A MATTER OF TIME Taking Control of Your Life h there just aren’t enoug Sometimes it feels like to work, spending time hours in the day. Going out of the house, helping with family, taking care minutes few a find to at the kids’ school, trying helming! for yourself … It’s overw control found a way to take Learn how one man ve technique for time of his life with an effecti ple also discover a princi management. You’ll in ts itmen s comm for managing the variou your own life. GERÇEK YAŞAM Dr. • St. Louis 660 Mason Ridge Center 1-800-876-9880 • Kutsal Kitap öğretim ve gelişim serisi Birinci Ders: Gelmiş Geçmiş En Muhteşem Kişi İsa Mesih size şöyle sesleniyor: “Ben insanlar yaşama, bol yaşama sahip olsunlar diye geldim” (Yuhanna 10:10). Bu serinin amacı sözü edilen bol yaşama nasıl sahip olacağınızı ve bir kez sahip olduktan sonra da onun tadına tam anlamıyla nasıl varacağınızı öğretmektir. 'GELMİŞ GEÇMİŞ EN MUHTEŞEM KİŞİ' Bu kitapçık size gelmiş geçmiş en muhteşem kişi olan İsa Mesih’i tanıtıyor. Ortadoğu’da az bilinen bir diyarda dünyaya gelen bir marangozun oğlu, nasıl oldu da tarihin en merkezi figürü haline geldi? • • • • • O kimdir? Nasıl biridir? Ne başarmıştır? O’nun yaptıkları sizin için neden önemlidir? Bu inanç size nasıl bol yaşam (sonsuz yaşam) vaat ediyor? Bu sorular, bu kitapçıkta cevaplandırılacak sorulardan birkaçıdır. 2 İSA MESİH HAKKINDA OLGUN BİR GÖRÜŞ SAHİBİ OLMAK Ünlü Fransız komutanı Napolyon Bonapart şöyle der: “İnsanları tanırım ve size diyorum ki, İsa Mesih sıradan bir insan değildir. O’nu dünyada-ki herhangi bir insanla kıyaslamak mümkün değildir. İskender, Sezar, Şarlman ve ben imparatorluklar kurduk. Ama biz dehamızın eserlerini ne üzerine kurduk? Şiddet üzerine. İsa Mesih ise kendi krallığını sevgi üzerine kurdu; ve şimdi bile milyonlarca insan O’nun için canını verebilir.”1 Siz de Napolyon ve diğer birçok kişi gibi, İsa Mesih’in tarihin gördüğü en önemli figür olduğunu düşünüyor musunuz? O’nun hakkındaki bilgileriniz, çocuklukta edindiğiniz fikirlere ve kendi kültürel çevrenizde O’nun hakkında anlatılanlara mı, yoksa olgun bir araştırmaya mı dayanıyor? Birçok insanın İsa hakkındaki bilgileri, din dersi öğretmenlerinin ya da hiçbir zaman Kutsal Kitap’ı okumamış başka kişilerin anlattığı yarım yamalak bilgilerden ibarettir. Ne yazık ki, birçok yetişkin, Mesih hakkındaki bu küçük bilgi kırıntısının yeterli olduğunu varsayar. Ancak bir düşünün. Çocuk yaştayken kulaktan duyduğunuz şeylere dayanarak hayati önem taşıyan kararlar verir misiniz? İş, evlilik ya da siyaset hakkında çocukça bir anlayışa sahip olmakla yetinir miydiniz? Elbette hayır. 1 Frank Mead tarafından alıntılandı, “The Encyclopedia of Religious Quotations,” Westwood: Fleming H. Revell, sayfa 56. 3 "Çocukken çocuk gibi konuşur, çocuk gibi anlar, çocuk gibi düşünürdüm. Yetişkin biri olunca çocukça davranışları bıraktım" (1. Korintliler 13:11). Günümüzde gençler ya da yetişkinler arasında Hristiyanlığın efsanelere ve tarihi hatalara dayalı olduğu varsayımını ileri sürerek reddedenler vardır. Belki ateist bir profesör onlara Hristiyan inancının “entelektüel düşünmeyi beceremeyenler için bir koltuk değneği” olduğunu söylemiştir. Belki de Kutsal Kitap’ın tarihsel hatalar içerdiğini iddia eden bir yazardan etkilenmişlerdir. Ama Kutsal Kitap insanların uydurduğu bir hikâye değildir. Kutsal Kitap’ta yazılanlar gerçekten olmuştur. Hem bir hekim ve hem de bilimsel yöntemler kullanan bir tarihçi olan Luka, İsa Mesih hakkında yazdığı biyografisinin tarihsel sağlamlığı hakkında şunları söylüyor: "Sayın Teofilos, Birçok kişi aramızda olup bitenlerin tarihçesini yazmaya girişti. Nitekim başlangıçtan beri bu olayların görgü tanığı ve Tanrı sözünün hizmetkârı olanlar bunları bize ilettiler. Ben de bütün bu olayları ta başından özenle araştırmış biri olarak bunları sana sırasıyla yazmayı uygun gördüm. Öyle ki, sana verilen bilgilerin doğruluğunu bilesin" (Luka 1:1-4). Kutsal Kitap kaynağa iner. Elçi Petrus da İsa’nın yaşamındaki olaylarla ilgili görgü tanığı olarak bilgiler verir: 4 "Rabbimiz İsa Mesih'in kudretini ve gelişini size bildirirken uydurma masallara başvurmadık. O'nun görkemini gözlerimizle gördük" (2. Petrus 1:16). Birçokları şöyle demiştir: “Çocukluğumda İsa Mesih hakkında işittiklerimi körü körüne kabul ettim. Büyüdüğüm zaman da Hristiyanlığı körü körüne reddettim. Nihayet, en olgun davranışın bizzat araştırarak karar vermek olduğunu anladım.” İsa Mesih’i hiç araştırdınız mı? O’nun hakkındaki düşünceleriniz söylentilere dayanmasın. Sadece var olan yegâne özgün kaynağa başvurun: yani Kutsal Kitap’a. ‘Müjde’ veya ‘İncil’ diye bilinen dört kitap, tarihin gelmiş geçmiş en muhteşem kişisi olan İsa Mesih hakkındaki temel bilgi kaynaklarıdır. Bu dört Müjde kitabının adları Matta, Markos, Luka ve Yuhanna’dır. İncil’i başından sonuna kadar okumadan İsa’nın hayatı hakkında gerçek bir değerlendirmeye varılamaz. Elinizdeki bu kitapçık, bu Müjde metinlerinin ana konusu olan İsa’nın yeryüzündeki yaşamı, kişiliği ve amaçları hakkında giriş niteliğinde bilgiler sunmaktadır. 5 İSA KİMDİ? İSA HEM TANRI HEM DE İNSAN OLDUĞUNU İDDİA EDER: Mesih’in tamamen insan ve tamamen Tanrı olduğu öğretisi Hristiyanlık inancının temelidir. Mesih hem Tanrı hem de insandır. O yarı Tanrı yarı insan değil, bütünüyle Tanrı ve bütünüyle insandır. "’Size doğrusunu söyleyeyim, bir kimse sözüme uyarsa, ölümü asla görmeyecektir.’ Yahudiler, ‘Seni cin çarptığını şimdi anlıyoruz’ dediler. ‘İbrahim öldü, peygamberler de öldü. Oysa sen, “Bir kimse sözüme uyarsa, ölümü asla tatmayacaktır” diyorsun. Yoksa sen babamız İbrahim'den üstün müsün? O öldü, peygamberler de öldü. Sen kendini kim sanıyorsun?’ İsa şu karşı-lığı verdi: ’Eğer ben kendimi yüceltirsem, yüceliğim hiçtir. Beni yücelten, “Tanrımız” diye çağırdığınız Babam'dır. Siz O'nu tanımıyorsunuz, ama ben tanıyorum. O'nu tanımadığımı söylersem, sizin gibi yalancı olurum. Ama ben O'nu tanıyor ve sözüne uyuyorum. Babanız İbrahim günümü göreceği için sevinçle coşmuştu. Gördü ve sevindi.’ Yahudiler, ‘Sen daha elli yaşında bile değilsin. İbrahim'i de mi gördün?’ dediler. İsa, ‘Size doğrusunu söyleyeyim, İbrahim doğmadan önce ben varım’ dedi. O zaman İsa'yı taşlamak için yerden taş aldılar, ama O gizlenip tapınaktan çıktı" (Yuhanna 8:51-59). İbrahim, Yahudi ulusunun atasıydı. İ.Ö. yaklaşık 2000 yıllarında yaşadı. 6 Bu ayetlerde insanların öfkelendiğini okuyoruz, çünkü İsa, “İbrahim doğmadan önce ben varım” sözleriyle İbrahim’den önce var olduğunu iddia etti. Bu cümlede bir dilbilgisi hatası var gibi gelebilir, ama İsa çok iyi bir sebepten ötürü “vardım” değil, “varım” dedi. “Ben Ben’im” veya “Ben Var’ım” anlamına gelen söz, Musa’nın Sina Dağı’nda (Tur Dağı’nda) Tanrı’ya adını sorduğu zaman aldığı yanıttı. Tanrı ‘Ben Ben’im’, ‘Ben Var olanım’, ‘Varlığı kendinden olanım’ anlamına gelen bu yanıtla kendini Musa’ya ve onun aracılığıyla da halka tanıtmış, açıklamış oluyordu. İşte, İsa da, “Ben Varım” derken kendisinin Tanrı ile özdeş olduğunu ve Tanrı’nın kendisine verdiği O’nun adına konuşma yetkisiyle konuştuğunu belirtmiştir. "Tanrı, ‘Ben Ben'im’ dedi, ‘İsrailliler'e de ki, ‘Beni size Ben Ben'im’ diyen gönderdi'" (Mısır’dan Çıkış 3:14). İsa “varım” (Yahveh yani Ben Ben’im) sözüyle, Tanrı olduğunu iddia ediyordu. Bu durum O’nun ikinci bir ilah olduğunu göstermez. Aksine İsa, Tanrı’nın dünyaya gelmiş, ete kemiğe bürünmüş, insan olmuş hali olarak konuşmaktadır. Tanrı’dan ayrı ve O’na muhalif ayrı bir tanrılık odağı, ayrı bir tanrısal irade sahibi varlık olarak değil, Tanrı’nın iradesini tam bir yetkinlikle yerine getiren ve ona kendi istek ve iradesini asla katmayan, dolayısıyla Tanrı’nın istediğini kusursuz biçimde tecelli ettiren yegâne insan olarak konuşuyordu. O’nun tanrısallığı, Tanrı’ya mutlak itaatinden dolayı Tanrı’nın O’na verdiği yetkilerle anlaşılıyordu. 7 “Ben Ben’im” ve “Ben Var’ım” sözü, “‘Ben’ demeye gerçek anlamda hakkı olan ve gerçek anlamda var olan, varlığı kendinden olan tek varlık vardır” anlamına geliyordu. Eğer İsa’da az da olsa bir benlik duygusu olsaydı bu sözü söyleyemezdi çünkü o zaman kendisini Tanrı’dan ayrı ikinci bir ilah ilan etmiş olurdu. Oysa İsa her zaman kendisiyle Tanrı ara-sındaki birlikten söz eder (örneğin Yuhanna 10:30, 8:29). Kutsal Kitap O’nun bu birlik içinde Baba’sına daima mutlak bir biçimde hizmet ettiğini ve çarmıh üzerinde ölüme varıncaya kadar Tanrı’ya itaat ettiğini anlatır. Bütün bunları en iyi açıklayan Kutsal Kitap ayetlerinden biri şudur: "Onlara sonsuz yaşam veririm; asla mahvolmayacaklar. Onları hiç kimse elimden kapamaz. Onları bana veren Babam her şeyden üstündür. Onları Baba'nın elinden kapmaya kimsenin gücü yetmez. Ben ve Baba biriz" (Yuhanna 10:28-30). Yahudiler Tanrı’yı nadiren “Baba” diye adlandırırdı ve bu sözcüğü de “Babamız” şekline kullanırlardı. Ama sonra Nasıralı İsa çıkageldi ve Tanrı’ya “Babam” deme cüretini gösterdi. Böy-lece Tanrı’yla arasında özel, yakın bir ilişki olduğunu ima ediyordu. Ne var ki, İsa ima etmekten öteye geçerek “Ben ve Baba biriz” dedi. Yahudiler’e “Tanrı” olduğunu söylemek ölümü göze almak demekti. Eğer İsa, Tanrı olduğunu iddia etme niyetinde olmasaydı, “Durun, beni yanlış anladınız. Benim demek istediğim…” diyerek durumu o an düzeltebilirdi. Ama İsa beyanını asla geri almadı. Bu konuda tamamen ciddiydi. 8 İSA’NIN İDDİASI BENZERSİZDİR: Bir kimse ne kadar büyükse, Tanrı olmadığının o kadar farkındadır. Ama herkesten yüce olan İsa, Tanrı olduğunu iddia etti. Kendisi hakkında iddia ettiği şey, hiç şüphesiz bir insan tarafından dile getirilmiş en şok edici şeydi. Kutsal Kitap, Mesih’in Tanrılığını birçok kez tasdik eder. "Görünmez Tanrı'nın görünümü, bütün yaratılışın ilk doğanı O'dur" (Koloseliler 1:15) "Çünkü Tanrılığın bütün doluluğu bedence Mesih'te bulunuyor" (Koloseliler 2:9). İSA’NIN MUCİZELERİ İDDİASINI KANITLAR: İsa, Tanrılığını kanıtlamak için birçok mucize gerçekleştirdi. Bunlardan ikisi şöyledir: "Halk büyük bir hayret içinde kalmıştı. ‘Yaptığı her şey iyi. Sağırların kulaklarını açıyor, dilsizleri konuşturuyor!’ diyorlardı" (Markos 7:37). "İsa tekneye binince, ardından öğrencileri de bindi. Gölde ansızın büyük bir fırtına koptu. Öyle ki, dalgalar teknenin üzerinden aşıyordu. İsa bu arada uyuyordu. Öğrenciler gidip O'nu uyandırarak, ‘Ya Rab, kurtar bizi, yoksa öleceğiz!’ dediler. İsa, ‘Neden korkuyorsunuz, ey kıt imanlılar?’ dedi. Sonra kalkıp rüzgarı ve gölü 9 azarladı. Ortalık sütliman oldu. Hepsi hayret içinde kaldı. ‘Bu nasıl bir adam ki, rüzgar da göl de O'nun sözünü dinliyor?’ dediler" (Matta 8:23-27). İSA NEDEN GELDİ? İSA’NIN BİR AMACI VARDI: Batı’da birçokları İsa’yı, kırlarda dolaşarak sevgi ve kardeşlikle ilgili görüşlerini paylaşan iyi bir öğretmen ya da bir filozof olarak resmetmiştir. Ancak, İsa’nın amacı ruhsal gerçekleri öğretmekten çok daha fazlasıydı. İsa’nın yeryüzündeki asıl amacı insanları günahlarından kurtarmaktı. "Çünkü herkes günah işledi ve Tanrı'nın yüceliğinden yoksun kaldı” (Romalılar 3:23). Kutsal Kitap, insanların hayatındaki günahın onları Tanrı’dan ayırdığını açıklar. Günahlı doğamız nedeniyle, biz insanlar cenneti hak edecek kadar iyi değiliz ve cennete girmeye hak kazanmak için yapabileceğimiz bir şey yoktur. "Hepimiz murdar olanlara benzedik, bütün doğru işlerimiz kirli âdet bezi gibi" (Yeşaya 64:6). Üstelik Tanrı, günahların cezası olarak O’ndan ebediyen ayrı kalmak demek olan ölümü talep eder. Günahlarımızın cezası bir 10 biçimde çekilmeden, bu borç bir biçimde ödenmeden Tanrı’nın huzuruna çıkmamız olanaksızdır. Bazıları bunun sorun olmaması gerektiğini, Tanrı’nın günahlarımızı rahatlıkla bağışlayacağını düşünebilirler. Ama bu Tanrı’nın adaletine ve günah kavramından tiksinen, günaha asla bakmayan sonsuz kutsallığına aykırı olurdu. Bu nedenle eğer cennette Tanrı’nın huzuruna çıkacaksak, günahlarımızın cezası ödenmiş, etkileri ve varlıkları ortadan kaldırılmış olmalıdır. Çünkü Tanrı adaletlidir. Ama Tanrı merhametlidir de; bu nedenle günahları adil biçimde cezalandırarak insanların sonsuz yaşama kavuşabilmesi için bir yol da hazırlar: "Tanrı ise bizi sevdiğini şununla kanıtlıyor: Biz daha günahkârken, Mesih bizim için öldü" (Romalılar 5:8). Mesih’in ölümü nasıl etkili oldu? Basit bir ifa-deyle, İsa’nın ölümü Tanrı’nın ceza talebini karşıladı. Çarmıh üzerindeki ölümü, tüm insanların günahlarının bedelini ödedi. Bu nasıl mümkün olabildi? Mümkün olmasının nedeni İsa’nın kendisini kurban olarak sunabilecek tek kişi olmasıydı — Bunu yapmaya lâyık olan sadece O’ydu. "Tanrı, insanların suçlarını saymayarak dünyayı Mesih'te kendisiyle barıştırdı … Tanrı, günahı bilmeyen Mesih'i bizim için günah sunusu yaptı. Öyle ki, Mesih sayesinde Tanrı'nın doğruluğu olalım" (2 Korintliler 5:19, 21). 11 Tanrı’nın doğruluğu olalım” sözü “Tanrı’nın onayladığı doğru davranış ve eylemleri yerine getirelim; Mesih Tanrı Yasası’na mükemmel biçimde uyduğu için, biz de O’na olan imanımız ve itaatimizle, O’nun bu doğruluk eylemlerine paydaş olalım” şeklinde anlaşılabilir. Ve böylece İsa’nın günahlarımızın karşılığı olan ölümüne ve dirilişine iman aracılığıyla Tanrı’nın gazabından kurtulmuş olursunuz. İSA ÖLÜMÜ ALT EDER VE YAŞAM VERİR: İsa ölümden dirildiğinde, ölüm üzerindeki gücünü sergiledi: "Melek kadınlara şöyle seslendi: ‘Korkmayın! Çarmıha gerilen İsa'yı aradığınızı biliyorum. O burada yok; söylemiş olduğu gibi dirildi. Gelin, O'nun yattığı yeri görün'" (Matta 28:5-6). İsa, kendisine iman eden herkese sonsuz yaşam vaat eder: "İsa ona, ‘Diriliş ve yaşam Ben'im’ dedi. ‘Bana iman eden kişi ölse de yaşayacaktır. Yaşayan ve bana iman eden asla ölmeyecek. Buna iman ediyor musun?’" (Yuhanna 11:25-26). Yaşam ve ölüm bu soruya verilen cevaba bağlıdır. "Oğul'a iman edenin sonsuz yaşamı vardır. Ama Oğul'un sözünü dinlemeyen yaşamı görmeyecektir. Tanrı'nın gazabı böylesinin üzerinde kalır" (Yuhanna 3:36). 12 Kutsal Kitap, İsa’nın yaptıklarına inanmaya “iman” der. Sonsuz yaşama açılan tek kapı budur. "İsa, ‘Yol, gerçek ve yaşam Ben'im‘ dedi. ‘Benim aracılığım olmadan Baba'ya kimse gelemez'" (Yuhanna 14:6). Günahlarını itiraf edip İsa’nın kişisel günahlarının bedelini ödediğine iman eden günahkârlar, gökteki Tanrı’yla barışırlar. Ve İsa’nın sunduğu sonsuz yaşam sadece ölüm sonrası için değildir. Bir kimse kurtuluşu için İsa’ya güvendiği zaman, sonsuz yaşam niteliği onun hayatında derhal etkin olur. Cennetteki yaşam, Hristiyan yaşamının bir devamı ve genişlemesi olacaktır. Sonraki derslerde bu konuyu daha ayrıntılı olarak ele alacağız. 13 İSA’NIN YAŞAMI CİDDİ BİR DURUMU ORTAYA ÇIKARDI! İSA İNSANLARA GÜNAHLI OLDUKLARINI GÖSTERDİ: İsa’nın bir Müjdesi vardı. O, erkek ya da kadın olsun tüm günahkârların sonsuz yaşama sahip olmasını mümkün kıldı. Bunu onlara bir armağan olarak sundu. Tüm işi O yaptı. Birçokları bunu sevinçle kabul etti. "Koyunlarım sesimi işitir. Ben onları tanırım, onlar da beni izler. Onlara sonsuz yaşam veririm; asla mahvolmayacaklar. Onları hiç kimse elimden kapamaz" (Yuhanna 10:27-28). Ama bazıları bu durumdan memnun değildi. İsa, insanların bir kurtarıcıya muhtaç olduklarını anlamalarını sağlamak için, onları hayatlarındaki gerçeklerle yüzleştirdi. İnsanları oldukları haliyle yani, günahkâr, Tanrı’dan ayrı ve gazaba müstahak kişiler olarak gördü. Ve onlarla kendileri hakkında konuştu. "Çünkü kötü düşünceler, cinayet, zina, fuhuş, hırsızlık, yalan yere tanıklık ve iftira hep yürek-ten kaynaklanır" (Matta 15:19). İsa, insanları eylemlerinin sonuçları hakkında uyardı. Eğer sözleri insanları rahatsız etmemişse, O’nun kusursuz olduğu gerçeği onları mutlaka rahatsız etmişti. "O günah işlemedi, ağzından hileli söz çıkmadı" (1. Petrus 2:22). 14 Amacı insanları küçük düşürmek değildi. O, insanlara içlerinde bulundukları kötü durumu açıkladı. Bunu anlamaları gerekiyordu. O’nun yardımına muhtaçtılar. Ama birçoğu O’nu dinlemek istemedi. İsa’dan kurtulmak istediler. İsa’nın sözleri ve yaşam biçimi, insanların Tanrı’nın gözünde doğru olma çabalarının boş olduğunu ortaya koydu. İSA TANRI’YI HOŞNUT ETMENİN YOLUNUN YASACILIK OLMADIĞINI GÖSTERDİ: Gerçek kutsallık Tanrı’nın yasalarını kusursuzca yerine getirmektir. "Göksel Babanız yetkin olduğu gibi, siz de yetkin olun" (Matta 5:48). İsa bunu başardı. Dönemin birçok din önderi bunun aksine, Tanrı’nın yasalarıyla aynı seviyeye çıkardıkları kurallar icat ettiler. Kutsal Kitap’taki Tanrı yasalarını biçimsel biçimde yorumlayarak onların gerçek anlamlarını göz ardı ettiler. Tüm bunların sonucunda da, insanın Tanrı’nın lütfuyla değil, ancak bu kuralları yerine getirerek kurtulacağı şeklinde bir düşünce geliştirdiler –sanki insan için bunu başarmak mümkünmüş gibi. İnsanın ebedi kurtuluşa nasıl kavuşacağı ile ilgili bu yanlış yaklaşıma “yasacılık” adı verilir. Ama bu biçimsel dindarlık ve onu savunan insanların uygulamaları ve gelenekleri komşularımızı sevmemizi buyuran Tanrı sözlerine karşıydı: 15 “İsa yine havraya girdi. Orada eli sakat bir adam vardı. Bazıları İsa'yı suçlamak amacıyla, Şabat Günü hastayı iyileştirecek mi diye O'nu gözlüyorlardı. İsa, eli sakat adama, ‘Kalk, öne çık!’ dedi. Sonra havradakilere, ‘Kutsal Yasa'ya göre Şabat Günü iyilik yapmak mı doğru, kötülük yapmak mı? Can kurtarmak mı doğru, can almak mı?’ diye sordu. Onlardan ses çıkmadı. İsa, çevresindekilere öfkeyle baktı. Yüreklerinin duygusuzluğu O'nu kederlendirmişti. Adama, ‘Elini uzat!’ dedi. Adam elini uzattı, eli yine sapasağlam oluverdi. Bunun üzerine Ferisiler dışarı çıktılar, İsa'yı yok etmek için Hirodes yanlılarıyla hemen görüşmeye başladılar" (Markos 3:1-6). Tanrı, halkının dinlenme ihtiyacını karşılamak, O’nun sevgisinde ve şefkatinde sevinmelerini sağlamak için Şabat Günü’nü ilan etmişti. Ne var ki, Yahudi geleneklerinde çalışma sayılmamaları için yapılan fiziksel uğraşlara hangi miktara kadar izin verileceğine dair sınırlar vardı. Yasacı bir körlük içerisindeki din önderleri İsa’nın bir kimseyi iyileştirmesinin çalışma ol-duğunu iddia ettiler. Bu yasacı anlayışın en zararlı sonucu, insanları Tanrı’dan uzaklaştırması ve boşu boşuna tapınmalarına neden olmasıydı. 16 İSA’NIN YAŞAMI TANRI’NIN SEVGİSİNİ ORTAYA KOYDU TANRI’NIN KURTULUŞ PLANI HERKES İÇİNDİ: Bütün insanlar günahkârdır. Hiçbirimiz kendi çabamızla, kendimizden kaynaklanan bir erdemle sonsuz kurtuluşu, cenneti hak etmiyoruz. Ne kadar iyi olmaya çalışsak da, cenneti hak edecek iyilik ve doğruluktan yoksunuz. Ancak Tanrı’nın kurtuluş planı herkese açıktır. "Çünkü Tanrı dünyayı o kadar çok sevdi ki, biricik Oğlu'nu verdi. Öyle ki, O'na iman edenlerin hiçbiri mahvolmasın, hepsi sonsuz yaşama kavuşsun" (Yuhanna 3:16). İSA TANRI’NIN HERKESİ SEVDİĞİNİ GÖSTERDİ: Ferisiler (Yahudiler'de bir mezhep) İsa’nın yanında dolaşan kişilerden hoşnut değildi. Balıkçılar ve halkın aşağı tabakasından diğer kişilerle arkadaşlık kuruyordu. Ülkenin en çok nefret edilen kesimi olan vergi görevlileri O’nu izliyordu. İsa herkesi sevdi ve onlara Tanrı’nın merhametini anlatmak istedi. Ama günahkâr insanlara gösterdiği bu yakın ilgi ve merhametten, onların kurtulması için bu kişilere yardım elini uzatmasından dolayı eleştirildi: "Bunu gören Ferisiler, İsa'nın öğrencilerine, ‘Sizin öğretmeniniz neden vergi görevlileri ve günahkârlarla birlikte yemek yiyor?’ 17 diye sordular. İsa bunu duyunca şöyle dedi: ‘Sağlamların değil, hastaların hekime ihtiyacı var. Gidin de, “Ben kurban değil, merhamet isterim” sözünün anlamını öğrenin. Çünkü ben doğru kişileri değil, günahkârları çağırmaya geldim’” (Matta 9:11-13). İsa, Tanrı’nın sevgisinin ve merhametinin herkese uzandığını açıklıyordu: "Din bilginleri ve Ferisiler, zina ederken yakalanmış bir kadın getirdiler. Kadını orta yere çıkararak İsa'ya, ‘Öğretmen, bu kadın tam zina ederken yakalandı’ dediler. ‘Musa, Yasa'da bize böyle kadınların taşlanmasını buyurdu, sen ne dersin?’ …Durmadan aynı soruyu sormaları üzerine doğruldu ve, ‘İçinizde kim günahsızsa, ilk taşı o atsın!’ dedi. …Bunu işittikleri zaman, başta yaşlılar olmak üzere, birer birer dışarı çıkıp İsa'yı yalnız bıraktılar. Kadın ise orta yerde duruyordu. İsa doğrulup ona, ‘Kadın, nerede onlar? Hiçbiri seni yargılamadı mı?’ diye sordu. Kadın, ‘Hiçbiri, Efendim’ dedi. İsa, ‘Ben de seni yargılamıyorum’ dedi. ‘Git, artık bundan sonra günah işleme!’” (Yuhanna 8:3-5, 7, 9-11). Kadın İsa ile yalnız kaldı. İsa günahsız tek kişi olduğu için, kadını ölüme mahkûm etme yetkisine yalnızca O sahipti. Ama O, kadını mahkûm etmedi, onu bağışladı. 18 ÖZET Bu dersin İsa Mesih’i araştırmak için pek çok sebep olduğunu anlamanıza yardımcı olduğunu umuyoruz. Olgun bir karar, bilgiye dayanır. Kaynağına, yani Yeni Antlaşma’nın ilk dört bölümü olan Matta, Markos, Luka ve Yuhanna’ya başvurmak bu bilgiye erişmenin en iyi yoludur. Ancak, elinizdeki bu kitapçık İsa Mesih’in kim olduğuna, ne yaptığına ve size ne sunduğuna ilişkin sadece bir giriş niteliğindedir. İsa hem Tanrı hem de insan olduğunu açıklar. İsa’nın Tanrılığı, O’nun Tanrı’dan ayrı ikinci bir ilah olduğunu değil, aksine O’nun Tanrı’yla birlikte hareket eden ve her zaman O’na mükemmel biçimde itaat eden, dolayısıyla da Tanrı’nın yeryüzünde yetkilendirdiği kişi olduğu anlamına gelir. Hiçbir Hristiyan iki ya da üç tanrıya inanmaz. Hristiyanlık tek Tanrılı bir dindir. İsa Mesih Kutsal Kitap’ta ayrıca Tanrı’nın Sözü (Kelâm’ı, Logos’u) olarak da tanımlanır. Bu da O’nun Oğul’luk niteliğinin zamandan bağımsız yani ezeli olduğunu gösterir. Çünkü Tanrı’nın Sözü, bizim sözlerimiz gibi zaman içinde oluşan, ya da aklımıza gelen düşüncelere benzemez. Tanrı’nın Sözü, ezelde de Tanrı’yla birlikteydi, dolayısıyla Tanrı’dan ayrı ikinci bir varlık değildi. Bu, ezelden ebediyete kadar değişmeyecek bir gerçektir ve Tanrı’nın bir olduğu gerçeğiyle çelişmez, aksine bu gerçeği açıklar. Tanrı’nın evreni yaratan Söz’ünün, yaratılmış her varlığın içindeki bu Tanrısal özün, yani Tanrı Kelâm’ının bir yaratık olmadığı açıktır. Kuran’da da İsa Mesih’ten “Allah’ın kendisinden bir kelime (söz)” diye söz edilir (örneğin 3:39). 19 İsa yukarıda sözünü ettiğimiz bu iddiasını dünyadaki hizmeti boyunca mucizeler yaparak kanıtladı. Dünyaya gelmekteki amacı, tüm insanların günahlarını üzerine almak ve onları Tanrı ile barıştırmaktı. İsa’nın ölümü ve dirilişi aracılığıyla sağladığı kurtuluşa iman edenler cennette Tanrı’yla birlikte sonsuza dek yaşayacaklarına emin olabilirler. İsa’nın yaşamı, insanlara günahlı olduklarını, kendilerini kurtarmaktan aciz olduklarını ve bu nedenle bir Kurtarıcı gönderen Tanrı’nın onlara duyduğu sevgiyi göstermiştir. 20 SONSUZ YAŞAMA NASIL KAVUŞURUM? Kutsal Ruh, İsa’nın sizin için öldüğüne ve dirildiğine iman etmeniz için sizi güçlendirir ve size sonsuz yaşam verir. İsa şimdi sizi her yerdeki Hristiyanlar’la birlikte kendisine iman etmeye çağırıyor. Aşağıdaki boşluğa imzanızı atın ve bu anı sürekli hatırlamanız için tarihi belirtin. Bugün İsa’nın Kurtarıcım olduğunu ilan ediyorum. __________________________________ (imza) __________________________________ (tarih) Bir sonraki ÜCRETSİZ dersi almak için bize yazabilirsiniz: iletisim@yasamsozleri.com “Tanrı’nın vaatlerini gerçekleştiren Kişi’yi tanımak” başlıklı ikinci dersimizde, İsa doğmadan binlerce yıl önce kendisi hakkında yazılmış peygamberlik sözlerini nasıl gerçekleştirdiğini işleyeceğiz. Belki aşağıdaki duayı tekrarlamak ya da kendi sözcüklerinizle benzer biçimde dua etmek isteyebilirsiniz: 21 Göklerdeki Babam, Bir günahkâr olduğumu ve yaşamımla ilgili isteklerinde yetersiz kaldığımı kabul ediyorum. Kendi gücümle ne kendimi kurtarabilirim ne de Seninle birlikte cennette sonsuz yaşamı hak edebilirim. Oğlun İsa’yı benim yerime ölmesi için gönderdiğin ve dirilişinin gücüyle bana yeni bir yaşam verdiğin için Sana şükrederim. Günahlarımdan dönmem ve Seni izlemem için bana yardım et. Ben günaha düştüğümde, Sen İsa’ya iman armağanı ile beni bağışladın. Sonsuz yaşam armağanın için Sana minnettarım. İsa’nın adıyla dua ediyorum. Amin. 22