’NİN SESİ NİSAN 2017 SAYI: 416 Uluslararası Nakliyeciler Derneği Yayın Organı Çin ile Avrupa arasında önemli bir karayolu ve demiryolu güzergahı olması, Kazakistan’ın stratejik önemini artırıyor. Asya’nın parlayan stratejik ülkesi KAZAKİSTAN Türk lojistikçilerinin de gözdesi 10 MİLYAR DOLAR YATIRIMI BULANAN SEKTÖR DESTEK VE TEŞVİKLERLE YATIRIMINI ARTIRACAK FATİH şENER: DÜNYA TİCARETİNİN KENARINDAYIZ BAKAN Tüfenkci: Gümrük kapılarını sonuna kadar açın SEKTÖR DESTEK VE TEŞVİKLERLE YATIRIMINI ARTIRACAK içindekiler Nisan 32 26 14 Zeybekci: “Türkiye’de Çin için serbest bölge oluşturacağız” “Bizim Asya Pasifik ve Uzakdoğu ile ilişkilerimizde Çin çok önemli, aynı zamanda Çin’in Avrupa ile ilişkilerinde de biz önemliyiz” diyen Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Türkiye’de, Çin için serbest bölge oluşturma çalışması yaptıklarını söyledi. 16 EKOL LOJİSTİK EN BÜYÜK OLMA YOLUNDA YENİ LOGOSUYLA İLERLEYECEK Sektörün en yenilikçi firmalarından Ekol Lojistik, lojistiğin geleceğine yaptığı yatırımı logosunu ve mottosunu değiştirerek somutlaştırdı. Logistics 4.0 ile teknolojiyi lojistiğe adapte eden Ekol Lojistik, en büyük olma yolunda ilerleyecek. 24 Ticaretin Kolaylaştırılması Kurulu ilk toplantısını yaptı 2017 Ticaretin Kolaylaştırılması Kurulu I. Genel Kurul Toplantısı, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Müsteşarı Cenap Aşcı ve Ekonomi Bakanlığı Müsteşarı İbrahim Şenel eş başkanlığında 24 Mart’ta Ankara’da gerçekleştirildi. 44 Treyler sanayicileri ‘destek’ bekliyor TREDER Başkanı Kaan Saltık, Türkiye treyler pazarının son üç yıldır düşüş yaşadığını belirterek, sektörün 1 milyar dolar ihracat ve üretim merkezi hedefinden uzaklaşmaması için devletin treyler sanayicilerini desteklemesi gerektiğini vurguladı. 46 Chep’den FMCG firmaları için maliyetleri düşüren çözümler Chep’in dünya genelindeki 275 milyon paletlik dolaşım ağı FMCG sektörünün tedarik zinciri yönetimini baştan sona iyileştiriyor UND Danışmanlık ve Tanıtım Hizmetleri A.Ş Adına Sahibi Ömer Çetin Nuhoğlu Genel Yayın Yönetmeni Fatih Şener Sorumlu ve Yazı İşleri Müdürü Hatice Hacısalihoğlu Yayın Kurulu Ali Çiçekli, Şerafettin Aras, www.locamedya.net Nagihan Soylu, Banu Damla Alışan Mali İşler Müdürü Muhammet Haybarlık Editör Hasan Karakurt Yazı Kurulu Alper Özel, Muammer Ünlü, Elif Sevim Reklamlar için; 0212 359 26 00 / 208 Grafik Tasarım Erhan Aydın Yayına Hazırlık LOCA MEDYA ORG. VE REK. HİZ. LTD. ŞTİ İletişim 0212 579 92 35 Genel Yönetmen Mutlu Doğan ctp baskı ve cilt İstanbul Basım Ltd.Şti 0212 603 26 20 Nisan 2017 Haber Merkezi Alpdoğan Kahraman, Berkalp Kaya, Erman Ereke, Gürol Gülbeyaz, İbrahim Çolak, Burak Çığa, Kadir Çirkin Adres: Cennet Mah. Hürriyet Cad. No: 1/1 B Blok Cennet / Küçükçekmece - İSTANBUL - TÜRKİYE Tel: 0212 579 92 35 Fax: 0212 598 47 62 / haber@und.org.tr / Yerel ve Süreli Yayın 54 48 Sertan Akçagöz: “Artık lastik değil, çözüm satıyoruz” Michelin Türkiye Ağır Vasıta Lastikleri Ticari Direktörü Sertan Akçagöz, yeni bir hizmet modeli olan Michelin Solutions, sayesinde ağır vasıta, otobüs, kamyonet ve inşaat filolarına anahtar teslim hizmet verdiklerini anlattı. 50 55 50 İhracata bahar geldi Türkiye’nin mart ayı ihracatı bir önceki yıla oranla yüzde 19 artışla 13 milyar 616 milyon dolara yükseldi. Son 12 aylık ihracat ise yüzde 2.4’lük artışla 144 milyar 877 milyon dolara ulaştı. 52 Ticari araç lastik pazarı 5 yılda yüzde 27 büyüyecek 2016 yılı performansı ve 2017 yılı beklentilerini açıklayan Brisa, Türkiye ticari araç lastik pazarının 5 yılda yüzde 27 büyümesini bekliyor. 54 Kamyonları gibi lansmanı da ödül aldı Mercedes-Benz Türk’ün Şubat 2016’da gerçekleştirdiği ‘Yeni Travego Lansmanı’ En İyi Lansman Etkinliği, Mayıs 2016’da gerçekleştirdiği ‘Euro 6 Kamyonları Lansmanı’ ise En İyi Lansman Etkinliği Jüri Özel Ödülü’nü aldı. 55 Barsan Türkiye’nin en büyük 44 deposunu yapıyor Barsan Global Lojistik, 30 milyon dolarlık yatırımla Türkiye’nin en büyük deposunu yapıyor. Gebze’de bulunan yeni tesiste 500 kişi istihdam edilecek. 56 Saf Türkiye’de 35 bin treyler aksı üretecek SAF-HOLLAND, Türkiye’deki ilk üretim tesisini hizmete açtı. Almanya merkezli şirket, 5 milyon Euro’luk yatırım ile Türkiye’deki pazar payını arttırmak üzere Düzce’de üretime başladı. 58 Pegasus 2017’den umutlu 2016 yılında havacılık sektörünü zorlayan tüm gelişmelere rağmen taşıdığı misafir sayısını yüzde 8,1 artırarak 24,14 milyona çıkartan Pegasus, cirosunu ise yüzde 6,2 yükselterek 3,7 milyar TL’ye çıkardı. 24 BAŞYAZI Değerli Dostlarım, T ürkiye’de uluslararası rekabetçiliğin en yüksek olduğu sektörün lojistik olduğunu söylüyoruz. Uluslararası hizmet sağlayan sektörümüzün performansı ülkemizin dış ticaretine bağlı. Dış ticaret dengesinin değişmesi uluslararası taşımacılık yapan firmalarımızın karlılıklarını da etkiliyor. Firmalarımızın, Türkiye merkezli taşımalardan, farklı ülkeler arasında taşımalar gerçekleştiren, lojistik hizmetler üreten bir modele evrilmeleri gerekiyor. Sanayisi güçlü olan üretim ülkeleri, farklı bölge ve ülkelerde üretim yaparken kendi ülkesinin lojistikçilerini de o ülkeye çekebiliyorlar. Sektörümüzün bu anlamda kendisini besleyebilecek dış yatırım kaynağı yok. Ancak bunu yapabilecek farklı yollar da elbette mevcut. Tabi bunun için de finansman desteğine ihtiyaç var. Lojistik sektörü hizmet ihracatı sağlayan bir sektör ve artık sektörümüz hizmet ihracatçısı statüsü ile birçok destek ve teşvikten yararlanabiliyor. Uluslararası rekabet gücünü artırmak isteyen sektörümüzün, düşük maliyetli finansmana kolay ulaşması ve devlet desteklerinden daha fazla yararlanabiliyor olması gerekiyor. Firmalarımızın finansal büyüklükleri uluslararası pazarlara açılmak, yatırım yapmak, fuarlara, konferanslara katılmak için yeterli değil. Aynı zamanda firmalarımızın büyük bölümünün modern ve rekabetçi yapıdan yoksun olduğunu görüyoruz. Biz ülkemize döviz kazandıran, ülke refahını artıran ve Türkiye’nin üretim gücünü artıran bir sektörüz. Ancak gücümüzün sadece ülke içinde sınırlı kalması biraz da kurumsal yapımızın eksik olmasında kaynaklanıyor. Çok hızlı değişen, gelişen ve dönüşen dünya ekonomisine aynı hızla cevap verebilmeliyiz. Bunun için inovasyon, Ar-Ge, teknolojik dönüşüm, eğitimli insan gücü ve nihayetinde uluslararası bir hedef gerekiyor. Bunun için devletimiz tarafından sağlanan birçok destek ve teşvik programları var. Firmalarımızın bu desteklerden yeterince yararlanmadığını görüyoruz. Sektör olarak finansmana ulaşmakta zorluklar çekiyoruz. Çünkü en büyük sabit yatırımımızı araç oluşturuyor. 10 mil- ÖMER ÇETİN NUHOĞLU UND YÖNETİM KURULU BAŞKANI yar dolarlık yatırımı bulunan sektörümüz bankalar nezdinde teminat yaratamadığı için bu sorunları yaşıyor. Bunun için destek ve teşvikler çok daha önemli hale geliyor. Eximbank tarafından sektörümüzün döviz kazandırıcı hizmetler kategorisinde değerlendirilmesi ile birlikte Uluslararası Nakliyat ve Pazarlama Kredisini sektörümüz uzun süredir uygun maliyetler ile kullanıyor. Aynı şekilde Kredi Garanti Fonu kefaletini de Eximbank kredilerinde kullanılıyor. Kredi Garanti Fonunun yenilenen yapısı ile birlikte daha da fazla kullanacaktır. Ayrıca sektörümüz Hizmet İhracatçısı olarak Türkiye İhracatçılar Meclisinin üyesidir. 2016 yılı içerisinde sektörümüz Ekonomi Bakanlığı nezdinde döviz kazandırıcı sektörler arasında sayılmaya başlamış olması vesile ile Turquality ve Marka desteklerinden yararlanabilir konuma geldi. Yine aynı şekilde bu sene Yurtdışı fuar desteklerinden de yararlanabiliyoruz. KOSGEB ve İŞKUR’un da sektörümüze vermiş olduğu destekler diğer destekler gibi sektörümüzün rekabet gücüne büyük etki ediyor. Sektörümüzün en önemli oyuncuları destek ve teşvikler için başvuruda bulunuyorlar ve önemli destek alan firmalarımız ortaya çıkmaya başladı. Bu firmalarımızın da ana hedeflerinin uluslararası organizasyon yapısını güçlendirmek isteyen firmalar olduğunu görüyoruz. Rekabette öne geçmek isteyen, yatırımlar yapan, pazarlama faaliyetleri bulunan ve sadece Türkiye merkezli bir yapının en büyük oyuncusu olmak yerine; uluslararası ticarette hizmet eden devlerin bulunduğu bir ligde mücadele etmeyi tercih etmeleri sektörümüzün geleceği açısından umut verici. Bu sayıların önümüzdeki dönemde daha da artacağını düşünüyorum. Yeter ki hedeflerimizi büyütelim. Biz büyük düşündükçe büyük oynayabilen bir sektörüz. Bunun için her fırsatı, her desteği değerlendirmeliyiz. Bizim gelişmemiz ülkemiz üretiminin, ihracatının ve refahının gelişmesi demektir. Kendimize de ülkemize de hizmet etmeye devam edelim. Saygı ve Sevgilerimle... 8 Nisan 2017 Editör’den Yeni ticaret yolları ve Çin’in Avrupa’ya tren taşımalarına başlamasını Türkiye’nin bypass edildiği şeklinde yorumlayan uzmanlar var. Ben buna katılmıyorum. Aksine Çin’in bu oyunun içine direkt olarak girmesi Türkiye için büyük bir fırsattır. Merhaba, D ünya ticaret haritasının değişmeye başladığını görüyoruz. Dünya ticaretinin en büyük aktörleri bir birinden rol kapma yarışını sürdürürken bugüne kadar figüran olarak görülen, herkesin görmezden geldiği devletlerin, sahnede daha fazla gözükmeye başladığına şahit oluyoruz. Tabi kimse rolünü kaptırma niyetinde değil ve usta oyuncular yeni yatırımlar ve işbirlikleriyle konumlarını muhafaza etmek istiyorlar. Dünya ticareti değişirken yeni hatlar ve koridorlar önem kazanmaya başlıyor. Hız, maliyet ve güvenlik ekseninde oluşturulan bu hatlardan yılda 100 milyarlarca dolar yük geçeceği için bundan yararlanmak isteyen ülkelerin iştahının bir hayli kabarmış olduğunu görüyoruz. Peki ya Türkiye? Türkiye de bu iştahta ve beklentide olan bir ülke. Doğal köprü konumumuz bizim bu beklentimizin karşılık bulması için bize büyük bir avantaj sağlarken, bu konumumuzu destekleyen adımları atmadığımızda içinde milyarlarca dolar yükün geçtiği treni kaçırabiliriz. Bunun için Türkiye’nin önünde fırsat ülkeler ve işbirlikleri var. Yeni ticaret yolları ve Çin’in Avrupa’ya tren taşımalarına başlamasını Türkiye’nin bypass edildiği şeklinde yorumlayan uzmanlar var. Ben buna katılmıyorum. Aksine Çin’in bu oyunun içine direkt olarak girmesini Türkiye için büyük bir fırsat olarak görüyorum. Biraz önce de dediğim gibi bu atılacak adımlara ve bu adımları hızlandıracak desteklere ihtiyaç var. Çin Avrupa’ya bitmiş ürün ihracatı yapan bir ülke ve bu ürünler için vergi ödemek zorunda. Bu da ürün maliyetlerini artırıyor. Türkiye Avrupa ile Gümrük Birliği Anlaşması bulunan bir ülke. Çin şayet Avrupa’ya ihraç edeceği ürünleri Türkiye’de montajlar ve bu şekilde gönderirse vergi avantajı sağlayacaktır. Çin’in Türkiye’nin bu avan- Fatih ŞENER UND İcra Kurulu Başkanı tajını kullanacağını düşünüyorum. TIR sözleşmesini kabul eden, sadece Türkiye ile Karayolu Taşımacılık Anlaşması 15-16 Mayıs’ta Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Çin Ziyareti kapsamında imzalanması bekleniyor. Çin’in de bunu gördüğünü ve ülkemizi bu şekilde kullanma niyetinde olduğunu söyleyebiliriz. Ülke olarak yapmamız gereken bu yolu açmaktır. Haziran ayında açılacağı duyurulan Kars-Tiflis-Bakü tren hattı bu adımlardan bir tanesi. Ulaştırma Bakanı Sayın Ahmet Arslan’ın bu hattın İpekyolu’nu oluşturacağı, Çin’in Avrupa’ya hızlı ulaşma hedefi için önemli olduğunu söylemesi bu fikrin ülkemiz tarafından da karşılık bulduğunu gösteriyor. Tabi bunun bir de özel sektör boyutu var. Firmalarımızın da bu hedefte yatırımlarını yapmaları ve hedeflerini oluşturmaları gerekiyor. Bu sayımızda da okuyacağınız gibi ticaret haritaları yeniden oluşturulurken önemli firmalarımızın stratejisinin de buna göre şekillendiğini görüyoruz. Bu yönde öne çıkan ülke Kazakistan ve Türk lojistikçileri bu ülkede kurdukları yapılanma ile Çin taşımalarından pay almayı hedefliyorlar. Çin, Türkiye arasında deneme seferlerine başlandı ve şu anda süreler 18 güne kadar indi. Kars-Tiflis-Bakü hattının devreye girmesiyle bu süreler daha da kısalacaktır. Çin artık üretimini Kazakistan sınırına yakın olan Sincan ve Urumçi bölgesine taşıdı. Ve batıya olan ticaretini; iki Türkiye boyu doğusundaki limanlara gidip 8 haftada Avrupa’ya göndermek yerine hemen Kazakistan’dan trene yükleyerek 2 haftada göndermeye çalışıyor. Bunu denedi ve Rusya steplerinden Kazakistan üzerinden Duisburg’a 18 günde gitti. En son İngiltere’ye tren katarı 22 günde ulaştı. Firmalarımızın Çin yüklerini alıp, Türkiye’de montajlayıp tekrar Avrupa’ya gönderdiği, lojistiği üretimle desteklediği bir hat oluşturduğunda ülkemiz en önemli koridor olacaktır. Saygılarımla… 10 UND’den Gümrük Çalıştayı’nda etik sorunu tartışıldı Başbakanlık Kamu Görevlileri Etik Kurulu tarafından yürütülen “Yolsuzluğun Önlenmesi ve Etiğin Teşviki” konulu proje doğrultusunda pilot kurumlarından bir tanesi olan Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile 10-11 Nisan tarihlerinde bir çalıştay gerçekleştirildi. Söz konusu çalıştayda şu konular ele alındı: “Bakanlık hizmetlerinin sunumunda karşılaşılması muhtemel etik sorunlar. Etik sorunların önlenmesi yönünde hangi önlemlerin alınabileceği. Hangi çalışmaların yapılabileceği, ne tür önleme mekanizmaları geliştirilebileceği, bakanlığın oluşturmuş olduğu spesifik etik ilkelerde eksiklikler varsa yeni ilkelerin neler olabileceği, etik ilkelerin geliştirilmesi, değerlendirilmesi. Etik ilkelerin personel tarafından bilinmesi, sahiplenmesi yönünde ne gibi çalışmalar yapılabileceği. Paydaşların, Bakanlık hizmet sunumunda karşılaşabileceği etik sorunların neler olabileceği ve bunlara nasıl önlemler sunulabileceği. Dünyada gümrük hizmetlerinde etik uygulamalara ilişkin ne gibi iyi uygulama örneklerinin var olduğu.” Gümrük Çalıştayı’nda UND’yi İcra Kurulu Üyesi Erman Ereke temsil etti. Ereke çalıştayda UND olarak, kamu kurumları arasında yaşanan mevzuat ve uygulama konularındaki anlaşmazlıkların ticaret erbabına olan yansımaları, mevzuat ve ilgili kamu kurum sistemlerindeki boşlukların etik olmayan davranışlara olan etkisi, idarelerdeki yaptırım eksiklikleri, Bakanlıkların personel ve idare bazında performans ve etik davranış konularındaki kontrol mekanizmalarının yetersizliği, etik davranışları arttırıcı tedbirler, uygulama alanında karşılaşılan olumlu ve olumsuz örnekleri anlattı. Tüm katılımcılar ile birlikte yapılan ortak istişarelerde, Eylül ayında başbakanlık tarafından yayınlanacak “Yolsuzluğun Önlenmesi ve Etiğin Teşviki Raporu” içeriğinde olması gereken önemli hususlar ve önleyici tedbirler ele alındı. İş Akademisi Projesi kursiyerleri teknik gezi yaptı UND, Mersin Üniversitesi, Doğu Akdeniz Belediyeler Birliği ile ortak yürütülen ve AB tarafından desteklenen “İş Akademisi Projesi”nde yer alan 35 kursiyerin katılımıyla İstanbul’da teknik gezi gerçek- Nisan 2017 leştirildi. Ziyaret kapsamında Ekol Lojistiğin Lilyum Tesisine ziyaret gerçekleştirildi. Lilyum Tesisinde inceleme öncesi Tesis Yöneticisi Alpay Görgeç ve Gökhan Topal tarafından tesisleri ve iş süreçleri hakkında sunum gerçekleştirildi. Sunum sonrası tesislerine gelen ürünlerin alınması, depolanması ve dağıtım süreçlerinin nasıl gerçekleştirildiği ile ilgili birebir incelemelerde bulunuldu. Teknik gezinin ikinci bölümünde UN Ro-Ro gemilerinin hareket ettiği Pendik Ro-Ro Limanı ziyareti gerçekleştirildi. Pendik Gümrük Müdürü Yücel Tanç tarafından kursiyer ve eğitmenlere gümrük sahasından araçların ithalat ve ihracat taşımaları kapsamında, sahaya alınması, evrak ve güvenlik kontrolleri ile Ro-Ro gemilerine sevk edilmesi süreçleri hakkında bilgilendirmede bulundular. Ro-Ro gemisi ziyareti sonrası UN Ro Ro işletmelerinin Pendik limanında bulunan ofisi ziyaret edildi. UN Ro-Ro Liman Operasyon Müdürü Levent Şinel ile Arif Akkoz tarafından UN Ro-Ro işletmesi hakkında bilgilendirmede yapıldı. 11 Nisan 2017 12 UND’den Ticaretin Kolaylaştırılması Kurulu Teknik Komite Toplantısı’nın ilki yapıldı Dünya Ticaret Örgütünün (DTÖ) Ticaretin Kolaylaştırılması Anlaşması hükümlerinin uygulanmasına ve ticaretin kolaylaştırılması faaliyetlerinin kamu kurumları ve özel sektör kuruluşları ile eş güdüm halinde yürütülmesine katkı sağlayabilmek amacıyla kurulan Ticaretin Kolaylaştırılması Kurulu bünyesinde yapılacak çalışmaları koordine etmek, sorunların tespitini ve çözümü hususunda katkı sağlayabilmek ve kurulun verimli şekilde çalışmasını sağlayabilmek amacıyla oluşturulan Teknik Komite’nin ilk toplantısı 19 Nisan’da Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nda yapıldı. Teknik Komite Toplantısı’na UND adına İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, İcra Kurulu Üyesi Erman Ereke ve Ankara Koordinatörü Necla Albayrak katıldı. İlki gerçekleştirilen toplantıda şu konular ele alındı: -Ticaretin Kolaylaştırılması Kurulu hedefleri doğrultusunda bir Strateji Belgesi ve uluslararası ticaretin kolaylaştırılması göstergeleri ile ölçülebilir bir Eylem Planı hazırlıkları. -Teknik Komite bünyesinde kurulacak ve sahada yaşanan uygulama ve mevzuat kaynaklı sorunları tespit edecek ve çözüm yollarını raporlayacak, ticaret erbapları ile iletişime geçecek, analizler gerçekleştirecek Çalışma Gruplarının tesisi. Nisan 2017 -Dış ticaret firmaları ile uluslararası partnerlerin ticari mevzuat ve uygulamalarımıza ilişkin bilgiye erişim olanağının azami düzeyde sağlanmasını temin edecek bir Ticaretin Kolaylaştırılması Kurulu internet sayfasının kurulması. -Dünya Ticaret Örgütü Ticaretin Kolaylaştırılması Anlaşmasının Bilginin Yayımlanması ve Erişilebilirliği başlıklı 1. maddesi uyarınca; ülkemizde diğer hükümetler, ticaret erbabı ve diğer ilgili tarafların makul sorularına cevap vermek ve gerekli form ve belgeleri temin etmek üzere danışma noktaları kurulması. -Ticaretin Kolaylaştırılması Anlaşmasının Bozulabilir Eşyalar başlıklı 7.9’uncu maddesi uyarınca, üye ülkelerin bozulabilir eşyaların çürümesini veya bozulmasını önlemek için gerekli önlemleri alması, bozulabilir eşyaların mümkün olan en kısa sürede serbest bırakılması ve muayenede bozulabilir eşyalara öncelik verilmesi hususlarında gerekli tedbirlerin alınması. – -Teminat mektuplarının bankayla organizeli olarak tek pencere sistemine alınması ve kağıt ortamı ve saymanlığa gerek duyulmadan daha hızlı ve verimli yürütülebilecek gümrük teminat uygulamaları. UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener tarafından, ülkemiz lojistik performansının arttırılması ve ülke ekonomisine katkı sağlanması açısından çok önemli bir rol üstlenecek olan Ticaretin Kolaylaştırılması Kurulu Teknik Komitesine büyük iş düştüğü, uluslararası raporlarda ülkemiz sıralamasının üst sıralara çıkarılması ve bu hedef doğrultusunda ticaretin kolaylaştırılması için çalışmalar yürütülmesi gerektiği, kurul bünyesinde oluşturulacak strateji ve eylem belgelerinde en üst çıtanın hedeflenmesi gerektiği, ticaret erbabının yaşadığı sorunları kısa sürede giderecek çalışmalara ivedilikle başlanması gerektiği aktarıldı. Toplantıya Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ve Ekonomi Bakanlığı başkanlık etti. Toplantıya UND ile birlikte şu kurumlar katıldı: Bilim, Sanayi ve Teknoloji, Çevre ve Şehircilik, Dışişleri, Gıda, Tarım ve Hayvancılık, Kalkınma, Sağlık, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme bakanlıkları ile Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK), Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB), Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği (UKİKAD), Türk Standardları Enstitüsü (TSE), Türkiye Bankalar Birliği ve Gümrük Müşavirleri Derneği. 14 güncel Zeybekci: “Türkiye’de Çin için bir serbest bölge oluşturacağız” “Bizim Asya Pasifik ve Uzakdoğu ile ilişkilerimizde Çin çok önemli, aynı zamanda Çin’in Avrupa ile ilişkilerinde de biz önemliyiz” diyen Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Türkiye’de, Çin için serbest bölge oluşturma çalışması yaptıklarını söyledi. T im Akademi tarafından düzenlenen, ihracatçı şehirlerle hedef ülkeleri buluşturan toplantıların 9’uncusu Ankara’da “Hedef Ülke Çin” teması ile gerçekleştirildi. Toplantının açılış konuşmasını yapan Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Çin’in Türkiye ve Ankara için çok önemli bir pazar olduğunu söyledi. Buna rağmen, iki ülke arasındaki ticarette büyük dengesizlik olduğunu belirten Zeybekci, “Biz Çin’den 10 ithal ederken ancak 1 satabiliyoruz. Bu ilişki sürdürülebilir değil. Hiç değilse yarı yarıya olmalı yani 10 alıyorsak, 5 satabilmeliyiz” dedi. Çin’in Türk işadamlarına yönelik vize konusunda da sıkıntı çıkardığını kaydeden Nihat Zeybekci, “Vize ile bizi sıkıştırırlarsa biz de başka yere gideriz demek istemiyorum ama buna karşı taraf da Nisan 2017 dikkat etmeli” ifadelerini kullandı. İki ülkenin de bulundukları coğrafyanın çok önemli olduğunu söyleyen Zeybekci, “Bu coğrafya bizi birbirimize mecbur kılıyor. Bizim Asya Pasifik ve Uzakdoğu ile ilişkilerimizde Çin çok önemli, aynı zamanda Çin’in Avrupa ile ilişkilerinde de biz önemliyiz” dedi. Çin ve Türk işadamlarının sadece karşılıklı ticaret yerine 3’üncü ülkelerde işbirliği yapabileceğini anlatan Nihat Zeybekci, Türkiye’de Çinli işadamları için bir serbest bölge oluşturulası yönünde çalışma yapıldığını aktardı. TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi ise Ankara’nın Türkiye’nin ihracattaki 5’inci büyük ili olduğunu, 2023 hedeflerine ulaşabilmek için hem genel ihracatın, hem de Ankara’dan yapılan ihracatın arttırılmasının önemli olduğunu vurguladı. Bunun da teknoloji yatırımlarına bağlı olarak, katma değerli üretimle gerçekleşebileceğinin altını çizen Büyükekşi, “Ankara’nın ihracatı son 10 yılda ciddi şekilde arttı. İhracatçı sayısı ise yüzde 43 artış gösterdi. Ancak daha çok çalışmamız gerekiyor” diye konuştu. Ankara’nın en çok ihracat yaptığı ürünler ile Çin’in en çok ithalat yaptığı ürünlerin birbirini tuttuğu bilgisini veren Büyükekşi, dünyanın en büyük ithalatçısı olan Çin’e Türkiye’nin daha çok mal satması gerektiğini kaydetti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önümüzdeki ay Çin’e ziyaret gerçekleştireceğini dile getiren Mehmet Büyükekşi, bunun da ilişkilerin ilerletilmesine büyük katkı sağlayacağına değindi. Ayrıca Türk İşadamlarının vize alma konularında yaşadığı sorunların da olduğunu dile getirdi. 15 Nisan 2017 16 AKTÜEL EKOL LOJİSTİK EN BÜYÜK OLMA YOLUNDA YENİ LOGOSUYLA İLERLEYECEK Ahmet Musul: “Hedefimiz en az yüzde 50’si yurtdışında üretilmek üzere 2020’de 1.5 milyar Euro ciroya ulaşmak” Sektörün en yenilikçi firmalarından Ekol Lojistik, lojistiğin geleceğine yaptığı yatırımı logosunu ve mottosunu değiştirerek somutlaştırdı. Logistics 4.0 ile teknolojiyi lojistiğe adapte eden Ekol Lojistik, en büyük olma yolunda ilerleyecek. Ekol’ün yeni “E” si 2020’ye kadar Avrupa’nın lider taşımacılık şirketi olacak, Avrupa içi taşımacılık için 10 bin filoya çıkacak, intermodalda 48 trenden 80 trene çıkarak lider olacak, RoRo seferleri 11’e çıkacak, liman sayısı 3’e çıkacak, İran’a hava taşımaları yapacak. T eknolojiyi en iyi kullanan lojistik firmalarının başında gelen Ekol Lojistik, Endüstri 4.0 ile birlikte yeni stratejiye uygun olarak mottosunu ve logonusu değiştirdi. Logistics 4.0’ı tescil ettiren ve bu ismi dünyada tek kulanan marka olacak olan Ekol Lojistik, yeni logosunu tanıtırken yeni stratejisini ve hedeflerini paylaştı. Ekol Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Musul, 27 yıl önce başladıkları yolculuğa yeni bir yüzle yeni bir bakış açısıyla devam edeceklerini söyleyerek, bu değişim nedenleri hakkında açıklamalarda bulundu. Ahmet Musul, teknolojinin insan hayatının vazgeçilmez bir parçası olduğunu, endüstrinin 4’üncü aşamasının geldiğini söyledi ve şöyle devam etti: “HayatıNisan 2017 mızın neredeyse her aşamasına etki edecek; üretim sistemlerine, paylaşım sistemlerine, hatta yönetim sistemlerine etki edecek bir dönem başladı. Biz kurulduğumuz günden bu yana işimiz yapmakla yetinmedik, bilgimizi birikimimizi bütçemizi zorlayarak sektöre yenilikler getirdik. Bu amacımıza fazlasıyla ulaştık. 2020’ye kadar 50 ülkeye yayılmayı planlayan bir marka olarak yeni yüzümüzü bu çağa bu profesyonelliğe uygun hale getirmek istedik. Endüstri 4.0’ı sektörde en iyi uygulayan firmamız için bunu bir fırsat olarak değerlendirdik. Otomasyon sistemlerini sektörümüze uygulamış bir markayız. Ürünlerin araca el değmeden geldiği bir yapı kurduk. Daha sonra tekstilde 35 kişilik ekiple 250 kişinin sergileyebileceği bir performans ortaya koyduk. Teknolojinin bize getireceği verimliliği etkin şekilde uygulayarak rekabetçilikte öne geçiyoruz. Logomuzun üzerinde 1,5 yıl çalıştık. Müşterilerimizin çok sevdiği bir logomuz vardı ama yeni bakış açısına uygun, yeni döneme uygun daha yetkin bir yaklaşım geliştirmek istedik. Neyi vurgulamak istiyorsak onu açıklayacak logo ve mottoyu ortaya çıkardık. Lojistik 4.0 Ekol adına tescillendi. Bunun gerekliliklerini yerine getirecek çalışma sistemine giriyor olacağız. ” “E” DEYİNCE AKLA EKOL GELECEK Musul logoyla ilgili olarak da şunları anlattı: “e harfini tek başına kullanabilecek bir logo tasarladık. e 17 deyince herkesin aklına Ekol’ün geleceği bir dünya hedefliyoruz. Ekol teknolojiyi iyi kullanmasıyla yenilikçi yaklaşımıyla, müşterilerini ileriye taşıyan yapıcı yaklaşımıyla ve elbette ki bu başarının arkasında insana değer veren özelliği ile öne çıkıyor. Üzerinde çok iyi çalıştığımız, tüm paydaşlarımıza karşı sorumluluklarımızın ne olacağı, ne yapacağımızı ortaya koyan ciddi bir manifesto oluşturduk. Buradaki değerler bir trend olarak arşivlenmesi için değil, bundan sonra tüm Ekol çalışmalarını bağlayıcı olması, çalışanlara yol göstermesi için yapıldı. Misyonumuz müşterilerimizle birlikte ilham veren ve sürdürülebilir değer yaratmak.” 10 BİN ADETLİK FİLO İLE LİDER OLACAK “7 bin kişilik bir aileyiz, 23 ulustan çalışanımız var diyoruz ama sürekli yenileri ekleniyor. Avrupa’nın en büyük 3’üncü filosuna sahibiz. Kendi filosunu kullanan Avrupa’daki en büyük firmayız. 2 yıl içende 10 bin araca çıkararak Avrupa’da açık ara lider olacağız” diyen Musul, yeni hizmeti girecek olan Lotus tesisi ile kapalı alanlarının 1 milyon metrekareyi aşacağını söyledi ve yıllık yüzde 20 büyüdüklerini kaydetti. Ahmet Musul, 2011 yılında Türkiye dışında gelirleri yokken geçen yıl bunu yüzde 15’e çıkardıklarını, bu yıl ki hedeflerinin yüzde 20’nin üzerine çıkarmak olduğunu söyledi. Ekol’ün şu anda 15 ülkede kendi şirketleri ile bulunduğunu bu yıl bunu 23’e gelecek yıl da 35’e çıkaracaklarını aktardı. “Hızlı karar veren bir şirketiz. Amacımız 2020’ye geldiğimizde Akdeniz, Hazar, Adriyatik ve Karadeniz’de Ekol bayrağını dalgalandırmak olacak. Bu başarının arkasında yetkin bir kadromuz var” diyen Musul, teknolojiyi muhakkak kullanmak zorunda olduklarını ifade etti. Kurulduklarının 3’üncü ayından itibaren mendi yazılımlarını kullandıklarının bilgisini verdi. HEDEF AVRUPA’DA LİDERLİK Ahmet Musul, Türkiye’nin ilk Ar-Ge merkezini açtıklarını sektörde bu sayının giderek artacağını söyleyerek Ekol’ün önümüzdeki dönem hedefleri ile ilgili önemli açıklamalar yaptı. “Teknoloji ile gerek kendi iç performansımızı, gerek yaptığımız tüm aktiviteleri gerçek zamanlı olarak müşterilerimizle paylaşıyoruz. Araç takip sistemlerinde geldiğimiz nokta dünyadaki en ileri nokta. Otomasyonu çözümlerimizde gittikçe daha fazla kullanan bir hale geldik. Mailin dahi ortadan kalkacağı altyapıları geliştiriyoruz. Biri Hollandalı biri Amerikalı bir ortakla kaynaklarımızın optimizasyonunu yaptığımız çalışmayı sonlandırarak bunu daha nitelikli kullanmaya başlayacağız. Ekol sektöründe belki hacim olarak değil ama hizmet çeşitliliği ve nitelik olarak dünyadaki en yetkin firmalardan. İlaç takibini dünyada ilk hayata geçiren firmayız. Entegre bir hizmet sunuyoruz, bunu yaparken tüm sertifikalara sahibiz ve bunun gururla söyleyebilirim Ekol’de hiçbir sertifika alınmış olması için alınmaz. YENİ İNTERMODAL HATLAR GELİYOR Hat geliştirme ve çözüm geliştirmede Avrupa’da lideriz. Kendi lokomotif ve vagonlarımızla taşıma yapacağız. Avrupa ve İran arasında hava taşıması yapan bir şirket olacağız. Taşıdığımız ürünü 3 bin 500 kilometrelik mesafede sadece 50 kilometre karayolu kullanarak taşıyoruz. İntermodal hatlarımız Avrupa ve Türkiye arasında. Ancak Kuzey-GünEy Avrupa’ya veya Kuzey Afrika-Güney Avrupa arasında, Köstence ile Poti arasında, Trieste ile Ostrova’ya, Trieste-Kiel oradan da Finlandiya, İsveç ve Norveç’e götüreceğiz. 3-4 bin kilometrede karayolu 100 kilometre ile sınırlı olacak. Her ay 850 futbol sahasında büyük ormanı kurtarıyoruz. E harfimiz ilerde çeşitli şekillere girecek. Yaptığımız taşımalarla dünyanın etrafında 360 kez dolanacak kadar yakıtı tasarruf ediyoruz. İntermodalin çevresel, operasyonel, avantajları var. Onun dışında finansal avantajları var. Konvansiyonel bir modelle çalışıyor olsaydık 2.500 çekiciye ihtiyacımız olacaktı bu da 250 milyon euroluk yatırım anlamına gelecekti. Daha az kilometre yaparak daha çok hizmet veren bir yapı getiriyor.” YALOVA LİMANI MAYISTA AÇILIYOR Yalova Limanı ile ilgili de bilgi veren Ahmet Musul, 20 yıl ince tersane olarak yatırım kararı bulunan ve atıl bekleyen bir yeri limana çevirdiklerini anlatarak, limanın Mayıs ayında hizmete gireceğini söyledi. Liman alanının animasyonunu izleten Musul limanın teknik kapasitesi ve durumu hakkında bilgi verdi. Her katta 4 bin metrekare depolama alanının bulunduğu yerlerin olacağını, gelirinin UND’ye işletmesinin ise TÜV’e ait olduğu bir laboratuvarın da olduğunu aktardı. Musul, “Türkiye yeni bir giriş-çıkış kapışana kavuşuyor. Ülkemizi her aracın Xray ile kontrol edileceği çok modern giriş ve çıkış kapısına kavuşturuyoruz” dedi. İRAN’IN EN BÜYÜK VE MODERN LOJİSTİK TESİSİNİ AÇIYOR Ahmet Musul, İran’da açılacak olan olan Saffron (Safran) isimli tesis hakkında da bilgi verdi: “Full operasyonlu bin palet kapasiteli bir bölümümüz olacak. İnşaattaki performans durumuna göre bu yılın Kasım ayında hizmete alacağız. Tesisimizde en önemli müşterimiz Unilever olmakla birlikte hızlı tüketim, otomotiv, tekstil, hatta ilaçlar için çok kullanışlı bir merkez. İran’ın en büyük en modern lojistik tesisi olacak. Nisan 2017 18 LOJİSTİK DTÖ: Dünya ticaret hacminde artış bekliyor Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ), dünya ticaretinde 2017 ve 2018 yılları için artış beklediğini açıkladı. Ancak bunun küresel ekonomide iyileşmelere ve hükümetlerin doğru politikaları uygulamalarına bağlı olduğunu da bildirdi. D ünya Ticaret Örgütü, 2017’de kürsel ticaret hacminin yüzde 2,4 oranında artacağını öngörüyor. Siyasi riskler nedeniyle artışın baskılanma ihtimalini de değerlendiren DTÖ, 2018’deki artış oranının yüzde 2,1 ila 4 arası olmasını beklediklerini bildirdi. DTÖ, küresel ekonominin kısa vadeli yönünün tahmin edilemezliği, hükümetlerin mali ve ticari politikalarının net olmaması nedeniyle, artış oranının baskılanması riskini doğurduğu uyarısında bulundu. Enflasyonda yüksek faiz oranlarına, daha sıkı maliye politikalarına ve ticareti kısıtlamaya yönelik önlemlerin alınmasına yol açan bir artışın, Nisan 2017 önümüzdeki iki yıl boyunca ticaret hacminin büyümesini olumsuz etkileyebileceği belirtildi. Dünya Ticaret Örgütü Direktörü Roberto Azevêdo yaptığı açıklamada, “Son yıllardaki düşük uluslararası ticari büyüme, büyük ölçüde küresel ekonomide süregelen zayıflamayı yansıtıyor. Malların dolaşımı ve hizmetlerin sınırlar ötesine taşınması durumunda; ticaret küresel büyümeyi güçlendirme potansiyeline sahip. Ancak eğer siyasi yürütme organları, yurt içindeki istihdam kayıplarını, ithalatla ilgili ciddi kısıtlamalar yaparak çözmeye kalkışırsa, ticaret büyümeyi hızlandırmaya yardımcı olamaz ve hatta toparlanma üzerinde bir engel oluşturabilir” uyarısında bulundu. “Teknoloji, istihdamı azaltıyor” Azevêdo ayrıca, “İnovasyon, otomasyon ve yeni teknolojiler, kaybedilen imalat işlerinin yaklaşık yüzde 80’inden sorumlu. Ancak hiç kimse teknolojik gelişmelerin çoğunun insanlara yarar sağladığından şüphe etmiyor. Bu nedenle çözüm; işçilerin yeniden güçlenmesi ve geleceğin işleri için rekabet etmeye hazır olarak, daha iyi eğitim ile sosyal programları benimseyip işsizlik sorunlarına yatay çözümler uygularken, bir yandan da ticaretten yarar sağlayan politikalar izlemektir” dedi. 19 Nisan 2017 20 GÜNDEM DÜNYA TİCARETİNİN KENARINDAYIZ Bu yıl ikincisi düzenlenen Ekonomi ve Lojistik Zirvesi 5 Nisan’da yapıldı. UND’nin de destekçileri arasında bulunduğu zirvede lojistik sektöründeki sorunlar yeni gelişmeler ve neler yapılması gerektiği konuşuldu. UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, “Dünyanın ortasındayız ama dünya ticaret haritasına baktığımız zaman aslında kenarındayız” dedi. Z irvenin açılış konuşmasını Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Orhan Birdal yaptı. Son yıllarda Türkiye’nin 2023 yılı ihracat hedefi doğrultusunda lojistik sektörünün hızlı bir gelişim gösterdiğini vurgulayan Birdal, diğer yandan hedefin başarılması için kurumsal yapılanma ve yasal düzenlemelerin tamamlanmasının önemli olduğuna dikkat çekti. Birdal, tüm çalışmaların Türkiye’nin bölge ülkeleri ile olan ekonomik, sosyal, politik ilişkileri ve rekabet şartları göz önünde bulundurularak yapıldığını anlattı. Taşıma modları arasında entegrasyon çalışmalarının önemine vurgu yapan Birdal, “2023 yılı hedefimiz yük taşımacılığı içinde karayolunun payını yüzde 67’ye düşürmek ve bu alanda yapılan taşımaları mümkün olduğun- ca demiryoluna kaydırmak. Entegre taşımacılığı teşvik ederek, taşıma modlarını çeşitlendirmek ve bu sayede karayolunun ağırlığını diğer modlara aktarmak gayretindeyiz” dedi. Sektörün geliştirilmesi için bakanlık olarak yaptıkları çalışmalar hakkında da bilgi veren Birdal şunları aktardı: “Sektörün sorunlarının farkındayız. Ancak bundan 5-10 yıl önce hayal bile edemediğimiz bazı imkanlara da kavuştuk, bunları da inkar etmeyelim. Hükümetimizin bürokrasiyi azaltmak için ciddi bir kararlılığı ve bu yönde çalışmaları var. Bunun sahaya yansıması belki biraz zaman alabilir. Bu durumu sivil toplum kuruluşlarının sık sık dile getirmesi gerekir.” FATİH ŞENER: DÜNYANIN ORTASINDA AMA TİCARET DÜNYASININ KENARINDAYIZ UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, lojistik sektörünün sorunlarını her ortamda anlattıklarını ve sorunların sürdüğünü söyledi. Erenköy’den çıkan bir aracın Kapıkule’yi geçmesinin 37 saati bulduğunu söyleyen Şener, “Biz döviz kazandıran bir sektörüz. Dünyanın ortasındayız ama dünya ticaret haritasına baktığımız zaman aslında kenarındayız. Çünkü doğumuzla ticaretimiz zayıf. Ticaret Nisan 2017 hızlı olan, kolay olan yolu seçiyor. Türkiye’den Türkmenistan’a uçakla mermer taşıyoruz. Bu lojistik sıkıntıları gösteriyor. Biz buraya ulaşacağız. Şu anda o taraftan bir şey geliyor. Türkiye sadece bir geçiş güzergahı değil aynı zamanda Avrupa’ya girişte bir montajlama merkezi. Şu anda Türkiye aslında bir üretim merkezi. Batı’ya yaptığımız ihracatın yüzde 50’sini Avrupalı firmalar yapıyor. Doğu’daki aktörler de oyuna girmeye başladı. Gelişmiş ülkelerde lojistik maliyetler GSYH’da yüzde 10 iken bizde yüzde 14 dolayında” dedi. Karayolu taşımacılığında yaşanan zorluklara, sorunlara dikkat çeken Fatih Şener, durumun ciddiyetini esprili dille şu sözlerle aktardı: “Anlata anlata sorunlar çözülmedi belki ama bu beni sorun anlatmada uzman yaptı.” AHMET MUSUL: HAFRİYAT KAMYONLARI CİRİT ATIYOR LOJİSTİKÇİ GİREMİYOR Ekol Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Musul, UDHB Müsteşar Yardımcısı Orhan Birdal’a Barselona şehir merkezinde çektiği 7,5 tondan fazla araçların şehir içine giremeyeceğini işaret eden levhayı göstererek, Türkiye’de ise 3,5 ton istiap haddini aşan araçların şehir içine giremediğini söyledi. Musul, “Hafriyat kamyonlarının cirit attığı şehir içine biz giremiyoruz. 5 paleti 5 araçla dağıtmak zorundayız. İstiap haddi yılların taşıma 21 kapasitesiyle ilgilidir ki bizim şehirlerde tonlarca ağırlıktaki hafriyat kamyonları geçiyor. Binlerce araca yatırım yapılıyor. Biz bu sorunu çözemiyoruz. Basit bir regülasyonla çözülecek, basit bir yazışmayla çözülebilir” dedi. Musul, yaptığı konuşmada kaynakları heba etmememiz gerektiğini ve lojistik sektöründe iyileştirmelerin hücrelere kadar inilerek yapılması gerektiğini söyledi. Avrupa’da haftada 48 tren kaldırdıklarını ve en büyük olduklarını belirten Musul, “BALO diye demiryolu projesi yapıldı, okadar kaynak heba edildi. Ekol olarak bize destek verin dediğimizde dikkate almadılar” dedi. Ahmet Musul özetle şunları söyledi: “Haftada Avrupa’ya 48 tren kaldırıyoruz. BALO diye bir proje çıktı. Dünyanın parası harcanıyor. Bize destek verin dedik kimse dikkate almadı. Avusturyalı işletmelere gidildi ve o kadar kaynak heba edildi. Minik minik hücre bazında iyileştirmelerle gitmemiz gerekiyor. Yavuz Sultan Selim köprüsü nedeniyle sadece Ekol’ün maliyeti 2 milyon Euro. Böyle giderse 500 milyar dolarlık ihracat hedefini bulamayız. 150 milyar dolara çıkamayız. Hala kendi yaptıklarımızla övünür dünyadaki gelişmeleri görmezsek başarılı olamayız. Nakliyeciyi koruyalım derken ticareti engellemeyelim. Biz tek pencere sistemine geçene kadar dünya dokümansız sisteme geçiyor. Kafamızı değiştirmemiz gerekiyor. İlk 15 sıradayken şimdi 17. Sıradayız. Sanayi mamullerinin ihracatı azalıyor. Yapısal refomlara ihtiyacımız var.” İBRAHİM DÖLEN: LİMANLARDA ARZ FAZLASI VAR TÜRKLİM Yönetim Kurulu Üyesi ve Borusan Lojistik Genel Müdürü İbrahim Dölen, 2008 yılında en büyük korkunun limanlardaki elleçleme kapasitesinin yetersizliği iken, bugün arz fazlası bir yapı oluştuğuna dikkat çekti. Hem konteynerleşme oranın azal- ması hem de talepten fazla yatırım yapılmasıyla limancılık sektörünün kırmızı yola girdiğini vurgulayan Dölen, “Limancılık sektörü zor bir dönem yaşıyor. 4 konteyner hattının kaldığı bir dünyada yeni konteyner limanı yatırımı yapmak imkansız gibi bir şey. Çünkü yeterince yatırımımız var” dedi. Lojistik sektörünün önündeki risklere de değinen Bülent Aymen, “Bir süredir gündemde olan Lojistik Master Planının bir an önce bitirilip hayata geçmesi çok önemli. Bu kadar kritik bir sektörün master plan olmadan kat edebileceği gelişim sınırlı” dedi ve sözlerine şöyle devam etti “Bizim artık sanayi 4.0’ı konuşuyor olmamız gerekirdi, rakiplerimizin yıllar önce çözdüğü sorunlarla hala uğraşıyor olmamız bize rekabette güç kaybettiriyor. Bir süre önce bilim kurgu gibi gelen teknolojiler yavaş yavaş hayata geçiyor. İnsansız hava aracı dronelar ile teslimat denemeleri başladı bile.” Lojistikte Başarı Ödülleri Sahiplerini Buldu AYMEN: ARTIK SANAYİ 4.0’I KONUŞMAMIZ GEREKİYOR Lojistik sektörünün beklentilerinin ve çözüm önerilerinin paylaşıldığı zirvede konuşan Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Lojistik Konseyi Başkanı Bülent Aymen, lojistik ve ihracatın ayrılmaz bir ikili olduğunu söyledi ve lojistiğe verilen önemin artıyor olmasından memnun olduklarını belirtti. Lojistik Koordinasyon Kurulu gibi üst düzey temsilin olduğu bir yapının oluşturulmasının lojistik sektörüne verilen önemin göstergesi olduğuna değinen Aymen, “TİM olarak uyum içerisinde çalıştığımız kurul ile hızlı yol alıyor ve lojistik sektörü için olumlu adımlar atıyoruz” dedi. Lojistik sektöründe, formalitelerin azaltılması, basitleştirme, uyumlaştırma gibi konuların önemine değinen Bülent Aymen, “Ticaretin Kolaylaştırılmasının yürürlüğe girmesiyle lojistikte hızın artacağını maliyetlerin azalacağını ve bunun rekabet gücünü olumlu katkı yapacağını belirtti. Söz konusu anlaşmanın Türkiye için olduğu kadar lojistik sektörü için de işlemlerin hızlandırılması anlamında çok önemli olduğuna değinen Aymen, “Anlaşmanın ihracatımızı olumlu etkileyeceğine eminim. Örneğin; bu anlaşma taşıma kotaları ile ticareti kısıtlayan ülkelerinin uygulamalarını zorlaştıracak düzenlemeler getirmektedir. Ayrıca hava kargo işlemleri, belirli taahhütleri veren firmalar için hızlandırılacaktır” dedi. 2. Ekonomi ve Lojistik Zirvesi kapsamında Yılın Lojistikte Başarı Ödülleri Töreni de düzenlendi. www.lojistikhatti.com üzerinden gerçekleştirilen oylama sonuçlarına göre ve UTA Lojistik Dergisi tarafından belirlenen özel ödül kategorileri kapsamında verilen Yılın Lojistikte Başarı Ödülleri lojistik sektörünün önemli isimlerini bir araya getirdi. 14 kategoride verilen ödüller gecede sahiplerini buldu. Yılın Lojistiğe Katkı Ödülü– UDHB Müsteşar Yardımcısı Orhan Birdal Yılın Bürokratı – UDHB Deniz Ticareti Genel Müdürü Cemalettin Şevli Yılın Lojistik Girişimcisi - Ekol Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Musul Yılın Lojistik Şirketi – Sertrans Logistics Sınırları Aşan Lojistik Ödülü – Barsan Global Lojistik Yılın Lojistik Çözümleri Şirketi – Reysaş Lojistik (Çekici ve Kamyonlarda Çift Yakıt Kullanımı) Yılın Lojistik Projesi – TANAP Projesi ile Mağdenli Nakliyat Yılın Lojistik Dostu Kurumu - İDO A.Ş. Ro-Ro Hattı ile İDO A.Ş. Yılın Lojistik Profesyoneli – Gökbora Lojistik Satış ve Pazarlama Müdürü Sefa Ezgin Yılın Sosyal Sorumluluk Projesi Ödülü - Her Eğitim Bir Umut Projesi - Ford Otosan Otomotiv Sektöründe Yılın Lojistik Yöneticisi- Ford Otosan Lojistik Müdürü Recai Işıktaş Tekstil Sektöründe Yılın Lojistik Yöneticisi- Colin’s IT ve Lojistik Direktörü Ergin Erşin Enerji Sektöründe Lojistik YöneticisiNordex Proje Lojistik Müdürü Tarık Ateş Nisan 2017 22 gümrük Tüfenkci: Gümrük kapılarını sonuna kadar açın! Gümrük müdürlerini toplayan Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci “Güvenli ve hızlı ticaret için gümrük kapılarını sonuna kadar açın” dedi. G ümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürleri ve Gümrük Müdürleri ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Sosyal Tesislerinde yapılan toplantıda bir araya geldi. Bakan Tüfenkci, gümrük ve ticaret müdürlerinin teşkilat bünyesinde kilit görevler üstlendiklerini vurgulayarak “Bu tür toplantılar, hedeflerin çalışanlar arasında doğru anlaşılmasında ve faaliyetlerin etkin biçimde yönlendirilmesinde önemli rol oynamaktadır. Bu nedenle karşılıklı konuşarak hem sorunları hem de çözümleri daha iyi ifade edebileceğimizi düşünüyorum” dedi. Tüfenkci, gümrük hizmetleri ile ticaretin daha kolay ve güvenli yapılması yolunda çalışmaların kararlıkla sürdürüldüğünü belirterek, “Dış ticaret erbabımıza sağlıklı bir şekilde hizmetimizi sunmaya çalışıyoruz. 2016 yılında Küresel Ticaretin Kolaylaştırılması Endeksinde 136 ülke arasında 59. sırada yer aldık. Söz konusu rapora göre ülkemizde ihracat sınır işlemlerinin tamamlanması için gereken süre 16 saat, ithalatta ise 41 saat olarak ölçülmüştür. Geldiğimiz seviyelerin çok daha üstüne çıkmayı hedefliyoruz. 2023, 2053, 2071 gibi hedefleri dikkate aldığımızda daha çok çalışmamız, daha etkin yönetim metotlarını uygulamamız, daha ye- Nisan 2017 Bakan Tüfenkci, Türkiye ekonomisinin geldiği noktayı değerlendirerek, “2002’de dünya ticaretinden yüzde 0,67’lik pay alan ülkemiz, bugün yüzde 1,15’lik pay alan bir konuma ulaşmıştır.” dedi. nilikçi yaklaşımları ortaya koymamız gerekiyor.” şeklinde konuştu. İşlem sürelerinin kısaltılması gerektiğine vurgu yapan Tüfenkci şöyle devam etti: “İşlem sürelerinin azaltılmasının ticaret hacmi üzerinde önemli bir etkisi olacaktır. İthalatta sürenin yüzde 10 azaltılması ticareti yüzde 6,3 arttırmaktadır. Bölge sayısının yüzde 10 azaltılmasının ticareti yüzde 11 oranında arttıracağı yönünde çalışmalar var. Ticaret ve gümrük süreçlerinin otomasyonu ile maliyetlerin yüzde 2,8 düşeceğini ortaya koymaktadır. Dolayısıyla bu alanlardaki etkin çalışmalarımızı sürdürmemiz ülkemizin ve ticaret maliyetlerini azaltacaktır.” Şubat ayında yürürlüğe giren ve ülkemizin de taraf olduğu DTÖ Ticaretin Kolaylaştırılması Anlaşmasına da değinen Tüfenkci, Ticaretin Kolaylaştırılması Anlaşmasının tam manasıyla uygulamaya girmesiyle birlikte üye ülkelerin toplam ticaret maliyetlerinde yüzde 14,3 oranında düşüş beklendiği, anlaşmanın küresel ölçekte 1 trilyon dolarlık katkı sağlamasının hedeflendiği, ihraç edilen yeni ürün sayısının yüzde 20 artacağı değerlendirmesinde bulundu. Gümrük müdürlerinden gümrüklerde karşılaşılan bazı sorunları dinleyen Tüfenkci, “Sizlerden vatandaşı dinlemenizi ve empati kurmanızı istiyorum. İnsan ve çözüm odaklı çalışın, kapılarınızı daima açık tutun” diye konuştu. Bakan Tüfenkci, vatandaşların hayatının kolaylaştırılmasının ve temel kamu hizmetlerine rahatça erişimin sağlamasının, kamu yönetiminin ana misyonu olarak görüldüğünü belirterek, “Reform ve icraatlarımız, insan odaklı bir anlayışla; yatırım, istihdam ve üretimi önceleyen; refahın daha adil paylaşımını öngören bir Türkiye hedefine hizmet edecektir” değerlendirmesinde bulundu. 23 Nisan 2017 24 AKTÜEL Ticaretin Kolaylaştırılması Kurulu ilk toplantısı yaptı Ticaretin Kolaylaştırılması Kurulu I. Genel Kurul Toplantısı, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Müsteşarı Cenap Aşcı ve Ekonomi Bakanlığı Müsteşarı İbrahim Şenel eş başkanlığında 24 Mart’ta Ankara’da gerçekleştirildi. T icaretin Kolaylaştırılması Kurulu I. Genel Kurul Toplantısı, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Müsteşarı Cenap Aşcı ve Ekonomi Bakanlığı Müsteşarı İbrahim Şenel eş başkanlığında, Kurul üyesi 18 kamu kurumu ve özel sektör kuruluşunu temsilen yaklaşık 50 kişinin katılımıyla Ankara Sheraton Hotel & Convention Center’da gerçekleştirildi. Sekretarya hizmetleri Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen Kurulun, kamu kurumları, özel sektör ve ticaret erbabı arasında ticaretin kolaylaştırılması konusunda koordinasyon ve işbirliğini ve pozitif ticaretin kolaylaştırılması reformlarının yapılmasını sağlayacak bir platform görevi görmesi bekleniyor. Bu kapsamda Kurulun, Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) Ticaretin Kolaylaştırılması Anlaşması hükümlerini uygulamasının yanı sıra, ticaretin kolaylaştırılması tedbirlerinin planlanması ve etkin bir şekilde uygulanmasına, ulusal düzeyde ticaretin kolaylaştırılması stratejilerinin belirlenmesine ve eylem planlarının oluşturulmasına yönelik tavsiyelerde bulunması, böylece sınır geçiş işlem sürelerinin daha da kısaltılması, ticari maliyetlerin düşürülmesi, pazara girişin önündeki engellerin kaldırılması ve ülkemizin ihracat hacminin artırılmasına katkı sağlaması hedefleniyor. Kurulun birinci Genel Kurul Top- Nisan 2017 lantısının ilk oturumunda, Ticaretin Kolaylaştırılması Anlaşmasının getirdiği yükümlülükler ile dünya ve ülkemiz ekonomisine sağlayacağı muhtemel faydalar hakkında bilgilendirme yapıldı. Ardından Sekretarya tarafından Ticaretin Kolaylaştırılması Kurulu Çalışma Usul ve Esasları Yönergesi taslağı hakkında bir sunum gerçekleştirilerek Yönerge Kurul üyelerinin görüşüne açıldı. Üyelerin görüş ve önerileri ile şekillendirilen Yönerge taslağı oybirliği ile kabul edildi. Ticaretin Kolaylaştırılması Stratejisi ve Eylem Planlarının hazırlanması amacıyla Sekretarya tarafından uluslararası enstrümanlar ve en iyi uygulama örnekleri ışığında genel bir bilgilendirme yapıldı ve Teknik Komite’nin 2017 yılı Nisan ayı içerisinde ilk toplantısını düzenlemesi, konu hakkında gerekli çalışmaları ivedilikle yapması kararlaştırıldı. Akabinde, ticaretin kolaylaştırılması alanında faaliyet gösteren diğer kurullarla ilişkilerin yöntemi ele alındı ve bahse konu oluşumların Ticaretin Kolaylaştırılması Kurulu’nun faaliyetlerini destekleyici mahiyette olacağı konusunda görüş birliğine varıldı. Toplantının ikinci oturumunda ise, bir ticaret portalı görevi de görmesi planlanan Kurul internet sitesinin kurulması ve sitenin içeriği konusu görüşüldü, konunun Teknik Komite’nin ilk toplantısında ele alınması kararlaştırıldı. Son olarak, Kurula üye olma ve Kurul toplantılarına iştirak etme yönünde talepte bulunan diğer kurum, kuruluş ve sivil toplum örgütlerinin talepleri değerlendirildi ve mevcut özel sektör üye kuruluşlarının hali hazırda çatı kuruluş olarak Kurulda yer aldığı, teknik konularda görüşlerine başvurmak üzere toplantılara diğer oluşumların da katılmalarının önünün açık olduğu konusunda mutabık kalındı. Bir sonraki toplantının yerinin ve tarihinin de görüşüldüğü toplantı, Kurul tutanağının okunması ve kabulü ile sona erdi. 25 Nisan 2017 26 10 MİLYAR DOLAR YATIRIMI BULUNAN SEKTÖR DESTEK VE TEŞVİKLERLE YATIRIMINI ARTIRACAK UND’nin ev sahipliğinde gerçekleşen Teşvik ve Destekler Semineri 13 Nisan’da yoğun bir katılımla gerçekleşti. Zor bir dönemden geçen firmaların destek ve teşviklerden nasıl yararlanabilecekleri anlatıldı. U ND 13 Nisan’da nakliyecilerin katılımıyla Teşvik ve Destekler Semineri yaptı. Seminere 300’e yakın firma temsilcisi katıldı. UND Başkanı Çetin Nuhoğlu’nun sektör firmalarının Ar-Ge ve inovasyon becerisi kazanabilmeleri için gerekli desteklerin verilmesinin önemine vurgu yaptığı seminerde; Kredi Garanti Fonu temsilcisi olarak İstanbul Şube Müdürü Murat Gökçe, Eximbank Genel Müdür Yardımcısı Enis Gültekin, Genel Nisan 2017 Müdür Yardımcısı Vekili Necdet Karadeniz, Pazarlama Müdürü Osman Kul, Ekonomi Bakanlığı Dış Ticaret Uzmanı Ahmet Burak Eren, İŞKUR Şube Müdürü Levent Taş, KOSGEB Uzmanı Gökhan Akdağoğlu özel sunumlar yaptılar. UND Başkanı Çetin Nuhoğlu açılışta yaptığı konuşmada, “Sektörün rekabet gücünü artırabilmesi için değişen ve globalleşen dünyaya uyum sağlayabilmesi için düşük maliyetli finansmana kolay ulaşması ve devlet desteklerinden daha fazla yararlanabiliyor olması gerekmektedir. Bu kapsamda seminere katılan değerli konuşmacıların önemli bilgiler vereceğini, bizlere yol göstereceğine eminim” dedi., Türkiye’de faaliyet gösteren şirketlerin yüzde 99,5’inin Küçük ve Orta Boy İşletmelerden oluştuğunu sektördeki oranın da yüzde 95 gibi yüksek bir oran olduğunun bilgisini veren Nuhoğlu, “Firmalarımızın çok büyük bir bölümü ise modern 27 ve rekabetçi yönetim yapısından yoksundur. Şirketlerimizin kurumsal yapılarının güçlendirilmesi ve kapasitelerinin artırılarak modern bir yapıya kavuşturulması şarttır. Özellikle iş planı yapma ve finansal yönetim becerilerinin artırılması artık bir başarı koşulu haline gelmiştir. Tüm sektörleri destekleyen Taşımacılık ve Lojistik sektörü, özellikle günümüz koşullarında finansal piyasalardan uygun koşullarda yararlanma imkânları elde etmeleri, yenilikçi projeler geliştirmeleri ve uygulamaları, yurtdışı piyasalara tanıtma ve ortaklık kurma olanaklarını artırabilmeleri, Ar-Ge ve inovasyon becerisi kazanabilmeleri için gerekli desteklerin verilmesi büyük önem taşımaktadır” diye konuştu. Sektör firmalarının sabit yatırımları araç olduğu için bankalar nezdinde teminat yaratmakta güçlük çektiğini, yeni yatırımlara finansman bulmakta zorlandıklarını aktaran Nuhoğlu, destek ve teşviklerin 10 milyar doların üzerinde yatırımı bulunan sektör için önemli olduğunu vurguladı. Nuhoğlu, “Eximbank tarafından sektörümüzün döviz kazandırıcı hizmetler kategorisinde değerlendirilmesi ile birlikte Uluslararası Nakliyat ve Pazarlama Kredisini sektörümüz uzun süredir uygun maliyetler ile kullanmaktadır. Aynı şekilde Kredi garanti fonu kefaletini de Eximbank kredilerinde kullanmaktadır. Kredi Garanti Fonunun yenilenen yapısı ile birlikte daha da fazla kullanacaktır. Ayrıca sektörümüz Hizmet İhracatçısı olarak Türkiye İhracatçılar Meclisinin üyesidir. 2016 yılı içerisinde sektörümüz Ekonomi Bakanlığı nezdinde döviz kazandırıcı sektörler arasında sayılmaya başlamış olması vesile ile Turquality ve Marka desteklerinden yararlanabilir konuma gelmiştir. Yine aynı şekilde bu sene yurtdışı fuar desteklerinden de ya- rarlanabilir konumdadır. KOSGEB ve İŞKUR’un da sektörümüze vermiş olduğu destekler diğer destekler gibi sektörümüzün rekabet gücüne büyük etki etmektedir” diye konuştu. EXİMBANK 2017’DE TOPLAM 40 MİLYAR DOLARLIK DESTEK SAĞLAYACAK Eximbank Genel Müdür Yardımcısı Enis Gültekin sunulan destekler hakkında bilgiler verdi. Eximbank, ihracatın artırılması, ihraç ürünlerinin ve pazarlarının çeşitlendirilmesi, rekabet gücünün artırılması için destek veriyor. Ülkemizin tek resmi ihracat finansman kuruluşu olan Eximbank, Yurtiçi Krediler, Sigorta ve Uluslararası Krediler sağlıyor. Geçtiğimiz yıl Türkiye ihracatının yüzde 23’üne destek verildi. Geçtiğimiz yıl 21 milyar doları yurtiçi krediler 11 milyar doları sigorta olmak üzere toplam 32 milyar 700 milyon dolarlık Nisan 2017 28 semİner destek sağlandı. 2017 hedefi ise 25 milyar 400 milyon dolar kredi ve 14 milyar 400 milyon sigorta desteği sağlamak. Eximbank’tan kredi kullananlar ihracat ve hizmet satışı taahhüdü altına girmiş oluyorlar. Her firmaya aynı faiz oranı uygulanıyor. Nakliyat sektörüne yönelik Sevk Öncesi İhracat kredisi, Reeskont Kredisi ve Uluslararası Nakliyet Kredisi destekleri veriliyor. Alacak Sigorta kapsamında ise 238 ülkede riski Eximbank alıyor. Bu sayede firmaların tahsilat endişesi kalmıyor. veriliyor. Katılımcılar, programdan yaklaşık 3 ay, 78 fiili güne kadar yararlanıyor. İŞKUR katılımcıya günlük 54 TL cep harçlığı veriyor. İşverenin ücret ödeme zorunluluğu bulunmuyor. İstihdam zorunluluğu yüzde 50. Program süresince işverenin herhangi bir maddi yükümlülüğünün olmaması, maliyet avantajı sağlıyor. Bu programı tamamlayanlar istihdam edildiğinde imalat sanayi sektöründe 42 ay, diğer sektörlerde 30 ay boyunca SGK yatırılan işveren payı, sigorta primi, İşsizlik Sigortası Fonu’ndan karşılanıyor. KGF KEFALETİ 3 AYDA 74 MİLYAR LİRAYI GEÇTİ Kredi Garanti Fonu temsilcisi İstanbul Şube Müdürü Murat Gökçe, finansman konusunda sunulan kolaylıkları anlatan bir sunum gerçekleştirdi. Kredi Garanti Fonu TOBB, Bankalar ve KOSGEB tarafından oluşturulan bir fon. Geçtiğimiz yıl 5 milyar lira olan kefalet hacmi, yeni dönemli birlikte 3 aylık süre İŞKUR EĞİTİM PROGRAMI İLE DÜŞÜK MÜLİYETLE NİTELİKLİ ELAMAN İŞKUR Şube Müdürü Levent Taş, İstihdam Politikaları ve İŞKUR Faaliyetleri hakkında bilgilendirmede bulundu. İŞKUR, İşbaşı Eğitim Programı ile iş tecrübesi olmayan işsizlerin iş başında çalışarak eğitilmesini ve deneyim kazanmasını sağlayarak işe daha kolay yerleştirilmesi amaçlıyor. En az 2 sigortalı çalışanı bulunan İŞKUR’a kayıtlı özel firmalar bu programdan yararlanabiliyor. Çalışan sayısının yüzde 10’u kadar katılımcı çalıştırma hakkı Nisan 2017 Hizmet Sektörü Rekabet Gücünün Artırılması Projesi kapsamında, proje başına 400 bin dolar ve ulaşım konaklama organizasyon giderleri için 150 bin dolar veriliyor. 29 içerisinde 74,5 milyar liraya yükseldi. KGF Kefaletleri; bankalar aracılığıyla ve doğrudan Eximbank, KOSGEB, TÜBİTAK, TTGV ve Bilim sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından veriliyor. İşletme Kredileri 60 ay 1 yıl sınırsız ödemeli verilirken Yatırım Kredileri 120 ay, 3 yıl ödemesiz veriliyor. KOSGEB KARŞILIKSIZ DESTEKLER SUNUYOR KOSGEB Uzmanı Gökhan Akdağoğlu, sağlanan destek ve bilgiler hakkında hazırladıkları sunumu paylaştı. KOBİGEL-KOBİ Gelişim Destek Programı ile 300 bin TL geri ödemesiz, 700 bin TL geri ödemeli destek sağlanıyor. İşbirliği-Güçbirliği Destek Programı ile 300 bin TL geri ödemesiz ve 700 bin ve bir milyon 200 TL geri ödemesiz destek sunuluyor. Ar-Ge, İnovasyon ve Endüstriyel Uygulama Destek Programı kapsamında; Ar-Ge ve İnovasyon için, Teknopark içi 30 bin TL, Teknopark dışı 24 bin TL kira desteği, 150 bin TL makine, donanım, teçhizat.. desteği gibi farklı desteklerle toplam 750 bin TL destek sağlanıyor. Endüstriyel Uygulama Programı ile de, yine kira desteği, teçhizat, donanım, makine desteklerinin toplamı 818 bin TL’yi buluyor. Toplam destek miktarı 1 milyon 568 bin TL. ULUSALARARASI HİZMET İHRACATI İÇİN TURQUALITY DESTEĞİ Ekonomi Bakanlığı Dış Ticaret Uzmanı Ahmet Burak Eren, lojistik sektörüne yönelik devlet yardımı programlarını anlattı. Eren, 2015/8 Sayılı Döviz Kazandırıcı Hizmet Ticaretinin Desteklenmesi Kararı’nın detaylarını paylaştı. Destekler içerisinde Turquality Destek Programı, Hizmet Sektörü marka Destek Programı ve Hizmet Sektörü Genel destek Programı bulunuyor. Lojistik firmaları ve işbirliği kuruluşlarının bireysel fuar katılımlarının desteklenmesi kapsamında 15 bin dolarlıt katılım giderleri ve ulaşım desteği veriliyor. Milli katılım organizasyonlarının desteklenmesi kapsamında organizasyon başına 15 bin dolar katılım giderleri ve ulaşım harcaması desteği verilirken tanıtım ve pazarlama harcamaları için organizasyon başına 120 bin dolar veriliyor. Ekonomi Bakanlığı’nın desteklerinden biri de Döviz Kazandırıcı Hizmet Sektörleri Markalaşma Destekleri Ekonomi Bakanlığı’nın desteklerinden biri de Döviz Kazandırıcı Hizmet Ticaretinin Desteklenmesi Nisan 2017 30 DOSYA Asya’nın parlayan stratejik ülkesi KAZAKİSTAN Türk lojistikçilerinin de gözdesi Dünya ticaretinde adeta görünmeyen bir güç olan Kazakistan, yeni ticaret yollarının şekillenmeye başlamasıyla yabancı yatırımcıların da ilgi odağı oldu. Son birkaç yılda yabancı yatırımcı sayısını 3’e katlayan Kazakistan’a Türk firmalarının ve lojistikçilerinin de ilgisi arttı. Kazakistan’ın Çin ile Avrupa arasında önemli bir karayolu ve demiryolu güzergahı olması, ülkenin stratejik önemini artırıyor. Yılda 100 milyarlarca dolar yükün geçeceği ülkede, Türkiye’nin büyük lojistik oyuncuları yapılanıyorlar. Hedef bu ticaretten daha fazla pay almak ve bölgesel bir güç olmak. Nisan 2017 31 Asya-Avrupa ticaretinde bir lojistik merkez olarak konumlandırmak. 21 BİN 800 YABANCI ŞİRKET BU ÜLKEDE FAALİYET GÖSTERİYOR D ünya ticaretindeki dengeler değişirken yeni ülkeler ve yeni ticaret yolları öne çıkıyor. Çin, Pakistan, Hindistan gibi devasa nüfusa sahip ülkeler oyuna dahil oluyorlar. Batı –Doğu arasındaki ticaretin hızlanması ve lojistik maliyetlerin düşmesi için son dönemde milyar dolarlık yatırımların arka arkaya geldiğini görüyoruz. Özellikle Çin tarafından yapılan demiryolu yatırımları bu ülkenin Avrupa’ya ulaşımını 2 haftaya kadar düşürdü. Avrupa-Asya arasında doğal bir köprü görevi gören Türkiye iki kıta arasındaki ticaretten ve lojistik akıştan pay almak için en şanslı ülkelerden birisi. Tabi bunu yeni işbirlikleri ile desteklemesi gerekiyor. Doğu-Batı arasındaki mal akışını kontrol etmek ve yönetmek için işbirliği yapılacak ülkelerden biri Kazakistan. Tam bir ithalat ülkesi olan, ihracatı ise tamamen petrole bağlı olan Kazakistan ise büyük bir sıçrama gerçekleştirmek istiyor. Bunun için Nurlu Yol Ekonomi Programı açıklandı ve yoğun bir çalışma yapılıyor. Yabancı ülkelerin de son birkaç yılda bu ülkeye yatırımlarının 3 kata yakın arttığı görülüyor. Hem düşük enerji fiyatları hem de yeni ticaret yollarının merkezi olan Kazakistan Türk firmaları için de büyük bir yatırım merkezi. Türk şirketleri bu ülkeye bugüne kadar 2 milyar dolarlık yatırım gerçekleştirdiler. Ülke lojistik açısından da çok büyük bir potansiyele sahip. Özellikle Çin’in bu ülkeden geçerek Batı’ya ulaşma hedefi, lojistikçilerin Çin taşımalarından pay alma yarışına getirecektir. Kazakistan’da Türkiye’nin en büyük lojistik firmalarının bir yapılanma içerisinde olduğunu görüyoruz. Bu ülkenin artan inşaat ve enerji taşımalarından pay almak isteyen firmalarımızın önümüzdeki dönemdeki hedefi ise bu ülkeyi Kazakistan Cumhuriyeti Ulusal Ekonomi Bakanlığına bağlı Ulusal İstatistik Komitesi tarafından yapılan bir açıklamaya göre; 1 Mart 2017 tarihi itibarıyla Kazakistan’da yabancı sermaye iştiraki ile kurulan faal firma sayısının bir yıl içinde 2,5 kat artarak 21 bin 800’e ulaştığı bildirildi. Kazakistan’da faaliyet gösteren yabancı şirketler arasında Rusya 7 binden fazla şirket ile birinci, Türkiye 1.800 adet ile ikinci sırada yer alıyor. Çin, Hollanda ve Alman iş dünyasını temsilen 900’den fazla şirket bu ülkede faaliyet gösteriyor. Ayrıca, 893 adet Özbek şirketi, 657 adet Ukrayna şirketi, 612 adet Kırgız şirketi, 513 adet İngiliz şirketi, 509 adet Amerikan, 485 adet Güney Koreli ve 422 adet Azeri şirket bulunuyor. İRAN KAZAKİSTAN İLE ORTAK LOJİSTİK ŞİRKET KURUYOR İran, Kazakistan’ın lojistik potansiyeleni ve stratejik konumunu kullanmak isteyen ülkelerin başında geliyor. Kazakistan Demir Yolları Ulusal Şirketi (KTJ) ile “Islamic Republic of Iran Shipping Lines” (IRISL) arasında imzalanan bir Mutabakat Zaptına göre, ortak bir lojistik firması kurulması kararlaştırıldı. Söz konusu Nisan 2017 32 DOSYA ortaklığın Bandar Abbas ve Aktau Limanlarının daha da geliştirilmesi ve yük trafiğine daha fazla açık hale getirilmesi için 2017 yılı son çeyreğinden itibaren ortak somut çalışmaların başlatılması hususunda mutabakata varıldı. ÇİN, KAZAKİSTAN’DA 26 MİLYAR DOLARLIK 51 FARKLI PROJE GERÇEKLEŞTİRECEK Bölgenin en önemli oyuncusu Çin, geçtiğimiz yılın eylül ayında G20 Zirvesi’ne Kazakistan’ı özel olarak davet etti. Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev ile Çin Devlet Başkanı Xi Jipping arasında gerçekleştirilen ikili görüşmede, önümüzdeki 5 yıl içinde 26 milyar dolar değerinde 51 adet projenin hayata geçirilmesi kararlaştırıldı. Söz konusu projeler arasında Atrau şehrinde kimyasal ürünlerin üretimini yapacak bir adet fabrika, 3 adet petrol rafinerisi, Kostanay şehrinde bir adet otomotiv fabrikası, gıda işleme fabrikaları ve çok sayıda müteahhitlik projesi yer alacak. ASYA KALKINMA BANKASI ULAŞTIRMA ALTYAPISI İÇİN 240 MİLYON DOLARLIK KREDİ VERDİ Asya Kalkınma Bankası geçtiğimiz yıl, Kazakistan’ın ulaştırma alanında altyapısının güçlendirilmesi amacıyla 240 milyon dolar değerinde kredi sağladı. Söz konusu kredi ile, Kazakistan’ın özellikle başkent Astana’dan Hazar Denizi Nisan 2017 istikametindeki geniş coğrafyada karayolu ve demiryolu ulaşımının daha modern bir hale getirilmesi amaçlanıyor. Kazakistan’ın Çin ile Avrupa arasındaki önemli bir karayolu ve demiryolu güzergahı olması sebebiyle, son yıllarda özellikle Çin tarafından Kazakistan’ın ulaştırma altyapısı ile ilgili projelere büyük ilgi duyuluyor. BAKÜ-TİFLİS-KARS HATTI ve KUZEY GÜNEY BAĞLANTISI Türkiye’nin bölgeyle ulaşımını kolaylaştıracak önemli projelerden biri olan Bakü-Tiflis-Kars demiryolu hattı haziranda açılacak. Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, bu hattın yeni hatlarla desteklenmesi konusunda çok önemli bir bilgi verdi. Arslan Kars’tan batıya doğru giden tren yükünün Karadeniz’e de gitmesi gerektiğine işaret etti. Arslan şunları söyledi: “Kars’tan batıya giden tren yükünün Karadeniz’e de gitmesi gerekir. Dolayısıyla Kırıkkale, Çorum, Samsun’a, Erzincan’dan Trabzon’a bağlantı yapacağız. Erzincan’dan güneye, Sivas’tan güneye yani Elazığ, Malatya, Diyarbakır, Mardin’e de inen demiryolu ağlarını yapacağız. Bunlar birbirinin tamamlayıcısı. Bunlar bizim için de ülkemiz için de çok önemli. Bu projelerin en önemli halkalarından biri de Londra’dan kalkan bir trenin Pekin’e gidebilmesi için Bakü-TiflisKars (BTK) Demiryolu Projesi. Bu proje bölgemiz ve Kars için çok önemli. İnşallah haziranda işletmeye açıyoruz.” KARADENİZ-AKDENİZ KESİNTİSİZ BAĞLANACAK Ahmet Arslan Türkiye’nin güneyi ve kuzeyini Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu üzerinden 18 ulaşım koridoru ile birbirine bağlayacaklarını söyledi. Araslan şunları söyledi: “Türkiye’nin kuzeyinden güneyine, Karadeniz’i Akdeniz’e ve Doğu Anadolu üzerinden Güneydoğu Anadolu bölgesine bağlamak için 18 koridor belirlendi. Bu 18 koridorun son 3 tanesi Karadeniz’i Doğu Anadolu’dan Akdeniz’e ve güneye bağlamak adına yapılıyor. Bunlardan bir tanesi Ovit Tüneli, çok önemli bir tünel. 14 bin 200 33 metrelik bir güzergah ve devamında da Kop Tüneli ile gelip Erzincan’a, Erzurum’un İspir ilçesi üzerindeki tünellerden Erzurum’a, Gümüşhane üzerinden Trabzon’a, Erzincan’a bağlanması, bütün bunlar birbirinin tamamlayıcısı. O geçit vermeyen Tendürek Dağlarını da çok daha rahat aşabilmemiz, geçebilmemiz için Tendürek’te bir tünel planlaması yaptık, şu an proje çalışması yapılıyor. İnşallah onu da yaptığımızda Karadeniz’i Akdeniz’e, ülkemizin en doğusundan kesintisiz şekilde, tünel gerektiğinde tünel, viyadük gerektiğinde viyadük ve köprü yaparak bölünmüş yollarla bağlamış olacağız.” 4 ZORLU GÜZERGAH UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, Kazakistan’ın Türkiye için çok önemli bir ülke olduğunu söyledi. Şener, en son KUKK toplantısın- da Türkiye’nin 1.000 transit geçiş hakkı bulunan Kazakistan’dan 50 bin adet geçiş hakkı istediğini, bu isteğin herkeste şaşkınlık yarattığını aktardı. Şener, “Bu adetleri Çin yüklerini taşımak için istedik. Bize 2 bin geçiş belgesi verildi ama 100 dolarlık bir ücret karşılığında geçişler süresiz oluyor” diyerek Kazakistan’ın ülkemiz için de stratejik bir ülke olduğuna vurgu yaptı. Kazakistan’a giden araçların yarıya yakınının boş döndüğünü aktaran Şener, Kazakistan’a ulaşımda sıkıntılar olduğunu söyledi. İstanbul’dan Kazakistan’a gitmek için araçların önce Ukrayna’ya buradan da Rusya’yı transit geçip bu ülkeye ulaştıklarını anlattı. Bunun sağ elle sol kulağı göstermeye benzediğini aktaran Şener, “Bir yolu da Sarp’tan çıkıp Gürcistan’a buradan tekrar Rusya’ya girip Hazar’ın batısından çıkmaktı. Çok az araç daha kısa olmasına rağmen Hazar güzergahını kullanıyordu. Gemi geçiş sorunları nedeniyle bu güzergah çok kullanışlı değildi. Bir başka grup da İran üzerinden Kazakistan’a gidiyordu. Orada da vize ve transit sorunlarından dolayı Türkmenistan taşımacılarımızı zorluyordu. Araçlar İran-Türkmenistan-Özbekistan-Kazakistan hattından gidiyordu” dedi. Nisan 2017 34 DOSYA KAZAKİSTAN’IN BİZİM İÇİN ÖNEMİ ÇİN İLE KOMŞU OLMASI Kazakistan’ın Türkiye için en önemli yönünün Çin’e komşu olması olduğunu söyleyen Şener, “Çünkü Çin artık üretimini Kazakistan sınırına yakın olan Sincan ve Urumçi bölgesine taşıdı. Ve batıya olan ticaretini; iki Türkiye boyu doğusundaki limanlara gidip 8 haftada Avrupa’ya göndermek yerine hemen Kazakistan’dan trene yükleyerek 2 haftada göndermeye çalışıyor. Bunu denedi ve Rusya steplerinden Kazakistan üzerinden Duisburg’a 18 günde gitti. En son İngiltere’ye tren katarı 22 günde ulaştı” dedi. ÇİN’İN AKTARMA MERKEZİ OLUYOR Türkiye-Çin karayolu taşımacılık anlaşmasının mayıs ayında parafe edileceğini söyleyen Fatih Şener, Türk TIR’larının bu anlaşma ile Çin içlerine kısa mesafe gidip yükleri alabileceğini aktardı. Çin TIR’larının ölçü ve uzunluklar nedeniyle ülke dışına çıkmalarının mümkün olamadığının bilgisini veren Şener, ayrıca Çin’in 1 Ocak 2017 tarihi ile TIR sistemine girdiğini de hatırlattı. Tır Sisteminin uygulanmasında zorluklar olacağını ifade eden Şener, “Şimdi buradan yola çıkarak şuna bakmalıyız: Çin kendi iç sistemi, iç trafiği, araç standartları olarak bakıldığında girilmesi Nisan 2017 çok zor bir ülke gibi görünüyor. Çin bu nedenlerle yüklerini Kazakistan’a aktaracak, Kazakistan’dan da batı dünyasına ulaştıracak görüşü hakim. Kazakistan’ı Çin’in aktarma merkezi olarak düşünebiliriz. Çin Pakistan’da ticaret merkezi kurdu. Pakistan’a göndereceği yükleri oraya göndermeye çalışıyor. Kazakistan’ın kuzeyinde bir aktarma merkezi kurdu oradan günde 2 tren Almanya’ya kadar gidiyor” diye konuştu. LOJİSTİK PROJELER BEKLENİYOR “Çin’de Asya Altyapı Kalkınma Bankası diye bir banka kuruldu. Bu banka aslında İpekyolu’nu canlandırmak için finansal destek sağlıyor. Türkiye’de en son Antalya’daki G20 zirvesinde bu bankaya 2 milyar 500 bin dolar yatırdı ve ortak oldu” diyen Fatin Şener, Dış İşleri Bakanlığı’nın özel sektöre bir çağrı yaparak, bu güzergahın orta koridoru canlandıracağını bunun için lojistik merkezler olur, demiryolu olur, limanlar olur farklı projelerle kendilerine başvuruda bulunulmasını istediğini ancak şu ana kadar böyle bir projenin gitmediğini de kaydetti. KAZAKİSTAN-ÇİN SINIRINA TÜRK LOJİSTİK MERKEZİ KURULABİLİR En son KUKK toplantısında 2 bin transit geçiş hakkı aldığımızı ancak 100 dolar ödeyen herkesin sınırsız transit geçiş hakkına sahip olacağını aktaran Fatih Şener, “Şayet Kazakistan Çin sınırının Çin tarafında bir Türk lojistik merkezi kurulursa Tır’larımız kısa mesafe girip bu yükleri alırlar ve Kazakistan’dan transit geçişle bu işi halledebiliriz. Kazakistan’a gelen yükleri alacaksak bu ya demiryoluyla olacak ya karayoluyla olacak. Karayoluyla olunca 3. ülke yükü olacak. Çin’e ait bir yükü alacağız. Bunun prosedürleri açısından Kazakistan ile karayolu anlaşmasının yeniden revize edilmesine ihtiyaç var. Ahmet Davutoğlu’nun bakanlığı döneminde Astana’ya başkonsolosluk açıldı. Bu Bakü’den gemilerin gittiği limandır. Davutoğlu biz bunu İpekyolu’nu düşünerek yaptık demişti. Buradan geçecek ticaret için bu konsolosluk açıldı. Ancak uygulamalara baktığımızda Dış İşleri Bakanlığı bunu yapmış ama Gümrük Bakanlığı’nın ve Ekonomi Bakanlığı’nın bununla ilgili planları olduğu söylenemez. Koordinasyon sorun var” dedi. KAZAKİSTAN-TÜRKİYE DEMİRYOLU TAŞIMALARI Fatih Şener, Kazakistan’dan Türkiye’ye olan demiryolu ulaşım hattının kullanılacağını söyledi ve şu bilgiyi verdi: “Çin yüklerini alıp 35 Aktau’ya geleceğiz. Buradan da Bakü’ye ulaşacağız. Haziran ayında Bakü-Tiflis-Kars demiryolu hattı açılıyor. Bu hat üzerinden yükleri Kars’a kadar getireceğiz. Ray ölçülerindeki farklılıklar nedeniyle tren dingillerinin Gürcistan’da değişmesi gerekiyor. Kars’ta ve Erzurum’da büyük lojistik merkezlerinin oluşturulması gerekiyor. Demiryolu yüklerin hızlı taşınmasını sağlayacaktır. Çünkü Rusya ve Kazakistan’da kışlar çok sert geçiyor. Zor hava koşullarında trenlerin hareket kabiliyeti çok daha fazla oluyor. Vagon taşınması potansiyeli çok fazla çünkü vagon taşıyan gemiler çok fazla, limanlar buna uygun.” HAZARDA TARİFELİ SEFERLER OLACAKTIR Fatih Şener yüksek lojistik maliyetler nedeniyle Kazakistan’ın Rusya’dan çok daha kaliteli ve uygun fiyata ürettiği tahıl, bitüm, gübre gibi ürünleri Türkiye’ye satamadığına dikkat çekerek “Aslında Kazakistan’ın lojistik imkanları geliştiğinde, Hazar’ın geçiş imkanları geliştiğinde Türkiye’nin Orta Asya ile yapacağı ticaret hacmi çok fazla büyüyecektir. Taşıma maliyetleri nedeniyle Kazaklar çok kaliteli olmasına rağmen buğdayını ve bitümünü satamıyor. Lojistik sorunlar ucuz enerjiye sahip Kazakistan’ın üretim üssü olmasına da mani oluyor. Bizim konteynerlik yükü götürmemiz 7.500 dolar. Bir yükü buradan Amerika’nın diğer tarafına götürmemizin maliyeti 2.500 dolar. Ama lojistik sorunlar ulaşım sorunları üretim merkezi olmasını engelliyor. Kazikastan’ın transit rolü arttığından Kazakistan’a hatta Çin’e ihracat yapacağımızı düşünüyorum. Öyle ürünlerimiz var ki 9 bin dolara gidiyor. Ucuz ürünlerimiz satılamaz haline geliyor” dedi. Kazakistan’ın Çin nedeniyle transit geçişlerinin artmasıyla Hazar’da tarifeli seferlerin başlayacağının, taşıma kalitesinin artacağının altını çizen Şener, “Normalde bu tip güzergahların gücü en zayıf halkanın gücüne eşit. Şu anda en zayıf halka Gürcistan. Özellikle Sarp sınır kapısına başlattığımız inşaatın da etkisiyle dönüşte 8-10 günde geçilebiliyor. Kazakistan’da özellikle güneye doğru yapılan demiryolu yatırımları var. İslam Kalkınma Bankası’nın desteğiyle Umman’a kadar giden bir hat kurdular. Gelecekte daha önemli bir hat olacaktır. Şunu da söylemek gerekiyor. Eski yolların hepsi Moskova’ya doğru gidiyor. Batı’ya doğru bir yol yok. Ancak son dönemde Doğu-Batı eksenli yol çalışmaları yapılıyor” diyerek son gelişmeler hakkında bilgilerini aktırdı. TÜRKİYE BYPAS EDİLEMEZ Yeni ticaret yolları ve Çin’in Avrupa’ya tren taşımalarına başla- masının Türkiye’yi bypass edildiği şeklinde değerlendirenler olduğunu söyleyen Şener, “Ben Türkiye’nin bypas edileceğine inanmıyorum” dedi. Şener bu düşüncesini Türkiye’nin Gümrük Birliği avantajına, üretim gücüne ve düşük lojistik maliyetlere bağladı ve görüşlerini şöyle açıkladı: “Çünkü Türkiye’nin olmadığı taşımalarda maliyetler çok yüksek. Tabi bunun yanında Türkiye’nin Gümrük Birliği’ne üye olmasının avantajı var. Çin örneğin bir televizyonu Avrupa’ya direkt olarak gönderse ürün fiyatı artacaktır. Ancak parça olarak bu ürünleri Türkiye’ye getirip burada montajlayıp Avrupa’ya gönderdiğinde üzerindeki vergi yükü azalacağından –Gümrük Birliği nedeniyle- ürün fiyatı daha ucuz olacaktır. Çin aslında Türkiye’yi bir üretim üssü olarak da değerlendiriyor. Çin Avrupa’ya ürünlerini götürmek için Türkiye’nin Gümrük Birliği avantajını kullanmak isteyecektir.” TRANSİT TAŞIMALARDA GÜMRÜK PROSEDÜRLERİ KOLAYLAŞTIRILMALI Özellikle transit taşımalarda gümrük prosedürlerimizin kolaylaşması gerektiğini kaydeden Şener, “Malların girişi ve çıkışını kolaylaştırmalıyız. Türkiye’nin kapılardan giriş çıkış sorunu var. İhracatla kalkınan bir ülkede bu sorunların yaşanmaması gerekir” dedi. Nisan 2017 36 DOSYA EKOL LOJİSTİK’İN STRATEJİSİNDE KAZAKİSTAN VAR Ahmet Musul Avrupa’da kurduğu intermodal ağ ile bu alanda liderliğe oynayan ve Türk lojistiğinin en büyük lejyonerlerinin başında gelen Ekol Lojistik, Kazakistan’ı stratejik bir ülke olarak görüyor. Ekol Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Musul, Kazakistan’da mutlaka bir yapılanma oluşturacaklarını ve bunun sadece o ülke için değil Çin için de olacağını söyledi. Musul önümüzdeki dönem içerisinde bu ülkede neler yapacaklarının ortaya çıkacağını söyledi. leyip, öz mal araçlarımızla güvenli bir şekilde Türkiye’deki üreticilere getirebiliyoruz. Bunun testlerini yaptık” diyen Öztuğran, Türkiye’nin büyük firmalarının talepleri doğrultusunda denemelerinin sürdüğünü aktardı. Amaçlarının denizyolunda şu anda 45 günü bulanan transfer sürelerini kısaltmak olduğunun altını çizen Öztuğran, tren taşımaları, tren artı karayolu taşımacılığı ve karayolu artı karayolu şeklinde denemelerinin devam ettiğinin bilgisini verdi. Şu anda yapılan taşımalarda 1820 güne kadar indiklerini söyleyen Öztuğran, “Bu süreleri biraz daha kısaltma hedefimiz var. Tren seferlerinin denemelerini yaptık ve bir anlaşma olmadığı için Çin’den Kazakistan’ın sınırına gelip Kazakistan’ın kuzey sınırından yine bizim Kazak araçlarımızın Çin’den Diane Arcas ARKAS LOJİSTİK BAKÜ-KARS-TİFLİS HATTINI 4 GÖZLE BEKLİYOR BORUSAN KAZAKİSTAN ÜZERİNDEN ÇİN’E ULAŞIYOR Kazakistan’ın Çin’e karayoluyla ulaşılabilecek en düzgün ve güvenli yol olduğunu söyleyen Borusan Lojistik Uluslararası Taşımacılık Genel Müdür Yardımcısı Okyay Öztuğran, Kazakistan üzerinden Çin’e taşımalar yaptıklarını söyledi. “Çin’in farklı noktalarından çıkan treni, Kazakistan’da bir istasyonda elleç- Nisan 2017 da anlatan Öztugran, “Bu hat taşımanın uç kısmını hızlandıracaktır. Çünkü tren bağlantısının o kısmı eksik. Tren Kazakistan üzerinden geçerek Hazar’ı geçerek, Bakü ve Türkiye’ye getirdiğimizde hem maliyette hem de zamanda büyük bir tasarruf sağlanacaktır. Tiflis üzerinden Kars’a henüz bağlantı yapılmadı. O yüzden tren kesiliyor. Biz de o kesilmeyi Kazakistan’da yapıyoruz. Buraya gelen trenlerden yükleri alıp Türkiye’ye getiriyoruz. Bunu iyileştirme çabalarımız var. Çünkü müşterilerimizden o yönde ciddi talepler alıyoruz. Teknoloji firmaları, tekstil firmaları daha hızlı ürünlerini buraya getirebilmenin peşindeler” diye konuştu. Öztuğran Kazakistan’ın stratejik konumuyla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı: “Çin sınırında olması nedeniyle transit ticaret ve oradaki lojistik üs olmaya aday bir ülke. Çünkü güneye indiğiniz zaman karışık bölgeler var. İran daha henüz açılmadı, Pakistan, Afganistan hala savaşların olduğu yer. Hindistan’da zaten fiziksel zorluklar var. O yüzdende de direkt Çin’den gelen yolun Kazakistan ile örtüşüp oradan batıya açıldığı yol.” Okyay Öztuğran devralıp Türkiye’ye getirdikleri hızlı bir taşıma koridoru oluşuyor” dedi. Bakü-Kars-Tiflis hattının bu taşımalara nasıl bir destek sağlayacağını Kazakistan’a yatırımı bulunan lojistik firmalarımızın başında Arkas Lojistik geliyor ve firma hem bu ülke, hem de bölge için Bakü-Tiflis-Kars demiryolu hattına dikkat kesilmiş durumda. Arkas Holding Lojistik Hizmetleri Grup Başkanı Diane Arcas, “Çünkü biz Hazar Denizi’nde çok aktif olmayı planlıyoruz. Yenice’de demiryolu bağlantımız var ve bu hat 37 Kars-Tiflis-Bakü projesine entegre olacak. Aynı zamanda Kartepe’ye de bağlantı olacak. Dolayısıyla o hat bizim için çok önemli. O hat açıldığı anda Gürcistan, Azerbaycan, Kazakistan gibi ülkelere taşımalarımız artacak. Bizim lojistik terminallerimiz de o hat üzerine kuruldu. Dolayısıyla o hat açıldığında biz çok iyi bir noktaya geleceğiz” dedi. BARSAN KAZAKİSTAN MERKEZLİ BÖLGESEL TAŞIMALAR YAPIYOR Cengiz Çaptuğ Yurtdışı yatırımlarla öne çıkan Barsan Global Lojistik 2012’de Almati’de 2 bin 500 metrekarelik deposu ile hizmet vermeye başladı. Bugün iki ayrı depoda toplam 8 bin metrekarede 60 çalışanla hizmetlerini sürdürüyor. Barsan’ın Çin ve Özbekistan’da da depoları var. Firma önümüzdeki dönemde Kırgızistan ve Türkmenistan’da da yatırım planlıyor. Barsan Global Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Çaptuğ, Kazakistan’da verdikleri hizmetlerle ilgili “Almati’deki merkezimizde ağırlıklı olarak perakende ve tekstil sektörüne depo ve stok yönetimi, elleçleme, sipariş hazırlama, iade lojistiği gibi her türlü katma değerli hizmetler veriyoruz. Eylül ayı itibarı ile iç nakliye hizmeti de vermeye başlayacağız sipariş hazırlama ve iade hizmeti veriyoruz” dedi. Çaptuğ Kazakistan hattının bir merkez görevi gördüğüne de vurgu yaptı: “Uzak doğudan Kazakistan’a ve Rusya ya direkt tren yolu çıkışlarımızı yönettiğimiz operasyonlarımız mevcut. Çin - Kazakistan, Bangladeş Kazakistan ve Kazakistan – Rusya – Moskova haftalık tren seferlerimiz mevcut” diye konuştu. Çaptuğ, Kazakistan’a olan yatırımlarının süreceğini, Almati’de üçüncü depolarını açacaklarını söyledi ve “Kazakistan’daki ikinci merkezimiz de Astana olacak. Yıl sonuna kadar her iki yatırımı da tamamlamayı hedefliyoruz” dedi. TUNA LOJİSTİK KAZAKİSTAN ÇIKIŞLI HİZMETLER SUNUYOR Kazakistan’da hem ofisi hem de ayrı bir şirketi bulunan Tuna Uluslararası Nisan 2017 38 DOSYA Sıtkı Civelek Lojistik bölgede önemli bir oyuncu olmak istiyor. Tuna Uluslararası Lojistik Genel Müdürü Sıtkı Civelek, Kazakistan’da 2011 yılında ofis kurduklarını, 2013 yılında burada ayrı bir şirket kurarak çalışmalarına devam ettiklerini söyledi. Civelek burada verdikleri hizmetlerle ilgili, “Şirketimiz Türkiye’den ve Avrupa ülkelerinden Kazakistan’a ve diğer Asya ülkelerine TIR ve vagon taşımacılığı hizmeti veriyor. Kazakistan ofisimiz de bu bağlamda müşterilerimize ulaşmak, konulara yakından vakıf olmak, olası sorunların daha hızlı çözülmesi konusunda destek hizmeti sağlıyor” dedi. “Diğer yandan Kazakistan’da sahip olduğumuz yerel şirketimizde kayıtlı 50 adet Kazakistan plakalı özmal taşıtlarımız ile Türkiye’den Kazakistan’a, Kazakistan’dan ise gümrük birliği olan diğer ülkelere taşıma işi gerçekleştirmektedir” diyen Sıtkı Civelek, Kazekistan’a taşımacılık yapan şirketler arasından ilk 3’te olduklarını belitti. Civelek Kazakistan denilince ilk akla gelen lojistik firması olmak istediklerinin de altını çizdi. LOGITRANS ÇİN MALLARINI KAZAKİSTAN’DA YÖNETECEK Kazakistan’da 2009 yılında ilk ofisini açan Logitrans Lojistik, Almati merkezi ofis olmak üzere Astana ve Aktau’daki ofisleriyle bu ülkede faaliyetlerini sürdürüyor. 35 kişilik ekibi bulunan şirket, 20 araçlık Tır filosu oluşturarak bu ülkede KAZOTO Tır lisansı alan ilk Türk yatırımcı firması oldu. Logitrans Lojistik Yönetim Kurulu Üyesi Cihan Sünel, bu ülkedeki faaliyetleri hakkında şu bilgileri verdi: “Kazakistan’da karayolu taşımacılığı ana faaliyet alanımız olup Nisan 2017 Cihan Sünel gelişen ve değişen ticari faaliyetlere uygun olarak Almati’de 2 bin 500 metrekare ve Astana da 1.100 metrekare kapalı –raflı alanda tekstil ve perakende sektörüne kendi yazılım programımız ile depo yönetimi, iç dağıtım kanalları, mağazalar arası koordinasyon, iade süreçleri ile, Aktau-Almati ve Astana da gümrük brokerlığı hizmetlerini gerçekleştirerek, lojistik hizmetleri teknolojik olarak geliştirerek sürdürmekteyiz.” Sünel, bu ülkede sadece karayolu hizmeti sunmadıkların, demiryolu ve havayolu gibi farklı taşıma modlarını da kullandıklarını söyledi. Bu taşımaların sadece Türkiye ile sınırlı olmadığının altını çizen Sünel, “Tüm Avrupa’dan Uzakdoğu’dan, Çin ve Avrasya gümrük birliği ülkeleri ile olan ticari faaliyetlerin tamamını yürütmekteyiz” dedi. “Türkiye-Kazakistan ticaretinde 2016 verilerine göre Logitrans olarak taşıma alanındaki payımız yüzde 14,8’dir. 2017 yılındaki hedefimiz yüzde 20 olup, 2017 ilk çeyreği istatistikleri yıl sonu hedeflerimize uygun orantıda seyretmektedir” diyen Cihan Sünel, amaçlarının Türk ihracatçısını global piyasalarda daha rekabetçi hale getirebilmek için ekonomik maliyet ve süre anlamında yeni modeller ve taşıma modları geliştirmek olduğunu söyledi. Sünel, 2016 yılında IRU vasıtası ve KAZOTO tebliği ile Ukrayna’da gerçekleşen lojistik ödül töreninde Kazakistan’da yılın en iyi lojistikçisi ödülünü aldıklarını da hatırlattı. Kazakistan’ın, Türkiye’nin Asya ve Doğu ülkeleri ile genişlemesinde hedef ülke olduğunu aktaran Cihan Sünel, ülkenin, Çin İpekyolu projesi açısından önemli bir geçiş ve aktarma noktası konumunda olduğunu kaydetti. “Logitrans olarak Çin –Kazakistan sınırı olan Hargos şehrinde depolama ve aktarma trafiğini yönetmek üzere çalışmalarımız başlamıştır” diyen Sünel, “Logitrans’ın stratejik hedefleri arasında Kazakistan da ülke genelinde 2020 yılına kadar Aktau ve Çimkent ofislerimizin aktif olarak teşkilatlanması ile ülke genelinde 25 bin metrekare kapalı-raflı depo yönetimi, 50 araçlık uluslararası ve 20 birimlik iç dağıtım filosu yakın planda ki hedefimiz olup, soğuk tadarik zinciri lojistiği, gelecek planda ki hedeflerimizin başında bulunmaktadır” diye konuştu. 39 UND İpsala’ya çıkarma yaptı U ND heyeti Trakya Üniversitesi İpsala Yüksek Meslek Okulunu ziyaret etti. Trakya üniversitesi adına UND Heyetini Yrd.Doç.Dr. Ahmet Serdar ve ekibi karşıladı ve İpsala Sınır Kapısında sağlanabilecek katkılar istişare edildi. Program kapsamında Lojistik ve Dış Ticaret Fakültesi öğrencilerine UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener “Lojistik ve Kariyer” konularında konuşma gerçekleştirdi. Gerçekleştirilen konuşmaya öğrencilerden yoğun bir katılım gerçekleşirken UND Heyeti adına Sayın Şener’e sektöre yönelik katkılarından dolayı plaket taktim edildi. İpsala ziyaretinin ikinci önemli noktası ise İpsala Kaymakamlığı idi. 3 ay önce görevine başlayan Kaymakamımız Sayın Ali Uysal makamın- da heyet tarafından ziyaret edildi ve ülkemizin Avrupa’ya açılan en önemli sınır kapılarından bir olan İpsala Sınır Kapısında yaşanan göçmen sorunu ve diğer hususlar hakkında bilgilendirmelerde bulunuldu. Sorunların önemli bir kaynağı olan başta bölgedeki yetersiz aydınlatma ve sürücülerimiz için TIR Parkının olmayışı konuları ve diğer ihtiyaçlar hakkında bilgilendirme yapıldı. Kaymakam Sayın Ali Uysal’ın sektörümüzün sorunlarına karşı hassasiyeti UND heyeti tarafından memnuniyet ile karşılanmış bu sorunların çözümü hususunda işbirliğimizi güçlendirmiştir. Programın önemli kısımlarından biri olan İpsala Sınır Kapısı ziyareti çerçevesince İpsala Gümrük Müdürü Ali İhsan Bilgetürk ve Müdür Yar- dımcısı Ömer Yaşar ile saha yerinde ziyaret edilmiş ve yaşanan sorunlar birlikte tespit edilmiştir. Gerçekleştirilen görüşmelerde Sınır Kapısında yaşanan beklemeler ve insan kaçakçılığına dair alınabilecek tedbirler değerlendirilmiştir. İpsala ziyaretinin son bölümünde sınırın diğer tarafı olan Kipi Sınır Kapısı ziyareti edildi. UND Heyeti ve İpsala Gümrük Yetkilileri Kipi Gümrük Müdürü Thahasis Grigoriu ile Kipi Sınır Kapısının yetersiz kapasitesi, 200 litrelik akaryakıt sınırlaması ve olası litre ihlallerinde kesilen cezalar ve gümrük idareleri ve özel sektör arasındaki karşılıklı işbirlikleri hususları görüşülmüştür. Derneğimiz ziyaretini memnuniyet ile karşılayan Sayın Grigoriu’ye 200 litrelik akaryakıt kısıtlamasında yapılan hatalı ölçümlerden kaynaklı cezai işlemler konusunda iyileştirmelerin yapılması talebi iletilmiş ve bu ölçümlerde hataların önüne geçilmesi için daha titiz olunacağı bilgisi Derneğimiz ile paylaşılmıştır. Ülkemiz sürücülerinin Kipi Sınır Kapısında karşılaştığı en önemli sorun olan Schengen Bölgesinde 90 gün oturum süresinin aşılmış olarak hesaplanması kaynaklı sorunlar da toplantının diğer bir önemli gündem maddesi olmuş ve bu hesaplama sisteminde yapılan yanlışlar masaya yatırılmıştır. Programa Derneğimiz adına UND Yönetim Kurulu Üyesi Doğan Bayındır, UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, UND İcra Kurulu Üyesi Erman Ereke, UND Batı Sınır Kapıları ve Avrupa Ülkeleri Uzmanı Kadir Çirkin, Yunanistan Çalışma Grubu Başkanı Oktay Tarhan ve Çalışma Grubu Üyesi Fatih Çakırca katılım göstermiştir. Nisan 2017 40 röportaj Otomotiv Tedarik Sanayi ihracatını 3 katına çıkarmak için lojistik destek bekliyor Otomotiv Tedarik Sanayinin 9 milyar dolarlık ihracatını 30 milyar dolara çıkarmasının lojistik maliyetlerin düşmesine bağlı olduğunu söyleyen, TAYSAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Lojistik Çalışma Grubu Başkanı Kemal Yazıcı, “Türk Ticaret Merkezleri (TTM) aracılığıyla Avrupa’da depolama ve elleçlemede sektöre destek olunursa 2023’te sektöre verilen 30 milyar dolarlık ihracat hedefini gerçekleştirebilmek için önemli bir yol alırız” diyor. T İM tarafından hazırlanan ve YPK kararı olarak Resmi Gazetede yayınlanarak Devlet Belgesi haline gelen “2023 Türkiye İhracat Stratejisi ve Eylem Planı”nına göre 2023 yılında 500 milyar dolar ihracat hedefine ulaşabilmek için Otomotiv Ana Sanayi ve Tedarik Sanayisi tarafından yapılması gereken ihracatın toplam 75 milyar dolar seviyesine ulaşması beklentisi vurgulandı. Tedarik Sanayiinin ihracattaki payını yüzde 40 olarak öngördüğümüzde 2023 yılı toplam ihracatının 30 milyar dolar seviyesinde olması gerekiyor. Otomotiv sektörünün toplam ihracatının yüzde 40’ını oluşturan yan sanayi üreticileri, ihracatını artırmak için lojistiğe odaklandı. Nisan 2017 Lojistik maliyetlerin yüksek olması nedeniyle lojistikte sinerji yaratmak isteyen sanayiciler, Türk Ticaret Merkezleri’nden depolama ve elleçlemede destek bekliyorlar. TAYSAD Lojistik Çalışma Grubu Başkanı ve Ecoplas Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Yazıcı, “Sektörümüz yıllık 9 milyar dolar ihracat yapıyor. Bunu 30 milyar dolara çıkarma hedefi verildi. Sektörümüz TTM’ler vasıtasıyla desteklenir, depolama ve elleçlemede destek sağlanırsa biz bu ihracat hedefini zorlarız” diyor. TAYSAD Lojistik Çalışma Grubu Başkanı ve Ecoplas Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Yazıcı ile UND’nin Sesi Dergisi olarak otomotiv tedarik sanayinin ihracat kapasitesi, lojistik beklentiler ve hedefler hakkında konuştuk. Yazıcı otomotiv ana sanayiden gelen biri olduğunu ve sektörle ilgili geniş bir bilgi birikimine sahip olduğunu ve şu anda sektöre tedarikci olarak destek sağladıklarını söylüyor. Yazıcı, otomotiv ana sanayi firmalarında edindiği bilgi ve tecrübesini sektöre aktarmak için TAYSAD’da görev aldığını belirtiyor. Şu anda derneğin Lojistik Çalışma Grubu Başkanlığını yürüten Kemal Yazıcı, “Lojistik Çalışıma Grubu, değişik firmalardan ana görevleri; dış ticaret, lojistik ve tedarik zinciri olan arkadaşların katılımıyla kuruldu. Ana hedefimiz, sektörün ihracat kabiliyetini artırmak. Lojistik açısından bir sinerji yaratabilir miyiz, bir kolaylık ortaya çıkarabilir miyiz? Onun çalışmalarını yapıyoruz” diyor. 41 30 MİLYAR DOLARLIK HEDEFE ULAŞMAK İÇİN ÖNCELİK LOJİSTİK OLMALI Kemal Yazıcı, otomotiv ana sanayi firmalarının tedarik sanayinden beklentilerini; teknoloji, maliyet, kalite ve teslimat olarak yıllardan beri vurguladığını söyleyerek, “Firmalarımızın teknolojik kabiliyetlerinin arttırılması ihracatın artırılması için en önemli konulardan birisidir ve son yıllarda bu konuda Ar-Ge teşvikleri ile iyi bir ivme yakalanmıştır” diyor. Kalite açısından bakıldığında Türk tedarikçilerinin ürettikleri ürünlerin beklenen kalite seviyesinin üzerinde olduğunu belirten Yazıcı “Ürünlerimizi küresel pazarlarda rekabete çıkardığımızda Lojistik nedeniyle Maliyet ve Teslimat açısından sorunlar yaşıyoruz” diye konuşuyor. “Türk tedarik firmalarının parça maliyeti açısından Avrupa’da ki rakiplerine göre avantajlı olmasına rağmen üretilen parçaların paketleme maliyeti, geri dönüşümlü kutu veya karton kutu maliyetleri, ülke içinde gümrüklere kadar nakliye maliyeti, gümrük maliyetleri, Avrupa’ya nakliye maliyetleri, Avrupa’da depo kirası ve gerektiğinde elleçleme maliyetleri nedenleri ile müşteriye maliyet açısından bakıldığında Türk Tedarikcileri genellikle rekabetçi olamamakta ve bu nedenle ihracat sınırlı miktarlarda kalmaktadır” diyen Yazıcı Türkiye’de üretilen parça veya sistemlerin Avrupa ve diğer pazarlardaki müşterilere istenen zamanda, istenen miktarda ve istenen maliyet ile temin edilmesi konusu mutlaka detaylı çalışılması ve ihracatın artırılması için mevcut durum iyileştirilmesi gerektiğini söylüyor. Türkiye’nin 2023 hedefi olan 500 milyar dolarlık ihracatı hatırlatan Kemal Yazıcı, bu hedefin 75 milyar dolarlık kısmının otomotive ayrıldığını kaydediyor. Otomotiv sektörünün yaptığı ihracatın yüzde 40’ının tedarik sanayi tarafından gerçekleştirildiğinin bilgisini veren Yazıcı, kendilerine düşen kısmın 30 milyar dolar olduğunu belirtiyor. Otomotiv tedarik sanayinin 2016 yılındaki ihracat rakamının 9 milyar dolar olduğunu anlatan Yazıcı şunları söylüyor: “9 milyar dolar ihracatı 2023 yılı sonuna kadar 30 milyar dolara çıkarmamız lazım. Yani 3’e katlamamız lazım. Ben bir hesap yaptım. Yaklaşık her yıl Tedarik sanayi olarak ihracatımızı yüzde 20 artırmamız lazım. Bunu nasıl yapacağız? Çok inovatif, teknoloji yönü çok kuvvetli ürünler üretirsek ihracatımızın yüzde 70’ini yaptığımız Avrupa’ya daha fazla ürün satarız. Ama bu da zamanla olur, şimdiden başlarsak belki 5 veya 10 sene sonra sonuç almaya başlarız. Ama bizim her yıl yüzde 20 büyümemiz lazım. 30 milyarı nasıl yakalayacağız. O zaman lojistik çok önemli hale geliyor. Biz diyoruz ki; kendi fabrikamızdan teslim açısından her yerden iyiyiz. Ama buradan ben ürettiğim ürünü İngiltere’ye gönderdiğimde öyle olmuyor. Yani İngiltere’de ya da Almanya’da teslim anlamında fiyatımıza bakıldığında bizden daha iyi olanlar işi alıyor.” Tedarik sanayinin ihracatını arttırabilmek için teknoloji seviyesi yanında en önemli engellerden birisi üretilen parça veya sistemlerin paketleme, nakliye ve depo hizmetleri dahil Avrupa ve diğer pazarlardaki müşterilere rekabetçi fiyatlarla temin edilebilir olmasının sağlanmasıdır tesbitini yapan Yazıcı, “Biz bunu tüm lojistik sürecine etki eden maliyetlerin yönetimi olarak görüyoruz” diyor. Bu kapsamda üye firmaların ihracat sırasında yaşadığı problemlerin incelendiğini belirten Yazıcı, çözüm yolunu ise şöyle sıralıyor: -Türk tedarikçilerinin kullanımı için mali avantaj yaratacak yurtdışı depo alternatifleri oluşturulması -Yurtdışına nakliye konusunda uzman firmalar ile anlaşarak, hacim artışı yolu ile, üyelere mali avantaj sağlanması -Avrupa ihracatı için alternatif taşıma yöntemleri geliştirerek lojistik maliyetlerinin düşürülmesi (taşıma, gümrük ve depo hizmetlerinin aynı firma tarafından yapılması, tren taşıması, deniz taşıması,..) -Yurtdışına ihracatta geri dönüşümlü kasa yönetimi konusunda destek olunması Nisan 2017 42 röportaj LOJİSTİK MALİYETLER PAHALILAŞTIRIYOR Kemal Yazıcı, Türk tedarik sanayinin Almanya’da üretim yapan bir firmadan daha ucuza üretim yaptığını, ancak aradaki lojistik maliyetler nedeniyle fiyat farkının kapanabildiğini aktarıyor. “Lojistik maliyet iyileşmedikçe bizim rekabetçiliğimiz zorlaşıyor” diyen Yazıcı, Avrupa’daki en büyük maliyetin depolama ve elleçleme maliyetleri olduğunun bilgisini veriyor. Yazıcı, “Lojistik komple bir süreç. Parçanın üretildiği andan, araca takıldığı ana kadarki tüm süreci kapsıyor. Öyle bakınca maliyetler değişiyor. Bir kamyonun taşıma maliyetinden bahsetmiyorum. -Taşıma maliyetini düşürelim, karayolu yerine denizyolunu kullanalım- bu problemi çözmüyor. Elbette bir maliyet avantajı sağlar ama maliyetin önemli bir kısmı bunun dışında” diyor. AVRUPA OTOMOTİV ÜRETİMİNİ BESLEYECEK SİSTEM KURULMALI Peki nedir bu maliyet? Yazıcı bu soruya, “Avrupa’da ki depolama ve elleçleme maliyeti” diye cevap veriyor. Bu maliyetin nasıl oluştuğunu da şu sözlerle açıklıyor: “Avrupalı müşteriniz size diyor ki; –malı bana burada teslim edeceksin, ben öyle istiyorum. Ve bana her zaman verebileceğini garanti edeceksin.- Nasıl olacak bu? 2 bin kilometre mesafe var. Kapılarda aracın 3 gün bekleyebilir. Oysa otomotivde üretim saniyelik. Üreticiler 45 saniyede bir araç yapacağım diyor ve üretimini buna göre ayarlıyor. Saniyelik üretime parça vermek zorundasınız. Verememe ihtimaliniz Nisan 2017 var ve karşı taraf hissederse, sizin ile çalışmaz. Ne kadar ucuz olursanız olun. Bunun parayla da alakası yok” şeklinde cevap veriyor. LOJİSTİK AVANTAJ SAĞLAYAMAZSAK TÜRKİYE’Yİ TERCİH ETMEZLER Otomotiv Ana sanayinde lojistik sürecin çok kritik olduğunu anlatan Kemal Yazıcı, üretimi sürekli beslemek için Avrupa’da depolama ve stok yapma mecburiyetinin olduğunu ifade ediyor. Tabi bu da ilave maliyet anlamına geliyor. Türkiye’den Avrupa’ya ihracat yapan Tedarik sanayinin müşteri beklentilerine depolarda stok tutarak çözüm ürettiğini vurgulayan Yazıcı, “Artık müşteri kendisi stok tutmak istemiyor. Çünkü üretim adetleri çok fazla yükseldi. OEM’ler, parçalar yakınlarındaki bir depoda olsun, günlük ve haftalık stoklar garanti edilsin, kalite proble- mi veya üretim planlarında değişiklik olması durumunda kolay çözüm üretilsin istiyor. Bunu bizler ancak yüksek maliyetlerle çözebiliyoruz ve buda Türk Tedarik Sanayinin rekabetciliğini düşürüyor. Türkiye’den parça alım isteği her geçen yıl azalıyor. Düşünün siz Volkwagen’in satın almasına karar veren birisiniz. Parçayı Türkiye’den de, Fransa’dan da Almanya’dan da alabilirsiniz. Oturup risklere bakıyorsunuz. Türkiye’deki parça daha ucuz ama Fabrikanız JIT teslimat istiyor, Fabrikanız üretimde esneklik yani farklı parçaların her an hazır olmasını istiyor ve Satın alma sorumlusu olarak siz bir karar vereceksiniz. Bu noktada maliyet tek faktör olmuyor, işin içine JIT teslimat ve esneklik giriyor. Türkiye’den aldığınız parçalar lojistik maliyetle birlikte Almanya’da ki firmaların parçaları ile aynı seviyelere geliyor ve siz eğer JIT teslimat yapamıyorsanız oyunun doşında kalıyorsunuz. Her ülke milliyetçidir diyen Yazıcı, biz nasıl vatanımızı milletimizi seviyorsak onlar da öyleler. O zaman diyor ki –kendi ülkemin şirketinden alayım- ya da yakın ülkelere yöneliyor. Bizim belki 9 milyar dolar değil 2 katını 3 katını ihraç etmemiz mümkünken bu nedenlerden dolayı bir kısmını bizim yerimize başka ülkelerden alıyor olabilirler” diye konuştu. SEKTÖRE TTM’LERLE LOJİSTİK DESTEK SAĞLANABİLİR Kemal Yazısı sektörün TTM’ler aracılığıyla desteklenebileceğini ve bu sayede ihracatın 3’e katlanabileceğini söylüyor. “Devletimizin 43 Türk Ticaret Merkezi (TTM) kanunu var. TTM kapsamında yurtdışındaki, depo, fuar faaliyetleri destekleniyor. Ama oradaki depo tanımı, otomotivin istediği depo tanımına tam girmiyor. Bununla ilgili olan tebliğde aşağıda özetlenen değişiklikleri bekliyoruz. Eğer bunu başarabilirsek ihracat artışında epey yol alırız. 1.Otomotiv Sektörünün ihracatını arttırmak amacı ile Avrupa ve diğer kıtalarda oluşturacağı, tanıtım ve pazarlama amaçlı olmayan, fakat müşteriye JIT teslimat imkanı sağlayarak satışı destekleyen depoların TTM tebliği kapsamında değerlendirileceği resmileştirilsin 2.TTM kapsamında kurulan Depo işleyişinin outsource edilmesi durumunda (depolama hizmetleri, elleçleme işleri, sevkiyat hazırlığı vb) oluşan giderler destek kapsamında değerlendirilsin 3.TTM deposu kullanan firmaların geri dönüşümlü kasaları, kasalar işletici şirket tarafından yönetilen depo kullanılarak Türkiye’ye geri gönderildiğinde, gümrük beyanında 3151 Gümrük rejimine tabi tutulmayacak bir düzenleme yapılsın 4.TTM Kullanıcı firmalardan teminat mektubu veya nakit blokajı gibi taleplerde bulunulmasın Konuyla ilgili Uludağ İhracatçılar Birliği, TİM, Ekonomi Bakanlığı ile görüşmelerimiz oldu. Bizim istediğimiz şu: TTM kapsamı içerisinde çok ufak bir değişikle, otomotivin ihracat için kullanımı olan depoların depo maliyetleri ve elleçleme maliyetlerinin teşvik kapsamına alınması. Sektörümüzün maliyetleri düşeceğinden ihracatımız artacaktır. Tabi bunun yanında farklı sinerjiler de ortaya çıkacaktır. Böyle olunca konsolidasyon yapabilir hale geleceğiz. Bir çok firmanın aynı depoda hizmet verdiği bir yapı oluşacak ve döneceğiz nakliye kısmında konsolidasyon yapmanın yollarını araştıracağız. Sektörün önü açılacaktır. Bunun ihracatın artışına teknolojik sıçramaya yakın ve ondan önce katkı sağlayacağını düşünüyoruz.” 140 MİLYAR DOLARLIK PAZARIN 9 MİLYAR DOLARINI YAPIYORUZ Depolama yeni üretim modelleri içerisinde çok daha fazla önem kazanmış durumda. Kemal Yazıcı bunu şu sözlerle vurguluyor: “10 yıl önce üreticiler genellikle standart araba yapma eğilimi içerisindeydiler. Bir aracın en çok 3 – 4 versiyonu bulunurdu ve genellikle benzer parçalar kullanılırdı. Artık öyle değil. Şimdi insanlar internetten aracını oluşturuyor. Şu renk olsun, şu opsiyon bulunsun, kaplaması şöyle olsun… Eskiden 2 bin parçayla bir araba yapılırken şimdi 3-4 bin parçayla yapılıyor. Bunu Ana Sanayi Fabrikalarının depolaması büyük bir sorun. Üretici istiyor ki, 4 saatlik parça kendi stoğunda olsun ve tedarikçiden günde birkaç defa istediği parçaları istediği miktarlarda alabilsin. Onun için depolama yapmazsanız Türk sanayicisi direkt devre dışı kalıyor. Eğer bir deponuz olursa ve parçaları birleştirmeden düşük lojistik maliyeti ile o depoya getirebilirseniz ve orada basit bir montaj işlemi ile son ürünü hazırlayarak müşterinin istediği zaman ve adette müşterinize teslim ederseniz üretici ürünü nerden getirdiğine bakmayacaktır. Bunu yapabilirsek 30 milyar dolarlık ihracat hayal değildir. Avrupa’da yaklaşık 15 milyon araç imal ediliyor. Bunun yaklaşık 8 - 9 bin Euro’su parça. Yani yaklaşık 140 milyar dolarlık bir pazar var. Şu anda 140 milyar dolarlık Avrupa pazarının yaklaşık 7 milyar dolarını biz satabiliyoruz.” Lojistik sektörünün temsilcileriyle bir araya gelip, lojistik süreçlerde nasıl bir iyileşme olacağı konusunu görüşüp görüşmediklerini soruyoruz. Yazıcı bu sorumuza şöyle cevap veriyor: “Biz şunu çok iyi biliyoruz. Nakliyecilerle oturduğumuzda mutlaka bir sinerji yaratacağız. Bundan eminiz. Bunu işin kolay kısmı olarak görüyoruz. Önce tebliğ değişikliğini yapalım, sistemi doğru kurgulayalım, depo ve destek kısmını çözelim sonra nakliyecilerle bir araya geleceğiz.” KEMAL YAZICI 1962 yılında Trabzon’da doğan Kemal Yazıcı evli ve 2 çocuk babasıdır. İstanbul Teknik Üniversitesi Makine Fakültesi, Uçak Mühendisliği bölümünden 1982 yılında mezun olduktan sonra TUSAŞ - Türk Uçak San AŞ’de proje mühendisi olarak iş hayatına başladı. Türkiye’de Uçak Fabrikası kuruluş çalışmalarında yer alarak 1994 yılına kadar F-16 savaş uçağı ve CN-235 Nakliye uçağı projelerinde değişik yönetim sorumlulukları üstlendi. 1995 – 2006 yılları arasında Toyota – Türkiye ve Avrupa’da üst düzey yönetici olarak değişik görevlerde bulundu ve Türk tedarik sanayinin gelişimi için uğraş verdi. 2006 – 2011 yılları arasında Tofaş Türk Otomobil Fabrikası AŞ’de Ar-Ge Direktörü olarak, Tofaş Ar-Ge’nin dünya standartlarında araç geliştirme yeteneğine ulaşması için çalıştı. Kemal Yazıcı şu anda iş hayatına Ecoplas Otomotiv AŞ’de şirket ortağı ve Yönetim Kurulu Başkanı olarak devam ediyor. Ayrıca otomotiv sektöründe faaliyet gösteren 6 ayrı firmada Yönetim Kurulu Üyesi olarak sektöre destek vermeyi sürdürüyor. Gebze Organize Sanayi Bölgesi’nde kurulmuş olan ve otomotiv sektörüne yönelik iç plastik trim parçaları ve hava üfleçleri üreten Ecoplas hakkında da bilgi veren Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Yazıcı, “530 çalışanımızla 12 bin metrekarelik alanda üretim yapıyoruz. 54 enjeksiyon makinemiz, 2 boyahanemiz ve montaj hatlarımızla sektöre destek veriyoruz, ağırlıklı Toyota’ya ve Honda’ya çalışıyoruz ve yaptığımız işin yüzde 20’sini direkt ihraç ediyoruz dedi. Nisan 2017 44 TREYLER Treyler sanayicileri ‘destek’ bekliyor TREDER Başkanı Kaan Saltık, Türkiye treyler pazarının son üç yıldır düşüş yaşadığını belirterek, sektörün 1 milyar dolar ihracat ve üretim merkezi hedefinden uzaklaşmaması için devletin treyler sanayicilerini desteklemesi gerektiğini vurguladı. Hurda teşvikinin verilebileceği ve KDV oranın yüzde 8 indirilebileceğini gündeme taşıyan Kaan Saltık, “Türkiye’deki treylerin yüzde 95’i yerli üretim. Böyle bir sektör otomotivde kolay kolay bulunmaz. Biz sanayiciyiz üreticiyiz, dolayısıyla doğrudan istihdam sağlarız. Güçlü bir iç pazar ile ihracat iddiamızı da arttırırız” dedi. T ürkiye treyler pazarının tek temsilcisi Treyler Sanayicileri Derneği’nin (TREDER) 7. Olağan Genel Kurulu 26 Nisan 2017 tarihinde, Sheraton Grand İstanbul Ataşehir’de gerçekleştirildi. Genel Kurul sonrası basın mensuplarına 2016 yılını değerlendiren TREDER Başkanı Kaan Saltık, sektörün hedefleri ve kamudan beklentilerini dile getirdi. Avrupa’nın keyfi yerinde Konuşmasına dünyadaki genel ekonomik gelişmeleri aktararak başlayan Başkan Kaan Saltık, “ABD’de işler iyi gidiyor, bütün Nisan 2017 makro göstergeler olumlu yönde. Trump’ın istihdamı arttıramaya yönelik hedefleri, ekonomideki olumlu havayı daha da pozitif hale getiriyor. AB’de de işler iyi gidiyor. Tek olumsuz gelişme olarak İngiltere’nin Eurozone’dan ayrılmasını söyleyebiliriz. Bunu Fransa, takip eder mi? AB’nin geleceği konusunda en büyük risk bu. Almanya’nın aşırı bir ekonomi disiplini var. Diğer üyeler daha genişlemeci bir politikanın takip edilmesini istiyor. Almanya geçen yıl 1,9 oranla son 5 yılın büyümesini yakaladı. Rusya’da enflasyon düştü, petrol fiyatlarının düzelmesi biraz daha nefes alma- sını sağladı. Rusya, krizden çıkma yolunda önemli adımlar atıyor. Çin halen 6,7 büyüme ile halen iyi gidiyor. Hindistan ise gelişmekte olan ülkelerin yıldızı son çeyreği 7,2 büyüme oranı ile kapattı. Dünyada ekonomik gelişmelerin pozitif yönde olduğunu söyleyebiliriz” şeklinde konuştu. Avrupa treyler pazarında genel olarak büyüme yaşandığına dikkat çeken Kaan Saltık, özellikle pazarı domine eden Almanya’da 2016 yılında 58 bin treylerin trafiğe kaydının yapıldığını belirtti. 2016 yılında Almanya treyler pazarının yüzde 8 büyüdüğüne dikkat çeken Saltık, 45 destekler verilebileceğini aktaran Kaan Saltık, “Türkiye’de 20 yaş üzerinde 45 bin, 15 yaşından büyük 60 bin adet treyler var. Bu araçların yenilenmesi gerekiyor. Yenilenme için araç sahiplerine ‘hurda teşviki’ verilebilir. Bu sayede trafikte hem can hem de mal güvenliği için önemli bir adım atılabilir. Yeni nesil treylerler eskilerine göre daha hafif ve daha çok yük taşımaya müsait. Bu anlamda hem kullanıcı hem de ülke ekonomisi bundan yarar görecektir.” dedi. 2017 yılında yüzde 4 büyüme beklendiğini ifade etti. “Almanya’da 120 bin adet treyler yapılıyor. 76 bin adedi ihraç ediliyor.” diyen Saltık, diğer pazarlarla ilgili şunları söyledi: “Avrupa’nın 2. büyük pazar İngiltere oldu. Fransa yüzde 7,5 büyüdü 23 bin adet ile kapadı. Kamyon pazarlarına da baktığımızda 6 ton ve üzeri pazarlarda Almanya’da 80 bin, İngiltere 46 bin, Fransa’da 45 bin adetlerde olduğunu görüyoruz.” Üç yıldır düşüşteyiz Başkan Kaan Saltık, Türkiye’nin treyler pazarın 2016 yılında yüzde 31 düştüğünü ve yılı 18 bin adetle kapattığını söyledi. Türkiye treyler pazarının 2011 yılında 27 bin adetle pik yaptığını kaydeden Saltık, 2011 yılından itibaren de pazarda düşüş yaşandığına dikkat çekti. Irak, Suriye ve Rusya ile yaşanan olumsuzluklardan çok etkilendiklerini belirten Saltık, 2017 yılının ilk iki aydı da bu olumsuzluğun devam ettiğini ilk iki ayda sadece 552 adet treyler satılabildiğinde dikkat çekti. TÜİK rakamlarına göre ilk iki ayda yüzde 40 düşüş yaşandığını dile getiren Kaan Saltık, 2017 yılında pazarın yüzde 30 düşüş yaşayabileceğini vurguladı. Hurda teşviki verilsin, KDV yüzde 8’e düşürülsün Treyler pazarındaki bu düşüşün önüne geçebileceğini ve sektöre Geçen yıl yüzde 43 ihracatı arttırdık, hedef 1 milyar dolar Kaan Saltık, hurda teşviğinin yanı sıra KDV oranının yüzde 18 den yüzde 8’e düşürülebileceğini dile getirdi. Böyle bir sektör otomotivde kolay kolay bulunmaz. Biz sanayiciyiz üreticiyiz, dolayısıyla doğrudan istihdam sağlarız. Güçlü bir iç pazar ile ihracat iddiamızı da arttırırız” diyen Kaan Saltık, treyler sektörünün 1 milyar dolar ihracat hedefini de yineledi. Treyler sektörünün her geçen yıl ihracatını arttırdığını ve 2016 yılında ihracat pazarlarında 8 bin 365 adet satış gerçekleştirdiğini ifade eden Saltık, sektöre verilecek desteklerle Türkiye’nin üretim merkezi haline geleceğini savundu. Nisan 2017 46 tedarİK Chep’den FMCG firmaları için maliyetleri düşüren çözümler FMCG firmaları, iş modellerinde verimi artırmak ve sürdürülebilirliği etkin kılmak için tedarik zinciri süreçlerini optimize eden çözümlere yöneliyor. Chep’in dünya genelindeki 275 milyon paletlik dolaşım ağı FMCG sektörünün tedarik zinciri yönetimini baştan sona iyileştiriyor Palet yönetimini kendisi yapan FMCG şirketleri operasyonel anlamda ağır bir yükün altına girdikleri için büyük maliyetlere erişebilen ekonomik kayıplar yaşıyor. Yaşanan bu kayıplar iş geliştirmeye yönlendirilebilecek kaynaklardan çalıyor. 2009 yılından bu yana Türkiye pazarında hizmet veren Chep’in yeniden kullanıma ve paylaşıma dayalı sürdürülebilir iş modeli, tedarik zincirinde karşılaşılan bu sorunlara akılcı çözümler sunuyor. FMCG sektörünün devleri, Chep paletlerini kiralayıp yeniden kullanmayı tercih ederek depolama maliyetlerini düşüyor, nakliye süreçlerini optimize ediyor, palet toplama ve onarma masraflarını ortadan kaldırıyor ve taşınan ürünlerin zarar görme riskini en aza indiriyor. Bu yeşil ve döngüsel modele geçiş, aynı zamanda firmaların çevresel sürdürülebilirlik hedeflerini destekliyor. FMCG sektörünün tedarik zincirinde karşılaştığı 7 sorun ve çözümü 1. Paletler için harcanan yüksek maliyetler Tedarik zinciri yönetiminde palet satın alımı önemli bir yatırım olarak yüksek bedelli bir harcama olarak öne çıkıyor. Chep’in paylaşım ekonomisini öne çıkaran kiralamaya dayalı iş modeli sayesinde FMCG şirketleri ihtiyaçları olmayan paletleri satın almak durumunda kalmıyor. Böylece, kullanılmayan ekipman için ödeme yapılmazken satın almak için ayrılan ekstra palet maliyetleri iş geliştirme alanında daha etkin bir şekilde yönlendiriliyor. 2. Tedarik zinciri süreçlerindeki gizli maliyetler Palet yönetimi pek çok FMCG şirketi için ekonomik açıdan acil durum anlamına geliyor. Değişken maliyetleri karşılayabilmek, onarım ve ekipman yönetimine ek olarak yüksek yakıt fiyatları ve kereste Nisan 2017 temininde görülen dalgalanmalar sürekli yeni bir masraf kalemi doğurabiliyor. Chep’in modelinde sadece paletler kullanıldığında ödeme yapılıyor, ek maliyetler ve gizli masraf kalemleri ortadan kalkıyor. 3. Palet toplama için harcanan zaman, maliyet ve emek Üreticiler ve perakendeciler için tedarik zinciri yönetimi maliyetleri yönetilmesi güç masraf kalemleri olarak görülüyor. Chep’in palet yönetimi içinde, zincir mağazalar ve bayilerle olan bakiye takibi ve mutabakat süreçleri üreticilerin üzerinden alınıyor. Ayrıca toplama sürecindeki operasyonel yük ve ekstra maliyetler tamamen ortadan kalkıyor. 4. Yüksek ürün hasarı ve iş kazası riski Düşük kaliteli palet kullanımı operasyonel süreçleri aksattığı gibi kaza riskini ve zararları artırıyor. Kiralanmayıp satın alınan paletler, şirketler için yüksek maliyetlere sebep olurken taşıma sırasında da düşük kaliteli palet kullanımı nedeniyle ürünler zarar görüyor. Chep’in dünya standartlarını belirleyen yüksek kaliteli paletleri, ürünlerin taşıma sırasında zarar görmesini önlerken rafa yerleştirilme sürecini kolaylaştırıyor. 5. Yüksek sezonda palet bulma problemi Beyaz palet kullanımında özellikle yoğun dönemler için FMCG firmaları palet bulma konusunda sorunlar yaşıyor. Chep’in kiralama sisteminde iş ortakları istedikleri sayıda palete diledikleri yerde ve zamanda ulaşabiliyor. 6. Doğal kaynak israfı Chep’in sorumlu şirket anlayışı, iş modelinin her aşamasında öne çıkıyor. FMCG sektörünün büyük çaplı operasyonları için kullanılan çok sayıda paletin atık yönetim süreci tamamen Chep tarafından üstleniliyor. Mavi paletlerini tamamını sürdürülebilir ve sertifikalı ormanlardan üreten Chep, kullanılmaz duruma gelen paletlerin %100’ünü geri dönüştürüyor. 7. Karmaşık nakliye süreçleri CHEP, iş ortaklarının nakliye süreçlerini optimize ederek tırların kat ettiği gereksiz mesafeleri azaltmalarına, toplama ve teslimat sürelerini hızlandırmalarına ve maliyetlerini düşürmelerine yardımcı oluyor. Böylece Chep partneri olan şirketler, büyük oranda ekonomik katma değer elde ediyor. 47 Ford Trucks’dan, yeni beton pompası ve hafifletilmiş mikser Beton İstanbul 2017 Fuarı’nda Ford Trucks tarafından Nuh Beton’a 10 adet, Tırtaş Beton’a ise 1 adet 4142P Pompa, Yeşilbaş Beton’a ise 2 adet 3542P Pompa teslimatı yapıldı. Ford Trucks’ın damper, mikser, hafif inşaat ve beton pompası tipi araçların aralarında bulunduğu yeni modelleri, hafriyattan hazır betona, sektörün her alanını kapsayan bir çeşitlilik sunuyor. Genişleyen ürün gamı ile farklı üstyapılara uyum sağlayan Ford Trucks inşaat serisi, iki katına çıkarılan 1500 saat bakım aralığı ile işletme maliyetlerinde önemli iyileşmeler vaat ediyor. Ford Trucks inşaat serisi, şantiyelerin dik yokuşlu çalışma şartlarında 2150 Nm’ye varan yüksek tork ile yokuşları tırmanırken; yeni 400 KW gücündeki motor freni ile gücü sürekli kontrol altında tutuyor. Daha zorlu şartlar için ise opsiyonel olarak sunulan 600KW gücündeki Intarder seçeneği ile toplam 1000 KW lık frenleme kabiliyeti sayesinde en dik rampa ve yokuşlarda en ağır yükler güvenli bir şekilde yol alabiliyor. Yeni Ford Trucks inşaat serisindeki bir diğer yenilik ise ‘otomatik şanzıman’ opsiyonu oldu. Ağır şantiye ortamları için en uygun şekilde tasarlanmış serilikte ve verimlilikte sınıfının lider özelliklerine sahip otomatik şanzıman, sürücülere sunduğu; Off-road, Rocking (Beşik Hareketi) ve Ekonomi modları ile her türlü kullanım şartında sürücülerin sorunsuz ilerlemesini sağlıyor. 22% lik dönüş açısı iyileştirmesi ile dar şantiye şartlarında yapılacak manevra sayısı önemli oranda azaltılarak; dar şantiye sahaları sürücüler için her türlü manevrayı yapabilecekleri bir oyun sahasına dönüştürülüyor. Ford Trucks, inşaat sektörü beton işlerinin tüm ihtiyaçlarına hizmet eden 3542M, 4142M, 3542P ve 4142P araçlarına ek olarak; şimdi de 9 L motor ve kauçuk süspansiyon seçenekleri, standart olarak sundugu disk fren ve 8 ton ön aks kapasitesi ile 6x4 ve 8x4 hafifletilmiş mikser versiyonlarıyla karşımıza çıkıyor. Ürün gamına 9L 330 PS gücündeki motor, disk fren ve kauçuk süspansiyon ile ultra hafif 8x4 talebini karşılayacak 3233M aracını ekleyerek, 980 kg’a kadar hafifletilmiş yeni mikser serisini müşterileri ile buluşturdu. Güçlenen 8T on aks kapasitesi ve ağırlık avantajı ile artık daha az seferde daha çok iş yaparak inşaat alanlarının yeni gözdesi olacak bu araç, müşteriye her konuda avantaj sağlayacak. Ford Trucks’ın mevcut 3542M ve 4142M mikser modelleri ise standart disk fren uygulamasının yanında farklı kullanım alanlarına yonelik şanzıman tipleri ve kabin modülleri ile kişiselleştirilebiliyor. 9 m3 ila 12 m3 üstyapıya uygun mikserler, ağır inşaat kullanımına hizmet eden 10 mm 500 MPa şasi ve opsiyonel kauçuk süspansiyon ile hafiflik ve gücü bir arada sunuyor. Mercedes-Benz fuara yerlileri ile katıldı Mercedes-Benz Türk Yönetim Kurulu Başkanı Süer Sülün, “Türk inşaat sektörünün iş kapasitesi ve kapsamı hızlı şekilde artıyor. Türkiye olarak büyük projelere imza atıyoruz. Mercedes-Benz Türk olarak biz de bu oluşuma uygun ürün ve hizmetlerimizle destek veriyoruz. Sektörün nabzını tutan Beton 2017 Fuarı’nda da bu sebeple yer alıyoruz. Önümüzdeki dönemde sektörün daha da büyüyeceğini öngörüyoruz” dedi. MercedesBenz Türk Kamyon Pazarlama ve Satış Müdürü Bahadır Özbayır, fuarda “Bu yıl Türkiye’de 50.yılımızı kutluyoruz. 30 yılı aşkın süredir de İç Anadolu Bölgesi Aksaray ilinde inşaat kamyonları üretimine devam ediyoruz. Yaklaşık bir yıl önce tüm ürün gamımız ile birlikte inşaat araçlarımızı da yeniledik ve bu alanda çeşitliliği ciddi oranda artırdık. Yeni modelimiz Arocs sektörden son derece olumlu geribildirimler alıyor. Araçlarımız sektörün ihtiyacına karşılık verebilecek son derece güçlü araçlar ve çok farklı özelliklere sahipler. Bu özelliklerle araçlarımız uzun vadede daha da ön plana çıkacaktır” şeklinde konuştu. Mercedes-Benz Türk, günümüzde Türkiye’de üretilen her üç kamyondan ikisine imza atıyor. İnşaat sektörünün değişen ve gelişen ihtiyaçlarına hızlı şekilde yanıt veren Mercedes-Benz Türk’ün, yeni ürünleriyle de piyasada fark yaratacağına inanılıyor. Pompa üstyapılı araçlarını Almanya’daki Daimler AG Wörth Fabrikasından temin edip müşterilerine sunan şirket, düşük bakım maliyetleri ve avantajlı yedek parça fiyatlarıyla araçlarını sektörde tercih edilen ürünler olarak konumlandırdı. Dünyanın en yüksek kalite standartlarıyla üretilen Mercedes-Benz kamyonlar, en zor kullanım şartlarında bile en yüksek performansı kesintisiz sunuyorlar. Nisan 2017 48 lastİk Sertan Akçagöz: “Artık lastik değil, çözüm satıyoruz” Michelin Türkiye Ağır Vasıta Lastikleri Ticari Direktörü Sertan Akçagöz, yeni bir hizmet modeli olan Michelin Solutions, sayesinde ağır vasıta, otobüs, kamyonet ve inşaat filolarına anahtar teslim hizmet verdiklerini anlattı. Türkiye ve Avrupa’da 80 dakikada lastikten kaynaklanan sorunları gidererek aracın mobilitesini sağladıklarını aktaran Akçagöz, bu yıldan itibaren orta büyüklükteki lojistik firmalarına da Michelin Solutions hizmeti vermeye başlayacaklarını söyledi. A ğır vasıta segmentindeki yeni ürünlerini ve pazara ilişkin değerlendirmelerini 12 Nisan Çarşamba günü Michelin Türkiye Ağır Vasıta Lastikleri Ticari Direktörü Sertan Akçagöz, Michelin Türkiye Ağır Vasıta Lastikleri Pazarlama Müdürü Emir Aydemir ve Ağır Vasıta Lastikleri Ürün Teknik Müdürü Recep Uçan’ın katılımıyla gerçekleştirilen etkinlikle anlatan Michelin, lastik pazarı ve yeni ürünleriyle ilgili detayları paylaştı. Michelin Türkiye Ağır Vasıta Lastikleri Ticari Direktörü Sertan Akçagöz’ün açılış konuşmasıyla başlayan etkinlikte Akçagöz, “Türkiye, özellikle ağır vasıta lastikleri segmentinde mega projeler ve ülkemizin dinamik yapısı nedeniyle uzun süredir büyüme ivmesini sürdürüyor. 2016 yılında da Türkiye ağır vasıta lastikleri pazarı son üç yıldır olduğu gibi büyüme grafiğini korudu ve özellikle son 3 aylık dönemde gerNisan 2017 çekleştirdiği satışlarla 2016 yılını yüzde 5’lik bir büyüme ile kapattı. Michelin Türkiye olarak pazarın üzerindeki büyüme oranımızla ve ülkemizin bu segmentteki potansiyeli ile grup içerisinde de bizim pozisyonumuzu sağlamlaştırıyoruz.” dedi. Akçagöz, “İlk çeyrekte büyümeyi sürdürüyoruz” Türkiye’nin Avrupa’nın en önemli ve en hızlı büyüyen ağır vasıta lastik pazarı olduğunu belirten Akçagöz, “Ülkemizin Avrupa’ya oranla daha dinamik ve büyüme odaklı olması, inşaat sektöründe yaşanan hareketlilik sektördeki bu büyümeyi destekliyor. Biz de Michelin Türkiye olarak, ilk çeyrekte oldukça başarılı bir performans sergiliyoruz. 2017 yılını yeni ürünlerimiz, markalarımız, müşteri odaklı çözüm paketlerimiz, farklı ve yenilikçi satış kanalları sayesin- de pazara oranla daha yüksek bir şekilde büyüyerek kapatmayı ve tüketicilerin tüm ihtiyaçlarını geniş bir yelpazede karşılamayı planlıyoruz.” dedi. Michelin’den 360 derece lastik hizmeti; Michelin Solutions Sektörde bir ilk olarak gerçekleştirdikleri Michelin Solutions ile fark yarattıklarını belirten Akçagöz, “Yeni bir hizmet modeli olan Michelin Solutions, ağır vasıta, otobüs, kamyonet ve inşaat filolarına önemli avantajlar sağlıyor. Michelin Solutions ile ulusal ve uluslararası onlarca firmaya anahtar teslim hizmet veriyoruz. Karsan’dan Mercedes’e, Omsan’dan Borusan’a, Mars Lojistik’ten Gökbora ve Ekol Lojistik’e kadar pek çok firmanın yer aldığı müşteri portföyümüzde şirketler yakıttan sonra en büyük maliyet kalemi olan lastik ve lastik yönetimi konusunu tamamen bize devrediyorlar. Kilometre başına faturalandırma, 49 yol yardımı, raporlama, stok yönetimi, lastik bakım yönetimi, filo yönetimi ve çözüme bağlı hizmetleri bir arada sunuyoruz. Böylece ekipman, servis, satınalma gibi prosedürleri hepsi bizim tarafımızdan yönetiliyor ve verimlilik artarken kilometre maliyetleri düşüyor.” dedi. Michelin Solutions dünyaya örnek oluyor” Michelin Solutions ile Türkiye’de pek çok mega projeye hizmet sunduklarını belirten Akçagöz; dünyaya örnek teşkil eden bir işbirlikleri hayata geçirdiklerini ifade etti. Akçagöz, “İETT bünyesinde hizmet veren Karsan ve Mercedes’in Michelin Solutions ile olan işbirliği dünya çapında örnek bir model. Michelin Solutions bu model ile lastiğe bağlı herhangi bir sorun veya talepte 80 dakika gibi kısa bir sürede İstanbul’un neresinde olursa olsun araca ulaşıp talebi gerçekleştirme taahhüdü ile hizmet veriyor.” şeklinde konuştu. 2016 yılında 12 bin müşteri ziyaret ettik Sertan Akçagöz başarılarının altında yatanın düzenli müşteri ziyaretleri ve son kullanıcı odaklı yaklaşım olduğunu belirterek; “Michelin 16 Müşteri yöneticisi ile Türkiye nin her noktasında ki son kullanıcılara düzenli ziyaretler gerçekleştiriyor. 2016 yılında 12 bin müşteri ziyareti ve 60.000’in üzerinde araç lastiği inceledik. Saha ekibimiz, müşterileri ile paylaştığı raporlarla Doğru Lastik Kullanımı, Doğru Hava Basıncı ,Yakıt Ekonomisi gibi alanlarda müşteriye özel analizler sunarak, müşteri memnuniyetini en üst seviyeye taşıdılar” diyerek sözlerini tamamladı. Yeni Michelin ağır vasıta lastikleri; X Multi ve X Line Energy Tanıtımı yapılan X Multi serisi ve MICHELIN X®LINE™ ENERGY™ lastiklerinin özellikleriyle ilgili sunum yapan Emir Aydemir ve Recep Uçan, “Bölgesel ve uluslararası taşımacılık şirketleri için en çok rağbet gören kamyon lastik serimizin yeni serisi X Multi’yi piyasaya sunuyoruz. Yeni nesil lastiklerin kilometre performansı bir önceki nesil Multi serisine kıyasla %15-20 fazla. Yeni MICHELIN X Multi lastikleri sürücülere her türlü hava ve yol koşulunda mükemmel bir yol tutuş ve uzun ömürlülük sağlayacak.” dedi. X Line Energy ile 16.000 TL yakıt tasarrufu Tüm araçlar için enerji verimliliğini ön planda tutan MICHELIN X Line Energy, yeni lastikte 100 km’de 1 litreye kadar, lastiğin ilk ömründe 100 km’de ortalama 0,5 litreye kadar yakıt tasarrufu sunuyor. Lastiğin ilk ömründe ortalama 16.000 TL yakıt tasarrufu ve 3.724 kg CO2 emisyon tasarrufu sağlayan lastikler, üstün bir yol tutuşu sağlıyor. X Multi son teknolojileri biraraya getiriyor X Multi bölgesel lastik serisi, nakliye şirketlerine ekstra değer ve performans sağlamaya yardımcı olan REGENION TM, INFINICOIL TM, POWERCOIL TM ve CARBION TM ürünlerinde kullanılan son teknolojileri bir araya getiriyor. Lastiğinin içine yerleştirilen RFID çipi sayesinde filo ve lastik yönetimini de basitleştiren yeni seri, gelişmiş filo ve stok yönetimi, operasyon takip kabiliyeti gibi birçok avantaj sağlıyor. İlk kilometreden son kilometreye kadar her türlü yol koşulunda lastiğin her milimetresinde yol tutuş kabiliyeti sunan lastikler, 4 temel lastik ebatında pazara sunulacak. Nisan 2017 50 LOJİSTİK İhracata bahar geldi Türkiye’nin mart ayı ihracatı bir önceki yıla oranla yüzde 19 artışla 13 milyar 616 milyon dolara yükseldi. Son 12 aylık ihracat ise yüzde 2.4’lük artışla 144 milyar 877 milyon dolara ulaştı. T ürkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre Mart 2017 ihracatı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 19 artışla 13 milyar 616 milyon dolar oldu. TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, TİM rakamlarına göre Kasım 2012’den bu yana en güçlü artışın Mart ayında kaydedildiğine dikkat çekti. Büyükekşi, “2017 yılına yüksek bir artış oranıyla başlamıştık. Mart ayında bu artış oranı çok daha yukarılara çıkmış oldu. Böylelikle ilk 3 aydaki ihracat artışımız yüzde 6,7 oldu. Atılım yılı ilan ettiğimiz 2017 yılında dünya ekonomisindeki toparlanma ile birlikte Hükümetimizin ihracatçılara verdiği desteklerin de etkisiyle ihracatımız yükselişe geçti. Verilere baktığımızda genele yayılan ve gittikçe hızlanan bir ihracat yapısına kavuştuğumuzu görüyoruz.” dedi. Büyükekşi, son 12 aylık ihracatın da bir önceki yıla göre yüzde 2,4 artışla 144 milyar 877 milyon dolara ulaştığını belirtti. Geçtiğimiz dönemde olduğu gibi Mart ayında da otomotiv sektörüNisan 2017 nün ihracatımızda başı çektiğini belirten Büyükekşi, “İhracatımıza sektörel olarak baktığımızda Mart ayında 666 milyon dolarlık artış ile değer bazında en yüksek artışı Otomotiv sektörümüz kaydetti. Oransal olarak en yüksek artışlar yüzde 87,3 ile Gemi ve Yat ve yüzde 75,4 ile Mücevherde görüldü. Tarım sektörümüzün ihracatı ise yüzde 7,2 artış gösterirken, bu sektör altında izlenen Zeytin ve Zeytinyağı ihracatımız yüzde 71,2 Süs Bitkileri ve Mamulleri ihracatımız yüzde 24,7 artışla oransal olarak başı çekti. Yılın ilk üç ayına baktığımızda ise 4 milyar 73 milyon dolarlık ihracat artışının 1 milyar 470 milyon dolarlık kısmı otomotiv sektöründen, 874 milyon doları çelik sektöründen, 788 milyon doları ise kimyevi maddeler ve mamullerindeki ihracat artışından kaynaklandı. Geçtiğimiz dönemde emtia fiyatlarının gerilemesi sebebiyle çelik ve kimyevi maddeler sektörlerimizdeki ihracatımız gerileme kaydederken, bu sene tam tersine emtia fiyatlarının yükselişe geçmesiyle birlikte bu sektörlerimiz ihracat artışına en fazla destek veren sektörlerden oldu.” dedi. Mart ayında kilogram başına ihracatın düştüğünü söyleyen Büyükekşi, “Geçtiğimiz senenin Mart ayında altın hariç kilogram başı ihracatımız 1,24 dolar iken, bu sene bu rakam 1,18 dolara geriledi. Ancak ortalama düşse bile kg başı ihracatını artırmayı başaran sektörlerimiz var. İlk 3 aylık döneme baktığımızda, kg başı ihracatını en fazla artıran sektörümüz Savunma ve Havacılık oldu. Bu sektörümüzün kg başı değeri geçen seneye göre 9 dolar artış kaydetti ve 30,7 dolar oldu” dedi. ASYA VE UZAKDOĞU ÜLKELERİNE İHRACATIMIZ SIÇRAMA YAPIYOR İhracat pazarlarına yönelik değerlendirmelerini de paylaşan Büyükekşi “Mart ayında en dikkat çekici ihracat artışlarını Asya ve Uzakdoğu ülkelerinde görüyoruz. Bu ayda 51 Asya ülkelerine ihracatımız yüzde 44 artarken, Uzakdoğu ülkelerine ihracatımız ise yüzde 91’lik bir oranda artarak adeta sıçrama yaşadı. Ülkelere göre incelediğimizde ise, Mart ayında Singapur’a ihracatımız yüzde 340,5 gibi yüksek bir oranda artarken, Çin’e yapmış olduğumuz ihracat da yüzde 73 oranında yükseldi. AB ülkelerine ihracatımız her zaman olduğu gibi dengeli bir şekilde artmaya devam ediyor. Mart ayında AB-28’e olan ihracatımız yüzde 20 artarken, AB ülkeleri arasında en dikkat çekici artışların ise yüzde 95,9 ile Malta ve yüzde 92,1 ile Portekiz’de yaşandığını görüyoruz. Rusya’ya ihracatımız ise bu ay da artmaya devam etti, Mart ayında yüzde 45,3 oranında, ilk 3 ayda ise yüzde 40,3 seviyesinde artış kaydetti. En önemli ihraç pazarlarımız- dan birisi olan Irak’a ihracatımız da benzer şekilde artışını sürdürüyor. Bu ülkeye ihracatımız Mart ayında yüzde 36,1 artış gösterdi. Diğer taraftan, siyasi sorunlar yaşadığımız Hollanda, İran ve Mısır’a ihracatımız ise sırasıyla yüzde 8,5, 17,1 ve 13,3 oranında düşüş kaydetti” dedi. 2017’DE GÜÇLÜ İHRACAT ARTIŞI BÜYÜMEMİZİ YUKARI ÇEKECEK Açıklanan büyüme rakamlarını değerlendiren Büyükekşi, “2016 yılının 3. çeyreğinden sonra son çeyrekte tekrar büyümeye geçmemiz olumlu bir gelişme. Son çeyreğe ilişkin yüzde 3,5’lik artış ülkemizin potansiyelinin altında, ancak beklentilerin üzerinde geldi. Bu sayede ekonomimizin temellerinin ne derece sağlam olduğu verilerle de pekişmiş oldu. Darbe girişimi, akabinde terör olayları ve derecelendirme kuruluşlarının notlarına rağmen büyümeye devam ediyoruz. Bunlara Hükümetimiz tarafından verilen destek ve teşvik paketlerinin de etkisi eklenince 2017’de çok daha yüksek büyüme rakamlarını yakalayacağımıza inanıyoruz. Ülkemizdeki güven ve istikrar ortamı da bunu destekler nitelikte. Bankacılık sistemimiz son derece güçlü, mali disiplinden taviz vermeden yolumuza devam ediyoruz. Alınan tedbirler sayesinde kısa vadede turizm ve yatırımlar da atağa kalkacak. 2017’de sadece ihracatta değil tüm ekonomide bu atılımın izlerini göreceğiz.” dedi. 2016 yılının son çeyreğinde net dış ticaretin büyümeye 0,2 puanlık negatif katkı verdiğini kaydeden TİM Başkanı “Net dış ticaretin büyümeye katkısında mal ticaretinin yanında turizmi de kapsayan hizmet ticareti de var. Son çeyrekte sadece mal ticaretinin büyümeye katkısı pozitif olurken kötü bir sezon geçiren turizm dolayısıyla hizmet ticareti büyümeye negatif katkı verdi. 2017 yılında gelen güçlü ihracat verileri net dış ticaretin büyümeye katkısında da olumlu bir etki yaratacak ve ihracatımız bu yıl büyüme verilerini yukarı çekecek” diye belirti. İMAJ KAMPANYAMIZI MART AYINDA BAŞLATTIK Son dönemde yurtdışında maruz kaldığımız olumsuz propagandaların ülkemizin imajı üzerindeki negatif etkileri ortadan kaldırmayı hedeflediklerini ifade eden Büyükekşi, “Sayın Ekonomi Bakanımız Nihat Zeybekci liderliğinde, Türkiye İmaj Kampanyası çalışmalarımızı Mart ayı itibariyle başlatmış bulunuyoruz. Almanya, ABD, Fransa, İngiltere, İtalya, Rusya ve Birleşik Arap Emirlikeri’nin olduğu toplam 7 ülkenin TV, gazete, dergi ve sosyal medya mecralarında ülke tanıtımımızı gerçekleştiriyoruz. Bunu yaparken de yabancılara kendimizi anlatmıyoruz. Aksine, ülkemizde iletişimden ilaç sanayine, hızlı tüketim mallarından elektroniğe, otomotivden bankacılığa birçok sektördeki büyük oyuncuların üst düzey yöneticileri bizzat kendi hikâyelerini ve tecrübelerini anlatarak, kendi insanlarını ülkemizi keşfe davet ediyorlar. İnanıyoruz ki, bu kampanyamızla birlikte ülkemize karşı oynanan oyunları tersine çevireceğiz.” dedi. Nisan 2017 52 LASTİK 100 araçlık filoda 1.7 milyon TL tasarruf Brisa, 2016 yılında da filo yönetim çözümleri Profleet ile filoların verimliliğini artırarak ekonomik ve çevresel katma değer yaratmayı sürdürdü. Şirket, 106 Profleet Danışmanı ile yaklaşık 1,3 milyon lastiğe dokundu, lastik takip sistemi Aspects+ ile yaklaşık 7 bin rapor sundu; 36 bin lastik kaplama ve 13 bin lastik tamiri gerçekleştirdi. D ünya genelinde 5 yılda yüzde 19 büyüme beklenen ticari araç lastik pazarının önemli bir potansiyel taşıdığını söyleyen Brisa Ticari Ürünler Pazarlama ve Satış Genel Müdür Yardımcısı Egemen Atış; “Ticari araç lastikleri adetsel olarak baktığımızda dünya lastik pazarının yüzde 10’unu oluştururken, cirosal olarak yüzde 36’sını oluşturuyor. 2016 yılında dünyada ticari araç lastikleri, toplamda 185 milyon adetlik ve 144 milyar TL ciroya sahip bir pazar oluşturdu. Bu rakamın 2021 yılında yüzde 19’luk artışla 220 milyon adede ulaşması bekleniyor. Avrupa’nın en büyük ikinci ticari araç parkına sahip olan ülkemizde ise bu artışın yüzde 27 oranında olacağı öngörülüyor. Böylece 2016 yılında 2,4 milyon adet ile toplam 2 milyar TL ciroya ulaşan ticari araç lastik pazarı, 2021’de 3 milyon adede ulaşacak. Ağır ticari araç pazarı da bu beklentimizi destekliyor. 2016 yılında Euro 6 geçişi sebebiyle ticari araç kayıtlarında beklenen daralma yaşandı ve yüzde 44 oranında azalma gerçekleşti. Ancak bu yıldan itibaren yeniden artış eğilimiyle 2017 yılında yüzde 24 büyüme bekleniyor. Diğer yandan karayolu ulaşımı, altyapı çalışmaları ve inşaat sektörlerindeki yatırımların ve büyümenin devam etmesi de pazardaki büyümeyi destekliyor. Bu segmentin taşıdığı potansiyel ve ülkemizin gelişiminde oynadığı önemli rol dolayısıyla Brisa olarak bu alana önemli yatırımlar yapıyoruz. Bu segmentte satılan her üç lastikten biri Brisa’ya ait. Ayrıca ortağımız Bridgestone’un Avrupa satışlarına en büyük katkıyı da biz gerçekleştirdik. Özellikle müşterilerimizin ihtiyaçlarına odaklanarak sektörde Nisan 2017 fark yaratan hizmetler geliştirmeye odaklanıyoruz. Aynı zamanda yeni nesil araçlara uygun sağlam, emniyetli ve konforlu lastikler üretmeye devam ediyoruz” dedi. Mega projelerin lider lastik ve hizmet sağlayıcısı Türkiye inşaat, taşımacılık ve turizm sektörlerinin liderliğinde yeni bir yapılanma içerisinde. Yeni dönemde kritik önem taşıyan bu projeler, ticari araç lastik pazarını da doğrudan etkiliyor. Brisa bu projeler için yenilikçi ürün ve hizmetler geliştiriyor. 2016 yılında Brisa 3. Havalimanı, Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Osmangazi Köprüsü projelerinde ürün ve hizmetleriyle yer aldı. Brisa 2016 yılında Türkiye’nin yanı sıra farklı ülkelerin de gelişiminde rol alan projelere hizmet sundu. Şirket, Etiyopya’da filo yönetim projesi, Dubai metrosu ve Sudan’daki El Mek Nımır Köprüsü projelerinin ürün ve hizmet tedarikçisi oldu, projelere Türkiye’den destek verdi. Ticari araç pazarında trendler değişiyor Ticari araç üretiminde trendler ve teknolojiler değişiyor. Gelişmiş sürüş emniyeti sunan, yeni nesil teknolojilerden yararlanan ve özellikle yakıt verimliliği sağlayan bağlantılı araçlar ön plana çıkıyor. Sürüş deneyimini tamamen değiştirecek olan yeni teknoloji ise otonom sürüş. Otonom sürüşe sahip araçlar özellikle daha geniş lastiklere ihtiyaç duyuyor ve RunFlat teknolojisini tercih ediyor. Diğer yandan filolaşma giderek artıyor. Artan filolaşma sonucu artık operasyonel maliyetleri yönetebilmek daha da önem kazanıyor. Dijital izleme sistemleri de bu yönde sürekli gelişiyor. Bu trendlere uygun ürün ve hizmetler geliştirdiklerini belirten Atış; “Dünyadaki ticari araç pazarı trendlerine paralel olarak biz de ürünlerimizi sürekli olarak geliştiriyoruz. Ürünlerimizle birlikte sağladığımız 360 derece yenilikçi hizmetler bütünüyle de filoların ve 53 ticari araç gruplarının yolculuklarını mükemmelleştirmeye odaklanıyoruz. Aynı zamanda filo müşterilerimizin operasyonlarını daha düşük maliyetlerle yönetebilmesi amacıyla hayata geçirdiğimiz sistemlerle de işlerini geliştirmelerine destek oluyoruz” diye konuştu. 100 araca 1,7 milyon TL tasarruf Brisa, 2016 yılında da filo yönetim çözümleri Profleet ile filoların verimliliğini artırarak ekonomik ve çevresel katma değer yaratmayı sürdürdü. Şirket, 106 Profleet Danışmanı ile yaklaşık 1,3 milyon lastiğe dokundu, lastik takip sistemi Aspects+ ile yaklaşık 7 bin rapor sundu; 36 bin lastik kaplama ve 13 bin lastik tamiri gerçekleştirdi. Brisa, Profleet hizmetler bütünü içerisinde sunduğu mobil tır bakım servisi Mobilfix, Bandag lastik kaplama, TPMS, Probox ve Filofix yol yardım hizmetleri ile 100 adet aracı olan bir filoya bir yılda toplam 1,7 milyon TL tasarruf sağlayabiliyor. Öte yandan Brisa’nın ağır ticari araçlara yönelik tek noktada hızlı bakım ve servis zinciri Propratik 2016 yılında müşterilerine sunduğu değerler paketini geliştirerek yeniledi. Ağır ticari araçlar için lastik bakım ve satışından akü, yağ ve yedek parçaya kadar sürücülerin tüm ihtiyacını karşılayan Propratik hizmet noktalarını yaygınlaştırmayı hedefleyen Brisa, geçtiğimiz yıl İstanbul, Gaziantep ve Hatay’da üç yeni mağaza açtı. Brisa, 2017 yılında Mersin ve Muğla’da iki yeni mağaza daha açacak. maya devam edecek. Şirket aynı zamanda filolar için gerçekleştirdiği, Avrupa’da da Türkçe hizmet veren ilk özel yol yardım hizmeti Filofix ile yüzde 96’nın üzerinde bir oranda servis sağladı. 2016 yılında Filofix, 856 yol yardım hizmeti sundu. Bu yardımların yüzde 25’i Avrupa’da gerçekleşti. Brisa, Bandag ile bir yılda 127 binden fazla lastik kapladı Brisa, kaplama lastik pazarında da liderliği üstleniyor. Pazarda lastik kaplama yüzdesi yüzde 25’e ulaşırken, kaplanan her 3 lastikten biri Brisa’nın imzasını taşıyor. Şirket 2016 yılında ECE R109 belgesine sahip iş ortaklarıyla, 125 bin’den fazla otobüs kamyon lastiği, 2 bin 200 iş makinesi lastiği kapladı. Brisa’nın 2016 yılında başlattığı Shearography teknolojisi de bu alandaki hizmetlerinin zenginleşmesini sağlıyor. Bu yeni nesil teknoloji lastiklerin kaplanmaya uygun olup olmadıkları tıraşlamaya gerek kalmadan saptıyor, böylece lastiklerin ömür planlaması en doğru şekilde yapılıyor. Brisa sektör ihtiyaçları doğrultusun- da inşaat ve hafriyat segmentinde yüzde 20’den az yol dışı koşullar için tasarlanmış M-Serisi’ni geliştirdi. Brisa’nın yeni ürün serisi güçlendirilmiş çekiş ve yeni desen tasarımı ile gelişmiş sürüş konforu sağlıyor. Yeni seri lastikler, ön aksta yüzde 23, çeker aksta yüzde 33 daha uzun ömür ve dayanıklılık sunuyor. Şirket aynı zamanda yeni markalarından Dayton ile de düzensiz aşınmaya karşı dirençli ve uygun fiyatlı lastikleri pazara sunuyor. Brisa 2017’de ticari araç pazarında bireysel müşterilere de daha yakından odaklanmayı planladıklarını açıkladı. Atış; “Müşterilerimizi yakından dinliyoruz ve ihtiyaçlarını tespit etmeye odaklanıyoruz. Bu yıldan itibaren ticari araçlarda farklı müşteri gruplarımıza sektörde ilk olacak yeni uygulamalarla ulaşacağız. İletişim stratejilerimizi de bu yönde oluşturuyoruz Lassa markamızla kamyon sürücülerine daha yakından birebir dokunarak, Bridgestone markamız ile de filo müşterilerimize özel farklı hizmetlerle sunduğumuz değeri zenginleştirmeyi ve derinleştirmeyi hedefliyoruz. Bu kapsamda çok yakında duyuracağımız heyecan verici bir sürece hazırlanıyoruz” diye konuştu. Mobilfix, artık Anadolu yollarında Brisa’nın özel mobil tır bakım servisi Mobilfix, 2016 yılında Türkiye turuna başladı. Mobilfix servis tırı, sadece 2016 yılı içinde 30 filoya kendi çalışma sahalarında hizmet verdi, yaklaşık 1.000 araca servis sundu ve 234 aracın aks kaçıklıkları düzeltilerek 1 milyon TL civarında yakıt tasarrufu sağladı. Brisa, 2017 yılında Mobilfix’i daha fazla filo ile buluşturmak üzere yeni turlar ve kampanyalar düzenlemeyi hedefliyor. Bu sayede şirket, filolar içerisinde servis bilincini artıracak, düzenli bakım ile lastiğin ömrünü tamamlamasını sağlayacak ve aks kaçıklıklarını düzelterek yakıt tasarrufu sun- TİCARİ ARAÇ ANKETİ 12 ilde, İnşaat-hafriyat işinde çalışan, damperli kamyonlar, bölgesel taşımacılık yapan her türlü yük taşıyan kasalı kamyon ve tırlar, uluslararası taşımacılık yapan şehirlerarası otobüs ve şehir içi otobüs kapsamında 275 firma sahibi ve 325 araç sahibi/şoför ile yapılan araştırma sonuçlarına göre; •Araştırmaya katılan şoförlerin en sevdiği üç markadan biri Lassa •Lastik tercihlerinde Lassa yüzde 30’luk bir payla ilk sırada. •Ticari araç şoförlerinin karşılaştıkları en büyük zorluklar yorgunluk, uykusuzluk, ailelerinden ayrı kalmak, yalnızlık, sıkılmak ve ekonomik zorluklar. •Şoförler kullandıkları araçlarla duygusal bir bağ kuruyor; araçlarını evim, ailem, çocuğum, ekmek teknem, can dostum, yol arkadaşım, her şeyim, hayatım olarak nitelendiriyor. •Şoförlerin lastik tercihlerinde ürün ömrü, yol tutuşu ve fiyat öncelikli olarak öne çıkıyor. •Şoförlerin yüzde 75’i internet ve sosyal medyayı etkin bir şekilde kullanıyor. Nisan 2017 54 TİCARİ ARAÇ Kamyonları gibi lansmanı da ödül aldı Mercedes-Benz Türk’ün Şubat 2016’da gerçekleştirdiği ‘Yeni Travego Lansmanı’ En İyi Lansman Etkinliği, Mayıs 2016’da gerçekleştirdiği ‘Euro 6 Kamyonları Lansmanı’ ise En İyi Lansman Etkinliği Jüri Özel Ödülü’nü aldı. T ürkiye’de kuruluşunun 50. yılını kutlayan Mercedes-Benz Türk, otobüs ve kamyon sektöründeki başarılarını ödüllerle taçlandırmaya devam ediyor. Mercedes-Benz Türk bu kez, geçen yıl Euro 6 normlarına göre tamamen yenilediği ‘Yeni Travego Lansmanı’ ve ‘Euro 6 Kamyonları Lansmanı’ ile alanının en prestijli ödülü olan ACE of M.I.C.E. Kongre, Toplantı ve Etkinlik Ödülleri’nde iki özel ödüle değer bulundu. Kongre, toplantı ve etkinlik sektörünün kalite çıtasının yükselmesine katkıda bulunmak amacıyla verilen ve MICE sektörünün tek ödül töreni organizasyonu olan ACE of M.I.C.E. Kongre, Toplantı ve Etkinlik Ödülleri, bu yıl beşinci kez sahiplerini buldu. Tüm kategorilerde incelenen çalışmalar, 85 ayrı firma ve derneğin üst düzey yöneticisi ile akademisyenlerden oluşan jüri heyeti tarafından değerlendirildi. Otobüs piyasasında 2005 yılından beri liderliğini koruyan ve Türkiye otobüs sektöründe bir efsane olan Travego otobüslerini Hoşdere Otobüs Fabrikası’nda Euro 6 standartlarına göre yenileyen MercedesBenz Türk, yeni Travego’yu “Gelecek Nisan 2017 Gamze Şulen; Üretimde mükemmeli yakalamak için en ufak detay üzerinde yaptığımız titiz çalışmalarımızı, ürünlerimizi tanıtırken de devam ettiriyor lansmanlarımızda da aynı özeni gösteriyoruz. Sefer” konseptiyle tanıttığı lansmanla “En İyi Lansman Etkinliği” ödülünün sahibi oldu. Aksaray Kamyon Fabrikası’nda ürettiği kamyonları Euro 6 standartlarına göre yenileyerek uzun yol ve nakliye araçlarını Actros, inşaat araçlarını Arocs, şehir içi dağıtım araçlarını ise Atego çatısı altında toplayan Mercedes-Benz Türk, Comvex Fuarı 2016’da yeni kamyonlarını tanıttığı lansmanla ise “En İyi Lansman Etkinliği Jüri Özel Ödülü”ne layık görüldü. Mercedes-Benz Türk Kamyon ve Otobüs Pazarlama İletişimi Müdürü Gamze Şulen “Mercedes-Benz Türk olarak hem şehirlerarası otobüs hem kamyon pazarında geleneksel hale gelen liderliğimizi 2016 yılında da sürdürmeyi başardık. Bu başarımızın arkasında Mercedes-Benz’in kalite, güvenlik ve konfordan ödün vermeyen üstün mühendisliği ve teknolojisi, Mercedes-Benz Türk olarak Hoşdere Otobüs ve Aksaray Kamyon Fabrikalarımıza yaptığımız toplamda 1 milyon Avro’yu aşan yatırımlarımız, araştırma-geliştirme çalışmalarımız ve çalışanlarımızın emeği yatıyor. Üretimde mükemmeli yakalamak için en ufak detay üzerinde yaptığımız titiz çalışmalarımızı, ürünlerimizi tanıtırken de devam ettiriyor lansmanlarımızda da aynı özeni gösteriyoruz. Yoğun emek verdiğimiz, özenle sunduğumuz ve her türlü detayı ile mükemmeli hedeflediğimiz bu çalışmalarımızın ödüllendirilmesi bize gurur veriyor. Kuruluşumuzun 50. yılında bu ödüle layık görüldüğümüz için ayrıca mutluluk duyduk” şeklinde konuştu. 55 Barsan Türkiye’nin en büyük deposunu yapıyor Barsan Global Lojistik, 30 milyon dolarlık yatırımla Türkiye’nin en büyük deposunu yapıyor. Gebze’de bulunan yeni tesiste 500 kişi istihdam edilecek. Barsan Global Lojistik 2016 hedeflerini başarıyla gerçekleştirerek, 2017 yılına da iddialı girdi. Gebze’de 30 milyon dolar yatırımla Türkiye’nin en büyük deposunu inşa etmeye başlayan BGL, yeni yatırımıyla 500 kişiye daha istihdam sağlayacak. Barsan Global Lojistik yatırımlarıyla büyümeye ve hizmet alanını genişletmeye devam ediyor. Gebze’de 30 milyon dolara mal olacak yeni bir depo inşa etmeye başlayan BGL, bu yatırımla 500 kişiye istihdam sağlayacak. Proje tamamlandığında 75 bin metrekarelik kapalı alanı bulunan bu yapı, Türkiye’nin en yüksek hacimli lojistik merkezi olacak. Gebze’de inşasına başlanan deponun bir yıl içinde tamamlanarak, perakende kategorisindeki ürünler için kullanılması planlanıyor. YATIRIMLA BÜYÜMEYE DEVAM BGL’nin özgün girişimlerle sürekli yenilerek büyümesinden gurur duyduklarını belirten Barsan Global Lo- jistik Şirket Kurucusu ve Sahibi Kamil Barlın, şunları söyledi: “Barsan Global Lojistik olarak, Türkiye’nin ve dünyanın önde gelen markalarına hizmet veriyoruz. Bugün itibarıyla hizmet verdiğimiz müşteri sayımız 5 bini aştı. Geldiğimiz nokta, 35 yıllık çabanın ve güvenin sonucudur. Müşterilerimizin memnuniyetle karşıladığı yatırımlara ve aralıksız büyümeye 2017 yılında da devam edeceğiz.” YURT DIŞINDA 20 YENİ MERKEZ AÇACAK 2016 yılında büyüme hedeflerini ve yatırım planlarını başarıyla uygulayan BGL, 22 ülkedeki 59 lojistik merkezde faaliyetlerine devam ediyor. Önümüzdeki yıl yurt dışında 20 merkez daha açacak olan Barsan Global Lojistik, yurt içinde de yatırımlarını hız kesmeden sürdürüyor. Barsan Global Lojistik hakkında 1982 yılında İstanbul’da gümrük müşavirliği firması olarak kurulan Barsan, 1988 yılında kendi mülkü olan ilk ofisini Şişli’de açtı. 1990 yılına kadar yatırımlarına aralıksız devam eden Barsan, 1990’da 17 araçlık filosu ile lojistik sektörüne ilk adımını attı. 1994 yılına kadar hava ve deniz forwarderliği hizmeti veren şirket, 94 yılında Türkiye’de 9 noktada depolarını tamamlayıp, ISO 9002 belgesini alan ilk Lojistik hizmet sağlayıcı oldu. Türkiye yatırımlarına hız kesmeden devam eden şirket, deneyim ve birikimini global alanda kullanmak için 1995 yılında ilk yurt dışı yatırımını Nürnberg deposunu açarak gerçekleştirdi ardından 1996 yılında da ilk deniz aşırı ofisini New York da açtı. Yurtdışı yatırımları kapsamında 1999 yılında NVOCC lisansını da alan firma, 2000 yılında dünya genelinde yaptığı antrepo yatırımlarını tamamladı. 2002 yılında global alanda yaptığı yatırımların bir gerekliliği olarak adını BGL (Barsan Global Lojistik) olarak değiştiren firmanın bugün 22 ülkede 59 lojistik merkezi bulunuyor. Nisan 2017 56 tedarik Saf Türkiye’de 35 bin treyler aksı üretecek SAF-HOLLAND, Türkiye’deki ilk üretim tesisini hizmete açtı. Almanya merkezli şirket, 5 milyon Euro’luk yatırım ile Türkiye’deki pazar payını arttırmak üzere Düzce’de üretime başladı. Y ıllık ortalama 1 milyar 42 milyon Euro’luk satış hacmi ve 3 bin 200’ün üzerinde istihdam kapasitesiyle, treyler, çekici ve otobüsler için aks bağlantılı sistemler ve bileşenlerinin lider üreticilerinden SAF-HOLLAND, Düzce’deki yeni üretim tesisinin kapılarını açtı. Tesisin açılışı; SAF-HOLLAND CEO’su Detlef Borghardt, EMEA Bölge Başkanı Alexander Geis ve SAF-HOLLAND Türkiye Genel Müdürü Bilal Azizoğlu’nun ev sahipliğinde kamu ve özel sektörden üst düzey katılımla gerçek-leşti. SAFHOLLAND ürün ailesi, treyler ve semitreyler için komple aks grupları, treyler ayakları ve king pin gibi kritik ürünlerin yanı sıra çekiciler için beşinci teker, ağır kamyon ve otobüsler için havalı süspansiyon sistemleri gibi çözümleri kapsıyor. Türkiye’den ihracat yapılacak 2020 yılı stratejileri doğrultusunda Türkiye’nin kendileri için önemine değinen SAF-HOLLAND CEO’su Detlef Borghardt açıklamasında; “SAF-HOLLAND olarak 2020’ye kadar belirlediğimiz büyüme stratejimizde yeni pazarların önemi büyük. Dünya geneline bakıldığında, sunduğumuz her ürün grubunda ilk üç tedarikçi arasında yer almaktayız. Avrupa’da aks sistemlerinde genel pazar payımız yüzde 40’ların üzerindedir. Türkiye’deki araç üretimine bakıldığında ise yüzde 25’lik bir pazar payına sahibiz. Türkiye’deki pazar payımızı arttırabilmek, müşterilerimize daha yakın olmak, ürün ve hizmetlerimizi hızlı sunabilmek, orta vadede de komşu pazarlara Türkiye merkezli ihracat yapmak üzere yeni tesisimizi faaliyete geçiriyoruz. Türkiye, bizim için Avrupa ve Ortadoğu pazarları arasında önemli bir köprü ve bu bölgede yaptığımız yatırım doğrultusunda büyük fırsatlar görüyoruz” dedi. Taşımacılık sektöründe yükselen maliyetlere dikkat çeken SAFHOLLAND EMEA Bölge Başkanı Alexander Geis, yaptığı açıklamaNisan 2017 da; “SAF-HOLLAND olarak ürünlerimizin tasarım ve üretiminde kalite ve dayanıklılık açısından yüksek mü-hendislik becerisine sahibiz. Müşterilerimizin içinde bulunduğu rekabetçi koşullar ve ihtiyaçları doğrultusunda kaliteden ödün vermeden, daha hafif ve bakım gideri düşük ürünler üretiyoruz ki bu da yakıt tüketimini ve kilometre başına maliyeti azaltıyor. Türkiye’de aks sistemleri ile üretime başlayacağız. Uzun vadede üretim yelpazemizi genişleterek çekici araçlar için beşinci teker gibi ürünlerin de üretimini Türkiye’de gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Eş zamanlı olarak. Türkiye’deki satış sonrası hizmetler ve servis ağı yapılanmamıza da yatırım yapmaya devam edeceğiz” diye belirtti. 35 bin aks üretimi yapılacak Yeni fabrikaları ile ilgili detaylı bilgi veren SAF-HOLLAND Türkiye Genel Müdürü Bilal Azizoğlu konuşmasında; “10 bin metrekaresi kapalı, 3 bini açık olmak üzere toplam 13 bin metrekarelik bir alan üzerine fabrikamızı kurduk. 90’lı yıllardan bu yana ülkemizde ürünleri kullanılan ve 2011 itibariyle Türkiye’de resmi olarak faali-yete geçen SAFHOLLAND’ın ekonomiye şimdi de üretici olarak katkı sağlamasından büyük mutluluk duyuyoruz. SAFHOLLAND Grup’un yüksek kalite stan-dartlarında üretim yapacağımız tesisimizde orta vadeli planlarımız dahilinde hedefimiz, iki yıla kadar 35 bin adet aks üretmek. Türkiye’deki pazar payımızı arttırarak komşu pazarlara ihracat yapmak ana hedeflerimiz arasında. Fabrikamızı, başta Ortadoğu olmak üzere, Afrika, Rusya, Güney Afrika ve hatta ihtiyaç halinde Orta Avrupa’ya ürün sağlayacak bir merkez haline getirmeyi planlıyoruz” diye açıkladı. Ticari Ağır Vasıta sektöründeki araç üreticilerinin önde gelen iki tedarikçisinin (Al-manya’da SAF, A.B.D.’de HOLLAND) 2006 yılı sonunda birleşmesi ile doğan Almanya merkezli SAF-HOLLAND Grubu, özellikle kamyon ve treyler üreticilerine global bazda hizmet vermektedir. Kökleri 19.yüzyıla kadar uzanan bu iki şirket birleşmeden sonra da AR-GE geleneklerine bağlı kalarak teknolojik anlamda pazar liderliklerini sürdürmüş, grup sinerjisinden faydalanarak rakipleri ile arayı daha da açmıştır. SAF-HOLLAND bugün çok sayıda patent ile korunmakta olan en ileri teknoloji ve yüksek kaliteye sahip ürünlerin yanı sıra küresel bazda yaygın servis ve yedek parça hizmeti de sunmaktadır. Treyler ve semitreyler için komple aks grupları, park ayakları ve king pin gibi kritik ürünlerin yanı sıra çekiciler için beşinci teker, ağır kamyon ve otobüsler için havalı süspansiyon sistemleri gibi sistemsel çözümler ana ürün gruplarını temsil etmektedir. Araç üreticilerinin (OEM) servisle-rinden bağımsız olarak kurulan servis ağı, tüm SAF-HOLLAND kullanıcılarına yurt çapında yedek parça ve servis hizmetlerine kısa yoldan ulaşma imkanı tanımaktadır. 57 Ford Otosan ve tedarikçileri ile “Yarına Yön Verecek” Ford Otosan ve tedarikçilerinin her yıl bir araya geldiği geleneksel İmalatçılar Zirvesi bu yıl 31 Mart’ta “Yarına Yön Ver” teması altında Divan İstanbul Asia’da gerçekleştirildi. Ford Otosan, başarılarıyla öne çıkan tedarikçi firmalarını ödüllendirdi. F ord Otosan, bu yıl 6. kez düzenlediği İmalatçılar Zirvesi’nde yurt çapındaki tedarikçileri ile bir araya gelerek otomotiv endüstrisinin geleceğini değerlendirdi. Etkinliğe, Koç Holding Otomotiv Grup Başkanı Çenk Çimen, Ford Avrupa Satın Almadan Sorumlu Başkan Yardımcısı Werner Pütz ve Ford Otosan Genel Müdürü Haydar Yenigün’ün yanı sıra Ford Otosan Genel Müdür Başyardımcısı Lisa King ve Ford Otosan Satın Almadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Güven Özyurt da katıldı. Etkinlik kapsamında gerçekleşen ve Ford Otosan’ın en başarılı tedarikçilerinin ödüllendirildiği İmalatçılar Zirvesi Ödül Töreni’nde ise şirketin ürettiği araçlarla global pazarlarda büyük başarı, Avrupa’da da liderlik elde etmesinde katkısı olan 10 imalatçı firma ödüle layık görüldü. “Yarına Yön Ver” teması altında gerçekleştirilen etkinliğin ödül töreninde Ersan Kauçuk, Nursan Kablo ve TI Otomotiv şirket- leri Altın Yıldız ödülüne layık görülürken, Bosch Fren, Ototrim Panel ve Sakarya İz Reklam firmalarına Gümüş Yıldız ödülleri takdim edildi. Ege Fren, Kipsan Kalıp ve Sisan Bronz Yıldız ile ödüllendirilirken, Elatek Kauçuk ise Teşvik Ödülü’ne layık bulundu. “100 yılda yapılandan fazlası 10 yıl içinde yaşayacak” Etkinlikte otomotiv sektörünü değerlendiren Ford Otosan Genel Müdürü Haydar Yenigün, şu şekilde konuştu: “Otomotiv endüstrisi tüm dünyada hızla büyümeye ve dönüşmeye devam ediyor. Türkiye’de de son yıllarda otomotiv endüstrisinde hızlı bir büyüme söz konusu, önümüzdeki yıllarda daha da büyümesini öngörüyoruz. Bu büyümeden hak ettiğimiz payı almak için her alanda gelişim ve rekabetçiliğimizi sürdürülebilir kılmak zorundayız. Son 2 yıldır Türkiye’nin ihracat şampiyonluğu, üst üste 6. kez de otomotiv sektörünün ihracat şampiyonluğunu gururla sürdürüyoruz. Sektörümüz bugün dijitalleşmeyle birlikte birçok önemli trendin etkisinde ve kritik bir eşikten geçiyor. Otomotiv endüstrisinin son 100 yılda yaşadığı değişiklikten daha fazlasını önümüzdeki 10 yılda yaşayacak. Tedarikçilerimizle iş birliğimizi ve iş alanımızı büyüterek, yeni ürün gruplarını Türkiye’de imal edebilir konuma gelmeliyiz. Gerek endüstrimizin büyümesine, gerekse istihdama katkı sağlamak gibi ülkemize pozitif getirilerini de düşünürsek çok kritik ve stratejik olan bu konularda imalatçılarımızla el ele çalışmamız gerektiği bilincindeyiz. Ancak inovasyonu işimizin tüm süreçlerine uygulayarak ve yine tüm süreçlerimizde başarılı bir şekilde dijital dönüşümü gerçekleştirerek, aynı zamanda, insan kaynağımızın yetkinliklerini geliştirerek sürdürülebilir ve sağlıklı büyüme ile işimizi geleceğe taşıyabiliriz. Bugüne kadar imalatçılarımızla geleceğe birlikte yön verdik ve bugünlere geldik. Şimdi yeni ve farklı yaklaşımları benimseyip geleceğe yine birlikte yön vereceğiz.” Nisan 2017 58 HAVA KARGO Pegasus 2017’den umutlu Pegasus Hava Yolları 2016 yılı performansını değerlendirdi ve gelecek döneme ait hedeflerini açıkladı. 2016 yılında havacılık sektörünü zorlayan tüm gelişmelere rağmen taşıdığı misafir sayısını yüzde 8,1 artırarak 24,14 milyona çıkartan Pegasus, cirosunu ise yüzde 6,2 yükselterek 3,7 milyar TL’ye çıkardı. Pegasus CEO’su Mehmet T. Nane, havacılık sektöründe 2017 yılında temkinli bir iyileşme olmasını, asıl büyümenin 2018 itibarıyla gelmesini beklediklerini ifade etti. D üzenlenen basın toplantısında konuşan Mehmet T. Nane, “2016 yılı sektörümüz için oldukça zorlayıcı oldu. Yıl boyunca hava trafiğini olumsuz etkileyen pek çok engelle karşılaştık, bu engellerin en büyüğünü 15 Temmuz sürecinde yaşadık. Buna rağmen yıl boyunca misafir sayımızı ve gelirlerimizi artırmak için çok yoğun çalışırken, diğer yandan akıllı ve zaman zaman zihni sinir projelerle masraflarımızı kontrol altında tuttuk. Yıl sonu itibarıyla iç hatlarda 15,29 dış hatlarda ise 8,85 olmak üzere toplam 24,14 milyon misafirimize hizmet verdik. Ana merkezimiz İstanbul Sabiha Gökçen’de toplam pazar iç hatlarda yüzde 5,8 büyürken Pegasus olarak biz misafir sayımızı yüzde 10,7 artırmayı başardık. Aynı şekilde pazar dış hatlarda yüzde 15,5 oranında daralırken biz yüzde 3,9 büyümeyi başardık” dedi. Bir koltuk günde yaklaşık 7 kez satılıyor Mehmet T. Nane sözlerine “82 uçaklık filomuzu etkin ve verimli kullanmaya devam ederek 2016 yılında konma sayımızı 166.691’e çıkardık. Her bir uçağımızın günde ortalama 12 saat kullanımını sağlıyoruz. Yani bir uçağımız günde 7 sefer yaparken biz bir koltuğu günde yaklaşık 7 kez satmış oluyoruz” diye devam etti. Pegasus’un Mart 2017 itibarıyla 5,7 yaş ortalamasına sahip Türkiye’nin en genç uçak filosuna sahip havayolu olduğunu belirten Mehmet T. Nane, “Uçuş ağımıza Grozni, Samara, Nijniy Novgorod ve Volgograd şehirlerini ekleyerek Rusya’da toplam 7 noktaya uçmaya başlıyoruz. Orta Doğu bölgesinde ise uçtuğumuz şehirler arasına 12. noktamız olarak Birleşik Arap Emirlikleri’nin başkenti Abu Dabi’yi kattık. Yeni hatlarımız ile birlikte uçuş ağımızı 40 ülkede toplam 103 noktaya ulaştırdık” dedi. Nisan 2017 “2016’da aldığımız yönetim kararları ile geleceğe çok güçlü hazırlanıyoruz” Mehmet T. Nane, zor geçen 2016 yılı içinde verimli yönetim kararları aldıklarını ifade etti. “Önceliğimiz maliyetleri düşürmek oldu. Low-cost havayolu olmanın hakkını verecek ‘zihni sinir’ diyebileceğimiz projeler başlattık. Tüm maliyet kalemlerimizde sıkı bir optimizasyon başlattık. Yakıt verimlilikleri daha yüksek olan Airbus siparişlerimizin öne çekilmesi, Boeing teslimatlarının ise yeni bir takvime oturtulması gibi stratejik adımlarla hem nakit akışımızı hem de yakıt masrafı yönetimimizi ele aldık. Tüm filomuzda elektronik uçuş çantası (Electronic Flight Bag / EFB) uygulamasına geçerek uçuş operasyonlarımızdaki verimlilik ve tasarrufu artırdık. Kokpitte kağıt kullanımını bitirerek uçuşlarımızda ağırlık azaltıcı ve operasyonel verimlilik artırıcı çalışmalarımız kapsamında hedefimize ulaştık.” Mehmet T. Nane, sözlerine “2016 yılı ve 2017’nin ilk çeyreğinde mevcut filomuzu da verimlilik adına değerlendirdik. Öncelikle 4 adet Boeing B737-800 tipi uçağımızı Pakistan Hava Yolları’na (PIA), 2 tanesini de Flynas’a wet lease olarak kiraladık. Ayrıca 20 Mart itibarıyla şirket aktiflerimiz arasında yer alan 7 adet Boeing 737-800NG uçağımızı da toplam 178,7 Milyon ABD Doları bedelle Air Lease Corporation’a sattık. Ekim ayı sonuna kadar tamamlanması beklenen satış işleminden elde edeceğimiz geliri, filomuza finansal kiralama yöntemiyle eklenmiş bu uçakların ödemesinde, Pegasus’un yeni yatırımlarında kullanacağız. Bu satış operasyonu ile 2012 tarihli 100 uçaklık Airbus NEO anlaşması kapsamında yakıt kullanımında optimizasyon sağlayan portföy değişimini hızlandırmış olduk ve 2017 için planlanan 3 adet yeni A320 Neo alımını 6’ya çıkardık. Böylece şirketimizin ortalama filo yaşını düşürecek ve uçak işletme maliyetlerinde iyileşme sağlayacağız” diye devam etti. 59 Lojistikte donanımlı eleman sorunu var 14. Lojistik Zirvesi’nde konuşan Türk Hava Yolları Kargo’dan Sorumlu Genel Müdür Yardımcı Turhan Özen, Türkiye’nin dünyanın ağırlık merkezinde olduğuna işaret etti ve 2023 yılında Turkish Cargo’nun dünyanın ilk 10 firması arasına gireceğini söyledi. Taha Kargo Yönetim Kurulu Başkanı ve MÜSİAD Lojistik Sektör Kurulu Başkanı Emin Taha ise bugünlere nasıl geldiğini anlatarak 3 metrekareden 750 bin metrekarelik bir lojistik firmasına ulaşmayı başardığını aktardı. Lojistikte büyük kazancın parsiyel taşımalarda olduğuna değinen Taha, şirketindeki en büyük sorunun işe aldığı elamanlarının donanımlı olmamasını söyledi. İ stanbul Üniversitesi Lojistik Kulübü ‘nün organize ettiği 14. Lojistik Zirvesi, 19 Nisan’da İstanbul Üniversitesi Ulaştırma ve Lojistik Fakültesi Oditoryumu’nda düzenlendi. Taha Kargo Yönetim Kurulu Başkanı ve MÜSİAD Lojistik Sektör Kurulu Başkanı Emin Taha, Laleli’de 3 metrekarelik bir dükkanda başladığını, bugün 750 bin metrekarelik alana ve 1100 kişiye ulaştığını söyledi. Son 5 senede bir milyar dolar ciro yaptıklarını, şu an 50 bin Iraklı müşteriye sahip olduklarını belirten Taha, şunları söyledi: “Parsiyel yaptığımız çalışmada ülkemize çok fazla sıcak para getirebiliyoruz. Bir Tır’da 100’den fazla müşterinin malı var. Bir Tır için 100 kişinin uğraşması lazım. Parsiyel lojistikte çok fazla para var. Lojistiğin de en zor kısmı parsiyeldir. Bir kalem malın 100 tır ile taşınması kolay. Bir tırda 100 parsiyel yük için 100 tane personele ihtiyaç var. Kapıdan kapıya servisimizle teslim ediyoruz. Dünyada en güçlü operasyonlardan biridir. Hem finans, müşteriler paralarını bizim ofislere bırakır, Türkiye’ye gönderir. O para hesabımızda görülür, satıcıya pasaport ve paranı gösterip malı bize getir. Sakın beyaz gömlek istemiş siyah gönderme. Biz garantörüz. Kötü niyetli yabancıların Türkiye’deki üreticilere zarar vermesini de engelliyoruz. Bursa’dan Irak’a ihracat o kadar arttı ki… kumaş, çocuk elbiseleri…” Dünyanın en riskli ve paralı yeri Irak “Irak’tan Çin’e giden tüccarlar tekrar bizim sisteme döndüler. Bu sistemi dünyanın her yerinde uygulayabilirsiniz. Irak, en riskli yer ancak paranın da en bol olduğu ülkedir.” diyen Taha, sözlerini şöyle sürdürdü: “Lojistik ve kargonun şekli değişmeye başladı. Lojistik yazılımsız olmuyor. Şu anda AB’de malını paketliyor, kodu veriyor, bazen de satışa başlayan kargo firmaları var. Bizim Ortadoğu’ya daha fazla mal satıp, döviz kazandırmamız gerekiyor.” Emin Taha, en büyük sorunun işe aldığı elamanlarının donanımlı olmamasını göstererek, üniversite mezunu almalarına karşın elemanlarının yeterli donanıma sahip olmamasından şikayet etti. TurkIsh Cargo dünyada ilk 10’a girecek Türk Hava Yolları Kargo’dan Sorumlu Genel Müdür Yardımcı Turhan Özen de öğrencilere Turkish Cargo’nun hedefleri ve yeni hava limanı ile ilgili bilgiler verdi. “Turkish Cargo 2016 yılında 900 bin ton yük taşıyan bir organizasyon“ diyen Özen, “THY’de 120 ülke ile dünyanın en fazla ülkesine uçan, 248 dış hat noktası ile dünyada en fazla dış hat noktasına uçan ve 299 nokta ile dünyanın en büyük 4. uçuş ağıdır.” dedi. Turkish Cargo’nun dünyadaki kargo pazarındaki payının yüzde 3’ün biraz altında olduğunu belirten Özen, “Bu pazar payının, Türkiye’nin GSMH’dan daha fazla olduğunu söylemek gerekiyor. 2023 yılında 2 milyon tona yakın bir kargo taşımasını bekliyoruz. Böylece dünyanın ilk 10 firmasından biri olacağız. 2,5 milyon ton olursa ilk 5’e girmiş olacağız.” şeklinde konuştu. Dünyanın ağırlık merkezi Türkiye Yüklerin yüzde 58’ini transit yüklerin oluşturduğuna dikkat çeken Özen, büyümenin buradan geleceğini vurguladı. Türkiye hava kargo trafiğinin merkezide bulunduğuna işaret eden Özen, dünyanın ağırlık merkezine en yakın havalimanına sahip olduklarını söyledi. Özen, yeni hava limanı ile ilgili şu bilgileri verdi: “Dünyadaki hava kargo pazarından daha fazla pay almak istiyorsanız, terminaller çok önemlidir. Bütün uçuşların merkez noktası şu anda AHL, yeni havalimanına geçecek. Tesis alanı 60 bin metrekareye, toplamda 130 bin metrekareye çıkıyor. Bu yüzde 67 kapasite artışı anlamına geliyor. 2 milyon tonun ardından Amerika ile Çin arasındaki en büyük kargo terminalini sahip olacağız.” Nisan 2017 60 KISALAR Ekol Turquality’e alınan ilk lojistikçi oldu Sektöründe ilklere imza atan Ekol, Turquality programına alınan ilk lojistik şirket unvanını elde etti. Dünyanın devlet destekli ilk ve en gelişkin marka destekleme programı olan Turquality kapsamına giren Ekol, Türk bayrağını küresel pazarlarda dalgalandıracak. Hizmet sektörünün Turquality kapsamına alınmasıyla hemen hazırlık sürecini başlatan Ekol; stratejik planlama, kurumsal yönetim, marka, pazarlama, tedarik zinciri, finansal performans, yeni hizmet geliştirme, insan kaynakları ve bilgi teknolojileri gibi performans kriterlerini yerine getirmesinin ardından, denetimleri de başarıyla geçerek Turquality programına dahil edildi. Avrupa’nın intermodal taşımacılık alanında lider lojistik markası olma hedefiyle çalışmalarını sürdürdüklerini ifade eden Ekol Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Musul, “Türk markalarının küresel pazarlarda desteklenmesi amacı ile başlatılan Turquality programına sektörümüzde layık görülen ilk firma olduğumuz için son derece gururluyuz. Hedefimize azim ve büyük bir sorumlulukla yürürken Turquality bize çok büyük bir ivme kazandıracak, bir Türk markası olarak Avrupalı rakiplerimizin önüne geçmemizi sağlayacak” dedi. Ekonomi Bakanlığı tarafından Turquality programının hizmet sektörlerine açılmasının gündeme geldiği ilk gün itibarıyla Ekol olarak kurum içi bilinçlendirme çalışmalarını ve ilgili tüm iş süreçlerini Turquality modeline göre gözden geçirdiklerini anlatan Musul; “Türkiye haricinde 14 ülkede daha bayrağımızı dalgalandıran, hali hazırda cirosunun yüzde 25’ini bu ülkelerden Avrupalılar Tırsan’ı yerinde görmeye devam ediyor Tırsan, Avrupa’nın en modern üretim tesisinde yurtdışı bayilerini ve müşterilerini ağırlamaya devam ediyor. Kässbohrer Polonya Bayisi TIMEX S.A. ve Ogólnopolskie Stowarzyszenie Pracodawców Transportu Nienormatywnego (Polonya Ağır Taşımacılık Derneği) üyelerini 27-30 Mart tarihleri arasında Adapazarı fabrikasında ağırlayan Tırsan, en son üretim teknolojilerini yerinde göstererek, özel sunumlarla üretim süreçlerini ve treyler üretiminde gelinen son noktayı anlattı. Müşterilerine daha iyi cevap vermek ve ürünleri yakından tanımak için Tırsan fabrikasına gelen TIMEX S.A ve dernek üyeleri, yapılan sunumları dinledikten sonra Kässbohrer’in sergilenen 6 farklı modeli Kässbohrer K.SLL 2, K.SLL 3, K.SLA 3, K.SLA 4, K.SLS 3 ve K.SLH 6 araçları hakkında Nisan 2017 detaylı bilgiler aldılar. Avrupa’nın önemli lojistik merkezlerinden biri olan Polonya’da Tırsan ürünlerine olan ilgi sürekli artıyor. 2016 yılında da Akaryakıt tankeri segmentinde liderliğini sürdüren Tırsan, Polonya’da satışlarını yüzde 50 yükselterek, bu ülkenin en çok tercih edilen ilk beş treyler üreticisinden biri oldu. Tırsan, Polonya‘da Akaryakıt pazarında elde etmiş olduğu başarısını şimdi de low-bed segmentine taşıyor. Tırsan, yurtdışı bayilerini Adapazarı fabrikasında ağırlayarak, bayilerinin Tırsan markası ve üretim prosesleri hakkında detaylı bilgiler edinmesini amaçlıyor. Fabrikanın çalışma prensipleri ve sistemini öğrenen bayiler, sistemin nasıl işlediğini bildikleri için araç siparişlerini bu bilgiler doğrultusunda veriyorlar. elde eden bir şirket olarak, Turquality için yaptığımız ön çalışmaların dahi marka yolculuğumuza katkı sağladığını söyleyebiliriz” değerlendirmesinde bulundu. Qatar, Mars Lojistik’e ödül verdi Katar merkezli ulusal havayolu Qatar Airways tarafından düzenlenen Kargo Acenteleri Ödül Töreni’nde Mars Hava ve Deniz Kargo, geçtiğimiz yıl gösterdiği üstün performansından dolayı ödül almaya hak kazandı. 28 Mart Salı akşamı Elite World Europe Hotel’de gerçekleştirilen törende, 2016 yılında en iyi performans gösteren acenteler ödüllendirildi. Mars Hava ve Deniz Kargo adına ödülü, Türkiye Hava İhracat Satış ve Operasyon Müdürü Bora Sarp aldı. Sarp, Mars Hava ve Deniz Kargo olarak her yıl artan iş hacimlerinden ve aldıkları ödüllerden dolayı gurur duyduğunu belirtti. 61 Borusan’dan uluslararası taşımacılık için önemli işbirliği Borusan Lojistik Avrupa’nın önde gelen lojistik şirketlerinden Raben Group ile iş birliği yapmaya karar verdi. Merkezi Almanya’nın Nürnberg kentinde bulunan ve halen Avrupa çapında 26 noktada hizmet veren Raben Group ile iş birliği anlaşması imzalayan Borusan Lojistik bu sayede başta Almanya olmak üzere Türkiye – Avrupa arasında uluslararası kara nakliyede hızlı bir büyüme elde etmeyi hedefliyor. Bu anlaşma çerçevesinde Borusan Lojistik’in İstanbul, İzmir, Bursa ve Mersin’de bulunan tesisleri ile Raben Group arasında düzenli doğrudan seferler gerçekleştirilecek. Bu iş birliğine yönelik bir açıklama yapan Borusan Lojistik Genel Müdürü İbrahim Dölen kendileri ile aynı vizyona sahip olan Raben Group ile yaptıkları anlaşmadan duyduğu memnuniyeti dile getirerek şunları söyledi:”Geçtiğimiz günlerde Al- manya, Fransa, Hollanda ve İspanya’daki iş ortağımız olan Rhenus Logistics’le karşılıklı mutabık kalarak ilişkimizi sonlandırmaya karar vermiştik. Şimdi yeni iş birlikleriyle işimizi büyütmeye devam ediyoruz. Bundan sonra da yolumuza bizim vizyonumuza sahip, müşteri beklentilerimizi karşılayabilecek, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Borusan Lojistik müşterilerine fayda sağlayacak Raben Group ile devam edeceğiz. Bu iş birliğinin herkes için verimli olmasını diliyorum.” Raben Group, lojistik faaliyetlerini “outsource” etmek isteyen tüm küçük, orta ve büyük ölçekli firmalara hizmet sunabilen bir servis sağlayıcısıdır. 85 yıllık geçmişi, tecrübesi ve bilinilirliği ile Raben Group müşterileri ile şirket mottosu olan “ Lojistikteki partneriniz” ifadesine uygun uzun dönemli iş ilişkileri kurmaktadır. Raben müşterilerine, kontrat lojistiği, uluslararası ve Avrupa içi kara yolu network’ü, frigofrik taşımacılık, komple taşımacılık, intermodal çözümler ve hava- deniz kargo hizmetlerini de içeren kapsamlı çözümler sunmaktadır. Raben Group 11 Avrupa ülkesinde, 9500 çalışanı ve yaklaşık 1.150.000 m2 depolama alanı ile hizmet vermektedir ve 2016 yılı itibariyle 1 Milyar 50 Milyon Euro Ciroluk bir büyüklüğe ulaşmış olup, hem organik olarak hem de çeşitli satın almalar yaparak hızlı bir şekilde büyümektedir. Ayrıntılı bilgi için www.raben-group.com Mars Logistics Yönetim Kurulu Başkanı Garip Sahillioğlu’na Lüksemburg’tan Liyakat Nişanı Geçtiğimiz günlerde, başta lojistik ve finans olmak üzere birçok sektörde Türkiye ve Lüksemburg arasındaki iş fırsatları, DEİK (Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu) TürkiyeLüksemburg İş Forumu’nda ele alındı. Gerçekleştirilen toplantı sonrasında Lüksemburg Başbakan Yardımcısı ve Ekonomi Bakanı Etienne Schneider’ın yanı sıra Lüksemburg Büyükelçisi Georges Faber’ın da katıldığı özel törende, Mars Logistics Yönetim Kurulu Başkanı Garip Sahillioğlu’na, iki ülke arasındaki gelişmelere katkılarından dolayı Lüksemburg Büyük Dukalığı Liyakat Nişanı verildi. Nişan, Lüksemburg Başbakan Yardımcısı ve Ekonomi Bakanı Etienne Schneider tarafından takdim edildi. Sahillioğlu’na Liyakat Nişanı’nın yanı sıra Grand Dük’ün kendisine hitaben yazdığı “Liyakat Nişanı Belgesi” de verildi. Mars Logistics Yönetim Kurulu Başkanı Garip Sahillioğlu yaptığı konuşmada, “İstikrarlı ekonomisiyle iş dünyası için önem arz eden Lüksemburg’un Türkiye ile yakın ilişkileri bulunuyor. Bu nişanı almaktan dolayı onur duyuyorum. İki ülke arasında ilişkilerin ve ticaretin geliştirilmesi için yaptığımız çalışmalara hız kesmeden devam edeceğiz.” dedi. Lüksemburg-Türkiye ve AlmanyaTürkiye arasındaki Intermodal hatlarını 2017’de daha da geliştireceklerini de ifade eden Sahillioğlu; ekonomik, güvenli ve çevreci taşımacılık modeli olarak nitelendirilen bu taşıma modelinin, hem çevreye katkısı hem de sabit transit sürelerde hizmet vermesi bakımından tercih edildiğini söyledi. Mars Logistics, İtalya’nın Trieste kenti ve Lüksemburg’un Bettembourg şehirleri arasında işleyen bu hattı 2012 yılında ‘optimum süre, maksimum çevrecilik’ sloganıyla faaliyete geçirmişti. Şirket, sadece bu rotadaki Intermodal Taşımacılık ile yıllık 624 sefer ve yaklaşık 20 bin treylerlik taşıma hacmine ulaşıyor. Nisan 2017 62 TESLİMAT ANT Lojistik 20 adet Mercedes Actros aldı ANT Lojistik, filosunu 20 adet yeni Mercedes-Benz Actros1843 LSnRA ile güçlendirdi. Servis sözleşmesi ve kasko dâhil olan satışın finansmanı Mercedes-Benz Finansal Hizmetler tarafından karşılandı. Filosunu düzenli olarak teknolojinin son ürünü, yükleme faktörü yüksek yeni tırlarla genişleten ve geliştiren ANT Lojistik, 40 adet MercedesBenz Actros 1843 siparişinin 20 adedinin teslim aldı ve filosundaki toplam aracı 155’e, MercedesBenz araç sayısını 70’e yükseltti. Mercedes-Benz Türk tesislerinde gerçekleştirilen teslimat törenine ANT Lojistik Genel Müdürü Cem Eker, Genel Müdür Yardımcısı Ceren Eker Güven, Finans Direktörü Can Eker, Satış Direktörü Günay Hacıoğlu, Pazarlama Müdürü Ayça Sobutay, Mercedes-Benz Türk yetkili bayii Koluman Motorlu Araçlar İstanbul Şubesi Kamyon Satış Müdürü Aytekin Yeşil, MercedesBenz Türk Kamyon Pazarlama/ Satış Müdürü Bahadır Özbayır ve Filo Satış Müdürü Haluk Burçin Aki katıldılar. Mercedes-Benz Türk ve ANT Lojistik yöneticilerinin katıldığı törende ANT Lojistik Genel Müdürü Cem Eker, “Mercedes-Benz markası ile olan uzun yıllara dayanan işbirliğimiz dışında Mercedes-Benz’i tercih etmemizin birçok somut sebebi var. Öncellikle bu araçların bizim için en önemli iki özelliği, araçların sorunNisan 2017 suz olması ve işletme maliyetlerinin düşük olması. Bunun yanında Mercedes-Benz Finansal Hizmetler şirketinin bize sunduğu uygun ödeme koşulu ve uzatılmış garanti paketi. Bu sebeple Mercedes-Benz Actros’u tercih ettik.” şeklinde konuştu. Eker, “1994’ten beri bitmiş araç lojistiği üzerine çalışan ANT Lojistik ekibi, yıllar içerisinde uluslararası taşımalardaki başarısından güç alarak, 2015 yılı sonrasında rotasını yurt içine çevirdi. Yurt içindeki distribütör, üretici ve ithalatçı otomotiv firmalarına da bayi dağıtımı, liman taşımaları, antrepo, serbest stok, PDI ve diğer katma değer yaratan hizmetler konusunda birçok markaya hizmet veriyoruz. ANT Lojistik tarafından satın alınan MercedesBenz Actros 1843 LSnRA çekiciler öncelikle Mercedes-Benz marka araçların taşınmasında kullanılacak. Yeni ürünlerimizle bu hizmetleri daha da güçlendireceğimize inanıyor, Mercedes-Benz Türk’e iş birliğinden dolayı teşekkür ediyoruz.” dedi. Mercedes-Benz Türk Kamyon Pazarlama ve Satış Müdürü Bahadır Özbayır ise “Bugün, iş ortağımız ANT Lojistik şirketine 20 adet yeni Mercedes-Benz Actros1843 LSnRA teslimatını gerçekleştirmenin gururunu yaşıyoruz. Geçen sene piyasaya sunduğumuz ihtiyaca uygun geniş ürün yelpazemiz içerisinden Mercedes-Benz Actros1843 özellikle araç taşıması alanındaki kullanım için güçlü bir araç. 2017 yılının ikinci yarısında ulusal ve uluslararası lojistik sektörünün daha da hareketleneceğini ve bu araçlarımıza ilginin artacağını düşünüyoruz.” ifadelerini kullandı. Mercedes-Benz Actros 1843 LSnRA, oto taşıyıcı uygulaması için özel olarak üretilmiş alçak şasi (lowliner) ve alçak kabine (L-Cab CompactSpace) ve uzun ömürlü ve ekonomik motora sahip bir çekicidir. Tüm aksları hava süspansiyonlu olan araçta, 315 kW / 428 PS güce sahip 10.7 litre hacimli Euro VI motor, Powershift 3 otomatik şanzıman ve 620 litre yakıt deposu bulunuyor. Ayrıca araç ESP Denge Kontrol Yardımcısı, Aktif Fren Sistemi, Şerit Takip Sistemi, Yorgunluk Algılama Asistanı ve Powerbrake gibi ileri güvenlik sistemlerini bünyesinde barındırıyor. 63 Quattro Lojistik, kaliteli ve hızlı hizmet için Tırsan’ı seçti Lojistik sektörüne yeni bir bakış açısı getirmek için kurulan ve hizmet kalitesiyle adından söz ettiren Quattro Petrol Enerji ve Lojistik Tic. A.Ş, filosunu Tırsan ile yeniledi. Müşterilerine kaliteli ve hızlı lojistik hizmet sağlamak için yola çıkan firma, filosuna 50 adet Tırsan Çift Katlı Frigo kattı. Araçların 36 adetlik ilk partisi Tırsan Adapazarı Fabrikası’nda yapılan törenle teslim edildi. Türkiye’nin lider treyler üreticisi Tırsan, sunduğu çözümlerle lojistik firmalarının ilk tercihi olmaya devam ediyor. Hızlı, kaliteli ve verimli lojistik hizmet sağlamak için 2012 yılında kurulan Quattro Petrol Enerji ve Lo- jistik Tic. A.Ş. filosuna 50 adet Tırsan Çift Katlı Frigo T.SRI P kattı. Araçların 36 adetlik ilk partisi, Tırsan Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu tarafından Tırsan’ın Adapazarı fabrikasında düzenlenen törenle, Quattro Petrol Enerji ve Lojistik Tic. A.Ş. CEO’su Cengiz Yılmaztürk’e teslim edildi. Gerçekleşen teslimat töreninde konuşan Quattro Petrol Enerji ve Lojistik Tic. A.Ş. CEO’su Cengiz Yılmaztürk; tekstil, otomotiv, inşaat, kimyasal, gıda, su ürünleri ve ilaç gibi farklı ürünlerin taşımalarını gerçekleştirdiklerini belirterek amaçlarının müşterilerine en hızlı ve en verimli lojistik hizmeti sağlamak olduğunu ifade etti. “Bu nedenle filomuzu Tırsan ile büyütüyoruz” diyen Yılmaztürk, Tırsan’ı kaliteli ürünler ürettiği ve güvenilir bir marka olduğu için tercih ettiklerini, bununla birlikte vermiş oldukları lojistik hizmetlerinde Tırsan araçlarının kendilerine büyük avantaj sağladığının altını çizdi. Cengiz Yılmaztürk, yeni aldıkları araçların iç net yükseklikleri nedeniyle daha fazla yük taşıma imkanı sunduğunu, çift kat opsiyonu ile ürünleri istedikleri yükseklikte yükleyebildiklerini aktardı. Yılmaztürk, “Tırsan Çift Katlı Frigo, panele entegre raylarıyla ihtiyacımız olan iç genişliği maksimum seviyede sunuyor. Alüminyum zemin yapısı sayesinde araç temizliği de oldukça kolay ve gıda taşımacılığı için ihtiyacımız olan hijyeni sağlamamızda kolaylık sağlıyor. Öte yandan soğuk zincir taşımacılığı için ihtiyacımız olan tüm sertifikaları sunuyor. Bununla birlikte, aracın yan panellerindeki koruyucu plakalar yükleme ve boşaltma sırasında oluşan darbelerin araca zarar vermesini önlüyor. Baktığınız zaman aracın kaliteli ve sağlam yapısı taşıdığımız ürünlerin doğru şekilde korunacağı konusunda bize tam güven veriyor” dedi. Netlog’un tercihi Scania oldu Intercombi Uluslararası Taşımacılık ve Soğuk Zincir Lojistik şirketi Polar Express şirketlerini bulunduran Netlog Lojistik, 800’ün üzerinde araçtan oluşan filosuna 10 adet Scania R 450 çekici ekledi. Netlog’a, yeni Scania araçları firmanın Hadımköy tesislerinde düzenlenen törenle teslim edildi. Törene Netlog Lojistik Grup Araç ve Teknik Destek Genel Müdürü Ali İstanbullu, Netlog Ağır Ticari Bakım Müdürü Erdal Mantaroğlu, Doğuş Otomotiv Scania Servis Müdürü Gökhan Altun, Scania Bölge Yöneticileri Volkan Kahya ve Ali Süner katıldı. Yeni Scaniaları teslim alan Netlog Lojistik Grup Araç ve Teknik Destek Genel Müdürü Ali İstanbullu sürekli büyüme odaklı bir firma olduklarını belirterek “Hedefimiz Türkiye’de ve Avrupa’da pazarımızı daha da büyütmek. Sorunsuz ve zamanında teslimatlar gerçekleştirmek öncelikli işimiz. Araçlarımızın kesintisiz ve arızasız yolda olmalarını istiyoruz bu nedenle parça bulunabilirlik ve servis süreleri bizim için oldukça önemli. Filomuzda 700’den fazla çekici araç var. Scania’yı filomuza ilk kez dahil ediyoruz. Scania’yı tercih etme nedenimiz yüksek kalitede sorunsuz bir araç olması, parça bulunabilirliği ve geniş servis ağı. İş birliğimizin devam edeceğini ümit ediyoruz.” dedi. Doğuş Otomotiv Scania Servis Müdürü Gökhan Altun ise Türkiye’nin en büyük taşımacılık firmalarından biri olan Netlog ile gerçekleştirdikleri bu işbirliğinden duydukları mutluluğu belirtirken “Teslimatını gerçekleştirdiğimiz araçlarımızı daha verimli kullanmaları için sürücülere yerinde eğitimler vereceğiz. Böylelikle araçlarımızın yüksek verimliliğini daha iyi anlatabileceğiz.” açıklamasında bulundu. Nisan 2017 64 TESLİMAT Logitrans yatırımlarını Tırsan ile sürdürdü Lojistik sektörünün önemli isimlerinden Logitrans Lojistik, 2017 yılı yatırımlarına Tırsan ile başlayarak filosuna 60 adet T.SCS X+ Perdeli Maxima Plus kattı. Araçların ilk 45 adedi 13 Şubat’ta Logitrans Lojistik’in Tuzla’daki Genel Merkezinde yapılan törenle DAF-TIRSAN Satış Yöneticisi Recep Öndal Demirci tarafından Logitrans Lojistik CEO’su Sertalp Demirağ’a teslim edildi. Logitrans Lojistik CEO’su Sertalp Demirağ teslimat töreninde yaptığı konuşmada, kimya, tekstil, inşaat, makine, plastik gibi farklı sektörlere hizmet verdiklerini belirterek en büyük amaçlarının sorunsuz ve verimli bir lojistik hizmet sunmak olduğunu söyledi. Doğru araç seçiminin çok önemli olduğunun altını çizerek Tırsan kalitesine vurgu yapan Demirağ, “Filomuzda 135 adet Tırsan ürünü bulunuyor ve bugüne kadar hiç bir sorun yaşamadık. Verdiğimiz paranın karşılığını fazlasıyla aldık. Tırsan’ın geniş bayi ve servis ağının her an yanımızda olduğunu bilerek işimizi gözümüz arkadan kalmadan yapıyoruz” dedi. Uluslararası taşımacılıkta öne çıkan Lojitrans Lojistik’in İstanbul dışında Gürcistan’da Tiflis, Rusya’da Moskova, Kazakistan’da Astana, Almatı ve Aktau’da depoları bulunuyor. Firma, Tırsan Perdeli Maxima Plus semi-treyleri tercih ederek, aracın sunduğu hafiflik avantajı ile daha fazla ağırlık taşıyacak ve verimliliğini arttıracak. Gümrük Mevzuatı kurallarına tam uyumu sayesinde, uluslararası komple yük taşımacılığı gerçekleştiren firmalar için en ideal çözümü sunan Perdeli Maxima Plus, 2.800 mm iç net yüksekliği ile hacimli yük taşıyan firmaların ilk tercihi olarak öne çıkıyor. Ayrıca K-Fix Yük Güvenlik Sistemine de sahip olan araç, yüksek mukavemetli çelikten üretilen şasisi, tüm kaynaklı çelik üstyapı komponentleri ve çinko-fosfat kataforez (KTL) kaplama sayesinde müşterilerine 10 yıl paslanmazlık garantisi sunuyor. Nuh Beton, 30. yılında 35 Ford aldı 30. Yılını kutlayan Nuh Beton, filosunu Ford Trucks İnşaat Serisi araç ile güçlendirdi. Nuh Beton, 25 adet 4142M, 10 adet 4142P olmak üzere toplam 35 adet Ford Trucks inşaat kamyonunu filosuna kattı. Araçlar, 13 Nisan Perşembe günü İstanbul Fuar Merkezi Beton Fuarı’nda düzenlenen törenle Nuh Beton’a teslim edildi. Düzenlenen teslimat törenine Nuh Çimento Grubu CEO’su K. Gökhan Bozkurt, Nuh Beton Genel Müdürü Tamer Sağır, Nuh Çimento Grubu Satınalma Direktörü Osman Duru, Nuh Beton Teknik Koordinatörü Bülent Başarır, Nuh Beton Operasyon ve Pazarlama Direktörü Onurhan Kiçki, Ford Trucks Türkiye Direktörü Serhan Turfan, Ford Trucks Türkiye Satış Müdürü Burak Hoşgören, Ford Trucks Pazarlama Müdürü Armağan Hazar ve Ford Trucks Satış Sonrası Hizmetler Müdürü Nisan 2017 Mustafa Bostancı katıldı. Şirket, Ford Trucks araçları büyük çaplı kentsel dönüşüm projelerinde kullanacak. 65 Nisan 2017 0 RDE 15 AHILE IRA V AR L MILY da 6 : Hafta Periyod : 11 Sayfa Gün IYOR LANM ARAR IKÇI Y JIST AR LO 17 20 20.04. Tarih : .147 46 Tiraj : 1/1 ünya Adı : D nbul Yayın : Ista Ili Yayın Adı : Ili Sabah : Istan bul TÜR K TIR DAN GEÇ IS ÜC R ETI A Periy LINA od MAZ Sayfa : Günlük :9 Tarih : Tiraj 08.04.201 7 : 316 .221 m kip.co edyata www.m medya 1/1