B a k ı m T e k n o l o j i l e r i K o n g r e s i v e 1 6 - 1 9 E k i m 2 0 0 3 - D e n i z l i S e r g i s i ISI YALITIMININ ENERJİ KAYIPLARI AÇISINDAN İNCELENMESİ HARUN KEMAL ÖZTÜRK ÖZET Enerji tüketiminin artması, ve enerji kaynaklarının oluşan tüketimi karşılamakta yetersiz kalması bir yandan yeni enerji kaynaklarının araştırılmasını ön plana çıkarırken, diğer yandan enerjinin daha tasarruflu bir şekilde kullanılmasını zorunlu hale getirmiştir. Enerji tasarrufu denildiğinde, üretimden ve konfordan ödün vermeksizin enerji tüketimini azaltmak akla gelmektedir. Bu konuda bir çok şeyin yapılabileceği açıktır. Bunların başında da yalıtım gelmektedir. Yalıtım yaparak, büyük miktarlarda enerji tasarrufu sağlayabilmek mümkündür. Yalıtımın ilk yatırım giderlerinin düşük olması da bu yöntemin uygulanabilirliğini artırmıştır. Diğer yandan bazı durumlarda bu, işçi sağlığı açısından da önemlidir. 1. GİRİŞ Türkiye ekonomisi, bugün dünyanın en büyük 16. ekonomisidir ve son yıllarda krizler, enflasyon ve büyük oranlarda devaliasyon yaşamış olmasına rağmen, ekonomisi çok dinamik ve büyüyen bir ekonomidir. 2000 yılında yaşanan krizin ardından, 1999 yılındaki Gayri Safi Milli Hasılası (GSMH), 200 Milyar ABD Dolardan, 2001 yılında 148 Milyar ABD Dolarına düşmüştür. Kişi başına düşen gelir ise 2001 yılında 2500 ABD dolara olarak gerçekleşmiştir. 2002 ve 2003 yıllarında ekonomide yeniden bir toparlanma görülmüştür. 2002 yılında GSMH 180 Milyar ABD dolara çıkmış, 2003 yılında ise 239 Milyar ABD dolara çıkacağı beklenmektedir. Kişi başına düşen milli gelirin ise 2003 yılında 3374 ABD dolara çıkacağı ön görülmektedir (Milliyet, 2003). Türkiye’nin nüfus artışı ise son 20 yıldır %1.6 lık artış ile OECD ülkeleri ortalamasının üstünde bir artış göstermiştir. Nüfusun %30’u 15 yaşın altındadır ve %52 si kentsel bölgelerde yaşamaktadır. Ekonomideki büyüme sonucunda, 1981 yılında ihracatın GSMH içindeki payı %4 iken bu oran 2002 yılında %20 ye yükselmiştir. Aynı yıllar arasında ithalatın payı ise %12 den %28’e çıkmıştır. Yapılan çalışmalar enerji tüketimindeki artışta en büyük payın GSMH olduğunu göstermiştir. Bunun yanısıra nüfus artışı, endüstrileşme, hayat standardındaki yükselme, genç nüfusun genel nüfus içindeki payı ve kentselleşme de enerji tüketimini etkilemektedir. Türkiye’nin enerji tüketimi de bütün yukarıda sayılan nedenlerden dolayı son 30 yıl içinde ortalama %4 bir artış ile OECD ülkeleri içinde en hızlı artışa sahip olmuştur. Hesaplamalara göre bu artış 2000-2005 yılları arasında %8, 2005-2020 yılları arasında %5.8, 2010-2020 yılları arasında da %5.9 olacaktır (IEA, 2001). 2. ENERJİ YÖNETİMİ VE ENERJİ TASARRUFU Enerji tüketimindeki artışa rağmen ne yazık ki aynı oranda üretim artışı sağlanamamıştır. Tüketim karşısında üretimin aynı oranda artırılamaması, Türkiye’yi enerji açısından dışa bağımlı bir hale getirmiştir. Bu kıskaçtan kurtulabilmek için yapılması gereken; bir yandan enerji üretimini artırmak, diğer yandan da enerjideki tüketimi azaltmaktır. Enerji tüketimini azaltırken üretimden ve konfordan ödün vermemek gerekir. Enerji tüketiminin sağlanabilmesinin en önemli, bir sistem içinde enerji yönetim programının uygulanmasıdır. Bu şekilde büyük ölçüde enerji tasarrufu sağlanabilir. Türkiye’de değişik kuruluşlarca tek tek yürütülen enerji tasarrufu çalışmalarının, belirli bir düzen ve program içinde uygulamaya konulması ile önemli ölçüde başarıya ulaşılması mümkündür. Tasarruf çalışmalarının ülke koşullarına uygun, enerji planları ile uyum içinde olması ve gerçek durumu yansıtması bu programın başarısı için zorunlu bir koşuldur (Yücel, 1992). B a k ı m 3. T e k n o l o j i l e r i K o n g r e s i v e 1 6 - 1 9 E k i m 2 0 0 3 - D e n i z l i S e r g i s i ISI YALITIMI VE YALITIM MALZEMELERİ Isı yalıtımı; sıcak ve soğuk boru hatlarında, ısı kaybı veya ısı kazancı olan sistemlerde ve tesislerde, binalarda, konutlarda çok fazla yatırım yapmadan büyük ölçüde enerji tasarrufunun sağlanabileceği bir tasarruf yöntemi olarak düşünülebilir. Yalıtımın ilk yatırım maliyetleri çok düşük, geri ödeme süresi çok kısadır. Bu nedenle yalıtım en pratik enerji tasarruf yöntemi olarak ortaya çıkmaktadır. Yalıtım yaparak bir yandan ısı kaybı/kazancı sağlanırken bir yandan da özellikle yüksek sıcaklıkta çalışılan bölgelerde çalışan işçilerin sağlıklıları açısından ısı yalıtımı yapmak son derece önemlidir. Isı yalıtım malzemelerinden istenen en büyük özellik, düşük ısı iletkenlik katsayısına sahip olmalarıdır Isı iletkenlik katsayısının sıcaklıkla değişmesi nedeni ile özellikle yüksek sıcaklık yalıtım uygulamalarında dikkat edilmesinde büyük yarar olacaktır (Şekil 1). Şekil 1. Farklı yalıtım malzemelerinin ısı iletkenliklerinin sıcaklıkla değişimi Isı iletkenlik katsayısı azaldıkça, hem ısı kaybı/kazancı hem de ısı yalıtım kalınlığı azalacaktır. Isı yalıtım malzemelerinin seçiminde dikkat edilmesi gereken konular şu şekilde sıralanabilir: 1. 2. 3. 4. Değişik İşletme Sıcaklıklarına Dayanım Fiziksel Mukavemet Basma Mukavemeti Mekanik Mukavemet B a k ı m 5. 6. 7. 8. 9. 10. 11. 12. T e k n o l o j i l e r i K o n g r e s i v e 1 6 - 1 9 E k i m 2 0 0 3 - D e n i z l i S e r g i s i Zararlı Emisyon Yaymamak Yanma Direnci Korozif Etkilere Dayanım Yalıtım Kalınlığı ve Ağırlığı Kimyasal Etkilere Karşı Direnç Neme Karşı Duyarlılık Kullanılabilirlik Ekonomiklik Bütün yukarıda sıralanan maddelerin yanı sıra yalıtım malzemelerinin kolay ve ucuz olarak bulunması, uygulamanın yapımında bir zorlukla karşılaşmamak gibi ikincil etkilerde göz önünde bulundurulmalıdır. Yalıtım malzemesi seçerken, yalıtım malzemelerinin özelliklerinin yanı sıra, işletme şartları da büyük önem taşır. Bu nedenle şu konulara da yalıtım yaparken dikkat edilmesi gerekir: a) b) c) d) e) f) İşletme Sıcaklığı Ortam Şartları Yalıtımın Zarar Görme Riski İşletme Şekli Sıcaklık Farkı Hava Hareketleri 4. ISI YALITIMINDA DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN NOKTALAR, BORU VE BORU BAĞLANTI ELEMANLARININ YALITIMI Isı yalıtımı yaparken 60 oC’nin üstündeki bütün yüzeylerin ve 50 oC nin üstündeki ekonomik olan yüzeylerin yalıtması enerji tasarrufu açısından son derce önemlidir. Yalıtım yaparken bütün yüzeylerin yalıtımı gerekir. Bazı bölgelerin yalıtılmaması durumunda bu bölgelerden olan ısı kaybı artacaktır. Yalıtım yapılan bölgelerin uzun süre özeliklerini kaybetmemeleri için, yalıtılan bölgelerin dış etkilere karşı korunmuş olması gerekir. Eğer üst üste yalıtım yapılacaksa iki yüzeyin üst üste iyi bir şekilde oturmasının mutlaka sağlanması gerekir. Eğer borular tutucular kullanarak bir yere monte edilmiş ise, bu tutuculardan çevreye olacak ısı kayıp/kazancını önlemek için tutucuların yalıtkan malzemelerden yapılması uygun olacaktır. Ülkemizde boru sistemlerinde yalıtım uygulamaları yapılmasına rağmen özellikle boru bağlantı elemanlarında yalıtım yapılmamakta, bu da büyük ısı kayıplarına neden olmaktadır. BU nedenle boruların yanı sıra flaşlar, vanalar gibi boru bağlantı elemanlarının da büyük bir hassasiyetle yalıtılması gerekir. Vana veya flanşlarda meydana gelebilecek ısı kaybı aynı çapta bir borudan oluşabilecek ısı kaybı şeklinde ifade edilebilir. Yalıtılmamış bir flanştan meydana gelecek ısı kaybı aynı çaptaki 0.5 m uzunluğundaki yalıtımsız bir borudan meydana gelen ısı kaybına eşdeğer olacaktır. Yalıtılmamış bir vanadan meydana gelecek ısı kaybı ise, aynı çapta ve 2.5 m uzunluğundaki yalıtılmamış bir borudaki ısı kaybına eşdeğer olacaktır. Yalıtımsız flanşların bulunduğu bir boru sistemi, tamamen yalıtılmış benzer bir boru sistemine göre iki kat daha fazla ısı kaybına sebep olacaktır (EIEI, 1997). İşletmelerde bakım kolaylığı sağlamak için vana ve flanşlar yalıtımsız bırakılmakta, bu da kayıpları artırmakta ve yalıtım yapılmasını anlamsız kılabilmektedir. Bu nedenle pratik uygulamalar yapılarak bakım kolaylığı sağlanabilecek yalıtımlar yapılmalıdır (Şekil 2 a, b). B a k ı m T e k n o l o j i l e r i K o n g r e s i v e 1 6 - 1 9 E k i m 2 0 0 3 - D e n i z l i a) b) Şekil 2) Flanş ve vanalar için ısı yalıtım uygulama yöntemleri S e r g i s i B a k ı m 5. T e k n o l o j i l e r i K o n g r e s i v e 1 6 - 1 9 E k i m 2 0 0 3 - D e n i z l i S e r g i s i SONUÇ VE DEĞERLENDİRME Enerji sistemlerinin incelenmesi, enerji harcamalarının ortaya konulması enerji tasarrufu yapıldığında ne kadar enerji tasarruf edileceği ve bunun işletmeye kazandıracakları hakkında bir fikir verebilecektir. Bunun için öncelikle mevcut durumun iyi bir şekilde etüt edilmesi gerekecektir. Bunun için de hangi enerji kaynaklarının hangi ölçülerde kullanıldığının tespit edilmesi gerekir. Bunun yanı sıra üretimtüketim ilişkisi ve ortalama enerji tüketiminden sapmaların da incelenmesi gerecektir. İkinci olarak yapılması gereken ise, ne kadar enerji tasarrufunun yapılabileceğinin belirlenmesidir. Bunun yanı sıra enerji tasarrufu yapılabilecek yerlerin belirlenmesi de büyük önem taşır. Bir işletmede enerji yönetimi yöntemi (burada amaç enerji tasarrufu sağlamaktır) uygularken öncelikle ilk yatırım maliyeti düşük konularla başlamak gerekir. Isı yalıtımı ilk yatırım giderlerinin düşük olması nedeni ile en çok uygulanan yöntemdir, fakat bazı durumlarda işletmelerde flanş, vana gibi bağlantı elemanlarında yalıtım yapılmaması veya yalıtımın yapılmış olmasına rağmen zaman içinde yalıtımın bozulması nedeni ile büyük ölçeklerde ısı kayıp/kazançları oluşmaktadır. Bunun önüne geçmek için yapılması gereken şey, yalıtımda bütün noktaların yalıtılması ve zaman içinde bozulmalara karşı kontrollerin sağlanmasıdır. KAYNAKLAR IEA, 2001, Uluslararası Enerji Ajansı 2001 Outlook. Milliyet, 2003, Ekonomi Servisi, 7 Ağustos 2003. Yücel, F.B., 1992, Enerji Ekonomisi, Akay Ofset Matbaacılı, Ankara EİEİ, 1997, Elektrik İşleri Etüt İdaresi Genel Müdürlüğü, Ulusal Enerji Tasrrufu Merkezi, Sanayide Enerji Yönetimi Esasları