MÜHENDiSLiĞi - TMMOB Makina Mühendisleri Odası Arşivi

advertisement
tmmob
makina mühendisleri odası
MÜHENDiSLiĞi
SURELİ TEKNiK Y A Y I N
MART-NISAN 1998
SAYI:44
GÖZDEN GEÇİRİLMİŞ
4. BASKI
SIHHÎ
TESİSAT
PROJE
HAZIRLAMA
TEKNİK
ESASLARI _
m mo yayın no 112'
BJditörden
Değerli Okuyucularımız,
Dergimizin basılması ve dağıtılması konusunda antlaşma yapılan
firmanın taahütünü yerine getirmemesi nedeniyle dergi yaklaşık bir yıldır
sizlere ulaşamamaktadır. Bu durumdan dolayı sizlerden özür dileriz.
Bu yıl başında göreve gelen yeni yönetimin çabalarıyla gecikmiş olan
sayılar reklam gözetilmeksizin oda tarafından finanse edilerek
bastırılmaktadır. Eylül- Ekim 1998 sayımızdan itibaren dergimizin tekrar
rayına oturacağı ve periyoduna gireceğini ümit ediyoruz.
Yeni bir yayın kurulu oluşturularak İstanbul dışındaki üyelerimizin de
katkılarını sağlamaya çalışıyoruz. Özellikle son sayılarımızda sizlere ağırlıklı
olarak sempozyum ve kongre yazıları sunduk. Her ne kadar bu yazıların da
ilginizi çektiğini ve belki işlerinizin yoğunluğu nedeniyle takip edemediğiniz
bu toplantıların bildirilerinin sizlere faydalı olduğunu düşünüyorsak da,
gayemiz güncel ve özgün çalışmaları yayınlamaktır.
Dergimizde yayınlanan yazılar bir hakem heyeti tarafından incelenmekte,
uygun bulunanlar yayınlanmaktadır. Çok yakın bir zamanda dergiyi
sınıflandırılmış dergiler kategorisine sokmak için başvuruda bulunacağız.
Amacımız sizlere en iyi şekilde hizmet vermektir. Ancak bu konuda sizlerin
katkılarının bekliyoruz. Konusunda uzman olan tecrübeli üyelerimizin, biraz
zaman ayırarak bilgilerini ve deneyimlerini bizlerle paylaşmasını arzuluyoruz.
Bu sayımıza yazdıkları yazılarla katkıda bulunan Sn. Osman F.
Genceli'ye ve Ömer Faruk Noyan'a teşekkür ederiz.
Önümüzdeki sayılarda buluşmak ümidiyle.
TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ Mart-Nisan 19981 l
flcindekiler
tmmob
makina mühendisleri odası
TESİSAT
MÜHENDİSLİĞİ
IKI A Y D A B Î R Y A Y I N L A N I R
M art-N i san
Cilt*
1998
Sayı:44
MMO Adına Sahibi:
Mehmet SOĞANCI
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü:
Zeki ARSLAN
Editör:
Hasan HEPERKAN
3
Isıtma Tesisatlarında
Gürültü ve Titreşim
A. ARISOY
Yayın Sekreteri:
Sevil GÜMRÜKÇÜ
Yayın Kurulu:
Ahmet ARISOY/Ayhan GÜLER
Kani KORKMAZ / Coşkun ÖZBAŞ
Macit TOKSOY
Reklam Yönetmeni:
Güler AKTAŞ
Yapım:
Yapım Matbaacılık
Eski Oto Sanayi Sit. Dalgıç Sok. No: 27/2
4. Levent İSTANBUL
Tel: (0.212) 283 70 14-283 49 84
Yönetim Merkezi:
MMO İstanbul Şibesi
Hüseyin Ağa Mah. Sakızağacı Cad.
No:16 Beyoğlu 80080 İSTANBUL
Tel: (0.212) 245 03 63-64
2529500-01 Faks: (0.212) 249 8674
Baskı Sayısı
:
5.00 Adet
Fiyatı
: 300.000 TL
Yıllık Abone Üye-Öğr.: 1.200.000 TL
Diğer
: 2.000.000 TL
Tesisat Mühendisliği Dergisi'nde yayınlanan yazı
ve çizimlerin her hakkı saklıdır.
izin alınmadan yayınlanamaz.
ISSN 1300-3399
2 • TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ Mart-Nisan 1998
24
Termostat!k Radyatör Valfleri,
Uygulama Şekilleri ve
Bu Yöntemle Elde Edilen
Isı Ekonomisi
R. KÖROĞLU
akale
ISITMA TESİSATLARINDA
GÜRÜLTÜ VE TİTREŞİM*
Ahmet ARISOY
Sunulacak çalışmada öncelikle temel
ses ve titreşim bilgisine ve bu konudaki
literatüre yer verilecektir. Daha sonra da daha az
incelenmiş olan ve daha az bilinen, ısıtma sistemleri ile ilgili gürültü ve titreşim problemleri
ve bunların kontrol yöntemleri üzerinde durulacaktır. Bu çerçevede brülör - kazan - baca sistemi ele alınacak, bu sistemde gürültü kaynakları ve sönüm yöntemleri incelenecektir.
Ayrıca kazan dairesi yapısının sese olan etkileri
anlatılacak ve kazan dairesinden komşu hacimlere geçen sesin kontrolü tartışılacaktır. Pratikte
karşılaşılan
problemlerden
ve
ölçme
sonuçlarından örnekler verilecektir.
problemler, a) bina dışı ses kaynakları (su
soğutma kuleleri, hava soğutmalı chillerler, split
klima dış üniteleri gibi) b) bina içi kanal sistemi
ile taşınan klima veya havalandırma santralı
gürültüsü c) oda içi gürültü kaynakları (fan-coil
gibi) d) kanallardan veya duvarlardan komşu,
hacimlere ses geçişi sayılabilir. Tipik titreşim
problemleri ise, daha çok pompa ve fanlardan
kaynaklanır. Klima ve havalandırmadaki
gürültü ve titreşim problemleri daha iyi
tanımlanmıştır ve yöntemleri daha belirlidir.
Daha fazla bilgi vardır.
Sıhhi tesisatta ise gürültü kaynağı, daha çok
akış kökenlidir. Akışta yaratılan rahatsızlıklar
yüksek hızlarda sese neden olur. Dolayısı ile
sıhhi tesisat gürültü kontrolü göreceli olarak
daha kolay ve diğerlerinden daha farklıdır.
Bir bildiride bu problemlerin tamamını
detaylı olarak incelemek mümkün değildir.
Sunulacak çalışmada öncelikle temel ses ve
titreşim bilgisine ve bu konudaki literatüre yer
verilecektir. Daha sonra da sadece daha az incelenmiş olan ve bilinen, ısıtma sistemleri ile ilgili
gürültü ve titreşim problemleri ve bunların kontrol yöntemleri üzerinde durulacaktır. Ayrıca
kazan dairesi yapısının sese olan etkileri
anlatılacaktır. Pratikte karşılaşılan problemlerden örnekler verilecektir.
GİRİŞ
Isıtma, havalandırma klima ve sıhhi tesisat
gibi bütün tesisat işlerinde ses ve titreşim
önemli bir dizayn parametresidir. Buna karşılık
her tesisat konusunun ses ve titreşim problemi,
kendine özgü kaynakları ve karakteristikleri
nedeniyle, birbirinden farklıdır. Bir gruplama
yapılmak istenirse ısıtmadaki havalandırma ve
klimadaki ve sıhhi tesisattaki gürültü ve titreşim
problemi olarak üç grup tariflenebilir. Isıtmada
ana ses ve titreşim kaynağı kazandır. Daha
doğrusu, brülör - Kazan - bacadan oluşan sistemdir Burada geçerli gürültü ve titreşim konTEMEL TANIM VE KAVRAMLAR
trolü yöntemleri tamamen kendine özgüdür.
Ses elastik bir ortamın titreşimidir ve esas
Ayrıca bu sistemdeki olayların teorik çözümleri
olarak bir basınç olayıdır.
çok
zor
olduğundan,
Havada doğan ses, ortalama
alınabilecek
önlemlerin
atmosferik basınç etrafında
Ahmet ARISOY
çoğu amprik yaklaşımlara
İTÜ - Makina Fakültesi
hava basıncının değişimi
dayanmaktadır. Daha az biltitreşimidir. Elastik
inmektedir ve daha az sis- 1950 yılı Ankara doğumludur. 1972 yılında veya
İTÜ Makina Fakültesini Yüksek Mühendis
ortam içerisinde, bu titreşim
tematik
hale
olarak bitirmiştir. Aynı üniversiteden 1979
şeklindeki basınç dalgalangetirebilmişlerdir.
yılında Doktor, 1984 yılında Doçent ve 1991
maları
ortamın karakterine
Havalandırma ve klima yılında profesör unvanını almıştır. Çalışma
bağlı
bir
hızla yayılırlar. Ses
sistemlerindeki ses kayhayatının tamamı İTÜ'de geçmiştir.
bir
basınç
olayı olduğu kadar
nakları ve tipik problemleri Çalışmaları yanma ve ısı tekniğli alanlarında
aynı
zamanda
bir enerji
daha çok sayıdadır. Tipik
yoğunlaşmıştır.
TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ Mart-Nisan 1998 • 3
olayıdır. Sesin doğması ve yayılması aynı
zamanda bir enerji gerektirir.
Frekans: Titreşim veya dalgalanmaların l
saniyede tamamladığı dalga sayısıdır ve birimi
Hertz (Hz) olarak tanımlanır.
Dalga Boyu: Dalga boyu iki dalga
arasındaki uzaklıktır. Dalga boyu, ses hızı ve
frekans arasında k = c/f şeklinde bir bağlantı
vardır. Burada A. dalga boyu (m), c ses hızı (m/s)
ve frekans (Hz) olarak tanımlanmıştır
Sesin Yoğunluğu: Sesin yoğunluğu veya
şiddeti ses dalgalarının birim alandaki enerjisi
olarak tarif edilir. Ses şiddeti kaynaktan itibaren
mesafenin karesi ile orantılı olarak azalır ve
basınca duyarlı cihazlarla ölçülebilir.
Saf tonlar, rastgele ses ve kompleks ses:
Tek bir frekansta verilen sese saf ton denir.
Belirli bir tonu olmayan su sesi gibi seslere rastgele ses denir. Kompleks ses ise saf tonlar ve
rastgele seslerin birarada bulunduğu seslere
denir ki tabiattaki seslerin hemen hepsi bu
karakterdedir.
Gürültü: İstenmeyen sese gürültü denir.
Oktav
bandları:
Ses
kontrolü
çalışmalarında herhangi bir kompleks ses,
birleşenlerine ayrılarak incelenir. Bu konuda en
geçerli yol duyulabilir ses frekanslarını oktav
bandlarma bölmektir. İnsan kulağı 16-20.000
Hz arası frekanstaki sesleri duyabilir. Bir sesin
bir oktav üstü ise o sesin frekansının iki katı
frekansta olan sestir. Buna göre duyulabilir ses
! Oktav Bandı
'
i
li
ı
1
2
3
4
!
6
!
7
-
Frekans Aralığı
(Hz)
45/90
90/180
180/355
355/710
710/1400
1400/2800
2800/5600
Oktav bandı düzeyi
Orta Frekans
(Hz)
63
125
250
500
• 1000
2000
4000
yapılmak istendiğinde 1/3 oktav bandları kullanılabilir.
Desibel: Sayısal olarak, akustik güç veya
enerji gibi iki benzer miktarın oranlarınm 10
tabanına göre logaritmasının 10 katına desibel
denir. Ses gücü, ses şiddeti veya ses basıncı ile
ilişkili olarak düzey (veya seviye) terimi kullanıldığında
birimin
desibel
olduğu
anlaşılmalıdır.
Ses güç düzeyi L«: Bu düzey esas olarak ses
kaynağından yayılan toplam akustik gücü ifade
eder. Desibel (dB) cinsinden ses güç düzeyinin
matematik ifadesi
Lw = 10 loğ W / Wo [dB] şeklindedir
Wo referans güç düzeyi olup Wo = 10 ' watt
değerindedir. Ses güç düzeyi doğrudan ölçülemez. Ancak standart odalarda yapılan ölçümlerde hesapla bulunur. Tamamen kaynağa bağlı
bir değerdir, alınan yolla değişmez.
Ses basınç düzeyi Lp: Bu dü/.ey, söz
konusu bir yerdeki ses basıncını belirler ve desibelmetrelerle kolayca ölçülebilir. Herhangi bir
yerdeki müsaade edilebilecek ses düzeyleri de
ses basınç düzeyleri cinsinden ifade edilir. Desibel (dB) cinsinden ses basınç düzeyinin matematik ifadesi
Lp = 10 loğ PYPo2 = 20 loğ P / P o [dB]
şeklindedir.
Po referans basıncı 20 [l paskal (|i Pa)
değerindedir. Yukarıdaki her iki loğ ifadesi de
m
T3
0)
N
S
C)
0)
olarak aşılmaması gereken
ses şiddeti değerlerini
veren
bir
eğri
kullanılmalıdır.
Tanımlanan bir eğriye; bir
numara vererek, kriteri tek
bir sayı ile ifade etmek
mümkündür. Ses seviyesi
kriteri olarak en çok kullanılan NC eğrileridir Bu
eğrilerin belirlenmesinde
yukarıda belirlenen eşit ses
yüksekliği değişimi esas
alınmıştır. Şekil 3'de NC
eğrileri verilmiştir. Buna
göre genel bir büro hacminde NC 40 seviyesi
sağlanması
yeterlidir
1
i
1
Frekans bandı
Hz
63
125
üzerinde anlatılmaktadır.
Ancak
unutmamak
gerekir ki dB (A) cinsinden toplam değer, sesin
karakteri hakkında fikir
vermez,
sadece
aynı
karakterde
iki
sesin
düzeyini karşılaştırmaya
yarar.
di'. (A) değen İÇİP çıkartılması !
veya eklenmesi aereken auzev •
i
-26 2
j
-161
i
KAZAN DAİRELERİ
Bir kazan dairesinde
algılanan ses doğrudan
kaynaktan gelen ses ve
duvarlardan
yansıyarak
gelen ses olarak iki kısma
ayrılabilir. Her iki yolla
dinleyiciye ulaşan sesin
basınç düzeyine etkiyen
Tablo 3: A-ağırlıklı ses basınç düzeyinin bulunması için her frekans
pek çok parametre vardır.
bandında çıkartılması veya ilave edilmesi gerekli ses düzeyi
Öncelikle
etkili
olan
odanın genel formudur.
frekans bandında çıkarılacak veya ilave edilecek Odaları kübik, uzun ve yassı olarak üç ana sınıfa
ses basınç düzeyi değerleri verilmiştir. Buna ayırmak mümkündür. Her üç sınıftaki geçerli
göre her frekans bandında ölçülen ses basınç sönüm kanunları ve hesap yöntemi farklı oladüzeyi değerinden bu tablodaki değerler caktır. Bu çalışmada kazan daireleri kübik veya
çıkarılarak bu frekans bandmdaki filtre edilmiş kübe benzer şekilde dikdörtgenler prizması
(A-ağırlıklı olarak değerlendirilmiş) ses basınç olarak ele alınmış ve bu formlar için geçerli olan
düzeyi değerleri dB (A) bulunur.
ifadeler kullanılmıştır. Eğer yankılanan sesin
Bu değerlerin toplanması ile de A-ağırlıklı difüz olduğu ve kararlı duruma ulaşıldığı kabul
toplam ses basınç düzeyi değeri bulunur. edilirse; bu formdaki odalarda dinleyici konuBasit ses basınç düzeyi ölçen aletlerde sadece mundaki ses basınç düzeyi.
bu değer ölçülür. Dolayısı ile bir hacimde ses
Lp = Lw + 10 loğ (Qo/47t2) + 4/ccS)
seviyesi 40 dB (A) değerim aşmasın demek,
olarak ifade edilebilir. Burada
bu hacimdeki sesin frekans bandlarına göre
Lp= Belirlenen konumdaki ses basınç
A-ağırlıklı toplamının 40 dB (A) değerini düzeyi, dB
aşmaması anlamına gelir. Tablo 4'te toplam
Lw= Kaynağın ses güç düzeyi, dB
dB (A) değerinin bulunması, bir örnek
Qo= Yön faktörü
-8,6
-3,2
0
+1,2
+1,0
-1,1
250
500
1000
2000
4000
8000
Frekans bandı... Hz
Lineer ses basınç düzeyi dp
Çıkartılacak düzey
dp
j A-ağırlıklı değer..,. dB (A)
63
71
-26
4
^
125
74
-16
58
250
67
-9
58
500
65
-3
62
N —ı
1000 "2000
61
60
1
0
62
60
4000
62
1
63
800 0
5S
-1
5£
_J
-ı
E_l
T
J66.6 j
•'
67 .9 -•r-^
ı'
İ"
s j
|68.7 •*-"
^-— -
Tablo 4: Oktav bandmdaki ses basınç düzeylerinden, A-ağırlıklı toplam ses aasınç düzeyinin bulıanması
TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ Mart-Nisan 1998 • 7
r= Kaynakla dinleyici arasındaki mesafe (m)
S= Oda iç yüzey alanı, (m2)
<x= Odanın ortalama istatistiksel yutma katsayısı
olarak tanımlanmışlardır. Kazan ses güç
seviyesi kazan üreticileri tarafından frekans
katsayısı, Si bu malzemelerin yüzey alanıdır.
Çeşitli malzemeler için «i yutma katsayıları literatürde verilmiştir. Özel akustik malzemeler
için
malzemenin
kendi
kataloglarına
bakılmalıdır.
Buna göre bir kazan dairesindeki ses basıncı
düzeyi
kazan
dairesi
büyüklüğüne, kazan dairesi yüzey
malzemesi cinsine ve kazanın
yerleştirilme biçimine bağlıdır.
Yukarıdaki şekilde bu parametrelerin etkisi toplu biçimde
görülmektedir. Bu şekilde dinleyici konumunda ölçülen ses
basınç düzeyi ile kazan ses gücü
düzeyi arasındaki fark (LP-L*). r /
(Qo)1/2 değerine bağlı olarak ve R
parametre
olmak
üzere
verilmiştir. Burada R oda sabiti
olarak bilinir ve
R=S cx/(l-a)
şeklinde tanımlanır.
Buna göre özel akustik yalıtım
yapılmamış kazan dairelerinde
ses
yutulması
çok
<ıxdır.
Kullanılan
normal
inşaat
malzemeleri beton, sıva, fayans,
tuğla duvar yutma özellikleri
açısından birbirine benzer ve bu
malzemelerin yutma katsayıları
çok
düşüktür. Söz
konusu
malzemeler için literatürden
alınan oktav frekans bantlarıııdaki
yutma katsayıları değen Tablo
5'te verilmiştir.
Görüldüğü
gibi
bu
Şekil 4: Kazan dairelerinde ses sönümü
malzemelerin sesin yutulması
yönünde etkileri yok denecek
bandlarında verilmiş olmalıdır.
kadar
azdır. Birinin
yerine
diğerinin
Yön faktörü, Qo kazanın oda içinde yerleşim kullanılması veya kazan dairesinin fayans
şeklini gözönüne alan bir terimdir. Bu faktör kaplanması ses yutumuna fazla etkili değildir.
çeşitli haller için aşağıdaki değerleri alır.
Tam tersine oda yüzeylerinin tamamen böyle
Oda ortasında döşeme üzerindeki kazan için, yansıtıcı yüzeylerle kaplanması halinde bir
Qo=2
çınlama odası elde edilir ki, kazan sesinde hiçbir
Döşeme duvar kesişme bölgesine yerleştir- sönümleme etkisi olmadığı gibi bazı çok rrverilmiş kazan için, Qo=4
berant odalar halinde oda içindeki ses basınç
Köşeye yerleştirilmiş kazan için, Qo=8
düzeyinin, kazan ses güç seviyesinin üzerine
Ortalama olarak oda yutma katsayısı a çıkması bile mümkündür. Bu gibi durumlarda
odanın duvar, döşeme ve tavanlarında belirli yüzeylerin özel yutucu malzemelerle
kullanılan malzemelerin yutma katsayılarından kaplanması
gerekir.
Kazan
dairelerinde
yararlanılarak aşağıdaki ifade ile belirlenir.
kullanılacak bu tip özel yutucu malzemelerin
a = ZSıoci/S
klasik yutucu malzemelere göre farklı özellikBurada oci herbir farklı malzemenin yutma leri olması gerekir. Örneğin bu malzemelerin
8 • TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ Mart-Nisan 1998
Yapı
elemanı
125 Hz
Oktav
Frekans
Bandı
250 Hz
500 Hz
1 kHz
2 kHz
4 kHz
Tuğla üzeri sıva
0.013
0.015
0.02
0.03
0.04
0.05
Beton üzeri sıva
0.012
0.09
0.07
0.05
0.05
0.04
Fayans
0.01
0.01
0.01
0.02
0.02
0.02
Beton
0.01
0.01
0.015
0.02
002
0.02
Ahşap kapı
0.28
0.22
0.17
0.09
0,10
0.11
Pencere
0.35
0.25
0.18
0.12
0.08
Q 04
Akustik fayans
0.04
0.12
0.8
0.98
0.68
0.35
Tablo 5: Çeşitli yapı elemanlarının ses yutma katsayıları
Oktav bandı (Hz)
(U-U)
125
2.2
250
-0.4
500
0.5
100Û_ 2000 l 4000
0.8
0.4
0.5
II..'
Tablo 6: dB cinsinden ses basınç ve güç düzeyleri arasındaki fark (LP-Lw)
yıkanabilir veya kolay temizlenebilir olması
önemli bir noktadır. Diğer aranılan önemli özellik ise yangın dayınımıdır. Şekil 4'ün incelenmesi ile aşağıdaki sonuçlara varılabilir.
1. Eğer odada yeteri kadar yutucu yüzey
varsa, bu pahalı özel yutucu yüzey-miktarını
daha fazla artırmak sönüm etkisini aynı ölçüde
artırmaz.
2. Sönüm etkisi özellikle büyük kazan
daireleri için önemlidir. Küçük kazan
dairelerinde ve kazan yakınlarında direkt etki
dominanttır ve oda yüzeylerinin yutuculuğu
önemini göreceli olarak kaybeder.
Şekil 5: Masif duvarlı biryapfda çeşitli ses geçiş
yolları
Örnek Kazan Dairesi Ses Sönümleme
Hesapları
Yukarıda
anlatılan
genel
model
çerçevesinde, özel olarak tarif edilen bir kazan
dairesi için alternatif duvar, döşeme ve tavan
malzemeleri kullanılması halinde odada meydana gelen sönüm düzeyleri (LP-Lw) oktav bandlarında hesaplanmıştır. Bu amaçla hazırlanan
programa alternatif konstrüksiyonlar girilerek
elde edilen sönüm değerleri "belirlenmiştir.
Duvarları ve döşemesi fayans, tavanı sıvalı
beton olan bir kazan dairesinde (LP-Lw) farkı dB
cinsinden Tablo 6'daki gibidir. Bu tabloda
negatif değerler sönümü, pozitif değerler ise
artırımı ifade etmektedir.
Buna göre tamamen fayans kaplı bir kazan
L.
D —f-
K
j
s
=~0ö
D''
X" '
TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ Mart-Nisan 1998 • 9
dairesinde dinleyici üzerindeki ses basınç
düzeyi kazan ses güç düzeyinin üzerine çıkmaktadır. Yani fayans yüzeyler yansımalarla sesi
kuvvetlendirmektedir. Bu durumda kazan
dairesinde yutucu yüzeyler oluşturmak en
uygun çözümdür.
Burada özellikle dikkat edilmesi gerekli bir
başka önemli nokta kullanılacak yutucu yüzeylerin yutma karakteristikleridir. Genellikle
kazan ses güç düzeyleri düşük frekanslarda yüksektir. Dolayısı ile seçilecek yutucu malzemenin
özellikle düşük frekans bandlarında yutucu
olması gereklidir.
YAPI AKUSTİĞİ
Kazan Dairesinden Komşu Hacimlere Ses
Geçişi
Malzeme ve yapı
j
Masif taş duvarlar
Gözeneksiz ve sıvasız beton
Şekil 5'te ses kaynağının bulunduğu hacimden, komşu hacme ses geçiş yollan görülmektedir. Burada esas ses geçiş yolu Bd ile gösterilen
direkt geçiştir.
Ses kaynağı odadaki Lı ile gösterilen ses
basınç düzeyinin nasıl belirlendiği bu' önceki
bölümde anlatıldı. Burada l numaralı odanın
kazan dairesi olduğu düşünülürse, problem 2
numaralı odada oluşacak L,2 ses basınç
düzeyinin belirlenmesidir. Sesin bir numaralı
odadan 2 numaralı odaya direkt geçmesinde ara
duvarda iki önemli olay söz konusudur. Bunlardan birincisi, sesin yansımasıdır. Duvarın birtarafındaki yüzeyi ne kadar yansıtıcı ise gelen
ses aynı oranda geri döndürülecektir. Ancak bir
önceki bölümde görüldüğü gibi ses kaynağı
Duvar
Kalınlığı Ağırlığı
cm
kg/m2
19
15
12
7
4
430
350
300
Kireçli kum taşı ve
her iki taran sıvalı
her iki tarafı alçı kartonpiyer
24
12
24
! Her biri 17 cm çift kat beton
+ arada 3 cm cam yünü
+ sıvalı duvar
Dolu tuğla ve her iki tarafı
sıvalı
Bimsli beton- dolu taş duvar
sıvasız
Delikli tuğla duvarlar
Delikli tuğla ve
her iki tarafı sıvalı
125
dB
Ses sönüm R değerleri
2000
250 500 1000
dB
dB
dB
dB
39
43
38
34
32
30 '
42
38
33
32
480
260
455
41
38
38
37
660
24
12
55
54
62
5P
47
43
37
37
53
44
39
45
39
40
51
41
57
49
62
57
43
46
43
46
56
64
70
T^
40
34
31
46
40
37
51
54
43
42
48
46
59
54
7
480
260
170
49
12
145
10
10
11
13
20
24
390
210
36
34
42
48
55
56
40
42
46
51
12
170
95
l
61
60
51
43
1
Bims- boşluklu taş ve
her iki tarafı sıvalı
25
17
290
40
42
47
245
33
35
40
Tablo 7: Bazı yapı elamanı duvarların R ses yutuculuğu değerleri.
l O • TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ Mart-Nisan 1998
51
47
56
52
odadaki diğer yüzeylerin
karakterinin büyük önemi
vardır. Diğer yüzeyler
yutucu ise ara duvardan
yansıyan
sesin
tekrar
buraya geri dönme olasılığı
azalacaktır.
İkinci önemli olay ise
ara duvar yüzeyinden giren
ses enerjisinin duvardan
geçişi boyunca sönümlenmesidir. Duvar ne kadar
sönümleyici ise 2 numaralı
odaya daha az ses enerjisi
geçecektir.
Bir başka
deyişle duvarın ses geçiş
direnci ne kadar büyükse
aynı oranda daha az ses
enerjisi diğer odaya geçecektir.
Unutulmaması gereken
2000
<tOOO
SOO
..Frekans. H/
bir önemli nokta ise 2 nolu
odada oluşacak ses basınç
düzeyinin aynı zamanda bu
Şekil 7: Çeşitli tip hücrelerin ses sönümü ve açıklıkların buna etkisi
— o — Klima cihazı, Grup 2 b, ALkA= 16 dB (A)
odanın yüzeyinin yutu- - O - - Brülör hücresi, Plastik ALkA= 16 dB (A)
culuğuna
da
bağlı
olduğudur. Eğer 2 nolu oda
yutucu yüzeyleri içermiyL2 = Komşu odadaki ses basınç düzeyi (dB)
orsa ara duvardan geçen ses enerjisi az bile olsa
S = Ara duvarın komşu oda tarafındaki
bu odada ses basınç düzeyi yüksek olacaktır.
yüzey alanı (m2)
Sonuç olarak; ses basınç düzeyi L ı olan ses
A = Komşu odadaki yutucu yüzey alanı (m2)
kaynağı oda (kazan dairesi) ile komşu oda
gözününe alındığında, komşu odada oluşan ses
A = ZSıOCı olarak daha önceki bölümde
basınç düzeyi L2 için aşağıdaki bağlantı kul- tanımlanmıştı. Bu ifadede görülen R ise duvarın
lanılabilir.
ses sönümleyiciliğini temsil etmektedir. Bu
R= Lı - Lz + 10 loğ S / A (dB)
ifadeden anlaşılabileceği gibi duvarın ses yutuBurada
culuğu frekansa göre değişmektedir.
Lı = Ses kaynağı odadaki ses basınç düzeyi
Tablo 7'de çeşitli duvar elemanlarının ses
(dB)
sönümleme değerleri frekanka bağlı olarak ver-
Şekil 6: Ses Kaynağı mekanilarının hücre içine
alınması
ilmiştir. Tek katmanlı duvarlarda ses sönümü
esas olarak duvar kütlesi ile ilişkilidir. Duvar
kütlesi ne kadar fazla ise sönüm de o kadar fazla
olur. Bunun için ses geçirimsiz duvarların
yoğun malzemeden ve kalın olması gerekir.
Duvarda ses sönümünde ikinci imkan çok katmanlı duvar oluşturmaktır. Burada ses geçiş
yönünde iki katı duvar arasında ses yutucu
malzeme kullanılır. İki katı yüzey arasındaki
mesafe yani cam yünü gibi ses yutucu malzemenin kalınlığı absorbe edilmek istenen sesin
dalga boyu mertebesinde olmalıdır. İki katı
yüzey arasında yansıtılan ses aradaki yutucu
TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ Mart-Nisan 1998 • 11
malzeme taraflından yutulur. Özellikle sönümleyici olması istenen duvarlar çok katmanlı
yapılır, îlk katman yoğun malzemedir. Bu
malzemenin kendi doğal frekansına karşı gelen
frekansta sönüm etkisi çok azdır. Dolayısı ile bu
frekansa karşı gelen dalga boyunda kalınlıkta
ikinci katman hafif ses yutucu malzemedir. Son
katman ise ses yansıtıcı katı bir malzemeden
seçilir. Kalın veya yoğun olması şart değildir.
azalma aşağıdaki üç faktöre bağlıdır.
1. Hücre duvarlarının formuna ve mal/,,;mesine bağlı olan ses sönüm R değeri,
2. Hücre iç yüzeylerinin a absorbsiyon katsayısı,
3. Makina veya cihazın ses spektrumu.
Buna göre hücre içine alarak ses basınç
düzeyinde meydana gelen azalma
AL = Lwi - Lw2 = R - 10 loğ l/a (dB)
CİHAZLARIN HÜCRE İÇİNE ALINMASI
Ses yayan cihazlar akustik bir hücre içine
alınarak,
fonksiyonları
etkilenmeden
sessizleştirilebilirler. Bununla ilgili prensip
şeması Şekil 6'da görülmektedir.
Hücre içindeki Lwi ses basınç düzeyi ile
dışındaki Lw2 ses basınç düzeyi arasındaki
Alman standartlarında (VDI 2711) akustik
hücre konstrüksiyonlan Şekil 7'de görüldüğü
gibi olmak üzere üç grupta sınıflandırılır.
Hücrenin ses yutuculuğunda içteki yutucu mantonun büyük bir etkisi vardır.
Yukarıdaki denkleme göre beklenen R hücre
etkisi değerine ulaşabilmesi hücre duvarının
konstrüksiyonunda aşağıdaki konuların yerine
.
1r^>
i
[£
"~
^•"•^ — '
-^II~Iljx
x
'
i
• !
/
Talep
grupları
Hücre
konstrüksiyonu
1
Ses sonümleyici
manto
Ses yutucu
kaplamasız tek
kat hücre
Ses yutucu kaplamalı
tek kat hücre (B tipi)
ila
ıib
İİC
Ula
ııib
Ses yutucu
kaplamalı iki katlı
hücre (A tipi)
'Tfcfiif^
J
i •«s» 1İT" "
/
1
Hücre
duvarlarının
yüzey yoğunluğu
kg/m2
5. ..6
5 ..15
/
\
4
6
^
7
Sızdırmazlık
ve
müsade
edilen
açıklık büyüklüğü %
Yapı yolu ile geçen ses
yalıtımı (genellikle
gereklidir ve uygulama
biçimine bağlıdır
A-ses düzey;
düşümü
Crt d8(Aj
Toplam açıklık
<.%10
Toplam açıklık
Yok
3
<%5
5. ..15
Toplam açıklık
20... 25
Toplam açıklık
<0. 1
Toplam aç klik
<.0.01
Her kat 5.. .10
veya bütün olarak
yaklaşık 100
Her kat 10.. 15
veya toplam
yakl. 400
<%5
Sızmalar mümkün
olan en iyi
biçimde önlenmiş
Titreşim yalıtımsız veya
ses kaynağı tek ka!
elastik ayaklara oturuyor
Tek kat elastik ayaklar
elastik malzeme ile yalıtılmış.
' hücre sızdırmaz ve yalıtımlı
biçimde yapıya bağlanmış
llb gibi. titreşim sonümleyici
Çift elastik yataklama veya tek
elastik ayak artı yalıtılmış kaide.
hücre sızdırmaz ve yalıtımlı
biçimde yapıya bağlanmış
illa gibi
Tablo 8: Farklı hücre elemanlarında ses düzeyi düşümü
12 • TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ Mart-Nisan 1998
10
5.. '5
!
i
| 7 . 25
10 . 30
20 . 40
30 . 50
j
31 5
3
Şekil 8: Bir elektrik motoru Labirent hava giriş
çıkış açıklıkları
getirilmesi ile mümkündür.
• Hücre cihazı her tarafından gerekli
sızdırmazlığı sağlayacak biçimde bohçalanmış
olmalıdır. En küçük sızıntı hücre etkisini önemli
ölçüde azaltır.
• Hücrenin kendisi yeterli gövde ses sönüm
değerine sahip olmalıdır.
• Hücre yapıya ses geçimini önleyecek
yalıtkanlarla bağlanmalıdır.
Yukarıda tarif edelin çeşitli hücre konstrüksiyonlannın yarattığı ses basınç düşümü Tablo
8'de verilmiştir. Bu tablonun incelenmesinden
aşağıdaki sonuçlar çıkarılabilir.
l. Hücrenin sızdırmazhğma bağlı olarak tek
katmanlı yapılarda %0.5 sızdırmazlığa kadar
(hücre dış yüzeyine kadar tariflenmiş), en fazla
25 dBA ses basınç düşümü eldesi hedeflenir. Bu
J
Şekil 9: Reaktif susturucu örnekleri
şekildeki duvar konstrüksiyonları tipik olarak
klima cihazları için kullanılır. Bu konstrüksiyonlarda sızdırmazlığı %0.5 değerinin altına
indirmek zor olduğundan 25 dBA değerinin
üzerinde sönüm elde edilemez. Pratikteki uygulamalarda elde edilen sonuçlar 15-20 dBA mertebelerindedir. Şekil 7'de 2b sınıfı bir klima
cihazı hücresinin yarattığı sönümün ölçüm
sonuçları görülmektedir.
Brülör hücrelerinde gerekli olan hava
giriş
açıklıkları
nedeniyle,
hücre
sızdırmazlığı göreceli olarak daha kötüdür.
Buna bağlı olarak ses sönüm verimi daha
yüksek olan hücreler kullanılmalıdır. Yine
Şekil 7'de plastik bir brülör hücresi ölçüm
sonuçları görülmektedir. Bu hücrelerde
Şekil 8'de gösterilen benzer labirent hava
giriş yolları yaratmak suretiyle sönümü
iyileştirmek gerekmektedir.
2. Hücre duvarlarının ses geçirimsizliği
açısından ağır malzemeden olması hücrenin
yapıya oturduğu noktalarda yapıya ses iletmeyecek yalıtım önlemlerinin alınmış
olması, hücre gövdesinin kendisinin
titreşmeyecek şekilde rijit olması diğer
önemli konulardır. Hücre konstrüksiyonunda bunlara dikkat edilmelidir.
SUSTURUCULAR
Akustik susturucular gaz akış yollarında
ilerleyen ses dalgalarının sönümlenmesi amacı
ile kullanılırlar. Pratikte kullanılan susturucuları, yutuculu (disipatif) ve reaktif olarak
iki grupta toplamak mümkündür.
• Disipatif susturucular ses yutucu
malzeme ile kaplanmış akış kanallarından
oluşur.
• Reaktif susturucular ise yutucu içermeyen bir veya birden fazla elemandan
oluşur. Birden fazla sayıda eleman
bulunduğunda bu elemanlar paralel veya
seri bağlanabilir. Tipik reaktif susturucu
elemanları olarak ani genişleme odaları,
yan-kol (Helmholtz) rezonetörleri ve perfore (delikli) borular sayılabilir (Bakınız
Şekil 9)
Dispatif susturucularda adından da
anlaşılabileceği gibi akustik enerji dispasyonla ısıya dönüştürülür. Ses dalgaları
yutucu malzemeye çarptıklarında burada
sönümlenirler, buna karşılık reaktif susturucularda temel işlev ses dalgalarını
kaynağa doğru geri yansıtmaktır. Bu
TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ Mart-Nisan 1998 • 13
yansıtma sırasındaki kayıplar önemsizdir.
Akustik enerjinin sönümlenmesi iç yansımalar
sonucu uzayan akış yolu ve kaynaktaki yutulma
sayesinde gerçekleşir. Bu tip susturucuların performansı kaynak ve terminal tarafının
empedanslarına büyük ölçüde bağlıdır. Bu
nedenle, bu tip susturucuların sistemde
yerleştirilecekleri nokta kritik bir öneme sahiptir.
Burada;
A = Sönüm (dB/m)
P = Akış kesintisinin çevresi (m)
S = Akış kesit alanı (m2)
a = frekans bandında verilmiş yutucu malzemenin absorbsiyon katsayısıdır.
Disipatif Susturucular
Disipatif susturucular daha çok yüksek
frekanslarda etkindirler. Bu tip susturucularda
belirli sınırlayıcı şartların yerine getirilmesi
halinde meydana getirilebilecek sönüm Sabin
tarafından ortaya atılan aşağıdaki ifade ile
yaklaşık olarak hesaplanabilir.
Bu tip susturucularda susturucu boyu on az
geçiş kanal ölçüsünün 2 katı uzunlukta
olmalıdır. Gaz akış hızları 20 m/s değerinin
üzerinde olmamalı ve akışın kendisi ses kaynağı
olmamalıdır. En önemlisi de özellikle yüksek
frekanslardaki ses dalgalanmn yutucu mal/eme
üzerine çarpmadan doğrudan geçebilme şansını
A = 1.05-
T L " l O loğ (l T l/4fm -irsin-' ü) dB
CJ
Basıl genleşme i'il.ısı i;.ır;ıklcrısıı jı
Yan:
*cn
Alan S ı
uzunluk /.s—-
-Al:m -Si <
Çap
Çap
di
</» >
HJCİIH
= Sh/Lh' . UV s ı b ı
Fr ~
C = ses lıı/ı
'" Basil Helınlıoll/ rc/on;ı!öni knrnkıcristıâi
Şekil 10: Reaktif susturuculann performans karakteristikleri
14 •TESİSATMÜHENDİSLİĞİMart-Nisan 1998
önleyebilecek şekilde geçiş kanalları ölçülerinin
küçük tutulmasıdır. Geçiş kanalı ölçüsü söz
konusu frekanstaki dalga boyunun 7 mislinden
büyük olmamalıdır. Bu şartın yerine getirilebilmesi için bazı ticari susturucularda gaz
geçiş yolları dalgalı yapılmaktadır.
Bu tip susturucuların seçiminde ticari ürün
teknik bilgi föylerinden yararlanılabilir. İstenilen sönümü yaratacak susturucu bu kataloglardan belirlenebilir. Disipatif susturucu tasarımı
yukarıdaki benzeri formüller veya hazır diyagramlar yardımı ile yapılabilirse de, sonuçtaki
ürünün yarattığı sönüm mutlaka deneylerle
ölçülmeli ve ticari kataloglarda bu ölçülen
değerlere yer verilmelidir. Disipatif susturucuların en önemli tasarım parametrelerinden biri
de yarattıkları akış direncidir. Özellikle kazan
duman yollarına yerleştirilen bu tip susturucuların yarattığı ilave direnç mutlaka dikkate
alınmalı ve kazan çalışmasında bir problem
oluşmaması garanti edilmelidir. Sözü edilen
kataloglarda her susturucunun yarattığı akış
direnci de verilir.
tçten akustik kaplı kanallar, dirsekler ve
plenumlar da bir nevi disipatif susturucu olarak
görev yaparlar. (Plenumlar aynı zamanda reaktif
susturcu fonksiyonuna da sahiptirler). Ancak bu
tip uygulamalar daha çok klima ve
havalandırma tesisatında geçerlidir. Bu nedenle
bu konu üzerinde durulmayacaktır.
Reaktif Susturucular
Reaktif susturucular, disiptaif susturucuların
en etkin olamadığı düşük frekans uygulamalarında ve yutucu malzemenin dayanmadığı
uygulamalarda kullanılırlar. Buradan eğer
mümkünse,
disipatif
susturucuların
kullanılması, ancak bu tip susturucuların kullanılamadığı veya etkisiz kaldıkları hallerde
reaktif susturucuların düşünülmesi sonucuna
varılabilir. Reaktif susturucuların tasarımı güç
ve karmaşıktır. Deneysel verilere dayanır.
Başarılı olunabilmesi için pek çok faktörün
dikkate alınması gerekir. Bu tip susturucuların
seçimi ve kullanımı mutlaka uzmanlık gerektirir. Reaktif susturucuların yarattığı ses düşümü
etkisi frekansla ve sistemde yerleştrildikleri
nokta ile çok büyük ölçüde değişir. Halbuki
disipatif susturucular frekansa göre daha üniform ve tahmin edilebilir sönüm karakterlidir ve
yerleştirildikleri noktanın etkisi yoktur. Reaktif
susturucuların tipik kullanma yeri örnekleri otomobil egzost susturucuları, generatör susturucuları ve endüstriyel proseslerde kullanılan susturuculardır.
En çok kullanılan reaktif elemanlar
genişleme odaları ve yan-kol (Helmholtz)
rezonatörleridir. bu iki temel eleman performans verileri Şekil 10a ve b'de görülmektedir.
Şekil lOa'da basit genleşme odası performansı
görülmektedir, burada frekansa bağlı olarak sus-
Şekil 11: Bir kazan dairesinden hava ve yapı vasıtasıyla ses geçiş yolları
TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ Mart-Nisan 1998115
turucuya gelen ses ile çıkan ses şiddetleri oranı
olan ses geçirgenlik kaybı, TL değerleri verilmiştir. Susturucunun yaratmış olduğu kaybın
belirli frekanslarda maksimum ve belirli
frekanslarda
sıfır
olduğu
görülmektedir.
Aynışekilde Helmholtz rezonatöründe de
sönümün belirli bir frekansta keskin bir şekilde
maksimuma ulaştığı görülmektedir. Dolayısı ile
reaktif susturucular eğer sönümlenmeli; istenen
tek bir frekans değeri varsa, buna göre boyutlandırılarak kullanılır. Eğer daha geniş bir
frekans aralığında sönüm isteniyorsa, bu elemanlar seri ve paralel bağlanarak belirli karakterde sönüm yaratılmaya çalışılır.
Kazan
dairelerinde
baca
bağlantı
kanallarında pratikte disipatif tip susturucular
kullanılmakla birlikte, özel problemlerin
çözümü
için
reaktif
susturucular
da
kullanılabilir. Ancak böyle bir uygulamada
uzman bir tasarımcıya ve detaylı akustik ölçümlere ihtiyaç vardır.
ISITMA TESİSATINDA SES PROBLEMİ
Isıtma tesisatında ses problemi esas olarak
kazan dairesi kaynaklıdır. Burada asıl problem
bir tek ürünle uğraşmamaktan doğmaktadır. Her
ne kadar ana ses kaynağı kazan gibi görülse de
ortada bir sistem vardır ve bu sistemin eleman-
lan tek tek farklı üreticilerin ürünüdür. Bıülör,
kazan, baca ve baca bağlantıları üreticileri veya
yapımcıları farklıdır. Elemanların birbirleriyle
bağlantısında çok sayıda kombinasyon ortaya
çıkmaktadır. Isıtma sisteminde ses probleminin
bir tek sorumlusu yoktur. Sonuçta problemin
çözümü, yapıyı ve tek tek elemanların birb:ıri ile
uyuşumunu birlikte ele almaktır.
Bir kazan dairesindeki gürültü iletişimi hava
yolu ile ve yapı yolu ile olur. Şekil 11 'de bir
kazan dairesinden çeşitli yollarla olan gürültü
iletimi gösterilmiştir.
Burada kazan dairesindeki ses, kazan
dairesinden komşu hacimlere hava yolu ile
ileten ses ve baca yolu ile komşu hacimlere
iletilen ses üzerinde durulacaktır. Yapı yolu ile
iletilen ses ve titreşim konusuna hiç girilmeyecektir. Sadece sıcak su borularının genleşmesi
sonucu oluşan ve yapı yolu ile iletilen ses
üzerinde duruluacaktır.
Kazan dairelerinde gürültü düzeyi DÎN
4109'a göre konutlarda 85 dB (A) değerini
aşmamalıdır. Bu konudaki önlemler ve: kazan
dairelerinde gürültü düzeyi hesabı ile ilgili
bölümlerde verilmiştir.
KAZAN - BRÜLÖR UYUMU
Bir kazan sisteminde ortaya çıkan gürültü
kazan-brülör kombinasyonu tarafından belirlenir. Kazan tek başına ses kaynağı
değildir. Gürültü brülörün çalışmasından,
oluşan yanmadan ve yanma ürünlerinin
duman
yollarındaki akışından kaynaklanır.
ÎOO
Bir sıcak su kazanında ana ses kaynakları:
a) briilör sesi,
b) yanma odasındaki yanma sesi,
c) yanmanın ocak sonrası gaz akış yollarındaki yapı ile akuple olmasından doğan
ses olarak sayılabilir.
Briilör sesi karakterini esas olarak motor
devir sayısı, fan kanat sayısı ve pompa dişli
sayıları belirler. Örneğin motor devir sayısı
70
2800
d/d ve fan kanat sayısı 36 olduğunda
__ ._ _30C .... _400
briilör
için dominant frekans (2800 .36/60
Kullanılan briilör gücü , kw
= 1700 Hz) civarındadır.
Yanma odasındaki yanma sesi yanma
odası
boyutları, yakıt cinsi, tüıbülans
Şekil 12: Hücrcsiz modülasyonlu doğalgaz brülörü
boyutları
ve seviyesi ile karışma biçimine
kullanıldığında, farklı briilör - kazan kombinasyonu ekleri
bağlıdır.
Bu
ses daha çok düşük frekans
•
• l no'lu kazanda l no'lu briilör
•
• 2 no'lu kazanda l no'lu briilör
karakterli uğultu biçiminde (roaring) kenA —•— A 2 no'lu kazanda 2 no'lu briilör
disini duyurmaktadır.
— •••— 2 no'lu kazanda 3 no'lu briilör
Üçüncü tip ses ise tamamen gaz yollan,
16 • TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ Mart-Nisan 1998
ve doğa frekansları ile ilgilidir.
1. Yanmada oluşan belirli kararsızlıkların bu
doğal frekansları tahrik etmesiyle ortaya
çıkabilir. Bu
ses
belirli
karakteristik
frekanslarda pikler şeklinde kendini gösterir ve
çoğu zaman özel koşullar altında oluşur.
2. Baca ve baca bağlantılarındaki yüksek
direnç ve hızlar dolayısı ile yanmanın etkilenmesi ve akışta oluşan rahatsızlıklar nedeniyle
ortaya çıkabilir. Bu rahatsızlıkların baca doğal
frekanslarını
tahrik etmesi
ile
düşük
frekanslarda kuvvetli pikler meydana gelir.
Bütün bu gürültü aslında en iyi kaynakta
yani kazan - brülör uyumu ile, tekniğine uygun
baca şartı ile azaltılabilir. Ancak yukarıda ifade
edildiği gibi olayı etkileyen pek çok faktör
vardır. Dolayısı ile tamamen teorik olarak doğru
çözümleri üretmek mümkün değildir. Bu
konuda daha ziyade ampirik çözümler öne
çıkmaktadır. Örnek olarak Şekil 12'de yapılan
bir dizi deneyin belirli sonuçları verilmiştir.
Farklı üflemeli gaz brülörleri ile farklı sıcaksu
kazanları birlikte çalıştırılarak belirli güç
aralalıklarında oluşan ses - güç seviyeleri
ölçülmüştür, bu deney sonuçları yanlış brülör
seçilmesi durumunda bir kazan imalatçısını ne
gibi güçlüklerin beklediğini açıkça ortaya koymaktadır. Aynı kazanda kullanılan üç farklı
brülörun çok farklı ses gücü düzeyi oluşturdukları görülmektedir.
BRÜLÖR AYARI
Yukarıda ifade edildiği gibi brülörun kendisinin oluşturduğu mekanik ses, motor, yataklar, fan ve pompadan kaynaklanır ve hava ve
gövde yolu ile yayılır. Ama asıl dengesiz
üflemeden kaynaklanan ses önemlidir. Yakıt
pompalan filtre ve pompa gövdesinde hafif
tortu birikimi ile çalıştığında, istenmeyen
gürültü gelişir.
Akış sesi brülör gövdesi ile fan çarkı
arasındaki hava akışındaki düzensizliklere
bağlıdır. Burada fanın konstrüksiyonu, akışkanlar mekaniği açısından en uygun kanat profili
yapılıp yapılmadığı çok önemlidir. Aynı şekilde
brülörun yanma odasına bağlantısı önemlidir.
Uygun olmayan hava regülatörleri ve klapeleri
ses kaynağıdır. Emme tarafındaki kuvvetli
kısılmalar ve buna bağlı dar kesitlerdeki yüksek
hava hızları, brülörden ıslık sesi gelmesine
neden olur.
Brülör fanının basınç tarafında ocak kombinasyonunda türbülatör, elektrotlar, yakıt boru-
ları veya alev gözleyici kontrol elemanları gibi
direnç yaratan elemanlar hava akımında
kuvvetli girdaplara (vortex) neden olurlar ve bu
da her seferinde gürültü oluşumu ile sonuçlanır.
Eğer motor veya fandan kaynaklanan bir akış
bozukluğu özel bir doğal frekansı tahrik ederse,
üfleme doğrudan gürültü de üretebilir.
Mekanik gürültü sadece üflemeli brülörler
için geçerlidir. Buna karşılık akış sesi sıvı veya
gaz yakıt üflemeli brülörler olduğu kadar,
atmosferik gaz brülörleri için de söz konusudur.
Gaz veya sıvı yakıtlı bir yakma sisteminde
ilk devreye girişte yakıtın tutuşması sırasında
yanma odasında önemli bir ivmelenme ve
basınç artışı oluşur. Bu ilk yanma ve tutuşma
olayları sırasında ses düzeyi normal yanma ses
düzeyinin yaklaşık 10 dB(A) kadar üzerine
çıkar. Ani basınç yükselmesine bağlı olarak
aynı zamanda kazanın başka bölümlerinde de,
örneğin ateşleme klapeleri, temizleme kapakları, patlama kapaklan saç dış kılıflarda gürültü
oluşur. İlk ateşleme gürültülerinin azaltılması
için hava fazlalık sayısının azaltılması ateşleme
elektrot aralıklarının değiştirilmesi, yakıt
püskürtme karakterlerinin değiştirilmesi (meme
çapı, meme açısı veya püskürtme formu
değişimi), yakıt pompası basıncının ayarlanması
öngörülebilir. Doğal olarak kademeli yanma bu
yöndeki en uygun önlemlerden biridir.
Bütün üflemeli sıvı ve gaz yakıt brülörleri
için ses yutucu brülör hücreleri kullanmak,
brülör gürültüsüne karşı pratikte alınabilecek en
iyi önlemlerden biridir. Ancak eğer brülörde
geniş ölçüde bir ses sönümü elde edilmek
isteniyorsa, her seferinde bütün brülörü kapatacak bir hücreyle uğraşmak gerekecektir.
Bu brülör hücresi kazana veya kazan üreticisine uygun olmalıdır. Zira farklı her kazan için
farklı boyutlarda özel hücre gerekir. Dolayısı ile
bu hücreler brülör üreticisinden çok kazan üreticisinin ilgi alanına girer. Buna karşılık ses
sönümü tamamen brülör donanımına bağlıdır.
Örneğin yutucu uygulanmış brülörde, önlem
alınmazsa ses brülör bağlantısından ve yansıma
ile kazan dış kabuğuna geçerek buradan odaya
yansıyabilir.
Brülör hücreleri, tamamen hava sızdırmaz
olmalıdır. Ses köprüleri kesinlikle önlenmiş
olmalıdır. Özellikle bağlantılar, örneğin hücre
ile kazan birleşmeleri tamamen sızdırmaz ve
yutucu olmalıdır. Gaz yakıt brülörlerinde gaz
borularının geçişlerinin sızdırmazlığının sağlanması güçlükler yaratır.
TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ Mart-Nison 1998 • 17
Şekil 13: Her türlü gürültü ve titreşim önleminin alındığı örnek kazan sistemi
1. Brülör hücresi 2. Baca bağlantısı kompansatörü 3. Baca susturucusu 4. Titreşim yalıtıcıları
5. Sıcak su borulan komprosatörleri 6. Titreşim yalıtımlı boru elemanları 7. Havalandırma açıklıklarında susturucu!;İT.
İyi bir brülör hücresinde kullanılan malzemenin cinsi, formu, kalınlığı ve sağlanan
sızdırmazlığa bağlı olarak gerçekleştirebilecek
ses düzey düşümü 7-15 dB arasındadır. Yakma
havası temini için gerekli açıklıklarda meydana
getirilecek bir azaltma ve iyileştirme, ses
düşümüne ilave olarak 10 kez daha azaltılabilir
yani ilave 10 dB kadar bir indirim daha sağlanabilir. Buna karşılık bu daraltma hava akış
direncini arttırır ve gerekli fan emiş gücü
ihtiyacı artar. Bununla ilgili sonuçlara katlanmak gerekir.
Brülör hücreleri aynı zamanda yangına karşı
dayanıklı yani yanmaz olmalıdır. Sıvı yakıt
yakıldığında sıvı yakıt ve nem emme kabiliyeti
olmaması temizlik ve yangın emniyet açısından
önemlidir.
Bir başka önemli nokta ise hücre yerleşmesi
için kazan önünde yeterli yerin bulunmasıdır.
Gerekli bakım vs. için hücre kolayca çekilebilmeli ve bununla ilgili yeterli yer bulunmalıdır.
Bir brülör hücresi kullanımına karar verilmeden önce, bir değerlendirme yapılıp, buna gerek
olup olmadığı ve hangi ölçüde gürültü düzeyi
düşümü istendiği belirlenmelidir. Brülörden
hava yolu ile kazan dairesinin dikkate alınan
yüzeylerine önemli ölçüde gürültü yayımı söz
konusu ise hücre yararlı ve gereklidir. Buna
karşılık komşu hacimlere yapı yolu ile gürültü
18 • TESiSAT MÜHENDİSLİĞİ Mart-Nisan 1998
iletimi söz konusu ise bir brülör hücresi kullanımının problemin çözümüne yararı yoktur.
KAZAN
Daha önce de ifade edildiği gibi, yanlış
olarak kazanlar gürültü kaynağı olarak bilinirler. Aslında akustik olarak kazanlar gürültü
kaynağı değildir. Fakat rezonans ortamı
oluşturabilirler ve böylece brülörün çalışması ve
yanma yoluyla oluşan belirli frekanstaki dalgalar burada kuvvetlendirilebilirler. Kazandan
gelen gürültünün esas kaynağı birinci derecede
ocaktaki yanma reaksiyonudur.
Yanlış regüle edilen veya kötü kurulan
kazanlarda oluşan uygun olmayan kazan iç akış
gürültüsü veya ikincil gürültüler istisnai durumlardır. Burada tekniğine uygun sistemler
gözönüne alınacaktır.
Yanma fiziko kimyasal bir tepkimedir ve
kaçınılmaz olarak gürültü içerir. Reaksiyon bölgesinde alevde ısı enerjisi ve akustik enerji yani
ses dalgalan açığa çıkar. Bu ses kazan bo> unca
taşınır ve kazan dış yüzeylerinden kazan dairesine gürültü olarak yayılır. Bu kazan dairesine
yayılan gürültü az veya çok hava yoluyla
buradan komşu hacimlere geçreken, aynı zaman
da yapı yolu ile de yayılır.
Günümüz sıvı ve gaz yakıt yakıcılarında
reaksiyon sonunda türbülanslı alev oluşur,
böylece hava ve yakıtın mükemmel karasum ve
durumlarda brülör değişikliği yapmak, farklı
üfleme yapan dolayısı ile çalışma noktası farklı
bir brülör kullanmak gerekebilir.
göreceli olarak küçük bir hacimde tam yanması
mümkün olur. Bu şekildeki yoğun yanma biçimi
aynı zamanda gürültü düzeyini de arttırır.
Yanma odası ve kazan kaynaklı gürültünün
sönümünde en akıllıca yöntem yanmanın
tamamını bir bütün olarak ele almak yerine
bunu ikiye ayırmaktır. Olayın primer tarafında
brülör vardır sekonder tarafında da ısıtma ve
duman yollan bulunmaktadır.
Rezonans oluşumu halinde yanma sesi
şiddetlenir. Rezonans olayına yanma odasında
basınç dalgalanmaları eşlik eder ve (pulsating)
titreşen bir alev oluşur. Pulsasyon uygun
olmayan bir durumdur ve akustik olarak çok
yüksek ses düzeylerine ulaşılır. Pulsasyon
gürültüsünün görülmesi ancak brülör yanma
odası ve sonrasındaki gaz yollarının, uygun bir
biçimde arka arkaya denk düşmesi ile
mümkündür. Özellikle brülör sisteminin düzeni,
böyle bir tehlikenin ortaya çıkması açısından
çok önemlidir.
Pulsasyon brülör modifikasyonu ile örneğin
ateşleme elektrot aralığının değiştirilmesi veya
püskürtme
karakteristiğinin
değiştirilmesi
(meme büyüklüğü, açısı veya pompa basıncı
değiştirilerek) yardımı ile önlenebilir. Ekstrem
roo
|
90
İ
!
i
L i^fc
so
'&
70
"°
O
60
N
:3
i
_.^|
î
.._._,
i
\'
2f
T3
DUMAN YOLLARI
Yanma odasında ve ısıtma yüzeylerinde
gelişen
gürültü
kendisini
kazan
baca
bağlantısında ve bacada gösterir. Bu ses baca ve
baca bağlantı kanalı dış yüzeylerinden hava
yolu ile yayılır. Bu ses aynen otomobillerde
olduğu gibi, kazan çıkışında baca bağlantısına
yerleştirilecek bir susturucu ile sönümlenerek,
bacaya taşınması önlenebilir.
Baca susturucuları ses absorbsyionu
(yutumu) esasına göre çalışır ve kazan serilerine
paralel olarak üretilir. Her özel kazan tipi için
ona uygun bir susturucu dizayn etmek gerekir.
Aynı zamanda deneysel olarak da susturucunun
test edilerek uygunluğu görülmelidir. Susturucular silindirik veya kübik formda olabilir. Bir
temizleme kapağı yardımı ile temizlenebilir
olmalıdırlar. Ayrıca özellikle doğalgaz yakıtlı
sistemlerde kondensasyona karşı, drenaj imkanı
düşünülmelidir. Bağlantılarında
titreşim
yalıtıcılı flanş kullanılarak veya tamamen esnek
bağlantı (kompansatör) ile yukarıdan asarak,
O>
«
50
>
40
r^f/
ı
ı ~f i» ]
i ./!/ i
;
/
ı
^- _-
'
ı
l
32
î
'
i
ı
63
l
;
125
250
ı
ı
]"^ "1
^S^
iı
s
/ ! --! - j —
| 30
r6
r /]
\
i
:
|
!
l
;
i
500
1000
2000
4000
!
8000 16000
Frekans Hz
..._ Sadece brülör fanı çalışması UV.A = 86 dB(A)
-.— Alev olusumlu brülör çalışması LJVA = 94
' •"•"*"• Sadece duman vollarmda aaz akısı Lw* = 69 dB(A)
——— Gaz akışı ve alevle birlikte tam brülör çalışması LwA = 90 dB(A)
Şekil 14: Bir kazan üzerinde laboratuarda ölçülen brülör ve gaz akış gürültüleri
TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ Mart-Nisan 19981 19
m
•D
90
0?
80
N
0-
C/1
(0
.Q
'
;
'
i
!
'
!
j
:
!
,
i
j
,
70
İ
!
_
\
''V
-^^
j /..,.,j
X i
i
__
!
' r
e
'
"30
İ=
j^
!
ı —r
-aç
^—
'g
£
60
2
40
<
30
O
— j
^_x;
VI
ca
!
'
20
-..-'\ //i I-U
^
1
15
1
-Nj/-<
,
32
63
)25
ı
-i|- —J j
;
250
'
500
1
X_
'
lS.
!! s >!
-i»o
i
N.
i
ı
i
i
i .....JSsJ . ...:i 5
f 000 2000
1
;
,
1
;
*
4000 8000 16000
Frekans Hz
_____ Baca $usi'..:.ruc'jsü oirtıai<sızı<ı
— — — ~_- Baca susturucusu varken
— .— . Susturucudaki sonum
Şekil 15: Örnek baca susturucusu sönüm deneyi sonuçları
Şekil 13'deki gibi monte edilebilir. Baca susturucuları 10 ile 50 Pa mertebelerinde bir basınç
kaybına neden olurlar. Bu durumun baca
hesabında veya brülör fanı seçiminde veya zorlanmış çekişte aspiratör hesabında göz önüne
alınması gerekir.
VDI 2715 esaslarına göre 100 kW gücün
altında bir titreşim yalıtımı gerekli değildir.
Buna rağmen problemler çıkabilir. Bu özellikle
kazan baca sistemi, doğal frekansı 15-40 Hz
arasında bulunan bir titreşim
sistemi
oluşturduğunda geçerlidir. Duman yolu ne
kadar uzunsa ve baca ne kadar yüksekse, doğal
frekans aynı oranda düşüktür. Sistemin doğal
frekansı yaklaşık olarak,
c
/~Â~
fo = -
v.h
ifadesi ile bulunabilir. Burada,
c = (m/s) olarak duman gaz içindeki ses
hızıdır c = V386.TA alınabilir.
TA= (K) gazın çıkışı ile baca ağzı arasındaki
ortalama mutlak baca gazı sıcaklığıdır.
A = (m2) baca kesiti
V = (m3) yanma odası hacmi
h = (m) bağlantı kanalı dahil baca yük20 • TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ Mart-Niscn 1998
l
sekliğidir.
5 Hz bölgesinde ise ses dalgalanmaları
kazana monte edilen ekipmanlar ve duman gazı
kanallarında kuvvetli mekanik titreşimlere
neden olur.
Bunun dışında yanma odasının doğal
frekansı tahrik edilebilir. Bu durumda yanma
odası içinde durağan dalga oluşur ve bu aynı
zamanda duyulan en pes kazan sesine karşı
gelir.
Bu gibi durumlarda baca susturucusu, bunun
ön ve arka bağlantılarında kompansatorler
(Şekil 13'teki gibi) kullanılması, vaziyeti her
zaman istenen biçimde düzeltmez. Bunun yerine öncelikle aşağıdakileri yapmak daha iyidir.
• Ya baca yüksekliğini ve baca bağlantı
kanalı uzunluğunu değiştirmek.
• Veya kazan-baca-sistem tahrikinin nedenlerini araştırmak gerekir. Örneğin ocağa hava
veya gaz besleme biçimi tahrikin nedeni olabilir. Gaz akışında oluşan bir Karman girdap
yolu yanma odasındaki durağan dalganın nedeni
olabilir.
Bir baca susturucusunun gerekliliği proje
aşamasında ortaya konamaz. Kazan üretic ileri
Oktav bandı
63
125
250
500
1000
2000
4000
8000
A-Ağırlıkiı toplam
ses düzeyi
Ses basınç düzeyi (dB)
1. Hal
80,9
82,0
77,9
60,0
45,7
43,5
45,9
38,7
Ses basınç düzeyi (dB)
2. Hal
73,4
77,5
75.7
60,5
47,4
48,6
j
50,7
|
42,7
73,1 (dBA)
67,5 (dBA)
Tablo 9: Örnek ölçüm sonucu
kendi kazanları için bacadaki ses gücü düzeyini
vermezler. Bu önceden görülmeyen pek çok
faktöre bağlıdır. Montajın son aşaması bitip,
kesin durum ortaya çıkmadan ses düzeyine pek
çok ilave olabilir. Şekil 14'de görüldüğü gibi
ilginç değerler ortaya çıkabilir. Bir kazanın
brülör - baca gürültüsü laboratuar test
sonuçlarının görüldüğü bu şekilde brülör ve
kazan kombinasyonu, toplam ses gücü, tek tek
bileşenlerin ses güçlerinden çok farklı karakterdedir. Bu nedenle baştan baca susturucu konulması öngörülmez.
Ancak kazan yerleşimi, kanal ve baca boyutları bu bölümde verilen sistem doğal frekansını
uygun değerlere çekmek üzere planlanabilir.
Kural
olarak
yutucu
tip
baca
susturucularında 10-15 dB (A) ses düzeyi
düşümü hedeflenir. Ancak düşük frekanslı
sesler bu tip susturucularda daha az sönümlendiğinden daha yüksek kalırlar. Şekil 15'te
susturucu olmadan ve susturucu takıldıktan
sonra 1/1 oktav bandlannda A ağırlıklı ses
basıma düzeyleri verilmiştir. Aynı şekil
üzerinde susturucunun sönüm etkisi de, şeklin
sağından okunmak üzere, işaretlenmiştir.
Burada A-ağırlıklı ses düzeylerinde daha önce
anlatıldığı gibi özellikle düşük frekanslarda
fazla olmak üzere (örneğin 31.5 Hz'de - 39 dB)
indirim yapıldığı unutulmamalıdır. Doğal olarak
susturucu konstürüksiyonuna bağlı olarak
sönüm karakteri farklı olacaktır.
Duman yolları ve baca üzerinden komşu
hacimlere ses geçişi olur. Burada kanalların
bacaya bağlantısı ve bacanın duvarlara
bağlantısı, döşeme ve çatı geçişleri ve baca
şapkasının önemi vardır. Büyük kazanlar bir
kaideye oturmalıdır. Kazanın kaideye oturmasında titreşim ve ses yalıtımı kullanılmalıdır.
Bacanın dıştan akustik yalıtımı özellikle havalandırma boşluklarından veya yaşanan hacimlere komşu şaftlardan geçen bacalarda büyük
önem taşır. Bacanın sadece cam yünü ile
sarılması bir akustik yatılım değildir. Bunun
tekniğine uygun yapılması gerekir.
Bütün alınan önlemlerde ses köprülerine
özellikle dikkat edilmelidir. Örneğin baca
bağlantı kanalı ile baca bağlantısında bir ses
sönümleyici kullanılmalıdır.
Ayrıca unutulmaması gereken bir başka
husus, tekniğine uygun olarak yapılmış, iyi
dizayn edilmiş sistemlerin ses açısından da
sorun yaratma ihtimalinin az olmasıdır. Bir
kazan eğer uygun çapta, uygun eğimde ve
uygun uzunlukta yalıtımlı bir kanalla;
mümkünse dirsek kullanmaksızın bacaya
bağlanırsa, baca çapı ve yapısı yeterli ve standartlara uygun ise, kazana uygun bir brülör
seçilmeşse ve kazan yanma odası tekniğine
uygun konstrükte edilmiş ve boyutlandırılmışsa
normal şartlarda böyle bir sistemde aşırı ve
rahatsız edici bir gürültü oluşmaz. Genellikle
şikayet konusu olan kazan daireleri, dönüşüm
TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ Mart-Nisan 1998 • 21
şikayet konusu olan kazan daireleri, dönüşüm
yapılan, yetersiz çapta baca kullanılan, baca
bağlantı kanallarının çok dar bir alanda keskin
dirseklerle büyük direnç yaratarak bacaya
bağlandığı kazan daireleri olmaktadır. Aynı
şekilde bacanın apartman aydınlıklarından
geçirildiği veya mevcut tuğla baca içine geçirilen çelik kılıfın eğilip büküldüğü veya
daraltıldığı yerlerde sorunlar yoğunlaşmaktadır.
Bu gibi yerlerde baca kanalına herhangi bir susturucu yerleştirmek sorunu çözmek yerine
ağırlaştırmaktadır.
Örneğin susturucu takıldığı halde şikayetlerin devam ettiği bir apartmanda mevcut ticari
susturcu dahil bütün baca kanalının sökülerek
yerine daha geniş ve daha az sayıda; daha geniş
radyüslü bir bağlantı kanalı takıldığında, yani
baca gazlarının akışı rahatlatıldığında (susturucu olarak kanal geçiş kesitini değiştirmeyen
yaklaşık 40 cm uzunlukta içten akustik kaplama
kullanılmıştır), kazan dairesinde oktav bandında
ölçülen ses basınç düzeyleri Tablo 9'da verilmiştir.
Buna göre ses basınç düzeyinde 5.6 dBA
mertebesinde bir düşme elde edilmiştir.
Özellikle eski kömürlü sistemlerin üflemeli
brülörü
doğalgaz
sistemlerine
dönüştürülmesinde karşılaşılan gürültü problemlerinde, gelişigüzel brülör hücresi ve baca
susturucusu kullanarak çözüm aramak çoğu
zaman yararsızdır.
1. Öncelikle bu gibi dönüşümlerde ses
açısından duyarlı bir durum varsa atmosferik
brülörlü kazanlar seçilmelidir.
2. Eğer üflemeli brülörü kazanlar
kullanılmak zorunda ise, sistemin tekniğine
uygun yapılması çok önemlidir.
3. Yapılan bir sistemde gürültü şikayeti
varsa, öncelikle sistem bir uzman gözü ile
araştırılmalı ve gürültü kaynağı veya kaynakları
belirlenmelidir.
4. Buna göre öncelikle konstrüktif önlemler
alınmalıdır.
5. Sönümleme gerekiyorsa, en azından 1/1
oktav bandlarında ölçüm yapılarak amaca
uygun susturucu ve sönümleyici seçimi veya
tasarımı yapılmalıdır.
BORU TESİSATI VE RADYATÖRLER
Kömür yakan kalorifer sistemlerinden doğal
gaza dönüşüm yapıldığında en çok karşılaşılan
gürültü problemlerinden biri de ısıtma boruları
ve radyatörlerde duyulan darbe sesidir. Normal
22 • TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ Mart-Nisan 1998
gece söndürülen sistemlerde sabah ilk harekette
ve gece söndürülmesi sırsında duyulan bu ses,
yanlış yapılmış tesisatta normal on-off çalışma
sırasında da devam etmektedir.
Çekiç darbelerine benzeyen bu ses ısıl
genleşmeden
kaynaklanmaktadır. Boru]arda
ortaya çıkan ses tesisatta iletilmekte ve radyatörlerden adeta bir hoparlör gibi odaya
yayılmaktadır.
Eğer
boru
tesisatı
ısıl
genleşmeleri alacak şekilde doğru yapılmışsa
böyle bir sesle karşılaşılmaz. Bunun için ana
borular yaklaşık her 30 m düz gidiş için bir
kompansatörle donatılmalıdır. Kompansatör
kullanılan tesisatta kayar ve sabit mesnet konstürüksiyonu ve yeri doğu seçilmelidir. Duvar,
döşeme geçişlerinde boru çevresi uygun şekilde
kovanlanmalıdır.Branşmanlar en az l m uzunlukta olmalı, branşman duvar borularından
kolonlara geçişler tekniğine uygun olma) ı ve
esneyebilmelidir. Eğer bunlar yapılmaz ve boru
sistemi rahatça genleşemezse hızlı su sıcaklığı
değişimlerinde vuruntu sesi kaçınılmazdır.
Kömürlü sistemlerde su sıcaklığı değişimi çok
yavaş olduğundan yanlış sistemlerde de bu tür
bir ses problemi ile genelde karşılaşılmaz.
Ancak on-off çalışan güçlü doğalgaz sistemlerinde belirli bir aralıkta su sıcaklığı sürekli
dalgalanmaktadır ve değişim hızı çok yüksektir.
Özellikle soğuk havalarda tam kapasitede
çalışmada şikayetler daha da artmaktadır.
Bu problemin çözümü ve yapılmış bir
tesisatın düzeltilmesi çok güçtür. Çözümde en
etkili imkan kompansatör ve esnek bağlantılar
kullanılmasıdır. Boru duvar geçişleri ile tutturma elemanlarının (kelepçeler) gözden geçirilerek buralarda elastik malzemeden dolgu veya
conta (ara eleman) kullanılması bir başka etkili
önlemdir. Bu problemin çözümünde kazan
çalışma rejiminin değiştirilmesi, brülör ayarı
gibi önlemler pratik değildir.
Hidrolik olarak doğru dizayn edilmiş ve
doğru uygulanmış sıcak sulu ısıtma sisteminde
tesisatta başka gürültü sorunu olmaz. Ancak
1. Yüksek pompa basınçlarında termostatik
vanalar kıstığında paralel radyatörde akış sesi
duyulur.
2. Bir başka ilginç olay radyatör - boru sisteminin bir telefon gibi bir odadan komşu oı laya
ses taşımasıdır.
3. Yanlış hidrolik dizayn yapılan tesisatta
yüksek akış hızlarında ani kesit değişikliklerinde ve düşük statik basınç noktalarında kavitasyon ve buna bağlı ses oluşur.
4. Yüksek akış hızlarında su akış sesi duyulur. Isıtma tesisatında su hızı konutlarda l m/s
değerini geçmemelidir.
5. Örneğin çek valfler gibi, yanlış armatür
seçimi de tesisatta sese neden olabilir.
KAYNAKLAR
[1] Noise Control For Engineers, H. Lord,
W.S. Gatley, H.A. Evensen, Mc Graw-Hill
Book Comp. 1980
[2] Environmental Acustic, L. Doelle, Mc
Graw-Hill.
[3] ASHRAE Handbook Fundamentals,
1993
[4] A Practical Guide to Noise and Vibration
Control for HVAC Systems, Mark E. Schaffer,
ASHRAE, 1993
[5] Noise and Vibration Control in Buildings, Robert S Jones, Mc Graw-Hill Book
Comp. 1984
[6]
Handbuch
für
Heizungstechnik
(13.Bölüm), Buderus, Beuth Verlağ, 1994
*Bu makale III. Ulusal Tesisat Mühendisliği Kongresi ve Sergisi, İzmir kitabından alınmıştır.
TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ Mart-Nisan 1998 • 23
TERMOSTATIK RADYATÖR
VALELERİ, UYGULAMA
ŞEKİLLERİ VE BU YÖNTEMLE
ELDE EDİLEN ISI EKONOMİSİ*
Ramazan KOROGLU
ii ZET
f
l
Kalorifer
sistemlerimizin
en
^*r ekonomik bir şekilde kullanılmaları ve
arzu edilen konforu en mükemmel temin
etmeleri istenir. En uygun ekonomi ile ısınıp
ısınmadığımızı, paramızın ne kadarını boşa
yaktığımızı da bilemeyiz.
atör valfleri üzerine olacaktır.
Burada hem bu sorunun yanıtını bulmak
hem de bu soruna çözüm getiren termostatik
radyatör valflerinden söz etmek istiyoruz.
1. TERMOSTATIK
VALFİ:
GİRİŞ
İçinde bulunduğumuz zaman diliminden
30 yıl önce, özellikle enerji tasarrufunda
insanlar bu kadar arayış içinde değillerdi.
Ancak 70'li yıllarda yaşanan petrol krizleri,
kaynakların çok yakın bir gelecekte tükenecek
olması ve sürekli artan maliyetler nedeniyle
insanlar tasarruf düşüncesine vardılar. Ayrıca
enerjinin verimli kullanılmaması ve zararlı
atıklar nedeniyle çevreye olumsuz etkileri,
insanları olayın başka boyutu ile de ilgilenmelerine neden oldu.
TERMOSTATİK
RADYATÖR
VALFLERİ UYGULAMA YERLERİ VE
BU YÖNTEMLE ELDE EDİLEN ISI
EKONOMİSİ
RADYATÖR
Radyatör giriş hattı üzerinde ve radyatör
girişine takılan termostatik duyar eleman
yardımı ile oda sıcaklığına bağlı olarak sıcak
su debisini ayarlayan bir valf grubudur. Konstrüksiyona bağlı olmakla birlikte 6°C den
40°C'ye kadar oda sıcaklığını kontrol ederler.
Termostatik radyatör valfleri 2 ana
parçadan oluşurlar. Birincisi termostatik r.ıdyatör metal valf grubu, ikincisi ise termos ı atik
duyar eleman grubu (diğer bir i s m i ile
regülatör grubu) olarak adlandırılırlar.
1. grup dış görünüş olarak klasik rad>atör
valflerine benzeyen, açma kapama düzeneği
olarak da duyar eleman başlığı ile u y u m l u
çalışan bir konstrüksiyona sahiptir. Yatay
eksendeki debi ayar m i l i
Ramazan KOROGLU
duyar eleman
pistonu
VALF San. A.Ş.
yardımıyla i t i l i r veya
1956 yılında Göksün (Kahramanmaraş)'ta
geriye çekilir (Şekil l )
Burada
sanayide
tüketilen enerjinin verimli
k u l l a n ı l ı p
kullanılmadığına
yönelmiyoruz. Aktarmaya doğdu. İlk ve orta okulu aynı yerde, Liseyi
çalıştığımız konu, tasarru- Ankara Mustafa Kemal Lisesi'nde tamamladı.
1973 yılında girdiği Ege Üniversitesi
fun
bir
bölümünü
Mühendislik Bilimleri Fakültesi Makina
ilgilendiren
kaloriferli
Bölümünden 1978 yılında mezun oldu.
ısınma tesisatlarında en Yaklaşık 20 yıldır çeşitli özel sektörde yönetici
uygun
ısı
ekonomisi
olarak görev aldı.
sağlayan termostatik radyEvli, 2 çocuğu var. İngilizce biliyor.
24 • TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ Mart-Nisan 1998
2. grup, Termosıatik
duyar
eleman
baslığı
içideki termal eleman
yardımıyla
ortam
sıcaklığını algılayıp hacimsel genleşmeyi düzlemsel
1. Gövde
2. Salmastra Gövdesi
3. Somun
4. Mil
5. Segman
6. Klape
7. Kalpe Tablası
8. Conla
9. Yay
10. Yay Baskı Rondel
11. Rondel
12. O-Ring
13. Somun
14. Nioei
Sekili: Valf Grubu
harekete dönüştüren bir konstrüksıyona sahiptir (Şekil 2).
Bu grup ortam ile valfi ilişkilendirip debi
kontrolünü sağlayan temel gruptur.
2- TERMOSTATİK RADYATÖR
VALFİ ÇALIŞMA PRENSİBİ
Belirtildiği gibi 2 gruptan oluşan valfın ana
fonksiyonları termostatik duyar eleman grubu
yardımıyla gerçekleşir.
Grup, termoeleman ve termoelemanın
genleşme hareketini doğrusal harekete
dönüştüren parçalar ile diğer ayar parçası ve
taşıyıcı gövde gibi parçalardan oluşur.
Valfin temel elemanı olan termoeleman
radyatör sistemlerinde çoğunlukla 2 tip olarak
kullanılmaktadır.
- Sıvı esaslı duyar eleman,
- Yan katı (macun) esaslı eleman (wax
tipi)
- Sıvı esaslı tiplerde histerizis daha kısa,
diğer tiplerde daha uzundur. Histerizis duyar
elemanın ortam sıcaklığını algılayıp reaksiyon
gösterdiği zamana kadar geçen süredir. Doğal
olarak bu süre ne kadar kısa olursa valf de
amaca o kadar uygun hizmet eder. Arzu edilen
konforu sağlamak için valfin ortamdaki anı
sıcaklık değişikliklerinde hızlı reaksiyon
göstermesi arzulanır. Bu nedenle de sıvı esaslı
TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ Marf-Nisan 1998 • 25
1. Dış Gövde
2. Termo eleman yuvası
3. İç Gövde
4. Kapak
5. Termo Eleman
6. Yay gövdesi
7. Ayar parçası
8. Somun
9. Yay gövdesi
10. Yay
Şekil 2: Termostat grubu
26 • TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ Mart-NIsan 1998
duyar elemanlar
kullanılmaktadır.
daha
yaygın
olarak
Duyar eleman içindeki sıvı veya macun,
ortam sıcaklığı ile genleşir veya büzülür. Bu
hacimsel değişiklik konstrüksiyon sayesinde
doğrusal harekete dönüştürülür ve bu haraketle valf mili itilir veya çekilir. İtilen valf mili
ile radyatör suyu debisi kısılır, tersine açılır.
Bu şekilde ortam ile valfin ilişkilendirilmesiyle radyatör üzerinden geçen su debisi
değişkenlik gösterir. Sürekli ve dinamik bir
çalışma ile bir çevrim oluşur.
3- KULLANIM AMACI, KULLANIM
YERLERİ, ÜLKEMİZDE VE DİĞER
ÜLKELERDEKİ DURUM
Anlaşılacağı üzere termostatik radyatör
valfleri ısınmak için harcadığımız yakıttan
tasarruf elde etmek amacıyla kullanılmaktadır.
Geçtiğimiz son 20-25 yıldan bu yana
insanlar her sektörde olduğu gibi hem pahalı
olması hem de kaynakların sınırlı ve kıt
olması nedeniyle enerji sektöründe de tasarrufa yönelmişlerdir. Bu tür otomatik kontrol
üniteleri dışında bina yalıtımı, çift cam,
ısıcam uygulamaları gibi teknikler de sürekli
geliştirilmiştir.
Yapılardaki kalorifer tesisatları genellikle
optimum
ihtiyacın
üzerinde
tasarlanmaktadırlar. Yani yöredeki kabul
edilen minimum sıcaklığa göre hesaplanmaktadır. Oysa minimum
sıcaklığın yıllık
dağılımı dikkate alınırsa çoğunlukla bir kapasite fazlalığından söz etmek mümkündür.
Yapılardaki yalıtımlarda dikkate alınırsa ki
sonradan yalıtılan yapılar vardır bu kabul
doğrulanmaktadır.
Ayrıca gün boyunca değişik saatlerde
ısıtılan mahallin bir bölümünde harici kazanç,
diğer bölümünde de kayıp oluşabilmektedir.
Bu durumda mevcut sistem her iki bölüme de
aynı ısı yükünü taşımaktadır.
Bunlar var olan sistemlerimizdeki olumsuz
şartlardır.
Kalorifer sistemlerindeki otomatik veya el
ile kontrol yöntemlerine göz atılırsa sıvı
yakıtlı veya otomatik yüklemeli katı yakıtlı
sistemlerde kazan suyu sıcaklığı kontrol
edilmektedir ve edilmelidir de. Bu şekilde de
bir tasarruf elde edilmektedir. El ile yüklemeli
sistemlerde ise ateşçi belli periyotlarda
gözleme dayalı olarak yakıt beslemesi yapmaktadır. Bu yöntemler tasarrufa yönelik
olmalarına rağmen hiçbiri termostatik radyatör valfleri kadar etkin değildir. En etkin
yöntem ortam ile valfi ilişkilendiren ve
değişken debi sağlayan bu sistemlerdir.
Termostatik radyatör valfleri ile bağımsız
bölümleri
ayrı
ayrı
kontrol
etmek
mümkündür. Bu şekilde kontrol söz konusu
valflerin bir diğer uygulanabilir ve avantaj
getiren özelliğidir. Bu sayede de bağımsız
bölümlerde harici kazanım ve kayıplar
dikkate alınarak maksimum tasarruf ve
mükemmel konfor elde edilmiş olur.
Ülkemizde ve diğer ülkelerde durum:
Son yıllarda yaygın olarak gündeme gelen
münferit ısınma biçimleri ile birlikte özellikle
doğal gazlı sistemlerde, termostatik radyatör
valfleri ülkemizde kullanılmaya başlanmıştır.
Ancak yeteri kadar yaygın değildir. Ülke
olarak bu ve benzeri konularda maalesef
yeterince duyarlı davranmıyoruz. Eğitim
seviyesi yüksek olan gelişmiş ülkeler bu
konuda çok daha duyarlı. Örnğin Almanya'da
bu valflerin kullanımı zorunlu hale getirilmiştir. Diğer birçok Avrupa ülkesinde de
yaygın olarak kullanılmaktadır. Çünkü en
etkin yöntem bu. Bir de Avrupa'daki konut
türleri ve ısı yükü dağıtımı ile ülkemizdeki
şekil farklı. Avrupa'da müşterek ısıtılan yerlerde pay ölçüler veya münferit dağıtımda
şebekede kalorimetreler bağımsız bölümlerin
ısı yükü ölçülüyor ve kullanıcı yaptığı tasarrufu direkt olarak hissediyor. Bizde ise pay
ölçer kullanımı olmadığı için bu giderler
müşterek hesaptan karşılanıyor. Girişimler,
yani termostatik radyatör valfi takma isteği
apartman bazında bütünlük kazanmayınca da
bireysel talepler oluşuyor. Bu da ülkemize
özel bir durum olarak görülmektedir.
Bu tür termostatik valf donatımı zorunlu
hale getiren ülkelerde sistemin işletme şartları
da değiştirilmektedir. Termostatik radyatör
valfi kullanılan sistemlerde 90/70°C işletme
terkedilip örneğin Almanya'da 75/60°C sistemine geçilmiştir.
TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ Mart-Nisan 1998 • 27
4VALFIN
KULLANIMINDA
DİKKAT
EDİLMESİ
GEREKEN
HUSUSLAR
Termostatik radyatör valfleri prensip
olarak debi ayarı esasına göre çalıştığı için
zaman zaman %60-70'lere varan kısma yapabilirler. Harici kazancın yüksek olduğu
saatlerde dış ortam sıcaklığının ani yükselmesi durumunda kısma bu seviyelere kadar
oluşabilir. Bu da pompa devrelerinde arzu
edilmeyen zorlanmalara neden olabilir. Bu tip
problemleri engellemek için banyo, antre vs...
gibi ısı yükü az olan devreler üzerine termostatik radyatör valfi takmayıp, bu devreler
üzeriden pompanın rahatlaması sağlanabilir,
ya da by-pass kontrollü devrelerle sirkülasyona yardımcı olunabilir.
Bu tür valflerle donatılan sistemlerde debi
azalmasının getirdiği bir diğer problem de
kazanda salt uzamasıdır. Salt sıklığının uzaması veya kısalması genel olarak arzu
edilmeyen bir olaydır. Seçilen kazan
büyüklüğünün su hacmi yönüyle uygun
büyüklükte olmasına dikkat etmek gerekir.
Böylelikle optimum verimle işletme şartları
ve emisyon sağlanmış olur. Salt uzaması ile
kazan verimi düşecek, salt kısalmasıyla da
emisyon artacak ve verim düşecektir.
Projecilerin de bu konularda tasarım
aşamasında dikkatli olması gerekmektedir.
Termostatik radyatör valfi montajında
dikkat edilmesi gereken bir diğer husus, valfin
branşmana takıldığı yerin konumudur. Valf
üzerinden geçmesi gereken havayı engelleyici
konumlarda yanlış algılama olacağı için
valften beklenen verim elde edilemez. Valfin
montaj, yeri oda sıcaklığını en iyi hissedebileceği bir konumda belirlenmelidir.
5- TERMOSTATİK RADYATÖR
VALFLERİNİN AVANTAJLARI
- Çalışması için harici enerji kaynağına
ihtiyaç duymaması, dolayısı ile işleme
giderinin olmayışı,
- Arzu edilen radyatör ünitelerine takılarak
her birinin ayrı kontrolüne olanak sağlaması.
28 •TESİSATMÜHENDİSLİĞİ Mart-Niscn 1998
- Radyatör valfinin yerine takılması
nedeniyle klasik sistemle yüksek olmayan bir
farklı yatırım gerektirmesi,
- Kullanımının kolay ve anlaşılabilir
olması,
- Set edilen sıcaklıkta kilitleme yaparak
daha yüksek sıcaklıklara ayar imkanının
isteğe bağlı olarak engellenmesi. Bu özellik
konstrüksiyona bağlı olmakla birlikte, genellikle bir çok konstrüksiyon buna olanak
sağlamaktadır. Özellikle otel, motel, iş merkezleri gibi yerlerde harici müdahale i l e set
edilen sıcaklığın değiştirilememesi arzu
edilmektedir. Sistemin buna olanak sağlayabilmesi bir avantajdır.
Arzu edildiğinde bir sıcaklığa set edilip
sabitlenebilir. Arzu edildiğinde set edilen
sıcaklık ile daha düşük sıcaklıklar arası kullanılabilir. Yani set edilen sıcaklık maksimum
değer olarak sabitlenmiş olur. 23°C maximum'a set edildiyse cihaz +6 ile 23°C arası
kullanılabilir. Ya da opsiyonel olarak 23
°C'de sabitlenebilir.
- Donma riskine karşı sistemi lam açık
konumda tutulması,
- Kazan sistemindeki mevcut otomatik
kontrol sistemlerine olumsuz etki etmemesi,
- Periyodik ve arıza bakım gerektirmeyen
bir konstrüksiyona sahip olmaları,
- Yatırımın geri kazanım süresinin çok kısa
olması,
başlıca avantajlar olarak sayılabilir.
6- TERMOSTATİK RADYATÖR
VALFLERİ İLE ELDE
EDİLEBİLİR ISI EKONOMİSİ
Termostatik radyatör valfi çalışma prensiplerinde de vurguladığımız gibi sistemin
amacı gerek harici kazançlardan dolayı
gerekse mevcut sistemin yüksek kapasiteli
olması nedeniyle ortaya çıkan gereksiz yakıt
tüketimlerini engellemektedir.
Meteorolojik veriler incelendiğinde yurdumuzn hemen hemen her bölgesinde günlük
belli dilimlerde sıcaklık farklılıkları oluşmaktadır. Bu fark üç büyük kent ortalaması olarak
İstanbul'da 7°C, Ankara'da 9°C, İzmir'de ise
6°C civarında günlük maximum ve minimum
arası sıcaklık farkı oluşmaktadır.
Projelendirmede kullanılan en düşük kabul
edilen dış ortam sıcaklıklarının da ortalama
rakam olduğunu varsayarsak günün kalorifer
yakılan diliminde 6°C'lik bir sıcaklık farkı
olsumu kabulü %90 mertebelerinde doğru
sayılabilir. Şartları daha da olumsuzlaştırarak
bu farkın yakılan periyot içinde yaklaşık %80
gerçekleştiği kabul edilir. Sonuçta 5°C'lik
sıcaklık farkı kabulü ortaya çıkar. Zaten böyle
bir fark oluşmasaydı bu valflerin kullanımı da
olmazdı. Hatta projelendirme ve diğer
otomatik kontrol cihazları daha farklı olurdu.
Bu tür sistemlerde kontrol edilen sıcaklığın
+5°C olması son derece makuldür. Bunu günlük yaşamda da hepimiz hissetmekteyiz.
Diğer tüm projelendirme sabitlerini aynı
kabul ederek,
-3°C,
0°C,
+3°C
projelendirme
sıcaklıklarına göre 20°C'lik bir ortam içinde
elde edilebilir ısı tasarrufu şu şekilde hesaplanabilir:
-3°Ciçin AT projc =23°C ATreel= 18°C
Oransal Fark ( l -
AT,proje
ix 100= 21.73
AT,reel
-0°C için ATprojc= 20°C ATrcel= 15°C
/
Oransal Fark ( l
15 x
)x 100= 25
/
20
+3°C için ATproje= 17°C ATreel= 12°C
Oransal Fark (l-
12
)x 100= 29.4
17 '
Buradan çıkan sonuç yöresel farklılıklar
göstermekle birlikte %20 ile %30 arasında
değişmektedir. Kaloriferli konut yoğunluğu
da dikkate alındığında üç büyük kent için
minimum %20 tasarruf söylenebilir.
7- EKONOMİNİN KONUT BAŞINA
MİKTARI
Kaloriferli bir konutun ortalama saatte
ihtiyaç duyacağı ısı yükünü 12.000 Kcal/h
olarak kabul edilebilir.
Günlük 8 saat yakıldığını düşünerek,
12.000 x 8 = 96.000 Kcal/gün.
180 gün yıllık yakılan gün kabulü ile de,
96.000 x 180 = 17.280.000 Kcal/yıl.
İstatistiki verilere dayanarak ve fabrikalar,
resmi kurum, kuruluşlar ile bunlara bağlı lojmanları ele almaksızın sadece konut bazında
düşünürsek, Türkiye'de kaloriferli ve kombi
ile ısınan 1.600.000 adet konut vardır. Her yıl
da ortalama 70.000 kaloriferli konut
yapılmaktadır. Yaklaşık %4'lük bir artış söz
konusudur.
Yukarıda elde edilen ısı yükünden
sağlanan tasarrufu %20 olarak konut başına,
17.280.000 x 0.20 = 3.456.000 Kcal/yıl
buluruz. [1]
1.600.000 x 3.456.000 = 5.53 x 1012
Kcal/yıl olarak ülke genelinde tasarruf elde
edilir. 1000 Kcal'lik enerjinin maliyetini
yaklaşık 6.000 TL (0.036 USD) alınırsa 1997
Ağustos ayı verileri ile,
12
5.53 x l O x 6000
1000
= 3.318 x 1013 TL
TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ Mart-Nisan 1998 • 29
Tasarruf
9- YAPILMASI GEREKENLER
Bunun da döviz karşılığı bugün için
yaklaşık 200.000.000.- USD'dir.
Bu rakam biraz önce bahsedildiği gibi fabrikalar, resmi kurum, kuruluşlar, vs. dikkate
alındığnda en az 350 = 400 Milyon Dolarlara
ulaşacaktır. Bu rakam enerjide dışa bağlı ve
gelişmekte olan ülkemiz için hiç de küçümsenmeyecek bir rakamdır.
Bu hesaplamalardan sonra konut başına
geri kazanım sürecine de bir göz atılırsa:
Konut başına 3.456.000 Kcal/yıl tasarruf
elde etmiştik.
[1]
Bunun maddi karşılığı yaklaşık bugün için
20.000.000.-TL (veya 125 USD) mertebelerindedir. Herbir ünite için yaklaşık
yatırımın 1.200.000.
1.300.000.- TL arası
yani 7.5 USD kabul edersek ve her bir konuta
5 adet yatırım ön görürsek 6 = 6.5 Milyon TL
35 = 40 USD yatırım ile yıllık 20 Milyon TL
(125 USD) tasarruf mümkündür.
Buradan da anlaşılacağı üzere, geri dönüş
süresi 3-4 ay gibi son derere kısa bir süredir.
8- MEVCUT KALORİFER TESİSATLARIMIZA UYGULANABİLİRLİK
Mevcut radyatör gruplarımızda girişte
mutlaka bir radyatör valfi bulunuyor. Çıkışta
ise bazen var bazen yok. Ancak bir de geridönüş valfi bulunması gerekiyor. Klasik
anlamda bildiğimiz volanlı tip radyatör
valflerinin termostatik radyatör valfleri ile
uyumlu çalışmaları ve sadece termoeleman
başlığı takarak kullanılmaları, konstrüksiyonları nedeniyle mümkün değildir.
Ancak son yıllarda piyasada görülebilen ve
termostatik radyatör valfi ile uyumlu,
dönüştürülebilen
valfler
vardır.
Eğer
tesisatımızda bu valflerden var ise sadece termoeleman
grubu
al.narak
sistem
dönüştürülebilir. Diğer vaif grubunun yeni
radyatör valfi ile termoeleman başlığı çifti ile
birlikte değiştirilmesi gerekmektedir. Rakor
sistemleri, valf boyutları bakımından buna
olanak sağlamakta sadece vidalama işlemi ile
eski sistemler termostatik gruplu olarak
dönüştürülebilmektedir.
30 • TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ Mart-Nisan 1998
l- Bireysel olarak;
Tasarrufa yönelik, geri dönüş süresi de
oldukça kısa bir yatırım olması nedeniyle
kendi yaşadığımız ortamlarda uygulamaya
geçilmeli. Sistemin yararlarının diğer tüketicilere de aktarılmasında yardımcı olunmalıdır.
2- Meslek örgütleri olarak;
Belirli bir meslek grubuna yönelik aktivitiler sürdürüyor olmamız nedeniyle, konuyu
özel bazı seminer ve yayınlar aracılımı ile
kitlelere aktarmada öncü rolü üstlenmelidir.
Belediyeler ve projeci meslektaşlarımızın
bilgilendirilmeleri ve teşviki anlamında ela çeşitli çalışmaların meslek örgütleri tarafından
sürdürülmesinde yarar vardır.
3- Devlet olarak;
Gerek yerel yönetimler olarak, gerekse
kamu yönetimi olarak termostatik radyatör
valfi kullanımının yaygınlaştırılması, üretcilerin teşvik edilmesi, hatta zorunlu uygulamalar için çok uzun ve kısa dönemli programlar hazırlanmalı ve yürütülmesine destek
olunmalıdır.
SONUÇ
Ülkemiz adına ve bireysel olarak yalarlar
sağladığına inandığımız bir konuda b i l d i r i
hazırlamaya çalıştık. Amacımız ülke yöneticileri ve fertler olarak anlatmaya çalıştığımız
konuya hep birlikte sahip çıkmak ve günlük
yaşamda uygulamaya geçirmektir.
Eğer başta meslek örgütleri olmak üzere
bizler konunun ciddiyetine inanır ve d u y a r l ı
davranırsak, kitlelere aktarmada da kolay yol
alabiliriz. Tüketime özendirilmiş, tasarrufa
yönlendirilmemiş bir toplumun daha eğitimli
üyeleri olarak üzerimize düşeni y a p m a k l a
yükümlü olduğumuzu bilmemiz gerekiyor.
*Bu makale III. Ulusal Tesisat Mühenc'ısliği
Kongresi ve Sergisi, İzmir kitabından alınmıştır.
BÖLGESEL ISITMA - KOJENERASYON
KONFERANSI VE
TEKNİK GEZİ PROGRAMI
Açılış Bölümü Konuşmacıları
10.00
10.15
10.30
10.45
11.15
ÜmitÜLGEN
Gürbüz ÇAPAN
Yük. Müh. Özkan AĞIŞ
Prof. Dr. Nilüfer EĞRİCAN
Mustafa MENDİLCİOĞLU
TMMOB MMO istanbul Şube Başkanı
Esenyurt Belediye Başkanı
Kojenerasyon Derneği Başkanı
İTÜ Makina Fakültesi Dekanı
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Enerji işl.Gen.Müd.
Teknik Oturum Konuşmacıları
11.30 Mak. Müh. Tanju KOÇAK
Bölgesel Isıtma ve Kojenerasyon (Bölgesel Isıtma ve
Bileşik Isı-Güç Üretimi) Tanım Paremetreler
(Isı-elektrik oranı, verim ısı oranı, yük süre eğrisi.)
Kojenerasyon Sistemleri (buhar, gaz türibinii
sistemler, gaz motorlu sistemler, kombine çevrim) ve
sistemlerin karşılaştırılması
12.30 Kokteyl
13.30 Prof. Dr. Taner DERBENTLİ Bölge Isıtması ve Kojenerasyonun Ekonomik
Olurluluğu Elektrik ve ısının fiyatlandırılması.
Bölge ısıtması ve kojenerasyon uygulamalarından
örnekler.
14.00 Prof. Dr. Ahmet ARISOY
Bölgesel ısıtma Sistemlerinin Tasarımında Gözetilecek
Kriterler ve Sistem Elemanlarının Seçimi
15.00 Mak. Müh. Hasan SINAR
2000'li Yıllara Doğru Enerji Üretiminde Doğal Gaz
Kullanımının Getireceği Sorunlar
Yer: Yıldız Teknik Üniversitesi Oditoryum Salonu
2. Gün 25 Ekim Pazar
13.00 Ali URAL
Paul PAPPİN-Ray HANLEY
Mak. Müh. İlhan GENCE
Mak. Müh. Yaman GENÇ
Taner DOĞAN
14.00
Doğa Enerji Termik Santralının Tanıtımı
Esenyurt Termik Santralının Teknik Tanıtımı
Dizayn Felsefesi
Ekipman Seçim Kriterleri
Bölgesel Isıtma
Projenin Statüsü ve Programı
Ekonomik Yararlan
İşletme ve Bakım
Bölgesel Isıtma ve Kojenerasyonun Hukuki Altyapısı
Esenyurt Bölgesel Isıtma Şebekesinin Teknik Tanıtımı
Dizayn Felsefesi
Ekipman Seçim Kriterleri,
Boru Şebekesi
Isı Eşanjörleri
Doğa Enerji Termik Santralında Teknik Gezi
TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ DERGİSİ İLAN
KOŞULLARI VE ŞARTNAMESİ
1. TANIMLAR
Bu şartnamede TMMOB Makina Mühendisleri
Odasına ODA, ODA süreli yayını Tesisat
Mühendisliği Dergisi'ne DERGİ ve DERGİ'ye ilan
veren kuruluşlara FİRMA denir.
2. KAPSAM
Şartnamenin kapsamı ODA'nın yayınladığı
DERGİ'de üretim ve/veya hizmetlerini tanıtmak ve
duyurmak isteyen FİRMA'ların aşağıda belirtilen
koşullarda, DERGİ'ye ilan vermesini kapsar.
3. İLAN KOŞULLARI
3.1. DERGİ'nin sayfa boyutları 20x27 cm'dir.
Reklamlar 16x23.5 boyutlarında pozitif ofset film
olarak gönderilir.
3.2. İlan bedelleri aşağıdaki tabloda yer almaktadır. Bu bedellere KDV eklenecektir.
3.3. Film gönderilmemesi halinde film bedeli
FİRMA tarafından ödenir.
3.4. ODA gerektiğinde ilan bedellerini ve
koşullarını değiştirebilir, sözleşme yapan firmalar bu
değişiklikten etkilenmez.
4.ÖDEME KOŞULLARI
4.1. DERGİ yayınlandıktan sonra 2 adet DERGİ,
FİRMA'nın bu DERGİ'de yayınlanan reklamların
tutarını belirten, ODA'nın açık faturası ile b i t l i k t e
FİRMA'ya gönderilir.
4.2. Reklam bedeli fatura tarihinden başlayar ık en
geç 15 gün içerisinde nakit olarak T. İş Bankası
Galatasaray Şubesi 623683 nolu hesaba y a p ı l ; bilir.
Bankaya yapılan ödemelerin dekontu ODA'ya fakslanm alıdır.
4.3. FİRMA yapılan ödemelerde, ödeme ile i l g i l i
ODA faturasının tarih ve numarası ile r e k l a m ı n
yayınlandığı DERGİ sayısını belirtir.
4.4. Fatura bedelinin sözleşmede bel i n i l e n
opsiyondan sonra ödenmesi durumunda a y l ı k % 8
gecikme farkı alınır.
4.5. Süresinde yapılmayan ödemelerde ODA tek
taraflı olarak sözleşmeyi fesh etmek hakkına sal-iptir.
Bu gibi durumlarda FİRMA'ya önceki f a t u r a l a r d a
yapılan indirimler, ek bir fatura kesilerek, geri a l ı n ı r .
5. DİĞER KOŞULLAR
5.1. Şartname konusu işlerin y ü r ü t ü l m e : inde
FİRMA'nın adresine yapılacak bildirim, a y n ı gUn
FİRMA'nın kanuni adresine yapılmış sayılacaktır.
5.2. Uyuşmazlıklar ve ortaya çıkacak yeni d u r u m ların görüşmeler yoluyla çözülmesi esastır. Çii/.ümlenemeyen uyuşmazlıklar için İstanbul Mahkemeleri
ve İcra Daireleri yetkilidir.
5.3. Bu Şartname, 15 Temmuz 1998 t a r i h i n d e n
başlayarak
geçerli
olup
5
madde
o arak
düzenlenmiştir.
İLAN YERİ U İLAN SAYISI =>
1-2 SAYI
3-4 SAYI
5-6 SAYI
ARKA KAPAK (RENKLİ)
320.000.000
282.000.000
247.000.000
ÖN İÇ KAPAK (RENKLİ)
270.000.000
243.000.000
210.000.000
ARKA İÇ KAPAK (RENKLİ)
230.000.000
205.000.000
180.000.000
İKİNCİ KAPAKLAR (RENKLİ)
182.000.000
167.000.000
152.000.000
İÇ SAYFALAR (RENKLİ)
146.000.000
133.000.000
115.000.000
İÇ SAYFALAR (SİYAH-BEYAZ)
90.000.000
79.000.000
70.000.000
1/2 SAYFALAR (RENKLİ)
65.000.000
61.000.000
57.000.000
1/2 SAYFALAR (SİYAH-BEYAZ)
45.000.000
41.000.000
39.000.000
1/4 SAYFALAR (RENKLİ)
37.000.000
33.000.000
29.000.000
1/4 SAYFALAR (SİYAH-BEYAZ)
22.000.000
19.000.000
15.000.000
800.000.000
720.000.000
660.000.000
İÇ TANITIM BÖLÜMÜ
*Peşin Ödeme: İlan bedelinin tamamının sözleşme imzalandığında nakit olarak ODA'nın hanku Icsap
numarasına yatırılması durumunda DERGİ'de yayınlanacak ilanlara ayrıca % 20 indirim uygulanır.
*İkinci Kapak: Ön kapaktan hemen sonra gelen sayfalardır.
** İç tanıtım Bölümü: Derginin tam ortasında yer alan 4 sayfadır (2'si karşılıklı)
32 • TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ Mart-Nisan 1998
.
_
makina
12. BASKI
YAYIN NO: 84
tmmob
makina mühendisleri odası
istanbul şubesi
AutoCAD
Windows
Word
BİLGİSAYAR
KURSLARI
Daha fazla bilgi için: Sakızağacı Caddesi No: 16 80080 Beyoğlu [!• !
Tel : (0212) 245 03 63 - 64 / 252 95 O'! - 01 / ! ı
Fax: (0212) 249 86 74
Download