Yavuz Bingöl Beyaz Melek Yönetmen: Mahsun Kırmızıgül Senaryo: Mahsun Kırmızıgül Oyuncular: Yıldız Kenter (Melek), Mahsun Kırmızıgül (Keke Ali), Yavuz Bingöl (Hıdır) 2007 / Türkiye / Türkçe / 115’ Beyaz Melek, müzik dünyasından sinemaya geçişiyle Türk halkını şaşırtan Mahsun Kırmızıgül’ün ilk filmi. Mahsun Kırmızıgül 2007 senesinde senaryosunu yazıp yöne�ği Beyaz Melek’den sonra Güneşi Gördüm (2009) ve New York’ta Beş Minare (2010) ile yoluna devam e� ve filmlerinde oynamaktan da geri kalmadı. Mahsun Kırmızıgül’ün yönetmenliği ilk başta çoğu insan tara�ndan önyargıyla karşılansa da o ar�k şarkıcılığın yanında yönetmenliği de isminin sol yanına not etmeyi başardı. Beyaz Melek’e gelirsek; film babaları Mala Ahmet’in hastalığının tedavisi için Diyarbakır’dan İstanbul’a gelen iki kardeş Ali ve Reşat’ın babalarının hastaneden kaçınca yollarının tesadüfen bir huzurevine düşmesiyle başlıyor. Geldikleri kültür sebebiyle huzurevi kavramını hiç duymamış bu iki kardeş, babalarının burada mutlu olmasına ses etmeyip bir süre kalmasına müsaade ediyor ve biz seyirciler de bu sırada huzurevi sakinleriyle tanışma şansı buluyoruz. Biz onlarla tanışadururken film en büyük ar�larından biri olan zengin oyuncu kadrosunu sergiliyor. Kimler var bu kadroda: Yıldız Kenter, Nejat Uygur, Erol Günaydın, Cezmi Baskın... Bir daha bir arada izlemesi belki de zor bu isimler filmi ayakta tutan en önemli unsurlardan. Mahsun Kırmızıgül bu noktada ülkenin değerli sanatçılarını bir araya ge�rmekte oldukça başarılı fakat oyuncu sayısını az tutup karakterlerin içine daha çok girseydi, her bir karakterin hikayesine biraz daha önem verseydi filmle bütünleşme daha kolay sağlanabilirdi. Konuya geri dönersek baba Mala Ahmet huzurevindekilerle iyi anlaşır, huzurevinin iki sakininin evlenmesi üzerine de hepsini Diyarbakır’a yani memlekete çağırır ve filmin ikinci yarısı bu yolculukla başlayıp Diyarbakır’da noktalanır. Bir ilk çalışma için bu kadar karakterle başa çıkmak büyük risk ve buna rağmen Mahsun Kırmızıgül elini taşın al�na koyup büyük bir cesaret göstermiş. Ya ağlatanın ya güldürenin çok tu�uğu Türk Sineması’nda, ağlatanları konusuna dahil eden yönetmen huzurevi şartları, bir ailenin farklı jenerasyonları arasındaki ilişki gibi temalara değiniyor, en acıtan olaylar etra�nda adeta vicdana sesleniyor. Gerçekten büyüklerimize değer veriyor muyuz, onlarla yeteri kadar ilgileniyor muyuz sorularını soran yönetmen biraz da doğu-ba� farklılıklarından dem vuruyor elbet ama ortada genel bir çözüme varmışlık olmadığını da i�raf edelim. Filmde vefa Doğu’dan yana duruyor gibi olsa da babasını, dedesini huzurevinde bırakmak istemeyen ve direnen şehirli karakterlerin de varlığı önyargıların değil durumların filme konu olduğunu gösteriyor. Hikaye ilerledikçe nereden olduğunuz ya da neyi savunduğunuz değil etra�nızdaki insanlarla nereye varmak istediğiniz daha önemli oluyor. Huzurevi sakinlerinin topluca yola çıkması –ki adeta bir toplumun göçünü andırmaktadır- tam da bu sebepten aslında; sadece geldiğiniz yer olarak değil gi�ğiniz yer olarak da önemli olan yanınızda taşıdıklarınız. Müziklere ayrı bir önem gösterilen bu filmde Prag Senfoni Orkestrası ile çalışıldı ve yönetmenin diğer iki filminde de bu birliktelik sürdürüldü. Eğer filmin ödül alıp almadığıyla ilgileniyorsanız söyleyelim, Beyaz Melek, 41. Uluslararası Houston Film Fes�vali’nde En İyi Uluslararası Yabancı Film, Mahsun Kırmızıgül ise En İyi Yönetmen Jüri Özel Ödülü’nü aldı. Hepsi bir yana filmin Mahsun Kırmızıgül’e dair önyargıları yık�ğını görüyoruz çünkü film 2007’nin en çok izlenen Türk filmlerinden biri olmayı başardı. İpek Pehlevan 21 Mart Pazartesi 18:00 29