İsmail Taşpınar ”Hacı Abdullah Petrici`nin Hıristiyanlık Eleştirisi”

advertisement
İSMAİL TAŞPINAR
”HACI ABDULLAH
PETRİCİ’NİN
HIRİSTİYANLIK
ELEŞTİRİSİ”
T.C Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dinler Tarihi Yüksek Lisans
Prof. Dr. İsmail Taşpınar- Klasik Dinler Tarihi Metinleri Dersi FİNAL
KİTAP ÖZETİ VE DEĞERLENDİRMESİ
TUĞRUL KURT
FİNAL ÖDEVİ
Prof.Dr. İsmail Taşpınar
İslam-Yahudilik İlişkileri Dersi
Final
Önsöz:
“Hacı Abdullah Petrici’nin Hıristiyanlık Eleştirisi” adlı eserde İsmail Taşpınar 19.yy’da sürdürülen
yoğun reddiye çalışmalarına örnek teşkil edilebilecek önemli ilmî şahsiyeti ve çeşitli reddiye
çalışmalarıyla ön plana çıkmış olan Hacı Abdullah Petrici’nin ana fikirlerini ve eleştiri metodolojisini
zikretmektedir. Yazar sürdürmüş olduğu geniş çaplı araştırmalarla günümüze ışık tutacak bir takım
tespitlerde bulunmuş ve kaynaklarda hakkında karışık ve flu bilgiler yer alan Hacı Abdullah Petrici ile
ilgili bilgileri de bir araya getirmiş bulunmaktadır. Çalışma bir Giriş, 3 kısım ve bir sonuçtan
oluşmaktadır.
Biz bu çalışmamızda İsmail Taşpınar’ın kaleme aldığı eserindeki bilgileri ana hatlarıyla özetemeye
çalışacağız. Bununla ilgili Hacı Abdullah Petrici’ye ait olan temel görüşler hakkında da zaman zaman
değerlendirmelerde bulunulacaktır. Bu değerlendirmeler çalışmada italik olarak gösterilmiştir.
(Biz bu çalışmamızda eserin 2. Baskını esas aldık. Eserin 2014 yılında neşredilmiş yeni baskısı da
mevcuttur.)
Bizim kullandığımız baskı
eserin yeni baskısı
T u ğ r u l K u r t 1 | 26
Prof.Dr. İsmail Taşpınar
İslam-Yahudilik İlişkileri Dersi
Final
“Hacı Abdullah Petrici’nin Hıristiyanlık Eleştirisi” Prof. Dr. İsmail Taşpınar
Hem İslam topraklarında, hem de Batıda özellikle 19. Yüzyılda Müslüman ve Hıristiyanlar arasında
yoğun ilmî münakaşalar, hem sözlü- KELAM-APOLOGİA şeklinde olsun, hem de yazılı Makalat; Risale
veya REDDİYE tarzında olsun, sürdürülmüştür.
Burada şunu zikretmek gerekir. Din-i İslam ve Hıristiyanlıkta, her ikisinde de tebliğ/misyonerlik
görevi vardır. Bundan mütevellit her iki din mensubu ne pahasına olursa olsun ila-i kelimetullah için
çaba sarf ederler.
Çalışmanın giriş kısmında 19.yy’da Osmanlı topraklarındaki misyonerlik faaliyetlerin durumu ile
ilgili bilgiler sunulmaktadır. Daha sonra gelen birinci kısımda ise, Taşpınar Petrici’nin hayatı, eserleri,
önemi ve ilmî şahsiyeti hakkında bilgi sunmaktadır. Bu bilgileri Petrici’nin metodolojisini almak ve
temel fikirleriyle empati kurabilme açısından önemlidir. Nihayet ikinci kısımda eserlerinin metodu,
Petrici’nin kullandığı geleneksel ve modern İslam ve Hıristiyan kaynakların neler olduğu ile ilgili bilgi
vermektedir. Yazar üçüncü kısımda da Petrici’nin Hıristiyanlığa dair eleştirileri ele alınmaktadır.
Bununla ilgili Eski ve Yeni Ahit ile ilgili tahrif, tebdil, diller, muhteva vb. gibi konular ele alınmaktadır.
T u ğ r u l K u r t 2 | 26
Prof.Dr. İsmail Taşpınar
İslam-Yahudilik İlişkileri Dersi
Final
Giriş:
İsmail Taşpınar eserin Giriş kısmında 19.yy’da yapılan çalışmalar ve bu yüzyılın ehemmiyetine dair
bilgi vermektedir. “Hıristiyanların bir bütün olarak dünyada aktif misyonerlik faaliyetine giriştiği,
hatta kimilerine göre Hıristiyanlığın kendisini evrensel bir dine çevirme konusunda başarılı olduğu bir
zamandır.”1 Böylelikle müellif eser boyunca zikredilen konuların çerçevesini belirleyen yüzyıl
hakkında genel bir resim çizmektedir. Osmanlı devletinde özellikle Amerikan Protestan misyonerlerin
aktif oldukları belirtilir. Misyonerlik faaliyeti gelişi güzel değil, bilakis planlı ve demografik şartlar göz
önünde bulundurarak stratejik olarak dizayn edilmiştir. Adeta bir örümcek ağı gibi Osmanlı devletinde
önemli noktalara yerleşmiş ve faaliyetleri planlamış bir Protestan misyonerliğinden bahsediyoruz.
Taşpınar bu çalışmaların genel krokisini sunmaktadır. 3 bölgede sürdürülmüştür misyonerlik faaliyeti:
a) Batı Türkiye Misyonu: Merkezi İstanbul (Sivas, İzmir, Afyon …)
b) Merkezî Türkiye Misyonu: Antep merkezli (Adana, Halep …)
c) Doğu Türkiye Misyonu: Merkez, Harput (Bitlis, Erzurum…)
Osmanlı topraklarında 19.yy’da yürütülen misyonerlik çalışmaları zamanla farklı boyutlar
kazanmıştır. Bu dönemdeki misyonerlik çalışmalarıyla ilgili Taşpınar Merzifon Koleji müdürü White’in
şu sözlerine yer vermektedir: “Hıristiyanlığın en büyük rakibi Müslümanlık’tır. Müslümanlığın en
kuvvetlisi Türkiye’dir. Türkiye’yi devirmek için Ermeni Rum dostlarımızı terk etmemeliyiz.”2
Misyonerlik çalışmaları özellikle okullarda yapılmaya çalışılmıştır. Yani eğitimle birlikte
misyonerlik faaliyeti sürdürülmekteydi. Bunun anlamı aslında şudur: Çocukları kendi dinleri
1
İsmail Taşpınar, “Hacı Abdullah Petrici’nin Hıristiyanlık Eleştirisi, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi
Yayınları 2009, s.11
2
Taşpınar, a.g.e. s.14
T u ğ r u l K u r t 3 | 26
Prof.Dr. İsmail Taşpınar
İslam-Yahudilik İlişkileri Dersi
Final
doğrultusunda eğitmek ve geleceğin teminatı olan genç nüfusa nüfuz etmektir. Misyonerliğin
temelleri çok erken yaşta atılmaktadır.
Nitekim müellif daha sonra Katolik ve Protestan misyonerlerin hedef ve gayelerini kısaca
sunmaktadır:
1) Hıristiyan olmayanlara Hıristiyanlığı telkin etmek, İncil’i bilmeyenlere öğretmek
2) Katolikler için, Roma ve Doğu kiliselerini birleştirmek. Protestanlar için, Doğu kiliselerinin
protestanlaştırılması.
3) Osmanlı Devleti’nde yaşayan Katoliklere ve Protestanlara hizmet götürmek
4) Osmanlı tebaası olan Hıristiyanları Osmanlı Devleti’nden koparmak, kendi emellerine hizmet
ettirip onları bağımsız devletler haline getirmek
5) Osmanlı topraklarında rahip ve papaz yetiştirmek
6) Müslüman ve Türk çocuklarını dinî açıdan etkileyerek onları kendi milletinden koparmak.3
Bununla irtibatlı olarak misyonerlik faaliyetleriyle ilgili şunları demek mümkündür:
“Müslümanlara İslami inanç ve değerlerle ilgili çeşitli kuşkular uyandırmak suretiyle onları kendi
kimlik ve değerlerine yabancılaştırmaya yönelik çalışmalar da dikkati çekmektedir.”4
19.yy’da Türkçe olarak kaleme alınan ilk ilk reddiye, Hacı Abdullah Petrici’nin “izahu’l merâm”
adlı eseridir. Bunun haricinde yazılan reddiyelere örnek olarak şunları zikredebiliriz:

Harputlu İshak Hoca, "Şemsü’l hakika”

Sırrı Paşa, “Nûru’l hüda li- menistehda”

Ahmed Kemal, “Beyanü’l hakk”

Ahmet Mithat Efendi, 3 eseri var

…
3
4
A.g.e. s.16
A.g.e. s.18
T u ğ r u l K u r t 4 | 26
Prof.Dr. İsmail Taşpınar
İslam-Yahudilik İlişkileri Dersi
Final
Müellif’in diliyle, Osmanlı’da yapılan reddiyelerle ilgili şunu söyleyebiliriz:
“Osmanlı ilim adamları, Hıristiyanlığa karşı yazmış oldukları reddiye türü eserlerini kaleme alırken
sadece eski kaynaklardaki bilgileri tekrarlamakla kalmamışlar, aynı zamanda Hıristiyanlık’la ilgili
kendi dönemlerindeki ilmi gelişmeleri de takip ederek bunları eserlerine yansıtmışlardır.”5
I.
Kısım:
HACI ABDULLAH PETRİCİ’NİN HAYATI VE ESERLERİ:
A. Hayatı ve İlmî Kişiliği
Hacı Abdullah Petrici, bugünkü Bulgaristan topraklarında yer alan Siroz kenti civarındaki Petric
(Pedric) kendindendir. Vefatı 1886’dır ve naşı İstanbul Merkez Efendi yakınındadır.6
B. Eserleri:
Özellikle reddiye tarzı eserleri vardır. Bunlar genelde klasik reddiye malzemeleri ile modern
verileri birleştiren bir usul ile kaleme alınmıştır.7Hıristiyanların kutsal kitaplarının ilahî vahyin mahsulü
değil, daha sonraları tahrif, tebdil yollarıyla kaleme alınmış beşerî eserler/satırlar/sayfalardır.
Örnek:
1. İnciller ve Hıristiyanlık Eleştirisine Dair Eserleri:
a) Bürhan’ül hüda fi reddi kavli’n nasara
-
Mevcut İnciller’in Hz. İsa’ya vahyedilmiş İncil değildir
-
Dört İncil daha sonradan yazılan tarihi kitaplardır
5
A.g.e. s.20
A.g.e. s24
7
A.g.e. s.25
6
T u ğ r u l K u r t 5 | 26
Prof.Dr. İsmail Taşpınar
İslam-Yahudilik İlişkileri Dersi
-
İncillerde çelişkiler, birbirlerini yalanlamaları
-
Kur’an’da İncil’den bahsedilir, Hıristiyanlar bunu çoğalttı
-
Faraklit meselesi
Final
b) Risaletü’s samsaniyye
-
1276’da Arapça olarak kaleme alınmıştır. Esere ulaşılamadığından muhtevası hakkında
pek bilgi bulunulmamaktadır. Ancak Müellif yaptığı araştırmalar neticesinde bir takım
bilgilere ulaşmıştır.
Genel olarak şunu söylemek gerekir. Hacı Abdullah Petrici reddiyelerinde özellikle
Hıristiyanların elinde olan İncil’in ilahî vahyin mahsulü değildir. Petrici sadece Müslüman ilim
adamlarının görüşlerine değil, aynı zamanda Batı kaynaklarına da değer verir ve onlara da
değinir.
-
Müellif Petrici’nin Risaletü’s- Samsamiyye adlı eseriyle ilgili şunları söyler: “Hacı Abdullah
Petrici’nin Risaletü’s Samsamiyye adlı eserinin en ilginç konularından biri de apokrif
İncillerle ilgili kısımdır. Önce 1820’de yazılan İngilizce bir eserden hareketle İngilizce ’ye
tercüme edilmiş 24 apokrif İncil’in adını birer birer zikreden Petrici, daha sonra sadece
isimleri bilinen fakat elde mevcut olmayan 67 apokrif İncil’in daha ismini liste halinde
vermektedir.”8
Petrici Kur’an’da bir İncil’den bahsedilirken, mevcut Hıristiyanların ellerinde çokça İncil bulunduğunu,
tahrif edildiğini söyler. Hacı Abdullah Petrici bu teorilerinde biraz daha ileriye gider ve elde İncillerin
bulunmasından mütevellit Tevrat’taki bazı hükümlerin geçersiz olduğuna varır: “Abdullah Petrici’ye
göre, Tevrat’taki bazı hükümleri nesheden İncil’in elde olmayışı, dolaylı olarak Tevrat’ı da hükümsüz
kılmaktadır. Zira, elde İncil olmayınca hangi hükümlerin geçerli hangilerin kaldırıldığı bilinemez.”
8
A.g.e s.36-37
T u ğ r u l K u r t 6 | 26
Prof.Dr. İsmail Taşpınar
İslam-Yahudilik İlişkileri Dersi
Final
9
Bundan mütevellit Hıristiyanlar ancak Kur’an’a tabi olmaları gerektir. Ayrıca İncil’de bariz bir şekilde
tevhide aykırı ifadeler yer almaktadır.
Bundan da öte ilginç bir şekilde Petrici’ye göre İnciller’de Hz. İsa’ya ait sözlerin
olabileceğinden dolayı, (Tevrat ve İncillerden bazı ayetlerin olabileceğinden) ihtiyaten
abdestsiz dokunulmaması gerektiğini söyler. (s.39)
c) İzahu’l meram fi keşfi’z zalam
-
Bu eserin en önemli özelliği Türkçe kaleme alınmasıdır. 19.yy’ın ortasında Osmanlı
İmparatorluğundaki Hristiyan misyonerliğine karşı kaleme alınmış bir eserdir.
-
“Bir bakıma olgunluk dönemi çalışmasıdır”10
-
Bu eserde çeşitli sorular çerçevesinde cevaplar sunulmaktadır. Örnek teşkil etmesi
açısından birkaç soruyu örnek vermek gerekirse, şunları zikredebiliriz:
9
Gerçek İncil
nerededir?
İsa'nın
çarmıha
gerilmesi
hadisesi
İncilleri
kim yazdı
İncil ne
zaman
nasıl
oluştu?
ve
sonrasında
neler
oldu?
Teslis
inancı?
İnciller
neden
farklıdır?
Parakleitos
ile ilgili
ifadelerin
anlamı?
Hıristiyanlar
ehl-i kitap
mı?
A.g.e. s.39
A.g.e. s.41
10
T u ğ r u l K u r t 7 | 26
Prof.Dr. İsmail Taşpınar
İslam-Yahudilik İlişkileri Dersi
Final
2. Diğer Eserleri:
Petrici’nin reddiye tarzı eserleri haricinde de çalışmaları mevcuttur. Allah’ı zikretmenin fazileti ile
ilgili risalesi vardır- “Risaletü fî Zikrillahi Azze ve Celle”. “Risale fi Reddi’r Ravizi ve İsbatü
Temamiyyeti Kur’ani Azîmüşşâni adlı diğer eserinde ise, Kur’an-ı Kerim’in Hz. Peygamber
döneminde nazil olduğu şekliyle günümüze kadar nakledildiğini akli ve nakli delillerle
ispatlanmaya çalışmaktadır.”11
II.
Kısım: Hacı Abdullah Petrici’nin Eserlerinin Metodu ve Kaynakları
A. Hacı Abdullah Petrici’nin Eserlerinde Kullandığı Metotlar:
11
A.g.e. s.46
T u ğ r u l K u r t 8 | 26
Prof.Dr. İsmail Taşpınar
İslam-Yahudilik İlişkileri Dersi
Final
“Hacı Abdullah, İslam polemik kaynaklarının konuları ele alış tarzında klasik yöntemi genel
hatlarıyla sürdürmektedir.”12

Genel anlamda İncil’in tahrifi çerçevesinde konuları ele aldığını zikretmiştik yukarıda

Bunun yanında eserini herhangi bir bölünmeye tabi tutmamaktadır

Bazen aynı konuları farklı yerlerde de zikrettiği olur

Soru-cevap şeklinde konuları mütalaa eder (diyalog)

İslamî ilimleri esas alarak İncillere yaklaşır. Mesela İnciller’in rivayetlerinde hadis
usulündeki kavramları kullanır

Mukayeseli bir yaklaşım sergiler

Özellikle Risaletü’s Samsamiyye ve İzahü’l Meran adlı eserlerinde Hıristiyanların Kutsal
kitaplarında zikredilen inanç esasları ve genel olarak rivayetleri yine Hıristiyan kaynaklara
başvurarak eleştirmektedir
B. Hacı Abdullah Petrici’nin Kullandığı Kaynaklar:
Petrici’nin kaynakları arasında sadece İslam kaynakları kullanılmamaktadır. Yukarıda zikrettiğimiz
gibi Hıristiyan kaynaklara da başvurmuştur.
1. İslamî Kaynaklar:
a. Kur’an ve Hadisler
b. İmam Kurtubî “El İlam…”
c. Ebu’l Fazl el Malikî es Suudî “Müntehabü Tahcilü men harrefe’l İncil”
d. İbnü’lKayyım el-Cevziyye “Hidayetü’l hayara fi ecvibeti’l yehud ve’n nasara”
e. Taşköprüzade Ahmed Efendi “Miftahü’s-Saade”
f.
12
Katib Çelebi “Keşfü’z-Zünûn an esami’l kütüb ve’l fünun”
A.g.e. s.55
T u ğ r u l K u r t 9 | 26
Prof.Dr. İsmail Taşpınar
İslam-Yahudilik İlişkileri Dersi
Final
g. İsmail Hakkı Bursevî “Ruhu’l Beyan Tefsiri”
h. Kadı İyaz “Şifa-i Şerif”
i.
Altıparmak Mehmed Efendi “Mearicü’n nübüvve”
j.
Sadı Şirazi “Divan”
k. İmam Kuşeyri “er-Risale”
l.
Alaaddin Ali b. Muhammed b. Hattab el Baci “Es’iletü’t Tevrat”
m. İmam Busirî “Kasidetü’l Bürde”
n. Fahreddin Razi “Tefsir-i Kebir” ve “Metalib-i Aliye”
o. Ebü’l Berekat en Nesefi “Medarikü’t tenzil”
p. Abdullah Tercüman “Tuhfetü’l erib fi reddi ala ehl-i salib”
2. Hıristiyan kaynaklar:
a. Kitab-ı Mukaddes Tercümesi
-
Eski Ahit’e atıf: 36
-
Yeni Ahit’e atıf: 112
b. Apokrif İnciller
c. Kilise Tarihleri
d. Horn “Mürşidü’t talibin ile’l kitabi’l mukaddesi’s semîn”
e. Benjamin Schneider “Reyhanetü’n nüfus fi asli’l itikadat ve’t tukkus”
f.
Mustafa Seyyid Ahmed ez-Zerabi “Kurretü’n nufûs ve’l uyun”
g. Francois Marie Arouet de Voltaire “Felsefe Sözlüğü”
T u ğ r u l K u r t 10 | 26
Prof.Dr. İsmail Taşpınar
III.
İslam-Yahudilik İlişkileri Dersi
Final
Kısım: Hacı Abdullah Petrici’nin Hıristiyanlık Eleştirisi ve Tartışma Konuları:
A. Kitab-ı Mukaddes’in Tahrifi:
1. Eski Ahid’in tahrifi ve Tebdili
“Petrici, Kur’an’da açıkça “tahrif” ve “tebdil” ifadelerin yer aldığı ayetlerin tamaının Tevrat ile
ilgili olduğunu belirtmektedir.”13
Petrici’nin ifadelerine göre, Eski Ahit’in kendi tarihi serüvenine bakıldığında, yani yazıya
geçirilmesi, kanonizasyonu, korunması ve rivayetleri bağlamında değerlendirildiğinde, tahrif
edildiği aşikârdır. Bunun haricinde Tevrat’ın kendinde de çelişkiler bulunmaktadır.
2. İncil’in Tahrifi ve Yeni Ahid’deki Çelişkiler
“Abdullah Petrici, her en kadar açıkça “tebdil” ve “tahrif” ifadeleri kullanılmamış olsa da,
Kur’an’da İnciller ’deki sözleri hedef alan bazı ayetlerin bulunduğunu da kabul etmektedir.”14
Bununla ilgili Petrici Kehf suresindeki ayet-i celileyi zikreder.
“Hamd, Kitab'ı kulu üzerine indiren ve onda hiçbir çarpıklık kılmayan Allah'a aittir. Dosdoğru ki, Kendi katından şiddetli
bir azapla uyarıp-korkutmak ve salih amellerde bulunan mü'minlere müjde vermek için; şüphesiz onlara güzel bir ecir vardır.
Onlar orda ebedi olarak kalıcıdırlar. "Allah çocuk edindi" diyenleri uyarıp-korkutur. Bu konuda ne kendilerinin, ne atalarının
hiçbir bilgisi yoktur. Ağızlarından çıkan söz ne büyük. Onlar yalandan başkasını söylemiyorlar.”15
13
A.g.e. s.100
A.g.e. s102
15
Kehf 1-5
14
T u ğ r u l K u r t 11 | 26
Prof.Dr. İsmail Taşpınar
İslam-Yahudilik İlişkileri Dersi
Final
Taşpınar konunun daha net anlaşılabilmesi için Petrici’nin İzahü’l meram adlı eserinde İnciller
hakkında görüşünü zikretmektedir: “…(İncil’i) ba’dehû tercüme esnalarında nasara kendi zu’m ve
evhamlarına muvafık tercüme edip yazmak ihtimalleri dahi vardır. Zira, bu kitapları tahrif ve tağyir
etmek mine’l kadim merkumların âdet-i müstemirreleridir.”16
a. İnciller’in müellifleri
Petrici, İncil’in tahrifi ile ilgili çeşitli deliller getirir. Bu meseleye farklı yönlerden- boyutlardan
yaklaşarak, Kuran’ın da ifade ettiği gibi İncil’in çeşitli yazarlar tarafından tahrif edildiğini söyler.
Bunu nakli delillerin yanında aklî delillerle de açıklamaktadır.
Matta ve Yuhanna havarilerden sayılıp sayılmayacağı, yazdıkları İnciller’in mahiyeti ve muhtevası
hakkında da bilgi verir. Zira İnciller sadece dört taneden ibaret değildir. Sayısızca İnciller’in olduğu
söylenir, fakat erken dönem kilise babaları kanonizasyon sürecinde 4 İncil’e anlaşmıştır (Yeni Ahid
toplamda 27 kitaptan oluşmaktadır. 4 İncilin yanında 23 farklı mektuplar ve bölümler de
mevcuttur.)
“Petrici’ye göre Matta, kendisine nispet edilen İncil’i Hz. İsa’nın sermaye yükselişinden 5, 8 veya
12 yıl sonra kaleme alınmıştır. Kaleme aldığı bu eseri İsa’nın Doğumu olarak adlandırdığını bizzat
kendisi belirtmektedir. Yuhanna, yine Hz. İsa’nın göğe yükselişinden 45 veya 65 yıl sonra yazmıştır.
Markos 29, Luka 31 yıl sonra kendilerine nispet edilen İnciller’i yazmışlardır.”17
İncil müellifleri ile ilgili tam bir muamma vardır. Bazı araştırmacılara göre İnciller pseudoepigrafiktir. Mesela Matta İncilini de Matta yazmamıştır, onun adına yazılmış-neşredilmiştir.
16
17
A.g.e s.104
A.g.e. s.105
T u ğ r u l K u r t 12 | 26
Prof.Dr. İsmail Taşpınar
İslam-Yahudilik İlişkileri Dersi
Final
b. İnciller’in Tespiti, Kanonizasyonu ve Bablara Taksimi
“Hıristiyanlığın ilk 2. Ve 3. Yüzyılları içerisinde havarilere ve ilk dönem Hristiyanlara nispet edilen
kırk küsur İncil mevcuttur. Kilise, daha sonra bunlardan dördünü seçmiştir.”18
Petrici Risaletü’s Samsamiyye adlı eserinde Yeni Ahid apokriflerinden bahseder. 24 tercüme
edilmiş ve sadece günümüze ulaşmış olan 67 apokrif İncillerden bahseder ve ayrıca listesini
sunmaktadır. Petrici bu listeye İngiliz bir araştırmacının eserinde rastladığını söylemektedir. Daha
sonra Petrici İncillerin belirlenmesi ile ilgili yaygın olan bir kıssa (hikâye) aktarmaktadır. Bununla
ilgili Voltaire’in Felsefe sözlüğünde zikredilen önemli rivayeti aktarmaktadır. Petrici İnciller’le ilgili
bir takım teknik bilgi de vermektedir. İncillerin ilk defa 1240 yılında bablara ve fasıllara ayrıldığını
söylemektedir. Hugues de Saint Cher bunu yapan ilk kişidir.
c. İnciller’in Dili:
Petrici’nin sunduğu bir diğer delil de İnciller’de kullanılan dillerin mahiyetidir. Dillerden yola
çıkarak (üslup, terkip, belagat ve farklı dillerin kullanılmasından yola çıkarak) mevcut İnciller’in
İsa’ya verilen İncil’den farklı olduğu ortaya çıkmaktadır. İsa’nın kullandığı dil farklı, İncillerin
kaleme alındığı dil farklıdır.
d. İnciller Arasındaki Çelişkiler:
İnciller ’de yer alan bilgiler bazen farklılık, bazen de tenakuz ile doludur. İlahî bir vahiyde tenakuz
bulunması ise muhaldir. Er-Risaletü’s Samsamiyye ve İzahu’l Meram adlı eserden bu çelişkilere
örnek veren Taşpınar’ın zikrettiği örneklerden bizler de bir kaçını burada zikredeceğiz:
18
A.g.e. s.105
T u ğ r u l K u r t 13 | 26
Prof.Dr. İsmail Taşpınar
Matta'da Hz.
Meryem'in
nişanlısı
Yusuf'un
İbrahim'e
kadarki
atalarının sayısı
42 iken,
Luka'da 55
adettir. +
İsimler
tutarsızlıklar
vardır.
Matta+Markos
+lUka hacı
taşıyan Kireneli
Siman'dan
bahsederler.
Yuhanna'da ise
Haçı İsa'Nın
kendisinin
taşıdığı söylenir
Luka'da Hz.
İsa'nın
Davud a.s'ın
varisi ve kral
gönderildiği
berlirtilir;
Yuhanna'da
Hz İsa'nın
insanlar
kendisini
kral olarak
seçeçeğini
öğrenince
dağa
kaçtığında
bahsedilir
Yuhanna'da
Hz. İsa'nın
Yahya a.s'a
vaftiz olmak
için
gittiğinde
Hz.
yahya'Nın
onu tanıdğı
anlatılır;
Matta'da
Hz.
Yahya'nın
onu
tanımadığın
dan
bahsedilir
İslam-Yahudilik İlişkileri Dersi
Matta'da Hz.
İsa'nın
Petrus'u
övdüğü,
kilisesini o
kayanın
üzerine
kuracağı ve
göklerin
anahtalarının
kendisine
verildiğinden
bahsedilir,
Matta'da
birkaç
paragraf
sonra +
Markos+Luka'
da Petrus
şeytandır...
Matta'da 12
havariden
biri olarak
yahuda
İskariyot'un
cennetle
müjdelendiğ
i söylenir,
Markos+Luk
a'da Yahuda
hem
kurtuluşa
erip kürsüye
oturacak
olanlardan
sayılır ve
rüşvet aldı...
Final
Matta'da Yahya
a.s'In beklenen
İlyas olduğu
söylenirken
Yuhannada bu
Yahya
tarafından inkar
edilir
Matta+Markost
a Hz. İsa ile
birlikte çarmıha
gerilen 2hırsızın
da Hz. İsa'ya
hakeret
ettiğinden
bahsedilir.
Luka'dabu
hırsızlardan biri
hz. İsa'ya
hürmet
etmektedir.
Mattada
Yunus balığın
karnından
nasıl 3gün
kaldıysa,insan
oğlunun da
toprağın
içinde
3gün3gece
kalacağı
haberi
verilir.Luka'ya
göre İsa
çarmıhtan
indirildikten
sonra
defnedilmesi+
dirilmesi
1,5günde.
Markos'daebe
di hayatı elde
edecek
"Benim ve
İncil'in uğruna
terk edenler"
olduğundan
bahsedilir.
Matta+Luka'd
a "İncil ifadesi
yer
almamakta,
ayrıca
Matta'daa
"ismim
uğruna"
Luka'da ise
"Tanrı'nın
melekütü"
ifadeleri yer
alır
e. COMMA JOHANNEUM Meselesi:
Petrici İzah’ül Meram adlı eserinde Kitab-ı Mukaddes araştırmalarında önemli yere haiz olan ‘Comma
Johanneum’ meselesine dikkat çekmiştir. Bununla ilgili Taşpınar Petrici’nin eserinden alıntıda
bulunmuştur: “Nitekim; merkumun (Yuhanna) risale-i ûlâsının beşinci babında: ‘Çün gökte şehadet
edenler üçtür: baba, ve kelime ve Ruhulkudüs. Ve bunlar ise, üçü dahî birdir. Ve yer üzerinde dahi
şehadet edenler üçtür: Ruh, ve su ve kan. Ve bu üç nesne, öbür nesneye müttefiktir. İnsan şehadetini
kabul edersek, Allah’ın şehadeti dahî büyüktür. Zira, Allah’ın şehadeti budur ki, onunla kendi oğluna
şehadet eyledi’ deyû yazılmış olan ibareler fi’l-as yuhanna’nın kendi sözleri olmayıp dörtyüz tarihleri
T u ğ r u l K u r t 14 | 26
Prof.Dr. İsmail Taşpınar
İslam-Yahudilik İlişkileri Dersi
Final
esnalarında ona bir nasârâdan Augustinus nâm-ı rahibi kitab-ı
mezkûr kenarına şerh makamında yazdığı sözleri olduğu ve sonra
gelenler ‘ekânîm-i selâse^davasını ispat için asl-ı kitaba derç ü idhal
eyledikleri cümlenin malumları olarak, hatta yakın vakitlerde
Avrupa’da bundan dolayı haylice kîl ü kâller tehaddüs ettiği meşhur
ve gazete evrakında bile mestrudur.”19
Burada önemli olan bilgiyi, tedavüle nasıl girdiği ile ilgili bilgi
Taşpınar tarafından verilmektedir: “Konu, meşhur hümanist
filozof Desiderius Erasmus (1466-1536) tarafından İskenderiye’de
son şeklini alan ve Ortodoks Kilisesi tarafından kullanılan Yeni
Ahid’in Yunanca metnini esas alıp mevcut en eski Yeni Ahid
nüshaları ve Vulgata tercümeleri ile mukayese ederek tercüme
edilmesiyle gündeme getirilmiştir.”20
Yeni Ahit’in İngilizce tercümelerinde en meşhuru olan Authorized
King James Version (1611) da yer alan bu ifadeleri daha sonra
The New Revised Standard Versiyon ile kaldırılmıştır.
f.
Kur’an’daki İncil İfadesi:
Petrici’nin ve İslam âleminde yapılan reddiyelerde de sıkça
zikredildiği gibi diğer âlimler, Kur’an’da Hıristiyanların Kutsal
Kitaplarıyla ilgili tekil bir kavram olan İNCİL kelimesi kullanılır.
Ancak Hristiyanlıkta ise çokça İncil mevcuttur. Bundan mütevellit
hakiki İncil’in tahrif edildiği ve ortadan kaybolduğu (aslî şekliyle
19
20
A.g.e. s.116-117
A.g.e. s.117
Not: Kitab-ı Mukaddes
Tercümeleri
Günümüzde Kitab-ı Mukaddes (Bible) en çok dile
tercüme edilen ve satılan kitaplar listesinde en
önlerdeki sırasını yüzyıllardır korumaktadır.
Yahudi din adamları tarafından ilk başta İbranice
(Aramice olarak yazılan Ezra 4/8-6(18; 7/12-26;
Daniel 2/4-7/28; Yeremya, 10/11 hariç)olarak
kaleme alınan Yahudi Kutsal Kitabı M.Ö 250
yılında “Septuaguinta” adıyla Grekçeye
çevrilmesiyle başlayan bu tercüme seyri
günümüzde (2914) 2817 dile tercüme edilmiş
durumdadır. Bu çalışmamızda tercüme edilen
dillerden sadece birkaç tanesini ele alacağız:
Yunanca, Aramice, Süryanice, Latince, Ermenice,
Etiyopya’ca, Gürcüce, Eski Almanca, Arapça,
modern Almanca, İngilizce, Fransızca ve Türkçe
tercümeleri.
“IV. asrın sonuna doğru Kitab- ı Mukaddes’in
Latince tercümelerinin çokluğu, farklılıkları,
cemaate okunmasında ve ibadette, dine yeni
girenlere öğretilmesinde, Yahudiler ve
heretiklerle mücadelede ciddî sakıncalar
doğurmaktaydı.” Daha önce de Septuaguinta
tercümeleri kapsamında zikrettiğimiz gibi
Yahudi-Hıristiyan münakaşalarında Kutsal
kitabın mesajı son derece önemlidir. Dolayısıyla
tercümeleri de kimi zaman buna göre
yapmaktaydılar. Roma İmparatorluğunun
4.yy’dan sonra resmi dini olan Hıristiyanlığın,
İmparatorluğun ve o zamanın ticaret ve halkın
yaygın dili olan ciddi bir Latince Kitab-ı
Mukaddes tercümesine ihtiyaç vardı.
Hıristiyanlığın Roma İmparatorluğu altındaki
gündelik konuşma dili Latince olmuştur. Artık
Yunanca’dan çok (Roma’da sadece Latince)
Latince konuşulurdu. 4.yy’ın ilk çeyreğine kadar
yasak din olarak sayılan Hıristiyanlık “religio
licita”-serbest/legal din- olduktan ve
Konstantin’in de Hıristiyan olmasının
neticesinde 380 yılında I. Theodosius zamanında
Roma devletinin resmî dini Hıristiyanlık
olmuştur.1
Dolayısıyla burada bulunan Hıristiyanlar kendi
Kutsal Kitaplarını anlayabilmek için Latince
tercümeye ihtiyaç duydular.
15. Yüzyılda Gutenberg’in matbaayı bulmasıyla
birlikte, Kitab-ı Mukaddes çoğaltılmış yani
Vulgata çoğaltılmıştır. Ancak bununla birlikte
metin hataları da yayılıyordu. Robert Estienne
1528-1557’de Latince Kitab-ı Mukaddes’in, eski
yazma nüshalarını da kullanıp farklılıklarını
kenarlara not alarak, dokuz baskını yapmıştır.1
Bu daha çok İbranice orijinaline uyarak yapılan
tashih olmuştur. Trente konsilinde şu karar ilan
edilmiştir: “Asırlar boyunca bizzat kilisenin
kullanımıyla tasvip edilmiş olan eski ve Vulgata
neşir, otantik kabul edilmeli ve metni, mümkün
olduğunca doğru olarak basılmalıdır.”1Daha
sonraları Kitab-ı Mukaddes’in Latince son hali bir
türlü neticelendirilemedi. Ancak Clemens VIII ile
birlikte 1529’da bu tamamlandı. Artık
Vulgate’nin bu yeni metni tüm kiliselerce
kullanılması mecburî kılındı.
T u ğ r u l K u r t 15 | 26
Prof.Dr. İsmail Taşpınar
İslam-Yahudilik İlişkileri Dersi
Final
mevcut olmadığı) ile ilgili hâkim bir görüş vardır. “El’ân tavâif-i nasara yedlerinde bulunub esas-ı
dîn ittihaz ettikleri ve ‘Enacil-i Erbaa’ tesmiye ederek beyne’n nâs neşr ve ilân etmekte
bulundukları dört aded kitaplar Kur’an—ı azimüşşânda zikrolunan ve Cibril-i Emin vasıtasıyla İsa
aleyhisselam hazretlerine gökten nâzil olan asl-ı İncil-i Şerif değildir. Zira bu kitapları hazret-i İsa
semaya uruc ettikten sonra dört sefer ademler tarih ve siyer diyerek telif etmişlerdir.”21
g. Gerçek İncil’in Akibeti
Petrici’ye göre gerçek İncil, yani Allah tarafından Hz. İsa’ya vah yedilen İncil kaybolmuştur. Nasıl
ve ne zaman kaybolduğu ile ilgili farklı görüşler ortaya koyan Petrici, Risaletü’s samsamiyye ve
Burnaü’l hüda adlı eserlerinde İncil’in akibeti ile ilgili üç ihtimal sunmaktadır:
i.
Yahudiler Hz. İsa’yı öldürmek üzere yakaladıklarında İncil ellerine geçmiş ve onu ya ateşte
yakmışlar veya parçalamışlardır.
ii.
Hz. İsan’nın başına gelen olaylar vuku bulduğunda İncil’in henüz tedvin edilmemiş olması
ve bu nednele ‘kendisine indirilen (Hz. İsa) ile birlikte gitmiş’ olmasıdır.
iii.
‘Kasten olmasa dahi bozuk ve asılsız İnciller’le birlikte yanlışlıkla yok edilmiş olması
ihtimali vardır
h. Mevcut İnciller’deki Hz. İsa’nın Sözleri:
Petrici bu konuda İslam peygamberi Hz. Muhammed’den rivayet edilen “ne bütünüyle red, ne de
tamamıyla kabul” hadis ve genel ilkeye uymaktadır. Bunu şu şekilde ifade etmektedir: “Bütünüyle
tasdik edilmesi caiz olmadığı gibi, bütünüyle yalanlamak da uygun değildir. Bunun yerine ‘Ehl-i
Kitabı ne tadik edin, ne de yalanlayın; Allah’a, bizlere ve size indirilene, vd. inandık’ deyin
21
A.g.e. s.121
T u ğ r u l K u r t 16 | 26
Prof.Dr. İsmail Taşpınar
İslam-Yahudilik İlişkileri Dersi
Final
şeklindeki Peygamber a.s’dan nakledilen sahih hadiste de belirtildiği gibi, ‘Allah’a, bizlere ve size
indirilene inandık’ deriz.”22
Bundan mütevellit Tevrat ve İncil’e de abdestsiz dokunulamayacağını söyler Petrici. Ancak sunu
da belirtmek gerekir ki, Petrici’ye göre İsa’nın rivayet edilen sözleri ayet değil, ancak hadis
kategorisinde değerlendirilmesi gerekir. Buna göre de sözleri değerlendirdiğimizde hadis
usulündeki değerlendirme kriterleri esas alınır.
h. İnciller’in Mütevatir Haberin Şartlarını Taşımadığı
İnciller mütevatir haber şartlarını taşımadığından dolayı, üzerine itikadî bir mesela, inanç sistemi
bina edilemez. “Zira tevatürün şartlarından ilki, haberi nakledenlerin sınırlı sayıda olmamasıdır.
İkincisi, bizzat birbirini görerek büyük bir çoğunluğun (el-cemm’ül gafir) büyük bir çoğunluktan,
onların da büyük bir çoğunluktan naklediyor olmasıdır. Üçüncüsü; nakledilen sözler arasında tenakuz
ve ihtilaf (tutarsızlık) olmamasıdır. Dördüncüsü ise, haberi nakledenlerin yalan üzerinde birleşmelerin
aklen mümkün görülmemesidir. Oysa bu meselede durum hiç de böyle değildir.”23
i.
Hristiyanların ‘İncil’in Hz. İsa’ya İndiğini İnkârları
Hıristiyanların Hz. İsa’ya İncil adında bir kitabın indiğine inanmadıklarını belirtmektedir. “Çok
ilginç olan şeylerden biri de, Hıristiyanların İncil’in Hz. İsa’ya indiğini inkâr etmeleridir. Onlar ‘İncil’den
maksat bu dört tarih kitabından başkası değildir’ derler.”24
Bundan da öte Petrici İncil denilen kitabın Hz. İsa döneminde var olduğuna dair deliller zikreder.
(s.130). Müellif Petrici’nin muhtelif eserlerinde zikrettiği en önemli örnekleri zikretmektedir. Buna
göre verebileceğimiz örnekler şunlardır:
22
A.g.e. s.127
A.g.e. s.127
24
A.g.e. s.129
23
T u ğ r u l K u r t 17 | 26
Prof.Dr. İsmail Taşpınar
-
İslam-Yahudilik İlişkileri Dersi
Final
Matta ’da Yahya tutuklandıktan sonra İsa Celile’ye gider ve Allah’ın melekûtunun İncil’i ile
‘Zaman tamam olmuştur ve Allah’ın melekûtu yakındır’ demiştir.
Tevbe edin ve İncil’ê iman edin demiştir
-
Markos’ta “Benim için ve İncil için” sözleri yer alır
Bunların hepsi bize İncil denilen bir (matbu) kitabın varlığından haberdar etmektedir
Petrici’ye göre. Ayrıca naklî delillerin yanında aklî deliller de zikredilir. “Bir diğer akli delil ise;
Hz. İsa vefat ettiğinde onun yerini tutacak ve hem dünyevi hem de uhrevî meselelerde
insanlara yol göstermeye devam edecek bir rehberin bulunuyor olması gereğidir.”25
j.
İnciller ‘de Ahkâma İlişkin İfadelerin Yer Alması:
İnciller ‘de ahkâmın yer almaması demek, bu kitabın dinî unsurları taşımadığı anlamına
gelmektedir. Zira din normatiftir, ahlakî ilkelerle dinî bir sistemin düşünülmesi muhaldir. Petrici
bunu şu şekilde ifade etmektedir: “ahkâmı olmayan bir din düşünmek kesinlikle mümkün
değildir”26.
B. Teslis ve Bazı Hıristiyan İnançlarının Eleştirisi
Abdullah Petrici’ye göre “Hıristiyanlığa batıl inançları sokan kimseler, asıl itibariyle gerçekte
Hıristiyan olmayan kimselerdir. Onlar, zahiren Hıristiyan olduklarını söyleyen fakat gerçekte eski
inançlarını devam ettiren bazı fitneci felsefeciler ve putperestlerdir.”27 Buna göre Teslis gibi inanç
esasları, Hıristiyan olmayanlar tarafından daha sonra eklemiştir.
Petrici burada isabetli bir tespitte bulunmuştur. Zira Hıristiyanlığın tarihi arka planını ve
teşekkül sürecindeki sosyo-politik olaylara bakıldığında pagan kültürü, greko-romen dini inanç
ve düşüncelerden etkilendiği aşikârdır.
25
A.g.e. s.131
A.g.e. s.132
27
A.g.e. s.135
26
T u ğ r u l K u r t 18 | 26
Prof.Dr. İsmail Taşpınar
İslam-Yahudilik İlişkileri Dersi
Final
Petrici’ye göre Konsillerde (ilki İsa’dan sonra 325 yılında) yeni inanç unsurları Hıristiyanlığa
eklenmiştir. Özellikle İznik ve İstanbul konsilleri (Kadıköy konsili de dâhil) ilk dönem Hıristiyanlığın
temel kararlar aldığı toplantılar ve aslında dini kurultayları olmuştur.
Petrici bu eklenen ve sonradan müdahil olduğuna inandığı inanç esaslarına örnekler
zikretmektedir:
1. Teslis ve Enkarnasyon İnancının Eleştirisi
Bu konuyla ilgili Sabellius ilk olarak fikir atanlardan olduğu söylenir28. Daha sonra İznik konsili
çerçevesinde ve ondan sonraki yıllar, hatta yüzyıllar boyunca bu mesele tartışılmış ve
Hıristiyanlarda büyük bölünmelere ve tartışmalara yol açmıştır. Temel şizmalar özellikle teslisin
mahiyeti hakkında vuku bulmuştur.
2. Hz. İsa ile İlgili Bazı İnançların Eleştirisi
Haç çıkarmak, ikonlara tapınmak vs. gibi inançlar sonraları eklenmiştir.
a. Hz. İsa’nın Haça Gerilmesi İnancı
Bu inancın sağlam bilgiye dayanmadığını savunur Petrici. Ona göre “Hz. İsa’ya inanlardan bizzat haça
gerilme hadisesi gören hiç kimse yoktur”29.
Yani Petrici’ye göre Hz. İsa haça gerilmemiştir.30
28
A.g.e. s.137
A.g.e. s.145
30
Ancak burada şunu belirtmek istiyoruz. Petrici’nin haça gerilme hadisesinin olmadığı söylemesi ayrı,
bunun havariler tarafından görülmediğini söylemek ayrıdır. İslam inancında mevcut olan muhtelif görüşlerden
bir tanesine göre çarmıha gerilen Hz. İsa’nın değil başkasının olduğu yöndedir. Kur’an’da o hadiseye şahit
olanların (aleyhinde olanların) şüpheye düşürüldüklerinden bahseder. Ancak bundan yola çıkarak çarmıha
gerilme hadisenin havariler tarafından görülmediğini iddia etmek biraz daha delillendirmeyi gerektiren bir
husustur
29
T u ğ r u l K u r t 19 | 26
Prof.Dr. İsmail Taşpınar
İslam-Yahudilik İlişkileri Dersi
Final
b. Hz. İsa’nın Kabirden Dirilişi İnancı
Bununla ilgili bir önceki haça gerilme hadisesinde olduğu gibi kabirle ilgili rivayetlerin de yanlış
olduğunu söyler ve bunun tamamıyla yanlış olduğunu söyler. Ayrıca yeniden dirilmesi ile ilgili
rivayetlerde tenakuz ve farklılar vardır. Ayrıca kabirden dirilip ne dediği ile ilgili rivayetlerde farklıdır.
Âdemoğlu mu insanoğlu mu?
c. Kur’an’daki Hz. İsa ile ilgili ifadeler
Kurân-ı Kerim’de Hz. İsa ile ilgili ayetlerin bazılarının Hıristiyan akidesini destekler şekilde
algılamanın doğru olmayacağınızı ifade eder Petrici. Özellikle “Kelimetullah”, “Ruhullah”, “Ruhun
minh” gibi ifadeler bu şekilde algılanmaya müsait gibi görünmektedir. Petrici’ye göre İncillerde buna
benzer ifadeler Kur’an’daki ifadelere yakın görülmesi gerekir.
3. Ruhülkudüs ile ilgili İnançların Eleştirisi
Petrici’ye göre “Hristiyanların Rûhulkudüs ile ilgili inançları aslında tutarsız bir inançtır.”31 Petrici
ayrıca kelamî bir takım izahlarda bulunur ve sıfatın mevsuftan ayrı düşünülmesinin muhal olduğunu
dile getirir. Hıristiyanların ayrıca bunu yapmakla beraber, Allah’ın o sıfatını ayırıp Hz. Meryem’in
rahmine girdiğini söyleyerek şirke düşmüş oluyorlar. Hatta bazı Hıristiyanlara göre Rûhulkudüs
çocuğu ilka etmiştir. Dolayısıyla Ruhulkudüs’ün bir eseri imiş gibi bir izlenim bırakılmaktadır. Bu da o
zaman İsa-Mesih’in Allah’ın oğlu değil, Ruhulkudüs’ün oğlu olacağı anlamına gelmektedir.
4. Bazı Hıristiyan Ayin ve İbadetlerin Eleştirisi
C. Tevrat ve İncil’in Neshi
31
A.g.e. s.151
T u ğ r u l K u r t 20 | 26
Prof.Dr. İsmail Taşpınar
İslam-Yahudilik İlişkileri Dersi
Final
Hıristiyanların kutsal kitapları Eski ve Yeni Ahit olmak üzere 2 ana Bölüm/kısımdan oluşmaktadır.
Eski Ahit aynı zamanda Yahudilerin kutsal kitabıdır. Bu bakımda ortak payeleri vardır. Bundan dolayı
da Eski Ahit ve Yeni Ahit Petrici’nin ifadesine göre birbirinin telazümüdür. Bununla Petrici “Yahudi ve
Hıristiyanların hangi hükümlere uymaları gerektiği sorusunu gündeme getirmektedir. Hz. İsa yeni bir
şeriat getirmekle Tevrat’ın bazı hükümlerini neshetmiştir. Ancak, mevcut İnciller Hz. İsa’ya verilen
gerçek İncil olmadığına göre, hangi hükümlerin neshedildiği hangilerinin ibka edildiğini tespit etmek
mümkün değildir”32 dolayısıyla tek çare Kur’an’a bakmaktadır ve Kur’an- Kerim’i ölçü kabul etmektir.
Hz. Musa’nın şeriatının neshedildiğine dair Petrici’nin getirdiğini nedenleri İsmail Taşpınar eserinde
sunmaktadır. Burada kısaca özetini sunacağız:
1. Neden: Yahudilerin Hz. Musa’dan Hz. İsa’ya kadarki dönemde kendilerine gönderilen
peygamberleri öldürmeleri ve Allah ile aralarındaki ahdi bozmalarıdır.
2. Neden: Beytülmakdis’in yıkılmış olması Yahudiler arasında şeriatı yaşayan ‘bir insan-ı kamil’in
olmadığını göstermektedir.
3. Neden: Tevrat’ın Levililer kitabında emredilen ve yılda bir defa yapılan iki kurbanın kabul
edilmeyişidir.
4. Neden: Allah ile aralarındaki ahdi bozmaları ve dinden dönmeleridir.33
D. Hz. Muhammed’in Peygamberliği ve Tebşirat
Petrici’ye göre, bugün Hz. İsa’nın dinine göre dini hayat şekillendirmek ve yaşamak elinde
ahkâmın bulunmadığından dolayı yapamayacağını bildirmiştir. Bu bağlamda Petrici hem Eski
hem de Yeni Ahid’de geçen bazı ifadeleri değerlendirmektedir.
32
33
A.g.e. s.153-154
A.g.e. s 155-156 arasında bu nedenler açıklamalarıyla beraber mevcuttur.
T u ğ r u l K u r t 21 | 26
Prof.Dr. İsmail Taşpınar
İslam-Yahudilik İlişkileri Dersi
Final
1. Hz. Muhammed’in peygamberliğinin Zaruriliği
Hz. Peygamber’in geliş sebeplerden birisi de şüphesiz insanlara rahmet ve önder olmasıdır.
Bununla ilgili Kur’an’da birçok ayet vardır. Petrici burada özellikle Hıristiyanların ve Yahudilerin kutsal
kitaplarının tahrif edilmiş ve aslî nüshalarının elde bulunmadığından ötürü, Hz. Peygamber’in kuranla
birlikte indirildiğini söylemektedir.
2. Eski Ahid’de Beşaretle İlgili Yer Alan Ayetler
Hz. Peygamber’in diğer kutsal kitaplarda da müjdelendiği Kur’an’da birkaç yerde zikredilir.
Müellif burada Petrici’nin de seçtiği örneklerden 3 tanesini zikretmektedir.
i.
Bakara 146
َ‫َاب َي ْع ِرفُونَه ُ َك َما َي ْع ِرفُونَ أ َ ْبنَاء ُه ْم َو ِإ َّن فَ ِريقا ً ِم ْن ُه ْم لَ َي ْكت ُ ُمونَ ْال َح َّق َو ُه ْم َي ْعلَ ُمون‬
َ ‫الَّ ِذينَ آت َ ْينَا ُه ُم ْال ِكت‬
O kendilerine kitab verdiğimiz ümmetlerin uleması onu -o Peygamberi- oğullarını tanır gibi tanırlar, böyle iken içlerinden
bir takımı hakkı bile bile ketmederler
ii.
En’am 20
ِ
ِ
َ‫اءه ُمَالَّ ِذينَخ ِسُرواَْأن ُفس ُه ْمَف ُه َْمَاَيُ ِِْْنُون‬
ُ ‫اه ُمَالْكتابَي ْع ِرفُونهَُكماَي ْع ِرفُونَأبْن‬
ُ ‫الَّذينَآت ْي ن‬
Kendilerine kitâb verdiğimiz ümmetlerin uleması o Peygamberi kendi oğullarını bilir gibi bilirler, kendilerine yazık
edenlerdir ki ancak iyman getirmezler
iii.
Araf 157
ِ
ِ ِ
ِ ‫يََي ُدونهَِكْت‬
ِ ‫َِّبَاأل ُِِ َّيَالَّ ِذ‬
َ‫َوُِحُي ََُُم‬
َ ‫اه ْمَع ِنَالْ ُمنك ِر‬
َّ ‫الَّ ِذينَي تَّبِ ُعون‬
َّ ِ‫َالر ُسولَالن‬
ُ ‫وًبَعند ُه ْم َِِفَالت َّْوراةَوا َِل ِْجْني ِ َْأْ ُُِرُهمَ ًِبلْم ْعُرو َويَْن ه‬
‫ُ ُا‬
ِ ‫الطَّيِب‬
ِ ْ ‫اتَوُحُي ِرمَعلي ِهم‬
َ‫تَعلَْي ِه ْمَفالَّ ِذينَآِنُواَْبِِهَوعَّزُروهَُونصُروهَُواتَّب َُعواَْالنورَالَّ ِذي‬
ْ ‫صرُه ْمَواأل ْغاللَالَِِّتَكان‬
ْ ِ‫َاْلبآئثَويض ُعَعْن ُه ْمَإ‬
ُ ْ ُ
ِ
َ‫َه ُمَالْ ُم ْفلِ ُحون‬
ُ ‫أُن ِزلََِعهَُأ ُْولئك‬
Onlar ki yanlarında Tevrat ve İncilde yazılı bulacakları o Resule o, ümmî Peygambere ittiba' ederler o onlara ma'ruf ile
emreder ve onları münkerden nehyeyler, ve temiz hoş şeyleri kendileri için halâl, murdar şeyleri üzerlerine haram kılar,
T u ğ r u l K u r t 22 | 26
Prof.Dr. İsmail Taşpınar
İslam-Yahudilik İlişkileri Dersi
Final
sırtlarından ağır yüklerini ve üzerlerindeki bağları, zincirleri indirir atar, o vakıt ona iyman eden, ona kuvvetle ta'zım
eyliyen, ona yardımcı olan ve onun nübüvvetiyle beraber indirilen nuru ta'kib eyliyen kimseler, işte o murada iren müflihîn
onlar
3. Yuhanna İncili’ndeki ‘Faraklit’ Meselesi
Yuhanna İncilinde Hz. Peygamber’in müjdelenmesine yorumlanan FARAKLİT meselesi ile ilgili
Petrici bir takım görüşler ortaya koymaktadır. Yuhanna İncilinde Faraklit meselesinin geçmesi
Yuhanna İncilinin doğru ve sahih olduğu anlamına gelmez. Zira “bir kısmı doğru olan bir şeyin
hepsi doğrudur” ifadesinin mantıksal bir hata olduğunu söyler.34 Ancak bu Faraklit
meselesinin doğru olmadığı anlamına gelmez, bilakis doğruluğunu ifade eder. Müellif
Petrici’nin şu sözünü aktarır:
“Kaldı ki, alimler sadece Yuhanna r,vayet ettiği için o haberi kabul etmemektedirler. Bilakis, o
rivayetin dışındaki bir nedenden ötürü onu kabul etmektedirler. Onlar, bu rivayetin mefhumu
ile Allahü tealanın Kur’an’da Mesih’in dilinden tercüme ile ‘ve benden sonra gelecek ve adı
Ahmet olacak bir peygamberi müjdeleyen (Saff 6) şeklinde haber verdiği bir olayın mutabık
olduğunu gördüklerinde, zann-ı galib ile onu müjdelerden (beşarat) saydılar.”35
Yani sonuç olarak Yuhanna İncilin tahrifat unsuru olduğunu kabul etmekle beraber Faraklit
meselesinin zikredilmesi Hz. Muhammed’in müjdelendiği anlamına geldiği Petrici’ye göre açıktır.
Grekçe ve Latince Yuhanna 14:16:
kagô erôtêsô ton Patera kai allon Paraklêton dôsei humin
hina êi meth humôn eis ton aiôna
et ego rogabo Patrem et alium Paraclitum dabit vobis
ut maneat vobiscum in aeternum
34
35
A.g.e. s.163
A.g.e. s.163
T u ğ r u l K u r t 23 | 26
Prof.Dr. İsmail Taşpınar
İslam-Yahudilik İlişkileri Dersi
Final
E. Diğer Eleştiriler
Teslis, Faraklit ve tahrih gibi konuların yanında şu üç konuya da yer vermiştir Petrici:
1. Hıristiyanlar Ehl-i Kitap Mıdır?
Gerçek İncil’in yok olduğundan, yani günümüze kadar ulaşmadığından dolayı ehl-i kitap sayılıp
sayılamayacağı konusunu tartışmıştır Petrici. Petrici’ye göre Hıristiyanların ehl-i kitap olarak
isimlendirilmesinin sebebi şudur: “…böyle bir şeyi (Allah tarafından gönderilen bir kitabı)
kesinlikle inkâr eden müşriklerin aksine, Allah tarafından indirilen bir kitaba inandıklarını iddia
ettikleri içindir.”36
2. Pavlus’un Hıristiyanlığa Etkisi
Şimdiki Hıristiyanlığın asıl mimarı Pavlus’tur. Hz. İsa bir Yahudi olarak doğdu, sekizinci gün sünnet
edildi, Yahudi olarak eğitimini aldı ve hayatını sürdürdü. Ayrıca Hz.
İsa çarmıha gerildiğinde Roma’da bütün suçlu statüsünde
olanlarda yapıldığı gibi üzerine suçu yazılarak çarmıha
gerilmiştir. İsa’nın boynuna asılan levhada şu yazılıydı (roma
kaynaklarına göre): IESUM NAZARENUM REX IVDAERUM
(Yahudilerin kralı Nasıralı İsa)
Pavlus ise ilk başta İsa’nın yolunda olanlara karşıydı, ancak Şam’a
yine ilk dönem “Hıristiyanlara” karşı mücadele edebilmek için çıktığı yolda bir vizyon görürü ve
Hıristiyanlığı seçer. Şeytana benzetilen Saulus daha sonra Paulus olup Hıristiyanlığa yöne veren
kişi haline gelir. Petrici der ki “… malum ve müsellemleri olduğu üzre onlardan iki neferi ki, Markos
36
A.g.e. s. 165
T u ğ r u l K u r t 24 | 26
Prof.Dr. İsmail Taşpınar
İslam-Yahudilik İlişkileri Dersi
Final
ile Luka’dır, zikri âtî Pavlus’un şakirdleri olarak hazret-i İsa’nın asla yanında ve meclis_i âlîlerinde
bulunmayıp yüzünü bile görmemişler”37
“Pavlus Hıristiyanları kendisine inandırmış ve onlara çeşitli batıl inançlar öğretmiştir. Mesih’in
Allah’ın oğlu olduğunu, yiyecek ve içeceklerin tamamının mübah olduğunu, sünnet olmanın
gereksizliğini ve şer’î hükümlerin terk edilmesi gerektiğini söyleyen Pavlus’tur. Petrici’ye göre,
aslında Pavlus bir Yahudi olarak Hristiyanlardan intikam almıştır.”38
3. Yuhanna İncili ve Sinoptikler Meselesi
Yuhanna İncili Hıristiyan teolojisi için değerlidir, zira Yuhanna ’da diğer İnciller ‘de bulunmayan bir
takım farklı rivayetler vardır. Onlara örnek olarak şunlar zikredilebilir:
i.
“İbtida kelam var idi. Ve Kelam, Allah tealanın katında idi ve Allah kelam idi. Ol
fi’l-ibtida Allah katında idi.”
ii.
“Onlar ne kandan, ne beden ne de insan isteğinden doğdular; tersine Tanrı’dan
doğdular
iii.
Kelam, ceset oldu. Ve aramızda mekân tuttu. Ve biz onun celalini Baba’nın biricik
oğlunun celalini gibi gördük”
iv.
“Baba bendedir ve ben baba’dayım”…
v.
….
Yuhanna’nın yazdığı ancak diğer İnciller’in neden bunları yazmadıkları ile ilgili Petrici 4 fikir
sunmaktadır:
d) Matta ve Markos ve Luka bu sözlerin Hz. İsa’ya ait olmadığını bildikleri için yazmamış
olabilirler
37
38
A.g.e. s.166
A.g.e. s.167
T u ğ r u l K u r t 25 | 26
Prof.Dr. İsmail Taşpınar
İslam-Yahudilik İlişkileri Dersi
Final
e) Bu sözlerin İncil’den olmadığını ve kendisine atılmış bir iftira olduğunu bildikleri için
kitaplarına yazmamış olabilirler
f)
Bu sözleri işitmedikleri için yazmamış olabilirler
g) Duymuşlar, fakat unuttukları için yazmamış olabilirler39
İsmail Taşpınar eserini Petrici’nin şu sözleri ile nihayetlendirir:
“… el yevm, tavaif-i nasaranın cümlesi gitmekte bulunmuşlardır. Ve layıkıyla bahs muvaffak olanlar
dahi, âkibetü’l emr, akayid-i nasaradan rücu edip bi hidayetillahi teala Müslüman olmuşlardır. Kale
teala: ‘Men yehdillahi fe hüvel muhted ve men yuzlil felah adiye leh…”40
Sonuç:
“Hacı Abdullah Petrici, 19.yüzyılda Osmanlı Devleti’nin hemen her köşesinde faaliyette bulunan
Hıristiyan misyonerlerin giriştiği maddi ve manevi yıkıcı faaliyetlere karşı eserleri ile mücadele ederek
bu sahada önemli bir iz bırakmıştır. (…) Petrici, eserlerinde hem geleneksel reddiye türü eserlerinde
kullanılan kaynak ve delilleri hem de kendi döneminde yazılmış olan kaynakları ve onların sunduğu
delilleri kullanmıştır.”41
Petrici eserinde Hıristiyanlığın tahrif edilmiş bir olduğunu gösterir. Ayrıca İslam dininin mutlak
hakikati ifade eden ve korunmuş olan bir Kutsal kitaba, yani Kur’an’a sahip olduğunu söyler.
39
A.g.e. s.171’de bu ihtimaller sıralanmaktadır.
A.g.e. s.173
41
A.g.e. s.175
40
T u ğ r u l K u r t 26 | 26
Download