T.C. GENÇLİK VE SPOR BAKANLIĞI DAMLA GÖNÜLLÜLÜK PROJESİ BALIKESİR İLİ FAALİYET VE DEĞERLENDİRME RAPORU BALIKESİR – NİSAN 2016 0 GÖNÜLLÜLÜK NEDİR? Gönüllülük; “Ücret almadan yapılan ve zorunlu olmayan çalışma; yani kişinin ister bir organizasyon aracılığıyla isterse doğrudan, kendi hane halkı dışındakiler için ücret almaksızın faaliyet göstermek üzere ayırdığı zaman 1” olarak tanımlanmaktadır. İnsanlar için yaşadıkları topluluğun ve toplumun yaşamında söz almanın bir yolu da gönüllülüktür. Bunu yaparak insanlar, aidiyet ve içerilme hissi yaşarlar ve böylece hayatlarına yön verebilirler. Gönüllülük; kadınlar, gençler, yaşlılar, engelliler, göçmenler ve çeşitli hastalıklarla yaşayan insanlar gibi sıklıkla dışlanan nüfus gruplarının topluluğa dâhil olmasının bir yoludur. Gönüllülük, insan davranışının en temel ifadelerinden biridir; karşılıklı alıp vermeye ve paylaşmaya dayanan eski ve koklu geleneklerden doğmuştur. Özünde, ilişkiler ve bu ilişkilerin bireylerin ve toplulukların refahını arttırma potansiyeli yatar. Örneğin, gönüllülüğün olduğu yerde sosyal bağlılık ve güven canlanır. Birleşmiş Milletler 2001 yılını Uluslararası Gönüllüler Yılı (IYV) olarak ilan etmiştir. Pek çok ülkede gönüllülük geleneksel inançların ve topluluk adetlerinin içine derinlemesine kök salmıştır. Örneğin Norveç’te “Dugnad” terimi, kolektif gönüllü çalışmayı tanımlar: Aile, mahalle, topluluk, coğrafi bölge, meslek sektörü veya ulus gibi bir sosyal grup içinde geleneksel bir işbirliği şemasıdır. Buna örnek olarak köylerde baharda yapılan yöresel temizlik faaliyeti verilebilir. Dugnad, zamandan ve paradan tasarruf etmeye katkıda bulunur. Aynı zamanda, komşular ve topluluk üyeleri arasında ilişki kurulmasına ve topluluk ruhu yaratılmasına hizmet eder. Arap Dünyası’nda gönüllülük, kutlamalarda ya da zor zamanlarında insanlara yardım etmekle ilişkilidir; dini bir vecibe ve hayır işi olarak görülür. Arapçada gönüllülük anlamına gelen sözcük (tatawa’a), bir şey bağışlamak demektir. Aynı zamanda dini vecibe olmayan bir hayır faaliyeti yapmak anlamını taşır. Kavram bugün modernleşmenin, ayrıca devlet kurumlarının ve sivil toplum kuruluşlarının ortaya çıkması sonucunda yeni biçimler almaktadır. Güney Afrika’da Ubuntu kavramı, diğerleriyle ilişki içindeki bireyi tanımlar. Nelson Mandela’nın sözleriyle ifade edecek olursak, “Bir ülkeden geçen bir seyyah bir köyde durur, yiyecek ya da içecek istemesine gerek yoktur. O köyde durduğunda köylüler ona yiyecek verir, onu ağırlar. Bu Ubuntu’nun bir veçhesidir ama başka pek çok veçhesi de vardır. Ubuntu insanların kendilerinin bizzat zenginleşmemesi gerektiği anlamına gelmez. Burada asıl mesele şudur: Etrafındaki topluluğun daha iyi konuma gelmesi için de aynı şeyi yapıyor musun?” 1 Bu bölümdeki genel tanım ve kavramlar DÜNYADA GÖNÜLLÜLÜĞÜN DURUMU RAPORU 2011, Birleşmiş Milletler Gönüllüleri (UNV) yayınından yararlanılarak hazırlanmıştır. 1 Gönüllülükle ilgili çeşitli uygulamalar geçmişte kültürümüz içerisinde de var olmuştur. Anadolu'daki vakıflar, insanlara yardım ve dayanışmanın en kurumsal biçimleridir. Hatta bu bağlamda bitki ve hayvanları bile gözeten bir ince düşünüşü geçmişimizde görmek mümkündür. Yine şifahaneler, bu meyanda önemli hayır kurumlarıdır. Doğal bir sivil toplumu görünümünde olan cemaatler, dini ve sosyal gruplar toplumda gönüllülüğün yardımlaşma ve dayanışmanın en etkili organlarıdır. Ahilik kültürü başlı başına bir gönüllülük ruhu taşır. Mesleki ve insani dayanışmanın önemli bir örneği olarak Ahilik ve diğer yapılarımız maalesef modernleşme karşısında çeşitli zorluklar yaşamış ve çağımızda bir hayli zayıflamıştır. Günümüz koşullarında gönüllülüğün tekrar canlandırılması toplumdaki birlikte yaşama, yardımlaşma, dayanışma ve kardeşlik duyguları için hayati önem taşımaktadır. Damla projesi kültürümüzdeki bu derin geleneği yeniden canlandırmayı amaçlayan küçük bir adımdır. 2 BALIKESİRİN TARİHÇESİ2 Eski çağlarda (Balıkesir ve civarında Misya’lılar yaşamaktaydı. Bağımsız bir devlet kuramayan Misyalılar; Truva, Hitit, Frig, Pers (İranlılar), Büyük İskender ve Bergama krallıklarının egemenliği altında yaşamışlardır. Bergama kralının ölümünden sonra M.Ö. 1129’da Romalıların eline geçmiştir. Romalılar bölgeyi, vergi ve kölelik sistemleriyle uzun süre sömürmüş ve baskı altında tutmuşlardır. M.S. 395’te Roma İmparatorluğunun Doğu ve Batı diye ikiye ayrılmasından sonra; Başkenti Kostantinopolis (İstanbul) olan Doğu Roma İmparatorluğu (Bizans) nda kalan Balıkesir bölgesi için, yeni ve uzun bir dönem başlamış oldu. Askeri ve ekonomik yönden oldukça güçlenen Bizans İmparatorluğu bu bölgedeki hakimiyetini uzun yıllar sürdürmüştür. Hz. Muaviye zamanında Müslüman Araplar, fethedileceği Hz. Peygamber tarafından müjdelenen başkent Konstantiniyye’yi almak için sefere çıktılarında bölge ilk defa Müslümanlarla karşılaştı ve MS. 670-678 yılları arasında Arapların idaresinde kalmıştır. İslam ordusu, 678 yılına kadar aralıksız 5 yıl süren kuşatma altında tutmasına rağmen şehri almaya muvaffak olamayınca geri çekilmiştir. Ancak iç savaşlar ve dış saldırılar karşısında iyice zayıflayan Bizans, sonunda derebeylerin eline kalmıştır. 1071’de Alparslan’ın Bizans İmparatoru Romanos Diogenes’e karşı kazandığı Malazgirt savaşıyla Anadolu’nun kapıları Türklere tamamen açılmıştı. Fetihlerle birlikte toplu göçler de devam etti. Böylece Anadolu’da Türk dönemi başlamış oldu. Anadolu’da Selçuklu Devletini kuran Kutalmış oğlu Süleyman, İznik’ten sonra Çanakkale, Adalar Denizi (Ege), Lidya ve İyonya taraflarını da ele geçirdi. 1076’da Misya şehirlerini Bizanslılardan alarak Türk hakimiyetine kazandırmıştır. Ancak Haçlı seferlerinin neticesinde ve I. Kılıç Arslan’ın da vefatından sonra Selçuklular Bati Anadolu’dan çekilmek zorunda kalmışlardır. Misya şehirlerini tekrar ele geçiren Bizanslılar, buralardaki Türk halkına karşı toplu kıyım harekatına başladılar. 1206 yılından itibaren Selçukluların Uç Beyliklerinden olan Türkmenler Misya kentlerine, özellikle Edremit Körfezi civarına akınlara başladılar. Bizanslıların çoğu buraları Türklere bırakarak bölgeyi boşalttılar. Moğol baskınından kaçan Türk kabileleri de 1260 yıllarında Batı Anadolu ve Marmara Bölgesine gelip yerleştiler ve bölgedeki Hıristiyan nüfus kadar bir çoğunluğa ulaşıp, buraları Türkleştirdiler. Türkmenlerin dışında Bu bilgiler Balıkesir İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü resmi sitesi www.balıkesirkulturturizm.gov.tr den alınmıştır. (31.07.2016) 2 3 diğer Türk boylarına mensup pek çok köylü, tüccar ve zanaatkar da Türkistan’dan gelip bölgeye yerleşti. Bu tarihlerde Selçuklu Devleti iyice zayıflamış ve merkeze uzak bölgelerde kontrolü kaybolmuştu. Selçuklu devleti zamanında Anadolu’nun batısına yerleşen bazı Oğuz boyları buralarda “Uç Beylikleri” kurdular. Hem Selçuklu sınırını koruyan, hem de Bizans içlerine akınlar düzenleyen bu uç beyliklerinden bir tanesi de; Batı Anadolu’daki Misya’da XIII. yüzyıl sonlarında kurulmuş olan Karesi Beyliğidir. “Karesi” kelimesi, bölgeye beraberinde büyük bir Türkmen grubuyla gelen ve daha önceleri Selçuklu Devletinin önemli bir komutanı olan Karesi Bey (Kara İsa) isminden doğmuştur. Selçuklu Devletinin yıkılmasından bir süre önce diğer uç beyleri gibi Karesi Bey de bağımsızlığını ilan ederek, 1300 yıllarında bölgede Karesi Beyliğini kurdu. Kendi ismiyle anılan Beyliğinin sınırlarını, Bizanslıların zayıflığından ve beraberinde bulunan Sarı Saltuk’un adamlarından faydalanarak daha da genişletmiştir. Karesi Beyliği, merkez yaptığı Balıkesir’den başka; Bergama, İvrindi, Ayazmend (Altınova), Edremit, Kemer Edremit(Burhaniye), Bayramiç, Ayvacık, Ezine, Fırt (Susurluk), Bigadiç ve Sındırgı yerleşim yerlerine sahipti. Bu yıllarda Karesi Beyliği, deniz gücü bakımında komşusu bulunan Osmanlı Beyliği hükümetinden daha güçlü durumdaydı. Karesi Bey’den sonra yerine geçen Aclan Bey zamanında, Osmanlı Beyliği ile çok iyi münasebetler kurulmuştu.. Hatta oğul Dursun Bey Bursa’da Orhan Gazi’nin yanında bulunuyordu. Aclan Bey’den sonra başa geçen en büyük oğlu Demirhan Bey ise halkına karşı zulüm derecesinde kötü davranmaktaydı. Bu durumdan şikayetçi olan halk ve beyliğin ileri gelenleri; Bursa’daki Dursun Bey’i davet ettiler. 1345 yılında Orhan Gazi ile birlikte gelen Dursun Bey, Bergama kalesine sığınan ağabeyi Demirhan Bey tarafından öldürüldü. Bu duruma çok üzülen Orhan Gazi, halkın ve ileri gelenlerin de isteği üzerine Karesi Beyliği topraklarını Osmanlı’ya kattı. Henüz kuruluş döneminde bulunan Osmanlı Devleti, Karesi Beyliği’nin katılımıyla oldukça güçlendi. Ayrıca Karesi’nin ileri gelen kumandanlarından Evrenos Bey, Hacı İlbey, Ece Halil ve Gazi Fazıl Beylerle büyük bir askeri destek kazanmıştır. Nitekim bu beyler, Osmanlı askerî akınlarının başarılı olmasında önemli rol oynamışlardır. Özellikle Karesi Beyliğinden intikal eden güçlü donanma ile Osmanlı ordusu, Rumeli taraflarına kesin zaferlerle sonuçlanan seferler yaptı. Böylece Osmanlılar; kendi rızalarıyla bu beyliğe iltihak eden halkla büyük bir Türk kitlesi, değerli komutanlarla da askeri güç ve iyi bir donanma kazanmış oldu. 4 Orhan Gazi Karesi’yi, merkeze bağlı bir sancak haline getirip, adını da değiştirmeden Karesi Sancağı yaptı. Sancağın merkezi olan Balıkesiri’ye, oğlu Şehzâde Süleyman’ı sancak beyi olarak tayin etti. Böylece Karesi, aynı zamanda bir Şehzâde Sancağı olmuştur. Yıldırım Beyazid’in 1402’de Timur’a Ankara’da yenilmesinden sonra Balıkesir ve civarı da Timur ordusunun yağmasına maruz kalmıştır. Duraklayan Osmanlı Devleti topraklarında beylikler kurulmaya ve kardeşler de aralarında taht kavgalarına başlamıştır. Bu durum Timur’un Anadolu’dan çekilmesine ve Çelebi Mehmed’in Osmanlı Devleti’ni tekrar toparlamasına kadar sürmüştür. Tekrar eski dirlik ve düzenine kavuşan ülke; ilerleme ve yükselme dönemlerinde zaman zaman meydana gelen kıtlık (1502), çekirge salgını, (1525), medrese talebeleri (suhte) isyanı (1572) ve diğer isyanlar gibi bir takım olumsuz olaylara sahne olmuş, Balıkesir ve civarı da bu hadiselerden etkilenmiştir. XVII yy. sonlarında meydana gelen göç hareketlerinde Balıkesir yöresine çok sayıda Yörük, Türkmen ve Çepni gibi muhtelif Türk boyları gelip yerleşmiştir. İleriki yıllarda da devam eden göç problemini kökünden halletmek isteyen devlet, XIX. yy.da planlı bir iskan politikası takip ederek göçebe halde yaşayan pek çok aşiret ve topluluğu uygun yerlere yerleştirerek onların yerleşik düzene geçmelerini sağlamış oldu. Osmanlı Devleti idaresi altındaki Karesi; devletin kuruluş ve yükseliş dönemlerinin sevinç ve refahını yaşamış; duraklama ve gerileme dönemlerinin de üzüntü ve sıkıntılarına ortak olmuştur. Böylece gerek ülke genelinde ve gerekse bölgede yaşanan ekonomik, siyasî, askerî, idarî pek çok olaylar neticesinde, Osmanlı Devleti’nin son dönemleri sayılabilecek 1800’lü yılların sonlarına gelinmişti. Osmanlı Devleti’nin aldığı dış borçları ödeyemeyerek mali iflas yaşaması sonucu alacaklarının tehlikeye düşmesinden korkan Avrupa Devletleri, 1880’de Duyûn-ı Umûmiye (Genel borçlar) idaresini kurdurdular. Duyûn-i Umûmiye şubeleri ile devlet gelirlerinin bir kısmını doğrudan topladılar. Memleketin her yerinde olduğu gibi, Balıkesir, Ayvalık ve Bandırma gibi bölgenin yüksek gelirli yerlerinde de yıllarca faaliyet göstermişlerdir. Balıkesir, Osmanlı Devletinin “93 harbi” diye anılan 1877-1878 yılındaki Osmanlı-Rus Savaşı ve 1912-1913 yıllarında Balkan Harbi’nde yenilmesi sonucu Balkanlardan çok sayıda göç almıştır. Rus ve Bulgarların katliamından kaçabilen pek çok insan Balıkesir ve civarına 5 gelmiş ve yerleşmişlerdir. Ayrıca Rusların eline geçen Kafkasya toprakları ve özellikle Kırım’dan da kitleler halinde gelen insanlar bölgenin muhtelif yerlerinde iskan edilmişlerdir. 1914-1918 yılları arasında cereyan eden I. Dünya Harbine giren Osmanlı Devleti askerlerinin çarpıştığı pek çok cepheden bir tanesi de, bölgedeki Çanakkale Savaşıdır. Bu savaş, ülkenin her tarafında olduğu gibi Balıkesir’i de menfi olarak etkilemiştir. I. Dünya Savaşından yenik çıkan ve oldukça zayıf düşen Türklerin bu durumunu fırsat bilen Yunanlılar, gözlerini Batı Anadolu topraklarına diktiler. Yunanistan’ın buraları işgal etmesini diğer Avrupa devletleri de desteklediler. İtilâf devletlerinin tehditleri altında bulunan ve yeterli askeri, silahı olmayan, devletin de aciz kaldığını gören Türk halkı, müdafaa cemiyetleri kurmaya başladılar. 15 Mayıs 1919’da İzmir’e giren Yunanlılar işgallerini Anadolu’nun içlerine doğru yaymaya başladılar. Balıkesir bölgesinde ilk defa 29 Mayıs’ta Ayvalık işgal edildi. Yunanlılara karşı ilk silahlı mücadele Ayvalık’ta gerçekleşti. Bu arada Balıkesir’de 18 Mayıs’ta Vehbi (Bolak) Bey’in başkanlığında “Redd-i İlhak” heyeti oluşturuldu. Alaca Mescid’de oluşturulan 41 kişilik bu heyet hemen faaliyetlere başladı.26-31 Temmuz 1919 ve 16-22 Eylül 1919 tarihlerinde yapılan I. ve II. Balıkesir Kongreleri neticesinde her bölgede Kuva-yi Milliye teşkilatları kuruldu. Milli Mücadele için İstanbul’dan Balıkesir’e gelen yüzbaşı Kemal hemen askeri birlikler oluşturmaya başladı. Bu birlikler işgali önlemek için yer yer Yunanlılarla çarpışmaktaydı. Soma ve Akhisar cephesi bunların en önemlisiydi. Fakat yeterli asker ve silahı bulunmayan Milli kuvvetler; hem sayıca çok hem de teçhizat olarak güçlü Yunan karşısında ancak bir yıl dayanabildiler. Soma-Akhisar cephesinin dağılmasıyla, 22 Haziran 1920’den itibaren Yunan işgali içerilere doğru yayılmaya başladı. Halka da çok eziyet eden Yunanlıların en büyük yardımcıları, daha önceden buralarda yaşayan yerli Rumlardı. Yıllarca beraber yaşayan bu insanlar, şartlar değişince daha önceden kendilerinden hiç bir kötülük görmedikleri Türklere ihanet etmekteydiler. Kazaları işgal eden Yunanlıları, Kuva-yi Milliye güçleri hiç bir zaman rahat bırakmamış, direniş ve baskınlarla onları yıldırmışlardı. Bu arada Anadolu’da Türk halkını Yunanlılar’a karşı direnmeye çağıran ve düzenli bir ordu kurmaya çalışan Mustafa Kemal’e Balıkesir’liler destek vermişler ve işbirliği içerisinde olmuşlardır. Türk Milli Mücadelesi açısından bu şehrin çok ayrı ve özel bir yeri bulunmaktadır. Sakarya zaferiyle Anadolu topraklarının sahibi olduğunu bir defa daha ispatlayan Türkler, 9 Eylül 1922 de İzmir’de Yunanlılar’ın denize dökülmesiyle Kurtuluş Savaşından başarıyla çıkabilmiştir. Eylül ayının 6 ilk haftasındaki 3-4 gün içinde bütün Balıkesir ve kazaları kurtulmuştur. Bu arada Osmanlı Devleti de yerini Türkiye Cumhuriyeti Devletine bırakarak tarih sahnesinden çekilmiştir. 7 BALIKESİR'İN ADININ MENŞEİ3 Tarihçilere göre Balıkesir adı, Bizans imparatoru Hadrianus'un av partilerinde kullanmak için yaptırdığı Paleo Kastro (Eski Hisar) sözcüğünden kaynaklanmaktadır. Tarihi bir gerçekliği de bulunan bu ad, daha sonra halk etimolojisi sayesinde değişik rivayet ve yorumlara da konu teşkil etmiştir.Bu rivayetlerden birkaçı kısaca şöyledir. Balıkesir adı daha çok bal, balık, kesir ve hisar kelimeleri üzerinde yapılan oynamalarla izah edilmektedir. Bir rivayete göre Balıkesir'in adı eskiden Balık Hisar şeklindeymiş. Buradaki. balık sözü Eski Türkçe'de şehir, kale veya saray anlamı taşımaktaymış. Kale Şehri anlamını veren bu rivayete göre bu ad, XI. yüzyıldan sonra kullanılmaz olmuştur. Gerçekten de Orta Asya'da Beşbalık gibi bazı Uygur devrine ait yer isimlerinde balık kelimesinin şehir anlamında kullanıldığı dikkati çekmektedir. Diğer bir rivayete göre ise Balıkesir adı, balı kesir, yani balıçok, bol anlamındaki söz .grubundan gelmektedir. Buna göre Balıkesir'in balının bol ve lezzetli oluşu bu adı almasına sebep olmuştur. Başka bir rivayet ise Balıkesir'in ilk kurulduğu yıllarda buraya gelen bir yabancının iyi muamele görmemesi üzerine. balı keser, yani hatır, gönül tanımaz adını verdiği 'şeklindedir. Buna göre bal, Arapça'da hatır, gönül anlamını taşımaktadır. Bunların dışında bölgede bir süre hakim olan İran Hükümdarı Balı Kisra veya civardaki Yılanlı Dağ'ın eski adı olan Balcea yada Pelecas'ın Balıkesir adının ilk şekli olduğu ileri sürülmektedir. Fakat bunlar uzak ihtimaller olarak değerlendirilmektedir. Bütün bu rivayetler içinde en kabul edileni, buraya yerleşen Türk oymaklarının Orta Asya hatıralarını canlı tutmak için koymuş olabilecekleri Balık Hisar adıdır. Balıkesir dışında tarihte daha çok anılan bir adı daha vardır. Bu ad yörede bir süre hakim olan Karesioğulları Beyliği'nin kurucusu Karasi Bey'den kaynaklanan Karesi adıdır. İlin gerek beylik, gerekse Osmanlı Sancaklığı döneminde daha çok bu adla anılmıştır. Bir rivayete göre de Karesi beyinin oturduğu kaleye Beylik Hisar adı verildiği için bu ad değişerek bugünkü Balıkesir şeklini almış olduğu söylenmektedir. Bu bilgiler Balıkesir İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü resmi sitesi www.balıkesirkulturturizm.gov.tr den alınmıştır. (31.07.2016) 3 8 Balıkesir dolaylarında ilk defa adı geçen şehir Agiros (Achiraus)’dur. Daha sonraları İmparator Hadrianus burada bir şato yaptırmış, Paleo diye şöhret kazandırmıştır. Sonradan burada kurulan şehre, bu isimden bozma olarak “Balıkesir” dendiği bir çok tarihçilerce kabul edilir. Bir söylentiye göre de bu havalinin bal’ı kesir(çok) olduğundan burada kurulan şehre “Balı-kesir” denmiştir. Balıkesir adının, bölgeyi zapteden İranlı Devlet adamlarından Balı- Kisra’nın adından geldiği veya Polikayseros’ dan bozma olduğunu söyleyenler de vardır. Bazı tarih ve coğrafya kitaplarında Balıkesir’in yerinde “Balak Hisar” veya “Balık Hisar” yazılır. Türklerin Orta Asya’nın bir hatırası olarak, burada kurulan şehre Balık Hisar (Hisar Şehri) demiş olmaları akla gelebilir Fakat bunu ispat etmek mümkün değildir. İbni Batuta ve diğer arap kaynaklarına göre , Balıkesir şehri Karesi Bey tarafından kuruldu. Karesi Vilayeti, 2.Meşrutiyetin ilanına müteakip, müstakil mutasarrıflık haline getirildi. 1923 yılında, bir kanunla Karesi deyimi kaldırılarak “Balıkesir” sözü aynı zamanda Vilayetin de adı oldu. 9 DAMLA PROJESİ NEDİR? Gençlerin maddi karşılık beklemeden, başka bir çıkar beklentisi içinde olmadan, ailesi ya da yakın çevresi dışındaki bireylerin yaşam kalitesini artırmak veya genel olarak toplumun yararına olduğu düşünülen bir hedefe ulaşmak için, yalnızca içinden gelerek ve doğru olduğuna inanarak, bir toplumsal girişime destek olmalarını sağlamak amacıyla başlatılması hedeflenen bir projedir. Damla; logosundan da anlaşılacağı gibi, logonun içinde bulunan lale sevgi ve barışı temsil ediyor iken uzatılan eller ise dünyadaki bütün gençlerin ellerinin birleşmesini anlatmaktadır. Yani damla, aslında sadece Türkiye bazlı değil, aynı zamanda dünya gençlerinin bir araya gelerek yaptıkları bir çalışmadır. Bu projeye katılan bütün gençler, oluşturacağımız okyanusun sadece birer damlasıdır. Aynı ülkede aynı şehirlerde yaşamıyor olabilirler, fakat aynı gökyüzünün altında aynı yıldızlara baktıklarının farkındadırlar. Proje ile ülkemiz üniversitelerinde öğrenim gören yerli ve yabancı gençlerin 01 – 10 Nisan 2016 tarihleri arasında gönüllülük esasına göre ziyaret edecekleri 2 ilde (Manisa ve Balıkesir) 10 gün boyunca düzenlenecek olan çeşitli etkinlikleri gerçekleştirme, yöre halkını tanıma fırsatı bulacaklardır. Proje 01-05 Nisan arasında Manisa 05-10 Nisan arasında da Balıkesir ilinde gerçekleştirilmiştir. Proje, katılımcı 40 gencin Manisa’da planlanan etkinlikleri bitirdikten sonra 5 Nisan 2016 akşamı Balıkesir iline geçmesiyle devam etmiştir. 10 Nisan 2016 tarihinde Balıkesir’deki etkinlikler bitmiş, katılımcılar ikamet ettikleri illere geçiş yapmıştır. Proje ile yerli ve yabancı gönüllü gençler, ülkemizi, proje kapsamındaki illeri, yöre halkını ve o yöredeki farklı kültürleri daha iyi tanımaları sağlanmaya çalışılmıştır. Bölge 10 hakkında gençlerle halk arasında dayanışma sağlanacak ve kültürler arası kaynaşma imkanı elde edilmiştir. Proje Kapsamında: 05-10 Nisan 2016 Balıkesir – Kadın Dönemi İllerde Gerçekleştirilecek Etkinlikler: Dezavantajlı Aile ziyaretleri, Kurum Ziyaretleri, Anaokulu, İlkokul ve Ortaokul Ziyaretleri, Seyit Onbaşı Köyü Ziyareti, Huzurevi Ziyareti, Fidan Dikimi Etkinliği, Sevgi Evleri ziyareti, Engelli Merkezi Ziyaretleri, Kültürel ve Tarihi Yerleri Ziyaret 11 PROJEDEKİ GÖNÜLLÜLÜK FAALİYET VE TEMALARI DEZAVANTAJLI OKUL ZİYARETLERİ; MERKEZ VE KÖYLERDEKİ ANA SINIFI, İLKOKUL VE ORTAOKUL HUZUREVİ ZİYARETİ SEYİT ONBAŞI KÖYÜ ZİYARETİ FİDAN DİKİMİ ETKİNLİĞİ SEVGİ EVLERİ ZİYARETİ ETKİNLİĞİ DEZAVANTAJLI AİLE ZİYARETİ KÜLTÜREL VE TARİHİ YERLERİ ZİYARET KURUM ZİYARETLERİ ENGELLİ MERKEZİ ZİYARETİ 12 TEMA 1 – DEZAVANTAJLI OKUL ZİYARETLERİ Gönüllülerimiz, Mecit Ataklı İlkokulu ziyaretinde anasınıfındaki kardeşleriyle… Gönüllülerimizi, Kalabak İlkokulu’nda önlükleriyle karşılayan öğrenciler gönüllülerimize nostaljik duygular yaşattı. 13 AMAÇ: Balıkesir’deki ana sınıfları, ilkokul ve ortaokullardaki öğrencilerle tanışmak, Öğrencilerle diyalog kurmak, kaynaşmak Öğrencilerde farkındalık oluşturmak Öğrencilere biyografik paylaşımlar yoluyla rol model olmak Sınıf içi çeşitli etkinliklerle öğrencilerle nitelikli zaman geçirmek Öğrencilerle bilgi ve beceri paylaşımında bulunmak Yurtdışında eğitim görmenin, yabancı dil öğrenmenin çok da zor olmadığını uluslararası katılımcılar vasıtasıyla göstermek UYGULAMA: okul ziyaretleri için merkez ve köylerdeki ana sınıfı, ilkokul ve ortaokul kurumları seçilip gönüllü gruplar tarafından ziyaret edilmiştir. Öncelikle okul idaresi ile kısa bir tanışma yapılmış Damla projesi ile ilgili bilgi verilmiştir. Daha sonra gruptaki koordinatör tarafından sınıflara dağılım ve etkinlikler hakkında bilgilendirme yapılmış grup sayısı ve sınıf sayısı eşleştirilerek ortalama 6 - 8 kişilik gruplar halinde toplam 1 – 1,5 saat uygulama gerçekleştirilmiştir. Proje kapsamında getirilen balon ve şapkalar çocuklara dağıtılmıştır. Bazı okullarda çocuklarla birlikte okul duvarlarına çeşitli resimler yapılmış; bu sayede çocuklara birlikte çalışmanın, bir şeyler üretmenin ne kadar güzel bir şey olduğu gösterilmiştir. Sınıflarda öğrencilere farkındalık eğitimi verilmiş, uluslararası öğrenciler kendi kültürlerini okullardaki öğrencilere aktarma imkânı bulmuştur. Uluslararası katılımcılar öğrencilere, öğrencilerin isimlerini kendi dillerine yazarak öğrencilere güzel birer hatıra bırakmıştır. Sınıfların ardından da okulların bahçesinde öğrencilerle çeşitli oyunlar oynanmıştır. Damla Projesi Gönüllülerinin Görüşleri; …bir insanın gülüşüne vesile olmak çok güzel ama bir çocuğun gülüşüne vesile olmak çok çok güzel! …ziyaret ettiğimiz köy okulunda gülümsemenin altındaki hüzne, umuda ve sevgiye şahit olduk. …uzun ve yorucu bir yolculuğun ardından bir balon ve bir şapka ile birkaç dakikada seni en iyi arkadaşı yapan saf, masum kalplerle tanıştıktan sonra tüm yorgunluğum gitti. …belki biraz yoruluyoruz ama o çocuklara sarılınca ortada hiç yorgunluk kalmıyor. Hediye vermek için paraya ihtiyaç yok aslında. İçten bir gülümseme ve sıcacık bir 14 sarılmaya hiç kimse hayır diyemez. Tabi karşılığında verilen tepki de parayla ölçülebilecek bir değer değil. ...ziyaret ettiğimiz okuldan bir öğrenci, bahçe işleri ve hayvanlarla ilgilenmeyi çok sevdiğini ancak üniversite okumak istemediğini söyledi. Ziraat mühendisliği okuyarak bunu yapabileceğini söyledim. Sosyal medya hesabımdan onu ekledim, bundan sonra sınav sonuçlarını bana yollayacak. Umarım doğru yönlendirme yaparak eğitim hayatını devam ettirmesi için onu doğru yönlendiren bir ablası olacağım. …gittiğimiz her okulda, arkamızdan gitmeyi diye bağıran çocuklar yaptığımız işi doğruluğunu göstermiyor mu? KAZANIMLARI: Hem katılımcılar hem de okuldaki öğrenciler açısından farklı insanları yakından görme Değişik kültürlerle tanışma zihinsel çoğulculuğun gelişmesi. Yaşamın amaçlarına yönelik farkındalık oluşması. Mesleki kariyer bakımından bilinçlenme. İnsanlık ailesine aidiyet, hoşgörü, paylaşım ve gönüllük konusunda duygusal ve fikirsel gelişim kıvılcımların yakalanması. Şükür, muhasebe ve kardeşlik bağlarının pekişmesi. Yurtdışında eğitim görmenin, yeni diller öğrenmenin çok da zor olmadığının uygulamalı olarak gösterilmesi 15 Gönüllülerimiz, Orta Oba Eşref İlkokulu ve Ortaokulu’nda öğrencilerle oyunlar oynadı. Gönüllülerimiz, Ali Çetinkaya Ortaokulu’nda küçük asistanlarıyla duvarlara resimler yaptı. 16 Gönüllülerimiz, Mecit Ataklı İlkokulu’nda küçük kardeşleriyle “yağ satarım, bal satarım” oyununu oynarken… Gönüllülerimizin, Ali Çetinkaya Ortaokulu ziyaretinin ardından toplu bir fotoğraf karesi… 17 TEMA 2 – HUZUREVİ ZİYARETİ Gönüllülerimizin, Huzurevi ziyaretinden toplu bir fotoğraf karesi… Gönüllülerimizle, yaşlı amcamızın hikâyesini dinlerken. Belki de ilerisi için bu hikayeden kendilerine ders çıkarıyorlar. 18 AMAÇ: Yaşlılarımıza karşı saygıyı ve ödevlerimizi hatırlamak ve hatırlatmak İleride herkesin yaşlanabileceğini göstererek, bu konuda empati kurabilmeyi sağlamak Yaşlılarımızın tecrübelerinden faydalanmak Yaşlılarımızın unutulmadığını göstererek onlara moral vermek Gençlerin, yaşlılara vefa borcu olduğunu göstermek UYGULAMA: Balıkesir Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi yetkilileri Damla Projesi katılımcılarını karşılayarak, kurum ve huzurevinde kalan yaşlılar hakkında katılımcılara kısa bir bilgi vermiştir. Bu kısa bilgilendirmenin ardından katılımcılara yaşlılara verilmek üzere daha önceden hazırlanan karanfiller dağıtılmış, katılımcılar da huzurevinde kalan yaşlıların yanına dağılarak yaşlılarla tanışma, sohbet etme, onların deneyimlerinden faydalanma imkânı bulmuştur. Farklı kültürlerin ve farklı kuşakların tanışması ve kaynaşması açısından oldukça faydalı bir etkinliktir. Damla Projesi Gönüllülerinin Görüşleri; …biz büyüklerimizi çokça ziyaret etmeliyiz. Etmeliyiz ki onlardan feyz alarak dünyayı değiştirecek gücü arkamızda bulmalıyız. …bugüne kadar neden bu tür ziyaretler yapmadım diye kendime kızıyorum. Yaşarken kendimiz için olduğu kadar başkaları için de bir şeyler yapmayı öğreniyorum. …bize umut ve hasretle bakan gözler gördüm. Bu gözleri arkamda bırakıp gitmek benim için çok zor oldu. KAZANIMLAR Unuttuğumuz, belki de göz ardı ettiğimiz yaşlılarımızı hatırlama Projenin amacına da uygun olarak yaşlılarımızın gönüllerine dokunma Akran dışı sosyallik kazandırma Yaşlılarımızın hayati tecrübelerinden, kendi hayatımıza dair çıkarımlarda bulunmak Sevmek, mutlu olmak, üretmek gibi kavramların yaşı olmadığını öğrenmek Daha önce huzurevi ziyaretinde bulunmayan katılımcıların, huzurevlerinin ziyaret edilmesi gerekliliği yönünde farkındalık oluşturmak. 19 Gönüllülerimiz, yaşlı amcamızın yürümesine yardımcı olurken… Yaşlı amcamız ve gönüllülerimizin sıcak sohbetinden bir kare… 20 TEMA 3 – ENGELLİ MERKEZİ ZİYARETLERİ Engelli kardeşlerimiz, gönüllülerimize yaptıkları işleri sergilerken… Engelli kardeşlerimizin gönüllülerimize sergiledikleri işlerden bir kare daha… 21 AMAÇ: Engelleri ortadan kaldırmak Her sağlıklı insanın, engelli adayı olduğunu hatırlatmak Engelli insanın da toplumdan ayrı bir birey olarak değerlendirilmemesinin farkındalığını oluşturmak İstenildikten sonra her şeyin yapılabileceğinin gösterilmesi Engelli bireylerin yanında olup onlara destek vermek Kısa süre de olsa dünyaya engellilerin penceresinden bakmak UYGULAMA: Hamiyyet-Feridun Sözen Özel Eğitim Uygulama Merkezi, Burhaniye Ticaret Odası Özel Eğitim Uygulama Merkezi ve Özel Eğitim İş Uygulama Merkezi ziyaret edilmiştir. Her iki kurumun yetkilileri Damla Projesi gönüllülerini karşılayarak, kurum ve kurumda eğitim gören engelliler hakkında gönüllülere bilgiler vermiştir. Daha sonra engellilerimize proje kapsamında getirilen balon ve şapka armağan edilmiş, gönüllülerimiz ve engelliler birlikte nitelikli zaman geçirmiştir. Engelli bireyler gönüllülerimize el becerilerini sergilemiş, başarmaya hiçbir şeyin engel olamayacağını gösterilmiştir. Engelli bireylerle yaptıkları etkinliklerle gönüllülerimiz, engelli bireylerin topluma adaptasyonu ve sosyalizasyonu konusunda üstlerine düşen görevleri yapmışlardır. Tüm bu ziyaret ve etkinlikler kurumdaki uzmanların gözetiminde yapılmıştır. Damla Projesi Gönüllülerinin Görüşleri; …kapıda bizi karşılayan bir çift göz umudun gökyüzünü açtı bize. Bizi sımsıkı sardığı küçük kollarıyla dev oluverdi karşımızda. Yüreğiyle bağladı yüreğimizi gülüşüne. …onlar o kadar masum, o kadar temiz kalpliydiler ki. Allah onların yardımcısı olsun. …başta biraz garipsesem de insanlar arası iletişimin sevgiyle olduğunu bir kez daha öğrendim. Dil, din, ırk, değil bizi birleştiren. Bizi birleştiren sadece sevgi. Güleryüz, karşımızdaki insana şu hayatta verebileceğimiz en güzel şey. …anlamamız mümkün değil, o özel eğitim gören kardeşlerimizi. Ama onlarla beraber olmak, yarattıkları dünyalarına kısa bir an bile olsa dâhil olabilmek benim bu günkü mucizem. Hem ne demişler, birçok engel olabilir ama yaşamı paylaşmak için engel yoktur. 22 …bizi o minicik, sevgi dolu, saf yüreklerine sığdırdılar. Dünyanın en güzel evine misafir oldum. Bu tarif edilemez bir duyguydu. KAZANIMLAR Engelli bireyin neler yapabileceğinin uygulamalı olarak gösterilmesi Toplumda göz ardı ettiğimiz engellilerin hatırlanması Bir şeyler yapmaya hiçbir şeyin engel olamayacağı Biz duygusunun vurgulanması Şükür, muhasebe ve kardeşlik bağlarının pekiştirilmesi Engellilerin topluma adaptasyonu ve sosyalizasyonuna yardımcı olunması Engellilere yaklaşımın nasıl olması gerektiğinin öğrenilmesi 23 Gönüllümüz, engelli kardeşiyle birlikte yaptığı boyamadan bir kare. Engellilere destek olursak başaramayacakları hiçbir şey yoktur. Gönüllümüz ve engelli kardeşiyle geçirdiği zamandan bir kare… 24 Gönüllülerimiz, engelli kardeşleriyle nitelikli zaman geçirerek onlara destek oldukları anlardan bir kare… Engellilerimizi hatırlamak, onların farkında olmak onlar için yapabileceğimiz en önemli görevlerimizden biridir. 25 TEMA 4 – DEZAVANTAJLI AİLE ZİYARETLERİ 26 AMAÇ: Dezavantajlı aileler konusunda toplumda farkındalık oluşturmak Merhamet ve şefkat gibi insani duyguları pekiştirmek Dezavantajlı ailelere moral ziyaretinde bulunmak Zor durumdaki insanlara bir nebze de olsa yardım edebilmek Bir insanın daha önce hiç görmediği yardıma muhtaç bir insana yardım edebilmesinin gerekliliği ve yardım etmesinin mümkün olabileceği hususunda farkındalık oluşturmak UYGULAMA: Balıkesir Gençlik Merkezi tarafından daha önce belirlenen dezavantajlı ailelerin evlerine ziyaretler yapılmıştır. Damla Projesi gönüllüleri gruplara ayrılarak, grupların başında yetkili kişilerle birlikte ziyaretler yapılmıştır. Bu ziyaretler esnasında dezavantajlı ailelere çeşitli hediyeler verilmiş, ailelere projeyle ilgili bilgilendirilmiştir. Sıcak ve samimi bir ortamda gönüllüler kendileri ve ülkeleri ile bilgiler vermiş olup, kültürler arası bir tanışma ve kaynaşma amacı güdülmüştür. Ayrıca ailelerde göze çarpan sıkıntılı durumların çözümü hususunda gerekli mercilere iletilmek üzere notlar alınmış olup, bu durumlar gerekli mercilere iletilmiştir. Damla Projesi Gönüllerinin görüşleri …o kadar bolluk bereket içinde yaşıyoruz ama paylaşmayı, yol göstermeyi destek olmayı unutmuşuz. Gözümüzü boyamış bu zenginlik. Hep daha fazlası için çalışmaya başlamışız. Şöyle bir çevremize bakmamız lazım. Bakalım ki insanlık görevimizi hatırlayalım. KAZANIMLAR: Farkındalık duygusu, Şefkat, merhamet, yardımseverlik ve iyilikte bulunma değerlerini tecrübe etme İnsanlık sevgisi Kişisel muhasebe Sorunları yerinde görüp tecrübe etme Sahip olduklarının değerini anlama 27 TEMA 5 – FİDAN DİKİMİ ETKİNLİĞİ Gönüllülerimiz, Kalabak İlkokulu’nda öğrencilerle birlikte, hem toprağı hissetti hem de bir fidana can verdi. Gönüllülerimiz, Mecit Ataklı İlkokulu’nda küçük kardeşleriyle fidan dikerken… 28 AMAÇ: İnsan hayatının sürdürülebilmesi için gerekli unsurlardan biri olan oksijen için ağaç dikmek Hem katılımcılara hem de çocuklara doğa sevgisi aşılamak Çocuklarla ekip çalışması yaparak, çocuklara ekip çalışmasının önemini göstermek Geleceğimiz olan çocuklarla, geleceğimiz için bir ağaç dikmek Bir ağacın yetişmesinin kolay olmadığının farkındalığını oluşturmak Toprağa dokunmak UYGULAMA: Ayvalık Mecit Ataklı İlkokulu-Ortaokulu ve Havran Kalabak İlkokulu’na yapılan ziyaretlerde okulda yapılan etkinliklerden sonra okulun bahçesine dikilmek üzere hazırlanan fidanlar gönüllülerimizi yanına belli sayıda öğrenci alarak okulun belirlenen yerlerine dikilmiştir. Fidan dikimi etkinliği esnasında fidan dikilecek yerlerin kazılması, fidanların dikilmesi ve can sularının verilmesi gibi işlemlerin tümü katılımcılar ve öğrenciler tarafından yapılmıştır. Öğrenciler ve gönüllülerimiz ekipçe çalışmanın, doğa için bir şeyler yapmanın mutluluğunu yaşamıştır. Bu etkinliğin öğrenciler ve gönüllülerimiz arasındaki bağı kuvvetlendirmiştir. Damla Projesi Gönüllerinin görüşleri ...kendisi küçük kalbi kocaman çocuklara ne demeli. Kendi eliyle diktiği, eliyle can suyu verdiği o ağaçla büyüyüp; gelecekte kalacağımız evin mimarı, hastanemizin doktoru olacak. Şimdiden onlarla tanışmak güzeldi. …fidan dikimi etkinliğimiz harikaydı. İnsanın dikili bir ağacı olması, bunu küçük çocuklarla yapması ve fidanımızı o çocuklara emanet ederek ayrılmak çok güzeldi. KAZANIMLAR: Doğa için sorumluluklarımızın olduğunun farkındalığını kazanma Çocuklara ekip çalışmasının önemin aşılanması Akran dışı sosyallik Ağaç sevgisinin farkındalığı Toprağa dokunmanın verdiği huzuru hissetme 29 Fidan Dikimi Etkinliğinden bir Enstantene; Yedi yaşındayken en yakın arkadaşım bir ağaçtı. Babamla o ağacı beş yaşındayken dikmiştik. Bana “Bu ağaç senin arkadaşın, kardeşin, dert ortağın. canın sıkılırsa gel onunla konuş, belki cevap veremez ama seni dinler” demişti. Bu kadar yıl sonra bile hala belki de beni en iyi dinleyen o ağaçtır. Bugün Nur ve Elifle o fidanı dikerken babamın yıllar önce bana söylediğini, ben de onlara söyledim. Küçük bir çocuğun kendi dünyasında, bizlerin o küçük zannettiği o kocaman dünyada, neler yaşandığını asla bilemezsiniz. Diktiği fidan belki de onu dinleyecek, fidanla dertleşecek. Umarım diktiğimiz o küçük fidanlarla, babamın yıllar önce benim dünyamı aydınlattığı gibi biz de onların hayatını bir nebze de olsa aydınlatabilmişizdir. 30 Gönüllümüz, küçük kardeşleriyle birlikte bir fidana can vermenin mutluluğunu yaşadı. Mecit Ataklı İlkokulu’nda gönüllümüz öğrencilerle ekip çalışması içinde fidanı dikerken… 31 TEMA 6 – SEVGİ EVLERİ ZİYARETİ 32 AMAÇ: Başta merhamet ve şefkat olmak üzere insani değerleri pekiştirmek Onların yaşamdaki çabalarının farkında olduğumuzu anlatabilmek Akran dışı sosyallik kazandırma Sevgi evlerinde kalan çocuklara moral ziyareti Empati kurarak çocukların hayatlarındaki zorlukları paylaşmak Sevgi evlerinde kalan çocuklarla diyalog kurmak, kaynaşmak Biyografik paylaşımlar yoluyla rol model olmak ve onlarda farkındalık oluşturmak UYGULAMA: Aile ve Sosyal Politikalar Tokat İl Müdürlüğü’ne bağlı Ayten Burhan Erdayı Sevgi Evleri Damla Projesi gönüllüleri tarafından ziyaret edilmiştir. Ziyaret yapılmadan önce sevgi evlerini ziyaretle ilgili tüm resmi izinler alınmıştır. Damla Projesi gönüllüleri gruplara ayrılarak, grupların başında da yetkili kişilerle çocuk evleri ziyaret edilmiştir. Gidilen evlerde çocuklara, şapka ve balon hediye edilmiştir. Sevgi evlerinde çalışan uzman personel de ziyaret esnasında hazır bulunmuştur. Ziyaret esnasında evde yaşayan çocuklarla sohbetler edilmiş, gönüllülerimiz kendi eğitim ve günlük hayatlarından örnekler vererek; çocuklara rol model olmuşlardır. Çocukları incitebilecek konuşmalardan sakınılmıştır. KAZANIMLARI: Hem katılımcılar hem de sevgi evlerindeki çocuklar açısından farklı insanları ve hayatları yakından görme Değişik kültürlerle tanışma zihinsel çoğulculuğun gelişmesi. Yaşamın amaçlarına yönelik farkındalık oluşması. Şükür, muhasebe ve kardeşlik bağlarının pekişmesi. İnsanlık sevgisi Kişisel muhasebe Sahip olduklarının değerini anlama İnsanlara rol model olma 33 TEMA 7 – TARİHİ VE KÜLTÜREL MEKANLARIN ZİYARETİ Gönüllülerimiz, Kocacami ziyaretinde… Cami imamı camiyle ilgili gönüllülerimize bilgi verirken… Kuvayi Milliye Müzesi ziyaretinden bir kare… 34 AMAÇ: Balıkesir ilinin tarihi ve kutsal mekânlarını ziyaret etmek Şehrin kültürel ve tarihi dokusu hakkında bilgi sahibi olmak Kültürel olarak birikim sağlamak UYGULAMA: Hanay Camisi, Hocazade Konağı ve İnboğazı Mağarası ziyaret edilmiştir. Doğal yapılar ve Türk medeniyetine ev sahipliği yapan bu topraklar üzerinde inşa edilmiş yapılar hakkında, mihmandar eşliğinde katılımcılara bilgi verilmiştir. Bu yapıları yerinde görme imkânı bulunmuştur. KAZANIMLAR: Manisa’nın tarihi ve kültürel dokusunu keşif Tarihi ve kültürel birikimini zenginleştirme Medeniyetimize ait tarihi yapıları yerinde görme Üzerinde yaşadığımız toprakların tarihi ve kültürel olarak ne kadar değerli olduğunu anlama fırsatı 35 Gönüllülerimiz, İnboğazı Mağarasında… Kuvayi Milliye Müzesi ziyaretinden bir kare… 36 TEMA 8 – SEYİT ONBAŞI KÖYÜ ZİYARETİ Seyit Onbaşı (Seyit Ali Çabuk) 1.Dünya Savaşı’nda, Osmanlı Devleti’nin Savaştığı cephelerden biri olan Çanakkale Cephesinde görev yapmıştır. Görev yaptığı tabyanın yoğun ateşe maruz kalmasından dolayı topları taşıyan vinçler parçalanmıştır. 18 Mart 1915 tarihinde İtilaf Devletleri Çanakkale Boğazı’nı geçmek için saldırıya geçtiğinde, Seyit Onbaşı 215 kg’lık top mermilerini üç defa sırtlamış ve namlunun ucuna sürmüştür. Başarılı üç atış sonunda Ocean isimli gemi batırılmıştır. Bu başarı savaşın seyrini değiştiren olaylardan yalnızca biridir. Kahramanlık hikâyeleriyle dolu Çanakkale Savaşı’nın kahramanlarından biri olan Seyit Onbaşı’nın köyünü ziyaret eden Damla Projesi Gönüllüleri, onun hikâyesini torunundan dinlemişlerdir. Gönüllülerimiz tarihe yön veren kahramanlarından birinin köyünü ziyaret etme ve hikâyesini yakınlarından dinleme ayrıcalığına sahip olmuşlardır. Hijyenik koşullar gözetilerek gönüllülerimize eldiven ve çöp torbası dağıtılarak, gönüllülerimizin Seyit Onbaşı’nın mezarının bulunduğu mezarlığında temizlik yapması sağlanmıştır. Bu sayede gönüllülerimiz manevi yerlerimizin temiz olması konusunda hem kendilerinde hem de çevrede farkındalık oluşturmaya çalışmıştır. Damla Projesi Gönüllerinin görüşleri …tarihi değiştiren, ahlaklı bir insanın kabrini ziyaret ettik. Savaşı ve sonrasını dinledim. Göz yaşlarıma hakim olamadım. …Koca Seyit’i, koca bir tarihi torunundan dinlemek, bizler için ayrıcalıktı. Çok etkileyiciydi. …bir milleti, ümmeti 215 kg’a sığdırarak taşıyan Koca Seyit’i yerinden gördük ve bir kez daha minnet duyduk. Rabbim bu millete, bu ümmete bir daha aynı şeyleri yaşatmasın. 37 Seyit Onbaşı anıtı önünde toplu bir fotoğraf karesi… Seyit Onbaş’nın mezarında gönüllülerimiz dua ederken… 38 Gönüllülerimiz, Seyit Onbaşı’nın da mezarının bulunduğu mezarlıkta çevre temizliği yaparken… 39 TEMA 9 – KURUM ZİYARETLERİ; VALİLİK Balıkesir ilinin en yetkili mülki amiri olan vali Sn. Mustafa YAMAN makamında ziyaret edilmiştir. Damla Projesi gönüllüleri kendi kültürleri ve proje hakkında bilgiler vermiştir. Ayrıca gönüllülerin alanda karşılaştıkları problemler yetkililerle paylaşılmış sorunların çözümü için yetkililere ilk ağızdan sorunlar aktarılmıştır. Gönüllümüz, Balıkesir Valisi Sn. Mustafa YAMAN için hazırlanan çiçeği takdim ederken… 40 Balıkesir Valisinin gönüllülerimizi kabulünden bir kare… Balıkesir Valiliği ziyaretinin ardından toplu bir fotoğraf karesi… 41 GENEL SONUÇ ve ÖNERİLER Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından uygulamaya konulan Damla Projesinin bireysel ve grup görüşmelerinde elde edilene verilere bağlı olarak gönüllük, çıkar gözetmeden yardımda bulunma ve farkındalık oluşturmak gibi temel hedeflerine ulaşma konusunda büyük ölçüde başarılı olduğunu ifade etmek gerekir. Balıkesir ayağında 5 günlük faaliyet ve etkinlikler hem katılımcılar hem de proje kitlesi üzerinde çok etkili duygular oluşturmuştur. Bu bağlamda: Proje her şeyden önce gençler arasında gönüllülük ve yardımlaşma anlamında derin bir farkındalık oluşturmuştur. Proje gençlere farklı kültür ve etnisitelerle tanışma ve kaynaşma fırsatı sağlamıştır. Balıkesir’e ilk defa gelen gençler bu bölge hakkında ilk elden sağlam bilgilere ulaşma imkânına kavuşmuştur. Proje sayesinde gençlerin kişisel olgunlukları derinleşmiş, birikimleri zenginleşmiştir. Gelenekleri tanıma, tecrübe etme anlamında önemli deneyimler ve yaşantılar icra edilmiştir. Proje sayesinde gruptaki çeşitli konulardaki ön yargı ve peşin hükümler izale olmuştur. Yaşam tarzları ve geleneksel değerler bağlamında kendinden izler bulan gençlerde ortak bir medeniyetin parçaları olduğu fikri pekişmiştir. Samimiyet, misafirperverlik, paylaşımcılık ve şükür önemli moral değerler olarak gençlerde yerleşmiştir. Gençlik Spor Bakanlığı hakkında gönüllülerin fikirleri değişmiş toplumsal yarar sağlayan bu tür projeler için bakanlığa yönelik olumlu kanaatler ifade edilmiştir. Gençlik Spor Bakanlığının bu projesi gençler arasında gönüllülük fikrini derinleştirmiş benzeri projelerde yer alma fikri oluşmuştur. Projenin faaliyetleri grupta erdemli olmak, hayatın verdiklerini kabullenmek, toplumsal adalet, yardımsever olmak, geleneklere saygılı olmak, dünyada barış istemek, sorumluluk sahibi olmak, alçakgönüllü olmak, çevreyi korumak, manevi bir hayat, gerçek arkadaşlık gibi temel insani değerlerin olgunlaşmasına imkân sağlamıştır. Projedeki yemek hizmetleri, ulaşım ve barınma hizmetleri kısmi eleştirilere rağmen grupça yeterli görülmektedir. Projede zaman yönetimi ve programa uyma konusunda bazı eleştiri ve öneriler söz konusudur. Sonraki programlarda dikkate alınmalıdır. Proje sayesinde hem grup içinde hem de bölge halkıyla bütünleşme ve kaynaşma imkânı oluşmuştur. 42 Katılımcılar; projeye katıldıktan sonra eksik taraflarını gördüklerini, projeden öğrendikleriyle bu eksikliklerini gidermeye çalışacaklarını belirtmişlerdir. Katılımcılarla yapılan görüşmelerde projenin devam etmesi teklif edilmekte ve gençler böyle projelerde tekrar yer almak istediklerini belirtmektedir. Damla projesi önemli yararlar sağlayan bir gönüllülük faaliyetidir. Farklı kültürlerin kaynaşması, unuttuğumuz manevi değerleri su yüzüne çıkarma çabası açısından için son derece önemlidir. Bireylerin ben duygusunun ağır bastığı bu dönemlerde biz duygusunun hatırlatılması, topluma faydalı birer birey olma açısından katılımcılarda ve çevrede farkındalık yaratması projenin sağlayacağı en önemli yararlardandır. Yukarıda da belirtildiği üzere katılımcıların iç dünyasında eksik kaldığını düşündükleri yönlerini tanıma ve tamamlama açısından oldukça faydalı olduğu söylenebilir. Bu 40 gönüllü genç yaptıklarıyla, yaptıklarının da katkısıyla gelecekte içinde yaşadıkları topluma faydalı olacak işler yapma hususunda oldukça yüksek potansiyele sahiptir. Çünkü projenin yoğun temposuna rağmen hiç yorulmadan çalışan gönüllüler ileride her türlü zorlukta taşın altına elini koymaktan çekinmeyecektir. Bireysel ve toplumsal olarak yüksek düzeyde fayda sağlama potansiyelli Damla Projesinin devam etmesi son derece uygundur. 43 PROJEDEN ENSTANTENELER Gönüllülerimiz, Mecit Ataklı İlkokulu’nda çocuklarla oyun oynarken… Gönüllülerimiz, Orta Oba Eşref Kaya İlkokulu’nda çocuklarla eğlenceli zaman geçirdi… 44 Gönüllümüz ve öğrenci kardeşi Kalabak İlkokulu’nda bir fidana can suyunu verirken… Gönüllülerimiz, Huzurevinde yaşlılarımızla keyifli zaman geçirdi. 45 Mecit Ataklı İlkokulu’nda fidan diken gönüllümüz ve öğrenciler… Orta Oba Eşref Kaya İlkokulu’nda gönüllülerimiz öğrencilerle oyunlar oynarken… 46 Yaşlılarımızı ziyarette onlarda oluşturduğumuz bir tebessüm dünyanın en değerli hazinelerinden biri değil midir? Orta Oba Eşref Kaya Ortaokulu’nda gönüllülerimiz öğrencilerle eğitici oyunlar oynarken… 47 Balıkesir Valiliği ziyaretinden bir kare… Huzurevi ziyaretinin ardından toplu bir fotoğraf karesi… 48 Kalabak İlkokulu ziyaretinin ardından toplu bir fotoğraf karesi… Mecit Ataklı İlkokulu ziyaretinin ardından toplu bir fotoğraf karesi… 49 50