alkışlanır - Ekovitrin

advertisement
HABER İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ
DR. MUSTAFA AYDIN’A
İSLAM DÜNYASI
YILIN EĞİTİMCİSİ
ÖDÜLÜ
İstanbul Aydın Üniversitesi (İAÜ) Mütevelli Heyet Başkanı Dr. Mustafa Aydın, İslam
dünyasında yükseköğretim alanındaki çalışmalarından dolayı İslam İşbirliği Teşkilatı (OIC) tarafından “İslam Dünyasının En İyileri” (Jewels of the Muslim World)
ödülüne layık görüldü.
H
er yıl “The Muslim
World Biz” fuarı ve
konferansı ile eş zamanlı olarak İslam İşbirliği Teşkilatı (OIC), Cidde Ticaret Kalkınma İslam Merkezi (ICDT),
Fas - Arap Üniversiteler Birliği
(AARU) ve Malezya Hükümeti’nin organizasyonuyla verilen “İslam Dünyasının En İyileri
2016 Ödülü” ne bu yıl eğitim
alanında İslam dünyasına katkılarından dolayı İstanbul Aydın Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Dr. Mustafa Aydın
layık görüldü. Dr. Aydın, Türkiye adına bu ödülü alan ilk isim
oldu.
“İSLAM DÜNYASININ EN İYİLERİ
ÖDÜLÜNÜ SİZE TAKDİM ETMEKTEN
GURUR DUYMAKTAYIZ”
Malezya Putra WorLd Trade Center Kuala Lumpur’da
gerçekleşen ödül töreni için İslam İşbirliği Teşkilatı’ndan İAÜ
Mütevelli Heyet Başkanı Dr.
Mustafa Aydın’a gelen davette
şu ifadelere yer verildi: “Değerli Dr. Mustafa Aydın, İslam
dünyasına değerli katkılarınızdan dolayı saygımızın bir gös-
90 | KASIM 2016 |
WWW.EKOVİTRİN.COM
tergesi olarak bu ödüle layık
görüldünüz. Özellikle İslam
dünyasında enerjiniz bir fark
yaratmakta ve insanların hayatlarında pozitif bir etki oluşturmaktadır. Özellikle eğitim
ve iş alanları başta olmak üzere
tüm başarılarınızı kutlamak için
sizlere ‘İslam Dünyasının En
İyileri’ ödülünü takdim etmekten gurur duymaktayız. Ödülü
size vermemiz, bu yılki katılımcılara enerji verecek ve kişisel
ve iş alanındaki başarıya ulaşmalarını sağlayacaktır. İslam
Dünyasının En İyileri” ödülü
Müslüman ülkeler arasındaki
ekonomik ve sosyal bağlarını
güçlendirmedeki ve bu ülkeler
ve dünyanın geri kalan kısmındaki yapıcı anlayışı arttırmaktaki çabalarından dolayı önde
gelen sanayici ve topluluk liderlerini belirleyici ve tanımlayıcı olarak görülmektedir. Ödül
ayrıca, alan kişileri kendileri ve
ülkelerinin refahı için katkıda
bulunan yetenekli iş adamları
olarak sembolize etmektedir.
Bu ödül ayrıca genç nesillere
ilham kaynağı olması açısından
önemli olmakla birlikte global
ekonomide verimli ve yetenekli
katılımcılar olarak yer almada
imajınızı güçlendirmektedir.”
“EĞİTİM DİPLOMASİSİ”
KAVRAMINI GÜNDEMİN
ÜST SIRALARINA TAŞIDI
İAÜ Mütevelli Heyet Başkanı Dr. Mustafa Aydın eğitim
alanında ulusal ve uluslararası
anlamda yaptığı çalışmalarla
da öne çıkıyor. Aynı zamanda
Avrasya Üniversiteler Birliği (EURAS) ve Dış Ekonomik
İlişkiler Kurulu (DEİK) Eğitim
Ekonomisi İş Konseyi Başkanı
görevlerinde bulunan Dr. Aydın, başta İslam dünyası olmak
üzere katıldığı her çalışmada
ekonomik, sosyal ve kültürel
alanlarda huzur, barış ve istikrarın ancak eğitim ile mümkün
olduğunu vurgulaması, “eğitim
diplomasisi” kavramını gündemin üst sıralarına taşıyarak
bölgesel ve küresel sorunlara
çözüm önerileri getirilmesini sağlaması, düşük ekonomi
düzeyine sahip toplumların ve
özellikle mültecilerin eğitimi
konusunda öncü çalışmalarıyla
ödüle layık görüldü.
BU BAŞARI
ALKIŞLANIR
Dr. Mustafa Aydın’a ödülü
Malezya’nın başkenti Kuala
Lumpur’da gerçekleştirilen törenle takdim edildi. Dr. Aydın,
Türkiye adına bu ödülü alan
ilk isim oldu.
WWW.EKOVİTRİN.COM
| KASIM 2016 | 91
SÖYLEŞİ DR. MUSTAFA AYDIN
2023 HEDEFLERİNE
YETİŞMİŞ İNSAN GÜCÜYLE
ULAŞABİLİRİZ
Türkiye, 15 Temmuz’da tarihinin en zor günlerinden birini yaşadı. Türk halkının üstün bir
kahramanlık örneği gösterdiği bu süreç ekonomiyi ve siyaseti derinden etkiledi. En fazla etkilenen sektörlerden biri de eğitim sektörü oldu.
İstanbul Aydın Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Dr. Mustafa Aydın, 15 Temmuz sürecinin
eğitim dünyasına etkileri ve üniversite olarak
yaptıkları çalışmalar hakkında Ekovitrin Medya
Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Kamuran Abacıoğlu’na önemli açıklamalarda bulundu.
“15 TEMMUZ,
TÜRKİYE
İÇİN
ÖNEMLİ
BİR
DÖNÜM
NOKTASIYDI”
Türkiye, 15 Temmuz’da çok önemli bir dönemeçten geçti. Eğitimci gözüyle bu süreci nasıl
değerlendiriyorsunuz? Kısa bir değerlendirme
alabilir miyiz sizden?
Türkiye zor bir süreçten geçti. 15 Temmuz’un arkasından gelen hadiseler hiç istenmeyen bin manzara. Ülkemizin üzerinde karamsar
bir tablo oluşturulmak isteniyor. Aziz milletimiz
tarihin hiçbir döneminde rahat bir şekilde hayatını sürdürmedi. Hep bir kargaşa, hep bir savaş
hep olumsuzluklar içerisinde yaşayarak bugünlere geldik. Bunların üstesinden gelmiş bir mille-
Mustafa AYDIN
İstanbul Aydın Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Dr.
İstanbul Aydın Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Dr. Mustafa Aydın, Türkiye’nin 2023 hedeflerine
ulaşması için üniversitelere büyük görevler düştüğünü belirtiyor. Bilim ve teknoloji alanında dünya
ile rekabet edebilecek bir stratejinin belirlenmesi
gerektiğini ifade eden Dr. Aydın, Türkiye’nin eğitimli
insan gücüyle büyük hedeflere ulaşacağını söylüyor.
92 | KASIM 2016 |
WWW.EKOVİTRİN.COM
tiz. Dolayısıyla bu sıkıntılı sürecin de üstesinden
geleceğiz. Batı her zamanki gibi iki yüzlü bir tavır sergiledi. Diğer dünya ülkelerinin bize bakışı
ortada. Bir yandan ekonomik sıkıntılarla diğer
yandan politik sorunlarla mücadele ediliyor.
Gençlerimizin kararlılığı ve üniversitelerimizin
ortaya koyacağız dünya standartları üzerindeki
eğitimle daha iyi bir gelecek kurarak bu sorunların üstesinden geleceğiz. 15 Temmuz, Türkiye
için çok önemli bir dönüm noktası oldu. Demokrasi kazandı. Türkiye’nin ve Türk halkının bu anlamda önemli bir sınav verdiğini düşünüyorum.
İstanbul Aydın Üniversitesi ve diğer üniversitelerle birlikte geleceğin insanlarını yetiştiriyoruz. Geleceğin cumhurbaşkanlarını,
başbakanlarını, bürokratlarını, iş insanlarını yetiştiriyoruz. Gerek 15 Temmuz gerekse 15 Temmuz öncesi Güneydoğu’daki hâdiselerin yeniden
yaşanmaması için bizlere önemli görevler düşüyor. Bu aynı zamanda üniversitelerimizin temel
amaçları arasında olmalı. Gençlerimizi ülkemizin gerçek şartlarına uygun yetiştirmemiz lazım.
Dünyanın ülkemizde alakalı ne düşündüğünü bilerek yetiştirmemiz lazım. Bilimi, teknolojiyi ve
aklı hep ön planda tutmalıyız.
15 Temmuz sonrasında üniversitelerle ilgili
önemli kararlar alındı. Fethullahçı Terör Örgütü FETÖ ile bağlantılı üniversiteler kapatıldı.
Akademik kadroları tasfiye edildi. Öğrenciler
devlet üniversitelerine veya başka üniversitelere yerleştirildi. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?
Takdir edersiniz ki öğrenciler
A şehrindeki B üniversitesine giBütün hayatını ona göre
“FETÖ, diyordu.
idame ettirmişti. Ona göre ev
EĞİTİMİ DE tutmuş, ona göre sosyo ekonoETKİLEDİ” mik yapısını oluşturmuştu.
Fakat zorunlu olarak bir şehir değişikliği meydana geldi. Bunun getirdiği birtakım eksiklikler
oldu. Bunu telafi etmek için de özel öğrenci
statüsü diye bir karar alındı. Yani öğrenci Gaziantep’te okuyor İstanbul’daki bir üniversiteye yerleşiyor fakat İstanbul’a gelmesi mümkün
olamıyor. O dersleri Gaziantep’teki bir başka
üniversitede alma imkanı sağlandı. Yani öğrencinin kayıt olduğu üniversite ile dersleri aldığı
üniversite arasında bu öğrencilerimiz için bir
farkındalık oluşturularak böyle bir imkan sağlandı. Dolayısıyla bu öğrencilerimizin mağduriyetini gidermiş oldu. Elbette ki yaşananlar istenen bir olay değildi. Hiç kimse kendi okuduğu
üniversitenin dışında başka bir üniversiteye
gitmek istemeyebilir. Fakat 15 Temmuz sonrasında ülkemizin içerisinde bulunduğu şartlar
darbe girişimi ve darbe girişimine destek veren
üniversiteler gerek akademik kadro dünyanın
her yerinde olduğu gibi muhakkak bir yaptırımla karşı karşıya gelmesi gerekiyordu. FETÖ, Batı
kaynaklı ya da iç mihrakların bir araya gelmesiyle bir darbe teşebbüsü gerçekleştirildi diyebiliriz. Ama her halükarda bu darbe kalkışmasında
destek veren, ona zemin hazırlayan ister akade-
WWW.EKOVİTRİN.COM
| KASIM 2016 | 93
SÖYLEŞİ DR. MUSTAFA AYDIN
misyen, ister üniversite, ister bir iş adamı
Bütün sektörlerin gündeminde olması
ya da bir kamu görevlisi olsun muhakkak gereken bir konu bu. Biliyorsunuz 2023 yılı
bir yaptırımla karşı karşıya kalacak. Bu
için 500 milyar dolar ihranedenle bu gibi konulardan kaynaklanan
cat hedefi konuldu. Fakat
bir öğrenci mağduriyeti var. Yoksa öğtakdir edersiniz ki sadece
“BÜYÜK belirli sektörlerin çalışrencilerimize böyle olaylara ilişkilendirmiyorum. Öğrenci o üniversiteye gider- HEDEFLERE masıyla bu hedeflerin yaEĞİTİMLİ kalanması mümkün değil.
ken, orayı bir devlet tarafından açılmış
İNSAN Çünkü bu ülkemizin ihracat
üniversite olarak gördüğü için tercih etti.
Onun için asla hiç bir üniversite ne devlet KAYNAĞI İLE hedefidir. Dolayısıyla burane de özel üniversitelerde okuyan hiçbir ULAŞABİLİRİZ” da eğitim sektörüne önemli
öğrencimize önyargıyla bakmıyoruz. Bügörevler düşüyor. Şu anda
tün üniversitelerimiz bu öğrencilerimize
dünyada yaklaşık 5 milyon
kapılarını sonuna kadar açtılar. Özellikle
dolaşan öğrenci var.
2020 yılında bu rakam 7 milyona ulaYÖK Başkanımız bu öğrencilerimizin üniversitelere yerleştirilmesi konusunda her şacak. Her öğrenci bulunduğu ülkede ortürlü kolaylığın sağlanması konusunda ıs- talama 40 bin dolar bırakıyor. Bugün dünrarla üniversitelere tavsiyelerde bulundu. yada 200 milyar dolarlık bir bütçe var. Peki
Bu öğrencilerimizin tamamı üniversitele- Türkiye 500 milyar dolarlık hedefi yakare yerleştirildi, şu anda eğitim öğretimleri lanması için bu 200 milyar dolardan ne kadevam ediyor.
dar alıp buraya dahil edecek ya da etmeli?
2011 yılında Eğitim Ekonomisi İş Konseyi’ni
Geçmiş yıllarda İstanbul Aydın Üni- kurduğumuz zaman Türkiye’de uluslararaversitesi’nin vakıf üniversiteleri arasın- sı öğrenci sayısı 30 bin civarındaydı. Buda tercih edilme oranlarında her zaman gün 110 bine ulaştı. 2023’e kadar bu rakamı
birinci olduğunu biliyoruz. Bu yılki du- 250 binin üzerine çıkaracağız. 250 binin
üzerine çıkarttığımız zaman bu 500 milyar
rum nedir?
Bu rakamlar YÖK tara- dolarlık hedefe uluslararası öğrencilerden
fından aralık ayında veri- ciddi bir katma değer gelecek. Aynı şekilde
liyor. Ama bizim aldığımız sağlık turizmi. Bugün Türkiye’deki belirli
“İAÜ, verilere göre İstanbul Aydın hastanelerin hasta sayılarının yüzde 20’si
EN ÇOK Üniversitesi 2016 akademik uluslararası hastalardan oluşuyor. Oradan
TERCİH yılına başlarken yine en çok çok ciddi bir katma değer sağlanması laEDİLEN tercih edilen vakıf üniversi- zım. Örneğin bilişim ve eğlence sektörü…
sinemalar çok yoğun şekilde çaVAKIF tesi oldu. En çok öğrenci- Filmler,
lışıyor. Bildiğim kadarıyla Türk dizilerini
nin
yerleştirildiği
vakıf
üniÜNİVERSİTESİ”
versitesi şampiyonluğunu dışarıya ihraç ediyoruz. Biz buna hizmet
ihracatı diyoruz. Elle tutulan gözle görükorumaya devam ediyor.
len ürünlerin yanı sıra hizmet ihracatı dediğimiz konsept ihracatı, akıl ihracatı, bilgi
2023 yılına kısa bir süre kaldı. Gerek iç ihracatı da Türkiye’nin 500 milyar dolarlık
gerekse dış etkenler Türkiye’nin büyüme ihracat hedefine katkı sağlamakta önemli
hedeflerini etkiliyor. Bir patinaj durumu söz bir yer teşkil ediyor. Dolayısıyla baktığımız
konusu. Türkiye’nin 2023 yılı hedeflerine zaman karşımıza önemli bir konu çıkıyor:
ulaşabilmesi için neler yapılması gerekiyor?
O da şu hangi sektörde olursanız olun
94 | KASIM 2016 |
WWW.EKOVİTRİN.COM
eğer eğitilmiş insan kaynağını yetiştirip o
sektörde istihdam edemiyorsanız hedefinize ulaşmanız mümkün değil. Biz birçok
sektörde o sektörün hamallığını yapıyoruz.
Yetişmiş insan kaynağımız olmadığı için
merdiven altlarında üretmiş olduğumuz
ürünleri başka ülkelerin markasıyla dünya
pazarlarına sunuyoruz. Oysaki biz o sektörlerde; tekstilde, takı tasarımında, deride, imalat sanayinde, otomotivde, bilişimde kendi markalarımızla dünya pazarlarına
çıkmış olmamız halinde; siz de çok iyi biliyorsunuz ki gömlek Türkiye’de üretiliyor.
Üzerinde Türk Malı yazıyor. Fakat A markasıyla satılıyor. O şekilde satıldığı zaman
Türkiye’de üretilen gömlek için verdikleri
para; örnek veriyorum 10 lira dışarıda o
gömlek bin TL’ye satılıyor. Hiçbir şey yok
aslında. Sadece markayla satılıyor. Bu da
tamamen gelişmiş insan kaynağından kaynaklanıyor. Dolayısıyla gelişmiş insan kaynağı kullanmamız lazım. Yani burada geldiğimiz nokta yine eğitim. Özet olarak bütün
sektörler istihdam ettikleri insan kaynağını
o alanda yetişmiş insanlardan müteşekkil
olması halinde ancak biz o hedeflere ulaşabiliriz.
Türkiye tarafından tanınmayan Tayvan
örneğini vermek istiyorum. Halen daha
Türkiye tarafından tanınmamış. Şu anda
450 milyar dolarlık ihracatı var. Ülke stratejilerini bunun üzerine kurmuşlar. Ne üretirseniz satacaksınız. Satamayacağınız hiçbir şeyi üretmeyeceksiniz. Temel felsefeleri
bul. Dolayısıyla biz de Türkiye olarak gerek
hizmet sektöründe gerek üretim sektöründe ya da imalat sektöründe böyle bir
felsefeyi ön plana çıkarmamız lazım. Türkiye’nin yeraltı kaynakları, yer üstü zenginlikleri, insan kaynakları imkanlar ekonomisi
buna çok müsait. Bütün mesele önümüze
bu hedefleri koyup eğitim stratejilerimizi,
ekonomik stratejilerimizi, ihracat stratejilerimizi bu doğrultuda oluşturabilmek.
İ.A.Ü. Mütevelli Heyet Başkanı Dr. Mustafa Aydın yeni eğitim öğretim dönemi ve üniversitelerinin yaptığı çalışmalar hakkında Ekovitrin Medya
Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Kamuran Abacıoğlu’na açıklamalarda
bulundu.
Üniversitelerin aslı vazifesi bilimsel
çalışmalardır. Dünyanın en ileri ülkelerinde o ülkeleri gerek ekonomide ve diğer alanlarda sıçrama yapmalarını sağlayan buluşlar üniversitelerde yapılıyor.
Bu sıçrama daha sonra reel ekonomiye
aktarılıyor. Bu ülkeler daha sonra diğer
ülkelerle arayı açıyor. Bunun örnekleri
var. İstanbul Aydın Üniversitesi’nin akademik hedefleri nelerdir, bu konuda neler yapılıyor?
2002 yılında önümüze
bir hedef koyduk. Üniversi“EN BÜYÜK temizin daha temelleri atıHEDEFİMİZ lırken bundan yaklaşık 15 yıl
2023’TE önce bir hedef koyduk önüİLK 500’DE müze. Dedi ki cumhuriyetiOLMAK” mizin 100’üncü yılında dünyanın ilk 500 üniversitesi
arasına girmek zorundayız.
Bütün üniversitemiz yapılanmasını
bu doğrultuda yapıyor ve koşar adımlarla bu hedefe doğru ilerliyoruz. Çalışmalarınızın tamamı bu yönde. 2023 yılında
dünyanın
ilk
500
Üniversitesi
arasında bir
Türk üniversitesi olmak için
çalışıyoruz. Tabii bütün üniversitelerin
bir hedefi, bir stratejisi olması gerekiyor.
Bugün çağdaş ülkeler veya ekonomik bakımdan diğer ülkelerle arasını açmış olan
ülkelerin temeline indiğiniz zaman patent
konusu öne çıkıyor. Birçok ürünün patenti var. Teknolojiyi yaptıkları katkıları çok
önemli. Üniversiteler aslında bir tarla niteliğinde. Tabii burada şunun altını çizmek
istiyorum, hakkını teslim etmek lazım:
Özellikle son beş yıl içerisinde hükümetimiz, ilgili bakanlıklarımız bu tür çalışmalara üniversitelerimizde çok ciddi destekler
veriyorlar. Üniversiteler daha önce kendi
imkânlarıyla bu araştırmaları yapmak durumunda kalıyorlardı. Şimdi ise yüzde 70,
yüzde 80’ine kadarını devlet destekliyor.
Dolayısıyla Türkiye son yıllarda büyük bir
atılım içerisinde girdi. Bundan 10 yıl önce
1 milyar dolar civarında Avrupa Birliği projeleri havuzuna para aktarıyorduk. Ve o
aktarılan paranın yüzde 10’unu kullana-
mıyorduk. Yani oraya verdiğimiz paranın
yüzde 10’unu geri alamıyorduk. Parayı kim
kullanıyordu: Proje yapan ülkeler. Biz de
hatayı Batı’da buluyorduk. Biz yapıyoruz,
ama bize vermiyorlar diyorduk. Oysaki hiç
hatayı kendinizde aramıyorduk. Son 10 yıl
içerisinde gerek üniversiteler, gerek kamu
kuruluşları, gerek özel kuruluşların proje
yapma kültürü gelişti. Mesela biz İstanbul
Aydın Üniversitesi olarak 70 civarında proje
geliştiriyor. Türkiye bu konuda önemli bir
yol kat etti. İstanbul Aydın Üniversitesi bu
yarış içerisinde, bu teknoloji havuzu içerisinde bu bilimsel çalışmalar içerisinde çok
iyi bir yere sahip. Dünyada 500’ün üzerinde
üniversite ile işbirliği yapıyor, ortak projeler yürütüyor. TÜBİTAK başta olmak üzere
kalkınma ajansları, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, belediyeler, sağlık kuruluşları,
sivil toplum kuruluşlarımızla yıllık ortalama
50’nin üzerinde proje yapıyoruz. 20 milyon
liranın üzerinde proje bütçesi var. B:unun
da büyük bir kısmını dışardan alıyor Dolayısıyla İstanbul Aydın Üniversitesi bu alanda
da güzel çalışmalar yapıyor.
WWW.EKOVİTRİN.COM
| KASIM 2016 | 95
SÖYLEŞİ DR. MUSTAFA AYDIN
HABER UĞUR KOLEJİ
ERGENLİK DÖNEMİNDE
ÖĞRETMEN VE AİLE İLİŞKİSİ KUVVETLİ OLMALI
Ergenlik döneminde yaşanan bedensel ve ruhsal
farklılıklar öğrenciler üzerinde büyük değişimlere
yol açıyor. Bu süreçte öğrenciye yüklenen aşırı sorumluluk okul başarısında düşüşe neden oluyor.
Geçtiğimiz yıl Türk bilim adamı Aziz
Sancar Nobel ödülü aldı. Kendisi Türk
ama Amerika’daki üniversitede yaptığı
çalışmalarla Nobel ödülüne layık görüldü. Türkiye’de yaptığı çalışmayla Nobel
ödülü kazanmadı. Dolayısıyla bu ödül
bir Türk’e ait olmasıyla birlikte aslında
Amerika’ya ait işin doğrusu. Orhan Pamuk, Nobel’e Edebiyat Ödülü’nü almıştı.
2023 yılına kadar Türk üniversitelerinde
yapılmış bir çalışmayla Nobel kazanma
ümidimiz var mı?
O her zaman var. Şunu
kabul etmek lazım; üniver“TÜRK sitelerimiz yıllarca farklı neHALKINI denlerden dolayı, toplumu
NOBEL’E ve toprağıyla bütünleşmekADAY ten uzak bir anlayış içerisinGÖSTERDİK” de olduklarından dolayı böyle bir eksiklik olmuş olabilir.
Akademik özgürlükler adı altında ülkenin
ihtiyaçları dikkate alınmadı. Türkiye’deki
üniversitelerin geçmişi 1200’lü tarihlere
kadar uzanıyor. Bu konuda bir strateji belirlenmediği için böyle bir eksiklikten söz
edebiliriz. Son 10 yıl içerisindeki önemli
teşvikler oldu. Aslında geniş bir yelpazede
bakmak lazım bu olaya. Devletin, üniversitelerin, toplumun bir bütün içinde bu ola-
96 | KASIM 2016 |
WWW.EKOVİTRİN.COM
ya yaklaşması ve desteklemesi gerekiyor.
Bu anlayış sağlanırsa neden Türkiye’deki bir bilim adamı ya da üniversite Nobel
ödülü almasın.
2023 yılına kadar kendi çalışmaları sayesinde üniversitelerimizden iyi bir haber
geleceğine inanıyorum. 15 Temmuz darbe
girişimi karşısında Türk halkının ortaya
koyduğu demokratik duruşu ve iradeden
dolayı İstanbul Aydın Üniversitesi olarak
Türk halkını Nobel Barış Ödülü’ne aday
olarak gösterdik. Bu konuda çalışmalarımızı tamamladık. Geçtiğimiz ekim ayında
müracaatımızı tamamladık. Dışişleri Bakanımız da bu konuya destek veriyor.
Bu çok önemli bir konu. Girişimlerimizden dolayı sizi tebrik ediyorum. Aslında Türkiye bunu bile yurt dışına anlatamadı. Yani Türk halkı silahlı bir güce
karşı elinde Silah olmadan bayrağıyla bir
darbeyi durdurdu Yani bu dünya çapında
bir olay.
İstanbul Aydın Üniver“BATI, sitesi’nde yaptığımız orgaDARBE nizasyonların birisinde İsGİRİŞİMİNİ panyol bir gazeteciyi konuk
GÖRMEZDEN ettik. Orada yabancı bir gaGELDİ” zeteci gözüyle darbe giri
şimini anlattırdık. Tabi sizin de söylediğiniz gibi bizlerin de anlatamama gibi bir
eksikliği oldu.
O gazeteci de bunu dile getirdi. Yani
yaşadıklarımızı Batı’ya daha etkili bir biçimde anlatabiliyor olmanız gerekirdi
diye söyledi. Ama şu da bir gerçek: Siz
istediğiniz kadar bağırın, istediğiniz kadar argümanları ortaya koydun, eğer
karşınızdaki kulaklarını kapatmışsa ve
kalbini de kapatmışsa içeriye nüfuz edemiyorsunuz. Yani neredeyse darbe başarısız oldu diye üzülen bir toplum var. Bu
durum karşısında üzülen bir Batı ile karşı
karşıyayız. Bir Avrupa parlamenteri, parlamentoda kalkıyor ve diyor ki, “Keşke bu
darbe başarılı olsaydı.” Bunu söyleyebiliyor. Uzun bir süre uzun bir süre Batı’dan
ses çıkmadı biliyorsunuz. Çok çok sonra tepkiler geldi. “Hadi kalkıp Türkiye’ye
gidelim, Meclis’i ziyaret edelim” dediler.
Aradan uzun zaman geçtikten sonra bunlar oldu. Oysa Batı’nın darbe girişiminin
ertesi günü bunları yapması gerekmez
miydi? Dolayısıyla şunu söylemek istiyorum bizim anlatamamak gibi bir eksikliğimiz oldu ama karşı tarafın da kulaklarını
tıkadığını, kalplerini kapattığını göz ardı
edemeyiz.
Ö
ğrencinin
ergenlik
dönemine girmesiyle
beraber evde ve okulda zorlu bir süreç başlıyor. Bu
dönemde fiziksel ve ruhsal açıdan yaşanan değişimler okul
performansı ile doğrudan ilişki
içerisinde oluyor. Öğrencinin
yaşadığı fiziksel ve ruhsal değişim, okulda yaşanan uyumsuzluklar, arkadaş ilişkileri ve
öğrenciye yüklenen aşırı sorumluluklar, okul başarısını
düşürüyor. Öğrencilerin bu
sürecinde ailelere ve eğitimcilerine büyük görevler düşüyor.
Ergenlik dönemine giren
öğrencilere karşı ailelerin ve
öğretmenlerin ergenlik psikolojisi ve gelişimi hakkında bilgi
sahibi olması gerektiğini belirten Uğur Koleji Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Servisi
Koordinatörü Ayşegül Gürcü,
“Ailelerin ve öğretmenlerin,
bu zorlu süreçte öğrencilere
karşı anlayış ve sabır göstermesi gerekiyor. Gençle fazla
çatışma yaşamadan sorunların
üstesinden gelmeye çalışmalılar. Genç için zor ama geçici
olan bu dönemin bir süreç olduğu unutulmamalı. Biz Uğur
Koleji Psikolojik Danışmanlık
ve Rehberlik Servisi olarak bu
süreci yaşayan öğrencilerimizin aileleri ve öğretmenleriyle
sürekli iletişim halindeyiz. Bunun geçici bir dönem olduğunu ve ona destek olduğumuzu
hissettirmeye çalışıyoruz” dedi.
Ergenlik döneminde
başarı düzeyi düşüyor
Ergenlik döneminde öğrencinin artık ebeveyne bağımlılıktan kurtulup kendi kimliği-
ni bulmak istediğini vurgulayan
Ayşegül Gürcü, “Ergenlik dönemi ile başlayan farklılaşmaları, aileler ve öğretmenler
soğukkanlı ve kabul edilebilir
karşılamaları gerekiyor. Bu
dönemde onların birer birey
olduğunu unutarak yıkıcı eleştirilerde ve öğrencinin kendine
olan güven ve inancını zedeleyici yorumlarda bulunmamalılar. Genelde bu dönemde öğrencilerin başarı düzeyinde
bir düşüş gözlemliyoruz. Fakat
eğitimcilerimizden öğrencileri
değerlendirirken bu dönemi
göz önünde bulundurmaları gerektiğini belirtiyoruz. Bu
dönemde aileler ile eğitimciler
arasındaki iletişim kuvvetli olmalı ve doğru bir iletişim kurulmalı ” diye konuştu.
Birlikte ideal ve
hedefler belirleyin
Ergenlik döneminde gencin bütün sorumluluklarının
üstlenmesinin sağlanması gerektiğini aksi takdirde kişilik
gelişiminin ve özgüveninin
olumsuz yönde etkileneceğini söyleyen Gürcü sözlerine
şöyle devam etti; “Öğrencilerin bu dönemde mutlaka
bir hedefi olmalı. Ailelerde bu
dönemde gencin olumlu yönlerini destekleyerek “Hiç ders
çalışmıyorsun!” cümlesi yerine
“Geçen hafta matematik sınavına ne güzel çalıştın, sonucu da
güzeldi” şeklinde cümleler kurarak dersler ve okul konusunda takdir etmelidir.”
WWW.EKOVİTRİN.COM
| KASIM 2016 | 97
Download