B ANT‹TROMBOS‹T TEDAV‹ Plak rüptüründen sonra meydana gelen trombositten zengin trombus akut koroner sendromlar›n oluflmas›nda en önemli rolu oynamaktad›r. Subendotelyal matriksin a盤a ç›kmas› sonucunda glikoproteinIb/IX reseptörleri ile Von Willebrand faktörü aras›ndaki iliflki yüksek sürtünme kuvveti varl›¤›nda birkaç yüz kat artar ve trombosit adezyonu meydana gelir. Endotelyal hasar bölgesine trombosit adezyonu sonras› trombositlerden adenozin difosfat (ADP) sal›m› ve kalsiyuma-ba¤›ml› granülasyonu ile di¤er protrombotik uyaranlar serbestleflir. Prostoglandin sentezi için, kalsiyumun -yönetti¤i fosfolipaz A2- ba¤›ml› araflidonik asid teflekkülü (fiekil B-1). Trombosit aktivasyonu, çeflitli mediyatörler taraf›ndan fliddetlenir (Serotonin, ADP, Tromboksan-A2, Kollajen ve trombin = bunlar›n hepsi de an- titrombosit tedavilerin hedefleridir). Birçok ilac›n klinikte çok önemli antitrombosit aktiviteleri bulunmaktad›r; trombosit siklooksigenaz inhibisyonu: Aspirin, ADP reseptörlereinin inhibisyonu: Klopidogrel, Glikoprotein-IIb/IIIa reseptör inhibisyonu: Abciximab, Ebtifibatid, Tirofiban. Trombosit fonksiyonlar›n›n farmakolojik inhibisyonu, trombosit GlikoproteinIb/IX reseptörlerinin fonksiyonunun engellenmesi ile de meydana gelebilir. (GP Ib/IX'a karfl› monoklonal antikorlar). Von Willebrand Faktörü A1 bölgesine karfl› sentetik peptidler. A1 bölgesini içeren rekombinant Von Willebrand parçalar›. Tromboksan sentaz inhibisyonu, endoperoksittromboksan reseptörlerinin bloke edilmesi, trombosit adenil ve guanil siklaz (prostasiklin analoglar›) de¤ifltirilmesi (-modulasyon), trombin ile etkileflen trombosit reseptör bölgele327 328 • TROMBOKARD‹YOLOJ‹: AM‹ DMAH DMAH FOH ASA DMAH FOH Clopidogrel GP-IIb/IIIa inhibitörü Direk Trombin ‹nhibitörleri Trombolitik DMAH: Düflük molekül a¤›rl›kl› heparin; FOH: Fraksiyone olmayan heparin; TX: Tromboxane; vWF: von Willebrand Faktörü; ADP: Adenozin difosfat. fiekil B-1. Direk ve indirek antitrombin ve antitrombosit tedavilerin etki mekanizmas›. (Am J Cardiol 2003; 91: 3H-1 1H) ANT‹TROMBOS‹T TEDAV‹ • rine ba¤lanan ancak onlar› aktive etmiyen peptidler. Glikoprotein - IIb/IIIa reseptörleri trombosit agregasyonunda ortak-yol'dur. A. Trombosit Glikopreotein IIb/IIIa Reseptör inhibitörleri1-10 GP-IIb/IIIa reseptör inhibitörleri direk olarak GP-IIb/IIIa reseptörlerine ba¤lan›p Fibribojenin trombositlere ba¤lanmas›n› engellemektedir. Bunun sonucunda ise trombosit agregatlar›n›n meydana gelifli ve progresyonu önlenmektedir (fiekil B-2). Uyar›n›n cinsinden ba¤›ms›z olarak inhibitörler trombosit agregasyonunu inhibe etmektedirler. 20 µM ADP ile sa¤lanan agregasyonun %8090’n›n› inhibe eden doz klinikte kullan›lmaktad›r. GP inhibitörlerinin s›n›fland›r›lmas›: 1. GP-IIb/IIIa reseptörlerine karfl› antikorlar; Abciximab (ReoPro). 2. ‹ntravenöz peptid ve nonpeptid küçük moleküller; Ebtifibatid(Integrilin), Tirofiban (Agrastat). 3. Oral GP-IIb/IIIa inhibitörleri; Xemilofiban, Orbofiban, Sibrafiban. Abciximab; monoklonal fragman› olup GP-IIb/IIIa reseptörüne çok s›k› olarak ba¤lanmaktad›r. Yar›lanma ömrü uzun olup reseptörden yaklafl›k 40 dakika sonra ayr›lmaktad›r. Antit- 329 rombosit etkisi infüzyon süresinden daha uzun sürmektedir. Dolafl›mdaki ilac›n büyük bölümü trombositlere ba¤l›d›r. Dolay›s› ile ilac›n antitrombosit etkisini azaltmak için trombosit transfüzyonuna ihtiyaç duyulmaktad›r. Transfüze edilen trombositler ilac›n tüm trombositlere da¤›lmas›n› sa¤lar ve böylece antitrombosit etkinin düzeyi düflmektedir. Abciximab ayr›ca di¤er integrinlere de ba¤lanmaktad›r (Vitronektin avb 3 reseptörleri) Peptid ve peptidomimetik inhibitörler (Ebtifibatid, Tirofiban), GPIIb/IIIa reseptörlerine kompetisyon ile ba¤lanmaktad›rlar. Yar›lanma ömürleri k›sa olup reseptörlerde 10-20 saniyede ayr›lmaktad›rlar. Dolay›s› ile trombosit inhibisyonunun derecesi ilac›n kandaki düzeyi ile ilgilidir. Her ikisinin k›sa yar›lanma sürelerinden dolay› infüzyon durdurulduktan birkaç saat sonra antitrombosit aktivite kaybolur. Bu özellikleri özellikle kanama komplikasyonlar› ve acil cerrahi giriflim gereken durumlarda Abciximaba göre avantajd›r. Üçüncü grup inhibitörler oral ilaçlar olup bu gruptakiler iki tiptir. Bunlar reseptörlere kompetisyon ile s›k›ca ba¤lan›rlar. Oral ilaçlar genel olarak inaktif olup önilaç emildikten sonra aktif bilefliklere çevrilirler. Oral ilaçlar›n yar›lanma ömürleri genellikle uzun olup günde bir, iki ve üç defa kullan›lmaktad›rlar. 330 • TROMBOKARD‹YOLOJ‹: AM‹ fiekil B-2. Trombus oluflumunda trombositlerin major fonksiyonlar› ve glikoproteinIIb/IIIa inhibitörlerinin etki mekanizmas› (N Engl J Med 1997; 336: 1689-1696). ANT‹TROMBOS‹T TEDAV‹ • 1- ABC‹X‹MAB Trombositlerin GP-IIb/IIIa reseptörlerine fibrinojen ve Von Willebrand faktörünün ba¤lanmas›n› direk olarak inhibe etmektedir. Bu reseptörlere yüksek affinitesinden dolay› bunlara ba¤lan›r ve böylece GP-IIb/IIIa reseptörlerinin do¤al ligandlar› ile adesiv etkileflimini engellemektedir (Von Willebrand Faktörü, Fibrinojen). Abciximab ayr›ca trombosit granüllerinden ADP, Serotonin ve di¤er Protrombotik mediatörlerin sal›m›n› önlemektedir. Mac-1 up-regulasyonunu inhibe etmektedir. Mac-1 lokositlerin adesiv ve göçetme özelliklerini kesintiye u¤ratarak inflamasyon modelinde doku hasar›n› önlemektedir. P›ht›n›n retraksiyonu ve stabilizasyonunu inhibe etmektedir (bu flekilde, p›ht›y› in vivo olarak endojen ve terapötik mekanizmalar ile çözülmeye hassas duruma getirmektedir). Trombositlerin-yönetti¤i trombin oluflumunu inhibe etmektedir. Vitronektin reseptörlerinin inhibisyonu, avb3- reseptörlerine spesifik olarak hücre adezyonu hücre da¤›l›m›n›, göçünü, tümörün meydana getirdi¤i anjiyogenezi yönetmektedir. Ayr›ca Abciximab PKG (Perkutan Koroner Giriflim) s›ras›nda aktive edilmifl düz kas hücrelerinin apoptozisinini kolaylaflt›r›r (-hipotez) 331 Biyoloji; Abciximab (7E3 Fab), monoklonal antikorlar olup, yar›m insan yar›mmurin flimerik Fab parçalar›n› ihtiva etmektedir. Klinik tromboz oluflumunu azaltan güçlü antitrombosit ilaçt›r. Abciximab, trombosit glikoprotein(GP)-IIb/IIIIa reseptörlerine düflük spesifitesine ra¤men yüksek affinite ile ba¤lanmaktad›r. Bu özelli¤inden dolay› di¤er intravenöz kullan›lan GP-IIb/IIIa inhibitörlerinden ayr›lmaktad›r. Di¤er önemli fark› ise Abciximab ile trombosit GP-IIb/IIIa inhibisyonunun uzun sürmesidir. Bolus ve infüzyondan 8 gün sonra GPIIb/IIIa reseptörlerinin %29'da blokaj›n devam etti¤i bulunmufltur. 15 günde ise Abciximab›n dolafl›mdaki trombositlere eflitlenmesi (eflit olarak da¤›lmas›) sonucunda GP-IIb/IIIa reseptörlerinin %15'de blokaj saptanm›flt›r. Trombosit inhibisyonunun uzun süre devam etmesi ve bu trombositlerin iyileflmesinin tedrici olmas› klinik pratikte uzun dönemde görülen faydalar›n› aç›klamaktad›r. Antitrombosit etkisine ilave olarak trombus oluflumu ve inflamasyonu azaltan baflka biyolojik etkileri de bulunmaktad›r. Abciximab av b3 ile Mac-1 reseptörlerine de ba¤lanmaktad›r. Bu etkileri, trombosit-lokosit etkileflimini etkilemektedir. avb3 reseptör ile gp- 332 • TROMBOKARD‹YOLOJ‹: AM‹ IIb/IIIa reseptörleri doku faktörüne cevap olarak trombin teflekkülünü azaltmaktad›rlar. Bir çal›flmada AM‹'li hastalarda Abciximab'›n trombosit monosit birleflmesini azaltt›¤› gösterilmifltir (Tekbafl›na heparin etkisiz). Abciximab trombosit d›fl›na ç›km›fl reseptörlere ba¤lanmaktad›r, trombosit içerisindeki reseptör havuzunun inhibiyonu inkomplettir. Perkutan Koroner Giriflim PKG); FDA (Food Drug Administration), medikal tedaviye yan›ts›z anstabil anginal› ve ilk 24 saatte PKG planlanan hastalarda, kardiyak iskemik olaylar›n korunmas›ndaki indikasyonunu onaylam›flt›r. EPI çal›flmalar›nda PKG s›ras›nda GP-IIb/IIIa inhibitörlerinin kullan›lmas› araflrt›r›lm›fl ve de¤erlendirilmifltir. Bunlardan EPIC (Evaluation of Platelet Inhibition for Prevention Ischemic Complication), EPILOG (Evaluation in PTCA Improve Long-term Outcome Abciximab GPIIb/IIIa Blokage), EPISTENT (Evaluation of PlateletIIb/IIIa Inhibitoe for Stenting) çal›flmalar›nda PKG’de plaseboya karfl› abciximab de¤erlendirilmifltir. EPIC Oluflmufl AM‹, anstabil angina veya anjiyografik olarak kompleks lez- yon morfolojisine kombine ileri yafl, kad›n cinsiyet veya diabet = yüksekriskli, 2099 hasta PTCA'ya gönderilmifltir. Hastalar aspirin ve heparin tedavisi ile plasebo veya Abciximab bolus veya bolus + 12 saat- infüzyon olarak randomize edilmifltir. Ölüm, nonfatal M‹, planlanmam›fl cerrahi revaskülarizasyon veya PKG tekrar›, planlanmam›fl stent implantasyonu, veya refrakter iskemi nedeni ile intraaortik balon pompas› yerlefltirilmesi oranlar› Abciximab bolus + infüzyon ile %12.8'den %8.3'e düflmüfltür (p =0.008). Toplanm›fl olay oran› tek bafl›na bolus abciximab uygulanan grupta %11.5 olup bu plasebo'dan anlaml› fark göstermemifltir. Kanama komplikasyonlar› Abciximab bolus + infüzyon grubunda di¤er iki gruba k›yasla artm›flt›r (N Engl J Med 1994;330:956961). EPIC çal›flmas›nda 3 y›ll›k takipte, PKG ile bafllang›çta Abciximab ile sa¤lanan faydan›n (ölüm, M‹ veya revaskülarizasyon) bolus + infüzyon grubunda plasebo ile mukayese edildi¤inde %47.2'den, %41.1'e azald›¤› saptanm›flt›r (p=0.009). Tek bafl›na bolus uygulanan grupta ise bu oran %47.4 bulunmufltur. Toplanm›fl sonlanma noktas›n›n tüm özek komponentleri abciximab bolus + infüzyon grubunda daha iyi bulunmufltur. ANT‹TROMBOS‹T TEDAV‹ • 3 y›ll›k takipte ifllem s›ras›ndaki CK yükselmesi uzun dönemdeki mortalite ile ba¤lant›l› bulunmufltur (JAMA; 278: 479- 484). EPILOG Hem acil hemde elektif giriflim hastalar›n› içermifltir, heparin dozu EPIC çal›flmas›ndaki kanama art›fl› nedeni ile vücut a¤›rl›¤›na göre azalt›lm›flt›r. 4800 hastan›n randomize edilmesi planlanm›fl fakat 2792 hastada pozitif sonuçlar gerekçesi ile sonland›r›lm›flt›r (N Engl L Med 1997;336:1689-1696). 30 günde ölüm veya acil revaskülarizasyon plasebo grubunda %11.7, Abciximab + standart-doz vucut a¤›rl›¤›na göre heparin kullan›lan grupta %5.4, Abciximab + düflük-doz vucut a¤›rl›¤›na heparin kullan›lan grupta ise 5.2 bulunmufltur (p=0.001). Major kanamalar tüm gruplarda benzer oranda görülmüfltür. Minor kanamalar ise standart-doz heparin grubunda daha fazla olmufltur. EPILOG çal›flmas›, elektif giriflim uygulanacaklarda da Abciximab kullan›lmas›n›n faydal› oldu¤unu göstermifltir. EPISTENT; Yukar›daki iki çal›flmada Abciximab (Abcx) balon anjiyoplasti veya direksiyonel aterektomi giriflimlerinde klinik olarak faydal› bulunmufltur. Stentlemedeki etkisini araflt›rmak için 2399 hasta PTCA ve Abcximab, Stent + plasebo veya 333 Stent+Abcx randomize edilmifltir (Lancet 1998; 352:87- 92). Primer sonlanma noktas›; ölüm, M‹, veya acil revaskülarizasyon/30 günde. Stentleme ve plasebo olarak randomize edilen 809 hastada toplanm›fl olay oran› %10.8'den, 794 Stentleme + Abcx hastas›nda %5.3'e düflmüfltür (p=0.001) ve 796 PTCA ve abcx için randomize edilen hastada ise %6.9 olmufltur (p=0.007). Abciximab'›n en önemli faydas› genifl M‹ oluflmas›n› ve ölüm riskini azaltma olarak bulunmufltur. Major kanama insidensi ise gruplarda farkl› bulunmam›flt›r. Stentleme + plasebo %2.2, Stentleme + Abcx %1.5, PTCA+ Abcx %1.4). 1 y›ll›k takipte, Abciximab›n ölüm ve M‹ faydas› devam etmifltir. Abcx+ Stentleme ile %2.4, Stentleme + plasebo %2.1 PTCA + Abcx, stentleme + Abcx grubunda %1.0 (p=0.037). EPIC çal›flmas›na göre; Abciximab ölüm, M‹, ve acil revaskülarizasyon riskini; acil veya elektif indikasyonlarla PKG uygulanan hastalarda azaltm›flt›r. Bu etki ise enaz 1 y›l devam etmifl olup stentlemeyi tamamlay›c› bulunmufltur (Circulation 1999; 99: 19511958). Akut Koroner Sendromlar; Perkutan Koroner Giriflim (PKG): Abciximab›n akut koroner sendromlarda PKG s›ras›nda uygulanmas› 334 • TROMBOKARD‹YOLOJ‹: AM‹ büyük fayda sa¤ld›¤› gösterilmifltir. EPIC çal›flmas›nda anstabil anginada 30 günde ölüm, M‹ veya acil revaskülarizasyon plaseboya göre abciximab ile %62 azalm›flt›r (%12.8, %4.8, p=0.12) EPIC çal›flmas›na spesifik olarak anstabil angina ve geliflmifl M‹ hastalar al›nm›flt›r. 3 y›lda ölüm oran› %12.7'den %5.1'e düflmüfltür (p=0.01). EPI çal›flmalar›n›n (EPIC, EPILOG, EPISTENT) toplanmfl analizinde, akut koroner sendrom hastalar›n›n Abciximab tedavisinden daha fazla fayda gördü¤ü saptanm›flt›r (Circulation 1999; 100:-›-187). CAPTURE (The c7E Fab Antiplatelet in Unstable Refractory Angina) çal›flmas›nda heparin ve nitrogliserin tedavisine refrakter 1265 anstabil anginal›ya koroner lezyonu uygun ise anjiyoplasti uygulanm›flt›r, tan›sal anjiyografiden sonra hastalar; anjiyoplasti öncesi plasebo veya Abciximab 1824 saat - infüzyon tedavisi için randomize edilmifltir (Lancet 1997; 349: 1429-1435). Tedavi anjiyoplastiden 1 saat sonra devam etmifltir. Ölüm, M‹, veya acil PKG/30 günde, Abciximab ile %15.9'dan %11.3'e düflmüfltür (p=0.029). CAPTURE'de abciximab ile meydana gelen fayda hem anjiyoplasti öncesi ve hemde sonras› görülmüfltür. Abciximab ayr›ca devaml› ST monitorizasyonu ile tekrarlayan iskemiyi de azaltt›¤› görülmüfltür. Anjiyografik olarak ise intrakoroner trombus rezolusyonunu art›rd›¤› bulunmufltur. Retrospektif incelemede troponin düzeyi yüksek hastalarda Abciximab daha fazla faydal› olmufltur (N Engl J Med 1999; 340:1623-1629). GUSTO-IV Bu çal›flmada Abciximab'›n, ST elevasyonsuz akut koroner sendromlar›n medikal tedavisindeki rolü de¤erlendirilmifltir. En az 5 dakika devam eden gö¤üs a¤r›s› ile ST depresyonu ve troponin yüksekli¤i bulunan 7800 hasta plasebo, Abciximab- 24 saat infüzyon veya -48 saat-infüzyon olarak randomize edilmifltir (Lancet 2001;357:1915-1924). PKG infüzyon s›ras›nda sadece %1.6 hastaya yap›lm›flt›r. 30 günde sonlanma noktas› ölüm veya M‹ Abciximab grubunda plasebodan farkl› bulunmam›flt›r. (%8.0, plasebo ile, %8.2 24 saat- Abciximab ile, %9.148 saat- Abciximab ile). Troponin pozitifli¤i ile tarif edilen yüksek-risk alt grubunda da Abciximab faydal› bulunamam›flt›r. Bu negatif sonucun muhtemel sebebi i. özellikle 48 saatlik infüzyonun düflük dozda olmas›, yeterli düzeyde glikoprotein reseptör inhibisyonu yapamamas› + internal GP-IIb/IIIa reseptör havuzunun agonist etki ile aktive edilmesi. ANT‹TROMBOS‹T TEDAV‹ • ii. Abciximab düzeyinin düflmesi ile protrombotik durumun meydana gelmesi(oral GP-IIb/IIIa inhibitörlerinde görüldü¤ü gibi). Bu çal›flmada trombosit monitorizasyonu ile trombositlerin en az %80'i inhibe edilenlerde sonuçlar daha iyi bulunmufltur. iii. Çal›flman›n bütününde erken revaskülarizasyon ihtiyac› çok düflük oranda olmufltur. Bunun sebebi troponin ile yap›lan risk derecelendirmesi sonucunda baz› düflük riskli hastalar›n da çal›flmaya kat›lm›fl olmas› olas›d›r (Circulation 2001; 103:201-206./ JAMA 2000; 284:1549-1558). Akut ST- Elevasyonlu Miyokard ‹nfarktüsünde (STE-AM‹): Glikoprotein-IIb/IIIa inhibitörü Abciximab›n STE-AM‹'de 4 önemli rolü bulunmaktad›r; 1. Anjiyoplasti veya stentleme s›ras›nda kullan›lmas› bunlar›n s onuçlar›n› olumlu olarak art›rm›flt›r, 2. Tek bafl›na uyguland›¤›nda lizis meydana getirebilmesi, (3) Tamdoz fibrinolitikten sonra, veya buna alternatif olarak 4. Azalt›lm›fl-doz fibrinolitik ile birlikte uygulanabilir. A. STE-AM‹'de PKG s›ras›nda Abciximab Kullan›m›; 335 RAPPORT; ‹lk randomize çal›flmad›r ve primer PTCA s›ras›nda Abciximab uygulanmas› ölüm, M‹ veya acil revaskülarizasyon riskini 7gün, 30 gün ve 6 ayda azaltm›flt›r (Circulation 1998; 98: 734- 741). Ayr›ca Abciximab reperfüzyonu da h›zland›rm›flt›r (Kreatin Kinaz-CK tepe seviyesine Abciximab ile 10.5 satte, plasebo ile 13.5 saatte ulaflm›flt›r, p=0.015). B. Stentler, PTCAya göre hedef damara revaskülarizasyon oran›n› azaltm›flt›r, ancak AM‹'de mortaliteyi azaltmam›fllard›r, paradoks olarak stentleme koroner kan ak›m›n› engelleyerek mortaliteyi art›rma e¤ilimi göstermifltir. ADM‹RAL çal›flmas› primer PTCA s›ras›nda Abciximab kullan›lm›flt›r ve 30 günde ölüm, M‹ veya acil revaskülarizasyon riskleri %50 Abciximab ile azalm›flt›r. STOP-AM‹ (Stent versus Thrombolysis for Ocluded Coronary Arteries in Patients with Acute Myocardial ‹nfarction) çal›flmas›nda 140 hasta stent + Abciximab veya h›zland›r›lm›fl t-PA olarak randomize edilmifltir. Primer sonlanma noktas›; seri olarak yap›lan sintigrafik incelemede ölçülen kurtar›lan miyokard miktar›. Sonuçta stentleme + abciximab ile daha fazla risk alt›nda miyokard korunmufltur. Sekonder sonlanma 336 • TROMBOKARD‹YOLOJ‹: AM‹ noktas›: ölüm, reM‹ veya inme stent-Abcx grubunda %8.5, Alteplaz grubunda ise %23.2 bulunmufltur (p =0.02). Neuman ve ark (cxirculation 1998; 98: 2695-2701). Çal›flmalar›nda stentleme yapt›klar› AM‹ hastalar›nda abciximab›n etkisini incelemifllerdir. Stentleme ile yaklafl›k olarak hastalar›n tamam›nda epikardiyal arterde TIMI-3 ak›m sa¤lanm›flt›r. Dopler teli ile ölçülen koroner ak›m h›z› stent yerlefltirilen hastalarda daha düzelmifl bulunmufltur. PKG zaman› Abciximab veya standart tedavi için randomize edilen hasta grubunda Abciximab ile infarkt bölgesi duvar hareketleri Abciximab ile daha fazla düzelmifltir (EF %62 ve %56, p =0.003). Sonuçta Abciximab›n mikrodamarlar›n ak›m ve fonksiyonlar›n› düzeltti¤ine ve bu mekanizmalar ile sol ventrikül fonksiyonlar›n›n korundu¤una karar verilmifltir. CAD‹LLAC çal›flmas›nda (N Engl J Med 2002; 346: 597- 566) 2082 AM‹ hasta 4 gruba randomize edilmifltir; Tek bafl›na PTCA, PTCA+Abciximab, tek bafl›na stentleme, stentleme + Abciximab primer sonlanma noktas›; ölüm, reM‹, inme, iskemi nedeni ile hedef damara revaskülarizasyon/6 ayda, PTCA grubunda %18.4, PTCA + Abcx grubunda %14.2, stent grubunda %10.4, Stent + Abcx grubunda %9.5, 30 günde iskemi nedeni ile hedef damara revaskülarizasyon Abciximab ile %4.2'den %2.4'e düflmüfltür (p=0.02). B. STE-M‹'de tek bafl›na Abciximab: GRAPE (Glikoprotein Receptor Antagonist Patency Evaluation): Bu pilot çal›flmada primer PTCA bekleyen hastalar›n acil ünitede Abciximab verilenlerin %20'de 45 dakikada TIMI-3 ak›m saptanm›flt›r. TIMI-14’de tek bafl›na abciximab ile 90 dakikada %32 oran›nda TIMI-3 ak›m görülmüfltür (JACC 1999; 33:1528-1532). SPEED'de ise 60-90 dakikada bu oran %27 görülmüfltür. Sonuç olarak tek bafl›na Abciximab uygulanas› Streptokinaz›nkine eflit TIMI-3 ak›m sa¤lam›flt›r. Fibrinolizi tamamlay›c› olabilir (Circulation 2000; 101: 27882794). C. STE-M‹'de Fibrinoliz ile Birlikte Abciximab: Fibrinolitik tedavi oldukça etkili olmas›n›n yan›nda trombin teflekkülünü art›rarak protrombotik durum›u fliddetlendirmektedir. Bu etki heparin kullan›m›na ra¤men oluflmakta ve trombosit aktivasyonuna neden olmaktad›r (aktif trombositler + trombin fi hiperaktivasyon). Dolay›s› ile Fibrinolitik tedavi ile GP-IIb/IIIa inhibisyonu kombinasyonu trombosit ANT‹TROMBOS‹T TEDAV‹ • aktivasyonunu suprese ve reperfüzyonun h›z› ve kalitesini art›rarak ideal farmakolojik tedavi olabilir. Bu görüflü destekleyen bulgular, p-selektin ekspresyonu ile de¤erlendirilen trombosit aktivasyonu çal›flmalar›ndan elde edilmifltir p-selektin ekspresyonu Alteplaz ve Reteplaz taraf›ndan da uyar›lmaktad›r. Fibrinolitik tedavi ile birlikte Abciximab kullan›lmas› fibrinolitiklerin art›rd›¤› trombosit aktivasyonuna ra¤men ADP ile meydana gelen trombosit agregasyonunu azaltm›flt›r. TAM‹-8 pilot çal›flmas›nda tamdoz Alteplaz dan sonra Abciximab uygulanmas› test edilmifltir. 5 günde Abciximab ile daha fazla TIMI-3 ak›m saptanm›flt›r (JACC 1993; 22:381- 389). Bu çal›flmadaki kanama riski ise k›s›tl› kalm›flt›r. Azalt›lm›fl-doz fibrinolitik ile kombine edilen Abciximab 3 faz-II çal›flmada araflt›r›lm›flt›r; TIMI-14'de, azalt›lm›fl -doz Alteplaz + Abciximab kombinasyonu ile doku düzeyinde perfüzyonun artt›¤› görülmüfltür (EKG'de ST rezolusyonu ile de¤erlendirilen). Çal›flman›n r-PA faz›nda; azalt›lm›fl-doz r-PA +Abcx ile 90 dakikada komplet (>%70) ST rezolusyonu %56 hastada olmufltur. Tekbafl›na Reteplaz ile ise % 48 bulunmufltur (CirculAtion 200; 101: 239243). SPEED düflük-doz çift-bolus r-PA + 337 abcx ve 60U/kg heparin 60 dakikada TIMI-3 ak›m %61 hastada saptanm›flt›r. Yukar›da örnek verilen iki çal›flma sonuçlar›na göre, yar›m-doz Reteplaz veya Alteplaz+tam-doz Abcximab kombinasyonu ile tek bafl›na tam-doz fibrinolize göre daha iyi aç›kl›k elde edilmifltir. Ayr›ca bu stratejinin güvenilirli¤i (kanama riski ve etkinli¤i de (aç›kl›k ve mortalite riski) daha iyi bulunmufltur. GUSTO-V'de, Abcx + düflük-doz (bolus+bolus) r-PA veya tam-doz r-PA için 16.600 hasta randomize edilmifltir Lancet 2001; 357: 1905- 1914). Çal›flmada Abcx ile kombine edilen Reteplaz tam doz Reteplazdan daha üstün bulunmam›flt›r. 30 günde mutlak mortalite azalmas› %0.3 olmufltur. M‹’nin sekonder komplikasyonlar› ve reinfarkta faydas› nonserebral kanama komplikasyonu ile dengelenmifltir. ENTIRE (TIMI-23) çal›flmas›nda, abciximab Tenekteplaz ile kombine edilmifl ve birlikte Enoxaparin veya fraksiyone olmayan Heparin kullan›lmas› 60 dakikada hangi tedavinin en yüksek TIMI-3 ak›m sa¤l›yaca¤› araflt›r›lm›flt›r (Circulation 2002; 105: 164216749). Burada 4 tedavi grubu oluflturulmufltur: yar›m-doz TNK + Abcxfraksiyone olmayan heparin, yar›mdoz TNK+Abcx-Enoxaparin, tam-doz 338 • TROMBOKARD‹YOLOJ‹: AM‹ TNK+ fraksiyone olmayan heparin, tam-doz TNK+Enoxaparin. Çal›flmada TIMI-3 ak›m 2 heparin grubunda de benzer oranlarda bulunmufltur, 30 gündeki iskemik olaylar enoxaparin ile heparine daha az olmufltur. Major kanamalar da iki Heparin grubunda benzerdi. ASENT-3'te tam-doz TNK+tam doz fraksiyone olm›yan heparin veya tam-doz TNK+ düflük-doz fraksiyone olmayan heparin-Abcx ve tam-doz TNK + enoxaparin ile karfl›laflt›r›lm›flt›r (L ancet 2001; 358: 605-6011). Çal›flma sonucunda tenekteplaz + enoxaparin veya Abcx M‹’nin iskemik komplikasyonlar›n› azaltm›flt›r. ENTIRE ve ASSENT-3 çal›flmalar› sonuçlar› AM‹ tedavisinde Abciximab ve enoxaparinin rollerinin pozitif oldu¤unu desteklemifltir. D. Kolaylaflt›r›lm›fl-Perkutan Giriflim (Ko -PKG): GUSTO-III'de yetersiz tromboliz sonras› abciximab ile kurtar›c›-PKG uygulanm›fl hastalarda 30 günde mortalite Abciximab verilenlerde verilmiyenlere göre azalma e¤ilimi göstermifltir. Ancak abciximab alanlarda ciddi kanama insidensi daha yüksek olmufltur (%3.6, %1.0, p=0.08) ancak bunlarda intrakraniyal kanama görülmemifltir (Am j Cardiol 1999; 84: 779784). SPEED çal›flmas›nda düflük-doz rPA + Abciximab›n 60-90 dakikas›nda PKG'ye giden hastalar›n analizinde 30 günde ölüm, M‹, acil revaskülarizasyon %5.7 olmufltur. Baflka çal›flmalarda da düflük-doz fibrinolitik + abciximab'tan sonra PKG'nin kolaylaflt›¤› bildirilmifltir. Burada dikkat çekilmesi gereken önemli nokta yüksek kanama riski. FINESSE çal›flmas›nda primer PTCA + Abcx-Stentleme ile fibrinolitik tedavi ve abciximab sonras› Ko-PKG karfl›laflt›r›lm›flt›r. Toplam 2700 hasta STEM‹'nin ilk 6 saati içerisinde, (i-) Primer PTCA+Abcx veya (ii-) Yar›m doz Reteplaz+Abcx verilmesini takiben PKG olarak randomize edilmifltir. Pratik Uygulamada Abciximab: ‹ndikasyonlar›; i. PKG’ne ilave olarak iskemik komplikasyonlar› önlemek amac› ile ii. Anstabil anginada 24 saat içerisinde PKG planlanan hastalar. Kontrindikasyonlar›; i. 6 hafta içerisinde gastrointestinal ve genitoüriner kanama geçirmifl olma. ii. 2 y›l içerisinde serebro-vasküler olay geçirmifl olmak (hikayesi) veya serebro-vasküler olay + önemli rezidüel norolojik sekel. ANT‹TROMBOS‹T TEDAV‹ • iii. Kanama diyatezi.(iv-) 7 gün içerisinde oral antikoagulan kullan›m› protrombin zaman› < 1.2 kat ise hariç), trombositopeni (<100.000 hücre/ml). v. 6 hafta içerisinde major cerrahi veya travma. vi. ‹ntrakraniyal tumör, arterio-venöz malfarmasyon veya anevrizma. vii. Ciddi kontrolsuz hipertansiyon. viii. Belgelenmifl vaskülit hikayesi. (ix-) PKG öncesi dextran kullan›lmas›. (x-) Murin ürünlerine karfl› hipersensivite. Hamile kad›nlarda indikasyon kesin ise verilmelidir. Çocuk emzirenlerde infüzyon durdurulmal›d›r. Tavsiye edilen eriflkinde 0.25 mg/kg-bolus, PKG’den 10-60 dakika önce uygulanmal›d›r. ‹nfüzyon 0.125 mg/kg/dakikada (maksimum 10 mg/kg)/12 saat. Anstabil anginay› stabilize etmek için bolus’tan sonra infüzyon muhtemel PKG’ye kadar giriflimden 34 saat öncesinde bafllanmal›d›r. Giriflimden sonra 12 saat daha infüzyon sürdürülebilir. 2. EBT‹F‹BAT‹D Akut koroner sendromlar›n patogenezinde trombosit aktivasyonadezyon-agregasyonu en önemli rolu oynamaktad›r. Trombositlerin depo- 339 lanmas› ve sonra trombus teflekkülü anstabil angina ve miyokard infarktüsüne neden olur ve PKG sonras› ani damar t›kanmas›ndan sorumludur. Dolay›s› ile trombositler akut koroner sendromlarda ve PKG sonras› oluflan iskemik kolplikasyonlarda primer hedef olmufllard›r. Membran glikoproteinlerinin yönetti¤i trombosit agregasyonunda glikoprotein-IIb/IIIa (a›››b b3) reseptörleri trombosit agregasyonundaki son evrede önemlidirler. Trombosit agregasyonunda bunlar adesiv makromolekülleri ba¤larlar ve sonra çapraz ba¤lar› olufltururlar ve trombosit agregasyonu sonlan›r. S›kl›k heptapeptid eptifibatid kompetisyon ile GPIIb/IIIa reseptörlerine ba¤lan›r ve trombosit agregasyonunu inhibe eder. Trombosit glikoproteinleri 5 gen ailesinden birisi olarak tarif edilmekte ve s›n›fland›r›lmaktad›r, en yo¤un olan› integrinlerdir. Birçok hücre tipinde bulunan (örne¤in lokositler ve trombositler) hücre adezyon moleküllerinin heterodimerik ailesi glikoprotein-IIb/IIIa reseptörleri, ekspresyonlar› trombositlere s›n›rl› kalm›fl tek ‹ntegrindir. GP-IIb/IIIa kalsiyum ba¤›ml› bir heterodimerdir. ‹ki transmembran proteinini ihtiva etmektedir; a-alt ünitesi a¤›r ve hafif zincir ihtiva eder ve b- alt ünitesi. Tipik trombositin yüze- 340 • TROMBOKARD‹YOLOJ‹: AM‹ yi 50.000-80.000 GP-IIb/IIIa reseptörü ihtiva etmektedir. Adesiv proteinlerin 2b/3a ba¤lanmas› iki peptid s›ras› ile olmaktad›r; RGD (Arg-Gly-asp) ve QAGDV (Lys-Gln-Ala-Gly-ASP-Val). RGD s›ras› fibrinojen, fibronektin, Von Willebrand faktörü, vitronektin, trombospondin, kollajen tip-I’de de bulunmaktad›r. QAGDV peptid ba¤lanma s›ras›fibrinojenin zincirinde bulunmaktad›r. Bu adesiv moleküllerden fibrinojen, tromboziste en önemli ligandt›r. Özellikle kanda yüksek konsantrasyonda ve divalent halde bulundu¤unda önemi daha da artmaktad›r. Ayn› anda ayr› trombositlerin gp-IIb/IIIa reseptörlerine ba¤lanarak trombosit agregasyonuna neden olmaktad›r. EBT‹F‹BAT‹D: Do¤al olarak, proteinlerden GP- inhibitörlerinin elde edilme çal›flmalar›nda fibrinojendeki RGD s›ras› y›lan zehiri proteinlerinde de saptanm›flt›r ve in vivo ve in vitro olarak GP-IIb/IIIa reseptörlerine reversibl olarak ba¤lan›p trombosit agregasyonunu inhibe etti¤i görülmüfltür. Bu peptidler "disintegrinler" olarak tan›mlanm›flt›r. Bunlar multipl RGDba¤›ml› integrinlerin adesiv etkileflimini reversibl bloke etmektedir ve de¤iflik ligandlar›n ba¤lanmas›n› inhibe etmektedirler. Araflt›rmac›lar 62 y›lan zehirini inceledikten sonra ‘Sistrurus M. Barbo- uri’den izole edilen ve "Barbourin" olarak isimlendirilen zehirin selektif olarak fibrinojenin GP-IIb/IIIa reseptörlerine ba¤lanmas›n› inhibe eetti¤ini bulmufllard›r, *(-di¤er RGD-ba¤›ml› reseptörlere ba¤lanmas›n› inhibe etmeden). "Barbourin"in artm›fl spesifitesi; lizin (K), Arginin için tek aminoasid yap›s›ndaki farkl›l›ktan kaynaklanm›flt›r. Ebtifibatid, "barbourin"deki KGD s›ras› esas al›narak yarat›lm›flt›r, halka fleklinde yap›s› proteolize karfl› rezistans› sa¤lamaktad›r. KGD- siklik peptid GP-IIb/IIIa inhibitörlerinin güçlü faydalar›n›n özellikleri: GP-IIb/IIIa reseptörlerine yüksek afinite ve spesifite ile ba¤lanabilmeleri, vWF ve fibrinojen ligandlar›n›n ba¤lanmas›n› bloke etmek *(di¤er ‹ntegrinlerin ba¤lanma özelliklerini etkilemeden), nonimmunojenik, etkisi güçlü ve h›zla reversibl. ‹ntravenöz uyguland›ktan sonra ex vivo ortamda trombosit agregasyonunu konsantrasyona ba¤l› olarak inhibe etmifltir. Trombosit agregasyonu inhibisyonu eptifibatide infüzyonu durdurduktan sonra plazma bölümlerindeki ilac›n klirensine ba¤l› olarak geriye dönmektedir. Preklinik çal›flmalarda babunlar ve köpeklerde, ex vivo ATP’nin yönetti¤i ANT‹TROMBOS‹T TEDAV‹ • trombosit agregasyonu, eptifibatid infüzyonundan bafllad›ktan k›sa süre sonra al›nm›fl ve sitrat ile antikoagüle edilmifl kanda, kanama zaman›n›n babunlarda belirgin uzam›fl, buna karfl›l›k ise köpeklerde uzamad›¤› görülmüfltür. Üç eski insanda yap›lan farmakodinamik çal›flmada ise; sitrat ile antikoagüle edilmifl kanda kanama zaman› uzam›flt›r. Ancak tedavi kesildikten bir saat içerinde bazal de¤erlere döndü¤ü saptanm›flt›r. Eptifibatidin farmakokineti¤i lineer ve dozla orant›l›d›r. Bolus dozu: 90-250 µg/kg, infüzyon h›z› ise 0.2-1.5 µg/kg/dakika-1. yar›lanma ömrü 50-60 dakika bolusu takiben infüzyon sonucunda plazma konsantrasyonu erken tepe noktas›na yükselmekte ve takiben biraz düflmektedir. 4-6 saatte sabit duruma ulaflmaktad›r. A. Akut Koroner Sendromlardaki çal›flmalarda Eptifibatid Kullan›m›; IMPACT Birinci plasebo, kontrollu karfl›laflt›r›lmal› güvenilirlik ve etkinlik çal›flmas›d›r. 17 merkezde son angina epizodundan >24 saat sonra karas›z anginal› hastalar eptifibatide veya plasebo için randomize edilmifllerdir (plasebo n=51). Ebtifibatid 2 farkl› dozda kullan›lm›flt›r; 90 mc/kg- Bolus +0.5 341 µg/kg/dakika-1 (n=50), 90 µg/kg-bolus + 1µg/kg/dakika-1 – infüzyon (n=56) infüzyon 24 saat sürdürülmüfltür. Plasebo alan hastalara aspirin verilmifltir. Heparin tüm hastalara kullan›lm›flt›r (Lancet 1988; 2:349-360). Yüksek doz eptifibatid alan hastalarda iskemik epizodlar daha az ve daha k›sa olmufltur (holter monitorizasyon ölçülen, p<0.005) Faz-II doz bulma çal›flmas›nda (IMPACT-USA) eptifibatid’in hastalarda farmakokineti¤i ve farmakodinami¤i araflt›r›lm›flt›r (Circulation 1996; 94: 2083-89). Befl merkezde 61 hastaya üç tedavi modelinden birisi uygulanm›flt›r. Trombositler bolus doz 35 ve 150 µg/kg ile bazal de¤erlerin %70-80’ine kadar suprese edilebilmifltir ve bu supresyon 1.00 ve 1.25 µg/kg/dakika-1 infüzyon ile de devam etmifltir. Bu dozlar trombosit agregasyonunu %70-80 azaltm›flt›r ancak anstabil anginada bu dozlar normal hastalar›nkinden daha fazla olmal›d›r çünkü anstabil anginada trombosit fonksiyonlar›nda hiperaktivasyon bulunmaktad›r. PURSUIT Anstabil angina/ST segment elevasyonsuz Mi’de yap›lan en büyük çal›flmad›r (n=1.948). PURSUIT çal›flmas›nda (the Platelet Glycoprotein 342 • TROMBOKARD‹YOLOJ‹: AM‹ IIb/IIIa in Unstable Angina: Receptor Supression Using Integrilin Therapy) çal›flmaya al›nma kriterleri; (i-) Son 24 saat içerisinde 10 dakikadan fazla süren ve iskemi flüphesi olan gö¤üs a¤r›s›, (ii-) Spesifik EKG bulgular›n›n bulunmas› gereklili¤i (ST-segmentinde 0.6-1 mm elevasyon, >0.5 mm depresyon >1 mm T inversiyonu) veya (iii-) Pozitif CK -MB1 de¤eri. Tüm hastalara randomizasyon ile eptifibatid 180 µg/kg –bolus + 1.3 veya 2.0 µg/kg/dakika-1 –infüzyon /72 saat devam etmifltir. 1487 hasta randomizasyon ile 1.3 µg/kg/dakika-1 infüzyon grubuna al›nm›flt›r. Bu grup monitorizasyon merkezi taraf›ndan erken sonland›r›lm›flt›r, 2.0 µg/kg/dakika-1 dozu güvenilirlik yönünden tavsiye edilmifltir fakat ihtiyaç duyulmam›flt›r. Aspirin ve vucut a¤›rl›¤›na göre heparin tüm hastalara verilmifltir (N E ngl J Med 1998; 339:436-443). Toplanm›fl Primer sonlanma noktas›; mortalite, nonfatal M‹ (veya reM‹)/30 günde. Sekonder sonlanma noktas› 30 günde, 96 saat ve 7 gündeki toplanm›fl ölüm ve reM‹. Hastalar›n %60’›na anjiyografi yap›lm›flt›r ve bunlar›n %24’üne PKG uygulanm›flt›r (bunlar›n %12.7’sine yaklafl›k yar›s›na randomizasyonun 72 saati içerisinde). Eptifibatid hastalar›nda 96 saatte ölüm veya nonfatal M‹ riski %16.5 re- latif azalm›flt›r (%7.6 ve %9.1, p=0.011), 7 günde ise %12.9 azalm›flt›r (%10.1 ve %11.6, =0.016). Geriye kalan ve eptifibatid alan hastalarda 30 günde %9.6 rölatif, %1.5 azalm›flt›r (Mutlak ölüm ve nonfatal M‹ primer sonlanma noktas›; %14.2, %15.7, p=0.042). Bu azalma 6 aya kadar devam etmifltir (=rölatif risk azalmas› %8, %17.8 ve %19, p=0.03). Ebtifibatidin faydas› tüm alt gruplarda görülmüfltür. Toplanm›fl olaylarda azalma giriflim öncesinde de belirgin bulunmufltur (%n bulunmufltur (%%) 5.5 ve %1.8, p= 0.001). Eptibifatid hastay› stabilize etti¤inden giriflimin riski de azalm›flt›r. 72 saat içerisinde perkutan giriflim uygulanmayan 8211 hastada toplanm›fl olay; (%5.4 ve plasebo ile %6.5/72 saatte, p =0.038), 30 günde ise %14.6 ve %15.6, p=0.226) olmufltur. Erken cerrahi revaskülarizasyona giden eptifibatid tedavisinden özellikle fayda görmüfllerdir. Ölüm ve nonfatal M‹; 72 saatte 30 günde %15 mutlak azalm›flt›r (s›ras› ile 72 saatte %16.3 ve %30.8, p0.001, 30 günde %18.4 ve %33.5, p=0.001). Major kanamalar plasebo ile %9.3 ve eptifibatide ile ise 10.8 s›kl›kta görülmüfltür. Major kanamalar›n büyük bölümü ACBG operasyona gidenlerde görül- ANT‹TROMBOS‹T TEDAV‹ • müfltür. ACBG operasyonuna gidenlerde major kanama s›kl›¤› eptifibatide grubunda %2.6 plasebo grubunda ise %1.1 bulunmufltur. PKG hastalar›nda ise özellikle femoral girifl yerinde olmufltur. PURSUIT gruplar›nda trombositopeni (<100.000/mm 3) benzer bulunmufltur. Eptifibatid grubunda %6.9, plasebo grubunda %7.0 mediyan oluflma zaman› ise 4 gün bulunmufltur. ‹nme insidensi ise farkl› bulunmam›flt›r (%0.7 ve %0.8, p=0.41). ‹nmelerin büyük bölümü nonhemorajiktir (%0.6 ve %0.7) eptifibatid faydas›, erken uygulan›lan hastalarda daha fazla görülmüfltür. Semptomlar›n ilk 6 saati içerisinde verilenlerde mutlak fayda %1.5 olmufltur ve 30 günde ölüm ve M‹ azalmas› mutlak %2.8 bulunmufltur. 6-12 saat ve 12-24 saat içerisinde eptifibatid verilenlerde mutlak risk azalmas› %2.3 ve %1.7 görülmüfltür (Tablo B-1). Tedavi grubunda >24 saatte verilen eptifibatide’in faydas› plaseboya göre gösterilememifltir. Çok de¤iflkenli analizde daha fazla hasta olanlar›n daha erken randomize edildikleri dikkat çekmifltir. Bu sonuçlara göre akut koroner sendrom hastalar›na GPIIb/IIIa inhibitörkeri mümkün oldu¤u kadar erken bafllanmal›d›r. PURSUIT çal›flmas›nda önce Devlet Hastanelerine müracaat eden ST 343 elevasyonsuz akut koroner sendrom hastalar›n›n tan›sal koroner anjiyografi veya PKG için tersiyer merkezlere transfer edilmeleri de¤erlendirilmifltir. Eptifibatid uygulananlardan transfer ihtiyac› anlaml› olarak daha az olmufltur (%16 ve %20, p=0.014). Ayr›ca transfer olan hastalarda 30 gündeölüm veya Mi eptifibatid ile plaseboya göre azalm›flt›r (%17.9 ve %23.4). Bu bulgular eptifibatid tedavisininin mümkün oldu¤u kadar erken bafllamas›n›n önemini iflaret etmifltir. B. ST Segment Elevasyonlu AM‹’de Ebtifibatid: Trombosit adezyon ve agregasyon trombolitik ve antitrombotik tedavilerin yetersizlik ve baflar›s›nda çok önemli rol oynamaktad›r. Aspirin ise AM‹’de faydas› gösterilmifl olmas›na ra¤men zay›f bir antitrombosit ilaçt›r. Yukar›da bahsedilen problemi aflabilmek için daha güçlü inhibitöre ihtiyaç duyulmufltur. IMPACT-AM‹ AM‹ hastalar›nda t-PA heparin ve aspirin ile birlikte uygulanan eptifibatid’in fayda ve güvenilirli¤i bu çal›flman›n bir bölümünde araflt›r›lm›flt›r. Toplam 180 h›zland›r›lm›fl -t- PA’ya ilave olarak ebtifibatide veya plasebo olarak randomize edilmifllerdir. Çal›flman›n I.-faz›nda gittikçe yükselen 344 • TROMBOKARD‹YOLOJ‹: AM‹ Tablo B-1. PURSUIT çal›flmas›n›n eptifibatide ve plasebo gruplar›nda toplanm›fl primer sonlanma noktas› sonuçlar› (N Engl J Med 1998; 339: 436-443). OLAY% Zaman ve Olay Eptifibatide n=4722 Plasebo n=14,739 p de¤eri 96 saat Ölüm M‹ Ölüm veya Nonfatal M‹ 0.9 7.1 7.6 1.2 8.3 9.1 0.11 0.03 0.01 7 Gün Ölüm M‹ Ölüm veya nonfatal M‹ 1.5 9.3 10.1 2.0 10.4 11.6 0.05 0.08 0.02 30 Günde Ölüm M‹ Ölüm veya Nonfatal M‹ 3.5 12.6 14.2 3.7 13.5 15.7 0.53 0.14 0.04 dozda eptifibatid (bolus; 35,72, 108, 135,180 µg/kg, + infüzyon; 0.2, 0.4, 0.6,0.75 µg/kg/dakika-1) t-PA’ya ilave edilmifltir (Circulation 1995;92:›488-489). Tüm hastalara 90 dakikada anjiyogram yap›lm›flt›r. 30 hastada isesitratta ADP ile meydana getirilen agregasyon çal›flmas› yap›lm›flt›r. Tüm test dozlar›nda antitrombosit etkinin aç›kl›k oran›n›n plaseboya göre art›¤› bulunmufltur. Yüksek dozda ise 6 ve 24 saat daha fazla trombosit inhibisyonu sa¤lad›¤› görülmüfltür. Bunun Nedeni; akut koroner sendromlarda hiperaktive olduklar›ndan bu hastalarda trombositlerin tam olarak inhibe edilebilmeleri için daha yüksek doz eptifibatid ihtiyaç olmufltur. En yüksek –doz; (180 µg/kg-bolus+ 0.75 µg/kg/dakika-1 –infüzyon) 51 hastada çal›fl›lm›flt›r. Bunlar›n klinik sonuçlar› plasebo grubu hastalar› ile karfl›laflt›r›lm›flt›r.. 90 dakikada tüm hastalara anjiyografi 87 hastaya devaml› ST-segment monitorizasyonu yap›lm›flt›r. Eptifibatid hastalar›nda 90 dakikada TI (MI-3 ak›m daha yüksek bulunmufltur (%66 ve %39, p=0.006) ve reperfüzyon zaman›n›da devaml› ST- monitorizasyonu ile daha erken ve h›zl› bulunmufltur (65 ve 115 dakika, p=0.05). Tekrarlayan iskemide eptifibatid ile daha az görülmüfltür (%31 ve %50). Integrilin ve Streptokinaz Çal›flmas› Eptifibatid; (180 µg/kg-bolus + 0.75, ANT‹TROMBOS‹T TEDAV‹ • 1.33,2.0 µg/kg/dakika-1 –infüzyon) ve birlikte 1.5 milyon U Streptokinaz 181 AM‹’li hastada kullan›lm›flt›r. 90 dakikada TIMI-3 ak›m Integrilin ile (180/0.75) streptokinaz+plasebo’ya göre hafif artm›flt›r (%53 ve %58). Major kanamalar›n artmas› nedeni çok yüksek doz grubu durdurulmufltur (Eur Heart J 2000; 21: 1530- 1536). PARADIGM (the Platelet Aggregation Receptor Antagonist for Reperfusion Gain in Myocardial ‹nfarction) Streptokinaz veya t-PA ile kombine edilmifltir ve lamifiban özellikle streptokinaz ile trombolizi art›rm›flt›r (J Thromb Thrombl 1995; 2:165-169). 3. T‹ROF‹BAN Küçük moleküllü GP-IIb/IIIa antagonisti, etkisinin çabuk bafllamas› ve çabuk kaybolmas› ve immunojenite riski çok az polmas› en önemli özelli¤idir. Tirofiban, nonpeptid tirozin derivesi olup (trombosit yüzeyindeki GPIIb/IIIa reseptörlerinin argininin-glisin-Aspartat s›ras› taklit edilmifltir), gp-IIb/IIIa reseptörlerine yüksek derecede selektivitesi oldu¤u saptanm›flt›r. Köpekgillerdeki koroner trombus modelinde tirofiban doza ba¤›ml› trombosit inhibisyonu meydana getirdi¤i gösterilmifltir 3 µg/kg/dakika-1 , dozunda 6 saat infüzyon ile trombositlerin %80’nini 345 inhibe etmifltir ve 10 µg/kg/dakika-1 infüzyon ile ise trombositlerin >%95’i inhibe edilmifltir. ‹nfüzyon durdurulduktan 30 dakika sonra trombosit agregasyonu normalin %70’ne dönmüfltür. Yar›lanma ömrü 2 saattir 30 dakika olup insanda idrar ile at›lmaktad›r (fareler ve köpeklerde ise barsaktan ve safra ile). Bolus verildikten sonra kan böbrek ve safra sisteminde konsantre olmaktad›r. Yaklafl›k %75’i kanda plazma proteinlerine ba¤lanmaktad›r ve plasentaya geçmektedir. Klirensi böbrek yetersizli¤inde azalm›flt›r, dolay›s› ile üremiklerde yükleme ve idame dozu %50 azalt›lmal›d›r. Üremi ligandlar›n gp-IIb/IIIa reseptörlerine ba¤lanmalar›n› tirofiban›n volum da¤›l›m›n› de¤ifltirmifltir. PRISM çal›flmas›nda tirofiban›n kan düzeyi birlikte aspirin veya heparin kullan›lmas›nda anlaml› olarak de¤iflmemifltir. b-blokerler, kalsiyum antagonistleri, vazodilatörler, ACE-inhibitörleri, diüretikler, digoksin tirofiban›n plazma klirensini anlaml› olarak etkilememifltir. Birlikte kullan›lan tedavilere ba¤l› olmaks›z›n trombositlerin %8590’n›n› inhibe etmektedir. 5 µM ADP ile meydana getirilen trombosit agregasyonunun ise >%95’ni inhibe etmektedir (0.4 veya 0.6µg/kg/dakika-1 yükleme dozunda tirofiban ile). Bu düzeyde inhibis- 346 • TROMBOKARD‹YOLOJ‹: AM‹ yon 0.1 veya 0.5 µg/kg/dakika-1 infüzyon ile devaml›l›k kazanmaktad›r. Tirofiban›n, ADP ile meydana getirilen trombosit agregasyonunun >%85’ni inhibe eden plazma konsantrasyonu yaklafl›k 40 ng/mL. Bunu sa¤l›yan doz; (0.6 mµg/kg-bolus+ 0.15 nµg/kg/dakika-1-infüzyon). Tedavi durdurulduktan 6 saat sonra, Tirofiban›n plazma konsantrasyonu <3 ng/mL düzeyine inmektedir. Heparin ile kombe edilmesi, Tirofiban›n plazma konsantrasyonunu etkilemez ancak kanama zaman›n› uzat›r (2.5-4 kat). Akut koroner sendrom hastalar›nda, tirofiban 0.15 µg/kg/dakika-1/4 saat infüzyon, kanama zaman›n› 2.5 ±1.1 kat art›rm›flt›r, 4 µM ADP ile meydana getirilen trombosit agregasyonunu ise %97 ±5 inhibe etmifltir. Bunun plazma yar›lanma ömrü 1.6 saattir. ‹nfüzyon durdurulduktan 4 saat sonra kanama zaman› normal de¤erlere trombosit agregasyonu ise tedavi öncesi düzeyinin %80’ine gelmektedir. Birlikte aspirin kullan›lmas› kanama zaman›n› 4 kat uzatabilir. Anjiyoplastiye giden aspirin ve heparin alan hastalarda, tirofiban –bolus 10 µg/kg ile 5 dakikada (5µM) ADP agregasyonunun >%93 kadar›n› inhibe edebilmifltir. Ancak bu ilk dozun arkas›ndan yüksek doz (100U/kg) heparin veril- mesi ile kanama zaman› tek bafl›na heparinkinden daha fazla uzam›flt›r. 10 µc/kg-bolus+0.1 veya 0.15 µg /kg/dakika-1/infüzyon/16-24 saat. Bu protokol bafllad›ktan 2 saat sonra kanama zaman› >30 dakika bulunmufltur ve ADP ile trombosit agregasyonunu %87- 95 inhibe etmifltir. ‹nfüzyon durdurulduktan 4 saat sonra trombosit agregasyonu normalin %50 si düzeyine inmifltir. Tirofiban+ enoxaparin ile tirofiban + heparin akut koroner sendromlarda karfl›laflt›r›ld›¤›nda eflitlenmifl kanama zaman› 19.6 dakika ve 24.9 dakika bulunmufltur (p=0.02). ACUTE-II’de enoxaparin ile tedavi edilen hastalarda major ve minor kanamalar daha fazla görülmüfltür. Klinik olaylar ise farkl› olmam›flt›r ancak anstabil angina grubunda fraksiyone olmayan heparin için randomize edilenlerde tekrar hastaneye yatma oran› daha yüksek olmufltur (%7.1 ve %1.6, p=0.002) (Lancet 1999;354:1757-62). TETAM‹: Akut ST elevasyonlu ve reperfüzyona uygun olmayan STEM‹ hastalarda (trombolitik tedavi uygulanmamas›; %79’unda geç gelifl, %8.7’sinde ST elevasyonu bulunmuyordu, %1.42’de major kontrindikasyon %12.3’de di¤er sebepler. Primer PKG; %65.8 hastada geç gelifl, %33.8’de ise sa¤lanamad›¤› için uygulanamam›flt›r); enoxaparin,/enoksa- ANT‹TROMBOS‹T TEDAV‹ • parin + Tirofiban,/FOH (fraksiyone olm›yan heparin) veya FOH + Tirofiban olarak 1,224 hasta randomize edilmifltir. Aspirin tüm hastalara verilmifltir. Primer sonlanma noktas›: 3 günde kombine edilmifl; ölüm, reM‹, angina tekrar› analiz FOH ve enoxaparin gruplar› toplanarak yap›lm›flt›r. Primer sonlanma noktas› enoksaparin ile %15.7, FOH ile%17.3 (Hastal›k Riski; HSR=0.89) ve tirofiban ile %16.6 ve plasebo ile %16.4 (HsR =1.02) bulunmufltur. TIMI major kanama oran› ise enoksaparin ile %1.5, FOH ile %1.3, tirofiban ile %1.8, plasebo ile %1 görülmüfltür (OR= 1.02,1.82). Sonuç olarak: Enoksaparin ve FOH benzer etki ve güvenlik profili göstermifllerdir. Tirofiban ilavesinin reperfüzyon tedavileri uygulanmayan hastalarda katk›s› olmam›flt›r (JACC 2003; 42:1348 -56). STEM‹’li 61 hasta primer PTCA öncesi acil ünitede tirofiban veya önceki anjiyografide tirofiban verilerek randomize edilmifltir. Primer PTCA öncesi erken tirofiban ile bafllang›çtaki TIMI-3 ak›m oran› düzelmifltir (%29 ve %27, p>0.20). Erken tirofiban verilenlerde 90 dakikada komplet ST rezolusyonu (>%70) daha fazla bulunmufltur (%69 ve %44, p=0.07). Sonuç olarak; Primer PTCA öncesinde erken GP-IIb/IIIa inhibis- 347 yonu ile daha iyi doku –düzeyinde reperfüzyon sa¤lanm›flt›r (The Am J Cardiol 2003; 92 (8): 977- 980). A. ST – Segment Elevasyonsuz Akut Koroner Sendromlarda Tirofiban (Tablo B-2): PRISM Çal›flmas›nda, primer sonlanma noktas›; ölüm, yeni M‹, veya refrakter iskemi, tirofiban kullananlarda heparin kullananlara göre %37 azalm›flt›r (%3.8 ve %5.6, p0.01). 30 günde mortalite tirofiban grubunda %39 daha düflük bulunmufltur (%2.3 ve %3.6, p=0.02). Tirofiban›n faydas›, semptomlar›n 6-8 saatindeki troponin T (>0.1µg/L) veya troponin I> (1.0 µg/L) düzeyi hastalar›nda görülmüfltür. Yükselmifl troponin T düzeyindekilerde ölüm veya M‹ insidensitirofiban ile %13.7’den %3.5’e düflmüfltür (p<0.01). Tirofiban grubunda 30 günde ölüm veya M‹ azalma e¤ilimi göstermifltir (%7.1’den %5.8’e, rölatif risk 0.80, p=0.11). Troponin I düzeyi 1 µg/L veya daha yüksek olan alt grupta 629 hastada tirofiban›n ölüm, M‹ veya tekrarlayan iskemi insidensini azaltma etkisi revaskülarizasyondan ba¤›ms›z bulunmufltur (revaskülarizasyon ile; HsR 0.37, p=0.02, revaskülarizasyon yok; HsR 0.30, p=0.004). Yüksek troponin T de¤erlerinde de benzer sonuçlar al›nm›flt›r (N Engl J med 1998; 338:1498-1505). 348 • TROMBOKARD‹YOLOJ‹: AM‹ Tablo B-2. PRISM-PLUS çal›flmas›nda primer sonlanma noktas›nda (ölüm, M‹ veya refrakter angina) heparin + Tirofiban grubunda heparine göre mutlak azalman›n altgruplarda da¤›l›m› (N Engl J Med 1998; 338: 1488-1497). MORTAL‹TE (%) Altgruplar Var Yok Diyabet Öncesinde Koroner Arter Hastal›¤› Q-Dalga M‹ ST Depresyonu Öncesinde b-Bloker Öncesinde Aspirin 7.0 8.2 6.1 5.1 10.0 7.5 4.3 1.6 4.0 1.9 0.5 2.6 * Sonuç: Tirofiban yüksek riskli de¤iflik gruplarda tedavi edilen 100 hastadan 6-8 hastada faydal› olmufltur. PRISM – PLUS Klinik olarak yüksek riskli hastalar çal›flmaya al›nm›flt›r. Hastalar›n %59’u ST depresyonlu (PRISM’de %32’si). Tüm hastalara aspirin verilmifltir. Bafllang›çta heparin ve tirofiban karfl›laflt›r›lm›flt›r ve sonra da ikisinin kombinasyonu araflt›r›lm›flt›r. Tek bafl›na tirofiban grubu 345 hastada durdurulmufltur. Nedeni; afl›r› mortalite (%4.6 ve heparin ile %1.1, kombinasyon grubunda %1.5). ‹zah›: Tesadüf ve "Heparin Rebound"u. PRISM-PLUS‘da hastalar›n %70’i randomizasyon s›ras›nda halen fraksiyone olm›yan heparin almakta idiler. 7 günde kombine edilmifl; ölüm, M‹ veya refrakter iskemi insidensi tirofiban ve heparin alanlarda tek bafl›na heparin alanlara göre %34 daha az bulunmufltur (%12.9 ve %17.9, p=0.004). 30 günde ölüm veya M‹ oran› ise s›ras› ile %8.7 ve %11.9, p=0.03) (N Engl J Med C1998; 338:1488-1497). PRISM ve PRISM –PLUS’›n kombine edilmifl sonuçlar›na göre, tirofiban ile primer sonlanma olaylar›n›n azald›¤› görülmüfltür. 30 günde ölüm veya M‹ %22 azalm›flt›r (%8.6 ve %6.7, p<0.01). Tirofiban ile tüm altgruplarda; örne¤in yüksek riskli diyabetikler, aspirin almakta olanlarda, öncesinde ACBG operasyonu hikayesi olanlarda (Eur HeArt J 1999; 20:1253-60) (Tablo B-3). PRISM‘de kanama tedavi gruplar›nda farkl› bulunmam›flt›r. Ancak transfüzyon, heparin grubunda %1.4, tirofiban grubunda ise %2.4 s›kl›kta uygulanm›flt›r (p =anlams›z).Trombositopeni (<50.000/mm3), heparin grubunda %0.4, tirofiban grubunda%0.1 saptanm›flt›r (p=0.01). ANT‹TROMBOS‹T TEDAV‹ • 349 Tablo B-3. Akut koroner sendromlarda tirofiban çal›flmalar›. Çal›flma Hasta Doz PRISM Akut koroner sendrom (n=3232) Akut koroner sendrom Bolus; 0.6 µg/ kg/30 dk infüzyon; 0.1 µg/kg/dk Bolus; 04 µg/kg/ 30 dk infüzyon; 0.10 µg/kg/dk Bolus; 0.4 µg/kg/ 30 dk inüzyon; 0.10 µg/kg/48 saat PRISM-PLUS TACTICS (TIMI-18) Akut koroner sendrom (n=220) PRISM PRISM-PLUS TIMI-18 (N Engl J Med 1998; 338: 1498-1505) (N Engl J Med 1998; 338: 1488-1497) (N Engl J Med 2001; 344: 1879-1887) PRISM-PLUS‘ta randomize edilenlerde major kanama, transfüzyon, ve trombositopeni (%4.0, 4.0 ve 0.5 ile %3.0,2.8, 0.3) s›kl›kta görülmüfltür. B. ST-Elevasyonlu M‹’de Tirofiban: Fibrinolitikler trombositten zengin trombusta rölatif olarak ineffekltifler ve trombus teflekkülüne neden olup lokal olarak trombosit aktivasyonunu art›rm›fllard›r. FASTER çal›flmas›nda, çeflitli bolus dozlar tirofiban (10-15µg/kg+ 0.15 µg/kg/dakika-1-infüzyon/24 saat), _doz veya 2/3 –doz tenekteplaz ile (0.27 veya 0.36 µg/kg) kombine edilmifltir. Kontrol grubunda ise tek bafl›na tam-doz tenekteplaz kullan›lm›flt›r (0.53 µg/kg).1/2 veya 2/3 dozlarda tenekteplaz ile heparin 40 IU/kg-bo- Primer Sonlanma Noktas› Rölatif Risk Azalmas› (%) Ölüm/refrakter iskemi/48 saatte %33 (p=0.01) Ölüm/M‹/refrakter iskemi/7 günde %34 (p=0.04) Ölüm M‹/tekrar has- %22 (p=0.025) taneye yat›fl/6 ayda ‹nvasiv veya konservatif lus (maksimum 3000IU) ve maksimum 800 IU/kg/ saatte-1/-infüzyon, aPTT 50-70 saniyede tutulmufltur. Tam-doz tenekteplaz grubunda heparin; 60 IU/kg-bolus (maksimum 4.000 IU) ve infüzyon 12 IU/kg/saatte-1 (maksimum1.000IU) uygulanm›flt›r. Sonlanma noktalar›; 60 dakikada TIMI-3 ak›m ve düzeltilmifl TIMI-kesit say›s›, 60 ve 180 dakikada ST-segment rezolusyonu. TIMI-3 ak›m 60 dakikada Tirofiban gruplar›nda %59, kontrol grubunda ise %58, düzeltilmifl TIMI kesit say›s› da gruplar aras›nda farkl› bulunmam›flt›r. 60 dakikada komplet ST-segment rezolusyonu tirofiban gruplar›nda %41, kontrol grubunda ise %29 görülmüfltür(p=0.07), 180 dakikada ise %76 ve %65 olmufltur (p=0.10). Major ka- 350 • TROMBOKARD‹YOLOJ‹: AM‹ namalar ise ilk 48 saatte Tirofiban gruplar›nda %2.3, kontrol grubunda ise %4.7 olmufltur (ACC -2003). Pratik Uygulamada Tirofiban: Doz; Akut koroner sendromlarda, Yükleme Dozu: 0.4 µg/kg/dakika/30 dakika infüzyon. ‹dame infüzyon: 0.1 µg/kg/dakika. PKG uygulanacak kronik stabil anginada: 10 µg/kg-bolus +0.15 µg/ kg/dakika infüzyon/18-24 saat. Renal yetersizlikte ‹htiyaç duyulan doz klirensi<30 ml/dakika olanlarda %50 azalt›lmal›d›r. Birlikte aPTT takibi ile mutlaka heparin uygulanmal›d›r. ‹nfüzyon PKG’den 12-24 saat sonra devam etmelidir. ‘sheat’ çekimi infüzyon durdurulduktan 3-4 saat sonra yap›lmal›d›r (aPTT <45 saniye, p›ht›laflmazaman› <180 saniye olmas›na dikkat edilmelidir. ‹nfüzyon s›ras›nda trombosit say›s›, hematokrit, tedavi öncesi, sonra tedavi s›ras›nda 6 saat ara ile ve tedaviden sonra ise 4 günde bir kez tekrarlanmal›d›r. Önemli Çal›flmalarda Akut Koroner Sendrom GP –IIb/IIIa ‹nhibitörleri ve Metaanalizler 1- PURSUIT(Inhibition of Platelet Glycoprotein IIb/IIIa W›th Ebtifibatide in Patients W›th Acute Coronary Syndrome): 24 saat öncesinde iskemik tipte gö¤üs a¤r›s› olan ve iskemik EKG de¤ifliklikleri (persistan ST elevasyonu hariç) veya yüksek CK-MB izoenzimi çal›flmaya al›nma kriterleri olmufltur. Çift-kör randomizasyon; standart tedaviye (aspirin, heparin, beta-bloker, ACE-inhibitörü, PKG, lipid-düflürücü tedavi) ilave olarak bolus + infüzyon ebtifibatide /veya plasebo/72-96 saat (PKG 72 saate yak›n uygulanm›flt›r). Primer sonlanma noktas› ; toplanm›fl ölüm ve nonfatal M‹/30 günde. Çal›flmaya toplam 10.948 hasta al›nm›flt›r. Ebtifibatid grubu plasebo ile karfl›laflt›r›ld›¤›nda mutlak olarak primer sonlanma noktas› %1.5 azalm›flt›r (%14.2 ve %15.7, p=0.04). Fayda 96 saatte belirgin görülmüfl ve 30 gün devam etmifltir. Fayda kad›nlar, hariç (ölüm veya nonfatal M‹ HsR 0.8 erkeklerde, 1.1 kad›nlarda) tüm major alt gruplarda bulunmufltur. Kanama ebtifibatide grubunda daha fazla ancak hemorajik inme insidensi artmam›flt›r (N Engl J Med 1998;339:36-43). 2- PRISM(Platelet Receptor Inhibition In Ischem›c Syndrome Management): Çift-kör randomize 3232 hastaya aspirin almakta iken ‹ntravenöz Tirofiban veya heparin verilmifltir. Primer sonlanma noktas›; toplanm›fl ölüm, M‹ veya refrakter iskemi/48 saatte. ANT‹TROMBOS‹T TEDAV‹ • 48 saatte toplanm›fl sonlanma noktas› tirofiban grubunda%32 daha az bulunmufltur (%3.8 ve %5.6, HsR 0.67, p=0.01) ‹lk 48 saatte hastalar›n %1.9’na perkutan revaskülarizasyon uygulanm›flt›r. 30 günde toplanm›fl sonlanma noktas›na eklenen anstabil angina ile hastaneye tekrar yatma iki grupta da benzer bulunmufltur (%15.9 ve %17.1, p=0.34). Ölüm veya M‹, tirofiban ile heparin grubuna göre azalma e¤ilimi görülmüfltür (%5.8 ve %7.1, p =0.11). Mortalite ise tirofiban grubunda %2.3 ve heparin grubunda ise %3.6 görülmüfltür (p =0.02). Major kanamalar ise heriki grupta da %0.4 olmufltur. Reversibl trombositopeni ise tirofiban grubunda heparinden daha fazla saptanm›flt›r (%1.1 ve %0.4, p=0.04). Sonuç olarak trofiban heparin ile karfl›laflt›r›ld›¤›nda iyi tolere edilmifltir. 48 saatlik infüzyon s›ras›nda ise iskemik olaylar› azaltm›flt›r. Refrakter iskemi ve M‹ 30 günde azalmam›flt›r. Ancak 30 günde mortalite tirofiban ile daha düflük bulunmufltur (N Engl J Med 1998; 338:1498-505). 3- PRISM- PLUS Toplam 1915 hasta çift kör olarak ; tirofiban, heparin veya tirofiban +heparin olarak randomize edilmifltir. Tüm hastalar kontrindikasyon ol- 351 mamas› halinde aspirin alm›flt›r. Çal›flma ilac› 71.3± 20 saat infüzyon olarak verilmifltir. 48 saat sonra anjiyografi ve anjiyoplasti indike oldu¤unda infüzyon devam etmifltir. Toplanm›fl primer sonlanma noktas›; ölüm, M‹ veya refrakter iskemi/randomizasyondan 7 gün içerisinde. Çal›flma tekbafl›na tirofiban grubunda afl›r› mortalite nedeni ile erken sonland›r›lm›flt›r. (7 günde mortalite %4.6 ve %1.1). 7 günde toplanm›fl primer sonlanma noktas› tirofiban + heparin grubunda, tek bafl›na Heparin alan gruba göre daha az olmufltur (%12.9 ve %17.9, p=0.004). 30 günde toplanm›fl primer sonlanma noktas› tirofiban + heparin grubunda tekbafl›na heparin grubuna göre dah düflük bulunmufltur (%18.5 ve %22.3, p =0.03). 6 ayda sonlanma noktas› %27.7 ve %32.1 bulunmufltur (p =0.02). 7 günde ölüm veya M‹ s›kl›¤› tirofiban + heparin grubunda %4.9, tekbafl›na heparin grubunda %8.3 görülmüfltür (p=0.006). 6 Aydaki sonuçlar buna yak›n bulunmufltur (%12.3 ve %15.3, p =0.06). Fayda tüm alt gruplarda ve medikal veya anjiyoplasti ile tedavi görenlerde olmufltur. Major kanama tek bafl›na heparin alanlarda %3, kombinasyon tedavisi ile %4 görülmüfltür. Sonuç olarak: Aspirin ve heparin ile birlikte verilen GP-IIb/IIIa 352 • TROMBOKARD‹YOLOJ‹: AM‹ inhibitörü tirofiban akut koroner sendromlu hastalarda iskemik olaylar insidensini tek bafl›na heparin ve aspirin alanlara göre azaltm›flt›r. 4- COMPARE (Comparison Of Measurements of Platelet Agregation with Aggrastat, Reopro and Ebtifibatide) PKG’ye gidecek 70 akut koroner sendrom hastas› randomize edilmifltir. Abciximab, Tirofiban ve Ebtifibatid verilmifltir. Uygulanan dozlar EPISTENT, PURSUIT ve PRISMPLUS çal›flmalar›ndaki kadar olmufltur. Trombosit agregasyonu 20 µMol/L ADP’ye cevap olarak meydana gelen trombosit agregasyonu turbimetrik agregometre ölçülmüfltür (ilaç bafllad›ktan 15 ve 30 dakika sonra, 4,12,18, 24 saat sonra) ilaç verildikten 15-30 dakikada RESTORE dozlar›nda tirofiban abciximab (p =0.028) ve Eptifibatid göre(p =0.001) daha az anlaml› olarak daha az trombosit inhibisyonu yapm›flt›r. ‹nfüzyonunun ≥ 4 saat devam etmesi ile antiagregator etki ilaçlar ile de¤iflik art›fl göstermifltir. Sitrat›n fliddetlendirdi¤i ex vivo trombosit inhibisyonu ise tirofiban ve eptifibatid ile abciximaba göre ters etki göstermifltir (Circulation 2002; 106:1470-1476). Çal›flmada kullan›lan dozlar abciximab: 0.25 µg/kg/PKG’den 10 dakika önce + 0.125 µg/kg-1/dakika-1 (maksimumu 10 µg/dakika)-12 saat infüzyon. Ebtifibatid: 180 µg/kg/PKG’den 10 dakika önce + 2 µg/ Kg-1/ dakika-1 18 saat infüzyon. Tirofiban: 0.4 µg/kg-1/dakika-1-30 dakikada/PKG’den 10 dakika önce bafllanm›flt›r +0.10 µg/kg-1/dakika-118 saat infüzyon. 5- TIMI-18(TACTICS) 2220 Anstabil angina ve ST -segment elevasyonsuz M‹ hastas› çal›flmaya al›nm›flt›r. (EKG’de ST ve T dalga de¤ifliklikleri, yükselmifl kardiyak markerler koroner arter hastal›¤› hikayesi kriterlerinin üçünü de bulunduran hastalar). Tüm hastalar aspirin, heparin ve tirofiban (doz:0.4 µg/kg/dakika/30 dakika +0.1 µg/kg/dakika- infüzyon/48 saat) iledilmifltir. Erken invaziv strateji için randomize edilmifllerdir (4-48 saatte rutin kateterizasyon ve uygun iserevaskülarizasyon). Selektif invaziv strateji (daha konservatif); ise kateterizasyon tekrarl›yan iskemi epizodlar› olanlarda ve stress testleri anormal bulunanlarda uygulanm›flt›r. Primer sonlanma noktas› toplanm›fl; ölüm, nonfatal Mi ve akut koroner sendrom ile tekrar hasteye yat›fl/6 ayda. 6 ayda primer sonlanma noktas› erken-invaziv grupta %15.9, konservatif grupta ise %19.4 bulunmufltur (p ANT‹TROMBOS‹T TEDAV‹ • =0.025).. 6 ayda ölüm veya nonfatal Mi gruplarda farkl› olmam›flt›r (%7.3 ve %9.5, p<0.05). Sonuç olarak anstabil angine ve ST elevasyonsuz akut koroner sendromlarda erken invaziv strateji major kardiyak olaylar insidensini azaltm›flt›r. Geliflte troponin T ve I de¤erlerinin ölçülmesi erken invaziv stratejiden fayda görecek hastalar› saptamak için önemlidir (N Engl J Med 2001;344:1879:87). TARGET çal›flmas›n›n sonradan yap›lan analizinde; Giriflim -öncesi anjiyografik karakteristiklerinin Stent + GP-IIb/IIIa inhibitöründen sonra klinik komplikasyonlarla iliflkisi de¤erlendirilmifltir (JACC 2003; 42: 9818. Buna göre: trombus (Zarar Riski =1.40), eksantrik lezyon (zarar riski; ZR=1.40), lezyon uzunlu¤u >20 mm bulunmas› (ZR=1.89). Bunlar›n: GPIIb/IIIa inhibisyonuna ra¤men iskemik olay riski yüksektir (s›ras› ile P=0.34,<0.001, <0.00.1). Bu hastalarda antitrombosit tedavi daha agressif ve yo¤un uygulanmas›na dikkat edilmelidir. TARGET çal›flmas›nda (Retrospektif analiz) Stentleme öncesi klopidogrel bafllanmas›n›n aspirin ve GPIIb/IIIa almakta olan hastalarda klinik sonuçlara etkisi araflt›r›lm›flt›r (JACC 2003; 42:1188- 95. Stent, + aspirin + GP-IIb/IIIa inhibitörü uygulanan hastalara tedavi-öncesi klopidog- 353 rel bafllanmas› ölüm ve M‹ ‘nü kullan›lan GP-IIb/IIIa inhibitörünün tipine ba¤l› olmadan azaltm›flt›r. 30 günde mortalite klopidogrel ile alm›yanlara göre anlaml› azalm›flt›r (%6.0, %9.5, p= 0.012), 6 ayda ölüm ve M‹’de klopidogrel ile alm›yanlara göre anlaml› azalm›flt›r (%7.8, %13.0, p=0.001), 1 y›lda ise mortalite klopidogrel ile azalm›flt›r (%1.7, %3.6, p= 0.011). PRISM- PLUS çal›flmas›nda (Retrospektif analizi); Anstabil angina/NSTEM‹’de kad›n hastalarda tirofiban+heparin ile tek bafl›na heparinin fayda ve güvenli¤i belirlenmeye çal›fl›lm›flt›r. Sonuçta: Tirofiban primer toplanm›fl olaylar› (ölüm, M‹ veya refrakter iskemi) erkekler ve kad›nlarda benzer azaltm›flt›r. Tirofiban+ heparin tedavisi alan kad›nlarda tek bafl›na heparin verilenlere göre (rölatif risk 0.78 ve 0.67) Ancak tirofiban 30 ve 180 günlerde kardiyak olaylara erkeklerde etkili ancak kad›n hastalarda ise etkisiz bulunmufltur (tedavi- cinsiyet etkileflimi, p=0.05). META-ANAL‹ZLER -I. Akut Korner Sendromlarda GPIIb/IIIa inhibitörleri; Bu çal›flmalarda devaml› -olmayan ST elevasyonlu en az 1000 akut koroner sendrom hastas› gp-IIb/IIIa inhi- 354 • TROMBOKARD‹YOLOJ‹: AM‹ bitörü, plasebo veya kontrol tedavisi için randomize edilmifltir (Lancet 20002; 359:189-98). 6 çal›flmada toplam 31.402 hasta randomize edilmifltir. 30 günde ölüm veya M‹ geliflmesi %11.2 bulunmufltur GP-IIb/IIIa ile plasebo veya kontrole göre ölüm veya M‹ riski %9 azalm›flt›r (%10.8 ve %11.8, p =0.015). Tedavinin relatif faydas› alt gruplarda da benzer bulunmufltur. Ancak tedavinin mutlak faydas› yüksek riskli hastalarda daha fazla görülmüfltür. Cinsiyet ile tedavi aras›nda tahmin edilmeyen bir iliflki bulunmufltur buna göre; erkeklerde tedavinin faydas›(0.81), ancak kad›nlarda faydas› gösterilememifltir (1.15). Ancak hastalara troponin düzeyine göre risk derecelendirmesi yap›ld›¤›nda tedaviye cevap cinsiyete göre de¤iflmemifltir ve risk azalmas› troponinin düzeyi yüksek kad›n ve erkeklerde de saptanm›flt›r. Major kanama komplikasyonlar› GP-IIb/IIIa inhibitörleri ile artm›flt›r (%2.4, %1.4, p<0.0001). Ancak intrakraniyal kanama de¤iflmemifltir (%0.9, %0.6, p =0.40). Sonuç olarak; Erken revaskülarizasyona gitmiyecek devaml›- olmayan ST elevasyonlu akut koroner sendromlarda GP-IIb/IIIa inhibitörleri ölüm veya miyokard ‹nfarktüsü riskini azaltm›flt›r. Tedavininin faydas› trombotik komplikasyon riski fazla olan hastalarda daha büyük olmufltur. *Öneri: STE olmayan akut koroner sendrom hastalar›na gp-IIb/IIIa inhibitörü tedavisi hasta yat›r›ld›ktan hemen sonra bafllanmal›d›r ve revaskülarizasyon karar›na kadar devam etmelidir. -II. GP- IIb/IIIa reseptör inhibitörleri ST elevasyonsuz akut koroner sendromlarda (i-) öldürücü kardiyak komplikasyonlar›n› önlemifltir. (ii-) Ayr›ca perkutan giriflimin (PKG) trombotik komplikasyonlar›ndan korumufltur. Bu 2 faydan›n kullan›lmakta olan tedaviden ba¤›ms›z oldu¤unu araflt›ran Meta-analizde: CAPTURE, PURSUIT ve PRISM PLUS randomize çal›flmalar; bunlarda s›ras› ile Abciximab, ebtifibatid, tirofiban kullan›lm›flt›r (circulation 1999;100:2045-48). Olas› PKG’den önce çal›flma ilac› infüze edilmifltir. Bu randomize çal›flmalar›n hepsinde de gp-IIb/IIIa inhibitörü ile plaseboya göre ölüm nonfatal M‹ azalm›flt›r. 3 çal›flmada gpIIb/IIIa inhibitörü grubunda olay oran› %2.5, plasebo grubunda ise %3.8 bulunmufltur (rölatif risk azalmas› %34, p<0.001). PKG’den sonra ilk 48 saatte olay oran› gp-IIb/IIIa inhibitörü grubunda % 4.9, plasebo grubunda ise %0.0 görülmüfltür (relatif risk azal- ANT‹TROMBOS‹T TEDAV‹ • mas› %41, p< 0.001). PKG ‘n›n 48 saat sonras›n›n ötesinde gp-IIb/IIIa inhibitörü tedavisinin faydas› veya "Rebound etkisi saptanmam›flt›r. Sonuç olarak: ST elevasyonsuz akut koroner sendromlarda erken ve PKG öncesi uygulanan gp-IIb/IIIa inhibitörü tedavisi, giriflim s›ras›nda birlikte meydana gelen miyokard hasar›n› önlemifltir. GP-IIb/IIIa ‹nhibitörlerinin Faydas›’n›n Mekanizmas› Glikoprotein-IIb/IIIa reseptör inhibitörlerinin faydas› PRISM-PLUS ve CAPTURE çal›flmalar›nda gösterildi¤i intrakoroner trombusun rezolusyonu sonucunda meydana gelmektedir. PRISM-PLUS çal›flmas›nda anjiyografik altgrupta tirofiban + heparin + aspirin ile tek bafl›na heparin ve aspirine göre anjiyografik olarak daha küçük trombus saptanm›flt›r. Trombus derecesinde %23 iyileflme saptanm›flt›r (p=0.02). ‹ntrakoroner kesin trombus bulunan hasta oran› ise %24’den %17’ye düflmüfltür. Buna benzer gözlemler CAPTURE çal›flmas›ndan da bildirilmifltir. ‹lk kez bir anstabil angina çal›flmas›nda TIMI-3 ak›m derecesi anlaml› olarak düzelmifltir. (%74.5’de %91.9’a ç›km›flt›r), TIMI ak›m derecesinde yaklafl›k %35 düzelme olmufltur (p=0.002). Bu bulgular koroner trom- 355 busun azalmas› ile koroner kan ak›m›n›n düzelmesi aras›ndaki patofizyolojik iliflkiyi ve bunun olumlu klinik yans›mas›n› göstermifltir. GP-IIb/IIIa inhibitörleri ST elevasyonu olmayan M‹’de infarkt alan›n› küçültmüfllerdir ve infarkt gelifllimini önlemifllerdir. PRISM-PLUS troponin alt grubunda tirofiban + heparin ve aspirin tedavisine randomize edilen hastalarda troponin düzeyleri tek bafl›na heparin ve aspirine göre daha düflük bulunmufltur. Geliflte CK-MB negatif olan hastalardaki de¤erlendirmede, geliflte troponin düzeyi; tek bafl›na heparin/ heparin+ tirofiban ile %3.1/%1.6 ng/ ml(p=anlams›z), tepe düzeyi; s›ras› ile %15.6/%.5.2 ng/ml, ( p=0.17). Bu sonuçlara göre *Erken tirofiban tedavisinin (<12 saatte) infarkt alan›n› küçülttü¤ünü göstermifltir. Ayr›ca **miyokard nekrozunu önlemifltir. Bunun kan›t›; tekbafl›na heparin/heparin + tirofiban ile Troponin-I tepe düzeyi; %14.6/ %2.5 ng/ml (p=0.024), 24 saatte ortalama düzeyi s›ras› ile %6.9/1.2 ng/ml (p=0.029). PURSUIT çal›flmas›nda ise infarkt alan›n› ölçmek için CK-MB kullan›lm›flt›r. Ebtifibatid ile CK-MB tepe noktas› ile de¤erlendirilen infarkt büyüklü¤ü 356 • TROMBOKARD‹YOLOJ‹: AM‹ anlaml› olarak daha jüçük, reM‹ ise daha az görülmüfltür. ST- elevasyonu olm›yan hastalarda yeni tedavi görüflü: Daha çabuk tedavi (Semptomlar›n bafllamas›ndan tedavi uygulamas›na kadar geçen süreyi k›satlamak). PURSUIT’de, a¤r›n›n bafllamas›ndan ilk 6 saatte bafllanan tedavi ile ölüm veya M‹ riskindeki mutlak azalma ilk 6 saatte ebtifibatid bafllananlarda %2.8, 6-12 saatte bafllananlarda %2.3, a¤r› bafllamas›ndan 12-24 saat sonra bafllananlarda %1.7 bulunmufltur. 24 saatten sonra bafllanan tedavinin faydas› gösterilememifltir (Tablo B-1). Benzer etki PRISM-PLUS’tan da bildirilmifltir. AM‹’de trombolitik tedavi ile birlikte gp-IIb/IIIa inhibisyonun önemi; Trombolitik tedavinin üç önemli defekti: 1. Reperfüzyonun hiç olmamas› (bafllang›çtaki‘ reperfüzyonun’ yetersizli¤i), 2. "Yetersiz Perfüzyon" (yavafl ak›m, TIMI-2 ak›m), 3. Reokluzyon,reinfarkt. Bu üç sorunun ortak özelli¤i: Sonraki mortaliteyi art›rm›fllard›r. Bir di¤er ortak özellikleri ise fizyopatolojilerinde Bafl rolu trombositler oynamaktad›r. Dolay›s› ile trombosit inhibisyonuna yönelik tedavi (aspirin, + gp-IIb/IIIa inhibitörleri) teorik platformda bu sorunlar›n anahtar› olarak görünmektedirler. Devaml› ST-elevasyonu Olmayan Akut koroner Sendromlarda; Altgruplarda GP-IIb/IIIa ‹nhibitörleri A- ACBG- Operasyonu geçirmifl hastalar: ACBG operasyonu yap›lm›fl aterosklerotik koroner arter hastalar›nda zamanla, (12 y›l) safen bypass greftlerin büyük bölümü t›kanmaktad›r. ACBG geçirmifl hastalarda sonradan olan ST-segment elevasyonlu miyokard infarktüsünün prognozu kötü bulunmufltur. ST segment elevasyonsuz M‹’nin prognozu hakk›nda bilgilerimiz oldukça azd›r. Yak›n zamanda bildirilen çal›flma sonuçlar›na göre bu hastalardaki akut koroner sendromlar›n prognozunun kötü oldu¤u bulunmufltur. Daha önce ACBG operasyonu geçirmifl hastalar›n %3/y›l kadar›nda AM‹ meydana gelmektedir. Bunlar›n %30,50’sinde t›kanan damar ven greft olarak bulunmufltur. ‹nfarkttan sorumlu venin tromboliz ile tedavisinin baflar›s› ise düflük olmufltur. GUSTO-1’de tromboliz ile t›kanm›fl sorumlu ven greft de TIMI-3 ak›m %31.7 s›kl›kta sa¤lanabilmifltir. ANT‹TROMBOS‹T TEDAV‹ • Primer PTCA’n›n baflar›s› düflük bildirilmifltir. Bir çal›flmada baflar› oran› %85(n=48), mortalite ise %10 bulunmufltur (Am J Cardiol 1990; 65: 698-702). PAM‹-2’de (n=32), TIMI-3 ak›m 70, hastane mortalitesi, re-M‹ ve tekrar revaskülarizasyon s›ras› ile; %9.4, %3.1, %13 bulunmufltur. 6 ayda ise mortalite %22.6, reM‹ %7.3 görülmüfltür. Mayo Klinik çal›flmas›nda akut ven greft t›kanmas›nda (n=63), primer PTCA ile 1 y›lda mortalite, reM‹, tekrar giriflim, major komplikasyonlardan herhangi birisi s›ras› ile %30, %26, %20, ve %52.4 olmufltur. Bu çal›flmada sonuçlar› olumsuz etkileyen faktörler; hastalar›n yüksek risk grubundan olmalar› ve t›kal› vendeki lezyonunun özelliklerinin kötü olmas› (yayg›n ve fliddetli ateroskleroz ve yo¤un trombus varl›¤›ndan greft ve koroner arter distalinin ak›m›n›n›n zay›f ve yetersiz olmas› saptanm›flt›r (Am Heart J 2001; 142: 45259). GP-IIb/IIIa inhibitörlerinin PKG s›ras›nda kullan›lmas› ile giriflim ile ba¤l› kardiyovasküler komplikasyonlar›n azald›¤› gösterilmifltir. Ayr›ca abciximab›n 1-3 y›ll›k uzun dönem sonuçlar›na olumlu katk›s› bildirilmifltir. Bypass greftlere PKG s›ras›nda uygulanmas› ile distal embolizasyonu 357 azaltt›¤› ve klinik sonuçlara olumlu katk›s› oldu¤u ilk çal›flmalarda bulunmufltur. Nativ damara ve bypass grefte PKG’nin karfl›laflt›rmas›nda iflleme ba¤l› M‹ s›kl›¤› yüksek ve ayr›ca tekrarl›yan iskemi, tekrar revaskülarizasyon ve geç mortalite insidensi yüksek bulunmufltur. Ancak çok de¤iflkenli analizde geçirilmifl ACBG operasyonu 3 y›ll›k mortalite ile ba¤›ms›z korelasyon göstermifltir. Bu hasta grubundaki aterosklerozun daha yayg›n oldu¤unu göstermektedir. 5 randomize çal›flman›n Meta-analizinde (EPIC, EPILOG, PURSUIT, IMPACT-II): Greft girifliminin (n=627) 30 gün ve 6 ayl›k sonuçlar› nativ damara girifliminki ile karfl›laflt›r›l›m›flt›r. Mortalite greft girifliminde 2 kat olmufltur (30 günde %2.1, %1.0,p =0.006 ayda ise %4.7, %2.0, (p<0.001). Greftin revaskülarizasyonu ölümün ba¤›ms›z öngöreni bulunmufltur. 6 ayda M‹ veya revaskülarizasyon (Zarar Riski 0.1.42, p<0.002) bulunmufltur. Grefte giriflimin 30 günde üçlü sonlanma noktas› gp-IIb/IIIa grubunda %16.5, plasebo grubunda ise %12.6 saptanm›flt›r (HsR 1.38, p=0.18). 6 ayda ise s›ras› ile %39.4 ve %32.7 olmufltur (Zarar Riski 0.97, p=0.07). Sonuç olarak: gp-IIb/IIIa inhibitörleri grefte PKG ile (mekanik emboli korumas› yap›lmadan) meydana gelen kötü prognozu (ölüm veya nonfa- 358 • TROMBOKARD‹YOLOJ‹: AM‹ tal M‹) azaltamam›flt›r bunun çok faktörlü nedenleri; i. Greft hastal›¤›, ii. Yayg›n ateroskleroz, iii. Trombusun yafl›, yayg›nl›¤›, iV. Lokal hiperkoagülabl durum. PURSUIT çal›flmas›nda, ST- elevasyonu olm›yan akut koroner sendromlu ve önceden ACBG operasyonu geçirmifl hastalarda (%12) gp-IIb/III a inhibitörü tedavinin (ebtifibatid) 30 ve 180 gündeki klinik sonuçlara olan etkisi de¤erlendirilmifltir (Circulation 2002; 105: 322-327). Önceden ACBG geçirmifl grupta hasta özellikler ve tedaviflekli eflitlendikten sonra 30 ve 180 günde mortalite oran› anlaml› olarak daha yüksek olmufltur (s›ras› ile Zarar Riski; 1.45, 1.32, p=0.019, p =0.021). 30 günde sonlanma noktas› ölüm ebtifibatid ve plasebo gruplar›nda önceden ACBG geçir hastalarda benzer etki saptanm›flt›r (düzeltilmifl HsR 0.89). Sonuç olarak: Önceden ACBG operasyonu geçirmifl ST-Elevasyonu olm›yan akut koroner sendromda prognoz ACBG hikayesi bulunmayanlara göre daha kötü bulunmufltur. Glikoprotein-IIb/IIIa inhibitörü ebtifibatid tedavisinin etkisi her iki grup hastada benzer bulunmufltur (Tablo B-4). B- D‹YABET‹K Hastalar: GP-IIb/IIIa inhibitörlerinin diyabetik anstabil angina/ST elevasyonu olm›yan M‹’de rolünü de¤erlendiren meta analizde gpIIb/IIIa inhibitörlerinin diyabetik hastalarda mortaliteyi %26 anlaml› olarak azaltt›¤›n› göstermifllerdir. Diabet, aterosklerpotik koroner arter hastal›¤›n major risk faktörüdür. Diabetiklerde anstabil angina/ST elevasyonsuz M‹, PKG ve ACBG operasyonunun morbidite ve mortalitesi diyabetik olmayanlara k›yasla daha yüksek bulunmufltur. Bunun nedeni bu hastalardaki de¤iflmifl hemostatik faktörlere ba¤lanm›flt›r. Diyabetiklerde >25 y›lda anormal trombosit agregasyonu bildirilmifltir. Ayr›ca sürtünme kuvvetininin meydana getirdi¤i trombosit adezyonu artm›flt›r. Glukoz ile trombosit- ba¤›ml› tromboz aras›nda korelasyon bulunmufltur (diyabetik ve hemde non diyabetiklerde). C- Diyabet ile de¤iflmifl trombosit aktivasyonu aras›ndaki moleküler ve biyokimyasal ba¤lant›lar birçok çal›flmada araflt›r›lm›flt›r. D- Trombositlerin yüzey adezyon molekülleri düzeyinin artmas› (p-selektin, gp-IIb/IIIa reseptörleri). Diyabetiklerde tromboksan biyosentezi artm›flt›r. Ayr›ca diyabetiklerde isoprostanlar›n düzeyi yüksek ANT‹TROMBOS‹T TEDAV‹ • 359 Tablo B-4. ST elevasyonu olmayan akut koroner sendromlarda diyabetik hastalarda glikoprotein IIb/IIIa inhibitörleri. 30 GÜN MORTAL‹TE 30 GÜN MORTAL‹TE/ÖLÜM Plasebo GPIIb/III p PURSUIT PRISM PRISM-PLUS GUSTO-IV PARAGON-A PARAGON-B 3.3 2.5 1.8 6.5 7.1 4.3 2.4 0.0 0.0 1.2 0.0 0.7 0.57 0.5 1.0 0.037 0.31 0.06 TOPLAM 4.0 1.2 0.002 bulunmufltur (Araflidonik Asidten nonenzimatik lipid peroksidasyonu ile oluflan eicosanoidler). Bu sonuncu bulgunun anlam›: Diyabetiklerde oksidan stress artm›flt›r ve bunun sonucunda isoprostane’lar teflekkül etmektedir (tipik olarak 8‹soprostoglandin-F2, bu vazokonstriksiyon ve trombosit aktivasyonuna neden olmaktad›r. Bunun idrarda at›l›m› ve oluflmas› Diyabetin metabolik kontrolu ile ve antioksidanlar›n verilmesi ile düzeldi¤i bildirilmifltir. Ayr›ca non diyabetikler de hiperinsülenimi iskemik kalp hastal›¤›n›n ba¤›ms›z risk faktörü bulunmufltur. Bunlarda PA‹-1 düzeyi yüksek olup endojen fibrinoliz bozulmufltur. Akut koroner sendromlarda diyabetik hastalarda gp-IIb/IIIa inhibitörleri; metaanalizde (PRISM, PRISM P 18.8 8.1 15.5 11.4 16.2 13.7 18.1 4.3 4.7 10.3 11.7 13.0 0.70 0.038 0.001 0.50 0.21 0.74 –PLUS, PARAGON-B, PURSUIT, GUSTOIV), Circulation 2001; 104:2767-2771): Diyabetik hastalarda(n =6458) gp-IIb/IIIa inhibitörleri ile 30 günlük mortalite anlaml› olarak azalm›flt›r (%6.2, %4.6, HsR 0.74, p =0.007). Non diyabetiklerde ise gpIIb/IIIa inhibitörlerinin Yaflam Beklentisine etkisi gösterilememifltir (%3.0, %3.0). gp-IIb/IIIa inhibisyonu ile diyabet durumu aras›nda anlaml› iliflki bulunmufltur (p=0.036). Hastane döneminde PKG’e giden diyabetiklerde gp inhibitörleri tedavisi ile 30 günde mortalite %4.0’den, %1.2’ye düflmüfltür (p=0.002) (Tablo B-4). Sonuç olarak ST elevasyonsuz akut koroner sendromlarda diyabetiklerde gp-IIb/IIIa inhibitörleri 30 günlük mortaliteyi azaltm›flt›r. Fayda özellikle PKG uygulanan diabetiklerde daha fazla görülmüfltür. 360 • TROMBOKARD‹YOLOJ‹: AM‹ Glikoprotein-IIb/IIIa Reseptör ‹nhibitörlerinin Prokoagulan Aktiviteleri GP-IIb/IIIa blokerlerinin en çok tart›fl›lan özellikleri prokoagulan aktiviteleri olmufltur. De¤iflik uyar›lar ile gpIIb/IIIa reseptörlerinin aktivasyonu sonucunda Bu reseptörlerde meydana gelen yap›sal de¤ifliklikler sonucunda fibrinojen bunlara ba¤lanmaktad›r (Circulation 2000; 102:1924- 1930). Trombosit agregasyonu inhibe etmeye etkili yaklafl›m farmakolojik strateji olarak gp-IIb/IIIa reseptör antagonistlerinin veya ligand mimetiklerin gelifltirilmesidir. Ancak bu stratejinin dezavantajlar› bulunmaktad›r: i. ‹ntegrinlere ba¤lanan ligandlar hücre-d›fl›ndan hücre-içerisine uyar› göndermektedir. Ligand-mimetik gp-IIb/IIIa blokerleri a››b b3 integrinine ba¤lan›yorsa bunun direk sonucu trombosit aktivasyonudur (küçük molleküllü ligand-mimetiklerin uzam›fl kullan›m› (am J Cardiol 1999; 84: 203-207). ii. Ligand-mimetik gp-IIb/IIIa blokerleri intrensek aktivasyon meydana getirme özellikleri bulunmaktad›r, bunun sonucunda fibrinojen a››bb3 integrinine ba¤lanmaktad›r ve trombosit agregasyonu oluflmaktad›r (JACC 2000; 36: 1514-1519). iii. her iki mekanizma da gp-IIb/IIIa blokerleri ile meydana gelen trombositopeniden oral gpIIb/IIIa blokerlerinin baflar›s›zl›¤›ndan sorumlu olabilir(am J Cardiol 1999; 64:519-524). iv. GP-IIb/IIIa reseptör blokerleri ile inkomplet blokaj (<%90) bloke olmayan reseptör ve trombositlerde "up-regulasyona (reseptör say›s› ve yo¤unlu¤u ve aktivitesinin artmas›) neden olabilmektedir (n Engl J Med 1995; 23:1553-1559). B– ASP‹R‹N12-15 Aspirin, trombositlerde uzun süren bir defekt meydana getirerek kanama zaman› uzat›r. ProstoglandinG/H sentaz›n kal›c› inaktivasyonu (fiekil B-3). Bu enzim prostoglandin sentezinin ilk basama¤›n› katalize etmektedir (araflidonat’›n prostoglandin-H2’ye çevrilmesi). ProstoglandinG/H’n›n sentez›n 2 izoenzimi saptanm›flt›r. Tip-1 yap›sal olarak birçok dokuda ve trombositlerde eksprese edilmifltir. Prostoglandinler ve tromboksan sentezi ile ilgilidir ve hücresel fonksiyonlar› düzenler (trombositler ve endotel aras›ndaki iliflki gibi). Tromboksan-A2 de¤iflik stimuluslara cevap olarak trombositlerde sentez edilmekte ve sal›nmaktad›r (trombin, kollajen ve ADP stimuluslar›). ‹rreversibl ANT‹TROMBOS‹T TEDAV‹ • 361 Tromboksan SOAA: Steroid Olmayan Anti ‹nflamatuar fiekil B-3. Aspirin etkisi. Vasküler (endotel, düz kas) hücreleri SOX (siklooksigenaz) inhibisyonu prostasiklin teflekküllerini, trombosit SOX inhibisyonu-tromboksan sentezi durur. trombosit agregasyonunu meydana getirmektedir. Aspirin selektif olarak prostoglandin G/H sentaz-1’’›n hidroksil grubunu selektif olarak asetile etmektedir. Sonuçta bu enzimin siklooksigenaz aktivitesi irreversibl olarak kaybolur. Bunun sonucunda araflidonat›n prostoglandin-G2’ye çevrilmesi azal›r, prostoglandin-H2 ve tromboksan-A2 oluflmaz, çünkü bunlar prostoglandin –G2’den sentez edilmektedirler (Tablo B-3). ‹lkini izoenzim prostoglandinG/H sentaz tip-2 sentez eder. Bu enzimin aminoasidlerinin %62’si Tip-1 enzim ile paylaflmaktad›r. Büyüme faktörleri ve inflamasyon mediyatörleri ile aktive edilmifl hücrelerden eksprese olmaktad›r. Aspirinin asetile etti¤i prostoglandin-G/H sentaz tip-2 araflidonat›, protoglandin-G2 yerine 15hidroksi eyikosatetraenoyik asite çevirir. Çeflitli eyikosanoidlerin (tromboksan-A2, prostoglandin-E2, prostasik- 362 • TROMBOKARD‹YOLOJ‹: AM‹ lin) meydana geliflinin azalmas› farkl› dokularda de¤iflik miktarlarda olmaktad›r. Nedeni aspirinin toksik ve tedavi edici dozlar›n›n buralarda farkl› farmakolojik etkiler göstermesidir. Aspirin yukar›-gastrointestinal sistemden h›zla absorbe olmaktad›r. Trombosit fonksiyonlar› inhibisyonu 60 dakikada olmaktad›r. Enterikkapl› aspirin absorbsiyonu anlaml› olarak gecikir. Aspirinin antitrombositik etkisi: Aspirinin trombosit siklooksigenaz›n›n klinik farmakolojisi serum tromboksan-A2’nin ve tromboksan metabolitlerinin idrardan at›l›m›n›n ölçülmesi ile mümkün olmufltur. Tek doz 5-100 mg aspirinden sonradoza- ba¤›ml› trombosit siklooksigenaz aktivitesinde inhibe olmufltur. 100 mg, normal insanlarda ve aterosklerotik vasküler hastalarda insanlarda tromboksan-A2 sentezini tam olarak suprese edebilmifltir (Tablo B-5). ‹nhibitör etki h›zl› oluflmakta, ilaç sistemik dolafl›mda görülmeden önce. Muhtemelen trombosit prostoglandin-G/H sentaz asetilasyonu portal dolafl›mda yap›lmaktad›r. Dolay›s› ile aspirinin antitrombosit etkisi ile sistemik dolafl›mdaki biyoyararl›¤› ile iliflkili de¤ildir. Kontrollu sal›ml› ve dermal preraratlar›n›n herikiside önemsiz biyoyararl›k sa¤lar ve aspirinin trombosit d›fl› etkilerini minimuma indirir. Trombositlerin biyosentez yapabilme özellikleri olmad›¤›ndan yeni protein sentez edememektedirler. Dolay›s› le aspirin taraf›ndan meydana getirilen defekt düzeltilemiyece¤inden trombositin yaflam› boyunca kal›r (yaklafl›k 8-10 gün). Dolay›s› ile aspirin tedavisi durdurulduktan sonra siklo-oksigenaz aktivitesi yavaflca düzelir. Günde yaklafl›k trombositlerin %10’u düzelir, yeni trombositlerin meydana gelmesi sonucunda. Çal›flmalarda siklooksigenaz aktivitesi nor- Tablo B-5. Akut koroner sendrom tedavisi ve sekonder korunmada önerilen Aspirin dozu (Circulation 2000; 101:1206-1218). ‹ndikasyon Tavsiye Edilen Doz AM‹ Tedavisi Bafllang›ç tedavisi: 160-325 mg Sonraki günlük doz: 75-160 mg 160 325 mg/gün 160 mg 160-325 mg/gün Bafllang›ç dozu: 160-325 mg (öncesinden alm›yorsa) ‹dame dozu: 75-160 mg 75 mg 75 mg Transiyet iskemik atak ve kronik stabil angina Sekonder Korunma Karars›z Angina Minimum Doz/Gün 75 mg ANT‹TROMBOS‹T TEDAV‹ • mal en az %20 trombositin bulunmas› hemostazisin normal olmas›n› sa¤l›yabilir. Bu özellikler, aspirin tedavisindeki paradoksun cevab›d›r; sistemik dolafl›mdaki yar›lanma ömrü sadece 20 dakika olan ilac›n, günde birkez verilmesi ile, antitrombosit ilaç olarak tam etki göstermesi. Aspirinin meydana getirdi¤i prostoglandin-G/H sentaz-1 inhibisyonunun kal›c› olmas› ile günlük <100 mg tekrarlayan dozlarda etkisi sonuçta birikir ve 30-50 mg günlük dozlarda aspirin 7-10 günsonra tromboksan biyosentezini tam olarak suprese etmektedir. Trombosit biyokimyas›ndaki bu de¤ifliklikler sonucunda tromboksan-ba¤›ml› trombosit agregasyonu maksimum inhibe olur. Kanama zaman› uzam›flt›r. Daha yüksek dozlarda trombositler ve endotel aras›ndaki etkileflimin di¤er komponentleri etkileyerek trombus teflekkülünü k›s›tl›yabilir (Tablo B-5). Aspirin trombosit inhibisyonunun di¤er mekanizmalar›; notrofiller taraf›ndan trombosit aktivasyonunun inhibisyonunu kolaylaflt›r›r. Bu etki nitrik oksid/cGMP-ba¤›ml› bir süreçtir. Endotelde prostasiklin sentezinin inhibisyonu nitrik oksid sentezini art›r›r. Aspirinin antitrombotik etkilerinin yan›nda kardiyovasküler hastal›klarda di¤er mekanizma- 363 lar aspirinin klinik faydas›na kolaylaflt›rmaktad›r, aterosklerozun progresyonunu azalt›r (LDL’yi oksidatif modifikasyon korur, aterosklerotik endotel disfonksiyonlar›n› düzeltir. =antioksidan olarak -aspirin). Salisatlar sitokin-ba¤›ml› teflekkül eden NOS-II geninin ekspresyonunu inhibe ederler. Aspirin kullan›m›n›n koroner arter hastalar›nda inflamatuar cevab› azaltt›¤› bildirilmifltir. 30-1500 mg/gün dozlarda aspirin de¤iflik kardiyovasküler hastal›klarda kullan›lm›flt›r. Yüksek dozlar›n daha etkili olmad›¤› fakat gastrointestinal yan etki insidensini art›rd›¤› saptanm›flt›r. Düflük doz ve kontrollu-sal›ml› aspirin trombosit ve endotelyal siklooksigenaz› farkl› inhibe etmektedir. Bunun teorik avantaj›; endotelyal PGI2 üretimi devam eder bu aspirinin antitrombosit etkisini art›r›r. Bunun klinik önemi gösterilememifltir. Etki Mekanizmas›: Siklik prostanoidlerin sentezine kar›fl›r (örne¤in tromboksan-A2, Prostasiklin ve di¤er protoglandinler). Bu prostoglandinler, membran fosfolipidlerinden teflekkül eden araflidonik asidin enzimatik oksidasyonu ile meydana getirilmektedir. Araflidonik asid prostoglandin-H sentaz taraf›ndan metabolize edilir 364 • TROMBOKARD‹YOLOJ‹: AM‹ (bunun siklo-oksigenaz Peroksidaz aktiviteleri ile). S›ras› ile PG2 ve PGH2 oluflur. PGH2 spesifik sentazlar taraf›ndan modifiye edilir ve prostosiklin ve tromboksan –A2 meydana gelir. Bunlar spesifik hücresel fonksiyonlar› yönetirler. PGH-sentaz SOX (Siklo-oksigenaz) olarak isimlendirilmifltir. 2 izoenzimi bulunmaktad›r. SOX-1 birçok hücrenin endoplazmik retikulumunda eksprese olmaktad›r (örne¤in trombositler). Aspirin ile SOX-1, SOX-2’ye göre 70-kat faha fazla (-güçlü) inhibe olur. SOX-1 tam olarak inaktive edildi¤inde SOX-2 araflidonik asidi PGH2 yerine 15-R-hidroksi eyikosatetranoyik aside çevirir (15-%-HETE). Sonuçta hiçbir izoform araflidonik asidten PGH2 ve prostaniodleri üretecek ad›m› atamaz (fiekil B-4). AM‹ TEDAV‹’sinde Aspirin: ISIS-2’de, AM‹’nin ilk 24 saatinde gelen 17.187 intravenöz streptokinaz 1.5 milyon, +162.5 mg aspirin/gün-30 gün/veya plasebo/ veya hiçbirisi,/ sadece aspirin. 5 haftan›n›n sonunda sadece aspirin alan hastalarda vasküler mortalite %23 anlaml› derecede azalm›flt›r. Nonfatal reM‹ ve nonfatal inme ise yaklafl›k %50 azalm›flt›r. Bunun anlam›: 1 ay aspirin kullanan 1000 hastada yaklafl›k 25 ölüm, 10-15 nonfatal reM‹ veya inme önlenmifltir. Ayr›ca major kanamalarda artma görülmemifltir (serebral kanama, transfüzyon ihtiyac›). Aspirin tedavisinin faydas› 10 y›ll›k takipte de devam etmifltir. ISIS-2’de tek bafl›na streptokinaz ile vasküler ölümler %25 azalm›flt›r. Aspirin etkisi buna ek olup herikisini birlikte kullan›ld›¤› hastalarda vasküler mortalite %42 azalm›flt›r. Ayr›ca tekbafl›na streptokinazdan birkaç gün sonra nonfatal reM‹ insidensi artm›flt›r (streptokinaz›n meydana getirdi¤i plazminin, stimüle etti¤i trombosit aktivasyonu sonucu) bu art›fl aspirin kullan›m› ile tamamen önlenmifltir. Trombolitik tedaviye aspirin eklenmesi heparin eklenmesi ile karfl›laflt›r›ld›¤›nda; Heparin ile infarkt arterinde erken aç›kl›k oran› artm›flt›r. Aspirin ile ise 7 günde reoklüzyon oran› azalm›flt›r. Aspirine heparin eklenmesi mortalite ve reinfarkt› azaltmam›flt›r. Ancak kanama komplikasyonlar›n› art›rm›flt›r (Lancet 1988; ii: 349- 360). 32 çal›flman›n metaanalizinde (JACC 1992; 19; 671: 677); trombolize eklenen Aspirin reokluzyonu anlaml› olarak azaltm›flt›r (%11 ve %25), tekrarl›yan iskemik olaylarda aspirin ile azalm›flt›r (%25 ve %41). ANT‹TROMBOS‹T TEDAV‹ • Anstabil Angina/Akut ST Elevasyonu - olm›yan M‹’de (Tablo B-6): Birçok çal›flmada aspirinin anstabil anginada faydal› etkisi bildirilmifltir. De¤iflik dozlarda (75-1300 mg) semptomlar›n bafllamas›ndan sonra farkl› zaman aral›klar›nda (<24 saat<8 gün) bafllanan aspirin ile ölüm, veya ölüm ve nonfatal Mi insidensi anlaml› olarak azalm›flt›r. Ayr›ca R‹SC çal›flmas›nda (Research Group on Instability in Coronary Arteryin Southeast Sweeden), 75 mg/gün aspirin ile ciddi anginan›n kardiyak kateterizasyon ihtiyac› 3 ayda %40 (%10.8, %18.1), 12 ayda %29 (%20.8, %29.2) azalm›flt›r. Düflük doz aspirin (75 mg/gün) anstabil angina veya Q dalgas›z M‹ epizodundan sonra treadmill testinde asemptomatik iskemi görülende MI veya ölüm riskini azaltm›flt›r. Anstabil anginal› aspirin veya plasebo ile tedavi edilen yaklafl›k 4000 365 hastada, nonfatal inme veya MI veya vasküler ölüm riski aspirin ile mutlak olarak %5 azalm›flt›r(%9 ve %14). Bunun anlam› aspirin tedavisi alan 1000 hastada aspirin ile 6 ayda 50 vasküler olay önlenmifltir. Anstabil angina tedavisinde ek tedavi olarak aspirin ve heparin karfl›laflt›r›lm›flt›r. RISC çal›flmas›nda heparin tedavisinin, M‹ ve ölüm insidensinde anlaml› faydas› olmam›flt›r. Heparin tedavisinin bafllamas›ndaki anlaml› bu sonucun oluflmas›na yard›mc› olmufltur (ortalama gecikme 33 saat). Aspirin tedavisi, anlaml› olarak heparinden daha iyi bulunmufltur. Ancak heparin ve aspirin kombinasyonu en fazla fayday› sa¤lam›flt›r. Kombinasyon tedavisi ile kanama komplikasyonlar›n›n artma riski görülmüfltür. Meta analizde; anstabil angina ve Qdalgas›z M‹’de aspirine heparin eklenmesi ile ölüm veya M‹ riski tek bafl›na Aspirine göre %33 azalm›flt›r. Bu Tablo B-6. ST-elevasyonu olmayan akut koroner sendromlarda aspirin etkisi (Am Heart J 2001; 142: 516-521). ASP‹R‹N n= 1,543 ASP‹R‹N YOK Ölüm Ölüm/M‹ n= Ölüm Ölüm/M‹/ Takip 1.4 5.2 1,553 3.5 11.7 6 gün-18 ay Aspirin ile Ölüm veya M‹ Rölatif Risk Azalmas›: %56 366 • TROMBOKARD‹YOLOJ‹: AM‹ fayda kanama komplikasyonlar› artmadan meydana gelmifltir. Ayr›ca aspirin tedavisi heparin tedavisi kesildikten sonra anginan›n reaktivasyonunu önlemifltir (N Engl J Med 1992; 327:141-5). CURE çal›flmas›n›n alt grup analizinde; akut koroner sendromlarda çeflitli dozlarda aspirine klopidogrelin ilave edilmesinin fayda ve riskleri de¤erlendirilmifltir. Sonuçta: Akut koroner sendrom tedavisinde aspirine klopidogrel eklenmesi aspirinin dozundan ba¤›ms›z olarak faydal› bulunmufltur. Kanama riski ise aspirin dozu yükseldikçe birlikte klopidogrel al›ns›n/al›nmas›n artm›flt›r. Bunun karfl›l›¤› ise faydas› artmam›flt›r. Kan›tlar: Aspirin dozu klopidogrel ile birlikte veya tek bafl›na 75 ve 100 mg/gün aras›nda önerilmifltir (Circulation 2003; 108:1682- 1687). Di¤er Antitrombosit ‹laçlarla Karfl›laflt›r›lmas›: Aspirin parsiyel trombosit inhibisyonu yapabilmesi ve di¤er antitrombosit ilaçlara göre daha zay›f etkili olmas›na ra¤men aterosklerotik hastal›¤›n tedavisi ve korunmas›nda etkin olmufltur. Hastalar›n küçük bir bölümünde aspirine karfl› yüksek doz kullan›lmas›na rezistans tesbit edilmifltir. Bir çal›flmada uzun süre aspirin kulla- nan iskemik inme hastalar›nda min›mum 325 mg/gün dozda aspirinin hastalar›n %25’de agregasyonu inkomplet inhibe etti¤i bulunmufltur. Baz› hastalarda yüksek doz aspirin trombosit inhibisyonunu azaltt›¤› bildirilmifltir. Ancak 1300 mg/gün alanlar›n %8’de aspirin rezistans›n›n devam etti¤i görülmüfltür. Aspirin etkisinin azalmas›n›n mekanizmas› tam olarak anlafl›lamam›flt›r; SOX-2’nin k›s›tl› inhibisyonu olas› ve bunun ekspresyon ile artmas› durumunda Aspirinin etkisiz kalmas›. Sonuçta: aspirin; a-tromboksanA2(TXA2) sentezini tam olarak ve ayr›ca non-TA2-ba¤›ml› yolda etkisiz oldu¤undan trombosit agregasyonunu inhibe edememektedir. GP-IIb/IIIa inhibitörleri ortak yolu inhibe ettiklerinden daha güçlü ve tam trombosit inhibisyonu sa¤lamaktad›rlar. Antitrombosit çal›flmalar›n›n metaanalizinde (Antiplatelet Trialists); Çeflitli antitrombosit tedaviler de¤erlendirilmifltir. Aspirin, tiklopidin, sulfinpirazon tek bafl›na veya aspirin ile kombine+ dipiridamol. Bu derivelerin etkilerinin direk ve indirek karfl›laflt›rmas›nda vasküler olay s›kl›¤› olarak aralar›nda anlaml› fark bulunmam›flt›r ancak bu çal›flmadaki hasta say›s› az olup analizin anlam›n› tafl›yamam›flt›r (BMJ 1994; 308:81-106). ANT‹TROMBOS‹T TEDAV‹ • Yan Etkiler: Prostaglandin sentezi inhibisyonu aspirinin anti inflamatuar etkisinden ve di¤er prostaglandin fonksiyonlar›ndan sorumludur. Trombosit fonksiyonlar›n›n bozulmas› hemorajik komplikasyonlar›ndan sorumludur. SOX’un non -aspirin inhibitörleri(Non-steroid antiinflamatuarlar) renal vazodilatör prostaglandinleri inhibe ettiklerinden böbrek yetersizli¤ini kötülefltirmifltir ve hipertansiyonun ise kontrolu zorlaflm›flt›r. Aspirin zay›f bir inhibitör oldu¤undan böbrek fonksiyonlar› ve hipertansiyona fazla olumsuz etkileri olmamaktad›r (düflük dozlarda). 1500 mg/gün Aspirinkalp yetersizli¤indeki hastalarda böbrekten sodyum at›l›m› azaltm›flt›r. Aspirinin, ACE-‹nhibitörlerinin sistemik vazodilatör etkisini azaltt›¤› bildirilmifltir (Kalp yetersizli¤inde Enalapril ile), benzer etki post M‹ kaptopril ile de saptanm›flt›r. Ancak < 100 mg/gün Aspirinin ACE- inhibitörleri ile çok az etkileflti¤i bulunmufltur. Ancak daha yüksek dozlarda aspirin bu ilaçlar›n hipertansiyon ve kalp yetersizli¤indeki faydalar›n› azaltmaktad›r. Çok az say›da hastada özellikle önceden astma bronfliyale olanlarda aspirin intolerans› veya sensivitesi saptanm›flt›r. Bunlarda aspirin al›m›ndan sonra bronkokonstriksiyon, rinit, ürti- 367 ker görülmüfltür. Mekanizmas› bilinmemektedir. Arteriyel-damar hastalar›nda Aspirin kardiyovasküler olay riskini %25 azaltm›flt›r. Ancak bu etkisi s›n›rl› olup arteriyel trombusu olan ve aspirin alan hastalar›n %10-20’de uzun dönem takipte vasküler olaylar tekrarlam›flt›r. Aspirinin major antitrombotik etkisi SOX-1 inhibisyonu sonucunda trombositlerin asetile edilmesi ve tromboksan –A2 sentezinin inhibe edilmesidir. Günümüzde optimal antitrombotik etki için 75-325 mg/gün aspirin kullan›lmas› önerilmektedir (Tablo B5). i. Ancak düflük dozda aspirin trombosit SOX-1 aktivitesinin >%95 kadar›n› inhibe etmektedir. ii. Ayr›ca aspirinin dozla iliflkili antitrombotik etkisi ile ilgili güçlü veri bulunmamaktad›r. iii. Baz› hastalarda ise tromboxane-A2 tedavi edici dozda aspirine ra¤men teflekkül etmektedir. Ancak bu üçüncü mekanizman›n›n klinik önemi bilinmemektedir. Yukar›da aspirin yetersizli¤ine neden olan üç mekanizma "Aspirin Rezistans›" olarak tan›mlanm›flt›r. Aspirin rezistans›n›n tromboksan sentezinin yetersiz supresyonundan oldu¤unu araaflt›rmak için HOPE çal›flmas›nda aspirin kullanan hastala- 368 • TROMBOKARD‹YOLOJ‹: AM‹ r›n idrar›nda 11- hidroxi tromboksan B2 ölçülmüfltür. Sonuçta idrardaki 11- dehidroksi tromboxan-B2 konsantrasyonu gelecek kardiyovasküler ölüm riskini öngörmüfltür. Dolay›s› ile aspirin almakta olan hastalarda idrarda yükselmifl 11-dehidroxi- tromboksan-B2 konsantrasyonu tromboxan teflekkülünü bloke edecek güçlü ek antitrombosit tedaviye ihtiyac› olan hastalar› iflaret etmifltir (circulation 2002; 105: 1650-55). ASP‹R‹N REZ‹STANSI Aspirin tedavisinin etkili olamamas› kullan›lmakta oldu¤u hastalarda trombotik komplikasyonlar› önleyememek olarak tarif edilmektedir. Aspirinin antitrombotik etkisinin vitro veya ex vivo olarak tombosit fonksiyonlar›na etki ederek kanama zaman›n› uzatarak meydana gelmektedir. Yukar›da bahsedildi¤i üzere (HOPE çal›flmas›ndan) aspirin tedavisine ra¤men tromboksan-A2 teflekkülünün sürmesi ve metabolitlerinin idrardaki konsantrasyonunun gelecek vasküler olay› öngörmesi aspirin etkisizli¤i veya rezistans›n›n önemli bir problem oldu¤unu göstermifltir. Bir çal›flmada ise 326 stabil kardiyovasküler hastaya günde 325 mg aspirin verilmifltir. 679 ±185 gün takip edilmifllerdir aspirin rezistans› 10 µM ADP ile meydana getirilen trombosit agregasyonunun <%70 ve0.5 mg/ml araflidonik asid ile meydana getirilen agregasyonun <%20 olarak tan›mlanm›flt›r. Takipte aspirin rezistans›n›n ölüm, M‹, kardiyovasküler olay riskini art›rd›¤› (%24 ve %10, Zarar Riski; 3.12, p =0.013) çok de¤iflkenli analizde aspirin rezistans› uzun takipte kardiyovasküler olaylar›n ba¤›ms›z öngöreni bulunmufltur (JACC 2003; 41; 961-5). Aspirin Rezistans›n›n olas› mekanizmalar›: 1. Tromboksan-A2 inflamatuar hücrelerde siklo-oksigenaz-2 taraf›ndan da yap›lm›flt›r. SOX-1 (Siklo-oksigenaz) TxA2’nin major kayna¤›d›r. Ancak monositler, makrofajlar gibi inflamatuar hücrelerdeki SOX2’nin Tx-A2’yi biyosentez edebilme kapasitesi bulunmufltur. Aspirinin k›sa yar›lanma süresinden dolay› SOX-2 inhibisyonu k›sa sürmektedir. Dolay›s› ile bu hücreler yeniden SOX-2 sentez etme yetene¤i vard›r. Bunlarla birlikte ateromatöz plakta ve dolafl›mdaki inflamatauar hücreler direk olarak TxA2 oluflumuna yard›mc› olurlar. Ayr›ca bu hücrelerde yap›sal olarak TxA-2 sentezi için gerekli tromboksan sentaz ekspresyonu ve intermediyer prostoglandin PGH2 meydana gelir. Hücreleraras› trombosit ANT‹TROMBOS‹T TEDAV‹ • tromboksan sentaz de¤iflimi ile vasküler ve inflamatuar hücreler aspirinin inaktive ett¤i SOX-1 enzimi atlarlar ve böylece TXA-2 meydana getirebilirler (fiekil B-4). Araflt›rmac›lar stabil olm›yan koro- 369 ner arter hastalar›nda TxA2 supresyonunun inkomplet oldu¤unu bildirmifllerdir ve bunun aktive edilmifl dolafl›mdaki monositlerden meydana geldi¤i bulunmufltur(circulation 1997;96:1109-16). Lokotirenler Natiürezis fiekil B-4. Araflidonik asitten prostoglandin oluflmas› (Circulation 2000; 101:1206). 370 • TROMBOKARD‹YOLOJ‹: AM‹ Selektif SOX-2 inhibitörlerinin kullan›lmas› bu fenomenden korumufltur. Bunun sonucunda vasküler SOX-2 PGI-2 azalmaktad›r. Hayvan koroner trombus modellerinde antitrombosit etki gözlenmifltir. Küçük randomize bir çal›flmada (NUT-2) selektif SOX-2 inhibitörü meloksikam›n akut koroner sendromlarda aspirin de verilen hastalarda kullan›lm›flt›r. ‹lk sonuçlar bu kombinasyonun faydas› yönünde olmufltur (circulation 2002; 106: 191-95). 2. Trombosit siklo-oksigenaz-2 taraf›ndan yap›lan TXA2. Trombositlerde sadece SOX-1 ekspresyonu olmaktad›r. Ancak araflt›rmac›lar olgunlaflm›fl megakaryositlerde ve yeni oluflmufl trombositlerde SOX-2 ekspresyonu olabilece¤imi göstermifllerdir. Bunun sonucunda trombosit yaflam siklusu sonucunda TXA2 meydana getirebilen trombosit fraksiyonu artmaktad›r (SOX-1 ve özel durumlarda- düzenli günlük aspirin kullan›m› s›ras›nda SOX-2 ile). Rofekoksib sigara içicilerde artm›fl TxA2 oluflumunu inhibe etmifltir (bu durumda SOX-1 ve SOX-2 TxA2 art›fl›nda sorumlu de¤ildir). Sa¤l›kl› kiflilere rofekoksib verildi¤inde TxA2 sentezi de¤iflmemifltir (idrarda 11-dehidro-TxA2 ölçülerek). Sigara içicilerinde TxA-2’nin hücreiçi kayna¤› bulunamam›flt›r. 3 ‹soprostanlar taraf›ndan trombositlerin aktive edilmesi. Stabil olm›yan koroner arter hastalar›nda ve diyabetiklerde aspirine duyarl› olm›yan TxA-2 teflekkülü bildirilmifltir. Ayr›ca araflt›rmac›lar artm›fl oksidan stres ile aspirine-duyars›z TxA2 biyosentezi aras›nda stabil olm›yan koroner arter hastalar› ve diyabetiklerde ba¤lant› saptam›fllard›r (circulation 2001; 104;82025). ‹soprostanlar biyolojik olarak aktif prostoglandin bileflikleridir. Biyolojik membranlar ve düflükdansiteli lipoprotein partiküllerinde araflidonik asiditen serbest oksijen radikalleri ile meydana getirilen lipid peroksidasyonu sonucunda teflekkül ederler. ‹n vivo oksidan stresin markeri olarak kullan›lmaktad›r. Bu isoprostan ailesinin baz› izomerleri TxA2 reseptörleri ile trombosit aktivasyonuna neden olurlar. Ancak bu fenomenin sürekli aspirin almakta olan hastalardaki önemi bilinmemektedir. 4. Siklo-oksgenaz-1 ile ilaç etkileflimi. aspirin h›zla salisilata metabolize olmaktad›r ve bunun antiinflama- ANT‹TROMBOS‹T TEDAV‹ • tuar etkisi oldu¤u gösterilmifltir ancak bu etkinin mekanizmas› tam olarak anlafl›lamam›flt›r. Araflt›rmac›lar kronik aspirin kullan›m› s›ras›nda salisilat bbirikmesi, günlük al›nan aspirinin trombosit fonksiyonlar›n› düzenleyici etkisini engelledi¤i gösterilmifltir(circulation 1985; 72:1185-93). Araflt›rmac›lar düflük doz aspirin öncesi al›nan NSAID ilaçlar›n (steroid olm›yan antiinflamatuarlar) kullan›lmas› aspirinin trombosit üzerindeki uzun süren etkisi azalt›¤›n› ve aspirin rezistans›n›n geliflmesini kolaylaflt›rd›¤› bildirilmifltir (N Engl J Med 2001; 145; 180917). 5. Siklo-oksigenaz polimorfizmi. (teorik olarak) COX-1 geninin polimorfizm ve/veya mutasyonu baz› aspirin rezistans hastalarda gösterilmifltir. ACE - ‹nhibitörleri ve Aspirin Etkileflimi ACE‹ ve aspirin birçok kardiyovasküler hastal›¤›n sekonder korunmas›nda birlikte etkin olarak kullan›lmaktad›r. Hipotez; ACE‹’leri anjiotensin-II oluflumunu azaltman›n yan›nda bradikinin y›k›m›na kar›fl›p prostoglandin sentezini art›rmaktad›r. 371 Aspirin ise prostoglandin sentezini inhibe etmekte ve birlikte kullan›m s›ras›nda ACE‹’nin baz› hemodinamik faydalar›n›nn bir k›sm›n› ortadan kald›rmaktad›r. ACE‹’ler anjiotensin-II’yi azaltarak ve bradikinini ve vazodilatör prostaglandinler (I2 ve E3) art›rarak arteryel kan bas›nc›n› düflürmektedrler. Araflt›rmac›lar aspirin ve di¤er nonsteroidal antiinflamatuarlar vazodilatör prostaglandinlerin oluflumunu inhibe ederek kan bas›nc›n› düflürücü etkisini azaltt›¤›n› bildirmifllerdir. Di¤erleri ise aspirinin böbrek prostoglandinleri sentezini azaltt›¤›n› sunmufllard›r. Bunlar›n sentezinin azalmas› ACE‹’lerin istenmiyen böbrek fonksiyonlar›n› bask›layan etkisini art›rmaktad›r. Sonuçta su ve sodyum retansiyonu artm›flt›r. SOLVD çal›flmas›n›n altgrup analizinde ACE‹’lerin mortaliteyi azalt›c› etkisi aspirin veya antitrombosit tedavi almakta olanlarda daha az saptanm›flt›r. CONSENSUS-II’nin retrospektif analizinde ise iki tedavi aras›nda anlams›z etkileflim gösterilmifltir. Bu bulgular di¤er çal›flmalar taraf›ndan da ispat edilememifltir (M‹ geçirmifl olanlarda sol ventrikül disfonksiyonu hastalar›n› içeren çal›flmalar). Sol ventrikül disfonksiyonu veya koroner arter hastal›¤› olan hastalarda yap›lan 372 • TROMBOKARD‹YOLOJ‹: AM‹ ACE‹ çal›flmalar›n›n metaanalizinde sonuçlar bu varsay›m› ispatlayamam›flt›r (JACC 2000; 35: 1801-07) (Tablo B-7). Bu çal›flman›n bir bölümünde ise birlikte kullan›lan aspirinin AM‹’de k›sa dönemde ACE‹ tedavisine etkisi de¤erlendirilmifltir (Lancet 2000; 355: 1575-8). Bir Meta-analizde, ACE‹ kullan›lan 6 uzun dönem randomize çal›flmadan 22.060 hasta ACE‹ alanlarda birlikte aspirin al›n›p/al›nmamas›na göre; aspirinin ACE‹ tedavisinin klinik sonuçlar›na etkisi de¤erlendirilmifltir. Major klinik sonuçlar; toplanm›fl: Ölüm, M‹, inme, kalp yetersizli¤i hastaneye kabul, veya revaskülarizasyon (Lancet 2002; 360:1037-43). Bulgular: Plasebo grubunda bazal karakteristikler ve prognoz, bazalinde aspirin almayanlardan oldukça farkl› bulunmufltur. SOLVD hariç tüm çal›flmalar›n analizinde major klinik sonuçlarda ACE‹ ile orant›sal risk azalmas› aspirinin varl›¤›/ve yoklu¤unda anlaml› fark göstermemifltir (p =0.15) Bu bulgu klinik sonuçlar›n tüm komponentlerinde M‹ hariç(p=0.01) geçerli bulunmufltur. Ancak ACE‹ tedavisi ile major klinik olaylar c%22 anlaml› olarak azalm›flt›r (p<0.0001). Risk azalmas› geliflte aspirin almakta olan(HsR 0.80) ve aspirin alm›yan(HsR 0.71) heriki grupta da görülmüfltür. Sonuç olarak: Aspirine eklenen ACE‹ tedavisi nin faydas› çok az azalm›flt›r (Etkileflme, p =0.07). C- T‹YENOP‹R‹D‹NLER; T‹KLOP‹D‹N ve KLOP‹DOGREL16 Timenopiridinler üçüncü s›n›ftaki antitrombosit ilaçlard›r. Orta derecede trombosit inhibisyonu yapmaktad›r- Tablo b-7.Selektif uzun dönem takip edilen AIRE, TACE ve SOLVD çal›flmalar›nda, ASA (aspirin) ve ACE-‹ (anjiyotensin konverting enzim inhibitörü) etkileflmesi. Olay ÖLÜM ASA(+) ASA (-) ÖLÜM/M‹/KALP YETM. ASA (+) ASA (-) (%) ACE-‹nhibitörü HsR 22.3 28.6 Heterojenlik 0.85 0.75 p=0.23 33.8 42.6 heterojenlik 0.76 0.68 p=0.20 ANT‹TROMBOS‹T TEDAV‹ • lar. Tiklopidin y›llard›r bilinmesine ra¤men nötropeni yan etkisi (%1) nedeni ile kullan›m› k›s›tl› kalm›flt›r. Klopidogrel ise daha yeni olup yan etkileri daha az tehlikelidir. Tiklopidin bafllang›çta semptomatik ateroskleroz tedavisinde önerilmifltir ancak sonra koroner stent trombozundan korunmada tercih edilmifltir. Son çal›flmalarda anstabil angina ST elevasyonu olm›yan akut koroner sendromlarda uzun süre tiklopidin kullan›m›n›n kardiyovasküler ölüm, ‹nme ve nonfatal M‹ riskini %20 azaltt›¤› saptanm›flt›r. Etki mekanizmas› ve Farmakoloji; Tiklopidin ve klopidogrel trombosit agregasyonunu inhibe eden tiyenopiridin türevleridirler. Tiklopidin yap›sal olarak bir ilave hidroksimetil daha ihtiva etmektedir. Herikisi de in vitro olarak inaktiftirler. Aktivasyonlar› için karaci¤erdeki hepatik P4501A enzim sistemine ihtiyaç göstermektedirler. Aktif metabolitleri böbrekten at›lmaktad›r. Tiklopidin al›nd›ktan sonra h›zla absorbe olmaktad›r. Biyoyararl›¤› yemekten sonra al›nd›¤›nda maksimum olup, antiasidler ile birlikte al›nd›¤›nda ise azalmaktad›r. Klopidogrel h›zla metabolize olmaktad›r. 373 Biyoyararl›¤› yemeklerden etkilenmemektedir. Tiklopidin ve klopidogrelin antitrombosit etkileri ADP’nin (adenozin5’ difosfat) trombositlerdeki reseptörlerine ba¤lanmas›n› inhibe etmektedir. Herikisinin de meydana getirdi¤i trombosit inhibisyonu konsantrasyona ba¤›ml› olup standart doz tiklopidin (günde iki defa 250 mg), maksimal trombosit inhibisyonunu 4-7 günde sa¤lamaktad›r. Bu gecikmenin sebebi tam olarak anlafl›lamam›flt›r. Olas› nedenlerinden birisi; ‹lac›n direk olarak dolafl›mdaki trombositlere etkisine ilave olarak kemik ili¤indeki megakaryositopoezisi bozarak antitrombosit etki yapt›¤› düflünülmüfltür. Daha h›zl› cevap yükleme dozunda (300 mg)verilen klopidogrelden sonra görülmüfltür. Bir çal›flmada yükleme dozunun 90 dakikas› içerisinde antitrombosit etki gösterilmifltir ve 6 saatteki etkisi 10 gündekine eflit bulunmufltur. Tiklopidin ve klopidogrelin herikisi de sürtünme kuvvetinin meydana getirdi¤i trombosit agregasyonunu da önledi¤i dösterilmifltir. Çal›flmalarda, klopidogrel aspirin ve tiklopidinden Stentleme sonucu artm›fl sürtünme kuvvetine ba¤l› akut ve subakut stent trombozunu önlemede daha etkili bulunmufltur. Tiklopidin ile 20 µmol/L ADP ile meydana getirilen trombosit agregas- 374 • TROMBOKARD‹YOLOJ‹: AM‹ yonunun %20-30’u inhibe edilebilmektedir. Standart doz gp-IIb/IIIa inhibitörleri ise %80-90 inhibisyon yap›labilmektedir. Tiklopidin ve klopidogrelin antitrombosit inhibisyonu tedavi kesildikten sonra 7-10 gün devam etmektedir. Bu süre dolafl›mdaki trombosit ömrüne uygundur trombosit inhibisyonunun irreversibil oldu¤unu düflündürmüfltür. Çal›flmalarda tiklopidin veya aspirin ile birlikte kullan›lan aspirinin trombosit agregasyonu inhibisyonunda sinerjik etki gösterdi¤i saptanm›flt›r. Bu etkinin kollajen ile meydana gelen trombosit agregasyonuna aspirinin etkisini art›rm›flt›r (Trombosit inhibisyonu). Son çal›flmalarda ise tiklopidinin tirofiban›n antitrombosit etkisini art›rd›¤› bildirilmifltir. Tiklopidin ve klopidogrel kanama zaman› iki kat uzatm›fllard›r, maksimal uzama tedavinin bafllamas›ndan 5-6 gün sonra meydana gelmifltir. kanama zaman› ilaç kesildikten yaklafl›k 10 gün sonra normale gelmifltir. Tiklopidinin eritrosit agregasyonuna, kan vizkositesine, fibrinojen düzeyine etkisi oldu¤u görülmüfltür. Aspirinden ba¤›ms›z olarak tiklopidin ve aspirinin siklooksigenaz yoluna etkileri oldu¤u saptanm›flt›r. Akut Koroner Sendromlarda Kullan›m›; Anstabil anginada yaln›z bir çal›fl- mada tiklopidinin etkisi araflt›r›lm›flt›r. Bu çal›flmada 652 hasta standart tedavi (kalsiyum-antagonisti, beta- bloker, nitrat) veya standart tedavi + tiklopidin (250 mg/günde iki kez) olarak randomize edilmifltir. ‹lginç olarak bu çal›flmada aspirin standart tedavi protokoluna al›nmam›flt›r. Tiklopidin grubunda primer kombine edilmifl sonlanma noktas› (6 ayda vasküler ölüm nonfatal M‹) %46 azalm›flt›r (%7.3 ve %13.6, p=0.009). Heriki grupta olay say›s› 10 güne kadar gruplarda tiklopidinin etkisine uygun olarak benzer olmufltur (Circulation 1997; 96 (suppl-I):I-467). CAPR‹E çal›flmas›nda belgelenmifl periferik damar hastal›¤› veya geçirilmifl ‹nme, aylar ve y›llar önce M‹ hikayesi (n=2144) hastalar›ndan çal›flma grubunun 35 gün içerisinde miyokard infarktüsü geçirenlerin oluflturdu¤u alt grupta (n=6302) kombine sonlanma noktas› (M‹, inme, vasküler ölüm) klopidogrel ile anlaml› olmayan %3.7 art›fl göstermifltir (p=0.66). Ayn› çal›flmada bir baflka analizde geçirilmifl M‹ anamnezi olan 8466 hastada kombine sonlanma noktas› klopidogrel ile %7.4 istatistiksel olarak anlams›z olarak azalm›flt›r. 19.815 hastan›n tamam›n›n analizinde klopidogrel ile miyokard infarktüsü oran› istatistiksel anlaml› olarak %19.2 azalm›flt›r (Lancet 1996; 348: 1329-39. /Circulation 1997;96-I):I-467). ANT‹TROMBOS‹T TEDAV‹ • Bu sonuçlara göre klopidogrel M‹, inme geçirenlerde veya periferik arter hastalar›nda tüm hastalara klopidogrel önerilmifltir (Sonraki Mi riskini azaltmak için). CURE çal›flmas›nda 12.562 anstabil angina veya Q-dalgas›z M‹ hasta randomize edilmifltir: Aspirin (75-325 mg/gün) + klopidogrel ((300 mg/ yükleme + 75 mg/gün idame) veya tek bafl›na aspirin kullan›lm›flt›r (Lancet 2001; 358: 527-533). Kombinasyon grubunda toplanm›fl primer sonlanma noktas› (Kardiyovasküler ölüm, M‹, inme) %20 azalm›flt›r (%9.3 ve %11.3, p<0.001). Faydan›n büyük bölümü tedavinin ilk 48 saati içerisinde görülmüfltür (Klopidogrelin yükleme dozunun etkisine ba¤l› olarak). ST-elevasyonlu AM‹’de tiyenopiridinlerin kullan›ld›¤› randomize bir çal›flmada (STAM‹) trombolitik tedavi uygulanm›fl 1470 hasta çift kör aspirin 160 mg/gün veya tiklopidin 500 mg/gün olarak randomize edilmifltir. ‹ki grup aras›nda primer sonlanma noktas› (6 ayda ölüm, reM‹, ‹nme veya iskemik angina) heriki grupta istatistiksel olarak farkl› bulunmam›flt›r (JACC 1997; 29:6-12). Yan Etkileri; Tiklopidin ve klopidogrel ile Stent çal›flmalar›nda major kanamalar çok az görülmüfltür. Sekonder korunma 375 çal›flmalar›nda tiklopidin ile major kanama %0.5, aspirin ile %0.4 olmufltur (p<0.05). Minor kanama insidensi iki gruptada benzer bulunmufltur (%9 ve %10). CATS çal›flmas›nda (Lancet 1989; 1: 215-30) ise major kanama insidensi tiklopidin ile plasebo grubunda farkl› bulunmam›flt›r (%0.2 ve %0.4). Minor kanama s›kl›¤› ise tiklopidin grubunda daha fazla olmufltur (%6.5 ve %3.0). CAPR‹E çal›flmas›nda da klopidogrel ile major kanama insidensi düflük bulunmufltur (%1.4, Aspirin ile %1.4). Gastrointestinal kanama klopidogrel ile daha az olmufltur (%1.99, %2.66). Tiklopidin ile yaklafl›k %1 s›kl›kta nötropeni meydana gelmektedir. TASS çal›flmas›nda nötropeni insisensi (mutlak nötrofil say›s› <1200/mm3) %2.4, ciddi nötropeni (<450/mm3) ise %0.9 bulunmufltur. CATS çal›flmas›nda a¤›r nötropeni %0.8 s›kl›kta, ‹SAR ve STARS koroner stentleme çal›flmalar›nda ise (bir ayl›k tedavi sonucunda; %0.5, %0.2 ve %0, %0) bildirilmifltir. Birçok çal›flmada nötropeni tedavi bafllad›ktan birkaç ay sonra meydana gelmifltir. ‹lk iki haftada olmam›flt›r. Kan say›m› ilk 3 ayda 2 hafta ara ile tekrarlanmal›d›r. Nötropeni birçok 376 • TROMBOKARD‹YOLOJ‹: AM‹ hastada tedavi kesildikten sonra düzelmifltir. Di¤er hematolojik komplikasyon; trombotik trombositopenik purpura. Bu önemli komplikasyonun bulunmufltur 60 olguluk bir seride göre mortalitesi %33 olmufltur (Ann Intern Med 1998; 128: 541-544). ‹nsidensi1: 1600 ve 1:5000 olup Klopidogrel ile daha seyrek görüldü¤ü bildirilmifltir (1:15.000). Tiklopidinin en s›k yan etkisi diare,bulant›, kusma ve ifltahs›zl›k hastalar›n %20-50’sinde görülmüfltür. TASS çal›flmas›nda diyare nedeni ile tedavinin b›rak›lmas› (%6 ve aspirin ile %2), döküntüler ve di¤er nedenlerle tedavinin durdurulmas› (%3, Aspirin ile %1). Gastrointestinal yan etkiler tiklopidin tedavisinin ilk 2-3 haftas›nda meydana gelmektedir. Yan etkiler klopidogrelle tiklopidine göre daha az görülmektedir. Tedavinin durdurulmas› ile düzelmektedir. D- DÜfiÜK MOLEKÜL A⁄IRLIKLI HEPAR‹N17- 19 Hasara u¤ram›fl intima protrombotik olaylar kaskad›n› bafllatan en önemli faktördür. Subendotelyal matrikste ve hassas plaktaki inflamatuar hücrelerden ekspresse olan doku faktörü ekstrensek koagulasyon yolunu aktive etmektedir. Bunun sonucunda faktör-VII ile etkileflmesi ile aktive ol- mufl faktör-X (Xa) teflekkül etmifltir. Faktör-Xa birçok tromb‹n molekülü meydana getirmektedir (s›v› ve fibrine-ba¤l› evresinde). Trombin sadece solubl fibrinojeni fibrin monomeri dönüfltürmekle kalmamaktad›r; Trombosit aktivasyon, adezyon ve agregasyonunu art›rmaktad›r. Ayr›ca "Geri besleme" mekanizmalar ile daha fazla faktör-Xa oluflumunu sa¤lamaktad›r. Trombin ayr›ca vazoaktif yönetici olup vasküler reaktiviteyi de¤ifltirirmektedir. Bunun sonucunda akut koroner sendromlarda intrakoroner kan ak›m›n› daha da azaltmaktad›r. Koagulasyon kaskad›n›n proteinleri birçok inhibitör mekanizmalar ile kontrol edilmektedirler. Bunlar›n bafll›calar›; protein-C sistemi, doku faktörü yolu inhibitörü serin proteaz inhibitörü, antitrombin. Antitrombin irreversibl olarak faktörler XIIa, Ixa, Xa’y› ve ayr›ca fraksiyone olm›yan heparin (FOH) ve düflük molekül a¤›rl›kl› heparinin (DMAH) katalize etti¤i reaksiyon ile Trombini de inaktive etmektedir (Tablo B-8). S›kl›kla kullan›lan antitrombin FOH de¤iflik uzunluktaki ve molekül a¤›rl›¤›ndaki (3.000-18.000 Da) polisakkarid zincirlerinden yap›lm›flt›r. Akut koroner sendromlarda kullan›m› 6 çal›flman›n toplanm›fl verileri ile ANT‹TROMBOS‹T TEDAV‹ • desteklenmifltir. Bu çal›flmalarda FOH aspirin ile birlikte kullan›lm›flt›r ve ölüm veya M‹ riskini tek bafl›na aspirine göre %33 azaltm›flt›r (Rölatif Risk 0.67). FOH ayr›ca ST- elevasyonlu AM‹’defibrin-spesifik plazminojen aktivatörleri ile birlikte kullan›lmaktad›rlar. Perkutan koroner giriflimlerde rutin olarak uygulanmaktad›r. ST-elevasyonlu AM‹’de FOH kullan›m› s›ras›nda çok s›k› olarak antikoagulasyon düzeyi (aPTT ile) kontrol edilmelidir Nedeni; fazlal›¤›nda intrakraniyal kanama riski artmaktad›r. Eksikli¤inde ise özellikle fibrin-spesifik litikler de reperfüzyon ile sa¤lanan damar aç›kl›¤› korunamamaktad›r (reokluzyon, reinfarkt, tekrarl›yan iskemi riskleri artmaktad›r). aPTT zaman› her zaman için etkili UFH düzeyini öngörmemektedir (circulation 1996; 93: 870-8). Bunun nedeni UFH birçok plazma ptoteinine ba¤lanmaktad›r. Hastalarda akut-faz reaktanlar› artm›fl oldu¤undan bu durumlarda FOH’nin antikoagülan cevab› öngörülememektedir. FOH Ayr›ca fibrine ba¤lanm›fl trombinin aktivitesini daha az inhibe edebilmektedir. FOH tedavisinin kesilmesi sonucunda trombotik olaylar›n artt›¤› saptanm›flt›r (=rebound). FOH kullan›m› s›ras›nda trombozis ile komplike ol- 377 mufl Trombositopeni bildirilmifltir. DMAH’ler akut koroner sendrom hastalar›ndaki teorik avantajlar› ve FOH dezavantajlar nedenler ile FOH’un yerini alm›flt›r (Tablo B-9). Bunlar daha az ancak trombin antitrombin temas›n› sa¤layacak yeterli uzunlukta molekül ihtiva etmektedir. Faktör-Xa ya karfl› aktivitesi daha fazla bulunmufltur; 1. FaktörXa/IIa aran› FOH’den daha yüksek. DMAH’lerin yüksek anti -faktörXa aktivitesi koagulasyon kaskad›n› afla¤›ya do¤ru inhibe etmektedir ve bunun sonucunda trombin oluflumu azalmaktad›r. 2. DMAH trombosit faktör-4 inhibisyonuna karfl› daha az duyarl› bulunmufltur. 3. Doku faktörü yolu inhibitörü sal›m kapasitesi ise daha yüksektir. 3. Nonspesifik plazma proteinlerine daha az ba¤lanmaktad›r. Yukar›daki özelliklerinden dolay› DMAH’ler daha stabil antikoagulan etki sa¤lamaktad›rlar. 4. Trombositleri daha az stimüle ettiklerinden dolay› trombosit aktivasyon ve agregasyonunu supresse etmektedirler. 5. Biyoyararl›klar› ise çok yüksek saptanm›flt›r ve subkütan kullan›labilmektedirler. 378 • TROMBOKARD‹YOLOJ‹: AM‹ Tablo B-9. Düflük molekül a¤›rl›kl› heparin’in fraksiyone olmayan heparin’e avantajlar›. DMAH’nin FOH’e Avantajlar› 1. Doz 2. Kullan›m yolu 3. aPTT monitörizasyonu 4. Doz düzenlemesi 5.Ara verilmeden tedavi 6. Antitrombotik etki 7. Kullan›m kolayl›¤› Fraksiyone Olmayan Heparin Düflük molekül A¤›rl›kl› Heparin Devaml› infüzyon ‹ntravenöz Gerekli Evet/S›kça Hay›r Düflük Komplike Günde 2 defa Subkutan Gereksiz Hay›r Evet Yüksek Kolay 8. Aktif trombositlere daha resistans 9. Trombositopemi insidensi daha az 10. Anti faktör,Xa/Antifaktör-IIa oran› yüksek 11. Düflük dozlarda biyo-yararl›l›¤› yüksek 6. Klinik uygulamada infüzyon pompas› ile kullan›lmaya ve hematolojik testlere ihtiyaç göstermemektedirler. Klinikte kullan›lan DMAH preparatlar›n›n ortalama glikoz aminoglikan zincirlerinin uzunlu¤u ve antXa/anti-IIa oranlar› farkl›d›r. Ayr›ca DMAH’lerin iyonik formlar›ndaki farkl›l›¤a göre doku faktörü yolu inhibitörü sal›m› kabilyeti ve hayvan modellerinde kanama potansiyeli de¤iflik olabilr. Bu yap›sal farklar›n fonksiyonel klinik önemi akut koroner sendromlardaki çal›flmalarda ortaya ç›km›flt›r. ST - Elevasyonu Olm›yan Akut Koroner Sendromlardaki Kullan›m›: ‹lk kez FRISC (Fragmin During Instability in Coronary Artery Disease) çal›flmas›nda Dalteparin (120 U/kg/günde 2 gefa) ile aspirin ilk 6 günde ölüm veya M‹ riskini tek bafl›na aspirine göre anlaml› olarak azaltm›flt›r (%4.8 ve %1.8, p=0.001). Benzer sonuç nadroparin ile bulunmufltur (JACC 1995; 26:313-318). DMAH’lerin aktif FOH tedavisi ile karfl›laflt›r›fld›¤› çal›flma sonuçlar› uniform bulunmam›flt›r. Bunun izah›; Sadece kimyasal farkl›l›klar olmay›p kullan›lan dozun farkl›l›¤›, çal›flma grubunun risk profili, primer sonlanmma noktas› olarak seçilen klinik olaylar. Umut veren ilk çal›flma aspirin ile tedavi edilen anstabil anginada + nadroparin ile major kardiyak olaylar (M‹, refrakter angina, 4 günde erken revaskülarizasyon) veya kanama riski FOH + aspirin kullan›lan hastalara göre azalm›fl bulunmufltur (7 günde toplanm›fl olay: %22 ANT‹TROMBOS‹T TEDAV‹ • ve %63, p=0.0001). Bunu takiben birçok faz-III çal›flmada (FRIC, ESSENCE, TIMI11B, FRAXIS) DMAH’lerin FOH’lere olan üstünlü¤ü test edilmifltir. FRIC çal›flmas›n›n (Fragmin in Unstable Coronary Artery Disease) akut faz›nda semptomlar›n ilk 72 saatinde hastalara 6 gün tedavi için tedavi DMAH (120U/kg-günde 2 defa subkutan) veya FOH tedavisi intravenö, >48 satte subkutan-12.500 U/günde 2 defa) randomize edilmifltir. Dalteparin ile ; ölüm, yeni M‹, tekrarl›yan iskemi, FOH heparine göre daha az görülmüfltür (%13, %12.5, p=0.99). Major kanamalar ise çok az olmufltur. Bu çal›flmaya göre dalteparin, ST elevasyonu olmayan akut koroner sendromlar›n erken tedavisinde FOH’e alternatif olabilece¤i kabul edilmifltir. FRAXIS çal›flmas›nda (Fraxiparine in Ischemic Syndrome), karas›z angina bafllad›ktan 48 saat içerisinde al›nan hastalarda 6 veya14 gün nadroparin ile FOH’e yak›n sonuçlar al›nm›flt›r (6 günde toplanm›fl olay %14.9, %14.8). 14 güne uzat›lan nadroparin tedavisi ile major kanama riski FOH’ne göre artm›flt›r. (%3.5 ve %1.6, p=0.004). ST elevasyonlu sendromlar›n erken tedavisinde enoxaparinin etki ve güvenilirlki¤i iki randomize çal›flmada araflt›r›lm›flt›r. 379 ESSENCE çal›flmas›nda (Efficacy and Safety of Subcutaneous Enoxaparin in Non-Q-wave Coronary Events), 24 saat öncesinde istirahat semptomlar› olan hastalar aspirin + enoxaparin (subkutan, 1 mg/kg/günde 2 defa) veya aspirin + inrtavenöz FOH tedavisi için randomize edilmifltir. Enoxaparin ile 2-8 gün tedavi ile 14 günde ölüm, M‹ veya tekrarlayan angina riski daha az saptanm›flt›r (%16.6 ve %19.8, p=0.019 ). Bu fayda 30 gün ve 1 y›l devam etmifltir (rölatif frisk azalmas› %13, p =0.016). Bunun yan›nda minor kanamalar enoxaparin ile artm›flt›r (%6.5, %7.0) ancak major kanamalar de¤iflmemifltir. TIMI-11B çal›flmas›n›n akut faz›nda 1mg/kg/12 saat ara ile/subkutan tedavinin öncesinde intravenöz bolus- 30 mg enoxaparin verilmifltir. 48 saatte toplanm›fl; ölüm, nonfatal Mi, acil(hemen) revaskülarizasyon Enoxaparin ile %33.8 azalm›flt›r. Bu avantaj 8 günde de devam etmifltir. Major kanama insidensi 72 saatte benzer olmufltur (%0.8, %0.7). Enoxaparinin 048 saatteki faydas›, Enoxaparinin erken faydas›. Medikal tedavi ile stabilize edildikten sonra perkutan giriflime gönderilen hastalarda da görülmüfltür. ESSENCE çal›flmas›nda ise enoxaparinin erken faydas› daha az belirgin olup istatistiksel anlaml›l›¤a ulaflamam›flt›r. Bunun nedeni: (a-)TIMI-11B 380 • TROMBOKARD‹YOLOJ‹: AM‹ çal›flmas› hastalar›n›n risk profili daha yüksek (=fayda fazla) ve (b-)bafllang›çtaki bolus- enoxaparin uygulamas›n›n faydas›. TIMI-11B ve ESSENCE çal›flmalar›n›n metaanalizinde; toplanm›fl olaylar; ölüm, M‹, acil (hemen) revaskülarizasyon Önemli Çal›flmalar 1. FRIC: Anstabil anginal› 1506 hastaya aspirin verilmifltir ve sonra subkutan dalteparin (Dalteparin tedavisi; 120 U/kg/günde, maksimum 10.000 U 2 defa-6 gün, sonra 7500 U/günde birkez 35-45 gün) ve veya plasebo olarak randomize edilmifllerdir. ‹lk 6 günde dalteparin grubunda ölüm veya yeni M‹ daha az bulunmufltur (%11.8 ve %14.8, relatif risk azalmas› 0.37, p =0.001). Dalteparine randomize edilen hastalarda revaskülarizasyon ihtiyac› da daha az olmufltur (%10.4 ve %11.2, relatif risk azalmas› 0.33). Toplanm›fl sonlanma noktas› (Ölüm, M‹, revaskülarizasyon) dalteparin ile daha az bulunmufltur (%15.4, %10.rölatif risk azalmas› 0.52). Sonuç olarak bu çal›flmada anstabil anginada aspirin tedavisine eklenen DMAH aspirin monotedavisine göre daha faydal› bulunmufltur (Lancet 1996; 347:561-568). 2.FRISC-1: DMAH ile FOH karfl›laflt›r›ld›¤› ilk çal›flma. 1482 anstabil anginal› hasta, akut fazda (1-6 günlerde); hastalardalteparin 120 U/kg/günde 2 defa subkutan veya intravenöz FOH olarak çift-kör olarak randomize edilmifltir. Uzat›lm›fl- tedavi faz› (6-45 günlerde); Hastalar dalteparin 7500 U/ günde birkez subkutan veya plasebo olarak randomize edilmifltir. ‹lk 6 günde (akut faz) ölüm, M‹, tekrarlayan angina FOH grubunda %7.3, dalteparin grubunda %9.3 bulunmufltur(rölatif risk 1.18). Toplanm›fl sonlanma noktas› ölüm veya M‹ %3.6 ve %3.9 bulunmufltur (rölatif risk 1.07). 6-45 günler aras›nda ölüm, M‹, tekrarl›yan angina plasebo ve dalteparin ile benzer olmufltur (%12.3, rölatif risk 1.01). Mi oran› ise %4.7 ve %4.3 görülmüfltür (rölatif risk 0.92). Sonuç olarak çal›flman›n ‹kinci faz›nda dalteparin ile FOH tedavisi aras›nda klinik olaylar›n geliflmesi farkl› bulunmam›flt›r. Sabit dozdaki dalteparin plasebodan daha fazla fayda göstermemifltir (Circulation 1997; 96:61-68). 3. ESSENCE: Çift-kör randomize çal›flmaya 3171 istirahat angina veya Q-dalgas›z M‹ hastas› al›nm›flt›r. Hastalar 2-8 gün enoxaparin (1 mg/kg/subkutan günde 2 defa) veya devaml› intravenöz FOH olarak randomize edilmifltir. ANT‹TROMBOS‹T TEDAV‹ • 14 günde ölüm, M‹, veya tekrarlayan angina riski enoxaparin grubunda anlaml› olarak daha az görülmüfltür (%16.6 ve %19.8,p =0.019). 30 günde toplanm›fl risk enoxaparin ile daha az kalm›flt›r (%19.8 ve %23.3, p=0.016). 30 günde revaskülarizasyon ihtiyac› da daha az olmufltur (%27.1 ve %32.2,p =0.001). 30 günde major kanama enoxaparin grubunda %6.5 FOH grubunda %7.0 görülmüfltür. Ancak kanama insidensi enoxaparin grubunda (özellikle injeksiyon yerinde ekimozlar) anlaml› olarak daha fazla görülmüfltür (%18.4 ve %14.2, p=0.001). Sonuç olarak karas›z angina ne Qdalgas›z M‹’de DMAH + aspirin tedavisi FOH + aspirin tedavisinden daha etkili bulunmufltur (faydan›n yan›nda minor kanamalar›-major de¤il- art›rm›flt›r) (N Engl J Med 1997; 337: 447452) . 4. TIMI-11B: 3910 Anstabil angina veya Q- dalgas›z M‹ 3-8 gün intravenöz FOH sonra subkutan plasebo veya enoxaparin olarak (akut-fazda; 30mg-intravenöz-bolus + sonra 1mg/kg/12saatte subkutan/3-8 gün) randomize edilmifltir. Hastane-d›fl› faz›nda; 43 güne kadar 12 saat ara ile injeksiyon (a¤›rl›¤› ≥65 kg olanlara 40 mg, <65 kg olanla- 381 ra ise 60 mg). Primer sonlanma noktas› (ölüm, M‹ veya hemen revaskülarizasyon) 8 günde FOH ile %14.5, enoxaparin grubunda %12.4 bulunmufltur (HsR 0.83, p =0.048). 43 günde iseFOH grubunda %19.7, enoxaparin grubunda ise %17.3 bulunmufltur (p =0.048). Hastane faz›nda ilk 72 saatte major kanamalar farkl› görülmemifltir. Hastane d›fl› faz›nda major kanama plasebo grubunda %1.5 enoxaparin grubunda ise %2.9 olmufltur (p =0.021). Sonuç olarak akut faz ESSENCE gibi olmufltur ancak major kanama komplikasyonlar› enoxaparin ile artmam›flt›r. Önemli olarak; anstabil angina ve Qdalgas›z M‹’de hastane d›fl›na uzat›lm›fl DMAH tedavisinin akut-faz›n faydas›na daha fazla katk›s› olmam›flt›r, major kanama insidensini art›rm›flt›r. Enoxaparin ile %20 48 saat ve 8 günde daha az olmufltur. Fayda hafta ve 1 y›lda da devam etmifltir (%23.3 ve %25.8, p=0.008). Önemli olarak; sonlanma noktalar›n›n herbirisi enoxaparin ile azalm›flt›r. Major kanamalar FOH ve enoxaparin ile benzer bulunmufltur. ‹njeksiyon bölgelerinde ekimozlar enoxaparinle çok az daha fazla görülmüfltür. Bu iki çal›flman›n sonucunda STelevasyonu olmayan akut koroner sendromlar›n erken tedavisinde eno- 382 • TROMBOKARD‹YOLOJ‹: AM‹ xaparin FOH’den daha etkili oldu¤u gösterilmifltir. Yüksek riskli hastalarda ise (24 saat öncesinde istirahat a¤r›s› ile ST depresyonu veya yükselmifl kardiyak markerler) tedaviye intravenöz bolus ile bafllan›lmas› tavsiye edilmifltir (Circulation 1999; 100:15931601). 5. FRISC-2: Mediyan yafl› 66, %70 erkek 24 57 hasta erken invaziv/noninvaziv strateji (plasebo kontrollu veya dalteparin/3ay) randomize edilmifltir ve 6 ay takip edilmifllerdir.. ‹lk 7 günde anjiyografi ve 10 günde %71/ %9 hastaya invaziv veya noninvaziv gruplarda revaskülarizasyon yap›lm›flt›r. 6 ayl›k takipte toplanm›fl sonlanma noktas› (ölüm veya M‹) %9.4 ve %12.1 olmufltur (invaziv/noninvaziv gruplarda, p =0.01). Tek bafl›na Mi anlaml› olarak azalm›flt›r (%7.8 ve %10.1p =0.045). Mortalite anlaml› olmayan düflüfl göstermifltir (%1.9, %2.9, p =0.10). Angina ve tekrar yat›fl invaziv grupta yar›yar›ya azalm›flt›r. Sonuçlar dalteparin tedavisinden ba¤›ms›z bulunmufltur. ‹nvaziv tedavinin yüksekrisk grubunda avantaj› daha fazla bulunmufltur. Sonuç olarak; yukar›daki bulgulara göre iskemik EKG bulgular› ve biyomarkerleri bulunan hastalarda inva- ziv strateji tercih edilmelidir (Lancet 1999; 354: 708-15). Çal›flma hastalar› (n= 2457, öncesindeki 48 saatte gö¤üs a¤r›s› epizodu, EKG bde¤ifliklikleri, kardiyak biyomarkerleri) invaziv veya noninvaziv olarak (konservatif) randomize edilmifltir. Sonra 5 günlük dalteparin tedavisinden sonra bunlar 3 ayl›k dalteparin veya plasebo tedavisi için randomize edilmifllerdir. 1 y›l sonra yaflam beklentisi, M‹ olmadan hayatta kalma invaziv grupta noninvaziv gruptan daha yüksek bulunmufltur. Uzam›fl dalteparin kullan›m›nda hastalarda 1 ayda ölüm veya M‹ ihtimali anlaml› olarak azalm›flt›r (rölatif risk azalmas› %47 (p =0.002). 60 günde bu faydan›n kan›tlar› bulunmufltur (oluflmufltur). Ancak 3 aydaki sonuçlar› plasebo ile karfl›laflt›r›ld›¤›nda klinik faydas› gösterilememifltir. Kombine edilmifl 3 ayda ölüm, M‹ ve revaskülarizasyon 3 aya uzat›lm›fl dalteparin tedavisi ile anlaml› olarak azalm›flt›r (rölatif risk azalmas› %13, p =0.031). Uzat›lm›fl dalteparin tedavisinin faydas› ST segment depresyonu veya artm›fl troponin-T düzeyi bulunan hastalarda daha belirgin olmufltur. Konservatif tedavi grubunda olup 45 günde revaskülarizasyona giden alt grubun analizinde 1 y›ldaki ölüm veya M‹ ihtimali uzat›lm›fl dalteparin ile daha az bulunmufltur (%35, p =0.02) ANT‹TROMBOS‹T TEDAV‹ • uzat›lm›fl dalteparin tedavisi kanama riskini biraz art›rm›flt›r. Sonuç olarak; erken invaz›v tedavi (aspirin ve dalteparin kombinasyonundan sonra) Anstabil koroner arter hastal›¤›nda araflt›rmac›lar taraf›ndan önerilmifltir. Ayr›ca 45 günün ötesine uzat›lm›fl dalteparin tedavisi etkili olup iyi tolere edilmifltir, erken revaskülarizasyonun mümkün olmad›¤› durumda bu strateji revaskülarizasyona "Köprü" olabilir (Clinic Cardiol 2001; 24 (Suppl-I):I-3 – I-7). FRISC-2‘nin 1 y›l takibinde invaziv grupta 1222, noninvaziv grupta ise 1234 hasta analiz edilmifltir. Revaskülarizasyon, 10 günde invaziv grupta %71, noninvaziv grupta %9,1 y›lda ise %78, %43 bulunmufltur. 1 y›lda mortalite ise invaziv grupta %2.2 ve noninvaziv grupta 3.9 olmufltur (Hastal›k riski oran› 0.57 p =0.016). M‹ ise s›ras› ile %8.6 ve %11.6 görülmüfltür (Hastal›k risk oran› 0.74, p =0.015). Ölüm veya M‹ %10.4, %14.1 (p =0.005). Yeniden yat›fl ve revaskülarizasyon da invaziv strateji ile azalm›flt›r (yeniden yat›fl %37 ve %57 hastal›k revaskülarizasyon: %7.5 ve %31 risk oran› 0.67, 0.24). Sonuçlar dalteparin/plasebodan etkilenmemifltir. Sonuçlar›n aç›klamas›; 1 y›l sonra invaziv strateji 100 hastadan 1.7 hayat kurtar›lm›flt›r, 2,0 nonfatal M‹, 20 tekrar yat›fl önlenmifltir. Böylece semtomlar›n daha erken geçmesi daha fazla iyi- 383 leflme sa¤lanm›flt›r bunun bedeli olarak; 15 daha fazla ACBG, 21 daha fazla PTCA yap›lm›flt›r (Lancet 2000; 356:9-16). 6. FRAXIS: 3468 hasta 3 tedavi stratejisinden birisine randomize edilmifltir; FOH (5000 U/bolus + infüzyon/6± 2 gün), nadroparin (nadroparin 86 anti-Xa U/kg/intravenöz-bolus +günde 2 defa subkutan/6±2 gün) veya önceki gruptaki doz kadar nadroparin/14 gün. 214 günde primer sonuçlar (ölüm, M‹, refrakter angina, veya anstabil angina) tedavi gruplar› aras›nda farkl› bulunmam›flt›r. Primer sonuçlarda mutlak fark nadroparin –6 gün ile FOH aras›nda - %0.3 bulunmufltur (p =0.85). Nadroparin-14 gün ile FOH grubu aras›nda+%1.9 (p =0.24) olmufltur. Major kanama riski ise nadroparin ile FOH’e göre anlaml› olarak artm›fltr(p =0.0035). Sonuç olarak; 6 gün nadroparin sonuçlar› FRISC-1’deki dalteparininkine benzemifltir. Nadroparinin etki ve güvenilirli¤i ayni süreli FOH tedavisi kadar olmufltur. 14 güne uzat›lan nadroparin tedavisi sadece major kanama riskini art›rm›flt›r (Lancet 1999; 354: 701- 707). META-ANAL‹Z’LER: 1. ST- elevasyonu olmayan akut koroner sendromlarda; fraksiyone ol- 384 • TROMBOKARD‹YOLOJ‹: AM‹ mayan heparin ve düflük – molekül - a¤›rl›kl› heparin (Lancet 2000; 355: 1936-42) (Tablo B-10): (i-) FOH veya DMAH ile plasebo veya tedavi verilmeyen kontrolleri, (ii-)FOH ile DMAH ‘i k›sa (5-7 gün) ve uzun dönemdeki (3 ay) tedavide karfl›laflt›ran randomize çal›flmalar incelenmifltir. 12 çal›flmada toplam 17.157 hasta de¤erlendirilmifltir. K›sa dönem ölüm veya M‹ HsR (Hastal›k Riski); FOH veya DMAH plasebo veya tedavi verilmemifl kontroller ile karfl›laflt›r›ld›¤›nda 0.53 bulunmufltur. Bu sonucun anlam›; DMAH tedavisi alan 1000 hastada 29 olay önlenmifltir (p =0.0001). FOH ile DMAH karfl›laflt›r›ld›¤›nda ise HsR =0.88 olmufltur (p =0.34) uzun dönem DMAH tedavisi plasebo veya tedavi verilmemifl kontroller ile karfl›laflt›r›ld›¤›nda HsR =0.98 bulunmufltur (p=0.80). Uzun dönem DMAH tedavisi major kanama riskini anlaml› olarak art›rm›flt›r (HsR 2.6, p<0.0001, anlam›; tedavi edilen 1000 hastada 12 fazla major kanama). Sonuç olarak; aspirin ile tedavi edilmekte oplan ST- elevasyonu olmayan akut koroner sendromdak›sa dönem FOH veya DMAH tedavisi M‹ veya ölüm riskini yar›ya indirmifltir ancak heriki tip heparin aras›nda etkinlik ve güvenilirlik yönünden belirgin fark gösterilememifltir. DMAH tedavisinin 7 günden sonra aspirine ilave olarak devam etmesi faydal› bulunmam›flt›r. 2. TIMI-11B – ESSENCE ÇALIfiMALARININ METAANAL‹Z‹ (Circulation 1999;100:1602-8) (Tablo B-1112): Olay oran›; Ölüm, nonfatal M‹ ve Mi, hemen revaskülarizasyon ve major kanama 2, 8, 14, 43 günlerde de- Tablo B-10. DMAH Meta-Analiz sonuçlar (Lancet 2000; 355: 1936-1942). Mortalite Çal›flma Grubu PMAH FOH PL HsR K›sa Süre PMOH/FOH Toplam 2.2 2.3 - 0.88 Uzun Süre DMAH/Plasebo Toplam 4.2 3.9 0.98 DMAH (Düflük Molekül A¤›rl›kl› Heparin) ve FOH (Fraksiyone Olmayan Heparin) ile Plasebo (PL) karfl›laflt›rmal› çal›flmalar›n toplam sonuçlar›. ANT‹TROMBOS‹T TEDAV‹ • ¤erlendirilmifltir (FOH için ‘HsR’) ESSENCE ve TIMI-11B’de sonuçlardan ölüm ve ciddi iskemik olaylar %20 azalm›flt›r. Bu fayda enoxaparin tedavisinin birkaç gününde (48 saatte) görülmüfl olup 43 gün devam etmifltir. tedavinin akut faz›nda major kanamalarda art›fl olmam›flt›r, ancak minor kanamalarda artma görülmüfltür. Sonuç olarak toplanm›fl bulgularkullan›m kolayl›¤› antikoagulasyon monitorizasyonuna ihtiyaç gösterme özelliklerinin yüksek-riskli karas›z anginan›n akut faz tedavisinde DMAH avantaj›n› ve üstünlü¤ünü art›rm›flt›r. 1 y›ll›k takipte ise toplanm›fl sonlanma noktas› (ölüm/nonfatal M‹/hemen revaskülarizasyon) y›lda enoxaparin grubunda anlaml› olarak daha az görülmüfltür (FOH ile %25.8 ve enoxaparin ile %23.3, zarar riski 0.88, p =0.008, mutlak fark %2.5). Hastan›n bazal riskleri artt›kça enoxapari- 385 nin de faydas› progressif olarak artm›flt›r. Özel sonlanma noktas› elementleri %9–14 enoxaparin lehine bulunmufltur (Eur Heart J 2002; 23:308314). Sonuç olarak; Olay oranlar›nda mutlak fark 8 günde %2.5 enoxaparin lehine olup bu 1 y›l takipte de devam etmifltir. Etkinin mekanizmas›; (i-)‹ndeks olaylara yol açan trombotik süreci kontrol etmifltir. (ii-) enoxaparinin farmakolojik etkisi kaybolduktan sonra olaylarda art›fl olmamam›flt›r ("Rebound Fenomeni" yok). DMAH Tedavisinin Süresi; Akut koroner sendrom hastas›nda stabilze olduktan sonra sonraki 6-12 haftada olaylar›n tekrarlama tiski yüksek olmufltur. Çal›flmalarda koroner olaydan aylar sonra koagulasyon kaskad›n›n aktivitesinin devam etti¤i gösterilmifltir. FRIC ve FRISC çal›flma- Tablo B-11. TIMI-11B ve ESSENCE çal›flmalar›n›n meta-analizi: Enoxaparin (ENOX)/Fraksiyone olmayan heparin (FOH) kullan›m›n›n ölüm/non-fatal M‹’ye etkisi.. ÖLÜM/M‹ (%) Gün 2 8 14 43 FOH ENOX. HsR RRR(%) P 1.8 5.3 6.5 8.6 1.4 4.1 5.2 7.1 0.88 0.77 0.79 0.82 20 23 21 18 0.24 0.02 0.02 0.002 RRR: Rölatif risk azalmas› 386 • TROMBOKARD‹YOLOJ‹: AM‹ Tablo B-12. TIMI-11B ve ESSENCE çal›flmalar›n›n meta-analizi: Enoxaparin (ENOX)/ Fraksiyone olmayan heparin (FOH) tedavisinin ölüm/non-fatal M‹/Hedef Damar Revaskülarizasyonu’na etkisi. ÖLÜM/M‹ (%) Gün FOH ENOX. HsR RRR(%) P 2 8 14 43 6.3 13.5 5.7 8.8 4.9 11.0 12.8 15.6 0.77 0.79 0.79 0.80 23 21 21 20 0.02 0.01 0.005 0.005 HDR: Hedef Damar Revaskülarizasyonu RRR: Rölatif risk azalmas› lar›n›n plasebo-kontrollü kronik faz›nda 6 günden sonra dalteparin dozu (7500 U/gün-subkutan) devaml› olarak azalt›lm›flt›r. Bunun sonucu heriki çal›flmada da benzer olmufltur. FRISC çal›flmas›nda 40 günde bafllang›çta görülen fayda kaybolmufltur. FRIC’de ise fayda 6 günden 45 güne do¤ru gittikçe azalm›flt›r ve minor kanama riski artm›flt›r (%5.1 ve %2.8). TIMI-11B’de de uzat›lm›fl DMAH tedavisi test edilmifltir. Tedavinin 8 ve 43 günler aras›nda ilave faydas› gösterilememifltir. Ancak enoxaparin tedavisinin devam etmesi major kanama riskini art›rm›flt›r.(%2.9 ve %1.5, p=0.02). FRISC-II çal›flmas›nda günde 2-defa dalteparin (vücut a¤›rl›¤›na göre 5000 U ve 7.500 U) yüksek-risk akut koroner sendrom hastalar›na 3 ay kullan›lm›flt›r. 2000 hastadan fazlas›nda 48 saat öncesinde semptom ve ST-T dalga de¤ifliklikleri veya kardiyak markerler yükselmifltir. Hastalar 3 ay dalteparin veya plasebo olarak randomize ve invaziv veya noninvaziv strateji olarak randomize edilmifllerdir. Noninvaziv grupta dalteparin 30 günde ölüm veya M‹ riskini mutlak olarak %2.5 azaltm›flt›r. Bu fayda 60 gün devam etmifltir ancak 90 günde bulunamam›flt›r. ‹nvaziv grupta ise dalteparin tedavisinin revaskülarizasyondan sonra devam etmesinin faydas› olmam›flt›r. Bu çal›flma daha s›k dalteparin uygulanmas›n›n yüksek riskli hastalarda birinci ayda olaylar›n tekrarlama riskini azaltm›flt›r (FRISC ve FRIC çal›flmalar›na göre). Dolay›s› ile bu konservatif strateji geç invaziv de¤erlendirmeyi beklerken kullan›labilir. DMAH’lerin Hedefi: Hiçbir çal›flma bu tedavinin özel ANT‹TROMBOS‹T TEDAV‹ • altgruplarda anlaml› tedavi faydas› etkisini gösterememifltir. Baz› çal›flmalar›n sonradan yap›lan analizlerinde DMAH’lerin özellikle etkili oldu¤u baz› altgruplar› bildirmifllerdir. FRISC ve FRISC-II çal›flmalar›n›n verilerinde uzan›fl dalteparin tedavisinin kardiyak troponin T düzeyi artm›fl yüksek-risk hastalar›nda faydal› olabilece¤ini göstermifllerdir. TIMI-11B’de anstabil anginal› CKMB düzeyi normal fakat troponin -I düzeyi artm›fl hastalar›n enoxaparinin akut-faz tedavisinden fayda gören altgrup oldu¤u belirlenmifltir. Di¤er risk markerleride DMAH tedavisini yönlendirmede kullan›lmaktad›r. Yüksek-risk hastalar›nda enoxaparin FOH’den daha faydal› olmufltur. Buna karfl›l›k düflük risk grubunda her iki tedavinin faydas› benzer olmufltur. ST – Elevasyonlu Akut Koroner Sendromlardaki Kullan›m›: Trombolitik tedavi ile birlikte kullan›m› araflt›r›lmaktad›r. Plasebo ile karfl›laflt›r›ld›¤›nda dalteparin streptokinaz ile fibrinolizi kolaylaflt›rd›¤› görülmüfltür. BIOMACS-II de anjiyografide 20-28 saatte daha yüksek oranda TIMI-3 ak›m bulunmufltur (%68 ve %51, p =0.10). Devaml› EKG monitorizasyonunda tekrarlayan is- 387 kemik epizodlar dafa az olmufltur (%16 ve %38, p =0.04). Tedavi streptokinazdan sonra 3-8 gün sürdürülmüfltür (JACC 1999; 33: 627- 33). Streptokinaza ilave enoxaparin 30 mg/intravenöz-bolus +1 mg/kg/ subkutan günde 2- defa, 12 saat ara ile /3-8 gün. 8 gündeki anjiyografik de¤erlendiremede plaseboya göre aç›kl› oran› (%87.6 ve %71.7, p=0.001) ve TIMI-3 ak›m(%70.3 ve %57.8) daha yüksek bulunmufltur. Bu çal›flmada 96 hastada enoxaparinin toplanm›fl klinik sonuçlara (ölüm, M‹ veya tekrarl›yan angina) olumlu etkisi bildirilmifltir (%13.4 ve %21.0, p=0.03). HART-II çal›flmas›nda (Circulation 2001; 104: 648- 652) t-PA’ya ilave enoxaparin 90 dakikada infarkt arterinde daha yüksek oranda aç›kl›k sa¤lad›¤› gösterilmifltir (%81.1 ve 75.1%). 5-7 gün sonra yap›lan anjiyografide reokluzyon enoxaparin ile daha az bulunmufltur (%5.9 ve %9.8, p=anlaml› de¤il). ASSENT-PLUS çal›flmas›nda t-PA ile birlikte dalteparin veya FOH kullan›lmas› karfl›laflt›r›lm›flt›r. Dalteparin ile daha yüksek TIMI-3 ak›m (%69.3 ve %62.5, p=0.16) ve daha az görünebilen intrakoroner trombus (%18.9 ve %27.3, p=0.05) saptanm›flt›r. Dalteparin grubunda reinfarkt insidensi daha az bulunmufltur (%1.4 ve %5.4, =0.02). Bu çal›flmada enoxaparin 40 mg-bolus 388 • TROMBOKARD‹YOLOJ‹: AM‹ + 40 mg-subkutan/8 saat ara iletoplanm›fl olaylar (ölüm, M‹ veya akut koroner sendrom ile yeniden yat›fl) enoxaparin grubunda daha az görülmüfltür (%25.5 ve ve %36.4, p=0.04). Özellikle 4-6 günlerde görülen heparinin kesilmesi ile erken reinfarkt azalm›flt›r (%2.2 ve %6.6, p=0.05). TIMI-23 (ENTIRE) çal›flmas›nda, Enoxaparin tam-doz ve azalt›lm›fldoz TNK-PA+ abciximab ile birlikte kullan›lm›flt›r (Circulation 2002; 105: 1642-49). ENTIRE Sonucunda: Enoxaparin ile FOH’a benzer oranda TIMI-3 ak›m elde edilmifltir ancak 30 günde iskemik olay riski enoxaparin ile FOH’a göredaha az bulunmufltur. Tam-doz TNK-PA’n›n klinik sonuçlar ASSENT3 ve ASSENT-3-PLUS çal›flmalar›nda araflt›r›lmaktad›r (Lancet 2001; 358: 605-13). ASSENT-3’ün sonucunda: Tenekteplaz + Enoxaparin veya abciximab ile AM‹’nin iskemik komplikasyonlar› azalm›flt›r. TETAM‹ çal›flmas›nda ise reperfüzyona uygun hastalarda tirofiban kombinasyuonu test edilmektedir. Koroner giriflim s›ras›nda FOH yerine DMAH özellikle intravenöz gpIIb/III a inhibitörlerine kombine edilmesi teorik olarak daha etkili ve güvenli antikoagulasyon sa¤lam›flt›r. NICE çal›flmas›nda rutin- enoxaparin dozunun (1 mg/kg) %75’i (0.75 mg/kg standart- doz abciximab ile kombine edilmifltir. Major kanama, transfüzyon ihtiyac› ve trombositopeni abciximab + FOH grubuna benzer bulunmufltur. NICE-3’de enoxaparin(1 mg/kg/12 saat ara ile subkutan) ebtifibatide, tirofiban ve abciximab ile kombine edilmifltir. Kanama oran› önceki gp-IIa/IIIb inhibitörleri ile yap›lan çal›flmalar›nkine yak›n bulunmufltur. Bu çal›flmada flayet ifllem enoxaparin son subkutan dozundan 8 saat geçmeden bitirilmifl ise ilave FOH kullan›lmam›flt›r. DMAH’lerin antikoagulan etkisini gerye döndürmek için (=nötralize etmek için Protamin kullan›labilir (heparindeki gibi 1/1 dozda) bu flekilde anti-IIa etkisi %100, anti-Xa etkisinin 2/3’ü geriye dönmektedir. Akut koroner sendromlarda gpIIb/IIIa inhibitörleri ile kombine edilmesi ACUTE-I ve II çal›flmas›nda tirofiban ve enoxaparin kombine edilmifltir. Bu kombinasyonun FOH göre daha fazla trombosit agregasyonu inhibisyonu yapt›¤› bildirilmifltir (Int J Cardiol 1999;71: 273- 281). Ayr›ca major kanama insidensini art›rmam›flt›r k›yas (benzer bulunmufltur) (Circulation 2000; 102- II: 826). Antitrombosit ve antitrombin tedavi kombinasyonunun edildi¤i A to Z çal›flmas› devam etmektedir. ANT‹TROMBOS‹T TEDAV‹ • E- D‹REK -TROMB‹N ‹NH‹B‹TÖRLER‹; H‹RUD‹N: Spirin ve heparin akut koroner sendromlarda miyokard infarktüsü ve ölümü önleyen etkili tedaviler. Yayg›n olarak kullan›lmalar›na ra¤men anstabil angina veya miyokard ‹nfarktüsünün akut ve kronik evresinde tekrarlayan iskemik olaylar ve ölüm riski yüksek bulunmufltur. Bunun nedeni; koroner trombus oluflumunun heparin ve aspirine rezistans olmas›d›r. Arteriyel hasar bölgesindeki doku faktörünün a盤a ç›kmas› ve koagulasyon mekanizmas›n›n aktive olmas› ile büyük miktarlarda trombin meydana gelmektedir. Trombin Fibrine, çözünür fibrin parçalanma ürünlerine veya a盤a ç›kan subendotelyal matrix proteinlerine ba¤lanmas› sonucunda heparin taraf›ndan inaktive edilmekten korunmaktad›r. Heparin ba¤lanm›fl trombini etkili olarak inaktive etmez ve ba¤l› bulunan trombin enzimatik olarak aktif kalmaktad›r ve yeni trombin meydana geliflini art›r- 389 maktad›r (koagulasyon faktörleri-V,VIII’in oluflturdu¤u pozitif-feedback ile), sonuç olarak daha fazla fibrin geliflmesi olmaktad›r. Ba¤lanm›fl trombin trombositleri devaml› olarak aktive etmektedir. Bu aktivasyon Tromboksan -A2’den ba¤›ms›z oldu¤undan aspirin taraf›ndan bloke edilememektedir. Trombinin önemi anlafl›ld›ktan sonra trombin, intrakoroner trombusu önlemede hedef olmufltur. Trombin aspirin ve heparine göreceli olarak rezistans oldu¤undan Trombin oluflumunu kontrol eden ve aktivitesini bloke eden spesifik antikoagulanlar gelifltirilmifltir. Bu ilaçlar "Direk Trombin ‹nhibitörü" olarak bilinmektedirler (Tablo B-8). Çünkü heparin, indirek olarak trombinin s›v› –faz›n› do¤al olarak bulunan trombin inhibitörleri antitrombin-III ve heparin kofaktör- II’yi katalize ederek inhibe etmektedir. Bu yeni ilaçlar ise direk olarak s›v› -faz›nda ve ba¤lanm›fl -trombine ba¤lanmaktad›rlar ve aktivitesini bloke etmektedirler. Tablo B-8. Direk-Trombin inhibitörlerinin heparine göre avantajlar› (Circulation 2000; 105: 1004-1011). Avantaj Sonuçlar› • Plazma proteinlerine ba¤lanmaz • Trombosit-4 taraf›ndan nötralize edilmez • Fibrine ba¤l› trombini inhibe eder • S›v›-faz›nda trombini de inhibe eder • Öngörülen antikoagulan • Trombositlerden zengin trombustada etkili • Trombusun büyümesini azalt›r 390 • TROMBOKARD‹YOLOJ‹: AM‹ Hirudin, direk trombin inhibitörlerinin prototipidir. H‹RUD‹NLER21,22 Bu polipeptidler do¤al olarak, avrupada sülüklerden (Hirudo Medicinalis) izole edilmifltir. Ancak günümüzde rekombinant DNA teknolojisi ile elde edilmektedir. Sülüklerin tükrük salg›lar›n› ilk kez 19’cu yüzy›l›n sonlar›nda tarif edilmifltir. Ancak 1950’de sülü¤ün bafl bölümünün spesifik antitrombin aktivitesi ve polipeptid yap›s› tarif edilmifltir. Primer strüktürü ise 1976’da aç›klanm›flt›r. Biyokimyas›; birçok varyant› 65 veya 66 aminoasid ihtiva ertmektedir. Do¤al hirudin varyantlar› ve rekombinant hirudinler benzer antikoagulan aktiviteye sahiptirler. Tirozindeki sulfat gruplar›n›n eksik olmas›ndan "sulfatohirudinler" olarak bilinmektedirler. Yüksek derecede trombin inhibitörleridirler ve 1:1 trombin ile reversibil komplex oluflturmaktad›rlar ve trombin enziminin madde ba¤lanma bölgesini ve enzimin aktif merkezini bloke etmektedir. Tirozin-63’de sulfat grubunun kaybolmas› rekombinant hirudinin trombine affinitesini 10 kat art›rm›flt›r. Rekombinant hirudin oldukça güçlü selektif trombin inhibitörüdür. Farmakoloji; do¤al ve rekombinant Hirudinlerin farmakolojik etkileri benzerdir. Desirudin ve lepirudin gü- nümüzde tedarik edilebilen iki rekombinant hirudindir. Amino -ucundaki amino asid s›ras›nda hafif de¤ifliklikler gösterirler. Amino asid s›ras›, moleküler a¤›rl›klar›, antitrombotik aktiviteleri benzerdir. Hirudinlerin, heparinden üstün olarak birçok avantajlar› bulunmaktad›r. Hirudin, trombinin kan›n koagulasyonundaki biyolojik etkilerinin tamam›n› bloke etmektedir (Trombininyönetti¤i fibrinojenin fibrine çevrilmesi, koagulasyon faktörleri-XI ve –XIII’ün aktivasyonu ve faktörler –V, VIII’in pozitif geri besleme aktivasyonu pozitif). Hirudin ile kompleks oluflturduktan sonra trombin ayr›ca nonhemostatik etkilerini de kaybetmektedir (fibroblastlar›n stimülasyonu ve proliferasyonu, endotel hücrelerinin aktive edilmesi, düz kas hücrelerinin kontraksiyonu, trombinin endotelyal trombomoduline ba¤lanmas› önler ve böylece protein –C aktivasyonu azalmaktad›r ve böylece aktif proteinC’nin faktör-Va ve faktör-VIIIa inaktive ederek gösterdi¤i antikoagulan etkiyi s›n›rlar) (Tablo B-13). Koroner trombus trombositten zengindir. Trombinin -yönetti¤i trombosit aktivasyonu hirudin ile kolayl›kla ve etkin olarak inhibe edilebilmektedir. Hirudinin trombositler üzerindeki etkileri birbirindfen ayr› çeflitli mekanizmalar ile olmaktad›r: ANT‹TROMBOS‹T TEDAV‹ • 391 Tablo B-13. Hirudin ve heparinlerin karfl›laflt›r›lmas›. HEPAR‹NLER Hirudin Fraksiyone Olmayan Düflük Molekal A¤›rl›kl› Spesifik Trombin ‹nhibitörü Trombin, faktörler-Xa, IXa, XIa inhibisyonu Sadece s›v›-faz›nda Trombini inhibe eder Anti-trombin-III ba¤›ml›, heparinaz, PF4, plazma proteinleri taraf›ndan nötralize edilir Paradox olarak trombositleri aktive etmektedir (?) Vasküler permeabiliteyi artt›r›r Immun ve non-immune trombositopeni Geçici karaci¤er enzim art›fl› Trombin ve Faktör-Xa inhibisyonu Sadece s›v›-faz›nda Trombini inhibe eder Anti-trombin-III ba¤›ml›, heparinaz taraf›ndan nötralize edilir S›v›-faz›nda ve dokuya-ba¤l› Trombini inhibe eder Anti-trombin-III ba¤›ms›z ve plazma proteinleri taraf›ndan nötralize olmaz Trombosis fonksiyonlar› inhibe eder Vasküler permeabiliteye etkisi yok Trombositopeni yok Hepatik toksisite yok i. Trombinin-yönetti¤i trombosit aktivasyonunu bloke etmektedir. ii. Trombosit gp-IIb/IIIa reseptörlerinin a盤a ç›kmas›n› önler ve trombosit agregasyonunu engeller. iii. Trombine olan çok fazla affinitesi nedeni ile trombositlere ba¤lanm›fl Trombinin dissosiyasyonunu sa¤lamaktad›r. Sonuç olarak: kan›n koagulasyonunun ve trombositlerin aktivasyonunu inhibe etmektedir (=intrakoroner trombus teflekkülünde 2 anahtar süreç) (fiekil B-5). Hirudinin farmakokineti¤i bafllang›çta hayvan çal›flmalar›nda tan›mlanm›flt›r. ‹nsanlardaki farmakokineti¤i ise buna benzeridir. Hirudin gastro- S›n›rl› trombosis inhibisyonu Vasküler permeabiliteye etkisi yok Trombositopeni nadir Geçici karaci¤er enzim art›fl› intestinal sistemden absorbe edilememektedir ve bundan dolay› parenteral verilmelidir. ‹ntranenöz bolus verildikten sonra h›zla vucutta yay›lmaktad›r ve yar›lanma ömrü 20–60 dakikad›r. Subkutan injeksiyondan sonra1 –2 saatte tepe düzeyine ulaflmaktad›r. Önce ekstrasellüler bofllu¤a da¤›lmaktad›r ve henüz daha aktif halde iken böbrekten at›lmaktad›r. Karaci¤erden metabolizmas› k›s›tl›d›r. Böbrek klirensi ise yaklafl›k kreatinin kadard›r. Çünkü glomerül filtrasyonu ile temizlenmektedir. Plazma hirudinin dozuna ba¤l› aPTT artmaktad›r. Bu etkinin yar›lanma ömrü 2 –3 saattir. Ancak hirudin ile aPTT düzeyi aras›ndaki iliflki kullan›lan aPTT re- 392 • TROMBOKARD‹YOLOJ‹: AM‹ fiekil B-5. Trombin (IIa)-Fibrin iliflkisi ve heparin, Hirudin, trombinin aktif bölgesine ilave pozitif yüklü 2 bölgesi daha bulunmaktad›r. D›fl bölge-1; Madde ba¤lama bölgesidir. D›fl bölge-2 ise heparinin ba¤land›¤› bölgedir. I- Fibrin trombine d›flbölge-1 ile ba¤lan›r. Trombindeki d›fl bölge-2 heparin ile trombinden fibrine do¤ru köprü meydana getirmektedir. Böylece trombin; heparin ile fibrin, heparin ise; trombin ile fibrin aras›nda köprü oluflturmaktad›r. II- Trombin fibrine yüksek afifnitesinden dolay›, trombinin aktif bölgesinde yap›sal de¤ifliklik meydana gelir. (=Heparin/AT-III kompleksini ba¤layamaz) trombin ile-fibrin aras›ndaki heparin köprüsü ise d›flbölge-2’yi tutmufl oldu¤undan, heparin-ATIII kompleksi d›flbölge-2’ye de ba¤lanamaz. III- Aktif trombin bölgesine yönelmifl Argatroban ve Bivaluridin Trombine Fibrin ba¤lamas›n› inhibe etmektedir ve böylece fibrinden trombin enzimini uzaklaflt›rmaktad›r. Hirudin ve Bivaluridin Trombini Fibrinden aktivasyon süreci s›ras›nda uzaklaflt›r›r (Circulation 2002; 105: 1004-1011). ANT‹TROMBOS‹T TEDAV‹ • ajentine ba¤l›d›r. aPTT yüksek hirudin dozlar›nda plato’ya ulaflmaktad›r. ECT ölçümü (ecarin clotting time), direk trombin inhibitörlerini monitorize etmek için gelifltirilmifltir. Ecarin y›lan zehiri olup sitratl› tam kan veya plazman›n fibrinojeninin p›ht›laflmas›na neden olmaktad›r. ECT ACBG operasyonunda hirudin tedavisini baflar›l› olarak monitorize etmifltir. Ancak akut koroner sendromlarda kullan›lmam›flt›r. Hirudinin kan hücrelerine, plazma hücrelerine veya di¤er enzimlere direk etkisi gösterilememifltir. Trombosit agregasyonu ve salma reaksiyonlar›na (ADP, kollajen, trombosit- aktive eden faktör veya araflidonik asit) direk etkisi yoktur. ‹mmunojenite ve allerjenitesi çok azd›r. Hayvan çal›flmalar›nda subkutan veya intravenöz hirudin kullan›m›na ba¤l› antikor geliflimi bildirilmifltir (klinik önemi çok azd›r). Klinik Çal›flmalar; (1.) Anstabil anginada heparin yerine hirudin (Tablo B-13). Birkaç faz-I/II çal›flmada anstabil angina veya Q- dalgas›z M‹’de FOH (fraksiyone olmayan heparin) yerine hirudin kullan›lm›flt›r. Bunlar›n en büyü¤ü OAS‹S (Organization to Asses for Ischemic Syndromes) pilot çal›flmas›nda; anstabil angina veya Q- dalgas›z M‹ hastalar 72 sa- 393 at düflük ve orta-doz hirudin veya FOH olarak randomize edilmifllerdir. Heparin ve hirudin aPTT 60 –100 saniye olacak flekilde düzeltilmifltir. Ancak bu çal›flma klinik sonuçlar olarak güçlü olmam›flt›r. Toplanm›fl primer sonuçlarda (7 günde ölüm, M‹ veya refrakter angina) beklenen azalma olmam›flt›r (HsR 0.57). Toplanm›fl sekonder sonuçlar (7 günde, ölüm, M‹, revaskülarizasyona ihtiyaç gösteren ciddi iskemi) anlaml› olarak azalm›flt›r (HsR 0.49). Major kanamalar guplarda düflük görülmüfltür (bütün gruplarda %1, hirudin/heparin gruplarinda HsR 0.86). Altgrup çal›flmas›nda hirudinin protrombin fracmant 1.2 (trombin oluflumunun markeri) üzerinde etkisi olmam›flt›r. Ancak trombin –antitrombin kompleksini ve d –dimeri oluflumunu FOH’e göre daha fazla suprese etmifltir. Sonuç; trombin aktivitesinin daha güçlü inhibisyonu. Ancak ilac›n kesilmesinden sonra d-dimer her gruptada bazal düzeylerinin üzerine yükselmifltir. Anlam›; Sorumlu lezyonu passifize etmek için uzun süreli antitrombotik tedaviye ihtiyaç vard›r. OAS‹S-2 çal›flmas›nda anstabil angina veya Q –dalgas› olmayan M‹ hastalar orta –doz hirudin (0.4 mg/kg –bolus +0.15 mg/kg/saat-1 –infüzyon) veya 72 saat FOH olarak randomize edilmifllerdir. 394 • TROMBOKARD‹YOLOJ‹: AM‹ Tedavi s›ras›nda toplanm›fl sonuçlar (ölüm veya M‹) Hirudin ile heparine göre istatistiksel olarak anlaml› azalm›flt›r (%2.0, %2.6, HsR 0.76). Ancak primer sonlanma noktas› ölüm veya M‹ 7 günde (%3.6, %4.2, HsR 0.84) ve 35 günde (%6.8, %7.7, HsR 0.87) iki grupta istatistiksel olarak farkl› bulunmam›flt›r. Ancak tedavinin kesilmesinden sonra fayda kaybolmam›flt›r. Tedavi s›ras›nda meydana gelen ölüm veya M‹’de mutlak risk azalmas› 35 günde de devam etmifltir. UFH ile karfl›laflt›r›ld›¤›nda hirudin ile major kanama anlaml› olarak artm›flt›r (%1.2, %0.7, HsR 1.73) ancak hayati tehlikesi olan kanamalar artmam›flt›r (%0.4, %0.4, HsR 0.99). Çal›flma ilac› infüzyonu ile intrakraniyal kanama görülmezken FOH ile bir hastada olmufltur. OAS‹S -pilot ve OAS‹S –2 çal›flmalar›n›n toplanm›fl analizinde toplanm›fl sonuçlar (35 günde ölüm veya M‹) hirudin ile FOH’e göre istatistiksel olarak anlaml› azalm›flt›r (%6.7, %7.7, OR 0.86). Heriki çal›flmada tedavinin erken faydas› saptanm›flt›r ve bu 35 günde de devam etmifltir. Hirudin kesildikten sonra klinik olaylarda "rebound olmam›flt›r. OAS‹S-pilot çal›flmas›ndaki rebound’un biyokimyasal so›nuçlar›na uymaktad›r. Ancak heparinin kesilmesi ‹le biyokimyasal ve klinik rebo- und’un herikiside meydana gelmifltir. OAS‹S- pilot ve OAS‹S 2 çal›flmalar›nda eflit süre uygulanan hirudin ve FOH karfl›laflt›r›lm›flt›r. Tedavinin kesilmesi ile meydana gelen klinik olaylardaki herhangi bir “rebound” heriki tedavi ile klinik olaylardaki paralel düflüfl ile maskelenmifltir. (2.) AM‹’de trombolitik tedaviye eklenen hirudin: H‹T (hirudimn improvment of thrombolysis) ve T‹M‹ gruplar› faz-II çal›flma serilerinde ST-elevasyonlu AM‹’de Streptokinaz veya t-PA’ya eklenen hirudin tedavisi araflt›r›lm›flt›r. Özellikle anjiyografik çal›flmalardan al›nan umut verici sonuçlardan sonra faz –III randomize çal›flmalar bafllam›flt›r. Heparin kontrollu GUSTO –2A’daki gibi TIMI-9A ve H‹T –3’de trombolitik tedaviye eklenmifltir (Circulation 1994;90:1638-42). GUSTO 2A’da trombolitik alm›fl AM‹ hastalar› ayr›ca anstabil angina ve trombolitik tedaviye uygun olm›yan AM‹ hastalar› da çal›flmaya al›nm›flt›r. Ancak bu ilk faz-III çal›flmalar›n hepsi de yüksek major kanama insidensinden dolay› erken sonland›r›lm›flt›r. TIMI-9A çal›flmas›nda trombolitik tedavi uygulanan hastalar 96 saat sürecek heparin veya hirudin tedavisi olarak randomize edilmifllerdir. ANT‹TROMBOS‹T TEDAV‹ • Trombolitik tedavi semptomlar›n ilk 12 saatindeki hastalara verilmifltir. Trombolitik seçimi ise araflt›rmac›lara b›rak›lm›flt›r. Hirudin faz –II çal›flmalardaki dozda kullan›lm›flt›r (0.6 mg/kg-intravenöz –bolus +0.2 mg/kg/saat-1- infüzyon). Ancak FOH’e göre doz düzeltilmesi yap›lmam›flt›r (vücut a¤›rl›¤› <80 kg olanlara 5000 IU – bolus +1000IU/kg/saat-1 – infüzyon). Vücut a¤›rl›¤› >80 kg hastalara1300 IU/saat-1 – infüzyon uygulanm›flt›r. FOH dozu aPTT 2.0 –3.0 olacak flekilde eflitlenmifltir. Primer sonlanma noktas› 30 günde toplanm›fl ölüm veya M‹ al›nm›flt›r ancak çal›flmaya 3000 hasta al›nmas› planlanm›fl iken hemorajik komplikasyonlar›n özellikle hirudin ile artmas› nedeni ile 757 hastada heriki grup da erken sonland›r›lm›flt›r. Spontan major kanamalar›n intrakraniyal bölge d›fl›nda hirudin ile %7.0 heparin grubunda %3.0 bulunmufltur (p =0.02) ancak intrakraniyal kanamalar farkl› bulunmam›flt›r (%1.7, %1.9, p =anlams›z). Major kanama hastalar› daha yafll› (ortalama 68 yafl›nda, kanama olmayanlar 61 yafl›nda) ve median aPTT de¤eri 12 saatte daha uzun (100 ve 85 saniye) bulunmufltur. Kreatinin düzeyi >1.5 mg/dL major kanama hastalar›nda kanama olm›yanlara göre daha fazla saptanm›flt›r (%15 ve %5). 395 GUSTO-2A semptomlar›n ilk 12 saatinde anstabil angina veya AM‹ hastalar› 48 –96 saat sürecek hirudin veya FOH tedavisi için randomize edilmifllerdir. Primer sonlanma noktas› 30 günde ölüm veya M‹. 12.000 hastan›n çal›flmaya al›nmas› planlanm›flt›r(eflit say›da ST- elevasyonu/veya - elevasyonu olm›yan hasta). Heparin ve hirudin dozlar› TIMI-9A’dakine benzer al›nm›flt›r. 2564 hasta randomize edildikten sonra trombolitik tedavi verilen hastalardaki afl›r› intrakraniyal kanama nedeni ile çal›flma erken sonland›r›lm›flt›r. ‹ntrakraniyal kanama insidensi bütün çal›flmada %1.8 olmufltur ve hirudin ile heparine göre daha fazla olma e¤ilimi görülmüfltür (%1.3, %0.7, p =0.11). ‹ntrakraniyal kanama hastalar› intrakraniyal kanama olm›yanlara göre daha yafll› (ortalama yafl 72 ve 64 yafl) ve median aPTT daha yüksek (110 ve 87 saniye), >80 kg hasta daha fazla bulunmufltur (%58 ve %47). H‹T –3, major kanamalar›n artmas› nedeni ile erken durdurulan üçüncü çal›flmad›r burada infarkt›n ilk 6 saatinde trombolitik tedaviye uygun hastalar 48 –72 saat FOH veya Hirudin tedavisi için randomize edilmifltir. Hirudin dozu önceki iki çal›flmadan daha düflük kullan›lm›flt›r (70 IU/kgbolus + 0.15 mg/kg/saat - infüzyon). FOH ise (70 IU/kg –bolus + 15 396 • TROMBOKARD‹YOLOJ‹: AM‹ IU/kg/saat-1 –infüzyon) dozunda kullan›lm›flt›r. Heriki ilac›n infüzyonlar› s›ras›nda hedef aPTT 2 – 3.5 olacak flekilde doz düzenlemesi yap›lm›flt›r. Ancak düzenlemesi ilk 24 saatte ve sadece iki kez yap›lm›flt›r. Doz azaltmas› ise sadece kanama meydana geldi¤i durumda yap›lm›flt›r. Ancak 7000 hasta al›nmas› planlanm›fl iken 302 hastada hirudin kullananlardaki intrakraniyal kanama fazlal›¤›ndan (%3.4, %0, p =anlams›z) dolay› erken durdurulmufltur. ‹ntrakraniyal kanamalar›n tamam› ilk 24 saatte görülmüfltür. Önceki iki çal›flmadaki gibi aPTT kanamas› olanlarda daha yüksek bulunmufltur (106 ve 76 saniye). Yukar›daki üç benzer çal›flmadaki hirudin tedavisi ile görülen kanama art›fl›n›n aç›klamas›; i. Faz-II çal›flmalardan daha yüksek dozda hirudinin trombolitik tedaviye eklenmesi. TIMI-9A ve GUSTO-2A’daki ilk bolus daha yüksek bulunmufltur. ii. FOH dozu. GUSTO-2A’da heparin önceki GUSTO çal›flmas›ndan yaklafl›k %20 daha yüksek kullan›lm›flt›r. GUSTO-2A’da antikoagulasyon düzeyi (aPTT) GUSTO-1’den daha yüksek görülmüfltür. GUSTO-1 araflt›rmac›lar› kanama riskinin aPTT>70 saniyede artt›¤›n› göstermifllerdir. GUSTO-2A ve TIMI-9A’da araflt›r- mac›lar yüksek kanama insidensinin kullan›lan heparin dozunun fazlal›¤›ndan oldu¤unu savunmufllard›r. iii. Hirudin için aPTT monitorizasyonu yap›lmam›flt›r. Yüksek aPTT ile ilk 24 saatteki major kanamalar aras›nda yak›n iliflki saptanm›flt›r. iv. Yüksek kreatinin ve böbrek yetersizli¤inde hirudin dozu azalt›lmal›d›r. Daha sonra TIMI-9B ve GUSTO-2B çal›flmalar› daha düflük dozda heparin ve hirudin ile bafllam›flt›r. Hirudin dozu; (0.6 fi 0.1 mg/kg-bolus +0.2 fi 0.1 mg/kg/saat-1). aPTT için hedef ise 55–85 saniye tutulmufltur. Bu kombinasyon sonucunda heriki çal›flma baflar› ile tamamlanm›flt›r. GUSTO2B’de primer sonlanms noktas›(30 günde ölüm veya M‹) hirudin ile heparine göre istatistiksel olarak s›n›rda anlaml› azalma göstermifltir (N Engl J Med 1996; 335: 775-782). Hirudinin faydas›, trombolitik tedaviye ek olarak veya ST- elevasyonu olm›yan akut koroner sendromda benzer bulunmufltur. ‹lk 24 saatte ölüm veya M‹ hirudin ile belirgin olarak azalm›flt›r (%2.1, %1.3, HsR 0.61). Altgruplar›n retrospektif analizinde hirudin ve streptokinaz aras›nda heparin ve streptokinaza göre olumlu etkileflme bulunmufltur. 30 günde ölüm veya M‹ oldukça ANT‹TROMBOS‹T TEDAV‹ • anlaml› olarak %39 hirudin-grubunda düflmüfltür (%9.1, %14.9, HsR 0.57). TIMI-9B’de hirudinin FOH’e göre 30 günde faydas› olmam›flt›r (primer toplanm›fl sonuçlarda (Circulation 1996; 94: 911-921); Ölüm, M‹, kalp yetersizli¤i veya kardiyojenik flok. HsR =1.09, toplanm›fl ölüm veya M‹, HsR =1.02). Ancak hastaneye yat›flta ve 30 günde nonfatal M‹ insidensi azalma e¤ilimi göstermifltir (HsR =0.65, 0.81) heriki çal›flmada hirudin ile major kanamalarda art›fl olmam›flt›r. Sonuç olarak; GUSTO-2B ve TIMI9B’de hirudin, AM‹’de trombolitik tedaviye eklendi¤inde en az FOH kadar kardiyovasküler komplikasyonlar› (ölüm, nonfatal M‹) önlemifltir. Bu iki çal›flma sonuçlar› OAS‹S2’ninkileri ile birlefltirilmifltir. Böylece; 30-35 günde ölüm veya M‹’de rölatif risk azalmas› istatistiksel olarak anlaml› ve %10 bulunmufltur. Özet olarak; bu çal›flmalar›n sonuçlar› faz-II çal›flmalar›ndaki umulan faydadan daha az ve yetersiz meydana gelmifltir. ‹zah›: i. Kullan›lan hirudin tedavisin süresi, ii. Trombini bloke etmek için fazla k›sa olmufltur. iii. Hirudinin verilme zaman›; trombolitik tedavi ile ilgili olarak suboptimal (-geç) olmufltur. 397 ‹v. Önerilen antikoagulan düzeyi; bu iki çal›flmada tedavi bafllad›ktan sonra median –aPTT: 30-40 saniye bulunmufltur (-düflük). Trombinin a盤a ç›kmas› tekrarl›yan iskemik olaylar›n en önemli tetikleyicisidir. Dolay›s› ile trombolitik tedaviye eklenen hipotez: Antitrombotik tedavi trombolitik Tedaviden önce baflland›¤›nda gerçek anlamda etkili olmaktad›r. Bu hipoteze göre HERO-2 çal›flmas›nda 20.000 AM‹ hasta streptokinaza ek olarak bivaluridin veya FOH olarak randomize edilmifllerdir. Bu çal›flmada 3 günde mortalite bivaluridin ile %10.8, FOH ile %10.9 bulunmufltur(p =0.85). Bivaluridin ile 96 saatte reinfarktüs bivaluridin ile daha az saptanm›flt›r (HsR =0.70, p =0.001) ciddi kanamalar bivaluridin ile %0.7), FOH ile %0.5 görülmüfltür(p =0.07) ‹ntraserebral kanamalar ise bivaluridin ile %0.6 ve FOH ile %0.4(p =0.09). transfüzyon ihtiyac› da bivaluridin grubunda daha fazla görülmüfltür. (3.) Perkutan Koroner Giriflimde Hirudin: HELVET‹CA randomize faz –III çal›flmas›nda anstabil anginada PTCA sonras› restenozu önlemek amac› ile irudin veya FOH kullan›lm›flt›r. Bu çal›flma koroner stentlemenin yayg›n olarak kullan›lmad›¤› dönemlerde yap›lm›flt›r. 1141 hasta hirudin - bolus + 398 • TROMBOKARD‹YOLOJ‹: AM‹ 24 saat infüzyon sonra 72 saat subkutan plasebo veya hirudin veya FOH – bolus + 24 saat infüzyon sonra 72 saat subkutan plasebo. Hirudin grubunda ek plasebo bolus, heparin grubunda ise ek FOH –bolus verilmifltir. ‹nfüzyonlar s›ras›nda doz eflitlenmesi) = düzenlemesi yap›lmam›flt›r. Primer sonuç 30 haftada olays›z hayatta kalma (Anlam›: ölüm, M‹ ACBG operasyonu, daha önceki yere tekrar PTCA veya Stentleme-olmamas›). Sekonder sonuçlar ise ilk 96 saatteki kardiyak olay ve kanama komplikasyonlar›. 7 ayda olays›z hayatta kalma FOH ile %67.3, intravenöz hirudin ile %63.5, intravenöz +subkutan hirudin ile ise %68.0 bulunmufltur. Üç grup aras›nda anlaml› fark bulunmam›flt›r. Dilatasyon sonras› lumen çap› 6 ay sonraki anjiyografide de¤erlendirilmifltir ve gruplar aras›nda farkl› bulunmam›flt›r. 96 saatte toplanm›fl sonuçlar (HsR 0.61) bulunm ufltur ve bu erken fayda 30 günde de kalm›flt›r. Ancak zamanla olay çizgisi bütün gruplardaki restenoz nedeni ters dönmüfltür (fayda kalbolmufltur). Major veya minor kanamalar hirudin ile daha fazla olmufltur. Sonuç olarak; Hirudin akut koroner sendromda PTCA sonras› restenozu di¤er antitrombotik ilaçlar gibi (heparinler, warfarin, GPIIb/IIIa inhibitörleri gibi) önleyememifltir ayr›ca erken dönemde ortaya ç›kan klinik fayda Hirudinin kesilmesinden sonra kaybolmufltur. OAS‹S-2’de 1117 hastaya ilaç infüzyonu devam ederken (akut koroner sendrom; FOH/veya hirudin infüzyonu) perkutan koroner giriflim yap›lm›flt›r. Bu hastalarda 35 günde hirudin ile ölüm veya M‹ heparine göre istatistiksel olarak anlaml› azalm›flt›r (HsR 0.25). GUSTO-2B’de benzer flekilde akut koroner sendromda FOH veya hirudin infüzyonu s›ras›nda 1404 hastaya çift-kör PKG s›ras›nda ve sonras›nda 72 saat süre ile çal›flma ilac› verilmifltir (Tablo B-14). Hirudin alanlarda 30 günde ölüm veya M‹ riskianlaml› azalm›flt›r (%2.1, %3.8, p Tablo B-14. OASIS-2’de Hirudin veya Fraksiyone olmayan Heparin ile ölüm veya Miyokard infarktüsü. Olaylar Zaman HsR P Ölüm/M‹ Ölüm/M‹ Ölüm/M‹/ Refrakter Angina Ölüm/M‹ 72 saat 7 gün 7 gün 0.76 0.84 0.82 0.04 0.08 0.01 35 gün 0.87 0.06 ANT‹TROMBOS‹T TEDAV‹ • =0.05) bu iki çal›flman›n altgrubunda hirudin infüzyonu s›ras›nda PKG uygulanan hastalarda fayda uygulanmayanlara göre daha fazla olmufltur. Ancak akut koroner sendromlarda PKG s›ras›nda kullan›lmas› gereken antitrombotik tedavi GP-IIb/IIIa reseptör antagonistleri olmal›d›r. Bunlar›n hirudin ile kombinasyonu daha etkili olabilir (-Hipotez-?). Önemli Çal›flmalar; 1- H‹T –4: Randomize çok-merkezli, çift kör çal›flmada AM‹’nin ilk 6 saati içerisinde aspirin ve streptokinaz verilmifl hastalar (n= 1.208) rekombinant hirudin (Lepirudin, bolus –‹V-0.2 mg/kg + subkutan 0.5 mg/kg (günde 2 defa, 5 –7 gün veya FOH (iv plasebo-bolus + subkutan12.500 IU/ günde 2 defa, 5 –7 gün) olarak randomize edilmifltir (JACC 1999; 34: 966-973). Toplam 447 hasta anjiyografik alt çal›flmaya al›nm›flt›r. Primer sonlanma noktas› 90 dakikadaki infarkt arterinde TIMI-3 ak›m. Geriye kalan 2/3 hasta ise "Güvenilirlik" grubu olup bunlarda klinik sonlanma noktalar› de¤erlendirilmifltir. Ek etkinlik parametresi olarak tüm hastalarda 90 ve 180 dakikadaki ST segment rezolusyonu al›nm›flt›r. TIMI –3 ak›m lepirudin ile %40.7, heparin grubunda ise %33.5 görülmüfltür (p =0.16) bütün çal›flma gru- 399 bunda tedavi bafllad›ktan sonra komplet ST rezolüsyonu 90 dakikada (%28 ve %22,p =0.05), 180 dakikada (%52 ve%48, p =0.18) lepirudin grubunda daha fazla görülmüfltür. Hemorajik inme insidensi (%0.2, 0.3), total inme (%1.2, %1.5), reinfarkt (%4.6, %5.1), toplam mortalite (%6.8, %6.4) 30 günde gruplarda farkl› bulunmam›flt›r. Kombine edilmifl sonlanma noktas› (ölüm, nonfatal inme, nonfatal reM‹, kurtar›c› PTCA, refrakter angina) iki grup aras›nmda istatistiksel olarak farkl› bulunmam›flt›r (%22.7, %24.3). Sonuç olarak; streptokinaz ile trombolize eklenen lepirudin anjiyografik olarak infarkt arterinde reperfüzyonu etkilememifltir, ancak ST rezolusyonunu h›zland›rm›flt›r. Major kanamalarda heparine göre art›fl olmam›flt›r (JACC 1999;34: 966-73). 2- GUSTO-IIb: AM‹ semptomlar› ve EKG bulgular› olan hastalara ve trombolitik tedavi uygulananlar randomize olarak heparin veya hirudin verilmifltir. Toplam 22274 hastaya t-PA,1015 hastaya ise streptokinaz verilmifltir.hastalar›nbazal özellikleri antitrombin seçilirken dengellenmifltir. Streptokinaz grubunda; 30 günde ölüm veya reM‹heparin ile hirudine göre daha fazla olmufltur (%14. ve 400 • TROMBOKARD‹YOLOJ‹: AM‹ %8.6, HsR =1.78, p =0.004). t-PA grubunda ise iki tedavi alt grubu aras›nda farkl› görülmemifltir; hirudin ile %10.3, Heparin ile %10.9, HsR =1.06, p =0.68, tedavi heterojenitesi p =0.04). Trombolitik gruplar aras›ndaki farkl›l›klar düzeltildikten sonra streptokinaz- hirudin ile %9.1, t-Pa –Hirudin ile %10.3, t-PA – heparin ile %1.5 streptokinaz – heparin ile %14.9 hesaplanm›flt›r. (tedavi heterojenitesi, p =0.03), Sonuçlar›n Anlam›: Hirudin ile tedavinin faydas› streptokinaz grubuna s›n›rl› kalm›flt›r. Sonuç olarak; hirudin ile streptokinaz ile (t-PA’da görülmiyen) olumlu yönde etkileflmifllerdir. Nedeni; Streptokinaz trombin aktivitesini daha fazla stimüle etmektedir (JACC 1998; 31: 1493- 8). 3– Metaanaliz; akut koroner sendromlarda trombin ‹nhibitörleri (Tablo B-15): Çal›flmaya en az 200 hasta ihtiva eden çal›flmalar al›nm›flt›r. Primer etkinlik sonucu; ölüm veya M‹ ve primer güvenilirlik sonucu; major kanama. 11 randomize çal›flmada toplam 35.970 hasta seçilmifltir (;-7 güne kadar direk trombin inhibitörü veya heparin uygulanm›fl ve 30 gün takip edilmifl). Tedavi sonunda heparin ile karfl›laflt›r›lan direk trombin inhibitörleri ile ölüm veya M‹ riski tedavi so- nunda (%4.3, %5.1, HsR =0.85, p =0.001) ve 30 günde daha düflük bulunmufltur (%7.4, %8.2, HsR =0.91, p =0.02). Bu farkl›l›k primer olarak M‹ azalmas›ndan kaynaklanm›flt›r (%2.8, %3.5, HsR 0.80, p< 0.001), ölüm üzerine belirgin bir etki görülmemifltir (%1.9, %2.0, p = 0.69). Alt grup analizinde ise direk trombin inhibitörlerinin etkisi(ölüm veya M‹) akut koroner sendrom ve + PKG uygulanan hastalarda daha fazla belirgin olmufltur. Ölüm veya M‹’de azalma hirudin ve bivaluridin ile görülmüfltür fakat di¤er eflde¤er ilaçlarla görülmemifltir Heparin ile karfl›lalt›r›ld›¤›nda major kanamalar hirudin ile daha fazla, bivaluridin ile ise daha az olmufltur. Direk trombin inhibitörleri ile intrakraniyal kanamalar artmam›flt›r. Sonuç olarak; akut koroner sendromnlarda ölüm veya M‹ önlemede direk trombin inhibitörleri heparinden daha üstün bulunmufltur(Lancet 2002; 359:294-302). Oral Trombosit Glikoprotein IIb/IIIa Reseptör ‹nhibitörleri20 A. Faz –III Çal›flmalar: Oral GP-IIb/IIIa reseptör inhibitörlerinin kullan›ld›¤› 6 faz –III çal›flma vard›r. Bunlar›n tümünün sonuçlar› olumsuz bulunmufltur. Bunlar›n ilk 4 ANT‹TROMBOS‹T TEDAV‹ • 401 Tablo B-15. Direk trombin inhibitörlerinin heparine göre etkinlik ve güvenilirli¤i (Lancet 2002; 359-294-302). Direk Trombin ‹nhibitörü % Heparin % n=18,786 n=17,184 HsR Ölüm veya M‹ Tedavi Sonuda 7 günde 30 günde 4.3 5.0 7.4 5.1 5.8 8.2 0.85 0.88 0.91 Ölüm Tedavi Sonuda 7 günde 30 günde 1.9 2.2 3.6 2.0 2.3 3.7 0.97 1.00 1.01 Miyokard ‹nfarktüsü Tedavi Sonuda 7 günde 30 günde 2.8 3.2 4.7 3.5 3.9 5.3 0.80 0.81 0.87 ‹nme Tedavi Sonuda 7 günde 30 günde 0.33 038 0.64 0.35 0.41 0.64 0.95 0.94 1.01 tanesinde orofiban anstabil koroner sendrom hastalar›nda kullan›lm›flt›r. Orofiban ile OPUS (TIMI –16 çal›flmas›), xemilofiban ile EXC‹TE, sibrafiban ile SYMPHONY –I ve –II, roxifiban ile PURPOSE (kanama insidensini art›rd›¤›ndan dolay› erken sonland›r›ld›), BRAVO (erken olarak ölüm riskini art›rd›¤› için erken sonland›r›ld›) çal›flmalar›. 1– OPUS(Orofiban in Patients with Unstable Coronary Syndrome): Oral GP-IIb/IIIa reseptörleri ile ilk yap›lan çal›flma OPUS’dur (Circulation 2000; 102:149- 156). 28 ülkede, 688 hastanede, 10,288 hastada yap›lm›flt›r. Çal›flmaya al›nma kriteri; son 72 saatte istirahatte gelen ve en az 5 dakika süren gö¤üs a¤r›s›. Pozitif EKG de¤ifliklikleri ve kardiyak markerlerin yüksekli¤i, damar hastal›¤› hikayesi bulunmasd› ile. Major d›fllama kriteri;böbrek yetersizli¤i (kreatinin >1.6 mg, kreatinin klirensi <40cc/dakika), kanama riski yüksek olanlar, warfarin ihtiyac›. Uygun hastalara önce Aspirin 150 –162 mg Aspirin sonra randomizasyon sonucu orofiban veta plasebo verilmifltir. Birinci fazda; orofiban 50 mg /günde 2 defa, çal›flma boyunca kullan›lm›flt›r (50/50). ‹kinci –fazda; ilk 30 gün orofiban 50 mg/günde 2 defa ve- 402 • TROMBOKARD‹YOLOJ‹: AM‹ rilmifltir (yüksek risk dönemi) sonra doz günde 2 defa 30 mg düflülmüfltür (50/30) hastalar 14 ve 30 günlerde, 3 ayda görülmüfltür. Primer sonlanma noktas› toplanm›fl; ölüm, M‹, hastaneye tat›fl ve revaskülarizasyona sebep tekrarl›yan iskemi, inme. 12.000 hasta al›nmas› planlanm›fl iken 30 günde orofiban gruplar›ndan birisinde mortalite artmas› le çal›flma erken sonland›r›lm›flt›r. Primer sonlanma noktas› 30 günde plasebo ile %10.7, orofiban ile 9. %10.7, Orofiban ile 9.5 bulunmufltur (p =0.05).30 günde mortalite plasebo ile%1.4, 5/30 orofiban ile %2.3, 50/50 orofiban grubunda ise %1.6 olmufltur. 300 günde olay oran› (kaplan meier formülü ile) plasebo ile %20.5, 50/30 grubunda %20.2,50/50 grubunda %19.5 bulunmufltur (p =anlams›z). 10 ayda mortalite ise plasebo ile %3.7, 50/30 grubunda %5.1 (p =0.008), 50/50 grubunda %4.5 olmufltur (p =0.11). Orofiban ile major kanamala oran› daha yüksek görülmüfltür (plasebo ile; %2.0 ve 50/30 ile; %3.7, p =0.004 ve 50/50 ile; %4.5, p<0.001). Trombositopeni düflük oranda görülmüfltür ancak plaseboya göre anlaml› olarak fazla bulunmufltur (%0.6 ve %0.1, p<0.001). 2 – EXC‹TE (Evaluation of oral Xemilofiban in Controlling Thrombotic Event): Xemilofiban perkutan giriflim uygulanan (PTCa veya stenleme) ve intravenöz GP-IIb/IIIa inhibitörü kullan›lmayan 7,232 hastaya randomizasyon ile iki farkl› doz xemilofiban veya plasebo vberilmifltir. Tedavi verilen tüm hastalara xemilofiban birinci dozu 20 mg, PKG’den 30,90 dakika önce verilmifltir (N Engl J Med 2000; 342: 1316-24). Sonra günde 3 defa 10 veya 20 mg ay devam e3dilmifltir. Primer sonlanma noktas›;6 ayda ölüm, M‹, hemen revaskülarizasyon. Plasebo ile %13.6, xemilofiban 10 -mg ile %14.1, xemilofiban 20n mg ile %12.6 bulunmufltur (p =anlams›z). PKG’den sonraki 48 saatte giriflime ba¤l› M‹ daha az olmufltur. Ancak bu fayda 1 ve 6 ayda kaybolmufltur. 6 ayda mortalite plasebo ile %1, xemilofiban –10 mg ile%1.6, xemilofiban –20 mg ile %1.1 görülmüfltür. Major kanamalar xemilofiban ile anlaml› olarak daha fazla olmufltur. Sonuç olarak xemilofiban ile major kardiyak olaylar azalmam›flt›r. 3 - SYMPHONY–I (Sibrafiban versus aspirin to Yield Maximum Protection from‹schemic Heart events post –acute coronary syndromes): Sibrafiban›n faz-II çal›flmas› TIMI –12’den sonra SYMPHONY-I’de aspirin kontrollu 2 farkl› doz sibrafiban stabil olmufl akut koroner sendrom ANT‹TROMBOS‹T TEDAV‹ • hastalar›na randomize edilmifltir. 9,233 (AM‹ veya yüksek-riskli karas›z angina; ≥ 0.5 mm ST deviasyonu) hastaya (12 saattir stabilize); aspirin (80mg/2 defa günde) ve 2 farkl› doz sibrafibandan birisi (aspirin yok) verilmifltir (Lancet 2000; 355:337- 345). Sibrafiban dozu böbrek fonksiyonlar› vucut a¤›rl›¤›na göre 3mg, 4mg, 5mg, veya 6mg kullan›lm›flt›r. Primer sonlanma noktas›, toplanm›fl; ölüm, M‹, ciddi tekrarl›yan iskemi. Primer sonlanma noktas› aspirin (%9.8) ve düflük-doz sibrafiban (%10.1) ve yüksek-doz Sibrafiban (%10.1) aras›nda fark göstermemifltir.sonlanma noktas›n›n tüm komponentleri de benzer bulunmufltur. Ancak sibrafiban ile major kanamalar heriki doz sibrafiban ile (yüksek-doz; %5.7, düflük –doz; %5.2) aspirine göre (%3.9) fazla olmufltur. Sonuç olarakaspirinsiz sirobrafiban akut koroner sendromlarda aspirinden daha üstün bulunmam›flt›r. 4 – SYMPHONY –II: SYMPHONY –I sonuçlar› al›nd›ktan sonra erken durdurulmufltur (Circulation 2001;103: 1727- 33). Bu çal›flmada stabilize olmufl akut koroner sendrom hastalar›nda düflük –doz sibrafiban; + aspirin ile yüksek –doz sibrafiban (aspirinsiz) veya tekbafl›na aspirin ile 90 gün takip sonucunda karfl›laflt›r›lm›flt›r. 403 Ölüm, Mi, ciddi tekrarl›yan iskemi gruplar aras›nda farkl› bulunmam›flt›r (yüksek-doz sibrafiban ile %10.5, düflük –doz sibrafiban + aspirin ile; %9.2, tek bafl›na aspirin ile %9.3). Bu çal›flmada mortalite anlaml› olarak sibrafiban ile daha yüksekti (SYMPHONY-I’de de¤il); yüksek –doz ile %2.4, düflük –doz + aspirin ile %1.7, plasebo ile %1.3 saptanm›flt›r. ReMi ise benzer olmufltur) yüksek –doz ile %6.9, düflük –doz + aspirin ile %5.3, tek bafl›na aspirin ile %5.3). Major kanamalar sibrafiban gruplar›nda daha fazla görülmüfltür (yüksek –doz ile %4.6, düflük –doz aspirin ile %4.0). 5– BrAVO (Lotrafiban was evaluated in the Blockade for the GP-IIb/IIIaReceptor to Avoid Vascular Occlusion): Tüm hastalar aspirin almakta iken lorafiban veya aspirin olarak randomize edilmifltir. Bu çal›flmaya ilkkez di¤er benzer çal›flmalardan farkl› olarak nörolijik hastalarda al›nm›flt›r. 9.200 hastan›n %60 kadar› akut koroner sendrom, %40’› ise iskemik inme veya geçici iskemik atak hastalar› olmufltur. Otrafiban ile mortalite ¤laseboya göre artm›flt›r (%2.7 ve %2.0, p =0.22). Otrafiban ile trombositopeni (%2.2 ve %0.5, p<0.0001) ve major kanama kanama komplikasyonlar› da plasebpya göre artm›flt›r (%4.2 ve %3.1,p <0.0001). 404 • TROMBOKARD‹YOLOJ‹: AM‹ 6 – METAANAL‹Z i- OPUS, EXC‹TE, SYMPHONY –I ve – II çal›flmalar›n›n metaanalizinde >33,000 hastada oral gp-IIb/IIIa inhibitörü tedavisi ile mortalite anlaml› olarak artm›flt›r (HsR =1.37, p =0.001) (Circulation 2001;103:201 –206). Bu sonuç birlikte Aspirin kullan›m› ve intravenöz gp-IIb/IIIa inhibitörü kullan›m› ile iliflkili bulunmam›flt›r. Di¤er sonlanma noktalar›n›n analizinde uzun süre oral gp-IIb/IIIa inhibitörü kullan›m› M‹ oran›n› de¤ifltirmemifltir (HsR =1.04, p =0.48) ancak revaskülarizasyon ihtiyac›n› belirgin olarak azaltm›flt›r (HsR =0.77, p<0.001) major kanamalar ise aç›kolarak artm›flt›r (OHsR =1.74, p<0.001). ii- Yak›n zamanda bir baflka metaanalizde (Am Heart J 2002;112:647 –658), mortalite art›fl› büyük çal›flmalar›n farkl› progran›na ra¤men hepsinde uyumlu bulunmufltur. Bunlar›n hiçbirisinde toplanm›fl sonuçlara faydas› görülmemifltir (ölüm, reM‹, tekrar –iskemi). Artm›fl Mortalitenin Mekanizmalar›: a. Trombositin glikoprotein inhibisyonu düzeyinin uzun süreli tedavide kifliler aras›nda de¤iflmesi ve tekrar doz düzenlemesi gerekebilir. b. Protrombotik hipotez; oral gp –IIb/IIIa inhibitörleri zamanla trombositlerde paradox olarak protrombotik e¤ilim meydana getirebilirler. ‹lk kez OPUS’ta trombosit aktivasyonun markerleri olan Pselektin ve CD-63 art›fl› göstermifllerdir. Ayr›ca araflt›rmac›lar trombositlere ba¤lanan gp-reseptör blokerleri sonra reseptörlerden ayr›l›rlar reseptörleri fibrinojen için ba¤lanmaya açarlar (haz›r hale getirirler) bu durumun sonucunda tedaviden sonra trombositlerin paradox olarak agregasyonu art›rm›flt›r. Bu mekanizma özellikle reseptör blokeri düzeyi düflük oldu¤u zaman daha belirgin hale gelir. Di¤er ihtimaller ise; proinflamatuar etki, apotozisin yönetti¤i etki (RGD peptidlerin doza –ba¤›ml› KaspaZ-3 ekspresyonu. Ancak ebtifibatide ve abciximab ile görülmemesi bu etkininbaz› spesifik RGD- peptidleri ile meydana geldi¤ini göstermifltir.). Sonuç olarak: Günümüzde akut koroner sendromlarda kardiyak iskemik olaylar›n önlenmesinde uzun süre oral GP-IIb/IIIa reseptör inhibitörü kullan›lmas› hipotezi baflar›s›z olmufltur. AM‹ SONRASI ANT‹TROMBOT‹K TEDAV‹ (Tablo B-16): Antitrombotik ilaçlar primer tedavisine ilave edildiklerinde AM‹ sonras› erken ve geç ölüm ve ciddi iskemik komplikas- ANT‹TROMBOS‹T TEDAV‹ • 405 Tablo B-16. Yeni antikoagulanlar ve etki mekanizmalar› (Am Heart J 2001; 142:53-58). Koagulasyon Yolu Bafllang›ç Antikoagulanlar Doku Faktörü/VIIa • Doku Faktör Yolu ‹NH (DFY‹): VIIai, NAPc2 X Trombin Oluflumu IX • Faktör IXa inhibitörleri: Faktör IXai, Faktör IXa antikorlar› VIIIa • Protein C aktivatörleri: Protein C, Trombomodulin IXa Xa Va II Trombin Aktivitesi IIa (Trombin yonlar› önlemifltir. Aspirin bu amaçla bu hastalarda etkili olup ancak aspirin tedavisine ra¤men bu hastalar›n sonraki olay riski yüksek seyretmifltir. Vitamin K antagonistleri oral antikoagulanlar (warfarin), ADP- reseptör antagonistleri (tiklopidin, klopidogrel) faktör- Xa antsgonistleri (henüz gelifltirilmektedir) ve direk trombin inhibitörleri di¤er tedavi seçenekleri gözükmektedir. Vitamin K antagonistleri bunlar›n birincisi ve günümüzde kolay sa¤lanabilenleridir. Bunlar Oral olarak aktif tek antikoagulanlard›r ve AM‹ sonras› iskemik komplikasyonlar› tek veya heparin ile kombine olarak azaltm›flt›r.ancak buna karfl›l›k olarak özel- • Faktör Xa inhibitörleri: TAP, Pentasakkarid, DX9065 • Trombin ‹nhibitörleri: Hirudin, Bivaluridin, Argatroban likle kombinasyon tedavisinde kanama riski artm›flt›r. Vitamin K antagonistleri ile di¤er ilaçlar ve yiyecekler aras›nda önemli etkileflim saptanm›flt›r. S›k antikoagulasyon monitorizasyonuna ihtiyaç duyulmas› nedeni ile uzun süreli tedavide pratik olmam›flt›r. Klopidogrel ise özlenen antitrombosit ilaç gibi tekbafl›na ve aspirin ile kombinasyon ileetkilidir. Kombine tedavide non-ST elevasyonlu akut koroner sendromlarda iskemik komplikasyonlar› azaltm›flt›r. Ancak ST elevasyonlu M‹’de yeri için kan›tlar yetersizdir. Koagulasyon kaskad›n›n daha proksimalini hedefliyen yeni antiko- 406 • TROMBOKARD‹YOLOJ‹: AM‹ agulanlar (doku faktörü, VIIa, IXa,Xa) aktif olarak kronik tedaviye uygunluk olarak araflt›r›lmaktad›rlar. Bunlardan Faktör- Xa inhibitörleri en önde bulunmaktar›r. Koagulasyon kaskad›n›n di¤er ucunda ise trombin bulunmakta ve Ximelgatran oral direk trombin inhibitörüdür (melegatran›n prodrug formu)). Venöz tromboembolizm ve atriyal fibrilasyonda, M‹ sonras› hastalarda yayg›n olarak etkinli¤i de¤erlendirilmifltir. ESTEEM faz-II çal›flmas›nda; ximelgatran oral biyoyararl›¤› b%20 olup, etkisi h›zl› bafllay›p konsantrasyonu tepe seviyesine 1.6- 1.9 saatte ulaflmaktad›r. Yar›lanma ömrü ise 4- 5 saat olup günde oral 2 defa al›nmas› önerilmifltir. Bu farmakokineti¤i hastan›n yafl›, cinsiyeti, etnik kökeni veyemeklerden etkilenmemektedir. Sabit dozda ve antikoagulan aktivitesi monitorizasyona ihtiyaç göstermemesi avantajlar›d›r ayr›ca melegatransitokrom P450 sistemi ile etkileflmöemektedir. Warfarine göre daha az di¤er ilaçlar ile etkileflmektedir ve benzer flekilde böbrekten elimine olmaktad›r. ESTEEM randomize faz-2 çal›flma olup yak›n zamanda M‹ geçirmifl hastalarda ximelgatran plasebodan daha etkili bulunmufltur ve toplanm›fl sonlanma noktas›n› (160 mg aspirin ile ölüm, nonfatal reM‹, günde ciddi iskemi tekrar›) azaltm›flt›r. Faydan›n miktar› mutlak risk= %3.6, rölatif risk azalmas›= %24. Bu fayda aspirine warfarin veya klopidogrel eklenmesi ile sa¤lanan fayda miktar›na benzer bulunmufltur. Ximelgatran›n di¤erleri kombine edilmesi sonucunda özellikle major hemorajiler artm›flt›r (%1.8 ve %0.9) tedavi süresi 3.5 ay olmufltur (Lancet 2003; 362: 789-797). Farmakogenomik geliflmeler yeni antikoagulanlar›n farmakokinetik ve farmakodinamik özelliklerden faydalanacak hastalar› tan›mlamakta yard›mc› olaca¤› ummulmaktad›r. Örne¤in; hepatik mikrozomal CYP2C9’u kodlayan gen polimorfizmi ve ALA-10 (faktör- IX propeptid) mutasyonu bulunan hastalarda vitamin- K antagonistleri ile kama riski atm›flt›r. Bu grupta direk trombin inhibitörleri ise daha güvenlidir. Antitrombosit ‹laçlara; Kiflisel Cevap De¤iflkenli¤inin Genetik ve Edinsel Belirleyicileri Antitrombosit ilaçlara cevab›n heterojenitesinden herediter veya akiz faktörler sorumludur. Bu de¤iflkenlik■ ED‹TÖRÜN YORUMU: Statin- klopidogrel, ile ACE- ‹nhibitörleri- aspirin etkileflimi ayni indikasyonlarda benzer derecede faydal› ve etkili bu ilaçlar›n III. bin y›l›n bafl›ndaki *MELO- DRAMI’DIR. ANT‹TROMBOS‹T TEDAV‹ • te etkenler; ilaçlar›n hedefi olan trombosit proteinlerinin genetik polimorfizmi, ilaç veya di¤er çevresel etkileflimler sonucu farmakokinetiklerindeki farkl›l›klar, ayr›ca tedavi öncesinde bazal durumda trombosit fonksiyonlar›.bu sonuncu faktör trombosit disfonksiyonu iflaret etmektedir bunlara antitrombosit tedavi verilmesi kanama komplikasyonlar›n› art›rm›flt›r. Ayr›ca ayn› faktör ‹ntrensek trombosit hiperagregabilitesini de öngermektedir ve antitrombosit tedaviye rezistanstan sorumludur. Son çal›flmalarda tedavi öncesi trombosit hiperagregabilitesi antitrombosit tedavi rezistans›n›n en önemli belirleyicisi saptanm›flt›r. ‹ntrensek trombosit hiperreaktivitesi akiz faktörler ile de meydana gelebilir. Bunlar; h›zland›r›lm›fl vasküler hastal›k (akut koroner sendrom gibi), hipertasnsiyon, diyabet, sigara içmek ve genetik faktörler. Aflikar kardiyovasküler hastal›¤› olm›yan genifl populasyonda yap›lan büyük çal›flmada; ex vivo trombosit agregabilitesinde kiflisel farkl›l›klarda herediter faktörlerin önemli rol oynad›klar›n› göstermifltir (Circulation 2001; 103: 3051 -3056). Aspirinin trombosit fonksiyonlar›nda beklenen inhibisyonu di¤er ilaç- 407 lar›n antitrombosit etkilerinin genetik belirleyicisi veya kar›flan›d›r. Aspirin tedavisi alan önemli miktar hastada laboratuarda trombosit aktivasyonu veagregasyonuna inhibitör cevap gösterilememifltir. Bu fenomen "Aspirin Rezistans›" olarak isimlendirilmifltir. Stabil hastalarda yap›lan çal›flmada bu hastalar›n uzun –süreli takibinde aspirin ile trombosit agregasyonunda normal inhibisyon sa¤lanan hastalara göre major komplikasyonlar›n riski 3kat artm›flt›r (JACC 2003; 41:961- 965). Genotip, trombosit fibrinojen reseptörlerini meydana getiren GP-IIb/IIIa kompleksinin trombosit glikoprotein- IIa genin polimorfizmi. Aspirine genetik rezistans›n teorik olak di¤er trombosit polimorfizmi; Aspirinin direk hedefi siklo-oksigenaz izoformlar›, araflidonik asidi mobilize ve metabolize eden enzimler (fosfolipazlar, tromboksan sentaz) ve trombosit aktivasyonunu bafllatan di¤er membran GP reseptörleri. Aspirinin antitrombosit etkileri birlikte kullan›lan ilaçlar›n etkileflimi ile antagonize edilebilir. Bunlar; selektif siklooksigenaz-2 inhibitörleri hariç nonsteroidal antiinflamatuarlar (NSA‹). Bunlar kompetisyon ile düflük- doz aspirinin trombosit fonksiyonlar› inhibisyonu bloke etmektedirler. 408 • TROMBOKARD‹YOLOJ‹: AM‹ GP-IIb/IIIa inhibitörleri ile yap›lan klinik çal›flmalarda baz› hastalarda inhibisyonun kiflisel farkl›l›klar gösterdi¤i saptanm›flt›r. Bunun sebebi bilinmemektedir. Ancak bu ilaçlara karfl› rezistansta GP-IIb/IIIa kompleksinin polimorfizmi kuvvetle muhtemeldir (Circulation 1999; 100;1667-1672). Tiyenopiridinler tiklopidin ve klopidogrel trombosit ADP reseptörlerine ba¤lanarak onlar› irreversibl bloke etmektedirler. Bu ilaçlar inaktif olup aktif trombosit inhibitörü metabolitlerine çevrilmeleri için in vivo karaci¤er Sitokrom P450 enzim sistemine ihtiyaç göstermektedirler. Kopidogrel daha az yanetki profili olup, tiklopidine göre etkisi daha çabuk bafllamaktad›r. Klopidogrel ile kifliler aras› trombosit inhibisyonu de¤ifliklikleri ("klopidogrelrezistans›nda") meydana gelmifltir. Bir çal›flmada klopidogrel rezistans›n›nkoroner stent trombozu riskini art›rm›flt›r (Thromb Haemost 2003 ;89:783787). Sebebi ve genetik belirleyicileri bilinmemektedir; Olas›: trombosit ADP reseptörlerinin polimorfizmi. Di¤erilaçlar ile etkiliflimi: Atorvastatin gibi baz› HMG-CoA inhibitörü statinler gibi) klopidogrel metabolizmas› sitokrom P450 izoenzimi taraf›ndan aktif metabolitine dönüfltürülmesini etkilemektedir ve bunun sonucunda Klopidogrelin antitrombosit etkisi azal›r (Circulation 2003;108: 910- 911). TEMEL KAYNAKLAR 1. Neumann FJ,Schöming A: Evaluation of Platelet Glycoproteins in Coronary Artery Disease. Circulation 1999;99:e1. 2. Topol EJ, Byzova T, Plow FE: Platelet GP IIb- IIIa Blockers. Lancet 1999;353:227-31. 3. Madan M, Scott D, Berkowitz MD,Tcheng JE: Glycoprotein IIb/IIIa Integrin Blockage. Circulation 1998;98:2629-35. 4. Verstrate M: Syntetic Inhibitor of Platelet Glycoprotein IIb/IIIa in Clinical Development. Circulation 2000;102:e76- e80. 5. Chew DP, Moliterno DJ: A Critical aprasial of Platelet Glycoproteib IIb/IIIa Inhibition. JACC2000;36:2028- 35. 6. QuinnMJ, Plow EF, Topol EJ: Platelet Glycoprotein IIb/IIIa Inhibitors Recognition of a Two- Edged Sword?. Circulation 2002;106:379-85. 7. Coller BS: Monitor›ng Platelet GP IIb/IIIaAntagonist Therapy. Circulation 1998;97:59. 8. Vu KK, Willerson JT: Monitoring Platelet Function in Glycopr›teinIIb/IIIaInhibitor Therapy. Circulation 2001;103:2528- 2530. 9. Karvouni A, Katrisis DG, Ionnidis PA: Intravenous Glycoptotein IIb/IIIa Receptor Antagonists Reduce Mortality After Percutaneous Coronary Interventions. JACC 2003;41:26- 32. 10. Ferrario M, Repetto a, Lucreziotti S, Ardissino D: Low- dose Fibrinolytics and Glycoprotein IIb/IIIa receptor blockage for the treatment of acute myocardial infarction. Am Heart J 1999;138: S121- S125. 11. Lincoff AM, Califf R Topol EJ: Platelet GlycoproteinReceptor Blockage in Coronary artery Disease.JACC 2000;35:11031105. 12. Awtry EH, Loscalzo J: aspirin. Circulation 2000;101:1206- 1218. 13. Patrono C: Drug Therapy: Aspirin as an ANT‹TROMBOS‹T TEDAV‹ • 14. 15. 16. 17. 18. antiplatelet Drug. N Engl J Med 1994; 330: 1287-95. Verheugt WA, Gersh BJ: Aspirin Beyond Platelet Inhibition. Am J Cardiol2002;90:3957. Patrono C:aspirin: New cardiovascular Uses for an old drug. Am J of Medicine 2001; 110:62S65S. Quin MJ, Fitzgerald DJ:Ticlipidine and Clopidogrel. Circulation 1999;100:16671672. Antmann EM: The search for replacement for unfractioned Heparin. Circulation 2001 103:2310- 2314. Zed PJ, Tisdale JE,Borzak S: Low Molecular –Weight Heparins in the Management of acute Coronary syndrome. Arch Intern Med 1999;159:1849- 1857. 409 19. Shah PK: Low Molecular Weight Heparin in acute Coronary Syndrome: Evidence for superior or Equivalent Efficacy compared with Unfractioned Heparin?.JACC 2000; 35:1699-702. 20. Connan CP: Glycoprotein IIb/IIIa Receptor Inhibitors-Part II. Clin Cardiol 2003; 26:401-406. 21. Bates SM, Weitz JI:Direck Thrombin Inhibitors for treatment of arterial thrombosis: Potential differencies bivalirudin and hirudin. Am J Cardiol 1998;82:12P- 18P. 22. AntmannEM, Bittl JA: Direck Thrombin Inhibitors: Hennekens CH (ed) Clinical Trials in Cardiovascular Disease. Philadelphia WB. Saunders Company, 1999:145-165.