T. B. M. M. B : 52 Aynı ittifak içinde, aynı rejini sistem­ lerini benimsemiş ilki dost ülke arasında, tam da Davos sonrası ortaya çıkan yu­ muşama havası lafları: liçinde Yunanis­ tan'ın böyle bir teklifi kolay kolay geri çevirmeyeceği iyimserliğini muhafaza et­ mek istiyoruz. Gerçek yumuşama havası böyle sağlanır ve gerçek samimiyette bu­ nu gerektirir. Sayın Başkan, sayın ımiilletvdkilleri; evet, bu SEIA Antlaşmasını^ imzalan­ masıyla değişen bir şey olmadı lehimize, hatta belki de aleyhiımize ıbirçok şeyler oldu ve faiz bunu, buna rağmen imzala­ dık. İmzaladık ama, bakın arkasından me­ ler geldi : Daha birkaç gün önce Gene­ ral Haig ıbıtr beyanat verdi. General Haig, biliyorsunuz, kendisini Türk dostu ilan eden, eski SAOEÖR, yani Avrupa Müt­ tefik Kuvvetleri Başkomutanı, eski Ame­ rika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanı ve ©sıkı Cumhurbaşkanı adayı. General Haig bu beyanatında ne diyor; «İran, imağlup bir Irak'ın siyasî coğrafyasını ye­ niden çizmeye kalkışırsa, Türkler buna seyirci kalamaz.» Devam ediyor Haig; «Ortadoğu bir bütün. O hailde bu bütün­ lüğün ortak amaç motivasyonumu ön pla­ na çıkartmak gerek. Ortadoğu'da aynı çı­ karları paylaşan ülkeler Arap, Türk, Ya­ hudi olmalarını bir kenara 'bırakıp, stra­ tejik konsensusa varmalı, kendi araların­ da ortak çıkarlar saptamalı. Bu saptama dahi batının körfezdeki çıkarlarıma hiz­ met eder» dedikten sonra, aynen şöyle devam ediyor; «Yani burada dediğim şu­ dur : Bölgede ittifak fiiMariı var. ABD Körfezdeki! batı çıkarları için ağır bir yük omuzlamış durumda, "çevik kuvveti var. Zaman bence yeni ittifak koordinas­ yonu için gerektiğinden fazla olgunlaşmış durumda. İleri bakmak zorundayız. Ba­ tının çıkarlarının Körfez Savaşı sonrasım— 286 11 . 4 . 1988 0: 2 da da garanti altında kalacağı bir güven­ lik yasası gereklidir.» Yani Haig diyor ki, Türkiye hukuken NATO'da ama, Ortadoğu'dan dolayı fiiften de ABD'nim çıkarlarının aynı zaman­ da bekçisi olmalıdır. Mısır, İsraf, Suudi Arabistan, Türkiye ile ABD Ortadoğu'yu kontrol etmelidir. Washington'a göre Türkiye Kuzey Irak'a müdahale etmeli ve Kerkük Bölgesini denetim altına alımaJltdır. IBu onların görüşleridir; ama ba­ na göre sayın milletvekilleri, Türkiye'nin böyle 'bir hareketi ülkemizi sonu 'belirsiz ve son derece tehlikeli bir maceraya sü­ rükler. IBöyile 'bir hareket ne Türk dış politikasının .gendi çizgileriyle bağdaşır, ne diğer arap ülkelerinin hoşgörüsü ile karşılanır ve me de en yakın' .müttefikle­ rimizin bile desteğini sağlayabilir. Böy­ le bir ollay bizi dünyada yallnız -bırakır, ayrıca sonu gelmez bir geriıllla savaşının başlamasına neden olur bölgede. Sovyet!ter Birliğinin de bu olayda seyirci kalma­ sını beklemek biraz fazla iyimserlik ve safdillik olur. *Hâılâ, Kıbrıs konusundaki hakilı'lığımızı anlatmakta güçlük çekıtiğimiz dün­ yada, böyle bir müdahale, 'bizi, başta Ege, Yunan, Kıbrıs olmak üzere birçok konu­ da yalnız ve güçsüz bırakır ve bazıları­ nın gizli emelleri için iştahlarımı kabartır ancak. T>ış politika ve savunma politikası ül­ ke çıkarlarına ve yalnız millî gereksinme ilere göre ayarlanır. Devletim görevi de bu çıkarları korumaktır. Batı memfaatlarınım jandarması olmak için Türkiye'yi böyle bir maceraya kimse sürükleyemez. Böyle bir çılgınlık Türkiye'nin değil ama, bazı başka ülkelerim çok işine gelebilir. Çok şüıkürki, Türk halikı bunu biliyor ve bilmeye die devam edecektir.