiştir. Osmanlı Devleti'nin I. Dünya Savaşı'n- keşişi azlettiler. Modern Ankara batıda, Asya bölge- dan yenik ayrılmasıyla, Osmanlı başkenti İs- sindeki Galatya eyaletinin Roman Katolik tanbul ve Anadolu'nun büyük bir kısmı İtilaf yardımcı piskopos'u olan Laodicea'nın unvanı Devletleri tarafından istila edildi ve Türklere olan Angora olarak bilinmektedir. Bizans Sü- merkez Asya Bölgesinde çok küçük bir alan reci IV. yüzyılın ortalarında Ankara, impara- bırakarak buraları İngiltere, Fransa, İtalya ve torluğun geldi. Yunanistan kendi aralarında paylaşmak istedi- Constantinapole Doğu Roma'nın merkezi ol- ler. Türk Milli Mücadelesi'nin lideri M. Kemal duktan sonra imparatorlar, IV. ve V. yüzyıl- Atatürk, 1920'de Ankara'da direniş hareketinin larda dinlenmek üzere İstanbul Boğazı'nın başlangıcını resmî olarak ilan etti. Kurtuluş nemli havası yerine, Ankara'nın daha kuru Savaşı'nın kazanılmasından sonra, Türk Milleti dağlık atmosferini tercih etmişlerdir. II. 29 Ekim 1923'te cumhuriyeti ilan ederek Os- Theodosius (408-450) yazları sarayını Anka- manlı Devleti yerine Türkiye Cumhuriyeti'ni ra'ya taşımaktadır. Ankara'da çıkarılan ka- kurmuştur. Bundan birkaç gün önce 13 Ekim nunlar, onun orada geçirdiği zamanları kanıt- 1923'te Ankara İstanbul'un yerine Türkiye'nin lamaktadır. Şehrin askerî, özellikle de lojistik yeni başkenti olarak ilân edilmiştir. Ankara ve önemi uzun Bizans devri boyunca sürdü. An- Türkiye Cumhuriyeti 1924'te hazırlanan imar kara VI. yüzyıldan sonra birçok kez türlü planı 1932 yılında hazırlanan “Jansen Planı” tatil mekânı haline Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 19 ———————————————— Tarihi Coğrafya———————————————–——— olarak da bilinen imar planı, Ankara yeni ku- başkenti haline gelmişken, Ankara hala Türki- rulan Türkiye Cumhuriyeti'nin başkenti ol- ye'nin kuzey yarısının çoğuna hâkim önemli duktan sonra, yeni gelişmeler şehri eski bö- bir yönetim merkezi olma konumundaydı. lümlerin olduğu Ulus ve yeni kısmı olan Ye- 1923’te Türkiye Cumhuriyeti’nin baş- nişehir olmak üzere böldü. Roma, Bizans ve kenti olan Ankara, hızla gelişti. Eski semtler- Osmanlı tarihini anımsatan eski yapılar ve deki boş yerler yapılarla dolarken, yeni semtler darca uzanan sokaklar eski bölümü temsil de kuruldu. Bataklıklar kurutularak sıtma tehli- etmekteydi. Yeni kısım ise şimdiki Kızılay kesi ortadan kaldırıldı. Kentin su gereksinimini civarında olan bölüm, geniş caddeleri, otelle- karşılamak için Çubuk Barajı yapıldı. Cadde ri, tiyatroları, alışveriş merkezleri ve yüksek kenarları, eski yangın yerleri, parklar ağaçlan- binalarıyla daha modern görünüme sahip bir dırılarak kentin görünüşü değiştirildi. 1926’da şehir yapısına sahipti. Hükümet binaları ve yapılan sayım denemesinde 57.800 olarak sap- yabancı elçilikler ayrıca bu yeni kısımda bu- tanan nüfus, 1927 genel nüfus sayımında lunmaktaydı. Ankara başkent olmadan büyük 74.553’e yükseldi. 1945’te 200.000’i aştı. Nü- şehir merkezine sahip dünyanın en eski baş- fustaki bu artış kentin alanını da genişletti ve kentlerinden biridir, Londra, Paris veya Mad- kuruluş yıllarında kalenin bulunduğu tepede rid; hatta İstanbul'dan daha eski bir geçmişi yer alan, XIX. yüzyılda bir surla kuşatılan vardır. Şimdiki İstanbul, o zamanlar Bizans'ın kent, ovaya yayılıp, ovayı sınırlayan karşı te- Roma eyalet şehirlerinden biri olmakla birlik- pelere ulaştı. Devlet merkezi olması nedeniyle te, 324 yılında Roma İmparatorluğu’nun yeni aşırı nüfus yığılmasının sonucu, kent çevresi Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 20 ———————————————— Tarihi Coğrafya———————————————–——— Ankara’nın genişleme dönemi oldu. de hızla gecekondularla doldu. Günümüzde Ankara kenti eski yerleşme alanını her yön- H.Jansen’in yaptığı plana göre kent den aşmış ve geniş bir alana yayılmıştır. Eski Kaletepe çevresinde yeşil şeridin dışına taştı. kesimi iki bölümden oluşur. Hisar tepesinde Ankara’nın kale dışındaki mahalleleri, cadde- yer alan Kaleiçi, bu tepenin ortasından ovaya ler açılarak genişletilirken, güneyde de Yenişe- doğru yayılan ve günümüzde ortadan kalkmış hir kuruldu. Kent kısa sürede Cebeci ve Malte- bulunan ova surları içindeki mahalleler. Eski pe yönünde genişledi. Çankaya’ya doğru uza- Ankara’da son yıllarda açılan caddeler bo- nan kesimlerde ise bakanlıklar ve elçilikler yer yunca dizilmiş çok katlı yapılar ve alanlar aldı. 1940’ta yapılan sayımda nüfusu 157.000 bulunmasına karşılık, küçük kerpiç yapılı ev- olan kentin gelişmesi, II. Dünya Savaşı’nın lerin yer aldığı dar ve dolambaçlı yollara da bunalımlı yıllarında yavaşladıysa da, kentin rastlanır. Tarihsel yapılar da kentin bu eski çevresinde ikinci bir şerit Gazi Eğitim Enstitü- kesiminde yer alır. Örneğin; Augustus tapına- sü, Atatürk Orman Çiftliği, Harp Okulu üstün- ğı, Roma hamamı kalıntıları ve Osmanlı dö- den Dikmen ve Çankaya’ya uzanan bu ikinci neminden kalma camiler. Ankara Kalesi, te- şerit üstünde sonradan Anıtkabir yapıldı. penin yüksek bölümünü kaplayan bir iç kale 1950’de nüfusu 288.000’e yükselen Ankara’da ile çevresini kuşatan dış kaleden oluşur. Dış iş merkezi Ulus’tan Yenişehir’e kayarken kent, ve iç kale surları arasındaki alan ile iç kalenin Maltepe yönünde genişledi. Bahçelievler’in ilk kuşattığı alan, dar sokaklar boyunca dizilmiş bölümleri kuruldu. eski evlerle kaplıdır. Ankara’ya özel bir görü- Ankara 1980’li yılların ikinci yarısın- nüm kazandıran bu evler, kurulan ahşap iske- dan itibaren önemli gelişmeler kaydetmiştir. let boşlukların kerpiçle doldurulmasıyla ya- Ekonomide liberalleşme ve dışa açılmanın do- pılmıştır; duvarları, kireçle badanalıdır. Ama ğal bir sonucu olarak, memur ve bürokrat kenti son yıllarda bunların çoğu yıkılmış, kale dı- olarak nitelendirilen Ankara hızla sanayileşme şındaki mahalleler hızla gelişmiş, genişletilen sürecine girmiştir. Bugün Ankara’da üçüncüsü ya da yeni açılan yollar ve alanlar boyunca kuruluş aşamasında olan üç Organize Sanayi çok katlı yapılar yükselmiştir. Bölgesi’ne sahiptir. Ankara’da ayrıca, Ostim, yalnızca İvedik ve Siteler gibi küçük sanayinin yer aldı- Kaletepe çevresinde yayılan Ankara, cumhu- ğı önemli bölgeler bulunmaktadır. Bunlara ek riyetle birlikte gelişmeye başladı. O zamanlar olarak Ankara’nın hemen hemen tüm ilçelerin- kentin iş merkezini oluşturan günümüzün de küçük sanayi siteleri mevcuttur. Ankara, Ulus alanına açılan caddeler boyunca, yeni tüm bu özelliklerinin yanı sıra, 12 üniversiteye yapılar kuruldu. 1930-1940 arasındaki dönem sahiptir. Bu açıdan önemli bir eğitim ve bilim Cumhuriyetten önce Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 21 ———————————————— Tarihi Coğrafya———————————————–——— kentidir. Kültür ve sanat alanında da önemli belirlenmiştir. Buna göre 1927 yılında Anka- sayıda sanatçıyı barındıran kentte, sinema ve ra’nın toplam nüfusu 404.581 kişi olarak belir- tiyatro salonları ile çok sayıda müze de yer lenmiştir. Türkiye'nin nüfus bakımından ikinci almaktadır. Ankara’nın nüfus gelişimi de tari- büyük kenti olan Ankara'da, merkez ve ilçele- hi ile paralellik göstermektedir. Ankara’nın rin merkezlerinde 4 milyon 395 bin 888 kişi, bilinen ilk resmî nüfusu, 1927 yılı sayımında belde ve köylerde ise 153 bin 51 kişi yaşamaktadır. ———————————————————————————————————————————————- KAYNAKÇA 1 Arcayürek, Cüneyt, Bir Zamanlar Ankara, Ankara: Bilgi Yayınevi, 2005. 2 Çınar, Hüseyin-Osman Gümüşçü, Osmanlıdan Cumhuriyete Çubuk Kazası, Ankara: Çubuk Belediyesi Yayınları, 2002. 3 Ergenç, Özer, XVI. Yüzyılda Ankara ve Konya, Ankara, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, 2012. 4 Sargın, Haluk, Antik Ankara, Ankara: Arkadaş Yayınları, 2004. 5 Yavuz, Ayşıl Tükel, Tarih İçinde Ankara, Ankara: ODTÜ Ankaralılar Vakfı Yayınları, 2000. Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 22 ———————————————— Kapak Dosyası———————————————–——— TİMUR’UN BATI SEFERİ VE BÖLGESEL SAVUNMA İTTİFAKI Ankara Savaşı öncesi Timur’un Anadolu, Kafkasya ve Mısır üzerindeki etkisini açıklamaya çalışacağız. Timur tarafından kurulduğu için onun tün sefer ve savaşları Türk-İslâm dünyasına adına nispetle Timurlular şeklinde anılan dev- yönelmiş; Türkistan’ın bir kısmı, İran, Altın- let, Semerkant merkezli geniş bir coğrafyaya Ordu, Kafkasya ve Anadolu onun tahrip ve yayılmıştır. Hanedanın egemenliğindeki ana akınlarına uğrayarak Moğol istilasının getirdi- coğrafya Cengiz Han’ın oğlu Çağatay’ın pa- ği kargaşayı ikmal etmiştir. yına düşen kısmı içine alır. Timur’un doğdu- Timur’un iktidarını ilan ettiği 1370’li ğu tarihlerde (1336) Çağatay Hanlığı sarsıntı yılların başında İran ve Azerbaycan’da, çoğu geçirmekteydi.1 Hakimiyet Cengiz Han so- İlhanlıların enkazı üzerine kurulmuş sayılan yundan gelen hanlardan çok Horasan bölgesinde Herat mer- Mâverâünnehir’e hâkim olarak olan Serbedarîler (1337-1381), Nitekim onun bütün sefer kabile reislerinin elinde bulu- ve savaşları Türk-İslâm kezli Kertler (1245-1383), Batı nuyordu. 2 Timur 1370’te dünyasına yönelmiştir. Horasan’da merkezi Sebzvar Semerkant’ta tahta oturdu.3 Cihan hakimiyeti Merkezi Şiraz olan Güney İran’ın Fars ile Kir- davasıyla ortaya çıkan Timur (1370-1404), man bölgesine Muzafferîler (1294-1393), İran- İmparatorluğunu Türk veya İslâm ideallerine ’ın kuzeyinde Curcan merkezli Astrabad, göre kurmuyor; sadece kendi ihtirasları için Damgan, Bistam ve Simnan’da Toga Timurlu- dünyayı fethetmek istiyordu. Bu amacı ile o, lar (1337-1410); Bağdat'ı merkez edinen Irak, Türk kağan ve sultanlarına değil Moğol han- İran ve Azerbaycan’da Celayirliler (1336- larına benziyor; onların zihniyet ve gelenek- 1432) ve Van Gölü’nden Musul’a kadar olan lerine bağlı bulunuyordu.4 Nitekim onun büt- bölgelere ise Karakoyunlular egemendi. Timur Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 23 ———————————————— Kapak Dosyası———————————————–——— Mâverâünnehir’de hakimiyet kurduktan son- Mazenderan’a kadar olan bölgeyi idaresi altına ra, 1381’de Kertler’den Herat’ı alıp 1383’de aldı. Cengiz’in hükümdarlığını canlandırmak Kertler’e son verdi.5 Timur daha sonra hayali ile yaşayan Timur şimdi de gözünü 1382’de Serbedarîlere son verdi. 1384-85 yıl- Bağdat’a dikmişti. Bağdat Celayir hükümdarı larında ise Toga Timurluların üzerine yürüdü. Ahmed’in elindeydi. Timur burayı 29 Ağustos 1385 yılında Timur’un hakimiyetini tanıyan 1393 tarihinde ele geçirdi. Tebriz’i Altın Ordu hanı Toktamış yağmala- Bağdat’dan sonra Musul’a, oradan da dı. Bunun neticesinde Timur ertesi yıl Tebriz- Mardin’e gelen Timur, ordusunun sağ kolunu ’i ele geçirdi. Daha sonra Toktamış üzerine Karakoyunluların üzerine gönderdi; kendisi de gitti ve Toktamış üzerine seferinden galip Mardin ile Diyarbakır bölgesinde faaliyette ayrıldı. Bu galibiyetin ardından Karakoyunlu- bulundu. Buradan Kara Yusuf’un bulunduğu lar üzerine asker sevk etti. Karakoyunlu reisi Muş Ovası’na yürüdü ve Karakoyunlu reisini Kara Mehmed’in başarılı savunmasından yakalamaları için asker sevk etti. Lakin bir so- sonra İran’a geçip Muzafferîlerin merkezi nuç alamayınca Van Gölü’nün kuzeyinde Ala- İsfahan’ı ele geçirdi.6 dağ’a yöneldi ve Üçkilise’de konakladı. Bura- Horasan Coğrafyasında ki başarılı se- dan Muhammed Sultan’ı Kara Yusuf’un kar- ferler Güney İran’da da kendisini gösterdi. deşi Mısır Hoca’nın elindeki Avnik Kalesi’ni Bu seferlerden sonra ise Toktamış Han ile alması için gönderdi. Kendisi de 18 Haziran mücadeleler birbirini izledi. Timur 1392 yı- 1394’de Avnik önlerine ulaştı. 8 Ağustos 1384 lında Buhârâ’dan Hazar’ın güney kıyısındaki tarihinde Mısır Hoca teslim oldu ve kale yıktıYazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 24 ———————————————— Kapak Dosyası———————————————–——— rıldı. Timur, Avnik’e önde gelen adamlarından Atlamış’ı bırakarak Gürcistan’a oradan da Toktamış üzerine yürüdü. Timur’un 1393 yılında Bağdat'ı ele geçirmesi büyük yankı yaptı. Bunların başında Memlûk sarayı gelmekte idi. Beklenen Timur tehlikesi artık Suriye sınırlarına dayanmıştı. Timur’un Bağdat’ı ele geçirmesiyle Kahire’ye sığınan Sultan Ahmed Celayir, Berkuk ile Timur arasında paylaşılamıyordu.7 Bu durum iki taraf açısından siyasî kızışmaya yol açmıştı. Karşılıklı mektuplaşmalar olmuş ha sonra Berkuk’u mağlup edip sürgüne yolla- ve Timur’un elçisi Berkuk tarafından öldürül- dı. Bundan sonra Mintaş ile Yelboğa en-Nâsıri müştü. Gelmekte olan savaşın ayak sesleri arasındaki sorunu fırsat bilen Berkuk tekrar sadece Kahire’den değil; Bursa, Sivas ve Saray’dan duyulmuştu. Bunun tahtı ele geçirmek için harekete geçerek, neticesinde 1390’da tekrar tahta oturdu. Mintaş ile Yelbo- Memlûk, Osmanlı, Sivas ve Altın Ordu hü- ğa’dan kurtulan Berkuk şimdi yine Timur so- kümdarlarının aralarında oluşturdukları böl- runu ile karşılaştı. Mazenderan, Tebriz, Kaz- gesel savunma ittifakı bu zamanda kendisini vin, Şiraz ve İsfahan’ı fetheden Timur, Bağdad derinden ve yakından hissettiren Timur tehli- üzerine yürümüştü. Bunun neticesinde Bağ- kesi karşısında son şeklini almıştı.8 dat’dan ayrılan Celayir hükümdarı Ahmed, Bölgesel Savunma İttifakı’nın Mısır Memlûklere sığındı. Berkuk’a yardım isteğin- kolu olan Memlûk Sultanı Berkuk, 1382 yı- de bulunarak yardım isteği kabul edildi. Bu lında tahta oturduktan sonra iki büyük isyan olay neticesinde Timur ile Berkuk arasında bastırdı. 9 Bu iki isyandan sonra 1387 yılında gerginleşme oldu. Timur tehlikesi ortaya çıktı. Berkuk, harp ha- Timur, Bağdat işgalinden sonra Tek- zırlığına başladı ve ekonomik bir fetvayı da rit’i işgal etti. Daha sonra ise Urfa’yı aldı. Ber- aldı. Fakat Timur’un Toktamış üzerine gitme- kuk ise karargahını Ridanniye’ye kurdu. Bu si sonucu bu tehlike bir süreliğine sonlandı. arada Berkuk; Yıldırım Bayezid ve Kadı Timur tehlikesinden sonra Berkuk, Burhaneddin ile anlaşmaya çalışıyor ve Altın Malatya Naibi Mintaş ile sorunlaştı. Mintaş, Ordu, Akkoyunlular ile de ittifak kurmak tekli- Yelboğa en-Nâsıri ile Dımaşk’a yürüdü. Da- finde bulunuyordu. Berkuk, gerekli hazırlıkları Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 25 ———————————————— Kapak Dosyası———————————————–——— yaptıktan sonra 1394 yılında Dımaşk’a ulaştı. Orada Toktamış, Bayezid ve Kadı Burhaneddin Ahmed’in elçileriyle görüştü. Gerekli ittifakı yapan Berkuk, Celayir hükümdarı Ahmed’i Bağdad’a yolladı. Ahmed, Bağdad’ı ele geçirdi. Aynı günlerde Timur’un tekrar Toktamış üzerine gittiğini haber aldıktan sonra Mısır’a döndü. Berkuk, daha sonra 14 Haziran 1399 tarihinde hastalandı. Hastalandıktan altı gün sonra (20 Haziran 1399) ise vefat etti. Bölgesel Savunma İttifakı’nın Saray kolu olan Altın Ordu Hanı Toktamış, Altın 1387 baharında Toktamış Derbend geçidini Ordu ve Ak Ordu’nun zayıf düştüğü bir anda geçip Karabağ üzerine yürüdü. Fakat Timur Timur’un desteği ile ilk önce Ak Ordu hanı ordusu tarafından hezimete uğrayıp kaçtı. Da- daha sonra Mamay’ın ölümü ile Altın Ordu ha sonra Toktamış, Timur’un İran’da olduğu hanı oldu.10 Tahta oturduktan sonra güçlenen sırada doğrudan Mâverâünnehir’e saldırdı. Rus prenslerine Moskova’yı tahrip ederek Hatta Buhârâ’yı abluka etmeye dahi cesaret karşılık verdi. İyice güçlü olduğunu düşüne- etti. Bunun neticesinde Timur alelacele dön- rek, anarak meye mecbur oldu (1388 Şubat). Toktamış ise Mâverâünnehir’e ve İran’a sefer yapmayı dü- onu beklemedi ve Ak Ordu steplerine çekildi. şündü. Fakat buraya bu dönemde Timur ha- Fakat kimdi. Mâverâünnehir’e saldırdı. Timur topladığı atası Cengiz Han’ı da kuvvetli bir ordu ile tekrar kuvvetle Toktamış’ı Sirderya’nın kuzeyine Toktamış, 1385 yılında Timur’un da- geri attı (1389 Ocak). Toktamış Sirderya’da ha Azerbaycan işlerine karışmadan önce bu- dolaşmaya devam ederek Sabran’ı muhasara, ranın Ahmed Celayir’in elinde bulunduğu Yesi’yi yağma etti. Fakat Timur Sirderya’yı zamanda Şirvan ve Tebriz’i zapt edip yağma- geçtiğinde Toktamış ordusuyla steplerde dağı- ladı.11 Fakat Moğol usulü üzere ganimetlerle lıp gitti. beraber çekilip gitti ve Ahmed Celayir tekrar bu eyalete sahip oldu. Timur, bu vakalardan Toktamış’ın bu akınlarına dayanama- sonra Azerbaycan’ı sınırlarına kattı (1386). yan Timur, nihayet 1391 yılında Taşkent’ten Timur, Karabağ eyaletinde bulunduğu sırada büyük bir ordu ile harekete geçti. 19 Haziran Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 26 ———————————————— Kapak Dosyası———————————————–——— 1391’de Kunduzca’da vukua gelen savaşta Bu savaştan sonra Timur Altın Ordu Timur Toktamış’ın ordusunu hezimete uğrat- ülkesini tahrip etti. Özellikle Tana ve Saray’ın tı.12 Fakat Toktamış tekrar firar etmeyi başar- tahribiyle Avrupa ve Orta Asya arasındaki ti- dı. carete müthiş bir darbe vurmuş, Marco Polo Toktamış akıllanmamıştı. tarafından anlatılan kıta içindeki eski yollar Nitekim kapanmış, fetihlerinin medeniyet için hayırlı 1394’de Memlûk sultanı Berkuk ile ittifak olabilen neticelerini mahvetmişti. yaptıktan sonra, aynı yıl Şirvan üzerine akın düzenledi. Bunun sonrasında Timur 1395 ba- Timur, İran’a döner dönmez Toktamış harında Toktamış’a karşı yeni bir sefer yap- tekrar Altın Ordu tahtına çıktı. Fakat bir daha mak kararını verdi. Bu sefer diğerlerine ben- Timur için tehlike olmadı. Nihayet Timur’un zemeyecekti. Ordusuyla beraber Derbend ge- vefatından bir yıl sonra Tümen’de Şadi-Beg’in çidini geçti. 15 Nisan 1395 tarihinde Terek askerleri tarafından öldürüldü. kıyılarında Toktamış’ın ordusuna hücum etti. Bölgesel Savunma İttifakı’nın Sivas Alelâde bir asker gibi dövüşen Timur, kolu olan Kadı Burhaneddin Ahmed yüksek ‘’okları tükenmiş, kısa mızrağı kırılmış, kılı- ilmini Şam ve Mısır’da tamamladıktan sonra cını daima sallar vaziyette’’, az daha yakala- yirmi bir yaşında Kayseri kadısı oldu. Daha nıp öldürülüyordu. Fakat nihayet Toktamış sonra Eretna veziri iken Eretna Devleti’nin mağlup olarak Kazan mıntıkasına doğru kaç- tahtına geçerek kendi devletini kurdu.13 Kadı tı. Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 27 ———————————————— Kapak Dosyası———————————————–——— Bölgesel Savunma İttifakı’nın Edirne kolu olan Osmanlı Padişahı Bayezid, daha şehzade iken Karamanoğullarına karşı çarpışmış ve büyük başarı göstermişti. Karamanoğullarına karşı başarılar elde etmesi sonucu, ‘’yıldırım’’ unvanı ile anılmaya başlamıştı. Bu mücadele sonucu Osmanlıların Anadolu beylikleri arasındaki saygınlığı artmıştı. Bayezid’den önceki hükümdarlar Anadolu beylikleriyle çarpışmaktan kaçınmışlar; evlenme ve toprak satın alma yoluyla gelişmeBurhaneddin Ahmed 1391 yılında Osmanlı ye çalışmışlardı. Yıldırım Bayezid ise beylik- kuvvetlerini bozguna uğrattıktan sonra Timur leri ortadan kaldırma, Anadolu’da yayılma po- Anadolu önlerinde görüldü. Timur Kadı litikası izlemeye başladı. Karamanlıları kesin Burhaneddin Ahmed’e elçisini yollayarak yenilgiye uğratarak topraklarını ele geçirdiği kendisine tabi olmasını istedi. Fakat Kadı gibi, Saruhan, Aydın, Germiyan, Menteşe, Burhaneddin Ahmed bunu reddetti. Bunun Hamid ve Teke beyliklerini de ortadan kaldır- neticesinde Kadı Burhaneddin Ahmed savun- dı .14 ma hazırlıklarına başladı. Fakat Timur’un Diyarbakır, Erciş, Mecengird kalelerini aldıktan sonra Gürcistan üzerine yürümesi sonucu Anadolu’daki heyecan sükunet buldu. Timur tehlikesinin geçmesinden sonra Kayseri valisi Şeyh Müeyyed isyan etti. Kadı Burhaneddin Ahmed’in bu isyanı bastırıp Şeyh Müeyyed’i öldürmesinden dolayı Akkoyunlu hükümdarı Karayölük Osman ile araları açıldı. Kadı Burhaneddin Ahmed kendisine yüz çeviren Karayölük Osman’ı takip ederken Osman’ın eline düştü. Nitekim Karayölük Osman, Kadı Burhaneddin Ahmed’i 8 Temmuz 1398 tarihinde öldürdü. Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 28 ———————————————— Kapak Dosyası———————————————–——— Yıldırım Bayezid, Konstantinopolis’i zans başkentini dördüncü kez kuşatacak, bun- (İstanbul) kuşatan ilk Osmanlı hükümdarı da da Timur’un Sivas’ı işgal ettiği haberi gele- oldu. Ancak Bizans başkentini ele geçirmeyi cek ve kuşatmayı kaldırıp Timur’la savaşmak başaramadı. Buna karşılık, Bulgar devletinin üzere yola çıkacaktı.15 varlığına son vererek Bulgaristan topraklarını 1402’deki Ankara Savaşı’nda Osmanlı ele geçirdi; Selanik’i aldı (sonradan Osmanlı- ordusu Timur’un ordusunun izdihamına uğra- lardan geri alınarak Selanik, ikinci kez fethe- dı. Bunun neticesinde Timur’a tutsak olan Ba- dilecekti). yezid, bir yıl geçmeden öldü. İstanbul’un kuşatılması üzerine oluş- Orta Asya, İran, Afganistan ve Mezo- turulan, hemen her Avrupa devletinden asker potamya’da büyük bir imparatorluk kurmuş ve ve şövalyelerin yer aldığı 120 bin kişilik yeni 1398’de Hindistan’ı işgal etmiş olan Timur, bir Haçlı ordusu, Macar kralı yönetiminde Bayezid’den kaçarak kendisine sığınan Türk- Osmanlılar üzerine yürüdüyse de, Niğbolu men beylerinin girişimleri sonucu, batısında Savaşı’nda (1396) bozguna uğratıldı. güçlü bir devletin oluşmasını engellemek üzere Anadolu’ya yürümüştü. Eski beyliklerin ye- Aynı yıl Anadolu Hisarı’nı yaptırarak niden kurulmasını sağladıktan sonra Anadolu’- İstanbul’u bir kez daha kuşatan Yıldırım dan çekilen Timur 1405’te öldü.16 Bayezid, sonunda Bizans imparatorunun pek çok ödünü kapsayan barış koşullarını kabul Anadolu’daki ederek kuşatmayı kaldırdı. 1400 yılında Biz- beylikler canlanırken Bayezid’in oğullarından İsa Çelebi Balıkesir’e, Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 29 ———————————————— Kapak Dosyası———————————————–——— Mehmed Çelebi Amasya’ya çekildiler. Süley- adeniz’in kuzeyinde etkin hale geleceklerdir, man Çelebi, en küçük kardeşi Kasım Çelebi’- Ortadoğu da Memlûk devleti gibi güçlü bir yi de yanına alarak Bursa üzerinden Edirne’- siyasî gücün etkinliği yavaş yavaş kırılacak; ye geçmiş ve hükümdarlığını ilan etmişti. sonunda Yavuz Sultan Selim zamanında Mısır Musa Çelebi de taht kavgasındaydı. Osmanlıların eline geçecektir. Anadolu'da ise ‘’Fetret Devri’’ adı verilen bu dönem durum facia idi. Nitekim Anadolu Türk birliği- (1402-1413), şehzadelerin birbirleriyle çekiş- ni sağlayan Bayezid’in tüm emekleri boşa çık- meleri arasında geçti. Köylü kitleleri de ayak- tı. Timur, batısında güçlü bir devletin olmama- lanmıştı. Sonunda, Anadolu’daki Sünnî tari- sını sağlamak için Anadolu beyliklerini yeni- katlardan destek alan Mehmed Çelebi üstün den canlandırdı ve Anadolu’da etkin bir siyasî gelerek Osmanlı tahtına oturdu. güç barındırmadı.17 Tabii ki Anadoluda en çok etkilenen devlet ise Osmanlılar oldu. Nitekim Timur’un batı seferi Ortadoğu, Ana- Osmanlılar büyük bir yıkılma tehlikesi ile kar- dolu ve Kafkasya’yı derinden etkiledi. Nite- şılaştı. Fakat Osmanlıların ikinci kurucusu sa- kim Kafkasya’da Altın Ordu devletinin zayıf- yılan Çelebi Mehmed sayesinde Osmanlı kal- laması Rus prenslerine yaradı ve Ruslar Kar- dığı yerden faaliyetlerine devam etti.18 ———————————————————————————————————————————————- DİPNOTLAR 1 İsmail Aka, “Timurlular”, Genel Türk Tarihi, V, Ankara: 10 Renê Grousset, Stepler İmparatorluğu, Çev: Halil İnalcık, Yeni Türkiye Yayınları, 2002, 201. Ankara: TTK Yayınları, 2015, 404-405. 2 Mustafa Kafalı, “Çağatay Hanlığı”, Türkler, VIII, Ankara: 11 Kâzım Paydaş, “Timur’un Gürcistan Seferleri”, Fırat Üni- Yeni Türkiye Yayınları, 2002, 351. versitesi Sosyal Bilimler Dergisi, XVI, Elazığ 2006, 421. 3 İsmail Aka, “Timurlular”, DİA, XLI, 177-178. 12 Nadir Devlet, “Altın Ordu”, Doğuştan Günümüze Büyük İslâm Tarihi, IX, İstanbul: Çağ Yayınları, 117. 4 Osman Turan, Türk Cihan Hakimiyeti Mefkuresi, II, İstanbul: Turan Neşriyat Yayınları, 1969, 210. 13 İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Anadolu Beylikleri ve Akkoyunlu, Karakoyunlu Devletleri, Ankara: TTK Yayınları, 2011, 163. 5 Halil Çetin, Timur’un Anadolu Seferi ve Ankara Savaşı, İstanbul: Yeditepe Yayınları, 2012, 68. 14 Halil İnalcık, Devlet-i ‘Aliyye Osmanlı İmparatorluğu Üzerine Araştırmalar, I, İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayın- 6 Joseph Von Hammer Purgstall, Büyük Osmanlı Tarihi, I, ları, 2015, 72. Çev: Mehmet Ata Bey, 319. 15 İsmail Hami Danişmend, İzahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi, 7 İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, I, Ankara: TTK I, İstanbul: Ofset Yayınları, 2011, 137-138. Yayınları, 2011, 301. 16 8 İsmail Aka, Timur ve Devleti, Ankara: TTK Yayınları, 1991, Georg Ostrogorsky, Bizans Devleti Tarihi, Çev: Fikret Işıltan, Ankara: TTK Yayınları, 2015, 513. 20. 17 Yahya Başkan, “Timur, Rodos Şövalyeleri ve Batı Anadolu 9 İsmail Yiğit, Memlûkler, İstanbul: Kayıhan Yayınları, 2008, Seferi”, Turkish Studies, IX/IV, Ankara 2014, 140. 100. 18 Erhan Afyoncu, Sorularla Osmanlı İmparatorluğu, İstanbul: Yeditepe Yayınları, 2010, 87. Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 30 ———————————————— Kapak Dosyası———————————————–——— BAYEZİD VE TİMUR MEKTUPLAŞMALARI Ankara Savaşı öncesi iki hükümdar nasıl bu kadar birbirlerinden nefret ettiler. Açıklıyoruz. 1402’de Ankara Savaş'ı yapılmadan manlı Beyliği’nin sağladığı siyasî birlik Yıldı- önce Timur ve Bayezid arasında dört mektup rım Bayezid devrine kadar gelmiştir. Osman- ve onlara ithafen verilen cevaplarla toplam lı’ya bu beyliklerden en güçlü direnişi Kara- sekiz mektup bulunmuştur. Araştırmalar so- man Beyliği göstermiş ve uzun mücadeleler nucunda üçü Arapça'dan oluşmaktadır. Çevi- yaşanmıştır. Osmanlı Beyliği diğer beylikleri risini Feridun Ahmed Bey'in yaptığını görü- itaat altına almayı başarmıştır ve batıda Bi- yoruz. Bunların Türkçe karşılığı ise Hoca zans’a, doğuda ise Timur’a komşu olmuştur. Saadeddin’e ait yazılarda olduğu tespit edil- Mısır’da Memlûk Devleti, Azerbaycan ve ci- miştir. Hiçbir savaş sebepsiz yapılmamıştır. varında Karakoyunlu Sultanı Kara Yusuf ve Bu yüzden mektuplardan önce dönemin siya- Bağdat’ta ise Sultan Ahmed Celayir hüküm- sî durumuna bakmak gerekir. darlık yapıyordu. Timur (1360/69-1405), ken- Türkiye Selçuklu Devleti’nin Moğol- dini sürekli meşgul eden ve her fırsatta onun ların hakimiyetine girmesi ile, Anadolu Türk topraklarına saldırılarda bulunan, Müslümanla- Beylikleri bulundukları bölgelerde bağımsız- rın yollarını kesip mallarını yağmalayan Kara- lıklarını ilân ettiler. Bunlar şer’i olarak Sel- koyunlu Kara Yusuf ve Bağdat Sultanı Ahmed çuklulara tâbiiyeti kabul etmekle beraber bey- Celayir’i ortadan kaldırmaya karar vermişti. lik unvanlarını da alıyorlardı. Moğollar Ana- Bu sayede hem topraklarını genişletip gelirle- dolu’ya gelince bu beylikleri itaat altına alıp rini attırmayı hem de topraklarının güvenliğini beli bir vergiye tâbii tuttular. Bu beylikler sağlamayı amaçlamıştır. Ankara Savaşı’ndan arasında yaşanan mücadeleler sonrasında Os- önce; kuzeyde Altınordu, güneyde ise Mısır Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 31 ———————————————— Kapak Dosyası———————————————–——— Timur’a mağlup olunca bölgede Osmanlılar yordu ve Ceneviz, Fransa, Bizans ve Kastilya yalnız kalmıştır. Timur Osmanlı-Memlûk iş- gibi Osmanlı karşıtı olanlar da Timur’u bu sa- birliğini önlemek için Eylül 1399’da sefere vaş için kışkırtıyordu. Bazı Osmanlı kaynakla- çıktı. Ermenistan, Gürcistan ve Azerbaycan’ı rıysa Timur’a gönderilen bir sulh mektubunun ele geçirdi. Bu olaylardan sonra Kara Yusuf olduğu ve Karaman beyine bağlı kimselerce ve Ahmed Celayir Timur’dan kaçarak Os- ele geçirilerek savaşı teşvik edici cümleler ya- manlı’ya sığındılar. Timur ise Akkoyunlu zarak mektubu Timur’a yolladıklarından bah- hükümdarı Karayölük Osman Bey ve Erzu- seder. Mektupların içeriğiyse şöyledir: rum Emîri Mutahharten’e bazı siyasî vaatlerde bulunarak Osmanlı Devleti’ne karşı kul- Timur’un Yıldırım Bayezid’e gönderdiği birinci Mektup lanmak için bu iki hükümdarı kendi tarafına Rum diyarında melik olan Yıldırım çekmiştir. 1400 başlarında Erzurum ve Erzin- Bayezid! Bil ki, biz kudret ve iktidarımızla can’ı geçerek Sivas’a kadar geldi. Daha sonra insanlık âleminin en büyük kısmını tab’ımız Antep ve Maraş’ı alıp Memlûkluları yenerek haline getirmiş bir hükümdarız. Bu görülme- Şam’ı ele geçirdi. Bu sayede olası bir Osman- miş işi, tek başımıza yaptık, senin gibi baba- lı-Memlûk birleşmesini engellemiştir. mızdan ülkeler tevarüs etmiş değiliz. Aklını Timur’u Osmanlı Devleti üzerine teş- başına topla ve Kara Yusuf’la Ahmed vik edenler, Osmanlı ve Karaman beyi ol- Celâyir’i topraklarından kov. Emîrlerimize muştur. Ayrıca Timur, Batı’ya yapacağı se- karşı gelen hükümdarların akıbetini duymuş ferler için Doğu’da güçlü bir rakip de istemi- olsan gerektir. Sen de o hükümdarların arasına Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 32 ———————————————— Kapak Dosyası———————————————–——— girmekten sakın. kendisinden boş olsun. Timur bu beylerin öldürülmesi veya Adı geçen tüm ülkeler Timur’a mağlup aileleriyle beraber kendisine teslimi gibi al- olmuştur ve Timur bu ülkelerde birçok Müs- ternatif tekliflerde de bulunmuştur. Bayezid lüman’ı öldürmüştür. Bayezid ise mektubunda ise emr-i vaki saydığı bu istekleri ve Timur’a bunları Timur’a onun nasıl biri olduğunu gös- iltica eden beylerin kışkırtması olduğunu dü- termek için yazmıştır. şünerek hakaret dolu şu mektubu yazmıştır. Yıldırım Bayezid’in Timur’a Cevabı Timur’un Yıldırım Bayezid’e gönderdiği ikinci Mektup Ey ihtiyar it (köpek), Tekfurdan daha Sen kendini Allah yolunda cihad eden, şiddetli kâfirsin. Mektubunda bizi korkutmak bizi ise haksız yere kan döken bir kâfir ve beni ve hile ile kandırmak istemişsin. Osmanlı sul- yeni yetme bir savaşçı saymışsın. Bil ki, kırk tanlarını, Acem padişahlarına benzetme. Os- yıla yakın bir süredir nefsimi cihada adamışım. manlı askerleri de, ne Kıpçak ülkesi Tatarı Bu cihatlar sonunda kaleler ve ülkeler feth gibi sıradan insanlar, ne de Hint toplulukları ederek, beldeleri kurtarmakla meşgulüm. Kaldı gibi başıboş, sere serpe avare kalabalıklar de- ki bu halim, dünden daha açık ve kesindir. Bu ğildirler. Osmanlı askerleri, Irak ve Horasan mücadeleler esnasında, çok sayıda kişi bize askerleri gibi hakimiyetsiz ve perişan olma- itaat etmiş ve yolumuzda canlarını feda etmiş- yacak kadar onurlu askerlerdir. Yine sen, Os- tir. Siz niçin bize hizmet etmekten kaçıyor, manlı askerlerini Şam ve Halep (Memlûk) sevgi göstermiyorsunuz? Hem yaşça da senden askerlerine de benzetmeyesin… Bu mektup büyük durumdayım. Bu güne kadar hangi tara- eline geçtikten sonra savaş meydanına her fa gittiysem, kısa sürede orayı ele geçirdim. kim ki gelmeyip kaçarsa onun eşi üç talakla Sivas’ı da kısa zamanda elde ettim. Sen Malat- Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 33 ———————————————— Kapak Dosyası———————————————–——— ya’yı muhasara ettin, dört ay elde edemedin ık itikatlı mezhep sahibi ve çirkin âdetleri bu- ve geri dönmek zorunda kaldın. Sinop Kale- lunmakla itham etme. Bizim askerimiz baba- si’ni ne zamandır elde edemedin. Mektubun- dan ataya Müslüman ve Müslüman çocukları- daki gibi tehdit ve gurura kapılma, akıl yo- dır. Niçin hidayete layık olmasınlar? Kaldı ki, lundan uzak sözlere cesaret etme. Kaldı ki Osmanlı’nın askerleri çoğunlukla kâfirlerden Sivas’ta ele geçirdiğim adamlarınızdan duru- devşirme olduğu açıktır. Davamız cihangirlik munu öğrenmiş haldeyim. Dolayısıyla pek olup saltanatımız adına hutbeler okunmaktadır çok Müslüman’ı rencide etmek, han ve malla- ve sikkeler basılıdır. Müslümanların ülü’l-emri rını harab etmek uygun görülmemiştir. Bu olduğumuzda şüphe yoktur. Bizim soyumuz, sebeptendir ki, güzel cevap vermeyi yüksek İlhân-ı Âlişân’a ulaşmaktadır. Eğer samimi bir iş olarak bil. Ülkeni harap etmekten kur- selâmınızla beraber iyi ifadeler içeren mektu- tarmış olursun. Bizimle anlaşma yoluna dö- bunuz gelirse, her iki taraf arasında yumuşama ner, özür dileyen bir ifadeyle cevap verirsen ve sevgi peyda olur. Aksi halde kılıç ortaya aramızda dostluk ve sevgi olur. Böylece çıkınca, kaleme yer kalmaz ve’s-selâm. Frenk kâfine fırsat vermemiş olur, biz de, Si- Yıldırım Bayezid’in Timur’a Cevabı vas’tan çekilerek geri döneriz. Bizim niyeti- Zamanın cihan sultanı olan Timur-i miz ve meylimiz sizi zayıf düşürerek meşgul Köregen (Damat), Sivas’a gelip yerleşmeyi, etmek, böylece kefere dinine yardım etmek bizim Tebriz’e yöneldiğimize benzeterek tuhaf değildir. Bizi ve askerimizi kâfir, dinsiz, sap- kıyaslamada bulunmuşsun. Kaldı ki biz, Kefe- Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 34 ———————————————— Kapak Dosyası———————————————–——— den Şirvan’a varıp O ülkeye asker çıkarsak, ren, dört tarafında bulunan kâfirlerle gece gün- kim mani olabilir? Kıpçak halkı sizden bıkıp düz iki yüz binden fazla askeriyle mücadele usandığı için bizimle beraber olmayı tercih etmiştir. Bu saltanat yıldızımız bugün dördün- etmektedir. Malatya ve Sinop hakkındaki id- cü tabakaya erişmiş ve şimdiye kadar fethetti- dianızda doğru değildir. Bazı sebeplerden do- ğimiz kale ve kasabaların sayısı geçmiş sultan- layı muhasaradan vazgeçilmiştir. Yoksa bi- ların hayal ettiğinden bile fazladır. Bizim na- zim askerlerimiz azlığı veya sizin askerlerini- zarımızda; dünya ve içindekilerin kıymeti, Al- zin askerinizin çokluğundan dolayı olmamış- lah yolunda cihad etmenin yanında saman çö- tır. Kastamonu ve Karaman hakimlerinin pü kadar değeri yoktur. Osmanlı askerine Ab- inatları ve o sırada fırsat bulup bazı vilayetle- dullah oğlu demekten fazlasıyla zevk duyarız. rimize saldırmaları, bizim Malatya ve Sinop’- Çünkü bütün sahâbe-i kirâmın ataları kâfir taki muhasarayı kaldırmamızı zaruri kılmıştır. iken, kendileri Müslüman oldular. Böyle Müs- İyi bil ki, atam Ertuğrul Han üç kadar gazi- lüman olanlar, insafı olmayan Müslüman- siyle beraber, Hülâgû Tatar’ından on bin Ta- zâdelerden çok çok üstündürler. Siz Sivas’ı tar’a vurup Alâeddin Keykubâd’a galip ge- harab edip ehl-i İslâm’ın ırzını pâyimâl ettik- lenleri mağlup emiştir. Bundan sonra devlet ten sonra ne denilebilir ki! Siz, ilk suçlamayı idâre etme şerefine nâil olup kendisine hil’at, kendinizden gidermeye uğraşıyorsunuz. Arap- Allah’ın lutfuyla Âl-i Selçuk’un yerine idare- ça ve Farsça gelen mektuplarınızda sertlik, ka- yi elde tutması isyan ve baş kaldırmayla ol- balık, kibir ve gururdan bir nesne yoktu. Âl-i mamıştır. Osman Bey’in ilk cülusundan itiba- Osman, hileyle ülkeleri kendine mülk edinme- Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 35 ———————————————— Kapak Dosyası———————————————–——— miştir. Mektuplarımız akıllı devlet erkânımız- anmanız doğru olmaz. Belki Mücâvirü’l- la yapılan istişareler sonrası yazılmıştır. Harameyn demeye lâyık değillerdir. Bize dost Bayezid böylece hem Timur’un İs- olmayanı, kendinize yakın ve sevdiklerinize lâm’ın yöneticisi olamayacağını ve atalarının dahil etmeyiniz. Saltanat işleri nezâkete bağlı- meşru yollarla devlet sahibi olduğunu söyle- dır. Dikkat edilecek yönleri çoktur. Ahmed miştir. İlk mektuptaki ağır sözlereyse Timur- Celayir şimdi Bağdad yakınlarına gelmiş, biz ’un neden olduğunu belirtmiştir. Her ne kadar de oraya asker göndermişiz. Tekrar size taraf ifadelerde yumuşamalar olsa da iki hükümdar kaçar gelirse sahip çıkmayıp bilâkis yakalayıp da birbirlerine diplomatik yollarla da üstün- bize teslim etmeniz sizden isteğimizdir. Erzin- lük sağlamak istedikleri anlaşılıyor. can’a varıp yerleri tahrip için şimdilik serhad- Timur’un Yıldırım Bayezid’e gönderdiği üçüncü Mektup da durularak elçilerinizin gelmesini beklemekteyiz. Sungur çavuş ve Hacı Bayezid gön- Yıldırım Bayezid’in Timur’a Cevabı derdiğimiz haberler doğrudur. Sizin küffârla Mısır hakimiyle aranızda geçen olay- savaştığınızı biliyoruz. Bu tarafta Gürcü kâ- lardan dolayı bizi yanlış anlamışsınız. Biz arzu firlerle biz savaşıyoruz. Hem siz hem de biz- etsek Mısır’ı fethetmeye her zaman kâdiriz. ler bu konuda mutluyuz. Bu durumum dayısız Ahmed Celayir tekrar geri Osmanlı toprakları- faydaları her iki tarafa da olmaktadır. Yazdık- na gelirse, Kara Yusuf ile birlikte ikisini size larımızda zerre kadar şaibe ve şüphe olamaz. teslim etmemi istemişsiniz. Biliyorsunuz ki Antlaşma kararı olursa, Mısırla aramızda Hülâgû Dârü’s-Selâm’ı alıp İran’ın çoğunu ele olanlar ıslah edici olunması isteğiniz uygun geçirdiği sırada, halifenin amcası çocukların- görülmemiştir. Çünkü ölen eski Mısır valisi, dan bir iki kişi Mısır’a Kâhire Vâlisi Bay- elçilerimizden Irak ve Acem’in büyük saygı bars’a sığındılar ve onun himayesine girdiler. duyduğu Bahaddin Savcı’yı haksız yere öl- Hûlâgû’nun Bağdat Vâlisi olan Karaboğa No- dürdü. Yine uzun süredir hapsettiği Gönül- yan, Baybars’la cenk ettiler. Halifenin amcası- taş’ı serbest bırakması için eli gönderdiğim nı Mısır askeri sanıp orada şehit ettiler. Kaçan- halde isteğimi yerine getirmedi ve o günahsı- lar şimdiye kadar Kahire’de kaldı. Hülâgû Han zı hiç endişe duymadan katletti. Biz Şam ve onları geri istemedi ve takip de etmedi. Şimdi Haleb’e geldiğimizde, Mısır’da Hacı adındaki bu dostunuz feleğin tokadını yemiş bir iki kişi- elçileri gelip hapsolunan Otlamış’ı Haleb’e yi himaye etmekle hatırınızı kıracak bir durum gönderelim dediler, senin şimdi Mısır valisi olamaz. Zira Hülâgû böylesine cüz’i şeylerden olan kimseye oğlumuzdur demeni uygun gör- vazgeçmiştir. Muradımız Sivas ve çevresinden medik. Onu Sultânu’l-Harameyn enkâbıyla elinizi çekmenizdir. Bunu yerine getirmeniz Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 36 ———————————————— Kapak Dosyası———————————————–——— güzel bir işaretinizin gereği olduğu anlaşıla- man olduğunuzu bize yazmıştır. Bizde güven- caktır. Ancak her halde Allah’ın takdirinden dik ve sulh için antlaşmaya varılacağı umu- kaçılmaz ve kimseden korkumuz yoktur… duyla birkaç kez mektup gönderdik. Ama siz Karşılıklı yazılan mektupların sonun- gittikçe artan bir katı tutum içinde oldunuz. Tâ cusunda Timur Osmanlı’dan bazı kale ve şe- ki biz ve askerimiz kâfir ve kâfirden daha eşed hirlerin kendisine verilmesi gibi kabulü müm- kâfirlerdir demeniz sözü her yerde söylenir kün olmayan şartlar ileri sürerek açıkça savaş olmaya başladı. Elçileriniz olan Sungur ve istediğini belirtmiştir. Bazı kaynaklarda Ti- Ahmed adamlarınız, uzun süredir yanımızda- mur’un Yıldırım’ın oğullarından birini de re- dırlar. İslâmlığımızı ve inancımızı biliyorlar. hin olarak istediği belirtilir. Ancak bu olay Hedefimiz Kefe ve Kırım yönüneyken, Şir- mektuplarda yer almamaktadır. van’dan geri dönüp tekrar Erzincan’dan O ta- Timur’un Yıldırım Bayezid’e gönderdiği dördüncü Mektup rafa varmak icap etti. Semerkand’da bulunan Şimdiye kadar sulh için çalıştım ve da askeriyle birlikte bana katılacaktır. İsteği- nihayet Sivas’a gelmem söz konusu oldu. Kâ- miz Erzincan’a varmadan ve askerimiz şehirle- fire fırsat vermemek, İslâm diyarlarını harab rinize girmeden önce Sivas, Malatya, Elbistan, etmekten endişe edip Şam tarafına giderek Erzincan ve Kemah’ın bize bırakıldığını sağ- Mısır azizinden intikamımızı aldık. Sizin has- lam bir ahidnâme ile bildirmenizdir. Sulha mu- ta olduğunuz hususu ağızlarda dolaşırken, biz halif değilim ve bağlıyım. Bu sulhun bir bunu fırsat bilip dikkate almadık. Ancak siz sûretini fırsat bulunca bize bağlı olan Erzincan’a ge- Haram’da kapalı muhafaza olunsun ki, kimin lip valimizi rencide ettiniz. Adamımız olan bu sulha uyup uymadığı ortaya çıksın. oğlum Muîneddin Muhammed Sultan Bahadır Mutahharten sulhu sağlamak için sizin piş- Mekke-i Mükerreme’de Babü'l- Bu mektuplar Sungur, Ahmed ve Hacı Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 37 ———————————————— Kapak Dosyası———————————————–——— Bayezid ile gönderildi. ye düşürmüşlerdir. Rezillerin eline düşen mek- Yıldırım Bayezid’in Timur’a Cevabı tubun gecikmesinin sebebi dahi biz olmadığı- Timur’i Köregen hazretleri, ilgi uyan- mız hususu malumunuzdur. Bu durumu yaltak- dıran antlaşmaya dair mektubunuz, ben Si- lanma olarak görürseniz hayır, asla düşmandan vas’a geldikten sonra ulaştı. Ben bu sırada yüz çevirmek âdetimizden değildir. Sulh ve antlaşma hazırlığı içerisinde bulunuyordum cengin cezası ve mükâfatı buna sebep olan ta- ki, Nâgâh (vakitsiz saatte) sulha muhalif bir rafa aittir. Eğer bir kimse fitneye sebep olursa, başka mektup Karaman fesatları elinden or- Allah’u Teâlâ onun cezasını versin… duyu humâyûnumuza erişti ve antlaşmanın Bu mektuplardan anlaşıldığına göre gecikmesine sebep oldu. Devlet erkânımızdan Timur her defasında isteklerine yenilerini ekle- akıllı kişiler bu durumu şöyle değerlendirdi- yerek Yıldırım Bayezid’i savaşa mecbur et- ler: İkinci mektup ilk karışık dönem içinde miştir. 20 Temmuz 1402 tarihinde vuku bulan yazılarak elçiyle gönderildi. Karaman toplu- Ankara Savaşı’nı Timur kazandı. Yıldırım esir luğu ki eskiden beri ocağımızın düşmanı ol- düştü. Kalan ömrünü de esaret altında geçire- muşlardır. Bunlar elçimizi öldürüp fitne iyice rek vefat etti. Osmanlı’yı on bir yıllık bir fetret ayyuka çıkıncaya kadar mektubu sakladılar. devrine, fütuhatların durmasına, kurulan Ana- Musâlaha olacağı ihtimalini görünce, bu kez dolu Türk Siyasî Birliği’nin parçalanmasına ve bazı rezilleri üzerimize gönderip bizi şüphe- İstanbul’un fethinin en az elli yıl gecikmesine sebep oldu. ———————————————————————————————————————————————- KAYNAKÇA 1 Afyoncu, Erhan, Sorularla Osmanlı Tarihi, İstanbul: Yedi- 6 Mantran, Robert, Osmanlı İmparatorluğu Tarihi, I, Çev: tepe Yayınları, 2010. Server Tanilli, İstanbul: Cem Yayınevi, 1971. 2 Danişmend, İsmail Hami, İzahlı Osmanlı Tarihi Kronolijisi, 7 Purgstall, Joseph Von Hammer, Osmanlı Devleti Tarihi, I, I, İstanbul: Türkiye Yayınevi, 2011. İstanbul: Milliyet Yayınları, 1966. 3 Daş, Abdurrahman, “Ankara Savaşı Öncesi Timur ile Yıldı- 8 Uzunçarşılı, İsmail Hakkı, Osmanlı Tarihi, I, Ankara: TTK rım Bayezid’in Mektplaşmaları”, 142-152. Yayınları, 2015. 4 De Lamartine, Alphonso, Osmanlı Tarihi, İstanbul: Toker 9 Zinkeisen, Johan Wilhelm, Osmanlı İmparatorluğu Tarihi, I, Yayınları, 1991. Çev: Nilüfer Epçeli, İstanbul: Yeditepe Yayınları, 2011. 5 İnalcık, Halil, Devlet-i ‘ Aliyye Osmanlı İmparatorluğu Üzerine Araştırmalar, I, İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2009. Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 38 ———————————————— Kapak Dosyası———————————————–——— ANKARA SAVAŞI 28 Temmuz 1402 tarihinde meydana gelen, XV. yüzyıl Anadolu’sunu derinden etkileyen bu savaşı açıklamaya çalışacağız. mukabil Timur’un önünden kaçan ve Bağdat’- Memlûk Sultan'ı Berkuk’un ölümün- ta hüküm süren Celayirli sultan Ahmed ile Ka- den (1399) sonra yerine oğlu Ferec geçti. Ti- rakoyunlu hükümdarı Kara Yusuf, Sultan mur’un Hindistan’da büyük bir istilaya giriş- Bayezid’e sığındılar.1 mesini fırsat bilen Bayezid, Memlûkların ha- Bu iki düşmanın Bayezid tarafından kimiyeti altında Maraş ve Elbistan’da hüküm himaye edilmesi zaten savaş için Anadolu’ya süren Dulkadiroğulları Beyliğini ele geçirdi gelen Timur’un bir harp vesilesi daha doğur- (Ağustos-Eylül 1399). Daha sonra Memlûklar masına neden oldu. İki hükümdar arasındaki idaresindeki Malatya ve çevresini zapdetti. mektuplaşmadan bir sonuç çıkmadı. Timur, Bu yüzden Osmanlı ile Memlûkluların arası Osmanlı idaresindeki Sivas’a girerek şehirdeki açıldı. Berkuk’un ölümünü fırsat bilen Timur, herkesi kılıçtan geçirtti (Ağustos 1400).2 harekete geçerek 1400 tarihinde Azerbaycan Malatya’yı da bu sırada Osmanlı’dan ve Doğu Irak’ta hakimiyetini yeniden kur- alıp (Eylül 1400) Anadolu’dan Kafkasya’ya duktan sonra Pasinler’e doğru yol almaya çekildi. Bu sırada sultan Bayezid ordusu ile başladı. Bu sırada Bayezid’in itaatini kabul Kayseri’ye gelmişti. Timur bu muharebeyi ka- etmeyen Erzincan Emîri Mutahharten Bey ile bul etmedi. Bayezid’in kendisini, Altınordu, Bayezid tarafından beyliklerine son verilen Memlûk ve Hindistan sultanları gibi metbû Menteşeoğlu, Saruhanoğlu Hızır Şah, Ger- tanıyacağını ümid ediyordu. Bayezid Timur’un miyanoğlu Yakub Bey, Aydınoğlu Musa Bey, teklifini hakaretle reddetti. Timur 1402’de ye- Timur’a başvurarak bağlılıklarını ve toprakla- niden Anadolu’ya girdi ve Temmuz ayında rını geri almak için yardım istediler. Buna Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 39 ———————————————— Kapak Dosyası———————————————–——— Ankara sahrasına vardı. 300.000 askeri vardı da Bayezid, Minnet Bey’in ısrarı üzerine çekil- ve bütün birlikleri çok disiplinliydi. 32 zırhlı mek kararı verdi. Ne yazık ki atı sürçtü ve fil ön saflarda dehşet saçıyordu. Bayezid, Cengiz Han’ın torunlarından “Çağatay Han” 1200 askerle geldi. 28 Temmuz sabahı çarpış- unvanına sahip Mahmud tarafından esir edildi ma başladı. Sultan Bayezid’in tahtlarından (20 Temmuz 1402). Padişahla birlikte şehzade mahrûm ettiği Anadolu Türkmen beylerinin Musa, Minnet Bey, Mustafa Bey, Ali Bey, hepsi Timur’a sığınmıştı, onun ordusundaydı- Firuz Bey ve Beylerbeyi Timurtaş ile oğlu lar. Bunun üzerine Osmanlı ordusu dağıldı.3 Yahşi Bey Timur’un eline düştüler. Şehzade Sultan Bayezid, 10.000 yeniçerisiyle Süleyman, Mehmed ve İsa kurtulabilmişlerdi.4 bir tepenin yamacında kahramanca savunma- Timur’a esir düşen Sultan Bayezid, ye- larda bulundu. Bu sırada sadrazam Ali Paşa, di ay on iki gün esir yaşadı. Konya yakınların- Yeniçeri Ağası Hasan ve Subaşı Ayna Bey, daki Akşehir’de 3 Mart 1403’te öldü. Cenazesi büyük şehzade Süleyman’ı aralarına alıp Bursa’ya gönderildi. Onunla beraber esir dü- onunla birlikte batıya çekildiler. Amasya bey- şen iki oğlundan Musa Çelebi’yi Timur, babası leri de Şehzade Mehmed’i yanlarına alarak ölünce serbest bıraktı. Daha büyük oğlu olan doğu tarafına çekildiler. Sultan Bayezid bu Mustafa Çelebi’yi ise Semerkand’a götürdü. olumsuzluklara rağmen 10.000 yeniçerisiyle Yıldırım Bayezid’in saltanatı on üç yıl olup 43 akşama kadar bütün gün düşmanın saldırıları- yaşında öldü. “Sultân-ı Iklîm-i Rum” unvanını na karşı koydular. Yeniçeriler yorgunluktan alarak, kendisini Doğu’nun ve Batı’nın en bü- ve susuzluktan güçsüz kalarak Tatarlar tara- yük sultanı ilan etti.5 fından öldürüldüler. Ancak gece yaklaştığın- Savaştan sonra Timur Anadolu’yu bir Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 40 -———————————————— Kapak Dosyası———————————————–——— kasırga gibi kırıp geçirdi. Binlerce kişiyi esir korudu. Bu bölge Osmanlı Devleti’nin ağırlık aldı. Anadolu Beyliklerini yeniden canlandı- merkezi durumuna geldi. Bayezid zamanında rarak, Osmanlılarda dahil olmak üzere hepsi- uygulamaya başlanan merkezi bir imparatorluk ni kendisine tâbii kıldı. Böylece Anadolu’nun sistemi, bu savaş neticesinde çökerken Osman- birliği parçalandı. Osmanlı devletinin Anado- lı imparatorluğunun kuruluşu yarım asır gecik- lu’daki sınırları ise hemen hemen I. Murad ti. Ayrıca, Osmanlı hanedanına mensup kimse- devri başlarındaki sınırlara çekildi. Buna kar- ler arasında iç çekişmeler ve savaşlar çıkmaya şılık Timur’un tesiri sahasından uzakta kalan başlandı. Bu da fetret devrenin başlamasına Rumeli, Uc beyleri sayesinde bütünlüğünü neden oldu.6 ———————————————————————————————————————————————- DİPNOTLAR 1 İlhan Şahin, “Kuruluştan Fetret Devrine Kadar Osmanlı 2 İ. Şahin, 163; H. İnalcık, 71; J.V. Hammer, 111; E. Gülsoy, Siyasî Tarihi”, Doğuştan Günümüze Büyük İslâm Tarihi, X, 42; Y. Halaçoğlu, 211. İstanbul, Çağ Yayınları, 1992, 163; Halil İnalcık, Devlet-i 3 Y. Halaçoğlu, 211; Yılmaz Öztuna, “Osmanlı Devleti Tarihi”, Aliyye Osmanlı İmparatorluğu Üzerine Araştırmalar-I Kla- I, Ankara: T.C. Kültür Bakanlığı Yayınlar, 1998, 82-83; E. sik Dönem (1302-1606) Siyasal, Kurumsal, ve Ekonomik Gülsoy, 42; İ. Şahin, 163; H. İnalcık, 72; J.V. Hammer, 113; Gelişim, İstanbul: Kültür yayınları, 2009, 71; J. Von, J.W. Zinkeisen, Çev: N. Epçeli, 269. Hammer, Osmanlı İmparatorluğu Tarihi, I, İstanbul: Kumsaati Yayınlar, 2011, 111; Ersin Gülsoy, Osmanlı Tarihi 4 Y. Halaçoğlu, 211; J.V. Hammer, 115; İ. Şahin, 164; E. El Kitabı, Ankara: Grafiker Yayınları, 2013, Gülsoy, 42; Y. Öztuna, 83; H. İnalcık, 74; J.W. Zinkeisen, Çev: 42; Yusuf N. Epçeli, 275. Halaçoğlu, “Ankara Savaşı Yıldırım Bayezid ile Timur Arasında Ankara Yakınlarında Çubuk Ovasında 28 Temmuz 5 Y. Öztuna, 83-84; E. Gülsoy, 42;Y. Halaçoğlu, 211; J.W. 1402’de Meydana gelen Savaş”, DİA, Eskişehir 1997, 210; Zinkeisen, Çev: N. Epçeli, 281. Johann Wilhelm Zinkeisen, Çev: Nilüfer Epçeli, Osmanlı İmparatorluğu Tarihi (1299-143), I, İstanbul: Yeditepe, 2011, 6 İ. Şahin, 164; Y. Halaçoğlu, 211. 268-269. Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 41 ———————————————— Kapak Dosyası———————————————–——— ANKARA SAVAŞI’NDAN SONRA ANADOLU’NUN VE OSMANLI DEVLETİ’NİN GENEL DURUMU Padişahsız kalan bir coğrafyanın dramatik durumunu anlatmaya çalışacağız. Bayezid tahta geçtikten sonra hem günde yok etti. I. Bayezid, geniş toprakların Anadolu hem de Rumeli’ye yönelik seferleri- tek başkentten yönetilebileceği merkezî bir ni başlattı. Anadolu’da gerek Karaman- devletin altyapısını kurmayı başarmıştı. Mer- oğulları gerek de Candaroğulları ve Kadı kez teşkilatını güçlendirmiş iken Timur ile gi- Burhaneddin Devletiyle uğraşıyorken ayrıca rişti savaştan sonra bütün düzen yok oldu. Rumeli’de problemlerle uğraşırken devleti Ankara Savaşı’nda alınan mağlubiyet müşkül durumda bırakacaklardır; öte yandan sonrası, I. Bayezid’in oğulları uzun sürecek bir Macaristan ve Eflak gibi Balkan devletleri de taht kavgasına tutuşmuşlardır. Ayrıca düzene Osmanlılar Anadolu problemleri ile ilgilenir- konulan Anadolu ve Osmanlı Devleti’nde karı- ken saldıracaklar ve hakimiyet alanların Os- şıklıklar meydana geldi. I. Bayezid, Ankara manlıların aleyhine genişleteceklerdir. Bu iki Savaşı’nda esir düştükten sonra bir süre Ti- bölge ile ilgilenen I. Bayezid buralar üzerinde mur’un elinde tutsak olarak yaşadı. Timur, An- fetih politikasını uygularken ve I. Bayezid kara Savaşı’nın ardından Anadolu beyliklerine gücünün zirvesinde iken Timur tehlikesi Ana- ait olan toprakları iade etmiş, bu toprak iadesi dolu’da baş gösterdi. Timur’un otoritesini beylikler ve boylar arasında tekrar mücadele kabul etmeyen I. Bayezid, Timur’un karşısına girişimi ile ülkede bütünü bozup karmaşığa çıktı. Ancak savaş meydanında esir düşüp sebep olmaktı keza geri kalan topraklarında Osmanlı Devleti’nin bütün kazanımları tehli- oğulları arasında paylaştırdı. Kardeşler arasın- keye girdi. Ankara Savaşı, Bayezid’in salta- daki ilk mücadele İsa Çelebi ile Musa Çelebi nat yılları boyunca kazandığı her şeyi bir Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 42 ———————————————— Kapak Dosyası———————————————–——— arasında başladı. Musa Çelebi ile İsa Çelebi Çelebi oldu. Mehmed Çelebi, Bursa’yı ele ge- arasında Bursa hakimiyeti için başlayan çatış- çirdi. Kardeşi İsa Çelebi ise önce Yalova’ya maların galibi Musa Çelebi oldu. Lakin İsa ardında da İstanbul’a kaçmak durumunda kal- Çelebi, daha sonra gücünü toplayarak kardeşi dı. Bursa’ya giren Mehmed Çelebi, 1404 yılın- Musa Çelebi’yi yenmeyi ve şehri ele geçir- da burada hükümdarlığını ilan etti. meyi başardı. Musa Çelebi ise önce Kütah- Böylece Anadolu'nun büyük bir kısmı- ya’ya ardından da Karamanoğulları’na sığın- na hâkim olan Mehmed Çelebi Emir Süleyman mak zorunda kaldı. Bu gelişmeler yaşanırken, ile mücadeleye hazırlanmaya başladı. Edirne'- Mehmed Çelebi ise Amasya ve Sivas yörele- de bulunan Emir Süleyman da Mehmed Çele- rine hâkim olmuştu. Şu halde, Ankara Sava- bi'nin Anadolu'daki faaliyetlerini yakından ta- şı’nın ardından Süleyman Çelebi Edirne’de, kip ediyordu. İsa Çelebi'nin yenilgisini duyun- İsa Çelebi Balıkesir ve Bursa’da, Musa Çele- ca Çandarlı Ali Paşa ile birlikte kuvvetli bir bi kısa bir süre Bursa’da, Mehmed Çelebi ise ordunun başında Anadolu'ya geçti ve Bursa'yı Amasya’da Timur’a tabiiyetlerini bildirmek aldı. Çelebi Mehmed karşı kayamayarak koşuluyla hükümdarlıklarını ilân ettiler. As- Amasya 'ya çekildi. Süleyman Çelebi Ankara'- lında tüm tarafların hedefinde olan şehir Bur- ya ilerledi ve burasını da ele geçirdi. Bununla sa’ydı. Burada İsa Çelebi’nin egemenliği baş- beraber Mehmed Çelebi mücadeleden vazgeç- ladıktan bir süre sonra, Mehmed Çelebi, kar- medi. deşi İsa Çelebi’ye başvurarak Anadolu’yu aralarında paylaşmayı teklif etti. İsa Çelebi’- Nitekim ertesi yıl Yenişehir ovasında nin bu paylaşımı reddetmesi üzerine, iki taraf Emîr Süleyman ile karşılaşıp mağlup olarak Ulubâât’ta savaştı ve savaşın galibi Mehmed yine Amasya'ya dönmüşse de onu Rumeli'ye Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 43 ———————————————— Kapak Dosyası———————————————–——— çekilmeye zorlamak için çareler aramaya baş- laştı. İki taraf arasında İstanbul yakınlarında lamıştır. Bu düşünce ile Karamanoğlu Meh- meydana gelen savaşta Sırp kuvvetlerinin son med Bey'in yanında bulunan Musa Çelebi'yi anda Emîr Süleyman tarafına geçmesi üzerine kendisine tabi kalması şartıyla Rumeli'ye Musa Çelebi mağlup oldu ve Eflak'a kaçtı. göndermeye karar verdi. Ona bir miktar kuv- Osmanlı şehzadeleri arasındaki saltanat vet vererek Eflak üzerinden Rumeli'ye geç- mücadelelerinden daima faydalanmayı düşü- mesini sağladı (1409). nen İmparator Manuel, şehirde çok az kuvvet Emîr Süleyman'ın Anadolu'da bulun- olduğu için Musa Çelebi'nin İstanbul'u ele ge- duğu sırada Eflak'a geçen Musa Çelebi bura- çirmesinden korkuyordu. Bu amaçla, Bursa'da dan Tuna'ya doğru ilerlemeye başladı. Rume- bulunan Mehmed Çelebi'yi Rumeli'ye geçir- li beyleri ve tımarlı sipahilerinin kendisine mek üzere şehre davet etti. Çelebi Mehmed, katılmasıyla güçlenen Musa Çelebi Eflak ve Gebze Kadısı Fazullah'ın İstanbul'a giderek Sırp kuvvetleri tarafından da destekleniyordu. imparatorla anlaşmasından sonra İstanbul üze- Musa Çelebi'nin Rumeli'ye geçtiğini haber rinden Rumeli'ye geçti ve Çatalca civarında alan Süleyman Çelebi telaşa düşerek Gelibolu bulunan İnceğiz'de Musa Çelebi ile savaşa gi- üzerinden Edirne'ye gitti. Bu suretle Anado- rişti (Ekim 1412). Ancak Musa Çelebi emrin- lu’da serbest kalan Mehmed Çelebi Ankara, deki 7000 yeniçeriyle Mehmed Çelebi kuvvet- Bursa ve çevresini tekrar ele geçirdi. Emîr lerini mağlup etti. Mehmed Çelebi çok az bir Süleyman, Eflak ve Sırp kuvvetleri tarafından Mehmed Çelebi çok az bir kuvvetle İstanbul’a desteklenen Musa Çelebi'ye karşı Bizans im- kaçıp Bizans gemileriyle Anadolu'ya geçti. paratorundan da yardım alarak onunla karşıYazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 44 ———————————————— Kapak Dosyası———————————————–——— Emrindeki beylerin kendisini terk et- Çelebi Mehmed, hayatta kalan son kar- mekte olduğunu gören Musa Çelebi önce deşi Musa Çelebi'nin de ortadan kalkmasından Zağra'ya, oradan da Filibe civarındaki Değir- sonra Edirne'de kendisini Osmanlı Devleti'nin mendere'ye çekildi. Nihayet Çelebi Mehmed yegâne hükümdarı olarak ilan edildi. ile Musa Çelebi kuvvetleri Sofya'nın güne- Çelebi Mehmed, önüne çıkan bütün yinde, Samakov kasabası yakınlarındaki Ça- zorlukları aşarak babası Yıldırım Bayezid tara- murlu sahrasında karşı karşıya geldiler. Ya- fından büyük güçlüklerle kurulan merkezî dev- nında bulunan az sayıdaki yeniçerilerle sava- leti dağılma sürecine götüren gelişmelere son şa giren Musa Çelebi büyük bir cesaretle çar- verdi. Kuruluşunun daha ilk yüzyılı sonunda pışmasına rağmen kuvvetleri dağıldı ve ken- karşılaştığı bu büyük sarsıntıyı atlatmayı başa- disi de yaralı olarak Eflak'a doğru kaçmak ran Osmanlı Devleti‘nin, içte ve dıştan eski istedi. Ancak onu takip eden Bayezid Paşa, gücüne erişmesi için gerekli olan şartları hazır- Mihaloğlu Vahşi Bey ve Burak Bey gibi lamış oldu. Bu suretle, 1243 Kösedağ’ından emirler tarafından yakalanarak Mehmed Çe- sonra, Anadolu‘nun içine sürüklendiği ve uzun lebi'nin yanına götürüldü ve boğduruldu (5 yıllar devam eden bunalımın benzeri bir duru- Temmuz 1413). Naaşı Bursa'ya getirilip ba- mun yaşanması önlenmiş oldu. basının türbesine defnedildi. ———————————————————————————————————————————————- KAYNAKÇA 1 Aka, İsmail, Timur ve Devleti, Ankara: TTK Yayınları, 1991. 7 Kolçak, Özgür, Merkeziyetçi Devletin Doğuşu ve Çöküşü, -------------, “Timurlular”, Doğuştan Günümüze Büyük İs- Osmanlı Tarihi (1300-1566), Eskişehir: Anadolu Üniversitesi lâm Tarihi, IX, İstanbul: Çağ Yayınları, 181-300. Yayınları, 42-62. 2 Başar, Fahamettin, “Fetret Devri”, DİA, 480-482. 8 Ostrogorsky, Georg, Bizans Devleti Tarihi, Ankara: TTK 3 Çetin, Halil, Timur’un Anadolu Seferi ve Ankara Savaşı, Yayınları, 2015. İstanbul: Yeditepe Yayınları, 2012. 9 Öztürk, Necdet,” Fetret Devri ve Osmanlı Hâkimiyetinin 4 Danişmend, İsmail Hami, İzahlı Osmanlı Tarihi Kronoloji- Yeniden Tesisi”, Türkler, IX, 408-465. si, I, İstanbul: Ofset Yayınları, 2011. 10 Purgstall, Joseph Von Hammer, Büyük Osmanlı Tarihi, I, 5 de Lamartine, Alphonse, Osmanlı Tarihi, İstanbul: Toker Çev: Mehmet Ata Bey. Yayınları, 1991. 11 Şami, Nizamüddin, Zafernâme, Çev: Necati Lugal, Ankara: 6 İnalcık, Halil, Devlet-i ‘Aliyye Osmanlı İmparatorluğu TTK Yayınları, 1987. Üzerine Araştırmalar, I, İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür 12 Uzunçarşılı, İsmail Hakkı, Osmanlı Tarihi, I, Ankara: TTK Yayınları, 2015. Yayınları, 2011. Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 45 ———————————————— Marjinal Kimlikler———————————————–—— TİMURLENK Tarihe damga vurmuş, Ortaçağ Ortadoğusuna terör estiren bir marjinali tanıtmayı çalışacağız. Moğol İmparatorluğu Cengiz Han’ın tay Hanlığında birçok karışıklık meydana gel- ölümünden sonra bir çıkmaza girmişti. Cen- miştir. Nitekim Tarmaşirin Han (1326-1334) giz Han’ın ölümünün ardından 1229 yılında İslâmiyet’i kabul ederek, Alâaddin adını aldı.4 oğlu Ögeday, han ilân edilmişti. Fakat diğer Tarmaşirin Han’ın radikal bir değişikliği ise oğlu Çağatay, kanun ve töre uzmanı olarak göçebelikten vazgeçip yerleşik hayatı tercih anılıyordu.1 Moğollar töreye olan bağlılıkla- etmek idi. Fakat bu tercihi pek hoş karşılanma- rından dolayı Çağatay, çok saygın biri olarak dı. Han tahtan indirilerek Moğol beyleri tara- anılıyordu. Çağatay, İslâmiyet’e pek iyi gözle fından öldürüldü.5 Tarmaşirin Han’ın ölümü bakmıyordu. Çünkü titizlikle uyguladığı Cen- sonucu İslâmiyet etkisini yitirdi. Tarmaşirin giz Yasası İslâmiyet’in esasları ile uyuşmu- Han’ın olayı etkisini sürdürürken bir olay daha yordu. Nitekim Çağatay’ın ölümünden sonra patlak verdi. Moğol boy beylerinden Kazagan (1242)2 Sedid A’ver şu kasideyi yazmıştır: Han ayaklanarak, Moğol şehzadelerinden biri- ‘’Saldığı korkudan kimsenin suya giremediği ni han ilân etti. Bunun neticesinde Kazan Han adam, şimdi kendisi ölümün engin ummanın- öldürülüp (1346) idare Kazagan’ın eline geçti. da boğulmuş bulunuyor’’. Fakat oda pek fazla etkili olamadı, 1358 yılında güveyisi tarafından öldürüldü. Çağatay Çağatay’ın ölümünden (1242) Timur- Hanlığında bu olaylar patlak verirken Timur ’un 9 Nisan 1336 yılında doğumuna kadar yirmili yaşlarındaydı. Çağatay Hanlığının başına birçok han geçYıldızların bahtına hükmeden hüküm- miştir.3 Fakat özellikle XV. Yüzyılda Çağa- Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 46 ———————————————— Marjinal Kimlikler———————————————–—— dar cihangir, asrın imparatoru, yedi düvelin ve Cengiz Han ile aynı soydan geldiğini gös- yenilmez padişahı, Tanrı’nın kırbacı Timur- termek için sahte bir soy kütüğü düzenlemiş ’un hayatının ilk yıllarına ait fazla bir bilgi- olduğunu söyler. Fakat İsmail Aka, Timur ve miz yoktur. O, 9 Nisan 1336 tarihinde On iki ailesinin küçümsenecek kimseler olmadıkları- Hayvanlı Türk Takvimine göre Sıçan yılında nı, Timur’un babası Turagay’ın mütevazı ve Keş yakınlarındaki Hoca Ilgar dindar bir kimse olup vaktinin köyünde doğmuş olup babası- çoğunu din adamları ile sohbetle nın adı Turagay, annesinin adı geçirdiğini, siyasî işlerle ilgilen- Tekina Hatun idi.6 Barthold, meyip bu gibi işleri akrabaların- Timur’un da tıpkı Cengiz Han dan Emîr Hacı’ya bırakmış oldu- gibi, Kazagan’ın ölümünden ğunu söyler.7 İsmail Aka, aynı sonra baş gösteren karışıklık zamanda Turagay’ın bütün Ça- yıllarında bir eşkıya çetesi rei- ğatay ulusunda itibarlı bir bey si sıfatı ile faaliyet meydanına olduğunu dile getirir atıldığını, babası Turagay’ın Timur’un 1360-1370 yıl- Mâverâünnehir ve Moğolistan’daki birçok ları arasında siyasî faaliyetlerine dair pek fazla nüfuzlu beyler ile münasebeti olmasına rağ- bilgi bulunmamaktadır. Timur, bu on yıl içinde men Kazagan devri olayları arasında ne Ti- zaman zaman Çağataylar ile Moğollar arasın- mur’un babası, ne de Timur’un adlarının anıl- daki mücadeleye katılıyor, kendisine müttefik- madığını ifade eder. Barthold aynı zamanda ler edinerek, etrafına sadık silah arkadaşları Timur’un kendisini asilzade olarak tanıtmak topluyor ve bunları özellikle kendi boyu olan Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 47 ———————————————— Marjinal Kimlikler———————————————–—— Barlas boyundan8 seçiyordu. Aynı zamanda yet duvara tırmanmayı başardı. Timur, karın- Timur bu on yıllık süreçte yoğun olarak mü- canın durumunu kendi durumuna benzeterek, cadelelerde bulunuyordu. Nitekim akrabalık yeniden faaliyete geçmek ve büyük bir devlet bağı bulunan Mâverâünnehir hâkimi Emîr kurmak ümidi ile faaliyete geçti’’. Hüseyin ile yola çıkmıştı. Sistan hâkimi Emîr Bu olaydan sonra Timur ve Hüseyin Fahreddin, Timur ve Hüseyin’den yardım Belh talep etmişti. Fakat yardım edildikten sonra ve Keş şehirlerini ele geçirip Mâverâünnehire hâkim oldular.10 Fakat Emîr verdiği sözleri yerine getirmedi. Hatta Sistan Hüseyin ile Timur’un arası açıldı. Emîr Hüse- olayından sonra yola devam ederlerken önleri yin Timur’u ve beylerini tutuklattı. Nihayet kesildi ve Timur’un eline ok isabet etti. Ayrı- 1370 yılında Timur, Cengiz Han soyundan ca ayağının sakatlanması da bu olayda ger- Suyurgatmış’ı hanlık tahtına oturtup Emîr Hü- çekleşmiştir.9 Timur ile karınca arasındaki seyin üzerine yürüdü. Emîr Hüseyin’in öldü- meşhur hikaye de onun bu müşkül zamanları- rülmesi sonucu haremi ve hazineleri Timur’un na aittir. Bu hikaye şöyledir: ‘’Timur, yaralı eline geçti. Kazan Han’ın kızı Saray Mülk Ha- olarak bir gün duvara dayanmış üzüntü içeri- nım da bunların arasındaydı. O, Timur’un ha- sinde oturuyordu. Eli ve ayağı tutmaz oldu- reminde ‘’baş hatun’’ veya ‘’büyük hatun’’ ğundan, bundan böyle en iyisi her şeyden eli- olarak anıldı. Aynı zamanda bu evlilik Saray mi-eteğimi çekip bir köşeye çekileyim diye Mülk Hanım’ın han kızı olması dolayısıyla düşünüyordu. O sırada zayıf bir karınca duva- Timur’a ‘’Kürekan’’ (han güveyisi) unvanını ra tırmanmaya başladı. Fakat biraz sonra düş- taşımaya hak kazandırdı. Daha sonra Belh şeh- tü. Karınca birkaç defa düştükten sonra, niha Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 48 ———————————————— Marjinal Kimlikler———————————————–—— ri tahrip edildi ve Semerkand’a gelinerek, Timur burada 9 Nisan 1370 tarihinde tahta oturdu. Fransız tarihçi Renê Grousset Timur hakkında şöyle demektedir:11 Bütün yaptıklarıyla Timur, bu klasik trajedide toplanmıştır. Onda hâkim olan taraf sonu gelmez bir Makyavelizm, hikmeti hükümetle bir tutulan devamlı bir riya idi. O, Fouche’nin itaat etmesindeki, oyun icap ettirdiği zaman da çekilip gitmesindeki soğukkanlılığı Cengiz Han’ı hatırlatmaktadır. Moğol fatihi gibi Mâverâünnehir’li şefin de ilk zamanları oldukça karanlıktır. Kabiliyetsiz Vang Han’ın idaresinde hizmet ettiği gibi o da emir altında, kıymetsiz bir bey olan Emîr Hüseyin’in emri altında hizmet etmeye razı olmuştur. Timur’un Horasan’a kaçışı, Seistan’dan Taşkent’e kadar geçirdiği ruhunu içinde saklayan bir maceralı hayat Cengiz Han’ın Balcuna üzerindeki kötü günlerini hatırlatmak- Napolyon, tadır. Cengiz Han Kerait hükümdarlarıyla bo- Attilla’nın soyundan bir Filip II (Philippe II) zuşmakta ne kadar vicdani endişe göstermişse idi. Bu İspanyol hükümdar gibi ‘’ciddi ve dü- O da Hüseyin’le münasebetinde hiç olmazsa şünceli, neşeye düşman’’, onun gibi sofu; fa- resmî surette o kadar endişeli görünmüştür. kat tecrübeli ve tedbirli bir kumandan olduğu Fakat Cengiz Han, eserinin sonuna kadar git- kadar heyecan dolu bir asker, bununla birlikte miş, kendisini doğrudan doğruya kağan, ulu ve sanatkarların ve ediplerin dostu bir Şirazî gibi tek imparator ilân etmişti. Kendisinin ikinci farisî şiirden zevk alan bir şahsiyet… İşte derecede bir bey olduğu bahanesiyle meşruiyet Belh’in zaptıyla Orta Asya hâkimi vaziyetine itibarıyla kendisinden daha haklı olan eski Mo- gelmesi tamam olan adam bu idi. Yükselişin- ğol hükümdarları soyundan birisini kendi üstü- deki hesaplı yavaşlık ve lazım geldiği zaman Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 49 ———————————————— Marjinal Kimlikler———————————————–—— ne koyup kukla vaziyetinde saklamayı düşün- tamış, Timur’a kafa tutmaya başladı.14 Nitekim memiş ve hele Uzak Doğu Kerait hükümdar- 20 Haziran 1391 tarihinde Kundurca mevkiin- larının veya Kin imparatorunun küçük oğlu de karşılaştılar ve Timur’un zaferiyle sonuç- perdesi altında fethetmeyi aklına getirmemiş- landı. Timur 1392 yazında beş yıllık sefer ti. (1392-1396) diye anılan sefere çıktı. Timur, Bağdad’ı ele geçirdi.15 Bu dönemde Anadoluda Dünyayı iki hükümdarın egemen ol- siyasî bir birlik bulunmuyordu. Timur’un ması kadar değerli bulmayan Timur, tahta Bağdad kapılarına gelip dayanması birçok oturduktan sonra üç yıllık sefer (1386-1388) devlette huzursuzluklara yol açtı. Bu tehlike adı verilen sefer sırasında Azerbaycan’ı ele karşısında Osmanlılar, Memlûkler, Altın Ordu geçirdi.12 Onun ordusunu yüreklere dehşet ve Sivas’ta tedbirler alınırken, Anadolu beylik- salan bir görüntü sergilediğini yazan XIV. yüzyıl tarihçisi Suriyeli İbn lerinde sevinç havası esmeye başlamıştı. Yak- Arabşah,; laşan tehlike Bayezid, Berkuk, Toktamış ve ‘’Timur’un ordusu sefere çıktığında, sanki Kadı Burhaneddin Ahmed’i birbirine yaklaştır- vahşi hayvanlar yeryüzüne salınmış, gökteki mıştı.16 Fakat Erzurum’a kadar gelen Timur, 15 yıldızlar yere yağmış, dağlar ayaklanmış, Nisan 1395 tarihinde Terek ırmağı kıyısında kubbeler devrilmiş ve saldırıya geçtiğinde, Toktamış’a karşı zaferle döndü. Bu zaferden yer yerinden oynamış olurdu’’ söyler.13 Azer- sonra 1395/96 kışında Şirvan’da Samur ırmağı baycan’ın zaptı sonrası Timur’un desteğiyle kıyısında Bayezid’e gönderdiği mektubunda; Altın Ordu’nun hâkimiyetini ele geçiren Tok- Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 50 ———————————————— Marjinal Kimlikler———————————————–—— Berkuk ile Kadı Burhaneddin’e haddini bildi- Bu olaylar zuhura gelirken, Osmanlı receğini söylüyor, Bayezid’i de tehdit ediyor- sultanı ile Timur’un aralarında gidip-gelen elçi du. ve mektuplar aracılığıyla anlaşmaları mümkün olmadı. Nitekim Niğbolu zaferi ile kendisine Hindistan seferi sonucunda Anadolu’- güven gelen Bayezid de Timur’u tehdit etmeye da Kadı Burhaneddin ve Berkuk’un ölüm- başladı. Bunun neticesinde Timur 1402 mar- leri17 ve Bayezid’in silah zoru ile gerçekleştir- tında Azerbaycan’dan Anadolu’ya doğru hare- diği ilhakın bölgede yarattığı hoşnutsuzluk, kete geçti. Kemah, Sivas, Kayseri, Kırşehir Timur’un pek büyük bir güçlük ile karşılaş- yoluyla Ankara’ya geldi. Ankara’da vukua ge- mayacağını gösteriyordu. Bütün bu şartları len savaşta (28 Temmuz 1402) Osmanlı ordu- değerlendiren Timur, 1399 eylülünde batıya su hezimete uğrayıp dağıldı, Bayezid ise esir doğru yeniden sefere çıktı. Yedi yıllık sefer düşmüştü.18 Timur, Bayezid’i çok iyi ağırla- (1399-1404) adı verilen bu seferde Timur, mıştı. Fakat Bayezid’i kaçırma planları netice- Suriye’ye gelerek Halep, Hama, Humus ve Dımaşk gibi şehirleri ele sinde onu kafese koymuştu.19 Bu savaş sonu- geçirerek, cunda Bizansın elli yıl daha ömrü uzamış, Ru- Memlûklere ağır bir darbe indirmiş, ardından meli’de fetihler durmuş ve Anadoluda siyasî Bağdad üzerine gidip burasını da tekrar fet- birlik bozulmuş idi. Savaşın sonrasında Ana- hettikten sonra Tebriz’e geldi. dolu beyliklerini canlandırdıktan sonra Semer– Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 51 ———————————————— Marjinal Kimlikler———————————————–—— kand’a dönen Timur, Çin’e doğru çıktığı yeni ladığı bu meziyetler, onu üstün bir önder ve bir sefer sırasında ölümü (18 Şubat 1405), herkesin taptığı bir savaş tanrısı haline getir- kurduğu devletin kaderi üzerinde büyük bir mişti. Timurlenk şan peşinde koşuyordu ve etki yaptı. Cengiz Han’ın ölümünden sonra eski ya da yeni tüm fatihlerde olduğu gibi, bütün arzuları yerine getirildiği halde, Timur- onun yönetimi sırasında da çok kan dökülmüş- ’un vasiyetine asla uyulmamıştır. P.M. tü. Bu katliamları, kimi zaman misilleme ola- SYKES’in tabiriyle: ‘’ Yıldızlara hükmeden rak, kimi zaman siyaset gereği yapmıştı, fakat hükümdar, Timurlenk, tarihte bilinen en bü- sırf vahşetten kaynaklananlar da yok değildi’’. yük Asyalı fatihti. Küçük bir oymak beyinin Böyle bir önderin vasiyeti yerine gelmemişti. oğlu olarak dünyaya gelmişti; cesaretine hiç Timur’un torunu Pîr Muhammed’i veliahd ta- diyecek yoktu; bunun yanı sıra fevkalade arif, yin ettiği bilinmekle birlikte kimse onun hü- eli açık, tecrübeli ve kararlıydı; şahsında top- kümdarlığını tanımamış ve adına sikke kestirmemiştir. ———————————————————————————————————————————————- DİPNOTLAR 1 Alaaddin Ata Melik Cüveynî, Tarih-i Cihan Güşa, Çev: 11 Renê Grousset, Stepler İmparatorluğu, Çev: Halil İnalcık, Mürsel Öztürk, Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları, 1999, 95. Ankara: TTK Yayınları, 2015, 411-412. 2 Mustafa Kafalı, “Çağatay Hanlığı”, Türkler, VIII, 346. 12 İsmail Aka, “Timurlular”, Türkler, VIII, 517. 3 İsmail Aka, “Timurlular”, DİA, 177. 13 Justin Marozzi, Timurlenk, Çev: Hülya Kocaoluk, İstanbul: Yapı Kredi Yayınları, 2007, 27. 4 Sabri Hizmetli, “Çağatay Devleti”, Türkler, VIII, 356. 14 İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, I, Ankara: TTK 5 Halil Çetin, Timur’un Anadolu Seferi ve Ankara Savaşı, Yayınları,2011, 301. İstanbul: Yeditepe Yayınları, 2012, 34. 15 Joseph Von Hammer Purgstall, Büyük Osmanlı Tarihi, 6 İsmail Aka, Mirza Şahruh ve Zamanı, Ankara: TTK Yayın- Çev: Mehmet Ata Bey, 328-329. ları, 1994, 6; Sadettin Baştürk, Timur’un Anadolu-Ortadoğu Seferleri Döneminde Maraş ve Dulkadiroğulları İlişkileri, 399. 16 İsmail Yiğit, Memlûkler, İstanbul: Kayıhan Yayınları, 2008, 104. 7 İsmail Aka, Timur ve Zamanı, Ankara: TTK Yayınları, 1991, 4. 17 İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Anadolu Beylikleri ve Akkoyunlu, Karakoyunlu Devletleri, Ankara: TTK Yayınları, 8 A. Zeki Velidi Togan, “Emir Timur’un Soyuna Dâir Bir Araş- 2011, 164-165. tırma”, Tarih Dergisi, XXVI, 1972, 80. 18 Georg Ostrogorsky, Bizans Devleti Tarihi, Çev: Fikret 9 İsmail Aka, “Timurlular Devleti”, Doğuştan Günümüze Işıltan, Ankara: TTK Yayınları, 2015, 512-513; Halil İnalcık, Büyük İslâm Tarihi, IX, İstanbul: Çağ Yayınları, 190. Devlet-i ‘Aliyye Osmanlı İmparatorluğu Üzerine Araştırmalar, I, İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2015, 68. 10 Wilhelm Barthold, Uluğ Bey ve Zamanı, Çev: İsmail Aka, Ankara: TTK Yayınları, 1997, 17. 19 İsmail Hami Danişmend, İzahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi, İstanbul: Ofis Yayınları, 2011, 147; Alphonse de Lamartine, Osmanlı Tarihi, İstanbul: Toker Yayınları, 1991, 141. Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 52 ———————————————— Kültür Mozaiği———————————————–——— XV. YÜZYILDA ANADOLU’NUN SOSYAL ve İKTİSADÎ YAPISI Ankara Savaşı’nın meydana geldiği dönemde Anadolu’nun Sosyal ve İktisadî yapısını öğrenmek ister misiniz? Açıklamaya çalışacağız. İnsan topluluklarından her birinin, zandı Osmanlılar farklı kültür ve dinlere karşı hayatları boyunca yaptıkları ve yarattıkları o çağlara göre büyük bir toleransa sahipti. Os- her türlü maddî ve manevî unsurlar bütünlü- manlı Hânedanı’nı yöneten erkekler, eşlerini ğüne kültür adı verilir.1 çeşitli etnik guruplarda aldılar ve bu nedenle Osmanlı Türkleri, kuruluş öncesi yüz- sultanlar karışık ırk ve kültürel mirasa sahip yıllardan beri birlikte getirdikleri Arap ve oldular.2 Pers İslâm kültürlerinin geleneklerinden ve Osmanlı’da eğitim öğretim medreseler- dillerinden büyük ölçüde etkilenmişlerdi. de yapılmaktaydı. İlk medrese ise Orhan Bey Anadolu’ya yerleştikten sonra başta Yunan, döneminde kurulmuştur. Ardında Sahn-ı Se- Ermeni ve Yahudi olmak üzere yerli halkları man ve Sahn-ı Süleymaniye medreseleri açıl- kültürleriyle bir ölçüde kaynaştılar. Böylece mıştır. Medreselerden sonra en önemli okul eklektik tarzda bir Osmanlı Kültürü ortaya Enderun Mektebi’dir.3 çıktı. Özellikle İmparatorluk haline geldikten XV. yüzyıl, Osmanlı toplum yapısı bel- sonra diğer kültürlerle değişim süreklilik ka- li bir geleneksel ve klasik şekle bürünmeye Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 53 ———————————————— Kültür Mozaiği———————————————–——— başlaması bakımından ayrı bir önem taşımak- hangisinin tahta geçeceği konusunda devlet tadır. yönetiminde ki etkili gurupların yani ümera, XIII. ve XIV. yüzyılların siyasî, sos- ulema ve benzerlerinin tercihleri önemli rol yal ve demografik şartlarda kendini gazaya oynamaktaydı. adamıştır. Ancak küçük ve görünüşe göre Dönemin Osmanlı toplumunun kültürel önemsiz bir uç beyliğinden eski Bizans top- temeli, kişiye dayalı ve kişiselleşmiş ilişkiler raklarını da adım adım katarak gittikçe büyük modeli üzerine kurulmuştur. Buna göre kariz- bir devlete doğru seyir etmiştir. Osmanlının matik unsurun da aktif bir biçimde yerini aldı- askerî ve siyasî gücü otoritesinin giderek ken- ğı sosyokültürel yapı padişah-kul, baba-evlat, dini daha çok kabul ettirdiği ve bu durumun hoca- talebe, pîr-mürid gibi kişiye bağlılık ve İstanbul’un fethinden itibaren daha belirgin patrimoniyal ve karizmatik ilişkiler ve buna bir hal aldığı görülmektedir. göre oluşan patronaj ağı üzerine temellenmiş Orta Asya’nın hanlık geleneğini bir olmaktadır. Öte yandan farklılaşmış bir sosyal gâzi önderin kişiliğinde Ortaçağ İslâm kültü- yapıya sahip olan ve millet teşkilatı sosyal sı- ründeki sultanlıkla birleştiren bu devlet reji- nıflaşmaya istinat etmeyen Osmanlı’da, top- mi, Max Weber’in terminolojisi ile parti- lumsal sınıflar batıdaki gibi gelişmiş olmayıp moniyal hanedan egemenliğine dayanmakta- silik kalmaktadır. dır. Ancak kimin padişah olacağı konusunda Temelinde biri askerî ve reaya olmak kesin bir kural bulunmadığından Osmanlı ai- üzere iki sınıf bulunmaktadır. Yönetici sınıfı lesinin bütün erkekleri taht üzerinde hak sahi- oluşturan; saray memurları, mülki memurlar bi sayılmaktadır. Padişah ölünce oğullarından ve ilmiye tarafından teşkil olunmakta- Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 54 ———————————————— Kültür Mozaiği———————————————–——— dır. Gerçekte bu yönetici sınıf “kul yönetici” gelmektedir. Örf ve adet, toplum içinde bulun- şeklindeki bir statüye sahiptir. duğu şartlarla çok yakından ilgilidir. Bu sebep- Reayaya gelince onlar Müslüman ol- le toplumdan topluma, milletten millete, hatta sun veya olmasın vergi veren ancak yönetime bölgeden bölgeye farklılık arz ederler. Kabul katılmayan uyruklardır. Osmanlı, yönetim, edilmeleri ve değişmeleri zaman içinde kendi- ilim, savaş ve tarım olmak üzere genelde dört liğinden olur. Bir toplumun ahlâkî değerleri ve ana meslek tanıtmaktadır. Sanayi ve ticaret inançlarını aksettirirler.7 bir ölçüde gayri Müslim tebaanın elinde bu- Osmanlıdaki kılık kıyafet ise yüzyılın lunmaktaydı. Mamafih Türk çiftlik ve yayla başında giyilen kavukların ve cinsi herkesin işletmelerinin yanı sıra Türk şehir esnafı ida- sınıf ve mesleğine göre değişirdi. Kavuğun resinde zanaat ve ticaret işletmeleri bulun- şekline bakarak o kimsenin mensup olduğu maktaydı.4 sınıf herkesçe tanınırdı. Böylece kavukların XV. yüzyılda kültür ve medeniyet sa- her biri bir sınıfın âdeta âlamet-i farikası hali- halarında hızlı bir ilerleme görülür. En hızlı ne geldiği için bir kimse bir başkasının giydiği ve verimli gelişmenin edebiyat alanında5 De- şeyi giyemezdi. Bir evin penceresinin önünde de Korkut hikayelerinin yazıya geçirilmesi sarı çiçek varsa “bu evde hasta var”… Evin olmuştur. Bunun dışında bu dönemde hüküm- önünde hatta bu sokakta gürültü yapma anla- darın koruması altında olan birçok şairde bu- mına gelirdi. Pencerenin önünde kırmızı çiçek lunmaktadır. Bunlar arasında yer alan şairle- varsa “ bu evde gelinlik çağına gelmiş, bekâr rimiz ise; Ahmed Paşa, Necati Bey, Ali Şir kız var”. Evin önünden geçerken konuşmaları- Nevai, Şeyhi ve Süleyman Çelebi’dir. Aynı na dikkat et ve küfür etme anlamına geliyordu. zamanda bu yüzyılın hükümdar şairleri ara- Merdivenden çıkarken erkek arkadan gelirdi ki sında da Fatih Sultan Mehmed (Avnî), II hem vücudu ifşa olmasın hem de hanımı dü- Bayezid (Adlî), II Murad (Muradî) ve Cem şerse tutabilsin diye. Aynı sebeple merdiven- Sultan (Kendi adıyla)6 bulunmaktadır. den inerken yine erkek önden inerdi. Yolda Bir toplumun kültürü olması için ön- küçük, büyüğünün önünden yürüyemezdi. Ka- celikle geçmiş bir tarihi olmak zorundadır. pılarda iki tokmak olurdu; biri kalın biri ince. Buların başında ise örf ve adetler gelir. Örf ve Gelen bayansa kapıyı ince tokmakla vururdu. adetler, devletin herhangi bir müdahalesi ol- Evin hanımı kapıyı ev haliyle bile açardı. Er- maksızın, müşterek ihtiyaçların baskısı altın- kekse kalın tokmakla kapıyı vururdu. Evin ha- da, belli içtimai (sosyal) münasebetleri, tan- nımı kapıyı ya örtünüp açar ya da bimahremi zim için lazım olup kendiliğinden meydana (kocası, oğlu vs.) açardı. Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 55 ———————————————— Kültür Mozaiği———————————————–——— Osmanlıda ramazan günlerinde zen- yapılan gelin hamamından sonra, çarşamba ginler, hiç tanımadıkları mıntıkalardaki bak- akşamı gelin evinin hareminde düzenlenirdi. kal, manav vb. dükkanlarına girer, onlardan Kına gecesinde gelin, genç kızlar ve yengeler Zimem defterini yani veresiye defterini çıkar- bindallı adı verilen kadife veya atlas üzerine malarını isterdi. Baştan, sondan ve ortadan dival tekniğinde işlemeli ağır elbiseler giyer- rastgele sayfaların yekûnunu yaptırıp, “silin ler, gelinin yüzüne pullu al duvak örtülürdü. borçlarını, Allah kabul etsin” der, çeker gi- Damadın akrabalarından birkaç kişi, kınayı derlerdi. Kahvenin yanında su gelirdi. Şayet gümüş tepsi içinde ve üzerine iki mum dikerek misafir toksa önce kahveyi alır, açsa suyu gelin evine getirirlerdi. Bütün misafirler yerle- alırdı. Ona göre ya yemek sofrası hazırlanır rini aldıktan sonra kayınvalide kendi getirdiği ya da meyve ikram edilirdi. Osmanlı’da ra- ipek kumaşı yolluk gibi önüne serdirirdi. Gelin mazan’da halk, eşine-dostuna iftar vermeyi ve arkadaşları, ellerinde yanan mumlarla ve büyük bir ibadet kabul eder, misafir ağırla- gelinin başına bereket paraları saçarak davetli- mak için çırpınılırdı. Ramazan boyunca iftar lerin yanına gelirlerdi. Daha sonra gelin kayın- vakitlerinde kapılar açık tutulurdu. Böylece validesinin elini öpmeye giderdi, kına gecesine yolda kalan ve ihtiyacı olan herkes istediği özgü türkü ve maniler söylenerek gelin ağlatı- eve girer iftar sofrasına dâhil olurdu. Bunun lır, bunun bereket getireceğine inanılırdı. Daha için tanıdık olmaya gerek yoktu ve iftar için sonra kayınvalidesi avucunun ortasına altın gelenin kim olduğu da asla sorulmazdı.8 koyar, mutlu evliliği olan bir hanım tarafından Osmanlıda kına gecesi ise Salı günü avuçlarına, parmak uçlarına ve ayak başpar- Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 56 ———————————————— Kültür Mozaiği———————————————–——— maklarına kına yakılırdı. İslâmiyet’te erkek lar” dır. Aşçılar Acemi Oğlanlardan seçilerek çocuklar genellikle 5-11 yaşları arsında sün- görevlendirilirler, çeşitli aşamalardan geçerek net edilmektedirler. Hali vakti yerinde olanlar aşçı unvanına sahip olurlardı. Her mutfak için kendi çocukları ile birlikte fakir çocukları da aşçı adayları; Şakirtlik (çıraklık), Halifelik sünnet ettirirlerdi. Sünnet kıyafetini tamamla- (kalfalık) yan iki önemli aksesuar, başa giyilen sünnet (aşçılık) mertebesine ulaşırlardı. Daha sonra takkesi ve çapraz olarak elbisenin önüne takı- Aşçıbaşı olurlar, Baş aşçıbaşı’na bağlı olarak lan “Maşallah” yazılı kumaş şerittir. Sünnet görevlerini sürdürürlerdi. Mutfağın ortaya olacak çocuk bir hafta önce akraba ve eş dos- koyduğu sofranın da bir düzeni vardı. Sofrada ta götürülerek el öptürülmekte, özellikle İs- genelde yere serilen temiz bir örtü üzerine ko- tanbul’da sabır ve selâmet dilemek için Eyüp nulan yerden fazla yüksek olmayan bir sehpa Sultan Türbesi ziyaret edilirdi. Ayrıca çocuk- ve üzerinde yemek, kaşık-çatal ve ekmeğin lar midili veya ata bindirilerek davul zurna bulunduğu geniş ve yuvarlak “sini” denilen bir eşliğinde ve kasideler okunarak sokak sokak tepsi düzeniyle yere oturularak yenilen yemek dolaştırılırdı. Sünnetten bir gün önce hamama esasına dayanan bir durum söz konusuydu. gidilip yıkanılır ve sağ ellerine kına yakılırdı. Osmanlı’da şölen niteliğindeki yemeklerde; Sünnet yatağı evin başodasında veya bahçede tavuk, ekşili tavuk, güvercin, piliç, ekşili piliç, hazırlanırdı.9 börek, bohça, tatamaç, ıspanak böreği vb. yi- Mutfak denilince ilk akla gelen ‘’aşçı- kademelerinde pişerek Ustalık yecekler dışında çeşitli soğuk şerbet ve hoşav- Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 57 ———————————————— Kültür Mozaiği———————————————–——— lar sofrada yer almaktadır.10 mümkün olduğu kadar bağımsız bir yaşam sür- Gündelik hayatı anlamak ise tüm ha- dürmüşlerdir. Tarımsal faaliyetlerini de yabani yatı anlamaktır. Gündelik hayatta yapılan bitkilerden sağlamışlardır. Bu nedenle tarımsal davranışların gelişigüzel gerçekleştiğini dü- faaliyetlerini ekip dikmek yerine, yabani bitki- şünmek ise büyük bir yanılgıdır. Dolayısıyla, lerin ürünlerini toplayarak sürdürmüşlerdir. bir toplumun gündelik hayattaki davranış ka- Öte yandan Anadolu’ya gelen konargöçerlerin lıpları incelendiğinde o toplumun zihniyet önemli bir kısmı XIII-XV. yüzyıllar arasında dünyası hakkında fikir sahibi olmak müm- yerleşik hayata geçmiştir. Tahrir defterlerinde kündür. XV-XVI. yüzyılda belirgin bir nitelik Oğuz boylarının ve cemaatlerinin adlarını ver- kazanan “klâsik Osmanlı düzeni” XVI. yüz- dikleri köy ve mezralar bunun bir delilidir. Os- yılın ikinci yarısından itibaren değişmeye manlı devleti, arazi yazımı ile nüfusun sayımı başlamıştır.11 ve bunlarla ilgili kayıtların tutulmasına büyük Osmanlı’da yapılan evler ise mümkün önem vermiştir. Sırf bu anlayış nedeniyle Os- mertebe kıbleye dönük inşa edilirdi. Eğer ön manlı’daki tahrir çalışmalarını devletin ilk ku- kısmında boş arazi olan binaların dibine yeni ruluş yıllarına kadar götürme imkânı vardır. bir yapı kondurulacaksa, önce o evin sahibin- Üstelik tahrir işlemlerinin belirli aralıklarla den helallik alınırdı. Bu bağlamda yer alan tekrarlanması nedeniyle XV. ve XVI. yüzyıllar göçebeler ise kent ve kır toplumları yapısı boyunca meydana gelen değişimin takibi de dışında kalan dağlarda, bozkırlarda ve çöller- mümkündür.12 de yaşayıp merkezi hükümetin yasalarından Devşirmenin, Hıristiyan çocuklarının Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 58 ———————————————— Kültür Mozaiği———————————————–——— saray ve devlette görev almak üzere belirli esasına dayanıyordu, yani takrir usulünde idi. zamanlarda toplanmalarıyla bir kurum haline ilk önceleri telkin ve ezberletmek suretiyle ya- getirilmesi I. Bayezid zamanında yer almış, pılan öğretim, daha sonra not almak, yazmak, genel bir uygulamaya ise II. Murad ve II. konuları müzakere etmek gibi özellikler de Mehmed döneminde geçilmiştir. Osmanlı’da kazanmıştır. Soru-cevap da önemli öğretim mesleklere göre bölünme ise çiftçiler, zanaat- yollarından biriydi. Osmanlı eğitim sisteminde ilköğretim kârlar, tüccarlar vb. şeklinde olmuştur.13 Eğitim öğretim kurumları ise toplu- kurumlarını bu mektepler teşkil eder. İlk teşki- mun diğer müesseleri gibi zaman içerisinde latı II. Murad’a kadar çıkan, fakat düzenleme- gelişen ihtiyaçlarına cevap verdikleri sürece si ve gelişmesi II. Mehmed ile başlayan bir yaşamışlar, bu fonksiyonlarını yerine getire- mekteptir. Mektepte daha ziyade mülki ve as- medikleri zaman ya değişikliklere uğramışlar kerî idareciler yetiştirilmekteydi.14 Camiler eği- ya da tamamen yerlerini yeni kurumlara bı- tim ve öğretim yapılan kurumlar arasında rakmışlardır. XV. yüzyıldan itibaren Avru- önemli bir yer tutmaktadır. Keza Osmanlıların pa’nın peş peşe Rönesans, Reform, Hümaniz- ilk zamanlarında kadılar, görev yapacakları ma ve daha sonra da Aydınlanma Çağı’nın yerdeki camiye götürülür, tayiniyle ilgili berat ortaya çıkmasına sebep olmuş ve Ortaçağın orada okunur ve merasim yapılırdı. Davalar ise karanlığından kurtulmuştur. Osmanlılarda ise yine bu camilerde görülürdü.15 gelişme yavaş olmuş, batıda etkisini yitiren Bunların yanında din ve değişmeyi de Aristoteles metodu XIX. yüzyıl başlarına ka- ele alacak olursak şüphesiz, XV. yüzyıl Os- dar eğitim kurumları üzerinde etkisini devam manlı devleti Müslüman bir devletti. Nitekim, ettirmiştir. XV. yüzyıl da bulunan eğitim ku- onun temel direğini oluşturan padişah meşrui- rumları ise camiler, medreseler, Enderun yetini şeriattan almakta; böylece, bu toplumda mektepleri ve Sıbyan mektepleridir. İslâm dini Sünnîlik ekseninde mevcut düzeni Medrese, genel planını, doğduğu ca- ve icraatı meşrulaştırma fonksiyonunu üstüne miden almış olmasına rağmen, öğrencilerin almış bulunmaktaydı. Anlaşılan Osmanlıda, barınmaları için yurtlar-hücre, temizlikleri ülkenin adaletle yönetimi ve yabancı saldırıla- için hamam, çalışmaları için kütüphane, ye- rına karşı korunması devletin iki temel görevi mekleri için mutfak vb. tesislerle tam bir eği- olup; adaletin gerçekleştirilmesinin Allah’ın tim öğretim kurumuydu. Medresede dersler kulları için koyduğu din ve dünya işleri ile il- müderrisler tarafından verilirdi. Genellikle gili kanunlar addedilen şeriat hükümlerine uy- ders işleniş usulü müderrisin dersi anlatması makla mümkün olacağına inanılmakta; bunun- Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 59 ———————————————— Kültür Mozaiği———————————————–——— la birlikte, gerçekte Osmanlı hukuku şer'î ve Sırplarinki, İstanbul da Rum Ortodoksların örfî olmak üzere iki temele dayanmakta; şer'î patrikliği bulunuyordu. Ancak dilleri dışında hukuk sadece Müslümanlara uygulanmakta; doktrin ve ayinleri yaklaşık olarak aynı oldu- kamu hukuku dışında kalan davalarda Müslü- ğundan Fatih Sultan Mehmed fetihten hemen man olmayanlar, genelde kendi dinî kurumla- sonra bunları İstanbul patriğinin liderliğinde rında yargılanmaktaydılar. Esasen, tamamen birleştirdi ve buna karşılık patriğin Osmanlı özel şartlarda gelişen Osmanlı devleti, Türk egemenliğini kabul etmesini sağladı.17 gelenek ve göreneklerine göre düzenlenmiş XV. yüzyıl ekonomisine değinecek kurallarla, prensip olarak şer'î hukukun esas- olursak da Osmanlı Devleti’nin büyük askerî larına aykırı olmamak kaydıyla padişahların ve siyasî girişimlerini mümkün kılan şey yeni buyruklarını içeren kanunnamelerden ibaret siyasî nizam altında gelişen ticarî ve ekonomik olan örfî hukuka da yer vermiş olup; Osman- hayat ve buna denk olarak artan devlet gelirle- lılar şeriatı aşan bir hukuk nizamı geliştirmiş ridir. bulunmakla daha XV. yüzyılda “Kanûn-ı Os- Genelde Osmanlı Devleti, Levant saha- manî” den söz edilmektedir.16 sında Frenklerin (Avrupalıların) siyasî ege- On beşinci yüzyılın sonunda en büyük menliğine ve ekonomik bakımdan imtiyazlı millet Rum ve Romalı geçmişe sahip olanlar- durumlarına son vermeye çalışmıştır. Bu arada la Slav köleleri de içeren Ortodokslardı. Orto- Fatih Bizans’ın çöküş devrinde Venedik ve dokslar, Osmanlı fethinden önce birtakım Ceneviz’in temin ettikleri tam gümrük bağışık- özerk patrikliklere bölünmüş durumdaydılar: lığına son vermiş, onlardan gümrük almıştır. Ohri ve Tırnova’da Bulgar patrikliği, İpek’te Bölgeler arası ticarette Osmanlı tebaası olan Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 60 ———————————————— Kültür Mozaiği———————————————–——— Müslüman tüccar, Rumlar, Ermeniler ve Ya- teydi. Özellikle XIX. Yüzyıl ortaları Osmanlı hudiler; İtalyanların yerini almıştır.18 sosyoekonomik tarihi açısından çok mühim Batı Anadolu’da kuvvetli bir pamuklu bilgiler ihtiva eden bu defterler, XV. XVI. sanayi, Ankara ve Tosya’da sof sanayi, Bursa yüzyıl Osmanlı klasik dönemi tahrir defterle- ve İstanbul’da ipekli sanayi Avrupa ve Kuzey rinden çıkarılacak bilgilerden çok daha fazlası- memleketlerine önemli miktarda ihracat ya- nı içermesine rağmen üzerinde Türkiye’de ye- pabilmekte idi. İstanbul ve Selanik’te çuha terince çalışma yapılmamış. sanayi, Edirne’de deri işleri ve ayakkabı sanayi, Yanbolu’da abakebe yapımı Balkanlar’da önemli sanayi kolları idi.19 Baharat, boya ve Hind kumaşları gibi değerli maddeler, genellikle Şam-AdanaKonya üzerinden Anadolu’yu çapraz kesen eski ticaret yolu üzerinden kervanlarla gelirdi. İkinci bir yol, Mısır ve Suriye limanlarından Antalya’ya, oradan Bursa’ya gelen deniz yolu idi.20 Osmanlıda hane reislerinin gelirlerini tespit maksadıyla tutulan defterler vardı. Bunlara da “Temettüat Defterleri” denilmek- Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 61 ———————————————— Kültür Mozaiği———————————————–——— Tahrir Defterleri’nden yalnızca bir sancak, bunların kıymetini, sahip oldukları hayvan sa- kaza veya köyün adı ve yıllık vermesi gere- yısı; defterlerin bazılarından (1256 sayımı) ken toplam vergi miktarı öğrenilebilmektey- şahısların boylarının uzunluk ve kısalığından, ken; Temettuat Defterleri’nden kaza, köy gibi sakallı ya da sakalsız olduklarına kadar kişile- iskan merkezleri mahallelere ayrılıp bu ma- rin suretlerini ve hatta mesleklerinin ne olduğu halleler hane hane ele alınarak şahısların gibi ilginç ve teferruatlı bilgilere ulaşabilmek isimleri, yıllık kazançları, gelirleri, tarlaları, mümkündür.21 ———————————————————————————————————————————————- DİPNOTLAR 1 www.rasitgökhansucu.com 2 https://tr.m.wikipedia.org 3 www.rasitgökhansucu.com 4 Ünver Günay, “XV. Yüzyıl Osmanlı Toplumunda Sosyokültürel Yapı, Din ve Değişme”, Erciyes Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Kayseri 2003, 25-26. 14 Stanford J. Shaw, Osmanlı İmparatorluğu ve Modern Türkiye, I, (nşr. M. Harmancı), İstanbul: E Yayınları, 2008, 198. 15 Recai Doğan, “Osmanlı Eğitim Kurumları ve Eğitimde İlk Yenileşme Hareketlerinin Batılılaşma Açısından Tahlili”, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Ankara 1997, 407-417. 5 www.cemalaksoy.org 16 Yusuf Halaçoğlu, XVI-XVII Osmanlılarda Devlet Teşkilâtı ve Sosyal Yapı, Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları, 2014, 159. 6 www.edebiyatforum.com 7 www.turkcebilgi.com 17 Ünver Günay, “XV. Yüzyıl Osmanlı Toplumunda SosyoKültürel Yapı, Din ve Değişme”, Erciyes Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 14, Kayseri 2003, 34-35. 8 www.tesbihkulubu.com 9 www.delinetciler.org 10 İlknur Haydaroğlu, “Osmanlı Saray Mutfağından Notlar”, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Tarih Bölümü Tarih Araştırmaları Dergisi, XXII/34, Ankara 2003, 3-4. 18 Stanford J. Shaw, Osmanlı İmparatorluğu ve Modern Türkiye, I, (nşr. M. Harmancı), İstanbul: E Yayınları, 2008, 194. 19 www.kultursayfası.wix.com 11. Ensar Çetin, “Osmanlı’da Gündelik Hayat’a Sosyolojik Bir Bakış”, Toplum Bilimleri Dergisi, VII/13, İstanbul 2013, 294. 20 www.kultursayfası.wix.com 21 İsmail Arslan, “ XIX. Yüzyıl Osmanlı Tarihinde Temettuat Defterleri’nin Yeri: İğdiç (Selimağa Köyü) Temettuat Defteri Örneği”, Balıkesir Üniversitesi Necati Bey Eğitim Fakültesi tarih Bölümü , Sosyal Bilimler Dergisi, 58-59; Halil İnalcık, Devlet-i Aliye Osmanlı İmparatorluğu Üzerine Araştırmalar, I, İstanbul: Kültür Yayınları, 2014, 217; Yücel Özkaya “Osmanlı İmparatorluğunda Âyânlık”, Ankara: Ankara Üniversitesi Yayınları, 1977, 146. 12 Stanford J. Shaw, Osmanlı İmparatorluğu ve Modern Türkiye, I, (nşr. M. Harmancı), İstanbul: E Yayınları, 2008, 192. 13 Adnan Çimen, “Sayım, Kayıt düzeni ve Teşkilatlanma Açısından, Osmanlı’da Nüfus Hizmetleri”, Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, XIV/3, Ankara 2012, 192-193. Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 62 ———————————————— Kitap Tanıtımı———————————————–——— HALİL ÇETİN, TİMUR’UN ANADOLU SEFERİ VE ANKARA SAVAŞI Ankara Savaşı’na dair bir doktora tezi olan bu kitabı tanıtmaya çalışacağız. Halil Çetin, Timur’un Anadolu Seferi değinilmiştir. Kısa bir söz edilme Giriş bölü- ve Ankara Savaşı, Yeditepe Yayınları, İstan- münde (s. 17-19)’de yapılmıştır. bul 2012, 239 sayfa, Kaynakça, Haritalardan Eserin “Cengiz Han’dan Emir Timur’a oluşmaktadır. Moğol Dünyası” başlıklı birinci bölümünde (s. Bu eser bir ön söz ile, bir değerlendir- 21-36), Cengiz Han’ın bir buçuk asır boyunca me ve yedi bölümden oluşmaktadır. Her bö- ayakta kalması ve bundan sonraki süreçte Ti- lümün kendi alt başlıklarından mevcuttur. Bu mur’un kendini Cengiz Han ile oğlu Çağatay eseri incelemeye aldığınızda Osmanlı devleti ve torunu Hülâgû Han’ın varisi olarak ileri sü- ve Timur Devletinin kendilerini kimlerin mi- rerek devlete olan meşruluğunu göstermiştir. rasçısı olarak gördüğü ve bu mirasçı olma Moğol Devlet’in yeniden tesis etmek için as- davası ile birbirleriyle mücadelelerini anlat- keri çalışmalar yapmıştır. Orta Asya’da hala makta olup devletlerin ilk kurulduğu andan iktidar Moğollardan yana olduğunu ileri süre- beri ki olayları anlatmaktadır. Eserin çalışma rek çalışmalar o doğrultudaydı. Timur sadece konusu ve önemini Timur ve Bayezid arasın- bu bölgede ile çalışmalarını sınırlandırmıyor- daki mücadelenin taslağını ön sözde (s. 11- du. İki önemli devlet olan Memlûk Devleti ile 16) değinilir. Asıl çalışma konusuna geçme- Osmanlı Devletinde bu tesisi görmek müm- den önce Timur ve Bayezid arasındaki müca- kündür. Türk –Moğol, Moğolların son mimari- delenin sebebi olan mirasçı olmasından kay- si olarak Timur olarak gösteriliyor idi. Devlete naklanan iki önemli hükümdarın hakimiyet en parlak dönemini yaşatmıştır. Keza kendisi alanından genel siyasî, sosyal ve dinî yapısına “Doğu Rönesansı” yaşattı. Devletin kuruldu- Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 63 ———————————————— Kitap Tanıtımı———————————————–——— görülüyor. Eserin “Timur’un Saltanatı İle Seferlerinin Meşruiyeti ve Timur İle Bâyezid Arasında Yaşanan Meşruiyet Mücadelesi” başlıklı ikinci bölümde (s. 37-61), Timur Moğol Devletinin geleneğine bağlı iken ayrıca İslâm motifleri kullanmıştır. Moğol geleneğini ile İslâm hukukunu ne şekilde bağdaştırdığı yahut öncülüğü hangisi tam olarak bilinmemektedir. Zamanla bu kendini belli edecektir. Timur Orta Asya’da Cengiz soyunun bir varisi olarak kendini gördüğü için bu yolda onların izinde yürümüştür. Timur’un nesebine dair kayıtlarda geçmektedir. Ve Semerkand’da bulunan Timur’un mezarını kaplayan mermerde şu ifade geçmektedir: “Emir Timur Küregen bin Emir Turagay bin Bargul bin Emir Aylangir bin bin Emir İcil ğu coğrafyanın olumlu olumsuz özellikler bin Emir Karaçar Noyan bin Emir Sugucicin arasında arasın da olan devletin ayakta tutan bin Emir İrdamcı Barlas bin Emir Koçulay bin Timur olduğuna değinilmiştir. Ülkenin temel Emir Tumanay”. geçim kaynağı olarak hayvancılığa değinil- Zeki Veli Togan bu şecereyi Timur’un mektedir. Ülkenin içtimaî yapısını oluşturan soyuyla karşılaştırmış ve bu doğrultuda bu şe- kabile boyları, boy oymakları, oymağın soy- cerenin uydurma olduğunu beyan eden Bart- ları, soy ve aileler oluşturmaktadır. Her boy hold ile D’Ohsson’un bu uydurma olarak nite- ne kadar kan bağı ise de ortak atadan ziyade lendirdikleri çalışmalarını çürütmüştür. Timur- başka türlü hareket etmezlerdi. Cengiz Han- ’un şeceresi üzerine yapılan çalışmalar bir ’ın Devletini nasıl ayakta tuttuğunu nasıl var- Cengiz soyundan geldiğinin en büyük kanıtı lığını sürdürdüğünün sebepleri anlatılmakta- mezar taşının üzerindeki yazının çözümlemesi- dır. Bütün kavim ve kabilelerin tek çatı altın- dir. Timur alt tabakadan değil aslında soylu bir da toplayan Cengiz Han ve onu devam ettiren aileden geldiğinin kanıtıdır. Ve Timur’un bir Timur olduğu söylenmektedir. Timur’un si- Cengiz soyundan gelen bir kızla evlenmesi yasî, idarî ve askerî faaliyetlerin ilham kayna- hanedanın damadı olduğu söyleniyor. Bu gö- ğı olan Türk –Moğol kültürün etkisi olduğu rüşler doğrultuda Timur Cengiz soyunun Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 64 ———————————————— Kitap Tanıtımı———————————————–——— Eserin “Timur’un Batıya İlk Seferleri varisi kanıtına varılıyor. ve Timur Karşıtı Savunma İttifakı” başlıklı Timur, hakimiyetinin ve hanedanın üçüncü bölümüde (63-102) varılan sonuçta, meşruiyetini sağlama noktasında Moğol haki- Timur’un yayılmacı seferlerinin en önemli miyet düşüncesi ve İslâm devlet anlayışının olan hakimiyet alanları İran ve Azerbaycan’- kendisine sağladığı faydalardan yeri geldikçe dır. Özellikle Timur İran’da yağma ve katliam istifade etmiştir. Ve tahtın varisi olduğu za- hareketi sergilemiştir. Bu kalıcı bir yayılma man devlet için uygulan ne ise onu yapmıştır. politikası idi. İran’a hâkim olma düşüncesi da- Timur şeyhlere ve âlimlere önem vermiştir ve ha Cengiz Han döneminde olan bir politikadır. onların kerametine inanmıştır. Timur’un temel amacı Cengiz Han’ın eski topraklarını ele geçirme düşüncesidir. Ki bu eski Halife ülkenin bütün kurumlarının tek toprakları tekrar ele geçirme düşüncesinin son yöneticidir. Ancak 1258’de Bağdad’ı ele ge- halkası olan Çin seferi oldu ancak fiillerden çiren İlhanlı Hülâgû’nun son halife olan dolayı Timur emellerine ulaşmadı. Timur İran- Muta’sım’ı öldürmesiyle İslâm dünyasında ’ı ele geçirirken ekonomik ve siyasî düzen için hutbede adı okunacak halife kalmadığından çaba sarf etmiştir, çünkü yerleşik bir yer olan dolayı siyasî bir bunalım söz konusudur. Mo- İran Timur için önemli bir yer temsil ediyordu. ğol hakimiyet anlayışı yüzünden evrenselcilik O yüzen imar ve kültürüne dikkat etmiştir. Ti- ideolojisi getirdiler yani bu demek oluyor ki mur’un gözünde “dünya” Cengiz ve oğulları- Cihan Hakimiyeti Mefkûresini getirdiler. Ve nın mirası olan Moğol İmparatorluğudur. bundan dolayı dünyaya hükmetme hakkı Azerbaycan ve İran’a yerleşme gayreti ile be- Cengiz Han’a ve soyuna verildi. Bu karardan raberinde Timur ile Bayezid arasında Çubuk bütün devletleri etkilendi. Ovası’ndaki çarpışmanın yol açan sürecin uyTimur ile I. Bayezid arasında başta gulamadaki yansıması idi. dostluk var idi. Ancak Anadolu’ya hâkim olTimur 1370’de iktidarını ilân ettiğinde ma düşüncesi dostluğa gölge düşürdü. İki hü- İran ve Azerbaycan’da bütün hakimiyeti elinde kümdarda birbirinden güçlü ve azimli olduk- tutmuştur. Hakimiyet alanını genişletmiştir. ları için mücadele kaçınılmaz oldu. Zamanla İktidarını ilân etiği için artık fetihlerden geri Timur Osmanlı devleti için bir tehdit haline kalmıyor, mirasçısı olduğu Cengiz Han’ın top- geldi ve Timur’un tehdit ve küçümseyici raklarını genişlettikçe genişletiyor, Bağdad’ı mektupları iki hükümdar arasında Ankara ele geçirmesiyle Timur tehlikesi artık Suriye Savaşını kaçınılmaz kıldı. Kurumsal mücade- yakınlarına kadar gelmiştir. le yerini artık savaşa bıraktı. Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 65 ———————————————— Kitap Tanıtımı———————————————–——— Timur’un bu kadar hızlı ilerlemesi ve tehlikesinin bu derece artması sonucu devletler kendi arasında ona karşı ittifak oluşturmuştur. Eserde Timur’un Anadolu seferleri ve beyliklerle olan mücadelesi ele alınmıştır. Başarılı başarısız savaşları olmuştur. Ama beyler ve hükümdarların üzerine psikolojik baskı oluşturmuştur. Anadolu’da kendisine karşı olan beylikler olduğu kadar kendisine bağlı irili ufaklı devletler ve beylikler mevcut idi. Bayezid’in Anadolu beylikleri üzerine yürümesi beyliklerin Timur’a olan bağlıklarını ifade etmiştir. Eserin “Timur’un Anadolu Seferi” başlıklı dördüncü bölümünde (103-136), ise Bu gelişmeler üzerine Timur’un Ana- Timur ile Bayezid arasında savaşın iki açık dolu üzerine sefere çıkılması düşünülmüş idi, sebebi olduğu kanısına varılıyor. Bunlardan ancak kendisi Memlûkler üzerine yürümüştür. biri Doğu Anadolu’da özellikle Sivas ve Er- Anadolu’da Bayezid’in güçlü olduğunu düşün- zurum üzerinde yaşanan nüfuz mücadelesidir. Diğeri ise mülteciler sorunudur. Sivas ve Er- düğü için Anadolu üzerine yürümeyi göze ala- zurum’daki Timur yanlısı halkı bertaraf eden mamış idi. Memlûklerin üzerine yürümesinin Bayezid savaşın sebebi olmuştur. Ayrıca temel sebebi ise tahta olan küçük yaştaki sulta- mültecilerin Osmanlı Devletine sığınması ve nı tahtan düşüreceğini düşündüğü içindir. Anadolu beylerin Timur’a sığınması savaşı Timur’dan kaçıp Osmanlıya sığınan kaçınılmaz kılmıştır. Bu iki şehir Timur’un mülteciler savaşın bir diğer sebebi idi. Tabii bu itaat çağrısına olumlu cevap vermişlerdi. Bu seferde Osmanlıdan kaçıp Timur’a sığınan iki hükümdar Anadolu’daki nüfuz mücadele- Anadolu beyleri savaşın sebebi olmuştur. Bu sini kolay kolay bırakacakları görülmüyordu. gelgitler iki hükümdar arasında koz olarak kul- Timur’un Hindistan üzerine sefere çıkması lanılmıştır. Timur’un fetih hareketlerinin en Bayezid’in Anadolu’da rahat hareket etmesi- önemlisi olan ise Anadolu üzerine sefere çık- ne neden olmuştur. Kısa bir süre içine fırsat- masıdır. Ancak en sonu ve en önemlisi olan ise tan istifade eden Bayezid Erzurum ve Sivas’ı Ankara üzerine yürüme düşüncesidir. Bu dü- Osmanlı toprağına katmıştır. şüncesini gerçekleştirmek için Timur ordu Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 66 ———————————————— Kitap Tanıtımı———————————————–——— hazırladı ve bu ordunun çoğunluğu süvariler- belli bölgelerdeki kayıplar moral bozukluğu den oluşması, Bayezid’in ordusunun ise piya- savaşın seyrini değiştirmiştir. Ve sonunda sa- delerden oluşması savaşın seyrini değiştir- vaş bitmiş ve Osmanlı yenilmiştir. Bu yenilgi miştir. Ve Timur Ankara kalesini kuşatarak ile Anadolu’nun kaderi Timur’un eline geç- Çubuk Ovası’na çekilerek beklemeye başladı. miştir. Varlığını bir yüzyıl boyunca devam ettiren bir devletin yok olması ile yüz yüze ge- Timur Ankara’yı ele geçirip Osmanlının Bur- linmiştir. sa ile Ankara arasındaki bağlantıyı kesme düşüncesiydi. Eserin “Savaştan Sonra Timur’un Ana- Eserin “Ankara Savaşı” başlıklı beşin- dolu’daki Faaliyetleri” başlıklı altıncı bölü- ci bölümüne (137-161) baktığımızda, Ankara münde (163-184), Timur’un yaptığı en mey- Savaşı’nın Çubuk Ovası’nda gerçekleştiğini dan savaşlarının en parlağı olan bu savaş, Ti- görüyoruz. Eserin bu bölümünde savaşın mur için bir zaferdir. Hükümdarı esir alması, nerde nasıl gerçekleştiğine değinilmiştir. Ve ülkesinin siyasî ve askerî düzeni kendine göre burası tam olarak neresi ve nasıl bir konuma düzenlemesine vesile oldu. Zafer sarhoşluğu sahip olduğu ifade edilmiştir. Çubuk Ovası- yaşamak istediği gibi Anadolu’ya hâkim olup nın adı üzerinde konumu üzerine çokça du- düzeni oluşturup ve siyasî düzeni istediği gibi rulmuştur. Ayrıca bu bölümde savaşın oluş şekillendirmek istiyordu. Savaştan sonra Ana- tarihi üzerinde fikirler yürütülmektedir. Ve dolu’da eman istedi. Boyun eğmeyen kişilerin genel olarak varılan kanı ise 28 Temmuz yurdunu yakıp yağmaladı. Vergiler topladı. 1402’dir. Timur’un ordusunda bulunan filler Anadolu’nun hâkimi oldu. ve ordunun çoğunluğu süvari olması, ayrıca Eserin “Savaşın Sonuçları” başlıklı ye- kullanılan taktikler sonucu Timur daha avan- dinci bölümünde (185-199), bozguna uğratılan tajlı idi. Timur’un savaşta kullandığı taktikler bir ordu ve parçalanan bir devletin ve parça- “yedi kol” olarak adlandırdığı yöntemlere lanması ile toprağı dağıtılan, bölüştürülen ve ayırmıştır. Birlik içinde düzen içinde başarıyı bir yüz yıldır kurulan devletin sonu olduğu bu sağlamıştır. Yedi kol olarak ayırdığı bölüm savaşın sonuçlarına değinilmiştir. Savaş so- ise şöyledir: Merkez, kolun sağı, kolun solu, nunda esir alınan bir hükümdarın dört oğlu sağ kanat, sol kanat, vb. bölümlerden oluş- arasında saltanat mücadelesi olarak adlandırı- maktadır. lan fetret devri on bir yıl sürmüştür. Ve bunu başlatan galip Timur, devletin sonunu belirle- Ve sabahın ilk ışıklarıyla iki ordu sa- miştir. Osmanlı- Timur arasındaki siyasî reka- vaş düzeni almış olup hücuma geçtiler. Savaş bet bu savaşla başladı ve bu savaşla bitti deni- kurallarına göre ilk önce okçular başlattı sa- lebilir. Büyük emeklerle kurulan idarî, siyasî vaşı. Bayezid tarafında olan Tatarların ihaneti ve askerî yapılar basit sebepler sonunda; ağır ile Timur’un tarafına geçmesi Bayezid’i zor sonuçlar çerçevesinde yıkıldı. duruma düşürmüştür. Osmanlının ordusunda Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 67 ———————————————— Tarihi Söyleşi———————————————–——— Bu sayımızda Yüzüncü Yıl Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Ortaçağ Alanı Uzmanı olan Yrd. Doç. Dr. Abdurrahim Tufantoz ile söyleşi gerçekleştirdik. Rabia Öntürk rabiaonturk@yazantarih.com rinin hâkimiyeti altında geçmiştir. Dört buçuk S1. Öncelikle sizi tanımak isteriz. Bize kendinizden bahseder misiniz? Yrd. Doç. Dr. Abdurrahim Tufantoz kimdir? yıl sürdü tezim. Bu çalışmam sırasında karşılaştığım Kürt un surlarının menşeine dair de 1960 yılında Tekirdağ’da doğdum. bir buçuk yıl çalıştım; Kürtler kimdir, nedir, ne İlkokulu köyde, ortaokul ve liseyi Adapazarı değildir diye araştırdım. 1994 yılında doktora- İmam Hatip Lisesi’nde, parasız yatılı olarak yı bitirdim. Güzel bir çalışma olduğunu düşü- okudum. Erzurum Atatürk Üniversitesi’nde nüyorum. Çünkü yeni yapılan araştırmalarda Tarih bölümüne girdim ve 1983 yılında me- benim kullandığım ana kaynaklardan farklı bir zun oldum. Askerliğimi Yedek Subay olarak eser kullanılamıyor. Ankara’da yaptım.1986 yılında Marmara 1987 yılında Yüzüncü Yıl Üniversite- Üniversitesi’nde hocam merhum Coşkun si’nde asistan oldum ve 29 Nisan 1987’ de ilk Alptekin’in yanında yüksek lisansa başladım. maaşımı aldım. 1994 yılında Marmara Üniver- 1988 yılında yüksek lisansı bitirdim ve dok- sitesi’nde doktoramı bitirdikten sonra Van’a toraya olarak geldim ve o günden bu yana burada bir fiil gö- Mervanoğulları’nı hazırladım. Mervanoğul- rev yapmaktayım. Eşim ev hanımı ve iki çocu- ları, Silvan merkez olmak üzere kurulmuş, ğum var. Oğlum Bilgehan Göktuğ İstanbul yaklaşık 95 yıl hayatta kalmış bir beyliktir. Üniversitesi İşletme mezunu ve bankacı oldu, 95 yılın 50 yılı Nasruddevle adındaki emîrle- Kızım Hazarcan İdil ise Denizli Pamukkale başladım. Doktora tezi Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 68 ———————————————— Tarihi Söyleşi———————————————–——— Üniversitesi Felsefe bölümünde yüksek lisans kuşu” adlı kitabı idi. İlkokul 4. Sınıfta da yapıyor. Dostoyevski’nin “Beyaz Geceler” kitabını 2 liraya almıştım, unutamam. S2. Hobileriniz ve sizi tanımlayacak özellikler nelerdir? Kitap okumak dışında gezmeyi çok En büyük hobim kitap okumak. Kitap seviyorum. Fakat şimdi yaş ilerledi artık eskisi kurdu sayılırım, 7 bin civarında kitabım var. gibi gezemiyorum. Eskiden öğrencilerle çok Kitap kurdunun bir özelliği de alıyorsun ama yerler gezerdik. Tek başıma değil de hadi top- çoğunu okuyamıyorsun. Çünkü yayınların lanalım gidelim derdik, giderdik. 8 günlük bir hepsini takip etmeye çalışıyorsun. Belli bir gezi ile Mevlânâ, Hacı Bektaş Velî, Somuncu ihtisas alanı olduktan sonra eskiden aldığım Baba’yı, 5 günlük bir gezi ile Sümela Manastı- kitapların çoğunun fuzuli olduğuna şimdi ka- rı’nı, Rize taraflarını, 4 günlük bir gezi ile Gü- ni oldum. Türkiye’de kitap yayıncılığı çok neydoğu Anadolu’yu gezdik. Günü birlik ola- gelişti Allah’tan internet gibi güzel bir şey rak Kars, Erzurum, Doğubeyazıt’ta İshak Paşa var, takip ediyorsun ve duramayıp kitap alı- Sarayı’nı, Ahlat’ı bayağı gezdik. yorsun. Beni tanımlayacak özelliklerim çok iyi Kitap konusunda en çok kızdığım niyet sahibi ve hoşgörülü bir insanım. Bunun nokta, kitabın kapağını arka tarafa kıvırıp zararını sürekli görüyorum. Benim için değil okunmasıdır. Kitaba eziyet edilmesini hiç ama millet için kötü bir durum. Allah’a inanan hazmedemiyorum. bir insan olarak, kendimi bu konuda hesap vermek zorunda hissetmiyorum, beni kandıran Kulakları çınlasın, ömrü uzun olsun Osmanlıca hocam Muhsin insanlar ne yapacaklarını düşünsünler. Bozkurt; S3. Neden Tarih Bölümü ve Sizi bu bölüme yönlendiren nedir? “Evladım, siz aldığınız kitabın kâğıdına para veriyorsunuz. O kitap ne emeklerle ne çabalarla kaç yılda meydana gelmiş bilmiyorsu- Tarih bölümü, Sosyal bölümler içinde nuz. Size 10 lira vermek zor geliyor,” derdi. fikir yürütebileceğin, kaynaklar ile vesikalar Kitap konusunda ilkokul hocamın büyük etki- ile hareket edilebilen bir bölüm. Bu vesikaları si vardı. Çünkü anam, babam okuma-yazma nasıl yorumlarsan öyle netice çıkarırsın. Çün- bilmeyen insanlardı. Fakat babam kitap ala- kü iyi ya da kötü yorumlayabilirsin. Yani sa- cağım zaman paraya kıymazdı ve verirdi. İlk manlıkta iğne arar gibi çalışılıyor. Ufacık bir aldığım kitap Reşat Nuri Güntekin’in “Çalı- belge yeni bir makalenin başlangıcı olabiliyor. Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 69 ———————————————— Tarihi Söyleşi———————————————–——— Tarihi, inanç bazından tutun da coğrafî, ırkî bazdan olsun her şeyde etkisi olan bir daldır. Ne yazmak istersen onu yazarsın. Tarih yazımı vicdanına kalmış bir şey. Yani gerçekten bu, böyle mi diyebileceğin kesin bir şey yok. Bir başkası bir vesika bulup senin doğru dediğini yanlış çıkarabilir meselâ. Şimdi bu bakımdan zaviyeden bakarsanız; tarih sağduyu ile hoşgörü ile yapılabilecek bir bilimdalıdır. Yani sen nasıl davranmak istiyorsan, tarihteki insanların da öyle davranabileceğini düşüneceksin. Çünkü insanın yapısı değişmiyor ki, Ortaçağ’daki insan ile şimdiki insan arasında hiçbir fark yok. Sadece o zaman ki insanlar at ile gidiyordu, şimdiki insanlar minibüsle, otobüsle, uçak ile gidiyor. Eskiden 6 ayda gidiyorlardı. Şimdi 1-2 saatte gidiyorlar, değişen veyahut da şimdiki gibi bol değil ve bu adam bir şey yok. bir emek sarf etmiş, eser bırakmış o yüzden Tarihi seviyorum, çünkü geçmiş ile olmazsa olmaz diyoruz. ilgileniyorsun. Edebiyat Fakültelerindeki Fel- Günümüz için de merhum hocam Coş- sefe hariç bütün bölümler Tarih menşelidir. kun Alptekin, yine rahmetli Hakkı Dursun Yıl- Sosyoloji, Arkeoloji, Antropoloji, Coğrafya dız var. Sonra ömrü uzun olsun Erdoğan vs. bunlar hep Tarihin alt birimleridir ve Tari- Merçil var ve hepsinden ders aldım. Bir kuşak hin yardımcı ilimleri olarak geçer. öncesinin Metodolojisini takip ediyoruz. Coş- S4. İzinden gittiğiniz, örnek aldığınız bir kun Alptekin, Zeki Velidî Togan’dan ders al- tarihçi var mı? mış. Bunun için Metodolojik yapımız biraz Togan ekolüdür. Okullaşma arttıkça metodolo- Eskilerden, İbnü’l-Esîr hayran oldu- jiler de arttı. Şu an Tarih Metodolojisi karma- ğum tarihçilerdendir. Çünkü Ortaçağ’da ol- şa/keşmekeş halinde, bir sürü metod oldu. Me- mazsa olmazdır. O günün imkânlarında 12 selâ yazılan makaleler hakkında konuşurken; ciltlik “el-Kâmil fi’t-Tarih” adlı eseri yazmış “bu metodun ne faydası var veya artısı ne di- ve 6000 küsûr sayfadır. Ayrıca Atabeylikler ile ilgili başka bir eseri var. yorum tarihçilere?”, Böyle kullanıyorlar,” di- Sahabe-i yorlar. Yani sorgulama yok ve körükörüne bir Kiram’ın hayatlarını anlattığı eseri var. Elekt- taklit var. rik yok, ışık yok, mürekkep yok, kâğıt yok Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 70 ———————————————— Tarihi Söyleşi———————————————–——— Ben her dönemden memnunum, Allah- S5. Sizce gelişen teknoloji ile Tarihi anla- u Teâlâ beni bu döneme lâyık görmüş. Daha mak daha mı kolay? önceki dönemlerde yaşamış olsam özellikle Kesinlikle. Çünkü şu anda birçok kü- bazı dönemlere kızardım. Meselâ Resulul- tüphane dijital ortama aktarılmış durumda lah’ın ölümünden sonra beş tane yalancı pey- yani oturduğunuz yerden kitaba ulaşabiliyor- gamber çıkıyor ve aşiretler eski putperest âdet- sunuz. Yalnız kitaba ulaşmak veya makaleye lerine dönüyorlar. Hulefa-i Raşidin’in üç tane- ulaşmış olmak veyahut yüzlerce, binlerce ki- si Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali hançer ile taba makaleye ulaşmış olmakla tarihçi oluna- öldürülmüş. Şimdi hangi dönem güzel diye- cağı mânâsın çıkarmayın. Tarihte en büyük ceksin. Gelecek nesiller bizi de böyle anlata- zaaf şu an da benim gözlemlediğim kadar cak, kan gövdeyi hep götürüyor. Metodoloji noksanlığıdır. Sadece kaynakları bir araya derlemek eser yazmak için yeterli Melikşah öldüğünde “kurt, kuş ağladı değil. Tarihsel yapıya veya ruha uygun Meto- ölümüne” diyor Urfalı Mateos. Fakat Melikşah dolojik yapıyı da oluşturmak gerekiyor. Şu dönemini sonlarında İslâm dünyasının en bü- an da bir sürü metot var. Amerika öyle kulla- yük terör örgütü Bâtınîlik var. Türkiye Selçuk- nıyor, Avrupa böyle kullanıyor, yok herkes lu Sultanı Alâeddin Keykubad ölür ölmez Ba- böyle kullanıyor ama yanlış kullanıyor! Eski- baî isyanı var. Tarihe baktığınızda Türkiye lerin bir deyimi var; galat-ı meşhur diye, yani Selçukluları yıkılmış 25 tane beylik var, her meşhur olmuş yanlış, şimdi biz tam o nokta- vilayette bir beylik kurulmuş. I. Bayezid ölü- dayız. Meselâ şimdi bir ceket yapmayı öğre- yor, Fetret Devri yaşanıyor. Yıldırım Baye- niyorsun, fakat düğmeleri garip dikiyorsun. zid’in beş oğlu var, beşi de birbirine giriyor. Biri ta eteğin ucunda diğeri ta başta aslında Yani tarihin hangi dönemini yaşayacak olur- arada mesafe olması lâzım, asıl Metodoloji sam olayım benim hoşlanmadığım hâdiseler odur. Tarihçiler gerçi bütün bilimdalları men- var. Bir tarihçi olarak bugün yaşıyoruz burada supları terzi gibidir kaynakları kumaş olarak bizim yaşadığımız yılları 200 yıl sonraki tarih- görürsek onları kesip biçmek ve dikmek de çiler insanlara nasıl aktaracak. elimizdedir. işte Metodoloji budur; eldeki S7.Tarihte dikkatinizi çeken bir şahsiyet kumaştan pantolon mu gömlek mi ceket mi var mı, varsa kim ve neden? yapacaksın ona sen karar vereceksin. Cengiz Han. Cengiz Han kısa sürede S6.Yaşamak gibi bir durumunuz olsaydı dünyanın en büyük imparatorluğunu kurmuş- Tarihte, hangi dönemde yaşamak istedi- tur. 27 milyon km2 toprağa hükmetmiştir. Na- niz? Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 71 ———————————————— Tarihi Söyleşi———————————————–——— sıl bir Motivasyon, moral veyahut nasıl bir çağ’ı seçmeme neden oldu. ivme kazandırdı ki göçebe yaşayan Moğol S9. Ortaçağ'ı Türk, Arap, Fars ve Avrupa kabilelerini bir araya topladı ve böyle bir im- açısından nasıl değerlendirirsiz? paratorluk kurdu. Pekin’den tutun da Polon- Ortaçağ Türkler açısından en görkemli ya’ya kadar ulaşılmış bir imparatorluk. Uzun dönemlerden biridir. Çünkü Uygurların yıkılı- ömürlü oldu mu oldu. Gök Tanrı inancında şında sonra, Karahanlılar 400 sene, ardından olan Moğollar, İslâm ile tanışınca Müslüman Gazneliler, Büyük Selçuklular, Türkiye Sel- olmaya başladılar. Anadolu’ya gelenlerin ço- çukluları hem bilim açısından hem dünyaya ğu Müslüman oldu ve bu topraklarda kaldılar. yön verme açısından önemli devirlerdir. Özel- Ancak yaptıkları katliamların haddi var hesa- likle Selçukluların Bağdat'a hâkim olmaları bı yok. Kendi idealleri için yakıp yıktılar. Cengiz Han dışında Abbasi halifeliğinin dinî liderliğinde Sünnî Alâeddin olarak yaşıyor olmaları her zaman güzel bir Keykubad ve Melikşah dikkatimi çeken şah- şeyler doğurmuştur. Meselâ Tuğrul Bey çok siyetlerdir. Bunların ölümünden sonraki dö- önemli bir sultandır. Amcası Musa Yabgu ve nemler fetret dönemidir. Fetret devrini boşluk ağabeyi Çağrı Bey tarafından sultan seçilmiştir mânâsında demiyorum, iktidardaki düzensiz- ve 25 yıl saltanatta kalmıştır. Abbasî halifeliği- likten bahsediyorum. Melikşah öldü, Büyük ni Büveyhîlerin tahakkümümden kurtarmıştır. Selçuklu Devleti çöküşe gitti. Alâeddin Ayrıca Abbasî halifelerinin sadece din işleriyle Keykubad öldü, Türkiye Selçukluları çöküşe uğraşmasını istemiş, dünya işleriyle de kendi- gitti. Osmanlı Devleti’ne bakacak olursak sinin uğraşacağını söyleyerek orduya sahip Kanunî Sultan Süleyman öldü, devlet çöküşe olmalarını yasaklamıştır. Böylece ilk laiklik gitti. Yani bir zirve oluyor ve o zirveden son- uygulamalarının da Tuğrul Bey zamanında ra baş aşağı olunabiliyor. ortaya çıktığını görüyoruz. Ama bizler tarihi Avrupa menşeli olarak okuduğumuz için laik- S8. Neden Anabilim Dalı olarak Ortaçağ’ı liğin Fransız ihtilâliyle (1789) insan hayatına seçtiniz? girdiğini farz ediyoruz. Hocam Coşkun Alptekin’den dolayı, S10. Günümüz tarih çalışmalarıyla ilgili fi- rahmetli hocam Ortaçağ Anabilim dalındaydı. kirleriniz nelerdir? Bizimle çok ilgilenirdi. Hem İmam Hatip çıkışlı olmam, Ortaçağ kaynaklarının da çoğu- Tarihte üç beş tane bilgi ezberleyip ta- nun Arapça olması, benim de bir nebze Arap- rihçi konumuna gelinmez. Tarihin en önemli çaya vakıf olmam Anabilim Dalı olarak Orta- özelliği alt yapının sağlam olması. Bu yüzdende çok okumak gerekir. Ne kadar çok okursa- Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 72 ———————————————— Tarihi Söyleşi———————————————–——— nız fikir yürütmek babında da o kadar kıy- kalır ve o konu hakkında daha çok yorumda mettar olursunuz. bulunabilirsiniz. Hocam, Düşünen Tarih çalışanları ola- S11. Bir tarihçi olarak tarih öğrencilerine önerileriniz nelerdir? rak bize zaman ayırdığınız ve değerli görüşlerinizi paylaştığınız için çok teşekkür ederiz. Okumak! Okuduğunuz zaman kendi Estağfirullah, bu söyleşiye beni lâyık fikrinizi kendiniz oluşturacaksınız. Bir konu- gördüğünüz için ben teşekkür ederim. yu bir kitaptan beş kere okumak yerine beş ayrı kaynaktan okursanız daha çok aklınızda Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 73 ———————————————— Mizah———————————————–——— HOCA ile TİMUR Nasreddin hocanın yaşadığı yıllarda diye sorarlar. Hoca askerlere –hâşa- “ben ila- sertliği ve gaddarlığı ile bilinen Timurlenk hım, siz gidin sizin kumandanınız gelsin be- (Aksak Timur) önüne gelen beldeleri yakıp nim yanıma ben sizi muhatap almam” der. As- yıkarak ve karşısına çıkan orduları yenerek kerler biraz kızgın biraz da şaşkın ve korku ilerlerken yolu Akşehir’den geçecektir. Bunu içersinde Timur’un yanına dönerler. Telaşla duyan Akşehir halkı Nasreddin Hoca’ya gide- “Efendimiz büyük bir çadır gördük, ovanın rek “Aman hocam yaman hocam Timur bel- yüzünde vardık, baktık içinde hoca gibi bir demize doğru geliyormuş bizi bu gaddar hü- adam var oturuyor ‘necisin’ dedik ‘ben ilahım kümdarın zulmünden ancak senin nükteli söz- gidin sizin kumandanınız gelsin, siz benim lerin ve üstün zekan kurtarır. Bize yardım et muhatabım değilsiniz’ dedi ve bizi kovdu” Timur’u durdur” diye yalvarırlar. Halkını çok derler. Bu duruma bir hayli sinirlenen sert ku- seven ve de aklına güvenen Nasreddin Hoca mandan yanına bir gözü kör asker alır, atına Akşehir ovasına büyük bir otağ çadırı kurma- binerek çadıra gelir. Tabii Timur o zamana larını Akşehirlilere söyler ve büyük bir çadır kadar Nasreddin Hoca’nın ismini duymuş ama kurdurur. Kendisi de çok kıymetli bir hırkayı kendisini hiç görmemiştir. Hocanın yanına ge- sırtına giyer. Başına da adeta sini büyüklü- lir “Sen de kimsin be adam?” diye hiddetle ğünde bir de fes giyer ve sarık sarar, büyük sorar. Hoca “Ben ilahım” der. Timur da “Peki çadırın içine girer oturur ve Timur’un öncü madem ilahsın, benim şu askerin gözü kör, askerleri ovanın ortasında büyük görkemli bir iyileştir onu bakalım” diye istekte bulu- çadır görünce merakla gelip çadıra bakarlar. nur. Hoca da itiraz eder, “Yoo efendi, ben bel- İçerisinde oturan adama da “Sen kimsin nesin den yukarıya karışmam” der. Timur, ‘’Öy- Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 74 ———————————————— Mizah———————————————–——— leyse benim ayağım topal, bu ayağımı iyileş- “Hayır hakanım, ben sana hediye getireceğim tir” der. Hoca yine “Olmaz ben belden aşağı- dediğimde komşular bana ‘patates soğan sına da karışmam, benim Allahlık alnım dar götür’, ‘ayva elma götür’ dediler de, ben aklı- bir yer bu dar alanda bir rahatsızlık varsa söy- mı kullandım yemiş getirdim, ya onların lafına le derman olayım” deyince işin nükte ve şaka uyup da o dediklerini getirseydim bu garip ba- olduğu anlaşılır ve ismini duyup da kendisini şımın hali nice olurdu?” diye ondan Allah’a ilk defa gördüğü hoca ile arkadaş olurlar. Ti- şükrediyorum” der. Yine gülüşmeler olur ve mur muhabbetten sonra Akşehir’e zarar ver- ayrılır Timur. meyeceğini söyler. Ve şehri talan etmekten Bir gün yine komşular gelirler “Aman vazgeçer. Orada geçici bir müddet kalmak hocam, ocağına düştük çare sende, bize rehber istediğini söyler. ol yardım et! Timur yine sebze bahçelerimize Her ne kadar arkadaş olsalar da Timur bir dişi fil salmış bütün meyvelerimiz ve avar o celal ve hiddetinden pek de taviz vermez. zavarımız mahvoluyor. Bizi bu dertten sen Bir gün Hoca Nasreddin, Timur’a bahçesin- kurtarırsın. Haydi hep beraber gidelim bu fili den bir hediye götürmeye karar verir. Yanın- bu bahçelerimizden çıkartalım” derler. Hoca da bulunan komşularına bu hediyenin ne ol- da “Hadi peşime düşün de bir çaresine bakalım ması lazım olduğu hakkında fikir danışır. Ki- gerçi ben yakın bir zaman önce dersimi aldım misi ona ‘ayva götür iyi olur’ der, Kimisi ama sizin zarar çekmenize gönlüm razı olmaz” ‘yok elma götür’ der. Bazısı da ‘olmaz ye- der. Ve hep beraber Timur’un makamına git- meklik patates soğan götür’ der. Hoca bunları mek için yola düşerler. Tam makama girecek- dinler, bahçeye iner bakar ki bahçede güzel leri sırada hoca arkasına döner bir bakar ki yemişler var. İncir ağacından bir sepet yemiş kimse kalmamış. Arkasındaki halkın hepsi da- toplar ve Timur’a götürür, götürür de pek piş- ğılmış geriye de dönemez Timur “Ne o hoca man olur. Çünkü Timur gelen hediyeyi bir yine niçin geldin?” der? Hoca da “Ulu hakan, aşağılama olarak kabul eder ve askerlerine Akşehirlilerin size bir dileğini iletmeye gel- “Bu yemişlerin hepsini bu adamın kafasına dim, efendim sizin bir dişi filiniz varmış. Bah- vurun” der. Askerler emri yerine getirirken çelerde yayılırmış bu tek olunca avara zarar bizim Hoca “Her incir başına isabet ettikçe yapıyormuş. Onun için ‘Hakanımız bir de er- “Allah’ım der- kek fil getirsin ikisi beraber hem otlasın, hem miş. Bunu duyan Timur, hocaya “Bu yemiş- de çoğalsın’ dediler. O da “Hay hay hoca” ler, kafana vuruldukça neden ‘Allah şükür’ der. Ertesi gün bir fil daha gelir. Bahçelere sa- diyorsun bu bana bir isyan mıdır?” deyince lınıverir bunu gören Akşehirliler aman hocam şükür aklımı seveyim” Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 75 ———————————————— Mizah———————————————–——— ne oldu biz bir filden bıkmışken, fil iki oldu, lafı’ derler. Ben o kadar deli miyim yalnız ba- ne yaptın sen?” demezler mi… Hoca da şıma ne yapılırsa onu yaptım kusura bakma- “Komşular benimle Timur’a gelseydiniz, dişi yın” der. Ve adamları dertleriyle baş başa bıra- fili kaldırtacaktık gelmeyince fili çiftleştirdik, kır ve başından savar. ikinci fili ben istedim ‘akıllı deliye söyletir Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 76 ———————————————— Acemi Ocağı———————————————–——— Gözlerin diyorum uçurum Erkendi gitmek için… Bir şenlik havası Kalmak için ise çok geç… Bir mezar sessizliği Kocaman bir ikilemin içinde idi kendine ait olmayan yüreği… Ama gitmek için en güzel mevsimdi sonba- Gözlerin diyorum ölümüm kalımım har… Bir çocuk gülüşü masumiyeti Ne kadar da güzel olacaktı ardına bakmadan Bir ihtiyar çaresizliği giderken, sarımsı kahve rengimsi yapraklar usul usul dökülecek ve savrulacaktı rüzgâr- Gölerin diyorum sığınak la… Kendimi bulduğum evim Garip… Gamzelerimin çukurlarına dalan gözyaşı Ama uzaklardan bir keman sesi çınlıyor kulaklarımda… Mevsim de sonbahar… Gözlerin diyorum gözlerin Gidiyorum… Yeşilinde kaybolduğum Dökülen yapraklar da varsa, tamamdır… Bir duman kuytusu. Şimdi sıra ardına bakmadan gitmeye geldi… Hadi bakalım… Kudret Elyiğit Bahtiyar Epcerev Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 77 ———————————————— Acemi Ocağı———————————————–——— ARKADAŞ ÜZERİNE Bazen hayat insanı o kadar sıkar, insa- tını aydınlatan kişidir arkadaş. En kritik kara- nın üzerine o kadar çok gelir ki, bütün çarele- rında yanında olan, en olmaz düşüncelerini rin yok olduğunu düşünürsün. Hatta içindeki paylaştığın kişidir arkadaş. Hayal kurarlarken çocuğun, yüreğindeki umudun öldüğünü dü- hayalinde en önemli rolü sana verendir. Ağlar- şünebilirsin. İşte tam bu sırada ortaya ken güldürebilendir arkadaş. Yarına umutla “arkadaş” diye sıfatlandırdığımız insanlar bakmayı öğretendir arkadaş. En çok hangi ye- çıkar. İçindeki çocuğun, umudun ölmesine meği sevdiğini, hangi şarkıyı dinlerken zevk engel olur. Sana çare oluyor, derman olarak aldığını, hangi rengi sevdiğini bilendir arka- yol gösterir… daş. Çayına kaç şeker kattığını, hangi takımın Evet, oluşumu kolay olmaz. Farklı taraftarı olduğunu, neye sinirlediğini, neyden farklı aşamalardan geçer. Ayrı ayrı zorlukları hoşlandığını bilendir. Saate bakmadan yanına aşar. Ve hepimiz biliyoruz ki arkadaş dediği- gelen, sormadan ve dinlemeden derdini anla- miz kişiler kolay kolay bırakılamaz. Bu de- yandır arkadaş. virde arkadaş bulmak, arkadaş olmak hiçte Aslında arkadaş her şeydir. Yanında sanıldığı kadar kolay değil. Çıkar ilişkisi üze- olmasa bile tüm varlığınla kendini hissettiren- rine kurulmayan arkadaşlık, gerçek arkadaşlı- dir. Hayatın bütün zorluklarını birlikte göğüs ğın bir ön göstergesi olur, kalır. gerdiğindir. Arkadaşlıkların en tatlı tarafı samimi- Üzerine şiirler, yazılar yazılmış, şarkı- yet, içtenlik... Arkadaşlığı uzun vadeli yapan lar okunmuş. Bütün benliğini vererek güvendi- ise bir beklenti içinde olmadan yapılan feda- ğin bir arkadaşın yok ise yazılan şiirleri, oku- kârlıklar. Arkadaşlıkta her şey vardır. Sevgi, nulan şarkıları anlaman güçleşir. Hayatın tadı- hoşgörü, erdem, güven ve olmazsa olmazlar- nı çıkartamazsın. Aklımızda bu denli deli soru- dan saygı. Güven, erdem, hoşgörü olmadan lar varken dünyada konuşabildiğin birkaç ar- hiçbir ilişki yürümez. Fakat arkadaşlık kalesi- kadaşın yoksa dünyadaki en yalnız insanı sen- nin temelinde saygı yatar. Birbirlerinin görüş- sindir! Ve hayat daha da çekilmez hale gelir. lerine, duruşlarına saygı göstermek zorunlu- Alfred luğu vardır. Saygı gösterilmezse arkadaşlık de Musset’in dediği gibi “Dünyada en büyük yoksulluk, arkadaşsız kal- kalesi ışık hızıyla yıkılır ve ortada hiçbir şey maktır”. Ve sanırım ben dünyanın en zengin kalmaz. insanıyım. İyi ki arkadaşlarım var. En karanlık dönemde varlığıyla haya- Nursel Abul Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 78 ————————–—-———————— Ayın Sorusu————–-————Ayın Sorusu uygulamasında ilk üç doğru cevaba kitap hediyemiz olacaktır. Bu sayıdaki hediyemiz Halil Çetin’in “Timur’un Batı Seferi ve Ankara Savaşı” adlı kitabı olacaktır. Cevabınızı yerleşim adresinizle beraber aşağıda bulunan iletişim adreslerine gönderebilirsiniz. İLETİŞİM ADRESLERİ yazantarih@gmail.com iletisim@yazantarih.com BU SAYININ SORUSU Timur’un sefer yaptığı dokuz devletin (hanedanın) isimleri nelerdir? Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 79