T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ………………. Sayfa: 1 17 Temmuz 2017 Pazartesi BİRİNCİ OTURUM Açılma Saat i: 11.07 BAŞKAN : Mustaf a ŞENTOP (İstanbul) BAŞKAN VEKİLİ: Reşat PETEK (Burdur) SÖZCÜ : Abdurrahman ÖZ (Aydın) KÂTİP : Muhammet Emin AKBAŞOĞLU (Çank ır ı) -----0---BAŞKAN – Değerli arkadaşlar, k ıymet li Meclis Başkan Vek ilim iz, Anayasa Komisyonunun değerli üyeler i, değerli genel başkan yardımcılar ı, grup başkan vekiller i, değerli millet vekili arkadaşlar ım, basınım ızın değerli mensuplar ı; Komisyon Başkanlık Divanı adına hepinizi sayg ıyla selamlıyor um. Hayı r lı çalışmalar diliyorum. Toplant ı yeter sayım ız mevcuttur. Anayasa Komisyonunun 26’ncı Yasama Dönem i İkinci Yasama Yılı 13’üncü toplant ısını açıyorum. Bugünkü toplant ı gündemim iz (2/1783) esas numaralı Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İç Tüzük Teklif i’dir. Alt komisyonun kabul ettiği met in üzerinden çalışmalar ım ıza devam ediyoruz. Hat ır layacağ ınız üzere, bir önceki toplant ım ızda İç Tüzük teklif inin geneli üzerindeki görüşmeler i tamamlam ış ve maddelerine geçmiştik, 1’in ci maddeyi okutmuş ve müzaker eler ine başlam ışt ık. Şimdi kaldığ ım ız yer den devam edeceğiz. 1’inci madde üzer inde söz almak isteyen Sayın Altay. Buyurun. ENGİN ALTAY (İstanbul) – Teşekkür ederim Sayın Başkan. Komisyonum uzun değerli üyeler i, sayın millet ve killeri; en son söyleyeceğim i en başta söyleyerek başlamak ist iyorum: Bu teklif , çoğunluk partisi bak ım ından Dim yat ’a pir ince giderken evdeki bulgurdan olma teklif idir, benden söylemesi, takdir sizin. Hiç şüphesiz, meclislerde çoğunluk partisinin ya da çoğ unluk grubunun kanun tasar ı ve teklif ler i konusunda belirleyic i olduklar ı muhakkaktır ama büt ün Parlamento tarihim iz göstermiştir ki çoğunlukçu anlayışla, çoğunluk imkânlar ıyla o anki pozisyona dayalı olar ak yapılan bütün kanun teklif lerinin de İç Tüzük değişiklikler inin de hepsinin daha sonra işlevsizleşt iği, yetersiz kaldığ ı, sonradan tekrar düzenlendiği, yeni düzenlemelerle güçlendirilmeye, işler lik kazandır ılm aya çalışıldığ ı muhakkak. Onun içindir ki AK PARTİ’nin on beş yıllık Par lam ento tarihinde bir k onuda 15 def a kanunu Meclise getirdiğine şahit olmuşuzdur. Biz , yapıcı muhalef et anlayışıyla sizi geriye dönük, an itibar ıyla da müteaddit def alar bu konularda iyi niyet le ve sam imiyetle uyarmam ıza r ağmen, bulunduğunuz pozisyonun gereği olar ak partinizin h iyerarşik yapılanması içer isinde ve alınan talimatlar çerçevesinde, burada, bu iç tüzük teklif ini ya da geçmişte getirdiğiniz kanun teklif lerinin olumsuzluklar ının, yanlışlıklar ının, eksikliklerinin bedelini de hem Türkiye hem millet ama daha çok da Tür kiy e Büyük Millet Meclisinin sayın üyeleri, gereksiz, f azla mesai yaparak, aynı konuda mükerrer iş ve işlem yapmak suret iyle, topyekûn zarar ett iğimiz de bir gerçek. T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ………………. Sayfa: 2 İktidar partisinin, çoğunluk partisinin hızlı kanun çık arma isteğini, seri çalışma isteğini, kaba bir bak ışla, anlayışla karşılamak da belki mümkün. Ama neden hızl ı, neden çabuk, neden ser i? Burada, bu Parlamentoda hep biliyoruz ki, bir kurum için, bir özel kurum için, bir kişi için, birkaç kişi için Parlamentoda kanunlar yapıldı ve bu kanunlar k anun olar ak elbette geçer li ve yürür lükte olduğu meridir ama kamu vicdanında kabul görmeyen kanunlar bu Mecliste, genellikle, özellikle AK PARTİ döneminde çok rastlanılan bir durum oldu. Onun içindir ki Parlamento m illet bakım ından bir “çare müessesesi” öz elliği ve alg ısını da zaman zam an yit irdi, Türkiye’de zenginiyle, f akiriyle, doğulusuyla, bat ılısıyla, kuzeylisiyle, güneylisiyle, “Parlamentonun seksen m ilyonun sorunlar ını çözm ek için var olduğu” gerçeği de çoğu zaman atlandı. İktidar Partisi bunun tam t ersini iddia edebilir, ona da sayg ı duyar ım ama orta yerdeki durum budur. Bu bakımdan ben her şeye rağmen, daha geç kalınmam ışt ır, bu İç Tüzük’ün de sizin maksadınıza çok hizmet edeceğini de düşünmediğimden ve ilk birleşimde Adalet Komisyonu Başkanı İyimaya’nın da söylediği gibi, aslında iç tüzüklerin bulunduğumuz pozisyondan bakarak değil de objektif , işleyebilen, ver imliliği sağlayan, ver imlilikle beraber hakkaniyet ve adaleti de içinde bar ındıran bir anlayışla, dolayısıyla bir uzlaşma kültürüyle -ki geçmişte bunun çok çok örnekleri var - yapılmasının f aydalı olacağ ını, olması gerekenin bu olduğunu ve hâlen geç kalınmadığ ını da söylemek ist iyorum, böyle düşünüyorum. Zaten 16 Nisanda yapılan, bizce, tabii, “mühürsüz seçim” olar ak tarihe geçen, meri ama gayr imeşr u yasa yürürlüğe girdiğinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi tümüyle sembolik, şekilsel, işlevsel olmayan bir kurum hâline dönüşecek. Bunun üzüntüsü ve ızdırabı içindeyiz, vicdanen bu konuda rahat değiliz. Dolayısıyla bu İç Tüzük tart ışmalar ının da çok f azla, eğer 16 Nisanda kabul edilen ref erandum çerçevesinde oluşan yeni Anayasa hayata geçtiğinde - 2019’da m ı olur, bu senenin kasım ayında m ı olur, onu bilemeyiz - bu İç Tüzük’ün çok kıym eti de aslında kalmayacak çünkü Par lamento 3 temel işlevinin 1’ini tüm üyle kaybedecek, 2’sine de bir ortak partner oluşturmuş olacak. Yani bizim Meclis olarak bir sürü işimiz var tabii ama üç mühim işimiz var; yasa yapmak gibi bir işimiz var, Hükûmeti, yür ütmeyi denetlemek gibi bir işimiz var, bütçe yapmak gibi bir işimiz va r. Savaş ilanı vesaire, onlar ı saym ıyorum. Yasaya, yasa yapma konusundaki yetkimize bir ortak getiriyoruz, Cumhurbaşkanını buna ortak ediyoruz. Bütçe yapma yetkimizi tümüyle kaybediyor uz, zira Parlamentodan bütçenin geçmemesi hâlinde yürüt me kendi bütçesin i f iyat lar ı eskale eder ek hayata geçir ip t atbik edebilecek. Denet im görevimiz de şekilsel ve sembolik bir hâle gelecek. Yani, şunun şurasında alt ı yedi ay, üç beş kanunu hızlı geçirebilesiniz diye getirdiğiniz bu teklif in aslında uzun vadede Par lamentomuza da çok hayr ı olacağ ına inanmayanlardanım. Sayın İ yimaya, size at ıf ta bulundum, bilg iniz olsun. AHMET İYİ MAYA (Ankara) – Teşekkür ederim. ENGİN ALTAY (İstanbul) – Değerli arkadaşlar, Anayasa, anayasalar yasalar ın ve iç tüzüklerin de, İç Tüzük’ümüzün de d ayanağ ı ve belir leyicisidir. Kanunlar ve anayasa, kat ılımcı, demokratik, çoğulcu ve uzlaşmacı nitelikleri taşırsa değeri ve önemi güçlenir, herkesin güvencesi ve teminat ı olur. Türkiye Büyük Millet Meclisi İç Tüzük’ü de öyle bir şey. Yani, demokratik olmay an, çoğulculuğu yok sayan, uzlaşmadan uzak, kat ılımcıl ıktan uzak yapılm ış her şeyin, yani kanun bak ım ından, T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ………………. Sayfa: 3 İç Tüzük bak ım ından, hatta genelge ve yönetmelikler bak ım ından değeri ve önemi özneldir, olaya ya da kişiye özelden öt eye gitmez. İç Tüzük çoğulculu ğun yerini çoğunlukçuluğun almamasının güvencesi ise gerçekten ayr ı bir değeri ve önemi olur. Elbette Par lam entoda çoğunluk grubu avantajlı ve belirleyicidir. Ama bütün dünya örnekler inde olduğu gibi Türkiye’de de bir seçim yapıyoruz, yürüt me belir leniyor bu seçimde ama sistemden sisteme değişmekle bir likte orta yer de bir de Par lamento var, parlamenter sistemde de Parlamentonun içinden ama seçime dayalı çıkan bir yürütme organı var. Başkanlık, yar ı başkanlık ve benzer sistem lerde de hem parlamento hem yürüt me organı var. Dünyada seçimli ya da seçimsiz bütün ülkelerde parlamentolar var, bir şekilde var, bir şekilde de yürüt me işini de üstlenen -adına “saray” deyin, “Külliye” deyin, “şato” deyin, “konak” deyin, “köşk” deyin, ne derseniz deyin - ayr ı bir yer var . Bakt ığ ınızda, yürütme işlevini yapan insanlar ın sıf atlar ı da bazen başkan olabilir, bazen kral olabilir, kraliçe olabilir, cumhurbaşkanı olabilir, başbakan olur, şu olur, bu olur. Ama bir tane mesele vardır, o da şudur: Bir yerde yür ütme güçlü, parlamen to sembolikse, orada demokrasiden bahsedilmez yürütmenin başındaki ne kadar iyi niyet li olursa olsun ama bir yerde par lamento güçlü, yürütme sembolik ya da bir eş güdümü sağlamakla mükellef se, bir liği, bütünlüğü temsil eden herkesin sayg ı duyduğu bir nokta daysa, o ülkelerde demokrasinin t ık ır t ık ır işlediğ ini, huzurun, bar ışın, sükûnetin olduğunu görürüz. Söylediğim gibi, elbette çoğunluk grubu avantajlı ve belir leyicidir. O zaman sorarlar… Ama çoğunluk grubu “Benim çoğunluğum var , ben her istediğimi yapar ım.” derse, e, parlamentolar ı kapatalım, part iler olsun, seçime gidelim, milletin ver diği oy nisabına göre partiler bir yürütme organı noktasında mutabakat sağlasın tek başına ve birden çok parti, e, kanunlar ı f alan da partiler genel merkezlerinde yapsın. N eticede m illetten, sandıktan çıkmadınız m ı? Millet yetkiyi X part isine ver diyse, genel merkezlerde kanun yapalım. Parlamentoyu niye tesis etmişiz, dünya demokrasi kültür ü buna niye gerek duymuş. Arkadaşlar güzel söylediler, Parlamentonun öncelikli işlevi k onuşmak ; konuşmak, havanda su dövmek değildir. Konuşmak, bazen Parlamentoyu oluşt uran siyasi partiler in bir k ısm ını rahatsız edecektir, etmezse o konuşmanın bir anlam ı yok. Yani muhalef etten rahatsız olmayan bir iktidar olmaz. İktidar ın uygulamalar ından mi llet adına m illetin müştekiliğine par alel olarak isyan et meyen bir muhalef et de olmaz. Herkes hadiselere kendi penceresinden bakar . Ama, söylediğim gibi, yasama yetkisini genel merkezler den kullanmak, parti hiyerarşisine Par lament odaki parmak sayısına dayalı olarak “Ben isterim, bu böyle olur kardeşim; işi uzat mayın, ben m illetten şu kadar oy aldım.” deme mant ığ ı, külüst ür bir mant ıkt ır, kimseye hayr ı olmayan bir mant ıkt ır. Türkiye Büyük Millet Meclisinde birkaç def a söylediğimi hat ır lar ım, çok beğendiğim bir söz var, yanlış da anlamayın: Demokrasi el kaldıran iki ördeğin bir f ile üstünlük sağladığı rej im demek değildir. Her şey çoğunluk demek değildir, ideal olan çoğulculuktur. İktidar partisinin, AK PARTİ’nin bu konuda, genel olar ak, Parlamentodaki, AK PAR Tİ’li Par lamentonun bulunduğu il günden ber i herhâlde bir Sayın Elitaş var bur ada, bir de ben var ım. Burada aralıksız var olan birisi olarak, iktidar partisinin gerek kanun değişikliklerinde gerek İç Tüzük değişikliklerinde gerek Anayasa değişikliklerinde bir çoğ unluk şımar ıklığ ı içinde hareket ettiğinin T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ………………. Sayfa: 4 sayısız örneğiyle de karşı karşıya kaldık. Sayın Elitaş gülümsüyor, aslında bu gülümsemesi ikrardan, bunu kabul ettiği anlam ına gelir. Ama, biz şunu söylüyoruz. MUSTAFA ELİTAŞ (Kayser i) – Zaman israf ına mey dan verm emek için hiçbir sataşmaya cevap vermiyorum. ENGİN ALTAY (İstanbul) – Çok güzel. Sataşma Par lament oda bir r itüeldir. Sataşmasız bir Parlamento olmaz. MUSTAFA ELİTAŞ ( Kayser i) – Sükûtum en büyük cevapt ır. ENGİN ALTAY (İst anbul) – Lakin, Mecliste zaman zam an olduğu gibi, sataşmanın bazen t acize dönüştüğüne tanık oluyoruz. Sat aşma yapıyorum diye, sataşacağ ım diye taciz eden özellikle iktidar partisine mensup çok sayıda millet vekili arkadaşım ızdan da muzdar ibiz bu konuda. Keşke usulünce, layığ ınca sataşılsa, bu çok güzel bir şeydir, k ıymet li bir şeydir, Par lamentoyu renklendiren bir şeydir. Ama, geçmişte Parlamentoda “sataşma” adı alt ında çok ciddi tacizler e maruz kaldığ ım ızı da hat ır latmam gerekir. Değerli arkadaşlar, yasama ve Hükûmetin iş ve işleml erini denet lemek bak ım ından parlamentolar konuşur, çok ve uzun konuşur. Parlamentolar ın çok ve uzun konuşmasının kendi içinde bir mant ığ ı var dır. Gözden kaçmasın diye konuşuruz. Anayasa’ya ayk ır ı olmasın diye konuşuruz. Hukuksuzluk olmasın diye konuşuruz. Ayr ışt ır ıcı ve kutuplaşt ır ıcı olmasın yapılan işler, çıkan kanunlar diye konuşuruz. Hakkaniyetten kopulmasın diye konuşuruz. Kamu yarar ı göz ar dı edilmesin diye konuşuruz. Temel değerler tahr ip edilemesin diye konuşuruz ki yasama kaliteli olsun, çıkan yasa lar işler olsun, kamu vicdanında karşılık bulsun, kabul görsün ve herkes için olsun; eşit, adil olsun diye konuşuyoruz. Meclis yasa üreten bir imalathane değildir. Elbette en temel ve en mühim işi adını da aldığ ı yasama organı sıf at ıyla yasa üretecek, üret tiği yasalar ın uygulanmasını denetleyecek, Meclisin ürettiği yasaya, imal ettiği yasaya Hükûmet de uyacak, birey de uyacak, toplum da uyacak. Bir eyden bir eye hak ihlali iddialar ı olur, buna mahkemeler bakar genellikle. Bireyden kamuya yönelik hak ihlali iddialar ı olur, buna da genellikle mahkemeler bakar. Kamudan bireye, devlett en bireye yönelik de hak iddialar ı olur, buna da mahkemeler bakar genellikle. Ama, kamu-toplum ilişkisinde bu mekanizmalar ı dengelemek, mahkemeler in bu ihlal iddialar ıyla ilgili hükü m vermelerinin de dayanağ ı Anayasa ve Meclistir. Hiçbir hâkim Mecliste kabul görmemiş, orta yerde olmayan bir kanun maddesine dayalı olar ak hüküm verem ez. Dolayısıyla, kamudan bireye olsun, bireyden kamuya olsun, bireyden bireye olsun hak ihlaller iyle ilgi li en az sorunu yaşamanın, en az sık ın t ı çıkarmadan en yüksek huzuru, sükûnet i, bar ışı, ref ahı ve mutluluğu tesis etmenin yer i de edilecek yer de Türkiye Büyük Millet Meclisidir ve oradan çıkar ılacak kanunlar ın hakkaniyeti ve adaletidir. Şu anda çok doğal olarak iktidar partisi ve bu teklif te onunla bir likte hareket eden Milliyetçi Har eket Partisi bu İç Tüzük’e kendi penceresinden bakarak bugünlerdeki, bu aylardaki, belki bu yıl içinde Mecliste sürat kazanmak için bu teklif i önüm üze getir iyor. Çok doğal ola r ak, biz de muhalef et partisi olarak, demin saydığ ım; gözden kaçmasın, Anayasaya ayk ır ı olması, hukuksuz olmasın; ayr ışt ır ıcı, kutuplaşt ır ıcı olmasın; hakkaniyetten kopulmasın ve sair, kamu yarar ı göz ardı edilmesin m ant ığ ıyla; temkinli, r ef leksli ve üzer i nde daha da çok müzakere T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ………………. Sayfa: 5 edilirse o kadar olgunlaşacağ ına, sağlık lı kanun üretebileceğimize olan inancım ızla ref leks gösteriyor uz. Yoksa, hiçbir imizin, babam ızın şeyi değil burası. Yani hiçbir imize özel bir çıkar sağlayacak değil. Sayın İ yimaya’nın ilk top lant ıda söylediği çok güzel bir şey vardı: “Bu İç Tüzük yapılmalı, yür ürlük tar ihi iki yasama dönemi sonr a olmalı.” Biz Elit aş’la ilk buluştuğumuzda bu mant ıkla bak ıp yürür lük tarihini biraz uzun tutabilsek, belki derli toplu, herkesin mut abakat içinde alt ına im za atacağ ı bir İç Tüzük’e sahip olm uş olacakt ık. Ama, göz göre göre Anayasa’ya ayk ır ı yasa im al etmek de yasama ruhuyla bağdaşmaz; bunun adı yasama olmaz, dayatma olur. Geçmişte, arkadaşlar ilk toplant ıda söyledi, şu kadar def ada şu kadar maddesi değ işmiş bir İç tüzük var orta yer de. Yani madde sayısı kadar neredeyse değişiklik yapılm ış ama hiçbir sonuç alınamam ış, o günün ihtiyaçlar ı belki bir şekilde giderilmiş. Kısmen çoğunlukçu ama genelde çoğulcu yaklaşımlarla İç Tüzükler yapılm ış ve o günün iht iyaçlar ı gider ilmiş. Geriye dönüp bak t ığ ınızda, özellikle İ ç Tüzük meselesinde Meclisim izin çoğulcu bir yaklaşım la, uzlaşmacı bir yaklaşımla İç Tüzük yapt ığ ını görüyoruz. Şimdi, burada iktidar der ki: “Ef endim, biz geldik size, teklif ettik ama siz yanaşmad ınız, kabul etmediniz.” Et meyeceğiz tabii. Etsek biz de sizin içinizde bir parça olur uz, biz sizin dışınızdayız. Siz ne kadar doğru iş yaparsanız yapın ki yapm ıyorsunuz ayr ıca, biz sizin bir eksiğinizi bulmak… MUSTAFA ELİTAŞ (Kayser i) – Bir daha söyler mis iniz baştaki cümleyi: “Ne kadar doğru iş yaparsanız yapın…” ENGİN ALTAY (İstanbul) – “Yaparsanız yapın ki yapm ıyorsunuz.” MUSTAFA ELİTAŞ ( Kayser i) – “Yaparsanız yapın, it iraz eder iz.” diyorsunuz. ENGİN ALTAY (İstanbul) – Demeyeceğim , bir dinle bakalım. Biz daha iyisini ar arız. Bak ın, ben size bir şey söyleyeyim: Türkiye Büyük Millet Meclisinde düşünceler kalıba sokulamaz. Mesela, Meclis başkan vekillerinin sıkça yapt ığ ı bir şey var, 64’e ayk ır ı müdahale. Dün Sayın Kahraman da bunu, İç Tüzük’ün 64’üncü madd esini açıkça ihlal etmek suret iyle konuşan hat ibin değerlendirmeler ine alternatif yorum getir di. Değerli millet vekiller i, bu Meclis konuşm ak için var. Bu Meclisin kürsüsünde konuşan bir millet vekilinin söyledikleri Anayasa' ya ayk ır ı bile olsa, konu nizama zar ar verecek bir if ade içinde dahi olsa, Meclis Başkanının buna müdahale hakkı yoktur. MUSTAFA ELİTAŞ (Kayser i) – Sayın Kahraman 83’üncü maddenin hakkını kullanarak, Anayasa 83. ENGİN ALTAY (İstanbul) - Sayın Kahraman, İç Tüzük’ün 64’üncü maddesiyle “oturumu yöneten başkan ve başkan vekillerine men edilmiş bir işi” denerek, 64’ü yok sayar ak müdahale etti, ne dedi? Tür kiye Büyük Millet Meclisi düşünceler kalıba sokulamaz değer li millet vekiller i. Düşünceyi beğenirsiniz beğenmezsiniz. Orta yer deki Anayasa’ ya ya da sisteme ya da bir yasaya, bir yönetmeliğe ayk ır ı olabilir. Bir ülkede Türkiye Büyük Millet Meclisi kürsüsündeki düşünce bir kalıba sokulacaksa o Meclis kapansın gitsin kardeşim, bize öyle Meclis lazım değil. Bir millet vekilinin “ Çok şükür hukuk iy i işliyor. Her şey ne güzel.” demek gibi bir mecburiyeti yoktur. Dünyanın en iyi sistemi de bu ülkede olsa millet vekili daha iyisini aramak, daha iyisine ulaşmak için eleştirel bakacaktır, eleştir el bak ıyorsa T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ………………. Sayfa: 6 millet vekilidir. Böyle şey olabilir mi? “Ef endi m, burada orta yerde bir düzen var, her şey güzel. Konuşma bunun aleyhinde.” Böyle şey yok, adam düşüncesini söyleyecek kardeşim . Biz hepimiz bunu dinleyeceğiz. Düşüncesini söyleme f ırsat ını kaybetmemek için, onun ve bizim kaybet memek için demokrasiye ve h akkaniyet li bir İç Tüzük’e ihtiyacım ız olduğunu bileceğiz. Türkiye Büyük Millet Meclisinin var lık sebebi, bir emir komuta zincirinde çoğunluk part isinin merkezinden ve indirilen yasalar ı sürat li ve ser i bir şekilde geçirmek değildir; o, en son işt ir. Türk iye Büyük Millet Meclisinin var lık sebebi, öncelikle Meclisi var eden demokrasim izi yüceltmektir, bu ülkenin demokrasiyle yaşayıp yür ümesine katkı sağlamakt ır. “Beş senede bir kere seçim yapar ız, millet in takdirini şu veya bu şekilde alır sak her istediğimi zi yapar ız.” anlayışı demokrasilerde olan bir anlayış değildir. Bizim gibi yar ım demokrasilerde, külüstür demokrasilerde, az gelişm iş demokrasilerde görülen bir hastalıkt ır. Tekrar söylüyorum: Uzlaşma kâr getirir, dayatma zarar getirir kazanana da kaybeden e de, çoğunluğa da azınlığ a da. Yemin ediyorum, inanarak söylüyor um: Buradan ettiğiniz hiçbir murat ve maksat hasıl olm ayacak. Çünkü bunu, bu İç Tüzük’ü tümüyle ortadan kaldıram ayacağ ınıza göre, en azından Anayasa’da teminat alt ına alınm ış kimi haklar ort a yerde durduğu sürece ve Parlamento eşittir konuşmak -dünyanın her yer inde böyle- olduğu sürece aha burada söylüyorum , çoğunluk partisine söylüyorum: Bu işten zarar edeceksiniz. Arkadaşım Ö zgür Bey’di galiba, söyledi: 100 maddelik kanun geliyor, şimdi uyum yasalar ı gelecek KHK’yla yapmazsanız. Şu nezakette bulunmadık m ı biz: Olumlu olan bütün maddelerde hiç konuşmadan hep bir likte oy ver erek geçirmedik mi? Yani “Benim çoğ unluğum var, ben bunu geçir irim.” Ee, geçirirsin. İşte, o zaman da Par lamentodan geçi receksen Parlamentonun o sistematiğine uyacaksın, o bedele katlanacaksın, üç gün değil de alt ı günde geçireceksin ki ben muhalef et olar ak tarihe ve kamu vicdanına, kamuoyuna karşı m üsterih olacağ ım. Ben de diyeceğim ki “Kardeşim, ben bunu bunu bunu söyledi m. Şu kadar süreyle Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü’nün bana ver diği haklar ı kullandım ama doğal olar ak çoğunluk part isi Mecliste yasalar ı geçir me konusunda belirleyicidir diyebileceğim.” Bu hakkım ı da elim den alacaksan bizi buradan sürün daha iyi. M illiyetçi Hareket Partisiyle bir kanun yapın, Anayasa değişikliği yapın, deyin ki: “İki parti anlaşıp da Meclis çoğunluğunun 367’sini sağlarsa, onlar isterse diğer partiler dört yıl, bir dahaki seçime kadar Meclise giremez.” diye bir değişiklik yapın valla hi billahi daha adil olur, daha makul olur. Böyle bir şey olabilir mi? “ Muhalef et konuşmasın ef endim, niye konuşuyor?” Biz dalkavuk değiliz ki, biz kavuk sallayamayız, biz yanlışa “ yanlış” demek için buradayız. Evet, parti hiyerarşisi var dır, bizim part imi zin genel merkezinde de bir karar alınır, Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun millet vekiller i buna riayet eder ler, işin doğası ve doğrusu budur, buna bir şey demem ama her söylenenin bir em ir komuta zincirinde kabul görmesi ve Parlamentoya bunun yansıması Par lamentonun r uhuna ayk ır ıdır, ben bunu söylüyorum. Şimdi, Anayasa’nın –Kom isyon üyesi arkadaşlar ım ız çalışt ılar, ben şimdi hiç if adeler e girmeyeyim - 2, 6, 7, 11, 25, 67, 68, 83, 87, 96 ve 98’nci maddeler ine bu T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ………………. Sayfa: 7 teklif ayk ır ı. Her m addede partim izin sözcüler i bunlar ı Komisyona anlatacaklar. Beğenelim, beğenm eyelim, orta yerde bir anayasa var. Yüz küsur def a değişmiş ama biz buna ne diyor uz? 12 Eylül Anayasası diyoruz. Şim di, 16 Nisandan sonra yeni bir anayasa vücut buldu, bunu da beğenmiyor uz, beğenmeyeceğiz ama “Hayır ef endim, ben bu 16 Nisan ref erandumundan sonra gelen Anayasa’yı kabul etmem.” deme hakkını da kendim izde görmüyoruz. “ Mer i ama gayrim eşru” diyer ek bu ort a yer deki Anayasa’ya biz uymaya yenisini yapana kadar devam edeceğiz. İ yi de kardeşim, siz n iye uymuyorsunuz ya? Siz niye uymuyorsunuz? Saydım, kaç maddesine ayk ır ı olduğunu iddia ediyoruz. Biri yanlış, ikisi yanlış, üçü yanlış; hepsi mi yanlış? Hepsi mi yanlış? İşte yasama şımar ıklığ ı, çoğunluk şımar ıklığ ı dediğim, içine düştüğünüz hâl bu hâldir . “Anayasa’ya ayk ır ı olabilir, benim Mecliste çoğunluğum var.” İyi, varsa var, al hayr ını gör. Bir şey elde edemezsin. Size zarar. Size zarardan geçtim, ne hâliniz varsa görün de bu Meclise ve bu millete zarar. Bunu söylemeye çalışıyor uz. Şimdi, şeklî ve sembolik, işlevsiz bir Meclise doğru gidiyor uz 16 Nisan Anayasası yürürlüğe girdiğinde. Şimdi, Türkiye Büyük Millet Meclisinin bu yasama f onksiyonu, bütçe hakkı, denet im hakk ı ortadan kalk ıyor. İşlevsellikten şekilselliğ e, etkililik ve belir leyicilikten se mbolikliğe dönüşen bir Meclisin üyeleriyiz. Bunu yar ın siz de kabul edeceksiniz. Ben maddelere şimdi girmeyeceğim, 1’inci madde çok açık. Yani üzerinde, tabii, t art ışmaya m uhtaç hâller var am a bu teklif harakir idir. İktidar partisine sesleniyorum: Bu t ekli f le yasama organı harakiri yapmaktadır. Sonuçlar ı bak ım ından kimseye bir hayr ı olmayacak. Bu teklif sayesinde “Hızl ı çıkaracağ ız.” dediğiniz kanunlar ı daha bozuk, daha ar ızalı, daha sorunlu çıkarmanıza vesile olacak bir teklif i getirdiniz. Biz Türkiye Büyü k Millet Meclisi İçtüzüğü’nün bize ver diği imkânlar dâhilinde bu teklif in yanlışlığ ını bıkmadan, yor ulmadan, usanmadan anlatmak zor undayız. Size düşen, Komisyon yönet imine düşen, sabır la, sük ûnetle muhalef etin uyar ılar ını, ikazlar ını, yapıcı eleşt iriler ini dinlemek. Dikkate alıp almamak çoğunluk partisi yetkililerinin ve yöneticilerinin işidir ama tekrar tekrar söylüyorum: Par lamento kıym ettir, değerdir, millî iradedir, millî iradenin tecelligâhıdır. Buradaki her üye, Parlamentonun her sayın üyesi çok kıymet lidir, aziz m illetimizin vekaletini üstünde taşım aktadır. Bu bilinç içinde, bu yaklaşım içinde misyonumuzun ve üstlendiğim iz görevin aziz millet imizin günlük hayat ını kolaylaşt ır acak, geleceğe güvenle bakmasını sağlayacak, memleketin huzuru, ref ahı ve m ut luluğuna hizmet edecek bir perspektif le bakmak işin şanıdır, yak ışanıdır. Parti hiyer arşisi içinde “Yuk ar ısı böyle istiyor, ne yapalım, yapacak bir şey yok.” deyip geçiştirivermek Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinin sayg ınlığ ına halel getir ir. İsim ya da parti zikretmiyorum, bu herkes için, hepimiz için geçer lidir. Komisyonun bundan sonr aki süreçte teklif i bu anlayış içinde değerlendirmesinde f ayda görüyoruz. “Biz böyle getirdik, virgülüne bile dokunmadan geçir iriz.” mant ığ ının da f aydalı olmadığ ını dü şünüyorum. Arkadaşlar ım ızın önergeleri de olacak maddeler kapsam ında; muhalef etten gelen önergeler de muhalef etten çok size hayır var dır, bu çerçevede bakmanızı da on beş senedir Mecliste bulunan bir arkadaşınız olarak naçizane size öner iyorum. Dinlediğini z için teşekkür ediyorum. Komisyona çalışmalar ın bundan sonraki aşamasında uyum, iş bir liği ve başar ı temenni ediyorum. T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ………………. Sayfa: 8 Teşekkür ederim Sayın Başkan. BAŞKAN – Sayın Alt ay, teşekkür ederim. Sayın Cengiz Aydoğ du, buyur un. CENGİZ AYDOĞDU (Aksaray) – Teşekkür ederim. Sayın Başkan, kıym etli arkadaşlar; yüce heyet inizi hürmetle selamlıyorum. Ayr ıca, geçtiğimiz haf ta, bilhassa son birkaç gün içerisinde ülkesine, devlet ine, millî var lığ ına, demokrasisine ve ver diği oya nasıl sahip çık acağ ını ve bu sahip çıkm a tutumundan hiç vazgeçmeyeceğini t ekrar gösteren yüce milletim i sayg ıyla selamlayarak konuşmama başlıyorum. Parlamento “konuşulan yer” diyoruz. “Konuşulan yer” denince, bu konuşma üzerine birkaç şey söylemek istiyorum arkadaşlar. “Dil, varlığ ın evidir.” der Heidegger; dilim izin içine inşa ederiz bütün zihniyet imizi, bütün müktesebat ım ızı; zihni bütün varlığ ım ızı dilim izle inşa eder iz; birbir imize dille alır, verir iz. Ancak yine bilim adam lar ının söylediği çok ironik ve trajik bir şey de var: Teknolojinin gelişmesinin, haberleşme imkânlar ının teknolojik hâle gelmesinin de konuşma kabiliyet ini ve dilin ilet işim imkânını zayıf lattığ ını söylerler. Buna Türkiye özelinde bir de son yüzyılda yaşadığ ım ız kült ür devrim ler ini eklerseniz biz konuşma konusunda oldukça güçlük ler içer isinde olan bir millet hâline geldik. Dilim izi tam olar ak öğretemiyor uz çocuklar ım ıza; dilim izin imkânlar ına, sözlük dağarcığ ına, lügat hazinesine tam olarak vâk ıf değiliz. “Dilimin sınır lar ı dünyam ın sınır lar ıdır.” diyor. Yine Malat yalı Niyazi Mıs r i “Dile hâkim olan mülke de hâkim olur.” diyor, dil böyle bir şey. Yine bir başkası diyor ki: “Felsef i problem lerin yüzde 90’ı dili tam kullanamamaktan doğar.” Tam burada bizim konumuza giriyor dil. Birbir imize meram ım ızı dille anlatamazsak el kol har eket leri yapar ız; o zaman da anlatamazsak ayakkabım ızı çık ar ıp f ır lat ır ız ama dilimizle meram ım ızı karşıya anlat ırsak çok rahat bir iletişim imkânı olur. Kıymet li arkadaşlar, kaymakamlığ ım ın ilk yıllar ında duyduğum bir sözü biraz değiştir erek ar z etm ek isterim . Diyor ki: “Yabani konuşmaktan utanır, dövüşmekten utanmaz.” Onun için, bizim bu İç Tüzük vesilesiyle Parlamentoda konuşma hususlar ını konuşurken dilim izle olan muaref emizi, dilim izle olan ilişkimizi mutlaka yeniden düzenlemek ve dil eğitim imizi, dil öğre timim izi geliştir mek zorundayız. Değerli arkadaşlar , parlament olar zannedildiği gibi kanun yapma iht iyacından doğmam ışt ır, parlamentolar ın ilk ortaya çık ış sebebi kanun yapm ak değildir, aksine bölüşme ihtiyacından doğmuştur; ilk çağlarda güç odaklar ının öncelikle sahip olduklar ı güç ve yetkiler ini, sonra da toprağ ı, mahsulü, ticaret i ve gelir i bölüşmek için kurduklar ı kurultaylardan oluşmuştur. Buna siz din adam lar ını da ekleyin, kılıç soylular ını da ekleyin ve bunlar ın ilk anlaşt ık lar ı parlamentolar ın, parlamentolara kaynaklık eden bu tür topluluklar ın ilk paylaşt ıklar ı, anlaşt ık lar ı, ver dikleri kararlar paylaşım la ilgilidir, gelirin, mahsulün, toprağın, vesairenin. Parlamentolar ın kanun yapması çok sonradır, yüzyıllar sonradır ve çok muhataralı, çet in süre çlerden sonradır. İlk zamanlarda kanunlar, yapılan şeyler değildi; kanunlar, bulunan şeylerdi, itaat edilen şeylerdi. Kanunun insanlar taraf ından yapılması f ikri insanlığ ın bir gelişme aşamasıdır. Dolayısıyla, şunu rahatlık la söyleyebiliriz: Anayasa hukuku yani yönet im hukuku mali hukuktan sonra gelişm iştir. Önce mali hukuk gelişmiştir, insanlar ın bölüşme hukuku. Lakin T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ………………. Sayfa: 9 parlamento hukuku her ikisinden önce gelişm iştir. Neden? Bir araya nasıl gelinecek, kim söz söyleyecek, bu sözler nasıl konuşulacak, bu adab ımuaşeret dediğimiz o ilk, kanun yapmayan parlamentolar ın dahi bir araya gelmesi bir kurala, kaideye bağlanm ışt ır. Şu anda konuştuğumuz İç Tüzük’ün de dâhil olduğu parlamento hukuku bütün hukukun kaynağıdır diyebiliriz. Ülkemiz açısından düşünüldüğünde, k ı ymetli arkadaşlar, parlamento hukuku bizde çok düşünülmemiş bir konudur . Mesela üniversiteler imizde “parlam ento hukuku” bilim dalı yoktur, anayasa hukukunun veya idare hukukunun bir bölümü olar ak, bir k ısm ı olarak öğretilir. Hâlbuki bir par lament o hukuku o lmalıdır, yüce Meclis bu konuda öncülük edebilir. Biz de parlamento hukukunun kaynağ ı nedir arkadaşlar? Anayasa’da yer alan hükümler, TBMM İçtüzüğü, Türkiye Büyük Millet Meclisinin İç Tüzük’le ilgili, İç Tüzük benzeri ihdas ettiği kararlar ve Anayasa Mahk emesinin karar lar ıdır. Buna mesela devlet hayat ım ızda cari olan teamüller i ilave edemiyoruz çünkü biz teamüller ini dikkate almayan bir m illet hâline geldik. Çünkü cumhuriyetle bir likte bir başlang ıç yapt ık, tar ihinin k ıymet ini, bir şeyin tarihî olmasının n e demek olduğunun kıymet ini ıskaladık ya da zaruret lerden dolayı erteledik. LEVENT GÖK (Ankara) – O söz sorunlu bir söz değil m i ef endim? CENGİZ AYDOĞDU (Aksaray) - Hangisi ef endim? LEVENT GÖK (Ankara) - “Cumhuriyetle beraber tarihimizi ıskaladık.” sözü. CENGİZ AYDOĞDU (Aksaray) – Ef endim, bu sorunlu bir söz değil. Cumhur iyet yeni bir başlang ıçt ır, yeni başlang ıç yapan bütün ülkeler tar ihler iyle biraz soğuk durur lar. Bu çok teknik bir if adedir Sayın G ök. Mesela W inston Churchill 1956’da f ilan bır ak ıyor Ba şbakanlığ ı. Bırakmadan önce İngiliz Parlamentosu “Chur chill’in bir portresini yapt ıralım.” diye bir ressam çağır ıyor lar. Churchill bahçesinde, ressam geliyor. “W inston, bir ressam gelmiş, kendisinin modernist olduğunu söylüyor. Senin portreni yapacak, göre vlendirilmiş.” “ Modernist mi? Adı ne?” diyor . Bir isim söylüyor, İngiliz ism i. “İngiliz ism i taşıyan birisi modernist olamaz.” diyor. “Niye olamasın?” “Çünkü biz hiç modernist olma ihtiyacı hissetmedik, çünkü biz hiç başlamadık, yeniden başlamadık. Almanla r, İtalyanlar yeniden başlayabilir , onlar moder nist olabilir çünkü onlar yeniden başladılar.” Bu çok müthiş bir sözdür, müthiş bir sözdür ve doğrudur. Neyi kastediyor Churchill? Şunu: Sanayi İnk ılabı dediğimiz şey Paris -Londra hatt ında gelişm iştir ve bir k ültür devrim ine müncer olmam ışt ır; İngiltere’de ve Fransa’da kültürel gelişmeler e, sosyal patlamalar a sebep olmuştur ama zor aki bir tepeden kült ür değişmesine sebep olmam ışt ır; ikisinin arasında çok büyük f ark vardır. Bu açıdan bak ıldığ ında, bizler Avrupa medeniyet i dair esine girmek için bazı şeylerde sıf ırdan başladık, mesela harf inkılabı gibi. Dolayısıyla, bu açıdan, yani… LEVENT GÖK (Ankara) – “Harf inkılabı yanlış.” m ı diyorsunuz? CENGİZ AYDOĞDU (Aksaray) – Ef endim, müsaade edin… LEVENT GÖK (Ankara) - Sayın Başkan, hatibin konuşmasını bölmek istemiyorum ama… CENGİZ AYDOĞDU (Aksaray) – Müsaade edin… BAŞKAN – Hepimizin f arklı düşünceleri olabilir yani. Şimdi, söylersek konuşamayacak yani. Lütf en… T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ………………. Sayfa: 10 MUSTAFA ELİTAŞ ( Kayser i) – Biraz önce Sayın Altay 64’ü uya r dı... LEVENT GÖK ( Ankara) – Yani, şunu if ade edeyim: Arkadaşım ızın da o söylediği cümleye kat ılmadığ ım ızı biz de zabıt lar a geçirelim. BAŞKAN – Tamam, yani… CENGİZ AYDOĞDU (Aksaray) – Ef endim , şunu söyleyeyim: Ben tar ihe karşı demedim, tarihle ilişkim iz pr oblemli dedim. Kelimeler imi dikkatle seçer ek söylüyorum, lütf en… Her neyse. Kıymet li arkadaşlar, demokrasilerde milletin hâkim iyet i ve Meclisin üstünlüğü esast ır; bu, hiçbir şekilde değişt irilemez. “ Meclisin üst ünlüğü” prensibi bizim Anayasa değişikliğimiz den sonra da esas olandır. Bu it ibar la, “İç Tüzük” dediğimiz şey millet in hâkimiyet inin tecelli tar zını tanzim etmekten ibarett ir. İç Tüzük konular ını konuşurken aslında millî ir adenin tecelli ve tasarruf tarzını konuşuyor uz. Yani, meseleyi buradan aldığ ım ızda ne kadar önemli bir husus üzer inde konuştuğumuzu, evet, “Bir ülkenin kanun yapma usul ve esaslar ını konuşm ak, aslında o ülkede milletin Parlamentoya yansıyan tercihler inin nasıl hayata geçtiğini konuşmak demektir ve “Parlamentolar konuşulan yerlerdir. ” deniyor. Par lament olar yönet ilen yer lerdir. Bir inci işlevi par lam entonun kanun yapmaktır, bunu konuşarak yapar, usulü odur. Bunu yaparken nasıl yapar? Her zaman uzlaşı olm asa da konuşularak yapılan yer lerdir ve bu it ibarla bur ada dikkat edilmesi gereken şey, millet in çoğunluğun dengesinin, ahenginin kurulması gerekir. Burada iktidar da muhalef et de millet in seçip gönderdiği insanlardan oluşur. İktidar ve muhalef et bir likte millî iradeyi oluştur ur par lamentoda. Almanya’dan kaynaklanan ve büt ün parlamento h ukukuna, bütün evrensel olarak bir ilke geçen bir pr ensibi okumak istiyorum. “ Millet vekilleri, bütün halk ın t emsilcisidir ler, yalnızca kendi vicdanlar ına karşı sorum ludurlar. Hiçbir şekilde seçmenler ine ve part ilerine düşünce it ibar ıyla, sorumluluk açısınd an, özgür lük açısından kayıt lı değildirler.” Bu, bizim ülkemizde biraz pr oblemli bir sahadır. Bunlar bizim problem imiz, konuşacağ ız bunlar ı. Bizde “mahalle bask ısı” denilen şey... Bunu geçtiğimiz yıllar da tart ışt ık. Millet vekilinin kendi partisiyle olan il işkisi açısından problemlidir. Bunun bir şekilde düzeltilmesi, bunu düzeltirken de birbirim izi suçlamadan... Çünkü hepim iz aynı ülkenin, aynı anlayışın, aynı geleneğin, aynı zihniyet in bir şekilde bir yer inde duruyor uz. Çoğulcu dem okrasinin gereğini yapar ak Par lamentoda çoğunluğu seslendirmeliyiz ancak çoğunluğun da ülkeyi yönetebilmesine imkân vermeliyiz. Yani bunun bir diğerinin engellemesi, bir diğer ine üstünlük sağlanmasının önüne geçilmeli. Parlament olar ın asıl işlevi -tek rar ediyor um - çoğunluğun ülke yi yönetilme imkânının, f ırsat ının parlamentoda her zaman cari olmasıdır. Kıymet li arkadaşlar, İç Tüzük’ün kapsam ı düzenlediği konular ın saha ve sınır lar ı bilinmekle bir likte Anayasa Mahkememiz bir karar verm iş 1977’de, bu da genel kabul görmüş. Burada d iyor ki: “ Bir kanunun İç Tüzük’le düzenlenebilmesi için onun Meclisin çalışma alanı içinde olması gereklidir.” Burası çok önem li, Meclisin çalışma alanı içer isinde olması. Meclislerin Anayasa gereği olarak görev ve yetkiler i içinde olmayan konulara ilişkin çalışmalar ın İ ç Tüzük hükümleriyle düzenlenmesi ve o yoldan Meclisler in gör ev alanının içine sokulması imkânsızdır. İ ç Tüzük metinler i hukuki vasf ı itibar ıyla kanun değ ildir. Her ikisini de par lamentolar ın yapmasına rağmen, kanun ile İç Tüzük arasındaki e n önemli f ark, İç Tüzük T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ………………. Sayfa: 11 hükümleri sadece millet vekiller ini bağlar. Kanunla bütün vatandaşlar a hüküm getirilir, yükümlülük yüklenir. Bu itibar la yine Anayasa Mahk emesinin bu konudaki bir karar ını ar z etmek isterim. “Meclislerin iç tüzükler i kendi çalışmalar ıyla ilgili olmayan ve onlar ın sınır lar ını aşan konular ı düzenleyici hüküm koyamazlar. Zira iç tüzüklerin hükümler i sadece ilgili meclisin çalışmalar ında uygulanacağ ından ancak o meclis üyelerini bağlayabilir ve meclis iç tüzükler i Anayasa Mahkem esi denet imine tabidir.” Peki, kanunla İç Tüzük yapılabilir mi, İç Tüzük konular ı kanunla düzenlenebilir mi? Hayır, düzenlenemez. Anayasa’m ızın ilgili maddesi bunu yasaklam ışt ır. Gerçi bizim hukukumuzda bir kanun alanı yoktur. Kanunlar her alanı düzenleyebilir ama İç Tüzük’le ilgili münhasır an Anayasa’m ızda hüküm bulunduğu için kanunla düzenlenemez. Yasama meclisler inin usul bak ım ından muhtar iyet lerinin önem ini işaret etmek isterim. Değerli arkadaşlar, amaçlar ın, araçlar ın, bak ış açılar ının, pratik gereklerin ve tedbir ler in f arklılığ ından söz edebilir iz ama bu Parlamentoda ilkeler in f arklılığ ından söz edemeyiz. Bu ilkeler hepimizin paylaşt ığı ilkeler olmalı. Ö yle olunca Parlamentolar ı sağduyunun -yine bu ilkeler çerçevesinde - teknikle denet lenmesi olarak tanımlaya bilir iz. Aksi hâlde sağduyuyu tekniğin emrine ver emeyiz. Par lamento tekniğini sağduyuyla denet lemem iz gerekir. Buradaki sağduyudan kasıt, millet ir adesidir, millet in sağduyusudur, millî sağduyudur. Şu anda bizim Par lamentomuzda usuller in, yapt ığ ım ız işler i n ideal bir şekilde gittiğini hiçbir imiz iddia edemeyiz. Ancak bu düzenlemenin de mutlaka geniş bir konsensüsle ve birbirimizi anlayarak, birbir imizi engelleyerek değil, “Daha güzelini nasıl bulur uz?” usulüyle yapılması ülk emizin ist ikbali açısından, Par la mentonun ilkesi olmalıdır diyor um. Sayg ılar sunuyor um. BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Aydoğdu. Sayın Murat Em ir… MURAT EMİ R (Ankar a) – Teşekkür ederim Sayın Başkan. Tabii, öncelikle bir sorunumuz olduğu ortada. Sorunumuz da Parlamentomuzda ülkemizin ihtiy açlar ı doğrultusunda ver imli, nitelikli, kalit eli yasalar yapmak ve bu yasalar ı da gerçekten zamanında yapmak konusunda zor luğumuz olduğu ortada. Bu nedenle, çok uzun yıllardır bu nitelikler i sağlayacak bir İç Tüzük yapmak için önemli çalışmalar yapıldı. S adece 23’üncü ve 24’üncü Dönem de çok önemli çalışmalar yapıldı, çok büyük oranında anlaşıldı, hatta en son neredeyse 20 madde kalm ışt ı üzerinde anlaşılamayan ve üzerinde anlaşılan 60’ın üzerinde madde var dı. Bunlar la olması gereken çağdaş bir Parlamentoda yani hem nitelikli, hızl ı, ver imli çalışacak ama aynı zamanda muhalef etin söz söyleme hakkını, demokratik muhalef et hakkını ve bir yönüyle Meclisin gündem ini küçük de olsa belir leme hakk ını güvence alt ına alan bir İç Tüzük yapma konusunda önemli mesaf eler alınm ışt ı. Ancak bizce çok daha önem li bir sorunumuz var. O sorunumuz da AKP'nin siyaset yapma anlayışıdır. Kendi dayandığ ı t abanını gerçek millet sayan, onun dışındakiler i o dar millet tanım ının dahi dışında tutan ve toplumu ayr ışt ırdıkça, bölüşt ürdükçe v e or adan tart ışmalar, f ay hatlar ı üret ildikçe kendi T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ………………. Sayfa: 12 iktidar ını pekiştireceğini düşünen ama bu arada ülkemize ağır zararlar veren bir AKP anlayışı var. Bu anlayışı, en son, hepimizin ortak olm ası gereken, hepimizin ortak paylaşacağ ı alan olm asına rağmen 15 Temmuz anmalar ında dahi gördük. Öyle bir anlayış ki ülkeyi en kritik noktalar dan dahi kutuplaşmaktan çekinmeyen bir anlayış, dayatmacı bir anlayış, tart ışmaya açık olmayan bir anlayış, eleştiri istemeyen bir anlayış. “Tarihe de benim bakt ığ ım gibi bakacaks ın, yak ın tar ihî de tam benim gördüğüm gibi göreceksin, 15 Temmuz darbesini de tam benim istediğim gibi tanım layacaksın, ben ne dediysem o olacak, savcılar ın iddianameler inden bile alınt ı yapmayacaksın, benim istediğim gibi kutlayacaksın.” diyen bir anlayı ş. Siz kime “terörist” diyor sanız, biz o sırada hemen ona “terör ist” diyeceğiz, kim birisine siz “Art ık, bu terörist değil, bunlar la art ık anlaşıyoruz, uzlaşıyor uz.” dediğiniz anda biz anında sizin gibi 180 derece döneceğiz. İşte, bu anlayış arkadaşlar, bi r şekliyle kendisini bu İç Tüzük çalışmasında da or taya koyuyor. 23’üncü Dönemden bahsettim k ısaca, 24’üncü Dönemden bahsett im k ısaca, Parlamento geleneğimizi ayr ınt ılar ıyl a konuşabilir iz. Çünkü def alarca kez değişikliğe uğram ış bir İç Tüzük’ten bahsediyor uz ama bu İç Tüzük değişikliklerinin neredeyse tamam ının aslında bir geniş uzlaşıyla ve ana muhalef etin mut laka katkısıyla beraberce yapıldığ ını unutuyoruz ve önümüze böylesine bir dayatmacı anlayışla, bize göre asla kabul edilemeyecek bir İç Tüzük teklif i yle geliyorsunuz. Evet, bir sorunumuz var ama sorunumuzun kaynağ ı böylelikle çözülemez. Çünkü kalit eli yasa yapmanın, nitelikli yasa yapmanın, yapboz yasalar ı yapmamanın en önemli yolu ortak aklı yaşama geçirmektir. Bakın, daha 2010 uzlaşmasından ben size rakamlar ı vereyim: Türk Borçlar Kanunu 649 madde, Türk Ticaret Kanunu 1.540 m adde, Hukuk Muhakemeleri Kanunu 458 madde. Bu maddeler anlaşıldığ ı zam an hızla geçir ilmiş ve Türk hukuk tarihinde gerçek bir ref orm, bütün Parlamentonun, iktidar ıyla muhalef etiyl e hatta burada o uzlaşmanın paydaşlar ı, bizzat üyeler i bu koltuklarda oturuyorlar şu anda, bu yapılabilm iş. Bak ınız, bunlar mümkündür. Ama “ Millet imiz bizden görev bekliyor.” “Sizin konuşmanızı dinleyecek vaktim iz yok.” “Siz zat en boşa konuşuyor sunuz.” “Pa r lamento çalışmalar ı zaten değersizdir.” şeklindeki yaklaşım lar la getirdiğiniz yasa tasar ılar ını tart ışmadan, görüşmeden, eleştir meden ve Meclis gündem ini sadece sizin getirdiğiniz yasa teklif lerine kitleyerek ancak getireceğiniz nokta bu, sorunlar ı arapsa çına dönmüş, karmaşıklaşm ış, içeride ve dışar ıda gerçekten çökmüş bir devlet yapısını ortaya getirmiş bir anlayış olur. Bak ın, Sayın Elitaş daha bu teklif gelirken “Biz bu teklif le dört saat kazanacağ ız, dört saati boşa harcamayacağ ız.” gibi bir açıklama y apm ışt ı. Bunu şiddetle protesto ediyorum. Hiçbir Par lamento çalışması, hiçbir dakika, hiçbir kelime boşa geçirilmiş bir vakit olarak değerlendir ilemez. Siz bizi beğenmiyor olabilirsiniz ama biz, sizin oy alamadığ ınız diğer yüzde 50’nin temsilcileriyiz. Dolayısıyla, bizim burada sizin değerli bulmadığ ınız şeyler i dahi söyleme hakkım ız var. Sizin de değerli bulmadığ ınız şeyler öyle şeylerdi ki grup öneriler i için konuşuyorum… Sayın Elitaş, beni dinlemek lütf una ulaşır sanız sevinir im. MUSTAFA ELİTAŞ ( Kayser i) – Demin bana bir at ıf ta bulundunuz ama… T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ………………. Sayfa: 13 MURAT EMİ R (Ankara) – Cevap ver in. Hayır, söylemedim dersiniz, cevap vermekten çekinmeyin. MUSTAFA ELİTAŞ ( Kayser i) – Cevap vermeyeceğim çünkü çarpıt ıyorsunuz, başından ber i çarpıt ıyor sun. MURAT EMİ R (Ankara) – Ben nitelikli bir t art ışma ortam ı yar atmaya çalışıyor um, duymanızı ar zu eder im. BAŞKAN - Sayın Elitaş, lütf en… MUSTAFA ELİTAŞ ( Kayser i) – Şahsiyet le uğraşmasın Sayın Başkan. MURAT EMİ R (Ankara) – Hayır, hiç şahsiyet le ilgili bir şey asla söylemediğim ortada. MUSTAFA ELİTAŞ ( Kayser i) – İç Tüzük’te şahsiyet le uğraşmamak var. MURAT EMİR (Ankara) – Benim söylediğim açıkt ır, dinlerseniz duyabilirsiniz. Ben dinlenilmemesine karşıyım. Aynı anlayış işte, Parlamentoda da muhalef etin konuşmalar ını, muhalef etin sesini gereksiz sayan anlayış burada da kendisini açığ a ver iyor. Şimdi, bizim grup öneriler le getirdiklerim izi anımsayın. 15 Temmuz darbe girişim i, Aladağ yangını, çocuk istism arlar ı, kadın üzer inde şiddet, Soma, iş cinayet leri. Bak ınız, bunlar değersiz konular m ıydı? Şimdi, bunlar ı sık sık getiriyorsunuz, biz vakit kaybediyor uz anlayışını asla kabul etmiyoruz. Bu Meclis millet in Meclisiyse, bu Meclis elbette ki sadece iktidar ın o anda gündem inde olan yasa tasar ılar ını görüşmekle mükellef değildir. Elbette ki Tür kiye' nin gündem inden kopamayacakt ır, kopmamalıdır. O gün Türkiye'de ne olduysa, o gün vatandaşım ız bizden neyi bekliyor sa, o milletin kürsüsünden neyin konuşulmasını talep ediyorsa o, elbette konuşulmalıdır ve konuşulacaktır. İşte, bizim temel itirazım ız d a bunadır . Bunu beş dakikayla sınırlandıran bir anlayış, diğer süreleri vakitten kazınıyor uz diye takdim ederse biz bunu asla kabul et meyiz arkadaşlar. Şimdi, kaliteyi nasıl art ıracaksınız? Kaliteyi art ırmak için bak ın, benim elimde bir belge var 24’üncü D önem’de anlaşılm ış ve ilkeler bütünü ortaya çıkar ılm ış. Bu ilkelere bak ıyoruz ve neyin olması gerektiğini oradan anlıyoruz. Bu bir mutabakattır, onu da bilgiler inize sunar ım. Elimizde f ırsat varken, elim izde 60’ın üzerinde anlaşılm ış madde varken, böylesin e ilkeler varken, çoğunluğunuz varken ve bizi de işin içine katmak olanağ ı varken ve sonuçta bütün millet vekiller inin, bütün part ilerin, tüm Meclisin ve dolayısıyla milletim izin sahipleneceği, içselleşt ireceği bir İ ç Tüzük yapma olanağı varken niye tam ak sini yapıyorsunuz? Bu sorunun cevabını bekliyoruz sizden. Bak ın, ilkeler taslağ ında 2013’te ne demiş. “İktidar muhalef et karşıt lığ ının yum uşat ılarak yasamanın yür ütmeye karşı anayasal bağ ımsızlığ ının ortak bir zem inde savunulabilmesi için.” diyor. “Demokr atik bir İç Tüzük” diyor, “hızlı” demiyor. Bak ın, sadece “hızlı” dem iyor, “ demokratik bir İç Tüzük” diyor. Demokrasiden ne anladığ ınızı bir az önce if ade etmeye çalışt ım. “Uzlaşma kültürü olacak.” diyor. “Çoğulculuk olacak.” diyor ve “böylelikle m illet vekil inin t oplumdaki sayg ınlığ ı art ır ılacak” diyor. Bu hepimizin mutabık olduğu ilkeler arkadaşlar. “Yasama ve denetim süreçler inin öngörülebilir liği sağlanmalı, Meclis çalışmalar ını aylık temelde planlamalıdır.” İşte, bakın sizin aslında Meclisi çalışt ıram ıyor oluşunuzun ve Mecliste yapılm ası ger eken çalışmalar ın yeterli nit elikle, yeterli sürede yapılam ıyor olmasının en temel sorunu budur. Niye bu soruna el T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ………………. Sayfa: 14 atm ıyorsunuz? Biz yar ın hangi yasayı görüşeceğiz bileniniz var m ı? İçinizde bilen bir isi var m ı, yar ın h angi yasayı görüşeceğiz? MUSTAFA ELİTAŞ ( Kayser i) – Grup başkan vekilleriniz biliyor. MURAT EMİR ( Ankara) – Bak ın, çarşamba neyi görüşeceğiz? Ben bir millet vekili olarak, bakın sorun o değil, cidden bunlar haf if e alınacak konular değil. Bak ın, önem li bir k onuyu konuşuyorum, hepiniz buna hak verirsiniz, biz millet vekiliyiz biz çalışmak üzere geldik, biz bu işlere vakit ayırmak için, dir sek çürütmek için bur adayız. Üç gün sonra hangi yasanın konuşulacağ ını ben bilsem, arkadaşlar ım bilse, çalışsak, ona göre pl anlasak daha iyi olm az m ı? Par lamentonun günlük çalışt ığ ını hepiniz görmüyor musunuz? Günlük çalışan bir Parlamento, zam anını, haf tasını dahi planlamayan bir Parlamento nasıl hızlanacak? Ondan sonra geliyorsunuz muhalef etin on dakikasını beşe indirirsek ş u kadar vakit kazanacağ ız. Ee, tamamen kesin, tamamen vakit kazanın hatta kapat ın. Biz bunu Anayasa değişikliğini getir diğiniz zam an da söylemişt ik. Kuvvetler ayr ım ını böylesine yok ediyorsanız, yasama Meclisini Cumhurbaşkanına karşı böylesine etkisizleşt iriyorsanız bu kadar maaşı, yolluğu vermeye gerek yok, kapat ın buralar ı. Böylesine göstermelik bir Meclise ne ihtiyaç var? Şimdi, sizin bildiğiniz, bizim bildiğimiz, dünya aleminin bildiğini yapm ak varken siz anlaşılamayan maddeleri bir kısım anlaşılan madd eyle beraber getir ip tümü üzer inde m uhalef et anlaşm ış gibi takdim edip buradan bir kapt ı kaçt ı anlayışıyla bir sonuç üretmeye davet ediyorsunuz ve bu son derece antidemokratik, dayatmacı, kabul edilemez bir tavırdır. Devam ediyorum. “Torba kanun ve temel k anun uygulamalar ına son ver ilmeli.” diyor, anlaşm ışız bu konularda. Niye getirm iyorsunuz? Elinizi tutan nedir bu konuda? Kom isyonlar çalışsın diyor uz. Bak ın, Ahmet İ yimaya’nın güzel bir laf ı var, o konuşmadan da konuşuyor: “ Hukuk yapma yer i komisyonlar dır, siyaset yapma yer i Genel Kuruldur.” Doğrudur. MUSTAFA ELİTAŞ ( Kayser i) – Doğru, kat ılıyor uz. MURAT EMİR (Ankara) – Çağdaş bir parlamentoda komisyonlar ın çalışması lazım, niye çalışm ıyor komisyonlar? Komisyonlar daha nit elikli çalışsın diye ne getirdiniz? Niye yok, niye ihmal ediyorsunuz? Getirin, hep beraber buradan anından çıkartalım ama niyet bu değil, bunu ortaya koymak lazım arkadaşlar. Yetkiler in yürütmeye devredilmemesi lazım. Bak ın, bırak ın yürütmeyi, yür ütme şu anda sar ayda tekleşmiştir, kişisell eşmiştir ve Türkiye Cumhuriyet i’nin, yasama Meclisinin yapacağ ı işleri, görevler i yürütmeye ve dolayısıyl a saraydaki tek kişiye terk edilm iş dur umdadır. Bunu hepim iz biliyoruz, herkesin bildiği bir gerçeği burada bir def a daha söylem ekten imtina etmeyelim. “ Millet vekillerinin komisyonlarda ve G enel Kurulda yasama ve denet im süreçlerine bireysel katılım olanaklar ı genişletilmeli.” Bir az önce Sayın Aydoğdu bahsett i, millet vekillerinin tüm ülkeyi t emsil ettiği, bir eysel olar ak tüm ülkeyi temsil ettiği gerçeğinin tarihsel bir süreç olduğunu söyledi, çok isabetlidir bu. Peki, millet vekili eğer sadece bir parmak değilse, yasama f aaliyetlerine bireysel olarak da katılacaksa ve tüm Türkiye’yi temsil ediyor sa o hâlde bu millet vekilinin grubundan bağ ımsız olarak da P arlamento f aaliyetlerine kat ılmasının önü niye engellenm ek isteniyor? Bur adaki ihtiyaç nedir? Buradaki iht iyaç çok açık ortada millet vekillerini T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ………………. Sayfa: 15 emir kulu sayan, yoklama memuru sayan ve Par lament o çalışmalar ına değ er atf etmeyen anlayışın bir yansımasıdır. Yine değerli arkadaşlar ilkeler den devam ediyor uz. Türkiye Büyük Millet Meclisinin yasama, denet im ve çalışma süreleri yeniden düzenlenmeli ancak bu düzenleme üst üste gece çalışmalar ını sabahlara kadar sürdürmek gibi sağlıksız koşullar da olmamalıdır. Danışma kurulu karar lar ı bu ülkenin dışına çıkmamalıdır.” diyor. Bak ın, şimdi bugün biz Komisyon çalışmasına geldik. Bu gece kaçta bu işin biteceğini sadece Şentop biliyor. Ben bunu şiddetle protesto ediyorum. VELİ AĞBABA ( Malatya) – Elitaş da biliyor olabili r. MURAT EMİ R (Ankara) – Onu bilemiyoruz, orada bir sataşma olabilir, cevap hakkı doğmasın. Ama bir kişi biliyor veya o bir kişi bile bilmiyor telef on bekliyor bir yerden. Bu, kabul edilebilir bir şey değil arkadaşlar, bu, hepim izi aşağ ılayan bir şey, bu , millî iradenin küçük düşürülmesidir. Bugün yedide mi bitecek, dokuzda m ı, sabaha karşı beşte m i bitecek bilm iyoruz. Yar ın Genel Kurulda İç Tüzük’ü mü görüşeceğiz yoksa başka bir yasayı mı görüşeceğiz bilmiyoruz. Hepiniz parmağa indirgeniyorsunuz ve hepin iz yoklama memuru durumuna düşürülüyorsunuz. İşte bu İç Tüzük de bunun bir uzant ısı, bunun bir yansıması. Bu nedenle hepinizi şahsiyet inizi korumaya davet ediyorum. BAŞKAN – Sayın Em ir… MURAT EMİ R (Ankar a) – Davet ediyorum canım, bir şey demedim. BAŞKAN – 1’inci maddeyle ilgili görüşmenin… MURAT EMİR (Ankara) – Sayın Başkan, ben bütünü hakkında konuşmadım, konuşturulmadım ve izin ver irseniz ikisini birden değerlendireceğim. BAŞKAN – Peki. MURAT EMİR (Ankara) – Ama f arkındaysanız ne zaman uzatmak gibi ne de aynı şeyi birkaç saat tekrarlamak gibi bir eylememiz yoktur. BAŞKAN – Teşekkür ederim. MURAT EMİ R (Ankara) – “Muhalef etin yönetim yollar ı tıkanmamalıdır, danışma kurulunda gruplar ar ası uzlaşma sağlanarak her yasama yıl ında belirli sayıda araşt ırma ko misyonu kurulmasının önü açılmalıdır.” Bak ın, burada muhalef etin denetim hakkı nerede? Nerede denetim hakkı? Hiçbir yerde yok, göremezsiniz, böyle bir iddiası da yok zat en. Şimdi, bu ilklerden sonra değerli arkadaşlar, bizde az olan yasama hukuku çalışmalar ından der lediğimiz birkaç kavram ı sizin dikkatinize sunmak isterim. Şimdi, siz şöyle görüyor sunuz: Muhalef et yoklama isteyince bir hakkı suiist imal ett i. Muhalef et bir ay önce terörle ilgili bir grup önerisi getirmişti, gene getirdi, gene bir hakkı suiist imal et ti, bır akmıyor ki biz işimizi yapalım. Oysa, arkadaşlar, parlamentolar uzlaşı yer ler idir ve bu uzlaşının da bir gereği olarak bir pazar lık yapılır, bir aldı verdi yapıl ır yani bir yer de bir kanun eğer bir şekliyle biraz daha hızlandır ılacaksa muhale f et de karşılığ ında bir konuyu daha f azla gündeme getirme hakkını talep eder, doğrusu da budur, olağanı da budur, olması gereken budur. Mesela, obstrüksiyon diye bir kavr am var, t ıkama ve obstrüksiyon kat ılımcı demokrasilerde önemli bir yasama aracıdır. Y ani, bizim bazen yapt ığ ım ız o t ıkama eylemler ini Meclisi t ıkamak gibi düşünmeyin, o aslında demokrasinin önünü açmak T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ………………. Sayfa: 16 üzere, Meclis çalışmalar ının kalitesini art ırmak üzer e yapıl m ış işlem lerdir, bunlar ı bu anlayışla değerlendirmeniz lazım. Yani, obstrüksiyo n bizim bulduğumuz ve parlamento hukukunda olmayan, bizim sizi zora sokmak için bulduğumuz bir yöntem değil. Bu, normal yasama f aaliyetinin normal, hatta demokratik bir parçası sayıl an bir kavr am. “Verim lilik” diyorsunuz, biraz önce if ade etmeye çalışt ım. Ver imlilik tek başına kullanılan bir kavram değil arkadaşlar. Ak ılcı ver imlilikten bahsedilir parlamento hukukunda, rasyonel ver imlilik. Yoksa, parlament o öyle ser i başı, par ça başı çalışan, ser i üretim yapan bir f abrika değil ki. Bak ın, her yapılan işlem de aslında par lamentoyu, millet vekiller inin sayg ınlığ ını, Par lam entonun sayg ınlığ ını, demokrasinin işlerliğini düşünmek, hesaba katmak zorundayız. MAHMUT TANAL (İst anbul) – Acele işe de şeytan kar ışır yani. MURAT EMİ R (Ankar a) – Nitekim öyle. Şimdi, bur adan har eketle hem 1’inci madde üzerinde hem de bu teklif in Anayasa’yla ilişkisi konusunda bir iki değerlendirme yapmama izin ver in. Değerli arkadaşlar, bu metin birçok yönüyle Anayasa’ya ayk ır ı. Bir def a, Millet Meclisinin et kinliğini sınır layarak ve bür okrasiye yasamayı teslim eder ek kuvvet ler ayr ılığ ını yani Anayasa değişikliğinden sonra ner edeyse hiç kalmayan kuvvet ler ayr ılığ ını da tamamen bit iriyor . “Madem kuvvet ler ayr ıl ığ ı yok, siz orada f azla konuşmayın, hatta göstermelik olarak beş dakika konuşsa nız yeter, biz bildiğimizi yapacağız, bizim süratle çalışm am ız gerekiyor.” Neyi sürat le çalışacağ ız? Sarayda hazır lanan yasa t asar ılar ını hemen geçireceğiz. Kim hızl ı giderse o en çok göze girecek anlayışı var. Bunun ötesinde, egemenliğin kullanım ı, Mille t Meclisinin görevleri gibi bizim Anayasa’m ızda ayr ınt ılar ıyla düzenlenmiş anayasal temel haklara ve normlara ayk ır ı düzenlemeler içeriyor. Çok temel yanlışlıklar ından bir isi de 96’ncı maddede. Sizin yoklamalardan hazzetmediğinizi biliyoruz. Yoklama isted iğim iz zaman aslında bence hoşlanmalısınız. Biz CHP Grubu olar ak oldukça f ormda bir grubuz, f ormda olduğumuzu da ispatladık, 450 kilometre yür üdük. Tekrar yürümemiz gerekirse yine yür ürüz, biz bunu yapabiliyoruz. Ama siz, bilirsiniz, hepiniz tanıksınız, o yoklama istendiğinde hızlıca gelip Genel Kurul salonunda bir boy göst erip çık ıyorsunuz. Bu kadar egzersizi bile kendinizden esirgemeyin, bence –bir hekim olar ak söyleyeyim buna ihtiyacınız var. Bunu kaldırmayın, yoklamalara uyun, biraz daha spor yapm ış olursunuz. Bu, işin latif esi ama arkadaşlar yoklama yasama f aaliyet inin temelidir . Üstelik, yoklama Anayasa’yla güvence alt ına alınm ışt ır. Bak ın, Anayasa’m ızın 96’ncı maddesi diyor ki: “Türkiye Büyük Millet Meclisi yapacağı seçim ler dâhil büt ün işlerinde üye tam sayının en az üçte 1’iyle toplanır.” Demek ki neymiş? En az üçte 1’iyle t oplanacaksınız. Demek ki neym iş? Bunun alt ına düşemezsiniz. “Ya ef endim, biz maddeler görüşülürken buna uymayalım.” Olmaz, uyacaksınız. “Biz bunu İç Tüzük’te değişt irelim.” değiş tiremezsiniz, Anayasa 96 çok açık, değiştiremezsiniz. Bu, gidecek ve dönecek. Ha, tabii, siz belki şunu hesap ediyor olabilirsiniz: Orada art ık uzunca bir sür edir bir Anayasa Mahkemesi yok; var da mahkeme sıf at ı çok tart ışmalı dolayısıyla belki ona güveniy or sunuz ama 96’ncı m adde bu kadar açıkken yoklama hükmünü kaldıramazsınız. Bir başında, bir sonunda yapar ız, ondan sonra T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ………………. Sayfa: 17 eve gideriz, muhalef et ist iyorsa konuşsun, ist iyorsa konuşmasın, zaten karar alır ız, sabaha kadar çalışt ır ır ız. E, t elevizyon yayını? V ar m ı yok mu belli değil. Meclis TV yazm ışsınız, söyledik düzeltmiyorsunuz. Meclis TV’den yayınlayacağ ız diyorsunuz, Meclis TV zaten yayınlıyor, iç sistemiyle ilgili bir şey. Yazsanıza şuna “TRT sür ekli, ne kadar çalışıyorsa o kadar ver ir.” diye, o kadar m ı zor. Am a olmaz, geceler boyu Parlamento çalışıyor görünsün, teklif ler bir bir gelsin geçsin, anlayış budur. Şimdi, bur ada ben yine Sayın İ yimaya’ya bir at ıf yapacağ ım ama bu sef er olumsuz at ıf yapacağım. Kendisi bu konuda, yasama hukuku konusunda bizde az olan literatür den bir kaç örnekten bir ine sahip. Sağ olsun bunu bana hediye etti. Siyaset Kur umunun Ortak Günahı Yasama Ref ormu isim li değerli makalesi. Bu makalesinde son derece değerli tespit ler var, hepinize tavsiye ederim. Keşke bu teklif i hazırlayan lar da en azından bu makaleyi okumuş olsalardı yer inde olur du, çok önemli tespitler var. Ama bir yer ki –ben dikkatli okudum - katılm ıyorum. Bak ın, diyor ki: “Toplant ı - kendi konuşmasında da söyledi - ve karar yeter sayılar ının İç Tüzük sorunu olmaktan Anaya sa sorunu olmaya nasıl t erf i ettirildiğini –çıkış garantisi dışında - açık layacak mant ıklı bir gerekçe bulunamaz. Toplant ı yeter sayısı geçerliliğini yit irmiş bir paradigma olar ak görülebilir.” Yani, diyor ki: Anayasa, İç Tüzük gibi olmasın, böyle toplant ı sayısı, karar yeter sayısı f alan İç Tüzük’te olsun, bizim Anayasa’m ız daha yüksek bir norm olsun, bu niteliğine kavuşsun diyor. Kavuşsun da bunu sağlayacak bir iktidar olması lazım önce. Ya, İç Tüzük ’le Anayasa değiştir en bir anlayışa karşı Anayasa kendini güvence alt ına alm ış, diyor ki “Kardeşim, sen, toplanacaksan üçt e 1, karar geçireceksen dörtte 1 orada bulunacak, tartışmalar a kat ılacak.” Bunu bile kaldıran bir düzenlemeyle geliyorsunuz karşım ıza, bir de diyorsunuz ki “Ya bunlar olmasın Anayasa’da, İç Tüzük’le düzenlensin.” Bakın, İç Tüzük’le düzenlendiği zaman işte bunlar oluyor Sayın İ yimaya. Değerli arkadaşlar, bunun ötesinde, özellikle bu teklif in 1’inci maddesiyle ilgili görüşümü de yeri gelmişken sizle paylaşayım, bulayım şöyle: Şimdi, buradaki konunun ne olduğunu biliyoruz hepimiz. Bir def a bu teklif in yazılışında bir sor un var, “ imtina etmek” diyor, imtina etmek iradi bir f aaliyettir; bunu biliyoruz ama bunun bu t utanaklara geçmesi lazım en azından. Yani, iradesi dışında olan gelip de yem in edeme yenler in bu madde kapsam ında olmaması gerekir. Çünkü, imtina etmek iradi bir tavır dır. İradesi sakatlanm ış birisinin bu davranışından bahsedilemez; bunu tutanak için söylüyorum. Mesela, tutuklu millet vekilleri vardı bizim partimizden de, MHP’den de, gelip yemin edemediler uzun yıllar boyunca ama millet vekillikler i devam ett i, özlük haklar ı tekrar devam etti; Anayasa Mahkemesinin de bu konuda kararı var. Şimdi, bunlar varken bu metnin bir def a biraz daha açık yazılması lazım; bir. İkincisi: Benim gerekçele r le ilgili takınt ım olduğunu biliyorsunuz çünkü gerekçeler kanunun aslına dâhildir ve ihtiyaç duyulduğunda gerekçeye bak ılır. Şimdi, burada gerekçesinde diyor ki: “Geçerli mazeret i olmaksızın”, geçerli mazeret, ne demek geçerli mazeret ? Kim karar verecek? Tekrar millet vekilin millet vekilliğini salt çoğunluğun ir adesine bırak ıyorsunuz. Bir millet vekilini millet seçecek, gelecek ve o m illet vekilinin sebebinin geçerli olup olmadığ ına Genel Kurulun salt çoğunluğu karar verecek; olur mu bu? Bu, millî iradeye sa yg ıyla T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ………………. Sayfa: 18 bağdaşabilir mi? Bu, Anayasa’nın ihlali değil midir ? Bu düşünülebilir mi arkadaşlar? Toplanın o zaman, bir kişinin millet vekilliğini düşürün. Bunu yapamazsınız. Geçerli gerekçe diye bir şey koyamazsınız. Kim karar verecek buna? Salt çoğunluk; böyle bir şey olam az. Bu açıdan da son der ece sakat bir düzenleme. Ha, bize göre, milletvekili elbette yem in edecektir, hatta bir millet vekilin yem in etmesi Genel Kurul çalışmalar ına katılmasının ön şart ı olduğuna göre, Genel Kurula kat ılmayan, yeteri kadar Gen el Kurul çalışmalar ına yasanın ve Anayasa’nın öngördüğü biçimde katkı vermeyen milletvekilinin özlük haklar ının düşürülmesinde bir sak ınca yoktur, elbette düşürülebilir. Kaldı ki bu şu anda Sayın Zana için de yapılabilecek bir şeydir. Ama, siz bunu yapmak yerine toplum un kabul edemeyeceği bir hassasiyet üzerinden, bir İç Tüzük değişikliğiyle tüm seçilmiş millet vekillerinin gelecekte bir salt çoğunlukla millet vekillikler inin düşürülebileceği bir noktaya taşıyorsunuz. Her zam anki gibi krizden f ırsat çıkarma e ğilimi. Bu yanlışt ır arkadaşlar, bu yanlışt ır. Bu yanlışlığa girmeyin. Çözüm bellidir, çözüm basittir ve çözüm de mut laka seçilmiş millet vekiline sayg ı olmak zorundadır. Bu maddenin bir an evvel düzeltilmesi gerekiyor. Teknik açıdan da m illet vekili seçild i, Anayasa’m ızın hükümleri var. Yem in etmek neydi? Yemin etmek sadece Genel Kur ul çalışmalar ına kat ılmanın bir ön şart ıydı. E, o hâlde siz bir İç Tüzük değişikliğiyle, bir İç Tüzük kararıyla bir millet vekilinin millet vekilliğini nasıl düşür ebilirsiniz? Bu olanaklı m ıdır? Anayasal bir hakkı Anayasa’da bir millet vekilinin milletvekilliğinin nasıl düşürüleceği belliyken İç Tüzük’le nasıl değişt irebilirsiniz? Burası Anayasa Komisyonu arkadaşlar. İç tüzükler niye Anayasa Kom isyonunda konuşuluyor çünkü iç tüzükle r bir yönüyle olağan kanunlar ın çok üstündedir ve Anayasa Komisyonun öncelikle bu İç Tüzük değişiklik teklif lerinin Anayasa’ya uygunluğunu var sa düzeltmesi, ayk ır ılık lar ı bertaraf etmesi beklenir, gereklidir. Bu açılardan son der ece sakat bir maddeyle karş ı karşıyayız. Şimdi, ben daha f azla uzatmayayım, diğer maddelerde gerektiği yer de görüş bildirir im. Yalnız, bir konunun alt ını daha çizme ihtiyacı içer isindeyim çünkü Sayın Parsak geçen oturumda alt komisyonda da, normal komisyonda da Cumhuriyet Halk Partisinin şu 15’inci maddeyle ilgili olar ak görüşler inin biraz karmaşık olduğunu, kendisinin anlayamadığ ını, def aatle sorduğunu ve cevap alamadığ ını söylemişti, ben de kendisine alt komisyon tutanak lar ını okuyarak gerekli cevabı vermişt im. Ama, bu konunun üst ünde bir-iki dakika daha durmaya gerek var. Değerli arkadaşlar, biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak, Anayasa’ya, her ne kadar gayr imeşru olmakla beraber mer i olduğu için son değişiklik hâline de, ilk 4 maddesine de ve vatanım ızın bölünmez bütünlüğüne de so nuna kadar sayg ılıyız, sonuna kadar sahibiyiz bu kavram lar ın; buralarda hiçbir tart ışma yok. Ama, Anayasa’m ızın 83’üncü maddesi kürsü dokunulmazlığ ını düzenler. Bir millet vekilinin kürsüde söylediği sözlerden dolayı sorumlu tutulamayacağını, hatta kürsüde söylediklerini dışar ıda söylerse dahi sorumlu tutulamayacağını düzenler. Bu hak millet vekillinin şahsına ver ilm emişt ir. Bu hak, millet vekili nezdinde millî iradeye duyulan sayg ıdan dolayıdır. Başka kişiler bazı kavramlar ı, bazı sözler i söylediğinde cezai takibata uğrarlar ancak millet vekili bunu yaparsa cezai takibata uğramaz, dokunulmazlık kapsam ındadır çünkü o millet vekilidir, millet adına konuşmaktadır. Yapılan düzenlemeyle öyle bir şey yapılıyor ki bir başkası konuşunca sor un T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ………………. Sayfa: 19 olmayacak bir şeyi millet ve kili kürsüden söyleyince ceza alacak. Böyle bir şeyi aklın, mant ığ ın alması mümkün müdür? Ceza yasasında suç olmayan, suç olar ak tanım lanmayan bir şeyi dahi m illet vekili söyleyince disiplin cezası alacak, par a cezası alacak. Bu, hangi aklın ürünüdür, hangi yüksek zekanın bulduğu bir çık ışt ır; bunu anlamakta güçlük çekiyor um. Açık seçik Anayasa’ya da ayk ır ı, vicdana da ayk ır ı, evrensel huk uk ilkeler ine de ayk ır ı. Kaldı ki kim karar verecek bunlar ın suç olduğuna, cezalandır ılması gerektiğine? Meclis çoğunluğu karar verecek. Bak ın, yine salt çoğunluğa bağlanan bir milletvekili iradesi. Yani, niyet, millet vekillini konuşturmamak, salt çoğunluk ne diyor sa ona uymak. Konuşmam ın ilk başında söylediğim, “Bizim gibi düşüneceksin, bizim gibi bakacaksın. ” yaklaşım ı. Oy sa, biz düşünce özgürlüğünden yanayız, if ade özgür lüğünden yanayız. Sadece biz değil, Anayasa’m ız if ade hürriyetini her vatandaş için tem inat alt ına alm ışt ır. “Burada if ade hürriyetinin sınır ı neresidir?” derseniz suça teşvik, sucu ve suçluyu övmedir. Bu zaten bizim İç Tüzük’ümüzde var, düzenlenm iş, düzenlenmiş bir maddedir, aynı madde içer isinde var zat en, (4) ’üncü f ıkrası. Dolayısıyla, ortak tarihî geçmişim iz gibi… Bak ın, Sayın Aydoğdu biraz önce if ade ett i, dedi ki: “Tarihle ilişkimiz sorunlu.” Bu tespit çok yerindedir, doğrudur. Türkiye Cumhur iyet i’nin tarihle ilişkisi sorunlu olmuştur her zaman. Dolayısıyl a, bir ortak tarihten bahsetmek her zaman mümkün değildir. Bizim Cumhuriyet Halk Partisi olarak bir ortak tarih anlayışım ız var elbette. Ama, bizim an layışım ıza uymadı diye, bizim ortak tarih anlayışım ıza sığmadı diye biriler ini cezalandırmak bizim aklım ızdan geçmez. Aynı şekilde, Anayasa’nın ilk 4 ilkesi, biz sonuna kadar laiklikten yanayız, laikliğin yılm az bekçiler iyiz. Ama, biz “Laiklik kaldır ılsın , laiklik olmayıversin.” diyen bir Meclis başkanının bu yüzden cezalandır ılmasını istemeyiz çünkü biz demokratiğiz, diyor sunuz ki: Ya, geç bunlar ı, biz zat en öyle bir şey yapmayacağız, bizim yapacağ ım ız belli, bunu nasılsa salt çoğunluğa bağlıyor uz, biz ço ğunluğuz, biz onlar ı görmezden geliriz, ‘Anayasa’nın ilk 4 maddesi değişsin.’ diyenleri görmezden gelir iz ama Anayasa’nın ilk 4 maddesine dönük bir başkası bir eleştiri yaparsa, beğenmediğimiz bir şey söylerse gereğini yapar ız.” Ama, bak ın, keser döner, sa p döner; gün gelir, hesap döner. Bu işler t ehlikeli işlerdir. Gelin, Türkiye’ye hak ettiği demokratik ölçülerde bir İç Tüzük kazandıralım. Bu yaklaşım lar hiç kimseye bir şey kazandırmaz. Bak ın, bir tart ışma daha alt komisyonda da söylendi, mesela, Dersim, Dersim ’i nasıl tanım ladığ ım ız çok önemli, herkesin ayr ı bir Dersim’i var, hatta coğraf i bölgeler üzerinden Dersim deyip dememek bile bu İç Tüzük’le yasaklanıyor, öyle görünüyor; bilmiyoruz, aklınızdan geçeni bilmiyor uz. Hukuki öngörülebilir lik diye bir şe y var. Yani ben o kürsüye çıkt ığ ımda ne söylersem suçlanır ım, ne söylemezsem suçlanmam; nereden bileceğim ben bunu, nasıl bileceğim? Birinin bunu bana anlatması lazım. Basından duyuyoruz, şu kelime söylenmeyecek diye. Peki, öbürü dese ki şu kelime de söyle nmeyecek. Nereden bileceğiz? Bak ın, iktidar ınızın şeyini söyleyeyim: 2010 yılına kadar başka bir polit ika yür üttünüz, 2010 yıl ında bambaşka bir polit ika yürüttünüz. Valinizin sözünü ben bugün Tayf un Atay’ın yazısından aldım. 2010 yılında 1’inci Uluslarara sı Tunceli (Dersim) Sem pozyumunu’nda diyor ki Sayın Vali: “Devlet doğusuna art ık namlunun ucundan bakmamaktadır.” Yani Sayın Vali diyor ki bug üne T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ………………. Sayfa: 20 kadar devlet namlunun ucundan bakt ı. Peki, nasıl açıklayacaksınız bunu? Bugün bir millet vekili çıksa, “Dersim” dese ne diyeceksiniz? Bunlar ı tart ışmaktan niye korkuyoruz? Herkes siyasi pozisyonunu, tarih alg ısını kendisine göre düzenleyebilir, açıklayabilir. Açıklasın, bu komplekslere ne gerek var? Üstüne üstlük dışar ıdaki, kürsü dışındaki bir inin rahat konuşabild iği bir konuda m illet vekili gelip konuşamayacak. Buna da “millî irade” diyeceksiniz. Bu aşağ ılık kompleksinin nedeni nedir? Kimi t atmin etmeye çalışıyorsunuz? Değerli arkadaşlar, sözlerim i burada bağlarken, ben yine -benden duymuş olmayın- Sayın İ yimaya’nı n bir par agraf ıyla konuşmam ı bitireyim. “Bu bölüm ün sonunda önemle ve vurguyla belirtelim ki partiler ar ası uzlaşmaya dayanmayan İç Tüzük işlevli bir yasa veya İç Tüzük değişikliği gir işim i gerilim i tetiklemekte, usul adaletini bozmakta ve sonuçsuz bir çab a olmaktan öteye gidememektedir. Parlamento tar ihi bu konuda ders verici kötü örnekler le doludur.” Bu örnekler hangileri biliyor musunuz? Bak ın, bu daha önceki, 1960’tan önceki, 1957’deki İç Tüzük değişikliği ve bu daha sonr aki 2001’de getir ilen değişiklik ve bir m illet vekilinin şehit olmasıyla sonuçlanan değişiklik. Bunlar la sonuç alamazsınız. Hâlâ olanak vardır, anlaşılm ış maddeler vardır. Meclisin etkin, nitelikli, hızl ı ve m illet imizin beklediği yasalar ı çıkarması konusunda biz de son derece sorum lu muh alef et olmanın gereğini her zaman yapt ık, yapmaya devam eder iz. Beyhude çabalar ı bırak ın, Meclise biraz sayg ılı olun ve bu İç Tüzük teklif ini bir an evvel geri çekin diyorum, sayg ılar sunuyor um. BAŞKAN – Sayın Em ir, çok teşekkür ediyorum. Değerli arkadaşla r, saat 12.32. 13. 30 gibi ara vermeyi düşünüyorum, 14.15 gibi de tekrar açmayı düşünüyorum. Söz sırası Sayın Meral Danış Beştaş’ta. Sayın Beştaş, buyur un. MERAL DANI Ş BEŞTAŞ (Adana) – Sayın Başkan, değerli millet vekilleri; ben de hepinizi sayg ıyla selamlı yorum. İç Tüzük üzerinde konuşuyoruz, 1’inci maddeye geldik ama gerçekten bu İç Tüzük değişiklik teklif inin Anayasa' ya aykır ılık iddialar ı, gerçekten önümüze getir iliş yöntemi hakkında birçok görüş iler i sürüldü ama bunlara dair maalesef tek taraf lı, muhalef et olarak bizler if ade ediyoruz. Ama hiçbir dikkate alınmadan hızla t ıpkı gerekçede olduğu gibi İç Tüzük bir t akvime yetişt ir ilmeye çalışılıyor çünkü malum, İç Tüzük görüşm eler i bitt ikten sonra Par lamento tat ile girecek. Aslında millet vekiller inin de bi r anlamda beklediği bu ama bizim acelem iz yok. Yani bu İç Tüzük değişikliğinin gerçekten sağlıklı bir tart ışma zemininde yapılm ası gerekiyor . Zira İç Tüzük, hepimizin hemf ikir olduğu üzere, Meclisin anayasası niteliğinde. Muhalef etin temsiliyeti, muhalef et in iktidar ı denet lemesi noktasında en önemli düzenleme olarak önümüzde duruyor. Şimdi, İç Tüzük değişiklikler i normalde nasıl yapıl ır ? İç Tüzük değişiklikler i Parlamentoda grubu bulunan bütün siyasi partiler in aslında üzer inde uzlaşması gereken bir met indi r çünkü İç Tüzük, sadece iktidar ı ya da bir likte hareket ettiği başka bir muhalef et partisini bağlamaz. İç Tüzük, bütün parlamenter ler i bağlayan ve herkesin ona uymak zorunda olduğu bir metin özelliğindedir. Bu nedenledir ki geçmişte İç Tüzük değişiklikler i konusunda f arklı tar ihlerde uzlaşma komisyonlar ı T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ………………. Sayfa: 21 kurulmuş, İç Tüzük değişiklikler i üzer inde muhalef etin de onayının olması gerektiği noktasında bir ak ıl ortaya konmuştur, bir pratik ortaya konmuştur. T ıpkı anayasalar ın değ iştirilmesinde olduğu gibi, İç T üzük değişikliklerinde de usul, kesinlikle hiçbir part inin aslında dışlanm aması gerektiği noktasındadır. Anayasalar tabii daha geniş bir skalayı kapsar çünkü Anayasa, toplumsal sözleşme niteliğ inde ve Anayasa değişiklikleri 80 milyon yurttaşı bağladığ ı içi n Anayasa değişikliklerinin sadece Mecliste grubu bulunan siyasi partiler t araf ından değil, aynı zamanda diğer bütün kesim ler in, f arklılık lar ın, sivil toplum örgütlerinin, demokratik kamuoyunun da içinde olması gereken metinler. Am a maalesef bu dönemde ne Anayasa değişiklikler i ne de İç Tüzük değişikliği ne de Par lamentoya getir ilen kanun değişiklikler i ne toplumun bilgisi dâhilinde ne muhalef et partisinin bilgisi dâhilinde ne bir tart ışma zem inimiz var ne de bunlar a dair muhalef etin tek sözünün kabul edild iği bir siyasi atmosf er var. Açıkçası yasa yapım yönt emi, Anayasa yapım yöntemi ya da Meclis İçtüzüğü gibi belgelerin mutlak suret te toplumsal kat ılım a, çoğulcu yaklaşıma sahip olması gerekiyor. Eğer Anayasa’m ızda “Türkiye bir huk uk devletidir.” yazıyor sa, Türkiye de demokrasiyle yönet ilen bir ülkeyse demokrasinin asgari kurallar ını bizim yerine getirmem iz gerekiyor. Ancak şu anda iktidar da olan parti özellikle Anayasa değişiklikleriyle bir likte diğer muhalef et partisiyle birlikte, MHP’yle bir likte çoğunluğ a dayalı bir güçle bütün istediklerini Meclisten geçir me çoğunluğunu elde ettiler. Peki bu çoğunluk, gerçekten yasa yapım yöntemi, İç Tüzük değişiklik yapma yöntem i, Anayasa değiştirme yöntemi olarak, doğru, anayasal yani “Sayı tutuyor, o zaman değiştir iyo r um, ref eranduma götürüyor um, değişti.” diyebiliyor, diyor zaten; hani, bunun bir şeyi yok. Peki bu meşru mu? Bence burada meşr uiyet kavram ını tart ışmam ız gerekiyor. Gerçekten iki partinin hem de kamuya kapalı bir şekilde hem de toplumsal katılıma kapalı b ir şekilde sadece kapalı kapılar ardında t ıpk ı Anayasa değişikliğinde olduğu gibi, bilum um pazar lıklar ın döndüğü iddialar ıyla ve olduğu varsayım ıyla hatta ver ileriyle bu değişiklikler önümüze geliyor. Biz ne konuşuluyor, hangi maddeler i hangi parti getiriyor, hangi parti hangi konuda taviz veriyor, gerçekten siyasetine uygun mu değil mi, bunlar ı ancak kendileri açık larsa bizler burada öğrenebiliriz ama açıklam adıklar ı müddetçe bizim burada muhalef et partiler i olarak yorum yapma hakkım ız var. Biz mevcut dışa yansıyan ver iler le, dış dünyaya yansıyan söylemler le, siyasi söylemler le bunu yor umlayabiliriz. Şimdi, bu nedenle ilk başta not etmek istediğim mesele, tıpk ı Anayasa değişiklik teklif inin o süreci olduğu gibi, İç Tüzük değişiklik teklif inin de getir iliş yöntemi şu anda t art ışma yönt emimiz ve bu İç Tüzük değişikliği gerçekten yasallaşırsa da meşru değildir, gayrimeşrudur. Gayr imeşru olması çok çok önemli bir meseledir. Herkes Sayın İ yimaya’yı ref ere edince özellikle kendisine bakar ak anlat ıyorum çünkü ben d e makaleler ini çok okudum gerçekten, kendisini hedef seçtim anlatma olarak ama tabii ki herkese anlat ıyorum. İç Tüzük değişikleri şu anda meşr u bir şekilde hazır lanmam ışt ır, gelmemiştir; bunu söyleyelim. Neden? Bu İç Tüzük değişiklikler i sadece MHP ve AKP ’ye uygulanmayacak ki, bize uygulanacak. Biz de orada halkın iradesiyle seçilmiş parlamenter leriz. Söz hakkım ız k ısıt lanıyor, kürsü dokunulmazlığ ı ortadan kalk ıyor, istediğimiz sözü söyleme alanım ız daralt ılıyor, Anayasa 83’teki yasama T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ………………. Sayfa: 22 sorumsuzluğu tümüyle raf a kaldır ıl ıyor; yemin metni, bir azdan anlatacağ ım yemine yaklaşım ım ızı, bunlar ın tümü bizi bağlayan unsurlar, bizi bağlayan ilkeler hâline dönüşecek. Peki neden biz muhalef et partisi olar ak bu yapım sürecinde bu eleştir ilerim izin dikkate alınması t aleb imize yanıt bulmayalım? Yani, burada işte tam da bask ıcı bir yöntem var. “Hayır, benim parmak sayım yetiyor, ben bu değişiklikler i bu sayıyla geçirebiliyorum, istediğim değişikliği yapar ım.” Doğru, istediğiniz değişiklikler i yapabilirsiniz ama bu meşru değ ildir; bu, demokratik bir hukuk devlet inde asla kabul edilebilir değildir, bunun adı maalesef , bütün dünyada olduğu gibi siyaset literatür ündeki karşılığ ı tot aliter izmdir, bask ıcılıkt ır ve çoğunluğun azınlığa tahakkümüdür, bunu bu şekilde kabul etmemiz laz ım. Şimdi, peki, bu yem in metnine gelirsek... Yani bu konuda da gerçekten nedir bizim tarihim iz yani yüz yıllık cumhur iyet tarihinde nasıl bir hâle geldik bugün ve niye bu İç Tüzük’le yem in değiştir iliyor? Bunun arka planını, tarihsel arka planını gerçekten, en azından değişt irme gücünü elimizde bulunduramazsak da parmak sayısı olarak, muhalef et olarak bunlar ı tarihe not düşmek ist iyoruz, bu tutanaklar da bunlar yer almalı. Şimdi, hâlâ biz bir darbe anayasasıyl a yönetilmeye devam ediyoruz. 82 Anayasası hepim izin yine Uzlaşma Komisyonundan ve yapt ığ ım ız açıklam alardan bildiği üzer e bir darbe anayasasıdır, darbeci generallerin hazır ladığ ı bir Anayasa’dır ve bu Anayasa yürür lükte. Bu Anayasa’nın yapılmayan eleştir isi kalmadı, bizzat iktidar partisi taraf ından, b izzat şu anda İç Tüzük değişiklik teklif ine imza atan Milliyetçi Hareket Partisi tar afından. Bizler zat en bu Anayasa’nın tümden kaldır ılması ve yeni, demokratik, gerçekten Türkiye yurttaşlar ının tümünü kapsayan bir anayasa yapılm ası gerekliliğini her zaman söylüyoruz, bu bizim temel stratejik yaklaşım lar ım ızdan biridir. Fakat darbe anayasasına yapılan eleştir iler bir anda unutuldu. 2010 r ef erandumunda iktidar partisinin kampanya propagandalar ını hepim iz çok iyi anım sıyor uz, haf ızalar ım ız taze çünkü çok uzak bir tar ih değil. “Kenan Evren’i yarg ı önüne çıkaracağ ız.” diye, “12 Eylül darbeciler iyle hesaplaşacağ ız.” diye muazzam bir propaganda yapıldı. O değişiklikte en çok tart ışılan maddelerden biri dar becilerin, Kenan Evren’in ve o kesimin yarg ılanacağı yönünd eki savdı ve bu büyük bir popülizmle, büyük bir propaganda bombar dımanıyla halka yansıt ıldı ve gerçekten Kenan Evren yarg ılandı. Yarg ılandı m ı emin değilim, mahkemeye çıkmadı, yatağ ında oturdu, işte SEG BİS aracılığ ıyla if ade ver di ama bir iddia vardı, “Biz yarg ılayacağ ız, bu halka, Türkiye’ye yapt ıklar ının hesabını ödeyecekler.” İktidar part isi o zam an bunun arkasında duruyordu ve diğer ref erandum paketindeki maddeleri bir t araf a bırakarak, saklı tutarak eleşt iriler imizi bunun ileri bir adım olduğunu, darbe ihtimallerini ortadan kaldırmak için Türkiye’yi gerçekten dem okratik bir hukuk devlet i yapmak yolunda ilerleyebilmek için yüzleşmeyi her zaman savunduk ve dar becilerin gerçekten hesap vermesi gerekiyor. Peki, şimdi darbeciler le niye kol kolayız, niye 82 A nayasası’nın arkasında duruyoruz? Biz durmuyoruz t abii, bunu söylerken iktidara söylüyorum. Darbeciler hâlâ aynı darbeciler, bu Anayasa hâlâ dar be anayasası, bu Anayasa hâlâ antidemokratik hükümleri havi bir Anayasa. Bu kadar değişiklik yapıldı. İşte daha yeni, çok yak ın tar ihte 16 Nisan ref erandumu. İstenildiğinde bu dar be anayasasının istenilen hükümler i ayık lanıyor. Demokrasi adına eskiden yapılıyor du, şimdi tabii ibre tersine döndü, bask ıcı ve daha çok, çoğunluğun tahakkümünü tahkim etmek T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ………………. Sayfa: 23 için bu değişiklikler yapılıyor. Peki, darbe anayasasına sahip çıkma değil mi bu? Kesinlikle şu anda iktidar partisi bu darbe anayasasının savunmasını yapıyor, savunusunu yapıyor. Art ık şu tezi ileri süremez geçmişte söylediği gibi: “ Biz dar be anayasasını kaldırmak isti yoruz, yeni demokratik bir anayasa yapmak istiyoruz ama gücümüz yetmiyor.” Bunu söylüyor lardı ve t ırnak içinde, haklı olduklar ı yönler de var dı, sayılar ı yetmiyordu, 367’ye yetm iyordu, ref eranduma götürecek 330’a da erişmiyordu ama şu anda öyle bir problem yok. Şu anda iktidar partisi MHP’yle bir likte -eğer söyledikler i sözler hâlâ geçerliyse ki değil, bunu biliyoruz - 330’la rahatlık la 82 dar be anayasasındaki antidemokratik hükümleri –yemini kasteder ek söylüyorum - yemin dâhil bütün bunlar ı ayıklayabilir, ha lka götürebilir. Bunun önünde bir engel yok yani çoğunluk kendilerinde; biz muhalef et etsek de, biz, Halklar ın Demokratik Partisi, CHP kendisi karar ını ver ir. Şu anda iktidar ın elinde 330 var, sözlerini yer ine getirmek için -olum lu yönde söylüyorum - olanak lar muazzam. Çünkü, işte 16 Nisanda bunu gördük. 16’dan önce değişikliklerin Parlamentodan çıkar ılma nisabını da hepimiz birlikte yaşadık. Biz karşıt oy kullandık ama iki parti bunu geçirdi ve halkoyuna sundu. Peki, iktidar bu gücünü nasıl kullanıyor MHP’y le birlikte? Hayır , ibre demokrasiden yana değil art ık, ibre hak ve özgürlüklerden yana değil, ibre çoğulcu, demokratik bir Türkiye tahayyülünden yana değil, ibre düşünce ve if ade özgürlüğü, taraf olduğum uz ulusalüstü sözleşmelere, Avrupa Bir liğine uyum çe rçevesinde değil; ibr e 180 derece bir dönüşle ters yönde yani 2002’den 17 -25 Aralığa kadar hatta çözüm sürecinin devam ett iği 2013 -2014 tar ihine kadar olan ibre tümüyle t ers döndü, tahakküm, çoğunluk hâkimiyeti, çoğunluk bask ısı ve gerçekten tek lider e day alı bir tahakküm. Bunu bir çok şekilde değer lendir dik, iler leyen maddelerde de bunu değerlendir eceğiz. Ve şimdi İç Tüzük tam da bu mant ıkla önümüzde. İktidar partisi ve ittif ak ettiği muhalef et partisi diyor ki: “Benim gücüm var, ben İç Tüzük ’ü değiştir iyor um. Muhalef etin söz hakkını k ırk dakikadan on dört dakikaya indir iyorum. Grup öneriler ini sınırlandır ıyor um. Kür sü dokunulmazlığ ını kaldır ıyor um. Kürsüde millet vekili vatandaşın kullandığ ı sözleri kullanamaz. Ben Yarg ıtay kararlar ını da tanım ıyor um. Ben ‘ ortak millî tarih’ deyince hepim izin aynı cümleler i anlaması gerektiğini söylüyorum, buradaki anlayış da şu: ‘Benim tespit ime göre konuşacaksınız. Ben ‘Türk millî ortak tarihi’ dediğimde benim sözler im dışında bir tespit yaparsanız siz para cezasıyl a cezal andır ıl ır sınız, kınanırsınız.” Peki, burada ölçü ne? Bu ortak millî tar ihe aykır ı görüşleri takdir edecek Meclis başk an vekili yarg ıç m ı, Meclis başkan vekili hukuk eğitimi mi aldı; hangi yarg ılama usullerine göre yapacak, kime göre yapacak, hangi standar d a göre yapacak? Ben kürdistan dedim, başka bir i Ermenist an dedi, başka biri lazistan dedi, başka bir i Osmanlı Kürdistan eyaleti dedi, başka bir i başka bir şey söyledi, kendi tar ih okumasına göre bunu kürsüden if ade etti. Peki, Meclis başkan vekilinin önünd e şöyle bir met in var m ı: “Türk millî ortak tarihi şöyle okunur . Biz Çerkez Ethem ’i şöyle kodladık. Biz Kazım Kar abekir ’i şöyle kodladık. Biz Mustaf a Kemal Atatür k’ü şöyle kodladık. Bunlar dışındaki sözler tahkir ve tezyif tir.” diye elinde, bizim de bildiğ imiz, hani t ır nak içinde, millet vekilleri olarak ve bunu kullanmaktan ister se iradi olar ak imtina edilebilecek bir metin var m ı? Yok. Meclis başkan vekili yarg ıç m ı? Değil. Parlamentoda kürsüdeki millet vekiline ceza ver me yetkisini nereden T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ………………. Sayfa: 24 alıyor? Ancak An ayasa’dan alabilir. İç Tüzükle nasıl Anayasa değişecek? Böyle bir İç Tüzük teklif iyle karşı karşıyayız. Bu kabul edilem ez, bu asla yaşama geçemeyecek ve aslında mut lak butlanla bat ıl, geçse bile uygulanamayacak bir hükümdür. Bu mümkün değildir. Yani AKP Ge nel Başkanının, Erdoğan’ın def alarca konuşması var. Diğer muhalef et partiler inin konuşması var aynı okumalara ilişkin. O zam an biz diyeceğiz ki düşünce ve if ade özgür lüğü Parlamentoda kaldır ılm ışt ır. Bizce t ıpk ı şu anda Meclis Başkanının yapt ığ ı gibi “kaba ve yaralayıcı, incit ici sözler” diye önergelerimizin yüzde 40’ı asgari düzeyde iade ediliyor. Diyor ki Meclis Başkanı “Ben bunu kaba ve yaralayıcı buldum.” Bizim en önemli denetim mekanizmalar ından olan soru önergeler imizi, Meclis araşt ır ma önergeler imizi bize iade ediyor. Ve niçin iade ediyor biliyor musunuz? “Zulüm” geçtiği için, “işkence” geçtiği için. “Kürt illeri” geçtiği için, “Kürtçe” geçtiği için. Burada geçen toplant ıda bu sayılar ı paylaşm ışt ım. Bir daha paylaşmaya gerek yok. Budur işte. Yeni dönemde demek ki pratik böyle olacak. Meclis Başkan Vekili istediği cüm leye takacak, diyecek ki “Ben bunu İç Tüzük’ün şu maddesine ayk ır ı buldum, takdir hakkı bende.” Nasıl olsa bağlayıcı bir düzenleme yok, bir ceza yasası da yok Parlamentoya ilişkin. “İç Tüzü k’e göre ben bunu böyle keyf î olar ak takdir ettim.” E denet im, nerede bir denetim? O zaman muhalef et orada denetim için bulunamaz. Biz ağzım ızı bantlayalım çıkalım, pandomim mi yapalım? Vücut diliyle m i anlatalım? Biz halk adına aldığ ım ız oylar adına, halk iradesi adına orada konuşamayacaksak Parlamenter olmanın bir kıym eti harbiyesi var m ı, kalacak m ı? Hayır. İşte bu darbe anayasasıyla bar ışmadan sonra onun arkasında durmadan sonra şimdi İç Tüzük’te “yem in” diye bir kavram getirildi. Yemin değişt irilm iyor . Bu kadar değişiklik yapıldı. Yeminin değiştirilmesi akla gelmedi nedense? Bu yem in metnine ilişkin o kadar çok eleşt iri var ki, o kadar büyük handikaplar var ki bu yem in met ni Anayasa’da yazılm ış. E Anayasa’daki met ni değiştirmeyi ak ıl etmeden, daha doğr usu teşebbüs etmeden Anayasa’yı değişt irmeyi önüne koymadan İç Tüzük’le nasıl bunu düzenlersiniz? Bu Anayasa’ya ayk ır ı. İç Tüzük’le Anayasa değişebilir mi? Değişemez. Bütün İç Tüzük değişikliği Anayasa’ya ayk ır ıdır ve bu, Anayasa Mahkemesinden eğer cüret e debilir lerse, ihraç edilmeyi ve hapse girmeyi göze alabilir lerse dönecek. Ama biz kim seden kahramanlık bekleyemeyiz. Anayasa Mahkemesi üyeler i de -açıkçası bu bir kahramanlıkt ır - “Vallahi bu İç Tüzük Anayasa’ya ayk ır ıdır , ben iptal ett im.” derse onlar ın ba şına ne geleceğini hepim iz biliyoruz. Anayasa Mahkemesinin 2 üyesi tutuklu. 4 Kasımdan beri, 20 Mayıstan beri Anayasa’da dokunulmazlıklar ın kaldır ılm asına ilişkin bizim başvurumuz Eş Genel Başkanım ızın bile içinde olduğu 11 millet vekilinin başvurusu Anayas a Mahkemesinin önünde ama karar verm iyor. Verem iyor mu? Vermiyor mu? Def alar ca çağrı yapt ık. İçtihadınıza sahip çık ın. Siz daha önce dediniz ki: “ Millet vekiller i tutuklu yarg ılanamaz, ser best seçim hakkı ihlalidir. Anayasa’ya ayk ır ıdır. Balbay kararı ortada. Bu içtihat değişmedi. Sekiz buçuk aydır parlamenterler içeride tutulmaya devam ediyor. Karar ver miyor. Verem iyor. Vermiyor da demek istemiyorum. En son Avrupa İnsan Haklar ı Mahkemesi ekime kadar Türkiye’den savunma istedi. Niye bu örneği veriyorum. İç T üzük değişikliği de çünkü Anayasa Mahkemesi önüne gidecek. Denet im mekanizmalar ının zapturapt alt ına alındığ ı, özgür davranamadığı bir ortamda demokrasinin denge denetleme sistem i, f ren T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ………………. Sayfa: 25 mekanizmalar ı ortadan kalkmışt ır. O zaman isteyen istediğini yapar, ma hkeme de karar ver emiyor, bizim de başka başvur abileceğimiz bir yar gı yolu yok. O zam an parlamenter demokrasinin art ık cenaze namazını k ılabiliriz. Buradan gelmek istediğim nokta şu: İç Tüzük değişikliği Anayasa’ya ayk ır ıdır. İç Tüzük değişikliğinde yemin i değerlendirmem iz için önce yem in metnini tart ışmam ız lazım. Şimdi yemin metni ne tekrar hat ır lat mak istiyor um. 81’inci maddede nasıl bir yemin metni var? Yani okumayayım ama bu yemin met nini çünkü bunu biz iradi olar ak okumuyoruz, söylüyoruz da. Bu çoğul cu değil, bu kapsayıcı değil. Bu Türkiye yurttaşlar ının yüzde 100’ünü kapsayan bir yem in metni değil. Burada usulü bir zorunluluktan dolayı aslında herkes bu yem in met nini okuyor. Üstelik namus ve şeref üzerine okuyor. Yani bu bir sır değil. Bu def alarca t art ışıldı. Yemin metninde ne var ? Türkiye toplumunun özü yok. Çoğulculuk yok, çok renklilik yok, çok seslilik yok. Hepsi inkâr ediliyor. İnkâr ediyor. Toplumsal yapıyı reddeden bir yem in metni var. Türkçe imla kurallar ını, yapısını, anlam sızlığ ı hiç tart ış maya bile gerek duymuyorum. Çok daha düzgün bir yemin metni yazabiliriz. Bu kadar rahat anayasa değişikliği yapılırken yem in metnimizi neden gözden geçirmiyoruz? Neden yemin metnini değişt irme girişimi yer ine yem in etmeyenlerin vekilliğini düşürmeyi önümüz e koyuyoruz. Bunu Anayasa Kom isyonu üyeler ine gerçekten sormak istiyorum. Bu toplumsal yapıyı ret ve inkâr eden bir yem in metnidir ve millet vekiller i de -en azından biz kendi adım ıza söyleyelim - zorunlu olarak okuyor uz çünkü halk ın bize verdiği yetkiyi bir rit üeldir, bir seremonidir, hani orada sadece önümüzdekini okuyoruz. Sizler nasıl yapıyorsunuz bilmiyorum. Peki, bu yemin metni, egemenliğin millete ait olmasını içer iyor. Çok güzel gerçekten. “Hukukun üstünlüğü” diyor, “demokratik cumhuriyet” diyor, “her kesin insan haklar ı ve temel hürriyetler i” gibi kavramlar da var yemin metninde ama diğer bölümü tekçi, otorit er ve totaliter, ikisi birbiriyle çat ışıyor, zıt. Hem halk ın ve milletin egemenliği diyeceksin hem de tekçi bir zihniyet le yemin içeceksin. Böyle bir tutarsızl ık olabilir mi? Yem in metni kendi içinde tut arsız. Bizim burada yem in et meyen Sayın Zana gibi vekiller in vekil kabul edilmemesi yer ine yemin metnini tart ışmam ız lazım. Gelin yeni bir yem in metninde uzlaşalım. Peki, yem in neler e mal oldu? Bir de bunu düşünmemiz lazım. 1992 yıl ında hepiniz biliyorsunuz ki Sayın Zana bir yemin içt i ve bunu şöyle söylem işti o zam an, haf ızamda kaldığ ı kadar ıyla. “…” ( x ) “ Bu yemin met nini T ürk ve Kürt halk ının kardeşliği için okuyorum.” demişti. Kıyamet koptu. Masala r, gürültüler, tepkiler orada kalsa iyi. Leyla Zana on yıl cezaevinde yatt ı. On yıl arkadaşlar. Bu basit bir mesele değil. Bir parlamenter on yıl cezaevinde kaldı ve suçu neydi? Bir yemin metninde kendi ana diliyle, Kürtçe “Ben bu yem in metnini Türk ve Kür t halk ının kardeşliği için okuyorum.” dediği için. Peki, sonra ne oldu? Sayın Zana ceza aldı, Avrupa İ nsan Haklar ı Mahkemesi bozdu. İşte biliyorsunuz, sonra 25’inci ve 26’ncı Dönem de millet vekili seçildi. Şimdi Sayın Zana üzerinden… Bu, Zana düzenlemesidir -adını koyalım - ya da HPD düzenlem esidir onun şahsında. Yani bu başka bir yöntem le HDP’liler in tasf iye edilmesinin bir sürecidir. Sizi 1992 yılına gerçekten 30 saniyeliğine götürmek ister im. Öyle bir ortamda bir Parlamenter in hem (x) Bu bölümde hatip tarafından Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi. T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ………………. Sayfa: 26 de yem in m etninin dışında bir cümle sarf ettiği için. Yemin metninin içinde değil. Doğru, yem in metni diyelim ki kabul edelim usulen, diyelim ki kabul edelim var sayım olarak - bir bütün olarak okunur ama öncesinde ve sonrasında bir cüm le sarf edilmesi bu kadar kıyamet kopartacak, b u kadar histeriye sebep olacak bir mesele değildir, olmamalıdır. 1992’den 2017 yılına yirmi alt ı yıl geçti, biz bir milim ilerleyemedik. Tekçiliği aşmada, çoğulculuğu yakalamada gerçekten bu ülkede f arklılık lar ın olduğu kabulünde bir arpa boyu yol gidemedi k. Ara dönemde skalada ara ara kabuller, çözüm süreci, olumlu mesaf eler de katedildi ama yine yüz seksen derece bir geriye dönüşle karşı karşıyayız. Rahmet liyi -sayg ıyla anıyor umŞeraf ettin Elçi’yi de anımsatmak isterim. Kendisi 1978 -1979 yıllar ı arasında Bayındır lık Bakanıydı ve orada çalışt ı. Bakanlığ ı dönem inde şöyle bir cümle kurmuştu, sadece hat ırlat ıyorum: “Türkiye’de Kürtler vardır, ben de Kürt’üm.” Ne oldu biliyor musunuz? Ankara Sık ıyönetim Mahkemesi kendisine iki yıl üç ay ceza ver di. Yine, bazı Kürtleri işe aldığ ı iddiasıyla, sadece iddiasıyla Yüce Divanda iki yıl dört ay ceza aldı ve otuz ay cezaevinde yatt ı. Sadece “Ben Kürt ’üm, Türkiye’de Kürtler vardır.” dediği için ve kendisi on yıl siyasi haklardan men edildi, on yıl ve sonrasında da avukat lık yapmaktan da mahrum edildi. En son, part imizden Diyarbak ır millet vekili seçildi. Kendisiyle seçim çalışmalar ında bir dönem çalışma f ırsat ını buldum rahmetliyle. Gerçekten, o dönemlere at f en konuşmalar ını ve anılar ını dinlemek de insana ayr ı bir zenginl ik ve uf uk katıyor . Şimdi, Şeraf ettin Elçi ağabeyim iz aram ızda yok, Leyla Zana şu anda Par lamentoda millet vekilliği yapam ıyor yem in içmediği için ama bunlar ı bizim burada t art ışmam ız lazım. Bu, gerçekten demokratik bir yöntem m i? Gerçekten yemin metnini de ğişt irme şansım ız olamaz m ı? Peki, şeye geleyim, Sayın Zana’nın Mecliste şu anda kabul edilmemesinin yani yem ininin kabul edilmemesinin gerekçesine. Sayın Zana şöyle dedi başt a, daha yem in met nine başlamadan: “…” ( x ) Türkçe çevir isi, tam çevir isi şu: “Onur lu ve kalıcı bir bar ış umuduyla…” Bunu okudu ve sonra Türk millet i yer ine “Türkiye milleti önünde ant içiyorum.” dedi ve Sayın Baykal’ın Meclis Başkan Vekili olar ak müdahalesiyle yem ini kabul edilmedi. Ya, şundan daha kabul edilebilir bir cüm le olabilir mi ? “…” ( x ) “O nurlu ve kalıcı bir bar ış için…” ya da “Türkiye milleti önünde…” Bunun neresi sakat ? Biz neden bu yemin metnini değiştir ip bunu yapm ıyor uz? Hayır, biz, İç Tüzük’ü değişt iriyoruz - Anayasa’ya ayk ır ı- Zana vekillik yapmasın ha! Türkiye bölünecek sa nki. Nasıl bir şey bu, nasıl bir tekçiliktir, nasıl bir bask ıcı, çoğunlukçu, totalit er bir yaklaşımdır? Bunu kabul etmek nasıl mümkün olabilir? Peki, şeye de gelm ek istiyorum, yem in içmeden m illet vekili olunabilir mi, olunamaz m ı? Milletvekilliği nedir ? M illet vekilliği, millet vekilli adayın ın halktan seçim le destek alm asıdır. Hepimiz m illetvekiliyiz, gidiyoruz, aylarca millet vekili seçim çalışmalar ı yapıyoruz, halk bize oy ver iyor. Eğer Seçim Kanunu’na göre yet erince bir standarda geliyorsa siz m illet vekil i seçiliyorsunuz zaten. Millet vekili halk iradesinin vücut bulmasıdır, milletle vekil arasındaki bir akittir değil mi, bir sözleşmedir? Yani bana oy verdi, mazbatam ı aldım. Doğru, hani, yemin metnine şu (x) Bu bölümlerde hatip tarafından Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi. T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ………………. Sayfa: 27 eleştir i gelebilir, şimdiden, gelmeden söyleyeyim: Ba şka ülkelerde de yem in metinleri var, f arklı şekillerde var. Bir rit üeldir, olabilir. Bunu Anayasa Komsiyonunda da çok tartışt ık, bizim de öner imiz var yemin metnine ilişkin ama bu yem in metninin aynı zamanda kapsayıcı da olması lazım, herkesin uzlaşt ığ ı b ir yem in metni olması lazım. Şimdi, seçildiği anda, mazbatasını aldığ ı anda sandık lardan çık an iradedir millet vekilliği, orada yemin içtikten sonr a değildir. Hadi, şey yapt ılar, çok tart ışıldı, şu anda Sayın Zana’nın… Yani bunlar bizim için asla önemli mes eleler değil, en son kendisi de Meclis Başkanına bir mektup yazdı, kaleme aldı. Genel Kurul çalışmalar ına katılmadı diye Meclis Başkanlık Divanı taraf ından bir yazı tebliğ edilmiş, “Şu tar ihler arasında siz yoklamalara katılmadınız.” diye bir uyar ı yapıyor , kendisi de yanıt ını vermiş. Yani ona at ıfta bulunayım sadece. Yanıt ında diyor ki “ Ben gelem iyorum.” Çünkü sekreteri yok, işten at ılm ış, zaten hiçbir özlük hakkı verilmiyor, danışmanı yok, hiçbir vekillik statüsü… E, Genel Kurula zaten gelem iyor. Şimdi yü z binlerce insanın oy verdiği bir millet vekili şu anda onur lu ve kalıcı bir bar ış talep ettiği için millet vekilliği yapam ıyor. Ne f arkı var on yıl cezaevine atmaktan, ne f arkı var hukuksuz bir şekilde insanlar ı cezaevinde tutmaktan, ne f arkı var Şer af ettin Elçi gibi bir şahsı “Ben Kürt ’üm.” dediği için otuz ay cezaevinde tutmaktan ve on yıl siyasi haklar dan mahrum etmekten? Bu, çok daha ağ ır değil mi, en azından aynı ağ ır lıkta değil mi? Biz, iktidar üyeler ine hat ır lat ıyor uz. Geçmişte söylediğiniz sözlere ya art ık tümüyle nedamet getirdiğinizi, onlara sahip çıkmayacağ ınızı söyleyin ya da o sözleri açıklayın bize. 1992 darbesine karşı söylem lerinizi size hatırlat ıyoruz, millet vekili yem in krizinin olmaması gerektiği yönündeki düşünceler inizi size hat ır lat ıyor u z, demokrasi yönündeki beyanlar ınızı, tarihsel arka planını sizlere hat ırlat ıyoruz. Şu anda Sayın Zana şahsında yemin metninin bu şekilde düzenlenmesi açıkçası tekçi, milliyetçi, bask ıcı, çoğunlukçu, totaliter bir yaklaşım ın sonucudur. Hiçbir f arklılık yok tur. On yıl, yirmi yıl, otuz yıl tar ihin ileri gitmesi düşünceleri değ iştirmemiştir. Hâlbuki “ diyalektik” diye bir kavram var, “değişim” diye bir kavram var. Avr upa, dünya adım adım ilerlerken, yeni dünyada neredeyse parmak lar ın korunması için abartarak söylüyorum - neredeyse sözleşmeler yapılacakken biz hâlâ elli yıl önceki, altm ış yıl önceki dur duğumuz noktada sayık lıyoruz. Sonra da diyoruz ki “Türkiye’ye Avrupa niye t epki gösteriyor? Bizim dostumuz yok, hepsi bize düşman.” Ya, direniyoruz, Türkiye direni yor; tutuculukta direniyor, tekçilikte direniyor, insan haklar ını ihlal etmekte direniyor, işkencede direniyor, yapm aya devam ediyor. Şu anda, sanır ım 10 insan haklar ı savunucusu Çağlayan Adliyesine çıkacak. Bütün dünyanın konuştuğu bir mesele. Tanıdığım, çok yak ından tanıdığ ım isimler var, arkadaşlar ım var. Ö zlem Dalk ıran Uluslararası Af Örgütünün Türkiye temsilciydi. İlknur Üstün Türkiye Kadın Koalisyonunun sözcüsü. Kadın haklar ı konusunda dünyaca bilinen bir isim İlknur Üstün. Bir leşm iş Millet ler de çalış malar ı var ve Türkiye kadın har eketinin en önemli figürler inden biri. Yine, Nalan Erkem, bir hukukçu, insan haklar ı savunucusu ve diğer arkadaşlar. Neym iş? Ajan f aaliyeti yapıyor larm ış. El insaf ya, el insaf yani! Bunlar ın ne yapt ık lar ı, ne yazdık lar ı, ne çizdikler i, nasıl hak savunucusu olduklar ı herkesçe biliniyor. Tırnak içinde, hepinizin af f ına sığ ınarak söylüyorum, kimseye atf en değil, hani halk dilinde var dı ya “Uf ak at.” mı diyorlar? Yalanın bir ölçüsü olur yani, böyle bir yalan olabilir mi? T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ………………. Sayfa: 28 ABD Dışişleri Bakanlığ ı açık lama yapt ı, Avrupa Birliği üyesi ülkeler açık lama yapt ı “İnsan haklar ı savunucular ını serbest bır akın.” diye. Af Örgütü Türkiye temsilcisi şu anda cezaevinde. Bütün Türkiye’ye karşı kampanya var bütün uluslararası alanda. Sonra, iktidar yetkilileri çık ıyor diyor ki: “Ya, bize düşmanlık yapıyor lar.” Yok ef endim, kimse size düşmanlık yapm ıyor. Siz hak t anım ıyorsunuz, huk uk tanım ıyorsunuz, özg ürlük tanım ıyorsunuz, bu yüzden uluslar arası alanda da eleşt iri alacaksınız. Sıf ır sorun demişt iniz , şimdi hiç dostu yok Türkiye’nin, sıf ır dost. Biz kendimize dönüp bakacağız. Bizim çok güzel atasözler imiz var; iğneyi kendimize bat ıralım, çuvaldızı diğerler ine. Hiç bizde hata yok mu? Türkiye’nin dış polit ikasında, iç politikasında hiç hata yok mu? İşte böyle İ ç Tüzük değişiklikleri gelirse, Kürt ler Meclisten böyle at ılırsa, parlamenter ler böyle hukuksuz bir şekilde rehin alınırsa dış dünyada tabii ki Türkiye’nin itibar ı sıf ıra iner. Peki, yemin metni konusunda sadece biz mi böyle düşüyoruz? Hayır. Aslı nda, iktidar partisinin en önemli isim ler inden Sayın Şentop’un Uzlaşma Komisyonundaki sözlerine at ıf yapmak istiyorum sadece. Hani, bugün değişm iş, Başkan yok burada ama aynen şöyle: Sevgili Rıza Türmen söz alıyor, biz de oradaydık, “Bu ‘Anayasa’nın sözü v e ruhu’ ibaresi var bizim öner imizde, diğ er üç öner ide olmayan bir şey bu, Anayasa’nın sözü ve ruhu; bunu kabul edebilir miyiz?” Rıza Türmen soruyor. Sayın Şentop diyor ki: “Ben ruh konusunda biraz ter eddütlüyüm.” Prof esör Doktor Ali Akyıldız “ Amaçsal yoru m anlam ına geliyor .” diyor. Sayın Türmen “Evet. ” diyor. Sayın Şentop devam ediyor: “Yani çok geniş bir alan açıyor yor um için bu Sayın İ yimaya hat ır lar, ruh meselesi - zat en o yor um esaslar ı arasında da var, sözünü de…” Mustaf a Şentop’un Anayasa ruhu konu sunda it irazlar ını şimdi söylüyorum: “Yani sözü, metin, ruhu bilm iyoruz; kim biliyor ? İşte, ruh çağır ıcılar, Anayasa Mahkemesi çağ ır ıyor ruhu, diyor ki: Turgut Özal, Süleyman Demirel, Ahmet Necdet Sezer aday bu ruh çağırmaya, ruh onaylıyor; Abdullah Gül ad ay, r uh diyor ki: ‘367 lazım.’, ‘toplant ı yet er sayısı’ mesela. Yani hep ruhu var, bu ruhla ilgili pr oblem var. Bunu parantez içer isinde söylüyorum, kanunlar ın laf ı, ruhu bağlam ında değil bu söylediğim: Bizim Anayasa’nın resm î ideoloj isi dediğim iz şeyi, pa radigması dediğimiz şeyi Anayasa kendisi bir hukuk metninde ‘ruh’ olarak if ade ediyor. Problem burayla ilgili tabii.” Kesinlikle kat ılıyorum, ruh çağ ır ıcılığ ını bırakalım; ne r uhu ya. Bir ilke konuşalım, değer konuşalım; üzerinde konuşacağ ım ız değerleri, i lkeler i konuşalım. İşte Sayın Şentop’un söylediği sözlere bugün imza atabiliriz ama şimdi Sayın Şentop Anayasa Komisyonu Başkanı ve kendisi de maalesef ruh çağır ıcılar ın arasına kat ıldı yani onun da art ık geçmişteki sözler le bir bağ ı kalmadı. Biraz toparla mak istiyorum. Şimdi, bu yem in metnine ilişkin bir de şunu hat ır latmak ist iyorum: Şu anda, bu yem in etmeyenler in vekil sayılmayacağı meselesi de t abii ki Anayasa’ya ayk ır ı ve bur ada ayr ımcı bir yaklaşım ın t emelleri üzerinde şekillenen bir değişiklik teklif iyle karşı karşıyayız. İktidar partisi şu kolaycılığ a kaçıyor: Ben Anayasa değiştirmek yerine İç Tüzük’ü değişt ireyim, istediğim kanunlar ı çıkarayım, yeni bir iht iyaç duyduğum da yeni bir değişiklik T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ………………. Sayfa: 29 yapar ım zaten.” Aynen böyle işletiyor. Meclis tar ihinde, -bir araşt ırma yapıyor um yak ında inşallah bitecek, sorular ım ıza cevap alam ıyoruz çünkü - en çok kanun hangi dönemde yapıldı? Aynı kanunlarda -biliyorsanız yanıt ister im gerçekten - kaç defa en çok hangi iktidar döneminde değişiklik yapıldı? Kendi yorumum, bil g iye dayanm ıyor: Kesinlikle AK PARTİ iktidar ı döneminde. Aynı kanuna, T MK 10’la görevli mahkeme, özel yetkili ağ ır ceza mahkemesi, sulh ceza hâkimleri; ya, aynı kanunda değişiklik yapılıyor, bir yıl sonr a işleyişte bir sık ınt ı çık ıyor, iktidar partisi sil baştan yeni bir değişiklik yapıyor… MAHMUT TANAL (İst anbul) – Adına “özgürlük hâkimi” dediler. MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - …ve “özgür lük hâkimi” diyor, ya, neredeyse milleti giyot ine götürüyorlar, bir de adını “özgür lük hâkimi” koymuşlar; alg ı yönetecekle r ya. Sulh ceza hâkimler inin önünden kimse kaçamaz yani, bir kar ar ver ildi mi gidiyor. Şimdi, TMK 10’la görevli olsun, DG M olsun, özel yetkili mahkeme olsun; aralar ında ne f ark var? Hiçbir f ark yok. Zihniyet aynı, yaklaşım aynı, kararlarda hiçbir değişikli k yok, aynı kararlar f arklı kesim ler taraf ından ver iliyor ama hakkını yemeyelim, çok iler i düzenlemeleri 17 -25 Aralık tarihinden sonra yapt ılar, muazzam bir düzenlemeydi. Ben avukatlık yapıyordum o zaman, gerçekten Türkiye tarihinde asla bu kadar iler i bir değişiklik görmemiştim. Ya, ertelemede sınır kalktı çünkü iktidar partisi yetkililer i sanıkt ı o zaman, şüpheliydiler, suç ve cezalarda limitler düşürüldü, savcı ve hâkimler in yer i değiştir ildi, o kadar özgür lükçü düzenlemeler yapıldı ki, yani şu anda konu muz olmadığ ı için girmiyorum. Sonra bir baktık bütün soruşturmalar bitti, takipsizlik kararlar ı ver ildi, beraat kararlar ı verildi çünkü şüpheli kendiler iydi 17 -25 Aralıkta; kendileri için lehe düzenleme yapt ılar, o arada f aydalanan olmadı değil, Hizbullahç ılar da f aydalandı mesela, üst düzey yetkililer pat ır pat ır tahliye oldu; işte, f arklı düzenlemelerle başka sanıklar da tahliye oldu ama düzenleme kişiye, gruba, partiye özgü yapıldı. Hâlbuki hukukta büt ün düzenlemeler genel, soyut, ilkesel olur, herkese u ygulanır, somut olarak soyut normlar la yapıl ır. Ben yarg ılanacağ ım diye hâkim imi değişt ir me yetkim varsa, savcım ı değişt irme yetkim varsa, yarg ılanacağım maddeyi değ iştir me yetkim varsa ve ben bunu değişt iriyorsam buna hukuk diyemeyiz; bu, hukuk değil, bu başka bir şey; bunun adını hepimiz biliyoruz. Şimdi, son olarak bir de şeyi söyleyeyim : Geçen haf ta, üç gün önce burada bir konuşma yapt ım ben ve bu konuşm ada değişiklik teklif inin 16’ncı maddesini eleştir irken tümüyle doğal, tümüyle spontane o an içimden Kürtçe konuşmak geçti. İki cümle kurdum ya, hani benim ana dilim, burada belki başkalar ının da ana dilidir; içimden geldi böyle bir an hani bu dili konuşurken. Tutanaklar ı aldım, “x” olarak geçilm iş. Ya, “ x” ne? Ne demek “ x”? Bu bir dil, ben bu dilde ik i c ümle kurdum, bunu yazsanıza, bunun yazılmayacağ ına dair bir İç Tüzük hükmümü mü var? Ya da “Kürtçe konuşt u.” deyin. Yani “Arkadaşlar, görevliler bu dili bilmiyor.” deyin hani o an çeviremediyse ya da Divan Başkanı bana desin ki: “Bunun Türkçesini söyler misiniz?” Ben söyleyeyim, çevireyim. Herhâlde Kürtçe cüm leyi kurabildiğime göre Türkçesini de çevirebilir im; “x” demiş. Hadi diyelim ki buraya kadar diyebilirsiniz ki bir sorun yok, tutanağın devam ı: Sayın İstanbul Millet vekili Hasan Sert dir ekt Kürtçe konu şmam üzerine bir hareket oldu, buradakiler bilir, bir tepki yine; garip bir hister i oluşuyor - dedi ki: “Bana dediniz değil mi?” Çünkü karşıdan bana çok sert T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ………………. Sayfa: 30 tepkiler i geldi, ya neredeyse bürokratlar bile tepki gösterecek. Burada diyor ki: “Bana dediniz değ il mi?” Ben de “Olabilir, siz de olabilirsiniz.” diyorum. “Bana m ı, başkasına m ı?” diye tehditle söylüyor. Ben de diyorum ki: “Yani siz de gösterdiniz tepki.” Sonra Hasan Sert diyor ki: “Gösteriyorum tabii ki düzg ün konuşun.” Bu arada alt ını çiziyorum, “Dü zgün konuşun.” dediği şey, “Kürtçe konuşamazsın, Kürt çe konuşma.” demek. Düzgün konuşuyor um, konuşmamdan hiçbir şüphem yok, sizler in var sa bilm iyorum yani Türkçeyi de Kürtçeyi de İngilizceyi de birazcık bilir im yani, “Düzgün konuş.” ne demek? “Bu dilde k on uşma.” demek. Ben de “Haddinizi bilin.” diyorum. “Bir dakika, hatibin sözünü kesmeyin.” diyor Divan, “Tahrik ediyorsunuz.” diyor, tekrar devam ediyor, “Toplant ı insicam ını bozma…” f alan. Burada demek istediğim bu “x” olduğu için bu tart ışma niye oldu bu t utanağ ı okuyan kimse anlayam az. Burada olm ayan, benim hitabıma tepki göster ildiğini anlamayan, kim anlayabilir? Hiç kimse. Peki, Sayın İ yimaya’nın bir örneğini verm ek istiyorum, Çerkezce konuşmuş. AHMET AYDIN (Adıyaman) – Tutanaklara nasıl geçmiş? MERAL DANIŞ BEŞT AŞ (Adana) – Aynen okuyacağ ım. Yanlış telaff uz edersem Sayın İ yimaya lüt f en siz söyleyin. Filiz Kerestecioğlu: “ Teşekkürler Sayın Başkan.” Başkan: Yukar ıdan bir ses “…” ( x ) yani ben tut anaktan okuyor um, yanında “Nasılsınız?” diye, herhâlde siz “Nas ılsınız?” diyor sunuz. Şimdi, Sayın İ yimaya’nın Çerkezce konuşması tutanağa geçiyor - ya da başka bir dil de, Gürcüce de olabilir, bütün dillere saygım var - niye benim ki “x”? Bunun bir izahı var m ı? Varsa biri aydınlatsın beni, gerçekten cevap istiyorum. 20 milyon yurttaşın konuştuğu dilde ben burada iki cüm le k uracağ ım “ x” yazılacak, başka diller aynen geçecek. Şimdi, bu ayr ım cılık değil mi? En basit inden söylüyorum, bu, dile düşmanlık değil mi? En basit iyle ayr ımcılıkt ır, yani en haf if deyimiyle ayr ım cılık t ır ama ben Kürt diline yönelik tutumu da ekleyerek bu dil düşmanlığ ıdır diyor um. Kürtçe olunca “ x”, başka dilde olunca, ben İngilizce konuşsam yazılacak, iddia ediyorum, yazılıyor , Fransızca konuşsam yazılacak ama Kürtçe konuşunca yazılm ıyor. TBMM BAŞKAN VEKİLİ AHMET AYDIN ( Adıyaman) – Bu konuya bir açık lama getirebilir miyim? MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) – Bit ir eyim, tabii ki, tabii ki ya da getir in, buyurun Sayın Başkan. (Oturum Başkanlığ ına Sözcü Abdurrahman Öz geçti) BAŞKAN – Meclis Başkan Vekilimiz Sayı n Ahmet Aydın, buyur un. TBMM BAŞKAN VEKİLİ AHMET AYDIN (Adıyaman) – Çok sağ olun, çok teşekkür ediyorum. Tabii, ben detaylı bir açıklama yapmayacağ ım ama özellikle bu konuyla ilgili Sayın Danış Beştaş gündeme getirdiği için ben yasama uzmanı arkadaşlar l a bir kez (x) Bu bölümde hatip tarafından Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi. T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ………………. Sayfa: 31 daha görüştüm çünkü benim de bildiğim öyleydi, şimdi, Anayasa’m ıza göre resm î dil Türkçe, tutanaklar da Türkçe tutuluyor ve Türkçeden başka herhangi bir dille yazım yapılm ıyor. Oraya “x” de değil, belki eskiden öyle olabilir, bilemiyorum ama “Bilinmeyen bir dille konuştu.” diye dipnot düşülüyor. Bu, İngilizce de olsa, Arapça da olsa, Kürtçe de olsa, başka bir dil de olsa aynı usulle böyle bir şey yapılıyo r. İstisna var m ıdır yok mudur, başka bir şey olmuş mudur bilmiyorum ama tabii ki Kürtçe düşmanlığ ı yapmak ya da dile düşmanlık, dile ayr ımcılık kesinlikle yani benim de tasvip etmediğim, buradaki hiçbir arkadaşım ızın da kabullenemeyeceği bir durumdur, böyle bir şey yok. Tamamen Anayasa’nın emri, resm î dilin Türkçe olması ve tutanaklar ın sadece ve sadece Türkçe tutulmasından kaynaklanıyor. Türkçe dışında bir dille konuşma yapıldığ ı zaman or ada “bilinmeyen bir dille” diye dipnot çekiliyor, başka da bir şey yazılm ıyor. Teşekkür ediyorum. Sadece bu konuyla ilgili bir açık lama… MERAL DANIŞ BEŞT AŞ (Adan a) – Sayın Başkan, tutanağ ı gönderdim. BAŞKAN – Sayın Aydın, teşekkür ediyor um. MERAL DANIŞ BEŞT AŞ (Adana) – Ben tamamlıyorum. TBMM BAŞKAN VEKİLİ AHMET AYDIN (Adıyaman) – Yalnız bu incelenmem iş tutanak, ben… MERAL DANIŞ BEŞT AŞ (Adana) – Hayır, ben size ken di aldığ ım ı verdim. BAŞKAN – Sayın Beştaş, buyurun. MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) – Yani ben tutanağ ı da verdim Sayın Meclis Başkan Vekilimize. TBMM BAŞKAN VEKİLİ AHMET AYDIN ( Adıyaman) – İncelenmemiş tutanak, ben onu bir sorduracağım. MERAL DANIŞ BEŞTAŞ ( Adana) – Hı, hı. Yani burada bir çarpıklığ ı if ade etmek için bu örneğ i ver dim. Sayın İ yimaya’nın da 23 Kasım 2016 tar ihli Adalet Komisyonu tut anağ ı yani elimdeki tutanak. TBMM BAŞKAN VEKİLİ AHMET AYDIN (Adıyaman) – Bir saniye… Devam edeyeyim mi bu konuyla ilgili? Burada tutanağ ın alt ına bir dipnot düşülmüş ve oraya da bir rakam ver ilm iş, “x” diye dipnot olar ak if ade ediliyor, orada, altta “ Bu bölümde hatip taraf ından Türkçe olmayan kelimeler if ade edildi.” Az önce söylediğim gibi yani “Türkçe olmayan kelim eler if ade edildi.” diye o şekilde not düşüyor. MERAL DANI Ş BEŞTAŞ (Adana) – Yine benim cümlem geçmemiş ama önemli olan o. TBMM BAŞKAN VEKİLİ AHMET AYDI N (Adıyaman) - Yani o sadece Kürtçe ya da başka bir dil için değil, hangi dilde konuşma yapılır sa yapıl sın “Türkçe dışında bir dil” diye yazıl ıyor. MERAL DANI Ş BEŞTAŞ (Adana) – Sayın Başkan, ben size geçen bir tutanak gösteriyorum ama. T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ………………. Sayfa: 32 TBMM BAŞKAN VEKİLİ AHMET AYDIN ( Adıyaman) – Alt ına dipnotu düşmüşler aynı şekilde. MERAL DANIŞ BEŞTAŞ ( Adana) – Tabii, bu ar ada bu tutanağ ı göstermem bu yazılmasın anlam ında değil ha, sak ın yanlış anlaşılmasın, biz yazılm asından yanayız. Sayın İ yimaya’nın nasıl cümlesi yazılm ışsa diğer diller de yazılsın diyorum, yoksa ben yermiyor um, aksine destekliyor um bunu ve o da yazılsın diyorum. Yani bu sanki özgür lükler i k ısıt lama gibi alg ılanırsa çok üzülürüm. Netice it ibar ıyla şunu söylüyorum: Aynı zam anda o “Nasılsınız?” kavram ı “ w” diye yazılm ış, öcüdür “ w”, Kürt alf abesinde vardır. “ Nevr oz” dediğimiz için yarg ılandık bizler, “w” k ullandığ ım ız için ama Meclis tutanaklar ında Sayın İyimaya’nın sözler i “ w” ile yazılm ış, hem de o kadar güzel yazılm ış ki, büyük harf le, imla kurallar ına uygun yani bunu… MAHMUT TANAL (İstanbul) – Kanunla o kalktı ama, “ x” art ık harf i alf abeye dâhil edildi. MERAL DANIŞ BEŞT AŞ (Adana) – Yok, eskiyi söylüyorum, hani art ık öyle. Yani bu konuda milyonlarca insanın kullandığ ı Kürtçe dilinin bu şekilde “ x” olar ak kodlanmasını ve yazılm amasını da kabul edilemez bulduğumu söylüyorum ve son cüm lemi de “x” olarak geçs e bile “…” ( x ) diyorum. BAŞKAN – Sayın Akçay, buyur un. ERKAN AKÇAY ( Manisa) – Teşekkür ederim Sayın Başkan. Mümkün olduğunca çok kısa bir değerlendirme yapmak istiyor um. Sayın Başkan, değerli millet vekilleri; ben de şu anda annemden öğrendiğim dille konuşsam m uhtemelen buradaki kat ılımcılar ın yüzde 90’ından f azlası anlamayacaktır o konuşmayı. Çünkü bizim Türkçe diye if ade ettiğimiz dil resm î dildir, yoksa Türkiye’de elbette çok çeşitli lehçeler kullanıyor uz ve lehçe de bir dildir unutmayalım ki. Bir anek dotu paylaşmak isterim: Bir bayram günü ailecek annem i ziyar et ettiğimizde yanım ızda bir başka yöreden misaf irimiz de var, üç gün misaf ir ettik ve üç gün konuşulanlar ın çok büyük bir çoğunluğunu da anlamadı çünkü yöresel ve yer el konuşma diliyle if ade edil diği için, onlar kitaplarda veya medyada, gazeteler de veya resm î meclisler de konuşulan bir dil değil. Öncelikle, herkesin konuştuğu dil anasının dili, ana dili, elbette kutsaldır ve sayg ıdeğerdir. Bu, mevzumuzun da dışındadır. Türkiye Büyük Millet Meclisi nde konuşulan, neticede Parlamento diyoruz ya hepim izin anlaşabileceği, anlayabileceği bir dildir. Yine aynı mant ıkla mesela Sayın Sancar da f arklı bir ana diliyle konuşuyor olabilir veya Sayın İ yimaya veya diğer arkadaşlar ım ız, Sayın Aydın, hepimiz için g eçerli. Şimdi, çocuklar bahçede oynuyor f akat sof ra da kurulmuş, 8 -10 çocuk, yeğen, kardeş çocuklar ı oyunu bırak ıp sof raya oturmuyor ama annem de ısrar la (x) Bu bölümde hatip tarafından Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi. T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ………………. Sayfa: 33 çocuklar ı çağ ır ıyor bahçeden, en sonunda biraz da k ızdı sof raya gelinmeyince “Gelin len, çençen edip durmayın...” dedi. Yazabildiniz mi bu benim dediğ imi, yazabildiniz mi? BAŞKAN – Sayın Akçay, ben anladım Aydınlı olarak. ERKAN AKÇAY ( Manisa) – Aydınlı olarak anladın. Mesela, Aydın, Ege deyince “ef e” denir . “Ama memleketin dağlar ında çalı kakıcılar da var , değil m i?” Peki, yazabildiniz mi Sayın Hanım ef endi? MERAL DANI Ş BEŞTAŞ (Adana) – Ama ben bu kadar hızlı söylemiyor um ki, gayet sar ih söylüyor um, siz acele konuşuyor sunuz. ERKAN AKÇAY ( Manisa) – Yok, yok. “Gelin len, çençen edip durmayın...” Yani daha da yavaş söyleyebilir im. TBMM BAŞKAN VEKİLİ AHMET AYDIN (Adıyaman) – Çinceye benzedi biraz. ERKAN AKÇAY ( Manisa) – Yani ben de espr ili olarak “Benim annem çok güzel Çince biliyor.” derim. Şimdi “çalı kak ıcı” kavr am ının, Türk Dil Kurumu sözlüğüne bakalım, Deyi m ler Sözlüğü’ne bakalım, Google’a gir iniz, inanın karşılığ ını bulamazsınız ama çok önemli bir kavram ve kelimedir ve Türkçedir. Çalı kak ıcı bir deyimdir, bir sıf attır, “ef e” sıf at ının tam zıddını if ade eder yani “ef e” kavram ının yüklendiği büt ün olum lu sıf atlar ı, özellikler i… Ef e, mazlumun yanında ve sözcüsü ise çalı kakıcı, zalimin sözcüsüdür ama kendisini ef e gibi satmak ister, soysuzdur, hır sızdır, toplum taraf ından aşağ ılanan ve kendisine de böyle “ef e” dedirmek isteyenlere “çalı kakıcı” denilm iştir. Şimdi, birisine Mecliste, diyor ya burada tahkir ve tezyif etmek, hakaret etmek f ilan, şimdi muhtemelen ben böyle bir çalı kak ıcı f ilan desem herkes dur ur ama bu, çok ağır bir hakarettir, küf ür derecesinde tahkir ve tezyif tir. Yani dili bu şekilde alıp, hem en belli bir dile inhisar ettir ip bunun üzerinden bir propagandaya dönük veya bir değerlendirmeye dönük görüş serdetmeyi doğrusu zor lama bir yor um olarak değerlendir irim. Değerli arkadaşlar, bu k ısa yapmak istediğim f akat pek de kısa olmayan yor uma rağmen hazır yeri gelm işken de… Çünkü Sayın Beştaş söz alınca Sayın Emir’in if adelerine giremedim, kendisi de yok herhâlde. ÖZGÜR ÖZEL ( Manisa) – Ayr ıldı, gelecek. ERKAN AKÇAY ( Manisa) – Evet, o zaman onu sonr aya bırakalım. Sayın Beşt aş “İç Tüzük’te hiçbir part i dışlanmamalıdır.” dedi ve doğru dedi ve bu İç Tüzük çalışmasında hiçbir parti dışlanmam ışt ır. Hat ır larsak 8 Hazir an tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanının davetiyle bütün dört partinin de grup başkan vekiller i olarak bir araya geldiğimizde bu İç Tüzük çalışmasına yönelik bir davetti ve toplant ıydı. O toplant ıda hem Cumhur iyet Halk Partisi hem Halklar ın Demokratik Partisi çok açık bir şekilde bu İç Tüzük çalışmalar ında yer almayacaklar ını if ade ettiler ve Sayın Filiz Ker estecioğlu kat ılm ışt ı. “T eklif meşru mu?” diye sordu. Evet, teklif hem teklif olarak hem de teklif in getiriliş şekli it ibar ıyla son derece meşrudur. Bunu millet vekiller i de teklif edebilir. HDP de bir teklif getirebilirdi. Eğer dört siyasi part inin kat ılmadığ ı ikisinin kat ılmadığ ı bir İç Tüzük teklif ini… Yani biz Milliyetçi Har eket Partisi olarak kat ılmamak mecburiyetinde miyiz? Görüşmemek mecbur iyet inde m iyiz? Bir muhalef et partisi olar ak bizim bir T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ………………. Sayfa: 34 sorumluluğumuz var. Bu sorumluluğu duyduk ve daha evvelki yapt ığ ım ız açıklam alar çerçevesinde de biz bu görüşmeler i yapt ık. Şimdi “Bazı pazarlıklar ın yapıldığ ı kamuoyuna yansıdığ ı bir ortam daha.” dedi Sayış Beştaş. Ben bu if adeler den sarf ınazar etmesini beklerim. MERAL DANIŞ BEŞT AŞ (Adana) – Neyi? ERKAN AKÇAY (Manisa) – Yani sanki baz ı pazarlıklar ın olduğunu kamuoyuna, basına yansıdığ ı şeklinde. Yansıdığ ının on kat ı daha bunlar reddedilmişt ir, her hangi bir pazar lık da söz konusu olmam ışt ır. Ne Adalet ve Kalk ınma Part isi ne de Milliyetçi Hareket Partisi asla ve kata böyle bir pazarlığın içer isinde olmam ışt ır . Bu İç Tüzük Teklif i son derece iyi niyet le ve makul ölçülerde müzakere edilerek, tart ışılarak ve üzerinde bir mutabakat sağlanarak birlikte im za at ılmak suretiyle verilm iştir. Aşır ı ve zorlama yoluyla vehim lerden uzak durmakta f ayda vardır. Yemin meselesi. Anayasa’ya bir ayk ır ılık söz konusu değildir bu İç Tüzük Değişiklik Teklif inde. Yemini aynen okumak da bir mecbur iyett ir ve ayr ıca yem in Anayasa’nın 81’inci maddesi “Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeler i göreve başlarken aşağ ıdaki şekilde ant içer ler.” diyor. Yani göreve başlamanın bir ön şart ı olar ak zat en Anayasa getir miş, İç Tüzük de buna paralel olar ak if ade ediliyor. 24’üncü Dönem Uzlaşma Komisyonunda mutabık kalındığ ı üzere “ aynen” kelimesi “aynen” ibar esi de bu İç Tüzük değişi kliğine işlenmişt ir ve yem in bir sadece bir ritüel değildir değerli arkadaşlar. Anayasam ızda… BAŞKAN – Sayın Akçay… ERKAN AKÇAY ( Manisa) – Hemen tamam lıyorum Sayın Başkan. BAŞKAN – Lütf en, lütf en. ERKAN AKÇAY ( Manisa) – Yemin bir ritüel değildir sadece ond an öte Anayasa’nın ve Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeler inin gör eve başlamasının bir şart ıdır. 15’inci maddedeki değişikliği Sayın Emir if ade… 83’üncü maddeyle ilişkilendirildi. Tabii bir maddeyi bir bütünü ve tamam ı, cüm lesi içerisinde değerlendirmek la zım. Bir kısm ını okur bir kısm ını okumazsak o zaman yar ım yor um yapılm ış olur. “Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri Meclis çalışmalar ındaki oy ve sözlerinden Meclist e ileri sürdükler i düşüncelerden, o oturumdaki Başkanlık Divanının teklif i üzerine Meclisç e başka bir karar alınmadıkça bunlar ı Meclis dışında tekrarlamak ve açığa vur maktan sorumlu tutulamazlar.” Yasama dokunulmazlığ ını düzenleyen en önemli bir inci paragraf bu. Bunu da hat ırlat ıyor um. Hepinize sayg ılar sunuyor um. BAŞKAN – Teşekkür ediyorum. MERAL DANIŞ BEŞT AŞ (Adana) – Sayın Başkan… BAŞKAN - Sayın İyimaya’nın bir söz talebi vardı, ondan sonra ara ver eceğim. MERAL DANIŞ BEŞT AŞ (Adana) – İki cümle ama… BAŞKAN – Sayın İ yimaya’dan sonra Sayın Beştaş size söz ver eceğim ama yem ek arası vereceğim. MAHMUT TANAL (İst anbul) – Ben de bir dakika isteyeceğim. T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ………………. Sayfa: 35 BAŞKAN - Bir de t abii Başkanlık Divanı olar ak bizim bir iş programım ız var, nihayet inde süreci yürütmekle de görevliyiz. Bu konuda da m illet vekili arkadaşlar ım ızdan, Komisyon üyesi arkadaşlardan bize yar dımcı olmalar ını talep ediyoruz. Söz sırası Sayın İ yimaya’da. Buyurun Sayın İ yimaya. AHMET İYİ MAYA (Ankara) – Teşekkür ediyorum Başkanım. Değerli arkadaşlar, tabii bu İç Tüzük müzakereler inde makalelerim, dava dilekçelerim çokça at ıf görüyor. Şahsen me mnun oluyorum f akat Adalet Komisyonundaki bir Kaf kas dil grubundan gelişt irilen bir söylem amacından sapt ır ıl ıyor. Orada gerilim li bir müzakere vardı ve HDP’den gelen Sayın Kerestecioğlu gerilimi düşürmek için kendi dilinden bir nükte amacıyla söylenmiştir , zat en başkaca bir cümle yok. Ben de Anayasa’nın 3’üncü maddesinde açık bir defa Parlamento tutanaklar ının resmi dil olm ası sebebiyle Türkçe tutulması gerektiğini düşünüyorum. Bunun dışındaki sapmalar ı bir hüccet, bir kanıt, bir argüman olarak kullanmamak gerekir. Ama nükteden esas üretmenin de mümkün olmadığ ını arkadaşlar la paylaşmak istiyorum. Sağ olun. BAŞKAN – Sayın İ yimaya teşekkür ediyorum. Sayın Beştaş, lütf en, toparlarsak yemek arası ver eceğiz. MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) – Sayın Başkan, öncelikle a macından sapt ır dığ ım bir olgu söz konusu değil. Ben olduğu gibi t utanaklar ı gösterdim. İki ayr ı dilde cümleler kurulmuş. Ayr ıca hangisinin nükte içerdiği hangisinin kötü bir şey içerdiği tart ışmadan azadedir. Bunu not olarak düşüyorum. Ben amacından sapt ırmadın, sadece iki dil bir i x yazılm ış biri aynen yazılm ış, bunu söyledim. Diller arasına da hiyerarşiyi asla koymuyorum , bütün dillere aynı sayg ıyı, aynı özeni göstermek gerektiğini de söyledim ve yazılmasını savunduğumu da söyledim, asla amacından sapt ır madım, bir incisi. İkincisi de Sayın Akçay’ın söylediği: Yani Kürtçe bir lehçe değil. Kürtçe bir dil ve milyonlarca yurttaşın ana dili. Dünyanın her yer inde… ERKAN AKÇAY ( Manisa) – Lehçe de bir dildir. MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Lehçe ayr ı bir şeydir, onu şimdi tart ışmaya girersek yem ek yiyemeyeceğiz. Kürtçe bir dildir, kadim bir dildir ve dünyada milyonlarca insanın, Kürt halk ının kullandığ ı bir dildir. Bu dilde yazılan binlerce kitap, eser vardır ve bu dili yine hepim iz çok iyi biliyoruz. Bunun nük te iç erdiği ya da anlaşılmadığ ı ya da hızlı konuşulduğuna atf en söylemedim. Bir dilin x olarak nitelendir ilmesini söyledim ve dile dair küçücük bir arka plan t arih bilgisi de verdim. Bu tutanaklara geçsin diye söylüyorum. Ayr ıca “sarf ınazar etme” dediniz. Yani ben orada kamuoyundaki iddialar ı buraya getir dim. Dedim ki: Burada anlaşma var m ı, yok mu, pazarlık var m ı, yok mu, varsa açıklasınlar. ERKAN AKÇAY ( Manisa) – Aksi yönde açıklamalar ım ız var. T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ………………. Sayfa: 36 MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Açıklamalar ınız var aksi yönde. A ma sonuçta siyaset de böyle bir şeydir yani bizim eleşt ir i hakkım ız vardır, siyaset yapıyoruz siz de cevap veriyorsunuz. BAŞKAN – Sayın Beştaş, teşekkür ediyor um. Sayın Mahmut Tanal’ın bir dakikalık söz t alebi var. MAHMUT TANAL (İ stanbul) – Teşekkür ediyor um, sayg ılar ım ı sunuyorum hepinize. Öğleden sonraki hakkım saklı kalmak kaydıyla. Konu hep şeyden konuşuldu, Meclisin kürsüsünden sarf edilen cümlelerle ilgili. Ben Ramazan Bayr am ında şöyle bir mesaj gönderdim bölgemdeki seçmenlere: “Adalet timsali dinimiz in mübar ek Ramazan Bayram ının adalet li günler e vesile olması dileğiyle bayram ınızı kutluyorum.” Av. Mahmut Tanal. Burada “timsali” kelimesi PTT taraf ından içinde “tim” geçtiği için tersi de “mit” geçtiği için sak ıncalı bir kavram gördüğünden dolayı benim mesaj ım ı göndermediler. Ben şimdi Türkiye Büyük Millet Meclisiyle bu konuda ihtilaf hâlindeyim. Yani biz eğer bu kavram lar ı… Düşünebiliyor musunuz eğer bunun üzerine kürsüde söylenilen kavr am şu oldu, bu oldu üzerine düşürsek çoğunluğun oylar ıyla gelebilece ğim iz ortamı t akdirlerinize sunmak için ben söz aldım. Anlayışınıza teşekkür ederim. BAŞKAN – Sayın Tanal, teşekkür ediyorum. Değerli arkadaşlar, 14.30’da başlamak üzere ara ver iyoruz. Kapanma Saati: 13. 40 T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ………………. Sayfa: 37 İKİNCİ OTURUM Açılma Saat i: 14.42 BAŞKAN: Mustaf a ŞENTOP (İstanbul) BAŞKAN VEKİLİ: Reşat PETEK (Burdur) SÖZCÜ: Abdurrahman ÖZ (Aydın) KÂTİP: Muhammet Emin AKBAŞOĞLU (Çank ır ı) (Oturum, Sözcü Abdurrahman Ö z taraf ından açıldı) ----- 0 ----BAŞKAN – Komisyonumuzun değerli üyeler i, çalışmalar ım ıza ka ldığ ım ız yer den devam ediyoruz. ÖZGÜR ÖZEL ( Manisa) – Sayın Başkan, Meclis Başkanlığ ından ve Hükûmetten herhang i bir temsilci yok şu anda. Bakanlığ ın t emsil edilmesiyle ilgili her ne kadar İç Tüzük’te bir esneklik varsa da -“temsil edilebilir” diye gelenekler imizde bakanlık temsilcisi olm adan… BAŞKAN – Meclis Başkanlığ ı… ÖZGÜR ÖZEL ( Manisa) – Meclis Başkanlığ ının seçilmiş bir temsilcisi, bir başkan vekilinin olması gerekiyor. İlk imza sahiplerinden bir inin olması, İç Tüzük değişikliği olduğu için bunlar ön emli. Başlayamayız bu şart lar da. BAŞKAN – Meclis Başkan Vekilinin gelmiş olması toplant ılara başlamam ız için yeter lidir diye düşünüyorum. Sayın Bekaroğlu, buyur un. MEHMET BEKARO ĞLU (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli arkadaşlar ım; gerçi Komisyonun çalışması için yeter li çoğunluk yoktur ama sanıyor um it iraz da yok, konuşmaya başlayacağ ız. Ben Sayın İ yimaya’nın burada olmasını isterdim. Komisyon çalışmalar ı başladığ ı günden beri, konuşan hemen hemen bütün hat ipler Sayın İ yimaya’ya gönderme yapıyorlar, makalele r ine, yazm ış olduğu dilekçelere. Ben öyle bir şey yapmayacağ ım. Sayın İ yimaya karakolda doğru söyler ama mahkemede şaşar, hep böyledir, o nedenle ona çok f azla gönder me yapmayacağ ım. Değerli arkadaşlar ım, elbette demokrasilerde seçilm iş çoğunluk kararlar ı alacak, ülkeyi yönetecek; bunda hiçbir şüphe yok. Zaten seçim vazgeçilmez, seçim le gelen çoğunluk hükûmet olacak ve ülkeyi yönetecek ama o sistem in demokrasi olabilmesi için aynı zamanda, azınlıkta olanın, az olanın da konuşma hakkının, kendini, düşünceler ini if ade et me hakkının hiçbir şekilde kısıt lanm aması gerekiyor. Bu iki şey olm azsa mevcut olan sistem demokrasi değildir. Maalesef, Türkiye’de Adalet ve Kalk ınma Part isinin son yıllar ında ülke böyle bir sisteme doğru yuvar lanıp gidiyor, yani demokrasiden giderek uzaklaşıyor. Gerçekten, muhalef etin ya da azınlıkta olanın, az olanlar ın konuşma hakkı, kendini if ade etme hakkı ciddi bir şekilde k ısıtlanıyor. Bu Meclis İçtüzüğü değişikliği teklif i de bu şekilde, bu motivasyonla hazır lanm ış bir teklif tir. Değerli arkadaşlar ım , bu teklif i konuştuğumuz ülke atmosf erinden de kısaca söz etmek gerekiyor. Şu anda, öteden ber i var olan, toplumda ayr ışma, kutuplaşmanın gider ek derinleştiği bir dönemdeyiz. Hatta ve hatta derinleşme değil, bu ayr ışma ve kutuplaşmanın başk a bir merhaleye geçtiğini görmekteyiz. Öteden beri tepede kurulan, özellikle Sayın Cumhurbaşkanının kurmuş olduğu sert T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ………………. Sayfa: 38 kutuplaşt ır ıcı dil, art ık dil olmanın ötesine geçmiş, daha t ehlikeli bir hâl alm ış, muhalef eti f iilî bir şekilde susturacak bir merhaleye , aşam aya gelmişt ir maalesef. Son birkaç günden beri 15 Temmuzla ilgili, 15 Temmuz askerî darbe gir işiminin anmalar ında yapılan konuşmalar, tak ınıl an tavır bunu çok açık bir şekilde ortaya koyuyor. Sayın Cum hurbaşkanı 15 Temmuz için bir çerçeve, bir tanım l ama yapt ı ve açık bir şekilde, net bir şekilde bu tanımlamanın dışında, doğrudan ya da dolaylı bir şekilde yorum yapanlar ı darbeci olar ak ilan etti. Değerli arkadaşlar ım, darbecilik ağır ceza gerektiren, ağırlaşt ır ılm ış müebbet gerektiren, müebbet hapis ge rektiren bir suçtur. Bu durumda 15 Temmuzla ilgili resm î, yani Sayın Cumhurbaşkanım ızın çizmiş olduğu çerçevenin dışında bir yorum yapanlar demek ki suçlu ilan ediliyor ve bir şekilde ceza yapt ır ım ıyla karşı karşıya kalacak demektir. Değerli arkadaşlar ım, her f ırsatta “millet” tanım ı yapıl ıyor. Bu “millet” tanım ı… Zaten bütün resm î ideoloj iler de kendine göre bir “ millet” tanım ı yapm ışt ır. Şimdi, çok açık gör ülmekte ki Türkiye' de yeni bir resm î ideoloji inşa ediliyor ve bütün kavram lar; sadece “millet” deği l, “vat an”, “bayr ak”, bütün kavram lar bu çerçevede yeniden inşa ediliyor. Burada öyle bir dil ortaya konuluyor ki bizim gibi düşünenler, bu şekilde bakanlar, bu şekilde yorum layanlar, bizim kurmaya çalışt ığ ım ız bu yeni millî ideoloji çerçevesinde olanlar m illet, bunun dışında olanlar düşman diye tanım lanıyor. Böyle bir ortamda biz İç Tüzük değişikliği yapıyoruz ve bu İç Tüzük değişikliği teklif inin bütün maddeler inde açık bir şekilde düşünceyi if ade etmeyi daha da güç hâle getirecek düzenlemeler var. Değerli arkadaşlar ım, şöyle bakt ığ ım ız zaman, işte, “ Zana maddesi” f ilan denildi ama ben bakıyor um, iki temel konu var bu İç Tüzük değişikliğinde; bir, iktidar ın muhalef etin konuşma süreler ini kısaltması, ikincisi de muhalef etin kendini if ade etmesine, düşünces ini if ade etmesine en azından disiplin cezası, Meclist en çıkar ılma ve para cezası gibi yapt ır ım getirilme gayr eti var. Şimdi, ilk okuduğumda, Adalet ve Kalk ınma Part isinin temsilcilerinin konuşmasını dinlem eden önce şöyle düşünmüştüm: Rahmet li Türkeş’in 1 2 Eylülden sonra “Biz hapisteyiz, f ikirler imiz iktidarda.” diye bir sözü var. “Acaba bu süre kazanmayla ilgili maddeler konusunda MHP’yle bir ortaklık kurmak için Adalet ve Kalk ınma Partisi düşünceyi if ade konusunda getir ilen maddeler i kabul mü etti, MHP’yle bu şekilde bir anlaşmaya m ı vardılar?” diye düşünmüştüm ama öyle değilm iş. Milliyetçi Hareket Part isinin öteden ber i dillendirdiği bir konu, şu anda da Adalet ve Kalk ınma Partisi düşünceyi if adeyi mesele hâline getirmiş ve ona cezai yapt ır ım getirmekted ir. Bu hâliyle bu İç Tüzük değişikliğine bir taraf tan “süre kazanmak”, diğer taraf tan da “Kürt annesini görmesin” değişikliği diyebiliriz. Niye bunu söyledim ? Sadece Kürtler in kendini if ade etmeleri, “kürdist an” gibi kelimeleri kullanmalar ı değil, daha geniş bir şekilde düşünceyi if ade etm enin önüne yeni engeller getiriliyor ama Meclisteki tart ışmalar ı, Meclis Genel Kur ulundaki tart ışmalar ı dikkate alırsak bunlar için geliyor demektir, öyle görünüyor. Şimdi, değerli arkadaşlar ım, burada teklif sahipler i “ İhtiyaç olan, sistematik, Türkiye Büyük Millet Meclisinin kurumsallaşmasını sağlayacak, etkin, verimli, çağdaş gelişimlere ayak uydur acak, kaliteli yasa yapmayı sağlayacak değişiklikler yapıyoruz.” diyor lar. Böyle değil yani daha evvel Mecliste İç Tüzük’le ilgili kurulan T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ………………. Sayfa: 39 komisyonlar ın raporlar ına, yazm ış olduklar ı taslaklar a bakt ığım ız zaman, bugün elimizde olan bu on yedi maddelik değişiklik, hiçbir şekilde iddia edildiği gibi Meclisin daha etkin bir şekilde, çağdaş gelişim lere ayak uyduracak şekilde yasa yapmasını kolaylaşt ıracak, Türkiye Büyük Millet Meclisini kurumsallaşt ıracak değişiklikler değil bunlar. Yapılan şeyler… Tek tek maddelere gir meyeyim ama iki konunun üzer inde durmak istiyorum. Bunlardan bir t anesi süreyle ilgili. Bunu herkes söyledi, muhalef etin, özellikle grup öner ileri verdiğinde sür esi k ısıt lanıyor. Hadi buna işte “ Meclis çoğunluğu böyle uygun gördü, t amam.” f ilan diyebiliriz; işt e, Anayasa’nın değişik maddelerine yor umlar la ayk ır ı olduğu iddia edilebilir ama süre kazanmak için gündeme g etirilen bir değişiklik var ki bu gerçekten vahim. Anayasa’nın 96’ncı maddesi çok açık, net değerli arkadaşlar ım. Yani, Meclisin toplant ı yeter sayısının, karar yeter sayısının ne olduğu belli. Toplant ı yeter sayısı üçt e 1’i, 184; karar yet er sayısı da dör tte 1’i, 138, çok açık bir madde. Şimdi, siz yoklama yapmayı istemeyi kaldır ıyor sunuz. Peki, yoklama yapılmayınca Mecliste en az 184 ve 138 kişinin bulunduğunu nasıl t espit edeceksiniz değerli arkadaşlar ım, böyle bir şey var m ı? Yani, bu gerçekten komik bi r durum. Ha, deniliyor ki: “Net ice itibar ıyla yasanın bütünüyle ilgili yapıl acak oylamada bu ar anacak zaten.” Değerli arkadaşlar ım, uzun süreden beri, bildiğiniz gibi, işte, torba yasalar temel yasalar la, birbir ler iyle hiç ilgisi olmayan, çok farklı konula ra bir sayı ver iliyor ve bir yasa alt ında görüşülüyor. Öyle maddeler var ki bu maddelerin birbiriyle ilgisi yok. Daha başka şeyler var. Mesela, Hükûmet sık sık hiç taslakta, tasar ıda, Meclis komisyonundan gelen raporda sözü edilmeyen değişiklikler yapıyor ve bu değişikliklerin oylanmasında da yoklama istenmeyecek yani toplant ı yet er sayısı 184 ve karar yeter sayısı 138 aranmayacak. Yani, bu Anayasa’ya açık bir şekilde… Yani bunun için anayasacı, hukukçu f ilan olmaya gerek yok, açık bir şekilde ortada. Yani, mevcut Anayasa Mahkemesi üyeleri, yani ne olsalar bile bu açık gerçeği örtebilirler mi, gerçekten endişe var burada. Değerli arkadaşlar ım, ikinci önem li konu da düşünce if adesiyle ilgili 15’inci maddede yapılan değişiklikler. Bak ın değerli arkadaşlar ım, Adalet ve Kalk ınma Partisinin ilk yıllar ından başlayarak 2010’lara kadar demokratikleşme yolunda çok ciddi, önemli değişiklikler yapıldı. Bunlar yet erliydi, değ ildi, muhalef et partisi katılm ışt ı, kat ılmam ışt ı; bunlar tart ışılabilir ama bir büt ün olarak ald ığ ınızda, yani, nasıl işte 12 Eylülde asker î darbe oldu, asker î yönet im geldi, arkasından 1983’te seçim ler, yavaş yavaş Anayasa’da değişik zamanlarda yapılan değişiklikler, yasalarda değişik zamanlarda yapılan değişiklikler, daha sonra 1999’da Avrupa Bir liği sürecinin yeniden başlamasıyla ilgili o çerçevede, o süreçt e yapılan değişiklikler… Yani, bir karanlıktan yavaş yavaş demokrasi açısından aydınlığa doğru, daha gelişmiş demokrasiye, daha kullanılabilir hak ve özgürlükler rej imine doğru bir gidiş var ama 2010’dan it ibaren, 2011 seçim lerinden sonra ve özellikle de 15 Temmuz 2016’dan sonra, OHAL ilan edilmesinden sonra Türkiye hızl ı bir şekilde yine karanlığ ın içine doğru gidiyor. Şu anda üzer inde konuştuğumuz İç Tüzük değişikliğinin özellikle 15’inci madde si bunu açık bir şekilde ortaya koyuyor. O kadar genel cümlelerle yazıl ıyor ki değerli arkadaşlar ım, Hükûmetin istemediği ya da o anda Meclisi yöneten Meclis Başkan Vekilinin beğenmediği, çoğunluk grubunu T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ………………. Sayfa: 40 rahatsız eden her şey bir şekilde cezalandırma konu su olabilecek. Arkadaşlar ım ız bu konuya sık sık değindi, ben uzun uzun konuşmak istemiyor um ama bu değişiklik… Kim bunlar ı yorumlayacak? Hele hele dışar ıda herhangi bir yurttaş konuşunca suç teşkil etmeyen bir konuyu Türkiye Büyük Millet Meclisinin kürsüsünde bir milletvekilinin if ade etmesi, dillendirmesi dur umunda cezayla karşı karşıya bulunması asla ve asla kabul edilebilir bir şey değildir. Ben uzatmayacağ ım , teknik bir konuşma da yapmayı düşünmüyorum ama başta Adalet ve Kalk ınma Partisi olm ak üzere, T ürkiye Büyük Millet Meclisi üyelerini, bütün arkadaşlar ı uyarmak istiyorum: Değerli arkadaşlar ım, bu yol, yol değil. Yani demokrasi elden gidiyor bir taraf a, yani demokrasiyle ilgili çok ciddi gerilere düştük, o başlam ış olduğunuz demokrasiye doğru yürüyüş durdu çoktan ve gerilere doğru gidiyor, bunu bir taraf a bırak ıyor um; toplumdaki bu ciddi ayr ışmayı, kutuplaşmayı, düşm anlaşmayı görmüyor musunuz değerli arkadaşlar ım ? Sayın Cumhurbaşkanının bu konudaki davranışlar ı art ık yani siyasetin malzemesi, “Ne yapalım işte, seçim zam anlar ı, iç politik a…” “Art ık o da bir partinin genel başkanı. Dolayısıyla, bir parti genel başkanı gibi konuşuyor.”, yani bunlar ın çok ötesine geçti. Bak ın, geçt iğimiz günlerde Sayın Cumhur başkanı, ana muhalef et partisinin genel başkanıyla ilgili bir söz söyledi. Bu söz, değerli arkadaşlar ım, bu gerginliğ in sadece siyaset in tepesinde devam edecek, bu şekilde değ il, bu gerginliğin sokağa kadar yansıdığ ını, yansıyacağ ını açık bir şekilde ort aya koyuyor değerli arkadaşlar ım. Bir def a yani s iz değişik yasal düzenlemeler le, OHAL’ler le hak ve özgür lükler in kullanılmasını engelliyorsunuz, hukuk devletiyle ilgili ciddi gedikler açıyorsunuz, sorunlar oluyor, adaletsizlikler oluyor, bu adaletsizlikler bir ikiyor ve toplumun kutuplaşmasını hızlandır ı yor, düşmanlaşmasını hızl andır ıyor buraya kadar ama şu anda içinde bulunduğumuz durum, bu merhaleyi geçmişiz çünkü Sayın Cumhurbaşkanı ana muhalef et partisi genel başkanına diyor ki: “Sokağa çıkamazsın.” Değerli arkadaşlar ım, bu kabul edilebilir bir şey de ğil. Adalet ve Kalk ınma Part isi içinde dün daha f azla ama bugün de aklıselimle hareket edebilecek dünya kadar arkadaşım ızın olduğunu biliyorum. Bunlar kabul edilem ez değerli arkadaşlar ım . Etraf ınıza bak ın, çevr emizde olup bitenler e bak ın, Suriye’yi görün, Irak’ı görün. “ Hayır ef endim, ne ilgisi var, biz Suriye miyiz, Irak m ıyız?” f ilan, yani bu şekilde konuşma lüksümüz yok. Bakın, toplum hızlı bir şekilde bur aya gidiyor. Bur ada t arihî bir görev var. Bugünün siyasetçiler inin en temel görevi bu gidişi durdurm aktır değerli arkadaşlar ım. Diğerleri daha sonra bir şekilde düzelt ilir , geri adım at ılır ama burada daha iler iye at ılacak, uçuruma doğru atılacak bir adım ın geri dönüşü yoktur. Şimdi size Irak’ın ve Suriye’nin bilançosunu sunmak istemiyorum; her gün, her akşam televizyonlarda, ertesi gün gazetelerde bu bilançoyu görüyorsunuz. Bu İç Tüzük çok daha güzel bir ortamda, daha evvel Meclisin uzlaşma komisyonlar ında yapılan çalışmalar esas alınarak çok daha uygun bir şekilde yapılabilir ve bu çalışma en azından bi r yumuşamanın vesilesi k ılınabilir diyor, hepinizi sayg ıyla selamlıyorum. Kolay gelsin. BAŞKAN – Sayın Bekaroğlu, teşekkür ediyor um. Söz sırası Sayın Ert uğrul Kürkcü’de. Buyurun Sayın Kürkcü. T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ………………. Sayfa: 41 ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İ zmir) – Sayın Başkan, sevgili arkadaşlar , hepinizi sevgi, sayg ıyla selamlıyorum. Umar ım bu Komisyona girdiğim iz gibi çıkmayız. Bunu ummak istiyorum f akat umudumun da olmadığ ını söylemek isterim çünkü gidişat öyle ki bu gelen tasar ıyı herhangi bir biçimde değiştirmemek konusunda hem iki parti ar asında hem de o iki partinin arkasındaki yüksek iradının kontrolü bak ım ından herhangi bir imkân gözükmüyor. Bu tasar ının burada olması bizi son derece güç bir görevle kar şı karşıya bır ak ıyor çünkü Parlament oda t emsil edilen çoğunluk ittif akının dışındaki partiler olarak bu gidişat ı önleyebilmek için elim izde şu an için sözden başka bir şey yok f akat bu sözler in de bir karşılığ ı olmadığ ını, bir diyalektik olmadığ ını, büt ün bu müdahaleler in kurucu, yarat ıcı bir tart ışmaya yol açm adığ ını da görüyorum başından ber i bunu izlerken. Çoğunluk partisi millet vekilleri ve müttef ikleri sükûnetle izliyor lar, tartışmaya girmiyorlar. Bir an önce bu İç Tüzük taslağ ının taslak olmaktan çık ıp Par lamentoya inmesi bak ım ından bulunabilecek en makul yol bu olduğu için tart ışmalar la dur umu uzatmamak ve eldeki metni Parlamentoya dayatmak üzere son derece sakin bir ittif akla karşı karşıyayız. Demek ki “sakin” her zam an olumlu bir anlam taşım ıyormuş, onu da buradan öğrenmiş oluyoruz. İkinci olarak, söze başlarken, bir komisyon üyesi olmayar ak sözümün kısıtlanmaması ve hareketlerim in k ısıt lanmaması bak ım ından Başkanın gösterdiği davranışı takdir ett iğimi söylemek isterim çünkü Anayasa Komisyonundaki bir önceki tecrübemi hâlâ son derece büyük bir iç sık ınt ısıyla hat ırlıyorum. Millet veki limiz Tuğba Hezer ’in millet vek illiğinin düşürülmesi maksadıyla bir araya gelmiş olan Komisyon, karar vereceği sırada “Üye olmayanlar çıksın.” diye bir dayatmada bulundu. Aslında millet vekillerinin, komisyon toplant ılar ının herhangi bir anında yer dışında h erhangi bir sebeple salonda olmamalar ını talep etmek dahi millet vekilliği statüsüyle, Meclisin çalışmasıyla asla bağdaşt ır ılamayacak bir şeydi. “Komisyon Meclisten üstündür; Komisyon Başkanı, komisyondan da üst ündür.” f ikrinin cisim leşt iği bu davr anışın el eştirisini yaparak oradan çıkt ık ama bu hâlâ içimde bir ukde. Hiçbir m illet vekili arkadaşım ıza, hiçbir komisyon başkanının böyle davranamayacağ ının bir içtihat olduğunu, bunun bir bedahet olduğunu, başka türlüsünün olamayacağ ını mutlaka burada kayda geçirm em iz gerekir. Bu güvenle konuşmaya devam etmek istiyorum. Şu an tart ışmakta olduğumuz İç Tüzük, herhangi bir sosyal, kültür el, Meclisin çalışma süreçler inin iht iyaçlar ı, halk ın daha iyi temsili, daha iyi yasalar yapılması için Meclisin r ef orme edilmesiyle t amamen ilgisizdir. Hiç böyle bir gerekçe yoktur bu İç Tüzük taslağ ının arkasında, birbirim izi kandırmayalım. Gerekçe bu açıdan bütünüyle hükümsüzdür. Eğer gerekçe buysa, bu gerekçeyle zat en böyle bir iç tüzük taslağ ı yapılamaz idi. Benim diyeceğim şey ş udur: Buradaki gerekçeler daha sonra anlam kazanması için gerisindeki bir ittif aka, bir f ikir birliğine, bir anlayışa muhtaçt ır. O da aslında Türkiye’nin içinden geçmekte olduğu olağanüstü koşullara, bir olağanüstü hâl rejim ine duyulan iht iyaçla ilgilidir. Bu iht iyacı aslında MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin kendisi son derece veciz bir biçimde if ade ederek “Sayın Cumhurbaşkanı f iilî başkanlık durumundan vazgeçmeyecekse f iilî duruma hukuki bir boyut kazandır ılmalıdır, her gün suç işleyen bir yönet imden söz edilemez. Ya T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ………………. Sayfa: 42 Anayasa Cumhur başkanına uyacak ya Cumhurbaşkanı Anayasa’ya uyacak. Varsa bir teklif , gelsin değerlendirelim.” dedi. İ şte, bu İç Tüzük’ün miladı da o gündür ve o karardır, o karar ın, o itt if akın üzer ine dayanmaktadır. Sayın Erkan Akça y diyor ki: “Aram ızda hiçbir pazar lık olmadı.” At pazarlığ ından söz et miyoruz am a böyle bir Anayasa değişikliği ve bu Anayasa değişikliğine bağlı böyle bir iç tüzük olması konusunda aranızda son derece açık bir mutabakat, son derece net müzakereler, bu müzakerelerin sonucunda alınm ış, ver ilmiş kararlar ve bunun sonucunda önümüze gelen taslak var. Halklar ın Demokratik Partisi, bu taslağın oluşturulmasına katılmadı çünkü bizzat ortam ın kendisinin, bu İç Tüzük’ün gündeme getirilmesi koşullar ının kendisinin ha lk ın menf aatlerine, Par lam entodaki muhalef et güçlerinin menf aatine ayk ır ı olduğu kanaatinden ötürü buraya gelmedi. O nedenle bu ittif akın kendi eserini ortaya çıkarmasını bekledi ve bu eser ortaya çıkm ışt ır, önümüzdedir. Dolayısıyla, bu İç Tüzük’ün herhang i bir biçimde gerekçede belirtildiği gibi, Parlamentonun işlev ve vazif eler ini yer ine getirmede kolaylaşt ır ıcı, ver imliliği ve etkinliği art ır ıcı nitelikte olduğu, bu işlev ve vazif eleri yerine getir irken parlamenter lerin uyması gereken kurallar ı da belirt tiği, hukuki bir belge olmanın yanına, sosyal ve kültürel şart lar ın ve gereklerin yansıdığ ı bir belge olduğunu kim se söyleyemez. Eğer tababet alanında çok sık kullanılan bir klişeye başvuracak olursak, bu operasyon sonucunda operasyon son derece başar ılı b ir biçimde yerine gelmiş olacakt ır f akat hastayı kaybedeceğizdir çünkü böylelikle aslında Parlamentonun bir müzakere zemini, değişik f ikirler, toplumun çelişen, çat ışan çıkarlar ını dile getiren, bunlar ı bir yönetim ilkesi hâlinde yasalaşt ır ma, kurallaşt ırm a, toplumla açık bir müzakere sürdürmek için kurulmuş olan Parlamento, onun içinde yer alan part ilerin bir bölümü bu müzakere devr esinin dışına at ılmaktadır bu İç Tüzük’le. O nedenle, bunun, Parlamentonun işlevler ini gelişt irdiğini söylem ek mümkün değil, o lsa olsa şöyle denilebilir: Parlamento bu İç Tüzük kabul edildiğinde bir kanun yapm a f abrikasına, hakikaten bir kanun yapma f abrikasına dönecektir çünkü burada zam an başına düşen yasa m iktarı bir perf ormans kriteri olarak çoğunluk millet vekiller ine üst ira de taraf ından dayat ılm ış olacakt ır. O nedenle, bu İç Tüzük’ün aslında hiç gündeme gelmemesi gerekirdi. Bir iç tüzük iht iyacı yok mu? İç Tüzük t art ışması yapılmamalı m ıydı? Zat en Meclis benim bildiğim kadarıyla, ben bu Meclisin bir üyesi değilkenden başlay ar ak, ben çocukkenden beri hep İç Tüzük tart ışır, ben bunu biliyor um, burada bir mesele yok ama bunu yapmanın usulünün herhâlde önümüze gelen taslak olmadığ ını ezbere biliyoruz hepimiz. Aslında bu teklif i getir enler de bunun böyle olmadığ ını, Parlamentonun asli işlevlerini kolaylaşt ıracağ ını, bunlar ın halk ın karar alma mekanizması olarak Par lamentoyu daha da güçlendireceğini düşünmüyor lar. Bu Adalet ve Kalk ınma Partisi ile Milliyetçi Hareket Partisi arasında Cumhurbaşkanlığı rejimine geçiş dolayısıyla oluşm uş bulunan ittif ak ın zorunlu bir sonucu olar ak ortaya gelmektedir. Nereden yaz tatilinin ortasında alelacele yapılm ış bir iç tüzüğü tart ışmak aciliyetine sahiptik ki? Kim in böyle bir acelesi var dı? Benim bildiğim kadar ıyla Cumhurbaşkanının böyle bir aceles i var. “Zaman, zaman, zaman.” her konuşmasında bunu dinliyoruz ama Meclisin böyle bir telaşı ya da Meclis çoğunluğunun böyle bir telaşı yok çünk ü benim gördüğüm kadar ıyla, bu Mecliste T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ………………. Sayfa: 43 bulunduğum beş yıl boyunca bu Meclis t arihinde yapmadığ ı kadar çok yasa yapt ı, bazen aynı yasalar ı 2 kere yapt ı. Bak ın, ben size bir tane örnek vereyim, yasalar ı yaparken hangi mant ık, yasalar ı yeniden yaparken o mant ık aynen nasıl geçerli oluyor: Türk Hava Yollar ında grev iht imali var iken Meclise derhâl, apansız, bir tor ban ın içinde bir yasa geldi, sivil havacıl ık iş kolunda grevler kanunen yasaklandı yani grev yapılamayacak iş kollar ı arasına sivil havacılık girdi; Türk Hava Yollar ı grevi çökertildi, sendika yönetici değiştir di, bir ay sonra sivil havacılık kolunda grevler yeniden serbest bır ak ıldı. Böyle, bu kadar hızl ı, bir ay içerisinde aynı yasayı 2 kere değiştirecek kadar hızlı yasa yapabilen bir Mecliste “Yasa yapmaya zaman bulam ıyoruz.” sözlerinin herhangi bir açık layıcılığ ı yok. Bu, m uhalef etin yasa yapma sürecinde k endi görüşler ini açık lam ak ve kabul ett irmek için kullanacağ ı zamana ihtiyaç yok demektir çünkü muhalef ete iht iyaç olmadığ ı anlaşılmaktadır. Şu an Türkiye’de nüf usun yüzde 49’u en kötü ihtimalle zaten muhalef et bile değil, darbe yandaşı olar ak nitelenmiş d urumdadır. Dolayısıyla, “ Mecliste de seslerinin kesilmesinde bir mahzur yoktur.” diye bu tasar ıyı ortaya koyanlar elbette düşünüyor lar, buna şüphe yok. Bir bir imizi sükûnet, asalet, kibarlık vesaireyle yat ışt ır abilir iz f akat bu, bunun arkasındaki gerçeği or tadan kaldırmaz ki. Bu İç Tüzük yürürlüğe girdiği andan itibaren, pek çok arkadaşın benden önce anlatt ığ ı gibi, art ık muhalef et millet vekiller i o an Mecliste bulunan çoğunluğun niyetine, değer lendirmesine, telakkisine göre şu ya da bu millî değeri inkârla, Anayasa’nın başlang ıç dört maddesine ayk ır ıl ık la, bunlar ı tahkir ve t ezyif le suçlanarak der hâl cezalandır ılacaklar ve üstelik, ne kadar kötü bir şey. İnsanlar sözler ini tartarken art ık dışar ıdaki, Mecliste olmayan yurttaşlar ım ız “ Başıma bir iş gelir mi?” diye düşünürken millet vekilleri de “Acaba aylığ ım elimden gider mi?” diye düşünm ekle karşı karşıya bır akılıyor lar. Cezanın, bir müeyyidenin gerekçesi nedir? Karşısındakinin f eda edemeyeceği bir şeyle onu tehdit etmek ve yapacağını yapmaktan caydırm ak. Dola yısıyla, ben aklımdan geçeni cebimden geçenle dengeleyip bu konuda bir karara varacağım ve laf ım ı yut acağ ım. Yutar m ı insan laf ını? Siz yutar m ısınız? Herhangi bir kimse yutar m ı bunu? Bence hiç kimse yutmaz. Böylelikle, sonuçt a, geldiğim iz yer Meclisin de bir yasa yapma f abrikasının yanı sır a bir ceza kesme ve suç işleme f abrikası hâline dönüşmesi demek olacaktır. Çünkü hayat ın, toplumun, siyaset in olağan akışını değişt ir diğiniz andan itibar en, önceden öngörmediğiniz bir sürü anomali burada devreye girecek . Bunlara ne lüzum var? Niye böyle olsun? Çünkü, aslında iki part i arasındaki ittif ak bunu gerektiriyor. Ben öyle düşünüyor um, benim tasavvurum o, benim aklım daki denklem Adalet ve Kalk ınma Partisi sürat açısından yani hiç kimseyi dinlemeden buldozer gibi yasalar ı geçirm ek ve canının istediğini yasalaşt ırmak bakım ından bir garanti alıyor, Milliyetçi Hareket Partisi de kendi doktrinini Meclis doktrini hâline getirmek bak ım ından Adalet ve Kalk ınma Part isinin bu iht iyacına karşılık gelecek bir destek ver iyor ve kendi ihtiyacını elde ediyor . Çünkü başka nasıl açık lanabilir sevg ili arkadaşlar ? Bir İç Tüzük’ün nasıl olmam ası gerektiğini yıllar boyunca anlatm ış olan bir part inin Meclisteki ve Komisyondaki heyet i, bunun tam tersi bir metnin alt ına niçin girsin? Bugü ne kadar hiçbir zaman “Bir İç Tüzük’e acilen ihtiyacım ız var. İç T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ………………. Sayfa: 44 Tüzük’ü bu yaz değiştirdik, değiştirdik; değiştirmedik memleketin başı dertt e.” dememiş olan bir Milliyetçi Har eket Partisi niye bu telaş içer isinde bu tasarıyı bir likte kotar ıp buraya getirs in? Üstelik, son derece kötü f ormüle edilm iş, hiçbir uluslararası norm la bağdaşt ır ılamayacak, geçmiş Anayasa metinler iyle bir devam lılık, bir tutar lılık, Türkiye anayasacılığ ının içinde yeni bir merhale olacak bir şekilde değil de t amamen bir gariplikler s ilsilesi, bir bir ini yadsıyan mant ıklar am a netice olar ak “W in, win: Sen de kazan, ben de kazanayım. Sen doktrinini harekete, hayata geçir, ben de zamanı kazanayım.” diye aslında çelişkili bir itt if akın bize ver diği bir met inle karşı karşıyayız. Bununla yol alamayız. Daha doğrusu, şu olabilir tabii ki, pekâlâ mümkün: Sonuçta “Evet ef endim”ci bir Meclisi “ Hayır.” diyenlerin elini kolunu, ağ zını bağlayar ak tesis edebilirsiniz ama bunun adına “par lamenter demokrasi”, “par lamenter demokrasinin gelişmesi” vesaire diyemeyeceğiniz apaçıkt ır. Doğrusu, ben özellikle Adalet ve Kalk ınma Partisinin bugüne kadar sürdürdüğü toplumsal çoğulculuğun Meclise yansıt ılması konusundaki müktesebat ını da bu İç Tüzük’le bir likte çöpe altm ış olduğunu düşünüyorum ya da bu, belki kaba kaçabilir, bir kenara bırakt ığ ını, raf a kaldırdığ ını düşünüyorum; şundan ötür ü: Biz hepim iz, Halklar ın Demokratik Partisinde siyaset yapanlar, öt eki partilerde ve öteki düşünce evrenler inde yaşayanlar kadın m illet vekiller inin başörtüsüyle Meclise girmesi meselesinde, bunu bir laiklik tart ışması değil, bunu bir toplumsal çoğulculuğun görünürlük kazanması, evde, sokakta, tarlada olanın Mecliste de olmasının kaçınılmazlığ ı, demokrasinin ancak toplumda olana hak tanıyan, toplumda olanı karar mertebesine yüksel ten bir arayış olduğu gerekçesiyle destek verdik. Bizim açım ızdan mesele herhangi bir kutsalın orada ya da burada olması meselesi değildi, mesele hayatta nasılsa Mecliste de öyle olsundu f akat ben öyle görüyor um ki bu Adalet ve Kalk ınma Partisi için yeterl iym iş. Bütün öteki kalıplar ı bir yanda t utarken sadece bu kalıbı k ırmakla yetinmek aslında toplumda olanın Meclise yansıması bak ım ından kararlı ve tutarlı bir davr anış içerisinde olunmadığ ını gösteriyor. Öte yandan, ben t abii, Milliyetçi Hareket Partisine de sormak istiyorum: Bir muhalef et partisisiniz hâlâ, istediğiniz itt if akı kurmuş olun, nasıl kurarsanız kurun, önünde sonunda sandığ ın önüne gidildiğinde herkes kendi kader iyle, kendi seçmeniyle baş başa. Ben kamuoyu yoklamalar ına bak ıyorum, bütün partil erin gelişim graf iklerine bak ıyorum. Şu an, yar ın seçim olacak olsa Milliyetçi Hareket Partisi, Halklar ın Demokratik Partisinden daha avantajlı bir toplumsal desteğe sahip değil yani bu Meclisin kendi evreninde bir azınlığ ı olmaya devam edecek. Peki, azınlıkta olan bir partinin çoğunluğun elini böylesine güçlendiren, kendi kaderini çoğunluğun eline teslim eden bir İç Tüzük yapmakta ne gibi bir menf aati olabilir ? Bu, bana sorarsanız, siyasi mant ık la… BAŞKAN – Sayın Kürkcü, ben sözlerinizi bölmek istemiyor um ama madde gündemine davet etmek istiyorum. ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzm ir) – Tabii ki ama böyle olmadan madde gündem i anlamlanamaz. BAŞKAN – Madde gündemine davet etmek istiyorum, Sayın Kürkcü, lütf en. Buyurun. T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ………………. Sayfa: 45 ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzm ir) – Peki. Özet le, ner esinden b aksanız siyasi mant ığ a, toplumsal gelişm e doğrultusuna, part ilerin evvelki müktesebatlar ına göre aslında olmaması gereken bir met in, şimdi bir kararlılık la burada tutuluyorsa bunda başka bir düşünce var demektir. Bu başka düşünce bir olağanüstü hâl rej imin in iht iyaçlar ı bak ım ından saf dışı edilmesi gereken muar ızlar ın sesinin kesilmesi için acil bir ihtiyaç olarak yan yana gelinmişt ir. Sonrası, belki “ Sonr ası Allah kerim.” diyorsunuz ama ben sonrasının aslında Parlamentodan, Parlamentodaki sözünden, Parlame ntodaki temsilinden yoksun bırak ılan insanlar ın bunu “ Ne yapalım, kaderimiz böyle im iş.” diye kabullenmeyeceklerini, t ıpk ı ref erandumda olduğu gibi ortaya koyacaklar ından emin olmanızı diler im. Böyle olursa belki son anda bir geri dönüş olabilir am a bundan çok da ümit li değilim. 1’inci maddenin kendisine gelecek olursak burada yapılmak istenilen değişikliğin neden hem Anayasa’ya hem Anayasa’nın eşitlik ilkesine hem Anayasa’nın millet vekili seçimiyle ilgili hususlar ına bir İç Tüzük içinden hareket ederek ayk ır ı bir met in yer leşt irildiğini açıkladılar. Ben bunlar ın üzer inden k ısaca giderken şu noktalara dikkat çekmek istiyor um: Bir incisi, Mecliste şu ana kadar millet vekili yem inini etmemiş olan ya da edemem iş olan bir tek millet vekilim iz var, Leyla Zana. Asıl tart ışma şöyle yapılm alıyd ı: Ne oldu ki bunca yıl hapisler de yatmasına, gelip bir dönem bu yemini edip millet vekilliği yapmasına rağmen, Leyla Zana bir kelimeye t akıldı ve o kelimeden hareketle yem ini etmemek, millet vekilliğini tart ışıl ır k ılmak, Genel Ku rul çalışmalar ına kat ılmamak gibi bir sonuçla yüz yüze kalmaya r ıza gösterdi? Nedir bu? Ona bakt ığ ınız zam an göreceğiniz şey, aslında, şimdi yapt ığ ınızın t am tersini yapmanız gerektiğiydi. Millet vekili yem inini açalım, okuyalım hep beraber ve problem in ne reden doğduğunu görelim: “Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri göreve başlarken aşağ ıdaki şekilde ant içer ler: Devletin varlığ ı ve bağ ımsızlığ ını, vatanın ve m illet in bölünmez bütünlüğünü, millet in kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağ ıma, hukukun üst ünlüğüne, demokratik ve laik cumhuriyete, Atatürk ilke ve ink ılaplar ına bağlı kalacağ ıma, t oplumun huzur ve r ef ahı, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklar ından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasa' ya sadakatte n ayr ılm ayacağ ıma büyük Türk milleti önünde namusum ve şeref im üzer ine ant içerim.” Leyla Zana, “büyük Türk millet i” yer ine “Türkiye milleti” dedi. Önce, dilinin sürçtüğü sanıldı f akat o, bunda ısrar ett i. En doğru if ade bu m udur, değil m idir, öyle olsa d aha iyi mi olur, bu başka bir mesele. Fakat burada iki esast ı mesele: Bir, milletvekiller ine, aslında benimsemedikler i ve toplumun tamam ının benimsemesine im kân ve iht imal olmayan bir f elsef i anlayış, ki bu son der ece muğlak bir f elsef i anlayışt ır. Yani “A tatürk ilk e ve ink ılaplar ı” bunlar, Atatürkçüler in kendileri bu konuda tart ışma hâlindedir ler. Bunun pek çok f azla yorumu olduğu hakkında çok yayg ın ve zengin bir edebiyat var dır. İnk ılaplar ın manası, önemi hakkında çok geniş bir tart ışmanın içer isinden toplumun geçmekte olduğu bir anda bu f elsef i anlayışla bütün millet vekiller ini, nereden, nasıl, hangi öğretiye, hangi politik programa bağlı olarak seçilmiş olur sa olsun kendisinin doğrudan doğruya ait olmadığ ı bir düşünce evrenine bağlıl ığa T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ………………. Sayfa: 46 mecbur etmek. İk incisi, etnisiteye göre tanım lanm ış bir millet kavram ındansa yurttaşlığ a göre tanımlanm ış bir millet kavr am ının içinde kendini özgür hissett iğini if ade eden, bunun için mücadele eden ve illa bunun için Kürt olması da gerekmeyen, başka etnisitelerden olanla r ın önüne kendilerinin sadece bir tek etnisiteyle tanımlandıklar ı bir m illet tanım ına bağlılık if ade etmeler inin ist enm esi ağır bir problemdir. Bu pr oblem toplumun önünde t art ışıl maktadır, bu problem mahkemelerin önünde tart ışılm aktadır, bu problem ünivers itede tart ışılm aktadır f akat bu problem Mecliste problem olmaktan çıkm ışt ır. Çünkü bir hüküm ile herkesin bu problemin bir yanında yer alması için onlara bir mecbur iyet dayat ılm ışt ır. Leyla Zana’nın itir az ettiği budur. Bence hepimizin üzerinde tart ışması ve bunu yapmadığı için insanlar ı Meclisten atmaya çalışm ak yer ine “ Biz insanlar ı acaba nasıl bir cender eye sokuyoruz ki herkesin o sıf at ı üstlenmek için birbiriyle yar ışt ığ ı bir konumu, bir görevi t art ışma konusu yapmaya bu arkadaşım ız razı oldu, bunu kabu l etti.” diye düşünmüyoruz. Çünkü bir düşünce şekline göre zaten böyle düşünmek vat an hainliğidir, dolayısıyla çizin üzer ine çizgiyi gitsin, bundan sonra da yapacaklara da aynısını yapın. Bence bir meclis, bir par lament o böyle yapmamalıydı. Bak ın, millet ve killer i bu Meclis kurulduğundan ber i hep böyle yem in etmediler, bunlar ın hepsi zaman içinde değişti ve bu bir asker î diktatörlüğün kendi düşünce kalıplar ını Meclise dayatmak üzer e getirdiği bir kalıpt ır. Size okuyayım 1924 Anayasası’nda mebuslar nasıl yem i n ediyorlardı: “Vatan ve milletin saadet ve selametine ve m illetin bilâ kaydü şart hâkimiyet ine mugayir bir gaye takip etmeyeceğime ve cumhuriyet esaslar ına sadakatten ayr ılmayacağ ıma vallahi.” Hepsi bu kadar. Bu insanlar, 1924’te bu Mecliste olanlar bir K urtuluş Savaşı verm işler, kendilerini esaretten kurtaran bir büyük mücadelenin içer isinde padişahlığ ın yer ine bir yeni cumhur iyet oluşturmuşlar ve Anadolu’nun her yanından bir araya gelerek kendi varlık ve kendi kimlikler iyle bu Mecliste yer alm ışlardı ve bu kadar sade bir metinle yet inebiliyor lardı. Şimdi, bizim bağlılık if ade etmemiz gereken yem inin bundan bu kadar karışık, karmaşık ve bu kadar tutarsız olmasına bizi mecbur eden nedir ? Biz mademki bir İç Tüzük değişikliği yapacağız, o zaman yem in metninin kendisinin de değiştir ilmesi için bir Anayasa değişikliğ i çabasında olamaz mıyız? Bence pekâlâ olabiliriz. Ve nihayet 1961 Anayasası’nın hükmü: “Devletin bağ ımsızl ığını, vatanın ve millet in büt ünlüğünü koruyacağ ıma, millet in kayıtsız şartsız egemenliğine, demokratik ve laik cumhuriyet ilkelerine bağlı kalacağ ıma ve halk ın mut luluğu için çalışacağ ıma namusum üzer ine söz veririm." Bunun nesi kötü, bunun nesini beğenmiyor uz? Neden bunu alıp getir ip kimse için t art ışılmaz bir metne geri dönmüyor uz da 12 Eylül metnini, üstelik şimdi tart ışanlar ı Me clisten atmak üzere bir aram ıza anlaşma yapmaya çalışıyor uz? Bunun açıklanabilir bir tar af ı yok anayasal evr imle, Anayasa' nın demokratikleşme yönünde ilerlemesiyle, toplum un çoğulculaşmasıyla, çokluğun kendini if ade ka nallar ı bulm asıyla. Tam tersine, toplum ne kadar çoğullaşıyor, çoğulculaşıyorsa, ne kadar çok bunun için if ade kalıbı ortaya çık ıyor sa Meclis bundan bir adım, iki adım, üç adım daha geri gidiyor, böyle bir şey olamaz, bu, asla kabul edilemez toplum un ve ta r ihin evr imi T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ………………. Sayfa: 47 bak ım ından. Ancak doktrinel bir saplantı bizi buraya get irebilir, bu da aslında bir doktrinel saplant ıdan çok bir doktrin sopasını, bununla t art ışm aya girişmeye cesar et edecek millet vekilleri için bir ceza alet i olarak kullanm aktan ibar ettir. “Siz tutumunuzda, karar ınızda ısrar edecek olursanız biz de sizi Meclisten çıkart ır ız.” diyebilmek içindir. Belki de bu vekillerden kurtulduktan sonra bambaşka bir yem in metnini, bambaşka kutsallar üzerine bir yemini pekâlâ buraya getirebilirler. BAŞKAN – Sayın Kürkcü, ben başlang ıçtan ber i çok kesmek istemiyor um ama madde üzerinde… ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzm ir) – Maddeyi konuşuyorum, daha ne konuşayım? MERAL DANIŞ BEŞT AŞ (Adana) - Zaten maddeyi anlat ıyor. BAŞKAN – Söz bekleyen diğer m illet vekili arkadaşlar ım ız v ar. Ben sizi toparlamaya davet ediyorum. ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzm ir) – Sayın Başkan, bu söz kısıt lama şeyi… BAŞKAN – Söz k ısıt lam ıyoruz ama lütf en, toparlamaya davet ediyorum. ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İ zmir) – Süre kısıtlama deneyini benim üzer imde yapmayın, ben bunun kobayı olmak istemiyorum. BAŞKAN – Hayır, ben böyle bir şey yapmıyorum ama. ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzm ir) – Şimdi, lütf en, bunu yapmayın. Çünkü sizin bir önceki uyar ınızdan beri maddenin üzerinde konuşuyorum doğrudan doğruya. BAŞKAN – Buyurun. ERTUĞRUL KÜRKCÜ ( İ zmir) – Üstelik şu ana kadar hiç kimsenin dile getirmediği şeyleri de dile getirdim, bundan ist if ade etmeye bakınız lütf en. BAŞKAN – Buyurun. ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzm ir) – Sonuç olarak, bu bahisle sonuç olarak bu tür tart ışmalar ı medeni millet ler aslında veki ller iyle, yeni oluşmuş olan politik güçlerle anlaşmazlıklar ını başka türlü çözebilen yollar da bulduklar ını biliyoruz. Yunanistan’da başbakanlar, bakanlar ve millet vekilleri yem inler ini Yunanistan’daki Ortodoks geleneğine uygun olarak sadece vatana, millet e, devlete değil, aynı zam anda dine, İncil’e de bağlılık beyan ederek, İncil’e el basarak yapar lar dı ta ki SYRI ZA Partisi çoğunluk olarak bütün eski partiler i silip Yunanistan Meclisine gelinceye kadar. Yunanistan’ın şimdiki Başbakanı Aleksis Çipr as dedi ki: “Ben Tanr ı’ya inanm ıyorum, benim böyle bir itikadım yoktur, İncil’e el basmam, millet beni İncil’e el basmam için değil, Yunanistan’ı selamete çıkartmak için görevlendir di. Benim din adam ıyla, rahiple de bir alıp verem eyeceğim yok.” dedi, onunla tart ışt ı, konuştu, sonunda İncil’e el basmadı, kravat ı da takmadı, aslan gibi de Başbakan oldu Yunanistan’a. Böyle de çözülebiliyor sorunlar. Şimdi, ben tabii, size onu da sormak istiyorum: Meclis İçtüzüğü’ndeki k ıyaf et esaslar ı bak ım ından: Şimdi, sevgili arkada şlar, yazın bu sıcağ ında boynumuzda kravatla –Genel Kurula gideceğiz diye, aslında Komisyonda mecbur değ iliz üzerim izde tak ım elbiseyle bu Mecliste görev yapıp duruyoruz. Kadın arkadaşlar ım ız, hiç değilse bizden bir adım önde, pantolon giyme hakkını elde ettiler. Yahu, madem bir hayır yapacaksınız, m esela şöyle yapın, bir maddede size oy ver eyim: Kravat takma mecburiyetini ortadan kaldır ın. İnsanlar ın bildikler i gibi, nasıl giyinmek istiyorlarsa öyle Meclise gelmeler inin önünü açın. O zaman belki bazı bask ıcı hükümlerinizi yeniden düşünmeyi düşünebilirim. Bu kadar şey bir teklif T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ………………. Sayfa: 48 acaba yol açar m ı buna, hiç değilse şu yaz sıcağ ında? Fakat asıl ihtiyacım ız olan şey, serbest lik. Hayat nasılsa Meclisin de öyle olması gerekir iken bunu yapmayıp bir Pr okrustes ya tağına yani mit olojideki… İnsan yatağa uymuyorsa insanı yatağa uyduruyorsunuz, ayaklar ını kesiyorsunuz. Böyle bir Meclis istemiyoruz. BAŞKAN – Sayın Kürkcü, lütf en toparlar m ısınız. ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzm ir) – Başkan, istif ade etmiyor musunuz? BAŞKAN – İstif ade ediyor uz. Yunan Parlamentosuna kravatsız gir ildiğini öğrenmiş olduk, teşekkür ederiz. ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzm ir) – Evet ama… BAŞKAN – Ama Anayasa Komisyonu şu an gündeme ilişkin… ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzm ir) – Acelem iz var, değil m i, sür ate iht iyacım ız var ? BAŞKAN – Acelem iz yok ama yür ütmemiz gereken… Şimdi, Sayın Kürkcü, şunu if ade edeyim: Biz burada Komisyon üyesi arkadaşlar la bir çalışma yür ütüyoruz. Siz bir az sonra konuşmanızı yapıp gideceksiniz. ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzm ir) – Nereden bildiniz Başkan? BAŞKAN – Yani ama dün yoktunuz, yar ın belki… Ben bunlara girmek istemiyorum ama biz burada arkadaşlar ım ızla uyumlu bir çalışma yürütmeye gayret ediyoruz. Ben gerçekten kesmek istemiyorum sözünüzü ama lütf en toparlayın. Teşekkür ederim. ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İ zmir) – Başkan, yani “ Bu hükmü nasıl olsa kabul edeceksiniz, f azla uzatmayın.” diyor sunuz ama etmeyeceğiz Başkan, bunu tart ışacağ ız, lütf en. Tartışmaya f ırsat ver mek iyidir. Ne olacak? Hegemonyanızı… BAŞKAN – Yok, biraz da Genel Kurulda tart ışır ız ama lütfen gündeme… Şimdi, biz Kom isyon Başkanlık Divanı olarak bu işi yür ütmekle görevliyiz. ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzm ir) – Başkan, şu ana kadar gündem dışı hiçbir şey söylemiş değilim. MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) – Gündem dışı bir şey yok Başkan. Ayr ıca ilk gün de buradaydı Sayı n Kürkcü. BAŞKAN – Buyurun. ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İ zmir) – Şimdi, her neyse Sayın Başkan. Benim anladığ ım kadar ıyla, gördüğünüz gibi, ne kadar sakinsek de aslında sakin değiliz, acelemiz var, değil mi? Ama bizim ise şunda acelemiz var: Ne kadar hızlı ve ne kadar önce bu İç Tüzük’ü devreden çıkarabiliriz, bunu ne kadar çabuk bu Meclisin içine konduğu bir Pr okrustes yat ağ ı olm aktan çıkarabilir iz, bizim için mesele budur. Sonuna geleyim, en sonuna, şunu söyleyeyim: Şimdi, bu, aslında yetkisi olmadığ ı hâlde Meclis çoğunluğunun, milletvekiller ini Anayasa’ya ayk ır ı bir hükümle cezalandırmakla yetinmiyor, iki kere cezalandır ıyor. “Eğer kınarsam şu kadar para cezası ver irim. Meclis çalışmalar ından yasaklarsam da üstüne daha eklerim.” diyor. Ya, böyle bir şey var m ı? Bi r suçt an öt ürü iki kere ceza alınamayacağ ı kadar açık bir yasa hükmü… Yani hukuk f akültesi 1’inci sınıf öğrencisinin bildiği şeyi bu Komisyonun… “İşimiz var. Çok esaslı Komisyonuz, mühimiz f alan.” derken bununla beraber, karşım ıza bir İç Tüzük değişikliği getiriyorsunuz. Ben size söyleyeyim, arkadaşlar da söylediler. Bu İç Tüzük değişikliği Meclis Genel Kurulundan geçebilir f akat eğer bu Anayasa Mahkemesinin bir içtihadı varsa yani kurulduğu günden bu T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ………………. Sayfa: 49 yana kadar birikmiş olan karar lar manzumesi içerisinde b ir karar verme mant ığı oluşmuşsa Anayasa Mahkemesinin 1’inci maddesinden başlayarak bu İç Tüzük’ün Anayasa’ya ayk ır ıl ık kararı vereceği apaçık. Ama siz şunu diyorsanız: “Anayasa Mahkemesi o karar ı verene kadar biz bu İç Tüzük’ü işlet ir, sonuçta ameliyat ı yapar ız, oper asyon başar ılı olur. Hastanın masada kalm ış olması bizi alakadar etmez...” Fakat ondan o kadar ümit li olmayın. Hast a o kadar kolay canını t eslim etmeyecek. Hepinizi selamlıyorum. BAŞKAN – Sayın Kürkcü, teşekkür ediyor um. Arkadaşlar, bugün yakla şık üç buçuk, dörde kadar çalışmayı planlıyoruz. Bu çerçevede, ben Sayın Kürkcü’nün de burada bizimle ber aber beklemesini ona söylüyorum, gözümüz de üzer inde olacak Divan olarak. ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzm ir) – Benim de gözüm sizin üzer inizde. BAŞKAN – Aynen. Ben teşekkür ederim. En azından uyar ılar ım ızı… ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzm ir) – Göz göze bakacağ ız, evet. BAŞKAN – Söz sır ası… ERKAN AKÇAY ( Manisa) – Sayın Başkan, söz alabilir m iyim? Sayın Kürkcü çok açık, net bir sor u sordu. Görüşümüzü if ade etmek durumundayız. BAŞKAN – Sayın Akçay, şimdi… ERKAN AKÇAY ( Manisa) – Yani uzatmayacağ ım. BAŞKAN – Tamam ama lütf en bu sef er yani… Peki, lütf en ama lütf en çok kısa… ERKAN AKÇAY ( Manisa) – Çok açık ve net bir şekilde soru yöneltildiği için… Sayın Başkan, teşekkür ederim. De ğerli milletvekiller i, Sayın Kürkcü konuşması esnasında bir muhalef et partisi olarak işte yar ın seçim olsa tespit ler imize göre gerek Anayasa ref erandumuna ilişkin çalışmalar ve İç Tüzük ve uygulanan politikalar ın olum lu karşılık bulamayacağ ı yönünde bir yo rumda bulundu. Şimdi, tabii, takdir büyük Türk millet inin. Millet le gelen, bize düğün bayram. Geçmiş, part imizin 1969 yıl ından ber i tut umuna bakt ığ ınızda, millî iradeye tabi, m illî iradenin vereceği karar doğrultusunda ve millet in temayülünden asla sapmam ı ş bir siyasi part iyiz. Ancak, sizin tespit leriniz o yönde olabilir, bizim tespit ler imiz de daha f arklı yönde. Biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak kendimizi her ne olur sa olsun… Bir muhalef et partisi olarak şu anki konumumuz muhalef et partisidir; dün, geç miş zam an dilimler inde iktidar ortağ ı olunmuştur, gelecek zamanda da… Bir muhalef et partisi zaten bir siyasi parti olarak iktidara talip bir partidir ve büt ün siyasi partiler de bir bir ine rakiptir . Dolayısıyla, hiçbir parti birbir ine düşman olmadığ ı gibi, muhalef et partisinin iktidar part isine veya iktidar part isinin de muhalef et partilerine düşman muamelesi yapmaması gerekir. Çok partili siyasi hayat ın gereği budur. Aksi takdirde Türkiye Büyük Millet Meclisi de büyük ölçüde aşınır. Bizim Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu İç Tüzük’te veya Anayasa görüşmelerinde iki siyasi parti bir iktidar partisi, bir muhalef et part isi olarak - bir ar aya gelmemiz son derece demokratiktir ve meşrudur. Bunun ayr ınt ılar ını, geçm işte olan birtak ım şeyleri değerlendir ip laf ı uzatmak istemem f akat hadiseyi bu açıdan değerlendirdiğimizde “ Milliyetçi Hareket Partisinin ne çıkar ı olabilir ?” sorusu havada kalır. Çünkü biz siyasetinin merkezine sadece parti çıkar ını ot urtan bir siyasi parti değiliz. Dediğimiz T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ………………. Sayfa: 50 gibi, millî iradeyi ve bir tarih bilinci içerisinde dünya ve Türkiye ve bölgemizde cereyan eden hadiseleri de değerlendirir iz. At ıf ta bulunduğunuz, Sayın Genel Başkanım ızın o konuşması da 11 Ekim 2016 tar ihinde Anayasa çağr ısına ilişkin… Hakikaten orada tar ih bilincini yansıtan başka if adeler de vardır. Onu if ade etmek ister im. Bir de “m illet” kavram ı kesinlikle etnisiteye bağ lanm ış değildir. “Türk millet i” derken bu bir etnisiteyi if ade etmez. “Millet” kavram ı etnisiteyi de aşan bir kavramdır. Gerekçede de buna ilişkin if adeler var dır. Görüşler imi bu şekilde if ade ediyor, hepinize sayg ılar sunuyorum. Teşekkür ederim Sayın Başkan. BAŞKAN – Sayın Akçay, teşekkür ediyor um. Söz sırası Sayın Veli Ağbaba’da. Sayın Ağbaba, buyur un. VELİ AĞBABA ( Malatya) – Çok teşekkür eder im Sayı n Başkan. Değerli millet vekiller i, bu İç Tüzük değişikliği, vekiller in seslerini k ısmak için hazır lanm ış bir değişiklik ve iktidar partisi aslında kendi milletvekiller i gibi yapm ak istiyor bütün m illet vekiller ini. Çünkü AKP millet vekilleri -geçmiş deneyim lerim iz gösteriyor ki- Mecliste oy vermek dışında bir şey yapm ıyorlar. AKP vekilleri, grup başkan vekiller i ya da Genel Kuruldaki ilgili vekiller in işaret lerine göre oy kullanıyorlar. Şimdi, Genel Kur ulda çok söylüyorum. Burada Doğan Kubat yok, keşke olsay dı. O bizim uzlaşım ızı sağlıyor hep, o da işsiz kalacak. Ona lakap takmışt ık, daha doğrusu birçok vekil arkadaşım ıza. Örneğin, Ramazan Can da burada yok, Ramazan Can da işsiz kalacak herhâlde, Doğan Kubat da işsiz kalacak. Değerli arkadaşlar, 2011’den beri Par lam entodayız, yüzler ce kez şahit olduk, hangi önergeye ya da hangi kanuna oy verileceğini görevli bir vekil işar et etmekte, görüntüde öyledir. Burada belki ilk dönem millet vekiller i hat ırlamazlar ama geçtiğimiz dönem millet vekilliği yapan arkadaşlar ım ı z, yoklama ya da kanun oylandığ ı zaman manzarayı gözler imizin önüne bir getirelim ve hat ır layalım. Yeni binalar yapılıncaya kadar eski binalarda iktidar vekiller i eski odalar ından koşa koşa, bazen hayat lar ını riske eder ek bazen döner kapılarak sık ışar ak, b azen önlerindeki millet vekili veya vatandaşlar ı çiğneyer ek oylamaya yet işm eye çalışır lardı. MAHMUT TANAL (İst anbul) – Bir inin kolu kır ıldı. VELİ AĞBABA ( Malatya) – Evet, birinin kolu k ır ıldı, bir i döner kapının arasında kaldı. Sadece gelir ler, oy kullanır; oy kullanır kullanmaz odalar ına giderlerdi veya bir vekil yoklamaya kat ılır geri giderdi. Birçok vekil, Genel Kur ula katılmayıp sadece oylamalarda görülürdü. Şimdi, sadece par mağa ihtiyaç duyulunca böyle bir değişiklik de şart oluyor. Bu disiplini gözler önüne serdiğim iz zaman, hat ır ladığ ım ız zaman bu disiplini, AKP’nin disiplinini, hakikaten, ilkokul öğrenciler inin nasıl koştuğunu görüp hem şaşır ır hem de vekillerin düştüğü duruma üzülürdük. İktidar partisi vekiller inin işlevi azaldıkça bu İç Tüzük değişi kliği iktidar partisi açısından önemli olmuştur, belki de şart olmuştur. Burada, tabii, MHP’nin tavr ını anlamak mümkün değildir. AKP kendi vekiller inin Par lamentoda işlevsiz kalmasını görünür k ılmamak için konuşan, T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ………………. Sayfa: 51 Mecliste mücadele eden vekilleri kendi v ekillerine benzetmeye çalışmaktadır. Büt ün vekiller i -muhalef et vekiller i dâhil - konuşamayan, oy kullanmaktan başka hiçbir işe yar amayan, kanun yapamayan, kendi bölgeler inin sorunlar ını gündeme getiremeyen, muhalef et edemeyen vekiller konumuna getir mek ist emektedir yani kendi vekiller ine benzetmek istemektedir. Bu İç Tüzük’ün tam anlam ı da budur. İktidar partisini anlar ız da muhalef et partisi kendi sesinin k ısıl masına niye müsaade eder bunu anlayam ayız. Onu da şuna yoruyorum: Herhalde, Meclisin en küçük grubu olmasından dolayı duyduğu rahatsızlık, belki de komplekstir. Bugün İç Tüzük değişikliğiyle yapılmaya çalışılan şey sadece millet vekiller inin sesini k ısmak değildir. İşinize geldiğinde dör t elle sar ıldığ ınız m illî iradenin de tam olarak sesini k ısmakt ır . Meclis kürsüsünü muhalef et her zaman mağdurlar ın, mazlumlar ın sesini duymak için kullanm ışt ır. Yine, kendi yaşadığ ım ız deneyim leri hat ır ladığ ım ızda hep bu kürsü haksızlığa uğr ayan insanlar ın sesi soluğu olmuştur. Ben 2011’den bugüne kadar Meclis kürsüsün de kim lere ses olunmuş, birkaçını sizlere hat ır latmak isterim. O kürsü, o gün kol kola girdiğiniz, aynı menzile yürüdüğünüz, ortağ ınız Hoca Ef endi’nizle –t ırnak içerisinde söylüyorum - bir likte kumpas kurarak Balyoz, Ergenekon, Oda TV, Devr im ci Karargâh gib i davalarda mağdurlar ın sesi oldu; asker î casusluktaki yaşanan rezilliği, kepazeliği ilk kez o kürsü sayesinde bütün Türkiye duydu. Kendi nişanlısıyla f uhuş yapmaktan suçlanan albayın dram ı ilk kez o kürsüde gündeme geldi. Gözleri görmeyen anne ve babanın çocuğunun f uhuşla suçlandığ ı, ahlaksızca f uhuşla suçlandığ ı ilk kez o kürsüde gündeme geldi ve bunu bütün Türkiye duydu. O dönem, AKP ile FETÖ’nün derin işbir liği sonucunda cezaevine at ılan İlker Başbuğ o kürsüden konuşuldu. Bütün yaşam ı Türkiye’ye, Türk Silahlı Kuvvet ler ine hizmetle geçmiş birkaç isimden söz etmek istiyorum: Bunlardan bir i Kor amiral Can Erenoğlu’dur, onun ilk çığlığ ı bu kürsüden duyuldu. Kar dak kahramanı Ali Türkşen’in haksızca cezaevinde yatt ığ ı o kürsüden duyuldu. Yerine, darbenin bir n umarası olan Ak ın Öztürk’ü getirmiştiniz, Orgeneral Bilgin Balanlı’nın cezaevinde yaşadık lar ı ilk kez bu kürsüde söylendi. Hat ır layınız, 2011’de Ergenekon, Balyoz sanıklar ına tek tip elbise giydirdiğiniz ilk kez bu kürsüde ortaya çıkt ı. Yine, sizin ortağın ızla kurduğunuz kumpas sonucunda bir vahşi cinayete k urban giden Ali Tatar’ın sesi oldu bu kür sü. Ergenekon davasında ömürler i FETÖ’yle mücadeleyle geçen Mehmet Haber al gibi, Mustaf a Balbay gibi, Fatih Hilmioğlu gibi –Dursun Çiçek burada m ı bilmiyorum Dursun Çiçek gibi insanlar ın sesi soluğu oldu, dört duvar arasında yat arken, sesleri soluklar ı k ısılırken ve sizlerin gözler imizin içine baka baka onlara darbeci derken onlar ın sesi oldu, soluğu oldu. Oda TV davasında tutuklanan Soner Yalçınlar ın, Ahmet Şıkl ar ın, Bar ış Terkoğullar ının, Bar ış Pehlivanlar ın, Nedim Şekerler in haykır ışı oldu. O kürsü, o dönem tutuklu vekiller in, tutuklu gazet eciler in, tutuklu sendikacılar ın sesi oldu. Mustaf a Balbay’ın Silivri’den ilk celsesi o kürsü sayesinde bütün Türkiye’ye duyuruldu. Yine, o kürsü sayesinde önce Hükûmetin inkâr ettiği, sonra özür dilediği Adana Pozant ı Cezaevinde yaşanan tecavüz çığ lık lar ı büt ün dünyaya duyur uldu. Eğer o kürsü olmasaydı Pozant ı Cezaevinde tecavüz çığlık lar ı o cezaevinden çıkamazdı. Eğer o kürs ü olmasaydı Türkiye’de yaşanan, cezaevler inde yaşanan T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ………………. Sayfa: 52 tecavüz, taciz, işkence gibi iddialar gündeme gelmezdi. O kürsü sayesinde Karaman’daki iğrenç tecavüz olaylar ı ortaya çıkt ı. O kürsü sayesinde tecavüzcüler in sesi k ısıldı, mağdurlar ın sesi yükseldi. O k ürsü sayesinde elinde bir madenci baretiyle Özgür Ö zel’in hayk ır ışıyla Som a’nın sesler i duyuldu. O kürsü sayesinde Kayısı üret iciler inin sesi Türkiye’de duyuldu. Kendi ilimin sorunlar ı o kürsü sayesinde sizlere ulaşt ı. Bu İç Tüzük değişikliğiyle aslında se si k ısılmak istenen sadece vekiller değil, sesi k ısılan tecavüze uğrayanlar, sesi kısılanlar mağdurlar, sesi k ısılanlar kayısı üreticileri, sesi k ısılanlar Er zurum’da suda boğulanlar, Elbist an’da Mar aş’ta göçükte unutulanlar, İst iklal’ın göbeğinde, İstanbu l’un göbeğinde çadır da yananlardır. O kürsü sayesinde Kür ecik f üze kalkanı, Hrant Dink cinayetinin asıl suçlular ı, Zir ve Yayınevindeki skandallar, cezaevindeki hasta mahpuslar, kalemi kır ılan gazeteciler, Gezi direnişinde yaşananlar, şeker f abrikalar ı özel leşt irmesinin ardındaki gerçekleri öğrendi millet imiz. Şimdi, aslında bu kürsüden rahatsız olunan resim ler değil, bu kürsüde gösterilen resim ler den hanginiz rahatsızlık duyarsınız ki? Bakın, ben size hat ır latmak ist erim: Deniz Gezmişlerin, Chelerin yaşan m ış mağdur iyet lerinin resimlerini ast ık, kimi zaman İ lker Başbuğ’un, kimi zaman Fatih Hilm ioğlu’nun, k imi zam an Teğmen Mehmet Ali Çelebi’nin r esim lerini kürsüden gösterdik. Kimi zaman Er zurum’da donda boğulanlar ın resimlerini gösterdik kimi zaman İstanbul’ da yang ında ölenler in, dumanda boğulanlar ın resim lerini göster dik. Aslında sizin bu resimlerden çok r ahatsız olduğunuzu düşünmüyorum. Bence sizin r ahat sız olduğunuz resimler geçmişinizi hat ırlatan resimler. Şimdi, FETÖ dediğiniz Hoca Ef endi’nin dizinin di binden ayr ılmazken ki resimler aslında sizi rahatsız ediyor. Aslında bu, sözler kısılırken, İç Tüzük değişirken aslında rahatsız olduğunuz resim ler in birkaçını sizlerle paylaşm ak istiyorum. Değerli millet vekiller i, geçmişte el ele kol kola yürüdünüz birkaç resimden, birkaç parça. Bak ın, bu resim ler burada, birçoğunuzu tanıyoruz, birçoğunuz hâlâ ber aber Parlamentoda çalışıyorsunuz. Burada yine şu resme bir bak ın, ibretlik bir resim. BAŞKAN – Sayın Ağ baba lütf en, gündeme davet ediyorum. VELİ AĞBABA ( Malatya) – Gündemle ilgili tam da Sayın Başk an. Yine, burada bir resim daha, evet bunlar ın hepsini t anıyoruz, bu resim ler i herkes buluyor. Hele birkaç resim var ki, bak ın, bu “ Hepiniz oradaydınız.” deniyor ya, şimdi, f akir, mağdur insanlar ı Bank Asya’dan kredi çekt iğiniz için işt en at ıyorsunuz ya işt e Bank Asya’yı açan kadro burada, bunlar şimdi ülkeyi yönet iyor lar, Abdullah Gül, AKP Genel Başkanı, arkada sizin çok kıymet verdiğiniz Fetullah Gülen. BAŞKAN – Sayın Ağ baba lütf en, gündeme davet ediyorum. VELİ AĞBABA ( Malatya) – Aynı gündem Başkanım. Yine, burada att ığ ı “tweet”lerle herkesi güldüren Burhan Kuzu, burada AKP’nin eski sözcüsü. BAŞKAN – Sayın Ağ baba lütf en… T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ………………. Sayfa: 53 VELİ AĞBABA ( Malatya) – Ve burada AKP’nin MYK’sı bur ada gözüküyor. Geçtiğimiz yıllarda bazen m illet vek illiğinin, bazen AKP MYK üyeliğinin yolu ner eden geçiyordu? Pensilvanya’dan geçiyordu. Değerli arkadaşlar, şimdi, bu resim lerden aslında bak ın, kürsüye çıkanlar ın resimlerini bir kez daha hat ır layın, Ali Tatar ’ın f otoğraf ları, Murat Ö zenalp’ın f otoğraf lar ı, Berkin Elvan’ın f otoğraf ları. Şimdi, önümüzdeki dönem bir seçim yapıldığ ını düşünün ve bu seçimde – art ık yüzde 50’nin üzer inde oy almanız lazım - yüzde 50’nin alt ında oy aldığ ınızı düşünün. Sizin örneğin… Ravza Hanım burada yok. Ravza Hanım’ın hep kulla ndığ ı kardeşi Mer ve Kavakçı’nın resminden kim rahatsız olacak? Veya 3 Mayısta. Veya hepimizin şimdi ortak acısı olan –benim de yüreğim yandı o çocuğun gözlerini görünce- Abdullah Tayyip O lçok’un, 15 Temmuzda caniler taraf ından katledilen Abdullah Tayyip Ol çok’un resminden kim rahatsız olacak, niye rahatsız olacak? Ben şahsen Nazım Hikmet’i çok sever im ve Nazım Hikmet’in resimler ini kürsüde zaman zam an taşır ım. Örneğin yar ın muhalef ette olduğunuz zaman Necip Fazıl Kısakürek’in fotoğraf ını taşım aktan kim niye r ahatsız olacak, neden r ahat sız olacak? SELİ NA DOĞAN (İstanbul) – “Köpekler giremez.”e hiçbir ceza ver ilmedi. VELİ AĞBABA ( Malatya) – Evet. Tabii, oy çokluğu var. Bazı olumsuz örnekler i de var. Ama şunu bir kez daha if ade etmek lazım ki değerli arkadaşlar , bu f otoğraf larda, bizim ast ığ ım ız f otoğraf larda, çıkarm ış olduğumuz f otoğraf larda – hepiniz buradasınız- rahatsız olduğunuz bir tane f otoğraf var m ı? Merak ediyorum. Bence var. Geçtiğim iz günlerde… Hani AKP önüne gelene “terörist” diyor ya, bir bak ıyorsunuz, kendi genel başkanlar ını suçluyor lar. Bugün bir AKP m illet vekili, kendi geçmişte Başbakan Yardımcılığ ı yapm ış, Hükûmette önemli görevlerde bulunmuş, ismi AKP’yle özdeşleşmiş Bülent Ar ınç’ı teröristlikle suçluyor, FETÖ üyesi olmakla suçluyor. Aslında ra hatsız olan o. Ben geçt iğimiz günlerde f otoğraf lar göstermiştim Abdullah Gül’le ilgili… BAŞKAN – Sayın Ağ baba, lütf en burada olmayan şahıslar la ilgili… VELİ AĞBABA ( Malatya) – İsim vermiyorum. …Ahmet Davutoğlu’yla ilgili terör ist suçlaması yapılm ışt ı. Ben yapm ıyor um bunu. Bülent Ar ınç’ı bugün sizin çok sevdiğiniz bir yerde, köşede yazıp par a kazanan bir isi yazm ış. O Bakanı yukarıda, Meclist e izlerken terör örgütü üyesi olduğunu yazm ış, Bülent Ar ınç’ı –ismi de ver iyorum - o yazm ış. Şimdi, değerli arkadaşlar, bu pankart meselesi çok ciddi bir mesele. Bu maddeyle aslında sadece bizlerin değil, milletin de sesi kısılm aya çalışıl ıyor . Şimdiye kadar Meclis kürsüsünde insanlar daha çarpıcı olabilmesi için, dert ler ini daha rahat anlatabilmek için bazen post erler i, ba zen ilgili malzemeleri kullandılar. Kendimden örnek vereyim: Mecliste daha çarpıcı olmak için çok f otoğraf kullandım. Örneğin Malat ya’da açlık la karşı karşıya kalan çif tçilerin yanan çağlalar ını Meclisin kürsüsünden göstererek gündeme getirebildik. Geçtiği miz yıl bütçe görüşmesinde, bir yıl da ter ör nedeniyle yetim kalan şehit yavrular ının dram ını başka tür lü, resimsiz anlatamazdık. O şehit yavrular ının kocaman resimlerini kürsüye getirer ek T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ………………. Sayfa: 54 anlatt ık ama bur ada da Meclis TV kendi kendine sansür uygulayarak b izim o gösterdiğimiz şehit yavr ular ının resimler ini maalesef vermedi. Bazen cezaevinde çizimine izin verilmeyen Deniz Gezm iş resmi, bazen bir şiddet sonucu katledilen Ali İsmail Korkmaz’ın babası Şah Korkmaz’ın yaşadığı acıyı sözle değil, oğlunu okşayan f o toğrafıyla gündeme getir dik. Bu değişiklikler le birlikte millet vekiller inin kendiler ini if ade etmeler i, bir konuya dikkat çekmeler i engellenmeye çalışılıyor. Değer li ar kadaşlar, alt ını çizer ek bir kez daha söylemek lazım ki AKP OHAL’le Türkiye’de kendine m uhalif herkesi kanun hükmünde kararnameler le terbiye etmeye çalışıyor. Aynısını bu değişiklikler le birlikte Meclist e yapmaya çalışmakta. Türkiye’de AKP kendine muhalif herkesi 20 Temmuz OHAL sivil darbesiyle susturmaya çalışmakta. Bu uygulamalar la Türkiye âdeta yasaklar ülkesi hâline gelmişt ir. Bu yasaklarla mağdur olunan FETÖ davalar ı dışında önem li bir kesim yarat ılm ışt ır. Maalesef bunlar ı kimse duymamakta, kimse bilmemektedir. O da binlerce insan geçmişte FETÖ anlayışıyla mücadele ettikleri hâlde cezaevi ndeler, Birgün gazetesindeki Mahir Kaynak’lar, Deniz Yücel’ler, Ahmet Şık’lar gibi. Sadece Facebook’ta bir beğen butonuna bast ığ ı için 15 -16 yaşında binlerce insan cezaevinde bulunmaktadır. Değerli arkadaşlar, işte bunlar ın sesinin çıkmaması, için hukuksu zluklar ın duyulmaması için bir İç Tüzük değişikliği yapılmakta. Özellikle OHAL sivil darbesi Mecliste vekiller e uygulanması için bu değişiklikler dayat ılm aktadır. OHAL’in kanun hükmünde kararnam esi var dışar ıdaki yurttaşlara. Şimdi O HAL m illet vekiller ine İ ç Tüzük’le müdahale etmeye çalışıyor. Değerli arkadaşlar, sözlerime son verirken bir hususu dikkatler inize çekmek istiyorum. 2019’dan sonra eğer seçimi AKP Genel Başkanı kazanırsa bilin ki millet vekilliği kaldır ılacak, Meclisin kapısına kilit vurulacak. Lü tf en bunu dikkatle dinleyin. Bak ın Anayasa değişikliği üstüne İç Tüzük değişikliğiyle Meclisin ve onun üyelerinin doğal olarak hiçbir anlam ı kalmayacakt ır. Şimdi, şu anda uygulanıyor. Meclis nasıl yönet iliyor ? Türkiye nasıl yönetiliyor ? Türkiye danışmanlar la sar aydan yönet iliyor. Danışmanlar kim? Şimdi burada Ahmet Aydın diyebilir ki… İl Başkanlığ ını yapt ı AK PARTİ’nin Sayın Ahmet Aydın, emeği var, millî görüşçü, bir emek çekmiş siyasi anlamda, sayg ı duyuyorum. Şimdi, Sayın Ahmet Aydın’a diyecek ki, bu işte hiç emeği olmayan, m alt viski içen Yiğit Bulut diyecek ki: “Sayın Ahmet Aydın –buzlu malt viskisini içecek - bu kanunlar yap, gönder.” Vallahi böyle. Veya başkalar ı, vallahi, geçmişte… BAŞKAN – Sayın Ağ baba, lütf en sataşmaya… VELİ AĞBABA ( Malatya) – Sataşma f alan ben… BAŞKAN – Bunlar ı biraz yanlış olarak görüyorum. VELİ AĞBABA ( Malatya) – Ben Ahmet Aydın’ı korumak adına söylüyorum. BAŞKAN – Bilerek sataşma… VELİ AĞBABA ( Malatya) – Saray danışm anlar ı, geçmişin dönek solcular ı… BAŞKAN – Başkanlık Divanını s ıkışt ırmak için bunu yapt ığ ınız kanaatindeyim. VELİ AĞBABA ( Malatya) – …bazen Sayın AKP Genel Başkanının yüzünü okşayıp sevenler… Çünkü onlar yönetiyor şu anda. Kardeşi, eşi, çocuğu kanallarda T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ………………. Sayfa: 55 ne yapıyor ? Saldır ıyor. Bunlar ı, bak ın, ben… Sizi de uyar ıyorum Sayın Başkan, vallahi sizi de uyar ıyorum, sizi düşündüğ üm için söylüyorum. Bak ın, sizler bir siyasi mücadeleden gelmiş insanlarsınız, sayg ı duyuyorum, katılmasam da sayg ı duyuyor um. Ama geçmişin dönek solcular ı, her kalıba uyan… Şimdi bazılar ı var ki Ö za l’la Özalcı, Demirel’le Demir elci, Kenan Evr en’le Kenan Evrenci, Recep Tayyip Erdoğan’la Recep Tayyip Erdoğan’cı; onlardan siz de rahatsızsınız. Eğer onlar ın Türkiye’yi yönetmesini istemiyorsanız, hatta sizi yönetmesini ist emiyorsanız lütf en bu İç Tüzük’e karşı çık ın değerli arkadaşlar. Bunun sonu bu, göreceksiniz. Bak ın, şim di… BAŞKAN – Sayın Ağ baba, lütf en… VELİ AĞBABA ( Malatya) – Sözümü bit iriyorum. Anayasa değişikliğiyle vekiller in yetkileri alındı, art ık Bakanlar Kur ulu, inşallah kazanamayacaksınız - Meclisten çıkmayacak. Şimdi, İç Tüzük de üzer ine tam tuzu biberi oldu. Bak ın, değer li arkadaşlar, bir senar yo geliştir elim, varsayın ki seçim i AKP Genel Başkanı kazanm ış olsun. Ne diyecek biliyor musunuz, seçimden birkaç ay sonra? Sözümü bit iriyorum. Diyec ek ki Türkiye'de çıkacak meydanlara “Ey, milletim, kanunu ben yapıyorum -el böyle- uygulamayı ben yapıyorum, yargı bana bana bağlı, yürütmeyi ben yapıyor um. XIV’üncü Louis’nin dediği gibi devlet benim. Ey, milletim -böyle diyecek - 600 vekil var, ne işe yar ıyor ? Bunlar milletin üzerinde yük, bunlar sırt ına yük. Bunlar f akir f ukara yurttaşım ızın üzer ine parazit, bu vekilliği kaldır alım. Niye 600 vekile maaş ver iyor uz?” diyecek ve vekillik kaldır ılacak. Bak ın, bunu şaka olsun diye söylemiyorum. BAŞKAN – Sayın Ağ baba… VELİ AĞBABA ( Malatya) – Hemen bit iriyorum. “600 vekil ne için maaş alıyor ?” diyecek, o millet de hakikaten zaten itibarsızlaşt ır ılm ış bir kurum var, f iilî olarak, bak, f iilî olarak Meclisin kapısına kilit vur ulacak. Halk niye 600 vekile maaş ver s in? Her şeyi yapan birisi var. Kanunu yapan bir i var, uygulayan bir i var, ihaleyi yapan bir i var. Türkiye'nin her yanındaki en değerli araziyi o biliyor... BAŞKAN – Sayın Ağ baba, lütf en… VELİ AĞBABA ( Malatya) – …her şeyi o biliyor, o nedenle size iht iyaç kalmayacak. Tekrar söylüyorum, AKP millet vekillerine de sesleniyorum, bak ın… BAŞKAN – Lütf en… VELİ AĞBABA ( Malatya) – Bir dakika, hemen bit iriyorum sözümü, hemen bit iriyorum. Değerli arkadaşlar, hakikaten bu değişikliklerle, bazı değişiklikler var ki örneğin araşt ırma önergesinin sür elerinin k ısalt ılmasının bir, belki iki saat f aydası olabilir ama bizim gibi illerim izde, Anadolu’nun iller inde bir çok sorunun gündeme gelmesini önler, bir çok çarpıcı, yak ıcı sorunlar ın gündeme gelmesini önler. Bu, sadece CHP’ye oy verenler için değil, AKP’ye, MHP’ye oy verenler için de sakıncalı. Ben kendi ilimden ör nek ver eyim, kendi ilimdeki baraj lar ın, göletler in, yollar ın yapılmasında Hükûmet partisini eleşt irerek, bazen kürsüden seslenerek o hizmet ler in gelmesi sağlandı. S izden r icam, Türkiye'de mağdurlar ın, mazlumlar ın sesleri çıkacaksa bu İç Tüzük değişikliğinin özellikle araşt ır ma önergeler i k ısm ının çok yanlış olduğunu düşünüyor, hepinize teşekkür ediyorum. T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ………………. Sayfa: 56 BAŞKAN – Sayın Ağ baba, ben teşekkür ediyorum. Konuşma sır ası Sayın Sibel Özdemir ’de. Buyurun Sayın Ö zdemir. SİBEL ÖZDEMİR (İst anbul) – Teşekkür ederim Sayın Başkan. Evet, öncelikle ben de sayg ıyla selamlıyorum, çalışmalarda kolaylık lar diliyorum. Daha çok kısa bir süre oldu, yine bu toplantı salonlarında, uzlaşmadan uzak iki siyasal partinin gündeme getirdiği ve “mühürsüz” olarak tanım ladığım ız bir toplumsal mutabakat metni olan Anayasa’m ızın içer isinde itibarsızlaşt ır ılan Par lamentomuzun iç işleyişiyle ilgili bir İç Tüzük düzenlem esiyle karşı karşıyayız. Gerekçey e bak t ığ ım ız zaman -birçok konuşmacı, değer li millet vekiller imiz burada gündeme getirdiler - gerekçede ağ ırlıklı olar ak kullanılan ter imler: “Etkin, verim li, sağlıklı çalışma or tam ı.” Ama biz geçen cuma aceleyle –ki Meclisin tatil olduğu süreçte - iki siyasal partinin yine bir likte, karşılık lı mutabakat ıyla gündeme getirilen İç Tüzük görüşmelerinin hızl ıca başladığ ını ve… Geçen cuma günü gerçekten burada çok vahim bir tablo vardı, cuma günü burada olan herkes şahit oldu, gerçekten herkes uyuyordu ve uyukluyor du. Yani gerekçesi sağlık lı, et kin, ver imli çalışm adan bahseden bir metin görüşülürken ve çok önemli bir met in görüşülürken ver imsiz bir çalışma ortam ına hep birlikte şahit olduk. Değerli Grup Başkan Vekilimiz Sayın Engin Alt ay muhalef et taraf ında olmasına r ağmen görüşmeler in sağlıksız bir şekilde olduğunu belirterek konuşma hakkından f eragat etti ve görüşmeler i bitir dik. Gerçekten bugün yine, bu gece veyahut devam ında ne kadar süreceğini bilmiyoruz. Bakt ığ ım ız zaman, gerçekten, getirilen bütün yasalar, tas ar ılar –ben henüz iki yıl olmadı Par lamentoda görev yapalı, elbette çok daha deneyimli ve uzun süreler görev yapan değerli vekiller imiz var - daha Komisyona gelmeden, tart ışılmadan, yasa tasar ısının hazır lanıp ne zaman görüşüleceği, ne kadar saatte bit irileceği, ne zaman Genel Kurula gideceği ve Genel Kur ulda ne kadar görüşüleceği önceden belir leniyor. Doğal olar ak o hızlı takvim içer isinde sağlıksız çalışma koşullar ı içerisinde biz yasalar ı geçirmeye çalışıyoruz. Zaman zam an muhalef et olarak gerçekten o ver imsiz çalışma koşullar ının muhatabı olmam ak adına birçok önergemizi ger i çekiyoruz, konuşma hakkım ızdan f eragat ediyor uz ve gerçekten sağlıksız, işlemeyen bir sistem var. Bakt ığ ım ız zaman, burada gerçekten çalışma sistemiyle ilgili bir düzenlemeye ihtiyaç var elbette, şu anki İç Tüzük yaklaşık, neredeyse elli yıla yaklaşm ış bir düzenleme ve bugün yapılan bu düzenlemeler de önümüzdeki elli yılı, belki yüz yılı düzenleyecek düzenlem eler ama bakt ığ ım ız zaman, son derece özensiz ve tutarsız bir düzenlemeyle ka rşı karşıyayız. Bur ada benim gördüğüm, bu gerekçe ve maddelere bakt ığ ım ız zaman -objektif olarak değerlendiriyorum - sadece ve sadece ana muhalef et partisinin konuşma süreleri ve denetim araçlar ını elinden almaya yönelik düzenlemeler getiriliyor. Doğal olar ak “muhalef et” demiyorum çünkü muhalef et partisinin de kısm en içinde olduğu bazı düzenlemeler var ve ben bu düzenlemeleri -birazdan söyleyeceğim - şaşkınlık la karşıladım . Bakt ığ ım ız zaman yine gerekçede “konjonktürel olarak değiştir ilebilecek niteliğe sahip olmaması” diyor ama biz tam da bugün konjonktürel olarak bir değişiklik yapıyoruz İç Tüzük’te. Kalıcı, tutarlı, iler iye dönük, Parlamentomuzun T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ………………. Sayfa: 57 gerçekten etkin işlemesini sağlayacak bir ortam değil de bugünkü konjonktür gereği iki siyasal parti gelmiş ve… Gerçekten maddeler e ayr ınt ılı bakt ığ ım ız zaman hangisinin Milliyetçi Hareket Partisinin önerisi olduğu, hangisinin Adalet ve Kalk ınma Partisinin öner isi olduğu çok açık, çok basit bir şekilde bunu anlayabiliyoruz. Bur ada da gerçekten bunun tekrar değerlen dirmeye alınm ası gerektiğini düşünüyorum. İşte “etkin ve dengeli” diyor, burada neyin etkin ve deng eli… Adalet ve Kalk ınma Part isi ile Milliyetçi Hareket Partisi arasında etkin ve dengeli bir maddeler arasında uzlaşı m ı sağlanm ış? “Siyasi ve sosyal iht iyaç lar” diyor, hangi siyasi ve sosyal iht iyaçlar? Parlamento içer isinde biz m illet vekilleri g örev yapıyoruz, bizlere soruldu mu ya da Parlamento içer isinde görev yapan birçok Meclis çalışanı var, soruldu mu? Bilimsel bir araşt ırma ortaya çıkt ı m ı, bir ver i va r mı, bir data var m ı elimizde? Biz neye göre bu konuşma sürelerini k ısıtladık ya da hesapladık m ı bu kadar konuşma kısılırsa ne kadar tasarr uf yapacağ ız diye? Hiçbir bilimsel, objektif dayanağ ı, gerekçesi olmadan iki siyasal partinin çekinceleri, kayg ılar ı –t ır nak içinde söylüyorum “pazar lık” kelimesi benim hoşuma g itmeyen bir kavram - karşılıklı görüşmeler iyle mutabakat sağlanm ış. Yeni teknolojik gelişmelere uyum: Ben bu maddeler içer isinde teknolojik olar ak… Biz dünya, Avrupa par lamentolar ının birçoğuna g itt iğimiz zaman mut laka ziyar et ediyoruz, g erçekten teknik alt yapı ve donanım lar ı çok iyi. Şimdi ben göremiyorum burada, gerekçede teknolojik bir gelişimden bahsediliyor, hangi madde açıklar m ısınız? Teknolojik alt yapıyı güçlendiren, zaman kazanım ını sağla yan bir madde yok burada. Gelişen dünyanın hızına ayak uydurmak: E, gelişen dünyanın hızına ayak uydurmak ile ana muhalef et ya da muhalef et millet vekillerinin sesini k ısm ak arasında nasıl bir korelasyon var? Bunu nasıl kurdunuz? Bunu da açık lamanızı istiyorum. Etkin, ver imli ve sağlıklı: Bu sürekli tekrar ediliyor. Benim bildiğim “etkin, ver imli, sağlık lı” dediğimiz ya da “etkin ve verim li” nin anlam ı minimum maliyet ya da en az girdiyle maksimum kâr ı sağlam ak. Şimdi, burada Parlamento çalışmalar ı esnasında muhalef et millet vekillerinin en az konuşması ya da az konuşması ya da konuşma sürelerinin kısıt lanması nasıl etkin kılacak Parlamentoyu, nasıl verimli kılacak? Maddeye bakt ığ ım ız zaman burada dikkat çeken, en önemli düzenleme grup öner ileri. Söylediğim gibi, benim henüz iki yılım dolmadı bu Parlamentoda ama bu Parlamento içerisinde en etkin, en verimli, belki de en nit elikli, bütün muhalef et partiler inin kat ılım ıyla… O nedenle Milliyetçi Hareket Partisinin bu maddeye onay vermesini gerçekten şaşk ınlık la karşıladım çünkü bütün grup öner ilerine nitelikli konuşmalar ı, nit elikli, ayr ınt ılı, çözüm önerici… Ben dikkatle Parlamento çalışmalar ını takip eden bir millet vekili olarak, gerçekten çok nitelikli ve zamana sığmayan, çok önemli tespit ler ve çözüm önerile r i var. Hâl böyleyken ve bur ada gerçekten Sayın Ağbaba’nın az evvel belirttiği birçok toplumsal, gerçekten çözüm bekleyen sorunlar gündeme getirilirken, ayr ınt ıl ı, k ırk dakika, bazen gerçekten saatleri aşan tart ışmalar olurken neden grup öner ilerinden bir tasarruf yapıldığ ı da burada anlamsız kalmakta. T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ………………. Sayfa: 58 Evet, Adalet ve Kalkınma Part isini anlayabiliriz çünkü onlar ın grup öneriler i genelde çalışma saatleri ve bunu da Sayın Can -Sayın Ramazan Can’a ben de at ıf ta bulunmak istiyorum - iki dakikada söyleyebiliyor, bazen bir dakikada çık ıp çalışma saatlerini söylüyor ve oturuyor. Ama bizim muhalef et olar ak, en büyük denet im aracım ız, Hükûmetin çalışmalar ını, çözem ediği, toplum da kanayan yara hâline gelen, belki günübirlik, gerçekten f acialar, katliam lar, ist ismarlar, şiddet ve… Ben, bilmiyorum, seçim bölgeme gittiğim zam an soruyor bana beni seçen insanlar, “Bunu niye gündeme getir mediniz?” diyor, “Niye konuşmadınız?” diyor. O zaman, bunun açıklam asını değerli Adalet ve Kalk ınma Partisi milletvekilleri yapacakt ır, “Biz sürelerini k ıst ık.” diyeceklerdir ya da konuşamayacaklar çünkü üç dakikada bir toplumsal sorunu açıklamanın ne kadar zor olduğunu bizler biliyoruz. Bunun dışında başka maddeler de var, ben tekrar etmek istemiyorum. 37’nci madde düzenlemesi gerçekten öneml i bir düzenleme. Bu da Parlamentoda uygulamasını sık sık gördüğümüz ve milletvekiller inin çok önemli kanun teklif ler ini gündeme getirdikleri, üzer inde - zaten kısıt lı bir sür e var, çok uzun süre konuşmuyorlar - beşer dakika bir konuşmayla neden o kanun madde sini get irdiklerini açıklıyor lar. Buradan bir tasarruf a gidilmesi yine gerçekten ilginç olmuş. Yayın konusu burada bir lütuf -tırnak içinde söylüyor um - olarak yine verilm iş, işte, saat 19.00’dan 21.00’e uzat ıldı diye. Anayasa görüşmelerinde, değ erli millet vekiller i, biliyorsunuz, en büyük tart ışmanın çıkt ığ ı an ve gerçekten hepimizin hiç hoşlanmadığ ı görüntülerin sebebi yayın saatiyle ilgiliydi. Anayasa’nın en önemli maddesi olan 15’inci maddenin -ki Par lamentonun, bizler in yetkiler ini kısıt landıran bir mad deydi- biz m uhalef et olarak sabah üçte değil, gündüz saatinde, madem millî irade, millet, halk ım ız bunu oylayacak, o zaman bunun makul bir saatte görüşülmesini istemiştik, yayın saatinde görüşülmesini istemiştik ama iktidar part isi bu talebim izde maalesef çok üzücü bir şekilde çok şiddet var i bir ortam ın oluşmasına sebebiyet vermişti. Bu zor bir konu değil, aşılamayacak bir konu değil çünkü gerçekten birçok insan dikkatle izliyor Parlamento çalışmalar ını. Burada da gerekçede ve maddeler de bir lütuf gibi iki saat uzat ılm asının sunulmasını yanlış buluyorum. Kıyaf etle ilgili team üller var zaten Parlamentomuzda. Ben bir sor un olarak görmüyorum; etkin, ver imli, sağlık lı çalışma noktasında bir disipline edici ya da burada da oluşan teamüllerde bir düzenlemeye ihtiy aç duyulmadığ ını görüyor um. Yoklama konusu: Bu gerçekten çok önemli, en büyük sık ınt ı yaratan maddelerden bir isi. Ö zellikle iktidar partisi millet vekiller inin Par lament o çalışmalar ına etkin ve gerçekten verim li kat ılım lar ını biz görem iyoruz, ben göremedim bu iki yıl boyunca. Tek katılımlar ı yoklamalar esnasındaydı. Hepimizin ve kamuoyunun çok dikkatini çeken, çocuk istism ar ıyla ilgili düzenlemede oradaki bir yoklama gerçekten çok büyük bir gündem yaratm ışt ı; birçok iktidar part isi millet vekili arkadaşım ız neyin değiştir ildiğini, neler olduğunu bize sormuşlardı, onlar a o kısa süre içer isinde açıklam a gereği duym uştuk. Yani m illet vekiller inin, Par lamentonun it ibar ını, sayg ınlığ ını, kat ılım ı, hangi yasanın görüşüldüğünü, ne tür düzenlemelerin getirildiğini, bu nu söylemeye gerek yok sanır ım, bu her millet vekilinin asli görevidir. Bunu yasayla işte bir yoklama ile bir denet im alt ına almanın da gereksizliğini düşünüyorum. T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ………………. Sayfa: 59 Tutanaklardaki düzeltme. Bu da bizim en çok sık ınt ı yaşadığ ım ız konu çünkü çok kısa süre içer isinde bizim kendim izi ya da konuştuğumuz konuyu anlatmam ız isteniyor. Bu da doğal olarak o k ısa süre içer isinde çok hızlı bir şekilde, belki amacını aşan o heyecanla f arklı cümleler, f arklı kavram lar kullanabiliyor ve bir hat a yapabiliyoruz. Ya da karşılı k lı olarak birbirim ize kendim izi tam olar ak anlatam ıyoruz ve düzeltme gereği duyabiliyoruz ve bu düzeltmenin de doğal olarak hakkım ızın kürsü olduğunu düşünüyorum. Onun Başkanlığ a yazıl ı bir metin olar ak vermenin bir anlam ı yok çünkü kamuoyu önünde ve Parl amento Genel Kurulun huzurunda biz yapılan bir hata ya da bir ver i değişikliğinin Par lament onun, Genel Kur ulun huzurunda yapılm ası gerektiğine, bunun da bir tasarr uf gerektirici, zam anı ver imliliği, etkinliği düzenleyen bir uygulama olmadığ ını düşünüyorum. Usul hakkında, burada da zaten teamüller var. On dakikaya kadar ben hiç görmedim usul hakkında bir kişiye on dakika süre verildiğini, iki veya üçer dakika ve buna da uyuluyor, bununla ilgili de bir sorun yok. Bunun dışında söyleyeceğim kanun tasar ı ve te klif ler inin Genel Kurulda görüşülmesiyle ilgili. Burada gerçekten açık oylama gerçekten çok önem li çünkü biz muhalef et millet vekili olarak tasar ının tamam ında bazen karşı olmakla birlikte bazı maddeler i, vatandaşlar ım ızın yarar ına g ördüğümüz maddeleri onay layabiliyoruz ve bu da açık oylamayla tespit ediliyor, bizim bu hakkım ızı da elim izden alm ış oluyorsunuz ya da bir vatandaşın bakıp bilgi alma hakkını da elinden alm ış oluyorsunuz. Bunun bir zaman tasarruf uyla ne ilgisi var? Ben göremiyor um, madem açık oyl ama yapacağız ve çok hızlı elektronik oylamayla yapıyoruz, bunun da bir tasarruf gerektirdiğini düşünmüyor um. Tamamen maddeler geçilmesi konusundaki ve or adaki muhalef etin toplum nezdinde itibar ını ve yine Parlamentonun it ibar ını zedeleyici olarak görüyoru m. Önergenin okunmasıyla ilgili, burada evet, sakınca görmüyor uz zat en biz de. Genel görüşme açıl masıyla ilgili madde 12 var, bur ada da birkaç bir şey söylemek istiyorum. Burada bakın, çok ilginç bir şekilde diyor ki: “Genel görüşme açılması isteyen siyasal part i veya millet vekili…” Bu, Genel Kurula bildir ilmeyecek, sadece Hükûmete bildir ilecek. Şimdi, biz bir konuda Parlamentonun bir görüşme yapmasını istiyorsak bunun elbette Genel Kurula bildir ilmesi gerekiyor bizi takip eden vat andaşlar ım ız açısından. B öyle bir bilgilendirme yok , sadece Hükûmete bildirilecek ve millet vekiller ine bildir ilecek. Genel Kur uldan bildirilmesine ne t ür bir rahatsızlık var, bu konu da açıklığ a kavuşturulmam ış. Burada 1’inci maddeyle alakalı yani andiçmeyle alakalı yani andiçme konusuyla ilgili bir durum var. Bence bur ada madde 14, madde 15 ve madde 16’da millet vekiller inin tavır ve davr anışlar ıyl a ilgili bir düzenlemeler le ilgili bir şey söylemek gerekirse… Değerli m illetvekiller i, bizlerin millet vekili olar ak Parlamentoda görev yapabilmem iz için gerekli niteliklerim iz yasalar la belirlenmiş. Daha sonr a seçildikten sonra da bir bugün de içeriğiyle ilgili çok tartışma olan bir andım ız var yani bir andiçme metnim iz var. O metin içer isinde bir millet vekilin Parlamento çalışmalar ında kürsüde veya kürsü dışında nelere dikkat edeceği ve nelerin üzer ine yemin ettiği çok açık ve net. Bunlar ın tekrar gündeme getirilmesi, işte belli çok gerçekten itinayla yazılm ış maddeler var orada, düzenlemeler var, sıralamalar var, bunu tekrar işte “Tür k milleti, t arihî ort ak değerler, vatanın T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ………………. Sayfa: 60 bölünmez bütünlüğ ü…” biz zaten yemin ett ik bunlar üzerine, biz bunlar ı koruyacağ ım ıza hep bir likte yemin ettik ve o yeminim ize de sadık kalıyor uz. Ancak tabii, ben bunu haklı buluyorum çünkü yemin ve yem ine sadık kal ma konusu, büyük bir tart ışma konusu bizim ülkemizde. Bence bu maddelerin tekrar değerlendirilm esi gerektiğini ve milletvekillerine gerçekten bizi dünya Par lamentolar ında, Avrupa Parlamentolar ında Parlamentomuzun itibar ını, biz m illetvekillerinin itibar ını düşürücü kavramlar bunlar. Ö zellikle par a cezasını gerçekten ben bunu şaşk ınlıkla karşıladım, bir m illetvekilinin toplumun neye hassasiyet i olduğu, neyi konuşması gerektiğin ve neler üzerinde ortak değerlerim izin olduğu konusunda ben bir sor un olduğunu düşünmüyorum. Ki, para cezası da gerçekten çok ilginç bir sonuç yar atacakt ır, bunun da tekrar bizim itibar ım ız açısından değerlendir ilmesini düşünüyorum. Bir iki konuya daha değineceğim, Anayasa görüşmeler inde de değinmişt im ben. Gerçekten Avrupa Birliği kur umsal yapısı içer isinde demokratik işleyen kurumlar ın yetki ve görevler i karmaşası vardı ve Avrupa Bir liği hukukunda, lit eratüründe en çok tartışılan konulardan, konulardan bir i de Avrupa Parlamentosuydu. Avrupa Par lamentosunun yetkiler i, temsiliyet inin ar t ır ılm ası konusu çok gündemdeydi ve son yapılan Lizbon Anlaşması’yla Avrupa Birliği Parlamentosunun yetkileri muazzam der ecede art ır ıldı, tem siliyet yetkisi art ır ıl dı. Yani ben dünya Par lamentolar ının hiçbir inde temsiliyet inin, söz hakkının azalt ılmasına y önelik bir düzenleme ile karşılaşmadım. Ak sine, Par lamentolar ın daha güçlendir ilmesi, temsiliyet yetkiler inin art ır ılm asıyla ilgili düzenlemeler var. Ki, Lizbon Anlaşması bu konuda örnektir, ki son Avrupa Par lam entosunun ülkemiz ile ilgili verdiği tavsiye kararını da benim burada tutanaklara da girmiş olan eleşt irimi aynı şekilde o tavsiye karar ında ele alm ışt ır. Demokratik işleyen kurumsal yapı ve kuvvet ler ayr ılığ ı ilkesi konusunda evrensel Avrupa değer lerinden hızla uzaklaşt ığ ım ız vurgusu. Ki, bu İç Tüzü k’t e onu gerçekten daha da kuvvet lendir ecek, o eleştir ileri daha da kuvvetlendirecek bir düzenlemedir. Burada etkinlik ve ver imlilikten bahsederken komisyon çalışmalar ına hiç değinilmem iş. Ben komisyonlar ı sık lık la takip eden bir millet vekili olarak komisyonlar ın gerçekten bugün dünya Par lamentolar ında da, Avrupa Parlamentolar ında da çok değerli Adalet ve Kalk ınma Partisi millet vekillerim izle ziyar et ediyor uz, görüşmeler imizde, or alarda en etkin merciler komisyonlar, sivil toplum kuruluşlar ı, bilim insanla r ının çeşit li araşt ırmalar ının gündeme geldiği, detaylı tart ışmalar ın yapıldığ ı, uzlaşıya var ıldığ ı ve gerçekten bütün taraf lar ı kapsayan, bütün tar af lar ı dinleyen, neticede bir ortak aklın hâkim olm ası gereken bir sür eçken burada Par lamentonun etkinliği, verim liliği değil, hiçbir komisyon çalışmasına değinilmemesi komisyonlar ın işleyişiyle ilgili hiçbir düzenlemeye değinilmem iş olması yine bir tezatlık. T ırnak içerisinde söylüyorum, bir kapt ıkaçt ı anayasasından sonra bir kapt ıkaçt ı tüzük düzenlemesiyle kar şı karşıyayız maalesef . Torba yasalar a hiç değinilmemiş mesela… BAŞKAN – Hocam, lütf en toparlar m ısınız? SİBEL ÖZDEMİR (İst anbul) – Tamam. Torba yasalar yok. İşte geçen daha karşılaşt ık, Bilim, Sanayi Kom isyonu çalışmalar ı vardı, gerçekten çok önemli düzen lemeler var dı. İçer isinde eğit imi T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ………………. Sayfa: 61 ilgilendiren ve gerçekten Yükseköğretim Kurumu tar ihinde çok köklü değişiklikler getiren yasalar tali komisyon olarak Eğitim Komisyonunda görüşüldü, sonra Sanayi Komisyonunda eğit imle ilgili birçok madde eklendi hiçbir Eği tim Kom isyonu üyesinin haber i olmadan. Dayatmacı, uzlaşmadan uzak, çoğunlukçu bir yaklaşım var, aynen bir dejavu gibi anayasa görüşmeler inde biz bu süreci yaşadık. Hukuk, adalet sistem inin evr ensel değerler inden hızla uzaklaşt ığ ı bir süreçteyiz maalesef , i şte bu İç Tüzük görüşmeleri de biz millet vekiller inin gerçekten hepimizi birebir ilgilendiren, toplumun sorunlar ını ve t emsiliyetim izin gerçekten milletin temsiliyetinin merkezi, kalbi olan Parlament onun yetkiler ini güçlendirici bir düzenleme maalesef yok. Biz, uzlaşmaya dayalı, ortak aklın hâkim olduğu verim li, nitelikli bir yasama organı görmek istiyoruz ve buna da ihtiyacım ız var hızla. Bu konuda kısa vadeli çözümler değil, konjonktürel çözümler değil, aksine kapsayıcı çözümlere iht iyaç var. Ben bu düzen lemenin hızl ıca işte saat i de belli, tarihi de belli, ne zaman Genel Kurula ineceği, Genel Kurulda ne kadar görüşüleceğ i de belli ama bur ada ciddi düzenlemelerin Komisyon esnasında gerekli hassasiyetle ve katkıyla ortak aklı hâkim k ılarak bir sonuç çıkması nı temenni ediyorum. Bu Par lamentonun bir çalışanı olar ak, görev yapan bir parlamenter olar ak bunu özellikle istirham ediyorum. Muhalef et partilerinin katk ılar ının, önergeler inin dikkate alınarak gerekli düzenlemenin de yapılacağ ını umuyorum. Teşekkür eder im. BAŞKAN – Sayın Ö zdemir, teşekkür ediyorum. Madde üzerinde görüşmeler tamamlanm ışt ır. Madde üzerinde iki tane önerge vardır, geliş sırasına göre okutuyorum. Anayasa Komisyonu Başkanlığ ına Görüşülmekte olan "Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğ ünde Değiş iklik Yapılm asına Dair İçt üzük Teklif i”nin 1' inci maddesinin son f ıkrası t eklif metninden çıkar ılm ışt ır. Muharrem Erkek Nurhayat Altaca Kayışoğlu Murat Em ir Çanakkale Bursa Ankara Akın Üstündağ Bülent Tezcan Muğla Aydın MURAT EMİ R (Ankar a) – Gerekçeyi okuyalım. Gerekçe: Öncelikle belirtmek gerekir ki hiçbir milletvekili kendi iradesiyle ant içmekten imtina etmemelidir. Yalnız, millet vekilliğinin başlaması da buna indirgenmemelidir. Çünkü bir millet vekili, seçim lerden sonra mazbatasını almasıyla m illet vekilliği görevine başlar. Yasama dokunulmazlığ ı, yolluk ve ödenek gibi haklar ı da edinir. Ant içme ise bu anlamda şekli bir şartt ır. BAŞKAN - İkinci önergeyi okutuyorum. Anayasa Komisyonu Başkan lığ ına Görüşülmekte olan 2/1783 esas sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklif i’nin 1’inci maddesinin teklif metninden çıkar ılm asını ar z ve teklif ederiz. Meral Danış Beştaş Erol Dora Mit hat Sancar Adana Mardin Mardin T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ………………. Sayfa: 62 BAŞKAN – Gerekçesini okutuyorum. Gerekçe: Yapılan düzenleme ile iki hususta değişikliğe gidilm işt ir. İlki YSK'nın kesin seçim sonuçlar ının TRT kanallar ında yayınlamasını takip eden beşinci gün saat 15:00'te açılmasını öngören düzenlem e olup Y SK' nın şekli belirt ilmeyen ilanını takip eden üçüncü gün saat 14:00'te açılmasını öngörmektedir. Maddede YSK' nın seçim ilanını nasıl yapacağ ı belirtilmemiştir. YSK'nın öndeki süreçlerde yapt ığ ı gayri r esmi açıklamalar ın kamuoyunda önemli tart ışmalara sebeb iyet verdiğinden hareketle, bu düzenlemenin nasıl yapılacağ ının tanım lanmaması bu kaygıyı derinleştirecektir. İkinci değişiklik ise madde metnine yapılan ekleme ile "TBMM Başkanlık Divanınca geçerli bir mazer eti olduğu kabul edilenler dışında yenlin etmeyenler yeminden imtina etmiş sayılır lar. Böylece milletvekilliği statüsünün istismar edilmesinin önüne geçilmesi amaçlanm ışt ır” şeklindedir. 1982 Anayasası, darbeci bir cunta tar af ından hazır lanm ış olup içeriğindeki ant idemokratik maddeler ve tamam ına egeme n olan ant idem okratik ruh bir yana, dil bakım ından da f eci bir metindir. Millet vekili yem ini, belki de Anayasa'nın en kötü kaleme alınmış bölümler inin başında gelmekte olup, yemin metninin kendisini tart ışma konusu yapmadan, bununla ilgili Anayasa'da bir d eğişiklik yapılm adan, böyle bir f ırsat varken İçt üzük'te böyle bir değişiklik yapılm asını hem siyasi tutar lılık hem demokratik ilkeler açısından yerinde bulmayıp yanlış buluyoruz. Ayr ıca mazeret konusunda Başkanlık divanına tanınan t akdir yetkisiyle birlik te getirilen usule aykır ı yem in edenler in ve etmekten imt ina edenler in m illet vekilliği haklar ından imt ina etmiş sayılacaklar ı öngörülmektedir. Oysaki halk ın iradesi Başkanlık Divanının yetkisinin çok üstündedir. Bir millet vekili bu yetkiyi halktan alm ış t ır. Ayr ıca millet vekiller inin haklar ından imtina edilmesi ile ilgili maddenin dayat ılm ası Anayasa’ya tamam ıyla ayk ır ıdır. BAŞKAN – Ayk ır ıl ık sırasına göre oylar ınıza sunuyorum. Bu çerçevede Sayın Meral Danış Beştaş, Sayın Erol Dor a ve Sayın Mithat Sancar taraf ından verilen önergeyi oylar ınıza sunuyorum. Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemişt ir. Sayın Muharrem Er kek, Sayın Nurhayat Altaca Kayışoğlu ve Sayın Murat Emir, Sayın Ak ın Üstündağ ve Sayın Bülent Tezcan tar af ından verilm iş olan önergeyi oylar ınıza sunuyor um. Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir. 1’inci maddeyi oylar ınıza sunuyorum: Maddeyi kabul edenler… Kabul etmeyenler… 1’inci madde kabul edilm iştir. 2’nci maddeye geçiyoruz. 2’nci maddeyi okutuyorum. MADDE 2- Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 19 uncu maddesinin beşinci f ıkrası aşağ ıdaki şekilde değiştir ilmişt ir. "İçtüzükte Danışma Kurulunun tespitine, teklif ine veya görüş bildirmesine bağlanm ış olan büt ün hallerde, Danışm a Kurulu, yapılan ilk çağrıda toplanam a z, oybirliğiyle t espit, t eklif yapamaz veya görüş bildiremezse, Meclis Başkanı veya siyasi parti gruplar ı ayr ı ayr ı, ist emler ini doğrudan Genel Kurula sunabilirler. Bu durumda istem in oylanması ilk birleşim in gündem indeki Başkanlığ ın sunuşlar ında T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ………………. Sayfa: 63 yer alır. Danışma Kurulu öner ileri görüşmesiz oylanır. Grup önerisinde ise öner iyi ver en gruptan bir m illet vekili beş dakikayı geçmemek üzer e öner inin gerekçesini açıklayabilir. Açık lamanın ar dından diğer gruplardan bir er millet vekiline de ister lerse üçer dakika sö z ver ilir. Danışma Kur ulu ve grup öneriler i konusunda Genel Kurulda işar et oyuyla karar ver ilir.” BAŞKAN – 2’nci maddenin görüşmelerine başlıyorum. Söz talep eden Sayın Muharrem Erkek. Buyurun Sayın Erkek. MUHARREM ERKEK (Çanakkale) – Teşekkür ediyorum Say ın Başkan. Komisyonum uzun değerli üyeler i, Sayın Meclis Başkan Vekili; İç Tüzük değişiklik teklif inin en önemli maddelerinden birini tart ışacağız. Gerçekten yıllardır ve hemen hemen istisnalar dışında her gün uygulanan bir teamülü yıkmak üzereyiz. Teamül h ukuku parlamentolar için çok çok önemlidir. Güçlü parlamentolar ın, sayg ın parlamentolar ın güçlü teamüller i var dır ve bu demokratik teamüller i değ iştirmek, üstelik ant idemokratik şekilde değişt irmek o meclisler in sayg ınlığ ını, gücünü de azalt ır. Aslında şu anda bunu yapmak üzeresiniz, dayat macı, çoğunlukçu bir anlayışla çok önemli bir teamülü yıkmak, değiştirmek üzeresiniz. Siyasi partiler demokrasinin vazgeçilmez unsuruysa eğer ve siyasi partiler in de siyasi f aaliyette bulunma haklar ı, gündem belirleme hak lar ı, meclislerde yalnızca grup öneriyle mümkünse o zaman bu hakkın çok geniş bir şekilde kullanılm ası çok çok önemlidir. Aslında sorun olan danışma kurullar ında uzlaşma olamamasıdır bizce. Danışma kurullar ında niçin uzlaşam ıyor siyasi part iler ? Danışma ku rullar ında uzlaşmayı sağlayacak olan çoğunluğun uzlaşmacı, çoğulcu, katılımcı, demokratik yaklaşım lar ı olmalıdır. Eğer danışma kurullar ında uzlaşma sağlanam ıyorsa siyasi partiler in gündem belir leme haklar ı ve o gündemi de önemli bir şekilde, sağlık lı bir şekilde, kamuoyunun vak ıf olabileceği şekilde tart ışma haklar ı da k ısıt lanmamalıdır. Bizim Meclisimiz, Türkiye Büyük Millet Meclisi kurulduğu 1920’den beri müzakere, konuşma, tart ışma usulünü belirlemiş bir Meclistir. Harp zamanlar ında bile birçok günden u zun sür eler tart ışılm ış, konuşulmuştur. Harp zamanlar ında bile, düşmanla savaşırken, vat an işgal alt ındayken bile müzakere usulü benimsem iş bir Meclisten geliyoruz ama bu İç Tüzük değişiklik teklif iyle bu tar ihî, önemli teamülümüz de maalesef ortadan kaldı r ılmak isteniyor. Grup öner ileri… Grup öner iler i acaba Meclis Genel Kurulunun gündeminden daha az m ı önemli? Çünkü gerekçe olarak iler iye sürülüyor ki Meclisin gündem ine geçemiyoruz. Meclisin gündemi ne? Meclisin gündem i birçok kanunda ya da kanun hükmünde kararnam eler de değişiklik teklif eden torba yasalar, çoğu teknik konular, çoğu vatandaşın gündem inde değil, çoğunu vatandaş izlemiyor bile ama grup öner ileriyle gündem e getirilen sorunlar asıl vatandaşın, toplumun gündeminde olan sorunlar. Bunlar ın hepsi ni biliyoruz, çok konuşulduğu için t ekrarlamayacağ ım. Gr up öner ileriyle uzun uzun Mecliste tart ışılan bu konular, aslında iktidar çoğunluğu için de Hükûmet için de bürokrasi için de çok çok önemli çünkü o konuya hassasiyet le, sorumlulukla, hukuk içer isinde eğilmeyi sağlıyor Meclisin gündemine taşınm ası bu grup öneriler inin. Düşünebiliyor musunuz, bizim memleketimizde, 2006 ile 2015 yıllar ı arasındaki ist atistiklere baktığ ım ızda Adalet Bakanlığ ının sitesinden, çocuk istismar ı ve çocuk tacizler ine yönelik idd ialar ın on yılda yüzde 700 artt ığ ı t espit T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ………………. Sayfa: 64 edilmiş, yüzde 700 Adalet Bakanlığ ının resm î veriler i göre k i adliyeye yansımayan, yansıt ılmayan birçok vakanın olduğu da bir gerçek. Böyle bir konu Meclisin gündemine getirildiğinde acaba Meclisin olağan gündemind en daha m ı az önemli veya bu kadar yak ıcı, önemli sor unlar, t ek tek saymak istem iyorum, hepimiz çok iyi biliyoruz ama terör de, tar ımda, ekonomide, adalette yaşadığım ız sorunlara kadar grup öneriler iyle tar t ışılan sor unlar acaba üç dakikayla tart ışılabilir mi sağlık lı bir şekilde ve kamuoyu o gün toplumun asıl gündemi olan konulara vak ıf olabilir mi? Bu getirdiğiniz teklif le aslında işte bunlar ın hepsini bir anlamda yok ediyoruz. Grup öneriler i çok çok önemlidir. Onun için, bır akalım siyasi part iler siyasi f aaliyette bulunma hakkını, gündemi belirleme hakkını özgür ce kullanabilsin ki bu grup önerileri dışında siyasi partiler in, Türkiye Büyük Millet Meclisinde grubu bulunan siyasi part ilerin başka bir gündemi belirleme imkânı yok. Siz bu tek imkânı büyük oran da k ısıtlıyor sunuz, millet vekiller inin sesini, siyasi partiler in sesini büyük oranda k ısıyor sunuz, kısalt ıyorsunuz; aslında bu, Meclisin, millet in sesini k ısmak demek. İşte OHAL sürecinde gerçekleşen Anayasa değişikliğinin, kuvvetler ayr ıl ığ ını, demokrasiy i temelinden sarsan Anayasa değişikliğinin bir sonucu bu İç Tüzük değişiklik teklif i, otor iterleşmenin bir sonucu, egemenliğin şahsileşmesinin bir sonucu çünkü millet vekillerinin grup öneriler iyle gündemi belir lemesinin art ık ne anlam ı var, gündem i başka y er ler belirliyor. Bir gerçek var, bir saray rej imi yarat ıldı ve bu saray r ejiminin sonuçlar ını birer birer yaşıyoruz. Tartışmalar da bazı noktalara değinildi, dendi ki: “İç tüzükler, anayasalar çoğunluğun rahat çalışması için önem lidir.” Tam aksine, çağdaş demokrasiler de, demokratik kültürler de iç t üzükler, anayasalar gücü sınırlayan belgelerdir; bu çok çok önemlidir. Eğer sizin anayasanız, sizin iç tüzüğünüz çoğunluğun gücünü sınır lam ıyorsa, dengelemiyorsa, Mecliste millet vekiller inin, siyasi part ilerin konuşmalar ını, gündem belir leme haklar ını sınır lıyorsa işte asıl büyük bir sor un o zam an doğuyor dem ektir. O zaman şeklen muhalef et vardır, şeklen Meclis vardır, şeklen cumhur iyet, demokrasi vardır; bir saray rejim inin, bir monokrasinin sonuçlar ını yaşarsını z. Roma Dönem i’nde, Augustus döneminde aynısı yaşandı. Roma bir cumhuriyetti ama Augustus bütün yetkileri kendinde topladı, egemenliği, devleti kendi şahsında topladı, şahsileşt irdi ve şeklen art ık bir cumhur iyet vardı, tabelada şeklen senato vardı ama asl ında gerçek anlamda bir cumhur iyetten, gerçek anlamda bir senatodan bahsetmek mümkün değildi. Türkiye de yavaş yavaş bu yönde iler liyor, Türkiye Cumhuriyeti devleti bir şahıs devleti yapılm ak isteniyor. Grup öneriler ini, bu kadar büyük oranda toplumun en önemli sorunlar ını tart ışılamaz hâle getirirseniz Meclise en büyük haksızlığ ı yapm ış olursunuz, Meclisin çok önemli bir teamülünü yık m ış olursunuz. Bu doğru bir şey değil, mutlaka bu maddenin üzerinde ciddi bir şekilde yeniden durulup yeniden bir düzenleme yapılması gerekir diyorum. Sağlıklı anayasalarla sağlıklı iç tüzüklerin olabileceğini biliyor uz ama maalese f , bizim art ık sağlık lı, demokratik, kuvvet ler ayr ıl ığ ını güçlendir en, iktidar ın gücünü sınır layan bir Anayasa’m ız yok, tam aksine iktidar ı, gücü, yetkileri tek elde toplayan, kuvvetler ayr ılığ ını yıkan bir Anayasa’m ız var. Bir de bunun üzerine çoğulcu, uz laşmacı, kat ılımcı bir iç tüzük yer ine mevcut İç Tüzük’ü daha da geriye götüren, daha da olumsuz hâle getiren çoğunluk çu, dayatmacı bir anlayışı egemen k ılarsak hem siyasi part iler e hem demokrasimize T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ………………. Sayfa: 65 hem de toplumun m enf aatlerine ve kamu yarar ına ciddi zar ar ver iriz diyorum. Onun için, değişiklik önergemizin kabulünü talep ve ar z ediyor um. BAŞKAN – Sayın Erkek, teşekkür ediyorum. Söz talep eden Sayın Şenal Sar ıhan. Buyurun. ŞENAL SARIHAN (Ankara) – Değerli Başkan, söz verdiğiniz için t eşekkür eder im. Değerli arkadaşlar, açıkça if ade etmeliyim ki bu Kom isyon çalışmalar ını izlemek üzere geldiğ imde bütün çalışmalara kat ılmak için özen gösterdim, her hangi bir konuşma talebim olmayacakt ı. Belki şu anda da bu konuşma talebi söylenmiş olan pek çok sözün yinele nmesi anlam ına gelecek ancak birkaç nokta üzer inde durmak istiyor um. Öncelikle, İç Tüzük değişikliğinin yapıldığı ortam nasıl bir ortamdır? Bunu da arkadaşlar if ade ettiler. OHAL koşullar ında bir ref erandum sonrası bir tek adam yönet iminin ertesinde biz İ ç Tüzük değişikliği yapıyor uz. İç Tüzük, bütün meclislerin if ade ettiği gibi, esas olar ak bir siyasi etik metnidir yani milletvekiller inin davranış etikler ini if ade eden bir metindir. Elbette ki bu metin esas olar ak kaynağ ını Anayasa’dan alır, Anayasa’nın vermiş olduğu haklardan beslenir. Dünya çapında -ki biz hâlâ böyle bir şeye sahip olamadık, bir siyasi et ik çalışması yapıp bunu görünür hâle getiremedik - şu temel noktalar vardır etik kurallar içinde: 1) Parlamento itibar ına uygun davr anma. 2) Kamu yar ar ını gözetme. 3) Taraf sız, adil davr anma, ayr ım cılık yapmama, dürüst ve şeff af olma, topluma karşı sorum luluk ve model olma, dil, üslup yönünden çok dikkatli olma ve seçmen, medya, kamu otoriteler iyle ilişkide dengeli ve sayg ılı olma. Başka kurallar da var, ben bunlar üzerinde durmuyorum yani menf aat elde etmeme, hediye kabul etmeme gibi. Bizim bugün esas üzerinde durmam ız gereken şey, Par lamento itibar ına uygun bir İç Tüzük hazır lıyor muyuz, bu it ibar ın kaynağı nedir, o kaynağa sayg ılı bir tutum içinde miyiz ve aynı zam anda kamu yar ar ı gözet iyor muyuz, taraf sız, adil ve ayr ımcı değil miyiz? Ö ncelikle, böyle bir İç Tüzük’ün tart ışıldığ ı bu Kom isyonda, belki yine düzenlemelerden kaynaklanan bir sonuç, var olan çoğunluğun, iktidar partisi çoğunluğunun burad aki bütün tart ışmalar ı ber hava edecek bir nitelik gösterdiğ ini söylemeliyim. Biz ne söylersek söyleyelim, muhalef et ne anlat ırsa anlatsın, biraz sonra buradaki çoğunluk adil davranmayacak, taraf sız davranmayacak, ayr ımcı davranmayacak ve kamu yarar ını gözetmeyecek. Ne yapacak? Hazır lanm ış olan, iki siyasi part inin oluruyla hazır lanm ış olan İç Tüzük’le ilgili yarg ısını parmak kaldırarak gösterecek. Biraz önce saymaya çalışt ım, eksik söylemiyorsam 16 üyesi var AKP’li arkadaşlar ım ızın, 6’sının ya da 5’inin oy lar ıyla bir önceki 1’inci madde olur landı. Yani burada yapılan işe önem vererek bütün Komisyon üyeler inin hazır olmadığı, buna dahi gerek görülmeyen, bu hem olur noktasında kendine güvenen bir tavr ı hem de söylenilenlerin hiçbir değeri olm ayacağ ı, konuşmal arın herhangi bir değeri olmayacağ ı, bu sebeple bu konuşmalar ı dinlememizin önüm üzü açacak bir sonuç yar atmayacağ ı noktasındaki bir ön kabulün işaret i. T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ………………. Sayfa: 66 Arkadaşlar, dinleyebilir misiniz, benim dikkatim dağılıyor, özür dilerim. AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) – Pardon. ŞENAL SARI HAN ( Ankara) – Biraz önce, daha doğrusu toplant ı başladığ ı sırada Cengiz Aydoğdu arkadaşım ız şöyle bir değerlendirme yapt ı ki biz bu değerlendirmeye katılıyoruz, dediler ki: “Millet vekilleri seçildikleri andan it ibar en art ık seçildikler i siyasi partiyi değil, bütün bir ülkeyi tem sil ederler, bütün bir Türkiye’yi temsil ederler.” Bu temsil durumu, bütün bir Türkiye’yi temsil etm e durumu, bir az önce if ade ettiğim ilkeler den ayr ımcı ve taraf lı davranmama kuralına da uymayı gerektirir . Eğer böyle davranabilirsek, eşit bir şekilde, adil bir şekilde hareket edebilirsek o takdirde kamu yar ar ını gözetmiş, kamu yarar ı çerçevesinde hareket etmiş oluruz. Şimdi, biraz önce 1’inci madde oylandı. İf ade ettim, oy ver en arkadaşlar ım ız kimi kaç kişiyi dinlediler, şu anda da iktidar partisinden kaç Komisyon üyemiz burada hazır lar ve bizim sözlerimizin herhangi bir değeri, ulaşacağı bir nokta var m ı? Anımsatmak isterim, Yunus Emre’nin güzel bir şiiri vardır, o şiir inin bir dört lüğü var. Der ki: “Söz ola kes e savaşı, söz ola kestire başı/ Söz ola ağılı aşı, bal ile yağ ede bir söz” Biz geçm işe, geçmiş değerlerimize, geçmişten süzülüp gelmiş olan şiirler imize, atasözlerimize hep birlikte çok değer veren bir ulusuz ama bunu eğer bir davranış biçimi hâline getir emem işsek, bu bir davr anış kuralına dönüşmemişse sözün kesebileceği başlar olacak ama sözün bal edebileceğ i bir sonuca varmamız mümkün olmayacak. Bu sebeple, üç otur umdur bur adaki sözlerimizin -biraz önce de if ade ettiğim gibi - herhangi bir yere var madığ ı, her hangi bir sonucun alınmasına hizmet etmediği kaygısıyla hareket ediyorum. Şimdi, ne yapılm ak isteniyor? İç Tüzük içinde bulunduğumuz ortama uygun olar ak -ki bu ortam Türkiye’yi 777 bin kilometrekarelik bir cezaevine getirm iş olan ortamdır- bu ortama uygun olarak buradaki millet vekiller ini de, 550 millet vekilini de bir cezaevi içine sık ışt ırmaya çalışıyor. Hani bizim Anayasa’m ızın 25’inci maddesinde, 26’ncı maddesinde düşünce ve anlat ım özgür lüğü diye düzenlemeler var. Hani herkes düşünceler ini açıkça if ade edebilecek durumda. Bu düşünceler ini en açık şekilde if ade etme yetkisini halk bize vermedi mi? Bizi Türkiye Büyük Millet Meclisinde vekil yaparak bize böyle bir hak tanımadı m ı? Eğer biz halk ın sahip olduğu temel hak ve özgür lükler i vekil olar ak -ki milyonlar ı temsil ediyoruz kullanamayacaksak, biz sözün esiri hâline getirileceksek, konuşamaz hâle getirileceksek o zaman bizim Türkiye Büyük Millet Meclisinde vekiller olar ak görev yapmam ızın nasıl bir anlam ı olacaktır ? Şimdi, düzenlemeler den birine at ıf la size sormak isterim değerli arkadaşlar. Ben yirmi dört yıl Sivas katliam ı davasını izledim. Bu davanın adı Sivas katliam ıdır. Suruç katliam ı gibi, Merasim Sokak katliam ı g ibi, Güvenpark katliam ı gibi, İstanbul’daki katliamlar gibi adı “katliam”dır. Şimd i, ben bu konuda yazılı ya da sözlü bir önerge ver irken bu sözcüğü kullanırsam, “katliam” sözcüğünü kullanırsam ben suç mu işlemiş olacağ ım ya da suç işleyenler in suçlar ının örtülmesine mi neden olmuş olacağ ım, ona m ı aracılık etmiş olacağ ım? Metnin tümünd eki, değişikliklerin tümündeki hedef -biraz önce if ade ettiğim gibi - sözü düşündüğümüz gibi söyleyememe koşullar ının yarat ılmasıdır . Her bir imizin ayr ı ayr ı ve tek tek halk yar ar ına, onlar adına düşünceler imizi açıkça söyleyebilmenin bir dakikayla, beş T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ………………. Sayfa: 67 dakikayla, on dakikayla sınır landır ılm ış olduğu bir İç Tüzük’ü daha da ger iye götürerek âdeta “ Konuşmayınız, susunuz, oturunuz, orada birer manken gibi durunuz, size ihtiyacım ız sadece görünt üdür.”… Bu sonuca var acak bir düzenleme ki 2’nci maddede yapılan düz enleme de açıkça böyle bir düzenlemedir ve biraz önce arkadaşlar ım çok esaslı noktalar dan örneklerle beslediler neden bu maddenin hukuka uygun olmadığ ını. Hem Anayasa’ya ayk ır ı olduğ unu hem İç Tüzük’ün kendisine de ayk ır ı olduğunu if ade et tiler. Ancak grup öner ileriyle Türkiye’yi ilgilendiren temel sorunlar ı tart ışabiliyor uz. Bugün, örneğin, 2 insan açlığın 130’uncu gününde. Bu insanlar ın sorunlar ını kim dile getirecek, nerede tart ışacağ ız? Gizli servisler ve yarg ıçlar mı bu sorunu tart ışacaklar? Sor unun öz ü ihraçlar sor unudur, işsiz bırakma, medeni ölü hâline getirm e sorunudur. Bu sor unu biz grupta anlaşarak ortak bir problem hâlinde bugüne kadar araşt ırabildik mi? Bunun dışındaki sorunlar ı da, yarg ısız inf azlar ı da, insan kaçırmalar ını da, işkenceyi de, kö tü muameleyi de tart ışabildik mi birlikte, araşt ırabildik mi? Onun yer ine otuz yıl önceki Diyarbak ır Cezaevini hâlâ araşt ır mayı uğraşıyoruz ama şurada, hemen dibimizde, Sincan’da yaşananlar ı, Silivr i’de yaşananlar ı araşt ırma konusunda herhangi bir çabam ız, ortak anlayışım ız yok. Neden? Ben biliyorum ki yür ükleriniz insanca çarpıyor. Çünkü insanoğlu kendi temel haklar ını savunduğu kadar başkalar ının temel hak ve özgürlükler ini de savunma kararlığ ı içindedir. Biliyorum yürekleriniz yanıyor işsiz kalmış bir in san karşısında, haksız tutuklanm ış bir insan karşısında ama öyle bir süreçte yaşıyoruz ki o süreç birisi emrediyor, emredene uygun davranma gibi bir zor unlulukla karşı karşıya oluyoruz. Biraz önce Sibel ar kadaşım anlatt ı, diğer arkadaşlar ım ız da anlatt ılar . Bir karar ver ilecek, oylama yapılacak, Meclis doluyor ama oylama yapılm ıyorsa Meclis bomboş. Bir az önce söylediğim ve Kom isyonda örnek verdiğim durum bu. Komisyonum uzda da arkadaşlar yoklar, neden yoklar? Çünkü eminler ki düzenlenmiş olan İç Tüzük değişi klikleri geçecek. Oysa burada olmalılar, uzlaşma dediğimiz şey budur, milletin yarar ına olma dediğim iz şey budur, düşüncüleri, duygular ı bir leşt irme ve oradan bir sonuç çıkarma, bir çözüm çıkarma budur. Biz ne yazık ki bunu yapam ıyoruz. Şimdi, size bir kon uşmadan bir bölüm okuyacağ ım. Bu bölüm… Arkadaşlar, Mecliste bizim nasıl konuşacağ ım ızın ölçüsü bizim kendi olgunluğumuzdur, kendi insanlığ ım ızdır, kendi değerler imizdir. Bu tutum, sözümüzün nasıl kullanıldığı kürsüde nasılsa dışar ıda dışar da da odur. Şimd i okuyorum size. Çok yak ında, 15 Temmuz akşam ı Sayın Cumhurbaşkanı taraf ından söylenilen bazı sözler i sizinle paylaşmak ist iyorum , diyor ki: “ ‘Kılıçdar oğlu’ denen zat tanklar ın koruması alt ında oradan çık ıp Bak ırköy Belediyesine gidiyor. Biz bu beyef endiyi de davet ett ik Yenikapı’ya, bilseydim davet etmezdim.” Ve devam ediyor, bunun bir ter biyesizlik olduğunu söylüyor. Hangim izin hangim ize böyle bir dil kullanma hakkı var sevg ili arkadaşlar ? Eğer dilim izi biz kendi ar am ızda, kendi ilişkiler imiz içinde, insa na duyduğumuz sayg ı nedeniyle… Birbirim ize belki sayg ı duymayabiliriz ama insanoğlu olmaya, insana duyduğumuz sayg ı nedeniyle daha temiz, daha güzel konuşmalıyız. Yoksa bu, yasalarla engellenebilecek, tüzükle engellenebilecek bir durum değildir. Ve de evrensel kurallar var, Anayasa’m ız var, Anayasa’m ızın da son derece kötü bir dönem in ürünü olmasına rağmen mücadeleyle düzelt ilmiş, daha demokratik hâle T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ………………. Sayfa: 68 getirilm iş maddeleri var. Bunun dışında, Avrupa İnsan Haklar ı Mahkemesi gibi bir mahkemenin İngilter e, İspa nya karar lar ı var bizim daha çok eleştir ilebileceğim iz ama bizim başkasının eleşt iriler ine karşı dayanıklı olmam ız gerektiğini if ade eden. E, biz birey olar ak daha f azla eleştir ilebilme durumunu yasalar la güvence alt ına alınm ış ve korunmuş bir hüküm olarak görüyorsak birbir imize bazı konular da ciddi ve ağ ır eleştir ilerde bulunabilir iz ama bu bizim bir bir imize hakaret etmemiz anlam ına da gelmez. BAŞKAN – Sayın Sar ıhan, topar layabilir misiniz? ŞENAL SARIHAN (Ankara) – Bitir iyorum, bitir iyor um. BAŞKAN – Peki. ŞENAL SARIHAN (Ankara) – Bugün daha çok konuşmam ız, daha çok karşılık lı bir ar ada tartışmam ız, Parlamentonun adı olan tart ışma, konuşma; Meclisin adı olan herhangi bir konuda hep birlikte müzakere etme olgusu içinde eşit şartlarda ve adil bir biçimde, kend i insanlığ ım ızdan utanmayacağ ım ız sonuçlara var acağ ım ız bir tar zla, birbirim izi dinleyerek, kısa süreli çıkarlar için değil uzun vadede insanlık için ortak davranmak zor undayız diyorum. Sayg ılar sunuyor um; teşekkür ederim. BAŞKAN – Sayın Sar ıhan, teşekkür ediyorum. Değerli arkadaşlar, Sayın Tanal’a söz vereceğim, daha sonra Sayın Mithat Sancar Hocama söz vereceğim. Ben konuşma sırasını da bildir eyim ki hem arkadaşlar ım ız hazırlansınlar hem de ne zaman konuşacaklar ını bilip kendi programlar ını ona göre ayarl asınlar diye söylüyorum. Daha sonr a Sayın Kazım Arslan’ın söz talebi var, sonrasında da Sayın Aytuğ At ıcı Bey’in söz talebi var. Bu çerçevede, Sayın Mahmut Tanal’a söz ver iyor um. Sayın Tanal, buyurun. MAHMUT TANAL (İst anbul) – Teşekkür ederim Değerli Başka n. Değerli millet vekilleri, hepinizi sayg ıyla, hürmetle selamlıyor um. Tabii, şu anda biz İ ç Tüzük değişikliğini konuşuyoruz. İç Tüzük değişikliğiyle ilgili hükümler ner ede var Sayın Başkanım ? İç Tüzük’ün 181’inci maddesinde var. 181’inci maddeyi biz gayet rahat, birlikte okuduğumuzda kim bu teklif i ver ebilir? “İçtüzükte değişiklik yapılm asını öngören teklif ler, millet vekillerince yapılabilir. Bunlar hakkında, kanun t eklif leri hakkındaki hükümler uygulanır.” Şimdi, buradaki “millet vekilleri” nden kasıt, bir t asar ı anlam ında verilmemesi lazım veya Hükûm et taraf ından, Hükûmet kanadı taraf ından bunun yönlendir ilmemiş olması lazım. Teklif e baktığ ım ız zam an, aslında teklif görünümlü bir tasar ıdır bu. Bu teklif görünümlü bir tasar ı olduğu için Anayasa’m ızın 2’nci ma ddesi, sizler de çok iyi bilirsiniz, hukukçusunuz. Hayat ım ızın her alanında dürüstlük ilkesi, iyi niyet kurallar ına uym ak zorundayız. Böyle dolambaçlı yollarla, hileli yollar la biz bir yere kadar gidemeyiz. Değerli Mithat Hocam da bur ada, gayet rahat, huku kta temel bir hüküm var, ne deniliyor? “Hakkı kullanıyor olması hileli davr anmayı hoş göstermez.” Bu, ta Roma hukuku döneminde geçerli olan bir kural, daha ötesi, Roma hukukundan it ibar en gelen “Kötülüğe müsamaha edilemez.” deniliyor, Roma hukukundan ber i geliyor ve bakt ığ ım ız zam an bu 181’inci maddesi. Kim var ? 2 siyasi part inin grup başkan vekiller i im zası var 2 de Anayasa Komisyonu üyelerinin im zası var. Yani bur ada İç Tüzük’ün 181’inci maddesi dolam baçlı yollar la, hileli bir T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ………………. Sayfa: 69 yöntemle bir sonuç, bir menf aat elde edilmeye çalışıl ıyor. Bir sef er bu Anayasa’nın 2’nci maddesindeki hukuk devleti ilkesi, 94, 95 ve 96’ya ayk ır ı; usul açısından noktayı bur ada koydum. Geliyoruz, ikinci cümlede deniyor ki: “Kanunun görüşüldüğü hükümlere göre tabidir.” Güzel. Peki, kanun ne diyor ? Bugüne kadarki kanunlar gayet r ahat, 30’uncu maddeye baktığ ım ız zaman İç Tüzük’ün, kimler burada bulunabilir yani komisyonlarda? “Komisyon toplant ılar ına başbakan veya bir bakan kat ılabilir. Başbakan veya bakan gerekli görürse kendi yer ine yüksek derecede bir kamu görevlisini yazıp t emsil yetkisi verebilir .” Devam ediyoruz, 39: “Bir kanun, tasar ı veya teklif inin görüşmesi sırasında Hükûmet temsilcisinin bulunmaması sebebiyle ertelenir.” Ben izliyorum, bu saate kadar, 2’nci maddeye kadar gel dik, genel komisyon görüşüldü, alt komisyon, hiçbir bakanın temsilcisi gelmedi Sayın Başkan. Diyeceksiniz ki: Ya, Mahmut Tanal böyle diyorsun da bu nereden çık ıyor? Tabii, yasama uzmanı ar kadaşım ız biraz gülümsüyor, tabii hayat böyle bir şey. Şu “Parlament o Hukuku” kitabı var, sizin Genel Sekreteriniz yazm ışt ı değil mi? Ne yazıyor burada? Sayf a kaçta? Hemen gösteriyorum. Yine AK PARTİ’li millet vekiller inin oylar ıyla. Sayf a 217’de –yine arkadaşım ız burada da görevliydi, yasama uzmanı arkadaşım ız güldüğüne gö re, merak etmeyin iktidara geldiğimiz zam an bu sef er böyle gülmeyeceksiniz yani sizden r icam siz biraz taraf sız kalın - o dönemde -izninizle Sayın Başkanım - İç Tüzük değişiklikler inde AK PARTİ’nin o dönem ver diği 116 sıra sayılı Kanun Teklif i var. Adalet ve Kalk ınma Part isi Grup Başkan Vekiller i Ankara Millet vekili Sayın Salih Kapusuz, Bursa Millet vekili Faruk Çelik, Ordu Millet vekili Eyüp Fatsa, 32 millet vekilinin Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü’nde Değişiklik Yapılması Hakkında İç Tüzük Teklifi “Anay asa Kom isyonu Rapor u görüşmeler inde Hükûmet temsil edilm iştir.” diyor. Siz kalkacaksınız, 2007 yılında İç Tüzük değişikliği yaparken Hükûmet orada değişiklikte bulunacak, yıl gelecek 2017’de “Hükûmete de gerek yok.” diyeceksiniz. O nun için benim sizden istir ham ım, bu anlatmış olduğum bilim sel açık lamalar ışığında bu, Anayasa’ya ayk ır ı, bu toplant ı İç Tüzük usule ayk ır ı, bunun derhâl ertelenmesi... Başbakanlığı yazı yazın, Hükûmet i temsilen bir isi burada otursun. Aksi takdirde bu, İç Tüzük’ün ihlali anlam ına geliyor yani eylemli ve f iilî anlamda ihlali anlam ına geliyor. 04 Şimdi, burada devam ettiğimiz zaman, İç Tüzük parlamenter hayat ın kalbi işlevini görür yani parlamentonun kalbidir İç Tüzük. Bu kalbin çalışt ır ılması ise konuşan, tart ışan Parlamentoya bağl ı. Gayet rahat, ben burada sözü f azla uzatmama adına, işte öğrenciyken, her hâlde kitap, bu işe merak salma ayr ı bir olay... Yasama ve yürütme organlar ıyla ilgili güzel bir kitap var, bu kitapt a 2 türlü Parlamento var. Bir kapalı Par lamento, iki açık Par lam ent o. Kapalı Par lamentoda bahsedilen ot oriter olan rej imlerden bahsediyor, otorit er olan r ejimlerde de Parlamento şeklî anlamda vardır, oylam alar a sadece parmak kaldır ır, evet veya hayır, tart ışmalar ı mümkün olduruncaya kadar en k ısa bir vaziyette bunu sonuçlandır ır. Açık olan Parlamentolarda ise kat ılımcılık esast ır, uzlaşma esastır, tart ışma esast ır. Burada bu konu, bakt ığım ız zaman bu düzenleme, kapalı olan Parlamentolara özgü bir düzenleme götür ülüyor ki bu neye aykır ı? Bahsedilmedi bu saate kadar ama A nayasa’m ızın çok güzel bir maddesi var 13’üncü maddesi “Temel hak ve hürr iyet ler kanunla sınırlanabilir ancak bu sınır lamalar , Anayasa’nın sözüne, T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ………………. Sayfa: 70 ruhuna, demokratik toplum gereklerine ve ölçülülük ilkesine ayk ır ı olamaz” Bu bahsedilen 2’nci maddede on dak ikalık görüşmeyi beşe indir iyorsunuz, diğer gruplar ıysa on dakikadan üçe indir iyorsunuz. Yani bu 13’üncü maddenin ruhuna, sözüne, demokratik toplum düzeninin gereklerine ve ölçülülük ilkesine bu madde ayk ır ı olduğu gibi, t amam ı da buna ayk ır ıdır, ayr ıca 2’ nci m addedeki hukuk devleti ilkesine de. Şimdi, İç Tüzük bugüne kadar 15 sef er değiştirilmiş, 10 tanesi asker î dönem lerde, 5 tanesi sivil ve bu 16’ncısı oluyor ancak bur ada ülkemizdeki bu İç Tüzük değişikliğine niçin ihtiyaç duyuldu, sebep ne? Yani siyasi iktidar bugüne kadar yasa çıkarm ak istedi de yasa mı çık aramadı? Burada aşağ ı yukar ı Komisyonda bulunan çoğu arkadaşım ız hukukçu, temel kanunlar ım ızın hepsi çıkt ı, temel kanunda çıkmayan bir madde var m ı? Yok. Yani önünde çıkarmak isteyip de hangi yasayı çıkaramadı? Yasa çıkarm ak istenildiğinde engel olunan hiçbir şey olmadı. Şimdi, bazı arkadaşlar ım ız bahsettiler, “İç Tüzük’ler gücü sınır layan, Meclisin iç dengelerini gözeten, görüşme ve oylamalar ın çoğunlukçu değil uzlaşmacı bir anlayışla cer eyan etmesin i sağlayan güvencelerdir.” dediler, doğru ama burada iddialı olan bu. Peki, buradan bakt ığ ım ız zaman 2001 yıl ında o dönemde -şu anda yine Mecliste olan - Mehmet Ali Şahin Bey var. Sayın İ yimaya burada yok her hâlde, o da o dönem Parlamentodaydı. Orada İç Tüz ük değişikliği yapıldığ ı zaman o dönem Mehmet Ali Şahin Beyler Anayasa Mahkemesine gidiyor. Tam o deyim i söyleyeceğim, alınganlık yapmayalım: ”Bu bir sivil dar bedir.” diyor. O dönemde aynen dilekçede yazılan husus o. Şimdi, arkadaşlar, aynen bu da bir sivi l darbedir aslında. Yani darbeler i sırf askerler yapm ıyor ya, sivil darbe yapıyor aslında. Şimdi burada bu değişikte deniliyor ki ef endim “...daha hızl ı, ver imli, etkin, sağlıklı çalışabilmesi…” Peki, şunu da sormak lazım Sayın Başkanım: Burada, biliyorsunuz, yani her hızlı olan iş doğruyu bulmuyor ki. Yani bazen siz çok aceleci ve hızlı davr anırsınız, çok daha f azla zarar verebilirsiniz. Yani acele kendi ayağ ına çelme atar. Aynı zamanda çok güzel sözler imiz var. Ne deniliyor: “Demir tavında dövülür.” Her iş için uygun zamanı beklemek gerekir, aceleyle hareket etmek zar ar getirir deniliyor. Bunlar bizim çok güzel atasözler imiz. Şimdi, aman, alelacele, biz tart ışmayalım, konuşmayalım. Herhangi bir sivil toplum kuruluşlar ından, üniversitelerden, f akülteler den, barolar dan görüş almadan hemen biz kanunu geçirelim. Ya, arkadaşlar, bunun bize getireceğ i f atura hakikaten çok daha f azla zar ar getirmiş olacak ki… Biz ne diyoruz? “Acele işe şeytan karışır.” Bu Anadolu’da bazen şöyle denilir: “Acelecilik işi yavaşlat ır. ” Şimdi, bu deyimlerim izin hepsi yer li yer inde dur urken bu şekilde “Aman, alelacele biz bu işi yapalım.” demek, gerçekten demokratik toplumun gereklerini ortadan kaldır ıyor. Şimdi, burada, siyasi iktidar ı denetleyen… BAŞKAN – Sayın Tanal… MAHMUT TANAL (İs t anbul) – Bitir eceğim, toparlıyor um Sayın Başkan. BAŞKAN – Anayasa komisyonlar ı sır asında rekor sizdeydi. MAHMUT TANAL (İst anbul) – Yok, onu kır mayacağ ım. BAŞKAN – Buyurun. T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ………………. Sayfa: 71 MAHMUT TANAL (İstanbul) – Kırmayacağ ım Başkanım, yok, hiç kırmayacağ ım. BAŞKAN – Tamam, peki. MAHMUT TANAL (İst anbul) – Ben zaten dikkat ederseniz müm kün olduğunca İç Tüzük’ün hiç dışına çıkm ıyorum. BAŞKAN – Tamam. Lütf en toparlayalım. MAHMUT TANAL (İ stanbul) – Burada siyasi iktidar ı denetlemenin iki yolu var üstadım. Bir, siyasi dene t leme diyoruz, iki, yarg ısal denetleme diyor uz. Siyasi iktidar ın siyasi denetlemesi, işt e bu “dengeleme ve denetleme” dediğimiz hukuk devletinde bu anlamda siyasi iktidar ın veya muhalef et partilerinin, sivil toplum kuruluşlar ının kanun yaparken bu kat ılım c ılık ilkesinin sağlanmasına yönelik. Şim di, bu anlamda, siyasi iktidar, evet, güçlü şu anda, her yapmak istediğini yapabiliyor. Ancak, mevcut olan Anayasa’m ızın 11’inci maddesi bütün devlet organlar ını da bu Anayasa bağlar diyor. Şimdi, siyasi iktidar ın me vcut olan bu gücünün karşısında ver eceğim ör nekten ne olur alınganlık yapmayalım - siyasi ik tidar ı, önüne katt ığ ını sürükleyebilecek, coşkun akan bir nehr e benzetecek olursak bu nehr in taşmasını, çevresine zarar ver mesini engellemenin yollar ından biri, k ıy ısına set ler çekmek, önüne duvarlar örmektir. Bu setler ve duvarlar Anayasa ve hukuk kurallar ıdır. Bu anlam ıyla, hukuk devlet i ilkesi, yasama, yür ütme ve yarg ı organlar ının eşlem ve işlemlerinde hukuka uygun davranmalar ı gerektiğini if ade eder. Peki, bu or ganlar hukuka ayk ır ı hareket ederlerse, kendilerine tanınan yetkiler i aşarlarsa veya kötüye kullanır larsa ne olur ? Eğer bu soruya tatmin edici bir cevap verilmezse Anayasa’nın koyduğu sınırlar ın bir anlam ı da kalmaz. Bugün yaşadığ ım ız konu maalesef bu. Şimdi, burada ne yapılıyor? Bugüne kadarki, üç yıllık millet vekili deneyimim de Türkiye’deki yasalar ın çoğunda Anayasa’ya uygunluk denetim i yapılıyor m u? Anayasa Mahkemesi, komisyonlarda... Mesela, Başbakanlık Kanun ve Karar lar şunu diyor: Güya, “Kanun Başbak anlıkta kontr ol edildiği zaman bunun Anayasa’ya uygun olduğunu denetler bir rapor düzenler.” Ben bugüne kadar yasama uzmanlar ım ızın, Kanunlar ve Karar lar ın Anayasa’ya uygun olduğuna ilişkin bir tek yazılı belgesini görmedim. Varsa lütf en, mahcup olmak iste rim. Aslında, bize, gelen millet vekiller ine bunun başından it ibar en dağ ıt ılm ası lazım Kom isyonda ki gerçekten, bu, Anayasa’ya ayk ır ılık tartışması olmasın, bitsin. Ama üstüne düşen görevleri yapm ıyorlar. Ha, yapmayınca ne oluyor ? “Ben kamu görevlisiyim, za t en iktidar böyle karar vermişse -ben iki dudağ ının arasındayım - ben bir şey yapamam.” diyor. Aslında, burada yasama içerisinde görevli olan arkadaşlar ım ız da dolaylı olar ak siyasi iktidar gibi - buradan mesuldürler. Şimdi, burada iktidar partisi millet ve kili arkadaşlar ıma f azla yüklenmeyeceğim ancak görünen gerçek şu, arkadaşlar ım ız biraz önce şunu söylediler: “Yahu, kimse gelmiyor, oylama zamanı oy kullanmaya geliyor.” Yani biz burada niçin konuşuyoruz? Kendim izi rahat latmak için, tatmin etmek için konuşmuyoruz; belki sizin, en azından oy kullanacak olan arkadaşlar ım ızın f ikirlerini değiştirebilme, etkileyebilme ve oy kullanmalar ı hususunda yönlendirme amacıyla konuşuyor uz. Yani eğer arkadaşlar ım ız bu konuda konuşmalar ım ızın f uzuli olduğunu düşünüyor larsa söylesinler, biz konuşmayı da çok kısa keser iz. T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ………………. Sayfa: 72 Sonuç olarak burada, bu yasalar ın siyasi denet imi bağlam ında komisyonlarda, Genel Kurulda muhalef etin eleştir iler i de kamuoyunu bilgilendirmek, kamuoyunu harekete geçirmek açısından önemli ve değer lidir. Ned ir mesela? Tecavüz suçlar ıyla ilgili -o döneme dikkat edilirse - kamuoyu oluşt uruldu ve kamuoyunun bask ısından dolayı o teklif geri çekildi. Hatta, siyasi denetime bazen yetersiz deniliyor, yararsız deniliyor ve yetersiz bir yöntemdir deniliyor ama bu mevcu t olan, bu yetersiz olan konunun desteklenerek daha güçlendir ilmesi gerekir diye düşünüyorum. Yine, burada, aynı şekilde, millet vekillerine para cezası vesaire… Değerli arkadaşlar, burada hukukçuyuz, hukukta çare tükenmez. Şimdi, bana bugün gelen bir not, mesela, Divanda ne yapılm ış? Her personele, Meclis personeline aylık 154 TL değerinde bir metro kartı ver iliyor, her Meclis personeli bu metro kart ını kullanam ıyor. Niçin? Çünkü metro her yer e gitmiyor. Minibüse biniyor, otobüse biniyor, bunu kullanam ıyor veya arabasıyla geliyor. Peki, Meclisin bütçesinden çık ıyor mu bu para? Çık ıyor. Peki, arkadaş, bu çık ıyorsa bunu kullanamayan vat andaşım ız ne yapıyor biliyor musunuz? Türkiye’de buna çözüm var m ı? Var. Kart ı alıyor, kart ı başkasına sat ıyor veya k ırdır ıyo r. Arkadaşlar, biz çıkar dığ ım ız kararlarla vatandaşı zora sokmayalım. Meclis başkan vekilleri keşke burada olsalardı, bak ın, onlar da gelmiyorlar. 39’uncu maddeye göre… ÖZGÜR ÖZEL ( Manisa) – Esas, onun olması lazım. MAHMUT TANAL (İst anbul) – Tabii. Yani 39’uncu maddeye göre bunlar ın hepsini ertelemeniz lazım, hiçbiri yok, Meclis başkan vekili de yok bak ın, dikkat ederseniz. ÖZGÜR ÖZEL ( Manisa) – Kanunun ilk imza sahipler i de yok. MAHMUT TANAL (İst anbul) – Hiçbir i yok. Yani bunlar gayet açık ve net. Şimdi, burada, bu Meclis personeli nasıl böyle zor da kalıyor sa, siz bizim konuşmam ızı engellemek için para cezası derseniz Anayasa’nın 83’üncü maddesinde -bilmiyorum, Mithat Hoca sınıf ı geçirir miydi, geçirmez miydi buna imza atan hukukçu arkadaşlar ım ızı - şu deni liyor: “Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, Meclis çalışmalar ındaki oy ve sözlerinden, Mecliste ileri sür dükleri düşüncelerden, o oturumdaki Başkanlık Divanının teklif i üzerine Meclisçe başka bir karar alınmadık ça bunlar ı Meclis dışında tekrarlamak ve aç ığ a vurmaktan sorum lu tutulamaz.” E, siz idari par a cezası kesiyor sunuz bana. Ben de ne yapar ım biliyor musunuz? Bak ın, dediler ki: “Millet vekillerinin araçlar ına ceza kesilemez. Otopar kı kullanm ıyorlar, kaldır ımlar ın üstüne park ediyor lar, çimlere park ed iyorlar.” G ittim, dedim ki hukukçu olar ak ben bu kadar aciz kalmamalıyım. Üç sef er Meclis Başkanına dilekçe ver dim, “Lütf en, otoparklar ı otopark olarak kullanalım, kaldır ımlar ı yayalar a açalım, Meclisin içer isindeki bu kaldır ımlar yayalar ındır. Çim ler in de üzer ine park etmeyelim, çimlere zarar veriyoruz.” dedim. Traf ik polisi dedi ki: “Ya, biz ceza kesemiyor uz.” Ne yapalım ? Benim de ağır ıma gidiyor, huk uk böyle çaresiz kalmamalı. Gittim, traf ik polisi müf ettiş belgesini aldım, dedim ki hepsine ben ceza kese ceğim. KEMALETTİN YILMAZTEKİN (Şanlıurf a) – Yaparsın ağabey. MAHMUT TANAL (İst anbul) – Ama hukuk bunu emrediyor, yazık günah. T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ………………. Sayfa: 73 Şimdi, burada da eğer siz bizim bu maaşlar ım ıza göz dikerken… Gelin, bu maaşlar ı kaldıralım, ücretsiz m illet vekilliği yapalım. BAŞKAN – Fahri vekillik yok yalnız. MAHMUT TANAL (İstanbul) – Ama bak ın, öyle yapalım, maaş hiç verilmesin veya maaşlar ı düşür elim, asgari ücret yapalım. Öyle ya, doğrusu bu bence, adil bir düzen bunu gerektirir. Ama yok, “Ef endim, biz millet vekili maaşlar ı nı düşürmeyeceğiz. Gönüllü m illet vekilliği yapt ırmayacağ ız, ücretsiz.” O zaman ne yapar ız biliyor musunuz? Ben çok konuşacağ ım, beni g eri adım att ıracağ ınızı düşünüyorsanız da yanılırsınız. Ben de tüm maaşlara haczi koyar ım sizden önce, siz bu parayı da al amazsınız. Bu gayet kanuna uygun. Yani, o anlamda, sizden istir ham ediyoruz, demokratik Türkiye'nin 2017’sine yak ışm ıyor. Bu düzenlemelerden vazgeçmenizi istirham ediyorum. Değerli hemşehrim karşımda… BAŞKAN – Sayın Tanal, gündeme davet edeyim. MAHMUT TANAL (İst anbul) – Bitir iyorum, gündemle ilgili. Şanlıurf aspor’a verdiğin destek için teşekkür ediyorum ama yetersiz. Sadece bir sen mesaj at ıyor sun, bak, bugün tekrar Mecliste dile getir dim. Oranın adı Topçu Meydanı, Topçu Meydanı’nı biz Fransızlardan alırken “Kolumu salladım toplar oynadı/ Yaşasın Urf alılar teslim olmadı.” derken siz orayı Rabia Meydanı yapt ınız. Sizden r ica ediyorum, Rabia Meydanı Şanlıurf a’ya yak ışm ıyor, or ayı yine Topçu Meydanı yapın. BAŞKAN – Sayın Tanal, Urf a bizim memleketimizin en sevdi ğimiz bölgeler inden biri, Urf a’nın sor ununu ayr ı bir gündemde tart ışın lütf en. MAHMUT TANAL (İst anbul) – Bitir iyorum Sayın Başkanım. Şimdi, burada sizden istirham ediyor um, mevcut olan bu düzenleme dürüstlük ilkesine, Medeni Kanun’da belirtilen dürüst lüğün uzant ısı, Anayasa’daki uzant ısı madde 2, hukuk devlet i, Anayasa’nın 13’üncü maddesi ve 87’nci maddeler ine ayk ır ı; geri çekilmesini ve burada Hükûmeti temsilen de hiç kimsenin olmaması nedeniyle İç Tüzük’ün 39’uncu maddesi uyar ınca bu görüşmelerin ertelenmesine ve bugüne kadar yapılan görüşmeler in de -yoklukla malul deriz hukukta, teknik deyim - yapılmam ış sayılmasına karar ver ilmesini talep eder, sayg ılar ım ı sunar ım. BAŞKAN – Sayın Tanal, teşekkür ediyorum. Sadece bir bilgilendirme yapmak istiyor um arkadaşlar. Teklif in ilk sahipler i adına Sayın Parsak burada. Art ı, şu ana kadar, önceki dönem ler de yapılan İç Tüzük değişiklikler inde Genel Kurul uygulamasında -ki burası da Genel Kur ul uygulamasına tabi- Hükûmet aranmam ışt ır. Meclis Başkanlık Divanı a dına da Sayın Ahmet Aydın buradaydı, şu an acil bir işi çıkt ı, yetki belgesiyle bir likte Başkanlık Divanını temsilen ar kadaşlar ım ız Kom isyon toplant ısında hazır bulunmaktadır. MAHMUT TANAL (İst anbul) – Bana bir yazılı belge verir misiniz? BAŞKAN – Estağf urullah. Biz sizin huk ukçuluğunuza, kişiliğinize bir şey söylemiyoruz. Ben sadece… ÖZGÜR ÖZEL ( Manisa) – Yetki belgesi nerede? BAŞKAN - …bir bilgilendirme yapıyor um. ÖZGÜR ÖZEL ( Manisa) – Hayır, hayır, kimi görevlendirmiş? T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ………………. Sayfa: 74 ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzm ir) – Yetki belgesini görebilir miyiz? BAŞKAN – Burada, “Korkut Türkyarar’a yetki ver iyorum.” demiş, burada, Genel Sekreter Yardımcısına. Evet, arkadaşlar, toplant ıya devam ediyoruz. Bu çerçevede ben sadece bir bilgilendirme yapmak istedim. ÖZGÜR ÖZEL ( Manisa) – Sayın Başkan, usul hakkında k ısa bir söz alayım. BAŞKAN – Buyurun Sayın Ö zel. ÖZGÜR ÖZEL ( Manisa) – Sayın Başkan, aslında baştan ber i söylüyoruz; bu, sadece muhalef etin değil, tüm millet vekiller inin sesini kısmaya yönelik. 16 Nisanda yapılm ış olan ref erand umda her ne kadar mühürsüz olduğu için meri ama meşru olmadığ ını def alardır söylediğim iz Anayasa değişikliğine uyum gerekçesiyle başlat ılan ama gerçekte millet vekillerinin söz haklar ını azalt ıp konuşma yeri olan Parlamentonun sadece bir yasama makinesine d önüştür ülmeye çalışıldığ ı bir değişikliği görüşüyoruz. Getirilen değişiklikler f evkalade vahim. Bu konuda Cumhur iyet Halk Partisi olarak çok uzun süreler ve tüm millet vekiller imizle bu Komisyonu t ıkama ve bunu görüştürmeme imkânına sahip olmam ıza rağmen bu Mecliste İç Tüzük görüşmelerinin geçmiş dönem lerde çok hat ırlanmak istenmeyen görüntülere, kavgalara sahip olmasının yaşanm ış olmasından duyduğumuz üzüntüyü de göz önünde bulundurarak , ayr ıca, henüz geneli ve 1’inci, 2’nci maddelerde görüşüyor olmam ız ve muhalef et partilerinin ve t eklif sahibi millet vekiller inin konuyla ilgili f arklı değerlendirmeler de bulunabileceği ve bu yüzden diyalog kanallar ının açık t utulduğu bir ortam ı tercih etmemizden dolayı karşılık lı bir anlayış çerçevesinde şu ana kadar devam e ttik. Bu iklim in hâkim olmasının da Komisyon açısından da Genel Kurul açısından da son derece olumlu olduğunu düşünüyor uz. Size bildirdiğim konuşma sırasında da son konuşmacı olarak -normalde her maddede bir grup başkan vekilim iz grup adına da görüşler i i f ade ediyor Kom isyon üyelerim izin yanı sır a - gerekirse konuşacağ ım ı if ade ettim ama burada üç önem li hususun gözetilmesini bekler iz. Birincisi, Meclis Başkanlığ ının İç Tüzük değişikliği noktasında bir Meclis başkan vekili düzeyinde temsil edilmiyorsa hiç d eğilse Genel Sekreterlik düzeyinde temsil edilmesi lazım. Meclis Başkan Vekili Genel Sekreterlik düzeyinde temsil edilmiyor da bir genel sekreter yardımcısı düzeyinde temsil ediliyorsa aynı zam anda Kanunlar ve Karar lar Başkanlığ ı görevini de yür üten arkadaşım ızın bu noktada millet vekillerinin ortaya koyduğu argümanlara karşı bir yandan teklif sahiplerine, bir yandan Meclis Başkan Vekiline bu konuyla ilgili geçmiş uygulamaları bildirme noktasındaki görevinin yanında böyle bir görev üstlenmesini kabul etmemiz mümkün değ il. Kaldı ki Kanunlar ve Karar lar Başkanlığı iktidar ve muhalef ete eşit mesaf ede olm ak zor undadır. Ben bugün dönüp Kanunlar ve Kararlar Başkanından bilgi notu ist eyebilirim, herhangi bir iktidar partisi ya da bugün iktidar partisi pozisyonu üstl enme gereğini kendi içine sindirmiş bir muhalef et partisi millet vekili bilgi istediğinde hangi serilik ve şeff af lıkta davranacaksa bana karşı da öyle davranmak zor unda. Kanunlar ve Karar lar Başkanından benim ana muhalef et partisinin bir millet vekili, grup başkan vekili ya da Kom isyon üyesi olarak bir katk ı ist emem ne kadar meşruysa iktidar ın da o kadar meşrudur. Burada Meclis Başkan Vekili yer ine, daha doğrusu, hatta Meclis T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ………………. Sayfa: 75 Başkanına vekâlet eden Meclis Başkan Vekili yer ine, hadi vekâlet etsin Genel Sekreter, bir Genel Sekreter Yardımcısı, o da Kanunlar ve Kararlar Başkanı, bunun kabul edilebilir bir taraf ı yok. O yüzden, Sayın Başkan, makul bir sür e ara verelim. Hem Sayın Mahmut Tanal’ın yapm ış olduğu saptamalar mühimdir. Hem de hem bize hem iktidara eşit mesaf ede hizmet vermesi gereken bir dairenin başkanının burada Meclis Başkanlığ ını temsil etmesi mümkün değil. Hem hakem hem antrenör olunm az. Bu, işin tabiat ına ayk ır ı. O yüzden ya Ahmet Aydın gelsin, ya yetki belgesi ver iyorsa Genel Sekreter gelsin ama K anunlar ve Kar arlar Başkanının burada İç Tüzük görüşmesinde kanunlar görüşülürken Hükûmetin yer indeki üst düzey bürokrat ın yer ini alamayacağ ı açıkt ır. Bu, ayr ıca, bundan sonraki çalışmalar açısından da kendilerinin taraf sızlığ ına ve bizim onlar ın her taraf a eşit m esaf ede hizmet ediyor olduğuna, kürsüdeki taraf sızlıklar ına da halel getirir. Bu doğru bir yaklaşım değil. Bu yüzden ar a talep ediyoruz. MİTHAT SANCAR ( Mardin) – Sayın Başkan, aynı konuda söz hakkım ı kullanmadan usulle ilgili bir değerlendirm e yap ayım ben. BAŞKAN – Değerli arkadaşlar, şöyle yapalım: Toplant ıya 17.30’a kadar ara ver elim. ÖZGÜR ÖZEL ( Manisa) – Hocam da değ erlendirmesini yapsın. BAŞKAN – Değerlendirme yapacak m ısınız? Zaten ara vereceğim. MİTHAT SANCAR ( Mardin) – Yani sadece bir hu susu ekleyeyim kayda geçsin diye. Sonra ara verelim. Zaten k ısa konuşacağ ım. BAŞKAN – Peki Hocam. MİTHAT SANCAR ( Mardin) – Teşekkürler Sayın Başkan. Ben biraz önce değerlendirme yapan Sayın Özgür Ö zel’in görüşler ine tamamen katılıyor um. Bir nokta hariç: İç Tüzük gibi Türkiye Büyük Millet Meclisinin anayasası niteliğini taşıyan bir metinde önemli değişiklikler yapan bir teklifi tart ışırken Meclis Başkanının veya ona vekâlet edenin ya da en azından Meclis Başkan Vekiller inden bir inin bulunması gerektiğini düşünüyorum. Genel Sekreterin dahi bur ada Başkanlık Divanını temsil edemeyeceği görüşündeyim çünkü bir bürokratla m illetvekillerinin tart ışabileceği bir meselenin çok ötesinde bir konuyu ilgilendiriyor değişiklik teklif i. Zaten ara vermeyi kabul ettiniz. B u durumda bundan sonrasında da Meclis Başkanlığ ını en azından Başkan Vekiller inden bir inin temsil etmesi gereğini dikkatle takip etmenizi ben de rica ediyorum. ÖZGÜR ÖZEL ( Manisa) – Başkanım, bir cümle ekleyeyim ben de. Parlamento böyle bir yer, konuşara k ve doğru bulunarak iler lenmesi gereken bir yer. Ben kanunlarda Hükûmet yoksa üst düzey bürokrattan hareketle öyle yapt ım ama Sayın Hocam ızın yapm ış olduğu saptama son der ece yerindedir. Ben de o konudaki görüşümü revize eder ek aynı kanaate kat ıldığ ım ı if ade etmek istiyor um. BAŞKAN – Peki, ben de teşekkür ediyorum. Toplant ıya 18.15’e kadar ara ver iyor um. Kapanma Saati: 17. 18 T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ………………. Sayfa: 76 ÜÇÜNCÜ OTURUM Açılma Saat i: 18.36 BAŞKAN : Mustaf a ŞENTOP (İstanbul) BAŞKAN VEKİLİ: Reşat PETEK (Burdur) SÖZCÜ : Abdurrahman ÖZ (Aydın) KÂTİP: Muhammet Emin AKBAŞOĞLU (Çank ır ı) (Oturum, Sözcü Abdurrahman Ö z taraf ından açıldı) ----- 0 ----BAŞKAN – Anayasa Komisyonum uzun değerli üyeler i, toplant ıya kaldığ ım ız yer den devam ediyoruz. Söz sırası Sayın Mit hat Sancar’da. Sayın Sanc ar, buyur un. MİTHAT SANCAR ( Mardin) – Teşekkürler Sayın Başkan. Aslında bugün toplant ı yeter sayısını bile sağlamakta zorlanıyoruz f arkındaysanız. Muhalef et olarak biz yine yeter i sayıda temsil ediliyor uz ama iktidarda bugün ya bir çalışma yorgunluğu var y a da başka bir mesele var, bilemiyoruz ama toplant ılarda iktidar millet vekiller inin sayısının az olduğu çok bariz, ortada, dikkat çekiyor. Bu şart larda, aslında toplant ıyı sür dürme ısr ar ı da çok f azla anlamlı değil. Madem bugün böyle bir sık ınt ı var, tam olar ak ne olduğunu bilmiyoruz, toplant ının yar ına ertelenmesi de bir seçenek olabilir, bunu da değerlendirebilirsiniz. Şu an Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanını temsilen bir üye de yok. Bu şartlarda toplant ılar ı sürdürmenin doğru olmadığ ını bi r kez daha hat ırlatayım. Ama görüşmeler i başlatt ınız, söz verdiniz, ben de 2’nci madde üzerinde görüşler imizi aktarmaya gayret edeceğim. 2’nci madde bu teklif e gerekçe oluşturan, daha doğrusu bu teklif in temelinde yat an niyeti en iyi ortaya koyan madde dur umundadır çünkü bur ada, muhalef etin Mecliste gündem belir leme konusunda şimdiye kadar sahip olduğu sınır lı imkânlardan en önemlisi k ısıt lanıyor. Grup öneriler i, daha önce de belir ttik, muhalef etin Mecliste belli konular ı gündeme taşımak için sahip olduğu b ir imkândır. Zaten f azla imkânı yok muhalef etin bu konuda, gündemi belirlemek için yapabileceği çok f azla bir şey yok. Meclis çalışmalar ı büyük ölçüde çoğunluğun kontrolünde yürütülüyor. Bu imkân aşağı yukar ı alt ı yıldır düzenli bir şekilde uygulanıyordu ve m uhalef et taraf ından da etkili bir biçimde kullanıldı. Şimdi ise daha önce on dakika olan konuşmalar beş ve üç dakikaya indir iliyor. Yani, grup öner isini getiren parti adına bir kişiye beş dakika, diğer lerine de üçer dakika tanınıyor. Şimdi, bu süre içi nde ülkenin veya dünyanın önemli bir meselesini konuşmanın mümkün olmadığ ı çok açık görülüyor, görülebilir ama buna r ağmen, bu düzenleme teklif te yer alıyor. Amaç, muhalef etin gündem belir lem e ve kendini if ade etme imkânlar ını kısıtlamakt ır, bunu başında n beri söylüyoruz. Bu teklif e damgasını vuran asıl amaç ve niyet budur. Bunu gerçekleştir ebilmek için de bütün yer leşik kurallar ı, hukuk kurallar ını, hatta etik kurallar ı bile zor lamaktan kaçınm ıyor teklif sahipleri. Kastettiğim şudur: Türkiye Büyük Mille t Meclisinin çalışmalar ını düzenlemek üzere T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ………………. Sayfa: 77 iktidar taraf ından İç Tüzük değişiklik teklif leri getirildiğinde gerekçe hep aynı olmuştur, daha hızl ı, daha ver imli çalışma yürütme yani olabildiğince çoğunluğun istediği yasalar ı, düzenlemeleri en hızlı şekilde geçirmek, muhalef etin konuşm a imkânlar ını burada kısıtlamak, süreler i azaltmak, böylece Meclisi bir tür iktidar ın yasa yapan otomat ı hâline dönüştürmek. Şimdi, bu konuda önümüzde önemli bir dava var. Bu dava iki açıdan bizi ilgilendiriyor, birincisi, ipt al davası bu, Anayasa Mahkemesine açılan bir iptal davası bu. Daha önce at ıf yapt ığ ım ız bir dava. Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri Ahmet İyimaya, Mehmet Ali Şahin ve 115 millet vekili taraf ından Anayasa Mahkemesine İç Tüzük değişikliklerinin iptali için açılan dava. Bu davanın dilekçesinde, o zaman muhalef ette olan bu m illet vekillerinin öne sürdükleri gerekçeler, dayandıklar ı gerekçeler son derece ilginç. Aslında ilginçten öte son derece önem li çünkü bir muhalef et grubunun ya da muhalef et millet vekiller i nin yapması gerekeni yapm ışlar ve Mecliste bir demokratik işleyişin sağlanması için epeyce uğraşm ışlar. Bu dilekçe bu açıdan Meclis tarihinde önemli met inlerden bir i olar ak kayda geçiyor. Dünkü konuşmamda dilekçeden bazı k ısımlar aktarmışt ım. Bu dilekçede ki vurgu hep aynı. Evet, muhalef et millet vekiller inin konuşma sürelerini k ısıt lamayı demokrasinin temel ilkeler ine ayk ır ı buluyor bu millet vekilleri. AKP’nin kurucu ekibi bu ve o zaman muhalef ette olduğu için de hakikaten bu İç Tüzük değişiklikler inin muhalef et üzer inde yapacağ ı etkileri iyi görmüşler ve iyi bir dilekçeyle de bu değişikliği yarg ıya taşım ışlar. Dilekçeden örnekler aktarmayacağ ım, alınt ılar yapmayacağ ım ama bu başvuru üzer ine, bu dava üzer ine Anayasa Mahkemesinin ver diği karardan bazı cüm lele r okuyacağım. Anayasa Mahk emesinin bu karar ı da Parlamento hukuk açısından bana göre dönüm noktalar ından biridir. Mahmut Tanal burada birkaç kere bana hocalığ ım dolayısıyla at ıf ta bulundu. Ben de o vesileyle bir bilgiyi paylaşayım. Bu karar ı ve karara teme l oluşturan bu dilekçeyi yüksek lisans derslerinde de lisans dersler inde de öğrenciler imle önemli bir örnek olarak tart ışt ık, üzerinde ciddiyetle, hassasiyet le durduk. Parlamento hukukunun demokratikleştir ilmesi açısından çok değerli bir katkı olduğu da or tak bir görüş olar ak bu derslerden çıkmışt ı. Ne diyor Anayasa Mahkemesi bu karar ında? Tarih ve sayıyı da söyleyeyim: Bu karar ın tar ihi 31 Ocak 2002, karar sayısı (2002/24), esas sayısı ( 2001/129). Anayasa Mahkemesi kararından cümleler okumadan önce şunu h emen hat ır latayım: İç Tüzük değişikliği muhalef etin konuşma süreler ini k ısıt layan, önerge ver me hakkına ciddi sınırlar getiren bir düzenlemeydi. Evet, 7 Şubat 2001 tar ihinde Resm î Gazet e’de yayım lanan değişikliklerdi bunlar. Anayasa Mahkemesi örnek nitelik te ve Parlamento hukukunun temelini oluşturacak şekilde bir karar verdi, davayı açan millet vekiller inin ger ekçeler inin büyük bir kısm ını doğru buldu ve onlar ın talepleri doğrultusunda da hüküm kurdu. Bakın, cümleler i okuyayım , dikkatinize sunayım: “Norm yarat ıcı niteliğiyle diğer parlamento kararlar ından ayr ılan İç Tüzük’ün iktidar muhalef et ilişkilerinde ve Meclis iradesinin gerçeğe uygun biçimde yansıt ılmasında büyük önem taşıdığ ı bir gerçektir. Bu bağlamda, yasama işlevini yerine getir irken iktidar-muhalef et diyaloğu içinde Meclis iradesinin yansıt ılm asında yapıl an konuşmalar kadar bir aydınlanma ve bilgilenme aracı olan sorular ın da önemi T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ………………. Sayfa: 78 yadsınamaz. Sınırsız bir tart ışma ortam ı ve sonu gelmeyen sorular ın Meclis çalışmalar ını ve yasama işlevinin etkili v e sağlıklı biçimde yerine getir ilmesini engelleyeceği açıkt ır . Ancak tasar ı ve teklif lerin olabildiğince çabuk çıkar ılabilmesi için 550 millet vekilinden oluşan Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulundaki görüşmelerde konuşma sürelerinin on dakikayla sın ır landır ıl arak millet vekillerinin soru sorma haklar ının yasama işlevinin gereği gibi yer ine getirilmesini engelleyecek biçimde sınır landır ıl ması demokratik bir hukuk devlet inde kabul edilemez.” diyor. Bu cümleyi birkaç kere tekrar ediyor: “ Millet vekillerin in konuşma sürelerini aşır ı ölçüde kısıtlayan düzenlemeler demokratik hukuk devletine ayk ır ıdır.” diyor. Mesela başka bir paragraf ta da şunlar ı söylüyor: “Hakkın kötüye kullanılarak yasama f aaliyet ler inin engellenmesini önlemek amacıyla durumun gerektirdiğ i ölçüde kimi sınır lamalar getir ilebilirse de yasama etkinliklerinin ayr ıl maz bir parçası olan görüşme ve önerge vermenin tümüyle engellenmesi Anayasa'nın 2’nci maddesinde belirtilen demokratik hukuk devleti olma niteliğiyle bağdaşmaz.” Böyle paragraf lar b olca yer alıyor Anayasa Mahkemesinin bu karar ında. Hatta bir cümle daha okuyayım: “ Çoğunluğa karşı azınlığ ın, iktidar a karşı muhalef etin haklar ının korunmadığ ı bir rejim demokratik sayılamaz. Bunlar arasında bir denge kurulması, uzlaşm a sağlanması demokras inin gereğidir.” Dediğim gibi, bu dilekçe, evet, AKP’nin kurucu kadrolar ı ve Meclis grubunu oluşturan millet vekilleri taraf ından ver ilm işti, iptal davası onlar taraf ından açılm ışt ı. Anayasa Mahkemesi de bu dava üzer ine gayet isabet li bir karar vermişt i. Ş imdi ne oldu da AKP bugün önümüze konuşma sürelerini k ısıt layan, muhalef etin Meclisteki etkisini sınır layan böyle bir teklif getiriyor? Maalesef , bu sadece bir siyasi sorun değil, aynı zamanda bir et ik sorundur. Muhalef etteyken iktidara karşı haklar savunan f akat iktidar olduğunda bütün o dönem i unutan ve o dönem söyledikler inin tersini yapan anlayış Türkiye'de siyasi etik, hatta kişisel et ik bakım ından da son derece sorunludur. MAHMUT TANAL (İ stanbul) – Çelişkili davranma yasağ ı ilkesine de ayk ır ı Hocam. MİTHAT SANCAR (Mardin) – Çelişkili davr anma yasağ ı da etik bir sorundur zat en yani çelişkili, “Ben dün böyleydim; bugün de çık arlar ım bunu gerektiriyor, onun tam tersini yapar ım.” anlayışı sadece siyasi bir sorun değildir, alt ını tekrar çiziyorum, etik bir sorundur. Sadece etik bir sorun olmakla kalm ıyor, siyasi bir sorundur da ama ikisini birleştiren çok önemli bir başka sorun alanı da yarat ıyor. Türkiye'de demokrasinin yer leşmesini önleyen çok ciddi bir kısır döngüye de temel oluşturuyor bu anlayış. Dün muhalef etteyken Par lamentonun demokratik işleyişini savunan, başka konular da da özgürlüklere sahip çık an anlayış, iktidar olduğunda tam tersini yapmaya başlarsa aslında bir sonr aki çoğunluğa da aynı şekilde davranma zeminini hazır lam ış oluyor. Keşke bu dön güyü k ırabilseydik bugüne kadar ama maalesef kıramadık. Öyle anlaşılıyor ki bundan sonra da bu döngünün kır ılması hiç de o kadar kolay olmayacak yani yar ın başka bir çoğunluk geldiğinde bu sef er de muhalef ete düşecek bugünün çoğunluğunun haklar ını k ısıtlam aya kalkacaktır, çok büyük ihtimalle yar ının çoğunluğu bunu yapt ığ ında vicdan azabı da duymayacakt ır çünkü daha önce yapılm ış haksızlık lara karşı bir tür telaf i metodu kullandığ ını düşünecektir. T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ………………. Sayfa: 79 Ben, kendi adıma yar ın çoğunluğun üyesi olsam aynı şekilde d avranmam, partim de aynı şekilde davranmaz, bunun garantisini ver ebilirim ama eğer şartlar çok zor larsa, eminim yar ın çoğunluk olacak partiler içinde biz bulunsak bile f arklı davranmakta çok zor lanabilir iz. O nedenle, maalesef, böyle bir k ısır döngünün, bö yle bir tahr ip edici işleyişin temelleri çok f azla güçlendirilince, buradan ayr ılm ak da, bu döngünün dışına çıkmak da kolay olm uyor. Yine, başka vesilelerle de hat ır latt ığ ım bir ilkeyi burada tekrar zikredeyim, daha doğrusu t ecrübeden har eketle yapılm ış bi r tespit demek daha iyi olur: Hep söylenir, anayasacılık tar ihinde en büyük yanılg ılar dan biri, Anayasa’yı yapan çoğunluğun ebediyen çoğunluk kalacağına inanması ya da kendini ebediyen çoğunluk kalacağ ına inandırmasıdır. Bugünün çoğunluğu, kanunlar ı, özell ikle İç Tüzük ve Anayasa’yı yaparken hep çoğunluk kalacağını düşünüyor. Eski çoğunluklar da öyle düşünmüşlerdi, daha önceki çoğunluklar da bu düzenlemeleri yaparken ileride de hep çoğunluk kalacaklar ını düşünmüşlerdi ama böyle olmadı, böyle olmayacağ ını da hayat ın olağan akışı ve sır adan tecr übeler i bize yet erince gösteriyor, onlara bakmak bile bizim bu böyle bir kanıda nasıl yanılg ı içinde olacağ ım ızı da yeter ince açık bir biçimde ortaya koyabilir. Bugün her türlü özgürlüğü rahatlık la sınırlayabiliyor ikt idar partisi, dün özgür lükler i savunan bir part i olmakla övünürken. Mesela bugün görülen davalar dolayısıyla hat ır lat ayım, uluslararası basın özgürlüğüyle ilgili kuruluşlar ın raporlar ında bir cüm le art ık sürekli yer alır oldu: “ Hiçbir dönemde ve hiçbir ülk ede bu kadar çok sayıda gazeteci aynı zamanda yarg ılanmam ışt ır, tutuklanmam ışt ır.” Tekrar söylüyorum: Hiçbir dönemde ve hiçbir ülkede, aynı anda bu kadar çok gazeteci tutuklanmam ış ve yarg ılanmam ışt ır. Türkiye, bu konuda tüm zamanlar ın rekorunu kırm ışt ır. Övünülecek bir durum olarak kabul edilebilir mi bu? Bununla övünmek mümkün mü? Ya da böyle bir acı gerçeği, burada çeşit li propaganda yöntem leriyle göreli hâle getirme çabası kimseyi inandır ır m ı? Mesela iktidar partisi sözcülerinin “Ef endim, onlar g azete ci değil.” sözler i sadece kendiler ine yönelik bir propagandadan, etkisiz bir propagandadan öteye geçebilir mi? Mümkün değil arkadaşlar, kimseyi, hatta kendi tabanınızı bile bu konuda ikna etmenizin mümkün olmadığ ını rahat lıkla söyleyebilir im. Yine, bu kada r çok sayıda m illet vekilinin aynı anda tutuklu olduğu ve bu kadar çok sayıda millet vekili hakkında dava açıldığ ı, yar gılama yürütüldüğü bir dönem Türkiye tarihinde yoktur. Başka ülkelerin tar ihler inde var m ıdır, bunu özel olar ak araşt ırmadığ ım için söyleye mem ama herhâlde o kadar kolay rastlanabilecek bir dur um değildir. Bunlar yetmiyormuş gibi, işte, bir yıldır süren olağanüstü hâl uygulamalar ı var. Bugün olağanüstü hâl üç ay daha uzat ıldı. İktidar partisi sözcüler i “En f azla bir buçuk ay sürecek.” demişl erdi ilk getirdikler inde, ilk oylamada ve “Devlet e karşı bir olağanüstü hâl uygulanacak .” demişlerdi f akat bir buçuk ay değil bir yıl oldu ve Sayın Cumhurbaşkanı da “Olağanüstü hâli kaldırmaya niyetim iz yok.” diyebiliyor. T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ………………. Sayfa: 80 Neden? Evet, büyük bir tehlike y aşandı bu ülkede. Bu tehlikeyle baş edebilmek için -15 Temmuz kanlı darbe girişim inden söz ediyor um - olağanüstü bazı tedbir ler almak anlaşılır bir durumdur , çağdaş anayasalarda olağanüstü hâl düzenlemelerine yer verilir ama bunlar ın sınır lar ı ve ölçüleri v ardır. En önemlisi geçici olmalar ı ve belli ilkelerle sınır lanmalar ıdır. Nedir bu ilkeler in başında gelen? Amaca uygun kullanılmalar ıdır ama dar be girişim iyle ilgisi olmayan her konuda olağanüstü hâl yetkiler ini kullanmaya kalkarsanız, hakkın sonuna kadar suistimali tutumunu tak ınm ış olursunuz. Şimdi, bu kadar açık çelişkiler, bu kadar açık tutarsızl ık lar, dün söylediğinin bugün tam tersini yapma anlayışı, siyasetin demokratik temellerini yok ettiği gibi kamusal et iği de çür ütüyor. Yani, biz işimize geldiğ inde istediğimizi yapar ız, dün ne söylediğimiz, dün ne yapt ığ ım ız bizim için önem taşımaz, bugün amacım ıza varm ak için hangi yöntem gerekliyse onu kullanır ız anlayışı. “ Makyavelizm” diyeceğim ama bu kelime de çok yıprat ıldı, çok aşındı, hakikaten amaca gi den her yolun mübah sayıldığ ı bir yönetim anlayışı, ülkenin hem demokrasisini hem demokratik siyasi kült ürünü hem de kamusal et iğini ağ ır biçimde tahrip eder. Üstelik, bu tür yollar la am aca ulaşmak için uğraşmış hiçbir güç o hedef e de ulaşmayı başaramam ışt ır yani “Her yolu kullanır ım yeter ki amacıma var ayım.” diyenler de nihayetinde o kullandıklar ı kötü araçlar ın kurbanı olmuşlardır. Er ya da geç ama çok geç değil, unutmayın; bu kirli yöntem ler in, bu hukuk dışı, bu ahlak dışı yöntemler in bedellerini hem ke ndileri hem yönettikleri toplumlar ödem ek zor unda kalm ışlardır . Şimdi, bütün bunlar ortadayken hâlâ bu anlayışta ısr ar etmeyi hakikaten kavramak, idrak etmek bizler açısından çok zor değerli arkadaşlar. Bir de -İç Tüzük düzenlemelerine getir elim sözü - “ verim li çalışma” if adesi, siyasi kurumlar için kullanılan bir if ade değil arkadaşlar. Verimli çalışma amacıyla tüzük ya da iç yönerge hazır layanlar genellikle ticar i işletmelerdir, f irmalardır, holdinglerdir. Şimdi, siz, Meclisi bir ticari işletme anlayışıy la, bir holding, bir f irma anlayışıyla düzenlemeye kalkarsanız, demokrasiye bir de buradan ağ ır bir darbe vurmuş olursunuz. Zaman bask ısı burada inandır ıcı bir gerekçe değil arkadaşlar. Başka değerli millet vekiller i de dile getirdiler. Türkiye Büyük Mille t Meclisi çağdaş meclisler , parlamentolar içinde en f azla sayıda yasa yapan bir Meclistir. Yani bur ada, yasa çıkarma, yasa geçir me sorunu yaşamam ış bir Meclis, üst elik, bu hızın en f azla yükseldiği dönem de AK PARTİ iktidar lar ı dönemidir. Peki, hızda bir sorun yok, yasalar ın çıkar ılm ası konusunda da bir sor un yok, ee, nedir der diniz o zam an, bu kadar süreler i, muhalef etin kullanabileceği süreleri kısaltmaya çalışıyorsunuz, neden muhalef etin etkili olabileceği alanlar ı iyice daralt ıyorsunuz ve bunlar yetmiy ormuş gibi bir de millet vekiller inin if ade özgür lüğünü aşır ı biçimde t ehdit eden, hatta ortadan kaldırma sonucunu doğurabilecek düzenlemeler getir iyorsunuz? Yani muhalef etin hem konuşma sürelerini azalt ıyor sunuz hem de konuşma özgürlüğünü ciddi tehdit alt ı na alıyorsunuz. Bunun tek anlam ı, tek amacı, tek açıklam ası olabilir değerli ar kadaşlar. T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ………………. Sayfa: 81 Evet, muhalef et ist emiyor. Bu iktidar ın muhalef etin it irazlar ını duymak istemiyor. Kendisi bütün yapt ıklar ının herkes taraf ından doğru kabul edilmesini istiyor. Bunu da ancak dayatmayla yapabileceğini biliyor, o zaman da dayat ma yöntemini kullanıyor . Her dediğinin ve her yapt ığ ının haklı olduğu, doğru olduğu iddiası sadece despotlar ın özelliği olabilir, despotik yönetim lerin karakteri olabilir. Türkiye böyle despotik bir yönet im modeline her alanda adım adım götürülüyor, daha doğrusu despotik yönetim anlayışı her alanda adım adım yer leşt iriliyor f akat bu çabalar ın yine ist enen sonucu doğuramayacağ ını hat ır lat makta f ayda var. Hiçbir despot ik yönet im uzun süre ayakta kal amam ışt ır. Maalesef o despotik yönetimler çöktükten sonra da emekli siyasetçi ya da emekli yönet ici olarak hayat lar ını sürdürme imkânını da bulamam ışlardır. Tam tersine bu dönemler in hesabı mut laka sorulmuştur. Biz de benim ilk gençlik yıllar ım da 70’lerin ikinci yar ısında hat ırladığ ım polemikler var dı siyasiler arasında, devri sabık yar atmak. Bak ın, bu k ırk beş yıl geçmişte –k ırk yıldan f azla bir süre geçmiş - devr i sabıklar yarat ılıyor çünkü yönet imler birbir lerine demokratik siyasi kültür ve hukuk devleti ne uygun yönetim anlayışı devretmiyor lar maalesef . Tam tersine, büyük acılar, yık ımlar ve büyük yanlışlar devr ediyor lar. Bir sonr aki dönem geldiğinde de bu acılar ı telaf i etmek, bu yık ımlar ı onarmak için eski dönemin sorumlular ından hesap sorma yoluna gidi yor. Yine son bir şey daha, bir iki söz daha söyleyip bit ireceğim. Bu 19’uncu maddeyi lütf en bu şekilde değişt irmekten vazgeçin. Eğer Anayasa Komisyonunun bir işlevi, bir anlam ı olacaksa, buradaki görüşmeler in bir değeri olacaksa uzlaşma yollar ını da, müz akere imkânlar ını da somut bir hâle getir mek gerekiyor. Sadece burada konuşm alar yapmakla yet inmenin doğru bir tar z olmadığ ını hat ır latayım yani sonuç almaya yönelik uzlaşma arayışlar ı, sonuç almaya yönelik müzakere çabalar ı bu çalışmalar ı çok daha esas de ğerli k ılacak olan anlayışt ır. Biraz önce andığ ım iptal davasıyla aynı t arihlerde Recai Kutan im zasıyla da İç Tüzük’le ilgili bir iptal davası açılm ışt ı Anayasa Mahkemesine. Orada yine sürelerin k ısalt ılmasından ve muhalef etin f aaliyetler inin Par lamentoda aşır ı sınır lanmasında ciddi bir şikâyet le hazır lanm ış bir ipt al davası başvurusu var önümüzde. Oradan bir cüm leyi seçtim, hepsini aktarmayacağ ım. Recai Kutan Bey’in im zasıyla Anayasa Mahkemesine ver ilen o dilekçede bir cümle var: “Vekilleri susturulan bir m illet özgür olamaz.” diyor. Evet, vekiller i susturulan bir millet gerçekten özgür olamaz. Bir de eğer bir yerde sadece iktidar konuşuyorsa ve bu iktidar da illa kendini devletle özdeşleştir ip sadece devlet konuşuyor gibi bir hava yarat ırsa o zaman Ali Şeriati’nin -muhtemelen bundan sonraki maddelerde de hat ır latacağ ım - sözünü dinlemekte f ayda var . Şöyle diyor Ali Şer iati: “Bir yerde sadece devlet konuşuyorsa her şey yalandır.” Teşekkürler. BAŞKAN – Sayın Sancar, teşekkür ediyorum. Değerli arkadaşlar, konuş ma sırası Sayın Kazım Arslan’da. Sayın Arslan, buyur un. KAZI M ARSLAN ( Denizli) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz 5 Mart 1973 tarihinde kabul edilmiş, 1 Eylül 1973 tarihinde yürürlüğe T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ………………. Sayfa: 82 girmiş olan bu İç Tüzük kırk dört yıl dan beri uygulanmaktadır. 16 Nisan 2017 tarihinde gerçekleştirilen YSK’nın t am kanunsuzluk kararıyla gayr imeşru biçime büründürülen Anayasa değişikliğiyle Meclisin yasama yet kisi Cumhurbaşkanıyla paylaşt ır ılm ış, denet im yetkisinin kullanıl ması neredeyse imkânsız hâle getirilmiştir. Bütün bunlar la bir likte, kuvvet ler ayr ılığ ı ilkesi tek bir kişinin alt ında bir leşt ir ilm iştir . Ancak monarşi rejim ler inde rastlanacak bu düzenlemenin sonucunda çeşit li kanun ve kanun hükmündeki kararnamelerde yeni düzenlemeye girişileceğ i görülmektedir . Muhalif leri susturm a operasyonuna dönüştürülen ve 249 şehidimizin, binlerce gazim izin olduğu 15 Temmuz darbe gir işiminin bir f ırsata çevrilmeye çalışıldığ ı OHAL ve bu hâldeki düzenlemeler demokrasi karşıtlığ ının kaynağı konumuna gelmişt ir . İşte böyle bir ortamda getirilen Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü değişikliği, antidemokratik düzenlemeler in perçinlenmesi, yasama organının ve yetkisinin işlevsizleşt irildiği, denet im içinin ve alt ının boşalt ıldığ ı yapı kurulması anlam ına gelen öze l bir yere sahiptir. "Hızl ı”, “ver imli”, “etkin” gibi hoş sözcükler le açık lamalar demokrasinin gerçekten zehri olabilmektedir. Bizim iht iyacım ız olan hızlı değil, gerçek anlamda halk ın ihtiyaçlar ına yanıt veren ve enine boyuna düşünülmüş, tart ışılm ış kanun lar çıkarmakt ır. Kaldı ki birçok yasalar hızlı bir şekilde çık ar ılm ış olmasına rağmen ihtiyaçlara cevap ver ememiş, k ısa süreler içinde yeni değişikliklere gidilmişt ir. MHP ve AKP ortaklı metnin gerekçesinde şunlar yazılm aktadır: “İç Tüzük Parlamentonun yas ama ve denetim f aaliyet ler ini yer ine get irirken usul ve esaslar ın belirtildiği, Par lamentonun normat if çerçevesinin çizildiği belgedir. Parlamento tarihler inin temel belgelerinden olan iç tüzükler parlamentonun işlev ve vazif elerini yer ine getirmede kolayl aşt ır ıcı, verim liliği ve etkinliği artt ır ıcı nitelikte olmalıdır.” Bu işlev ve vazif eler i yerine getirirken parlamenterlerin uyması gereken kurallar ı da belirtmektedir. Buna göre iç tüzükler bir er teknik, hukuki belge olmanın yanı sır a, sosyal ve kültürel şartlar ın ve gerekler in yansıdığ ı birer belgedir. Bu çerçevede düzenlemelerin yapıl ması gerekmektedir. Parlam entonun yasama ve denet im işlevini etkin ve dengeli biçimde yerine getirerek siyasi ve sosyal iht iyaçlar ve beklentiler i karşılamasında ve devlet sistem inde istikrar ın sağlanmasında en önemli etken, usul ve esaslara ilişkin kurallar dır. Bu kurallar ı Mecliste işletemez isek yurttaşlar ın nazar ında Meclisin itibar ını da zedelemiş oluruz. Özellikle Genel Kur ul çalışma düzeni bağlam ında İç Tüzük’te hâkim olması gereken ilke, konjonktürel olarak değiştir ilebilecek nit elikte keyf î kurallar manzumesi olması değil, Türkiye Büyük Millet Meclisinin yasama ve denet im f aaliyet ler ini etkin, verimli ve sağlık lı bir şekilde yürütebileceği bir çalışma düzeni olar ak ortaya koym asıdır. Demokratik uzlaşıyı Mecliste g erçekleşt iremez isek vat andaşlardan uzlaşı bekleyemeyiz. Bu çalışma düzeni, Türkiye Büyük Millet Meclisi f aaliyet ler i açısından yeni sor unlar ortaya çıkarmayacak, verimsizliğe sebep olan mevcut sorunlar ı gide recek, Genel Kurulda halk ın r ıza ve iradesine uyg un terminoloji, yöntem ve araçlar la çalışmalar ını yürüt ebilecek olmasıdır. Elbette bu durum Meclis İçtüzüğü’nün yaşayan hukuk alanında yer alan dinam ik bir metin olduğu ve İç Tüzük değişiklikler inin bu dinam izm in bir net icesi olduğu gerçeğini değiştirmeyecektir. T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Uzman : ………………. Sayfa: 83 Stenograf : Bugün kullanılan benzer sözler yargının FETÖ’ye teslim edildiği 2010 ref erandumunda da sıklık la kullanılm ış, bizler de bugünküne benzer uyar ılar la iktidara doğru yolu g östermeye çalışm ışt ık ama dikka te alınm adı. Gelinen nokta ortadadır. “ Meclisin Anayasası” Anayasa’da demokrasisini sistemimizi olduğu gibi böyle geriletmekten zayıflatacak, başka hatta biçimde bir işe bitme diyeceğimiz İç Tüzük’ün tıpkı değiştirilmesi, Türkiye’nin yaramayacaktır. Parlamenter noktasına getirecektir, hatta muhalefetsiz bir Meclis yapısı ortaya koyacaktır. Bugün iktidarsınız, yarın muhalefet olduğunuz zaman bu yanlış düzenleme sizleri de etkileyecektir. O zaman “Eyvah” deseniz de iş işten geçmiş olacaktır. Yapacağımız değişiklikler bugün işinize yarayabilecek ancak gelecekte muhalefet olarak sizi de zora sokacaktır, bunu görmeniz gerekir. Yapacağımız değişiklikler kısa vadeli değil, uzun vadede tartışma yaratmayacak şekilde yapılmalı ve kalıcı olmalıdır. Yıllarca tartışma ya ratacak, iktidar -muhalefet gerginliğini artıracak, uzlaşma kültürünü bitirecek, muhalefetin sesini kısacak bu değişiklikler geri çekilmeli, Parlamentoda grubu bulunan partilerin ortaklaşa hazırlayacağı bir iç tüzük taslağı Komisyona getirilmelidir. OHAL uygulamasıyla Anayasa değişikliğini gerçekleştirdiniz, şimdi de İç Tüzük’te değişiklik yapmak istiyorsunuz. Sanki başka görüşülecek yasa tasarıları yokmuş gibi davranarak İç Tüzük’te değişiklik yapmak istemenizi kesinlikle kabul edemeyiz. Değerli milletvekilleri, teklifin 2’nci maddesi, İç Tüzük’ün 19’uncu maddesinde değişiklik yapmaktadır. Bu değişiklik kritik önemdedir. Milletvekillerinin ağzına mühür vurma sonucunu doğuracak maddeyle geriye kalan yöntem duran adam eylemleri olacaktır. Daha öncesinde Danış ma Kurulunda oy birliği sağlanamaması durumunda her parti kendi önerisini grup önerisi olarak Genel Kurula getirebilmekteydi. Bu durumda siyasi partilere T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Uzman : ………………. Sayfa: 84 Stenograf : onar dakika söz verilmekteydi. Başka bir ifadeyle, her önergenin görüşmeleri kırk dakika sürmekteydi. Danışma Kurulu önergeleri ülkedeki en kritik konularda özellikle iktidarın düşüncelerinin kamuoyuna açıklanması noktasında büyük önem taşımaktadır. Örneğin, Soma önergesi, faili meçhuller, terör, yargı bağımsızlığı, adalet, basın özgürlüğü, kadına şiddet, çocuk tecavüzleri, yurt yangınları, KPSS sorularının çalınması, FETÖ’nün faaliyetleri, hava kirliliği, doğa katliamı, tarım, üreticilerin sorunları gibi çok sayıda konu bu önergelerle gündeme taşınmış ve tamamı AKP oylarıyla reddedilmiştir. Sonrasında ya şadıklarımız malum. Yeni düzenlemede ise önerge sahibine beş, diğer partilere ise üçer dakika söz verilmesi söz konusu edilmektedir, kırk dakika süren görüşmeler on dakikaya indirilmek istenmektedir. Muhalefetin geciktirici unsurları kullanması, fikrini aç ıklaması ve söz söylemesi demokrasimizin olmazsa olmazıdır. Bunların yok sayılması kesinlikle kabul edilemez. Bu konuda önemli tespitleri ortaya koymak gerekirse Anayasa Mahkemesinin 2001/129 Esas, 2002/24 sayılı Kararı’nı dilekçemizde belirtmek istiyorum. Yasama organlarının iç tüzükleri pratikte anayasa kadar önemli ve etkin metinlerdir. Yasama egemenliğinin kullanılma usullerini düzenleyen iç tüzük hükümleri, gücü sınırlayan, meclis içi dengeleri gözeten ve hukuka dayanmak zorunda olan sessiz anayasalard ır. Türkiye Büyük Millet Meclisinin denetim ve yasama kalitesi, en az ürettiği hizmetler kadar bağlı bulunduğu İç Tüzük kalitesiyle de ölçülebilir. Kendi hukukunu hukuk temelinde oluşturamamış parlamentonun üretebileceği hukukun kalitesi, sırf bu nedenle dahi sorgulanabilir duruma gelecektir. Türkiye Büyük Millet Meclisi kendi iç hukukunu henüz oluşturamamıştır. Meclis iç hukuku oluşum hâlindedir. İç hukuk, istikrarın sağlanması, yakın T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Uzman : ………………. Sayfa: 85 Stenograf : gelecekte de beklenmemelidir. Bu gerçeğin ardındaki nedenler ayrı bir fe lsefe ve sosyoloji araştırmasının da konusudur. Belirtelim ki hukuku araç gören ve onun üstünlüğünü sindiremeyen, gücüne güvenen, yalnızca kadroları değil, kural ve gelenekleri doğrayan darbeler ve yorumun engin çözücülüğü yerine daima metinleri değiştire rek yaratılan öldürücü formülleri çare sanan arayışlar hukuk istikrarını maalesef önlemektedir. Dava konusu İç Tüzük değişikliği de ihtiyaca ve istikrara hizmet görüntüsü içinde iç hukukumuzu tahrip eden talihsiz bir girişimdir. Bir asrı aşan yaşam öyküsün de iç hukuk düzeninin oluşturulmaması, Parlamentomuzun övünemeyeceğimiz bir temel karakteristiğidir. İç Tüzük taslak ve tekliflerinin hazırlanmasında izlenen yöntemler, onların kalite ve ömürlerini doğrudan etkilemektedir. İç Tüzük tarihimiz genellikle ik i yöntemden birinin benimsendiğini göstermektedir: Çoğulcu, uzlaşmacı ve çoğunlukçu, dayatmacı yöntem. Çoğulcu, dinamiklerinin, uzlaşmacı yöntem: Bu yöntemde partilerin, milletvekillerinin parlamentonun olabildiğince tüm katılımlarının sağlanması esastır. Tekliflerin, ihtiyaç ve hukuk temelinde sentezi için özel komisyonlarda veya ihtisas komisyonlarında yoğun bir teknik çaba harcanarak hazırlanmasıdır. Bilim ve bilim adamlarından, Anayasa Mahkememizin yorumlarından ve mukayeseli verilerden yararlanılmakta dır. Bu yöntem kabul tabanını genişletir ve oyunun kurallarının ortak anlayışla ve birlikte oluşturulmasında yarar sağlar. Gerek tek parti dönemlerinde ve gerekse çok partili siyaset yaşamımızdaki köklü gelenek her zaman bu şekilde olmuştur. Çoğunlukçu yöntem düşük yoğunluklu demokrasilerde görülmektedir. Çözümü son kural olan oy çokluğunda arayan bir yöntemdir. Uzlaşmanın getireceği erdemleri bir çırpıda yok eder ve yok sayar. Demokrasinin bir uzlaşma rejimi olduğunu görmezden gelir. Uzlaşmayı sayı gücünü n verdiği T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 rehavet ve Saat :11.00 otorite Kayıt: Anayasa içinde Uzman : ………………. Sayfa: 86 Stenograf : teslimiyet ve zafiyet olarak görür. Oyunda uygulanacak kuralı oyuncuların birlikte yapması yerine gücünün emriyle üretir. Dayatmacı teklif oyuncuları gerer ve bazen öngörülemez gerilimlere, belirsizliklere ve hatta toplu msal kutuplaşmalara zemin hazırlar. Kavga, hukuk diyen, parmak gücüyle özünde hukuku arayan demokrasi arasındadır. Sevinerek belirtmeliyim ki çoğunlukçu yöntem tüzük yapım geleneğimizde yok denecek kadar azdır. İki özgün örneğinden birisi, 1960 Anayasası’y la yürürlükten kaldırılmış, öbürü ise aşağıda ayrıntılı biçimde ortaya konacağı gibi şu anda yüksek mahkeme huzurundaki tüzüktür. Sorun, kanunların zamanında çıkarılmamasında ve ihtiyaca cevap verecek taslakların hazırlanmamasındadır. İhtiyaç ve hukuk anal izi için gerekli derinlikli çalışmalar yapılmadan ve bunlar sağlanmadan aynı yasada sık sık değişiklik, kısa zamanda yürürlükten kaldırma, uygulama organlarının çelişkileri ve boşlukları yorumla giderme zorunlulukları ortaya çıkmaktadır. İktidar çoğunlukla rının bu soruna yoğunlaşması gerekir. Kanunların hızlı şekilde çıkarılmaması, çok büyük tartışmalar yaratan torba yasalarla tartışma yaratacak şekilde sisteme ilişkin değişikliklerdir. Bu yöndeki zorlayıcı değişiklikler ister istemez Parlamentonun yavaş ç alışmasına ortam hazırlamaktadır. Sayın milletvekilleri, değişiklik teklifinin bu maddesinde yapılacak değişikliklerin, İç Tüzük’te yapılacak bu değişikliklerin kesinlikle hepimizi çok yakından ilgilendirdiği bir gerçektir. O nedenle, uzlaşma kültürü öne çıkarılmalı ve bundan sonra değişiklik yapılmalıdır. Biraz önce belirttiğim gibi çoğulcu yöntem, uzlaşmacı anlayış benimsenmeli ve bu çerçevede anlayışlar ve değişiklikler bu şekilde yapılmalıdır. İç Tüzük değişikliği çoğunlukçu bir anlayış içinde getirilm emelidir çünkü İç Tüzük’ü bugünkü konjonktürel ve T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 sayısal Saat :11.00 duruma Kayıt: Anayasa göre Uzman : ………………. Sayfa: 87 Stenograf : değil, süreklilik kazanacak bir şekilde gerçekleştirmeliyiz. İktidarınız sürekli dayatmacı bir anlayışla Meclisi çalıştırmak istemektedir. Bu anlayış çerçevesinde yaptığınız bütün düzen lemeler ve uygulamalar büyük oranda yanlış çıkmış, millete ve devlete büyük zararlar vermiştir. Bazıları da sonradan düzeltilmiştir. Meclis konuşma ve tartışma yeridir. Bu değişiklikler muhalefetin sesini kısmaya ve etkisiz hâle getirmeye yöneliktir. Geti rdiğiniz her kanun tasarısının ve teklifinin mutlak surette Anayasa’ya ve yasalara uygun olması yönünde çelişki yaratmaması yönünde çalışmaların alt yapısının çok iyi hazırlanması gerekmektedir. Bu konuda gerçekten torba yasaları ile kanun tekniğine tamamen ters düşen uygulamalar maalesef bugün Meclisimizde uygulanagelmektedir. Muhalefet konuşturulmayacaksa Meclise ne gerek vardır? Bu nedenle, konuşan bir Meclisin mutlaka olması gerekir. Parlamentoda çalışan bir milletvekili olarak çalışma düzeninin hâlâ Meclisimizde sağlanamadığını görmekteyim. Hangi gün çalışılacak, hangi gün tasarı ve tekliflerin görüşüleceğini, Genel Kurula gelmeden ancak bir saat önce, hatta Genel Kurula girdiğimiz saatte öğrenebiliyoruz. Uygulamayı çok kötü yönetiyorsunuz. Kısacası, çalışmalarımızda tam bir belirsizlik var. Çalışma ne zaman yapılacak, tatil ne zaman olacak, muhalefet vekilleri olarak kesinlikle bu konulardaki gelişmeleri maalesef bilmiyoruz. Çalışma düzeninde tam bir keyfîlik var, iktidarın çoğunluk dayatması var. “Ben bilirim, ben ne dersem o yapılacak.” anlayışı sürdürülmeye devam ediliyor. Değerli milletvekilleri, Meclis çalışmalarının verimliliğini artırmak istiyorsak katılımın sürekli olmasını, yoklamadan sonra Meclisin iktidar partisi T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Uzman : ………………. Sayfa: 88 Stenograf : üyelerince boşaltılmamasını i stiyorum. 317 milletvekilinden toplantılarda 20 25 kişi ancak kalıyorsunuz; yoklamayı yapıyorsunuz, sonra da gidiyorsunuz. Şimdi, böyle bir ortam içinde yasaların hızlı bir şekilde çıkarılması ve Meclisin çalışma verimliliğinin artırılması kesinlikle mümk ün değil. Sonra yoklama istiyoruz, bize de kızıyorsunuz “Niye yoklama istiyorsunuz?” diye. Yani çok az bir milletvekiliyle boş koltuklara konuşmak suretiyle yasaların çıkmasını uygun buluyorsunuz. Kesinlikle bunu kabul etmiyoruz ve kesinlikle çalıştırmak istiyorsanız öncelikle iktidar partisinin bu konuda öncü olması ve Mecliste sürekli çoğunluğunu muhafaza etmesi gerektiğini düşünüyorum. Komisyon görüşmelerinde görüşülen kanun ve tasarılarınızda son anda konan tasarıya tasarıyla ilgisi olmayan korsan madde lerin eklenmesi de çalışma verimliliğini düşürmektedir. Şimdi, düşünün, bir kanun tasarısı geliyor önümüze, bir değerlendirme yapmak istiyoruz, o çerçevede değerlendirme yaparken ve sonuncuya doğru giderken hiç bu kanun tasarısıyla ilgisi olmayan maddeleri araya sokuşturmak suretiyle tam bir torba yasasının ötesinde çorba yasası tasarısı durumuna gelen bir çalışmayı ortaya koyuyorsunuz. Bu da birçok kargaşayı, birçok tartışmayı da beraberinde getiriyor. Kesinlikle bu uygulamadan vazgeçmelisiniz. Anayasa’mıza aykırı olan bir İç Tüzük değişikliğini istiyorsunuz. “Cumhuriyetin nitelikleri” başlıklı 2’nci maddesine, “Egemenlikle ilgili 6’ncı maddesine, yasamayla ilgili 7’nci maddesine, Anayasa’nın üstünlüğüyle ilgili 11’inci maddesine, düşünce ve kanaat hürriyet iyle ilgili 25’inci maddesine, seçme ve seçilme haklarıyla ilgili 67’nci maddesine, parti kurma, partiye girme ve ayrılmaya yönelik olan 68’inci maddeye, yasama dokunulmazlığıyla ilgili 83’üncü maddeye, Türkiye Büyük Millet Meclisinin görev ve yetkileriyle ilgili 87’nci maddeye, İç Tüzük siyasi parti gruplarıyla ilgili 95’inci maddeye, toplantı ve karar yeter sayısıyla ilgili 96’ncı maddeye, Türkiye Büyük Millet T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Kayıt: Anayasa Saat :11.00 Uzman : ………………. Sayfa: 89 Stenograf : Meclisinin bilgi edinme ve denetimle ilgili 98’inci maddelerine aykırı bir İç Tüzük değişikliği istiyorsunuz. Bu kadar Anayasa’ya aykırı bir biçimde yapılacak bir İç Tüzük değişikliğinin sürekli tartışmaları gündemde tutacağı ve tartışmanın ileriye kadar sürüp gideceğini belirtmek istiyorum. Değerli milletvekilleri, Meclis çalışmalarının saatine göre Meclis TV neden çalıştırılmıyor, bunu anlamakta zorlanıyorum. Bugün Meclis TV gerçekten halkın Meclisteki çalışmaları takip etmesi ve yapılan çalışmaların gerek iktidar açısından gerekse muhalefet açısından bilinmesine olanak sağlayacak bir görüntüyü, bir televizyon yayınını neden saat 19.00’da kesiyorsunuz, bunu anlamakta zorlanıyorum. Şimdi, bunu TRT’nin programını yapması için, daha doğrusu bu programın, bu çalışmaların TRT kanalıyla yayının yapılmasına programları olanak yapamadığı, sağlamak yetiştiremediği, yerine hatta bugün TRT dışarıdan 3’ün birçok hizmet almak suretiyle program aldığı ve bu kadar programa ihtiyaç olduğu bir dönemde siz Meclis TV’yi kısa sürede açıp kapatıyorsunuz ve halkın da bilgi almasını maalesef engelliyorsunuz. BAŞKAN – Sayın Arslan, toparlayabilir misiniz? KAZIM ARSLAN (Denizli) – Evet. Bunun cevabını gerçekten bulamıyorum. İktidarınıza özellikle bunun dikkate alınmasını ve bu konunun kesinlikle düzeltilmesini istiyoruz. Sonuç olarak, Anayasa’mıza, demokrasimizin uzlaşma kültü rüne aykırı bulunan ve genelde çalışmaların hızlanmasına yönelik değil tartışmaların artmasına yönelik olarak yapılacak olan bu değişikliği kesinlikle reddediyoruz, bu 2’nci maddenin de tasarıdan çıkarılmasını istiyorum. Teşekkür ederim. BAŞKAN – Sayın Ars lan, teşekkür ediyorum. T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ………………. Sayfa: 90 Değerli arkadaşlar, söz sırası Sayın Aytuğ Atıcı’da. Sekiz gibi de yemek arası vermeyi planlıyorum. Sayın Atıcı, buyurun. AYTUĞ ATICI (Mersin) – Teşekkürler Sayın Başkan. Değerli arkadaşlar, hepinizi saygıyla selamlıyorum. Evet, otu z iki dakikalık süremde sizleri sıkmamaya çalışacağım. Arkadaşlar, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü’nde Değişiklik Yapılmasına Dair İç Tüzük Teklifi’nin 2’nci maddesi üzerine söz aldım. Bu madde ne diyor? Diyor ki: “Danışma Kurulu toplanırsa sorun yo k, oy birliğiyle karar alırsa hiçbir derdimiz yok tıpkı bugün olduğu gibi, oy birliği sağlanamazsa gruplar tekliflerini doğrudan Genel Kurula verirler.” Tamam, buraya kadar her şey normal. Peki, sorun nerede? Sorun şurada: Sorun milletvekillerinin sesinin kısılması. Bakın, muhalefetin demiyorum, kendi kendinizin de sesini kısıyorsunuz. Önergeyi veren beş dakika konuşacak, beş dakika kârınız var. Diğer gruplar üçer dakika konuşacak, toplam dokuz dakika, yirmi bir dakika da buradan kârınız var. Toplayın alt a lta yirmi altı dakika. Şimdi, yirmi altı dakika kazanmak için mi biz burada Allah aşkına günlerdir uğraşıyoruz yani? Yani bir önergede yirmi altı dakika kazanacağız. Yirmi altı dakika kazanmak için şu yaptığımız iş yani bütün mevzu bu mu Allah aşkına? Şöyl e bir aklımızı başımıza bir toplayalım ya. Yirmi altı dakika kazanılacak sadece bir önerge görüşülsün mü, görüşülmesin mi diye? Biz ne yapıyoruz? Günlerce tartışıyoruz yirmi altı dakika keselim mi, kesmeyelim mi diye? Ya, burada bir yanlışlık var, burada b ir sıkıntı var, burada bir sorun var. ama derdin bu olmadığını biliyoruz. Yani yirmi altı dakika nedir ki göz açıp kapayıncaya kadar geçiyor zaten ama dert şu: Elinde bir sopa “Ben ne dersem o olur.” mantığı. T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ………………. Sayfa: 91 Ya, arkadaşlar, Parlamento tarihine baktığınız zaman sizin bu dediğiniz bugüne kadar olmadı. Bakın, partilerden bağımsız konuşuyorum. Hangi parti olursa olsun eline sopayı aldığı zaman o iş yürümedi, bundan sonra da olmayacak, yürümeyecek. Yani yapılan her türlü zorlama dönecek, size yol, su elektrik olarak gelecek. Örnek mi? Bakın, yüzde 10 barajı var değil mi, saçma sapan, absürt bir uygulama; yüzde 10 barajı var. Bunu en çok kim istiyordu? Milliyetçi Hareket Partisi istiyordu, her çıktığında bunu cansiperane savunuyordu bunu Milliyetçi Hareket Parti si. E keser döndü, sap döndü; gün geldi, hesap döndü. Attığınız her adımda mutlaka hesabın dönebileceğini hesap etmeniz lazım ya. Ya bu iktidar size nikâhlanmadı ki? Anavatan partisi sizin kadar güçlüydü, uçtu gitti. Yarın muhalefete düştüğünüzde “Yandım Allah, biz ne yapmışız.” diyeceksiniz ama… ERKAN AKÇAY (Manisa) – Milliyetçi Hareket Partisinin derdi sana mı düştü Aytuğ Bey? Teşekkür ederim. MUHARREM ERKEK (Çanakkale) – Demokrasi adına efendim. ERKAN AKÇAY (Manisa) – Demokrasi adına mı? AYTUĞ ATICI (Mersin) – Sayın Grup Başkan Vekilimiz Erkan Bey, yanlış bir şey söylediysem düzeltin. Yanlış bir şey söylemedim, sataşmadım da, doğru bir şey söyledim, yanlış ise… Yanılmayı da çok umarım doğrusu, keşke yanlış söylesem, çok mutlu da olurum. ERKAN AKÇAY (Manisa) – Aytuğ Bey yani öngörülerde bulunuyorsunuz, yüzde 10 barajının altına ineceğimizi iddia ediyorsunuz. CEMAL OKAN YÜKSEL (Eskişehir) – Öncekini diyor, öncekini. AYTUĞ ATICI (Mersin) – Yok canım, böyle bir iddiam olmadı. Siz niye üstünüze alındınız ya Başkanım, öyle şey olur mu? Hayır, ben sadece bunu çok savunduğunuzu… T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Uzman : ………………. Sayfa: 92 Stenograf : ERKAN AKÇAY (Manisa) – Milletten gelen düğün, bayramdır bize, hiç umurumuzda olmaz. AYTUĞ ATICI (Mersin) – Sayın Başkanım, üstünüze alınmayın ya, ben öyle bir şey söylemedim. Tutana klarda da var, ben dedim ki: Yüzde 10 barajını en çok MHP savunuyor. Bu doğrudur, siz de çok savundunuz. ERKAN AKÇAY (Manisa) – Doğru evet. AYTUĞ ATICI (Mersin) – Şimdi ben dedim ki: Gün geldi, keser döndü; sap döndü, hesap döndü. Bana göre hesap döndü. Yoksa ben Milliyetçi Hareket Partisinin, inanın bana, baraj altı kalmasını istemem. ERKAN AKÇAY (Manisa) – Partimizin adını vererek zikrettiğiniz için üstüme alınacak bir durum yok. İmalı konuşursanız üstüme alınırım. AYTUĞ ATICI (Mersin) – İmalı konuşmuyorum, açıkça söylüyorum: Hiçbir partinin… ERKAN AKÇAY (Manisa) – Açıkça söylediğiniz için cevap vermek durumunda kaldım. Siz devam edin, buyurun. AYTUĞ ATICI (Mersin) – …baraj altı kalmasını istemem, baraj olmasını istemem çünkü. Ben isterim ki her part i temsil edilsin. Ama kurulan bazı oyunlar geçmişte, sadece sizin için değil… Tabii, çok hassassınız, alıngan olmanızı da anlıyorum bir noktaya kadar ama bugüne kadar bu şekilde düşünülen, kurnazca düşünülen pek çok hadise dönmüştür, gelmiştir, düşünenin başına bela olmuştur. Şimdi siz iki parti de İç Tüzük’te yapacağınız bu değişiklikle yine dönüp kendi başınıza çorap öreceksiniz diye ben iddia ediyorum, böyle bir düşüncem var. Niye bunu söylüyorum? Çünkü bizim sesimizi kısacağınıza hakikaten inanıyor musu nuz ya? Şöyle CHP’nin doksan dört yıllık tarihine bir bakın Allah aşkına… T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Uzman : ………………. Sayfa: 93 Stenograf : Adam nasıl içine girmiş ama böyle kulağından beynine doğru gidiyor valla. BAŞKAN – Aytuğ Bey, biz Komisyon üyesi arkadaşların lehine bir şey konuşuyoruz. AYTUĞ ATICI (Mersin) – Yok, ben ne konuştuğunuza dair hiçbir şey söylemiyorum Başkanım. BAŞKAN – Buyurun, siz devam edin. MEHMET PARSAK (Afyonkarahisar) – Siz kendi kendinizin sesini kısmayın Aytuğ Bey. AYTUĞ ATICI (Mersin) – Bakın, iyi bir şey söylediniz Sayın Parsak, bizim sesimizi ancak biz kısarız. Bugüne kadar hep öyle oldu, bizim sesimizi bugüne kadar bizden başka kimse kısamadı. Yani vay 3 dakika… Ya 1 dakika konuşuruz, yeri göğü inletiriz ya. Yani senin kaç dakika konuştuğunun, ne yaptığının bir önemi yok. Ben burada bi r zihniyetten bahsediyorum, ben burada bir baskıcı tutumdan, ben ne dersem o olur zihniyetinden bahsediyorum. Onun için de yani bizi kıskaca alacağınızı, bizim sesimizi kısacağınızı ya da bizi zorlayacağınızı falan düşünüyorsanız bizim geçmişimize bir bakın. BAŞKAN – Sayın Atıcı, biz sizin sesinizi kısmadık, kısmayız da ama siz bizim ne konuştuğumuzu merak ettiniz. Biz şu an, Komisyon ara verdiğinde yemek yiyecek personelin ücretinin Komisyon tarafından ödeneceğini konuşuyorduk. Söylemiş olayım personel ar kadaşlara. Buyurun, devam edin lütfen. AYTUĞ ATICI (Mersin) – Şimdi, Komisyon enteresan bir hâle gelmiş, çok ciddi bir hassasiyet var anlaşılan. Ben sizin ne konuştuğunuzu merak etmedim Sayın Başkan, haddime de değil. BAŞKAN – Peki. T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Uzman : ………………. Sayfa: 94 Stenograf : Lütfen buyurun, deva m edin, biz sizin sesinizi kısmadık, devam edin. AYTUĞ ATICI (Mersin) – Merak etmedim, sadece yani Komisyonu yöneten Başkan olarak belki sözlerimize önem verirsiniz diye düşündüm ama çok enteresan bir hassasiyet var Komisyonda, bunu da anlamaya çalışıyoru m, anlayışla da karşılamaya çalışıyorum. Arkadaşlar, bakın, bir söz var, diyor ki: “Akıllı insanlar yaptıkları hatalardan ders alırlar, daha akıllı insanlarsa başkalarının da yaptığı hatalardan ders alırlar.” Şimdi, geçmişte bu hatalar yapıldı. Hepimiz ak ıllı insanlarız Allah’a bin şükürler olsun, şimdi geleceğiz, bunlardan ders alacağız. Ya bir an için kendinizi muhalefetin yerine koyun AK PARTİ’li arkadaşlarım, bir an için muhalefette olduğunuzu düşünün. Yemin ediyorum, bizim yaptığımız bu muhalefetin en az bu kadarını siz yaparsınız, en az bu kadarını bakın. O nedenle bir empati yapın ve siyaseti bir uzlaşma sanatı olmaktan çıkarmayın. Eğer siyasette “Ben yaptım, oldu.” derseniz olmaz. Bakın, ben altı yıldır, yedinci yıla döndük, milletvekilliği yapıyoru m, vallahi zulümle bir şey olmadı, vallahi sopayla bir şey olmadı, vallahi kim ne haykırdıysa haykırdığıyla kaldı. Kimse kimseden daha yiğit değil. O yüzden bu şekildeki bir yaklaşım yerine uzlaşma sanatını becerebilmemiz lazım diye düşünüyorum. Bu şekilde ki bir yaklaşım yani parmak demokrasisi -saydım parmakları, şu kadar- sadece ve sadece toplumu gere, bugüne kadar gerdi; sokağa döker, e bugüne kadar döktü. Bakın, sadece AK PARTİ iktidarları için söylemiyorum, 1980 öncesinde de böyleydi. O zaman da zaliml er vardı ve milleti sokağa döktüler. Neden? Çünkü ortak aklı üretemediler. Ortak akıl olmayınca, uzlaşı olmayınca da insanlar sokağa döküldü, “Kaybedecek neyim var ya, onurumdan başka kaybedecek neyim var?” deyip sokağa çıkan milyonlarca insan oldu. T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ………………. Sayfa: 95 Şimdi, geçen dönemdeki arkadaşlar da hatırlayacaklar, çok öyle uzun uzun tecrübeli olanlar elbette daha iyi hatırlayacaklar ama. Hatırlayın, mükemmel bir yasa teklifi ya da yasa tasarısı gelirdi, teklif sahibi konuşurdu ya da tasarıysa hükûmet konuşurdu, öyle b ir anlatırdı ki yasayı, şaşar kalırsınız, ya mükemmel ya, Allah Allah nasıl oldu böyle bir yasa geldi diye. Aramızda konuşuruz, alt komisyona göndeririz. Alt komisyonda bu hallaç pamuğu gibi atılır. Komisyona gelir, gelen yasayı tanıyamazsınız. Komisyonda bir hallaç pamuğu daha, hadi bir daha tanınmaz hâle gelir. Genel Kurula gider; Genel Kurulda tartışılır, tartışılır, yine değişiklikler yapılır, hatta iş biter, tekririmüzakereyle bazı maddeler çekilir. Hatırlarsınız, o tecavüzcüleri affettiğiniz yasada bi r tekririmüzarekereyle hop geri çektiniz; o geçen dönem öğretim üyelerine vereceğiniz çifte maaşta, milletvekillerine vereceğiniz çifte maaşta aynı şeyi yaptınız, geri çektiniz. Doğru işlerdi o nlar. Niye geri çektiniz? Çünkü konuştuk, sizi ikna ettik, vicd anınıza seslendik. Siz de dediniz ki: “Ya, hakikaten bu iş olmaz.” Bu şekilde çok ciddi sayıda yasa teklifinin olduğunu biliyoruz. 07.20 E peki eğer biz bunları konuşmazsak ne olur? Bakın, konuşmadığımız yasaları aynı yasama dönemi içerisinde tekrar değişt irmek zorunda kaldık geçen dönem. Sizin engellemeleriniz dolayısıyla… “Hadi, hadi, hadi, hadi geçirelim.” dediğiniz yasalar da geçti. Vallahi üzerinden üç ay geçmeden bir daha aynı yasayı getirdiniz, aynı yasa üzerinde bazı torba yasa larla değişiklikler yaptınız. Ya, bunları unuttunuz mu? Yani konuşmaktan ne zarar gelecek? Yani biz düşman mıyız? Yani biz konuşunca kötü mü konuşuyoruz? Ya, bugüne kadar biz konuştuğumuz için yasalarınız biraz daha iyi oldu, biz konuştuğumuz için. Yani biz derken sadece CHP’yi konuşmuyorum, herkesi kastediyorum. Ya, farklı görüşler bizi daha iyiye götürür. T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Kayıt: Anayasa Saat :11.00 Şimdi, eğer bunu yapmaz Uzman : ………………. Sayfa: 96 Stenograf : isek bu sefer yasalarımız şu anda olduğundan daha kötü çıkar ve bundan kesinlikle ülkemiz daha çok zarar görür. “Kimse konuşmasın …” Konuşacağız arkad aşlar, konuşacağız; Mecliste olmazsa sokakta konuşacağız. O zaman karşımızda siz olmayacaksınız bize cevap vermek üze re. Bizi sokakta konuşturmayın. Bırakın, Mecliste konuşalım, sizin yüzünüze karşı konuşalım, hatalarınızı yüzünüze söyleyelim. Siz de deyin ki: “Ya, bu adamlar görevlerini yapıyorlar. Bir bakalım hakikaten ya, bunlar doğru şeyler söylüyor mu acaba?” Ha, yanlış sa söylediğimiz gene yapmayın ama doğruluk payı varsa mutlaka yapmanız lazım. Sayın Başkan, tümü üzerinde konuşma şansım olmadığı için çok kısa bir şekilde, zamanımı da çok aşmadan bir iki cümle daha söylemek istiyorum. Şimdi, yine, bu değişiklikle b irtakım cezalar getiriyorsunuz. Şimdi, bu Parlamento çatısı altında küfretmek ya da fiilî saldırıda bulunmak hakikaten yanlıştır, gerçekten yanlış. Bakın, fiilî saldırıda bulunmanın doğrudan doğruya kınama cezasıyla cezalandırılacağını İç Tüzük yazmış. Geçen dönemden hatırlarsınız, Rahmetli Kamer Genç kürsüdeyken geldi bir AKP’li milletvekili, fiilî saldırıda bulundu herkesin gözü önünde. Kim se diyemedi ki: “Ya, vallahi saldırmadı.” Kameraların gözü önünde saldırdı. Meclis Başkan Vekili Sadık Yakut’tu, ara verdi. Toplandık, tekrar geldik. Efendim -tutanakları da var- açık açık “Bu fiilî saldırıdır, cezası kınamadır ve oylarınıza sunuyorum.” de di ve AK PARTİ’li milletvekilleri kınamayı kabul etmediler. Yani siz istediğiniz değişikliği yapın, eğer zihniyet, kafa değişmezse vallahi de billahi hiçbir şey değişmez. Ben, burada, fiilî saldırıyı, sövmeyi gerçekten, mutlaka cezalandırılması gereken bir fiil olarak görüyorum ama bakın, şu cümleden ne anlıyorsunuz: “Türk milletinin tarihi ve ortak geçmişine hakaret ve ithamlar kınama cezası, para cezası gerektirir.” Şimdi, ortak tarihimize hakaret edilmez, buna asla izin vermeyiz, o bizim T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ………………. Sayfa: 97 ortak tarihimizdir. Tartışırız, eleştiririz, ayrı konu ama “itham” dediğiniz zaman… Ya, itham ederiz. “Cumhuriyet Halk Partisi, iktidarı döneminde şunu yanlış yapmıştır.” dediğinizde, bu tespittir, bazen itham olur, diyeceksiniz tabii. Devleti yönetmişsek eğer, bunlarla y üz yüze geleceğiz. Bugün devleti siz yönetiyorsunuz. Geçmiş dediğiniz nedir? Dün, geçmiştir. Dün yaptığınız bir şeye biz bir ithamda bulunsak bunun karşılığında bizi kınamayla mı cezalandıracaksınız? Yetmedi, para cezasıyla cezalandıracaksınız. Bakın, arkadaşlar, size bir teklifim var: Kınama ve para cezası da yetmez, gelin, bir de ağzına acı biber sürelim, vallahi sürelim. İç Tüzük’e yazalım, diyelim ki ağzına acı biber sürülsün bunların. Bunlar bir işe yaramaz arkadaşlar. Bakın, bunun en güzel örneğini P ir Sultan söylemiş. Pir Sultan ile Hızır Paşa’nın hikâyesini hepiniz bilirsiniz. “Şah” demeyi yasaklamış Hızır Paşa, “Söylemeyeceksin.” diyor. “Öyle mi? Atın beni zindana.” diyor. Ama piri, bir şey de diyemiyor Hızır Paşa, bu sefer bir süre sonra diyor ki: “Pirim, içinde ‘şah’ geçmeyen üç deyiş söyle, seni affedeyim.” Pir Sultan da diyor ki: “Karşıdan görünen ne güzel yayla, Bir dem süremedim giderim böyle. Ela gözlü pirim, sen himmet eyle, Ben de bu yayladan şaha giderim. Alınmış abdestim aldırırlar sa, Kılınmış namazım kıldırırlarsa, Sizde ‘şah’ diyeni öldürürlerse, Ben de bu yayladan hey dost şaha giderim. T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Uzman : ………………. Sayfa: 98 Stenograf : Pir Sultan Abdal'ım dünya durulmaz, Gitti giden ömür geri dönülmez, Gözlerim de şah yolundan ayrılmaz, Ben de bu yayladan hey dost şaha giderim.” Şimdi, bu “şah” kelimesini kaldırın, yerine “demokrasi”yi koyun, bunu da ben söylemiş olayım. Haddim değil ama Pir Sultan’ın karşısında, çıkarın “şah”ı, yerine koyun “demokrasi”yi. Siz ne derseniz deyin, biz de bu yayladan demokrasiye gideriz ark adaşlar. Allah’ın verdiği bir can var. Üç kuruş para cezasıymış, feda olsun ya, parası neyse öderiz kardeşim. Bizi bu duruma getirmeyin ya, bizi bu duruma getirmeyin yani yiğitlikte üstümüze yoktur arkadaşlar. Yiğitlik türküleri söyleriz; siz de söylersin iz, biz de söyleriz. Birbirimize yiğitlik yapmayalım. Aklın yolunu bulalım ve birlikte hareket edelim. Sonuçta, bu Meclisin çalıştırılmasını istemiyor muyuz? Mecburuz çalıştırmaya, bu Meclis milletin Meclisi ya, aldığımız para helal olmaz bize; mecburuz ça lıştırmaya. Bloke edecek şeyleri konuşalım, tabii ki ama böyle bir uygulama bizi ancak şaha götürür. İnanın bana, şaha gitmekten de bir dakika geri durmayız hiçbir şekilde. Şimdi, yoklamalara sınırlama getiriyorsunuz. Bakın, bugün bir olay yaşandı, bugün olağanüstü hâlin uzatılması görüşüldü aşağıda. Olağanüstü hâl çok önemli bir konu. Bundan bir yıl önce, 15 Temmuzda olağanüstü bir olay yaşandı. 15 Temmuzda on beş saat içerisinde bu büyük devlet bu kalkışmayı önledi kardeşim. Nereden biliyoruz? Başbakan ç ıktı dedi ki: “Her şey kontrol altındadır ama acil bir yangın var, su dökmemiz lazım, biz üç ay OHAL ilan edeceğiz.” vesaire. OHAL’i aşağıda tartıştık uzun uzun. Tartıştık da AK PARTİ’den kaç kişi vardı biliyor musunuz Bakan konuşurken, Sayın Canikli? Çıkıyor Hükûmet adına, niçin OHAL’in uzatılması gerektiğini T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Uzman : ………………. Sayfa: 99 Stenograf : anlatıyor. Saydım, 48 kişi. Hesap ettim, nasıl olur bu? 317 AKP milletvekili var, yüzde 16; 48 kişi. Koskoca Bakan ya… Bakan geliyor, Meclisi şereflendiriyor, bilgi veriyor, AKP’lilerin sadece yüzde 1 6’sı içeride. Şimdi, bu mu bizim Meclisimiz? Böyle mi olmalı? İğneyi kendimize de batıralım, bizde de böyle sıkıntılar olur ama sizin yapacağınız bu değişiklikler bunlara çare olmaz. Yoklamayı da kaldırdığınız zaman ya da azalttığınız zaman Mecliste konuşacak adamlar dışında dinleyecek bir Allah’ın kulunu bulamayacaksınız. Arkadaşlar, arada bir içeri girip çıkıyordunuz, “Ne oluyor ya? Bu madde nedir?” filan diye soruyordunuz. Hiç olmazsa seçim bölgelerinize gittiğiniz zaman “Ne oldu Mecliste?” dendiğinde, h iç olmazsa söyleyecek bir şey çıkıyordu. Şimdi, arkadaşlar, Genel Kurula da gelmediğiniz zaman bu iş gerçekten millet adına çok da övünülecek bir şey değil. Bakın, bunlar bize ne gösteriyor? Her şeyin anlamını yitirdiğini gösteriyor çünkü saraydaki zat ka rar veriyor ve bu karara herkes uymak zorunda, konuşmaya ne gerek var. İspat mı istiyorsunuz? Bakın, dün utanç verici işler yaşandı. Bütün basın dedi ki: “Olağanüstü hâl üç ay daha uzatılacak.” Bakın, daha Millî Güvenlik Kurulu toplanmamış. Bütün basın ded i ki: “Olağanüstü hâl üç ay daha uzatılacak.” Niye? Çünkü saraydan böyle bir açıklama yapıldı. Ya, Allah aşkına, Millî Güvenlik Kurulu toplanmamış, ne konuşulacağını bilmiyoruz, bilmememiz gerekiyor ve MGK’nın ne karar vereceğini de bilmememiz gerekirken e mir gitti, MGK dedi ki: “Uzatılsın.” ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Kapıda ne yazıyor? “Gizli görüşme.” AYTUĞ ATICI (Mersin) – Sonra, MGK bunu söyledi, Bakanlar Kurulu -bence böyle hazır sanki - jet hızıyla aynı gün Meclise gönderdi. İmzaların ne zaman atıldığını ben bilmem. Bakanlar Kurulunun ne söyleyeceğini biz bilmemeliyiz ya. Belki Bakanlar Kurulu Millî Güvenlik Kurulunun kararına ters bir karar verir ama konuşma yok. Haddine mi düşmüş Bakanlar Kurulunun, T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ……………….Sayfa: 100 saraydan emir gelecek de ters bir şey söyl eyecek? Konuşma yok. Sonra, bunun Meclis ayağı var. Meclisteki o milletin temsilcilerinin ne karar vereceğini bilmememiz gerekiyor, o eller ne söyleyecek acaba? Ama ne oldu? Tıpkı planlandığı gibi eller kalktı, kabul edildi, bitti gitti. İşin vahimi, basın da bunu ta dünden yani MGK toplantısından bir gün önceden itibaren yaydı. Bakın, geldiğimiz durum bu. Yani bakın, bu, benim itibarım değil arkadaşlar; bu, bu Meclisin itibarı ve bu Meclisin itibarını biz bu şekilde zedelememeliyiz çünkü bu hepimizin itiba rı. Bu değişiklik bizim itibarımızı zedeleyecek, Meclisin itibarını düşürecek, milletvekillerini yok sayacak, bakanları yok sayacak, kimse bakanları bile dinlemeyecek. O zaman “Kaldıralım Meclisi gerçekten, gerçekten kaldıralım ve bir de böyle deneyelim.” diyebilirsiniz. O zaman bunu tartışmak daha akıllı olur ama şimdi biraz oradan, biraz buradan bu teklifin ben tutar bir taraf ı olduğunu düşünmüyorum, bütün samimiyetimle söylüyorum. Bakın, altı yıldır Hükûmetin isteyip de çıkaramadığı, yapamadığı bir tek şey yok bu Mecliste, bir tek tasarı, teklif yok yeter ki istesin, çoğunluğu var çünkü. Buna bile tahammül edemiyor artık, “Ne demek? Kısın şunu, yirmi altı dakika erken bitsin.” diyor. Arkadaşlar, ben daha başka bir şey söylemeyeyim. Teşekkür ediyorum. BAŞKAN – Sayın Atıcı, teşekkür ediyorum. Değerli arkadaşlar, söz sırası Sayın Özgür Özel’de. Sayın Özel, buyurun. ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Sayın Başkan, çok fazla uzatma niyetinde değilim. İlk başta geneli üzerinde konuşurken bu maddeyle ilgili değerlendirmelerde de bulunmuştum, konuşmamın önemli bir kısmını da bu maddeyle ilgili değerlendirmelerim oluşturmuştu. T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Uzman : ……………….Sayfa: 101 Stenograf : Öncelikle, usul yönünden bir şey söyleyeyim: Tabii, kanunlar, kanun tasarı ve teklifleri gibi görüşülüyor İç Tüzük. Bunun için daha önce hükûmetin arandığı durumlar olmuş -Sayın Tanal’ın da haklı şekilde dikkat çektiği gibi aranmadığı örnekler de var ama Meclis Başkanlığının aranmadığı bir örnek yok, olması da düşünülemez. Şimdi, Sayın Genel Sekretere hepimizin saygısı sonsuz. Demin de dedik, kanunlar da müsteşar vekâlet edebiliyor ama İç Tüzük değişikliğinde biraz önce Mithat Sancar Hocamın uyarısı önemliydi, Hadi bu yemek arasına kadar bunu böyle yapalım ama bundan sonraki süreçte bir Meclis başkan vekilinin burada Meclis Başkanını temsil etmesi lazım. Kaldı ki sadece Meclis başkan vekilleri iktidar partisi başkan vekillerinden oluşmuyor. Sayın Pervin Buldan, Sayın Akif Hamzaçebi; onlar bu toplantıya davet edildiler mi? Ahmet Aydın görev yapamayacak durumdayken vekâletin Genel Sekretere Meclis Başkanı adına verilmesi nasıl bir gereklilikten ortaya çıkar? Neden Pervin Hanım’a, neden Akif Hamzaçebi’ye bu konuda görev yapmaları üzerine bir çağrı gönderilmemiştir? Sayın Akif Hamzaçebi için olsun, Sayın Pervin Hanım için olsun Meclis Genel Kurulundaki adil yönetimleri iktidar partisi milletvekilleri tarafından da takdir görürken bugün burada Meclis Başkan Vekilimiz yok, Sayın Genel Sekreter üst düzey bir bürokrat olarak… Biz Sayın Genel Sekreterin Mecliste yaptığı görevle ilgili bir şey söylemiyoruz ama siz d e çok geçici on dakika, on beş dakika dediniz, elli dakika oldu hâlâ daha Ahmet Aydın gelmedi ama bu Mecliste iktidar partisi dışında iki Meclis Başkan Vekili daha var. Bu konudaki hassasiyetimizi arada değerlendireceğinizi ve ara sonrası böyle bir durumu kabul etmemizin mümkün olmadığını, hele hele muhalefet partisi Meclis Başkan Vekillerinin buradaki oturumda Meclis Başkanına vekâlet etmelerinin düşünülmemesinin düşündürdüklerini düşünmek dahi istemiyoruz. Onları T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Kayıt: Anayasa Saat :11.00 Stenograf : Uzman : ……………….Sayfa: 102 kelimelere ben dökmeyeyim, herkes bu konud a gerekli çıkarımı yapsın, gereğini yapsın. Şimdi Sayın İyimaya varken bir kez daha -Değerli Ahmet İyimaya, bu konuda çok şey yazdı çizdi - belki onun da söz alıp konuşması lazım. Biz, tabii, en kötü anayasa anayasasızlıktan iyidir diyoruz ama bu illa anaya sanın yazılı olması anlamına gelmiyor. En iyi örnek İngiltere ve İngiltere’de yazılı bir metin olmadığı hâlde yerleşik uygulamalar, katı teamüller üzerinden giden, yazılı olmayan bir anayasa, yazılı olmayan bir iç tüzük üzerinden tıkır tıkır işleyen bir parlamenter demokrasi var. Orada, bütün dünya ölçeklerinde ve bizim geçmiş dönemlerde Meclis Genel Sekreterimizin ve Meclisteki yasama uzmanlarımızın katkısıyla yazılmış referans kitaplardaki -bugün Mahmut Tanal’ın yaptığı göndermelerde de isimleri çokça geç ti- katı, yerleşmiş, çok sık tekrarlanan ve alternatifsiz olarak tekrarlanan uygulamaların, katı teamüllerin yazılı metinlerden önde olduğu her zaman ifade ediliyor. Eğer bizim bugünkü uygulamalarımıza bakacaksak grup önerilerinin görüşülmesiyle ilgili yazılı bir metin yok ama bir yorum var. Bu yorum, İç Tüzük’ün 19’uncu maddesi olan grup önerisi yani Danışma Kurulunda grupların anlaşamaması durumunda her grubun kendi önerisini Meclise getirmesiyle ilgili madde ile İç Tüzük’ün 63’üncü maddesindeki usul hakk ında görüşme konusundaki maddenin birlikte yorumlanmasıyla ortaya çıkarılmış, yerleşmiş ve hemen her gün tekrarlanan ve Meclisi yöneten başkan vekillerinden bağımsız olarak da yani onların yorumuna açık olmadan hepsinin tekrarladığı yerleşik bir uygulama. Bu konuda şunu görüyoruz, ortak akıl şöyle tecelli etmiş: Bir ülkede ki bu bütün dünyada da böyle kabul edilir, bir ülkenin gündemi vardır, gerçek ve yaşanan gündem, bir hükûmetin gündemi vardır, seçimi kazanmış, kendi parti programıyla ve seçim beyannames iyle bağlı olan bir hükûmetin ülkenin gündemini yaklaştırmak istediği gündem, bir muhalefetin gündemi T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Kayıt: Anayasa Saat :11.00 Uzman : ……………….Sayfa: 103 Stenograf : vardır, ülkenin gündemi ile hükûmetin gündemi arasındaki açıyı teşhir eden ve o açıyı kapatmaya yönelik gayret yapan muhalefetin gündemi ve bunun bir denge hâli vardır ki o da parlamentonun gündemidir. Parlamentonun gündemi aynı kimyadaki minimum enerjili hâle eğilim hâli ile maksimum düzensizliğe eğilim hâlinin denge noktası gibidir. Ülkenin gündemi, hükûmetin gündemi, muhalefetin gündemi ve parlamentonun gündemi… Parlamentonun gündemi bir denge hâlidir. Denge hâli ise eğer parlamentonun gündemi yani parlamentonun gündemi eşittir hükûmetin gündemiyse bir dengesizlik vardır. çünkü sıklet merkezlerinden bir tanesi kendi gündemine parlamentonun gündemini olduğu gibi çekmiş demektir. Bu, muhalef etsiz bir parlamento görünümüdür. hükûmetin Zaten gündemi muhalefetin olmadığı parlamentonun bir gündemi parlamento olurdu. inşa Oysaki etseniz muhalefetin gündemi ülkenin gündemi ile hükûmetin gündemi arasındaki açıyı ka patmaya yönelik bir etkidir ve parlamentonun gündemi o denge hâlinde oluşmalıdır, o zaman muhalefetin bu dengeye bir etkisi var demektir. Yani şu demektir: Yüzde 40 oyla seçilmiş bir tek parti iktidarının bile yüzde 60’ın sesine tamamen kulaklarını tıkayıp bildiği okumadığı anlamına gelir. Yüzde 51’le de iktidarı alsanız diğer yüzde 49’un oyu da millî iradeyse, o da halkın egemenliğiyse, onlar da burada temsil ediliyorlarsa hükûmetin gündemi doğrudan parlamentonun gündemi olmaz. İşte bu ihtiyaç Danışma Kuru lunu, Danışma Kurulunda uzlaşma zorunluluğunu… Kiminle uzlaşacaksınız? İktidarsınız, muhalefet partileriyle, hem de biriyle de değil, hepsiyle birden uzlaşacaksınız, uzlaşmazsanız da herkesin kendi önerisini Meclis gündemine getirme zorunluluğu parlamentolarında yaşanıyor, aksi ortaya çok konm uş. farklı düşünülemez, Bu yöntemler, aksi “Ben tip enstrümanlar yönelimler, hükûmetim, bütün tatbikler, dünya pratiklerle parlamento benim dediğim gibi çalışacak.” Öyle bir şey yok. Bu yüzden, Danışma Kurulunda ya T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ……………….Sayfa: 104 muhalefetle uzlaşacaksınız ki… Geçen hafta Elitaş’ın verdiği çok sayıda rakam geçmişteki cumhuriyet hükûmetlerinin bu konuda Adalet ve Kalkınma Partisi hükûmetlerinden çok daha mahir olduğunu muhalefetle uzlaşma noktasında, Adalet ve Kalkınma Partisi hükûmetl erinin de hükûmet sayısı arttıkça yani hükûmet numarası arttıkça uzlaşma yeteneklerinin ters orantı olarak azaldığını gösterdi. 22’de daha çok, 23’de ondan az, 24’de daha az, en az da şimdi 26’da uzlaşmışsınız. Tabii, bunu herkesin kendi zaviyesinden bakarak “Efendim, muhalefet de çok grup önerisi getirmiş.” diye okuması da mümkün ama grup önerisinin geliyor oluş hâlinin kendisi Danışma Kurulunda uzlaşmayan bir iktidarla mümkün. Peki, iktidar Danışma Kurulunda uzlaşmıyorsa ne yapacağız? Yapacağımız iş grup önerisi getirmek. Sonuçta grup önerileri içinde -çok örnekler vermeyeceğim - iktidar partisinin önce reddedip sonra hak verdikleri var. Örneğin, yanımdaki Aytuğ Atıcı’nın 7 kez ilk imzacılarından olduğu hekime karşı şiddet önergesi 24’üncü Dönemde 11 kez önerildi, 11 kez reddedildi ama Gaziantep’teki Ersin kardeşimizin böğrüne, karnına bıçak saplanıp görevi başında şehit edilince 12’ncisi hep birlikte kabul edildi. Kırkpınar başpehlivanında doping çıkana kadar 7 kere sporda dopingi araştıralım demiştik. Soma Komisyonu, çok söylendiği için ben onun sırf adını anarak geçeyim. Ama hangi komisyon kurulduysa hep daha önce teklif edilip iktidarın kabul etmediği, sonradan ülkenin gündeminin onu ona zorladığı... Demek ki başta söylediğim, ülkenin gündemi ile Hükûmeti n gündemi arasındaki açı ve oradaki muhalefet çabası son derece kıymetli bir şey, bir kere bunu görelim. İkicisi, eğer bu çaba olmasa, o zaman iktidarın dediği her şey tıkır tıkır tıkır Mecliste görüşülüyor olsa başka. Kaç tane komisyon kuruyorsun? Kaç kere muhalefetin önerisi kabul edildi? 11 -12 ama her gün muhalefet tarihe şerh düşüyor. Sayın Erkan Akçay’la konu Manisa olduğunda, konu üzüm T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Kayıt: Anayasa Saat :11.00 Uzman : ……………….Sayfa: 105 Stenograf : olduğunda, konu Soma olduğunda, kendisinin uzmanlığı ile benim görev yaptığım bazı alanlar çok paralel olduğu için ç ok kez paralel görüş bildirip bu iktidar partisinin oylarıyla reddedilmiş önergeler de konuştuk biz. Şimdi, bugün kimse oturduğu yerden “Ya muhalefet çok konuşuyor, onardan kırk dakika çok süre gidiyor.” diye bakmasın. Siz bugün şunu oyluyorsunuz arkadaşlar: Bu Parlamento demokrasi Parlamentosu mu, değil mi? Çünkü bu Parlamento majestelerinin Parlamentosu olsaydı majestelerinin gündemi bu Parlamentonun gündemi olurdu, başkası da gıkını çıkaramazdı. Her türlü rejimde iktidar vardır, her rejimde iktidar vardı r ama rejimin asli unsuru iktidar değildir. Eğer rejiminizin demokrasi olma gibi bir iddiası varsa muhalefetin varlığı, etkinliği, ona tahammül, ondan yararlanma, bununla ölçülür bütün her şey. Muhalefet demokrasilerde biriciktir. Kusura bakmayın, ümit edi yorum, üç sene sonra, iki sene sonra, bir buçuk sene sonra taraflarımız yer değiştiğinde siz de bana bunu hatırlatacaksınız. Diyeceksiniz ki sen her yerde varsın ama biz biriciğiz. Bugün Milliyetçi Hareket Partisi açısından farklı bir tartışma yürütülebilir ama varoluşsal bir gerçeklik üzerinden söyleyelim ki ülkeyi demokrasi yapan biziz, sizin varlığınız değil. O yüzden bizi dinlememek, bizi susturmak, bizi reddetmek, bizi baskılamak bu ülkeye de yaratacağı meşruiyet krizi üzerinden de iktidarınıza da hiçb ir şey vermez çünkü en temel kavramdır ki iktidarlar muhalefeti yoksa, meşruiyetlerini muhalefetini muhalefetten susturduysa, alırlar. bastırdıysa Bir iktidar kısmen hapse attıysa, kısmen söz sürelerini sınırlıyorsa, kısmen o işi de baskıyla, zorla yapıyorsa meşruiyet sorunu yaşar. Bugün 16 Nisan referandumunun öncesinde, sırasında ve sonrasında yaşananlar üzerinden zaten bir meşruiyet krizi Hükûmetinizi takip etmektedir, iktidarınızı takip etmektedir. İstanbul Havalimanı’ndan bindiğiniz uçakta Sayın Binali Yıldırım meşruiyet krizini ardında bıraktığını düşünmekte ama dünyanın neresinde olursa olsun indiği T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Uzman : ……………….Sayfa: 106 Stenograf : havalimanında uçaktan hızlı, ışıktan hızlı, sesten hızlı meşruiyet krizi onu karşılamaktadır. Bu yurt dışında böyle de yurt içinde farklı mıdır? Hayır. Bu yüzden var olan bir meşruiyet krizini aşmanın yolu muhalefete tahammül ve toleranstan geçer. Muhalefetin sesinin kısıldığı ve bunun sadece -biraz önce Aytuğ Hocam’ın ifade ettiği gibi - dakikalara indirgendiği bir süreç hiçbir şey kazandırmaz. Kaldı ki bu gün bu madde en kritik maddedir. Bence bu konuya en çok müdahil olması gerekenler parlamento hukukuna, demokrasiye, İç Tüzük’e emek vermiş ya da kıymet veren kişiler olması gerekir. Bu konuda grup başkan vekillerinden ayrı bir hassasiyet beklenir, Anayasa üzerine yazmış, çizmiş, referans olmuşlardan ayrı bir hassasiyet beklenir. Anayasa Komisyonu gibi İç Tüzük’ün kendisine asli komisyon olarak sevk edilmesi ve onun burada yapacağı görevin kutsallığı açısından her birinizden ayrı bir hassasiyet beklenir. İngiltere’de kılıç mesafesi diye bir şey var. Hiçbir yerde yazmaz. Bu Parlamentoda herhâlde Belediye Başkanınız Oktay Bey’e “Milletvekilliği döneminde en çok utandığınız şey nedir?” diye sorsanız kendisinin 35 metreden attığı deparla grup sözcümüz Bülent Tez can’ın burnunu vurduğu yumruğu söylüyordur şimdi, bugün gitseniz. Neden? Çünkü bizim birbirine müdahale etmeme, fiziki saldırıda bulunmama, belli bir mesafeden fazla yaklaşmama gibi yerleşik bir geleneğimiz yoktu. Sizler ve bizler bu konuda da üzerimize düşeni yapmadık. Aynı ayıp tekrarlandı. Oysa -1907 miydi Hocam 2 tane İngiliz parlamenter birbirinin üzerine hışımla yürürken bir parlamenter kılıcını çeker ve der ki: “Bu parlamentoda bundan sonra bir kılıç mesafesinden fazla kimse birbirine yaklaşmayacak. ” Yüz altı yıldır kimse o mesafeyi aşmadı İngiltere’de. T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Uzman : ……………….Sayfa: 107 Stenograf : Bugün sürekli tartışıyoruz. Hadi başta makyajlayarak söylediğimiz şeyi konuşmanın sonunda biraz daha doğrudan söyleyelim. Buraya Sayın Genel Sekreteri çağırmak yerine Sayın Akif Hamzaçebi’ye, Sayın P ervin Buldan’a çağrı yapmamak İngiltere’de hangi kaygının parlamentonun ürünüdür başkanı, bilmem parlamentoyu ama, yöneten bilir misiniz kişiden eğer iktidar muhalefet herkes razıysa, rıza gösteriyorsa onun tarafsızlığına, dar bölge seçim sisteminde o kişi nin bölgesinde, yani somutlaştırırsak eğer öyle bir meclis başkanlığı yaptıysa Sayın Başkanımız, dar bölge seçim sisteminde muhalefet partileri onun karşısına aday çıkarmazlar. Çıkarmazlar çünkü kendisinin görev süresi boyuncaki adaletine karşı bir minnet ve yerleşmiş, yazılı olmayan bir uygulamadan olayı iktidar partisini ve meclis başkanını onurlandırma, takdir etme konusunda soylu bir geleneği sürdürürler. O bölgesinden rakipsiz seçilen başkanın yeniden meclis başkanı atanması da iktidar partisinin tabi olduğu bir zarurettir. Böylelikle seçilen meclis başkanları tüm meclis kamuoyunda tarafsızlık konusunda gönüllerde yer etmeyle hem kendi seçim bölgelerinde partilerine belki de çok çekişmeli bir bölgede rakipsiz bir galibiyeti kazandırırken, kendilerine ye niden meclis başkanlığı görevini, meclise de hiç maceraya atılmadan tarafsız bir Meclis Başkanını yeniden kazandırmış olurlar. Bu kurallar hiçbir yerde yazmaz. Yazılı olmayan oturmuş, faydalı kurallardan bahsedeceksek örnekleri var Meclisimizde ama bugünkü konumuz dâhilinde olan en somut örnek 2’nci maddede zedelemeye çalıştığınız, ortadan kaldırdığınız şudur: İktidar, muhalefetle gündemde uzlaşmıyorsa herkes kendi önerisini getirir, öneriler üzerine tüm partiler konuşur. Kaç dakika konuşsun? Dönüp bakmışla r, İç Tüzük 63. Bu bir usul olduğuna göre, yani hangi şey önce hangi şey sonra konuşulacak bir usul tartışması olduğuna göre İç Tüzük 63 on dakikaya kadar süre veriyorsa “Bir muhalefet partisinin iktidarın gündemine karşı kendi gündemini ifade imkânı T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Uzman : ……………….Sayfa: 108 Stenograf : da en üst hadden verilmelidir.” denmiş ve bu uygulama yerleşmiş ve her gün tekrar ediyor. Bugün siz sürekli tekrar eden katı bir teamülü ortadan kaldırarak aslında bütün evrensel anayasa ve iç tüzükler konusunda söz söyleyen hukuk bilim insanlarının şu kabulün ü yerle bir ediyorsunuz: Katı teamüller yazılı metinlerden ileridedir. Yani yapmaya çalıştığınız, yazılı metinden daha güçlü olan bir kuralı iktidar gücüyle ortadan kaldırmak. Bunun izahı yok. Bunun iktidar açısından da izahı yok. İlk imza sahipleri içinde muhalefet partisinin milletvekilleri olduğu için onun açısından da izahı yok. Yarın hep beraber tabi olacağımız o yeni hukuk yerleşmiş ve çok yerinde bir uygulamayı terk etmek demektir. O yüzden, ben sözü daha fazla uzatmadan şunu ifade etmek istiyorum son olarak: Burada bu maddenin oylaması yapılmadan önce önerge işlemleri, önergelere baktığımızda madde metninden çıkarma ya da mevcut uygulamanın devamı yönünde o konuda takdir sizin ama maddenin oylaması yapılmadan önce ara verilmelidir. Maddeye ara veril mesi şu imkâna yol açacaktır. Daha önce birkaç arkadaşımızla görüştüler. İmza sahibi milletvekillerinden Sayın Grup Başkan Vekili Elitaş da “Bu konuyu bir daha bir konuşalım.” demiş. Hiç değilse yemek arasında ve toplantı saatine kadar iktidar partisi, imz a sahipleri, bu yapılan değerlendirmeler çerçevesinde bir müzakere olanağını arayabilirler, bir düzeltme yoluna gidebilirler. Bunun adı bir iktidar önergesi olabilir. Bunun adı üzerinde ortaklaşılmış bir önerge olabilir. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak , Türkiye Büyük Millet Meclisi TV yayınları şartıyla geçmiş süreçlerde söylediğimiz o şartla birlikteki o sözümüzle bağlı olduğumuzu daha önce diğer grup başkan vekillerim de ifade etmiştir. Bunun üzerinde konuşulabilir, görüşülebilir. Türkiye Büyük Millet T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Uzman : ……………….Sayfa: 109 Stenograf : Meclisi TV yayınlarının açık olması şartıyla hem iktidarın talebine uygun bir yaklaşım hem de şöyle bir hatadan kendinizi uzak tutmuş olursunuz: Bu kadar yerleşik, tekrar eden yazılı metinden daha güçlü ve ülkeyi bir demokrasiyle bir tek adam rejimi arasındaki salınımda çok kötü bir yere doğru savuracak bu düzenlemeyi bir meşruiyet tartışması yaratmadan muhalefetle de görüşerek ve mümkünse uzlaşarak, hiç değilse uyarılarını dikkate alıp iyileştirerek geçirme imkânı ortaya çıkar. Yok, biz bunu oylar, geçeri z derseniz takdir sizindir ama biz bırakılmasında oylamanın fayda mütalaa hiç değilse etmekteyiz. verilecek Bu konuyu aradan da sonraya takdirlerinize sunuyoruz. Aksi durum muhalefetin kendisi açısından, pratiği açısından önümüzdeki günlerde size burada mu rat edilen faydanın asla faydanın asla sağlanmayacağını gösterecektir ama doğrusu hep birlikte bu yanlıştan dönmektir. Saygılar sunuyorum. Teşekkür ediyorum. BAŞKAN – Sayın Özel, ben de teşekkür ediyorum. Madde üzerinde görüşmeler tamamlanmıştır. Madde üzerinde iki önerge vardır, geliş sırasına göre okutuyorum: Anayasa Komisyonu Başkanlığına Görüşülmekte olan Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi’ nin 2'nci maddesi aşağıdaki değiştirilmiştir. Muharrem Erkek Nurhayat Altaca Kayışoğlu Murat Emir Çanakkale Bursa Ankara Akın Üstündağ Bülent Tezcan Muğla Aydın gibi T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 “İç Saat :11.00 Tüzükte Kayıt: Anayasa Danışma Uzman : ……………….Sayfa: 110 Stenograf : Kurulunun tespitine, teklif ine ve görüş bildirmesine bağlanmış olan bütün hallerde, Danışma Kurulu, yapılan ilk çağrıda toplanam az, oybirliğiyle tespit, teklif yapamaz veya görüş bildiremezse, Meclis Başkanı veya siyasi parti grupları ayrı ayrı, istemlerini doğrudan Genel Kurula sunabilirler. Bu durumda istemin oylanması ilk birleşimin gündemindeki Başkanlığın sunuşlarında yer alır . Grup önerisinde tüm siyasi parti gruplarına onar dakika söz verilir. Danışma Kurulu ve grup önerileri konusunda Genel Kurulda işaret oyuyla karar verilir. ” BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum… EROL DORA (Mardin) – Sayın Başkan, önerge üzerinde arkadaşımız konuşacak. BAŞKAN – Değerli arkadaşlar, ben başlangıçta “Kimler konuşacak?” diye sordum, sizden sadece Mithat Sancar Hoca’nın ismi verildi. Daha sonra, “Görüşmeler tamamlandı.” dedim, iyi niyetli bir şekilde… AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) – O konuşmadan önce söz istemiştim. BAŞKAN – Bak, başka maddeler de var, başlangıçtan beri de zaten geneli üzerinde konuşmalar yapıldı… Lütfen gerekçeyi de okur musun… ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Biz gerekçeye okutuyoruz ama ya gerekçe okutursun ya da üzerinde konuşursun. BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyoruz. ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Biz gerekçe okutuyoruz ama zorunda değiller yani. BAŞKAN – Hayır, hayır, şimdi ikinci önergeye geçeceğiz. Şimdiye kadar ki uygulamamız da, Anayasa değişikliği uygulamamız da dâhil -ben biraz sonra da bahsedeceğim - sadece gerekçeyi okutarak devam T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Kayıt: Anayasa Saat :11.00 Uzman : ……………….Sayfa: 111 Stenograf : ettik ve bak, ben Başkanlık Divanı olarak size sordum, “Kim konuşacak?” dedim, sadece… AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) – Ama ben mikrofona bastım. BAŞKAN – Siz biraz önce basmışsınız. AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) – Kırk-kırk beş dakika önce bastım. BAŞKAN – Bilemiyorum ama ben başlangıçta aldım. AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) – Biz gerekçeyi okutmuyoruz. BAŞKAN – Biz konuştuk, Başkanlık Divanı olarak devam edeceğiz. Lütfen gerekçeyi okuyun: Gerekçe: Danışma Kurulunda oybirliği sağlan amaması durumunda her siyasi parti grubu kendi istemini grup önerisi olarak doğrudan Genel Kurula sunabilmektedir. Bunun sonucunda, önerge sahibi ve diğer siyasi parti gruplarına onar dakika söz hakkı tanınmış olmaktadır. Getirilen İç Tüzük teklifinde bu sürelerin teklif sahibi için beş, diğer gruplar için üç dakika olması öngörülmüştür. Grup önerilerinin tartışılması yoluyla siyasi partiler temsil yetkisini kullanmakta ve yurttaşların sorunlarını Parlamentoya yansıtmaktadır. Başka bir ifadeyle, buradaki sö z sürelerinin kısılması bir anlamda millî iradenin ve Meclisin sesinin kısılmasıdır. Teklifle millî iradenin temsili sakatlanmaktadır. Bu hâliyle, Anayasa'da hükme bağlanan düşünce ve ifade özgürlüğüne açıkça aykırılık söz konusudur. Ayrıca, demokrasinin vazgeçilmez unsuru olan siyasi partilerin grup faaliyetleri, gündemi belirleme hakları kısıtlanmaktadır. BAŞKAN – Diğer önergeyi okutuyorum gerekçesiyle birlikte. ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzmir) – Biz gerekçesinin istemiyoruz, bizim kendi verdiğimiz öner ge, istemiyoruz. okunmasını T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 BAŞKAN – O Kayıt: Anayasa zaman Uzman : ……………….Sayfa: 112 Stenograf : gerekçesini okutmadan oylamaya geçeriz istemiyorsanız. ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzmir) – Hayır, gerekçesinin okunmasını istemiyoruz. Anayasa Komisyonu Başkanlığına Görüşülmekte olan 2/1783 Esas Sayılı Türkiye Büyük Millet Meclis i İçtüzüğü'nde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ’nin 2’nci maddesinin teklif metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz. Mithat Sancar Erol Dora Mardin Mardin AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) – Usulsüzlük yapıyorsunuz şu anda. BAŞKAN – Değerli arkadaşlar, Anayasa oylamaları sırasında da önergelerde sadece gerekçe okunarak devam edildi. Gerekçeyi okutuyorum: Gerekçe: Yapılan düzenleme ile birlikte parti gruplarının grup önerileri mevcut İç Tüzük’e göre kırk dakika görüşülüyorken bu sürenin on dört indirilmesi öngörülmektedir. Ülkenin çok önemli sorunlarını sıkıştırmak uygulamadır. aslında muhalefetin Kapatılan muhalif sesini tamamıyla kısmaya medya organlarını hesaba dakikaya üç dakikaya yönelik bir kattığımızda, merkez ve havuz medyasının bütünüyle s iyasi iktidarın tahakkümü altında olduğu düşünüldüğünde, bu düzenlemenin amacı net olarak ortaya çıkmaktadır. Halkın gündemini Meclis e taşıyan muhalefet partilerinin sesinin Meclis TV'den üstelik sadece saat 19.00'a kadar duyurma ç abası bile iktidar tarafından hazmedilmemektedir. Muhalefetin, Türkiye'nin en temel sorunlarını grup önerileriyle gündeme taşıması oldukça önemlidir. Zira kanun tek lifi çeşitli usullere tabi olup muhalefetten gelen kanun tekliflerinin öncelik T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Uzman : ……………….Sayfa: 113 Stenograf : kazanması, gündeme oturması mevcut şar tlar altında mümkün değildir. Geriye esasında sadece grup önerisi imkânı kalma ktadır. Açıktır ki bu düzenleme Ensardaki tecavüz meselesinin, Van d epreminin, Soma faciasının, Yeşil Yol’un, işsizliğin, açlığın, esnaf ın sorunlarının, KHK ’yla işten atılmaların , eğitim ve sağlık sorunlarının, ülkedeki demokrasi ve öz gürlüklere yönelik saldırıların muhalefet tarafından topluma anlatılmaması için getirilmektedir. Aksi takdirde, böylesi önemli toplumsal olayları üç dakikada anlatmanın mümkün olmadığını herkes gibi siyasal iktidar da çok iyi bilmektedir. Muhalefet ve toplumun gündemi bu düzenlemeyle yoğun bir saldırı altına alınmak istenmektedir. inisiyatifine ilişkin düzenleyen bu Dolayısıyla, kalmış maddenin muhalefetin neredeyse katı tek surett e imkânı teklif gündem oluşturma ortadan ka ldırmayı metninden çıkarılması gerekmektedir. BAŞKAN – Değerli arkadaşlar, önergeleri aykırılık sırasına göre oylarınıza sunuyorum. Sayın Mithat Sancar ve Sayın Erol Dora tarafından verilen önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenle r… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir. Sayın Muharrem Erkek, Sayın Nurhayat Altaca Kayışoğlu, Sayın Murat Emir, Sayın Akın Üstündağ ve Sayın Bülent Tezcan tarafından verilen önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir. 2’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 2’nci madde kabul edilmiştir. 3’üncü maddeyi okutuyorum. MADDE 3- Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 37 nci maddesinin ikinci f ıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilm iştir. T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ……………….Sayfa: 114 “Bu sürenin bitiminde, tasarı, teklif ve kanun hükmünde kararnamenin doğrudan Genel Kurul gündemine alınmasını Hükümet veya teklif sahipleri isteyebilirler. Bu istemler üzerine komisyon, Hükümet ve teklif sahibi beşer dakikayı geçmemek üzere söz ala bilirler. Genel Kurul işaret oyuyla karar verir. Bu istemler, her hafta Salı günü ayrı bir siyasi parti grubundan bir milletvekili tarafından yerine getirilmek kaydıyla bir tane olmak üzere işleme alınır. Bir milletvekili bir yasama yılında bu kapsamda bir defadan fazla istemde bulunamaz.” BAŞKAN – Değerli arkadaşlar, toplantımıza saat 21.15’te başlamak üzere ara veriyorum. Kapanma Saati: 20.17 T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Kayıt: Anayasa Saat :11.00 Uzman : ……………….Sayfa: 115 Stenograf : DÖRDÜNCÜ OTURUM Açılma Saati: 21.17 BAŞKAN : Mustafa ŞENTOP (İstanbul) BAŞKAN VEKİLİ: Reşat PETEK (Burdur) SÖZCÜ : Abdurrahman ÖZ (Aydın) KÂTİP: Muhammet Emin AKBAŞOĞLU (Çankırı) (Oturum, Sözcü Abdurrahman Öz tarafından açıldı) ----- 0 ----BAŞKAN – Anayasa Komisyonumuzun değerli üyeleri, toplantımıza kaldığımız yerden devam ediyoruz. 3’üncü maddeyi okutmuştu k. Sayın Başaran’ın söz talebi var. Sayın Başaran, buyurun. AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) – Teşekkür ederim. Arkadaşlar, ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum. Öncelikle, 2’nci maddede konuşamadığım için Başkanlık Divanına teessüf ediyorum. Hani daha ağırını söylemek istemiyorum açıkçası çünkü şöyle bir durum söyleyecektim, var: belki Ben hepinizi konuşacaktım, ikna belki edecektim, çok belki muhteşem 2’nci şeyler madde geri çekilecekti, bence yani bu çok… Bir de ön yargılı bir bakış açısı ve duruştu. O açıdan, umarım önümüzdeki çalışmalarda bu tarz uygulamalara maruz kalmayız çünkü ben teamülü delmek istemedim, onu da açıklayayım; benim zaten söz talebim vardı, gerekçede konuşmak istemiyordum ya da önerge üzerinde, kendi söz talebim üzerine özellikle 2’nci mad dede konuşmak istiyordum çünkü bu tasarının en önemli maddelerinden biriydi 2’nci madde. Muhalefetin sözünü tamamen kesen, muhalefetin zaten kısıtlı imkânlarla olan kendini ifade etmesinin önünü kapayan maddelerden birinin daha aslında T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Uzman : ……………….Sayfa: 116 Stenograf : değiştirilmesi, muha lefete işte, “Siz susun, biz her şeyi düşünüyoruz, biz sizin yerinize de düşünüyoruz, size oy verenler yerine de düşünüyoruz, size oy verenler ve sizin yerinize de karar veriyoruz .” demekti, aslında az önceki uygulama da biraz buydu. O açıdan, ben hem 2’nc i madde üzerinde hem de 3’üncü madde üzerinde tekrar konuşmak istiyorum. Yani olur da belki yine fikrinizden vazgeçersiniz, olur ya hani böyle bir ışık yanar kafanızda, dersiniz ki: “Ya, doğru söylüyorlar, bir gün de muhalefeti dinleyelim yani bize belki doğru bir şey söylüyorlar.” Biraz o kendi öz güveninizden de vazgeçersiniz belki diyorum bu konuşmalarımla. Evet, arkadaşlar, dediğim gibi, ben hem 2’nci hem de 3’üncü madde üzerinde konuşmak istiyorum. Yani aslında ben Meclisin çalışma stili açısından zamanla ilgili bir probleminin olduğunu açıkçası düşünmüyorum. Yani birçok arkadaşımız konuştu, benden daha tecrübeli, daha bilgili, bu konuda akademik kariyer yapan, profesör unvanında arkadaşlarımız bu konuyla ilgili konuştu. Ben bütün hepsine katılıyorum am a birkaç ekleme daha yapacağım sadece. Ben bizim Meclis açısından zamanla ilgili bir problemimizin olduğunu düşünmüyorum, bence genel sıkıntı iktidarların kafa karışıklığından kaynaklanıyor. Şöyle bir örnekle açıklayayım: Yaklaşık -tam net tarihini hatırlamıyorum ama- bir buçuk sene önce falandı galiba, AB uyum yasaları, vize muafiyetiyle ilgili olarak biz birkaç gün boyunca o kadar hızlı bir şekilde çalıştık ki sürekli bir şekilde o kanunları yetiştirmemiz gerekiyormuş gibi bir hızla iktidar sürekli baskı yapıyordu, “Bu kanunu geçirelim. E, hadi geçirelim. Bu yasayı da geçirelim. İşte, vize muafiyeti geliyor.” gibi, yangından mal kaçırır gibi vize muafiyetiyle ilgili yasaları çıkardılar ama son iki yasa kaldı çünkü o arada biz Avrupa Birliğine rest çekmişt ik, “E, siz bizi kabul etmiyorsanız biz sizi hiç istemiyoruz.” demiştik ve politikamızı değiştirmiştik. T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ……………….Sayfa: 117 Bence işte, temel sıkıntısı iktidarların bu, her gelen iktidar kendi ideolojisini devlet ideolojisi hâline getirmeye çalışıyor, bunun üzerinden de her g ün yasalar çıkarıyor. Bakın, ben avukatım, her gün kanunlarda ayrı ayrı değişiklikler görüyoruz. Artık kanun değişikliklerini takip etmek gibi bir durumumuz yok. Bir kanun şöyle basılı hâle gelir ama biz bu basılı hâle gelen kanunların yanında her gün yasaların bilgisayardan içerisine çıkartılan atılmış, nerede kanun paketlerini çıkarıyorduk, torba bulacağımızı bilemediğimiz kanunları çıkartıyorduk. Bazı kanunların 10 defa değiştirildiğini biliyoruz. Yani daha fazla avukatlık yapan arkadaşlar bilir, artık değişiklik ne zaman yapıldı, niye yapıldı, neye göre yapıldıyı takip etme durumumuz bile yoktu, mahkemede öğrenen hâkimler vardı. Biz diyorduk ki: “Sayın hâkim, evet, siz eski kanunu söylüyorsunuz ama geçen hafta o kanun değişti.” Hâkim de şunu söylüyordu: “Ama bir ay önce de değişmişti bu kanun.” Yani dediğim gibi, bu, iktidarların kafa karışıklığıyla ilgili bir mevzu. İki yıl önce çözüm süreci varken birçok iyileştirme yapılacak diye bazı kanunlar çıkarıldı. İnsan hak ve özgürlüklerini kısıtlamanın ufak d a olsa önünü açmak için, o kısıtlamaların bazılarını kaldırmak için, işte, galiba taş atan çocuklarla ilgili de bir kanun çıkarıldı ve benzeri birçok kanun çıkarıldı ama sonra süreç tepetakla olunca bu sefer hak ve özgürlükleri nasıl daha fazla kısıtlarız diye her gün yine burada, Mecliste mesai yapmaya devam ettik. Bakın, bence asıl şurada araştırmamız gereken, dönüp bakalım, ne kadar yasa çıkarılıyor, bu yasalar neye göre çıkarılıyor, kimin isteğine göre çıkarılıyor, hangi konjonktürel duruma göre çıkarı lıyor, bunun üzerinden bakarsak emin olun, zaman tasarrufu yapmamıza gerek yok, muhalefetin sesini de kesmemize gerek yok. T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Kayıt: Anayasa Saat :11.00 Uzman : ……………….Sayfa: 118 Stenograf : Bakın, arkadaşlarımız birçok konuya değindi ama ben hani muhalefetin işin fiziki boyutunda da olması gereken bir kurum olduğunu düşü nüyorum. Çünkü eğer iktidar tez ise bunun antitezi muhalefettir. Yani siz bir şey söylersiniz, sonucunda bunun asıl karşısında demokratik biz başka ülkelerde bir olması şey iddia gereken ederiz, bunun bunun sentezinin oluşması gerek. Ama siz diyorsunuz ki: “Hayır, biz teziz ve sonuç, sentez de bizim tezimiz olacak, bunun haricinde hiçbir görüşü, hiçbir öneriyi kabul etmiyoruz.” Bu öneri ve bu görüş bir topluluğu, bir zümreyi firavunlaştırmaktan başka bir şey değil, firavunlaştırmaya götürür, onun haricinde demokratik bir ülke, demokratik bir sistem kurmanın önünü açacak bir şey değildir ve benim her konuşmamda ısrarla söylediğim bir şey var arkadaşlar, bizim öncelikle demokrasinin ne olduğunu konuşmamız gerekiyor. Eğer siz demokrasiyi “Ben yaptım, oldu.” üze rinden anlarsanız doğru, kendinize göre çok demokratsınız ama bize göre değilsiniz. Bakın, on yıl önce, on beş yıl önce karşısında durduğunuz bütün uygulamaları bugün kendiniz yapıyorsunuz, bugün mazlumken yarın mazlumlara zulmeden tarafta duruyorsunuz. Onun için biz, sizi sizden de koruyoruz arkadaşlar. Sizi sizin iktidarınızdan, sizi sizin egonuzdan korumaktır da bizim görevimiz. Bundan emin olabilirsiniz. Yani bizim burada işte, bir şeylerin önünü tıkayalım, Meclis çalışamaz hâle gelsin gibi bir niyetimi z yok. Arkadaşların birçoğu ifade etti, o gelen yasa tasarıları ya da gelen araştırma önergelerinin birçoğunun toplum tarafından ne kadar istenildiğini, toplumun ne kadar ihtiyaçlarına cevap olduğunu hepimiz gördük. Siz de vicdani olarak rahatladınız. Orad a insanlar gelsin, on -on beş dakika konuşsun. Niye bu kadar kendinizden korkuyorsunuz? Ve bence bir şey daha var, bence siz ikna edilmekten de korkuyorsunuz arkadaşlar, ikna edilmek istemiyorsunuz, “Aman muhalefet konuşursa doğru toplumu ikna edebilir.” di yorsunuz ama bir de sizi ikna T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Uzman : ……………….Sayfa: 119 Stenograf : edebilir, belki sizin o vicdanlarınıza seslenebilir, belki kafanızda kurduğunuz temel o kemikleşmiş düşüncelerinizi de değiştirebiliriz, bence bundan da korkuyorsunuz, muhalefetin sizin düşüncelerinize nüfuz etmesinden korkuyorsunuz. Ama korkmayın, bence eleştirilmek, eleştiri almak, dönüşmek, o da dediğim gibi, fiziksel bir şeydir yani bir insan da doğadaki herhangi bir şey de bir varlık da ilk dünyaya geldiği gibi kalmaz, sürekli değişim ve dönüşüm içerisinde olur, bu fiziğin kuralıdır, bu fiziğin kuralına karşı duramazsınız. Bırakın, sizi değiştirelim, dönüştürelim, geliştirelim, bundan korkacağınız bir şey yok. Bence bu egonuzdan da, hani o egolarınızı da biraz kırıp bizi de biraz dinleme zahmetine girin. Arkadaşlar, şimdi, arkadaşlar da yine dediğim gibi, defaten dile getirdi yani dışarıda bir OHAL süreci var, bence bu İç Tüzük’le beraber Meclisin içerisinde de bir OHAL ilanıdır. Yani şu anda bu Parlamentonun 12 milletvekili tutuklu, 11’i HDP, 1’i de CHP olmak üzere bu Parla mentonun 12 milletvekili tutuklu. İki gün önceki kanun hükmünde kararnameyle binlerce insan işinden, aşından edildi. Şu anda, bu saatlerde biz İç Tüzük’ü konuşurken insanlar, insan hakları savunucuları İstanbul Adliyesinde ifade veriyorlar ve büyük bir saçma yaftalamayla, ajan suçlamasıyla insanlar orada if ade vermeyi bekliyor. Yine, onlarca belediyeye kayyum atanmış durumda. İşte, böyle bir koşulda biz İç Tüzük konuşuyoruz. Ama bir de dediğim gibi, bence Mecliste de bir OHAL ilanına ihtiyacı demek ki varmı ş iktidarın Mecliste de OHAL ilan ediyor. İnsanlar dışarıda konuşamıyor, insanlar sosyal medya üzerinden yaptıkları bir paylaşım nedeniyle cezaevlerindeler. Şimdi diyorsunuz ki orada hallettik, insanları bir şekilde susturmayı başardığınızı zannediyorsunuz , işte, insanlar cezalandırma yöntemleriyle, cezalandırmayla, korkutmayla susturulmaya çalışılıyor. Bu sef er Mecliste de aynı yöntem uygulanmak isteniyor. Ne olacak? Mecliste eğer biz sizin düşünceniz haricinde, sizin ortaya koyduğunuz T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Uzman : ……………….Sayfa: 120 Stenograf : perspektif dışında b ir tanımlama yaparsak eğer o tanımlamanın karşısında para cezasına çarptırılıyor ya da kınama cezası veriliyor. Yani öyle bir Meclis ki, bir yasama organı, kendisini kendi ifade özgürlüğünü koruyamayacak bir Meclis, bir yasama organı bu halka nasıl daha de mokratik bir ortam sunabilir ki ya da nasıl insanların ifade özgürlüğünü koruyabileceğini savunabilir ki, bunu savunamaz arkadaşlar. Yani siz bize diyorsunuz ki -şimdilik bunu diyorsunuz yani birkaç gün sonra bir adım daha ileriye gideceğinizi biliyoruz çünkü adım adım gelişen bir durum - bugün: “Düşünün ama söylemeyin.” İki gün sonra ne olacak? “Düşünmeyin.” mi olacak? “Hiçbir şey düşünmeyin, sadece bizim istediğimiz şekilde düşünün.” mü olacak? Bunun başka bir açıklaması yoktur. Biz sizden farklı olduğumuz için zaten bu sıralardayız, muhalefet sıralarındayız. Eğer sizinle aynı düşünceyi paylaşıyor olsaydık, sizinle aynı perspektifle aynı paradigmayı savunuyor olsaydık o zaman Mecliste iktidara, muhalefete, A partisine, B partisine ihtiyaç olmazdı, hepsi tek parti çerçevesinde toplanır, buna göre siyaset yürütürdü ama ondan demokrasi çıkar mıydı? Çıkmazdı arkadaşlar. Gelsin, bütün anayasa hukukçularını getirelim buraya, bütün doktrini araştıralım, böyle bir demokrasi tanımı olamaz. bizdensiniz Topluma ya Siz diyorsunuz konuşamazsınız. yaptığınızı bugün ki: Ya halkın “Ya bizd ensiniz bizdensiniz iradesine, ya ya yoksunuz. Ya cezalandırılırsınız.” Meclise de yapmaya çalışıyorsunuz, bunun da kabul görmesini bekliyorsunuz. Peki, bunun Orta Çağ uygulamalarından ne f arkı var, bir bana söyleyin. Orta Çağ’da da aynı şeyi yaptılar. Orta Çağ’da insanlara, kadınlar hekimlik yaptığı için “cadı” dediler, kadınları diri diri yaktılar. Yine Orta Çağ’da Galileo dünyanın yuvarlak olduğunu iddia etti ama kilise “Yok, dünya yuvarl ak değil, köşesine giderseniz düşersiniz.” diyordu. E, eğer Galileo cesaretli olmasaydı, her şeye rağmen, engizisyonda yargılanmaya rağmen, cezaya rağmen bu düşüncesini T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Uzman : ……………….Sayfa: 121 Stenograf : savunuyor olmasaydı belki biz hâlâ köşesinden düşeceğimiz bir dünya tasavvur ediyor olu rduk, hâlâ köşesine gitmekten korktuğumuz bir dünyayı düşünürdük. Ama uygulamaları cesaretli getirin, yine insanlar her cesaretli zaman insanlar çıkar. çıkacak, Bakın, yine siz bu insanlar düşüncelerini söyleyecek, cezalandırmaya rağmen söyleyecek, kısıtla maya rağmen söyleyecek ama bu ülke yüzyıl geriye gitmiş olacak, bu ülke Avrupa’nın Orta Çağ’ını 21’inci yüzyılda yaşamak zorunda kalacak. Eğer buna siz “Tamam.” diyorsanız diyecek bir şey yok. Zaten -elhamdülillah - bütün dünyaya rezil olmuş durumda Türkiye . Yani bakın, Guantanamo’yu övünür durumdayız arkadaşlar, böyle bir şey yok. Guantanamo, Birleşmiş Milletler tarafından bütün dünyada kamuoyunda en büyük işkencelerin olduğu söylenen bir yerdir. Biz kalkıp bugün o uygulamaları nasıl savunabiliriz? Eğer o uygulamaları savunuyorsak, tabii ki dünya kalkıp Türkiye’nin demokratik olmadığından söz edecek, tabii ki Avrupa Birliği “Sizi almam.” diyecek. Biz meydanlarda idam taleplerine “Gelsin, tamam.” dersek, her gün idam naralarını dinlersek tabii ki Avrupa bizi istemeyecek. E, bunun karşısında biz söz söylediğimiz için de cezalandırılacağız; oldu, tamam, biz de bunu kabul edeceğiz. Eğer böyle zannediyorsanız yanılıyorsunuz. Ama dediğim gibi, vallahi, biz sizi de koruyoruz, hepinizi koruyoruz, farklı düşünceleri koruyoruz. Bu Mecliste bir sürü düşünceden insan var. Bu Mecliste Ermeniler var mesela, onlar Ermenilerle ilgili olayı farklı yorumluyor, tarihçiler de farklı yorumluyor, bir sürü yorum şekli var. Biri çıkıp bir düşünceyi ifade ederse, bunun karşısında cez alandırılırsa biz nasıl bir gelişmeden söz edeceğiz, insanlar nasıl tartışacak bunu? Tarihçiler tartışsın dışarıda, milletvekilleri içeride tartışmasın. Milletvekilleri “Dersim katliamı” diyemeyecek ama. Dersim’de binlerce insan katledilmiş olacak ama geli p burada insanlar “Dersim” ya da “Dersim katliamı” diyemeyecek. Osmanlı T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ……………….Sayfa: 122 döneminde kayıtlarda olmasına rağmen, yine Türkiye Cumhuriyeti’nin Türkiye Büyük Millet Meclisinin kendi tutanaklarında “kürdistan” ibaresi geçmesine rağmen, Türkiye’de “kürdistan” adı nı taşıyan bir parti olmasına rağmen Mecliste milletvekilleri “kürdistan” diyemeyecek. Böyle bir anlayış olamaz, böyle bir anlayışla ileriye de gidilemez. Bir defa başlangıç yanlış. Sürekli aynı şeyi söylüyoruz. Bakın, başladığınız nokta yanlışsa varacağın ız sonuç da yanlış olacak, buradan başka bir şey beklemeyin. 2+2=4, 5 çıkarabiliyorsanız diyecek bir şeyim yok ama siz sürekli 2+2’den 5 çıkarmaya çalışıyorsunuz, bütün politikalarınız bunun üzerine kurulu. Şimdi, bu Komisyon salonu çok şey gördü. Bu Komi syon, iki yıllık süreç içerisinde en fazla ihlalin olduğu komisyon olarak konuşuluyor. Bir, bu Komisyonda, bu odada milletvekillerinin dokunulmazlığı kaldırıldı. İkincisi, bu Komisyonda, yine bu salonda bir Anayasa değişikliği, bir rejim değişikliği yapıldı; ülkenin kaderini tamamen değiştirecek, ülkenin bütün kaderini tek bir kişinin eline verecek bir Anayasa değişikliği yapıldı. Bugün bir adım daha ileriye götürüyorsunuz, diyorsunuz ki: “Biz Meclisin kapatılmasını istiyoruz.” Tamam, kapatın, şu anda zaten fiiliyatta hiçbirimizin, hiçbirinizin söz hakkı yok. Yani kimse bana şeyden söz etmesin, “Biz bu kanunları biliyoruz, bu kanunları bildiğimiz için getiriyoruz, bunu destekliyoruz.” demeyin; böyle bir şey yok zaten ama diyorsunuz ki: Var olan fiilî yapıyı da bitirelim, Meclisin kapısına kilit vuralım. Biz diyoruz ki: Mecliste temsilî demokrasi bile yetersiz, bunun daha radikal bir şekilde başka bir sisteme dönüşmesi gerekiyor. Biz bu tezi savunurken, siz “Hayır, tek bir kişi hepimizle ilgili karar verebili r.” diyorsunuz. Ama arkadaşlar, bir yıl sonra, iki yıl sonra, üç yıl sonra, beş yıl sonra Diyarbakır’da o Diyarbakır Cezaevinin nasıl müze olması konuşuluyordu ya bu salon utanç müzesi olacak, Türkiye’nin bütün utançlarının konuşulduğu ve T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Uzman : ……………….Sayfa: 123 Stenograf : ona onay veren yer olarak, Meclisin kapısına kilit bile vurulsa burası utanç müzesi olarak kalacak; bundan hepiniz emin olabilirsiniz. Ama bu yol, yol değil. Dediğim gibi, sizden, hepinizden daha az şey biliyor olabilirim, hiç “Ben çok biliyorum.” demem ama bir gün olsu n, birazcık bizi dinleyin. Dönün, daha on beş yıl önceki hâlinize bakın, iktidar olmadan önceki hâlinize ve çabalarınıza bakın ve bugünkü politikalarınıza bakın, aradaki uçurumu görün, kendinizle yüzleşin. Bakın, muhalefet, iktidarın aynasıdır arkadaşlar. Siz kendinizi görmüyor olabilirsiniz, hatalarınızın farkında olmayabilirsiniz ama sürekli, bizim söylediklerimize kulak tıkayarak çözüm bulamazsınız. Biraz bizi dinleyin. Aynanız biziz, muhalefettir. Demokrasi böyle bir şeydir. Evet, şimdi, ben aslında bu süreç içerisinde biraz 2’nci maddeden söz etmek istedim yani muhalefete yapılmak istenen durumla ilgili. Bir de 3’üncü madde diye bir maddemiz var. Aslında bence bu İç Tüzük’ün tamamı geri çekilse hepiniz açısından daha hayırlı olacak da bir bakalım, birbi rimizi ikna edebilecek miyiz? 3’üncü maddede de gelen… Kırkyılda bir bir milletvekili bir yasa teklifi getirebiliyor Meclise, kırk beş gün incelenmezse eğer o yasa teklifi Mecliste görüşülebiliyor. “Hayır, yasa tasarısı sunmak sadece bizim tekelimizde olacak, teklif sunmak sadece iktidarın tekelinde olacak.” diyorsunuz. Lütfedip “Haftada bir bir milletvekili bunu yapabilir.” diyorsunuz. Böyle bir demokrasi anlayışınız var zaten sizin. Yani hesapladığınız süre on dakika mı? On dakikayla neyi kaybediyoruz? Ne kaybedeceğiz ya da ne kazanacağız? On dakika, on beş dakika, yarım saat olsun; bir milletvekili geliyor, orada bir kanun tasarısı ya da önergesi üzerinde konuşuyor diye bu Meclis çalışamaz bir hâlde mi? Değil. Mesele o değil. Mesele, dediğim gibi, nasıl k i sistemi tek kişinin eline verdiniz, tek adam rejimi hâline geldi, şu anda bütün Meclisi de T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Uzman : ……………….Sayfa: 124 Stenograf : tek tipleştirme harekâtıdır bu, başka bir adı yok bunun. Hepimiz tek tip olacağız, hepimiz sizin gibi düşüneceğiz. E, ben sizin gibi düşünmüyorum, buna engel olabi lir misiniz? Hayır. Tamam, söylememe engel olabilirsiniz, onun önünde durabilirsiniz ama nereye kadar benim düşüncemi engelleyebilirsiniz? Ben düşünmeye devam ederim ve bir gün gelir, bu düşünen insanların sesleri daha da yüksek çıkar. Siz insanların düşü ncelerini ifade etmelerini engellerseniz toplumsal kaosu getirmekten başka bir sonuç çıkmaz bundan. İnsanlar gelip kendini ifade edecekler. İnsanlar kendi iradeleri, kendi seçtikleri vekiller üzerinden kendi düşüncelerinin Mecliste ifade edildiğini görecek . Bunu görmezse nasıl bir yönteme başvurur? ”Çözüm bulamıyoruz .” diye sokaklara mı dökülsün insanlar? Ne yapsınlar, nasıl ifade etsinler kendilerini? İnsanlar basın açıklaması yapamıyor OHAL’den, yürüyüş yapamıyor; ne yapsın insanlar? E, Meclisi de siz böyle çalışamaz hâle getirdiniz, milletvekilleri de konuşamayacak. E, zaten 12 milletvekili içeride, zaten biz her gün tutuklanma tehlikesiyle ya da tutuklanma tehdidiyle yüz yüzeyiz. İşte geçen bir hafta içerisinde 3-4 arkadaşımızla ilgili hüküm verildi. Böy le bir sistem içerisinde insanlar kendini ifade edemezse ne olur? Kaos olur arkadaşlar, kaos. Bakın, biz size 15 Temmuz darbesi öncesinde de söyledik, ben de söyledim, gruptaki bütün arkadaşlarımız da defaatle söyledi; “Eğer bu ülke demokratikleşmezse her zaman darbe tehlikesiyle karşı karşıya kalır.” dedik, hâlâ diyoruz. Bu ülkeyi tek bir şey kurtarır. Bu İç Tüzük’le biz ne kazanacağız? Hiçbir şey. Ya da bu Anayasa değişikliğiyle ne kazandık? Hiçbir şey. Bu ülkeyi tek bir şey kurtarır, demokratikleşme, ha lkların birbiriyle barışını sağlama; başka bir şey yok. Siz bir halkın dilini “X” diye geçirirseniz bu insanlar kendilerini nasıl ifade etsinler? Fark etmez hangisi olduğu, bütün diller açısından böyle bu. Bir halkın… T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ……………….Sayfa: 125 BAŞKAN – Sayın Başaran, toparlar mısın ız lütfen. AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) – Benim diğer maddeden de kalan sürem vardı Başkan. BAŞKAN – Sayın Başaran, lütfen toparlar mısınız. AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) – Toparlayacağım. BAŞKAN – Peki, sağ olun. AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) – Şimdi, bu insanlar ı siz hiçbir yerde kendilerini ifade edemez hâle getirirseniz bu insanlar ne yapacak, bence bunu düşünün. Bakın, ben bir film önermiştim, tekrar öneriyorum, zeytinin hikâyesi vardı, bence onu izleyin. Siz zeytini yasaklarsanız insanlar başka yollara gider, bunu bir düşünün. Evet, arkadaşlar, bir de ben aslında belki hepinize gelmiş olan bir kitabı göstermek istiyorum, parti sözcümüz Sayın Ayhan Bilgen galiba bütün gruplara, bütün milletvekillerine gönderdi. “Gereği Düşünüldü: Açık Mektup” diye bütün millet vekili arkadaşlarımıza gönderildi diye düşünüyorum. Yani şu anda bir milletvekili arkadaşımız tutuklu, bizim parti sözcümüzdü. Bugün burada kendi düşüncesini ifade etmesi gerekirken… Bence hepiniz aynı şeyi düşünüyorsunuzdur, Sayın Bilgen burada olsaydı be nce hepiniz açısından büyük bir kazançtı, hepinizin ufkunu açacak çok güzel şeyler söyleyebilirdi. Bunu iktidardan muhalefete hiç kimsenin reddetmeyeceğine inanıyorum, en azından bu kadar vicdanlı olduğunuzu düşünüyorum bu konuda, onun bilgisi ve düşünceleri açısından. Burada olsaydı belki şu anda bu ortam bambaşka bir şey olurdu. Bir kitap yazmış ama cezaevinden “Görülmüştür.” ibaresini taşıyan bir kitap bu. Ben son, bu kitaptan o yoksa bile onun adına birkaç cümleyi buradan okumak istiyorum. O burada olma yabilir ama kendi ifadeleriyle birazdan okuyacağım gibi, kimin özür olmadığını biz bilemeyiz. Bazen özgürlük dışarıda olmak değildir. Bazen nerenin özgürlük getirdiğini T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ……………….Sayfa: 126 bilemeyiz. Onun için ben onun birkaç cümlesini okuyup bitireceğim ama umarım, dediğim g ibi, bazen muhalefeti dinlersiniz. Dinlemek iyidir, birbirini anlamak da iyidir. “Özgürlük demir kapıyla, dört duvarla, tel örgüyle, penceredeki parmaklıklarla engellenebilecek bir şey değildir. Zihinde, yürekte başlar özgür olma iddiası. Özgür olmayanın n e inancı olur ne ahlakı ne de aklı. Ben özgür olduğuma inanıyorum, en azından öyle olmaya çalışıyorum. Özgür olmayan biz değiliz; koltuklarını, rozetlerini kaybetme korkusuyla bildiği gerçeği söylemeyenler, inandıkları gibi hareket etmeyenler, tehlikeyi gördüğü hâlde kafalarını kuma gömmeyi tercih edenlerdir. Ne diyelim, cezaevi tabiriyle ‘Allah kurtarsın.’ ‘Baskının arttığı ortamlarda mizah gelişir.’ diye boşuna dememişler. Onun için bazen gülmek, gülüp geçmek en devrimci eylem kabul edilir. Meşhur fıkradı r; papağan, sahibinin hoşuna gitmeyen sözü tekrarlamaktan men edilince meramını iki kelimeyle anlatmaya devam etmiş: ‘Anlarsınız ya.’” İşte, arkadaşlar, siz o Meclis kürsülerine bizim kendi ortak tarihimizdeki bütün cümleleri de yasaklasanız, biz o Meclis kürsüsüne bütün paralarımız –hani paraya bağladınız ya - bitse bile çıkar deriz ki: “Anlarsınız ya.” Bunu deriz, emin olun ki deriz. Hepinizi saygıyla selamlıyorum. Teşekkür ederim. BAŞKAN – Sayın Başaran, ben teşekkür ediyorum. Söz sırası Sayın Murat Em ir’de. Sayın Emir, buyurun. MURAT EMİR (Ankara) – Teşekkür ederim Sayın Başkan. Ben de 3’üncü maddeyle ilgili olarak söz almış bulunuyorum. Şimdi, bu madde son derece sakıncalar içeren bir madde. Öncelikle, ne getiriyorsunuz bu maddeyle? Tasarı ve tekl ifler komisyonda görüşülemiyorsa kırk beş gün içerisinde, sahibinin istemi üzerine Genel Kurulda beş dakika görüşülecek, beş dakika da o konuda bir başka milletvekili konuşacak, hepsi T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Kayıt: Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 bu. sahibi konuşacak, daha konuşacak. Teklifin milletvekili Milletvekilinin tek başına, Uzman : ……………….Sayfa: 127 Stenograf : bir de o Şimdi, müstakilen, teklifin bu sahibinden bir engellenmeye grubuna bağlı başka çalışılıyor. olmaksızın görev yapmasının önü tıkanmaya gayret ediliyor. Aslında, bu teklifin bütününü incelediğimizde, temel amacın milletvekillerinin, muhalefetin, iktidar milletvekillerinin, her kim olursa ama söz talep eden, söyleyecek sözü olan kim varsa onun sesini kısmak, sesini boğmak, söz hakkını yok etmek üzerine çalışıldığı ortada. Sanki açmışlar, bakmışlar, maddeleri bir bir gözden geçirmişler, nerede muhalefetin konuşabileceği, nerede sesini duyurabileceği bir beş dakika, iki dakika, üç dakika varsa bunu yok etmeye gayret etmişler. İşte, bu da onlardan birisi. Getirilen düzenlemeyle deniyor ki: “Her hafta salı günü ayrı bir siyasi parti grubundan bir milletvekili bu hakkı kullanabilir ve bir milletvekili de bir yasama yılında ancak bir kez bu hakkı kullanabilir.” “Peki, niye böyle bir yola gidiliyor, ihtiyaç nedir?” diye gerekçeye bakıyorsunuz, gerekçede diyor ki: “Aynı gruba mensup milletvekil i ya da milletvekillerinin bu uygulamayı istismarının önüne geçilmesi.”, amaç buymuş. Şimdi, bir defa milletvekilinin kim olduğunun üzerine bir kafa yormamızda fayda var. Elbette milletvekili sıklıkla bir siyasi partinin üyesi ve bir Meclis grubunun üyesi ama her zaman böyle olmak zorunda değil. Bağımsız milletvekilleri var veya grup kuramamış milletvekilleri var. Bunun ötesinde, grubu olan bir milletvekili açısından da yine her zaman grubuyla beraber hareket etmesi, grubuna bağımlı olması beklenemez. Bili yorsunuz, Anayasamız gereğince her milletvekili, seçildiği bölgenin değil, tüm Türkiye’nin temsilcisidir ve yine Anayasamızın kimi maddelerdeki sözüne ve de ruhuna baktığınız zaman, milletvekilinin tek başına görev yapması asıldır, kendi iradesiyle görev yapacaktır. Kimi konularda grup kararı almanın olanağı T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Uzman : ……………….Sayfa: 128 Stenograf : yoktur, kimi konularda milletvekilinin kendi teklifini veya milletvekillerinin teklifini getirmesi beklenir. Dolayısıyla, buradan anlamamız gereken, milletvekilinin Meclisin temel birimi olduğudur, teme l yapı taşı olduğudur ve grup önerisinden veya başka, İç Tüzük’ten kaynaklanan haklarının da ötesinde, tek başına kullanması gereken hakları olmalıdır ve bu düzenlemeyle bir defa bu hak açıkça ihlal edilmektedir. Milletvekilinin tek başına, önemsediği bir konuda teklif vermiş bir milletvekilinin bu konu hakkında Meclisin gündemini beş dakika işgal etmesi fuzuli bir işlem, bir uygulama gibi düşünülmemelidir. Bunun düşünülüyor olması da son derece antidemokratik bir uygulamadır ve milletvekilinin saygınlığını da hiçe sayan bir uygulamadır. Şimdi, tekrar gerekçeye dönelim. “İstismarın önlenmesi” deniyor. “İstismar nedir?” diye bakarsanız –ben sözlüğe de baktım “Acaba yanılıyor muyum?” diye - istismar “çıkar sağlamak, sömürmek, kötüye kullanmak” anlamına geliyor . Şimdi, bir defa bu son derece yanlış bir sözcüktür, bunun değiştirilmesi lazım. Niye? Çünkü bir milletvekili veya bir partiye, bir gruba ait milletvekilleri kanunun, İç Tüzük’ün hükmü gereğince teklif vermişler, süresi içerisinde beklemişler ve bu 37’nci maddeden yararlanma olanağını bulmuşlar. Bunların hepsi hukuka uygun. Bu niye suistimal olsun? Yani, bir kişinin veya bir gruptan birkaç kişinin bu hakkı kullanıyor olması niye istismar sayılsın, niye kötüye kullanmak olsun? Bu kabul edilemez bir şey. Biz im milletvekilimiz Sayın Sezgin Tanrıkulu da görevini yapmış, sorumlu bir milletvekili olarak çok sayıda kanun teklifi vermiş ve buradan kaynaklanan hakkını da kullanıyor. Üstüne üstlük -kendisi burada olmadığı için bunu ifade etmek zorundayım - muhalefetten söz isteyen, bizim partimizden veya başka partilerden söz isteyen herkese de bu hakkını devretmeyi de bilmiş. Yani, burada bencilce bir tavırdan öte, muhalefetin sesini yükseltmeye dönük bir çaba var. Bu aslında kutlanması gereken bir çabadır, önemli bir çabadır T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Uzman : ……………….Sayfa: 129 Stenograf : çünkü sabahtan beri oturumlarda bahsediyoruz, elbette Hükûmetin, siyasi iktidarın Meclis gündemini belirlemesi, domine etmesi, inisiyatifi elinde tutması olağandır, normaldir, beklenir ama “Sadece biz konuşacağız, sadece bizim getirdiğimiz yasa ta sarısı konuşulacak, başka kimsenin beş dakika dahi konuşmaya ihtiyacı yok, gerek yok.” denmesi hiçbir şekilde kabul edilemez. Bu Meclis, bu milletin meclisidir; siyasi iktidarın, AKP Grubunun meclisi değildir. Dolayısıyla da muhalefetin kendi adına önemsed iği bir teklifle ilgili olarak beş dakika konuşması çok görülmemelidir. Peki, bunu bir istismar konusu olarak gören anlayış bugüne kadar ne yapmış? Burayı önemsiyorum arkadaşlar. Bakın, 26’ncı Dönemde kanun teklifleri ne kadar verilmiş, hangi grup ne kada r vermiş? Ben merak ettim, baktım. Bunlar Kanunlar Kararlardan alınmış sarih rakamlardır. AKP Grubu onca milletvekiline rağmen yani 317 milletvekiline rağmen 34 kanun teklifi vermiş, MHP Grubu 252 kanun teklifi vermiş, HDP Grubu 99 kanun teklifi vermiş, CH P Grubu –sıkı durun - 1.394 kanun teklifi vermiş. Neymiş? Cumhuriyet Halk Partisi Grubu kanun teklifi verme konusunda çalışkanmış. Peki, şimdi AKP’li milletvekillerinin tembelliğini, görevini ihmal etmesini, çalışmamasını, yasa teklifi hazırlamamasını, yasa teklifi hazırlamak yerine, tasarılarla hükûmetin yani bürokrasinin çalışmasına Meclisi feda etmesini ödüllendirmek zorunda niye oluyoruz? Bu yaptığımız uygulamayla bunu yapmış olmuyor muyuz? Her parti grubu haftada bir gün kanun teklifi getirecekmiş. Ne m ünasebet? Biz getirmişiz 1.394, AKP Grubu getirmiş 34; buna hanginiz “hakkaniyetli” diyebilir, var mı içinizde birisi “hakkaniyetli” diyecek? Bakınız, dünyada en büyük eşitsizlik, eşit olmayanlara eşit davranmaktır. Biz hükûmet değiliz, tasarı getirme ola nağımız yok; teklifle geliyoruz, çalışıyoruz ve 1.394 teklif getirmişiz. Ama biz dört haftada bir, 1 Salı günü konuşacağız, AKP Grubu da onca gücüne karşın, bütün tasarıları T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Uzman : ……………….Sayfa: 130 Stenograf : kendi getiriyor olmasına karşın ve şimdiye kadar da koskoca 26’ncı Dönemde 34 teklif getirmiş olmasına karşın ayda 1 defa konuşacak, bizim kadar. Buna da “eşitlik” diyeceksiniz, döneceksiniz gerekçeye de “istismarın önlenmesi” diyeceksiniz. Buna uygulamadır. kargalar Üstelik bile şundan güler da arkadaşlar. adım gibi Bu çok e minim: haksız bir Bunu da kullanmayacaksınız. Biz onu alt komisyonda sorduk, şimdi de soralım, bu teklif sahiplerine soralım: Peki, Meclis grubu… Olsalardı soracaktık diyelim çünkü sahipleri de yok burada. Bir Meclis grubu bu hakkını kullanmaktan imtina ederse ne ola cak? Yani, Meclisi böylesine değersizleştirmeye, böylesine işlevsizleştirmeye kimin hakkı var? Kanuna yazacaksınız her hafta biri getirecek, ondan sonra AKP getirmeyecek, MHP çok büyük ihtimalle getirmeyecek, ondan sonra, bizim her hafta kullandığımız hakk ımız dörtte 1’e düşecek bunca çalışıyor olmamıza rağmen ve üstelik elimizde başka bir olanak kalmamış olmasına rağmen, buna da “istismarın önlenmesi” diyeceksiniz. Anayasa Komisyonu gibi teknik bir komisyonun, bu kadar hukukçulardan oluşan bir komisyonun b öylesine açık bir eşitsizliği, haksızlığı bu kadar göstere göstere yapmasını ben içime sindiremiyorum, bunun düzeltilmesi lazım. Bunun ötesinde arkadaşlar, bir nokta daha var; bir milletvekili bir yasama döneminde en fazla 1 defa getirecek. Neden? Yani, b unun bir anlamı olması lazım. Ne hakla? Adam teklif ini getirmiş, çalışmış, sırasını beklemiş, kanunun, İç Tüzük’ün gereğini yerine getirmiş; “Yılda 1 defa getirebilirsin.” Neden? Bu sorunun cevabı da yok. Dolayısıyla bu aslında Meclis çalışmalarını yersiz gören, muhalefetin konuşmasını istemeyen, muhalefetin sesini boğan ve Meclisi parça başı çalışan, fabrikasyon usulü çalışan, yapboz yasalarını yapan ve kaliteden çok niceliği önemseyen ve Meclisi küçümseyen T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ……………….Sayfa: 131 bir anlayışın uzantısıdır. Dolayısıyla, bu 37’nci maddenin mutlaka bu dediğim çerçevede düzeltilmesi gerekiyor. Saygılarımla arz ederim. BAŞKAN – Sayın Emir, teşekkür ediyorum. Söz sırası Sayın Tanal’da. Sayın Tanal, buyurun. MAHMUT TANAL (İstanbul) – Teşekkür ediyorum Değerli Başkan. Değerli milletvekilleri, Değerli Meclis Başkan Vekili; hepinizi saygıyla, hürmetle selamlıyorum. Şimdi, İç Tüzük’ün 37’nci maddesinde aslında bizi susturmakla, daha doğrusu milletvekillerinin burada susturulmasıyla bu kötülük kime yapılıyor? Aslında bu kötülük topluma yapılıyor. Niçin topluma yapılıyor? Somut bir örnekle konuyu anlatmak isterim: Türkiye’de şu anda organ bekleyen 250 bin vatandaşımız var. Gerek Belçika’da gerek İran’da kişi reşit olmuşsa, akli melekeleri yerindeyse, eğer yasaklamamışsa organları bağışla nmış farz edilir. Bunun dinen bir sakıncasının olup olmadığı hususunda Diyanet Başkanlığına ben Bilgi Edinme Kanunu uyarınca sordum, sakıncasının olmadığına ilişkin bu konuda yazı da verdi bana ve bunu ilişkilendirerek böyle bir kanun teklifi verdim, Türkiye Büyük Millet Meclisine geldi ancak 37’nci maddeye göre geldi ve oylandı, reddedildi. Bu 24’üncü Dönemdi, 26’ncı Dönemde yeniledim yine bunu. 24’üncü Dönemde Tülin Abla’mız vardı, profesör doktor -Sayın Aydın Bey çok iyi bilir - Samsun Milletvekilimiz, AK PARTİ’den, dedi ki: “Ya Mahmut Bey, böyle bir teklif verdin, ben de hekimim, hakikaten çok insani anlamda verdiniz. Bu çok doğru. Niye bu işi reddettik?” Dedik ki: Yani onu ben bilemem ki üstadım, siz doktorsunuz, hekimsiniz, bu konuda ben desteğinizi bek lerdim. ama maalesef reddedildi. Yani, değerli arkadaşlarım, burada muhalefetin bu şekilde kanun teklifleri vermesi kimin için yararlı? Aslında siyasi iktidarın da T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ……………….Sayfa: 132 kendi boşluklarını, yapmadıklarını en azından bu vesileyle görüp toplum yararı için, toplumu n gelişmesi için, toplumun huzuru, refahı, mutluluğu için bence bu gerekli, bu zorunludur yani bir milletvekilinin hatta ödüllendirilmesi lazım, ona teşekkür edilmesi lazım. Ve burada gelişimin, hukukun önündeki gelişimin de yollarını bu kanallarla açmış o luyoruz. Eğer biz 37’nci maddeyi bu şekilde kısarsak gerçekten gelişimin de önünü kapatmış oluruz. Mesela, 24’üncü Dönem en fazla kanun teklifi veren arkadaşlarınızdan bir tanesiyim. Diyeceksiniz ki “Ya Mahmut Tanal, bunu nereden buluyordunuz, ne yapıyordunuz?” Bir: Ben Danıştay Kararlar Dergisinin abonesiyim. İki: Yargıtay Kararlar Dergisinin abonesiyim. Üç: Yargıtay kendi bünyesinde Yargıtay Dergisi çıkarıyor, onun da abonesiyim. Bakın, bunlar milletvekili olduğumuz için bize ücretsiz gönderilen dergiler değil, parayla aldığımız dergiler. Ayrıca -tabii reklam olacak ama olsun, ne yapayım ben şimdi - burada Ankara’da bulunan Seçkin Yayınevine, Adalet Yayınevine, Yetkin Yayınevine gidin, deyin ki “En fazla kitap alan milletvekili kimdir?” Ben ile İyimaya’nın dışında kimsenin adı geçmiyor arkadaşlar. Peki, durup dururken… Ben hatta eşimle bakın… Diyor ki: “Ya arkadaş, sen bunları, kitapları ne yapacaksın?” Gümrükten geçerken nasıl gümrük memurundan kaçak kitap sokuyorsanız ben de evime kaçak kitap sokuyorum ar kadaşlar. Bu kitapları niçin sokuyorum? Okuyarak, kendimi geliştirerek ben nasıl Parlamentoda verimli olabilirim? Bunu da okurken kanun teklifleriyle pekiştirmek zorundasınız arkadaşlar. Peki, bu kanun tekliflerini getirmekle kötü bir şey mi yapıyoruz biz arkadaşlar? Bence buna teşekkür edilmesi lazım yani burada hem hukukun gelişiminin önünü açmaya çalışıyoruz hem de vatandaşa faydalı olmaya çalışıyoruz ve siyasi iktidar da en azından “Ya arkadaş, demek ki böyle bir boşluk var, böyle bir alan var; niye biz bundan yararlanmayalım?” T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Uzman : ……………….Sayfa: 133 Stenograf : Şimdi bunun engellenmesiyle neler oluyor? “İstismarın önlenmesi.” Burada aslında siyasi iktidar bunu engellemekle, dayandığı gücüne dayalı olarak kendisi bunu istismar ediyor. Biz iktidarın istismarı karşısındayız şu anda. Burada kanun teklifini verenler bu işi istismar etmiyor. Burada, bir, bunun engellenmesiyle… Gayet rahat, açık ve net, bizim mevcut olan Anayasa’mızın 26’ncı maddesi diyor ki: “Herkes düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim ve başka yollarla tek başına veya top lu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir.” Bunu benim, bunu bizlerin Anayasa’nın 37’nci maddesi uyarınca -bu hakkımızı- elimizden almak Anayasa’nın 26’ncı maddesine aykırı. İki: Anayasa’nın 27’nci maddesi: “Herkes bilim ve sanatı serbestçe öğrenme, öğretme…” Öğretme Anayasa’mızın coğrafyaya 12’nci karşı yükümlülüğümüz maddesinde ödev ve bizim de var burada ailemize, sorumluluklarımız bizim. topluma, var. Biz Burada yaşadığımız bu ödev ve sorumluluklarımızın gereği gerek Anayasa’nın 12’nci maddesi gerek 24’üncü maddesi uyarınca yerine getirmeye çalışıyoruz. Şimdi, burada eğer gerçekten “hakkın kötüye maddesinin kullanılması, yollamasıyla istismar” Avrupa diyorsak Anayasa’mızın 90’ncı Hakları Sözleşmesi’nin 17’nci İnsan maddesindeki hakkın kötüye kullanılm ası yasağıyla karşı karşıya kalıyorum iktidar. Burada iktidar hakkını kötüye kullanıyor, çoğunluk sayısı var “Ben bu düzenlemeyi getiriyorum, bundan sonra 1 milletvekili bir yıl içerisinde 1 sefer bu konuda konuşabilir.” Aslında bugüne kadar bir tartışma M ecliste yaşanmadı yani sırayla ilgili, kanun teklifiyle ilgili yaşanan bir sorun olmadı. İktidar partisinden arkadaşlarımız da zaten bugüne kadar tek başına kanun teklifi veremiyorlar. Neden veremiyorlar? Verdikleri zaman yarın, öbür gün grup diyecek ki: “ Kardeşim, grup disiplinine uymadın, hadi parti disiplinine.” sevk edilebiliyor bu iktidar partisi tarafından. Yani, onun için buradaki bu hakkı bugüne kadarki üç muhalefet partisinden herhangi bir şikâyeti olmadı, T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Uzman : ……………….Sayfa: 134 Stenograf : herkes gayet rahat, bu konunun kanun tekli fi açısından bir sıkıntısı yoktu. Burada, aslında Anayasa’mızın 13’üncü maddesinde diyor ki: “ Temel hak ve özgürlüklerin sınırlanması Anayasa’nın sözüne, ruhuna, demokratik toplum düzeninin gereklerine ve ölçülülük ilkelerine aykırı olamaz. ” Bu sebeple, Başkan, Sayın bu hükme de aykırı ama en önemlisi mesele devlet. Anayasa’nın 5’inci maddesinde kişinin önündeki temel hak ve özgürlükleri engelleyici kısımların kaldırılması gerekir, devletin temel görevlerinden. 17’nci maddesi, kişinin maddi ve manevi gelişi mi için… Sayın Üstadım Zekeriya Bey Bursa’da baro başkanlığı yaptı. Ne yaptılar? Kendi bünyelerinde değişik değişik komisyonlar kurdular. Ne için? Hukuk gelişimi için. Bu hukuk gelişimini yaparken kendi zevki, keyfi veya maddi anlamda para kazanmak için mi? Değildi. Neydi? Topluma hizmet içindi, toplumun faydalanması içindi, yararlanması içindi. Peki, Sayın Zekeriya Başkan, şimdi kanun teklifini sürekli siz verirseniz, ben verirsem bunun yararı benim şahsıma mıdır, yoksa sizin şahsınıza mıdır, bu topluma mı dır, bu Meclise midir? Bunun yararı aslında Meclise. Ama burada, Anadolu’da bir söz var: “Salla başını, al maaşını.” Yani aslında Anadolu’da –kabul etmediğim bir düşünce - milletvekillerine o deniliyor: “Salla başını, al maaşını. Ya, sana ne kanun teklifind en? Sen niye kanun teklifi vereceksin ki? Sen suskun, sessiz davran, altta kalanın canı çıksın.” Bunun manası bu. Bu, Türkçe böyle okunur. Yani, biz de diyoruz ki: Ya, arkadaşlar, burada netice itibarıyla kanun teklifinin verilmesi… Yazıcıyla ilgili, biz yazıcının parasını kendimiz veriyoruz, kâğıt parasını kendimiz veriyoruz, yetmiyor çünkü. Yani, biz de Meclisten alıyoruz ama onlar yetmiyor değerli arkadaşlar. BAŞKAN – Sayın Tanal, toparlar mısınız lütfen. MAHMUT TANAL (İstanbul) – Peki, Sayın Başkan, her hâlde canınızı çok sıktım, bilmiyorum ama sözün kısası… T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ……………….Sayfa: 135 BAŞKAN – Lütfen, toparlayın. MAHMUT TANAL (İstanbul) – Sözün kısası, benim sizden istirhamım bu İç Tüzük’ün 37’nci maddesindeki bu teklifi geri çekmeniz. Bu, milletvekillerinin önündeki gelişimi engel leyen bir hüküm, susturucu bir hükümdür. Bu aynı zamanda fikrî gelişmeyi engeller, çalışmayı engeller; milletvekillerini tembelliğe sevk eder. Biz çalışkan, fikrî gelişmelere önem veren milletvekili mi istiyoruz, yoksa “Salla başını, al maaşını.” milletvek ili mi istiyoruz? Sabrınız için teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. BAŞKAN – Sayın Tanal, ben teşekkür ediyorum. Değerli arkadaşlar, şimdi ben söz talep eden milletvekili arkadaşlarımızın isimlerini de okuyayım da arkadaşlarımız ona göre hazırlık yapsınlar. Sayın Ali Akyıldız’a söz vereceğim, daha sonra Sayın Erol Dora’ya söz vereceğim, sonra Sayın Burcu Köksal’a, sonra da Sayın Utku Çakırözer’e söz vereceğim, sonra Sayın Murat Bakan’a. Bir de kıymetli milletvekili arkadaşlarımızdan Başkanlık Divanı ola rak bir talebimiz var: Talebimiz sözlerinin daha toparlayıcı olması yönündedir. Teşekkür ediyorum. MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) – Başkan, ben de bu 3’üncü maddede söz istiyorum. BAŞKAN – Sayın Akyıldız, buyurun. ALİ AKYILDIZ (Sivas) – Teşekkür ediyorum Say ın Başkanım. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu İç Tüzük teklifi de tıpkı ülkemizi ve demokrasimizi çok büyük sıkıntılara sokan Anayasa referandumu öncesindeki süreçle birebir aynı, aynı süreci âdeta tekrar yaşıyoruz. Hafızalarımızı şöyle bir yokla yalım: O zaman da yine iki partinin mutfağında hazırlanan bir teklif burada bizlere dayatılmıştı. O kadar konuştuk, o kadar değerlendirdik, o kadar öneri ve eleştiri yaptık ama dikkate alınmadan halkın T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 önüne bir Kayıt: Anayasa Saat :11.00 dayatma yöntemiyle Uzman : ……………….Sayfa: 136 Stenograf : bir referandum götürüldü ve tarihe de “mühürsüz referandum” olarak geçen bir referandum sonrasında ülkemiz çok ciddi sıkıntılara ve demokrasimiz çok ciddi sıkıntılara sokulmuş oldu. Burada da aynı süreci tekrar yaşıyoruz. Yine, burada da bu getirilen İç Tüzük teklifi aynı şekilde, yine aynı iki partinin mutfağında hazırlatılarak getirildi, bugün bizlere dayatılıyor. Bu mantık ve bu bakış açısı doğru bir bakış açısı değil arkadaşlar. Gerçekten sizlerin niyeti ülkemize, toplumumuza, Meclisimize, Türkiye Büyük Millet Meclisine yakışan bir İç Tüzük hazırlığı olmuş olsaydı… Çok uzağa gitmeye gerek yok, şu elimde gördüğünüz 23’üncü Dönemde Mecliste bulunan dört siyasi partinin ortaklaşa hazırladığı, uzlaştığı Uzlaşma Komisyonunun hazırladığı İç Tüzük taslağı var. Bakın, bu İç Tüzük tasla ğında da yine aynı siyasi partiler. Kimler var? AKP var, CHP var, MHP var ve o zamanki adıyla DTP var. Bakın, bu İç Tüzük hazırlığında bu dört siyasi partinin grup başkanlarının mutabakatıyla 16 Ekim 2008 tarihinde bir Uzlaşma Komisyonu kuruluyor ve tam dö rt ay çok ciddi bir çalışmayla bir hazırlık aşamasından sonra bu teklif metni getiriliyor. Şimdi, bu teklif metninde 23 tane madde var. Bu 23 tane maddeyi ben okuduğumda belki de burada bir saat, iki saat konuşmamızdan daha çok sizlere etkili olacağını düş ünüyorum çünkü bunda sizin de onayladığınız yani bu teklifi hazırlayan iki siyasi partinin de kabul ettiği bu 23 madde. Bakın, ne diyorsunuz orada, daha doğrusu o dört parti ne diyor? “Türkiye Büyük Millet Meclisinin ve milletvekilliğinin saygınlığı korunmalıdır.” Bugün de aynı şeyi söylüyoruz. “Görüşmelerde demokratiklik, çoğulculuk ve katılımcılık teşvik edilmeli ve sağlanmalıdır. Yasama ve denetim süreçleri planlı ve programlı olmalı ve öngörülebilirlik sağlanmalıdır. Meclis çalışmaları çalışmaları ve hızlandırılmalıdı r. işleyişi Türkiye şeffaflaştırılmalıdır. Büyük Anlamsız Millet Meclisinin tartışmaları ve T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Uzman : ……………….Sayfa: 137 Stenograf : gerginlikleri önleyecek mekanizmalar kurulmalıdır. Zaman kaybına neden olan uygulamalardan ve tekrarlardan kaçınılmalıdır. Torba kanun ve temel kanun uygulamaları kaldırılmalıdır. İhtisas komisyonları bakanlıklara paralel olarak yeniden düzenlenmelidir. Komisyon başkanlık divanı oluşturularak divanda muhalefet partilerine güçleri oranında yer verilmelidir. İhtisas komisyonlarının yetkileri artırılmalı ve kurumu niteliğindeki altyapıları meslek güçlendirilmelidir. kuruluşları ve sivil Komisyonlarda toplum kamu kuruluşlarının temsilcileri sözlü olarak bilgi verebilmeli ve yazılı görüş bildirebilmelidir. Milletvekillerinin Genel Kurulda ve komisyonlarda bi reysel katılım olanakları genişletilmeli ve etkinleştirilmelidir. genişletilmeli ve ihtisas Genel komisyonlarına Kuruldaki da denetim denetim yetkisi olanakları ve olanağı sağlanmalıdır. İhtisas komisyonlarına yasa teklifi sunma yetkisi tanınmalıdır. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı yetkileri genişletilerek güçlendirilmelidir. Türkiye Büyük Danışma Millet Kurulunun Meclisi Başkanlık yetkileri Divanının artırılmalıdır. yetkileri artırılmalıdır. Meclis resmî bülteni oluşturulmalıdır. Siyasi etik kurulu ol uşturulmalıdır. Parlamento akademisi oluşturulmalıdır. etkinleştirilmesi, Parlamentodaki güvenilirlik çalışmaların kazanması ve kaliteli hızlandırılması, bir çalışma ortamı yaratılması için Türkiye Büyük Millet Meclisinin teknik altyapısı ileri teknoloji kullanılarak yenilenmelidir. Yeni İç Tüzük’ün işlerlik kazanabilmesi için Anayasa'da ve yasalarda gerekli değişiklikler öncelikle gerçekleştirilmelidir. Bakın, değerli arkadaşlar bu 23 maddeyi bu 4 siyasi partinin ortaklaşarak kurmuş olduğu bir komisyon ha zırlıyor. Ama bu Komisyon bunu hazırlarken bu dört aylık süre içerisinde bakın, çok ciddi ve çok detaylı bir çalışma yapıyor. Ne yapıyor biliyor musunuz? Bugünkü gibi üç günde “Hemen 2 parti mutfakta anlaşalım, bir yerden de talimat geldi, o talimata göre de bir T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 teklif Saat :11.00 hazırlayıp Kayıt: Anayasa getirip Uzman : ……………….Sayfa: 138 Stenograf : dayatalım.” demiyor. Komisyon öncelikle bilgi edinmeye ağırlık veriyor o zaman. Bakın, bu çerçevede ne yapıyor? İç Tüzükl’le ilgili olarak yazılmış kitaplar ve makaleler, Anayasa Mahkemesi kararları, usul tartışmalarıyla, Almanya, Danimarka, Fransa, İngiltere, İspanya, İtalya ve Avrupa Parlamentosu iç tüzükleri Türkçeye tercüme ettiriliyor ve detaylı bir şekilde inceleniyor. Türkiye Büyük Millet Meclisinin mevcut komisyon başkanları, eski ve yeninin deneyimli bürokratları ve uzmanlarıyla Türk Parlamenterler Birliği Başkanı ve çok sayıda akademisyen dinleniyor. Ayrıca Macaristan, İtalya ve İspanya parlamentoları ziyaret ediliyor, Genel Kurul ve komisyon çalışmaları yerinde izleniyor, geniş, kapsamlı bir çalışma yapılarak bu 23 madde ortaklaşa hazırlanıyor. Şimdi, bu 2 siyasi partinin, yani bugün görüşmekte olduğumuz İç Tüzük'ü hazırlayan 2 siyasi partinin hangi mantıkla ya da hangi gerekçeyle -bütün bunları bir tarafa bırakarak bütün bunlardan vazgeçerek - bugün getirdiğiniz, bu görüşmekte olduğumuz teklifi hazırladığınızı ben de merak ediyorum. Kaldı ki, bakın, 2012 Ocak ayında Milliyetçi Hareket Partisinin o zamanki komisyon üyesi Sayın Nevzat Korkmaz’ın, MHP Isparta Milletvekili Sayın Nevzat Korkmaz’ın o zaman 2012’deki yap ılan İç Tüzük görüşmelerindeki muhalefet şerhinden çok kısa bir pasaj okuyacağım. Tekrar söylüyorum, bu, MHP Isparta Milletvekili Nevzat Korkmaz’ın muhalefet şerhi, bizim değil, Cumhuriyet Halk Partisininkini okumuyorum, bu teklifi hazırlayan bir partinin muhalefet şerhi bu: “Türkiye Büyük Millet Meclisinin iç işleyişinin usul ve esaslar ını düzenleyen Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü Meclisin aynasıdır. Kimi anayasa hukukçularına göre İç Tüzük sessiz anayasadır. Sadece bir parti grubunu değil, tüm siya sal partileri ve tüm milletvekillerini doğrudan ilgilendiren bir hukuk metnidir. Bundan dolayı daha önce yapılan T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 değişiklikler Saat :11.00 gibi Kayıt: Anayasa uzlaşmayla Uzman : ……………….Sayfa: 139 Stenograf : değiştirilmesi yoluna gidilmelidir. Parlamentoların iki ö nemli işlevi vardır: Yasama ve d enetim. Süratli ve kalit eli bir yasama kadar hızlı işleyen, etkin bir denetim mekanizmasının kurulması da son derece önemlidir. Demokrasilerde iktidar kadar, belki de o ndan daha fazla önem arz eden muhalefetin kendisini kolay ifade edebilen, karar alma süreçlerine katılan ve hükû meti denetleyen mekanizmalara kavuşturulması gerekmektedir.” Ve son cümlesini okuyorum, hepsini okumayacağım: “ Diğer yasa tasarı ve tekliflerinden farklı olan İç Tüzük değişikliğinin tüm partilerin katkıları alınarak uzlaşma içerisinden yapılması demokrati k hukuk devletinin en önemli kabullerinden birisidir ve bu anlayış sonuna kadar muhafaza edilmelidir.” Ama görüyoruz ki, bu anlayıştan –sonuna kadarı bırakın, 2012, 2017- beş yılda vazgeçilmiştir ve beş yılda herhâlde rahmetli Demirel’in söylediği gibi “Dü n dündür bugün bugündür.” mantığıyla dünkü yazdıklarını, dünkü söylediklerini, dünkü savunduklarını bir tarafa bırakarak bugün benim de merak ettiğim hangi mantıkla, hangi gerekçeyle böyle bir teklif hazırlarlar ve bu dayatmanın içerisine girerler, bunu bi z de merak ediyoruz, açıklanmasını bekliyoruz. BAŞKAN – Sayın Akyıldız… ALİ AKYILDIZ (Sivas) – Bitiriyorum Sayın Başkan. Yani bu bana gelince biraz daha mı… BAŞKAN – Hayır, hayır, öyle değil, sanki bitmiş gibi algıladım da. Ama tabii, toparlarsanız memnun oluruz. ALİ AKYILDIZ (Sivas) – Teşekkür ederim. Tamam, bitiriyorum Sayın Başkan. BAŞKAN – Teşekkür ederim. ALİ AKYILDIZ (Sivas) – O zaman son olarak şunu söylüyorum: Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; biraz önce okudum, 4 parti kurmuş olduğu T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Uzman : ……………….Sayfa: 140 Stenograf : Uzlaşma Komisyonunda dört ay –gerçekten dört ay az bir zaman değil - süre içerisinde çok ciddi bir çalışma yaparak, uzlaşarak birlikte hazırladıkları bir teklif metni var İç Tüzük metni. Aynı şeyi bugün de tekrar öneriyorum. Gelin, bugün bu görüşmekte olduğumuz şu me tni çekin, hep birlikte yeniden 4 partinin ortaklaşa uzlaşacağı bir Uzlaşma Komisyonunu birlikte kuralım. Acelemiz yok, yangından da mal kaçırmıyoruz, üç günde olmaz, beş günde olmaz da bir ayda olur, iki ayda olur. Ama üç gün sonra “Keşke bunu yapmasaydık, keşke böyle bir değişikliği daha detaylı şekilde inceleyip yapsaydık.” demek yerine… Çünkü “keşke”lerin bir anlamı olmadığını 16 Nisan referandumunda sizler de yaşadınız, gördünüz. Şimdi ben biliyorum ki “evet” veren birçok milletvekili arkadaşımız da pi şman şimdi, iktidar partisindeki arkadaşlarımız da pişman. ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Başta Sayın Parsak olmak üzere… ALİ AKYILDIZ (Sivas) – Onun için pişman olmayın, gelin, bu teklif metnini geri çekin hep birlikte tekrar uzlaşarak geniş bir uzlaşıyla bu Mec lise yakışan, hakikaten Gazi Meclise yakışan bir İç Tüzük'ü birlikte yapalım. Biz “Yapmayalım.” demiyoruz, konuşan arkadaşlarımız hep söyledi. BAŞKAN – Sayın Akyıldız, Başkanlık Divanına hitaben konuşun lütfen. ALİ AKYILDIZ (Sivas) – Tamamlıyorum. Konuşan arkadaşlarımız söylediler, otuz altı yıllık bir İç Tüzük. Yenilenmeye ve gerçekten de Meclise yakışan bir İç Tüzük'e ihtiyacımız var mı? Var, burada farklı düşünen yok. O nedenle tekrar tekrar söylüyorum: Yol yakın, çok şey geçmiş değil, çok şey kaybetmiş değiliz, gelin hep birlikte yeniden 4 parti ortaklaşalım. Bak, burada yapmışız. Sayın Grup Başkan Vekilimiz burada yoktu. Burada Milliyetçi Hareket Partisinin de ortaklaşa hazırladığı, 23’üncü Dönemdeki Uzlaşma Komisyonunun hazırladığı metinden bahsediyorum. Yine, aynı 4 parti burada, bu 4 parti birlikte uzlaşarak birlikte T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ……………….Sayfa: 141 bir teklifi yapalım, Meclise yakışan bir teklifi yapalım ve birlikte hazırlayalım. Yoksa üç gün sonra yine –tekrar söylüyorum - “keşke” diyeceğiz, “Yanlış yaptık.” diyeceğiz, bunun bir anl amı olmayacak. ERKAN AKÇAY (Manisa) – Şimdi, siz asıl “keşke” diyorsunuz yani. ALİ AKYILDIZ (Sivas) – Yok, ben biraz da… BAŞKAN – Sayın Akyıldız, lütfen, Başkanlık Divanına hitaben konuşur musunuz? Lütfen, toparlayın. ALİ AKYILDIZ (Sivas) – Şimdi, Sayın Grup Başkan Vekilimiz burada yoktu, ben Milliyetçi Hareket Partisinin o zaman ki Komisyon üyesi Sayın Nevzat Korkmaz’ın, MHP Isparta Milletvekili Nevzat Korkmaz’ın muhalefet şerhinden birkaç cümle okudum. Keşke bunlara sadık kalınsaydı diyorum. Bugün ne değişti, ne geçti, niye vazgeçtiniz bunlardan, bunun mantığını da… ERKAN AKÇAY (Manisa) – Vazgeçilen bir şey yok. Neyse yani karşılıklı… ALİ AKYILDIZ (Sivas) – Yok, yok, o anlamda söylemiyorum, zaten karşılıklı değil, siz yoktunuz. ERKAN AKÇAY (Manisa) – Bence siz kendi grup başkan vekillerinizle istişare ederek konuşsaydınız… BAŞKAN – Sayın Akyıldız, lütfen, toparlar mısınız, lütfen, karşılıklı olmasın. ALİ AKYILDIZ (Sivas) – Sayın Başkanım… ERKAN AKÇAY (Manisa) – Yani sizin değerlendirmelerinizle daha evvel yapılan değerlendirmeler farklı. BAŞKAN – Sayın Akyıldız, lütfen, toplayalım lütfen. ALİ AKYILDIZ (Sivas) – Tamam, toparlıyorum Başkanım. Beni sabırla dinlediğiniz için teşekkür ediyorum ve son kez tekrar yineliyorum: Gelin, hep birlikte yapalım, bu sadece 2 partinin mutfağında T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Kayıt: Anayasa Saat :11.00 Uzman : ……………….Sayfa: 142 Stenograf : hazırlanmış dayatma bir İç Tüzük olmaktan çıksın, 4 partinin ortaklaşarak birlikte hazırladıkları bir teklif metni olsun ve birlikte Genel Kuruldan geçirelim diyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum. BAŞKAN – Ben çok teşekkür ediyorum. ERKAN AKÇAY (Manisa) – Bu sözleri daha evvel, yani istişare ederek bu konuşmayı… Kopuk oluyor yani daha önce yapılan konuşmalarla. Yani sizin iyi niyetinize inanarak söylüyorum. ALİ AKYILDIZ (Sivas) – Teşekkür ederim. BAŞKAN - Söz sırası Sayın Erol Dora’d a. Buyurun Sayın Dora. EROL DORA (Mardin) – Teşekkürler Sayın Başkan. Değerli milletvekilleri, öncelikle hepinizi saygıyla selamlayarak konuşmama başlıyorum. Tabii, İç Tüzük üzerinde değişiklik öngören bu teklifin maddelerine ilişkin yapılacak değerlendirm eler sadece bir maddeye indirgendiğinde, aslında değişiklik teklifinin genel amacını gözden kaçırmak gibi bir risk bulunmaktadır. Bu nedenle, her bir değişiklik maddesi, aslında milletvekilinin, özellikle muhalefet milletvekillerinin ve parti gruplarının s öz alma, ülke sorunlarını dile getirme, bu çalışmaların basın yoluyla kamuoyuyla paylaşılması ve daha da can alıcısı, milletvekilinin sorunlarını dile getirme biçimlerinin önemli ölçüde kısıtlanmasını öngördüğünden, bir maddeyi diğerinden ayırmak çok da mü mkün görünmemektedir. Değerli milletvekilleri, bakınız, örneğin teklifin 2’nci maddesiyle yapılan düzenlemeyle birlikte parti gruplarının grup önerileri, mevcut uygulamalarda yerleşen teamüllere göre asgari 40 dakika görüşülüyorken bu sürenin toplam 14 dakikaya indirgenmesi öngörülmektedir. Muhalefeti oluşturan partilerin T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 ülke Saat :11.00 sorunlarını Kayıt: Anayasa sınırlı da olsa Uzman : ……………….Sayfa: 143 Stenograf : Meclis gündemine taşıyabildikleri bir mekanizma olan grup önerilerini üçer, beşer dakika konuşmaya indirgemek, muhalefetin zaten oldukça sınırlı olan günde m oluşturma imkânını da hedef almak anlamına gelmektedir. Tabii, muhalefetin Meclis Genel Kurulunda gündeme taşımaya çalıştığı meselelerin sadece Meclis TV aracılığıyla, o da belirli bir saate kadar kamuoyuna yansıtabildiği gerçeğiyle birlikte düşündüğümüzde, konuşma sürelerine getirilen bu kısıtlamalarla, ele alınan konu üzerinde nitelikli bir müzakere yapılmasının da önü kapatılmak istenmektedir. Elbette Meclis içerisinde yapılan müzakerelerin kamuoyuna yansıtılmasının sadece Meclis TV aracılığıyla yapıla mayacağı aşikârdır. Değişiklik teklifinde, Meclis TV'nin Genel Kurulun açık olduğu zaman dilimi boyunca yayın yapmasının önündeki engelin hâlen kaldırılmıyor olması da başlı başına bir sorun olarak orta yerde durmaktadır. Bu durum, kamuoyunun kendi temsilcilerine ilişkin bilgi alma, haber alma haklarının önündeki engelin devam etmesi anlamını taşıyor. Bunun yanında, özellikle bir yıldır uygulanan OHAL sürecinde iktidar tarafından kapatılan, kapısı mühürlenen muhalif görsel ve yazılı basın kuruluşları da dikkate alındığında, muhalefetin kendi sesini, yaptığı çalışmaları kamuoyuyla paylaşması da büyük oranda ortadan kaldırılmış durumdadır. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; muhalefetin Türkiye'nin en temel sorunlarını grup önerileriyle gündeme taşıması old ukça önemlidir. Zira kanun teklifi, çeşitli usullere tabi olup muhalefetten gelen kanun tekliflerinin öncelik kazanması, gündeme oturması, mevcut şartlar altında mümkün değildir. Dolayısıyla, esasında, geriye sadece grup önerisi imkânı kalmaktadır. Açıktır ki bu düzenleme, iktidarın denetlenmesi imkânını gittikçe ihtimal dışı bırakacaktır ve ülkede olup biten, yurttaşlarımızın karşı karşıya kaldığı T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Kayıt: Anayasa Saat :11.00 Uzman : ……………….Sayfa: 144 Stenograf : ve birçoğu iktidarın veya idarenin ihmallerinden, yanlış uygulamalarından, suistimallerinden kaynaklanan birç ok sorun Meclis gündeminde hak ettiği yeri bulamayacaktır. Bakınız, özellikle son bir yılda keyfî OHAL uygulamaları ve yayınlanan kanun hükmünde kararnameler neticesinde ortaya çıkan önemli sayıda ve nitelikte hak ihlalleri gerçekleşmiştir. Ve biz milletve killerinin görevi, özellikle muhalefet partilerine mensup milletvekillerinin görevi, bu hak hukuk ihlallerini Meclis gündemine, dolayısıyla kamuoyu gündemine taşımaktır. Şimdi, İç Tüzük’te yapılması planlanan değişikle, yurttaşların uğradığı hak ihlallerini Meclis gündemine taşıyarak bu sorunların çözümüne ilişkin müzakere yürütmek gereksiz bir konuymuş gibi ele alınmakta, hem milletvekillerinin asli görevlerini yapmaları engellenmekte hem de yurttaşların Meclise olan bağları, Meclise olan güvenleri ya da b eklentileri zedelenmektedir. Değerli milletvekilleri, bakınız, konuşma sürelerinin kısıtlanmasına ilişkin değişiklik teklifinin 8’inci maddesinde de benzer bir durum görülmektedir. Yapılan düzenlemeyle, usule ilişkin gündemlere dair onar dakikalık konuşma hakkının üçer dakikayla sınırlandırılması öngörülmektedir. Meclisin doğru yönetilmesi, usulle ilgilidir. Usule dair bir yanlışta Meclis Başkanının Meclisi İç Tüzük’e uygun yönetmesi gerektiği, her milletvekilinin oturumu yöneten Divana hatırlatması gereke n temel bir haktır. Bu düzenlemeyle, Meclisi usule uygun yönetmeyen Meclis Başkanının tutumu meşrulaştırılmaktadır. Bu konuda söz hakkının üç dakikaya düşürülüyor olması ise milletvekilinin Meclis Başkanının görevini hatırlatan usule dair ifadelerinin sınırlandırılması anlamına gelmektedir. 9'uncu maddeyle benzer biçimde, milletvekilinin söz hakkı elinden alınmakta yapacağı itirazın yazıya indirgenmesi söz konusudur. ve milletvekilinin T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Kayıt: Anayasa Saat :11.00 Uzman : ……………….Sayfa: 145 Stenograf : Değerli milletvekilleri, tabii, maddelerin tek tek ayrıntısına girmekte n ziyade şu açık ve net olarak görülmektedir ki teklif bir bütün olarak iktidar eksenli ve iktidarın güdümünde bir Meclisi daha fazla mümkün kılmak gayesiyle kaleme alınmıştır maalesef. Örneğin iktidar partisinin sayısal çoğunluğuyla, içeriğine dahi bakılm aksızın muhalefet tarafından talep edilen Meclis araştırması mekanizması, düzenlemenin 12'nci maddesiyle âdeta ortadan kaldırılmaktadır. Yapılan düzenlemeyle, genel görüşme ve Meclis araştırması önergelerinin Genel Kurulda okunması işlemi kaldırılmakta, sa dece önerge ve özetlerinin milletvekillerine ve Hükûmete bildirilmesi hüküm altına alınmaktadır. Başkanlığın sunuşlarında, mevcut durumda, genel görüşme ve araştırma önergeleri Genel Kurulun bilgisine kâtip üye tarafından okunarak sunulmaktadır. Düzenleme yle, sadece milletvekili ve Hükûmet e bildirilmesi düzenlenmektedir. Genel Kurul da milletvekilleri tarafından Meclis Başkanlığına bir dönem içinde verilen araştırma önergelerinin ve genel görüşme önergelerinin tümünün görüşülmesi imkânsızdır. Milletvekilleri tarafından verilen araştırma ve genel görüşme önergelerinin “Başkanlığın Sunuşları” kısmında okunmasının kaldırılması, milletvekillerinin, siyasi parti gruplarının muhalefetin ülke gündemine dair neleri çalıştığı, neleri gündeme taşıdığı hususu, hem Mecli s tutanaklarına geçerek tarihe not düşülmekte hem de kamuoyuna yansıması sağlanmaktadır. Bu hakkın kaldırılmasıyla, muhalefetin söz hakkı ve denetim araçları daha da kısıtlanmakla birlikte, kamuoyunun bilgi edinme hakkı da engellenmektedir. Değerli milletvekilleri, tabii, teklifin özellikle 14, 15 ve 16'ncı maddeleri, milletvekillerinin kişisel sınırlandırılması parlamenter hakaret ve silah taşıma alanlarının çerçevesinin konusunu sistem bir bakımından kenara son bırakırsak derece çoğulcu sakınc alı demokratik düzenlemeler T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Uzman : ……………….Sayfa: 146 Stenograf : içermektedir. Bu maddelerde yapılması öngörülen ve ucu açık , muğlak ifadelerle çerçevelenen “huzur bozucu söz, huzur bozucu materyal ” gibi tanımlamalar, her şeyden önce , öngörülebilirlikten uzak bir yaklaşımla ele alınmıştır. Örneğin, Genel Kurula huzur bozucu pankart, döviz ve benzeri materyal getiren ve kullananlara kınama cezası verilmesi öngörülmektedir. Öncelikle, bu düzenleme, Anayasa'nın 83'üncü maddesindeki yasama sorumsuzluğuna aykırıdır. Neyin huzur bozucu olduğuna kim, nasıl kara r verecektir? Yani örneğin Soma'da toprağa verdiğimiz 300'ü aşkın işçiyi çeşitli biçimlerde Meclis gündemine taşıdığımızda, Ankara Gar katliamında yitirdiğimiz insanlarımızın fotoğraflarını ya da bununla ilgili çeşitli dövizleri Genel Kurul kürsüsünde gün deme getirdiğimizde bu suç olacak mıdır? Yoksa "huzur bozucu” kavramı Meclisi yöneten başkanın çoğunluğunu partisi milletvekillerinin oluşturan iktidar insiyatifine, kendi Meclisin siyasi hassasiyetlerine ya da konjonktürel gelişmelere göre değişecek midir ? Genel Kurula döviz, pankart vesaire getirilmesini yasaklayan bu düzenleme , yasama sorumsuzluğu ile fikir ve ifade özgürlüğüne açık bir saldırı niteliğindedir. Bunun altını çizmemiz gerekir v e çağdaş, çoğulcu parlamenter rejimlerin hiçbirisinde böyle ipti dai yasaklamalar görmek de mümkün değildir. Bakınız, argümanlarımızda sürekli olarak çağdaş, çoğulcu, demokratik rejimleri örnek göstermemiz… Yüzümüzün oraya dönük olması gerektiğine, yolumuzun o yöne doğru olması gerektiğine ilişkin her zaman düşüncelerim izi ifade etmekteyiz. Hepimizin yüzünün de çağdaş, muasır medeniyetlere dönük olması hepimizin temennisidir. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; önceki maddelerin ele alınışı itibariyle büyük benzerlik gösteren, diğer taraftan, milletvekilinin düşünme, kavrama, yorumlama ve ifade etme, söz söyleme yöntemlerine aykırılık barındıran, aklıselimden uzak bir saikle kaleme alınmış olan 15'inci maddenin T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Uzman : ……………….Sayfa: 147 Stenograf : yasama sorumsuzluğunu, kürsü dokunulmazlığını yerle yeksan edecek bir niteliği bulunmaktadır. Yapılan düzen lemeyle, Anayasa'nın ilk dört maddesine aykırı ifadeler kullanan, Anayasa ve kanunlarda belirtilen idari yapıyla ilgili farklı tanımlamalar yapan milletvekillerine Meclisten geçici çıkarma cezası verilmesi öngörülmektedir. Meclisten geçici çıkarmayı düzenl eyen bu madde, kürsü dokunulmazlığına ciddi bir müdahaledir. Bakınız, burada hepimiz anlaşılıyor. Venedik görüşlerini göz biliyoruz ama Komisyonu’nun ardı edemeyiz. yine yasama Venedik hatırlatmamız gerektiği dokunulmazlığına Komisyonu’nun ilişkin yasama dokunulmazlığına ilişkin en önemli çalışması, Haziran 1996 tarihli "Yasama Bağışıklığı Rejimi” hakkındaki raporudur. Ayrıca, Komisyonunun demokratik bir parlamentoda muhalefetin rolü hakkındaki Kasım 2010 tarihli raporu da bu konuda önemli bir belge niteliğ indedir. Her iki raporda da, yasama bağışıklığı kurumunun Parlamento üyelerine bireysel koruma sağladığı ve bir kurum olarak Parlamentonun yürütme karşısındaki bağımsızlığına hizmet ettiği hususu vurgulanmaktadır. Venedik Komisyonu, bağışıklığın Parlamento içi muhalefeti çoğunluk karşısında koruyan önemli güvencelerden biri olduğunu da özellikle vurgulamaktadır. Yine, Venedik Komisyonu rapor ve görüşlerinde yasama sorumsuzluğunun vurgulanmaktadır. Burada temel ve sorumsuzluk geleneksel kavr amının işlevi Parlamento özellikle üyelerini korumak amacıyla kullanılan oylar ve açıklanan görüşlerle ilgili yargısal işlemlere karşı bağışıklığı ifade ettiğinin altı çizilmektedir. Yine, “Parlamento Üyelerinin Sorumsuzluğu” ilkesinin, parlamento ve üyelerinin yürütme ka rşısında bağımsızlığını, ifade özgürlüğünü ve kuvvetler ayrılığı ilkesini güvence altına almak için öngörülen özel bir koruma şekli olduğu özellikle belirtilmiştir. T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Uzman : ……………….Sayfa: 148 Stenograf : Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bakınız, buradan hareketle şunun altını çizmek isterim: Kendilerini o makama getiren temsilcileri olarak parlamenterler, azınlıktaki düşüncelere sahip olsalar bile millî egemenliğin bir kısmını ifade ederler ve bu sebepten ötürü, çoğunluk kadar meşrudurlar. Bu bağlamda, iktidar partisi milletvekillerinin sö z ve ifadeleri, kavrama ve yorumlama biçimli ne kadar meşru ise, muhalefet milletvekillerininki de en az o kadar meşrudur. Millî egemenliğe saygı, çoğulcu demokrasi prensibinin merkezi konumundadır. Yapacağımız düzenlemelerde bu gerçeği göz ardı ettiğimizde, kısa süreli kendi kendimizi avutmuş olmaktan öte, elde edeceğimiz bir kazanım yoktur. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; diğer taraftan, İç Tüzük Değişiklik Teklifi’yle milletvekillerine dayatılan, ülkemizde yaşayan etnik ve inançsal bakımdan farklı toplumsal kesimlerin tarihsel düzlemde uğradıkları kimi şiddet vakalarının, trajedilerin dile getirilmemesi, bu travmatik vakaların gerçek yüzünü ortaya koyma çabalarını, bunları aydınlatma çabalarını engelleme girişimidir. Bakınız, örneğin, sadece Cumhur iyet tarihinde Alevi yurttaşlarımızın maruz bırakıldığı 1937 -1938 Dersim, 1980 Çorum, 1978 Maraş, 1993 Sivas, 1995 Gazi katliamı gibi toplumsal travmalar yaratan kıyımlar, Alevi yurttaşlarımızın ve duyarlı tüm demokratik çevrelerin hafızalarında canlılığın ı korurken, geleceğe dönük umutlu yaklaşımlar üzerinde de gölge oluşturmaya devam eden birer kaygı vesikası niteliğindedir. Bu bağlamda, Alevi yurttaşlarımızın maruz bırakıldıkları söz konusu bu zorbalıklarla yüzleşilmesi ve bu katliamların ayrıntılı olara k açığa çıkarılması önemli önceliklerden birisi olmalıdır. Kaldı ki bu vakalar, Meclis tarafından araştırılıp gerekli ayrıntılı çalışmalar yapılmadığından ve konuyla ilgili sağlıklı T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Uzman : ……………….Sayfa: 149 Stenograf : bir yüzleşme henüz gerçekleştirilmediğinden sürekli olarak Meclis gündemin e getirilmektedir. Dolayısıyla, bu kıyımlar, aydınlatılmadığı ve gerçek bir yüzleşme sağlanmadığı müddetçe de Meclisin gündeminde acil yerini korumaya devam edecektir. Bu bahisle, tarihte yaşanmış bu vakıaları anmak, açığa çıkarılmasını istemek, bu toplum sal kesimleri temsil eden milletvekillerinin olduğu kadar, tüm parlamentonun da asli görevleri arasındadır. Tarihte vuku bulmuş trajik olayları açığa çıkarmak yerine üzerini örtmeye çalışmak, tarihin tozlu raflarında engellemek, çürümeye bırakmak, cezalandırmak biçiminde üzerinde konuşmayı yaklaşımlar y asaklamak, anlamlı bir sonuç doğurmayacaktır. Aydınlatılmayan her trajedi kanamaya ve toplumun genelini rahatsız etmeye devam edecektir. BAŞKAN – Sayın Dora, toparlar mısınız. EROL DORA (Mardin) – Kısa bir konuşmam kaldı Sayın Başkan. Devletlerin, toplulukların ve kişilerin ancak tarihle gerçekte anlamda yüzleşerek özgürleşebileceklerine inanıyoruz. Değerli milletvekilleri; inanç gruplarına veya etnik gruplara ya da bu gruplar yoluyla grubun mensubu yönelik bireylere olarak geçmişte gerçekleşmiş şiddet içeren eylemlerin etkili bir şekilde araştırılması ve adaletin gerçekleştiğine dair hiçbir şüphenin bırakılmaması, ge leceğin güven ve adalet üzerine edilmesi için vazgeçilmezdir. Türkiye halkları ve inançları içe risinde oluşan tüm fay hatlarında birikebilen gerilimlerin ortadan kaldırılması için evrensel standartlara uyulması gerekmektedir. Ayrıca, tekçi ve merkeziyetçi devlet yapısının, toplumun farklı kesimlerini çeşitli yöntemlerle mağdur eden siyasetler üretmesine ve çatışmaların yaşanmasına engel olacak ve herkesin kendisi olarak katılabileceği ve aidiyet duyabileceği çoğulcu bir tasavvur T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 oluşturmasına acil Kayıt: Anayasa ihtiyaç bulunmaktadır. milletvekillerine, üniversitelerde gazetecilere ve yazarlara mirasımızda gerçekleşmiş ve Uzman : ……………….Sayfa: 150 Stenograf : Dolayısıyla, akademisyenlere, daha trajik b asın-yayın uzatılabilecek vakaların gerek her Mecliste hayatında alanda konuşulmasını, tarihsel yazılmasını, yayınlanmasını vesaire yasaklamak asla çözüm değildir. Çağdaş dünyanın barış ve yüzleşme yöntemi de bu değildir. Barışık bir yurttaşlar topluluğu inşa etmenin yolu, tarihimizle yüzleşebilmekten geçmektedir. Bu çerçevede, İç Tüzük Değişiklik Teklifi’nde yer alan ve milletvekillerinin kürsü konuşmalarını keyfî ve açık uçlu bir biçimde etkileyecek olan bu garabet düzenlemenin özellikle geri çekilmesini bir kez daha talep ediyoruz. Şimdi, 3’üncü maddeyle ilgili olarak da şunları vurgulamak istiyoruz: Değişiklik teklifinin 3'üncü maddesiyle, mevcut İç Tüzük’ün 37'nci maddesinde yapılan düzenleme ile muhale fetin komisyonlarda 45 gün içinde görüşülmeyen kanun tekliflerinin doğrudan İç Tüzük 37'nci maddeye dayanarak Genel Kurulun gündemine getirilmesi hakkı sınırlandırılmaktadır. Düzenlemeyle, mevcut durumda bir sınırlama yok iken bir milletvekilinin her yasam a yılında sadece bir kez bu hakkı kullanabileceği yönünde bir değişikliğe gidilmektedir. Diğer taraftan, her hafta farklı bir siyasi parti grubundan bir milletvekili tarafından bu hakkın kullanılması öngörülmüştür. Şimdi, Meclisteki mevcut yasama komisyonların tümü, uygulamasını sadece değerle ndirdiğimizde, iktidar partisinin verdiği zaten kanun teklifleri ile Hükümet tasarılarını görüşmektedir. Yani bir diğer ifadeyle muhalefet partilerinin hazırlamış oldukları kanun teklifleri görüşülmeye değer bulunmamaktadır. Muhalefetin komisyonda verdiği hiçbir dahi teklif komisyonlarda görüşülmüyorken muhalefetin komisyonlarda görüşülmeyen bir teklifini Genel Kurul gündemine getirme hakkının bu şekilde kısıtlanması ise muhalefetin bir başka kazanımının daha sınırlanm ası anlamına geliyor. T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Uzman : ……………….Sayfa: 151 Stenograf : Bitmek üzere Sayın Başkan. Bu yönüyle, madde, Anayasa’nın 6’ncı maddesine ve yasama yetkisinin Türkiye Büyük Millet Meclisinde ifade eden 7’nci maddesine aykırılık teşkil etmektedir. Evet, mevcut uygulamada bazı sorunlar olduğu aşikâ rdır. Ancak, bu sorunların giderilmesinin yolu, bu hakkın kısıtlanması biçiminde olmamalıdır. Her hafta farklı bir siyasi partiden milletvekiline bu hakkın tanınacak olması, iktidar partisini de bu sıraya dâhil etmekte ve zaten yasama çoğunluğunu elinde bulunduran iktidarın lehine, muhalefetin ise aleyhinde olacak bir uygulamanın da önü açılmaktadır. Beni dinlediğiniz için hepinize saygılar sunuyor, teşekkür ediyorum. BAŞKAN – Sayın Dora, ben teşekkür ediyorum. Söz sırası Sayın Burcu Köksal’da. Sayın Köksal, buyurun. BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) - Teşekkürler Sayın Başkan. 16 Nisan 2017 tarihli AKP taraf ından devletin her türlü olanakları kullanılarak ve olağanüstü hâl koşullarında Yüksek Seçim Kurulunun haksız ve hukuksuz bir şekilde mühürsüz oy pusulal arını geçerli sayması neticesinde kabul edilen Anayasa değişikliğiyle, toplumu yöneten üç kuvvetin yasama, yürütme, yargının kazandırılması tek sağlanmış elde oldu. toplanmasına Kuvvetlerin AKP tek tarafından elde meşruluk toplanması, dikta rejiminin sac a yağıdır ve bu Anayasa değişikliği sayesinde de bu sac ayağı bu şekilde kurulmuş oldu. Şimdi de Parlamentonun anayasası olarak tabir edilen İç Tüzük değişikliğiyle karşı karşıyayız. İç Tüzük, iktidar -muhalefet ilişkilerini Meclis çatısı altında dengeli bir şekilde yürütülmesi açısından son derece önemli bir işleve sahiptir. Onun içindir ki literatürde bir tür “sessiz anayasa” olarak tabir edilir. Muhalefet milletvekilleri T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 açısından, Saat :11.00 iktidarın Kayıt: Anayasa yanlışlarını, Uzman : ……………….Sayfa: 152 Stenograf : hatalarını, sıkıntıları ifade edebilmek açısından Meclis içi dengeyi sağlama işlemi nedeniyle son derece önemlidir. Fakat, önümüze getirilen bu İç Tüzük değişikliği teklifiyle muhalefetin konuşma hakkını engellemek, bazı gerçeklerin Genel Kurulda tartışılmasını, dillendirilmesini önlemek amacıyla uzun çalı şma saatleri bahane edilerek muhalefetin sesi kesilmek isteniyor. Saraydan gelen talimatla, önünüzde hiçbir muhalefet engeli olmadan, doğruluğu yanlışlığı tartışılmadan, toplumsal etki analizi yapılmadan yasalar âdeta yangından mal kaçırır gibi jet hızıyla geçirilmek isteniyor. “Sonrası ne olursa olsun.” şeklinde sadece günü kurtarma siyaseti yapılmaya çalışılıyor. Önce AKP’nin kendine şu soruyu sorması lazım: Burası Türkiye Büyük Millet Meclisi mi yoksa kanun yapma fabrikası mı? Mecliste başarı kısa sürede çok sayıda kanun çıkarmak değildir. Çıkarılan yasaların toplumda, özellikle kadınlar, çocuklar, engelliler, yaşlılar başta olmak üzere toplumun tüm kesimlerine etkileri tartışılarak ve bu tartışmalar neticesinde gerçekten toplum yararına, halk yararına ya saların çıkması, işlerin yapılmasıyla Mecliste başarı sağlamış olur. Ancak karşımızdaki iktidar tartışmadan uzak hatta muhalefetin eleştirilerine dahi tahammül edemeyen, çoğunluğu elde edince her türlü işi yapmayı kendisine meşru sayan, hak olarak gören, u zlaşı kültüründen uzak, halka değil saraya dayalı bir iktidar olunca uzlaşı kültürüyle bir İç Tüzük değişikliği ortaya koymak da ne yazık ki çok mümkün olmuyor. Bugün 16 Nisanda geçirilen ve meşruluğu tartışılan kişiye özel Anayasa… Sayın Başkan, lütfen sa londa sessizliği sağlar mısınız. Ben özellikle AKP Grubunun bunu dinlemesini istiyorum çünkü her seferinden kendinizden başka kimseyi dinlemek istemiyorsunuz arkadaşlar. Aykırı seslere, farklı görüşlere, farklı ideolojilere lütfen tahammül gösterin, saygı gösterin. Her T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ……………….Sayfa: 153 fırsatta millî irade diyorsunuz, sizi buraya gönderen millî iradeyle bizi buraya gönderen millî irade aynı millî irade ve hepsi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, hepsi bu ülkenin insanı. O yüzden en azından onlara olan saygınızdan dolayı bizleri lütfen dinleyin. Meşruluğu hâlâ tartışılan, kişiye özel Anayasa. Kendi itirafınızda bile belirttiğiniz, at izini it izine karıştırdığınız olağanüstü hâl süreci ve KHK’larla suçlu suçsuz işinden aşından ettiğiniz, haklarından yoksun kalanlar, yakıştırma delillerle içeriye atılan gazeteciler, hukuksuz bir şekilde tutuklanan milletvekili ağabeyimiz Enis Berberoğlu, korku ikliminin egemen olduğu bir ülke hâline getirdiğiniz Türkiye var şu anda. Mahkemelerin verdiği kararların adil olmadığı yönünde toplumdaki i nanış her geçen gün artmakta ve son adımınızla muhalefetin sesini kısmak için getirdiğiniz bu İç Tüzük değişikliği. Her fırsatta “millî irade, millî irade” diyen AKP ve bu değişiklikte ona destek veren MHP’ye soruyorum: Millî iradenin seçip gönderdiği, tem sil yetkisi verdiği milletvekilinin söz hakkını kısıtlamak, Meclisi kanun fabrikası hâline getirmek sizce millî iradeye en büyük saygısızlık değil midir? Milletvekili el indirip kaldıran veya elektronik sistemde oylamaya katılan, sadece nicelik bakımından önem taşıyan bir temsilci midir? Milletvekilinin sesini kısmak, onu Meclise gönderen, ona oy veren binlerce, milyonlarca seçmenin sesini kısmak değildir de nedir? Milletvekilini susturmak demokrasiye, ifade özgürlüğüne sığar mı? Öncelikle bu soruların ceva bını vermenizi bekliyoruz. Gerçekten millî iradeye azıcık bir saygınız varsa, gerçekten millî iradeyi önemsiyorsanız, bu konuda gerçekten samimiyseniz, gelin bu İç Tüzük değişiklik teklifini geri çekin. Uzlaşıyla olmayan, dayatmayla, “Çoğunluk bende, istediğimi yaparım.” mantığıyla getirilen hiçbir teklif, hiçbir yasa, hiçbir değişiklik, hiçbir karar kalıcı olmaz, sağlıklı olmaz. Anayasa’da bunu yaptınız, daha önce birçok yasada bunu yaptınız ve bunun zararlarını toplum olarak T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Uzman : ……………….Sayfa: 154 Stenograf : hepimiz çekiyoruz. Şimdi lütf en bu İç Tüzük değişikliğini de geri çekin. Toplumsal uzlaşıyla, daha doğrusu 4 siyasi partinin, Meclis çatısı altında bulunan tüm siyasi partilerin uzlaşısıyla yeni bir değişiklik teklifi getirelim. Hep beraber uzlaşı kültürüyle… Çünkü Parlamento kültürü nde bu var. Bugüne kadar getirilen İç Tüzük değişikliklerinin büyük çoğunluğu uzlaşı kültürüyle sağlanmış. Uzlaşı kültünden uzak olan çok az değişiklik var. Onun için gelin uzlaşı kültürüyle Meclise yakışır, millî iradeye, bahsettiğiniz, hep millî irade dediğiniz o millî iradeye, bizi seçip buraya gönderen, temsil yetkisi veren millî iradeye yakışır şekilde uzlaşı kültürüyle bir İç Tüzük değişikliği yapalım. Herkese saygılarımı sunuyorum. Sayın Köksal, teşekkür ediyorum. Değerli arkadaşlar, söz sırası Sayın Utku Çakırözer’de. ERKAN AKÇAY (Manisa) – Sayın Başkan, sayın milletvekilimiz sorular sordu. Anladığım kadarıyla canlı yayın da yapıyor. Cevapları da canlı yayınlayacaksa… BAŞKAN – Evet, şöyle: Ben Sayın Köksal’ın canlı yayın yaptığını fark ettiğim için zaten başlangıçta insicam bozulmasın diye o aşamada cevap vermedim. Söz sırası Sayın Çakırözer’de. Buyurun. BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) – Mecliste siz televizyonda vermeyince bizde seçmenlerimize ulaşmak için böyle kendi imkânlarımızla… BAŞKAN – Tabii, tabii, hakkınız. Milletvekili olarak biz de yapıyoruz, hakkınız. ERKAN AKÇAY (Manisa) – Teşekkür ederim Sayın Başkan. Daha evvel söz alan arkadaşlarımızdan sıklıkla “İşte bu 4 siyasi partinin uzlaşısıyla yapılsaydı keşke…” Sizden evvel de değerli T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Uzman : ……………….Sayfa: 155 Stenograf : arkadaşımız… Bazı öneriler de getirildi. Bunlar, tabii, aylar evvel kamuoyunda tartışıldı. Bu konuda gerekli davetler, çağrılar da yapıldı ve şu anda Komisyonumuzda görüşülüyor. Daha evvel yapılmayan çağrılar üzerine 2 parti tarafından kotarılmış bir İç Tüzük söz kon usu değil. Cumhuriyet Halk Partisi ve Halkların Demokratik Partisi Meclis Başkanının İç Tüzük yapımına ilişkin çağrısına olumsuz cevap verdikten sonraki devam eden bir sürecin sonucudur. Teşekkür ederim. ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Sayın Başkan, kısaca ben de c evap vereyim o zaman. BAŞKAN – Peki, buyurun Sayın Özel. Yalnız ben şunu ifade edeyim. Tabii, grup başkan vekillerine saygımız sonsuzdur çünkü grup başkan vekilleri partilerini temsilen burada bulunuyorlar ama Komisyonun çalışması aşamasında bir insicam ya kalama gayretiyle hareket ediyoruz. Bu çerçevede buyurun. ERKAN AKÇAY (Manisa) – Sayın Başkan, ben teklif sahibi olarak bulunuyorum aynı zamanda. BAŞKAN – Doğru söylüyorsunuz. Buyurun Sayın Özel. ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Sayın Başkan, tabii, aslında hani böyl e Erkan Bey’le karşılıklı konuşmak için değil… Bir de zaten teklif sahiplerinin her eleştiriye cevap verme yükümlülükleri de yok. Grup başkan vekillerinin de yok ama Levent Bey burada olmadığı için bu düzeltmeyi benim yapmam gerekiyor tekrar. Levent Bey’in grubumuz adına katıldığı toplantının davetinde tüm partilerden liderler davet edilmiş ama Adalet ve Kalkınma Partisinden Grup Başkanı sıfatıyla Sayın Binali Yıldırım davet edilmişti. Sayın Genel T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Uzman : ……………….Sayfa: 156 Stenograf : Başkanımız bunun üzerine bu toplantıya katılmayacağını söyle di. Bu tavrında yalnız değildi, Sayın Bahçeli de zaten “İç Tüzük konuşmak için böyle bir toplantıya gerek yok, gerekirse grup başkan vekilleri gider.” diye bir açıklama yapmıştı. ERKAN AKÇAY (Manisa) – “Toplantıya gerek yok.” Şeklinde değil de ilk toplantılara grup başkan vekillerinin katılması daha faydalı olur diye. ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Böyle söylemişti. Katıldığımız, Sayın Levent Gök’ün katıldığı toplantıda Levent Gök tutanaklardan da burada ifadelerini okudu, meri olan ama meşru olmayan bir Anayasa d eğişikliğini uyum yapmak için ortaya konacak bir İç Tüzük değişikliğinde bulunmayacaklarını söylediler. Ama burada daha önce Sayın Parsak da Sayın Akçay da Adalet ve Kalkınma Partisinin değerli grup başkan vekilleri de defalarca şunu ifade ettiler, dediler ki: Bu değişiklik o değişiklik değil. Şimdi, burada bir kavram kargaşası yaratıp sanki bu, bizim “Katkı vermeyiz.” dediğimiz değişiklikmiş gibi söylenen doğru değil çünkü Levent Gök de ben de defalarca söyledik, “Meclis İçtüzüğü’nde daha iyi bir İç Tüzük için geçmişte uzlaşılan maddeler üzerinden usulüne uygun bir davet olursa katılırız.” diye söyledik. Ayrıca, madem burada bir samimiyetten bahsediyorsak şunu söyleyelim: Biraz önce 2’nci madde görüşülüyordu, dedik ki: “Bunun oylamasını şimdi yapmayın. Gelin, bu, Meclis geleneklerinde de olmayan, görüşmeli konularda üç dakika gibi bir garabeti oylayıp da geçirmeyin. Buna gerek iktidar ve MHP’nin birlikte vereceği bir önergeyle olabilir gerek bizimle müzakere etme şansı ararsanız ortaklaşılmış bir şeyde dah a doğru bir şey yapılsın.” Şimdi, birlikte yapsak… İşte, masa burada, bütün partiler etrafında, bir taslak var, eleştiriliyor. Doğrusunu arıyorsanız, ortak akıl, arayın. Ama her öneriyi dinleyip dinleyip reddettikten sonra “Efendim, o gün keşke Levent Gök… ” T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Uzman : ……………….Sayfa: 157 Stenograf : Levent Gök o gün gelseydi de siz kendi aranızda böyle anlaşıp da her şeye kapalı bir yaklaşımda bulunduktan sonra ne faydası olacak? Eğer gerçekten bir birlikte iş görme niyeti varsa bu kadar öneri var, illa bizimle uzlaşmak zorunda da değilsiniz, biz de sizlerle uzlaşmak zorunda değiliz ama bu kadar… BAŞKAN – Sayın Özel, toparlar mısınız lütfen. ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Toparlıyorum. …yapılan öneriden, eleştiriden sonra teklifin en ufak bir yerini değiştirmiyorsanız o zaman çok temel bir çelişkiyle karşı karşıya kalmış oluruz. Teşekkür ediyorum. BAŞKAN – Sayın Özel, ben de teşekkür ediyorum. Değerli arkadaşlar, ikramlar Af yon ikramıdır, lokum Afyon lokumu, leblebiler Sandıklı leblebisidir. İkram, Afyon Milletvekilimiz Sayın Ali Özkaya7nın ikramıdır. Söz sırası Sayın Utku Çakırözer’de. Sayın Çakırözer, buyurun. UTKU ÇAKIRÖZER (Eskişehir) – Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Öncelikle, iki gün önce, kanlı darbenin 1’inci yıl dönümüydü. O gece burada bulunan bazı arkadaşlarımızla, bu çatı altında demokrasimizi, parlamenter demokrasimizi korumak için hep birlikte, iktidar muhalefet bir aradaydık. 15 Temmuz hain darbe girişimini bir kere daha kınarken o gece demokrasimizi korumak için hayatını kaybeden şehitler imizi rahmetle anıyorum. Yaralananlarımıza, yüzlerce gazimize minnetimizi, şükranlarımızı ifade ediyorum ve bir yıl aradan sonra, maalesef, 1’inci yıl dönümünde yine bu Meclisin çatısı altında yapılan anmada bir arada olamamamızın, bence T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Uzman : ……………….Sayfa: 158 Stenograf : üzerine çok düşünm emiz gereken ve ileride demokrasimizin varacağı nokta, ülkemizin, kardeşliğimizin, birlik beraberliğimizin korunması açısından, gideceğimiz nokta açısından çok sorunlu bir husus olduğunu düşünüyorum. Keşke o gece burada aynı bir yıl önce olduğu gibi herkes bir arada olabilseydi. İktidar Partisinin Genel Başkanının yanı sıra muhalefetin tüm genel başkanlarının konuşmasına imkân tanınsaydı. Ama gerçekten, bu konu üzerinde hepimizin, iktidarıyla muhalefetiyle düşünmemiz gerekiyor. O gece hep birlikteydik burad a, ondan sonra birlikte bir mücadele yürütelim diye yola çıktık ama bir yıl sonra geldiğimiz nokta çok sıkıntılıdır. Bu sıkıntılı noktanın, maalesef, bir uzantısı da görüşmekte olduğumuz bu İç Tüzük değişikliği teklifidir. Değerli arkadaşlarım, demokrasi özgürlükler demektir, demokrasi sözünün, görüşünün sadece çoğunluğun dinlendiği rejim değil, aynı demektir, zamanda çoğulculuk azınlığın demektir. Ülkemizde, baktığımızda, özgürlükler alanında ciddi bir sıkıntı var. Kendi milletvekili arkadaşlarımız, Anaya sa Mahkemesi kararlarına rağmen aylardır özgürlüklerinden mahrum bırakılmış durumdalar. Gazeteciler, hiçbir örneği görülmedik bir şekilde yani şu anda dünyada bir numaralı ülkeyiz gazetecilerin tutuklu olduğu, aylardır, işte, önce iddianamelerini bekledikl eri, iddianameden sonra yargı önüne çıkmayı bekledikleri bir ülke konumundayız. Benzer şekilde, İhtiyacımız, olağanüstü değerli hâl yönetimi bugün arkadaşlarım, OHAL’i bir uzatmak, kez daha OHAL’i uzatıldı. kalıcı hâle getirmek değil, tam tersine normalleş mektir, Türkiye'yi bir an önce demokrasi, hukuk devleti rayına oturtmaktır. Bunda hepimizin, ülkenin çıkarı vardır ama maalesef biz hep bunları söylerken iktidar tarafından gelen, gerek 16 Nisanda halk oylamasına sunulan Anayasa olsun gerekse şu anda görüş mekte olduğumuz İç Tüzük olsun, maalesef, demokrasimizin kalitesini artıracak öneriler, metinler olmamakta, tam tersine, çoğunluğun sesinin çoğulculuğu T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Uzman : ……………….Sayfa: 159 Stenograf : bastıracağı bir ortamı önümüze getirmektedir. Bu İç Tüzük teklifinin arkasında yatan amacın hızlı kanun çıkarmak olduğunu anlıyoruz. Hepimiz değişik komisyonlarda… Ben de bu Komisyonun üyesi değilim, misafiriyim ama hepimizin değişik komisyonlarda görevleri var. Bence her birimiz hem komisyonlarda hem Genel Kurulda şunu görüyoruz: Hızlı kanun çıkarmak, doğru, kaliteli yasama yapmak anlamını taşımıyor; tam tersine, örneğin, benim üyesi olduğum Plan Bütçe Komisyonunda -burada başka değerli arkadaşlarım da var aynı Komisyonda üye olan - biz şunu sık sık görüyoruz: Torbalar geliyor, sürekli torba kanunlar geliyor ve bu torbalarda, belki de bir önceki torbada yaptığımız bir düzenlemeyi tekrar düzeltiyoruz, hatta defalarca düzeltiyoruz çünkü hızlı geçireceğiz derken ya bir tarafı eksik oluyor ya bir tarafı bir yeri düzelteceğiz derken öbür tarafa dokunuyor. Yani hızlı kanun çıkarmak doğru, kaliteli yasama anlamına gelmiyor, halkımızın çıkarına yasama yapmak anlamına gelmiyor. Bunu her biriniz Meclis çalışmalarında izliyorsunuz, görüyorsunuz. Vurgulamak istediğim ikinci husus, yani bu hızlı kanun çıkarmanın kanun kalitesini, demokrasi kalitesini düzeltmediği vurgusunun yanı sıra bir bütün olarak muhalefetin bakıldığında, konuşmasının milletvekillerinin istenmediği, söz konuşmasının haklarının istenmediği, kısıtlandığı bir düzenlemeyle karşı karşıyayız. Maalesef, yani, on dakikalık bir konuşmaya tahammül edilmemesi, bunun ille de üçe düşürülmek istenmesi… Yani, muhalefetin konuşmasından çekinmemek lazım. Muhalefetin konuşması aslında iktidar için her zaman kendisini düzeltme, bir yanlışı varsa, eksiği varsa düzeltme fır satı verir. Demokrasinin güzelliği -daha önce de söylendi burada- muhalefetin özgürce konuşabilmesi, muhalefetin iktidara görüşlerini özgürce anlatabilmesi ve uzlaşının bulunabiliyor olmasıdır, yoksa sadece çoğunluğun dayatmasıyla bir yönetim şekli demokra si olmaktan… Adı belki T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 demokrasi Saat :11.00 olabilir Kayıt: Anayasa sadece Uzman : ……………….Sayfa: 160 Stenograf : sandığa bakarsanız ama özü itibarıyla demokrasiden uzaklaşmış olacaktır. Yine, parlamentolar yasa çıkarma yarışının olduğu bir makine değildir. Daha ziyade, uzlaşarak doğruyu, yurttaşların çıkarına, onların derdine çare olan kanunları çıkarmamız gerekmektedir. Hızlı çalışalım diye muhalefetin sözünün kısıtlanması aslında milletin sesinin kısıtlanması demektir ve kendi ayağımıza kurşun sıkmaktan başka bir şey değildir. Türkiye Büyük Millet Meclisinin denetim ve yasama kalitesinin yükselmesi Türkiye demokrasisinin seviyesini gösterecektir. O yüzden, biz mutlak surette, İç Tüzük’te yapacağımız değişikliklerin hem uzlaşıyla çıkması -az önce tartışılıyordu hem de özgürlükleri kısıtlayıcı değil, tam tersine, geniş letici olmasına çalışmamız gerekmektedir. Görüşmekte olduğumuz getirilen kısıtlamalar söylendi- Anayasa aslında ihlali 3’üncü -ben maddeye de yaratmaktadır, tekrar ilişkin, örneğin, edeceğim, daha seçilmiş milletvekilinin burada önce de yasama faaliyetini engellemekte, egemenliğin kayıtsız şartsız milletin olduğu ve yasama yetkisinin Türk milleti adına Mecliste olduğunu ifade eden maddelere aykırılık teşkil etmektedir. Sadece bir milletvekiline sadece bir kez bu imkândan faydalanma hakkı getirilerek sınırl ama getirilmesinin anayasal hak ihlali olduğu düşüncesindeyiz. Dediğim gibi, hızlı yasama yapmak, muhalefetin sesini kısmak kısa vadede belki istediğiniz noktaya sizi götürebilir ama uzun erimde toplumun taleplerine bir karşılık getirmez. İç Tüzük hazırlığının -bir kere daha vurguluyorum- her dönem Türkiye'de, parlamenter demokrasi geleneğimizde her dönem uzlaşıyla çıkarılmış, yapılmış olan İç Tüzük hazırlıklarının böyle bir dayatmayla getirilmesinin son derece sakıncalı olduğunu düşünüyoruz. Çoğunlukçu anlayış, uzlaşmanın getireceği erdemleri bir çırpıda yok edecektir. Dayatmacılık, öngörülemez gerilimleri, belirsizlikleri, toplumsal kutuplaşmaları beraberinde getirecektir. O yüzden, mutlak surette hem İç Tüzük konusunda hem diğer komisyonlarda T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Uzman : ……………….Sayfa: 161 Stenograf : hem de Genel Kurulda muhalefetin sesine daha fazla kulak verilmesi gerekmektedir; kısıtlanması, kısılması değil, daha fazla kulak verilmesi gerekmektedir. Aslına bakarsanız, belki üzerinde durmamız, daha detaylı konuşmamız gereken bir sorun da önümüze gelen kanunların kalitesizliği meselesidir. Yani aslında mesele hız değil, hazırlanırken bürokrasinin bu kanunları yeterince, sorunları tam anlamıyla çözecek nitelikte, kalitede hazırlamamış olmasıdır. Bunu Plan ve Bütçe Komisyonundaki arkadaşlarımız da, sadece bizim par timizden değil, diğer partilerden arkadaşlarımız da sık sık görmektedirler. Bakanlıklardan gelen kanun teklifleri, önerileri çok büyük eksiklikler, çok büyük “Ya, bu da olur mu?” denen vahim hatalar içermektedir. O yüzden ihtiyaç ve hukuk analizi için gerekli, derinlikli çalışmalar yapılamadığından aynı yasada sık sık değişiklik, kısa zamanda yürürlükten kaldırma, uygulama organlarının çelişkileri ve boşluklarını yorumla giderme zorunda kaldığı gibi sorunlarla karşılaşılmaktadır. Dediğim gibi, keşke daha uz laşıcı bir metotla İç Tüzük konuşulabilseydi ve bu şekilde bir çoğunlukçu yöntemle önümüze getirilmiş olmasaydı. Başka örnekleri de size hatırlatmak istiyorum yavaşlıktan şikâyeti olanlara, eleştirenlere. Bu Parlamentoda, daha kısa süre önce hatırlarsanız Avrupa Birliği uyum yasaları bağlamında biz bir aradaydık. Yani yüzlerce maddelik kanunları istediğimizde, uzlaştığımızda, partiler bunun gerekleri üzerinde hemfikir olduğumuzda birkaç gün içinde çıkarabiliyoruz. Yani mazeretimiz hız, sürat değil; asıl mes ele uzlaşıdır, asıl mesele getirilen kanunun gerçekten Türkiye'nin, gerçekten insanımızın ihtiyaçlarını karşılayıp karşılayamayacağı meselesidir. Yoksa biz bu konuda uzlaştığımız noktada yani hem kanunun hem onun içeriğinin gerçekten gerekli olduğu, gerçek ten insanımızın sorunlarına çözüm getirdiği konusunda uzlaştığımız anda biz T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Uzman : ……………….Sayfa: 162 Stenograf : zaten birlikte gece gündüz demeden, gerekirse yirmi dört saat çalışarak zamanında bunun çıkmasını sağlamaktayız. O yüzden bir kez daha ben özgürlüklerin önemini, düşünce, ifade özgürlüğünün önemini vurgulamak istiyorum. Az önce görüşülen 2’nci madde doğrudan muhalefetin sesini kısmaya yönelikti. Buradaki, dediğim gibi, söz hakkının kısıtlanmış olması aslında birçok konunun gündeme getirilmesini engelleyici, kısıtlayıcı olacaktır. G eçmişte bunların örneklerini hatırlatmak istersek eğer biz birçok konuyu, terör, yargı bağımsızlığı, Soma, FETÖ’yle mücadele, KPSS sorularının çalınması, basın özgürlüğü, doğa katliamları, tarım üreticilerinin sorunları gibi birçok konuyu bu şekilde gündem e getirebildik. Sadece biz değil aslında iktidar da bu sayede görüşlerini ifade etme fırsatı buluyordu. Şimdi bunun kısıtlanıyor olması, dediğim gibi, hem ifade özgürlüğünü kısıtlayıcı hem de anayasal hak ihlali içeren bir sorundur. BAŞKAN – Sayın Çakıröze r, lütfen toparlayabilir misiniz. UTKU ÇAKIRÖZER (Eskişehir) – Tabii Sayın Başkan. Teklifin diğer maddelerine de bakıldığında, genel ruh hep muhalefeti ne kadar az konuşturabiliriz, ki bu, bakın, on dakikalık bir konuşma aslına bakarsanız zaten bir derdin anlatılması için yeterli değilken şimdi bunun beşe, hatta üçe düşürülüyor olması “Siz konuşmasanız da olur, biz bildiğimiz gibi kanunu yapar, önünüze koyarız, geçiririz.” anlamına gelmektedir. Bu doğru bir yaklaşım kesinlikle değildir. Bir kere daha söylüy orum, 3’üncü maddedeki yani şu anda görüşmekte olduğumuz maddedeki yaklaşımın da bir milletvekiline sadece bir kez hak verilmesi ve her hafta başka bir partinin bunu kullanması gibi bir düzenlemenin sınırlayıcı olduğunu düşünüyoruz. Benzer şekilde diğer m addelerde de, örneğin –az önce de vurgulandı, onu ben de söylemek istiyorum - milletvekillerinin, değerli arkadaşlarımızın kınama ve geçici çıkarma cezalarına ilişkin düzenlemelerde ortaya konan bazı T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Uzman : ……………….Sayfa: 163 Stenograf : ifadeler çok soyuttur. Örneğin ben ya da bazı milletvekil i arkadaşlarım bir konuyu Parlamentoda vurgulamak istediğimizde, örneğin basın özgürlüğünü vurgulamak istediğimde, tutuklu resimlerini kullanmak gazeteci meslektaşlarımın ismini ya istediğimde bunun bir kınamaya, bunun da bir cezalandırmaya dönüşmesini, ne ye göre dönüşeceğini ya da neye göre dönüşmeyeceğini belirleyecek husus net değildir, tamamen keyfîdir. Bir başka milletvekili arkadaşımın vurgulamak istediği, kamuoyunun önüne getirmek istediği bir konuyu, işte şekille, resimle, başka bir vurguyla yapması aslında çok temel özgürlüklerdir. Bunların kısıtlanıyor olması ve böylesine soyut, keyfîliğe izin verecek şekilde kısıtlanıyor olması son derece yanlıştır. O yüzden bu şekilde, neye göre bu yasaktır, ne serbest olacaktır, ne sorunlu olacaktır; bunlar çok açık ortaya konmamış durumda. Sonuç olarak, genel olarak tekrar söylediğimde, hızlı kanun yapmak “kaliteli kanun yapmak, nitelikli kanun yapmak, ülkenin sorunlarına, halkımızın sorunlarına çözüm getiren kanun yapmak” anlamını taşımamaktadır. Tam tersine, uzlaşı ne kadar az olursa, diyalog ne kadar az olursa, muhalefeti ne kadar çok susturursanız, yapılacak olan kanunun kalitesi, yapılacak olan kanunun bu ülkenin insanlarının sorunlarını çözme kapasitesi o kadar düşük olacaktır, o kadar eksik olacaktır. BAŞKAN – Sayın Çakırözer, tamamlar mısınız lütfen. UTKU ÇAKIRÖZER (Eskişehir) – Tabii Sayın Başkan. O yüzden bu teklif İç Tüzük’ü düzenlemekten öte bizleri, milletvekillerini, muhalefeti susturmayı -aslında “biz” demek “millet” demek milleti susturmayı, mill eti kısıtlamayı amaçlamaktadır. Bu yüzden Meclis içi bir darbe niteliğindeki bu İç Tüzük değişikliğine biz karşıyız, karşı olmaya devam edeceğiz. Umut ediyoruz ki bu görüşmeler süresince iktidar ile muhalefet partileri arasında faydalı bir uzlaşı ortamı or taya çıkar ve çoğunlukçu dayatma T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 yerine Saat :11.00 çoğulcu Kayıt: Anayasa uzlaşının hâkim Uzman : ……………….Sayfa: 164 Stenograf : olacağı Türkiye Büyük Millet Meclisi çalışmalarının önünü açacak bir İç Tüzük ortaya çıkarılabilir. Teşekkür ediyorum. “Hayırlı olsun.” diyorum. BAŞKAN – Sayın Çakırözer, teşekkür ediyorum. Söz sırası Sayın Meral Danış Beştaş’ta. Sayın Beştaş, buyurun. MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) – Teşekkür ederim Sayın Başkan. Her ne kadar 3’üncü madde üzerinde söz almışsam da açıkçası 3’üncü maddeye ilişkin en son birkaç hususu belirteceğim çünkü öyle bir ül kede yaşıyoruz ki her an, her dakika, her saat yeni bir şokla, yeni bir gelişmeyle yani insanın “Artık bu kadar olmaz.” dediği bir olayla karşılaşıyoruz. Biraz önce, on dakika önce yeni bir haber düştü internete, hak savunucularına tutuklanma istenmiş. Han i vardı ya Büyükada’da ajanlar toplanmıştı iddiaya göre, işte, otelde kendi aralarında ajanlık yapıyorlarmış ve gözaltına alındıkları günden bu yana… AYTUĞ ATICI (Mersin) – Onlar casus casus, casusçuluk oynuyorlarmış! MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) – Casusluk suçu işledikleri iddiasıyla gözaltına alındıkları iddia ediliyordu. Tabii bunun gerçekle, yaşamla ve gerçekten bu iddiaların hakikatle hiçbir ilgisi olmadığını aklı başında herkes, biraz hak alanını bilen, özgürlükler alanını bilen -yani bu insan hakları savunucularını tanımasa bile - bu iddianın ne kadar gülünç olduğunu, ne kadar absürt olduğunu aslında tahmin edebilir. Şimdi, öyle bir olay hâline geldi ki yani “Yanlışlıkla mı alındılar?” diye düşünürken, bu sefer terörle mücadeleye sevk edildi dosya; orad an gözaltı süreleri uzatıldı, oradan, basın üzerinden, ulusal basın üzerinden, yandaş medya üzerinden sürekli hedef gösterildiler; daha gözaltında oldukları hâlde, daha soruşturma tamamlanmadığı hâlde suç ve cezaların şahsiliği, masumiyet T BM M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : Anayasa Tarih :17/7/2017 Saat :11.00 Kayıt: Anayasa Stenograf : Uzman : ……………….Sayfa: 165 karinesi ve ceza hukukunun temel ilkeleri her zaman olduğu gibi yerle bir edilerek teşhir edildiler ve ajan oldukları, casus oldukları