AMASYA GENELGESİ (22 HAZİRAN 1919) Amacı: Kurtuluş mücadelesini kişisellikten çıkararak ulusal bir temele oturtmak ve halka, içinde bulunduğu durum ile ne yapılması gerektiğini aktarmak. Yani kurtuluş savaşının gerekçe ve yöntemini belirtmek Amasya Genelgesi Maddeleri: 1. Vatanın bütünlüğü milletin bağımsızlığı tehlikededir. (Gerekçe) (Amaç) 2. İstanbul Hükümeti üzerine düşen görevi yerine getirmemektedir. Bu durum Milletimizi yok olmuş göstermektedir.( Gerekçe) 3. Milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararlılığı kurtaracaktır. (Yöntem) 4. Anadolu’nun en güvenli yeri olan Sivas’ta milli bir kongre toplanacak, her ilden Müdafa-i Hukuk Cemiyeti’nin seçeceği 3 delege katılacaktır. (Yöntem) 5. Milletin haklı sesini duyuracak bir kurula (Temsil Heyeti) ihtiyaç vardır (Yöntem) Özellikleri Milli Mücadele hareketinin amacı, gerekçesi ve yöntemi ilk defa belirtilmiştir. Hukuki ve siyasi yönden yeni Türk devletinin temel dayanaklarından biridir. Milli egemenlik ve milli bağımsızlık kavramlarından ilk defa söz edilmiştir. Ulusal bağımsızlık ön plana çıktığı için genelge evrenseldir. İstanbul hükümetini yok saydığı ve karşısına aldığı için ihtilal niteliği taşır. Seçimden bahsedildiği için demokratikleşme sürecini başlatmıştır. Genelge Sonrası Tepkiler Mustafa Kemal İstanbul Hükümeti tarafından derhal geri çağrıldı İtilaf Devletleri Mustafa Kemal’in ve Milli mücadele hareketinin bertaraf edilmesi konusunda İstanbul ‘hükümetine baskı yaptı Mustafa Kemal resmi askerlik görevinden istifa etti. Amasya Genelgesi Anadolu da heyecan ve inanç yarattı. ERZURUM KONGRESİ (23 TEMMUZ 1919) Not 1: Erzurum Kongresi,’Trabzon Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti ile Doğu Anadolulu Muhafaza-i Hukuk Cemiyetlerinin desteği ile toplanmıştır. Not 2: Mustafa Kemal Paşa ve Rauf Orbay Paşa’nın kongreye katılabilmesi için 2 Erzurum delegesi kongreden istifa etmiştir. Not 3: İstanbul Hükümeti kolordu komutanı Kazım Karabekir’e Mustafa Kemal’i tutuklama emri verse de Karabekir Paşa vatan ve millet çıkarlarına ters bu emri yerine getirmedi. Not 4: Özellikle Trabzon delegeleri karşı çıksa da Mustafa Kemal kongre başkanlığına seçildi Kongrenin Toplanış Amacı: Doğu Anadolu Bölgesinde bir Ermeni ya da Rum devletinin kurulmasını önlemek Erzurum Kongresinin temel toplanış amacıdır. Göçü önleyerek Türklerin bölgede azınlıkta kalmasını engellemek Erzurum Kongresi Kararları Milli sınırlar içinde vatan bir bütündür bölünemez Kuva-i Milliye’yi etkin milli iradeyi etkin kılmak esastır. Azınlıklara siyasal ve sosyal dengemizi bozucu ayrıcalıklar verilemez. Manda ve himaye kabul edilemez.( Manda ve himaye ilk kez red edilmiştir.) Vatanın kurtarılmasında İstanbul Hükümeti yetersiz kalırsa geçici hükümet kurulacaktır 6. Toplanacak olan ulusal güçler Padişah ve Hilafet Makamlarını da koruyacaktır. 7. Sömürgecilik amacı taşımayan ulusal bağımsızlığımıza saygılı olan devletlerden yardım alınabilir. 1. 2. 3. 4. 5. Erzurum Kongresinin Önemi Erzurum Kongresi toplanışı bakımından, yerel aldığı kararlar bakımından ulusal nitelik taşır Doğu Anadolu cemiyetleri birleştirilerek ulusal örgütlenmenin ilk fiili adımı atılmıştır Türk tarihinde ilk kez vatanın milli sınırları tanımlanmıştır. Manda ve himaye ilk kez reddedilmiştir. Geçici hükümet ifadesi ile Heyet-i Temsiliye resmiyet kazanmıştır. Azınlık haklarına ilk kez tepki gösterilmiştir. Erzurum Kongresi Sonrası Tepkiler Doğu Anadolu’daki bu faaliyet Batı Anadolu’nun mücadele azmini arttırdı. Damat Ferit hükümeti Mustafa Kemali tutuklama emri çıkardı. SİVAS KONGRESİ (4–11 EYLÜL 1919) Kongrenin Toplanış Amacı: Milli mücadele hareketini yerellikten çıkararak ulusal nitelik kazanmasını sağlamak Milli mücadele hareketini birleştirerek tek bir merkezden birlik içinde yönetilmesini sağlamaktır. Sivas Kongresi Kararları: 1. Erzurum Kongresinde alınan kararlar aynen kabul edilmiştir 2. Manda ve himaye son kez kesin olarak reddedilmiştir. 3. Milli cemiyetler Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti adı altında birleştirilmiştir. Çok Önemli Not: Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin kuruluş amacı milli mücadele hareketinin yerellikten çıkarılarak tüm ulusa yayılması ve milli mücadelenin idaresini kolaylaştırmaktır. (Bu not mutlaka bilinecek) 4. Misak-ı Milli’nin temel esasları belirlendi. 5. İrade-i Milliye adıyla milli mücadele hareketinin anlatılmasını sağlayacak bir yayın organı çıkarılması kararlaştırıldı. 6. 9 Kişiden oluşan temsil heyeti 16 kişiye yükseltildi 7. Meclis-i Mebus an’ın acilen toplanması istendi 8. Ulusal bağımsızlığımızı zedelemeyen dış yardımlar kabul edilir ( Sovyet Rusya kasıt edilmiştir.) Sivas Kongresinin Önemi Milli birlik ve beraberlik yolunda atılmış en önemli adımdır. Ülkenin her tarafından delegelerin katılması kongreye ulusal bir nitelik kazandırmıştır. İstanbul Hükümetine karşı olduğundan bu kongrede ihtilal özelliği taşır. Mustafa Kemal resmen milli mücadelenin lideri oldu Temsil Heyeti’nin Faaliyetleri: 1. Ali Fuat Cebesoy’u Batı cephesindeki milis kuvvetlerin komutanlığına atadı. 2. Damat Ferit Paşa hükümeti ile bütün haberleşmeyi yasakladı. 3. Ali Rıza Paşa hükümeti ile Amasya görüşmelerini yaptı Not 1: Ali Fuat Paşa’nın batı cephesine atanması ile temsil heyeti yürütme yetkisini ilk kez kullanmıştır. Not 2: Sivas Kongresine engel olamayan Damat Ferit Paşa hükümeti istifa etmek zorunda kalmıştır. Bu durum temsil heyetinin İstanbul Hükümeti’ne karşı kazandığı ilk siyasi zaferdir. AMASYA GÖRÜŞMELERİ (20–22 EKİM 1919) Önemi: Amasya Görüşmeleri ile İstanbul Hükümeti Anadolu’daki Temsil heyetinin varlığını ilk kez resmen kabul etmiş oldu. (Çok önemli mutlaka bilinecek) Açıklama: Amasya Görüşmeleri için görüşme talebi Ali Rıza Paşa başkanlığındaki İstanbul Hükümeti tarafından gelmiştir. İstanbul Hükümeti’ni Bahriye Nazırı Salih Paşa, milli mücadele hareketini ise Temsil Heyeti başkanı sıfatı ile Mustafa Kemal Paşa temsil etmiştir. Yapılan görüşmeler sonucunda aşağıdaki kararlar alınmıştır. Kararlar: Manda ve himaye reddedilerek yurdun bütünlüğü ve bağımsızlığı korunacak. Azınlıklara ayrıcalık tanınmayacak. Seçimler yapılarak mebusan meclisi derhal toplanacak (Bu uygulanan tek karardır.) Temsil Heyeti’nin rızası olmadan İstanbul Hükümeti hiçbir barış antlaşması yapmayacak. İngiliz Muhipleri Cemiyeti’nin çalışmaları durdurulacak 1. 2. 3. 4. 5. Önemli Not: Amasya görüşmelerinde alınan kararlar kesin bağlayıcı değildir. Salih Paşa alınan kararları İstanbul Hükümeti’ne sunarak kabul ettirmeye çalışacaktır. Ancak sadece Meclis-i Mebusan’ın toplanması kararı kabul edilecektir, diğer kararlar İstanbul Hükümeti’nin merkezi otoritesini zedelediği gerekçesi ile reddedilmiş, dolayısıyla uygulanmamıştır. Son Osmanlı Mebusan Meclisi Toplantısı Temsil Heyeti başkanı Mustafa Kemal hakkında yakalama ve ölüm kararı olduğu için Ankara’da kalarak İstanbul’daki Mebusan Meclisi toplantısına gitmedi. Ancak gidecek arkadaşlarından üç önemli istekte bulundu bu istekler: Mustafa Kemal gıyabında meclis başkanı seçilecek. Mecliste Müdafa-i Hukuk adı altında bir grup kurulacak. Mısak-ı Milli mutlaka onaylanacak. *Bu isteklerden sadece Misak-ı Millinin kabul edilmesi gerçekleşebilmiştir. MİSAK-I MİLLİ KARARLARI (MİLLİ YEMİN) 1. Ulusal sınırlar içinde vatan bir bütündür bölünemez ( Bu maddede bahsedilen milli sınırlar Mondros ateşkes antlaşması imzalandığı andaki sınırlardır. Yani bugünkü sınırlarımız artı Musul Kerkük ve Batum 2. İstanbul şehri ve Marmara’nın güvenliği sağlandığında boğazlar Dünya Ticaretine açılabilir. 3. Kapitülasyonlar derhal kaldırılmalıdır. 4. Türkiye’deki azınlıklara komşu ülkelerdeki Türk azınlıklara verilen haklar verilecektir. Misak-ı Milli karalarının kabul edilmesinden sonra İngiltere önce İstanbul hükümetine belgenin geri çekilmesi konusunda baskı yaptı. . 16 Mart 1920 de İngiltere Mebusan meclisini dağıtarak İstanbul’u resmen işgal etti. 23 Nisan 1920 I. TBMM’nin Açılışı İstanbul’daki meclisten kaçan vekiller ile Mustafa Kemal liderliğindeki vatanseverler Ankara’da buluştu. İstanbul’un işgalinden sonra yeni bir meclisin kurulup bu meclisin aynı zamanda hükümet görevini üstlenmesi gerektiğini düşünen Mustafa Kemal 23 Nisan 1920 de TBMM’yi resmen açtı. I TBMM güçler birliği esasına göre yönetim yetkisine sahiptir.( yasama , yürütme ve yargı yetkilerinin aynı elde toplanması) Meclis hükümeti sistemi benimsenmiştir. Meclisin başkanı aynı zamanda hükümetinde başkanıdır. Milli iradenin üzerinde hiçbir güç yoktur. Bu ilkeler çerçevesinde yeni Türk Devleti’nin ilk anayasası olan Teşkilat-ı Esasi kabul edilmiştir. TBMM’ye Karşı Çıkan Ayaklanmalar TBMM’ye karşı çıkan ayaklanmaları 3 grupta inceleyebiliriz bunlar İstanbul hükümetinin desteklediği isyanlar, İtilaf devletlerinin desteklediği isyanlar ve Eski Kuvayı Milliye liderlerinin çıkardığı isyanlardır a) İstanbul Hükümeti’nin Çıkardığı isyanlar: Bu isyanlar iki tanedir her ikisi de halkın dini duyguları sömürülerek çıkarılan isyanlardır. İlki Ahmet Anzavur İsyanı diğeri Kuvayı İnzibatiye İsyanıdır. b) İtilaf Devletleri’nin çıkardığı isyanlar: Bu isyanlar itilaf devletlerinin çeşitli bölgelerdeki etnik azınlıkları kullanarak çıkardığı isyanlardır. En önemlileri Cemil Çeto İsyanı, Milli Aşiret ayaklanması ve Yozgat Koçgri ayaklanmalarıdır. c) Eski Kuvayı Milliye liderlerinin isyanları: Bu isyanlar düzenli orduda emir altına girmek istemeyen 2 önemli Kuvayı Milliye reisinin çıkardığı isyanlardır bunlar. Demirci Mehmet Efe ve Çerkez Ethem isyanlarıdır. KURTULUŞ SAVAŞINDA CEPHELER a) Doğu Cephesi : Kurtuluş savaşımızın doğu cephesinde Ermenilerle savaştık hali hazırda var olan Kazım Karabekir komutasındaki 15. Kolordu bu cephede savaşmıştır. Ermeniler Kars, Ardahan, Batum ve Sarıkamış’ı işgal ederek bu bölgede çoğunlukta olduklarını iddia etmişlerdir. Yapılan savaş neticesinde Türk orduları Ermenileri yenmiş ve Gümrü Barış Antlaşması imzalanmıştır.. Gümrü Barış Antlaşması ve Önemi Maddeleri Ermeniler işgal ettikleri yerleri boşaltacaklar Ermeniler Doğu Anadolu üzerindeki isteklerinden vazgeçecekler. Her iki taraf birbirine savaş tazminatı ödemeyecek Ermeniler Sevr Antlaşmasını tanımayacak. Önemi TBMM’nin ilk askeri ve siyasi zaferidir.( Çok önemli Mutlaka bilinecek) Doğu sınırlarımız için belirleyici olan anlaşmadır. TBMM’nin kendine güvenini ve saygınlığını arttırmıştır. Türkiye isminin ilk kez kullanıldığı antlaşmadır. b) Güney Cephesi: Güney Doğu Anadolu bölgesi yapılan antlaşmalarla Fransızlara verilmiştir. Antep ,Urfa Maraş, gibi şehirlerde Fransız ve Ermeni birlikleri ile doğrudan savaşabilecek düzenli bir ordumuz olmadığı için bölgeyi Kuvayı Milliye tarzındaki halk örgütleri savunmuştur. İki öne çıkan halk lideri vardır Maraş’ta Sütçü İmam ve Antep’te Şahinbey halkın ve bölgedeki direnişin sembolü olarak ön plana çıkmışlardır. Bu şehirlerde düzenli ordu olmamasına rağmen büyük başarılar elde edilerek Fransızlar barış yapmaya zorlanmıştır. Fransızlar kaybetse de kesin barışı yapmak için Sakarya Meydan Savaşı’nın sonucu beklemişlerdir. Bunun nedeni batı cephesinde alınacak bir yenilginin Türkiye’nin direncini kırma ihtimalidir. Güney cephesi Ankara Antlaşması ile kapanmıştır. Fransızlar bölgeyi terk etmiştir Daha sonradan Antep’e Gazi Maraş’a kahraman ve Urfa’ya şanlı unvanları verilmiştir. c) Batı Cephesi: Batı cephesi milli mücadelemizin en uzun ve zorlu savaşlarının yaşandığı cephedir. Bu cephede düzenli Türk ordusu İngiltere destekli Yunan orduları ile savaşmıştır. I İnönü Savaşı (6- 10 Ocak 1921) Savaşın nedenleri Yunanistan’ın Megolo İdea (Büyük Yunanistan) hayali Yunanların Eskişehir’i alarak üs yapmak istemeleri Yunanların Çerkez Ethem isyanından yararlanmak istemeleri Yapılan savaşı düşmandan çok daha az asker ve silaha sahip olmasına rağmen Türk ordusu kazanmıştır Yunanlılar geri çekilmek zorunda kalmışlardır. Bu savaşın sonuçları tarihimiz açısından çok önemlidir. Savaşın sonuçları Londra Konferansı toplandı Sovyet Rusya ile Moskova dostluk anlaşması imzalandı. Afganistan ile karşılıklı iyi niyet anlaşması imzalandı. İstiklal Marşı kabul edildi. Teşkilat’ı esasi kabul edildi. a) Londra Konferansı: I. İnönü Savaşından sonra Yunanlara zaman kazandırmak ve Sevr anlaşmasını küçük değişiklerle imzalatmak için İngiltere Londra’da bir barış konferansı düzenledi. Mustafa Kemal eğer doğrudan davet edilirlerse konferansa katılacaklarını iletti Konferanstan bir sonuç çıkmayacağını bilmesine rağmen Mustafa Kemal’in daveti kabul etmesinin nedeni TBMM’nin barış yanlısı bir oluşum olduğunu dünyaya göstermek ve Misak-i Milli belgesini tanıtmak istemektir. İngiltere Londra Konferansına hem Osmanlı Hükümetini hem TBMM heyetini çağırarak anlaşmazlık yaratmak istemiş ancak başarılı olamamıştır. Neticede konferans bir sonuç alamadan dağılmıştır. b) Moskova Dostluk Antlaşması: Yeni Türk devleti ile Sovyet Rusya bir süredir iyi ilişkiler içerisindeydi çıkarları uyuşan bu iki devlet aralarında 4 önemli maddesi olan bir anlaşma imzaladı. Buna göre önemli maddeler şu şekildedir. İki taraftan birinin tanımadığı antlaşmayı diğeri de tanımayacaktı. Sovyetler Birliği Misak-ı Milli’yi ve kapitülasyonların kaldırıldığını kabul edecek Batum Rus işgalindeki Gürcistan’a bırakılacak İki devlet Birbirine ekonomik ve askeri olarak yardım edecek. c) Afgan Dostluk Antlaşması: I. İnönü zaferinden sonra bir diğer dostluk anlaşması Afganistan ile imzalanmıştır. Antlaşmanın önemi Afganistan’ın TBMM ve Misak-ı Milliyi tanıyan ilk Müslüman devlet olmasıdır II. İnönü Savaşı (23 Mart- 1 Nisan 1921) I İnönü savaşını unutturmak ve İngilizlerin güvenini tekrar kazanmak isteyen Yunanlar aynı amaçlarla tekrar saldırıya geçti. Bu savaşta da Yunan kuvvetleri düzenli ordumuz tarafından geri püskürtüldü. Bu savaşın sonucunda TBMM’nin otoritesi arttı. Düzenli orduya katılım arttı. İtalyanlar Anadolu’yu boşaltmaya başladı. Mustafa Kemal savaş sonrası “Siz orada sadece düşmanı değil aynı zamanda bu milletin makus talihini de yendiniz demiştir. (Savaşın önemini vurgulamıştır. Kütahya- Eskişehir Savaşları (10-25 Temmuz) II İnönü savaşının verdiği coşkuyla ordularımız henüz tam taarruz gücüne ulaşmadan düşmanın üzerine yürüdü. Yeterli donanıma sahip olunmadığı için saldırı başarısız oldu. Önemli iki kent olan Kütahya ve Eskişehir Yunan kuvvetlerinin eline geçti. Bu yenilgiden sonra TBMM acil olarak toplanarak 5 Ağustos 1921 de Mustafa Kemal’e Başkomutanlık yetkilerini vererek 3 ay süre ile Bütün yetkileri Mustafa Kemal’de toplamıştır. Bu Uygulamanın amacı kararların hızlı ve kolay alınmasını sağlamaktır Mustafa Kemal yetki aldıktan sonra ilk iş olarak zaman kazanmak için orduları Sakarya Nehri’nin doğusuna çekmiş ve Tekalif-i Milliye emirlerini yayınlamıştır Tekalif-i Milliye Emirleri Zorlu Sakarya savaşı öncesi Mustafa Kemal orduyu güçlendirebilmek için seferberlik ilan ederek halktan bir takım yardım talepleri içeren Tekalif-i Milliye emirlerini yayınladı. Bu emirlerin önemli maddeleri aşağıdadır. Sahipsiz mallara el konulacak Halkın elindeki silahlar ordu için toplanacak. Herkes elindeki yiyecek giyecek ve ayakkabı gibi malzemeleri belli oranda orduya verecek Ulaşım araçları orduya silah taşımak için kullanılacak Emirlerin uygulanmasını Tekalif-i Milliye Komisyonları sağlayacak Emirlere uymayanlar istiklal mahkemelerinde yargılanacak Sakarya Meydan Muharebesi ( 23 Ağustos -12 Eylül 1921) Bütün bu çalışma ve seferberliğin sonucunda Sakarya savaşı bütün kurtuluş savaşımız içindeki en önemli varoluş mücadelemizdir Mustafa Kemal’in “Hattı müdafaa yoktur. Sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır diyerek savaşın önemini belirtmiştir. Sakarya 21 gün 22 gece sürerek tarihin en uzun meydan savaşı olmuştur Bütün ordu subayları ve komutanları ile kora kor çarpıştığı için bu savaş subaylar savaşı olarak bilinir Savaşın neticesinde Sakarya’nın doğusu düşmandan temizlendi. Bu savaşın çok önemli sonuçları aşağıdadır. Sakarya Meydan Savaşı’nın Sonuçları Yunanlıların taarruz gücü tamamen kırıldı. II. Viyana kuşatmasından beri ilk defa Türk orduları taarruz gücüne ulaştı. Mustafa Kemal’e mareşallik unvanı verildi Fransa İle Ankara Antlaşması imzalandı Fransa Misak-ı Milliyi kabul eden ilk İtilaf devleti oldu İtilaf devletleri barış teklifinde bulundu. Büyük Taarruz ( 26- 30 Ağustos 1922) Taarruz gücüne ulaşan Türk ordusu 26 Ağustos’ta saldırıya başladı Önce Aslıhanlar ve Dumlupınar’ı çevirdi. Ve nihayet ô Ağustos’ta Yunanlar kesin bozguna uğratıldı. 1 Eylül’de Kütahya ve Uşak 2 Eylül’de Eskişehir kurtarıldı. Yunan komutan Trikopis esir alındı. Mücadele son olarak 9 Eylül günü İzmir’in alınması ile sona erdi Sonuç olarak İtilaf devletleri TBMM hükümetine barış teklif etmek zorunda kaldı ve milli mücadelemizin askeri bölümü sona ererek batı cephesi resmen kapandı.