mısır ve buğday kepeğinin hamur ve ekmek nitelikleri üzerindeki

advertisement
Ç.Ü Fen Bilimleri Enstitüsü Yıl:2008 Cilt:17-7
TÜRKİYE’DE ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ UYGULAMALARINDA
*1
KARŞILAŞILAN SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
Problems Faced and Solution Recommendation in the Environmental Impact
Assessment Aplications In Turkey
Naran ESGİCİOĞLU
Peyzaj Mimarlığı Anabilim Dalı
Dalı
Muzaffer YÜCEL
Peyzaj Mimarlığı Anabilim
ÖZET
Bu çalışma; Türkiye’de Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED)
uygulamalarında karşılaşılan sorunları belirlemek ve bu sorunlara yönelik çözüm
önerileri geliştirmek amacıyla yapılmıştır. Söz konusu çalışmada, ÇED’in ortaya
çıkışı, gelişimi, diğer ülkelerde uygulanışı ve ÇED ile ilgili en uygun yaklaşım ve
görüşler araştırılarak, ÇED’in ülkemizde uygulanması sırasında ortaya çıkan
sorunlar saptanmıştır. Çalışmanın özünü oluşturmak üzere; Türkiye’deki ÇED
uygulamalarındaki sorunların belirlenmesi için farklı disiplinlerden uzman kişilerle
anket yapılmış, sonuçlar değerlendirilmiş ve tartışılmıştır. Çalışmanın sonucunda
ülkemizde ÇED raporlarının hazırlanması aşamasında kullanılan veri kaynaklarının
yetersizlikleri veya güncel olmaması nedeniyle raporların güvenirliliğine gölge
düşürdüğü görülmüştür.
Anahtar Kelimeler: ÇED Yönetmeliği, ÇED Raporu
ABSTRACT
This study was performed for evaluating the problems faced during
Enviromental Impact Assessment (EIA) applications and developing solution
suggestions related with this subject. In this study, beginning and development of
EIA, applications in other countries, best available approach and opinions and
problems occured during the application of EIA in our country was defined. In order
to establish the base of the study to determine the problems of EIA applications in
Turkey, an inquiry was done with different experts from different groups and the
results are evaluated and discussed. It is observed that, the insufficiency and being
dated of the data sources used for preparing the EIA repots, compromise the
reliability of the reports in our country.
Keywords: Environmental Impact Assessment (EIA) Regulation, Environmental
Impact Assessment (EIA) Report
Giriş
Sürdürülebilir kalkınmanın gereği olarak, faaliyetlerin çevre üzerinde
yaratabileceği olumsuz etkilerin önceden belirlenmesi ve bu olumsuzlukların ortaya
çıkmadan önce önlenmesi gerekmektedir. Söz konusu önlemlerin saptaması ve
buna paralel olarak doğal ve kültürel varlıkların korunması, kalkınmanın
*
Yüksek Lisans Tezi-MSc.Thesis
77
Ç.Ü Fen Bilimleri Enstitüsü Yıl:2008 Cilt:17-7
sürdürülebilirliğinin sağlanması, son yıllarda doğal kaynak sıkıntısı çekilen
dünyamız için önemlidir.
Önceleri, sadece mevcut kirliliği önlemek amacıyla yapılan çalışmalarda,
ortamdaki kirliliği önlemenin zorluğu ve ekonomik açıdan daha masraflı olması
nedeniyle, kirlilik oluşmadan önlemenin daha doğru bir yöntem olduğu anlaşılmıştır.
Bu nedenle doğal kaynakların kullanımı ile ilgili ve çevre faktörleri üzerinde
olumsuz etkileri beklenen faaliyetler için bir “Çevresel Etki Değerlendirmesi”
( ÇED ) çalışması yapmak kaçınılmaz olmuştur (Peker, 1996).
ÇED’in dünyada herkes tarafından kabul edilen tek bir tanımı yoktur. Bir
çok tanımlamaların bir kısmını dikkate alan Yücel (1998) ÇED’i şu şekilde
tanımlamaktadır: “ÇED, yapılması düşünülen herhangi bir faaliyet için uygulama
kararı verilmeden önce (planlama safhasında) mevcut kullanımlara, bu projenin
uygulama safhasından itibaren ileride olabilecek olumlu ve olumsuz bütün etkilerin,
mümkün olduğu oranda bölge halkı, ilgili kurum ve kuruluşların da katkısı ve
görüşlerinin alınması ile sistemli bir şekilde araştırılması, değerlendirilmesi olumsuz
etkilerinin önlenmesi, azaltılması veya olumsuz etkileri denkleştirici önlemler
alınması için uygulama kararını verecek olan idari mekanizmaya çevre ve doğa
koruma amaçları doğrultusunda uygun kararlar almaları için ışık tutacak bir araçtır”
(Yücel, 2001).
Bu çalışma yatırımcı, rapor hazırlayan kurum ve kuruluşlar, karar verici
makamlar, sivil toplum örgütleri ile kamu kurum ve kuruluşlar açısından karşılaşılan
sorunların değerlendirilmesi ve çözüm önerilerinin ortaya konması amacıyla
yapılmıştır.
Materyal ve Metot
Materyal
Türkiye’de ÇED uygulamalarının incelendiği bu çalışmada, bugüne kadar
ülkemizde yürürlüğe giren ÇED Yönetmelikleri, Yeterlilik Belgesi Tebliği, farklı
sektörlerde hazırlanmış ÇED raporları ile AB’ye üye ülkeler arasından seçilen 4
ülkedeki (İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya) ÇED ile ilgili yasal düzenlemeler,
başlıca materyaller olarak kullanılmıştır. Ayrıca; yatırımcılar, rapor hazırlayan
kurum ve kuruluşlar, sivil toplum örgütleri ve kamu kurum ve kuruluşlarına ÇED
uygulaması ile ilgili yapılmış anket çalışmasına ait formlar ve önceden hazırlanmış
konuyla ilgili yayınlar, çalışmanın diğer materyallerini oluşturmaktadır.
Metot
Çalışmada izlenen metot dört aşamalı olarak gerçekleştirilmiştir ve akış
şeması Şekil 1’de verilmiştir. Çalışmanın 1. aşaması ÇED’in kuramsal içeriği ve
uygulanması ile ilgili mevcut durumun incelenmesini kapsamaktadır. Bu aşamada,
öncelikle konuyla ilgili yayınlanmış çalışmalar araştırılarak ilgili kurum ve
kuruluşlarla karşılıklı olarak görüşülmüş ve çeşitli kaynaklar taranmıştır. Çalışmanın
bu aşamasında öncelikle Çevresel Etki Değerlendirmesinin temel ilkeleri
belirlenmiştir.
78
Ç.Ü Fen Bilimleri Enstitüsü Yıl:2008 Cilt:17-7
1.AŞAMA
Kaynak Tarama
2.AŞAMA
Mevcut Durumun İncelenmesi
Yönetmeliklerin İncelenmesi ve
Karşılaştırılması
Sonuçlanmış ÇED Raporlarının
İncelenmesi
ÇED Uygulanan Projeler
4.AŞAMA
Seçme-Eleme Kriterleri
Uygulanacak Projeler
Anket Çalışması
3.AŞAMA
Çevre ve
Orman
Bakanlığı
Diğer Ülkelerdeki
Uygulamalar
Kamu
Kurum ve
Kuruluşlar
Sivil
Toplum
Örgütleri
Rapor
Hazırlayan
Kurum ve
Kuruluşlar
Araştırma Bulgularının
Değerlendirilmesi
Öneriler
Sorunların
Belirlenmesi
Şekil 1. Çalışmanın Akış Şeması
79
Proje
Sahipleri
Ç.Ü Fen Bilimleri Enstitüsü Yıl:2008 Cilt:17-7
Ülkemizde uygulanmakta olan ÇED Yönetmeliği çıktığı günden bu yana
hangi amaçlara ne ölçüde hizmet ettiğini anlamak için; 07.02.1993 tarih ve 21489
sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren ÇED Yönetmeliği, 23.06.1997
tarih ve 23028 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren ÇED
Yönetmeliği, 06.06.2002 tarih ve 24777 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak
yürürlüğe giren ÇED Yönetmeliği, son olarak da 16.12.2003 tarih ve 25318 sayılı
Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren ÇED Yönetmeliği ve bu
yönetmeliklerin geçerliliğini koruduğu 4 dönem karşılaştırılmalı olarak analiz
edilmiştir.
Çalışmanın 2. aşamasında, yürürlükte olan ÇED Yönetmeliğinde EK I
listesinde yer alan “Çevresel Etki Değerlendirmesi Uygulanacak Projeler Listesi” ve
EK II listesinde yer alan “Seçme, Eleme Kriterleri Uygulanacak Projeler Listesi”nde
yer alan Petrol ve Madencilik, Tarım ve Gıda, Sanayi, Atık ve Kimyasallar, Enerji,
Ulaşım ve Kıyı, Turizm ve Toplu Konut sektörlerine ait karar verilmiş ÇED raporları
incelenmiştir. Çeşitli sektörlere ait ÇED Raporlarının incelenmesi- değerlendirilmesi
sırasında ülkemizde yaygın olarak kullanılan yöntemler saptanmış, bu yöntemlerin,
etkilerin belirlenmesi ve değerlendirilmesinde yeterli olup olmadığı tartışılmıştır.
Çalışmanın 3. aşamasında ÇED Yönetmeliğinin uygulanmasıyla ilgili
taraflara (yatırımcılar, rapor hazırlayan kurum ve kuruluşlar, sivil toplum örgütleri ve
kamu kurum ve kuruluşlar) sürecin işleyişinde karşılaşılan sorunların saptanması
için anket çalışması gerçekleştirilmiş ve sonuçlar değerlendirilmiştir.
Son aşamada ise, daha önceki üç aşamada elde edilen bilgiler kullanılarak
ülkemizde halen geçerli olan ÇED Yönetmeliği uygulamalarında karşılaşılan
sorunlar belirlenmiş ve çözüm önerileri üretilmiştir.
Araştırma Bulguları ve Tartışma
Bu çalışmada Türkiye genelinde uygulanmakta olan ÇED Yönetmeliğinin
uygulanmasında karşılaşılan sorunlar irdelenmiştir. Araştırma sonuçları dört bölüm
halinde ele alınmıştır. Birinci bölümde Türkiye’deki ÇED sistemi ile ilgili olarak
hukuksal ve kurumsal altyapı, ikinci bölümde sonuçlanan ÇED Raporları ve Proje
Tanıtım Dosyalarının durumu değerlendirilmiştir. Üçüncü bölümde tez kapsamında
Türkiye genelinde yapılan anket sonuçları göz önüne alınarak ÇED sistemimizin ne
kadar etkin olduğu, dördüncü bölümde ise yapılan araştırma bulguları
değerlendirilmiştir.
Türkiye’de ÇED ile ilgili Hukuksal ve Kurumsal Altyapı
Türkiye’de çevre ile ilgili tüm düzenlemelerde olduğu gibi ÇED konusundaki
temel dayanak 18.10.1982 tarih ve 2709 sayılı “Anayasa”’nın 56. maddesidir. Bu
madde “ Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi
geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve
vatandaşların ödevidir” hükmünü getirmiştir. Ancak Türkiye’de çağdaş anlamda
ÇED uygulamalarının temeli 1983 tarihli ve 2872 sayılı Çevre Kanunu’nun 10.
maddesiyle atılmıştır. Buna maddeye göre “ Gerçekleştirmeyi planladıkları
faaliyetleri sonucu çevre sorunlarına yol açabilecek kurum, kuruluş ve işletmeler bir
80
Ç.Ü Fen Bilimleri Enstitüsü Yıl:2008 Cilt:17-7
“Çevresel Etki Değerlendirme Raporu” hazırlarlar. Bu raporda çevreye
yapılabilecek tüm etkiler göz önüne bulundurularak çevre kirlenmesine neden
olabilecek atık ve artıkların ne şekilde zararsız hale getirilebileceği ve bu hususta
alınan önlemler belirtilir. ÇED Raporunun hangi tip projelerden isteneceği ve hangi
makamca onaylanacağına dair esaslar yönetmelikle belirlenir”. ÇED Yönetmeliği,
yasal süresinden yaklaşık 10 yıl sonra 07.02.1993 tarih ve 21489 sayılı Resmi
Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir ÇED’in ülkemizde yeni olması nedeniyle
uygulamada ortaya çıkan sorunların giderilmesi, etkin ve verimli bir uygulamanın
sağlanması amacıyla 1993-1997-2002 tarihli yönetmelikler revize edilmiş ve
ülkemizde halen kullanılmakta olan ÇED Yönetmeliği, 16.12.2003 tarih ve 25318
sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Ancak, Çevre Kanununun yürürlüğe girmesinden bugüne kadar geçen
yirmi yılı aşkın sürede, ülkemizde ve dünyada çevre konusunda yaşanan hızlı
değişim ve gelişim karşısında, Çevre Kanununda bazı değişikliklerin yapılması
ihtiyacı doğmuştur. Bu kapsamda 26 Nisan 2006 tarihinde kabul edilen 5491 Sayılı
"Çevre Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun" 13 Mayıs 2006 tarih ve
26167 Sayılı Resmi Gazete' de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Çevre Bakanlığı
21 Ağustos 1991 tarih ve 20967 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 9 Ağustos
1991 tarih ve 443 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kurulmuştur. Çevre
Bakanlığı’nın Taşra Teşkilatı 1992 yılında 30 ilde örgütlenmiştir. Günümüzde her
il’de taşra teşkilatları mevcuttur. 2003 yılında ise Çevre Bakanlığı Orman Bakanlığı
ile birleştirilmiştir.
Çevre ve Orman Bakanlığının ana hizmet birimleri içerisinde sekiz Genel
Müdürlüğü bulunmaktadır. Bunlardan ÇED ve Planlama Genel Müdürlüğünün
görevleri; ÇED ile ilgili çalışmaları yapmak ve yaptırmak, ülkenin çevre önceliklerini
tespit etmek, kırsal ve kentsel alanla ilgili Bakanlığın koordinasyonu ile arazi
kullanım kararlarına uygun olarak tespit edilen alanlarda uygulanacak koruma ve
kullanma esaslarını belirlemek, çevre düzeni planlarını yapmak veya yaptırmak ve
bu planların uygulanmasını sağlamak, çevre envanterini ve çevre durum raporlarını
hazırlatmak, Bakanlıkça verilecek diğer görevleri yapmaktır.
Türkiye’deki ÇED ve Proje Tanıtım Raporlarının Durumu
Çevre ve Orman Bakanlığı’ndan elde edilen verilere göre Türkiye
genelinde 7 Şubat 1993 tarihinden itibaren 31.12.2006 tarihine kadar 1193 adet
ÇED raporu hazırlanmıştır. Bunlardan 1170 adet faaliyete “Çevresel Etkileri
Olumlu” 23 adet faaliyete ise “Çevresel Etkileri Olumsuzdur” kararı verilmiştir.
Ülke genelinde 07.12.1993-31.12.2006 tarihleri arasında hazırlanan ÇED
Raporlarının sektörlere göre dağılımı incelenmesi sonucunda petrol ve madencilik
faaliyetlerinin birinci sırada (%27), atık ve kimya tesisleri ikinci sırada (%17), sanayi
yatırımlarının üçüncü sırada (%15) yer aldığı görülmektedir. Bu üç sektörü sırasıyla
enerji yatırımları (%13), turizm ve konut tesisleri (%13), ulaşım ve kıyı yapıları (%9)
ile tarım ve gıda (%6) faaliyetleri izlemektedir. İller bazında dağılım incelendiğinde
ise en fazla ÇED raporu hazırlandığı iller arasında Antalya (87) ilk sırayı alırken
bunu İzmir (77), İstanbul (71) ve Kocaeli (59) takip etmektedir. Ayrıca 1997-
81
Ç.Ü Fen Bilimleri Enstitüsü Yıl:2008 Cilt:17-7
31.12.2006 tarihleri itibarı ile Türkiye’de 15510 adet faaliyet için Proje Tanıtım
Dosyası hazırlatılmış ve bunlar için “ ÇED Gerekli Değildir” kararı verilmiştir. Ülke
genelinde hazırlanan proje tanıtım dosyaları incelendiğinde en fazla proje tanıtım
dosyası hazırlanan iller arasında Antalya (947) ilk sırayı alırken bunu Muğla (800),
İzmir (763) ve Konya (652) takip etmektedir.
Çevre ve Orman Bakanlığının İzleme ve Kontrol Dairesi Başkanlığı Mayıs
1997 tarihinde kurulmuş olup 1997-31.12.2006 tarihleri arasında 613 ÇED
(%54,25) ve 1444 ÇED Ön Araştırma (%9,31) faaliyetin izleme-kontrolü yapılmıştır.
Anket Sonuçları
Türkiye’de ÇED yönetmeliğinin uygulamalarının etkinliğini belirlemek üzere
bir anket çalışması yürütülmüştür. Bu anket Türkiye genelinde ÇED sürecinde
görev alan toplam 105 uzman kişi arasında yapılmıştır. Türkiye’de ÇED sürecinin
etkinliğinin belirlenebilmesi için katılımcıların teknik olarak yeterliliklerinin uygun
olması ve ankette sorulan sorulara bilinçli yaklaşmalarının temini için ÇED
çalışmalarına katılmış olmaları ve birebir bu konuyla ilgilenmeleri gerekmektedir.
Ankete katılanların ÇED sürecindeki konumuna bakıldığında büyük bir kısmında
(%45,7) Çevre ve Orman Bakanlığı ÇED ve Planlama Genel Müdürlüğü ve
Bakanlığın Taşra Teşkilatları yer almaktadır. Bunu %36,2’lik kısmı ile rapor
hazırlayan kurum/kuruluşlar, %8’lik kısmını da proje sahipleri oluşturmaktadır.
%17,1’lik kısmı ise İnceleme-Değerlendirme komisyon üyeleri, sivil toplum örgütleri,
halkın katılımına eşlik eden yöre insanları, üniversitelerde ÇED konusunda eğitim
veren öğretim elemanlarından oluştuğu görülmektedir.
Çevre yönetimi sistemlerinin önemli bir parçası olan Çevresel Etki
Değerlendirmesi ile ilgili ülkemizde hazırlanan ÇED Raporları Formatlarında yer
alan konuların yeterliliğinin değerlendirildiği ankete verilen cevaplara bakıldığında;
mevcut arazi değerlendirilmesinin “iyi” (%34,51) hatta “mükemmel”e (%25,66)
yakın, modelleme (%34,07) ve CBS (Coğrafi Bilgi Sistemi) (%39,56) konularının
“yetersiz”, gürültü değerlendirmesi (%43,96), toz değerlendirmesi (%43,96) ve
emisyon değerlendirmesi (%47,25) konularının ise büyük bir oranla “yeterli” olduğu
görülmüştür.
ÇED Raporu hazırlanırken mevcut verilerin kullanılmasının yanı sıra elde
edilen verileri desteklemek için destekleyici araştırmalar, analizler, laboratuar
çalışmaları da yapılmalıdır. Bunun için ise teknik donanıma ihtiyaç vardır. Ancak
alınan cevaplar sonucunda teknik donanım için “bazen” (%36,26) hatta “sıkça”
(%32,97) sorunlarla karşılaşıldığı belirlenmiştir.
ÇED sürecinde İnceleme-Değerlendirme Komisyonunun oluşturulmasında
faaliyetin türüne göre diğer bakanlıklardan da teknik elemanlar görev almaktadırlar.
Bu elemanların ÇED Raporları ile ilgili bilgi ve becerileri ile olaya bakış açıları
birbirinden farklı olmaktadır. ÇED Raporlarının çevre yönetim sistemleri içerisinde
hak ettiği başarıya ulaşması için farklı disiplinlerden gelen teknik elemanların ÇED
sistemine karşı duyarlı olmaları gerekmektedir. Anket’te, ÇED sürecine katılan
diğer kurum ve kuruluşlardaki uzmanların ÇED’e karşı duyarlılıkları konusunda;
katılımcıların %34,44’lük kısmı “duyarlı”, %53,33 gibi yüksek oranda “kısmen
82
Ç.Ü Fen Bilimleri Enstitüsü Yıl:2008 Cilt:17-7
duyarlı”, %8,89’luk kısmı “duyarsız” şeklinde fikir beyan etmiştir. %3,33’lük kısmı
ise fikir beyan etmemiştir.
ÇED Raporları hazırlanırken kullanılan veri kaynaklarının yetersizlikleri
veya kullanılamaması konusunda katılımcıların %60,44’lük kısmı çalışmayı “çok”
sınırladığını ya da engellediğini belirtmiştir. Ülkemizde veri ve bilgi kaynaklarının
yetersizliği ÇED raporlarının amacına uygun olarak iyi hazırlanamamasına neden
olmaktadır.
ÇED Raporu formatı, sunulan proje tanıtım dosyasında yer alan bilgilere
göre, proje için oluşturulan İnceleme-Değerlendirme Komisyonu tarafından
hazırlanmaktadır. Ankete katılanlar, oluşturan formatın bölümlerinden, projenin
tanımı ve amacını “iyi” (%43,96), proje için seçilen yerin konumuna “iyi” (%39,56)
ve “yeterli” (%30,77), proje yeri ve etki alanının mevcut çevresel özelliklerini “iyi”
(%35,16), projenin önemli çevresel etkileri ve alınacak önlemleri “yetersiz”
(%35,16) ve halkın katılımı aşamasını da “yetersiz” (%35,16) olarak
değerlendirmişlerdir. Bununla birlikte halkın katılımı aşamasının “yeterli” (%31,87)
olduğunu söyleyen katılımcıların da sayısı az değildir.
Sonuçlar
Ülkemizde, yaklaşık 14 yıldan beri uygulanmakta olan ÇED sisteminin bir
özenti olmaktan kurtarılması ve yatırım izin sürecinin gereksiz ve yararsız bir başka
bürokratik halka olarak görülmekten uzaklaştırılması ve çevresel kalite değerlerinin
korunması ve geliştirilmesi yolunda kendisinden beklenen yararları tam olarak
sağlayabilmesi için sistemin işleyişine ilişkin olarak ortaya çıkan sorunların
kaldırılması gerekmektedir (Yıldız, 2000).
Ülke genelinde çevre düzeni planları tamamlanamadığından yer seçiminde
sıkıntılar yaşanmaktadır. ÇED’in ana unsurlarından olan yer seçiminin sağlıklı
yapılabilmesi için öncelikle çevre düzeni planlarının tamamlanması gerekmektedir.
Böylelikle gerek çevre envanteri, gerekse coğrafik bilgi sistemleri ve uzaktan
algılama yöntemlerinden yararlanılarak gerçekleştirilen çevre düzeni planları ile
yatırımcının önündeki engeller kaldırılacak, hızlı ve güvenilir planlar elde edilecek,
izleme-denetleme aşamasında faaliyetin kontrolünde yardımcı araç olacaktır.
Ülkede sanayinin gelişebilmesi ve çevrenin yeterince korunabilmesi için
çevresel etkileri incelenmiş organize sanayi bölgeleri kurulmasına ağırlık
verilmelidir. Çevresel etkileri önceden incelenmiş bu tür alanlarda kurulacak tesisler
için ayrıntılı rapor hazırlamak yerine daha küçük çapta ve yerel ölçekte raporlar
hazırlatmak mümkün olacaktır.
Proje ile projenin içinde yer alacağı mekan arasında uyumsuzluklar
saptandığı takdirde ya proje için daha uygun yer aranmakta yada seçilen yerleşim
mekanı için uygun olabilecek başka tür projeler geliştirilmektedir. Türkiye’de
yapılan ÇED çalışmalarında proje alternatifleri üzerinde yeterince durulmadığı ve
ÇED tekniğinin bu yönünün ihmal edildiği görülmektedir. ÇED raporu içeriğinde
önerilen proje ile ilgili alternatif çözüm önerilerine yeterli ölçüde yer verilmesi ve
irdelenmesi güvence altına alınmalıdır.
83
Ç.Ü Fen Bilimleri Enstitüsü Yıl:2008 Cilt:17-7
Yapılan anket çalışmasından da anlaşılacağı üzere, ÇED sürecine katılan
diğer kurum ve kuruluşlardaki uzmanların ÇED’e karşı %53,33 gibi yüksek oranda
“kısmen duyarlı” oldukları anlaşılmıştır. Çevre ve Orman Bakanlığı dışında kalan
bakanlık ve kamu kuruluşlarının ÇED konusunda ilgisizliği ve duyarsızlıklarını
önlemek için tüm kamu kuruluşlarının kendi bünyeleri içinde “Çevre” veya “ÇED”
birimi oluşturmaları sağlanmalıdır
Yapılacak yasal düzenlemelerle ÇED’in nihai ve tek belge olması
sağlanmalıdır. ÇED inceleme-değerlendirme komisyon üyelerinin nihai görüşleri,
izinleri tamamlar mahiyette olmalı. “ÇED Olumlu” belgesi alındıktan sonra sadece
bir inşaat veya tesis izni alınarak faaliyete başlanabilmelidir.
Halihazırda, ÇED Yönetmeliğinin 8. maddesi gereğince komisyona belli
konulardaki uzmanları çağırma yetkisini kendisinde tutmaktadır. Ancak,
komisyonların kimlerden oluşacağı net olarak belirtilmediği, sadece dosyadaki
bilgiler dikkate alınarak ilgili kurum kuruluş temsilcilerinden oluşturulacağı
belirtilmektedir. Uygulamada birliktelik sağlamak amacıyla komisyonlarda sektörel
bazda kimlerin olacağı “Uygulama Talimatları” ile netleştirilmesi sağlıklı olacaktır.
Ayrıca komisyona çağırılacak kişilerin sahip olmaları gereken bilgi donanımının
detayları ÇED Yönetmeliğinde netleştirilmelidir.
ÇED İnceleme-değerlendirme komisyonun oluşum biçimi ve bu kurullarda
yer alan üyelerin genel ÇED bilgisi ve çevresel etkilerle teknik bilgi düzeyleri
genelde yetersizdir. Aynı ÇED Raporu için komisyona katılan üyelerin her
toplantıda değişmesi, toplantılarda değişik istek ve görüşlerin oluşmasına neden
olmaktadır. Toplantılara katılacak kurum üyeleri için asil ve yedek üye olarak
seçilmeleri bu sorunu çözecektir.
ÇED konusunun ülkemizde amacına uygun uygulanabilmesi için, ÇED
raporu
hazırlayacak
firmalardaki
uzmanların,
İnceleme-Değerlendirme
Komisyonunda görev alacak kurum, kuruluş teknik personelinin, Çevre ve Orman
Bakanlığı ve taşra teşkilatları personelinin ÇED konusunda bilgilendirilmesine ve
eğitimine ağırlık verilmeli ve bu personelin deneyimleri arttırılmalıdır. Bunun için
Bakanlıkta kurum içi eğitim, meslek odalarında meslek içi eğitim verilmelidir. Ayrıca
ÇED uygulamalarında; rapor hazırlama, inceleme-değerlendirme ve karar verme
aşamalarında standartlara ulaşmak için sektör rehberi ve değerlendirme
kılavuzlarının hazırlanması gerekmektedir.
Çevre ve Orman Bakanlığının öncelikli olarak çevre politikasını oluşturması
ve uygulamaya alması gerekmektedir. Bakanlık, yetkilerini daha fazla oranda taşra
birimlerine devretmeli ve merkez olarak büyük ölçekli ve çok önemli stratejik planlar
ve programlar üzerinde durmalıdır.
Proje ile ilgili olarak ÇED süreci başlamadan önce, proje sahibinin resmi
kurum ve kuruluşlardan projenin yeri ile ilgili görüş alması ve sonrasında ÇED
sürecine başlaması, proje sahibi açısından hem zaman kaybını önleyecek, hem de
komisyon üyelerine karar verme aşamasında yarar sağlayacaktır.
ÇED çalışmalarının etkinliğinde önemli rol oynayan halkın katılımı
ülkemizde etkin bir biçimde uygulanamamaktadır. Dolayısıyla, ÇED sürecinde hem
halkın etkin katılımını sağlamak, hem de yatırımcıları bilgilendirmek üzere, ÇED
84
Ç.Ü Fen Bilimleri Enstitüsü Yıl:2008 Cilt:17-7
sürecini tanıtıcı toplantılar/paneller düzenlenmeli ve basın bu amaç doğrultusunda
etkin biçimde kullanılmalıdır. Hatta, bu konuda gönüllü kuruluşlardan
yararlanılmalıdır. Ayrıca ÇED sürecinde halka yapılan duyuru, toplantı tarihinden
en az 3 gün önceye kadar yapılabilmektedir. Bu çok kısa bir süreyi kapsamaktadır
Yeterli bir duyuru için ek araçlara ihtiyaç var ki, bu konu yönetmelikte “ ÇED
sürecinden önce proje sahibi tarafından, halkı bilgilendirmek amacıyla anket,
seminer vb. çalışmalar yapılabilir” cümlesi ile ifade edilmektedir. Yani medyanın
etkin kullanılması tamamen isteğe bırakılmıştır. Faaliyetin duyurulması yerel halkın
çoğunluğunun konudan haberdar olması garanti altına alınmalıdır.
ÇED Olumlu/ ÇED Gerekli Değildir kararı alan yatırımların uygulanması ve
işletilmesi aşamalarında ortaya çıkan ve önemli boyutlara ulaşan denetim
eksiklikleri mutlaka giderilmelidir. Bu kapsamda ÇED İnceleme Değerlendirme
Komisyonunda bulunan kamu kurum ve kuruluşlarında ÇED birimleri
oluşturulmalıdır.
ÇED Raporu hazırlamak durumunda olan kurum/kuruluşlar, devlet
kuruluşlarından, yatırım alanına ait bilgi toplamakta güçlük çekmektedir. Bazı
bilgiler ilgili kamu kuruluşu tarafından resmi olarak tanımlanmakta ve dışarıya
verilmemekte, bazı bilgiler ise çok değişik yerlerde ve dağınık olarak bulunmakta,
sağlıklı bir veri tabanı elde etmek çok güç, bazı hallerde hiç mümkün
olmamaktadır. Bu bağlamda bir Ulusal Çevre Bilgi Merkezi kuruluşu acilen
gündeme gelmelidir. Çeşitli noktalarda mevcut bulunan ve halen toplanmakta olan
bilgilerin bir araya getirilmesi, güncelleştirilmesi ve bunların ÇED çalışmalarına
esas teşkil edecek sağlıklı bir veri tabanı olarak, bu konu ile uğraşan kuruluşların
yararlanmasına açık olması, büyük bir eksikliği giderecektir.
Çevresel etkilerin değerlendirilmesinde en önemli unsurlardan birisi
matematiksel modellerdir. Planlanan proje ve faaliyetlerin karmaşık çevresel
sistemler üzerinde yapacağı etkilerin matematiksel modeller olmaksızın
belirlenmesi mümkün değildir. Ancak çalışma içerinde yer alan anket çalışmasında
ÇED raporlarında modelleme ve coğrafik bilgi sistemi (CBS) konularında yetersiz
olduğu belirlenmiştir. Matematiksel modeller ve CBS, ÇED çalışmalarında önemli
ölçüde zaman ve para tasarrufu sağlarlar. Dolayısıyla ÇED raporlarının
hazırlanması ve incelenmesi aşamasında bu iki konuya daha ayrıntılı yer
verilmesinin sağlanması gerekmektedir.
Çalışmada karşılaşılan bir başka altyapı sorunu da izleme denetleme
sistemlerinin yetersizliğidir. ÇED faaliyetlerinin her aşamasının izlenmesi ve
denetlenmesi personel, teknik donanım ve ödenek yetersizliği nedeni ile mümkün
olmamaktadır.
Mevcut
durumda
izleme-denetleme
faaliyetleri
için
kriterler/parametreler net bir şekilde kesinleştirilmediğinden süreç standart bir
şekilde uygulanmamaktadır. ÇED kapsamında İzleme –kontrol sürecinin etkinliğinin
arttırılması, sürece standardizasyon getirilmesi, izleme kriterlerinin belirlenmesi,
izleme plan ve programlarının uygulanması, personel ve teknik donanım
yetersizliklerinin giderilmesi, bu konuda tüm sorunları çözecektir. Ayrıca, İzleme ve
kontrol çalışmalarında üniversiteler, TMMOB, Mühendisler ve Mimarlar Odaları ve
Dernekleri, Çevre ve Orman İl Müdürlükleri ile bu konuda uzmanlaşmış
85
Ç.Ü Fen Bilimleri Enstitüsü Yıl:2008 Cilt:17-7
mühendislik-müşavirlik firmalarından yararlanılması için gerekli düzenlemeler
yapılmalıdır. İzleme ve denetlemeden sorumlu olanların görev alanları net bir
şekilde belirtilmelidir.
Tahrip olmuş bir ortamın onarım maliyetinin, bu ortamı kirletmeden önce
alınacak önlemlerle korumanın getirdiği maliyetten aşırı derecede yüksek olduğu
anlaşıldığından bu yana, yapılacak bir faaliyetin çevreyi tahrip etmeden ve
kirletmeden yerine getirilmesinin daha akılıca bir yaklaşım tarzı olduğu sonucuna
ulaşılmıştır. Sonuç itibarıyla “Çevresel Etki Değerlendirmesi” gelecek nesillere
yaşanmaya değer sağlıklı bir çevre devretmekte etkin bir araç olarak kullanılabilir.
Kaynaklar
ÇEVRE ve ORMAN BAKANLIĞI, 2006b. ÇED Olumlu ve ÇED Gerekli Değildir
Kararı verilen Faaliyetlerin İzleme Kontrol Sonuçları (Yayınlanmamış
Liste).
ÇEVRE ve ORMAN BAKANLIĞI, 2007. Çevresel Etki Değerlendirmesi Projeleri,
http://www.cedgm.gov.tr/cedsonuc.htm
PEKER, N., 1996. Bazı Faaliyet Tipleri İçin ÇED Raporlarında Kullanılabilecek
Kontrol Listesi ve Değerlendirme Matrislerinin Oluşturulması. Çukurova
Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Peyzaj Mimarlığı Ana Bilim Dalı Yüksek
Lisans Tezi, Adana.
YILDIZ, Ş., 2000. Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporları Mevzuat, Ulusal ve
Yerel Ölçekte Sorunlar, Çevresel Parametrelerin Oluşturulmasında
Geliştirilen Öneriler. Kocaeli Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü (Yüksek
Lisans Tezi), Kocaeli.
YÜCEL, M., 2001. Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED), Baki Kitapevi Yayını,
Adana.
86
Download